Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 486: Hasîb

Bu kavram 2 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

486Hesap gören. Hesaplayan.

4. Nisâ Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

499|4|6|وَٱبْتَلُوا۟ ٱلْيَتَٰمَىٰ حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغُوا۟ ٱلنِّكَاحَ فَإِنْ ءَانَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَٱدْفَعُوٓا۟ إِلَيْهِمْ أَمْوَٰلَهُمْ وَلَا تَأْكُلُوهَآ إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُوا۟ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِٱلْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَٰلَهُمْ فَأَشْهِدُوا۟ عَلَيْهِمْ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ حَسِيبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

499|4|6|وابتلوا اليتمي حتي اذا بلغوا النكاح فان انستم منهم رشدا فادفعوا اليهم امولهم ولا تاكلوها اسرافا وبدارا ان يكبروا ومن كان غنيا فليستعفف ومن كان فقيرا فلياكل بالمعروف فاذا دفعتم اليهم امولهم فاشهدوا عليهم وكفي بالله حسيبا

Latin Literal

6. Vebtelûl yetâmâ hattâ izâ belagûn nikâh(nikâha), fe in ânestum minhum ruşden fedfeû ileyhim emvâlehum, ve lâ te’kulûhâ isrâfen ve bidâren en yekberû. Ve men kâne ganiyyen felyesta’fif, ve men kâne fakîran felye’kul bil ma’rûf(ma’rûfi). Fe izâ defa’tum ileyhim emvâlehum fe eşhidû aleyhim. Ve kefâ billâhi hasîbâ(hasîben).

Türkçe Çeviri

Belalandırın* yetimleri ta ki ulaştıkları zaman nikâha**; öyle ki eğer farkına varırsanız onlardan bir reşitlik/olgunluk/doğruluk; öyle ki savuşturun*** onlara doğru mallarını; yemeyin onu bir israf (-la) ve bir telaş (-la) ki büyürler (diye); ve kim oldu bir gani/zengin; öyle ki tutsun kendini/sakınsın**** ve kim oldu bir fakir; öyle ki yesin marufla291; öyle ki savurduğunuz*** zaman onlar üzerine mallarını; öyle ki şahit tutun üzerlerine; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Hasîb486 olarak.

Ahmed Samira Çevirisi

6 And test the orphans until when they reached the marriage, so if you perceived from them correct guidance , so pay to them their properties/possessions and do not eat it excess of the limit/extravagance hastening that they become old, and who was/is rich, so he should refrain/restrict (E) and who was/is poor, so he should eat with the kindness , so if you paid to them their properties/possessions, so call a witness on them and (it is) enough with God counting/calculating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vebtelu belalandırın وَابْتَلُوا بلو
2 l-yetama yetimleri الْيَتَامَىٰ يتم
3 hatta ta ki حَتَّىٰ -
4 iza zaman إِذَا -
5 belegu ulaştılar بَلَغُوا بلغ
6 n-nikaha nikaha النِّكَاحَ نكح
7 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
8 anestum farkına vardıysanız انَسْتُمْ انس
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 ruşden bir reşitlik/olgunluk/doğruluk رُشْدًا رشد
11 fedfeu öyle ki savuşturun فَادْفَعُوا دفع
12 ileyhim onlara doğru إِلَيْهِمْ -
13 emvalehum mallarını onların أَمْوَالَهُمْ مول
14 ve la وَلَا -
15 te'kuluha yemeyin onu تَأْكُلُوهَا اكل
16 israfen bir israf (-la) إِسْرَافًا سرف
17 ve bidaran ve bir telaş (-la) وَبِدَارًا بدر
18 en ki أَنْ -
19 yekberu büyürler (diye) يَكْبَرُوا كبر
20 ve men ve kim وَمَنْ -
21 kane oldu كَانَ كون
22 ganiyyen bir ganiyy/zengin غَنِيًّا غني
23 felyestea'fif öyle ki tutsun kendini/sakınsın فَلْيَسْتَعْفِفْ عفف
24 ve men ve kim وَمَنْ -
25 kane oldu كَانَ كون
26 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر
27 felye'kul öyle ki yesin فَلْيَأْكُلْ اكل
28 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
29 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
30 defea'tum savurdunuz onlar- دَفَعْتُمْ دفع
31 ileyhim üzerine إِلَيْهِمْ -
32 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول
33 feeşhidu öyle ki şahit tutun فَأَشْهِدُوا شهد
34 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
35 ve kefa ve yetti وَكَفَىٰ كفي
36 billahi Allah بِاللَّهِ -
37 hasiben bir hesap gören olarak حَسِيبًا حسب

Notlar

Not 1

*Test etmek, denemek. **Nikâh yaşına geldiklerinde.***İtmek, uzaklaştırmak.****Yetimlerin malından uzak dursun.

4. Nisâ Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

579|4|86|وَإِذَا حُيِّيتُم بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّوا۟ بِأَحْسَنَ مِنْهَآ أَوْ رُدُّوهَآ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ حَسِيبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

579|4|86|واذا حييتم بتحيه فحيوا باحسن منها او ردوها ان الله كان علي كل شي حسيبا

Latin Literal

86. Ve izâ huyyîtum bi tahıyyetin fe hayyû bi ahsene minhâ ev ruddûhâ. İnnallâhe kâne alâ kulli şey’in hasîbâ(hasîben).

Türkçe Çeviri

Ne zaman esenlendiniz* bir esenlikle*; öyle ki esenleyin* daha iyisiyle ondan ya da geri döndürün onu; doğrusu Allah oldu her şey üzerine bir Hasîb486.

Ahmed Samira Çevirisi

86 And if you were greeted with a greeting, so greet with better from (than) it, or return it, that God was/is on every thing counting/calculating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 huyyiytum esenlendiniz حُيِّيتُمْ حيي
3 bitehiyyetin bir esenlikle بِتَحِيَّةٍ حيي
4 fehayyu öyle ki esenleyin فَحَيُّوا حيي
5 biehsene daha iyisiyle بِأَحْسَنَ حسن
6 minha ondan مِنْهَا -
7 ev ya da أَوْ -
8 rudduha geri döndürün onu رُدُّوهَا ردد
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 kane oldu كَانَ كون
12 ala üzerine عَلَىٰ -
13 kulli her كُلِّ كلل
14 şey'in şey شَيْءٍ شيا
15 hasiben Hasib حَسِيبًا حسب

Notlar

Not 1

*Sağlıklı, huzurlu, sıkıntısız hayat/yaşam temenni etmek, bu amaca yönelik uygulamalar yapmak. Sadece sözle değil uygulamayla da esenlemek gereklidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 486: Hasîb

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Hasîb

Kavram No: 486

Kısa Açıklama: 486 Hesap gören. Hesaplayan.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 2

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Nisâ Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Belalandırın * yetimleri ta ki ulaştıkları zaman nikâha ** ; öyle ki eğer farkına varırsanız onlardan bir reşitlik/olgunluk/doğruluk; öyle ki savuşturun *** onlara doğru mallarını; yemeyin onu bir israf (-la) ve bir telaş (-la) ki büyürler (diye); ve kim oldu bir gani/zengin; öyle ki tutsun kendini/sakınsın **** ve kim oldu bir fakir; öyle ki yesin marufla 291 ; öyle ki savurduğunuz *** zaman onlar üzerine mallarını; öyle ki şahit tutun üzerlerine; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Hasîb 486 olarak.

Arapça: 499|4|6|وابتلوا اليتمي حتي اذا بلغوا النكاح فان انستم منهم رشدا فادفعوا اليهم امولهم ولا تاكلوها اسرافا وبدارا ان يكبروا ومن كان غنيا فليستعفف ومن كان فقيرا فلياكل بالمعروف فاذا دفعتم اليهم امولهم فاشهدوا عليهم وكفي بالله حسيبا

Nisâ Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ne zaman esenlendiniz * bir esenlikle * ; öyle ki esenleyin * daha iyisiyle ondan ya da geri döndürün onu; doğrusu Allah oldu her şey üzerine bir Hasîb 486 .

Arapça: 579|4|86|واذا حييتم بتحيه فحيوا باحسن منها او ردوها ان الله كان علي كل شي حسيبا