Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 311: Musibet

Bu kavram 6 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

311Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

2. Bakara Suresi

Ayet 156

Arapça Metin (Harekeli)

163|2|156|ٱلَّذِينَ إِذَآ أَصَٰبَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُوٓا۟ إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّآ إِلَيْهِ رَٰجِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

163|2|156|الذين اذا اصبتهم مصيبه قالوا انا لله وانا اليه رجعون

Latin Literal

156. Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) isabet ettiği zaman onlara bir musibet311 derler: “Doğrusu biz Allah içiniz; ve doğrusu biz O'na dönenleriz.”

Ahmed Samira Çevirisi

156 Those who if a disaster/every thing hated struck them they said: "We are to God, and we are to Him returning."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 iza zaman إِذَا -
3 esabethum isabet ettiği onlara أَصَابَتْهُمْ صوب
4 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
5 kalu derler قَالُوا قول
6 inna doğrusu biz إِنَّا -
7 lillahi Allah içiniz لِلَّهِ -
8 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا -
9 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
10 raciune dönenleriz رَاجِعُونَ رجع

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 165

Arapça Metin (Harekeli)

458|3|165|أَوَلَمَّآ أَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةٌ قَدْ أَصَبْتُم مِّثْلَيْهَا قُلْتُمْ أَنَّىٰ هَٰذَا قُلْ هُوَ مِنْ عِندِ أَنفُسِكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

165. E ve lemmâ asâbetkum musîbetun kad asabtum misleyhâ, kultum ennâ hâzâ, kul huve min indi enfusikum innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini870 onun*; dediniz: "Neredendir bu**?"; de ki o** nefisleriniz201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

165 Or when a disaster struck/hit you , you had struck/hit equal to it twice , you said: "From where (is) that (the disaster)?" Say: "It is from at yourselves, that God (is) on every thing capable/able ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelemma ya da ne zaman أَوَلَمَّا -
2 esabetkum isabet etti sizlere أَصَابَتْكُمْ صوب
3 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
4 kad muhakkak قَدْ -
5 esabtum isabet ettirdiniz onlara أَصَبْتُمْ صوب
6 misleyha iki mislini onun مِثْلَيْهَا مثل
7 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
8 enna neredendir أَنَّىٰ اني
9 haza bu هَٰذَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 huve o هُوَ -
12 min مِنْ -
13 indi indinden/yanındandır عِنْدِ عند
14 enfusikum nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 ala üzerine عَلَىٰ -
18 kulli her كُلِّ كلل
19 şey'in şey شَيْءٍ شيا
20 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Musibetin.**Musibet.

4. Nisâ Suresi

Ayet 62

Arapça Metin (Harekeli)

555|4|62|فَكَيْفَ إِذَآ أَصَٰبَتْهُم مُّصِيبَةٌۢ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ثُمَّ جَآءُوكَ يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ إِنْ أَرَدْنَآ إِلَّآ إِحْسَٰنًا وَتَوْفِيقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

555|4|62|فكيف اذا اصبتهم مصيبه بما قدمت ايديهم ثم جاوك يحلفون بالله ان اردنا الا احسنا وتوفيقا

Latin Literal

62. Ve keyfe izâ esâbethum musîbetun bimâ kaddemet eydîhim summe câûke yahlıfûne billâhi in eradnâ illâ ihsânen ve tevfîkâ(tevfîkan).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nasıldır; isabet ettiği zaman onlara bir musibet311 kendi ellerinin kazandığı kademeyle/kıdemle; sonra geldiler sana (ki) yemin ederler Allah'a; "ki istedik ancak bir ihsan/iyilik ve bir uzlaşı."

Ahmed Samira Çevirisi

62 So how if a disaster struck them with what their hands advanced/presented/undertook , then they came to you swearing by God: "That truly we wanted except a goodness, and harmony."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekeyfe öyle ki nasıl فَكَيْفَ كيف
2 iza zaman إِذَا -
3 esabethum isabet ettiği onlara أَصَابَتْهُمْ صوب
4 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
5 bima بِمَا -
6 kaddemet kademe kazandığıyla قَدَّمَتْ قدم
7 eydihim kendi ellerinin أَيْدِيهِمْ يدي
8 summe sonra ثُمَّ -
9 ca'uke geldiler sana جَاءُوكَ جيا
10 yehlifune yemin ederler يَحْلِفُونَ حلف
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 in ki إِنْ -
13 eradna istemiş أَرَدْنَا رود
14 illa dışında إِلَّا -
15 ihsanen bir ihsan/iyilik إِحْسَانًا حسن
16 ve tevfikan ve bir uzlaşı وَتَوْفِيقًا وفق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

4. Nisâ Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

565|4|72|وَإِنَّ مِنكُمْ لَمَن لَّيُبَطِّئَنَّ فَإِنْ أَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةٌ قَالَ قَدْ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَىَّ إِذْ لَمْ أَكُن مَّعَهُمْ شَهِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

565|4|72|وان منكم لمن ليبطين فان اصبتكم مصيبه قال قد انعم الله علي اذ لم اكن معهم شهيدا

Latin Literal

72. Ve inne minkum le men le yubattienn(yubattienne), fe in esâbetkum musîbetun kâle kad en’amallâhu aleyye iz lem ekun meahum şehîdâ(şehîden).

Türkçe Çeviri

Ve doğrusu sizlerden mutlak (bir) kimse (ki) muhakkak ağırdan alır/ayak sürer*; öyle ki eğer isabet ettiyse sizlere bir musibet311; dedi: "Muhakkak nimet** vermiş Allah üzerime; asla olmadığım zaman onlarla beraber şahit/tanık."

Ahmed Samira Çevirisi

72 And that from you who (E) will slow/delay/linger (E) , so if a disaster struck you, he said: "God had blessed on me, when I was not present with them."

Notlar

Not 1

*Çatışmaya/savaşmaya gitmemek için yollar arar; elinden geleni yapar.**Onlarla birlikte olmamak Allah'ın bir nimetidir sanmaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

5. Mâide Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

775|5|106|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ شَهَٰدَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ حِينَ ٱلْوَصِيَّةِ ٱثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ ءَاخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ فَأَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةُ ٱلْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِنۢ بَعْدِ ٱلصَّلَوٰةِ فَيُقْسِمَانِ بِٱللَّهِ إِنِ ٱرْتَبْتُمْ لَا نَشْتَرِى بِهِۦ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَلَا نَكْتُمُ شَهَٰدَةَ ٱللَّهِ إِنَّآ إِذًا لَّمِنَ ٱلْءَاثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

Latin Literal

106. Yâ eyyuhellezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti311; tutun o ikisini salâttan5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

106 You, you those who believed testimony between you if the death attended any of you (at the) time of the bequest/will (bring) two of justice from you or two others from other than you, if you, you moved/mixed in the Earth/land, so the death’s/liflessness’s disaster struck you , you prevent/withhold them (B) from after the prayers, so they (B) swear/make oath with God: "If you become doubtful/suspicious we do not buy volunteer (ourselves) with it a price, and even if (he or she was) of the relations/near, and we do not hide/conceal God’s witness/certification , that we are then from (E) the sinners/criminals."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 şehadetu şahitlik/tanıklık (olsun) شَهَادَةُ شهد
5 beynikum aranızda بَيْنِكُمْ بين
6 iza zaman إِذَا -
7 hadera geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر
8 ehadekumu sizlerden birine أَحَدَكُمُ احد
9 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت
10 hine esnasında حِينَ حين
11 l-vesiyyeti vasiyyet الْوَصِيَّةِ وصي
12 snani iki اثْنَانِ ثني
13 zeva kişi ذَوَا -
14 adlin adil عَدْلٍ عدل
15 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
16 ev ya da أَوْ -
17 aharani başka iki kişi اخَرَانِ اخر
18 min مِنْ -
19 gayrikum sizlerden olmayan غَيْرِكُمْ غير
20 in eğer إِنْ -
21 entum sizler أَنْتُمْ -
22 derabtum darp ettiniz/vurdunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب
23 fi فِي -
24 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
25 feesabetkum öyle ki isabet etti size فَأَصَابَتْكُمْ صوب
26 musibetu musibeti مُصِيبَةُ صوب
27 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
28 tehbisunehuma tutun o ikisini تَحْبِسُونَهُمَا حبس
29 min مِنْ -
30 bea'di sonra بَعْدِ بعد
31 s-salati salattan الصَّلَاةِ صلو
32 fe yuksimani öyle ki yemin etsinler o ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم
33 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
34 ini eğer إِنِ -
35 rtebtum şüphelendiniz ارْتَبْتُمْ ريب
36 la لَا -
37 neşteri satmayız نَشْتَرِي شري
38 bihi onu (yemini) بِهِ -
39 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
40 velev ve eğer وَلَوْ -
41 kane olsa (da) كَانَ كون
42 za ذَا -
43 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
44 ve la ve de وَلَا -
45 nektumu gizlemeyiz نَكْتُمُ كتم
46 şehadete şahitliğini شَهَادَةَ شهد
47 llahi Allah'ın اللَّهِ -
48 inna doğrusu biz إِنَّا -
49 izen o zaman إِذًا -
50 lemine mutlak kimselerdeniz لَمِنَ -
51 l-asimine günahkâr الْاثِمِينَ اثم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

9. Tevbe Suresi

Ayet 50

Arapça Metin (Harekeli)

1285|9|50|إِن تُصِبْكَ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ وَإِن تُصِبْكَ مُصِيبَةٌ يَقُولُوا۟ قَدْ أَخَذْنَآ أَمْرَنَا مِن قَبْلُ وَيَتَوَلَّوا۟ وَّهُمْ فَرِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1285|9|50|ان تصبك حسنه تسوهم وان تصبك مصيبه يقولوا قد اخذنا امرنا من قبل ويتولوا وهم فرحون

Latin Literal

50. İn tusıbke hasenetun tesu’hum, ve in tusıbke musîbetun yekûlû kad ehaznâ emrenâ min kablu ve yetevellev ve hum ferihûn(ferihûne).

Türkçe Çeviri

Eğer isabet etse sana bir güzellik kötüleştirir onları; ve eğer isabet etse sana bir musibet311 derler: "Muhakkak edinmiştik/almıştık emrimizi* önceden; ve dönerler; ve onlar ferahlayanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

50 If goodness strikes you it harms them , and if disaster/every thing hated strikes you , they say: "We had taken our matter/affair from before." And they turn away and they are happy/delighted .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 tusibke isabet etse sana تُصِبْكَ صوب
3 hasenetun bir güzellik حَسَنَةٌ حسن
4 tesu'hum kötüleştirir onları تَسُؤْهُمْ سوا
5 vein ve eğer وَإِنْ -
6 tusibke isabet etse sana تُصِبْكَ صوب
7 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
8 yekulu derler يَقُولُوا قول
9 kad muhakkak قَدْ -
10 ehazna edinmiştik/almıştık أَخَذْنَا اخذ
11 emrana emrimizi أَمْرَنَا امر
12 min مِنْ -
13 kablu önceden قَبْلُ قبل
14 ve yetevellev ve dönerler وَيَتَوَلَّوْا ولي
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 ferihune ferahlayanlardır فَرِحُونَ فرح

Notlar

Not 1

*İşimizi önceden sağlama almıştık.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 311: Musibet

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Musibet

Kavram No: 311

Kısa Açıklama: 311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 6

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 156

Türkçe Meal: Kimseler (ki) isabet ettiği zaman onlara bir musibet 311 derler: “Doğrusu biz Allah içiniz; ve doğrusu biz O'na dönenleriz.”

Arapça: 163|2|156|الذين اذا اصبتهم مصيبه قالوا انا لله وانا اليه رجعون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 165

Türkçe Meal: Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet 311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini 870 onun * ; dediniz: "Neredendir bu ** ?"; de ki o ** nefisleriniz 201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Nisâ Suresi - Ayet 62

Türkçe Meal: Öyle ki nasıldır; isabet ettiği zaman onlara bir musibet 311 kendi ellerinin kazandığı kademeyle/kıdemle; sonra geldiler sana (ki) yemin ederler Allah'a; "ki istedik ancak bir ihsan/iyilik ve bir uzlaşı."

Arapça: 555|4|62|فكيف اذا اصبتهم مصيبه بما قدمت ايديهم ثم جاوك يحلفون بالله ان اردنا الا احسنا وتوفيقا

Nisâ Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve doğrusu sizlerden mutlak (bir) kimse (ki) muhakkak ağırdan alır/ayak sürer * ; öyle ki eğer isabet ettiyse sizlere bir musibet 311 ; dedi: "Muhakkak nimet ** vermiş Allah üzerime; asla olmadığım zaman onlarla beraber şahit/tanık."

Arapça: 565|4|72|وان منكم لمن ليبطين فان اصبتكم مصيبه قال قد انعم الله علي اذ لم اكن معهم شهيدا

Mâide Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti 311 ; tutun o ikisini salâttan 5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Arapça: 775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

Tevbe Suresi - Ayet 50

Türkçe Meal: Eğer isabet etse sana bir güzellik kötüleştirir onları; ve eğer isabet etse sana bir musibet 311 derler: "Muhakkak edinmiştik/almıştık emrimizi * önceden; ve dönerler; ve onlar ferahlayanlardır.

Arapça: 1285|9|50|ان تصبك حسنه تسوهم وان تصبك مصيبه يقولوا قد اخذنا امرنا من قبل ويتولوا وهم فرحون