Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 47: iman

Bu kavram 320 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

10|2|3|ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

10|2|3|الذين يومنون بالغيب ويقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Latin Literal

3. Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir* (ki) iman47 ederler gayba62**; ve ikame572 ederler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who believe with the unseen/hidden and they keep up/call for the prayers and from what We provided for them they spend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
3 bil-gaybi gayba/görünmeyene/gizliye بِالْغَيْبِ غيب
4 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
6 ve mimma ve وَمِمَّا -
7 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
8 yunfikune infak ederler/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق

Notlar

Not 1

*Takva sahipleri.**Rablerini gözleriyle göremeseler de O'nun tecelli etmiş olan isimlerine/sıfatlarına tanık/şahit olarak iman ederler/emin olurlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

11|2|4|وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

11|2|4|والذين يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك وبالاخره هم يوقنون

Latin Literal

4. Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerdir* (ki) iman47 ederler sana indirilmişe**; ve senden önce indirilmişe***; ve âhirete774 (de) onlar yakınlaşırlar/kesinleşirler****.

Ahmed Samira Çevirisi

4 And those who believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and with the end (other life) they are sure/certain .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
3 bima بِمَا -
4 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
5 ileyke sana إِلَيْكَ -
6 ve ma ve وَمَا -
7 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
8 min مِنْ -
9 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
10 ve bil-ahirati ve ahirete (de) وَبِالْاخِرَةِ اخر
11 hum onlar هُمْ -
12 yukinune kesinleşirler. يُوقِنُونَ يقن

Notlar

Not 1

*Takva sahipleri.**Kur'an'a***Tevrat'a ve İncîl'e.****Yakın olarak emin olurlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

13|2|6|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ سَوَآءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

13|2|6|ان الذين كفروا سوا عليهم انذرتهم ام لم تنذرهم لا يومنون

Latin Literal

6. İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler* (ki) kâfirlik25 ettiler; aynı seviyedir/farksızdır onlara uyarsan** da onları ya da asla uyarmasan** da; iman47 etmezler***.

Ahmed Samira Çevirisi

6 That those who disbelieved, (it is) equal/alike on (to) them, had you warned them , or you did not warn them, (notice) they do not believe.

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın ayetlerini içeren kutsal kitapların hükmünü örten, gizleyen, yok sayan, görmezden gelen kâfirler.**İslâm olun; sadece kutsal kitaplara gelin, sadece Rabbinizin kitabına uyun; sadece Kur'an'a tabi olun. İbrahim'in milletine tabi olun. Hanif yani tek tanrıcı olun. Rabbinize şirk koşmayın. İblîs'in adımlarını izlemeyin.***Kutsal kitapların hükmünü gizleyenler, örtenler gerçek bir imana sahip değillerdir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

15|2|8|وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَبِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

15|2|8|ومن الناس من يقول امنا بالله وباليوم الاخر وما هم بمومنين

Latin Literal

8. Ve minen nâsi men yekûlu âmennâ billâhi ve bil yevmil âhıri ve mâ hum bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve insanlardan kimi* der: “İman47 ettik Allah'a ve âhiret774 gününe**”; ve (oysa) değildir*** onlar* müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

8 And from the people who say: "We believed by God and with the Day the Last/ Resurrection Day." And they are not with believing.

Notlar

Not 1

*Sahte müminler. "Allah'a ve âhiret gününe iman ederiz" deyip de Yüce Allah'a şirk koşarak iman eden sahte müminler.**Evre, dönem.***Yüce Allah'a ve âhirete gönülden iman ederler; bunu da deklere ederler ancak asla gerçek müminler değillerdir. Sahte müminlerdir. Çünkü Yüce Allah'a illa ki şirk koşarak iman ederler. Sadece kutsal kitaplardaki hükümleri dinde kaynak edinecekleri yere onların astından uyduruk söylentilere de tabi olurlar. Yahudilerin Talmud'a tabi olması, Hristiyanların Tarsuslu Pavlus'un uyduruk öğretilerine tabi olması, kendisini Müslüman sanan milyarlarca insanın da hadislere/mezheplere tabi olmaları bu ayette açıkça işaret edilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Âhiret, âhiret. Kavram 774

774 Ertelenmiş, geriye bırakılmış, ötelenmiş, final, son, en uç. Diriliş ve din günüyle (yargılamanın dinden yani sadece Kur'an'dan yapılacağı gün) birlikte cennetleri ve cehennemi kapsayan evre/dönem.

2. Bakara Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

16|2|9|يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَمَا يَخْدَعُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

16|2|9|يخدعون الله والذين امنوا وما يخدعون الا انفسهم وما يشعرون

Latin Literal

9. Yuhâdiûnallâhe vellezîne âmenû, ve mâ yahdeûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

Aldatmaya* bakarlar Allah'ı ve iman47 etmiş kimseleri; ve (oysa) aldatmaya* bakar değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve değillerdir şuurlanırlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

9 They deceive God, and those who believed, and they do not deceive except themselves, and they do not feel/know/sense.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yuhadiune aldatmaya bakarlar يُخَادِعُونَ خدع
2 llahe Allah'ı اللَّهَ -
3 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 ve ma ve değillerdir وَمَا -
6 yehdeune aldatmaya bakarlar يَخْدَعُونَ خدع
7 illa dışında إِلَّا -
8 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
9 ve ma ve değillerdir وَمَا -
10 yeş'urune anlarlar/farkına varırlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*2:8 ayetinde işaret edilen sahte müminler. Bu müşrikler inançlarında samimidirler. İnsanları aldatarak kendi uyduruk dinlerine tabi olmaya çağırırlar; hatta zorlarlar. Tek tanrıcı olan, "kutsal kitaplar bizlere yeter, Kur'an bizlere yeter" diyen tek tanrıcıları da kendi uyduruk dinlerine döndürmeye çalışırlar. Yüce Allah adına uyduruk hadisler türeterek Allah adına bile yalan söylerler. Oysa ancak kendilerini ateşe sürükleyecek şeyle kendilerini aldatırlar.**Bilinçlenirler, farkına varırlar, anlarlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

20|2|13|وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ كَمَآ ءَامَنَ ٱلنَّاسُ قَالُوٓا۟ أَنُؤْمِنُ كَمَآ ءَامَنَ ٱلسُّفَهَآءُ أَلَآ إِنَّهُمْ هُمُ ٱلسُّفَهَآءُ وَلَٰكِن لَّا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

20|2|13|واذا قيل لهم امنوا كما امن الناس قالوا انومن كما امن السفها الا انهم هم السفها ولكن لا يعلمون

Latin Literal

13. Ve izâ kîle lehum âminû kemâ âmenen nâsu kâlû e nu’minu kemâ âmenes sufehâu, e lâ innehum humus sufehâu ve lâkin lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve denildiği zaman onlara*; iman47 edin iman47 etmiş insanlar** gibi; dediler: “İman47 eder miyiz (hiç) iman47 etmiş ahmaklar/aptallar*** gibi”; değil mi ki doğrusu onlar, kendileri ahmaklardır/aptallardır****; fakat bilmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And if (it was/is) said to them: "Believe as the people believed." They said: "Do we believe as the ignorant/foolish believed?" Is it not that they truly are, they are the ignorant/foolish and but they do not know?

Notlar

Not 1

*2:8 ayetinde işaret edilen sahte müminlere.**Gerçek müminler gibi. Tek tanrıcı olan, sadece kutsal kitaplar diyen insanlar gibi. Sadece Kur'an'ın ayetlerine tabi olmuş, sadece Rabbinin kitabına uyan kimseler gibi. ***Sahte müminlerin bir özelliği de kendi uyduruk dinlerini her şeyin üzerinde görmeleridir. Kendi dinlerine tabi olmayanları ahmak, aptal, anlamaz, kavramaz olarak görmeleridir. ****Oysa ahmak, aptal, anlamaz, bir şey kavramaz olanlar kendileridir. Sadece kutsal kitaplara uymak varken şirke girerek dinde hüküm koyan şeylere tabi olmaları buna açık bir delildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

21|2|14|وَإِذَا لَقُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَوْا۟ إِلَىٰ شَيَٰطِينِهِمْ قَالُوٓا۟ إِنَّا مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِءُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

21|2|14|واذا لقوا الذين امنوا قالوا امنا واذا خلوا الي شيطينهم قالوا انا معكم انما نحن مستهزون

Latin Literal

14. Ve izâ lekûllezîne âmenû kâlû âmennâ, ve izâ halev ilâ şeyâtînihim, kâlû innâ meakum, innemâ nahnu mustehziûn(mustehziûne).

Türkçe Çeviri

Ve karşılaştıkları* zaman iman47 etmiş** kimselere dediler*: “İman47 ettik”; ve yalnız kaldıkları zaman şeytânlarıyla29 dediler*: “Doğrusu bizler beraberiz sizlerle; ancak bizler alay edenleriz***.”

Ahmed Samira Çevirisi

14 And if they met/found those who believed, they said: "We believed". And if they were alone/together with to their devils they said: "That we are with you, but we are mocking ."

Notlar

Not 1

*2:8 ayetinde işaret edilen sahte müminler.**Sadece Kur'an'a tabi olmuş tek tanrıcılara.***Anlarız ki Kur'an'ın inme sürecinde sahte müminler vardır. Kendilerini mümin sanan bu kimseler sadece Kur'an'a tabi olmuş kimselerle alay etmektedirler. Kur'an öğretileri yerine saptırıcılara/şeytânlara tabi olurlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

32|2|25|وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ كُلَّمَا رُزِقُوا۟ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِّزْقًا قَالُوا۟ هَٰذَا ٱلَّذِى رُزِقْنَا مِن قَبْلُ وَأُتُوا۟ بِهِۦ مُتَشَٰبِهًا وَلَهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

32|2|25|وبشر الذين امنوا وعملوا الصلحت ان لهم جنت تجري من تحتها الانهر كلما رزقوا منها من ثمره رزقا قالوا هذا الذي رزقنا من قبل واتوا به متشبها ولهم فيها ازوج مطهره وهم فيها خلدون

Latin Literal

25. Ve beşşirillezîne âmenû ve amilûs sâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl(kablu) ve utû bihî muteşâbihâ(muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve müjdele kimseleri (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18 ki onlaradır cennetler; akar altından onun nehirler; her rızıklandırıldıklarında ondan*, meyveden; bir rızık (olarak); dediler: “Bu ki rızıklandırıldığımızdır önceden**”; ve (oysa) verilmişlerdi onun benzeri; ve onlaradır orada* eşler184; temiz kılınmış; ve onlar orada ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And announce good news (to) those who believe and did/made the correct/righteous deeds, that to them (are) treed gardens the rivers flow from beneath it. Whenever they (were) provided for from it from a fruit a provision ,they said: "This (is) what we were provided for from before." And they were given with it similar , and for them in it (are) purified spouses and they are in it immortally/eternally .

Notlar

Not 1

*Cennetten.**Selam diyarında/yurdunda verilen rızıklar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cennetlerde eş, eşler. Kavram 184

184 Ezvâcun; ahiret evreninde cinsiyetin mevcut olacağını şerefli Kur'an'dan öğreniyoruz. Cennetlere girmiş olan kimselere verilen, o kimseye özel olan, sadece o kimseyle bağlantı kuran, o kimsenin cinsiyetine uygun olarak verilecek olan varlıklar. Bu varlıklar eşleri olan kimselere sevginin/şefkatin en üst seviyesinde bir bağlantıyla bağlı olacaklardır.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

2. Bakara Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

33|2|26|إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَسْتَحْىِۦٓ أَن يَضْرِبَ مَثَلًا مَّا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّهِمْ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَيَقُولُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا يُضِلُّ بِهِۦ كَثِيرًا وَيَهْدِى بِهِۦ كَثِيرًا وَمَا يُضِلُّ بِهِۦٓ إِلَّا ٱلْفَٰسِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

33|2|26|ان الله لا يستحي ان يضرب مثلا ما بعوضه فما فوقها فاما الذين امنوا فيعلمون انه الحق من ربهم واما الذين كفروا فيقولون ماذا اراد الله بهذا مثلا يضل به كثيرا ويهدي به كثيرا وما يضل به الا الفسقين

Latin Literal

26. İnnallâhe lâ yestahyî en yadribe meselen mâ beûdaten fe mâ fevkahâ fe emmellezîne âmenû fe ya’lemûne ennehul hakku min rabbihim, ve emmellezîne keferû fe yekûlûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), yudıllu bihî kesîran ve yehdî bihî kesîrâ(kesîran) ve mâ yudıllu bihî illel fâsıkîn(fâsıkîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah çekinmez; ki vurur/ortaya koyar bir misal/örnek; bir sivrisineği186; öyle ki onun üstündekini (de)186; öyle ki ancak iman47 etmiş kimseler; böylece bilirler ki o (örnek) haktır/gerçektir Rablerinden4; ve ancak kâfirlik25 etmiş kimseler; öyle ki derler: “Neyi amaçladı/arzuladı Allah bu misalle/örnekle?”; saptırır (Allah) onunla (örnekle) bir çoğunu; ve doğru yola kılavuzlar onunla (örnekle) bir çoğunu; ve saptırır değildir (Allah) onunla (örnekle); ancak fâsıkları38.

Ahmed Samira Çevirisi

26 That God does not (feel) shame that (He) gives/strikes an example , (of) any a mosquito (and) so what (is) above it, so but those who believed, so they know that it (is) the truth from their Lord, and but those who disbelieved, so they say: "What did God want/intend with that (as) an example/proverb?" He misguides with it many, and He guides with it many, and He does not misguide with it except the debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 la لَا -
4 yestehyi çekinmez يَسْتَحْيِي حيي
5 en ki أَنْ -
6 yedribe vurur/ortaya koyar يَضْرِبَ ضرب
7 meselen bir misal/örnek مَثَلًا مثل
8 ma مَا -
9 beudeten bir sivrisineği بَعُوضَةً بعض
10 fe ma öyle ki فَمَا -
11 fevkaha onun üstündekini (de) فَوْقَهَا فوق
12 feemma öyle ki ancak فَأَمَّا -
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 feyea'lemune böylece bilirler فَيَعْلَمُونَ علم
16 ennehu ki o أَنَّهُ -
17 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
18 min مِنْ -
19 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
20 ve emma ve ancak وَأَمَّا -
21 ellezine kimseler الَّذِينَ -
22 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
23 feyekulune öyle ki derler فَيَقُولُونَ قول
24 maza neyi مَاذَا -
25 erade amaçladı/arzuladı أَرَادَ رود
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 bihaza bu بِهَٰذَا -
28 meselen misalle/örnekle مَثَلًا مثل
29 yudillu saptırır (Allah) يُضِلُّ ضلل
30 bihi onunla (örnekle) بِهِ -
31 kesiran bir çoğunu كَثِيرًا كثر
32 ve yehdi ve doğru yola kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
33 bihi onunla (örnekle) بِهِ -
34 kesiran bir çoğunu كَثِيرًا كثر
35 ve ma ve değildir وَمَا -
36 yudillu Saptır (Allah) يُضِلُّ ضلل
37 bihi Onunla (örnekle) بِهِ -
38 illa dışında إِلَّا -
39 l-fasikine fâsıklar الْفَاسِقِينَ فسق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sivrisinek Kavram 186

186 Sivrisinek Yüce Allah'ın örnek verdiği bir canlıdır. Onun üzerinde olan da örnek verilmiştir. Bilimsel veriler göstermiştir ki küçücük bir sivrisineğin üzerinde çok sayıda bakteri yaşamaktadır. Sıtma mikrobu taşıyan sivrisineğin tek bir ısırığı sıtma hastalığına neden olabilir. Sivrisineğin insanlık tarihinde en çok insanın ölmesine neden olan sıtma hastalığına neden olması nedeniyle örnek olarak gösterilmesi Kur'an'ın büyük bir bilimsel mucizedir.“Doğrusu Allah çekinmez, ki ortaya koyar bir örnek; bir sivrisineği; onun üstündekini de.”: Sivrisinek ve onun üstündeki bakteriler.

2. Bakara Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

48|2|41|وَءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلْتُ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُمْ وَلَا تَكُونُوٓا۟ أَوَّلَ كَافِرٍۭ بِهِۦ وَلَا تَشْتَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِى ثَمَنًا قَلِيلًا وَإِيَّٰىَ فَٱتَّقُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

48|2|41|وامنوا بما انزلت مصدقا لما معكم ولا تكونوا اول كافر به ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا وايي فاتقون

Latin Literal

41. Ve âminû bi mâ enzeltu musaddikan li mâ meakum ve lâ tekûnû evvele kâfirin bih(bîhî), ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlen ve iyyâye fettekûni.

Türkçe Çeviri

Ve iman47 edin indirdiğime (Kur'ân'a); bir musaddıktır140 sizlerin yanındakine (Tevrât’a); ve olmayın ilk kâfir25 ona*; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve sadece bana; öyle ki takvalı21 olun (sadece) bana.

Ahmed Samira Çevirisi

41 And believe with what I descended, confirming to what (is) with you, and do not be (the) first disbeliever with it, and do not buy/volunteer with My verses/evidences a small/little price, and (only) Me, so fear and obey Me.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve aminu ve iman edin وَامِنُوا امن
2 bima بِمَا -
3 enzeltu indirdiğime أَنْزَلْتُ نزل
4 musaddikan bir musaddik مُصَدِّقًا صدق
5 lima لِمَا -
6 meakum sizlerin yanındakine (Tevrat’a) مَعَكُمْ -
7 ve la وَلَا -
8 tekunu ve olmayın تَكُونُوا كون
9 evvele ilk أَوَّلَ اول
10 kafirin kâfir كَافِرٍ كفر
11 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
12 ve la وَلَا -
13 teşteru ve satmayın تَشْتَرُوا شري
14 biayati ayetlerimi بِايَاتِي ايي
15 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
16 kalilen az قَلِيلًا قلل
17 ve iyyaye ve sadece bana وَإِيَّايَ -
18 fettekuni öyle ki takvalı onu bana فَاتَّقُونِ وقي

Notlar

Not 1

*Kur’ân’a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

2. Bakara Suresi

Ayet 62

Arapça Metin (Harekeli)

69|2|62|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلنَّصَٰرَىٰ وَٱلصَّٰبِـِٔينَ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

69|2|62|ان الذين امنوا والذين هادوا والنصري والصبين من امن بالله واليوم الاخر وعمل صلحا فلهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

62. İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Nasârâlılar268; ve Sâbiîler266; kim iman etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât18; öyle ki onlaradır ecirleri820 Rableri4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler269.

Ahmed Samira Çevirisi

62 That those who believed and those who repented/guided/Jews , and the Christians and the Sabians/converts , who believed with God and the Day the Last/Resurrection Day, and made/did correct/righteous deeds, so for them their reward (is) at their lord, and no fear/fright on them, and nor they be sad/grieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
5 hadu yahudileştiler هَادُوا هود
6 ve nnesara ve Nasârâlılar/Hristiyanlar وَالنَّصَارَىٰ نصر
7 ve ssabiine ve Sâbiîler وَالصَّابِئِينَ صبا
8 men kim مَنْ -
9 amene iman etti امَنَ امن
10 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
11 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
12 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
13 ve amile ve yaptı وَعَمِلَ عمل
14 salihen sâlîhat صَالِحًا صلح
15 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ -
16 ecruhum ecirleri/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر
17 inde indinde/katında عِنْدَ عند
18 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب
19 ve la ve yoktur وَلَا -
20 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
21 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ -
22 ve la ve وَلَا -
23 hum onlar هُمْ -
24 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

Notlar

Not 1

Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum/asgari/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sâbiîler Kavram 266

266 II. Kiros (Zülkarneyn) zamanında Babil Sürgününden Kudüs’e geri dönmeyen Yahudi kabilelerden çoğalanlar (MÖ 538). Zülkarneyn’in etkisiyle Yahudilik dinini terk edip tek tanrıcı Zerdüştlük dinine dönen kimseler. Kelimenin kök anlamı (صبا) ‘dönmek’ demektir. Dinden dönen kimseleri işaret etmek için kullanılır.

Yahudileşmek Kavram 267

267 Sadece Tevrat'a tabi olmuş. Tek tanrıcı. Şirke girmemiş. Talmud kitaplarına uyarak sapmamış, müşrik olmamış. Günümüzdeki Yahudilerle uzaktan yakında ilgisi yoktur.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Cennetlere girmenin minimum/asgari/en düşük kriterleri Kavram 269

269 Cennetlere girmenin minimum/asgari/en düşük kriterleri/şartları;Allah'a iman; Yüce Allah'a şirk koşmadan, tek tanrıcı 'monoteist', 'hanif’, 'muhavvid’ olarak iman etmek. Kurtuluşun ilk şartı budur. Bu şartı sağlamayan hiç kimse kurtuluşa eremez. Yüce Allah’a iman etmek tek bir yaratıcının olduğuna, O’nun tüm evreni/evrenleri yarattığına, her şeyin sadece O’nun kontrolünde ve hükmünde olduğuna iman etmektir. Açıktır ki din ve hükümdarlık sadece Yüce Allah’a özgülenmelidir. Yüce Allah’a imanın şirk içermeden olması gerektiğini Kuran’daki yüzlerce ayetten anlıyoruz. Kısacası; Yüce Allah’a iman şirksiz olmalıdır. Yüce Allah’a iman edip de O’nun astlarından O’na ortaklar koşmak Yüce Allah’a iman değildir. Bunun adı şirktir. Şirk de tüm amelleri boşa çıkarır.Ahiret gününe iman; ahiret evreninde yapılacak olan yargılamaya ve onun kurallarına iman etmek. Kutsal kitaplarda bildirilen yargılama kuralları dışında uyduruk şeylere iman etmek, ondan medet ummak ahiret günü kurallarını yalanlamaktır. Ahiret gününde elçilerin/resullerin şefaat ederek kurtarıcı olacaklarına inanmak en büyük şirktir. Yargılamanın tek olarak yapılacağını, zerre ağırlığında iyiliğin ve kötülüğün getirileceğini bilmek. Yargılama sonucunda sonsuz cennetlere veya sonsuz cehenneme ölümsüzler olarak girileceğine iman etmek. Sâlihât yapmak; düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapmak. Not: Şirk günahının affı yoktur. Yüce Allah'a ortak koşarak iman eden bir kimse müşriktir. Müşrik olarak vefat eden kimsenin cennetlere girmesi mümkün değildir. Cehenneme girdirilecektir. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucu, tamamı zan olan kitaplar edinmek (Tevrat sonrası Talmud, İncil sonrası insanların kendi elleriyle yazdıkları masallar, Kur'an sonrası hadis/söylenti kitapları) Yüce Allah'a ortak koşmaktır. Yüce Rabbimiz bu günahı asla affetmeyecektir. Bu kimselerin yapıp ettiği tüm ameller boşa çıkacaktır. Şirk günahı her şeyi 0 ile çarpar.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

2. Bakara Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

82|2|75|أَفَتَطْمَعُونَ أَن يُؤْمِنُوا۟ لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلَٰمَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُۥ مِنۢ بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

82|2|75|افتطمعون ان يومنوا لكم وقد كان فريق منهم يسمعون كلم الله ثم يحرفونه من بعد ما عقلوه وهم يعلمون

Latin Literal

75. E fe tatmeûne en yu’minû lekum ve kad kâne ferîkun minhum yesmeûne kelâmallâhi summe yuharrifûnehu min ba’di mâ akalûhu ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Tamah* mı edersiniz ki iman47 ederler sizlere? Muhakkak ki bir fırka/grup onlardan işitir oldular Allah'ın kelamını/sözünü**; sonra tahrif276 ettiler onu (kelamı/sözü); akletmelerinin562 ardından onu (kelamı/sözü); ve onlar bilenlerdir***.

Ahmed Samira Çevirisi

75 Do you covet that they believe to you, and (there) had been a group/party from them (that) was hearing God’s speech/conversation (words), then they alter/distort/change it from after what they understood/comprehended it , and they know?

Notlar

Not 1

*Çok istemek.**Kutsal kitaplar.***Bilerek tahrif ettiler. Kutsal kitapları anladıkları halde. Yüce Allah'ın kelamını tahrif etmenin yasak olduğunu bilmelerine rağmen.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tahrif etmek Kavram 276

276 Bir şeyin aslını bozma; değiştirme. Bir kelime veya ibareyi değiştirip bozma, üzerinde oynayarak anlamı değiştirme.

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

83|2|76|وَإِذَا لَقُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ قَالُوٓا۟ أَتُحَدِّثُونَهُم بِمَا فَتَحَ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَآجُّوكُم بِهِۦ عِندَ رَبِّكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

83|2|76|واذا لقوا الذين امنوا قالوا امنا واذا خلا بعضهم الي بعض قالوا اتحدثونهم بما فتح الله عليكم ليحاجوكم به عند ربكم افلا تعقلون

Latin Literal

76. Ve izâ lekûllezîne âmenû kâlû âmennâ, ve izâ halâ ba’duhum ilâ ba’din kâlû e tuhaddisûnehum bi mâ fetehallâhu aleykum li yuhâccûkum bihî inde rabbikum e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve karşılaştıkları zaman iman47 etmiş kimselere; dediler: ”İman47 ettik”; ve yalnız kaldığı zaman; bazısı onların bazısına doğru dediler: ”Onlara Allah'ın sizlere açtığını* mı söylersiniz**? Tartışarak mağlup etmeleri*** için sizleri onunla (Allah'ın açtığıyla) Rabbinizin indinde/katında”; öyleyse akletmez562 misiniz****?

Ahmed Samira Çevirisi

76 And if they met those who believed, they said: "We believed." And if some of them (were) together to (with) some, they said: "Do you tell/inform them with what God taught on (to) you? To argue with you with it at your Lord." Do you not reason/understand ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 leku karşılaştıkları لَقُوا لقي
3 ellezine kimselere الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 kalu dediler قَالُوا قول
6 amenna iman ettik امَنَّا امن
7 veiza ve zaman وَإِذَا -
8 hala yalnız kaldığı خَلَا خلو
9 bea'duhum bazısı onların بَعْضُهُمْ بعض
10 ila doğru إِلَىٰ -
11 bea'din bazısına بَعْضٍ بعض
12 kalu dediler قَالُوا قول
13 etuhaddisunehum söyler misiniz onlara أَتُحَدِّثُونَهُمْ حدث
14 bima بِمَا -
15 feteha açtığını فَتَحَ فتح
16 llahu Allah'ın اللَّهُ -
17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
18 liyuhaccukum argümanla/tartışarak mağlup ederler sizleri لِيُحَاجُّوكُمْ حجج
19 bihi onunla بِهِ -
20 inde indinde/katında عِنْدَ عند
21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب
22 efela Öyle ki أَفَلَا -
23 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Kutsal kitapların ayetleri. Hidayetin yollarını açarlar; cennetlerin yolunu açarlar. **Ayetleri halkan/toplumdan gizleyelim. Ayetleri açık etmeyelim. Toplum anlamasın ayetleri. Bizim kontrolümüzde olsunlar. ***Sizler ayetleri onlara açık ederseniz onlar da bu ayetleri Rabbinizin katında sizlere karşı kullanır ve sizlere galip gelirler. ****Yüce Allah bu düşüncenin toptan akılsızlık, beyinsizlik olduğunu vurgulamaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 82

Arapça Metin (Harekeli)

89|2|82|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

89|2|82|والذين امنوا وعملوا الصلحت اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Latin Literal

82. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; işte bunlar; yoldaşlarıdır cennet; onlar orada (cennette) ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

82 And those who believed and made/did the correct/righteous deeds, those are the Paradise’s owners/company, they are in it immortally/eternally.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
6 eshabu yoldaşlarıdır أَصْحَابُ صحب
7 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن
8 hum onlar هُمْ -
9 fiha orada (cennette) فِيهَا -
10 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

2. Bakara Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

92|2|85|ثُمَّ أَنتُمْ هَٰٓؤُلَآءِ تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمْ تَظَٰهَرُونَ عَلَيْهِم بِٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَإِن يَأْتُوكُمْ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ ٱلْكِتَٰبِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمْ إِلَّا خِزْىٌ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلْعَذَابِ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

85. Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi201; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman47 edersiniz bir kısmına kitabın* ve kâfirlik25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil310 yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

85 Then you are those who you kill yourselves and you force out a group/part from you, from their homes/countries, you cooperate/support on (against) them with the sin/crime and the transgression/injustice/aggression and if they come to you captives/prisoners you ransom them , and it is forbidden on you bringing/forcing them out. Do you believe with some/part (of) The Book and you disbelieve with some/part? So but (what is the) reward/reimbursement (of) who does that from you, except shame/scandal/disgrace in the life the present/worldly life (on) and the Resurrection Day they be returned to the torture’s strongest (severest), and God (is) not with ignoring/disregarding on what you make/do.

Notlar

Not 1

*Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

2. Bakara Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

95|2|88|وَقَالُوا۟ قُلُوبُنَا غُلْفٌۢ بَل لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَلِيلًا مَّا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

95|2|88|وقالوا قلوبنا غلف بل لعنهم الله بكفرهم فقليلا ما يومنون

Latin Literal

88. Ve kâlû kulûbunâ gulf(gulfun), bel leanehumullâhu bi kufrihim fe kalîlen mâ yu’minun(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: "Kalplerimiz örtülenlerdir/sarılanlardır175" evet! mutlak lanetledi280 onları Allah kâfirlikleriyle25; öyle ki pek azdır* iman47 ettikleri.

Ahmed Samira Çevirisi

88 And they said: "Our hearts/minds (are) covered/uncomprehending ." But God cursed them with their disbelief, so little/few (are) what they believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 kulubuna kalplerimiz قُلُوبُنَا قلب
3 gulfun örtülenlerdir/sarılanlardır غُلْفٌ غلف
4 bel Evet! بَلْ -
5 leanehumu mutlak lanetledi onları لَعَنَهُمُ لعن
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 bikufrihim kâfirlikleriyle onların بِكُفْرِهِمْ كفر
8 fekalilen öyle ki azdır فَقَلِيلًا قلل
9 ma مَا -
10 yu'minune İman ettikleri يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kutsak kitapların ayetlerinin pek azına gerçekten iman ederler. Çoğuna iman etmezler. Kutsal kitaplar yerine Talmud gibi kitaplara iman ederler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

2. Bakara Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

98|2|91|وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ نُؤْمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلْحَقُّ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَهُمْ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبْلُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Latin Literal

91. Ve izâ kîle lehum âminû bi mâ enzelallâhu kâlû nu’minu bi mâ unzile aleynâ ve yekfurûne bi mâ verâehu ve huvel hakku musaddikan limâ meahum kul fe lime taktulûne enbiyâallâhi min kablu in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve denildiği zaman onlara: “İman47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine*; ve o** haktır/gerçektir; bir musaddıktır140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz35 Allah'ın nebilerini132 daha önceden; eğer olduysanız müminler27?”

Ahmed Samira Çevirisi

91 And if it was/is said to them: "Believe with what God descended." They said: "We believe with what is descended on us and they disbelieve with what is behind/beyond it, and it is the truth confirming to what (is) with them." Say: "So why do you kill God’s prophets from before, if you were believing?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve o zaman وَإِذَا -
2 kile denildi قِيلَ قول
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 bima بِمَا -
6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 kalu dediler قَالُوا قول
9 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن
10 bima بِمَا -
11 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
12 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
13 ve yekfurune ve kâfirlik ederler وَيَكْفُرُونَ كفر
14 bima بِمَا -
15 vera'ehu onun (Tevrat’ın) ardındakine (Kur’an’a) وَرَاءَهُ وري
16 vehuve ve o (Kur’an) وَهُوَ -
17 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
18 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
19 lima لِمَا -
20 meahum onların yanlarındaki için (Tevrat) مَعَهُمْ -
21 kul de ki قُلْ قول
22 felime öyleyse neden فَلِمَ -
23 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل
24 enbiya'e nebilerini أَنْبِيَاءَ نبا
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 min مِنْ -
27 kablu daha öncesinde قَبْلُ قبل
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kur’ân'a.**Kur’ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

2. Bakara Suresi

Ayet 100

Arapça Metin (Harekeli)

107|2|100|أَوَكُلَّمَا عَٰهَدُوا۟ عَهْدًا نَّبَذَهُۥ فَرِيقٌ مِّنْهُم بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

107|2|100|اوكلما عهدوا عهدا نبذه فريق منهم بل اكثرهم لا يومنون

Latin Literal

100. E ve kullemâ âhedû ahden nebezehu ferîkun minhum bel ekseruhum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Değil mi ki ne zaman ahitleştiler/sözleştiler bir ahde/sözleşmeye; savurup fırlattı onu bir fırka/grup onlardan; evet! Çokları onların iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

100 Is (it) whenever they promised a promise/contract a group of them broke it , but most of them do notbelieve.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evekullema Değil mi ne zaman أَوَكُلَّمَا كلل
2 aahedu ahitleştileri/sözleştileri عَاهَدُوا عهد
3 ahden bir ahde/sözleşmeye عَهْدًا عهد
4 nebezehu savurup fırlattı onu نَبَذَهُ نبذ
5 ferikun bir fırka/grup فَرِيقٌ فرق
6 minhum onlardan مِنْهُمْ -
7 bel evet بَلْ -
8 ekseruhum çokları onların أَكْثَرُهُمْ كثر
9 la لَا -
10 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

110|2|103|وَلَوْ أَنَّهُمْ ءَامَنُوا۟ وَٱتَّقَوْا۟ لَمَثُوبَةٌ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ خَيْرٌ لَّوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

110|2|103|ولو انهم امنوا واتقوا لمثوبه من عند الله خير لو كانوا يعلمون

Latin Literal

103. Ve lev ennehum âmenû vettekav le mesûbetun min indillâhi hayr(hayrun), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer ki onlar iman47 etselerdi; ve takvalı21 olsalardı; mutlak ki sevaptı* Allah'ın indinden/katından; bir hayır (da); eğer olsaydılar bilirler.

Ahmed Samira Çevirisi

103 And if they had believed and feared and obeyed, then a reward (E) from at God, (is) better if they were knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev ve eğer وَلَوْ -
2 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
3 amenu iman etselerdi امَنُوا امن
4 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي
5 lemesubetun mutlak sevaptı لَمَثُوبَةٌ ثوب
6 min مِنْ -
7 indi indinden/katından عِنْدِ عند
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 hayrun bir hayır (da) خَيْرٌ خير
10 lev eğer لَوْ -
11 kanu olsaydılar كَانُوا كون
12 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Ödül, karşılık, ecir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

111|2|104|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقُولُوا۟ رَٰعِنَا وَقُولُوا۟ ٱنظُرْنَا وَٱسْمَعُوا۟ وَلِلْكَٰفِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

111|2|104|يايها الذين امنوا لا تقولوا رعنا وقولوا انظرنا واسمعوا وللكفرين عذاب اليم

Latin Literal

104. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûlû râinâ ve kûlûnzurnâ vesmeû ve lil kâfirîne azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

*Ey iman47 etmiş kimseler! Demeyin “güt** bizleri”; ve deyin “bak/ilgi göster*** bizlere”; ve işitin; ve kâfirler25 içindir elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

104 You, you those who believed, do not say: "Observe us ." And say: "Give us time And hear/listen, and to the disbelievers (is) a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tekulu demeyin تَقُولُوا قول
6 raina güt bizleri رَاعِنَا رعي
7 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول
8 nzurna bak/ilgi göster bizlere انْظُرْنَا نظر
9 vesmeu ve işitin وَاسْمَعُوا سمع
10 velilkafirine ve kâfirler içindir وَلِلْكَافِرِينَ كفر
11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
12 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Gerçek iman etmiş kimseler kimsenin çiftlik hayvanı olmaz. Güdülen bir küçük baş veya büyük baş hayvan asla olmaz. Yüce Allah'ın resulü bile olsa kimseden güdülmek için kendilerine çobanlık yapmasını istemezler. İşlerini şura yani danışmayla birlikte yaparlar. **Hayvanları merada otlatmak, gütmek, çobanlık yapmak. ***Resulün ilgi göstermesi, onları gözünün önünde bulundurması mutlak ki müminlere dinginlik verir. Sakinlik verir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 108

Arapça Metin (Harekeli)

115|2|108|أَمْ تُرِيدُونَ أَن تَسْـَٔلُوا۟ رَسُولَكُمْ كَمَا سُئِلَ مُوسَىٰ مِن قَبْلُ وَمَن يَتَبَدَّلِ ٱلْكُفْرَ بِٱلْإِيمَٰنِ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

115|2|108|ام تريدون ان تسلوا رسولكم كما سيل موسي من قبل ومن يتبدل الكفر بالايمن فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

108. Em turîdûne en tes’elû resûlekum kemâ suile mûsâ min kabl(kablu), ve men yetebeddelil kufra bil îmâni fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ya da arzularsınız/istersiniz ki sual edersiniz/sorarsınız resûlünüze418*; Musa’nın sual edildiği/sorulduğu gibi önceden; ve kim değiştirir kâfirliği25 imanla47; öyle ki mutlak saptırdı (o) dümdüz yolu553.

Ahmed Samira Çevirisi

108 Or do you want that you question/ask your messenger, as Moses was questioned/asked from before, and who exchanges/replaces/substitutes the disbelief with the belief, so he had misguided the way’s/road’s straightness/equality .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 turidune arzularsınız تُرِيدُونَ رود
3 en ki أَنْ -
4 teselu sual edersiniz/sorarsınız تَسْأَلُوا سال
5 rasulekum resulünüze رَسُولَكُمْ رسل
6 kema gibi كَمَا -
7 suile sual edildiği/sorulduğu سُئِلَ سال
8 musa Musa'nın مُوسَىٰ -
9 min مِنْ -
10 kablu önceden قَبْلُ قبل
11 ve men ve kim وَمَنْ -
12 yetebeddeli değiştirir يَتَبَدَّلِ بدل
13 l-kufra kâfirliği الْكُفْرَ كفر
14 bil-imani imanla بِالْإِيمَانِ امن
15 fekad öyle ki mutlak فَقَدْ -
16 delle saptırdı (o) ضَلَّ ضلل
17 seva'e düz سَوَاءَ سوي
18 s-sebili yolu السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Resul Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

2. Bakara Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

116|2|109|وَدَّ كَثِيرٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعْدِ إِيمَٰنِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِّنْ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلْحَقُّ فَٱعْفُوا۟ وَٱصْفَحُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

109. Vedde kesîrun min ehlil kitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffârâ(kuffâran), haseden min indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hakk(hakku), fa’fû vasfehû hattâ ye’tiyallâhu bi emrih(emrihî), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

İster kitap ehlinden135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25; bir hasettir208 nefislerinin201 yanından; beyan/deklere226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

109 Many from The Book’s people wished/loved if they return you (back) from after your belief (to) disbelievers, envying/jealousy from at themselves from after what was clarified to them (from) the truth , so forgive/pardon and forgive/pardon until God comes with His order/command , that God (is) on every thing powerful/capable .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vedde ister وَدَّ ودد
2 kesirun bir çoğu كَثِيرٌ كثر
3 min مِنْ -
4 ehli ehli- أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
6 lev eğer ki لَوْ -
7 yeruddunekum geri döndürseler sizleri يَرُدُّونَكُمْ ردد
8 min مِنْ -
9 bea'di sonra بَعْدِ بعد
10 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن
11 kuffaran kâfirler كُفَّارًا كفر
12 haseden bir haset حَسَدًا حسد
13 min مِنْ -
14 indi yanından عِنْدِ عند
15 enfusihim kendi nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس
16 min مِنْ -
17 bea'di sonra بَعْدِ بعد
18 ma مَا -
19 tebeyyene beyan/deklere olandan تَبَيَّنَ بين
20 lehumu onlara لَهُمُ -
21 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
22 fea'fu öyleyse affedin فَاعْفُوا عفو
23 vesfehu el sıkışın/dokunun kibarca وَاصْفَحُوا صفح
24 hatta ta ki حَتَّىٰ -
25 ye'tiye getirir يَأْتِيَ اتي
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 biemrihi emrini بِأَمْرِهِ امر
28 inne doğrusu إِنَّ -
29 llahe Allah اللَّهَ -
30 ala üzerine عَلَىٰ -
31 kulli her bir كُلِّ كلل
32 şey'in şey شَيْءٍ شيا
33 kadirun Kadîr’dir. قَدِيرٌ قدر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Haset etmek, haset Kavram 208

208 Kıskanmak, çekememezlik, hınç, garez, kin, kıskanç,

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 121

Arapça Metin (Harekeli)

128|2|121|ٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ يَتْلُونَهُۥ حَقَّ تِلَاوَتِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ وَمَن يَكْفُرْ بِهِۦ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

128|2|121|الذين اتينهم الكتب يتلونه حق تلاوته اوليك يومنون به ومن يكفر به فاوليك هم الخسرون

Latin Literal

121. Ellezîne âteynâhumul kitâbe yetlûnehu hakka tilâvetih(tilâvetihî) ulâike yu’minûne bih(bihî), ve men yekfur bihî fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) verdik onlara kitap*; okurlar onu*; hak/gerçek** okumayla onu*; işte bunlar; iman47 ederler ona*; ve kim kâfirlik25 eder ona*; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar/kaybedenler.

Ahmed Samira Çevirisi

121 Those who We brought to them The Book they read/recite it its correct/true reading/recitation, those believe with it and who disbelieves with it so those (are) the losers .

Notlar

Not 1

*Kur’ân.**Anlayarak, derinlemesine düşünerek, aklı ve fikri kullanarak. Şerefli Kur'an'ın ayetlerini anlamadan Arapçasından papağan gibi tekrar ederek okuyanlar ayetleri hakla/gerçekle okumamış olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 126

Arapça Metin (Harekeli)

133|2|126|وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِۦمُ رَبِّ ٱجْعَلْ هَٰذَا بَلَدًا ءَامِنًا وَٱرْزُقْ أَهْلَهُۥ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ مَنْ ءَامَنَ مِنْهُم بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُۥ قَلِيلًا ثُمَّ أَضْطَرُّهُۥٓ إِلَىٰ عَذَابِ ٱلنَّارِ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

133|2|126|واذ قال ابرهم رب اجعل هذا بلدا امنا وارزق اهله من الثمرت من امن منهم بالله واليوم الاخر قال ومن كفر فامتعه قليلا ثم اضطره الي عذاب النار وبيس المصير

Latin Literal

126. Ve iz kâle ibrâhîmu rabbic’al hâzâ beleden âminen verzuk ehlehu mines semerâti men âmene minhum billâhi vel yevmil âhir(âhiri), kâle ve men kefere fe umettiuhu kalîlen summe adtarruhu ilâ azâbin nâr(nâri), ve bi’sel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman İbrahim: “Rabbim!4 Yap bunu (bu beldeyi) güvenli bir belde832; ve rızıklandır ahalisini onun; meyvelerden; onlardan Allah'a ve ahiret gününe iman47 etmiş kimseye”; dedi (Allah) “ve kim kâfirlik25 etti öyle ki metalandırırım54 onu biraz; sonra zorlarım onu ateş azabına doğru; ve yıkım (yeri) oldu (o) varış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

126 And when Abraham said: "My Lord , make this a safe/secure country/place , and provide for its people from the fruits, who believed from them, by God and the Day the Last/Resurrection Day." He said: "And who disbelieved, so I give him long life/make him enjoy a little , then I force him to the fire’s torture, and how bad (is) the end/destination ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ -
4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
5 c'al yap اجْعَلْ جعل
6 haza bunu هَٰذَا -
7 beleden bir belde بَلَدًا بلد
8 aminen güvenli امِنًا امن
9 verzuk ve rızıklandır وَارْزُقْ رزق
10 ehlehu ahalisini onun أَهْلَهُ اهل
11 mine مِنَ -
12 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر
13 men kim مَنْ -
14 amene iman etti امَنَ امن
15 minhum onlardan مِنْهُمْ -
16 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
17 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
18 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
19 kale dedi (Allah) قَالَ قول
20 ve men ve kim وَمَنْ -
21 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
22 feumettiuhu öyle ki metalandırırm onu فَأُمَتِّعُهُ متع
23 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
24 summe sonra ثُمَّ -
25 edtarruhu zorlarım onu أَضْطَرُّهُ ضرر
26 ila doğru إِلَىٰ -
27 azabi azabına عَذَابِ عذب
28 n-nari ateş النَّارِ نور
29 ve bi'se ve yıkım/zarar/hasar oldu وَبِئْسَ باس
30 l-mesiru varış yeri الْمَصِيرُ صير

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Belde Kavram 832

832 Kasaba. Şehirden küçük yerleşim alanları.

2. Bakara Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

143|2|136|قُولُوٓا۟ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَآ أُنزِلَ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَمَآ أُوتِىَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَآ أُوتِىَ ٱلنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُۥ مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

143|2|136|قولوا امنا بالله وما انزل الينا وما انزل الي ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي وما اوتي النبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Latin Literal

136. Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Deyin ki: “İman47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe*; ve indirilmişe İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilene Mûsâ'ya; ve Îsâ'ya; ve verilene nebilere132 Rablerinden4; ayırmayız438 arasını onlardan** birinin308; ve bizler O'na*** müslimiz45.”

Ahmed Samira Çevirisi

136 Say: "We believed with God and what was descended to us and what was descended to Abraham, and Ishmael, and Issac, and Jacob, and the grandchildren/branches/Jewish tribes , and what was given to Moses, and Jesus , and what was given to the prophets from their Lord, we do not separate/distinguish between anyone from them, and we are to Him submitters/surrenderers/Moslems ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kulu deyin ki قُولُوا قول
2 amenna iman ettik امَنَّا امن
3 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
4 ve ma ve وَمَا -
5 unzile indirilene (Kur’an’a) أُنْزِلَ نزل
6 ileyna bize إِلَيْنَا -
7 ve ma ve وَمَا -
8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
9 ila إِلَىٰ -
10 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ -
11 ve ismaiyle ve İsmail'e وَإِسْمَاعِيلَ -
12 ve ishaka ve İshak'a وَإِسْحَاقَ -
13 ve yea'kube ve Yakub'a وَيَعْقُوبَ -
14 vel'esbati ve torunlara وَالْأَسْبَاطِ سبط
15 ve ma ve وَمَا -
16 utiye verilene أُوتِيَ اتي
17 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
18 ve iysa ve Îsa'ya وَعِيسَىٰ -
19 ve ma ve وَمَا -
20 utiye verilene أُوتِيَ اتي
21 n-nebiyyune nebilere النَّبِيُّونَ نبا
22 min مِنْ -
23 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
24 la لَا -
25 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق
26 beyne arasını بَيْنَ بين
27 ehadin birinin أَحَدٍ احد
28 minhum onlardan مِنْهُمْ -
29 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ -
30 lehu O'na لَهُ -
31 muslimune Müslimiz مُسْلِمُونَ سلم

Notlar

Not 1

*Kur’an’a.**Resûllerden.***Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Allah'ın boyası. Kavram 308

308 Yüce Allah'ın boyası olan Kur'an'ın ayetleri. Bu boyaya adi/sahte başka boyalar (söylentiler/hadisler) asla karıştırılmamalıdır. Her yerimize bu boyayı sürmemiz gereklidir. Kesintisiz olarak, son nefesimize kadar da sürmeye devam etmeliyiz. Tabiri caizse boyanın içine atlamamız gereklidir.

Nebilerin arasını ayırmama. Kavram 438

438 Müşrikliği en belirgin ayırıcı tanı testi müşriklerin nebilerden birisinin arasını diğerlerinden ayırmasıdır. Yüce Allah'ın apaçık emri varken bu kimseler nebileri yarıştırırlar. Hristiyanlar Îsâ peygamberi haşa Yüce Allah'ın oğlu hatta kendisi kabul ederler. Meryem'e tanrıyı doğuran unvanı vermeye kalkarlar. Kendilerini müslüman sanan ancak müşrik olan çoğunluksa Muhammed peygamberi haşa Yüce Allah'ın sevgilisi yaparlar. Kur'an'ı anlayarak okumamak ne büyük bir gaflettir.

2. Bakara Suresi

Ayet 137

Arapça Metin (Harekeli)

144|2|137|فَإِنْ ءَامَنُوا۟ بِمِثْلِ مَآ ءَامَنتُم بِهِۦ فَقَدِ ٱهْتَدَوا۟ وَّإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّمَا هُمْ فِى شِقَاقٍ فَسَيَكْفِيكَهُمُ ٱللَّهُ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

144|2|137|فان امنوا بمثل ما امنتم به فقد اهتدوا وان تولوا فانما هم في شقاق فسيكفيكهم الله وهو السميع العليم

Latin Literal

137. Fe in âmenû bi misli mâ âmentum bihî fe kadihtedev ve in tevellev fe innemâ hum fî şikâk(şikâkın) fe se yekfîke humullâh(humullâhu), ve huves semîul alîm(alîmu).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer iman47 ettilerse iman47 ettiğinizin misli870 (gibi) ona*; öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer sırt çevirdilerse; öyle ki doğrusu ancak onlar bölünme/parçalanma içindedir; öyle ki kâfi/yeterli gelecektir Allah sana onlara karşı; ve O (Allah) Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

137 So if they believed with a similar/equal/alike (to) what you believed with (it), so they had been guided, and if they turned away, so but they are in defiance/disobedience , so God will suffice (protect) you against them , and He (is) the hearing/listening, the knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 amenu iman ettilerse امَنُوا امن
3 bimisli misli/benzeri بِمِثْلِ مثل
4 ma مَا -
5 amentum iman ettiğinizin امَنْتُمْ امن
6 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
7 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ -
8 htedev doğru yola kılavuzlandılar اهْتَدَوْا هدي
9 vein ve eğer وَإِنْ -
10 tevellev sırt çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي
11 feinnema öyle ki doğrusu ancak فَإِنَّمَا -
12 hum onlar هُمْ -
13 fi içindedir فِي -
14 şikakin bölünme/parçalanma شِقَاقٍ شقق
15 feseyekfikehumu öyle ki kâfi/yeterli gelecektir (Allah) sana onlara karşı فَسَيَكْفِيكَهُمُ كفي
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع
19 l-alimu Alîm’dir. الْعَلِيمُ علم

Notlar

Not 1

*Kur’an’a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 143

Arapça Metin (Harekeli)

150|2|143|وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَٰكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِّتَكُونُوا۟ شُهَدَآءَ عَلَى ٱلنَّاسِ وَيَكُونَ ٱلرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا وَمَا جَعَلْنَا ٱلْقِبْلَةَ ٱلَّتِى كُنتَ عَلَيْهَآ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَن يَتَّبِعُ ٱلرَّسُولَ مِمَّن يَنقَلِبُ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ وَإِن كَانَتْ لَكَبِيرَةً إِلَّا عَلَى ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَٰنَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ بِٱلنَّاسِ لَرَءُوفٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

150|2|143|وكذلك جعلنكم امه وسطا لتكونوا شهدا علي الناس ويكون الرسول عليكم شهيدا وما جعلنا القبله التي كنت عليها الا لنعلم من يتبع الرسول ممن ينقلب علي عقبيه وان كانت لكبيره الا علي الذين هدي الله وما كان الله ليضيع ايمنكم ان الله بالناس لروف رحيم

Latin Literal

143. Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; yaptık sizleri bir ümmet305; vasat/orta/hayırlı; olmanız için şahitler/tanıklar insanlar üzerine; ve olması için resûlün418 sizlere bir şahit/tanık; ve yapmış değiliz bir kıble14 ki oldunuz üzerinde onun; ancak belli etmek/bilmek için resûle418 tabi olan kimseyi kimseden; döner üzerinde iki topuğu; ve doğrusu oldu o (kıble) mutlak bir büyük (yük); dışında kimseye (ki) kılavuzladı doğru yola Allah; ve olmuş değildir Allah giderir/boşa çıkarır imanınızı47 sizlerin; doğrusu Allah insanlara mutlak Raûf'tur15; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

143 And like that We made you a moderate/reasonable nation to be witnesses on the people, and the messenger be (a) witness on you, and We did not make the (prayer) direction that you were on it, except to know who follows the messenger from who returns on his two heels , and that truly (was) big/great (E) except on those who God guided, and God was not to waste your faith/belief, that God (is) with the people merciful/compassionate (E) , most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 cealnakum yaptık sizleri جَعَلْنَاكُمْ جعل
3 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
4 veseten vasat/orta/hayırlı وَسَطًا وسط
5 litekunu olmanız için لِتَكُونُوا كون
6 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
7 ala üzerine عَلَى -
8 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
9 ve yekune ve olması için وَيَكُونَ كون
10 r-rasulu resulün/elçinin الرَّسُولُ رسل
11 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
12 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
13 ve ma ve değiliz وَمَا -
14 cealna yapmış جَعَلْنَا جعل
15 l-kiblete bir kıble الْقِبْلَةَ قبل
16 lleti ki الَّتِي -
17 kunte oldunuz كُنْتَ كون
18 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا -
19 illa ancak إِلَّا -
20 linea'leme belli etmek için لِنَعْلَمَ علم
21 men kimseyi مَنْ -
22 yettebiu tabi olur يَتَّبِعُ تبع
23 r-rasule resule/elçiye الرَّسُولَ رسل
24 mimmen kimseden مِمَّنْ -
25 yenkalibu döner يَنْقَلِبُ قلب
26 ala üzerinde عَلَىٰ -
27 akibeyhi iki topuğu عَقِبَيْهِ عقب
28 ve in ve doğrusu وَإِنْ -
29 kanet oldu o (kıble) كَانَتْ كون
30 lekebiraten mutlak bir büyük (yük) لَكَبِيرَةً كبر
31 illa dışında إِلَّا -
32 ala üzerine عَلَى -
33 ellezine kimse الَّذِينَ -
34 heda kılavuzladı doğru yola هَدَى هدي
35 llahu Allah اللَّهُ -
36 ve ma ve değildir وَمَا -
37 kane olmuş كَانَ كون
38 llahu Allah اللَّهُ -
39 liyudiya giderir/boşa çıkarır لِيُضِيعَ ضيع
40 imanekum imanınızı sizlerin إِيمَانَكُمْ امن
41 inne doğrusu إِنَّ -
42 llahe Allah اللَّهَ -
43 bin-nasi insanlara بِالنَّاسِ نوس
44 lera'ufun mutlak rauftur لَرَءُوفٌ راف
45 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

160|2|153|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱسْتَعِينُوا۟ بِٱلصَّبْرِ وَٱلصَّلَوٰةِ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

160|2|153|يايها الذين امنوا استعينوا بالصبر والصلوه ان الله مع الصبرين

Latin Literal

153. Yâ eyyuhellezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yardım/destek isteyin sabırla51; ve salâtla5; doğrusu Allah birliktedir sabredenlerle51.

Ahmed Samira Çevirisi

153 You, you those who believed, seek help with the patience and the prayers that God (is) with the patient/enduring.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 steiynu yardım/destek isteyin اسْتَعِينُوا عون
5 bis-sabri sabırla/metanetli direnmeyle بِالصَّبْرِ صبر
6 ve ssalati ve salatla وَالصَّلَاةِ صلو
7 inne doğrusu إِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 mea birliktedir مَعَ -
10 s-sabirine sabredenlerle/metanetli direnenlerle الصَّابِرِينَ صبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

2. Bakara Suresi

Ayet 165

Arapça Metin (Harekeli)

172|2|165|وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَندَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَشَدُّ حُبًّا لِّلَّهِ وَلَوْ يَرَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ إِذْ يَرَوْنَ ٱلْعَذَابَ أَنَّ ٱلْقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا وَأَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعَذَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

172|2|165|ومن الناس من يتخذ من دون الله اندادا يحبونهم كحب الله والذين امنوا اشد حبا لله ولو يري الذين ظلموا اذ يرون العذاب ان القوه لله جميعا وان الله شديد العذاب

Latin Literal

165. Ve minen nâsi men yettehızu min dûnillâhi endâden yuhıbbûnehum ke hubbillâh(hubbillâhi), vellezîne âmenû eşeddu hubben lillâh(lillâhi), ve lev yerâllezîne zalemû iz yeravnel azâbe, ennel kuvvete lillâhi cemîan, ve ennellâhe şedîdul azâb(azâbi).

Türkçe Çeviri

Ve insanlardan kim tutar/edinir Allah'ın astından eşitler/denkler (ki) severler onları sever gibi Allah'ı; ve iman47 etmiş kimseler (ise) şiddetlidir sevgide Allah’a; ancak, görür zulmetmiş kimseler gördükleri zaman azabı ki kuvvet/güç Allah'adır topluca; ve doğrusu Allah şiddetlidir azapta.

Ahmed Samira Çevirisi

165 And from the people who take from other than God equals (idols), they love/like them as God’s love/like and those who believed (are) stronger loving/like to God, and if those who were unjust/oppressive see/understand when they see/understand the torture, that the power/strength is to God all together and that God (is) strong (severe in) the torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve mine ve وَمِنَ -
2 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
3 men kim مَنْ -
4 yettehizu tutar/edinir يَتَّخِذُ اخذ
5 min مِنْ -
6 duni astından دُونِ دون
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 endaden eşitler/denkler أَنْدَادًا ندد
9 yuhibbunehum severler onları يُحِبُّونَهُمْ حبب
10 kehubbi sever gibi كَحُبِّ حبب
11 llahi Allah'ı اللَّهِ -
12 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
13 amenu iman ettiler امَنُوا امن
14 eşeddu şiddetli أَشَدُّ شدد
15 hubben sevgisi حُبًّا حبب
16 lillahi Allah’a لِلَّهِ -
17 velev velev ki, وَلَوْ -
18 yera görse يَرَى راي
19 ellezine kimseler الَّذِينَ -
20 zelemu zulm ettiler ظَلَمُوا ظلم
21 iz zaman إِذْ -
22 yeravne gördükleri يَرَوْنَ راي
23 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
24 enne doğrusu أَنَّ -
25 l-kuvvete kuvvet/güç الْقُوَّةَ قوي
26 lillahi Allah'adır لِلَّهِ -
27 cemian topluca/bütünüyle جَمِيعًا جمع
28 ve enne ve doğrusu وَأَنَّ -
29 llahe Allah'ın اللَّهَ -
30 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
31 l-azabi azapta الْعَذَابِ عذب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 172

Arapça Metin (Harekeli)

179|2|172|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ وَٱشْكُرُوا۟ لِلَّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

179|2|172|يايها الذين امنوا كلوا من طيبت ما رزقنكم واشكروا لله ان كنتم اياه تعبدون

Latin Literal

172. Yâ eyyuhellezîne âmenû kulû min tayyibâti mâ razaknâkum veşkurû lillâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yiyin sizleri rızıklandırdığımızın iyilerinden/güzellerinden; ve şükredin43 Allah'a eğer olduysanız sadece O'na kulluk46 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

172 You, you those who believed, eat from (the) goodnesses what We provided for you and thank/be grateful to God, if you were (only) Him worshipping.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kulu yiyin كُلُوا اكل
5 min مِنْ -
6 tayyibati iyisinden/güzelinden طَيِّبَاتِ طيب
7 ma مَا -
8 razeknakum rızıklandırdığımızın sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق
9 veşkuru ve şükredin وَاشْكُرُوا شكر
10 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
11 in eğer إِنْ -
12 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
13 iyyahu sadece ona إِيَّاهُ -
14 tea'budune kulluk edersiniz تَعْبُدُونَ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

2. Bakara Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

184|2|177|لَّيْسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلْكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّۦنَ وَءَاتَى ٱلْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَٰهَدُوا۟ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِى ٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلْبَأْسِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Latin Literal

177. Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’s(be’si) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).

Türkçe Çeviri

Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba* ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.

Ahmed Samira Çevirisi

177 The righteousness/obedience is not that you turn your faces/fronts facing the sunrise/east, and the sunset/west, and but the righteousness/obedience (is) who believed with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and the angels and The Book , and the prophets, and brought/gave the property/possession/wealth on his love/like (to it), (to) of the relations/near (ones), and the orphans, and the poorest of the poor/poor oppressed, and the traveler/stranded traveler , and the askers/beggars , and in the necks’/slaves’ (freeing) , and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , and the fulfilling with the promise/contract if they promised/made a contract, and the patient in the misery/hardship and the calamity/disastrous distress , and (during the) time of the war/hardship ,those are who were truthful, and those, those are the fearing and obeying (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse değildir لَيْسَ ليس
2 l-birra erdem الْبِرَّ برر
3 en ki أَنْ -
4 tuvellu çevirirsiniz تُوَلُّوا ولي
5 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
6 kibele kıbleye/yönüne قِبَلَ قبل
7 l-meşriki doğu الْمَشْرِقِ شرق
8 velmegribi ve batı وَالْمَغْرِبِ غرب
9 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ -
10 l-birra erdem الْبِرَّ برر
11 men kimsededir مَنْ -
12 amene iman etti امَنَ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
15 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
16 velmelaiketi ve meleklere وَالْمَلَائِكَةِ ملك
17 velkitabi ve kitaba (Kur’an’a) وَالْكِتَابِ كتب
18 ve nnebiyyine ve nebilere/peygamberlere وَالنَّبِيِّينَ نبا
19 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
20 l-male malını الْمَالَ مول
21 ala üzerindedir عَلَىٰ -
22 hubbihi sevgisi حُبِّهِ حبب
23 zevi olanlara ذَوِي -
24 l-kurba yakında الْقُرْبَىٰ قرب
25 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم
26 velmesakine ve açlık sınırında yaşayanlara وَالْمَسَاكِينَ سكن
27 vebne ve oğluna وَابْنَ بني
28 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل
29 ve ssailine ve isteyenlere/talep edenlere وَالسَّائِلِينَ سال
30 ve fi ve وَفِي -
31 r-rikabi boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir) الرِّقَابِ رقب
32 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
33 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
34 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
35 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
36 velmufune ve yerine getirenler وَالْمُوفُونَ وفي
37 biahdihim antlaşmalarını بِعَهْدِهِمْ عهد
38 iza zaman إِذَا -
39 aahedu antlaştıkları عَاهَدُوا عهد
40 ve ssabirine ve sabrederler/metanetli direnirler وَالصَّابِرِينَ صبر
41 fi فِي -
42 l-be'sa'i sefalette/sıkıntıda الْبَأْسَاءِ باس
43 ve dderra'i ve başı darda/bunalımda وَالضَّرَّاءِ ضرر
44 ve hine ve zamanında وَحِينَ حين
45 l-be'si seferberlik الْبَأْسِ باس
46 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
47 ellezine kimseler الَّذِينَ -
48 sadeku doğrular صَدَقُوا صدق
49 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
50 humu onlardır هُمُ -
51 l-muttekune muttakiler الْمُتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 178

Arapça Metin (Harekeli)

185|2|178|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُتِبَ عَلَيْكُمُ ٱلْقِصَاصُ فِى ٱلْقَتْلَى ٱلْحُرُّ بِٱلْحُرِّ وَٱلْعَبْدُ بِٱلْعَبْدِ وَٱلْأُنثَىٰ بِٱلْأُنثَىٰ فَمَنْ عُفِىَ لَهُۥ مِنْ أَخِيهِ شَىْءٌ فَٱتِّبَاعٌۢ بِٱلْمَعْرُوفِ وَأَدَآءٌ إِلَيْهِ بِإِحْسَٰنٍ ذَٰلِكَ تَخْفِيفٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُۥ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

185|2|178|يايها الذين امنوا كتب عليكم القصاص في القتلي الحر بالحر والعبد بالعبد والانثي بالانثي فمن عفي له من اخيه شي فاتباع بالمعروف وادا اليه باحسن ذلك تخفيف من ربكم ورحمه فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Latin Literal

178. Yâ eyyuhellezîne âmenû kutibe aleykumul kısâsu fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi şey’un fettibâun bil ma’rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân(ihsânin), zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh(rahmetun), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmelerde yazıldı üzerinize kısas320 ; hür hüredir; köle köleyedir; kadın kadınadır; öyle ki kim affedildi; kardeşinden ona bir şey (affetme); öyle ki bir tabi* olmadır marufa291; ve bir ödemedir** ona güzellikle; işte bu bir hafifletmedir Rabbinizden; ve rahmettir; öyle ki kim sınırı aşarsa bunun sonrası onadır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

178 You, you those who believed, it is dictated/ordered on you the revenge in the killed/murdered, the free/liberated with the free/liberated , and the slave with the slave, and the female with the female, so who was forgiven/pardoned for him a thing/something from his brother, so following with the goodness/kindness (peaceful settlement) and discharge/fulfillment to him with goodness, that (is) reduction/lightening from your Lord, and a mercy; so who transgressed/violated after that, so for him (is a) painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
6 l-kisasu kısas الْقِصَاصُ قصص
7 fi فِي -
8 l-katla katletmelerde الْقَتْلَى قتل
9 l-hurru hür الْحُرُّ حرر
10 bil-hurri hüre بِالْحُرِّ حرر
11 vel'abdu köle وَالْعَبْدُ عبد
12 bil-abdi köleye بِالْعَبْدِ عبد
13 vel'unsa kadın وَالْأُنْثَىٰ انث
14 bil-unsa kadına بِالْأُنْثَىٰ انث
15 femen öyle ki kim فَمَنْ -
16 ufiye affedildi عُفِيَ عفو
17 lehu ona لَهُ -
18 min مِنْ -
19 ehihi kardeşinden onun أَخِيهِ اخو
20 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
21 fettibaun öyle ki bir tabi olma فَاتِّبَاعٌ تبع
22 bil-mea'rufi marufa بِالْمَعْرُوفِ عرف
23 veeda'un ve ödeme وَأَدَاءٌ ادي
24 ileyhi ona إِلَيْهِ -
25 biihsanin güzellikle بِإِحْسَانٍ حسن
26 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
27 tehfifun bir hafifletme تَخْفِيفٌ خفف
28 min مِنْ -
29 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
30 ve rahmetun ve rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
31 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
32 a'teda sınırı aşarsa اعْتَدَىٰ عدو
33 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
34 zalike bunun ذَٰلِكَ -
35 feluhu öyle ki onadır
36 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
37 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Katleden kimse ölüm kısasından affedilirse bile toplumun marufla belirlediği cezaya çekmelidir. **Katleden kimse tazminat ödemelidir. Bu ödeme güzel bir anlaşmayla yapılmalıdır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Kısas Kavram 320

320 Tam karşılık, misilleme, tam karşılıklı öç/intikam.

2. Bakara Suresi

Ayet 186

Arapça Metin (Harekeli)

193|2|186|وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِى عَنِّى فَإِنِّى قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ ٱلدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا۟ لِى وَلْيُؤْمِنُوا۟ بِى لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

193|2|186|واذا سالك عبادي عني فاني قريب اجيب دعوه الداع اذا دعان فليستجيبوا لي وليومنوا بي لعلهم يرشدون

Latin Literal

186. Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne).

Türkçe Çeviri

Ve sual ettiği/sorduğu zaman sana kullarım benden; öyle ki doğrusu ben yakınım323; cevap veririm duacının/çağırıcının duasına/çağrısına dua ettiği zaman bana; öyleyse cevap versinler324 bana; ve iman47 etsinler bana; belki onlar doğru/olgun yola ulaşırlar.

Ahmed Samira Çevirisi

186 And if My worshippers/slaves asked/questioned you about Me, so I am near/close, I answer/reply the caller’s/requester’s call/request/prayer if (he) called/requested/prayed (to) Me , so they should answer/reply to Me and they should believe in Me (E), maybe they be correctly guided .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 seeleke sual ettiği sana سَأَلَكَ سال
3 ibadi kullarım عِبَادِي عبد
4 anni benden عَنِّي -
5 feinni öyle ki doğrusu ben فَإِنِّي -
6 karibun yakınım قَرِيبٌ قرب
7 ucibu cevap veririm أُجِيبُ جوب
8 dea'vete duasına/çağrısına دَعْوَةَ دعو
9 d-dai duacının/çağırıcının الدَّاعِ دعو
10 iza zaman إِذَا -
11 deaani dua ettiği bana دَعَانِ دعو
12 felyestecibu öyleyse cevap versinler فَلْيَسْتَجِيبُوا جوب
13 li bana لِي -
14 velyu'minu ve iman etsinler وَلْيُؤْمِنُوا امن
15 bi bana بِي -
16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
17 yerşudune doğru/olgun yola ulaşırlar يَرْشُدُونَ رشد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yüce Allah'ın kullarına yakın olması. Kavram 323

323 Yüce Allah kuluna bir Planck mesafesinden (1.616255×10 −35 metre) ve bir Planck zamanından (5.39×10 −44 saniye) daha yakındır.

Yüce Allah'a cevap vermek. Kavram 324

324 Yüce Allah'ın indirmiş olduğu, beyanatlar içeren, bir rahmet ve zikir/hatırlatma/öğüt olan kutsal kitaplara kayıtsız kalmamak; kutsal kitaplara tabi olmak. Sadece Kur'an'a tabi olmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 208

Arapça Metin (Harekeli)

215|2|208|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱدْخُلُوا۟ فِى ٱلسِّلْمِ كَآفَّةً وَلَا تَتَّبِعُوا۟ خُطُوَٰتِ ٱلشَّيْطَٰنِ إِنَّهُۥ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

215|2|208|يايها الذين امنوا ادخلوا في السلم كافه ولا تتبعوا خطوت الشيطن انه لكم عدو مبين

Latin Literal

208. Yâ eyyuhellezîne âmenûdhulû fîs silmi kâffeh(kâffeten), ve lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Girin İslam’a218; istisnasız olarak tümden; ve tabi olmayın şeytânın29* adımlarına; doğrusu o (şeytan) sizlere apaçık bir düşmandır.

Ahmed Samira Çevirisi

208 You, you those who believed,, enter in the safety/security all, and do not follow the devil’s foot-steps, that he is for you a clear/evident enemy.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 dhulu girin ادْخُلُوا دخل
5 fi فِي -
6 s-silmi İslam’a السِّلْمِ سلم
7 kaffeten istisnasız tümden كَافَّةً كفف
8 ve la ve وَلَا -
9 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع
10 hutuvati adımlarına خُطُوَاتِ خطو
11 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن
12 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
13 lekum sizlere لَكُمْ -
14 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو
15 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*İblîs.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İslam, islam Kavram 218

218 Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir. Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.

2. Bakara Suresi

Ayet 212

Arapça Metin (Harekeli)

219|2|212|زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ ٱتَّقَوْا۟ فَوْقَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَٱللَّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَآءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

219|2|212|زين للذين كفروا الحيوه الدنيا ويسخرون من الذين امنوا والذين اتقوا فوقهم يوم القيمه والله يرزق من يشا بغير حساب

Latin Literal

212. Zuyyine lillezîne keferûl hayâtud dunyâ ve yesharûne minellezîne âmenû, vellezînettekav fevkahum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), vallâhu yerzuku men yeşâu bi gayrihisâb(hisâbin).

Türkçe Çeviri

Süslendi kâfirlik25 etmiş kimselere dünya hayatı; ve dudak bükerler (kâfirler) iman47 etmiş kimselerden ve takvalı21 olmuş kimselerden; (oysa) üstündedirler onların (kâfirlerin) kıyamet gününde148; ve Allah rızıklandırır dilediği kimseyi olmadan bir hesap.

Ahmed Samira Çevirisi

212 The life the present/worldly life was decorated/beautified to those who disbelieved, and they humiliate/mock from (about) those who believed, and those who feared and obeyed (are) over them (in) the Resurrection Day, and God provides for whom He wills/wants without counting/calculation.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zuyyine ziynetlendi/süslendi زُيِّنَ زين
2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي
5 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
6 ve yesharune ve dudak bükerler وَيَسْخَرُونَ سخر
7 mine مِنَ -
8 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
9 amenu iman etmiş امَنُوا امن
10 vellezine ve kimselerden وَالَّذِينَ -
11 ttekav takvalı olmuş اتَّقَوْا وقي
12 fevkahum üstündedirler onların فَوْقَهُمْ فوق
13 yevme gününde يَوْمَ يوم
14 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
16 yerzuku rızıklandırır يَرْزُقُ رزق
17 men kimseyi مَنْ -
18 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
19 bigayri olmadan بِغَيْرِ غير
20 hisabin bir hesap حِسَابٍ حسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

2. Bakara Suresi

Ayet 213

Arapça Metin (Harekeli)

220|2|213|كَانَ ٱلنَّاسُ أُمَّةً وَٰحِدَةً فَبَعَثَ ٱللَّهُ ٱلنَّبِيِّۦنَ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ وَأَنزَلَ مَعَهُمُ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ ٱلنَّاسِ فِيمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَمَا ٱخْتَلَفَ فِيهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ أُوتُوهُ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ بَغْيًۢا بَيْنَهُمْ فَهَدَى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ مِنَ ٱلْحَقِّ بِإِذْنِهِۦ وَٱللَّهُ يَهْدِى مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Latin Literal

213. Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

İnsanlar bir tek ümmet305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı* hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

213 The people were one nation , so God sent the prophets, announcing good news and warners/givers of notice , and He descended with them The Book , with the truth/correct to judge/rule between the people in what they differed/disputed in it, and no (one) differed/disputed in it except those who were given it from after what the evidences came to them, oppression/transgression/corruption between them, so God guided those who believed, for what they differed/disputed in it from the truth , with His permission , and God guides whom He wills/wants to a straight/direct road/way .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kane oldu كَانَ كون
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 ummeten ümmet أُمَّةً امم
4 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
5 febease öyle ki gönderdi/görevlendirdi فَبَعَثَ بعث
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 nebiyyîne nebileri النَّبِيِّينَ نبا
8 mubeşşirine müjdeleyiciler (olarak) مُبَشِّرِينَ بشر
9 ve munzirine ve uyarıcılar (olarak) وَمُنْذِرِينَ نذر
10 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
11 meahumu onlarla beraber مَعَهُمُ -
12 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
13 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
14 liyehkume hükmetmek için لِيَحْكُمَ حكم
15 beyne arasında بَيْنَ بين
16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
17 fima فِيمَا -
18 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
19 fihi kendisinde فِيهِ -
20 ve ma ve değildir وَمَا -
21 htelefe anlaşmazlığa düşmüş اخْتَلَفَ خلف
22 fihi onda فِيهِ -
23 illa dışında إِلَّا -
24 ellezine kimseler الَّذِينَ -
25 utuhu verildiler (kitap) أُوتُوهُ اتي
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrası بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu gelenden onlara جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 begyen baskı/ihlal/yolsuzluk بَغْيًا بغي
32 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
33 fe heda öyle ki doğru yola kılavuzladı فَهَدَى هدي
34 llahu Allah اللَّهُ -
35 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
36 amenu iman etmiş امَنُوا امن
37 lima لِمَا -
38 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
39 fihi kendisinde فِيهِ -
40 mine مِنَ -
41 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
42 biiznihi O’nu izniyle بِإِذْنِهِ اذن
43 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
44 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
45 men kimseyi مَنْ -
46 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
47 ila doğru إِلَىٰ -
48 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط
49 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

2. Bakara Suresi

Ayet 214

Arapça Metin (Harekeli)

221|2|214|أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُوا۟ ٱلْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُم مَّثَلُ ٱلَّذِينَ خَلَوْا۟ مِن قَبْلِكُم مَّسَّتْهُمُ ٱلْبَأْسَآءُ وَٱلضَّرَّآءُ وَزُلْزِلُوا۟ حَتَّىٰ يَقُولَ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ مَتَىٰ نَصْرُ ٱللَّهِ أَلَآ إِنَّ نَصْرَ ٱللَّهِ قَرِيبٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

221|2|214|ام حسبتم ان تدخلوا الجنه ولما ياتكم مثل الذين خلوا من قبلكم مستهم الباسا والضرا وزلزلوا حتي يقول الرسول والذين امنوا معه متي نصر الله الا ان نصر الله قريب

Latin Literal

214. Em hasibtum en tedhulûl cennete ve lemmâ ye’tikum meselullezîne halev min kablikum messethumul be’sâu ved darrâu ve zulzilû hattâ yekûler resûlu vellezîne âmenû meahu metâ nasrullâh(nasrullâhi), e lâ inne nasrallâhi karîb(karîbun).

Türkçe Çeviri

Ya da hesapladınız/düşündünüz ki girersiniz cennete; ve (sandınız ki) asla gelir değildir sizlere kimselerin misali/örneği/benzeri; geçtiler sizlerden önce; (oysa) dokundu onlara sıkıntı/ıstırap/biçarelik ve darlık; ve sarsıldılar; ta ki der ki resûl418 ve onunla (resûlle) birlikte iman47 etmiş kimseler: "Ne zamandır Allah'ın yardımı”; değil mi (ki) doğrusu Allah'ın yardımı yakındır?

Ahmed Samira Çevirisi

214 Or (have) you thought/supposed that you enter the Paradise and (the) example of those who past/expired from before you (E) did not come to you, the misery/hardship and the calamity touched them, and they were shaken until the messenger and those who believed with him say: "When (is) God’s victory/aid?" Is it not (that) God’s victory/aid (is) near/close?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em yoksa أَمْ -
2 hasibtum hesapladınız/düşündünüz حَسِبْتُمْ حسب
3 en ki أَنْ -
4 tedhulu girersiniz تَدْخُلُوا دخل
5 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن
6 velemma ve asla değildir وَلَمَّا -
7 ye'tikum gelir sizlere يَأْتِكُمْ اتي
8 meselu misali/örneği مَثَلُ مثل
9 ellezine kimseler الَّذِينَ -
10 halev geçtiler خَلَوْا خلو
11 min مِنْ -
12 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل
13 messethumu dokundu onlara مَسَّتْهُمُ مسس
14 l-be'sa'u sıkıntı/ıstırap/biçarelik الْبَأْسَاءُ باس
15 ve dderra'u ve darlık وَالضَّرَّاءُ ضرر
16 ve zulzilu ve sarsıldılar وَزُلْزِلُوا زلزل
17 hatta ta ki حَتَّىٰ -
18 yekule der يَقُولَ قول
19 r-rasulu resul الرَّسُولُ رسل
20 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
21 amenu iman etmiş امَنُوا امن
22 meahu birlikte onunla (resulle) مَعَهُ -
23 meta ne zamandır مَتَىٰ -
24 nesru yardımı نَصْرُ نصر
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 ela değil mi أَلَا -
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 nesra yardımı نَصْرَ نصر
29 llahi Allah'ın اللَّهِ -
30 karibun yakındır قَرِيبٌ قرب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 218

Arapça Metin (Harekeli)

225|2|218|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ هَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ أُو۟لَٰٓئِكَ يَرْجُونَ رَحْمَتَ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

225|2|218|ان الذين امنوا والذين هاجروا وجهدوا في سبيل الله اوليك يرجون رحمت الله والله غفور رحيم

Latin Literal

218. İnnellezîne âmenû vellezîne hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi, ulâike yercûne rahmetallâh(rahmetallâhi), vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve kimseler (ki) hicret ettiler355; ve cihat356 ettiler Allah yolunda336; işte bunlardır; umarlar rahmetini Allah'ın; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir20.

Ahmed Samira Çevirisi

218 That those who believed and those who emigrated and struggled/exerted in God’s way/sake ,those hope/expect God’s mercy , and God (is) forgiving, most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
5 haceru ve hicret ettiler هَاجَرُوا هجر
6 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
7 fi فِي -
8 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
11 yercune umarlar يَرْجُونَ رجو
12 rahmete rahmetini رَحْمَتَ رحم
13 llahi Allah'ın اللَّهِ -
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
16 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

2. Bakara Suresi

Ayet 221

Arapça Metin (Harekeli)

228|2|221|وَلَا تَنكِحُوا۟ ٱلْمُشْرِكَٰتِ حَتَّىٰ يُؤْمِنَّ وَلَأَمَةٌ مُّؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِّن مُّشْرِكَةٍ وَلَوْ أَعْجَبَتْكُمْ وَلَا تُنكِحُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَتَّىٰ يُؤْمِنُوا۟ وَلَعَبْدٌ مُّؤْمِنٌ خَيْرٌ مِّن مُّشْرِكٍ وَلَوْ أَعْجَبَكُمْ أُو۟لَٰٓئِكَ يَدْعُونَ إِلَى ٱلنَّارِ وَٱللَّهُ يَدْعُوٓا۟ إِلَى ٱلْجَنَّةِ وَٱلْمَغْفِرَةِ بِإِذْنِهِۦ وَيُبَيِّنُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

228|2|221|ولا تنكحوا المشركت حتي يومن ولامه مومنه خير من مشركه ولو اعجبتكم ولا تنكحوا المشركين حتي يومنوا ولعبد مومن خير من مشرك ولو اعجبكم اوليك يدعون الي النار والله يدعوا الي الجنه والمغفره باذنه ويبين ايته للناس لعلهم يتذكرون

Latin Literal

221. Ve lâ tenkihûl muşrikâti hattâ yu’minn(yu’minne), ve le emetun mu’minetun hayrun min muşriketin ve lev a’cebetkum, ve lâ tunkihûl muşrikîne hattâ yu’minû ve le abdun mu’minun hayrun min muşrikin ve lev a’cebekum, ulâike yed’ûne ilen nâr(nâri), vallâhu yed’û ilel cenneti vel magfireti bi iznih(iznihi), ve yubeyyinu âyâtihî lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve nikahlamayın744* müşrik36 kadınları ta ki iman47 ederler; ve hizmetçi mümin27 bir kadın hayırlıdır bir müşrik36 kadından; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o kadın) sizleri; ve nikahlamayın744** müşrik36 erkekleri ta ki iman47 ederler; ve mutlak ki köle mümin27 bir erkek hayırlıdır bir müşrik36 erkekten; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o erkek) sizleri; işte bunlar; çağırırlar ateşe doğru; ve Allah çağırır cennete doğru; ve mağfirete O’nun izniyle; ve beyan eder (Allah) ayetlerini insanlara; belki onlar zikrederler/hatırlarlar.

Ahmed Samira Çevirisi

221 And do not marry the takers of partners (with God) (F) until they believe, and an owned believing female slave (E) (is) better from (than) a taker of partners (with God) (F), and (even) if she pleased/marveled you. And do not marry the takers of partners (with God) (M) until they believe, and a believing slave (M/E) (is) better from a taker of partners (with God) (M), and (even) if he pleased/marveled you, those call to the fire, and God calls to the Paradise, and the forgiveness with His will, and He clarifies His signs/verses/evidences to the people, maybe they mention/remember .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tenkihu nikahlamayın تَنْكِحُوا نكح
3 l-muşrikati (kadın) müşrikleri الْمُشْرِكَاتِ شرك
4 hatta ta ki حَتَّىٰ -
5 yu'minne (o kadınlar) iman ederler يُؤْمِنَّ امن
6 veleemetun ve hizmetçi وَلَأَمَةٌ امو
7 mu'minetun (kadın) bir mümin مُؤْمِنَةٌ امن
8 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
9 min مِنْ -
10 muşriketin (kadın) bir müşrikten مُشْرِكَةٍ شرك
11 velev ve eğer وَلَوْ -
12 ea'cebetkum acayip etkilediyse (o kadın) sizleri أَعْجَبَتْكُمْ عجب
13 ve la ve وَلَا -
14 tunkihu nikahlamayın تُنْكِحُوا نكح
15 l-muşrikine (erkek) müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 yu'minu (o erkekler) iman ederler يُؤْمِنُوا امن
18 veleabdun ve mutlak ki bir köle وَلَعَبْدٌ عبد
19 mu'minun (erkek) bir mümin مُؤْمِنٌ امن
20 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
21 min -ten مِنْ -
22 muşrikin bir (erkek) müşrikten مُشْرِكٍ شرك
23 velev ve eğer وَلَوْ -
24 ea'cebekum acayip etkilediyse (o erkek) sizleri أَعْجَبَكُمْ عجب
25 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
26 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو
27 ila doğru إِلَى -
28 n-nari ateşe النَّارِ نور
29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
30 yed'u çağırır يَدْعُو دعو
31 ila doğru إِلَى -
32 l-cenneti cennete الْجَنَّةِ جنن
33 velmegfirati ve mağfirete وَالْمَغْفِرَةِ غفر
34 biiznihi izniyle O’nun بِإِذْنِهِ اذن
35 ve yubeyyinu ve beyan eder وَيُبَيِّنُ بين
36 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
37 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
38 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
39 yetezekkerune zikrederler/hatırlarlar يَتَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Eril çoğul olarak gelmiştir. Müşriklerle yapılan evliliklere toplum olarak engel olun buyurulmaktadır. Ayetin Arapça grameri bizlere toplumsal mesaj verildiğini apaçık gösterir. **Eril çoğul olarak gelmiştir. Erkekler erkekleri kendilerine nikahlayamayacağına göre demek ki 'nikahlamayın' uyarısı bireysel değil toplumsaldır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 228

Arapça Metin (Harekeli)

235|2|228|وَٱلْمُطَلَّقَٰتُ يَتَرَبَّصْنَ بِأَنفُسِهِنَّ ثَلَٰثَةَ قُرُوٓءٍ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ أَن يَكْتُمْنَ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِىٓ أَرْحَامِهِنَّ إِن كُنَّ يُؤْمِنَّ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَبُعُولَتُهُنَّ أَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ فِى ذَٰلِكَ إِنْ أَرَادُوٓا۟ إِصْلَٰحًا وَلَهُنَّ مِثْلُ ٱلَّذِى عَلَيْهِنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

235|2|228|والمطلقت يتربصن بانفسهن ثلثه قرو ولا يحل لهن ان يكتمن ما خلق الله في ارحامهن ان كن يومن بالله واليوم الاخر وبعولتهن احق بردهن في ذلك ان ارادوا اصلحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجه والله عزيز حكيم

Latin Literal

228. Vel mutallakâtu yeterabbasne bi enfusihinne selâsete kurûin, ve lâ yahıllu lehunne en yektumne mâ halakallâhu fî erhâmihinne in kunne yu’minne billâhi vel yevmil âhır(âhıri), ve buûletuhunne ehakku bi reddihinne fî zâlike in erâdû ıslâhâ(ıslâhan), ve lehunne mislullezî aleyhinne bil ma’rûf(ma’rûfi), ve lir ricâli aleyhinne dereceh(derecetun), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve boşanmışlar (kadınlar) bekletirler nefislerini üç mens/âdet; ve helal olmaz onlara ki gizlerler Allah'ın rahimlerinde yarattığını; eğer olduysalar iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ve kocalarına daha haktır döndürmeye onları (kadınları) bunun içinde (bekleme süresinde) eğer istedilerse bir ıslah316; ve onlaradır (kadınlaradır) benzeri (erkeklere verilen hak) ki onlar (kadınlar) üzerine maruf291 (olan); ve adamlar içindir onlar (kadınlar) üzerine bir derece*; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

228 And the divorced (F) wait with themselves (F) three menstrual cycles , and (it is) not permitted/allowed to them (F) that they (F) hide/conceal what God created in their (F) wombs/uteruses , if they (F) were believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and their husbands/spouses (are) more worthy/deserving with returning them, in that if they wanted/intended a reconciliation . And for them (F) similar/equal what (is) on them (F) with the kindness/generosity , and to the men a step/stage/grade on them (F), and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmutallekatu ve boşanmışlar (kadınlar) وَالْمُطَلَّقَاتُ طلق
2 yeterabbesne beklerler يَتَرَبَّصْنَ ربص
3 bienfusihinne nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس
4 selasete üç ثَلَاثَةَ ثلث
5 kuru'in mens/âdet قُرُوءٍ قرا
6 ve la ve وَلَا -
7 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل
8 lehunne onlara لَهُنَّ -
9 en ki أَنْ -
10 yektumne gizlerler يَكْتُمْنَ كتم
11 ma مَا -
12 haleka yarattığını خَلَقَ خلق
13 llahu Allah'ın اللَّهُ -
14 fi فِي -
15 erhamihinne rahimlerinde onların أَرْحَامِهِنَّ رحم
16 in eğer إِنْ -
17 kunne olduysalar كُنَّ كون
18 yu'minne iman ederler يُؤْمِنَّ امن
19 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
20 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
21 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
22 ve buuletuhunne ve kocalarına onların وَبُعُولَتُهُنَّ بعل
23 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
24 biraddihinne döndürmeye onları بِرَدِّهِنَّ ردد
25 fi فِي -
26 zalike bunun içinde ذَٰلِكَ -
27 in eğer إِنْ -
28 eradu istedilerse أَرَادُوا رود
29 islahen bir ıslah إِصْلَاحًا صلح
30 velehunne ve onlara (kadınlaradır) وَلَهُنَّ -
31 mislu benzeri مِثْلُ مثل
32 llezi ki الَّذِي -
33 aleyhinne onlara (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ -
34 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
35 velirricali ve adamlar için وَلِلرِّجَالِ رجل
36 aleyhinne onlar (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ -
37 deracetun bir derece دَرَجَةٌ درج
38 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
39 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
40 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Bekleme süresinde eski eşlerle yeniden evlenme konusunda erkeklerin eski eşleri üzerinde bir derecesi vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 232

Arapça Metin (Harekeli)

239|2|232|وَإِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا تَعْضُلُوهُنَّ أَن يَنكِحْنَ أَزْوَٰجَهُنَّ إِذَا تَرَٰضَوْا۟ بَيْنَهُم بِٱلْمَعْرُوفِ ذَٰلِكَ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ مِنكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكُمْ أَزْكَىٰ لَكُمْ وَأَطْهَرُ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

239|2|232|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فلا تعضلوهن ان ينكحن ازوجهن اذا ترضوا بينهم بالمعروف ذلك يوعظ به من كان منكم يومن بالله واليوم الاخر ذلكم ازكي لكم واطهر والله يعلم وانتم لا تعلمون

Latin Literal

232. Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe lâ ta’dulûhunne en yenkıhne ezvâcehunne izâ terâdav beynehum bil ma’rûf(ma’rûfi), zâlike yûazu bihî men kâne minkum yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), zâlikum ezkâ lekum ve ather(atheru), vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve boşadığınız zaman kadınları; öyle ki ulaştılar ecellerine*; öyle ki engellemeyin onları ki nikahlanırlar744 (kadınlar) eşleriyle**; razı oldukları zaman aralarında marufla291; işte budur; vaaz653 edildi onunla sizlerden iman47 eder olmuş kimseye Allah'a ve ahiret gününe; bu daha uygun/doğrudur sizlere ve daha temizdir; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

232 And if you divorced the women, so they reached their term/time , so do not confine/prevent/oppress them (F) that they marry their husbands/spouses, if they mutually agreed/accepted between them with the kindness/generosity , that is being advised/warned with it who was from you believing with God and the Day the Last/Resurrection Day, (and) that (is) more correct/commendable to you, and purer ,and God knows and you do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق
3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
4 fe belegne öyle ki ulaştılar فَبَلَغْنَ بلغ
5 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
6 fela öyle ki فَلَا -
7 tea'duluhunne engellemeyin onları تَعْضُلُوهُنَّ عضل
8 en ki أَنْ -
9 yenkihne nikahlanırlar (kadınlar) يَنْكِحْنَ نكح
10 ezvacehunne eşleriyle أَزْوَاجَهُنَّ زوج
11 iza zaman إِذَا -
12 teradev razı oldukları تَرَاضَوْا رضو
13 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
14 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
15 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
16 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ
17 bihi onunla بِهِ -
18 men kimseye مَنْ -
19 kane oldu كَانَ كون
20 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
21 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 zalikum bu ذَٰلِكُمْ -
26 ezka daha uygun/doğrudur أَزْكَىٰ زكو
27 lekum sizlere لَكُمْ -
28 ve etheru ve daha temizdir وَأَطْهَرُ طهر
29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
30 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
31 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
32 la لَا -
33 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*İddet süresinin sonu.**Nikahlanacak olan yeni eş.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 253

Arapça Metin (Harekeli)

260|2|253|تِلْكَ ٱلرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ ٱللَّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَٰتٍ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلَ ٱلَّذِينَ مِنۢ بَعْدِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَلَٰكِنِ ٱخْتَلَفُوا۟ فَمِنْهُم مَّنْ ءَامَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلُوا۟ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ

Arapça Metin (Harekesiz)

260|2|253|تلك الرسل فضلنا بعضهم علي بعض منهم من كلم الله ورفع بعضهم درجت واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس ولو شا الله ما اقتتل الذين من بعدهم من بعد ما جاتهم البينت ولكن اختلفوا فمنهم من امن ومنهم من كفر ولو شا الله ما اقتتلوا ولكن الله يفعل ما يريد

Latin Literal

253. Tilker rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhıl kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu maktetelellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumul beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).

Türkçe Çeviri

İşte şunlar; resûllerdir418; öyle ki faziletli kıldık onların bir kısmını onlardan bir kısma karşı; kimine kelam etti Allah; ve yükseltti (Allah) bir kısmını onların derecelerle; ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanatlar; ve destekledik onu (Îsa'yı) kutsal ruhla; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş olmazdı onların sonrasında (gelen) kimseler; onlara gelen beyanatlar sonrasında; velakin/fakat ihtilafa düştüler; öyle ki onlardan kimi iman47 etti ve onlardan kimi kâfirlik25 etti; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş35 olmazlardı; velakin/fakat Allah faaliyete geçirir dilediğini.

Ahmed Samira Çevirisi

253 Those are the messengers, We preferred/favoured/blessed some/part of them over some/part, from them who spoke/conversed/talked (with) God, and He rose some/part of them steps/stages/degrees. And We gave Jesus ,Mary’s son, the evidences, and We supported him with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit , and if God wanted/willed, those from after them would not (have) fought/killed each other from after the evidences came to them, and but they differed/disagreed/disputed, so from them who believed, and from them who disbelieved, and if God willed/wanted, they would not (have) fought/killed each other, and but God does/makes what Hewants/wills/intends.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tilke işte şunlar تِلْكَ -
2 r-rusulu resûllerdir الرُّسُلُ رسل
3 feddelna öyle ki faziletli kıldık فَضَّلْنَا فضل
4 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض
5 ala karşı عَلَىٰ -
6 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض
7 minhum onlardan مِنْهُمْ -
8 men kimine مَنْ -
9 kelleme kelam etti كَلَّمَ كلم
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 ve rafea ve yükseltti (Allah) وَرَفَعَ رفع
12 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض
13 deracatin derecelerler دَرَجَاتٍ درج
14 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
15 iysa Îsa'ya عِيسَى -
16 bne oğlu ابْنَ بني
17 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
18 l-beyyinati beyanatlar الْبَيِّنَاتِ بين
19 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد
20 biruhi ruhla بِرُوحِ روح
21 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
22 velev velev/eğer وَلَوْ -
23 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
24 llahu Allah اللَّهُ -
25 ma olmazdı مَا -
26 ktetele öldürmüş اقْتَتَلَ قتل
27 ellezine kimseler الَّذِينَ -
28 min مِنْ -
29 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد
30 min مِنْ -
31 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
32 ma مَا -
33 ca'ethumu gelen onlara جَاءَتْهُمُ جيا
34 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
35 velakini velakin/fakat وَلَٰكِنِ -
36 htelefu ihtilafa düştüler اخْتَلَفُوا خلف
37 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
38 men kimi مَنْ -
39 amene iman etti امَنَ امن
40 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
41 men kimi مَنْ -
42 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
43 velev velev/eğer وَلَوْ -
44 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
45 llahu Allah اللَّهُ -
46 ma olmazlardı مَا -
47 ktetelu katlemiş اقْتَتَلُوا قتل
48 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
49 llahe Allah اللَّهَ -
50 yef'alu faaliyete geçirir يَفْعَلُ فعل
51 ma مَا -
52 yuridu dilediğini يُرِيدُ رود

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 254

Arapça Metin (Harekeli)

261|2|254|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنفِقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِىَ يَوْمٌ لَّا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَٰعَةٌ وَٱلْكَٰفِرُونَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

261|2|254|يايها الذين امنوا انفقوا مما رزقنكم من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خله ولا شفعه والكفرون هم الظلمون

Latin Literal

254. Yâ eyyûhellezîne âmenû enfikû mimmâ razaknâkum min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hulletun ve lâ şefâah(şefâatun), vel kâfirûne humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İnfak6 edin rızıklandırdığımızdan sizleri; önceden ki gelir bir gün; olmaz bir alışveriş onda; ve (de) bir dostluk; ve (de) bir şefaat114; ve kâfirleredir25; (ki) onlar zalimlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

254 You, you those who believed, spend from what We provided for you from before that a day comes, (there is) no selling/trading in it and nor faithful/close friendship , and nor mediation, and the disbelievers, they are the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 enfiku infak edin أَنْفِقُوا نفق
5 mimma مِمَّا -
6 razeknakum rızıklandırdığımızdan sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق
7 min مِنْ -
8 kabli önceden قَبْلِ قبل
9 en ki أَنْ -
10 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
11 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم
12 la olmaz لَا -
13 bey'un bir alış veriş بَيْعٌ بيع
14 fihi içinde onun فِيهِ -
15 ve la ve (de) وَلَا -
16 hulletun bir dostluk خُلَّةٌ خلل
17 ve la ve (de) وَلَا -
18 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع
19 velkafirune ve kafirleredir وَالْكَافِرُونَ كفر
20 humu onlar هُمُ -
21 z-zalimune zalimlerdir الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

2. Bakara Suresi

Ayet 256

Arapça Metin (Harekeli)

263|2|256|لَآ إِكْرَاهَ فِى ٱلدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ ٱلرُّشْدُ مِنَ ٱلْغَىِّ فَمَن يَكْفُرْ بِٱلطَّٰغُوتِ وَيُؤْمِنۢ بِٱللَّهِ فَقَدِ ٱسْتَمْسَكَ بِٱلْعُرْوَةِ ٱلْوُثْقَىٰ لَا ٱنفِصَامَ لَهَا وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

263|2|256|لا اكراه في الدين قد تبين الرشد من الغي فمن يكفر بالطغوت ويومن بالله فقد استمسك بالعروه الوثقي لا انفصام لها والله سميع عليم

Latin Literal

256. Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Yoktur ikrâh374 dinde122; muhakkak beyan226 oldu doğruluk sapkınlıktan; öyle ki kim kâfirlik25 eder tâgûta375; ve iman47 eder Allah'a; muhakkak ki kaptı sapasağlam bir kulp; yoktur çatlak ona; ve Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

256 No compulsion/force in the religion, the correct/right had been clarified , from the misguidance/failure , so who disbelieves with the devil/every thing worshipped other than God and believes with God, so he had held fast/clung to with the tie/handle , the tight/affirmed, no breaking/cutting to it, and God (is) hearing/listening, knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la yoktur لَا -
2 ikrahe ikrah إِكْرَاهَ كره
3 fi فِي -
4 d-dini dinde الدِّينِ دين
5 kad muhakkak قَدْ -
6 tebeyyene beyan oldu تَبَيَّنَ بين
7 r-ruşdu olgunluk/doğruluk الرُّشْدُ رشد
8 mine مِنَ -
9 l-gayyi sapkınlıktan الْغَيِّ غوي
10 femen öyle ki kim فَمَنْ -
11 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
12 bit-taguti tağuta بِالطَّاغُوتِ طغي
13 ve yu'min ve iman eder وَيُؤْمِنْ امن
14 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
15 fekadi muhakkak ki o فَقَدِ -
16 stemseke kaptı اسْتَمْسَكَ مسك
17 bil-urveti bir kulpa بِالْعُرْوَةِ عرو
18 l-vuska sapasağlam الْوُثْقَىٰ وثق
19 la olmaz لَا -
20 nfisame çatlak انْفِصَامَ فصم
21 leha ona لَهَا -
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع
24 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

İkrah, ikrah. Kavram 374

374 Zorlama, bir kişinin yapmak istemediği bir şeyi zorla yaptırma, baskı yaparak yaptırma, kerhen yapmaya neden olmak.

Tâgût Kavram 375

375 Taşkınlık, azgınlık, sınır aşmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 257

Arapça Metin (Harekeli)

264|2|257|ٱللَّهُ وَلِىُّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يُخْرِجُهُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ أَوْلِيَآؤُهُمُ ٱلطَّٰغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ ٱلنُّورِ إِلَى ٱلظُّلُمَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

264|2|257|الله ولي الذين امنوا يخرجهم من الظلمت الي النور والذين كفروا اولياوهم الطغوت يخرجونهم من النور الي الظلمت اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Latin Literal

257. Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Allah velisidir28 iman47 etmiş kimselerin; çıkarır (Allah) onları karanlıklardan nura/aydınlığa doğru; ve kâfirlik25 etmiş kimselerin kendi velileri28 tâgûttur375; çıkarırlar onları nurdan/aydınlıktan karanlıklara doğru; işte bunlar; ateş ashâbıdır194; onlar orada* ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

257 God (is) guardian/patron (of) those who believed, He brings them out from the darknesses to the light, and those who disbelieved, their guardian/patron (is) the devil/every thing worshipped other than God they bring them out from the light to the darknesses, those are the fire’s owners/company , they are in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah اللَّهُ -
2 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي
3 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 yuhricuhum çıkarır (Allah) onları يُخْرِجُهُمْ خرج
6 mine مِنَ -
7 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم
8 ila doğru إِلَى -
9 n-nuri nura/aydınlığa النُّورِ نور
10 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ -
11 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
12 evliya'uhumu velileri onları أَوْلِيَاؤُهُمُ ولي
13 t-ttagutu tağuttur الطَّاغُوتُ طغي
14 yuhricunehum çıkarırlar onları يُخْرِجُونَهُمْ خرج
15 mine مِنَ -
16 n-nuri nurda/aydınlıktan النُّورِ نور
17 ila doğru إِلَى -
18 z-zulumati karanlıklara الظُّلُمَاتِ ظلم
19 ulaike İşte bunlar أُولَٰئِكَ -
20 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
21 n-nari ateş النَّارِ نور
22 hum onlar هُمْ -
23 fiha orada (cehennemde) فِيهَا -
24 halidune ölümsüz خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Cehennemde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Tâgût Kavram 375

375 Taşkınlık, azgınlık, sınır aşmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 260

Arapça Metin (Harekeli)

267|2|260|وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِۦمُ رَبِّ أَرِنِى كَيْفَ تُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِن قَالَ بَلَىٰ وَلَٰكِن لِّيَطْمَئِنَّ قَلْبِى قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِّنَ ٱلطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ ٱجْعَلْ عَلَىٰ كُلِّ جَبَلٍ مِّنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ٱدْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا وَٱعْلَمْ أَنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

267|2|260|واذ قال ابرهم رب ارني كيف تحي الموتي قال اولم تومن قال بلي ولكن ليطمين قلبي قال فخذ اربعه من الطير فصرهن اليك ثم اجعل علي كل جبل منهن جزا ثم ادعهن ياتينك سعيا واعلم ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

260. Ve iz kâle ibrâhîmu rabbî erinî keyfe tuhyil mevtâ kâle e ve lem tu’min kâle belâ ve lâkin li yatmainne kalbî kâle fe huz erbeaten minet tayri fe surhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelin minhunne cuz’en summed’uhunne ye’tîneke sa’yâ(sa’yen), va’lem ennallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman İbrahim: "Rabbim4! Göster bana; nasıl canlandırırsın ölüleri"; dedi (Allah): "Yoksa asla iman47 etmez misin? "; dedi (İbrahim): "Evet! (iman ettim); velakin/fakat mutmain377 olması içindir kalbimin"; dedi (Allah): "Öyleyse tut dördünü kuştan; öyle ki meylettir* onları (dördünü) kendine; sonra koy her bir dağın üzerine onlardan (dördünden) bir parça/cüz; sonra çağır onları (dördünü); gelirler (dördü) sana bir ivedi hareketlenme (-yle); ve bil ki Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

260 And when Abraham said: "My Lord, show me how you revive/make alive the deads." He said: "Did you not believe?" he said: "Yes/certainly, and but (for) my heart/mind to (be) assured/secure (E)." He (Abraham) said: "So take four from the birds, so take them (F) close to you, then put on every mountain from them (F) a part/portion, then call them (F), they come (F) (to) you fast , and know that God isglorious/mighty/powerful/dignified, wise/judicious." (NOTICE USE OF FEMININE IN THE PRECEDING VERSE)

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ -
4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
5 erini göster bana أَرِنِي راي
6 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
7 tuhyi canlandırırsın تُحْيِي حيي
8 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت
9 kale dedi قَالَ قول
10 evelem yoksa asla أَوَلَمْ -
11 tu'min iman etmez misin تُؤْمِنْ امن
12 kale dedi (İbrahim) قَالَ قول
13 bela evet (iman ettim) بَلَىٰ -
14 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
15 liyetmeinne mutmain olması içindir لِيَطْمَئِنَّ طمن
16 kalbi kalbimin قَلْبِي قلب
17 kale dedi قَالَ قول
18 fehuz öyleyse tut فَخُذْ اخذ
19 erbeaten dördünü أَرْبَعَةً ربع
20 mine مِنَ -
21 t-tayri kuştan الطَّيْرِ طير
22 fe surhunne öyle ki meylettir onları (dördünü) فَصُرْهُنَّ صور
23 ileyke kendine إِلَيْكَ -
24 summe sonra ثُمَّ -
25 c'al yap اجْعَلْ جعل
26 ala üzerine عَلَىٰ -
27 kulli her كُلِّ كلل
28 cebelin bir dağın جَبَلٍ جبل
29 minhunne onlardan (dördünden) مِنْهُنَّ -
30 cuz'en bir parça/cüz جُزْءًا جزا
31 summe sonra ثُمَّ -
32 d'uhunne çağır onları (dördünü) ادْعُهُنَّ دعو
33 ye'tineke gelirler (dördü) sana يَأْتِينَكَ اتي
34 sea'yen bir ivedi hareketlenme (-yle) سَعْيًا سعي
35 vea'lem ve bil وَاعْلَمْ علم
36 enne ki أَنَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
39 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Alıştır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mutmain Kavram 377

377 Tatmin olan, istenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlamış, gönül doygunluğuna eren.

2. Bakara Suresi

Ayet 264

Arapça Metin (Harekeli)

271|2|264|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُبْطِلُوا۟ صَدَقَٰتِكُم بِٱلْمَنِّ وَٱلْأَذَىٰ كَٱلَّذِى يُنفِقُ مَالَهُۥ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ فَمَثَلُهُۥ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُۥ وَابِلٌ فَتَرَكَهُۥ صَلْدًا لَّا يَقْدِرُونَ عَلَىٰ شَىْءٍ مِّمَّا كَسَبُوا۟ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

271|2|264|يايها الذين امنوا لا تبطلوا صدقتكم بالمن والاذي كالذي ينفق ماله ريا الناس ولا يومن بالله واليوم الاخر فمثله كمثل صفوان عليه تراب فاصابه وابل فتركه صلدا لا يقدرون علي شي مما كسبوا والله لا يهدي القوم الكفرين

Latin Literal

264. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tubtılû sadakâtikum bil menni vel ezâ, kellezî yunfiku mâlehu riâen nâsi ve lâ yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), fe meseluhu ke meseli safvânin aleyhi turâbun fe esâbehu vâbilun fe terakehu saldâ(salden), lâ yakdirûne alâ şey’in mimmâ kesebû vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Boşa çıkarmayın sadakalarınızı378; minnetle* (minnete neden olarak) ve eziyetle**(eziyete neden olarak); kimse gibi (ki) infak6 eder malını insanlara gösteriş (-le) ; iman47 etmez Allah'a ve ahiret gününe; öyle ki misali onun (kimsenin) misali gibidir saf/düz bir kaya; üzerinde onun (kayanın) turabin/toz; öyle ki isabet eder ona (kayaya) bir sağanak ; öyle ki bırakır onu semsert/yaşamsız; güç yetiremez (o kimse) kazandıklarından bir şey üzerine; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler25 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

264 You, you those who believed, do not waste/cancel your charities with the bragging and the mild harm, as that who spends his property/wealth showing off/pretending (to) the people, and does not believe with God, and the Day the Last/Resurrection Day, so his example/proverb (is as the) example (of) a smooth rock , on it (is) dust/earth, so struck it a heavy rain , so it left it hard/smooth , they are not capable on a thing from what they gathered/earned , and God does not guide the nation, the disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tubtilu boşa çıkarmayın تُبْطِلُوا بطل
6 sadekatikum sadakalarınızı صَدَقَاتِكُمْ صدق
7 bil-menni minnetle بِالْمَنِّ منن
8 vel'eza ve eziyetle وَالْأَذَىٰ اذي
9 kallezi kimseler gibi كَالَّذِي -
10 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق
11 malehu malını مَالَهُ مول
12 ria'e gösteriş (-le) رِئَاءَ راي
13 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس
14 ve la وَلَا -
15 yu'minu iman etmez يُؤْمِنُ امن
16 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
17 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
18 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
19 femeseluhu öyleki misali onun فَمَثَلُهُ مثل
20 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل
21 safvanin saf/düz bir kaya صَفْوَانٍ صفو
22 aleyhi üzerinde onun عَلَيْهِ -
23 turabun toz تُرَابٌ ترب
24 feesabehu öyle ki isabet eder ona فَأَصَابَهُ صوب
25 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل
26 feterakehu öyleki bırakır onu فَتَرَكَهُ ترك
27 salden semsert/yaşamsız صَلْدًا صلد
28 la لَا -
29 yekdirune güç yetiremez يَقْدِرُونَ قدر
30 ala üzerine عَلَىٰ -
31 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا
32 mimma مِمَّا -
33 kesebu kazandıklarından كَسَبُوا كسب
34 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
35 la لَا -
36 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
37 l-kavme kavmini/toplumunu الْقَوْمَ قوم
38 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Minnet duyulması amacıyla yaparak. Minnet bekleyerek. **Sıkıntı, eziyet, huzursuzluk vererek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

2. Bakara Suresi

Ayet 267

Arapça Metin (Harekeli)

274|2|267|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنفِقُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّآ أَخْرَجْنَا لَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ وَلَا تَيَمَّمُوا۟ ٱلْخَبِيثَ مِنْهُ تُنفِقُونَ وَلَسْتُم بِـَٔاخِذِيهِ إِلَّآ أَن تُغْمِضُوا۟ فِيهِ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ غَنِىٌّ حَمِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

274|2|267|يايها الذين امنوا انفقوا من طيبت ما كسبتم ومما اخرجنا لكم من الارض ولا تيمموا الخبيث منه تنفقون ولستم باخذيه الا ان تغمضوا فيه واعلموا ان الله غني حميد

Latin Literal

267. Yâ eyyuhellezîne âmenû enfikû min tayyibâti mâ kesebtum ve mimmâ ahracnâ lekum minel ard(ardı), ve lâ teyemmemûl habîse minhu tunfikûne ve lestum bi âhızîhı illâ en tugmidû fîh(fîhî), va’lemû ennallâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İnfak6 edin iyilerinden kazandıklarınızın; ve çıkardığımızdan sizlere yerden; kalkışmayın/yeltenmeyin kötüsüne ondan (ki) infak6 edersiniz; ve olmayın edinenler onu ancak ki göz kapatırsınız* ona (infak edilene); ve bilin ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106; Hamîd’tir107.

Ahmed Samira Çevirisi

267 You, you those who believed, spend from (the) goodnesses (of) what you gathered/earned and from what We brought out for you from the earth , and do not intend/specify (choose) the bad/spoiled from it, you spend and you are not taking/receiving it, except that you obscure/find fault in it, and know that God (is) rich, praiseworthy/commendable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 enfiku infak edin أَنْفِقُوا نفق
5 min مِنْ -
6 tayyibati iyilerinden طَيِّبَاتِ طيب
7 ma مَا -
8 kesebtum kazandıklarınızın كَسَبْتُمْ كسب
9 ve mimma ve وَمِمَّا -
10 ehracna çıkardığımızdan أَخْرَجْنَا خرج
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 mine -den مِنَ -
13 l-erdi yer- الْأَرْضِ ارض
14 ve la وَلَا -
15 teyemmemu kalkışmayın/yeltenmeyin تَيَمَّمُوا يمم
16 l-habise kötülere الْخَبِيثَ خبث
17 minhu ondan مِنْهُ -
18 tunfikune infak etmeye تُنْفِقُونَ نفق
19 velestum ve olmazsınız وَلَسْتُمْ ليس
20 biahizihi edinenler onu بِاخِذِيهِ اخذ
21 illa dışında إِلَّا -
22 en ki أَنْ -
23 tugmidu kör kapatırsınız تُغْمِضُوا غمض
24 fihi ona فِيهِ -
25 vea'lemu ve bilin ki وَاعْلَمُوا علم
26 enne doğrusu أَنَّ -
27 llahe Allah اللَّهَ -
28 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني
29 hamidun Hamîd’tir حَمِيدٌ حمد

Notlar

Not 1

*Kendiniz için gördüğünüzde asla almayacağınız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ganiyy Kavram 106

106 Zengin.

Hamîd Kavram 107

107 En yüce övgüye/methedilmeye değer.

2. Bakara Suresi

Ayet 277

Arapça Metin (Harekeli)

284|2|277|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

277. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve verdiler zekâtı10; onlaradır ecirleri820 Rablerinin4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

277 That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , for them at their Lord (is) their reward/wage , and no fear/fright on them and nor they be sad/grieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
6 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verdiler وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 lehum onlaradır لَهُمْ -
11 ecruhum ecirleri/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر
12 inde indindedir/katındadır عِنْدَ عند
13 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
14 ve la ve yoktur وَلَا -
15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
17 ve la وَلَا -
18 hum ve onlar هُمْ -
19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

2. Bakara Suresi

Ayet 278

Arapça Metin (Harekeli)

285|2|278|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَذَرُوا۟ مَا بَقِىَ مِنَ ٱلرِّبَوٰٓا۟ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

285|2|278|يايها الذين امنوا اتقوا الله وذروا ما بقي من الربوا ان كنتم مومنين

Latin Literal

278. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe ve zerû mâ bakiye miner ribâ in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve bırakın* neyse bakiye ribadan383; eğer olduysanız müminler.

Ahmed Samira Çevirisi

278 You, you those who believed, fear and obey God and leave what remained from the growth/interest/usury , if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş! امَنُوا امن
4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
5 llahe Allah’a اللَّهَ -
6 ve zeru ve bırakın وَذَرُوا وذر
7 ma neyse مَا -
8 bekiye bakiye بَقِيَ بقي
9 mine -dan مِنَ -
10 r-riba riba- الرِّبَا ربو
11 in eğer إِنْ -
12 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
13 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Riba olmayan kısım alın, riba olan kısmı bırakın, terk edin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Riba Kavram 383

383 Değerde katlanma, katmerlenme, büyüme, çoğalma, ilave.Rabbimiz bu kelimeyi fiil olarak 16:92 ayetinde bir ümmetin başka bir ümmete göre daha katmerli örn: daha gelişmiş, daha kuvvetli, daha güçlü daha zengin; olduğunu işaret etmek için kullanmıştır. Katmerlenme sabit bir değer üzerinden olur. Sabit ve ölçeklenebilir bir değerin katmerlenmesidir. Örn: İki toplumun savaş uçak sayıları eşit olsa bile bir toplumun savaş uçakları diğer toplumun uçaklarından savaşma kapasitesi olarak iki kat daha gelişmişse gelişmiş toplum diğerine göre ribalı olur. Uçak sayısının önemi yoktur. Önemli olan uçağın savaşma kapasitesidir; gerçekten ürettiği değerdir. Para da aynı uçak gibidir. Satın alma kapasitesi değişkendir. 10 adet 100 dolar ile 10 adet 100 TL'nin satın alma güçleri farklıdır. Bu nedenle riba için bir şeyin gerçek değeri üzerinden artış var mı katlanma var mı diye bakılmalıdır.Başka güzel bir örnek daha verelim; on ekmek borç verildiyse ve süre sonunda geriye 11 ekmek alındıysa bu durumda artan, çoğalan, ilave olan o 1 ekmek riba olur. Dönen mal artmamalıdır. Günümüzde mal yerine çoğunlukla değeri değişken olan para kullanıldığı için kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Örnek; 10 ekmek değerinde olan para süre sonunda yine aynı para olarak geri alınırsa enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi sonucu borç veren geri aldığı parayla 10 ekmek alamayacaktır. Örneğin 9 ekmek alabilecektir. Borç verenin 1 ekmek hakkı yenmiş olacaktır. Merkez bankaları yıllık enflasyonun değerini belirler yani paranın değer kaybını belirlerler. O durumda borç para olarak verilecekse enflasyon değerinde paranın artarak geri alınması asla riba olmaz. Aslında malın artması değil korunması söz konusu olur. Ancak enflasyonun üstündeki her değer riba olacaktır. Enflasyon değerinde faiz kesinlikle riba değildir. Ancak faizin ribalaşma durumuna dikkat edilmelidir. Enflasyon üstünde gelir getiren faizlerin enflasyon üstü getirisi riba olmaktadır.

2. Bakara Suresi

Ayet 282

Arapça Metin (Harekeli)

289|2|282|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا تَدَايَنتُم بِدَيْنٍ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى فَٱكْتُبُوهُ وَلْيَكْتُب بَّيْنَكُمْ كَاتِبٌۢ بِٱلْعَدْلِ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ أَن يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ ٱللَّهُ فَلْيَكْتُبْ وَلْيُمْلِلِ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ وَلْيَتَّقِ ٱللَّهَ رَبَّهُۥ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـًٔا فَإِن كَانَ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ سَفِيهًا أَوْ ضَعِيفًا أَوْ لَا يَسْتَطِيعُ أَن يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُۥ بِٱلْعَدْلِ وَٱسْتَشْهِدُوا۟ شَهِيدَيْنِ مِن رِّجَالِكُمْ فَإِن لَّمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَٱمْرَأَتَانِ مِمَّن تَرْضَوْنَ مِنَ ٱلشُّهَدَآءِ أَن تَضِلَّ إِحْدَىٰهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحْدَىٰهُمَا ٱلْأُخْرَىٰ وَلَا يَأْبَ ٱلشُّهَدَآءُ إِذَا مَا دُعُوا۟ وَلَا تَسْـَٔمُوٓا۟ أَن تَكْتُبُوهُ صَغِيرًا أَوْ كَبِيرًا إِلَىٰٓ أَجَلِهِۦ ذَٰلِكُمْ أَقْسَطُ عِندَ ٱللَّهِ وَأَقْوَمُ لِلشَّهَٰدَةِ وَأَدْنَىٰٓ أَلَّا تَرْتَابُوٓا۟ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً حَاضِرَةً تُدِيرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلَّا تَكْتُبُوهَا وَأَشْهِدُوٓا۟ إِذَا تَبَايَعْتُمْ وَلَا يُضَآرَّ كَاتِبٌ وَلَا شَهِيدٌ وَإِن تَفْعَلُوا۟ فَإِنَّهُۥ فُسُوقٌۢ بِكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ ٱللَّهُ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

289|2|282|يايها الذين امنوا اذا تداينتم بدين الي اجل مسمي فاكتبوه وليكتب بينكم كاتب بالعدل ولا ياب كاتب ان يكتب كما علمه الله فليكتب وليملل الذي عليه الحق وليتق الله ربه ولا يبخس منه شيا فان كان الذي عليه الحق سفيها او ضعيفا او لا يستطيع ان يمل هو فليملل وليه بالعدل واستشهدوا شهيدين من رجالكم فان لم يكونا رجلين فرجل وامراتان ممن ترضون من الشهدا ان تضل احديهما فتذكر احديهما الاخري ولا ياب الشهدا اذا ما دعوا ولا تسموا ان تكتبوه صغيرا او كبيرا الي اجله ذلكم اقسط عند الله واقوم للشهده وادني الا ترتابوا الا ان تكون تجره حاضره تديرونها بينكم فليس عليكم جناح الا تكتبوها واشهدوا اذا تبايعتم ولا يضار كاتب ولا شهيد وان تفعلوا فانه فسوق بكم واتقوا الله ويعلمكم الله والله بكل شي عليم

Latin Literal

282. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş şuhedâi en tedılle ıhdâhumâ fe tuzekkire ıhdâhumâl uhrâ ve lâ ye’beş şuhedâu izâ mâ duû, ve lâ tes’emû en tektubûhu sagîran ev kebîran ilâ ecelih(ecelihî), zâlikum aksatu indallâhi ve akvemu liş şehâdeti ve ednâ ellâ tertâbû illâ en tekûne ticâreten hâdıraten tudîrûnehâ beynekum fe leyse aleykum cunâhun ellâ tektubûhâ ve eşhidû izâ tebâya’tum, ve lâ yudârra kâtibun ve lâ şehîd(şehîdun), ve in tef’alû fe innehu fusûkun bikum, vettekûllâh(vettekûllâhe), ve yuallimukumullâh(yuallimukumullâhu), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip/yazıcı adaletle680; geri çevirmesin/reddetmesin kâtip/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi*; öyle ki yazsın ve dikte etsin** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa/acizse ya da o tabi olamazsa/güç yetiremezse dikte etmeye**; öyle ki dikte etsin** velisi onun adaletle680; ve şahit/tanık edin iki şahidi/tanığı adamlarınızdan/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam/erkek; öyle ki bir adam/erkek ve iki kadın384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine384; ve geri çevirmesin/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde/katında; ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır şahitliğe/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret***; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit/tanık tutun alışveriş ettiğiniz**** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip/yazan; ve de şahit/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır38 sizlere; ve takvalı21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.

Ahmed Samira Çevirisi

282 You, you those who believed, if you indebted (each other) with a debt to a named/identified (specified) term/time, so write it, and (a) writer/one able to write should write between you with justice/equality , and awriter/one able to write does (should) not refuse/hate that to write as God taught/instructed him , so he should write (E). And whom the duty is on him (the borrower), should dictate (E) , and should fear and obey (E) God his lord, and does (should) not reduce/cheat from it a thing, so if whom the duty is on him (the borrower), was ignorant/foolish or weak, or that he is not able that to dictate he, so his guardian should dictate (E) with justice/equality and call a witness, two witnesses/testifiers from your men, so if they (B) are not two men, so a man and two women, from what/whom you accept/approve from the witnesses/testifiers that (E) one of them (B) be misguided, so she reminds the other (F). And the witnesses (should) not refuse/hate if as long as they are called , and do not be bored/tired that to write/dictate it small/little or big/great , to its term/time, that (is) more just/equitable at God, and more just/direct to the testimony/witnessing and nearer that you not be doubtful/suspicious, except that (it) be present commercial buying and selling , you run/manage it between you, so an offense/guilt/sin is not on you that you do not write/dictate it, and call a witness if you sold/traded (to each other). And no writer/one able to write nor honest witness (is to) be harmed, and if you make/do (that), so it is debauchery by/from you , and fear and obey God, and God teaches/instructs you , and God (is) with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 tedayentum borçlandığınız تَدَايَنْتُمْ دين
6 bideynin borç بِدَيْنٍ دين
7 ila kadar إِلَىٰ -
8 ecelin ecele أَجَلٍ اجل
9 musemmen bir belirlenmiş مُسَمًّى سمو
10 fektubuhu öyle ki yazın onu فَاكْتُبُوهُ كتب
11 velyektub ve yazsın وَلْيَكْتُبْ كتب
12 beynekum aranızdan بَيْنَكُمْ بين
13 katibun bir kâtip/yazıcı كَاتِبٌ كتب
14 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
15 ve la وَلَا -
16 ye'be geri çevirmesin/reddetmesin يَأْبَ ابي
17 katibun kâtip/yazıcı كَاتِبٌ كتب
18 en ki أَنْ -
19 yektube yazsın يَكْتُبَ كتب
20 kema gibi كَمَا -
21 allemehu ona öğrettiği عَلَّمَهُ علم
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 felyektub öyle ki yazsın فَلْيَكْتُبْ كتب
24 velyumlili ve dikte etsin وَلْيُمْلِلِ ملل
25 llezi kimse الَّذِي -
26 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ -
27 l-hakku hak الْحَقُّ حقق
28 velyetteki ve takvalı olsun وَلْيَتَّقِ وقي
29 llahe Allah’a اللَّهَ -
30 rabbehu Rabbi’ne رَبَّهُ ربب
31 ve la ve وَلَا -
32 yebhas azaltmasın يَبْخَسْ بخس
33 minhu ondan مِنْهُ -
34 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
35 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
36 kane oldu كَانَ كون
37 llezi kimse الَّذِي -
38 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ -
39 l-hakku hak الْحَقُّ حقق
40 sefihen bir aklı ermez سَفِيهًا سفه
41 ev ya da أَوْ -
42 deiyfen bir zayıf/aciz ضَعِيفًا ضعف
43 ev ya da أَوْ -
44 la لَا -
45 yestetiu tabi olmaz يَسْتَطِيعُ طوع
46 en ki أَنْ -
47 yumille dikte eder يُمِلَّ ملل
48 huve o هُوَ -
49 felyumlil öyle ki dikte etsin فَلْيُمْلِلْ ملل
50 veliyyuhu velisi onun وَلِيُّهُ ولي
51 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
52 vesteşhidu ve şahit/tanık edin وَاسْتَشْهِدُوا شهد
53 şehideyni iki şahidi/tanığı شَهِيدَيْنِ شهد
54 min مِنْ -
55 ricalikum adamlarınızdan رِجَالِكُمْ رجل
56 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
57 lem asla لَمْ -
58 yekuna olmazsa يَكُونَا كون
59 raculeyni iki adam رَجُلَيْنِ رجل
60 feraculun öyle ki bir adam فَرَجُلٌ رجل
61 vemraetani ve iki kadın وَامْرَأَتَانِ مرا
62 mimmen kimseden مِمَّنْ -
63 terdevne razı olursunuz تَرْضَوْنَ رضو
64 mine مِنَ -
65 ş-şuheda'i şahidlerden الشُّهَدَاءِ شهد
66 en ki أَنْ -
67 tedille dalalate düşer (kadın) تَضِلَّ ضلل
68 ihdahuma biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد
69 fetuzekkira öyle ki hatırlatır فَتُذَكِّرَ ذكر
70 ihdahuma biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد
71 l-uhra diğerine الْأُخْرَىٰ اخر
72 ve la ve وَلَا -
73 ye'be geri çevirmesin/reddetmesin يَأْبَ ابي
74 ş-şuheda'u şahidler الشُّهَدَاءُ شهد
75 iza zaman إِذَا -
76 ma مَا -
77 duu davet edildikleri دُعُوا دعو
78 ve la وَلَا -
79 tesemu üşenmesinler تَسْأَمُوا سام
80 en ki أَنْ -
81 tektubuhu yazarsınız onu تَكْتُبُوهُ كتب
82 sagiran az صَغِيرًا صغر
83 ev ya da أَوْ -
84 kebiran çok كَبِيرًا كبر
85 ila kadar إِلَىٰ -
86 ecelihi eceline onun أَجَلِهِ اجل
87 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ -
88 eksetu daha eşittir أَقْسَطُ قسط
89 inde indinde/katında عِنْدَ عند
90 llahi Allah’ın اللَّهِ -
91 ve ekve mu ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır وَأَقْوَمُ قوم
92 lişşehadeti şahitliğe/tanıklığa لِلشَّهَادَةِ شهد
93 ve edna ve daha yakındır وَأَدْنَىٰ دنو
94 ella ki أَلَّا -
95 tertabu kuşkulanmazsınız تَرْتَابُوا ريب
96 illa dışında إِلَّا -
97 en ki أَنْ -
98 tekune olur تَكُونَ كون
99 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر
100 hadiraten hazır حَاضِرَةً حضر
101 tudiruneha değiş tokuş edersiniz onu تُدِيرُونَهَا دور
102 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
103 feleyse öyle ki yoktur فَلَيْسَ ليس
104 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
105 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
106 ella ki أَلَّا -
107 tektubuha yazmazsınız onu تَكْتُبُوهَا كتب
108 ve eşhidu ve şahid/tanık tutun وَأَشْهِدُوا شهد
109 iza zaman إِذَا -
110 tebayea'tum alışveriş edersiniz تَبَايَعْتُمْ بيع
111 ve la ve de وَلَا -
112 yudarra zarara uğratılmasın يُضَارَّ ضرر
113 katibun kâtip/yazan كَاتِبٌ كتب
114 ve la ve de وَلَا -
115 şehidun şahik/tanık شَهِيدٌ شهد
116 ve in ve eğer وَإِنْ -
117 tef'alu faaliyet içinde olursanız تَفْعَلُوا فعل
118 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ -
119 fusukun bir fasıktır فُسُوقٌ فسق
120 bikum sizlere بِكُمْ -
121 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
122 llahe Allah’a اللَّهَ -
123 ve yuallimukumu ve öğretir sizlere وَيُعَلِّمُكُمُ علم
124 llahu Allah اللَّهُ -
125 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
126 bikulli her bir بِكُلِّ كلل
127 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
128 alimun bilendir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kendisine verdiği okuma yazma nimetini kullanarak ayette belirtildiği gibi yazsın.**Yazıyı takip etsin. Gerekirse sesli olarak okusun.***Borçlanmadan yapılan peşin alışveriş. ****Borçlanarak yapılan alışveriş.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İki (2) kadının şahitliğinin bir (1) erkeğin şahitliğine denk olması. Kavram 384

384 Borçlanma tanıklığında/şahitliğinde 1 erkek tanıklığı 2 kadın tanıklığına eşittir. Kadınların bir başkası tarafından baskı altına alınması, tehdit edilmesi ve zorlanması her dönemde erkeklere göre daha olasıdır. Tanık/şahit olan bir kadının erkekler tarafından (kocası vb.) baskı altına alınarak şahitlik/tanıklık konusunda dalalete sürüklenmesinin engellenmesi için destek olarak bir başka kadın da sigorta olarak istenmektedir. Ayetten 'kadınların aklı kıttır, şaşırırlar' gibi bir anlam asla çıkarılamaz.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

2. Bakara Suresi

Ayet 285

Arapça Metin (Harekeli)

292|2|285|ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِۦ وَقَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

292|2|285|امن الرسول بما انزل اليه من ربه والمومنون كل امن بالله ومليكته وكتبه ورسله لا نفرق بين احد من رسله وقالوا سمعنا واطعنا غفرانك ربنا واليك المصير

Latin Literal

285. Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

İman47 etti resûl418 Rabbinden4 kendisine indirilmişe; ve müminler27; hepsi iman47 etti Allah'a; ve meleklerine; ve kitaplarına; ve resûllerine418; "ayırmayız resûllerinden418 birinin arasını"; ve dediler: "İşittik; ve itaat ettik; senin mağfiretin319. Rabbimiz4!; ve sanadır dönüş yeri."

Ahmed Samira Çevirisi

285 The messenger believed with what was descended to him from his Lord and the believers all/each believed with God and His angels, and His Books , and His messengers, we do not separate distinguish/differentiate between any one from His messengers, and they said: "We heard/listened, and we obeyed, your forgiveness, our Lord, and to you (is) the end/destination ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 amene iman etti امَنَ امن
2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
3 bima بِمَا -
4 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
5 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
6 min مِنْ -
7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
8 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
9 kullun hepsi كُلٌّ كلل
10 amene iman etti امَنَ امن
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 ve melaiketihi ve meleklerine وَمَلَائِكَتِهِ ملك
13 ve kutubihi ve kitaplarına وَكُتُبِهِ كتب
14 ve rusulihi ve resullerine وَرُسُلِهِ رسل
15 la لَا -
16 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق
17 beyne arasını بَيْنَ بين
18 ehadin birinin أَحَدٍ احد
19 min مِنْ -
20 rusulihi resullerinden رُسُلِهِ رسل
21 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
22 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
23 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع
24 gufraneke mağfiretin senin غُفْرَانَكَ غفر
25 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
26 ve ileyke ve sanadır وَإِلَيْكَ -
27 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

300|3|7|هُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ مِنْهُ ءَايَٰتٌ مُّحْكَمَٰتٌ هُنَّ أُمُّ ٱلْكِتَٰبِ وَأُخَرُ مُتَشَٰبِهَٰتٌ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَٰبَهَ مِنْهُ ٱبْتِغَآءَ ٱلْفِتْنَةِ وَٱبْتِغَآءَ تَأْوِيلِهِۦ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُۥٓ إِلَّا ٱللَّهُ وَٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ يَقُولُونَ ءَامَنَّا بِهِۦ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّآ أُو۟لُوا۟ ٱلْأَلْبَٰبِ

Arapça Metin (Harekesiz)

300|3|7|هو الذي انزل عليك الكتب منه ايت محكمت هن ام الكتب واخر متشبهت فاما الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشبه منه ابتغا الفتنه وابتغا تاويله وما يعلم تاويله الا الله والرسخون في العلم يقولون امنا به كل من عند ربنا وما يذكر الا اولوا الالبب

Latin Literal

7. Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).

Türkçe Çeviri

O ki indirdi sana kitabı*; ondan (kitaptan) ayetler muhkemlenmiştir392; onlar (muhkemlenmiş ayetler) anasıdır** kitabın*; ve diğerleri (diğer ayetler) müteşabihlerdir90; öyle ki ancak kalplerinde bir eğrilik (olan) kimseler; öyle ki tabi olurlar ondan (kitaptan) müteşabihleşene90; aranandır (o kimse) fitne332; ve (fitneyi) aranandır (o kimse) onun (kitabın) tevilinde401; ve bilir değildir onun (kitabın) tevilini401 Allah ve ilimde derinleşenler/sağlam kök salanlar dışında; derler: "İman47 ettik ona* (kitaba); hepsi Rabbimiz4 katındandır/indindendir"; zikreder/hatırlar değildir mantık sahipleri haricinde.

Ahmed Samira Çevirisi

7 He is who descended on you The Book , from it (are) perfected/tightened verses, they are (F) The Book’s origin/mother , and others resembling/ambiguous/obscure , so but those who in their hearts/minds (is) deviation from truth , so they follow what resembled from it, asking/desiring the treason and asking/desiring its interpretation/explanation , and none knows its interpretation/explanation except God. And the affirmed in the knowledge , they say: "We believed with it, all/each (is) from at our Lord, and none remember/mention except (those) of the pure minds/intelligence ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 huve O هُوَ -
2 llezi ki الَّذِي -
3 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
4 aleyke sana عَلَيْكَ -
5 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
6 minhu ondan مِنْهُ -
7 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي
8 muhkematun muhkemleşmiştirler مُحْكَمَاتٌ حكم
9 hunne onlar هُنَّ -
10 ummu anasıdır أُمُّ امم
11 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
12 ve uharu ve diğerleri وَأُخَرُ اخر
13 muteşabihatun müteşabihtirler مُتَشَابِهَاتٌ شبه
14 feemma öyle ki ancak فَأَمَّا -
15 ellezine kimseler الَّذِينَ -
16 fi فِي -
17 kulubihim kalblerinde قُلُوبِهِمْ قلب
18 zeygun eğrilik زَيْغٌ زيغ
19 feyettebiune öyle ki tabi olurlar فَيَتَّبِعُونَ تبع
20 ma مَا -
21 teşabehe müteşabihleşmişe تَشَابَهَ شبه
22 minhu ondan (kitaptan) مِنْهُ -
23 btiga'e arananlardır ابْتِغَاءَ بغي
24 l-fitneti fitne الْفِتْنَةِ فتن
25 vebtiga'e ve arananlardır وَابْتِغَاءَ بغي
26 te'vilihi tevilinde onun (kitabın) تَأْوِيلِهِ اول
27 ve ma ve değildir وَمَا -
28 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
29 te'vilehu tevilini onun (kitabın) تَأْوِيلَهُ اول
30 illa ancak إِلَّا -
31 llahu Allah اللَّهُ -
32 ve rrasihune ve kök salanlar وَالرَّاسِخُونَ رسخ
33 fi فِي -
34 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
35 yekulune derler يَقُولُونَ قول
36 amenna iman ettik امَنَّا امن
37 bihi ona (kitaba) بِهِ -
38 kullun hepsi كُلٌّ كلل
39 min مِنْ -
40 indi indindendir/katındandır عِنْدِ عند
41 rabbina Rabbimiz رَبِّنَا ربب
42 ve ma ve değildir وَمَا -
43 yezzekkeru zikreder يَذَّكَّرُ ذكر
44 illa dışında إِلَّا -
45 ulu sahipleri أُولُو اول
46 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Ana yasasıdır. Omurgasıdır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Müteşâbih Kavram 90

90 Birbirine benzer.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

Muhkem ayetler. Kavram 392

392 Belirli bir hüküm içeren, tevili apaçık ortada olacak şekilde tek bir anlamı işaret eden ayetler.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

309|3|16|ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَآ إِنَّنَآ ءَامَنَّا فَٱغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ ٱلنَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

309|3|16|الذين يقولون ربنا اننا امنا فاغفر لنا ذنوبنا وقنا عذاب النار

Latin Literal

16. Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ azâben nâr(nâri).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) derler: "Rabbimiz4! Doğrusu bizler iman47 ettik; öyle ki mağfiret319 et bizlere günahlarımızı; ve sakındır bizleri ateş azabından."

Ahmed Samira Çevirisi

16 Those who say: "Our Lord, that we truly believed, so forgive for us our crimes and protect us/make us avoid the fire’s torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yekulune derler يَقُولُونَ قول
3 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
4 innena doğrusu biz إِنَّنَا -
5 amenna iman ettik امَنَّا امن
6 fegfir öyle ki mağfiret et فَاغْفِرْ غفر
7 lena bizlere لَنَا -
8 zunubena günahlarımızı ذُنُوبَنَا ذنب
9 ve kina ve sakındır bizleri وَقِنَا وقي
10 azabe azabından عَذَابَ عذب
11 n-nari ateş النَّارِ نور

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

345|3|52|فَلَمَّآ أَحَسَّ عِيسَىٰ مِنْهُمُ ٱلْكُفْرَ قَالَ مَنْ أَنصَارِىٓ إِلَى ٱللَّهِ قَالَ ٱلْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ ٱللَّهِ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَٱشْهَدْ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

345|3|52|فلما احس عيسي منهم الكفر قال من انصاري الي الله قال الحواريون نحن انصار الله امنا بالله واشهد بانا مسلمون

Latin Literal

52. Fe lemmâ ehassa îsâ min humul kufre kâle men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), âmennâ billâh(billâhi), veşhed bi ennâ muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman hissetti Îsâ onlardan küfrü422; dedi: "Kimdir yardımcılar bana; Allah’a doğru423; dediler havâriler565: "Bizleriz yardımcılar423 Allah’a; iman47 ettik Allah'a; ve şahit/tanık ol (sen) ki bizler müslimiz45."

Ahmed Samira Çevirisi

52 So when Jesus felt (with one of his five physical senses) from them the disbelief, he said: "Who (are) my victoriors/saviors/supporters to God?" The Disciples/victoriors said: "We (are) God’s victoriors/supporters, we believed with God, and (you) be a witness with that we are submitters/surrenderers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 ehasse hissetti أَحَسَّ حسس
3 iysa Îsâ عِيسَىٰ -
4 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
5 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر
6 kale dedi قَالَ قول
7 men kimdir مَنْ -
8 ensari yardımcılar bana أَنْصَارِي نصر
9 ila doğru إِلَى -
10 llahi Allah’a اللَّهِ -
11 kale dediler قَالَ قول
12 l-havariyyune Havariler الْحَوَارِيُّونَ حور
13 nehnu bizleriz نَحْنُ -
14 ensaru yardımcılar أَنْصَارُ نصر
15 llahi Allah’a اللَّهِ -
16 amenna iman ettik امَنَّا امن
17 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
18 veşhed ve şahit/tanık ol وَاشْهَدْ شهد
19 bienna ki bizler بِأَنَّا -
20 muslimune müslimiz مُسْلِمُونَ سلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Allah'ın yardımcıları olmak. Kavram 423

423 Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam dinine yardım etmek. İslam'ı insanlara anlatmak, yaymak, duyurmak, bilgilendirmek. Sadece Kur'an deyip bu yolda yine kitapla yani Kur'an'la mücadele etmek.

Havâri Kavram 565

565 Kelimenin kök (حور) anlamları ışığında; bir kimseyle birlikte olan, ona bağlı olan, o kimseyle yakından iletişim/diyalog halinde olan, o kimseye geri dönen, o kimsenin sürekli çevresinde olup onu saran kimseleri işaret eder.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

346|3|53|رَبَّنَآ ءَامَنَّا بِمَآ أَنزَلْتَ وَٱتَّبَعْنَا ٱلرَّسُولَ فَٱكْتُبْنَا مَعَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

346|3|53|ربنا امنا بما انزلت واتبعنا الرسول فاكتبنا مع الشهدين

Latin Literal

53. Rabbenâ âmennâ bi mâ enzelte vetteba’nâr resûle fektubnâ meaş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

"Rabbimiz4! İman47 ettik indirdiğine*; ve tabi424 olduk resûle (Îsâ'ya); öyle ki yaz bizi şahitlerle/tanıklarla** birlikte."

Ahmed Samira Çevirisi

53 Our Lord, we believed with what You descended, and we followed the messenger, so write (include) us with the witnessing/testifying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
2 amenna iman ettik امَنَّا امن
3 bima بِمَا -
4 enzelte indirdiğine أَنْزَلْتَ نزل
5 vettebea'na ve tabi olduk وَاتَّبَعْنَا تبع
6 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل
7 fektubna öyle ki yaz bizi فَاكْتُبْنَا كتب
8 mea birlikte مَعَ -
9 ş-şahidine şahitlerle/tanıklarla الشَّاهِدِينَ شهد

Notlar

Not 1

*İncîl'e**Kutsal kitapların Yüce Allah katından olduğuna ve resûllerin de O'nun elçisi olduğuna tanık olanlar/şahit olanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Îsâ'ya tabi olmak. Kavram 424

424 Resûllere tabi olmak onların getirmiş olduğu kutsal kitaplara tabi olmaktır. Kutsal kitapların astından tamamı zan olan söylenti/hadis kitaplarına tabi olmak resûllere tabi olmak değildir. Yahudiler Tevrât'ın astından Talmud söylentilerine tabi oldular. Hristiyanlar da İncîl'i bırakıp hikayelere tabi oldular. Kendilerini müslüman zanneden milyarlarca insan da şerefli Kur'an'ı terk edip onun astından hadis/söylenti kitaplarına tabi olarak müşrik oldular.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

350|3|57|وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

350|3|57|واما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم والله لا يحب الظلمين

Latin Literal

57. Ve emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve iman47 etmiş; ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; tastamam verir (Allah) onlara ecirlerini820; ve Allah sevmez zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And but those who believed and did the correct/righteous deeds, so He fulfills/completes (to) them their rewards , and God does not love/like the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihatı الصَّالِحَاتِ صلح
6 feyuveffihim tastamam verir (Allah) onlara فَيُوَفِّيهِمْ وفي
7 ucurahum ecirlerini/karşılıklarını أُجُورَهُمْ اجر
8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
9 la لَا -
10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
11 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

361|3|68|إِنَّ أَوْلَى ٱلنَّاسِ بِإِبْرَٰهِيمَ لَلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ وَهَٰذَا ٱلنَّبِىُّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱللَّهُ وَلِىُّ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Latin Literal

68. İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve Allah velisidir28 müminlerin27.

Ahmed Samira Çevirisi

68 That the people most worthy with Abraham are those who followed him and this the prophet and those who believed, and God (is) the believer’s guardian/patron .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 evla daha yakını أَوْلَى ولي
3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
4 biibrahime İbrahim'e بِإِبْرَاهِيمَ -
5 lellezine mutlak kimselerdir (ki) لَلَّذِينَ -
6 ttebeuhu tabi oldular ona (İbrahim’e) اتَّبَعُوهُ تبع
7 ve haza ve bu وَهَٰذَا -
8 n-nebiyyu nebidir (Muhammed’tir) النَّبِيُّ نبا
9 vellezine ve kimselerdir (ki) وَالَّذِينَ -
10 amenu iman ettiler امَنُوا امن
11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
12 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي
13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

365|3|72|وَقَالَت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ ءَامِنُوا۟ بِٱلَّذِىٓ أُنزِلَ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَجْهَ ٱلنَّهَارِ وَٱكْفُرُوٓا۟ ءَاخِرَهُۥ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

365|3|72|وقالت طايفه من اهل الكتب امنوا بالذي انزل علي الذين امنوا وجه النهار واكفروا اخره لعلهم يرجعون

Latin Literal

72. Ve kâlet tâifetun min ehlil kitâbi âminû billezî unzile alellezîne âmenû vechen nehâri vekfurû âhirahu leallehum yerciûn(yerciûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi bir tayfa kitap ehlinden135: "İndirilmişe* iman47 edin; iman47 etmiş kimselere karşı gündüzün yüzünde; ve kâfirlik25 edin sonunda (gündüzün); belki onlar dönerler."

Ahmed Samira Çevirisi

72 And a group from The Book’s people, said: "Believe with (what) was/is descended on those who believed (during the) face/front (beginning of) the daytime and disbelieve (during) its end, maybe they return."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalet ve dedi وَقَالَتْ قول
2 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
3 min -nden مِنْ -
4 ehli ehli- أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
6 aminu iman edin امِنُوا امن
7 billezi' ki بِالَّذِي -
8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
9 ala karşı عَلَى -
10 ellezine kimseler الَّذِينَ -
11 amenu iman etmiş امَنُوا امن
12 veche yüzünde وَجْهَ وجه
13 n-nehari gündüzün النَّهَارِ نهر
14 vekfuru ve kâfirlik edin وَاكْفُرُوا كفر
15 ahirahu sonunda (gündüzün) اخِرَهُ اخر
16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
17 yerciune dönerler يَرْجِعُونَ رجع

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

366|3|73|وَلَا تُؤْمِنُوٓا۟ إِلَّا لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْهُدَىٰ هُدَى ٱللَّهِ أَن يُؤْتَىٰٓ أَحَدٌ مِّثْلَ مَآ أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْفَضْلَ بِيَدِ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

73. Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

"Ve iman47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize122"; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli870 sizlere verilenin* ya da hac376 ederler sizlere Rabbinizin4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8."

Ahmed Samira Çevirisi

73 And do not believe except to whom followed your religion, say: "That the guidance (is) God’s guidance." That one be given equal/alike (to) what you were given or they argue/quarrel with you at your Lord. Say: "That the grace/favour (is) with God’s hand, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) spacious ,knowledgeable."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tu'minu ve iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن
3 illa dışında إِلَّا -
4 limen kimse لِمَنْ -
5 tebia tabi oldu تَبِعَ تبع
6 dinekum sizin dininize دِينَكُمْ دين
7 kul de ki قُلْ قول
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي
10 huda doğru yol kılavuzlamasıdır هُدَى هدي
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 en ki أَنْ -
13 yu'ta verilir يُؤْتَىٰ اتي
14 ehadun birine أَحَدٌ احد
15 misle misli/benzeri مِثْلَ مثل
16 ma مَا -
17 utitum verilenin sizlere أُوتِيتُمْ اتي
18 ev ya da أَوْ -
19 yuhaccukum hac ederler sizlere يُحَاجُّوكُمْ حجج
20 inde indinde/katında عِنْدَ عند
21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب
22 kul de ki قُلْ قول
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 l-fedle fazl/lütuf الْفَضْلَ فضل
25 biyedi elindedir بِيَدِ يدي
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 yu'tihi verir onu يُؤْتِيهِ اتي
28 men kimseye مَنْ -
29 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
31 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع
32 alimun Alim’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Tevrat ve İncîl'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Hac Kavram 376

376 Delillerle tartışma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

374|3|81|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلنَّبِيِّۦنَ لَمَآ ءَاتَيْتُكُم مِّن كِتَٰبٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَآءَكُمْ رَسُولٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِهِۦ وَلَتَنصُرُنَّهُۥ قَالَ ءَأَقْرَرْتُمْ وَأَخَذْتُمْ عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ إِصْرِى قَالُوٓا۟ أَقْرَرْنَا قَالَ فَٱشْهَدُوا۟ وَأَنَا۠ مَعَكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Latin Literal

81. Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

81 And when/if God took the prophets’ promise/covenant what/that what (E) I gave/brought you from a Book and wisdom , then a messenger came to you confirming to/for what (is) with you, to believe with him/it (E) and you will give him/it victory/aid (E). He said: "Did you confess/acknowledge and you took/received on that My promise ?" They said: "We confessed/acknowledged ." He said: "So witness/testify and I am with you from the witnessing/testifying/present."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka mîsâkını/antlaşmasını مِيثَاقَ وثق
5 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا
6 lema mutlak لَمَا -
7 ateytukum verdiğime sizlere اتَيْتُكُمْ اتي
8 min مِنْ -
9 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
10 ve hikmetin ve hikmetten وَحِكْمَةٍ حكم
11 summe sonra ثُمَّ -
12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
13 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
14 musaddikun musaddık مُصَدِّقٌ صدق
15 lima لِمَا -
16 meakum yanınızdakine مَعَكُمْ -
17 letu'minunne mutlak iman edersiniz لَتُؤْمِنُنَّ امن
18 bihi ona (resûle) بِهِ -
19 veletensurunnehu ve mutlak yardım edersiniz ona وَلَتَنْصُرُنَّهُ نصر
20 kale dedi (Allah) قَالَ قول
21 eekrartum ikrar/kabul ettiniz mi? أَأَقْرَرْتُمْ قرر
22 ve ehaztum ve aldınız mı وَأَخَذْتُمْ اخذ
23 ala üzerinize عَلَىٰ -
24 zalikum bunu ذَٰلِكُمْ -
25 isri antlaşmamı إِصْرِي اصر
26 kalu dediler قَالُوا قول
27 ekrarna ikrar/kabul ettik أَقْرَرْنَا قرر
28 kale dedi قَالَ قول
29 feşhedu öyleyse tanık/şahit olun فَاشْهَدُوا شهد
30 ve ena ve ben (de) وَأَنَا -
31 meakum yanınızdayım مَعَكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 ş-şahidine tanık olanlardan الشَّاهِدِينَ شهد

Notlar

Not 1

*Verilen hikmetli kutsal kitaba.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

377|3|84|قُلْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَمَآ أُنزِلَ عَلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَمَآ أُوتِىَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَٱلنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُۥ مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

377|3|84|قل امنا بالله وما انزل علينا وما انزل علي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي والنبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Latin Literal

84. Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ven nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "İman47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe* ; ve indirilmişe İbrahim'e; ve İsmâîl’e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilmişe Mûsâ’ya**; ve Îsâ’ya***; ve nebilere Rablerinden4; fırkalara bölmeyiz/ayırmayız438 arasını birinin onlardan; ve bizler O'na müslimiz45.

Ahmed Samira Çevirisi

84 Say: "We believed with God, and what descended on us, and what descended on Abraham, and Ishmael, and Isaac, and Jacob, and the grandchildren , and what Moses and Jesus and the prophets were given/brought from their Lord, we do not separate/distinguish/differentiate between any from them, and we are for Him submitters/surrenderers/Moslems."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 amenna iman ettik امَنَّا امن
3 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
4 ve ma ve وَمَا -
5 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
6 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
7 ve ma ve وَمَا -
8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
9 ala عَلَىٰ -
10 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ -
11 ve ismaiyle ve İsmâîl’e وَإِسْمَاعِيلَ -
12 ve ishaka ve İshâk'a وَإِسْحَاقَ -
13 ve yea'kube ve Yakûb'a وَيَعْقُوبَ -
14 vel'esbati ve torunlara وَالْأَسْبَاطِ سبط
15 ve ma ve وَمَا -
16 utiye verilene أُوتِيَ اتي
17 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ -
18 ve iysa ve Îsâ’ya وَعِيسَىٰ -
19 ve nnebiyyune ve nebilere وَالنَّبِيُّونَ نبا
20 min مِنْ -
21 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
22 la لَا -
23 nuferriku fırkalara bölmeyiz/ayırmayız نُفَرِّقُ فرق
24 beyne arasını بَيْنَ بين
25 ehadin birinin أَحَدٍ احد
26 minhum onlardan مِنْهُمْ -
27 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ -
28 lehu O'na لَهُ -
29 muslimune müslimiz. مُسْلِمُونَ سلم

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.**Tevrat.***İncîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebilerin arasını ayırmama. Kavram 438

438 Müşrikliği en belirgin ayırıcı tanı testi müşriklerin nebilerden birisinin arasını diğerlerinden ayırmasıdır. Yüce Allah'ın apaçık emri varken bu kimseler nebileri yarıştırırlar. Hristiyanlar Îsâ peygamberi haşa Yüce Allah'ın oğlu hatta kendisi kabul ederler. Meryem'e tanrıyı doğuran unvanı vermeye kalkarlar. Kendilerini müslüman sanan ancak müşrik olan çoğunluksa Muhammed peygamberi haşa Yüce Allah'ın sevgilisi yaparlar. Kur'an'ı anlayarak okumamak ne büyük bir gaflettir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

379|3|86|كَيْفَ يَهْدِى ٱللَّهُ قَوْمًا كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ وَشَهِدُوٓا۟ أَنَّ ٱلرَّسُولَ حَقٌّ وَجَآءَهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

86. Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar226; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

86 How God guides a nation (who) disbelieved after their belief, and they witnessed/testified that the messenger (is) correct/true/real/right and the evidences came to them? And God does not guide the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
6 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
7 imanihim imanları إِيمَانِهِمْ امن
8 ve şehidu ve şahit/tanık oldular وَشَهِدُوا شهد
9 enne ki أَنَّ -
10 r-rasule resûl الرَّسُولَ رسل
11 hakkun bir hak/gerçek حَقٌّ حقق
12 ve ca'ehumu ve geldi onlara وَجَاءَهُمُ جيا
13 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 la لَا -
16 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
17 l-kavme kavmi الْقَوْمَ قوم
18 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

383|3|90|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ ثُمَّ ٱزْدَادُوا۟ كُفْرًا لَّن تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلضَّآلُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Latin Literal

90. İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü422; asla kabul edilmez tevbeleri33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet128 içinde olanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

90 That those who disbelieved after their faith/belief, then they increased disbelief, their repentance will never/not (be) accepted, and those are the misguided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
4 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
5 imanihim imanların إِيمَانِهِمْ امن
6 summe sonra ثُمَّ -
7 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد
8 kufran küfrü كُفْرًا كفر
9 len asla لَنْ -
10 tukbele kabul edilmez تُقْبَلَ قبل
11 tevbetuhum tevbeleri onların تَوْبَتُهُمْ توب
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlar هُمُ -
14 d-dallune dalalet içinde olanlardır الضَّالُّونَ ضلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

392|3|99|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لِمَ تَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ تَبْغُونَهَا عِوَجًا وَأَنتُمْ شُهَدَآءُ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

392|3|99|قل ياهل الكتب لم تصدون عن سبيل الله من امن تبغونها عوجا وانتم شهدا وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

99. Kul yâ ehlel kitâbi lime tesuddûne an sebîlillâhi men âmene tebgûnehâ ivecen ve entum şuhedâu ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kitap ehli135! Niçin engellersiniz Allah’ın yolundan336 iman47 etmiş kimseyi? Aranırsınız/bakınırsınız bir eğriliğe; ve sizler şahitlersiniz tanıklarsınız (da); ve Allah gâfil310 değildir yaptıklarınızdan."

Ahmed Samira Çevirisi

99 Say: "You The Book’s people , why do you prevent/obstruct from God’s way/path who believed, you desire it (be) bent/crookedness, and you are witnessing/testifying, and God is not with ignoring/neglecting what you are making/doing/working."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya ehle ehli يَا أَهْلَ اهل
3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
4 lime niçin لِمَ -
5 tesuddune engellersiniz تَصُدُّونَ صدد
6 an عَنْ -
7 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
8 llahi Allah’ın اللَّهِ -
9 men kimseyi مَنْ -
10 amene iman etmiş امَنَ امن
11 tebguneha aranırsınız/bakınırsınız تَبْغُونَهَا بغي
12 ivecen bir eğriliğe عِوَجًا عوج
13 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
14 şuheda'u şahitlersiniz/tanıklarsınız شُهَدَاءُ شهد
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل
18 amma عَمَّا -
19 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 100

Arapça Metin (Harekeli)

393|3|100|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تُطِيعُوا۟ فَرِيقًا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ يَرُدُّوكُم بَعْدَ إِيمَٰنِكُمْ كَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

393|3|100|يايها الذين امنوا ان تطيعوا فريقا من الذين اوتوا الكتب يردوكم بعد ايمنكم كفرين

Latin Literal

100. Yâ eyyuhellezîne âmenû in tutîû ferîkan minellezîne ûtûl kitâbe yeruddûkum ba’de îmânikum kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer tabi olursanız bir fırkaya kimselerden (ki) verildiler kitap*; geri çevirirler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25.

Ahmed Samira Çevirisi

100 You (those) who believed, if you obey a group from those who were given The Book , they return you after your believing (to) disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 in eğer إِنْ -
5 tutiu tabi olursanız تُطِيعُوا طوع
6 ferikan bir fırkaya فَرِيقًا فرق
7 mine مِنَ -
8 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
9 utu verildiler أُوتُوا اتي
10 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
11 yeruddukum geri çevirirler sizleri يَرُدُّوكُمْ ردد
12 bea'de sonra بَعْدَ بعد
13 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن
14 kafirine kâfirlere كَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Kitap ehli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

395|3|102|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِۦ وَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

395|3|102|يايها الذين امنوا اتقوا الله حق تقاته ولا تموتن الا وانتم مسلمون

Latin Literal

102. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; O’nun takvasının21 hakkı (-yla); ölmeyin dışında (ki) ve sizler müslimsiniz45.

Ahmed Samira Çevirisi

102 You, you those who believed fear and obey God, His real/deserved fear and obedience, and do not die (E) except and you are submitters/surrenderers/Moslems.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
5 llahe Allah’a اللَّهَ -
6 hakka hakkı (-yla) حَقَّ حقق
7 tukatihi takvasına O’nun تُقَاتِهِ وقي
8 ve la وَلَا -
9 temutunne ölmeyin تَمُوتُنَّ موت
10 illa dışında إِلَّا -
11 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
12 muslimune müslim مُسْلِمُونَ سلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

399|3|106|يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهٌ وَتَسْوَدُّ وُجُوهٌ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسْوَدَّتْ وُجُوهُهُمْ أَكَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَٰنِكُمْ فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

399|3|106|يوم تبيض وجوه وتسود وجوه فاما الذين اسودت وجوههم اكفرتم بعد ايمنكم فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

Latin Literal

106. Yevme tebyaddu vucûhun ve tesveddu vucûh(vucûhun), fe emmellezînesveddet vucûhuhum e kefertum ba’de îmânikum fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).

Türkçe Çeviri

Gündür (ki) ağarır yüzler; ve kararır yüzler; öyle ki yüzleri kararmış kimselere gelince; (denir:) "Kâfirlik25 mi ettiniz imanınızdan47 sonra?; öyleyse tadın azabı kâfirlik25 eder olduğunuzla."

Ahmed Samira Çevirisi

106 A day (when) faces whiten and faces blacken, so but whose faces blackened, (will be told): "Did you disbelieve after your faith/belief? So taste/experience the torture because (of) what you were disbelieving."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yevme gündür يَوْمَ يوم
2 tebyeddu ağarır تَبْيَضُّ بيض
3 vucuhun yüzler وُجُوهٌ وجه
4 ve tesve ddu ve kararır وَتَسْوَدُّ سود
5 vucuhun yüzler وُجُوهٌ وجه
6 feemma öyle ki ne gelince فَأَمَّا -
7 ellezine kimselere الَّذِينَ -
8 sveddet karardı اسْوَدَّتْ سود
9 vucuhuhum yüzleri onların وُجُوهُهُمْ وجه
10 ekefertum kâfirlik mi ettiniz أَكَفَرْتُمْ كفر
11 bea'de sonra بَعْدَ بعد
12 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن
13 fezuku öyleyse tadın فَذُوقُوا ذوق
14 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
15 bima بِمَا -
16 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
17 tekfurune kâfirlik تَكْفُرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

403|3|110|كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَوْ ءَامَنَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Latin Literal

110. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet305; emredersiniz200 marufla291; ve menedersiniz münkerden82; ve iman47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman47 etseydi kitap ehli135; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler451; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır38.

Ahmed Samira Çevirisi

110 You were (the) best nation , brought out to the people, you order/command with the kindness/known , and you forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and you believe with God, and if The40Book’s people believed, (it) would have been/would be best for them, from them (are) the believing/believers, and most of them (are) the debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
2 hayra hayırlı خَيْرَ خير
3 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم
4 uhricet çıkarılmış أُخْرِجَتْ خرج
5 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
6 te'murune emredersiniz تَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve tenhevne ve men edersiniz وَتَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
11 ve tu'minune ve iman edesiniz وَتُؤْمِنُونَ امن
12 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
13 velev ve eğer وَلَوْ -
14 amene iman etseydi امَنَ امن
15 ehlu ehli أَهْلُ اهل
16 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
17 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون
18 hayran bir hayır خَيْرًا خير
19 lehum onlara لَهُمْ -
20 minhumu onlardandır مِنْهُمُ -
21 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
22 veekseruhumu ve ekserisi onların وَأَكْثَرُهُمُ كثر
23 l-fasikune fasıklardır الْفَاسِقُونَ فسق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Ehli kitaptan mümin kimseler. Kavram 451

451 İman etmiş kimselere mümin denir. İman sahibi kimseler demektir. Anlarız ki bu kavram resûllere isnat edilemez. Kişilere isnat edilemez. Sadece kutsal kitaplara tabi olarak tek tanrıcı olmuş kimseler gerçek mümindir. Yüce Allah 3:110 ayetinde bunu işaretini vermiştir. Şerefli Kur'an'a göre kitap ehlinden (başta Yahudiler ve Hristiyanlar olmak üzere kendilerine Kur'an öncesi kitap verilenlerden) azınlık olan kimseler de mümindir. Mümin olmak bir nebiyi ya da resûlü takip etmek değildir. Sadece kutsal kitapları takip etmektir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

407|3|114|يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَيَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُسَٰرِعُونَ فِى ٱلْخَيْرَٰتِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

407|3|114|يومنون بالله واليوم الاخر ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسرعون في الخيرت واوليك من الصلحين

Latin Literal

114. Yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yusâriûne fîl hayrât(hayrâti), ve ulâike mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

İman47 ederler* Allah'a ve ahiret gününe; ve emrederler200 marufla291; ve menederler münkerden82; ve seri/çabuk olurlar hayırda; ve işte onlar456; sâlihlerdendir217.

Ahmed Samira Çevirisi

114 They believe with God and the Day the Last/Resurrection Day, and they order/command with the kindness/known , and they forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and they rush in the goodness (good deeds), and those are from the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
4 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
5 ve ye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر
6 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
7 ve yenhevne ve men ederler وَيَنْهَوْنَ نهي
8 ani عَنِ -
9 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
10 ve yusariune ve acele ederler وَيُسَارِعُونَ سرع
11 fi فِي -
12 l-hayrati hayırda الْخَيْرَاتِ خير
13 ve ulaike ve işte onlar وَأُولَٰئِكَ -
14 mine مِنَ -
15 s-salihine salihlerdendir الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden bazı kimseler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Kitap ehlinden Yüce Allah'a iman eden, ahirete iman eden, marufla emreden, münkerden meneden, sâlih işler yapan kimseler. Kavram 456

456 Kitap ehlinden şirke bulaşmamış, müşrik olmamış yani sadece kutsal kitaplar diyen tek tanrıcı kimseler de vardır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

411|3|118|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ بِطَانَةً مِّن دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالًا وَدُّوا۟ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ ٱلْبَغْضَآءُ مِنْ أَفْوَٰهِهِمْ وَمَا تُخْفِى صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ ٱلْءَايَٰتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

411|3|118|يايها الذين امنوا لا تتخذوا بطانه من دونكم لا يالونكم خبالا ودوا ما عنتم قد بدت البغضا من افوههم وما تخفي صدورهم اكبر قد بينا لكم الايت ان كنتم تعقلون

Latin Literal

118. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû bitâneten min dûnikum lâ ye’lûnekum habâlâ(habâlen), veddû mâ anittum, kad bedetil bagdâu min efvâhihim, ve mâ tuhfî sudûruhum ekber(ekberu), kad beyyennâ lekumul âyâti in kuntum ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin astınızdan (kimseleri) sırdaş; geri durmazlar onlar bir karıştırmaya*; isterler zorlanmanızı/sıkıntıya düşmenizi; muhakkak ortaya çıktı ağızlarından bir nefret; ve göğüslerinde gizlenen daha büyüktür; muhakkak beyan ettik sizlere ayetleri389; eğer olduysanız akleder.

Ahmed Samira Çevirisi

118 You, you those who believed, do not take a confidant from other than you, they do not slacken/relax in (causing) degeneration/corruption (to) you, they loved/wished what you suffered (from) exertion/burden . The intense, hatred/animosity appeared from their mouths, and what their chests (innermosts) hide (is) greater/bigger. We have clarified to you the signs/verses/evidences if you were/are understanding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 bitaneten sırdaş بِطَانَةً بطن
7 min مِنْ -
8 dunikum astınızdan دُونِكُمْ دون
9 la لَا -
10 ye'lunekum geri durmazlar onlar يَأْلُونَكُمْ الو
11 habalen bir karıştırma خَبَالًا خبل
12 veddu isterler وَدُّوا ودد
13 ma مَا -
14 anittum zorlanmanızı/sıkıntıya düşmenizi عَنِتُّمْ عنت
15 kad muhakkak قَدْ -
16 bedeti ortaya çıktı بَدَتِ بدو
17 l-begda'u nefret الْبَغْضَاءُ بغض
18 min مِنْ -
19 efvahihim ağızlarından أَفْوَاهِهِمْ فوه
20 ve ma ve وَمَا -
21 tuhfi gizlenen تُخْفِي خفي
22 suduruhum göğüslerinde صُدُورُهُمْ صدر
23 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
24 kad muhakkak قَدْ -
25 beyyenna beyan ettik بَيَّنَّا بين
26 lekumu sizlere لَكُمُ -
27 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 tea'kilune akleder تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Kafa karıştırma. Akıl bulanıklığına neden olma.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 130

Arapça Metin (Harekeli)

423|3|130|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَأْكُلُوا۟ ٱلرِّبَوٰٓا۟ أَضْعَٰفًا مُّضَٰعَفَةً وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

423|3|130|يايها الذين امنوا لا تاكلوا الربوا اضعفا مضعفه واتقوا الله لعلكم تفلحون

Latin Literal

130. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ te’kulur ribâ ad’âfen mudâafeh(mudâafeten), vettekûllâhe leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yemeyin kat kat katmerli riba383; ve takvalı21 olun Allah’a; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

130 You, you those who believed, do not eat, the growth/increase/interest doubles doubled , and fear and obey God, maybe/perhaps you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل
6 r-riba riba الرِّبَا ربو
7 ed'aafen kat kat أَضْعَافًا ضعف
8 mudaafeten katmerli مُضَاعَفَةً ضعف
9 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
10 llahe Allah’a اللَّهَ -
11 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
12 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Riba Kavram 383

383 Değerde katlanma, katmerlenme, büyüme, çoğalma, ilave.Rabbimiz bu kelimeyi fiil olarak 16:92 ayetinde bir ümmetin başka bir ümmete göre daha katmerli örn: daha gelişmiş, daha kuvvetli, daha güçlü daha zengin; olduğunu işaret etmek için kullanmıştır. Katmerlenme sabit bir değer üzerinden olur. Sabit ve ölçeklenebilir bir değerin katmerlenmesidir. Örn: İki toplumun savaş uçak sayıları eşit olsa bile bir toplumun savaş uçakları diğer toplumun uçaklarından savaşma kapasitesi olarak iki kat daha gelişmişse gelişmiş toplum diğerine göre ribalı olur. Uçak sayısının önemi yoktur. Önemli olan uçağın savaşma kapasitesidir; gerçekten ürettiği değerdir. Para da aynı uçak gibidir. Satın alma kapasitesi değişkendir. 10 adet 100 dolar ile 10 adet 100 TL'nin satın alma güçleri farklıdır. Bu nedenle riba için bir şeyin gerçek değeri üzerinden artış var mı katlanma var mı diye bakılmalıdır.Başka güzel bir örnek daha verelim; on ekmek borç verildiyse ve süre sonunda geriye 11 ekmek alındıysa bu durumda artan, çoğalan, ilave olan o 1 ekmek riba olur. Dönen mal artmamalıdır. Günümüzde mal yerine çoğunlukla değeri değişken olan para kullanıldığı için kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Örnek; 10 ekmek değerinde olan para süre sonunda yine aynı para olarak geri alınırsa enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi sonucu borç veren geri aldığı parayla 10 ekmek alamayacaktır. Örneğin 9 ekmek alabilecektir. Borç verenin 1 ekmek hakkı yenmiş olacaktır. Merkez bankaları yıllık enflasyonun değerini belirler yani paranın değer kaybını belirlerler. O durumda borç para olarak verilecekse enflasyon değerinde paranın artarak geri alınması asla riba olmaz. Aslında malın artması değil korunması söz konusu olur. Ancak enflasyonun üstündeki her değer riba olacaktır. Enflasyon değerinde faiz kesinlikle riba değildir. Ancak faizin ribalaşma durumuna dikkat edilmelidir. Enflasyon üstünde gelir getiren faizlerin enflasyon üstü getirisi riba olmaktadır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

433|3|140|إِن يَمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ ٱلْقَوْمَ قَرْحٌ مِّثْلُهُۥ وَتِلْكَ ٱلْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ ٱلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَآءَ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Latin Literal

140. İn yemseskum karhun fe kad messel kavme karhun misluh(misluhu), ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs(nâsi), ve li ya’lemallâhullezîne âmenû ve yettehize minkum şuhedâe vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz* onu** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar***; ve Allah sevmez zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

140 If a wound/ulcer (pain) touches you, so a wound/ulcer (pain) equal/alike to it had touched the nation, and those are the days/times, We rotate/alternate it between the people, and (for) God to know those who believed, and (to) take from you witnesses (martyrs), and God does not love/like the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 yemseskum dokunsa sizlere يَمْسَسْكُمْ مسس
3 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
5 messe dokundu مَسَّ مسس
6 l-kavme kavme/topluma الْقَوْمَ قوم
7 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
8 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
9 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
10 l-eyyamu günlerdir الْأَيَّامُ يوم
11 nudaviluha döndürürüz onu periyodik olarak نُدَاوِلُهَا دول
12 beyne arasında بَيْنَ بين
13 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
14 veliyea'leme ve bilindik kılması için وَلِيَعْلَمَ علم
15 llahu Allah'ın اللَّهُ -
16 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
17 amenu iman etmiş امَنُوا امن
18 ve yettehize ve edinmesi وَيَتَّخِذَ اخذ
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 la لَا -
23 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
24 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Sınav gereği toplumlar dalgalanma yaşar. Bazı günler sıkıntı çeker, bazı günler refah içinde olur. **Sıkıntılı günü.***Kendinizin tanık/şahit olması için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 141

Arapça Metin (Harekeli)

434|3|141|وَلِيُمَحِّصَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَيَمْحَقَ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

434|3|141|وليمحص الله الذين امنوا ويمحق الكفرين

Latin Literal

141. Ve liyumahhisallâhullezîne âmenû ve yemhakal kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ve damıtması/berraklaştırması* içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve silip gidermesi** (içindir) kâfirleri25.

Ahmed Samira Çevirisi

141 And (for) God to purify/clarify/cleanse those who believed, and to annihilate/wipe off the disbelievers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veliyumehhisa ve damıtması/berraklaştırması içindir وَلِيُمَحِّصَ محص
2 llahu Allah'ın اللَّهُ -
3 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 ve yemhaka ve silip gidermesi (içindir) وَيَمْحَقَ محق
6 l-kafirine kafirleri الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Fitne/test/deneme/sınav aracılığıyla iman etmiş kimseleri daha da saflaştırmak, damıtmak. Öz haline getirmek.**Kâfirler bu testi/sınavı/fitneyi geçemez. Başarısız olur. Silinir ve yok olup gider.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 149

Arapça Metin (Harekeli)

442|3|149|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تُطِيعُوا۟ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يَرُدُّوكُمْ عَلَىٰٓ أَعْقَٰبِكُمْ فَتَنقَلِبُوا۟ خَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

442|3|149|يايها الذين امنوا ان تطيعوا الذين كفروا يردوكم علي اعقبكم فتنقلبوا خسرين

Latin Literal

149. Yâ eyyuhellezîne âmenû in tutîûllezîne keferû yeruddûkum alâ a’kâbikum fe tenkalibû hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer itaat ederseniz kimselere (ki) kâfirlik25 ettiler; döndürürler sizleri topuklarınız üzere; öyle ki dönersiniz hüsrana uğrayanlara.

Ahmed Samira Çevirisi

149 You, you those who believed, if you obey those who disbelieved, they return you on your heels, so you turn/return losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 in eğer إِنْ -
5 tutiu itaat ederseniz تُطِيعُوا طوع
6 ellezine kimselere الَّذِينَ -
7 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
8 yeruddukum döndürürler sizleri يَرُدُّوكُمْ ردد
9 ala üzere عَلَىٰ -
10 ea'kabikum topuklarınız أَعْقَابِكُمْ عقب
11 fetenkalibu öyle ki çevrilirsiniz فَتَنْقَلِبُوا قلب
12 hasirine hüsrana uğrayanlara خَاسِرِينَ خسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 156

Arapça Metin (Harekeli)

449|3|156|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَقَالُوا۟ لِإِخْوَٰنِهِمْ إِذَا ضَرَبُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ أَوْ كَانُوا۟ غُزًّى لَّوْ كَانُوا۟ عِندَنَا مَا مَاتُوا۟ وَمَا قُتِلُوا۟ لِيَجْعَلَ ٱللَّهُ ذَٰلِكَ حَسْرَةً فِى قُلُوبِهِمْ وَٱللَّهُ يُحْىِۦ وَيُمِيتُ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

449|3|156|يايها الذين امنوا لا تكونوا كالذين كفروا وقالوا لاخونهم اذا ضربوا في الارض او كانوا غزي لو كانوا عندنا ما ماتوا وما قتلوا ليجعل الله ذلك حسره في قلوبهم والله يحي ويميت والله بما تعملون بصير

Latin Literal

156. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûnû kellezîne keferû ve kâlû li ıhvânihim izâ darabû fîl ardı ev kânû guzzen lev kânû indenâ mâ mâtû ve mâ kutilû, li yec’alallâhu zâlike hasreten fî kulûbihim vallâhu yuhyî ve yumît(yumîtu), vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olmayın kâfirlik25 etmiş kimseler gibi; ve (kardeşleri onların) darbettikleri/vurdukları zaman (ayakları) yerde ya da savaşanlar olan kardeşleri için: "Eğer olsalardı bizim yanımızda ölmüş olmazlardı; ve katledilmiş35 olmazlardı" diyenler (gibi); yapması içindir Allah'ın bunu kalplerinde bir hasret**; ve Allah yaşatır; ve öldürür; ve Allah yaptıklarınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

156 You, you those who believed, do not be like those who disbelieved and said to their brothers if they moved in the earth/Planet Earth or they were invading/raiding: "If they were at us, they would not (have) died, and they would not (have) been killed." (For) God to make/put that grief/sorrow/eagerness in their hearts/minds , and God revives/makes alive and makes die, and God (is) with what you make/do/work seeing/knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
6 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ -
7 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
8 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
9 liihvanihim kardeşleri için لِإِخْوَانِهِمْ اخو
10 iza إِذَا -
11 derabu darp ettikleri zaman ضَرَبُوا ضرب
12 fi فِي -
13 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
14 ev ya da أَوْ -
15 kanu oldular كَانُوا كون
16 guzzen savaşanlar غُزًّى غزو
17 lev eğer لَوْ -
18 kanu olsalardı كَانُوا كون
19 indena yanımızda bizim عِنْدَنَا عند
20 ma olmazlardı مَا -
21 matu öldürülmüş مَاتُوا موت
22 ve ma ve olmazlardı وَمَا -
23 kutilu katledilmişler قُتِلُوا قتل
24 liyec'ale yapması içindir لِيَجْعَلَ جعل
25 llahu Allah’ın اللَّهُ -
26 zalike bunu ذَٰلِكَ -
27 hasraten bir hasret حَسْرَةً حسر
28 fi فِي -
29 kulubihim kalplerinde قُلُوبِهِمْ قلب
30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
31 yuhyi yaşatır يُحْيِي حيي
32 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت
33 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
34 bima بِمَا -
35 tea'melune yaptıklarınız تَعْمَلُونَ عمل
36 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Sefere çıktıkları.**Tasa.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 167

Arapça Metin (Harekeli)

460|3|167|وَلِيَعْلَمَ ٱلَّذِينَ نَافَقُوا۟ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا۟ قَٰتِلُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ أَوِ ٱدْفَعُوا۟ قَالُوا۟ لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَّٱتَّبَعْنَٰكُمْ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَٰنِ يَقُولُونَ بِأَفْوَٰهِهِم مَّا لَيْسَ فِى قُلُوبِهِمْ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

460|3|167|وليعلم الذين نافقوا وقيل لهم تعالوا قتلوا في سبيل الله او ادفعوا قالوا لو نعلم قتالا لاتبعنكم هم للكفر يوميذ اقرب منهم للايمن يقولون بافوههم ما ليس في قلوبهم والله اعلم بما يكتمون

Latin Literal

167. Ve li ya’lemellezîne nâfekû, ve kîle lehum teâlev kâtilû fî sebîlillâhi evidfeû kâlû lev na’lemu kıtâlen letteba’nâkum, hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil îmân(îmâni), yekûlûne bi efvâhihim mâ leyse fî kulûbihim, vallâhu a’lemu bi mâ yektumûn(yektumûne).

Türkçe Çeviri

Ve bilindik kılması içindir kimseleri (ki) münafıklık26 ettiler; ve denildi onlara: "Gelin; katledin35 Allah yolunda331 ya da defedin/savın*"; dediler: "Eğer bilseydik bir katletmeyi35; mutlak tabi olurduk sizlere"; onlar o gün küfre422 daha yakındılar; onlarda (olan) imandan47; kalplerinde olmayanı ağızlarıyla diyorlardı; ve Allah daha iyi bilendir gizlediklerini.

Ahmed Samira Çevirisi

167 And to know those who exercised hypocrisy, and was said to them: "Come, fight in God’s sake or pay/push/repel." They said: "If we know a fight we would have followed you." They are to the disbelief that day nearer/closer, from them to the belief. They say with their mouths what is not in their hearts/minds ,and God (is) more knowing with what they hide/conceal .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veliyea'leme ve bilindik kılması içindir وَلِيَعْلَمَ علم
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 nafeku münafıklık ettiler نَافَقُوا نفق
4 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول
5 lehum onlara لَهُمْ -
6 teaalev gelin تَعَالَوْا علو
7 katilu katledin قَاتِلُوا قتل
8 fi فِي -
9 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah اللَّهِ -
11 evi ya da أَوِ -
12 dfeu defedin/savın ادْفَعُوا دفع
13 kalu dediler قَالُوا قول
14 lev eğer لَوْ -
15 nea'lemu bilseydik نَعْلَمُ علم
16 kitalen bir katletmeyi قِتَالًا قتل
17 lattebea'nakum mutlak tabi olurduk sizlere لَاتَّبَعْنَاكُمْ تبع
18 hum onlar هُمْ -
19 lilkufri küfre لِلْكُفْرِ كفر
20 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ -
21 ekrabu daha yakındılar أَقْرَبُ قرب
22 minhum onlardan مِنْهُمْ -
23 lilimani imana لِلْإِيمَانِ امن
24 yekulune derler يَقُولُونَ قول
25 biefvahihim ağızlarıyla بِأَفْوَاهِهِمْ فوه
26 ma مَا -
27 leyse olmayanı لَيْسَ ليس
28 fi فِي -
29 kulubihim kalplerinde قُلُوبِهِمْ قلب
30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
31 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
32 bima şeyi بِمَا -
33 yektumune sakladıklarını يَكْتُمُونَ كتم

Notlar

Not 1

*Savunmada görev alın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

470|3|177|إِنَّ ٱلَّذِينَ ٱشْتَرَوُا۟ ٱلْكُفْرَ بِٱلْإِيمَٰنِ لَن يَضُرُّوا۟ ٱللَّهَ شَيْـًٔا وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

470|3|177|ان الذين اشتروا الكفر بالايمن لن يضروا الله شيا ولهم عذاب اليم

Latin Literal

177. İnnellezîneşteravul kufra bil îmâni len yedurrûllâhe şey’â(şey’en), ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) satın aldılar küfrü422 imanla47; asla zarar vermezler Allah'a bir şey; ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

177 That those who bought the disbelief with the faith/belief, they will never/not harm God a thing, and for them (is) a painful torture.45

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 şteravu satın aldılar اشْتَرَوُا شري
4 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر
5 bil-imani imanla بِالْإِيمَانِ امن
6 len asla لَنْ -
7 yedurru zarar vermezler يَضُرُّوا ضرر
8 llahe Allah'a اللَّهَ -
9 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
10 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
12 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 179

Arapça Metin (Harekeli)

472|3|179|مَّا كَانَ ٱللَّهُ لِيَذَرَ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَىٰ مَآ أَنتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىٰ يَمِيزَ ٱلْخَبِيثَ مِنَ ٱلطَّيِّبِ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُطْلِعَكُمْ عَلَى ٱلْغَيْبِ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَجْتَبِى مِن رُّسُلِهِۦ مَن يَشَآءُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَإِن تُؤْمِنُوا۟ وَتَتَّقُوا۟ فَلَكُمْ أَجْرٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

472|3|179|ما كان الله ليذر المومنين علي ما انتم عليه حتي يميز الخبيث من الطيب وما كان الله ليطلعكم علي الغيب ولكن الله يجتبي من رسله من يشا فامنوا بالله ورسله وان تومنوا وتتقوا فلكم اجر عظيم

Latin Literal

179. Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).”

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir Allah bırakmak için müminleri27 sizlerin üzerinde (olduğunuza) karşı; ta ki ayırır kötüyü iyiden; ve olmuş değildir Allah (ki) görünür eder sizlere gaybı; velakin/fakat Allah seçer resûllerinden418 dilediği kimseyi; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O'nun; ve eğer iman47 ederseniz ve takvalı21 olursanız, öyle ki sizleredir büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

179 God was not to leave the believers on what you are on it until He distinguishes/separates the bad/malicious from the good , and God was not to show/inform you on the unseen , and but God chooses/purifies from His messengers, whom He wants/wills, so believe with God and His messengers, and if you believe and fear and obey, so for you (is) a great reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 liyezera bırakmak için لِيَذَرَ وذر
5 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
6 ala karşı عَلَىٰ -
7 ma (olduğunuza) مَا -
8 entum sizlerin أَنْتُمْ -
9 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ -
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 yemize ayırır يَمِيزَ ميز
12 l-habise kötüyü الْخَبِيثَ خبث
13 mine مِنَ -
14 t-tayyibi iyiyiden الطَّيِّبِ طيب
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 kane olmuş كَانَ كون
17 llahu Allah اللَّهُ -
18 liyutliakum sizi görünür eder sizlere لِيُطْلِعَكُمْ طلع
19 ala üzerine عَلَى -
20 l-gaybi gayb الْغَيْبِ غيب
21 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 yectebi seçer يَجْتَبِي جبي
24 min مِنْ -
25 rusulihi resûllerinden رُسُلِهِ رسل
26 men kimseyi مَنْ -
27 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
28 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
29 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
30 ve rusulihi ve resûllerine onun وَرُسُلِهِ رسل
31 ve in ve eğer وَإِنْ -
32 tu'minu inanırsanız تُؤْمِنُوا امن
33 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي
34 felekum öyle ki sizleredir فَلَكُمْ -
35 ecrun bir emir/karşılık أَجْرٌ اجر
36 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 183

Arapça Metin (Harekeli)

476|3|183|ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ عَهِدَ إِلَيْنَآ أَلَّا نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ ٱلنَّارُ قُلْ قَدْ جَآءَكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِى بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَبِٱلَّذِى قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Latin Literal

183. Ellezîne kâlû innallâhe ahide ileynâ ellâ nu’mine li resûlin hattâ ye’tiyenâ bi kurbânin te’kuluhun nâr(nâru), kul kad câekum rusulun min kablî bil beyyinâti ve billezî kultum fe lime kateltumûhum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti* bizlere ki iman47 etmeyiz bir resûle418; ta ki gelir bizlere bir kurbanla476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller418 benden önce; beyanatlarla352 ve dediğinizle**; öyleyse niçin katlettiniz35 onları eğer olduysanız sâdıklar182.'

Ahmed Samira Çevirisi

183 Those who said: "That God promised/recommended to us that We not believe to a messenger until he comes/brings to us with an approachment to God (offering that) the fire eats it." Say: "Messengers had come to you from before me with the evidences , and with what you said, so why (have) you killed them, if you were truthful?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 kalu dediler قَالُوا قول
3 inne doğrusu إِنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 ahide ahdetti عَهِدَ عهد
6 ileyna bizlere إِلَيْنَا -
7 ella ki أَلَّا -
8 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
9 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 ye'tiyena gelir bizlere يَأْتِيَنَا اتي
12 bikurbanin bir kurbanla بِقُرْبَانٍ قرب
13 te'kuluhu yer onu تَأْكُلُهُ اكل
14 n-naru ateş النَّارُ نور
15 kul de ki قُلْ قول
16 kad muhakkak قَدْ -
17 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
18 rusulun resûller رُسُلٌ رسل
19 min مِنْ -
20 kabli benden önce قَبْلِي قبل
21 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
22 ve bil-lezi ve وَبِالَّذِي -
23 kultum dediğinizle قُلْتُمْ قول
24 felime öyleyse niçin فَلِمَ -
25 kateltumuhum katlettiniz onları قَتَلْتُمُوهُمْ قتل
26 in eğer إِنْ -
27 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
28 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Söz vermek, antlaşma yapmak.**Sunulan kurbanın yağının yakılarak tüketildiği/yenildiği bir durumun daha önceden gerçekleşmiş olduğunu anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kurban Kavram 476

476 Yakınlaşma amaçlı sunu, feda edilen.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 193

Arapça Metin (Harekeli)

486|3|193|رَّبَّنَآ إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِى لِلْإِيمَٰنِ أَنْ ءَامِنُوا۟ بِرَبِّكُمْ فَـَٔامَنَّا رَبَّنَا فَٱغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّـَٔاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ ٱلْأَبْرَارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

486|3|193|ربنا اننا سمعنا مناديا ينادي للايمن ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سياتنا وتوفنا مع الابرار

Latin Literal

193. Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil îmâni en âminû bi rabbikum fe âmennâ, rabbenâ fagfir lenâ zunûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr(ebrâri).

Türkçe Çeviri

Rabbimiz!4 Doğrusu bizler işittik bir nida* edeni (ki) nida* eder imana47 ki iman47 edin Rabbinize4 (diye); öyleyse iman47 ettik Rabbimize4; öyleyse mağfiret319 et bizlere günahlarımızı; ve kâfirlik** et kötülüklerimizi bizlerden; ve vefat ettir bizleri erdemlilerle birlikte.

Ahmed Samira Çevirisi

193 Our Lord, that we heard a caller, calls to the belief, ’That believe with your Lord’, so we believed, Our Lord, so forgive for us our crimes, and cover/substitute from us our sins/crimes, and make us die with the righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
2 innena doğrusu bizler إِنَّنَا -
3 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
4 munadiyen bir nida edeni مُنَادِيًا ندو
5 yunadi nida eder يُنَادِي ندو
6 lilimani imana لِلْإِيمَانِ امن
7 en ki أَنْ -
8 aminu iman edin امِنُوا امن
9 birabbikum Rabbinize بِرَبِّكُمْ ربب
10 fe amenna öyle ki iman ettik فَامَنَّا امن
11 rabbena Rabbimize رَبَّنَا ربب
12 fegfir öyleyse mağfiret et فَاغْفِرْ غفر
13 lena bizlere لَنَا -
14 zunubena günahlarımızı ذُنُوبَنَا ذنب
15 ve keffir ve kâfirlik et وَكَفِّرْ كفر
16 anna bizlerden عَنَّا -
17 seyyiatina kötülüklerimizi سَيِّئَاتِنَا سوا
18 ve teve ffena ve vefat ettir bizleri وَتَوَفَّنَا وفي
19 mea birlikte مَعَ -
20 l-ebrari erdemlilerle الْأَبْرَارِ برر

Notlar

Not 1

*Seslenme, çağrı.**Ört, kapat, gizle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 199

Arapça Metin (Harekeli)

492|3|199|وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَمَن يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِمْ خَٰشِعِينَ لِلَّهِ لَا يَشْتَرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ ثَمَنًا قَلِيلًا أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلْحِسَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

492|3|199|وان من اهل الكتب لمن يومن بالله وما انزل اليكم وما انزل اليهم خشعين لله لا يشترون بايت الله ثمنا قليلا اوليك لهم اجرهم عند ربهم ان الله سريع الحساب

Latin Literal

199. Ve inne min ehlil kitâbi le men yu’minu billâhi ve mâ unzile ileykum ve mâ unzile ileyhim hâşiîne lillâhi, lâ yeşterûne bi âyâtillâhi semenen kalîlâ(kalîlen), ulâike lehum ecruhum inde rabbihim innallâhe serîul hısâb(hısâbi).

Türkçe Çeviri

Ve doğrusu kitap ehlinden135 mutlak (vardır) kimseler (ki) iman47 ederler Allah'a; ve sizlere indirilmişe*; ve kendilerine indirilmişe**; haşyet53 duyanlardır Allah'a; satmazlar Allah'ın ayetlerini454 az bir fiyata; işte bunlar; onlaradır ecirleri820 Rableri4 indinde/katında; doğrusu Allah seridir hesapta.

Ahmed Samira Çevirisi

199 And that from The Book’s People whom (E) believes with God and what was descended to you, and what was descended to them, humble and fearing to God, they do not buy with God’s signs/verses/evidences a small price, those for them (is) their reward at their Lord, that God (is) quick (in) the counting/calculating .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
2 min مِنْ -
3 ehli ehlinden أَهْلِ اهل
4 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
5 lemen mutlak kimselerdir لَمَنْ -
6 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 ve ma ve وَمَا -
9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
10 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
13 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
14 haşiiyne haşyet duyanlardır خَاشِعِينَ خشع
15 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
16 la لَا -
17 yeşterune satmazlar يَشْتَرُونَ شري
18 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
19 llahi Allah'ın اللَّهِ -
20 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
21 kalilen az bir قَلِيلًا قلل
22 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
23 lehum onlaradır لَهُمْ -
24 ecruhum ecirleri/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر
25 inde indinde/katında عِنْدَ عند
26 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 seriu seridir سَرِيعُ سرع
30 l-hisabi hesap الْحِسَابِ حسب

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.**Tevrat'a ve İncil'e.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 200

Arapça Metin (Harekeli)

493|3|200|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱصْبِرُوا۟ وَصَابِرُوا۟ وَرَابِطُوا۟ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

493|3|200|يايها الذين امنوا اصبروا وصابروا ورابطوا واتقوا الله لعلكم تفلحون

Latin Literal

200. Yâ eyyuhellezîne âmenusbirû ve sâbirû ve râbitû vettekûllâhe leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Sabredin51; ve yarışın sabırda51; ve bağlanın*; ve takvalı21 olun Allah’a; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

200 You, you those who believed, be patient, and compete in patience, and stand firmly on guard/steadfast, and fear and obey God, maybe/perhaps you succeed/win.47

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 sbiru sabredin اصْبِرُوا صبر
5 ve sabiru ve yarışın sabırda وَصَابِرُوا صبر
6 ve rabitu ve bağlanın وَرَابِطُوا ربط
7 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
8 llahe Allah’a اللَّهَ -
9 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
10 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Tutunmak, ayakları yere sağlam basmak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

4. Nisâ Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

512|4|19|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَرِثُوا۟ ٱلنِّسَآءَ كَرْهًا وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا۟ بِبَعْضِ مَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ فَإِن كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰٓ أَن تَكْرَهُوا۟ شَيْـًٔا وَيَجْعَلَ ٱللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

512|4|19|يايها الذين امنوا لا يحل لكم ان ترثوا النسا كرها ولا تعضلوهن لتذهبوا ببعض ما اتيتموهن الا ان ياتين بفحشه مبينه وعاشروهن بالمعروف فان كرهتموهن فعسي ان تكرهوا شيا ويجعل الله فيه خيرا كثيرا

Latin Literal

19. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ yahıllu lekum en terisûn nisâe kerhâ(kerhen). Ve lâ ta’dulûhunne li tezhebû bi ba’dı mâ âteytumûhunne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve âşirûhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), fe in kerihtumûhunne fe asâ en tekrahû şey’en ve yec’alallâhu fîhi hayran kesîrâ(kesîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla)*; zorlaştırmanız/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi**; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla291; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan*** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.

Ahmed Samira Çevirisi

19 You, you those who believed, (it) is not permitted/allowed for you that you (P) inherit the women compellingly/forcefully , and do not limit/confine/oppress them (F) to go/take away with some (of) what you gave them (F), except that they (F) come/do/commit with an enormous/atrocious deed evident, and mix/associate/befriend them (F) with the kindness , so if you (P) hated them (F), so maybe/perhaps that you hate a thing and God makes in it much good .52

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل
6 lekum sizlere لَكُمْ -
7 en ki أَنْ -
8 terisu varis olursunuz تَرِثُوا ورث
9 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
10 kerhen bir zorlama (-yla) كَرْهًا كره
11 ve la وَلَا -
12 tea'duluhunne zorlaştırmanız problem yaratmanız onlara (da) تَعْضُلُوهُنَّ عضل
13 litezhebu alıp gitmek için لِتَذْهَبُوا ذهب
14 bibea'di bir kısmıyla بِبَعْضِ بعض
15 ma مَا -
16 ateytumuhunne verdiğinizi onlara اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
17 illa dışında إِلَّا -
18 en ki أَنْ -
19 ye'tine işlerler يَأْتِينَ اتي
20 bifahişetin fahişelik بِفَاحِشَةٍ فحش
21 mubeyyinetin apaçık مُبَيِّنَةٍ بين
22 ve aaşiruhunne ve onlarla geçinin وَعَاشِرُوهُنَّ عشر
23 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
24 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
25 kerihtumuhunne hoşlanmadınızsa onlarlardan كَرِهْتُمُوهُنَّ كره
26 feasa öyle ki belki de فَعَسَىٰ عسي
27 en ki أَنْ -
28 tekrahu hoşlanmadı تَكْرَهُوا كره
29 şey'en bir şeye شَيْئًا شيا
30 ve yec'ale ve yaptı وَيَجْعَلَ جعل
31 llahu Allah اللَّهُ -
32 fihi onda فِيهِ -
33 hayran bir hayır خَيْرًا خير
34 kesiran çokça كَثِيرًا كثر

Notlar

Not 1

*Kadınların mallarına zorla varis olunamaz. Haramdır. Erkekler gibi kadınlar da ölmeden önce diledikleri şekilde vasiyet bırakma hakkına sahiptir. Vasiyet bırakmadan vefat gerçekleşirse 4:11, 4:12 ve 4:118 ayetleri devreye girer. Şüphesiz ki erkeklerde de durum aynıdır. **2:229 ayetinden anlarız ki kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır. Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur. İşte kadınların evlilik hakkı olarak verilen sadakaların/mehirlerin bir kısmını geri almak için geçimsizlik yaratarak kadınları kendi istekleriyle boşanmaya zorlamak helal değildir.***Fahişelik haricindeki hoşa gitmeyen durumlarda bile geçinmek için her türlü özveri gösterilmelidir. Yüce Allah hoşa gitmeyen şeylere de çokça bir hayır, iyilik koymuş olduğunu bildirmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

522|4|29|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَأْكُلُوٓا۟ أَمْوَٰلَكُم بَيْنَكُم بِٱلْبَٰطِلِ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً عَن تَرَاضٍ مِّنكُمْ وَلَا تَقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

522|4|29|يايها الذين امنوا لا تاكلوا امولكم بينكم بالبطل الا ان تكون تجره عن تراض منكم ولا تقتلوا انفسكم ان الله كان بكم رحيما

Latin Literal

29. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ te’kulû emvâlekum beynekum bil bâtılı, illâ en tekûne ticâraten an terâdın minkum, ve lâ taktulû enfusekum. İnnallâhe kâne bikum rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yemeyin mallarınızı aranızda batılla199; dışındadır ki oldu bir ticaret ki kendiniz razı oldunuz; ve katletmeyin35 kendi nefislerinizi201; doğrusu Allah oldu sizlere bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

29 You, you those who believed, do not eat/annihilate/consume your properties/possessions between you with the falsehood except that (it) be commercial trade/buying and selling on acceptance/approval from you, and do not kill your selves, that God was/is with you merciful.53

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل
6 emvalekum mallarınızı أَمْوَالَكُمْ مول
7 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
8 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل
9 illa dışındadır إِلَّا -
10 en ki أَنْ -
11 tekune oldu تَكُونَ كون
12 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر
13 an ki عَنْ -
14 teradin razı oldunuz تَرَاضٍ رضو
15 minkum kendinizden مِنْكُمْ -
16 ve la ve وَلَا -
17 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
18 enfusekum kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
19 inne doğrusu إِنَّ -
20 llahe Allah اللَّهَ -
21 kane oldu كَانَ كون
22 bikum sizler بِكُمْ -
23 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

531|4|38|وَٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَٰلَهُمْ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَن يَكُنِ ٱلشَّيْطَٰنُ لَهُۥ قَرِينًا فَسَآءَ قَرِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

531|4|38|والذين ينفقون امولهم ريا الناس ولا يومنون بالله ولا باليوم الاخر ومن يكن الشيطن له قرينا فسا قرينا

Latin Literal

38. Vellezîne yunfıkûne emvâlehum riâen nâsi ve lâ yu’minûne billâhi ve lâ bil yevmil âhir(âhiri). Ve men yekuniş şeytânu lehu karînen fe sâe karînâ(karînen).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) infak6 ederler mallarını insanlara göstermeye; ve iman47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; kime (ki) olur şeytân29 ona birleşik/bağlantılı; öyle ki ne kötü (bir) birleşmedir/bağlanmadır.

Ahmed Samira Çevirisi

38 Those who spend their properties/wealths showing off/pretending/appearing (to) the people, and do not believe with God, and nor with the Day the Last/Resurrection Day, and who the devil is for him a companion , so he was/is a bad/evil companion.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق
3 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول
4 ria'e göstermeye رِئَاءَ راي
5 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس
6 ve la ve وَلَا -
7 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
8 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
9 ve la وَلَا -
10 bil-yevmi ve gününe بِالْيَوْمِ يوم
11 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
12 ve men kimin وَمَنْ -
13 yekuni olur يَكُنِ كون
14 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
15 lehu ona لَهُ -
16 karinen birleşik/bağlantılı قَرِينًا قرن
17 fesa'e öyle ki ne kötü فَسَاءَ سوا
18 karinen birleşik/bağlantılı قَرِينًا قرن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

532|4|39|وَمَاذَا عَلَيْهِمْ لَوْ ءَامَنُوا۟ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَنفَقُوا۟ مِمَّا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُ وَكَانَ ٱللَّهُ بِهِمْ عَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

532|4|39|وماذا عليهم لو امنوا بالله واليوم الاخر وانفقوا مما رزقهم الله وكان الله بهم عليما

Latin Literal

39. Ve mâzâ aleyhim lev âmenû billâhi vel yevmil âhıri ve enfekû mimmâ razakahumullâh(razakahumullâhu). Ve kânallâhu bihim alîmâ(alîmen).

Türkçe Çeviri

Ve nedir onların üzerlerine (olan)*; eğer (ki) iman47 etselerdi Allah'a ve ahiret gününe ve infak6 etselerdi rızıklandırdığından onları Allah'ın; ve oldu Allah onlara bir Alîm8.

Ahmed Samira Çevirisi

39 And what (is) on them if they believed with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and they spent from what God provided for them, and God was/is with them knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve maza ve nedir وَمَاذَا -
2 aleyhim onların üzerlerine عَلَيْهِمْ -
3 lev şayet لَوْ -
4 amenu iman etselerdi امَنُوا امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
8 ve enfeku ve infak etselerdi وَأَنْفَقُوا نفق
9 mimma مِمَّا -
10 razekahumu rızıklandırdığından onları رَزَقَهُمُ رزق
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 bihim onlara بِهِمْ -
15 alimen bir Alim عَلِيمًا علم

Notlar

Not 1

*Ne oluyor onlara ki?

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

536|4|43|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْرَبُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنتُمْ سُكَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَعْلَمُوا۟ مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِى سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغْتَسِلُوا۟ وَإِن كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوْ جَآءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّنَ ٱلْغَآئِطِ أَوْ لَٰمَسْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمْ تَجِدُوا۟ مَآءً فَتَيَمَّمُوا۟ صَعِيدًا طَيِّبًا فَٱمْسَحُوا۟ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

536|4|43|يايها الذين امنوا لا تقربوا الصلوه وانتم سكري حتي تعلموا ما تقولون ولا جنبا الا عابري سبيل حتي تغتسلوا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم ان الله كان عفوا غفورا

Latin Literal

43. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta5; ve sizler sarhoşlar/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar533; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan533 ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara533; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu bir Afuv710; bir Gafûr20.

Ahmed Samira Çevirisi

43 You, you those who believed, do not approach the prayers and you are intoxicated , until you know what you are saying, and nor distant from God/impure , except crossing a road/way, until you wash yourselves with water , and if you were sick/diseased or on a long distance travel, or any of you came from the safe and hidden depression in ground used for human discharge (toilet) or you touched repeatedly/touched and felt repeatedly (could mean: had intercourse with) the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust , pure/good dust, so wipe with your faces and your hands, that God was/is often forgiving/pardoning, forgiving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب
6 s-salate salata الصَّلَاةَ صلو
7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
8 sukara sarhoşlar/aklı örtmüşler سُكَارَىٰ سكر
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 tea'lemu bilersiniz تَعْلَمُوا علم
11 ma مَا -
12 tekulune dediğinizi تَقُولُونَ قول
13 ve la ve de وَلَا -
14 cunuben bir cünüp (-ken)/bir uzak (-ken) (temizlikten) جُنُبًا جنب
15 illa dışındadır إِلَّا -
16 aabiri gelip geçenler عَابِرِي عبر
17 sebilin bir yol سَبِيلٍ سبل
18 hatta ta ki حَتَّىٰ -
19 tegtesilu guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar تَغْتَسِلُوا غسل
20 ve in ve eğer وَإِنْ -
21 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
22 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
23 ev ya da أَوْ -
24 ala üzerine عَلَىٰ -
25 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر
26 ev ya da أَوْ -
27 ca'e geldi جَاءَ جيا
28 ehadun biriniz أَحَدٌ احد
29 minkum sizden مِنْكُمْ -
30 mine مِنَ -
31 l-gaiti gaitadan/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط
32 ev ya da أَوْ -
33 lamestumu dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس
34 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
35 fe lem öyle ki asla فَلَمْ -
36 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد
37 maen bir su مَاءً موه
38 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم
39 saiyden toprağa/kuma صَعِيدًا صعد
40 tayyiben iyi/hoş/yumuşak طَيِّبًا طيب
41 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح
42 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه
43 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي
44 inne doğrusu إِنَّ -
45 llahe Allah اللَّهَ -
46 kane oldu كَانَ كون
47 afuvven afuv عَفُوًّا عفو
48 gafuran gafûr غَفُورًا غفر

Notlar

Not

Salât’a hangi kimseler yaklaşamaz;Sarhoş olmuşlar (alkol, hap, toz, uyuşturucu vb. nedeniyle), aklı örtülmüş olanlar yani sağlıklı karar veremeyenler ne dediklerini bilinceye kadar salâta katılamazlar. Katılmama nedenleri abuk sabuk konuşarak başka insanları rahatsız etmeleri, salâta engel olabilmeleridir. Bu kimseler salâttan da bir şey anlamayacaklardır. Ancak akılları başlarına gelince salâta katılabilirler. Cünüp ne demek?‘cunuben’ (جنب) kelimesi kökü bir yana dönmek (turn aside), uzaklaşmak (ward off), uzak durmak (keep away, keep far), sakınmak (stun), uzak olmak (be distant), kenarda kalmak (be or remain by the side) anlamındadır. Ayette tekil, eril isim kelimesi gelmiş olup ‘uzak, kenar’ anlamındadır.Uzun zaman yıkanmamış, banyo yapamamış kimseler temizlikten uzaklaştıkları için cünüp olarak isimlendirilir. Yüce Allah bu kimselerin yıkanmasını emretmektedir. Cünüplüğün cinsel ilişkiyle ilgisi yoktur. Cünüp hale gelmiş yani temizlikten uzak kalmış olanlar yayabilecekleri pis koku nedeniyle salâta katılamazlar. Bu kimseler banyo yaparak temizleneceklerdir. Daha sonra abdest alma sürecine gireceklerdir. Eğer orada yaşamayan, gelip geçen bir kimseyse ve banyo yapma imkânı yoksa direkt olarak abdest alma sürecine girecektir. Abdest süreci;Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar. 1. Cinsel ilişki olmuşsa2. Dışkılama olmuşsa yani gaita çıkışı olmuşsa.Abdest gerekirse;Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir.Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür.Şema olarak gösterilmesi;Abdest alma süreci;

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cünüp Kavram 136

136 Temizlikten uzak kalmak, kopmak.

Kur'an'ın abdesti nedir? Cünüplük nedir? Kavram 533

533 Salâta başlamadan önce bedenin ve ruhun temizlenmesi amacıyla su veya toprakla yapılan temizlik.Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar.  Cinsel ilişki.  Dışkılama yani gaita çıkışı.Aklınıza gelen başka hiçbir şey abdesti bozmaz. Nokta. Bunun dışında şeyler uydurmak Kur'an'a ortak koşmaktır. Abdest gerekirse. Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir. Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür. Şema olarak gösterilmesi; Abdest gerektiren şartlar. Abdest Süreci;

Afuv Kavram 710

710 Affeden.

4. Nisâ Suresi

Ayet 46

Arapça Metin (Harekeli)

539|4|46|مِّنَ ٱلَّذِينَ هَادُوا۟ يُحَرِّفُونَ ٱلْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِۦ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَٱسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَٰعِنَا لَيًّۢا بِأَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِى ٱلدِّينِ وَلَوْ أَنَّهُمْ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَٱسْمَعْ وَٱنظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَقْوَمَ وَلَٰكِن لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ إِلَّا قَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

539|4|46|من الذين هادوا يحرفون الكلم عن مواضعه ويقولون سمعنا وعصينا واسمع غير مسمع ورعنا ليا بالسنتهم وطعنا في الدين ولو انهم قالوا سمعنا واطعنا واسمع وانظرنا لكان خيرا لهم واقوم ولكن لعنهم الله بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Latin Literal

46. Minellezîne hâdû yuharrifûnel kelime an mevâdııhî ve yekûlûne semi’nâ ve asaynâ vesma’ gayra musmeın ve râınâ leyyen bi elsinetihim ve ta’nan fîd dîn(dîni). Ve lev ennehum kâlû semi’nâ ve ata’nâ vesma’ venzurnâ le kâne hayran lehum ve akvem(akveme), ve lâkin leanehumullâhu bi kufrihim fe lâ yu’minûne illâ kalîlâ(kalîlen).

Türkçe Çeviri

Yahudileşmiş kimselerden (ki) tahrif ederler kelimeyi kendi yerlerinden; ve derler: "İşittik ve isyan ettik"; -ve işit olmaksızın işiten!- ve (derler) "Güt300 bizi”; eğip bükme (-yle) dillerini ve ta’an949 (-la) dinde; ve şayet ki onlar deselerdi: "İşittik ve itaat ettik" ve "İşit ve gözet300 bizleri"; mutlak olurdu bir hayır onlara ve (olurdu) daha dik/ayakta/kıyamda; fakat mutlak lanetledi280 onları Allah küfürleriyle25; öyle ki iman47 etmezler bir az dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

46 From those who repented/guided/Jews, they alter the words/expressions from its places, and they say: "We heard/listened and we disobeyed." And hear/listen not making others hear, and: "Observe us ."Distortion with their tongues/languages and defaming in the religion, and if that they said: "We heard/listened and we obeyed and hear/listen and give us time/delay us ." (It) would have been best for them and more just/direct, and but God cursed them, with their disbelief, so they do not believe, except (for a) few. (NOTE: IN HEBREW MEANS `OUR EVIL ONE’),

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 mine مِنَ -
2 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
3 hadu yahudileşmiş هَادُوا هود
4 yuharrifune tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف
5 l-kelime kelimeyi الْكَلِمَ كلم
6 an عَنْ -
7 mevadiihi kendi yerlerinden مَوَاضِعِهِ وضع
8 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
9 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
10 ve asayna ve isyan ettik وَعَصَيْنَا عصي
11 vesmea' ve işit وَاسْمَعْ سمع
12 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
13 musmein işiten مُسْمَعٍ سمع
14 ve raina ve “güt bizi” وَرَاعِنَا رعي
15 leyyen eğip bükme (-yle) لَيًّا لوي
16 bielsinetihim dillerini بِأَلْسِنَتِهِمْ لسن
17 ve taa'nen ve ta’an (-la) وَطَعْنًا طعن
18 fi فِي -
19 d-dini dinde الدِّينِ دين
20 velev ve şayet وَلَوْ -
21 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
22 kalu deselerdi قَالُوا قول
23 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
24 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع
25 vesmea' ve işit وَاسْمَعْ سمع
26 venzurna ve gözet bizleri وَانْظُرْنَا نظر
27 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون
28 hayran bir hayır خَيْرًا خير
29 lehum onlara لَهُمْ -
30 ve ekve me ve daha dik/ayakta/kıyamda وَأَقْوَمَ قوم
31 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
32 leanehumu mutlak lanetlerdi onları لَعَنَهُمُ لعن
33 llahu Allah اللَّهُ -
34 bikufrihim küfürleriyle بِكُفْرِهِمْ كفر
35 fela öyle ki فَلَا -
36 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
37 illa dışında إِلَّا -
38 kalilen bir az قَلِيلًا قلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Müşriklerin özelliği "Güt bizi" demektir. Tek tanrıcıların özelliği "Gözet bizi" demektir. Kavram 300

300 Yüce Allah'ın resûlü de olsa hiç kimseye bir koyunun çobana teslim olduğu gibi teslim olunmaz, olunamaz. Bireylerden başlayarak toplumu da koyun sürüsüne dönüştürmek müşriklerin özelliğidir. Bir koyun gibi güdülmek istemek müşrikliğin bir göstergesidir. Günümüzde tarikat liderleri, mezhep liderleri, hadis kitaplarının sözde alimleri toplumu gütmektedir. İnsanlar kendi akıllarını bir kenara bırakıp bu kimselere kiraya vermiş ve koyunlaşmışlardır.

Dini ta’an etmek, delip geçmek, delik deşik etmek. Kavram 949

949 Rabbimiz 4:46 ayetinde Yahudileşmiş kimselerin dilleriyle dinlerini delik deşik ettikleri bildirilmiştir. Ta’an kelimesi iftiralarla delmek, hücum ederek delmek, delik deşik etmek demektir. Yahudiler Talmud kitaplarıyla Tevrât'larını delik deşik ettiler. Kendilerine müslümanım diyen milyarlarca müşrik de şerefli Kur'an'ı delik deşik etmiştir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

540|4|47|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ ءَامِنُوا۟ بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُم مِّن قَبْلِ أَن نَّطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَىٰٓ أَدْبَارِهَآ أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّآ أَصْحَٰبَ ٱلسَّبْتِ وَكَانَ أَمْرُ ٱللَّهِ مَفْعُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

540|4|47|يايها الذين اوتوا الكتب امنوا بما نزلنا مصدقا لما معكم من قبل ان نطمس وجوها فنردها علي ادبارها او نلعنهم كما لعنا اصحب السبت وكان امر الله مفعولا

Latin Literal

47. Yâ eyyuhâllezîne ûtûl kitâbe âminû bi mâ nezzelnâ musaddikan li mâ meakum min kabli en natmise vucûhen fe neruddehâ alâ edbârihâ ev nel’anehum kemâ leannâ ashâbes sebt(sebti). Ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen).

Türkçe Çeviri

Ey kitap verilmiş kimseler135! İman47 edin indirdiğimize*; bir musaddıktır140 yanınızdakine; önceden ki sileriz yüzleri öyle ki döndürürüz onu arkası üzerine506; ya da lanetleriz280 onları lanetlediğimiz273** gibi sebt/şabat272 yoldaşlarını; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçen.

Ahmed Samira Çevirisi

47 You, you those who were given The Book , believe with what We descended, confirming to what (is) with you (P) from before that We efface/wipe out faces, so We return it on its backs or We curse/humiliate them as We cursed/humiliated the owners of the Saturday/Sabbath, and God’s order/command is/was done.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 utu verildiler أُوتُوا اتي
4 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
5 aminu iman edin امِنُوا امن
6 bima بِمَا -
7 nezzelna indirdiğimize (Kur’an’a) نَزَّلْنَا نزل
8 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق
9 lima لِمَا -
10 meakum yanınızdakine sizlerin مَعَكُمْ -
11 min مِنْ -
12 kabli önceden قَبْلِ قبل
13 en ki أَنْ -
14 netmise sileriz نَطْمِسَ طمس
15 vucuhen yüzleri وُجُوهًا وجه
16 fe neruddeha öyle ki döndürürüz onu فَنَرُدَّهَا ردد
17 ala üzerine عَلَىٰ -
18 edbariha arkası أَدْبَارِهَا دبر
19 ev ya da أَوْ -
20 nel'anehum lanetleriz onları نَلْعَنَهُمْ لعن
21 kema gibi كَمَا -
22 leanna lanetlediğimiz لَعَنَّا لعن
23 eshabe yoldaşları أَصْحَابَ صحب
24 s-sebti sebt/şabat السَّبْتِ سبت
25 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
26 emru emri أَمْرُ امر
27 llahi Allah'ın اللَّهِ -
28 mef'ulen faaliyete geçen مَفْعُولًا فعل

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.**Maymunlaşma.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Sebt Kavram 272

272 Sebt/Şabat/Şabbat; Yahudilere dinden bir şeriat olan, onlara özel emredilen bir uygulama. Haftanın bir gününde iş bırakılacak ve o gün Tevrat dersleri yapılacaktır. Günümüz Yahudileri bu günü Cumartesi olarak uygulamaktadırlar. Yüce Allah'ın sebt emri yine şirke kurban gitmiş ve Yahudiler sınırı aşmıştır. Günümüzde Cumartesi günleri elektrik düğmesine bile basmadan tüm günü hiç bir iş yapmadan geçirmektedirler.

Maymunlaşma Kavram 273

273 Maymunların karakterlerine benzeme. Bilgelikten yoksun davranmak. Akılsızca taklit etmek.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Yüzlerin silinip arkası üzerine döndürülmesi. Kavram 506

506 Ahiret evreninde ya da cehennemde olan kimselerin yaratılış özelliği olarak yüzlerinin arkalarında olduğunu anlarız. Normal bir insan olarak yaratılmayacaklardır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

544|4|51|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ نَصِيبًا مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ يُؤْمِنُونَ بِٱلْجِبْتِ وَٱلطَّٰغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ هَٰٓؤُلَآءِ أَهْدَىٰ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

544|4|51|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يومنون بالجبت والطغوت ويقولون للذين كفروا هولا اهدي من الذين امنوا سبيلا

Latin Literal

51. E lem tera ilâllezîne ûtû nasîben minel kitâbi yu’minûne bil cibti vet tâgûti ve yekûlûne lillezîne keferû hâulâi ehdâ minellezîne âmenû sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kitaptan bir nasip verilmiş kimseleri135 (ki) iman47 ederler cibte507 ve tâğûta442; ve derler kâfirlik25 etmiş kimseler için: "Bunlar* iman47 etmiş kimselerden** daha doğru bir yola kılavuzludur."

Ahmed Samira Çevirisi

51 Did you not see to those who were given a share from The Book , they believe with the idol/sorcery/sorcerer and the anything worshipped other than God/the devil , and they say to those who disbelieved: "Those (are) more guided from those who believed (by) a way/path."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 utu verildiler أُوتُوا اتي
6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب
7 mine مِنَ -
8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
9 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
10 bil-cibti cibt'e بِالْجِبْتِ جبت
11 ve ttaguti ve tağut'a وَالطَّاغُوتِ طغي
12 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
13 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ -
14 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
15 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
16 ehda daha doğru kılavuzludur أَهْدَىٰ هدي
17 mine -den مِنَ -
18 ellezine kimseler- الَّذِينَ -
19 amenu iman etmiş امَنُوا امن
20 sebilen bir yola سَبِيلًا سبل

Notlar

Not 1

*Kâfirlik etmiş kimseler.**Kur'an'a tabi olmuş.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Cibt Kavram 507

507 İdol. Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse/şey. Tarikat liderleri, mezhep imamları, şeyhler, sözde hadis/söylenti alimleri. Kutsal kitaplar haricide dinde idol asla edinilmez.

4. Nisâ Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

548|4|55|فَمِنْهُم مَّنْ ءَامَنَ بِهِۦ وَمِنْهُم مَّن صَدَّ عَنْهُ وَكَفَىٰ بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

548|4|55|فمنهم من امن به ومنهم من صد عنه وكفي بجهنم سعيرا

Latin Literal

55. Fe minhum men âmene bihî ve minhum men sadde anhu. Ve kefâ bi cehenneme saîrâ(saîran).

Türkçe Çeviri

Öyle ki onlardan kimi iman47 etti ona (kitaba); ve onlardan kimi yüz çevirdi/engelledi* ondan (kitaptan); öyle ki kâfi geldi/yetti (ona) bir seîr809 (-li) cehennem.

Ahmed Samira Çevirisi

55 So from them who believed with (in) Him, and from them who prevented/obstructed from Him, and enough with Hell blazing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
2 men kimi مَنْ -
3 amene iman etti امَنَ امن
4 bihi ona (kitaba) بِهِ -
5 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
6 men kimi مَنْ -
7 sadde yüz çevirdi/engelledi صَدَّ صدد
8 anhu ondan (kitaptan) عَنْهُ -
9 ve kefa öyle ki kâfi geldi/yetti وَكَفَىٰ كفي
10 bicehenneme cehennem بِجَهَنَّمَ -
11 seiyran çılgın alevli سَعِيرًا سعر

Notlar

Not 1

*Mani oldu, hüküm içeren kitabın hükümlerine engel oldu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Seîr Kavram 809

809 Çılgın ateş.

4. Nisâ Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

550|4|57|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا لَّهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

550|4|57|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا لهم فيها ازوج مطهره وندخلهم ظلا ظليلا

Latin Literal

57. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun, ve nudhıluhum zıllen zalîlâ(zalîlen).

Türkçe Çeviri

Ve kimseleri (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun nehirler; ölümsüzler185 orada ebediyen; onlaradır orada temizlenmiş eşler184; ve sokarız onları korunaklı* bir korunağa.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And those who believed and did/made the correct/righteous deeds, We will enter them treed gardens, the rivers flow from beneath it, (they are) immortally/eternally in it, for them in it (are) purified spouses, and We enter them (in) shade, continuous/permanent shade.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
2 amenu iman etmiş امَنُوا امن
3 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
5 senudhiluhum sokacağız onları سَنُدْخِلُهُمْ دخل
6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
7 tecri akar تَجْرِي جري
8 min مِنْ -
9 tehtiha altından تَحْتِهَا تحت
10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد
12 fiha orada فِيهَا -
13 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد
14 lehum onlaradır لَهُمْ -
15 fiha orada فِيهَا -
16 ezvacun eşler أَزْوَاجٌ زوج
17 mutahheratun tertemiz مُطَهَّرَةٌ طهر
18 ve nudhiluhum ve sokarız onları وَنُدْخِلُهُمْ دخل
19 zillen bir korunağa ظِلًّا ظلل
20 zelilen korunaklı ظَلِيلًا ظلل

Notlar

Not 1

*Gölgeli olarak çevrilen bu kelimenin anlamı daha geniştir. Korunaklı, siperli anlamındadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cennetlerde eş, eşler. Kavram 184

184 Ezvâcun; ahiret evreninde cinsiyetin mevcut olacağını şerefli Kur'an'dan öğreniyoruz. Cennetlere girmiş olan kimselere verilen, o kimseye özel olan, sadece o kimseyle bağlantı kuran, o kimsenin cinsiyetine uygun olarak verilecek olan varlıklar. Bu varlıklar eşleri olan kimselere sevginin/şefkatin en üst seviyesinde bir bağlantıyla bağlı olacaklardır.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

4. Nisâ Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

552|4|59|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَأُو۟لِى ٱلْأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَٰزَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

552|4|59|يايها الذين امنوا اطيعوا الله واطيعوا الرسول واولي الامر منكم فان تنزعتم في شي فردوه الي الله والرسول ان كنتم تومنون بالله واليوم الاخر ذلك خير واحسن تاويلا

Latin Literal

59. Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr resûle ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine514; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl700 üzerine*; eğer olduysanız iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir401.

Ahmed Samira Çevirisi

59 You, you those who believed, obey God and obey the messenger, and (those) of the order/command from you, so if you disputed in a thing, so return it to God and the messenger, if you were believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, that is better and (the) best interpretation/explanation .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع
5 llahe Allah'a اللَّهَ -
6 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
7 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل
8 ve uli ve sahibine وَأُولِي اول
9 l-emri emir الْأَمْرِ امر
10 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
11 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
12 tenazea'tum çekişirseniz تَنَازَعْتُمْ نزع
13 fi فِي -
14 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا
15 ferudduhu öyle ki döndürün onu فَرُدُّوهُ ردد
16 ila karşı إِلَى -
17 llahi Allah'a اللَّهِ -
18 ve rrasuli ve resûle وَالرَّسُولِ رسل
19 in eğer إِنْ -
20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
21 tu'minune iman eder تُؤْمِنُونَ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
26 hayrun bir hayrıdır خَيْرٌ خير
27 ve ehsenu ve daha güzel وَأَحْسَنُ حسن
28 te'vilen bir tevildir. تَأْوِيلًا اول

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Emir sahiplerine itaat etmek. Kavram 514

514 Yüce Allah 4:59 ayetinde emir sahiplerine yani insanları bağlayıcı hükümler veren kimselere/kurumlara itaat etmemizi emretmektedir. Mutlak ki emir sahiplerine itaat etmek toplumsal huzur içinde yaşamak için gereklidir. Ancak emir sahiplerine itaat etmek koşulsuz, şartsız asla değildir. Verdikleri ve uyguladıkları emir konusunda çekişme/anlaşmazlık ortaya çıkarsa emre itaat edilmez. Anlaşmazlık konusu hüküm verici olarak Yüce Allah ve resûl döndürülür. Bu da bizzat Kur'an demektir. Kur'an'a uygunsa o emir uygulanır. Kur'an'a uymuyorsa asla uygulanmaz.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

4. Nisâ Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

553|4|60|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ ءَامَنُوا۟ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوٓا۟ إِلَى ٱلطَّٰغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوٓا۟ أَن يَكْفُرُوا۟ بِهِۦ وَيُرِيدُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

553|4|60|الم تر الي الذين يزعمون انهم امنوا بما انزل اليك وما انزل من قبلك يريدون ان يتحاكموا الي الطغوت وقد امروا ان يكفروا به ويريد الشيطن ان يضلهم ضللا بعيدا

Latin Literal

60. E lem tera ilâllezîne yez’umûne ennehum âmenû bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike yurîdûne en yetehâkemû ilât tâgûti ve kad umirû en yekfurû bihî. Ve yurîduş şeytânu en yudıllehum dalâlen baîdâ(baîden).

Türkçe Çeviri

Görmez misin kimseleri (ki) iddia ederler ki onlar iman47 ettiler sana indirilene* ve senden önce indirilene (Tevrât'a ve İncîl'e); isterler ki hakem edinsinler tâğûtu442; ve (o tâğûtla) muhakkak emredildiler ki kâfirlik etsinler ona (Kur’an’a); ve ister şeytan ki saptırsın onları uzak bir sapkınlığa.

Ahmed Samira Çevirisi

60 Did you not see to those who claim that they believed with what was descended to you (S/M), and what was descended from before you, they want that to be judged to the anything worshipped other than God/the devil , and they were ordered/commanded that to disbelieve with it, and the devil wants that to misguide them, (a) far/distant misguidance.

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

558|4|65|فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا۟ تَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

558|4|65|فلا وربك لا يومنون حتي يحكموك فيما شجر بينهم ثم لا يجدوا في انفسهم حرجا مما قضيت ويسلموا تسليما

Latin Literal

65. Fe lâ ve rabbike lâ yu’minûne hattâ yuhakkimûke fîmâ şecera beynehum, summe lâ yecidû fî enfusihim haracen mimmâ kadayte ve yusellimû teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki olmaz! Ve (senin) Rabbine4 iman47 etmezler; ta ki (onlar) hakem belirlerler seni kendi aralarındaki dallanmış/budaklanmışa; sonra bulmazlar/hissetmezler nefislerinde201 bir darlık/sıkılık (senin) sonuca bağladığından; ve teslim olurlar (sonuca bağladığına) bir teslim (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

65 So no, and by your Lord, they do not believe, until they appoint you to judge in what quarreled/disputed between them, then they do not find in themselves a strain/blame from what you judged/ordered ,and they submit/surrender submissively/surrenderingly .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fela öyle ki olmaz فَلَا -
2 verabbike ve Rabbine وَرَبِّكَ ربب
3 la لَا -
4 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
5 hatta ta ki حَتَّىٰ -
6 yuhakkimuke hakem belirlerler seni يُحَكِّمُوكَ حكم
7 fima فِيمَا -
8 şecera dallanmış/budaklanmışa شَجَرَ شجر
9 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
10 summe sonra ثُمَّ -
11 la لَا -
12 yecidu bulmazlar يَجِدُوا وجد
13 fi فِي -
14 enfusihim nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
15 haracen bir darlık/sıkılık حَرَجًا حرج
16 mimma مِمَّا -
17 kadeyte sonuca bağladığından قَضَيْتَ قضي
18 ve yusellimu ve teslim olurlar وَيُسَلِّمُوا سلم
19 teslimen bir teslim (-el) تَسْلِيمًا سلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

564|4|71|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ خُذُوا۟ حِذْرَكُمْ فَٱنفِرُوا۟ ثُبَاتٍ أَوِ ٱنفِرُوا۟ جَمِيعًا

Arapça Metin (Harekesiz)

564|4|71|يايها الذين امنوا خذوا حذركم فانفروا ثبات او انفروا جميعا

Latin Literal

71. Yâ eyyuhâllezîne âmenû huzû hızrakum fenfirû subâtin evinfirû cemîâ(cemîan).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinin hazırlıklarınızı; öyle ki savaşırsınız/çatışırsınız* bölük bölük ya da savaşırsınız/çatışırsınız* topluca.

Ahmed Samira Çevirisi

71 You, you those who believed, take your caution/fear, so rush/hasten (in) groups, or rush/hasten all together.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 huzu edinin خُذُوا اخذ
5 hizrakum hazırlıklarınızı حِذْرَكُمْ حذر
6 fenfiru öyle ki savaşırsınız فَانْفِرُوا نفر
7 subatin bölük bölük ثُبَاتٍ ثبي
8 evi ya da أَوِ -
9 nfiru savaşırsınız انْفِرُوا نفر
10 cemian topluca جَمِيعًا جمع

Notlar

Not 1

*Savaşmak, çatışmak, anlaşamama, savaşa gitmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

569|4|76|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱلطَّٰغُوتِ فَقَٰتِلُوٓا۟ أَوْلِيَآءَ ٱلشَّيْطَٰنِ إِنَّ كَيْدَ ٱلشَّيْطَٰنِ كَانَ ضَعِيفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

569|4|76|الذين امنوا يقتلون في سبيل الله والذين كفروا يقتلون في سبيل الطغوت فقتلوا اوليا الشيطن ان كيد الشيطن كان ضعيفا

Latin Literal

76. Ellezîne âmenû yukâtilûne fî sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne keferû yukâtilûne fî sebîlit tâgûti fe kâtilû evliyâeş şeytân(şeytâni), inne keydeş şeytâni kâne daîfâ(daîfen).

Türkçe Çeviri

İman47 etmiş kimseler (ki) katlederler35 Allah yolunda331; ve kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) katlederler35 tâğût442 yolunda; öyle ki katledin35 şeytânın29 evliyasını212; doğrusu şeytânın29 hilesi/taktiği oldu bir zaaflı.

Ahmed Samira Çevirisi

76 Those who believed, fight/kill in God’s sake, and those who disbelieved fight/kill in the devil/idol’s sake, so fight/kill the devil’s supporters/allies/followers, that the devil’s conspiracy/deceit was weak.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 amenu iman etmiş امَنُوا امن
3 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
4 fi فِي -
5 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
6 llahi Allah اللَّهِ -
7 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
8 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
9 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 t-taguti tağut الطَّاغُوتِ طغي
13 fekatilu öyle ki katledin فَقَاتِلُوا قتل
14 evliya'e evliyasını أَوْلِيَاءَ ولي
15 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن
16 inne doğrusu إِنَّ -
17 keyde hilesi/taktiği كَيْدَ كيد
18 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن
19 kane oldu كَانَ كون
20 deiyfen zaaflı ضَعِيفًا ضعف

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

587|4|94|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا ضَرَبْتُمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَتَبَيَّنُوا۟ وَلَا تَقُولُوا۟ لِمَنْ أَلْقَىٰٓ إِلَيْكُمُ ٱلسَّلَٰمَ لَسْتَ مُؤْمِنًا تَبْتَغُونَ عَرَضَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فَعِندَ ٱللَّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٌ كَذَٰلِكَ كُنتُم مِّن قَبْلُ فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَتَبَيَّنُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

587|4|94|يايها الذين امنوا اذا ضربتم في سبيل الله فتبينوا ولا تقولوا لمن القي اليكم السلم لست مومنا تبتغون عرض الحيوه الدنيا فعند الله مغانم كثيره كذلك كنتم من قبل فمن الله عليكم فتبينوا ان الله كان بما تعملون خبيرا

Latin Literal

94. Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ darabtum fî sebîlillâhi fe tebeyyenû ve lâ tekûlû li men elkâ ileykumus selâme leste mu’minâ(mu’minen), tebtegûne aradal hayâtid dunyâ, fe indallâhi megânimu kesîrah(kesîratun). Kezâlike kuntum min kablu fe mennallâhu aleykum fe tebeyyenû. İnnallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Darbettiğiniz/vurduğunuz* zaman (ayakları) Allah yolunda331; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; ve demeyin kimseye (ki) attı/fırlattı üzerinize selam/selamet; "Olmadın sen bir mümin27"; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.

Ahmed Samira Çevirisi

94 You, you those who believed, if you moved in God’s sake, so seek clarification/explanation , and do not say to who threw (offered) the peace/surrender/greeting , you are not a believer, you wish/desire the life the present’s/worldly life’s enjoyable accessories, so at God (are) many winnings/gains/spoils, like that you were from before, so God blessed on you, so seek clarification/explanation, that God was/is with what you make/do expert/experienced.

Notlar

Not 1

*Ayakları yere vurduğunuz zaman yani sefere çıktığınız zaman.**Her zaman apaçık deliller üzerinden ilerleyin. Zanla, şüpheyle hareket etmeyin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 122

Arapça Metin (Harekeli)

615|4|122|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا وَعْدَ ٱللَّهِ حَقًّا وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ ٱللَّهِ قِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

615|4|122|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا وعد الله حقا ومن اصدق من الله قيلا

Latin Literal

122. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhiluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Va’dallâhi hakkâ(hakkan). Ve men asdaku minallâhi kîlâ(kîlen).

Türkçe Çeviri

Ve kimseleri (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir185 orada ebediyen; hak/gerçek vaadidir Allah'ın; ve kim daha sâdıktır182 Allah’tan bir söz/kelam (bakımından).

Ahmed Samira Çevirisi

122 And those who believed and did the correct/righteous deeds, We will enter them treed gardens, the rivers flow from beneath it, immortally/eternally in it forever, God’s promise truthfully , and who (is) more truthful from (than) God (in) a saying?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
5 senudhiluhum sokacağız onları سَنُدْخِلُهُمْ دخل
6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
7 tecri akar تَجْرِي جري
8 min مِنْ -
9 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد
12 fiha orada فِيهَا -
13 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد
14 vea'de vaadidir وَعْدَ وعد
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 hakkan hak/gerçek حَقًّا حقق
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 esdeku daha sadıktır أَصْدَقُ صدق
19 mine مِنَ -
20 llahi Allah’tan اللَّهِ -
21 kilen sözlü قِيلًا قول

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

4. Nisâ Suresi

Ayet 135

Arapça Metin (Harekeli)

628|4|135|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُونُوا۟ قَوَّٰمِينَ بِٱلْقِسْطِ شُهَدَآءَ لِلَّهِ وَلَوْ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمْ أَوِ ٱلْوَٰلِدَيْنِ وَٱلْأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقِيرًا فَٱللَّهُ أَوْلَىٰ بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا۟ ٱلْهَوَىٰٓ أَن تَعْدِلُوا۟ وَإِن تَلْوُۥٓا۟ أَوْ تُعْرِضُوا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

628|4|135|يايها الذين امنوا كونوا قومين بالقسط شهدا لله ولو علي انفسكم او الولدين والاقربين ان يكن غنيا او فقيرا فالله اولي بهما فلا تتبعوا الهوي ان تعدلوا وان تلوا او تعرضوا فان الله كان بما تعملون خبيرا

Latin Literal

135. Yâ eyyuhâllezîne âmenû kûnû kavvamîne bil kıstı şuhedâe lillâhi ve lev alâ enfusıkum evil vâlideyni vel akrabîn(akrabîne), in yekun ganiyyen ev fakîran fallâhu evlâ bihimâ fe lâ tettebiûl hevâ en ta’dilû, ve in telvû ev tu’rıdû fe innallâhe kâne bi mâ ta’melûne habîrâ(habîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olun ayakta/kıyamda tutanlar eşitliği şahitler/tanıklar (olarak) Allah için; şayet kendi nefisleriniz201 üzerine/aleyhine ya da ana babaya ve yakınlık sahiplerine (olsa bile); eğer olursa (o kimse) bir ganiyy/zengin ya da bir fakir; öyle ki Allah daha yakındır ikisine; öyle ki tabi olmayın hevaya ki saparsınız; ve eğer eğip bükerseniz ya da karşı koyarsanız; öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.

Ahmed Samira Çevirisi

135 You, you those who believed, be/become (P) standing with the just/equitable, testifying/witnessing to God, and even if on (against) your selves, or the parents, and the nearest/closest, if (he) was/is rich or poor, so God (is) more worthy/deserving with them (B), so do not follow the self attraction for desire, love and lust/deviation from propriety that you be just/equitable, and if you twist/turn , or you oppose, so then God was/is with what you make/do an expert/experienced.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kunu olun كُونُوا كون
5 kavvamine ayakta tutanlar قَوَّامِينَ قوم
6 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط
7 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
8 lillahi Allah için لِلَّهِ -
9 velev şayet وَلَوْ -
10 ala üzerine/aleyhine عَلَىٰ -
11 enfusikum kendi nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس
12 evi ya da أَوِ -
13 l-valideyni ana babaya الْوَالِدَيْنِ ولد
14 vel'ekrabine ve yakınlık sahiplerine وَالْأَقْرَبِينَ قرب
15 in eğer إِنْ -
16 yekun olursa (o) يَكُنْ كون
17 ganiyyen bir ganiyy/zengin غَنِيًّا غني
18 ev ya da أَوْ -
19 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر
20 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ -
21 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
22 bihima ikisine بِهِمَا -
23 fela öyle ki فَلَا -
24 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع
25 l-heva hevaya الْهَوَىٰ هوي
26 en ki أَنْ -
27 tea'dilu saparsınız تَعْدِلُوا عدل
28 ve in ve eğer وَإِنْ -
29 telvu eğip bükerseniz تَلْوُوا لوي
30 ev ya da أَوْ -
31 tua'ridu karşı koyarsanız تُعْرِضُوا عرض
32 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
33 llahe Allah اللَّهَ -
34 kane oldu كَانَ كون
35 bima بِمَا -
36 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل
37 habiran bir haberdar خَبِيرًا خبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

629|4|136|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ ءَامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَٰبِ ٱلَّذِى نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَٰبِ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

629|4|136|يايها الذين امنوا امنوا بالله ورسوله والكتب الذي نزل علي رسوله والكتب الذي انزل من قبل ومن يكفر بالله ومليكته وكتبه ورسله واليوم الاخر فقد ضل ضللا بعيدا

Latin Literal

136. Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîden).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İman47 edin Allah'a ve resûlüne418*; ve kitabı** indirendir resûlüne*; ve kitabı** indirendir daha önceden; ve kim kâfirlik25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına***; ve resûllerine****; ve ahiret gününü muhakkak dalalete128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

136 You, you those who believed, believe with God and His messenger, and The Book that He descended on His messenger and The Book that He descended from before, and who disbelieves with God, and His angels, and His Books and His messengers and the Day the Last/Resurrection Day, so (he) had misguided a distant/far misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 ve rasulihi ve resûlüne وَرَسُولِهِ رسل
7 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب
8 llezi o ki الَّذِي -
9 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل
10 ala عَلَىٰ -
11 rasulihi resulüne رَسُولِهِ رسل
12 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب
13 llezi o ki الَّذِي -
14 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
15 min مِنْ -
16 kablu daha önceden قَبْلُ قبل
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
19 billahi Allah’a بِاللَّهِ -
20 ve melaiketihi ve meleklerine O’nun وَمَلَائِكَتِهِ ملك
21 ve kutubihi ve kitaplarına O’nun وَكُتُبِهِ كتب
22 ve rusulihi ve resûllerine O’nun وَرُسُلِهِ رسل
23 velyevmi ve gününü وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 fekad muhakkak فَقَدْ -
26 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
27 delalen bir dalalet ضَلَالًا ضلل
28 beiyden uzak bir بَعِيدًا بعد

Notlar

Not 1

*Muhammed peygamber.**Kur'an'a.**Tevrat ve İncil'e.***Tüm kutsal kitaplara.****Tüm resûllere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 137

Arapça Metin (Harekeli)

630|4|137|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ثُمَّ كَفَرُوا۟ ثُمَّ ءَامَنُوا۟ ثُمَّ كَفَرُوا۟ ثُمَّ ٱزْدَادُوا۟ كُفْرًا لَّمْ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ سَبِيلًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

630|4|137|ان الذين امنوا ثم كفروا ثم امنوا ثم كفروا ثم ازدادوا كفرا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم سبيلا

Latin Literal

137. İnnellezîne âmenû, summe keferû, summe âmenû, summe keferû, summezdâdû kufran lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; sonra kâfirlik25 ettiler; sonra iman47 ettiler; sonra kâfirlik25 ettiler; sonra ziyade* ettiler küfrü422; asla olmaz Allah mağfiret319 etmeye onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaya.

Ahmed Samira Çevirisi

137 That those who believed then disbelieved, then they believed, then they disbelieved, then they increased disbelief, God was/is not to forgive for them, and nor to guide them a way/path .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 summe sonra ثُمَّ -
5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
6 summe sonra ثُمَّ -
7 amenu iman ettiler امَنُوا امن
8 summe sonra ثُمَّ -
9 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
10 summe sonra ثُمَّ -
11 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد
12 kufran küfrü كُفْرًا كفر
13 lem asla لَمْ -
14 yekuni olmaz يَكُنِ كون
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 liyegfira mağfiret etmeye لِيَغْفِرَ غفر
17 lehum onlara لَهُمْ -
18 ve la ve وَلَا -
19 liyehdiyehum doğru yola kılavuzlamaya لِيَهْدِيَهُمْ هدي
20 sebilen bir yola سَبِيلًا سبل

Notlar

Not 1

*Artırmak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 144

Arapça Metin (Harekeli)

637|4|144|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ ٱلْكَٰفِرِينَ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُوا۟ لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

637|4|144|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الكفرين اوليا من دون المومنين اتريدون ان تجعلوا لله عليكم سلطنا مبينا

Latin Literal

144. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızûl kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne). E turîdûne en tec’alû lillâhi aleykum sultânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Tutmayın/edinmeyin kâfirleri25 evliya212 müminlerin27 astından; ister misiniz ki yaparsınız Allah’a (karşı) aleyhinizde apaçık bir yetki/delil/güç.

Ahmed Samira Çevirisi

144 You, you those who believed, do not take the disbelievers (as) allies from other than the believers, do you want that you make for God on you an evident proof ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu tutmayın/edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر
7 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
8 min مِنْ -
9 duni astından دُونِ دون
10 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن
11 eturidune ister misiniz أَتُرِيدُونَ رود
12 en ki أَنْ -
13 tec'alu yaparsınız تَجْعَلُوا جعل
14 lillahi Allah’a (karşı) لِلَّهِ -
15 aleykum aleyhinizde عَلَيْكُمْ -
16 sultanen bir delil سُلْطَانًا سلط
17 mubinen apaçık مُبِينًا بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 147

Arapça Metin (Harekeli)

640|4|147|مَّا يَفْعَلُ ٱللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِن شَكَرْتُمْ وَءَامَنتُمْ وَكَانَ ٱللَّهُ شَاكِرًا عَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

640|4|147|ما يفعل الله بعذابكم ان شكرتم وامنتم وكان الله شاكرا عليما

Latin Literal

147. Mâ yef’alullâhu bi azâbikum in şekertum ve âmentum. Ve kânallâhu şâkiran alîmâ(alîmen).

Türkçe Çeviri

Niye faaliyete geçirsin Allah azap etmeyi sizlere eğer şükrederseniz43 ve iman47 ederseniz; ve oldu Allah bir Şâkir313; bir Alîm8.

Ahmed Samira Çevirisi

147 What God makes/does with your torture if you thanked/became grateful and you believed, and God was/is thankful/grateful, knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma ne مَا -
2 yef'alu yapsın يَفْعَلُ فعل
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 biazabikum azap etmeyi sizlere بِعَذَابِكُمْ عذب
5 in eğer إِنْ -
6 şekertum şükrederseniz شَكَرْتُمْ شكر
7 ve amentum ve iman ederseniz وَامَنْتُمْ امن
8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 şakiran Şâkir شَاكِرًا شكر
11 alimen Alîm عَلِيمًا علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Şâkir Kavram 313

313 Hayrın/iyiliğin değerini bilen/anlayan, karşılığını hazırlayıp veren, müteşekkir olan.

4. Nisâ Suresi

Ayet 152

Arapça Metin (Harekeli)

645|4|152|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَلَمْ يُفَرِّقُوا۟ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ أُو۟لَٰٓئِكَ سَوْفَ يُؤْتِيهِمْ أُجُورَهُمْ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

645|4|152|والذين امنوا بالله ورسله ولم يفرقوا بين احد منهم اوليك سوف يوتيهم اجورهم وكان الله غفورا رحيما

Latin Literal

152. Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ve lem yuferrikû beyne ehadin minhum ulâike sevfe yu’tîhim ucûrahum. Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler Allah'a ve resûllerine418; ve asla ayırmazlar* onlardan birinin arasını; işte bunlardır; yakında verecek (Allah) ecirlerini820 onların; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

152 And those who believed with God and His messengers, and they did not separate/distinguish/differentiate between anyone from them, those (God) will give them their rewards , and God was/is a forgiving, merciful.63

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
4 ve rusulihi ve resûllerine وَرُسُلِهِ رسل
5 velem ve asla وَلَمْ -
6 yuferriku ayırmazlar يُفَرِّقُوا فرق
7 beyne arasını بَيْنَ بين
8 ehadin birini أَحَدٍ احد
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 ulaike işte bunlardır أُولَٰئِكَ -
11 sevfe yakında سَوْفَ -
12 yu'tihim verecek يُؤْتِيهِمْ اتي
13 ucurahum ecirlerini/karşılıklarını onların أُجُورَهُمْ اجر
14 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر
17 rahimen bir Rahîm رَحِيمًا رحم

Notlar

Not 1

*Hem resûllerin arasını hem de Yüce Allah ile resûllerin arasını ayırmazlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 155

Arapça Metin (Harekeli)

648|4|155|فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَٰقَهُمْ وَكُفْرِهِم بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَقَتْلِهِمُ ٱلْأَنۢبِيَآءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌۢ بَلْ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ إِلَّا قَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

648|4|155|فبما نقضهم ميثقهم وكفرهم بايت الله وقتلهم الانبيا بغير حق وقولهم قلوبنا غلف بل طبع الله عليها بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Latin Literal

155. Fe bimâ nakdıhim mîsâkahum ve kufrihim bi âyâtillâhi ve katlihimul enbiyâe bi gayrı hakkın ve kavlihim kulûbunâ gulf(gulfun). Bel tabaallâhu aleyhâ bi kufrihim fe lâ yu’minûne illâ kalîlâ(kalîlen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki mîsâklarını281 bozmaları; ve Allah'ın ayetlerine kâfirlik25 etmeleri; ve enbiyayı* bir hak olmaksızın katletmeleri35 ; ve "kalplerimiz kılıflıdır" söylemleri nedeniyledir; evet! mühürledi175 Allah üzerini onun (kalbin) küfürleriyle**; öyle ki iman47 etmezler (onlar) biraz dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

155 So with what their breaking/breaching (of) their promise/covenant, and their disbelief with God’s signs/verses/evidences, and their killing (of) the prophets, without right , and their saying: "Our hearts/minds (are) covered/uncomprehending." But God stamped/covered/closed/sealed on it, with their disbelief, so they do not believe except a few.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 febima öyle ki nedeniyledir فَبِمَا -
2 nekdihim bozmaları نَقْضِهِمْ نقض
3 misakahum misaklarını/antlaşmalarını مِيثَاقَهُمْ وثق
4 ve kufrihim ve kâfirlik etmeleri وَكُفْرِهِمْ كفر
5 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ve katlihimu ve katlettikleri وَقَتْلِهِمُ قتل
8 l-enbiya'e enbiyayı الْأَنْبِيَاءَ نبا
9 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
10 hakkin bir hak حَقٍّ حقق
11 ve kavlihim ve sözlemleri وَقَوْلِهِمْ قول
12 kulubuna kalplerimiz قُلُوبُنَا قلب
13 gulfun kılıflıdır غُلْفٌ غلف
14 bel evet بَلْ -
15 tabea mühürledi طَبَعَ طبع
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 aleyha üzerini onun (kalbin) عَلَيْهَا -
18 bikufrihim küfürleriyle onların بِكُفْرِهِمْ كفر
19 fela öyle ki فَلَا -
20 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
21 illa dışında إِلَّا -
22 kalilen biraz قَلِيلًا قلل

Notlar

Not 1

*Nebileri.**Kendi yaptıkları nedeniyle kalp mühürlenir. Yüce Allah sürece sadece izin verir. İnsanın kazandığı kendi yaptıkları nedeniyledir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

4. Nisâ Suresi

Ayet 159

Arapça Metin (Harekeli)

652|4|159|وَإِن مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ إِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهِۦ قَبْلَ مَوْتِهِۦ وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

652|4|159|وان من اهل الكتب الا ليومنن به قبل موته ويوم القيمه يكون عليهم شهيدا

Latin Literal

159. Ve in min ehlil kitâbi illâ le yu’minenne bihî kable mevtihî, ve yevmel kıyâmeti yekûnu aleyhim şehîdâ(şehîden).

Türkçe Çeviri

Ve ki kitap ehlinden135 (kimse) dışındadır* (ki) mutlak iman47 eder** ona (Îsâ) kendi ölümü öncesinde***; ve kıyamet günü148 olur (Îsâ) aleyhlerinde**** bir şahit/tanık.

Ahmed Samira Çevirisi

159 And that from The Book’s people, except to believe (E) with him (Jesus) before his (the individual’s) death, and (on) the Resurrection Day, he (Jesus) will be on them a witness/testifier.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve ki وَإِنْ -
2 min مِنْ -
3 ehli ehlinden أَهْلِ اهل
4 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
5 illa dışındadır (o kimse ki) إِلَّا -
6 leyu'minenne mutlak iman eder لَيُؤْمِنَنَّ امن
7 bihi ona بِهِ -
8 kable öncesinde قَبْلَ قبل
9 mevtihi kendi ölümü مَوْتِهِ موت
10 ve yevme ve günü وَيَوْمَ يوم
11 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
12 yekunu olur يَكُونُ كون
13 aleyhim aleyhinde onların عَلَيْهِمْ -
14 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد

Notlar

Not 1

*4:155, 4:156 ve 4:157 ayetlerindeki kimseler gibi olmazlar. **Îsâ'nın başına gelenlere hak/gerçek olan Kur'an'ın bildirdiği şekilde iman ederler.***Ölmeden önce bu imana sahip olmalıdır.****Îsâ bu imana sahip olmadan ölen kimselere karşı diriliş gününde olumsuz olarak şahitlik/tanıklık edecektir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

4. Nisâ Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

655|4|162|لَّٰكِنِ ٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ مِنْهُمْ وَٱلْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَٱلْمُقِيمِينَ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱلْمُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أُو۟لَٰٓئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Latin Literal

162. Lâkinir râsihûne fîl ilmi minhum vel mu’minûne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike vel mukîmînes salâte vel mu’tûnez zekâte vel mu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Ulâike se nu’tîhim ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Fakat onlardan* ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler27; iman47 ederler sana indirilmişe** ve senden önce indirilmişe***; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; ve iman47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

162 But the affirmed in the knowledge from them, and the believers, they believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and the keeping up (of) the prayers, and the giving the charity , and the believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, those, We will give/bring them a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasihune kök salanlar الرَّاسِخُونَ رسخ
3 fi فِي -
4 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
5 minhum onlardan مِنْهُمْ -
6 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
7 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
8 bima بِمَا -
9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
10 ileyke sana إِلَيْكَ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
13 min مِنْ -
14 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
15 velmukimine ve dikenlerdir/ayağa kaldıranlardır وَالْمُقِيمِينَ قوم
16 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
17 velmu'tune ve verenlerdir وَالْمُؤْتُونَ اتي
18 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
19 velmu'minune ve iman edenlerdir وَالْمُؤْمِنُونَ امن
20 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
21 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
22 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
23 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
24 senu'tihim getireceğiz/vereceğiz onlara سَنُؤْتِيهِمْ اتي
25 ecran bir ecir/karşılık أَجْرًا اجر
26 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden.**Kur'an'a.***Tevrât ve İncîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 170

Arapça Metin (Harekeli)

663|4|170|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدْ جَآءَكُمُ ٱلرَّسُولُ بِٱلْحَقِّ مِن رَّبِّكُمْ فَـَٔامِنُوا۟ خَيْرًا لَّكُمْ وَإِن تَكْفُرُوا۟ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

663|4|170|يايها الناس قد جاكم الرسول بالحق من ربكم فامنوا خيرا لكم وان تكفروا فان لله ما في السموت والارض وكان الله عليما حكيما

Latin Literal

170. Yâ eyyuhân nâsu kad câekumur resûlu bil hakkı min rabbikum fe âminû hayran lekum. Ve in tekfurû fe inne lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı). Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere resûl418; hakla/gerçekle Rabbinizden4; öyle ki iman47 edin; bir hayırdır sizlere; ve eğer kâfirlik25 ederseniz; öyle ki doğrusu Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

170 You, you the people, the Messenger had come to you with the truth from your Lord, so believe, (it is) best for you, and if you disbelieve, so to God (belongs) what (is) in the skies/space, and the earth/Planet Earth, and God was/is knowledgeable, wise/judicious

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 kad muhakkak قَدْ -
4 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا
5 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
6 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
7 min مِنْ -
8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
9 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
10 hayran bir hayırdır خَيْرًا خير
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 vein ve eğer وَإِنْ -
13 tekfuru kâfirlik ederseniz تَكْفُرُوا كفر
14 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
15 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
16 ma مَا -
17 fi فِي -
18 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو
19 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض
20 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم
23 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 171

Arapça Metin (Harekeli)

664|4|171|يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَا تَغْلُوا۟ فِى دِينِكُمْ وَلَا تَقُولُوا۟ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلْحَقَّ إِنَّمَا ٱلْمَسِيحُ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ ٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُۥٓ أَلْقَىٰهَآ إِلَىٰ مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَلَا تَقُولُوا۟ ثَلَٰثَةٌ ٱنتَهُوا۟ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا ٱللَّهُ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌ سُبْحَٰنَهُۥٓ أَن يَكُونَ لَهُۥ وَلَدٌ لَّهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

664|4|171|ياهل الكتب لا تغلوا في دينكم ولا تقولوا علي الله الا الحق انما المسيح عيسي ابن مريم رسول الله وكلمته القيها الي مريم وروح منه فامنوا بالله ورسله ولا تقولوا ثلثه انتهوا خيرا لكم انما الله اله وحد سبحنه ان يكون له ولد له ما في السموت وما في الارض وكفي بالله وكيلا

Latin Literal

171. Yâ ehlel kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâl hakk(hakka). İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh(selâsetun). İntehû hayran lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid(vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled(veledun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen).

Türkçe Çeviri

Ey ehli kitap135! Sınırı aşmayın dininizde; ve demeyin Allah üzerine hak/gerçek dışında; ancak ki Mesih Îsâ; Meryem oğlu; resûlüdür418 Allah'ın; ve kelimesidir416 O’nun (Allah’ın); attı onu Meryem'e doğru; ve bir ruh O'ndan (Allah’tan); öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O’nun; ve demeyin "üç"; yasaklayın/engelleyin bir hayır/iyilik (olarak) sizlere; ancak ki Allah bir tek ilâhtır74; Subhân'dır7 O; ki olmaz O’na bir çocuk; O'nadır göklerde olan ve yerde olan; ve kafî geldi/yetti Allah bir vekîl (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

171 You The Book’s people, do not exaggerate/exceed the limit in your religion, and do not say on (about) God except the truth , but the Messiah, Jesus, Mary’s son (is) God’s messenger and His word/expression He threw it away to Mary, and a Soul/Spirit (could be Gabriel) from Him; so believe with God, and His messengers, and do not say: "Three." Stop (it is) best for you, but God (is) one God, His praise/glory that to be for him a child; for Him what (is) in the skies/space and what (is) in the earth/Planet Earth, enough/sufficient with God (as a) guardian/protector .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya ehle ey ehli يَاأَهْلَ اهل
2 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
3 la لَا -
4 teglu sınırı aşmayın تَغْلُوا غلو
5 fi فِي -
6 dinikum dininizde دِينِكُمْ دين
7 ve la وَلَا -
8 tekulu ve demeyin تَقُولُوا قول
9 ala üzerine عَلَى -
10 llahi Allah اللَّهِ -
11 illa dışında إِلَّا -
12 l-hakka hak/gerçek الْحَقَّ حقق
13 innema ancak ki إِنَّمَا -
14 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ -
15 iysa Îsa عِيسَى -
16 bnu oğlu ابْنُ بني
17 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
18 rasulu resulüdür/elçisidir رَسُولُ رسل
19 llahi Allah'ın اللَّهِ -
20 ve kelimetuhu ve kelimesidir O’nun وَكَلِمَتُهُ كلم
21 elkaha attı onu أَلْقَاهَا لقي
22 ila doğru إِلَىٰ -
23 meryeme Meryem'e مَرْيَمَ -
24 ve ruhun ve bir ruh وَرُوحٌ روح
25 minhu O'ndan مِنْهُ -
26 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
27 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
28 ve rusulihi ve resullerine/elçilerine O’nun وَرُسُلِهِ رسل
29 ve la ve وَلَا -
30 tekulu demeyin تَقُولُوا قول
31 selasetun "üçtür" ثَلَاثَةٌ ثلث
32 ntehu yasaklayın/engelleyin انْتَهُوا نهي
33 hayran bir hayır/iyilik (olarak) خَيْرًا خير
34 lekum sizlere لَكُمْ -
35 innema ancak ki إِنَّمَا -
36 llahu Allah اللَّهُ -
37 ilahun bir ilahtır إِلَٰهٌ اله
38 vahidun tek وَاحِدٌ وحد
39 subhanehu subhândır O سُبْحَانَهُ سبح
40 en ki أَنْ -
41 yekune olmaz يَكُونَ كون
42 lehu O’na لَهُ -
43 veledun bir çocuk وَلَدٌ ولد
44 lehu O'nadır لَهُ -
45 ma مَا -
46 fi فِي -
47 s-semavati göklerde olan السَّمَاوَاتِ سمو
48 ve ma ve وَمَا -
49 fi فِي -
50 l-erdi yerde olan الْأَرْضِ ارض
51 ve kefa ve kafî geldi/yetti وَكَفَىٰ كفي
52 billahi Allah بِاللَّهِ -
53 vekilen bir vekîl (olarak) وَكِيلًا وكل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Subhân Kavram 7

7 Tüm isimlerini/sıfatlarını tecelli ettiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 173

Arapça Metin (Harekeli)

666|4|173|فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضْلِهِۦ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسْتَنكَفُوا۟ وَٱسْتَكْبَرُوا۟ فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

666|4|173|فاما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم ويزيدهم من فضله واما الذين استنكفوا واستكبروا فيعذبهم عذابا اليما ولا يجدون لهم من دون الله وليا ولا نصيرا

Latin Literal

173. Fe emmâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrahum ve yezîduhum min fadlihî, ve emmâllezînestenkefû vestekberû fe yuazzibuhum azâben elîmen, ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîran).

Türkçe Çeviri

Öyle ki iman47 etmiş ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; öyle ki tamamlanır ecirleri820; ve ziyade eder/artırır (Allah) fazlından202; ve geri durmuş ve büyüklenmiş kimselere gelince; öyle ki azap eder (Allah) onlara bir elim/acıklı (azapla); ve bulamazlar kendilerine Allah'ın astından bir veli28; ve ne de bir yardımcı.

Ahmed Samira Çevirisi

173 So but those who believed and made/did the correct/righteous deeds, so He fulfills/completes (to) them their rewards , and He increases them from His grace/favour, and but those who refused/rejected and were arrogant, so He tortures them a painful torture, and they do not find for them from other than God, a guardian/ally , and nor a victorior/savior .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feemma öyle ki فَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş gelince امَنُوا امن
4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihayı الصَّالِحَاتِ صلح
6 feyuveffihim öyle ki tamamlanır فَيُوَفِّيهِمْ وفي
7 ucurahum ecirleri/karşılıkları أُجُورَهُمْ اجر
8 ve yeziduhum ve ziyade eder/artırır وَيَزِيدُهُمْ زيد
9 min مِنْ -
10 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
11 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
12 ellezine kimselere الَّذِينَ -
13 stenkefu geri durdu اسْتَنْكَفُوا نكف
14 vestekberu ve büyükledi وَاسْتَكْبَرُوا كبر
15 feyuazzibuhum öyle ki azap eder onlara فَيُعَذِّبُهُمْ عذب
16 azaben bir عَذَابًا عذب
17 elimen elim/acıklı أَلِيمًا الم
18 ve la ve وَلَا -
19 yecidune ve bulamazlar يَجِدُونَ وجد
20 lehum kendilerine لَهُمْ -
21 min مِنْ -
22 duni astından دُونِ دون
23 llahi Allah’ın اللَّهِ -
24 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي
25 ve la ve ne de وَلَا -
26 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 175

Arapça Metin (Harekeli)

668|4|175|فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱللَّهِ وَٱعْتَصَمُوا۟ بِهِۦ فَسَيُدْخِلُهُمْ فِى رَحْمَةٍ مِّنْهُ وَفَضْلٍ وَيَهْدِيهِمْ إِلَيْهِ صِرَٰطًا مُّسْتَقِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

668|4|175|فاما الذين امنوا بالله واعتصموا به فسيدخلهم في رحمه منه وفضل ويهديهم اليه صرطا مستقيما

Latin Literal

175. Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve faldın, ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki Allah’a iman47 etmiş ve O'na yapışmış kimselere gelince; öyle ki sokacak (Allah) onları kendinden bir rahmete271 ve bir fazilete202; ve kılavuzlar onları kendisine; dosdoğru bir yola.

Ahmed Samira Çevirisi

175 So but those who believed with God, and they held fast with Him, so He will enter them in a mercy from Him, and grace/favour, and guide them a straight/direct road/way to Him.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feemma öyle ki فَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 billahi Allah’a بِاللَّهِ -
5 vea'tesamu ve yapışmış وَاعْتَصَمُوا عصم
6 bihi O'na بِهِ -
7 feseyudhiluhum öyle ki sokacak onları فَسَيُدْخِلُهُمْ دخل
8 fi فِي -
9 rahmetin bir rahmete رَحْمَةٍ رحم
10 minhu kendinden مِنْهُ -
11 ve fedlin ve bir fazla وَفَضْلٍ فضل
12 ve yehdihim ve kılavuzlar onları وَيَهْدِيهِمْ هدي
13 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
14 siraten bir yola صِرَاطًا صرط
15 mustekimen dosdoğru مُسْتَقِيمًا قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

5. Mâide Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

670|5|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَوْفُوا۟ بِٱلْعُقُودِ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ ٱلْأَنْعَٰمِ إِلَّا مَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّى ٱلصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ إِنَّ ٱللَّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ

Arapça Metin (Harekesiz)

670|5|1|يايها الذين امنوا اوفوا بالعقود احلت لكم بهيمه الانعم الا ما يتلي عليكم غير محلي الصيد وانتم حرم ان الله يحكم ما يريد

Latin Literal

1. Yâ eyyuhellezîne âmenû evfû bil ukûd(ukûdi) uhıllet lekum behîmetul en’âmi illâ mâ yutlâ aleykum gayre muhillîs saydi ve entum hurum(hurumun) innallâhe yahkumu mâ yurîd(yurîdu).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Tamamlayın akitleri207; helal kılındı sizlere dört ayaklı çiftlik hayvanları; dışındadır üzerinize okunan (ki) "helal edilmiş değillerdir avlanma* (-yla elde ettikleriniz) ve sizler ihramlılar534 (-ken)"; doğrusu Allah hükmeder razı olduğuna.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you those who believed, fulfill/complete with the contracts; four legged creatures of land and sea except lions (beasts) (of) the camel/livestock is permitted/allowed for you, except what is read/recited on you, not permitting/allowing the hunt/fishing and you are forbidden/respecting for pilgrimage , that God judges/rules what He wills/wants.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 evfu tamamlayın أَوْفُوا وفي
5 bil-ukudi akitleri بِالْعُقُودِ عقد
6 uhillet helal kılındı أُحِلَّتْ حلل
7 lekum sizlere لَكُمْ -
8 behimetu dört ayaklı بَهِيمَةُ بهم
9 l-en'aami çiftlik hayvanları الْأَنْعَامِ نعم
10 illa dışındadır إِلَّا -
11 ma مَا -
12 yutla okunan يُتْلَىٰ تلو
13 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
14 gayra değildir غَيْرَ غير
15 muhilli helal edilmişler مُحِلِّي حلل
16 s-saydi avlanma الصَّيْدِ صيد
17 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
18 hurumun ihramlılar حُرُمٌ حرم
19 inne doğrusu إِنَّ -
20 llahe Allah اللَّهَ -
21 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
22 ma مَا -
23 yuridu razı olduğuna يُرِيدُ رود

Notlar

Not 1

*Hac/hüccet döneminde avlanmak haramdır. Ancak Yüce Rabbimiz bizlere dört ayaklı çiftlik hayvanlarını yemeği kendi fazlından bu dönemde de helal kılmıştır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

akit, ukad Kavram 207

207 Bağıtlar, bağıtlaşmalar, bağlar, antlaşmalar, sözleşmeler, birliktelikler, söz vererek birleşmeler.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

5. Mâide Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

671|5|2|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُحِلُّوا۟ شَعَٰٓئِرَ ٱللَّهِ وَلَا ٱلشَّهْرَ ٱلْحَرَامَ وَلَا ٱلْهَدْىَ وَلَا ٱلْقَلَٰٓئِدَ وَلَآ ءَآمِّينَ ٱلْبَيْتَ ٱلْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَٰنًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَٱصْطَادُوا۟ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَـَٔانُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ أَن تَعْتَدُوا۟ وَتَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْبِرِّ وَٱلتَّقْوَىٰ وَلَا تَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

671|5|2|يايها الذين امنوا لا تحلوا شعير الله ولا الشهر الحرام ولا الهدي ولا القليد ولا امين البيت الحرام يبتغون فضلا من ربهم ورضونا واذا حللتم فاصطادوا ولا يجرمنكم شنان قوم ان صدوكم عن المسجد الحرام ان تعتدوا وتعاونوا علي البر والتقوي ولا تعاونوا علي الاثم والعدون واتقوا الله ان الله شديد العقاب

Latin Literal

2. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tuhıllû şe’âirallâhi veleş şehral harâme ve lâl hedye ve lâl kalâide ve lâ ammînel beytel harâme yebtegûne fadlan min rabbihim ve rıdvânâ(rıdvânen) ve izâ haleltum fastâdû ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum anil mescidil harâmi en ta’tedû, ve teâvenû alel birri vet takva ve lâ teâvenû alel ismi vel udvâni vettekullâh(vettekullâhe) innallâhe şedîdul ıkâb(ıkâbi).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Halel getirmeyin* Allah'ın şiarlarına312; ve ne de haram aya34; ve ne de hediyeye338; ve ne de gerdanlara**; ve ne de haram eve535 gelenlere (ki) bakınırlar bir fazilete202 Rablerinden4 ve bir rızaya; ve sonlandırdığınız zaman ihramı534 öyle ki avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme (olan) nefret/kin ki engellediler sizleri haram mescitten158 ki (o durumda) sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın erdem ve takva21 üzerine; ve yardımlaşmayın günah üzerine; ve sınırı aşmayın; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah Şedîd'tir536 akabinde***.

Ahmed Samira Çevirisi

2 You, you those who believed, do not permit/allow God’s methods of worship and nor the month the forbidden/sacred, and nor the offering, and nor the sacrificial animals/necklaces , and nor heading to the Forbidden/Sacred House/Home, they ask/desire grace/favour from their Lord, and acceptance/satisfaction, and if you finished pilgrimage so hunt/fish, and (let) not a nation’s hatred and animosity make you commit a crime/sin that (because) they prevented you from the Mosque the Forbidden/Sacred, that you transgress, and help each other, on the righteousness , and fear and obedience (of God), and do not help each other on the sin/crime and the transgression/aggression , and fear and obey God, that God (is) strong (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tuhillu halel getirmeyin تُحِلُّوا حلل
6 şeaaira işaretlerine شَعَائِرَ شعر
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 ve la ve ne de وَلَا -
9 ş-şehra aya الشَّهْرَ شهر
10 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
11 ve la ve ne de وَلَا -
12 l-hedye hediyeye الْهَدْيَ هدي
13 ve la ve ne de وَلَا -
14 l-kalaide gerdanlara الْقَلَائِدَ قلد
15 ve la ve ne de وَلَا -
16 ammine gelenlere امِّينَ امم
17 l-beyte eve الْبَيْتَ بيت
18 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
19 yebtegune bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي
20 fedlen bir fazilete فَضْلًا فضل
21 min مِنْ -
22 rabbihim Rableriden رَبِّهِمْ ربب
23 ve ridvanen ve bir rızaya وَرِضْوَانًا رضو
24 ve iza ve zaman وَإِذَا -
25 haleltum sonlandırdınız ihramı حَلَلْتُمْ حلل
26 festadu öyle ki avlanın فَاصْطَادُوا صيد
27 ve la وَلَا -
28 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم
29 şenanu nefret/kin شَنَانُ شنا
30 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم
31 en ki أَنْ -
32 saddukum engellediler sizleri صَدُّوكُمْ صدد
33 ani عَنِ -
34 l-mescidi mescitten الْمَسْجِدِ سجد
35 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
36 en ki أَنْ -
37 tea'tedu sınırı aşarsınız تَعْتَدُوا عدو
38 ve teaave nu ve yardımlaşın وَتَعَاوَنُوا عون
39 ala üzerine عَلَى -
40 l-birri erdem الْبِرِّ برر
41 ve ttekva ve takva وَالتَّقْوَىٰ وقي
42 vela ve وَلَا -
43 teaavenu yardımlaşmayın تَعَاوَنُوا عون
44 ala üzerine عَلَى -
45 l-ismi günah الْإِثْمِ اثم
46 vel'udvani ve sınırı aşma وَالْعُدْوَانِ عدو
47 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
48 llahe Allah’a اللَّهَ -
49 inne doğrusu إِنَّ -
50 llahe Allah اللَّهَ -
51 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
52 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Bozmak.**Hediye olarak gönderilmiş hayvanlara işaretleme amacıyla takılan gerdanlıklar. ***Ardında.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Şiar Kavram 312

312 Sembol, slogan, amblem, nişan, işaret, soyut bir kavramın somutlaşarak sembol/belirteç haline gelmesi.

Hediye Kavram 338

338 Hac veya umre için haram mescide gelen kimselerin kendileri ve başkaları için yanlarında getirdikleri ihtiyaç giderici şeyler. Canlı hayvan mantıken en iyi hediyedir. İyi bir besin kaynağı olan et çölde çok hızlı bozulacağı için et verecek olan hayvanın canlı olarak haram mescide getirilmesi en güzelidir. Bu hayvanlar oraya gelen insanların doyurulması içindir. İhtiyaç oluştukça Yüce Allah adına kesilirler.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

Haram ev, haram beyt. Kavram 535

535 Bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan ev.

Şedîd Kavram 536

536 Şiddetli.

5. Mâide Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

674|5|5|ٱلْيَوْمَ أُحِلَّ لَكُمُ ٱلطَّيِّبَٰتُ وَطَعَامُ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ حِلٌّ لَّكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَّهُمْ وَٱلْمُحْصَنَٰتُ مِنَ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَٱلْمُحْصَنَٰتُ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ مِن قَبْلِكُمْ إِذَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ مُحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَٰفِحِينَ وَلَا مُتَّخِذِىٓ أَخْدَانٍ وَمَن يَكْفُرْ بِٱلْإِيمَٰنِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُۥ وَهُوَ فِى ٱلْءَاخِرَةِ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

674|5|5|اليوم احل لكم الطيبت وطعام الذين اوتوا الكتب حل لكم وطعامكم حل لهم والمحصنت من المومنت والمحصنت من الذين اوتوا الكتب من قبلكم اذا اتيتموهن اجورهن محصنين غير مسفحين ولا متخذي اخدان ومن يكفر بالايمن فقد حبط عمله وهو في الاخره من الخسرين

Latin Literal

5. El yevme uhılle lekumut tayyibât(tayyibâtu) ve taâmullezîne ûtûl kitâbe hıllun lekum ve taâmukum hıllun lehum vel muhsanâtu minel mu’minâti vel muhsanâtu min ellezîne utûl kitâbe min kablikum izâ âteytumûhunne ucûrehunne muhsınîne gayra musâfihîne ve lâ muttehızî ehdân(ehdânin) ve men yekfur bil îmâni fe kad habita ameluhu ve huve fîl âhıreti minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Bugün (ki) helal kılındı sizlere iyiler; ve kitap verilmiş kimselerin135 yiyeceği bir helaldir sizlere; sizin yiyeceğiniz bir helaldir onlara; ve (helaldir) (kendinizden olan) müminâtlardan493 muhsanât492 kadınlar; ve sizden önce kitap verilmiş kimseler135 (olan) muhsanât492 kadınlar; verdiğiniz zaman onlara (kadınlara) ecirlerini* muhsinler294 (olarak); olmaksızın musâfihin495; ve edinmeyin gizli dost; ve kim kâfirlik25 eder imana47; öyle ki muhakkak boşa çıktı ameli** onun; ve o ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

Ahmed Samira Çevirisi

5 Today is permitted/allowed for you the goodnesses, and those who were given The Book’s food is permitted/allowed for you, and your food is permitted/allowed for them, and the chaste (F) from the believers (F), and the chaste (F) from those who were given The Book from before you, if you gave them (F) their (F) fees (dowries), marrying not fornicating/adulterating, and not taking friends/lovers , and who disbelieves with the faith/belief, so his deed had wasted/failed, and he (is) in the end (other life) from the losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 el-yevme bugün (ki) الْيَوْمَ يوم
2 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل
3 lekumu sizlere لَكُمُ -
4 t-tayyibatu iyiler الطَّيِّبَاتُ طيب
5 ve taaamu ve yiyeceği وَطَعَامُ طعم
6 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
7 utu verildiler أُوتُوا اتي
8 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
9 hillun bir helaldir حِلٌّ حلل
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 ve taaamukum sizin yiyeceğiniz وَطَعَامُكُمْ طعم
12 hillun bir helaldir حِلٌّ حلل
13 lehum onlara لَهُمْ -
14 velmuhsanatu ve muhsenat kadınlar وَالْمُحْصَنَاتُ حصن
15 mine مِنَ -
16 l-mu'minati müminatlardan الْمُؤْمِنَاتِ امن
17 velmuhsanatu ve muhsenat kadınlar وَالْمُحْصَنَاتُ حصن
18 mine مِنَ -
19 ellezine kimseler الَّذِينَ -
20 utu verildiler أُوتُوا اتي
21 l-kitabe Kitap الْكِتَابَ كتب
22 min مِنْ -
23 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
24 iza إِذَا -
25 ateytumuhunne verdiğiniz zaman onlara (kadınlara) اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
26 ucurahunne ecirlerini/karşılıklarını أُجُورَهُنَّ اجر
27 muhsinine muhsinler olarak مُحْصِنِينَ حصن
28 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
29 musafihine musafihin مُسَافِحِينَ سفح
30 ve la وَلَا -
31 muttehizi ve edinmeyin مُتَّخِذِي اخذ
32 ehdanin gizli dost أَخْدَانٍ خدن
33 ve men ve kim وَمَنْ -
34 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
35 bil-imani imâna بِالْإِيمَانِ امن
36 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
37 habita boşa çıktı حَبِطَ حبط
38 ameluhu ameli onun عَمَلُهُ عمل
39 ve huve ve o وَهُوَ -
40 fi فِي -
41 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
42 mine مِنَ -
43 l-hasirine hüsrana uğrayanlardandır الْخَاسِرِينَ خسر

Notlar

Not 1

*Mehirlerini.**Yaptığı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

Muhsanât Kavram 492

492 İffeti sağlam, güçlendirilmiş kadınlar. İffetini korumuş, korunmuş kadınlar. Sağlam ve güçlü iffeti nedeniyle ulaşılmaz/erişilmez olmuş kadınlar.

Müminât Kavram 493

493 Mümin kadınlar. İman etmiş kadınlar.

Musâfih Kavram 495

495 Nikâh olmadan bekâr kadınlarla cinsel ilişkiye giren bekâr erkekler.

5. Mâide Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

675|5|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ فَٱغْسِلُوا۟ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى ٱلْمَرَافِقِ وَٱمْسَحُوا۟ بِرُءُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى ٱلْكَعْبَيْنِ وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَٱطَّهَّرُوا۟ وَإِن كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوْ جَآءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّنَ ٱلْغَآئِطِ أَوْ لَٰمَسْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمْ تَجِدُوا۟ مَآءً فَتَيَمَّمُوا۟ صَعِيدًا طَيِّبًا فَٱمْسَحُوا۟ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَٰكِن يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُۥ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

675|5|6|يايها الذين امنوا اذا قمتم الي الصلوه فاغسلوا وجوهكم وايديكم الي المرافق وامسحوا بروسكم وارجلكم الي الكعبين وان كنتم جنبا فاطهروا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم منه ما يريد الله ليجعل عليكم من حرج ولكن يريد ليطهركم وليتم نعمته عليكم لعلكم تشكرون

Latin Literal

6. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ kumtum iles salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilel merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minh(minhu) mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirekum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız zaman salâta5; öyle ki533 gusledin/yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseğe doğru; ve mesh edin/sıvazlayın başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa doğru; ve eğer olduysanız bir cünüp136; öyle ki temizlenin/yıkanın; ve eğer olduysanız hastalar; ya da bir sefer üzerinde; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan; ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; ve asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize ondan (topraktan/kumdan); razı olur değildir Allah yapmaya sizlere zorluktan/darlıktan; fakat razı olur/arzular temizlemeye sizleri ve tamamlamaya kendi nimetini sizlere; belki sizler şükredersiniz43.

Ahmed Samira Çevirisi

6 You, you those who believed, if you started/got up to the prayers, so wash with water your faces, and your hands to the elbows, and rub/wipe with your heads and your feet to the two joints/ankle bones, and if you wereimpure/unclean , so be purified/cleaned , and if you were sick/diseased or on (a) journey/trip/voyage or one of you came from the safe hidden depression in the ground (toilet), or you touched and felt repeatedly the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust good/pure dust, so rub/wipe with your faces and your hands from it, God does not want to make/put on you strain/hardship, and but He wants to purify you mentally and physically and to complete (E) His blessing on you, maybe/perhaps you thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 kumtum dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız قُمْتُمْ قوم
6 ila إِلَى -
7 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو
8 fegsilu öyle ki yıkayın/gusledin فَاغْسِلُوا غسل
9 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
10 ve eydiyekum ve ellerinizi وَأَيْدِيَكُمْ يدي
11 ila doğru إِلَى -
12 l-merafiki dirseğe الْمَرَافِقِ رفق
13 vemsehu ve mesh edin/sıvazlayın وَامْسَحُوا مسح
14 biru'usikum başlarınızı بِرُءُوسِكُمْ راس
15 ve erculekum ve ayaklarınızı وَأَرْجُلَكُمْ رجل
16 ila doğru إِلَى -
17 l-kea'beyni iki topuğa الْكَعْبَيْنِ كعب
18 vein ve eğer وَإِنْ -
19 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
20 cunuben bir cünüp/bir uzak (temizlikten) جُنُبًا جنب
21 fettahheru öyle ki temizlenin/yıkanın فَاطَّهَّرُوا طهر
22 vein ve eğer وَإِنْ -
23 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
24 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
25 ev ya da أَوْ -
26 ala üzerinde عَلَىٰ -
27 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر
28 ev ya da أَوْ -
29 ca'e geldi جَاءَ جيا
30 ehadun biriniz أَحَدٌ احد
31 minkum sizden مِنْكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 l-gaiti gaitadan/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط
34 ev ya da أَوْ -
35 lamestumu dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس
36 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
37 fe lem ve asla فَلَمْ -
38 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد
39 maen bir su مَاءً موه
40 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم
41 saiyden toprağa/kuma صَعِيدًا صعد
42 tayyiben iyi/hoş/yumuşak طَيِّبًا طيب
43 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح
44 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه
45 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي
46 minhu ondan (topraktan/kumdan) مِنْهُ -
47 ma değildir مَا -
48 yuridu razı olur يُرِيدُ رود
49 llahu Allah اللَّهُ -
50 liyec'ale yapmaya لِيَجْعَلَ جعل
51 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
52 min مِنْ -
53 haracin zorluktan/darlıktan حَرَجٍ حرج
54 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
55 yuridu razı olur/arzular يُرِيدُ رود
56 liyutahhirakum temizlemeye sizleri لِيُطَهِّرَكُمْ طهر
57 veliyutimme ve tamamlamaya وَلِيُتِمَّ تمم
58 nia'metehu kendi nimetini نِعْمَتَهُ نعم
59 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
60 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
61 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cünüp Kavram 136

136 Temizlikten uzak kalmak, kopmak.

Kur'an'ın abdesti nedir? Cünüplük nedir? Kavram 533

533 Salâta başlamadan önce bedenin ve ruhun temizlenmesi amacıyla su veya toprakla yapılan temizlik.Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar.  Cinsel ilişki.  Dışkılama yani gaita çıkışı.Aklınıza gelen başka hiçbir şey abdesti bozmaz. Nokta. Bunun dışında şeyler uydurmak Kur'an'a ortak koşmaktır. Abdest gerekirse. Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir. Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür. Şema olarak gösterilmesi; Abdest gerektiren şartlar. Abdest Süreci;

5. Mâide Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

677|5|8|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُونُوا۟ قَوَّٰمِينَ لِلَّهِ شُهَدَآءَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَـَٔانُ قَوْمٍ عَلَىٰٓ أَلَّا تَعْدِلُوا۟ ٱعْدِلُوا۟ هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَىٰ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

677|5|8|يايها الذين امنوا كونوا قومين لله شهدا بالقسط ولا يجرمنكم شنان قوم علي الا تعدلوا اعدلوا هو اقرب للتقوي واتقوا الله ان الله خبير بما تعملون

Latin Literal

8. Yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû kavvâmîne lillâhi şuhedâe bil kıstı ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin alâ ellâ ta’dilû. I’dilû, huve akrabu lit takva vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe habîrun bimâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olun kavvamlar501 Allah için eşitliğe şahitler/tanıklar; ve cürüm* işletmesin sizlere nefret/kin bir kavme karşı ki (o durumda) adaleti gözetmez (olursunuz); adil680 olun; o daha yakındır takvaya21; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Habîr’dir466 yaptıklarınıza.

Ahmed Samira Çevirisi

8 You, you those who believed, be just/upright to God, witnessing/testifying with the just/equitable, and (let) not a nation’s hatred and animosity make you commit a crime/sin , on (because) that you not be just/equitable, be just/equitable it is nearer/closer to the fear and obedience (of God), and fear and obey God, that God is expert/experienced with what you make/do.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kunu olun كُونُوا كون
5 kavvamine kavvamlar قَوَّامِينَ قوم
6 lillahi Allah için لِلَّهِ -
7 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
8 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط
9 ve la ve وَلَا -
10 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم
11 şenanu nefret/kin شَنَانُ شنا
12 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم
13 ala karşı عَلَىٰ -
14 ella ki أَلَّا -
15 tea'dilu adaleti gözetmezsiniz تَعْدِلُوا عدل
16 a'dilu adil olun اعْدِلُوا عدل
17 huve o هُوَ -
18 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب
19 littekva takvaya لِلتَّقْوَىٰ وقي
20 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
21 llahe Allah’a اللَّهَ -
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 llahe Allah اللَّهَ -
24 habirun bir Habir’dir خَبِيرٌ خبر
25 bima بِمَا -
26 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Suç.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

Kavvam Kavram 501

501 Ayakta duran, dikelip kol kanat geren, evin direği.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

5. Mâide Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

678|5|9|وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

678|5|9|وعد الله الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم مغفره واجر عظيم

Latin Literal

9. Veadellâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum magfiretun ve ecrun azîm(azîmun).

Türkçe Çeviri

Vaat etti Allah iman47 etmiş kimselere ve sâlihâtı18 yapmışlara; onlaradır bir mağfiret319 ve büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

9 God promised those who believed and made/did the correct/righteous deeds, for them forgiveness and a great wage/reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veade vaad etti وَعَدَ وعد
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 ellezine kimselere الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
6 s-salihati sâlihâtı الصَّالِحَاتِ صلح
7 lehum onlarındır لَهُمْ -
8 megfiratun bir mağfiret مَغْفِرَةٌ غفر
9 ve ecrun ve bir ecir/karşılık وَأَجْرٌ اجر
10 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

5. Mâide Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

680|5|11|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ هَمَّ قَوْمٌ أَن يَبْسُطُوٓا۟ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ فَكَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

680|5|11|يايها الذين امنوا اذكروا نعمت الله عليكم اذ هم قوم ان يبسطوا اليكم ايديهم فكف ايديهم عنكم واتقوا الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

11. Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz hemme kavmun en yebsutû ileykum eydiyehum fe keffe eydiyehum ankum, vettekûllâh(vettekûllâhe) ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Anın/zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; yeltendiği zaman bir kavim/topluluk (ki) uzatmaya sizlere ellerini; öyle ki geri bıraktırdı (Allah) sizden ellerini onların ; ve takvalı21 olun Allah’a; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

11 You, you those who believed, remember/mention God’s blessing/goodness on you, when a nation started that they spread/extend their hands to you, so He prevented/stopped their hands from you, and fear and obey God, and on God so should the believers rely on/trust in.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 zkuru anın/zikredin اذْكُرُوا ذكر
5 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
8 iz zaman إِذْ -
9 hemme yeltenmişti هَمَّ همم
10 kavmun bir kavim/topluluk قَوْمٌ قوم
11 en أَنْ -
12 yebsutu uzatırlar يَبْسُطُوا بسط
13 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
14 eydiyehum ellerini أَيْدِيَهُمْ يدي
15 fekeffe öyle ki geri bıraktırdı (Allah) فَكَفَّ كفف
16 eydiyehum ellerini onların أَيْدِيَهُمْ يدي
17 ankum sizden عَنْكُمْ -
18 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
19 llahe Allah’a اللَّهَ -
20 ve ala ve karşı وَعَلَى -
21 llahi Allah'a اللَّهِ -
22 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
23 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

681|5|12|وَلَقَدْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ ٱثْنَىْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ ٱللَّهُ إِنِّى مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَيْتُمُ ٱلزَّكَوٰةَ وَءَامَنتُم بِرُسُلِى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

12. Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent from them twelve heads/chiefs/representatives, and God said: "I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity/purification, and you believed with My messengers and you supported/aided them, and you lent/advanced God a good loan/advance, I will substitute (E) from you your sins/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s/path’s straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka bir misak/sözleşme مِيثَاقَ وثق
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث
8 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني
10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر
11 nekiben lider نَقِيبًا نقب
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 inni doğrusu ben إِنِّي -
15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ -
16 lein eğer لَئِنْ -
17 ekamtumu diktiniz/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن
22 birusuli resullerime/elçilerime بِرُسُلِي رسل
23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر
24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض
25 llahe Allah'a اللَّهَ -
26 kardan bir borç قَرْضًا قرض
27 hasenen güzel حَسَنًا حسن
28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر
29 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا
31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل
32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
33 tecri akar تَجْرِي جري
34 min مِنْ -
35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
37 femen öyle ki kim فَمَنْ -
38 kefera kâfirlik etti/gerçeği örttü كَفَرَ كفر
39 bea'de sonra بَعْدَ بعد
40 zalike bundan ذَٰلِكَ -
41 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
43 delle dalalet içinde oldu/saptı ضَلَّ ضلل
44 seva'e düz سَوَاءَ سوي
45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

704|5|35|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱبْتَغُوٓا۟ إِلَيْهِ ٱلْوَسِيلَةَ وَجَٰهِدُوا۟ فِى سَبِيلِهِۦ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

704|5|35|يايها الذين امنوا اتقوا الله وابتغوا اليه الوسيله وجهدوا في سبيله لعلكم تفلحون

Latin Literal

35. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve arayın/bakının O'na vesile/fırsat/sebep; ve cihat356 edin O'nun yolunda336; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

35 You, you those who believed, fear and obey God, and ask/wish to him the means to approach , and struggle in His way/path (sake), maybe you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
5 llahe Allah’a اللَّهَ -
6 vebtegu ve arayın/bakının وَابْتَغُوا بغي
7 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
8 l-vesilete vesile الْوَسِيلَةَ وسل
9 ve cahidu ve cihat edin وَجَاهِدُوا جهد
10 fi فِي -
11 sebilihi O'nun yolunda سَبِيلِهِ سبل
12 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
13 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

5. Mâide Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

710|5|41|يَٰٓأَيُّهَا ٱلرَّسُولُ لَا يَحْزُنكَ ٱلَّذِينَ يُسَٰرِعُونَ فِى ٱلْكُفْرِ مِنَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِأَفْوَٰهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِن قُلُوبُهُمْ وَمِنَ ٱلَّذِينَ هَادُوا۟ سَمَّٰعُونَ لِلْكَذِبِ سَمَّٰعُونَ لِقَوْمٍ ءَاخَرِينَ لَمْ يَأْتُوكَ يُحَرِّفُونَ ٱلْكَلِمَ مِنۢ بَعْدِ مَوَاضِعِهِۦ يَقُولُونَ إِنْ أُوتِيتُمْ هَٰذَا فَخُذُوهُ وَإِن لَّمْ تُؤْتَوْهُ فَٱحْذَرُوا۟ وَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ فِتْنَتَهُۥ فَلَن تَمْلِكَ لَهُۥ مِنَ ٱللَّهِ شَيْـًٔا أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ لَمْ يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يُطَهِّرَ قُلُوبَهُمْ لَهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى ٱلْءَاخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

710|5|41|يايها الرسول لا يحزنك الذين يسرعون في الكفر من الذين قالوا امنا بافوههم ولم تومن قلوبهم ومن الذين هادوا سمعون للكذب سمعون لقوم اخرين لم ياتوك يحرفون الكلم من بعد مواضعه يقولون ان اوتيتم هذا فخذوه وان لم توتوه فاحذروا ومن يرد الله فتنته فلن تملك له من الله شيا اوليك الذين لم يرد الله ان يطهر قلوبهم لهم في الدنيا خزي ولهم في الاخره عذاب عظيم

Latin Literal

41. Yâ eyyuher resûlu lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufri minellezîne kâlû âmennâ bi efvâhihim ve lem tu’min kulûbuhum, ve minellezîne hâdû semmâûne lil kezibi semmâûne li kavmin âharîne lem ye’tuk(ye’tuke) yuharrifûnel kelime min ba’di mevâdııh(mevâdııhî), yekûlûne in utîtum hâzâ fe huzûhu ve in lem tu’tevhu fahzerû ve men yuridillâhu fitnetehu fe len temlike lehu minallâhi şey’â(şey’en) ulâikellezîne lem yuridillâhu en yutahhire kulûbehum lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhıreti azâbun azîm(azîmun).

Türkçe Çeviri

Ey resûl418!* Hüzünlendirmesin seni kimseler (ki) koşarlar küfürde422; kimselerden (ki) dediler: "İman47 ettik"; ağızlarıyladır; ve asla iman47 etmez kalpleri onların; ve kimselerden (ki) yahudileştiler295; kulak verenlerdir yalana; kulak verenlerdir başka bir kavme (ki) asla gelmezler sana; tahrif276 ederler kelimelerin yerlerini sonradan; derler: "Eğer verilirse sizlere bu; öyle ki tutun/edinin onu; ve eğer asla verilmezse sizlere; öyle ki hazırlıklı olun"; ve kime diledi Allah (bir) fitne332 ona; öyle ki asla malik** olamazsın ona Allah’tan bir şeye; işte bunlar; kimselerdir (ki) asla dilemez Allah ki temizler kalplerini; onlaradır dünyada bir rezillik; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

41 You, you the messenger, do not be saddened (by) those who quicken/speed in the disbelief, from those who said: "We believed" with their mouths, and their hearts/minds did not believe, and from those who repented/Jews (who are) often listening/hearing to the lie/falsehood, (and) often listening/hearing to other nations (that) they did not come to you, they alter/distort the words/expressions from after its places, they71say: "If you were given that, so take it , and if you were not given it, so be warned ." And whom God wants testing him , so you will never own/possess for him from God a thing, those are those who God did not want that to purify their hearts/minds , for them in the present world (is) shame/scandal/ disgrace, and for them in the end (other life is) a great torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
3 la لَا -
4 yehzunke hüzünlendirmesin seni يَحْزُنْكَ حزن
5 ellezine kimseler الَّذِينَ -
6 yusariune koşarlar يُسَارِعُونَ سرع
7 fi فِي -
8 l-kufri küfürde الْكُفْرِ كفر
9 mine مِنَ -
10 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
11 kalu dediler قَالُوا قول
12 amenna iman ettik امَنَّا امن
13 biefvahihim ağızlarıyla بِأَفْوَاهِهِمْ فوه
14 velem ve asla وَلَمْ -
15 tu'min iman etmez تُؤْمِنْ امن
16 kulubuhum kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
17 ve mine ve وَمِنَ -
18 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
19 hadu yahudileştiler هَادُوا هود
20 semmaune kulak verenler سَمَّاعُونَ سمع
21 lilkezibi yalana لِلْكَذِبِ كذب
22 semmaune kulak verenler سَمَّاعُونَ سمع
23 likavmin bir kavme لِقَوْمٍ قوم
24 aharine başka اخَرِينَ اخر
25 lem asla لَمْ -
26 ye'tuke gelmezler sana يَأْتُوكَ اتي
27 yuharrifune tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف
28 l-kelime kelimeleri الْكَلِمَ كلم
29 min مِنْ -
30 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
31 mevadiihi yerlerini onun مَوَاضِعِهِ وضع
32 yekulune derler يَقُولُونَ قول
33 in eğer إِنْ -
34 utitum verilirse sizlere أُوتِيتُمْ اتي
35 haza bu هَٰذَا -
36 fehuzuhu öyle ki tutun/edinin onu فَخُذُوهُ اخذ
37 vein ve eğer وَإِنْ -
38 lem asla لَمْ -
39 tu'tevhu verilmezse sizlere تُؤْتَوْهُ اتي
40 fehzeru öyle ki hazırlıklı olun فَاحْذَرُوا حذر
41 ve men ve kime وَمَنْ -
42 yuridi diledi يُرِدِ رود
43 llahu Allah اللَّهُ -
44 fitnetehu fitne ona فِتْنَتَهُ فتن
45 felen öyle ki asla فَلَنْ -
46 temlike malik olamazsın تَمْلِكَ ملك
47 lehu ona لَهُ -
48 mine مِنَ -
49 llahi Allah’tan اللَّهِ -
50 şey'en bir şeye شَيْئًا شيا
51 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
52 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
53 lem asla لَمْ -
54 yuridi dilemez يُرِدِ رود
55 llahu Allah اللَّهُ -
56 en ki أَنْ -
57 yutahhira temizler (Allah) يُطَهِّرَ طهر
58 kulubehum kalblerini قُلُوبَهُمْ قلب
59 lehum onlaradır لَهُمْ -
60 fi فِي -
61 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
62 hizyun bir rezillik خِزْيٌ خزي
63 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
64 fi فِي -
65 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
66 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
67 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

Notlar

Not 1

*Muhammed peygamber.**Sahip.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tahrif etmek Kavram 276

276 Bir şeyin aslını bozma; değiştirme. Bir kelime veya ibareyi değiştirip bozma, üzerinde oynayarak anlamı değiştirme.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

5. Mâide Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

720|5|51|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ ٱلْيَهُودَ وَٱلنَّصَٰرَىٰٓ أَوْلِيَآءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُۥ مِنْهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

720|5|51|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اليهود والنصري اوليا بعضهم اوليا بعض ومن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

51. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızûl yehûde ven nasârâ evliyâe ba’duhum evliyâu ba’d(ba’din) ve men yetevellehum minkum fe innehu minhum innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın Yahudileri295 ve Nasârâlıları268 evliya212; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kim veli28 edinir onları sizlerden; öyle ki doğrusu o onlardandır; doğrusu Allah doğruya kılavuzlamaz zalim257 toplumu.

Ahmed Samira Çevirisi

51 You, you those who believed, do not take the Jews and the Christians (as) guardians/patrons , some of them (are) guardians/patrons (of) some, and who follows them from you, so that he truly is from them, that God does not guide the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ
6 l-yehude yahudileri الْيَهُودَ -
7 ve nnesara ve Nasaralıları وَالنَّصَارَىٰ نصر
8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
9 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
10 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
11 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
12 ve men ve kim وَمَنْ -
13 yetevellehum veli edinir onları يَتَوَلَّهُمْ ولي
14 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
15 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ -
16 minhum onlardandır مِنْهُمْ -
17 inne doğrusu إِنَّ -
18 llahe Allah اللَّهَ -
19 la لَا -
20 yehdi doğruya kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
21 l-kavme toplumu الْقَوْمَ قوم
22 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

5. Mâide Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

722|5|53|وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَهَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ أَقْسَمُوا۟ بِٱللَّهِ جَهْدَ أَيْمَٰنِهِمْ إِنَّهُمْ لَمَعَكُمْ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فَأَصْبَحُوا۟ خَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

722|5|53|ويقول الذين امنوا اهولا الذين اقسموا بالله جهد ايمنهم انهم لمعكم حبطت اعملهم فاصبحوا خسرين

Latin Literal

53. Ve yekûlullezîne âmenû e hâulâillezîne aksemû billâhi cehde eymânihim innehum le meakum habitat a’mâluhum fe asbahû hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Ve der iman47 etmiş kimseler: "Bunlar mı (o) kimseler (ki) kasem548 ettiler Allah'a güçlü yeminleriyle; doğrusu onlar (kendileri) mutlak sizlerle birliktedir (diye)"; boşa çıktı yaptıkları onların; öyle ki sabahladılar hüsrana uğrayanlar (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

53 And those who believed, say: "Are those, those who swore by God their right’s/oath’s utmost that they (are) with you (E), their deeds wasted, so they became losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yekulu ve der وَيَقُولُ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 eha'ula'i bunlar mı أَهَٰؤُلَاءِ -
5 ellezine kimseler الَّذِينَ -
6 eksemu kasem ederler أَقْسَمُوا قسم
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 cehde güçlü جَهْدَ جهد
9 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن
10 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
11 lemeakum mutlak sizlerle birliktedire لَمَعَكُمْ -
12 habitat boşa çıkmıştır حَبِطَتْ حبط
13 ea'maluhum yaptıkları onların أَعْمَالُهُمْ عمل
14 fe esbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح
15 hasirine hüsrana uğrayanlar (olarak) خَاسِرِينَ خسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

5. Mâide Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

723|5|54|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِۦ فَسَوْفَ يَأْتِى ٱللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُۥٓ أَذِلَّةٍ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ يُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَآئِمٍ ذَٰلِكَ فَضْلُ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

54. Yâ eyyuhellezîne âmenû men yertedde minkum an dînihî fe sevfe ye’tîllâhu bi kavmin yuhıbbuhum ve yuhıbbûnehû ezilletin alâl mu’minîne eizzetin alâl kâfirîn(kâfirîne), yucâhidûne fî sebîlillâhi ve lâ yehâfûne levmete lâim(lâimin) zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâ(yeşâu) vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden122; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere27 karşı; azametlidirler* kâfirlere25 karşı; cihat356 ederler Allah yolunda336; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

54 You, you those who believed, who returns from you from his religion, so God will come with a nation, He loves/likes them, and they love/like Him, on the believers humble , more glorious/mighty on the disbelievers, they struggle in God’s sake , and they do not fear a blamer’s/reprimanders’s blame/reprimand, that (is) God’s grace/favour, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) rich/abundant , knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 men kim مَنْ -
5 yertedde dönerse يَرْتَدَّ ردد
6 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
7 an عَنْ -
8 dinihi dininden دِينِهِ دين
9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
10 ye'ti getirecek يَأْتِي اتي
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 bikavmin bir kavmi/toplumu بِقَوْمٍ قوم
13 yuhibbuhum sever onları يُحِبُّهُمْ حبب
14 ve yuhibbunehu ve sever onlar O’nu وَيُحِبُّونَهُ حبب
15 ezilletin kibar/alçak gönüllüdürler أَذِلَّةٍ ذلل
16 ala karşı عَلَى -
17 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
18 eizzetin azametlidirler أَعِزَّةٍ عزز
19 ala karşı عَلَى -
20 l-kafirine kâfirlere الْكَافِرِينَ كفر
21 yucahidune cihad ederler يُجَاهِدُونَ جهد
22 fi فِي -
23 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
24 llahi Allah اللَّهِ -
25 ve la ve وَلَا -
26 yehafune korkmazlar يَخَافُونَ خوف
27 levmete ayıplamasa لَوْمَةَ لوم
28 laimin bir ayıplayanın لَائِمٍ لوم
29 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
30 fedlu bir fazlıdır فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 yu'tihi verir يُؤْتِيهِ اتي
33 men kimseye مَنْ -
34 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
35 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
36 vasiun Vasî’dir وَاسِعٌ وسع
37 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Kurumlu, görkemli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

5. Mâide Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

724|5|55|إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُمْ رَٰكِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

Latin Literal

55. İnnemâ veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîne âmenullezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum râkıûn(râkıûne).

Türkçe Çeviri

Veliniz28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür418 O'nun; ve iman47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar rükû11 edenlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

55 But your guardian/patron/ally (is) God, and His messenger; and those who believed they keep up the prayers, and they give the charity , and they are bowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 veliyyukumu sizin veliniz وَلِيُّكُمُ ولي
3 llahu Allah'tır اللَّهُ -
4 ve rasuluhu ve resulüdür/elçisidir onun وَرَسُولُهُ رسل
5 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
6 amenu İman etmiş امَنُوا امن
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
9 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
10 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
11 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
12 ve hum ve onlar وَهُمْ -
13 rakiune rükû edenlerdir رَاكِعُونَ ركع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

5. Mâide Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

725|5|56|وَمَن يَتَوَلَّ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فَإِنَّ حِزْبَ ٱللَّهِ هُمُ ٱلْغَٰلِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

725|5|56|ومن يتول الله ورسوله والذين امنوا فان حزب الله هم الغلبون

Latin Literal

56. Ve men yetevellallâhe ve resûlehu vellezîne âmenû fe inne hızbellâhi humul gâlibûn(gâlibûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim veli28 edinir Allah'ı ve resûlünü418 ve iman47 etmiş kimseleri; öyle ki doğrusu taraftarıdır/partizanıdır Allah'ın; onlardır galip gelenler.

Ahmed Samira Çevirisi

56 And who follows God and His messenger and those who believed, so that God’s group/party, they are the defeaters/conquerors.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

5. Mâide Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

726|5|57|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ مِن قَبْلِكُمْ وَٱلْكُفَّارَ أَوْلِيَآءَ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

726|5|57|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الذين اتخذوا دينكم هزوا ولعبا من الذين اوتوا الكتب من قبلكم والكفار اوليا واتقوا الله ان كنتم مومنين

Latin Literal

57. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızûllezînettehazû dînekum huzuven ve leiben min ellezîne ûtûl kitâbe min kablikum vel kuffâra evliyâ(evliyâe), vettekûllâhe in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın kimseleri evliya212 (ki) edindiler/tuttular dininizi122 maskaraca* ve laubalice**; kimseleri135 (de ki) verildiler kitap sizden önce ve kâfirleri25 (de); ve takvalı21 olun Allah'a eğer olduysanız müminler21.

Ahmed Samira Çevirisi

57 You, you those who believed, do not take those who took your religion mockingly and playing/amusement from those who were given The Book from before you, and the disbelievers (as) guardians/patrons/allies , and fear and obey God, if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ
6 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
7 ttehazu edinirler/tutarlar اتَّخَذُوا اخذ
8 dinekum dininizi دِينَكُمْ دين
9 huzuven eğlence هُزُوًا هزا
10 veleiben ve bir laubali وَلَعِبًا لعب
11 mine مِنَ -
12 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
13 utu verildiler أُوتُوا اتي
14 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
15 min مِنْ -
16 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
17 velkuffara ve kâfirleri وَالْكُفَّارَ كفر
18 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
19 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
20 llahe Allah'a اللَّهَ -
21 in eğer إِنْ -
22 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
23 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Şerefsizce, onursuzca, haysiyetsizce, rezilce (kimse); şebekçe.**Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

5. Mâide Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

728|5|59|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ هَلْ تَنقِمُونَ مِنَّآ إِلَّآ أَنْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلُ وَأَنَّ أَكْثَرَكُمْ فَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

728|5|59|قل ياهل الكتب هل تنقمون منا الا ان امنا بالله وما انزل الينا وما انزل من قبل وان اكثركم فسقون

Latin Literal

59. Kul yâ ehlel kitâbi hel tenkımûne minnâ illâ en âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile min kablu ve enne ekserekum fâsıkûn(fâsıkûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kitap ehli! Düşmanca intikam alma peşinde misiniz bizden; ancak ki (bizler) iman47 ettik Allah'a ve üzerimize indirilmişe*; ve bizden önce indirilmişe**; ve ki çoğunluğunuz fâsıklardır38."

Ahmed Samira Çevirisi

59 Say: "You The Book’s people, do (you) revenge/hate from us, except (because) that we believed with God, and what was descended to us, and what was descended from before, and that most of you (are) debauchers ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل
3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
4 hel هَلْ -
5 tenkimune düşmanca intikam alma peşinde misiniz تَنْقِمُونَ نقم
6 minna bizden مِنَّا -
7 illa ancak إِلَّا -
8 en ki (bizler) أَنْ -
9 amenna iman ettik امَنَّا امن
10 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
11 ve ma وَمَا -
12 unzile ve indirilmişe أُنْزِلَ نزل
13 ileyna üzerimize إِلَيْنَا -
14 ve ma ve وَمَا -
15 unzile indirilmişe أُنْزِلَ نزل
16 min مِنْ -
17 kablu bizden önce قَبْلُ قبل
18 ve enne ve ki وَأَنَّ -
19 ekserakum çoğuluğunuz أَكْثَرَكُمْ كثر
20 fasikune fâsıklardır فَاسِقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.**Tevrât'a ve İncîl'e.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

5. Mâide Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

730|5|61|وَإِذَا جَآءُوكُمْ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَقَد دَّخَلُوا۟ بِٱلْكُفْرِ وَهُمْ قَدْ خَرَجُوا۟ بِهِۦ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا۟ يَكْتُمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

730|5|61|واذا جاوكم قالوا امنا وقد دخلوا بالكفر وهم قد خرجوا به والله اعلم بما كانوا يكتمون

Latin Literal

61. Ve izâ câukum kâlû âmennâ ve kad dehalû bil kufri ve hum kad haracû bih(bihî) vallâhu a’lemu bimâ kânû yektumûn(yektumûne).

Türkçe Çeviri

Ve geldikleri zaman dediler: "İman47 ettik"; ve muhakkak girdiler küfürle422 ve onlar muhakkak çıktılar onunla (küfürle); ve Allah daha iyi bilendir gizler olduklarını.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And if they came to you, they said: "We believed". And they had entered with the disbelief, and they, they had gotten out with it, and God (is) more knowing with what they were hiding/concealing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 ca'ukum geldikleri جَاءُوكُمْ جيا
3 kalu dediler قَالُوا قول
4 amenna iman ettik امَنَّا امن
5 vekad ve muhakkak وَقَدْ -
6 dehalu girdiler دَخَلُوا دخل
7 bil-kufri küfürle بِالْكُفْرِ كفر
8 ve hum ve onlar وَهُمْ -
9 kad muhakkak قَدْ -
10 haracu çıktılar خَرَجُوا خرج
11 bihi onunla بِهِ -
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
14 bima بِمَا -
15 kanu olduklarını كَانُوا كون
16 yektumune gizlerler يَكْتُمُونَ كتم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

5. Mâide Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

734|5|65|وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ ءَامَنُوا۟ وَٱتَّقَوْا۟ لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ وَلَأَدْخَلْنَٰهُمْ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

734|5|65|ولو ان اهل الكتب امنوا واتقوا لكفرنا عنهم سياتهم ولادخلنهم جنت النعيم

Latin Literal

65. Ve lev enne ehlel kitâbi âmenû vettekav le keffernâ anhum seyyiâtihim ve le edhalnâhum cennâtin naîm(naîmi).

Türkçe Çeviri

Şayet ki kitap ehli135 iman47 etselerdi ve takvalı21 olsalardı; mutlak kâfirlik25 ederdik onlardan kötülüklerini; ve mutlak sokardık onları nimetli cennetlere.

Ahmed Samira Çevirisi

65 And if that The Book’s people believed and feared and obeyed We would have substituted from them their sins/crimes, and We would have entered them the blessing’s gardens.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 enne ki أَنَّ -
3 ehle ehli أَهْلَ اهل
4 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
5 amenu iman etselerdi امَنُوا امن
6 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي
7 lekefferna mutlak kâfirlik ederdik لَكَفَّرْنَا كفر
8 anhum onlardan عَنْهُمْ -
9 seyyiatihim kötülüklerini سَيِّئَاتِهِمْ سوا
10 vel'eedhalnahum ve mutlak sokardık onları وَلَأَدْخَلْنَاهُمْ دخل
11 cennati cennetlere جَنَّاتِ جنن
12 n-neiymi nimetli النَّعِيمِ نعم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

5. Mâide Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

738|5|69|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلصَّٰبِـُٔونَ وَٱلنَّصَٰرَىٰ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

738|5|69|ان الذين امنوا والذين هادوا والصبون والنصري من امن بالله واليوم الاخر وعمل صلحا فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

69. İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven nasâra men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Sâbiîler266; ve Nasârâlılar268; kim iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât18; öyle ki yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler269.

Ahmed Samira Çevirisi

69 That those who believed and those who guided/Jews , and the converts/Sabians , and the Christians who believed with God and the Day the Last/Resurrection Day, and made/worked correct/righteous deeds, so no fear on them, and nor they be sad/grieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
5 hadu yahudileştiler هَادُوا هود
6 ve ssabiune ve Sâbiîler وَالصَّابِئُونَ صبا
7 ve nnesara ve Nasârâlılar وَالنَّصَارَىٰ نصر
8 men kim مَنْ -
9 amene İman etti امَنَ امن
10 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
11 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
12 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
13 ve amile ve yaptı وَعَمِلَ عمل
14 salihen sâlihât صَالِحًا صلح
15 fela öyle ki yoktur فَلَا -
16 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
17 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
18 ve la ve وَلَا -
19 hum onlar üzerine هُمْ -
20 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

Notlar

Not 1

Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum/asgari/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sâbiîler Kavram 266

266 II. Kiros (Zülkarneyn) zamanında Babil Sürgününden Kudüs’e geri dönmeyen Yahudi kabilelerden çoğalanlar (MÖ 538). Zülkarneyn’in etkisiyle Yahudilik dinini terk edip tek tanrıcı Zerdüştlük dinine dönen kimseler. Kelimenin kök anlamı (صبا) ‘dönmek’ demektir. Dinden dönen kimseleri işaret etmek için kullanılır.

Yahudileşmek Kavram 267

267 Sadece Tevrat'a tabi olmuş. Tek tanrıcı. Şirke girmemiş. Talmud kitaplarına uyarak sapmamış, müşrik olmamış. Günümüzdeki Yahudilerle uzaktan yakında ilgisi yoktur.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Cennetlere girmenin minimum/asgari/en düşük kriterleri Kavram 269

269 Cennetlere girmenin minimum/asgari/en düşük kriterleri/şartları;Allah'a iman; Yüce Allah'a şirk koşmadan, tek tanrıcı 'monoteist', 'hanif’, 'muhavvid’ olarak iman etmek. Kurtuluşun ilk şartı budur. Bu şartı sağlamayan hiç kimse kurtuluşa eremez. Yüce Allah’a iman etmek tek bir yaratıcının olduğuna, O’nun tüm evreni/evrenleri yarattığına, her şeyin sadece O’nun kontrolünde ve hükmünde olduğuna iman etmektir. Açıktır ki din ve hükümdarlık sadece Yüce Allah’a özgülenmelidir. Yüce Allah’a imanın şirk içermeden olması gerektiğini Kuran’daki yüzlerce ayetten anlıyoruz. Kısacası; Yüce Allah’a iman şirksiz olmalıdır. Yüce Allah’a iman edip de O’nun astlarından O’na ortaklar koşmak Yüce Allah’a iman değildir. Bunun adı şirktir. Şirk de tüm amelleri boşa çıkarır.Ahiret gününe iman; ahiret evreninde yapılacak olan yargılamaya ve onun kurallarına iman etmek. Kutsal kitaplarda bildirilen yargılama kuralları dışında uyduruk şeylere iman etmek, ondan medet ummak ahiret günü kurallarını yalanlamaktır. Ahiret gününde elçilerin/resullerin şefaat ederek kurtarıcı olacaklarına inanmak en büyük şirktir. Yargılamanın tek olarak yapılacağını, zerre ağırlığında iyiliğin ve kötülüğün getirileceğini bilmek. Yargılama sonucunda sonsuz cennetlere veya sonsuz cehenneme ölümsüzler olarak girileceğine iman etmek. Sâlihât yapmak; düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapmak. Not: Şirk günahının affı yoktur. Yüce Allah'a ortak koşarak iman eden bir kimse müşriktir. Müşrik olarak vefat eden kimsenin cennetlere girmesi mümkün değildir. Cehenneme girdirilecektir. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucu, tamamı zan olan kitaplar edinmek (Tevrat sonrası Talmud, İncil sonrası insanların kendi elleriyle yazdıkları masallar, Kur'an sonrası hadis/söylenti kitapları) Yüce Allah'a ortak koşmaktır. Yüce Rabbimiz bu günahı asla affetmeyecektir. Bu kimselerin yapıp ettiği tüm ameller boşa çıkacaktır. Şirk günahı her şeyi 0 ile çarpar.

5. Mâide Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

750|5|81|وَلَوْ كَانُوا۟ يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلنَّبِىِّ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مَا ٱتَّخَذُوهُمْ أَوْلِيَآءَ وَلَٰكِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُمْ فَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

750|5|81|ولو كانوا يومنون بالله والنبي وما انزل اليه ما اتخذوهم اوليا ولكن كثيرا منهم فسقون

Latin Literal

81. Ve lev kânû yu’minûne billâhi ven nebiyyi ve mâ unzile ileyhi mettehazûhum evliyâe ve lâkinne kesîren minhum fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Şayet iman47 eder olsalardı Allah'a ve nebiye132 ve ona indirilene*; edinmiş olmazlardı onları evliya212; ve fakat çoğu onlardan fâsıklardır38.

Ahmed Samira Çevirisi

81 And if they were believing with God, and the prophet and what was descended to him, they would not (have) taken them (as) guardians/allies , and but many from them (are) debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 kanu olsalardı كَانُوا كون
3 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
4 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
5 ve nnebiyyi ve nebiye وَالنَّبِيِّ نبا
6 ve ma ve وَمَا -
7 unzile indirilen أُنْزِلَ نزل
8 ileyhi ona إِلَيْهِ -
9 ma değildi مَا -
10 ttehazuhum edindiler onları اتَّخَذُوهُمْ اخذ
11 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
12 velakinne ve fakat وَلَٰكِنَّ -
13 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر
14 minhum onlardan مِنْهُمْ -
15 fasikune fasıklardır فَاسِقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*Kutsal kitaplara gerçek anlamda iman edenler tek tanrıcı olurlar. Her zaman doğru yolda olurlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

5. Mâide Suresi

Ayet 82

Arapça Metin (Harekeli)

751|5|82|لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ ٱلنَّاسِ عَدَٰوَةً لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلْيَهُودَ وَٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ وَلَتَجِدَنَّ أَقْرَبَهُم مَّوَدَّةً لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّا نَصَٰرَىٰ ذَٰلِكَ بِأَنَّ مِنْهُمْ قِسِّيسِينَ وَرُهْبَانًا وَأَنَّهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

751|5|82|لتجدن اشد الناس عدوه للذين امنوا اليهود والذين اشركوا ولتجدن اقربهم موده للذين امنوا الذين قالوا انا نصري ذلك بان منهم قسيسين ورهبانا وانهم لا يستكبرون

Latin Literal

82. Le tecidenne eşedden nâsi adâveten lillezîne âmenûl yehûde vellezîne eşrakû, ve le tecidenne akrabehum meveddeten lillezîne âmenûllezîne kâlû innâ nasârâ zâlike bi enne minhum kıssîsîne ve ruhbânen ve ennehum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).

Türkçe Çeviri

Mutlak bulursun Yahudileri295 ve şirk koşmuş71 kimseleri iman47 etmiş kimselere (karşı) düşmanlıkta daha şiddetli insanlar (olarak); ve mutlak bulursun "bizler Nasâralıyız268" diyen kimseleri daha yakın onlara; iman etmiş kimselere; sevgice/arkadaşça; işte budur; ki onlardandır keşişler555 ve ruhbanlar/rahipler554; ve onlar büyüklenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

82 You will find (E) the strongest people (with) animosity to those who believed (are) the Jews, and those who shared/made partners (with God), and you will find (E) their nearest/closest love/friendship , to those who believed, (are) those who said: "That we are Christian ." That (is) with that from them (are) priests/clergymen and monks, and that they are not being arrogant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 letecidenne mutlak bulursun لَتَجِدَنَّ وجد
2 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد
3 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
4 adaveten bir düşman عَدَاوَةً عدو
5 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
6 amenu iman etmiş امَنُوا امن
7 l-yehude yahudileri الْيَهُودَ -
8 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
9 eşraku şirk koşmuş أَشْرَكُوا شرك
10 veletecidenne ve mutlak bulursun وَلَتَجِدَنَّ وجد
11 ekrabehum daha yakın onlara أَقْرَبَهُمْ قرب
12 meveddeten sevgice/arkadaşça مَوَدَّةً ودد
13 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
16 kalu derler قَالُوا قول
17 inna bizler إِنَّا -
18 nesara Nasaralıyız نَصَارَىٰ نصر
19 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
20 bienne ki بِأَنَّ -
21 minhum onlardandır مِنْهُمْ -
22 kissisine keşişler قِسِّيسِينَ قسس
23 ve ruhbanen ve ruhbanlar/rahipler وَرُهْبَانًا رهب
24 ve ennehum ve onlar وَأَنَّهُمْ -
25 la لَا -
26 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Ruhban, rahib. Kavram 554

554 Yüce Allah'a karşı korkan, çekinen, huşu içinde olan, ürken, köle olan. Ancak Kur'an'da sözde, uyduruk din adamları, özellikle Hıristiyan din görevlilerini (papaz, keşiş, rahip vb.) de işaret eder. Bu kimselerin gerçek ruhbanlıkla ilgileri yoktur.

Keşiş Kavram 555

555 Dinleyen, öğrenen, sorgulayan, bilge, âkil, bilgi aranan kimseler.

5. Mâide Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

752|5|83|وَإِذَا سَمِعُوا۟ مَآ أُنزِلَ إِلَى ٱلرَّسُولِ تَرَىٰٓ أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ ٱلدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُوا۟ مِنَ ٱلْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَآ ءَامَنَّا فَٱكْتُبْنَا مَعَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

752|5|83|واذا سمعوا ما انزل الي الرسول تري اعينهم تفيض من الدمع مما عرفوا من الحق يقولون ربنا امنا فاكتبنا مع الشهدين

Latin Literal

83. Ve izâ semiû mâ unzile ilerresûli terâ a’yunehum tefîdu mined dem’ı mimmâ arefû minel hakk(hakkı), yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

Ve işittikleri zaman indirileni resûle418; görürsün gözlerini onların taşar akar göz yaşından; arif olmalarındandır/bilmelerindendir haktan/gerçekten; derler: "Rabbimiz!4 İman47 ettik; öyle ki yaz bizleri şahitlerle/tanıklarla birlikte"

Ahmed Samira Çevirisi

83 And if they heard what was descended to the messenger, you see their eyes flow from the tears from what they knew from the truth , they say: "Our Lord, we believed, so write us with the witnessing/testifying."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 semiu işittikleri zaman سَمِعُوا سمع
3 ma مَا -
4 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل
5 ila إِلَى -
6 r-rasuli resûle الرَّسُولِ رسل
7 tera görürsün تَرَىٰ راي
8 ea'yunehum gözlerini onların أَعْيُنَهُمْ عين
9 tefidu taşar akar تَفِيضُ فيض
10 mine مِنَ -
11 d-dem'i göz yaşından الدَّمْعِ دمع
12 mimma مِمَّا -
13 arafu arif olmalarından عَرَفُوا عرف
14 mine مِنَ -
15 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
16 yekulune derler يَقُولُونَ قول
17 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
18 amenna iman ettik امَنَّا امن
19 fektubna öyle ki yaz bizleri فَاكْتُبْنَا كتب
20 mea birlikte مَعَ -
21 ş-şahidine şahitler/tanıklarla الشَّاهِدِينَ شهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

5. Mâide Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

753|5|84|وَمَا لَنَا لَا نُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَمَا جَآءَنَا مِنَ ٱلْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَن يُدْخِلَنَا رَبُّنَا مَعَ ٱلْقَوْمِ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

753|5|84|وما لنا لا نومن بالله وما جانا من الحق ونطمع ان يدخلنا ربنا مع القوم الصلحين

Latin Literal

84. Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Ve nedir bizlere (ki) iman47 etmeyiz Allah'a; ve haktan/gerçekten bizlere gelmişe; ve umarız ki sokar bizleri Rabbimiz sâlihler217 kavmi (-yle)/toplumu (-yla) beraber.

Ahmed Samira Çevirisi

84 And why not for us to believe with God and what came to us from the truth , and we wish/desire that our Lord makes us enter with the nation the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve nedir وَمَا -
2 lena bizlere لَنَا -
3 la لَا -
4 nu'minu iman etmeyiz نُؤْمِنُ امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 ve ma ve nedir وَمَا -
7 ca'ena geldi bizlere جَاءَنَا جيا
8 mine مِنَ -
9 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
10 ve netmeu ve umarız وَنَطْمَعُ طمع
11 en ki أَنْ -
12 yudhilena sokar bizleri يُدْخِلَنَا دخل
13 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب
14 mea birlikte مَعَ -
15 l-kavmi kavim/toplum الْقَوْمِ قوم
16 s-salihine salihler الصَّالِحِينَ صلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

5. Mâide Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

756|5|87|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُحَرِّمُوا۟ طَيِّبَٰتِ مَآ أَحَلَّ ٱللَّهُ لَكُمْ وَلَا تَعْتَدُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلْمُعْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

756|5|87|يايها الذين امنوا لا تحرموا طيبت ما احل الله لكم ولا تعتدوا ان الله لا يحب المعتدين

Latin Literal

87. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tuharrimû tayyibâti mâ ehallallâhu lekum ve lâ ta’tedû innallâhe lâ yuhibbul mu’tedîn(mu’tedîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Haram etmeyin* iyileri; helal kıldığını Allah’ın sizlere*; ve sınırı aşmayın552; doğrusu Allah sevmez sınırı aşanları.

Ahmed Samira Çevirisi

87 You, you those who believed, do not forbid/prohibit goodnesses (from) what God permitted/allowed for you, and do not transgress/violate , that God does not love/like the transgressors/violators.

Notlar

Not 1

*Kutsal kitaplarda helal edilmiş bir şeyi uyduruk hadislerle/sözlerle haram etmeyin. Peygamber buyurdu ki diye başlayan, resûle iftira olan söylenti/hadislere itibar etmeyin. Örnek: Midyeyi kendinize haram etmeyin. Kur'an size yiyecek konusunda neyin haram edildiğini bildirdi. Midye yemeği seven bir kimseye siz bu haramdır demeyin. Allah adına hüküm vermeyin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din konusunda sınırı aşmak, taşmak. Kavram 552

552 Hakka yani gerçeğe dayanmadan dinde yapılan tüm eylemler sınırı aşmadır, taşmadır. Kendilerine yetki verilmiş kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan kitaplara tabi olmak kesinlikle haktan bir şey getirmez. Resûl buyurdu ki şeklinde başlayan şeytan öğretilerinin tamamı zandır. Din konusunda sınırı aşmamak sadece kutsal kitaplar demekle olur. Sadece Kur'an demekle olur.

5. Mâide Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

759|5|90|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْخَمْرُ وَٱلْمَيْسِرُ وَٱلْأَنصَابُ وَٱلْأَزْلَٰمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ ٱلشَّيْطَٰنِ فَٱجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

759|5|90|يايها الذين امنوا انما الخمر والميسر والانصاب والازلم رجس من عمل الشيطن فاجتنبوه لعلكم تفلحون

Latin Literal

90. Yâ eyyuhellezîne âmenû innemel hamru vel meysiru vel ensâbu vel ezlâmu ricsun min ameliş şeytâni fectenibûhu leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Doğrusu hamr138; ve meysir359; ve anıtlar/abideler/idoller*; ve şans okları bir pisliktir şeytânın29 amelinden/işinden; öyle ki uzak kalın ona; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

90 You, you those who believed, that the intoxicants , and the gambling and the monuments , and the featherless arrows (are) sin/crime from the devil’s making/work, so avoid it , maybe you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 innema doğrusu إِنَّمَا -
5 l-hamru hamr الْخَمْرُ خمر
6 velmeysiru ve meysir وَالْمَيْسِرُ يسر
7 vel'ensabu ve anıtlar/abideler/idoller وَالْأَنْصَابُ نصب
8 vel'ezlamu ve şans okları وَالْأَزْلَامُ زلم
9 ricsun bir pisliktir رِجْسٌ رجس
10 min مِنْ -
11 ameli amelinden/işinden عَمَلِ عمل
12 ş-şeytani şeytan الشَّيْطَانِ شطن
13 fectenibuhu öyle ki uzak kalın ona فَاجْتَنِبُوهُ جنب
14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
15 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Tekkeler, türbeler, putlar, ölmüş insanların mezarları vb.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Hamr Kavram 138

138 Örten, gizleyen. Mayalı. Aklı devre dışı bırakan her şey. Sadece alkolle kısıtlı değildir.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Meysir Kavram 359

359 Kumar, şans oyunları. Kelimenin anlamı 'kolay/zor olmayan' olduğu için daha geniş anlamda kolay/emeksiz kazanç getiren her şeyi kapsar.

5. Mâide Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

762|5|93|لَيْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوٓا۟ إِذَا مَا ٱتَّقَوا۟ وَّءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ ثُمَّ ٱتَّقَوا۟ وَّءَامَنُوا۟ ثُمَّ ٱتَّقَوا۟ وَّأَحْسَنُوا۟ وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

762|5|93|ليس علي الذين امنوا وعملوا الصلحت جناح فيما طعموا اذا ما اتقوا وامنوا وعملوا الصلحت ثم اتقوا وامنوا ثم اتقوا واحسنوا والله يحب المحسنين

Latin Literal

93. Leyse alellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cunâhun fîmâ taimû izâ mettekav ve âmenû ve amilûs sâlihâti summettekav ve âmenû summettekav ve ahsenû vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Yoktur iman47 etmiş ve sâlihât18 yapmış kimseler üzerine bir günah yediklerindekinde; zaman ki takvalı21 oldular ve iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sonra (da) takvalı21 oldular ve iman47 ettiler; sonra (da) takvalı21 oldular; ve (bu) daha güzeldir; ve Allah sever muhsinleri294.

Ahmed Samira Çevirisi

93 (An) offense/guilt is not on those who believed and made/did correct/righteous deeds in what they ate/tasted, if as long as they feared and obeyed and believed and they made/did the correct/righteous deeds, then they feared and obeyed and they believed, and then they feared and obeyed, and they did good and God loves/likes the good doers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse yoktur لَيْسَ ليس
2 ala üzerine عَلَى -
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
6 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
7 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
8 fima فِيمَا -
9 taimu yediklerindekinde طَعِمُوا طعم
10 iza zaman إِذَا -
11 ma ki مَا -
12 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي
13 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن
14 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
15 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
16 summe sonra ثُمَّ -
17 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي
18 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن
19 summe sonra ثُمَّ -
20 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي
21 ve ehsenu ve daha güzeldir وَأَحْسَنُوا حسن
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب
24 l-muhsinine muhsinleri الْمُحْسِنِينَ حسن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

5. Mâide Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

763|5|94|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَيَبْلُوَنَّكُمُ ٱللَّهُ بِشَىْءٍ مِّنَ ٱلصَّيْدِ تَنَالُهُۥٓ أَيْدِيكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ ٱللَّهُ مَن يَخَافُهُۥ بِٱلْغَيْبِ فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُۥ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

763|5|94|يايها الذين امنوا ليبلونكم الله بشي من الصيد تناله ايديكم ورماحكم ليعلم الله من يخافه بالغيب فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Latin Literal

94. Yâ eyyuhellezîne âmenû le yebluvennekumullâhu bi şey’in mines saydı tenâluhu eydîkum ve rimâhukum li ya’lemallâhu men yahâfuhu bil gayb(gaybi), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Mutlak belalandırır256 Allah avlanmadan şeyle (ki) erişir elleriniz ve mızraklarınız/zıpkınlarınız; bilindik kılması içindir Allah'ın (ki) kim korku474 duyar O'na gaybta62; öyle ki kim sınırı aştı/taştı bunun sonrası öyle ki onadır elim/acıklı bir azaptır.

Ahmed Samira Çevirisi

94 You, you those who believed, God will test you (E) with something from the hunt/fishing/trapping, your hands and your spears/lances take/receive/obtain (reach) it, (for) God (is) to know who fears Him with the unseen , so who transgressed/violated after that, so for him (is) a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 leyebluvennekumu mutlak belalandırır لَيَبْلُوَنَّكُمُ بلو
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 bişey'in bişeyle بِشَيْءٍ شيا
7 mine مِنَ -
8 s-saydi avlanmadan الصَّيْدِ صيد
9 tenaluhu erişir تَنَالُهُ نيل
10 eydikum elleriniz أَيْدِيكُمْ يدي
11 ve rimahukum ve mızraklarınız/zıpkınlarınız وَرِمَاحُكُمْ رمح
12 liyea'leme bilmek için لِيَعْلَمَ علم
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 men kim مَنْ -
15 yehafuhu korku duyar kendisine يَخَافُهُ خوف
16 bil-gaybi gaybta بِالْغَيْبِ غيب
17 fe meni öyle ki kim فَمَنِ -
18 a'teda sınırı aştı/taştı اعْتَدَىٰ عدو
19 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
20 zalike bunun ذَٰلِكَ -
21 felehu öyle ki onadır
22 azabun bir azaptır عَذَابٌ عذب
23 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Allah'a karşı çekince duymak, Allah'tan korkmak. Kavram 474

474 Yüce Allah'ın öfkesine neden olacak işlerden/eylemlerden uzak durmak. Yüce Allah'ın gazabının hak edene karşı (kâfirlik etmiş ve müşrik olmuş kimselere) tecelli edebileceğini bilmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

764|5|95|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْتُلُوا۟ ٱلصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُۥ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآءٌ مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ ٱلنَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِۦ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًۢا بَٰلِغَ ٱلْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّٰرَةٌ طَعَامُ مَسَٰكِينَ أَوْ عَدْلُ ذَٰلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِۦ عَفَا ٱللَّهُ عَمَّا سَلَفَ وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ ٱللَّهُ مِنْهُ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ ذُو ٱنتِقَامٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

Latin Literal

95. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hûrûm(hûrûmun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele min en neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrih(emrihî) afâllâhu amma selef(selefe) ve men âde fe yentakimullâhu minh(minhu) vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmeyin35 avı; ve sizler ihramlı534 (olarak); ve kim katletti35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli870 katlettiğinin35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet680 sahibi; Kabe'ye557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine113; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâmdır390.

Ahmed Samira Çevirisi

95 You, you those who believed, do not kill the hunt/trapping, and you are forbidden/respecting for pilgrimage, and who intentionally/purposely killed it from you, so a reimbursement equal/similar (to) what he killed from the properties/livestock (the animals/birds), (two) of (B) justice/equality from you judges/rules with it (as) an offering reaching/delivered (to) the Kaaba , or substitution (of) feeding (the) poorest of poor/poor oppressed (P), or redemption (of) that (is) fasting , to taste/experience his matter’s/affair’s severity/bad consequences/evil results, God forgave/pardoned on what preceded, and who returned (again), so God revenges from Him, and God (is) glorious/mighty , (owner) of revenge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
6 s-sayde avı الصَّيْدَ صيد
7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
8 hurumun ihramlı حُرُمٌ حرم
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 katelehu ketletti onu (avı) قَتَلَهُ قتل
11 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
12 muteammiden kasıtlı/kasten مُتَعَمِّدًا عمد
13 feceza'un öyle ki bir cezadır فَجَزَاءٌ جزي
14 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
15 ma مَا -
16 katele katlettiğinin قَتَلَ قتل
17 mine مِنَ -
18 n-neami enamdan/çiftlik hayvanlarından النَّعَمِ نعم
19 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
20 bihi ona بِهِ -
21 zeva iki sahibi ذَوَا -
22 adlin adalet عَدْلٍ عدل
23 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
24 hedyen bir hediye هَدْيًا هدي
25 baliga ulaşan بَالِغَ بلغ
26 l-kea'beti Kabe'ye الْكَعْبَةِ كعب
27 ev ya da أَوْ -
28 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر
29 taaamu yedirme طَعَامُ طعم
30 mesakine miskine مَسَاكِينَ سكن
31 ev ya da أَوْ -
32 adlu adil/eşit/denk عَدْلُ عدل
33 zalike buna ذَٰلِكَ -
34 siyamen bir oruçtur صِيَامًا صوم
35 liyezuka tatması için لِيَذُوقَ ذوق
36 vebale vebalini وَبَالَ وبل
37 emrihi emrini/işini أَمْرِهِ امر
38 afa affeti عَفَا عفو
39 llahu Allah اللَّهُ -
40 amma عَمَّا -
41 selefe geçeni سَلَفَ سلف
42 vemen ve kim وَمَنْ -
43 aade taştı/sınırı aştı عَادَ عود
44 feyentekimu intikam alır فَيَنْتَقِمُ نقم
45 llahu Allah اللَّهُ -
46 minhu ondan مِنْهُ -
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 azizun Aziz’dir عَزِيزٌ عزز
49 zu sahibidir ذُو -
50 ntikamin intikam انْتِقَامٍ نقم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Zuntikâm Kavram 390

390 İntikam sahibi, öç sahibi.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

Kabe Kavram 557

557 Küp şeklinde olan.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

5. Mâide Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

770|5|101|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَسْـَٔلُوا۟ عَنْ أَشْيَآءَ إِن تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَإِن تَسْـَٔلُوا۟ عَنْهَا حِينَ يُنَزَّلُ ٱلْقُرْءَانُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا ٱللَّهُ عَنْهَا وَٱللَّهُ غَفُورٌ حَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

770|5|101|يايها الذين امنوا لا تسلوا عن اشيا ان تبد لكم تسوكم وان تسلوا عنها حين ينزل القران تبد لكم عفا الله عنها والله غفور حليم

Latin Literal

101. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tes’elû an eşyâe in tubde lekum tesu’kum, ve in tes’elû anhâ hîne yunezzelul kur’ânu tubde lekum afâllâhu anhâ vallâhu gafûrun hâlîm(hâlîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Sormayın şeylerden (ki) eğer ortaya çıkarılırsa sizlere kötü eder/huzursuz eder sizleri; ve eğer sorarsanız ondan indirilirken Kur'ân; ortaya çıkarılır sizlere; affetti Allah ondan; ve Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.

Ahmed Samira Çevirisi

101 You, you those who believed, do not question/ask about things, if (it) appears to you, it harms you , and if you ask/question about it a time (when) the Koran descends (it) appears to you, God forgave/pardoned about it, and God (is) forgiving/clement.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 teselu sormayın تَسْأَلُوا سال
6 an عَنْ -
7 eşya'e şeylerden أَشْيَاءَ شيا
8 in eğer إِنْ -
9 tubde ortaya çıkarılırsa تُبْدَ بدو
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 tesu'kum kötü eder/huzursuz eder sizleri تَسُؤْكُمْ سوا
12 ve in ve eğer وَإِنْ -
13 teselu sorarsanız تَسْأَلُوا سال
14 anha ondan عَنْهَا -
15 hine حِينَ حين
16 yunezzelu indirilirken يُنَزَّلُ نزل
17 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا
18 tubde ortaya çıkarılır تُبْدَ بدو
19 lekum sizlere لَكُمْ -
20 afa affetti عَفَا عفو
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 anha ondan عَنْهَا -
23 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
24 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
25 halimun Halim’dir حَلِيمٌ حلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Halîm Kavram 58

58 Yumuşak huylu.

5. Mâide Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

774|5|105|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا ٱهْتَدَيْتُمْ إِلَى ٱللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

105. Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

105 You, you those who believed, on you (are) yourselves, who misguided does not harm you if you were guided, to God (is) your return all together, so He informs you with what you were making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 aleykum üzerinizedir عَلَيْكُمْ -
5 enfusekum kendi nefisleriniz أَنْفُسَكُمْ نفس
6 la لَا -
7 yedurrukum zarar veremez sizlere يَضُرُّكُمْ ضرر
8 men kim (ki) مَنْ -
9 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
10 iza zaman إِذَا -
11 htedeytum doğruya kılavuzlandınız اهْتَدَيْتُمْ هدي
12 ila doğru إِلَى -
13 llahi Allah'a اللَّهِ -
14 merciukum dönüş yeriniz sizlerin مَرْجِعُكُمْ رجع
15 cemian topluca جَمِيعًا جمع
16 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
17 bima بِمَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 tea'melune yapmakta تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

5. Mâide Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

775|5|106|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ شَهَٰدَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ حِينَ ٱلْوَصِيَّةِ ٱثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ ءَاخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ فَأَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةُ ٱلْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِنۢ بَعْدِ ٱلصَّلَوٰةِ فَيُقْسِمَانِ بِٱللَّهِ إِنِ ٱرْتَبْتُمْ لَا نَشْتَرِى بِهِۦ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَلَا نَكْتُمُ شَهَٰدَةَ ٱللَّهِ إِنَّآ إِذًا لَّمِنَ ٱلْءَاثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

Latin Literal

106. Yâ eyyuhellezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti311; tutun o ikisini salâttan5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

106 You, you those who believed testimony between you if the death attended any of you (at the) time of the bequest/will (bring) two of justice from you or two others from other than you, if you, you moved/mixed in the Earth/land, so the death’s/liflessness’s disaster struck you , you prevent/withhold them (B) from after the prayers, so they (B) swear/make oath with God: "If you become doubtful/suspicious we do not buy volunteer (ourselves) with it a price, and even if (he or she was) of the relations/near, and we do not hide/conceal God’s witness/certification , that we are then from (E) the sinners/criminals."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 şehadetu şahitlik/tanıklık (olsun) شَهَادَةُ شهد
5 beynikum aranızda بَيْنِكُمْ بين
6 iza zaman إِذَا -
7 hadera geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر
8 ehadekumu sizlerden birine أَحَدَكُمُ احد
9 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت
10 hine esnasında حِينَ حين
11 l-vesiyyeti vasiyyet الْوَصِيَّةِ وصي
12 snani iki اثْنَانِ ثني
13 zeva kişi ذَوَا -
14 adlin adil عَدْلٍ عدل
15 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
16 ev ya da أَوْ -
17 aharani başka iki kişi اخَرَانِ اخر
18 min مِنْ -
19 gayrikum sizlerden olmayan غَيْرِكُمْ غير
20 in eğer إِنْ -
21 entum sizler أَنْتُمْ -
22 derabtum darp ettiniz/vurdunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب
23 fi فِي -
24 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
25 feesabetkum öyle ki isabet etti size فَأَصَابَتْكُمْ صوب
26 musibetu musibeti مُصِيبَةُ صوب
27 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
28 tehbisunehuma tutun o ikisini تَحْبِسُونَهُمَا حبس
29 min مِنْ -
30 bea'di sonra بَعْدِ بعد
31 s-salati salattan الصَّلَاةِ صلو
32 fe yuksimani öyle ki yemin etsinler o ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم
33 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
34 ini eğer إِنِ -
35 rtebtum şüphelendiniz ارْتَبْتُمْ ريب
36 la لَا -
37 neşteri satmayız نَشْتَرِي شري
38 bihi onu (yemini) بِهِ -
39 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
40 velev ve eğer وَلَوْ -
41 kane olsa (da) كَانَ كون
42 za ذَا -
43 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
44 ve la ve de وَلَا -
45 nektumu gizlemeyiz نَكْتُمُ كتم
46 şehadete şahitliğini شَهَادَةَ شهد
47 llahi Allah'ın اللَّهِ -
48 inna doğrusu biz إِنَّا -
49 izen o zaman إِذًا -
50 lemine mutlak kimselerdeniz لَمِنَ -
51 l-asimine günahkâr الْاثِمِينَ اثم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

5. Mâide Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

780|5|111|وَإِذْ أَوْحَيْتُ إِلَى ٱلْحَوَارِيِّۦنَ أَنْ ءَامِنُوا۟ بِى وَبِرَسُولِى قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَٱشْهَدْ بِأَنَّنَا مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

780|5|111|واذ اوحيت الي الحوارين ان امنوا بي وبرسولي قالوا امنا واشهد باننا مسلمون

Latin Literal

111. Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettiğim603 zaman havârilere565 ki iman47 edin bana ve resûlüme418*; dediler: "İman47 ettik; ve şahit ol bizlere ki (bizler) müslimiz45.

Ahmed Samira Çevirisi

111 And when I inspired to the supporters and deciples that believe in Me and My messenger, they said: "We believed and witness with that we truly (are) submitters/surrenderers ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 evhaytu vahy ettim أَوْحَيْتُ وحي
3 ila إِلَى -
4 l-havariyyine havarilere الْحَوَارِيِّينَ حور
5 en ki أَنْ -
6 aminu iman edin امِنُوا امن
7 bi bana بِي -
8 ve birasuli ve resûlüme وَبِرَسُولِي رسل
9 kalu dediler قَالُوا قول
10 amenna iman ettik امَنَّا امن
11 veşhed ve şahit ol وَاشْهَدْ شهد
12 biennena ki bizlere بِأَنَّنَا -
13 muslimune müslimleriz مُسْلِمُونَ سلم

Notlar

Not 1

*Îsâ peygamber.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Havâri Kavram 565

565 Kelimenin kök (حور) anlamları ışığında; bir kimseyle birlikte olan, ona bağlı olan, o kimseyle yakından iletişim/diyalog halinde olan, o kimseye geri dönen, o kimsenin sürekli çevresinde olup onu saran kimseleri işaret eder.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

6. En'âm Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

801|6|12|قُل لِّمَن مَّا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ قُل لِّلَّهِ كَتَبَ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

801|6|12|قل لمن ما في السموت والارض قل لله كتب علي نفسه الرحمه ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

Latin Literal

12. Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmeh(rahmete), le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi), ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Kimedir göklerdeki162 ve yerdeki"; de ki: "Allah’adır"; yazdı kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; kimseler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201; öyle ki onlar iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

12 Say: "To whom, what (is) in the skies/space and the earth/Planet Earth?" Say: "To God, He decreed on Himself the mercy, He will gather/collect you to the Resurrection Day, no doubt/suspicion in it, those who lost themselves, so they are not believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 limen kimedir لِمَنْ -
3 ma مَا -
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض
7 kul de ki قُلْ قول
8 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب
10 ala üstüne عَلَىٰ -
11 nefsihi kendi nefsi نَفْسِهِ نفس
12 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم
13 leyecmeannekum mutlak bir araya getirir sizleri لَيَجْمَعَنَّكُمْ جمع
14 ila إِلَىٰ -
15 yevmi gününde يَوْمِ يوم
16 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
17 la yoktur لَا -
18 raybe şüphe رَيْبَ ريب
19 fihi onda فِيهِ -
20 ellezine kimseler الَّذِينَ -
21 hasiru hüsrana uğrartılar خَسِرُوا خسر
22 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
23 fehum öyle ki onlar فَهُمْ -
24 la لَا -
25 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

809|6|20|ٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ يَعْرِفُونَهُۥ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَآءَهُمُ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

809|6|20|الذين اتينهم الكتب يعرفونه كما يعرفون ابناهم الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

Latin Literal

20. Ellezîne âteynâhumul kitâbe ya’rifûnehu kemâ ya’rifûne ebnâehum ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler135 tanırlar onu* tanıdıkları gibi kendi oğullarını; kimselerdirler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini; öyle ki onlar iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

20 Those whom We brought to (gave) them The Book , they know it as they know their sons, those who lost themselves, so they do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
2 ateynahumu verdik onlara اتَيْنَاهُمُ اتي
3 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
4 yea'rifunehu tanırlar onu يَعْرِفُونَهُ عرف
5 kema gibi كَمَا -
6 yea'rifune tanıdıkları يَعْرِفُونَ عرف
7 ebna'ehumu oğullarını أَبْنَاءَهُمُ بني
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 hasiru hüsrana uğratırlar خَسِرُوا خسر
10 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
11 fehum öyle ki onlar فَهُمْ -
12 la لَا -
13 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kur'an'ı ya da Muhammed peygamberi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

6. En'âm Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

814|6|25|وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِىٓ ءَاذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءُوكَ يُجَٰدِلُونَكَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

814|6|25|ومنهم من يستمع اليك وجعلنا علي قلوبهم اكنه ان يفقهوه وفي اذانهم وقرا وان يروا كل ايه لا يومنوا بها حتي اذا جاوك يجدلونك يقول الذين كفروا ان هذا الا اسطير الاولين

Latin Literal

25. Ve minhum men yestemiu ileyk(ileyke), ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

Ve onlardan kimse (ki) işitir seni; ve yaptık kalplerinin üzerine bir saklayan/gizleyen siper ki (farklı) fıkıh eder/anlar onu*; ve kulaklarına bir ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona; ta ki geldikleri zaman sana mücadeleye girişirler sana; kâfirlik25 etmiş kimseler dedi ki: "Bu ancak evvelkilerin** satırlarıdır/hikayeleridir."

Ahmed Samira Çevirisi

25 And from them who listens to you, and We put on their hearts/minds covers/protections, that they (not) understand/learn it, and in their ears deafness/heaviness, and if they see every evidence/sign/verse, they do not believe with it until when/if they came to you arguing/disputing with you, those who disbelieved, say: "That that (is) except the first’s/beginner’s myths ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
2 men kimse مَنْ -
3 yestemiu işitir يَسْتَمِعُ سمع
4 ileyke seni إِلَيْكَ -
5 vecealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل
6 ala üzerine عَلَىٰ -
7 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب
8 ekinneten bir saklayan/gizleyen siper أَكِنَّةً كنن
9 en ki أَنْ -
10 yefkahuhu (farklı) fıkıh eder onu يَفْقَهُوهُ فقه
11 ve fi ve وَفِي -
12 azanihim kulaklarına اذَانِهِمْ اذن
13 vekran bir ağırlık وَقْرًا وقر
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 yerav görseler يَرَوْا راي
16 kulle her كُلَّ كلل
17 ayetin bir ayeti ايَةٍ ايي
18 la لَا -
19 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
20 biha ona بِهَا -
21 hatta taki حَتَّىٰ -
22 iza zaman إِذَا -
23 ca'uke geldikler zaman sana جَاءُوكَ جيا
24 yucadiluneke mücadeleye girişirler sana يُجَادِلُونَكَ جدل
25 yekulu dedi يَقُولُ قول
26 ellezine kimseler الَّذِينَ -
27 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
28 in ki إِنْ -
29 haza bu هَٰذَا -
30 illa ancak إِلَّا -
31 esatiru satırlarıdır/hikayeleridir أَسَاطِيرُ سطر
32 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Risâleti. Yüce Allah'ın mesajını (Kur'an'ı) resûlün ağzından işitirler. Ancak kalplerindeki siper, hastalık, perde, paslanma nedeniyle Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını doğru anlayamazlar. Farklı anlarlar. Bozuk numaralı bir gözlük takmış bir insan gibi gerçeği göremezler. Kalplerindeki bu siper de doğru anlamayı imkansızlaştırır. Kulaklarındaki ağırlık, uyuşukluk da doğru anlamalarına engeldir. **İlklerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

6. En'âm Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

837|6|48|وَمَا نُرْسِلُ ٱلْمُرْسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ فَمَنْ ءَامَنَ وَأَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

837|6|48|وما نرسل المرسلين الا مبشرين ومنذرين فمن امن واصلح فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

48. Ve mâ nursilul murselîne illâ mubeşşirîne ve munzirîn(munzirîne), fe men âmene ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Ve gönderir değiliz murselîni619 ancak müjdecilerdir ve uyarıcılardır; öyle ki kim iman47 etti ve ıslah316 etti; öyle ki olmaz bir korku üzerlerine ve onlar hüzünlenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

48 And We do not sent the messengers except (as) announcers of good news and warners/givers of notice, so who believed and corrected/repaired, so no fear on them and nor they be sad/grievous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 nursilu gönderir نُرْسِلُ رسل
3 l-murseline gönderilenleri الْمُرْسَلِينَ رسل
4 illa dışında إِلَّا -
5 mubeşşirine müjdeciler مُبَشِّرِينَ بشر
6 ve munzirine ve uyarıcılar وَمُنْذِرِينَ نذر
7 femen öyle ki kim فَمَنْ -
8 amene iman etti امَنَ امن
9 ve esleha ve ıslah etti وَأَصْلَحَ صلح
10 fela öyle ki olmaz فَلَا -
11 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
12 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
13 ve la ve وَلَا -
14 hum onlar هُمْ -
15 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Murselîn Kavram 619

619 Gönderilmiş olan elçiler. Uyarıcılar, müjdeleyiciler.

6. En'âm Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

843|6|54|وَإِذَا جَآءَكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِـَٔايَٰتِنَا فَقُلْ سَلَٰمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ أَنَّهُۥ مَنْ عَمِلَ مِنكُمْ سُوٓءًۢا بِجَهَٰلَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُۥ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

843|6|54|واذا جاك الذين يومنون بايتنا فقل سلم عليكم كتب ربكم علي نفسه الرحمه انه من عمل منكم سوا بجهله ثم تاب من بعده واصلح فانه غفور رحيم

Latin Literal

54. Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve geldikleri zaman sana ayetlerimize454 iman47 etmiş kimseler; öyle ki de ki: "Bir selâm98 sizlere; yazdı Rabbiniz4 kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; o kimse ki yaptı sizden bir kötülük cahillikle489; sonra tevbe33 etti sonrasında onun*; ve ıslah316 etti; öyle ki doğrusu O (Allah) bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And if those who believe came to you with Our verses/evidences, so say: "A greeting/peace on you, your Lord decreed on Himself the mercy, that who from you made/did bad/evil/harm with ignorance/foolishness, then he repented from after it, and corrected/repaired, so that He truly is a forgiver, merciful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 ca'eke geldikleri zaman sana جَاءَكَ جيا
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 yu'minune iman etmiş يُؤْمِنُونَ امن
5 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
6 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول
7 selamun bir selam سَلَامٌ سلم
8 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب
10 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب
11 ala üzerine عَلَىٰ -
12 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس
13 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم
14 ennehu ki o أَنَّهُ -
15 men kim مَنْ -
16 amile yaptı عَمِلَ عمل
17 minkum sizden مِنْكُمْ -
18 su'en bir kötülük سُوءًا سوا
19 bicehaletin cahillikle بِجَهَالَةٍ جهل
20 summe sonra ثُمَّ -
21 tabe tevbe etti تَابَ توب
22 min مِنْ -
23 bea'dihi sonrasında onun بَعْدِهِ بعد
24 ve esleha ve ıslah etti وَأَصْلَحَ صلح
25 feennehu öyle ki doğrusu O فَأَنَّهُ -
26 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
27 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kötülüğün.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Selâm Kavram 98

98 Esenlik-güven bahşeden.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

6. En'âm Suresi

Ayet 82

Arapça Metin (Harekeli)

871|6|82|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يَلْبِسُوٓا۟ إِيمَٰنَهُم بِظُلْمٍ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

871|6|82|الذين امنوا ولم يلبسوا ايمنهم بظلم اوليك لهم الامن وهم مهتدون

Latin Literal

82. Ellezîne âmenû ve lem yelbisû îmanehumbi zulmin ulâike lehumul emnu ve hum muhtedûn(muhtedûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) iman47 ettiler ve asla giymezler/örtmezler/karıştırmazlar (onlar) imanlarını47 zulümle257; işte bunlar; onlaradır eminlik/güvenlik; ve onlar doğru yola kılavuzlananlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

82 Those who believed and did not confuse/mix/cover their faith/belief with injustice/oppression, (so) those are for them the safety/security, and they are guided.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

881|6|92|وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلْنَٰهُ مُبَارَكٌ مُّصَدِّقُ ٱلَّذِى بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنذِرَ أُمَّ ٱلْقُرَىٰ وَمَنْ حَوْلَهَا وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ وَهُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

881|6|92|وهذا كتب انزلنه مبارك مصدق الذي بين يديه ولتنذر ام القري ومن حولها والذين يومنون بالاخره يومنون به وهم علي صلاتهم يحافظون

Latin Literal

92. Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun musaddıkullezî beyne yedeyhi ve li tunzire ummel kurâ ve men havlehâ, vellezîne yu’minûne bil âhireti yu’minûne bihî ve hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne).

Türkçe Çeviri

Ve bu; bir kitaptır*; indirdik onu*; bir mübarektir139; bir musaddıktır140 iki elleri arasında olana; ve uyarman içindir kentlerin anasını; ve kimseyi (ki) çevresindedir onun; ve kimseleri (ki) iman47 ederler ahirete; iman47 ederler buna (kitaba); ve onlar salâtlarını23 korurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And that (is) a Book , We descended it blessed, confirming (with) what (is) between his hands, and to warn/give notice (E) (to the) mother/origin of villages (Bekka) and who (is) around/surrounding it, and those who believe with the end (other life), they believe with it, and they are on their prayers observing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve haza ve bu وَهَٰذَا -
2 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب
3 enzelnahu indirdik onu أَنْزَلْنَاهُ نزل
4 mubarakun mübarektir مُبَارَكٌ برك
5 musaddiku doğrulayıp tasdik edicidir مُصَدِّقُ صدق
6 llezi olanı الَّذِي -
7 beyne arasında بَيْنَ بين
8 yedeyhi iki elleri يَدَيْهِ يدي
9 velitunzira ve uyarman içindir وَلِتُنْذِرَ نذر
10 umme anası أُمَّ امم
11 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري
12 ve men ve kimseyi وَمَنْ -
13 havleha çevresinde onun حَوْلَهَا حول
14 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
15 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
16 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
18 bihi buna (kitaba) بِهِ -
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 ala عَلَىٰ -
21 salatihim salatlarını صَلَاتِهِمْ صلو
22 yuhafizune korurlar يُحَافِظُونَ حفظ

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanların salâtları (çoğul) Kavram 23

23 Müminlerin her gün belirli vakitlerde (sabah ve akşam) yaptığı iki salât ve her hafta toplantı gününde yaptıkları salât. Salâtlar olarak çoğul.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mübarek Kavram 139

139 Bereketli, uğurlu.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

6. En'âm Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

888|6|99|وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ نَبَاتَ كُلِّ شَىْءٍ فَأَخْرَجْنَا مِنْهُ خَضِرًا نُّخْرِجُ مِنْهُ حَبًّا مُّتَرَاكِبًا وَمِنَ ٱلنَّخْلِ مِن طَلْعِهَا قِنْوَانٌ دَانِيَةٌ وَجَنَّٰتٍ مِّنْ أَعْنَابٍ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُشْتَبِهًا وَغَيْرَ مُتَشَٰبِهٍ ٱنظُرُوٓا۟ إِلَىٰ ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثْمَرَ وَيَنْعِهِۦٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكُمْ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

888|6|99|وهو الذي انزل من السما ما فاخرجنا به نبات كل شي فاخرجنا منه خضرا نخرج منه حبا متراكبا ومن النخل من طلعها قنوان دانيه وجنت من اعناب والزيتون والرمان مشتبها وغير متشبه انظروا الي ثمره اذا اثمر وينعه ان في ذلكم لايت لقوم يومنون

Latin Literal

99. Ve huvellezî enzele mines semâi mâ’(mâen), fe ahrecnâ bihî nebate kulli şey’in fe ahrecnâ minhu hadıran nuhricu minhu habben muterâkibâ(muterâkiben), ve minen nahli min tal’ıhâ kınvânun dâniyetun ve cennâtin min a’nâbin vez zeytûne ver rummâne muştebihen ve gayre muteşâbih(muteşâbihin), unzurû ilâ semerihî izâ esmere ve yen’ıh(yen’ıhî), inne fî zâlikum le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve O'dur indiren gökten bir su179; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler237 iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

99 And He is who descended from the sky water, so We brought out/made emerge with it every thing’s plant, so We brought out/made emerge from it green, We bring out/make emerge from it seeds/grains overlapping ,and from the palm trees from its first fruit of the season/cover enveloping the fertilizing seed, near branches with87bunches of dates , and treed gardens from grapes, and the olives, and the pomegranate, similar/resembling and not similar/resembling , look/consider to its fruit if/where/when it bears/yields fruit , and its ripeness/darkness, that in that (are) evidences/verses (E) to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve huve ve O'dur وَهُوَ -
2 llezi الَّذِي -
3 enzele indiren أَنْزَلَ نزل
4 mine مِنَ -
5 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
6 maen bir su مَاءً موه
7 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج
8 bihi onunla (suyla) بِهِ -
9 nebate bitkiyi نَبَاتَ نبت
10 kulli her bir كُلِّ كلل
11 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
12 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج
13 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ -
14 hadiran yeşili خَضِرًا خضر
15 nuhricu çıkarırız نُخْرِجُ خرج
16 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ -
17 habben taneyi حَبًّا حبب
18 muterakiben binmiş (birbiri üzerine) مُتَرَاكِبًا ركب
19 ve mine وَمِنَ -
20 n-nehli hurmadan النَّخْلِ نخل
21 min -ndan مِنْ -
22 tal'iha öncüsünden (tomurcuğundan) onun (bitkinin) طَلْعِهَا طلع
23 kinvanun salkımlar قِنْوَانٌ قنو
24 daniyetun sarkık دَانِيَةٌ دنو
25 ve cennatin ve cennetler وَجَنَّاتٍ جنن
26 min مِنْ -
27 ea'nabin üzümlerden أَعْنَابٍ عنب
28 ve zzeytune ve zeytin (-den) وَالزَّيْتُونَ زيت
29 ve rrummane ve nar (-dan) وَالرُّمَّانَ رمن
30 muştebihen benzeşen مُشْتَبِهًا شبه
31 ve gayra ve olmaksızın وَغَيْرَ غير
32 muteşabihin benzeşen مُتَشَابِهٍ شبه
33 nzuru bakın انْظُرُوا نظر
34 ila إِلَىٰ -
35 semerihi meyvesine onun (şeyin) ثَمَرِهِ ثمر
36 iza إِذَا -
37 esmera meyve verdiği zaman أَثْمَرَ ثمر
38 ve yen'ihi ve olgunlaştığı وَيَنْعِهِ ينع
39 inne doğrusu إِنَّ -
40 fi فِي -
41 zalikum bundadır ذَٰلِكُمْ -
42 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
43 likavmin kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
44 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökten inen su Kavram 179

179 Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

6. En'âm Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

898|6|109|وَأَقْسَمُوا۟ بِٱللَّهِ جَهْدَ أَيْمَٰنِهِمْ لَئِن جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا قُلْ إِنَّمَا ٱلْءَايَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

Latin Literal

109. Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yu’minunne bih(bihâ), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuş’irukum ennehâ izâ câet lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve kasem548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet287 mutlak iman47 ederler ona* (diye); de ki: "Doğrusu ayetler237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır** sizleri; ki o* geldiği zaman iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

109 And they swore/made oath by God their oath’s utmost if (E) an evidence/verse came to them they will believe (E) with it, say: "But the verses/evidences (are) at God." And what makes you feel/know, that if it came, they do not believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eksemu ve kasem ettiler وَأَقْسَمُوا قسم
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 cehde en güçlü جَهْدَ جهد
4 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن
5 lein ki eğer لَئِنْ -
6 ca'ethum gelseydi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
8 leyu'minunne mutlak iman ederler لَيُؤْمِنُنَّ امن
9 biha ona بِهَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 innema doğrusu إِنَّمَا -
12 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
13 inde indindedir عِنْدَ عند
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 ve ma ve وَمَا -
16 yuş'irukum şuurlandırandır sizlere يُشْعِرُكُمْ شعر
17 enneha ki o أَنَّهَا -
18 iza إِذَا -
19 ca'et geldiği zaman جَاءَتْ جيا
20 la لَا -
21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ayete, ayet.*Bilinçlendirir, farkındalık verir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

6. En'âm Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

899|6|110|وَنُقَلِّبُ أَفْـِٔدَتَهُمْ وَأَبْصَٰرَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوا۟ بِهِۦٓ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَنَذَرُهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

899|6|110|ونقلب افدتهم وابصرهم كما لم يومنوا به اول مره ونذرهم في طغينهم يعمهون

Latin Literal

110. Ve nukallibu ef’idetehum ve ebsârehum kemâ lem yu’minû bihî evvele merretin ve nezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Türkçe Çeviri

Ve ters çeviririz gönüllerini* ve bakışlarını**; asla iman47 etmedikleri gibi ona*** evvel kez****; ve bırakırız onları tûğyânlarında442; şaşkına dönerler.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And We turn their hearts (minds) and their eye sights/understanding as they did not believe with it (the) first time , and We leave them in their tyranny/arrogance being confused/hesitant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve nukallibu ve ters çeviririz وَنُقَلِّبُ قلب
2 ef'idetehum gönüllerini أَفْئِدَتَهُمْ فاد
3 ve ebsarahum ve bakışlarını وَأَبْصَارَهُمْ بصر
4 kema gibi كَمَا -
5 lem asla لَمْ -
6 yu'minu iman etmedikleri يُؤْمِنُوا امن
7 bihi ona بِهِ -
8 evvele evvel أَوَّلَ اول
9 merratin kere مَرَّةٍ مرر
10 ve nezeruhum ve bırakırız onları وَنَذَرُهُمْ وذر
11 fi فِي -
12 tugyanihim tûğyânlarında طُغْيَانِهِمْ طغي
13 yea'mehune şaşkına dönerler يَعْمَهُونَ عمه

Notlar

Not 1

*Akıllarını, anlayışlarını.**Basiretlerini. Bakar kör olurlar. Baktıklarının iç yüzünü göremezler.***Kur'an'a.****Evvel kez geçişi ilk cennet evrenindeki durumumuzu işaret etmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

6. En'âm Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

900|6|111|وَلَوْ أَنَّنَا نَزَّلْنَآ إِلَيْهِمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ وَكَلَّمَهُمُ ٱلْمَوْتَىٰ وَحَشَرْنَا عَلَيْهِمْ كُلَّ شَىْءٍ قُبُلًا مَّا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوٓا۟ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ يَجْهَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

900|6|111|ولو اننا نزلنا اليهم المليكه وكلمهم الموتي وحشرنا عليهم كل شي قبلا ما كانوا ليومنوا الا ان يشا الله ولكن اكثرهم يجهلون

Latin Literal

111. Ve lev ennenâ nezzelnâ ileyhimul melâikete ve kellemehumulmevtâ ve haşernâ aleyhim kulle şey’in kubulen mâ kânû li yu’minû illâ en yeşâallâhu ve lâkinne ekserehum yechelûn(yechelûne).

Türkçe Çeviri

Şayet ki biz indirseydik üzerlerine melekleri; ve kelam* etseydi onlara ölüler; ve haşretseydik556 onlara her bir şeyi önde (önlerinde); olmuş değillerdi (yine de) iman47 etmeye; dışında ki diler Allah; velakin/fakat çokları onların cahillik489 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

111 And if that We descended to them the angels, and the deads talked (to) them , and We gathered on them every thing in front, they were not to believe, except that God wants/wills, and but most of them are being ignorant .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 ennena ki biz أَنَّنَا -
3 nezzelna indirseydik نَزَّلْنَا نزل
4 ileyhimu üzerlerine إِلَيْهِمُ -
5 l-melaikete melekleri الْمَلَائِكَةَ ملك
6 ve kellemehumu ve kelam etseydi onlara وَكَلَّمَهُمُ كلم
7 l-mevta ölüler الْمَوْتَىٰ موت
8 ve haşerna ve haşretsek وَحَشَرْنَا حشر
9 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
10 kulle her bir كُلَّ كلل
11 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
12 kubulen önüne قُبُلًا قبل
13 ma değildi مَا -
14 kanu olmuş كَانُوا كون
15 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن
16 illa dışında إِلَّا -
17 en ki أَنْ -
18 yeşa'e diler يَشَاءَ شيا
19 llahu Allah اللَّهُ -
20 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
21 ekserahum çokları onların أَكْثَرَهُمْ كثر
22 yechelune cahillik ederler يَجْهَلُونَ جهل

Notlar

Not 1

*Konuşsaydı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

Haşretmek Kavram 556

556 Toplamak, bir araya getirmek.

6. En'âm Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

902|6|113|وَلِتَصْغَىٰٓ إِلَيْهِ أَفْـِٔدَةُ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُوا۟ مَا هُم مُّقْتَرِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

902|6|113|ولتصغي اليه افده الذين لا يومنون بالاخره وليرضوه وليقترفوا ما هم مقترفون

Latin Literal

113. Ve li tesgâ ileyhi ef’idetullezîne lâ yu’minûne bil âhıreti ve li yerdavhu ve li yakterifû mâ hum mukterifûn(mukterifûne).

Türkçe Çeviri

Ve meyletmesi için ona (şeytâna) ahirete iman47 etmez kimselerin gönüllerinin; ve razı olmaları için ona (şeytâna); ve işlemeye (devam etmeleri) için kendi işlediklerini (suçlarını).

Ahmed Samira Çevirisi

113 And to incline to it the hearts (minds of) those who do not believe with the end (other life), and to accept/approve88it, and to commit/perpetrate what they are committing/perpetrating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velitesga ve meyletmesi için وَلِتَصْغَىٰ صغو
2 ileyhi ona (şeytana) إِلَيْهِ -
3 ef'idetu gönüllerinin أَفْئِدَةُ فاد
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 la لَا -
6 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
8 veliyerdevhu ve razı olmaları için ona (şeytana) وَلِيَرْضَوْهُ رضو
9 veliyekterifu ve işlemeleri için (suyu) وَلِيَقْتَرِفُوا قرف
10 ma مَا -
11 hum onların هُمْ -
12 mukterifune işlediklerlerini مُقْتَرِفُونَ قرف

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

6. En'âm Suresi

Ayet 124

Arapça Metin (Harekeli)

913|6|124|وَإِذَا جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌ قَالُوا۟ لَن نُّؤْمِنَ حَتَّىٰ نُؤْتَىٰ مِثْلَ مَآ أُوتِىَ رُسُلُ ٱللَّهِ ٱللَّهُ أَعْلَمُ حَيْثُ يَجْعَلُ رِسَالَتَهُۥ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ صَغَارٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَمْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

913|6|124|واذا جاتهم ايه قالوا لن نومن حتي نوتي مثل ما اوتي رسل الله الله اعلم حيث يجعل رسالته سيصيب الذين اجرموا صغار عند الله وعذاب شديد بما كانوا يمكرون

Latin Literal

124. Ve izâ câethum âyetun kâlû len nu’mine hattâ nu’tâ misle mâ ûtiye rusulullâh(rusulullâhi), allâhu a’lemu haysu yec’alu risâleteh(risâletehu), seyusîbullezîne ecremû sagârun indallâhi ve azâbun şedîdun bimâ kânû yemkurûn(yemkurûne).

Türkçe Çeviri

Ve geldiği zaman onlara bir ayet353 dediler: "Asla iman47 etmeyiz; ta ki veriliriz misli870 Allah'ın resûllerine418 verilenin"; Allah daha iyi bilendir nereye koyar kendi risâletini223; isabet edecektir suç işlemiş kimselere bir aşağılama/alçalma Allah’ın indinde/katında; ve şiddetli bir azap; ayartır* olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

124 And if an evidence/verse came to them, they said: "We will never/not believe until we be given/brought similar/equal/alike (to) what was given/brought (to) God’s messengers." God (is) more knowing where/when He makes/puts His message, those who committed a sin/crime will be struck/marked (with) humiliation/lowliness/subservience at God, and strong (severe) torture because (of) what they were cheating/deceiving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
3 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
4 kalu dediler قَالُوا قول
5 len asla لَنْ -
6 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 nu'ta verilir نُؤْتَىٰ اتي
9 misle misli مِثْلَ مثل
10 ma مَا -
11 utiye verilenin أُوتِيَ اتي
12 rusulu resûllere رُسُلُ رسل
13 llahi Allah'ın اللَّهِ -
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
16 haysu nereye حَيْثُ حيث
17 yec'alu koyar يَجْعَلُ جعل
18 risaletehu risaletini O’nun رِسَالَتَهُ رسل
19 seyusibu isabet edecektir سَيُصِيبُ صوب
20 ellezine kimselere الَّذِينَ -
21 ecramu suç işlediler أَجْرَمُوا جرم
22 sagarun bir aşağılık/alçaltıcı صَغَارٌ صغر
23 inde indinde/katında عِنْدَ عند
24 llahi Allah’ın اللَّهِ -
25 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
26 şedidun şiddetli شَدِيدٌ شدد
27 bima بِمَا -
28 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
29 yemkurune ayartırlar يَمْكُرُونَ مكر

Notlar

Not 1

*Haram yiyerek, haksızlık yaparak yükselirler ancak toplumu ayarttıkları/kandırdıkları/aldattıkları için toplum onların bu suçlarını göremez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Risâlet Kavram 223

223 Yüce Allah tarafından gönderilen mesaj, bilgi.

Ayet Kavram 353

353 Kutsal kitap.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 154

Arapça Metin (Harekeli)

943|6|154|ثُمَّ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ تَمَامًا عَلَى ٱلَّذِىٓ أَحْسَنَ وَتَفْصِيلًا لِّكُلِّ شَىْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَّعَلَّهُم بِلِقَآءِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

943|6|154|ثم اتينا موسي الكتب تماما علي الذي احسن وتفصيلا لكل شي وهدي ورحمه لعلهم بلقا ربهم يومنون

Latin Literal

154. Summe âteynâ mûsel kitâbe tamâmen alellezî ahsene ve tafsîlen li kulli şey’in ve huden ve rahmeten leallehum bi likâi rabbihim yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Sonra verdik Mûsâ'ya kitabı*; bir tamamlama güzelleştirmiş** kimse üzerine; ve bir tefsîl651 her bir şeye; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet271; belki onlar Rablerine4 kavuşmaya iman47 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

154 Then We brought/gave Moses The Book complete on that (what is) best detailing/explaining to every thing, and guidance, and mercy, maybe they believe with their Lord’s meeting.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
3 musa Musa'ya مُوسَى -
4 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب
5 temamen bir tamamla تَمَامًا تمم
6 ala üzerine عَلَى -
7 llezi kimse الَّذِي -
8 ehsene ihsan etti أَحْسَنَ حسن
9 ve tefsilen ve bir tefsil وَتَفْصِيلًا فصل
10 likulli her لِكُلِّ كلل
11 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا
12 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
13 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم
14 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
15 bilika'i kavuşmaya بِلِقَاءِ لقي
16 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Tevrât. **İhsan yapmış.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Tefsîl Kavram 651

651 Detaylandırmak; detaylı, ayrılmış.

6. En'âm Suresi

Ayet 158

Arapça Metin (Harekeli)

947|6|158|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِىَ بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِى بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَٰنُهَا لَمْ تَكُنْ ءَامَنَتْ مِن قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِىٓ إِيمَٰنِهَا خَيْرًا قُلِ ٱنتَظِرُوٓا۟ إِنَّا مُنتَظِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

Latin Literal

158. Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu nefsen îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(hayran), kul intezırû innâ muntezırûn(muntezırûne).

Türkçe Çeviri

Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir (senin) Rabbin4 ya da gelir (senin) Rabbinin4 bazıları ayetleri237?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse201 iman47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Ahmed Samira Çevirisi

158 Do they wait except that the angels come to them , or your Lord comes, or some (of) your Lord’s verses/evidences come? (On) a day/time some (of) your Lord’s verses/evidences come, a self’s belief does not benefit (it) if it was (had) not believed from before, or gained goodness in its belief, say: "Wait/watch , We are waiting/watching."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

7. A'râf Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

981|7|27|يَٰبَنِىٓ ءَادَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ كَمَآ أَخْرَجَ أَبَوَيْكُم مِّنَ ٱلْجَنَّةِ يَنزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْءَٰتِهِمَآ إِنَّهُۥ يَرَىٰكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُۥ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ إِنَّا جَعَلْنَا ٱلشَّيَٰطِينَ أَوْلِيَآءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

981|7|27|يبني ادم لا يفتننكم الشيطن كما اخرج ابويكم من الجنه ينزع عنهما لباسهما ليريهما سوتهما انه يريكم هو وقبيله من حيث لا ترونهم انا جعلنا الشيطين اوليا للذين لا يومنون

Latin Literal

27. Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrece ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealneş şeyâtîne evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ey âdemoğulları692! Baştan çıkarmasın sizi şeytân29; çıkardığı gibi ebeveynlerinizi* cennetten**; soyarak ikisinden* elbiselerini; göstermek için ikisine* çirkinliklerini; doğrusu o (şeytân) görür sizleri; o ve onun kabilesi; yerden (ki) görmezsiniz onları; doğrusu biz; yaptık şeytânları29 evliya/veliler28; iman47 etmez kimseler için.

Ahmed Samira Çevirisi

27 You Adam’s sons and daughters, (let) not the devil test/misguide/betray you as/like he brought out your parents from the Paradise, he removes/pulls away from them (B) their (B)’s cover/dress to show them (B)/make them (B) understand their (B)’s shameful genital private parts; that he sees you, he and his group/tribe from where/when you do not see them, that We made the devils guardians/allies to those who do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya beni ey oğulları يَابَنِي بني
2 ademe âdem ادَمَ -
3 la لَا -
4 yeftinennekumu baştan çıkarmasın sizi يَفْتِنَنَّكُمُ فتن
5 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
6 kema gibi كَمَا -
7 ehrace çıkardığı أَخْرَجَ خرج
8 ebeveykum ebeveynlerinizi أَبَوَيْكُمْ ابو
9 mine -ten مِنَ -
10 l-cenneti cennet- الْجَنَّةِ جنن
11 yenziu soyarak يَنْزِعُ نزع
12 anhuma ikisinden عَنْهُمَا -
13 libasehuma elbiselerini لِبَاسَهُمَا لبس
14 liyuriyehuma göstermek için ikisine لِيُرِيَهُمَا راي
15 sev'atihima çirkinliklerini سَوْاتِهِمَا سوا
16 innehu doğrusu o (şeytan) إِنَّهُ -
17 yerakum görür sizleri يَرَاكُمْ راي
18 huve o هُوَ -
19 ve kabiluhu ve kabilesi onun وَقَبِيلُهُ قبل
20 min مِنْ -
21 haysu yerden (ki) حَيْثُ حيث
22 la لَا -
23 teravnehum göremezsiniz onları تَرَوْنَهُمْ راي
24 inna doğrusu biz إِنَّا -
25 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل
26 ş-şeyatine şeytanları الشَّيَاطِينَ شطن
27 evliya'e evliya/veliler أَوْلِيَاءَ ولي
28 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ -
29 la لَا -
30 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ana, baba. Bir üst soy. Bir katman üst soy. Bir önceki soy. İlk cennet evreninde bilinçlerimizi taşıyan bir üst soy erkek ve kadın bedenlerimiz.**İlk cennet evreni.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Âdemoğulları. Kavram 692

692 Homo Sapiens türünün bilgelik kazandırılmış insan çocukları. Erkek insanlar, kadın insanlar.

7. A'râf Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

986|7|32|قُلْ مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ ٱللَّهِ ٱلَّتِىٓ أَخْرَجَ لِعِبَادِهِۦ وَٱلطَّيِّبَٰتِ مِنَ ٱلرِّزْقِ قُلْ هِىَ لِلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

986|7|32|قل من حرم زينه الله التي اخرج لعباده والطيبت من الرزق قل هي للذين امنوا في الحيوه الدنيا خالصه يوم القيمه كذلك نفصل الايت لقوم يعلمون

Latin Literal

32. Kul men harreme zînetallâhilletî ahrece li ibâdihî vet tayyibâti miner rızk(rızkı), kul hiye lillezîne âmenû fîl hayâtid dunyâ hâlisaten yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), kezâlike nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Kim haram etti Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti*; ve iyileri rızıklarından?"; de ki: "İman47 etmiş kimselerindir o** dünya hayatında; bir halis*** (olarak) kıyamet gününde148"; işte böyledir; tefsil651 ederiz ayetleri454 bilir bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

32 Say: "Who forbid God’s decoration/beauty/ornament which He brought out to (for) His worshippers/slaves, and the enjoyable/goodnesses from the provision/things of benefit or value ?"Say: "It is to those who believed in the life the present/worldly life clearly/purely (in) the Resurrection Day, as/like that We detail/explain/clarify the verses/evidences to a nation knowing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 men kim مَنْ -
3 harrame haram etti حَرَّمَ حرم
4 zinete ziynetini زِينَةَ زين
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 lleti الَّتِي -
7 ehrace çıkardığını أَخْرَجَ خرج
8 liibadihi kulları için لِعِبَادِهِ عبد
9 ve ttayyibati ve iyilerini وَالطَّيِّبَاتِ طيب
10 mine مِنَ -
11 r-rizki rızıklarından الرِّزْقِ رزق
12 kul de ki قُلْ قول
13 hiye O هِيَ -
14 lillezine kimselerindir لِلَّذِينَ -
15 amenu iman etmiş امَنُوا امن
16 fi فِي -
17 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 halisaten bir halis (olarak) خَالِصَةً خلص
20 yevme günü de يَوْمَ يوم
21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
22 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
23 nufessilu tefsir ederiz نُفَصِّلُ فصل
24 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
25 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم
26 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Süsü.**Dişil zamir yine dişil olan ziynet ve iyileri işaret eder.***Saf, sadece iman etmiş kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Tefsîl Kavram 651

651 Detaylandırmak; detaylı, ayrılmış.

7. A'râf Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

996|7|42|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

996|7|42|والذين امنوا وعملوا الصلحت لا نكلف نفسا الا وسعها اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Latin Literal

42. Vellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının dışında; işte bunlar; cennet ashâbıdır194; onlar orada ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And those who believed and made/did the correct/righteous deeds, We do not burden/impose a self except its endurance/capacity , those are the Paradises’ owners/company , they are in it immortally/eternally.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman etmiş امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
5 la لَا -
6 nukellifu mükellef kılmayız نُكَلِّفُ كلف
7 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس
8 illa dışında إِلَّا -
9 vus'aha kuşattığının وُسْعَهَا وسع
10 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
11 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
12 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن
13 hum onlar هُمْ -
14 fiha orada فِيهَا -
15 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

7. A'râf Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

1006|7|52|وَلَقَدْ جِئْنَٰهُم بِكِتَٰبٍ فَصَّلْنَٰهُ عَلَىٰ عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1006|7|52|ولقد جينهم بكتب فصلنه علي علم هدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

52. Ve lekad ci’nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ant olsun geldik sizlere bir kitapla*; tefsîl651 ettik onu** bir ilim*** üzerine; bir doğru yola kılavuzdur**** ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And We had come to them with a Book (that) We detailed/explained it on knowledge ,guidance and mercy to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ant olsun وَلَقَدْ -
2 ci'nahum geldik sizlere جِئْنَاهُمْ جيا
3 bikitabin bir kitapla بِكِتَابٍ كتب
4 fessalnahu tefsir ettik onu فَصَّلْنَاهُ فصل
5 ala karşı عَلَىٰ -
6 ilmin bir ilme عِلْمٍ علم
7 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي
8 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم
9 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
10 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kur'an'la. Sadece Kur'an'la.*Kur'an'ı.***İlim sahipleri Kur'an'ın tefsîlini anlar. ****Kur'an'a teslim olanlar doğru yola kılavuzlanırlar. Sadece Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Tefsîl Kavram 651

651 Detaylandırmak; detaylı, ayrılmış.

7. A'râf Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1029|7|75|قَالَ ٱلْمَلَأُ ٱلَّذِينَ ٱسْتَكْبَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ لِلَّذِينَ ٱسْتُضْعِفُوا۟ لِمَنْ ءَامَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَٰلِحًا مُّرْسَلٌ مِّن رَّبِّهِۦ قَالُوٓا۟ إِنَّا بِمَآ أُرْسِلَ بِهِۦ مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1029|7|75|قال الملا الذين استكبروا من قومه للذين استضعفوا لمن امن منهم اتعلمون ان صلحا مرسل من ربه قالوا انا بما ارسل به مومنون

Latin Literal

75. Kâlel meleullezînestekberû min kavmihî lillezînestud’ıfû li men âmene minhum e ta’lemûne enne sâlihan murselun min rabbihi kâlû innâ bimâ ursile bihî mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler (olan) mele364; onun (Sâlih’in) kavminden/toplumundan zaaf içinde bırakılmış kimselere; onlardan iman47 etmiş kimseye: "Bilir misiniz sizler ki Sâlih gönderilendir Rabbinden4?"; dediler: "Doğrusu bizler onunla gönderilene müminleriz27.

Ahmed Samira Çevirisi

75 The nobles/assembly , those who became arrogant from his nation said to those who were weakened to who believed from them: "Do you know that Saleh is sent from his Lord?" They Said: "We are with what (he) is sent with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 stekberu büyüklendiler/kibirlendiler اسْتَكْبَرُوا كبر
5 min مِنْ -
6 kavmihi onun (Salih’in) kavminden/toplumundan قَوْمِهِ قوم
7 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ -
8 stud'ifu zaaf içinde bırakılmışlar اسْتُضْعِفُوا ضعف
9 limen kimseye (ki) لِمَنْ -
10 amene iman etmiş امَنَ امن
11 minhum onlardan مِنْهُمْ -
12 etea'lemune bilir misiniz sizler أَتَعْلَمُونَ علم
13 enne ki أَنَّ -
14 salihen Salih صَالِحًا صلح
15 murselun gönderilendir مُرْسَلٌ رسل
16 min مِنْ -
17 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
18 kalu dediler قَالُوا قول
19 inna doğrusu biz إِنَّا -
20 bima بِمَا -
21 ursile gönderilene أُرْسِلَ رسل
22 bihi onunla بِهِ -
23 mu'minune müminleriz مُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

7. A'râf Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

1030|7|76|قَالَ ٱلَّذِينَ ٱسْتَكْبَرُوٓا۟ إِنَّا بِٱلَّذِىٓ ءَامَنتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1030|7|76|قال الذين استكبروا انا بالذي امنتم به كفرون

Latin Literal

76. Kâlellezînestekberû innâ billezî âmentum bihî kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler: "Doğrusu bizler onunla iman47 ettiğinize kâfirleriz25."

Ahmed Samira Çevirisi

76 Those who became arrogant said: "We are with what you believed with it disbelieving."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 stekberu büyüklenmiş/kibirlenmiş اسْتَكْبَرُوا كبر
4 inna doğrusu bizler إِنَّا -
5 billezi' بِالَّذِي -
6 amentum iman ettiğinize امَنْتُمْ امن
7 bihi onunla بِهِ -
8 kafirune kâfirleriz كَافِرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

7. A'râf Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

1040|7|86|وَلَا تَقْعُدُوا۟ بِكُلِّ صِرَٰطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِهِۦ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا وَٱذْكُرُوٓا۟ إِذْ كُنتُمْ قَلِيلًا فَكَثَّرَكُمْ وَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1040|7|86|ولا تقعدوا بكل صرط توعدون وتصدون عن سبيل الله من امن به وتبغونها عوجا واذكروا اذ كنتم قليلا فكثركم وانظروا كيف كان عقبه المفسدين

Latin Literal

86. Ve lâ tak’udû bikulli sırâtın tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve oturmayın her bir yola (ki) vaat edersiniz ve engelleyip çevirirsiniz Allah'ın yolundan336 onunla iman47 etmiş kimseyi; ve aranırsınız/bakınırsınız ona* bir eğrilik; ve zikredin78 biraz/az olduğunuz zamanı; öyle ki çoğalttı sizleri; ve bakın nasıl oldu akıbetleri892 fesat265 çıkaranların.

Ahmed Samira Çevirisi

86 And do not sit/remain with every road/way, you promise and you object/prevent/obstruct who believed with it from God’s way/road and you wish/desire it (be) bent/crookedness/indirectness, and remember when/where you where little/few , so He increased you, and see/wonder about how was the corruptings’/disorderings’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tek'udu ve oturmayın تَقْعُدُوا قعد
3 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
4 siratin yola صِرَاطٍ صرط
5 tuidune vaat edersiniz تُوعِدُونَ وعد
6 ve tesuddune ve engelleyip çevirirsiniz وَتَصُدُّونَ صدد
7 an عَنْ -
8 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 men kimseyi مَنْ -
11 amene iman etmiş امَنَ امن
12 bihi onunla بِهِ -
13 ve tebguneha ve aranırsınız/bakınırsınız ona وَتَبْغُونَهَا بغي
14 ivecen bir eğrilik عِوَجًا عوج
15 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر
16 iz zaman إِذْ -
17 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
18 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
19 fe kesserakum öyle ki çoğalltı sizleri فَكَثَّرَكُمْ كثر
20 venzuru ve bakın وَانْظُرُوا نظر
21 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
22 kane oldu كَانَ كون
23 aakibetu akıbetleri عَاقِبَةُ عقب
24 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın ayetine. Kutsal kitaplarda bulunan ayetler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

7. A'râf Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

1041|7|87|وَإِن كَانَ طَآئِفَةٌ مِّنكُمْ ءَامَنُوا۟ بِٱلَّذِىٓ أُرْسِلْتُ بِهِۦ وَطَآئِفَةٌ لَّمْ يُؤْمِنُوا۟ فَٱصْبِرُوا۟ حَتَّىٰ يَحْكُمَ ٱللَّهُ بَيْنَنَا وَهُوَ خَيْرُ ٱلْحَٰكِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1041|7|87|وان كان طايفه منكم امنوا بالذي ارسلت به وطايفه لم يومنوا فاصبروا حتي يحكم الله بيننا وهو خير الحكمين

Latin Literal

87. Ve in kâne tâifetun minkum âmenû billezî ursiltu bihî ve tâifetun lem yu’minû fasbirû hattâ yahkumallâhu beynenâ, ve huve hayrul hâkimîn(hâkimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve eğer olduysa sizlerden bir tayfa* (ki) iman47 ettiler kendisiyle gönderildiğime; ve bir tayfa* (ki) asla iman47 etmezler; öyle ki sabredin51; ta ki hükmeder Allah aramızda; ve O hayırlısıdır hükmedenlerin."

Ahmed Samira Çevirisi

87 And if (there) was a group of people from you (that) believed with what I was sent with it and a group of people did not believe, so be patient until God judges/rules between us, and He is the judges’/rulers’ best .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 kane olduysa كَانَ كون
3 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
4 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
5 amenu iman ettiler امَنُوا امن
6 billezi' بِالَّذِي -
7 ursiltu gönderildiğime أُرْسِلْتُ رسل
8 bihi kendisiyle بِهِ -
9 ve taifetun ve bir tayfa وَطَائِفَةٌ طوف
10 lem asla لَمْ -
11 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
12 fesbiru öyle ki sabredin فَاصْبِرُوا صبر
13 hatta taki حَتَّىٰ -
14 yehkume hükmeder يَحْكُمَ حكم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 beynena aramızda بَيْنَنَا بين
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 hayru hayırlısıdır خَيْرُ خير
19 l-hakimine hükmedenlerin الْحَاكِمِينَ حكم

Notlar

Not 1

*Grup.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

7. A'râf Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1042|7|88|قَالَ ٱلْمَلَأُ ٱلَّذِينَ ٱسْتَكْبَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ لَنُخْرِجَنَّكَ يَٰشُعَيْبُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَكَ مِن قَرْيَتِنَآ أَوْ لَتَعُودُنَّ فِى مِلَّتِنَا قَالَ أَوَلَوْ كُنَّا كَٰرِهِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1042|7|88|قال الملا الذين استكبروا من قومه لنخرجنك يشعيب والذين امنوا معك من قريتنا او لتعودن في ملتنا قال اولو كنا كرهين

Latin Literal

88. Kâlel meleullezînestekberû min kavmihî le nuhricenneke yâ şuaybu vellezîne âmenû meake min karyetinâ ev le teûdunne fî milletinâ, kâle e ve lev kunnâ kârihîn(kârihîne).

Türkçe Çeviri

Dedi mele (ki) büyüklenmiş/kibirlenmiş kimselerdir onun (Şuayb’ın) kavminden/toplumundan: "Mutlak çıkarırız675 seni ey Şuayb! Ve iman47 etmiş kimseleri (de) seninle beraber kentimizden; ya da mutlak dönersiniz675 milletimize301"; dedi (Şuayb): "Şayet kerhen697 olduysak da mı?"

Ahmed Samira Çevirisi

88 The nobles/assembly, those who became arrogant from his nation said: "We will bring/drive you out (E) you Shu’aib and those who believed with you from our village/urban city or you return (E) in our religion/faith." He said: "Or even if we were hating (it)?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 stekberu büyüklenmiş/kibirlenmiş اسْتَكْبَرُوا كبر
5 min مِنْ -
6 kavmihi kavminden onun (Şuayb’ın) قَوْمِهِ قوم
7 lenuhricenneke mutlak çıkarırız seni لَنُخْرِجَنَّكَ خرج
8 ya şuaybu ey Şuayb يَا شُعَيْبُ -
9 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
10 amenu iman etmiş امَنُوا امن
11 meake seninle beraber مَعَكَ -
12 min مِنْ -
13 karyetina kentimizden قَرْيَتِنَا قري
14 ev ya da أَوْ -
15 leteudunne mutlak dönersini لَتَعُودُنَّ عود
16 fi فِي -
17 milletina milletimize مِلَّتِنَا ملل
18 kale dedi قَالَ قول
19 evelev şayet أَوَلَوْ -
20 kunna olduysak da mı كُنَّا كون
21 karihine kerhen كَارِهِينَ كره

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Müşriklerin ortak noktası. Kendi uyduruk milletlerine yani dini öğretilerine uymayanlara zulmederek yurtlarından çıkarmak. Tehdit etmek. Cebirle/tehditle kendi uyduruk dinlerine girmeye zorlamak. Kavram 675

675 Kur'an'ın bütününe baktığımızda açık ve net olarak görürüz ki müşrikler kendilerine zulmettikleri gibi kendi milletlerinden yani dinî öğretilerine tabi olmayan kimselere de zulmederler. Tehditle kendi öğretilerine girmeye zorlarlar. Kabul etmeyenleri yurtlarından çıkarırlar. Sadece Kur'an demeyen ve kendini Muhammedî sanarak mezheplere tabi olan herkes müşriktir. Bu müşriklerin milleti de yani dinî öğretileri de aynıdır. Kendisine tabi olmayanları dövmek, hapsetmek. Namaz kılmayanı dövmek ve hapsetmek. Namaz kılıncaya kadar hapiste tutmak. Sözde dinlerinden çıkanları mürted ilan edip öldürmek.

Kerhen. Kavram 697

697 İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak, tiksinerek, iğrenerek.

7. A'râf Suresi

Ayet 96

Arapça Metin (Harekeli)

1050|7|96|وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ ٱلْقُرَىٰٓ ءَامَنُوا۟ وَٱتَّقَوْا۟ لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَٰتٍ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ وَلَٰكِن كَذَّبُوا۟ فَأَخَذْنَٰهُم بِمَا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1050|7|96|ولو ان اهل القري امنوا واتقوا لفتحنا عليهم بركت من السما والارض ولكن كذبوا فاخذنهم بما كانوا يكسبون

Latin Literal

96. Ve lev enne ehlel kurâ âmenû vettekav le fetahnâ aleyhim berekâtin mines semâi vel ardı ve lâkin kezzebû fe ehaznâhum bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Türkçe Çeviri

Ve şayet ki kentlerin ehli568 (olanlar) iman47 etselerdi ve takvalı21 olsalardı; öyle ki açardık üzerlerine bereketler gökten180 ve yerden; velakin/fakat yalanladılar244; öyle ki tuttuk onları kazanır olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

96 And if that the villages’/urban cities’ peoples believed and feared and obeyed, We would have opened/eased on them blessings from the sky/space and the earth/Planet Earth, and but they denied/falsified , so We took/punished them because (of)what they were acquiring/gathering .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev ve şayet وَلَوْ -
2 enne ki أَنَّ -
3 ehle ehli أَهْلَ اهل
4 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري
5 amenu iman etselerdi امَنُوا امن
6 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي
7 lefetehna öyle ki açardık لَفَتَحْنَا فتح
8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
9 berakatin bereketler بَرَكَاتٍ برك
10 mine مِنَ -
11 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
12 vel'erdi ve yerden وَالْأَرْضِ ارض
13 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
14 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
15 feehaznahum öyle ki tuttuk onları فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ
16 bima بِمَا -
17 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
18 yeksibune kazanırlar يَكْسِبُونَ كسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Yalanlama Kavram 244

244 Yanıltmak, aldatmak, kandırmak, hakkında yalan söylemek, yanlış yönlendirmek, onaylamamak, inkâr etmek. İşaret edilen şeyi inkâr etmemekle birlikte onun hakkında yanıltıcı, gerçek dışı uyduruk şeylere tabi olmak da tam olarak aynı kelimeyle işaret edilir.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

7. A'râf Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1055|7|101|تِلْكَ ٱلْقُرَىٰ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنۢبَآئِهَا وَلَقَدْ جَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ بِمَا كَذَّبُوا۟ مِن قَبْلُ كَذَٰلِكَ يَطْبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1055|7|101|تلك القري نقص عليك من انبايها ولقد جاتهم رسلهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا من قبل كذلك يطبع الله علي قلوب الكفرين

Latin Literal

101. Tilkel kurâ nakussu aleyke min enbâihâ ve lekad câethum rusuluhum bil beyyinâti fe mâ kânû liyu’minû bi mâ kezzebû min kablu kezâlike yatbaullâhu alâ kulûbil kâfirîn (kâfirîne).

Türkçe Çeviri

İşte şudur; kentler (ki) kıssalaştırırız sana onun* haberlerinden; ve ant olsun geldi onlara onların resûlleri418 beyanatlarla620; öyle ki olmuş değillerdi iman47 etmeye öncesinde yalanladıkları nedeniyle; işte böyledir; mühürler175 Allah kâfirlerin25 kalplerinin üzerini.

Ahmed Samira Çevirisi

101 Those are the villages’/urban cities’, We narrate/inform on (to) you from its information/news, and their messengers had come to them with the evidences, so they were not to believe with what they denied/falsified from before, as/like that God stamps/covers/seals on the disbelievers’ hearts/minds .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tilke işte şudur تِلْكَ -
2 l-kura kentler الْقُرَىٰ قري
3 nekussu kıssalaştırırız نَقُصُّ قصص
4 aleyke sana عَلَيْكَ -
5 min مِنْ -
6 enbaiha haberlerinden onun أَنْبَائِهَا نبا
7 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
8 ca'ethum gelmişti onlara جَاءَتْهُمْ جيا
9 rusuluhum onların resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
10 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
11 fema öyle ki değildi فَمَا -
12 kanu oldular كَانُوا كون
13 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن
14 bima ötürü بِمَا -
15 kezzebu yalanladıklarıyla كَذَّبُوا كذب
16 min مِنْ -
17 kablu öncesinde قَبْلُ قبل
18 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
19 yetbeu mühürledi يَطْبَعُ طبع
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 ala üzerini عَلَىٰ -
22 kulubi kalplerinin قُلُوبِ قلب
23 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Kentin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

7. A'râf Suresi

Ayet 121

Arapça Metin (Harekeli)

1075|7|121|قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1075|7|121|قالوا امنا برب العلمين

Latin Literal

121. Kâlû âmennâ bi rabbil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Dediler (sihirbazlar): "İman47 ettik alemlerin203 Rabbine4."

Ahmed Samira Çevirisi

121 They said: "We believed with the creations all together’s/(universes’) Lord ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 amenna iman ettik امَنَّا امن
3 birabbi Rabbine بِرَبِّ ربب
4 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Âlem, âlem, alem. Kavram 203

203 Farklı zamanlar ve/veya mekanlarda yaşamlar, durum ve şartlar. Göklerdeki uzaylı yaşamlar. Dünya hayatının farklı zamanlarında gerçekleşen yaşamlar.

7. A'râf Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

1077|7|123|قَالَ فِرْعَوْنُ ءَامَنتُم بِهِۦ قَبْلَ أَنْ ءَاذَنَ لَكُمْ إِنَّ هَٰذَا لَمَكْرٌ مَّكَرْتُمُوهُ فِى ٱلْمَدِينَةِ لِتُخْرِجُوا۟ مِنْهَآ أَهْلَهَا فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1077|7|123|قال فرعون امنتم به قبل ان اذن لكم ان هذا لمكر مكرتموه في المدينه لتخرجوا منها اهلها فسوف تعلمون

Latin Literal

123. Kâle fir’avnu âmentum bihî kable en âzene lekum, inne hâzâ le mekrun mekertumûhu fîl medîneti li tuhricû minhâ ehlehâ, fe sevfe ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Dedi firavun: "İman47 ettiniz ona öncesi ki izin veririm sizlere; doğrusu bu mutlak bir terkiptir/düzendir (ki) terkip ettiniz/düzenlediniz onu şehirde; çıkarmak için ondan* ehlini568 onun*; öyle ki yakında bileceksiniz."

Ahmed Samira Çevirisi

123 Pharaoh said: "You believed with Him, before that I permit for you? That, that (is) cheatery/deceit (E) you schemed/cheated/deceived it in the city/town to bring out from it its people , so you will/shall know."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 fir'avnu firavun فِرْعَوْنُ -
3 amentum iman ettiniz امَنْتُمْ امن
4 bihi ona بِهِ -
5 kable öncesi قَبْلَ قبل
6 en ki أَنْ -
7 azene izin veririm اذَنَ اذن
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 haza bu هَٰذَا -
11 lemekrun mutlak bir terkiptir لَمَكْرٌ مكر
12 mekertumuhu terkip ettiniz onu مَكَرْتُمُوهُ مكر
13 fi فِي -
14 l-medineti şehirde الْمَدِينَةِ مدن
15 lituhricu çıkarmak için لِتُخْرِجُوا خرج
16 minha ondan مِنْهَا -
17 ehleha ehlini onun أَهْلَهَا اهل
18 fesevfe öyleki yakında فَسَوْفَ -
19 tea'lemune bileceksiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Şehirden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

7. A'râf Suresi

Ayet 126

Arapça Metin (Harekeli)

1080|7|126|وَمَا تَنقِمُ مِنَّآ إِلَّآ أَنْ ءَامَنَّا بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا لَمَّا جَآءَتْنَا رَبَّنَآ أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1080|7|126|وما تنقم منا الا ان امنا بايت ربنا لما جاتنا ربنا افرغ علينا صبرا وتوفنا مسلمين

Latin Literal

126. Ve mâ tenkımu minnâ illâ en âmennâ bi âyâti rabbinâ lemmâ câetnâ, rabbenâ efrıg aleynâ sabren ve teveffenâ muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve intikam alır değilsin bizden dışında ki iman47 ettik Rabbimizin4 ayetlerine237 geldiğinde o* bizlere; Rabbimiz4! Boşalt üzerimize bir sabır51; ve vefat621 ettir bizleri müslim45 (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

126 And you do not revenge/hate/criticize from us except that we believed with our Lord’s evidences/verses/signs, when (it) came to us, our Lord pour on us patience, and make us die (as) Moslems/submitters/surrenderers.104

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değilsin وَمَا -
2 tenkimu intikam alır تَنْقِمُ نقم
3 minna bizden مِنَّا -
4 illa dışında إِلَّا -
5 en kli أَنْ -
6 amenna iman ettik امَنَّا امن
7 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
8 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
9 lemma لَمَّا -
10 ca'etna geldiğinde bizlere جَاءَتْنَا جيا
11 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
12 efrig boşalt أَفْرِغْ فرغ
13 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
14 sabran bir sabır صَبْرًا صبر
15 ve teve ffena ve vefat ettir bizleri وَتَوَفَّنَا وفي
16 muslimine müslim (olarak) مُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Ayet.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Vefat Kavram 621

621 Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar. 6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.

7. A'râf Suresi

Ayet 132

Arapça Metin (Harekeli)

1086|7|132|وَقَالُوا۟ مَهْمَا تَأْتِنَا بِهِۦ مِنْ ءَايَةٍ لِّتَسْحَرَنَا بِهَا فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1086|7|132|وقالوا مهما تاتنا به من ايه لتسحرنا بها فما نحن لك بمومنين

Latin Literal

132. Ve kâlû mehmâ te’tinâ bihî min âyetin li tesharenâ bihâ fe mâ nahnu leke bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: "Ne kadar gelsen de bizlere kendisiyle bir ayetten287; sihirle büyülemek için bizleri onunla; öyle ki değiliz bizler sana iman47 edenler."

Ahmed Samira Çevirisi

132 And they said: "whatever you come/bring to us with it, from an evidence/sign/verse to bewitch/enchant us with it, so we are not to you with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 mehma ne kadar مَهْمَا -
3 te'tina gelsen de bizlere تَأْتِنَا اتي
4 bihi onunla بِهِ -
5 min bir مِنْ -
6 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي
7 litesharana sihirle büyülemek için لِتَسْحَرَنَا سحر
8 biha kendisiyle بِهَا -
9 fema öyle ki değiliz فَمَا -
10 nehnu biz نَحْنُ -
11 leke sana لَكَ -
12 bimu'minine iman edenler بِمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

7. A'râf Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

1100|7|146|سَأَصْرِفُ عَنْ ءَايَٰتِىَ ٱلَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلْغَىِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

146. Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.

Ahmed Samira Çevirisi

146 I will send away/divert/misguide from My verses/evidences those who are being arrogant in the earth/Planet Earth, without the right , and if they see/understand every verse/evidence, they do not believe with it, and if they see/understand the correct/right guidance way/path , they do not take it (as) a way/path, and if they see/understand the misguidance’s/failure’s way/path they take/receive it (as) a way/path, that (is) because they (E), they lied/denied (rejected) with Our evidences/verses, and they were from it ignoring/neglecting/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 seesrifu uzak tutacağım سَأَصْرِفُ صرف
2 an عَنْ -
3 ayatiye ayetlerim ايَاتِيَ ايي
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 yetekebberune kibirlenirler/büyüklenirler يَتَكَبَّرُونَ كبر
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 yerav görseler يَرَوْا راي
12 kulle herbir كُلَّ كلل
13 ayetin ayeti ايَةٍ ايي
14 la لَا -
15 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
16 biha ona بِهَا -
17 ve in ve eğer وَإِنْ -
18 yerav görseler يَرَوْا راي
19 sebile yolu سَبِيلَ سبل
20 r-ruşdi reşid/doğru/olgun الرُّشْدِ رشد
21 la لَا -
22 yettehizuhu edinmezler/tutmazlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
23 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
24 vein ve eğer وَإِنْ -
25 yerav görseler يَرَوْا راي
26 sebile yolunu سَبِيلَ سبل
27 l-gayyi sapkınlık الْغَيِّ غوي
28 yettehizuhu edinirler/tutarlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
29 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
30 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
31 biennehum ki onların بِأَنَّهُمْ -
32 kezzebu yalanlamalarıyladır كَذَّبُوا كذب
33 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
34 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
35 anha ondan عَنْهَا -
36 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayete.**Yolu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

7. A'râf Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

1107|7|153|وَٱلَّذِينَ عَمِلُوا۟ ٱلسَّيِّـَٔاتِ ثُمَّ تَابُوا۟ مِنۢ بَعْدِهَا وَءَامَنُوٓا۟ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1107|7|153|والذين عملوا السيات ثم تابوا من بعدها وامنوا ان ربك من بعدها لغفور رحيم

Latin Literal

153. Vellezîne amilûs seyyiâti summe tâbû min ba’dihâ ve âmenû inne rabbeke min ba’dihâ le gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yaptılar kötülükler; sonra tevbe33 ettiler onun* ardından; ve iman47 ettiler; doğrusu (senin) Rabbin4 onun** ardından mutlak Gafûr20’dur; Rahîm2’dir.

Ahmed Samira Çevirisi

153 And those who made/did the sins/crimes, then they repented from after it, and they believed, that your Lord (is) from after it forgiving (E), merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amilu yaptılar عَمِلُوا عمل
3 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب
6 min مِنْ -
7 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد
8 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
11 min مِنْ -
12 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد
13 legafurun mutlak Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر
14 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kötülüğün.**Tevbenin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

7. A'râf Suresi

Ayet 156

Arapça Metin (Harekeli)

1110|7|156|وَٱكْتُبْ لَنَا فِى هَٰذِهِ ٱلدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ إِنَّا هُدْنَآ إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِىٓ أُصِيبُ بِهِۦ مَنْ أَشَآءُ وَرَحْمَتِى وَسِعَتْ كُلَّ شَىْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلَّذِينَ هُم بِـَٔايَٰتِنَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1110|7|156|واكتب لنا في هذه الدنيا حسنه وفي الاخره انا هدنا اليك قال عذابي اصيب به من اشا ورحمتي وسعت كل شي فساكتبها للذين يتقون ويوتون الزكوه والذين هم بايتنا يومنون

Latin Literal

156. Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhıreti innâ hudnâ ileyk(ileyke), kâle azâbî usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’(şey’in), fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve yaz bizlere bu dünyada bir iyilik/güzellik ve ahirette (de); doğrusu bizler kılavuzlandık sana; dedi (Allah) : "Azabım (ki) isabet ettiririm onu dilediğim kimseye; ve rahmetim271 (ki) kuşattı her bir şeyi; öyle ki yazarım onu kimselere (ki) takvalı21 olurlar; ve verirler zekâtı10; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimize iman47 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

156 And decree for us in this the present world goodness and in the end (other life), we have, we repented/guided to You. He said: "My torture, I strike/mark who I will/want with it, and My mercy extended/enriches every thing, so I will decree to those who fear and obey, and give/bring the charity/purification and those who, they are with Our verses/evidences believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vektub ve yaz وَاكْتُبْ كتب
2 lena bizlere لَنَا -
3 fi فِي -
4 hazihi bu هَٰذِهِ -
5 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
6 haseneten bir iyilik/güzellik حَسَنَةً حسن
7 ve fi ve وَفِي -
8 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
9 inna doğrusu bizler إِنَّا -
10 hudna kılavuzlandık هُدْنَا هود
11 ileyke sana إِلَيْكَ -
12 kale dedi (Allah) قَالَ قول
13 azabi azabım عَذَابِي عذب
14 usibu isabet ettiririm أُصِيبُ صوب
15 bihi onu بِهِ -
16 men kimseye مَنْ -
17 eşa'u dilediğim أَشَاءُ شيا
18 verahmeti ve rahmetim وَرَحْمَتِي رحم
19 vesiat kuşatmıştır وَسِعَتْ وسع
20 kulle her كُلَّ كلل
21 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
22 feseektubuha öyle ki yazarım onu فَسَأَكْتُبُهَا كتب
23 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
24 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
25 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
26 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
27 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
28 hum onlar هُمْ -
29 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
30 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 158

Arapça Metin (Harekeli)

1112|7|158|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنِّى رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعًا ٱلَّذِى لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْىِۦ وَيُمِيتُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِ ٱلنَّبِىِّ ٱلْأُمِّىِّ ٱلَّذِى يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَكَلِمَٰتِهِۦ وَٱتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1112|7|158|قل يايها الناس اني رسول الله اليكم جميعا الذي له ملك السموت والارض لا اله الا هو يحي ويميت فامنوا بالله ورسوله النبي الامي الذي يومن بالله وكلمته واتبعوه لعلكم تهتدون

Latin Literal

158. Kul yâ eyyuhen nâsu innî resûlullâhi ileykum cemîanillezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumît(yumîtu), fe âminû billâhi ve resûlihin nebiyyil ummiyyillezî yu’minu billâhi ve kelimâtihî vettebiûhu leallekum tehtedûn(tehtedûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey insanlar! Doğrusu ben* resûlüyüm Allah'ın üzerinize topluca; ki O’nadır mülkü göklerin ve yerin; yoktur ilâh74 O’nun dışında; hayat verir ve öldürür"; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûlüne O’nun; ümmi277 nebiye132 ki iman47 eder* Allah'a; ve O'nun kelimelerine*; ve tabi408 olun ona* belki sizler; doğru yola kılavuzlanırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

158 Say: "You, you the people, I am God’s messenger to you all/all together, which for him (is) the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s ownership , no God except Him, He revives/makes alive , and He makes die, so believe by God, and His messenger the prophet the illiterate/belonging to a nation who believes by God, and His words/expressions, and follow him, maybe/perhaps you be guided."107

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 inni doğrusu ben إِنِّي -
5 rasulu resûlüyüm رَسُولُ رسل
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ -
8 cemian topluca جَمِيعًا جمع
9 llezi ki الَّذِي -
10 lehu O’nadır لَهُ -
11 mulku mülkü مُلْكُ ملك
12 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
13 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
14 la yoktur لَا -
15 ilahe ilâh إِلَٰهَ اله
16 illa başka إِلَّا -
17 huve O’ndan هُوَ -
18 yuhyi hayat verir يُحْيِي حيي
19 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت
20 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
21 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
22 ve rasulihi ve resûlüne O’nun وَرَسُولِهِ رسل
23 n-nebiyyi nebiye النَّبِيِّ نبا
24 l-ummiyyi ümmi الْأُمِّيِّ امم
25 llezi ki الَّذِي -
26 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
27 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
28 ve kelimatihi ve kelimelerine O'nun (Allah’ın) وَكَلِمَاتِهِ كلم
29 vettebiuhu ve tabi olun ona وَاتَّبِعُوهُ تبع
30 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
31 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي

Notlar

Not 1

*Resûl, ümmi nebi Muhammed.**Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ümmi, ümmi Kavram 277

277 Kutsal kitapları anlayarak okumayan ya da okuyamayan. Günümüzde kendilerini müslüman sanan milyarlarca insan kendi dillerinde okuma yazmaya sahip olsalar da Kur'an'a ümmidirler. Kur'an'ı anlamadan yüzünden okuyanların hepsi ümmidir. Kur'an'ın anladığı dilde tercümesini okuyanlar ümmi sınıfına girmezler.

Resûle tabi olmak. Kavram 408

408 Resûle itaat etmek kavramıyla aynı paralellikte bir kavramdır. Resûl=Kur'an'dır. Kur'an=Resûl'dür. Bu ikisinin arası asla ayrılamaz. Resûl sadece Kur'an'a tabi olmuştur. Bir Kur'an vardır bir de peygamberin sünneti vardır demek Yüce Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayırmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 185

Arapça Metin (Harekeli)

1139|7|185|أَوَلَمْ يَنظُرُوا۟ فِى مَلَكُوتِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا خَلَقَ ٱللَّهُ مِن شَىْءٍ وَأَنْ عَسَىٰٓ أَن يَكُونَ قَدِ ٱقْتَرَبَ أَجَلُهُمْ فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1139|7|185|اولم ينظروا في ملكوت السموت والارض وما خلق الله من شي وان عسي ان يكون قد اقترب اجلهم فباي حديث بعده يومنون

Latin Literal

185. E ve lem yanzurû fî melekûtis semâvâti vel ardı ve mâ halakallâhu min şey’in ve en asâ en yekûne kadıkterebe eceluhum, fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve hiç bakmazlar mı melekûtuna685 göklerin162 ve yerin; yarattığına Allah'ın (her) bir şeyden; ve belki de olur ki muhakkak yakınlaşmıştır ecelleri onların; öyle ki hangi hadise/söze sonrasında onun* iman47 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

185 Do they not look/wonder about in the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s might and power , and what God created from a thing, and that maybe/perhaps their term/time had neared/approached? So with which information/speech after it (do) they believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelem ve asla أَوَلَمْ -
2 yenzuru bakmazlar mı يَنْظُرُوا نظر
3 fi فِي -
4 melekuti melekutuna مَلَكُوتِ ملك
5 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
7 ve ma وَمَا -
8 haleka yarattığına خَلَقَ خلق
9 llahu Allah'ın اللَّهُ -
10 min مِنْ -
11 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا
12 ve en ve ki وَأَنْ -
13 asa belkide عَسَىٰ عسي
14 en ki أَنْ -
15 yekune olur يَكُونَ كون
16 kadi muhakkak قَدِ -
17 kterabe yakınlaştı اقْتَرَبَ قرب
18 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل
19 febieyyi öyle ki hangi فَبِأَيِّ -
20 hadisin hadise/söze حَدِيثٍ حدث
21 bea'dehu sonrasında onun بَعْدَهُ بعد
22 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Bu sözün.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Melekût. Kavram 685

685 Uçsuz bucaksız mülk.

7. A'râf Suresi

Ayet 188

Arapça Metin (Harekeli)

1142|7|188|قُل لَّآ أَمْلِكُ لِنَفْسِى نَفْعًا وَلَا ضَرًّا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ وَلَوْ كُنتُ أَعْلَمُ ٱلْغَيْبَ لَٱسْتَكْثَرْتُ مِنَ ٱلْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِىَ ٱلسُّوٓءُ إِنْ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٌ وَبَشِيرٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1142|7|188|قل لا املك لنفسي نفعا ولا ضرا الا ما شا الله ولو كنت اعلم الغيب لاستكثرت من الخير وما مسني السو ان انا الا نذير وبشير لقوم يومنون

Latin Literal

188. Kul lâ emliku li nefsî nef’an ve lâ darran illâ mâşaallâh(mâşaallâhu), ve lev kuntu a’lemul gaybe lesteksertu minel hayri ve mâ messeniyes sûu in ene illâ nezîrun ve beşîrun li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki687: "Malik* olamam kendi nefsime201 bir menfaate; ve ne de bir zarara Allah'ın dilediği dışında; velev/şayet gaybı bilir olsaydım; mutlak çoğaltırdım hayırdan; ve dokunur olamazdı bana kötülük; ki ben ancak bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim bir iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

188 Say: "I do not own/possess benefit/usefulness and nor harm to myself, except what God willed/wanted, and if I were (to) know the unseen/absent/supernatural , I would have increased from the good/wealth , and the bad/evil/harm would not (have) touched me, that I am except (a) warner/giver of notice and (an) announcer of good news to a nation believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 la değilim لَا -
3 emliku mâlik أَمْلِكُ ملك
4 linefsi nefsime لِنَفْسِي نفس
5 nef'an bir menfaate نَفْعًا نفع
6 ve la ve ne de وَلَا -
7 derran bir zarara ضَرًّا ضرر
8 illa dışında إِلَّا -
9 ma مَا -
10 şa'e dilediği شَاءَ شيا
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 velev velev/şayet وَلَوْ -
13 kuntu olsaydım كُنْتُ كون
14 ea'lemu bilir أَعْلَمُ علم
15 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب
16 lasteksertu mutlak çoğaltırdım لَاسْتَكْثَرْتُ كثر
17 mine مِنَ -
18 l-hayri hayırdan الْخَيْرِ خير
19 ve ma ve olamazdı وَمَا -
20 messeniye dokunur bana مَسَّنِيَ مسس
21 s-su'u kötülük السُّوءُ سوا
22 in ki إِنْ -
23 ena ben أَنَا -
24 illa ancak إِلَّا -
25 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر
26 ve beşirun ve müjdeleyiciyim وَبَشِيرٌ بشر
27 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
28 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Sahip.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Resûl Muhammed'ten ahirette şefaat bekleyenler bu ayeti iyi okusunlar; bakın Resûl Muhammed ne diyor? Kavram 687

687 Yüce Allah 7:188 ayetinde kendi elçisine şunları demesini emretmiştir;Resûl Muhammed kendi nefisine/benliğine bile bir menfaat ya da bir zarar sağlamaya malik değildir. Hiç bir yetkisi yoktur. Bir insana menfaat ya da bir zarar sağlama yetkisi sadece Yüce Allah'ın kendisindedir. O dilerse ancak bir nefse menfaat ya da bir zarar verebilir.Resûl Muhammed gaybı bilemez.Hayırdan işleri artırmak gereklidir. Hayırdan işler kötülüklerin dokunmasını engeller. Resûl Muhammed ancak bir uyarıcıdır; bir müjdeleyicidir. Uyarı ve müjde ancak iman eden bir toplum içindir. İman etmeyen toplumlar bu uyarı ve müjdeden faydalanamaz.

7. A'râf Suresi

Ayet 203

Arapça Metin (Harekeli)

1157|7|203|وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِم بِـَٔايَةٍ قَالُوا۟ لَوْلَا ٱجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَآ أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ مِن رَّبِّى هَٰذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1157|7|203|واذا لم تاتهم بايه قالوا لولا اجتبيتها قل انما اتبع ما يوحي الي من ربي هذا بصاير من ربكم وهدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

203. Ve izâ lem te’tihim biâyetin kâlû lev lectebeytehâ, kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbikum ve huden ve rahmetun li kavmin yu’minûn (yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve asla gelmediğin zaman onlara bir ayetle454 derler: "Keşke derleseydin/toplasaydın onu*; de ki ancak tabi olurum Rabbimden4 üzerime vahy603 edilene; bu**; basiretlerdir690 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

203 And if you did not bring them with a verse/evidence , they said: "If only you chose/purified it." Say: "But I follow what (is) inspired/transmitted to me from my Lord, those (are) visions/evidences from your Lord, and guidance, and mercy to a nation believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 lem asla لَمْ -
3 te'tihim gelmediğin onlara تَأْتِهِمْ اتي
4 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
5 kalu derler قَالُوا قول
6 levla keşke لَوْلَا -
7 ctebeyteha derleseydin/toplasaydın onu اجْتَبَيْتَهَا جبي
8 kul de ki قُلْ قول
9 innema ancak إِنَّمَا -
10 ettebiu tabi olurum أَتَّبِعُ تبع
11 ma مَا -
12 yuha vahy edilene يُوحَىٰ وحي
13 ileyye üzerime إِلَيَّ -
14 min مِنْ -
15 rabbi Rabbimden رَبِّي ربب
16 haza bu هَٰذَا -
17 besairu basiretlerdir بَصَائِرُ بصر
18 min مِنْ -
19 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
20 ve huden ve bir doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
21 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
22 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
23 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ayeti.**Ayetler, Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Basiretler. Kavram 690

690 Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş; sağgörü, vizyon:

8. Enfâl Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

1162|8|2|إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُهُۥ زَادَتْهُمْ إِيمَٰنًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1162|8|2|انما المومنون الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم واذا تليت عليهم ايته زادتهم ايمنا وعلي ربهم يتوكلون

Latin Literal

2. İnnemel mu’minûnellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

Türkçe Çeviri

Ancak müminler27; kimselerdir (ki) zikredildiği78 zaman Allah; korkuyla/ürpertiyle dolar kalpleri onların*; ve okunduğu zaman üzerlerine O’nun** ayetleri454; ziyade eder*** onlara**** bir imanı47; ve Rablerine4 karşı tevekkül79 ederler***** (onlar).

Ahmed Samira Çevirisi

2 But the believers (are) those who if God was mentioned/remembered/praised their hearts/minds become afraid/apprehensive, and if His verses/evidences were read/recited on them, it increased them faith/belief, and on their Lord they depend/trust in .

Notlar

Not 1

*Müminlerin.**Allah'ın.***Ayet.****Müminlere.*****Müminler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

8. Enfâl Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

1172|8|12|إِذْ يُوحِى رَبُّكَ إِلَى ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ أَنِّى مَعَكُمْ فَثَبِّتُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ سَأُلْقِى فِى قُلُوبِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلرُّعْبَ فَٱضْرِبُوا۟ فَوْقَ ٱلْأَعْنَاقِ وَٱضْرِبُوا۟ مِنْهُمْ كُلَّ بَنَانٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1172|8|12|اذ يوحي ربك الي المليكه اني معكم فثبتوا الذين امنوا سالقي في قلوب الذين كفروا الرعب فاضربوا فوق الاعناق واضربوا منهم كل بنان

Latin Literal

12. İz yûhî rabbuke ilel melâiketi ennî meakum fe sebbitûllezîne âmenû, seulkî fî kulûbillezîne keferûr ru’be fadribû fevkal a’nâkı vadribû minhum kulle benân(benânin).

Türkçe Çeviri

Vahyediyorken (senin) Rabbin4 meleklere ki: "Ben beraberim sizlerle; öyle ki sabitleyin* iman47 etmiş kimseleri; atacağım kâfirlik25 etmiş kimselerin kalplerine dehşet; öyle ki darbedin* boyunlar üstüne; ve darbedin* onlardan** her parmak ucuna."

Ahmed Samira Çevirisi

12 When your Lord inspires/transmits to the angels, "That I (am) with you, so encourage/affirm those who believed, I will throw in those who disbelievers’ hearts/minds the terror/fright, so strike/beat above the necks, and strike/beat from them every/each fingertip/finger .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz zaman إِذْ -
2 yuhi vahyediyordu يُوحِي وحي
3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
4 ila إِلَى -
5 l-melaiketi meleklere الْمَلَائِكَةِ ملك
6 enni ki ben أَنِّي -
7 meakum beraberim sizlerle مَعَكُمْ -
8 fesebbitu öyle ki sabitleyin فَثَبِّتُوا ثبت
9 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
10 amenu iman etmiş امَنُوا امن
11 seulki atacağım سَأُلْقِي لقي
12 fi فِي -
13 kulubi kaplerine قُلُوبِ قلب
14 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
15 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
16 r-rua'be dehşet الرُّعْبَ رعب
17 fedribu öyle ki darp edin فَاضْرِبُوا ضرب
18 fevka üstüne فَوْقَ فوق
19 l-ea'naki boyunları الْأَعْنَاقِ عنق
20 vedribu ve darp edin وَاضْرِبُوا ضرب
21 minhum onlardan مِنْهُمْ -
22 kulle her كُلَّ كلل
23 benanin parmak ucuna بَنَانٍ بنن

Notlar

Not 1

*Melekler.**Kâfirlerden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

8. Enfâl Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

1175|8|15|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا لَقِيتُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ زَحْفًا فَلَا تُوَلُّوهُمُ ٱلْأَدْبَارَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1175|8|15|يايها الذين امنوا اذا لقيتم الذين كفروا زحفا فلا تولوهم الادبار

Latin Literal

15. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ lekîtumullezîne keferû zahfen fe lâ tuvellûhumul edbâr(edbâre).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Karşılaştığınız zaman kâfirlik25 etmiş kimselerle; bir toplu halde yürüme* (-yle); öyle ki dönmeyin onlara arkaları**.

Ahmed Samira Çevirisi

15 You, you those who believed, if you met/found those who disbelieved marching slowly/creeping, so do not turn away your back/ends from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 lekitumu karşılaştığınız لَقِيتُمُ لقي
6 ellezine kimselere الَّذِينَ -
7 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
8 zehfen bir toplu halde yürüme (-yle) زَحْفًا زحف
9 fela öyle ki فَلَا -
10 tuvelluhumu dönmeyin onlara تُوَلُّوهُمُ ولي
11 l-edbara arkaları الْأَدْبَارَ دبر

Notlar

Not 1

*Savaş için karşılaşma.**Kaçmayın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

8. Enfâl Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

1180|8|20|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَوَلَّوْا۟ عَنْهُ وَأَنتُمْ تَسْمَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1180|8|20|يايها الذين امنوا اطيعوا الله ورسوله ولا تولوا عنه وانتم تسمعون

Latin Literal

20. Yâ eyyuhellezîne âmenû etîullâhe ve resûlehu ve lâ tevellev anhu ve entum tesmeûn(tesmeûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a700 ve resûlüne76; ve dönmeyin ondan*; ve sizler işitiyorsunuz** (da bunu).

Ahmed Samira Çevirisi

20 You, you those who believed, obey God and His messenger and do not turn from Him and you are hearing/listening.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع
5 llahe Allah'a اللَّهَ -
6 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل
7 ve la ve وَلَا -
8 tevellev dönmeyin تَوَلَّوْا ولي
9 anhu ondan عَنْهُ -
10 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
11 tesmeune işitirsiniz تَسْمَعُونَ سمع

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed'ten.**Kur'an'ı direkt olarak inişine tanık oluyorsunuz, vahyi (Kur'an'ı) işitiyorsunuz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

8. Enfâl Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

1184|8|24|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱسْتَجِيبُوا۟ لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ ٱلْمَرْءِ وَقَلْبِهِۦ وَأَنَّهُۥٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1184|8|24|يايها الذين امنوا استجيبوا لله وللرسول اذا دعاكم لما يحييكم واعلموا ان الله يحول بين المر وقلبه وانه اليه تحشرون

Latin Literal

24. Yâ eyyuhellezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va’lemû ennallâhe yehûlu beynel mer’i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Cevap verin Allah’a ve resûlüne418 davet edildiğiniz zaman hayat verene* sizlere; ve bilin ki Allah değiştirip geçer kişi703 ve onun kalbi703 arasına; ve ki O'dur**; O’na*** karşı haşredilirsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

24 You, you those who believed, answer/reply to God and to the messenger, if He called you to what revives/makes you alive, and know that God comes between/intervenes between the human/man and his heart/mind and that He, to Him you are being gathered.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 stecibu cevap verin اسْتَجِيبُوا جوب
5 lillahi Allah’a لِلَّهِ -
6 velirrasuli ve resûlüne وَلِلرَّسُولِ رسل
7 iza إِذَا -
8 deaakum davet edildiğiniz zaman دَعَاكُمْ دعو
9 lima لِمَا -
10 yuhyikum hayat verene sizlere يُحْيِيكُمْ حيي
11 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
12 enne ki أَنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 yehulu değiştirip geçer يَحُولُ حول
15 beyne arasına بَيْنَ بين
16 l-mer'i kişiyle/şahısla الْمَرْءِ مرا
17 ve kalbihi ve onun kalbi وَقَلْبِهِ قلب
18 ve ennehu ve ki O'dur وَأَنَّهُ -
19 ileyhi O’na karşı إِلَيْهِ -
20 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر

Notlar

Not 1

*Allah'a.**Allah'tır.***Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kur'an'da insanı/kişiyi insan/kişi yapan şeyin kalpten farklı bir organ olduğu apaçık bildirilmiştir. "Değiştirip geçer kişi ve onun kalbi arasına" Kavram 703

703 Yüce Allah 8:24 ayetinde bir insanla/kişiyle/adamla/fertle yine onun kalbiyle arasına girip onu değiştireceğini bildirmektedir. Ayette "yehûlu beynel mer’i ve kalbihî" "Değiştirip geçer kişi ve onun kalbi arasına" geçişiyle "beyne" "arası" kelimesi kullanılmıştır. Bu da bizlere apaçık gösterir ki kişiyi kişi yapan kalp değildir. Yüce Allah apaçık şekilde kişiyi kişi yapan başka bir organla (beyinle) kalbi arasındakini değiştirerek kişiyi yönlendireceğini bildirmiştir. Bizler Kur'an'dan biliyoruz ki kalpler akletmede rol oynar. Kalpte bulunan 40-50 bin civarında sinir hücresi karar vermede rolü olan beynin ön boluna aksonlarını gönderir. Beyin aklederken aslında kalbin rolü de etkilidir. İşte Yüce Allah bu aradaki mekanizmayı işaret etmektedir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1187|8|27|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَخُونُوا۟ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ وَتَخُونُوٓا۟ أَمَٰنَٰتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1187|8|27|يايها الذين امنوا لا تخونوا الله والرسول وتخونوا امنتكم وانتم تعلمون

Latin Literal

27. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tehûnûllâhe ver resûle ve tehûnû emânâtikum ve entum ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İhanet704 etmeyin Allah'a ve resûlüne; ve ihanet etmeyin emanetlerinize617; ve sizler bilirsiniz (de bunu).

Ahmed Samira Çevirisi

27 You, you those who believed do not betray/become unfaithful (to) God and the messenger, and you betray/become unfaithful (to) your deposits/securities and you know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tehunu ihanet etmeyin تَخُونُوا خون
6 llahe Allah'a اللَّهَ -
7 ve rrasule ve resûline وَالرَّسُولَ رسل
8 vetehunu ve ihanet etmeyin وَتَخُونُوا خون
9 emanatikum emanetlerinize أَمَانَاتِكُمْ امن
10 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
11 tea'lemune biliyorsunuz تَعْلَمُونَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İnsana verilen emanet. Kavram 617

617 Yüce Allah ile yapılan misakın/antlaşmanın kurallarına uyma sorumluluğu. Sadece Yüce Allah'ı Rab edinmek. İblîs'e tabi olmamak. Zor bir sınava girip sınavın şartlarına uyacağının garantisini vermek.

Allah ve O'nun resûlüne ihanet etmek, hainlik etmek. Kavram 704

704 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an'a hainlik etmek, ihanet etmek. Güveni kötüye kullanmak. Kur'an'a kötülük etme veya karşı davranma; hıyanetlik, hainlik.

8. Enfâl Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

1189|8|29|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تَتَّقُوا۟ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَٱللَّهُ ذُو ٱلْفَضْلِ ٱلْعَظِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1189|8|29|يايها الذين امنوا ان تتقوا الله يجعل لكم فرقانا ويكفر عنكم سياتكم ويغفر لكم والله ذو الفضل العظيم

Latin Literal

29. Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer takvalı21 olursanız Allah’a; yapar sizlere bir furkan259; ve kâfirlik498 eder sizden kötülüklerinizi; ve mağfiret319 eder sizlere; ve Allah Zul* Fadlil285 Azîm94'dir286.

Ahmed Samira Çevirisi

29 You, you those who believed if you fear and obey God, He makes/creates for you a Separation of Right and Wrong , and He covers/substitutes from you your sins/crimes, and forgives for you, and God (is owner) of the grace/favour/blessing, the great.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 in eğer إِنْ -
5 tetteku takvalı olursanız تَتَّقُوا وقي
6 llahe Allah’a اللَّهَ -
7 yec'al yapar يَجْعَلْ جعل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 furkanen bir furkan فُرْقَانًا فرق
10 ve yukeffir ve kâfirlik eder وَيُكَفِّرْ كفر
11 ankum sizden عَنْكُمْ -
12 seyyiatikum kötülüklerinizi سَيِّئَاتِكُمْ سوا
13 ve yegfir ve mağfiret eder وَيَغْفِرْ غفر
14 lekum sizlere لَكُمْ -
15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
16 zu Zul ذُو -
17 l-fedli Fadlil الْفَضْلِ فضل
18 l-azimi Azîm الْعَظِيمِ عظم

Notlar

Not 1

*Sahibi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Azîm Kavram 94

94 Büyük/azametli.

Furkan Kavram 259

259 Ayıran, bölen, yaran. Doğruyu yanlıştan ışın kılıcı gibi ayıran. Kutsal kitapların her biri bir furkandır. Elbette şerefli Kur'an'ımızdır. Kur'an'ı anlayarak okuyanlar ellerine bu ışın kılıcını almış olur.

Fadl Kavram 285

285 Fazlalık, bolluk, çokluk; bunları bolca veren.

Zûl Fadlil Azîm Kavram 286

286 Çok azametli/büyük fazlalık, bolluk, çokluk sahibi.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Yüce Allah'ın kâfirlik etmesi. Kavram 498

498 Dilediği kulları için günahları, kötülükleri örtmesi, gizlemesi.

8. Enfâl Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

1201|8|41|وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَا غَنِمْتُم مِّن شَىْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُۥ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ إِن كُنتُمْ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا يَوْمَ ٱلْفُرْقَانِ يَوْمَ ٱلْتَقَى ٱلْجَمْعَانِ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1201|8|41|واعلموا انما غنمتم من شي فان لله خمسه وللرسول ولذي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل ان كنتم امنتم بالله وما انزلنا علي عبدنا يوم الفرقان يوم التقي الجمعان والله علي كل شي قدير

Latin Literal

41. Va’lemû ennemâ ganimtum min şey’in fe enne lillâhi humusehu ve lir resûli ve li zîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli in kuntum âmentum billâhi ve mâ enzelnâ alâ abdinâ yevmel furkâni yevmettekal cem’ân(cem’âni), vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ve bilin ki ganimet aldığınızın bir şeyden; öyle ki Allah'adır beşte biri; ve resûlünedir418; ve yakınadır130; ve yetimleredir131; ve miskinleredir113; ve yolun oğlunadır354; eğer olduysanız iman47 etmiş Allah'a ve kulumuz* üzerine indirdiğimize** furkan259 günü*** (ki) karşılaştığı gündür**** iki topluluğun; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

41 And know that what you won/obtained by spoils of war from a thing, that to God its fifth and to the messenger and (those) of (E) the relations/near, and the orphans , and the poorest of poor/poor oppressed, and the traveler/stranded traveler, if you had believed by God and what We descended on Our worshipper/slave, (on) the Separation of Right and Wrong Day/Proof Day (the) day the two groups/gatherings met , and God (is) on every thing capable/able .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
2 ennema ki أَنَّمَا -
3 ganimtum ganimet aldığınızın غَنِمْتُمْ غنم
4 min مِنْ -
5 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا
6 feenne öyle ki فَأَنَّ -
7 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
8 humusehu beşte biri onun خُمُسَهُ خمس
9 velirrasuli ve resûlünedir وَلِلرَّسُولِ رسل
10 velizi ve وَلِذِي -
11 l-kurba yakına الْقُرْبَىٰ قرب
12 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم
13 velmesakini ve miskinlere وَالْمَسَاكِينِ سكن
14 vebni ve oğluna وَابْنِ بني
15 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل
16 in eğer إِنْ -
17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
18 amentum iman etmiş امَنْتُمْ امن
19 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
20 ve ma ve وَمَا -
21 enzelna indirdiğimize أَنْزَلْنَا نزل
22 ala üzerine عَلَىٰ -
23 abdina kulumuza عَبْدِنَا عبد
24 yevme günü يَوْمَ يوم
25 l-furkani furkan الْفُرْقَانِ فرق
26 yevme gün يَوْمَ يوم
27 t-teka karşılaştığı الْتَقَى لقي
28 l-cem'aani iki topluluğun الْجَمْعَانِ جمع
29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
30 ala üzerine عَلَىٰ -
31 kulli her كُلِّ كلل
32 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
33 kadirun Kadîr’dir. قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Kur'an'a.***Hakkın batıldan ayrıldığı gün. İyinin kötüden ayrıldığı gün. ****İki ordunun savaştığı gün."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Yakınlık sahibi Kavram 130

130 Her türlü yakınlık sahibi. Soy yakınlığı, mekan yakınlığı vb.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Furkan Kavram 259

259 Ayıran, bölen, yaran. Doğruyu yanlıştan ışın kılıcı gibi ayıran. Kutsal kitapların her biri bir furkandır. Elbette şerefli Kur'an'ımızdır. Kur'an'ı anlayarak okuyanlar ellerine bu ışın kılıcını almış olur.

Yolun oğlu. Kavram 354

354 Evsiz barksız olan.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

8. Enfâl Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1205|8|45|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةً فَٱثْبُتُوا۟ وَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1205|8|45|يايها الذين امنوا اذا لقيتم فيه فاثبتوا واذكروا الله كثيرا لعلكم تفلحون

Latin Literal

45. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ lekîtum fieten fesbutû vezkurullâhe kesîren leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Karşılaştığınız zaman bir gruba*; öyle ki sabit durun/sebat edin; ve zikredin347 Allah'ı çokça; belki sizler felaha326 kavuşursunuz.

Ahmed Samira Çevirisi

45 You, you those who believed, if you met/found a group so be courageous/steadfast and remember/mention/glorify God much, maybe/perhaps you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 lekitum karşılaştığınız لَقِيتُمْ لقي
6 fieten bir grupla فِئَةً فاي
7 fesbutu öyle ki sabit durun/sebat edin فَاثْبُتُوا ثبت
8 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر
9 llahe Allah'ı اللَّهَ -
10 kesiran çokça كَثِيرًا كثر
11 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
12 tuflihune felaha kavuşursunuz تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Her türlü grup, topluluk.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Yüce Allah'ın zikredilmesi/hatırlanması. Kavram 347

347 Öğrenilen Kur'an ayetlerinin ve Yüce Allah'ın sıfatlarının akla getirilmesi, hatırlanması.

8. Enfâl Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

1215|8|55|إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1215|8|55|ان شر الدواب عند الله الذين كفروا فهم لا يومنون

Latin Literal

55. İnne şerred devâbbi indallâhillezîne keferû fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu dâbbelerin599 şerlisi Allah’ın indinde/katında kâfirlik25 etmiş kimselerdir; öyle ki onlar iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

55 That the worst walkers/creepers at God (are) those who disbelieved, so they do not believe.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Dâbbe Kavram 599

599 Hareket eden, debelenen, canlı her şey.

8. Enfâl Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1232|8|72|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يُهَاجِرُوا۟ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَىْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا۟ وَإِنِ ٱسْتَنصَرُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ فَعَلَيْكُمُ ٱلنَّصْرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Latin Literal

72. İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba’duhum evliyâu ba’d(ba’dın), vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim min şey’in hattâ yuhâcirû, ve inistensarûkum fîd dîni fe aleykumun nasru illâ alâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâk(mîsâkun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle201 Allah yolunda336; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve hiç hicret355 etmiyorlar yoktur* sizlere velayetlerinden* hiç bir şey ta ki hicret355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse** dinde437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır*** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir513.

Ahmed Samira Çevirisi

72 That those who believed and emigrated and struggled/exerted , with their properties/possessions and119themselves in God’s sake/way , and those who sheltered/gave refuge and saved/gave victory/aided, those, some of them (are) guardians/patrons/allies (to) some, and those who believed and did not emigrate, their guardianship/patronage is not for (on) you from a thing (your responsibility) until they emigrate, and if they asked you to save/aid them in the religion, so the victory/aid is on you (your duty) except on a nation between you and between them (is) a promise/covenant, and God (is) with what you made/do seeing/knowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
5 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
6 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
7 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
8 fi فِي -
9 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah اللَّهِ -
11 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
12 avev sığındırdılar اوَوْا اوي
13 ve nesaru ve yardım ettiler وَنَصَرُوا نصر
14 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
15 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
16 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
17 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
18 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
19 amenu iman ettiler امَنُوا امن
20 velem ve hiç وَلَمْ -
21 yuhaciru hicret etmiyorlar يُهَاجِرُوا هجر
22 ma yoktur مَا -
23 lekum sizlere لَكُمْ -
24 min مِنْ -
25 velayetihim velayetlerinden وَلَايَتِهِمْ ولي
26 min hiç مِنْ -
27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
28 hatta ta ki حَتَّىٰ -
29 yuhaciru hicret ederler يُهَاجِرُوا هجر
30 ve ini ve eğer وَإِنِ -
31 stensarukum yardım talep ederlerse اسْتَنْصَرُوكُمْ نصر
32 fi فِي -
33 d-dini dinde الدِّينِ دين
34 fealeykumu öyle ki üzerinizedir فَعَلَيْكُمُ -
35 n-nesru yardım النَّصْرُ نصر
36 illa dışında إِلَّا -
37 ala karşı عَلَىٰ -
38 kavmin bir kavme/topluma قَوْمٍ قوم
39 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
40 ve beynehum ve aralarında وَبَيْنَهُمْ بين
41 misakun bir misak مِيثَاقٌ وثق
42 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
43 bima بِمَا -
44 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
45 besirun bir Basîr’dir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Hicret etmemiş olan iman etmiş kimselere karşı hicret etmiş imanlı kimseler üzerine bir koruma/velayet sorumluluğu yoktur.**Din konusunda bir yardım talep ederlerse yardım etme zorunluluğu vardır.***Ancak içinde bulundukları kavimle/toplumla bir antlaşma yapılmışsa bu kurallara uyarak ilerleme sağlanır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Allah'ın dini. Kavram 437

437 İslam. Sadece kutsal kitaplara teslim olma. Kutsal kitaplar haricinde dinde kaynak kabul etmemek. Kutsal kitaplarda ne varsa uymak. Kutsal kitapların astından hadis/söylenti kitapları edinmemek. Kur'an'ı terk edilmiş bırakmamak.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

8. Enfâl Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1234|8|74|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1234|8|74|والذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك هم المومنون حقا لهم مغفره ورزق كريم

Latin Literal

74. Vellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike humul mu’minûne hakkâ(hakkân), lehum magfiretun ve rizkun kerîm(kerîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler Allah yolunda336; ve kimseler (ki) sığındırdılar*; ve yardım ettiler*; işte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler27; onlaradır bir mağfiret319 ve kerim/cömert bir rızık.

Ahmed Samira Çevirisi

74 And those who believed and emigrated and struggled/exerted in God’s sake/way , and those who sheltered/gave refuge and saved/gave victory/aided, those, they are the believers truly/certainly , for them (is) a forgiveness and a generous/gracious provision.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
4 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
5 fi فِي -
6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah اللَّهِ -
8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
9 avev sığındırdılar اوَوْا اوي
10 ve nesaru ve yardım ettiler وَنَصَرُوا نصر
11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
12 humu onlardır هُمُ -
13 l-mu'minune mü'minler الْمُؤْمِنُونَ امن
14 hakkan bir hak/gerçek حَقًّا حقق
15 lehum onlaradır لَهُمْ -
16 megfiratun bir mağfiret مَغْفِرَةٌ غفر
17 ve rizkun ve bir rızık وَرِزْقٌ رزق
18 kerimun bir kerim/cömert كَرِيمٌ كرم

Notlar

Not 1

*Hicret edenleri sığındırdılar ve yardım ettiler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1235|8|75|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنۢ بَعْدُ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ مَعَكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مِنكُمْ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

1235|8|75|والذين امنوا من بعد وهاجروا وجهدوا معكم فاوليك منكم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله ان الله بكل شي عليم

Latin Literal

75. Vellezîne âmenû min ba’du ve hâcerû ve câhedû meakum fe ulâike minkum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ biba’dın fî kitâbillâh(kitâbillâhi), innallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler sonrasında; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler sizlerle beraber; öyle ki işte bunlar sizlerdendir; ve rahimler715 sahipleri (ki) onların bir kısmı daha velidir28 bir kısma Allah'ın kitabında*; doğrusu Allah her şeye bir Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

75 And those who believed from after and emigrated and struggled/exerted with you, so those (are) from you, and of the relations some of them (are) more worthy/deserving with some in God’s Book , that God (is) with every thing knowledgeable. 120

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimselerdir وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 min مِنْ -
4 bea'du sonrasında بَعْدُ بعد
5 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
6 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
7 meakum sizlerle beraber مَعَكُمْ -
8 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
9 minkum sizdendir مِنْكُمْ -
10 veulu ve sahipleri وَأُولُو اول
11 l-erhami rahimler الْأَرْحَامِ رحم
12 bea'duhum onların bir kısmı بَعْضُهُمْ بعض
13 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
14 bibea'din bir kısımla بِبَعْضٍ بعض
15 fi فِي -
16 kitabi kiatbında كِتَابِ كتب
17 llahi Allah'ın اللَّهِ -
18 inne doğrusu إِنَّ -
19 llahe Allah اللَّهَ -
20 bikulli her بِكُلِّ كلل
21 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
22 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Yazıtında, yazgısında.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Rahimler sahipleri. Kavram 715

715 Ortak bir kadın rahmine bağlantılı olan kimseler. Bir kadının rahminden doğan erkek ve kadınlar sülaleyi oluşturur. Tüm akrabaları oluşturur. Bir kişi rahimler bağlantısıyla babasını doğuran rahme ve annesi üzerinden annesini doğuran rahme bağlantılıdır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1253|9|18|إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا ٱللَّهَ فَعَسَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ أَن يَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Latin Literal

18. İnnemâ ya’muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Ancak ki imar755 eder Allah'ın mescitlerini16 kimse (ki) iman47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve asla haşyet53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden176.

Ahmed Samira Çevirisi

18 But (those who) tend to/visit God’s mosques/places of worshipping God (are) who believed by God and the Day the Last/Resurrection Day, and kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and did not fear except God, so maybe/perhaps that those they be from the guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak ki إِنَّمَا -
2 yea'muru imar eder يَعْمُرُ عمر
3 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 men kimse (ki) مَنْ -
6 amene iman etti امَنَ امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
9 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
10 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
12 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
14 velem ve asla وَلَمْ -
15 yehşe haşyet/çekince hissetmez يَخْشَ خشي
16 illa dışında إِلَّا -
17 llahe Allah'ın (birine) اللَّهَ -
18 feasa öyle ki belki فَعَسَىٰ عسي
19 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ -
20 en ki أَنْ -
21 yekunu olurlar يَكُونُوا كون
22 mine مِنَ -
23 l-muhtedine doğru yola kılavuzlananlardan الْمُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar edebilir. Müşrikler ancak iblisin, şeytânların mescitlerini imar ederler. Kavram 755

755 Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar ederler. Müşrikler de kendi uyduruk dinlerine göre mescitler imar ederler. Ancak imar ettikleri şeyler Allah'ın mescitleri asla değildir. İblisin, şeytanların mescitleridir. 9:17 ayetinde müşriklerin kendi nefislerindeki küfre/kâfirliğe göre mescitler imar ettikleri bildirilir. Müşriklerin mescitleri kâfirliklerini yansıtır. Mezheplere ait olan tüm mescitler şeytânların mescitleridir. Sadece Kur'an diyen kimseler online platformlarda ya da fiziksel olarak Allah'ın mescitlerini imar etmelidir. Sadece Kur'an diyen kimseler mezheplere ait olan camilere, mescitlere asla girmemelidir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

1254|9|19|أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ ٱلْحَآجِّ وَعِمَارَةَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ كَمَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَجَٰهَدَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا يَسْتَوُۥنَ عِندَ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1254|9|19|اجعلتم سقايه الحاج وعماره المسجد الحرام كمن امن بالله واليوم الاخر وجهد في سبيل الله لا يستون عند الله والله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

19. E cealtum sikâyetel hâcci ve ımâretel mescidil harâmi ke men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve câhede fî sebilillâh(sebilillâhi), lâ yestevûne ındallâh(ındallâhi), vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Yaptınız* mı su vermeyi hacılara756 ve imar etmeyi haram mescidi158 kimse gibi (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve cihat356 etti Allah yolunda336; olmaz aynı seviyede Allah'ın indinde/katında; ve Allah doğruya kılavuzlamaz** zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

19 Did you make the pilgrimage’s drinking place/cup (water carrying) and tending to/visiting the Mosque the Forbidden/Sacred as who believed with God and the Day the Last/Resurrection Day, and struggled/exerted in God’s way/sake ? They do not become equal/alike at God, and God does not guide the nation the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ecealtum yaptınız mı أَجَعَلْتُمْ جعل
2 sikayete su vermeyi سِقَايَةَ سقي
3 l-hacci hacılara الْحَاجِّ حجج
4 ve imarate ve imarını وَعِمَارَةَ عمر
5 l-mescidi mescidi الْمَسْجِدِ سجد
6 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
7 kemen kimse gibi كَمَنْ -
8 amene iman etti امَنَ امن
9 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
10 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
11 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
12 ve cahede ve cihat etti وَجَاهَدَ جهد
13 fi فِي -
14 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
15 llahi Allah اللَّهِ -
16 la olmaz لَا -
17 yestevune aynı seviyede يَسْتَوُونَ سوي
18 inde indinde/katında عِنْدَ عند
19 llahi Allah اللَّهِ -
20 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
21 la لَا -
22 yehdi doğruya kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
23 l-kavme kavmini/toplumunu الْقَوْمَ قوم
24 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yaptınız mı aynı seviyede? **En büyük zalimliği yapan müşrikler ve kâfirler asla doğru yolu bulamaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Hacı Kavram 756

756 Hacca katılan kimseler. Hac Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongredir. Buraya katılan kimselere de hacı denir. Günümüzde kendilerini hacı sanan kimseler ancak iblise ve şeytânlara hac etmektedir. Kur'an'ın gerçek hacıları sadece Kur'an deyip Kur'an ayetlerini delillerle tartışmak için bir araya gelen kimselerdir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

1255|9|20|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ ٱللَّهِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْفَآئِزُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1255|9|20|الذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله بامولهم وانفسهم اعظم درجه عند الله واوليك هم الفايزون

Latin Literal

20. Ellezîne amenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a’zamu dereceten ındallâh(ındallâhi) ve ulâike humul fâizûn (fâizûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler Allah'ın yolunda336 mallarıyla ve nefisleriyle201; daha büyük derecedir Allah’ın indinde/katında; ve işte bunlar; onlardır başaranlar.

Ahmed Samira Çevirisi

20 Those who believed and emigrated and struggled/exerted in God’s way/sake with their properties/wealths and themselves, (are) a step/degree greater at God, and those, they are the winners/successful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
4 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
5 fi فِي -
6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah اللَّهِ -
8 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
9 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
10 ea'zemu daha büyük أَعْظَمُ عظم
11 deraceten derecedir دَرَجَةً درج
12 inde indinde/katında عِنْدَ عند
13 llahi Allah’ın اللَّهِ -
14 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
15 humu onlardır هُمُ -
16 l-faizune başaranlar الْفَائِزُونَ فوز

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1258|9|23|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَابَآءَكُمْ وَإِخْوَٰنَكُمْ أَوْلِيَآءَ إِنِ ٱسْتَحَبُّوا۟ ٱلْكُفْرَ عَلَى ٱلْإِيمَٰنِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1258|9|23|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اباكم واخونكم اوليا ان استحبوا الكفر علي الايمن ومن يتولهم منكم فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

23. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû âbâekum ve ihvânekum evliyâe inistehabbûl kufre alel îmâni, ve men yetevellehum minkum fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin babalarını/atalarınızı ve kardeşlerinizi evliya212; eğer sevdilerse küfrü422 imana47 karşı; ve kim veli28 edindi onları sizlerden; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

23 You, you those who believed, do not take your fathers and your brothers (as) guardians/allies if they loved/liked the disbelief more (preferred) over the belief, and who follows them from you, so those, those are the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 aba'ekum babalarını/atalarınızı ابَاءَكُمْ ابو
7 ve ihvanekum ve kardeşlerinizi وَإِخْوَانَكُمْ اخو
8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
9 ini eğer إِنِ -
10 stehabbu sevdilerse اسْتَحَبُّوا حبب
11 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر
12 ala karşı عَلَى -
13 l-imani imana الْإِيمَانِ امن
14 ve men ve kim وَمَنْ -
15 yetevellehum veli edindi onları يَتَوَلَّهُمْ ولي
16 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
17 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
18 humu onlardır هُمُ -
19 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

1263|9|28|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلَا يَقْرَبُوا۟ ٱلْمَسْجِدَ ٱلْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَٰذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦٓ إِن شَآءَ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1263|9|28|يايها الذين امنوا انما المشركون نجس فلا يقربوا المسجد الحرام بعد عامهم هذا وان خفتم عيله فسوف يغنيكم الله من فضله ان شا ان الله عليم حكيم

Latin Literal

28. Yâ eyyuhellezîne âmenû innemâl muşrikûne necesun fe lâ yakrebul mescidel harâme ba’de âmihim hâzâ ve in hıftum ayleten fe sevfe yugnîkumullâhu min fadlihî in şâe, innallâhe alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Ancak ki müşrikler36 bir necestir760; öyle ki yaklaşamazlar haram mescite158 sonrasında bu yılları*; ve eğer korktunuzsa bir yoksulluk (olmasından); öyle ki yakında zengin edecek sizleri Allah kendi fazlından202 eğer dilerse; doğrusu Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

28 You, you those who believed but/truly the sharers/takers of partners (with God are) impurity/contamination , so they do not approach/near the Mosque the Forbidden/Sacred after this their year, and if you feared need/necessity/poverty, so God will/shall enrich/suffice you from His grace/favour , if He willed/wanted, that God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 innema ancak ki إِنَّمَا -
5 l-muşrikune müşrikler الْمُشْرِكُونَ شرك
6 necesun bir necestir نَجَسٌ نجس
7 fela öyle ki فَلَا -
8 yekrabu yaklaşmazlar يَقْرَبُوا قرب
9 l-mescide mescidi الْمَسْجِدَ سجد
10 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
11 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
12 aamihim yılları عَامِهِمْ عوم
13 haza bu هَٰذَا -
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف
16 ayleten bir yoksulluk (olmasından) عَيْلَةً عيل
17 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
18 yugnikumu zengin edecek sizleri يُغْنِيكُمُ غني
19 llahu Allah اللَّهُ -
20 min مِنْ -
21 fedlihi kendi fazlından فَضْلِهِ فضل
22 in eğer إِنْ -
23 şa'e dilerse شَاءَ شيا
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 llahe Allah اللَّهَ -
26 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
27 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Bu yılları son yıllarıdır. Bundan sonra haram mescite yaklaşamazlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Neces Kavram 760

760 Pis, kirli, kontamine olmuş, temiz olmayan, saf olmayan. Müşrikler yani Yüce Allah'a şirk/ortak koşarak iman edenler ilâhi kitapların yanında dinde hüküm koyan şeyleri de kutsal kitaplara eş tuttukları için saf/temiz/halis değillerdir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

1264|9|29|قَٰتِلُوا۟ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَلَا يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَلَا يَدِينُونَ دِينَ ٱلْحَقِّ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ حَتَّىٰ يُعْطُوا۟ ٱلْجِزْيَةَ عَن يَدٍ وَهُمْ صَٰغِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1264|9|29|قتلوا الذين لا يومنون بالله ولا باليوم الاخر ولا يحرمون ما حرم الله ورسوله ولا يدينون دين الحق من الذين اوتوا الكتب حتي يعطوا الجزيه عن يد وهم صغرون

Latin Literal

29. Kâtilûllezîne lâ yu’minûne billâhi ve lâ bil yevmil âhıri ve lâ yuharrimûne mâ harremallâhu ve resûluhu ve lâ yedînûne dînel hakkı minellezîne ûtûl kitâbe hattâ yu’tûl cizyete an yedin ve hum sâgirûn(sâgirûne).

Türkçe Çeviri

Katledin35 kimseleri (ki) iman47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; ve haram saymazlar* haram kıldığını Allah’ın ve resûlünün700; ve din122 edinmezler hak/gerçek bir dini** kimselerden (ki) verildiler kitap***; ta ki sunarlar/verirler cizye761 ki elleriyle; ve onlar alçalanlar/küçülenler (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

29 Fight/kill those who do not believe with God and nor the Day the Last/Resurrection Day, and do not forbid/prohibit what God and His messenger forbid/prohibited, and do not take/adopt a religion the correct/right religion from those who were given/brought The Book , until they give/hand over the fee paid by non-Moslems living in a Moslem society (paid instead of Zakat by Moslems) from a hand, and (while) they are subservient/humiliated .

Notlar

Not 1

*Bir önceki ayette müşriklerin haram mescide yaklaşmaları Kur'an tarafından haram edilmişti. Anlarız ki müşrikler bu harama uymak istememekte ve haram mescide yaklaşmak istemektedirler. Bu kimselerle savaşılacaktır. Katledecek ve gerekirse katledilecektir. Bu kimseler hak/gerçek din olan Kur'an'ı kabul etmemekte, Yüce Allah'a ve ahiret gününe iman etmemektedirler. Pislik ve kontaminedirler. Kesinlikle tek tanrıcılığın mekanı olan, sadece Kur'an'ın mekanı olan haram mescide asla yaklaştırılmayacaklardır. Kur'an ayetlerini bağlamından kopararak bu ayette sadece Kur'an demeyen herkesi katledin buyruluyor demek büyük bir günahtır.**İslam. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.***Kitap ehli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

Cizye Kavram 761

761 Kelime anlamı olarak cezalandırma, tekrar ödeme, karşılığını verme, yerine koyma, karşılama, telafi demektir. 9:29 ayetinden anlarız ki kendilerine kitap verilmiş kitap ehli müşriklerin yanında savaşta bir şekilde rol almıştır. Anlarız ki 9:29 ayetinde geçen cizye savaş tazminatıdır. Yüce Allah bu kimselerin kendi elleriyle bu tazminatı sunmaları gerektiğini bildirmektedir. Aksi durumda bu kimselere karşı da savaş açılacaktır. Savaş tazminatı insan haklarını koruyan bir uygulamadır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

1269|9|34|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلْأَحْبَارِ وَٱلرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَٰلَ ٱلنَّاسِ بِٱلْبَٰطِلِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ يَكْنِزُونَ ٱلذَّهَبَ وَٱلْفِضَّةَ وَلَا يُنفِقُونَهَا فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1269|9|34|يايها الذين امنوا ان كثيرا من الاحبار والرهبان لياكلون امول الناس بالبطل ويصدون عن سبيل الله والذين يكنزون الذهب والفضه ولا ينفقونها في سبيل الله فبشرهم بعذاب اليم

Latin Literal

34. Yâ eyyuhellezîne âmenû inne kesîren minel ahbâri ver ruhbâni le ye’kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yasuddûne an sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne yeknizûnez zehebe vel fıddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beşşirhum bi azâbin elîm(elîmin).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Doğrusu birçoğu hahamlardan762 ve ruhbanlardan554 mutlak yerler insanların mallarını batılla199; ve engellerler Allah’ın yolundan336; ve kimselerdirler (ki) hazineleştirirler altını ve gümüşü; ve harcamazlar onu Allah’ın yolunda336; öyle ki müjdele onlara elim/acıklı bir azabı.

Ahmed Samira Çevirisi

34 You, you those who believed that many of the religious scholars , and the monks eat (E) the people’s properties/wealths by the falsehood, and prevent/obstruct from God’s way/path , and those who accumulate/herd the gold and the silver and do not spend it in God’s way/path , so announce good news to them with a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 kesiran birçoğu كَثِيرًا كثر
6 mine مِنَ -
7 l-ehbari hahamlardan الْأَحْبَارِ حبر
8 ve rruhbani ve ruhbanlardan وَالرُّهْبَانِ رهب
9 leye'kulune mutlak yerler لَيَأْكُلُونَ اكل
10 emvale mallarını أَمْوَالَ مول
11 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
12 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل
13 ve yesuddune ve engellerler وَيَصُدُّونَ صدد
14 an عَنْ -
15 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
16 llahi Allah’ın اللَّهِ -
17 vellezine ve kimselerdiler وَالَّذِينَ -
18 yeknizune hazineleştirirler يَكْنِزُونَ كنز
19 z-zehebe altın الذَّهَبَ ذهب
20 velfiddete ve gümüşü وَالْفِضَّةَ فضض
21 ve la ve وَلَا -
22 yunfikuneha harcamazlar onu يُنْفِقُونَهَا نفق
23 fi فِي -
24 sebili yolun سَبِيلِ سبل
25 llahi Allah’ın اللَّهِ -
26 febeşşirhum öyle ki müjdele onlara فَبَشِّرْهُمْ بشر
27 biazabin bir azabı بِعَذَابٍ عذب
28 elimin elim/acıklı أَلِيمٍ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Ruhban, rahib. Kavram 554

554 Yüce Allah'a karşı korkan, çekinen, huşu içinde olan, ürken, köle olan. Ancak Kur'an'da sözde, uyduruk din adamları, özellikle Hıristiyan din görevlilerini (papaz, keşiş, rahip vb.) de işaret eder. Bu kimselerin gerçek ruhbanlıkla ilgileri yoktur.

Haham Kavram 762

762 Yahudilerin sözde din adamları. Rabbi de denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1273|9|38|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ ٱنفِرُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ٱثَّاقَلْتُمْ إِلَى ٱلْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا مِنَ ٱلْءَاخِرَةِ فَمَا مَتَٰعُ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فِى ٱلْءَاخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1273|9|38|يايها الذين امنوا ما لكم اذا قيل لكم انفروا في سبيل الله اثاقلتم الي الارض ارضيتم بالحيوه الدنيا من الاخره فما متع الحيوه الدنيا في الاخره الا قليل

Latin Literal

38. Yâ eyyuhellezîne âmenû mâ lekum izâ kîle lekumunfirû fî sebîlillâhissâkaltum ilel ard(ardi), e radîtum bil hayâtid dunyâ minel âhireh(âhireti), fe mâ metâul hayâtid dunyâ fîl âhireti illâ kalîl(kalîlun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Nedir sizlere (olan) (ki) denildiği zaman sizlere "Neferleşin763 Allah’ın yolunda" çakılıp kaldınız yere doğru; razı mı oldunuz ahiretten (vazgeçip) dünya hayatıyla; öyle ki dünya hayatının metası54 ahirettekine (göre) ancak bir azdır.

Ahmed Samira Çevirisi

38 You, you those who believed, why (is it) to you, if (it) is said to you: "Rush/hasten in God’s sake ," you become heavy/burdened in the earth/Planet Earth? Did you accept/become content with the life the present/worldly life, (other) than the end (other life)? So the present world’s/worldly life’s long life/enjoyment is not except little/small in the end (other life).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ma nedir مَا -
5 lekum sizlere (olan) لَكُمْ -
6 iza إِذَا -
7 kile denildiği zaman قِيلَ قول
8 lekumu sizlere لَكُمُ -
9 nfiru neferleşin انْفِرُوا نفر
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah’ın اللَّهِ -
13 ssakaltum çakılıp kaldınız اثَّاقَلْتُمْ ثقل
14 ila doğru إِلَى -
15 l-erdi yere الْأَرْضِ ارض
16 eraditum razımısını أَرَضِيتُمْ رضو
17 bil-hayati hayatıyla بِالْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 mine مِنَ -
20 l-ahirati ahiretten الْاخِرَةِ اخر
21 fema öyle ki فَمَا -
22 metau metasıdır مَتَاعُ متع
23 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي
24 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
25 fi فِي -
26 l-ahirati ahirettekine الْاخِرَةِ اخر
27 illa ancak إِلَّا -
28 kalilun bir azdır قَلِيلٌ قلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Neferleşmek Kavram 763

763 Yüce Allah yolunda askerler olmak, erler olmak, hareketlenmek, koşuşturmak, acele etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1279|9|44|لَا يَسْتَـْٔذِنُكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أَن يُجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1279|9|44|لا يستذنك الذين يومنون بالله واليوم الاخر ان يجهدوا بامولهم وانفسهم والله عليم بالمتقين

Latin Literal

44. Lâ yeste’zinukellezîne yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim,vallâhu alîmun bil muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

İzin talep etmezler sana kimseler (ki) iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ki cihat356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle201; ve Allah bir Alîm’dir8 muttakilere17.

Ahmed Samira Çevirisi

44 Those who believe by God and the Day the Last/Resurrection Day do not ask for your permission/pardon that they struggle/do their utmost with their properties/possessions and themselves, and God (is) knowledgeable with the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yeste'zinuke izin talep etmezler sana يَسْتَأْذِنُكَ اذن
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
8 en ki أَنْ -
9 yucahidu cihat ederler يُجَاهِدُوا جهد
10 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
11 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
14 bil-muttekine muttakilere بِالْمُتَّقِينَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1280|9|45|إِنَّمَا يَسْتَـْٔذِنُكَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱرْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِى رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1280|9|45|انما يستذنك الذين لا يومنون بالله واليوم الاخر وارتابت قلوبهم فهم في ريبهم يترددون

Latin Literal

45. İnnemâ yeste’zinulkellezîne lâ yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri vertâbet kulûbuhum fe hum fî reybihim yetereddedûn(yetereddedûne).

Türkçe Çeviri

Ancak ki izin talep ederler sana kimseler (ki) iman47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; ve şüphelenir kalpleri onların; öyle ki onlar şüphelerinde döner dururlar.

Ahmed Samira Çevirisi

45 But those who ask for your permission/pardon (are those who) do not believe by God and the Day the Last/Resurrection Day and their hearts/minds became doubtful/suspicious, so they are in their doubt/suspicion hesitating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak ki إِنَّمَا -
2 yeste'zinuke izin talep ederler sana يَسْتَأْذِنُكَ اذن
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 la لَا -
5 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
6 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
7 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
8 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
9 vertabet ve şüphelenir وَارْتَابَتْ ريب
10 kulubuhum kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
11 fehum öyle ki onlar فَهُمْ -
12 fi فِي -
13 raybihim şüphelerinde رَيْبِهِمْ ريب
14 yeteraddedune döner dururlar يَتَرَدَّدُونَ ردد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

9. Tevbe Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1296|9|61|وَمِنْهُمُ ٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ ٱلنَّبِىَّ وَيَقُولُونَ هُوَ أُذُنٌ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنكُمْ وَٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Latin Literal

61. Ve minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yekûlûne huve uzun(uzunun), kul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye132*; ve derler "o bir kulaktır**"; de ki :"Bir hayır kulağıdır*** sizlere"; iman47 eder Allah'a; ve iman47 eder müminlere27; ve bir rahmettir**** sizlerden iman47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne418* eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And from them those who harm mildly the prophet and say: "He is hearing." Say: "(He is a) good ear/hearing for you, he believes by God and he believes to the believers, and mercy to those who believed from you, and those who harm mildly God’s messenger, for them (is) a painful torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhumu onlardan وَمِنْهُمُ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
4 n-nebiyye nebiye النَّبِيَّ نبا
5 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
6 huve O هُوَ -
7 uzunun bir kulaktır أُذُنٌ اذن
8 kul de ki قُلْ قول
9 uzunu kulağıdır أُذُنُ اذن
10 hayrin bir hayır خَيْرٍ خير
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 ve yu'minu ve iman eder وَيُؤْمِنُ امن
15 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن
16 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
17 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
18 amenu iman ettiler امَنُوا امن
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
21 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
22 rasule resûlüne رَسُولَ رسل
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 lehum onlaradır لَهُمْ -
25 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
26 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'e.**Herkesi kabul edip, kulak verip dinler. ***Herkese kulak vererek dinlemesi ve çözüm üretmesi sizlere hayırlı olur.****Alemlere bir rahmet olan Kur'an'ı getirmesiyle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 66

Arapça Metin (Harekeli)

1301|9|66|لَا تَعْتَذِرُوا۟ قَدْ كَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَٰنِكُمْ إِن نَّعْفُ عَن طَآئِفَةٍ مِّنكُمْ نُعَذِّبْ طَآئِفَةًۢ بِأَنَّهُمْ كَانُوا۟ مُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1301|9|66|لا تعتذروا قد كفرتم بعد ايمنكم ان نعف عن طايفه منكم نعذب طايفه بانهم كانوا مجرمين

Latin Literal

66. Lâ ta’tezirû kad kefertum ba’de îmânikum, in na’fu an tâifetin minkum nuazzib tâifeten bi ennehum kânû mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Özür dilemeyin; muhakkak ki kâfirlik25 ettiniz imanınız47 sonrasında; eğer affetsek ki bir tayfayı719 sizlerden; azap ederiz bir tayfaya719; (ki) onların mücrimler674 olmuş olmalarından dolayıdır.

Ahmed Samira Çevirisi

66 Do not apologize/find excuses, you had disbelieved after your belief, if We forgive/pardon on a group of people from you, We torture a group of people because they were criminals/sinners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 tea'teziru özür dilemeyin تَعْتَذِرُوا عذر
3 kad muhakkak قَدْ -
4 kefertum kâfirlik ettiniz كَفَرْتُمْ كفر
5 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
6 imanikum imanınız إِيمَانِكُمْ امن
7 in eğer إِنْ -
8 nea'fu affetsek نَعْفُ عفو
9 an ki عَنْ -
10 taifetin bir tayfayı طَائِفَةٍ طوف
11 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
12 nuazzib azap ederiz نُعَذِّبْ عذب
13 taifeten bir tayfaya طَائِفَةً طوف
14 biennehum dolayı onların بِأَنَّهُمْ -
15 kanu oldular كَانُوا كون
16 mucrimine mücrimler مُجْرِمِينَ جرم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

Tayfa Kavram 719

719 Belirli bir işi yapmak için bir araya gelmiş olan grup. Askeri birlik, bir işi yapan işçiler vb.

9. Tevbe Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

1321|9|86|وَإِذَآ أُنزِلَتْ سُورَةٌ أَنْ ءَامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَجَٰهِدُوا۟ مَعَ رَسُولِهِ ٱسْتَـْٔذَنَكَ أُو۟لُوا۟ ٱلطَّوْلِ مِنْهُمْ وَقَالُوا۟ ذَرْنَا نَكُن مَّعَ ٱلْقَٰعِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1321|9|86|واذا انزلت سوره ان امنوا بالله وجهدوا مع رسوله استذنك اولوا الطول منهم وقالوا ذرنا نكن مع القعدين

Latin Literal

86. Ve izâ unzilet sûretun en âminû billâhi ve câhidû mearesûlihiste’zeneke ulût tavli minhum ve kâlûzernâ nekun meal kâ’ıdîn(kâ’ıdîne).

Türkçe Çeviri

Ve indirildiği zaman bir sure ki iman47 edin Allah'a ve cihat356 edin resûlüyle beraber (diye); izin talep ederler sana genişlik/uzunluk* sahipleri onlardan; ve dediler*: "Bırak bizleri (ki) oluruz oturanlarla beraber."

Ahmed Samira Çevirisi

86 And if a chapter was descended: "That believe by God, and struggle/do your utmost with His messenger." Those of the wealth/arrogance asked for permission/pardon from you, and they said: "Leave us be with the sitting/remaining."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 unzilet indirildiği أُنْزِلَتْ نزل
3 suratun bir sure سُورَةٌ سور
4 en ki أَنْ -
5 aminu iman edin امِنُوا امن
6 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
7 ve cahidu ve cihat edin وَجَاهِدُوا جهد
8 mea beraber مَعَ -
9 rasulihi resûlüyle رَسُولِهِ رسل
10 ste'zeneke izin talep ederler sana اسْتَأْذَنَكَ اذن
11 ulu sahibleri أُولُو اول
12 t-tavli genişlik/uzunluk الطَّوْلِ طول
13 minhum onlardan مِنْهُمْ -
14 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
15 zerna bırak bizleri ذَرْنَا وذر
16 nekun oluruz نَكُنْ كون
17 mea beraber مَعَ -
18 l-kaidine oturanlarla الْقَاعِدِينَ قعد

Notlar

Not 1

*Elleri kolları uzun, geniş olanlar. Güçleri kuvvetleri olanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1323|9|88|لَٰكِنِ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ جَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْخَيْرَٰتُ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1323|9|88|لكن الرسول والذين امنوا معه جهدوا بامولهم وانفسهم واوليك لهم الخيرت واوليك هم المفلحون

Latin Literal

88. Lâkinir resûlu vellezîne âmenû meahu câhedû bi emvâlihim ve enfusihim, ve ulâike lehumul hayrâtu ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Türkçe Çeviri

Lakin/fakat resûl418* ve kimseler (ki) iman47 ettiler onunla* beraber; cihat356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle201; ve işte bunlar; onlaradır hayırlar; ve işte bunlar; onlardır muflihler174.

Ahmed Samira Çevirisi

88 However the messenger and those who believed with him struggled/exerted with their properties/possessions and their selves, those, for them (is) the goodnesses/generosity, and those are the successful/winners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini lakin/fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
3 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 meahu onunla beraber مَعَهُ -
6 cahedu cihat ettiler جَاهَدُوا جهد
7 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
8 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
9 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
10 lehumu onlaradır لَهُمُ -
11 l-hayratu hayırlar الْخَيْرَاتُ خير
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlardır هُمُ -
14 l-muflihune muflihler الْمُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muflih Kavram 174

174 Felaha ulaşanlar, kurtuluşa kavuşanlar, başaranlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

1329|9|94|يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لَّا تَعْتَذِرُوا۟ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا ٱللَّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى ٱللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُۥ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1329|9|94|يعتذرون اليكم اذا رجعتم اليهم قل لا تعتذروا لن نومن لكم قد نبانا الله من اخباركم وسيري الله عملكم ورسوله ثم تردون الي علم الغيب والشهده فينبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

94. Ya’tezirûne ileykum izâ reca’tum ileyhim, kul lâ ta’tezirû len nu’mine lekum kad nebbe enallâhu min ahbârikum, ve se yerallâhu amelekum ve resûluhu summe tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdetî fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Özür beyan ederler sizlere geri döndüğünüz zaman onlara; de ki: "Özür beyan etmeyin; asla iman47 etmeyiz sizlere; muhakkak haber verdi bizlere Allah haberlerinizden; ve görecek* Allah yaptıklarınızı sizlerin; ve resûlü (de); sonra döndürülürsünüz gaybı62 bilene doğru; ve şahit/tanık olana; öyle ki haber verir** sizlere yapar olduğunuzu."

Ahmed Samira Çevirisi

94 They apologize/excuse (themselves) to you, if you returned to them, say: "Do not apologize/excuse (yourselves), we will never believe for you, God had informed us from your news/information , and God will see your deed and His messenger, then you (will) be returned to knower (of) the unseen/absent and the testimony/certification , so He informs you with what you were making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yea'tezirune özür beyan ederler يَعْتَذِرُونَ عذر
2 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
3 iza zaman إِذَا -
4 racea'tum geri döndüğünüz رَجَعْتُمْ رجع
5 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
6 kul de ki قُلْ قول
7 la لَا -
8 tea'teziru özür beyan etmeyin تَعْتَذِرُوا عذر
9 len asla لَنْ -
10 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 kad muhakkak قَدْ -
13 nebbeena haber verdi bizlere نَبَّأَنَا نبا
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 min مِنْ -
16 ehbarikum haberlerinizden أَخْبَارِكُمْ خبر
17 ve seyera ve görecek وَسَيَرَى راي
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 amelekum yaptıklarınızı sizlerin عَمَلَكُمْ عمل
20 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
21 summe sonra ثُمَّ -
22 turaddune döndürülürsünüz تُرَدُّونَ ردد
23 ila doğru إِلَىٰ -
24 aalimi bilene عَالِمِ علم
25 l-gaybi gaybı الْغَيْبِ غيب
26 ve şşehadeti ve şahit/tanık olana وَالشَّهَادَةِ شهد
27 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
28 bima بِمَا -
29 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون
30 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Apaçık ortaya koyacak, hesabınızı görecek.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

9. Tevbe Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

1334|9|99|وَمِنَ ٱلْأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَٰتٍ عِندَ ٱللَّهِ وَصَلَوَٰتِ ٱلرَّسُولِ أَلَآ إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْ سَيُدْخِلُهُمُ ٱللَّهُ فِى رَحْمَتِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1334|9|99|ومن الاعراب من يومن بالله واليوم الاخر ويتخذ ما ينفق قربت عند الله وصلوت الرسول الا انها قربه لهم سيدخلهم الله في رحمته ان الله غفور رحيم

Latin Literal

99. Ve minel a’râbî men yu’minu billâhi vel yevmil âhıri ve yettehızu mâ yunfiku kurubâtin indallâhi ve salavâtir resûl(resûli), e lâ innehâ kurbetunlehum, se yudhıluhumullâhu fî rahmetih(rahmetihî), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve Araplardan772 kimi iman47 eder Allah'a ve âhiret774 gününe; ve edinir/tutar infak6 ettiğini Allah’ın indinde/katında yakınlıklar; ve resûlün418* salâtlarını142 (da); doğrusu o** bir yakınlıktır onlara değil mi?; sokacak/girdirecek onları Allah rahmetinin271 içine; doğrusu Allah bir Gafûr'dur20; bir Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

99 And from the Arabs who believes by God and the Day the Last/Resurrection Day, and takes what he spends (as) approachment to God (offerings) at God, and the messenger’s prayers, is it not an approachment to God (offering) for them? God will make them enter in His mercy, that God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vemine ve وَمِنَ -
2 l-ea'rabi araplardan الْأَعْرَابِ عرب
3 men kim مَنْ -
4 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
8 ve yettehizu ve tutar/edinir وَيَتَّخِذُ اخذ
9 ma مَا -
10 yunfiku infak ettiğini يُنْفِقُ نفق
11 kurubatin yakınlıklar قُرُبَاتٍ قرب
12 inde indinde/katında عِنْدَ عند
13 llahi Allah’ın اللَّهِ -
14 ve salevati ve salatlarını (da) وَصَلَوَاتِ صلو
15 r-rasuli resulün الرَّسُولِ رسل
16 ela değil mi أَلَا -
17 inneha doğrusu o إِنَّهَا -
18 kurbetun bir yakınlıktır قُرْبَةٌ قرب
19 lehum onlara لَهُمْ -
20 seyudhiluhumu sokacak/girdirecek onları سَيُدْخِلُهُمُ دخل
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 fi içine فِي -
23 rahmetihi rahmetinin رَحْمَتِهِ رحم
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 llahe Allah اللَّهَ -
26 gafurun bir Gafûrdur غَفُورٌ غفر
27 rahimun bir Rahîm'dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Dişil zamir salâtı işaret eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

insanın insana salâtı Kavram 142

142 O insana/insanlara ilgi-alaka gösterme, kale alma, dikkate alma, ilgiyle takip etme, üzerlerine titreme.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Arap Kavram 772

772 Kelime anlamı olarak açıkça/hatasız şekilde sesle ifade etmek, açık ve berrak şekilde söylemek/deklere etmek, ortaya koymak, bilinir etmek demektir. Araplar olarak bilinen insanları işaret eder. Çöl bedevileri olarak da bilinirler. Arap kavmi/toplumu da İsrailoğulları gibi Nûh'un soyundan gelmiştir.

Âhiret, âhiret. Kavram 774

774 Ertelenmiş, geriye bırakılmış, ötelenmiş, final, son, en uç. Diriliş ve din günüyle (yargılamanın dinden yani sadece Kur'an'dan yapılacağı gün) birlikte cennetleri ve cehennemi kapsayan evre/dönem.

9. Tevbe Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

1348|9|113|مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَن يَسْتَغْفِرُوا۟ لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُوٓا۟ أُو۟لِى قُرْبَىٰ مِنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَٰبُ ٱلْجَحِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Latin Literal

113. Mâ kâne lin nebiyyi vellezîne âmenû en yestagfirû lil muşrikîne ve lev kânû ulî kurbâ min ba’di mâ tebeyyene lehum ennehum ashâbul cahîm(cahîmi).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir nebiye132 ve iman47 etmiş kimselere ki mağfiret319 dilerler müşriklere36; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm808 ashâbıdır194.

Ahmed Samira Çevirisi

113 (It) was not to the prophet and those who believed that they ask for forgiveness to the sharers/takers of partners (with God) , and even if they were of (the) relations/near from after what was clarified/explained to them, that they are the roaring fires’/Hell’s owners/friends .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linnebiyyi nebiye لِلنَّبِيِّ نبا
4 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
5 amenu iman ettiler امَنُوا امن
6 en ki أَنْ -
7 yestegfiru mağfiret dilemek يَسْتَغْفِرُوا غفر
8 lilmuşrikine müşriklere لِلْمُشْرِكِينَ شرك
9 velev şayet وَلَوْ -
10 kanu olduysalar كَانُوا كون
11 uli أُولِي اول
12 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 tebeyyene beyan olmuş olan تَبَيَّنَ بين
17 lehum onlara لَهُمْ -
18 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
19 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
20 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Cahîm Kavram 808

808 Yangın, yanan, cehennem yangını, cehenneme ait.

9. Tevbe Suresi

Ayet 119

Arapça Metin (Harekeli)

1354|9|119|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَكُونُوا۟ مَعَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1354|9|119|يايها الذين امنوا اتقوا الله وكونوا مع الصدقين

Latin Literal

119. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn (sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve olun sâdıklarla182 beraber.

Ahmed Samira Çevirisi

119 You, you those who believed, fear and obey God and be with the truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
5 llahe Allah’a اللَّهَ -
6 ve kunu ve olun وَكُونُوا كون
7 mea beraber مَعَ -
8 s-sadikine sadıklarla الصَّادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

9. Tevbe Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

1358|9|123|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَٰتِلُوا۟ ٱلَّذِينَ يَلُونَكُم مِّنَ ٱلْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا۟ فِيكُمْ غِلْظَةً وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1358|9|123|يايها الذين امنوا قتلوا الذين يلونكم من الكفار وليجدوا فيكم غلظه واعلموا ان الله مع المتقين

Latin Literal

123. Yâ eyyuhellezîne âmenû kâtilûllezîne yelûnekum minel kuffâri vel yecidû fîkum gilzah(gilzaten), va’lemû ennallâhe meal muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katledin35 kimseleri (ki) yakınlaşırlar* sizlere kâfirlerden; ve bulsunlar sizde bir kalınlık/kabalık; ve bilin ki Allah muttakilerle17 beraberdir.

Ahmed Samira Çevirisi

123 You, you those who believed, fright/kill those who follow/near you evilly from the disbelievers, and they should find in you strength/coarseness , and know that God (is) with the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 katilu katledin قَاتِلُوا قتل
5 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
6 yelunekum yakın takip ederler sizleri يَلُونَكُمْ ولي
7 mine مِنَ -
8 l-kuffari kâfirlerden الْكُفَّارِ كفر
9 velyecidu ve bulsunlar وَلْيَجِدُوا وجد
10 fikum sizde فِيكُمْ -
11 gilzeten bir kalınlık/kabalık غِلْظَةً غلظ
12 vea'lemu ve bilin ki وَاعْلَمُوا علم
13 enne ki أَنَّ -
14 llahe Allah اللَّهَ -
15 mea beraberdir مَعَ -
16 l-muttekine muttakilerle الْمُتَّقِينَ وقي

Notlar

Not 1

*Fiil 3. şahıs çoğul ve geniş zamandır. "Onlar yakınlaşırlar" demektir. Bir eylemi işaret eder. Anlarız ki kâfirlerden bazı kimseler müminlerin üzerine doğru gelerek yaklaşmaktadır. Bu kimselere karşı karşılık verilmelidir. Bu ayet "yakınınızda bulunan kâfirleri öldürün" diye özensiz çevrildiğinde anlam bambaşka olmaktadır. Hiç zararı olmayan kâfirleri sırf yakınımızda diye öldürmek Yüce Allah'ın bir emri değildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

9. Tevbe Suresi

Ayet 124

Arapça Metin (Harekeli)

1359|9|124|وَإِذَا مَآ أُنزِلَتْ سُورَةٌ فَمِنْهُم مَّن يَقُولُ أَيُّكُمْ زَادَتْهُ هَٰذِهِۦٓ إِيمَٰنًا فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فَزَادَتْهُمْ إِيمَٰنًا وَهُمْ يَسْتَبْشِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1359|9|124|واذا ما انزلت سوره فمنهم من يقول ايكم زادته هذه ايمنا فاما الذين امنوا فزادتهم ايمنا وهم يستبشرون

Latin Literal

124. Ve îzâ mâ unzilet sûretun fe minhum men yekûlu eyyukum zâdethu hâzihî îmânâ(îmânen), fe emmellezîne âmenû fe zâdethum îmânen ve hum yestebşirûn(yestebşirûne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman indirildi bir sure*; öyle ki onlardan kimi der: "Hanginize ziyade etti bu* bir imanı47?"; (oysa) öyle ki iman47 etmiş kimselere; öyle ki ziyade** etti onlara*** bir imanı47; ve onlar**** müjdelenirler."

Ahmed Samira Çevirisi

124 And when any chapter of the Koran was descended, so from them who says: "Which of you (has) this it increased him faith/belief?" So but those who believed, so it increased them faith/belief, and they be announced good news to/be cheerful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve ne zaman وَإِذَا -
2 ma مَا -
3 unzilet indirildi أُنْزِلَتْ نزل
4 suratun bir sure سُورَةٌ سور
5 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
6 men kimi مَنْ -
7 yekulu der يَقُولُ قول
8 eyyukum hanginize أَيُّكُمْ -
9 zadethu ziyade etti زَادَتْهُ زيد
10 hazihi bu هَٰذِهِ -
11 imanen bir imanı إِيمَانًا امن
12 feemma öyle ki فَأَمَّا -
13 ellezine kimselerine الَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 fezadethum öyle ki ziyade etti onlara فَزَادَتْهُمْ زيد
16 imanen bir imanı إِيمَانًا امن
17 ve hum ve onlar وَهُمْ -
18 yestebşirune müjdelenirler يَسْتَبْشِرُونَ بشر

Notlar

Not 1

*Ayetler grubu. Sure.**Gerçek müminlerin imanı Kur'an'ın her bir suresiyle artar. ***Müminlere.****Müminler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

1364|10|2|أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰ رَجُلٍ مِّنْهُمْ أَنْ أَنذِرِ ٱلنَّاسَ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِندَ رَبِّهِمْ قَالَ ٱلْكَٰفِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1364|10|2|اكان للناس عجبا ان اوحينا الي رجل منهم ان انذر الناس وبشر الذين امنوا ان لهم قدم صدق عند ربهم قال الكفرون ان هذا لسحر مبين

Latin Literal

2. E kâne linnâsi aceben en evhaynâ ilâ reculin minhum en enzirin nâse ve beşşirillezîne âmenû enne lehum kademe sıdkın inde rabbihim, kâlel kâfirûne inne hâzâ le sâhırun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

İnsanlara bir şaşılan mı oldu ki vahy603 ettik bir adam üzerine onlardan? Ki "Uyar insanları; ve müjdele iman47 etmiş kimseleri ki onlaradır gerçek/doğru bir kademe/kıdem Rableri4 indinde/katında"; dedi kâfirler25: "Doğrusu bu* mutlak apaçık bir sihirdir."

Ahmed Samira Çevirisi

2 Was it to the people astonishment/surprise that We inspired/transmitted to a man from them: "That warn/give notice (to) the people and announce good news (to) those who believed that for them (is) a foot (hold) (of) truth at their Lord." The disbelievers said: "That, that (is) an evident magician/sorcerer."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ekane olur mu أَكَانَ كون
2 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
3 aceben bir acayip/şaşılan عَجَبًا عجب
4 en ki أَنْ -
5 evhayna vahy ettik أَوْحَيْنَا وحي
6 ila doğru إِلَىٰ -
7 raculin bir adama رَجُلٍ رجل
8 minhum onlardan مِنْهُمْ -
9 en ki أَنْ -
10 enziri Uyar أَنْذِرِ نذر
11 n-nase insanları النَّاسَ نوس
12 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
13 ellezine kimselere الَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 enne ki أَنَّ -
16 lehum onlaradır لَهُمْ -
17 kademe kademe قَدَمَ قدم
18 sidkin bir gerçek doğruluk صِدْقٍ صدق
19 inde indinde/katında عِنْدَ عند
20 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
21 kale dedi قَالَ قول
22 l-kafirune kâfirler الْكَافِرُونَ كفر
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 haza bu هَٰذَا -
25 lesahirun mutlak bir sihirdir لَسَاحِرٌ سحر
26 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

10. Yunus Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1366|10|4|إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا وَعْدَ ٱللَّهِ حَقًّا إِنَّهُۥ يَبْدَؤُا۟ ٱلْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ لِيَجْزِىَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ بِٱلْقِسْطِ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1366|10|4|اليه مرجعكم جميعا وعد الله حقا انه يبدوا الخلق ثم يعيده ليجزي الذين امنوا وعملوا الصلحت بالقسط والذين كفروا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

Latin Literal

4. İleyhi merciukum cemîâ(cemîan), va’dallâhi hakkâ(hakkan), innehu yebdeul halka summe yuîduhu li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti bil kıst(kıstı), vellezîne keferû lehum şerâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

O'nadır* dönüş yerleriniz topluca; vaadi Allah'ın bir haktır/gerçektir; doğrusu O** benzersiz başlatır yaratışı; sonra geri döndürür onu***; karşılığını63 vermek için kimselerin (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18 eşitlikle230 ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; onlaradır**** kaynardan bir şarap***** ve elim/acıklı bir azap; kâfirlik25 ederler olduklarına.

Ahmed Samira Çevirisi

4 To Him (is) your return all/all together, God’s promise truthfully , that He truly starts/initiates the creation, then He returns/repeats it to reward/reimburse those who believed and made/did the correct/righteous deeds with the just/equitable, and those who disbelieved for them (is) a drink from hot/cold water and a painful torture because (of) what they were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ileyhi O'nadır إِلَيْهِ -
2 merciukum dönüş yerleri onların مَرْجِعُكُمْ رجع
3 cemian topluca جَمِيعًا جمع
4 vea'de vaadi وَعْدَ وعد
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 hakkan bir haktır/gerçektir حَقًّا حقق
7 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
8 yebdeu benzersiz yaratır يَبْدَأُ بدا
9 l-halka yaratışı الْخَلْقَ خلق
10 summe sonra ثُمَّ -
11 yuiyduhu geri döndürür onu يُعِيدُهُ عود
12 liyecziye cezalandırmak için لِيَجْزِيَ جزي
13 ellezine kimselere الَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 ve amilu ve yaparlar وَعَمِلُوا عمل
16 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
17 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
18 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
19 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
20 lehum onlaradır لَهُمْ -
21 şerabun bir şarap شَرَابٌ شرب
22 min مِنْ -
23 hamimin kaynardan حَمِيمٍ حمم
24 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
25 elimun bir elim/acıklı أَلِيمٌ الم
26 bima بِمَا -
27 kanu olduklayırla كَانُوا كون
28 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Allah'a.**Allah.***Yaratışı.****Kâfirlere.*****İçecek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

10. Yunus Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

1371|10|9|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُم بِإِيمَٰنِهِمْ تَجْرِى مِن تَحْتِهِمُ ٱلْأَنْهَٰرُ فِى جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1371|10|9|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت يهديهم ربهم بايمنهم تجري من تحتهم الانهر في جنت النعيم

Latin Literal

9. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti yehdîhim rabbuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm(naîmi).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihat18; doğru yola kılavuzlar onları Rableri4 imanlarıyla47; akar altından onların* nehirler naîm783 cennetlerinde.

Ahmed Samira Çevirisi

9 That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, their Lord guides them because of their faith/belief (to) the rivers flowing/running from below/beneath them in the blessing/goodness (of) treed gardens/paradises.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 yehdihim doğru yola kılavuzlar onları يَهْدِيهِمْ هدي
7 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب
8 biimanihim imanlarıyla بِإِيمَانِهِمْ امن
9 tecri akar تَجْرِي جري
10 min مِنْ -
11 tehtihimu altlarından onların تَحْتِهِمُ تحت
12 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
13 fi فِي -
14 cennati cennetlerinde جَنَّاتِ جنن
15 n-neiymi naim النَّعِيمِ نعم

Notlar

Not 1

*Rableri tarafından doğru yola kılavuzlanmış kimselerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Naîm Kavram 783

783 Hoşluk, rahatlık, komfor, kolaylık, mutluluk, nimet, saadet, huzur.

10. Yunus Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1375|10|13|وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا ٱلْقُرُونَ مِن قَبْلِكُمْ لَمَّا ظَلَمُوا۟ وَجَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْقَوْمَ ٱلْمُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

Latin Literal

13. Ve lekad ehleknel kurûne min kablikum lemmâ zalemû ve câethum rusuluhum bil beyyinâti ve mâ kânû li yu’minû, kezâlike neczil kavmel mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun helak ettik* kurûnları785 sizden önce; ne zaman zulmettiler257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla226 ve olmuş değillerdi iman47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız63 mücrim674 kavmi/toplumu.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And We had destroyed the generations/peoples of eras from before you, when they caused injustice/oppression, and their messengers came to them with the evidences, and they were not to believe, as/like that We reward/reimburse the nation the criminals/sinners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehlekna helak ettik أَهْلَكْنَا هلك
3 l-kurune kurûnları الْقُرُونَ قرن
4 min مِنْ -
5 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
6 lemma ne zaman لَمَّا -
7 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
8 ve dca'ethum ve geldi onlara وَجَاءَتْهُمْ جيا
9 rusuluhum resulleri رُسُلُهُمْ رسل
10 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
11 vema ve değillerdi وَمَا -
12 kanu olmuşlar كَانُوا كون
13 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن
14 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
15 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي
16 l-kavme kavmi/toplumunu الْقَوْمَ قوم
17 l-mucrimine mücrim الْمُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah resûller aracılığıyla biricik dini olan İslâm dinini beyan etmeden, tebliğ etmeden bir kavmi asla helak etmez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

Kurûn Kavram 785

785 Kartel, bağlı, birleşmiş, ilintili.

10. Yunus Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

1395|10|33|كَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى ٱلَّذِينَ فَسَقُوٓا۟ أَنَّهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1395|10|33|كذلك حقت كلمت ربك علي الذين فسقوا انهم لا يومنون

Latin Literal

33. Kezâlike hakkat kelimetu rabbike alellezîne fesekû ennehum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; hakikat* oldu kelimesi416 (senin) Rabbinin4 fâsık38 olmuş kimselere karşı ki onlar iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

33 As/like that your Lord’s word/expression became correct/true , on those who debauched , that they do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
2 hakkat hakikat oldu حَقَّتْ حقق
3 kelimetu kelimesi كَلِمَتُ كلم
4 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب
5 ala karşı عَلَى -
6 ellezine kimseler الَّذِينَ -
7 feseku fasıklık ederler فَسَقُوا فسق
8 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
9 la لَا -
10 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Hak/gerçek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

10. Yunus Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

1402|10|40|وَمِنْهُم مَّن يُؤْمِنُ بِهِۦ وَمِنْهُم مَّن لَّا يُؤْمِنُ بِهِۦ وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1402|10|40|ومنهم من يومن به ومنهم من لا يومن به وربك اعلم بالمفسدين

Latin Literal

40. Ve minhum men yu’minu bihî ve minhum men lâ yu’minu bih(bihi), ve rabbuke a’lemu bil mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve onlardandır* kimse (ki) iman47 eder ona*; ve onlardandır kimse (ki) iman47 etmez ona*; ve (senin) Rabbin4 daha iyi bilir fesatçıları265.

Ahmed Samira Çevirisi

40 And from them who believed with it, and from them who does not believe with it, and your Lord (is) more knowledgeable with the corrupting .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ -
2 men kimse مَنْ -
3 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
4 bihi ona بِهِ -
5 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ -
6 men kimse مَنْ -
7 la لَا -
8 yu'minu iman etmez يُؤْمِنُ امن
9 bihi ona بِهِ -
10 ve rabbuke ve (senin) Rabbin وَرَبُّكَ ربب
11 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم
12 bil-mufsidine fesatçıları بِالْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Ehli kitaptan.**Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1413|10|51|أَثُمَّ إِذَا مَا وَقَعَ ءَامَنتُم بِهِۦٓ ءَآلْـَٰٔنَ وَقَدْ كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1413|10|51|اثم اذا ما وقع امنتم به الن وقد كنتم به تستعجلون

Latin Literal

51. E summe izâ mâ vakaa âmentum bih(bihi), âl’âne ve kad kuntum bihî testa’cilûn(testa’cilûne).

Türkçe Çeviri

Vuku bulduğu zaman sonrası mı iman47 ettiniz ona*? Şimdi mi? Ve muhakkak acele eder olmuştunuz ona**.

Ahmed Samira Çevirisi

51 Is it then when (it) happened! (expression of wonderment) you believed with it/Him now, and you had been with it/Him hurrying/hastening .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 esumme sonrası mı أَثُمَّ -
2 iza zaman إِذَا -
3 ma مَا -
4 vekaa vuku bulduğu وَقَعَ وقع
5 amentum iman ettiniz امَنْتُمْ امن
6 bihi ona بِهِ -
7 al'ane şimdi mi? الْانَ -
8 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
9 kuntum olmuştunuz كُنْتُمْ كون
10 bihi ona بِهِ -
11 testea'cilune acele eder تَسْتَعْجِلُونَ عجل

Notlar

Not 1

*Allah'ın azabının hak/gerçek olduğuna.**Allah'ın azabına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 63

Arapça Metin (Harekeli)

1425|10|63|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَكَانُوا۟ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1425|10|63|الذين امنوا وكانوا يتقون

Latin Literal

63. Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve takvalaşır21 oldular.

Ahmed Samira Çevirisi

63 Those who believed and were fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
4 yettekune takvalaşırlar يَتَّقُونَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1436|10|74|ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ رُسُلًا إِلَىٰ قَوْمِهِمْ فَجَآءُوهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ بِمَا كَذَّبُوا۟ بِهِۦ مِن قَبْلُ كَذَٰلِكَ نَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلْمُعْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1436|10|74|ثم بعثنا من بعده رسلا الي قومهم فجاوهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع علي قلوب المعتدين

Latin Literal

74. Summe beasnâ min ba’dihî rusulen ilâ kavmihim fe câûhum bil beyyinâti fe mâ kânû li yu’minû bimâ kezzebû bihî min kabl(kablu), kezâlike natbeu alâ kulûbil mugtedîn(mugtedîne).

Türkçe Çeviri

Sonra gönderdik resûlleri418 kavimlerine/toplumlarına sonrasında onun* ; öyle ki geldiler** beyanatlarla352; öyle ki olmuş değillerdii*** iman47 etmeye önceden kendisini yalanladıklarına; işte böyledir; mühürleriz175 sınırı aşanların kalplerinin üzerini.

Ahmed Samira Çevirisi

74 Then We sent from after him messengers to their nations, so they came to them with the evidences/verses , so they were not to believe with what they lied/denied/falsified with it from before, as/like that We stamp/cover/seal on the transgressors’/violators’/breakers’ hearts/minds .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 min مِنْ -
4 bea'dihi sonrasında onun (Nûh’un) بَعْدِهِ بعد
5 rusulen resulleri رُسُلًا رسل
6 ila إِلَىٰ -
7 kavmihim kavimlerine قَوْمِهِمْ قوم
8 fe ca'uhum öyle ki geldiler فَجَاءُوهُمْ جيا
9 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
10 fema öyle ki değillerdi فَمَا -
11 kanu olmuş كَانُوا كون
12 liyu'minu iman etmek için لِيُؤْمِنُوا امن
13 bima بِمَا -
14 kezzebu yalanladıklarına كَذَّبُوا كذب
15 bihi kendisini بِهِ -
16 min مِنْ -
17 kablu önceden قَبْلُ قبل
18 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
19 netbeu mühürleriz نَطْبَعُ طبع
20 ala üzerini عَلَىٰ -
21 kulubi kalplerinin قُلُوبِ قلب
22 l-mua'tedine sınırı aşanları الْمُعْتَدِينَ عدو

Notlar

Not 1

*Resûl Nûh’un.**Resûller.***Kavimler/toplumlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

10. Yunus Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

1440|10|78|قَالُوٓا۟ أَجِئْتَنَا لِتَلْفِتَنَا عَمَّا وَجَدْنَا عَلَيْهِ ءَابَآءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا ٱلْكِبْرِيَآءُ فِى ٱلْأَرْضِ وَمَا نَحْنُ لَكُمَا بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1440|10|78|قالوا اجيتنا لتلفتنا عما وجدنا عليه ابانا وتكون لكما الكبريا في الارض وما نحن لكما بمومنين

Latin Literal

78. Kâlû e ci’tenâ li telfitenâ ammâ vecednâ aleyhi âbâenâ ve tekûne lekumel kibriyâu fîl ard(ardı), ve mâ nahnu lekumâ bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Dediler: "Geldin mi bizlere eğmek için bizleri babalarımızı/atalarımızı üzerinde bulduğumuzdan; ve olursunuz ikiniz* kibirlenen yerde; ve değiliz bizler ikinize iman47 ederler"

Ahmed Samira Çevirisi

78 They said: "Did you come to us to turn us away (divert us) from what we found our fathers on it, and the arrogance/greatness be to you (B) in the earth/Planet Earth, and we are not to you (B) with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 eci'tena geldin mi bizlere أَجِئْتَنَا جيا
3 litelfitena eğmek için bizleri لِتَلْفِتَنَا لفت
4 amma عَمَّا -
5 vecedna bulduğumuzdan وَجَدْنَا وجد
6 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ -
7 aba'ena babalarımızı/atalarımızı ابَاءَنَا ابو
8 ve tekune ve olursunuz وَتَكُونَ كون
9 lekuma ikiniz لَكُمَا -
10 l-kibriya'u kibirlenen الْكِبْرِيَاءُ كبر
11 fi فِي -
12 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
13 ve ma ve değiliz وَمَا -
14 nehnu bizler نَحْنُ -
15 lekuma ikinize لَكُمَا -
16 bimu'minine iman ederler بِمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Mûsâ ve Hârûn.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

1445|10|83|فَمَآ ءَامَنَ لِمُوسَىٰٓ إِلَّا ذُرِّيَّةٌ مِّن قَوْمِهِۦ عَلَىٰ خَوْفٍ مِّن فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِمْ أَن يَفْتِنَهُمْ وَإِنَّ فِرْعَوْنَ لَعَالٍ فِى ٱلْأَرْضِ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلْمُسْرِفِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1445|10|83|فما امن لموسي الا ذريه من قومه علي خوف من فرعون وملايهم ان يفتنهم وان فرعون لعال في الارض وانه لمن المسرفين

Latin Literal

83. Fe mâ âmene li mûsâ illâ zurriyyetun min kavmihî alâ havfin min fir’avne ve melâihim en yeftinehum, ve inne fir’avne leâlin fîl ard(ardı) ve innehu le minel musrifîn(musrifîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki iman47 etmiş değildi Mûsâ’ya onun kavminden/toplumundan bir zürriyet380* dışında; firavundan678 ve onun melesinden364 bir korkuya karşı ki fitne332** verirler onlara; ve doğrusu firavun678 mutlak bir yücelendi yerde; ve doğrusu o mutlak müsriflerdendi784.

Ahmed Samira Çevirisi

83 So did not believe in Moses except descendants from his nation on fear from Pharaoh and their nobles/groups/assembly that he (Pharaoh) tortures them , and that Pharaoh (is) high and mighty (E) in the earth/planet Earth, and that he (is) from (E) the spoilers/exceeders of the limit .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fema öyle ki değildi فَمَا -
2 amene iman etmiş امَنَ امن
3 limusa Mûsâ’ya لِمُوسَىٰ -
4 illa dışında إِلَّا -
5 zurriyyetun bir zürriyet ذُرِّيَّةٌ ذرر
6 min مِنْ -
7 kavmihi onun kavminden قَوْمِهِ قوم
8 ala karşılık عَلَىٰ -
9 havfin bir korkuya خَوْفٍ خوف
10 min مِنْ -
11 fir'avne firavundan فِرْعَوْنَ -
12 ve meleihim ve onun melesinden وَمَلَئِهِمْ ملا
13 en ki أَنْ -
14 yeftinehum fitnelendirirler onları يَفْتِنَهُمْ فتن
15 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
16 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ -
17 leaalin mutlak bir yücelendi لَعَالٍ علو
18 fi فِي -
19 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
20 ve innehu ve doğrusu o وَإِنَّهُ -
21 lemine mutlak لَمِنَ -
22 l-musrifine müsriflerdendi الْمُسْرِفِينَ سرف

Notlar

Not 1

*Gençler.**İşkence ederek ayartırlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

Firavun (Sobekhotep VIII (Sekhemre Seusertawy Sobekhotep VIII) ) ve ailesine gönderilen musibetler (Kuraklık, ürünlerden eksiltme, tufan; ve çekirge; ve bit; ve kurbağalar ve kan) Kavram 678

678 Kur'an'ın işaretlerine göre Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavununun MÖ 1645–1629 yılları arasında yukarı Mısır'da (Teb bölgesi, Luksor) hüküm süren Sobekhotep VIII (Sekhemre Seusertawy Sobekhotep VIII) olduğunu söyleyebiliriz. Karnak tapınağının 3. pilonunda bulunan bir taş stelde Kur'an'ın işaret ettiği tayfun/taşma olağan üstü bir olay olarak tasvir edilmiştir. Nil suyunun tapınağı bastığı, firavunun suyu durdurmak için tapınağa gittiği ve tapınağın avlusunda suya girerek yürüdüğü ve suya çekilmesini emrettiği tasvir edilir. Firavun bu taşmadan ders alacağına aksine kibirlenmiş ve kendisini diğer firavunlardan farklı bir konuma getirmiştir. Kendisini tanrılaştırmıştır. Bunu yine stelden anlıyoruz. Stelde bu tür eserler için alışılmadık bir durum olan firavunun kendisini yarı ilahi bir formda, Nil tanrısı Hapi’den faydalar alırken tasvir etmektedir. 7:133 ayetinde Rabbimiz firavunun ve ailesinin kibirlediğini, büyüklendiğini işaret etmiştir. Normal bir insan musibetlere karşı Rabbine yakarır. Firavun ise kendisine tanrı rolü vermeyi tercih etmiştir. Ne büyük bir sapkınlık. Sobekhotep VIII'in başına gelen musibetler;1. En az 3 veya daha fazla sene kuraklık ve ürünlerden eksiltme (7:130).2. Tufan.3. Çekirge4. Bit5. Kurbağalar5. Kan7:130 ayetinde Yüce Allah'ın firavunu kuraklık seneleriyle ve ürünlerden eksiltmeyle sınadığını anlıyoruz. En az 3 ve daha fazla süren bir kuraklık sonrası tufanın geldiğini de anlarız. Tufan sonrası gelişen çekirge salgını önceki kuraklık yıllarıyla direkt olarak ilgilidir. Uzun kuraklık sonrası boş yağış çekirgelerin üreme döngüsünü tetiklemiş ve büyük bir çekirge salgını olmuştur. Ardından büyük bir bit/pire salgını baş göstermiştir. Bitler epidemik tifüs ‘Epidemic typhus’ denilen bir hastalığa neden olurlar. ‘Rickettsia prowazekii’ isimli çok küçük bir bakteri bitlerden insana geçer ve tedavi edilmediğinde (ki eski Mısır’da tedavisi mümkün olan bir hastalık değildi) ciltten-deriden kanamaya neden olurlar. İnsanın tüm vücudunu kaplayan beneklerden-deri yaralarından kanama olur. İnsanların vücudunun her yerinde kanamalı yaralar oluşur ve beyin fonksiyonları bozulur. ‘delirium’ denilen korkulu hallusinasyonlarının eşlik ettiği aklını kaçırma benzeri karmaşık bir durum gelişir ve sonunda ölüm gerçekleşir. Bit salgınından sonra ayrıca kurbağa istilasının da gerçekleştiğini görmekteyiz. Tufan düşük hava basıncı ve bol su getirmektedir. Uzun süreli düşük hava basıncı ve bol su dişi kurbağaların yumurtlamasına neden olur. Yine düşük hava basıncı ve aşırı sel erkek kurbağalarını da cinsel olarak uyarır. Firavun ve hanedanlığına gönderilen musibetler: Tufan, çekirge, bit, kurbağalar ve kan

Müsrif Kavram 784

784 Sınırları aşmak, taşmak, normal değerleri çiğnemek, ölçüsüz, dengesiz, israf etmek, savurganlık.

10. Yunus Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

1446|10|84|وَقَالَ مُوسَىٰ يَٰقَوْمِ إِن كُنتُمْ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ فَعَلَيْهِ تَوَكَّلُوٓا۟ إِن كُنتُم مُّسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1446|10|84|وقال موسي يقوم ان كنتم امنتم بالله فعليه توكلوا ان كنتم مسلمين

Latin Literal

84. Ve kâle mûsâ yâ kavmi in kuntum âmentum billâhi fe aleyhi tevekkelû in kuntum muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi Mûsâ: "Ey kavmim/toplumum! Eğer olduysanız iman47 etmişler Allah'a; öyle ki O’na* karşı tevekkül79 edin; eğer olduysanız müslim45."

Ahmed Samira Çevirisi

84 And Moses said: "You (my) nation if you had believed by God, so on Him rely/depend if you were Moslems/submitters ."141

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
3 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
4 in eğer إِنْ -
5 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
6 amentum iman edenler امَنْتُمْ امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 fealeyhi öyle ki O’nun üzerine فَعَلَيْهِ -
9 tevekkelu tevekkül edin تَوَكَّلُوا وكل
10 in eğer إِنْ -
11 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
12 muslimine müslimler مُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

10. Yunus Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1450|10|88|وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَآ إِنَّكَ ءَاتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُۥ زِينَةً وَأَمْوَٰلًا فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا۟ عَن سَبِيلِكَ رَبَّنَا ٱطْمِسْ عَلَىٰٓ أَمْوَٰلِهِمْ وَٱشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا۟ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1450|10|88|وقال موسي ربنا انك اتيت فرعون وملاه زينه وامولا في الحيوه الدنيا ربنا ليضلوا عن سبيلك ربنا اطمس علي امولهم واشدد علي قلوبهم فلا يومنوا حتي يروا العذاب الاليم

Latin Literal

88. Ve kâle mûsâ rabbenâ inneke âteyte fir’avne ve melâhu zîneten ve emvâlen fîl hayâtid dunyâ rabbenâ li yudıllû an sebîlik(sebîlike), rabbenatmis alâ emvâlihim veşdud alâ kulûbihim fe lâ yu’minû hattâ yerevul azâbel elîm(elîme).

Türkçe Çeviri

Ve dedi Mûsâ: "Rabbimiz4! Doğrusu sen; verdin firavuna ve melesine364 onun* bir ziynet856 ve mallar dünya hayatında; Rabbimiz4! Dalalete128 düşürmeleri için senin yolundan336; Rabbimiz4! Sil mallarının üzerini ve sertleştir/katılaştır kalplerinin175 üzerini; öyle ki iman47 etmezler ta ki görürler elim/acıklı azabı."

Ahmed Samira Çevirisi

88 And Moses said: "Our Lord, that You, You gave/brought Pharaoh and his nobles/assembly decoration/beauty/ornament and properties/possessions/wealth in the present world/worldly life, our Lord, to misguide (E) from Your way/path , our Lord wipe out/destroy on their properties/possessions/wealths and stamp/hit on their hearts/minds so they do not believe until they see the torture the painful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
3 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
4 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
5 ateyte verdin اتَيْتَ اتي
6 fir'avne firavuna فِرْعَوْنَ -
7 ve meleehu ve melesine onun وَمَلَأَهُ ملا
8 zineten bir ziynet زِينَةً زين
9 ve emvalen ve mallar وَأَمْوَالًا مول
10 fi فِي -
11 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
12 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
14 liyudillu dalalete sürüklemeleri için لِيُضِلُّوا ضلل
15 an عَنْ -
16 sebilike senin yolundan سَبِيلِكَ سبل
17 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
18 tmis sil اطْمِسْ طمس
19 ala üzerini عَلَىٰ -
20 emvalihim mallarının أَمْوَالِهِمْ مول
21 veşdud ve sertleştir/katılaştır وَاشْدُدْ شدد
22 ala üzerini عَلَىٰ -
23 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب
24 fela öyle ki فَلَا -
25 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
26 hatta ta ki حَتَّىٰ -
27 yeravu görürler يَرَوُا راي
28 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
29 l-elime elim/acıklı الْأَلِيمَ الم

Notlar

Not 1

*Firavunun.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Ziynet Kavram 856

856 Süs, dekorasyon, takı, bezek.

10. Yunus Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

1452|10|90|وَجَٰوَزْنَا بِبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱلْبَحْرَ فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ وَجُنُودُهُۥ بَغْيًا وَعَدْوًا حَتَّىٰٓ إِذَآ أَدْرَكَهُ ٱلْغَرَقُ قَالَ ءَامَنتُ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱلَّذِىٓ ءَامَنَتْ بِهِۦ بَنُوٓا۟ إِسْرَٰٓءِيلَ وَأَنَا۠ مِنَ ٱلْمُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1452|10|90|وجوزنا ببني اسريل البحر فاتبعهم فرعون وجنوده بغيا وعدوا حتي اذا ادركه الغرق قال امنت انه لا اله الا الذي امنت به بنوا اسريل وانا من المسلمين

Latin Literal

90. Ve câveznâ bi benî isrâîlel bahre fe etbeahum fir’avnu ve cunûduhu bagyen ve advâ(adven), hattâ izâ edrekehul gareku kâle âmentu ennehu lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene minel muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

Ve cevaz* verdik İsrâîloğullarına197 bahri236**; öyle ki tabi oldu onlara firavun ve ordusu bir taşkınlık (-la) ve düşmanlık (-la); ta ki idrak657 ettiği zaman o*** boğulmayı; dedi: "İman47 ettim ki O'dur****; yoktur ilâh74 İsrâîloğullarının197 kendisine iman4 ettiği dışında; ve ben de müslimdenim45.

Ahmed Samira Çevirisi

90 And We crossed/passed/passed through with Israel’s sons and daughters the sea , so Pharaoh and his soldiers/warriors followed them (with) transgression and violating/breaking until when the drowning/sinking caught up/overtook him , he said: "I believed that He is, no God except who Israel’s descendants believed with Him, and I am from the Moslems/submitters ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cavezna ve cevaz verdik وَجَاوَزْنَا جوز
2 bibeni oğullarına بِبَنِي بني
3 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
4 l-behra bahri الْبَحْرَ بحر
5 fe etbeahum öyle ki tabi oldu onlara فَأَتْبَعَهُمْ تبع
6 fir'avnu firavun فِرْعَوْنُ -
7 ve cunuduhu ve orduları onun وَجُنُودُهُ جند
8 begyen bir taşkınlık (-la) بَغْيًا بغي
9 ve adve n ve düşmanlık (-la) وَعَدْوًا عدو
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 iza zaman إِذَا -
12 edrakehu idrak etti o أَدْرَكَهُ درك
13 l-garaku boğulmayı الْغَرَقُ غرق
14 kale dedi قَالَ قول
15 amentu iman ettim امَنْتُ امن
16 ennehu ki o أَنَّهُ -
17 la yoktur لَا -
18 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
19 illa dışında إِلَّا -
20 llezi الَّذِي -
21 amenet iman ettiği امَنَتْ امن
22 bihi kendisine بِهِ -
23 benu oğullarının بَنُو بني
24 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
25 ve ena ve ben de وَأَنَا -
26 mine مِنَ -
27 l-muslimine müslümanlardanım الْمُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*İzin verdik.**Bol su onların geçişine izin verdi.***Firavun.****Allah'tır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Bol su, bahr, bihâr. Kavram 236

236 Tatlı veya tuzlu fark etmeksizin bol su. Denizler, okyanuslar, yüksek debili nehirler (Nil), göller.

10. Yunus Suresi

Ayet 96

Arapça Metin (Harekeli)

1458|10|96|إِنَّ ٱلَّذِينَ حَقَّتْ عَلَيْهِمْ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1458|10|96|ان الذين حقت عليهم كلمت ربك لا يومنون

Latin Literal

96. İnnellezîne hakkat aleyhim kelimetu rabbike lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimselere (ki) hakikat* oldu üzerlerine (senin) Rabbinin4 kelimesi; iman etmezler47.

Ahmed Samira Çevirisi

96 That those who God’s word/expression (was) deserved on them do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 hakkat hakikat oldu حَقَّتْ حقق
4 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
5 kelimetu kelimesi كَلِمَتُ كلم
6 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب
7 la لَا -
8 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Hak gerçek oldu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 98

Arapça Metin (Harekeli)

1460|10|98|فَلَوْلَا كَانَتْ قَرْيَةٌ ءَامَنَتْ فَنَفَعَهَآ إِيمَٰنُهَآ إِلَّا قَوْمَ يُونُسَ لَمَّآ ءَامَنُوا۟ كَشَفْنَا عَنْهُمْ عَذَابَ ٱلْخِزْىِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1460|10|98|فلولا كانت قريه امنت فنفعها ايمنها الا قوم يونس لما امنوا كشفنا عنهم عذاب الخزي في الحيوه الدنيا ومتعنهم الي حين

Latin Literal

98. Fe lev lâ kânet karyetun âmenet fe nefeahâ îmânuhâ, illâ kavme yûnus(yûnuse), lemmâ âmenû keşefnâ anhum azâbel hızyi fîl hayâtid dunyâ ve metta’nâhum ilâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki keşke olsaydı iman878 etmiş bir kente (ki) öyle ki menfaat sağlasaydı ona* imanı878; dışındadır** Yûnus’un kavmi/toplumu; ne zaman ki iman47 ettiler; keşfettik*** onlardan bir rezillik azabını dünya hayatında; ve metalandırdık54 onları bir süreye doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

98 So where it not for a village/urban city (that) believed, so its faith/belief benefited it, except Jonah’s/Yonis’ nation, when they believed We removed/uncovered (relieved) from them the shameful/scandalous/disgraceful torture in the present world/worldly life, and We gave them long life/made they enjoy to a time .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felevla öyle ki keşke فَلَوْلَا -
2 kanet olsaydı كَانَتْ كون
3 karyetun bir kent (ki) قَرْيَةٌ قري
4 amenet iman etti امَنَتْ امن
5 fe nefe aha öyle ki menfaat sağlasaydı ona فَنَفَعَهَا نفع
6 imanuha imanı onun إِيمَانُهَا امن
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 kavme kavmi/toplumu قَوْمَ قوم
9 yunuse Yûnus’un يُونُسَ -
10 lemma ne zaman ki لَمَّا -
11 amenu iman ettiler امَنُوا امن
12 keşefna keşfettik كَشَفْنَا كشف
13 anhum onlardan عَنْهُمْ -
14 azabe azabını عَذَابَ عذب
15 l-hizyi bir rezillik الْخِزْيِ خزي
16 fi فِي -
17 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 ve mettea'nahum ve metalandırdık onları وَمَتَّعْنَاهُمْ متع
20 ila doğru إِلَىٰ -
21 hinin bir süre حِينٍ حين

Notlar

Not 1

*Kente.**Yûnus'un kavminin/toplumunun imanı gerçek bir imandı.***Azaptan kurtaracak yollar açtık, keşfetmelerini sağladık.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

10. Yunus Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

1461|10|99|وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ لَءَامَنَ مَن فِى ٱلْأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنتَ تُكْرِهُ ٱلنَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُوا۟ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1461|10|99|ولو شا ربك لامن من في الارض كلهم جميعا افانت تكره الناس حتي يكونوا مومنين

Latin Literal

99. Ve lev şâe rabbuke le âmene men fîl ardı kulluhum cemîâ(cemîân), e fe ente tukrihun nâse hattâ yekûnu mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Velev/şayet dileseydi (senin) Rabbin4; mutlak iman47 ederdi yerdeki kimseler; hepsi onların topluca; öyleyse sen mi zorlarsın* insanları ta ki olurlar müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

99 And if your Lord wanted/willed who is in the earth/Planet Earth all of them, all/all together would have believed (E), so do you compel/force the people until they be believers/believing?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/şayet وَلَوْ -
2 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
4 lamene mutlak iman ederdi لَامَنَ امن
5 men kimseler مَنْ -
6 fi فِي -
7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
8 kulluhum hepsi onların كُلُّهُمْ كلل
9 cemian topluca جَمِيعًا جمع
10 efeente öyleyse sen mi أَفَأَنْتَ -
11 tukrihu zorlarsın تُكْرِهُ كره
12 n-nase insanları النَّاسَ نوس
13 hatta ta ki حَتَّىٰ -
14 yekunu olurlar يَكُونُوا كون
15 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Zorlayarak tiksindirmek. İstemedikleri halde insanları imana zorlamak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 100

Arapça Metin (Harekeli)

1462|10|100|وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَن تُؤْمِنَ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَيَجْعَلُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1462|10|100|وما كان لنفس ان تومن الا باذن الله ويجعل الرجس علي الذين لا يعقلون

Latin Literal

100. Ve mâ kâne li nefsin en tu’mine illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yec’alur ricse alellezîne lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nefse201 ki iman47 eder; Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve yapar ricsi773 kimseler üzerlerine (ki) akletmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

100 And (it) was not to a self that she/it believes except with God’s permission, and He makes/puts the142obscenity/filth on those who do not reason/understand/comprehend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linefsin bir nefse لِنَفْسٍ نفس
4 en ki أَنْ -
5 tu'mine iman eder تُؤْمِنَ امن
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 ve yec'alu ve yapar وَيَجْعَلُ جعل
10 r-ricse ricsi الرِّجْسَ رجس
11 ala üzerlerine عَلَى -
12 ellezine kimseler الَّذِينَ -
13 la لَا -
14 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rics Kavram 773

773 Kirli, pis, iğrenç, utanılacak işler yapan.

10. Yunus Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1463|10|101|قُلِ ٱنظُرُوا۟ مَاذَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا تُغْنِى ٱلْءَايَٰتُ وَٱلنُّذُرُ عَن قَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1463|10|101|قل انظروا ماذا في السموت والارض وما تغني الايت والنذر عن قوم لا يومنون

Latin Literal

101. Kulinzurû mâzâ fîs semâvâti vel ard(ardı), ve mâ tugnîl âyâtu ven nuzuru an kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Bakın* ne var göklerde162 ve yerde"; ve ganileştirir** değildir ayetler237 ve uyarılar iman47 etmez bir kavme/topluluğa.

Ahmed Samira Çevirisi

101 Say: "Look/see , what is in the skies/space and the earth/Planet Earth, and the evidences/verses , and the warning/notices do not satisfy/suffice from a nation (that) do not believe."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuli de ki قُلِ قول
2 nzuru bakın انْظُرُوا نظر
3 maza ne var مَاذَا -
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض
7 vema ve değildir وَمَا -
8 tugni ganileştirir تُغْنِي غني
9 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
10 ve nnuzuru ve uyarılar وَالنُّذُرُ نذر
11 an عَنْ -
12 kavmin bir kavme/topluluğa قَوْمٍ قوم
13 la لَا -
14 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*İnceleyin, araştırın.**Yeterli gelir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

10. Yunus Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1465|10|103|ثُمَّ نُنَجِّى رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كَذَٰلِكَ حَقًّا عَلَيْنَا نُنجِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1465|10|103|ثم ننجي رسلنا والذين امنوا كذلك حقا علينا ننج المومنين

Latin Literal

103. Summe nuneccî rusulenâ vellezîne âmenû kezâlik(kezâlike), hakkan aleynâ nuncil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Sonra kurtarırız resûllerimizi418 ve iman47 etmiş kimseleri; işte böyledir; bir haktır/gerçektir üzerimize (ki) kurtarırız müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

103 Then We save/rescue Our messengers and those who believed, as/like that truthfully on Us We save/rescue the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 nunecci kurtarırız نُنَجِّي نجو
3 rusulena resullerimizi رُسُلَنَا رسل
4 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
5 amenu iman etmiş امَنُوا امن
6 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
7 hakkan bir haktır/gerçektir حَقًّا حقق
8 aleyna üzerimize (ki) عَلَيْنَا -
9 nunci kurtarırız نُنْجِ نجو
10 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

11. Hûd Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1488|11|17|أَفَمَن كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّهِۦ وَيَتْلُوهُ شَاهِدٌ مِّنْهُ وَمِن قَبْلِهِۦ كِتَٰبُ مُوسَىٰٓ إِمَامًا وَرَحْمَةً أُو۟لَٰٓئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ وَمَن يَكْفُرْ بِهِۦ مِنَ ٱلْأَحْزَابِ فَٱلنَّارُ مَوْعِدُهُۥ فَلَا تَكُ فِى مِرْيَةٍ مِّنْهُ إِنَّهُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1488|11|17|افمن كان علي بينه من ربه ويتلوه شاهد منه ومن قبله كتب موسي اماما ورحمه اوليك يومنون به ومن يكفر به من الاحزاب فالنار موعده فلا تك في مريه منه انه الحق من ربك ولكن اكثر الناس لا يومنون

Latin Literal

17. E fe men kâne alâ beyyinetin min rabbihî ve yetlûhu şâhidun minhu ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(rahmeten), ulâike yu’minûne bih(bihî), ve men yekfur bihî minel ahzâbi fen nâru mev’ıduh(mev’ıduhu), fe lâ teku fî miryetin minhu innehul hakku min rabbike ve lâkinne ekseren nâsi lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimse mi* (ki) oldu bir beyanat620 üzere Rabbinden4; ve tilâvet874 eder onu** ondan*** bir şahit/tanık (olarak) ; ve onun**** öncesinde Mûsâ'nın kitabı***** bir imamdı884 ve bir rahmetti271; işte bunlardır; iman47 ederler ona******; ve kim kâfirlik25 eder ona****** gruplardan/partilerden; öyle ki ateştir834 vaat edilen yeri onun; öyle ki olma şüphede ondan*******; doğrusu o******** haktır/gerçektir (senin) Rabbinden4; velakin/fakat çoğu insan iman47 etmez.

Ahmed Samira Çevirisi

17 Is who was on an evidence from his Lord, and he reads/recites/follows it a witness/testifier from Him, and from before him/it Moses’ Book a leader/clear road/an example and a mercy? Those believe with it, and who disbelieves from the groups/parties with Him/it, so the fire (is) his appointment/promise, so do not be in doubt from it, that it is the truth from your Lord, and but most of the people do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 efemen öyle ki kimse mi (ki) أَفَمَنْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 ala üzere عَلَىٰ -
4 beyyinetin bir beyanat بَيِّنَةٍ بين
5 min مِنْ -
6 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
7 ve yetluhu ve tilavet eder onu وَيَتْلُوهُ تلو
8 şahidun bir şahit/tanık (olarak) شَاهِدٌ شهد
9 minhu ondan مِنْهُ -
10 ve min ve وَمِنْ -
11 kablihi öncesinden onun قَبْلِهِ قبل
12 kitabu kitabı كِتَابُ كتب
13 musa Mûsâ'nın مُوسَىٰ -
14 imamen bir imamdı إِمَامًا امم
15 ve rahmeten ve bir rahmetti وَرَحْمَةً رحم
16 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
18 bihi ona بِهِ -
19 vemen ve kim وَمَنْ -
20 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
21 bihi ona بِهِ -
22 mine مِنَ -
23 l-ehzabi gruplardan/partilerden الْأَحْزَابِ حزب
24 fennaru öyle ki ateştir فَالنَّارُ نور
25 mev'iduhu vaat edilen yeri onun مَوْعِدُهُ وعد
26 fela öyle ki فَلَا -
27 teku olma تَكُ كون
28 fi فِي -
29 miryetin şüphede مِرْيَةٍ مري
30 minhu ondan مِنْهُ -
31 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
32 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
33 min مِنْ -
34 rabbike (senin) Rabbinden رَبِّكَ ربب
35 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
36 eksera çoğu أَكْثَرَ كثر
37 n-nasi insan النَّاسِ نوس
38 la لَا -
39 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ateşe girer?**Kur'an'ı.***Kur'an'dan. Kur'an'ın Yüce Allah katından olduğuna bizzat yine Kur'an'dan tanık/şahit olarak.****Kur'an'ın.*****Tevrât.******Kur'an'a.*******Kur'an'dan.********Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

11. Hûd Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1494|11|23|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَخْبَتُوٓا۟ إِلَىٰ رَبِّهِمْ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1494|11|23|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واخبتوا الي ربهم اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Latin Literal

23. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ahbetû ilâ rabbihim ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; ve boyun eğdiler* Rablerine4 doğru; işte bunlar; cennet ashâbıdır194 ; onlar orada** ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

23 That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and they became humble/tranquil to their Lord, those are the Paradise’s owners/company/friends, they are in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 ve ehbetu ve boyun eğdiler وَأَخْبَتُوا خبت
7 ila doğru إِلَىٰ -
8 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب
9 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
10 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
11 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن
12 hum onlar هُمْ -
13 fiha orada فِيهَا -
14 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Kalpleri titredi/ürperdi.**Cennette.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

11. Hûd Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

1500|11|29|وَيَٰقَوْمِ لَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مَالًا إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِ وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّهُم مُّلَٰقُوا۟ رَبِّهِمْ وَلَٰكِنِّىٓ أَرَىٰكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1500|11|29|ويقوم لا اسلكم عليه مالا ان اجري الا علي الله وما انا بطارد الذين امنوا انهم ملقوا ربهم ولكني اريكم قوما تجهلون

Latin Literal

29. Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne).

Türkçe Çeviri

"Ve ey kavmim/toplumum! Sual etmem/sormam sizlere ona* karşı bir mal ki benim ecrim820 ancak Allah'a karşıdır; ve ben iman47 etmiş kimseleri bir kovan/uzaklaştıran değilim; doğrusu onlar kavuşanlardır** Rablerine4; velakin/fakat ben görüyorum sizleri cahillik489 eder bir kavim/toplum (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

29 And you my nation, I do not ask/demand/beg you on it (for) property/possession/wealth, that my reward/wage is except on (from) God, and I am not with expelling/driving out those who believed, that they are receiving/meeting/finding their Lord, and but I only, I see/understand you (as) a nation being lowly/ignorant .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya kavmi ve ey kavmim/toplumum وَيَا قَوْمِ قوم
2 la لَا -
3 eselukum sual etmem/sormam sizlere أَسْأَلُكُمْ سال
4 aleyhi ona karşı عَلَيْهِ -
5 malen bir mal مَالًا مول
6 in ki إِنْ -
7 ecriye benim ecrim أَجْرِيَ اجر
8 illa ancak إِلَّا -
9 ala karşıdır عَلَى -
10 llahi Allah'a اللَّهِ -
11 ve ma ve değilim وَمَا -
12 ena ben أَنَا -
13 bitaridi kovan/uzaklaştıran بِطَارِدِ طرد
14 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
15 amenu iman ettiler امَنُوا امن
16 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
17 mulaku kavuşanlardır مُلَاقُو لقي
18 rabbihim Rabblerine رَبِّهِمْ ربب
19 velakinni velakin/fakat ben وَلَٰكِنِّي -
20 erakum görüyorum sizleri أَرَاكُمْ راي
21 kavmen bir kavim/toplum قَوْمًا قوم
22 techelune cahillik eder تَجْهَلُونَ جهل

Notlar

Not 1

*Risâlete.**İman etmek Rable tanışmak demek, O'nunla kavuşmak demektir. Elbette vefatla birlikte daha ileri bir seviyede kavuşma da gerçekleşir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

11. Hûd Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1507|11|36|وَأُوحِىَ إِلَىٰ نُوحٍ أَنَّهُۥ لَن يُؤْمِنَ مِن قَوْمِكَ إِلَّا مَن قَدْ ءَامَنَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1507|11|36|واوحي الي نوح انه لن يومن من قومك الا من قد امن فلا تبتيس بما كانوا يفعلون

Latin Literal

36. Ve ûhiye ilâ nûhın ennehu len yu’mine min kavmike illâ men kad âmene fe lâ tebteis bi mâ kânû yef’alûn(yef’alûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyedildi603 Nûh'a ki ona asla iman47 etmez senin kavminden/toplumundan dışındadır kimse (ki) zaten iman47 etti (diye); öyle ki tasalanma/üzülme faaliyet içinde olduklarına onların (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

36 And (it) was inspired/transmitted to Noah, that (none) will never/not believe from your nation except who had believed, so do not be miserable/fallen in hardship because (of) what they were making/doing .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

1511|11|40|حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَمْرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ قُلْنَا ٱحْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ ٱثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ ٱلْقَوْلُ وَمَنْ ءَامَنَ وَمَآ ءَامَنَ مَعَهُۥٓ إِلَّا قَلِيلٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1511|11|40|حتي اذا جا امرنا وفار التنور قلنا احمل فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول ومن امن وما امن معه الا قليل

Latin Literal

40. Hattâ izâ câe emrunâ ve fâret tennûru kulnâhmil fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu ve men âmen(âmene), ve mâ âmene meahû illâ kalîl(kalîlun).

Türkçe Çeviri

Ta ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran* etti tandır570; dedik: "Yükle ona** her bir çiftten ikişer569 ve ahalini568 -dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun kelam/söz-; ve (yükle) iman47 etmiş kimseyi; ve iman47 etmiş değildi onunla*** birlikte biraz dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

40 Until when Our order/command came, and the hollow clay oven/furnace boiled over/gushed, We said: Carry/load/lift in it from every/each a pair/couple two, and your family/people/relation, except who the saying/words preceded on him, and who believed." And none believed with him except a little/few.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hatta ta ki حَتَّىٰ -
2 iza zaman إِذَا -
3 ca'e geldiği جَاءَ جيا
4 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
5 ve fara ve feveran etti وَفَارَ فور
6 t-tennuru tandır التَّنُّورُ -
7 kulna dedik قُلْنَا قول
8 hmil yükle احْمِلْ حمل
9 fiha ona (gemiye) فِيهَا -
10 min مِنْ -
11 kullin her bir كُلٍّ كلل
12 zevceyni çiftten زَوْجَيْنِ زوج
13 sneyni ikişer اثْنَيْنِ ثني
14 ve ehleke ve ahalini وَأَهْلَكَ اهل
15 illa dışındaki إِلَّا -
16 men kimse مَنْ -
17 sebeka öncelendi سَبَقَ سبق
18 aleyhi aleyhine عَلَيْهِ -
19 l-kavlu kelam/söz الْقَوْلُ قول
20 ve men ve kim وَمَنْ -
21 amene iman etti امَنَ امن
22 ve ma ve değildi وَمَا -
23 amene iman etmiş امَنَ امن
24 meahu birlikte onunla (Nûh) مَعَهُ -
25 illa dışında إِلَّا -
26 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل

Notlar

Not 1

*Kaynayıp taştı. Püskürdü.**Gemiye.***Nûh'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

11. Hûd Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

1529|11|58|وَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا هُودًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَنَجَّيْنَٰهُم مِّنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1529|11|58|ولما جا امرنا نجينا هودا والذين امنوا معه برحمه منا ونجينهم من عذاب غليظ

Latin Literal

58. Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ hûden vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ, ve necceynâhum min azâbin galîz(galîzin).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi emrimiz kurtardık Hûd'u ve kimseleri (ki) iman47 ettiler onunla* beraber; bizden bir rahmetle271; ve kurtardık onları kalın/kaba bir azaptan.

Ahmed Samira Çevirisi

58 And when Our order/command came, We saved/rescued Hoodan/Hood and those who believed with him, with mercy from Us, and We saved/rescued them from a strong torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
4 necceyna kurtardık نَجَّيْنَا نجو
5 huden Hûd'u هُودًا هود
6 vellezine ve kimseleri (ki) وَالَّذِينَ -
7 amenu iman ettiler امَنُوا امن
8 meahu onunla beraber مَعَهُ -
9 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
10 minna bizden مِنَّا -
11 ve necceynahum ve kurtardık onları وَنَجَّيْنَاهُمْ نجو
12 min مِنْ -
13 azabin bir azaptan عَذَابٍ عذب
14 galizin kalın/kaba غَلِيظٍ غلظ

Notlar

Not 1

*Hûd'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 66

Arapça Metin (Harekeli)

1537|11|66|فَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا صَٰلِحًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَمِنْ خِزْىِ يَوْمِئِذٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلْقَوِىُّ ٱلْعَزِيزُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1537|11|66|فلما جا امرنا نجينا صلحا والذين امنوا معه برحمه منا ومن خزي يوميذ ان ربك هو القوي العزيز

Latin Literal

66. Fe lemmâ câe emrunâ necceynâ sâlihan vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ ve min hizyi yevmi iz(izin), inne rabbeke huvel kaviyyul azîz(azîzu).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman geldi emrimiz200; kurtardık Sâlih'i ve onunla* beraber iman47 etmiş kimseleri kendimizden bir rahmetle271; ve rezilliğinden günün; doğrusu (senin) Rabbin4; O (ki) Kaviyy’dir72; Azîz’dir37.

Ahmed Samira Çevirisi

66 So when Our promise came We saved/rescued Saleh and those who believed with him, with mercy from Us and from that days’ shame/scandal/disgrace, that your Lord, He is the powerful/strong, the glorious/mighty .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
4 necceyna kurtardık نَجَّيْنَا نجو
5 salihen Sâlih'i صَالِحًا صلح
6 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
7 amenu iman etmiş امَنُوا امن
8 meahu onunla beraber مَعَهُ -
9 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
10 minna bizden مِنَّا -
11 ve min ve وَمِنْ -
12 hizyi aşağılığından/perişanlığından خِزْيِ خزي
13 yevmiizin o günün يَوْمِئِذٍ -
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
16 huve O هُوَ -
17 l-kaviyyu Kaviyy’dir الْقَوِيُّ قوي
18 l-azizu Azîz’dir الْعَزِيزُ عزز

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kaviyy Kavram 72

72 Kuvvetli.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

1565|11|94|وَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَأَخَذَتِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ٱلصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا۟ فِى دِيَٰرِهِمْ جَٰثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1565|11|94|ولما جا امرنا نجينا شعيبا والذين امنوا معه برحمه منا واخذت الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Latin Literal

94. Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ ?uayben vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ ve ehazetillezîne zalemûssayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi emrimiz200 kurtardık Şuayb'ı ve onunla* birlikte iman47 etmiş kimseleri bir rahmetle271 bizden; ve tuttu zulmetmiş257 kimseleri sayha839; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim899 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

94 And when Our order/command came, We saved/rescued Shu’aib and those who believed with him with mercy from Us, and the loud strong cry/torture raid took/punished those who caused injustice/oppression, so they became/became in the morning in their homes/countries struck to the ground (dead).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
4 necceyna kurtardık نَجَّيْنَا نجو
5 şuayben Şuayb'ı شُعَيْبًا -
6 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
7 amenu iman ettiler امَنُوا امن
8 meahu onunla birlikte مَعَهُ -
9 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
10 minna bizden مِنَّا -
11 ve ehazeti ve tuttu وَأَخَذَتِ اخذ
12 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
13 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
14 s-sayhatu sayha الصَّيْحَةُ صيح
15 feesbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح
16 fi فِي -
17 diyarihim diyarlarında دِيَارِهِمْ دور
18 casimine câsim جَاثِمِينَ جثم

Notlar

Not 1

*Şuayb'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 121

Arapça Metin (Harekeli)

1592|11|121|وَقُل لِّلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ ٱعْمَلُوا۟ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنَّا عَٰمِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1592|11|121|وقل للذين لا يومنون اعملوا علي مكانتكم انا عملون

Latin Literal

121. Ve kul lillezîne lâ yu’minûna’melû alâ mekânetikum, innâ âmilûn(âmilûne).

Türkçe Çeviri

Ve iman47 etmez kimselere de ki: "Yapın imkanınıza karşı*; doğrusu bizler yapanlarız."

Ahmed Samira Çevirisi

121 And say to those who do not believe: "Make/do/work on your capacity/place/position, We are making/doing working."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kul ve de ki وَقُلْ قول
2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
5 a'melu yapın اعْمَلُوا عمل
6 ala karşı عَلَىٰ -
7 mekanetikum imkanınıza مَكَانَتِكُمْ كون
8 inna doğrusu bizler (de) إِنَّا -
9 aamilune yapanlarız عَامِلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Elinizde ne imkan varsa yapın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

12. Yusuf Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1631|12|37|قَالَ لَا يَأْتِيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهِۦٓ إِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوِيلِهِۦ قَبْلَ أَن يَأْتِيَكُمَا ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِى رَبِّىٓ إِنِّى تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ كَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1631|12|37|قال لا ياتيكما طعام ترزقانه الا نباتكما بتاويله قبل ان ياتيكما ذلكما مما علمني ربي اني تركت مله قوم لا يومنون بالله وهم بالاخره هم كفرون

Latin Literal

37. Kâle lâ ye’tikumâ taâmun turzekânihî illâ nebbe’tukumâ bi te’vîlihî kable en ye’tiyekumâ, zâlikumâ mimmâ allemenî rabbî, innî terektu millete kavmin lâ yu’minûne billâhi ve hum bil âhiretihum kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Gelmez ikinize bir yemek (ki) rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la); dışındadır (ki) haber verdim ikinize tevilini401 onun** önceden ki gelir (o***) ikinize; işte ikinizedir Rabbimin4 öğrettiğinden; doğrusu ben* terk ettim milletini301 bir kavmin/toplumun**** (ki) iman47 etmezler Allah'a ve onlar ahirete***** (ki) onlar kâfirliklerdir25."

Ahmed Samira Çevirisi

37 He said: "Feeding/food does not come to you (B) (which) you will be provided with it except I informed you with its interpretation/explanation, before (it) comes to you, that is what from what my Lord taught/instructed me , that I left a nation’s religion/faith (that) do not believe with/by God, and they are, with the end (other life), they are disbelieving."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 la لَا -
3 ye'tikuma gelmez ikinize يَأْتِيكُمَا اتي
4 taaamun bir yemek (ki) طَعَامٌ طعم
5 turzekanihi rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la) تُرْزَقَانِهِ رزق
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 nebbe'tukuma haber verdim ikinize نَبَّأْتُكُمَا نبا
8 bite'vilihi tevilini onun بِتَأْوِيلِهِ اول
9 kable önceden قَبْلَ قبل
10 en ki أَنْ -
11 ye'tiyekuma gelir ikinize (o) يَأْتِيَكُمَا اتي
12 zalikuma işte ikinizedir ذَٰلِكُمَا -
13 mimma مِمَّا -
14 allemeni öğrettiğinden عَلَّمَنِي علم
15 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب
16 inni doğrusu ben إِنِّي -
17 teraktu terk ettim تَرَكْتُ ترك
18 millete milletini مِلَّةَ ملل
19 kavmin bir kavmin/toplumun قَوْمٍ قوم
20 la لَا -
21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 ve hum ve onlar وَهُمْ -
24 bil-ahirati ahireti بِالْاخِرَةِ اخر
25 hum onlar هُمْ -
26 kafirune kâfirliklerdir كَافِرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Yûsuf.**Gördüğünüzün.***Yemek.****Bu kavim antik Mısır'da yaşayan ve aslı astarı olmayan, tamamı zan olan çok tanrılı antik Mısır dinine tabi olan kimselerdir. Anlarız ki Yûsuf büyürken bu dini inanışa maruz kalmış ancak bu dinî öğretiyi terk etmiştir.*****Tek Allah'a iman etmedikleri gibi ahiret hayatının gerçeklerine de kâfirlik ederler. Antik Mısır dininde ahiretle ilgili çok sayıda uyduruk inanışlar vardı. Günümüzdeki müşriklerin ahiret inancı da benzerdir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

1651|12|57|وَلَأَجْرُ ٱلْءَاخِرَةِ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَكَانُوا۟ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1651|12|57|ولاجر الاخره خير للذين امنوا وكانوا يتقون

Latin Literal

57. Ve le ecrul âhıreti hayrun lillezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Ve mutlak ki ahiret ecri820 hayırlıdır kimselere (ki) iman ettiler47; ve oldular takvalılar21.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And the ends’ (other life’s) reward (E) (is) better to those who believed and were fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veleecru ve mutlak ki ecri وَلَأَجْرُ اجر
2 l-ahirati ahiretin الْاخِرَةِ اخر
3 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
4 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
5 amenu iman ettiler امَنُوا امن
6 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
7 yettekune takvalılar يَتَّقُونَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

12. Yusuf Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

1700|12|106|وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُم بِٱللَّهِ إِلَّا وَهُم مُّشْرِكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1700|12|106|وما يومن اكثرهم بالله الا وهم مشركون

Latin Literal

106. Ve mâ yu’minu ekseruhum billâhi illâ ve hum muşrikûn(muşrikûne).

Türkçe Çeviri

Ve iman47 eder değillerdir ekserisi/çoğu onların* Allah'a; dışında (ki) ve onlar** müşriklerdir36.

Ahmed Samira Çevirisi

106 And most of them do not believe with God, unless and (while) they are sharing/taking partners (with Him).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن
3 ekseruhum ekserisi/çoğu onların أَكْثَرُهُمْ كثر
4 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
5 illa dışında إِلَّا -
6 vehum ve onlar وَهُمْ -
7 muşrikune müşriklerdir مُشْرِكُونَ شرك

Notlar

Not 1

*İnsanların.**Allah'a iman ediyoruz diyen insanların çoğu sahte imanlıdır; ancak şirk koşarak iman ederler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

12. Yusuf Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

1705|12|111|لَقَدْ كَانَ فِى قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَىٰ وَلَٰكِن تَصْدِيقَ ٱلَّذِى بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلِّ شَىْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1705|12|111|لقد كان في قصصهم عبره لاولي الالبب ما كان حديثا يفتري ولكن تصديق الذي بين يديه وتفصيل كل شي وهدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

111. Lekad kâne fî kasasıhim ibretun li ûlîl elbâb(elbâbi), mâ kâne hadîsen yufterâ ve lâkin tasdîkallezî beyne yedeyhi ve tafsîle kulli şey’in ve huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ant olsun oldu onların* kıssasında bir ibret elbâb88 sahiplerine; olmuş değildir (o**) bir hadis945 (ki) iftira atılır402; velakin/fakat bir tasdiktir*** kimseye (ki) iki elinin arasındadır**** onun; ve bir tefsîldir651 her bir şeye; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

111 In their narration/information (stories there) had been an example/warning to those of the pure minds/hearts (it) was not an information/speech to be fabricated and but confirmation (to) which (is) between his hands and detailing/explaining/clarifying every thing, and guidance, and mercy to (a) nation believing. 163

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 fi فِي -
4 kasasihim kıssalarında قَصَصِهِمْ قصص
5 ibratun bir ibret عِبْرَةٌ عبر
6 liuli sahiplerine لِأُولِي اول
7 l-elbabi elbâb الْأَلْبَابِ لبب
8 ma değildir مَا -
9 kane olmuş كَانَ كون
10 hadisen bir hadis حَدِيثًا حدث
11 yuftera iftira atılmış يُفْتَرَىٰ فري
12 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
13 tesdika bir tasdiktir تَصْدِيقَ صدق
14 llezi kimseye الَّذِي -
15 beyne arasındadır بَيْنَ بين
16 yedeyhi iki elinin يَدَيْهِ يدي
17 ve tefsile ve bir tefsil وَتَفْصِيلَ فصل
18 kulli herbir كُلِّ كلل
19 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
20 ve huden ve bir doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
21 ve rahmeten ve rahmettir وَرَحْمَةً رحم
22 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
23 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Resûllerin.**Kur'an.***Kur'an Tevrât'a bir musaddıktır. Tevrât'ı tasdikler. ****Tevrât.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Elbâb Kavram 88

88 Akıl ve mantık. Analitik/rasyonel düşünme.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Tefsîl Kavram 651

651 Detaylandırmak; detaylı, ayrılmış.

13. Ra'd Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

1706|13|1|الٓمٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلَّذِىٓ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ ٱلْحَقُّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1706|13|1|المر تلك ايت الكتب والذي انزل اليك من ربك الحق ولكن اكثر الناس لا يومنون

Latin Literal

1. Elif lâm mim râ tilke âyâtul kitâb(kitâbi), vellezî unzile ileyke min rabbikel hakku ve lâkinne ekseren nâsi lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

ALMR44*; işte şu (ki) ayetleridir kitabın**; ve indirilendir sana Rabbinden4 hak/gerçek (olarak); velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

1 A L M R , those are The Book’s verses/evidences and which was descended to you, from your Lord the truth , and but most of the people do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elif, Lam, mim, Ra Elif Lam Mim Ra المر -
2 tilke işte şu (ki) تِلْكَ -
3 ayatu ayetleridir ايَاتُ ايي
4 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
5 vellezi ve وَالَّذِي -
6 unzile indirilendir أُنْزِلَ نزل
7 ileyke sana إِلَيْكَ -
8 min مِنْ -
9 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب
10 l-hakku hak/gerçek (olarak) الْحَقُّ حقق
11 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
12 eksera ekserisi/çoğu أَكْثَرَ كثر
13 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
14 la لَا -
15 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Elif, Lâm, Mîm, Ra.**Kur'an'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Anahtar harfler. Hurûf-u mukatta. Kavram 44

44 Kesik harfler olarak tanımlanır. On dört (14) harfin tekli, ikili, üçlü, dörtlü ve beşli kombinasyonlarından oluşurlar. Yirmi dokuz (29) surenin başında yer alarak surenin açılışını yaparlar. Yedi (7) grup oluştururlar. İlgili gruplarda ve alt gruplarda anahtar harflerin geçiş sayısı on dokuzun (19) tam katıdır. On dokuz (19) mucizesinin tecelli edişinin çok güzel örneklerini sunarlar. Kur'an'ın bir beşer sözü olamayacağına en büyük delillerdendirler. Hurûf-u Mukataa (Anahtar Harfler) Mucizesi.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

13. Ra'd Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

1733|13|28|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ ٱللَّهِ أَلَا بِذِكْرِ ٱللَّهِ تَطْمَئِنُّ ٱلْقُلُوبُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1733|13|28|الذين امنوا وتطمين قلوبهم بذكر الله الا بذكر الله تطمين القلوب

Latin Literal

28. Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve tatmin971 olur kalpleri Allah’ın zikriyle347; değil mi ki Allah’ın zikriyle347 tatmin971 olur kalpler?"

Ahmed Samira Çevirisi

28 Those who believed, and their hearts/minds became assured , with God’s reminder , is it not with God’s reminder the hearts/minds become assured ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve tetmeinnu ve tatmin olur وَتَطْمَئِنُّ طمن
4 kulubuhum kalpleri قُلُوبُهُمْ قلب
5 bizikri zikriyle بِذِكْرِ ذكر
6 llahi Allah’ın اللَّهِ -
7 ela değil mi ki أَلَا -
8 bizikri zikri بِذِكْرِ ذكر
9 llahi Allah’ın اللَّهِ -
10 tetmeinnu tatmin olur تَطْمَئِنُّ طمن
11 l-kulubu kalpler الْقُلُوبُ قلب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yüce Allah'ın zikredilmesi/hatırlanması. Kavram 347

347 Öğrenilen Kur'an ayetlerinin ve Yüce Allah'ın sıfatlarının akla getirilmesi, hatırlanması.

13. Ra'd Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

1734|13|29|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ طُوبَىٰ لَهُمْ وَحُسْنُ مَـَٔابٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1734|13|29|الذين امنوا وعملوا الصلحت طوبي لهم وحسن ماب

Latin Literal

29. Ellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti tûbâ lehum ve husnu meâb(meâbin).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; onlaradır tûbâ976 ve bir güzel dönüş yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

29 Those who believed and made/did the correct/righteous deeds, for them (is) goodness/beauty/enjoyment , and (a) good/beautiful return.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
5 tuba tûbâ طُوبَىٰ طيب
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 ve husnu ve güzel وَحُسْنُ حسن
8 mabin bir dönüş yeri مَابٍ اوب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

13. Ra'd Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1736|13|31|وَلَوْ أَنَّ قُرْءَانًا سُيِّرَتْ بِهِ ٱلْجِبَالُ أَوْ قُطِّعَتْ بِهِ ٱلْأَرْضُ أَوْ كُلِّمَ بِهِ ٱلْمَوْتَىٰ بَل لِّلَّهِ ٱلْأَمْرُ جَمِيعًا أَفَلَمْ يَا۟يْـَٔسِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَن لَّوْ يَشَآءُ ٱللَّهُ لَهَدَى ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَلَا يَزَالُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُوا۟ قَارِعَةٌ أَوْ تَحُلُّ قَرِيبًا مِّن دَارِهِمْ حَتَّىٰ يَأْتِىَ وَعْدُ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُخْلِفُ ٱلْمِيعَادَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1736|13|31|ولو ان قرانا سيرت به الجبال او قطعت به الارض او كلم به الموتي بل لله الامر جميعا افلم يايس الذين امنوا ان لو يشا الله لهدي الناس جميعا ولا يزال الذين كفروا تصيبهم بما صنعوا قارعه او تحل قريبا من دارهم حتي ياتي وعد الله ان الله لا يخلف الميعاد

Latin Literal

31. Ve lev enne kur’ânen suyyiret bihil cibâlu ev kuttıat bihil ardu ev kullime bihil mevtâ, bel lillâhil emru cemîâ(cemîan), e fe lem ye’yesillezîne âmenû en lev yeşâullâhu le heden nâse cemîâ(cemîan),ve lâ yezâlullezîne keferû tusîbuhum bi mâ sanaû kâriatun ev tehullu karîben min dârihim hattâ ye’tiye va’dullâh(va’dullâhi), innallâhe lâ yuhliful mîâd(mîâde).

Türkçe Çeviri

Ve şayet ki bir Kur’an850 (ki) yürütülseydi onunla* dağlar ya da kesilseydi** onunla* yer ya da kelam ettirilseydi onunla* ölüler; Evet! Allah’adır emir200 topluca; öyle ki hiç farkına varmaz mı iman47 etmiş kimseler ki şayet dilerse Allah mutlak doğru yola kılavuzlardı insanları topluca; ve ayrılmaz/farklı kılınmaz kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) isabet eder onlara sanayi olarak ürettikleriyle bir çarpma/vuruş; ya da konar*** diyarlarından**** bir yakına; ta ki gelir vaadi Allah'ın; doğrusu Allah ihtilaf etmez***** vaat yerine.

Ahmed Samira Çevirisi

31 And if that a Koran the mountains were made to move/walk with it? Or the earth/Planet Earth was cut to pieces with it? Or the deads were conversed/spoken/talked to with it? But to God (is) the matter/affair/order/command all . Did those who believed not despair ? That (E) if God willed/wanted, He would have guided the people all together . And those who disbelieved disaster still/continues (to) strike them because (of) what they made/did , or (it) takes place/descends near/close from their home/country until God’s promise comes, that God does not break the appointment (promise).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/ve şayet وَلَوْ -
2 enne ki أَنَّ -
3 kur'anen bir Kur’an (ki) قُرْانًا قرا
4 suyyirat yürütüldü سُيِّرَتْ سير
5 bihi onunla بِهِ -
6 l-cibalu dağlar الْجِبَالُ جبل
7 ev ya da أَوْ -
8 kuttiat kesildi قُطِّعَتْ قطع
9 bihi onunla بِهِ -
10 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض
11 ev ya da أَوْ -
12 kullime kelam ettirildi كُلِّمَ كلم
13 bihi onunla بِهِ -
14 l-mevta ölüler الْمَوْتَىٰ موت
15 bel evet بَلْ -
16 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
17 l-emru emir الْأَمْرُ امر
18 cemian topluca جَمِيعًا جمع
19 efelem öyle ki hiç أَفَلَمْ -
20 yeyesi farkına varmaz mı يَيْأَسِ ياس
21 ellezine kimseler الَّذِينَ -
22 amenu iman ettiler امَنُوا امن
23 en ki أَنْ -
24 lev şayet لَوْ -
25 yeşa'u dilerse يَشَاءُ شيا
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 leheda mutlak doğru yola kılavuzlardı لَهَدَى هدي
28 n-nase insanları النَّاسَ نوس
29 cemian topluca جَمِيعًا جمع
30 ve la ve وَلَا -
31 yezalu ayrılmaz/farklı kılınmaz يَزَالُ زيل
32 ellezine kimseler الَّذِينَ -
33 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
34 tusibuhum isabet eder onlara تُصِيبُهُمْ صوب
35 bima بِمَا -
36 saneu sanayi olarak ürettikleriyle صَنَعُوا صنع
37 kariatun bir çarpma/vuruş قَارِعَةٌ قرع
38 ev ya da أَوْ -
39 tehullu konar تَحُلُّ حلل
40 kariben bir yakına قَرِيبًا قرب
41 min مِنْ -
42 darihim diyarlarından دَارِهِمْ دور
43 hatta ta ki حَتَّىٰ -
44 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
45 vea'du vaadi وَعْدُ وعد
46 llahi Allah'ın اللَّهِ -
47 inne doğrusu إِنَّ -
48 llahe Allah اللَّهَ -
49 la لَا -
50 yuhlifu ihtilaf etmez يُخْلِفُ خلف
51 l-miaade vaad yerine الْمِيعَادَ وعد

Notlar

Not 1

*Kur'an'la.**Parçalara bölünseydi.***Çarpma/vuruş.****Yurtlarından.*****Zıtlaşmak, ayrılığa düşmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

14. İbrahim Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1771|14|23|وَأُدْخِلَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ تَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَٰمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1771|14|23|وادخل الذين امنوا وعملوا الصلحت جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها باذن ربهم تحيتهم فيها سلم

Latin Literal

23. Ve udhilellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ bi izni rabbihim, tehıyyetuhum fîhâ selâm(selâmun).

Türkçe Çeviri

Ve girdirilir iman47 etmiş ve sâlihât18 yapmış kimseler cennetlere970; akar altından onun* nehirler; ölümsüzlerdir185 orada** Rablerinin4 izniyle; hayatlamaları*** onların orada** bir selâm’dır98.

Ahmed Samira Çevirisi

23 And those who believed and made/did the correct/righteous deeds were made to enter treed gardens/paradises, the rivers/waterways flow from beneath it immortally/eternally in it, with their Lord’s permission , their greeting in it (is): "A security/peace ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve udhile ve girdirilir وَأُدْخِلَ دخل
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
7 tecri akar تَجْرِي جري
8 min مِنْ -
9 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد
12 fiha orada فِيهَا -
13 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
14 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب
15 tehiyyetuhum hayatlamaları onların تَحِيَّتُهُمْ حيي
16 fiha orada فِيهَا -
17 selamun bir selam’dır سَلَامٌ سلم

Notlar

Not 1

*Cennetin.**Cennette.***Hayat, ömür, canlılık dilemeleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Selâm Kavram 98

98 Esenlik-güven bahşeden.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

14. İbrahim Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1775|14|27|يُثَبِّتُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱلْقَوْلِ ٱلثَّابِتِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ وَيُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلظَّٰلِمِينَ وَيَفْعَلُ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

Latin Literal

27. Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ’(yeşâu).

Türkçe Çeviri

Sabitler* Allah iman47 etmiş kimseleri sabit** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette128 bırakır Allah zalimleri257; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Ahmed Samira Çevirisi

27 God affirms/strengthens those who believed with the word/opinion and belief the affirmed/strengthened in the life the present/worldly life and the end (other life), and God misguides the unjust/oppressive, and God makes/does what He wills/wants.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yusebbitu sabitler يُثَبِّتُ ثبت
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 bil-kavli söz ile بِالْقَوْلِ قول
6 s-sabiti sabit الثَّابِتِ ثبت
7 fi فِي -
8 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve fi ve وَفِي -
11 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
12 ve yudillu ve dalalette bırakır وَيُضِلُّ ضلل
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم
15 ve yef'alu ve faaliyete geçirir وَيَفْعَلُ فعل
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 ma مَا -
18 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا

Notlar

Not 1

*Güzel bir ağaç gibi yapar. Kararlı, kökleri sabit, göğe uzanan meyve veren dallarıyla. **Güzel bir ağaca benzeyen sözle, kelimeyle. Asla değişmeyen, kararlı bir sözle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

14. İbrahim Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1779|14|31|قُل لِّعِبَادِىَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُنفِقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِىَ يَوْمٌ لَّا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خِلَٰلٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1779|14|31|قل لعبادي الذين امنوا يقيموا الصلوه وينفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خلل

Latin Literal

31. Kul li ibâdiyellezîne âmenû yukîmus salâte ve yunfikû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hilâl(hilâlun).

Türkçe Çeviri

De ki kullarıma; iman47 etmiş kimselere; ikame572 etsinler salâtı5; ve infak etsinler6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice ve alenen/bildirerek; önceden ki gelir bir gün; yoktur bir alışveriş onda; ve yoktur bir dostluk.

Ahmed Samira Çevirisi

31 Say to My worshippers/slaves those who believed: "They (should) keep up the prayers and spend from what We provided for them secretly and publicly from before that a day comes, (where there is) no selling/trading in it and nor differences in opinions/friendships .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 liibadiye kullarıma لِعِبَادِيَ عبد
3 ellezine kimselere الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 yukimu diksinler/ayağa kaldırsınlar يُقِيمُوا قوم
6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
7 ve yunfiku ve infak etsinler/harcasınlar وَيُنْفِقُوا نفق
8 mimma مِمَّا -
9 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
10 sirran sırlı şekilde/gizlice سِرًّا سرر
11 ve alaniyeten ve alenen/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن
12 min مِنْ -
13 kabli önce قَبْلِ قبل
14 en ki أَنْ -
15 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
16 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم
17 la yoktur لَا -
18 bey'un bir alışveriş بَيْعٌ بيع
19 fihi onda فِيهِ -
20 ve la ve yoktur وَلَا -
21 hilalun bir dostluk خِلَالٌ خلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

15. Hicr Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1813|15|13|لَا يُؤْمِنُونَ بِهِۦ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1813|15|13|لا يومنون به وقد خلت سنه الاولين

Latin Literal

13. Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetul evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

İman47 etmezler ona*; ve muhakkak gelip geçti evvelkilerin sünneti707.

Ahmed Samira Çevirisi

13 They do not believe with it, and (the) manner/nature (of) the firsts/beginners had past/expired .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
3 bihi ona بِهِ -
4 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
5 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
6 sunnetu sünnet سُنَّةُ سنن
7 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Resûle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sünnet Kavram 707

707 Kanun, uygulama, yöntem, metot.

16. Nahl Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

1959|16|60|لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوْءِ وَلِلَّهِ ٱلْمَثَلُ ٱلْأَعْلَىٰ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1959|16|60|للذين لا يومنون بالاخره مثل السو ولله المثل الاعلي وهو العزيز الحكيم

Latin Literal

60. Lillezîne lâ yu’minûne bil âhıreti meselus sev’(sev’i), ve lillâhil meselul â’lâ, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Ahirete iman47 etmeyen kimseleredir kötü misal870; ve Allah’adır yücelmiş misal870; ve O* Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

60 To those who do not believe with the end (other life) the bads’/evil’s example/proverb, and to God the example/proverb the highest/mightiest , and He is the glorious/mighty, the wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lillezine kimse içindir لِلَّذِينَ -
2 la لَا -
3 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
4 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
5 meselu misal مَثَلُ مثل
6 s-sev'i kötü السَّوْءِ سوا
7 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ -
8 l-meselu misal الْمَثَلُ مثل
9 l-ea'la yücelmiş الْأَعْلَىٰ علو
10 ve huve ve O وَهُوَ -
11 l-azizu Azîz’dir الْعَزِيزُ عزز
12 l-hakimu Hakîm’dir الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1963|16|64|وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِى ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1963|16|64|وما انزلنا عليك الكتب الا لتبين لهم الذي اختلفوا فيه وهدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

64. Ve mâ enzelnâ aleykel kitâbe illâ li tubeyyine lehumullezîhtelefû fîhi ve huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve indirmiş değiliz sana* kitabı** onlara beyan226 etmen dışında; ki ihtilafa düştüklerini onda***; ve (oysa) bir doğru yola kılavuzdur ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And We did not descend on you The Book except to clarify/show/explain to them what they differed/disagreed/disputed in it, and guidance and mercy to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 enzelna indirmiş أَنْزَلْنَا نزل
3 aleyke sana عَلَيْكَ -
4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
5 illa dışında إِلَّا -
6 litubeyyine beyan etmen için لِتُبَيِّنَ بين
7 lehumu onlara لَهُمُ -
8 llezi ki الَّذِي -
9 htelefu ihtilafa düştüklerini اخْتَلَفُوا خلف
10 fihi onda فِيهِ -
11 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
12 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم
13 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
14 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Kur'ân'ı.***Kur'ân'da.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1971|16|72|وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَٰجًا وَجَعَلَ لَكُم مِّنْ أَزْوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ أَفَبِٱلْبَٰطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ ٱللَّهِ هُمْ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1971|16|72|والله جعل لكم من انفسكم ازوجا وجعل لكم من ازوجكم بنين وحفده ورزقكم من الطيبت افبالبطل يومنون وبنعمت الله هم يكفرون

Latin Literal

72. Vallâhu ceale lekum min enfusikum ezvâcen ve ceale lekum min ezvâcikum benîne ve hafedeten ve rezakakum minet tayyibât(tayyibâti), e fe bil bâtıli yu’minûne ve bi ni’metillâhi hum yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve Allah yaptı sizlere nefislerinizden201 eşler; ve yaptı sizlere eşlerinizden oğullar ve torunlar; ve rızıklandırdı sizleri iyilerden; öyle ki batıla199 mı iman47 ederler?; ve Allah'ın nimetine757 onlar kâfirlik25 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

72 And God made/created for you from yourselves spouses , and He made/created for you from your spouses sons/sons and daughters, and sons of your sons , and He provided for you from the goodnesses . Is it with the falsehood they believe, and with Gods’ blessing/goodness they disbelieve?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 ceale yaptı جَعَلَ جعل
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 min مِنْ -
5 enfusikum nefislerinizden أَنْفُسِكُمْ نفس
6 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج
7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 min مِنْ -
10 ezvacikum eşlerinizden أَزْوَاجِكُمْ زوج
11 benine oğullar بَنِينَ بني
12 ve hafedeten ve torunlar وَحَفَدَةً حفد
13 ve razekakum ve rızıklandırdı sizleri وَرَزَقَكُمْ رزق
14 mine مِنَ -
15 t-tayyibati iyilerden الطَّيِّبَاتِ طيب
16 efebil-batili öyle ki batıla mı أَفَبِالْبَاطِلِ بطل
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
18 ve binia'meti ve nimetine وَبِنِعْمَتِ نعم
19 llahi Allah'ın اللَّهِ -
20 hum onlar هُمْ -
21 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Nimetler Kavram 757

757 Yüce Allah Rahmân suresinde nimetlere bir işaret buyurmuştur. 31 temel parçacığın oluşturduğu tüm evren Yüce Allah'ın bir nimetidir. Cennetlerde de Yüce Allah hak eden kullarına ayakta/dikelmiş/kıyamda nimetler vereceğini bildirmektedir (Örn: 9:21). Anlarız ki cennetler gerçek anlamda yaratılan evrenler olacaktır. Muhtemel ki farklı atomlar muhteşem şeyle oluşturacak ve Rabbimiz bizlere inşAllah bu nimetlerinden tattıracaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

1998|16|99|إِنَّهُۥ لَيْسَ لَهُۥ سُلْطَٰنٌ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1998|16|99|انه ليس له سلطن علي الذين امنوا وعلي ربهم يتوكلون

Latin Literal

99. İnnehu leyse lehu sultânun alellezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu o*; olmadı ona** bir sultân660 kimseler üzerine (ki) iman47 ettiler; ve Rablerinin4 üzerine tevekkül79 ederler (onlar).

Ahmed Samira Çevirisi

99 That He, (there) is not for him power/control on those who believed and on their Lord they rely/trust/surrender to.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
2 leyse olmadı لَيْسَ ليس
3 lehu ona لَهُ -
4 sultanun bir sultan سُلْطَانٌ سلط
5 ala üzerine عَلَى -
6 ellezine kimseler الَّذِينَ -
7 amenu iman ettiler امَنُوا امن
8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
9 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب
10 yetevekkelune tevekküle ederler يَتَوَكَّلُونَ وكل

Notlar

Not 1

*Şeytân.**Şeytâna.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

16. Nahl Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

2001|16|102|قُلْ نَزَّلَهُۥ رُوحُ ٱلْقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِٱلْحَقِّ لِيُثَبِّتَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2001|16|102|قل نزله روح القدس من ربك بالحق ليثبت الذين امنوا وهدي وبشري للمسلمين

Latin Literal

102. Kul nezzelehu rûhul kudusi min rabbike bil hakkı li yusebbitellezîne âmenû ve huden ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "İndirdi onu* kutsal ruh279 (senin) Rabbinden4 hakla/gerçekle; sabitlemek içindir kimseleri (ki) iman47 ettiler; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve müjdedir müslimlere45."

Ahmed Samira Çevirisi

102 Say: "The Holy/Sanctimonious Soul/Sprit descended it from your Lord with the truth to affirm/strengthen those who believed, and guidance, and a good news to the Moslems/submitters/surrenderers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 nezzelehu indirdi onu نَزَّلَهُ نزل
3 ruhu ruh رُوحُ روح
4 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
5 min مِنْ -
6 rabbike (senin) Rabbinden رَبِّكَ ربب
7 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
8 liyusebbite sabitlemek için لِيُثَبِّتَ ثبت
9 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
10 amenu iman etmiş امَنُوا امن
11 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
12 ve buşra ve müjde وَبُشْرَىٰ بشر
13 lilmuslimine müslimlere لِلْمُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Kur'ân'ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

16. Nahl Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

2003|16|104|إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ لَا يَهْدِيهِمُ ٱللَّهُ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

2003|16|104|ان الذين لا يومنون بايت الله لا يهديهم الله ولهم عذاب اليم

Latin Literal

104. İnnellezîne lâ yu’minûne bi âyâtillâhi lâ yehdîhimullâhu ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseleri (ki) iman47 etmezler Allah'ın ayetlerine1027; doğru yola kılavuzlamaz onları Allah; ve onlaradır elim* bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

104 That those who do not believe with God’s verses/evidences/signs, God does not guide them, and for them (is) a painful torture.

Notlar

Not 1

*Acıklı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

17. İsrâ Suresi

Ayet 107

Arapça Metin (Harekeli)

2134|17|107|قُلْ ءَامِنُوا۟ بِهِۦٓ أَوْ لَا تُؤْمِنُوٓا۟ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْعِلْمَ مِن قَبْلِهِۦٓ إِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ يَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ سُجَّدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2134|17|107|قل امنوا به او لا تومنوا ان الذين اوتوا العلم من قبله اذا يتلي عليهم يخرون للاذقان سجدا

Latin Literal

107. Kul âminû bihî ev lâ tu’minû, innellezîne ûtul ilme min kablihî izâ yutlâ aleyhim yahırrûne lil ezkâni succedâ(succeden). (SECDE ÂYETİ)

Türkçe Çeviri

De ki: “İman47 edin ona* ya da iman47 etmeyin; doğrusu önceden ilim verilen kimselere (ki) okunduğu zaman onlara**; kapandılar çeneleri üstüne secde12 edenler (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

107 Say: "Believe with it or do not believe, that (E) those who were given/brought to the knowledge, from before it, if (it) is being read/recited on them, they fall down to the chins/beards prostrating."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 aminu iman edin امِنُوا امن
3 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
4 ev veya أَوْ -
5 la لَا -
6 tu'minu iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن
7 inne doğrusu إِنَّ -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 utu verildiler أُوتُوا اتي
10 l-ilme ilim الْعِلْمَ علم
11 min مِنْ -
12 kablihi önceden قَبْلِهِ قبل
13 iza zaman إِذَا -
14 yutla okunur يُتْلَىٰ تلو
15 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
16 yehirrune kapandılar يَخِرُّونَ خرر
17 lilezkani çeneleri üstüne لِلْأَذْقَانِ ذقن
18 succeden secde edenler/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.**Kur'ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

18. Kehf Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

2144|18|6|فَلَعَلَّكَ بَٰخِعٌ نَّفْسَكَ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمْ إِن لَّمْ يُؤْمِنُوا۟ بِهَٰذَا ٱلْحَدِيثِ أَسَفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2144|18|6|فلعلك بخع نفسك علي اثرهم ان لم يومنوا بهذا الحديث اسفا

Latin Literal

6. Fe lealleke bâhiun nefseke alâ âsârihim in lem yu’minû bi hâzel hadîsi esefâ(esefen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki belki sen onların peşlerinde çaresizlikten öldürensin kendi nefsini; ki asla iman47 etmezler bu söze; bir kederdir/pişmanlıktır.

Ahmed Samira Çevirisi

6 So maybe/perhaps you (are) exhausting/destroying yourself from anger sorrowfully/angrily on their tracks , if they do not believe with this the information/speech.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felealleke öyle ki, belki sen فَلَعَلَّكَ -
2 bahiun çaresizlikten öldürensin بَاخِعٌ بخع
3 nefseke kendi nefsini نَفْسَكَ نفس
4 ala عَلَىٰ -
5 asarihim peşlerinde onların اثَارِهِمْ اثر
6 in ki إِنْ -
7 lem asla لَمْ -
8 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
9 bihaza bu بِهَٰذَا -
10 l-hadisi söze الْحَدِيثِ حدث
11 esefen bir keder أَسَفًا اسف

Notlar

Not

Anlaşılmaktadır ki Muhammed peygamber insanlar inansınlar diye kendini harap etmektedir. Sürekli peşlerindedir. Ancak pek umut yoktur. Peygamber çaresizlik, perişanlık içinde kıvranmaktadır. Yüce Allah Muhammed peygamber ne yaparsa yapsın o kimselerin inanmayacaklarını bildirmektedir. Ancak ortada büyük bir keder ve bir üzüntü vardır. Bu keder ve üzüntü ayetin sonunda işaret edilmiştir. Muhammed peygamberin kederi de işaret edilmiş olabilir ya da iman etmeyen kimselerin dünya hayatında ve ahiret hayatında karşılaşacakları keder de işaret edilmiş olabilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

18. Kehf Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

2151|18|13|نَّحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَأَهُم بِٱلْحَقِّ إِنَّهُمْ فِتْيَةٌ ءَامَنُوا۟ بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَٰهُمْ هُدًى

Arapça Metin (Harekesiz)

2151|18|13|نحن نقص عليك نباهم بالحق انهم فتيه امنوا بربهم وزدنهم هدي

Latin Literal

13. Nahnu nakussu aleyke nebeehum bil hakk(hakkı), innehum fityetun âmenû bi rabbihim ve zidnâhum hudâ(huden).

Türkçe Çeviri

Biz; kıssa430 haline getirdik sana onların haberini gerçekle/hakla; doğrusu onlar Rablerine4 iman47 etmiş gençlerdi; ve ziyade ettik/artırdık onlara hidayeti.

Ahmed Samira Çevirisi

13 We narrate/inform on (to) you their information/news with the truth , that they truly are youths/servants , they believed with their Lord, and We increased them guidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nehnu biz نَحْنُ -
2 nekussu kıssalaştırdık/anlattık نَقُصُّ قصص
3 aleyke sana عَلَيْكَ -
4 nebeehum haberini onların نَبَأَهُمْ نبا
5 bil-hakki gerçekle/hakla بِالْحَقِّ حقق
6 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
7 fityetun gençlerdi فِتْيَةٌ فتي
8 amenu inanmış امَنُوا امن
9 birabbihim Rablerine بِرَبِّهِمْ ربب
10 ve zidnahum ve ziyade ettik/artırdık onlara وَزِدْنَاهُمْ زيد
11 huden hidayeti هُدًى هدي

Notlar

Not

Anlarız ki Kur’an’ın indiği dönemde de (MS 610-633) mağara yoldaşlarıyla ilgili çok sayıda yalan yanlış bilgi vardır. Gerçekten de Hristiyan kaynaklarına bakıldığında farklı bilgilerin varlığı görülür. Kıssa ilk olarak 5-6. yüzyılda Suruç (Urfa ilinin ilçesi) Piskoposu Mor Yakup ‘Jacob of Serugh’ (MS 451-521) tarafından anlatılmıştır. İlk anlatım Süryanicedir. İlk anlatım doğuya ve batıya yayılarak dilden dile dolaşmış, farklı dillere çevrilmiş ve farklılaşma yaşamıştır. Tourslu Gregor (MS 538-594) “Passio Septem Dormientum” isimli eserinde Süryanice olan metni Latinceye çevirmiştir. Kur’an’ın vereceği bilgiler tartışmasız şekilde haktır, gerçektir. Yüce Allah Kur’an’la son noktayı koyacağını, hak (gerçek) neyse ortaya çıkaracağını bildirmiştir. Mağara ve yazıt/rakam yoldaşlarıyla ilgili hak bilgiyi Rabb’imiz bizlere kıssalaştırarak verecektir. Bu gençlerin yüce Allah katında kıymetli bir yere sahip oldukları bizzat yüce Allah’ın kendisi tarafından bildirilmiştir. Yüce Allah bu gençlere hidayeti artırdığını yani doğruyla yanlışı ayırabilme yetisi verdiğini bizlere bildirmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kıssa Kavram 430

430 Anlatı, öykü.

18. Kehf Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

2167|18|29|وَقُلِ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَن شَآءَ فَلْيُؤْمِن وَمَن شَآءَ فَلْيَكْفُرْ إِنَّآ أَعْتَدْنَا لِلظَّٰلِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا وَإِن يَسْتَغِيثُوا۟ يُغَاثُوا۟ بِمَآءٍ كَٱلْمُهْلِ يَشْوِى ٱلْوُجُوهَ بِئْسَ ٱلشَّرَابُ وَسَآءَتْ مُرْتَفَقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2167|18|29|وقل الحق من ربكم فمن شا فليومن ومن شا فليكفر انا اعتدنا للظلمين نارا احاط بهم سرادقها وان يستغيثوا يغاثوا بما كالمهل يشوي الوجوه بيس الشراب وسات مرتفقا

Latin Literal

29. Ve kulil hakku min rabbikum fe men şâe fel yu’min ve men şâe fel yekfur innâ a’tednâ liz zâlimîne nâren ehâta bihim surâdikuhâ, ve in yestegîsû yugâsû bi mâin kel muhli yeşvîl vucûh(vucûhe), bi’seş şerab(şerabu) ve sâet murtefekâ(murtefekan).

Türkçe Çeviri

Ve de ki: "Hak/gerçek Rabbinizdendir4; öyle ki kim diledi; öyle ki iman47 etsin; ve kim diledi; öyle ki kâfirlik25 etsin; doğrusu biz hazırladık zalimlere257 bir ateş834; sarmıştır onları onun* duman katmanı** ; ve eğer yardım isterlerse yardım edilirler ağır metal akışkanı*** gibi bir suyla (ki) kavurur/kızartır yüzleri; ne sefil bir içecek oldu; ve ne kötü bir refakat/dayanma/dinlenme yeri oldu.

Ahmed Samira Çevirisi

29 And say: "The truth (is) from your Lord, so who willed/wanted, so he should believe, and who willed/wanted, so he should disbelieve, that We have prepared/made ready to the unjust/oppressive a fire, its elevated surrounding ash/smoke encircled/enveloped with them, and if they seek/ask for help (rain) they be helped/aided/rained upon with water as the dead’s pus/refined oil , (it) roasts/grills the faces/fronts, how bad (is) the drink? And it was a bad/evil/harmful convenience/benefit ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول
2 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
3 min مِنْ -
4 rabbikum Rabbinizdendir رَبِّكُمْ ربب
5 femen öyle ki kim فَمَنْ -
6 şa'e diledi شَاءَ شيا
7 felyu'min öyle ki iman etsin فَلْيُؤْمِنْ امن
8 ve men ve kim وَمَنْ -
9 şa'e diledi شَاءَ شيا
10 felyekfur öyle ki kâfirlik etsin فَلْيَكْفُرْ كفر
11 inna doğrusu biz إِنَّا -
12 ea'tedna hazırladık أَعْتَدْنَا عتد
13 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم
14 naran bir ateş نَارًا نور
15 ehata sarmıştır أَحَاطَ حوط
16 bihim onları بِهِمْ -
17 suradikuha duman katmanı onun سُرَادِقُهَا سردق
18 ve in ve eğer وَإِنْ -
19 yestegisu yardım isteseler يَسْتَغِيثُوا غوث
20 yugasu yardım edilirler يُغَاثُوا غوث
21 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه
22 kalmuhli ağır akışkan gibi كَالْمُهْلِ مهل
23 yeşvi kavurur/kızartır يَشْوِي شوي
24 l-vucuhe yüzleri الْوُجُوهَ وجه
25 bi'se ne sefil oldu بِئْسَ باس
26 ş-şerabu bir içecek الشَّرَابُ شرب
27 ve sa'et ve ne kötü/yıkım وَسَاءَتْ سوا
28 murtefekan refakat/dayanma/dinlenme yeri مُرْتَفَقًا رفق

Notlar

Not 1

*Ateşin.**Hâviyenin (karadeliğin) akresyon diski olan hutameden fırlayan gaz/toz ejaktaları.***Demir veya bakır gibi ağır metallerin ağır şekilde akan sıvı hallerine benzer. Bu ejaktalar sekarın atmosferine girdiklerinde ısınırlar ve ağır metaller erir. Yağmur yağar ancak bu yağmur erimiş ağır metal yağmurları şeklinde olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

18. Kehf Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

2226|18|88|وَأَمَّا مَنْ ءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَلَهُۥ جَزَآءً ٱلْحُسْنَىٰ وَسَنَقُولُ لَهُۥ مِنْ أَمْرِنَا يُسْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2226|18|88|واما من امن وعمل صلحا فله جزا الحسني وسنقول له من امرنا يسرا

Latin Literal

88. Ve emmâ men âmene ve amile sâlihan fe lehu cezâenil husnâ ve se nekûlu lehu min emrinâ yusrâ(yusren).

Türkçe Çeviri

Ve iman47 etmiş; ve sâlihât18 yapmış kimseye gelince; onadır güzel bir ceza63; ve diyeceğiz ona emrimizden kolayını.

Ahmed Samira Çevirisi

88 And as for who believed and made/did correct/righteous deeds, so to him the best’s/goodnesses’ reward/reimbursement , and we will say to him from our order/matter ease/flexibility.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veemma ve gelince وَأَمَّا -
2 men kimseye مَنْ -
3 amene inanmış امَنَ امن
4 ve amile ve yapmış وَعَمِلَ عمل
5 salihen düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler صَالِحًا صلح
6 felehu öyle ki onadır فَلَهُۥ 5
7 ceza'en bir ceza/bir karşılık جَزَاءً جزي
8 l-husna güzel الْحُسْنَىٰ حسن
9 ve senekulu ve diyeceğiz وَسَنَقُولُ قول
10 lehu ona لَهُ -
11 min مِنْ -
12 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر
13 yusran kolayını يُسْرًا يسر

Notlar

Not

İnanmış ve düzeltici (barışa yönelik) işler yapmış kimse kim?Pers Kralı II. Kiros (Zülkarneyn) zalim Lydia Kralı Kroisos’a karşı zafer kazandıktan sonra İonia ve Aiol Krallığı II. Kiros’a elçiler göndermiş ve Kroisos’a nasıl bağlılarsa II. Kiros’a da aynı şekilde bağlı kalacaklarını bildirmişler ve bazı ayrıcalıklı haklar istemişlerdir. II. Kiros zafer öncesi yaptığı teklifi reddettikleri için bu iki krallığın isteğini kabul etmemiştir. 12 İonia kentinden sadece tek bir kente özel haklar tanımıştır. Bu da Miletus yönetimidir. II. Kiros Lydia Krallığı’nı ele geçirdikten sonra burada yaşayan insanlara tanıdığı hakların aynısını Miletoslulara da tanımıştır. II. Kiros neden böyle bir ayrıcalık tanısın? Muhtemeldir ki Kroisos ile II. Kiros arasındaki savaştan önce Miletus’un başındaki kişi Kroisos’un yaptığı zulme karşı çıkmış olmalıdır. Savaş öncesi II. Kiros’un bu küçük yönetimlere yaptığı “Lydia Kralı Kroisos’un zulmüne ortak olayın; benim yanımda yer alın” teklifine diğer yönetimler gibi hayır dememiş olmalıdır. Herodot’a göre Miletuslular II. Kiros’tan korkmazlardı. II. Kiros’un komutanı olan Harpagos İonia kentlerini savaşarak ele geçirmiştir. Sadece Milatoslular II. Kiros’un onlara sağladığı haklar nedeni ile Harpagos ile savaşmak zorunda kalmadılar. Açıkça görülüyor ki II. Kiros’un batı seferinde bir yönetime (Milatos) güzel bir karşılık vermiştir. II. Kiros bu halka karşı iyi ve güzel emirler vermiş oluyor. II. Kiros’un komutanı Harpagos savaşarak Karialıları, Kaunosluları ve Lykialıları Pers Hükümdarlığı’na katar.Miletus’un II. Kiros’un bizzat kendisi ve emrinde olan Harpagos tarafından ayrıcalıklı bir muameleye muhatap olması gerçekten dikkat çekicidir. 18:88 ayetinde işaret edilen, inanmış ve düzeltici (iyileştirici, barışa yönelik) işler yapmış bu kimse Miletus kentinin MÖ 547 tarihinde (Lydia Krallığı’nı düştüğü tarihte) yöneticisi olan kimse olabilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

2511|21|30|أَوَلَمْ يَرَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ أَنَّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَٰهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ ٱلْمَآءِ كُلَّ شَىْءٍ حَىٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2511|21|30|اولم ير الذين كفروا ان السموت والارض كانتا رتقا ففتقنهما وجعلنا من الما كل شي حي افلا يومنون

Latin Literal

30. E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Hiç görmezler mi kâfirlik25 etmiş kimseler ki gökler162 ve yer olmuştu bir bitişik/yapışık387; öyle ki ayırdık* o ikisini; ve yaptık sudan her bir canlı şeyi387; öyle ki iman47 etmezler mi?

Ahmed Samira Çevirisi

30 Did those who disbelieved not see that the skies/space and the earth/Planet Earth, they (B) were joined , so We split/ruptured them (B) , and We made/created from the water every thing alive/living, so do they not believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelem أَوَلَمْ -
2 yera görmezler mi يَرَ راي
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik ederler كَفَرُوا كفر
5 enne ki أَنَّ -
6 s-semavati gökler السَّمَاوَاتِ سمو
7 vel'erde ve yer وَالْأَرْضَ ارض
8 kaneta olmuştu كَانَتَا كون
9 ratkan bir bitişik/yapışık رَتْقًا رتق
10 fefeteknahuma öyle ki ayırdık o ikisini فَفَتَقْنَاهُمَا فتق
11 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل
12 mine -dan مِنَ -
13 l-mai su- الْمَاءِ موه
14 kulle her bir كُلَّ كلل
15 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
16 hayyin canlı حَيٍّ حيي
17 efela öyle ki أَفَلَا -
18 yu'minune iman etmezler mi يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

Bitişik olan yani tekillik ('singularity') halinde olan gökler ve yer 13.8 milyar yıl önce büyük patlamayla ayrıldı. Boyutlar oluştu. Tek bir kuvvet ayrılarak 4 temel kuvveti oluşturdu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

22. Hac Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

2610|22|17|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلصَّٰبِـِٔينَ وَٱلنَّصَٰرَىٰ وَٱلْمَجُوسَ وَٱلَّذِينَ أَشْرَكُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

2610|22|17|ان الذين امنوا والذين هادوا والصبين والنصري والمجوس والذين اشركوا ان الله يفصل بينهم يوم القيمه ان الله علي كل شي شهيد

Latin Literal

17. İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiîne ven nasârâ vel mecûse vellezîne eşrekû innallâhe yafsılu beynehum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innallâhe alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Sâbiîler266; ve Nasârâlılar268; ve Mecûsiler270; ve kimseler (ki) ortak koştular/şirke girdiler71; doğrusu Allah ayırır* arasını onların kıyamet günü148; doğrusu Allah her bir şey üzerine şahittir/tanıktır.

Ahmed Samira Çevirisi

17 That those who believed, and those who repented/Jews , and the Sabians/converts , and the Christians , and the magians/sun and fire worshippers , and those who shared/made partners (with God), that God separates/judges between them (on) the Resurrection Day, that God (is) on every thing witnessing .

Notlar

Not 1

*Yüce Allah ortak koşarak Yüce Allah'a iman etmiş kimseleri diğerlerinden direkt olarak ayırır. Bu kimseler cehenneme girdirilir. Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum/asgari/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Sâbiîler Kavram 266

266 II. Kiros (Zülkarneyn) zamanında Babil Sürgününden Kudüs’e geri dönmeyen Yahudi kabilelerden çoğalanlar (MÖ 538). Zülkarneyn’in etkisiyle Yahudilik dinini terk edip tek tanrıcı Zerdüştlük dinine dönen kimseler. Kelimenin kök anlamı (صبا) ‘dönmek’ demektir. Dinden dönen kimseleri işaret etmek için kullanılır.

Yahudileşmek Kavram 267

267 Sadece Tevrat'a tabi olmuş. Tek tanrıcı. Şirke girmemiş. Talmud kitaplarına uyarak sapmamış, müşrik olmamış. Günümüzdeki Yahudilerle uzaktan yakında ilgisi yoktur.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

22. Hac Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

2670|22|77|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱرْكَعُوا۟ وَٱسْجُدُوا۟ وَٱعْبُدُوا۟ رَبَّكُمْ وَٱفْعَلُوا۟ ٱلْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2670|22|77|يايها الذين امنوا اركعوا واسجدوا واعبدوا ربكم وافعلوا الخير لعلكم تفلحون

Latin Literal

77. Yâ eyyuhellezîne âmenûrkeû vescudû va’budû rabbekum vef’alûl hayre leallekum tuflihûn(tuflihûne). (Secde Ayeti)

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Ve rükû11 edin; ve secde12 edin; ve kulluk edin46 Rabbinize4; ve hayır/iyilik faaliyetinde bulunun; belki de sizler felaha326 kavuşursunuz.

Ahmed Samira Çevirisi

77 You, you those who believed, bow , and prostrate, and worship your Lord, and make/do the good ,maybe/perhaps you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 rkeu ve rükû edin/eğilin/dize gelin/baş eğin ارْكَعُوا ركع
5 vescudu ve secde edin/teslim olun وَاسْجُدُوا سجد
6 vea'budu ve kulluk edin وَاعْبُدُوا عبد
7 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب
8 vef'alu ve faaliyetinde bulunun وَافْعَلُوا فعل
9 l-hayra hayır/iyilik الْخَيْرَ خير
10 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
11 tuflihune felaha/kurtuluşa kavuşursunuz تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not

Rükû için; bak 2:43

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

24. Nûr Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

2847|24|58|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِيَسْتَـْٔذِنكُمُ ٱلَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ وَٱلَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا۟ ٱلْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَٰثَ مَرَّٰتٍ مِّن قَبْلِ صَلَوٰةِ ٱلْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ ٱلظَّهِيرَةِ وَمِنۢ بَعْدِ صَلَوٰةِ ٱلْعِشَآءِ ثَلَٰثُ عَوْرَٰتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌۢ بَعْدَهُنَّ طَوَّٰفُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلْءَايَٰتِ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Latin Literal

58. Yâ eyyuhellezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz77; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir55 salâtı5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam56 salâtı5; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir8; Hakîm'dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

58 You, you those who believed, those who your rights (hands) owned/possessed (i.e. care-givers under contract), and those who did not reach the puberty/sexual maturity from you should ask for your permission three times, from before the dawn’s prayers, and when you put your clothes/garments (on) from the noon/midday, and from after the evening/first darkness prayers, three shameful genital parts (protective times are) for you, an offense/sin is not on you, and nor on them after them (the three times) circling/walking around on you, some of you to some, as/like that God clarifies/shows/explains for you the verses/evidences , and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 liyeste'zinkumu izin istesin sizlerden لِيَسْتَأْذِنْكُمُ اذن
5 ellezine kimseler الَّذِينَ -
6 meleket malik oldu مَلَكَتْ ملك
7 eymanukum sağ elleriniz أَيْمَانُكُمْ يمن
8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
9 lem asla لَمْ -
10 yeblugu ulaşmazlar يَبْلُغُوا بلغ
11 l-hulume erginliğe الْحُلُمَ حلم
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 selase üç ثَلَاثَ ثلث
14 merratin vakitlerde مَرَّاتٍ مرر
15 min مِنْ -
16 kabli öncesinde قَبْلِ قبل
17 salati salatı صَلَاةِ صلو
18 l-fecri fecir/şafak/tanyeri/seher الْفَجْرِ فجر
19 ve hine ve zaman وَحِينَ حين
20 tedeune bir kenara bıraktığınız تَضَعُونَ وضع
21 siyabekum siyâblarınızı ثِيَابَكُمْ ثوب
22 mine مِنَ -
23 z-zehirati öğlende الظَّهِيرَةِ ظهر
24 ve min ve وَمِنْ -
25 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
26 salati salatı صَلَاةِ صلو
27 l-işa'i akşam الْعِشَاءِ عشو
28 selasu üçtür ثَلَاثُ ثلث
29 avratin avret/edep (zamanı) عَوْرَاتٍ عور
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 leyse yoktur لَيْسَ ليس
32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
33 ve la ve yoktur وَلَا -
34 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
35 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
36 bea'dehunne onlardan sonra بَعْدَهُنَّ بعد
37 tavvafune dolaşmalar طَوَّافُونَ طوف
38 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
39 bea'dukum bir kısmınızın بَعْضُكُمْ بعض
40 ala عَلَىٰ -
41 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض
42 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
43 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
44 llahu Allah اللَّهُ -
45 lekumu sizlere لَكُمُ -
46 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 alimun alîmdir/bilendir عَلِيمٌ علم
49 hakimun hakîmdir/bilgedir. حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

26. Şuarâ Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

3041|26|111|قَالُوٓا۟ أَنُؤْمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلْأَرْذَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3041|26|111|قالوا انومن لك واتبعك الارذلون

Latin Literal

111. Kâlû e nu’minu leke vettebeakel erzelûn(erzelûne).

Türkçe Çeviri

Dediler: "İman47 eder miyiz sana? Ve tabi olur sana reziller"

Ahmed Samira Çevirisi

111 They said: "Do we believe to you, and the mean/low/despised followed you?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 enu'minu iman eder miyiz أَنُؤْمِنُ امن
3 leke sana لَكَ -
4 vettebeake ve tabi olur sana وَاتَّبَعَكَ تبع
5 l-erzelune reziller الْأَرْذَلُونَ رذل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

27. Neml Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

3243|27|86|أَلَمْ يَرَوْا۟ أَنَّا جَعَلْنَا ٱلَّيْلَ لِيَسْكُنُوا۟ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبْصِرًا إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3243|27|86|الم يروا انا جعلنا اليل ليسكنوا فيه والنهار مبصرا ان في ذلك لايت لقوم يومنون

Latin Literal

86. E lem yerev ennâ cealnel leyle li yeskunû fîhî ven nehâra mubsırâ(mubsıran), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Hiç görmezler mi ki biz yaptık geceyi171 sükûnet bulmaları için onda (gecede); ve görüş sağlayan gündüzü170; doğrusu bundadır mutlak ayetler bir kavim/toplum için; iman47 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

86 Do they not see/understand that We created/put the night to be tranquil/settled in it, and the daytime to see (clearly lit), that truly in that (are) evidences/signs (E) to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 yerav görmezler mi يَرَوْا راي
3 enna ki biz أَنَّا -
4 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل
5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
6 liyeskunu sukûnet bulmaları için لِيَسْكُنُوا سكن
7 fihi onda (gecede) فِيهِ -
8 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
9 mubsiran görüş sağlayan مُبْصِرًا بصر
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 fi فِي -
12 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
13 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
14 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
15 yu'minune iman ederler. يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

29. Ankebût Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

3389|29|51|أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرَىٰ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3389|29|51|اولم يكفهم انا انزلنا عليك الكتب يتلي عليهم ان في ذلك لرحمه وذكري لقوم يومنون

Latin Literal

51. E ve lem yekfihim ennâ enzelnâ aleykel kitâbe yutlâ aleyhim, inne fî zâlike le rahmeten ve zikrâ li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve hiç kâfi gelmez mi onlara ki biz indirdik sana kitabı* (ki) okunur üzerlerine; doğrusu bundadır mutlak bir rahmet271 ve zikir/hatırlatma iman47 eden bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

51 Was (it) not enough/sufficient for them that We descended on (to) you The Book (it) is being read/recited on (to) them, that in that (is) mercy (E) and a remembrance/reminder to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelem asla أَوَلَمْ -
2 yekfihim kafi gelmez mi onlara يَكْفِهِمْ كفي
3 enna ki biz أَنَّا -
4 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل
5 aleyke sana عَلَيْكَ -
6 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب
7 yutla okunur يُتْلَىٰ تلو
8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 fi فِي -
11 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
12 lerahmeten mutlak bir rahmet لَرَحْمَةً رحم
13 ve zikra ve zikir/hatırlatma وَذِكْرَىٰ ذكر
14 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
15 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kur'ân'ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

29. Ankebût Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

3396|29|58|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ ٱلْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا نِعْمَ أَجْرُ ٱلْعَٰمِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3396|29|58|والذين امنوا وعملوا الصلحت لنبوينهم من الجنه غرفا تجري من تحتها الانهر خلدين فيها نعم اجر العملين

Latin Literal

58. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; mutlak yerleştiririz onları cennetten yüksek alanlara; akar altlarından nehirler; ölümsüzler185 orada (cennette); ne muhteşemdir ecri/karşılığı (bunu) yapanların.

Ahmed Samira Çevirisi

58 And those who believed and made/did the correct/righteous deeds, We (will) reside/assign them (E) from the Paradise/treed garden chambers/elevated (stages/places), the rivers/waterways run/flow from below/beneath it, immorally/eternally in it, blessed/praised (is) the makers’/doers’ reward/fee .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
5 lenubevviennehum mutlak yerleştiririz onları لَنُبَوِّئَنَّهُمْ بوا
6 mine مِنَ -
7 l-cenneti cennetten الْجَنَّةِ جنن
8 gurafen yüksek odalara غُرَفًا غرف
9 tecri akar تَجْرِي جري
10 min -ndan مِنْ -
11 tehtiha altları- تَحْتِهَا تحت
12 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
13 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد
14 fiha orada (cennette) فِيهَا -
15 nia'me ne muhteşemdir نِعْمَ نعم
16 ecru ecri/karşılığı أَجْرُ اجر
17 l-aamiline (bunu) yapanların الْعَامِلِينَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

32. Secde Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

3516|32|15|إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا۟ بِهَا خَرُّوا۟ سُجَّدًا وَسَبَّحُوا۟ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3516|32|15|انما يومن بايتنا الذين اذا ذكروا بها خروا سجدا وسبحوا بحمد ربهم وهم لا يستكبرون

Latin Literal

15. İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).

Türkçe Çeviri

Ancak ayetlerimize iman47 eden kimseler (ki) hatırlatıldığı zaman onlara* onunla**; kapandılar secde12 edenler (olarak); ve tesbih31 ettiler hamd3 ile Rablerini4; ve onlar büyüklenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

15 Truly/indeed (who) believes with Our verses/evidences (are) those who if they were reminded with it they fell down prostrating and they praised/glorified with their Lord’s praise/gratitude , and they do not be arrogant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 yu'minu iman eden يُؤْمِنُ امن
3 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
4 ellezine kimseler الَّذِينَ -
5 iza zaman إِذَا -
6 zukkiru hatırlatıldığı onlara ذُكِّرُوا ذكر
7 biha onunla (ayetle) بِهَا -
8 harru kapanırlar خَرُّوا خرر
9 succeden secde edenler/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد
10 ve sebbehu ve tesbih ederler وَسَبَّحُوا سبح
11 bihamdi hamd ile/en yüce övgüyle بِحَمْدِ حمد
12 rabbihim Rablerini رَبِّهِمْ ربب
13 ve hum ve onlar وَهُمْ -
14 la لَا -
15 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر

Notlar

Not 1

*Kur'ân.**Ayetle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

insanın tesbihi Kavram 31

31 Yüce Allah’ın tüm sıfatlarının tecelli edişine Yüce Allah’ın bahşettiği akıl/fikir aracılığıyla tanık/şahit olarak Rabbini aramak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

3540|33|9|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَةَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَآءَتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا وَجُنُودًا لَّمْ تَرَوْهَا وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3540|33|9|يايها الذين امنوا اذكروا نعمه الله عليكم اذ جاتكم جنود فارسلنا عليهم ريحا وجنودا لم تروها وكان الله بما تعملون بصيرا

Latin Literal

9. Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz câetkum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem terevhâ, ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ(basîren).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini geldiği zaman sizlere ordular*; öyle ki gönderdik onlara* bir rüzgâr718; ve ordular718 (ki) asla göremezsiniz onu; ve oldu Allah yaptıklarınıza bir Basîr513.

Ahmed Samira Çevirisi

9 You, you those who believed, remember/mention God’s blessing/goodness on you, when soldiers/warriors came to you, so We sent on (to) them a wind , and soldiers/warriors you did not see it (them), and God was/is with what you make/do seeing/knowing .

Notlar

Not 1

*Düşman orduları, düşman ordularına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

3550|33|19|أَشِحَّةً عَلَيْكُمْ فَإِذَا جَآءَ ٱلْخَوْفُ رَأَيْتَهُمْ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ تَدُورُ أَعْيُنُهُمْ كَٱلَّذِى يُغْشَىٰ عَلَيْهِ مِنَ ٱلْمَوْتِ فَإِذَا ذَهَبَ ٱلْخَوْفُ سَلَقُوكُم بِأَلْسِنَةٍ حِدَادٍ أَشِحَّةً عَلَى ٱلْخَيْرِ أُو۟لَٰٓئِكَ لَمْ يُؤْمِنُوا۟ فَأَحْبَطَ ٱللَّهُ أَعْمَٰلَهُمْ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3550|33|19|اشحه عليكم فاذا جا الخوف رايتهم ينظرون اليك تدور اعينهم كالذي يغشي عليه من الموت فاذا ذهب الخوف سلقوكم بالسنه حداد اشحه علي الخير اوليك لم يومنوا فاحبط الله اعملهم وكان ذلك علي الله يسيرا

Latin Literal

19. Eşıhhaten aleykum fe izâ câel havfu reeytehum yenzurûne ileyke tedûru a’yunuhum kellezî yugşâ aleyhi minel mevt(mevti), fe izâ zehebel havfu selekûkum bi elsinetin hıdâdin eşıhhaten alel hayr(hayrı), ulâike lem yu’minû fe ahbetallâhu a’mâlehum, ve kâne zâlike alallâhi yesîrâ(yesîren).

Türkçe Çeviri

Cimrilerdir/pintilerdir sizlere karşı; öyle ki geldiği zaman korku; görürsün onları bakarlar sana; döner/devrilir gözleri onların kimse gibi (ki) örter bir baygınlık onun üzerini ölümden; öyle ki giderdiği zaman (o) korkuyu; incitirler/yaralarlar sizleri sivri/keskin dillerle; cimrilerdir/pintilerdir hayra karşı; işte bunlar; asla iman47 etmezler; öyle ki boşa çıkardı Allah onların yaptıklarını; ve oldu bu Allah'a karşı bir kolay.

Ahmed Samira Çevirisi

19 Miser/stingy/careful on (to) you, so if the fear/fright came, you saw them looking to you, their eyes/sights turn/roll as who makes/becomes unconscious on him from the death/lifelessness (as who faints from fear of death), so if the fear/fright went away they harmed/stabbed you with sharp/hard tongues/speeches , miser/stingy/careful on the good , those they did not believe, so God wasted/invalidated their deeds, and that was on God easy/little .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eşihhaten cimrilerdir/pintilerdir أَشِحَّةً شحح
2 aleykum sizlere karşı عَلَيْكُمْ -
3 feiza öyle ki فَإِذَا -
4 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
5 l-havfu korku الْخَوْفُ خوف
6 raeytehum görürsün onları رَأَيْتَهُمْ راي
7 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
8 ileyke sana إِلَيْكَ -
9 teduru döner/devrilir تَدُورُ دور
10 ea'yunuhum gözleri onların أَعْيُنُهُمْ عين
11 kallezi kimse gibi كَالَّذِي -
12 yugşa baygınlık örter يُغْشَىٰ غشو
13 aleyhi üzerini onun عَلَيْهِ -
14 mine مِنَ -
15 l-mevti ölümden الْمَوْتِ موت
16 feiza öyle ki فَإِذَا -
17 zehebe giderdiği zaman ذَهَبَ ذهب
18 l-havfu korkuyu الْخَوْفُ خوف
19 selekukum incitirler/yaralarlar sizleri سَلَقُوكُمْ سلق
20 bielsinetin dillerle بِأَلْسِنَةٍ لسن
21 hidadin sivri/keskin حِدَادٍ حدد
22 eşihhaten cimrilerdir/pintilerdir أَشِحَّةً شحح
23 ala karşı عَلَى -
24 l-hayri hayra الْخَيْرِ خير
25 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
26 lem asla لَمْ -
27 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
28 feehbeta öyle ki boşa çıkardı فَأَحْبَطَ حبط
29 llahu Allah اللَّهُ -
30 ea'malehum yaptıklarını onların أَعْمَالَهُمْ عمل
31 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
32 zalike bu ذَٰلِكَ -
33 ala karşı عَلَى -
34 llahi Allah'a اللَّهِ -
35 yesiran bir kolay يَسِيرًا يسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 22

Arapça Metin (Harekeli)

3553|33|22|وَلَمَّا رَءَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلْأَحْزَابَ قَالُوا۟ هَٰذَا مَا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَصَدَقَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَمَا زَادَهُمْ إِلَّآ إِيمَٰنًا وَتَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3553|33|22|ولما را المومنون الاحزاب قالوا هذا ما وعدنا الله ورسوله وصدق الله ورسوله وما زادهم الا ايمنا وتسليما

Latin Literal

22. Ve lemmâ real mu’minûnel ahzâbe kâlû hâzâ mâ vaadenallâhu ve resûluhu ve sadakallâhu ve resûluhu ve mâ zâdehum illâ îmânen ve teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki gördüler* müminler27 birlikleri**; dediler: "Bu vaat ettiğidir bizlere Allah'ın ve resûlünün700; ve doğru söylemiş Allah ve resûlü700"; ve ziyade etmiş değildi (bu) onlara bir iman47 ve bir teslimiyet dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

22 And when the believers saw/understood the groups/parties, they said: "That (is) what God promised us and His messenger, and God was/is truthful and His messenger." And (it) did not increase them except belief and submission/surrender.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 raa gördü رَأَى راي
3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
4 l-ehzabe birlikleri الْأَحْزَابَ حزب
5 kalu dediler قَالُوا قول
6 haza bu هَٰذَا -
7 ma مَا -
8 veadena vaat ettiğidir bizlere وَعَدَنَا وعد
9 llahu Allah'ın اللَّهُ -
10 ve rasuluhu ve resulünün وَرَسُولُهُ رسل
11 ve sadeka ve doğru söyledi وَصَدَقَ صدق
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
14 ve ma ve değildi وَمَا -
15 zadehum ziyade etmiş onlara زَادَهُمْ زيد
16 illa dışında إِلَّا -
17 imanen bir imanı إِيمَانًا امن
18 ve teslimen ve bir teslimiyeti وَتَسْلِيمًا سلم

Notlar

Not 1

*Düşman birlikleri gidiyorlar, geri çekiliyorlar.**Düşman birlikleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

3572|33|41|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3572|33|41|يايها الذين امنوا اذكروا الله ذكرا كثيرا

Latin Literal

41. Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Zikredin347 Allah'ı çokça bir zikir (-le)78.

Ahmed Samira Çevirisi

41 You, you those who believed, remember/mention God much remembering/mentioning .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 zkuru zikredin اذْكُرُوا ذكر
5 llahe Allah'ı اللَّهَ -
6 zikran bir zikir (-le) ذِكْرًا ذكر
7 kesiran çokça كَثِيرًا كثر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Yüce Allah'ın zikredilmesi/hatırlanması. Kavram 347

347 Öğrenilen Kur'an ayetlerinin ve Yüce Allah'ın sıfatlarının akla getirilmesi, hatırlanması.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

3580|33|49|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا نَكَحْتُمُ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِنَّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدُّونَهَا فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3580|33|49|يايها الذين امنوا اذا نكحتم المومنت ثم طلقتموهن من قبل ان تمسوهن فما لكم عليهن من عده تعتدونها فمتعوهن وسرحوهن سراحا جميلا

Latin Literal

49. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ nekahtumul mu’minâti summe tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne fe mâ lekum aleyhinne min iddetin ta’teddûnehâ, fe mettiûhunne ve serrihûhunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Nikahladığınız744 zaman müminâtları493; sonra boşadınız onları önceden ki temas edersiniz* onlara; öyle ki olmaz** sizlere onların*** üzerlerine bir iddetten652 (ki) iddetlendirirsiniz652 ona****; öyle ki metalandırın54 onları; ve salın onları uygun bir salış (-la).

Ahmed Samira Çevirisi

49 You, you those who believed, if you married the believers (F) then you divorced/freed them (F) from before that you touch them (F), so (there is) no term/counting (no waiting period) you count it, so give them alimony, and divorce/release them (F) beautifully divorce/release .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 nekehtumu nikahladığınız نَكَحْتُمُ نكح
6 l-mu'minati müminâtları الْمُؤْمِنَاتِ امن
7 summe sonra ثُمَّ -
8 tallektumuhunne boşadınız onları طَلَّقْتُمُوهُنَّ طلق
9 min مِنْ -
10 kabli önceden قَبْلِ قبل
11 en ki أَنْ -
12 temessuhunne temas edersiniz onlara تَمَسُّوهُنَّ مسس
13 fema öyle ki olmaz فَمَا -
14 lekum sizlere لَكُمْ -
15 aleyhinne üzerlerine onların عَلَيْهِنَّ -
16 min مِنْ -
17 iddetin bir iddetten عِدَّةٍ عدد
18 tea'tedduneha iddetlendirirsiniz ona تَعْتَدُّونَهَا عدد
19 femettiuhunne öyle ki metalandırın onları فَمَتِّعُوهُنَّ متع
20 ve serrihuhunne ve salın onları وَسَرِّحُوهُنَّ سرح
21 serahen bir salış (-la) سَرَاحًا سرح
22 cemilen bir uygun جَمِيلًا جمل

Notlar

Not 1

*Nikahlanmaya rağmen temas olmamışsa. **Cinsel bir temas olmamışsa kadınlara iddet süresi beklemesini zorlayamazsınız. İddet beklemeden başka birisiyle evlenebilirler.***Kadınların.****Kadına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Müminât Kavram 493

493 Mümin kadınlar. İman etmiş kadınlar.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

3584|33|53|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَدْخُلُوا۟ بُيُوتَ ٱلنَّبِىِّ إِلَّآ أَن يُؤْذَنَ لَكُمْ إِلَىٰ طَعَامٍ غَيْرَ نَٰظِرِينَ إِنَىٰهُ وَلَٰكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَٱدْخُلُوا۟ فَإِذَا طَعِمْتُمْ فَٱنتَشِرُوا۟ وَلَا مُسْتَـْٔنِسِينَ لِحَدِيثٍ إِنَّ ذَٰلِكُمْ كَانَ يُؤْذِى ٱلنَّبِىَّ فَيَسْتَحْىِۦ مِنكُمْ وَٱللَّهُ لَا يَسْتَحْىِۦ مِنَ ٱلْحَقِّ وَإِذَا سَأَلْتُمُوهُنَّ مَتَٰعًا فَسْـَٔلُوهُنَّ مِن وَرَآءِ حِجَابٍ ذَٰلِكُمْ أَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ وَمَا كَانَ لَكُمْ أَن تُؤْذُوا۟ رَسُولَ ٱللَّهِ وَلَآ أَن تَنكِحُوٓا۟ أَزْوَٰجَهُۥ مِنۢ بَعْدِهِۦٓ أَبَدًا إِنَّ ذَٰلِكُمْ كَانَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3584|33|53|يايها الذين امنوا لا تدخلوا بيوت النبي الا ان يوذن لكم الي طعام غير نظرين انيه ولكن اذا دعيتم فادخلوا فاذا طعمتم فانتشروا ولا مستنسين لحديث ان ذلكم كان يوذي النبي فيستحي منكم والله لا يستحي من الحق واذا سالتموهن متعا فسلوهن من ورا حجاب ذلكم اطهر لقلوبكم وقلوبهن وما كان لكم ان توذوا رسول الله ولا ان تنكحوا ازوجه من بعده ابدا ان ذلكم كان عند الله عظيما

Latin Literal

53. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tedhulû buyûten nebiyyi illâ en yu’zene lekum ilâ taâmin gayre nâzırîne inâhu ve lâkin izâ duîtum fedhulû fe izâ taimtum fenteşirû ve lâ muste’nisîne li hadîs(hadîsin), inne zâlikum kâne yu’zîn nebiyye fe yestahyî minkum vallâhu lâ yestahyî minel hakk(hakkı), ve izâ seeltumûhunne metâan fes’elûhunne min verâi hıcâb(hıcâbin), zâlikum atharu li kulûbikum ve kulûbihinn(kulûbihinne), ve mâ kâne lekum en tu’zû resûlallâhi ve lâ en tenkihû ezvâcehu min ba’dihî ebedâ(ebeden), inne zâlikum kâne indallâhi azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Girmeyin728 nebinin* evlerine dışında ki izin verilir sizlere bir yemeğe doğru; olmaksızın bakanlar/gözetleyenler vaktini onun**; velakin/fakat davet edildiğiniz zaman öyle ki girin; öyle ki yediğiniz zaman öyle ki dağılın; ve aranmayın/bakınmayın hadise/söze; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu ki) eziyet eder nebiye; öyle ki hayâ hisseder sizlerden; ve (oysa) Allah hayâ hissetmez haktan/gerçekten; ve sual ettiğiniz/sorduğunuz zaman bir meta54; öyle ki sual edin/sorun onlara*** bir engel/yasak arkasından; işte sizlersiniz; daha temizdir kalpleriniz için ve onların kalplerine; ve olmuş değildir sizlere ki eziyet edersiniz Allah'ın resûlüne; ve olmaz ki nikahlarsınız744 eşlerini onun kendisinden sonra ebediyen; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu) Allah indinde/katında bir büyük.

Ahmed Samira Çevirisi

53 You, you those who believed, do not enter the prophet’s houses/homes except that (it) be permitted/allowed to you, not waiting to (for) feeding/food at it, and but if you were called/invited so enter, so if you ate so spread out (disperse), and not perceiving/seeing (expecting) to an information/speech (conversation), that, that was harming mildly the prophet, so he feels ashamed/shy from you, and God does not shame from the truth , and if you asked them (F) (for) belongings/effects/goods, so ask them (F) from behind/beyond a divider/partition , that is purer to your hearts/minds and their (F) hearts/minds , and (it) was not for you that you harm mildly God’s messenger, and nor that you marry his wives from after him ever (E), that truly that was at God great .

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Yemeğin.***Nebinin eşlerine.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

3587|33|56|إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَٰٓئِكَتَهُۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِىِّ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ صَلُّوا۟ عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا۟ تَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3587|33|56|ان الله ومليكته يصلون علي النبي يايها الذين امنوا صلوا عليه وسلموا تسليما

Latin Literal

56. İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah ve melekleri48 salât22 ederler nebiye132; ey iman47 etmiş kimseler! Salât83 edin ona*; ve teslim olun bir teslim (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

56 That truly God and His angels bless and compliment on the prophet. You, you those who believed, pray and call for God’s blessing on him (the prophet) and great greetings.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ve melaiketehu ve melekleri onun وَمَلَائِكَتَهُ ملك
4 yusallune salla ederler يُصَلُّونَ صلو
5 ala عَلَى -
6 n-nebiyyi nebiye/peygambere النَّبِيِّ نبا
7 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 amenu iman etmiş امَنُوا امن
10 sallu salla edin صَلُّوا صلو
11 aleyhi ona عَلَيْهِ -
12 ve sellimu ve teslim olun وَسَلِّمُوا سلم
13 teslimen bir teslim (-le) تَسْلِيمًا سلم

Notlar

Not 1

*Nebiye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yüce Allah'ın kuluna salâtı/salâtları. Kavram 22

22 Yüce Allah’ın kulunu gözünün önünden ayırmaması (52:48); hemen arkasından gözetlemesi/takip etmesi; koruması, kollaması, ilgisiz kalmaması. Yüce Allah’ın kuluna cevap vermesi, değer vermesi.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

3600|33|69|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ ءَاذَوْا۟ مُوسَىٰ فَبَرَّأَهُ ٱللَّهُ مِمَّا قَالُوا۟ وَكَانَ عِندَ ٱللَّهِ وَجِيهًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3600|33|69|يايها الذين امنوا لا تكونوا كالذين اذوا موسي فبراه الله مما قالوا وكان عند الله وجيها

Latin Literal

69. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûnû kellezîne âzev mûsâ fe berreehullâhu mimmâ kâlû, ve kâne indallâhi vecîhâ(vecîhen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olmayın kimseler gibi (ki) eziyet ettiler Mûsâ'ya; öyle ki beraat* ettirdi onu** Allah dediklerinden onların; ve oldu (Mûsâ) Allah’ın indinde/katında bir ayrıcalıklı.

Ahmed Samira Çevirisi

69 You, you those who believed, do not be as those who harmed mildly/harmed Moses, so God acquitted/cured him, from what they said, and he was at God noble.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
6 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ -
7 azev eziyet ettiler اذَوْا اذي
8 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
9 feberraehu öyle ki beraat ettirdi onu فَبَرَّأَهُ برا
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 mimma مِمَّا -
12 kalu dediklerinden onların قَالُوا قول
13 ve kane ve oldu (Mûsâ) وَكَانَ كون
14 inde indinde/katında عِنْدَ عند
15 llahi Allah’ın اللَّهِ -
16 vecihen bir ayrıcalıklı وَجِيهًا وجه

Notlar

Not 1

*Özgürleştirdi, serbestleştirdi.**Mûsâ'yı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

3601|33|70|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَقُولُوا۟ قَوْلًا سَدِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3601|33|70|يايها الذين امنوا اتقوا الله وقولوا قولا سديدا

Latin Literal

70. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe ve kûlû kavlen sedîdâ(sedîden).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler; takvalı21 olun Allah’a; ve deyin/söyleyin sedîd732 bir söylem.

Ahmed Samira Çevirisi

70 You, you those who believed, fear and obey God and say an accurate/truthful saying/word and opinion .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

34. Sebe' Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

3625|34|21|وَمَا كَانَ لَهُۥ عَلَيْهِم مِّن سُلْطَٰنٍ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَن يُؤْمِنُ بِٱلْءَاخِرَةِ مِمَّنْ هُوَ مِنْهَا فِى شَكٍّ وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ حَفِيظٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3625|34|21|وما كان له عليهم من سلطن الا لنعلم من يومن بالاخره ممن هو منها في شك وربك علي كل شي حفيظ

Latin Literal

21. Ve mâ kâne lehu aleyhim min sultânin illâ li na’leme men yû’minu bil âhireti mimmen huve minhâ fî şekk(şekkin), ve rabbuke alâ kulli şeyin hafîz(hafîzun).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildi ona* onlar üzerlerine hiç bir sultân660; ancak bilindik kılmam içindir kimseyi (ki) iman47 eder ahirete kimseden (ki) o (kimse) ondan kuşku/kuruntu/vehim içindedir; ve (senin) Rabbin4 her bir şey üzerine bir Hafîz’dır613.

Ahmed Samira Çevirisi

21 And nothing from a power/authority/control was for him on them, except to know who believes with (in) the end (other life) than who he is from it in doubt/suspicion, and your Lord (is) on every thing (an) honest protector/observor .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildi وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 lehu ona لَهُ -
4 aleyhim onlar üzerlerine عَلَيْهِمْ -
5 min مِنْ -
6 sultanin bir sultandan/yetkiden/güçten سُلْطَانٍ سلط
7 illa dışında إِلَّا -
8 linea'leme bilindik kılmam için لِنَعْلَمَ علم
9 men kimseyi مَنْ -
10 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
11 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
12 mimmen kimseden مِمَّنْ -
13 huve o هُوَ -
14 minha ondan مِنْهَا -
15 fi içinde فِي -
16 şekkin kuşku/kuruntu/vehim شَكٍّ شكك
17 ve rabbuke ve (senin) Rabbin وَرَبُّكَ ربب
18 ala üzerine عَلَىٰ -
19 kulli her كُلِّ كلل
20 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
21 hafizun bir Hafîz’dır حَفِيظٌ حفظ

Notlar

Not 1

*İblîs'e.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

40. Mü'min Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

4141|40|10|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ ٱللَّهِ أَكْبَرُ مِن مَّقْتِكُمْ أَنفُسَكُمْ إِذْ تُدْعَوْنَ إِلَى ٱلْإِيمَٰنِ فَتَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4141|40|10|ان الذين كفروا ينادون لمقت الله اكبر من مقتكم انفسكم اذ تدعون الي الايمن فتكفرون

Latin Literal

10. İnnellezîne keferû yunâdevne le maktullâhi ekberu min maktikum enfusekum iz tud’avne ilel îmâni fe tekfurûn(tekfurûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kâfirlik25 etmiş kimselere nida* edildi: "Mutlak ki Allah'ın nefreti daha büyüktür kendi nefislerinize201 (olan) nefretinizden; çağrıldığınız zaman imana47; öyle ki kâfirlik25 ediyordunuz."

Ahmed Samira Çevirisi

10 That truly those who disbelieved they are being called: "God’s hatred/abhorrence (E) (is) greater than your hatred/abhorrence (to) yourselves if/when you are being called to the faith/belief so you disbelieve."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 yunadevne nida edildi onlara يُنَادَوْنَ ندو
5 lemektu mutlak ki nefreti لَمَقْتُ مقت
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
8 min -dan مِنْ -
9 mektikum nefretinizden مَقْتِكُمْ مقت
10 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
11 iz zaman إِذْ -
12 tud'avne çağrıldınız تُدْعَوْنَ دعو
13 ila إِلَى -
14 l-imani imana الْإِيمَانِ امن
15 fe tekfurune öyle ki kâfirlik ettiniz فَتَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Seslenildi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

4285|42|15|فَلِذَٰلِكَ فَٱدْعُ وَٱسْتَقِمْ كَمَآ أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ وَقُلْ ءَامَنتُ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِن كِتَٰبٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ ٱللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَآ أَعْمَٰلُنَا وَلَكُمْ أَعْمَٰلُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ ٱللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

4285|42|15|فلذلك فادع واستقم كما امرت ولا تتبع اهواهم وقل امنت بما انزل الله من كتب وامرت لاعدل بينكم الله ربنا وربكم لنا اعملنا ولكم اعملكم لا حجه بيننا وبينكم الله يجمع بيننا واليه المصير

Latin Literal

15. Fe li zâlike fed’u vestekım kemâ umirt(umirte), ve lâ tettebi’ ehvâehum, ve kul âmentu bi mâ enzelallâhu min kitâb(kitâbin), ve umirtu li a’dile beynekum, allâhu rabbunâ ve rabbukum, lenâ a’mâlunâ ve lekum a’mâlukum, lâ huccete beynenâ ve beynekum, allâhu yecmeubeynenâ, ve ileyhil masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Öyle ki işte bunun için; öyle ki çağır ve dik dur emrolunduğun gibi; ve tabi olma hevalarına onların; ve de ki: "İman47 ettim Allah'ın kitaptan* indirdiğine; ve emrolundum adaleti680 gözetmeye aranızda; Allah (ki) Rabbimiz4 ve Rabbinizdir4; bizedir yaptıklarımız ve sizleredir yaptıklarınız; olmaz bir hüccet625 aramız ve aranızda; Allah toplar/bir araya getirir aramızı; ve O’na** doğrudur dönüş yeri."

Ahmed Samira Çevirisi

15 So to/for that so call, and be straight/direct, as/like you were ordered/commanded, and do not follow their self attractions for desires , and say: "I believed with what God descended from a Book , and I was ordered/commanded to be just/equitable between you, God (is) our Lord and your Lord, for us (are) our deeds, and for you (are) your deeds, no argument between us and between you, God gathers/collects between us, and to Him (is) the end/destination."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felizalike öyle ki işte bunun için فَلِذَٰلِكَ -
2 fed'u öyle ki çağır فَادْعُ دعو
3 vestekim ve dik dur وَاسْتَقِمْ قوم
4 kema gibi كَمَا -
5 umirte emrolunduğun أُمِرْتَ امر
6 ve la ve وَلَا -
7 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع
8 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي
9 vekul ve de ki وَقُلْ قول
10 amentu iman ettim امَنْتُ امن
11 bima بِمَا -
12 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
13 llahu Allah'ın اللَّهُ -
14 min مِنْ -
15 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
16 ve umirtu ve emrolundum وَأُمِرْتُ امر
17 liea'dile adaletli gözetmeye لِأَعْدِلَ عدل
18 beynekumu aranızda sizlerin بَيْنَكُمُ بين
19 llahu Allah اللَّهُ -
20 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب
21 ve rabbukum ve Rabbiniz وَرَبُّكُمْ ربب
22 lena bizedir لَنَا -
23 ea'maluna yaptıklarımız أَعْمَالُنَا عمل
24 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
25 ea'malukum yaptıklarınız أَعْمَالُكُمْ عمل
26 la olmaz لَا -
27 huccete bir hüccet حُجَّةَ حجج
28 beynena aramız بَيْنَنَا بين
29 ve beynekumu ve aranızda وَبَيْنَكُمُ بين
30 llahu Allah اللَّهُ -
31 yecmeu toplar/bir araya getirir يَجْمَعُ جمع
32 beynena aramızı بَيْنَنَا بين
33 ve ileyhi ve O’na doğrudur وَإِلَيْهِ -
34 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Hüccet Kavram 625

625 Hacc kelimesinin isim hali. Doğru yönelişi kanıtlayan delil. Bir önermenin doğruluğunu ispat etmeye yarayan önerme, tanıt.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

4288|42|18|يَسْتَعْجِلُ بِهَا ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا ٱلْحَقُّ أَلَآ إِنَّ ٱلَّذِينَ يُمَارُونَ فِى ٱلسَّاعَةِ لَفِى ضَلَٰلٍۭ بَعِيدٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4288|42|18|يستعجل بها الذين لا يومنون بها والذين امنوا مشفقون منها ويعلمون انها الحق الا ان الذين يمارون في الساعه لفي ضلل بعيد

Latin Literal

18. Yesta’cilu bihellezîne lâ yû’minûne bihâ, vellezîne âmenû muşfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehel hakk(hakku), e lâ innellezîne yumârûne fîs sâati le fî dalâlin baîd(baîdin).

Türkçe Çeviri

Acele ederler ona* kimseler (ki) iman47 etmezler ona*; ve (oysa) iman47 etmiş kimseler endişelenenlerdir** ondan***; ve bilirler ki o**** haktır/gerçektir; değil mi (ki) doğrusu sâatte470 karşı çıkan kimseler***** mutlak bir dalalettedir128.

Ahmed Samira Çevirisi

18 Those who do not believe with (in) it hasten/urge with it, and those who believed (are) afraid/cautious from it, and they know that it (E) (is) the truth , is (it) not that truly those who argue/discuss in the Hour/Resurrection (are) in (E) far/distant misguidance?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yestea'cilu acele ederler يَسْتَعْجِلُ عجل
2 biha ona بِهَا -
3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
4 la لَا -
5 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
6 biha ona بِهَا -
7 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
8 amenu iman etmiş امَنُوا امن
9 muşfikune endişelenlerdir مُشْفِقُونَ شفق
10 minha ondan مِنْهَا -
11 ve yea'lemune ve bilirler وَيَعْلَمُونَ علم
12 enneha ki o أَنَّهَا -
13 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
14 ela değil mi (ki) أَلَا -
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 ellezine kimseler الَّذِينَ -
17 yumarune karşı çıkarlar يُمَارُونَ مري
18 fi فِي -
19 s-saati saatte السَّاعَةِ سوع
20 lefi mutlak لَفِي -
21 delalin bir dalalettedir ضَلَالٍ ضلل
22 beiydin uzak بَعِيدٍ بعد

Notlar

Not 1

*Saate.**Kaygı duyanlardır.***Saatten.****Saat.*****Saatin geleceğine karşı çıkanlar, saatin varlığına itiraz edenler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Sâat Kavram 470

470 Kıyamet. Evrenin uzay zaman kumaşının karanlık enerjinin aşırı üflemesi sonucu yırtılması ve evrenin hızla şişirilen (Sur'a üfleme) bir balonun patlaması gibi parçalanması. Yırtıklar ışık hızında tüm evrene yayılacaktır. Parçalanan evren yerçekimi kuvvetiyle tekrar tekillik haline dönecektir.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

4322|42|52|وَكَذَٰلِكَ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ رُوحًا مِّنْ أَمْرِنَا مَا كُنتَ تَدْرِى مَا ٱلْكِتَٰبُ وَلَا ٱلْإِيمَٰنُ وَلَٰكِن جَعَلْنَٰهُ نُورًا نَّهْدِى بِهِۦ مَن نَّشَآءُ مِنْ عِبَادِنَا وَإِنَّكَ لَتَهْدِىٓ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4322|42|52|وكذلك اوحينا اليك روحا من امرنا ما كنت تدري ما الكتب ولا الايمن ولكن جعلنه نورا نهدي به من نشا من عبادنا وانك لتهدي الي صرط مستقيم

Latin Literal

52. Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neşâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; vahyettik603 (senin) üzerine bir ruh279 emrimizden; idrak657 eder olmuş değildin kitabı* ve ne de imanı47**; velakin/fakat yaptık onu*** bir nur; doğru yola kılavuzlarız onunla*** dilediğimiz kimseyi kullarımızdan; ve doğrusu sen mutlak doğru yola kılavuzlarsın****; dosdoğru bir yol doğru124.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And like that We inspired/transmitted to you, a Soul/Spirit , from Our order/command/matter/affair, you were not knowing what (is) The Book , and nor the faith/belief, and but We made it a light, We guide with it whom We will/want from Our worshippers/slaves , and that you guide (E) to a straight/direct road/way.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي
3 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
4 ruhen bir ruh رُوحًا روح
5 min مِنْ -
6 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر
7 ma değildir مَا -
8 kunte olmuş كُنْتَ كون
9 tedri idrak eder تَدْرِي دري
10 ma nedir مَا -
11 l-kitabu kitabı الْكِتَابُ كتب
12 ve la ve ne de وَلَا -
13 l-imanu iman الْإِيمَانُ امن
14 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
15 cealnahu yaptık onu جَعَلْنَاهُ جعل
16 nuran bir nur نُورًا نور
17 nehdi doğru yola kılavuzlarız نَهْدِي هدي
18 bihi onunla بِهِ -
19 men kimseyi مَنْ -
20 neşa'u dilediğimiz نَشَاءُ شيا
21 min مِنْ -
22 ibadina kullarımızdan عِبَادِنَا عبد
23 ve inneke ve doğrusu sen وَإِنَّكَ -
24 letehdi mutlak doğru yola kılavuzlarsın لَتَهْدِي هدي
25 ila doğru إِلَىٰ -
26 siratin yola صِرَاطٍ صرط
27 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı. **Kesin delillere dayanan bir iman/inanç idrakın/algılaman yoktu.***Kur'an'ı. Kur'an'la.****Sen de Kur'an ile doğru yola kılavuzlarsın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Dosdoğru yol Kavram 124

124 Sırâtel mustakîm. Tek ve dosdoğru yol; sadece Kur'an.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

44. Duhân Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

4433|44|21|وَإِن لَّمْ تُؤْمِنُوا۟ لِى فَٱعْتَزِلُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

4433|44|21|وان لم تومنوا لي فاعتزلون

Latin Literal

21. Ve in lem tû’minû lî fa’tezilûni.

Türkçe Çeviri

Ve eğer asla iman47 etmezseniz bana azledin* beni.

Ahmed Samira Çevirisi

21 And if you do not believe to me, so separate/isolate yourselves from me.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 lem asla لَمْ -
3 tu'minu iman etmezseniz تُؤْمِنُوا امن
4 li bana لِي -
5 fea'teziluni azledin beni فَاعْتَزِلُونِ عزل

Notlar

Not 1

*Uzaklaştırın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

48. Fetih Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

4590|48|9|لِّتُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

4590|48|9|لتومنوا بالله ورسوله وتعزروه وتوقروه وتسبحوه بكره واصيلا

Latin Literal

9. Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).

Türkçe Çeviri

İman47 etmeniz için Allah'a; ve resûlüne418 O’nun (Allah’ın); ve yardım edersiniz O’na (Allah’a); ve vakarlı olursunuz/oturaklı olursunuz O’na (Allah’a); ve tesbih31 edersiniz O’na (Allah’a); sabah/ilk aydınlanma (-yla)/seher (-le); ve gün batımı öncesi.

Ahmed Samira Çevirisi

9 To believe with (in) God and His messenger, and you support/aid Him , and you dignify/honour/respect Him , and you praise/glorify Him (at) daybreaks/early mornings and evening to sunset .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 litu'minu iman etmeniz için لِتُؤْمِنُوا امن
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 ve rasulihi ve resulüne/elçisine O’nun وَرَسُولِهِ رسل
4 ve tuazziruhu ve yardım edersiniz O’na وَتُعَزِّرُوهُ عزر
5 ve tuvekkiruhu ve vakarlı olursunuz/oturaklı olursunuz O’na وَتُوَقِّرُوهُ وقر
6 ve tusebbihuhu ve tesbih edersiniz O’na وَتُسَبِّحُوهُ سبح
7 bukraten sabah/ilk aydınlanma (-yla)/seher (-le) بُكْرَةً بكر
8 ve esilen ve gün batımı öncesi وَأَصِيلًا اصل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın tesbihi Kavram 31

31 Yüce Allah’ın tüm sıfatlarının tecelli edişine Yüce Allah’ın bahşettiği akıl/fikir aracılığıyla tanık/şahit olarak Rabbini aramak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

48. Fetih Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

4610|48|29|مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ أَشِدَّآءُ عَلَى ٱلْكُفَّارِ رُحَمَآءُ بَيْنَهُمْ تَرَىٰهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضْوَٰنًا سِيمَاهُمْ فِى وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ ٱلسُّجُودِ ذَٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى ٱلتَّوْرَىٰةِ وَمَثَلُهُمْ فِى ٱلْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْـَٔهُۥ فَـَٔازَرَهُۥ فَٱسْتَغْلَظَ فَٱسْتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِۦ يُعْجِبُ ٱلزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ ٱلْكُفَّارَ وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

4610|48|29|محمد رسول الله والذين معه اشدا علي الكفار رحما بينهم تريهم ركعا سجدا يبتغون فضلا من الله ورضونا سيماهم في وجوههم من اثر السجود ذلك مثلهم في التوريه ومثلهم في الانجيل كزرع اخرج شطه فازره فاستغلظ فاستوي علي سوقه يعجب الزراع ليغيظ بهم الكفار وعد الله الذين امنوا وعملوا الصلحت منهم مغفره واجرا عظيما

Latin Literal

29. Muhammedun resûlullâh(resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu alel kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseris sucûd(sucûdi), zâlike meseluhum fît tevrât(tevrâti), ve meseluhum fîl incîl(incîli), ke zer’in ahrece şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibuz zurrâa, li yagîza bihimul kuffâr(kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minhum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Muhammed resûlüdür418 Allah'ın; ve onunla birlikte (olan) kimseler şiddetlidirler kâfirlere25 karşı; merhametlidirler829 kendi aralarında; görürsün onları rükû11 edenler; secde12 edenler; ararlar bir fazıl/lütuf Allah’tan; ve bir rıza; yüzlerindeki simaları onların eserindendir secdelerin12; işte bu; misalleridir onların Tevrât'ta; ve misalleridir onların İncîl’de; bir zer/bir tohum (ki) çıkardı filizini; öyle ki kaplayarak güçlendirdi (filiz) onu (tohumu); öyle ki kalınlaştı/sertleşti; öyle ki istiva etti/seviyeledi gövdesinin üstüne; hayranlıkla zevk alır zer/tohum ekenler; kızması için/öfkelenmesi için onlara kâfirlerin25; vaat etti Allah kimselere; iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18 onlardan (iman edenlerden); bir mağfiret/bir bağışlanma; ve büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

29 Mohammad (is) God’s messenger, and those who with him (are) strong over the disbelievers, merciful between them, you see them bowing, prostrating wishing/desiring grace/favour from God, and an acceptance/approval , their marks/identifications/expressions (are) in their faces/fronts from the prostration’s trace/sign , that (is) their example in the Torah, and their example in the Bible/New Testament , as/like a plant/crop, it brought out/emerged its sprout/shoot , so it surrounded and strengthened it, so it hardened/thickened , so it straightened/leveled on its stem, it pleases/marvels the sowers/seeders/planters to anger/enrage with it the disbelievers, God promised those who believed and made/did the correct/righteous deeds from them, forgiveness and a great reward 378

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 muhammedun Muhammed مُحَمَّدٌ -
2 rasulu resulüdür/elçisidir رَسُولُ رسل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
5 meahu birlikte onunla مَعَهُ -
6 eşidda'u şiddetlidirler أَشِدَّاءُ شدد
7 ala karşı عَلَى -
8 l-kuffari kâfirlere/gerçeği örtüp gizleyenlere الْكُفَّارِ كفر
9 ruhama'u merhametlidirler رُحَمَاءُ رحم
10 beynehum kendi aralarında بَيْنَهُمْ بين
11 terahum görürsün onları تَرَاهُمْ راي
12 rukkean rükû edenler/eğilenler/dize gelenler/baş eğenler رُكَّعًا ركع
13 succeden secde edenler/diz çöküp boyun eğenler سُجَّدًا سجد
14 yebtegune aranırlar يَبْتَغُونَ بغي
15 fedlen bir fazıl/lütuf فَضْلًا فضل
16 mine مِنَ -
17 llahi Allah’tan اللَّهِ -
18 ve ridvanen ve bir rıza وَرِضْوَانًا رضو
19 simahum simaları onların سِيمَاهُمْ سوم
20 fi فِي -
21 vucuhihim yüzlerindeki وُجُوهِهِمْ وجه
22 min مِنْ -
23 eseri eserindendir أَثَرِ اثر
24 s-sucudi secdelerin/teslim olmaların السُّجُودِ سجد
25 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
26 meseluhum misalleridir onların مَثَلُهُمْ مثل
27 fi فِي -
28 t-tevrati Tevrat'ta التَّوْرَاةِ -
29 ve meseluhum ve misalleridir onların وَمَثَلُهُمْ مثل
30 fi فِي -
31 l-incili İncil’de الْإِنْجِيلِ -
32 kezer'in bir zer/bir tohum كَزَرْعٍ زرع
33 ehrace çıkardı أَخْرَجَ خرج
34 şetehu filizini شَطْأَهُ شطا
35 fe azerahu öyle ki kaplayarak güçlendirdi (filiz) onu (tohumu) فَازَرَهُ ازر
36 festegleze öyle ki kalınlaştı/sertleşti فَاسْتَغْلَظَ غلظ
37 festeva öyle ki istiva etti/seviyelendi فَاسْتَوَىٰ سوي
38 ala üstüne عَلَىٰ -
39 sukihi gövdesinin سُوقِهِ سوق
40 yua'cibu hayranlıkla keyf alır يُعْجِبُ عجب
41 z-zurraa zer/tohum ekenler الزُّرَّاعَ زرع
42 liyegiyze kızması için/öfkelenmesi için لِيَغِيظَ غيظ
43 bihimu onlara بِهِمُ -
44 l-kuffara kafirlerin/gerçeği örtüp gizleyenlerin الْكُفَّارَ كفر
45 veade vaat etti وَعَدَ وعد
46 llahu Allah اللَّهُ -
47 ellezine kimselere الَّذِينَ -
48 amenu iman ettiler امَنُوا امن
49 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
50 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح
51 minhum onlardan (iman edenlerden) مِنْهُمْ -
52 megfiraten bir mağfiret/bir bağışlanma مَغْفِرَةً غفر
53 ve ecran ve bir ecir/karşılık وَأَجْرًا اجر
54 azimen büyük عَظِيمًا عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

49. Hucurât Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

4622|49|12|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱجْتَنِبُوا۟ كَثِيرًا مِّنَ ٱلظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ ٱلظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا۟ وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

4622|49|12|يايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن ان بعض الظن اثم ولا تجسسوا ولا يغتب بعضكم بعضا ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا فكرهتموه واتقوا الله ان الله تواب رحيم

Latin Literal

12. Yâ eyyyuhellezîne âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dâ(ba’dan), e yuhıbbu ehadukum en ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûh(kerihtumûhu), vettekullâh(vettekullâhe), innallâhe tevvâbun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Sakının/uzak durun çoğu zandan314; doğrusu bir kısmı zannın314 günahtır; ve casusluk yapmayın/gizlice bilgi edinmeye çalışmayın; ve gıybet315 etmesin bir kısmınız bir kısmı; sever mi biriniz ki yer ölü kardeşinin etini?; öyle ki iğrenç/tiksindirici buldunuz onu; ve takvalı21 olun Allah'a; doğrusu Allah Tevvâb’tır191; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

12 You, you those who believed, avoid/distance yourselves from much of the doubt/suspicion , that truly some/part (of) the doubt/suspicion (is a) sin/crime, and do not spy/seek information (about others) and some of youdo not backbite some (each other). Does any of you love/like that (E) he eats his dead/lifeless brother’s flesh ? So you hated it, and fear and obey God, that truly God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ctenibu sakının/uzak durun اجْتَنِبُوا جنب
5 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر
6 mine مِنَ -
7 z-zenni zandan الظَّنِّ ظنن
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 bea'de bir kısmı بَعْضَ بعض
10 z-zenni zannın الظَّنِّ ظنن
11 ismun bir günahtır إِثْمٌ اثم
12 ve la ve وَلَا -
13 tecessesu casusluk yapmayın/bilgi edinmeye çalışmayın تَجَسَّسُوا جسس
14 ve la ve وَلَا -
15 yegteb gıybet etmesin يَغْتَبْ غيب
16 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض
17 bea'dan bir kısmı بَعْضًا بعض
18 eyuhibbu sever mi? أَيُحِبُّ حبب
19 ehadukum biriniz أَحَدُكُمْ احد
20 en ki أَنْ -
21 ye'kule yer يَأْكُلَ اكل
22 lehme etini لَحْمَ لحم
23 ehihi kardeşinin أَخِيهِ اخو
24 meyten ölü مَيْتًا موت
25 fekerihtumuhu öyle ki iğrenç/tiksindirici buldunuz onu فَكَرِهْتُمُوهُ كره
26 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
27 llahe Allah’a اللَّهَ -
28 inne doğrusu إِنَّ -
29 llahe Allah اللَّهَ -
30 tevvabun Tevvâb’tır تَوَّابٌ توب
31 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Zan Kavram 314

314 Varsayım, sanı, töhmet, elde somut veriler olmamasına karşın, birisi ya da bir olay hakkında hükme varmak ya da sonuca ulaşmak.

59. Haşr Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

5133|59|9|وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلْإِيمَٰنَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِى صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّآ أُوتُوا۟ وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِۦ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5133|59|9|والذين تبوو الدار والايمن من قبلهم يحبون من هاجر اليهم ولا يجدون في صدورهم حاجه مما اوتوا ويوثرون علي انفسهم ولو كان بهم خصاصه ومن يوق شح نفسه فاوليك هم المفلحون

Latin Literal

9. Vellezîne tebevveûd dâre vel îmâne min kablihim yuhıbbûne men hâcere ileyhim ve lâ yecidûne fî sudûrihim hâceten mimmâ ûtû ve yû’sirûne alâ enfusihim ve lev kâne bihim hasâsah(hasâsatun), ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yerleştiler diyara* ve imana47 onlardan** önce; severler*** kendilerine hicret355 etmiş kimseyi; ve bulmazlar göğüslerinde bir ihtiyaç/eksiklik verildiklerinden****; ve tercih ederler*** kendi nefislerine201 karşı; velev/şayet olduysa da onlara*** bir yoksulluk/yokluk; ve kim takvalı21 oldurur kendi nefsini201 cimriliğe/pintiliğe (karşı); öyle ki işte bunlar; onlar muflihtir174.

Ahmed Samira Çevirisi

9 And those who resided/settled the house/home and the faith/belief from before them, they love/like who emigrated to them, and they do not find in their chests (innermosts) a need/necessity from what they were given/brought, and they prefer/choose (the immigrants) over themselves and even if (it) was neediness/poverty with them, and who is protected (from) his self’, so those are the successful/winners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 tebevve'u yerleştiler تَبَوَّءُوا بوا
3 d-dara diyara الدَّارَ دور
4 vel'imane ve imana وَالْإِيمَانَ امن
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
7 yuhibbune severler يُحِبُّونَ حبب
8 men kimseyi مَنْ -
9 hacera hicret etmiş هَاجَرَ هجر
10 ileyhim kendilerine إِلَيْهِمْ -
11 ve la ve وَلَا -
12 yecidune bulmazlar يَجِدُونَ وجد
13 fi فِي -
14 sudurihim göğüslerinde صُدُورِهِمْ صدر
15 haceten bir ihtiyaç/eksiklik حَاجَةً حوج
16 mimma مِمَّا -
17 utu verildiklerinden أُوتُوا اتي
18 veyu'sirune ve tercih ederler وَيُؤْثِرُونَ اثر
19 ala karşı عَلَىٰ -
20 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
21 velev velev/şayet وَلَوْ -
22 kane olduysa كَانَ كون
23 bihim onlara بِهِمْ -
24 hasasatun bir yoksulluk/yokluk خَصَاصَةٌ خصص
25 ve men ve kim وَمَنْ -
26 yuka takvalı oldurur يُوقَ وقي
27 şuhha cimriliğe/pintiliğe شُحَّ شحح
28 nefsihi kendi nefsinin نَفْسِهِ نفس
29 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
30 humu onlar هُمُ -
31 l-muflihune muflihtir الْمُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Yurt, memleket. Yesrib yurdu.**Hicret edenlerden.***Yesrib yurdunda bulunanlar.****Fiil pasif geldiği için verdikleri değil verildikleri olur. Anlarız ki hicret edenler Yesrib yurdunda bazı ailelere verilmişlerdir. Paylaştırılmışlardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muflih Kavram 174

174 Felaha ulaşanlar, kurtuluşa kavuşanlar, başaranlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

5149|60|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ عَدُوِّى وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَآءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِٱلْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا۟ بِمَا جَآءَكُم مِّنَ ٱلْحَقِّ يُخْرِجُونَ ٱلرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَٰدًا فِى سَبِيلِى وَٱبْتِغَآءَ مَرْضَاتِى تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِٱلْمَوَدَّةِ وَأَنَا۠ أَعْلَمُ بِمَآ أَخْفَيْتُمْ وَمَآ أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5149|60|1|يايها الذين امنوا لا تتخذوا عدوي وعدوكم اوليا تلقون اليهم بالموده وقد كفروا بما جاكم من الحق يخرجون الرسول واياكم ان تومنوا بالله ربكم ان كنتم خرجتم جهدا في سبيلي وابتغا مرضاتي تسرون اليهم بالموده وانا اعلم بما اخفيتم وما اعلنتم ومن يفعله منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

1. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû aduvvî ve aduvvekum evliyâe, tulkûne ileyhim bil meveddeti ve kad keferû bi mâ câekum minel hakk(hakkı), yuhricûner resûle ve iyyâkum en tû’minû billâhi rabbikum, in kuntum harectum cihâden fî sebîlî vebtigâe merdâtî tusirrûne ileyhim bil meveddeti ve ene a’lemu bi mâ ahfeytum ve mâ a’lentum, ve men yef’alhu minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin düşmanlarımı ve düşmanlarınızı evliya212; atarsınız/koyarsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve muhakkak kâfirlik25 ettiler sizlere haktan/gerçekten gelmişe; çıkarırlar resûlü; ve sizler ki iman47 edersiniz Allah'a; Rabbinize4; eğer olduysanız çıkmışlar bir cihata yolumda; ve bakınanlar/arananlar rızama; sırlaşırsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve ben daha iyi bilenim hafiyelik ettiğinizi; ve alenileştirdiğinizi; ve kim faaliyet içinde olur ona sizlerden; öyle ki muhakkak dalalete düştü seviyeli/düzgün yoldan.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you those who believed, do not take My enemy and your enemy (as) guardians/allies , you throw to them with the love/affection, and they had disbelieved with what came to you from the truth , they drive/bring out the messenger and you, (because) that (E) you believe with (in) God your Lord, if you had gotten out/appeared struggling/defending for the faith in My way/path , and wishing/desiring My acceptances/approvals , you keep secret to them with the love/affection, and I am more knowledgeable with what you hid, and what you declared/publicized , and who makes/does it from you, so he had been misguided/lost (from) the way’s/path’s straightness/middle .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 aduvvi düşmanlarımı عَدُوِّي عدو
7 ve aduvve kum ve düşmanlarınızı وَعَدُوَّكُمْ عدو
8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
9 tulkune atarsınız/koyarsınız تُلْقُونَ لقي
10 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
11 bil-meveddeti sevgiyle/duygusal yakınlıkla بِالْمَوَدَّةِ ودد
12 vekad ve muhakkak وَقَدْ -
13 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
14 bima بِمَا -
15 ca'ekum sizlere gelmişe جَاءَكُمْ جيا
16 mine مِنَ -
17 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
18 yuhricune çıkarırlar يُخْرِجُونَ خرج
19 r-rasule resûlü الرَّسُولَ رسل
20 ve iyyakum ve sizlere وَإِيَّاكُمْ -
21 en ki أَنْ -
22 tu'minu iman edersiniz تُؤْمِنُوا امن
23 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
24 rabbikum Rabbinize رَبِّكُمْ ربب
25 in eğer إِنْ -
26 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
27 haractum çıkmışlar خَرَجْتُمْ خرج
28 cihaden bir cihata جِهَادًا جهد
29 fi فِي -
30 sebili yolumda سَبِيلِي سبل
31 vebtiga'e ve bakınanlar/arananlar وَابْتِغَاءَ بغي
32 merdati rızama مَرْضَاتِي رضو
33 tusirrune sırlaşırsınız تُسِرُّونَ سرر
34 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
35 bil-meveddeti sevgiyle/duygusal yakınlıkla بِالْمَوَدَّةِ ودد
36 veena ve ben وَأَنَا -
37 ea'lemu daha iyi bilenim أَعْلَمُ علم
38 bima بِمَا -
39 ehfeytum hafiyelik ettiğinizi أَخْفَيْتُمْ خفي
40 ve ma ve وَمَا -
41 ea'lentum alenileştirdiğiniz أَعْلَنْتُمْ علن
42 ve men ve kim وَمَنْ -
43 yef'alhu faaliyet içinde olur ona يَفْعَلْهُ فعل
44 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
45 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
46 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
47 seva'e seviyeli/düzgün سَوَاءَ سوي
48 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

5152|60|4|قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِىٓ إِبْرَٰهِيمَ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ إِذْ قَالُوا۟ لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَءَٰٓؤُا۟ مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ ٱلْعَدَٰوَةُ وَٱلْبَغْضَآءُ أَبَدًا حَتَّىٰ تُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَحْدَهُۥٓ إِلَّا قَوْلَ إِبْرَٰهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَآ أَمْلِكُ لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ رَّبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

5152|60|4|قد كانت لكم اسوه حسنه في ابرهيم والذين معه اذ قالوا لقومهم انا بروا منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العدوه والبغضا ابدا حتي تومنوا بالله وحده الا قول ابرهيم لابيه لاستغفرن لك وما املك لك من الله من شي ربنا عليك توكلنا واليك انبنا واليك المصير

Latin Literal

4. Kad kânet lekum usvetun hasenetun fî ibrâhîme vellezîne meah(meahu), iz kâlû li kavmihim innâ bureâu minkum ve mimmâ ta’budûne min dûnillâhi kefernâ bikum, ve bedee beynenâ ve beynekumul adâvetu vel bagdâu ebeden hattâ tû’minû billâhi vahdehû, illâ kavle ibrâhîme li ebîhi le estagfirenne leke ve mâ emliku leke minallâhi min şey’İn, rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileykel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Muhakkak oldu sizlere güzel bir örnek/bir rol model İbrahim'de; ve onunla birlikte (olan) kimseler (de); dedikleri zaman kavimlerine/toplumlarına: “Doğrusu bizler uzaklaşanlarız sizden ve Allah'ın astından kulluk46 eder olduğunuzdan; örttük/gizledik/inkar ettik sizleri; ve görünür oldu/açığa çıktı bizim aramızda ve sizin aranızda ebediyen/sürekli bir düşmanlık ve nefret; ta ki iman47 edersiniz bir tek Allah'a”; dışındadır sözü İbrahim'in babası için ‘Mutlak mağfiret dilerim sana; ve güç yetirir değilim sana Allah’tan (gelen) hiçbir şeye’; “Rabbimiz4! Sana tevekkül ettik; ve sana yöneldik; ve sanadır son varış.”

Ahmed Samira Çevirisi

4 A good example/model (to follow) had been for you in Abraham and those with him, when they said to their nation: "We are innocent/separating from you, and from what you worship from other than God, we disbelieved with you, and the animosity and the intense hatred appeared between us and between you (for) ever (E), until you believe with (in) God alone." Except Abraham’s word/statement to his father: "I will ask for forgiveness for you, and I do not own/possess for you from God from a thing, our Lord, on You we relied depended (on) , and to You we returned/repented , and to You (is) the end/destination."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 kanet oldu كَانَتْ كون
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 usvetun bir örnek/bir rol model أُسْوَةٌ اسو
5 hasenetun güzel حَسَنَةٌ حسن
6 fi فِي -
7 ibrahime İbrahim'de إِبْرَاهِيمَ -
8 vellezine ve kimseler (de) وَالَّذِينَ -
9 meahu onunla birlikte مَعَهُ -
10 iz zaman إِذْ -
11 kalu dedikleri قَالُوا قول
12 likavmihim kavimlerine/toplumlarına لِقَوْمِهِمْ قوم
13 inna doğrusu biz إِنَّا -
14 bura'u uzaklaşanlarız بُرَاءُ برا
15 minkum sizden مِنْكُمْ -
16 ve mimma ve وَمِمَّا -
17 tea'budune kulluk eder olduğunuzdan تَعْبُدُونَ عبد
18 min مِنْ -
19 duni astından دُونِ دون
20 llahi Allah'ın اللَّهِ -
21 keferna örttük/gizledik/inkar ettik كَفَرْنَا كفر
22 bikum sizleri بِكُمْ -
23 ve beda ve görünür oldu/açığa çıktı وَبَدَا بدو
24 beynena bizim aramızda بَيْنَنَا بين
25 ve beynekumu ve sizin aranızda وَبَيْنَكُمُ بين
26 l-adavetu bir düşmanlık الْعَدَاوَةُ عدو
27 velbegda'u ve nefret وَالْبَغْضَاءُ بغض
28 ebeden ebediyen/sürekli أَبَدًا ابد
29 hatta ta ki حَتَّىٰ -
30 tu'minu iman edersiniz تُؤْمِنُوا امن
31 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
32 vehdehu bir tek وَحْدَهُ وحد
33 illa dışında إِلَّا -
34 kavle sözü قَوْلَ قول
35 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
36 liebihi babası için لِأَبِيهِ ابو
37 leestegfiranne mutlak mağfiret dilerim لَأَسْتَغْفِرَنَّ غفر
38 leke sana لَكَ -
39 vema ve değilim وَمَا -
40 emliku güç yetirir أَمْلِكُ ملك
41 leke sana لَكَ -
42 mine -tan مِنَ -
43 llahi Allah- اللَّهِ -
44 min مِنْ -
45 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا
46 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
47 aleyke sana عَلَيْكَ -
48 tevekkelna tevekkül ettik تَوَكَّلْنَا وكل
49 ve ileyke ve sana وَإِلَيْكَ -
50 enebna yöneldik أَنَبْنَا نوب
51 ve ileyke ve sanadır وَإِلَيْكَ -
52 l-mesiru son varış الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not

Bu ayette İbrahim peygamber müminlere bir örnek, bir rol model olarak gösterilmektedir. Tıpkı Muhammed peygamberin 33:21 ayetinde rol model olarak gösterilmesi gibi. Çok ilginç ki İbrahim peygamberden başka onun yanında olan mümin kimseler de örnek gösterilmiştir. Hatta 60:6 ayetinde bu kimselerin müminler için güzel bir örnek oluşu 2. kez vurgulanmaktadır. İbrahim peygamberin ve yanındaki kimselerin hangi özelliği en üst seviyede vurgulanmıştır?Ayetten anlarız ki bu kimselerin tek tanrıcı olmaları, tek/sadece Yüce Allah’a kulluk etmeleri örnek alınmalıdır. Ayete çok önemli bir işaret daha göze çarpar. Tek tanrıcılar Yüce Allah’a ortak koşarak iman eden müşriklerden kendilerini ayırmalıdırlar. Müşrikleri kendilerine bir dost veya yakın koruyucu bir veli edinmemelidirler. Müşriklerin gücü ele geçirdiğinde hiç acımadan gerçek müminleri toptan katledeceği asla akılardan çıkarılmamalıdır. Gerçek müminler müşriklere karşı kalplerinde bir hoşnutsuzluk zaten hissederler. Bir düşmana karşı nasıl tedbir alınıyorsa müşriklere karşı da aynı tedbirler alınmalıdır. Tek tanrıcı kimseler toplumu şirk konusunda aydınlatmalıdır. Müşriklerin düşmanlığını kazanırım diye sadece Kur’an demeye korkmamalıdır. Hiç korkmadan İbrahim peygamberin yolu olan, tek tanrıcılık yolu olan sadece Kur’an’a davet etmelidir. Müşriklerle mücadele Kur’an’la yapılmalıdır. Bazı kimseler 33:21 ayetinde Muhammed resulün bir rol model olarak gösterilmesini söylentilere/hadislere dayanak olarak ortaya koymak isterler. Oysa hemen anlaşılacağı gibi Muhammed resulü örnek almak sadece Kur’an demektir. Muhammed peygamberin yaşadığı dönemde asla yazdırmadığı, vefatından yaklaşık 230 sene sonra oradan buradan toplanan söylentileri örnek almak Muhammed peygamberi örnek almak asla değildir. Ayette İbrahim peygamberin müminler için örnek olmaması gereken bir davranışını Rabbimiz bizlere bildirmiştir. O da İbrahim peygamberin babası için mağfiret yani bağışlanma dilemesidir. Anlarız ki İbrahim peygamberin babası müşriktir. Müşrik olan bir kimse için; bu kimse babamız anamız, çocuklarımız da olsa onlar için mağfiret dilemek örnek bir davranış değildir. Müşrikler zalimdir. Yüce Allah'ın asla affetmeyeceğim buyurduğu bir günahı işlemişlerdir. Bak;https://kuranmucizeler.com/oldu-sizlere-allah-in-resulunde-guzel-bir-ornek-sirk-dininin-kaynagi-olan-hadislere-dayanak-yapilmaya-calisilan-bir-ayet

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5158|60|10|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا جَآءَكُمُ ٱلْمُؤْمِنَٰتُ مُهَٰجِرَٰتٍ فَٱمْتَحِنُوهُنَّ ٱللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَٰنِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَٰتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى ٱلْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَءَاتُوهُم مَّآ أَنفَقُوا۟ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا۟ بِعِصَمِ ٱلْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا۟ مَآ أَنفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا۟ مَآ أَنفَقُوا۟ ذَٰلِكُمْ حُكْمُ ٱللَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5158|60|10|يايها الذين امنوا اذا جاكم المومنت مهجرت فامتحنوهن الله اعلم بايمنهن فان علمتموهن مومنت فلا ترجعوهن الي الكفار لا هن حل لهم ولا هم يحلون لهن واتوهم ما انفقوا ولا جناح عليكم ان تنكحوهن اذا اتيتموهن اجورهن ولا تمسكوا بعصم الكوافر وسلوا ما انفقتم وليسلوا ما انفقوا ذلكم حكم الله يحكم بينكم والله عليم حكيم

Latin Literal

10. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ câekumul mû’minâtu muhâcirâtin femtehınû hunn(hunne), allâhu a’lemu bi îmânihinn(îmânihinne), fe in alimtimû hunne mû’minâtin fe lâ terciû hunne ilel kuffâr(kuffâri), lâ hunne hıllun lehum ve lâ hum yehıllûne le hunn(hunne), ve âtûhum mâ enfekû, ve lâ cunâha aleykum en tenkıhû hunne izâ âteytumû hunne ucûrehunn(ucûrehunne), ve lâ tumsikû bi isamil kevâfiri ves’elû mâ enfaktum vel yes’elû mâ enfekû, zâlikum hukmullâh(hukmullâhi), yahkumu beynekum, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Geldiği zaman mümin27 kadınlar bir muhâcir716 kadın (olarak) öyle ki imtihan742 edin onları*; Allah daha iyi bilendir onların* imanını47; öyle ki eğer bildiyseniz onlar mümin27 kadınlardır; öyle ki geri göndermeyin onları* kâfirlere25 doğru; olmaz onlar* bir helal onlara**; ve olmaz onlar** helali yaparlar** onları*; ve verin onlara** infak743 ettiklerini**; ve olmaz bir günah üzerinize ki nikahlarsınız744 onları* verdiğiniz zaman onlara ecirlerini/mehirlerini; ve tutmayın ismetlerini741 kâfir25 kadınların; ve sual edin/sorun infak743 ettiğinizi; ve sual etsinler/sorsunlar** infak743 ettiklerini; işte bu; hükmüdür Allah'ın; hükmeder aranızda; ve Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

10 You, you those who believed, if the believing females came to you emigrating , so test/examine them (F) , God (is) more knowing with their faith/belief, so if you knew them (F) (to be) believers (F), so do not return them to the disbelievers, they (F) are not permitted/allowed for them, and nor they (the disbelievers) be permitted/allowed for them (F), and give them what they spent, and (there is) no offense/sin that (E) youmarry them (F) if you gave them (F) their rewards (dowries) , and do not hold fast/grasp/seize with the (insisting) disbelievers’ ties/bonds (discontinue marriage to disbelieving women), and ask (for) what you spent, and they should ask (for) what they spent, that (is) God’s judgment/rule, He judges/rules between you, and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza إِذَا -
5 ca'ekumu geldiği zaman جَاءَكُمُ جيا
6 l-mu'minatu mümin kadınlar الْمُؤْمِنَاتُ امن
7 muhaciratin bir muhacir olarak مُهَاجِرَاتٍ هجر
8 femtehinuhunne öyle ki imtihan edin onları فَامْتَحِنُوهُنَّ محن
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
11 biimanihinne onların imanını بِإِيمَانِهِنَّ امن
12 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
13 alimtumuhunne bildiyseniz onlar عَلِمْتُمُوهُنَّ علم
14 mu'minatin mümin kadınlar مُؤْمِنَاتٍ امن
15 fela öyle ki فَلَا -
16 terciuhunne geri göndermeyin onları تَرْجِعُوهُنَّ رجع
17 ila doğru إِلَى -
18 l-kuffari kâfirlere الْكُفَّارِ كفر
19 la olmaz لَا -
20 hunne onlar هُنَّ -
21 hillun bir helal حِلٌّ حلل
22 lehum onlara لَهُمْ -
23 ve la ve olmaz وَلَا -
24 hum onlar هُمْ -
25 yehillune helal eder يَحِلُّونَ حلل
26 lehunne onlara لَهُنَّ -
27 ve atuhum ve verin onlara وَاتُوهُمْ اتي
28 ma مَا -
29 enfeku infak ettiklerini أَنْفَقُوا نفق
30 ve la ve olmaz وَلَا -
31 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
32 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
33 en ki أَنْ -
34 tenkihuhunne nikahlarsınız onları تَنْكِحُوهُنَّ نكح
35 iza zaman إِذَا -
36 ateytumuhunne verdiğiniz zaman onlara اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
37 ucurahunne ecirlerini أُجُورَهُنَّ اجر
38 ve la ve وَلَا -
39 tumsiku tutmayın تُمْسِكُوا مسك
40 biisami ismetlerini بِعِصَمِ عصم
41 l-kevafiri kâfir kadınların الْكَوَافِرِ كفر
42 veselu ve sual edin/sorun وَاسْأَلُوا سال
43 ma مَا -
44 enfektum infak ettiğinizi أَنْفَقْتُمْ نفق
45 velyeselu ve sual etsinler/sorsunlar وَلْيَسْأَلُوا سال
46 ma مَا -
47 enfeku infak ettiklerini أَنْفَقُوا نفق
48 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ -
49 hukmu hükmüdür حُكْمُ حكم
50 llahi Allah'ın اللَّهِ -
51 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
52 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
53 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
54 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
55 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Muhâcir kadınları, muhâcir kadınların.**Kâfir erkeklere, kâfir erkekler, kâfir erkeklerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

5161|60|13|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَوَلَّوْا۟ قَوْمًا غَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَئِسُوا۟ مِنَ ٱلْءَاخِرَةِ كَمَا يَئِسَ ٱلْكُفَّارُ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلْقُبُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5161|60|13|يايها الذين امنوا لا تتولوا قوما غضب الله عليهم قد ييسوا من الاخره كما ييس الكفار من اصحب القبور

Latin Literal

13. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tetevellev kavmen gadıballâhu aleyhim kad yeisû minel âhireti kemâ yeisel kuffâru min ashâbil kubûr(kubûri).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Veliler28 edinmeyin bir kavmi/toplumu (ki) gazap127 etti Allah üzerlerine; muhakkak umudu kestiler (onlar) ahiretten kâfirlerin25 kabir ashâbından194 umudu kestiği gibi.

Ahmed Samira Çevirisi

13 You, you those who believed, do not follow a nation God became angry/angered on them, they had despaired/become hopeless from the end (other life), as/like the disbelievers despair/become hopeless from the graves’/burial place’s owners 415

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tetevellev veliler edinmeyin تَتَوَلَّوْا ولي
6 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
7 gadibe gazap etti غَضِبَ غضب
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
10 kad muhakkak قَدْ -
11 yeisu umudu kestiler يَئِسُوا ياس
12 mine مِنَ -
13 l-ahirati ahiretten الْاخِرَةِ اخر
14 kema gibi كَمَا -
15 yeise umudu kestiği يَئِسَ ياس
16 l-kuffaru kâfirlerin الْكُفَّارُ كفر
17 min مِنْ -
18 eshabi ashabından أَصْحَابِ صحب
19 l-kuburi kabir الْقُبُورِ قبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Üzerlerine gazap edilen kimseler Kavram 127

127 Yüce Allah'ın öfkesinin üzerlerine hak olduğu kimseler.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

61. Saf Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5163|61|2|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5163|61|2|يايها الذين امنوا لم تقولون ما لا تفعلون

Latin Literal

2. Yâ eyyuhellezîne âmenû lime tekûlûne mâ lâ tef’alûn(tef’alûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Niçin dersiniz* faaliyete geçirmediğinizi."

Ahmed Samira Çevirisi

2 You, you those believed, why/for what (do) you say what you do not make/do ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 lime niçin? لِمَ -
5 tekulune dersiniz تَقُولُونَ قول
6 ma مَا -
7 la لَا -
8 tef'alune faaliyete geçirmediğinizi تَفْعَلُونَ فعل

Notlar

Not 1

*Gerçek müminler öyledikleri şeyleri faaliyete geçirirler. Boş sözler söylemezler. Tabiri caizse lafla peynir gemisi yürütmezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

62. Cum'a Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

5184|62|9|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا نُودِىَ لِلصَّلَوٰةِ مِن يَوْمِ ٱلْجُمُعَةِ فَٱسْعَوْا۟ إِلَىٰ ذِكْرِ ٱللَّهِ وَذَرُوا۟ ٱلْبَيْعَ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5184|62|9|يايها الذين امنوا اذا نودي للصلوه من يوم الجمعه فاسعوا الي ذكر الله وذروا البيع ذلكم خير لكم ان كنتم تعلمون

Latin Literal

9. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler; nida edildiğiniz/çağrıldığınız zaman salât108 için toplanma/cuma günü; öyle ki yürüyün/hareketlenin Allah'ı zikrine78 doğru; ve bırakın alışverişi; işte bunlarsınız; hayırlıdır sizlere; eğer olduysanız bilenler.

Ahmed Samira Çevirisi

9 You, you those who believed, if (it) was called to the prayers from the Friday’s/gathering’s day/time, so hasten/move quickly to God’s reminder/mention, and leave the selling/trading, that (is) best for you, if you were knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 nudiye nida edildiğiniz/çağrıldığınız نُودِيَ ندو
6 lissalati salat için لِلصَّلَاةِ صلو
7 min مِنْ -
8 yevmi günü يَوْمِ يوم
9 l-cumuati toplanma/cuma الْجُمُعَةِ جمع
10 fes'av öyle ki yürüyün/hareketlenin فَاسْعَوْا سعي
11 ila doğru إِلَىٰ -
12 zikri zikrine/hatırlatmasına ذِكْرِ ذكر
13 llahi Allah'ı اللَّهِ -
14 ve zeru ve bırakın وَذَرُوا وذر
15 l-bey'a alışverişi الْبَيْعَ بيع
16 zalikum işte bunlarsınız ذَٰلِكُمْ -
17 hayrun hayırdır خَيْرٌ خير
18 lekum sizlere لَكُمْ -
19 in eğer إِنْ -
20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
21 tea'lemune bilenler تَعْلَمُونَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

65. Talâk Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5217|65|2|فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا۟ ذَوَىْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِ ذَٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّهُۥ مَخْرَجًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا

Latin Literal

2. Fe izâ belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin evfârikûhunne bi ma’rûfin ve eşhidû zevey adlin minkum ve ekîmûş şehâdete lillâh(lillâhi), zâlikum yûazu bihî men kâne yû’minu billâhi vel yevmil âhir(âhiri), ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahrecâ(mahrecen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla291; ve şahid tutun adalet680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

2 So if they (F) reached (completed) their term/time, so hold/grasp them (F) with kindness/generosity or separate from them (F) with kindness/generosity , and call a witness (two owners) (B) of justice/equality from you, and keep up/take care of the testimony/certification to God, that is being preached/advised/warned with it who was believing with (in) God, and the Day the Last/Resurrection Day; and who fears and obeys God, He makes/puts for him a way out/exit.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
2 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ
3 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
4 feemsikuhunne öyleki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك
5 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
6 ev ya da أَوْ -
7 ferikuhunne ayırın/bölün onları فَارِقُوهُنَّ فرق
8 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
9 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوا شهد
10 zevey sahibi ikiyi (iki erkek) ذَوَيْ -
11 adlin adalet عَدْلٍ عدل
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 ve ekimu ve kıyamda tutun وَأَقِيمُوا قوم
14 ş-şehadete şahidliği الشَّهَادَةَ شهد
15 lillahi Allah için لِلَّهِ -
16 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ -
17 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ
18 bihi onunla بِهِ -
19 men kimseye (ki) مَنْ -
20 kane oldu كَانَ كون
21 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 ve men ve kim وَمَنْ -
26 yetteki takvalı olur يَتَّقِ وقي
27 llahe Allah’a اللَّهَ -
28 yec'al yapar (Allah) يَجْعَلْ جعل
29 lehu ona لَهُ -
30 mehracen bir çıkış yeri مَخْرَجًا خرج

Notlar

Not 1

*İddet sürelerine.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

65. Talâk Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5225|65|10|أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ يَٰٓأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَدْ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيْكُمْ ذِكْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5225|65|10|اعد الله لهم عذابا شديدا فاتقوا الله ياولي الالبب الذين امنوا قد انزل الله اليكم ذكرا

Latin Literal

10. E addallâhu lehum azâben şedîden fettekûllâhe yâ ulîl elbâb(elbâbi), ellezîne âmenû, kad enzelallâhu ileykum zikrâ(zikren).

Türkçe Çeviri

Adetledi* Allah onlara şiddetli bir azabı; öyle ki takvalı21 olun Allah’a ey elbâb88 sahipleri; iman47 etmiş kimseler! Muhakkak indirdi Allah üzerinize bir zikir78.

Ahmed Samira Çevirisi

10 God prepared for them a strong (severe) torture, so fear and obey God you (owners) of the pure minds/hearts , those who believed, God had descended to you a reminder/remembrance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eadde adetledi أَعَدَّ عدد
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 azaben bir azab عَذَابًا عذب
5 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد
6 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي
7 llahe Allah’a اللَّهَ -
8 ya uli ey يَا أُولِي اول
9 l-elbabi mantık sahipleri الْأَلْبَابِ لبب
10 ellezine kimseler الَّذِينَ -
11 amenu iman ettiler امَنُوا امن
12 kad muhakkak قَدْ -
13 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ -
16 zikran bir zikir ذِكْرًا ذكر

Notlar

Not 1

*Sayısı belli olarak, ardışık gelecek şekilde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Elbâb Kavram 88

88 Akıl ve mantık. Analitik/rasyonel düşünme.

65. Talâk Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5226|65|11|رَّسُولًا يَتْلُوا۟ عَلَيْكُمْ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ مُبَيِّنَٰتٍ لِّيُخْرِجَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِ وَمَن يُؤْمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعْمَلْ صَٰلِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا قَدْ أَحْسَنَ ٱللَّهُ لَهُۥ رِزْقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5226|65|11|رسولا يتلوا عليكم ايت الله مبينت ليخرج الذين امنوا وعملوا الصلحت من الظلمت الي النور ومن يومن بالله ويعمل صلحا يدخله جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا قد احسن الله له رزقا

Latin Literal

11. Resûlen yetlû aleykum âyâtillâhi mubeyyinâtin li yuhricellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minez zulumâti ilen nûr(nûri), ve men yû’min billâhi ve ya’mel sâlihan yudhilhu cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), kad ahsenallâhu lehu rızkâ(rızkan).

Türkçe Çeviri

Bir resûldür418* (ki) okur sizlere Allah'ın ayetlerini454 beyanatlarla620; çıkarması için (Allah’ın) iman47 etmiş kimseleri ve sâlihât18 yapmışları karanlıklardan nura** doğru; ve kim iman47 eder Allah'a ve yapar bir sâlih777 sokar/girdirir onu (Allah) cennetlere; akar altından onun*** nehirler; ölümsüzlerdir185 orada ebediyen; muhakkak daha güzelleştirir Allah ona**** bir rızık (-la).

Ahmed Samira Çevirisi

11 A messenger, he reads/recites on you God’s evident verses/evidences , to bring/drive out those who believed and made/did the correct/righteous deeds from the darknesses to the light, and who believes with (in) God and makes/does correct/righteous deeds, He enters him (into) treed gardens/paradises, the rivers/waterways flow from beneath it, immortally/eternally in it (for) ever (E), God had bettered for him a provision .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rasulen bir resûldür (ki) رَسُولًا رسل
2 yetlu okur يَتْلُو تلو
3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
4 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 mubeyyinatin beyanatlar (-la) مُبَيِّنَاتٍ بين
7 liyuhrice çıkarması için (Allah’ın) لِيُخْرِجَ خرج
8 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
9 amenu iman etmiş امَنُوا امن
10 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
11 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
12 mine مِنَ -
13 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم
14 ila doğru إِلَى -
15 n-nuri nura النُّورِ نور
16 ve men ve kim وَمَنْ -
17 yu'min iman eder يُؤْمِنْ امن
18 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
19 ve yea'mel ve yapar وَيَعْمَلْ عمل
20 salihen bir salih صَالِحًا صلح
21 yudhilhu sokar/girdirir onu (Allah) يُدْخِلْهُ دخل
22 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
23 tecri akar تَجْرِي جري
24 min مِنْ -
25 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
26 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
27 halidine ölümsüzlerdir خَالِدِينَ خلد
28 fiha orada فِيهَا -
29 ebeden ebedidiyen أَبَدًا ابد
30 kad muhakkak قَدْ -
31 ehsene daha güzelleştirir أَحْسَنَ حسن
32 llahu Allah اللَّهُ -
33 lehu ona لَهُ -
34 rizkan bir rızık (-la) رِزْقًا رزق

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Aydınlık.***Cennetin.****Kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Sâlih Kavram 777

777 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik.

66. Tahrim Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

5233|66|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَّا يَعْصُونَ ٱللَّهَ مَآ أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5233|66|6|يايها الذين امنوا قوا انفسكم واهليكم نارا وقودها الناس والحجاره عليها مليكه غلاظ شداد لا يعصون الله ما امرهم ويفعلون ما يومرون

Latin Literal

6. Yâ eyyuhellezîne âmenû kû enfusekum ve ehlîkum nâren vakûduhân nâsu vel hicâretu aleyhâ melâiketun gılâzun şidâdun lâ ya’sûnallâhe mâ emerehum ve yef’alûne mâ yu’merûne.

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Sakındırın nefislerinizi201 ve ahalinizi568; bir ateşe834 (ki) onun* yakıtı insanlar ve taştır; üzerindedir onun* şiddetli, kaba/kalın/sert melekler737; asi gelmezler Allah’ın kendilerine emrettiğine; ve faaliyete geçirirler emredildiklerini.

Ahmed Samira Çevirisi

6 You, you those who believed, protect your selves and your families/people (from) a fire, its fuel (is) the people and the stones, on it (are) angels hard/rough , strong (severe), they do not disobey God what He ordered/commanded them, and they make/do what they are ordered/commanded.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ku sakındırın قُوا وقي
5 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
6 ve ehlikum ve ahalinizi وَأَهْلِيكُمْ اهل
7 naran bir ateşdir (ki) نَارًا نور
8 vekuduha onun yakıtı ise وَقُودُهَا وقد
9 n-nasu insanlardır النَّاسُ نوس
10 velhicaratu ve taştır وَالْحِجَارَةُ حجر
11 aleyha üzerindedir onun عَلَيْهَا -
12 melaiketun melekler مَلَائِكَةٌ ملك
13 gilazun bir kaba/kalın/sert غِلَاظٌ غلظ
14 şidadun şiddetli شِدَادٌ شدد
15 la لَا -
16 yea'sune asi gelmezler يَعْصُونَ عصي
17 llahe Allah’ın اللَّهَ -
18 ma مَا -
19 emerahum kendilerine emrettiğine أَمَرَهُمْ امر
20 veyef'alune ve faaliyete geçirirler وَيَفْعَلُونَ فعل
21 ma مَا -
22 yu'merune emredildiklerini يُؤْمَرُونَ امر

Notlar

Not 1

*Ateşin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

66. Tahrim Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

5235|66|8|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ تُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ يَوْمَ لَا يُخْزِى ٱللَّهُ ٱلنَّبِىَّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَٰنِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَآ أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَٱغْفِرْ لَنَآ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5235|66|8|يايها الذين امنوا توبوا الي الله توبه نصوحا عسي ربكم ان يكفر عنكم سياتكم ويدخلكم جنت تجري من تحتها الانهر يوم لا يخزي الله النبي والذين امنوا معه نورهم يسعي بين ايديهم وبايمنهم يقولون ربنا اتمم لنا نورنا واغفر لنا انك علي كل شي قدير

Latin Literal

8. Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes’â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Tevbe33 edin Allah'a karşı içten/samimi bir tevbe (-yle); belki de Rabbiniz4 ki kâfirlik25 eder sizden kötülüklerinizi ve sokar sizleri cennetlere (ki) akar altlarından onun** nehirler; gündür (ki) rezil etmez Allah nebiyi* ve onunla beraber iman47 etmiş kimseleri; nurları*** onların yürür/ilerler elleri arasında ve sağlarında; derler: "Rabbimiz4! Tamamla bizlere nurumuzu***; ve mağfiret319 et bizlere; doğrusu sensin her bir şey üzerine bir Kadîr177."

Ahmed Samira Çevirisi

8 You, you those who believed, repent to God, a sincere/honest (E) repentance, maybe/perhaps your Lord that He covers/substitutes from you your sins/crimes, and He makes you enter treed gardens/paradises, the rivers/waterways flow from beneath it, a day/time God does not shame/scandalize (disappoint) the prophet and those who believed with Him, their light strives/moves quickly between their hands, and at their rights , they say: "Our Lord complete for us our light, and forgive for us, that You are on every thing capable/able ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
5 ila karşı إِلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 tevbeten bir tevbe (-ile) تَوْبَةً توب
8 nesuhen bir içten/samimi نَصُوحًا نصح
9 asa belki de عَسَىٰ عسي
10 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب
11 en ki أَنْ -
12 yukeffira kâfirlik eder يُكَفِّرَ كفر
13 ankum sizden عَنْكُمْ -
14 seyyiatikum kötülüklerinizi سَيِّئَاتِكُمْ سوا
15 ve yudhilekum ve sokar sizleri وَيُدْخِلَكُمْ دخل
16 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
17 tecri akar تَجْرِي جري
18 min مِنْ -
19 tehtiha altlarından onun تَحْتِهَا تحت
20 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
21 yevme gündür (ki) يَوْمَ يوم
22 la لَا -
23 yuhzi hüzünlendirmez يُخْزِي خزي
24 llahu Allah اللَّهُ -
25 n-nebiyye nebiyi النَّبِيَّ نبا
26 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
27 amenu iman etmiş امَنُوا امن
28 meahu onunla beraber مَعَهُ -
29 nuruhum nurları/aydınlıkları نُورُهُمْ نور
30 yes'aa yürür/ilerler يَسْعَىٰ سعي
31 beyne arasında بَيْنَ بين
32 eydihim elleri أَيْدِيهِمْ يدي
33 ve bieymanihim ve sağlarında وَبِأَيْمَانِهِمْ يمن
34 yekulune derler يَقُولُونَ قول
35 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
36 etmim tamamla أَتْمِمْ تمم
37 lena bizlere لَنَا -
38 nurana nurumuzu نُورَنَا نور
39 vegfir ve mağfiret et وَاغْفِرْ غفر
40 lena bizlere لَنَا -
41 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
42 ala üzerine عَلَىٰ -
43 kulli her كُلِّ كلل
44 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
45 kadirun bir Kadîr’sin قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.**Cennetin.***Aydınlıkları, aydınlığımızı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

66. Tahrim Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5238|66|11|وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱمْرَأَتَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ٱبْنِ لِى عِندَكَ بَيْتًا فِى ٱلْجَنَّةِ وَنَجِّنِى مِن فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِۦ وَنَجِّنِى مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5238|66|11|وضرب الله مثلا للذين امنوا امرات فرعون اذ قالت رب ابن لي عندك بيتا في الجنه ونجني من فرعون وعمله ونجني من القوم الظلمين

Latin Literal

11. Ve dareballâhu meselen lillezîne âmenûmreete fir’avn(fir’avne), iz kâlet rabbibni lî indeke beyten fîl cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve darp* etti Allah bir misali/benzeri iman47 etmiş kimselere; firavunun711 karısını (ki) dediği** zaman: "Rabbim4! Bina et bana indinde/katında, bir ev cennette; ve kurtar beni firavundan711; ve yaptığından onun; ve kurtar beni zalimler257 kavminden/toplumundan."

Ahmed Samira Çevirisi

11 And God gave an example/proverb to those who believed, Pharaoh’s woman (wife) when she said: "My Lord build/construct for me at You a house/home in the Paradise and save/rescue me from Pharaoh and his deed, and save/rescue me from the nation the unjust/oppressive ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve derabe ve darp etti وَضَرَبَ ضرب
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 meselen bir misali مَثَلًا مثل
4 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
5 amenu iman etmiş امَنُوا امن
6 mraete karısını امْرَأَتَ مرا
7 fir'avne firavunun فِرْعَوْنَ -
8 iz إِذْ -
9 kalet dediği zaman قَالَتْ قول
10 rabbi Rabbim! رَبِّ ربب
11 bni bina et ابْنِ بني
12 li bana لِي -
13 indeke indinde/katında عِنْدَكَ عند
14 beyten bir ev بَيْتًا بيت
15 fi فِي -
16 l-cenneti cennette الْجَنَّةِ جنن
17 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو
18 min مِنْ -
19 fir'avne firavundan فِرْعَوْنَ -
20 ve amelihi ve yaptığından onun وَعَمَلِهِ عمل
21 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو
22 mine مِنَ -
23 l-kavmi kavminden الْقَوْمِ قوم
24 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Ortaya koydu, vurdu. Bu ortaya koyma surenin başında işaret edilen nebi Muhammed'in eşlerine de bir derstir, örnektir. Cehenneme gideceği kesin olan firavunun karısının mümin bir kadın olduğunu, Yüce Allah'a teslim olduğunu ve zulme karşı mücadele ettiğini anlarız.**Firavunun karısı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavunu. Kavram 711

711 Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavununun MÖ 1645–1629 yılları arasında yukarı Mısır'da (Teb bölgesi, Luksor) hüküm süren Sobekhotep VIII (Sekhemre Seusertawy Sobekhotep VIII) olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

72. Cin Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5447|72|2|يَهْدِىٓ إِلَى ٱلرُّشْدِ فَـَٔامَنَّا بِهِۦ وَلَن نُّشْرِكَ بِرَبِّنَآ أَحَدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5447|72|2|يهدي الي الرشد فامنا به ولن نشرك بربنا احدا

Latin Literal

2. Yehdî iler ruşdi fe âmennâ bih(bihî), ve len nuşrike bi rabbinâ ehadâ(ehaden).

Türkçe Çeviri

“Kılavuzlar* doğruya; öyle ki iman47 ettik ona**; ve asla ortak koşmayız71 Rabbimize4 birini.”

Ahmed Samira Çevirisi

2 ’It guides to the correct/right guidance, so we believed with it, and we will never/not share/make partners with our Lord anyone.’

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yehdi kılavuzlar (Kur’an) يَهْدِي هدي
2 ila إِلَى -
3 r-ruşdi doğruya الرُّشْدِ رشد
4 fe amenna öyle ki iman ettik فَامَنَّا امن
5 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
6 velen ve asla وَلَنْ -
7 nuşrike ortak koşmayız نُشْرِكَ شرك
8 birabbina Rabbimize بِرَبِّنَا ربب
9 ehaden birini أَحَدًا احد

Notlar

Not 1

*Kur’ân.**Kur’ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

72. Cin Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

5458|72|13|وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا ٱلْهُدَىٰٓ ءَامَنَّا بِهِۦ فَمَن يُؤْمِنۢ بِرَبِّهِۦ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5458|72|13|وانا لما سمعنا الهدي امنا به فمن يومن بربه فلا يخاف بخسا ولا رهقا

Latin Literal

13. Ve ennâ lemmâ semi’nel hudâ âmennâ bih(bihî), fe men yu’min bi rabbihî fe lâ yehâfu bahsen ve lâ rehekâ(rehekan).

Türkçe Çeviri

"Ve bizler* ki; ne zaman ki işittik doğru yola kılavuzu** iman47 ettik ona***; öyle ki kim iman47 eder Rabbine4; öyle ki korku duymaz bir kayba/eksilmeye; ve ne de bir aşırı talebe/isteğe."

Ahmed Samira Çevirisi

13 ’And that we, when we heard/listened (to) the guidance, we believed with (in) it, so who believes with (in) his Lord, so (he) does not fear reduction/injustice , and nor oppression/burden .’

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve enna ve ki bizler وَأَنَّا -
2 lemma ne zaman ki لَمَّا -
3 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
4 l-huda doğru yola kılavuzu (Kur'an’ı) الْهُدَىٰ هدي
5 amenna iman ettik امَنَّا امن
6 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
7 fe men öyle ki kim فَمَنْ -
8 yu'min iman eder يُؤْمِنْ امن
9 birabbihi Rabbine بِرَبِّهِ ربب
10 fela öyle ki فَلَا -
11 yehafu korku duymaz يَخَافُ خوف
12 behsen bir kayba/eksilmeye بَخْسًا بخس
13 ve la ve ne de وَلَا -
14 rahekan bir aşırı talebe/isteğe رَهَقًا رهق

Notlar

Not 1

*Cinler.**Kur’ân'ı.***Kur’ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

83. Mutaffifin Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

5875|83|29|إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ كَانُوا۟ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يَضْحَكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5875|83|29|ان الذين اجرموا كانوا من الذين امنوا يضحكون

Latin Literal

29. İnnellezîne ecremû kânû minellezîne âmenû yadhakûn(yadhakûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu cürüm* işlemiş kimseler olmuşlardı iman47 etmiş kimselere gülenler/alay edenler.

Ahmed Samira Çevirisi

29 That truly those who committed crimes/sins were laughing/wondering from (about) those who believed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 ecramu cürüm işlediler أَجْرَمُوا جرم
4 kanu oldular كَانُوا كون
5 mine مِنَ -
6 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
7 amenu iman etmiş امَنُوا امن
8 yedhakune gülüyorlardı/alay ediyorlardı يَضْحَكُونَ ضحك

Notlar

Not 1

*Suç.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

83. Mutaffifin Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

5880|83|34|فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5880|83|34|فاليوم الذين امنوا من الكفار يضحكون

Latin Literal

34. Felyevmellezîne âmenû minel kuffârı yadhakûn(yadhakûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki bugün iman47 etmiş kimseler kâfirlere25 gülerler/alay ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

34 So the day/today those who believed are laughing/wondering from (about) the disbelievers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felyevme öyle ki bu gün فَالْيَوْمَ يوم
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 mine مِنَ -
5 l-kuffari kâfirlere الْكُفَّارِ كفر
6 yedhakune gülerler/alay ederler يَضْحَكُونَ ضحك

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

84. İnşikak Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

5902|84|20|فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5902|84|20|فما لهم لا يومنون

Latin Literal

20. Fe mâ lehum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nedir onlara (ki) iman47 etmezler?

Ahmed Samira Çevirisi

20 So why (is it) for them, they do not believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fema öyle ki nedir فَمَا -
2 lehum onlara (ki) لَهُمْ -
3 la لَا -
4 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

84. İnşikak Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

5907|84|25|إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۭ

Arapça Metin (Harekesiz)

5907|84|25|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم اجر غير ممنون

Latin Literal

25. İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; onlaradır bir ecir820; olmayan bir kesinti/zayıflama851.

Ahmed Samira Çevirisi

25 Except those who believed and made/did the correct/righteous deeds, for them (is) a reward not obligated/interrupted

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışındadır إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 lehum onlaradır لَهُمْ -
7 ecrun bir ecir أَجْرٌ اجر
8 gayru olmayan غَيْرُ غير
9 memnunin bir kesinti/zayıflama مَمْنُونٍ منن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

85. Bürûc Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

5915|85|8|وَمَا نَقَمُوا۟ مِنْهُمْ إِلَّآ أَن يُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَمِيدِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5915|85|8|وما نقموا منهم الا ان يومنوا بالله العزيز الحميد

Latin Literal

8. Ve mâ nekamû minhum illâ en yu’minû billâhil azîzil hamîd(hamîdi).

Türkçe Çeviri

Ve intikam almış değillerdi* onlardan** dışında*** ki iman47 ederler Azîz37; Hamîd107 Allah'a.

Ahmed Samira Çevirisi

8 And they did not revenge/punish from them except (because) that (E) they believe with (in) God, the glorious/mighty , the praiseworthy/commendable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildi وَمَا -
2 nekamu intikam aldılar نَقَمُوا نقم
3 minhum onlardan مِنْهُمْ -
4 illa dışında إِلَّا -
5 en ki أَنْ -
6 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُوا امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 l-azizi Azîz الْعَزِيزِ عزز
9 l-hamidi Hamîd الْحَمِيدِ حمد

Notlar

Not 1

*Müşrikler ve kâfirler.**Müminlerden.***Geçerli/haklı/gerçek bir intikam nedenleri yoktu. Durup dururken, sadece iman etmiş olmaları nedeniyle müminlerden intikam almaya kalktılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Hamîd Kavram 107

107 En yüce övgüye/methedilmeye değer.

85. Bürûc Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5918|85|11|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

5918|85|11|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم جنت تجري من تحتها الانهر ذلك الفوز الكبير

Latin Literal

11. İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), zâlikel fevzul kebîr(kebîru).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; onlaradır cennetler (ki) akar altından onun* nehirler; işte bu; büyük fevzdir768.

Ahmed Samira Çevirisi

11 That truly those who believed and made/did the correct/righteous deeds, for them (are) treed gardens/paradises the rivers/waterways flow from below it, that is the winning/success , the great .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 lehum onlardır لَهُمْ -
7 cennatun cennetler جَنَّاتٌ جنن
8 tecri akar تَجْرِي جري
9 min مِنْ -
10 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
11 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
12 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
13 l-fevzu fevzdir الْفَوْزُ فوز
14 l-kebiru büyük الْكَبِيرُ كبر

Notlar

Not 1

*Cennetin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Fevz Kavram 768

768 Başarı, zafer.

90. Beled Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

6038|90|17|ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلْمَرْحَمَةِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6038|90|17|ثم كان من الذين امنوا وتواصوا بالصبر وتواصوا بالمرحمه

Latin Literal

17. Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhame(merhameti).

Türkçe Çeviri

Sonra oldu (o) kimselerden (ki) iman47 ettiler; ve tavsiye ettiler sabrı51; ve tavsiye ettiler merhameti829.

Ahmed Samira Çevirisi

17 Then he was from those who believed and directed/commanded each other with the patience, and directed/commanded each other with the mercy/compassion .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

95. Tin Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

6102|95|6|إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

6102|95|6|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت فلهم اجر غير ممنون

Latin Literal

6. İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; öyle ki onlaradır bir ecir820 olmayan bir kesinti/zayıflama851.

Ahmed Samira Çevirisi

6 Except those who believed and made/did the correct/righteous deeds, so for them (is) a not interrupted/weakened reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışındadır إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ -
7 ecrun bir ecir أَجْرٌ اجر
8 gayru olmayan غَيْرُ غير
9 memnunin bir kesinti/zayıflama مَمْنُونٍ منن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

98. Beyyine Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

6135|98|7|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمْ خَيْرُ ٱلْبَرِيَّةِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6135|98|7|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت اوليك هم خير البريه

Latin Literal

7. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ulâike hum hayrul beriyyeh(beriyyeti).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; işte bunlar; onlar hayırlısıdır yaratılanın.

Ahmed Samira Çevirisi

7 That truly those who believed and made/did the correct/righteous deeds, those, they are the creation’s best.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح
6 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
7 hum onlar هُمْ -
8 hayru hayırlısı خَيْرُ خير
9 l-beriyyeti yaratılanın الْبَرِيَّةِ برا

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

103. Asr Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

6177|103|3|إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلْحَقِّ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلصَّبْرِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6177|103|3|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت وتواصوا بالحق وتواصوا بالصبر

Latin Literal

3. İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr(sabrı).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve tavsiye ettiler hakkı/gerçeği; ve tavsiye ettiler sabrı51.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Except those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and directed/commanded with the truth/just , and directed/commanded with the patience.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışındadır إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
6 ve tevasav ve tavsiye ettiler وَتَوَاصَوْا وصي
7 bil-hakki hakkı/gerçeği بِالْحَقِّ حقق
8 ve tevasav ve tavsiye ettiler وَتَوَاصَوْا وصي
9 bis-sabri sabrı بِالصَّبْرِ صبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 47: iman

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: iman

Kavram No: 47

Kısa Açıklama: 47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 320

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimselerdir * (ki) iman 47 ederler gayba 62 **; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve rızıklandırdığımızdan onları infak 6 ederler.

Arapça: 10|2|3|الذين يومنون بالغيب ويقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Bakara Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve kimselerdir * (ki) iman 47 ederler sana indirilmişe ** ; ve senden önce indirilmişe *** ; ve âhirete 774 (de) onlar yakınlaşırlar/kesinleşirler **** .

Arapça: 11|2|4|والذين يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك وبالاخره هم يوقنون

Bakara Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler * (ki) kâfirlik 25 ettiler; aynı seviyedir/farksızdır onlara uyarsan ** da onları ya da asla uyarmasan ** da; iman 47 etmezler *** .

Arapça: 13|2|6|ان الذين كفروا سوا عليهم انذرتهم ام لم تنذرهم لا يومنون

Bakara Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ve insanlardan kimi * der: “İman 47 ettik Allah'a ve âhiret 774 gününe ** ”; ve (oysa) değildir *** onlar * müminler 27 .

Arapça: 15|2|8|ومن الناس من يقول امنا بالله وباليوم الاخر وما هم بمومنين

Bakara Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Aldatmaya * bakarlar Allah'ı ve iman 47 etmiş kimseleri; ve (oysa) aldatmaya * bakar değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve değillerdir şuurlanırlar ** .

Arapça: 16|2|9|يخدعون الله والذين امنوا وما يخدعون الا انفسهم وما يشعرون

Bakara Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve denildiği zaman onlara * ; iman 47 edin iman 47 etmiş insanlar ** gibi; dediler: “İman 47 eder miyiz (hiç) iman 47 etmiş ahmaklar/aptallar *** gibi”; değil mi ki doğrusu onlar, kendileri ahmaklardır/aptallardır **** ; fakat bilmezler.

Arapça: 20|2|13|واذا قيل لهم امنوا كما امن الناس قالوا انومن كما امن السفها الا انهم هم السفها ولكن لا يعلمون

Bakara Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Ve karşılaştıkları * zaman iman 47 etmiş ** kimselere dediler * : “İman 47 ettik”; ve yalnız kaldıkları zaman şeytânlarıyla 29 dediler * : “Doğrusu bizler beraberiz sizlerle; ancak bizler alay edenleriz *** .”

Arapça: 21|2|14|واذا لقوا الذين امنوا قالوا امنا واذا خلوا الي شيطينهم قالوا انا معكم انما نحن مستهزون

Bakara Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve müjdele kimseleri (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ki onlaradır cennetler; akar altından onun nehirler; her rızıklandırıldıklarında ondan * , meyveden; bir rızık (olarak); dediler: “Bu ki rızıklandırıldığımızdır önceden ** ”; ve (oysa) verilmişlerdi onun benzeri; ve onlaradır orada * eşler 184 ; temiz kılınmış; ve onlar orada ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 32|2|25|وبشر الذين امنوا وعملوا الصلحت ان لهم جنت تجري من تحتها الانهر كلما رزقوا منها من ثمره رزقا قالوا هذا الذي رزقنا من قبل واتوا به متشبها ولهم فيها ازوج مطهره وهم فيها خلدون

Bakara Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Doğrusu Allah çekinmez; ki vurur/ortaya koyar bir misal/örnek; bir sivrisineği 186 ; öyle ki onun üstündekini (de) 186 ; öyle ki ancak iman 47 etmiş kimseler; böylece bilirler ki o (örnek) haktır/gerçektir Rablerinden 4 ; ve ancak kâfirlik 25 etmiş kimseler; öyle ki derler: “Neyi amaçladı/arzuladı Allah bu misalle/örnekle?”; saptırır (Allah) onunla (örnekle) bir çoğunu; ve doğru yola kılavuzlar onunla (örnekle) bir çoğunu; ve saptırır değildir (Allah) onunla (örnekle); ancak fâsıkları 38 .

Arapça: 33|2|26|ان الله لا يستحي ان يضرب مثلا ما بعوضه فما فوقها فاما الذين امنوا فيعلمون انه الحق من ربهم واما الذين كفروا فيقولون ماذا اراد الله بهذا مثلا يضل به كثيرا ويهدي به كثيرا وما يضل به الا الفسقين

Bakara Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ve iman 47 edin indirdiğime (Kur'ân'a); bir musaddıktır 140 sizlerin yanındakine (Tevrât’a); ve olmayın ilk kâfir 25 ona * ; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve sadece bana; öyle ki takvalı 21 olun (sadece) bana.

Arapça: 48|2|41|وامنوا بما انزلت مصدقا لما معكم ولا تكونوا اول كافر به ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا وايي فاتقون

Bakara Suresi - Ayet 62

Türkçe Meal: Doğrusu iman 47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş 267 kimseler; ve Nasârâlılar 268 ; ve Sâbiîler 266 ; kim iman etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât 18 ; öyle ki onlaradır ecirleri 820 Rableri 4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler 269 .

Arapça: 69|2|62|ان الذين امنوا والذين هادوا والنصري والصبين من امن بالله واليوم الاخر وعمل صلحا فلهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Bakara Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Tamah * mı edersiniz ki iman 47 ederler sizlere? Muhakkak ki bir fırka/grup onlardan işitir oldular Allah'ın kelamını/sözünü ** ; sonra tahrif 276 ettiler onu (kelamı/sözü); akletmelerinin 562 ardından onu (kelamı/sözü); ve onlar bilenlerdir *** .

Arapça: 82|2|75|افتطمعون ان يومنوا لكم وقد كان فريق منهم يسمعون كلم الله ثم يحرفونه من بعد ما عقلوه وهم يعلمون

Bakara Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: Ve karşılaştıkları zaman iman 47 etmiş kimselere; dediler: ”İman 47 ettik”; ve yalnız kaldığı zaman; bazısı onların bazısına doğru dediler: ”Onlara Allah'ın sizlere açtığını * mı söylersiniz ** ? Tartışarak mağlup etmeleri *** için sizleri onunla (Allah'ın açtığıyla) Rabbinizin indinde/katında”; öyleyse akletmez 562 misiniz **** ?

Arapça: 83|2|76|واذا لقوا الذين امنوا قالوا امنا واذا خلا بعضهم الي بعض قالوا اتحدثونهم بما فتح الله عليكم ليحاجوكم به عند ربكم افلا تعقلون

Bakara Suresi - Ayet 82

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; işte bunlar; yoldaşlarıdır cennet; onlar orada (cennette) ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 89|2|82|والذين امنوا وعملوا الصلحت اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Bakara Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi 201 ; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman 47 edersiniz bir kısmına kitabın * ve kâfirlik 25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil 310 yaptıklarınızdan.

Arapça: 92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Bakara Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Ve dediler: "Kalplerimiz örtülenlerdir/sarılanlardır 175 " evet! mutlak lanetledi 280 onları Allah kâfirlikleriyle 25 ; öyle ki pek azdır * iman 47 ettikleri.

Arapça: 95|2|88|وقالوا قلوبنا غلف بل لعنهم الله بكفرهم فقليلا ما يومنون

Bakara Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Ve denildiği zaman onlara: “İman 47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman 47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik 25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine * ; ve o ** haktır/gerçektir; bir musaddıktır 140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz 35 Allah'ın nebilerini 132 daha önceden; eğer olduysanız müminler 27 ?”

Arapça: 98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 100

Türkçe Meal: Değil mi ki ne zaman ahitleştiler/sözleştiler bir ahde/sözleşmeye; savurup fırlattı onu bir fırka/grup onlardan; evet! Çokları onların iman 47 etmezler.

Arapça: 107|2|100|اوكلما عهدوا عهدا نبذه فريق منهم بل اكثرهم لا يومنون

Bakara Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Ve eğer ki onlar iman 47 etselerdi; ve takvalı 21 olsalardı; mutlak ki sevaptı * Allah'ın indinden/katından; bir hayır (da); eğer olsaydılar bilirler.

Arapça: 110|2|103|ولو انهم امنوا واتقوا لمثوبه من عند الله خير لو كانوا يعلمون

Bakara Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: * Ey iman 47 etmiş kimseler! Demeyin “güt ** bizleri”; ve deyin “bak/ilgi göster *** bizlere”; ve işitin; ve kâfirler 25 içindir elim/acıklı bir azap.

Arapça: 111|2|104|يايها الذين امنوا لا تقولوا رعنا وقولوا انظرنا واسمعوا وللكفرين عذاب اليم

Bakara Suresi - Ayet 108

Türkçe Meal: Ya da arzularsınız/istersiniz ki sual edersiniz/sorarsınız resûlünüze 418 *; Musa’nın sual edildiği/sorulduğu gibi önceden; ve kim değiştirir kâfirliği 25 imanla 47 ; öyle ki mutlak saptırdı (o) dümdüz yolu 553 .

Arapça: 115|2|108|ام تريدون ان تسلوا رسولكم كما سيل موسي من قبل ومن يتبدل الكفر بالايمن فقد ضل سوا السبيل

Bakara Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: İster kitap ehlinden 135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan 47 sonra kâfirlere 25 ; bir hasettir 208 nefislerinin 201 yanından; beyan/deklere 226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 121

Türkçe Meal: Kimseler (ki) verdik onlara kitap * ; okurlar onu * ; hak/gerçek ** okumayla onu * ; işte bunlar; iman 47 ederler ona * ; ve kim kâfirlik 25 eder ona * ; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar/kaybedenler.

Arapça: 128|2|121|الذين اتينهم الكتب يتلونه حق تلاوته اوليك يومنون به ومن يكفر به فاوليك هم الخسرون

Bakara Suresi - Ayet 126

Türkçe Meal: Ve dediği zaman İbrahim: “Rabbim! 4 Yap bunu (bu beldeyi) güvenli bir belde 832 ; ve rızıklandır ahalisini onun; meyvelerden; onlardan Allah'a ve ahiret gününe iman 47 etmiş kimseye”; dedi (Allah) “ve kim kâfirlik 25 etti öyle ki metalandırırım 54 onu biraz; sonra zorlarım onu ateş azabına doğru; ve yıkım (yeri) oldu (o) varış yeri.

Arapça: 133|2|126|واذ قال ابرهم رب اجعل هذا بلدا امنا وارزق اهله من الثمرت من امن منهم بالله واليوم الاخر قال ومن كفر فامتعه قليلا ثم اضطره الي عذاب النار وبيس المصير

Bakara Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Deyin ki: “İman 47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe * ; ve indirilmişe İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilene Mûsâ'ya; ve Îsâ'ya; ve verilene nebilere 132 Rablerinden 4 ; ayırmayız 438 arasını onlardan ** birinin 308 ; ve bizler O'na *** müslimiz 45 .”

Arapça: 143|2|136|قولوا امنا بالله وما انزل الينا وما انزل الي ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي وما اوتي النبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Bakara Suresi - Ayet 137

Türkçe Meal: Öyle ki eğer iman 47 ettilerse iman 47 ettiğinizin misli 870 (gibi) ona * ; öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer sırt çevirdilerse; öyle ki doğrusu ancak onlar bölünme/parçalanma içindedir; öyle ki kâfi/yeterli gelecektir Allah sana onlara karşı; ve O (Allah) Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 144|2|137|فان امنوا بمثل ما امنتم به فقد اهتدوا وان تولوا فانما هم في شقاق فسيكفيكهم الله وهو السميع العليم

Bakara Suresi - Ayet 143

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; yaptık sizleri bir ümmet 305 ; vasat/orta/hayırlı; olmanız için şahitler/tanıklar insanlar üzerine; ve olması için resûlün 418 sizlere bir şahit/tanık; ve yapmış değiliz bir kıble 14 ki oldunuz üzerinde onun; ancak belli etmek/bilmek için resûle 418 tabi olan kimseyi kimseden; döner üzerinde iki topuğu; ve doğrusu oldu o (kıble) mutlak bir büyük (yük); dışında kimseye (ki) kılavuzladı doğru yola Allah; ve olmuş değildir Allah giderir/boşa çıkarır imanınızı 47 sizlerin; doğrusu Allah insanlara mutlak Raûf'tur 15 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 150|2|143|وكذلك جعلنكم امه وسطا لتكونوا شهدا علي الناس ويكون الرسول عليكم شهيدا وما جعلنا القبله التي كنت عليها الا لنعلم من يتبع الرسول ممن ينقلب علي عقبيه وان كانت لكبيره الا علي الذين هدي الله وما كان الله ليضيع ايمنكم ان الله بالناس لروف رحيم

Bakara Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yardım/destek isteyin sabırla 51 ; ve salâtla 5 ; doğrusu Allah birliktedir sabredenlerle 51 .

Arapça: 160|2|153|يايها الذين امنوا استعينوا بالصبر والصلوه ان الله مع الصبرين

Bakara Suresi - Ayet 165

Türkçe Meal: Ve insanlardan kim tutar/edinir Allah'ın astından eşitler/denkler (ki) severler onları sever gibi Allah'ı; ve iman 47 etmiş kimseler (ise) şiddetlidir sevgide Allah’a; ancak, görür zulmetmiş kimseler gördükleri zaman azabı ki kuvvet/güç Allah'adır topluca; ve doğrusu Allah şiddetlidir azapta.

Arapça: 172|2|165|ومن الناس من يتخذ من دون الله اندادا يحبونهم كحب الله والذين امنوا اشد حبا لله ولو يري الذين ظلموا اذ يرون العذاب ان القوه لله جميعا وان الله شديد العذاب

Bakara Suresi - Ayet 172

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yiyin sizleri rızıklandırdığımızın iyilerinden/güzellerinden; ve şükredin 43 Allah'a eğer olduysanız sadece O'na kulluk 46 ederler.

Arapça: 179|2|172|يايها الذين امنوا كلوا من طيبت ما رزقنكم واشكروا لله ان كنتم اياه تعبدون

Bakara Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye 14 ; fakat erdem kimsededir (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba * ve nebilere 132 ; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir 51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri 21 .

Arapça: 184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Bakara Suresi - Ayet 178

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katletmelerde yazıldı üzerinize kısas 320 ; hür hüredir; köle köleyedir; kadın kadınadır; öyle ki kim affedildi; kardeşinden ona bir şey (affetme); öyle ki bir tabi* olmadır marufa 291 ; ve bir ödemedir ** ona güzellikle; işte bu bir hafifletmedir Rabbinizden; ve rahmettir; öyle ki kim sınırı aşarsa bunun sonrası onadır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 185|2|178|يايها الذين امنوا كتب عليكم القصاص في القتلي الحر بالحر والعبد بالعبد والانثي بالانثي فمن عفي له من اخيه شي فاتباع بالمعروف وادا اليه باحسن ذلك تخفيف من ربكم ورحمه فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Bakara Suresi - Ayet 186

Türkçe Meal: Ve sual ettiği/sorduğu zaman sana kullarım benden; öyle ki doğrusu ben yakınım 323 ; cevap veririm duacının/çağırıcının duasına/çağrısına dua ettiği zaman bana; öyleyse cevap versinler 324 bana; ve iman 47 etsinler bana; belki onlar doğru/olgun yola ulaşırlar.

Arapça: 193|2|186|واذا سالك عبادي عني فاني قريب اجيب دعوه الداع اذا دعان فليستجيبوا لي وليومنوا بي لعلهم يرشدون

Bakara Suresi - Ayet 208

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Girin İslam’a 218 ; istisnasız olarak tümden; ve tabi olmayın şeytânın 29 * adımlarına; doğrusu o (şeytan) sizlere apaçık bir düşmandır.

Arapça: 215|2|208|يايها الذين امنوا ادخلوا في السلم كافه ولا تتبعوا خطوت الشيطن انه لكم عدو مبين

Bakara Suresi - Ayet 212

Türkçe Meal: Süslendi kâfirlik 25 etmiş kimselere dünya hayatı; ve dudak bükerler (kâfirler) iman 47 etmiş kimselerden ve takvalı 21 olmuş kimselerden; (oysa) üstündedirler onların (kâfirlerin) kıyamet gününde 148 ; ve Allah rızıklandırır dilediği kimseyi olmadan bir hesap.

Arapça: 219|2|212|زين للذين كفروا الحيوه الدنيا ويسخرون من الذين امنوا والذين اتقوا فوقهم يوم القيمه والله يرزق من يشا بغير حساب

Bakara Suresi - Ayet 213

Türkçe Meal: İnsanlar bir tek ümmet 305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri 132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı * hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan 352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman 47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Arapça: 220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Bakara Suresi - Ayet 214

Türkçe Meal: Ya da hesapladınız/düşündünüz ki girersiniz cennete; ve (sandınız ki) asla gelir değildir sizlere kimselerin misali/örneği/benzeri; geçtiler sizlerden önce; (oysa) dokundu onlara sıkıntı/ıstırap/biçarelik ve darlık; ve sarsıldılar; ta ki der ki resûl 418 ve onunla (resûlle) birlikte iman 47 etmiş kimseler: "Ne zamandır Allah'ın yardımı”; değil mi (ki) doğrusu Allah'ın yardımı yakındır?

Arapça: 221|2|214|ام حسبتم ان تدخلوا الجنه ولما ياتكم مثل الذين خلوا من قبلكم مستهم الباسا والضرا وزلزلوا حتي يقول الرسول والذين امنوا معه متي نصر الله الا ان نصر الله قريب

Bakara Suresi - Ayet 218

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve kimseler (ki) hicret ettiler 355 ; ve cihat 356 ettiler Allah yolunda 336 ; işte bunlardır; umarlar rahmetini Allah'ın; ve Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 20 .

Arapça: 225|2|218|ان الذين امنوا والذين هاجروا وجهدوا في سبيل الله اوليك يرجون رحمت الله والله غفور رحيم

Bakara Suresi - Ayet 221

Türkçe Meal: Ve nikahlamayın 744 * müşrik 36 kadınları ta ki iman 47 ederler; ve hizmetçi mümin 27 bir kadın hayırlıdır bir müşrik 36 kadından; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o kadın) sizleri; ve nikahlamayın 744 ** müşrik 36 erkekleri ta ki iman 47 ederler; ve mutlak ki köle mümin 27 bir erkek hayırlıdır bir müşrik 36 erkekten; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o erkek) sizleri; işte bunlar; çağırırlar ateşe doğru; ve Allah çağırır cennete doğru; ve mağfirete O’nun izniyle; ve beyan eder (Allah) ayetlerini insanlara; belki onlar zikrederler/hatırlarlar.

Arapça: 228|2|221|ولا تنكحوا المشركت حتي يومن ولامه مومنه خير من مشركه ولو اعجبتكم ولا تنكحوا المشركين حتي يومنوا ولعبد مومن خير من مشرك ولو اعجبكم اوليك يدعون الي النار والله يدعوا الي الجنه والمغفره باذنه ويبين ايته للناس لعلهم يتذكرون

Bakara Suresi - Ayet 228

Türkçe Meal: Ve boşanmışlar (kadınlar) bekletirler nefislerini üç mens/âdet; ve helal olmaz onlara ki gizlerler Allah'ın rahimlerinde yarattığını; eğer olduysalar iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ve kocalarına daha haktır döndürmeye onları (kadınları) bunun içinde (bekleme süresinde) eğer istedilerse bir ıslah 316 ; ve onlaradır (kadınlaradır) benzeri (erkeklere verilen hak) ki onlar (kadınlar) üzerine maruf 291 (olan); ve adamlar içindir onlar (kadınlar) üzerine bir derece * ; ve Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 235|2|228|والمطلقت يتربصن بانفسهن ثلثه قرو ولا يحل لهن ان يكتمن ما خلق الله في ارحامهن ان كن يومن بالله واليوم الاخر وبعولتهن احق بردهن في ذلك ان ارادوا اصلحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجه والله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 232

Türkçe Meal: Ve boşadığınız zaman kadınları; öyle ki ulaştılar ecellerine * ; öyle ki engellemeyin onları ki nikahlanırlar 744 (kadınlar) eşleriyle**; razı oldukları zaman aralarında marufla 291 ; işte budur; vaaz 653 edildi onunla sizlerden iman 47 eder olmuş kimseye Allah'a ve ahiret gününe; bu daha uygun/doğrudur sizlere ve daha temizdir; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.

Arapça: 239|2|232|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فلا تعضلوهن ان ينكحن ازوجهن اذا ترضوا بينهم بالمعروف ذلك يوعظ به من كان منكم يومن بالله واليوم الاخر ذلكم ازكي لكم واطهر والله يعلم وانتم لا تعلمون

Bakara Suresi - Ayet 253

Türkçe Meal: İşte şunlar; resûllerdir 418 ; öyle ki faziletli kıldık onların bir kısmını onlardan bir kısma karşı; kimine kelam etti Allah; ve yükseltti (Allah) bir kısmını onların derecelerle; ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanatlar; ve destekledik onu (Îsa'yı) kutsal ruhla; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş olmazdı onların sonrasında (gelen) kimseler; onlara gelen beyanatlar sonrasında; velakin/fakat ihtilafa düştüler; öyle ki onlardan kimi iman 47 etti ve onlardan kimi kâfirlik 25 etti; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş 35 olmazlardı; velakin/fakat Allah faaliyete geçirir dilediğini.

Arapça: 260|2|253|تلك الرسل فضلنا بعضهم علي بعض منهم من كلم الله ورفع بعضهم درجت واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس ولو شا الله ما اقتتل الذين من بعدهم من بعد ما جاتهم البينت ولكن اختلفوا فمنهم من امن ومنهم من كفر ولو شا الله ما اقتتلوا ولكن الله يفعل ما يريد

Bakara Suresi - Ayet 254

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İnfak 6 edin rızıklandırdığımızdan sizleri; önceden ki gelir bir gün; olmaz bir alışveriş onda; ve (de) bir dostluk; ve (de) bir şefaat 114 ; ve kâfirleredir 25 ; (ki) onlar zalimlerdir.

Arapça: 261|2|254|يايها الذين امنوا انفقوا مما رزقنكم من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خله ولا شفعه والكفرون هم الظلمون

Bakara Suresi - Ayet 256

Türkçe Meal: Yoktur ikrâh 374 dinde 122 ; muhakkak beyan 226 oldu doğruluk sapkınlıktan; öyle ki kim kâfirlik 25 eder tâgûta 375 ; ve iman 47 eder Allah'a; muhakkak ki kaptı sapasağlam bir kulp; yoktur çatlak ona; ve Allah Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 263|2|256|لا اكراه في الدين قد تبين الرشد من الغي فمن يكفر بالطغوت ويومن بالله فقد استمسك بالعروه الوثقي لا انفصام لها والله سميع عليم

Bakara Suresi - Ayet 257

Türkçe Meal: Allah velisidir 28 iman 47 etmiş kimselerin; çıkarır (Allah) onları karanlıklardan nura/aydınlığa doğru; ve kâfirlik 25 etmiş kimselerin kendi velileri 28 tâgûttur 375 ; çıkarırlar onları nurdan/aydınlıktan karanlıklara doğru; işte bunlar; ateş ashâbıdır 194 ; onlar orada * ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 264|2|257|الله ولي الذين امنوا يخرجهم من الظلمت الي النور والذين كفروا اولياوهم الطغوت يخرجونهم من النور الي الظلمت اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Bakara Suresi - Ayet 260

Türkçe Meal: Ve dediği zaman İbrahim: "Rabbim 4 ! Göster bana; nasıl canlandırırsın ölüleri"; dedi (Allah): "Yoksa asla iman 47 etmez misin? "; dedi (İbrahim): "Evet! (iman ettim); velakin/fakat mutmain 377 olması içindir kalbimin"; dedi (Allah): "Öyleyse tut dördünü kuştan; öyle ki meylettir * onları (dördünü) kendine; sonra koy her bir dağın üzerine onlardan (dördünden) bir parça/cüz; sonra çağır onları (dördünü); gelirler (dördü) sana bir ivedi hareketlenme (-yle); ve bil ki Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 267|2|260|واذ قال ابرهم رب ارني كيف تحي الموتي قال اولم تومن قال بلي ولكن ليطمين قلبي قال فخذ اربعه من الطير فصرهن اليك ثم اجعل علي كل جبل منهن جزا ثم ادعهن ياتينك سعيا واعلم ان الله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 264

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Boşa çıkarmayın sadakalarınızı 378 ; minnetle * (minnete neden olarak) ve eziyetle ** (eziyete neden olarak); kimse gibi (ki) infak 6 eder malını insanlara gösteriş (-le) ; iman 47 etmez Allah'a ve ahiret gününe; öyle ki misali onun (kimsenin) misali gibidir saf/düz bir kaya; üzerinde onun (kayanın) turabin/toz; öyle ki isabet eder ona (kayaya) bir sağanak ; öyle ki bırakır onu semsert/yaşamsız; güç yetiremez (o kimse) kazandıklarından bir şey üzerine; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler 25 kavmini/toplumunu.

Arapça: 271|2|264|يايها الذين امنوا لا تبطلوا صدقتكم بالمن والاذي كالذي ينفق ماله ريا الناس ولا يومن بالله واليوم الاخر فمثله كمثل صفوان عليه تراب فاصابه وابل فتركه صلدا لا يقدرون علي شي مما كسبوا والله لا يهدي القوم الكفرين

Bakara Suresi - Ayet 267

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İnfak 6 edin iyilerinden kazandıklarınızın; ve çıkardığımızdan sizlere yerden; kalkışmayın/yeltenmeyin kötüsüne ondan (ki) infak 6 edersiniz; ve olmayın edinenler onu ancak ki göz kapatırsınız * ona (infak edilene); ve bilin ki doğrusu Allah Ganiyy’dir 106 ; Hamîd’tir 107 .

Arapça: 274|2|267|يايها الذين امنوا انفقوا من طيبت ما كسبتم ومما اخرجنا لكم من الارض ولا تيمموا الخبيث منه تنفقون ولستم باخذيه الا ان تغمضوا فيه واعلموا ان الله غني حميد

Bakara Suresi - Ayet 277

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve verdiler zekâtı 10 ; onlaradır ecirleri 820 Rablerinin 4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Arapça: 284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Bakara Suresi - Ayet 278

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Takvalı 21 olun Allah’a; ve bırakın * neyse bakiye ribadan 383 ; eğer olduysanız müminler.

Arapça: 285|2|278|يايها الذين امنوا اتقوا الله وذروا ما بقي من الربوا ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 282

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip/yazıcı adaletle 680 ; geri çevirmesin/reddetmesin kâtip/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi * ; öyle ki yazsın ve dikte etsin ** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı 21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa/acizse ya da o tabi olamazsa/güç yetiremezse dikte etmeye ** ; öyle ki dikte etsin ** velisi onun adaletle 680 ; ve şahit/tanık edin iki şahidi/tanığı adamlarınızdan/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam/erkek; öyle ki bir adam/erkek ve iki kadın 384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine 384 ; ve geri çevirmesin/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde/katında; ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır şahitliğe/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret *** ; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit/tanık tutun alışveriş ettiğiniz **** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip/yazan; ve de şahit/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır 38 sizlere; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.

Arapça: 289|2|282|يايها الذين امنوا اذا تداينتم بدين الي اجل مسمي فاكتبوه وليكتب بينكم كاتب بالعدل ولا ياب كاتب ان يكتب كما علمه الله فليكتب وليملل الذي عليه الحق وليتق الله ربه ولا يبخس منه شيا فان كان الذي عليه الحق سفيها او ضعيفا او لا يستطيع ان يمل هو فليملل وليه بالعدل واستشهدوا شهيدين من رجالكم فان لم يكونا رجلين فرجل وامراتان ممن ترضون من الشهدا ان تضل احديهما فتذكر احديهما الاخري ولا ياب الشهدا اذا ما دعوا ولا تسموا ان تكتبوه صغيرا او كبيرا الي اجله ذلكم اقسط عند الله واقوم للشهده وادني الا ترتابوا الا ان تكون تجره حاضره تديرونها بينكم فليس عليكم جناح الا تكتبوها واشهدوا اذا تبايعتم ولا يضار كاتب ولا شهيد وان تفعلوا فانه فسوق بكم واتقوا الله ويعلمكم الله والله بكل شي عليم

Bakara Suresi - Ayet 285

Türkçe Meal: İman 47 etti resûl 418 Rabbinden 4 kendisine indirilmişe; ve müminler 27 ; hepsi iman 47 etti Allah'a; ve meleklerine; ve kitaplarına; ve resûllerine 418 ; "ayırmayız resûllerinden 418 birinin arasını"; ve dediler: "İşittik; ve itaat ettik; senin mağfiretin 319. Rabbimiz 4 !; ve sanadır dönüş yeri."

Arapça: 292|2|285|امن الرسول بما انزل اليه من ربه والمومنون كل امن بالله ومليكته وكتبه ورسله لا نفرق بين احد من رسله وقالوا سمعنا واطعنا غفرانك ربنا واليك المصير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: O ki indirdi sana kitabı * ; ondan (kitaptan) ayetler muhkemlenmiştir 392 ; onlar (muhkemlenmiş ayetler) anasıdır ** kitabın * ; ve diğerleri (diğer ayetler) müteşabihlerdir 90 ; öyle ki ancak kalplerinde bir eğrilik (olan) kimseler; öyle ki tabi olurlar ondan (kitaptan) müteşabihleşene 90 ; aranandır (o kimse) fitne 332 ; ve (fitneyi) aranandır (o kimse) onun (kitabın) tevilinde 401 ; ve bilir değildir onun (kitabın) tevilini 401 Allah ve ilimde derinleşenler/sağlam kök salanlar dışında; derler: "İman 47 ettik ona * (kitaba); hepsi Rabbimiz 4 katındandır/indindendir"; zikreder/hatırlar değildir mantık sahipleri haricinde.

Arapça: 300|3|7|هو الذي انزل عليك الكتب منه ايت محكمت هن ام الكتب واخر متشبهت فاما الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشبه منه ابتغا الفتنه وابتغا تاويله وما يعلم تاويله الا الله والرسخون في العلم يقولون امنا به كل من عند ربنا وما يذكر الا اولوا الالبب

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: Kimseler (ki) derler: "Rabbimiz 4 ! Doğrusu bizler iman 47 ettik; öyle ki mağfiret 319 et bizlere günahlarımızı; ve sakındır bizleri ateş azabından."

Arapça: 309|3|16|الذين يقولون ربنا اننا امنا فاغفر لنا ذنوبنا وقنا عذاب النار

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman hissetti Îsâ onlardan küfrü 422 ; dedi: "Kimdir yardımcılar bana; Allah’a doğru 423 ; dediler havâriler 565 : "Bizleriz yardımcılar 423 Allah’a; iman 47 ettik Allah'a; ve şahit/tanık ol (sen) ki bizler müslimiz 45 ."

Arapça: 345|3|52|فلما احس عيسي منهم الكفر قال من انصاري الي الله قال الحواريون نحن انصار الله امنا بالله واشهد بانا مسلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: "Rabbimiz 4 ! İman 47 ettik indirdiğine * ; ve tabi 424 olduk resûle (Îsâ'ya); öyle ki yaz bizi şahitlerle/tanıklarla ** birlikte."

Arapça: 346|3|53|ربنا امنا بما انزلت واتبعنا الرسول فاكتبنا مع الشهدين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve iman 47 etmiş; ve sâlihâtı 18 yapmış kimselere gelince; tastamam verir (Allah) onlara ecirlerini 820 ; ve Allah sevmez zalimleri 257 .

Arapça: 350|3|57|واما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم والله لا يحب الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir 132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve Allah velisidir 28 müminlerin 27 .

Arapça: 361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve dedi bir tayfa kitap ehlinden 135 : "İndirilmişe * iman 47 edin; iman 47 etmiş kimselere karşı gündüzün yüzünde; ve kâfirlik 25 edin sonunda (gündüzün); belki onlar dönerler."

Arapça: 365|3|72|وقالت طايفه من اهل الكتب امنوا بالذي انزل علي الذين امنوا وجه النهار واكفروا اخره لعلهم يرجعون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: "Ve iman 47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize 122 "; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli 870 sizlere verilenin * ya da hac 376 ederler sizlere Rabbinizin 4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl 202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 ."

Arapça: 366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman Allah nebilerin 132 mîsâkını 281 ; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten 303 ; sonra geldi sizlere musaddık 140 bir resûl 418 yanınızdakine * ; mutlak iman 47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Arapça: 374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: De ki: "İman 47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe * ; ve indirilmişe İbrahim'e; ve İsmâîl’e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilmişe Mûsâ’ya ** ; ve Îsâ’ya *** ; ve nebilere Rablerinden 4 ; fırkalara bölmeyiz/ayırmayız 438 arasını birinin onlardan; ve bizler O'na müslimiz 45 .

Arapça: 377|3|84|قل امنا بالله وما انزل علينا وما انزل علي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي والنبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl 418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar 226 ; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü 422 ; asla kabul edilmez tevbeleri 33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet 128 içinde olanlar.

Arapça: 383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: De ki: "Ey kitap ehli 135 ! Niçin engellersiniz Allah’ın yolundan 336 iman 47 etmiş kimseyi? Aranırsınız/bakınırsınız bir eğriliğe; ve sizler şahitlersiniz tanıklarsınız (da); ve Allah gâfil 310 değildir yaptıklarınızdan."

Arapça: 392|3|99|قل ياهل الكتب لم تصدون عن سبيل الله من امن تبغونها عوجا وانتم شهدا وما الله بغفل عما تعملون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 100

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Eğer tabi olursanız bir fırkaya kimselerden (ki) verildiler kitap * ; geri çevirirler sizleri imanınızdan 47 sonra kâfirlere 25 .

Arapça: 393|3|100|يايها الذين امنوا ان تطيعوا فريقا من الذين اوتوا الكتب يردوكم بعد ايمنكم كفرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Takvalı 21 olun Allah’a; O’nun takvasının 21 hakkı (-yla); ölmeyin dışında (ki) ve sizler müslimsiniz 45 .

Arapça: 395|3|102|يايها الذين امنوا اتقوا الله حق تقاته ولا تموتن الا وانتم مسلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Gündür (ki) ağarır yüzler; ve kararır yüzler; öyle ki yüzleri kararmış kimselere gelince; (denir:) "Kâfirlik 25 mi ettiniz imanınızdan 47 sonra?; öyleyse tadın azabı kâfirlik 25 eder olduğunuzla."

Arapça: 399|3|106|يوم تبيض وجوه وتسود وجوه فاما الذين اسودت وجوههم اكفرتم بعد ايمنكم فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet 305 ; emredersiniz 200 marufla 291 ; ve menedersiniz münkerden 82 ; ve iman 47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman 47 etseydi kitap ehli 135 ; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler 451 ; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır 38 .

Arapça: 403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: İman 47 ederler * Allah'a ve ahiret gününe; ve emrederler 200 marufla 291 ; ve menederler münkerden 82 ; ve seri/çabuk olurlar hayırda; ve işte onlar 456 ; sâlihlerdendir 217 .

Arapça: 407|3|114|يومنون بالله واليوم الاخر ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسرعون في الخيرت واوليك من الصلحين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin astınızdan (kimseleri) sırdaş; geri durmazlar onlar bir karıştırmaya * ; isterler zorlanmanızı/sıkıntıya düşmenizi; muhakkak ortaya çıktı ağızlarından bir nefret; ve göğüslerinde gizlenen daha büyüktür; muhakkak beyan ettik sizlere ayetleri 389 ; eğer olduysanız akleder.

Arapça: 411|3|118|يايها الذين امنوا لا تتخذوا بطانه من دونكم لا يالونكم خبالا ودوا ما عنتم قد بدت البغضا من افوههم وما تخفي صدورهم اكبر قد بينا لكم الايت ان كنتم تعقلون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 130

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yemeyin kat kat katmerli riba 383 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 423|3|130|يايها الذين امنوا لا تاكلوا الربوا اضعفا مضعفه واتقوا الله لعلكم تفلحون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli 870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz * onu ** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman 47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar *** ; ve Allah sevmez zalimleri 257 .

Arapça: 433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 141

Türkçe Meal: Ve damıtması/berraklaştırması * içindir Allah'ın iman 47 etmiş kimseleri; ve silip gidermesi ** (içindir) kâfirleri 25 .

Arapça: 434|3|141|وليمحص الله الذين امنوا ويمحق الكفرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 149

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Eğer itaat ederseniz kimselere (ki) kâfirlik 25 ettiler; döndürürler sizleri topuklarınız üzere; öyle ki dönersiniz hüsrana uğrayanlara.

Arapça: 442|3|149|يايها الذين امنوا ان تطيعوا الذين كفروا يردوكم علي اعقبكم فتنقلبوا خسرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 156

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olmayın kâfirlik 25 etmiş kimseler gibi; ve (kardeşleri onların) darbettikleri/vurdukları zaman (ayakları) yerde ya da savaşanlar olan kardeşleri için: "Eğer olsalardı bizim yanımızda ölmüş olmazlardı; ve katledilmiş 35 olmazlardı" diyenler (gibi); yapması içindir Allah'ın bunu kalplerinde bir hasret ** ; ve Allah yaşatır; ve öldürür; ve Allah yaptıklarınızı görendir.

Arapça: 449|3|156|يايها الذين امنوا لا تكونوا كالذين كفروا وقالوا لاخونهم اذا ضربوا في الارض او كانوا غزي لو كانوا عندنا ما ماتوا وما قتلوا ليجعل الله ذلك حسره في قلوبهم والله يحي ويميت والله بما تعملون بصير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 167

Türkçe Meal: Ve bilindik kılması içindir kimseleri (ki) münafıklık 26 ettiler; ve denildi onlara: "Gelin; katledin 35 Allah yolunda 331 ya da defedin/savın * "; dediler: "Eğer bilseydik bir katletmeyi 35 ; mutlak tabi olurduk sizlere"; onlar o gün küfre 422 daha yakındılar; onlarda (olan) imandan 47 ; kalplerinde olmayanı ağızlarıyla diyorlardı; ve Allah daha iyi bilendir gizlediklerini.

Arapça: 460|3|167|وليعلم الذين نافقوا وقيل لهم تعالوا قتلوا في سبيل الله او ادفعوا قالوا لو نعلم قتالا لاتبعنكم هم للكفر يوميذ اقرب منهم للايمن يقولون بافوههم ما ليس في قلوبهم والله اعلم بما يكتمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) satın aldılar küfrü 422 imanla 47 ; asla zarar vermezler Allah'a bir şey; ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 470|3|177|ان الذين اشتروا الكفر بالايمن لن يضروا الله شيا ولهم عذاب اليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 179

Türkçe Meal: Olmuş değildir Allah bırakmak için müminleri 27 sizlerin üzerinde (olduğunuza) karşı; ta ki ayırır kötüyü iyiden; ve olmuş değildir Allah (ki) görünür eder sizlere gaybı; velakin/fakat Allah seçer resûllerinden 418 dilediği kimseyi; öyle ki iman 47 edin Allah'a ve resûllerine 418 O'nun; ve eğer iman 47 ederseniz ve takvalı 21 olursanız, öyle ki sizleredir büyük bir ecir 820 .

Arapça: 472|3|179|ما كان الله ليذر المومنين علي ما انتم عليه حتي يميز الخبيث من الطيب وما كان الله ليطلعكم علي الغيب ولكن الله يجتبي من رسله من يشا فامنوا بالله ورسله وان تومنوا وتتقوا فلكم اجر عظيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 183

Türkçe Meal: Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti * bizlere ki iman 47 etmeyiz bir resûle 418 ; ta ki gelir bizlere bir kurbanla 476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller 418 benden önce; beyanatlarla 352 ve dediğinizle ** ; öyleyse niçin katlettiniz 35 onları eğer olduysanız sâdıklar 182 .'

Arapça: 476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 193

Türkçe Meal: Rabbimiz! 4 Doğrusu bizler işittik bir nida * edeni (ki) nida * eder imana 47 ki iman 47 edin Rabbinize 4 (diye); öyleyse iman 47 ettik Rabbimize 4 ; öyleyse mağfiret 319 et bizlere günahlarımızı; ve kâfirlik ** et kötülüklerimizi bizlerden; ve vefat ettir bizleri erdemlilerle birlikte.

Arapça: 486|3|193|ربنا اننا سمعنا مناديا ينادي للايمن ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سياتنا وتوفنا مع الابرار

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 199

Türkçe Meal: Ve doğrusu kitap ehlinden 135 mutlak (vardır) kimseler (ki) iman 47 ederler Allah'a; ve sizlere indirilmişe * ; ve kendilerine indirilmişe ** ; haşyet 53 duyanlardır Allah'a; satmazlar Allah'ın ayetlerini 454 az bir fiyata; işte bunlar; onlaradır ecirleri 820 Rableri 4 indinde/katında; doğrusu Allah seridir hesapta.

Arapça: 492|3|199|وان من اهل الكتب لمن يومن بالله وما انزل اليكم وما انزل اليهم خشعين لله لا يشترون بايت الله ثمنا قليلا اوليك لهم اجرهم عند ربهم ان الله سريع الحساب

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 200

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Sabredin 51 ; ve yarışın sabırda 51 ; ve bağlanın * ; ve takvalı 21 olun Allah’a; belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 493|3|200|يايها الذين امنوا اصبروا وصابروا ورابطوا واتقوا الله لعلكم تفلحون

Nisâ Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla) * ; zorlaştırmanız/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi ** ; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla 291 ; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan *** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.

Arapça: 512|4|19|يايها الذين امنوا لا يحل لكم ان ترثوا النسا كرها ولا تعضلوهن لتذهبوا ببعض ما اتيتموهن الا ان ياتين بفحشه مبينه وعاشروهن بالمعروف فان كرهتموهن فعسي ان تكرهوا شيا ويجعل الله فيه خيرا كثيرا

Nisâ Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yemeyin mallarınızı aranızda batılla 199 ; dışındadır ki oldu bir ticaret ki kendiniz razı oldunuz; ve katletmeyin 35 kendi nefislerinizi 201 ; doğrusu Allah oldu sizlere bir Rahîm 2 .

Arapça: 522|4|29|يايها الذين امنوا لا تاكلوا امولكم بينكم بالبطل الا ان تكون تجره عن تراض منكم ولا تقتلوا انفسكم ان الله كان بكم رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) infak 6 ederler mallarını insanlara göstermeye; ve iman 47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; kime (ki) olur şeytân 29 ona birleşik/bağlantılı; öyle ki ne kötü (bir) birleşmedir/bağlanmadır.

Arapça: 531|4|38|والذين ينفقون امولهم ريا الناس ولا يومنون بالله ولا باليوم الاخر ومن يكن الشيطن له قرينا فسا قرينا

Nisâ Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Ve nedir onların üzerlerine (olan) * ; eğer (ki) iman 47 etselerdi Allah'a ve ahiret gününe ve infak 6 etselerdi rızıklandırdığından onları Allah'ın; ve oldu Allah onlara bir Alîm 8 .

Arapça: 532|4|39|وماذا عليهم لو امنوا بالله واليوم الاخر وانفقوا مما رزقهم الله وكان الله بهم عليما

Nisâ Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta 5 ; ve sizler sarhoşlar/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp 136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar 533 ; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan 533 ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara 533 ; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu bir Afuv 710 ; bir Gafûr 20 .

Arapça: 536|4|43|يايها الذين امنوا لا تقربوا الصلوه وانتم سكري حتي تعلموا ما تقولون ولا جنبا الا عابري سبيل حتي تغتسلوا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم ان الله كان عفوا غفورا

Nisâ Suresi - Ayet 46

Türkçe Meal: Yahudileşmiş kimselerden (ki) tahrif ederler kelimeyi kendi yerlerinden; ve derler: "İşittik ve isyan ettik"; -ve işit olmaksızın işiten!- ve (derler) "Güt 300 bizi”; eğip bükme (-yle) dillerini ve ta’an 949 (-la) dinde; ve şayet ki onlar deselerdi: "İşittik ve itaat ettik" ve "İşit ve gözet 300 bizleri"; mutlak olurdu bir hayır onlara ve (olurdu) daha dik/ayakta/kıyamda; fakat mutlak lanetledi 280 onları Allah küfürleriyle 25 ; öyle ki iman 47 etmezler bir az dışında.

Arapça: 539|4|46|من الذين هادوا يحرفون الكلم عن مواضعه ويقولون سمعنا وعصينا واسمع غير مسمع ورعنا ليا بالسنتهم وطعنا في الدين ولو انهم قالوا سمعنا واطعنا واسمع وانظرنا لكان خيرا لهم واقوم ولكن لعنهم الله بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Nisâ Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ey kitap verilmiş kimseler 135 ! İman 47 edin indirdiğimize * ; bir musaddıktır 140 yanınızdakine; önceden ki sileriz yüzleri öyle ki döndürürüz onu arkası üzerine 506 ; ya da lanetleriz 280 onları lanetlediğimiz 273 ** gibi sebt/şabat 272 yoldaşlarını; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçen.

Arapça: 540|4|47|يايها الذين اوتوا الكتب امنوا بما نزلنا مصدقا لما معكم من قبل ان نطمس وجوها فنردها علي ادبارها او نلعنهم كما لعنا اصحب السبت وكان امر الله مفعولا

Nisâ Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kitaptan bir nasip verilmiş kimseleri 135 (ki) iman 47 ederler cibte 507 ve tâğûta 442 ; ve derler kâfirlik 25 etmiş kimseler için: "Bunlar * iman 47 etmiş kimselerden ** daha doğru bir yola kılavuzludur."

Arapça: 544|4|51|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يومنون بالجبت والطغوت ويقولون للذين كفروا هولا اهدي من الذين امنوا سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Öyle ki onlardan kimi iman 47 etti ona (kitaba); ve onlardan kimi yüz çevirdi/engelledi * ondan (kitaptan); öyle ki kâfi geldi/yetti (ona) bir seîr 809 (-li) cehennem.

Arapça: 548|4|55|فمنهم من امن به ومنهم من صد عنه وكفي بجهنم سعيرا

Nisâ Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve kimseleri (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun nehirler; ölümsüzler 185 orada ebediyen; onlaradır orada temizlenmiş eşler 184 ; ve sokarız onları korunaklı * bir korunağa.

Arapça: 550|4|57|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا لهم فيها ازوج مطهره وندخلهم ظلا ظليلا

Nisâ Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin 76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine 514 ; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl 700 üzerine * ; eğer olduysanız iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir 401 .

Arapça: 552|4|59|يايها الذين امنوا اطيعوا الله واطيعوا الرسول واولي الامر منكم فان تنزعتم في شي فردوه الي الله والرسول ان كنتم تومنون بالله واليوم الاخر ذلك خير واحسن تاويلا

Nisâ Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Görmez misin kimseleri (ki) iddia ederler ki onlar iman 47 ettiler sana indirilene * ve senden önce indirilene (Tevrât'a ve İncîl'e); isterler ki hakem edinsinler tâğûtu 442 ; ve (o tâğûtla) muhakkak emredildiler ki kâfirlik etsinler ona (Kur’an’a); ve ister şeytan ki saptırsın onları uzak bir sapkınlığa.

Arapça: 553|4|60|الم تر الي الذين يزعمون انهم امنوا بما انزل اليك وما انزل من قبلك يريدون ان يتحاكموا الي الطغوت وقد امروا ان يكفروا به ويريد الشيطن ان يضلهم ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Öyle ki olmaz! Ve (senin) Rabbine 4 iman 47 etmezler; ta ki (onlar) hakem belirlerler seni kendi aralarındaki dallanmış/budaklanmışa; sonra bulmazlar/hissetmezler nefislerinde 201 bir darlık/sıkılık (senin) sonuca bağladığından; ve teslim olurlar (sonuca bağladığına) bir teslim (-le).

Arapça: 558|4|65|فلا وربك لا يومنون حتي يحكموك فيما شجر بينهم ثم لا يجدوا في انفسهم حرجا مما قضيت ويسلموا تسليما

Nisâ Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinin hazırlıklarınızı; öyle ki savaşırsınız/çatışırsınız * bölük bölük ya da savaşırsınız/çatışırsınız * topluca.

Arapça: 564|4|71|يايها الذين امنوا خذوا حذركم فانفروا ثبات او انفروا جميعا

Nisâ Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: İman 47 etmiş kimseler (ki) katlederler 35 Allah yolunda 331 ; ve kâfirlik 25 etmiş kimseler (ki) katlederler 35 tâğût 442 yolunda; öyle ki katledin 35 şeytânın 29 evliyasını 212 ; doğrusu şeytânın 29 hilesi/taktiği oldu bir zaaflı.

Arapça: 569|4|76|الذين امنوا يقتلون في سبيل الله والذين كفروا يقتلون في سبيل الطغوت فقتلوا اوليا الشيطن ان كيد الشيطن كان ضعيفا

Nisâ Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Darbettiğiniz/vurduğunuz * zaman (ayakları) Allah yolunda 331 ; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun ** ; ve demeyin kimseye (ki) attı/fırlattı üzerinize selam/selamet; "Olmadın sen bir mümin 27 "; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun ** ; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr 466 .

Arapça: 587|4|94|يايها الذين امنوا اذا ضربتم في سبيل الله فتبينوا ولا تقولوا لمن القي اليكم السلم لست مومنا تبتغون عرض الحيوه الدنيا فعند الله مغانم كثيره كذلك كنتم من قبل فمن الله عليكم فتبينوا ان الله كان بما تعملون خبيرا

Nisâ Suresi - Ayet 122

Türkçe Meal: Ve kimseleri (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir 185 orada ebediyen; hak/gerçek vaadidir Allah'ın; ve kim daha sâdıktır 182 Allah’tan bir söz/kelam (bakımından).

Arapça: 615|4|122|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا وعد الله حقا ومن اصدق من الله قيلا

Nisâ Suresi - Ayet 135

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olun ayakta/kıyamda tutanlar eşitliği şahitler/tanıklar (olarak) Allah için; şayet kendi nefisleriniz 201 üzerine/aleyhine ya da ana babaya ve yakınlık sahiplerine (olsa bile); eğer olursa (o kimse) bir ganiyy/zengin ya da bir fakir; öyle ki Allah daha yakındır ikisine; öyle ki tabi olmayın hevaya ki saparsınız; ve eğer eğip bükerseniz ya da karşı koyarsanız; öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr 466 .

Arapça: 628|4|135|يايها الذين امنوا كونوا قومين بالقسط شهدا لله ولو علي انفسكم او الولدين والاقربين ان يكن غنيا او فقيرا فالله اولي بهما فلا تتبعوا الهوي ان تعدلوا وان تلوا او تعرضوا فان الله كان بما تعملون خبيرا

Nisâ Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İman 47 edin Allah'a ve resûlüne 418 *; ve kitabı ** indirendir resûlüne * ; ve kitabı ** indirendir daha önceden; ve kim kâfirlik 25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına *** ; ve resûllerine **** ; ve ahiret gününü muhakkak dalalete 128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete 128 .

Arapça: 629|4|136|يايها الذين امنوا امنوا بالله ورسوله والكتب الذي نزل علي رسوله والكتب الذي انزل من قبل ومن يكفر بالله ومليكته وكتبه ورسله واليوم الاخر فقد ضل ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 137

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; sonra kâfirlik 25 ettiler; sonra iman 47 ettiler; sonra kâfirlik 25 ettiler; sonra ziyade * ettiler küfrü 422 ; asla olmaz Allah mağfiret 319 etmeye onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaya.

Arapça: 630|4|137|ان الذين امنوا ثم كفروا ثم امنوا ثم كفروا ثم ازدادوا كفرا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 144

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Tutmayın/edinmeyin kâfirleri 25 evliya 212 müminlerin 27 astından; ister misiniz ki yaparsınız Allah’a (karşı) aleyhinizde apaçık bir yetki/delil/güç.

Arapça: 637|4|144|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الكفرين اوليا من دون المومنين اتريدون ان تجعلوا لله عليكم سلطنا مبينا

Nisâ Suresi - Ayet 147

Türkçe Meal: Niye faaliyete geçirsin Allah azap etmeyi sizlere eğer şükrederseniz 43 ve iman 47 ederseniz; ve oldu Allah bir Şâkir 313 ; bir Alîm 8 .

Arapça: 640|4|147|ما يفعل الله بعذابكم ان شكرتم وامنتم وكان الله شاكرا عليما

Nisâ Suresi - Ayet 152

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler Allah'a ve resûllerine 418 ; ve asla ayırmazlar * onlardan birinin arasını; işte bunlardır; yakında verecek (Allah) ecirlerini 820 onların; ve oldu Allah bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 645|4|152|والذين امنوا بالله ورسله ولم يفرقوا بين احد منهم اوليك سوف يوتيهم اجورهم وكان الله غفورا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 155

Türkçe Meal: Öyle ki mîsâklarını 281 bozmaları; ve Allah'ın ayetlerine kâfirlik 25 etmeleri; ve enbiyayı * bir hak olmaksızın katletmeleri 35 ; ve "kalplerimiz kılıflıdır" söylemleri nedeniyledir; evet! mühürledi 175 Allah üzerini onun (kalbin) küfürleriyle**; öyle ki iman 47 etmezler (onlar) biraz dışında.

Arapça: 648|4|155|فبما نقضهم ميثقهم وكفرهم بايت الله وقتلهم الانبيا بغير حق وقولهم قلوبنا غلف بل طبع الله عليها بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Nisâ Suresi - Ayet 159

Türkçe Meal: Ve ki kitap ehlinden 135 (kimse) dışındadır * (ki) mutlak iman 47 eder ** ona (Îsâ) kendi ölümü öncesinde *** ; ve kıyamet günü 148 olur (Îsâ) aleyhlerinde **** bir şahit/tanık.

Arapça: 652|4|159|وان من اهل الكتب الا ليومنن به قبل موته ويوم القيمه يكون عليهم شهيدا

Nisâ Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: Fakat onlardan * ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler 27 ; iman 47 ederler sana indirilmişe ** ve senden önce indirilmişe *** ; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; ve iman 47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir 820 .

Arapça: 655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 170

Türkçe Meal: Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere resûl 418 ; hakla/gerçekle Rabbinizden 4 ; öyle ki iman 47 edin; bir hayırdır sizlere; ve eğer kâfirlik 25 ederseniz; öyle ki doğrusu Allah’adır göklerdeki 162 ve yerdeki; ve oldu Allah bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 663|4|170|يايها الناس قد جاكم الرسول بالحق من ربكم فامنوا خيرا لكم وان تكفروا فان لله ما في السموت والارض وكان الله عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 171

Türkçe Meal: Ey ehli kitap 135 ! Sınırı aşmayın dininizde; ve demeyin Allah üzerine hak/gerçek dışında; ancak ki Mesih Îsâ; Meryem oğlu; resûlüdür 418 Allah'ın; ve kelimesidir 416 O’nun (Allah’ın); attı onu Meryem'e doğru; ve bir ruh O'ndan (Allah’tan); öyle ki iman 47 edin Allah'a ve resûllerine 418 O’nun; ve demeyin "üç"; yasaklayın/engelleyin bir hayır/iyilik (olarak) sizlere; ancak ki Allah bir tek ilâhtır 74 ; Subhân'dır 7 O; ki olmaz O’na bir çocuk; O'nadır göklerde olan ve yerde olan; ve kafî geldi/yetti Allah bir vekîl (olarak).

Arapça: 664|4|171|ياهل الكتب لا تغلوا في دينكم ولا تقولوا علي الله الا الحق انما المسيح عيسي ابن مريم رسول الله وكلمته القيها الي مريم وروح منه فامنوا بالله ورسله ولا تقولوا ثلثه انتهوا خيرا لكم انما الله اله وحد سبحنه ان يكون له ولد له ما في السموت وما في الارض وكفي بالله وكيلا

Nisâ Suresi - Ayet 173

Türkçe Meal: Öyle ki iman 47 etmiş ve sâlihâtı 18 yapmış kimselere gelince; öyle ki tamamlanır ecirleri 820 ; ve ziyade eder/artırır (Allah) fazlından 202 ; ve geri durmuş ve büyüklenmiş kimselere gelince; öyle ki azap eder (Allah) onlara bir elim/acıklı (azapla); ve bulamazlar kendilerine Allah'ın astından bir veli 28 ; ve ne de bir yardımcı.

Arapça: 666|4|173|فاما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم ويزيدهم من فضله واما الذين استنكفوا واستكبروا فيعذبهم عذابا اليما ولا يجدون لهم من دون الله وليا ولا نصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 175

Türkçe Meal: Öyle ki Allah’a iman 47 etmiş ve O'na yapışmış kimselere gelince; öyle ki sokacak (Allah) onları kendinden bir rahmete 271 ve bir fazilete 202 ; ve kılavuzlar onları kendisine; dosdoğru bir yola.

Arapça: 668|4|175|فاما الذين امنوا بالله واعتصموا به فسيدخلهم في رحمه منه وفضل ويهديهم اليه صرطا مستقيما

Mâide Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Tamamlayın akitleri 207 ; helal kılındı sizlere dört ayaklı çiftlik hayvanları; dışındadır üzerinize okunan (ki) "helal edilmiş değillerdir avlanma * (-yla elde ettikleriniz) ve sizler ihramlılar 534 (-ken)"; doğrusu Allah hükmeder razı olduğuna.

Arapça: 670|5|1|يايها الذين امنوا اوفوا بالعقود احلت لكم بهيمه الانعم الا ما يتلي عليكم غير محلي الصيد وانتم حرم ان الله يحكم ما يريد

Mâide Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Halel getirmeyin * Allah'ın şiarlarına 312 ; ve ne de haram aya 34 ; ve ne de hediyeye 338 ; ve ne de gerdanlara ** ; ve ne de haram eve 535 gelenlere (ki) bakınırlar bir fazilete 202 Rablerinden 4 ve bir rızaya; ve sonlandırdığınız zaman ihramı 534 öyle ki avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme (olan) nefret/kin ki engellediler sizleri haram mescitten 158 ki (o durumda) sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın erdem ve takva 21 üzerine; ve yardımlaşmayın günah üzerine; ve sınırı aşmayın; ve takvalı 21 olun Allah’a; doğrusu Allah Şedîd'tir 536 akabinde *** .

Arapça: 671|5|2|يايها الذين امنوا لا تحلوا شعير الله ولا الشهر الحرام ولا الهدي ولا القليد ولا امين البيت الحرام يبتغون فضلا من ربهم ورضونا واذا حللتم فاصطادوا ولا يجرمنكم شنان قوم ان صدوكم عن المسجد الحرام ان تعتدوا وتعاونوا علي البر والتقوي ولا تعاونوا علي الاثم والعدون واتقوا الله ان الله شديد العقاب

Mâide Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Bugün (ki) helal kılındı sizlere iyiler; ve kitap verilmiş kimselerin 135 yiyeceği bir helaldir sizlere; sizin yiyeceğiniz bir helaldir onlara; ve (helaldir) (kendinizden olan) müminâtlardan 493 muhsanât 492 kadınlar; ve sizden önce kitap verilmiş kimseler 135 (olan) muhsanât 492 kadınlar; verdiğiniz zaman onlara (kadınlara) ecirlerini * muhsinler 294 (olarak); olmaksızın musâfihin 495 ; ve edinmeyin gizli dost; ve kim kâfirlik 25 eder imana 47 ; öyle ki muhakkak boşa çıktı ameli ** onun; ve o ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

Arapça: 674|5|5|اليوم احل لكم الطيبت وطعام الذين اوتوا الكتب حل لكم وطعامكم حل لهم والمحصنت من المومنت والمحصنت من الذين اوتوا الكتب من قبلكم اذا اتيتموهن اجورهن محصنين غير مسفحين ولا متخذي اخدان ومن يكفر بالايمن فقد حبط عمله وهو في الاخره من الخسرين

Mâide Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız zaman salâta 5 ; öyle ki 533 gusledin/yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseğe doğru; ve mesh edin/sıvazlayın başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa doğru; ve eğer olduysanız bir cünüp 136 ; öyle ki temizlenin/yıkanın; ve eğer olduysanız hastalar; ya da bir sefer üzerinde; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan; ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; ve asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize ondan (topraktan/kumdan); razı olur değildir Allah yapmaya sizlere zorluktan/darlıktan; fakat razı olur/arzular temizlemeye sizleri ve tamamlamaya kendi nimetini sizlere; belki sizler şükredersiniz 43 .

Arapça: 675|5|6|يايها الذين امنوا اذا قمتم الي الصلوه فاغسلوا وجوهكم وايديكم الي المرافق وامسحوا بروسكم وارجلكم الي الكعبين وان كنتم جنبا فاطهروا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم منه ما يريد الله ليجعل عليكم من حرج ولكن يريد ليطهركم وليتم نعمته عليكم لعلكم تشكرون

Mâide Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olun kavvamlar 501 Allah için eşitliğe şahitler/tanıklar; ve cürüm * işletmesin sizlere nefret/kin bir kavme karşı ki (o durumda) adaleti gözetmez (olursunuz); adil 680 olun; o daha yakındır takvaya 21 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Habîr’dir 466 yaptıklarınıza.

Arapça: 677|5|8|يايها الذين امنوا كونوا قومين لله شهدا بالقسط ولا يجرمنكم شنان قوم علي الا تعدلوا اعدلوا هو اقرب للتقوي واتقوا الله ان الله خبير بما تعملون

Mâide Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Vaat etti Allah iman 47 etmiş kimselere ve sâlihâtı 18 yapmışlara; onlaradır bir mağfiret 319 ve büyük bir ecir 820 .

Arapça: 678|5|9|وعد الله الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم مغفره واجر عظيم

Mâide Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Anın/zikredin 78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; yeltendiği zaman bir kavim/topluluk (ki) uzatmaya sizlere ellerini; öyle ki geri bıraktırdı (Allah) sizden ellerini onların ; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül 79 etsinler müminler 27 .

Arapça: 680|5|11|يايها الذين امنوا اذكروا نعمت الله عليكم اذ هم قوم ان يبسطوا اليكم ايديهم فكف ايديهم عنكم واتقوا الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Mâide Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı 5 ; ve verdiniz zekâtı 10 ; ve iman 47 ettiniz resûllerime 418 ; ve desteklediniz onları; ve borç 123 verdiniz Allah'a güzel bir borç 123 ; mutlak kâfirlik 25 ederim * ; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik 25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet 128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Takvalı 21 olun Allah’a; ve arayın/bakının O'na vesile/fırsat/sebep; ve cihat 356 edin O'nun yolunda 336 ; belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 704|5|35|يايها الذين امنوا اتقوا الله وابتغوا اليه الوسيله وجهدوا في سبيله لعلكم تفلحون

Mâide Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ey resûl 418 !* Hüzünlendirmesin seni kimseler (ki) koşarlar küfürde 422 ; kimselerden (ki) dediler: "İman 47 ettik"; ağızlarıyladır; ve asla iman 47 etmez kalpleri onların; ve kimselerden (ki) yahudileştiler 295 ; kulak verenlerdir yalana; kulak verenlerdir başka bir kavme (ki) asla gelmezler sana; tahrif 276 ederler kelimelerin yerlerini sonradan; derler: "Eğer verilirse sizlere bu; öyle ki tutun/edinin onu; ve eğer asla verilmezse sizlere; öyle ki hazırlıklı olun"; ve kime diledi Allah (bir) fitne 332 ona; öyle ki asla malik ** olamazsın ona Allah’tan bir şeye; işte bunlar; kimselerdir (ki) asla dilemez Allah ki temizler kalplerini; onlaradır dünyada bir rezillik; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.

Arapça: 710|5|41|يايها الرسول لا يحزنك الذين يسرعون في الكفر من الذين قالوا امنا بافوههم ولم تومن قلوبهم ومن الذين هادوا سمعون للكذب سمعون لقوم اخرين لم ياتوك يحرفون الكلم من بعد مواضعه يقولون ان اوتيتم هذا فخذوه وان لم توتوه فاحذروا ومن يرد الله فتنته فلن تملك له من الله شيا اوليك الذين لم يرد الله ان يطهر قلوبهم لهم في الدنيا خزي ولهم في الاخره عذاب عظيم

Mâide Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın Yahudileri 295 ve Nasârâlıları 268 evliya 212 ; bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; ve kim veli 28 edinir onları sizlerden; öyle ki doğrusu o onlardandır; doğrusu Allah doğruya kılavuzlamaz zalim 257 toplumu.

Arapça: 720|5|51|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اليهود والنصري اوليا بعضهم اوليا بعض ومن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Mâide Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Ve der iman 47 etmiş kimseler: "Bunlar mı (o) kimseler (ki) kasem 548 ettiler Allah'a güçlü yeminleriyle; doğrusu onlar (kendileri) mutlak sizlerle birliktedir (diye)"; boşa çıktı yaptıkları onların; öyle ki sabahladılar hüsrana uğrayanlar (olarak).

Arapça: 722|5|53|ويقول الذين امنوا اهولا الذين اقسموا بالله جهد ايمنهم انهم لمعكم حبطت اعملهم فاصبحوا خسرين

Mâide Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden 122 ; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere 27 karşı; azametlidirler * kâfirlere 25 karşı; cihat 356 ederler Allah yolunda 336 ; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır 202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Mâide Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Veliniz 28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür 418 O'nun; ve iman 47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar rükû 11 edenlerdir.

Arapça: 724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

Mâide Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Ve kim veli 28 edinir Allah'ı ve resûlünü 418 ve iman 47 etmiş kimseleri; öyle ki doğrusu taraftarıdır/partizanıdır Allah'ın; onlardır galip gelenler.

Arapça: 725|5|56|ومن يتول الله ورسوله والذين امنوا فان حزب الله هم الغلبون

Mâide Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın kimseleri evliya 212 (ki) edindiler/tuttular dininizi 122 maskaraca * ve laubalice ** ; kimseleri 135 (de ki) verildiler kitap sizden önce ve kâfirleri 25 (de); ve takvalı 21 olun Allah'a eğer olduysanız müminler 21 .

Arapça: 726|5|57|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الذين اتخذوا دينكم هزوا ولعبا من الذين اوتوا الكتب من قبلكم والكفار اوليا واتقوا الله ان كنتم مومنين

Mâide Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: De ki: "Ey kitap ehli! Düşmanca intikam alma peşinde misiniz bizden; ancak ki (bizler) iman 47 ettik Allah'a ve üzerimize indirilmişe * ; ve bizden önce indirilmişe ** ; ve ki çoğunluğunuz fâsıklardır 38 ."

Arapça: 728|5|59|قل ياهل الكتب هل تنقمون منا الا ان امنا بالله وما انزل الينا وما انزل من قبل وان اكثركم فسقون

Mâide Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Ve geldikleri zaman dediler: "İman 47 ettik"; ve muhakkak girdiler küfürle 422 ve onlar muhakkak çıktılar onunla (küfürle); ve Allah daha iyi bilendir gizler olduklarını.

Arapça: 730|5|61|واذا جاوكم قالوا امنا وقد دخلوا بالكفر وهم قد خرجوا به والله اعلم بما كانوا يكتمون

Mâide Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Şayet ki kitap ehli 135 iman 47 etselerdi ve takvalı 21 olsalardı; mutlak kâfirlik 25 ederdik onlardan kötülüklerini; ve mutlak sokardık onları nimetli cennetlere.

Arapça: 734|5|65|ولو ان اهل الكتب امنوا واتقوا لكفرنا عنهم سياتهم ولادخلنهم جنت النعيم

Mâide Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Doğrusu iman 47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş 267 kimseler; ve Sâbiîler 266 ; ve Nasârâlılar 268 ; kim iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât 18 ; öyle ki yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler 269 .

Arapça: 738|5|69|ان الذين امنوا والذين هادوا والصبون والنصري من امن بالله واليوم الاخر وعمل صلحا فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Mâide Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Şayet iman 47 eder olsalardı Allah'a ve nebiye 132 ve ona indirilene * ; edinmiş olmazlardı onları evliya 212 ; ve fakat çoğu onlardan fâsıklardır 38 .

Arapça: 750|5|81|ولو كانوا يومنون بالله والنبي وما انزل اليه ما اتخذوهم اوليا ولكن كثيرا منهم فسقون

Mâide Suresi - Ayet 82

Türkçe Meal: Mutlak bulursun Yahudileri 295 ve şirk koşmuş 71 kimseleri iman 47 etmiş kimselere (karşı) düşmanlıkta daha şiddetli insanlar (olarak); ve mutlak bulursun "bizler Nasâralıyız 268 " diyen kimseleri daha yakın onlara; iman etmiş kimselere; sevgice/arkadaşça; işte budur; ki onlardandır keşişler 555 ve ruhbanlar/rahipler 554 ; ve onlar büyüklenmezler.

Arapça: 751|5|82|لتجدن اشد الناس عدوه للذين امنوا اليهود والذين اشركوا ولتجدن اقربهم موده للذين امنوا الذين قالوا انا نصري ذلك بان منهم قسيسين ورهبانا وانهم لا يستكبرون

Mâide Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Ve işittikleri zaman indirileni resûle 418 ; görürsün gözlerini onların taşar akar göz yaşından; arif olmalarındandır/bilmelerindendir haktan/gerçekten; derler: "Rabbimiz! 4 İman 47 ettik; öyle ki yaz bizleri şahitlerle/tanıklarla birlikte"

Arapça: 752|5|83|واذا سمعوا ما انزل الي الرسول تري اعينهم تفيض من الدمع مما عرفوا من الحق يقولون ربنا امنا فاكتبنا مع الشهدين

Mâide Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Ve nedir bizlere (ki) iman 47 etmeyiz Allah'a; ve haktan/gerçekten bizlere gelmişe; ve umarız ki sokar bizleri Rabbimiz sâlihler 217 kavmi (-yle)/toplumu (-yla) beraber.

Arapça: 753|5|84|وما لنا لا نومن بالله وما جانا من الحق ونطمع ان يدخلنا ربنا مع القوم الصلحين

Mâide Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Haram etmeyin * iyileri; helal kıldığını Allah’ın sizlere * ; ve sınırı aşmayın 552 ; doğrusu Allah sevmez sınırı aşanları.

Arapça: 756|5|87|يايها الذين امنوا لا تحرموا طيبت ما احل الله لكم ولا تعتدوا ان الله لا يحب المعتدين

Mâide Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Doğrusu hamr 138 ; ve meysir 359 ; ve anıtlar/abideler/idoller * ; ve şans okları bir pisliktir şeytânın 29 amelinden/işinden; öyle ki uzak kalın ona; belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 759|5|90|يايها الذين امنوا انما الخمر والميسر والانصاب والازلم رجس من عمل الشيطن فاجتنبوه لعلكم تفلحون

Mâide Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Yoktur iman 47 etmiş ve sâlihât 18 yapmış kimseler üzerine bir günah yediklerindekinde; zaman ki takvalı 21 oldular ve iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; sonra (da) takvalı 21 oldular ve iman 47 ettiler; sonra (da) takvalı 21 oldular; ve (bu) daha güzeldir; ve Allah sever muhsinleri 294 .

Arapça: 762|5|93|ليس علي الذين امنوا وعملوا الصلحت جناح فيما طعموا اذا ما اتقوا وامنوا وعملوا الصلحت ثم اتقوا وامنوا ثم اتقوا واحسنوا والله يحب المحسنين

Mâide Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Mutlak belalandırır 256 Allah avlanmadan şeyle (ki) erişir elleriniz ve mızraklarınız/zıpkınlarınız; bilindik kılması içindir Allah'ın (ki) kim korku 474 duyar O'na gaybta 62 ; öyle ki kim sınırı aştı/taştı bunun sonrası öyle ki onadır elim/acıklı bir azaptır.

Arapça: 763|5|94|يايها الذين امنوا ليبلونكم الله بشي من الصيد تناله ايديكم ورماحكم ليعلم الله من يخافه بالغيب فمن اعتدي بعد ذلك فله عذاب اليم

Mâide Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katletmeyin 35 avı; ve sizler ihramlı 534 (olarak); ve kim katletti 35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli 870 katlettiğinin 35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet 680 sahibi; Kabe'ye 557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine 113 ; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir 37 ; Zuntikâmdır 390 .

Arapça: 764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

Mâide Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Sormayın şeylerden (ki) eğer ortaya çıkarılırsa sizlere kötü eder/huzursuz eder sizleri; ve eğer sorarsanız ondan indirilirken Kur'ân; ortaya çıkarılır sizlere; affetti Allah ondan; ve Allah Gafûr’dur 20 ; Halîm’dir 58 .

Arapça: 770|5|101|يايها الذين امنوا لا تسلوا عن اشيا ان تبد لكم تسوكم وان تسلوا عنها حين ينزل القران تبد لكم عفا الله عنها والله غفور حليم

Mâide Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz 201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete 128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Arapça: 774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

Mâide Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti 311 ; tutun o ikisini salâttan 5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Arapça: 775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

Mâide Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Ve vahyettiğim 603 zaman havârilere 565 ki iman 47 edin bana ve resûlüme 418 *; dediler: "İman 47 ettik; ve şahit ol bizlere ki (bizler) müslimiz 45 .

Arapça: 780|5|111|واذ اوحيت الي الحوارين ان امنوا بي وبرسولي قالوا امنا واشهد باننا مسلمون

En'âm Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: De ki: "Kimedir göklerdeki 162 ve yerdeki"; de ki: "Allah’adır"; yazdı kendi nefsi 406 üzerine rahmeti 271 ; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; kimseler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ; öyle ki onlar iman 47 etmezler.

Arapça: 801|6|12|قل لمن ما في السموت والارض قل لله كتب علي نفسه الرحمه ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler 135 tanırlar onu * tanıdıkları gibi kendi oğullarını; kimselerdirler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini; öyle ki onlar iman 47 etmezler.

Arapça: 809|6|20|الذين اتينهم الكتب يعرفونه كما يعرفون ابناهم الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve onlardan kimse (ki) işitir seni; ve yaptık kalplerinin üzerine bir saklayan/gizleyen siper ki (farklı) fıkıh eder/anlar onu * ; ve kulaklarına bir ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona; ta ki geldikleri zaman sana mücadeleye girişirler sana; kâfirlik 25 etmiş kimseler dedi ki: "Bu ancak evvelkilerin ** satırlarıdır/hikayeleridir."

Arapça: 814|6|25|ومنهم من يستمع اليك وجعلنا علي قلوبهم اكنه ان يفقهوه وفي اذانهم وقرا وان يروا كل ايه لا يومنوا بها حتي اذا جاوك يجدلونك يقول الذين كفروا ان هذا الا اسطير الاولين

En'âm Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Ve gönderir değiliz murselîni 619 ancak müjdecilerdir ve uyarıcılardır; öyle ki kim iman 47 etti ve ıslah 316 etti; öyle ki olmaz bir korku üzerlerine ve onlar hüzünlenmezler.

Arapça: 837|6|48|وما نرسل المرسلين الا مبشرين ومنذرين فمن امن واصلح فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

En'âm Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve geldikleri zaman sana ayetlerimize 454 iman 47 etmiş kimseler; öyle ki de ki: "Bir selâm 98 sizlere; yazdı Rabbiniz 4 kendi nefsi 406 üzerine rahmeti 271 ; o kimse ki yaptı sizden bir kötülük cahillikle 489 ; sonra tevbe 33 etti sonrasında onun * ; ve ıslah 316 etti; öyle ki doğrusu O (Allah) bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 843|6|54|واذا جاك الذين يومنون بايتنا فقل سلم عليكم كتب ربكم علي نفسه الرحمه انه من عمل منكم سوا بجهله ثم تاب من بعده واصلح فانه غفور رحيم

En'âm Suresi - Ayet 82

Türkçe Meal: Kimseler (ki) iman 47 ettiler ve asla giymezler/örtmezler/karıştırmazlar (onlar) imanlarını 47 zulümle 257 ; işte bunlar; onlaradır eminlik/güvenlik; ve onlar doğru yola kılavuzlananlardır.

Arapça: 871|6|82|الذين امنوا ولم يلبسوا ايمنهم بظلم اوليك لهم الامن وهم مهتدون

En'âm Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve bu; bir kitaptır * ; indirdik onu * ; bir mübarektir 139 ; bir musaddıktır 140 iki elleri arasında olana; ve uyarman içindir kentlerin anasını; ve kimseyi (ki) çevresindedir onun; ve kimseleri (ki) iman 47 ederler ahirete; iman 47 ederler buna (kitaba); ve onlar salâtlarını 23 korurlar.

Arapça: 881|6|92|وهذا كتب انزلنه مبارك مصدق الذي بين يديه ولتنذر ام القري ومن حولها والذين يومنون بالاخره يومنون به وهم علي صلاتهم يحافظون

En'âm Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Ve O'dur indiren gökten bir su 179 ; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler 237 iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 888|6|99|وهو الذي انزل من السما ما فاخرجنا به نبات كل شي فاخرجنا منه خضرا نخرج منه حبا متراكبا ومن النخل من طلعها قنوان دانيه وجنت من اعناب والزيتون والرمان مشتبها وغير متشبه انظروا الي ثمره اذا اثمر وينعه ان في ذلكم لايت لقوم يومنون

En'âm Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: Ve kasem 548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet 287 mutlak iman 47 ederler ona * (diye); de ki: "Doğrusu ayetler 237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır ** sizleri; ki o * geldiği zaman iman 47 etmezler.

Arapça: 898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve ters çeviririz gönüllerini * ve bakışlarını ** ; asla iman 47 etmedikleri gibi ona *** evvel kez **** ; ve bırakırız onları tûğyânlarında 442 ; şaşkına dönerler.

Arapça: 899|6|110|ونقلب افدتهم وابصرهم كما لم يومنوا به اول مره ونذرهم في طغينهم يعمهون

En'âm Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Şayet ki biz indirseydik üzerlerine melekleri; ve kelam * etseydi onlara ölüler; ve haşretseydik 556 onlara her bir şeyi önde (önlerinde); olmuş değillerdi (yine de) iman 47 etmeye; dışında ki diler Allah; velakin/fakat çokları onların cahillik 489 ederler.

Arapça: 900|6|111|ولو اننا نزلنا اليهم المليكه وكلمهم الموتي وحشرنا عليهم كل شي قبلا ما كانوا ليومنوا الا ان يشا الله ولكن اكثرهم يجهلون

En'âm Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Ve meyletmesi için ona (şeytâna) ahirete iman 47 etmez kimselerin gönüllerinin; ve razı olmaları için ona (şeytâna); ve işlemeye (devam etmeleri) için kendi işlediklerini (suçlarını).

Arapça: 902|6|113|ولتصغي اليه افده الذين لا يومنون بالاخره وليرضوه وليقترفوا ما هم مقترفون

En'âm Suresi - Ayet 124

Türkçe Meal: Ve geldiği zaman onlara bir ayet 353 dediler: "Asla iman 47 etmeyiz; ta ki veriliriz misli 870 Allah'ın resûllerine 418 verilenin"; Allah daha iyi bilendir nereye koyar kendi risâletini 223 ; isabet edecektir suç işlemiş kimselere bir aşağılama/alçalma Allah’ın indinde/katında; ve şiddetli bir azap; ayartır * olduklarıyla.

Arapça: 913|6|124|واذا جاتهم ايه قالوا لن نومن حتي نوتي مثل ما اوتي رسل الله الله اعلم حيث يجعل رسالته سيصيب الذين اجرموا صغار عند الله وعذاب شديد بما كانوا يمكرون

En'âm Suresi - Ayet 154

Türkçe Meal: Sonra verdik Mûsâ'ya kitabı * ; bir tamamlama güzelleştirmiş ** kimse üzerine; ve bir tefsîl 651 her bir şeye; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet 271 ; belki onlar Rablerine 4 kavuşmaya iman 47 ederler.

Arapça: 943|6|154|ثم اتينا موسي الكتب تماما علي الذي احسن وتفصيلا لكل شي وهدي ورحمه لعلهم بلقا ربهم يومنون

En'âm Suresi - Ayet 158

Türkçe Meal: Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler 48 ya da gelir (senin) Rabbin 4 ya da gelir (senin) Rabbinin 4 bazıları ayetleri 237 ?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri 237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse 201 iman 47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman 47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında 47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Arapça: 947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

A'râf Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ey âdemoğulları 692 ! Baştan çıkarmasın sizi şeytân 29 ; çıkardığı gibi ebeveynlerinizi * cennetten ** ; soyarak ikisinden * elbiselerini; göstermek için ikisine * çirkinliklerini; doğrusu o (şeytân) görür sizleri; o ve onun kabilesi; yerden (ki) görmezsiniz onları; doğrusu biz; yaptık şeytânları 29 evliya/veliler 28 ; iman 47 etmez kimseler için.

Arapça: 981|7|27|يبني ادم لا يفتننكم الشيطن كما اخرج ابويكم من الجنه ينزع عنهما لباسهما ليريهما سوتهما انه يريكم هو وقبيله من حيث لا ترونهم انا جعلنا الشيطين اوليا للذين لا يومنون

A'râf Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: De ki: "Kim haram etti Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti * ; ve iyileri rızıklarından?"; de ki: "İman 47 etmiş kimselerindir o ** dünya hayatında; bir halis *** (olarak) kıyamet gününde 148 "; işte böyledir; tefsil 651 ederiz ayetleri 454 bilir bir kavim/toplum için.

Arapça: 986|7|32|قل من حرم زينه الله التي اخرج لعباده والطيبت من الرزق قل هي للذين امنوا في الحيوه الدنيا خالصه يوم القيمه كذلك نفصل الايت لقوم يعلمون

A'râf Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; mükellef kılmayız bir nefsi 201 kuşattığının dışında; işte bunlar; cennet ashâbıdır 194 ; onlar orada ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 996|7|42|والذين امنوا وعملوا الصلحت لا نكلف نفسا الا وسعها اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

A'râf Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ant olsun geldik sizlere bir kitapla * ; tefsîl 651 ettik onu ** bir ilim *** üzerine; bir doğru yola kılavuzdur **** ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1006|7|52|ولقد جينهم بكتب فصلنه علي علم هدي ورحمه لقوم يومنون

A'râf Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler (olan) mele 364 ; onun (Sâlih’in) kavminden/toplumundan zaaf içinde bırakılmış kimselere; onlardan iman 47 etmiş kimseye: "Bilir misiniz sizler ki Sâlih gönderilendir Rabbinden 4 ?"; dediler: "Doğrusu bizler onunla gönderilene müminleriz 27 .

Arapça: 1029|7|75|قال الملا الذين استكبروا من قومه للذين استضعفوا لمن امن منهم اتعلمون ان صلحا مرسل من ربه قالوا انا بما ارسل به مومنون

A'râf Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler: "Doğrusu bizler onunla iman 47 ettiğinize kâfirleriz 25 ."

Arapça: 1030|7|76|قال الذين استكبروا انا بالذي امنتم به كفرون

A'râf Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve oturmayın her bir yola (ki) vaat edersiniz ve engelleyip çevirirsiniz Allah'ın yolundan 336 onunla iman 47 etmiş kimseyi; ve aranırsınız/bakınırsınız ona * bir eğrilik; ve zikredin 78 biraz/az olduğunuz zamanı; öyle ki çoğalttı sizleri; ve bakın nasıl oldu akıbetleri 892 fesat 265 çıkaranların.

Arapça: 1040|7|86|ولا تقعدوا بكل صرط توعدون وتصدون عن سبيل الله من امن به وتبغونها عوجا واذكروا اذ كنتم قليلا فكثركم وانظروا كيف كان عقبه المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: "Ve eğer olduysa sizlerden bir tayfa * (ki) iman 47 ettiler kendisiyle gönderildiğime; ve bir tayfa * (ki) asla iman 47 etmezler; öyle ki sabredin 51 ; ta ki hükmeder Allah aramızda; ve O hayırlısıdır hükmedenlerin."

Arapça: 1041|7|87|وان كان طايفه منكم امنوا بالذي ارسلت به وطايفه لم يومنوا فاصبروا حتي يحكم الله بيننا وهو خير الحكمين

A'râf Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Dedi mele (ki) büyüklenmiş/kibirlenmiş kimselerdir onun (Şuayb’ın) kavminden/toplumundan: "Mutlak çıkarırız 675 seni ey Şuayb! Ve iman 47 etmiş kimseleri (de) seninle beraber kentimizden; ya da mutlak dönersiniz 675 milletimize 301 "; dedi (Şuayb): "Şayet kerhen 697 olduysak da mı?"

Arapça: 1042|7|88|قال الملا الذين استكبروا من قومه لنخرجنك يشعيب والذين امنوا معك من قريتنا او لتعودن في ملتنا قال اولو كنا كرهين

A'râf Suresi - Ayet 96

Türkçe Meal: Ve şayet ki kentlerin ehli 568 (olanlar) iman 47 etselerdi ve takvalı 21 olsalardı; öyle ki açardık üzerlerine bereketler gökten 180 ve yerden; velakin/fakat yalanladılar 244 ; öyle ki tuttuk onları kazanır olduklarıyla.

Arapça: 1050|7|96|ولو ان اهل القري امنوا واتقوا لفتحنا عليهم بركت من السما والارض ولكن كذبوا فاخذنهم بما كانوا يكسبون

A'râf Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: İşte şudur; kentler (ki) kıssalaştırırız sana onun * haberlerinden; ve ant olsun geldi onlara onların resûlleri 418 beyanatlarla 620 ; öyle ki olmuş değillerdi iman 47 etmeye öncesinde yalanladıkları nedeniyle; işte böyledir; mühürler 175 Allah kâfirlerin 25 kalplerinin üzerini.

Arapça: 1055|7|101|تلك القري نقص عليك من انبايها ولقد جاتهم رسلهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا من قبل كذلك يطبع الله علي قلوب الكفرين

A'râf Suresi - Ayet 121

Türkçe Meal: Dediler (sihirbazlar): "İman 47 ettik alemlerin 203 Rabbine 4 ."

Arapça: 1075|7|121|قالوا امنا برب العلمين

A'râf Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Dedi firavun: "İman 47 ettiniz ona öncesi ki izin veririm sizlere; doğrusu bu mutlak bir terkiptir/düzendir (ki) terkip ettiniz/düzenlediniz onu şehirde; çıkarmak için ondan * ehlini 568 onun * ; öyle ki yakında bileceksiniz."

Arapça: 1077|7|123|قال فرعون امنتم به قبل ان اذن لكم ان هذا لمكر مكرتموه في المدينه لتخرجوا منها اهلها فسوف تعلمون

A'râf Suresi - Ayet 126

Türkçe Meal: "Ve intikam alır değilsin bizden dışında ki iman 47 ettik Rabbimizin 4 ayetlerine 237 geldiğinde o* bizlere; Rabbimiz 4 ! Boşalt üzerimize bir sabır 51 ; ve vefat 621 ettir bizleri müslim 45 (olarak)."

Arapça: 1080|7|126|وما تنقم منا الا ان امنا بايت ربنا لما جاتنا ربنا افرغ علينا صبرا وتوفنا مسلمين

A'râf Suresi - Ayet 132

Türkçe Meal: Ve dediler: "Ne kadar gelsen de bizlere kendisiyle bir ayetten 287 ; sihirle büyülemek için bizleri onunla; öyle ki değiliz bizler sana iman 47 edenler."

Arapça: 1086|7|132|وقالوا مهما تاتنا به من ايه لتسحرنا بها فما نحن لك بمومنين

A'râf Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Uzak tutacağım ayetlerimden 454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona * ; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu ** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu ** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır 195 ; ve ondan gâfil 310 olduklarındandır.

Arapça: 1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

A'râf Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yaptılar kötülükler; sonra tevbe 33 ettiler onun * ardından; ve iman 47 ettiler; doğrusu (senin) Rabbin 4 onun ** ardından mutlak Gafûr 20 ’dur; Rahîm 2 ’dir.

Arapça: 1107|7|153|والذين عملوا السيات ثم تابوا من بعدها وامنوا ان ربك من بعدها لغفور رحيم

A'râf Suresi - Ayet 156

Türkçe Meal: Ve yaz bizlere bu dünyada bir iyilik/güzellik ve ahirette (de); doğrusu bizler kılavuzlandık sana; dedi (Allah) : "Azabım (ki) isabet ettiririm onu dilediğim kimseye; ve rahmetim 271 (ki) kuşattı her bir şeyi; öyle ki yazarım onu kimselere (ki) takvalı 21 olurlar; ve verirler zekâtı 10 ; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimize iman 47 ederler.

Arapça: 1110|7|156|واكتب لنا في هذه الدنيا حسنه وفي الاخره انا هدنا اليك قال عذابي اصيب به من اشا ورحمتي وسعت كل شي فساكتبها للذين يتقون ويوتون الزكوه والذين هم بايتنا يومنون

A'râf Suresi - Ayet 158

Türkçe Meal: De ki: "Ey insanlar! Doğrusu ben * resûlüyüm Allah'ın üzerinize topluca; ki O’nadır mülkü göklerin ve yerin; yoktur ilâh 74 O’nun dışında; hayat verir ve öldürür"; öyle ki iman 47 edin Allah'a ve resûlüne O’nun; ümmi 277 nebiye 132 ki iman 47 eder * Allah'a; ve O'nun kelimelerine * ; ve tabi 408 olun ona * belki sizler; doğru yola kılavuzlanırsınız.

Arapça: 1112|7|158|قل يايها الناس اني رسول الله اليكم جميعا الذي له ملك السموت والارض لا اله الا هو يحي ويميت فامنوا بالله ورسوله النبي الامي الذي يومن بالله وكلمته واتبعوه لعلكم تهتدون

A'râf Suresi - Ayet 185

Türkçe Meal: Ve hiç bakmazlar mı melekûtuna 685 göklerin 162 ve yerin; yarattığına Allah'ın (her) bir şeyden; ve belki de olur ki muhakkak yakınlaşmıştır ecelleri onların; öyle ki hangi hadise/söze sonrasında onun * iman 47 ederler.

Arapça: 1139|7|185|اولم ينظروا في ملكوت السموت والارض وما خلق الله من شي وان عسي ان يكون قد اقترب اجلهم فباي حديث بعده يومنون

A'râf Suresi - Ayet 188

Türkçe Meal: De ki 687 : "Malik * olamam kendi nefsime 201 bir menfaate; ve ne de bir zarara Allah'ın dilediği dışında; velev/şayet gaybı bilir olsaydım; mutlak çoğaltırdım hayırdan; ve dokunur olamazdı bana kötülük; ki ben ancak bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim bir iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1142|7|188|قل لا املك لنفسي نفعا ولا ضرا الا ما شا الله ولو كنت اعلم الغيب لاستكثرت من الخير وما مسني السو ان انا الا نذير وبشير لقوم يومنون

A'râf Suresi - Ayet 203

Türkçe Meal: Ve asla gelmediğin zaman onlara bir ayetle 454 derler: "Keşke derleseydin/toplasaydın onu * ; de ki ancak tabi olurum Rabbimden 4 üzerime vahy 603 edilene; bu ** ; basiretlerdir 690 Rabbinizden 4 ; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1157|7|203|واذا لم تاتهم بايه قالوا لولا اجتبيتها قل انما اتبع ما يوحي الي من ربي هذا بصاير من ربكم وهدي ورحمه لقوم يومنون

Enfâl Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ancak müminler 27 ; kimselerdir (ki) zikredildiği 78 zaman Allah; korkuyla/ürpertiyle dolar kalpleri onların * ; ve okunduğu zaman üzerlerine O’nun ** ayetleri 454 ; ziyade eder *** onlara **** bir imanı 47 ; ve Rablerine 4 karşı tevekkül 79 ederler ***** (onlar).

Arapça: 1162|8|2|انما المومنون الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم واذا تليت عليهم ايته زادتهم ايمنا وعلي ربهم يتوكلون

Enfâl Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Vahyediyorken (senin) Rabbin 4 meleklere ki: "Ben beraberim sizlerle; öyle ki sabitleyin * iman 47 etmiş kimseleri; atacağım kâfirlik 25 etmiş kimselerin kalplerine dehşet; öyle ki darbedin * boyunlar üstüne; ve darbedin * onlardan ** her parmak ucuna."

Arapça: 1172|8|12|اذ يوحي ربك الي المليكه اني معكم فثبتوا الذين امنوا سالقي في قلوب الذين كفروا الرعب فاضربوا فوق الاعناق واضربوا منهم كل بنان

Enfâl Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Karşılaştığınız zaman kâfirlik 25 etmiş kimselerle; bir toplu halde yürüme * (-yle); öyle ki dönmeyin onlara arkaları ** .

Arapça: 1175|8|15|يايها الذين امنوا اذا لقيتم الذين كفروا زحفا فلا تولوهم الادبار

Enfâl Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a 700 ve resûlüne 76 ; ve dönmeyin ondan * ; ve sizler işitiyorsunuz ** (da bunu).

Arapça: 1180|8|20|يايها الذين امنوا اطيعوا الله ورسوله ولا تولوا عنه وانتم تسمعون

Enfâl Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Cevap verin Allah’a ve resûlüne 418 davet edildiğiniz zaman hayat verene * sizlere; ve bilin ki Allah değiştirip geçer kişi 703 ve onun kalbi 703 arasına; ve ki O'dur ** ; O’na *** karşı haşredilirsiniz.

Arapça: 1184|8|24|يايها الذين امنوا استجيبوا لله وللرسول اذا دعاكم لما يحييكم واعلموا ان الله يحول بين المر وقلبه وانه اليه تحشرون

Enfâl Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İhanet 704 etmeyin Allah'a ve resûlüne; ve ihanet etmeyin emanetlerinize 617 ; ve sizler bilirsiniz (de bunu).

Arapça: 1187|8|27|يايها الذين امنوا لا تخونوا الله والرسول وتخونوا امنتكم وانتم تعلمون

Enfâl Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Eğer takvalı 21 olursanız Allah’a; yapar sizlere bir furkan 259 ; ve kâfirlik 498 eder sizden kötülüklerinizi; ve mağfiret 319 eder sizlere; ve Allah Zul * Fadlil 285 Azîm 94 'dir 286 .

Arapça: 1189|8|29|يايها الذين امنوا ان تتقوا الله يجعل لكم فرقانا ويكفر عنكم سياتكم ويغفر لكم والله ذو الفضل العظيم

Enfâl Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ve bilin ki ganimet aldığınızın bir şeyden; öyle ki Allah'adır beşte biri; ve resûlünedir 418 ; ve yakınadır 130 ; ve yetimleredir 131 ; ve miskinleredir 113 ; ve yolun oğlunadır 354 ; eğer olduysanız iman 47 etmiş Allah'a ve kulumuz * üzerine indirdiğimize ** furkan 259 günü *** (ki) karşılaştığı gündür **** iki topluluğun; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 1201|8|41|واعلموا انما غنمتم من شي فان لله خمسه وللرسول ولذي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل ان كنتم امنتم بالله وما انزلنا علي عبدنا يوم الفرقان يوم التقي الجمعان والله علي كل شي قدير

Enfâl Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Karşılaştığınız zaman bir gruba * ; öyle ki sabit durun/sebat edin; ve zikredin 347 Allah'ı çokça; belki sizler felaha 326 kavuşursunuz.

Arapça: 1205|8|45|يايها الذين امنوا اذا لقيتم فيه فاثبتوا واذكروا الله كثيرا لعلكم تفلحون

Enfâl Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Doğrusu dâbbelerin 599 şerlisi Allah’ın indinde/katında kâfirlik 25 etmiş kimselerdir; öyle ki onlar iman 47 etmezler.

Arapça: 1215|8|55|ان شر الدواب عند الله الذين كفروا فهم لا يومنون

Enfâl Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle 201 Allah yolunda 336 ; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve hiç hicret 355 etmiyorlar yoktur * sizlere velayetlerinden * hiç bir şey ta ki hicret 355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse ** dinde 437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır *** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk 281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir 513 .

Arapça: 1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Enfâl Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler Allah yolunda 336 ; ve kimseler (ki) sığındırdılar * ; ve yardım ettiler * ; işte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler 27 ; onlaradır bir mağfiret 319 ve kerim/cömert bir rızık.

Arapça: 1234|8|74|والذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك هم المومنون حقا لهم مغفره ورزق كريم

Enfâl Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler sonrasında; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler sizlerle beraber; öyle ki işte bunlar sizlerdendir; ve rahimler 715 sahipleri (ki) onların bir kısmı daha velidir 28 bir kısma Allah'ın kitabında * ; doğrusu Allah her şeye bir Alîm’dir 8 .

Arapça: 1235|8|75|والذين امنوا من بعد وهاجروا وجهدوا معكم فاوليك منكم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله ان الله بكل شي عليم

Tevbe Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ancak ki imar 755 eder Allah'ın mescitlerini 16 kimse (ki) iman 47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve asla haşyet 53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden 176 .

Arapça: 1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Tevbe Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Yaptınız * mı su vermeyi hacılara 756 ve imar etmeyi haram mescidi 158 kimse gibi (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve cihat 356 etti Allah yolunda 336 ; olmaz aynı seviyede Allah'ın indinde/katında; ve Allah doğruya kılavuzlamaz ** zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 1254|9|19|اجعلتم سقايه الحاج وعماره المسجد الحرام كمن امن بالله واليوم الاخر وجهد في سبيل الله لا يستون عند الله والله لا يهدي القوم الظلمين

Tevbe Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler Allah'ın yolunda 336 mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; daha büyük derecedir Allah’ın indinde/katında; ve işte bunlar; onlardır başaranlar.

Arapça: 1255|9|20|الذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله بامولهم وانفسهم اعظم درجه عند الله واوليك هم الفايزون

Tevbe Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin babalarını/atalarınızı ve kardeşlerinizi evliya 212 ; eğer sevdilerse küfrü 422 imana 47 karşı; ve kim veli 28 edindi onları sizlerden; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 1258|9|23|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اباكم واخونكم اوليا ان استحبوا الكفر علي الايمن ومن يتولهم منكم فاوليك هم الظلمون

Tevbe Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Ancak ki müşrikler 36 bir necestir 760 ; öyle ki yaklaşamazlar haram mescite 158 sonrasında bu yılları * ; ve eğer korktunuzsa bir yoksulluk (olmasından); öyle ki yakında zengin edecek sizleri Allah kendi fazlından 202 eğer dilerse; doğrusu Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1263|9|28|يايها الذين امنوا انما المشركون نجس فلا يقربوا المسجد الحرام بعد عامهم هذا وان خفتم عيله فسوف يغنيكم الله من فضله ان شا ان الله عليم حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Katledin 35 kimseleri (ki) iman 47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; ve haram saymazlar * haram kıldığını Allah’ın ve resûlünün 700 ; ve din 122 edinmezler hak/gerçek bir dini ** kimselerden (ki) verildiler kitap *** ; ta ki sunarlar/verirler cizye 761 ki elleriyle; ve onlar alçalanlar/küçülenler (olarak).

Arapça: 1264|9|29|قتلوا الذين لا يومنون بالله ولا باليوم الاخر ولا يحرمون ما حرم الله ورسوله ولا يدينون دين الحق من الذين اوتوا الكتب حتي يعطوا الجزيه عن يد وهم صغرون

Tevbe Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Doğrusu birçoğu hahamlardan 762 ve ruhbanlardan 554 mutlak yerler insanların mallarını batılla 199 ; ve engellerler Allah’ın yolundan 336 ; ve kimselerdirler (ki) hazineleştirirler altını ve gümüşü; ve harcamazlar onu Allah’ın yolunda 336 ; öyle ki müjdele onlara elim/acıklı bir azabı.

Arapça: 1269|9|34|يايها الذين امنوا ان كثيرا من الاحبار والرهبان لياكلون امول الناس بالبطل ويصدون عن سبيل الله والذين يكنزون الذهب والفضه ولا ينفقونها في سبيل الله فبشرهم بعذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Nedir sizlere (olan) (ki) denildiği zaman sizlere "Neferleşin 763 Allah’ın yolunda" çakılıp kaldınız yere doğru; razı mı oldunuz ahiretten (vazgeçip) dünya hayatıyla; öyle ki dünya hayatının metası 54 ahirettekine (göre) ancak bir azdır.

Arapça: 1273|9|38|يايها الذين امنوا ما لكم اذا قيل لكم انفروا في سبيل الله اثاقلتم الي الارض ارضيتم بالحيوه الدنيا من الاخره فما متع الحيوه الدنيا في الاخره الا قليل

Tevbe Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: İzin talep etmezler sana kimseler (ki) iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ki cihat 356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; ve Allah bir Alîm’dir 8 muttakilere 17 .

Arapça: 1279|9|44|لا يستذنك الذين يومنون بالله واليوم الاخر ان يجهدوا بامولهم وانفسهم والله عليم بالمتقين

Tevbe Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ancak ki izin talep ederler sana kimseler (ki) iman 47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; ve şüphelenir kalpleri onların; öyle ki onlar şüphelerinde döner dururlar.

Arapça: 1280|9|45|انما يستذنك الذين لا يومنون بالله واليوم الاخر وارتابت قلوبهم فهم في ريبهم يترددون

Tevbe Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye 132 *; ve derler "o bir kulaktır ** "; de ki :"Bir hayır kulağıdır *** sizlere"; iman 47 eder Allah'a; ve iman 47 eder müminlere 27 ; ve bir rahmettir **** sizlerden iman 47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne 418 * eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 66

Türkçe Meal: Özür dilemeyin; muhakkak ki kâfirlik 25 ettiniz imanınız 47 sonrasında; eğer affetsek ki bir tayfayı 719 sizlerden; azap ederiz bir tayfaya 719 ; (ki) onların mücrimler 674 olmuş olmalarından dolayıdır.

Arapça: 1301|9|66|لا تعتذروا قد كفرتم بعد ايمنكم ان نعف عن طايفه منكم نعذب طايفه بانهم كانوا مجرمين

Tevbe Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve indirildiği zaman bir sure ki iman 47 edin Allah'a ve cihat 356 edin resûlüyle beraber (diye); izin talep ederler sana genişlik/uzunluk * sahipleri onlardan; ve dediler * : "Bırak bizleri (ki) oluruz oturanlarla beraber."

Arapça: 1321|9|86|واذا انزلت سوره ان امنوا بالله وجهدوا مع رسوله استذنك اولوا الطول منهم وقالوا ذرنا نكن مع القعدين

Tevbe Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Lakin/fakat resûl 418 * ve kimseler (ki) iman 47 ettiler onunla * beraber; cihat 356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; ve işte bunlar; onlaradır hayırlar; ve işte bunlar; onlardır muflihler 174 .

Arapça: 1323|9|88|لكن الرسول والذين امنوا معه جهدوا بامولهم وانفسهم واوليك لهم الخيرت واوليك هم المفلحون

Tevbe Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Özür beyan ederler sizlere geri döndüğünüz zaman onlara; de ki: "Özür beyan etmeyin; asla iman 47 etmeyiz sizlere; muhakkak haber verdi bizlere Allah haberlerinizden; ve görecek * Allah yaptıklarınızı sizlerin; ve resûlü (de); sonra döndürülürsünüz gaybı 62 bilene doğru; ve şahit/tanık olana; öyle ki haber verir ** sizlere yapar olduğunuzu."

Arapça: 1329|9|94|يعتذرون اليكم اذا رجعتم اليهم قل لا تعتذروا لن نومن لكم قد نبانا الله من اخباركم وسيري الله عملكم ورسوله ثم تردون الي علم الغيب والشهده فينبيكم بما كنتم تعملون

Tevbe Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Ve Araplardan 772 kimi iman 47 eder Allah'a ve âhiret 774 gününe; ve edinir/tutar infak 6 ettiğini Allah’ın indinde/katında yakınlıklar; ve resûlün 418 * salâtlarını 142 (da); doğrusu o ** bir yakınlıktır onlara değil mi?; sokacak/girdirecek onları Allah rahmetinin 271 içine; doğrusu Allah bir Gafûr'dur 20 ; bir Rahîm'dir 2 .

Arapça: 1334|9|99|ومن الاعراب من يومن بالله واليوم الاخر ويتخذ ما ينفق قربت عند الله وصلوت الرسول الا انها قربه لهم سيدخلهم الله في رحمته ان الله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Olmuş değildir nebiye 132 ve iman 47 etmiş kimselere ki mağfiret 319 dilerler müşriklere 36 ; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan 226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm 808 ashâbıdır 194 .

Arapça: 1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Tevbe Suresi - Ayet 119

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Takvalı 21 olun Allah’a; ve olun sâdıklarla 182 beraber.

Arapça: 1354|9|119|يايها الذين امنوا اتقوا الله وكونوا مع الصدقين

Tevbe Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katledin 35 kimseleri (ki) yakınlaşırlar * sizlere kâfirlerden; ve bulsunlar sizde bir kalınlık/kabalık; ve bilin ki Allah muttakilerle 17 beraberdir.

Arapça: 1358|9|123|يايها الذين امنوا قتلوا الذين يلونكم من الكفار وليجدوا فيكم غلظه واعلموا ان الله مع المتقين

Tevbe Suresi - Ayet 124

Türkçe Meal: Ve ne zaman indirildi bir sure * ; öyle ki onlardan kimi der: "Hanginize ziyade etti bu * bir imanı 47 ?"; (oysa) öyle ki iman 47 etmiş kimselere; öyle ki ziyade ** etti onlara *** bir imanı 47 ; ve onlar **** müjdelenirler."

Arapça: 1359|9|124|واذا ما انزلت سوره فمنهم من يقول ايكم زادته هذه ايمنا فاما الذين امنوا فزادتهم ايمنا وهم يستبشرون

Yunus Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: İnsanlara bir şaşılan mı oldu ki vahy 603 ettik bir adam üzerine onlardan? Ki "Uyar insanları; ve müjdele iman 47 etmiş kimseleri ki onlaradır gerçek/doğru bir kademe/kıdem Rableri 4 indinde/katında"; dedi kâfirler 25 : "Doğrusu bu * mutlak apaçık bir sihirdir."

Arapça: 1364|10|2|اكان للناس عجبا ان اوحينا الي رجل منهم ان انذر الناس وبشر الذين امنوا ان لهم قدم صدق عند ربهم قال الكفرون ان هذا لسحر مبين

Yunus Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: O'nadır * dönüş yerleriniz topluca; vaadi Allah'ın bir haktır/gerçektir; doğrusu O ** benzersiz başlatır yaratışı; sonra geri döndürür onu *** ; karşılığını 63 vermek için kimselerin (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 eşitlikle 230 ve kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler; onlaradır **** kaynardan bir şarap ***** ve elim/acıklı bir azap; kâfirlik 25 ederler olduklarına.

Arapça: 1366|10|4|اليه مرجعكم جميعا وعد الله حقا انه يبدوا الخلق ثم يعيده ليجزي الذين امنوا وعملوا الصلحت بالقسط والذين كفروا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

Yunus Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihat 18 ; doğru yola kılavuzlar onları Rableri 4 imanlarıyla 47 ; akar altından onların * nehirler naîm 783 cennetlerinde.

Arapça: 1371|10|9|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت يهديهم ربهم بايمنهم تجري من تحتهم الانهر في جنت النعيم

Yunus Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve ant olsun helak ettik * kurûnları 785 sizden önce; ne zaman zulmettiler 257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla 226 ve olmuş değillerdi iman 47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız 63 mücrim 674 kavmi/toplumu.

Arapça: 1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

Yunus Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: İşte böyledir; hakikat * oldu kelimesi 416 (senin) Rabbinin 4 fâsık 38 olmuş kimselere karşı ki onlar iman 47 etmezler.

Arapça: 1395|10|33|كذلك حقت كلمت ربك علي الذين فسقوا انهم لا يومنون

Yunus Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Ve onlardandır * kimse (ki) iman 47 eder ona * ; ve onlardandır kimse (ki) iman 47 etmez ona * ; ve (senin) Rabbin 4 daha iyi bilir fesatçıları 265 .

Arapça: 1402|10|40|ومنهم من يومن به ومنهم من لا يومن به وربك اعلم بالمفسدين

Yunus Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Vuku bulduğu zaman sonrası mı iman 47 ettiniz ona * ? Şimdi mi? Ve muhakkak acele eder olmuştunuz ona ** .

Arapça: 1413|10|51|اثم اذا ما وقع امنتم به الن وقد كنتم به تستعجلون

Yunus Suresi - Ayet 63

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve takvalaşır 21 oldular.

Arapça: 1425|10|63|الذين امنوا وكانوا يتقون

Yunus Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Sonra gönderdik resûlleri 418 kavimlerine/toplumlarına sonrasında onun * ; öyle ki geldiler ** beyanatlarla 352 ; öyle ki olmuş değillerdi i*** iman 47 etmeye önceden kendisini yalanladıklarına; işte böyledir; mühürleriz 175 sınırı aşanların kalplerinin üzerini.

Arapça: 1436|10|74|ثم بعثنا من بعده رسلا الي قومهم فجاوهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع علي قلوب المعتدين

Yunus Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: Dediler: "Geldin mi bizlere eğmek için bizleri babalarımızı/atalarımızı üzerinde bulduğumuzdan; ve olursunuz ikiniz * kibirlenen yerde; ve değiliz bizler ikinize iman 47 ederler"

Arapça: 1440|10|78|قالوا اجيتنا لتلفتنا عما وجدنا عليه ابانا وتكون لكما الكبريا في الارض وما نحن لكما بمومنين

Yunus Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Öyle ki iman 47 etmiş değildi Mûsâ’ya onun kavminden/toplumundan bir zürriyet 380 * dışında; firavundan 678 ve onun melesinden 364 bir korkuya karşı ki fitne 332 ** verirler onlara; ve doğrusu firavun 678 mutlak bir yücelendi yerde; ve doğrusu o mutlak müsriflerdendi 784 .

Arapça: 1445|10|83|فما امن لموسي الا ذريه من قومه علي خوف من فرعون وملايهم ان يفتنهم وان فرعون لعال في الارض وانه لمن المسرفين

Yunus Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Ve dedi Mûsâ: "Ey kavmim/toplumum! Eğer olduysanız iman 47 etmişler Allah'a; öyle ki O’na * karşı tevekkül 79 edin; eğer olduysanız müslim 45 ."

Arapça: 1446|10|84|وقال موسي يقوم ان كنتم امنتم بالله فعليه توكلوا ان كنتم مسلمين

Yunus Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Ve dedi Mûsâ: "Rabbimiz 4 ! Doğrusu sen; verdin firavuna ve melesine 364 onun * bir ziynet 856 ve mallar dünya hayatında; Rabbimiz 4 ! Dalalete 128 düşürmeleri için senin yolundan 336 ; Rabbimiz 4 ! Sil mallarının üzerini ve sertleştir/katılaştır kalplerinin 175 üzerini; öyle ki iman 47 etmezler ta ki görürler elim/acıklı azabı."

Arapça: 1450|10|88|وقال موسي ربنا انك اتيت فرعون وملاه زينه وامولا في الحيوه الدنيا ربنا ليضلوا عن سبيلك ربنا اطمس علي امولهم واشدد علي قلوبهم فلا يومنوا حتي يروا العذاب الاليم

Yunus Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Ve cevaz * verdik İsrâîloğullarına 197 bahri 236 **; öyle ki tabi oldu onlara firavun ve ordusu bir taşkınlık (-la) ve düşmanlık (-la); ta ki idrak 657 ettiği zaman o *** boğulmayı; dedi: "İman 47 ettim ki O'dur **** ; yoktur ilâh 74 İsrâîloğullarının 197 kendisine iman 4 ettiği dışında; ve ben de müslimdenim 45 .

Arapça: 1452|10|90|وجوزنا ببني اسريل البحر فاتبعهم فرعون وجنوده بغيا وعدوا حتي اذا ادركه الغرق قال امنت انه لا اله الا الذي امنت به بنوا اسريل وانا من المسلمين

Yunus Suresi - Ayet 96

Türkçe Meal: Doğrusu kimselere (ki) hakikat * oldu üzerlerine (senin) Rabbinin 4 kelimesi; iman etmezler 47 .

Arapça: 1458|10|96|ان الذين حقت عليهم كلمت ربك لا يومنون

Yunus Suresi - Ayet 98

Türkçe Meal: Öyle ki keşke olsaydı iman 878 etmiş bir kente (ki) öyle ki menfaat sağlasaydı ona * imanı 878 ; dışındadır ** Yûnus’un kavmi/toplumu; ne zaman ki iman 47 ettiler; keşfettik *** onlardan bir rezillik azabını dünya hayatında; ve metalandırdık 54 onları bir süreye doğru.

Arapça: 1460|10|98|فلولا كانت قريه امنت فنفعها ايمنها الا قوم يونس لما امنوا كشفنا عنهم عذاب الخزي في الحيوه الدنيا ومتعنهم الي حين

Yunus Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Velev/şayet dileseydi (senin) Rabbin 4 ; mutlak iman 47 ederdi yerdeki kimseler; hepsi onların topluca; öyleyse sen mi zorlarsın * insanları ta ki olurlar müminler 27 .

Arapça: 1461|10|99|ولو شا ربك لامن من في الارض كلهم جميعا افانت تكره الناس حتي يكونوا مومنين

Yunus Suresi - Ayet 100

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nefse 201 ki iman 47 eder; Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve yapar ricsi 773 kimseler üzerlerine (ki) akletmezler.

Arapça: 1462|10|100|وما كان لنفس ان تومن الا باذن الله ويجعل الرجس علي الذين لا يعقلون

Yunus Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: De ki: "Bakın * ne var göklerde 162 ve yerde"; ve ganileştirir ** değildir ayetler 237 ve uyarılar iman 47 etmez bir kavme/topluluğa.

Arapça: 1463|10|101|قل انظروا ماذا في السموت والارض وما تغني الايت والنذر عن قوم لا يومنون

Yunus Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Sonra kurtarırız resûllerimizi 418 ve iman 47 etmiş kimseleri; işte böyledir; bir haktır/gerçektir üzerimize (ki) kurtarırız müminleri 27 .

Arapça: 1465|10|103|ثم ننجي رسلنا والذين امنوا كذلك حقا علينا ننج المومنين

Hûd Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Öyle ki kimse mi * (ki) oldu bir beyanat 620 üzere Rabbinden 4 ; ve tilâvet 874 eder onu ** ondan *** bir şahit/tanık (olarak) ; ve onun **** öncesinde Mûsâ'nın kitabı ***** bir imamdı 884 ve bir rahmetti 271 ; işte bunlardır; iman 47 ederler ona ****** ; ve kim kâfirlik 25 eder ona ****** gruplardan/partilerden; öyle ki ateştir 834 vaat edilen yeri onun; öyle ki olma şüphede ondan ******* ; doğrusu o ******** haktır/gerçektir (senin) Rabbinden 4 ; velakin/fakat çoğu insan iman 47 etmez.

Arapça: 1488|11|17|افمن كان علي بينه من ربه ويتلوه شاهد منه ومن قبله كتب موسي اماما ورحمه اوليك يومنون به ومن يكفر به من الاحزاب فالنار موعده فلا تك في مريه منه انه الحق من ربك ولكن اكثر الناس لا يومنون

Hûd Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; ve boyun eğdiler * Rablerine 4 doğru; işte bunlar; cennet ashâbıdır 194 ; onlar orada ** ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 1494|11|23|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واخبتوا الي ربهم اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Hûd Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: "Ve ey kavmim/toplumum! Sual etmem/sormam sizlere ona * karşı bir mal ki benim ecrim 820 ancak Allah'a karşıdır; ve ben iman 47 etmiş kimseleri bir kovan/uzaklaştıran değilim; doğrusu onlar kavuşanlardır ** Rablerine 4 ; velakin/fakat ben görüyorum sizleri cahillik 489 eder bir kavim/toplum (olarak)."

Arapça: 1500|11|29|ويقوم لا اسلكم عليه مالا ان اجري الا علي الله وما انا بطارد الذين امنوا انهم ملقوا ربهم ولكني اريكم قوما تجهلون

Hûd Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve vahyedildi 603 Nûh'a ki ona asla iman 47 etmez senin kavminden/toplumundan dışındadır kimse (ki) zaten iman 47 etti (diye); öyle ki tasalanma/üzülme faaliyet içinde olduklarına onların (diye).

Arapça: 1507|11|36|واوحي الي نوح انه لن يومن من قومك الا من قد امن فلا تبتيس بما كانوا يفعلون

Hûd Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Ta ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran * etti tandır 570 ; dedik: "Yükle ona ** her bir çiftten ikişer 569 ve ahalini 568 -dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun kelam/söz-; ve (yükle) iman 47 etmiş kimseyi; ve iman 47 etmiş değildi onunla *** birlikte biraz dışında.

Arapça: 1511|11|40|حتي اذا جا امرنا وفار التنور قلنا احمل فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول ومن امن وما امن معه الا قليل

Hûd Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi emrimiz kurtardık Hûd'u ve kimseleri (ki) iman 47 ettiler onunla * beraber; bizden bir rahmetle 271 ; ve kurtardık onları kalın/kaba bir azaptan.

Arapça: 1529|11|58|ولما جا امرنا نجينا هودا والذين امنوا معه برحمه منا ونجينهم من عذاب غليظ

Hûd Suresi - Ayet 66

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman geldi emrimiz 200 ; kurtardık Sâlih'i ve onunla * beraber iman 47 etmiş kimseleri kendimizden bir rahmetle 271 ; ve rezilliğinden günün; doğrusu (senin) Rabbin 4 ; O (ki) Kaviyy’dir 72 ; Azîz’dir 37 .

Arapça: 1537|11|66|فلما جا امرنا نجينا صلحا والذين امنوا معه برحمه منا ومن خزي يوميذ ان ربك هو القوي العزيز

Hûd Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi emrimiz 200 kurtardık Şuayb'ı ve onunla * birlikte iman 47 etmiş kimseleri bir rahmetle 271 bizden; ve tuttu zulmetmiş 257 kimseleri sayha 839 ; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim 899 (olarak).

Arapça: 1565|11|94|ولما جا امرنا نجينا شعيبا والذين امنوا معه برحمه منا واخذت الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Hûd Suresi - Ayet 121

Türkçe Meal: Ve iman 47 etmez kimselere de ki: "Yapın imkanınıza karşı * ; doğrusu bizler yapanlarız."

Arapça: 1592|11|121|وقل للذين لا يومنون اعملوا علي مكانتكم انا عملون

Yusuf Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Dedi * : "Gelmez ikinize bir yemek (ki) rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la); dışındadır (ki) haber verdim ikinize tevilini 401 onun ** önceden ki gelir (o *** ) ikinize; işte ikinizedir Rabbimin 4 öğrettiğinden; doğrusu ben * terk ettim milletini 301 bir kavmin/toplumun **** (ki) iman 47 etmezler Allah'a ve onlar ahirete ***** (ki) onlar kâfirliklerdir 25 ."

Arapça: 1631|12|37|قال لا ياتيكما طعام ترزقانه الا نباتكما بتاويله قبل ان ياتيكما ذلكما مما علمني ربي اني تركت مله قوم لا يومنون بالله وهم بالاخره هم كفرون

Yusuf Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve mutlak ki ahiret ecri 820 hayırlıdır kimselere (ki) iman ettiler 47 ; ve oldular takvalılar 21 .

Arapça: 1651|12|57|ولاجر الاخره خير للذين امنوا وكانوا يتقون

Yusuf Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Ve iman 47 eder değillerdir ekserisi/çoğu onların * Allah'a; dışında (ki) ve onlar ** müşriklerdir 36 .

Arapça: 1700|12|106|وما يومن اكثرهم بالله الا وهم مشركون

Yusuf Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Ant olsun oldu onların * kıssasında bir ibret elbâb 88 sahiplerine; olmuş değildir (o ** ) bir hadis 945 (ki) iftira atılır 402 ; velakin/fakat bir tasdiktir *** kimseye (ki) iki elinin arasındadır **** onun; ve bir tefsîldir 651 her bir şeye; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavme/topluma.

Arapça: 1705|12|111|لقد كان في قصصهم عبره لاولي الالبب ما كان حديثا يفتري ولكن تصديق الذي بين يديه وتفصيل كل شي وهدي ورحمه لقوم يومنون

Ra'd Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: ALMR 44 *; işte şu (ki) ayetleridir kitabın ** ; ve indirilendir sana Rabbinden 4 hak/gerçek (olarak); velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu iman 47 etmezler.

Arapça: 1706|13|1|المر تلك ايت الكتب والذي انزل اليك من ربك الحق ولكن اكثر الناس لا يومنون

Ra'd Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve tatmin 971 olur kalpleri Allah’ın zikriyle 347 ; değil mi ki Allah’ın zikriyle 347 tatmin 971 olur kalpler?"

Arapça: 1733|13|28|الذين امنوا وتطمين قلوبهم بذكر الله الا بذكر الله تطمين القلوب

Ra'd Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; onlaradır tûbâ 976 ve bir güzel dönüş yeri.

Arapça: 1734|13|29|الذين امنوا وعملوا الصلحت طوبي لهم وحسن ماب

Ra'd Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve şayet ki bir Kur’an 850 (ki) yürütülseydi onunla * dağlar ya da kesilseydi ** onunla * yer ya da kelam ettirilseydi onunla * ölüler; Evet! Allah’adır emir 200 topluca; öyle ki hiç farkına varmaz mı iman 47 etmiş kimseler ki şayet dilerse Allah mutlak doğru yola kılavuzlardı insanları topluca; ve ayrılmaz/farklı kılınmaz kâfirlik 25 etmiş kimseler (ki) isabet eder onlara sanayi olarak ürettikleriyle bir çarpma/vuruş; ya da konar *** diyarlarından **** bir yakına; ta ki gelir vaadi Allah'ın; doğrusu Allah ihtilaf etmez ***** vaat yerine.

Arapça: 1736|13|31|ولو ان قرانا سيرت به الجبال او قطعت به الارض او كلم به الموتي بل لله الامر جميعا افلم يايس الذين امنوا ان لو يشا الله لهدي الناس جميعا ولا يزال الذين كفروا تصيبهم بما صنعوا قارعه او تحل قريبا من دارهم حتي ياتي وعد الله ان الله لا يخلف الميعاد

İbrahim Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ve girdirilir iman 47 etmiş ve sâlihât 18 yapmış kimseler cennetlere 970 ; akar altından onun * nehirler; ölümsüzlerdir 185 orada ** Rablerinin 4 izniyle; hayatlamaları *** onların orada ** bir selâm’dır 98 .

Arapça: 1771|14|23|وادخل الذين امنوا وعملوا الصلحت جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها باذن ربهم تحيتهم فيها سلم

İbrahim Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Sabitler * Allah iman 47 etmiş kimseleri sabit ** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette 128 bırakır Allah zalimleri 257 ; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Arapça: 1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

İbrahim Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: De ki kullarıma; iman 47 etmiş kimselere; ikame 572 etsinler salâtı 5 ; ve infak etsinler 6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice ve alenen/bildirerek; önceden ki gelir bir gün; yoktur bir alışveriş onda; ve yoktur bir dostluk.

Arapça: 1779|14|31|قل لعبادي الذين امنوا يقيموا الصلوه وينفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خلل

Hicr Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: İman 47 etmezler ona * ; ve muhakkak gelip geçti evvelkilerin sünneti 707 .

Arapça: 1813|15|13|لا يومنون به وقد خلت سنه الاولين

Nahl Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ahirete iman 47 etmeyen kimseleredir kötü misal 870 ; ve Allah’adır yücelmiş misal 870 ; ve O * Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1959|16|60|للذين لا يومنون بالاخره مثل السو ولله المثل الاعلي وهو العزيز الحكيم

Nahl Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve indirmiş değiliz sana * kitabı ** onlara beyan 226 etmen dışında; ki ihtilafa düştüklerini onda *** ; ve (oysa) bir doğru yola kılavuzdur ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavme/topluma.

Arapça: 1963|16|64|وما انزلنا عليك الكتب الا لتبين لهم الذي اختلفوا فيه وهدي ورحمه لقوم يومنون

Nahl Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve Allah yaptı sizlere nefislerinizden 201 eşler; ve yaptı sizlere eşlerinizden oğullar ve torunlar; ve rızıklandırdı sizleri iyilerden; öyle ki batıla 199 mı iman 47 ederler?; ve Allah'ın nimetine 757 onlar kâfirlik 25 ederler.

Arapça: 1971|16|72|والله جعل لكم من انفسكم ازوجا وجعل لكم من ازوجكم بنين وحفده ورزقكم من الطيبت افبالبطل يومنون وبنعمت الله هم يكفرون

Nahl Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Doğrusu o * ; olmadı ona ** bir sultân 660 kimseler üzerine (ki) iman 47 ettiler; ve Rablerinin 4 üzerine tevekkül 79 ederler (onlar).

Arapça: 1998|16|99|انه ليس له سلطن علي الذين امنوا وعلي ربهم يتوكلون

Nahl Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: De ki: "İndirdi onu * kutsal ruh 279 (senin) Rabbinden 4 hakla/gerçekle; sabitlemek içindir kimseleri (ki) iman 47 ettiler; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve müjdedir müslimlere 45 ."

Arapça: 2001|16|102|قل نزله روح القدس من ربك بالحق ليثبت الذين امنوا وهدي وبشري للمسلمين

Nahl Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: Doğrusu kimseleri (ki) iman 47 etmezler Allah'ın ayetlerine 1027 ; doğru yola kılavuzlamaz onları Allah; ve onlaradır elim * bir azap.

Arapça: 2003|16|104|ان الذين لا يومنون بايت الله لا يهديهم الله ولهم عذاب اليم

İsrâ Suresi - Ayet 107

Türkçe Meal: De ki: “İman 47 edin ona * ya da iman 47 etmeyin; doğrusu önceden ilim verilen kimselere (ki) okunduğu zaman onlara ** ; kapandılar çeneleri üstüne secde 12 edenler (olarak).

Arapça: 2134|17|107|قل امنوا به او لا تومنوا ان الذين اوتوا العلم من قبله اذا يتلي عليهم يخرون للاذقان سجدا

Kehf Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Öyle ki belki sen onların peşlerinde çaresizlikten öldürensin kendi nefsini; ki asla iman 47 etmezler bu söze; bir kederdir/pişmanlıktır.

Arapça: 2144|18|6|فلعلك بخع نفسك علي اثرهم ان لم يومنوا بهذا الحديث اسفا

Kehf Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Biz; kıssa 430 haline getirdik sana onların haberini gerçekle/hakla; doğrusu onlar Rablerine 4 iman 47 etmiş gençlerdi; ve ziyade ettik/artırdık onlara hidayeti.

Arapça: 2151|18|13|نحن نقص عليك نباهم بالحق انهم فتيه امنوا بربهم وزدنهم هدي

Kehf Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ve de ki: "Hak/gerçek Rabbinizdendir 4 ; öyle ki kim diledi; öyle ki iman 47 etsin; ve kim diledi; öyle ki kâfirlik 25 etsin; doğrusu biz hazırladık zalimlere 257 bir ateş 834 ; sarmıştır onları onun * duman katmanı ** ; ve eğer yardım isterlerse yardım edilirler ağır metal akışkanı *** gibi bir suyla (ki) kavurur/kızartır yüzleri; ne sefil bir içecek oldu; ve ne kötü bir refakat/dayanma/dinlenme yeri oldu.

Arapça: 2167|18|29|وقل الحق من ربكم فمن شا فليومن ومن شا فليكفر انا اعتدنا للظلمين نارا احاط بهم سرادقها وان يستغيثوا يغاثوا بما كالمهل يشوي الوجوه بيس الشراب وسات مرتفقا

Kehf Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Ve iman 47 etmiş; ve sâlihât 18 yapmış kimseye gelince; onadır güzel bir ceza 63 ; ve diyeceğiz ona emrimizden kolayını.

Arapça: 2226|18|88|واما من امن وعمل صلحا فله جزا الحسني وسنقول له من امرنا يسرا

Enbiyâ Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Hiç görmezler mi kâfirlik 25 etmiş kimseler ki gökler 162 ve yer olmuştu bir bitişik/yapışık 387 ; öyle ki ayırdık * o ikisini; ve yaptık sudan her bir canlı şeyi 387 ; öyle ki iman 47 etmezler mi?

Arapça: 2511|21|30|اولم ير الذين كفروا ان السموت والارض كانتا رتقا ففتقنهما وجعلنا من الما كل شي حي افلا يومنون

Hac Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Doğrusu iman 47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş 267 kimseler; ve Sâbiîler 266 ; ve Nasârâlılar 268 ; ve Mecûsiler 270 ; ve kimseler (ki) ortak koştular/şirke girdiler 71 ; doğrusu Allah ayırır * arasını onların kıyamet günü 148 ; doğrusu Allah her bir şey üzerine şahittir/tanıktır.

Arapça: 2610|22|17|ان الذين امنوا والذين هادوا والصبين والنصري والمجوس والذين اشركوا ان الله يفصل بينهم يوم القيمه ان الله علي كل شي شهيد

Hac Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Ve rükû 11 edin; ve secde 12 edin; ve kulluk edin 46 Rabbinize 4 ; ve hayır/iyilik faaliyetinde bulunun; belki de sizler felaha 326 kavuşursunuz.

Arapça: 2670|22|77|يايها الذين امنوا اركعوا واسجدوا واعبدوا ربكم وافعلوا الخير لعلكم تفلحون

Nûr Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz 77 ; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir 55 salâtı 5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı 853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam 56 salâtı 5 ; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir 8 ; Hakîm'dir 9 .

Arapça: 2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Şuarâ Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Dediler: "İman 47 eder miyiz sana? Ve tabi olur sana reziller"

Arapça: 3041|26|111|قالوا انومن لك واتبعك الارذلون

Neml Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Hiç görmezler mi ki biz yaptık geceyi 171 sükûnet bulmaları için onda (gecede); ve görüş sağlayan gündüzü 170 ; doğrusu bundadır mutlak ayetler bir kavim/toplum için; iman 47 ederler.

Arapça: 3243|27|86|الم يروا انا جعلنا اليل ليسكنوا فيه والنهار مبصرا ان في ذلك لايت لقوم يومنون

Ankebût Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ve hiç kâfi gelmez mi onlara ki biz indirdik sana kitabı * (ki) okunur üzerlerine; doğrusu bundadır mutlak bir rahmet 271 ve zikir/hatırlatma iman 47 eden bir kavim/toplum için.

Arapça: 3389|29|51|اولم يكفهم انا انزلنا عليك الكتب يتلي عليهم ان في ذلك لرحمه وذكري لقوم يومنون

Ankebût Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ve kimseler; iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; mutlak yerleştiririz onları cennetten yüksek alanlara; akar altlarından nehirler; ölümsüzler 185 orada (cennette); ne muhteşemdir ecri/karşılığı (bunu) yapanların.

Arapça: 3396|29|58|والذين امنوا وعملوا الصلحت لنبوينهم من الجنه غرفا تجري من تحتها الانهر خلدين فيها نعم اجر العملين

Secde Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ancak ayetlerimize iman 47 eden kimseler (ki) hatırlatıldığı zaman onlara * onunla ** ; kapandılar secde 12 edenler (olarak); ve tesbih 31 ettiler hamd 3 ile Rablerini 4 ; ve onlar büyüklenmezler.

Arapça: 3516|32|15|انما يومن بايتنا الذين اذا ذكروا بها خروا سجدا وسبحوا بحمد ربهم وهم لا يستكبرون

Ahzâb Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Zikredin 78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini geldiği zaman sizlere ordular * ; öyle ki gönderdik onlara * bir rüzgâr 718 ; ve ordular 718 (ki) asla göremezsiniz onu; ve oldu Allah yaptıklarınıza bir Basîr 513 .

Arapça: 3540|33|9|يايها الذين امنوا اذكروا نعمه الله عليكم اذ جاتكم جنود فارسلنا عليهم ريحا وجنودا لم تروها وكان الله بما تعملون بصيرا

Ahzâb Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Cimrilerdir/pintilerdir sizlere karşı; öyle ki geldiği zaman korku; görürsün onları bakarlar sana; döner/devrilir gözleri onların kimse gibi (ki) örter bir baygınlık onun üzerini ölümden; öyle ki giderdiği zaman (o) korkuyu; incitirler/yaralarlar sizleri sivri/keskin dillerle; cimrilerdir/pintilerdir hayra karşı; işte bunlar; asla iman 47 etmezler; öyle ki boşa çıkardı Allah onların yaptıklarını; ve oldu bu Allah'a karşı bir kolay.

Arapça: 3550|33|19|اشحه عليكم فاذا جا الخوف رايتهم ينظرون اليك تدور اعينهم كالذي يغشي عليه من الموت فاذا ذهب الخوف سلقوكم بالسنه حداد اشحه علي الخير اوليك لم يومنوا فاحبط الله اعملهم وكان ذلك علي الله يسيرا

Ahzâb Suresi - Ayet 22

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki gördüler * müminler 27 birlikleri ** ; dediler: "Bu vaat ettiğidir bizlere Allah'ın ve resûlünün 700 ; ve doğru söylemiş Allah ve resûlü 700 "; ve ziyade etmiş değildi (bu) onlara bir iman 47 ve bir teslimiyet dışında.

Arapça: 3553|33|22|ولما را المومنون الاحزاب قالوا هذا ما وعدنا الله ورسوله وصدق الله ورسوله وما زادهم الا ايمنا وتسليما

Ahzâb Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Zikredin 347 Allah'ı çokça bir zikir (-le) 78 .

Arapça: 3572|33|41|يايها الذين امنوا اذكروا الله ذكرا كثيرا

Ahzâb Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Nikahladığınız 744 zaman müminâtları 493 ; sonra boşadınız onları önceden ki temas edersiniz * onlara; öyle ki olmaz ** sizlere onların *** üzerlerine bir iddetten 652 (ki) iddetlendirirsiniz 652 ona **** ; öyle ki metalandırın 54 onları; ve salın onları uygun bir salış (-la).

Arapça: 3580|33|49|يايها الذين امنوا اذا نكحتم المومنت ثم طلقتموهن من قبل ان تمسوهن فما لكم عليهن من عده تعتدونها فمتعوهن وسرحوهن سراحا جميلا

Ahzâb Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Girmeyin 728 nebinin * evlerine dışında ki izin verilir sizlere bir yemeğe doğru; olmaksızın bakanlar/gözetleyenler vaktini onun ** ; velakin/fakat davet edildiğiniz zaman öyle ki girin; öyle ki yediğiniz zaman öyle ki dağılın; ve aranmayın/bakınmayın hadise/söze; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu ki) eziyet eder nebiye; öyle ki hayâ hisseder sizlerden; ve (oysa) Allah hayâ hissetmez haktan/gerçekten; ve sual ettiğiniz/sorduğunuz zaman bir meta 54 ; öyle ki sual edin/sorun onlara *** bir engel/yasak arkasından; işte sizlersiniz; daha temizdir kalpleriniz için ve onların kalplerine; ve olmuş değildir sizlere ki eziyet edersiniz Allah'ın resûlüne; ve olmaz ki nikahlarsınız 744 eşlerini onun kendisinden sonra ebediyen; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu) Allah indinde/katında bir büyük.

Arapça: 3584|33|53|يايها الذين امنوا لا تدخلوا بيوت النبي الا ان يوذن لكم الي طعام غير نظرين انيه ولكن اذا دعيتم فادخلوا فاذا طعمتم فانتشروا ولا مستنسين لحديث ان ذلكم كان يوذي النبي فيستحي منكم والله لا يستحي من الحق واذا سالتموهن متعا فسلوهن من ورا حجاب ذلكم اطهر لقلوبكم وقلوبهن وما كان لكم ان توذوا رسول الله ولا ان تنكحوا ازوجه من بعده ابدا ان ذلكم كان عند الله عظيما

Ahzâb Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Doğrusu Allah ve melekleri 48 salât 22 ederler nebiye 132 ; ey iman 47 etmiş kimseler! Salât 83 edin ona * ; ve teslim olun bir teslim (-le).

Arapça: 3587|33|56|ان الله ومليكته يصلون علي النبي يايها الذين امنوا صلوا عليه وسلموا تسليما

Ahzâb Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olmayın kimseler gibi (ki) eziyet ettiler Mûsâ'ya; öyle ki beraat * ettirdi onu ** Allah dediklerinden onların; ve oldu (Mûsâ) Allah’ın indinde/katında bir ayrıcalıklı.

Arapça: 3600|33|69|يايها الذين امنوا لا تكونوا كالذين اذوا موسي فبراه الله مما قالوا وكان عند الله وجيها

Ahzâb Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler; takvalı 21 olun Allah’a; ve deyin/söyleyin sedîd 732 bir söylem.

Arapça: 3601|33|70|يايها الذين امنوا اتقوا الله وقولوا قولا سديدا

Sebe' Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Ve olmuş değildi ona * onlar üzerlerine hiç bir sultân 660 ; ancak bilindik kılmam içindir kimseyi (ki) iman 47 eder ahirete kimseden (ki) o (kimse) ondan kuşku/kuruntu/vehim içindedir; ve (senin) Rabbin 4 her bir şey üzerine bir Hafîz’dır 613 .

Arapça: 3625|34|21|وما كان له عليهم من سلطن الا لنعلم من يومن بالاخره ممن هو منها في شك وربك علي كل شي حفيظ

Mü'min Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Doğrusu kâfirlik 25 etmiş kimselere nida * edildi: "Mutlak ki Allah'ın nefreti daha büyüktür kendi nefislerinize 201 (olan) nefretinizden; çağrıldığınız zaman imana 47 ; öyle ki kâfirlik 25 ediyordunuz."

Arapça: 4141|40|10|ان الذين كفروا ينادون لمقت الله اكبر من مقتكم انفسكم اذ تدعون الي الايمن فتكفرون

Şûrâ Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Öyle ki işte bunun için; öyle ki çağır ve dik dur emrolunduğun gibi; ve tabi olma hevalarına onların; ve de ki: "İman 47 ettim Allah'ın kitaptan * indirdiğine; ve emrolundum adaleti 680 gözetmeye aranızda; Allah (ki) Rabbimiz 4 ve Rabbinizdir 4 ; bizedir yaptıklarımız ve sizleredir yaptıklarınız; olmaz bir hüccet 625 aramız ve aranızda; Allah toplar/bir araya getirir aramızı; ve O’na ** doğrudur dönüş yeri."

Arapça: 4285|42|15|فلذلك فادع واستقم كما امرت ولا تتبع اهواهم وقل امنت بما انزل الله من كتب وامرت لاعدل بينكم الله ربنا وربكم لنا اعملنا ولكم اعملكم لا حجه بيننا وبينكم الله يجمع بيننا واليه المصير

Şûrâ Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Acele ederler ona * kimseler (ki) iman 47 etmezler ona * ; ve (oysa) iman 47 etmiş kimseler endişelenenlerdir ** ondan *** ; ve bilirler ki o **** haktır/gerçektir; değil mi (ki) doğrusu sâatte 470 karşı çıkan kimseler ***** mutlak bir dalalettedir 128 .

Arapça: 4288|42|18|يستعجل بها الذين لا يومنون بها والذين امنوا مشفقون منها ويعلمون انها الحق الا ان الذين يمارون في الساعه لفي ضلل بعيد

Şûrâ Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; vahyettik 603 (senin) üzerine bir ruh 279 emrimizden; idrak 657 eder olmuş değildin kitabı * ve ne de imanı 47 **; velakin/fakat yaptık onu *** bir nur; doğru yola kılavuzlarız onunla *** dilediğimiz kimseyi kullarımızdan; ve doğrusu sen mutlak doğru yola kılavuzlarsın **** ; dosdoğru bir yol doğru 124 .

Arapça: 4322|42|52|وكذلك اوحينا اليك روحا من امرنا ما كنت تدري ما الكتب ولا الايمن ولكن جعلنه نورا نهدي به من نشا من عبادنا وانك لتهدي الي صرط مستقيم

Duhân Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Ve eğer asla iman 47 etmezseniz bana azledin * beni.

Arapça: 4433|44|21|وان لم تومنوا لي فاعتزلون

Fetih Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: İman 47 etmeniz için Allah'a; ve resûlüne 418 O’nun (Allah’ın); ve yardım edersiniz O’na (Allah’a); ve vakarlı olursunuz/oturaklı olursunuz O’na (Allah’a); ve tesbih 31 edersiniz O’na (Allah’a); sabah/ilk aydınlanma (-yla)/seher (-le); ve gün batımı öncesi.

Arapça: 4590|48|9|لتومنوا بالله ورسوله وتعزروه وتوقروه وتسبحوه بكره واصيلا

Fetih Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Muhammed resûlüdür 418 Allah'ın; ve onunla birlikte (olan) kimseler şiddetlidirler kâfirlere 25 karşı; merhametlidirler 829 kendi aralarında; görürsün onları rükû 11 edenler; secde 12 edenler; ararlar bir fazıl/lütuf Allah’tan; ve bir rıza; yüzlerindeki simaları onların eserindendir secdelerin 12 ; işte bu; misalleridir onların Tevrât'ta; ve misalleridir onların İncîl’de; bir zer/bir tohum (ki) çıkardı filizini; öyle ki kaplayarak güçlendirdi (filiz) onu (tohumu); öyle ki kalınlaştı/sertleşti; öyle ki istiva etti/seviyeledi gövdesinin üstüne; hayranlıkla zevk alır zer/tohum ekenler; kızması için/öfkelenmesi için onlara kâfirlerin 25 ; vaat etti Allah kimselere; iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 onlardan (iman edenlerden); bir mağfiret/bir bağışlanma; ve büyük bir ecir 820 .

Arapça: 4610|48|29|محمد رسول الله والذين معه اشدا علي الكفار رحما بينهم تريهم ركعا سجدا يبتغون فضلا من الله ورضونا سيماهم في وجوههم من اثر السجود ذلك مثلهم في التوريه ومثلهم في الانجيل كزرع اخرج شطه فازره فاستغلظ فاستوي علي سوقه يعجب الزراع ليغيظ بهم الكفار وعد الله الذين امنوا وعملوا الصلحت منهم مغفره واجرا عظيما

Hucurât Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Sakının/uzak durun çoğu zandan 314 ; doğrusu bir kısmı zannın 314 günahtır; ve casusluk yapmayın/gizlice bilgi edinmeye çalışmayın; ve gıybet 315 etmesin bir kısmınız bir kısmı; sever mi biriniz ki yer ölü kardeşinin etini?; öyle ki iğrenç/tiksindirici buldunuz onu; ve takvalı 21 olun Allah'a; doğrusu Allah Tevvâb’tır 191 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 4622|49|12|يايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن ان بعض الظن اثم ولا تجسسوا ولا يغتب بعضكم بعضا ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا فكرهتموه واتقوا الله ان الله تواب رحيم

Haşr Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yerleştiler diyara * ve imana 47 onlardan ** önce; severler *** kendilerine hicret 355 etmiş kimseyi; ve bulmazlar göğüslerinde bir ihtiyaç/eksiklik verildiklerinden **** ; ve tercih ederler *** kendi nefislerine 201 karşı; velev/şayet olduysa da onlara *** bir yoksulluk/yokluk; ve kim takvalı 21 oldurur kendi nefsini 201 cimriliğe/pintiliğe (karşı); öyle ki işte bunlar; onlar muflihtir 174 .

Arapça: 5133|59|9|والذين تبوو الدار والايمن من قبلهم يحبون من هاجر اليهم ولا يجدون في صدورهم حاجه مما اوتوا ويوثرون علي انفسهم ولو كان بهم خصاصه ومن يوق شح نفسه فاوليك هم المفلحون

Mümtehine Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin düşmanlarımı ve düşmanlarınızı evliya 212 ; atarsınız/koyarsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve muhakkak kâfirlik 25 ettiler sizlere haktan/gerçekten gelmişe; çıkarırlar resûlü; ve sizler ki iman 47 edersiniz Allah'a; Rabbinize 4 ; eğer olduysanız çıkmışlar bir cihata yolumda; ve bakınanlar/arananlar rızama; sırlaşırsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve ben daha iyi bilenim hafiyelik ettiğinizi; ve alenileştirdiğinizi; ve kim faaliyet içinde olur ona sizlerden; öyle ki muhakkak dalalete düştü seviyeli/düzgün yoldan.

Arapça: 5149|60|1|يايها الذين امنوا لا تتخذوا عدوي وعدوكم اوليا تلقون اليهم بالموده وقد كفروا بما جاكم من الحق يخرجون الرسول واياكم ان تومنوا بالله ربكم ان كنتم خرجتم جهدا في سبيلي وابتغا مرضاتي تسرون اليهم بالموده وانا اعلم بما اخفيتم وما اعلنتم ومن يفعله منكم فقد ضل سوا السبيل

Mümtehine Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Muhakkak oldu sizlere güzel bir örnek/bir rol model İbrahim'de; ve onunla birlikte (olan) kimseler (de); dedikleri zaman kavimlerine/toplumlarına: “Doğrusu bizler uzaklaşanlarız sizden ve Allah'ın astından kulluk 46 eder olduğunuzdan; örttük/gizledik/inkar ettik sizleri; ve görünür oldu/açığa çıktı bizim aramızda ve sizin aranızda ebediyen/sürekli bir düşmanlık ve nefret; ta ki iman 47 edersiniz bir tek Allah'a”; dışındadır sözü İbrahim'in babası için ‘Mutlak mağfiret dilerim sana; ve güç yetirir değilim sana Allah’tan (gelen) hiçbir şeye’; “Rabbimiz 4 ! Sana tevekkül ettik; ve sana yöneldik; ve sanadır son varış.”

Arapça: 5152|60|4|قد كانت لكم اسوه حسنه في ابرهيم والذين معه اذ قالوا لقومهم انا بروا منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العدوه والبغضا ابدا حتي تومنوا بالله وحده الا قول ابرهيم لابيه لاستغفرن لك وما املك لك من الله من شي ربنا عليك توكلنا واليك انبنا واليك المصير

Mümtehine Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Geldiği zaman mümin 27 kadınlar bir muhâcir 716 kadın (olarak) öyle ki imtihan 742 edin onları * ; Allah daha iyi bilendir onların * imanını 47 ; öyle ki eğer bildiyseniz onlar mümin 27 kadınlardır; öyle ki geri göndermeyin onları * kâfirlere 25 doğru; olmaz onlar * bir helal onlara ** ; ve olmaz onlar ** helali yaparlar ** onları * ; ve verin onlara ** infak 743 ettiklerini ** ; ve olmaz bir günah üzerinize ki nikahlarsınız 744 onları * verdiğiniz zaman onlara ecirlerini/mehirlerini; ve tutmayın ismetlerini 741 kâfir 25 kadınların; ve sual edin/sorun infak 743 ettiğinizi; ve sual etsinler/sorsunlar ** infak 743 ettiklerini; işte bu; hükmüdür Allah'ın; hükmeder aranızda; ve Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 5158|60|10|يايها الذين امنوا اذا جاكم المومنت مهجرت فامتحنوهن الله اعلم بايمنهن فان علمتموهن مومنت فلا ترجعوهن الي الكفار لا هن حل لهم ولا هم يحلون لهن واتوهم ما انفقوا ولا جناح عليكم ان تنكحوهن اذا اتيتموهن اجورهن ولا تمسكوا بعصم الكوافر وسلوا ما انفقتم وليسلوا ما انفقوا ذلكم حكم الله يحكم بينكم والله عليم حكيم

Mümtehine Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Veliler 28 edinmeyin bir kavmi/toplumu (ki) gazap 127 etti Allah üzerlerine; muhakkak umudu kestiler (onlar) ahiretten kâfirlerin 25 kabir ashâbından 194 umudu kestiği gibi.

Arapça: 5161|60|13|يايها الذين امنوا لا تتولوا قوما غضب الله عليهم قد ييسوا من الاخره كما ييس الكفار من اصحب القبور

Saf Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Niçin dersiniz * faaliyete geçirmediğinizi."

Arapça: 5163|61|2|يايها الذين امنوا لم تقولون ما لا تفعلون

Cum'a Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler; nida edildiğiniz/çağrıldığınız zaman salât 108 için toplanma/cuma günü; öyle ki yürüyün/hareketlenin Allah'ı zikrine 78 doğru; ve bırakın alışverişi; işte bunlarsınız; hayırlıdır sizlere; eğer olduysanız bilenler.

Arapça: 5184|62|9|يايها الذين امنوا اذا نودي للصلوه من يوم الجمعه فاسعوا الي ذكر الله وذروا البيع ذلكم خير لكم ان كنتم تعلمون

Talâk Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine * ; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla 291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla 291 ; ve şahid tutun adalet 680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz 653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman 47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı 21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Arapça: 5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا

Talâk Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Adetledi * Allah onlara şiddetli bir azabı; öyle ki takvalı 21 olun Allah’a ey elbâb 88 sahipleri; iman 47 etmiş kimseler! Muhakkak indirdi Allah üzerinize bir zikir 78 .

Arapça: 5225|65|10|اعد الله لهم عذابا شديدا فاتقوا الله ياولي الالبب الذين امنوا قد انزل الله اليكم ذكرا

Talâk Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Bir resûldür 418 * (ki) okur sizlere Allah'ın ayetlerini 454 beyanatlarla 620 ; çıkarması için (Allah’ın) iman 47 etmiş kimseleri ve sâlihât 18 yapmışları karanlıklardan nura ** doğru; ve kim iman 47 eder Allah'a ve yapar bir sâlih 777 sokar/girdirir onu (Allah) cennetlere; akar altından onun *** nehirler; ölümsüzlerdir 185 orada ebediyen; muhakkak daha güzelleştirir Allah ona **** bir rızık (-la).

Arapça: 5226|65|11|رسولا يتلوا عليكم ايت الله مبينت ليخرج الذين امنوا وعملوا الصلحت من الظلمت الي النور ومن يومن بالله ويعمل صلحا يدخله جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا قد احسن الله له رزقا

Tahrim Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Sakındırın nefislerinizi 201 ve ahalinizi 568 ; bir ateşe 834 (ki) onun * yakıtı insanlar ve taştır; üzerindedir onun * şiddetli, kaba/kalın/sert melekler 737 ; asi gelmezler Allah’ın kendilerine emrettiğine; ve faaliyete geçirirler emredildiklerini.

Arapça: 5233|66|6|يايها الذين امنوا قوا انفسكم واهليكم نارا وقودها الناس والحجاره عليها مليكه غلاظ شداد لا يعصون الله ما امرهم ويفعلون ما يومرون

Tahrim Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Tevbe 33 edin Allah'a karşı içten/samimi bir tevbe (-yle); belki de Rabbiniz 4 ki kâfirlik 25 eder sizden kötülüklerinizi ve sokar sizleri cennetlere (ki) akar altlarından onun ** nehirler; gündür (ki) rezil etmez Allah nebiyi * ve onunla beraber iman 47 etmiş kimseleri; nurları *** onların yürür/ilerler elleri arasında ve sağlarında; derler: "Rabbimiz 4 ! Tamamla bizlere nurumuzu *** ; ve mağfiret 319 et bizlere; doğrusu sensin her bir şey üzerine bir Kadîr 177 ."

Arapça: 5235|66|8|يايها الذين امنوا توبوا الي الله توبه نصوحا عسي ربكم ان يكفر عنكم سياتكم ويدخلكم جنت تجري من تحتها الانهر يوم لا يخزي الله النبي والذين امنوا معه نورهم يسعي بين ايديهم وبايمنهم يقولون ربنا اتمم لنا نورنا واغفر لنا انك علي كل شي قدير

Tahrim Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ve darp * etti Allah bir misali/benzeri iman 47 etmiş kimselere; firavunun 711 karısını (ki) dediği ** zaman: "Rabbim 4 ! Bina et bana indinde/katında, bir ev cennette; ve kurtar beni firavundan 711 ; ve yaptığından onun; ve kurtar beni zalimler 257 kavminden/toplumundan."

Arapça: 5238|66|11|وضرب الله مثلا للذين امنوا امرات فرعون اذ قالت رب ابن لي عندك بيتا في الجنه ونجني من فرعون وعمله ونجني من القوم الظلمين

Cin Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: “Kılavuzlar * doğruya; öyle ki iman 47 ettik ona ** ; ve asla ortak koşmayız 71 Rabbimize 4 birini.”

Arapça: 5447|72|2|يهدي الي الرشد فامنا به ولن نشرك بربنا احدا

Cin Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: "Ve bizler * ki; ne zaman ki işittik doğru yola kılavuzu ** iman 47 ettik ona *** ; öyle ki kim iman 47 eder Rabbine 4 ; öyle ki korku duymaz bir kayba/eksilmeye; ve ne de bir aşırı talebe/isteğe."

Arapça: 5458|72|13|وانا لما سمعنا الهدي امنا به فمن يومن بربه فلا يخاف بخسا ولا رهقا

Mutaffifin Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Doğrusu cürüm * işlemiş kimseler olmuşlardı iman 47 etmiş kimselere gülenler/alay edenler.

Arapça: 5875|83|29|ان الذين اجرموا كانوا من الذين امنوا يضحكون

Mutaffifin Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Öyle ki bugün iman 47 etmiş kimseler kâfirlere 25 gülerler/alay ederler.

Arapça: 5880|83|34|فاليوم الذين امنوا من الكفار يضحكون

İnşikak Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Öyle ki nedir onlara (ki) iman 47 etmezler?

Arapça: 5902|84|20|فما لهم لا يومنون

İnşikak Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; onlaradır bir ecir 820 ; olmayan bir kesinti/zayıflama 851 .

Arapça: 5907|84|25|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم اجر غير ممنون

Bürûc Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ve intikam almış değillerdi * onlardan ** dışında *** ki iman 47 ederler Azîz 37 ; Hamîd 107 Allah'a.

Arapça: 5915|85|8|وما نقموا منهم الا ان يومنوا بالله العزيز الحميد

Bürûc Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; onlaradır cennetler (ki) akar altından onun * nehirler; işte bu; büyük fevzdir 768 .

Arapça: 5918|85|11|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت لهم جنت تجري من تحتها الانهر ذلك الفوز الكبير

Beled Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Sonra oldu (o) kimselerden (ki) iman 47 ettiler; ve tavsiye ettiler sabrı 51 ; ve tavsiye ettiler merhameti 829 .

Arapça: 6038|90|17|ثم كان من الذين امنوا وتواصوا بالصبر وتواصوا بالمرحمه

Tin Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; öyle ki onlaradır bir ecir 820 olmayan bir kesinti/zayıflama 851 .

Arapça: 6102|95|6|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت فلهم اجر غير ممنون

Beyyine Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; işte bunlar; onlar hayırlısıdır yaratılanın.

Arapça: 6135|98|7|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت اوليك هم خير البريه

Asr Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; ve tavsiye ettiler hakkı/gerçeği; ve tavsiye ettiler sabrı 51 .

Arapça: 6177|103|3|الا الذين امنوا وعملوا الصلحت وتواصوا بالحق وتواصوا بالصبر