Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 291: maruf

Bu kavram 30 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

291Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 178

Arapça Metin (Harekeli)

185|2|178|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُتِبَ عَلَيْكُمُ ٱلْقِصَاصُ فِى ٱلْقَتْلَى ٱلْحُرُّ بِٱلْحُرِّ وَٱلْعَبْدُ بِٱلْعَبْدِ وَٱلْأُنثَىٰ بِٱلْأُنثَىٰ فَمَنْ عُفِىَ لَهُۥ مِنْ أَخِيهِ شَىْءٌ فَٱتِّبَاعٌۢ بِٱلْمَعْرُوفِ وَأَدَآءٌ إِلَيْهِ بِإِحْسَٰنٍ ذَٰلِكَ تَخْفِيفٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُۥ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

185|2|178|يايها الذين امنوا كتب عليكم القصاص في القتلي الحر بالحر والعبد بالعبد والانثي بالانثي فمن عفي له من اخيه شي فاتباع بالمعروف وادا اليه باحسن ذلك تخفيف من ربكم ورحمه فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Latin Literal

178. Yâ eyyuhellezîne âmenû kutibe aleykumul kısâsu fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi şey’un fettibâun bil ma’rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân(ihsânin), zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh(rahmetun), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmelerde yazıldı üzerinize kısas320 ; hür hüredir; köle köleyedir; kadın kadınadır; öyle ki kim affedildi; kardeşinden ona bir şey (affetme); öyle ki bir tabi* olmadır marufa291; ve bir ödemedir** ona güzellikle; işte bu bir hafifletmedir Rabbinizden; ve rahmettir; öyle ki kim sınırı aşarsa bunun sonrası onadır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

178 You, you those who believed, it is dictated/ordered on you the revenge in the killed/murdered, the free/liberated with the free/liberated , and the slave with the slave, and the female with the female, so who was forgiven/pardoned for him a thing/something from his brother, so following with the goodness/kindness (peaceful settlement) and discharge/fulfillment to him with goodness, that (is) reduction/lightening from your Lord, and a mercy; so who transgressed/violated after that, so for him (is a) painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
6 l-kisasu kısas الْقِصَاصُ قصص
7 fi فِي -
8 l-katla katletmelerde الْقَتْلَى قتل
9 l-hurru hür الْحُرُّ حرر
10 bil-hurri hüre بِالْحُرِّ حرر
11 vel'abdu köle وَالْعَبْدُ عبد
12 bil-abdi köleye بِالْعَبْدِ عبد
13 vel'unsa kadın وَالْأُنْثَىٰ انث
14 bil-unsa kadına بِالْأُنْثَىٰ انث
15 femen öyle ki kim فَمَنْ -
16 ufiye affedildi عُفِيَ عفو
17 lehu ona لَهُ -
18 min مِنْ -
19 ehihi kardeşinden onun أَخِيهِ اخو
20 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
21 fettibaun öyle ki bir tabi olma فَاتِّبَاعٌ تبع
22 bil-mea'rufi marufa بِالْمَعْرُوفِ عرف
23 veeda'un ve ödeme وَأَدَاءٌ ادي
24 ileyhi ona إِلَيْهِ -
25 biihsanin güzellikle بِإِحْسَانٍ حسن
26 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
27 tehfifun bir hafifletme تَخْفِيفٌ خفف
28 min مِنْ -
29 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
30 ve rahmetun ve rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
31 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
32 a'teda sınırı aşarsa اعْتَدَىٰ عدو
33 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
34 zalike bunun ذَٰلِكَ -
35 feluhu öyle ki onadır
36 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
37 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Katleden kimse ölüm kısasından affedilirse bile toplumun marufla belirlediği cezaya çekmelidir. **Katleden kimse tazminat ödemelidir. Bu ödeme güzel bir anlaşmayla yapılmalıdır.

2. Bakara Suresi

Ayet 180

Arapça Metin (Harekeli)

187|2|180|كُتِبَ عَلَيْكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ إِن تَرَكَ خَيْرًا ٱلْوَصِيَّةُ لِلْوَٰلِدَيْنِ وَٱلْأَقْرَبِينَ بِٱلْمَعْرُوفِ حَقًّا عَلَى ٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

187|2|180|كتب عليكم اذا حضر احدكم الموت ان ترك خيرا الوصيه للولدين والاقربين بالمعروف حقا علي المتقين

Latin Literal

180. Kutibe aleykum izâ hadara ehadekumul mevtu in tereke hayrâ(hayran), el vasiyyetu lil vâlideyni vel akrabîne bil ma’rûf(ma’rûfi), hakkan alel muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Yazıldı üzerinize; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman birine sizlerden ölüm; eğer terk ettiyse/bıraktıysa bir hayır; bir haktır* vasiyet321 anaya babaya ve yakınlık sahiplerine marufla291 ; takva sahipleri21 üzerinedir.

Ahmed Samira Çevirisi

180 It is dictated/ordered on you if the death/lifelessness came/attended (to) one of you, if he left wealth/goodness (in) the bequest/will, to the parents, and the nearest/closest (ones), with the kindness/goodness , dutifully/truthfully on the fearing and obeying (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
2 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
3 iza zaman إِذَا -
4 hadera geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر
5 ehadekumu birine sizlerden أَحَدَكُمُ احد
6 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت
7 in eğer إِنْ -
8 terake terk ettiyse/bıraktıysa تَرَكَ ترك
9 hayran bir hayır خَيْرًا خير
10 l-vesiyyetu vasiyyet الْوَصِيَّةُ وصي
11 lilvalideyni anaya babaya لِلْوَالِدَيْنِ ولد
12 vel'ekrabine ve yakınlık sahiplerine وَالْأَقْرَبِينَ قرب
13 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
14 hakkan bir haktır/gerçektir حَقًّا حقق
15 ala üzerine عَلَى -
16 l-muttekine muttakiler الْمُتَّقِينَ وقي

Notlar

Not 1

*Vasiyet bırakmak engellenemez bir haktır. Ana-babanın ve yakınlık sahiplerinin bu vasiyette hakkı gözetilmelidir.

2. Bakara Suresi

Ayet 228

Arapça Metin (Harekeli)

235|2|228|وَٱلْمُطَلَّقَٰتُ يَتَرَبَّصْنَ بِأَنفُسِهِنَّ ثَلَٰثَةَ قُرُوٓءٍ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ أَن يَكْتُمْنَ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِىٓ أَرْحَامِهِنَّ إِن كُنَّ يُؤْمِنَّ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَبُعُولَتُهُنَّ أَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ فِى ذَٰلِكَ إِنْ أَرَادُوٓا۟ إِصْلَٰحًا وَلَهُنَّ مِثْلُ ٱلَّذِى عَلَيْهِنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

235|2|228|والمطلقت يتربصن بانفسهن ثلثه قرو ولا يحل لهن ان يكتمن ما خلق الله في ارحامهن ان كن يومن بالله واليوم الاخر وبعولتهن احق بردهن في ذلك ان ارادوا اصلحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجه والله عزيز حكيم

Latin Literal

228. Vel mutallakâtu yeterabbasne bi enfusihinne selâsete kurûin, ve lâ yahıllu lehunne en yektumne mâ halakallâhu fî erhâmihinne in kunne yu’minne billâhi vel yevmil âhır(âhıri), ve buûletuhunne ehakku bi reddihinne fî zâlike in erâdû ıslâhâ(ıslâhan), ve lehunne mislullezî aleyhinne bil ma’rûf(ma’rûfi), ve lir ricâli aleyhinne dereceh(derecetun), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve boşanmışlar (kadınlar) bekletirler nefislerini üç mens/âdet; ve helal olmaz onlara ki gizlerler Allah'ın rahimlerinde yarattığını; eğer olduysalar iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ve kocalarına daha haktır döndürmeye onları (kadınları) bunun içinde (bekleme süresinde) eğer istedilerse bir ıslah316; ve onlaradır (kadınlaradır) benzeri (erkeklere verilen hak) ki onlar (kadınlar) üzerine maruf291 (olan); ve adamlar içindir onlar (kadınlar) üzerine bir derece*; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

228 And the divorced (F) wait with themselves (F) three menstrual cycles , and (it is) not permitted/allowed to them (F) that they (F) hide/conceal what God created in their (F) wombs/uteruses , if they (F) were believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and their husbands/spouses (are) more worthy/deserving with returning them, in that if they wanted/intended a reconciliation . And for them (F) similar/equal what (is) on them (F) with the kindness/generosity , and to the men a step/stage/grade on them (F), and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmutallekatu ve boşanmışlar (kadınlar) وَالْمُطَلَّقَاتُ طلق
2 yeterabbesne beklerler يَتَرَبَّصْنَ ربص
3 bienfusihinne nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس
4 selasete üç ثَلَاثَةَ ثلث
5 kuru'in mens/âdet قُرُوءٍ قرا
6 ve la ve وَلَا -
7 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل
8 lehunne onlara لَهُنَّ -
9 en ki أَنْ -
10 yektumne gizlerler يَكْتُمْنَ كتم
11 ma مَا -
12 haleka yarattığını خَلَقَ خلق
13 llahu Allah'ın اللَّهُ -
14 fi فِي -
15 erhamihinne rahimlerinde onların أَرْحَامِهِنَّ رحم
16 in eğer إِنْ -
17 kunne olduysalar كُنَّ كون
18 yu'minne iman ederler يُؤْمِنَّ امن
19 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
20 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
21 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
22 ve buuletuhunne ve kocalarına onların وَبُعُولَتُهُنَّ بعل
23 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
24 biraddihinne döndürmeye onları بِرَدِّهِنَّ ردد
25 fi فِي -
26 zalike bunun içinde ذَٰلِكَ -
27 in eğer إِنْ -
28 eradu istedilerse أَرَادُوا رود
29 islahen bir ıslah إِصْلَاحًا صلح
30 velehunne ve onlara (kadınlaradır) وَلَهُنَّ -
31 mislu benzeri مِثْلُ مثل
32 llezi ki الَّذِي -
33 aleyhinne onlara (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ -
34 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
35 velirricali ve adamlar için وَلِلرِّجَالِ رجل
36 aleyhinne onlar (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ -
37 deracetun bir derece دَرَجَةٌ درج
38 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
39 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
40 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Bekleme süresinde eski eşlerle yeniden evlenme konusunda erkeklerin eski eşleri üzerinde bir derecesi vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 229

Arapça Metin (Harekeli)

236|2|229|ٱلطَّلَٰقُ مَرَّتَانِ فَإِمْسَاكٌۢ بِمَعْرُوفٍ أَوْ تَسْرِيحٌۢ بِإِحْسَٰنٍ وَلَا يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَأْخُذُوا۟ مِمَّآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ شَيْـًٔا إِلَّآ أَن يَخَافَآ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ ٱللَّهِ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ ٱللَّهِ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيمَا ٱفْتَدَتْ بِهِۦ تِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَعْتَدُوهَا وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

236|2|229|الطلق مرتان فامساك بمعروف او تسريح باحسن ولا يحل لكم ان تاخذوا مما اتيتموهن شيا الا ان يخافا الا يقيما حدود الله فان خفتم الا يقيما حدود الله فلا جناح عليهما فيما افتدت به تلك حدود الله فلا تعتدوها ومن يتعد حدود الله فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

229. Et talâku merratân(merratâni), fe imsâkun bi ma’rûfin ev tesrîhun bi ihsân(ihsânin), ve lâ yahıllu lekum en te’huzû mimmâ âteytumûhunne şey’en illâ en yehâfâ ellâ yukîmâ hudûdallâh(hudûdallâhi), fe in hıftum ellâ yukîmâ hudûdallâhi, fe lâ cunâha aleyhimâ fî meftedet bih(bihî), tilke hudûdullâhi fe lâ ta’tedûhâ, ve men yeteadde hudûdallâhi fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Boşama iki defadır; öyle ki bir tutmadır marufla291 ya da bir salmadır güzellikle; helal olmaz sizlere ki edinirsiniz/alırsınız verdiğinizden onlara (kadınlara) bir şey*; dışındadır eğer korkarlarsa (iki eş) koruyamazlar diye Allah'ın hudutlarını/sınırlarını; (ya da) öyle ki eğer korktunuz (sizler) koruyamazlar (o iki eş) Allah'ın hudutlarını/sınırlarını diye**; öyle ki (kadının) verdiği fidye*** hakkında ikisine (de) (eşlere) bir günah yoktur****; işte şunlar; hudutlarıdır/sınırlarıdır Allah'ın; öyle ki aşmayın/çiğnemeyin onu; ve kim aşar/çiğner hudutlarını/sınırlarını Allah'ın; öyle ki bunlar; onlardır zalimler.

Ahmed Samira Çevirisi

229 The divorce (is) two times/twice, so holding/clinging/refraining (the marriage) with kindness/generosity or divorcing/releasing with goodness , and (it is) not permitted/allowed that you (M) to take/receive from what you gave them (F) a thing, except that they (B) fear that (they) do not take care of (B) God’s limits/boundaries , so if you feared (that they) do not take care of (B) God’s limits/boundaries , so no offense/sin on them (B) in what she ransomed/compensated with it. Those are God’s limits/boundaries , so do not transgress/violate it, and who transgresses/violates God’s limits/boundaries , so those are, they are the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 et-talaku boşama الطَّلَاقُ طلق
2 merratani iki defadır مَرَّتَانِ مرر
3 feimsakun öyle ki bir tutma فَإِمْسَاكٌ مسك
4 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
5 ev ya da أَوْ -
6 tesrihun bir salma تَسْرِيحٌ سرح
7 biihsanin güzellikle بِإِحْسَانٍ حسن
8 ve la وَلَا -
9 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 en ki أَنْ -
12 te'huzu edinirsiniz/alırsınız تَأْخُذُوا اخذ
13 mimma مِمَّا -
14 ateytumuhunne verdiğinizden onlara (kadınlara) اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
15 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
16 illa dışındadır إِلَّا -
17 en eğer أَنْ -
18 yehafa korkarlarsa (iki eş) يَخَافَا خوف
19 ella أَلَّا -
20 yukima koruyamazlar (iki eş) diye يُقِيمَا قوم
21 hudude hududlarını/sınırlarını حُدُودَ حدد
22 llahi Allah'ın اللَّهِ -
23 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
24 hiftum korktunuz خِفْتُمْ خوف
25 ella أَلَّا -
26 yukima koruyamazlar (o iki eş) diye يُقِيمَا قوم
27 hudude hududlarını/sınırlarını حُدُودَ حدد
28 llahi Allah'ın اللَّهِ -
29 fela öyle ki yoktur فَلَا -
30 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
31 aleyhima ikisine (eşlere) عَلَيْهِمَا -
32 fima فِيمَا -
33 ftedet verdiği (kadının) fidye افْتَدَتْ فدي
34 bihi hakkında بِهِ -
35 tilke işte şunlar تِلْكَ -
36 hududu hududlarını/sınırlarını حُدُودُ حدد
37 llahi Allah'ın اللَّهِ -
38 fela öyle ki فَلَا -
39 tea'teduha aşmayın/çiğnemeyin onu تَعْتَدُوهَا عدو
40 ve men ve kim وَمَنْ -
41 yeteadde aşar/çiğner يَتَعَدَّ عدو
42 hudude hududlarını/sınırlarını حُدُودَ حدد
43 llahi Allah'ın اللَّهِ -
44 feulaike öyle ki bunlar فَأُولَٰئِكَ -
45 humu onlardır هُمُ -
46 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kadınlara evlilik sürecinde verilen şeyler geri alınmaz. Mehir de dahil.**Ancak bir hak ihlalinden korkulursa (eşlerin kendisi veya toplum fark ederse) bu durumda hak arama mücadelesine girilir. ***Kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır. ****Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 231

Arapça Metin (Harekeli)

238|2|231|وَإِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لِّتَعْتَدُوا۟ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ وَلَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوًا وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَمَآ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِۦ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

238|2|231|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او سرحوهن بمعروف ولا تمسكوهن ضرارا لتعتدوا ومن يفعل ذلك فقد ظلم نفسه ولا تتخذوا ايت الله هزوا واذكروا نعمت الله عليكم وما انزل عليكم من الكتب والحكمه يعظكم به واتقوا الله واعلموا ان الله بكل شي عليم

Latin Literal

231. Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin ev serrihûhunne bi ma’rûf(ma’rûfin), ve lâ tumsikûhunne dırâran li ta’tedû, ve men yef’al zâlike fe kad zaleme nefseh(nefsehu), ve lâ tettehızû âyâtillâhi huzuvâ(huzuven), vezkurû ni’metallâhi aleykum ve mâ enzele aleykum minel kitâbi vel hikmeti yeızukum bih(bihî), vettekûllâhe va’lemû ennallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve boşadığınız zaman kadınları öyle ki ulaştılar (kadınlar) ecellerine*; öyle ki tutun onları marufla291 ya da salın onları marufla291; ve tutmayın onları bir zarar (vererek) sınırı aşmak için; ve kim yapar bunu muhakkak ki zulmetti nefsine201; ve edinmeyin Allah'ın ayetlerini istihza361; ve zikredin/hatırlayın Allah'ın nimetini sizlere; ve indirdiğini sizlere hikmet303 (içeren) kitaptan**; vaaz653 eder onunla** (kitapla); ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah her bir şeyi bilendir.

Ahmed Samira Çevirisi

231 And if you divorced the women, so they reached their term/time, so hold/grasp them (F) with kindness/generosity or divorce/release them (F) with kindness/generosity , and do not hold/grasp them (F) harming to transgress/violate, and who makes/does that, so he had caused injustice/oppression (to) himself. And do not take God’s verses/evidences mockingly , and mention/remember God’s blessing on you, and what He descended on you from The Book and the wisdom , He advises/warns you with it, and fear and obey God, and know that God (is) with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق
3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
4 fe belegne öyle ki ulaştılar (kadınlar) فَبَلَغْنَ بلغ
5 ecelehunne ecellerine () أَجَلَهُنَّ اجل
6 feemsikuhunne öyle ki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك
7 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
8 ev ya da أَوْ -
9 serrihuhunne salın onları سَرِّحُوهُنَّ سرح
10 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
11 ve la ve وَلَا -
12 tumsikuhunne tutmayın onları تُمْسِكُوهُنَّ مسك
13 diraran bir zarar ضِرَارًا ضرر
14 litea'tedu sınırı aşmak için لِتَعْتَدُوا عدو
15 ve men ve kim وَمَنْ -
16 yef'al yapar يَفْعَلْ فعل
17 zalike bunu ذَٰلِكَ -
18 fekad muhakkak ki فَقَدْ -
19 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم
20 nefsehu nefsine نَفْسَهُ نفس
21 ve la ve وَلَا -
22 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
23 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي
24 llahi Allah'ın اللَّهِ -
25 huzuven istihza هُزُوًا هزا
26 vezkuru ve zikredin/hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر
27 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
28 llahi Allah'ın اللَّهِ -
29 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
30 ve ma ve وَمَا -
31 enzele indirdiğini أَنْزَلَ نزل
32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
33 mine -tan مِنَ -
34 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
35 velhikmeti ve hikmetli وَالْحِكْمَةِ حكم
36 yeizukum vaaz eder يَعِظُكُمْ وعظ
37 bihi onunla (kitapla) بِهِ -
38 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
39 llahe Allah'a اللَّهَ -
40 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
41 enne ki أَنَّ -
42 llahe Allah اللَّهَ -
43 bikulli her بِكُلِّ كلل
44 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
45 alimun bilendir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*İddet süresinin sonu.**Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

İstihza/istihza Kavram 361

361 Tiye almak, alay etmek.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

2. Bakara Suresi

Ayet 232

Arapça Metin (Harekeli)

239|2|232|وَإِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا تَعْضُلُوهُنَّ أَن يَنكِحْنَ أَزْوَٰجَهُنَّ إِذَا تَرَٰضَوْا۟ بَيْنَهُم بِٱلْمَعْرُوفِ ذَٰلِكَ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ مِنكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكُمْ أَزْكَىٰ لَكُمْ وَأَطْهَرُ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

239|2|232|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فلا تعضلوهن ان ينكحن ازوجهن اذا ترضوا بينهم بالمعروف ذلك يوعظ به من كان منكم يومن بالله واليوم الاخر ذلكم ازكي لكم واطهر والله يعلم وانتم لا تعلمون

Latin Literal

232. Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe lâ ta’dulûhunne en yenkıhne ezvâcehunne izâ terâdav beynehum bil ma’rûf(ma’rûfi), zâlike yûazu bihî men kâne minkum yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), zâlikum ezkâ lekum ve ather(atheru), vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve boşadığınız zaman kadınları; öyle ki ulaştılar ecellerine*; öyle ki engellemeyin onları ki nikahlanırlar744 (kadınlar) eşleriyle**; razı oldukları zaman aralarında marufla291; işte budur; vaaz653 edildi onunla sizlerden iman47 eder olmuş kimseye Allah'a ve ahiret gününe; bu daha uygun/doğrudur sizlere ve daha temizdir; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

232 And if you divorced the women, so they reached their term/time , so do not confine/prevent/oppress them (F) that they marry their husbands/spouses, if they mutually agreed/accepted between them with the kindness/generosity , that is being advised/warned with it who was from you believing with God and the Day the Last/Resurrection Day, (and) that (is) more correct/commendable to you, and purer ,and God knows and you do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق
3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
4 fe belegne öyle ki ulaştılar فَبَلَغْنَ بلغ
5 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
6 fela öyle ki فَلَا -
7 tea'duluhunne engellemeyin onları تَعْضُلُوهُنَّ عضل
8 en ki أَنْ -
9 yenkihne nikahlanırlar (kadınlar) يَنْكِحْنَ نكح
10 ezvacehunne eşleriyle أَزْوَاجَهُنَّ زوج
11 iza zaman إِذَا -
12 teradev razı oldukları تَرَاضَوْا رضو
13 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
14 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
15 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
16 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ
17 bihi onunla بِهِ -
18 men kimseye مَنْ -
19 kane oldu كَانَ كون
20 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
21 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 zalikum bu ذَٰلِكُمْ -
26 ezka daha uygun/doğrudur أَزْكَىٰ زكو
27 lekum sizlere لَكُمْ -
28 ve etheru ve daha temizdir وَأَطْهَرُ طهر
29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
30 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
31 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
32 la لَا -
33 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*İddet süresinin sonu.**Nikahlanacak olan yeni eş.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 233

Arapça Metin (Harekeli)

240|2|233|وَٱلْوَٰلِدَٰتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ ٱلرَّضَاعَةَ وَعَلَى ٱلْمَوْلُودِ لَهُۥ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلَّا وُسْعَهَا لَا تُضَآرَّ وَٰلِدَةٌۢ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَّهُۥ بِوَلَدِهِۦ وَعَلَى ٱلْوَارِثِ مِثْلُ ذَٰلِكَ فَإِنْ أَرَادَا فِصَالًا عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَإِنْ أَرَدتُّمْ أَن تَسْتَرْضِعُوٓا۟ أَوْلَٰدَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُم مَّآ ءَاتَيْتُم بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Latin Literal

233. Vel vâlidâtu yurdı’ne evlâdehunne havleyni kâmileyni li men erâde en yutimmer radâah(radâate), ve alel mevlûdi lehu rızkuhunne ve kisvetuhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), lâ tukellefu nefsun illâ vus’ahâ, lâ tudârra vâlidetun bi veledihâ ve lâ mevlûdun lehu bi veledihî ve alel vârisi mislu zâlik(zâlike), fe in erâdâ fısâlen an terâdın min humâ ve teşâvurin fe lâ cunâha aleyhimâ ve in eradtum en testerdıû evlâdekum fe lâ cunâha aleykum izâ sellemtum mâ âteytum bil ma’rûf(ma’rûfi), vettekullâhe va’lemû ennellâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl*; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla291; külfete sokulmaz bir nefis201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla291; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

233 And the mothers breast feed their children two years complete, to who wanted/intended that (to) complete the lactation/breast feeding period, and on the born to him/father, (is the responsibility of) their provision (F) and their dressing/clothing (F) with the kindness/generosity , (that) no self be burdened/imposed upon except its endurance/capacity , no mother (is) to be harmed with her child, and nor a born to him/father (be harmed) with his child. And on the heir/inharitant similar/equal (to) that, so if they (B) wanted separation (weaning) on acceptance/approval from them (B), and discussion/consultation , so no offense/guilt/sin on them (B), and if you willed/wanted that to seek a wet nurse/breast feeder (for) your children, so no offense/guilt/sin on you if you handed/delivered over what you gave with the kindness/generosity , and fear and obey God, and know that God (is) with what you make/do seeing/knowing/understanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velvelidatu ve anneler وَالْوَالِدَاتُ ولد
2 yurdia'ne emzirirler يُرْضِعْنَ رضع
3 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
4 havleyni iki yıl حَوْلَيْنِ حول
5 kamileyni tam كَامِلَيْنِ كمل
6 limen kimse içindir لِمَنْ -
7 erade istedi أَرَادَ رود
8 en ki أَنْ -
9 yutimme tamamlar يُتِمَّ تمم
10 r-radaate emzirmeyi الرَّضَاعَةَ رضع
11 ve ala ve وَعَلَى -
12 l-mevludi evlat sahibi (olan) الْمَوْلُودِ ولد
13 lehu onadır (babaların) لَهُ -
14 rizkuhunne rızıkları onların (annelerin) رِزْقُهُنَّ رزق
15 ve kisve tuhunne ve giyecekleri onların (annelerin) وَكِسْوَتُهُنَّ كسو
16 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
17 la لَا -
18 tukellefu külfete sokulmaz تُكَلَّفُ كلف
19 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
20 illa dışında إِلَّا -
21 vus'aha kapasitesi وُسْعَهَا وسع
22 la لَا -
23 tudarra zarara sokulmaz تُضَارَّ ضرر
24 velidetun bir anne وَالِدَةٌ ولد
25 bivelediha evladıyla بِوَلَدِهَا ولد
26 ve la ve ne de وَلَا -
27 mevludun evlat sahibi (baba) مَوْلُودٌ ولد
28 lehu olan لَهُ -
29 biveledihi evladıyla بِوَلَدِهِ ولد
30 ve ala ve üzerindedir وَعَلَى -
31 l-varisi varislerin/mirasçıların الْوَارِثِ ورث
32 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
33 zalike bunun ذَٰلِكَ -
34 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
35 erada istedilerse أَرَادَا رود
36 fisalen kesmek/ayırmak فِصَالًا فصل
37 an عَنْ -
38 teradin bir rızadan تَرَاضٍ رضو
39 minhuma o ikisinden (anne-baba) مِنْهُمَا -
40 ve teşavurin ve bir danışma وَتَشَاوُرٍ شور
41 fela öyle ki olmaz فَلَا -
42 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
43 aleyhima o ikisi (anne-baba) üzerine عَلَيْهِمَا -
44 ve in ve eğer وَإِنْ -
45 eradtum isterseniz أَرَدْتُمْ رود
46 en ki أَنْ -
47 testerdiu emzirtmek (süt anneye) تَسْتَرْضِعُوا رضع
48 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد
49 fela öyle ki olmaz فَلَا -
50 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
51 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
52 iza zaman إِذَا -
53 sellemtum selamladınız سَلَّمْتُمْ سلم
54 ma مَا -
55 ateytum verdiğiniz (-le) (karşılığıyla) اتَيْتُمْ اتي
56 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
57 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
60 enne ki أَنَّ -
61 llahe Allah اللَّهَ -
62 bima بِمَا -
63 tea'melune yaptığınızı تَعْمَلُونَ عمل
64 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın 2 yıl emzirmeyi önermesi büyük bir mucizedir. Dünya Sağlık Cemiyeti (WHO) emzirmenin 2 yıl olması gerektiğini bilimsel verilerle önermektedir.İnsan cenininin ruhu ne zaman veriliyor? Kuran 2 yıl emzirme öneriyor.**Kimse edatı kadın ve erkek fark etmeksizin kullanılır. Ayette kadınlar için kullanıldığına güzel bir örnek vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 234

Arapça Metin (Harekeli)

241|2|234|وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَٰجًا يَتَرَبَّصْنَ بِأَنفُسِهِنَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا فَعَلْنَ فِىٓ أَنفُسِهِنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

241|2|234|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا يتربصن بانفسهن اربعه اشهر وعشرا فاذا بلغن اجلهن فلا جناح عليكم فيما فعلن في انفسهن بالمعروف والله بما تعملون خبير

Latin Literal

234. Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcen yeterabbasne bi enfusihinne erbeate eşhurin ve aşrâ(aşran), fe izâ belagne ecelehunne fe lâ cunâhe aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne bil ma’rûf(ma’rûfi), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).

Türkçe Çeviri

Ve sizlerden vefat ettirilen kimseler; ve geride bırakırlar eşlerini; beklerler (o kadınlar) kendi nefisleriyle201 dört ay ve on (gün); öyle ki ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki yoktur bir günah sizlere (erkeklere) (kadınların) kendi nefislerinde201 faal olduklarına, marufla291; ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ahmed Samira Çevirisi

234 And those who are made to die from you, and they leave spouses/wives, they (the wives) wait (F) with themselves four months, and ten (days), so if they (F) reached their time/term , so no offense/guilt/sin on you in what they (F) made/did in (with) themselves with the kindness/generosity , and God (is) with what youmake/do expert/experienced.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yuteveffevne vefat ettirilenlerin يُتَوَفَّوْنَ وفي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 ve yezerune ve geride bırakırlar وَيَذَرُونَ وذر
5 ezvacen eşlerini أَزْوَاجًا زوج
6 yeterabbesne beklerler (kadınlar) يَتَرَبَّصْنَ ربص
7 bienfusihinne kendi nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس
8 erbeate dört أَرْبَعَةَ ربع
9 eşhurin ay أَشْهُرٍ شهر
10 ve aşran ve on (gün) وَعَشْرًا عشر
11 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
12 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ
13 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
14 fela öyle ki yoktur فَلَا -
15 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
16 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
17 fima فِيمَا -
18 fealne faal olduklarında (kadınların) فَعَلْنَ فعل
19 fi فِي -
20 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس
21 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 bima بِمَا -
24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل
25 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر

Notlar

Not 1

*Sürenin sonuna.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 235

Arapça Metin (Harekeli)

242|2|235|وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُم بِهِۦ مِنْ خِطْبَةِ ٱلنِّسَآءِ أَوْ أَكْنَنتُمْ فِىٓ أَنفُسِكُمْ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ سَتَذْكُرُونَهُنَّ وَلَٰكِن لَّا تُوَاعِدُوهُنَّ سِرًّا إِلَّآ أَن تَقُولُوا۟ قَوْلًا مَّعْرُوفًا وَلَا تَعْزِمُوا۟ عُقْدَةَ ٱلنِّكَاحِ حَتَّىٰ يَبْلُغَ ٱلْكِتَٰبُ أَجَلَهُۥ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِىٓ أَنفُسِكُمْ فَٱحْذَرُوهُ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

242|2|235|ولا جناح عليكم فيما عرضتم به من خطبه النسا او اكننتم في انفسكم علم الله انكم ستذكرونهن ولكن لا تواعدوهن سرا الا ان تقولوا قولا معروفا ولا تعزموا عقده النكاح حتي يبلغ الكتب اجله واعلموا ان الله يعلم ما في انفسكم فاحذروه واعلموا ان الله غفور حليم

Latin Literal

235. Ve lâ cunâhe aleykum fîmâ arradtum bihî min hitbetin nisâi ev eknentum fî enfusikum, alimallâhu ennekum se tezkurûnehunne ve lâkin lâ tuvâıdûhunne sirran illâ en tekûlû kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen), ve lâ ta’zimû ukdeten nikâhı hattâ yeblugal kitâbu eceleh(ecelehu), va’lemû ennallâhe ya’lemu mâ fî enfusikum fahzerûh(fahzerûhu), va’lemû ennallâhe gafûrun halîm(halîmun).

Türkçe Çeviri

Ve yoktur bir günah sizlere; açık etmenizde/belirginleştirmenizde kadınlara teklifinizden* (olanı); ya da gizlemenizde nefislerinizdekini201; bildi Allah ki sizler zikredeceksiniz onları (kadınları); ve lakin vaat etmeyin bir sırla/gizlice; dışındadır ki söylersiniz bir söz marufla291; ve azmetmeyin nikah744 akdine; ta ki ulaşır kitap/yazıt eceline*; ve bilin ki Allah bilir nefislerinizdekini201; öyle ki hazır olun O’na (Allah’a); ve bilin ki Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.

Ahmed Samira Çevirisi

235 And no offense/guilt/sin (is) on you, in what you displayed/exhibited with it, from the women (in) request for marriage/engagement or you concealed/hid in yourselves, God knew that you will mention/remember them (F), and but do not make appointments with them (F) secretly, except that to say a good opinion and belief , and do not decide/determine the marriage knot/contract (consummate the marriage) until The Book reaches its known time/term (takes effect), and know that God knows what is in yourselves, so be warned/cautious of Him , and know that God (is) forgiving clement .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve yoktur وَلَا -
2 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
4 fima فِيمَا -
5 arradtum açık etmenizde/belirginleştirmenizde عَرَّضْتُمْ عرض
6 bihi بِهِ -
7 min مِنْ -
8 hitbeti teklifinizden (olanın) خِطْبَةِ خطب
9 n-nisa'i kadınlara النِّسَاءِ نسو
10 ev ya da أَوْ -
11 eknentum gizlemenizden أَكْنَنْتُمْ كنن
12 fi فِي -
13 enfusikum nefislerinizde أَنْفُسِكُمْ نفس
14 alime bildi عَلِمَ علم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
17 setezkurunehunne zikredeceksiniz onları (kadınları) سَتَذْكُرُونَهُنَّ ذكر
18 velakin ve lakin وَلَٰكِنْ -
19 la لَا -
20 tuvaiduhunne vaad etmeyin تُوَاعِدُوهُنَّ وعد
21 sirran bir sırla/gizlice سِرًّا سرر
22 illa dışında إِلَّا -
23 en ki أَنْ -
24 tekulu söylersiniz تَقُولُوا قول
25 kavlen bir söz قَوْلًا قول
26 mea'rufen bir marufla مَعْرُوفًا عرف
27 ve la ve وَلَا -
28 tea'zimu ve azmetmeyin تَعْزِمُوا عزم
29 ukdete akdine عُقْدَةَ عقد
30 n-nikahi nikah النِّكَاحِ نكح
31 hatta ta ki حَتَّىٰ -
32 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ
33 l-kitabu kitap/yazılan الْكِتَابُ كتب
34 ecelehu eceline أَجَلَهُ اجل
35 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
36 enne ki أَنَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
39 ma مَا -
40 fi فِي -
41 enfusikum nesiflerinizdekini أَنْفُسِكُمْ نفس
42 fehzeruhu öyle ki hazır olun O’na (Allah’a) فَاحْذَرُوهُ حذر
43 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
44 enne ki أَنَّ -
45 llahe Allah اللَّهَ -
46 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
47 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم

Notlar

Not 1

*Nikâh teklifi.**Sürenin sonuna.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Halîm Kavram 58

58 Yumuşak huylu.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 236

Arapça Metin (Harekeli)

243|2|236|لَّا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِن طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ مَا لَمْ تَمَسُّوهُنَّ أَوْ تَفْرِضُوا۟ لَهُنَّ فَرِيضَةً وَمَتِّعُوهُنَّ عَلَى ٱلْمُوسِعِ قَدَرُهُۥ وَعَلَى ٱلْمُقْتِرِ قَدَرُهُۥ مَتَٰعًۢا بِٱلْمَعْرُوفِ حَقًّا عَلَى ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

243|2|236|لا جناح عليكم ان طلقتم النسا ما لم تمسوهن او تفرضوا لهن فريضه ومتعوهن علي الموسع قدره وعلي المقتر قدره متعا بالمعروف حقا علي المحسنين

Latin Literal

236. Lâ cunâha aleykum in tallaktumun nisâe mâ lem temessûhunne ev tefridû lehunne farîdâh(farîdâten) ve mettiûhunne alel mûsiı kaderuhu ve alel muktiri kaderuh(kaderuhu) metâan bil ma’rûf(ma’rûfi), hakkan alel muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Yoktur bir günah üzerinize; eğer boşadıysanız363 kadınları (ki) asla temas etmediğinizi*; ya da belirlediniz onlara (kadınlara) bir farîdah362; ve faydalandırın onları (kadınları) bir maruflu291 faydalandırmayla; üzerine genişlik olana kendi ölçüsüyledir; ve üzerine kıtlık olana kendi ölçüsüyledir; bir haktır muhsinler294 üzerine.

Ahmed Samira Çevirisi

236 No offense/guilt/sin (is) on you if you divorced the women as long as you did not touch them (F), or specify/stipulate for them (F) a specification/stipulation (dowry) , and give them (F) alimony on the enriched/rich, his capability , and on the tight/restricted (poor) his capability alimony with the kindness/generosity , dutifully/deservedly/rightfully on the good doers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la yoktur لَا -
2 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
3 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
4 in eğer إِنْ -
5 tallektumu boşadıysanız طَلَّقْتُمُ طلق
6 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
7 ma مَا -
8 lem لَمْ -
9 temessuhunne asla temas etmediğiniz تَمَسُّوهُنَّ مسس
10 ev ya da أَوْ -
11 tefridu belirlediniz تَفْرِضُوا فرض
12 lehunne onlara (kadınlara) لَهُنَّ -
13 ferideten bir farîdah فَرِيضَةً فرض
14 ve mettiuhunne ve faydalandırın onları وَمَتِّعُوهُنَّ متع
15 ala üzerine عَلَى -
16 l-musii genişlik olan الْمُوسِعِ وسع
17 kaderuhu kendi ölçüsüyle قَدَرُهُ قدر
18 ve ala ve üzerini وَعَلَى -
19 l-muktiri kıt olan الْمُقْتِرِ قتر
20 kaderuhu kendi ölçüsüyle قَدَرُهُ قدر
21 metaan bir geçimlik مَتَاعًا متع
22 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
23 hakkan bir haktır حَقًّا حقق
24 ala üzerine عَلَى -
25 l-muhsinine muhsinlerin الْمُحْسِنِينَ حسن

Notlar

Not 1

*Cinsel temas.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

Farîdah Kavram 362

362 Belirlenmiş, bir amaç için önceden ayrılmış miktar/tutar/meblağ. Mehir.

Cinsel temas olmadan sonlanan evlikler hakkında. Kavram 363

363 Evlilik olmuş ancak cinsel temas asla olmamış. Ancak boşanma gerçekleşmiş. Bu durumda erkek kadına verdiği farîdahı geri alabilir. Ancak Yüce Rabbimiz imkanı geniş olanların bu farîdahla kadının marufla faydalandırılmasını istemektedir. Kıtlık üzerinde olan da kendi ölçüsüne göre kadını bu farîdahtan yararlandırmalıdır. Bu muhsinlerin yapması gereken bir davranıştır.

2. Bakara Suresi

Ayet 240

Arapça Metin (Harekeli)

247|2|240|وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَٰجًا وَصِيَّةً لِّأَزْوَٰجِهِم مَّتَٰعًا إِلَى ٱلْحَوْلِ غَيْرَ إِخْرَاجٍ فَإِنْ خَرَجْنَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِى مَا فَعَلْنَ فِىٓ أَنفُسِهِنَّ مِن مَّعْرُوفٍ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Latin Literal

240. Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcâ(ezvâcen), vasıyyeten li ezvâcihim metâan ilel havli gayre ıhrâc(ıhrâcın), fe in harecne fe lâ cunâha aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne min ma’rûf(ma’rûfin), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta54; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki201 bir maruftan291; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

240 And those who are made to die from you, and they leave spouses/wives , a bequest to their spouses/wives, alimony/enjoyment to the year without/not bringing out/forcing out, so if they (F) got out , so no offense/guilt/sin on you, in what they made/did in themselves (F) from kindness/known/goodness, and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yuteveffevne vefat ettirilirler يُتَوَفَّوْنَ وفي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 ve yezerune ve bırakırlar geride وَيَذَرُونَ وذر
5 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج
6 vesiyyeten bir vasiyettir وَصِيَّةً وصي
7 liezvacihim eşleri için لِأَزْوَاجِهِمْ زوج
8 metaan bir meta مَتَاعًا متع
9 ila kadar إِلَى -
10 l-havli bir yıla الْحَوْلِ حول
11 gayra yoktur غَيْرَ غير
12 ihracin ihraç/çıkarma إِخْرَاجٍ خرج
13 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
14 haracne çıktılar (kadınlar) خَرَجْنَ خرج
15 fela öyle ki yoktur فَلَا -
16 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
18 fi فِي -
19 ma مَا -
20 fealne faal olduklarında فَعَلْنَ فعل
21 fi فِي -
22 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس
23 min مِنْ -
24 mea'rufin bir maruftan مَعْرُوفٍ عرف
25 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
26 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
27 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 263

Arapça Metin (Harekeli)

270|2|263|قَوْلٌ مَّعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِّن صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَآ أَذًى وَٱللَّهُ غَنِىٌّ حَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

270|2|263|قول معروف ومغفره خير من صدقه يتبعها اذي والله غني حليم

Latin Literal

263. Kavlun ma’rûfun ve magfiretun, hayrun min sadakatin yetbeuhâ ezâ(ezen), vallâhu ganiyyun halîm(halîmun).

Türkçe Çeviri

Maruf291 bir kelime ve mağfiret* iyidir bir sadakadan378 (ki) tabi olur ona (sadakaya) bir eziyet**; ve Allah Ganiyy’dir106; Halîm’dir58.

Ahmed Samira Çevirisi

263 (A) saying/word (of) kindness and forgiveness (is) better from (than) (a) charity following it mild harm, and God (is) rich, clement .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kavlun bir kelime قَوْلٌ قول
2 mea'rufun maruf مَعْرُوفٌ عرف
3 ve megfiratun ve mağfiret وَمَغْفِرَةٌ غفر
4 hayrun iyidir خَيْرٌ خير
5 min مِنْ -
6 sadekatin bir sadakadan صَدَقَةٍ صدق
7 yetbeuha tabi olur ona يَتْبَعُهَا تبع
8 ezen bir eziyet أَذًى اذي
9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
10 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني
11 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم

Notlar

Not 1

*Bağışlama.**Sıkıntı, eziyet, huzursuzluk.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halîm Kavram 58

58 Yumuşak huylu.

Ganiyy Kavram 106

106 Zengin.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

397|3|104|وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى ٱلْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

397|3|104|ولتكن منكم امه يدعون الي الخير ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر واوليك هم المفلحون

Latin Literal

104. Veltekun minkum ummetun yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker(munkeri), ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Türkçe Çeviri

Ve olsun sizlerden bir ümmet/topluluk (ki) davet ederler/çağırırlar hayra doğru; ve emrederler200 marufla291; ve menederler münkerden82; ve işte bunlar; onlardır felaha326 ulaşanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

104 And to be (E) (should be) from you a nation , (who) call to the good , and they order/command with the kindness/known , and they forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and those, they are the successful/winners .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veltekun ve olsun وَلْتَكُنْ كون
2 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
3 ummetun bir ümmet/topluluk أُمَّةٌ امم
4 yed'une davet ederler يَدْعُونَ دعو
5 ila doğru إِلَى -
6 l-hayri hayra الْخَيْرِ خير
7 veye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر
8 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
9 ve yenhevne ve men ederler وَيَنْهَوْنَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlar هُمُ -
14 l-muflihune felaha ulaşanlardır الْمُفْلِحُونَ فلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

403|3|110|كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَوْ ءَامَنَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Latin Literal

110. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet305; emredersiniz200 marufla291; ve menedersiniz münkerden82; ve iman47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman47 etseydi kitap ehli135; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler451; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır38.

Ahmed Samira Çevirisi

110 You were (the) best nation , brought out to the people, you order/command with the kindness/known , and you forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and you believe with God, and if The40Book’s people believed, (it) would have been/would be best for them, from them (are) the believing/believers, and most of them (are) the debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
2 hayra hayırlı خَيْرَ خير
3 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم
4 uhricet çıkarılmış أُخْرِجَتْ خرج
5 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
6 te'murune emredersiniz تَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve tenhevne ve men edersiniz وَتَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
11 ve tu'minune ve iman edesiniz وَتُؤْمِنُونَ امن
12 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
13 velev ve eğer وَلَوْ -
14 amene iman etseydi امَنَ امن
15 ehlu ehli أَهْلُ اهل
16 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
17 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون
18 hayran bir hayır خَيْرًا خير
19 lehum onlara لَهُمْ -
20 minhumu onlardandır مِنْهُمُ -
21 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
22 veekseruhumu ve ekserisi onların وَأَكْثَرُهُمُ كثر
23 l-fasikune fasıklardır الْفَاسِقُونَ فسق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Ehli kitaptan mümin kimseler. Kavram 451

451 İman etmiş kimselere mümin denir. İman sahibi kimseler demektir. Anlarız ki bu kavram resûllere isnat edilemez. Kişilere isnat edilemez. Sadece kutsal kitaplara tabi olarak tek tanrıcı olmuş kimseler gerçek mümindir. Yüce Allah 3:110 ayetinde bunu işaretini vermiştir. Şerefli Kur'an'a göre kitap ehlinden (başta Yahudiler ve Hristiyanlar olmak üzere kendilerine Kur'an öncesi kitap verilenlerden) azınlık olan kimseler de mümindir. Mümin olmak bir nebiyi ya da resûlü takip etmek değildir. Sadece kutsal kitapları takip etmektir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

407|3|114|يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَيَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُسَٰرِعُونَ فِى ٱلْخَيْرَٰتِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

407|3|114|يومنون بالله واليوم الاخر ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسرعون في الخيرت واوليك من الصلحين

Latin Literal

114. Yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yusâriûne fîl hayrât(hayrâti), ve ulâike mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

İman47 ederler* Allah'a ve ahiret gününe; ve emrederler200 marufla291; ve menederler münkerden82; ve seri/çabuk olurlar hayırda; ve işte onlar456; sâlihlerdendir217.

Ahmed Samira Çevirisi

114 They believe with God and the Day the Last/Resurrection Day, and they order/command with the kindness/known , and they forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and they rush in the goodness (good deeds), and those are from the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
4 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
5 ve ye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر
6 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
7 ve yenhevne ve men ederler وَيَنْهَوْنَ نهي
8 ani عَنِ -
9 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
10 ve yusariune ve acele ederler وَيُسَارِعُونَ سرع
11 fi فِي -
12 l-hayrati hayırda الْخَيْرَاتِ خير
13 ve ulaike ve işte onlar وَأُولَٰئِكَ -
14 mine مِنَ -
15 s-salihine salihlerdendir الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden bazı kimseler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Kitap ehlinden Yüce Allah'a iman eden, ahirete iman eden, marufla emreden, münkerden meneden, sâlih işler yapan kimseler. Kavram 456

456 Kitap ehlinden şirke bulaşmamış, müşrik olmamış yani sadece kutsal kitaplar diyen tek tanrıcı kimseler de vardır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

498|4|5|وَلَا تُؤْتُوا۟ ٱلسُّفَهَآءَ أَمْوَٰلَكُمُ ٱلَّتِى جَعَلَ ٱللَّهُ لَكُمْ قِيَٰمًا وَٱرْزُقُوهُمْ فِيهَا وَٱكْسُوهُمْ وَقُولُوا۟ لَهُمْ قَوْلًا مَّعْرُوفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

498|4|5|ولا توتوا السفها امولكم التي جعل الله لكم قيما وارزقوهم فيها واكسوهم وقولوا لهم قولا معروفا

Latin Literal

5. Ve lâ tu’tûs sufehâe emvâlekumulletî cealallâhu lekum kıyâmen verzukûhum fîhâ veksûhum ve kûlû lehum kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen).

Türkçe Çeviri

Vermeyin ahmaklara480 mallarınızı ki yaptı Allah sizlere bir kıyam*; ve rızıklandırın onları onda; ve giydirin onları; ve deyin onlara maruf291 bir söz.

Ahmed Samira Çevirisi

5 And do not give the ignorant/foolish your properties , which God made for you keeping/taking care of (maintenance), and provide for them in it and dress/clothe them and say to them a kind/good/known saying.

Notlar

Not 1

*Ayakta/dik durmanızı sağlayan mal.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Ahmak Kavram 480

480 Aklı ermez. Akıl ve bilgi kapasitesi olarak yetersiz.

4. Nisâ Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

499|4|6|وَٱبْتَلُوا۟ ٱلْيَتَٰمَىٰ حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغُوا۟ ٱلنِّكَاحَ فَإِنْ ءَانَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَٱدْفَعُوٓا۟ إِلَيْهِمْ أَمْوَٰلَهُمْ وَلَا تَأْكُلُوهَآ إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُوا۟ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِٱلْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَٰلَهُمْ فَأَشْهِدُوا۟ عَلَيْهِمْ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ حَسِيبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

499|4|6|وابتلوا اليتمي حتي اذا بلغوا النكاح فان انستم منهم رشدا فادفعوا اليهم امولهم ولا تاكلوها اسرافا وبدارا ان يكبروا ومن كان غنيا فليستعفف ومن كان فقيرا فلياكل بالمعروف فاذا دفعتم اليهم امولهم فاشهدوا عليهم وكفي بالله حسيبا

Latin Literal

6. Vebtelûl yetâmâ hattâ izâ belagûn nikâh(nikâha), fe in ânestum minhum ruşden fedfeû ileyhim emvâlehum, ve lâ te’kulûhâ isrâfen ve bidâren en yekberû. Ve men kâne ganiyyen felyesta’fif, ve men kâne fakîran felye’kul bil ma’rûf(ma’rûfi). Fe izâ defa’tum ileyhim emvâlehum fe eşhidû aleyhim. Ve kefâ billâhi hasîbâ(hasîben).

Türkçe Çeviri

Belalandırın* yetimleri ta ki ulaştıkları zaman nikâha**; öyle ki eğer farkına varırsanız onlardan bir reşitlik/olgunluk/doğruluk; öyle ki savuşturun*** onlara doğru mallarını; yemeyin onu bir israf (-la) ve bir telaş (-la) ki büyürler (diye); ve kim oldu bir gani/zengin; öyle ki tutsun kendini/sakınsın**** ve kim oldu bir fakir; öyle ki yesin marufla291; öyle ki savurduğunuz*** zaman onlar üzerine mallarını; öyle ki şahit tutun üzerlerine; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Hasîb486 olarak.

Ahmed Samira Çevirisi

6 And test the orphans until when they reached the marriage, so if you perceived from them correct guidance , so pay to them their properties/possessions and do not eat it excess of the limit/extravagance hastening that they become old, and who was/is rich, so he should refrain/restrict (E) and who was/is poor, so he should eat with the kindness , so if you paid to them their properties/possessions, so call a witness on them and (it is) enough with God counting/calculating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vebtelu belalandırın وَابْتَلُوا بلو
2 l-yetama yetimleri الْيَتَامَىٰ يتم
3 hatta ta ki حَتَّىٰ -
4 iza zaman إِذَا -
5 belegu ulaştılar بَلَغُوا بلغ
6 n-nikaha nikaha النِّكَاحَ نكح
7 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
8 anestum farkına vardıysanız انَسْتُمْ انس
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 ruşden bir reşitlik/olgunluk/doğruluk رُشْدًا رشد
11 fedfeu öyle ki savuşturun فَادْفَعُوا دفع
12 ileyhim onlara doğru إِلَيْهِمْ -
13 emvalehum mallarını onların أَمْوَالَهُمْ مول
14 ve la وَلَا -
15 te'kuluha yemeyin onu تَأْكُلُوهَا اكل
16 israfen bir israf (-la) إِسْرَافًا سرف
17 ve bidaran ve bir telaş (-la) وَبِدَارًا بدر
18 en ki أَنْ -
19 yekberu büyürler (diye) يَكْبَرُوا كبر
20 ve men ve kim وَمَنْ -
21 kane oldu كَانَ كون
22 ganiyyen bir ganiyy/zengin غَنِيًّا غني
23 felyestea'fif öyle ki tutsun kendini/sakınsın فَلْيَسْتَعْفِفْ عفف
24 ve men ve kim وَمَنْ -
25 kane oldu كَانَ كون
26 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر
27 felye'kul öyle ki yesin فَلْيَأْكُلْ اكل
28 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
29 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
30 defea'tum savurdunuz onlar- دَفَعْتُمْ دفع
31 ileyhim üzerine إِلَيْهِمْ -
32 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول
33 feeşhidu öyle ki şahit tutun فَأَشْهِدُوا شهد
34 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
35 ve kefa ve yetti وَكَفَىٰ كفي
36 billahi Allah بِاللَّهِ -
37 hasiben bir hesap gören olarak حَسِيبًا حسب

Notlar

Not 1

*Test etmek, denemek. **Nikâh yaşına geldiklerinde.***İtmek, uzaklaştırmak.****Yetimlerin malından uzak dursun.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Hasîb Kavram 486

486 Hesap gören. Hesaplayan.

4. Nisâ Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

501|4|8|وَإِذَا حَضَرَ ٱلْقِسْمَةَ أُو۟لُوا۟ ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينُ فَٱرْزُقُوهُم مِّنْهُ وَقُولُوا۟ لَهُمْ قَوْلًا مَّعْرُوفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

501|4|8|واذا حضر القسمه اولوا القربي واليتمي والمسكين فارزقوهم منه وقولوا لهم قولا معروفا

Latin Literal

8. Ve izâ hadaral kısmete ulûl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkînu ferzukûhum minhu ve kûlû lehum kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen).

Türkçe Çeviri

Ve hazır olduğu zaman kısmeti yakınlık sahibinin130 ve yetimlerin131 ve miskinlerin113; rızıklandırın onları ondan*; ve deyin onlara maruf291 bir söz.

Ahmed Samira Çevirisi

8 And if of the relations, and the orphans, and the poorest of poor/poor oppressed attended the apportionment/division, so provide for them from it, and say to them a saying (that is) kind/good.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 hadera hazır olduğu zaman حَضَرَ حضر
3 l-kismete kısmeti الْقِسْمَةَ قسم
4 ulu sahibinin أُولُو اول
5 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب
6 velyetama ve yetimlerin وَالْيَتَامَىٰ يتم
7 velmesakinu ve miskinlerin وَالْمَسَاكِينُ سكن
8 ferzukuhum rızıklandırın onları فَارْزُقُوهُمْ رزق
9 minhu ondan مِنْهُ -
10 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول
11 lehum onlara لَهُمْ -
12 kavlen bir söz قَوْلًا قول
13 mea'rufen maruf مَعْرُوفًا عرف

Notlar

Not 1

*Mirastan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Yakınlık sahibi Kavram 130

130 Her türlü yakınlık sahibi. Soy yakınlığı, mekan yakınlığı vb.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

512|4|19|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَرِثُوا۟ ٱلنِّسَآءَ كَرْهًا وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا۟ بِبَعْضِ مَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ فَإِن كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰٓ أَن تَكْرَهُوا۟ شَيْـًٔا وَيَجْعَلَ ٱللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

512|4|19|يايها الذين امنوا لا يحل لكم ان ترثوا النسا كرها ولا تعضلوهن لتذهبوا ببعض ما اتيتموهن الا ان ياتين بفحشه مبينه وعاشروهن بالمعروف فان كرهتموهن فعسي ان تكرهوا شيا ويجعل الله فيه خيرا كثيرا

Latin Literal

19. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ yahıllu lekum en terisûn nisâe kerhâ(kerhen). Ve lâ ta’dulûhunne li tezhebû bi ba’dı mâ âteytumûhunne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve âşirûhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), fe in kerihtumûhunne fe asâ en tekrahû şey’en ve yec’alallâhu fîhi hayran kesîrâ(kesîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla)*; zorlaştırmanız/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi**; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla291; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan*** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.

Ahmed Samira Çevirisi

19 You, you those who believed, (it) is not permitted/allowed for you that you (P) inherit the women compellingly/forcefully , and do not limit/confine/oppress them (F) to go/take away with some (of) what you gave them (F), except that they (F) come/do/commit with an enormous/atrocious deed evident, and mix/associate/befriend them (F) with the kindness , so if you (P) hated them (F), so maybe/perhaps that you hate a thing and God makes in it much good .52

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل
6 lekum sizlere لَكُمْ -
7 en ki أَنْ -
8 terisu varis olursunuz تَرِثُوا ورث
9 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
10 kerhen bir zorlama (-yla) كَرْهًا كره
11 ve la وَلَا -
12 tea'duluhunne zorlaştırmanız problem yaratmanız onlara (da) تَعْضُلُوهُنَّ عضل
13 litezhebu alıp gitmek için لِتَذْهَبُوا ذهب
14 bibea'di bir kısmıyla بِبَعْضِ بعض
15 ma مَا -
16 ateytumuhunne verdiğinizi onlara اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
17 illa dışında إِلَّا -
18 en ki أَنْ -
19 ye'tine işlerler يَأْتِينَ اتي
20 bifahişetin fahişelik بِفَاحِشَةٍ فحش
21 mubeyyinetin apaçık مُبَيِّنَةٍ بين
22 ve aaşiruhunne ve onlarla geçinin وَعَاشِرُوهُنَّ عشر
23 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
24 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
25 kerihtumuhunne hoşlanmadınızsa onlarlardan كَرِهْتُمُوهُنَّ كره
26 feasa öyle ki belki de فَعَسَىٰ عسي
27 en ki أَنْ -
28 tekrahu hoşlanmadı تَكْرَهُوا كره
29 şey'en bir şeye شَيْئًا شيا
30 ve yec'ale ve yaptı وَيَجْعَلَ جعل
31 llahu Allah اللَّهُ -
32 fihi onda فِيهِ -
33 hayran bir hayır خَيْرًا خير
34 kesiran çokça كَثِيرًا كثر

Notlar

Not 1

*Kadınların mallarına zorla varis olunamaz. Haramdır. Erkekler gibi kadınlar da ölmeden önce diledikleri şekilde vasiyet bırakma hakkına sahiptir. Vasiyet bırakmadan vefat gerçekleşirse 4:11, 4:12 ve 4:118 ayetleri devreye girer. Şüphesiz ki erkeklerde de durum aynıdır. **2:229 ayetinden anlarız ki kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır. Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur. İşte kadınların evlilik hakkı olarak verilen sadakaların/mehirlerin bir kısmını geri almak için geçimsizlik yaratarak kadınları kendi istekleriyle boşanmaya zorlamak helal değildir.***Fahişelik haricindeki hoşa gitmeyen durumlarda bile geçinmek için her türlü özveri gösterilmelidir. Yüce Allah hoşa gitmeyen şeylere de çokça bir hayır, iyilik koymuş olduğunu bildirmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

518|4|25|وَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ مِنكُمْ طَوْلًا أَن يَنكِحَ ٱلْمُحْصَنَٰتِ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ فَمِن مَّا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُم مِّن فَتَيَٰتِكُمُ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَٰنِكُم بَعْضُكُم مِّنۢ بَعْضٍ فَٱنكِحُوهُنَّ بِإِذْنِ أَهْلِهِنَّ وَءَاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ مُحْصَنَٰتٍ غَيْرَ مُسَٰفِحَٰتٍ وَلَا مُتَّخِذَٰتِ أَخْدَانٍ فَإِذَآ أُحْصِنَّ فَإِنْ أَتَيْنَ بِفَٰحِشَةٍ فَعَلَيْهِنَّ نِصْفُ مَا عَلَى ٱلْمُحْصَنَٰتِ مِنَ ٱلْعَذَابِ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِىَ ٱلْعَنَتَ مِنكُمْ وَأَن تَصْبِرُوا۟ خَيْرٌ لَّكُمْ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

518|4|25|ومن لم يستطع منكم طولا ان ينكح المحصنت المومنت فمن ما ملكت ايمنكم من فتيتكم المومنت والله اعلم بايمنكم بعضكم من بعض فانكحوهن باذن اهلهن واتوهن اجورهن بالمعروف محصنت غير مسفحت ولا متخذت اخدان فاذا احصن فان اتين بفحشه فعليهن نصف ما علي المحصنت من العذاب ذلك لمن خشي العنت منكم وان تصبروا خير لكم والله غفور رحيم

Latin Literal

25. Ve men lem yestetı’ minkum tavlen en yenkıhal muhsanâtil mu’minâti fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât(mu’minâti). Vallâhu a’lemu bi îmânikum. Ba’dukum min ba’d(ba’dın), fenkihûhunne bi izni ehlihinne ve âtûhunne ucûrehunne bil ma’rûfi muhsanâtin gayra musâfihâtin ve lâ muttehızâti ahdân(ahdânin), fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne nısfu mâ alâl muhsanâti minel azâb(azâbi). Zâlike li men haşiyel anete minkum. Ve en tasbirû hayrun lekum. Vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kim asla güç yetiremez sizlerden bir uzanıp ulaşmaya ki nikâhlar müminât493 muhsanât492; öyle ki müminât493 fettanlarınızdan*, sağ ellerinizin malik/sahip77 olduğundandır; ve Allah daha iyi bilir imanlarınızı; bir kısmınız bir kısımdandır; öyle ki nikâhlayın onları (sağ ellerinizin malik/sahip olduklarını) ehlinin/ahalisinin** izniyle; ve verin ecirlerini*** marufla291; muhsanât492 (olsunlar) olmaksızın musâfihât494; ve edinmeyenler (olsunlar) gizli/saklı arkadaş; öyle ki muhsanât492 oldukları zaman; öyle ki (sonrası) eğer işlerlerse bir fahişelik490 öyle ki onlar üzerinedir yarısı muhsanât492 üzerine (olan) azaptan; işte bu kimse içindir (ki) haşyet duyar zorluğa/strese sizlerden; ve ki sabretmeniz**** bir hayırdır sizlere; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And who is not able, from you wealth/capability (means) that he marries the chaste, the believing (F) (free women), so from what your rights owned from your youths (girls) the believers (F), and God (is) more knowing with your (P) faith/belief, some of you (are) from some, so marry them (F), with their families’/relations’/(masters’) permission, and give them (F) their rewards/fees (dowries) with the kindness marrying, not fornicating/adulterating, and not taking (P/F) lovers/secret friends, so if they (F) married, so if they committed with an enormous deed/atrocious deed/adultery, so on them (F) half what (is) on the chaste/married (woman) from the torture, that (is) to who feared the exertion/corruption from you, and (to) be patient (is) better for you, and God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 lem asla لَمْ -
3 yestetia' gücü yetiremez يَسْتَطِعْ طوع
4 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
5 tavlen bir uzanıp ulaşmaya طَوْلًا طول
6 en ki أَنْ -
7 yenkiha nikâhlar يَنْكِحَ نكح
8 l-muhsanati muhsanât الْمُحْصَنَاتِ حصن
9 l-mu'minati müminât الْمُؤْمِنَاتِ امن
10 femin öyle ki فَمِنْ -
11 ma مَا -
12 meleket malik/sahip olduğunuzdan مَلَكَتْ ملك
13 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن
14 min مِنْ -
15 feteyatikumu fettanlarınızdan فَتَيَاتِكُمُ فتي
16 l-mu'minati müminât الْمُؤْمِنَاتِ امن
17 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
18 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم
19 biimanikum imanlarınızı بِإِيمَانِكُمْ امن
20 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض
21 min مِنْ -
22 bea'din bir kısımdandır بَعْضٍ بعض
23 fenkihuhunne öyle ki nikâhların onları فَانْكِحُوهُنَّ نكح
24 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
25 ehlihinne ehlinin/ahalisinin أَهْلِهِنَّ اهل
26 ve atuhunne ve verin وَاتُوهُنَّ اتي
27 ucurahunne ecirlerini أُجُورَهُنَّ اجر
28 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
29 muhsanatin muhsanât مُحْصَنَاتٍ حصن
30 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
31 musafihatin musâfihât مُسَافِحَاتٍ سفح
32 ve la وَلَا -
33 muttehizati ve edinmeyenler مُتَّخِذَاتِ اخذ
34 ehdanin gizli/saklı arkadaş أَخْدَانٍ خدن
35 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
36 uhsinne muhsenât أُحْصِنَّ حصن
37 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
38 eteyne işlerlerse أَتَيْنَ اتي
39 bifahişetin bir fahişelik بِفَاحِشَةٍ فحش
40 fealeyhinne öyle ki onlar üzerinedir فَعَلَيْهِنَّ -
41 nisfu yarısı نِصْفُ نصف
42 ma مَا -
43 ala üzerine عَلَى -
44 l-muhsanati muhsanât الْمُحْصَنَاتِ حصن
45 mine مِنَ -
46 l-azabi azaptan الْعَذَابِ عذب
47 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
48 limen kimse içindir لِمَنْ -
49 haşiye haşyet duyar خَشِيَ خشي
50 l-anete zorluğa/strese الْعَنَتَ عنت
51 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
52 ve en ve ki وَأَنْ -
53 tesbiru sabretmeniz تَصْبِرُوا صبر
54 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
55 lekum sizlere لَكُمْ -
56 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
57 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
58 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Gençler.**Onlardan sorumlu olan ilgili kimselerin. ***Muhsanât kadınlarla evlenmek için sadaka/mehir verilir. Sağ ellerin malik/sahip olduğu kadınlar için de nikâha bir karşılık/ecir bir farz/zorunluluk olarak verilmelidir.****Müminât muhsanât kadınlarla evlenmek için gereken mücadeleyi sabırla devam etmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

Muhsanât Kavram 492

492 İffeti sağlam, güçlendirilmiş kadınlar. İffetini korumuş, korunmuş kadınlar. Sağlam ve güçlü iffeti nedeniyle ulaşılmaz/erişilmez olmuş kadınlar.

Müminât Kavram 493

493 Mümin kadınlar. İman etmiş kadınlar.

Musâfihât Kavram 494

494 Nikâh olmadan bekâr erkeklerle cinsel ilişkiye giren bekâr kadınlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

607|4|114|لَّا خَيْرَ فِى كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَىٰهُمْ إِلَّا مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلَٰحٍۭ بَيْنَ ٱلنَّاسِ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ ٱبْتِغَآءَ مَرْضَاتِ ٱللَّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

607|4|114|لا خير في كثير من نجويهم الا من امر بصدقه او معروف او اصلح بين الناس ومن يفعل ذلك ابتغا مرضات الله فسوف نوتيه اجرا عظيما

Latin Literal

114. Lâ hayra fî kesîrin min necvâhum illâ men emera bi sadakatin ev ma’rûfin ev ıslâhın beynen nâs(nâsi). Ve men yef’al zâlikebtigâe mardâtillâhi fe sevfe nu’tîhi ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Onların gizli konuşmalarından çoğunda olmaz (bir) hayır; dışındadır kimse (ki) emretti sadakayı342 ya da marufu291 ya da ıslahı360 insanlar arasında; ve kim faaliyet içinde olursa buna aranarak/bakınarak Allah'ın rızasını; öyle ki yakında vereceğiz ona büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

114 (There is) no goodness in much from their confidential talk/secret conversation, except who ordered/commanded with charity or kindness or reconciliation between the people, and who does that asking/desiring God’s satisfactions, so We will give him a great reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la olmaz لَا -
2 hayra hayır خَيْرَ خير
3 fi فِي -
4 kesirin çoğunda كَثِيرٍ كثر
5 min مِنْ -
6 necvahum gizli konuşmalarından onların نَجْوَاهُمْ نجو
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 men kimse مَنْ -
9 emera emretti أَمَرَ امر
10 bisadekatin sadakayı بِصَدَقَةٍ صدق
11 ev ya da أَوْ -
12 mea'rufin marufu مَعْرُوفٍ عرف
13 ev ya da أَوْ -
14 islahin ıslahı إِصْلَاحٍ صلح
15 beyne arasında بَيْنَ بين
16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yef'al faaliyet içinde olursa يَفْعَلْ فعل
19 zalike buna ذَٰلِكَ -
20 btiga'e aranarak/bakınarak ابْتِغَاءَ بغي
21 merdati rızasını al مَرْضَاتِ رضو
22 llahi Allah'ın اللَّهِ -
23 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
24 nu'tihi vereceğiz ona نُؤْتِيهِ اتي
25 ecran bir ecir أَجْرًا اجر
26 azimen büyük عَظِيمًا عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Sadaka nedir? Kavram 342

342 Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60). 2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

9. Tevbe Suresi

Ayet 67

Arapça Metin (Harekeli)

1302|9|67|ٱلْمُنَٰفِقُونَ وَٱلْمُنَٰفِقَٰتُ بَعْضُهُم مِّنۢ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمُنكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ أَيْدِيَهُمْ نَسُوا۟ ٱللَّهَ فَنَسِيَهُمْ إِنَّ ٱلْمُنَٰفِقِينَ هُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1302|9|67|المنفقون والمنفقت بعضهم من بعض يامرون بالمنكر وينهون عن المعروف ويقبضون ايديهم نسوا الله فنسيهم ان المنفقين هم الفسقون

Latin Literal

67. El munâfikûne vel munâfikâtu ba’duhum min ba’d(ba’din), ye’murûne bil munkeri ve yenhevne anil ma’rûfi ve yakbidûne eydiyehum nesûllâhe fe nesiyehum innel munâfıkîne humul fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Münâfık26 erkekler ve münâfık26 kadınlar*; bir kısmı onların bir kısımdandır; emrederler münkeri82 ve menederler maruftan291; ve tutarlar/kavrarlar** ellerini; unuttular Allah'ı; öyle ki unuttu (Allah) onları; doğrusu münâfıklar26; işte onlardır fâsıklar38.

Ahmed Samira Çevirisi

67 The hypocrites (M) and the hypocrites (F) some of them (are) from some (they are for each other), they order/command by the defiance of God and His orders/awfulness/obscenity , and they forbid/prevent from the kindness/generosity and they grasp/tighten/hold their hands, they forgot God, so He forgot them, that the hypocrites, they are the debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 el-munafikune münafık erkekler الْمُنَافِقُونَ نفق
2 velmunafikatu ve münafık kadınlar وَالْمُنَافِقَاتُ نفق
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 min مِنْ -
5 bea'din bir kısımdandır بَعْضٍ بعض
6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
7 bil-munkeri münkeri بِالْمُنْكَرِ نكر
8 ve yenhevne ve menederler وَيَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-mea'rufi maruftan الْمَعْرُوفِ عرف
11 ve yekbidune ve tutarlar/kavrarlar وَيَقْبِضُونَ قبض
12 eydiyehum ellerini أَيْدِيَهُمْ يدي
13 nesu unuttular نَسُوا نسي
14 llahe Allah'ı اللَّهَ -
15 fenesiyehum öyle ki unuttu onları فَنَسِيَهُمْ نسي
16 inne doğrusu إِنَّ -
17 l-munafikine münafıklar الْمُنَافِقِينَ نفق
18 humu işte onlardır هُمُ -
19 l-fasikune fasıklar الْفَاسِقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*9:71ayetinde mümin erkekler ve mümin kadınların özelliği bildirilmiştir.**Kavuştururlar elleri. Birbirlerinin ellerini tutarlar, ellerini mallarına bağlarlar gibi anlamlar verilebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

9. Tevbe Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

1306|9|71|وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

71. Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar*; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir37; bir Hakîmdir9.

Ahmed Samira Çevirisi

71 And the believers (M) and believers (F) some of them (are) guardians/allies (to) some, they order/command with the kindness/generosity , and they forbid/prevent from the defiance of God and His orders/obscenity ,and they keep up the prayers, and they give the charity/purification and they obey God and His messenger, those, God will have mercy upon them, that God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmu'minune ve mümin erkekler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
2 velmu'minatu ve mümin kadınlar وَالْمُؤْمِنَاتُ امن
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 evliya'u velileridir أَوْلِيَاءُ ولي
5 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi evrensel kabulleri/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve yenhevne ve engellerler وَيَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
11 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
12 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
13 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
14 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
15 ve yutiune ve itaat ederler وَيُطِيعُونَ طوع
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 ve rasulehu ve O’nun resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 seyerhamuhumu rahmet edecektir onlara سَيَرْحَمُهُمُ رحم
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 inne doğrusu إِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 azizun azîzdir عَزِيزٌ عزز
24 hakimun hakîmdir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*9:67 ayetinde münâfık erkekler ve münâfık kadınların özelliği bildirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

1347|9|112|ٱلتَّٰٓئِبُونَ ٱلْعَٰبِدُونَ ٱلْحَٰمِدُونَ ٱلسَّٰٓئِحُونَ ٱلرَّٰكِعُونَ ٱلسَّٰجِدُونَ ٱلْءَامِرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱلنَّاهُونَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱلْحَٰفِظُونَ لِحُدُودِ ٱللَّهِ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Latin Literal

112. Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Tevbe33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd3 edenlerdir; seyahat edenlerdir*; rükû11 edenlerdir; secde12 edenlerdir; emredenlerdir marufla291; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri82; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

112 The repentant, the worshippers, the praising , the travelers/tourists for knowledge , the bowing , the prostrating, the ordering/commanding with the kindness/generosity, and the forbidding/preventing from the defiance of God and His orders/obscenity , and the protectors/observers to God’s limits/boundaries , and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 et-taibune tevbe edenler التَّائِبُونَ توب
2 l-aabidune kulluk edenler الْعَابِدُونَ عبد
3 l-hamidune hamd edenler الْحَامِدُونَ حمد
4 s-saihune seyahat edenler (Allah için) السَّائِحُونَ سيح
5 r-rakiune rükû edenler الرَّاكِعُونَ ركع
6 s-sacidune secde edenler السَّاجِدُونَ سجد
7 l-amirune emredenler الْامِرُونَ امر
8 bil-mea'rufi evrensel kabul edilmişle بِالْمَعْرُوفِ عرف
9 ve nnahune ve engelleyenler/yasaklayanlar وَالنَّاهُونَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
12 velhafizune ve koruyanlar وَالْحَافِظُونَ حفظ
13 lihududi hudutlarını لِحُدُودِ حدد
14 llahi Allah'ın اللَّهِ -
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın yolunda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

22. Hac Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

2634|22|41|ٱلَّذِينَ إِن مَّكَّنَّٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ أَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَمَرُوا۟ بِٱلْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا۟ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَٰقِبَةُ ٱلْأُمُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Latin Literal

41. Ellezîne in mekkennâhum fîl ardı ekâmûs salâte ve âtevuz zekâte ve emerû bil ma’rûfi ve nehev anil munker(munkeri), ve lillâhi âkıbetul umûr(umûri).

Türkçe Çeviri

Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame572 ederlerdi salâtı5; ve verirlerdi zekâtı10; ve emrederlerdi marufla291; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri82; ve Allah'adır akıbeti892 emirlerin/işlerin.

Ahmed Samira Çevirisi

41 Those who if We highly positioned/strengthened them in the land/Earth , they stood/kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and they ordered/commanded with the kindness/known , and they forbid/prevented from the defiance of God and His orders/obscenity , and to God (are) the matters’/affairs’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 in eğer إِنْ -
3 mekkennahum güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek onları مَكَّنَّاهُمْ مكن
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
6 ekamu dikerlerdi/ayağa kaldırırlardı أَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verirlerdi وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 ve emeru ve emrederlerdi وَأَمَرُوا امر
11 bil-mea'rufi evrensel kabullerle/normlarla بِالْمَعْرُوفِ عرف
12 ve nehev ve engellerlerdi /yasaklarlardı وَنَهَوْا نهي
13 ani عَنِ -
14 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
15 velillahi ve Allah'adır وَلِلَّهِ -
16 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
17 l-umuri emirlerin/işlerin الْأُمُورِ امر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

3537|33|6|ٱلنَّبِىُّ أَوْلَىٰ بِٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمْ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفْعَلُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْكِتَٰبِ مَسْطُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Latin Literal

6. En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).

Türkçe Çeviri

Nebi132* daha velidir28 müminlere27 kendi nefislerinden201; ve eşleri onun*anneleridir717 onların** ve rahimler715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden27 ve muhâcirlerden716; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize28 bir marufu291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Ahmed Samira Çevirisi

6 The prophet (is) more worthy/deserving with the believers than them selves, and His wives (are) their mothers, and (those) of the relations some of them (are) more worthy/deserving with some in God’s Book/judgment than the believers and the emigrants, except that (E) you make/do to your allies/friends kindness/goodness , that was in The Book written/inscribed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 en-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
2 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
3 bil-mu'minine müminlere بِالْمُؤْمِنِينَ امن
4 min مِنْ -
5 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
6 ve ezvacuhu ve eşleri onun وَأَزْوَاجُهُ زوج
7 ummehatuhum anneleridir onların أُمَّهَاتُهُمْ امم
8 ve ulu ve sahipleri وَأُولُو اول
9 l-erhami rahimler الْأَرْحَامِ رحم
10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
11 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
12 bibea'din bir kısma بِبَعْضٍ بعض
13 fi فِي -
14 kitabi kitabında كِتَابِ كتب
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 mine مِنَ -
17 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmuhacirine ve muhacirlerden وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 tef'alu faaliyete geçirirsiniz تَفْعَلُوا فعل
22 ila إِلَىٰ -
23 evliyaikum velilerinize أَوْلِيَائِكُمْ ولي
24 mea'rufen bir marufu مَعْرُوفًا عرف
25 kane oldu كَانَ كون
26 zalike bu ذَٰلِكَ -
27 fi فِي -
28 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
29 mesturan satırlanmış مَسْطُورًا سطر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Müminlerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Rahimler sahipleri. Kavram 715

715 Ortak bir kadın rahmine bağlantılı olan kimseler. Bir kadının rahminden doğan erkek ve kadınlar sülaleyi oluşturur. Tüm akrabaları oluşturur. Bir kişi rahimler bağlantısıyla babasını doğuran rahme ve annesi üzerinden annesini doğuran rahme bağlantılıdır.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

3563|33|32|يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِىِّ لَسْتُنَّ كَأَحَدٍ مِّنَ ٱلنِّسَآءِ إِنِ ٱتَّقَيْتُنَّ فَلَا تَخْضَعْنَ بِٱلْقَوْلِ فَيَطْمَعَ ٱلَّذِى فِى قَلْبِهِۦ مَرَضٌ وَقُلْنَ قَوْلًا مَّعْرُوفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3563|33|32|ينسا النبي لستن كاحد من النسا ان اتقيتن فلا تخضعن بالقول فيطمع الذي في قلبه مرض وقلن قولا معروفا

Latin Literal

32. Yâ nisâen nebiyyi lestunne ke ehadin minen nisai inittekaytunne fe lâ tahda’ne bil kavli fe yatmaallezî fî kalbihî maradun ve kulne kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen).

Türkçe Çeviri

Ey nebinin* kadınları! Olmadınız kadınlardan biri** gibi; eğer takvalı21 oldunuzsa öyle ki eğmeyin/yumuşatmayın*** sözlerinizi; öyle ki tamah eder kimse (ki) kalbindedir bir maraz/hastalık; ve deyin maruf291 bir söz.

Ahmed Samira Çevirisi

32 You, the prophet’s women (wives), you are not as anyone from the women, if you feared and obeyed so do not soften/submit/obey with the word/opinion and belief, so wishes/desires who in his heart/mind (is) sickness/disease, and say (F) a kind/generous word/opinion and belief .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya nisa'e ey kadınları يَا نِسَاءَ نسو
2 n-nebiyyi nebinin النَّبِيِّ نبا
3 lestunne olmadınız لَسْتُنَّ ليس
4 keehadin biri gibi كَأَحَدٍ احد
5 mine مِنَ -
6 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو
7 ini eğer إِنِ -
8 ttekaytunne takvalı oldunuzsa اتَّقَيْتُنَّ وقي
9 fela öyle ki فَلَا -
10 tehdea'ne eğmeyin/yumuşatmayın تَخْضَعْنَ خضع
11 bil-kavli sözlerinizle بِالْقَوْلِ قول
12 feyetmea öyle ki tamah eder فَيَطْمَعَ طمع
13 llezi kimse الَّذِي -
14 fi فِي -
15 kalbihi kalbinde قَلْبِهِ قلب
16 meradun bir maraz مَرَضٌ مرض
17 vekulne ve deyin وَقُلْنَ قول
18 kavlen bir söz قَوْلًا قول
19 mea'rufen bir maruf مَعْرُوفًا عرف

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'in.**Bu kadınlar binlerce erkekle muhatap olmak durumundadır. Bu erkekler içinde münafıklar da vardır. Henüz tam bir mümin olmamış olanlar da vardır. Diğer kadınlardan farklı bir durumda oldukları için Rableri onları kalplerinde hastalık bulunan erkeklere karşı uyarmaktadır. ***Kelimenin kök anlamı boyun eğmek demektir. Sözler eğilip bükülebilir olursa yanlış anlaşılmalara neden olabilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

5160|60|12|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا جَآءَكَ ٱلْمُؤْمِنَٰتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَىٰٓ أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِٱللَّهِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَٰنٍ يَفْتَرِينَهُۥ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَٱسْتَغْفِرْ لَهُنَّ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

12. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ câekel mu’minâtu yubâyi’neke alâ en lâ yuşrikne billâhi şey’en ve lâ yesrikne ve lâ yeznîne ve lâ yaktulne evlâdehunne ve lâ ye’tîne bi buhtânin yefterînehu beyne eydîhinne ve erculihinne ve lâ ya’sîneke fî ma’rûfin fe bâyı’hunne vestagfirlehunnallâh(vestagfirlehunnallâhe) innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Geldiği zaman sana mümin27 kadınlar biat745 etsinler sana karşı ki şirk71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine291; öyle ki biat745 et onlara**; ve mağfiret319 sun onlar** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

12 You, you the prophet, if the believers (F) came to you, they (F) pledge/swear to you loyalty on that (E) they (F) not share/make partners with God a thing, and nor they (F) steal/rob, and nor they (F) commit adultery/fornication , and nor they (F) kill their (F) children, and nor they (F) do/commit with falsehood/slander (that) they (F) fabricate it between their (F) hands and their (F) feet, and nor they (F) disobey you in known/generosity , so pledge/swear to them (F) loyalty, and ask for forgiveness (P) for them (F) (from) God, that truly God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 ca'eke geldiği zaman sana جَاءَكَ جيا
5 l-mu'minatu mümin kadınlar الْمُؤْمِنَاتُ امن
6 yubayia'neke biat etsinler sana يُبَايِعْنَكَ بيع
7 ala karşı عَلَىٰ -
8 en ki أَنْ -
9 la لَا -
10 yuşrikne şirk koşmazlar يُشْرِكْنَ شرك
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا
13 ve la ve وَلَا -
14 yesrikne çalmazlar يَسْرِقْنَ سرق
15 ve la ve وَلَا -
16 yeznine zina etmezler يَزْنِينَ زني
17 ve la ve وَلَا -
18 yektulne katletmezler يَقْتُلْنَ قتل
19 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
20 ve la ve وَلَا -
21 ye'tine gelmezler يَأْتِينَ اتي
22 bibuhtanin yalan suçlamayla بِبُهْتَانٍ بهت
23 yefterinehu iftira atarak يَفْتَرِينَهُ فري
24 beyne arasında بَيْنَ بين
25 eydihinne elleri أَيْدِيهِنَّ يدي
26 ve erculihinne ve bacakları arasında وَأَرْجُلِهِنَّ رجل
27 ve la ve وَلَا -
28 yea'sineke isyan etmezler يَعْصِينَكَ عصي
29 fi فِي -
30 mea'rufin bir maruftakine مَعْرُوفٍ عرف
31 febayia'hunne öyle ki biat et onlara فَبَايِعْهُنَّ بيع
32 vestegfir ve mağfiret dile وَاسْتَغْفِرْ غفر
33 lehunne onlara لَهُنَّ -
34 llahe Allah’a اللَّهَ -
35 inne şüphesiz إِنَّ -
36 llahe Allah اللَّهَ -
37 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
38 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

**Nebi Muhammed.**Kadınlara. Sen de biat et onlara. Bu noktada biat kelimesinin karşılıklı olduğunu net bir şekilde anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

65. Talâk Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5217|65|2|فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا۟ ذَوَىْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِ ذَٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّهُۥ مَخْرَجًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا

Latin Literal

2. Fe izâ belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin evfârikûhunne bi ma’rûfin ve eşhidû zevey adlin minkum ve ekîmûş şehâdete lillâh(lillâhi), zâlikum yûazu bihî men kâne yû’minu billâhi vel yevmil âhir(âhiri), ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahrecâ(mahrecen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla291; ve şahid tutun adalet680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

2 So if they (F) reached (completed) their term/time, so hold/grasp them (F) with kindness/generosity or separate from them (F) with kindness/generosity , and call a witness (two owners) (B) of justice/equality from you, and keep up/take care of the testimony/certification to God, that is being preached/advised/warned with it who was believing with (in) God, and the Day the Last/Resurrection Day; and who fears and obeys God, He makes/puts for him a way out/exit.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
2 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ
3 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
4 feemsikuhunne öyleki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك
5 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
6 ev ya da أَوْ -
7 ferikuhunne ayırın/bölün onları فَارِقُوهُنَّ فرق
8 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
9 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوا شهد
10 zevey sahibi ikiyi (iki erkek) ذَوَيْ -
11 adlin adalet عَدْلٍ عدل
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 ve ekimu ve kıyamda tutun وَأَقِيمُوا قوم
14 ş-şehadete şahidliği الشَّهَادَةَ شهد
15 lillahi Allah için لِلَّهِ -
16 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ -
17 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ
18 bihi onunla بِهِ -
19 men kimseye (ki) مَنْ -
20 kane oldu كَانَ كون
21 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 ve men ve kim وَمَنْ -
26 yetteki takvalı olur يَتَّقِ وقي
27 llahe Allah’a اللَّهَ -
28 yec'al yapar (Allah) يَجْعَلْ جعل
29 lehu ona لَهُ -
30 mehracen bir çıkış yeri مَخْرَجًا خرج

Notlar

Not 1

*İddet sürelerine.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

65. Talâk Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

5221|65|6|أَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنتُم مِّن وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَآرُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا۟ عَلَيْهِنَّ وَإِن كُنَّ أُو۟لَٰتِ حَمْلٍ فَأَنفِقُوا۟ عَلَيْهِنَّ حَتَّىٰ يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأْتَمِرُوا۟ بَيْنَكُم بِمَعْرُوفٍ وَإِن تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُۥٓ أُخْرَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

5221|65|6|اسكنوهن من حيث سكنتم من وجدكم ولا تضاروهن لتضيقوا عليهن وان كن اولت حمل فانفقوا عليهن حتي يضعن حملهن فان ارضعن لكم فاتوهن اجورهن واتمروا بينكم بمعروف وان تعاسرتم فسترضع له اخري

Latin Literal

6. Eskinû hunne min haysu sekentum min vucdikum ve lâ tudârrûhunne li tudayyikû aleyhinn(aleyhinne), ve in kunne ulâti hamlin fe enfikû aleyhinne hattâ yeda’ne hamle hunn(hunne), fe in erda’ne lekum fe âtûhunne ucûre hunn(hunne), ve’temirû beynekum bi ma’rûf(ma’rûfin), ve in teâsertum fe se turdıu lehû uhrâ.

Türkçe Çeviri

Mesken edindirin* onları mesken edindiğiniz yerden; varlığınızdan**; ve zarar vermeyin onlara darlamak*** için üzerlerine; ve eğer oldularsa bir hamile olan; öyle ki infak6 edin onlar üzerine; ta ki bırakırlar yüklerini; öyle ki eğer emzirirlerse (bebeği) sizlere; öyle ki verin ecirlerini820 onların; ve emredin**** aranızda marufla291; ve eğer zorlanırsanız; öyle ki emzirir onu**** başkası.

Ahmed Samira Çevirisi

6 Reside/make them (F) live from where you resided from your wealth/capability , and do not harm them (F) to tighten/strain on them (F), and if they (F) were of pregnancy so spend on them until they give birth/drop their loads/off spring/pregnancy , so if they (F) breast fed for you (wet nursed), so give/bring them their (F) rewards , and consult each other, between you with kindness/generosity , and if you had difficulty/hardship , so another will breast feed (wet nurse) for him.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eskinuhunne mesken edindirin/tutun onları أَسْكِنُوهُنَّ سكن
2 min مِنْ -
3 haysu yerden حَيْثُ حيث
4 sekentum mesken edindiğiniz سَكَنْتُمْ سكن
5 min مِنْ -
6 vucdikum varlığınızdan وُجْدِكُمْ وجد
7 ve la ve وَلَا -
8 tudarruhunne zarar vermeyin onlara تُضَارُّوهُنَّ ضرر
9 litudeyyiku darlamak için لِتُضَيِّقُوا ضيق
10 aleyhinne onlar üzerine عَلَيْهِنَّ -
11 ve in ve eğer وَإِنْ -
12 kunne oldularsa كُنَّ كون
13 ulati olanlar أُولَاتِ اول
14 hamlin bir hamile حَمْلٍ حمل
15 feenfiku öyle ki infak edin فَأَنْفِقُوا نفق
16 aleyhinne onlar üzerine عَلَيْهِنَّ -
17 hatta taki حَتَّىٰ -
18 yedea'ne bırakırlar يَضَعْنَ وضع
19 hamlehunne yüklerini حَمْلَهُنَّ حمل
20 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
21 erdea'ne emzirirlerse أَرْضَعْنَ رضع
22 lekum sizlere لَكُمْ -
23 fe atuhunne öyle ki verin فَاتُوهُنَّ اتي
24 ucurahunne ecirlerini onların أُجُورَهُنَّ اجر
25 ve te'miru ve emredin وَأْتَمِرُوا امر
26 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
27 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
28 vein ve eğer وَإِنْ -
29 teaasertum zorlanırsanız تَعَاسَرْتُمْ عسر
30 feseturdiu öyleki emzirir فَسَتُرْضِعُ رضع
31 lehu onu لَهُ -
32 uhra başkası أُخْرَىٰ اخر

Notlar

Not 1

*Kadınlara mesken/barınak/kalacak/tutunacak yer sağlamak.**İmkanınızdan, gücünüzden.***Sıkıntı yaratmak.****Buyurmak.****Bebeği.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 291: maruf

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: maruf

Kavram No: 291

Kısa Açıklama: 291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 30

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 178

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katletmelerde yazıldı üzerinize kısas 320 ; hür hüredir; köle köleyedir; kadın kadınadır; öyle ki kim affedildi; kardeşinden ona bir şey (affetme); öyle ki bir tabi* olmadır marufa 291 ; ve bir ödemedir ** ona güzellikle; işte bu bir hafifletmedir Rabbinizden; ve rahmettir; öyle ki kim sınırı aşarsa bunun sonrası onadır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 185|2|178|يايها الذين امنوا كتب عليكم القصاص في القتلي الحر بالحر والعبد بالعبد والانثي بالانثي فمن عفي له من اخيه شي فاتباع بالمعروف وادا اليه باحسن ذلك تخفيف من ربكم ورحمه فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Bakara Suresi - Ayet 180

Türkçe Meal: Yazıldı üzerinize; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman birine sizlerden ölüm; eğer terk ettiyse/bıraktıysa bir hayır; bir haktır * vasiyet 321 anaya babaya ve yakınlık sahiplerine marufla 291 ; takva sahipleri 21 üzerinedir.

Arapça: 187|2|180|كتب عليكم اذا حضر احدكم الموت ان ترك خيرا الوصيه للولدين والاقربين بالمعروف حقا علي المتقين

Bakara Suresi - Ayet 228

Türkçe Meal: Ve boşanmışlar (kadınlar) bekletirler nefislerini üç mens/âdet; ve helal olmaz onlara ki gizlerler Allah'ın rahimlerinde yarattığını; eğer olduysalar iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ve kocalarına daha haktır döndürmeye onları (kadınları) bunun içinde (bekleme süresinde) eğer istedilerse bir ıslah 316 ; ve onlaradır (kadınlaradır) benzeri (erkeklere verilen hak) ki onlar (kadınlar) üzerine maruf 291 (olan); ve adamlar içindir onlar (kadınlar) üzerine bir derece * ; ve Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 235|2|228|والمطلقت يتربصن بانفسهن ثلثه قرو ولا يحل لهن ان يكتمن ما خلق الله في ارحامهن ان كن يومن بالله واليوم الاخر وبعولتهن احق بردهن في ذلك ان ارادوا اصلحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجه والله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 229

Türkçe Meal: Boşama iki defadır; öyle ki bir tutmadır marufla 291 ya da bir salmadır güzellikle; helal olmaz sizlere ki edinirsiniz/alırsınız verdiğinizden onlara (kadınlara) bir şey * ; dışındadır eğer korkarlarsa (iki eş) koruyamazlar diye Allah'ın hudutlarını/sınırlarını; (ya da) öyle ki eğer korktunuz (sizler) koruyamazlar (o iki eş) Allah'ın hudutlarını/sınırlarını diye ** ; öyle ki (kadının) verdiği fidye *** hakkında ikisine (de) (eşlere) bir günah yoktur **** ; işte şunlar; hudutlarıdır/sınırlarıdır Allah'ın; öyle ki aşmayın/çiğnemeyin onu; ve kim aşar/çiğner hudutlarını/sınırlarını Allah'ın; öyle ki bunlar; onlardır zalimler.

Arapça: 236|2|229|الطلق مرتان فامساك بمعروف او تسريح باحسن ولا يحل لكم ان تاخذوا مما اتيتموهن شيا الا ان يخافا الا يقيما حدود الله فان خفتم الا يقيما حدود الله فلا جناح عليهما فيما افتدت به تلك حدود الله فلا تعتدوها ومن يتعد حدود الله فاوليك هم الظلمون

Bakara Suresi - Ayet 231

Türkçe Meal: Ve boşadığınız zaman kadınları öyle ki ulaştılar (kadınlar) ecellerine * ; öyle ki tutun onları marufla 291 ya da salın onları marufla 291 ; ve tutmayın onları bir zarar (vererek) sınırı aşmak için; ve kim yapar bunu muhakkak ki zulmetti nefsine 201 ; ve edinmeyin Allah'ın ayetlerini istihza 361 ; ve zikredin/hatırlayın Allah'ın nimetini sizlere; ve indirdiğini sizlere hikmet 303 (içeren) kitaptan ** ; vaaz 653 eder onunla ** (kitapla); ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah her bir şeyi bilendir.

Arapça: 238|2|231|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او سرحوهن بمعروف ولا تمسكوهن ضرارا لتعتدوا ومن يفعل ذلك فقد ظلم نفسه ولا تتخذوا ايت الله هزوا واذكروا نعمت الله عليكم وما انزل عليكم من الكتب والحكمه يعظكم به واتقوا الله واعلموا ان الله بكل شي عليم

Bakara Suresi - Ayet 232

Türkçe Meal: Ve boşadığınız zaman kadınları; öyle ki ulaştılar ecellerine * ; öyle ki engellemeyin onları ki nikahlanırlar 744 (kadınlar) eşleriyle**; razı oldukları zaman aralarında marufla 291 ; işte budur; vaaz 653 edildi onunla sizlerden iman 47 eder olmuş kimseye Allah'a ve ahiret gününe; bu daha uygun/doğrudur sizlere ve daha temizdir; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.

Arapça: 239|2|232|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فلا تعضلوهن ان ينكحن ازوجهن اذا ترضوا بينهم بالمعروف ذلك يوعظ به من كان منكم يومن بالله واليوم الاخر ذلكم ازكي لكم واطهر والله يعلم وانتم لا تعلمون

Bakara Suresi - Ayet 233

Türkçe Meal: Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl * ; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla 291 ; külfete sokulmaz bir nefis 201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli 870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla 291 ; ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Arapça: 240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 234

Türkçe Meal: Ve sizlerden vefat ettirilen kimseler; ve geride bırakırlar eşlerini; beklerler (o kadınlar) kendi nefisleriyle 201 dört ay ve on (gün); öyle ki ulaştıkları zaman ecellerine * ; öyle ki yoktur bir günah sizlere (erkeklere) (kadınların) kendi nefislerinde 201 faal olduklarına, marufla 291 ; ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Arapça: 241|2|234|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا يتربصن بانفسهن اربعه اشهر وعشرا فاذا بلغن اجلهن فلا جناح عليكم فيما فعلن في انفسهن بالمعروف والله بما تعملون خبير

Bakara Suresi - Ayet 235

Türkçe Meal: Ve yoktur bir günah sizlere; açık etmenizde/belirginleştirmenizde kadınlara teklifinizden * (olanı); ya da gizlemenizde nefislerinizdekini 201 ; bildi Allah ki sizler zikredeceksiniz onları (kadınları); ve lakin vaat etmeyin bir sırla/gizlice; dışındadır ki söylersiniz bir söz marufla 291 ; ve azmetmeyin nikah 744 akdine; ta ki ulaşır kitap/yazıt eceline * ; ve bilin ki Allah bilir nefislerinizdekini 201 ; öyle ki hazır olun O’na (Allah’a); ve bilin ki Allah Gafûr’dur 20 ; Halîm’dir 58 .

Arapça: 242|2|235|ولا جناح عليكم فيما عرضتم به من خطبه النسا او اكننتم في انفسكم علم الله انكم ستذكرونهن ولكن لا تواعدوهن سرا الا ان تقولوا قولا معروفا ولا تعزموا عقده النكاح حتي يبلغ الكتب اجله واعلموا ان الله يعلم ما في انفسكم فاحذروه واعلموا ان الله غفور حليم

Bakara Suresi - Ayet 236

Türkçe Meal: Yoktur bir günah üzerinize; eğer boşadıysanız 363 kadınları (ki) asla temas etmediğinizi * ; ya da belirlediniz onlara (kadınlara) bir farîdah 362 ; ve faydalandırın onları (kadınları) bir maruflu 291 faydalandırmayla; üzerine genişlik olana kendi ölçüsüyledir; ve üzerine kıtlık olana kendi ölçüsüyledir; bir haktır muhsinler 294 üzerine.

Arapça: 243|2|236|لا جناح عليكم ان طلقتم النسا ما لم تمسوهن او تفرضوا لهن فريضه ومتعوهن علي الموسع قدره وعلي المقتر قدره متعا بالمعروف حقا علي المحسنين

Bakara Suresi - Ayet 240

Türkçe Meal: Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta 54 ; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki 201 bir maruftan 291 ; ve Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 263

Türkçe Meal: Maruf 291 bir kelime ve mağfiret * iyidir bir sadakadan 378 (ki) tabi olur ona (sadakaya) bir eziyet ** ; ve Allah Ganiyy’dir 106 ; Halîm’dir 58 .

Arapça: 270|2|263|قول معروف ومغفره خير من صدقه يتبعها اذي والله غني حليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: Ve olsun sizlerden bir ümmet/topluluk (ki) davet ederler/çağırırlar hayra doğru; ve emrederler 200 marufla 291 ; ve menederler münkerden 82 ; ve işte bunlar; onlardır felaha 326 ulaşanlar.

Arapça: 397|3|104|ولتكن منكم امه يدعون الي الخير ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر واوليك هم المفلحون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet 305 ; emredersiniz 200 marufla 291 ; ve menedersiniz münkerden 82 ; ve iman 47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman 47 etseydi kitap ehli 135 ; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler 451 ; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır 38 .

Arapça: 403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: İman 47 ederler * Allah'a ve ahiret gününe; ve emrederler 200 marufla 291 ; ve menederler münkerden 82 ; ve seri/çabuk olurlar hayırda; ve işte onlar 456 ; sâlihlerdendir 217 .

Arapça: 407|3|114|يومنون بالله واليوم الاخر ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسرعون في الخيرت واوليك من الصلحين

Nisâ Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Vermeyin ahmaklara 480 mallarınızı ki yaptı Allah sizlere bir kıyam * ; ve rızıklandırın onları onda; ve giydirin onları; ve deyin onlara maruf 291 bir söz.

Arapça: 498|4|5|ولا توتوا السفها امولكم التي جعل الله لكم قيما وارزقوهم فيها واكسوهم وقولوا لهم قولا معروفا

Nisâ Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Belalandırın * yetimleri ta ki ulaştıkları zaman nikâha ** ; öyle ki eğer farkına varırsanız onlardan bir reşitlik/olgunluk/doğruluk; öyle ki savuşturun *** onlara doğru mallarını; yemeyin onu bir israf (-la) ve bir telaş (-la) ki büyürler (diye); ve kim oldu bir gani/zengin; öyle ki tutsun kendini/sakınsın **** ve kim oldu bir fakir; öyle ki yesin marufla 291 ; öyle ki savurduğunuz *** zaman onlar üzerine mallarını; öyle ki şahit tutun üzerlerine; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Hasîb 486 olarak.

Arapça: 499|4|6|وابتلوا اليتمي حتي اذا بلغوا النكاح فان انستم منهم رشدا فادفعوا اليهم امولهم ولا تاكلوها اسرافا وبدارا ان يكبروا ومن كان غنيا فليستعفف ومن كان فقيرا فلياكل بالمعروف فاذا دفعتم اليهم امولهم فاشهدوا عليهم وكفي بالله حسيبا

Nisâ Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ve hazır olduğu zaman kısmeti yakınlık sahibinin 130 ve yetimlerin 131 ve miskinlerin 113 ; rızıklandırın onları ondan * ; ve deyin onlara maruf 291 bir söz.

Arapça: 501|4|8|واذا حضر القسمه اولوا القربي واليتمي والمسكين فارزقوهم منه وقولوا لهم قولا معروفا

Nisâ Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla) * ; zorlaştırmanız/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi ** ; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla 291 ; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan *** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.

Arapça: 512|4|19|يايها الذين امنوا لا يحل لكم ان ترثوا النسا كرها ولا تعضلوهن لتذهبوا ببعض ما اتيتموهن الا ان ياتين بفحشه مبينه وعاشروهن بالمعروف فان كرهتموهن فعسي ان تكرهوا شيا ويجعل الله فيه خيرا كثيرا

Nisâ Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve kim asla güç yetiremez sizlerden bir uzanıp ulaşmaya ki nikâhlar müminât 493 muhsanât 492 ; öyle ki müminât 493 fettanlarınızdan * , sağ ellerinizin malik/sahip 77 olduğundandır; ve Allah daha iyi bilir imanlarınızı; bir kısmınız bir kısımdandır; öyle ki nikâhlayın onları (sağ ellerinizin malik/sahip olduklarını) ehlinin/ahalisinin ** izniyle; ve verin ecirlerini *** marufla 291 ; muhsanât 492 (olsunlar) olmaksızın musâfihât 494 ; ve edinmeyenler (olsunlar) gizli/saklı arkadaş; öyle ki muhsanât 492 oldukları zaman; öyle ki (sonrası) eğer işlerlerse bir fahişelik 490 öyle ki onlar üzerinedir yarısı muhsanât 492 üzerine (olan) azaptan; işte bu kimse içindir (ki) haşyet duyar zorluğa/strese sizlerden; ve ki sabretmeniz **** bir hayırdır sizlere; ve Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 518|4|25|ومن لم يستطع منكم طولا ان ينكح المحصنت المومنت فمن ما ملكت ايمنكم من فتيتكم المومنت والله اعلم بايمنكم بعضكم من بعض فانكحوهن باذن اهلهن واتوهن اجورهن بالمعروف محصنت غير مسفحت ولا متخذت اخدان فاذا احصن فان اتين بفحشه فعليهن نصف ما علي المحصنت من العذاب ذلك لمن خشي العنت منكم وان تصبروا خير لكم والله غفور رحيم

Nisâ Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: Onların gizli konuşmalarından çoğunda olmaz (bir) hayır; dışındadır kimse (ki) emretti sadakayı 342 ya da marufu 291 ya da ıslahı 360 insanlar arasında; ve kim faaliyet içinde olursa buna aranarak/bakınarak Allah'ın rızasını; öyle ki yakında vereceğiz ona büyük bir ecir 820 .

Arapça: 607|4|114|لا خير في كثير من نجويهم الا من امر بصدقه او معروف او اصلح بين الناس ومن يفعل ذلك ابتغا مرضات الله فسوف نوتيه اجرا عظيما

Tevbe Suresi - Ayet 67

Türkçe Meal: Münâfık 26 erkekler ve münâfık 26 kadınlar * ; bir kısmı onların bir kısımdandır; emrederler münkeri 82 ve menederler maruftan 291 ; ve tutarlar/kavrarlar ** ellerini; unuttular Allah'ı; öyle ki unuttu (Allah) onları; doğrusu münâfıklar 26 ; işte onlardır fâsıklar 38 .

Arapça: 1302|9|67|المنفقون والمنفقت بعضهم من بعض يامرون بالمنكر وينهون عن المعروف ويقبضون ايديهم نسوا الله فنسيهم ان المنفقين هم الفسقون

Tevbe Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve mümin 27 erkekler; ve mümin 27 kadınlar * ; onların bir kısmı velileridir 28 bir kısmın; emrederler marufla 291 ve engellerler münkeri 82 ; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne 418 ; işte bunlar, rahmet 271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir 37 ; bir Hakîmdir 9 .

Arapça: 1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Tevbe 33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd 3 edenlerdir; seyahat edenlerdir * ; rükû 11 edenlerdir; secde 12 edenlerdir; emredenlerdir marufla 291 ; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri 82 ; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Hac Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame 572 ederlerdi salâtı 5 ; ve verirlerdi zekâtı 10 ; ve emrederlerdi marufla 291 ; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri 82 ; ve Allah'adır akıbeti 892 emirlerin/işlerin.

Arapça: 2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Ahzâb Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Nebi 132 * daha velidir 28 müminlere 27 kendi nefislerinden 201 ; ve eşleri onun * anneleridir 717 onların ** ve rahimler 715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir 28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden 27 ve muhâcirlerden 716 ; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize 28 bir marufu 291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Arapça: 3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Ahzâb Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Ey nebinin * kadınları! Olmadınız kadınlardan biri ** gibi; eğer takvalı 21 oldunuzsa öyle ki eğmeyin/yumuşatmayın *** sözlerinizi; öyle ki tamah eder kimse (ki) kalbindedir bir maraz/hastalık; ve deyin maruf 291 bir söz.

Arapça: 3563|33|32|ينسا النبي لستن كاحد من النسا ان اتقيتن فلا تخضعن بالقول فيطمع الذي في قلبه مرض وقلن قولا معروفا

Mümtehine Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Geldiği zaman sana mümin 27 kadınlar biat 745 etsinler sana karşı ki şirk 71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler 35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira 883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine 291 ; öyle ki biat 745 et onlara ** ; ve mağfiret 319 sun onlar ** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Talâk Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine * ; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla 291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla 291 ; ve şahid tutun adalet 680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz 653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman 47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı 21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Arapça: 5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا

Talâk Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Mesken edindirin * onları mesken edindiğiniz yerden; varlığınızdan ** ; ve zarar vermeyin onlara darlamak *** için üzerlerine; ve eğer oldularsa bir hamile olan; öyle ki infak 6 edin onlar üzerine; ta ki bırakırlar yüklerini; öyle ki eğer emzirirlerse (bebeği) sizlere; öyle ki verin ecirlerini 820 onların; ve emredin **** aranızda marufla 291 ; ve eğer zorlanırsanız; öyle ki emzirir onu **** başkası.

Arapça: 5221|65|6|اسكنوهن من حيث سكنتم من وجدكم ولا تضاروهن لتضيقوا عليهن وان كن اولت حمل فانفقوا عليهن حتي يضعن حملهن فان ارضعن لكم فاتوهن اجورهن واتمروا بينكم بمعروف وان تعاسرتم فسترضع له اخري