Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 201: Nefis

Bu kavram 171 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

201Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

16|2|9|يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَمَا يَخْدَعُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

16|2|9|يخدعون الله والذين امنوا وما يخدعون الا انفسهم وما يشعرون

Latin Literal

9. Yuhâdiûnallâhe vellezîne âmenû, ve mâ yahdeûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

Aldatmaya* bakarlar Allah'ı ve iman47 etmiş kimseleri; ve (oysa) aldatmaya* bakar değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve değillerdir şuurlanırlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

9 They deceive God, and those who believed, and they do not deceive except themselves, and they do not feel/know/sense.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yuhadiune aldatmaya bakarlar يُخَادِعُونَ خدع
2 llahe Allah'ı اللَّهَ -
3 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
4 amenu iman etmiş امَنُوا امن
5 ve ma ve değillerdir وَمَا -
6 yehdeune aldatmaya bakarlar يَخْدَعُونَ خدع
7 illa dışında إِلَّا -
8 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
9 ve ma ve değillerdir وَمَا -
10 yeş'urune anlarlar/farkına varırlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*2:8 ayetinde işaret edilen sahte müminler. Bu müşrikler inançlarında samimidirler. İnsanları aldatarak kendi uyduruk dinlerine tabi olmaya çağırırlar; hatta zorlarlar. Tek tanrıcı olan, "kutsal kitaplar bizlere yeter, Kur'an bizlere yeter" diyen tek tanrıcıları da kendi uyduruk dinlerine döndürmeye çalışırlar. Yüce Allah adına uyduruk hadisler türeterek Allah adına bile yalan söylerler. Oysa ancak kendilerini ateşe sürükleyecek şeyle kendilerini aldatırlar.**Bilinçlenirler, farkına varırlar, anlarlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

51|2|44|أَتَأْمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ ٱلْكِتَٰبَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

51|2|44|اتامرون الناس بالبر وتنسون انفسكم وانتم تتلون الكتب افلا تعقلون

Latin Literal

44. E te’murûnen nâse bil birri ve tensevne enfusekum ve entum tetlûnel kitâb(kitâbe) e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

İnsanlara dürüstlüğü mü emredersiniz200? Ve unutursunuz nefislerinizi201; ve sizler okursunuz (da) kitabı*; öyle ki akletmez562 misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

44 Do you order the people with the righteousness/charitability and you forget yourselves, and you are reading/reciting The Book , do you not reason/understand/comprehend?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ete'murune emreder misiniz? أَتَأْمُرُونَ امر
2 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
3 bil-birri dürüstlüğü بِالْبِرِّ برر
4 ve tensevne ve unutursunuz وَتَنْسَوْنَ نسي
5 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
6 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
7 tetlune okursunuz تَتْلُونَ تلو
8 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
9 efela öyle ki أَفَلَا -
10 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Tevrat

2. Bakara Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

55|2|48|وَٱتَّقُوا۟ يَوْمًا لَّا تَجْزِى نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْـًٔا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَٰعَةٌ وَلَا يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

55|2|48|واتقوا يوما لا تجزي نفس عن نفس شيا ولا يقبل منها شفعه ولا يوخذ منها عدل ولا هم ينصرون

Latin Literal

48. Vettekû yevmen lâ teczî nefsun an nefsin şey’en ve lâ yukbelu minhâ şefâatun ve lâ yu’hazu minhâ adlun ve lâ hum yunsarûn(yunsarûne).

Türkçe Çeviri

Ve takvalı21 olun bir güne242 (ki) cezalandırılmaz63 bir nefis201 bir nefisten201 bir şey; ve kabul edilmez ondan* bir şefaat222; ve alınmaz ondan* bir telafi/tazmin; ve onlar yardım edilir değillerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

48 And fear a day/time, no self rewards/substitutes from a self a thing, and no mediation (is to) be accepted/received from it, and no ransom/redemption (is to) be taken from it, and nor they be given victory .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم
3 la لَا -
4 teczi ceza/karşılık almaz تَجْزِي جزي
5 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
6 an عَنْ -
7 nefsin bir nefisten نَفْسٍ نفس
8 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
9 ve la ve وَلَا -
10 yukbelu kabul edilmez يُقْبَلُ قبل
11 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
12 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع
13 ve la وَلَا -
14 yu'hazu ve alınmaz يُؤْخَذُ اخذ
15 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
16 adlun bir telafi/tazmin عَدْلٌ عدل
17 ve la ve değildir وَلَا -
18 hum onlar هُمْ -
19 yunsarune yardım edilir يُنْصَرُونَ نصر

Notlar

Not 1

*Nefisten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Koruyamaz beni (Muhammed peygamber) Allah’tan birisi, şefaat sadece Yüce Allah'a aittir. Kavram 222

222 Şefaat araya girip müdahale etmek demektir. Şefaat ahiret evreninde yargılamanın yapıldığı esnada olur. Yargılama süreci son derece kesin kurallara göre yapılır. Bu yargılama gününde kitap ortaya konulur, nebiler ve şahitler getirilir (39:69). Herbir kişi tek olarak yargılanır (6:94). Yapılan zerre kadar iyilik getirilir, yapılan zerre kadar kötülük de getirilir. Bir kişi yargılama sonucunda suçlu bulunursa işte tam bu noktada şefaat devreye girer. Yüce Allah yargılama sürecinde araya girerek, direkt olarak müdahale eder ve kişinin günahlarını bağışlar ve cezadan kurtarır. Cennetlere yerleştirir. Yüce Allah yargılama sürecinde araya girmez/şefaat etmez ve bu kişinin günahlarını bağışlamazsa yargılama sonucunda kişinin ceza almasına hükmedilir ve bu kişi cehenneme girdirilir. Yüce Allah kendisine şefaati (yargılamada araya girerek müdahale etmeyi) yazmıştır. Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki kendisine şefaati yazmıştır. Yüce Allah dışında hiçbir kimsenin şefaat yetkisi yoktur. Ayette görüldüğü üzere Muhammed peygamber kendisini koruyacak başka bir kişi aramamaktadır. Zaten de böyle bir kişi asla yoktur. Muhammed peygamber kendisine ancak Yüce Allah’ın şefaat edebileceğini bilmektedir. Müminler de bilmelidir ki şefaat sadece Yüce Allah’a aittir. Muhammed peygamberlerin yada başkalarını şefaat edeceğine iman etmek şirktir ve affı yoktur. Artık kulağı olan işitsin; gözü olan görsün, kalbi olan akletsin.

Gün Kavram 242

242 Dönem, evre, döngü. Dünyamızın kendi etrafında tam bir tur dönmesi bir gün olarak isimlendirilir. Evrenin 6 günde/evrede yaratıldığını, Dünya gezegeninin 2 günde yaratıldığı, Dünya'nın üzerindekilerin oluşması için gereken rızıkların/atomların 4 günde/evrede hazır edildiğini şerefli Kur'an'ımızdan anlıyoruz. Kur'an'da tekil olarak 'gün' kelimesi tam olarak 365 kez geçer. Dünyamız Güneş'in etrafından bir turunu tamamladığında kendi etrafında 365 dönmüş olur. Kur'an'ın büyük bir mucizesidir. Kur'an’da (يوم) (yevm) gün kelimesi 365 defa geçmektedir.

2. Bakara Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

61|2|54|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلْعِجْلَ فَتُوبُوٓا۟ إِلَىٰ بَارِئِكُمْ فَٱقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Latin Literal

54. Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi innekum zalemtum enfusekum bittihâzikumul icle fe tûbû ilâ bâriikum faktulû enfusekum zâlikum hayrun lekum inde bâriikum fe tâbe aleykum innehu huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz257 nefislerinize201; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı258; öyle ki tevbe33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin35 nefislerinizi201; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And when Moses said to his nation: "You my nation, that you caused injustice to yourselves, because (of) your taking the calf (to worship), so repent to your creator , so fight/kill yourselves, that is best for you at your creator ." So, He forgave on you, that He is the forgiver , the most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم
5 ya kavmi ey kavmim! يَا قَوْمِ قوم
6 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ -
7 zelemtum zulmettiniz ظَلَمْتُمْ ظلم
8 enfusekum nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
9 biattihazikumu tutmanızla/edinmenizle بِاتِّخَاذِكُمُ اخذ
10 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
11 fetubu öyle ki tevbe edin فَتُوبُوا توب
12 ila doğru إِلَىٰ -
13 bariikum yaratıcınıza بَارِئِكُمْ برا
14 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
15 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
16 zalikum bu ذَٰلِكُمْ -
17 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
18 lekum sizlere لَكُمْ -
19 inde indinde/katında عِنْدَ عند
20 bariikum yaratıcınız بَارِئِكُمْ برا
21 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü/vazgeçti فَتَابَ توب
22 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
23 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
24 huve O هُوَ -
25 t-tevvabu Tevvâb’tır التَّوَّابُ توب
26 r-rahimu Rahîm’dir. الرَّحِيمُ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Buzağı. Kavram 258

258 Değerli metallerin karıştırılıp eritilerek yapıldığı buzağı şeklinde bir heykel.

2. Bakara Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

64|2|57|وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْمَنَّ وَٱلسَّلْوَىٰ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

64|2|57|وظللنا عليكم الغمام وانزلنا عليكم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

57. Ve zallelnâ aleykumul gamâme ve enzelnâ aleykumul menne ves selvâ kulû min tayyibâti mâ razaknâkum ve mâ zalemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve gölgelendirdik üzerinize bulutu264; ve indirdik üzerinize menne262; ve bıldırcın263; yiyin rızıklandırdığımızın güzellerinden sizleri; ve zulmetmiş* değillerdi bize; fakat oldular nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And We overshadowed on you the clouds , and We descended on you the mana (sweet gluey substance) and the quails/amusement . Eat from (the) goodness (of) what We provided for you , and they did not cause injustice to Us, and but they were (to) themselves causing injustice.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل
2 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
3 l-gamame bulutu الْغَمَامَ غمم
4 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
6 l-menne menne الْمَنَّ منن
7 ve sselva ve bıldırcın وَالسَّلْوَىٰ سلو
8 kulu yiyin كُلُوا اكل
9 min مِنْ -
10 tayyibati güzellerden طَيِّبَاتِ طيب
11 ma مَا -
12 razeknakum rızıklandırdığımızın sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق
13 ve ma ve değildi وَمَا -
14 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم
15 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
16 kanu oldular كَانُوا كون
17 enfusehum nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
18 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*İnsan Yüce Allah'a ne zarar verebilir ne de fayda verebilir. Hiçbir etkide bulunamaz. İnsan ne yaparsa kendine yapar. Yüce Allah'a şirk koşarak, O'na ortak koşarak ancak kendine zulmeder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Menne Kavram 262

262 Çöl trüf mantarı (desert truffle’ ‘Terfeziaceae’ ). Kelime anlamı ikram, hediye, faydalı bir şeyin ikramıdır. Ülkemizde dolaman, ak doloman, keme olarak da bilinen mantar türü. İnanılmaz derecede besleyici ve birçok faydası olan bir besindir. %20-27 oranında proteinler, yağlar ve lifler içerir. 2017 yılında yapılan bir çalışmada (Libya) kırmızı-siyah renkli çöl trüfünde %16.3 protein, %6.2 yağ, %67.2 karbonhidrat tespit edilmiştir. Beyaz çöl trüfünde %18.5 protein, %5.9 yağ ve %65 karbonhidrat içeriği bulunmuştur. Muhteşem besleyici bir besindir. Aynı zamanda dengelidir. Trüfler ayrıca vücut için gerekli birçok metalleri (sodyum, potasyum, fosfor, demir, bakır, kalsiyum, kobalt, silikon, çinko, alüminyum ve manganez) içerir. Santaroni volkanik patlaması (MÖ 1640) tüm dünyayı etkilemiştir. Dünyanın iklimini değiştirmiştir. Kurak ve sıcak olan iklim Musa peygamber ve yanındakilerin bulunduğu bölgede serin ve yağmurlu bir iklim haline gelmiştir. Mineraller içeren bol yağmur çölde çok dengeli bir besin olan çöl trüfünün bolca oluşmasına neden olmuştu Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bıldırcın Kavram 263

263 Bıldırcın (Coturnix coturnix L.) tavuklar (Galliformes) takımının, tavuksular (Phasianidae) familyasının en küçük türüdür. Göçmen kuştur. Musa peygamber ve yanındakilerin göçmen kuşların göç yolları üzerinde olduğunu anlarız. Toplu göç zamanlarında meydana gelen ani iklim değişiklikleri, ters esen sert rüzgârlar, fırtınalar ve aşırı yağışlar sonucunda bıldırcınların yere düştükleri bilinmektedir. Santoroni patlaması sonucu gelişen ani iklim değişikliği bıldırcınları da etkilemiştir. Göç yollarında karşılaştıkları olumsuz hava koşulları yere düşmelerine ve kolayca yakalanmalarına neden olmuştur. Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bulut, Musa peygamberi ve İsrailoğullarını gölgelendiren, onlara menne ve bıldırcın indiren bulut. Kavram 264

264 Santorini volkanik patlaması (MÖ 1640) Dünya’nın yüksek atmosferine inanılmaz boyutta gaz-toz bulutu püskürtmüştür. Bu bulutlar çevreye yayılmış ve doğuya doğru yol almıştır. Yapılan analizlerde bu bulutlara bağlı güneş ışınlarının tam olarak yeryüzüne ulaşamaması nedeniyle küresel iklim değişikliklerinin olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Mısır, Orta Doğu, Arabistan gibi çok sıcak olan bölgeler gölgelenme nedeniyle bahar havasına kavuşmuş, ılık hale gelmiş ve bol yağmur alır olmuştur. Bu gölgelenmenin yıllarca sürdüğü bilinmektedir.

2. Bakara Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

79|2|72|وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًا فَٱدَّٰرَْٰٔتُمْ فِيهَا وَٱللَّهُ مُخْرِجٌ مَّا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

79|2|72|واذ قتلتم نفسا فادرتم فيها والله مخرج ما كنتم تكتمون

Latin Literal

72. Ve iz kateltum nefsen feddâre’tum fîhâ vallâhu muhricun mâ kuntum tektumûn(tektumûne).

Türkçe Çeviri

Ve katlettiğiniz35 zaman bir nefsi201; öyle ki püskürttünüz/reddettiniz (suçlamaları) onun (nefsin) hakkındaki; ve Allah çıkarandır gizler olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

72 And when you (P) killed a self, so you repelled (accusations amongst yourselves) in it, and God (is) bringing out what you were hiding/concealing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kateltum katlettiniz قَتَلْتُمْ قتل
3 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس
4 feddara'tum öyle ki geri püskürttünüz/reddettiniz فَادَّارَأْتُمْ درا
5 fiha hakkında onun (nefsin) فِيهَا -
6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
7 muhricun çıkarandır مُخْرِجٌ خرج
8 ma مَا -
9 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
10 tektumune gizlersiniz تَكْتُمُونَ كتم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

91|2|84|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ لَا تَسْفِكُونَ دِمَآءَكُمْ وَلَا تُخْرِجُونَ أَنفُسَكُم مِّن دِيَٰرِكُمْ ثُمَّ أَقْرَرْتُمْ وَأَنتُمْ تَشْهَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

91|2|84|واذ اخذنا ميثقكم لا تسفكون دماكم ولا تخرجون انفسكم من ديركم ثم اقررتم وانتم تشهدون

Latin Literal

84. Ve iz ehaznâ mîsâkakum lâ tesfikûne dimâekum ve lâ tuhricûne enfusekum min diyârikum summe ekrartum ve entum teşhedûn(teşhedûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman mîsâkınızı281; dökmeyesiniz kanlarınızı; ve çıkarmayasınız nefislerinizi201 diyarlarınızdan/yurtlarınızdan; sonra karara bağladınız; ve sizler şahit/tanık olursunuz.

Ahmed Samira Çevirisi

84 And when We took your promise/covenant. "Do not shed your blood and do not bring yourselves out from your homes/countries , then you acknowledged/accepted and you (are) witnessing/testifying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misakakum mîsâkınızı مِيثَاقَكُمْ وثق
4 la لَا -
5 tesfikune dökmeyesini تَسْفِكُونَ سفك
6 dima'ekum kanlarınızı دِمَاءَكُمْ دمو
7 ve la ve وَلَا -
8 tuhricune çıkarmayasınız تُخْرِجُونَ خرج
9 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
10 min مِنْ -
11 diyarikum diyarlarınızdan/yurtlarınızdan دِيَارِكُمْ دور
12 summe sonra ثُمَّ -
13 ekrartum karara bağladınız أَقْرَرْتُمْ قرر
14 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
15 teşhedune şahitler olursunuz/tanık olursunuz تَشْهَدُونَ شهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

2. Bakara Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

92|2|85|ثُمَّ أَنتُمْ هَٰٓؤُلَآءِ تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمْ تَظَٰهَرُونَ عَلَيْهِم بِٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَإِن يَأْتُوكُمْ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ ٱلْكِتَٰبِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمْ إِلَّا خِزْىٌ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلْعَذَابِ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

85. Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi201; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman47 edersiniz bir kısmına kitabın* ve kâfirlik25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil310 yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

85 Then you are those who you kill yourselves and you force out a group/part from you, from their homes/countries, you cooperate/support on (against) them with the sin/crime and the transgression/injustice/aggression and if they come to you captives/prisoners you ransom them , and it is forbidden on you bringing/forcing them out. Do you believe with some/part (of) The Book and you disbelieve with some/part? So but (what is the) reward/reimbursement (of) who does that from you, except shame/scandal/disgrace in the life the present/worldly life (on) and the Resurrection Day they be returned to the torture’s strongest (severest), and God (is) not with ignoring/disregarding on what you make/do.

Notlar

Not 1

*Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

2. Bakara Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

94|2|87|وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ بِٱلرُّسُلِ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًا تَقْتُلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Latin Literal

87. Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı*; ve gönderdik resûller418 kafiyeli/ahenkli (olarak)** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar226; ve destekledik onu kutsal ruhla279; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl418, nefislerinizin201 hevâsına278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız195; ve bir fırka/grup katledersiniz35.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We had given/brought Moses The Book and We sent from after him with the messengers, and Wegave/brought Jesus Mary’s son, the evidences and We supported him with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit , so if whenever a messenger came to you with what yourselves do not desire you become arrogant, so a group you denied and a group you kill .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
3 musa Musa'ya مُوسَى -
4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
5 ve kaffeyna ve gönderdik kafiyeli/ahenkli وَقَفَّيْنَا قفو
6 min مِنْ -
7 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد
8 bir-rusuli resuller بِالرُّسُلِ رسل
9 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
10 iysa Îsa'ya عِيسَى -
11 bne oğlu ابْنَ بني
12 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
13 l-beyyinati beyanlar/deklarasyonlar الْبَيِّنَاتِ بين
14 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد
15 biruhi ruhla بِرُوحِ روح
16 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
17 efekullema öyle mi? her ne zaman أَفَكُلَّمَا كلل
18 ca'ekum geldi/ulaştı sizlere جَاءَكُمْ جيا
19 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل
20 bima بِمَا -
21 la لَا -
22 tehva hevâsına uymayanla تَهْوَىٰ هوي
23 enfusukumu nefislerinizin أَنْفُسُكُمُ نفس
24 stekbertum büyüklendiniz/kibirlendiniz اسْتَكْبَرْتُمْ كبر
25 feferikan öyle ki bir fırka/grup فَفَرِيقًا فرق
26 kezzebtum yalanlarsınız كَذَّبْتُمْ كذب
27 ve ferikan ve bir fırka/grup وَفَرِيقًا فرق
28 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل

Notlar

Not 1

*Tevrat**Bir düzene bağlı şekilde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Hevâ Kavram 278

278 İstek, heves, meyil, sevme, düşme, ihtiras, rağbet.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

97|2|90|بِئْسَمَا ٱشْتَرَوْا۟ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمْ أَن يَكْفُرُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بَغْيًا أَن يُنَزِّلَ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ فَبَآءُو بِغَضَبٍ عَلَىٰ غَضَبٍ وَلِلْكَٰفِرِينَ عَذَابٌ مُّهِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

97|2|90|بيسما اشتروا به انفسهم ان يكفروا بما انزل الله بغيا ان ينزل الله من فضله علي من يشا من عباده فباو بغضب علي غضب وللكفرين عذاب مهين

Latin Literal

90. Bi’semeşterav bihî enfusehum en yekfurû bi mâ enzelallâhu bagyen en yunezzilallâhu min fadlihî alâ men yeşâu min ibâdih(ibâdihî), fe bâû bi gadabin alâ gadab(gadabin), ve lil kâfirîne azâbun muhîn(muhînun).

Türkçe Çeviri

Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır! Satın alıp takas ettiler onu nefisleri201 (için); ki kâfirlik25 ederler Allah'ın indirdiğine; bir sınırı aşmadır/ihlaldir; ki indirir Allah fazlından kullarından dilediği kimse üzerine; öyle ki geri döndüler/oturup kaldılar gazap/öfke üstüne bir gazapla/öfkeyle; ve kâfirler25 içindir yıpratan/çöktüren bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

90 How bad (it is what), they bought/volunteered with it themselves, that they disbelieve with what God descended, corrupting/transgressing that God descends from His grace/favour on whom He wants/wills from His worshippers/slaves, so they returned/resided with anger on anger, and to the disbelievers (is) a humiliating torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 bi'sema ne bedbahtlıktır/perişanlıktır بِئْسَمَا باس
2 şterav satın alıp takas ettiler اشْتَرَوْا شري
3 bihi onu بِهِ -
4 enfusehum nefislerine onların أَنْفُسَهُمْ نفس
5 en ki أَنْ -
6 yekfuru kâfirlik ederler يَكْفُرُوا كفر
7 bima بِمَا -
8 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
9 llahu Allah'ın اللَّهُ -
10 begyen bir sınırı aşma/ihlal بَغْيًا بغي
11 en ki أَنْ -
12 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 min مِنْ -
15 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
16 ala üzerine عَلَىٰ -
17 men kimse مَنْ -
18 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
19 min مِنْ -
20 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد
21 feba'u öyle ki geri döndüler/oturup kaldılar فَبَاءُوا بوا
22 bigadebin bir gazapla/öfkeyle بِغَضَبٍ غضب
23 ala üstüne عَلَىٰ -
24 gadebin bir gazap/öfke غَضَبٍ غضب
25 velilkafirine ve kâfirler içindir وَلِلْكَافِرِينَ كفر
26 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
27 muhinun yıpratan/çöktüren مُهِينٌ هون

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

116|2|109|وَدَّ كَثِيرٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعْدِ إِيمَٰنِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِّنْ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلْحَقُّ فَٱعْفُوا۟ وَٱصْفَحُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

109. Vedde kesîrun min ehlil kitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffârâ(kuffâran), haseden min indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hakk(hakku), fa’fû vasfehû hattâ ye’tiyallâhu bi emrih(emrihî), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

İster kitap ehlinden135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25; bir hasettir208 nefislerinin201 yanından; beyan/deklere226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

109 Many from The Book’s people wished/loved if they return you (back) from after your belief (to) disbelievers, envying/jealousy from at themselves from after what was clarified to them (from) the truth , so forgive/pardon and forgive/pardon until God comes with His order/command , that God (is) on every thing powerful/capable .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vedde ister وَدَّ ودد
2 kesirun bir çoğu كَثِيرٌ كثر
3 min مِنْ -
4 ehli ehli- أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
6 lev eğer ki لَوْ -
7 yeruddunekum geri döndürseler sizleri يَرُدُّونَكُمْ ردد
8 min مِنْ -
9 bea'di sonra بَعْدِ بعد
10 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن
11 kuffaran kâfirler كُفَّارًا كفر
12 haseden bir haset حَسَدًا حسد
13 min مِنْ -
14 indi yanından عِنْدِ عند
15 enfusihim kendi nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس
16 min مِنْ -
17 bea'di sonra بَعْدِ بعد
18 ma مَا -
19 tebeyyene beyan/deklere olandan تَبَيَّنَ بين
20 lehumu onlara لَهُمُ -
21 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
22 fea'fu öyleyse affedin فَاعْفُوا عفو
23 vesfehu el sıkışın/dokunun kibarca وَاصْفَحُوا صفح
24 hatta ta ki حَتَّىٰ -
25 ye'tiye getirir يَأْتِيَ اتي
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 biemrihi emrini بِأَمْرِهِ امر
28 inne doğrusu إِنَّ -
29 llahe Allah اللَّهَ -
30 ala üzerine عَلَىٰ -
31 kulli her bir كُلِّ كلل
32 şey'in şey شَيْءٍ شيا
33 kadirun Kadîr’dir. قَدِيرٌ قدر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Haset etmek, haset Kavram 208

208 Kıskanmak, çekememezlik, hınç, garez, kin, kıskanç,

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

130|2|123|وَٱتَّقُوا۟ يَوْمًا لَّا تَجْزِى نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْـًٔا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا تَنفَعُهَا شَفَٰعَةٌ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

130|2|123|واتقوا يوما لا تجزي نفس عن نفس شيا ولا يقبل منها عدل ولا تنفعها شفعه ولا هم ينصرون

Latin Literal

123. Vettekû yevmen lâ teczî nefsun an nefsin şey’en ve lâ yukbelu minhâ adlun ve lâ tenfeuhâ şefâatun ve lâ hum yunsarûn(yunsarûne).

Türkçe Çeviri

Ve takvalı21 olun bir güne242; ceza/karşılık almaz bir nefis201 bir nefisten201 bir şey; ve kabul edilmez ondan (nefisten) bir telafi/tazmin; ve fayda vermez ona (nefse) bir şefaat222; ve onlar yardım edilir değillerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

123 And fear a day/time, no self rewards/reimburses (removes) from a self a thing, and no redemption/ransom (is) to be accepted/received from it, and nor mediation benefits it, and nor they be given victory/aid.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم
3 la لَا -
4 teczi ceza/karşılık almaz تَجْزِي جزي
5 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
6 an عَنْ -
7 nefsin Bir nefisten نَفْسٍ نفس
8 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
9 ve la ve وَلَا -
10 yukbelu kabul edilmez يُقْبَلُ قبل
11 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
12 adlun bir telafi/tazmin عَدْلٌ عدل
13 ve la ve وَلَا -
14 tenfeuha fayda vermez ona (nefse) تَنْفَعُهَا نفع
15 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع
16 ve la ve değildir وَلَا -
17 hum onlar هُمْ -
18 yunsarune yardım edilirler يُنْصَرُونَ نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Koruyamaz beni (Muhammed peygamber) Allah’tan birisi, şefaat sadece Yüce Allah'a aittir. Kavram 222

222 Şefaat araya girip müdahale etmek demektir. Şefaat ahiret evreninde yargılamanın yapıldığı esnada olur. Yargılama süreci son derece kesin kurallara göre yapılır. Bu yargılama gününde kitap ortaya konulur, nebiler ve şahitler getirilir (39:69). Herbir kişi tek olarak yargılanır (6:94). Yapılan zerre kadar iyilik getirilir, yapılan zerre kadar kötülük de getirilir. Bir kişi yargılama sonucunda suçlu bulunursa işte tam bu noktada şefaat devreye girer. Yüce Allah yargılama sürecinde araya girerek, direkt olarak müdahale eder ve kişinin günahlarını bağışlar ve cezadan kurtarır. Cennetlere yerleştirir. Yüce Allah yargılama sürecinde araya girmez/şefaat etmez ve bu kişinin günahlarını bağışlamazsa yargılama sonucunda kişinin ceza almasına hükmedilir ve bu kişi cehenneme girdirilir. Yüce Allah kendisine şefaati (yargılamada araya girerek müdahale etmeyi) yazmıştır. Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki kendisine şefaati yazmıştır. Yüce Allah dışında hiçbir kimsenin şefaat yetkisi yoktur. Ayette görüldüğü üzere Muhammed peygamber kendisini koruyacak başka bir kişi aramamaktadır. Zaten de böyle bir kişi asla yoktur. Muhammed peygamber kendisine ancak Yüce Allah’ın şefaat edebileceğini bilmektedir. Müminler de bilmelidir ki şefaat sadece Yüce Allah’a aittir. Muhammed peygamberlerin yada başkalarını şefaat edeceğine iman etmek şirktir ve affı yoktur. Artık kulağı olan işitsin; gözü olan görsün, kalbi olan akletsin.

Gün Kavram 242

242 Dönem, evre, döngü. Dünyamızın kendi etrafında tam bir tur dönmesi bir gün olarak isimlendirilir. Evrenin 6 günde/evrede yaratıldığını, Dünya gezegeninin 2 günde yaratıldığı, Dünya'nın üzerindekilerin oluşması için gereken rızıkların/atomların 4 günde/evrede hazır edildiğini şerefli Kur'an'ımızdan anlıyoruz. Kur'an'da tekil olarak 'gün' kelimesi tam olarak 365 kez geçer. Dünyamız Güneş'in etrafından bir turunu tamamladığında kendi etrafında 365 dönmüş olur. Kur'an'ın büyük bir mucizesidir. Kur'an’da (يوم) (yevm) gün kelimesi 365 defa geçmektedir.

2. Bakara Suresi

Ayet 130

Arapça Metin (Harekeli)

137|2|130|وَمَن يَرْغَبُ عَن مِّلَّةِ إِبْرَٰهِۦمَ إِلَّا مَن سَفِهَ نَفْسَهُۥ وَلَقَدِ ٱصْطَفَيْنَٰهُ فِى ٱلدُّنْيَا وَإِنَّهُۥ فِى ٱلْءَاخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

137|2|130|ومن يرغب عن مله ابرهم الا من سفه نفسه ولقد اصطفينه في الدنيا وانه في الاخره لمن الصلحين

Latin Literal

130. Ve men yergabu an milleti ibrâhîme illâ men sefihe nefseh(nefsehu), ve lekadistafeynâhufîd dunyâ, ve innehu fîlâhireti le mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Ve kim yüz çevirir İbrahim'in milletinden301; ancak kendi nefsine201 sefihlik304 etmiş kimsedir; ve ant olsun saflaştırdık onu (İbrahim’i) dünyada; ve doğrusu o (İbrahim) ahirette mutlak sâlihlerdendir217.

Ahmed Samira Çevirisi

130 And who shuns/turns away from Abraham’s religion/faith except who made himself ignorant/foolish ?And We had chosen/purified him in the present world, and that he is in the end (other life) from (E) the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yergabu yüz çevirir يَرْغَبُ رغب
3 an عَنْ -
4 milleti milletinden مِلَّةِ ملل
5 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 men kimse مَنْ -
8 sefihe sefihlik etti سَفِهَ سفه
9 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
10 velekadi ve ant olsun وَلَقَدِ -
11 stafeynahu saflaştırdık onu (İbrahim’i) اصْطَفَيْنَاهُ صفو
12 fi فِي -
13 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
14 ve innehu ve doğrusu o (İbrahim) وَإِنَّهُ -
15 fi فِي -
16 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
17 lemine mutlak لَمِنَ -
18 s-salihine salihlerdendir الصَّالِحِينَ صلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Sefih Kavram 304

304 Ahmaklık, aptallık, budalalık.

2. Bakara Suresi

Ayet 155

Arapça Metin (Harekeli)

162|2|155|وَلَنَبْلُوَنَّكُم بِشَىْءٍ مِّنَ ٱلْخَوْفِ وَٱلْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ ٱلْأَمْوَٰلِ وَٱلْأَنفُسِ وَٱلثَّمَرَٰتِ وَبَشِّرِ ٱلصَّٰبِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

162|2|155|ولنبلونكم بشي من الخوف والجوع ونقص من الامول والانفس والثمرت وبشر الصبرين

Latin Literal

155. Ve le nebluvennekum bi şey’in minel havfi vel cûi ve naksın minel emvâli vel enfusi ves semerât(semerâti), ve beşşiris sâbirîn(sâbirîne).

Türkçe Çeviri

*Ve mutlak belalandırırız256 sizleri bir şeyle; korkudan; ve açlıktan; ve noksanlık/eksilme mallardan ve nefislerden201; ve ürünlerden; ve müjdele sabredenleri51.

Ahmed Samira Çevirisi

155 And We will test you (E) with something from the fear/fright and the hunger/starvation and reduction/decrease from the properties owned/wealth , and the selves and the fruits, and announce good news (to) the patient .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velenebluvennekum ve mutlak belalandırırız sizleri وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بلو
2 bişey'in bir şeyle بِشَيْءٍ شيا
3 mine مِنَ -
4 l-havfi korkudan الْخَوْفِ خوف
5 velcui ve açlıktan وَالْجُوعِ جوع
6 ve neksin ve noksanlık/eksilme وَنَقْصٍ نقص
7 mine مِنَ -
8 l-emvali mallardan الْأَمْوَالِ مول
9 vel'enfusi ve nefislerden وَالْأَنْفُسِ نفس
10 vessemerati ve ürünlerinizin وَالثَّمَرَاتِ ثمر
11 vebeşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
12 s-sabirine sabredenleri الصَّابِرِينَ صبر

Notlar

Not 1

*Detaylı inceleme için;Musibetler Allah’ın bilgisi ve izni ile gerçekleşir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

2. Bakara Suresi

Ayet 187

Arapça Metin (Harekeli)

194|2|187|أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ ٱلصِّيَامِ ٱلرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتَانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَٱلْـَٰٔنَ بَٰشِرُوهُنَّ وَٱبْتَغُوا۟ مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَكُمْ وَكُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ ٱلْخَيْطُ ٱلْأَبْيَضُ مِنَ ٱلْخَيْطِ ٱلْأَسْوَدِ مِنَ ٱلْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا۟ ٱلصِّيَامَ إِلَى ٱلَّيْلِ وَلَا تُبَٰشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَٰكِفُونَ فِى ٱلْمَسَٰجِدِ تِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَقْرَبُوهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Latin Literal

187. Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehun(lehunne) alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcid(mesâcidi), tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ kezâlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Helal kılındı sizlere siyam/oruç322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize201; öyle ki tevbe etti33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde*; sonra tamamlayın siyamı/orucu322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf325 içindeler (-ken) mescitlerde16* işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı21 olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

187 (It) became/is permitted/allowed to you (the) night of the fasting the obscenity/ indecency (intercourse), to your women (wives), they are (F) a cover/wives to you and you are a cover/husbands tothem (F), God knew that you were betraying/being unfaithful (to) yourselves, so He forgave on you, and He forgave/pardoned on you, so now touch their (F) outer skin , and desire (seek) what God has written/dictated for you, and eat and drink until the thread the white appears from the thread the black from the dawn , then complete the fasting to the night and do not touch their outer skin (while) you are devoting in the mosques/places of worshipping God. Those are God’s limits/orders , so do not approach/near it, like that God clarifies His verses/evidences to the people, maybe they fear and obey (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 leylete gecesi لَيْلَةَ ليل
4 s-siyami siyam/oruç الصِّيَامِ صوم
5 r-rafesu cinsellik içeren davranışlar الرَّفَثُ رفث
6 ila karşı إِلَىٰ -
7 nisaikum kadınlarınıza نِسَائِكُمْ نسو
8 hunne onlardır هُنَّ -
9 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 ve entum ve sizlersiniz وَأَنْتُمْ -
12 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
13 lehunne onlara لَهُنَّ -
14 alime bildi عَلِمَ علم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
17 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
18 tehtanune kandırır/aldatır/hainlik eder تَخْتَانُونَ خون
19 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
20 fetabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب
21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
22 ve afa ve affetti وَعَفَا عفو
23 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
24 felane öyle ki şimdi فَالْانَ -
25 başiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara بَاشِرُوهُنَّ بشر
26 vebtegu ve arayın/bakının وَابْتَغُوا بغي
27 ma مَا -
28 ketebe yazdığını كَتَبَ كتب
29 llahu Allah'ın اللَّهُ -
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل
32 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب
33 hatta ta ki حَتَّىٰ -
34 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
35 lekumu sizlere لَكُمُ -
36 l-haytu iplik الْخَيْطُ خيط
37 l-ebyedu beyaz الْأَبْيَضُ بيض
38 mine مِنَ -
39 l-hayti iplikten الْخَيْطِ خيط
40 l-esvedi siyah الْأَسْوَدِ سود
41 mine مِنَ -
42 l-fecri fecrin/şafağın الْفَجْرِ فجر
43 summe sonra ثُمَّ -
44 etimmu tamamlayın أَتِمُّوا تمم
45 s-siyame siyamı/orucu الصِّيَامَ صوم
46 ila doğru إِلَى -
47 l-leyli geceye اللَّيْلِ ليل
48 ve la وَلَا -
49 tubaşiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara تُبَاشِرُوهُنَّ بشر
50 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
51 aakifune itikâf içindeler عَاكِفُونَ عكف
52 fi فِي -
53 l-mesacidi mescitlerde الْمَسَاجِدِ سجد
54 tilke işte şu تِلْكَ -
55 hududu hudutlarıdır حُدُودُ حدد
56 llahi Allah'ın اللَّهِ -
57 fela öyle ki فَلَا -
58 tekrabuha yaklaşmayın ona تَقْرَبُوهَا قرب
59 kezalike işte budur كَذَٰلِكَ -
60 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
61 llahu Allah اللَّهُ -
62 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
63 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
64 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
65 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Tan yeri ağarmaya başladığında.**Evin bir bölümünde yoğunlaşmış şekilde Kur'an çalışmak, Kur'an öğrenmek, Yüce Allah'ı çağırmak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

itikâf Kavram 325

325 Odaklanmak ve yoğunlaşmak için bir kenara çekilme.

2. Bakara Suresi

Ayet 207

Arapça Metin (Harekeli)

214|2|207|وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَشْرِى نَفْسَهُ ٱبْتِغَآءَ مَرْضَاتِ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ رَءُوفٌۢ بِٱلْعِبَادِ

Arapça Metin (Harekesiz)

214|2|207|ومن الناس من يشري نفسه ابتغا مرضات الله والله روف بالعباد

Latin Literal

207. Ve minen nâsi men yeşrî nefsehubtigâe mardâtillâh(mardâtillâhi), vallâhu raûfun bil ıbâd(ıbâdi).

Türkçe Çeviri

Ve insanlardan kimi satar kendi nefsini201; Allah'ın rızasını aramaya; ve Allah Raûf’tur15 kullarına.

Ahmed Samira Çevirisi

207 And from the people who buys/volunteers himself, desiring God’s acceptance/satisfaction , and God (is) merciful/compassionate with the worshippers/slaves.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve mine ve وَمِنَ -
2 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
3 men kimi مَنْ -
4 yeşri satar يَشْرِي شري
5 nefsehu kendi nefsini نَفْسَهُ نفس
6 btiga'e aramaya ابْتِغَاءَ بغي
7 merdati rızasını مَرْضَاتِ رضو
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
10 ra'ufun Raûf’tur رَءُوفٌ راف
11 bil-ibadi kullarına بِالْعِبَادِ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 223

Arapça Metin (Harekeli)

230|2|223|نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُوا۟ حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ وَقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّكُم مُّلَٰقُوهُ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

230|2|223|نساوكم حرث لكم فاتوا حرثكم اني شيتم وقدموا لانفسكم واتقوا الله واعلموا انكم ملقوه وبشر المومنين

Latin Literal

223. Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Kadınlarınız bir tarladır* sizlere; öyle ki gelin tarlanıza* istediğiniz uygun süre/zaman (da)**; ve önceden gönderin nefisleriniz201 için; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki sizler kavuşanlarsınız O’na; ve müjdele müminleri.

Ahmed Samira Çevirisi

223 Your women (are) a cultivation/plantation to you, so come (to) your cultivation/plantation when you wanted/willed, and present/advance to yourselves, and fear and obey God and know that you are meeting Him , and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nisa'ukum kadınlarınız نِسَاؤُكُمْ نسو
2 harsun bir tarla حَرْثٌ حرث
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي
5 harsekum tarlanıza حَرْثَكُمْ حرث
6 enna uygun zaman أَنَّىٰ اني
7 şi'tum istediğiniz شِئْتُمْ شيا
8 ve kaddimu ve önceden gönderin وَقَدِّمُوا قدم
9 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس
10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
11 llahe Allah'a اللَّهَ -
12 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
13 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
14 mulakuhu kavuşanlarsınız O’na مُلَاقُوهُ لقي
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Ürün veren verimli, bereketli toprak. Rahim iç zarı humuslu bir toprak gibidir. Katmanlardan oluşur. Toprağın bir tohuma tüm ihtiyaçlarını sağlaması gibi insan tohumu olan embriyoya her türlü ihtiyaçlarını sağlar.**Ennâ kelimesi zaman/süre/periyod demektir. Ayrıca olgunlaşmak, uygun olmak, sabırlı olmak, acele etmemek anlamındadır."Kadınlarınız ürün veren bir toprak sizlere; öyleyse gelin ürün veren toprağınıza arzu ettiğiniz zaman”; muhteşem bilimsel deliller sunan ve kadınları yücelten ayetler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 231

Arapça Metin (Harekeli)

238|2|231|وَإِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لِّتَعْتَدُوا۟ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ وَلَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوًا وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَمَآ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِۦ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

238|2|231|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او سرحوهن بمعروف ولا تمسكوهن ضرارا لتعتدوا ومن يفعل ذلك فقد ظلم نفسه ولا تتخذوا ايت الله هزوا واذكروا نعمت الله عليكم وما انزل عليكم من الكتب والحكمه يعظكم به واتقوا الله واعلموا ان الله بكل شي عليم

Latin Literal

231. Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin ev serrihûhunne bi ma’rûf(ma’rûfin), ve lâ tumsikûhunne dırâran li ta’tedû, ve men yef’al zâlike fe kad zaleme nefseh(nefsehu), ve lâ tettehızû âyâtillâhi huzuvâ(huzuven), vezkurû ni’metallâhi aleykum ve mâ enzele aleykum minel kitâbi vel hikmeti yeızukum bih(bihî), vettekûllâhe va’lemû ennallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve boşadığınız zaman kadınları öyle ki ulaştılar (kadınlar) ecellerine*; öyle ki tutun onları marufla291 ya da salın onları marufla291; ve tutmayın onları bir zarar (vererek) sınırı aşmak için; ve kim yapar bunu muhakkak ki zulmetti nefsine201; ve edinmeyin Allah'ın ayetlerini istihza361; ve zikredin/hatırlayın Allah'ın nimetini sizlere; ve indirdiğini sizlere hikmet303 (içeren) kitaptan**; vaaz653 eder onunla** (kitapla); ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah her bir şeyi bilendir.

Ahmed Samira Çevirisi

231 And if you divorced the women, so they reached their term/time, so hold/grasp them (F) with kindness/generosity or divorce/release them (F) with kindness/generosity , and do not hold/grasp them (F) harming to transgress/violate, and who makes/does that, so he had caused injustice/oppression (to) himself. And do not take God’s verses/evidences mockingly , and mention/remember God’s blessing on you, and what He descended on you from The Book and the wisdom , He advises/warns you with it, and fear and obey God, and know that God (is) with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق
3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
4 fe belegne öyle ki ulaştılar (kadınlar) فَبَلَغْنَ بلغ
5 ecelehunne ecellerine () أَجَلَهُنَّ اجل
6 feemsikuhunne öyle ki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك
7 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
8 ev ya da أَوْ -
9 serrihuhunne salın onları سَرِّحُوهُنَّ سرح
10 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
11 ve la ve وَلَا -
12 tumsikuhunne tutmayın onları تُمْسِكُوهُنَّ مسك
13 diraran bir zarar ضِرَارًا ضرر
14 litea'tedu sınırı aşmak için لِتَعْتَدُوا عدو
15 ve men ve kim وَمَنْ -
16 yef'al yapar يَفْعَلْ فعل
17 zalike bunu ذَٰلِكَ -
18 fekad muhakkak ki فَقَدْ -
19 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم
20 nefsehu nefsine نَفْسَهُ نفس
21 ve la ve وَلَا -
22 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
23 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي
24 llahi Allah'ın اللَّهِ -
25 huzuven istihza هُزُوًا هزا
26 vezkuru ve zikredin/hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر
27 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
28 llahi Allah'ın اللَّهِ -
29 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
30 ve ma ve وَمَا -
31 enzele indirdiğini أَنْزَلَ نزل
32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
33 mine -tan مِنَ -
34 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
35 velhikmeti ve hikmetli وَالْحِكْمَةِ حكم
36 yeizukum vaaz eder يَعِظُكُمْ وعظ
37 bihi onunla (kitapla) بِهِ -
38 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
39 llahe Allah'a اللَّهَ -
40 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
41 enne ki أَنَّ -
42 llahe Allah اللَّهَ -
43 bikulli her بِكُلِّ كلل
44 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
45 alimun bilendir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*İddet süresinin sonu.**Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

İstihza/istihza Kavram 361

361 Tiye almak, alay etmek.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

2. Bakara Suresi

Ayet 233

Arapça Metin (Harekeli)

240|2|233|وَٱلْوَٰلِدَٰتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ ٱلرَّضَاعَةَ وَعَلَى ٱلْمَوْلُودِ لَهُۥ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلَّا وُسْعَهَا لَا تُضَآرَّ وَٰلِدَةٌۢ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَّهُۥ بِوَلَدِهِۦ وَعَلَى ٱلْوَارِثِ مِثْلُ ذَٰلِكَ فَإِنْ أَرَادَا فِصَالًا عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَإِنْ أَرَدتُّمْ أَن تَسْتَرْضِعُوٓا۟ أَوْلَٰدَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُم مَّآ ءَاتَيْتُم بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Latin Literal

233. Vel vâlidâtu yurdı’ne evlâdehunne havleyni kâmileyni li men erâde en yutimmer radâah(radâate), ve alel mevlûdi lehu rızkuhunne ve kisvetuhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), lâ tukellefu nefsun illâ vus’ahâ, lâ tudârra vâlidetun bi veledihâ ve lâ mevlûdun lehu bi veledihî ve alel vârisi mislu zâlik(zâlike), fe in erâdâ fısâlen an terâdın min humâ ve teşâvurin fe lâ cunâha aleyhimâ ve in eradtum en testerdıû evlâdekum fe lâ cunâha aleykum izâ sellemtum mâ âteytum bil ma’rûf(ma’rûfi), vettekullâhe va’lemû ennellâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl*; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla291; külfete sokulmaz bir nefis201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla291; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

233 And the mothers breast feed their children two years complete, to who wanted/intended that (to) complete the lactation/breast feeding period, and on the born to him/father, (is the responsibility of) their provision (F) and their dressing/clothing (F) with the kindness/generosity , (that) no self be burdened/imposed upon except its endurance/capacity , no mother (is) to be harmed with her child, and nor a born to him/father (be harmed) with his child. And on the heir/inharitant similar/equal (to) that, so if they (B) wanted separation (weaning) on acceptance/approval from them (B), and discussion/consultation , so no offense/guilt/sin on them (B), and if you willed/wanted that to seek a wet nurse/breast feeder (for) your children, so no offense/guilt/sin on you if you handed/delivered over what you gave with the kindness/generosity , and fear and obey God, and know that God (is) with what you make/do seeing/knowing/understanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velvelidatu ve anneler وَالْوَالِدَاتُ ولد
2 yurdia'ne emzirirler يُرْضِعْنَ رضع
3 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
4 havleyni iki yıl حَوْلَيْنِ حول
5 kamileyni tam كَامِلَيْنِ كمل
6 limen kimse içindir لِمَنْ -
7 erade istedi أَرَادَ رود
8 en ki أَنْ -
9 yutimme tamamlar يُتِمَّ تمم
10 r-radaate emzirmeyi الرَّضَاعَةَ رضع
11 ve ala ve وَعَلَى -
12 l-mevludi evlat sahibi (olan) الْمَوْلُودِ ولد
13 lehu onadır (babaların) لَهُ -
14 rizkuhunne rızıkları onların (annelerin) رِزْقُهُنَّ رزق
15 ve kisve tuhunne ve giyecekleri onların (annelerin) وَكِسْوَتُهُنَّ كسو
16 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
17 la لَا -
18 tukellefu külfete sokulmaz تُكَلَّفُ كلف
19 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
20 illa dışında إِلَّا -
21 vus'aha kapasitesi وُسْعَهَا وسع
22 la لَا -
23 tudarra zarara sokulmaz تُضَارَّ ضرر
24 velidetun bir anne وَالِدَةٌ ولد
25 bivelediha evladıyla بِوَلَدِهَا ولد
26 ve la ve ne de وَلَا -
27 mevludun evlat sahibi (baba) مَوْلُودٌ ولد
28 lehu olan لَهُ -
29 biveledihi evladıyla بِوَلَدِهِ ولد
30 ve ala ve üzerindedir وَعَلَى -
31 l-varisi varislerin/mirasçıların الْوَارِثِ ورث
32 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
33 zalike bunun ذَٰلِكَ -
34 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
35 erada istedilerse أَرَادَا رود
36 fisalen kesmek/ayırmak فِصَالًا فصل
37 an عَنْ -
38 teradin bir rızadan تَرَاضٍ رضو
39 minhuma o ikisinden (anne-baba) مِنْهُمَا -
40 ve teşavurin ve bir danışma وَتَشَاوُرٍ شور
41 fela öyle ki olmaz فَلَا -
42 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
43 aleyhima o ikisi (anne-baba) üzerine عَلَيْهِمَا -
44 ve in ve eğer وَإِنْ -
45 eradtum isterseniz أَرَدْتُمْ رود
46 en ki أَنْ -
47 testerdiu emzirtmek (süt anneye) تَسْتَرْضِعُوا رضع
48 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد
49 fela öyle ki olmaz فَلَا -
50 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
51 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
52 iza zaman إِذَا -
53 sellemtum selamladınız سَلَّمْتُمْ سلم
54 ma مَا -
55 ateytum verdiğiniz (-le) (karşılığıyla) اتَيْتُمْ اتي
56 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
57 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
60 enne ki أَنَّ -
61 llahe Allah اللَّهَ -
62 bima بِمَا -
63 tea'melune yaptığınızı تَعْمَلُونَ عمل
64 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın 2 yıl emzirmeyi önermesi büyük bir mucizedir. Dünya Sağlık Cemiyeti (WHO) emzirmenin 2 yıl olması gerektiğini bilimsel verilerle önermektedir.İnsan cenininin ruhu ne zaman veriliyor? Kuran 2 yıl emzirme öneriyor.**Kimse edatı kadın ve erkek fark etmeksizin kullanılır. Ayette kadınlar için kullanıldığına güzel bir örnek vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 234

Arapça Metin (Harekeli)

241|2|234|وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَٰجًا يَتَرَبَّصْنَ بِأَنفُسِهِنَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا فَعَلْنَ فِىٓ أَنفُسِهِنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

241|2|234|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا يتربصن بانفسهن اربعه اشهر وعشرا فاذا بلغن اجلهن فلا جناح عليكم فيما فعلن في انفسهن بالمعروف والله بما تعملون خبير

Latin Literal

234. Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcen yeterabbasne bi enfusihinne erbeate eşhurin ve aşrâ(aşran), fe izâ belagne ecelehunne fe lâ cunâhe aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne bil ma’rûf(ma’rûfi), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).

Türkçe Çeviri

Ve sizlerden vefat ettirilen kimseler; ve geride bırakırlar eşlerini; beklerler (o kadınlar) kendi nefisleriyle201 dört ay ve on (gün); öyle ki ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki yoktur bir günah sizlere (erkeklere) (kadınların) kendi nefislerinde201 faal olduklarına, marufla291; ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ahmed Samira Çevirisi

234 And those who are made to die from you, and they leave spouses/wives, they (the wives) wait (F) with themselves four months, and ten (days), so if they (F) reached their time/term , so no offense/guilt/sin on you in what they (F) made/did in (with) themselves with the kindness/generosity , and God (is) with what youmake/do expert/experienced.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yuteveffevne vefat ettirilenlerin يُتَوَفَّوْنَ وفي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 ve yezerune ve geride bırakırlar وَيَذَرُونَ وذر
5 ezvacen eşlerini أَزْوَاجًا زوج
6 yeterabbesne beklerler (kadınlar) يَتَرَبَّصْنَ ربص
7 bienfusihinne kendi nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس
8 erbeate dört أَرْبَعَةَ ربع
9 eşhurin ay أَشْهُرٍ شهر
10 ve aşran ve on (gün) وَعَشْرًا عشر
11 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
12 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ
13 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
14 fela öyle ki yoktur فَلَا -
15 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
16 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
17 fima فِيمَا -
18 fealne faal olduklarında (kadınların) فَعَلْنَ فعل
19 fi فِي -
20 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس
21 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 bima بِمَا -
24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل
25 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر

Notlar

Not 1

*Sürenin sonuna.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 235

Arapça Metin (Harekeli)

242|2|235|وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُم بِهِۦ مِنْ خِطْبَةِ ٱلنِّسَآءِ أَوْ أَكْنَنتُمْ فِىٓ أَنفُسِكُمْ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ سَتَذْكُرُونَهُنَّ وَلَٰكِن لَّا تُوَاعِدُوهُنَّ سِرًّا إِلَّآ أَن تَقُولُوا۟ قَوْلًا مَّعْرُوفًا وَلَا تَعْزِمُوا۟ عُقْدَةَ ٱلنِّكَاحِ حَتَّىٰ يَبْلُغَ ٱلْكِتَٰبُ أَجَلَهُۥ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِىٓ أَنفُسِكُمْ فَٱحْذَرُوهُ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

242|2|235|ولا جناح عليكم فيما عرضتم به من خطبه النسا او اكننتم في انفسكم علم الله انكم ستذكرونهن ولكن لا تواعدوهن سرا الا ان تقولوا قولا معروفا ولا تعزموا عقده النكاح حتي يبلغ الكتب اجله واعلموا ان الله يعلم ما في انفسكم فاحذروه واعلموا ان الله غفور حليم

Latin Literal

235. Ve lâ cunâhe aleykum fîmâ arradtum bihî min hitbetin nisâi ev eknentum fî enfusikum, alimallâhu ennekum se tezkurûnehunne ve lâkin lâ tuvâıdûhunne sirran illâ en tekûlû kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen), ve lâ ta’zimû ukdeten nikâhı hattâ yeblugal kitâbu eceleh(ecelehu), va’lemû ennallâhe ya’lemu mâ fî enfusikum fahzerûh(fahzerûhu), va’lemû ennallâhe gafûrun halîm(halîmun).

Türkçe Çeviri

Ve yoktur bir günah sizlere; açık etmenizde/belirginleştirmenizde kadınlara teklifinizden* (olanı); ya da gizlemenizde nefislerinizdekini201; bildi Allah ki sizler zikredeceksiniz onları (kadınları); ve lakin vaat etmeyin bir sırla/gizlice; dışındadır ki söylersiniz bir söz marufla291; ve azmetmeyin nikah744 akdine; ta ki ulaşır kitap/yazıt eceline*; ve bilin ki Allah bilir nefislerinizdekini201; öyle ki hazır olun O’na (Allah’a); ve bilin ki Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.

Ahmed Samira Çevirisi

235 And no offense/guilt/sin (is) on you, in what you displayed/exhibited with it, from the women (in) request for marriage/engagement or you concealed/hid in yourselves, God knew that you will mention/remember them (F), and but do not make appointments with them (F) secretly, except that to say a good opinion and belief , and do not decide/determine the marriage knot/contract (consummate the marriage) until The Book reaches its known time/term (takes effect), and know that God knows what is in yourselves, so be warned/cautious of Him , and know that God (is) forgiving clement .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve yoktur وَلَا -
2 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
4 fima فِيمَا -
5 arradtum açık etmenizde/belirginleştirmenizde عَرَّضْتُمْ عرض
6 bihi بِهِ -
7 min مِنْ -
8 hitbeti teklifinizden (olanın) خِطْبَةِ خطب
9 n-nisa'i kadınlara النِّسَاءِ نسو
10 ev ya da أَوْ -
11 eknentum gizlemenizden أَكْنَنْتُمْ كنن
12 fi فِي -
13 enfusikum nefislerinizde أَنْفُسِكُمْ نفس
14 alime bildi عَلِمَ علم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
17 setezkurunehunne zikredeceksiniz onları (kadınları) سَتَذْكُرُونَهُنَّ ذكر
18 velakin ve lakin وَلَٰكِنْ -
19 la لَا -
20 tuvaiduhunne vaad etmeyin تُوَاعِدُوهُنَّ وعد
21 sirran bir sırla/gizlice سِرًّا سرر
22 illa dışında إِلَّا -
23 en ki أَنْ -
24 tekulu söylersiniz تَقُولُوا قول
25 kavlen bir söz قَوْلًا قول
26 mea'rufen bir marufla مَعْرُوفًا عرف
27 ve la ve وَلَا -
28 tea'zimu ve azmetmeyin تَعْزِمُوا عزم
29 ukdete akdine عُقْدَةَ عقد
30 n-nikahi nikah النِّكَاحِ نكح
31 hatta ta ki حَتَّىٰ -
32 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ
33 l-kitabu kitap/yazılan الْكِتَابُ كتب
34 ecelehu eceline أَجَلَهُ اجل
35 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
36 enne ki أَنَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
39 ma مَا -
40 fi فِي -
41 enfusikum nesiflerinizdekini أَنْفُسِكُمْ نفس
42 fehzeruhu öyle ki hazır olun O’na (Allah’a) فَاحْذَرُوهُ حذر
43 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
44 enne ki أَنَّ -
45 llahe Allah اللَّهَ -
46 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
47 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم

Notlar

Not 1

*Nikâh teklifi.**Sürenin sonuna.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Halîm Kavram 58

58 Yumuşak huylu.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 240

Arapça Metin (Harekeli)

247|2|240|وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَٰجًا وَصِيَّةً لِّأَزْوَٰجِهِم مَّتَٰعًا إِلَى ٱلْحَوْلِ غَيْرَ إِخْرَاجٍ فَإِنْ خَرَجْنَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِى مَا فَعَلْنَ فِىٓ أَنفُسِهِنَّ مِن مَّعْرُوفٍ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Latin Literal

240. Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcâ(ezvâcen), vasıyyeten li ezvâcihim metâan ilel havli gayre ıhrâc(ıhrâcın), fe in harecne fe lâ cunâha aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne min ma’rûf(ma’rûfin), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta54; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki201 bir maruftan291; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

240 And those who are made to die from you, and they leave spouses/wives , a bequest to their spouses/wives, alimony/enjoyment to the year without/not bringing out/forcing out, so if they (F) got out , so no offense/guilt/sin on you, in what they made/did in themselves (F) from kindness/known/goodness, and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yuteveffevne vefat ettirilirler يُتَوَفَّوْنَ وفي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 ve yezerune ve bırakırlar geride وَيَذَرُونَ وذر
5 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج
6 vesiyyeten bir vasiyettir وَصِيَّةً وصي
7 liezvacihim eşleri için لِأَزْوَاجِهِمْ زوج
8 metaan bir meta مَتَاعًا متع
9 ila kadar إِلَى -
10 l-havli bir yıla الْحَوْلِ حول
11 gayra yoktur غَيْرَ غير
12 ihracin ihraç/çıkarma إِخْرَاجٍ خرج
13 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
14 haracne çıktılar (kadınlar) خَرَجْنَ خرج
15 fela öyle ki yoktur فَلَا -
16 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
18 fi فِي -
19 ma مَا -
20 fealne faal olduklarında فَعَلْنَ فعل
21 fi فِي -
22 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس
23 min مِنْ -
24 mea'rufin bir maruftan مَعْرُوفٍ عرف
25 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
26 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
27 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

2. Bakara Suresi

Ayet 265

Arapça Metin (Harekeli)

272|2|265|وَمَثَلُ ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَٰلَهُمُ ٱبْتِغَآءَ مَرْضَاتِ ٱللَّهِ وَتَثْبِيتًا مِّنْ أَنفُسِهِمْ كَمَثَلِ جَنَّةٍۭ بِرَبْوَةٍ أَصَابَهَا وَابِلٌ فَـَٔاتَتْ أُكُلَهَا ضِعْفَيْنِ فَإِن لَّمْ يُصِبْهَا وَابِلٌ فَطَلٌّ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

272|2|265|ومثل الذين ينفقون امولهم ابتغا مرضات الله وتثبيتا من انفسهم كمثل جنه بربوه اصابها وابل فاتت اكلها ضعفين فان لم يصبها وابل فطل والله بما تعملون بصير

Latin Literal

265. Ve meselullezîne yunfikûne emvâlehumubtigâe mardâtillâhi ve tesbîten min enfusihim ke meseli cennetin bi rabvetin esâbehâ vâbilun fe âtet ukulehâ dı’feyn(dı’feyni), fe in lem yusıbhâ vâbilun fe tall(tallun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerin misali (ki) infak6 ederler mallarını Allah'ın rızasını aramaya; ve (rızayı) nefislerinden201 tespitlemeye/tutturmaya; misali gibidir bir cennet379; yüksekte/gelişmiş; isabet etti ona bir sağanak; öyle ki verdi ürününü iki kat; öyle ki eğer asla isabet etmezse bile ona bir sağanak; öyle ki bir nem/bir çiy (bile yeterlidir); ve Allah yaptıklarınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

265 And (the) example/proverb of those who spend their properties/wealths asking/wishing/ desiring God’s acceptances/satisfactions , and steadfastness/affirmation from themselves, (is) as (an) example/proverb (of) a treed garden with an elevated ground/hill, a heavy rain struck it , so it brought/gave its fruits two doubles, so if no strong rain struck it, so light rain/drizzle , and God (is) with what you make/do seeing/knowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve meselu ve misali وَمَثَلُ مثل
2 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
3 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق
4 emvalehumu mallarını أَمْوَالَهُمُ مول
5 btiga'e aramak ابْتِغَاءَ بغي
6 merdati rızasını مَرْضَاتِ رضو
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 ve tesbiten ve (rızayı) tespitlemeye/sabitlemeye وَتَثْبِيتًا ثبت
9 min مِنْ -
10 enfusihim nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
11 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل
12 cennetin bir cennet جَنَّةٍ جنن
13 birabvetin yüksekte/gelişmiş بِرَبْوَةٍ ربو
14 esabeha isabet etti ona أَصَابَهَا صوب
15 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل
16 fe atet öyle ki verdi فَاتَتْ اتي
17 ukuleha ürününü أُكُلَهَا اكل
18 dia'feyni iki kat ضِعْفَيْنِ ضعف
19 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
20 lem asla لَمْ -
21 yusibha isabet etmezse bile ona يُصِبْهَا صوب
22 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل
23 fetallun öyle ki bir nem/bir çiy فَطَلٌّ طلل
24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
25 bima بِمَا -
26 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
27 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cennet, bahçe. Kavram 379

379 Bitki örtüsünün yoğunluğundan örtülmüş, gizlenmiş bahçe.

2. Bakara Suresi

Ayet 272

Arapça Metin (Harekeli)

279|2|272|لَّيْسَ عَلَيْكَ هُدَىٰهُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَهْدِى مَن يَشَآءُ وَمَا تُنفِقُوا۟ مِنْ خَيْرٍ فَلِأَنفُسِكُمْ وَمَا تُنفِقُونَ إِلَّا ٱبْتِغَآءَ وَجْهِ ٱللَّهِ وَمَا تُنفِقُوا۟ مِنْ خَيْرٍ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

279|2|272|ليس عليك هديهم ولكن الله يهدي من يشا وما تنفقوا من خير فلانفسكم وما تنفقون الا ابتغا وجه الله وما تنفقوا من خير يوف اليكم وانتم لا تظلمون

Latin Literal

272. Leyse aleyke hudâhum ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâu, ve mâ tunfikû min hayrin fe li enfusikum, ve mâ tunfikûne illebtigâe vechillâh(vechillâhi), ve mâ tunfikû min hayrin yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Yoktur (senin) üzerine doğru yola kılavuzlamak onları; velakin/fakat Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; ve infak6 ettiğiniz bir hayırdan; öyle ki nefisleriniz201 içindir; ve infak6 eder değilsiniz Allah'ın yüzünü arama/bakınma dışında; ve bir hayırdan infak6 ettiğiniz, tamamlanır sizlere; ve sizler zulmedilmezsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

272 Their guidance (is) not on you, and but God guides whom he wills/wants, and what you spend from goodness/wealth , so it is for yourselves, and you do not spend, except asking/desiring God’s face/direction , and what you spend from goodness/wealth is fulfilled/completed to you, and you are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse yoktur لَيْسَ ليس
2 aleyke üzerine (senin) عَلَيْكَ -
3 hudahum doğru yola kılavuzlamak onları هُدَاهُمْ هدي
4 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
5 llahe Allah'tır اللَّهَ -
6 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
7 men kimseyi مَنْ -
8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
9 ve ma Ve وَمَا -
10 tunfiku infak ettiğiniz تُنْفِقُوا نفق
11 min مِنْ -
12 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير
13 felienfusikum öyle ki nefisleriniz içindir فَلِأَنْفُسِكُمْ نفس
14 ve ma Ve değildir وَمَا -
15 tunfikune infak edersiniz تُنْفِقُونَ نفق
16 illa dışında إِلَّا -
17 btiga'e arama/bakınma ابْتِغَاءَ بغي
18 vechi yüzünü وَجْهِ وجه
19 llahi Allah'ın اللَّهِ -
20 ve ma ve وَمَا -
21 tunfiku infak ettiğiniz تُنْفِقُوا نفق
22 min مِنْ -
23 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير
24 yuveffe tamamlanır يُوَفَّ وفي
25 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
26 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
27 la لَا -
28 tuzlemune zulmedilmezsiniz تُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 281

Arapça Metin (Harekeli)

288|2|281|وَٱتَّقُوا۟ يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

288|2|281|واتقوا يوما ترجعون فيه الي الله ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Latin Literal

281. Vettekû yevmen turceûne fîhî ilâllâhi summe tuveffâ kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Ve takvalı21 olun bir güne; döndürülürsünüz onda Allah'a; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlara zulmedilmez.

Ahmed Samira Çevirisi

281 And fear a day/time, you are being returned in it to God, then every self is (to be) fulfilled/completed what (it) gathered/earned , and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم
3 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع
4 fihi onda فِيهِ -
5 ila إِلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 summe sonra ثُمَّ -
8 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي
9 kullu her كُلُّ كلل
10 nefsin nefse نَفْسٍ نفس
11 ma مَا -
12 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
13 ve hum ve onlara وَهُمْ -
14 la لَا -
15 yuzlemune zulmedilmez يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 284

Arapça Metin (Harekeli)

291|2|284|لِّلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَإِن تُبْدُوا۟ مَا فِىٓ أَنفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُم بِهِ ٱللَّهُ فَيَغْفِرُ لِمَن يَشَآءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

291|2|284|لله ما في السموت وما في الارض وان تبدوا ما في انفسكم او تخفوه يحاسبكم به الله فيغفر لمن يشا ويعذب من يشا والله علي كل شي قدير

Latin Literal

284. Lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), ve in tubdû mâ fî enfusikum ev tuhfûhu yuhâsibkum bihillâh(bihillâhu), fe yagfiru limen yeşâu ve yuazzibu men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve eğer açık ederseniz nefislerinizdekini201 ya da gizlerseniz onu; hesaba çeker sizleri onunla Allah; öyle ki mağfiret eder dilediği kimseye; ve azapta bırakır dilediği kimseyi; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

284 To God what is in the skies/space and what is in the earth/Planet Earth, and if you show what is in yourselves or you hide it, God counts/calculates (with) you with it, so He forgives to whom He wills/wants and tortures whom He wills/wants, and God (is) on every thing capable/powerful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
2 ma مَا -
3 fi فِي -
4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو
5 ve ma ve وَمَا -
6 fi فِي -
7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
8 ve in ve eğer وَإِنْ -
9 tubdu açık ederseniz تُبْدُوا بدو
10 ma مَا -
11 fi فِي -
12 enfusikum nefislerinizdekini أَنْفُسِكُمْ نفس
13 ev ya da أَوْ -
14 tuhfuhu gizlerseniz onu تُخْفُوهُ خفي
15 yuhasibkum hesaba çeker sizleri يُحَاسِبْكُمْ حسب
16 bihi onunla بِهِ -
17 llahu Allah اللَّهُ -
18 feyegfiru öyle ki mağfiret eder فَيَغْفِرُ غفر
19 limen kimseye لِمَنْ -
20 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
21 ve yuazzibu ve azapta bırakır وَيُعَذِّبُ عذب
22 men kimseyi مَنْ -
23 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
25 ala üzerine عَلَىٰ -
26 kulli her كُلِّ كلل
27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
28 kadirun Kadîr'dir قَدِيرٌ قدر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 286

Arapça Metin (Harekeli)

293|2|286|لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا ٱكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَآ إِن نَّسِينَآ أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَآ إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦ وَٱعْفُ عَنَّا وَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلَىٰنَا فَٱنصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

293|2|286|لا يكلف الله نفسا الا وسعها لها ما كسبت وعليها ما اكتسبت ربنا لا تواخذنا ان نسينا او اخطانا ربنا ولا تحمل علينا اصرا كما حملته علي الذين من قبلنا ربنا ولا تحملنا ما لا طاقه لنا به واعف عنا واغفر لنا وارحمنا انت مولينا فانصرنا علي القوم الكفرين

Latin Literal

286. Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Mükellef kılmaz Allah bir nefse201 kendi kapasitesi dışında; onadır (o nefsedir) kazandığı; ve aleyhinedir (o nefsin) kazandığı; "Rabbimiz! Tutma bizleri (mükellef) eğer unutursak ya da hata edersek; Rabbimiz! Ve yükleme üzerimize bir ağırlık; bizden öncekilerden kimselerin üzerine yüklediğin gibi; Rabbimiz! Ve yükleme bizlere, kendisine takat/dayanma gücü olmayanı bizlere; ve affet bizleri; ve mağfiret et bizlere; ve rahmet et bizlere; sensin Mevlâmız68; öyle ki yardım et bizlere kâfirler kavmine/toplumuna karşı."

Ahmed Samira Çevirisi

286 God does not burden/impose a self except its endurance/capability , for it what it earned/acquired and on it what it earned/acquired . Our Lord do not punish/blame us if we forgot or mistook/wronged . Our Lord and do not burden/load on us a weight/crime , as you burdened/loaded it on those from before us. Our Lord and do not burden/load us what (there is) no power/ability/energy for us with it, and forgive/pardon on us, and forgive for us, and have mercy upon us, you are our guardian , so give us victory on/over the nation, the disbelievers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yukellifu mükellef kılmaz يُكَلِّفُ كلف
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 nefsen bir nefse نَفْسًا نفس
5 illa dışında إِلَّا -
6 vus'aha kendi kapasitesi وُسْعَهَا وسع
7 leha onadır (o nefsedir) لَهَا -
8 ma مَا -
9 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
10 ve aleyha ve aleyhinedir (o nefsin) وَعَلَيْهَا -
11 ma مَا -
12 ktesebet kazandığı اكْتَسَبَتْ كسب
13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
14 la لَا -
15 tu'ahizna tutma bizleri (mükellef) تُؤَاخِذْنَا اخذ
16 in eğer إِنْ -
17 nesina unutursak نَسِينَا نسي
18 ev ya da أَوْ -
19 ehta'na hata edersek أَخْطَأْنَا خطا
20 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
21 ve la ve وَلَا -
22 tehmil yükleme تَحْمِلْ حمل
23 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
24 isran bir ağırlık إِصْرًا اصر
25 kema gibi كَمَا -
26 hameltehu yüklediğin حَمَلْتَهُ حمل
27 ala üzerine عَلَى -
28 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
29 min مِنْ -
30 kablina bizden öncekilerden قَبْلِنَا قبل
31 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
32 vela ve وَلَا -
33 tuhammilna yükleme bizlere تُحَمِّلْنَا حمل
34 ma مَا -
35 la olmayanı لَا -
36 takate takat طَاقَةَ طوق
37 lena bizlere لَنَا -
38 bihi kendisine بِهِ -
39 vea'fu ve affet وَاعْفُ عفو
40 anna bizleri عَنَّا -
41 vegfir ve mağfiret et وَاغْفِرْ غفر
42 lena bizlere لَنَا -
43 verhamna ve rahmet et bizlere وَارْحَمْنَا رحم
44 ente sen أَنْتَ -
45 mevlana mevlamızsın مَوْلَانَا ولي
46 fensurna öyle ki yardım et bizlere فَانْصُرْنَا نصر
47 ala karşı عَلَى -
48 l-kavmi kavmine/toplumuna الْقَوْمِ قوم
49 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mevlâ Kavram 68

68 Sahip

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

318|3|25|فَكَيْفَ إِذَا جَمَعْنَٰهُمْ لِيَوْمٍ لَّا رَيْبَ فِيهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

318|3|25|فكيف اذا جمعنهم ليوم لا ريب فيه ووفيت كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Latin Literal

25. Fe keyfe izâ cema’nâhum li yevmin lâ raybe fîhi ve vuffiyet kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nasıl (olur halleri) bir araya getirdiğimiz zaman onları bir gün için; yoktur şüphe onda; ve tastamam verilir her bir nefsin201 kazandığı; ve zulmedilmez onlara.

Ahmed Samira Çevirisi

25 So how (is it) if We gathered/collected them to a day/time (there is) no doubt/suspicion in it, and every self was fulfilled what it earned/acquired , and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekeyfe öyle ki nasıl (olur halleri) فَكَيْفَ كيف
2 iza إِذَا -
3 cemea'nahum bir araya getirdiğimiz zaman onları جَمَعْنَاهُمْ جمع
4 liyevmin bir gün için لِيَوْمٍ يوم
5 la yoktur لَا -
6 raybe şüphe رَيْبَ ريب
7 fihi onda فِيهِ -
8 ve vuffiyet ve tastamam verilir وَوُفِّيَتْ وفي
9 kullu her bir كُلُّ كلل
10 nefsin nefsin نَفْسٍ نفس
11 ma مَا -
12 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
13 ve hum ve onlara وَهُمْ -
14 la لَا -
15 yuzlemune zulmedilmez يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

323|3|30|يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَّا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُّحْضَرًا وَمَا عَمِلَتْ مِن سُوٓءٍ تَوَدُّ لَوْ أَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُۥٓ أَمَدًۢا بَعِيدًا وَيُحَذِّرُكُمُ ٱللَّهُ نَفْسَهُۥ وَٱللَّهُ رَءُوفٌۢ بِٱلْعِبَادِ

Arapça Metin (Harekesiz)

323|3|30|يوم تجد كل نفس ما عملت من خير محضرا وما عملت من سو تود لو ان بينها وبينه امدا بعيدا ويحذركم الله نفسه والله روف بالعباد

Latin Literal

30. Yevme tecidu kullu nefsin mâ amilet min hayrin muhdâran, ve mâ amilet min sû’(sûin), teveddu lev enne beynehâ ve beynehû emeden baîdâ(baîden), ve yuhazzirukumullâhu nefseh(nefsehu), vallâhu raûfun bil ıbâd(ıbâdi).

Türkçe Çeviri

Gün (ki) bulur her bir nefis201 yaptığını hayırdan; hazırlanmış/sunulmuş (olarak); ve kötülükten yaptığını (da); ister (o nefis) keşke olsa onun (nefsinin) arası ve onun (kötülüğün) arasında uzak bir zaman periyodu/dönemi; ve hazırlar/uyarır sizleri Allah kendi nefsine406 (karşı); ve Allah Raûf’tur15 kullarına.

Ahmed Samira Çevirisi

30 A day/time every self finds what it made/did from good (is) present/brought, and what it made/did from a bad/evil/harm, (it) wishes/loves that if between it (the self), and between it (the bad/evil/harm) a distant/far time/duration and God warns/cautions you (of) Himself and God (is) merciful/compassionate with the worshippers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yevme Gün (ki) يَوْمَ يوم
2 tecidu bulur تَجِدُ وجد
3 kullu her bir كُلُّ كلل
4 nefsin nefis نَفْسٍ نفس
5 ma مَا -
6 amilet yaptığını عَمِلَتْ عمل
7 min مِنْ -
8 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير
9 muhderan hazırlanmış/sunulmuş مُحْضَرًا حضر
10 ve ma ve وَمَا -
11 amilet yaptığı عَمِلَتْ عمل
12 min مِنْ -
13 su'in kötülükten سُوءٍ سوا
14 teveddu ister (o nefis) تَوَدُّ ودد
15 lev keşke olsa لَوْ -
16 enne أَنَّ -
17 beyneha arası onunla (nefesiyle) بَيْنَهَا بين
18 ve beynehu ve arası onun (kötülüğün) وَبَيْنَهُ بين
19 emeden bir zaman periyodu/dönemi أَمَدًا امد
20 beiyden bir uzak بَعِيدًا بعد
21 ve yuhazzirukumu ve hazırlar/uyarır sizleri وَيُحَذِّرُكُمُ حذر
22 llahu Allah اللَّهُ -
23 nefsehu kendi nefsine (karşı) نَفْسَهُ نفس
24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
25 ra'ufun Raûf’tur رَءُوفٌ راف
26 bil-ibadi kullarına بِالْعِبَادِ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

354|3|61|فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَكَ مِنَ ٱلْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا۟ نَدْعُ أَبْنَآءَنَا وَأَبْنَآءَكُمْ وَنِسَآءَنَا وَنِسَآءَكُمْ وَأَنفُسَنَا وَأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَتَ ٱللَّهِ عَلَى ٱلْكَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

354|3|61|فمن حاجك فيه من بعد ما جاك من العلم فقل تعالوا ندع ابنانا وابناكم ونسانا ونساكم وانفسنا وانفسكم ثم نبتهل فنجعل لعنت الله علي الكذبين

Latin Literal

61. Fe men hâcceke fîhi min ba’di mâ câeke minel ilmi fe kul teâlev ned’u ebnâenâ ve ebnâekum ve nisâenâ ve nisâekum ve enfusenâ ve enfusekum summe nebtehil fe nec’al la’netallâhi alel kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim hac376 etti sana onda* ilimden sana gelenden sonrasında; öyleyse de ki: "Gelin davet edelim oğullarımızı ve oğullarınızı; ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı; ve nefislerimizi201 ve nefislerinizi201; sonra beddua edelim; öyle ki yapalım Allah'ın lanetini yalancıların üstüne."

Ahmed Samira Çevirisi

61 So who argued/quarreled with you in it from after what came to you from the knowledge, so say: "Come, we (will) call our sons, and your sons, and our women, and your women, and ourselves and yourselves, then we curse each other/pray humbly , so we make God’s curse/torture on the liars ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 hacceke hacc etti sana حَاجَّكَ حجج
3 fihi onda (Kur’an’da) فِيهِ -
4 min مِنْ -
5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
6 ma مَا -
7 ca'eke sana gelenden جَاءَكَ جيا
8 mine مِنَ -
9 l-ilmi ilimden الْعِلْمِ علم
10 fekul öyleyse de ki فَقُلْ قول
11 teaalev gelin تَعَالَوْا علو
12 ned'u davet edelim نَدْعُ دعو
13 ebna'ena oğullarımızı أَبْنَاءَنَا بني
14 ve ebna'ekum ve oğullarınızı وَأَبْنَاءَكُمْ بني
15 ve nisa'ena ve kadınlarımızı وَنِسَاءَنَا نسو
16 ve nisa'ekum ve kadınlarınızı وَنِسَاءَكُمْ نسو
17 ve enfusena ve nefislerimizi/kendimizi وَأَنْفُسَنَا نفس
18 ve enfusekum ve nefislerinizi/kendinizi وَأَنْفُسَكُمْ نفس
19 summe sonra ثُمَّ -
20 nebtehil beddua edelim نَبْتَهِلْ بهل
21 fe nec'al öyle ki yapalım فَنَجْعَلْ جعل
22 lea'nete l'netini لَعْنَتَ لعن
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ala üstüne عَلَى -
25 l-kazibine yalancıların الْكَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Kur’ân'da.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Hac Kavram 376

376 Delillerle tartışma.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

362|3|69|وَدَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يُضِلُّونَكُمْ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

362|3|69|ودت طايفه من اهل الكتب لو يضلونكم وما يضلون الا انفسهم وما يشعرون

Latin Literal

69. Veddet tâifetun min ehlil kitâbi lev yudillûnekum ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

İstedi kitap ehlinden135 bir tayfa; keşke dalalete128 sürüklesinler* sizleri; ve dalalete128 sürükler değillerdir kendi nefisleri201** dışında; ve değillerdir farkına varırlar/anlarlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

69 A group from The Book’s people, wished/loved if they misguide you, and they do not misguide except themselves and they do not feel/know/sense.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veddet istedi وَدَّتْ ودد
2 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
3 min مِنْ -
4 ehli ehli أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
6 lev eğer/keşke لَوْ -
7 yudillunekum dalalete sürüklesinler sizleri يُضِلُّونَكُمْ ضلل
8 ve ma ve değildir وَمَا -
9 yudillune dalalete sürüklerler يُضِلُّونَ ضلل
10 illa ancak إِلَّا -
11 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
12 ve ma ve değildir وَمَا -
13 yeş'urune farkına varırlar/anlarlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*Sadece Kur'an demekten uzaklaştırıp kendi Talmud benzeri kitaplara tabi etmek. Kendi sapkın yolları olan müşrikliğe sürüklemek. **Kendi nefislerini saptırırlar. Bu sapkınlıklarının da farkında değillerdir. Talmud kitaplarına gönülden iman ederler. Sapkınlıklarında samimidirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

386|3|93|كُلُّ ٱلطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِّبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسْرَٰٓءِيلُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ مِن قَبْلِ أَن تُنَزَّلَ ٱلتَّوْرَىٰةُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِٱلتَّوْرَىٰةِ فَٱتْلُوهَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

386|3|93|كل الطعام كان حلا لبني اسريل الا ما حرم اسريل علي نفسه من قبل ان تنزل التوريه قل فاتوا بالتوريه فاتلوها ان كنتم صدقين

Latin Literal

93. Kullut taâmi kâne hillen li benî isrâile illâ mâ harrame isrâîlu alâ nefsihî min kabli en tunezzelet tevrât(tevrâtu), kul fe’tû bit tevrâti fetlûhâ in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Yiyeceklerin hepsi helal olmuştu İsrâîloğullarına197 -dışındadır haram kılmış olduğu İsrâîl'in445 kendi nefsine201- önceden ki indirildi Tevrât*; de ki: "Öyle ki gelin Tevrât’la; öyle ki okuyun onu**; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

93 All the food was/is/became permitted/allowed to Israel’s sons and daughters, except what Israel forbade on himself from before that the Torah (was) made to descend. Say: "So come/bring with the Torah, so read/recite it if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kullu hepsi كُلُّ كلل
2 t-taaami yiyeceklerinn الطَّعَامِ طعم
3 kane oldu كَانَ كون
4 hillen helal حِلًّا حلل
5 libeni oğullarına لِبَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 illa dışında إِلَّا -
8 ma مَا -
9 harrame haram kıldığı حَرَّمَ حرم
10 israilu İsrail'in إِسْرَائِيلُ -
11 ala عَلَىٰ -
12 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس
13 min مِنْ -
14 kabli önceden قَبْلِ قبل
15 en ki أَنْ -
16 tunezzele indirildi تُنَزَّلَ نزل
17 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ -
18 kul de ki قُلْ قول
19 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي
20 bit-tevrati Tevrât’la بِالتَّوْرَاةِ -
21 fetluha öyle ki okuyun onu فَاتْلُوهَا تلو
22 in eğer إِنْ -
23 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
24 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Tevrât yiyeceklerin tümünün helal olması hükmünü değiştirmiştir. Tevrât'la birlikte yiyeceklerde Yüce Allah tarafından haram kılınanlar olmuştur. Hayvanların iç yağlarının haram edilmesi gibi. Haram-helal kılma yetkisi sadece kutsal kitaplardadır. **Tevrât'ta İsrâîloğullarına önceden tüm yiyeceklerin helal kılınmış olduğu yazmaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tevrât öncesi İsrâîloğullarına tüm yiyeceklerin helal olması. İsrâîl'in sadece kendi nefsine bir yiyeceği haram kılması. Kavram 445

445 Resûl de olsa bir kimsenin Yüce Allah adına haram ve/veya helal koyma yetkisi asla yoktur. 3:93 ayeti bir delildir. Yüce Allah'ın Tevrât öncesi İsrâîloğullarına tüm yiyecekleri helal kıldığını anlıyoruz. İsrâîl'in (Yakûb'un) kendi nefsi (sadece kendisi) adına bir şeyi yemediğini, bir şeyi haram kıldığını anlıyoruz. İsrâîl'in (Yakûb'un) kendisine neyi haram ettiğini ve neden haram ettiğini bilmemiz tam olarak mümkün değildir. Ancak bilmemiz gereken şey vahye muhatap olan insanların İsrâîl'in (Yakûb'un) uygulamasına tabi olmak zorunda olmamalarıdır. İnsanlar sadece vahye muhataptır. Vahy ne emrettiyse ona uyarlar. Tevrât öncesi İsrâîloğulları tüm yiyecekleri helal olarak yemiştir. İsrâîl'in (Yakûb'un) yaşlı ve hastalıklı olduğunu Kur'an'dan anlıyoruz. Belki de sağlığına kötü geldiği düşündüğü bir şeyi kendisine haram kılmıştır. Bizi ilgilendiren bir şey değildir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 145

Arapça Metin (Harekeli)

438|3|145|وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَن تَمُوتَ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ كِتَٰبًا مُّؤَجَّلًا وَمَن يُرِدْ ثَوَابَ ٱلدُّنْيَا نُؤْتِهِۦ مِنْهَا وَمَن يُرِدْ ثَوَابَ ٱلْءَاخِرَةِ نُؤْتِهِۦ مِنْهَا وَسَنَجْزِى ٱلشَّٰكِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

438|3|145|وما كان لنفس ان تموت الا باذن الله كتبا موجلا ومن يرد ثواب الدنيا نوته منها ومن يرد ثواب الاخره نوته منها وسنجزي الشكرين

Latin Literal

145. Ve mâ kâne li nefsin en temûte illâ bi iznillâhi kitâben mueccelâ(mueccelen), ve men yurid sevâbed dunyâ nu’tihî minhâ, ve men yurid sevâbel âhirati nu’tihî minhâ, ve se neczîş şâkirîn(şâkirîne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nefse201 ki ölür (o nefis) Allah'ın izni dışında; ecellenmiş* bir kitaptır/yazıttır; ve kim ister dünya sevabını464 veririz ona ondan; ve kim ister ahiret sevabını464 veririz ona ondan; ve karşılığını veririz şükredenlerin43.

Ahmed Samira Çevirisi

145 And it was not to a self that to die except with God’s permission, a decree/destiny/fate delayed , and who wants/wills the present world’s reward, We give him from it, and who wants/wills the end’s (other life’s) reward, We give him from it, and We will reward the thankful/grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linefsin bir nefse لِنَفْسٍ نفس
4 en ki أَنْ -
5 temute ölür (o nefis) تَمُوتَ موت
6 illa dışında إِلَّا -
7 biizni izni بِإِذْنِ اذن
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 kitaben bir kitaptır كِتَابًا كتب
10 mu'eccelen ecellenmiş مُؤَجَّلًا اجل
11 ve men ve kim وَمَنْ -
12 yurid ister يُرِدْ رود
13 sevabe sevabını (menfaatini) ثَوَابَ ثوب
14 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
15 nu'tihi veririz ona نُؤْتِهِ اتي
16 minha ondan مِنْهَا -
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yurid ister يُرِدْ رود
19 sevabe sevabını ثَوَابَ ثوب
20 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر
21 nu'tihi veririz ona نُؤْتِهِ اتي
22 minha ondan مِنْهَا -
23 ve seneczi ve cezalandırırız وَسَنَجْزِي جزي
24 ş-şakirine şükredenleri الشَّاكِرِينَ شكر

Notlar

Not 1

*Belirlenmiş bir süre.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Sevap Kavram 464

464 Ödül, mükâfat, karşılık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 154

Arapça Metin (Harekeli)

447|3|154|ثُمَّ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنۢ بَعْدِ ٱلْغَمِّ أَمَنَةً نُّعَاسًا يَغْشَىٰ طَآئِفَةً مِّنكُمْ وَطَآئِفَةٌ قَدْ أَهَمَّتْهُمْ أَنفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ ظَنَّ ٱلْجَٰهِلِيَّةِ يَقُولُونَ هَل لَّنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ مِن شَىْءٍ قُلْ إِنَّ ٱلْأَمْرَ كُلَّهُۥ لِلَّهِ يُخْفُونَ فِىٓ أَنفُسِهِم مَّا لَا يُبْدُونَ لَكَ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ شَىْءٌ مَّا قُتِلْنَا هَٰهُنَا قُل لَّوْ كُنتُمْ فِى بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ ٱلَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقَتْلُ إِلَىٰ مَضَاجِعِهِمْ وَلِيَبْتَلِىَ ٱللَّهُ مَا فِى صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِى قُلُوبِكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

447|3|154|ثم انزل عليكم من بعد الغم امنه نعاسا يغشي طايفه منكم وطايفه قد اهمتهم انفسهم يظنون بالله غير الحق ظن الجهليه يقولون هل لنا من الامر من شي قل ان الامر كله لله يخفون في انفسهم ما لا يبدون لك يقولون لو كان لنا من الامر شي ما قتلنا ههنا قل لو كنتم في بيوتكم لبرز الذين كتب عليهم القتل الي مضاجعهم وليبتلي الله ما في صدوركم وليمحص ما في قلوبكم والله عليم بذات الصدور

Latin Literal

154. Summe enzele aleykum min ba’dil gammi emeneten nuâsen yagşâ tâifeten minkum, ve tâifetun kad ehemmethum enfusuhum yezunnûne billâhi gayrel hakkı zannel câhiliyyeh(câhiliyyeti), yekûlûne hel lenâ minel emri min şey’(şey’in), kul innel emre kullehu lillâh(lillâhi), yuhfûne fî enfusihim mâ lâ yubdûne lek(leke), yekûlûne lev kâne lenâ minel emri şey’un mâ kutilnâ hâhunâ, kul lev kuntum fî buyûtikum le berezellezîne kutibe aleyhimul katlu ilâ medâciihim, ve li yebteliyallâhu mâ fî sudûrikum ve li yumahhısa mâ fî kulûbikum, vallâhu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Türkçe Çeviri

Sonra indirdi sizlere o gamın/o kederin ardından bir güven, bir uyuklama; örttü/sardı bir tayfayı/bir grubu sizden; ve bir tayfa/bir grup, muhakkak ki kaygıyla/endişeyle doldu onların nefisleri201; zanda/varsayımda bulunurlar Allah'a hak/gerçek haricinde; cahiliye zannı; derler: “Var mı bize işimizden bir şey? De ki: “Doğrusu emrin/işin tamamı Allah'adır”; gizlerler sana açık etmediklerini nefislerinde; derler: “Şayet olsaydı bize o işten/emirden bir şey, katledilmiş35 olmazdık burada”; de ki: “Şayet olsaydınız evlerinizde; mutlak ortaya çıkardı onlar üzerine yazılmış olan katledilme35 onların yatma yerlerine doğru”; ve test etmesi içindir Allah'ın göğüslerinizdekini; ve berraklaştırıp açığa kavuşturur kalplerinizdekini; ve Allah bilendir göğüslerin zatîni/özünü.

Ahmed Samira Çevirisi

154 Then (He) descended on you from after the grief/depression safety/security, slumbering/dozing (to) cover/make unconscious a group from you, and a group, their selves had interested/concerned them, they suspect with God other than the truth , the pre-Islamic Paganism’s/ignorance’s suspicion . They say: "Is there for us from a thing from the matter/affair?" Say: "That the matter/affair, all of it (is) to God." They hide in themselves what they do not show to you. They say: "If (there) was for us from the matter/affair a thing, we would not (have) killed/fought here here." Say: "If you were in your houses/homes, those who (it) was written/decreed on them the fighting would have emerged/appeared to their places of lying down (beds), and (for) God to test what is in their hearts (innermosts), and to purify/clarify/cleanse what is in your hearts/minds and God (is) knowledgeable with of the chests (innermosts).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
4 min مِنْ -
5 bea'di ardından بَعْدِ بعد
6 l-gammi o gamın/o kederin الْغَمِّ غمم
7 emeneten bir güven أَمَنَةً امن
8 nuaasen bir uyuklama نُعَاسًا نعس
9 yegşa örttü/sardı يَغْشَىٰ غشو
10 taifeten bir tayfayı/bir grubu طَائِفَةً طوف
11 minkum sizden مِنْكُمْ -
12 vetaifetun ve bir tayfa/bir grup وَطَائِفَةٌ طوف
13 kad muhakkak ki قَدْ -
14 ehemmethum kaygıyla/endişeyle doldu onların أَهَمَّتْهُمْ همم
15 enfusuhum nefisleri أَنْفُسُهُمْ نفس
16 yezunnune zanda/varsayımda bulunurlar يَظُنُّونَ ظنن
17 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
18 gayra haricinde غَيْرَ غير
19 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
20 zenne zannı ظَنَّ ظنن
21 l-cahiliyyeti cahiliye الْجَاهِلِيَّةِ جهل
22 yekulune derler يَقُولُونَ قول
23 hel var mı هَلْ -
24 lena bize لَنَا -
25 mine مِنَ -
26 l-emri işimizden الْأَمْرِ امر
27 min مِنْ -
28 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا
29 kul de ki قُلْ قول
30 inne doğrusu إِنَّ -
31 l-emra emrin/işin الْأَمْرَ امر
32 kullehu tamamı onun كُلَّهُ كلل
33 lillahi Allah'adır لِلَّهِ -
34 yuhfune gizlerler يُخْفُونَ خفي
35 fi فِي -
36 enfusihim nefislerindekini أَنْفُسِهِمْ نفس
37 ma مَا -
38 la لَا -
39 yubdune açık etmediklerini يُبْدُونَ بدو
40 leke sana لَكَ -
41 yekulune derler يَقُولُونَ قول
42 lev şayet لَوْ -
43 kane olsaydı كَانَ كون
44 lena bize لَنَا -
45 mine مِنَ -
46 l-emri o işten/emirden الْأَمْرِ امر
47 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
48 ma مَا -
49 kutilna katledilmiş/öldürülmüş olmazdık قُتِلْنَا قتل
50 hahuna burada هَاهُنَا -
51 kul de ki قُلْ قول
52 lev şayet لَوْ -
53 kuntum olsaydınız كُنْتُمْ كون
54 fi فِي -
55 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت
56 leberaze mutlak ortaya çıkardı لَبَرَزَ برز
57 ellezine olan الَّذِينَ -
58 kutibe yazılmış كُتِبَ كتب
59 aleyhimu onlar üzerine عَلَيْهِمُ -
60 l-katlu ölüm/katledilme الْقَتْلُ قتل
61 ila doğru إِلَىٰ -
62 medaciihim yatma yerlerine onların مَضَاجِعِهِمْ ضجع
63 veliyebteliye ve test etmesi için وَلِيَبْتَلِيَ بلو
64 llahu Allah'ın اللَّهُ -
65 ma مَا -
66 fi فِي -
67 sudurikum göğüslerinizdekini صُدُورِكُمْ صدر
68 veliyumehhisa ve berraklaştırıp açığa kavuşturur وَلِيُمَحِّصَ محص
69 ma مَا -
70 fi فِي -
71 kulubikum kalplerinizdekini قُلُوبِكُمْ قلب
72 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
73 alimun bilendir عَلِيمٌ علم
74 bizati özüyle بِذَاتِ -
75 s-suduri göğüsleri الصُّدُورِ صدر

Notlar

Not

İnsana Yüce Allah’ın yazdığından başkası gelip çatmaz. Yüce Allah’ın dini için savaştan kaçmak isteyenlere Yüce Allah bu ayetle muhteşem bir ders vermektedir. Nerede olursa olsun bir nefse ölüm yazılmışsa o ölüm mutlaka gerçekleşir. Ölüm zamanı ve ölüm yeri Planck zamanı (5.39×10−44 saniye) hassasiyetiyle Levh-i Mahfuz’da (holografik evren prensibi çerçevesinde evrenimizi bir üst boyuttan saran, iki boyutlu, bilgi içeren zar/membran) kayıtlıdır. Asla değişmez, değiştirilemez. Haklı bir sebebe dayanan savaştan ölüm korkusuyla kaçınmak asla doğru değildir. Ölüm yazılmışsa evde yatağında yatan bir kimse veya kaleler içerisinde saklanan bir kimse de olsa ölüm mutlaka ona ulaşır. Bu nedenle; hak yolda yürümekten, öldürülmekten korkmaya; bu nedenle endişelenmeye, kaygı yaşamaya asla gerek yoktur. Gerekli önlemler alındıktan sonra mücadeleye devam edilmelidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 161

Arapça Metin (Harekeli)

454|3|161|وَمَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَغُلَّ وَمَن يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Latin Literal

161. Ve mâ kâne li nebiyyin en yagull(yagulle), ve men yaglul ye’ti bimâ galle yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), summe tuveffâ kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nebiye132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü148; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlar zulme257 uğratılmazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

161 And (it) was not to a prophet to cheat/defraud , and who cheats/defrauds comes with what he cheated/defrauded (in) the Resurrection Day, then each self is fulfilled what it gathered/acquired ,and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linebiyyin bir nebiye لِنَبِيٍّ نبا
4 en ki أَنْ -
5 yegulle aldatır يَغُلَّ غلل
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 yeglul aldatırsa يَغْلُلْ غلل
8 ye'ti gelir يَأْتِ اتي
9 bima بِمَا -
10 galle aldattığıyla غَلَّ غلل
11 yevme günü يَوْمَ يوم
12 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
13 summe sonra ثُمَّ -
14 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي
15 kullu her كُلُّ كلل
16 nefsin nefse نَفْسٍ نفس
17 ma مَا -
18 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 la لَا -
21 yuzlemune zulme uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

457|3|164|لَقَدْ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ إِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولًا مِّنْ أَنفُسِهِمْ يَتْلُوا۟ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَإِن كَانُوا۟ مِن قَبْلُ لَفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Latin Literal

164. Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ant olsun minnet* etti Allah müminlere27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden201; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik471 yapar onlara kitabı** ve hikmeti303; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet128 içinde.

Ahmed Samira Çevirisi

164 God had blessed on the believers, when He sent in them a messenger from themselves, he reads/recites on them His verses/evidences and he purifies/corrects them, and he teaches/instructs them The Book ,and the wisdom , and if they were from before in (E) a clear/evident misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 menne minnet etti مَنَّ منن
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ala karşı عَلَى -
5 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
6 iz zaman إِذْ -
7 bease gönderdiği بَعَثَ بعث
8 fihim içlerine فِيهِمْ -
9 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
10 min مِنْ -
11 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
12 yetlu okur يَتْلُو تلو
13 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
14 ayatihi ayetlerini O’nun ايَاتِهِ ايي
15 ve yuzekkihim ve arındırır/saflaştırır onları وَيُزَكِّيهِمْ زكو
16 ve yuallimuhumu ve bilindik yapar onlara وَيُعَلِّمُهُمُ علم
17 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
18 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
19 vein ve eğer وَإِنْ -
20 kanu olmuş olsalar (da) كَانُوا كون
21 min مِنْ -
22 kablu önceden قَبْلُ قبل
23 lefi mutlak içinde لَفِي -
24 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل
25 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Yapılana karşı kendini borçlu sayma. Bu borca karşılık gereğini yapma. **Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûllerin kitabı okuması ve bilindik yapması. Kavram 471

471 Resûller kutsal kitapları bilir yapar; okuyup deklere ederek ayetleri bildirir, ortaya koyar. Bu geçişleri 'öğretir' olarak Türkçeye çevirmek yanlış anlaşılmaya neden olur. Sanki Kur'an ayetleri bilinemez, öğrenilemez, anlaşılamaz olup da ancak resûller onu açıklar gibi bir yanlış anlam ortaya çıkabilir. Bu nedenle kelimenin gerçek anlamı olan 'bilindik yapar' olarak çevrilmesi daha isabetlidir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 165

Arapça Metin (Harekeli)

458|3|165|أَوَلَمَّآ أَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةٌ قَدْ أَصَبْتُم مِّثْلَيْهَا قُلْتُمْ أَنَّىٰ هَٰذَا قُلْ هُوَ مِنْ عِندِ أَنفُسِكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

165. E ve lemmâ asâbetkum musîbetun kad asabtum misleyhâ, kultum ennâ hâzâ, kul huve min indi enfusikum innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini870 onun*; dediniz: "Neredendir bu**?"; de ki o** nefisleriniz201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

165 Or when a disaster struck/hit you , you had struck/hit equal to it twice , you said: "From where (is) that (the disaster)?" Say: "It is from at yourselves, that God (is) on every thing capable/able ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelemma ya da ne zaman أَوَلَمَّا -
2 esabetkum isabet etti sizlere أَصَابَتْكُمْ صوب
3 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
4 kad muhakkak قَدْ -
5 esabtum isabet ettirdiniz onlara أَصَبْتُمْ صوب
6 misleyha iki mislini onun مِثْلَيْهَا مثل
7 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
8 enna neredendir أَنَّىٰ اني
9 haza bu هَٰذَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 huve o هُوَ -
12 min مِنْ -
13 indi indinden/yanındandır عِنْدِ عند
14 enfusikum nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 ala üzerine عَلَىٰ -
18 kulli her كُلِّ كلل
19 şey'in şey شَيْءٍ شيا
20 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Musibetin.**Musibet.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 168

Arapça Metin (Harekeli)

461|3|168|ٱلَّذِينَ قَالُوا۟ لِإِخْوَٰنِهِمْ وَقَعَدُوا۟ لَوْ أَطَاعُونَا مَا قُتِلُوا۟ قُلْ فَٱدْرَءُوا۟ عَنْ أَنفُسِكُمُ ٱلْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

461|3|168|الذين قالوا لاخونهم وقعدوا لو اطاعونا ما قتلوا قل فادروا عن انفسكم الموت ان كنتم صدقين

Latin Literal

168. Ellezîne kâlû li ihvânihim ve kaadû lev atâûnâ mâ kutil(kutilû), kul fedreû an enfusikumul mevte in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) dediler kardeşleri için ve oturmuşlar (-ken) onlar: "Eğer itaat etselerdi bizlere katledilmiş35 olmazlardı"; de ki: "Öyleyse defedin/savın kendi nefsinizden201 ölümü; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

168 Those who said to their brothers and they sat/remained behind : "If they obeyed us, they would not (have) been killed." Say: "So push/drive away (prevent) from yourselves the death if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 kalu dediler قَالُوا قول
3 liihvanihim kardeşleri için لِإِخْوَانِهِمْ اخو
4 vekaadu ve oturdular وَقَعَدُوا قعد
5 lev eğer لَوْ -
6 etauna itaat etselerdi bizlere أَطَاعُونَا طوع
7 ma değillerdi مَا -
8 kutilu katledildiler قُتِلُوا قتل
9 kul de ki قُلْ قول
10 fedra'u öyleyse defedin/savın فَادْرَءُوا درا
11 an عَنْ -
12 enfusikumu kendi nefsinizden أَنْفُسِكُمُ نفس
13 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت
14 in eğer إِنْ -
15 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
16 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 178

Arapça Metin (Harekeli)

471|3|178|وَلَا يَحْسَبَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ أَنَّمَا نُمْلِى لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ إِنَّمَا نُمْلِى لَهُمْ لِيَزْدَادُوٓا۟ إِثْمًا وَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

471|3|178|ولا يحسبن الذين كفروا انما نملي لهم خير لانفسهم انما نملي لهم ليزدادوا اثما ولهم عذاب مهين

Latin Literal

178. Ve lâ yahsebennellezîne keferû ennemâ numlî lehum hayrun li enfusihim, innemâ numlî lehum li yezdâdû ismâ(ismen), ve lehum azâbun muhîn(muhînun).

Türkçe Çeviri

Sanmasın kâfirlik25 etmiş kimseler ki verdiğimiz uzunca bir süre onlara bir hayırdır nefisleri201 için; doğrusu verdiğimiz uzunca bir süre onlara ziyade etmesi/artırması içindir günahı; ve onlaradır alçaltıcı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

178 And (let not) those who disbelieved think/suppose (E) that We extend in time/life/enjoyment/delay goodness for themselves, but We extend in time/life/enjoyment/delay for them to increase (them in) sin/crime, and for them (is) a despised torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 yehsebenne sanmasın يَحْسَبَنَّ حسب
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
5 ennema ki أَنَّمَا -
6 numli verdiğimiz uzunca bir süre نُمْلِي ملو
7 lehum onlara لَهُمْ -
8 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
9 lienfusihim nefisleri için لِأَنْفُسِهِمْ نفس
10 innema doğrusu إِنَّمَا -
11 numli uzunca bir süre verdiğimiz نُمْلِي ملو
12 lehum onlara لَهُمْ -
13 liyezdadu ziyade etmesi içindir لِيَزْدَادُوا زيد
14 ismen günahı إِثْمًا اثم
15 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
16 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
17 muhinun alçaltıcı مُهِينٌ هون

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 185

Arapça Metin (Harekeli)

478|3|185|كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ ٱلْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فَمَن زُحْزِحَ عَنِ ٱلنَّارِ وَأُدْخِلَ ٱلْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَآ إِلَّا مَتَٰعُ ٱلْغُرُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

478|3|185|كل نفس ذايقه الموت وانما توفون اجوركم يوم القيمه فمن زحزح عن النار وادخل الجنه فقد فاز وما الحيوه الدنيا الا متع الغرور

Latin Literal

185. Kullu nefsin zâikatul mevt(mevti), ve innemâ tuveffevne ucûrekum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), fe men zuhziha anin nâri ve udhılel cennete fe kad fâz(fâze), ve mâl hâyâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri).

Türkçe Çeviri

Her bir nefis201 tadıcıdır ölümü; ve ancak ki tamamlanır ecirleriniz820 kıyamet günü148; öyle ki kim itilip uzaklaştırıldı ateşten; ve sokuldu cennete; öyle ki muhakkak başardı (o); ve değildir dünya hayatı aldatan/illüzyon* (bir) meta54 dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

185 Every self (is) tasting/experiencing the death, and but you are being fulfilled/completed your rewards (on) the Resurrection Day, so who was removed from the fire, and made to enter the Paradise, so he had won/succeeded/triumphed, and the present world/worldly life is not except the deceit’s/temptation’s enjoyment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kullu her كُلُّ كلل
2 nefsin bir nefis نَفْسٍ نفس
3 zaikatu tadıcıdır ذَائِقَةُ ذوق
4 l-mevti ölümü الْمَوْتِ موت
5 ve innema ve ancak وَإِنَّمَا -
6 tuveffevne tamamlanır تُوَفَّوْنَ وفي
7 ucurakum ecirleriniz أُجُورَكُمْ اجر
8 yevme günü يَوْمَ يوم
9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
10 femen öyle ki kim فَمَنْ -
11 zuhziha itilip uzaklaştırıldı زُحْزِحَ زحزح
12 ani عَنِ -
13 n-nari ateşten النَّارِ نور
14 ve udhile ve sokuldu وَأُدْخِلَ دخل
15 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن
16 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
17 faze başardı فَازَ فوز
18 ve ma ve değildir وَمَا -
19 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي
20 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
21 illa dışında إِلَّا -
22 metau meta مَتَاعُ متع
23 l-gururi aldatan/ilüzyon الْغُرُورِ غرر

Notlar

Not 1

*Holografik evren prensibi kapsamında evrenimiz Levh-i Mahfuz'dan yani evrenimizi bir üst boyuttan saran 2D zardan/membrandan gelen bilginin ışık hızında çalışan bir 3D yazıcı gibi canlanmasıyla gerçek hale gelir. Anlarız ki dünya hayatı, içinde yaşadığımız evren bir illüzyondur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 186

Arapça Metin (Harekeli)

479|3|186|لَتُبْلَوُنَّ فِىٓ أَمْوَٰلِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ وَلَتَسْمَعُنَّ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ مِن قَبْلِكُمْ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوٓا۟ أَذًى كَثِيرًا وَإِن تَصْبِرُوا۟ وَتَتَّقُوا۟ فَإِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ ٱلْأُمُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

479|3|186|لتبلون في امولكم وانفسكم ولتسمعن من الذين اوتوا الكتب من قبلكم ومن الذين اشركوا اذي كثيرا وان تصبروا وتتقوا فان ذلك من عزم الامور

Latin Literal

186. Le tublevunne fî emvâlikum ve enfusikum ve le tesmeunne minellezîne ûtûl kitâbe min kablikum ve minellezîne eşrakû ezen kesîrâ(kesîran), ve in tasbirû ve tettekû fe inne zâlike min azmil umûr(umûri).

Türkçe Çeviri

Mutlak belalandırılırsınız256 mallarınızda ve nefislerinizde201; mutlak işitirsiniz çokça bir eziyet/inciten kimselerden (ki) verildiler kitap135 sizlerden önce ve kimselerden (ki) şirk koşarlar71; ve eğer sabrederseniz51; ve takvalı21 olursanız öyle ki doğrusu işte budur azmi gerektiren emirler/işler.

Ahmed Samira Çevirisi

186 You shall be tested (E) in your properties and yourselves, and you will hear (E) from those who were given The Book from before you, and from those who shared/made partners (with God) much mild harm, and if you be patient, and you fear and obey, so then that (is) from the matters’/affairs’ decisiveness/determination.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 letublevunne mutlak belalandırılırsınız لَتُبْلَوُنَّ بلو
2 fi فِي -
3 emvalikum mallarınızda أَمْوَالِكُمْ مول
4 ve enfusikum ve nefislerinizde وَأَنْفُسِكُمْ نفس
5 veletesmeunne mutlak işitirisiniz وَلَتَسْمَعُنَّ سمع
6 mine مِنَ -
7 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
8 utu verildiler أُوتُوا اتي
9 l-kitabe Kitap الْكِتَابَ كتب
10 min مِنْ -
11 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
12 ve mine ve وَمِنَ -
13 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
14 eşraku şirk koş أَشْرَكُوا شرك
15 ezen eziyet/inciten أَذًى اذي
16 kesiran çokça كَثِيرًا كثر
17 ve in ve eğer وَإِنْ -
18 tesbiru sabrederseniz تَصْبِرُوا صبر
19 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي
20 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
21 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
22 min مِنْ -
23 azmi azmi gerektiren عَزْمِ عزم
24 l-umuri işlerdir الْأُمُورِ امر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

4. Nisâ Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

494|4|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱتَّقُوا۟ رَبَّكُمُ ٱلَّذِى خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَٰحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَآءً وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِى تَسَآءَلُونَ بِهِۦ وَٱلْأَرْحَامَ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

494|4|1|يايها الناس اتقوا ربكم الذي خلقكم من نفس وحده وخلق منها زوجها وبث منهما رجالا كثيرا ونسا واتقوا الله الذي تسالون به والارحام ان الله كان عليكم رقيبا

Latin Literal

1. Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekumullezî halakakum min nefsin vâhidetin ve halaka minhâ zevcehâ ve besse minhumâ ricâlen kesîran ve nisââ(nisâen), vettekûllâhellezî tesâelûne bihî vel erhâm(erhâme). İnnallâhe kâne aleykum rakîbâ(rakîben).

Türkçe Çeviri

Ey insanlar! Takvalı21 olun Rabbinize4 O ki yarattı sizleri bir tek nefisten201; ve yarattı ondan* eşini** onun*; ve yaydı ikisinden birçok erkekler ve kadınlar; ve takvalı21 olun Allah’a -O ki sorarsınız/istersiniz O’nunla (adıyla)- ve rahimlere479 (de takvalı olun); doğrusu Allah oldu üzerinize bir Rakîb484.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you the people, fear and obey your Lord who created you from one self and He created from it its spouse, and He scattered/distributed from them (B) many men and women, and fear and obey God who you ask each other/make oath to each other with Him, and the wombs/uteruses, that God was/is on you observing .

Notlar

Not 1

*Dişil zamirle geldiği için ilk yaratılan nefsin dişi olduğu anlaşılır. **Dişil olan ilk nefisten yaratılan eş de mutlak ki erildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahimlere takvalı olmak. Kavram 479

479 4:1 ayetinde Yüce Allah kendisine takvalı olunmasını emretmiştir. Ayette ayrıca rahimlere de takvalı olunması gerektiği net bir şekilde bildirilmiştir. Rahim kelimesine 'akrabalar' gibi anlamlar verilmeye çalışılsa da kelimenin anlamı apaçık ortadadır. Türkçeye de geçmiş olan bu kelimenin anlamı direkt olarak kadınlarda bulunan üreme organı rahimdir. Rahimlere takvalı olmak kadınlara takvalı olmaktır. Kadınlar ve erkekler birbirlerinin giysileridir. Birbirlerini tamamlarlar. Yüce Allah tüm insanlara rahim sahipleri olan kadınların hoşnut olmayacağı işleri yapmamalarını emretmektedir.

Rakîb Kavram 484

484 Gözetleyen.

4. Nisâ Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

497|4|4|وَءَاتُوا۟ ٱلنِّسَآءَ صَدُقَٰتِهِنَّ نِحْلَةً فَإِن طِبْنَ لَكُمْ عَن شَىْءٍ مِّنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيٓـًٔا مَّرِيٓـًٔا

Arapça Metin (Harekesiz)

497|4|4|واتوا النسا صدقتهن نحله فان طبن لكم عن شي منه نفسا فكلوه هنيا مريا

Latin Literal

4. Ve âtûn nisâe sadukâtihinne nıhleh(nıhleten). Fe in tıbne lekum an şey’in minhu nefsen fe kulûhu henîen merîâ(merîan).

Türkçe Çeviri

Ve verin kadınlara sadakalarını/mehirlerini485 bir (meşru) hediye (olarak); öyle ki eğer iyilik yaptılarsa sizlere ki bir şey ondan (sadakadan/mehirden); (kendi) nefis201 (-lerinden); öyle ki yiyin onu afiyet (-le); lezzet (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

4 And give the women their dowries specified personally , so if they (them)self allowed/permitted for you from a thing/something from it, so eat it pleasurable/wholesome tasty.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
2 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو
3 sadukatihinne sadakalarını/mehirlerini onların صَدُقَاتِهِنَّ صدق
4 nihleten bir meşru hediye (olarak) نِحْلَةً نحل
5 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
6 tibne iyilik yaptılarsa طِبْنَ طيب
7 lekum sizlere لَكُمْ -
8 an ki عَنْ -
9 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
10 minhu ondan مِنْهُ -
11 nefsen nefisten نَفْسًا نفس
12 fekuluhu öyle ki yiyin onu فَكُلُوهُ اكل
13 heniyen afiyetle هَنِيئًا هنا
14 meriyen lezzetle مَرِيئًا مرا

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mehir Kavram 485

485 Kadınların nikâh öncesi kocalarından aldıkları bir güvence niteliğinde değer/karşılık. Yüce Allah kadınlara bunu bir hak olarak yazmıştır. Kadının kendi isteğiyle mehirden vazgeçme hakkı da vardır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

522|4|29|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَأْكُلُوٓا۟ أَمْوَٰلَكُم بَيْنَكُم بِٱلْبَٰطِلِ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً عَن تَرَاضٍ مِّنكُمْ وَلَا تَقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

522|4|29|يايها الذين امنوا لا تاكلوا امولكم بينكم بالبطل الا ان تكون تجره عن تراض منكم ولا تقتلوا انفسكم ان الله كان بكم رحيما

Latin Literal

29. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ te’kulû emvâlekum beynekum bil bâtılı, illâ en tekûne ticâraten an terâdın minkum, ve lâ taktulû enfusekum. İnnallâhe kâne bikum rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Yemeyin mallarınızı aranızda batılla199; dışındadır ki oldu bir ticaret ki kendiniz razı oldunuz; ve katletmeyin35 kendi nefislerinizi201; doğrusu Allah oldu sizlere bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

29 You, you those who believed, do not eat/annihilate/consume your properties/possessions between you with the falsehood except that (it) be commercial trade/buying and selling on acceptance/approval from you, and do not kill your selves, that God was/is with you merciful.53

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل
6 emvalekum mallarınızı أَمْوَالَكُمْ مول
7 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
8 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل
9 illa dışındadır إِلَّا -
10 en ki أَنْ -
11 tekune oldu تَكُونَ كون
12 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر
13 an ki عَنْ -
14 teradin razı oldunuz تَرَاضٍ رضو
15 minkum kendinizden مِنْكُمْ -
16 ve la ve وَلَا -
17 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
18 enfusekum kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
19 inne doğrusu إِنَّ -
20 llahe Allah اللَّهَ -
21 kane oldu كَانَ كون
22 bikum sizler بِكُمْ -
23 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

542|4|49|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يُزَكُّونَ أَنفُسَهُم بَلِ ٱللَّهُ يُزَكِّى مَن يَشَآءُ وَلَا يُظْلَمُونَ فَتِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

542|4|49|الم تر الي الذين يزكون انفسهم بل الله يزكي من يشا ولا يظلمون فتيلا

Latin Literal

49. E lem tera ilâllezîne yuzekkûne enfusehum. Belillâhu yuzekkî men yeşâu ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kimseleri saflaştırırlar/büyütürler/yüceltirler kendi nefislerini201; evet! Allah saflaştırır/büyütür/yüceltir dilediği kimseyi; ve zulmedilmez onlara bir fitil137* (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

49 Did you not see to those who purify themselves, but God purifies/corrects who He wills/wants, and they are not being caused injustice to, (as little as) a cleft in a seed/twine.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 yuzekkune saflaştırılar/büyütürler/yüceltirler يُزَكُّونَ زكو
6 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
7 beli Evet بَلِ -
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 yuzekki saflaştırır/büyütür/yüceltir يُزَكِّي زكو
10 men kimseyi مَنْ -
11 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا
12 ve la ve وَلَا -
13 yuzlemune zulmedilmez onlara يُظْلَمُونَ ظلم
14 fetilen bir fitil (kadar) فَتِيلًا فتل

Notlar

Not 1

*Evrenin en küçük yapısı olan sicime/fitile/ipliksiye işaret büyük bir mucizedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Bir fitil/bir sicim Kavram 137

137 Evrenimizin en küçük yapıtaşı 1.6x10 -35 metre uzunluğunda, ipliksi, fitil benzeri titreşen bir sicimdir. İpliksi, fitil benzeri yapılardır.Kur'an’da yüce Allah evrendeki en küçük yapının sicim (kıvrılmış-fitil, ‘string’) olduğunu işaret etmektedir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 63

Arapça Metin (Harekeli)

556|4|63|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَعْلَمُ ٱللَّهُ مَا فِى قُلُوبِهِمْ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُل لَّهُمْ فِىٓ أَنفُسِهِمْ قَوْلًۢا بَلِيغًا

Arapça Metin (Harekesiz)

556|4|63|اوليك الذين يعلم الله ما في قلوبهم فاعرض عنهم وعظهم وقل لهم في انفسهم قولا بليغا

Latin Literal

63. Ulâikellezîne ya’lemullâhu mâ fî kulûbihim fe a’rıd anhum vaızhum ve kul lehum fî enfusihim kavlen belîgâ(belîgan).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar; kimselerdir (ki) bilir Allah kalplerindekini onların; öyle ki ilgini/alakanı çek onlardan; ve vaaz653 et onlara; ve de/söyle nefislerindekine201 onların bir söz; bir belagat515.

Ahmed Samira Çevirisi

63 Those are, those who God knows what (is) in their hearts/minds, so object/oppose from them, and preach/advise/warn them , and say to them in themselves an eloquent/sufficient saying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 ma مَا -
6 fi فِي -
7 kulubihim kalplerindekini onların قُلُوبِهِمْ قلب
8 feea'rid öyle ki ilgini/alakanı çek فَأَعْرِضْ عرض
9 anhum onlardan عَنْهُمْ -
10 ve izhum ve vaaz et onlara وَعِظْهُمْ وعظ
11 ve kul ve de وَقُلْ قول
12 lehum onlara لَهُمْ -
13 fi فِي -
14 enfusihim nefislerinde onların أَنْفُسِهِمْ نفس
15 kavlen bir söz قَوْلًا قول
16 beligan bir belagat بَلِيغًا بلغ

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Belagat Kavram 515

515 Bilgilendirme, mesaj, raporlama, duyuru, ilan, deklarasyon.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

557|4|64|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا لِيُطَاعَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ جَآءُوكَ فَٱسْتَغْفَرُوا۟ ٱللَّهَ وَٱسْتَغْفَرَ لَهُمُ ٱلرَّسُولُ لَوَجَدُوا۟ ٱللَّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

557|4|64|وما ارسلنا من رسول الا ليطاع باذن الله ولو انهم اذ ظلموا انفسهم جاوك فاستغفروا الله واستغفر لهم الرسول لوجدوا الله توابا رحيما

Latin Literal

64. Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü418 itaat76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri257 zaman kendi nefislerine201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb191; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And We did not sent from a messenger except to be obeyed with God’s permission; and if that when they caused injustice/oppression to themselves, they came to you, so they asked for forgiveness (from) God, and the messenger asked for forgiveness for them, they would have found God forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min مِنْ -
4 rasulin hiç bir resûl رَسُولٍ رسل
5 illa dışında إِلَّا -
6 liyutaa itaat edilmesi için لِيُطَاعَ طوع
7 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 velev velev (fakat) وَلَوْ -
10 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
11 iz إِذْ -
12 zelemu zulmettikleri zaman ظَلَمُوا ظلم
13 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
14 ca'uke geldiler sana جَاءُوكَ جيا
15 festegferu öyle ki mağfiret istesinler فَاسْتَغْفَرُوا غفر
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 vestegfera ve mağfiret isteseydi وَاسْتَغْفَرَ غفر
18 lehumu onlara لَهُمُ -
19 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
20 levecedu mutlak bulurlardı لَوَجَدُوا وجد
21 llahe Allah'ı اللَّهَ -
22 tevvaben Tevvab تَوَّابًا توب
23 rahimen Rahim رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

558|4|65|فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا۟ تَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

558|4|65|فلا وربك لا يومنون حتي يحكموك فيما شجر بينهم ثم لا يجدوا في انفسهم حرجا مما قضيت ويسلموا تسليما

Latin Literal

65. Fe lâ ve rabbike lâ yu’minûne hattâ yuhakkimûke fîmâ şecera beynehum, summe lâ yecidû fî enfusihim haracen mimmâ kadayte ve yusellimû teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki olmaz! Ve (senin) Rabbine4 iman47 etmezler; ta ki (onlar) hakem belirlerler seni kendi aralarındaki dallanmış/budaklanmışa; sonra bulmazlar/hissetmezler nefislerinde201 bir darlık/sıkılık (senin) sonuca bağladığından; ve teslim olurlar (sonuca bağladığına) bir teslim (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

65 So no, and by your Lord, they do not believe, until they appoint you to judge in what quarreled/disputed between them, then they do not find in themselves a strain/blame from what you judged/ordered ,and they submit/surrender submissively/surrenderingly .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fela öyle ki olmaz فَلَا -
2 verabbike ve Rabbine وَرَبِّكَ ربب
3 la لَا -
4 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
5 hatta ta ki حَتَّىٰ -
6 yuhakkimuke hakem belirlerler seni يُحَكِّمُوكَ حكم
7 fima فِيمَا -
8 şecera dallanmış/budaklanmışa شَجَرَ شجر
9 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
10 summe sonra ثُمَّ -
11 la لَا -
12 yecidu bulmazlar يَجِدُوا وجد
13 fi فِي -
14 enfusihim nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
15 haracen bir darlık/sıkılık حَرَجًا حرج
16 mimma مِمَّا -
17 kadeyte sonuca bağladığından قَضَيْتَ قضي
18 ve yusellimu ve teslim olurlar وَيُسَلِّمُوا سلم
19 teslimen bir teslim (-el) تَسْلِيمًا سلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 66

Arapça Metin (Harekeli)

559|4|66|وَلَوْ أَنَّا كَتَبْنَا عَلَيْهِمْ أَنِ ٱقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ أَوِ ٱخْرُجُوا۟ مِن دِيَٰرِكُم مَّا فَعَلُوهُ إِلَّا قَلِيلٌ مِّنْهُمْ وَلَوْ أَنَّهُمْ فَعَلُوا۟ مَا يُوعَظُونَ بِهِۦ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَشَدَّ تَثْبِيتًا

Arapça Metin (Harekesiz)

559|4|66|ولو انا كتبنا عليهم ان اقتلوا انفسكم او اخرجوا من ديركم ما فعلوه الا قليل منهم ولو انهم فعلوا ما يوعظون به لكان خيرا لهم واشد تثبيتا

Latin Literal

66. Ve lev ennâ ketebnâ aleyhim enıktulû enfusekum evihrucû min diyârikum mâ fealûhu illâ kalîlun minhum. Ve lev ennehum fealû mâ yûazûne bihî le kâne hayran lehum ve eşedde tesbîtâ(tesbîten).

Türkçe Çeviri

Velev (şayet) ki yazsaydık üzerlerine ki katledin35 nefislerinizi201 ya da çıkın diyarlarınızdan; faaliyet içinde olmazlardı ona onlardan bir az dışında; eğer ki onlar faaliyet içinde olsalardı kendisiyle vaaz653 edilene; mutlak olurdu bir hayır onlara; ve (ki bu) daha şiddetli sebattır/sağlam basmadır.

Ahmed Samira Çevirisi

66 And if that We wrote/ordered/decreed on them, that kill yourselves or get out from your homes, they would not have done it, except (a) few from them, and if that they did what they are being advised/warned with it (it) would have been best for them, and strongest affirmation .56

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev (şayet) وَلَوْ -
2 enna ki أَنَّا -
3 ketebna yazsaydık كَتَبْنَا كتب
4 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
5 eni ki أَنِ -
6 ktulu katledin اقْتُلُوا قتل
7 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
8 evi ya da أَوِ -
9 hrucu çıkın اخْرُجُوا خرج
10 min مِنْ -
11 diyarikum diyarlarınızdan دِيَارِكُمْ دور
12 ma değildir مَا -
13 fealuhu faaliyet içinde oldular ona فَعَلُوهُ فعل
14 illa dışında إِلَّا -
15 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل
16 minhum onlardan مِنْهُمْ -
17 velev eğer وَلَوْ -
18 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
19 fealu faaliyet içinde olsalar فَعَلُوا فعل
20 ma مَا -
21 yuazune vaaz edilene يُوعَظُونَ وعظ
22 bihi kendisiyle بِهِ -
23 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون
24 hayran bir hayır خَيْرًا خير
25 lehum onlara لَهُمْ -
26 ve eşedde ve daha şiddetli وَأَشَدَّ شدد
27 tesbiten sebattır/sağlam basmadır تَثْبِيتًا ثبت

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 79

Arapça Metin (Harekeli)

572|4|79|مَّآ أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ ٱللَّهِ وَمَآ أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَٰكَ لِلنَّاسِ رَسُولًا وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

572|4|79|ما اصابك من حسنه فمن الله وما اصابك من سييه فمن نفسك وارسلنك للناس رسولا وكفي بالله شهيدا

Latin Literal

79. Mâ esâbeke min hasenetin fe minallâh(minallâhi), ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsike. Ve erselnâke lin nâsi resûlâ(resûlen). Ve kefâ billâhi şehîdâ(şehîden).

Türkçe Çeviri

İsabet eden sana bir iyilikten öyle ki Allah'tandır516; ve isabet eden sana kötülükten öyle ki kendi516 nefsindendir201; ve gönderdik seni insanlara bir resûl (olarak); ve kâfi geldi/yetti Allah bir Şehîd499 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

79 What struck you from a goodness, so (it is) from at God, and what struck you from a sin/crime (harm) so (it is) from your self, and We sent you to the people, (as) a messenger and enough with God, (as) a witness/present .57

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma مَا -
2 esabeke isabet eden sana أَصَابَكَ صوب
3 min مِنْ -
4 hasenetin bir iyilikten حَسَنَةٍ حسن
5 femine öyle ki فَمِنَ -
6 llahi Allah'tandır اللَّهِ -
7 ve ma ve وَمَا -
8 esabeke isabet eden sana أَصَابَكَ صوب
9 min her مِنْ -
10 seyyietin kötülük سَيِّئَةٍ سوا
11 femin öyle ki فَمِنْ -
12 nefsike kendi nefsindendir نَفْسِكَ نفس
13 ve erselnake ve gönderdik sana وَأَرْسَلْنَاكَ رسل
14 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
15 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
16 ve kefa ve kâfi etti/yetti وَكَفَىٰ كفي
17 billahi Allah بِاللَّهِ -
18 şehiden bir şahid/tanık (olarak) شَهِيدًا شهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Şehîd Kavram 499

499 Tanık olan, şahit olan.

İnsana isabet eden İyiliklerin Yüce Allah'tan olması, kötülüklerin insanın kendi nefsinden olması. İyiliklerin ve kötülüklerin Yüce Allah'ın indinden/katından olması. Kavram 516

516 4:78 ayetiyle 4:79 ayeti arasında çok önemli bir fark vardır. 4:78 ayetinde Yüce Allah'ın indi/katı işaret edilirken 4:79 ayetinde bizzat Yüce Allah'ın kendisi yani nefsi işaret edilmiştir. Anlarız ki hiçbir kötülük Yüce Allah'ın bizzat kendisinden gelmez. İyilikler Yüce Allah'tan gelir. Ancak insanın kendi nefsinden çıkan kötülükler Yüce Allah'ın indinde/katında olan bazı kurallar gereği ortaya çıkar. Yüce Allah'ın indinde bulunan bu kötülük mekanizması harekete geçiren insanın kendi nefsidir. Yüce Allah asla değildir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

577|4|84|فَقَٰتِلْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ وَحَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَكُفَّ بَأْسَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَٱللَّهُ أَشَدُّ بَأْسًا وَأَشَدُّ تَنكِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

577|4|84|فقتل في سبيل الله لا تكلف الا نفسك وحرض المومنين عسي الله ان يكف باس الذين كفروا والله اشد باسا واشد تنكيلا

Latin Literal

84. Fe kâtil fî sebîlillâh(sebîlillâhi), lâ tukellefu illâ nefseke ve harrıdıl mu’minîn(mu’minîne), asallâhu en yekuffe be’sellezîne keferû. Vallâhu eşeddu be’sen ve eşeddu tenkîlâ(tenkîlen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki katlet35 Allah yolunda; mükellef edilmezsin kendi nefsin201 dışında; ve teşvik et müminleri27; belki Allah ki kısıtlar/sınırlar kâfirlik25 etmiş kimselerin gücünü/kuvvetini; ve Allah daha şiddetlidir güçte/kuvvette; ve daha şiddetlidir tenkîlde518.

Ahmed Samira Çevirisi

84 So fight/kill in God’s sake, you are not burdened/imposed upon except (with) your self, and instigate/urge/encourage the believers, maybe that God prevents/stops those who disbelieved’s might/power, and God (is) stronger power/might, and stronger severe exemplary punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekatil öyle ki katlet فَقَاتِلْ قتل
2 fi فِي -
3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
4 llahi Allah اللَّهِ -
5 la لَا -
6 tukellefu mükellef edilmezsin تُكَلَّفُ كلف
7 illa dışında إِلَّا -
8 nefseke kendi nefsin نَفْسَكَ نفس
9 ve harridi ve teşvik et وَحَرِّضِ حرض
10 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
11 asa belki عَسَى عسي
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 en ki أَنْ -
14 yekuffe kısıtlat/sınırlar يَكُفَّ كفف
15 be'se gücünü بَأْسَ باس
16 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
17 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
18 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ -
19 eşeddu daha şiddetlidir أَشَدُّ شدد
20 be'sen güçte بَأْسًا باس
21 ve eşeddu ve daha şiddetlidir وَأَشَدُّ شدد
22 tenkilen tenkilde تَنْكِيلًا نكل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tenkîl Kavram 518

518 Herkese örnek olacak bir ceza verme. Uzağa gönderme, uzaklaştırma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

588|4|95|لَّا يَسْتَوِى ٱلْقَٰعِدُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُو۟لِى ٱلضَّرَرِ وَٱلْمُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلًّا وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْحُسْنَىٰ وَفَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

588|4|95|لا يستوي القعدون من المومنين غير اولي الضرر والمجهدون في سبيل الله بامولهم وانفسهم فضل الله المجهدين بامولهم وانفسهم علي القعدين درجه وكلا وعد الله الحسني وفضل الله المجهدين علي القعدين اجرا عظيما

Latin Literal

95. Lâ yestevîl kâıdûne minel mu’minîne gayru ulîd darari vel mucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim. Faddalallâhul mucâhidîne bi emvâlihim ve enfusihim alâl kâidîne dereceh(dereceten). Ve kullen vaadallâhul husnâ. Ve faddalallâhul mucâhidîne alâl kâıdîne ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Aynı seviyede olmaz müminlerden27 oturanlar* -dışındadır hasar/zarar** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle201 (cihat eden) mücâhitler521; faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 mallarıyla ve nefisleriyle201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 oturanlara* (karşı) büyük bir ecir820 (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

95 From the believers the remaining (behind) not/other than those of the difficult circumstances and the struggling/defending for God’s sake with their properties and themselves do not become equal, God preferred the struggling/defending with their properties and themselves over the remaining in a stage/degree, and each/all God promised the goodness, and God preferred the struggling/defending above the remaining (by) a great reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la olmaz لَا -
2 yestevi aynı seviyede/farksız يَسْتَوِي سوي
3 l-kaidune oturanlar الْقَاعِدُونَ قعد
4 mine مِنَ -
5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
6 gayru olmaksızın غَيْرُ غير
7 uli sahipleri أُولِي اول
8 d-derari hasar/zarar الضَّرَرِ ضرر
9 velmucahidune ve mücahitler وَالْمُجَاهِدُونَ جهد
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah اللَّهِ -
13 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
14 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
15 feddele faziletli kıldı فَضَّلَ فضل
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 l-mucahidine mücahitleri الْمُجَاهِدِينَ جهد
18 biemvalihim mallarıyla onların بِأَمْوَالِهِمْ مول
19 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
20 ala üzerine عَلَى -
21 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد
22 deraceten bir derece دَرَجَةً درج
23 ve kullen ve hepsine وَكُلًّا كلل
24 veade vadetti وَعَدَ وعد
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 l-husna iyilik الْحُسْنَىٰ حسن
27 vefeddele ve faziletli kıldı وَفَضَّلَ فضل
28 llahu Allah اللَّهُ -
29 l-mucahidine mücahidleri الْمُجَاهِدِينَ جهد
30 ala عَلَى -
31 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد
32 ecran bir ecir أَجْرًا اجر
33 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Sefere çıkmayan, mücadele için sefere çıkmayan. Sefere katılmak yerine evinde oturan. **Sefere çıkamayacak kadar özürlü olan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mücâhit Kavram 521

521 Yüce Allah'ın yolunda cihat eden. Mücadele eden. Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcılık yolunda her türlü uğraşıyı gösteren.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

590|4|97|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ قَالُوا۟ فِيمَ كُنتُمْ قَالُوا۟ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةً فَتُهَاجِرُوا۟ فِيهَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَسَآءَتْ مَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

590|4|97|ان الذين توفيهم المليكه ظالمي انفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في الارض قالوا الم تكن ارض الله وسعه فتهاجروا فيها فاوليك ماويهم جهنم وسات مصيرا

Latin Literal

97. İnnellezîne teveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum. Kâlû kunnâ mustad’afîne fîl ard(ardı). Kâlû e lem tekun ardullâhi vâsiaten fe tuhâcirû fîhâ. Fe ulâike me’vâhum cehennem(cehennemu) ve sâet masîrâ(masîran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) vefat ettirdi onları melekler522; (ki o kimseler) zalimlerdir257 kendi nefislerine201; dediler (melekler): "İçinde olduğunuz nedir ki"; dediler (kimseler): "Olduk zaafa düşürülenler yeryüzünde"; dediler (melekler) : "Asla olamaz mıydı Allah'ın arzı/yeri bir genişlik (olarak); öyle ki hicret ederdiniz orada (yerde)"; öyle ki işte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve ne kötü varış yeridir.

Ahmed Samira Çevirisi

97 That those the angels make them die, unjust (to) themselves, they said: "In what you were/have been?" They said: "We were weakened in the Earth/land." They said: "Was not God’s Earth/land wide/spacious so you emigrate in it." So those, their shelter/refuge (is) Hell, and it was a bad/evil end/destination.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 107

Arapça Metin (Harekeli)

600|4|107|وَلَا تُجَٰدِلْ عَنِ ٱلَّذِينَ يَخْتَانُونَ أَنفُسَهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ مَن كَانَ خَوَّانًا أَثِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

600|4|107|ولا تجدل عن الذين يختانون انفسهم ان الله لا يحب من كان خوانا اثيما

Latin Literal

107. Ve lâ tucâdil anillezîne yahtânûne enfusehum innallâhe lâ yuhıbbu men kâne havvânen esîmâ(esîmen).

Türkçe Çeviri

Ve tartışma/savunma kimselerden (yana) (ki) hainlik523 ederler kendi nefislerine201; doğrusu Allah sevmez kimseyi (ki) oldu (o) bir hain524; bir günahkar.

Ahmed Samira Çevirisi

107 And do not argue/dispute about those who betray themselves, that God does not love/like who was/is often betraying/often being unfaithful, a sinner, a criminal.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tucadil tartışma تُجَادِلْ جدل
3 ani عَنِ -
4 ellezine kimselerden (yana) الَّذِينَ -
5 yehtanune hainlik ederler يَخْتَانُونَ خون
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 inne doğrusu إِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 la لَا -
10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
11 men kimseyi مَنْ -
12 kane oldu كَانَ كون
13 havvanen bir hain خَوَّانًا خون
14 esimen bir günahkar أَثِيمًا اثم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kendi nefsine hainlik etmek. Kavram 523

523 Kendi nefsine hıyanet eden kimse. Sadece kutsal kitaplara iman edeceği yerde yalan yanlış, tamamı zan olan hadis/söylentilere (Kutubi Sitte, Yahudiler için Talmud, Hristiyanlar için Pavlus'un kendi eliyle yazdıkları) iman ederek bizzat kendi nefsine hıyanet eden kimse. Kur'an'ın helal saydığı şeyleri kendi nefislerine haram kılarak, nefislerinin hakkı olan şeyi vermeyerek kendi nefislerine hainlik ederler. Kur'an haricinde dinde hüküm koyan yetkisiz kitapların uyduruk hükümlerine bizzat kendi nefislerini köle ederler. Büyük bir hainliktir.

Hain Kavram 524

524 Hıyanet eden kimse. Kutsal kitaplara hainlik yapan kimseler. Kutsal kitaplara karşı yalan yanlış, tamamı zan olan hadis/söylentilerle el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma. Kur'an'ın astından dinde hüküm koyucu kitap edinenlerin tamamı haindir. Kur'an'a hainlik etmektedirler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

603|4|110|وَمَن يَعْمَلْ سُوٓءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُۥ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ ٱللَّهَ يَجِدِ ٱللَّهَ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

603|4|110|ومن يعمل سوا او يظلم نفسه ثم يستغفر الله يجد الله غفورا رحيما

Latin Literal

110. Ve men ya’mel sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve kim yapar bir kötülük ya da zulmeder257 kendi nefsine201; sonra mağfiret319 sunar Allah’a; bulur (o) Allah'ı bir Gafûr20 ve bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And who does bad/evil/harm or causes injustice (to) himself then he asks for forgiveness (from) God, he finds God a forgiver, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yea'mel yapar يَعْمَلْ عمل
3 su'en bir kötülük سُوءًا سوا
4 ev ya da أَوْ -
5 yezlim zulmeder يَظْلِمْ ظلم
6 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
7 summe sonra ثُمَّ -
8 yestegfiri mağfiret sunar يَسْتَغْفِرِ غفر
9 llahe Allah’a اللَّهَ -
10 yecidi bulur يَجِدِ وجد
11 llahe Allah'ı اللَّهَ -
12 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر
13 rahimen ve bir Rahîm رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

604|4|111|وَمَن يَكْسِبْ إِثْمًا فَإِنَّمَا يَكْسِبُهُۥ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

604|4|111|ومن يكسب اثما فانما يكسبه علي نفسه وكان الله عليما حكيما

Latin Literal

111. Ve men yeksib ismen fe innemâ yeksibuhu alâ nefsihî. Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ve kim kazanır bir günah; öyle ki ancak kazandığıdır kendi nefsine201 karşı; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

111 And who acquires/carries a sin/crime , so but he carries it on himself, and God was/is wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yeksib kazanır يَكْسِبْ كسب
3 ismen bir günah إِثْمًا اثم
4 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
5 yeksibuhu kazandığıdır يَكْسِبُهُ كسب
6 ala karşı عَلَىٰ -
7 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس
8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم
11 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

4. Nisâ Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

606|4|113|وَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُۥ لَهَمَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَىْءٍ وَأَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُن تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Latin Literal

113. Ve lev lâ fadlullâhi aleyke ve rahmetuhu le hemmet tâifetun minhum en yudıllûke. Ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yadurrûneke min şey’(şey’in). Ve enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve allemeke mâ lem tekun ta’lem(ta’lemu). Ve kâne fadlullâhi aleyke azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Şayet olmasa (-ydı) fazlı202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti271; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete128 düşürürler seni; ve dalalete128 düşürür değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı* ve hikmeti303; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı202 Allah'ın senin üzerine bir büyük** (şey).

Ahmed Samira Çevirisi

113 And where it not for God’s grace/favour/blessing on you and His mercy, a group from them resolved/started (E) that (to) misguide you, and they do not misguide except themselves, and they do not harm you from a thing, and God descended on you The Book and the wisdom, and He taught you, what you did (and) were not to know, and God’s grace/favour on you was/is great.60

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velevla şayet olmasa وَلَوْلَا -
2 fedlu fazlı/lütfu فَضْلُ فضل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
5 ve rahmetuhu ve rahmeti وَرَحْمَتُهُ رحم
6 lehemmet mutlak niyetlendi لَهَمَّتْ همم
7 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
8 minhum onlardan مِنْهُمْ -
9 en ki أَنْ -
10 yudilluke dalalete düşürürler seni يُضِلُّوكَ ضلل
11 vema ve değildir وَمَا -
12 yudillune dalalete düşürürler يُضِلُّونَ ضلل
13 illa dışında إِلَّا -
14 enfusehum kendi nefisleri أَنْفُسَهُمْ نفس
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 yedurruneke zarar verirler sana يَضُرُّونَكَ ضرر
17 min hiçbir مِنْ -
18 şey'in şey شَيْءٍ شيا
19 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 aleyke sana عَلَيْكَ -
22 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
23 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
24 ve allemeke ve öğretti sana وَعَلَّمَكَ علم
25 ma مَا -
26 lem asla لَمْ -
27 tekun olamazsın تَكُنْ كون
28 tea'lemu bilir تَعْلَمُ علم
29 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
30 fedlu fazlı/lutfu فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 aleyke üzerine senin عَلَيْكَ -
33 azimen bir büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Hüküm içeren kitabı indirerek sana öğretti ki asla dalalete düşmezsin. **Kur'an'ın hükümlerine tabi olabilmek bir insan için Yüce Allah'ın büyük bir faziletidir. Her şeyin üzerinde büyük bir fazilettir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

4. Nisâ Suresi

Ayet 135

Arapça Metin (Harekeli)

628|4|135|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُونُوا۟ قَوَّٰمِينَ بِٱلْقِسْطِ شُهَدَآءَ لِلَّهِ وَلَوْ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمْ أَوِ ٱلْوَٰلِدَيْنِ وَٱلْأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقِيرًا فَٱللَّهُ أَوْلَىٰ بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا۟ ٱلْهَوَىٰٓ أَن تَعْدِلُوا۟ وَإِن تَلْوُۥٓا۟ أَوْ تُعْرِضُوا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

628|4|135|يايها الذين امنوا كونوا قومين بالقسط شهدا لله ولو علي انفسكم او الولدين والاقربين ان يكن غنيا او فقيرا فالله اولي بهما فلا تتبعوا الهوي ان تعدلوا وان تلوا او تعرضوا فان الله كان بما تعملون خبيرا

Latin Literal

135. Yâ eyyuhâllezîne âmenû kûnû kavvamîne bil kıstı şuhedâe lillâhi ve lev alâ enfusıkum evil vâlideyni vel akrabîn(akrabîne), in yekun ganiyyen ev fakîran fallâhu evlâ bihimâ fe lâ tettebiûl hevâ en ta’dilû, ve in telvû ev tu’rıdû fe innallâhe kâne bi mâ ta’melûne habîrâ(habîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olun ayakta/kıyamda tutanlar eşitliği şahitler/tanıklar (olarak) Allah için; şayet kendi nefisleriniz201 üzerine/aleyhine ya da ana babaya ve yakınlık sahiplerine (olsa bile); eğer olursa (o kimse) bir ganiyy/zengin ya da bir fakir; öyle ki Allah daha yakındır ikisine; öyle ki tabi olmayın hevaya ki saparsınız; ve eğer eğip bükerseniz ya da karşı koyarsanız; öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.

Ahmed Samira Çevirisi

135 You, you those who believed, be/become (P) standing with the just/equitable, testifying/witnessing to God, and even if on (against) your selves, or the parents, and the nearest/closest, if (he) was/is rich or poor, so God (is) more worthy/deserving with them (B), so do not follow the self attraction for desire, love and lust/deviation from propriety that you be just/equitable, and if you twist/turn , or you oppose, so then God was/is with what you make/do an expert/experienced.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kunu olun كُونُوا كون
5 kavvamine ayakta tutanlar قَوَّامِينَ قوم
6 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط
7 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
8 lillahi Allah için لِلَّهِ -
9 velev şayet وَلَوْ -
10 ala üzerine/aleyhine عَلَىٰ -
11 enfusikum kendi nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس
12 evi ya da أَوِ -
13 l-valideyni ana babaya الْوَالِدَيْنِ ولد
14 vel'ekrabine ve yakınlık sahiplerine وَالْأَقْرَبِينَ قرب
15 in eğer إِنْ -
16 yekun olursa (o) يَكُنْ كون
17 ganiyyen bir ganiyy/zengin غَنِيًّا غني
18 ev ya da أَوْ -
19 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر
20 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ -
21 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
22 bihima ikisine بِهِمَا -
23 fela öyle ki فَلَا -
24 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع
25 l-heva hevaya الْهَوَىٰ هوي
26 en ki أَنْ -
27 tea'dilu saparsınız تَعْدِلُوا عدل
28 ve in ve eğer وَإِنْ -
29 telvu eğip bükerseniz تَلْوُوا لوي
30 ev ya da أَوْ -
31 tua'ridu karşı koyarsanız تُعْرِضُوا عرض
32 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
33 llahe Allah اللَّهَ -
34 kane oldu كَانَ كون
35 bima بِمَا -
36 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل
37 habiran bir haberdar خَبِيرًا خبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

5. Mâide Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

694|5|25|قَالَ رَبِّ إِنِّى لَآ أَمْلِكُ إِلَّا نَفْسِى وَأَخِى فَٱفْرُقْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ ٱلْقَوْمِ ٱلْفَٰسِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

694|5|25|قال رب اني لا املك الا نفسي واخي فافرق بيننا وبين القوم الفسقين

Latin Literal

25. Kâle rabbi innî lâ emliku illâ nefsî ve ahî fefruk beynenâ ve beynel kavmil fâsikîn(fâsikîne).

Türkçe Çeviri

Dedi (Musa): "Rabbim! Doğrusu ben malik* değilim nefsim201 ve kardeşim dışında; öyle ki ayır/yar aramızı ve arasını fâsıklar38 kavminin/toplumunun.

Ahmed Samira Çevirisi

25 (Moses) said: "My Lord, that I do not own/possess except myself and my brother, so separate between us and between the nation the debauchers ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
3 inni doğrusu ben إِنِّي -
4 la لَا -
5 emliku mâlik değilim أَمْلِكُ ملك
6 illa dışında إِلَّا -
7 nefsi nefsim نَفْسِي نفس
8 ve ehi ve kardeşim وَأَخِي اخو
9 fefruk öyle ki ayır/yar فَافْرُقْ فرق
10 beynena aramızı بَيْنَنَا بين
11 ve beyne ve arasını وَبَيْنَ بين
12 l-kavmi kavmin/toplumun الْقَوْمِ قوم
13 l-fasikine fasıklar الْفَاسِقِينَ فسق

Notlar

Not 1

*Sahip.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

5. Mâide Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

699|5|30|فَطَوَّعَتْ لَهُۥ نَفْسُهُۥ قَتْلَ أَخِيهِ فَقَتَلَهُۥ فَأَصْبَحَ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

699|5|30|فطوعت له نفسه قتل اخيه فقتله فاصبح من الخسرين

Latin Literal

30. Fe tavveat lehu nefsuhu katle ahîhi fe katelehu fe asbaha minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nefsi201 itaat etti ona (ki) katletmeyi35 kardeşini; ve katletti35 onu; öyle ki sabahladı hüsrana uğrayanlardan (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

30 So his self consented for him, his brother’s killing/murdering, so he killed him, so he became from the losers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fetavveat öyle ki itaat etti (nefsi) فَطَوَّعَتْ طوع
2 lehu ona لَهُ -
3 nefsuhu nefsine نَفْسُهُ نفس
4 katle katletmeyi قَتْلَ قتل
5 ehihi kardeşini أَخِيهِ اخو
6 fekatelehu ve katletti onu فَقَتَلَهُ قتل
7 fe esbeha öyle ki sabahladı فَأَصْبَحَ صبح
8 mine -dan مِنَ -
9 l-hasirine hüsrana uğrayanlardan (olarak) الْخَاسِرِينَ خسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

5. Mâide Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

701|5|32|مِنْ أَجْلِ ذَٰلِكَ كَتَبْنَا عَلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنَّهُۥ مَن قَتَلَ نَفْسًۢا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِى ٱلْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَآ أَحْيَا ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Latin Literal

32. Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn(musrifûne).

Türkçe Çeviri

İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları197 üzerine; ki o; kim katletti35 bir nefsi201 olmaksızın* bir nefse201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada265; öyle ki sanki katletmiş35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz418 beyanlarla352; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Ahmed Samira Çevirisi

32 Because of that, We wrote/decreed on Israel’s sons and daughters, that who killed a self without a self, or corruption in the earth/Planet Earth, so (it is) as if he killed the people all/all together , and who revived (saved) it, so as if he revived (saved) the people all/all together, and Our messengers had come to them with the evidences, then that many from them, after that (are) in the earth/Planet Earth spoilers/wasters (E) .

Notlar

Not 1

*Bir nefsi ölümden korumak için ancak başka bir nefis öldürülebilir. Yeryüzünde fesat çıkaran nefisler de öldürülebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

5. Mâide Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

714|5|45|وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَآ أَنَّ ٱلنَّفْسَ بِٱلنَّفْسِ وَٱلْعَيْنَ بِٱلْعَيْنِ وَٱلْأَنفَ بِٱلْأَنفِ وَٱلْأُذُنَ بِٱلْأُذُنِ وَٱلسِّنَّ بِٱلسِّنِّ وَٱلْجُرُوحَ قِصَاصٌ فَمَن تَصَدَّقَ بِهِۦ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَّهُۥ وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

714|5|45|وكتبنا عليهم فيها ان النفس بالنفس والعين بالعين والانف بالانف والاذن بالاذن والسن بالسن والجروح قصاص فمن تصدق به فهو كفاره له ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

45. Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve yazdık üzerlerine onda (Tevrât’ta) ki nefis201 nefsedir201; ve göz gözedir; ve burun burunadır; ve kulak kulağadır; ve diş dişedir; ve yaralara (da) bir kısas320; öyle ki kim sadaka378 etti bunu öyle ki o bir kefarettir* ona; ve kim asla hükmetmez Allah'ın indirdiğiyle544; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And We wrote/decreed on them in it, that the self (is) with the self, and the eye (is) with the eye, and the nose (is) with the nose, and the ear (is) with the ear, and the tooth (is) with the tooth, and the wounds/cuts (are) equal revenge/punishment equal to crime, so who gave charity (forgave) with it, so it is cover/substitution for him, and who does not judge/rule with what God descended, so those, those are the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ketebna ve yazdık وَكَتَبْنَا كتب
2 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
3 fiha onda (Tevrât’ta) فِيهَا -
4 enne ki أَنَّ -
5 n-nefse nefis النَّفْسَ نفس
6 bin-nefsi nefse بِالنَّفْسِ نفس
7 vel'ayne ve göz وَالْعَيْنَ عين
8 bil-ayni göze بِالْعَيْنِ عين
9 vel'enfe ve burun وَالْأَنْفَ انف
10 bil-enfi buruna بِالْأَنْفِ انف
11 vel'uzune ve kulak وَالْأُذُنَ اذن
12 bil-uzuni kulağa بِالْأُذُنِ اذن
13 ve ssinne ve diş وَالسِّنَّ سنن
14 bis-sinni dişe بِالسِّنِّ سنن
15 velcuruha ve yaralara (da) وَالْجُرُوحَ جرح
16 kisasun bir kısas قِصَاصٌ قصص
17 femen öyle ki kim فَمَنْ -
18 tesaddeka sadaka etti تَصَدَّقَ صدق
19 bihi bunu بِهِ -
20 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
21 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر
22 lehu ona لَهُ -
23 ve men ve kim وَمَنْ -
24 lem asla لَمْ -
25 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم
26 bima بِمَا -
27 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل
28 llahu Allah'ın اللَّهُ -
29 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
30 humu onlardır هُمُ -
31 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*İşlenmiş bir günah, suç veya kabahatin bağışlanması.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Kısas Kavram 320

320 Tam karşılık, misilleme, tam karşılıklı öç/intikam.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Yüce Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerdir. Kavram 544

544 Sadece kutsal kitaplar demeyip onun yanında tamamı zan olan hadis/söylenti/Talmud uydurmalarıyla hükmederek kitabın ayetlerine kâfirlik edenler.

5. Mâide Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

721|5|52|فَتَرَى ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَٰرِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰٓ أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى ٱللَّهُ أَن يَأْتِىَ بِٱلْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِۦ فَيُصْبِحُوا۟ عَلَىٰ مَآ أَسَرُّوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِمْ نَٰدِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

721|5|52|فتري الذين في قلوبهم مرض يسرعون فيهم يقولون نخشي ان تصيبنا دايره فعسي الله ان ياتي بالفتح او امر من عنده فيصبحوا علي ما اسروا في انفسهم ندمين

Latin Literal

52. Fe terâllezîne fî kulûbihim maradun yusâriûne fîhim yekûlûne nahşâ en tusîbenâ dâireh(dâiretun) fe asâllâhu en ye’tiye bil fethi ev emrin min indihî fe yusbihû alâ mâ eserrû fî enfusihim nâdimîn(nâdimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki görürsün kimseleri (ki) kalplerindedir bir maraz175; koşarlar onların içlerine (ki) derler: "Haşyet duyarız ki isabet eder bizlere bir darlık; öyle ki belki Allah ki verir fetih527 ya da bir emir/iş kendi katından" ; öyle ki sabahlarlar sırlaştırdıkları/gizledikleri üzerine nefislerinde201 bir nedamet (-le)/pişmanlık (-la).

Ahmed Samira Çevirisi

52 So you see those who in their hearts/minds (is) sickness/disease, they rush/speed in (to) them, they say: "We fear that disaster strikes/hits us, so maybe that God comes with the victory or an order/matter from at Him." So they become on what they kept secret in themselves regretful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe tera öyle ki görürsün فَتَرَى راي
2 ellezine kimsleri الَّذِينَ -
3 fi فِي -
4 kulubihim kalblerindedir قُلُوبِهِمْ قلب
5 meradun bir maraz مَرَضٌ مرض
6 yusariune koşarlar يُسَارِعُونَ سرع
7 fihim içlerine onların فِيهِمْ -
8 yekulune (ki) derler يَقُولُونَ قول
9 nehşa haşyet duyarız نَخْشَىٰ خشي
10 en ki أَنْ -
11 tusibena isabet eder bizlere تُصِيبَنَا صوب
12 dairatun bir darlık دَائِرَةٌ دور
13 feasa öyle ki belki فَعَسَى عسي
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 en ki أَنْ -
16 ye'tiye verir يَأْتِيَ اتي
17 bil-fethi fetih بِالْفَتْحِ فتح
18 ev ya da أَوْ -
19 emrin bir emir/iş أَمْرٍ امر
20 min مِنْ -
21 indihi kendi katından عِنْدِهِ عند
22 feyusbihu öyle ki sabahlarlar فَيُصْبِحُوا صبح
23 ala üzerine عَلَىٰ -
24 ma مَا -
25 eserru sırlaştırdıkları/gizledikleri أَسَرُّوا سرر
26 fi فِي -
27 enfusihim nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
28 nadimine bir nedamet/pişmanlık نَادِمِينَ ندم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Fetih/fethetmek. Kavram 527

527 Açmak, yol açmak, anahtarı açmak, başarı kazanmak, galebe çalmak, kazanmak, bir savaşı/mücadeleyi kazanmak. Bir kurtuluş savaşını kazanmak. Kelimenin geniş anlamı yerine haksız yere savaş çıkararak başka toprakları almak olarak anlamak asla doğru değildir. Türkçeye geçmesi daha çok yabancı toprakları ele geçirmek olarak olmuştur.

5. Mâide Suresi

Ayet 80

Arapça Metin (Harekeli)

749|5|80|تَرَىٰ كَثِيرًا مِّنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنفُسُهُمْ أَن سَخِطَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ وَفِى ٱلْعَذَابِ هُمْ خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

749|5|80|تري كثيرا منهم يتولون الذين كفروا لبيس ما قدمت لهم انفسهم ان سخط الله عليهم وفي العذاب هم خلدون

Latin Literal

80. Terâ kesîran minhum yetevellevnellezîne keferû lebi’se mâ kaddemet lehum enfusuhum en sehıtallâhu aleyhim ve fîl azâbi hum hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Görürsün çoğunu onlardan (ki) veli28 edinirler kâfirlik25 etmiş kimseleri; ne kötüdür kademe aldıkları/kıdem kazandıkları kendi nefislerine201; ki hışma/gadaba uğrattı Allah onları; ve azapta onlar ölümsüzlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

80 You see many from them, they follow those who disbelieved, how bad (is) what their selves advanced/understood for them, that God became angry/dissatisfied on them, and in the torture they are immortally/eternally .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

5. Mâide Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

774|5|105|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا ٱهْتَدَيْتُمْ إِلَى ٱللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

105. Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

105 You, you those who believed, on you (are) yourselves, who misguided does not harm you if you were guided, to God (is) your return all together, so He informs you with what you were making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 aleykum üzerinizedir عَلَيْكُمْ -
5 enfusekum kendi nefisleriniz أَنْفُسَكُمْ نفس
6 la لَا -
7 yedurrukum zarar veremez sizlere يَضُرُّكُمْ ضرر
8 men kim (ki) مَنْ -
9 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
10 iza zaman إِذَا -
11 htedeytum doğruya kılavuzlandınız اهْتَدَيْتُمْ هدي
12 ila doğru إِلَى -
13 llahi Allah'a اللَّهِ -
14 merciukum dönüş yeriniz sizlerin مَرْجِعُكُمْ رجع
15 cemian topluca جَمِيعًا جمع
16 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
17 bima بِمَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 tea'melune yapmakta تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

801|6|12|قُل لِّمَن مَّا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ قُل لِّلَّهِ كَتَبَ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

801|6|12|قل لمن ما في السموت والارض قل لله كتب علي نفسه الرحمه ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

Latin Literal

12. Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmeh(rahmete), le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi), ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Kimedir göklerdeki162 ve yerdeki"; de ki: "Allah’adır"; yazdı kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; kimseler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201; öyle ki onlar iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

12 Say: "To whom, what (is) in the skies/space and the earth/Planet Earth?" Say: "To God, He decreed on Himself the mercy, He will gather/collect you to the Resurrection Day, no doubt/suspicion in it, those who lost themselves, so they are not believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 limen kimedir لِمَنْ -
3 ma مَا -
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض
7 kul de ki قُلْ قول
8 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب
10 ala üstüne عَلَىٰ -
11 nefsihi kendi nefsi نَفْسِهِ نفس
12 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم
13 leyecmeannekum mutlak bir araya getirir sizleri لَيَجْمَعَنَّكُمْ جمع
14 ila إِلَىٰ -
15 yevmi gününde يَوْمِ يوم
16 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
17 la yoktur لَا -
18 raybe şüphe رَيْبَ ريب
19 fihi onda فِيهِ -
20 ellezine kimseler الَّذِينَ -
21 hasiru hüsrana uğrartılar خَسِرُوا خسر
22 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
23 fehum öyle ki onlar فَهُمْ -
24 la لَا -
25 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

813|6|24|ٱنظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

813|6|24|انظر كيف كذبوا علي انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

24. Unzur keyfe kezebû alâ enfusihim ve dalle anhum, mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Bak nasıl yalanladılar595 kendi nefislerine201 karşı; ve sapıp gitti onlardan uydurur* oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

24 See/look how they lied on (to) themselves, and what they were fabricating (was) wasted/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 unzur bak انْظُرْ نظر
2 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
3 kezebu yalanladılar كَذَبُوا كذب
4 ala karşı عَلَىٰ -
5 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
6 ve delle ve sapıp gitti وَضَلَّ ضلل
7 anhum onlardan عَنْهُمْ -
8 ma مَا -
9 kanu oldukları كَانُوا كون
10 yefterune uydurur يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Dinde esas sadece kutsal kitaplardır. Sadece Kur'an'dır. Resûl buyurdu ki diye başlayan uydurmalarla şeytân Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan Kur'an'ın üzerine oturmuştur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kendi nefsini yalanlayan insan. Kavram 595

595 Kendi nefisine yalan söyleyerek bizzat kendisine en büyük zulmü yapan insan. Kendi nefislerini kendi yalanlarıyla aldatan insanlar. Müşriklerin çoğu kendilerinin doğru yolda olduğuna inanmaktadır. Kendi nefislerine yalan söylemektedirler. Yüce Allah'ın kendilerine bahşettiği aklı kullanmayarak tamamı zan olan Talmud ve Kutubu Sitte vb. gibi hadis kitaplarıyla kendi kendilerini kandırmaktadırlar. Uyduruk din oluşturup ona tabi olurlar.

6. En'âm Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

815|6|26|وَهُمْ يَنْهَوْنَ عَنْهُ وَيَنْـَٔوْنَ عَنْهُ وَإِن يُهْلِكُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

815|6|26|وهم ينهون عنه وينون عنه وان يهلكون الا انفسهم وما يشعرون

Latin Literal

26. Ve hum yenhevne anhu ve yen’evne anh(anhu), ve in yuhlikûne illâ enfusehumve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

Ve onlar men ederler/engellerler ondan*; uzaklaşırlar ondan*; ve ki helak ederler ancak kendi nefislerini201; ve değillerdir şuurlanırlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

26 And they forbid/prevent from it, and they go far from it, and that they truly destroy (non) except themselves, and they do not feel/know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve hum ve onlar وَهُمْ -
2 yenhevne men ederler/engellerler يَنْهَوْنَ نهي
3 anhu ondan عَنْهُ -
4 ve yenevne uzaklaşırlar وَيَنْأَوْنَ ناي
5 anhu ondan عَنْهُ -
6 ve in ve ki وَإِنْ -
7 yuhlikune helak ederler يُهْلِكُونَ هلك
8 illa ancak إِلَّا -
9 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
10 ve ma ve değillerdir وَمَا -
11 yeş'urune şuurlanırlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*Kur'an'dan. Kur'an'dan uzaklaşmak nefsi helak eder. "Sadece Kur'an demek kâfirliktir, Kur'an'ı anlayamazsınız, Kur'an sünnet olmadan yetmez, anlaşılmaz." diyenler bu ayetin doğrudan muhatabıdır.**Bilinçlenme.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

859|6|70|وَذَرِ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِۦٓ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌۢ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِىٌّ وَلَا شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَّا يُؤْخَذْ مِنْهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أُبْسِلُوا۟ بِمَا كَسَبُوا۟ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

Latin Literal

70. Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrethumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefî’(şefîun), ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali* ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla**; ki tutuklanır bir nefis201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli28; ve ne de bir şefâatçi114; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti680; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik25 ederler olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

70 And leave those who took their religion playing/amusement and a play thing/amusement, and the life the present/worldly life has deceived/tempted them, and remind them with it, that a self be exposed/made to surrender to destruction because (of) what it earned/acquired , (there) is not a guardian for it, and nor a mediator from other than God, and if it ransoms/redeems every ransom/redemption (it will) not be taken from it, those are those who were exposed/made to surrender to destruction because (of) what they earned/acquired , for them (is) a drink from hot water/sweat , and a painful torture because (or) what they were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve zeri ve bırak وَذَرِ وذر
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ
4 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين
5 leiben bir laubali لَعِبًا لعب
6 velehven ve bir eğlence/oyun وَلَهْوًا لهو
7 ve garrathumu ve aldatttı onları وَغَرَّتْهُمُ غرر
8 l-hayatu hayatının الْحَيَاةُ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 vezekkir ve zikret/hatırlat وَذَكِّرْ ذكر
11 bihi onunla (Kur’an’la) بِهِ -
12 en ki أَنْ -
13 tubsele tutuklanır تُبْسَلَ بسل
14 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
15 bima dolayı بِمَا -
16 kesebet kazandığından كَسَبَتْ كسب
17 leyse olmaz لَيْسَ ليس
18 leha ona (nefse) لَهَا -
19 min مِنْ -
20 duni astından دُونِ دون
21 llahi Allah’ın اللَّهِ -
22 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي
23 ve la ve ne de وَلَا -
24 şefiun bir şefaatçi شَفِيعٌ شفع
25 ve in ve eğer وَإِنْ -
26 tea'dil adil olsa/eşitlese تَعْدِلْ عدل
27 kulle her bir كُلَّ كلل
28 adlin adaleti/eşitliği عَدْلٍ عدل
29 la لَا -
30 yu'haz alınmaz يُؤْخَذْ اخذ
31 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
32 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
33 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
34 ubsilu tutuklandılar أُبْسِلُوا بسل
35 bima dolayı بِمَا -
36 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب
37 lehum onlaradır لَهُمْ -
38 şerabun bir içki شَرَابٌ شرب
39 min مِنْ -
40 hamimin kaynardan حَمِيمٍ حمم
41 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
42 elimun acıklı أَلِيمٌ الم
43 bima بِمَا -
44 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
45 yekfurune kâfirlik eder يَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi. **Kur'ân'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

882|6|93|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِىَ إِلَىَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَىْءٌ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثْلَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ فِى غَمَرَٰتِ ٱلْمَوْتِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓا۟ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوٓا۟ أَنفُسَكُمُ ٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ ءَايَٰتِهِۦ تَسْتَكْبِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

Latin Literal

93. Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli870"; velev/fakat görsen o zaman zalimleri257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi201; bugün cezalandırılırsınız63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine454 büyüklenirler663 olmanızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/falsifications, or he said: "Was inspired/transmitted to me." And was not inspired/transmitted to him a thing, and who said: "I will descend equal/alike (to) what God descended". And if you see/understand when the unjust/oppressors (are) in the death’s/lifelessness’ intensities/intoxications, and the angels (are) spreading/extending their hands: "Get your selves out, today you are being rewarded/reimbursed the humiliation’s/disgrace’s torture because (of) what you were saying on (about) God other than the truth , and you were from His verses/evidences/signs being arrogant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kimdir وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kale dedi قَالَ قول
10 uhiye vahyolundu أُوحِيَ وحي
11 ileyye üzerime إِلَيَّ -
12 velem ve asla وَلَمْ -
13 yuha vahyedilmez يُوحَ وحي
14 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ -
15 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
16 ve men ve kimse وَمَنْ -
17 kale dedi قَالَ قول
18 seunzilu indireceğim سَأُنْزِلُ نزل
19 misle misli مِثْلَ مثل
20 ma مَا -
21 enzele indirdiğinin أَنْزَلَ نزل
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 velev velev/fakat وَلَوْ -
24 tera görsen تَرَىٰ راي
25 izi zaman إِذِ -
26 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم
27 fi içinde فِي -
28 gamerati taşmaları/kabarmaları/baskını غَمَرَاتِ غمر
29 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
30 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك
31 basitu yayanlardır/genişletenlerdir بَاسِطُو بسط
32 eydihim ellerini أَيْدِيهِمْ يدي
33 ehricu çıkarın أَخْرِجُوا خرج
34 enfusekumu kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمُ نفس
35 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم
36 tuczevne cezalandırılırsınız تُجْزَوْنَ جزي
37 azabe azaba عَذَابَ عذب
38 l-huni alçaklık/aşağılık الْهُونِ هون
39 bima بِمَا -
40 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون
41 tekulune derler تَقُولُونَ قول
42 ala karşı عَلَى -
43 llahi Allah'a اللَّهِ -
44 gayra olmayanı غَيْرَ غير
45 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
46 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون
47 an ki عَنْ -
48 ayatihi ayetlerine O’nun ايَاتِهِ ايي
49 testekbirune büyüklenirsiniz تَسْتَكْبِرُونَ كبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmek. Kavram 663

663 Kutsal kitaplarda bulunan ayetlere karşı kibirli olmak, büyüklenmek. Ayetlerin hükümlerini bazı söylentilerle/hadislerle yok sayanlar da; yok hükmüne çıkaranlar da bu gruptadır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 98

Arapça Metin (Harekeli)

887|6|98|وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنشَأَكُم مِّن نَّفْسٍ وَٰحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَمُسْتَوْدَعٌ قَدْ فَصَّلْنَا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَفْقَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

887|6|98|وهو الذي انشاكم من نفس وحده فمستقر ومستودع قد فصلنا الايت لقوم يفقهون

Latin Literal

98. Ve huvellezî enşeekum min nefsin vâhıdetin fe mustekarrun ve mustevda’(mustevdaun), kad fassalnal âyâti li kavmin yefkahûn(yefkahûne).

Türkçe Çeviri

Ve O'dur inşa* eden sizleri bir tek nefisten201; öyle ki bir kararlı yer** ve bir veda/bırakma yeri**; muhakkak ayırdık/detaylandırdık ayetleri454 fikreder868 bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

98 And He is who created/formed you from one (F) self, so a settled/established and depository/storage place/womb , We had detailed/explained the evidences/verses to a nation understanding/knowing/learning.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve huve ve O'dur وَهُوَ -
2 llezi الَّذِي -
3 enşeekum inşa eden sizleri أَنْشَأَكُمْ نشا
4 min مِنْ -
5 nefsin nefisten نَفْسٍ نفس
6 vahidetin bir tek وَاحِدَةٍ وحد
7 femustekarrun öyle ki bir karar yeri فَمُسْتَقَرٌّ قرر
8 ve mustevdeun ve bir veda yeri وَمُسْتَوْدَعٌ ودع
9 kad muhakkak قَدْ -
10 fessalna ayırdık/detaylandırdık فَصَّلْنَا فصل
11 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
12 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
13 yefkahune fikir yürüten يَفْقَهُونَ فقه

Notlar

Not 1

*İnşaat yapmak. İnşa etmek fiili/eylemi bizlere gözle görülemeyen tek bir hücreden insanın bedeninin yaratılmasının işaret edildiğini düşündürür.**İnsan bedeninin inşası işaret edildiği için hem kararlı yer olan hem de veda/terk etme yeri olan şey anne rahmidir. İnsan 280 günde annesinin rahminde kararlı bir yerde inşa edilir. Sonra bu yer terk etme/veda yeri olur. Doğumla birlikte insan bu kararlı yere veda eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Fikretmek Kavram 868

868 Düşünmek, analitik düşünmek, derinlemesine düşünmek, zihninde tasarlamak, değerlendirmek.

6. En'âm Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

893|6|104|قَدْ جَآءَكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِۦ وَمَنْ عَمِىَ فَعَلَيْهَا وَمَآ أَنَا۠ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

893|6|104|قد جاكم بصاير من ربكم فمن ابصر فلنفسه ومن عمي فعليها وما انا عليكم بحفيظ

Latin Literal

104. Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsih(nefsihi) ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).

Türkçe Çeviri

Muhakkak geldi sizlere basiretler/bakışlar Rabbinizden4; öyle ki kim baktı/gördü öyle ki mutlak kendi nefsinedir201; ve kim âmâ* oldu öyle ki aleyhinedir onu (nefsinin); ve değilim ben** üzerinize bir hafız***.

Ahmed Samira Çevirisi

104 Clear sightedness had come to you from your (P) Lord, so who saw/understood so to himself, and who blinded so on it, and I am not on you with a protector/observer .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
3 besairu basiretler/bakışlar بَصَائِرُ بصر
4 min مِنْ -
5 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
6 femen öyle ki kim فَمَنْ -
7 ebsara baktı أَبْصَرَ بصر
8 felinefsihi öyle ki mutlak kendi nefsinedir فَلِنَفْسِهِ نفس
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 amiye âmâ oldu عَمِيَ عمي
11 fealeyha öyle ki aleyhinedir onu (nefsinin) فَعَلَيْهَا -
12 ve ma ve değilim وَمَا -
13 ena ben أَنَا -
14 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
15 bihafizin bir hafız بِحَفِيظٍ حفظ

Notlar

Not 1

*Kör.**Yüce Allah.***Yüce Allah kendisinden gelen mesajlara âmâ olanlara bir hafız/koruyucu/muhafız olmayacağını bildirmektedir. Benzer geçiş 50:29 ayetinde de karşımıza çıkar.En’âm 104. ayette Yüce Allah haşa ‘de ki’, ‘قُلْ’, ‘qul’ kelimesini unutmuş mu? Kur'an’da hata mı var?

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

912|6|123|وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا فِى كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَٰبِرَ مُجْرِمِيهَا لِيَمْكُرُوا۟ فِيهَا وَمَا يَمْكُرُونَ إِلَّا بِأَنفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

912|6|123|وكذلك جعلنا في كل قريه اكبر مجرميها ليمكروا فيها وما يمكرون الا بانفسهم وما يشعرون

Latin Literal

123. Ve kezâlike cealnâ fî kulli karyetin ekâbire mucrimîhâ li yemkurû fîhâ, ve mâ yemkurûne illâ bi enfusihim ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; yaptık her bir kentte büyükler*; suçluları** (olarak) onun (kentin); ayartmaları*** için orada (kentte); ve ayartır*** değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve şuurlanır**** değillerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

123 And like that We made/put in every village/urban city its greatest/bigger criminals/sinners to cheat/deceive in it, and they do not cheat/deceive except with themselves, and they do not feel/know .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل
3 fi فِي -
4 kulli her كُلِّ كلل
5 karyetin bir kentte قَرْيَةٍ قري
6 ekabira büyükler أَكَابِرَ كبر
7 mucrimiha suçluları onun (kentin) مُجْرِمِيهَا جرم
8 liyemkuru ayartmaları için لِيَمْكُرُوا مكر
9 fiha orada (kentte) فِيهَا -
10 ve ma ve değildir وَمَا -
11 yemkurune ayartırlar يَمْكُرُونَ مكر
12 illa dışında إِلَّا -
13 bienfusihim kendi nefislerini بِأَنْفُسِهِمْ نفس
14 ve ma ve değildir وَمَا -
15 yeş'urune şuurlanırlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*Kentin/ülkenin ileri gelenleri. Kentin diğer bireylerine kıyasla hüküm verme, mal sahibi olma gibi hususlarda yükselmiş, büyükleşmiş. **Bir kentin/ülkenin ileri gelenlerinin çoğunluğu mutlak ki suçludur. ***Haram yiyerek, haksızlık yaparak yükselirler ancak toplumu ayarttıkları/kandırdıkları/aldattıkları için toplum onların bu suçlarını göremez. ****Bilinçlenir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 130

Arapça Metin (Harekeli)

919|6|130|يَٰمَعْشَرَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ ءَايَٰتِى وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَآءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا قَالُوا۟ شَهِدْنَا عَلَىٰٓ أَنفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَشَهِدُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

919|6|130|يمعشر الجن والانس الم ياتكم رسل منكم يقصون عليكم ايتي وينذرونكم لقا يومكم هذا قالوا شهدنا علي انفسنا وغرتهم الحيوه الدنيا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

Latin Literal

130. Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrethumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ey cin210 ve insan klanı/kabilesi! "Asla gelmez mi (oldu) sizlere kendinizden resûller418? Naklederler sizlere ayetlerimi; ve uyarırlar sizleri karşılaşma gününüze; buna (bu güne)"; dediler*: “Şahit olduk/tanık olduk nefislerimiz201 üzerine”; ve aldattı onları dünya hayatı; ve şahit oldular/tanık oldular kendi nefisleri201 üzerine; doğrusu onlar oldular kâfirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

130 You the Jinn’s and the human’s race , did not messengers from you come to you, they relay/inform on you My verses/evidences and warn you (of) this your day’s/time’s meeting (your meeting at this day/time)? They said: "We witnessed/testified on our selves." And the life the present/worldly life had deceived/tempted them, and they witnessed/testified on themselves that they were disbelieving.

Notlar

Not 1

*Cinler ve insanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

6. En'âm Suresi

Ayet 151

Arapça Metin (Harekeli)

940|6|151|قُلْ تَعَالَوْا۟ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلَّا تُشْرِكُوا۟ بِهِۦ شَيْـًٔا وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَٰنًا وَلَا تَقْتُلُوٓا۟ أَوْلَٰدَكُم مِّنْ إِمْلَٰقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا۟ ٱلْفَوَٰحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا۟ ٱلنَّفْسَ ٱلَّتِى حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلْحَقِّ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

940|6|151|قل تعالوا اتل ما حرم ربكم عليكم الا تشركوا به شيا وبالولدين احسنا ولا تقتلوا اولدكم من املق نحن نرزقكم واياهم ولا تقربوا الفوحش ما ظهر منها وما بطن ولا تقتلوا النفس التي حرم الله الا بالحق ذلكم وصيكم به لعلكم تعقلون

Latin Literal

151. Kul teâlev etlu mâ harreme rabbukum aleykum ellâ tuşrikû bihî şey’â(şey’en), ve bil vâlideyni ihsânâ(ihsânen), ve lâ taktulû evlâdekum min imlak(imlakin), nahnu nerzukukum ve iyyâhum, ve lâ takrebûl fevâhışe mâ zahere minhâ ve mâ batan(batane), ve lâ taktulûn nefselletî harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), zâlikum vassâkum bihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Gelin; okuyayım Rabbinizin4 haram kıldığını üzerinize; ki şirk71 koşmayın O’na bir şeyi; ve ana babayadır bir ihsan/güzellik; ve katletmeyin35 evlatlarınızı yoksulluktan; biz rızıklandırırız onları; onlaradır (o rızık); yaklaşmayın fahişeliklere490 açılmışa ondan ve gizlenmişe; ve katletmeyin35 nefsi201 ki (o) haram ettiğidir649 Allah'ın hakla* (olması) dışında; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler akledersiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

151 Say: "Come I (will) read/recite what your Lord forbade on you, that do not make partners with Him (in) a thing, and with the parents (treat with) goodness, and do not kill your children from poverty We provide for you and them, and do not approach/near the enormous/atrocious deeds , what is visible from it, and what is hidden, and do not kill the self that God forbade, except with the right , that He directed/commanded you with it, maybe you reason/comprehend ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 teaalev gelin تَعَالَوْا علو
3 etlu okurum أَتْلُ تلو
4 ma مَا -
5 harrame haram kıldığını حَرَّمَ حرم
6 rabbukum Rabbinizin رَبُّكُمْ ربب
7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
8 ella ki أَلَّا -
9 tuşriku şirk koşmayın تُشْرِكُوا شرك
10 bihi O’na بِهِ -
11 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا
12 ve bil-valideyni ve ana babaya وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد
13 ihsanen bir ihsan إِحْسَانًا حسن
14 ve la ve وَلَا -
15 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
16 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد
17 min مِنْ -
18 imlakin yoksulluktan إِمْلَاقٍ ملق
19 nehnu biz نَحْنُ -
20 nerzukukum rızıklandırırız onları نَرْزُقُكُمْ رزق
21 ve iyyahum ve onlaradır وَإِيَّاهُمْ -
22 ve la وَلَا -
23 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب
24 l-fevahişe fahişeliklere الْفَوَاحِشَ فحش
25 ma مَا -
26 zehera açılana ظَهَرَ ظهر
27 minha ondan مِنْهَا -
28 ve ma ve وَمَا -
29 betane gizlenene بَطَنَ بطن
30 ve la وَلَا -
31 tektulu ve katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
32 n-nefse nefsi النَّفْسَ نفس
33 lleti ki الَّتِي -
34 harrame haram ettiğidir حَرَّمَ حرم
35 llahu Allah'ın اللَّهُ -
36 illa dışında إِلَّا -
37 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
38 zalikum işte sizlere ذَٰلِكُمْ -
39 vessakum vasiyet etti (Allah) وَصَّاكُمْ وصي
40 bihi bunu بِهِ -
41 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
42 tea'kilune akledersiniz تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Nefsi müdafaa; katledenleri katletmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

Bir nefsi katletmek hangi şartlara bağlıdır? Kavram 649

649 Yüce Allah bir nefsi haksız yere katletmeyi haram kılmıştır. Zorunlu şartlar 5:32 ayetinde göre şunlardır.Nefsi müdafaa kapsamında başka bir nefsi ölümden kurtarmak için diğer nefis katledilebilir. Yeryüzünde fitne/fesat çıkaran nefisler gerekirse katledilebilir.

6. En'âm Suresi

Ayet 152

Arapça Metin (Harekeli)

941|6|152|وَلَا تَقْرَبُوا۟ مَالَ ٱلْيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِى هِىَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُۥ وَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ بِٱلْقِسْطِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَٱعْدِلُوا۟ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَبِعَهْدِ ٱللَّهِ أَوْفُوا۟ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

941|6|152|ولا تقربوا مال اليتيم الا بالتي هي احسن حتي يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان بالقسط لا نكلف نفسا الا وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربي وبعهد الله اوفوا ذلكم وصيكم به لعلكم تذكرون

Latin Literal

152. Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve yaklaşmayın yetimin131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli* (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650 eşitlikle; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz78.

Ahmed Samira Çevirisi

152 And do not approach/near the orphan’s property/possession except with which it is best, until he reaches his maturity/strength, and fulfill/complete the measuring/weighing device, and the scale with the just/equitable, We do not burden a self except its endurance/capacity, and if you said (talked), so be just/equitable, and even if (it) was (against) of the relations/near, and with God’s promise/contract fulfill/complete; that He directed/commanded with it, maybe you mention/remember .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب
3 male malına مَالَ مول
4 l-yetimi yetimin الْيَتِيمِ يتم
5 illa dışında إِلَّا -
6 billeti ki بِالَّتِي -
7 hiye onun هِيَ -
8 ehsenu daha güzeliyle أَحْسَنُ حسن
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ
11 eşuddehu kendi şiddetli (zamanına) أَشُدَّهُ شدد
12 ve evfu ve tamamlayın وَأَوْفُوا وفي
13 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل
14 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن
15 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
16 la لَا -
17 nukellifu mükellef kılmayız نُكَلِّفُ كلف
18 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس
19 illa dışında إِلَّا -
20 vus'aha kuşattığının (nefsin) وُسْعَهَا وسع
21 ve iza ve zaman وَإِذَا -
22 kultum söylediğiniz قُلْتُمْ قول
23 fea'dilu öyle ki adaletli olun فَاعْدِلُوا عدل
24 velev şayet وَلَوْ -
25 kane olduysa (o) كَانَ كون
26 za sahibi ذَا -
27 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب
28 ve biahdi ve ahdinizi وَبِعَهْدِ عهد
29 llahi Allah'a اللَّهِ -
30 evfu tamamlayın أَوْفُوا وفي
31 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ -
32 vessakum vasiyet etti وَصَّاكُمْ وصي
33 bihi bunu بِهِ -
34 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
35 tezekkerune zikredersiniz تَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Akıl ve beden olarak güçlü evre.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ölçüyü ve mizanı eşitlikle yapmak. Kavram 650

650 Mizan tartı/terazi demektir. Sadece fiziksel tartıları değil beyinde gerçekleşen her türlü tartıyı da işaret eder. Beyinde kurulan tartıda/terazide her zaman eşitlik gözetilmelidir. Ölçü de eşitlikle yapılmalıdır. Yine beyinde yapılan her türlü ölçme, değerini belirleme işlemi eşitlikle yapılmalıdır.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 158

Arapça Metin (Harekeli)

947|6|158|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِىَ بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِى بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَٰنُهَا لَمْ تَكُنْ ءَامَنَتْ مِن قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِىٓ إِيمَٰنِهَا خَيْرًا قُلِ ٱنتَظِرُوٓا۟ إِنَّا مُنتَظِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

Latin Literal

158. Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu nefsen îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(hayran), kul intezırû innâ muntezırûn(muntezırûne).

Türkçe Çeviri

Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir (senin) Rabbin4 ya da gelir (senin) Rabbinin4 bazıları ayetleri237?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse201 iman47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Ahmed Samira Çevirisi

158 Do they wait except that the angels come to them , or your Lord comes, or some (of) your Lord’s verses/evidences come? (On) a day/time some (of) your Lord’s verses/evidences come, a self’s belief does not benefit (it) if it was (had) not believed from before, or gained goodness in its belief, say: "Wait/watch , We are waiting/watching."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

6. En'âm Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

953|6|164|قُلْ أَغَيْرَ ٱللَّهِ أَبْغِى رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَىْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

953|6|164|قل اغير الله ابغي ربا وهو رب كل شي ولا تكسب كل نفس الا عليها ولا تزر وازره وزر اخري ثم الي ربكم مرجعكم فينبيكم بما كنتم فيه تختلفون

Latin Literal

164. Kul e gayrallâhi ebgî rabben ve huve rabbu kulli şey’(şey’in), ve lâ teksibu kullu nefsin illâ aleyh(aleyhâ), ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, summe ilâ rabbikum merciukum fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Allah'tan başkasını mı ararım bir Rab4 (olarak)?; ve O Rabbidir4 her bir şeyin; ve kazanmaz hiç bir nefis201 kendi üzerine (olan) dışında; ve yüklenmez bir yüklenici bir başkasının yükünü; sonra Rabbinize4 doğrudur dönüş yeriniz; öyle ki haber verir sizlere kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzla."

Ahmed Samira Çevirisi

164 Say: "Is other than God I desire (as) a Lord, and He is Lord (of) every thing, and every self does not earn/gather except on it, and no sinner/burdener carries/bears (the) load/weight (of) another, then to your Lord (is) your return, so He informs you with what you were in it differing/disagreeing ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 egayra başkasını mı? أَغَيْرَ غير
3 llahi Allah'tan اللَّهِ -
4 ebgi aranırım أَبْغِي بغي
5 rabben bir Rab (olarak) رَبًّا ربب
6 vehuve ve O وَهُوَ -
7 rabbu Rabbidir رَبُّ ربب
8 kulli her كُلِّ كلل
9 şey'in bir şeyin شَيْءٍ شيا
10 ve la ve وَلَا -
11 teksibu kazanmaz تَكْسِبُ كسب
12 kullu hiç bir كُلُّ كلل
13 nefsin nefis نَفْسٍ نفس
14 illa dışında إِلَّا -
15 aleyha kendi üzerine (olan) عَلَيْهَا -
16 ve la ve وَلَا -
17 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر
18 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر
19 vizra yükünü وِزْرَ وزر
20 uhra bir başkasının أُخْرَىٰ اخر
21 summe sonra ثُمَّ -
22 ila doğrudur إِلَىٰ -
23 rabbikum Rabbinize رَبِّكُمْ ربب
24 merciukum dönüş yeriniz مَرْجِعُكُمْ رجع
25 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
26 bima بِمَا -
27 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
28 fihi kendisinde فِيهِ -
29 tehtelifune ihtilaf içinde olursunuz تَخْتَلِفُونَ خلف

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

7. A'râf Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

963|7|9|وَمَنْ خَفَّتْ مَوَٰزِينُهُۥ فَأُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُم بِمَا كَانُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

963|7|9|ومن خفت موزينه فاوليك الذين خسروا انفسهم بما كانوا بايتنا يظلمون

Latin Literal

9. Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum bimâ kânû biâyâtinâ yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve kime hafifledi mizanları658*; onun; öyle ki işte bunlar; kimselerdir (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerin201, ayetlerimize zulmederler659 olmuş olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

9 And who his (whose) weights/measures were reduced/lightened, so those (are) those who lost themselves because (of) what they were with Our signs/verses/evidences causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kime وَمَنْ -
2 haffet hafifledi خَفَّتْ خفف
3 mevazinuhu mizanları onun مَوَازِينُهُ وزن
4 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
5 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
6 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر
7 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
8 bima بِمَا -
9 kanu olduklarıyla olmuş كَانُوا كون
10 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
11 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Çoğul olarak gelmiş olması önemlidir. Anlaşılır ki bir çok mizan olacaktır. Bu mizanların hafif gelmesi perişanlıktır, pişmanlıktır, cehennemlik olmaktır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mizan Kavram 658

658 Tartı/terazi/ölçen mekanizma.

Yüce Allah'ın ayetlerine zulmetmek. Kavram 659

659 Yüce Allah'ın kutsal kitaplarla gönderdiği ayetlere zulmetmek onlara zarar vermekle olur. Şeytânın uyduruk dinine göre tamamı zan olan, uyduruk sözler/söylentiler/hadisler Yüce Allah'ın ayetlerinin hükmünü kaldırmaktadır. Ayetlerin hükmü üstüne hüküm kurmaktadırlar ki bu da ayetlere en büyük zulümdür. Kitap ehli bu zulmü kendi kitapları olan İncil ve Tevrât'a yaptı. Kendilerini müslüman sanan ancak şeytânın dinine tabi olduğunun farkında bile olmayan milyarlarca kimse de biricik Kur'an'ın ayetlerine bunu yaptılar. Kur'an'a zulmettiler.

7. A'râf Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

977|7|23|قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَآ أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

977|7|23|قالا ربنا ظلمنا انفسنا وان لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن من الخسرين

Latin Literal

23. Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Dedi ikisi*: "Rabbimiz4! Zulmettik257** kendi nefislerimize201**; ve eğer asla mağfiret319 etmezsen bizlere**; ve rahmet271 etmezsen bizlere**; mutlak oluruz** hüsrana uğrayanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

23 They (B) said: "Our Lord, We caused injustice/oppressed ourselves, and if You do not forgive for us, and You have mercy upon us, we will be/become from the losers ."

Notlar

Not 1

*Âdem ve eş. Erkek insan ve kadın insan.**Çoğul eril olarak gelmiştir. Başka insanları da kapsayan bir sesleniş söz konusudur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

7. A'râf Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

991|7|37|فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوٓا۟ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ قَالُوا۟ ضَلُّوا۟ عَنَّا وَشَهِدُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

Latin Literal

37. Fe men azlemu mimmenifterâ alallâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyâtihi) ulâike yenâluhum nasîbuhum minel kitâb(kitâbi), hattâ izâ câethum rusulunâ yeteveffevnehum kâlû eyne mâ kuntum ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi) kâlû dallû annâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan*; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz418; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine201 karşı ki onlar oldular kâfirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

37 So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on (about) God lies/denials/falsifications or lied/denied/falsified with His verses/evidences , those their share/fortune from The Book takes them until/if/when Our messengers came to them, they make them die, they said: "Where (is) what you were/are calling/wishing/desiring from other than God?" They said: "They were misguided from us, and they witnessed/testified on themselves that they truly, they were disbelieving/disbelievers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
10 biayatihi ayetlerini O’nun بِايَاتِهِ ايي
11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
12 yenaluhum kavuşur يَنَالُهُمْ نيل
13 nesibuhum nasipleri onların نَصِيبُهُمْ نصب
14 mine مِنَ -
15 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 iza zaman إِذَا -
18 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
19 rusuluna resûllerimiz رُسُلُنَا رسل
20 yeteveffevnehum vefat ettirirken onları يَتَوَفَّوْنَهُمْ وفي
21 kalu dediler (resûl melekler) قَالُوا قول
22 eyne hani nerede? أَيْنَ -
23 ma مَا -
24 kuntum olduklarınız كُنْتُمْ كون
25 ted'une çağırmış تَدْعُونَ دعو
26 min مِنْ -
27 duni astından دُونِ دون
28 llahi Allah’ın اللَّهِ -
29 kalu dediler قَالُوا قول
30 dellu saptılar ضَلُّوا ضلل
31 anna bizden عَنَّا -
32 ve şehidu ve şahidlik/tanıklık ettiler وَشَهِدُوا شهد
33 ala karşı عَلَىٰ -
34 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
35 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
36 kanu oldular كَانُوا كون
37 kafirine kâfirler كَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Yapıp ettikleri kitaptan/kayıttan gösterilir. Bu kayda bakan kimse kendi nefsine zulmettiğini, kâfirlerden olduğunu anlar; buna tanıklık/şahitlik eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

7. A'râf Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

996|7|42|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

996|7|42|والذين امنوا وعملوا الصلحت لا نكلف نفسا الا وسعها اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

Latin Literal

42. Vellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının dışında; işte bunlar; cennet ashâbıdır194; onlar orada ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And those who believed and made/did the correct/righteous deeds, We do not burden/impose a self except its endurance/capacity , those are the Paradises’ owners/company , they are in it immortally/eternally.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman etmiş امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
5 la لَا -
6 nukellifu mükellef kılmayız نُكَلِّفُ كلف
7 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس
8 illa dışında إِلَّا -
9 vus'aha kuşattığının وُسْعَهَا وسع
10 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
11 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
12 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن
13 hum onlar هُمْ -
14 fiha orada فِيهَا -
15 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

7. A'râf Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1007|7|53|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا تَأْوِيلَهُۥ يَوْمَ يَأْتِى تَأْوِيلُهُۥ يَقُولُ ٱلَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبْلُ قَدْ جَآءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِٱلْحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَآءَ فَيَشْفَعُوا۟ لَنَآ أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ ٱلَّذِى كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

53. Hel yanzurûne illâ te’vîleh(te’vîlehu), yevme ye’tî te’vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na’mele gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), kad hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Onun* tevili401 dışındakine** mi bakarlar? Gün*** (ki) gelir onun tevili401; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş**** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin4 resûlleri418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler114? Öyle ki şefâat114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz*****; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201 ve saptı****** onlardan iftira883 atar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

53 Do they wait/watch except (for) its interpretation/explanation? (On) a day its interpretation/explanation comes, those who forgot it from before say: "Our Lord’s messengers had come with the truth . So are99(there) for us from mediators, so they mediate for us, or we be returned so we make/do other than what we were making/doing?" They had lost themselves, and what they were fabricating/cutting and splitting (was) misguided/wasted/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hel mı? هَلْ -
2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
3 illa dışında إِلَّا -
4 te'vilehu tevili onun تَأْوِيلَهُ اول
5 yevme gündür يَوْمَ يوم
6 ye'ti gelir يَأْتِي اتي
7 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول
8 yekulu der يَقُولُ قول
9 ellezine kimseler الَّذِينَ -
10 nesuhu unuttu onu نَسُوهُ نسي
11 min مِنْ -
12 kablu önceden قَبْلُ قبل
13 kad muhakkak قَدْ -
14 ca'et gelmiş جَاءَتْ جيا
15 rusulu resûlleri رُسُلُ رسل
16 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
17 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
18 fehel öyle ki olur mu? فَهَلْ -
19 lena bizlere لَنَا -
20 min مِنْ -
21 şufeaa'e şefaatçiler شُفَعَاءَ شفع
22 feyeşfeu öyleki şefaat ederler فَيَشْفَعُوا شفع
23 lena bizlere لَنَا -
24 ev ya da أَوْ -
25 nuraddu geri döndürülürüz نُرَدُّ ردد
26 fenea'mele öyle ki yaparız فَنَعْمَلَ عمل
27 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
28 llezi o ki الَّذِي -
29 kunna olduk كُنَّا كون
30 nea'melu yaparız نَعْمَلُ عمل
31 kad muhakkak قَدْ -
32 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر
33 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
34 ve delle ve saptı وَضَلَّ ضلل
35 anhum onlardan عَنْهُمْ -
36 ma مَا -
37 kanu oldukları كَانُوا كون
38 yefterune iftira atarlar/uydururlar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.**Kur'an ayetleri ortadayken onun tevilini ilimle/bilimle yapacaklarına tamamı zan olan, uyduruk, şeytân öğretileri olan söylentilere/hadislerle bakınırlar.***Din günü Kur'an'ın gerçek tevili gelir ve hata yaptıklarını anlarlar.****Ayetleri söylentilerle/hadislerle nesh edenler/unutanlar.*****Dünya hayatına döndürülsek.******Yüce Allah'a ve resûllerine karşı uydurulan binlerce hadisin/söylentinin doğru olmadığı ortaya çıktı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

7. A'râf Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

1114|7|160|وَقَطَّعْنَٰهُمُ ٱثْنَتَىْ عَشْرَةَ أَسْبَاطًا أُمَمًا وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ إِذِ ٱسْتَسْقَىٰهُ قَوْمُهُۥٓ أَنِ ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْحَجَرَ فَٱنۢبَجَسَتْ مِنْهُ ٱثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ ٱلْغَمَٰمَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْهِمُ ٱلْمَنَّ وَٱلسَّلْوَىٰ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1114|7|160|وقطعنهم اثنتي عشره اسباطا امما واوحينا الي موسي اذ استسقيه قومه ان اضرب بعصاك الحجر فانبجست منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم وظللنا عليهم الغمم وانزلنا عليهم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

160. Ve katta’nâhumusnetey aşrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enıdrıb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve kestik onları on iki kabileye/boya/oymağa ümmetler (olarak); ve vahyettik Mûsâ'ya su istediği zaman onun* kavmi/toplumu ki "Darbet/vur asanla taşa" (diye); ve fışkırdı ondan** on iki göze; muhakkak bildi her insan kendi içeceği yeri; ve gölgelendirdik üzerlerine bulutu264; ve indirdik üzerlerine menneyi262 ve bıldırcını263; "Yiyin sizleri rızıklandırdığımız iyilerden"; ve zulmetmiş257 değillerdi bize; velakin/fakat onlar kendi nefislerine201 zulmediyorlardı257.

Ahmed Samira Çevirisi

160 And We separated/divided them (into) twelve (F) branches/Jewish tribes nations, and We inspired/transmitted to Moses, when his nation asked him for drink, that strike/move the stone with your stick/cane, so twelve (F) water springs/water wells flowed/gushed/spouted from it, every/each people had known their drinking place, and We shadowed/overshadowed on them the clouds, and We descended on them the manna/sap , and the quail/amusement, eat from goodnesses what We provided for you, and they did not cause injustice to Us/oppress Us, and but they were causing injustice/oppression (to) themselves .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kattaa'nahumu ve kestik onları وَقَطَّعْنَاهُمُ قطع
2 snetey iki (oniki) اثْنَتَيْ ثني
3 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر
4 esbaten kabileye/boya/oymağa أَسْبَاطًا سبط
5 umemen ümmetler (olarak) أُمَمًا امم
6 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
7 ila إِلَىٰ -
8 musa Mûsâ'ya مُوسَىٰ -
9 izi zaman إِذِ -
10 steskahu su istediği اسْتَسْقَاهُ سقي
11 kavmuhu onun kavmi قَوْمُهُ قوم
12 eni ki أَنِ -
13 drib darp et اضْرِبْ ضرب
14 biasake asanla بِعَصَاكَ عصو
15 l-hacera taşa الْحَجَرَ حجر
16 fenbeceset ve fışkırdı فَانْبَجَسَتْ بجس
17 minhu ondan مِنْهُ -
18 sneta iki (oniki) اثْنَتَا ثني
19 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر
20 aynen göze عَيْنًا عين
21 kad muhakkak قَدْ -
22 alime bildi عَلِمَ علم
23 kullu her كُلُّ كلل
24 unasin insan أُنَاسٍ انس
25 meşrabehum içeceği yeri onların مَشْرَبَهُمْ شرب
26 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل
27 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
28 l-gamame bulutla الْغَمَامَ غمم
29 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
30 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
31 l-menne menne الْمَنَّ منن
32 ve sselva ve bıldırcın eti وَالسَّلْوَىٰ سلو
33 kulu yeyin كُلُوا اكل
34 min -dan مِنْ -
35 tayyibati iyilerden طَيِّبَاتِ طيب
36 ma مَا -
37 razeknakum rızıklandırdığımızdan szileri رَزَقْنَاكُمْ رزق
38 ve ma ve değildiler وَمَا -
39 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم
40 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
41 kanu onlar كَانُوا كون
42 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
43 yezlimune zulmediyorlardı يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Mûsâ'nın.**Taştan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Menne Kavram 262

262 Çöl trüf mantarı (desert truffle’ ‘Terfeziaceae’ ). Kelime anlamı ikram, hediye, faydalı bir şeyin ikramıdır. Ülkemizde dolaman, ak doloman, keme olarak da bilinen mantar türü. İnanılmaz derecede besleyici ve birçok faydası olan bir besindir. %20-27 oranında proteinler, yağlar ve lifler içerir. 2017 yılında yapılan bir çalışmada (Libya) kırmızı-siyah renkli çöl trüfünde %16.3 protein, %6.2 yağ, %67.2 karbonhidrat tespit edilmiştir. Beyaz çöl trüfünde %18.5 protein, %5.9 yağ ve %65 karbonhidrat içeriği bulunmuştur. Muhteşem besleyici bir besindir. Aynı zamanda dengelidir. Trüfler ayrıca vücut için gerekli birçok metalleri (sodyum, potasyum, fosfor, demir, bakır, kalsiyum, kobalt, silikon, çinko, alüminyum ve manganez) içerir. Santaroni volkanik patlaması (MÖ 1640) tüm dünyayı etkilemiştir. Dünyanın iklimini değiştirmiştir. Kurak ve sıcak olan iklim Musa peygamber ve yanındakilerin bulunduğu bölgede serin ve yağmurlu bir iklim haline gelmiştir. Mineraller içeren bol yağmur çölde çok dengeli bir besin olan çöl trüfünün bolca oluşmasına neden olmuştu Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bıldırcın Kavram 263

263 Bıldırcın (Coturnix coturnix L.) tavuklar (Galliformes) takımının, tavuksular (Phasianidae) familyasının en küçük türüdür. Göçmen kuştur. Musa peygamber ve yanındakilerin göçmen kuşların göç yolları üzerinde olduğunu anlarız. Toplu göç zamanlarında meydana gelen ani iklim değişiklikleri, ters esen sert rüzgârlar, fırtınalar ve aşırı yağışlar sonucunda bıldırcınların yere düştükleri bilinmektedir. Santoroni patlaması sonucu gelişen ani iklim değişikliği bıldırcınları da etkilemiştir. Göç yollarında karşılaştıkları olumsuz hava koşulları yere düşmelerine ve kolayca yakalanmalarına neden olmuştur. Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bulut, Musa peygamberi ve İsrailoğullarını gölgelendiren, onlara menne ve bıldırcın indiren bulut. Kavram 264

264 Santorini volkanik patlaması (MÖ 1640) Dünya’nın yüksek atmosferine inanılmaz boyutta gaz-toz bulutu püskürtmüştür. Bu bulutlar çevreye yayılmış ve doğuya doğru yol almıştır. Yapılan analizlerde bu bulutlara bağlı güneş ışınlarının tam olarak yeryüzüne ulaşamaması nedeniyle küresel iklim değişikliklerinin olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Mısır, Orta Doğu, Arabistan gibi çok sıcak olan bölgeler gölgelenme nedeniyle bahar havasına kavuşmuş, ılık hale gelmiş ve bol yağmur alır olmuştur. Bu gölgelenmenin yıllarca sürdüğü bilinmektedir.

7. A'râf Suresi

Ayet 172

Arapça Metin (Harekeli)

1126|7|172|وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنۢ بَنِىٓ ءَادَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا۟ بَلَىٰ شَهِدْنَآ أَن تَقُولُوا۟ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَٰذَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1126|7|172|واذ اخذ ربك من بني ادم من ظهورهم ذريتهم واشهدهم علي انفسهم الست بربكم قالوا بلي شهدنا ان تقولوا يوم القيمه انا كنا عن هذا غفلين

Latin Literal

172. Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman (senin) Rabbin4 Âdemoğullarından; sırtlarından onların zürriyetlerini380; ve tanık/şahit yaptı onları kendi nefisleri201 üzerine: “Değil miyim Rabbiniz4!”; dediler: “Evet! Tanık/şahit olduk”; ki dersiniz kıyamet günü148: “Doğrusu biz olmuştuk bundan gâfil310.” (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

172 And when/if your Lord took/received from Adam’s sons and daughters from their backs their descendants, and He made them witness/testify on themselves. "Am I not your Lord (E)?" They said: "Yes/certainly, We witnessed/testified." That You say (on) the Resurrection Day: "That We were about this ignoring/disregarding ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
4 min مِنْ -
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 ademe Adem ادَمَ -
7 min مِنْ -
8 zuhurihim sırtlarından onların ظُهُورِهِمْ ظهر
9 zurriyyetehum zürriyetlerini/nesillerini ذُرِّيَّتَهُمْ ذرر
10 ve eşhedehum ve tanık yaptı onları وَأَشْهَدَهُمْ شهد
11 ala üzerine عَلَىٰ -
12 enfusihim nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس
13 elestu değil miyim أَلَسْتُ ليس
14 birabbikum Rabbiniz بِرَبِّكُمْ ربب
15 kalu dediler قَالُوا قول
16 bela evet بَلَىٰ -
17 şehidna tanık/şahit olduk شَهِدْنَا شهد
18 en ki أَنْ -
19 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول
20 yevme günü يَوْمَ يوم
21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
22 inna doğrusu biz إِنَّا -
23 kunna olduk كُنَّا كون
24 an عَنْ -
25 haza bundan هَٰذَا -
26 gafiline gâfil /aymaz غَافِلِينَ غفل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

7. A'râf Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

1131|7|177|سَآءَ مَثَلًا ٱلْقَوْمُ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُوا۟ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1131|7|177|سا مثلا القوم الذين كذبوا بايتنا وانفسهم كانوا يظلمون

Latin Literal

177. Sâe meselennil kavmullezîne kezzebû bi âyatinâ ve enfusehum kânû yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ne kötüdür misali/benzeri kavmin/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; ve kendi nefislerine201 oldular zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

177 It became bad/evil an example/proverb (of) the nation those who lied/denied/falsified with Our verses/evidences, and were causing injustice/oppression (to) themselves.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 188

Arapça Metin (Harekeli)

1142|7|188|قُل لَّآ أَمْلِكُ لِنَفْسِى نَفْعًا وَلَا ضَرًّا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ وَلَوْ كُنتُ أَعْلَمُ ٱلْغَيْبَ لَٱسْتَكْثَرْتُ مِنَ ٱلْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِىَ ٱلسُّوٓءُ إِنْ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٌ وَبَشِيرٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1142|7|188|قل لا املك لنفسي نفعا ولا ضرا الا ما شا الله ولو كنت اعلم الغيب لاستكثرت من الخير وما مسني السو ان انا الا نذير وبشير لقوم يومنون

Latin Literal

188. Kul lâ emliku li nefsî nef’an ve lâ darran illâ mâşaallâh(mâşaallâhu), ve lev kuntu a’lemul gaybe lesteksertu minel hayri ve mâ messeniyes sûu in ene illâ nezîrun ve beşîrun li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki687: "Malik* olamam kendi nefsime201 bir menfaate; ve ne de bir zarara Allah'ın dilediği dışında; velev/şayet gaybı bilir olsaydım; mutlak çoğaltırdım hayırdan; ve dokunur olamazdı bana kötülük; ki ben ancak bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim bir iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

188 Say: "I do not own/possess benefit/usefulness and nor harm to myself, except what God willed/wanted, and if I were (to) know the unseen/absent/supernatural , I would have increased from the good/wealth , and the bad/evil/harm would not (have) touched me, that I am except (a) warner/giver of notice and (an) announcer of good news to a nation believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 la değilim لَا -
3 emliku mâlik أَمْلِكُ ملك
4 linefsi nefsime لِنَفْسِي نفس
5 nef'an bir menfaate نَفْعًا نفع
6 ve la ve ne de وَلَا -
7 derran bir zarara ضَرًّا ضرر
8 illa dışında إِلَّا -
9 ma مَا -
10 şa'e dilediği شَاءَ شيا
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 velev velev/şayet وَلَوْ -
13 kuntu olsaydım كُنْتُ كون
14 ea'lemu bilir أَعْلَمُ علم
15 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب
16 lasteksertu mutlak çoğaltırdım لَاسْتَكْثَرْتُ كثر
17 mine مِنَ -
18 l-hayri hayırdan الْخَيْرِ خير
19 ve ma ve olamazdı وَمَا -
20 messeniye dokunur bana مَسَّنِيَ مسس
21 s-su'u kötülük السُّوءُ سوا
22 in ki إِنْ -
23 ena ben أَنَا -
24 illa ancak إِلَّا -
25 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر
26 ve beşirun ve müjdeleyiciyim وَبَشِيرٌ بشر
27 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
28 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Sahip.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Resûl Muhammed'ten ahirette şefaat bekleyenler bu ayeti iyi okusunlar; bakın Resûl Muhammed ne diyor? Kavram 687

687 Yüce Allah 7:188 ayetinde kendi elçisine şunları demesini emretmiştir;Resûl Muhammed kendi nefisine/benliğine bile bir menfaat ya da bir zarar sağlamaya malik değildir. Hiç bir yetkisi yoktur. Bir insana menfaat ya da bir zarar sağlama yetkisi sadece Yüce Allah'ın kendisindedir. O dilerse ancak bir nefse menfaat ya da bir zarar verebilir.Resûl Muhammed gaybı bilemez.Hayırdan işleri artırmak gereklidir. Hayırdan işler kötülüklerin dokunmasını engeller. Resûl Muhammed ancak bir uyarıcıdır; bir müjdeleyicidir. Uyarı ve müjde ancak iman eden bir toplum içindir. İman etmeyen toplumlar bu uyarı ve müjdeden faydalanamaz.

7. A'râf Suresi

Ayet 189

Arapça Metin (Harekeli)

1143|7|189|هُوَ ٱلَّذِى خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَٰحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّىٰهَا حَمَلَتْ حَمْلًا خَفِيفًا فَمَرَّتْ بِهِۦ فَلَمَّآ أَثْقَلَت دَّعَوَا ٱللَّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ ءَاتَيْتَنَا صَٰلِحًا لَّنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّٰكِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1143|7|189|هو الذي خلقكم من نفس وحده وجعل منها زوجها ليسكن اليها فلما تغشيها حملت حملا خفيفا فمرت به فلما اثقلت دعوا الله ربهما لين اتيتنا صلحا لنكونن من الشكرين

Latin Literal

189. Huvellezî halakakum min nefsin vâhıdetin ve ceale minhâ zevcehâ li yeskune ileyhâ, fe lemmâ tegaşşâhâ hamelet hamlen hafîfen fe merret bihî, fe lemmâ eskalet deavâllâhe rabbehumâ lein âteytenâ sâlihan le nekûnenne mineş şâkirîn(şâkirîne).

Türkçe Çeviri

O (ki) yaratandır sizleri tek bir nefisten201; ve yaptı (Allah) ondan (dişiden) eşini onun (dişinin); sükûn bulması için (erkeğin) onunla (dişiyle); öyle ki ne zaman sardı/örttü (erkek) onu (dişiyi); yüklendi (dişi) hafif bir yük; öyle ki geçti/geçirdi (dişi) onunla; öyle ki ne zaman ağırlaştı (dişi); çağırdı ikisi Allah’ı; Rablerini4; eğer verdiysen bizlere bir sâlih777; mutlak oluruz şükredenler43.

Ahmed Samira Çevirisi

189 He is who created you from one (F) self , and He made/created from it/her its spouse/husband to be tranquil/settle/secure to it/her, so when he covered/had sexual intercourse with her she carried/bore a light weight/pregnancy , so she passed with it, so when she became heavy, they (B) called God their (B)’s Lord: "If (E) You gave us correct/righteous, we will be/become (E) from the thankful/grateful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 huve O هُوَ -
2 llezi (ki) الَّذِي -
3 halekakum yaratandır sizleri خَلَقَكُمْ خلق
4 min bir مِنْ -
5 nefsin nefisten نَفْسٍ نفس
6 vahidetin tek وَاحِدَةٍ وحد
7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
8 minha ondan (dişiden) مِنْهَا -
9 zevceha eşini onun (dişinin) زَوْجَهَا زوج
10 liyeskune sukun bulması için (erkeğin) لِيَسْكُنَ سكن
11 ileyha onunla (dişiyle) إِلَيْهَا -
12 fe lemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
13 tegaşşaha sardı/örttü (erkek) onu (dişiyi) تَغَشَّاهَا غشو
14 hamelet yüklendi (dişi) حَمَلَتْ حمل
15 hamlen bir yük حَمْلًا حمل
16 hafifen hafif خَفِيفًا خفف
17 fe merrat öyle ki geçti (dişi) فَمَرَّتْ مرر
18 bihi onunla بِهِ -
19 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
20 eskalet ağırlaştı أَثْقَلَتْ ثقل
21 deava çağırdı ikisi دَعَوَا دعو
22 llahe Allah’ı اللَّهَ -
23 rabbehuma Rablerini رَبَّهُمَا ربب
24 lein eğer لَئِنْ -
25 ateytena verdiysen bizlere اتَيْتَنَا اتي
26 salihen bir salih صَالِحًا صلح
27 lenekunenne mutlak oluruz لَنَكُونَنَّ كون
28 mine مِنَ -
29 ş-şakirine şükredenler- الشَّاكِرِينَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Sâlih Kavram 777

777 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik.

7. A'râf Suresi

Ayet 192

Arapça Metin (Harekeli)

1146|7|192|وَلَا يَسْتَطِيعُونَ لَهُمْ نَصْرًا وَلَآ أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1146|7|192|ولا يستطيعون لهم نصرا ولا انفسهم ينصرون

Latin Literal

192. Ve lâ yestetîûne lehum nasran ve lâ enfusehum yansurûn(yansurûne).

Türkçe Çeviri

Ve güç yetirip itaat edemezler* onlara** bir yardıma; ne de kendi*** nefislerine201 yardım edebilirler.

Ahmed Samira Çevirisi

192 And they are not being able (to give them) a victory and nor give victory/aid (to) themselves?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 yestetiune güç yetirip itaat edemezler يَسْتَطِيعُونَ طوع
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 nesran bir yardıma نَصْرًا نصر
5 ve la ne de وَلَا -
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 yensurune yardım edemezler يَنْصُرُونَ نصر

Notlar

Not 1

*Şirk koştukları.**Şirk koşanlara.***Şirk koşulanların nefis sahibi canlılar olduğunu anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

7. A'râf Suresi

Ayet 197

Arapça Metin (Harekeli)

1151|7|197|وَٱلَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلَآ أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1151|7|197|والذين تدعون من دونه لا يستطيعون نصركم ولا انفسهم ينصرون

Latin Literal

197. Vellezîne ted’ûne min dûnihî lâ yestetîûne nasrakum ve lâ enfusehum yensurûn(yensurûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler* (ki) çağırırsınız O’nun** astından; güç yetiremezler itaat etmeye (bir) yardıma sizlere ve ne de kendi nefislerine201 yardım edebilirler.

Ahmed Samira Çevirisi

197 And those who you call from other than Him, they are not able (to) give you victory/aid, and nor give victory/aid (to) themselves.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو
3 min مِنْ -
4 dunihi O’nun astından دُونِهِ دون
5 la لَا -
6 yestetiune güç yetiremezler itaat etmeye يَسْتَطِيعُونَ طوع
7 nesrakum yardıma sizlere نَصْرَكُمْ نصر
8 ve la ve ne de وَلَا -
9 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
10 yensurune yardım ederler يَنْصُرُونَ نصر

Notlar

Not 1

*Şirk koşulan kimseler.**Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

7. A'râf Suresi

Ayet 205

Arapça Metin (Harekeli)

1159|7|205|وَٱذْكُر رَّبَّكَ فِى نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ ٱلْجَهْرِ مِنَ ٱلْقَوْلِ بِٱلْغُدُوِّ وَٱلْءَاصَالِ وَلَا تَكُن مِّنَ ٱلْغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1159|7|205|واذكر ربك في نفسك تضرعا وخيفه ودون الجهر من القول بالغدو والاصال ولا تكن من الغفلين

Latin Literal

205. Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Ve zikret78 Rabbini4 kendi nefsinde201 bir alçak gönüllülük (-le); ve bir korku (-yla); ve aleni (duyulacak kadar) yüksek bir söylemin* altında/astında**; sabah ve akşam***; ve olma gâfillerden310.

Ahmed Samira Çevirisi

205 And remember/mention your Lord in your self humbly and humiliated, and hiddenly/secretly and other than the publicized/declared from the saying/opinion and belief at the early morning , and the evenings to sunsets , and do not be from the ignoring/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vezkur ve zikret وَاذْكُرْ ذكر
2 rabbeke Rabbini رَبَّكَ ربب
3 fi فِي -
4 nefsike kendi nefsinde نَفْسِكَ نفس
5 tederruan bir alçak gönüllülük (-le) تَضَرُّعًا ضرع
6 ve hifeten ve bir korku (-yla) وَخِيفَةً خوف
7 ve dune ve altında/astında وَدُونَ دون
8 l-cehri aleni yükse الْجَهْرِ جهر
9 mine مِنَ -
10 l-kavli bir söylemden الْقَوْلِ قول
11 bil-guduvvi sabah بِالْغُدُوِّ غدو
12 vel'asali ve akşam وَالْاصَالِ اصل
13 ve la ve وَلَا -
14 tekun olma تَكُنْ كون
15 mine مِنَ -
16 l-gafiline gafillerden الْغَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*O'nun yüce sıfatlarını yani evrene tecelli etmiş olan güzel sıfatlarını öğrenmek/hatırlamak ve bunları sözlere dökmek demektir. Gökyüzündeki bulutlara bakıp da "Ey Rabbim! Ne güzel bir hayat verensin; ilmin, bilmin sınırsızdır. Her atomun nerede olacağını bildin, hesapladın. Senin rüzgarların onları dilediğin yere sürükler; dilediğin yere yağmurları bıraktırırsın. Sensin en yüce yaratıcı. Bizden rahmetini esirgeme!" gibi sözleri kendi nefsimizde sesli olarak söylemek, kendi nefsimizde hissetmek tam olarak 7:205 ayetinde istenilendir. **Herkesi duyabileceği bir sesle olmadan yapılan söylem/kelam.***Her zaman.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

8. Enfâl Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1213|8|53|ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ لَمْ يَكُ مُغَيِّرًا نِّعْمَةً أَنْعَمَهَا عَلَىٰ قَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا۟ مَا بِأَنفُسِهِمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1213|8|53|ذلك بان الله لم يك مغيرا نعمه انعمها علي قوم حتي يغيروا ما بانفسهم وان الله سميع عليم

Latin Literal

53. Zâlike biennallâhe lem yeku mugayyiren ni’meten en’amehâ alâ kavmin hattâ yugayyirû mâ bi enfusihim ve ennallâhe semîun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir ki Allah asla olmaz başkalaştıran* bir nimeti (ki) nimetlendirdi onu bir kavme/topluma karşı; ta ki başkalaştırırlar* kendi nefislerindekiyle201; ve ki Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

53 That (is) with that God is/was not changing a blessing/goodness He blessed/comforted and eased it on a nation, until they change what (is) with themselves, and that God (is) hearing/listening, knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
2 bienne ki بِأَنَّ -
3 llahe Allah اللَّهَ -
4 lem asla لَمْ -
5 yeku olmaz يَكُ كون
6 mugayyiran başkalaştıran مُغَيِّرًا غير
7 nia'meten bir nimeti نِعْمَةً نعم
8 en'ameha nimetlendirdi onu أَنْعَمَهَا نعم
9 ala karşı عَلَىٰ -
10 kavmin bir kavme/topluma قَوْمٍ قوم
11 hatta ta ki حَتَّىٰ -
12 yugayyiru başkalaştırırlar يُغَيِّرُوا غير
13 ma مَا -
14 bienfusihim nefislerindekiyle بِأَنْفُسِهِمْ نفس
15 ve enne ve ki وَأَنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع
18 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah bahşettiği nimeti asla değiştirmez. Ancak toplumdaki insanlar kendi nefislerine uyarak bu nimeti bozarlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

8. Enfâl Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1232|8|72|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يُهَاجِرُوا۟ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَىْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا۟ وَإِنِ ٱسْتَنصَرُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ فَعَلَيْكُمُ ٱلنَّصْرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Latin Literal

72. İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba’duhum evliyâu ba’d(ba’dın), vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim min şey’in hattâ yuhâcirû, ve inistensarûkum fîd dîni fe aleykumun nasru illâ alâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâk(mîsâkun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle201 Allah yolunda336; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve hiç hicret355 etmiyorlar yoktur* sizlere velayetlerinden* hiç bir şey ta ki hicret355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse** dinde437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır*** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir513.

Ahmed Samira Çevirisi

72 That those who believed and emigrated and struggled/exerted , with their properties/possessions and119themselves in God’s sake/way , and those who sheltered/gave refuge and saved/gave victory/aided, those, some of them (are) guardians/patrons/allies (to) some, and those who believed and did not emigrate, their guardianship/patronage is not for (on) you from a thing (your responsibility) until they emigrate, and if they asked you to save/aid them in the religion, so the victory/aid is on you (your duty) except on a nation between you and between them (is) a promise/covenant, and God (is) with what you made/do seeing/knowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
5 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
6 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
7 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
8 fi فِي -
9 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah اللَّهِ -
11 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
12 avev sığındırdılar اوَوْا اوي
13 ve nesaru ve yardım ettiler وَنَصَرُوا نصر
14 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
15 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
16 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
17 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
18 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
19 amenu iman ettiler امَنُوا امن
20 velem ve hiç وَلَمْ -
21 yuhaciru hicret etmiyorlar يُهَاجِرُوا هجر
22 ma yoktur مَا -
23 lekum sizlere لَكُمْ -
24 min مِنْ -
25 velayetihim velayetlerinden وَلَايَتِهِمْ ولي
26 min hiç مِنْ -
27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
28 hatta ta ki حَتَّىٰ -
29 yuhaciru hicret ederler يُهَاجِرُوا هجر
30 ve ini ve eğer وَإِنِ -
31 stensarukum yardım talep ederlerse اسْتَنْصَرُوكُمْ نصر
32 fi فِي -
33 d-dini dinde الدِّينِ دين
34 fealeykumu öyle ki üzerinizedir فَعَلَيْكُمُ -
35 n-nesru yardım النَّصْرُ نصر
36 illa dışında إِلَّا -
37 ala karşı عَلَىٰ -
38 kavmin bir kavme/topluma قَوْمٍ قوم
39 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
40 ve beynehum ve aralarında وَبَيْنَهُمْ بين
41 misakun bir misak مِيثَاقٌ وثق
42 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
43 bima بِمَا -
44 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
45 besirun bir Basîr’dir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Hicret etmemiş olan iman etmiş kimselere karşı hicret etmiş imanlı kimseler üzerine bir koruma/velayet sorumluluğu yoktur.**Din konusunda bir yardım talep ederlerse yardım etme zorunluluğu vardır.***Ancak içinde bulundukları kavimle/toplumla bir antlaşma yapılmışsa bu kurallara uyarak ilerleme sağlanır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Allah'ın dini. Kavram 437

437 İslam. Sadece kutsal kitaplara teslim olma. Kutsal kitaplar haricinde dinde kaynak kabul etmemek. Kutsal kitaplarda ne varsa uymak. Kutsal kitapların astından hadis/söylenti kitapları edinmemek. Kur'an'ı terk edilmiş bırakmamak.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

9. Tevbe Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1252|9|17|مَا كَانَ لِلْمُشْرِكِينَ أَن يَعْمُرُوا۟ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ شَٰهِدِينَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِم بِٱلْكُفْرِ أُو۟لَٰٓئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ وَفِى ٱلنَّارِ هُمْ خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1252|9|17|ما كان للمشركين ان يعمروا مسجد الله شهدين علي انفسهم بالكفر اوليك حبطت اعملهم وفي النار هم خلدون

Latin Literal

17. Mâ kâne lil muşrikîne en ya’murû mesâcidallâhi şâhidîne alâ enfusihim bil kufr(kufri), ulâike habitat a’mâluhum ve fîn nâri hum hâlidûn (hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir müşriklere36 ki imar755 ederler Allah'ın mescitlerini16; tanıklardır/şahitlerdir kendi nefislerine201 karşı küfürle422; işte bunlar; boşa çıktı* yaptıkları onların; ve ateşte onlar ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

17 (It) was not to the sharers/takers of partners (with God) that they inhabit/tend to/visit God’s mosques/places of worshipping God, (while) witnessing/testifying on themselves with the disbelief, those, their deeds (are) wasted, and in the fire they are immortally/eternally.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 lilmuşrikine müşriklere لِلْمُشْرِكِينَ شرك
4 en ki أَنْ -
5 yea'muru imar ederler يَعْمُرُوا عمر
6 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 şahidine tanıklardır/şahitlerdir شَاهِدِينَ شهد
9 ala karşı عَلَىٰ -
10 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
11 bil-kufri küfürle بِالْكُفْرِ كفر
12 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
13 habitat boşa çıktı حَبِطَتْ حبط
14 ea'maluhum yaptıkları onların أَعْمَالُهُمْ عمل
15 ve fi ve وَفِي -
16 n-nari ateşte النَّارِ نور
17 hum onlar هُمْ -
18 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*İmar ettikleri küfrün mescitleri Yüce Allah'ın mescitleri olmadığı için yaptıkları emekler boşa çıktı. Sıfırla çarpıldı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar edebilir. Müşrikler ancak iblisin, şeytânların mescitlerini imar ederler. Kavram 755

755 Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar ederler. Müşrikler de kendi uyduruk dinlerine göre mescitler imar ederler. Ancak imar ettikleri şeyler Allah'ın mescitleri asla değildir. İblisin, şeytanların mescitleridir. 9:17 ayetinde müşriklerin kendi nefislerindeki küfre/kâfirliğe göre mescitler imar ettikleri bildirilir. Müşriklerin mescitleri kâfirliklerini yansıtır. Mezheplere ait olan tüm mescitler şeytânların mescitleridir. Sadece Kur'an diyen kimseler online platformlarda ya da fiziksel olarak Allah'ın mescitlerini imar etmelidir. Sadece Kur'an diyen kimseler mezheplere ait olan camilere, mescitlere asla girmemelidir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

1255|9|20|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ ٱللَّهِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْفَآئِزُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1255|9|20|الذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله بامولهم وانفسهم اعظم درجه عند الله واوليك هم الفايزون

Latin Literal

20. Ellezîne amenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a’zamu dereceten ındallâh(ındallâhi) ve ulâike humul fâizûn (fâizûne).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler Allah'ın yolunda336 mallarıyla ve nefisleriyle201; daha büyük derecedir Allah’ın indinde/katında; ve işte bunlar; onlardır başaranlar.

Ahmed Samira Çevirisi

20 Those who believed and emigrated and struggled/exerted in God’s way/sake with their properties/wealths and themselves, (are) a step/degree greater at God, and those, they are the winners/successful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
4 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
5 fi فِي -
6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah اللَّهِ -
8 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
9 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
10 ea'zemu daha büyük أَعْظَمُ عظم
11 deraceten derecedir دَرَجَةً درج
12 inde indinde/katında عِنْدَ عند
13 llahi Allah’ın اللَّهِ -
14 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
15 humu onlardır هُمُ -
16 l-faizune başaranlar الْفَائِزُونَ فوز

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

1270|9|35|يَوْمَ يُحْمَىٰ عَلَيْهَا فِى نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكْوَىٰ بِهَا جِبَاهُهُمْ وَجُنُوبُهُمْ وَظُهُورُهُمْ هَٰذَا مَا كَنَزْتُمْ لِأَنفُسِكُمْ فَذُوقُوا۟ مَا كُنتُمْ تَكْنِزُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1270|9|35|يوم يحمي عليها في نار جهنم فتكوي بها جباههم وجنوبهم وظهورهم هذا ما كنزتم لانفسكم فذوقوا ما كنتم تكنزون

Latin Literal

35. Yevme yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ bihâ cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûn(teknizûne).

Türkçe Çeviri

Gündür (ki) kızdırılır onun* üzeri cehennem ateşinde834; öyle ki dağlanır onunla* alınları ve yanları ve sırtları; işte budur hazineleştirdiğiniz nefisleriniz201 için; öyle ki tadın hazineleştirir olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

35 A day (when) be heated on it in Hell’s fire, so their foreheads’ skin will be burned by an iron with it (the gold and silver), and their sides, and their backs, "That (is) what you accumulated/hoarded to your selves, so taste/experience what you were accumulating/hoarding ."124

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yevme gündür (ki) يَوْمَ يوم
2 yuhma kızdırılır يُحْمَىٰ حمي
3 aleyha üzeri onun عَلَيْهَا -
4 fi فِي -
5 nari ateşinde نَارِ نور
6 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ -
7 fe tukva öyle ki dağlanır فَتُكْوَىٰ كوي
8 biha onunla بِهَا -
9 cibahuhum alınları جِبَاهُهُمْ جبه
10 ve cunubuhum ve yanları وَجُنُوبُهُمْ جنب
11 ve zuhuruhum ve sırtları وَظُهُورُهُمْ ظهر
12 haza işte budur هَٰذَا -
13 ma مَا -
14 keneztum hazineleştirdiğiniz كَنَزْتُمْ كنز
15 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس
16 fezuku öyle ki tadın فَذُوقُوا ذوق
17 ma مَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 teknizune hazineleştir تَكْنِزُونَ كنز

Notlar

Not 1

*Altın ve gümüşün.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

9. Tevbe Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1271|9|36|إِنَّ عِدَّةَ ٱلشُّهُورِ عِندَ ٱللَّهِ ٱثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ مِنْهَآ أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا۟ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَٰتِلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَٰتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1271|9|36|ان عده الشهور عند الله اثنا عشر شهرا في كتب الله يوم خلق السموت والارض منها اربعه حرم ذلك الدين القيم فلا تظلموا فيهن انفسكم وقتلوا المشركين كافه كما يقتلونكم كافه واعلموا ان الله مع المتقين

Latin Literal

36. İnne iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşere şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun huruma(hurumun) zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffeh(kâffeten), va’lemû ennallâhe meal muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu adeti/sayısı ayların Allah'ın indinde/katında on iki* aydır; Allah'ın kitabında**; günde (ki) yarattı gökleri162*** ve yeri; ondan dördü bir haramdır34; işte budur ayakta/dikelmiş/dik din****; öyle ki zulmetmeyin onlarda***** nefislerinize201; ve katledin35 müşrikleri36 bir topluca zapt etme (-yle) nasıl katlederlerse36 sizleri bir topluca zapt etme (-yle); ve bilin ki Allah muttakilerle17 beraberdir.

Ahmed Samira Çevirisi

36 That the months’ number/count at God (are) twelve in God’s scripture , (on) the day He created the skies/space and the earth/Planet Earth, from it four (are) sacred, that (is) the religion the straight , so do not cause injustice to/oppress your selves in them, and fight/kill the sharers/takers of partners (with God) all, as/like they fight/kill you all, and know that God (is) with the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 iddete adeti/sayısı عِدَّةَ عدد
3 ş-şuhuri ayların الشُّهُورِ شهر
4 inde indinde/katında عِنْدَ عند
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 sna (on) iki اثْنَا ثني
7 aşera on (iki) عَشَرَ عشر
8 şehran aydır شَهْرًا شهر
9 fi فِي -
10 kitabi kitabında كِتَابِ كتب
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 yevme gündür يَوْمَ يوم
13 haleka yarattı خَلَقَ خلق
14 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
15 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض
16 minha ondan مِنْهَا -
17 erbeatun dördü أَرْبَعَةٌ ربع
18 hurumun bir haramdır حُرُمٌ حرم
19 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
20 d-dinu din الدِّينُ دين
21 l-kayyimu ayakta/dikelmiş/dik الْقَيِّمُ قوم
22 fela öyle ki فَلَا -
23 tezlimu zulmetmeyin تَظْلِمُوا ظلم
24 fihinne onlarda فِيهِنَّ -
25 enfusekum nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
26 ve katilu ve katledin وَقَاتِلُوا قتل
27 l-muşrikine müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
28 kaffeten bir topluca zapt etme (-yle) كَافَّةً كفف
29 kema nasıl كَمَا -
30 yukatilunekum katlederlerse sizleri يُقَاتِلُونَكُمْ قتل
31 kaffeten bir topluca zapt etme (-yle) كَافَّةً كفف
32 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
33 enne ki أَنَّ -
34 llahe Allah اللَّهَ -
35 mea beraberdir مَعَ -
36 l-muttekine muttakilerle الْمُتَّقِينَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'an'da ay "month" kelimesi tekil olarak 12 kez geçer. **Yazgısında.***Güneş sistemi.****İslâm. Sadece kutsal kitaplar.*****Haram aylarda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

1276|9|41|ٱنفِرُوا۟ خِفَافًا وَثِقَالًا وَجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1276|9|41|انفروا خفافا وثقالا وجهدوا بامولكم وانفسكم في سبيل الله ذلكم خير لكم ان كنتم تعلمون

Latin Literal

41. İnfirû hıfâfen ve sikâlen ve câhidû bi emvâlikum ve enfusikum fî sebîlillâh(sebîlillâhi), zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Neferleşin763 hafifler* (olarak) ve ağırlar* (olarak); ve cihat356 edin mallarınızla ve nefislerinizle201 Allah yolunda336; işte bu; hayırlıdır sizlere; eğer olduysanız bilirler.

Ahmed Samira Çevirisi

41 Rush/hasten lights and heavy/loaded, and struggle/do your utmost with your properties/possessions and yourselves in God’s sake , that (is) best for you, if you were knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 infiru neferleşin انْفِرُوا نفر
2 hifafen hafifler (olarak) خِفَافًا خفف
3 vesikalen ve ağırlar (olarak) وَثِقَالًا ثقل
4 ve cahidu ve cihat edin وَجَاهِدُوا جهد
5 biemvalikum mallarınızla بِأَمْوَالِكُمْ مول
6 ve enfusikum ve nefislerinizle وَأَنْفُسِكُمْ نفس
7 fi فِي -
8 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ -
11 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
12 lekum sizlere لَكُمْ -
13 in eğer إِنْ -
14 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
15 tea'lemune bilirler تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Yüksüz ve yüklü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Neferleşmek Kavram 763

763 Yüce Allah yolunda askerler olmak, erler olmak, hareketlenmek, koşuşturmak, acele etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

1277|9|42|لَوْ كَانَ عَرَضًا قَرِيبًا وَسَفَرًا قَاصِدًا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتْ عَلَيْهِمُ ٱلشُّقَّةُ وَسَيَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسْتَطَعْنَا لَخَرَجْنَا مَعَكُمْ يُهْلِكُونَ أَنفُسَهُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1277|9|42|لو كان عرضا قريبا وسفرا قاصدا لاتبعوك ولكن بعدت عليهم الشقه وسيحلفون بالله لو استطعنا لخرجنا معكم يهلكون انفسهم والله يعلم انهم لكذبون

Latin Literal

42. Lev kâne aradan karîben ve seferen kâsıden lettebeûke ve lâkin beudet aleyhimuş şukkah(şukkatu), ve seyahlifûne billâhi levisteta’nâ leharecnâ meakum, yuhlikûne enfusehum, vallâhu ya’lemu innehum le kâzibûn(kâzibûne).

Türkçe Çeviri

Şayet olsaydı yakın bir arz/sunu ve kolay/kısa bir sefer; mutlak tabi olurlardı sana; velakin/fakat uzak geldi üzerlerine yarılan/deşelenen*; ve ant içecekler Allah’a "Eğer itaat edebilsek** (kendimize) mutlak çıkardık sizlerle beraber" (diye); (oysa) helak ederler kendi nefislerini201; ve Allah bilir (ki) doğrusu onlar mutlak yalancılardır.

Ahmed Samira Çevirisi

42 If (it) was near/close enjoyable accessories/vanities , and an easy and light journey/trip , they would have followed you, and but the hard to reach distance it became distant/far on (for) them, and they will swear/take oath by God: "If we were able we would have gotten out/emerged with you." They perish/destroy themselves, and God knows that they truly are lying/denying (E) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lev şayet لَوْ -
2 kane olsaydı كَانَ كون
3 aradan bir arz/sunu عَرَضًا عرض
4 kariben yakın قَرِيبًا قرب
5 ve seferan ve bir sefer وَسَفَرًا سفر
6 kasiden bir kolay/kısa قَاصِدًا قصد
7 lattebeuke mutlak tabi olurlardı sana لَاتَّبَعُوكَ تبع
8 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
9 beudet uzak geldi بَعُدَتْ بعد
10 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
11 ş-şukkatu yarılan/deşelenen الشُّقَّةُ شقق
12 ve seyehlifune ve ant içecekler وَسَيَحْلِفُونَ حلف
13 billahi Allah’la بِاللَّهِ -
14 levi eğer (diye) لَوِ -
15 stetaa'na itaat edebilsek kendimize اسْتَطَعْنَا طوع
16 leharacna mutlak çıkardık لَخَرَجْنَا خرج
17 meakum sizlerler beraber مَعَكُمْ -
18 yuhlikune helak ederler يُهْلِكُونَ هلك
19 enfusehum nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
20 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
21 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
22 innehum doğrusu onları إِنَّهُمْ -
23 lekazibune mutlak yalancılardır لَكَاذِبُونَ كذب

Notlar

Not 1

*Yarılan/deşelenen toprak, yol, arazi. 54:1 ayetinde Ay'ın yarılması/deşelenmesi aynı kökten türeyen bir kelimeyle işaret edilmiştir. Yerde yürümek de görüldüğü gibi aynı kelimeyle işaret edilmektedir. Demek ki Ay'ın yarılması/deşelenmesi onun üzerinde yüründüğünü işaret eder. **Kendimize gücümüz yetse.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1279|9|44|لَا يَسْتَـْٔذِنُكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أَن يُجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1279|9|44|لا يستذنك الذين يومنون بالله واليوم الاخر ان يجهدوا بامولهم وانفسهم والله عليم بالمتقين

Latin Literal

44. Lâ yeste’zinukellezîne yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim,vallâhu alîmun bil muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

İzin talep etmezler sana kimseler (ki) iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ki cihat356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle201; ve Allah bir Alîm’dir8 muttakilere17.

Ahmed Samira Çevirisi

44 Those who believe by God and the Day the Last/Resurrection Day do not ask for your permission/pardon that they struggle/do their utmost with their properties/possessions and themselves, and God (is) knowledgeable with the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yeste'zinuke izin talep etmezler sana يَسْتَأْذِنُكَ اذن
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
8 en ki أَنْ -
9 yucahidu cihat ederler يُجَاهِدُوا جهد
10 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
11 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
14 bil-muttekine muttakilere بِالْمُتَّقِينَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

1290|9|55|فَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَٰلُهُمْ وَلَآ أَوْلَٰدُهُمْ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُعَذِّبَهُم بِهَا فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَتَزْهَقَ أَنفُسُهُمْ وَهُمْ كَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1290|9|55|فلا تعجبك امولهم ولا اولدهم انما يريد الله ليعذبهم بها في الحيوه الدنيا وتزهق انفسهم وهم كفرون

Latin Literal

55. Fe lâ tu’cibke emvâluhum ve lâ evlâduhum, innemâ yurîdullâhu li yuazzibehum bihâ fîl hayâtid dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki şaşırtmasın* seni onların malları ne de evlatları; doğrusu arzular Allah azap etmeye onlara onunla** dünya hayatında; ve (arzular ki) bırakırlar*** nefislerini201; ve onlar kâfirler25 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

55 So let not their properties/wealths , and nor their children please/marvel you, but God wants to torture them with it in the life the present/worldly life, and their selves perish/vanish and (while) they are disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fela öyle ki فَلَا -
2 tua'cibke acayip etkilemesin seni تُعْجِبْكَ عجب
3 emvaluhum malları أَمْوَالُهُمْ مول
4 ve la ne de وَلَا -
5 evladuhum evlatları أَوْلَادُهُمْ ولد
6 innema doğrusu إِنَّمَا -
7 yuridu arzular يُرِيدُ رود
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 liyuazzibehum azap etmeye onlara لِيُعَذِّبَهُمْ عذب
10 biha ona بِهَا -
11 fi فِي -
12 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
13 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
14 ve tezheka ve bırakırlar وَتَزْهَقَ زهق
15 enfusuhum nefisleri أَنْفُسُهُمْ نفس
16 vehum ve onlar وَهُمْ -
17 kafirune kâfirler كَافِرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Acayip etkilemek. **Mal ve evlatla. ***Müminlerin nefisleri ölmez. Bilinçlerini kaybetmeden selam diyarına yükselirler. Ancak ayette geçenler kâfirler olduğu için nefislerinden ayrılmaktadırlar. Nefislerini bırakmaktadırlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1305|9|70|أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَٰهِيمَ وَأَصْحَٰبِ مَدْيَنَ وَٱلْمُؤْتَفِكَٰتِ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

70. E lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikât(mu’tefikâti), etethum rusuluhum bil beyyinat(beyyinati), fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla352; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

70 Did not (the) information/news come to them (about) those from before them, Noah’s nation, and Aad , and Thamud and Abraham’s nation, and owners (of) Madya/Madyan, and the overturned cities ?Their messengers came to them with the evidences, so God was not to cause injustice to them/oppress them, and but they were themselves causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem hiç أَلَمْ -
2 ye'tihim gelmez mi يَأْتِهِمْ اتي
3 nebeu haberi نَبَأُ نبا
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
7 kavmi kavminin قَوْمِ قوم
8 nuhin Nûh نُوحٍ -
9 ve aadin ve Ad وَعَادٍ عود
10 ve semude ve Semud وَثَمُودَ -
11 ve kavmi ve kavminin وَقَوْمِ قوم
12 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
13 ve eshabi ve ashab-ı وَأَصْحَابِ صحب
14 medyene Medyen مَدْيَنَ -
15 velmu'tefikati ve ters yüz olan وَالْمُؤْتَفِكَاتِ افك
16 etethum geldiler onlara أَتَتْهُمْ اتي
17 rusuluhum resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
18 bil-beyyinati beynanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
19 fe ma öyle ki değildi فَمَا -
20 kane olmuş كَانَ كون
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 liyezlimehum zulmeder onlara لِيَظْلِمَهُمْ ظلم
23 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
24 kanu oldular كَانُوا كون
25 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
26 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

9. Tevbe Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

1316|9|81|فَرِحَ ٱلْمُخَلَّفُونَ بِمَقْعَدِهِمْ خِلَٰفَ رَسُولِ ٱللَّهِ وَكَرِهُوٓا۟ أَن يُجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَقَالُوا۟ لَا تَنفِرُوا۟ فِى ٱلْحَرِّ قُلْ نَارُ جَهَنَّمَ أَشَدُّ حَرًّا لَّوْ كَانُوا۟ يَفْقَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1316|9|81|فرح المخلفون بمقعدهم خلف رسول الله وكرهوا ان يجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله وقالوا لا تنفروا في الحر قل نار جهنم اشد حرا لو كانوا يفقهون

Latin Literal

81. Ferihal muhallefûne bi mak’adihim hılâfe resûlillâhi ve kerihûen yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi ve kâlû lâ tenfirû fîl harr(harri), kul nâru cehennemeeşeddu harrâ(harren), lev kânû yefkahûn(yefkahûne).

Türkçe Çeviri

Ferahladı muhallefler771 Allah'ın resûlünün gerisinde oturmalarıyla; ve kerhendiler697 ki cihat356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle201 Allah yolunda336; ve dediler: "Neferleşmeyin763 (bu) hararette*"; de ki: "Cehennem ateşi834 daha şiddetlidir bir hararet* (olarak)"; şayet olduysalar fıkıh770 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

81 The remaining behind rejoiced/delighted with their seat/sitting place (position) opposite/behind God’s messenger, and they hated that they struggle/exert with their properties/wealths and themselves in Gods’ sake , and they said: "Do not rush/hasten in the heat." Say: "Hell’s fire (is) stronger heat, if they were understanding/learning ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feriha ferahladı فَرِحَ فرح
2 l-muhallefune muhallefler الْمُخَلَّفُونَ خلف
3 bimek'adihim oturmalarıyla بِمَقْعَدِهِمْ قعد
4 hilafe gerisinde خِلَافَ خلف
5 rasuli resûlünün رَسُولِ رسل
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ve kerihu ve kerhendiler وَكَرِهُوا كره
8 en ki أَنْ -
9 yucahidu cihat ederler يُجَاهِدُوا جهد
10 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
11 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
12 fi فِي -
13 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
14 llahi Allah اللَّهِ -
15 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
16 la لَا -
17 tenfiru neferleşmeyin تَنْفِرُوا نفر
18 fi فِي -
19 l-harri hararette الْحَرِّ حرر
20 kul de ki قُلْ قول
21 naru ateşi نَارُ نور
22 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ -
23 eşeddu daha şiddetlidir أَشَدُّ شدد
24 harran bir hararet (olarak) حَرًّا حرر
25 lev şayet لَوْ -
26 kanu oldularsa كَانُوا كون
27 yefkahune fıkıh ederler يَفْقَهُونَ فقه

Notlar

Not 1

*Sıcakta.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Kerhen. Kavram 697

697 İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak, tiksinerek, iğrenerek.

Neferleşmek Kavram 763

763 Yüce Allah yolunda askerler olmak, erler olmak, hareketlenmek, koşuşturmak, acele etmek.

Fıkıh Kavram 770

770 Anlamak, kavramak, iç yüzünü anlamak, anlayış, bilincine varmak.

Muhallef Kavram 771

771 Geride kalanlar.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

9. Tevbe Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1320|9|85|وَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَٰلُهُمْ وَأَوْلَٰدُهُمْ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُعَذِّبَهُم بِهَا فِى ٱلدُّنْيَا وَتَزْهَقَ أَنفُسُهُمْ وَهُمْ كَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1320|9|85|ولا تعجبك امولهم واولدهم انما يريد الله ان يعذبهم بها في الدنيا وتزهق انفسهم وهم كفرون

Latin Literal

85. Ve Lâ tu’cibke emvâluhum ve evlâduhum, innemâ yurîdullâhu en yuazzibehum bihâ fîd dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Ve şaşırtmasın* seni onların malları ve evlatları; ancak arzular Allah ki azap eder onlara onunla** dünyada; ve bırakırlar*** nefislerini201; ve onlar kâfirlerdir25.

Ahmed Samira Çevirisi

85 And let (not) their properties/wealths and their children please/marvel you, but God wants that He tortures them with it in the present world and their selves go out/perish and (while) they are disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tua'cibke şaşırtmasın seni تُعْجِبْكَ عجب
3 emvaluhum malları onların أَمْوَالُهُمْ مول
4 ve evladuhum ve evlatları onların وَأَوْلَادُهُمْ ولد
5 innema ancak إِنَّمَا -
6 yuridu arzular يُرِيدُ رود
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 en ki أَنْ -
9 yuazzibehum azap eder onlara يُعَذِّبَهُمْ عذب
10 biha onunla بِهَا -
11 fi فِي -
12 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
13 ve tezheka ve bırakırlar وَتَزْهَقَ زهق
14 enfusuhum nefislerini أَنْفُسُهُمْ نفس
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 kafirune kâfirler (olarak) كَافِرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Acayip etkilemesin.**Mal ve evlatla.***Müminlerin nefisleri ölmez. Bilinçlerini kaybetmeden selam diyarına yükselirler. Ancak ayette geçenler kâfirler olduğu için nefislerinden ayrılmaktadırlar. Nefislerini bırakmaktadırlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1323|9|88|لَٰكِنِ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ جَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْخَيْرَٰتُ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1323|9|88|لكن الرسول والذين امنوا معه جهدوا بامولهم وانفسهم واوليك لهم الخيرت واوليك هم المفلحون

Latin Literal

88. Lâkinir resûlu vellezîne âmenû meahu câhedû bi emvâlihim ve enfusihim, ve ulâike lehumul hayrâtu ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Türkçe Çeviri

Lakin/fakat resûl418* ve kimseler (ki) iman47 ettiler onunla* beraber; cihat356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle201; ve işte bunlar; onlaradır hayırlar; ve işte bunlar; onlardır muflihler174.

Ahmed Samira Çevirisi

88 However the messenger and those who believed with him struggled/exerted with their properties/possessions and their selves, those, for them (is) the goodnesses/generosity, and those are the successful/winners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini lakin/fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
3 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 meahu onunla beraber مَعَهُ -
6 cahedu cihat ettiler جَاهَدُوا جهد
7 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
8 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
9 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
10 lehumu onlaradır لَهُمُ -
11 l-hayratu hayırlar الْخَيْرَاتُ خير
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlardır هُمُ -
14 l-muflihune muflihler الْمُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muflih Kavram 174

174 Felaha ulaşanlar, kurtuluşa kavuşanlar, başaranlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

1346|9|111|إِنَّ ٱللَّهَ ٱشْتَرَىٰ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَٰلَهُم بِأَنَّ لَهُمُ ٱلْجَنَّةَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِى ٱلتَّوْرَىٰةِ وَٱلْإِنجِيلِ وَٱلْقُرْءَانِ وَمَنْ أَوْفَىٰ بِعَهْدِهِۦ مِنَ ٱللَّهِ فَٱسْتَبْشِرُوا۟ بِبَيْعِكُمُ ٱلَّذِى بَايَعْتُم بِهِۦ وَذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1346|9|111|ان الله اشتري من المومنين انفسهم وامولهم بان لهم الجنه يقتلون في سبيل الله فيقتلون ويقتلون وعدا عليه حقا في التوريه والانجيل والقران ومن اوفي بعهده من الله فاستبشروا ببيعكم الذي بايعتم به وذلك هو الفوز العظيم

Latin Literal

111. İnnallâheşterâ minel mu’minîne enfusehum ve emvâlehum bi enne lehumul cenneh(cennete), yukâtilûne fî sebîlillâhi fe yaktulûne ve yuktelûne va’den aleyhi hakkan fît tevrâti vel incîli vel kur’ân(kur’âni), ve men evfâ bi ahdihî minallâhi, festebşirû bi bey’ıkumullezî bâya’tum bih (bihî), ve zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah satın aldı müminlerden27 nefislerini201 ve mallarını ki onlara (olan) cennetle; katledilip/katlederler720 Allah yolunda336; öyle ki katlederler35; ve katledilirler35; bir vaattir O’nun* üzerine; bir haktır/gerçektir Tevrât'ta ve İncîl'de ve Kur'ân'da; ve kimdir daha takvalı Allah'tan kendi ahdinde**; öyle ki müjdelenin satışınızla o ki sattınız onunla***; ve işte bu; o***; büyük fevzdir768.

Ahmed Samira Çevirisi

111 That God bought from the believers their selves and their properties/wealths , with that for them (is) the Paradise, they fight/kill in God’s sake , so they fight/kill and they be fought/killed, a promise truthfully in the Torah/Old Testament, and the Bible/New Testament , and the Koran , and who (is) more fulfilling/completing with his promise/pledge than God? So be announced good news with your sale/trade which you sold/traded with it, and that (is) the great, the triumph/salvation .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ştera satın aldı اشْتَرَىٰ شري
4 mine مِنَ -
5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
6 enfusehum nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve emvalehum ve mallarını وَأَمْوَالَهُمْ مول
8 bienne ki بِأَنَّ -
9 lehumu onlara لَهُمُ -
10 l-cennete cennet الْجَنَّةَ جنن
11 yukatilune katledilip/katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
12 fi فِي -
13 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
14 llahi Allah اللَّهِ -
15 feyektulune öyle ki katlederler فَيَقْتُلُونَ قتل
16 ve yuktelune ve katledilirler وَيُقْتَلُونَ قتل
17 vea'den bir vaattir وَعْدًا وعد
18 aleyhi O’nun üzerine عَلَيْهِ -
19 hakkan bir hak/gerçek حَقًّا حقق
20 fi فِي -
21 t-tevrati Tevrat'ta التَّوْرَاةِ -
22 vel'incili ve İncil'de وَالْإِنْجِيلِ -
23 velkurani ve Kur'an'da وَالْقُرْانِ قرا
24 ve men ve kimdir وَمَنْ -
25 evfa daha takvalı أَوْفَىٰ وفي
26 biahdihi kendi ahdiyle بِعَهْدِهِ عهد
27 mine مِنَ -
28 llahi Allah’tan اللَّهِ -
29 festebşiru öyle ki müjdelenin فَاسْتَبْشِرُوا بشر
30 bibey'ikumu satışınızla بِبَيْعِكُمُ بيع
31 llezi o ki الَّذِي -
32 bayea'tum sattınız بَايَعْتُمْ بيع
33 bihi onunla بِهِ -
34 ve zalike ve işte bu وَذَٰلِكَ -
35 huve o هُوَ -
36 l-fevzu fevzdir الْفَوْزُ فوز
37 l-azimu büyük الْعَظِيمُ عظم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın.**Antlaşmak, anlaşma. ***Satış.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Fevz Kavram 768

768 Başarı, zafer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

1353|9|118|وَعَلَى ٱلثَّلَٰثَةِ ٱلَّذِينَ خُلِّفُوا۟ حَتَّىٰٓ إِذَا ضَاقَتْ عَلَيْهِمُ ٱلْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ وَضَاقَتْ عَلَيْهِمْ أَنفُسُهُمْ وَظَنُّوٓا۟ أَن لَّا مَلْجَأَ مِنَ ٱللَّهِ إِلَّآ إِلَيْهِ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1353|9|118|وعلي الثلثه الذين خلفوا حتي اذا ضاقت عليهم الارض بما رحبت وضاقت عليهم انفسهم وظنوا ان لا ملجا من الله الا اليه ثم تاب عليهم ليتوبوا ان الله هو التواب الرحيم

Latin Literal

118. Ve ales selâsetillezîne hullifû, hattâ izâ dâkat aleyhimul ardu bimâ rehubet ve dâkat aleyhim enfusuhum ve zannû en lâ melcee minallâhi illâ ileyh(ileyhi), summe tâbe aleyhim li yetûbû, innallâhe huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Ve geri bırakılmış üç kimseye karşı (da); ta ki dar geldiği zaman üzerlerine yer (tüm) genişlemişliğiyle*; ve dar geldi üzerlerine kendi nefisleri201; ve zannettiler** ki olmaz bir iltica*** Allah’tan**** ancak O’nadır*****; sonra tevbe33 etti****** üzerlerine tevbe33 etmeleri için; doğrusu Allah; O Tevvâb’dır191; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And on the three, those who remained until when the Earth/land narrowed/tightened on them with what (it) widened/broadened and their selves narrowed/tightened on them, and they thought/assumed that (there is) no refuge/shelter from God except to Him, then He forgave on them, (it is for them) to repent, that God, (He is) the forgiving, the merciful/most merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ala ve karşı وَعَلَى -
2 s-selaseti üç الثَّلَاثَةِ ثلث
3 ellezine kimse الَّذِينَ -
4 hullifu geri bırakılmış خُلِّفُوا خلف
5 hatta ta ki حَتَّىٰ -
6 iza إِذَا -
7 dakat dar geldiği zaman ضَاقَتْ ضيق
8 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
9 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض
10 bima بِمَا -
11 rahubet (tüm) genişlemişliğiyle رَحُبَتْ رحب
12 ve dakat ve dar geldi وَضَاقَتْ ضيق
13 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
14 enfusuhum kendi nefisleri أَنْفُسُهُمْ نفس
15 ve zennu ve zannettiler وَظَنُّوا ظنن
16 en ki أَنْ -
17 la olmaz لَا -
18 melcee bir iltica مَلْجَأَ لجا
19 mine مِنَ -
20 llahi Allah’tan اللَّهِ -
21 illa dışında إِلَّا -
22 ileyhi O’na إِلَيْهِ -
23 summe sonra ثُمَّ -
24 tabe tevbe etti تَابَ توب
25 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
26 liyetubu tevbe etmeleri için لِيَتُوبُوا توب
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 huve O هُوَ -
30 t-tevvabu Tevvâb’dır التَّوَّابُ توب
31 r-rahimu Rahîm’dir الرَّحِيمُ رحم

Notlar

Not 1

*Yer.**Varsayım yaptılar. ***Sığınak.****Allah'tan gelen.*****Allah sadece kendisine iltica ettirir; sığındırır. Sığınma ancak Allah'adır.*****Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 120

Arapça Metin (Harekeli)

1355|9|120|مَا كَانَ لِأَهْلِ ٱلْمَدِينَةِ وَمَنْ حَوْلَهُم مِّنَ ٱلْأَعْرَابِ أَن يَتَخَلَّفُوا۟ عَن رَّسُولِ ٱللَّهِ وَلَا يَرْغَبُوا۟ بِأَنفُسِهِمْ عَن نَّفْسِهِۦ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ لَا يُصِيبُهُمْ ظَمَأٌ وَلَا نَصَبٌ وَلَا مَخْمَصَةٌ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَا يَطَـُٔونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ ٱلْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَّيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُم بِهِۦ عَمَلٌ صَٰلِحٌ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1355|9|120|ما كان لاهل المدينه ومن حولهم من الاعراب ان يتخلفوا عن رسول الله ولا يرغبوا بانفسهم عن نفسه ذلك بانهم لا يصيبهم ظما ولا نصب ولا مخمصه في سبيل الله ولا يطون موطيا يغيظ الكفار ولا ينالون من عدو نيلا الا كتب لهم به عمل صلح ان الله لا يضيع اجر المحسنين

Latin Literal

120. Mâ kâne li ehlil medîneti ve men havlehum minel a’râbi en yetehallefû an resûlillâhi ve lâ yergabû bi enfusihim an nefsih(nefsihî), zâlike bi ennehum lâ yusîbuhum zameun ve lâ nasabun ve lâ mahmesatun fî sebîlillâhi ve lâ yetaûne mevtıan yagîzul kuffâre ve lâ yenâlûne min aduvvin neylen illâ kutibe lehum bihî amelun sâlih(sâlihun), innallâhe lâ yudîu ecrel muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir şehir ehline568 ve Araplardan772 onların çevresinde (olan) kimseye ki geri kalırlar Allah'ın resûlünden*; ve tercih etmezler kendi nefislerini201 onun* nefsine201; işte budur; nedeniyledir onlara ki isabet etmez bir susuzluk; ve ne de bir yorgunluk/bitkinlik; ve ne de bir açlık Allah yolunda; ve adımlamazlar bir adım (ki) kızdırır/öfkelendirir kâfirleri; ve nail** olmazlar bir düşmana bir nail** (-le); ancak yazıldı**** onlara onunla sâlih777 bir amel***; doğrusu Allah zayi etmez muhsinlerin294 ecirlerini820.

Ahmed Samira Çevirisi

120 (It) was not to the city’s/town’s family/relation/people and who (is) around/surrounding them from the Arabs , that they delay (remain behind) from God’s messenger, and nor they wish/desire with themselves from his self/himself, that (is) because they (E) (experience) no thirst, and nor hardship/fatigue , and nor hunger strikes them in God’s sake , and they do not step on/set foot on a foothold (that) angers/enrages the131disbelievers, and they do not take/obtain (win) from an enemy receiving/obtaining (winning) except (that) it was written/decreed for them with it, correct/righteous deeds , that God does not loose/waste/destroy the good doer’s reward/wage .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 liehli ehline لِأَهْلِ اهل
4 l-medineti şehir الْمَدِينَةِ مدن
5 ve men ve kimseye وَمَنْ -
6 havlehum onların çevresinde (olan) حَوْلَهُمْ حول
7 mine - مِنَ -
8 l-ea'rabi Araplardan الْأَعْرَابِ عرب
9 en ki أَنْ -
10 yetehallefu geri kalırlar يَتَخَلَّفُوا خلف
11 an عَنْ -
12 rasuli resûlünden رَسُولِ رسل
13 llahi Allah'ın اللَّهِ -
14 ve la ve وَلَا -
15 yergabu tercih etmezler يَرْغَبُوا رغب
16 bienfusihim kendi nefislerini بِأَنْفُسِهِمْ نفس
17 an عَنْ -
18 nefsihi onun nefsine نَفْسِهِ نفس
19 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
20 biennehum nedeniyledir onlara ki بِأَنَّهُمْ -
21 la لَا -
22 yusibuhum isabet etmez يُصِيبُهُمْ صوب
23 zemeun bir susuzluk ظَمَأٌ ظما
24 ve la ve ne de وَلَا -
25 nesabun bir yorgunluk/bitkinlik نَصَبٌ نصب
26 ve la ve ne de وَلَا -
27 mehmesatun bir açlık مَخْمَصَةٌ خمص
28 fi فِي -
29 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
30 llahi Allah اللَّهِ -
31 ve la ve وَلَا -
32 yetaune adımlamazlar يَطَئُونَ وطا
33 mevtien bir adım (ki) مَوْطِئًا وطا
34 yegizu kızdırır/öfkelendirir يَغِيظُ غيظ
35 l-kuffara kâfirleri الْكُفَّارَ كفر
36 ve la ve وَلَا -
37 yenalune nail olmazlar يَنَالُونَ نيل
38 min مِنْ -
39 aduvvin bir düşmandan عَدُوٍّ عدو
40 neylen bir nail (-le) نَيْلًا نيل
41 illa dışında إِلَّا -
42 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
43 lehum onlara لَهُمْ -
44 bihi onunla بِهِ -
45 amelun bir amel عَمَلٌ عمل
46 salihun salih صَالِحٌ صلح
47 inne doğrusu إِنَّ -
48 llahe Allah اللَّهَ -
49 la لَا -
50 yudiu zayi etmez يُضِيعُ ضيع
51 ecra ecirleri أَجْرَ اجر
52 l-muhsinine muhsinlerin الْمُحْسِنِينَ حسن

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Ulaşma, başarma, elde etme.***Yapma, eylem.****Yüce Allah yolunda yaşanan sıkıntıları Yüce Allah o kimseye bir salih amel olarak yazar; asla boşa çıkarmaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Arap Kavram 772

772 Kelime anlamı olarak açıkça/hatasız şekilde sesle ifade etmek, açık ve berrak şekilde söylemek/deklere etmek, ortaya koymak, bilinir etmek demektir. Araplar olarak bilinen insanları işaret eder. Çöl bedevileri olarak da bilinirler. Arap kavmi/toplumu da İsrailoğulları gibi Nûh'un soyundan gelmiştir.

Sâlih Kavram 777

777 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

10. Yunus Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

1377|10|15|وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَاتُنَا بَيِّنَٰتٍ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَآءَنَا ٱئْتِ بِقُرْءَانٍ غَيْرِ هَٰذَآ أَوْ بَدِّلْهُ قُلْ مَا يَكُونُ لِىٓ أَنْ أُبَدِّلَهُۥ مِن تِلْقَآئِ نَفْسِىٓ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِنِّىٓ أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّى عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1377|10|15|واذا تتلي عليهم اياتنا بينت قال الذين لا يرجون لقانا ايت بقران غير هذا او بدله قل ما يكون لي ان ابدله من تلقاي نفسي ان اتبع الا ما يوحي الي اني اخاف ان عصيت ربي عذاب يوم عظيم

Latin Literal

15. Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne lâ yercûne likâena’ti bi kur’ânin gayri hâzâ ev beddilh(beddilhu), kul mâ yekûnu lî en ubeddilehû min tilkâi nefsî, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), innî ehâfu in asaytu rabbî azâbe yevmin azîm(azîmin).

Türkçe Çeviri

Ve tilâvet874 edildiği zaman üzerlerine ayetlerimiz389 beyanatlar620 (-la); dediler kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere: "Gel bunun başkası bir Kur’ân’la850 ya da değiştir onu*"; de ki: "Olur değildir bana ki değiştiririm onu* nefsim201 tarafından**; tabi olmam*** üzerime vahyedilen603 dışında; doğrusu ben korkarım eğer asilik ettiysem Rabbime4; (korku duyarım) büyük bir günün azabına.

Ahmed Samira Çevirisi

15 And if Our signs/verses evidences are read/recited on them, those who do not hope/expect meeting Us said: "Come/bring with a Koran other than that or exchange/replace it ." Say: "(It) is not to me that I exchange/replace it from my self/spontaneously/willingly that I follow except what is inspired/revealed to me, that I fear if I disobeyed my Lord (from) a great day’s torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tutla tilâvet edilir تُتْلَىٰ تلو
3 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
4 ayatuna ayetlerimiz ايَاتُنَا ايي
5 beyyinatin beyanatlar (-la) بَيِّنَاتٍ بين
6 kale dediler قَالَ قول
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 la لَا -
9 yercune ummazlar يَرْجُونَ رجو
10 lika'ena kavuşmayı bizlere لِقَاءَنَا لقي
11 ti gel ائْتِ اتي
12 bikur'anin bir Kur’an’la بِقُرْانٍ قرا
13 gayri başkası غَيْرِ غير
14 haza bunun هَٰذَا -
15 ev ya da أَوْ -
16 beddilhu değiştir onu بَدِّلْهُ بدل
17 kul de ki قُلْ قول
18 ma değildir مَا -
19 yekunu olur يَكُونُ كون
20 li bana لِي -
21 en ki أَنْ -
22 ubeddilehu değiştiririm onu أُبَدِّلَهُ بدل
23 min مِنْ -
24 tilka'i tarafından تِلْقَاءِ لقي
25 nefsi nefsim نَفْسِي نفس
26 in إِنْ -
27 ettebiu tabi olmam أَتَّبِعُ تبع
28 illa dışında إِلَّا -
29 ma مَا -
30 yuha vahyedilene يُوحَىٰ وحي
31 ileyye bana إِلَيَّ -
32 inni doğrusu ben إِنِّي -
33 ehafu korkarım أَخَافُ خوف
34 in eğer إِنْ -
35 asaytu asilik ettiysem عَصَيْتُ عصي
36 rabbi Rabbime رَبِّي ربب
37 azabe azabına عَذَابَ عذب
38 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم
39 azimin büyük عَظِيمٍ عظم

Notlar

Not 1

*Kur'an'ı. Kur'an'ın ayetlerini kabul edip uygulamak yerine işlerine gelen hükümlerin Kur'an'ın yerine geçmesini isteyen kimseler resûlden Kur'an'ı değiştirmesini istemektedir.**Kendi isteğimle, dileğimle, rızamla.***Mutlak ki resûl sadece Kur'an der. Kur'an bize yeter der. Aksi düşünülemez. Mutlak ki sadece Kur'an'a tabi olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

10. Yunus Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1385|10|23|فَلَمَّآ أَنجَىٰهُمْ إِذَا هُمْ يَبْغُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّمَا بَغْيُكُمْ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُم مَّتَٰعَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُكُمْ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1385|10|23|فلما انجيهم اذا هم يبغون في الارض بغير الحق يايها الناس انما بغيكم علي انفسكم متع الحيوه الدنيا ثم الينا مرجعكم فننبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

23. Fe lemmâ encâhum izâ hum yebgûne fîl ardı bi gayril hakk(hakkı), yâ eyyuhen nâsu innemâ bagyukum alâ enfusikum metâal hayâtid dunyâ summe ileynâ merciukum fe nunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki gelince kurtardığı* zamana onları; onlar taşarlar/sınır aşarlar yerde** olmaksızın hak/gerçek; ey insanlar! Ancak ki taşkınlığınız kendi nefislerinize201 karşıdır; metadır54 dünya hayatı; sonra bizedir dönüş yeriniz; öyle ki haber veririz sizlere yaparlar olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

23 So when He saved/rescued them, then they oppress/transgress/corrupt in the earth/Planet Earth without the right , you, you the people but your oppression/transgression (is) on yourselves the life the present’s/worldly life’s long life/enjoyment, then to Us (is) your return, so We inform you with what you were making/doing .137

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki gelince فَلَمَّا -
2 encahum kurtardığı onları أَنْجَاهُمْ نجو
3 iza zamana إِذَا -
4 hum onlar هُمْ -
5 yebgune taşarlar/sınır aşarlar يَبْغُونَ بغي
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
11 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
12 innema ancak ki إِنَّمَا -
13 begyukum taşkınlığınız بَغْيُكُمْ بغي
14 ala karşıdır عَلَىٰ -
15 enfusikum kendi nefislerinize أَنْفُسِكُمْ نفس
16 metaa metadır مَتَاعَ متع
17 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 summe sonra ثُمَّ -
20 ileyna bizedir إِلَيْنَا -
21 merciukum dönüş yeriniz مَرْجِعُكُمْ رجع
22 fe nunebbiukum öyle ki haber veririz sizlere فَنُنَبِّئُكُمْ نبا
23 bima بِمَا -
24 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
25 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Yeryüzünde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

10. Yunus Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1392|10|30|هُنَالِكَ تَبْلُوا۟ كُلُّ نَفْسٍ مَّآ أَسْلَفَتْ وَرُدُّوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ مَوْلَىٰهُمُ ٱلْحَقِّ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1392|10|30|هنالك تبلوا كل نفس ما اسلفت وردوا الي الله موليهم الحق وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

30. Hunâlike teblû kullu nefsin mâ eslefet ve ruddû ilallâhi mevlâhumul hakkı ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

İşte orada/anda belalanır* her bir nefis201 önceden yaptığı (-yla) ve döndürdükleri (-yle) hak/gerçek mevlâları** Allah'a karşı; ve dalalete*** düştü onlardan iftira883 atarlar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

30 At that place and time every self will find it is foolish what it advanced, and they were returned to God their owner/master the true , and what they were fabricating misguided/nullified from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hunalike işte orada هُنَالِكَ -
2 teblu belalanır تَبْلُو بلو
3 kullu her كُلُّ كلل
4 nefsin bir nefis نَفْسٍ نفس
5 ma مَا -
6 eslefet önceden yaptığı (-yla) أَسْلَفَتْ سلف
7 ve ruddu ve döndürdükleri (-yle) وَرُدُّوا ردد
8 ila karşı إِلَى -
9 llahi Allah'a اللَّهِ -
10 mevlahumu mevlâları مَوْلَاهُمُ ولي
11 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
12 ve delle ve dalalete düştü وَضَلَّ ضلل
13 anhum onlardan عَنْهُمْ -
14 ma مَا -
15 kanu oldukları كَانُوا كون
16 yefterune iftira attarlar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Testte tabi tutulur. **Sahipleri.***Saptı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

10. Yunus Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1406|10|44|إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظْلِمُ ٱلنَّاسَ شَيْـًٔا وَلَٰكِنَّ ٱلنَّاسَ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1406|10|44|ان الله لا يظلم الناس شيا ولكن الناس انفسهم يظلمون

Latin Literal

44. İnnallâhe lâ yazlimun nâse şey’en ve lâkinnen nâse enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah zulmetmez257 insanlara bir şey; velakin/fakat insanlar kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

44 That God, does not cause injustice/oppression (to) the people a thing and but the people themselves cause injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 la لَا -
4 yezlimu zulmetmez يَظْلِمُ ظلم
5 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
6 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
7 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
8 n-nase insanlar النَّاسَ نوس
9 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
10 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

1411|10|49|قُل لَّآ أَمْلِكُ لِنَفْسِى ضَرًّا وَلَا نَفْعًا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ إِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ فَلَا يَسْتَـْٔخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

49. Kul lâ emliku li nefsî darran ve lâ nef’an illâ mâ şâallâh(şâallâhu), li kulli ummetin ecel(ecelun), izâ câe eceluhum fe lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Malik* olamam kendi nefsime201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler** bir sâat662 ve ne de öncelerler**.

Ahmed Samira Çevirisi

49 Say: "I do not own/possess to myself harm and nor benefit/usefulness except, what God willed/wanted, to every/each nation/generation (is) a term/time, if their term/time came, so they do not delay/lag behind an hour, and nor advance/precede ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 la لَا -
3 emliku malik olamam أَمْلِكُ ملك
4 linefsi kendi nefsime لِنَفْسِي نفس
5 derran bir zarar ضَرًّا ضرر
6 ve la ve ne den وَلَا -
7 nef'an bir menfaat نَفْعًا نفع
8 illa dışında إِلَّا -
9 ma مَا -
10 şa'e dilediği شَاءَ شيا
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 likulli her bir لِكُلِّ كلل
13 ummetin ümmetedir أُمَّةٍ امم
14 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل
15 iza zaman إِذَا -
16 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
17 eceluhum ecelleri أَجَلُهُمْ اجل
18 fela öyle ki فَلَا -
19 yeste'hirune ötelemezler يَسْتَأْخِرُونَ اخر
20 saaten bir saat سَاعَةً سوع
21 ve la ve ne de وَلَا -
22 yestekdimune öncelemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Sahip.**Bir an bile ecellerini değiştiremezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

10. Yunus Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

1416|10|54|وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِى ٱلْأَرْضِ لَٱفْتَدَتْ بِهِۦ وَأَسَرُّوا۟ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا۟ ٱلْعَذَابَ وَقُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1416|10|54|ولو ان لكل نفس ظلمت ما في الارض لافتدت به واسروا الندامه لما راوا العذاب وقضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Latin Literal

54. Ve lev enne li kulli nefsin zalemet mâ fîl ardı leftedet bih(bihi), ve eserrun nedâmete lemmâ reevul azâb(azâbe), ve kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Velev/oysa ki zulmetmiş257 her bir nefis201 (ki) yerdekini* mutlak ki onu*** fidyeleştirirdi789**; ve sırlaştırırlardı nedametlerini/pişmanlıklarını ne zaman ki gördüler azabı; ve tamamlandı araları eşitlikle230 ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And if to every self (that) caused injustice/oppression what is in the earth/Planet Earth, it would have ransomed/compensated with it, and they kept the regret/sorrow/remorse secret when they saw/understood the torture, and was passed judgment/ordered between them with the just/equitable, and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/oysa وَلَوْ -
2 enne ki أَنَّ -
3 likulli her لِكُلِّ كلل
4 nefsin bir nefis için نَفْسٍ نفس
5 zelemet zulmetti ظَلَمَتْ ظلم
6 ma مَا -
7 fi فِي -
8 l-erdi yerdekini الْأَرْضِ ارض
9 laftedet mutlak fidye verirdi لَافْتَدَتْ فدي
10 bihi ona بِهِ -
11 ve eserru ve sırlaştırırlardı وَأَسَرُّوا سرر
12 n-nedamete nedametlerini/pişmanlıklarını النَّدَامَةَ ندم
13 lemma ne zaman ki لَمَّا -
14 raevu gördüler رَأَوُا راي
15 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
16 vekudiye ve tamamladı وَقُضِيَ قضي
17 beynehum araları بَيْنَهُمْ بين
18 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 la لَا -
21 yuzlemune zulmedilmezler يُظْلَمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yeryüzündeki her şeyi.**Nefis yeryüzündeki şeyi fidye olarak verirdi.***Yerdekini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 100

Arapça Metin (Harekeli)

1462|10|100|وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَن تُؤْمِنَ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَيَجْعَلُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1462|10|100|وما كان لنفس ان تومن الا باذن الله ويجعل الرجس علي الذين لا يعقلون

Latin Literal

100. Ve mâ kâne li nefsin en tu’mine illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yec’alur ricse alellezîne lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nefse201 ki iman47 eder; Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve yapar ricsi773 kimseler üzerlerine (ki) akletmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

100 And (it) was not to a self that she/it believes except with God’s permission, and He makes/puts the142obscenity/filth on those who do not reason/understand/comprehend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linefsin bir nefse لِنَفْسٍ نفس
4 en ki أَنْ -
5 tu'mine iman eder تُؤْمِنَ امن
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 ve yec'alu ve yapar وَيَجْعَلُ جعل
10 r-ricse ricsi الرِّجْسَ رجس
11 ala üzerlerine عَلَى -
12 ellezine kimseler الَّذِينَ -
13 la لَا -
14 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rics Kavram 773

773 Kirli, pis, iğrenç, utanılacak işler yapan.

10. Yunus Suresi

Ayet 108

Arapça Metin (Harekeli)

1470|10|108|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدْ جَآءَكُمُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنِ ٱهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِى لِنَفْسِهِۦ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَآ أَنَا۠ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1470|10|108|قل يايها الناس قد جاكم الحق من ربكم فمن اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها وما انا عليكم بوكيل

Latin Literal

108. Kul yâ eyyuhen nâsu kad câekumul hakku min rabbikum, fe men ihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihi), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi vekîl(vekîlin).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere hak/gerçek* Rabbinizden4; öyle ki kim doğru yola kılavuzladı**; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlar kendi nefsini201; ve kim dalalete128 düştü; öyle ki ancak dalalete128 düşer kendi aleyhine; değilim ben üzerinize bir vekîl517."

Ahmed Samira Çevirisi

108 Say: "You, you the people, the truth had come to you from your Lord, so who was guided, so but he guides for his self, and who misguided , so but he misguides on it, and I am not on you with a guardian/protector."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 kad muhakkak قَدْ -
5 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا
6 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
7 min مِنْ -
8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
9 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
10 hteda doğru yola kılavuzladı اهْتَدَىٰ هدي
11 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
12 yehtedi doğru yola kılavuzlar يَهْتَدِي هدي
13 linefsihi kendi nefsini لِنَفْسِهِ نفس
14 ve men ve kim وَمَنْ -
15 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
16 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
17 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل
18 aleyha kendi aleyhine عَلَيْهَا -
19 ve ma değilim وَمَا -
20 ena ben أَنَا -
21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
22 bivekilin bir vekil بِوَكِيلٍ وكل

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Nefsini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Vekîl Kavram 517

517 Vekalet verilen, birinin işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği.

11. Hûd Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

1492|11|21|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1492|11|21|اوليك الذين خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

21. Ulâikellezîne hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar*; kimselerdir (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201; ve saptı** onlardan iftira883 atar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

21 Those are those who lost themselves, and what they were fabricating/cutting and splitting (was) wasted/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
3 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر
4 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
5 ve delle ve saptı وَضَلَّ ضلل
6 anhum onlardan عَنْهُمْ -
7 ma مَا -
8 kanu oldukları كَانُوا كون
9 yefterune iftira atar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'a iftira atan müşrikler.**Ahirette iftira attıklarının gerçek olmadığını anladılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

11. Hûd Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1502|11|31|وَلَآ أَقُولُ لَكُمْ عِندِى خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعْلَمُ ٱلْغَيْبَ وَلَآ أَقُولُ إِنِّى مَلَكٌ وَلَآ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِىٓ أَعْيُنُكُمْ لَن يُؤْتِيَهُمُ ٱللَّهُ خَيْرًا ٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِىٓ أَنفُسِهِمْ إِنِّىٓ إِذًا لَّمِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1502|11|31|ولا اقول لكم عندي خزاين الله ولا اعلم الغيب ولا اقول اني ملك ولا اقول للذين تزدري اعينكم لن يوتيهم الله خيرا الله اعلم بما في انفسهم اني اذا لمن الظلمين

Latin Literal

31. Ve lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu innî melekun ve lâ ekûlu lillezîne tezderî a’yunukum len yu’tiyehumullâhu hayrâ(hayren), allâhu a’lemu bimâ fî enfusihim, innî izen le minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve demiyorum sizlere indimdedir/katımdadır Allah'ın hazineleri; ve bilmiyorum gaybı62; ve demiyorum 'doğrusu ben bir meleğim'; ve demiyorum kimseler* için (ki) azarlar/hor görür gözleriniz 'asla vermez onlara Allah bir hayır'; Allah daha iyi bilir nefislerindekini201 onların; doğrusu ben o zaman mutlak zalimlerdenim257."

Ahmed Samira Çevirisi

31 And I do not say to you: ’At me (are) God’s safes/storages (treasures), and I do not know the unseen/absent .’And I do not say: ’That I am (an) angel .’ And I do not say to those who your eyes/sights despise/belittle : ’God will never/not give/bring them goodness .’ God (is) more knowledgeable with what (is) in their selves, that I am then from (E) the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 indi indimdedir/katımdadır عِنْدِي عند
5 hazainu hazineleri خَزَائِنُ خزن
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ve la ve وَلَا -
8 ea'lemu bilmiyorum أَعْلَمُ علم
9 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب
10 ve la ve وَلَا -
11 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
12 inni doğrusu ben إِنِّي -
13 melekun bir meleğim مَلَكٌ ملك
14 ve la ve وَلَا -
15 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
16 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
17 tezderi azarladığı/hor gördüğü تَزْدَرِي زري
18 ea'yunukum gözlerinizin أَعْيُنُكُمْ عين
19 len asla لَنْ -
20 yu'tiyehumu vermez onlara يُؤْتِيَهُمُ اتي
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 hayran bir hayır خَيْرًا خير
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم
25 bima olanı بِمَا -
26 fi فِي -
27 enfusihim onların nefislerindekini أَنْفُسِهِمْ نفس
28 inni doğrusu ben إِنِّي -
29 izen o zaman إِذًا -
30 lemine mutlak لَمِنَ -
31 z-zalimine zalimlerdenim الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Müminler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1572|11|101|وَمَا ظَلَمْنَٰهُمْ وَلَٰكِن ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَمَآ أَغْنَتْ عَنْهُمْ ءَالِهَتُهُمُ ٱلَّتِى يَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ لَّمَّا جَآءَ أَمْرُ رَبِّكَ وَمَا زَادُوهُمْ غَيْرَ تَتْبِيبٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1572|11|101|وما ظلمنهم ولكن ظلموا انفسهم فما اغنت عنهم الهتهم التي يدعون من دون الله من شي لما جا امر ربك وما زادوهم غير تتبيب

Latin Literal

101. Ve mâ zalemnâhum ve lâkin zalemû enfusehum fe mâ agnet anhum âlihetuhumulletî yed’ûne min dûnillâhi min şey’in lemmâ câe emru rabbik(rabbike), ve mâ zâdûhum gayre tetbîb(tetbîbin).

Türkçe Çeviri

Ve zulmetmiş257 değiliz onlara; velakin/fakat zulmettiler257 nefislerine201; öyle ki ganiyleştirir* değildi onları Allah’ın astından kulluk46 ettikleri ilâhları74 hiç bir şey; ne zaman ki geldi (senin) Rabbinin4 emri200; ve ziyade etmiş değillerdi** onlara*** bir yıkım dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

101 And We did not cause injustice/oppression to them, and but they caused injustice/oppression (to) themselves, so their gods which they call from other than God did not enrich/satisfy from a thing from them (their gods did not help them in any way or thing), when your Lord’s order/command came, and they did not increase them other than destruction/loss.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 zelemnahum zulmetmiş onlara ظَلَمْنَاهُمْ ظلم
3 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
4 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
5 enfusehum nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
6 fema öyle ki değildi فَمَا -
7 egnet ganiyleştir أَغْنَتْ غني
8 anhum onlardan عَنْهُمْ -
9 alihetuhumu ilahları الِهَتُهُمُ اله
10 lleti الَّتِي -
11 yed'une kulluk ettikleri يَدْعُونَ دعو
12 min مِنْ -
13 duni astından دُونِ دون
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 min hiç bir مِنْ -
16 şey'in şey شَيْءٍ شيا
17 lemma ne zaman ki لَمَّا -
18 ca'e geldi جَاءَ جيا
19 emru emri أَمْرُ امر
20 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب
21 ve ma ve değildi وَمَا -
22 zaduhum ziyade eder onlara زَادُوهُمْ زيد
23 gayra dışında غَيْرَ غير
24 tetbibin bir yıkım تَتْبِيبٍ تبب

Notlar

Not 1

*Zenginleştirir.**Sözde ilâhları.***Kendi nefislerine zulmetmiş; şirk koşmuş müşriklere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

1576|11|105|يَوْمَ يَأْتِ لَا تَكَلَّمُ نَفْسٌ إِلَّا بِإِذْنِهِۦ فَمِنْهُمْ شَقِىٌّ وَسَعِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1576|11|105|يوم يات لا تكلم نفس الا باذنه فمنهم شقي وسعيد

Latin Literal

105. Yevme ye’ti lâ tekellemu nefsun illâ bi iznih(iznihî), fe minhum şakıyyun ve saîd(saîdun).

Türkçe Çeviri

Gündür (ki) gelir (o); kelam edemez bir nefis201 O'nun* izni dışında; öyle ki onlardandır bir şakiy910; bir saîd911.

Ahmed Samira Çevirisi

105 (When that) day comes, a self does not speak/talk except with His permission, so from them (are people) miserable/unhappy and happy/fortunate.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yevme dündür (ki) يَوْمَ يوم
2 ye'ti gelir (o) يَأْتِ اتي
3 la لَا -
4 tekellemu kelam edemez تَكَلَّمُ كلم
5 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
6 illa dışında إِلَّا -
7 biiznihi O'nun izni بِإِذْنِهِ اذن
8 feminhum öyle ki onlardandır فَمِنْهُمْ -
9 şekiyyun bir şakiy شَقِيٌّ شقو
10 ve seiydun bir saîd وَسَعِيدٌ سعد

Notlar

Not 1

*Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1612|12|18|وَجَآءُو عَلَىٰ قَمِيصِهِۦ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَٱللَّهُ ٱلْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1612|12|18|وجاو علي قميصه بدم كذب قال بل سولت لكم انفسكم امرا فصبر جميل والله المستعان علي ما تصفون

Latin Literal

18. Ve câû alâ kamîsıhî bi demin kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tesıfûn(tesıfûne).

Türkçe Çeviri

Ve geldiler onun* gömleğine karşı** yalandan bir kanla; dedi***: "Evet! Ayartmış sizleri nefisleriniz201 bir emre200; öyle ki bir cemîl930 bir sabırdır51****; ve Allah yardım/destek istenendir vasıflandırdığınıza/tasvir***** ettiğinize karşı.

Ahmed Samira Çevirisi

18 And they came on his shirt/dress with blood falsified , he said: "But your selves enticed/lured for you a matter/affair/order/command, so graceful patience, and God (is) the seeked help/support from on what you describe/categorize."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ca'u ve geldiler وَجَاءُوا جيا
2 ala karşı عَلَىٰ -
3 kamisihi onun gömleğine قَمِيصِهِ قمص
4 bidemin bir kanla بِدَمٍ دمو
5 kezibin bir yalan كَذِبٍ كذب
6 kale dedi قَالَ قول
7 bel evet بَلْ -
8 sevvelet ayartmış سَوَّلَتْ سول
9 lekum sizleri لَكُمْ -
10 enfusukum nefisleriniz أَنْفُسُكُمْ نفس
11 emran bir emre أَمْرًا امر
12 fesabrun öyle ki bir sabırdır فَصَبْرٌ صبر
13 cemilun bir cemîl جَمِيلٌ جمل
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 l-musteaanu yardım/destek istenendir الْمُسْتَعَانُ عون
16 ala kaşı عَلَىٰ -
17 ma مَا -
18 tesifune vasıflandırdığınıza/tasvir ettiğinize تَصِفُونَ وصف

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un.**Gömleğin üzerine sürülmüş.***Yakûb.****Bana düşen; gerekir.*****Tarif ettiğinize.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1617|12|23|وَرَٰوَدَتْهُ ٱلَّتِى هُوَ فِى بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِۦ وَغَلَّقَتِ ٱلْأَبْوَٰبَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ إِنَّهُۥ رَبِّىٓ أَحْسَنَ مَثْوَاىَ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1617|12|23|ورودته التي هو في بيتها عن نفسه وغلقت الابوب وقالت هيت لك قال معاذ الله انه ربي احسن مثواي انه لا يفلح الظلمون

Latin Literal

23. Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve murad talep edendi* ona** nefsinden201 onun*** (ki) o**** evindeydi onun***** ; ve kilitledi* kapıları; ve dedi*: "Haydi gelsene sen"; dedi****: "Sığınanım Allah'a; doğrusu O****** Rabbimdir4; güzelleştirdi yerleşimimi; doğrusu O’dur*******; (ki) iflah olmaz zalimler257."

Ahmed Samira Çevirisi

23 And who (F) he is in her house/home seduced/enticed him from himself, and she closed/shut the doors/entrances, and said: "Come/come here ." He said: "I seek protection (of) God, that He is my Lord, He did good/beautified my residence/home , that He does not make the unjust/oppressive succeed/win."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rave dethu ve murad talep edendi ona وَرَاوَدَتْهُ رود
2 lleti الَّتِي -
3 huve o هُوَ -
4 fi فِي -
5 beytiha beytinde onun بَيْتِهَا بيت
6 an عَنْ -
7 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
8 ve gallekati ve kilitledi وَغَلَّقَتِ غلق
9 l-ebvabe kapıları الْأَبْوَابَ بوب
10 ve kalet ve dedi وَقَالَتْ قول
11 heyte haydi gelsene هَيْتَ هيت
12 leke sen لَكَ -
13 kale dedi قَالَ قول
14 meaaze sığınanım مَعَاذَ عوذ
15 llahi Allah'a اللَّهِ -
16 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
17 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب
18 ehsene güzelleştirdi أَحْسَنَ حسن
19 mesvaye yerleşimimi مَثْوَايَ ثوي
20 innehu doğrusu O’dur إِنَّهُ -
21 la لَا -
22 yuflihu iflah olmaz يُفْلِحُ فلح
23 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kadın.**Yusuf'a.***Yûsuf'un.****Yûsuf.*****Kadının.******Allah.*******Allah'tır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

1620|12|26|قَالَ هِىَ رَٰوَدَتْنِى عَن نَّفْسِى وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّنْ أَهْلِهَآ إِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1620|12|26|قال هي رودتني عن نفسي وشهد شاهد من اهلها ان كان قميصه قد من قبل فصدقت وهو من الكذبين

Latin Literal

26. Kâle hiye râvedetnî an nefsî ve şehide şâhidun min ehlihâ, in kâne kamîsuhu kudde min kubulin fe sadekat ve huve minel kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "O** murad talep etti bana nefsimden201"; ve şahitlik/tanıklık etti*** bir şahit/tanık ehlinden568 onun****; "eğer olduysa gömleği onun***** yırtılmış önden; öyle ki doğru söylemiştir******(o); ve o* yalancılardandır." (diye)

Ahmed Samira Çevirisi

26 He said: "She seduced/enticed me from myself." And a witness/testifier from her family/relation/people witnessed/testified: "If his shirt/dress was ripped/cut from (the) front , so she was truthful and he we was from the liars/falsifiers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 hiye o هِيَ -
3 ravedetni murad talep etti bana رَاوَدَتْنِي رود
4 an عَنْ -
5 nefsi nefsimden نَفْسِي نفس
6 ve şehide ve şahitlik/tanıklık etti وَشَهِدَ شهد
7 şahidun bir şahit/tanık شَاهِدٌ شهد
8 min مِنْ -
9 ehliha ehlinden onun أَهْلِهَا اهل
10 in eğer إِنْ -
11 kane olduysa كَانَ كون
12 kamisuhu gömleği onun قَمِيصُهُ قمص
13 kudde yırtılmış قُدَّ قدد
14 min مِنْ -
15 kubulin önden قُبُلٍ قبل
16 fesadekat öyle ki doğru söyledi فَصَدَقَتْ صدق
17 ve huve ve o وَهُوَ -
18 mine مِنَ -
19 l-kazibine yalancılardandır الْكَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Yûsuf.**Kadın.***Bir erkek.****Kadının.*****Yûsuf'un.******Kadın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

12. Yusuf Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1624|12|30|وَقَالَ نِسْوَةٌ فِى ٱلْمَدِينَةِ ٱمْرَأَتُ ٱلْعَزِيزِ تُرَٰوِدُ فَتَىٰهَا عَن نَّفْسِهِۦ قَدْ شَغَفَهَا حُبًّا إِنَّا لَنَرَىٰهَا فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1624|12|30|وقال نسوه في المدينه امرات العزيز ترود فتيها عن نفسه قد شغفها حبا انا لنريها في ضلل مبين

Latin Literal

30. Ve kâle nisvetun fîl medînetimre’etul azîzi turâvidu fetâhâ an nefsih(nefsihî), kad şegafehâ hubbâ(hubben), innâ le nerâhâ fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ve dediler kadınlar şehirde: "Azîzin karısı murad talep etmiş fetânına936; nefsinden201 onun*; muhakkak tutkun etmiş onu** bir aşk/sevda; doğrusu biz mutlak görürüz onu** apaçık bir dalalette128."

Ahmed Samira Çevirisi

30 And women in the city/town said: "Elaziz/the Egyptian ruler’s woman (wife) seduces/entices her youth/slave/servant from himself, he had affected her deeply/deeply impassioned her lovingly , that157we see/understand her (E) in evident misguidance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dediler وَقَالَ قول
2 nisvetun kadınlar نِسْوَةٌ نسو
3 fi فِي -
4 l-medineti şehirde الْمَدِينَةِ مدن
5 mraetu karısı امْرَأَتُ مرا
6 l-azizi azîzin الْعَزِيزِ عزز
7 turavidu murad talep etmiş تُرَاوِدُ رود
8 fetaha fetânına فَتَاهَا فتي
9 an عَنْ -
10 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
11 kad muhakkak قَدْ -
12 şegafeha tutkun etmiş onu شَغَفَهَا شغف
13 hubben bir aşk/sevda حُبًّا حبب
14 inna doğrusu biz إِنَّا -
15 leneraha mutlak görürüz onu لَنَرَاهَا راي
16 fi فِي -
17 delalin bir dalalette ضَلَالٍ ضلل
18 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Fetânının (Yûsuf'un).**Kadını.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

1626|12|32|قَالَتْ فَذَٰلِكُنَّ ٱلَّذِى لُمْتُنَّنِى فِيهِ وَلَقَدْ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفْسِهِۦ فَٱسْتَعْصَمَ وَلَئِن لَّمْ يَفْعَلْ مَآ ءَامُرُهُۥ لَيُسْجَنَنَّ وَلَيَكُونًا مِّنَ ٱلصَّٰغِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1626|12|32|قالت فذلكن الذي لمتنني فيه ولقد رودته عن نفسه فاستعصم ولين لم يفعل ما امره ليسجنن وليكونا من الصغرين

Latin Literal

32. Kâlet fe zâlikunnellezî lumtunnenî fîh(fîhi), ve lekad râvedtuhu an nefsihî festa’sam(festa’same), ve lein lem yef’al mâ âmuruhu le yuscenenne ve leyekûnen mines sâgırîn(sâgırîne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Öyle ki işte sizleredir ki ayıpladınız beni kendisinde**; ve ant olsun murad talep ettim nefsinden201 onun***; öyle ki geri durdu (o****); ve eğer asla yapmazsa (o****) emrettiğimi ona; mutlak hapsedilir (o****); ve mutlak olur (o****) küçülenlerden."

Ahmed Samira Çevirisi

32 She said: "So that (is) what you blamed/reprimanded me in him, and I had seduced/enticed him from himself so he held fast/protected himself from evil , and if (E) he does not make/do what I order/command him, he will be imprisoned (E) and (he) will be (E) from the lowly/humiliated ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalet dedi ki قَالَتْ قول
2 fezalikunne öyle ki işte sizleredir فَذَٰلِكُنَّ -
3 llezi ki الَّذِي -
4 lumtunneni ayıpladığınızdır beni لُمْتُنَّنِي لوم
5 fihi onda فِيهِ -
6 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
7 ravedtuhu murad talep ettim رَاوَدْتُهُ رود
8 an عَنْ -
9 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
10 festea'same öyle ki geri durdu فَاسْتَعْصَمَ عصم
11 velein ve eğer وَلَئِنْ -
12 lem asla لَمْ -
13 yef'al yapmazsa يَفْعَلْ فعل
14 ma مَا -
15 amuruhu emrettiğimi ona امُرُهُ امر
16 leyuscenenne mutlak hapsedilir لَيُسْجَنَنَّ سجن
17 veleyekunen ve mutlak olur وَلَيَكُونًا كون
18 mine مِنَ -
19 s-sagirine küçülenlerden الصَّاغِرِينَ صغر

Notlar

Not 1

*Kadın.**Yûsuf'ta.***Yûsuf'un.****Yûsuf.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1645|12|51|قَالَ مَا خَطْبُكُنَّ إِذْ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفْسِهِۦ قُلْنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمْنَا عَلَيْهِ مِن سُوٓءٍ قَالَتِ ٱمْرَأَتُ ٱلْعَزِيزِ ٱلْـَٰٔنَ حَصْحَصَ ٱلْحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفْسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1645|12|51|قال ما خطبكن اذ رودتن يوسف عن نفسه قلن حش لله ما علمنا عليه من سو قالت امرات العزيز الن حصحص الحق انا رودته عن نفسه وانه لمن الصدقين

Latin Literal

51. Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul azîzil âne hashasal hakku ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Neydi meseleniz murad talep ettiğiniz zaman Yûsuf'a; nefsinden201 onun**?"; dediler***: "Hâşa941 Allah'adır (ki) bilmiş değiliz onun** üzerine hiçbir kötülük"; dedi azizin karısı: "İşte şimdi ortaya çıktı hak/gerçek; ben murad talep ettim nefsinden201 onun**; ve doğrusu o**** mutlak sâdıklardandır182."

Ahmed Samira Çevirisi

51 He said: "What (is) your matter/affair/concern when you (P/F) seduced/enticed Joseph from himself." They said: "Remoteness to God , we did not know from (of) bad/evil/harm on him." Elaziz’s/the Egyptian ruler’s woman (wife) said: "Now the truth appeared , I seduced/enticed him from himself, and that he is from (E) the truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 ma neydi? مَا -
3 hatbukunne meseleniz خَطْبُكُنَّ خطب
4 iz zaman إِذْ -
5 ravedtunne murad talep ettiniz رَاوَدْتُنَّ رود
6 yusufe Yûsuf'a يُوسُفَ -
7 an عَنْ -
8 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
9 kulne dediler ki قُلْنَ قول
10 haşe hâşa حَاشَ حوش
11 lillahi Allah'adır لِلَّهِ -
12 ma değiliz مَا -
13 alimna bilmiş عَلِمْنَا علم
14 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ -
15 min hiçbir مِنْ -
16 su'in kötülük سُوءٍ سوا
17 kaleti dedi قَالَتِ قول
18 mraetu karısı امْرَأَتُ مرا
19 l-azizi Aziz'in الْعَزِيزِ عزز
20 l-ane işte şimdi الْانَ -
21 hashasa ortaya çıktı حَصْحَصَ حصحص
22 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
23 ena ben أَنَا -
24 ravedtuhu murad talep ettim رَاوَدْتُهُ رود
25 an عَنْ -
26 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
27 ve innehu ve doğrusu o وَإِنَّهُ -
28 lemine mutlak لَمِنَ -
29 s-sadikine sadıklardandır الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Melik.**Yûsuf'un.***Kadınlar.****Yûsuf.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1647|12|53|وَمَآ أُبَرِّئُ نَفْسِىٓ إِنَّ ٱلنَّفْسَ لَأَمَّارَةٌۢ بِٱلسُّوٓءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّىٓ إِنَّ رَبِّى غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1647|12|53|وما ابري نفسي ان النفس لاماره بالسو الا ما رحم ربي ان ربي غفور رحيم

Latin Literal

53. Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

"Ve beraat ettirir değilim nefsimi201; doğrusu nefis201 mutlak bir emredicidir kötülükle; dışındadır rahmet271 ettiği Rabbimin4; doğrusu Rabbim4 bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2."

Ahmed Samira Çevirisi

53 And I do not acquit myself, that the self (is) incessantly commanding/urging (E) with the bad/evil/harm, except what my Lord had mercy upon, that my Lord (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değilim وَمَا -
2 uberriu beraat ettirir أُبَرِّئُ برا
3 nefsi nefsimi نَفْسِي نفس
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 n-nefse nefis النَّفْسَ نفس
6 leemmaratun mutlak bir emredicidir لَأَمَّارَةٌ امر
7 bis-su'i kötülükle بِالسُّوءِ سوا
8 illa dışındadır إِلَّا -
9 ma مَا -
10 rahime rahmet ettiği رَحِمَ رحم
11 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 rabbi Rabbim رَبِّي ربب
14 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
15 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

1648|12|54|وَقَالَ ٱلْمَلِكُ ٱئْتُونِى بِهِۦٓ أَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْسِى فَلَمَّا كَلَّمَهُۥ قَالَ إِنَّكَ ٱلْيَوْمَ لَدَيْنَا مَكِينٌ أَمِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1648|12|54|وقال الملك ايتوني به استخلصه لنفسي فلما كلمه قال انك اليوم لدينا مكين امين

Latin Literal

54. Ve kâlel meliku’tûnî bihî estahlishu li nefsî, fe lemmâ kellemehu kâle innekel yevme ledeynâ mekînun emîn(emînun).

Türkçe Çeviri

Ve dedi melik: "Gelin onunla*; halis kılayım onu** nefsime201; öyle ki ne zaman ki kelam etti*** ona**** dedi*****: "Doğrusu sanadır bugün yanımızda emin bir mekan."

Ahmed Samira Çevirisi

54 And the king said: "Come with him to me (bring him), I choose/select him to myself." So when he conversed/spoke to him , he said: "That you are today near us , highly positioned , faithful/loyal ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 l-meliku melik الْمَلِكُ ملك
3 tuni gelin onunla ائْتُونِي اتي
4 bihi بِهِ -
5 estehlishu halis kılayım onu أَسْتَخْلِصْهُ خلص
6 linefsi nefsime لِنَفْسِي نفس
7 felemma öyle ki ne zaman ki فَلَمَّا -
8 kellemehu kelam etti ona كَلَّمَهُ كلم
9 kale dedi قَالَ قول
10 inneke doğrusu sanadır إِنَّكَ -
11 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم
12 ledeyna yanımızda لَدَيْنَا -
13 mekinun bir mekan مَكِينٌ مكن
14 eminun bir emin أَمِينٌ امن

Notlar

Not 1

*Yûsuf'la.**Yûsuf'u.***Melik söz söyledi.****Yusuf'a.*****Melik.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

1662|12|68|وَلَمَّا دَخَلُوا۟ مِنْ حَيْثُ أَمَرَهُمْ أَبُوهُم مَّا كَانَ يُغْنِى عَنْهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ إِلَّا حَاجَةً فِى نَفْسِ يَعْقُوبَ قَضَىٰهَا وَإِنَّهُۥ لَذُو عِلْمٍ لِّمَا عَلَّمْنَٰهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1662|12|68|ولما دخلوا من حيث امرهم ابوهم ما كان يغني عنهم من الله من شي الا حاجه في نفس يعقوب قضيها وانه لذو علم لما علمنه ولكن اكثر الناس لا يعلمون

Latin Literal

68. Ve lemmâ dehalû min haysu emerehum ebûhum, mâ kâne yugnî anhum minallâhi min şey’in illâ hâceten fî nefsi ya’kûbe kadâhâ, ve innehu le zû ilmin limâ allemnâhu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ne zaman ki girdiler yerden (ki) emretti onlara babaları*; olmuş değildi zenginleştirir onlara Allah’tan hiçbir şeyi; dışındadır Yakûb'un nefsindeki201 bir hacet** (ki) tamamladı* onu***; ve doğrusu o* mutlak sahibidir bir ilim942; öğrettiğimizden dolayı ona****; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu bilmezler******.

Ahmed Samira Çevirisi

68 And when they entered from where their father ordered/commanded them, and (it) was not to suffice/enrich from them from God from a thing, except a need/necessity in Jacob’s self he accomplished it, and that truly he is (an owner) of knowledge to what We taught/instructed him , and but most of the people do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ne zaman ki وَلَمَّا -
2 dehalu girdiler دَخَلُوا دخل
3 min مِنْ -
4 haysu yerden (li) حَيْثُ حيث
5 emerahum emretti onlara أَمَرَهُمْ امر
6 ebuhum babaları أَبُوهُمْ ابو
7 ma değildi مَا -
8 kane olmuş كَانَ كون
9 yugni zenginleştirir يُغْنِي غني
10 anhum onlara عَنْهُمْ -
11 mine مِنَ -
12 llahi Allah’tan اللَّهِ -
13 min hiçbir مِنْ -
14 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
15 illa dışındadır إِلَّا -
16 haceten bir hacet حَاجَةً حوج
17 fi فِي -
18 nefsi nefsindeki نَفْسِ نفس
19 yea'kube Yakûb'un يَعْقُوبَ -
20 kadaha tamamladı onu قَضَاهَا قضي
21 ve innehu ve doğrusu o وَإِنَّهُ -
22 lezu mutlak sahibidir لَذُو -
23 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
24 lima dolayı لِمَا -
25 allemnahu öğrettik ona عَلَّمْنَاهُ علم
26 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
27 eksera ekseri/çoğu أَكْثَرَ كثر
28 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
29 la لَا -
30 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Yakûb.**Bir istek, ihtiyaç, gereklilik.***İsteği, ihtiyacı, gerekliliği.****Yakûb'a.******Kendilerindeki nedeniyle başarıya ulaştıklarını sanırlar. Oysa aslında ancak Yüce Allah'ın dilediği gerçekleşir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

1671|12|77|قَالُوٓا۟ إِن يَسْرِقْ فَقَدْ سَرَقَ أَخٌ لَّهُۥ مِن قَبْلُ فَأَسَرَّهَا يُوسُفُ فِى نَفْسِهِۦ وَلَمْ يُبْدِهَا لَهُمْ قَالَ أَنتُمْ شَرٌّ مَّكَانًا وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا تَصِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1671|12|77|قالوا ان يسرق فقد سرق اخ له من قبل فاسرها يوسف في نفسه ولم يبدها لهم قال انتم شر مكانا والله اعلم بما تصفون

Latin Literal

77. Kâlû in yesrık fe kad sereka ehun lehu min kabl(kablu), fe eserreha yûsufu fî nefsihî ve lem yubdihâ lehum kâle entum şerrun mekânâ(mekânen), vallâhu a’lemu bimâ tesifûn(tesifûne).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Eğer çaldıysa (o) öyle ki muhakkak çalmıştı bir kardeşi** (de) onun öncesinde"; öyle ki sırlaştırıyordu*** onu**** Yûsuf kendi nefsinde201; ve asla belli etmiyordu onlara*****; dedi***: "Sizler bir şersiniz205 bir mekanda; ve Allah daha iyi bilendir vasıflandırdığınızı******."

Ahmed Samira Çevirisi

77 They said: "If he steals/robs, so a brother to him had stolen/robbed from before." So Joseph kept it secret in himself, and did not show it to them, he said: "You are a worse position , and God (is) more knowledgeable with what you describe/categorize."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 in eğer إِنْ -
3 yesrik çaldıysa يَسْرِقْ سرق
4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
5 seraka çalmıştı سَرَقَ سرق
6 ehun kardeşi (de) أَخٌ اخو
7 lehu onun لَهُ -
8 min مِنْ -
9 kablu öncesinde قَبْلُ قبل
10 feeserraha öyle ki sırlaştırıyordu onu فَأَسَرَّهَا سرر
11 yusufu Yûsuf يُوسُفُ -
12 fi فِي -
13 nefsihi kendi nefsinde نَفْسِهِ نفس
14 velem ve asla وَلَمْ -
15 yubdiha belli etmiyordu يُبْدِهَا بدو
16 lehum onlara لَهُمْ -
17 kale dedi قَالَ قول
18 entum sizler أَنْتُمْ -
19 şerrun bir şersiniz شَرٌّ شرر
20 mekanen bir mekanda مَكَانًا كون
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
23 bima بِمَا -
24 tesifune vasıflandırdığınızı تَصِفُونَ وصف

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un kardeşleri.**Yûsuf'un da küçükken (kuyuya bırakılmadan önce) bir hırsızlık yaptığını ima etmektedirler. Eğer hırsızlık yaptıysa bu da abisine çekmiştir demeye getirmektedirler.,***Yûsuf. ****Kendisiyle ilgili hırsızlık olayıyla ilgili.*****Kardeşlerine.******Tasvir ettiğinizi, anlattığınızı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Şer, şer Kavram 205

205 Kötülük, fenalık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

1677|12|83|قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَأْتِيَنِى بِهِمْ جَمِيعًا إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْعَلِيمُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1677|12|83|قال بل سولت لكم انفسكم امرا فصبر جميل عسي الله ان ياتيني بهم جميعا انه هو العليم الحكيم

Latin Literal

83. Kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), asallâhu en ye’tiyenî bihim cemî’â(cemî’an), innehu huvel alîmul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Evet! Ayartmış sizleri nefisleriniz201 bir emre; öyle ki cemîl930 bir sabırdır**; belki de Allah ki getirir onları topluca; doğrusu O***; O'dur*** Alîm8; Hakîm9."

Ahmed Samira Çevirisi

83 He (their father) said: "But your selves enticed/tolerated for you an order/command/matter/affair, so graceful patience, perhaps God that (He) brings them to me all together, that He (is) the knowledgeable, the wise/judicious ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 bel evet بَلْ -
3 sevvelet ayartmış سَوَّلَتْ سول
4 lekum sizleri لَكُمْ -
5 enfusukum nefisleriniz أَنْفُسُكُمْ نفس
6 emran bir emre أَمْرًا امر
7 fesabrun öyle ki bir sabırdır فَصَبْرٌ صبر
8 cemilun bir cemil جَمِيلٌ جمل
9 asa belki de عَسَى عسي
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 en ki أَنْ -
12 ye'tieni getirir يَأْتِيَنِي اتي
13 bihim onları بِهِمْ -
14 cemian topluca جَمِيعًا جمع
15 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
16 huve O هُوَ -
17 l-alimu Alîm الْعَلِيمُ علم
18 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Yakûb.**Gereken.***Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

13. Ra'd Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1716|13|11|لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٌ مِّنۢ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِۦ يَحْفَظُونَهُۥ مِنْ أَمْرِ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا۟ مَا بِأَنفُسِهِمْ وَإِذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِقَوْمٍ سُوٓءًا فَلَا مَرَدَّ لَهُۥ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَالٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1716|13|11|له معقبت من بين يديه ومن خلفه يحفظونه من امر الله ان الله لا يغير ما بقوم حتي يغيروا ما بانفسهم واذا اراد الله بقوم سوا فلا مرد له وما لهم من دونه من وال

Latin Literal

11. Lehu muakkibâtun min beyni yedeyhi ve min halfihî yahfezûnehu min emrillâh(emrillâhi), innallâhe lâ yugayyiru mâ bi kavmin hattâ yugayyirû mâ bi enfusihim, ve izâ erâdallâhu bi kavmin sûen fe lâ meredde leh(lehu), ve mâ lehum min dûnihî min vâl(vâlin).

Türkçe Çeviri

Onadır* muakkibât965 iki elinin arasından ve arkasından onun**; korurlar onu***; emrindendir Allah'ın; doğrusu Allah değiştirmez bir kavimdekini/toplumdakini ta ki değiştirirler kendi nefislerindekini201; ve dilediği zaman Allah bir kavme/topluma bir kötülük; öyle ki olmaz reddedilme ona****; yoktur onlara***** O'nun****** astından hiç bir veli28.

Ahmed Samira Çevirisi

11 For him (are) successive angels/glorifications from between his hands and from behind him they protect/guard him from God’s order/command (punishment upon his nation’s evil ones), that God does not change what (is) with a nation until they change what (is) with themselves, and if God willed/wanted bad/evil/harm with a nation, so (there is) no return (protection) to (from) it, and (there is) no (one) for them from other than Him from aguardian/victorior .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lehu onadır لَهُ -
2 muakkibatun muakkibat مُعَقِّبَاتٌ عقب
3 min مِنْ -
4 beyni بَيْنِ بين
5 yedeyhi iki elinin arasından يَدَيْهِ يدي
6 ve min ve وَمِنْ -
7 halfihi arkasından onun خَلْفِهِ خلف
8 yehfezunehu korurlar onu يَحْفَظُونَهُ حفظ
9 min مِنْ -
10 emri emrindendir أَمْرِ امر
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 la لَا -
15 yugayyiru değiştirmez يُغَيِّرُ غير
16 ma مَا -
17 bikavmin bir kavimdekini/toplumdakini بِقَوْمٍ قوم
18 hatta taki حَتَّىٰ -
19 yugayyiru değiştirirler يُغَيِّرُوا غير
20 ma مَا -
21 bienfusihim kendi nefislerindekini بِأَنْفُسِهِمْ نفس
22 ve iza ve zaman وَإِذَا -
23 erade dilediği أَرَادَ رود
24 llahu Allah اللَّهُ -
25 bikavmin bir kavme/topluma بِقَوْمٍ قوم
26 su'en kötülük سُوءًا سوا
27 fela öyle ki فَلَا -
28 meradde reddedemez مَرَدَّ ردد
29 lehu onu لَهُ -
30 ve ma yoktur وَمَا -
31 lehum onlara لَهُمْ -
32 min مِنْ -
33 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون
34 min مِنْ -
35 valin veliden وَالٍ ولي

Notlar

Not 1

*İnsana.**İnsanın.***İnsanı.****Kötülüğe.*****İnsanlara.******Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

13. Ra'd Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

1721|13|16|قُلْ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ قُلِ ٱللَّهُ قُلْ أَفَٱتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِۦٓ أَوْلِيَآءَ لَا يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِى ٱلْأَعْمَىٰ وَٱلْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِى ٱلظُّلُمَٰتُ وَٱلنُّورُ أَمْ جَعَلُوا۟ لِلَّهِ شُرَكَآءَ خَلَقُوا۟ كَخَلْقِهِۦ فَتَشَٰبَهَ ٱلْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ ٱللَّهُ خَٰلِقُ كُلِّ شَىْءٍ وَهُوَ ٱلْوَٰحِدُ ٱلْقَهَّٰرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1721|13|16|قل من رب السموت والارض قل الله قل افاتخذتم من دونه اوليا لا يملكون لانفسهم نفعا ولا ضرا قل هل يستوي الاعمي والبصير ام هل تستوي الظلمت والنور ام جعلوا لله شركا خلقوا كخلقه فتشبه الخلق عليهم قل الله خلق كل شي وهو الوحد القهر

Latin Literal

16. Kul men rabbus semâvâti vel ard(ardı), kulillâh(kulillâhu), kul e fettehaztum min dûnihî evliyâe lâ yemlikûne li enfusihim nef’an ve lâ darrâ(darren), kul hel yestevil a’mâ vel basîru em hel testevîz zulumâtu ven nûr(nûru), em cealû lillâhi şurekâe halakû ke halkıhî fe teşâbehel halku aleyhim, kulillâhu hâliku kulli şey’in ve huvel vâhidul kahhâr(kahhâru).

Türkçe Çeviri

De ki: "Kimdir Rabbi4 göklerin162 ve yerin?"; de ki: "Allah!"; de ki: "O'nun* astından evliya212 mı edindiniz (ki) malik olamazlar kendi nefislerine201 bir menfaate ve ne de bir zarara"; de ki: "Aynı seviyede olur mu kör ve gören ya da aynı seviyede olur mu karanlıklar ve aydınlık ya da yaptılar Allah'a ortaklar (ki) yarattılar yarattığı gibi O’nun* öyle ki benzerleşti (o) yaratma onlara?"; de ki: "Allah (ki) yaratandır her bir şeyi ve O** Vâhid'tir86; Kahhâr’dır87.

Ahmed Samira Çevirisi

16 Say: "who (is) the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s Lord?" Say: "God." Say: "So did you take/receive from other than Him guardians/allies they do not own/possess to themselves benefit/usefulness and nor harm?" Say: "Do the blind and the seeing become equal/alike? Or do the darknesses and the light become equal/alike? Or they made/put to God partners (that) created like/as His creation so the creation looked alike/resembled on (to) them?" Say: "God (is) creator (of) every thing, and He is the one, the defeater/conqueror ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 men kimdir? مَنْ -
3 rabbu Rabbi رَبُّ ربب
4 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
5 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
6 kuli de ki قُلِ قول
7 llahu Allah! اللَّهُ -
8 kul de ki قُلْ قول
9 efattehaztum edindiniz mi أَفَاتَّخَذْتُمْ اخذ
10 min مِنْ -
11 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون
12 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
13 la لَا -
14 yemlikune malik olamaz يَمْلِكُونَ ملك
15 lienfusihim kendi nefislerine لِأَنْفُسِهِمْ نفس
16 nef'an bir menfaat نَفْعًا نفع
17 ve la ve ne de وَلَا -
18 derran bir zarara ضَرًّا ضرر
19 kul de ki قُلْ قول
20 hel هَلْ -
21 yestevi aynı seviyede olur mu يَسْتَوِي سوي
22 l-ea'ma kör الْأَعْمَىٰ عمي
23 velbesiru ve gören وَالْبَصِيرُ بصر
24 em ya da أَمْ -
25 hel هَلْ -
26 testevi aynı seviyede midir تَسْتَوِي سوي
27 z-zulumatu karanlıklar الظُّلُمَاتُ ظلم
28 ve nnuru ve aydınlık وَالنُّورُ نور
29 em ya da أَمْ -
30 cealu yaptılar جَعَلُوا جعل
31 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
32 şuraka'e ortaklar شُرَكَاءَ شرك
33 haleku yarattılar خَلَقُوا خلق
34 kehalkihi yarattığı gibi O’nun كَخَلْقِهِ خلق
35 feteşabehe öyle ki benzerleşti فَتَشَابَهَ شبه
36 l-halku o yaratma الْخَلْقُ خلق
37 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
38 kuli de ki قُلِ قول
39 llahu Allah (ki) اللَّهُ -
40 haliku yaratandır خَالِقُ خلق
41 kulli her كُلِّ كلل
42 şey'in şeyin شَيْءٍ شيا
43 ve huve ve O وَهُوَ -
44 l-vahidu Vâhid'tir الْوَاحِدُ وحد
45 l-kahharu Kahhâr’dır الْقَهَّارُ قهر

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

13. Ra'd Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

1738|13|33|أَفَمَنْ هُوَ قَآئِمٌ عَلَىٰ كُلِّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ شُرَكَآءَ قُلْ سَمُّوهُمْ أَمْ تُنَبِّـُٔونَهُۥ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِى ٱلْأَرْضِ أَم بِظَٰهِرٍ مِّنَ ٱلْقَوْلِ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مَكْرُهُمْ وَصُدُّوا۟ عَنِ ٱلسَّبِيلِ وَمَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنْ هَادٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1738|13|33|افمن هو قايم علي كل نفس بما كسبت وجعلوا لله شركا قل سموهم ام تنبونه بما لا يعلم في الارض ام بظهر من القول بل زين للذين كفروا مكرهم وصدوا عن السبيل ومن يضلل الله فما له من هاد

Latin Literal

33. E fe men huve kâimun alâ kulli nefsin bi mâ kesebet, ve cealû lillâhi şurekâ’(şurekâe), kul semmûhum, em tunebbiûnehu bi mâ lâ ya’lemu fîl ardı em bi zâhirin minel kavl(kavli), bel zuyyine lillezîne keferû mekruhum ve suddû anis sebîl(sebîli), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimse midir o* (ki) bir kıyamdadır143** her bir nefis201 üzerine kazandığıyla? Ve yaptılar Allah'a ortaklar71; de ki: "İsimlendirin*** onları****; ya da haber (mi) verirsiniz O'na***** bilmediğini yerde; ya da söylemden ortaya çıkanladır******; evet! Ziynetlendirildi856 kâfirlik25 etmiş kimselere tuzakları; ve sapıp uzaklaştırıldılar yoldan*******; ve kimi dalalette128 bırakır Allah; öyle ki yoktur ona hiç bir doğru yola kılavuz.

Ahmed Samira Çevirisi

33 Is whom, He is taking care of on every self with what it earned/gained , and they made/created to God partners, say: "Name/identify them, or you inform Him with what He does not know in the earth/Planet Earth, or with apparent/visible from the saying/opinion and belief . Rather their cheatery/deceit was decorated/beautified to those who disbelieved, and they prevented/obstructed from the way/path , and whom God misguides so (there is) none from (a) guide (is) for him.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 efemen öyle ki kimse mi أَفَمَنْ -
2 huve o (ki) هُوَ -
3 kaimun bir kıyamdadır قَائِمٌ قوم
4 ala üzerinde عَلَىٰ -
5 kulli her كُلِّ كلل
6 nefsin nefsin نَفْسٍ نفس
7 bima بِمَا -
8 kesebet kazandığıyla كَسَبَتْ كسب
9 vecealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل
10 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
11 şuraka'e ortaklar شُرَكَاءَ شرك
12 kul de ki قُلْ قول
13 semmuhum isimlendirin onları سَمُّوهُمْ سمو
14 em ya da أَمْ -
15 tunebbiunehu haber verirsiniz ona تُنَبِّئُونَهُ نبا
16 bima بِمَا -
17 la لَا -
18 yea'lemu bilmediğini يَعْلَمُ علم
19 fi فِي -
20 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
21 em ya da أَمْ -
22 bizahirin ortaya çıkanla بِظَاهِرٍ ظهر
23 mine مِنَ -
24 l-kavli söylemden الْقَوْلِ قول
25 bel evet بَلْ -
26 zuyyine ziynetlendirildi زُيِّنَ زين
27 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
28 keferu kafirlik etmiş كَفَرُوا كفر
29 mekruhum tuzakları مَكْرُهُمْ مكر
30 ve suddu ve sapıp uzaklaştırıldılar وَصُدُّوا صدد
31 ani عَنِ -
32 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل
33 ve men ve kimi وَمَنْ -
34 yudlili dalalette bırakır يُضْلِلِ ضلل
35 llahu Allah اللَّهُ -
36 fema öyle ki yoktur فَمَا -
37 lehu ona لَهُ -
38 min hiç bir مِنْ -
39 hadin bir doğru yola kılavuzdan هَادٍ هدي

Notlar

Not 1

*Kâfirlik etmiş kimse ve/veya Yüce Allah'a ortak edilen kimse. **Her zaman uyanıktır, dikelmiştir, aktiftir. Kendisi yaratılmış olan bir kimse asla Yüce Allah'a ortak koşulamaz.***Ne isim verirseniz verin bir ilâh olma özellikleri asla yoktur.****Ortak koşulan kimseler. *****Allah'a. ******Boş sözle, boş lafla. Kuru laf kalabalığıyla.*******Kur'an'dan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ziynet Kavram 856

856 Süs, dekorasyon, takı, bezek.

13. Ra'd Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

1747|13|42|وَقَدْ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ ٱلْمَكْرُ جَمِيعًا يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ وَسَيَعْلَمُ ٱلْكُفَّٰرُ لِمَنْ عُقْبَى ٱلدَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1747|13|42|وقد مكر الذين من قبلهم فلله المكر جميعا يعلم ما تكسب كل نفس وسيعلم الكفر لمن عقبي الدار

Latin Literal

42. Ve kad mekerellezîne min kablihim fe lillâhil mekru cemîâ(cemîan),ya’lemu mâ teksibu kullu nefs(nefsin), ve se ya’lemul kuffâru li men ukbed dâr(dâri).

Türkçe Çeviri

Ve muhakkak tuzak kurdu onlardan önceki kimseler (de); öyle ki Allah’adır tuzaklar topluca; bilir* kazandığını her bir nefsin201; ve bilecekler kâfirler25 kimedir akıbeti892 diyarın**.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And those from before them had cheated/deceived/schemed, so to God (is) all the cheatery/deceit/scheme. He knows what every self gains/acquires , and the disbelievers will know to whom (is) the house’s/home’s end/turn (result).

Notlar

Not 1

*Allah.**Yurdun.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

14. İbrahim Suresi

Ayet 22

Arapça Metin (Harekeli)

1770|14|22|وَقَالَ ٱلشَّيْطَٰنُ لَمَّا قُضِىَ ٱلْأَمْرُ إِنَّ ٱللَّهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ ٱلْحَقِّ وَوَعَدتُّكُمْ فَأَخْلَفْتُكُمْ وَمَا كَانَ لِىَ عَلَيْكُم مِّن سُلْطَٰنٍ إِلَّآ أَن دَعَوْتُكُمْ فَٱسْتَجَبْتُمْ لِى فَلَا تَلُومُونِى وَلُومُوٓا۟ أَنفُسَكُم مَّآ أَنَا۠ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَآ أَنتُم بِمُصْرِخِىَّ إِنِّى كَفَرْتُ بِمَآ أَشْرَكْتُمُونِ مِن قَبْلُ إِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1770|14|22|وقال الشيطن لما قضي الامر ان الله وعدكم وعد الحق ووعدتكم فاخلفتكم وما كان لي عليكم من سلطن الا ان دعوتكم فاستجبتم لي فلا تلوموني ولوموا انفسكم ما انا بمصرخكم وما انتم بمصرخي اني كفرت بما اشركتمون من قبل ان الظلمين لهم عذاب اليم

Latin Literal

22. Ve kâleş şeytânu lemmâ kudıyel emru innallâhe veadekum va’del hakkı ve veadtukum fe ahleftukum, ve mâ kâne liye aleykum min sultânin illâ en deavtukum festecebtum lî, fe lâ telûmûnî ve lûmû enfusekum, mâ ene bi musrihikum ve mâ entum bi musrıhıyy(musrıhıyye), innî kefertu bi mâ eşrektumûni min kabl(kablu), innaz zâlimîne lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ve dedi şeytân29 ne zaman ki bitirildi/tamamlandı emir: "Doğrusu Allah vaat etti sizlere hak/gerçek vaadi; ve (ben de) vaat ettim sizlere; öyle ki ihtilafa düştüm* sizlere; ve olmuş değildir bana üzerinize hiç bir sultân660; dışındadır ki davet ederim sizleri; öyle ki cevap verirsiniz bana; öyle ki beni kınamayın/paylamayın; ve kınayın/paylayın kendi nefislerinizi201; değilim ben yardım çağıran sizlere; ve değilsiniz sizler yardım çağıranlar bana; doğrusu ben kâfirlik25 etmiştim şirk71 koşmanıza beni** önceden; doğrusu zalimler257 (ki) onlaradır bir elim*** azap.

Ahmed Samira Çevirisi

22 And the devil said when the matter/affair/order/command was passed/judged : "That God promised you, the truth’s promise, and I promised you, so I broke the promise to you, and (there) was not from a power/control to me on you except that I called you, so you answered/replied to me, so do not blame/reprimand me and blame/reprimand yourselves, I am not with aiding you (a savior), and you are not with aiding me, that I disbelieved with what you made me a partner (with God) from before. That the unjust/oppressive, for them (is) a painful torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ş-şeytanu şeytân الشَّيْطَانُ شطن
3 lemma ne zaman ki لَمَّا -
4 kudiye bitirildi/tamamlandı قُضِيَ قضي
5 l-emru emir الْأَمْرُ امر
6 inne doğrusu إِنَّ -
7 llahe Allah اللَّهَ -
8 veadekum vaat etti sizlere وَعَدَكُمْ وعد
9 vea'de vaadi وَعْدَ وعد
10 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
11 ve veadtukum ve vaat ettim sizlere وَوَعَدْتُكُمْ وعد
12 feehleftukum öyle ki ihtilafa düştüm sizlere فَأَخْلَفْتُكُمْ خلف
13 vema ve değildir وَمَا -
14 kane olmuş كَانَ كون
15 liye bana لِيَ -
16 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
17 min hiç مِنْ -
18 sultanin bir sultan سُلْطَانٍ سلط
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 deavtukum davet ederim sizleri دَعَوْتُكُمْ دعو
22 festecebtum öyle ki cevap verirsiniz فَاسْتَجَبْتُمْ جوب
23 li bana لِي -
24 fela öyle ki فَلَا -
25 telumuni beni kınamayın/paylamayın تَلُومُونِي لوم
26 velumu ve kınayın/paylatın وَلُومُوا لوم
27 enfusekum kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
28 ma değilim مَا -
29 ena ben أَنَا -
30 bimusrihikum yardım çağıran sizlere بِمُصْرِخِكُمْ صرخ
31 ve ma ve değilsiniz وَمَا -
32 entum sizler أَنْتُمْ -
33 bimusrihiyye yardım çağıranlar bana بِمُصْرِخِيَّ صرخ
34 inni doğrusu ben إِنِّي -
35 kefertu kâfirlik etmiştim كَفَرْتُ كفر
36 bima بِمَا -
37 eşraktumuni şirk koşmanıza beni أَشْرَكْتُمُونِ شرك
38 min مِنْ -
39 kablu önceden قَبْلُ قبل
40 inne doğrusu إِنَّ -
41 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم
42 lehum onlaradır لَهُمْ -
43 azabun bir azab عَذَابٌ عذب
44 elimun elim أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Vaadi değiştirmek, bozmak, caymak.**Şeytân bile Yüce Allah'a kendisinin ortak koşulmasına karşı çıkmış zamanında. ***Acıklı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

14. İbrahim Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1793|14|45|وَسَكَنتُمْ فِى مَسَٰكِنِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Latin Literal

45. Ve sekentum fî mesâkinillezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihimve darabnâ lekumul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

Ve mesken edindiniz* kendi nefislerine201 zulmetmiş257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan226 oldu sizlere* (ki) nasıl faaliyet ettik onlara**; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere* misaller870.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And you resided in those who were unjust/oppressive (to) themselves’ residences, and how We made/did with them was clarified/shown for you, and We gave to you the examples/proverbs.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve sekentum ve mesken edindiniz وَسَكَنْتُمْ سكن
2 fi فِي -
3 mesakini meskenlerinde مَسَاكِنِ سكن
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve tebeyyene ve beyan oldu وَتَبَيَّنَ بين
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
10 fealna faaliyet ettik فَعَلْنَا فعل
11 bihim onlara بِهِمْ -
12 ve derabna ve darp ettik/ortaya koyduk وَضَرَبْنَا ضرب
13 lekumu sizlere لَكُمُ -
14 l-emsale emsal الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Resûller.**Kendi nefislerine zulmetmiş kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1799|14|51|لِيَجْزِىَ ٱللَّهُ كُلَّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلْحِسَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1799|14|51|ليجزي الله كل نفس ما كسبت ان الله سريع الحساب

Latin Literal

51. Li yecziyallâhu kulle nefsin mâ kesebet, innallâhe serîul hısâb(hısâbi).

Türkçe Çeviri

Cezalandırması63 içindir Allah’ın her bir nefsi201 kazandığına (karşılık); doğrusu Allah seridir hesapta.

Ahmed Samira Çevirisi

51 (So) God rewards/reimburses (E) each self what (it) gained/acquired , that God (is) fast (in) the account/calculation.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyecziye cezalandırması içindir لِيَجْزِيَ جزي
2 llahu Allah’ın اللَّهُ -
3 kulle her bir كُلَّ كلل
4 nefsin bir nefse نَفْسٍ نفس
5 ma مَا -
6 kesebet kazandığını كَسَبَتْ كسب
7 inne doğrusu إِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 seriu seridir سَرِيعُ سرع
10 l-hisabi hesapta الْحِسَابِ حسب

Notlar

Not 1

*Karşılı

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

16. Nahl Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

1906|16|7|وَتَحْمِلُ أَثْقَالَكُمْ إِلَىٰ بَلَدٍ لَّمْ تَكُونُوا۟ بَٰلِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ ٱلْأَنفُسِ إِنَّ رَبَّكُمْ لَرَءُوفٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1906|16|7|وتحمل اثقالكم الي بلد لم تكونوا بلغيه الا بشق الانفس ان ربكم لروف رحيم

Latin Literal

7. Ve tahmilu eskâlekum ilâ beledin lem tekûnû bâlıgîhi illâ bi şıkkıl enfus(enfusi), inne rabbekum le raûfun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve taşırlar ağırlıklarınızı bir belediye doğru (ki) asla olamazsınız ulaşanlar ona*; nefislere201 meşakkatle (olması) dışında; doğrusu Rabbiniz4 mutlak bir Raûf’tur15; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And it loads/carries your loads/belonging (weights) to a country/land , you were not reaching it, except with the selves’ difficulty/hardship, that your Lord (is) merciful/compassionate (E), merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve tehmilu ve taşırlar وَتَحْمِلُ حمل
2 eskalekum ağırlıklarınızı أَثْقَالَكُمْ ثقل
3 ila doğru إِلَىٰ -
4 beledin bir belediye بَلَدٍ بلد
5 lem asla لَمْ -
6 tekunu olmazsınız تَكُونُوا كون
7 baligihi ulaşır ona بَالِغِيهِ بلغ
8 illa dışında إِلَّا -
9 bişikki meşakkatle بِشِقِّ شقق
10 l-enfusi nefislerinize الْأَنْفُسِ نفس
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 rabbekum Rabbiniz رَبَّكُمْ ربب
13 lera'ufun mutlak bir Rauf’tur لَرَءُوفٌ راف
14 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Beldeye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

16. Nahl Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

1927|16|28|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ فَأَلْقَوُا۟ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِن سُوٓءٍۭ بَلَىٰٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1927|16|28|الذين تتوفيهم المليكه ظالمي انفسهم فالقوا السلم ما كنا نعمل من سو بلي ان الله عليم بما كنتم تعملون

Latin Literal

28. Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim fe elkavus seleme mâ kunnâ na’melu min sû’(sûin), belâ innallâhe alîmun bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Kimseleri (ki) vefat621 ettirir onları melekler522; zalimlerdir257 (o kimseler) kendi nefislerine201; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam* (-da); (derler) "Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük**"; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar*** olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

28 Those who the angels make them die, (while) unjust/oppressive (to) themselves, so they threw the submission/surrender (and said): "We were not making/doing/working from the bad/evil/harm/corruption." Yes/certainly that God (is) knowledgeable with what you were making/doing/working.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 teteveffahumu vefat ettirir onları تَتَوَفَّاهُمُ وفي
3 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
4 zalimi zalimlerdir ظَالِمِي ظلم
5 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
6 feelkavu öyle ki karşılaştılar فَأَلْقَوُا لقي
7 s-seleme selam (-da) السَّلَمَ سلم
8 ma değiliz مَا -
9 kunna olmuş كُنَّا كون
10 nea'melu yapar نَعْمَلُ عمل
11 min hiçbir مِنْ -
12 su'in kötülük سُوءٍ سوا
13 bela evet بَلَىٰ -
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 alimun bir bilendir عَلِيمٌ علم
17 bima بِمَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Tam ve mutlak bir teslimiyette.**Tam teslimiyet halinde doğruyu söylemektedirler. Anlarız ki zalimler yaptıkları zalimliğin farkında değillerdir. En büyük zulüm olan şirk günahını işleyen ve müşrik olan bu kimseler aldanmıştır. Aldatılmıştır. ***Yüce Allah açık ve net olarak farkında olmamanın yapılan kötülüklerin bahanesi olamayacağını bildirmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

Vefat Kavram 621

621 Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar. 6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.

16. Nahl Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

1932|16|33|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ أَمْرُ رَبِّكَ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَمَا ظَلَمَهُمُ ٱللَّهُ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1932|16|33|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي امر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

33. Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye emru rabbik(rabbike), kezâlike fe alellezîne min kablihim, ve mâ zalemehumullâhu ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Bakarlar* mı dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir emri** (senin) Rabbinin4?; işte böyledir; faaliyet etti*** onlardan önceki kimseler (de); ve zulmetmiş257 değildi onlara Allah; velakin/fakat oldular kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

33 Do they wait/watch except that the angels or your Lord’s order/command comes ? As/like that those from before them made/did, and God did not cause injustice/oppression to them, and but they were themselves causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hel mi? هَلْ -
2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
3 illa dışına إِلَّا -
4 en ki أَنْ -
5 te'tiyehumu gelir onlara تَأْتِيَهُمُ اتي
6 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
7 ev ya da أَوْ -
8 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
9 emru emri أَمْرُ امر
10 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 feale faaliyete geçer فَعَلَ فعل
13 ellezine kimseler (de) الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 ve ma ve değildi وَمَا -
17 zelemehumu zulmetmiş onlara ظَلَمَهُمُ ظلم
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
20 kanu oldular كَانُوا كون
21 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
22 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Beklerler mi?**Azap. ***Aynı şekilde davrandılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1971|16|72|وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَٰجًا وَجَعَلَ لَكُم مِّنْ أَزْوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ أَفَبِٱلْبَٰطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ ٱللَّهِ هُمْ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1971|16|72|والله جعل لكم من انفسكم ازوجا وجعل لكم من ازوجكم بنين وحفده ورزقكم من الطيبت افبالبطل يومنون وبنعمت الله هم يكفرون

Latin Literal

72. Vallâhu ceale lekum min enfusikum ezvâcen ve ceale lekum min ezvâcikum benîne ve hafedeten ve rezakakum minet tayyibât(tayyibâti), e fe bil bâtıli yu’minûne ve bi ni’metillâhi hum yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve Allah yaptı sizlere nefislerinizden201 eşler; ve yaptı sizlere eşlerinizden oğullar ve torunlar; ve rızıklandırdı sizleri iyilerden; öyle ki batıla199 mı iman47 ederler?; ve Allah'ın nimetine757 onlar kâfirlik25 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

72 And God made/created for you from yourselves spouses , and He made/created for you from your spouses sons/sons and daughters, and sons of your sons , and He provided for you from the goodnesses . Is it with the falsehood they believe, and with Gods’ blessing/goodness they disbelieve?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 ceale yaptı جَعَلَ جعل
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 min مِنْ -
5 enfusikum nefislerinizden أَنْفُسِكُمْ نفس
6 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج
7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 min مِنْ -
10 ezvacikum eşlerinizden أَزْوَاجِكُمْ زوج
11 benine oğullar بَنِينَ بني
12 ve hafedeten ve torunlar وَحَفَدَةً حفد
13 ve razekakum ve rızıklandırdı sizleri وَرَزَقَكُمْ رزق
14 mine مِنَ -
15 t-tayyibati iyilerden الطَّيِّبَاتِ طيب
16 efebil-batili öyle ki batıla mı أَفَبِالْبَاطِلِ بطل
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
18 ve binia'meti ve nimetine وَبِنِعْمَتِ نعم
19 llahi Allah'ın اللَّهِ -
20 hum onlar هُمْ -
21 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Nimetler Kavram 757

757 Yüce Allah Rahmân suresinde nimetlere bir işaret buyurmuştur. 31 temel parçacığın oluşturduğu tüm evren Yüce Allah'ın bir nimetidir. Cennetlerde de Yüce Allah hak eden kullarına ayakta/dikelmiş/kıyamda nimetler vereceğini bildirmektedir (Örn: 9:21). Anlarız ki cennetler gerçek anlamda yaratılan evrenler olacaktır. Muhtemel ki farklı atomlar muhteşem şeyle oluşturacak ve Rabbimiz bizlere inşAllah bu nimetlerinden tattıracaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

1988|16|89|وَيَوْمَ نَبْعَثُ فِى كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا عَلَيْهِم مِّنْ أَنفُسِهِمْ وَجِئْنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ تِبْيَٰنًا لِّكُلِّ شَىْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَىٰ لِلْمُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1988|16|89|ويوم نبعث في كل امه شهيدا عليهم من انفسهم وجينا بك شهيدا علي هولا ونزلنا عليك الكتب تبينا لكل شي وهدي ورحمه وبشري للمسلمين

Latin Literal

89. Ve yevme neb’asu fî kulli ummetin şehîden aleyhim min enfusihim ve ci’nâbike şehîden alâ hâulâ(hâulâi), ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânen likulli şey’in ve huden ve rahmeten ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmette305* üzerlerine bir şahit/tanık** kendi*** nefislerinden201; ve geldik seninle**** bir şahit/tanık (olarak) üzerine bunların; ve indirdik sana**** kitabı***** (ki) bir beyanattır620 her bir şeye; ve doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271; ve müjdededir müslimlere45.

Ahmed Samira Çevirisi

89 And a day/time, We send/resurrect/revive in every nation/generation a witness/testifier on them from themselves, and We came with you (as) a witness/testifier on those, and We descended on you The Book (a) clarification/explanation to every thing, and guidance, and mercy, and a good news to the Moslems/submitters/surrenderers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yevme ve gündür وَيَوْمَ يوم
2 neb'asu görevlendiriz نَبْعَثُ بعث
3 fi فِي -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 ummetin ümmette أُمَّةٍ امم
6 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
8 min مِنْ -
9 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
10 ve ci'na ve geldik وَجِئْنَا جيا
11 bike seninle بِكَ -
12 şehiden bir şahit/tanık (olarak) شَهِيدًا شهد
13 ala üzerine عَلَىٰ -
14 ha'ula'i bunların هَٰؤُلَاءِ -
15 ve nezzelna ve indirdik وَنَزَّلْنَا نزل
16 aleyke sana عَلَيْكَ -
17 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
18 tibyanen bir beyan تِبْيَانًا بين
19 likulli her bir لِكُلِّ كلل
20 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
21 ve huden ve doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
22 ve rahmeten ve bir rahmettir وَرَحْمَةً رحم
23 ve buşra ve müjdededir وَبُشْرَىٰ بشر
24 lilmuslimine müslimlere لِلْمُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Fi edatı "içinde" demektir. Görevlendirilen resûller mutlaka o ümmetin içinden olacaktır.**Ümmete gönderilmiş olan resûl veya resûller.***Ümmetin içinden çıkan ve onlarla aynı dili konuşan kendilerinden bir resûl. ****Nebi ve resûl Muhammed. Şerefli Kur'ân'ın kendisine indirilerek şereflendirildiği nebi Muhammed de tüm bunlara tanık olarak getirilecektir.*****Kur'ân'ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

17. İsrâ Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

2042|17|15|مَّنِ ٱهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِى لِنَفْسِهِۦ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبْعَثَ رَسُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2042|17|15|من اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها ولا تزر وازره وزر اخري وما كنا معذبين حتي نبعث رسولا

Latin Literal

15. Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).

Türkçe Çeviri

Kim doğru yola kılavuzlandı; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlanır kendi nefsi201 için; ve kim dalalete128 düştü öyle ki ancak dalalete128 düşer aleyhine onun (nefsin); ve yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve olmuş değiliz azap edenler ta ki göndeririz bir resûl418.

Ahmed Samira Çevirisi

15 Who was guided, so but he guides for himself, and who misguided, so but he misguides on it (himself) and no sinner/loader/burdener carries/loads/bears another’s sins/load/burden , and We were not torturing until We send a messenger.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 meni kim مَنِ -
2 hteda doğru yola kılavuzlandı اهْتَدَىٰ هدي
3 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
4 yehtedi doğru yola kılavuzlanır يَهْتَدِي هدي
5 linefsihi kendi nefsi için لِنَفْسِهِ نفس
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
8 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
9 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل
10 aleyha aleyhine onun (nefsin) عَلَيْهَا -
11 ve la ve وَلَا -
12 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر
13 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر
14 vizra yükünü وِزْرَ وزر
15 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر
16 ve ma ve değiliz وَمَا -
17 kunna olduk كُنَّا كون
18 muazzibine azap edenler مُعَذِّبِينَ عذب
19 hatta ta ki حَتَّىٰ -
20 neb'ase göndeririz نَبْعَثَ بعث
21 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

18. Kehf Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

2189|18|51|مَّآ أَشْهَدتُّهُمْ خَلْقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَلَا خَلْقَ أَنفُسِهِمْ وَمَا كُنتُ مُتَّخِذَ ٱلْمُضِلِّينَ عَضُدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2189|18|51|ما اشهدتهم خلق السموت والارض ولا خلق انفسهم وما كنت متخذ المضلين عضدا

Latin Literal

51. Mâ eşhedtuhum halkas semâvâti vel ardı ve lâ halka enfusihim ve mâ kuntu muttehızel mudıllîne adudâ(aduden).

Türkçe Çeviri

Değilim şahit tutmuş/tanık etmiş onları yaratılışına* göklerin ve yerin; ve ne de yaratılışına* kendi nefislerinin201; ve olmuş değilim edinen dalalete128 düşenleri bir yardımcı**.

Ahmed Samira Çevirisi

51 I did not make them witness/testify the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s creation, and nor creation (of) themselves, and I was not taking the misguiders (as) support/help/assistance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değilim مَا -
2 eşhedtuhum şahit tutan/tanık eden أَشْهَدْتُهُمْ شهد
3 halka yaratılışına خَلْقَ خلق
4 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
5 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
6 ve la ve ne de وَلَا -
7 halka yaratılışına خَلْقَ خلق
8 enfusihim nefislerinin أَنْفُسِهِمْ نفس
9 ve ma ve değilim وَمَا -
10 kuntu olmuş كُنْتُ كون
11 muttehize edinmiş مُتَّخِذَ اخذ
12 l-mudilline dalalete düşenleri الْمُضِلِّينَ ضلل
13 aduden bir yardımcı عَضُدًا عضد

Notlar

Not 1

*Yaratılışın hiçbir noktasında rol almadılar. Tanık bile olmadılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

2361|20|15|إِنَّ ٱلسَّاعَةَ ءَاتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا تَسْعَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

2361|20|15|ان الساعه اتيه اكاد اخفيها لتجزي كل نفس بما تسعي

Latin Literal

15. İnnes sâate âtiyetun ekâdu uhfîhâ li tuczâ kullu nefsin bimâ tes’â.

Türkçe Çeviri

Doğrusu sâat470 bir gelendir; neredeyse* hafiyelik988 ederim** ona***; cezalandırılması63 içindir her bir nefsin201 kovaladığıyla****.

Ahmed Samira Çevirisi

15 That (E) the Hour/Resurrection is coming, I am about to/almost, I hide it, (so) each self (is) to be rewarded/reimbursed because (of) what it strives/endeavors

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 s-saate saat السَّاعَةَ سوع
3 atiyetun bir gelendir اتِيَةٌ اتي
4 ekadu neredeyse أَكَادُ كود
5 uhfiha hafiyelik ederim ona أُخْفِيهَا خفي
6 litucza cezalandırılması içindir لِتُجْزَىٰ جزي
7 kullu her كُلُّ كلل
8 nefsin bir nefsin نَفْسٍ نفس
9 bima بِمَا -
10 tes'aa kovaladığıyla تَسْعَىٰ سعي

Notlar

Not 1

*Fiil, geniş zaman 1. tekil şahıs, "neredeyse olurum".**Gizlerim onu.***Saate.****İlerlediğiyle, yürüdüğüyle, peşinden koştuğuyla.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Sâat Kavram 470

470 Kıyamet. Evrenin uzay zaman kumaşının karanlık enerjinin aşırı üflemesi sonucu yırtılması ve evrenin hızla şişirilen (Sur'a üfleme) bir balonun patlaması gibi parçalanması. Yırtıklar ışık hızında tüm evrene yayılacaktır. Parçalanan evren yerçekimi kuvvetiyle tekrar tekillik haline dönecektir.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

2386|20|40|إِذْ تَمْشِىٓ أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَن يَكْفُلُهُۥ فَرَجَعْنَٰكَ إِلَىٰٓ أُمِّكَ كَىْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَٰكَ مِنَ ٱلْغَمِّ وَفَتَنَّٰكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِىٓ أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَٰمُوسَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

2386|20|40|اذ تمشي اختك فتقول هل ادلكم علي من يكفله فرجعنك الي امك كي تقر عينها ولا تحزن وقتلت نفسا فنجينك من الغم وفتنك فتونا فلبثت سنين في اهل مدين ثم جيت علي قدر يموسي

Latin Literal

40. İz temşî uhtuke fe tekûlu hel edullukum alâ men yekfuluh(yekfuluhu), fe reca’nâke ilâ ummike key takarre aynuhâ ve lâ tahzen(tahzene), ve katelte nefsen fe necceynâke minel gammi ve fetennâke futûnâ(futûnen), fe lebiste sinîne fî ehli medyene summe ci’te alâ kaderin yâ mûsâ.

Türkçe Çeviri

Yürüyüp gidiyorken kız kardeşin öyle ki diyordu: "Göstereyim mi sizlere kimseyi (ki) kefil olur ona*"; öyle ki geri döndürdük seni annene ki aydın olsun gözü ve hüzünlemesin; ve katletmiştin bir nefsi201 öyle ki kurtardık seni gamdan; ve fitnelendirdik610 seni bir fitne610 (-le); öyle ki kaldın senelerce Medyen ehlinde568; sonra geldin bir kadere** ey Mûsâ!

Ahmed Samira Çevirisi

40 And when your sister walks, so she says: Do I guide/lead you on (to) who maintains him ?" So We returned you to your mother, in order that her eye/sight delight/satisfy , and nor she be saddened/grieved, and you killed a self so We saved/rescued you from the grief/sadness/depression, and We tested you , testfully , so you stayed/remained years in Madya’s people , then you came on a predestiny you Moses."

Notlar

Not 1

*Mûsâ'ya.**Ölçüye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Fitne. Kavram 610

610 Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.

29. Ankebût Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

3395|29|57|كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ ٱلْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3395|29|57|كل نفس ذايقه الموت ثم الينا ترجعون

Latin Literal

57. Kullu nefsin zâikatul mevti summe ileynâ turceûn(turceûne).

Türkçe Çeviri

Her bir nefis201 tadıcıdır ölümü*; sonra bize döndürülürsünüz.

Ahmed Samira Çevirisi

57 Each/every self (is) tasting/experiencing the death, then to Us you are being returned.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kullu her bir كُلُّ كلل
2 nefsin nefis نَفْسٍ نفس
3 zaikatu tadacıdır ذَائِقَةُ ذوق
4 l-mevti ölümü الْمَوْتِ موت
5 summe sonra ثُمَّ -
6 ileyna bize إِلَيْنَا -
7 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع

Notlar

Not 1

*Her nefis ölümü zaten tatmıştır. İlk cennetten çıkarılırken ölerek çıkarıldık. Hepimiz günahkarız, hepimiz zalimiz. Ancak Yüce Allah yolunda katledilenler ve cennetlere girmeyi hak edenlere 2. ölüm yoktur. Yani du dünyada ölmezler. Sadece vefat ettirilirler. Selam yurduna/diyarına vefat melekleri tarafından davet edilirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

30. Rûm Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

3415|30|8|أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِم مَّا خَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَأَجَلٍ مُّسَمًّى وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلنَّاسِ بِلِقَآئِ رَبِّهِمْ لَكَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3415|30|8|اولم يتفكروا في انفسهم ما خلق الله السموت والارض وما بينهما الا بالحق واجل مسمي وان كثيرا من الناس بلقاي ربهم لكفرون

Latin Literal

8. E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Hiç tefekkür357 etmezler mi kendi nefislerinde201 (ki) yaratmış değildir Allah gökleri162 ve yeri; ve ikisi arasındakini hakla/gerçekle (olması) dışında; ve belirlenmiş bir eceldir; ve doğrusu insanlardan ekserisi/çoğu Rabblerine4 karşılaşmaya mutlak kâfirdirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

8 Did they not think in themselves God did not create the skies/space and the earth/Planet Earth, and what (is) between them (B) except with the truth and a named/identified (specified) term/time, and that many from the people with their Lord’s meeting (they are) disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelem hiç أَوَلَمْ -
2 yetefekkeru tefekkür etmezler mi يَتَفَكَّرُوا فكر
3 fi فِي -
4 enfusihim kendi nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
5 ma değildir مَا -
6 haleka yaratmış خَلَقَ خلق
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
9 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض
10 ve ma ve وَمَا -
11 beynehuma ikisi arasındakini بَيْنَهُمَا بين
12 illa dışında إِلَّا -
13 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
14 ve ecelin ve bir eceldir وَأَجَلٍ اجل
15 musemmen belirlenmiş مُسَمًّى سمو
16 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
17 kesiran ekserisi/çoğu كَثِيرًا كثر
18 mine -dan مِنَ -
19 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
20 bilika'i kavuşmaya بِلِقَاءِ لقي
21 rabbihim Rabblerine رَبِّهِمْ ربب
22 lekafirune mutlak kâfirdirler لَكَافِرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tefekkür Kavram 357

357 Aklı kullanarak derinlemesine fikir/akıl/mantık yürütmek.

31. Lokman Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

3479|31|12|وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا لُقْمَٰنَ ٱلْحِكْمَةَ أَنِ ٱشْكُرْ لِلَّهِ وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِۦ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِىٌّ حَمِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3479|31|12|ولقد اتينا لقمن الحكمه ان اشكر لله ومن يشكر فانما يشكر لنفسه ومن كفر فان الله غني حميد

Latin Literal

12. Ve lekad âteynâ lukmânel hikmete enişkur lillâh(lillâhi), ve men yeşkur fe innemâ yeşkuru li nefsih(nefsihî), ve men kefere fe innellâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun verdik Lokmân'a571 hikmet382 ki şükretsin43 Allah'a; ve kim şükreder43 öyle ki ancak şükreder43 kendi nefsi201 için; ve kim kâfirlik25 eder öyle ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106; Hamîd’dir107.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And We had given/brought Lukman the wisdom that (E) thank/be grateful to God, and who thanks/is grateful, so but he thanks/is grateful to/for his self, and who disbelieved, so then God (is) rich, praiseworthy/commendable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
3 lukmane Lokmân'a لُقْمَانَ -
4 l-hikmete hikmet الْحِكْمَةَ حكم
5 eni ki أَنِ -
6 şkur şükretsin اشْكُرْ شكر
7 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
8 ve men ve kim وَمَنْ -
9 yeşkur şükreder يَشْكُرْ شكر
10 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
11 yeşkuru şükreder يَشْكُرُ شكر
12 linefsihi kendi nefsi için لِنَفْسِهِ نفس
13 ve men ve kim وَمَنْ -
14 kefera kâfirlik eder كَفَرَ كفر
15 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني
18 hamidun Hamid’dir حَمِيدٌ حمد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Ganiyy Kavram 106

106 Zengin.

Hamîd Kavram 107

107 En yüce övgüye/methedilmeye değer.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Hikmet Kavram 382

382 Kur'an'ın içerdiği hikmete sahip olmak. Kur'an'ın hikmeti. Hikmetli Kur'an'ın içerdiği hükümlerle hikmetlenmek.

32. Secde Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

3514|32|13|وَلَوْ شِئْنَا لَءَاتَيْنَا كُلَّ نَفْسٍ هُدَىٰهَا وَلَٰكِنْ حَقَّ ٱلْقَوْلُ مِنِّى لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ أَجْمَعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3514|32|13|ولو شينا لاتينا كل نفس هديها ولكن حق القول مني لاملان جهنم من الجنه والناس اجمعين

Latin Literal

13. Ve lev şi’nâ le âteynâ kulle nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer dileseydik mutlak verirdik her bir nefse201, doğru yola kılavuzunu onun (nefsin); fakat hak oldu kelam/söz benden; mutlak doldururum cehennemi cinden ve insanlardan topluca.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And if We wanted/willed We would have given/brought every/each self its guidance, and but the expression/word/opinion and belief from Me became truth , I will fill (E) Hell from the Jinns and the people, all/altogether .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev ve eğer وَلَوْ -
2 şi'na dileseydik شِئْنَا شيا
3 lateyna mutlak verirdik لَاتَيْنَا اتي
4 kulle her كُلَّ كلل
5 nefsin bir nefse نَفْسٍ نفس
6 hudaha doğru yola kılavuzunu onun (nefsin) هُدَاهَا هدي
7 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
8 hakka hak oldu حَقَّ حقق
9 l-kavlu söz الْقَوْلُ قول
10 minni benden مِنِّي -
11 leemleenne mutlak doldururum لَأَمْلَأَنَّ ملا
12 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ -
13 mine مِنَ -
14 l-cinneti cinden الْجِنَّةِ جنن
15 ve nnasi ve insanlardan وَالنَّاسِ نوس
16 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

3537|33|6|ٱلنَّبِىُّ أَوْلَىٰ بِٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمْ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفْعَلُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْكِتَٰبِ مَسْطُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Latin Literal

6. En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).

Türkçe Çeviri

Nebi132* daha velidir28 müminlere27 kendi nefislerinden201; ve eşleri onun*anneleridir717 onların** ve rahimler715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden27 ve muhâcirlerden716; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize28 bir marufu291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Ahmed Samira Çevirisi

6 The prophet (is) more worthy/deserving with the believers than them selves, and His wives (are) their mothers, and (those) of the relations some of them (are) more worthy/deserving with some in God’s Book/judgment than the believers and the emigrants, except that (E) you make/do to your allies/friends kindness/goodness , that was in The Book written/inscribed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 en-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
2 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
3 bil-mu'minine müminlere بِالْمُؤْمِنِينَ امن
4 min مِنْ -
5 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
6 ve ezvacuhu ve eşleri onun وَأَزْوَاجُهُ زوج
7 ummehatuhum anneleridir onların أُمَّهَاتُهُمْ امم
8 ve ulu ve sahipleri وَأُولُو اول
9 l-erhami rahimler الْأَرْحَامِ رحم
10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
11 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
12 bibea'din bir kısma بِبَعْضٍ بعض
13 fi فِي -
14 kitabi kitabında كِتَابِ كتب
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 mine مِنَ -
17 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmuhacirine ve muhacirlerden وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 tef'alu faaliyete geçirirsiniz تَفْعَلُوا فعل
22 ila إِلَىٰ -
23 evliyaikum velilerinize أَوْلِيَائِكُمْ ولي
24 mea'rufen bir marufu مَعْرُوفًا عرف
25 kane oldu كَانَ كون
26 zalike bu ذَٰلِكَ -
27 fi فِي -
28 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
29 mesturan satırlanmış مَسْطُورًا سطر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Müminlerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Rahimler sahipleri. Kavram 715

715 Ortak bir kadın rahmine bağlantılı olan kimseler. Bir kadının rahminden doğan erkek ve kadınlar sülaleyi oluşturur. Tüm akrabaları oluşturur. Bir kişi rahimler bağlantısıyla babasını doğuran rahme ve annesi üzerinden annesini doğuran rahme bağlantılıdır.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

3568|33|37|وَإِذْ تَقُولُ لِلَّذِىٓ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ وَأَنْعَمْتَ عَلَيْهِ أَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَٱتَّقِ ٱللَّهَ وَتُخْفِى فِى نَفْسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبْدِيهِ وَتَخْشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَىٰهُ فَلَمَّا قَضَىٰ زَيْدٌ مِّنْهَا وَطَرًا زَوَّجْنَٰكَهَا لِكَىْ لَا يَكُونَ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ حَرَجٌ فِىٓ أَزْوَٰجِ أَدْعِيَآئِهِمْ إِذَا قَضَوْا۟ مِنْهُنَّ وَطَرًا وَكَانَ أَمْرُ ٱللَّهِ مَفْعُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3568|33|37|واذ تقول للذي انعم الله عليه وانعمت عليه امسك عليك زوجك واتق الله وتخفي في نفسك ما الله مبديه وتخشي الناس والله احق ان تخشيه فلما قضي زيد منها وطرا زوجنكها لكي لا يكون علي المومنين حرج في ازوج ادعيايهم اذا قضوا منهن وطرا وكان امر الله مفعولا

Latin Literal

37. Ve iz tekûlu lillezî en’amallâhu aleyhi ve en’amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs(nâse), vallâhu ehakku en tahşâh(tahşâhu), fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel mu’minîne haracun fî ezvâci ed’ıyâihim izâ kadav min hunne vetarâ(vetaran), ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen).

Türkçe Çeviri

Ve o zaman diyordun kimseye* (ki) nimet vermişti Allah ona*; ve nimet vermiştin (sen) ona*: "Tut kendine eşini; ve takvalı21 ol Allah’a"; ve hafiyelik* ediyordun kendi nefsindekine201 (ki) neyse onu Allah açığa çıkarandır; ve haşyet53 duyuyordu*** (nefsin) insanlara; ve (oysa) Allah'a daha haktır ki haşyet53 duyarsın O’na (Allah'a); öyle ki ne zaman tamamladı zeyd725 ondan**** arzuyu/amacı*****; eş yaptık onu**** sana; olmaması içindir müminler27 üzerine bir yasak/engel****** eşlerde (ki) onların babalık714 ettikleri tamamladıkları zaman onlardan******* arzuyu/amacı*****; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçirilen.

Ahmed Samira Çevirisi

37 And when you say to who God blessed/comforted and eased on (to) him, and you blessed/comforted and eased on (to) him: "Hold/grasp on (to) you your wife, and fear and obey God." And you hide in your self what God (is) showing it (E), and you fear the people, and God (is) more worthy/deserving that (E)301you fear Him, so when Zeyd carried out/ended from her a need/desire (divorced) We made you marry her, so that (there) not be on the believers hardship/blame in wives/spouses (of their adopted) ones called after them, if they carried out/ended from them (F) a need/desire (divorced), and God’s order/command was/is made/done.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 tekulu diyordun تَقُولُ قول
3 lillezi kimseye (ki) لِلَّذِي -
4 en'ame nimet verdi أَنْعَمَ نعم
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 aleyhi ona عَلَيْهِ -
7 ve en'amte ve nimet verdin (sen) وَأَنْعَمْتَ نعم
8 aleyhi ona عَلَيْهِ -
9 emsik tut أَمْسِكْ مسك
10 aleyke kendine عَلَيْكَ -
11 zevceke eşini زَوْجَكَ زوج
12 vetteki ve takvalı ol وَاتَّقِ وقي
13 llahe Allah’a اللَّهَ -
14 vetuhfi ve hafiyelik ediyordun وَتُخْفِي خفي
15 fi فِي -
16 nefsike kendi nefsindekine نَفْسِكَ نفس
17 ma neyse مَا -
18 llahu Allah'ın اللَّهُ -
19 mubdihi onu açığa çıkarıcıdır مُبْدِيهِ بدو
20 ve tehşa ve haşyet duyuyordu (nefsin) وَتَخْشَى خشي
21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
22 vallahu ve Allah'a وَاللَّهُ -
23 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
24 en ki أَنْ -
25 tehşahu haşyet duyarsın O’na تَخْشَاهُ خشي
26 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
27 kada tamamladı قَضَىٰ قضي
28 zeydun Zeyd زَيْدٌ -
29 minha ondan مِنْهَا -
30 vetaran bir arzuyu/amacı وَطَرًا وطر
31 zevvecnakeha eş yaptık onu sana زَوَّجْنَاكَهَا زوج
32 likey için لِكَيْ -
33 la لَا -
34 yekune olmaması يَكُونَ كون
35 ala üzerine عَلَى -
36 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
37 haracun bir yasak/engel حَرَجٌ حرج
38 fi فِي -
39 ezvaci eşlerde (ki) أَزْوَاجِ زوج
40 ed'iyaihim onların babalık ettiklerinin أَدْعِيَائِهِمْ دعو
41 iza zaman إِذَا -
42 kadev tamamladılar قَضَوْا قضي
43 minhunne onlardan مِنْهُنَّ -
44 vetaran bir arzuyu/amacı وَطَرًا وطر
45 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
46 emru emri أَمْرُ امر
47 llahi Allah'ın اللَّهِ -
48 mef'ulen faaliyete geçirilendir مَفْعُولًا فعل

Notlar

Not 1

*Zeyd.***Gizlemek, görünmez etmek, saklamak. 3. tekil şahıs resûl Muhammed'i işaret eder. Anlarız ki resûl Muhammed kendi nefsindekini kendisine karşı gizlemeye çalışmaktadır.***Nefsin. Fiil dişil tekil olarak gelmiştir. Nefsi işaret eder. ****Kadından.*****Eş olma istediğinin/arzusunun bitmesi, sonra ermesi. ******Anlarız ki bu tarz evlilikler toplum tarafından yasaklanmış, engellenmiştir. İnsanlar toplumun tepkisinden korkmaktadırlar. Resûl Muhammed bile toplumun tepkisinden çekinmektedir. Yüce Allah bu tarz evliliklerin müminler üzerine haram olmadığını, helal olduğunu göstermek için toplumun tepkisine rağmen resûlü Muhammed'e bu görevi vermiştir. Resûl Muhammed dışında başka bir kimse bu tarz bir evliliği toplumun tepkisinden korktuğu için asla yapamayacaktı. Bu nedenle Resûl Muhammed'e bu görevin verildiği düşünülür. *******Kadınlardan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

37. Sâffât Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

3899|37|113|وَبَٰرَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰٓ إِسْحَٰقَ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِۦ مُبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3899|37|113|وبركنا عليه وعلي اسحق ومن ذريتهما محسن وظالم لنفسه مبين

Latin Literal

113. Ve bâreknâ aleyhi ve alâ ishâk(ishâka), ve min zurriyyetihimâ muhsinun ve zâlimun li nefsihi mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Ve bereket verdik üzerine onun* ve üzerine İshâk'ın; ve ikisinin zürriyetindendir bir muhsin294 ve kendi nefislerine201 apaçık bir zalim257.

Ahmed Samira Çevirisi

113 And We blessed on him and on Isaac, and from their (B)’s descendants, (are) good doers, and (a) clear/evident unjust/oppressive to himself.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve barakna ve bereket verdik وَبَارَكْنَا برك
2 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
3 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
4 ishaka İshâk'ın إِسْحَاقَ -
5 ve min ve وَمِنْ -
6 zurriyyetihima ikisinin zürriyetindendir ذُرِّيَّتِهِمَا ذرر
7 muhsinun bir muhsin مُحْسِنٌ حسن
8 ve zalimun ve bir zalimler وَظَالِمٌ ظلم
9 linefsihi kendi nefislerine لِنَفْسِهِ نفس
10 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*İbrahim'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

40. Mü'min Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

4141|40|10|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ ٱللَّهِ أَكْبَرُ مِن مَّقْتِكُمْ أَنفُسَكُمْ إِذْ تُدْعَوْنَ إِلَى ٱلْإِيمَٰنِ فَتَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4141|40|10|ان الذين كفروا ينادون لمقت الله اكبر من مقتكم انفسكم اذ تدعون الي الايمن فتكفرون

Latin Literal

10. İnnellezîne keferû yunâdevne le maktullâhi ekberu min maktikum enfusekum iz tud’avne ilel îmâni fe tekfurûn(tekfurûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kâfirlik25 etmiş kimselere nida* edildi: "Mutlak ki Allah'ın nefreti daha büyüktür kendi nefislerinize201 (olan) nefretinizden; çağrıldığınız zaman imana47; öyle ki kâfirlik25 ediyordunuz."

Ahmed Samira Çevirisi

10 That truly those who disbelieved they are being called: "God’s hatred/abhorrence (E) (is) greater than your hatred/abhorrence (to) yourselves if/when you are being called to the faith/belief so you disbelieve."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 yunadevne nida edildi onlara يُنَادَوْنَ ندو
5 lemektu mutlak ki nefreti لَمَقْتُ مقت
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
8 min -dan مِنْ -
9 mektikum nefretinizden مَقْتِكُمْ مقت
10 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
11 iz zaman إِذْ -
12 tud'avne çağrıldınız تُدْعَوْنَ دعو
13 ila إِلَى -
14 l-imani imana الْإِيمَانِ امن
15 fe tekfurune öyle ki kâfirlik ettiniz فَتَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Seslenildi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

41. Fussilet Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

4269|41|53|سَنُرِيهِمْ ءَايَٰتِنَا فِى ٱلْءَافَاقِ وَفِىٓ أَنفُسِهِمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

4269|41|53|سنريهم ايتنا في الافاق وفي انفسهم حتي يتبين لهم انه الحق اولم يكف بربك انه علي كل شي شهيد

Latin Literal

53. Se nurîhim âyâtinâ fîl âfâkı ve fî enfusihim hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakk(hakku), e ve lem yekfi bi rabbike ennehu alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).

Türkçe Çeviri

Göstereceğiz onlara ayetlerimizi âfâkta/ufuklarda ve kendi nefislerinde201; ta ki beyan226 olur onlara ki o* haktır/gerçektir; ve kâfi gelmez mi asla senin Rabbin4 ki O her bir şey üzerine Şehîd’tir499.

Ahmed Samira Çevirisi

53 We will show them/make them understand Our verses/signs/evidences in the horizons/directions and in their selves, until (it) becomes clear/explained for them that it (is) the truth . Is (it) not enough/sufficient with your Lord, that He truly is on every thing witnessing/testifying?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 senurihim göstereceğiz onlara سَنُرِيهِمْ راي
2 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي
3 fi فِي -
4 l-afaki afakta الْافَاقِ افق
5 ve fi ve وَفِي -
6 enfusihim kendi nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 ennehu ki o (Kur’an) أَنَّهُ -
11 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
12 evelem ve asla أَوَلَمْ -
13 yekfi kafi gelmez mi يَكْفِ كفي
14 birabbike seni Rabbin بِرَبِّكَ ربب
15 ennehu ki O أَنَّهُ -
16 ala üzerine عَلَىٰ -
17 kulli her كُلِّ كلل
18 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
19 şehidun Şehîd’tir شَهِيدٌ شهد

Notlar

Not 1

*Kur'ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Şehîd Kavram 499

499 Tanık olan, şahit olan.

53. Necm Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

4805|53|23|إِنْ هِىَ إِلَّآ أَسْمَآءٌ سَمَّيْتُمُوهَآ أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَٰنٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهْوَى ٱلْأَنفُسُ وَلَقَدْ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلْهُدَىٰٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

4805|53|23|ان هي الا اسما سميتموها انتم واباوكم ما انزل الله بها من سلطن ان يتبعون الا الظن وما تهوي الانفس ولقد جاهم من ربهم الهدي

Latin Literal

23. İn hiye illâ esmâun semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu bihâ min sultân(sultânin), in yettebiûne illez zanne ve mâ tehvel enfus(enfusu), ve lekad câehum min rabbihimul hudâ.

Türkçe Çeviri

Değildir o* isimler dışında (ki) isimlendirdiniz onu* sizler ve babalarınız/atalarınız; indirmiş değildir Allah ona* hiçbir sultân660; tabi olur değillerdir zan314 dışında ve heves ettiğine nefislerin201; ve ant olsun geldi onlara Rablerinden4 doğru yola kılavuz**.

Ahmed Samira Çevirisi

23 That truly it is except names, you named it, you and your fathers/forefathers, God did not descend with it from a proof/evidence , that truly they follow except the doubt/suspicion , and what the selves desire/attract , and the guidance had (E) come to them from their Lord.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in değildir إِنْ -
2 hiye o هِيَ -
3 illa dışında إِلَّا -
4 esma'un isimler (ki) أَسْمَاءٌ سمو
5 semmeytumuha isimlendirdiniz onu سَمَّيْتُمُوهَا سمو
6 entum sizler أَنْتُمْ -
7 ve aba'ukum ve babalarınız/atalarınız وَابَاؤُكُمْ ابو
8 ma değildir مَا -
9 enzele indirmiş أَنْزَلَ نزل
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 biha ona بِهَا -
12 min hiçbir مِنْ -
13 sultanin bir sultan سُلْطَانٍ سلط
14 in değiller إِنْ -
15 yettebiune tabi olur يَتَّبِعُونَ تبع
16 illa dışında إِلَّا -
17 z-zenne zanna الظَّنَّ ظنن
18 ve ma ve وَمَا -
19 tehva heves ettiğine تَهْوَى هوي
20 l-enfusu nefislerin الْأَنْفُسُ نفس
21 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
22 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا
23 min مِنْ -
24 rabbihimu Rablerinden رَبِّهِمُ ربب
25 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي

Notlar

Not 1

*Lât, Uzzâ ve Menât gibi insanların kendi isimlendirdikleri ve ilâh olarak kulluk ettikleri şey.**Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zan Kavram 314

314 Varsayım, sanı, töhmet, elde somut veriler olmamasına karşın, birisi ya da bir olay hakkında hükme varmak ya da sonuca ulaşmak.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

53. Necm Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

4814|53|32|ٱلَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَٰٓئِرَ ٱلْإِثْمِ وَٱلْفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلْمَغْفِرَةِ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِى بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوٓا۟ أَنفُسَكُمْ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

4814|53|32|الذين يجتنبون كبير الاثم والفوحش الا اللمم ان ربك وسع المغفره هو اعلم بكم اذ انشاكم من الارض واذ انتم اجنه في بطون امهتكم فلا تزكوا انفسكم هو اعلم بمن اتقي

Latin Literal

32. Ellezîne yectenibûne kebâirel ismi vel fevâhışe lemem(lememe), inne rabbeke vâsiul magfireh(magfireti), huve a’lemu bikum iz enşeekum minel ardı ve iz entum e cinnetun fî butûni ummehâtikum, fe lâ tuzekkû enfusekum, huve a’lemu bi menittekâ.

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) uzak tutarlar büyükler* (olan) günahları ve fahişelikleri490; dışındadır lemem957**; doğrusu (senin) Rabbin4 Vâsi’dir297 mağfirete319; O*** (ki) daha iyi bilendir sizleri inşa ettiği zaman sizleri yerden****; sizler ceninlerken***** annelerinizin karınlarında; öyle ki temize çıkarmayın955 nefislerinizi201; O*** (ki) daha iyi bilendir takvalı21 olan kimseyi.

Ahmed Samira Çevirisi

32 Those who avoid/distance themselves (from) the sin’s/crime’s greatest/biggest and the enormous/atrocious deeds , except the minor sins , that truly your Lord (is) rich/spread (in) the forgiveness, He is more knowledgeable with (of) you, when He created/originated you from the earth/Planet Earth and when you are embryos/fetuses/hidden in your mother’s bellies/insides, so do not commend/claim righteousness (for) yourselves, He is more knowledgeable with who feared and obeyed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
2 yectenibune uzak tutarlar يَجْتَنِبُونَ جنب
3 kebaira büyükler (olanları) كَبَائِرَ كبر
4 l-ismi günahların الْإِثْمِ اثم
5 velfevahişe ve fahişelikleri وَالْفَوَاحِشَ فحش
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 l-lememe lemem اللَّمَمَ لمم
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 rabbeke (senin) Rabbinin رَبَّكَ ربب
10 vasiu Vâsi’dir وَاسِعُ وسع
11 l-megfirati mağfirete الْمَغْفِرَةِ غفر
12 huve O هُوَ -
13 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
14 bikum sizleri بِكُمْ -
15 iz zaman إِذْ -
16 enşeekum inşa etti sizleri أَنْشَأَكُمْ نشا
17 mine مِنَ -
18 l-erdi yerden الْأَرْضِ ارض
19 ve iz zaman وَإِذْ -
20 entum sizler أَنْتُمْ -
21 ecinnetun ceninlerken أَجِنَّةٌ جنن
22 fi فِي -
23 butuni karınlarında بُطُونِ بطن
24 ummehatikum annelerinizin أُمَّهَاتِكُمْ امم
25 fela öyle ki فَلَا -
26 tuzekku temize çıkarmayın تُزَكُّوا زكو
27 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
28 huve O هُوَ -
29 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
30 bimeni kimseyi بِمَنِ -
31 tteka takvalı olur اتَّقَىٰ وقي

Notlar

Not 1

*Sıfat değil isim kelimesidir. Çoğuldur. Dikkat: Günahları derecesi ne olursa olsun sürekli işlemek de büyükleştirir. **Büyüklerden olan günahlar dışında kısa süreli, tekrarlamayan.***Allah.****Yeryüzündeki atomlardan evrim süreciyle.*****Fetüs.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

59. Haşr Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

5133|59|9|وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلْإِيمَٰنَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِى صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّآ أُوتُوا۟ وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِۦ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5133|59|9|والذين تبوو الدار والايمن من قبلهم يحبون من هاجر اليهم ولا يجدون في صدورهم حاجه مما اوتوا ويوثرون علي انفسهم ولو كان بهم خصاصه ومن يوق شح نفسه فاوليك هم المفلحون

Latin Literal

9. Vellezîne tebevveûd dâre vel îmâne min kablihim yuhıbbûne men hâcere ileyhim ve lâ yecidûne fî sudûrihim hâceten mimmâ ûtû ve yû’sirûne alâ enfusihim ve lev kâne bihim hasâsah(hasâsatun), ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yerleştiler diyara* ve imana47 onlardan** önce; severler*** kendilerine hicret355 etmiş kimseyi; ve bulmazlar göğüslerinde bir ihtiyaç/eksiklik verildiklerinden****; ve tercih ederler*** kendi nefislerine201 karşı; velev/şayet olduysa da onlara*** bir yoksulluk/yokluk; ve kim takvalı21 oldurur kendi nefsini201 cimriliğe/pintiliğe (karşı); öyle ki işte bunlar; onlar muflihtir174.

Ahmed Samira Çevirisi

9 And those who resided/settled the house/home and the faith/belief from before them, they love/like who emigrated to them, and they do not find in their chests (innermosts) a need/necessity from what they were given/brought, and they prefer/choose (the immigrants) over themselves and even if (it) was neediness/poverty with them, and who is protected (from) his self’, so those are the successful/winners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 tebevve'u yerleştiler تَبَوَّءُوا بوا
3 d-dara diyara الدَّارَ دور
4 vel'imane ve imana وَالْإِيمَانَ امن
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
7 yuhibbune severler يُحِبُّونَ حبب
8 men kimseyi مَنْ -
9 hacera hicret etmiş هَاجَرَ هجر
10 ileyhim kendilerine إِلَيْهِمْ -
11 ve la ve وَلَا -
12 yecidune bulmazlar يَجِدُونَ وجد
13 fi فِي -
14 sudurihim göğüslerinde صُدُورِهِمْ صدر
15 haceten bir ihtiyaç/eksiklik حَاجَةً حوج
16 mimma مِمَّا -
17 utu verildiklerinden أُوتُوا اتي
18 veyu'sirune ve tercih ederler وَيُؤْثِرُونَ اثر
19 ala karşı عَلَىٰ -
20 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
21 velev velev/şayet وَلَوْ -
22 kane olduysa كَانَ كون
23 bihim onlara بِهِمْ -
24 hasasatun bir yoksulluk/yokluk خَصَاصَةٌ خصص
25 ve men ve kim وَمَنْ -
26 yuka takvalı oldurur يُوقَ وقي
27 şuhha cimriliğe/pintiliğe شُحَّ شحح
28 nefsihi kendi nefsinin نَفْسِهِ نفس
29 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
30 humu onlar هُمُ -
31 l-muflihune muflihtir الْمُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*Yurt, memleket. Yesrib yurdu.**Hicret edenlerden.***Yesrib yurdunda bulunanlar.****Fiil pasif geldiği için verdikleri değil verildikleri olur. Anlarız ki hicret edenler Yesrib yurdunda bazı ailelere verilmişlerdir. Paylaştırılmışlardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muflih Kavram 174

174 Felaha ulaşanlar, kurtuluşa kavuşanlar, başaranlar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

65. Talâk Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

5216|65|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ لَا تَدْرِى لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا

Latin Literal

1. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ tallaktumun nisâe fe tallikûhunne li iddetihinne ve ahsûl iddeh(iddete), vettekûllâhe rabbekum, lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhişetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve men yeteadde hudûdallâhi fe kad zaleme nefseh(nefsetu), lâ tedrî leallallâhe yuhdısu ba’de zâlike emrâ(emren).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri652 için*, ve hesaplayın iddeti652; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize4; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle490; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti257 kendi nefsine201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir**.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you the prophet, if you divorced the women, so divorce them (F) to their term (F), and count/calculate the menstrual cycle/term and fear and obey God, your Lord, do not bring them out from their (F) houses/homes, and they (F) do not get out except that they do/commit with an evident enormous/atrocious deed , and those are God’s limits/boundaries/orders, and who transgresses/violates God’s limits/boundaries/orders, so he had caused injustice/oppression (to) his self, you do not know, maybe/perhaps God initiates/causes after that a matter/affair (event) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 tallektumu boşadığınız zaman طَلَّقْتُمُ طلق
5 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
6 fetallikuhunne öyle ki boşayın onları فَطَلِّقُوهُنَّ طلق
7 liiddetihinne iddetlerinde لِعِدَّتِهِنَّ عدد
8 ve ehsu ve hesaplayın وَأَحْصُوا حصي
9 l-iddete iddeti الْعِدَّةَ عدد
10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
11 llahe Allah’a اللَّهَ -
12 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب
13 la لَا -
14 tuhricuhunne çıkarmayın onları تُخْرِجُوهُنَّ خرج
15 min مِنْ -
16 buyutihinne evlerinden بُيُوتِهِنَّ بيت
17 ve la ve وَلَا -
18 yehrucne çıkmasınlar يَخْرُجْنَ خرج
19 illa dışında إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 ye'tine gelirler يَأْتِينَ اتي
22 bifahişetin bir fahişelikle بِفَاحِشَةٍ فحش
23 mubeyyinetin apaçık (olmuş) مُبَيِّنَةٍ بين
24 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
25 hududu hududlarıdır حُدُودُ حدد
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 ve men ve kim وَمَنْ -
28 yeteadde taştı يَتَعَدَّ عدو
29 hudude hududtlarını حُدُودَ حدد
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 fekad öyleki muhakkak فَقَدْ -
32 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم
33 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
34 la لَا -
35 tedri farkına varmaksınız تَدْرِي دري
36 lealle belki لَعَلَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 yuhdisu söyler/ortaya çıkarır يُحْدِثُ حدث
39 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
40 zalike bunun ذَٰلِكَ -
41 emran bir emir أَمْرًا امر

Notlar

Not 1

*İddet sürelerini gözeterek/hesaplayarak boşayın.**Onların işleri artık Yüce Allah'adır. Dilediği gibi emreder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

65. Talâk Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

5222|65|7|لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِۦ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُۥ فَلْيُنفِقْ مِمَّآ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَآ ءَاتَىٰهَا سَيَجْعَلُ ٱللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5222|65|7|لينفق ذو سعه من سعته ومن قدر عليه رزقه فلينفق مما اتيه الله لا يكلف الله نفسا الا ما اتيها سيجعل الله بعد عسر يسرا

Latin Literal

7. Li yunfık zû seatin min seatih(seatihî), ve men kudire aleyhi rızkuhu fel yunfik mimmâ âtâhullâh(âtâhullâhu), lâ yukellifullâhu nefsen illâ mâ âtâhâ, seyec’alullâhu ba’de usrin yusrâ(yusren).

Türkçe Çeviri

İnfak6 etsin bir genişlik sahibi kendi genişliğinden; ve kimse (ki) ölçeklendirdi üzerine rızkı onun öyle ki infak6 etsin Allah'ın verdiğinden; mükellef kılmaz Allah bir nefse201 ona verdiği dışında; yapacak Allah bir darlık sonrasında bir kolaylık.

Ahmed Samira Çevirisi

7 (The owner) of a wealth/abundance (is) to spend from his wealth/abundance, and whom his provision was tightened/strained on him, so he should spend from what God gave him, God does not burden/impose (on) a self except what He gave it, God will make/create after difficulty/hardship , ease/flexibility.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyunfik infak etsin لِيُنْفِقْ نفق
2 zu sahibi ذُو -
3 seatin bir genişlik سَعَةٍ وسع
4 min مِنْ -
5 seatihi genişliğinden onun سَعَتِهِ وسع
6 ve men ve kimse وَمَنْ -
7 kudira ölçeklendirdi قُدِرَ قدر
8 aleyhi üzerinen ona عَلَيْهِ -
9 rizkuhu rızkı onun رِزْقُهُ رزق
10 felyunfik öyle ki infak etsin فَلْيُنْفِقْ نفق
11 mimma مِمَّا -
12 atahu verdiğinden اتَاهُ اتي
13 llahu Allah'ın اللَّهُ -
14 la لَا -
15 yukellifu mükellef kılmaz يُكَلِّفُ كلف
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 nefsen bir nefse نَفْسًا نفس
18 illa ancak إِلَّا -
19 ma مَا -
20 ataha ona verdiğidir اتَاهَا اتي
21 seyec'alu yapacak سَيَجْعَلُ جعل
22 llahu Allah اللَّهُ -
23 bea'de sonra بَعْدَ بعد
24 usrin bir darlıklatan عُسْرٍ عسر
25 yusran bir kolaylık يُسْرًا يسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

66. Tahrim Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

5233|66|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَّا يَعْصُونَ ٱللَّهَ مَآ أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5233|66|6|يايها الذين امنوا قوا انفسكم واهليكم نارا وقودها الناس والحجاره عليها مليكه غلاظ شداد لا يعصون الله ما امرهم ويفعلون ما يومرون

Latin Literal

6. Yâ eyyuhellezîne âmenû kû enfusekum ve ehlîkum nâren vakûduhân nâsu vel hicâretu aleyhâ melâiketun gılâzun şidâdun lâ ya’sûnallâhe mâ emerehum ve yef’alûne mâ yu’merûne.

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Sakındırın nefislerinizi201 ve ahalinizi568; bir ateşe834 (ki) onun* yakıtı insanlar ve taştır; üzerindedir onun* şiddetli, kaba/kalın/sert melekler737; asi gelmezler Allah’ın kendilerine emrettiğine; ve faaliyete geçirirler emredildiklerini.

Ahmed Samira Çevirisi

6 You, you those who believed, protect your selves and your families/people (from) a fire, its fuel (is) the people and the stones, on it (are) angels hard/rough , strong (severe), they do not disobey God what He ordered/commanded them, and they make/do what they are ordered/commanded.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ku sakındırın قُوا وقي
5 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
6 ve ehlikum ve ahalinizi وَأَهْلِيكُمْ اهل
7 naran bir ateşdir (ki) نَارًا نور
8 vekuduha onun yakıtı ise وَقُودُهَا وقد
9 n-nasu insanlardır النَّاسُ نوس
10 velhicaratu ve taştır وَالْحِجَارَةُ حجر
11 aleyha üzerindedir onun عَلَيْهَا -
12 melaiketun melekler مَلَائِكَةٌ ملك
13 gilazun bir kaba/kalın/sert غِلَاظٌ غلظ
14 şidadun şiddetli شِدَادٌ شدد
15 la لَا -
16 yea'sune asi gelmezler يَعْصُونَ عصي
17 llahe Allah’ın اللَّهَ -
18 ma مَا -
19 emerahum kendilerine emrettiğine أَمَرَهُمْ امر
20 veyef'alune ve faaliyete geçirirler وَيَفْعَلُونَ فعل
21 ma مَا -
22 yu'merune emredildiklerini يُؤْمَرُونَ امر

Notlar

Not 1

*Ateşin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

75. Kıyamet Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5551|75|2|وَلَآ أُقْسِمُ بِٱلنَّفْسِ ٱللَّوَّامَةِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5551|75|2|ولا اقسم بالنفس اللوامه

Latin Literal

2. Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeh(levvâmeti).

Türkçe Çeviri

Ve Olmaz! Kasem548 ederim kınayan/ayıplayan nefse201.

Ahmed Samira Çevirisi

2 And nor I swear/make oath with the self , the often blaming/reprimanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve olmaz! وَلَا -
2 uksimu kasem ederim أُقْسِمُ قسم
3 bin-nefsi nefse بِالنَّفْسِ نفس
4 l-levvameti kınayan/ayıplayan اللَّوَّامَةِ لوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

75. Kıyamet Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

5563|75|14|بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5563|75|14|بل الانسن علي نفسه بصيره

Latin Literal

14. Belil insânu alâ nefsihî basîreth(basîretun).

Türkçe Çeviri

Evet! İnsan kendi nefsine201 bir görücüdür*.

Ahmed Samira Çevirisi

14 Rather the human/mankind (is) on him self (an) evidence/witness .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 beli Evet بَلِ -
2 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس
3 ala عَلَىٰ -
4 nefsihi kendi nefsini نَفْسِهِ نفس
5 besiratun bir görücüdür بَصِيرَةٌ بصر

Notlar

Not 1

*Apaçık görür, bakar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

81. Tekvir Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

5805|81|7|وَإِذَا ٱلنُّفُوسُ زُوِّجَتْ

Arapça Metin (Harekesiz)

5805|81|7|واذا النفوس زوجت

Latin Literal

7. Ve izen nufûsu zuvvicet.

Türkçe Çeviri

Ve nefisler201 zevce* edildiği zaman.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And when/if the selves were made in pairs/couples .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 n-nufusu nefisler النُّفُوسُ نفس
3 zuvvicet zevce edildiği زُوِّجَتْ زوج

Notlar

Not 1

*Eşleştirme.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

81. Tekvir Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

5812|81|14|عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّآ أَحْضَرَتْ

Arapça Metin (Harekesiz)

5812|81|14|علمت نفس ما احضرت

Latin Literal

14. Alimet nefsün mâ ahdaret.

Türkçe Çeviri

Bilmiştir bir nefis201 hazırladığını.

Ahmed Samira Çevirisi

14 A self knew what it presented/brought.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

82. İnfitâr Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

5832|82|5|عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ

Arapça Metin (Harekesiz)

5832|82|5|علمت نفس ما قدمت واخرت

Latin Literal

5. Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet.

Türkçe Çeviri

Bilmiştir bir nefis201 kıdemlendiğini* ve geride kaldığını**.

Ahmed Samira Çevirisi

5 A self knew what it advanced/preceded and delayed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 alimet bildi عَلِمَتْ علم
2 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
3 ma مَا -
4 kaddemet kıdemlendiğini قَدَّمَتْ قدم
5 ve ehharat ve geride bıraktığını وَأَخَّرَتْ اخر

Notlar

Not 1

*Aldığı kademeyi, kazandığı kıdemi.**Tereddüt edip geride kaldığını.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

82. İnfitâr Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

5846|82|19|يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْـًٔا وَٱلْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5846|82|19|يوم لا تملك نفس لنفس شيا والامر يوميذ لله

Latin Literal

19. Yevme lâ temliku nefsun li nefsin şey’â(şey’en), vel emru yevmeizin lillâh(lillâhi).

Türkçe Çeviri

Gündür (ki) malik* olamaz bir nefis201 bir nefse201 bir şey**; ve emir*** o gün Allah’adır.

Ahmed Samira Çevirisi

19 A day/time a self does not own/possess to a self a thing, and the matter/affair/order/command (on) that day (is) to God.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yevme gündür (ki) يَوْمَ يوم
2 la لَا -
3 temliku malik olmaz تَمْلِكُ ملك
4 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
5 linefsin bir nefse لِنَفْسٍ نفس
6 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
7 vel'emru ve emir وَالْأَمْرُ امر
8 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ -
9 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -

Notlar

Not 1

*Sahip, güç yetirir.**Şeytânın en büyük aldatmacası olan şefaat inancı da bir şey olduğu için kimse başka bir kimseye şefaat edemez. Fayda veya zarar veremez. **Buyruk.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

86. Târık Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

5933|86|4|إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5933|86|4|ان كل نفس لما عليها حافظ

Latin Literal

4. İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız(hâfızun).

Türkçe Çeviri

Ki her bir nefis201; ancak (ki) üzerinedir onun* bir koruyucu**.

Ahmed Samira Çevirisi

4 That truly every/each self (is) except on it a protector/safe keeper .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in ki إِنْ -
2 kullu her bir كُلُّ كلل
3 nefsin nefis نَفْسٍ نفس
4 lemma ancak (ki) لَمَّا -
5 aleyha üzerinedir onun عَلَيْهَا -
6 hafizun bir koruyucu حَافِظٌ حفظ

Notlar

Not 1

*Nefsin.**Her insanda bulunan savunma sistemi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

89. Fecr Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

6018|89|27|يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفْسُ ٱلْمُطْمَئِنَّةُ

Arapça Metin (Harekesiz)

6018|89|27|يايتها النفس المطمينه

Latin Literal

27. Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu).

Türkçe Çeviri

Ey mutmain377 nefis201!

Ahmed Samira Çevirisi

27 You, you the self, the assured/tranquil .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyetuha ey يَا أَيَّتُهَا -
2 n-nefsu nefis النَّفْسُ نفس
3 l-mutmeinnetu mutmain الْمُطْمَئِنَّةُ طمن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mutmain Kavram 377

377 Tatmin olan, istenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlamış, gönül doygunluğuna eren.

91. Şems Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

6048|91|7|وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّىٰهَا

Arapça Metin (Harekesiz)

6048|91|7|ونفس وما سويها

Latin Literal

7. Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.

Türkçe Çeviri

Ve nefse201; ve biçimlendirene* onu**.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And/by a self and who straightened it.

Notlar

Not 1

*Fücurun ve takvanın ilham edilmesiyle insan benliğinin, idrak etme yetisinin düzenlenmesi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 201: Nefis

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Nefis

Kavram No: 201

Kısa Açıklama: 201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 171

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Aldatmaya * bakarlar Allah'ı ve iman 47 etmiş kimseleri; ve (oysa) aldatmaya * bakar değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve değillerdir şuurlanırlar ** .

Arapça: 16|2|9|يخدعون الله والذين امنوا وما يخدعون الا انفسهم وما يشعرون

Bakara Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: İnsanlara dürüstlüğü mü emredersiniz 200 ? Ve unutursunuz nefislerinizi 201 ; ve sizler okursunuz (da) kitabı * ; öyle ki akletmez 562 misiniz?

Arapça: 51|2|44|اتامرون الناس بالبر وتنسون انفسكم وانتم تتلون الكتب افلا تعقلون

Bakara Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Ve takvalı 21 olun bir güne 242 (ki) cezalandırılmaz 63 bir nefis 201 bir nefisten 201 bir şey; ve kabul edilmez ondan * bir şefaat 222 ; ve alınmaz ondan * bir telafi/tazmin; ve onlar yardım edilir değillerdir.

Arapça: 55|2|48|واتقوا يوما لا تجزي نفس عن نفس شيا ولا يقبل منها شفعه ولا يوخذ منها عدل ولا هم ينصرون

Bakara Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz 257 nefislerinize 201 ; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı 258 ; öyle ki tevbe 33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin 35 nefislerinizi 201 ; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe 33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve gölgelendirdik üzerinize bulutu 264 ; ve indirdik üzerinize menne 262 ; ve bıldırcın 263 ; yiyin rızıklandırdığımızın güzellerinden sizleri; ve zulmetmiş* değillerdi bize; fakat oldular nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 64|2|57|وظللنا عليكم الغمام وانزلنا عليكم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Bakara Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve katlettiğiniz 35 zaman bir nefsi 201 ; öyle ki püskürttünüz/reddettiniz (suçlamaları) onun (nefsin) hakkındaki; ve Allah çıkarandır gizler olduğunuzu.

Arapça: 79|2|72|واذ قتلتم نفسا فادرتم فيها والله مخرج ما كنتم تكتمون

Bakara Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman mîsâkınızı 281 ; dökmeyesiniz kanlarınızı; ve çıkarmayasınız nefislerinizi 201 diyarlarınızdan/yurtlarınızdan; sonra karara bağladınız; ve sizler şahit/tanık olursunuz.

Arapça: 91|2|84|واذ اخذنا ميثقكم لا تسفكون دماكم ولا تخرجون انفسكم من ديركم ثم اقررتم وانتم تشهدون

Bakara Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi 201 ; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman 47 edersiniz bir kısmına kitabın * ve kâfirlik 25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil 310 yaptıklarınızdan.

Arapça: 92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Bakara Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı * ; ve gönderdik resûller 418 kafiyeli/ahenkli (olarak) ** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar 226 ; ve destekledik onu kutsal ruhla 279 ; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl 418 , nefislerinizin 201 hevâsına 278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız 195 ; ve bir fırka/grup katledersiniz 35 .

Arapça: 94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Bakara Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır! Satın alıp takas ettiler onu nefisleri 201 (için); ki kâfirlik 25 ederler Allah'ın indirdiğine; bir sınırı aşmadır/ihlaldir; ki indirir Allah fazlından kullarından dilediği kimse üzerine; öyle ki geri döndüler/oturup kaldılar gazap/öfke üstüne bir gazapla/öfkeyle; ve kâfirler 25 içindir yıpratan/çöktüren bir azap.

Arapça: 97|2|90|بيسما اشتروا به انفسهم ان يكفروا بما انزل الله بغيا ان ينزل الله من فضله علي من يشا من عباده فباو بغضب علي غضب وللكفرين عذاب مهين

Bakara Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: İster kitap ehlinden 135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan 47 sonra kâfirlere 25 ; bir hasettir 208 nefislerinin 201 yanından; beyan/deklere 226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Ve takvalı 21 olun bir güne 242 ; ceza/karşılık almaz bir nefis 201 bir nefisten 201 bir şey; ve kabul edilmez ondan (nefisten) bir telafi/tazmin; ve fayda vermez ona (nefse) bir şefaat 222 ; ve onlar yardım edilir değillerdir.

Arapça: 130|2|123|واتقوا يوما لا تجزي نفس عن نفس شيا ولا يقبل منها عدل ولا تنفعها شفعه ولا هم ينصرون

Bakara Suresi - Ayet 130

Türkçe Meal: Ve kim yüz çevirir İbrahim'in milletinden 301 ; ancak kendi nefsine 201 sefihlik 304 etmiş kimsedir; ve ant olsun saflaştırdık onu (İbrahim’i) dünyada; ve doğrusu o (İbrahim) ahirette mutlak sâlihlerdendir 217 .

Arapça: 137|2|130|ومن يرغب عن مله ابرهم الا من سفه نفسه ولقد اصطفينه في الدنيا وانه في الاخره لمن الصلحين

Bakara Suresi - Ayet 155

Türkçe Meal: * Ve mutlak belalandırırız 256 sizleri bir şeyle; korkudan; ve açlıktan; ve noksanlık/eksilme mallardan ve nefislerden 201 ; ve ürünlerden; ve müjdele sabredenleri 51 .

Arapça: 162|2|155|ولنبلونكم بشي من الخوف والجوع ونقص من الامول والانفس والثمرت وبشر الصبرين

Bakara Suresi - Ayet 187

Türkçe Meal: Helal kılındı sizlere siyam/oruç 322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize 201 ; öyle ki tevbe etti 33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde * ; sonra tamamlayın siyamı/orucu 322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf 325 içindeler (-ken) mescitlerde 16 * işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan 226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı 21 olurlar.

Arapça: 194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Bakara Suresi - Ayet 207

Türkçe Meal: Ve insanlardan kimi satar kendi nefsini 201 ; Allah'ın rızasını aramaya; ve Allah Raûf’tur 15 kullarına.

Arapça: 214|2|207|ومن الناس من يشري نفسه ابتغا مرضات الله والله روف بالعباد

Bakara Suresi - Ayet 223

Türkçe Meal: Kadınlarınız bir tarladır * sizlere; öyle ki gelin tarlanıza * istediğiniz uygun süre/zaman (da) ** ; ve önceden gönderin nefisleriniz 201 için; ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki sizler kavuşanlarsınız O’na; ve müjdele müminleri.

Arapça: 230|2|223|نساوكم حرث لكم فاتوا حرثكم اني شيتم وقدموا لانفسكم واتقوا الله واعلموا انكم ملقوه وبشر المومنين

Bakara Suresi - Ayet 231

Türkçe Meal: Ve boşadığınız zaman kadınları öyle ki ulaştılar (kadınlar) ecellerine * ; öyle ki tutun onları marufla 291 ya da salın onları marufla 291 ; ve tutmayın onları bir zarar (vererek) sınırı aşmak için; ve kim yapar bunu muhakkak ki zulmetti nefsine 201 ; ve edinmeyin Allah'ın ayetlerini istihza 361 ; ve zikredin/hatırlayın Allah'ın nimetini sizlere; ve indirdiğini sizlere hikmet 303 (içeren) kitaptan ** ; vaaz 653 eder onunla ** (kitapla); ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah her bir şeyi bilendir.

Arapça: 238|2|231|واذا طلقتم النسا فبلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او سرحوهن بمعروف ولا تمسكوهن ضرارا لتعتدوا ومن يفعل ذلك فقد ظلم نفسه ولا تتخذوا ايت الله هزوا واذكروا نعمت الله عليكم وما انزل عليكم من الكتب والحكمه يعظكم به واتقوا الله واعلموا ان الله بكل شي عليم

Bakara Suresi - Ayet 233

Türkçe Meal: Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl * ; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla 291 ; külfete sokulmaz bir nefis 201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli 870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla 291 ; ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Arapça: 240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 234

Türkçe Meal: Ve sizlerden vefat ettirilen kimseler; ve geride bırakırlar eşlerini; beklerler (o kadınlar) kendi nefisleriyle 201 dört ay ve on (gün); öyle ki ulaştıkları zaman ecellerine * ; öyle ki yoktur bir günah sizlere (erkeklere) (kadınların) kendi nefislerinde 201 faal olduklarına, marufla 291 ; ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Arapça: 241|2|234|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا يتربصن بانفسهن اربعه اشهر وعشرا فاذا بلغن اجلهن فلا جناح عليكم فيما فعلن في انفسهن بالمعروف والله بما تعملون خبير

Bakara Suresi - Ayet 235

Türkçe Meal: Ve yoktur bir günah sizlere; açık etmenizde/belirginleştirmenizde kadınlara teklifinizden * (olanı); ya da gizlemenizde nefislerinizdekini 201 ; bildi Allah ki sizler zikredeceksiniz onları (kadınları); ve lakin vaat etmeyin bir sırla/gizlice; dışındadır ki söylersiniz bir söz marufla 291 ; ve azmetmeyin nikah 744 akdine; ta ki ulaşır kitap/yazıt eceline * ; ve bilin ki Allah bilir nefislerinizdekini 201 ; öyle ki hazır olun O’na (Allah’a); ve bilin ki Allah Gafûr’dur 20 ; Halîm’dir 58 .

Arapça: 242|2|235|ولا جناح عليكم فيما عرضتم به من خطبه النسا او اكننتم في انفسكم علم الله انكم ستذكرونهن ولكن لا تواعدوهن سرا الا ان تقولوا قولا معروفا ولا تعزموا عقده النكاح حتي يبلغ الكتب اجله واعلموا ان الله يعلم ما في انفسكم فاحذروه واعلموا ان الله غفور حليم

Bakara Suresi - Ayet 240

Türkçe Meal: Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta 54 ; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki 201 bir maruftan 291 ; ve Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 265

Türkçe Meal: Ve kimselerin misali (ki) infak 6 ederler mallarını Allah'ın rızasını aramaya; ve (rızayı) nefislerinden 201 tespitlemeye/tutturmaya; misali gibidir bir cennet 379 ; yüksekte/gelişmiş; isabet etti ona bir sağanak; öyle ki verdi ürününü iki kat; öyle ki eğer asla isabet etmezse bile ona bir sağanak; öyle ki bir nem/bir çiy (bile yeterlidir); ve Allah yaptıklarınızı görendir.

Arapça: 272|2|265|ومثل الذين ينفقون امولهم ابتغا مرضات الله وتثبيتا من انفسهم كمثل جنه بربوه اصابها وابل فاتت اكلها ضعفين فان لم يصبها وابل فطل والله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 272

Türkçe Meal: Yoktur (senin) üzerine doğru yola kılavuzlamak onları; velakin/fakat Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; ve infak 6 ettiğiniz bir hayırdan; öyle ki nefisleriniz 201 içindir; ve infak 6 eder değilsiniz Allah'ın yüzünü arama/bakınma dışında; ve bir hayırdan infak 6 ettiğiniz, tamamlanır sizlere; ve sizler zulmedilmezsiniz.

Arapça: 279|2|272|ليس عليك هديهم ولكن الله يهدي من يشا وما تنفقوا من خير فلانفسكم وما تنفقون الا ابتغا وجه الله وما تنفقوا من خير يوف اليكم وانتم لا تظلمون

Bakara Suresi - Ayet 281

Türkçe Meal: Ve takvalı 21 olun bir güne; döndürülürsünüz onda Allah'a; sonra tamamlanır her bir nefse 201 kazandığı; ve onlara zulmedilmez.

Arapça: 288|2|281|واتقوا يوما ترجعون فيه الي الله ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Bakara Suresi - Ayet 284

Türkçe Meal: Allah’adır göklerdeki 162 ve yerdeki; ve eğer açık ederseniz nefislerinizdekini 201 ya da gizlerseniz onu; hesaba çeker sizleri onunla Allah; öyle ki mağfiret eder dilediği kimseye; ve azapta bırakır dilediği kimseyi; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177 .

Arapça: 291|2|284|لله ما في السموت وما في الارض وان تبدوا ما في انفسكم او تخفوه يحاسبكم به الله فيغفر لمن يشا ويعذب من يشا والله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 286

Türkçe Meal: Mükellef kılmaz Allah bir nefse 201 kendi kapasitesi dışında; onadır (o nefsedir) kazandığı; ve aleyhinedir (o nefsin) kazandığı; "Rabbimiz! Tutma bizleri (mükellef) eğer unutursak ya da hata edersek; Rabbimiz! Ve yükleme üzerimize bir ağırlık; bizden öncekilerden kimselerin üzerine yüklediğin gibi; Rabbimiz! Ve yükleme bizlere, kendisine takat/dayanma gücü olmayanı bizlere; ve affet bizleri; ve mağfiret et bizlere; ve rahmet et bizlere; sensin Mevlâmız 68 ; öyle ki yardım et bizlere kâfirler kavmine/toplumuna karşı."

Arapça: 293|2|286|لا يكلف الله نفسا الا وسعها لها ما كسبت وعليها ما اكتسبت ربنا لا تواخذنا ان نسينا او اخطانا ربنا ولا تحمل علينا اصرا كما حملته علي الذين من قبلنا ربنا ولا تحملنا ما لا طاقه لنا به واعف عنا واغفر لنا وارحمنا انت مولينا فانصرنا علي القوم الكفرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Öyle ki nasıl (olur halleri) bir araya getirdiğimiz zaman onları bir gün için; yoktur şüphe onda; ve tastamam verilir her bir nefsin 201 kazandığı; ve zulmedilmez onlara.

Arapça: 318|3|25|فكيف اذا جمعنهم ليوم لا ريب فيه ووفيت كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Gün (ki) bulur her bir nefis 201 yaptığını hayırdan; hazırlanmış/sunulmuş (olarak); ve kötülükten yaptığını (da); ister (o nefis) keşke olsa onun (nefsinin) arası ve onun (kötülüğün) arasında uzak bir zaman periyodu/dönemi; ve hazırlar/uyarır sizleri Allah kendi nefsine 406 (karşı); ve Allah Raûf’tur 15 kullarına.

Arapça: 323|3|30|يوم تجد كل نفس ما عملت من خير محضرا وما عملت من سو تود لو ان بينها وبينه امدا بعيدا ويحذركم الله نفسه والله روف بالعباد

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Öyle ki kim hac 376 etti sana onda * ilimden sana gelenden sonrasında; öyleyse de ki: "Gelin davet edelim oğullarımızı ve oğullarınızı; ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı; ve nefislerimizi 201 ve nefislerinizi 201 ; sonra beddua edelim; öyle ki yapalım Allah'ın lanetini yalancıların üstüne."

Arapça: 354|3|61|فمن حاجك فيه من بعد ما جاك من العلم فقل تعالوا ندع ابنانا وابناكم ونسانا ونساكم وانفسنا وانفسكم ثم نبتهل فنجعل لعنت الله علي الكذبين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: İstedi kitap ehlinden 135 bir tayfa; keşke dalalete 128 sürüklesinler * sizleri; ve dalalete 128 sürükler değillerdir kendi nefisleri 201 ** dışında; ve değillerdir farkına varırlar/anlarlar ** .

Arapça: 362|3|69|ودت طايفه من اهل الكتب لو يضلونكم وما يضلون الا انفسهم وما يشعرون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Yiyeceklerin hepsi helal olmuştu İsrâîloğullarına 197 -dışındadır haram kılmış olduğu İsrâîl'in 445 kendi nefsine 201 - önceden ki indirildi Tevrât * ; de ki: "Öyle ki gelin Tevrât’la; öyle ki okuyun onu ** ; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 386|3|93|كل الطعام كان حلا لبني اسريل الا ما حرم اسريل علي نفسه من قبل ان تنزل التوريه قل فاتوا بالتوريه فاتلوها ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 145

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nefse 201 ki ölür (o nefis) Allah'ın izni dışında; ecellenmiş * bir kitaptır/yazıttır; ve kim ister dünya sevabını 464 veririz ona ondan; ve kim ister ahiret sevabını 464 veririz ona ondan; ve karşılığını veririz şükredenlerin 43 .

Arapça: 438|3|145|وما كان لنفس ان تموت الا باذن الله كتبا موجلا ومن يرد ثواب الدنيا نوته منها ومن يرد ثواب الاخره نوته منها وسنجزي الشكرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 154

Türkçe Meal: Sonra indirdi sizlere o gamın/o kederin ardından bir güven, bir uyuklama; örttü/sardı bir tayfayı/bir grubu sizden; ve bir tayfa/bir grup, muhakkak ki kaygıyla/endişeyle doldu onların nefisleri 201 ; zanda/varsayımda bulunurlar Allah'a hak/gerçek haricinde; cahiliye zannı; derler: “Var mı bize işimizden bir şey? De ki: “Doğrusu emrin/işin tamamı Allah'adır”; gizlerler sana açık etmediklerini nefislerinde; derler: “Şayet olsaydı bize o işten/emirden bir şey, katledilmiş 35 olmazdık burada”; de ki: “Şayet olsaydınız evlerinizde; mutlak ortaya çıkardı onlar üzerine yazılmış olan katledilme 35 onların yatma yerlerine doğru”; ve test etmesi içindir Allah'ın göğüslerinizdekini; ve berraklaştırıp açığa kavuşturur kalplerinizdekini; ve Allah bilendir göğüslerin zatîni/özünü.

Arapça: 447|3|154|ثم انزل عليكم من بعد الغم امنه نعاسا يغشي طايفه منكم وطايفه قد اهمتهم انفسهم يظنون بالله غير الحق ظن الجهليه يقولون هل لنا من الامر من شي قل ان الامر كله لله يخفون في انفسهم ما لا يبدون لك يقولون لو كان لنا من الامر شي ما قتلنا ههنا قل لو كنتم في بيوتكم لبرز الذين كتب عليهم القتل الي مضاجعهم وليبتلي الله ما في صدوركم وليمحص ما في قلوبكم والله عليم بذات الصدور

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 161

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nebiye 132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü 148 ; sonra tamamlanır her bir nefse 201 kazandığı; ve onlar zulme 257 uğratılmazlar.

Arapça: 454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: Ant olsun minnet * etti Allah müminlere 27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden 201 ; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik 471 yapar onlara kitabı ** ve hikmeti 303 ; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet 128 içinde.

Arapça: 457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 165

Türkçe Meal: Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet 311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini 870 onun * ; dediniz: "Neredendir bu ** ?"; de ki o ** nefisleriniz 201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 168

Türkçe Meal: Kimseler (ki) dediler kardeşleri için ve oturmuşlar (-ken) onlar: "Eğer itaat etselerdi bizlere katledilmiş 35 olmazlardı"; de ki: "Öyleyse defedin/savın kendi nefsinizden 201 ölümü; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 461|3|168|الذين قالوا لاخونهم وقعدوا لو اطاعونا ما قتلوا قل فادروا عن انفسكم الموت ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 178

Türkçe Meal: Sanmasın kâfirlik 25 etmiş kimseler ki verdiğimiz uzunca bir süre onlara bir hayırdır nefisleri 201 için; doğrusu verdiğimiz uzunca bir süre onlara ziyade etmesi/artırması içindir günahı; ve onlaradır alçaltıcı bir azap.

Arapça: 471|3|178|ولا يحسبن الذين كفروا انما نملي لهم خير لانفسهم انما نملي لهم ليزدادوا اثما ولهم عذاب مهين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 185

Türkçe Meal: Her bir nefis 201 tadıcıdır ölümü; ve ancak ki tamamlanır ecirleriniz 820 kıyamet günü 148 ; öyle ki kim itilip uzaklaştırıldı ateşten; ve sokuldu cennete; öyle ki muhakkak başardı (o); ve değildir dünya hayatı aldatan/illüzyon * (bir) meta 54 dışında.

Arapça: 478|3|185|كل نفس ذايقه الموت وانما توفون اجوركم يوم القيمه فمن زحزح عن النار وادخل الجنه فقد فاز وما الحيوه الدنيا الا متع الغرور

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 186

Türkçe Meal: Mutlak belalandırılırsınız 256 mallarınızda ve nefislerinizde 201 ; mutlak işitirsiniz çokça bir eziyet/inciten kimselerden (ki) verildiler kitap 135 sizlerden önce ve kimselerden (ki) şirk koşarlar 71 ; ve eğer sabrederseniz 51 ; ve takvalı 21 olursanız öyle ki doğrusu işte budur azmi gerektiren emirler/işler.

Arapça: 479|3|186|لتبلون في امولكم وانفسكم ولتسمعن من الذين اوتوا الكتب من قبلكم ومن الذين اشركوا اذي كثيرا وان تصبروا وتتقوا فان ذلك من عزم الامور

Nisâ Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey insanlar! Takvalı 21 olun Rabbinize 4 O ki yarattı sizleri bir tek nefisten 201 ; ve yarattı ondan * eşini ** onun * ; ve yaydı ikisinden birçok erkekler ve kadınlar; ve takvalı 21 olun Allah’a -O ki sorarsınız/istersiniz O’nunla (adıyla)- ve rahimlere 479 (de takvalı olun); doğrusu Allah oldu üzerinize bir Rakîb 484 .

Arapça: 494|4|1|يايها الناس اتقوا ربكم الذي خلقكم من نفس وحده وخلق منها زوجها وبث منهما رجالا كثيرا ونسا واتقوا الله الذي تسالون به والارحام ان الله كان عليكم رقيبا

Nisâ Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve verin kadınlara sadakalarını/mehirlerini 485 bir (meşru) hediye (olarak); öyle ki eğer iyilik yaptılarsa sizlere ki bir şey ondan (sadakadan/mehirden); (kendi) nefis 201 (-lerinden); öyle ki yiyin onu afiyet (-le); lezzet (-le).

Arapça: 497|4|4|واتوا النسا صدقتهن نحله فان طبن لكم عن شي منه نفسا فكلوه هنيا مريا

Nisâ Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Yemeyin mallarınızı aranızda batılla 199 ; dışındadır ki oldu bir ticaret ki kendiniz razı oldunuz; ve katletmeyin 35 kendi nefislerinizi 201 ; doğrusu Allah oldu sizlere bir Rahîm 2 .

Arapça: 522|4|29|يايها الذين امنوا لا تاكلوا امولكم بينكم بالبطل الا ان تكون تجره عن تراض منكم ولا تقتلوا انفسكم ان الله كان بكم رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kimseleri saflaştırırlar/büyütürler/yüceltirler kendi nefislerini 201 ; evet! Allah saflaştırır/büyütür/yüceltir dilediği kimseyi; ve zulmedilmez onlara bir fitil 137 * (kadar).

Arapça: 542|4|49|الم تر الي الذين يزكون انفسهم بل الله يزكي من يشا ولا يظلمون فتيلا

Nisâ Suresi - Ayet 63

Türkçe Meal: İşte bunlar; kimselerdir (ki) bilir Allah kalplerindekini onların; öyle ki ilgini/alakanı çek onlardan; ve vaaz 653 et onlara; ve de/söyle nefislerindekine 201 onların bir söz; bir belagat 515 .

Arapça: 556|4|63|اوليك الذين يعلم الله ما في قلوبهم فاعرض عنهم وعظهم وقل لهم في انفسهم قولا بليغا

Nisâ Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü 418 itaat 76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri 257 zaman kendi nefislerine 201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret 319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret 319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb 191 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 557|4|64|وما ارسلنا من رسول الا ليطاع باذن الله ولو انهم اذ ظلموا انفسهم جاوك فاستغفروا الله واستغفر لهم الرسول لوجدوا الله توابا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Öyle ki olmaz! Ve (senin) Rabbine 4 iman 47 etmezler; ta ki (onlar) hakem belirlerler seni kendi aralarındaki dallanmış/budaklanmışa; sonra bulmazlar/hissetmezler nefislerinde 201 bir darlık/sıkılık (senin) sonuca bağladığından; ve teslim olurlar (sonuca bağladığına) bir teslim (-le).

Arapça: 558|4|65|فلا وربك لا يومنون حتي يحكموك فيما شجر بينهم ثم لا يجدوا في انفسهم حرجا مما قضيت ويسلموا تسليما

Nisâ Suresi - Ayet 66

Türkçe Meal: Velev (şayet) ki yazsaydık üzerlerine ki katledin 35 nefislerinizi 201 ya da çıkın diyarlarınızdan; faaliyet içinde olmazlardı ona onlardan bir az dışında; eğer ki onlar faaliyet içinde olsalardı kendisiyle vaaz 653 edilene; mutlak olurdu bir hayır onlara; ve (ki bu) daha şiddetli sebattır/sağlam basmadır.

Arapça: 559|4|66|ولو انا كتبنا عليهم ان اقتلوا انفسكم او اخرجوا من ديركم ما فعلوه الا قليل منهم ولو انهم فعلوا ما يوعظون به لكان خيرا لهم واشد تثبيتا

Nisâ Suresi - Ayet 79

Türkçe Meal: İsabet eden sana bir iyilikten öyle ki Allah'tandır 516 ; ve isabet eden sana kötülükten öyle ki kendi 516 nefsindendir 201 ; ve gönderdik seni insanlara bir resûl (olarak); ve kâfi geldi/yetti Allah bir Şehîd 499 (olarak).

Arapça: 572|4|79|ما اصابك من حسنه فمن الله وما اصابك من سييه فمن نفسك وارسلنك للناس رسولا وكفي بالله شهيدا

Nisâ Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Öyle ki katlet 35 Allah yolunda; mükellef edilmezsin kendi nefsin 201 dışında; ve teşvik et müminleri 27 ; belki Allah ki kısıtlar/sınırlar kâfirlik 25 etmiş kimselerin gücünü/kuvvetini; ve Allah daha şiddetlidir güçte/kuvvette; ve daha şiddetlidir tenkîlde 518 .

Arapça: 577|4|84|فقتل في سبيل الله لا تكلف الا نفسك وحرض المومنين عسي الله ان يكف باس الذين كفروا والله اشد باسا واشد تنكيلا

Nisâ Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Aynı seviyede olmaz müminlerden 27 oturanlar * -dışındadır hasar/zarar ** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle 201 (cihat eden) mücâhitler 521 ; faziletli kıldı Allah mücâhitleri 521 mallarıyla ve nefisleriyle 201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri 521 oturanlara * (karşı) büyük bir ecir 820 (-le).

Arapça: 588|4|95|لا يستوي القعدون من المومنين غير اولي الضرر والمجهدون في سبيل الله بامولهم وانفسهم فضل الله المجهدين بامولهم وانفسهم علي القعدين درجه وكلا وعد الله الحسني وفضل الله المجهدين علي القعدين اجرا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) vefat ettirdi onları melekler 522 ; (ki o kimseler) zalimlerdir 257 kendi nefislerine 201 ; dediler (melekler): "İçinde olduğunuz nedir ki"; dediler (kimseler): "Olduk zaafa düşürülenler yeryüzünde"; dediler (melekler) : "Asla olamaz mıydı Allah'ın arzı/yeri bir genişlik (olarak); öyle ki hicret ederdiniz orada (yerde)"; öyle ki işte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve ne kötü varış yeridir.

Arapça: 590|4|97|ان الذين توفيهم المليكه ظالمي انفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في الارض قالوا الم تكن ارض الله وسعه فتهاجروا فيها فاوليك ماويهم جهنم وسات مصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 107

Türkçe Meal: Ve tartışma/savunma kimselerden (yana) (ki) hainlik 523 ederler kendi nefislerine 201 ; doğrusu Allah sevmez kimseyi (ki) oldu (o) bir hain 524 ; bir günahkar.

Arapça: 600|4|107|ولا تجدل عن الذين يختانون انفسهم ان الله لا يحب من كان خوانا اثيما

Nisâ Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve kim yapar bir kötülük ya da zulmeder 257 kendi nefsine 201 ; sonra mağfiret 319 sunar Allah’a; bulur (o) Allah'ı bir Gafûr 20 ve bir Rahîm 2 .

Arapça: 603|4|110|ومن يعمل سوا او يظلم نفسه ثم يستغفر الله يجد الله غفورا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Ve kim kazanır bir günah; öyle ki ancak kazandığıdır kendi nefsine 201 karşı; ve oldu Allah bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 604|4|111|ومن يكسب اثما فانما يكسبه علي نفسه وكان الله عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Şayet olmasa (-ydı) fazlı 202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti 271 ; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete 128 düşürürler seni; ve dalalete 128 düşürür değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı * ve hikmeti 303 ; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı 202 Allah'ın senin üzerine bir büyük ** (şey).

Arapça: 606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 135

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olun ayakta/kıyamda tutanlar eşitliği şahitler/tanıklar (olarak) Allah için; şayet kendi nefisleriniz 201 üzerine/aleyhine ya da ana babaya ve yakınlık sahiplerine (olsa bile); eğer olursa (o kimse) bir ganiyy/zengin ya da bir fakir; öyle ki Allah daha yakındır ikisine; öyle ki tabi olmayın hevaya ki saparsınız; ve eğer eğip bükerseniz ya da karşı koyarsanız; öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr 466 .

Arapça: 628|4|135|يايها الذين امنوا كونوا قومين بالقسط شهدا لله ولو علي انفسكم او الولدين والاقربين ان يكن غنيا او فقيرا فالله اولي بهما فلا تتبعوا الهوي ان تعدلوا وان تلوا او تعرضوا فان الله كان بما تعملون خبيرا

Mâide Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Dedi (Musa): "Rabbim! Doğrusu ben malik * değilim nefsim 201 ve kardeşim dışında; öyle ki ayır/yar aramızı ve arasını fâsıklar 38 kavminin/toplumunun.

Arapça: 694|5|25|قال رب اني لا املك الا نفسي واخي فافرق بيننا وبين القوم الفسقين

Mâide Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Öyle ki nefsi 201 itaat etti ona (ki) katletmeyi 35 kardeşini; ve katletti 35 onu; öyle ki sabahladı hüsrana uğrayanlardan (olarak).

Arapça: 699|5|30|فطوعت له نفسه قتل اخيه فقتله فاصبح من الخسرين

Mâide Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları 197 üzerine; ki o; kim katletti 35 bir nefsi 201 olmaksızın * bir nefse 201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada 265 ; öyle ki sanki katletmiş 35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz 418 beyanlarla 352 ; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Arapça: 701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Mâide Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve yazdık üzerlerine onda (Tevrât’ta) ki nefis 201 nefsedir 201 ; ve göz gözedir; ve burun burunadır; ve kulak kulağadır; ve diş dişedir; ve yaralara (da) bir kısas 320 ; öyle ki kim sadaka 378 etti bunu öyle ki o bir kefarettir * ona; ve kim asla hükmetmez Allah'ın indirdiğiyle 544 ; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 714|5|45|وكتبنا عليهم فيها ان النفس بالنفس والعين بالعين والانف بالانف والاذن بالاذن والسن بالسن والجروح قصاص فمن تصدق به فهو كفاره له ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الظلمون

Mâide Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Öyle ki görürsün kimseleri (ki) kalplerindedir bir maraz 175 ; koşarlar onların içlerine (ki) derler: "Haşyet duyarız ki isabet eder bizlere bir darlık; öyle ki belki Allah ki verir fetih 527 ya da bir emir/iş kendi katından" ; öyle ki sabahlarlar sırlaştırdıkları/gizledikleri üzerine nefislerinde 201 bir nedamet (-le)/pişmanlık (-la).

Arapça: 721|5|52|فتري الذين في قلوبهم مرض يسرعون فيهم يقولون نخشي ان تصيبنا دايره فعسي الله ان ياتي بالفتح او امر من عنده فيصبحوا علي ما اسروا في انفسهم ندمين

Mâide Suresi - Ayet 80

Türkçe Meal: Görürsün çoğunu onlardan (ki) veli 28 edinirler kâfirlik 25 etmiş kimseleri; ne kötüdür kademe aldıkları/kıdem kazandıkları kendi nefislerine 201 ; ki hışma/gadaba uğrattı Allah onları; ve azapta onlar ölümsüzlerdir.

Arapça: 749|5|80|تري كثيرا منهم يتولون الذين كفروا لبيس ما قدمت لهم انفسهم ان سخط الله عليهم وفي العذاب هم خلدون

Mâide Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz 201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete 128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Arapça: 774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

En'âm Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: De ki: "Kimedir göklerdeki 162 ve yerdeki"; de ki: "Allah’adır"; yazdı kendi nefsi 406 üzerine rahmeti 271 ; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; kimseler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ; öyle ki onlar iman 47 etmezler.

Arapça: 801|6|12|قل لمن ما في السموت والارض قل لله كتب علي نفسه الرحمه ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه الذين خسروا انفسهم فهم لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Bak nasıl yalanladılar 595 kendi nefislerine 201 karşı; ve sapıp gitti onlardan uydurur * oldukları.

Arapça: 813|6|24|انظر كيف كذبوا علي انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

En'âm Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Ve onlar men ederler/engellerler ondan * ; uzaklaşırlar ondan * ; ve ki helak ederler ancak kendi nefislerini 201 ; ve değillerdir şuurlanırlar ** .

Arapça: 815|6|26|وهم ينهون عنه وينون عنه وان يهلكون الا انفسهم وما يشعرون

En'âm Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali * ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla ** ; ki tutuklanır bir nefis 201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli 28 ; ve ne de bir şefâatçi 114 ; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti 680 ; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik 25 ederler olduklarıyla.

Arapça: 859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

En'âm Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan 402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli 870 "; velev/fakat görsen o zaman zalimleri 257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler 522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi 201 ; bugün cezalandırılırsınız 63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine 454 büyüklenirler 663 olmanızdan.

Arapça: 882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

En'âm Suresi - Ayet 98

Türkçe Meal: Ve O'dur inşa * eden sizleri bir tek nefisten 201 ; öyle ki bir kararlı yer ** ve bir veda/bırakma yeri ** ; muhakkak ayırdık/detaylandırdık ayetleri 454 fikreder 868 bir kavim/toplum için.

Arapça: 887|6|98|وهو الذي انشاكم من نفس وحده فمستقر ومستودع قد فصلنا الايت لقوم يفقهون

En'âm Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: Muhakkak geldi sizlere basiretler/bakışlar Rabbinizden 4 ; öyle ki kim baktı/gördü öyle ki mutlak kendi nefsinedir 201 ; ve kim âmâ * oldu öyle ki aleyhinedir onu (nefsinin); ve değilim ben ** üzerinize bir hafız *** .

Arapça: 893|6|104|قد جاكم بصاير من ربكم فمن ابصر فلنفسه ومن عمي فعليها وما انا عليكم بحفيظ

En'âm Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; yaptık her bir kentte büyükler * ; suçluları ** (olarak) onun (kentin); ayartmaları *** için orada (kentte); ve ayartır *** değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve şuurlanır **** değillerdir.

Arapça: 912|6|123|وكذلك جعلنا في كل قريه اكبر مجرميها ليمكروا فيها وما يمكرون الا بانفسهم وما يشعرون

En'âm Suresi - Ayet 130

Türkçe Meal: Ey cin 210 ve insan klanı/kabilesi! "Asla gelmez mi (oldu) sizlere kendinizden resûller 418 ? Naklederler sizlere ayetlerimi; ve uyarırlar sizleri karşılaşma gününüze; buna (bu güne)"; dediler * : “Şahit olduk/tanık olduk nefislerimiz 201 üzerine”; ve aldattı onları dünya hayatı; ve şahit oldular/tanık oldular kendi nefisleri 201 üzerine; doğrusu onlar oldular kâfirler 25 .

Arapça: 919|6|130|يمعشر الجن والانس الم ياتكم رسل منكم يقصون عليكم ايتي وينذرونكم لقا يومكم هذا قالوا شهدنا علي انفسنا وغرتهم الحيوه الدنيا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

En'âm Suresi - Ayet 151

Türkçe Meal: De ki: "Gelin; okuyayım Rabbinizin 4 haram kıldığını üzerinize; ki şirk 71 koşmayın O’na bir şeyi; ve ana babayadır bir ihsan/güzellik; ve katletmeyin 35 evlatlarınızı yoksulluktan; biz rızıklandırırız onları; onlaradır (o rızık); yaklaşmayın fahişeliklere 490 açılmışa ondan ve gizlenmişe; ve katletmeyin 35 nefsi 201 ki (o) haram ettiğidir 649 Allah'ın hakla * (olması) dışında; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler akledersiniz.

Arapça: 940|6|151|قل تعالوا اتل ما حرم ربكم عليكم الا تشركوا به شيا وبالولدين احسنا ولا تقتلوا اولدكم من املق نحن نرزقكم واياهم ولا تقربوا الفوحش ما ظهر منها وما بطن ولا تقتلوا النفس التي حرم الله الا بالحق ذلكم وصيكم به لعلكم تعقلون

En'âm Suresi - Ayet 152

Türkçe Meal: Ve yaklaşmayın yetimin 131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli * (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü 650 ve mizanı 650 eşitlikle; mükellef kılmayız bir nefsi 201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli 680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz 78 .

Arapça: 941|6|152|ولا تقربوا مال اليتيم الا بالتي هي احسن حتي يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان بالقسط لا نكلف نفسا الا وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربي وبعهد الله اوفوا ذلكم وصيكم به لعلكم تذكرون

En'âm Suresi - Ayet 158

Türkçe Meal: Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler 48 ya da gelir (senin) Rabbin 4 ya da gelir (senin) Rabbinin 4 bazıları ayetleri 237 ?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri 237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse 201 iman 47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman 47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında 47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Arapça: 947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

En'âm Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: De ki: "Allah'tan başkasını mı ararım bir Rab 4 (olarak)?; ve O Rabbidir 4 her bir şeyin; ve kazanmaz hiç bir nefis 201 kendi üzerine (olan) dışında; ve yüklenmez bir yüklenici bir başkasının yükünü; sonra Rabbinize 4 doğrudur dönüş yeriniz; öyle ki haber verir sizlere kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzla."

Arapça: 953|6|164|قل اغير الله ابغي ربا وهو رب كل شي ولا تكسب كل نفس الا عليها ولا تزر وازره وزر اخري ثم الي ربكم مرجعكم فينبيكم بما كنتم فيه تختلفون

A'râf Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ve kime hafifledi mizanları 658 *; onun; öyle ki işte bunlar; kimselerdir (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerin 201 , ayetlerimize zulmederler 659 olmuş olduklarıyla.

Arapça: 963|7|9|ومن خفت موزينه فاوليك الذين خسروا انفسهم بما كانوا بايتنا يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Dedi ikisi * : "Rabbimiz 4 ! Zulmettik 257 ** kendi nefislerimize 201 **; ve eğer asla mağfiret 319 etmezsen bizlere ** ; ve rahmet 271 etmezsen bizlere ** ; mutlak oluruz ** hüsrana uğrayanlardan."

Arapça: 977|7|23|قالا ربنا ظلمنا انفسنا وان لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن من الخسرين

A'râf Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Öyle ki kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı 195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan * ; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz 418 ; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine 201 karşı ki onlar oldular kâfirler 25 .

Arapça: 991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

A'râf Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; mükellef kılmayız bir nefsi 201 kuşattığının dışında; işte bunlar; cennet ashâbıdır 194 ; onlar orada ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 996|7|42|والذين امنوا وعملوا الصلحت لا نكلف نفسا الا وسعها اوليك اصحب الجنه هم فيها خلدون

A'râf Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Onun * tevili 401 dışındakine ** mi bakarlar? Gün *** (ki) gelir onun tevili 401 ; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş **** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin 4 resûlleri 418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler 114 ? Öyle ki şefâat 114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz ***** ; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ve saptı ****** onlardan iftira 883 atar oldukları.

Arapça: 1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

A'râf Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Ve kestik onları on iki kabileye/boya/oymağa ümmetler (olarak); ve vahyettik Mûsâ'ya su istediği zaman onun * kavmi/toplumu ki "Darbet/vur asanla taşa" (diye); ve fışkırdı ondan ** on iki göze; muhakkak bildi her insan kendi içeceği yeri; ve gölgelendirdik üzerlerine bulutu 264 ; ve indirdik üzerlerine menneyi 262 ve bıldırcını 263 ; "Yiyin sizleri rızıklandırdığımız iyilerden"; ve zulmetmiş 257 değillerdi bize; velakin/fakat onlar kendi nefislerine 201 zulmediyorlardı 257 .

Arapça: 1114|7|160|وقطعنهم اثنتي عشره اسباطا امما واوحينا الي موسي اذ استسقيه قومه ان اضرب بعصاك الحجر فانبجست منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم وظللنا عليهم الغمم وانزلنا عليهم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 172

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman (senin) Rabbin 4 Âdemoğullarından; sırtlarından onların zürriyetlerini 380 ; ve tanık/şahit yaptı onları kendi nefisleri 201 üzerine: “Değil miyim Rabbiniz 4 !”; dediler: “Evet! Tanık/şahit olduk”; ki dersiniz kıyamet günü 148 : “Doğrusu biz olmuştuk bundan gâfil 310 .” (diye).

Arapça: 1126|7|172|واذ اخذ ربك من بني ادم من ظهورهم ذريتهم واشهدهم علي انفسهم الست بربكم قالوا بلي شهدنا ان تقولوا يوم القيمه انا كنا عن هذا غفلين

A'râf Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Ne kötüdür misali/benzeri kavmin/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; ve kendi nefislerine 201 oldular zulmederler 257 .

Arapça: 1131|7|177|سا مثلا القوم الذين كذبوا بايتنا وانفسهم كانوا يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 188

Türkçe Meal: De ki 687 : "Malik * olamam kendi nefsime 201 bir menfaate; ve ne de bir zarara Allah'ın dilediği dışında; velev/şayet gaybı bilir olsaydım; mutlak çoğaltırdım hayırdan; ve dokunur olamazdı bana kötülük; ki ben ancak bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim bir iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1142|7|188|قل لا املك لنفسي نفعا ولا ضرا الا ما شا الله ولو كنت اعلم الغيب لاستكثرت من الخير وما مسني السو ان انا الا نذير وبشير لقوم يومنون

A'râf Suresi - Ayet 189

Türkçe Meal: O (ki) yaratandır sizleri tek bir nefisten 201 ; ve yaptı (Allah) ondan (dişiden) eşini onun (dişinin); sükûn bulması için (erkeğin) onunla (dişiyle); öyle ki ne zaman sardı/örttü (erkek) onu (dişiyi); yüklendi (dişi) hafif bir yük; öyle ki geçti/geçirdi (dişi) onunla; öyle ki ne zaman ağırlaştı (dişi); çağırdı ikisi Allah’ı; Rablerini 4 ; eğer verdiysen bizlere bir sâlih 777 ; mutlak oluruz şükredenler 43 .

Arapça: 1143|7|189|هو الذي خلقكم من نفس وحده وجعل منها زوجها ليسكن اليها فلما تغشيها حملت حملا خفيفا فمرت به فلما اثقلت دعوا الله ربهما لين اتيتنا صلحا لنكونن من الشكرين

A'râf Suresi - Ayet 192

Türkçe Meal: Ve güç yetirip itaat edemezler * onlara ** bir yardıma; ne de kendi *** nefislerine 201 yardım edebilirler.

Arapça: 1146|7|192|ولا يستطيعون لهم نصرا ولا انفسهم ينصرون

A'râf Suresi - Ayet 197

Türkçe Meal: Ve kimseler * (ki) çağırırsınız O’nun ** astından; güç yetiremezler itaat etmeye (bir) yardıma sizlere ve ne de kendi nefislerine 201 yardım edebilirler.

Arapça: 1151|7|197|والذين تدعون من دونه لا يستطيعون نصركم ولا انفسهم ينصرون

A'râf Suresi - Ayet 205

Türkçe Meal: Ve zikret 78 Rabbini 4 kendi nefsinde 201 bir alçak gönüllülük (-le); ve bir korku (-yla); ve aleni (duyulacak kadar) yüksek bir söylemin * altında/astında ** ; sabah ve akşam *** ; ve olma gâfillerden 310 .

Arapça: 1159|7|205|واذكر ربك في نفسك تضرعا وخيفه ودون الجهر من القول بالغدو والاصال ولا تكن من الغفلين

Enfâl Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: İşte böyledir ki Allah asla olmaz başkalaştıran * bir nimeti (ki) nimetlendirdi onu bir kavme/topluma karşı; ta ki başkalaştırırlar * kendi nefislerindekiyle 201 ; ve ki Allah Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 1213|8|53|ذلك بان الله لم يك مغيرا نعمه انعمها علي قوم حتي يغيروا ما بانفسهم وان الله سميع عليم

Enfâl Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle 201 Allah yolunda 336 ; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve hiç hicret 355 etmiyorlar yoktur * sizlere velayetlerinden * hiç bir şey ta ki hicret 355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse ** dinde 437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır *** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk 281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir 513 .

Arapça: 1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Tevbe Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Olmuş değildir müşriklere 36 ki imar 755 ederler Allah'ın mescitlerini 16 ; tanıklardır/şahitlerdir kendi nefislerine 201 karşı küfürle 422 ; işte bunlar; boşa çıktı * yaptıkları onların; ve ateşte onlar ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 1252|9|17|ما كان للمشركين ان يعمروا مسجد الله شهدين علي انفسهم بالكفر اوليك حبطت اعملهم وفي النار هم خلدون

Tevbe Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler Allah'ın yolunda 336 mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; daha büyük derecedir Allah’ın indinde/katında; ve işte bunlar; onlardır başaranlar.

Arapça: 1255|9|20|الذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله بامولهم وانفسهم اعظم درجه عند الله واوليك هم الفايزون

Tevbe Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Gündür (ki) kızdırılır onun * üzeri cehennem ateşinde 834 ; öyle ki dağlanır onunla * alınları ve yanları ve sırtları; işte budur hazineleştirdiğiniz nefisleriniz 201 için; öyle ki tadın hazineleştirir olduğunuzu.

Arapça: 1270|9|35|يوم يحمي عليها في نار جهنم فتكوي بها جباههم وجنوبهم وظهورهم هذا ما كنزتم لانفسكم فذوقوا ما كنتم تكنزون

Tevbe Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Doğrusu adeti/sayısı ayların Allah'ın indinde/katında on iki * aydır; Allah'ın kitabında ** ; günde (ki) yarattı gökleri 162 *** ve yeri; ondan dördü bir haramdır 34 ; işte budur ayakta/dikelmiş/dik din **** ; öyle ki zulmetmeyin onlarda ***** nefislerinize 201 ; ve katledin 35 müşrikleri 36 bir topluca zapt etme (-yle) nasıl katlederlerse 36 sizleri bir topluca zapt etme (-yle); ve bilin ki Allah muttakilerle 17 beraberdir.

Arapça: 1271|9|36|ان عده الشهور عند الله اثنا عشر شهرا في كتب الله يوم خلق السموت والارض منها اربعه حرم ذلك الدين القيم فلا تظلموا فيهن انفسكم وقتلوا المشركين كافه كما يقتلونكم كافه واعلموا ان الله مع المتقين

Tevbe Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Neferleşin 763 hafifler * (olarak) ve ağırlar * (olarak); ve cihat 356 edin mallarınızla ve nefislerinizle 201 Allah yolunda 336 ; işte bu; hayırlıdır sizlere; eğer olduysanız bilirler.

Arapça: 1276|9|41|انفروا خفافا وثقالا وجهدوا بامولكم وانفسكم في سبيل الله ذلكم خير لكم ان كنتم تعلمون

Tevbe Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Şayet olsaydı yakın bir arz/sunu ve kolay/kısa bir sefer; mutlak tabi olurlardı sana; velakin/fakat uzak geldi üzerlerine yarılan/deşelenen * ; ve ant içecekler Allah’a "Eğer itaat edebilsek ** (kendimize) mutlak çıkardık sizlerle beraber" (diye); (oysa) helak ederler kendi nefislerini 201 ; ve Allah bilir (ki) doğrusu onlar mutlak yalancılardır.

Arapça: 1277|9|42|لو كان عرضا قريبا وسفرا قاصدا لاتبعوك ولكن بعدت عليهم الشقه وسيحلفون بالله لو استطعنا لخرجنا معكم يهلكون انفسهم والله يعلم انهم لكذبون

Tevbe Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: İzin talep etmezler sana kimseler (ki) iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ki cihat 356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; ve Allah bir Alîm’dir 8 muttakilere 17 .

Arapça: 1279|9|44|لا يستذنك الذين يومنون بالله واليوم الاخر ان يجهدوا بامولهم وانفسهم والله عليم بالمتقين

Tevbe Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Öyle ki şaşırtmasın * seni onların malları ne de evlatları; doğrusu arzular Allah azap etmeye onlara onunla ** dünya hayatında; ve (arzular ki) bırakırlar *** nefislerini 201 ; ve onlar kâfirler 25 (olarak).

Arapça: 1290|9|55|فلا تعجبك امولهم ولا اولدهم انما يريد الله ليعذبهم بها في الحيوه الدنيا وتزهق انفسهم وهم كفرون

Tevbe Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla 352 ; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder 257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Tevbe Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ferahladı muhallefler 771 Allah'ın resûlünün gerisinde oturmalarıyla; ve kerhendiler 697 ki cihat 356 ederler mallarıyla ve nefisleriyle 201 Allah yolunda 336 ; ve dediler: "Neferleşmeyin 763 (bu) hararette * "; de ki: "Cehennem ateşi 834 daha şiddetlidir bir hararet * (olarak)"; şayet olduysalar fıkıh 770 ederler.

Arapça: 1316|9|81|فرح المخلفون بمقعدهم خلف رسول الله وكرهوا ان يجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله وقالوا لا تنفروا في الحر قل نار جهنم اشد حرا لو كانوا يفقهون

Tevbe Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Ve şaşırtmasın * seni onların malları ve evlatları; ancak arzular Allah ki azap eder onlara onunla ** dünyada; ve bırakırlar *** nefislerini 201 ; ve onlar kâfirlerdir 25 .

Arapça: 1320|9|85|ولا تعجبك امولهم واولدهم انما يريد الله ان يعذبهم بها في الدنيا وتزهق انفسهم وهم كفرون

Tevbe Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Lakin/fakat resûl 418 * ve kimseler (ki) iman 47 ettiler onunla * beraber; cihat 356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle 201 ; ve işte bunlar; onlaradır hayırlar; ve işte bunlar; onlardır muflihler 174 .

Arapça: 1323|9|88|لكن الرسول والذين امنوا معه جهدوا بامولهم وانفسهم واوليك لهم الخيرت واوليك هم المفلحون

Tevbe Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Doğrusu Allah satın aldı müminlerden 27 nefislerini 201 ve mallarını ki onlara (olan) cennetle; katledilip/katlederler 720 Allah yolunda 336 ; öyle ki katlederler 35 ; ve katledilirler 35 ; bir vaattir O’nun * üzerine; bir haktır/gerçektir Tevrât'ta ve İncîl'de ve Kur'ân'da; ve kimdir daha takvalı Allah'tan kendi ahdinde ** ; öyle ki müjdelenin satışınızla o ki sattınız onunla *** ; ve işte bu; o *** ; büyük fevzdir 768 .

Arapça: 1346|9|111|ان الله اشتري من المومنين انفسهم وامولهم بان لهم الجنه يقتلون في سبيل الله فيقتلون ويقتلون وعدا عليه حقا في التوريه والانجيل والقران ومن اوفي بعهده من الله فاستبشروا ببيعكم الذي بايعتم به وذلك هو الفوز العظيم

Tevbe Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve geri bırakılmış üç kimseye karşı (da); ta ki dar geldiği zaman üzerlerine yer (tüm) genişlemişliğiyle * ; ve dar geldi üzerlerine kendi nefisleri 201 ; ve zannettiler ** ki olmaz bir iltica *** Allah’tan **** ancak O’nadır ***** ; sonra tevbe 33 etti ****** üzerlerine tevbe 33 etmeleri için; doğrusu Allah; O Tevvâb’dır 191 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1353|9|118|وعلي الثلثه الذين خلفوا حتي اذا ضاقت عليهم الارض بما رحبت وضاقت عليهم انفسهم وظنوا ان لا ملجا من الله الا اليه ثم تاب عليهم ليتوبوا ان الله هو التواب الرحيم

Tevbe Suresi - Ayet 120

Türkçe Meal: Olmuş değildir şehir ehline 568 ve Araplardan 772 onların çevresinde (olan) kimseye ki geri kalırlar Allah'ın resûlünden * ; ve tercih etmezler kendi nefislerini 201 onun * nefsine 201 ; işte budur; nedeniyledir onlara ki isabet etmez bir susuzluk; ve ne de bir yorgunluk/bitkinlik; ve ne de bir açlık Allah yolunda; ve adımlamazlar bir adım (ki) kızdırır/öfkelendirir kâfirleri; ve nail ** olmazlar bir düşmana bir nail ** (-le); ancak yazıldı **** onlara onunla sâlih 777 bir amel *** ; doğrusu Allah zayi etmez muhsinlerin 294 ecirlerini 820 .

Arapça: 1355|9|120|ما كان لاهل المدينه ومن حولهم من الاعراب ان يتخلفوا عن رسول الله ولا يرغبوا بانفسهم عن نفسه ذلك بانهم لا يصيبهم ظما ولا نصب ولا مخمصه في سبيل الله ولا يطون موطيا يغيظ الكفار ولا ينالون من عدو نيلا الا كتب لهم به عمل صلح ان الله لا يضيع اجر المحسنين

Yunus Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ve tilâvet 874 edildiği zaman üzerlerine ayetlerimiz 389 beyanatlar 620 (-la); dediler kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere: "Gel bunun başkası bir Kur’ân’la 850 ya da değiştir onu * "; de ki: "Olur değildir bana ki değiştiririm onu * nefsim 201 tarafından ** ; tabi olmam *** üzerime vahyedilen 603 dışında; doğrusu ben korkarım eğer asilik ettiysem Rabbime 4 ; (korku duyarım) büyük bir günün azabına.

Arapça: 1377|10|15|واذا تتلي عليهم اياتنا بينت قال الذين لا يرجون لقانا ايت بقران غير هذا او بدله قل ما يكون لي ان ابدله من تلقاي نفسي ان اتبع الا ما يوحي الي اني اخاف ان عصيت ربي عذاب يوم عظيم

Yunus Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Öyle ki gelince kurtardığı * zamana onları; onlar taşarlar/sınır aşarlar yerde ** olmaksızın hak/gerçek; ey insanlar! Ancak ki taşkınlığınız kendi nefislerinize 201 karşıdır; metadır 54 dünya hayatı; sonra bizedir dönüş yeriniz; öyle ki haber veririz sizlere yaparlar olduğunuzu.

Arapça: 1385|10|23|فلما انجيهم اذا هم يبغون في الارض بغير الحق يايها الناس انما بغيكم علي انفسكم متع الحيوه الدنيا ثم الينا مرجعكم فننبيكم بما كنتم تعملون

Yunus Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: İşte orada/anda belalanır * her bir nefis 201 önceden yaptığı (-yla) ve döndürdükleri (-yle) hak/gerçek mevlâları ** Allah'a karşı; ve dalalete *** düştü onlardan iftira 883 atarlar oldukları.

Arapça: 1392|10|30|هنالك تبلوا كل نفس ما اسلفت وردوا الي الله موليهم الحق وضل عنهم ما كانوا يفترون

Yunus Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Doğrusu Allah zulmetmez 257 insanlara bir şey; velakin/fakat insanlar kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1406|10|44|ان الله لا يظلم الناس شيا ولكن الناس انفسهم يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: De ki: "Malik * olamam kendi nefsime 201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir 305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler ** bir sâat 662 ve ne de öncelerler ** .

Arapça: 1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Yunus Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Velev/oysa ki zulmetmiş 257 her bir nefis 201 (ki) yerdekini * mutlak ki onu *** fidyeleştirirdi 789 **; ve sırlaştırırlardı nedametlerini/pişmanlıklarını ne zaman ki gördüler azabı; ve tamamlandı araları eşitlikle 230 ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 1416|10|54|ولو ان لكل نفس ظلمت ما في الارض لافتدت به واسروا الندامه لما راوا العذاب وقضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 100

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nefse 201 ki iman 47 eder; Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve yapar ricsi 773 kimseler üzerlerine (ki) akletmezler.

Arapça: 1462|10|100|وما كان لنفس ان تومن الا باذن الله ويجعل الرجس علي الذين لا يعقلون

Yunus Suresi - Ayet 108

Türkçe Meal: De ki: "Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere hak/gerçek * Rabbinizden 4 ; öyle ki kim doğru yola kılavuzladı ** ; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlar kendi nefsini 201 ; ve kim dalalete 128 düştü; öyle ki ancak dalalete 128 düşer kendi aleyhine; değilim ben üzerinize bir vekîl 517 ."

Arapça: 1470|10|108|قل يايها الناس قد جاكم الحق من ربكم فمن اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها وما انا عليكم بوكيل

Hûd Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: İşte bunlar * ; kimselerdir (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ; ve saptı ** onlardan iftira 883 atar oldukları.

Arapça: 1492|11|21|اوليك الذين خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Hûd Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: "Ve demiyorum sizlere indimdedir/katımdadır Allah'ın hazineleri; ve bilmiyorum gaybı 62 ; ve demiyorum 'doğrusu ben bir meleğim'; ve demiyorum kimseler * için (ki) azarlar/hor görür gözleriniz 'asla vermez onlara Allah bir hayır'; Allah daha iyi bilir nefislerindekini 201 onların; doğrusu ben o zaman mutlak zalimlerdenim 257 ."

Arapça: 1502|11|31|ولا اقول لكم عندي خزاين الله ولا اعلم الغيب ولا اقول اني ملك ولا اقول للذين تزدري اعينكم لن يوتيهم الله خيرا الله اعلم بما في انفسهم اني اذا لمن الظلمين

Hûd Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: Ve zulmetmiş 257 değiliz onlara; velakin/fakat zulmettiler 257 nefislerine 201 ; öyle ki ganiyleştirir * değildi onları Allah’ın astından kulluk 46 ettikleri ilâhları 74 hiç bir şey; ne zaman ki geldi (senin) Rabbinin 4 emri 200 ; ve ziyade etmiş değillerdi ** onlara *** bir yıkım dışında.

Arapça: 1572|11|101|وما ظلمنهم ولكن ظلموا انفسهم فما اغنت عنهم الهتهم التي يدعون من دون الله من شي لما جا امر ربك وما زادوهم غير تتبيب

Hûd Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Gündür (ki) gelir (o); kelam edemez bir nefis 201 O'nun * izni dışında; öyle ki onlardandır bir şakiy 910 ; bir saîd 911 .

Arapça: 1576|11|105|يوم يات لا تكلم نفس الا باذنه فمنهم شقي وسعيد

Yusuf Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve geldiler onun * gömleğine karşı ** yalandan bir kanla; dedi *** : "Evet! Ayartmış sizleri nefisleriniz 201 bir emre 200 ; öyle ki bir cemîl 930 bir sabırdır 51 ****; ve Allah yardım/destek istenendir vasıflandırdığınıza/tasvir ***** ettiğinize karşı.

Arapça: 1612|12|18|وجاو علي قميصه بدم كذب قال بل سولت لكم انفسكم امرا فصبر جميل والله المستعان علي ما تصفون

Yusuf Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ve murad talep edendi * ona ** nefsinden 201 onun *** (ki) o **** evindeydi onun ***** ; ve kilitledi * kapıları; ve dedi * : "Haydi gelsene sen"; dedi **** : "Sığınanım Allah'a; doğrusu O ****** Rabbimdir 4 ; güzelleştirdi yerleşimimi; doğrusu O’dur ******* ; (ki) iflah olmaz zalimler 257 ."

Arapça: 1617|12|23|ورودته التي هو في بيتها عن نفسه وغلقت الابوب وقالت هيت لك قال معاذ الله انه ربي احسن مثواي انه لا يفلح الظلمون

Yusuf Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Dedi * : "O ** murad talep etti bana nefsimden 201 "; ve şahitlik/tanıklık etti *** bir şahit/tanık ehlinden 568 onun **** ; "eğer olduysa gömleği onun ***** yırtılmış önden; öyle ki doğru söylemiştir ****** (o); ve o * yalancılardandır." (diye)

Arapça: 1620|12|26|قال هي رودتني عن نفسي وشهد شاهد من اهلها ان كان قميصه قد من قبل فصدقت وهو من الكذبين

Yusuf Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Ve dediler kadınlar şehirde: "Azîzin karısı murad talep etmiş fetânına 936 ; nefsinden 201 onun * ; muhakkak tutkun etmiş onu ** bir aşk/sevda; doğrusu biz mutlak görürüz onu ** apaçık bir dalalette 128 ."

Arapça: 1624|12|30|وقال نسوه في المدينه امرات العزيز ترود فتيها عن نفسه قد شغفها حبا انا لنريها في ضلل مبين

Yusuf Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Dedi * : "Öyle ki işte sizleredir ki ayıpladınız beni kendisinde ** ; ve ant olsun murad talep ettim nefsinden 201 onun *** ; öyle ki geri durdu (o **** ); ve eğer asla yapmazsa (o **** ) emrettiğimi ona; mutlak hapsedilir (o **** ); ve mutlak olur (o **** ) küçülenlerden."

Arapça: 1626|12|32|قالت فذلكن الذي لمتنني فيه ولقد رودته عن نفسه فاستعصم ولين لم يفعل ما امره ليسجنن وليكونا من الصغرين

Yusuf Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Dedi * : "Neydi meseleniz murad talep ettiğiniz zaman Yûsuf'a; nefsinden 201 onun ** ?"; dediler *** : "Hâşa 941 Allah'adır (ki) bilmiş değiliz onun ** üzerine hiçbir kötülük"; dedi azizin karısı: "İşte şimdi ortaya çıktı hak/gerçek; ben murad talep ettim nefsinden 201 onun ** ; ve doğrusu o **** mutlak sâdıklardandır 182 ."

Arapça: 1645|12|51|قال ما خطبكن اذ رودتن يوسف عن نفسه قلن حش لله ما علمنا عليه من سو قالت امرات العزيز الن حصحص الحق انا رودته عن نفسه وانه لمن الصدقين

Yusuf Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: "Ve beraat ettirir değilim nefsimi 201 ; doğrusu nefis 201 mutlak bir emredicidir kötülükle; dışındadır rahmet 271 ettiği Rabbimin 4 ; doğrusu Rabbim 4 bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 ."

Arapça: 1647|12|53|وما ابري نفسي ان النفس لاماره بالسو الا ما رحم ربي ان ربي غفور رحيم

Yusuf Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve dedi melik: "Gelin onunla * ; halis kılayım onu ** nefsime 201 ; öyle ki ne zaman ki kelam etti *** ona **** dedi ***** : "Doğrusu sanadır bugün yanımızda emin bir mekan."

Arapça: 1648|12|54|وقال الملك ايتوني به استخلصه لنفسي فلما كلمه قال انك اليوم لدينا مكين امين

Yusuf Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Ne zaman ki girdiler yerden (ki) emretti onlara babaları * ; olmuş değildi zenginleştirir onlara Allah’tan hiçbir şeyi; dışındadır Yakûb'un nefsindeki 201 bir hacet ** (ki) tamamladı * onu *** ; ve doğrusu o * mutlak sahibidir bir ilim 942 ; öğrettiğimizden dolayı ona **** ; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu bilmezler ****** .

Arapça: 1662|12|68|ولما دخلوا من حيث امرهم ابوهم ما كان يغني عنهم من الله من شي الا حاجه في نفس يعقوب قضيها وانه لذو علم لما علمنه ولكن اكثر الناس لا يعلمون

Yusuf Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Dediler * : "Eğer çaldıysa (o) öyle ki muhakkak çalmıştı bir kardeşi ** (de) onun öncesinde"; öyle ki sırlaştırıyordu *** onu **** Yûsuf kendi nefsinde 201 ; ve asla belli etmiyordu onlara ***** ; dedi *** : "Sizler bir şersiniz 205 bir mekanda; ve Allah daha iyi bilendir vasıflandırdığınızı ****** ."

Arapça: 1671|12|77|قالوا ان يسرق فقد سرق اخ له من قبل فاسرها يوسف في نفسه ولم يبدها لهم قال انتم شر مكانا والله اعلم بما تصفون

Yusuf Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Dedi * : "Evet! Ayartmış sizleri nefisleriniz 201 bir emre; öyle ki cemîl 930 bir sabırdır ** ; belki de Allah ki getirir onları topluca; doğrusu O *** ; O'dur *** Alîm 8 ; Hakîm 9 ."

Arapça: 1677|12|83|قال بل سولت لكم انفسكم امرا فصبر جميل عسي الله ان ياتيني بهم جميعا انه هو العليم الحكيم

Ra'd Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Onadır * muakkibât 965 iki elinin arasından ve arkasından onun ** ; korurlar onu *** ; emrindendir Allah'ın; doğrusu Allah değiştirmez bir kavimdekini/toplumdakini ta ki değiştirirler kendi nefislerindekini 201 ; ve dilediği zaman Allah bir kavme/topluma bir kötülük; öyle ki olmaz reddedilme ona **** ; yoktur onlara ***** O'nun ****** astından hiç bir veli 28 .

Arapça: 1716|13|11|له معقبت من بين يديه ومن خلفه يحفظونه من امر الله ان الله لا يغير ما بقوم حتي يغيروا ما بانفسهم واذا اراد الله بقوم سوا فلا مرد له وما لهم من دونه من وال

Ra'd Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: De ki: "Kimdir Rabbi 4 göklerin 162 ve yerin?"; de ki: "Allah!"; de ki: "O'nun * astından evliya 212 mı edindiniz (ki) malik olamazlar kendi nefislerine 201 bir menfaate ve ne de bir zarara"; de ki: "Aynı seviyede olur mu kör ve gören ya da aynı seviyede olur mu karanlıklar ve aydınlık ya da yaptılar Allah'a ortaklar (ki) yarattılar yarattığı gibi O’nun * öyle ki benzerleşti (o) yaratma onlara?"; de ki: "Allah (ki) yaratandır her bir şeyi ve O ** Vâhid'tir 86 ; Kahhâr’dır 87 .

Arapça: 1721|13|16|قل من رب السموت والارض قل الله قل افاتخذتم من دونه اوليا لا يملكون لانفسهم نفعا ولا ضرا قل هل يستوي الاعمي والبصير ام هل تستوي الظلمت والنور ام جعلوا لله شركا خلقوا كخلقه فتشبه الخلق عليهم قل الله خلق كل شي وهو الوحد القهر

Ra'd Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Öyle ki kimse midir o * (ki) bir kıyamdadır 143 ** her bir nefis 201 üzerine kazandığıyla? Ve yaptılar Allah'a ortaklar 71 ; de ki: "İsimlendirin *** onları **** ; ya da haber (mi) verirsiniz O'na ***** bilmediğini yerde; ya da söylemden ortaya çıkanladır ****** ; evet! Ziynetlendirildi 856 kâfirlik 25 etmiş kimselere tuzakları; ve sapıp uzaklaştırıldılar yoldan ******* ; ve kimi dalalette 128 bırakır Allah; öyle ki yoktur ona hiç bir doğru yola kılavuz.

Arapça: 1738|13|33|افمن هو قايم علي كل نفس بما كسبت وجعلوا لله شركا قل سموهم ام تنبونه بما لا يعلم في الارض ام بظهر من القول بل زين للذين كفروا مكرهم وصدوا عن السبيل ومن يضلل الله فما له من هاد

Ra'd Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve muhakkak tuzak kurdu onlardan önceki kimseler (de); öyle ki Allah’adır tuzaklar topluca; bilir * kazandığını her bir nefsin 201 ; ve bilecekler kâfirler 25 kimedir akıbeti 892 diyarın ** .

Arapça: 1747|13|42|وقد مكر الذين من قبلهم فلله المكر جميعا يعلم ما تكسب كل نفس وسيعلم الكفر لمن عقبي الدار

İbrahim Suresi - Ayet 22

Türkçe Meal: Ve dedi şeytân 29 ne zaman ki bitirildi/tamamlandı emir: "Doğrusu Allah vaat etti sizlere hak/gerçek vaadi; ve (ben de) vaat ettim sizlere; öyle ki ihtilafa düştüm * sizlere; ve olmuş değildir bana üzerinize hiç bir sultân 660 ; dışındadır ki davet ederim sizleri; öyle ki cevap verirsiniz bana; öyle ki beni kınamayın/paylamayın; ve kınayın/paylayın kendi nefislerinizi 201 ; değilim ben yardım çağıran sizlere; ve değilsiniz sizler yardım çağıranlar bana; doğrusu ben kâfirlik 25 etmiştim şirk 71 koşmanıza beni ** önceden; doğrusu zalimler 257 (ki) onlaradır bir elim *** azap.

Arapça: 1770|14|22|وقال الشيطن لما قضي الامر ان الله وعدكم وعد الحق ووعدتكم فاخلفتكم وما كان لي عليكم من سلطن الا ان دعوتكم فاستجبتم لي فلا تلوموني ولوموا انفسكم ما انا بمصرخكم وما انتم بمصرخي اني كفرت بما اشركتمون من قبل ان الظلمين لهم عذاب اليم

İbrahim Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve mesken edindiniz * kendi nefislerine 201 zulmetmiş 257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan 226 oldu sizlere * (ki) nasıl faaliyet ettik onlara ** ; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere * misaller 870 .

Arapça: 1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

İbrahim Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Cezalandırması 63 içindir Allah’ın her bir nefsi 201 kazandığına (karşılık); doğrusu Allah seridir hesapta.

Arapça: 1799|14|51|ليجزي الله كل نفس ما كسبت ان الله سريع الحساب

Nahl Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve taşırlar ağırlıklarınızı bir belediye doğru (ki) asla olamazsınız ulaşanlar ona * ; nefislere 201 meşakkatle (olması) dışında; doğrusu Rabbiniz 4 mutlak bir Raûf’tur 15 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1906|16|7|وتحمل اثقالكم الي بلد لم تكونوا بلغيه الا بشق الانفس ان ربكم لروف رحيم

Nahl Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Kimseleri (ki) vefat 621 ettirir onları melekler 522 ; zalimlerdir 257 (o kimseler) kendi nefislerine 201 ; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam * (-da); (derler) "Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük ** "; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar *** olduğunuzu.

Arapça: 1927|16|28|الذين تتوفيهم المليكه ظالمي انفسهم فالقوا السلم ما كنا نعمل من سو بلي ان الله عليم بما كنتم تعملون

Nahl Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Bakarlar * mı dışında ki gelir onlara melekler 48 ya da gelir emri ** (senin) Rabbinin 4 ?; işte böyledir; faaliyet etti *** onlardan önceki kimseler (de); ve zulmetmiş 257 değildi onlara Allah; velakin/fakat oldular kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1932|16|33|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي امر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Nahl Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ve Allah yaptı sizlere nefislerinizden 201 eşler; ve yaptı sizlere eşlerinizden oğullar ve torunlar; ve rızıklandırdı sizleri iyilerden; öyle ki batıla 199 mı iman 47 ederler?; ve Allah'ın nimetine 757 onlar kâfirlik 25 ederler.

Arapça: 1971|16|72|والله جعل لكم من انفسكم ازوجا وجعل لكم من ازوجكم بنين وحفده ورزقكم من الطيبت افبالبطل يومنون وبنعمت الله هم يكفرون

Nahl Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmette 305 * üzerlerine bir şahit/tanık ** kendi *** nefislerinden 201 ; ve geldik seninle **** bir şahit/tanık (olarak) üzerine bunların; ve indirdik sana **** kitabı ***** (ki) bir beyanattır 620 her bir şeye; ve doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir 271 ; ve müjdededir müslimlere 45 .

Arapça: 1988|16|89|ويوم نبعث في كل امه شهيدا عليهم من انفسهم وجينا بك شهيدا علي هولا ونزلنا عليك الكتب تبينا لكل شي وهدي ورحمه وبشري للمسلمين

İsrâ Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Kim doğru yola kılavuzlandı; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlanır kendi nefsi 201 için; ve kim dalalete 128 düştü öyle ki ancak dalalete 128 düşer aleyhine onun (nefsin); ve yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve olmuş değiliz azap edenler ta ki göndeririz bir resûl 418 .

Arapça: 2042|17|15|من اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها ولا تزر وازره وزر اخري وما كنا معذبين حتي نبعث رسولا

Kehf Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Değilim şahit tutmuş/tanık etmiş onları yaratılışına * göklerin ve yerin; ve ne de yaratılışına * kendi nefislerinin 201 ; ve olmuş değilim edinen dalalete 128 düşenleri bir yardımcı ** .

Arapça: 2189|18|51|ما اشهدتهم خلق السموت والارض ولا خلق انفسهم وما كنت متخذ المضلين عضدا

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Doğrusu sâat 470 bir gelendir; neredeyse * hafiyelik 988 ederim ** ona *** ; cezalandırılması 63 içindir her bir nefsin 201 kovaladığıyla **** .

Arapça: 2361|20|15|ان الساعه اتيه اكاد اخفيها لتجزي كل نفس بما تسعي

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Yürüyüp gidiyorken kız kardeşin öyle ki diyordu: "Göstereyim mi sizlere kimseyi (ki) kefil olur ona * "; öyle ki geri döndürdük seni annene ki aydın olsun gözü ve hüzünlemesin; ve katletmiştin bir nefsi 201 öyle ki kurtardık seni gamdan; ve fitnelendirdik 610 seni bir fitne 610 (-le); öyle ki kaldın senelerce Medyen ehlinde 568 ; sonra geldin bir kadere ** ey Mûsâ!

Arapça: 2386|20|40|اذ تمشي اختك فتقول هل ادلكم علي من يكفله فرجعنك الي امك كي تقر عينها ولا تحزن وقتلت نفسا فنجينك من الغم وفتنك فتونا فلبثت سنين في اهل مدين ثم جيت علي قدر يموسي

Ankebût Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Her bir nefis 201 tadıcıdır ölümü * ; sonra bize döndürülürsünüz.

Arapça: 3395|29|57|كل نفس ذايقه الموت ثم الينا ترجعون

Rûm Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Hiç tefekkür 357 etmezler mi kendi nefislerinde 201 (ki) yaratmış değildir Allah gökleri 162 ve yeri; ve ikisi arasındakini hakla/gerçekle (olması) dışında; ve belirlenmiş bir eceldir; ve doğrusu insanlardan ekserisi/çoğu Rabblerine 4 karşılaşmaya mutlak kâfirdirler 25 .

Arapça: 3415|30|8|اولم يتفكروا في انفسهم ما خلق الله السموت والارض وما بينهما الا بالحق واجل مسمي وان كثيرا من الناس بلقاي ربهم لكفرون

Lokman Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun verdik Lokmân'a 571 hikmet 382 ki şükretsin 43 Allah'a; ve kim şükreder 43 öyle ki ancak şükreder 43 kendi nefsi 201 için; ve kim kâfirlik 25 eder öyle ki doğrusu Allah Ganiyy’dir 106 ; Hamîd’dir 107 .

Arapça: 3479|31|12|ولقد اتينا لقمن الحكمه ان اشكر لله ومن يشكر فانما يشكر لنفسه ومن كفر فان الله غني حميد

Secde Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve eğer dileseydik mutlak verirdik her bir nefse 201 , doğru yola kılavuzunu onun (nefsin); fakat hak oldu kelam/söz benden; mutlak doldururum cehennemi cinden ve insanlardan topluca.

Arapça: 3514|32|13|ولو شينا لاتينا كل نفس هديها ولكن حق القول مني لاملان جهنم من الجنه والناس اجمعين

Ahzâb Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Nebi 132 * daha velidir 28 müminlere 27 kendi nefislerinden 201 ; ve eşleri onun * anneleridir 717 onların ** ve rahimler 715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir 28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden 27 ve muhâcirlerden 716 ; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize 28 bir marufu 291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Arapça: 3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Ahzâb Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ve o zaman diyordun kimseye * (ki) nimet vermişti Allah ona * ; ve nimet vermiştin (sen) ona * : "Tut kendine eşini; ve takvalı 21 ol Allah’a"; ve hafiyelik * ediyordun kendi nefsindekine 201 (ki) neyse onu Allah açığa çıkarandır; ve haşyet 53 duyuyordu *** (nefsin) insanlara; ve (oysa) Allah'a daha haktır ki haşyet 53 duyarsın O’na (Allah'a); öyle ki ne zaman tamamladı zeyd 725 ondan **** arzuyu/amacı ***** ; eş yaptık onu **** sana; olmaması içindir müminler 27 üzerine bir yasak/engel ****** eşlerde (ki) onların babalık 714 ettikleri tamamladıkları zaman onlardan ******* arzuyu/amacı ***** ; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçirilen.

Arapça: 3568|33|37|واذ تقول للذي انعم الله عليه وانعمت عليه امسك عليك زوجك واتق الله وتخفي في نفسك ما الله مبديه وتخشي الناس والله احق ان تخشيه فلما قضي زيد منها وطرا زوجنكها لكي لا يكون علي المومنين حرج في ازوج ادعيايهم اذا قضوا منهن وطرا وكان امر الله مفعولا

Sâffât Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Ve bereket verdik üzerine onun * ve üzerine İshâk'ın; ve ikisinin zürriyetindendir bir muhsin 294 ve kendi nefislerine 201 apaçık bir zalim 257 .

Arapça: 3899|37|113|وبركنا عليه وعلي اسحق ومن ذريتهما محسن وظالم لنفسه مبين

Mü'min Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Doğrusu kâfirlik 25 etmiş kimselere nida * edildi: "Mutlak ki Allah'ın nefreti daha büyüktür kendi nefislerinize 201 (olan) nefretinizden; çağrıldığınız zaman imana 47 ; öyle ki kâfirlik 25 ediyordunuz."

Arapça: 4141|40|10|ان الذين كفروا ينادون لمقت الله اكبر من مقتكم انفسكم اذ تدعون الي الايمن فتكفرون

Fussilet Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Göstereceğiz onlara ayetlerimizi âfâkta/ufuklarda ve kendi nefislerinde 201 ; ta ki beyan 226 olur onlara ki o * haktır/gerçektir; ve kâfi gelmez mi asla senin Rabbin 4 ki O her bir şey üzerine Şehîd’tir 499 .

Arapça: 4269|41|53|سنريهم ايتنا في الافاق وفي انفسهم حتي يتبين لهم انه الحق اولم يكف بربك انه علي كل شي شهيد

Necm Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Değildir o * isimler dışında (ki) isimlendirdiniz onu * sizler ve babalarınız/atalarınız; indirmiş değildir Allah ona * hiçbir sultân 660 ; tabi olur değillerdir zan 314 dışında ve heves ettiğine nefislerin 201 ; ve ant olsun geldi onlara Rablerinden 4 doğru yola kılavuz ** .

Arapça: 4805|53|23|ان هي الا اسما سميتموها انتم واباوكم ما انزل الله بها من سلطن ان يتبعون الا الظن وما تهوي الانفس ولقد جاهم من ربهم الهدي

Necm Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) uzak tutarlar büyükler * (olan) günahları ve fahişelikleri 490 ; dışındadır lemem 957 **; doğrusu (senin) Rabbin 4 Vâsi’dir 297 mağfirete 319 ; O *** (ki) daha iyi bilendir sizleri inşa ettiği zaman sizleri yerden **** ; sizler ceninlerken ***** annelerinizin karınlarında; öyle ki temize çıkarmayın 955 nefislerinizi 201 ; O *** (ki) daha iyi bilendir takvalı 21 olan kimseyi.

Arapça: 4814|53|32|الذين يجتنبون كبير الاثم والفوحش الا اللمم ان ربك وسع المغفره هو اعلم بكم اذ انشاكم من الارض واذ انتم اجنه في بطون امهتكم فلا تزكوا انفسكم هو اعلم بمن اتقي

Haşr Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yerleştiler diyara * ve imana 47 onlardan ** önce; severler *** kendilerine hicret 355 etmiş kimseyi; ve bulmazlar göğüslerinde bir ihtiyaç/eksiklik verildiklerinden **** ; ve tercih ederler *** kendi nefislerine 201 karşı; velev/şayet olduysa da onlara *** bir yoksulluk/yokluk; ve kim takvalı 21 oldurur kendi nefsini 201 cimriliğe/pintiliğe (karşı); öyle ki işte bunlar; onlar muflihtir 174 .

Arapça: 5133|59|9|والذين تبوو الدار والايمن من قبلهم يحبون من هاجر اليهم ولا يجدون في صدورهم حاجه مما اوتوا ويوثرون علي انفسهم ولو كان بهم خصاصه ومن يوق شح نفسه فاوليك هم المفلحون

Talâk Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey nebi 132 ! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri 652 için * , ve hesaplayın iddeti 652 ; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize 4 ; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle 490 ; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti 257 kendi nefsine 201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir ** .

Arapça: 5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا

Talâk Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: İnfak 6 etsin bir genişlik sahibi kendi genişliğinden; ve kimse (ki) ölçeklendirdi üzerine rızkı onun öyle ki infak 6 etsin Allah'ın verdiğinden; mükellef kılmaz Allah bir nefse 201 ona verdiği dışında; yapacak Allah bir darlık sonrasında bir kolaylık.

Arapça: 5222|65|7|لينفق ذو سعه من سعته ومن قدر عليه رزقه فلينفق مما اتيه الله لا يكلف الله نفسا الا ما اتيها سيجعل الله بعد عسر يسرا

Tahrim Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Sakındırın nefislerinizi 201 ve ahalinizi 568 ; bir ateşe 834 (ki) onun * yakıtı insanlar ve taştır; üzerindedir onun * şiddetli, kaba/kalın/sert melekler 737 ; asi gelmezler Allah’ın kendilerine emrettiğine; ve faaliyete geçirirler emredildiklerini.

Arapça: 5233|66|6|يايها الذين امنوا قوا انفسكم واهليكم نارا وقودها الناس والحجاره عليها مليكه غلاظ شداد لا يعصون الله ما امرهم ويفعلون ما يومرون

Kıyamet Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ve Olmaz! Kasem 548 ederim kınayan/ayıplayan nefse 201 .

Arapça: 5551|75|2|ولا اقسم بالنفس اللوامه

Kıyamet Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Evet! İnsan kendi nefsine 201 bir görücüdür * .

Arapça: 5563|75|14|بل الانسن علي نفسه بصيره

Tekvir Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve nefisler 201 zevce * edildiği zaman.

Arapça: 5805|81|7|واذا النفوس زوجت

Tekvir Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Bilmiştir bir nefis 201 hazırladığını.

Arapça: 5812|81|14|علمت نفس ما احضرت

İnfitâr Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Bilmiştir bir nefis 201 kıdemlendiğini * ve geride kaldığını ** .

Arapça: 5832|82|5|علمت نفس ما قدمت واخرت

İnfitâr Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Gündür (ki) malik * olamaz bir nefis 201 bir nefse 201 bir şey ** ; ve emir *** o gün Allah’adır.

Arapça: 5846|82|19|يوم لا تملك نفس لنفس شيا والامر يوميذ لله

Târık Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ki her bir nefis 201 ; ancak (ki) üzerinedir onun * bir koruyucu ** .

Arapça: 5933|86|4|ان كل نفس لما عليها حافظ

Fecr Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ey mutmain 377 nefis 201 !

Arapça: 6018|89|27|يايتها النفس المطمينه

Şems Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve nefse 201 ; ve biçimlendirene * onu**.

Arapça: 6048|91|7|ونفس وما سويها