Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 5: Müminlerin günlük vakitli salâtı.

Bu kavram 63 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

2. Bakara Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

10|2|3|ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

10|2|3|الذين يومنون بالغيب ويقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Latin Literal

3. Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir* (ki) iman47 ederler gayba62**; ve ikame572 ederler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who believe with the unseen/hidden and they keep up/call for the prayers and from what We provided for them they spend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
3 bil-gaybi gayba/görünmeyene/gizliye بِالْغَيْبِ غيب
4 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
6 ve mimma ve وَمِمَّا -
7 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
8 yunfikune infak ederler/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق

Notlar

Not 1

*Takva sahipleri.**Rablerini gözleriyle göremeseler de O'nun tecelli etmiş olan isimlerine/sıfatlarına tanık/şahit olarak iman ederler/emin olurlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

50|2|43|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱرْكَعُوا۟ مَعَ ٱلرَّٰكِعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

50|2|43|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واركعوا مع الركعين

Latin Literal

43. Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte verkeû mear râkiîn(râkiîne).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve rükû11 edin rükû11 edenlerle birlikte.

Ahmed Samira Çevirisi

43 And keep up/take care of the prayers and give/bring the charity/purification and bow with the bowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 verkeu ve rükû edin وَارْكَعُوا ركع
6 mea birlikte مَعَ -
7 r-rakiiyne rükû edenlerle الرَّاكِعِينَ ركع

Notlar

Not

‘rkeu’ kelimesi kökü (ركع) reverans/selam ya da teşekkür anlamına eğilme ya da diz kırma biçiminde yapılan hareket (bow), diz çökmek (kneel), teslim olmak/kabullenmek (submit), dize gelmek (surrender), olup namazda başı ve omurgayı eğmek (rüku etmek) (bow in pray), alçakgönüllülük ve kibirden yoksun olmayı belirtmek için başı eğmek (ibadette veya başka durumlarda) (to denote humility and self-abasement either in worship or in other cases.), yaşlanmaya bağlı başın eğilmesi (he lowered his head and he (an old man) bowed himself, or bent himself, or became bowed or bent, by reason of age), yorgun devenin başını eğmesi, hurma ağacının eğilmesi, zengin birisinin daha sonradan fakirleşmesi sonrası önceki yeterliliğini, durumunun azalması, alçalması) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1153 (of 3039)

2. Bakara Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

52|2|45|وَٱسْتَعِينُوا۟ بِٱلصَّبْرِ وَٱلصَّلَوٰةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى ٱلْخَٰشِعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

52|2|45|واستعينوا بالصبر والصلوه وانها لكبيره الا علي الخشعين

Latin Literal

45. Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne).

Türkçe Çeviri

Ve yardım/destek isteyin sabırla51; ve salâtla5; ve doğrusu o (salât) mutlak bir büyüktür (yüktür); dışındadır haşyetliler/huşulular53 üzerine (olanı).

Ahmed Samira Çevirisi

45 And seek support with the patience and the prayers and that it truly is a great/burden (E) except on the humble .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vesteiynu ve yardım/destek isteyin وَاسْتَعِينُوا عون
2 bis-sabri sabırla بِالصَّبْرِ صبر
3 ve ssalati ve salatla وَالصَّلَاةِ صلو
4 ve inneha ve doğrusu o (salat) وَإِنَّهَا -
5 lekebiratun mutlak bir büyüktür(yüktür) لَكَبِيرَةٌ كبر
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 ala üzerine (olan) عَلَى -
8 l-haşiiyne haşyet الْخَاشِعِينَ خشع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

2. Bakara Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

90|2|83|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَانًا وَذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَقُولُوا۟ لِلنَّاسِ حُسْنًا وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِّنكُمْ وَأَنتُم مُّعْرِضُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Latin Literal

83. Ve iz ehaznâ mîsâka benî isrâîle lâ ta’budûne illâllâhe ve bil vâlideyni ihsânen ve zil kurbâvel yetâmâ vel mesâkîni ve kûlû lin nâsi husnen ve ekîmûs salâte ve âtûz zekât(zekâte), summe tevelleytum illâ kalîlen minkum ve entum mu’ridûn(mu’ridûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman bir mîsâk281 İsrailoğullarından; kulluk46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine130 (de); ve yetimlere131 (de); ve miskinlere113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

83 And when We took Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, "Do not worship except God, and with the parents a goodness and of the relations/near , and the orphans and the poorest of the poor/poor oppressed , and say to the people goodness, and keep up/take care of the prayers and give/bring the charity/purification." Then you turned away except (a) few from you and you are objecting/opposing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misaka bir sözleşme/misak مِيثَاقَ وثق
4 beni oğullarından بَنِي بني
5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
6 la لَا -
7 tea'budune kulluk etmeyesiniz تَعْبُدُونَ عبد
8 illa ancak إِلَّا -
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 ve bil-valideyni ve ana babayla وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد
11 ihsanen bir güzellik إِحْسَانًا حسن
12 ve zi ve sahibine (de) وَذِي -
13 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب
14 velyetama ve yetimlere (de) وَالْيَتَامَىٰ يتم
15 velmesakini ve miskinlere/açlık sınırında yaşayanlara (da) وَالْمَسَاكِينِ سكن
16 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول
17 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
18 husnen güzelliği حُسْنًا حسن
19 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
20 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
21 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
22 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
23 summe sonra ثُمَّ -
24 tevelleytum döndünüz تَوَلَّيْتُمْ ولي
25 illa dışında إِلَّا -
26 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
27 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
28 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
29 mua'ridune direnç gösterenlersiniz /karşı çıkanlarsınız مُعْرِضُونَ عرض

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Yakınlık sahibi Kavram 130

130 Her türlü yakınlık sahibi. Soy yakınlığı, mekan yakınlığı vb.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

117|2|110|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

117|2|110|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله ان الله بما تعملون بصير

Latin Literal

110. Ve ekîmus salâte ve âtûz zekât(zekâte), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâh(indallâhi) innallâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5 ve verin zekâtı10; ve nefisleriniz için hayırdan önceden gönderdiklerinizi; bulursunuz onu Allah'ın indinde/katında; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And keep up the prayers and give the charity/purification and what you advance to yourselves from goodness, you find it at God, that God (is) with what you make/do seeing/understanding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 ve ma ve وَمَا -
6 tukaddimu önceden gönderdiklerinizi تُقَدِّمُوا قدم
7 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس
8 min مِنْ -
9 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير
10 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد
11 inde indinde/katında عِنْدَ عند
12 llahi Allah'ın اللَّهِ -
13 inne doğrusu إِنَّ -
14 llahe Allah اللَّهَ -
15 bima بِمَا -
16 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
17 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

160|2|153|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱسْتَعِينُوا۟ بِٱلصَّبْرِ وَٱلصَّلَوٰةِ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

160|2|153|يايها الذين امنوا استعينوا بالصبر والصلوه ان الله مع الصبرين

Latin Literal

153. Yâ eyyuhellezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yardım/destek isteyin sabırla51; ve salâtla5; doğrusu Allah birliktedir sabredenlerle51.

Ahmed Samira Çevirisi

153 You, you those who believed, seek help with the patience and the prayers that God (is) with the patient/enduring.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 steiynu yardım/destek isteyin اسْتَعِينُوا عون
5 bis-sabri sabırla/metanetli direnmeyle بِالصَّبْرِ صبر
6 ve ssalati ve salatla وَالصَّلَاةِ صلو
7 inne doğrusu إِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 mea birliktedir مَعَ -
10 s-sabirine sabredenlerle/metanetli direnenlerle الصَّابِرِينَ صبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

2. Bakara Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

184|2|177|لَّيْسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلْكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّۦنَ وَءَاتَى ٱلْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَٰهَدُوا۟ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِى ٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلْبَأْسِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Latin Literal

177. Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’s(be’si) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).

Türkçe Çeviri

Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba* ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.

Ahmed Samira Çevirisi

177 The righteousness/obedience is not that you turn your faces/fronts facing the sunrise/east, and the sunset/west, and but the righteousness/obedience (is) who believed with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and the angels and The Book , and the prophets, and brought/gave the property/possession/wealth on his love/like (to it), (to) of the relations/near (ones), and the orphans, and the poorest of the poor/poor oppressed, and the traveler/stranded traveler , and the askers/beggars , and in the necks’/slaves’ (freeing) , and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , and the fulfilling with the promise/contract if they promised/made a contract, and the patient in the misery/hardship and the calamity/disastrous distress , and (during the) time of the war/hardship ,those are who were truthful, and those, those are the fearing and obeying (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse değildir لَيْسَ ليس
2 l-birra erdem الْبِرَّ برر
3 en ki أَنْ -
4 tuvellu çevirirsiniz تُوَلُّوا ولي
5 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
6 kibele kıbleye/yönüne قِبَلَ قبل
7 l-meşriki doğu الْمَشْرِقِ شرق
8 velmegribi ve batı وَالْمَغْرِبِ غرب
9 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ -
10 l-birra erdem الْبِرَّ برر
11 men kimsededir مَنْ -
12 amene iman etti امَنَ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
15 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
16 velmelaiketi ve meleklere وَالْمَلَائِكَةِ ملك
17 velkitabi ve kitaba (Kur’an’a) وَالْكِتَابِ كتب
18 ve nnebiyyine ve nebilere/peygamberlere وَالنَّبِيِّينَ نبا
19 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
20 l-male malını الْمَالَ مول
21 ala üzerindedir عَلَىٰ -
22 hubbihi sevgisi حُبِّهِ حبب
23 zevi olanlara ذَوِي -
24 l-kurba yakında الْقُرْبَىٰ قرب
25 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم
26 velmesakine ve açlık sınırında yaşayanlara وَالْمَسَاكِينَ سكن
27 vebne ve oğluna وَابْنَ بني
28 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل
29 ve ssailine ve isteyenlere/talep edenlere وَالسَّائِلِينَ سال
30 ve fi ve وَفِي -
31 r-rikabi boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir) الرِّقَابِ رقب
32 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
33 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
34 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
35 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
36 velmufune ve yerine getirenler وَالْمُوفُونَ وفي
37 biahdihim antlaşmalarını بِعَهْدِهِمْ عهد
38 iza zaman إِذَا -
39 aahedu antlaştıkları عَاهَدُوا عهد
40 ve ssabirine ve sabrederler/metanetli direnirler وَالصَّابِرِينَ صبر
41 fi فِي -
42 l-be'sa'i sefalette/sıkıntıda الْبَأْسَاءِ باس
43 ve dderra'i ve başı darda/bunalımda وَالضَّرَّاءِ ضرر
44 ve hine ve zamanında وَحِينَ حين
45 l-be'si seferberlik الْبَأْسِ باس
46 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
47 ellezine kimseler الَّذِينَ -
48 sadeku doğrular صَدَقُوا صدق
49 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
50 humu onlardır هُمُ -
51 l-muttekune muttakiler الْمُتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 277

Arapça Metin (Harekeli)

284|2|277|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

277. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve verdiler zekâtı10; onlaradır ecirleri820 Rablerinin4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

277 That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , for them at their Lord (is) their reward/wage , and no fear/fright on them and nor they be sad/grieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
6 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verdiler وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 lehum onlaradır لَهُمْ -
11 ecruhum ecirleri/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر
12 inde indindedir/katındadır عِنْدَ عند
13 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
14 ve la ve yoktur وَلَا -
15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
17 ve la وَلَا -
18 hum ve onlar هُمْ -
19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

332|3|39|فَنَادَتْهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَآئِمٌ يُصَلِّى فِى ٱلْمِحْرَابِ أَنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَىٰ مُصَدِّقًۢا بِكَلِمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Latin Literal

39. Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler133; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken143; salât5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır140 Allah’tan bir kelimeye416; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır*; ve bir nebidir132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Ahmed Samira Çevirisi

39 So the angels called him, and he is standing/keeping praying, in the prayer’s niche : "That God announces good new to you with John confirming with a word from God and a master and restricting himself (chaste) , and a prophet from the correct/righteous people."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fenadethu öyle ki nida etti/seslendi ona فَنَادَتْهُ ندو
2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
3 vehuve ve o (Zekeriyya) وَهُوَ -
4 kaimun bir dik/doğru/kıyam قَائِمٌ قوم
5 yusalli salat eder يُصَلِّي صلو
6 fi فِي -
7 l-mihrabi mihrapta/özel alanda الْمِحْرَابِ حرب
8 enne doğrusu أَنَّ -
9 llahe Allah اللَّهَ -
10 yubeşşiruke müjdeler sana يُبَشِّرُكَ بشر
11 biyehya Yahya'yı بِيَحْيَىٰ -
12 musaddikan doğrulayıp tasdikleyici مُصَدِّقًا صدق
13 bikelimetin bir kelimeyi بِكَلِمَةٍ كلم
14 mine -tan مِنَ -
15 llahi Allah- اللَّهِ -
16 ve seyyiden ve bir lider/önder وَسَيِّدًا سود
17 ve hasuran ve bir kısıtlayan/sınırlayan (nefsini) وَحَصُورًا حصر
18 ve nebiyyen ve bir nebi/peygamber وَنَبِيًّا نبا
19 mine مِنَ -
20 s-salihine iyilerden-salihlerden الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Nefsini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Melekler; İbrahim-Lut-Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçiler. Rakim yoldaşları. Kavram 133

133 Yüce Allah'ın indinde/katında olan; Levh-i Mahfuz'un tamamına erişim yetkisi olan Cibrîl benzeri şerefli varlıklar. Diledikleri şekle dönüşerek Yüce Allah'ın emrini yerine getirirler. Mağara yoldaşlarına zaman yolculuğu yaptıran Rakim yoldaşları; İbrahim, Lut, Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçilerdir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

4. Nisâ Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

536|4|43|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْرَبُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنتُمْ سُكَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَعْلَمُوا۟ مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِى سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغْتَسِلُوا۟ وَإِن كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوْ جَآءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّنَ ٱلْغَآئِطِ أَوْ لَٰمَسْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمْ تَجِدُوا۟ مَآءً فَتَيَمَّمُوا۟ صَعِيدًا طَيِّبًا فَٱمْسَحُوا۟ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

536|4|43|يايها الذين امنوا لا تقربوا الصلوه وانتم سكري حتي تعلموا ما تقولون ولا جنبا الا عابري سبيل حتي تغتسلوا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم ان الله كان عفوا غفورا

Latin Literal

43. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta5; ve sizler sarhoşlar/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar533; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan533 ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara533; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu bir Afuv710; bir Gafûr20.

Ahmed Samira Çevirisi

43 You, you those who believed, do not approach the prayers and you are intoxicated , until you know what you are saying, and nor distant from God/impure , except crossing a road/way, until you wash yourselves with water , and if you were sick/diseased or on a long distance travel, or any of you came from the safe and hidden depression in ground used for human discharge (toilet) or you touched repeatedly/touched and felt repeatedly (could mean: had intercourse with) the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust , pure/good dust, so wipe with your faces and your hands, that God was/is often forgiving/pardoning, forgiving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب
6 s-salate salata الصَّلَاةَ صلو
7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
8 sukara sarhoşlar/aklı örtmüşler سُكَارَىٰ سكر
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 tea'lemu bilersiniz تَعْلَمُوا علم
11 ma مَا -
12 tekulune dediğinizi تَقُولُونَ قول
13 ve la ve de وَلَا -
14 cunuben bir cünüp (-ken)/bir uzak (-ken) (temizlikten) جُنُبًا جنب
15 illa dışındadır إِلَّا -
16 aabiri gelip geçenler عَابِرِي عبر
17 sebilin bir yol سَبِيلٍ سبل
18 hatta ta ki حَتَّىٰ -
19 tegtesilu guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar تَغْتَسِلُوا غسل
20 ve in ve eğer وَإِنْ -
21 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
22 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
23 ev ya da أَوْ -
24 ala üzerine عَلَىٰ -
25 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر
26 ev ya da أَوْ -
27 ca'e geldi جَاءَ جيا
28 ehadun biriniz أَحَدٌ احد
29 minkum sizden مِنْكُمْ -
30 mine مِنَ -
31 l-gaiti gaitadan/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط
32 ev ya da أَوْ -
33 lamestumu dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس
34 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
35 fe lem öyle ki asla فَلَمْ -
36 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد
37 maen bir su مَاءً موه
38 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم
39 saiyden toprağa/kuma صَعِيدًا صعد
40 tayyiben iyi/hoş/yumuşak طَيِّبًا طيب
41 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح
42 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه
43 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي
44 inne doğrusu إِنَّ -
45 llahe Allah اللَّهَ -
46 kane oldu كَانَ كون
47 afuvven afuv عَفُوًّا عفو
48 gafuran gafûr غَفُورًا غفر

Notlar

Not

Salât’a hangi kimseler yaklaşamaz;Sarhoş olmuşlar (alkol, hap, toz, uyuşturucu vb. nedeniyle), aklı örtülmüş olanlar yani sağlıklı karar veremeyenler ne dediklerini bilinceye kadar salâta katılamazlar. Katılmama nedenleri abuk sabuk konuşarak başka insanları rahatsız etmeleri, salâta engel olabilmeleridir. Bu kimseler salâttan da bir şey anlamayacaklardır. Ancak akılları başlarına gelince salâta katılabilirler. Cünüp ne demek?‘cunuben’ (جنب) kelimesi kökü bir yana dönmek (turn aside), uzaklaşmak (ward off), uzak durmak (keep away, keep far), sakınmak (stun), uzak olmak (be distant), kenarda kalmak (be or remain by the side) anlamındadır. Ayette tekil, eril isim kelimesi gelmiş olup ‘uzak, kenar’ anlamındadır.Uzun zaman yıkanmamış, banyo yapamamış kimseler temizlikten uzaklaştıkları için cünüp olarak isimlendirilir. Yüce Allah bu kimselerin yıkanmasını emretmektedir. Cünüplüğün cinsel ilişkiyle ilgisi yoktur. Cünüp hale gelmiş yani temizlikten uzak kalmış olanlar yayabilecekleri pis koku nedeniyle salâta katılamazlar. Bu kimseler banyo yaparak temizleneceklerdir. Daha sonra abdest alma sürecine gireceklerdir. Eğer orada yaşamayan, gelip geçen bir kimseyse ve banyo yapma imkânı yoksa direkt olarak abdest alma sürecine girecektir. Abdest süreci;Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar. 1. Cinsel ilişki olmuşsa2. Dışkılama olmuşsa yani gaita çıkışı olmuşsa.Abdest gerekirse;Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir.Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür.Şema olarak gösterilmesi;Abdest alma süreci;

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cünüp Kavram 136

136 Temizlikten uzak kalmak, kopmak.

Kur'an'ın abdesti nedir? Cünüplük nedir? Kavram 533

533 Salâta başlamadan önce bedenin ve ruhun temizlenmesi amacıyla su veya toprakla yapılan temizlik.Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar.  Cinsel ilişki.  Dışkılama yani gaita çıkışı.Aklınıza gelen başka hiçbir şey abdesti bozmaz. Nokta. Bunun dışında şeyler uydurmak Kur'an'a ortak koşmaktır. Abdest gerekirse. Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir. Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür. Şema olarak gösterilmesi; Abdest gerektiren şartlar. Abdest Süreci;

Afuv Kavram 710

710 Affeden.

4. Nisâ Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

570|4|77|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوٓا۟ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ ٱلنَّاسَ كَخَشْيَةِ ٱللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُوا۟ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا ٱلْقِتَالَ لَوْلَآ أَخَّرْتَنَآ إِلَىٰٓ أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَٰعُ ٱلدُّنْيَا قَلِيلٌ وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ ٱتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Latin Literal

77. E lem tera ilâllezîne kîle lehum kuffû eydiyekum, ve ekîmus salâte ve âtûz zekât(zekâte), fe lemmâ kutibe aleyhimul kıtâlu izâ ferîkun minhum yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeh(haşyeten), ve kâlû rabbenâ lime ketebte aleynâl kıtâl(kıtâle), lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîb(karîbin). Kul metâud dunyâ kalîl(kalîlun), vel âhıratu hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10"; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet53 duyar insanlara; haşyet53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz4! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim137 (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

77 Did you not see to those who were said to them: "Prevent/stop your hands and keep up the prayers, and give the charity." So when the fighting/killing was written/decreed on them, then a group from them fear the people, as God’s fear, or stronger fear, and they said: "Our Lord, for what (did) You write/decree on us the fighting/killing, if only You delayed us to (a) near term/time." Say: "The present world’s enjoyment (is) little, and the end (other life) (is) best to who feared and obeyed, and you do (will) not be caused injustice to/oppressed (as little as) a cleft in a seed ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 kile denildi قِيلَ قول
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 kuffu çekin كُفُّوا كفف
8 eydiyekum ellerinizi أَيْدِيَكُمْ يدي
9 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
13 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
14 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
15 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
16 l-kitalu savaş الْقِتَالُ قتل
17 iza o zaman إِذَا -
18 ferikun bir fırka/bir grup فَرِيقٌ فرق
19 minhum onlardan مِنْهُمْ -
20 yehşevne haşyet duyar/derin saygı duyar يَخْشَوْنَ خشي
21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
22 kehaşyeti haşyet duyar/derin saygı duyar gibi كَخَشْيَةِ خشي
23 llahi Allah'a اللَّهِ -
24 ev ya da أَوْ -
25 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد
26 haşyeten bir haşyet duyma/derin saygı duyma خَشْيَةً خشي
27 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
28 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
29 lime niçin لِمَ -
30 ketebte yazdın كَتَبْتَ كتب
31 aleyna bize عَلَيْنَا -
32 l-kitale savaş الْقِتَالَ قتل
33 levla keşke لَوْلَا -
34 ehhartena tehir etseydin/erteleseydin bizi أَخَّرْتَنَا اخر
35 ila إِلَىٰ -
36 ecelin bir ecele/bir süreye أَجَلٍ اجل
37 karibin yakın قَرِيبٍ قرب
38 kul de ki قُلْ قول
39 metau metası/yararlanması مَتَاعُ متع
40 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
41 kalilun azdır قَلِيلٌ قلل
42 vel'ahiratu ve ahiret وَالْاخِرَةُ اخر
43 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
44 limeni kimse için لِمَنِ -
45 tteka takvalı oldu/sakındı اتَّقَىٰ وقي
46 ve la ve وَلَا -
47 tuzlemune zulmedilmez sizlere تُظْلَمُونَ ظلم
48 fetilen bir fitil/bir sicim (kadar) فَتِيلًا فتل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Bir fitil/bir sicim Kavram 137

137 Evrenimizin en küçük yapıtaşı 1.6x10 -35 metre uzunluğunda, ipliksi, fitil benzeri titreşen bir sicimdir. İpliksi, fitil benzeri yapılardır.Kur'an’da yüce Allah evrendeki en küçük yapının sicim (kıvrılmış-fitil, ‘string’) olduğunu işaret etmektedir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

594|4|101|وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَقْصُرُوا۟ مِنَ ٱلصَّلَوٰةِ إِنْ خِفْتُمْ أَن يَفْتِنَكُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنَّ ٱلْكَٰفِرِينَ كَانُوا۟ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

594|4|101|واذا ضربتم في الارض فليس عليكم جناح ان تقصروا من الصلوه ان خفتم ان يفتنكم الذين كفروا ان الكفرين كانوا لكم عدوا مبينا

Latin Literal

101. Ve izâ darabtum fîl ardı fe leyse aleykum cunâhun en taksurû mines salâti, in hıftum en yeftinekumullezîne keferû. İnnel kâfirîne kânû lekum aduvven mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ve darbettiğiniz/vurduğunuz zaman (ayakları) yerde/yeryüzünde; öyle ki yoktur sizlere bir günah ki kısarsınız salâttan5; eğer korkarsanız/tedirgin olursanız ki işkence ederler kâfirlik25 etmiş kimseler; doğrusu kâfirler25 oldular sizlere apaçık bir düşman.

Ahmed Samira Çevirisi

101 And if you (P) moved in the Earth/land, so offense/guilt is not on you, that you shorten/reduce from the prayers if you feared that those who disbelieved betray/torture you , that the disbelievers are/were to you an evident, an enemy. (NOTE: THE CONDITION FOR REDUCTION OR SHORTENING OF PRAYERS DURING TRAVEL IN THE PRECEDING VERSE)59

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 derabtum darp ettiğiniz/vurduğunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب
3 fi فِي -
4 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
5 feleyse öyle ki yoktur فَلَيْسَ ليس
6 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
7 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
8 en ki أَنْ -
9 teksuru kısarsınız تَقْصُرُوا قصر
10 mine -dan مِنَ -
11 s-salati salat- الصَّلَاةِ صلو
12 in eğer إِنْ -
13 hiftum korkarsanız/tedirgin olursanız خِفْتُمْ خوف
14 en ki أَنْ -
15 yeftinekumu işkence ederler يَفْتِنَكُمُ فتن
16 ellezine kimseler الَّذِينَ -
17 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
18 inne doğrusu إِنَّ -
19 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر
20 kanu oldular كَانُوا كون
21 lekum sizlere لَكُمْ -
22 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو
23 mubinen apaçık مُبِينًا بين

Notlar

Not

Yola ya da sefere çıktığınızda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

595|4|102|وَإِذَا كُنتَ فِيهِمْ فَأَقَمْتَ لَهُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَلْتَقُمْ طَآئِفَةٌ مِّنْهُم مَّعَكَ وَلْيَأْخُذُوٓا۟ أَسْلِحَتَهُمْ فَإِذَا سَجَدُوا۟ فَلْيَكُونُوا۟ مِن وَرَآئِكُمْ وَلْتَأْتِ طَآئِفَةٌ أُخْرَىٰ لَمْ يُصَلُّوا۟ فَلْيُصَلُّوا۟ مَعَكَ وَلْيَأْخُذُوا۟ حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُم مَّيْلَةً وَٰحِدَةً وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِن كَانَ بِكُمْ أَذًى مِّن مَّطَرٍ أَوْ كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَن تَضَعُوٓا۟ أَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُوا۟ حِذْرَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ أَعَدَّ لِلْكَٰفِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

595|4|102|واذا كنت فيهم فاقمت لهم الصلوه فلتقم طايفه منهم معك ولياخذوا اسلحتهم فاذا سجدوا فليكونوا من ورايكم ولتات طايفه اخري لم يصلوا فليصلوا معك ولياخذوا حذرهم واسلحتهم ود الذين كفروا لو تغفلون عن اسلحتكم وامتعتكم فيميلون عليكم ميله وحده ولا جناح عليكم ان كان بكم اذي من مطر او كنتم مرضي ان تضعوا اسلحتكم وخذوا حذركم ان الله اعد للكفرين عذابا مهينا

Latin Literal

102. Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen).

Türkçe Çeviri

Ve olduğun zaman onların içinde; öyle ki ikame572 et onlara salâtı5; öyle ki doğrulsun/dikelsin/ayağa kalksın bir tayfa/bir bölük onlardan seninle birlikte; ve tutsunlar/alsınlar silahlarını; öyle ki secde12 ettikleri zaman; öyle ki olsunlar onlar sizlerin arkasından/ötesinden; gelsin diğer bir tayfa/bir bölük; asla salla13 etmeyen; öyle ki salla13 etsinler seninle birlikte; ve tutsunlar/alsınlar savunma tedbirlerini ve silahlarını; isterler kâfirlik25 etmiş kimseler keşke gaflet/aymazlık içinde olsanız silahlarınızdan ve metalarınızdan/eşyalarınızdan; öyle ki meyletseler üzerinize tek bir meyille; ve yoktur bir günah sizlere; eğer oldu sizlerle bir eziyet yağmurdan ya da oldunuz marazlılar/hastalar ki bırakın/koyun silahlarınızı; ve tutun/alın savunma tedbirlerinizi; doğrusu Allah hazırladı kâfirler25 için yıpratan/çöktüren bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

102 And if you were in them, so you started for them the prayer, so a group from them should stand with you, and they should take their weapons/arms, so if they prostrated, so they be from behind you, and another group should come (that) they did not pray, so they pray (E) with you, and they should take their caution, and their weapons/arms; those who disbelieved, wished if you ignore/neglect your weapons/arms, and your belongings/effects/goods, so they lean on you one bend, and no offense/guilt (is) on you if mild harm was with you from rain or you were sick/diseased, that you lay your weapons/arms, and take your caution, that God prepared to the disbelievers a degrading/humiliating torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 kunte olduğun كُنْتَ كون
3 fihim onların içinde فِيهِمْ -
4 fe ekamte öyle ki doğrult/dikelt/ayağa kaldır فَأَقَمْتَ قوم
5 lehumu onlara لَهُمُ -
6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
7 feltekum öyle ki doğrulsun/dikelsin/ayağa kalksın فَلْتَقُمْ قوم
8 taifetun bir tayfa/bir bölük طَائِفَةٌ طوف
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 meake seninle birlikte مَعَكَ -
11 velye'huzu ve tutsunlar/alsınlar وَلْيَأْخُذُوا اخذ
12 eslihatehum silahlarını أَسْلِحَتَهُمْ سلح
13 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
14 secedu secde ettikleri سَجَدُوا سجد
15 felyekunu öyle ki olsunlar onlar فَلْيَكُونُوا كون
16 min مِنْ -
17 veraikum sizlerin arkasından وَرَائِكُمْ وري
18 velte'ti gelsin وَلْتَأْتِ اتي
19 taifetun bir tayfa/bir bölük طَائِفَةٌ طوف
20 uhra diğer أُخْرَىٰ اخر
21 lem asla لَمْ -
22 yusallu salla etmeyen يُصَلُّوا صلو
23 fe lyusallu öyle ki salla etsinler فَلْيُصَلُّوا صلو
24 meake seninle birlikte مَعَكَ -
25 velye'huzu ve tutsunlar/alsınlar وَلْيَأْخُذُوا اخذ
26 hizrahum savunma tedbirlerini حِذْرَهُمْ حذر
27 ve eslihatehum ve silahlarını وَأَسْلِحَتَهُمْ سلح
28 vedde isterler وَدَّ ودد
29 ellezine kimseler الَّذِينَ -
30 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
31 lev keşke لَوْ -
32 tegfulune gaflet içinde olsanız تَغْفُلُونَ غفل
33 an عَنْ -
34 eslihatikum silahlarınızdan أَسْلِحَتِكُمْ سلح
35 ve emtiatikum ve metalarınızdan/eşyalarınızdan وَأَمْتِعَتِكُمْ متع
36 feyemilune öyle ki meyletseler فَيَمِيلُونَ ميل
37 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
38 meyleten bir meyille مَيْلَةً ميل
39 vahideten tek وَاحِدَةً وحد
40 vela ve yoktur وَلَا -
41 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
42 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
43 in eğer إِنْ -
44 kane oldu كَانَ كون
45 bikum sizlerle بِكُمْ -
46 ezen bir eziyet أَذًى اذي
47 min مِنْ -
48 metarin yağmurdan مَطَرٍ مطر
49 ev ya da أَوْ -
50 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
51 merda marazlılar/hastalar مَرْضَىٰ مرض
52 en ki أَنْ -
53 tedeu bırakın/koyun تَضَعُوا وضع
54 eslihatekum silahlarınızı أَسْلِحَتَكُمْ سلح
55 vehuzu ve tutun/alın وَخُذُوا اخذ
56 hizrakum savunma tedbirlerinizi حِذْرَكُمْ حذر
57 inne doğrusu إِنَّ -
58 llahe Allah اللَّهَ -
59 eadde hazırladı أَعَدَّ عدد
60 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر
61 azaben bir azap عَذَابًا عذب
62 muhinen utanç verici مُهِينًا هون

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

insanın Kur’an’a salla eylemi Kavram 13

13 Yüce Allah’ın biricik dini olan İslam’a yani Kur’an’a yüz çevirmemek, ilgisiz kalmamak, kale almak, umursamak, kayıtsız kalmamak, mühimsemek, tepkisiz kalmayarak Kur’an’ı bir hedef belirleyip, kendisine bahşedilen akıl/fikir kılavuzluğunda takip etmek.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

596|4|103|فَإِذَا قَضَيْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ قِيَٰمًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ فَإِذَا ٱطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ كَانَتْ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ كِتَٰبًا مَّوْقُوتًا

Arapça Metin (Harekesiz)

596|4|103|فاذا قضيتم الصلوه فاذكروا الله قيما وقعودا وعلي جنوبكم فاذا اطماننتم فاقيموا الصلوه ان الصلوه كانت علي المومنين كتبا موقوتا

Latin Literal

103. Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).

Türkçe Çeviri

Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı5; öyle ki zikredin/hatırlayın Allah'ı kıyam143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame572 edin salâtı5; doğrusu salât5 oldu müminler27 üzerine vakitli* bir kitap**.

Ahmed Samira Çevirisi

103 So if you (P) accomplished the prayers, so mention/remember God standing, and sitting, and on your sides, so if you became secured, so keep up the prayers, that the prayers was/is on the believers decreed (at) appointed times . (NOTE: THE SIGNIFICANCE OF PRAYERS, ITS TIMES, AND THE IMPORTANCE OF REPEATEDLY MENTIONING GOD THROUGHOUT THE DAY IN THE PRECEDING VERSE)

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
2 kadeytumu tamamladınız قَضَيْتُمُ قضي
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 fezkuru öyle ki zikredin/hatırlayın فَاذْكُرُوا ذكر
5 llahe Allah'ı اللَّهَ -
6 kiyamen kıyam halindeler/dikelmişler/doğrulmuşlar/ayaktalar (olarak) قِيَامًا قوم
7 ve kuuden ve oturan (olarak) وَقُعُودًا قعد
8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
9 cunubikum yanlarınız (yatar durumda) جُنُوبِكُمْ جنب
10 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
11 tme'nentum sakinleştiğiniz اطْمَأْنَنْتُمْ طمن
12 feekimu öyle ki doğrultun/dikleştirin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
13 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو
16 kanet oldu كَانَتْ كون
17 ala üzerine عَلَى -
18 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
19 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب
20 mevkuten vakitli مَوْقُوتًا وقت

Notlar

Not 1

*Vakitli (sabah ve akşam) salat ve haftalık salat sadece müminlerin yapacağı bir iştir.**Yazgı, kitap, üzerinde bilgiler olan yazılı şey.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 142

Arapça Metin (Harekeli)

635|4|142|إِنَّ ٱلْمُنَٰفِقِينَ يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَهُوَ خَٰدِعُهُمْ وَإِذَا قَامُوٓا۟ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ قَامُوا۟ كُسَالَىٰ يُرَآءُونَ ٱلنَّاسَ وَلَا يَذْكُرُونَ ٱللَّهَ إِلَّا قَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

635|4|142|ان المنفقين يخدعون الله وهو خدعهم واذا قاموا الي الصلوه قاموا كسالي يراون الناس ولا يذكرون الله الا قليلا

Latin Literal

142. İnnel munâfikîne yuhâdiûnallahe ve huve hâdiuhum, ve izâ kâmû ilâs salâti kâmû kusâlâ yurâunen nâse ve lâ yezkurûnallâhe illâ kalîlâ(kalîlen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu münâfıklar26 aldatmaya bakarlar Allah'ı; ve (oysa) O'dur (Allah'tır) aldatan425 onları; ve dikeldikleri/ayağa kalktıkları zaman salâta5; dikeldiler/ayağa kalktılar üşengeç/umursamaz; gösterirler* insanlara; ve anmazlar Allah'ı; ancak biraz.

Ahmed Samira Çevirisi

142 That the hypocrites deceive God, and He is deceiving them, and if they got up to the prayers, they got up lazy, they pretend/show off (to) the people, and they do not mention/remember God except a little.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 l-munafikine münafıklar الْمُنَافِقِينَ نفق
3 yuhadiune aldatmaya çalışırlar يُخَادِعُونَ خدع
4 llahe Allah'ı اللَّهَ -
5 ve huve ve O'dur (Allah'tır) وَهُوَ -
6 hadiuhum aldatan onları خَادِعُهُمْ خدع
7 ve iza ve zaman وَإِذَا -
8 kamu dikeldikleri/ayağa kalktıkları قَامُوا قوم
9 ila إِلَى -
10 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو
11 kamu dikeldiler/ayağa kalktılar قَامُوا قوم
12 kusala üşengeç/umursamaz كُسَالَىٰ كسل
13 yura'une gösteriş yaparlar يُرَاءُونَ راي
14 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
15 ve la ve وَلَا -
16 yezkurune anmazlar يَذْكُرُونَ ذكر
17 llahe Allah'ı اللَّهَ -
18 illa ancak إِلَّا -
19 kalilen biraz قَلِيلًا قلل

Notlar

Not 1

*Yaptıkları sadece gösteride/görünüşte/görüntüde bir salâttır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Yüce Allah'ın aldatanların/yanıltanları hayırlısı/iyisi olması. Kavram 425

425 Kötüye yönelik aldatmaları/yanıltmaları zıt yanıltmalar/aldatmalar yaparak hayra ve iyiliğe dönüştürmesi. Yüce Allah asla kötülük etmez, planlamaz. Her zaman hayır ve iyiliğin kaynağıdır. Aldatma ve yanıltmalara karşı da tepkisiz kalmaz. Onları herkesin (aldatanların ve yanıltanları da) hayrına/iyiliğine olacak şekle dönüştürür.

4. Nisâ Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

655|4|162|لَّٰكِنِ ٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ مِنْهُمْ وَٱلْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَٱلْمُقِيمِينَ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱلْمُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أُو۟لَٰٓئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Latin Literal

162. Lâkinir râsihûne fîl ilmi minhum vel mu’minûne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike vel mukîmînes salâte vel mu’tûnez zekâte vel mu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Ulâike se nu’tîhim ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Fakat onlardan* ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler27; iman47 ederler sana indirilmişe** ve senden önce indirilmişe***; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; ve iman47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

162 But the affirmed in the knowledge from them, and the believers, they believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and the keeping up (of) the prayers, and the giving the charity , and the believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, those, We will give/bring them a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasihune kök salanlar الرَّاسِخُونَ رسخ
3 fi فِي -
4 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
5 minhum onlardan مِنْهُمْ -
6 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
7 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
8 bima بِمَا -
9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
10 ileyke sana إِلَيْكَ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
13 min مِنْ -
14 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
15 velmukimine ve dikenlerdir/ayağa kaldıranlardır وَالْمُقِيمِينَ قوم
16 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
17 velmu'tune ve verenlerdir وَالْمُؤْتُونَ اتي
18 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
19 velmu'minune ve iman edenlerdir وَالْمُؤْمِنُونَ امن
20 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
21 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
22 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
23 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
24 senu'tihim getireceğiz/vereceğiz onlara سَنُؤْتِيهِمْ اتي
25 ecran bir ecir/karşılık أَجْرًا اجر
26 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden.**Kur'an'a.***Tevrât ve İncîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

5. Mâide Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

675|5|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ فَٱغْسِلُوا۟ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى ٱلْمَرَافِقِ وَٱمْسَحُوا۟ بِرُءُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى ٱلْكَعْبَيْنِ وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَٱطَّهَّرُوا۟ وَإِن كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوْ جَآءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّنَ ٱلْغَآئِطِ أَوْ لَٰمَسْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمْ تَجِدُوا۟ مَآءً فَتَيَمَّمُوا۟ صَعِيدًا طَيِّبًا فَٱمْسَحُوا۟ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَٰكِن يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُۥ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

675|5|6|يايها الذين امنوا اذا قمتم الي الصلوه فاغسلوا وجوهكم وايديكم الي المرافق وامسحوا بروسكم وارجلكم الي الكعبين وان كنتم جنبا فاطهروا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم منه ما يريد الله ليجعل عليكم من حرج ولكن يريد ليطهركم وليتم نعمته عليكم لعلكم تشكرون

Latin Literal

6. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ kumtum iles salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilel merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minh(minhu) mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirekum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız zaman salâta5; öyle ki533 gusledin/yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseğe doğru; ve mesh edin/sıvazlayın başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa doğru; ve eğer olduysanız bir cünüp136; öyle ki temizlenin/yıkanın; ve eğer olduysanız hastalar; ya da bir sefer üzerinde; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan; ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; ve asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize ondan (topraktan/kumdan); razı olur değildir Allah yapmaya sizlere zorluktan/darlıktan; fakat razı olur/arzular temizlemeye sizleri ve tamamlamaya kendi nimetini sizlere; belki sizler şükredersiniz43.

Ahmed Samira Çevirisi

6 You, you those who believed, if you started/got up to the prayers, so wash with water your faces, and your hands to the elbows, and rub/wipe with your heads and your feet to the two joints/ankle bones, and if you wereimpure/unclean , so be purified/cleaned , and if you were sick/diseased or on (a) journey/trip/voyage or one of you came from the safe hidden depression in the ground (toilet), or you touched and felt repeatedly the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust good/pure dust, so rub/wipe with your faces and your hands from it, God does not want to make/put on you strain/hardship, and but He wants to purify you mentally and physically and to complete (E) His blessing on you, maybe/perhaps you thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 kumtum dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız قُمْتُمْ قوم
6 ila إِلَى -
7 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو
8 fegsilu öyle ki yıkayın/gusledin فَاغْسِلُوا غسل
9 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
10 ve eydiyekum ve ellerinizi وَأَيْدِيَكُمْ يدي
11 ila doğru إِلَى -
12 l-merafiki dirseğe الْمَرَافِقِ رفق
13 vemsehu ve mesh edin/sıvazlayın وَامْسَحُوا مسح
14 biru'usikum başlarınızı بِرُءُوسِكُمْ راس
15 ve erculekum ve ayaklarınızı وَأَرْجُلَكُمْ رجل
16 ila doğru إِلَى -
17 l-kea'beyni iki topuğa الْكَعْبَيْنِ كعب
18 vein ve eğer وَإِنْ -
19 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
20 cunuben bir cünüp/bir uzak (temizlikten) جُنُبًا جنب
21 fettahheru öyle ki temizlenin/yıkanın فَاطَّهَّرُوا طهر
22 vein ve eğer وَإِنْ -
23 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
24 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
25 ev ya da أَوْ -
26 ala üzerinde عَلَىٰ -
27 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر
28 ev ya da أَوْ -
29 ca'e geldi جَاءَ جيا
30 ehadun biriniz أَحَدٌ احد
31 minkum sizden مِنْكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 l-gaiti gaitadan/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط
34 ev ya da أَوْ -
35 lamestumu dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس
36 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
37 fe lem ve asla فَلَمْ -
38 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد
39 maen bir su مَاءً موه
40 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم
41 saiyden toprağa/kuma صَعِيدًا صعد
42 tayyiben iyi/hoş/yumuşak طَيِّبًا طيب
43 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح
44 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه
45 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي
46 minhu ondan (topraktan/kumdan) مِنْهُ -
47 ma değildir مَا -
48 yuridu razı olur يُرِيدُ رود
49 llahu Allah اللَّهُ -
50 liyec'ale yapmaya لِيَجْعَلَ جعل
51 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
52 min مِنْ -
53 haracin zorluktan/darlıktan حَرَجٍ حرج
54 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
55 yuridu razı olur/arzular يُرِيدُ رود
56 liyutahhirakum temizlemeye sizleri لِيُطَهِّرَكُمْ طهر
57 veliyutimme ve tamamlamaya وَلِيُتِمَّ تمم
58 nia'metehu kendi nimetini نِعْمَتَهُ نعم
59 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
60 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
61 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Cünüp Kavram 136

136 Temizlikten uzak kalmak, kopmak.

Kur'an'ın abdesti nedir? Cünüplük nedir? Kavram 533

533 Salâta başlamadan önce bedenin ve ruhun temizlenmesi amacıyla su veya toprakla yapılan temizlik.Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar.  Cinsel ilişki.  Dışkılama yani gaita çıkışı.Aklınıza gelen başka hiçbir şey abdesti bozmaz. Nokta. Bunun dışında şeyler uydurmak Kur'an'a ortak koşmaktır. Abdest gerekirse. Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir. Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür. Şema olarak gösterilmesi; Abdest gerektiren şartlar. Abdest Süreci;

5. Mâide Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

681|5|12|وَلَقَدْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ ٱثْنَىْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ ٱللَّهُ إِنِّى مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَيْتُمُ ٱلزَّكَوٰةَ وَءَامَنتُم بِرُسُلِى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

12. Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent from them twelve heads/chiefs/representatives, and God said: "I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity/purification, and you believed with My messengers and you supported/aided them, and you lent/advanced God a good loan/advance, I will substitute (E) from you your sins/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s/path’s straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka bir misak/sözleşme مِيثَاقَ وثق
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث
8 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني
10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر
11 nekiben lider نَقِيبًا نقب
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 inni doğrusu ben إِنِّي -
15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ -
16 lein eğer لَئِنْ -
17 ekamtumu diktiniz/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن
22 birusuli resullerime/elçilerime بِرُسُلِي رسل
23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر
24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض
25 llahe Allah'a اللَّهَ -
26 kardan bir borç قَرْضًا قرض
27 hasenen güzel حَسَنًا حسن
28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر
29 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا
31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل
32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
33 tecri akar تَجْرِي جري
34 min مِنْ -
35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
37 femen öyle ki kim فَمَنْ -
38 kefera kâfirlik etti/gerçeği örttü كَفَرَ كفر
39 bea'de sonra بَعْدَ بعد
40 zalike bundan ذَٰلِكَ -
41 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
43 delle dalalet içinde oldu/saptı ضَلَّ ضلل
44 seva'e düz سَوَاءَ سوي
45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

724|5|55|إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُمْ رَٰكِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

Latin Literal

55. İnnemâ veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîne âmenullezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum râkıûn(râkıûne).

Türkçe Çeviri

Veliniz28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür418 O'nun; ve iman47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar rükû11 edenlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

55 But your guardian/patron/ally (is) God, and His messenger; and those who believed they keep up the prayers, and they give the charity , and they are bowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 veliyyukumu sizin veliniz وَلِيُّكُمُ ولي
3 llahu Allah'tır اللَّهُ -
4 ve rasuluhu ve resulüdür/elçisidir onun وَرَسُولُهُ رسل
5 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
6 amenu İman etmiş امَنُوا امن
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
9 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
10 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
11 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
12 ve hum ve onlar وَهُمْ -
13 rakiune rükû edenlerdir رَاكِعُونَ ركع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

5. Mâide Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

727|5|58|وَإِذَا نَادَيْتُمْ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ ٱتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

727|5|58|واذا ناديتم الي الصلوه اتخذوها هزوا ولعبا ذلك بانهم قوم لا يعقلون

Latin Literal

58. Ve izâ nâdeytum iles salâtittehazûhâ huzuven ve leıbâ(leıben) zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve davet/çağrı aldıkları zaman salâta5; edindiler/tuttular onu (salâtı) maskaraca* ve laubalice**; işte bu; olmalarıyladır onların akletmez562 bir kavim/topluluk.

Ahmed Samira Çevirisi

58 And if you called to (for) the prayers, they took it mockingly and playing/amusement, that (is) with that they are a nation (that) do not reason/understand/comprehend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 nadeytum davet/çağrı aldığınızda نَادَيْتُمْ ندو
3 ila إِلَى -
4 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو
5 ttehazuha edindiler/tuttular onu (salatı) اتَّخَذُوهَا اخذ
6 huzuven bir eğlence هُزُوًا هزا
7 veleiben ve oyun وَلَعِبًا لعب
8 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
9 biennehum olmalarıyladır onların بِأَنَّهُمْ -
10 kavmun bir kavim/topluluk قَوْمٌ قوم
11 la لَا -
12 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Şerefsizce, onursuzca, haysiyetsizce, rezilce (kimse); şebekçe.**Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

760|5|91|إِنَّمَا يُرِيدُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ ٱلْعَدَٰوَةَ وَٱلْبَغْضَآءَ فِى ٱلْخَمْرِ وَٱلْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ ٱللَّهِ وَعَنِ ٱلصَّلَوٰةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

760|5|91|انما يريد الشيطن ان يوقع بينكم العدوه والبغضا في الخمر والميسر ويصدكم عن ذكر الله وعن الصلوه فهل انتم منتهون

Latin Literal

91. İnnemâ yurîduş şeytânu en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an zikrillâhi ve anis salâh(salâti), fe hel entum muntehûn(muntehûne).

Türkçe Çeviri

Ancak arzu eder şeytân29 ki düşürsün aranıza husumet/düşmanlık ve nefret; hamr138 içinde; ve meysir359 (içinde); ve uzaklaştırmak/alıkoymak Allah'ın zikrinden78 ve salâttan5; öyleyse sizler nehy edenler/geri duranlar/dizginleyenler misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

91 But the devil wants that he makes the animosity and the intense hatred fall between you, in (through use of) the intoxicants and the gambling, and he prevents/obstructs you from God’s remembrance/reminder, and from the prayers, so are you ending/stopping?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 yuridu arzu eder يُرِيدُ رود
3 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
4 en ki أَنْ -
5 yukia düşürsün يُوقِعَ وقع
6 beynekumu aranıza بَيْنَكُمُ بين
7 l-adavete husumet الْعَدَاوَةَ عدو
8 velbegda'e ve nefret وَالْبَغْضَاءَ بغض
9 fi فِي -
10 l-hamri aklı örten içinde الْخَمْرِ خمر
11 velmeysiri ve meysir وَالْمَيْسِرِ يسر
12 ve yesuddekum ve uzaklaştırmak/alıkoymak وَيَصُدَّكُمْ صدد
13 an عَنْ -
14 zikri zikrinden ذِكْرِ ذكر
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 ve ani ve وَعَنِ -
17 s-salati ve salattan الصَّلَاةِ صلو
18 fehel öyleyse misiniz فَهَلْ -
19 entum sizler أَنْتُمْ -
20 muntehune nehy edenler/geri duranlar/dizginleyenler مُنْتَهُونَ نهي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Hamr Kavram 138

138 Örten, gizleyen. Mayalı. Aklı devre dışı bırakan her şey. Sadece alkolle kısıtlı değildir.

Meysir Kavram 359

359 Kumar, şans oyunları. Kelimenin anlamı 'kolay/zor olmayan' olduğu için daha geniş anlamda kolay/emeksiz kazanç getiren her şeyi kapsar.

5. Mâide Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

775|5|106|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ شَهَٰدَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ حِينَ ٱلْوَصِيَّةِ ٱثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ ءَاخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ فَأَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةُ ٱلْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِنۢ بَعْدِ ٱلصَّلَوٰةِ فَيُقْسِمَانِ بِٱللَّهِ إِنِ ٱرْتَبْتُمْ لَا نَشْتَرِى بِهِۦ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَلَا نَكْتُمُ شَهَٰدَةَ ٱللَّهِ إِنَّآ إِذًا لَّمِنَ ٱلْءَاثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

Latin Literal

106. Yâ eyyuhellezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti311; tutun o ikisini salâttan5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

106 You, you those who believed testimony between you if the death attended any of you (at the) time of the bequest/will (bring) two of justice from you or two others from other than you, if you, you moved/mixed in the Earth/land, so the death’s/liflessness’s disaster struck you , you prevent/withhold them (B) from after the prayers, so they (B) swear/make oath with God: "If you become doubtful/suspicious we do not buy volunteer (ourselves) with it a price, and even if (he or she was) of the relations/near, and we do not hide/conceal God’s witness/certification , that we are then from (E) the sinners/criminals."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 şehadetu şahitlik/tanıklık (olsun) شَهَادَةُ شهد
5 beynikum aranızda بَيْنِكُمْ بين
6 iza zaman إِذَا -
7 hadera geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر
8 ehadekumu sizlerden birine أَحَدَكُمُ احد
9 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت
10 hine esnasında حِينَ حين
11 l-vesiyyeti vasiyyet الْوَصِيَّةِ وصي
12 snani iki اثْنَانِ ثني
13 zeva kişi ذَوَا -
14 adlin adil عَدْلٍ عدل
15 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
16 ev ya da أَوْ -
17 aharani başka iki kişi اخَرَانِ اخر
18 min مِنْ -
19 gayrikum sizlerden olmayan غَيْرِكُمْ غير
20 in eğer إِنْ -
21 entum sizler أَنْتُمْ -
22 derabtum darp ettiniz/vurdunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب
23 fi فِي -
24 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
25 feesabetkum öyle ki isabet etti size فَأَصَابَتْكُمْ صوب
26 musibetu musibeti مُصِيبَةُ صوب
27 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
28 tehbisunehuma tutun o ikisini تَحْبِسُونَهُمَا حبس
29 min مِنْ -
30 bea'di sonra بَعْدِ بعد
31 s-salati salattan الصَّلَاةِ صلو
32 fe yuksimani öyle ki yemin etsinler o ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم
33 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
34 ini eğer إِنِ -
35 rtebtum şüphelendiniz ارْتَبْتُمْ ريب
36 la لَا -
37 neşteri satmayız نَشْتَرِي شري
38 bihi onu (yemini) بِهِ -
39 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
40 velev ve eğer وَلَوْ -
41 kane olsa (da) كَانَ كون
42 za ذَا -
43 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
44 ve la ve de وَلَا -
45 nektumu gizlemeyiz نَكْتُمُ كتم
46 şehadete şahitliğini شَهَادَةَ شهد
47 llahi Allah'ın اللَّهِ -
48 inna doğrusu biz إِنَّا -
49 izen o zaman إِذًا -
50 lemine mutlak kimselerdeniz لَمِنَ -
51 l-asimine günahkâr الْاثِمِينَ اثم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

6. En'âm Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

861|6|72|وَأَنْ أَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّقُوهُ وَهُوَ ٱلَّذِىٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

861|6|72|وان اقيموا الصلوه واتقوه وهو الذي اليه تحشرون

Latin Literal

72. Ve en ekîmûs salâte vettekûh(vettekûhu), ve huvellezî ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).

Türkçe Çeviri

Ve ki ikame572 edin salâtı5; ve takvalı21 olun O’na (Allah'a); ve O ki; O’na haşredilirsiniz556.

Ahmed Samira Çevirisi

72 And that keep up the prayers and fear and obey Him, and He is who to Him you are being gathered/collected.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve en ve ki وَأَنْ -
2 ekimu dikin/ayağa kaldırın أَقِيمُوا قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 vettekuhu ve takvalı olun O’na وَاتَّقُوهُ وقي
5 ve huve ve O وَهُوَ -
6 llezi ki الَّذِي -
7 ileyhi O’na إِلَيْهِ -
8 tuhşerune haşr olunursunuz/bir araya getirilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haşretmek Kavram 556

556 Toplamak, bir araya getirmek.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

6. En'âm Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

951|6|162|قُلْ إِنَّ صَلَاتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

951|6|162|قل ان صلاتي ونسكي ومحياي ومماتي لله رب العلمين

Latin Literal

162. Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

De ki: “Doğrusu benim salâtım5; ve adanmış tarzım; ve hayatım; ve ölümüm643*; Allah içindir; alemlerin Rabbi4.

Ahmed Samira Çevirisi

162 Say: "That my prayers and my rituals or methods of worship , and my life, and my death/time of death, (is) to the creations altogether’s/(universes’) Lord."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 inne doğrusu إِنَّ -
3 salati benim salatım صَلَاتِي صلو
4 ve nusuki ve adanmış tarzım وَنُسُكِي نسك
5 ve mehyaye ve hayatım وَمَحْيَايَ حيي
6 ve memati ve ölümüm وَمَمَاتِي موت
7 lillahi Allah içindir لِلَّهِ -
8 rabbi Rabbi رَبِّ ربب
9 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم

Notlar

Not 1

*Ölümün işaret edilmesi illaki resûl Muhammed'in öleceği yada öldürüleceği anlamına gelmez. 'Öleceksem de, ölürsem de' anlamı vardır. Çünkü cennete girenler bu dünyada ölüm tatmazlar. Mutlak ki resûl Îsâ gibi, tüm resûller gibi resûl Muhammed de ölmemiştir. Sadece vefat ettirilmiştir. Selam yurdunda/diyarında rızıklandırılmaktadırlar. Her nefis ölümü tadıcıdır. Her nefis 1. ölümü yani ilk cennetten çıkış anındaki ölümü zaten tatmıştır. Resûller de dahil.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Ölüm Kavram 643

643 Ölüm genel anlamda bilincin, nefsin, varlığın/bedenin farkındalığın tamamen ortadan kalkmasıdır. Vefatla aynı değildir. Vefat bilincin bedenden çekilme sürecidir. Yüce Allah dilerse vefatı ölümle sonuçlandırmayabilir. Resûl Îsâ'nın durumu gibi. Vefat gerçekleşir. Ancak ölüm gerçekleşmez. Bilinç asla kaybolmaz. Vefat melekleri bu kimseyi Yüce Allah'ın indine/katında bulunan selam diyarına/yurduna davet ederler. Ahiret yurduna/diyarına kadar bu kimse selam diyarında/yurdunda Rabbi tarafından rızıklandırılır. Tam bilinç kaybını yani ölümü tatmamış olur. 2:259 ayetinde 100 sene öldürülüp tekrar diriltilen kişi. Bu kimse mutlak ki ayrıcalıklı bir kimsedir. 2. ölümü tadıp tekrar hayat verilen bir kimsedir. Bu nedenle tek olarak analiz edilmelidir. Yıldırım düşmesi sonrası bilinçlerini kaybeden kimseler için kullanılması.6:162 ayetinde geçen resûl Muhammed'in ölmesinin işaret edilmesi illaki resûl Muhammed'in mutlaka öleceği ya da öldürüleceği anlamına gelmez. 'Öleceksem de, ölürsem de' anlamı vardır. Çünkü cennete girenler bu dünyada ölüm tatmazlar. Mutlak ki resûl Îsâ gibi, tüm resûller gibi resûl Muhammed de ölmemiştir. Sadece vefat ettirilmiştir. Selam yurdunda/diyarında rızıklandırılmaktadırlar. Her nefis ölümü tadıcıdır. Her nefis 1. ölümü yani ilk cennetten çıkış anındaki ölümü zaten tatmıştır. Resûller de dahil.

7. A'râf Suresi

Ayet 170

Arapça Metin (Harekeli)

1124|7|170|وَٱلَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِٱلْكِتَٰبِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُصْلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1124|7|170|والذين يمسكون بالكتب واقاموا الصلوه انا لا نضيع اجر المصلحين

Latin Literal

170. Vellezîne yumessikûne bil kitâbi ve ekâmus salâte innâ lâ nudîu ecrel muslihîn(muslihîne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; sımsıkı sarılırlar/yapışırlar kitaba*; ve ikame572 ederler salâtı5; doğrusu biz; zayi etmeyiz muslihlerin30 ecrini/karşılığını.

Ahmed Samira Çevirisi

170 And those who hold fast/grasp with The Book , and kept up the prayers, that We do not loose/waste the correctings’/repairings’ reward/wage .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yumessikune sımsıkı sarılırlar/yapışırlar يُمَسِّكُونَ مسك
3 bil-kitabi kitaba (Kur’an’a) بِالْكِتَابِ كتب
4 ve ekamu ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَأَقَامُوا قوم
5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
6 inna doğrusu biz إِنَّا -
7 la لَا -
8 nudiu zayi etmeyiz نُضِيعُ ضيع
9 ecra ecrini/karşılığını أَجْرَ اجر
10 l-muslihine muslihlerin الْمُصْلِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Kur’ân’a

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Muslih Kavram 30

30 Sâlih işler yapan. Sâlihâtı (düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler) yapan.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

8. Enfâl Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1163|8|3|ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1163|8|3|الذين يقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Latin Literal

3. Ellezîne yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who keep up the prayers and from what We provided for them they spend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve mimma ve وَمِمَّا -
5 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
6 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

8. Enfâl Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

1195|8|35|وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمْ عِندَ ٱلْبَيْتِ إِلَّا مُكَآءً وَتَصْدِيَةً فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1195|8|35|وما كان صلاتهم عند البيت الا مكا وتصديه فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

Latin Literal

35. Ve mâ kâne salâtuhum indel beyti illâ mukâen ve tasdiyeh(tasdiyeten), fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir onların* beytin/evin32 yanındaki salâtı5 ancak ıslık çalma706 ve el çırpma706; öyleyse tadın azabı; kâfirlik25 eder olduğunuzla.

Ahmed Samira Çevirisi

35 And their prayers at the House/Home was not except whistling by mouth and echoing/prolonging/clapping ,so taste/experience the torture with what you were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 salatuhum salatı onların صَلَاتُهُمْ صلو
4 inde yanındaki عِنْدَ عند
5 l-beyti beyt/ev الْبَيْتِ بيت
6 illa ancak إِلَّا -
7 muka'en ıslık çalma مُكَاءً مكو
8 ve tesdiyeten ve el çırpma وَتَصْدِيَةً صدي
9 fezuku öyleyse tadın فَذُوقُوا ذوق
10 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
11 bima بِمَا -
12 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
13 tekfurune kâfirlik ederler تَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Ayetten anlarız ki müşrikler de vakitli zamanlarda haram evin yanında bir araya gelerek kendi salatlarını yani kendi dini öğretilerini takip ediyorlarmış.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Beyt/ev Kavram 32

32 Topluma ait olan, dini öğretilerin takip edildiği ev, mekân. Kur'an'ın okunup öğrenildiği topluma ait mekân.

Müşriklerin haram ev etrafında yaptıkları salâtları. Kavram 706

706 Müşrikler de vakitli zamanlarda haram evin yanında bir araya gelerek kendi salâtlarını yani kendi dini öğretilerini takip etmektedirler. Onların salâtları ıslık çalma ve el çırpma gibi ritüellerdir. Günümüzde kendilerini müslüman zanneden çok sayıda insanın Kabe'nin etrafında dönmeleri de aynı sapkınlıktır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1240|9|5|فَإِذَا ٱنسَلَخَ ٱلْأَشْهُرُ ٱلْحُرُمُ فَٱقْتُلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَٱحْصُرُوهُمْ وَٱقْعُدُوا۟ لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَخَلُّوا۟ سَبِيلَهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Latin Literal

5. Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle marsad (marsadin), fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar34; öyleyse katledin35 müşrikleri36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı5; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

5 So if the months the forbidden/sacred ended/passed , so fight/kill the sharers/takers of partners (with God) where/when you found them, and take/punish them and restrict/confine them and remain/be concerned and prepared/beset for them (in) every lookout/observatory , so if they repented, and kept up the prayers and gave/brought the charity/ purification , so free their way/path , that God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki o zaman فَإِذَا -
2 nseleha sonlandığında انْسَلَخَ سلخ
3 l-eşhuru aylar الْأَشْهُرُ شهر
4 l-hurumu haram الْحُرُمُ حرم
5 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
6 l-muşrikine müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
7 haysu her nerede حَيْثُ حيث
8 vecedtumuhum buldunuz onları وَجَدْتُمُوهُمْ وجد
9 ve huzuhum ve tutun/alın وَخُذُوهُمْ اخذ
10 vehsuruhum ve kuşatın/sınırlayın onları وَاحْصُرُوهُمْ حصر
11 vek'udu ve oturup bekleyin وَاقْعُدُوا قعد
12 lehum onları لَهُمْ -
13 kulle her bir كُلَّ كلل
14 mersadin rasat yerinde/gözlem yerinde مَرْصَدٍ رصد
15 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
16 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب
17 ve ekamu ve diktilerse/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 fehallu öyle ki serbest bırakın فَخَلُّوا خلو
22 sebilehum yollarını onların سَبِيلَهُمْ سبل
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 llahe Allah اللَّهَ -
25 gafurun gafûrdur غَفُورٌ غفر
26 rahimun rahîmdir. رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1253|9|18|إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا ٱللَّهَ فَعَسَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ أَن يَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Latin Literal

18. İnnemâ ya’muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Ancak ki imar755 eder Allah'ın mescitlerini16 kimse (ki) iman47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve asla haşyet53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden176.

Ahmed Samira Çevirisi

18 But (those who) tend to/visit God’s mosques/places of worshipping God (are) who believed by God and the Day the Last/Resurrection Day, and kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and did not fear except God, so maybe/perhaps that those they be from the guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak ki إِنَّمَا -
2 yea'muru imar eder يَعْمُرُ عمر
3 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 men kimse (ki) مَنْ -
6 amene iman etti امَنَ امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
9 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
10 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
12 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
14 velem ve asla وَلَمْ -
15 yehşe haşyet/çekince hissetmez يَخْشَ خشي
16 illa dışında إِلَّا -
17 llahe Allah'ın (birine) اللَّهَ -
18 feasa öyle ki belki فَعَسَىٰ عسي
19 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ -
20 en ki أَنْ -
21 yekunu olurlar يَكُونُوا كون
22 mine مِنَ -
23 l-muhtedine doğru yola kılavuzlananlardan الْمُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar edebilir. Müşrikler ancak iblisin, şeytânların mescitlerini imar ederler. Kavram 755

755 Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar ederler. Müşrikler de kendi uyduruk dinlerine göre mescitler imar ederler. Ancak imar ettikleri şeyler Allah'ın mescitleri asla değildir. İblisin, şeytanların mescitleridir. 9:17 ayetinde müşriklerin kendi nefislerindeki küfre/kâfirliğe göre mescitler imar ettikleri bildirilir. Müşriklerin mescitleri kâfirliklerini yansıtır. Mezheplere ait olan tüm mescitler şeytânların mescitleridir. Sadece Kur'an diyen kimseler online platformlarda ya da fiziksel olarak Allah'ın mescitlerini imar etmelidir. Sadece Kur'an diyen kimseler mezheplere ait olan camilere, mescitlere asla girmemelidir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

1289|9|54|وَمَا مَنَعَهُمْ أَن تُقْبَلَ مِنْهُمْ نَفَقَٰتُهُمْ إِلَّآ أَنَّهُمْ كَفَرُوا۟ بِٱللَّهِ وَبِرَسُولِهِۦ وَلَا يَأْتُونَ ٱلصَّلَوٰةَ إِلَّا وَهُمْ كُسَالَىٰ وَلَا يُنفِقُونَ إِلَّا وَهُمْ كَٰرِهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1289|9|54|وما منعهم ان تقبل منهم نفقتهم الا انهم كفروا بالله وبرسوله ولا ياتون الصلوه الا وهم كسالي ولا ينفقون الا وهم كرهون

Latin Literal

54. Ve mâ meneahum en tukbele minhum nefekâtuhum illâ ennehum keferû billâhi ve bi resûlihî ve lâ ye’tûnes salâte illâ ve humkusâlâ ve lâ yunfikûne illâ ve hum kârihûn(kârihûne).

Türkçe Çeviri

Ve mâni olmuş değildi ki kabul edilir onlardan infakları6 ancak ki onlar kâfirlik25 ederler Allah’a ve resûlüne700; ve gelmezler salâta5 ancak (ki) ve onlar üşengeç/umursamaz (olarak); ve infak6 etmezler ancak (ki) ve onlar kerhenler697 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

54 And nothing prevented/prohibited them that their expenses/expenditures that (E) be accepted/received from them, except that they disbelieved by God, and with His messenger and they do not come (to) the prayers except and (while) they are lazy, and they do not spend except and (while) they are hating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve وَمَا -
2 meneahum mâni olmuş değildir مَنَعَهُمْ منع
3 en ki أَنْ -
4 tukbele kabul edilir تُقْبَلَ قبل
5 minhum onlardan مِنْهُمْ -
6 nefekatuhum infakları onları نَفَقَاتُهُمْ نفق
7 illa dışında إِلَّا -
8 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
9 keferu kâfirlik ederler كَفَرُوا كفر
10 billahi Allah’a بِاللَّهِ -
11 ve birasulihi ve resûlüne وَبِرَسُولِهِ رسل
12 ve la ve وَلَا -
13 ye'tune gelmezler يَأْتُونَ اتي
14 s-salate salata الصَّلَاةَ صلو
15 illa dışında إِلَّا -
16 vehum ve onlar وَهُمْ -
17 kusala üşengeç/umursamaz (olarak) كُسَالَىٰ كسل
18 ve la ve وَلَا -
19 yunfikune infak etmezler يُنْفِقُونَ نفق
20 illa dışında إِلَّا -
21 vehum ve onlar وَهُمْ -
22 karihune kerhenler (olarak) كَارِهُونَ كره

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Kerhen. Kavram 697

697 İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak, tiksinerek, iğrenerek.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

9. Tevbe Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

1306|9|71|وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

71. Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar*; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir37; bir Hakîmdir9.

Ahmed Samira Çevirisi

71 And the believers (M) and believers (F) some of them (are) guardians/allies (to) some, they order/command with the kindness/generosity , and they forbid/prevent from the defiance of God and His orders/obscenity ,and they keep up the prayers, and they give the charity/purification and they obey God and His messenger, those, God will have mercy upon them, that God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmu'minune ve mümin erkekler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
2 velmu'minatu ve mümin kadınlar وَالْمُؤْمِنَاتُ امن
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 evliya'u velileridir أَوْلِيَاءُ ولي
5 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi evrensel kabulleri/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve yenhevne ve engellerler وَيَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
11 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
12 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
13 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
14 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
15 ve yutiune ve itaat ederler وَيُطِيعُونَ طوع
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 ve rasulehu ve O’nun resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 seyerhamuhumu rahmet edecektir onlara سَيَرْحَمُهُمُ رحم
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 inne doğrusu إِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 azizun azîzdir عَزِيزٌ عزز
24 hakimun hakîmdir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*9:67 ayetinde münâfık erkekler ve münâfık kadınların özelliği bildirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

1449|10|87|وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَن تَبَوَّءَا لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتًا وَٱجْعَلُوا۟ بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Latin Literal

87. Ve evhaynâ ilâ mûsâ ve ahîhi en tebevveâ li kavmikumâ bi mısra buyûten vec’alû buyûtekum kıbleten ve akîmus sâlah(sâlate), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettik603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble14; ve ikame edin salâtı5; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We inspired/transmitted to Moses and his brother that you (B) reside/establish houses/homes to your (B)’s nation by a city/border/region/Egypt, and make your houses/homes direction, and keep up the prayers, and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
2 ila إِلَىٰ -
3 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
4 ve ehihi ve kardeşine وَأَخِيهِ اخو
5 en ki أَنْ -
6 tebevva yerleşim yeri edinin ikiniz تَبَوَّا بوا
7 likavmikuma kavminiz için لِقَوْمِكُمَا قوم
8 bimisra şehirde بِمِصْرَ مصر
9 buyuten evler بُيُوتًا بيت
10 vec'alu ve yapın وَاجْعَلُوا جعل
11 buyutekum evlerinizi بُيُوتَكُمْ بيت
12 kibleten bir kıble قِبْلَةً قبل
13 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
14 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

1585|11|114|وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ طَرَفَىِ ٱلنَّهَارِ وَزُلَفًا مِّنَ ٱلَّيْلِ إِنَّ ٱلْحَسَنَٰتِ يُذْهِبْنَ ٱلسَّيِّـَٔاتِ ذَٰلِكَ ذِكْرَىٰ لِلذَّٰكِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1585|11|114|واقم الصلوه طرفي النهار وزلفا من اليل ان الحسنت يذهبن السيات ذلك ذكري للذكرين

Latin Literal

114. Ve ekımis salâte tarafeyin nehâri ve zulefen minel leyl(leyli), innel hasenâti yuzhibnes seyyiât(seyyiâti), zâlike zikrâ liz zâkirîn(zâkirîne).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 et salâtı5 iki tarafında gündüzün170; ve yakınlarında gecenin171; doğrusu güzellikler giderir rezillikleri/iğrençlikleri; işte bu bir zikirdir78* zikredenlere78.

Ahmed Samira Çevirisi

114 And keep up the prayers to (the) ends/edges (of) the daytime (to) parts from the night from the night; that the goodnesses wipe off/eliminate the sins/crimes, that (is) a remembrance/reminder to the praising/glorifying .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimi ve dik/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 tarafeyi iki tarafında طَرَفَيِ طرف
4 n-nehari gündüzün النَّهَارِ نهر
5 ve zulefen ve yakınlarında وَزُلَفًا زلف
6 mine مِنَ -
7 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 l-hasenati güzellikler الْحَسَنَاتِ حسن
10 yuzhibne giderir يُذْهِبْنَ ذهب
11 s-seyyiati rezillikleri/iğrençlikleri السَّيِّئَاتِ سوا
12 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
13 zikra bir zikirdir/hatırlatmadır ذِكْرَىٰ ذكر
14 lizzakirine hatırlayanlara لِلذَّاكِرِينَ ذكر

Notlar

Not 1

*Salât ile zikrin yani Kur'an'ın bir arada işaret edilmesi bizlere salâtın Kur'an'ın peşinden koşmak olduğunu gösterir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

13. Ra'd Suresi

Ayet 22

Arapça Metin (Harekeli)

1727|13|22|وَٱلَّذِينَ صَبَرُوا۟ ٱبْتِغَآءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنفَقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِٱلْحَسَنَةِ ٱلسَّيِّئَةَ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى ٱلدَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1727|13|22|والذين صبروا ابتغا وجه ربهم واقاموا الصلوه وانفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه ويدرون بالحسنه السييه اوليك لهم عقبي الدار

Latin Literal

22. Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerdir (ki) sabrettiler51; arayanlardır Rablerinin4 yüzünü; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve infak ettiler6 rızıklandırdığımızdan onları sırlı/gizlice ve alenen/bildirerek; ve savarlar/defederler güzellikle rezilliği/iğrençliği; işte bunlar; onlaradır diyarın** sonu*.

Ahmed Samira Çevirisi

22 And those who were patient desiring their Lord’s direction/face , and kept up the prayers, and they spent from what We provided for them secretly and openly/publicly , and they drive away/repel the sin/crime with the good/goodness, those, for them (are) the home’s/house’s end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 saberu sabrederler/metanetle direnirler صَبَرُوا صبر
3 btiga'e arayan ابْتِغَاءَ بغي
4 vechi yüzünü وَجْهِ وجه
5 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب
6 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve enfeku ve infak ettiler/harcadılar وَأَنْفَقُوا نفق
9 mimma مِمَّا -
10 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
11 sirran sırlı şekilde/gizlice سِرًّا سرر
12 ve alaniyeten ve alenen/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن
13 ve yedra'une ve savarlar/defederler وَيَدْرَءُونَ درا
14 bil-haseneti güzellikle بِالْحَسَنَةِ حسن
15 s-seyyiete rezilliği/iğrençliği السَّيِّئَةَ سوا
16 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
17 lehum onlaradır لَهُمْ -
18 ukba sonu عُقْبَى عقب
19 d-dari diyarın/yurdun الدَّارِ دور

Notlar

Not 1

*Selam diyarı/yurdu sonrası girilecek olan son yurt/diyar olan cennet yurdu/diyarı.**Yurdun.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

14. İbrahim Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1779|14|31|قُل لِّعِبَادِىَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُنفِقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِىَ يَوْمٌ لَّا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خِلَٰلٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1779|14|31|قل لعبادي الذين امنوا يقيموا الصلوه وينفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خلل

Latin Literal

31. Kul li ibâdiyellezîne âmenû yukîmus salâte ve yunfikû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hilâl(hilâlun).

Türkçe Çeviri

De ki kullarıma; iman47 etmiş kimselere; ikame572 etsinler salâtı5; ve infak etsinler6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice ve alenen/bildirerek; önceden ki gelir bir gün; yoktur bir alışveriş onda; ve yoktur bir dostluk.

Ahmed Samira Çevirisi

31 Say to My worshippers/slaves those who believed: "They (should) keep up the prayers and spend from what We provided for them secretly and publicly from before that a day comes, (where there is) no selling/trading in it and nor differences in opinions/friendships .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 liibadiye kullarıma لِعِبَادِيَ عبد
3 ellezine kimselere الَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 yukimu diksinler/ayağa kaldırsınlar يُقِيمُوا قوم
6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
7 ve yunfiku ve infak etsinler/harcasınlar وَيُنْفِقُوا نفق
8 mimma مِمَّا -
9 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
10 sirran sırlı şekilde/gizlice سِرًّا سرر
11 ve alaniyeten ve alenen/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن
12 min مِنْ -
13 kabli önce قَبْلِ قبل
14 en ki أَنْ -
15 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
16 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم
17 la yoktur لَا -
18 bey'un bir alışveriş بَيْعٌ بيع
19 fihi onda فِيهِ -
20 ve la ve yoktur وَلَا -
21 hilalun bir dostluk خِلَالٌ خلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

14. İbrahim Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1785|14|37|رَّبَّنَآ إِنِّىٓ أَسْكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِى بِوَادٍ غَيْرِ ذِى زَرْعٍ عِندَ بَيْتِكَ ٱلْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱجْعَلْ أَفْـِٔدَةً مِّنَ ٱلنَّاسِ تَهْوِىٓ إِلَيْهِمْ وَٱرْزُقْهُم مِّنَ ٱلثَّمَرَٰتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1785|14|37|ربنا اني اسكنت من ذريتي بواد غير ذي زرع عند بيتك المحرم ربنا ليقيموا الصلوه فاجعل افده من الناس تهوي اليهم وارزقهم من الثمرت لعلهم يشكرون

Latin Literal

37. Rabbenâ innî eskentu min zurriyyetî bi vâdin gayri zî zer’ın inde beytilkel muharremi rabbenâ li yukîmus salâte fec’al ef’ideten minen nâsi tehvî ileyhim verzukhum mines semerâti leallehum yeşkurûn(yeşkurûne).

Türkçe Çeviri

"Rabbimiz4! Doğrusu ben* yerleştirdim bir vadiye** zürriyetimden380; olmayan*** ekin sahibi; haram535 edilmiş beytinin/evinin32 yanında; Rabbimiz4! İkame572 etmeleri için salâtı5; öyle ki yap kalp gözleri insanlardan (ki) kılavuzlanır**** onlara***** doğru; ve rızıklandır onları****** meyvelerden; belki onlar şükrederler43."

Ahmed Samira Çevirisi

37 Our Lord, that I resided/inhabited from my descendants at a valley of no plants/crops at Your House/Home, the Forbidden/Respected/Sacred. Our Lord to stand/keep up the prayers, so make hearts from the people fall/drop to them, and provide for them, from the fruits, perhaps they thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
2 inni doğrusu ben إِنِّي -
3 eskentu yerleştirdim أَسْكَنْتُ سكن
4 min مِنْ -
5 zurriyeti zürriyetimden ذُرِّيَّتِي ذرر
6 bivadin bir vadiye بِوَادٍ ودي
7 gayri olmayan غَيْرِ غير
8 zi sahibi ذِي -
9 zer'in ekin زَرْعٍ زرع
10 inde yanında عِنْدَ عند
11 beytike senin evinin بَيْتِكَ بيت
12 l-muharrami haram edilmiş الْمُحَرَّمِ حرم
13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
14 liyukimu dikmeleri/ayağa kaldırmaları için لِيُقِيمُوا قوم
15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
16 fec'al öyle ki yap فَاجْعَلْ جعل
17 ef'ideten kalp gözleri أَفْئِدَةً فاد
18 mine مِنَ -
19 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
20 tehvi kılavuzlanır تَهْوِي هوي
21 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
22 verzukhum ve rızıklandır onları وَارْزُقْهُمْ رزق
23 mine مِنَ -
24 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر
25 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
26 yeşkurune şükrederler يَشْكُرُونَ شكر

Notlar

Not 1

*İbrahim.**Mekke'ye.***Çöl ikliminin hakim olduğu bir yer olduğuna işarettir. ****İnsanlar.*****Zürriyetime.******Zürriyetimi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Beyt/ev Kavram 32

32 Topluma ait olan, dini öğretilerin takip edildiği ev, mekân. Kur'an'ın okunup öğrenildiği topluma ait mekân.

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

Haram ev, haram beyt. Kavram 535

535 Bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan ev.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

14. İbrahim Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

1788|14|40|رَبِّ ٱجْعَلْنِى مُقِيمَ ٱلصَّلَوٰةِ وَمِن ذُرِّيَّتِى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَآءِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1788|14|40|رب اجعلني مقيم الصلوه ومن ذريتي ربنا وتقبل دعا

Latin Literal

40. Rabbic’alnî mukîmas salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâ(duâi).

Türkçe Çeviri

"Rabbim4! Yap beni* ikame572 eden salâtı5; ve zürriyetimden380 (de); Rabbimiz4! Ve kabul et çağrımı/duamı80."

Ahmed Samira Çevirisi

40 My Lord make me continuing/keeping up the prayers, and from my descendants, our Lord, and accept my call/prayer .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbi Rabbim! رَبِّ ربب
2 c'alni yap beni (İbrahim) اجْعَلْنِي جعل
3 mukime diken/ayağa kaldıran مُقِيمَ قوم
4 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
5 ve min وَمِنْ -
6 zurriyeti ve zürriyetimden ذُرِّيَّتِي ذرر
7 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
8 ve tekabbel ve kabul et وَتَقَبَّلْ قبل
9 duaa'i çağrımı/duamı دُعَاءِ دعو

Notlar

Not 1

*İbrahim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Dua Kavram 80

80 Çağırma.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

17. İsrâ Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

2105|17|78|أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِدُلُوكِ ٱلشَّمْسِ إِلَىٰ غَسَقِ ٱلَّيْلِ وَقُرْءَانَ ٱلْفَجْرِ إِنَّ قُرْءَانَ ٱلْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2105|17|78|اقم الصلوه لدلوك الشمس الي غسق اليل وقران الفجر ان قران الفجر كان مشهودا

Latin Literal

78. Ekımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyli ve kur’ânel fecr(fecri), inne kur’ânel fecri kâne meşhûdâ(meşhûden).

Türkçe Çeviri

İkame572 et salâtı5; Güneş’in batmasından gecenin171 karanlığına; ve fecrin55 toplanması (da); doğrusu fecrin55 toplanması oldu bir tanık/şahit olunan.

Ahmed Samira Çevirisi

78 Start/keep up the prayers to the sun’s nearing setting to the night’s darkness, and the dawn’s Koran, that the dawn’s Koran was/is being witnessed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ekimi dik/ayağa kaldır أَقِمِ قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 liduluki batmasından لِدُلُوكِ دلك
4 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس
5 ila إِلَىٰ -
6 gaseki karanlığına غَسَقِ غسق
7 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل
8 ve kur'ane ve toplanması (da) وَقُرْانَ قرا
9 l-fecri fecrin/şafağın/tanyerinin/seherin الْفَجْرِ فجر
10 inne Doğrusu إِنَّ -
11 kur'ane toplanması قُرْانَ قرا
12 l-fecri fecrin/şafağın/tanyerinin/seherin الْفَجْرِ فجر
13 kane oldu كَانَ كون
14 meşhuden tanık/şahit olunan مَشْهُودًا شهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

17. İsrâ Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

2137|17|110|قُلِ ٱدْعُوا۟ ٱللَّهَ أَوِ ٱدْعُوا۟ ٱلرَّحْمَٰنَ أَيًّا مَّا تَدْعُوا۟ فَلَهُ ٱلْأَسْمَآءُ ٱلْحُسْنَىٰ وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَٱبْتَغِ بَيْنَ ذَٰلِكَ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2137|17|110|قل ادعوا الله او ادعوا الرحمن ايا ما تدعوا فله الاسما الحسني ولا تجهر بصلاتك ولا تخافت بها وابتغ بين ذلك سبيلا

Latin Literal

110. Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

De ki: “Dua80 edin Allah (diye) veya dua80 edin Rahmân1 (diye); dua80 ettiğiniz hangisiyse”; öyle ki O'nadır en güzel isimler49; sesini yükseltme salâtında5; sessiz (de) etme onu; bakın/ara arasında bunun bir yol.

Ahmed Samira Çevirisi

110 Say: "Call God, or call the merciful, whichever you call, so for Him (are) the names the best/most beautiful (the good names), and do not publicize/declare/raise (voice) with your prayers, and do not silence/lower and hide with it, and wish/desire between that a way/method."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuli de ki قُلِ قول
2 d'u çağırın/dua edin ادْعُوا دعو
3 llahe Allah (diye) اللَّهَ -
4 evi veya أَوِ -
5 d'u çağırın/dua edin ادْعُوا دعو
6 r-rahmane Rahman (diye) الرَّحْمَٰنَ رحم
7 eyyen hangisiyse أَيًّا -
8 ma مَا -
9 ted'u çağırdığınız/dua ettiğiniz تَدْعُوا دعو
10 felehu öyle ki O'nadır فَلَهُ -
11 l-esma'u isimler الْأَسْمَاءُ سمو
12 l-husna en güzel الْحُسْنَىٰ حسن
13 ve la وَلَا -
14 techer sesini yükseltme تَجْهَرْ جهر
15 bisalatike salatında بِصَلَاتِكَ صلو
16 ve la وَلَا -
17 tuhafit sessiz (de) etme تُخَافِتْ خفت
18 biha onu بِهَا -
19 vebtegi bakın/ara وَابْتَغِ بغي
20 beyne arasında بَيْنَ بين
21 zalike bunun ذَٰلِكَ -
22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahmân Kavram 1

1 En yüce merhametli.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

İsim/ad. Kavram 49

49 İsim; Yüce Allah'ın sıfatı ve tecelli edişi. Çoğul olarak 'isimler'; Yüce Allah'ın tüm sıfatları ve tecelli edişleri. En güzel isimler/sıfatlar O'nadır.

Dua Kavram 80

80 Çağırma.

19. Meryem Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

2279|19|31|وَجَعَلَنِى مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَٰنِى بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمْتُ حَيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2279|19|31|وجعلني مباركا اين ما كنت واوصني بالصلوه والزكوه ما دمت حيا

Latin Literal

31. Ve cealenî mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen).

Türkçe Çeviri

Ve yaptı (Allah) beni (İsa) bir mübarek/bereketlendirilmiş, her nerede olduysam; ve vasiyet etti bana salâtı5 ve zekâtı10; daim olduğum (sürece) hayatta.

Ahmed Samira Çevirisi

31 And He made me blessed, wherever I was/am, and He directed/commanded me with the prayers and the charity/purification as long as I continued/lasted alive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealeni ve yaptı (Allah) beni (İsa) وَجَعَلَنِي جعل
2 mubaraken bir bereketlendirilmiş مُبَارَكًا برك
3 eyne her nerede أَيْنَ -
4 ma مَا -
5 kuntu olduğum كُنْتُ كون
6 ve evsani ve vasiyet etti bana وَأَوْصَانِي وصي
7 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو
8 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو
9 ma مَا -
10 dumtu daim olduğum دُمْتُ دوم
11 hayyen hayatta حَيًّا حيي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

19. Meryem Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

2303|19|55|وَكَانَ يَأْمُرُ أَهْلَهُۥ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِۦ مَرْضِيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2303|19|55|وكان يامر اهله بالصلوه والزكوه وكان عند ربه مرضيا

Latin Literal

55. Ve kâne ye’muru ehlehu bis salâti vez zekâti ve kâne inde rabbihî mardıyyâ(mardıyyen).

Türkçe Çeviri

Ve oldu (İsmail); emreder ahalisine/halkına salâtı5 ve zekâtı10; ve oldu (İsmail) Rabbi4 indinde/katında razı olunan.

Ahmed Samira Çevirisi

55 And (he) was ordering/commanding his family/people with the prayers and the charity/purification, and (he) was at his Lord accepted/approved.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون
2 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر
3 ehlehu ahalisine/halkına أَهْلَهُ اهل
4 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو
5 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو
6 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون
7 inde indinde/katında عِنْدَ عند
8 rabbihi Rabbi رَبِّهِ ربب
9 merdiyyen razı olunan مَرْضِيًّا رضو

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

19. Meryem Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

2307|19|59|فَخَلَفَ مِنۢ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّبَعُوا۟ ٱلشَّهَوَٰتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2307|19|59|فخلف من بعدهم خلف اضاعوا الصلوه واتبعوا الشهوت فسوف يلقون غيا

Latin Literal

59. Fe halefe min ba’dihim halfun edâus salâte vettebeûş şehevâti fe sevfe yelkavne gayyâ(gayyen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki halife65 oldu onlardan sonra bir halef65; zayi ettiler/kaybettiler salâtı5; ve tabi oldular şehvetlerine; öyle ki yakında karşılaşırlar bir yanılmaya/yanlışa sapmaya.

Ahmed Samira Çevirisi

59 So succeeded/followed from after them a succession , they lost/wasted/destroyed the prayers, and they212followed the lusts/desires/cravings, so they will/shall meet/find misguidance/failure .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fehalefe öyle ki halife oldu/ardından geldi فَخَلَفَ خلف
2 min مِنْ -
3 bea'dihim onlardan sonra بَعْدِهِمْ بعد
4 halfun bir halef/ardından gelen خَلْفٌ خلف
5 edau zayi ettiler/kaybettiler أَضَاعُوا ضيع
6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
7 vettebeu ve tabi oldular وَاتَّبَعُوا تبع
8 ş-şehevati şehvetlerine الشَّهَوَاتِ شهو
9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
10 yelkavne karşılaşırlar يَلْقَوْنَ لقي
11 gayyen bir yanılmaya/yanlışa sapmaya غَيًّا غوي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

2360|20|14|إِنَّنِىٓ أَنَا ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعْبُدْنِى وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِذِكْرِىٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

2360|20|14|انني انا الله لا اله الا انا فاعبدني واقم الصلوه لذكري

Latin Literal

14. İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî.

Türkçe Çeviri

Doğrusu ben; benim Allah; yoktur ilâh74 benim dışında; öyle ki kulluk46 et bana; ve dik/ayağa kaldır salâtı5; zikrim* için.

Ahmed Samira Çevirisi

14 That I , I am God, no god except Me, so worship Me, and keep up/start the prayers for mentioning/remembering Me (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inneni doğrusu ben; إِنَّنِي -
2 ena benim أَنَا -
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 la yoktur لَا -
5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
6 illa dışında إِلَّا -
7 ena benim أَنَا -
8 fea'budni öyle ki kulluk et bana فَاعْبُدْنِي عبد
9 ve ekimi ve dik/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 lizikri zikrim (Kur’an) için لِذِكْرِي ذكر

Notlar

Not 1

*Kur’ân'ım.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 132

Arapça Metin (Harekeli)

2478|20|132|وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقًا نَّحْنُ نَرْزُقُكَ وَٱلْعَٰقِبَةُ لِلتَّقْوَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

2478|20|132|وامر اهلك بالصلوه واصطبر عليها لا نسلك رزقا نحن نرزقك والعقبه للتقوي

Latin Literal

132. Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuk(nerzukuke), vel âkıbetu lit takvâ.

Türkçe Çeviri

Ve emret ahaline/halkına salâtı5; ve bağlan sabırla51 ona (salâta); sormayız sana bir rızık; biz rızıklandırırız seni; ve akıbet892 takvalılaradır21.

Ahmed Samira Çevirisi

132 And order/command your family/people with the prayers and endure patience on it, We do not ask/question you (for) a provision/means of livelihood , We provide for you, and the end (result is) to the fear and obedience (of God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve'mur ve emret وَأْمُرْ امر
2 ehleke ahaline/halkına أَهْلَكَ اهل
3 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو
4 vestabir ve bağlan sabırla وَاصْطَبِرْ صبر
5 aleyha ona (salata) عَلَيْهَا -
6 la لَا -
7 neseluke sormayız sana نَسْأَلُكَ سال
8 rizkan bir rızık رِزْقًا رزق
9 nehnu biz نَحْنُ -
10 nerzukuke rızıklandırırız seni نَرْزُقُكَ رزق
11 vel'aakibetu ve akıbet/son وَالْعَاقِبَةُ عقب
12 littekva takvalılaradır/sakınanlaradır لِلتَّقْوَىٰ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

2554|21|73|وَجَعَلْنَٰهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِمْ فِعْلَ ٱلْخَيْرَٰتِ وَإِقَامَ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءَ ٱلزَّكَوٰةِ وَكَانُوا۟ لَنَا عَٰبِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Latin Literal

73. Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne).

Türkçe Çeviri

Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame572 edenler salâtı5; ve verenler zekâtı10; ve oldular bize kulluk46 edenler.

Ahmed Samira Çevirisi

73 And We made them leaders/examples guiding with Our order/command, and We inspired/transmitted to them making/doing the goodnesses , and keeping up the prayers, and giving/bringing the charity/purification , and they were to Us worshipping.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل
2 eimmeten emirler/liderler أَئِمَّةً امم
3 yehdune doğru yola kılavuzlarlar يَهْدُونَ هدي
4 biemrina emrimizle بِأَمْرِنَا امر
5 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
6 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
7 fia'le faaliyet yapmayı فِعْلَ فعل
8 l-hayrati hayırlar/iyilikler الْخَيْرَاتِ خير
9 ve ikame ve ikame edenler/dikenler/ayağa kaldıranlar وَإِقَامَ قوم
10 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
11 ve ita'e ve verenler وَإِيتَاءَ اتي
12 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو
13 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
14 lena bize لَنَا -
15 aabidine kulluk edenler عَابِدِينَ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

22. Hac Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

2628|22|35|ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَٱلصَّٰبِرِينَ عَلَىٰ مَآ أَصَابَهُمْ وَٱلْمُقِيمِى ٱلصَّلَوٰةِ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2628|22|35|الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم والصبرين علي ما اصابهم والمقيمي الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Latin Literal

35. Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum vas sâbirîne alâ mâ esâbehum vel mukîmis salâti ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler; anıldığı zaman Allah korkar kalpleri; ve sabredenler51 kendileri üzerine isabet edene; ve ikame edenler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

35 Those whom if God was mentioned their hearts/minds became afraid/apprehensive, and the patient on what struck them , and the keeping up the prayers, and from what We provided for them they spend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 iza zaman إِذَا -
3 zukira anıldığı ذُكِرَ ذكر
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 vecilet korkar وَجِلَتْ وجل
6 kulubuhum kalpleri قُلُوبُهُمْ قلب
7 ve ssabirine ve sabrederler/metanetli direnenler وَالصَّابِرِينَ صبر
8 ala üzerine عَلَىٰ -
9 ma مَا -
10 esabehum isabet edene onlara أَصَابَهُمْ صوب
11 velmukimi ve dikenler/ayağa kaldıranlar وَالْمُقِيمِي قوم
12 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
13 ve mimma ve وَمِمَّا -
14 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
15 yunfikune infak ederler/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

22. Hac Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

2634|22|41|ٱلَّذِينَ إِن مَّكَّنَّٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ أَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَمَرُوا۟ بِٱلْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا۟ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَٰقِبَةُ ٱلْأُمُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Latin Literal

41. Ellezîne in mekkennâhum fîl ardı ekâmûs salâte ve âtevuz zekâte ve emerû bil ma’rûfi ve nehev anil munker(munkeri), ve lillâhi âkıbetul umûr(umûri).

Türkçe Çeviri

Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame572 ederlerdi salâtı5; ve verirlerdi zekâtı10; ve emrederlerdi marufla291; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri82; ve Allah'adır akıbeti892 emirlerin/işlerin.

Ahmed Samira Çevirisi

41 Those who if We highly positioned/strengthened them in the land/Earth , they stood/kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and they ordered/commanded with the kindness/known , and they forbid/prevented from the defiance of God and His orders/obscenity , and to God (are) the matters’/affairs’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 in eğer إِنْ -
3 mekkennahum güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek onları مَكَّنَّاهُمْ مكن
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
6 ekamu dikerlerdi/ayağa kaldırırlardı أَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verirlerdi وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 ve emeru ve emrederlerdi وَأَمَرُوا امر
11 bil-mea'rufi evrensel kabullerle/normlarla بِالْمَعْرُوفِ عرف
12 ve nehev ve engellerlerdi /yasaklarlardı وَنَهَوْا نهي
13 ani عَنِ -
14 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
15 velillahi ve Allah'adır وَلِلَّهِ -
16 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
17 l-umuri emirlerin/işlerin الْأُمُورِ امر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

22. Hac Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

2671|22|78|وَجَٰهِدُوا۟ فِى ٱللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِۦ هُوَ ٱجْتَبَىٰكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِى ٱلدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَٰهِيمَ هُوَ سَمَّىٰكُمُ ٱلْمُسْلِمِينَ مِن قَبْلُ وَفِى هَٰذَا لِيَكُونَ ٱلرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا۟ شُهَدَآءَ عَلَى ٱلنَّاسِ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱعْتَصِمُوا۟ بِٱللَّهِ هُوَ مَوْلَىٰكُمْ فَنِعْمَ ٱلْمَوْلَىٰ وَنِعْمَ ٱلنَّصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

2671|22|78|وجهدوا في الله حق جهاده هو اجتبيكم وما جعل عليكم في الدين من حرج مله ابيكم ابرهيم هو سميكم المسلمين من قبل وفي هذا ليكون الرسول شهيدا عليكم وتكونوا شهدا علي الناس فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واعتصموا بالله هو موليكم فنعم المولي ونعم النصير

Latin Literal

78. Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).

Türkçe Çeviri

Ve mücadele edin Allah uğrunda, gerçek/hak mücadelesi (-yle) O'nun*; O** (ki) seçti sizleri; ve yapmış değildir üzerinize dinde122 hiçbir güçlük/zorluk; babanız İbrâhîm'in inanç öğretisidir; O** (ki) önceden isimlendirdi sizleri müslim45 (olarak); ve bunda, olması içindir resûlün418 üzerinize bir tanık/bir şahit; ve olmanız içindir sizlerin tanıklar/şahitler insanlar üzerine; öyleyse ikame572 edin salâtı5 ve verin zekâtı10; ve sarılın Allah'a; O'dur*** mevlânız68; öyle ki bir muhteşem Mevlâ'dır68; ve bir muhteşem Nasîr'dir69.

Ahmed Samira Çevirisi

78 And struggle/do (your) utmost His deserved/true struggle , He chose/purified you, and He did not make/put on you in the religion from strain/hardship , your father Abraham’s religion/faith, He named/identified you the Moslems/submitters/surrenderers from before, and in this the Messenger to be a witness/present on you, and you be witnessing/testifying/witnesses/testifiers on the people, so stand/keep up the prayers, and give/bring the charity/ purification , and hold fast/take shelter with/by God, He is your master/ally , so blessed/praised (is) the master/ally , and blessed/praised (is) the victorior/savior . 236

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cahidu ve mücadele edin وَجَاهِدُوا جهد
2 fi uğrunda فِي -
3 llahi Allah اللَّهِ -
4 hakka gerçek/hak حَقَّ حقق
5 cihadihi mücadelesi (-yle) onun جِهَادِهِ جهد
6 huve O هُوَ -
7 ctebakum seçti sizi اجْتَبَاكُمْ جبي
8 ve ma ve değildir وَمَا -
9 ceale yapmış جَعَلَ جعل
10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
11 fi فِي -
12 d-dini dinde الدِّينِ دين
13 min hiç bir مِنْ -
14 haracin güçlük/zorluk حَرَجٍ حرج
15 millete inanç öğretisi مِلَّةَ ملل
16 ebikum babanız أَبِيكُمْ ابو
17 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
18 huve O هُوَ -
19 semmakumu isimlendirdi sizi سَمَّاكُمُ سمو
20 l-muslimine Müslümanlar الْمُسْلِمِينَ سلم
21 min مِنْ -
22 kablu önceden قَبْلُ قبل
23 ve fi ve وَفِي -
24 haza bunda هَٰذَا -
25 liyekune olması için لِيَكُونَ كون
26 r-rasulu resûlün/elçinin الرَّسُولُ رسل
27 şehiden şahid/tanık شَهِيدًا شهد
28 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
29 ve tekunu ve olmanız için sizin وَتَكُونُوا كون
30 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
31 ala üzerine عَلَى -
32 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
33 feekimu öyle ki dikin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
34 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
35 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
36 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
37 vea'tesimu ve sarılın وَاعْتَصِمُوا عصم
38 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
39 huve O'dur هُوَ -
40 mevlakum mevlânız/sahibiniz مَوْلَاكُمْ ولي
41 fenia'me öyle ki bir muhteşem فَنِعْمَ نعم
42 l-mevla mevlâ/sahip الْمَوْلَىٰ ولي
43 ve nia'me ve bir muhteşem وَنِعْمَ نعم
44 n-nesiru yardımcı النَّصِيرُ نصر

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Allah.***Allah'tır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Mevlâ Kavram 68

68 Sahip

Nasîr Kavram 69

69 Yardımcı, destekçi, arka çıkan, imdada koşan.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

24. Nûr Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

2826|24|37|رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَٰرَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ ٱللَّهِ وَإِقَامِ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءِ ٱلزَّكَوٰةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ ٱلْقُلُوبُ وَٱلْأَبْصَٰرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

2826|24|37|رجال لا تلهيهم تجره ولا بيع عن ذكر الله واقام الصلوه وايتا الزكوه يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والابصر

Latin Literal

37. Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).

Türkçe Çeviri

Adamlar (ki); oyalamaz onları ticaret; ve de alışveriş; zikrinden Allah'ın; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; korkarlar bir günden; ters döner onda kalpler; ve gözler.

Ahmed Samira Çevirisi

37 Men commercial trade and nor selling/trading does not distract/divert them from247mentioning/remembering God, and keeping up the prayers and giving/bringing the charity/purification , they fear a day/time the hearts/minds and the eye sight/knowledge turns around in it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ricalun adamlar (ki) رِجَالٌ رجل
2 la لَا -
3 tulhihim oyalamaz onları تُلْهِيهِمْ لهو
4 ticaratun ticaret تِجَارَةٌ تجر
5 ve la ve de وَلَا -
6 bey'un alışveriş بَيْعٌ بيع
7 an -den عَنْ -
8 zikri zikrinden ذِكْرِ ذكر
9 llahi Allah'ın اللَّهِ -
10 ve ikami ve ikame edenler/dikenler/ayağa kaldıranlar وَإِقَامِ قوم
11 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
12 ve ita'i ve verenler وَإِيتَاءِ اتي
13 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو
14 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف
15 yevmen bir günden يَوْمًا يوم
16 tetekallebu ters döner تَتَقَلَّبُ قلب
17 fihi onda فِيهِ -
18 l-kulubu kalpler الْقُلُوبُ قلب
19 vel'ebsaru ve gözler وَالْأَبْصَارُ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

24. Nûr Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

2845|24|56|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2845|24|56|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الرسول لعلكم ترحمون

Latin Literal

56. Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve atîûr resûle leallekum turhamûn(turhamûne).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin resûle76; belki sizler merhamet829 edilirsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

56 And keep up the prayers, and give/bring the charity/purification , and obey the messenger, maybe/perhaps you attain mercy.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
6 r-rasule resule/elçiye الرَّسُولَ رسل
7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
8 turhamune merhamet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

24. Nûr Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

2847|24|58|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِيَسْتَـْٔذِنكُمُ ٱلَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ وَٱلَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا۟ ٱلْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَٰثَ مَرَّٰتٍ مِّن قَبْلِ صَلَوٰةِ ٱلْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ ٱلظَّهِيرَةِ وَمِنۢ بَعْدِ صَلَوٰةِ ٱلْعِشَآءِ ثَلَٰثُ عَوْرَٰتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌۢ بَعْدَهُنَّ طَوَّٰفُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلْءَايَٰتِ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Latin Literal

58. Yâ eyyuhellezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz77; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir55 salâtı5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam56 salâtı5; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir8; Hakîm'dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

58 You, you those who believed, those who your rights (hands) owned/possessed (i.e. care-givers under contract), and those who did not reach the puberty/sexual maturity from you should ask for your permission three times, from before the dawn’s prayers, and when you put your clothes/garments (on) from the noon/midday, and from after the evening/first darkness prayers, three shameful genital parts (protective times are) for you, an offense/sin is not on you, and nor on them after them (the three times) circling/walking around on you, some of you to some, as/like that God clarifies/shows/explains for you the verses/evidences , and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 liyeste'zinkumu izin istesin sizlerden لِيَسْتَأْذِنْكُمُ اذن
5 ellezine kimseler الَّذِينَ -
6 meleket malik oldu مَلَكَتْ ملك
7 eymanukum sağ elleriniz أَيْمَانُكُمْ يمن
8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
9 lem asla لَمْ -
10 yeblugu ulaşmazlar يَبْلُغُوا بلغ
11 l-hulume erginliğe الْحُلُمَ حلم
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 selase üç ثَلَاثَ ثلث
14 merratin vakitlerde مَرَّاتٍ مرر
15 min مِنْ -
16 kabli öncesinde قَبْلِ قبل
17 salati salatı صَلَاةِ صلو
18 l-fecri fecir/şafak/tanyeri/seher الْفَجْرِ فجر
19 ve hine ve zaman وَحِينَ حين
20 tedeune bir kenara bıraktığınız تَضَعُونَ وضع
21 siyabekum siyâblarınızı ثِيَابَكُمْ ثوب
22 mine مِنَ -
23 z-zehirati öğlende الظَّهِيرَةِ ظهر
24 ve min ve وَمِنْ -
25 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
26 salati salatı صَلَاةِ صلو
27 l-işa'i akşam الْعِشَاءِ عشو
28 selasu üçtür ثَلَاثُ ثلث
29 avratin avret/edep (zamanı) عَوْرَاتٍ عور
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 leyse yoktur لَيْسَ ليس
32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
33 ve la ve yoktur وَلَا -
34 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
35 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
36 bea'dehunne onlardan sonra بَعْدَهُنَّ بعد
37 tavvafune dolaşmalar طَوَّافُونَ طوف
38 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
39 bea'dukum bir kısmınızın بَعْضُكُمْ بعض
40 ala عَلَىٰ -
41 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض
42 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
43 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
44 llahu Allah اللَّهُ -
45 lekumu sizlere لَكُمُ -
46 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 alimun alîmdir/bilendir عَلِيمٌ علم
49 hakimun hakîmdir/bilgedir. حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

27. Neml Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

3160|27|3|ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3160|27|3|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Latin Literal

3. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who keep up the prayers and give/bring the charity/purification , and they are with the end (other life), they are sure/certain.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
6 ve hum ve onlar وَهُمْ -
7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
8 hum onlar هُمْ -
9 yukinune kesinleşirler/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

29. Ankebût Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

3383|29|45|ٱتْلُ مَآ أُوحِىَ إِلَيْكَ مِنَ ٱلْكِتَٰبِ وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ تَنْهَىٰ عَنِ ٱلْفَحْشَآءِ وَٱلْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ ٱللَّهِ أَكْبَرُ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3383|29|45|اتل ما اوحي اليك من الكتب واقم الصلوه ان الصلوه تنهي عن الفحشا والمنكر ولذكر الله اكبر والله يعلم ما تصنعون

Latin Literal

45. Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).

Türkçe Çeviri

Oku vahyedileni603 sana kitaptan; ve ikame572 et salâtı5; doğrusu salât5 engeller/meneder fahşâttan81; ve münkerden82; ve mutlak ki zikri78 Allah'ı en büyüktür; ve Allah bilir ürettiklerinizi.

Ahmed Samira Çevirisi

45 Read/recite/follow what was inspired/transmitted to you from The Book , and start/keep up the prayers, that (E) the prayers forbid/prevent from the enormous/atrocious deeds and the defiance of God and His orders/obscenity , and God’s remembrance/reminder (E) (is) greater , and God knows what you perform/produce .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 atlu oku اتْلُ تلو
2 ma مَا -
3 uhiye vahyedileni أُوحِيَ وحي
4 ileyke sana إِلَيْكَ -
5 mine -tan مِنَ -
6 l-kitabi kitap- الْكِتَابِ كتب
7 ve ekimi ve dik/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم
8 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو
11 tenha engeller/men eder تَنْهَىٰ نهي
12 ani عَنِ -
13 l-fehşa'i vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan الْفَحْشَاءِ فحش
14 velmunkeri ve iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten وَالْمُنْكَرِ نكر
15 velezikru ve mutlak ki zikri وَلَذِكْرُ ذكر
16 llahi Allah'ı اللَّهِ -
17 ekberu en büyüktür أَكْبَرُ كبر
18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
19 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
20 ma مَا -
21 tesneune ürettiklerinizi تَصْنَعُونَ صنع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fahşâ Kavram 81

81 Vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

30. Rûm Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

3438|30|31|مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَٱتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَلَا تَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3438|30|31|منيبين اليه واتقوه واقيموا الصلوه ولا تكونوا من المشركين

Latin Literal

31. Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).

Türkçe Çeviri

Dönenler (olun) O'na (Allah'a); ve takvalı21 olun O'na ; ve ikame572 edin salâtı5; ve olmayın müşriklerden36.

Ahmed Samira Çevirisi

31 Returning to God/repenting/obeying to Him, and fear and obey Him, and keep up/start the prayers, and do not be from the sharers/takers of partners (with God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 munibine dönenler (olun) مُنِيبِينَ نوب
2 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
3 vettekuhu ve takvalı olun O'na وَاتَّقُوهُ وقي
4 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
6 ve la ve وَلَا -
7 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
8 mine مِنَ -
9 l-muşrikine müşriklerden/ortak koşanlardan الْمُشْرِكِينَ شرك

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

31. Lokman Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

3471|31|4|ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3471|31|4|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Latin Literal

4. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkinûn(yûkinûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler; ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

4 Those who keep up/start the prayers and give/bring the charity/purification , and they are with the end (other life) they are sure/certain.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
6 ve hum ve onlar وَهُمْ -
7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
8 hum onlar هُمْ -
9 yukinune kesinleşirler/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

31. Lokman Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

3484|31|17|يَٰبُنَىَّ أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ وَأْمُرْ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱنْهَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱصْبِرْ عَلَىٰ مَآ أَصَابَكَ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ ٱلْأُمُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

3484|31|17|يبني اقم الصلوه وامر بالمعروف وانه عن المنكر واصبر علي ما اصابك ان ذلك من عزم الامور

Latin Literal

17. Yâ buneyye ekımıs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbek(esâbeke), inne zâlike min azmil umûr(umûri).

Türkçe Çeviri

Ey oğlum! İkame572 et salâtı5; ve emret marûfla73; ve engelle/yasakla münkerden82; ve sabret51 sana isabet eden üzerine; doğrusu bu azimden* emirlerdir/işlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

17 You my son, keep up/start the prayers, and order/command with the kindness/known , and forbid/prevent from the defiance of God and His orders/obscenity, and be patient on what struck/hit you , that (is) from the matter’s/affair’s decisiveness/determination .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya buneyye ey oğlum يَابُنَيَّ بني
2 ekimi dik/ayakta tut أَقِمِ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve'mur ve emret وَأْمُرْ امر
5 bil-mea'rufi evrensel kabulleri/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف
6 venhe ve engelle/yasakla وَانْهَ نهي
7 ani عَنِ -
8 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
9 vesbir ve sabret/metanetle diren وَاصْبِرْ صبر
10 ala üzerine عَلَىٰ -
11 ma مَا -
12 esabeke isabet edene أَصَابَكَ صوب
13 inne doğrusu إِنَّ -
14 zalike bunlar ذَٰلِكَ -
15 min مِنْ -
16 azmi azimden/engelleri aşma kararlılığından عَزْمِ عزم
17 l-umuri işlerdir الْأُمُورِ امر

Notlar

Not 1

*Engelleri aşma kararlılığından.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

3564|33|33|وَقَرْنَ فِى بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ ٱلْجَٰهِلِيَّةِ ٱلْأُولَىٰ وَأَقِمْنَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتِينَ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِعْنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ ٱلرِّجْسَ أَهْلَ ٱلْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3564|33|33|وقرن في بيوتكن ولا تبرجن تبرج الجهليه الاولي واقمن الصلوه واتين الزكوه واطعن الله ورسوله انما يريد الله ليذهب عنكم الرجس اهل البيت ويطهركم تطهيرا

Latin Literal

33. Ve karne fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberrucel câhiliyyetil ûlâ ve ekımnes salâte ve âtînez zekâte ve atı’nallâhe ve resûleh(resûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirekum tathîrâ(tathîran).

Türkçe Çeviri

Ve vakarlı olun/oturaklı olun* evlerinizde; ve cazibe sergilemeyin* ilk cahiliye cazibe sergilemesi (gibi); ve ikame edin* salâtı5; ve verin* zekâtı10; ve itaat edin76* Allah'a ve resûlüne700; ancak arzu eder Allah gidermek sizlerden pisliği; beyt/ev32 ahalisi! Ve temizler sizleri bir temizlik (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

33 And join/dwell/be respected in your houses/homes, and do not show your beauty/decoration, the first pre-Islamic paganism’s/ignorance’s showing off (of) beauty/decoration, and stand/keep up (F) the prayers, and give/bring the charity/purification, and obey God and His messenger, truly God wants to eliminate/wipe off from you the filth/torture, people (of) the House/Home, and He purifies you purification .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve karne ve vakarlı olun/oturaklı olun (Nebinin kadınları) وَقَرْنَ قرر
2 fi فِي -
3 buyutikunne evlerinizde بُيُوتِكُنَّ بيت
4 ve la ve وَلَا -
5 teberracne cazibe sergilemeyin (Nebinin kadınları) تَبَرَّجْنَ برج
6 teberruce cazibe sergilemesi تَبَرُّجَ برج
7 l-cahiliyyeti cahiliye الْجَاهِلِيَّةِ جهل
8 l-ula önceki الْأُولَىٰ اول
9 ve ekimne ve dikin/ayakta tutun (Nebinin kadınları) وَأَقِمْنَ قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 ve atine ve verin (Nebinin kadınları) وَاتِينَ اتي
12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
13 ve etia'ne ve itaat edin (Nebinin kadınları) وَأَطِعْنَ طوع
14 llahe Allah'a اللَّهَ -
15 ve rasulehu ve resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
16 innema ancak إِنَّمَا -
17 yuridu arzu eder يُرِيدُ رود
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 liyuzhibe gidermek için لِيُذْهِبَ ذهب
20 ankumu sizlerden عَنْكُمُ -
21 r-ricse pisliği الرِّجْسَ رجس
22 ehle ahalisi أَهْلَ اهل
23 l-beyti beyt/ev الْبَيْتِ بيت
24 ve yutahhirakum ve temizler sizleri وَيُطَهِّرَكُمْ طهر
25 tethiran bir temizlik (-le) تَطْهِيرًا طهر

Notlar

Not 1

*Nebinin kadınları.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Beyt/ev Kavram 32

32 Topluma ait olan, dini öğretilerin takip edildiği ev, mekân. Kur'an'ın okunup öğrenildiği topluma ait mekân.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

35. Fâtır Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

3676|35|18|وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ وَإِن تَدْعُ مُثْقَلَةٌ إِلَىٰ حِمْلِهَا لَا يُحْمَلْ مِنْهُ شَىْءٌ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰٓ إِنَّمَا تُنذِرُ ٱلَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِٱلْغَيْبِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَمَن تَزَكَّىٰ فَإِنَّمَا يَتَزَكَّىٰ لِنَفْسِهِۦ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

3676|35|18|ولا تزر وازره وزر اخري وان تدع مثقله الي حملها لا يحمل منه شي ولو كان ذا قربي انما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب واقاموا الصلوه ومن تزكي فانما يتزكي لنفسه والي الله المصير

Latin Literal

18. Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Ve üstlenmez/yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve eğer çağırsa bir ağır yük yüklenen, yüklenmeye onu (yükü); yüklenmez (çağrılan) ondan (yükten) bir şey; kaldı ki olsa (bile) yakınlık sahibi; ancak uyarırsın kimseleri; haşyet53 duyarlar Rablerinden4 gaybla62*; ve ikame572 ederler salâtı5; ve kim zekâtlanırsa10 (verirse zekâtı) ; öyle ki ancak zekâtlanmış10 olur (vermiş olur zekâtı) kendi nefsin için; ve Allah'a doğrudur dönüş yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

18 And no sinner/loader/burdener (F) (self) carries/bears/sins (F) another’s sin/load/burden , and if she/it calls (a) burdened/loaded (F) (self) to (remove) her/its weight/load , nothing from it (will) be carried/lifted a thing, and even if it was/is (to) of relations , truly/indeed you warn/give notice (to) those who fear their Lord with the unseen/hidden and they kept up the prayers, and who purifies , so but he purifies to/for him self, and to God (is) the end/destination.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 teziru üstlenmez/yüklenmez تَزِرُ وزر
3 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر
4 vizra yükünü وِزْرَ وزر
5 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر
6 ve in ve eğer وَإِنْ -
7 ted'u çağırsa تَدْعُ دعو
8 muskaletun bir ağır yük yüklenen مُثْقَلَةٌ ثقل
9 ila إِلَىٰ -
10 himliha yüklenmeye onu (yükü) حِمْلِهَا حمل
11 la لَا -
12 yuhmel yüklenmez يُحْمَلْ حمل
13 minhu ondan (yükten) مِنْهُ -
14 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
15 velev kaldı ki (bile) وَلَوْ -
16 kane olsa كَانَ كون
17 za sahibi ذَا -
18 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب
19 innema ancak إِنَّمَا -
20 tunziru uyarırsın تُنْذِرُ نذر
21 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
22 yehşevne haşyet duyarlar/korkarlar يَخْشَوْنَ خشي
23 rabbehum Rablerinden رَبَّهُمْ ربب
24 bil-gaybi gaybla/görünmezle/bilinmezle (gözleriyle görmedikleri halde) بِالْغَيْبِ غيب
25 ve ekamu ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَأَقَامُوا قوم
26 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
27 ve men ve kim وَمَنْ -
28 tezekka zekâtlanırsa/arınırsa (verirse zekâtı) تَزَكَّىٰ زكو
29 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
30 yetezekka zekâtlanmış/arınmış olur (vermiş olur zekâtı) يَتَزَكَّىٰ زكو
31 linefsihi kendi nefsin için لِنَفْسِهِ نفس
32 ve ila ve وَإِلَى -
33 llahi Allah'a doğrudur اللَّهِ -
34 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Gözleriyle görmedikleri halde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

35. Fâtır Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

3687|35|29|إِنَّ ٱلَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَٰبَ ٱللَّهِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنفَقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَٰرَةً لَّن تَبُورَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3687|35|29|ان الذين يتلون كتب الله واقاموا الصلوه وانفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه يرجون تجره لن تبور

Latin Literal

29. İnnellezîne yetlûne kitâballâhi ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten yercûne ticâreten len tebûr(tebûre).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler okurlar Allah'ın kitabını; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve infak6 ettiler rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice; ve alenen/bildirerek; umarlar bir ticaret; asla perişan olmaz.

Ahmed Samira Çevirisi

29 That truly those who read/recite God’s Book and kept up the prayers, and they spent from what We provided for them secretly and openly/publicly , they hope/expect (a) commercial trade it will never/not be destroyed/fail .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yetlune okurlar يَتْلُونَ تلو
4 kitabe kitabını كِتَابَ كتب
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve enfeku ve infak ettiler/harcadılar وَأَنْفَقُوا نفق
9 mimma مِمَّا -
10 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق
11 sirran sırlı şekilde/gizlice سِرًّا سرر
12 ve alaniyeten ve alenen/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن
13 yercune umarlar يَرْجُونَ رجو
14 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر
15 len asla لَنْ -
16 tebura perişan olmaz تَبُورَ بور

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

4308|42|38|وَٱلَّذِينَ ٱسْتَجَابُوا۟ لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَمْرُهُمْ شُورَىٰ بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4308|42|38|والذين استجابوا لربهم واقاموا الصلوه وامرهم شوري بينهم ومما رزقنهم ينفقون

Latin Literal

38. Vellezînestacâbû li rabbihim ve ekâmus salâte ve emruhum şûrâ beynehum ve mimmâ rezaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; cevap verdiler/icabet ettiler Rablerine4; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve işleri/emirleri şuradır/danışmadır aralarında; ve rızıklandırdığımızdan infak6 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

38 And those who answered/replied to their Lord and they kept up the prayers, and their matter/affair (is by) consultation/advice between them, and from what We provided for them, they spend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 stecabu cevap verdiler/icabet ettiler اسْتَجَابُوا جوب
3 lirabbihim Rablerine لِرَبِّهِمْ ربب
4 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
6 ve emruhum ve işleri/emirleri وَأَمْرُهُمْ امر
7 şura şuradır/danışmadır شُورَىٰ شور
8 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
9 ve mimma ve وَمِمَّا -
10 razeknahum rızıklandırdığımızdan رَزَقْنَاهُمْ رزق
11 yunfikune infak ederler/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

58. Mücâdele Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

5115|58|13|ءَأَشْفَقْتُمْ أَن تُقَدِّمُوا۟ بَيْنَ يَدَىْ نَجْوَىٰكُمْ صَدَقَٰتٍ فَإِذْ لَمْ تَفْعَلُوا۟ وَتَابَ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱللَّهُ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Latin Literal

13. E eşfaktum en tukaddimû beyne yedey necvâkum sadekât(sadekâtin), fe iz lem tef’alû ve tâballâhu aleykum, fe ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve etîûllâhe ve resûleh(resûlehu), vallâhu habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar95; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne76; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

13 Have you (been) cautious/guarding against that (E) you advance/present between your confidential talk’s/secret conversation’s hand, charities, so if you do not make/do , and God forgave on you, so keep up the prayers, and give/bring the charity/ purification , and obey God and His messenger, and God (is) expert/experienced with what you make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eeşfektum tasalandınız mı أَأَشْفَقْتُمْ شفق
2 en ki أَنْ -
3 tukaddimu takdim edersiniz تُقَدِّمُوا قدم
4 beyne arasında بَيْنَ بين
5 yedey eliniz يَدَيْ يدي
6 necvakum gizli konuşmanızda نَجْوَاكُمْ نجو
7 sadekatin sadakalar/harçlar صَدَقَاتٍ صدق
8 feiz öyle ki o zaman فَإِذْ -
9 lem asla لَمْ -
10 tef'alu faaliyete geçemezsiniz تَفْعَلُوا فعل
11 ve tabe ve tevbe etti/döndü/bağışladı وَتَابَ توب
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
14 feekimu öyle ki dikin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
16 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
17 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
18 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 ve rasulehu ve resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر
23 bima بِمَا -
24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

73. Müzzemmil Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

5493|73|20|إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِن ثُلُثَىِ ٱلَّيْلِ وَنِصْفَهُۥ وَثُلُثَهُۥ وَطَآئِفَةٌ مِّنَ ٱلَّذِينَ مَعَكَ وَٱللَّهُ يُقَدِّرُ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنَ ٱلْقُرْءَانِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَىٰ وَءَاخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى ٱلْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ ٱللَّهِ وَءَاخَرُونَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَقْرِضُوا۟ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَٱسْتَغْفِرُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

20. İnne rabbeke ya’lemu enneke tekûmu ednâ min suluseyil leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne meak(meake), vallâhu yukaddirul leyle ven nehâr(nehâre), alime en len tuhsûhu fe tâbe aleykum, fakreû mâ teyessere minel kur’ân(kur’ânî), alime en seyekûnu minkum merdâ ve âharûne yadribûne fîl’ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne yukâtilûne fî sebîlillâhi fakreû mâ teyessere minhu ve ekîmus salâte ve âtûz zekâte ve akridullâhe kardan hasenâ(hasenen), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhi huve hayren ve a’zame ecrâ(ecren), vestagfirûllâh(vestağfirûllâhe), innellâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Rabbin4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi171 ve gündüzü170; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan*; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve borç verin123 Allah'a; güzel bir borç123; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir820; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

20 That truly your Lord knows that you, you stand/call (for) prayer nearer (than) from two-thirds (of) the night and its half/middle, and its third, and a group of people from those with you, and God predestines/evaluates the night and the daytime, He knew that you (will) not count/compute it so He forgave on you, so read what eased/became flexible (what you can) from the Koran, He knew that (E) sick/diseased will be from you, and others moving (traveling) in the land/Earth wishing/desiring from God’s grace/favour/blessing, and others fighting in God’s way/path , so read what eased/became flexible from it (what you can), and keep up the prayers, and give/bring the charity/purification, and lend/advance God a good/ beautifulloan/advance, and what you advance/produce for yourselves from goodness/ generosity you find it at God, it is better and greater (in) a reward , and ask God for forgiveness, that truly God (is) forgiving, merciful.443

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب
3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
4 enneke ki sen أَنَّكَ -
5 tekumu dikelirsin/ayağa kalkarsın تَقُومُ قوم
6 edna yakınına أَدْنَىٰ دنو
7 min مِنْ -
8 suluseyi 2/3’ünden ثُلُثَيِ ثلث
9 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل
10 ve nisfehu ve yarısında onun (gecenin) وَنِصْفَهُ نصف
11 ve sulusehu ve 1/3’ünde onun (gecenin) وَثُلُثَهُ ثلث
12 ve taifetun ve bir grup/tayfa وَطَائِفَةٌ طوف
13 mine مِنَ -
14 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
15 meake seninle birlikte مَعَكَ -
16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
17 yukaddiru takdir eder/ölçeklendirir يُقَدِّرُ قدر
18 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
19 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
20 alime bildi عَلِمَ علم
21 en ki أَنْ -
22 len asla لَنْ -
23 tuhsuhu sayamazsınız/kapsayamazsınızonu تُحْصُوهُ حصي
24 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü فَتَابَ توب
25 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
26 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
27 ma مَا -
28 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
29 mine -dan مِنَ -
30 l-kurani Kur'an- الْقُرْانِ قرا
31 alime bildi عَلِمَ علم
32 en ki أَنْ -
33 seyekunu olacak سَيَكُونُ كون
34 minkum içinizden مِنْكُمْ -
35 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
36 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
37 yedribune darp ederler/vururlar (ayakları) يَضْرِبُونَ ضرب
38 fi فِي -
39 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
40 yebtegune aranırlar/bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي
41 min مِنْ -
42 fedli fazlından/lütfundan فَضْلِ فضل
43 llahi Allah'ın اللَّهِ -
44 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
45 yukatilune katlederler/savaşırlar يُقَاتِلُونَ قتل
46 fi فِي -
47 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
48 llahi Allah اللَّهِ -
49 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
50 ma مَا -
51 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
52 minhu ondan (Kur’an’dan) مِنْهُ -
53 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
54 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
55 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
56 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
57 ve ekridu ve borç verin وَأَقْرِضُوا قرض
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 kardan bir borç قَرْضًا قرض
60 hasenen güzel حَسَنًا حسن
61 ve ma ve وَمَا -
62 tukaddimu taktim ettikleriniz/verdikleriniz تُقَدِّمُوا قدم
63 lienfusikum kendi nefsiniz içindir لِأَنْفُسِكُمْ نفس
64 min -dan مِنْ -
65 hayrin hayır- خَيْرٍ خير
66 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد
67 inde indinde/katında عِنْدَ عند
68 llahi Allah اللَّهِ -
69 huve o (borç) هُوَ -
70 hayran hayırlıdır خَيْرًا خير
71 ve ea'zeme ve en büyük وَأَعْظَمَ عظم
72 ecran bir ecirdir/karşılıktır أَجْرًا اجر
73 vestegfiru ve mağfiret/bağışlanma dileyin وَاسْتَغْفِرُوا غفر
74 llahe Allah'tan اللَّهَ -
75 inne doğrusu إِنَّ -
76 llahe Allah اللَّهَ -
77 gafurun gafûrdur/bağışlayandır غَفُورٌ غفر
78 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kur’ân’dan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

98. Beyyine Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

6133|98|5|وَمَآ أُمِرُوٓا۟ إِلَّا لِيَعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ حُنَفَآءَ وَيُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَذَٰلِكَ دِينُ ٱلْقَيِّمَةِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6133|98|5|وما امروا الا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفا ويقيموا الصلوه ويوتوا الزكوه وذلك دين القيمه

Latin Literal

5. Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).

Türkçe Çeviri

Ve emredilmiş değillerdi dışında kulluk46 etmeleri Allah'a; has kılanlar (olarak) O’na (Allah’a) dini; hanîfler117 (olarak); ve ikame572 etmeleri salâtı5; ve vermeleri zekâtı10; ve işte budur kıyam143 din.

Ahmed Samira Çevirisi

5 And they were not ordered/commanded except to worship God faithful/loyal/devoted to Him (in) the religion (as) submitters/Unifiers of God , and they keep up the prayers, and they give/bring the charity/purification , and that (is) the straight/valuable religion.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildiler وَمَا -
2 umiru emredilmişler أُمِرُوا امر
3 illa dışında إِلَّا -
4 liyea'budu kulluk etmeleri için لِيَعْبُدُوا عبد
5 llahe Allah'a اللَّهَ -
6 muhlisine has kılanlar مُخْلِصِينَ خلص
7 lehu O’na لَهُ -
8 d-dine dini الدِّينَ دين
9 hunefa'e hanifler/tek tanrıcılar/monoteistler حُنَفَاءَ حنف
10 ve yukimu ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُوا قوم
11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
12 ve yu'tu ve verirler وَيُؤْتُوا اتي
13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
14 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ -
15 dinu din دِينُ دين
16 l-kayyimeti doğru/kıyam/dik الْقَيِّمَةِ قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Hanîf Kavram 117

117 Dönen, eğilen. Hakka gerçeğe doğru dönen/eğilen. Çoğunluğun uymuş olduğu atalar dinini terk ederek tek tanrıcı, monoteist, Yüce Allah'a şirksiz iman eden olan.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 5: Müminlerin günlük vakitli salâtı.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Müminlerin günlük vakitli salâtı.

Kavram No: 5

Kısa Açıklama: 5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 63

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimselerdir * (ki) iman 47 ederler gayba 62 **; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve rızıklandırdığımızdan onları infak 6 ederler.

Arapça: 10|2|3|الذين يومنون بالغيب ويقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Bakara Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve rükû 11 edin rükû 11 edenlerle birlikte.

Arapça: 50|2|43|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واركعوا مع الركعين

Bakara Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve yardım/destek isteyin sabırla 51 ; ve salâtla 5 ; ve doğrusu o (salât) mutlak bir büyüktür (yüktür); dışındadır haşyetliler/huşulular 53 üzerine (olanı).

Arapça: 52|2|45|واستعينوا بالصبر والصلوه وانها لكبيره الا علي الخشعين

Bakara Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; kulluk 46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine 130 (de); ve yetimlere 131 (de); ve miskinlere 113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Arapça: 90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Bakara Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ve verin zekâtı 10 ; ve nefisleriniz için hayırdan önceden gönderdiklerinizi; bulursunuz onu Allah'ın indinde/katında; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.

Arapça: 117|2|110|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله ان الله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yardım/destek isteyin sabırla 51 ; ve salâtla 5 ; doğrusu Allah birliktedir sabredenlerle 51 .

Arapça: 160|2|153|يايها الذين امنوا استعينوا بالصبر والصلوه ان الله مع الصبرين

Bakara Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye 14 ; fakat erdem kimsededir (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba * ve nebilere 132 ; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir 51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri 21 .

Arapça: 184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Bakara Suresi - Ayet 277

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve verdiler zekâtı 10 ; onlaradır ecirleri 820 Rablerinin 4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Arapça: 284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler 133 ; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken 143 ; salât 5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır 140 Allah’tan bir kelimeye 416 ; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır * ; ve bir nebidir 132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Arapça: 332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Nisâ Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta 5 ; ve sizler sarhoşlar/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp 136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar 533 ; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan 533 ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara 533 ; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu bir Afuv 710 ; bir Gafûr 20 .

Arapça: 536|4|43|يايها الذين امنوا لا تقربوا الصلوه وانتم سكري حتي تعلموا ما تقولون ولا جنبا الا عابري سبيل حتي تغتسلوا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم ان الله كان عفوا غفورا

Nisâ Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 "; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet 53 duyar insanlara; haşyet 53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet 53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz 4 ! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası 54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı 21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim 137 (kadar).

Arapça: 570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Nisâ Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: Ve darbettiğiniz/vurduğunuz zaman (ayakları) yerde/yeryüzünde; öyle ki yoktur sizlere bir günah ki kısarsınız salâttan 5 ; eğer korkarsanız/tedirgin olursanız ki işkence ederler kâfirlik 25 etmiş kimseler; doğrusu kâfirler 25 oldular sizlere apaçık bir düşman.

Arapça: 594|4|101|واذا ضربتم في الارض فليس عليكم جناح ان تقصروا من الصلوه ان خفتم ان يفتنكم الذين كفروا ان الكفرين كانوا لكم عدوا مبينا

Nisâ Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: Ve olduğun zaman onların içinde; öyle ki ikame 572 et onlara salâtı 5 ; öyle ki doğrulsun/dikelsin/ayağa kalksın bir tayfa/bir bölük onlardan seninle birlikte; ve tutsunlar/alsınlar silahlarını; öyle ki secde 12 ettikleri zaman; öyle ki olsunlar onlar sizlerin arkasından/ötesinden; gelsin diğer bir tayfa/bir bölük; asla salla 13 etmeyen; öyle ki salla 13 etsinler seninle birlikte; ve tutsunlar/alsınlar savunma tedbirlerini ve silahlarını; isterler kâfirlik 25 etmiş kimseler keşke gaflet/aymazlık içinde olsanız silahlarınızdan ve metalarınızdan/eşyalarınızdan; öyle ki meyletseler üzerinize tek bir meyille; ve yoktur bir günah sizlere; eğer oldu sizlerle bir eziyet yağmurdan ya da oldunuz marazlılar/hastalar ki bırakın/koyun silahlarınızı; ve tutun/alın savunma tedbirlerinizi; doğrusu Allah hazırladı kâfirler 25 için yıpratan/çöktüren bir azap.

Arapça: 595|4|102|واذا كنت فيهم فاقمت لهم الصلوه فلتقم طايفه منهم معك ولياخذوا اسلحتهم فاذا سجدوا فليكونوا من ورايكم ولتات طايفه اخري لم يصلوا فليصلوا معك ولياخذوا حذرهم واسلحتهم ود الذين كفروا لو تغفلون عن اسلحتكم وامتعتكم فيميلون عليكم ميله وحده ولا جناح عليكم ان كان بكم اذي من مطر او كنتم مرضي ان تضعوا اسلحتكم وخذوا حذركم ان الله اعد للكفرين عذابا مهينا

Nisâ Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı 5 ; öyle ki zikredin/hatırlayın Allah'ı kıyam 143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame 572 edin salâtı 5 ; doğrusu salât 5 oldu müminler 27 üzerine vakitli * bir kitap ** .

Arapça: 596|4|103|فاذا قضيتم الصلوه فاذكروا الله قيما وقعودا وعلي جنوبكم فاذا اطماننتم فاقيموا الصلوه ان الصلوه كانت علي المومنين كتبا موقوتا

Nisâ Suresi - Ayet 142

Türkçe Meal: Doğrusu münâfıklar 26 aldatmaya bakarlar Allah'ı; ve (oysa) O'dur (Allah'tır) aldatan 425 onları; ve dikeldikleri/ayağa kalktıkları zaman salâta 5 ; dikeldiler/ayağa kalktılar üşengeç/umursamaz; gösterirler * insanlara; ve anmazlar Allah'ı; ancak biraz.

Arapça: 635|4|142|ان المنفقين يخدعون الله وهو خدعهم واذا قاموا الي الصلوه قاموا كسالي يراون الناس ولا يذكرون الله الا قليلا

Nisâ Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: Fakat onlardan * ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler 27 ; iman 47 ederler sana indirilmişe ** ve senden önce indirilmişe *** ; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; ve iman 47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir 820 .

Arapça: 655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Mâide Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Dikeldiğiniz/ayağa kalktığınız zaman salâta 5 ; öyle ki 533 gusledin/yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseğe doğru; ve mesh edin/sıvazlayın başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa doğru; ve eğer olduysanız bir cünüp 136 ; öyle ki temizlenin/yıkanın; ve eğer olduysanız hastalar; ya da bir sefer üzerinde; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan; ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; ve asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize ondan (topraktan/kumdan); razı olur değildir Allah yapmaya sizlere zorluktan/darlıktan; fakat razı olur/arzular temizlemeye sizleri ve tamamlamaya kendi nimetini sizlere; belki sizler şükredersiniz 43 .

Arapça: 675|5|6|يايها الذين امنوا اذا قمتم الي الصلوه فاغسلوا وجوهكم وايديكم الي المرافق وامسحوا بروسكم وارجلكم الي الكعبين وان كنتم جنبا فاطهروا وان كنتم مرضي او علي سفر او جا احد منكم من الغايط او لمستم النسا فلم تجدوا ما فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم منه ما يريد الله ليجعل عليكم من حرج ولكن يريد ليطهركم وليتم نعمته عليكم لعلكم تشكرون

Mâide Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı 5 ; ve verdiniz zekâtı 10 ; ve iman 47 ettiniz resûllerime 418 ; ve desteklediniz onları; ve borç 123 verdiniz Allah'a güzel bir borç 123 ; mutlak kâfirlik 25 ederim * ; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik 25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet 128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Veliniz 28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür 418 O'nun; ve iman 47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar rükû 11 edenlerdir.

Arapça: 724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

Mâide Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ve davet/çağrı aldıkları zaman salâta 5 ; edindiler/tuttular onu (salâtı) maskaraca * ve laubalice ** ; işte bu; olmalarıyladır onların akletmez 562 bir kavim/topluluk.

Arapça: 727|5|58|واذا ناديتم الي الصلوه اتخذوها هزوا ولعبا ذلك بانهم قوم لا يعقلون

Mâide Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Ancak arzu eder şeytân 29 ki düşürsün aranıza husumet/düşmanlık ve nefret; hamr 138 içinde; ve meysir 359 (içinde); ve uzaklaştırmak/alıkoymak Allah'ın zikrinden 78 ve salâttan 5 ; öyleyse sizler nehy edenler/geri duranlar/dizginleyenler misiniz?

Arapça: 760|5|91|انما يريد الشيطن ان يوقع بينكم العدوه والبغضا في الخمر والميسر ويصدكم عن ذكر الله وعن الصلوه فهل انتم منتهون

Mâide Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Şahitlik/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği/ulaştığı/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darbettiyseniz/vurduysanız (ayakları) yerde/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti 311 ; tutun o ikisini salâttan 5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir fiyata; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).

Arapça: 775|5|106|يايها الذين امنوا شهده بينكم اذا حضر احدكم الموت حين الوصيه اثنان ذوا عدل منكم او اخران من غيركم ان انتم ضربتم في الارض فاصبتكم مصيبه الموت تحبسونهما من بعد الصلوه فيقسمان بالله ان ارتبتم لا نشتري به ثمنا ولو كان ذا قربي ولا نكتم شهده الله انا اذا لمن الاثمين

En'âm Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve ki ikame 572 edin salâtı 5 ; ve takvalı 21 olun O’na (Allah'a); ve O ki; O’na haşredilirsiniz 556 .

Arapça: 861|6|72|وان اقيموا الصلوه واتقوه وهو الذي اليه تحشرون

En'âm Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: De ki: “Doğrusu benim salâtım 5 ; ve adanmış tarzım; ve hayatım; ve ölümüm 643 *; Allah içindir; alemlerin Rabbi 4 .

Arapça: 951|6|162|قل ان صلاتي ونسكي ومحياي ومماتي لله رب العلمين

A'râf Suresi - Ayet 170

Türkçe Meal: Ve kimseler; sımsıkı sarılırlar/yapışırlar kitaba * ; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; doğrusu biz; zayi etmeyiz muslihlerin 30 ecrini/karşılığını.

Arapça: 1124|7|170|والذين يمسكون بالكتب واقاموا الصلوه انا لا نضيع اجر المصلحين

Enfâl Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve rızıklandırdığımızdan onları infak 6 ederler.

Arapça: 1163|8|3|الذين يقيمون الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Enfâl Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir onların * beytin/evin 32 yanındaki salâtı 5 ancak ıslık çalma 706 ve el çırpma 706 ; öyleyse tadın azabı; kâfirlik 25 eder olduğunuzla.

Arapça: 1195|8|35|وما كان صلاتهم عند البيت الا مكا وتصديه فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

Tevbe Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar 34 ; öyleyse katledin 35 müşrikleri 36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse; ve ikame 572 ettilerse salâtı 5 ; ve verdilerse zekâtı 10 ; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ancak ki imar 755 eder Allah'ın mescitlerini 16 kimse (ki) iman 47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve asla haşyet 53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden 176 .

Arapça: 1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Tevbe Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve mâni olmuş değildi ki kabul edilir onlardan infakları 6 ancak ki onlar kâfirlik 25 ederler Allah’a ve resûlüne 700 ; ve gelmezler salâta 5 ancak (ki) ve onlar üşengeç/umursamaz (olarak); ve infak 6 etmezler ancak (ki) ve onlar kerhenler 697 (olarak).

Arapça: 1289|9|54|وما منعهم ان تقبل منهم نفقتهم الا انهم كفروا بالله وبرسوله ولا ياتون الصلوه الا وهم كسالي ولا ينفقون الا وهم كرهون

Tevbe Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve mümin 27 erkekler; ve mümin 27 kadınlar * ; onların bir kısmı velileridir 28 bir kısmın; emrederler marufla 291 ve engellerler münkeri 82 ; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne 418 ; işte bunlar, rahmet 271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir 37 ; bir Hakîmdir 9 .

Arapça: 1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Yunus Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve vahyettik 603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble 14 ; ve ikame edin salâtı 5 ; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Hûd Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: Ve ikame 572 et salâtı 5 iki tarafında gündüzün 170 ; ve yakınlarında gecenin 171 ; doğrusu güzellikler giderir rezillikleri/iğrençlikleri; işte bu bir zikirdir 78 * zikredenlere 78 .

Arapça: 1585|11|114|واقم الصلوه طرفي النهار وزلفا من اليل ان الحسنت يذهبن السيات ذلك ذكري للذكرين

Ra'd Suresi - Ayet 22

Türkçe Meal: Ve kimselerdir (ki) sabrettiler 51 ; arayanlardır Rablerinin 4 yüzünü; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve infak ettiler 6 rızıklandırdığımızdan onları sırlı/gizlice ve alenen/bildirerek; ve savarlar/defederler güzellikle rezilliği/iğrençliği; işte bunlar; onlaradır diyarın ** sonu * .

Arapça: 1727|13|22|والذين صبروا ابتغا وجه ربهم واقاموا الصلوه وانفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه ويدرون بالحسنه السييه اوليك لهم عقبي الدار

İbrahim Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: De ki kullarıma; iman 47 etmiş kimselere; ikame 572 etsinler salâtı 5 ; ve infak etsinler 6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice ve alenen/bildirerek; önceden ki gelir bir gün; yoktur bir alışveriş onda; ve yoktur bir dostluk.

Arapça: 1779|14|31|قل لعبادي الذين امنوا يقيموا الصلوه وينفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خلل

İbrahim Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: "Rabbimiz 4 ! Doğrusu ben * yerleştirdim bir vadiye ** zürriyetimden 380 ; olmayan *** ekin sahibi; haram 535 edilmiş beytinin/evinin 32 yanında; Rabbimiz 4 ! İkame 572 etmeleri için salâtı 5 ; öyle ki yap kalp gözleri insanlardan (ki) kılavuzlanır **** onlara ***** doğru; ve rızıklandır onları ****** meyvelerden; belki onlar şükrederler 43 ."

Arapça: 1785|14|37|ربنا اني اسكنت من ذريتي بواد غير ذي زرع عند بيتك المحرم ربنا ليقيموا الصلوه فاجعل افده من الناس تهوي اليهم وارزقهم من الثمرت لعلهم يشكرون

İbrahim Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: "Rabbim 4 ! Yap beni * ikame 572 eden salâtı 5 ; ve zürriyetimden 380 (de); Rabbimiz 4 ! Ve kabul et çağrımı/duamı 80 ."

Arapça: 1788|14|40|رب اجعلني مقيم الصلوه ومن ذريتي ربنا وتقبل دعا

İsrâ Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: İkame 572 et salâtı 5 ; Güneş’in batmasından gecenin 171 karanlığına; ve fecrin 55 toplanması (da); doğrusu fecrin 55 toplanması oldu bir tanık/şahit olunan.

Arapça: 2105|17|78|اقم الصلوه لدلوك الشمس الي غسق اليل وقران الفجر ان قران الفجر كان مشهودا

İsrâ Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: De ki: “Dua 80 edin Allah (diye) veya dua 80 edin Rahmân 1 (diye); dua 80 ettiğiniz hangisiyse”; öyle ki O'nadır en güzel isimler 49 ; sesini yükseltme salâtında 5 ; sessiz (de) etme onu; bakın/ara arasında bunun bir yol.

Arapça: 2137|17|110|قل ادعوا الله او ادعوا الرحمن ايا ما تدعوا فله الاسما الحسني ولا تجهر بصلاتك ولا تخافت بها وابتغ بين ذلك سبيلا

Meryem Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve yaptı (Allah) beni (İsa) bir mübarek/bereketlendirilmiş, her nerede olduysam; ve vasiyet etti bana salâtı 5 ve zekâtı 10 ; daim olduğum (sürece) hayatta.

Arapça: 2279|19|31|وجعلني مباركا اين ما كنت واوصني بالصلوه والزكوه ما دمت حيا

Meryem Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Ve oldu (İsmail); emreder ahalisine/halkına salâtı 5 ve zekâtı 10 ; ve oldu (İsmail) Rabbi 4 indinde/katında razı olunan.

Arapça: 2303|19|55|وكان يامر اهله بالصلوه والزكوه وكان عند ربه مرضيا

Meryem Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Öyle ki halife 65 oldu onlardan sonra bir halef 65 ; zayi ettiler/kaybettiler salâtı 5 ; ve tabi oldular şehvetlerine; öyle ki yakında karşılaşırlar bir yanılmaya/yanlışa sapmaya.

Arapça: 2307|19|59|فخلف من بعدهم خلف اضاعوا الصلوه واتبعوا الشهوت فسوف يلقون غيا

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Doğrusu ben; benim Allah; yoktur ilâh 74 benim dışında; öyle ki kulluk 46 et bana; ve dik/ayağa kaldır salâtı 5 ; zikrim * için.

Arapça: 2360|20|14|انني انا الله لا اله الا انا فاعبدني واقم الصلوه لذكري

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 132

Türkçe Meal: Ve emret ahaline/halkına salâtı 5 ; ve bağlan sabırla 51 ona (salâta); sormayız sana bir rızık; biz rızıklandırırız seni; ve akıbet 892 takvalılaradır 21 .

Arapça: 2478|20|132|وامر اهلك بالصلوه واصطبر عليها لا نسلك رزقا نحن نرزقك والعقبه للتقوي

Enbiyâ Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik 603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame 572 edenler salâtı 5 ; ve verenler zekâtı 10 ; ve oldular bize kulluk 46 edenler.

Arapça: 2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Hac Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Kimseler; anıldığı zaman Allah korkar kalpleri; ve sabredenler 51 kendileri üzerine isabet edene; ve ikame edenler salâtı 5 ; ve rızıklandırdığımızdan onları infak 6 ederler.

Arapça: 2628|22|35|الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم والصبرين علي ما اصابهم والمقيمي الصلوه ومما رزقنهم ينفقون

Hac Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame 572 ederlerdi salâtı 5 ; ve verirlerdi zekâtı 10 ; ve emrederlerdi marufla 291 ; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri 82 ; ve Allah'adır akıbeti 892 emirlerin/işlerin.

Arapça: 2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Hac Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: Ve mücadele edin Allah uğrunda, gerçek/hak mücadelesi (-yle) O'nun * ; O ** (ki) seçti sizleri; ve yapmış değildir üzerinize dinde 122 hiçbir güçlük/zorluk; babanız İbrâhîm'in inanç öğretisidir; O ** (ki) önceden isimlendirdi sizleri müslim 45 (olarak); ve bunda, olması içindir resûlün 418 üzerinize bir tanık/bir şahit; ve olmanız içindir sizlerin tanıklar/şahitler insanlar üzerine; öyleyse ikame 572 edin salâtı 5 ve verin zekâtı 10 ; ve sarılın Allah'a; O'dur *** mevlânız 68 ; öyle ki bir muhteşem Mevlâ'dır 68 ; ve bir muhteşem Nasîr'dir 69 .

Arapça: 2671|22|78|وجهدوا في الله حق جهاده هو اجتبيكم وما جعل عليكم في الدين من حرج مله ابيكم ابرهيم هو سميكم المسلمين من قبل وفي هذا ليكون الرسول شهيدا عليكم وتكونوا شهدا علي الناس فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واعتصموا بالله هو موليكم فنعم المولي ونعم النصير

Nûr Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Adamlar (ki); oyalamaz onları ticaret; ve de alışveriş; zikrinden Allah'ın; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; korkarlar bir günden; ters döner onda kalpler; ve gözler.

Arapça: 2826|24|37|رجال لا تلهيهم تجره ولا بيع عن ذكر الله واقام الصلوه وايتا الزكوه يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والابصر

Nûr Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve itaat edin resûle 76 ; belki sizler merhamet 829 edilirsiniz.

Arapça: 2845|24|56|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الرسول لعلكم ترحمون

Nûr Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz 77 ; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir 55 salâtı 5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı 853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam 56 salâtı 5 ; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir 8 ; Hakîm'dir 9 .

Arapça: 2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Neml Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimseler (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Arapça: 3160|27|3|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Ankebût Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Oku vahyedileni 603 sana kitaptan; ve ikame 572 et salâtı 5 ; doğrusu salât 5 engeller/meneder fahşâttan 81 ; ve münkerden 82 ; ve mutlak ki zikri 78 Allah'ı en büyüktür; ve Allah bilir ürettiklerinizi.

Arapça: 3383|29|45|اتل ما اوحي اليك من الكتب واقم الصلوه ان الصلوه تنهي عن الفحشا والمنكر ولذكر الله اكبر والله يعلم ما تصنعون

Rûm Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Dönenler (olun) O'na (Allah'a); ve takvalı 21 olun O'na ; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve olmayın müşriklerden 36 .

Arapça: 3438|30|31|منيبين اليه واتقوه واقيموا الصلوه ولا تكونوا من المشركين

Lokman Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Kimseler; ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Arapça: 3471|31|4|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Lokman Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Ey oğlum! İkame 572 et salâtı 5 ; ve emret marûfla 73 ; ve engelle/yasakla münkerden 82 ; ve sabret 51 sana isabet eden üzerine; doğrusu bu azimden * emirlerdir/işlerdir.

Arapça: 3484|31|17|يبني اقم الصلوه وامر بالمعروف وانه عن المنكر واصبر علي ما اصابك ان ذلك من عزم الامور

Ahzâb Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Ve vakarlı olun/oturaklı olun * evlerinizde; ve cazibe sergilemeyin * ilk cahiliye cazibe sergilemesi (gibi); ve ikame edin * salâtı 5 ; ve verin * zekâtı 10 ; ve itaat edin 76 * Allah'a ve resûlüne 700 ; ancak arzu eder Allah gidermek sizlerden pisliği; beyt/ev 32 ahalisi! Ve temizler sizleri bir temizlik (-le).

Arapça: 3564|33|33|وقرن في بيوتكن ولا تبرجن تبرج الجهليه الاولي واقمن الصلوه واتين الزكوه واطعن الله ورسوله انما يريد الله ليذهب عنكم الرجس اهل البيت ويطهركم تطهيرا

Fâtır Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve üstlenmez/yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve eğer çağırsa bir ağır yük yüklenen, yüklenmeye onu (yükü); yüklenmez (çağrılan) ondan (yükten) bir şey; kaldı ki olsa (bile) yakınlık sahibi; ancak uyarırsın kimseleri; haşyet 53 duyarlar Rablerinden 4 gaybla 62 *; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve kim zekâtlanırsa 10 (verirse zekâtı) ; öyle ki ancak zekâtlanmış 10 olur (vermiş olur zekâtı) kendi nefsin için; ve Allah'a doğrudur dönüş yeri.

Arapça: 3676|35|18|ولا تزر وازره وزر اخري وان تدع مثقله الي حملها لا يحمل منه شي ولو كان ذا قربي انما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب واقاموا الصلوه ومن تزكي فانما يتزكي لنفسه والي الله المصير

Fâtır Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler okurlar Allah'ın kitabını; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve infak 6 ettiler rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde/gizlice; ve alenen/bildirerek; umarlar bir ticaret; asla perişan olmaz.

Arapça: 3687|35|29|ان الذين يتلون كتب الله واقاموا الصلوه وانفقوا مما رزقنهم سرا وعلانيه يرجون تجره لن تبور

Şûrâ Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ve kimseler; cevap verdiler/icabet ettiler Rablerine 4 ; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve işleri/emirleri şuradır/danışmadır aralarında; ve rızıklandırdığımızdan infak 6 ederler.

Arapça: 4308|42|38|والذين استجابوا لربهم واقاموا الصلوه وامرهم شوري بينهم ومما رزقنهم ينفقون

Mücâdele Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar 95 ; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe 33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne 76 ; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Arapça: 5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Müzzemmil Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Doğrusu Rabbin 4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin 171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi 171 ve gündüzü 170 ; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe 33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler 35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan * ; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve borç verin 123 Allah'a; güzel bir borç 123 ; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir 820 ; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Beyyine Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Ve emredilmiş değillerdi dışında kulluk 46 etmeleri Allah'a; has kılanlar (olarak) O’na (Allah’a) dini; hanîfler 117 (olarak); ve ikame 572 etmeleri salâtı 5 ; ve vermeleri zekâtı 10 ; ve işte budur kıyam 143 din.

Arapça: 6133|98|5|وما امروا الا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفا ويقيموا الصلوه ويوتوا الزكوه وذلك دين القيمه