Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 870: Misal, misil, çoğulu emsal.

Bu kavram 49 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

870Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

30|2|23|وَإِن كُنتُمْ فِى رَيْبٍ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍ مِّن مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ شُهَدَآءَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

30|2|23|وان كنتم في ريب مما نزلنا علي عبدنا فاتوا بسوره من مثله وادعوا شهداكم من دون الله ان كنتم صدقين

Latin Literal

23. Ve in kuntum fî reybin mimmâ nezzelnâ alâ abdinâ fe’tû bi sûretin min mislihî, ved’û şuhedâekum min dûnillâhi in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer olduysanız şüphe içinde kulumuz* üzerine indirdiğimizden172; öyleyse gelin bir sureyle183 mislinden870 onun**; ve çağırın şahitlerinizi/tanıklarınızı Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar182.

Ahmed Samira Çevirisi

23 And if you were in doubt/suspicion from what We descended on Our worshipper/slave , so come/bring with a chapter from its similar/equal/alike to it, and call your witnesses/testifiers from other than God, if you were truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
3 fi içinde فِي -
4 raybin şüphe رَيْبٍ ريب
5 mimma مِمَّا -
6 nezzelna indirdiğimizden نَزَّلْنَا نزل
7 ala üzerine عَلَىٰ -
8 abdina kulumuz عَبْدِنَا عبد
9 fe'tu öyleyse gelin فَأْتُوا اتي
10 bisuratin bir sureyle بِسُورَةٍ سور
11 min مِنْ -
12 mislihi mislinden/örneğinden مِثْلِهِ مثل
13 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو
14 şuheda'ekum şahitlerinizi/tanıklarınızı شُهَدَاءَكُمْ شهد
15 min مِنْ -
16 duni astından دُونِ دون
17 llahi Allah’ın اللَّهِ -
18 in eğer إِنْ -
19 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
20 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Kur'an'ın.

2. Bakara Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

113|2|106|مَا نَنسَخْ مِنْ ءَايَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِّنْهَآ أَوْ مِثْلِهَآ أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

113|2|106|ما ننسخ من ايه او ننسها نات بخير منها او مثلها الم تعلم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

106. Mâ nensah min âyetin ev nunsihâ ne’ti bi hayrin minhâ ev mislihâ e lem ta’lem ennallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Nesh288 ettiğimizi/sildiğimizi bir ayetten287; ya da unuttururuz onu*; getiririz hayırlısını ondan** ya da mislini870 onun***; bilmez misin ki Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

106 We do not erase/nullify/abolish from a sign/verse/evidence , or We make it forgotten, (except that) We come/bring with better than it, or similar/equal/alike to it. Do you not know that God (is) on every thing powerful/capable ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma مَا -
2 nenseh sildiğimizi نَنْسَخْ نسخ
3 min مِنْ -
4 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي
5 ev ya da أَوْ -
6 nunsiha unuttururuz onu نُنْسِهَا نسي
7 ne'ti getiririz نَأْتِ اتي
8 bihayrin hayırlısını بِخَيْرٍ خير
9 minha ondan (ayetten) مِنْهَا -
10 ev ya da أَوْ -
11 misliha mislini/benzerini onun مِثْلِهَا مثل
12 elem أَلَمْ -
13 tea'lem bilmez misin? تَعْلَمْ علم
14 enne ki أَنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 ala üzerine عَلَىٰ -
17 kulli her bir كُلِّ كلل
18 şey'in şey شَيْءٍ شيا
19 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Ayeti.**Ayetten.***Ayetin.

2. Bakara Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

120|2|113|وَقَالَتِ ٱلْيَهُودُ لَيْسَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ عَلَىٰ شَىْءٍ وَقَالَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ لَيْسَتِ ٱلْيَهُودُ عَلَىٰ شَىْءٍ وَهُمْ يَتْلُونَ ٱلْكِتَٰبَ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ مِثْلَ قَوْلِهِمْ فَٱللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُوا۟ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

120|2|113|وقالت اليهود ليست النصري علي شي وقالت النصري ليست اليهود علي شي وهم يتلون الكتب كذلك قال الذين لا يعلمون مثل قولهم فالله يحكم بينهم يوم القيمه فيما كانوا فيه يختلفون

Latin Literal

113. Ve kâletil yahûdu leysetin nasârâ alâ şey’(şey’in) ve kâletin nasârâ leysetil yahûdu alâ şey’in ve hum yetlûnel kitâb(kitâbe), kezâlike kâlellezine lâ ya’lemûne misle kavlihim, fallâhu yahkumu beynehum yevmel kıyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi Yahudiler295: “Nasârâlılar296 bir şey üzerinde değildir”; ve dedi Nasârâlılar296: “Yahudiler295 bir şey üzerinde değildir”; ve onlar okurlar (da) kitabı*; işte böyledir; bilmeyen kimseler (de) onların söyleminin mislini870 dedi; öyle ki Allah hükmeder aralarında kıyamet148 günü242; kendisinde ihtilafa** düşerler olduklarında.

Ahmed Samira Çevirisi

113 And the Jews said: "The Christians are not on a thing." And the Christians said: "The Jews are not on a thing." And they read/recite The Book , like that those who do not know said similar (to) their saying so God judges between them (in) the Resurrection Day, in what they were in it differing/disagreeing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kaleti ve dedi وَقَالَتِ قول
2 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ -
3 leyseti değildir لَيْسَتِ ليس
4 n-nesara Nasârâlılar النَّصَارَىٰ نصر
5 ala üzerinde عَلَىٰ -
6 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
7 ve kaleti ve dedi وَقَالَتِ قول
8 n-nesara Nasârâlılar النَّصَارَىٰ نصر
9 leyseti değildir لَيْسَتِ ليس
10 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ -
11 ala üzerinde عَلَىٰ -
12 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
13 vehum ve onlar وَهُمْ -
14 yetlune okuyorlar يَتْلُونَ تلو
15 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
16 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
17 kale dedi قَالَ قول
18 ellezine kimseler الَّذِينَ -
19 la لَا -
20 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم
21 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
22 kavlihim söylemini onların قَوْلِهِمْ قول
23 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ -
24 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
25 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
26 yevme günü يَوْمَ يوم
27 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
28 fima فِيمَا -
29 kanu olduklarında كَانُوا كون
30 fihi kendisinde فِيهِ -
31 yehtelifune ihtilafa düşerler يَخْتَلِفُونَ خلف

Notlar

Not 1

*Tevrat'ı ve İncil'i.**Anlaşmazlığa.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Gün Kavram 242

242 Dönem, evre, döngü. Dünyamızın kendi etrafında tam bir tur dönmesi bir gün olarak isimlendirilir. Evrenin 6 günde/evrede yaratıldığını, Dünya gezegeninin 2 günde yaratıldığı, Dünya'nın üzerindekilerin oluşması için gereken rızıkların/atomların 4 günde/evrede hazır edildiğini şerefli Kur'an'ımızdan anlıyoruz. Kur'an'da tekil olarak 'gün' kelimesi tam olarak 365 kez geçer. Dünyamız Güneş'in etrafından bir turunu tamamladığında kendi etrafında 365 dönmüş olur. Kur'an'ın büyük bir mucizesidir. Kur'an’da (يوم) (yevm) gün kelimesi 365 defa geçmektedir.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Nasârâlı, Hristiyan. Kavram 296

296 Sadece İncil'e tabi olan kimselerle birlikte sonrasında İncil'i bırakıp da masal/hikaye kitaplarına tabi olmuş tüm Hristiyanlar. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Hristiyanlar.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

125|2|118|وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ لَوْلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوْ تَأْتِينَآ ءَايَةٌ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ تَشَٰبَهَتْ قُلُوبُهُمْ قَدْ بَيَّنَّا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Latin Literal

118. Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet287”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan226 ettik ayetleri237 bir kavim için (ki) kesinleşirler299 onlar.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And those who do not know said: "If only God converses/speaks (to) us or a sign/verse/evidence comes to us." Like that those from before them said alike/similar/equal (to) their saying. Their hearts/minds resembled (each other), We had clarified/explained the signs/verses/evidences to a nation being sure/certain .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم
5 levla eğer لَوْلَا -
6 yukellimuna konuşmazsa bizlerle يُكَلِّمُنَا كلم
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 ev ya da أَوْ -
9 te'tina getirmezse bizlere تَأْتِينَا اتي
10 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 kale dedi قَالَ قول
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
17 kavlihim söylemlerini onların قَوْلِهِمْ قول
18 teşabehet benzeşti تَشَابَهَتْ شبه
19 kulubuhum Kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
20 kad Mutlak ki قَدْ -
21 beyyenna Beyan ettik/deklere ettik بَيَّنَّا بين
22 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
23 likavmin kavim için لِقَوْمٍ قوم
24 yukinune kesinleşirler يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kesin, kesinleşmek, yakın Kavram 299

299 Kesin tanık olmak, kesinleşmek, %100 emin olmak, şüphesiz.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 137

Arapça Metin (Harekeli)

144|2|137|فَإِنْ ءَامَنُوا۟ بِمِثْلِ مَآ ءَامَنتُم بِهِۦ فَقَدِ ٱهْتَدَوا۟ وَّإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّمَا هُمْ فِى شِقَاقٍ فَسَيَكْفِيكَهُمُ ٱللَّهُ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

144|2|137|فان امنوا بمثل ما امنتم به فقد اهتدوا وان تولوا فانما هم في شقاق فسيكفيكهم الله وهو السميع العليم

Latin Literal

137. Fe in âmenû bi misli mâ âmentum bihî fe kadihtedev ve in tevellev fe innemâ hum fî şikâk(şikâkın) fe se yekfîke humullâh(humullâhu), ve huves semîul alîm(alîmu).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer iman47 ettilerse iman47 ettiğinizin misli870 (gibi) ona*; öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer sırt çevirdilerse; öyle ki doğrusu ancak onlar bölünme/parçalanma içindedir; öyle ki kâfi/yeterli gelecektir Allah sana onlara karşı; ve O (Allah) Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

137 So if they believed with a similar/equal/alike (to) what you believed with (it), so they had been guided, and if they turned away, so but they are in defiance/disobedience , so God will suffice (protect) you against them , and He (is) the hearing/listening, the knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 amenu iman ettilerse امَنُوا امن
3 bimisli misli/benzeri بِمِثْلِ مثل
4 ma مَا -
5 amentum iman ettiğinizin امَنْتُمْ امن
6 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
7 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ -
8 htedev doğru yola kılavuzlandılar اهْتَدَوْا هدي
9 vein ve eğer وَإِنْ -
10 tevellev sırt çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي
11 feinnema öyle ki doğrusu ancak فَإِنَّمَا -
12 hum onlar هُمْ -
13 fi içindedir فِي -
14 şikakin bölünme/parçalanma شِقَاقٍ شقق
15 feseyekfikehumu öyle ki kâfi/yeterli gelecektir (Allah) sana onlara karşı فَسَيَكْفِيكَهُمُ كفي
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع
19 l-alimu Alîm’dir. الْعَلِيمُ علم

Notlar

Not 1

*Kur’an’a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 194

Arapça Metin (Harekeli)

201|2|194|ٱلشَّهْرُ ٱلْحَرَامُ بِٱلشَّهْرِ ٱلْحَرَامِ وَٱلْحُرُمَٰتُ قِصَاصٌ فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ فَٱعْتَدُوا۟ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

201|2|194|الشهر الحرام بالشهر الحرام والحرمت قصاص فمن اعتدي عليكم فاعتدوا عليه بمثل ما اعتدي عليكم واتقوا الله واعلموا ان الله مع المتقين

Latin Literal

194. Eş şehrul harâmu biş şehril harâmi vel hurumâtu kısâs(kısâsun), fe meni’tedâ aleykum fa’tedû aleyhi bi misli ma’tedâ aleykum, vettekûllâhe va’lemû ennellâhe meal muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Haram ay34 haram ayladır34; ve hürmetler kısaslıdır/karşılıklıdır335; öyle ki, kim sınırı aştı sizlere; öyle ki sınırı aşın ona; sınırı aştığı misliyle870 sizlere; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah beraberdir takva21 sahipleriyle.

Ahmed Samira Çevirisi

194 The month, the forbidden/respected/sacred, with the month, the forbidden/respected/sacred, and the God’s ordered prohibitions (are) equal revenge , so who transgressed/violated on you, so transgress/violate (revenge) on him with similar/equal (to) what he transgressed on you, and fear and obey God and know that God (is) with the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eş-şehru ay الشَّهْرُ شهر
2 l-haramu haram الْحَرَامُ حرم
3 biş-şehri ayladır بِالشَّهْرِ شهر
4 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
5 velhurumatu ve hürmetler وَالْحُرُمَاتُ حرم
6 kisasun kısaslıdır قِصَاصٌ قصص
7 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
8 a'teda sınırı aştı sizlere اعْتَدَىٰ عدو
9 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
10 fea'tedu öyle ki sınırı aşın فَاعْتَدُوا عدو
11 aleyhi ona عَلَيْهِ -
12 bimisli misliyle بِمِثْلِ مثل
13 ma مَا -
14 a'teda sınırı aştığı اعْتَدَىٰ عدو
15 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
16 vetteku takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
17 llahe Allah'a اللَّهَ -
18 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
19 enne ki أَنَّ -
20 llahe Allah اللَّهَ -
21 mea beraberdir مَعَ -
22 l-muttekine muttakilerle الْمُتَّقِينَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

Hürmetler karşılıklıdır/kısaslıdır. Kavram 335

335 Gereğinden fazla hürmet göstermek, gereğinden az hürmet göstermek uygun değildir. Herkese hak ettiği hürmet gösterilir. Hürmette kısas gözetilmelidir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 233

Arapça Metin (Harekeli)

240|2|233|وَٱلْوَٰلِدَٰتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ ٱلرَّضَاعَةَ وَعَلَى ٱلْمَوْلُودِ لَهُۥ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلَّا وُسْعَهَا لَا تُضَآرَّ وَٰلِدَةٌۢ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَّهُۥ بِوَلَدِهِۦ وَعَلَى ٱلْوَارِثِ مِثْلُ ذَٰلِكَ فَإِنْ أَرَادَا فِصَالًا عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَإِنْ أَرَدتُّمْ أَن تَسْتَرْضِعُوٓا۟ أَوْلَٰدَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُم مَّآ ءَاتَيْتُم بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Latin Literal

233. Vel vâlidâtu yurdı’ne evlâdehunne havleyni kâmileyni li men erâde en yutimmer radâah(radâate), ve alel mevlûdi lehu rızkuhunne ve kisvetuhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), lâ tukellefu nefsun illâ vus’ahâ, lâ tudârra vâlidetun bi veledihâ ve lâ mevlûdun lehu bi veledihî ve alel vârisi mislu zâlik(zâlike), fe in erâdâ fısâlen an terâdın min humâ ve teşâvurin fe lâ cunâha aleyhimâ ve in eradtum en testerdıû evlâdekum fe lâ cunâha aleykum izâ sellemtum mâ âteytum bil ma’rûf(ma’rûfi), vettekullâhe va’lemû ennellâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl*; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla291; külfete sokulmaz bir nefis201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla291; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

233 And the mothers breast feed their children two years complete, to who wanted/intended that (to) complete the lactation/breast feeding period, and on the born to him/father, (is the responsibility of) their provision (F) and their dressing/clothing (F) with the kindness/generosity , (that) no self be burdened/imposed upon except its endurance/capacity , no mother (is) to be harmed with her child, and nor a born to him/father (be harmed) with his child. And on the heir/inharitant similar/equal (to) that, so if they (B) wanted separation (weaning) on acceptance/approval from them (B), and discussion/consultation , so no offense/guilt/sin on them (B), and if you willed/wanted that to seek a wet nurse/breast feeder (for) your children, so no offense/guilt/sin on you if you handed/delivered over what you gave with the kindness/generosity , and fear and obey God, and know that God (is) with what you make/do seeing/knowing/understanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velvelidatu ve anneler وَالْوَالِدَاتُ ولد
2 yurdia'ne emzirirler يُرْضِعْنَ رضع
3 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
4 havleyni iki yıl حَوْلَيْنِ حول
5 kamileyni tam كَامِلَيْنِ كمل
6 limen kimse içindir لِمَنْ -
7 erade istedi أَرَادَ رود
8 en ki أَنْ -
9 yutimme tamamlar يُتِمَّ تمم
10 r-radaate emzirmeyi الرَّضَاعَةَ رضع
11 ve ala ve وَعَلَى -
12 l-mevludi evlat sahibi (olan) الْمَوْلُودِ ولد
13 lehu onadır (babaların) لَهُ -
14 rizkuhunne rızıkları onların (annelerin) رِزْقُهُنَّ رزق
15 ve kisve tuhunne ve giyecekleri onların (annelerin) وَكِسْوَتُهُنَّ كسو
16 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
17 la لَا -
18 tukellefu külfete sokulmaz تُكَلَّفُ كلف
19 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
20 illa dışında إِلَّا -
21 vus'aha kapasitesi وُسْعَهَا وسع
22 la لَا -
23 tudarra zarara sokulmaz تُضَارَّ ضرر
24 velidetun bir anne وَالِدَةٌ ولد
25 bivelediha evladıyla بِوَلَدِهَا ولد
26 ve la ve ne de وَلَا -
27 mevludun evlat sahibi (baba) مَوْلُودٌ ولد
28 lehu olan لَهُ -
29 biveledihi evladıyla بِوَلَدِهِ ولد
30 ve ala ve üzerindedir وَعَلَى -
31 l-varisi varislerin/mirasçıların الْوَارِثِ ورث
32 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
33 zalike bunun ذَٰلِكَ -
34 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
35 erada istedilerse أَرَادَا رود
36 fisalen kesmek/ayırmak فِصَالًا فصل
37 an عَنْ -
38 teradin bir rızadan تَرَاضٍ رضو
39 minhuma o ikisinden (anne-baba) مِنْهُمَا -
40 ve teşavurin ve bir danışma وَتَشَاوُرٍ شور
41 fela öyle ki olmaz فَلَا -
42 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
43 aleyhima o ikisi (anne-baba) üzerine عَلَيْهِمَا -
44 ve in ve eğer وَإِنْ -
45 eradtum isterseniz أَرَدْتُمْ رود
46 en ki أَنْ -
47 testerdiu emzirtmek (süt anneye) تَسْتَرْضِعُوا رضع
48 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد
49 fela öyle ki olmaz فَلَا -
50 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
51 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
52 iza zaman إِذَا -
53 sellemtum selamladınız سَلَّمْتُمْ سلم
54 ma مَا -
55 ateytum verdiğiniz (-le) (karşılığıyla) اتَيْتُمْ اتي
56 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
57 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
60 enne ki أَنَّ -
61 llahe Allah اللَّهَ -
62 bima بِمَا -
63 tea'melune yaptığınızı تَعْمَلُونَ عمل
64 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın 2 yıl emzirmeyi önermesi büyük bir mucizedir. Dünya Sağlık Cemiyeti (WHO) emzirmenin 2 yıl olması gerektiğini bilimsel verilerle önermektedir.İnsan cenininin ruhu ne zaman veriliyor? Kuran 2 yıl emzirme öneriyor.**Kimse edatı kadın ve erkek fark etmeksizin kullanılır. Ayette kadınlar için kullanıldığına güzel bir örnek vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 275

Arapça Metin (Harekeli)

282|2|275|ٱلَّذِينَ يَأْكُلُونَ ٱلرِّبَوٰا۟ لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ ٱلَّذِى يَتَخَبَّطُهُ ٱلشَّيْطَٰنُ مِنَ ٱلْمَسِّ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْبَيْعُ مِثْلُ ٱلرِّبَوٰا۟ وَأَحَلَّ ٱللَّهُ ٱلْبَيْعَ وَحَرَّمَ ٱلرِّبَوٰا۟ فَمَن جَآءَهُۥ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ فَٱنتَهَىٰ فَلَهُۥ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

282|2|275|الذين ياكلون الربوا لا يقومون الا كما يقوم الذي يتخبطه الشيطن من المس ذلك بانهم قالوا انما البيع مثل الربوا واحل الله البيع وحرم الربوا فمن جاه موعظه من ربه فانتهي فله ما سلف وامره الي الله ومن عاد فاوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Latin Literal

275. Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef(selefe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) yerler riba383; kalkmazlar (onlar) ancak kalkan kimse gibi; çarptı onu şeytan temasından; işte bu onların "Doğrusu (ki) satış neyse riba383 (da) mislidir870" demelerindendir; ve helal kıldı Allah satışı; ve haram etti ribayı383; öyle ki kim getirdi kendine bir vaaz653 Rabbinden; öyle ki engelledi (o); öyle ki önceden geçeni ona; ve emri/işi onun Allah'adır; ve kim geri döndü; öyle ki işte bunlar ateş ashâbıdır194; onlar orada* ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

275 Those who eat the growth/interest/usury , they do not stand/keep up except as (that who) stands/keeps up who the devil strikes/touches him from the madness, that (is) because they (E) said: "But the selling/trading (is) equal/similar/alike (to) the growth/interest/usury , and God permitted/allowed the selling/trading and forbade the growth/interest/usury ." So who came to him (got) a warning/advice from his Lord, so he ended/stopped , so for him what preceded/past , and his matter/affair (is) to God, and who returned , so those are the fire’s owners/company , they are in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
2 ye'kulune yerler يَأْكُلُونَ اكل
3 r-riba riba الرِّبَا ربو
4 la لَا -
5 yekumune kalkmazlar يَقُومُونَ قوم
6 illa dışında إِلَّا -
7 kema gibi كَمَا -
8 yekumu kalkar يَقُومُ قوم
9 llezi kimse الَّذِي -
10 yetehabbetuhu çarptı onu يَتَخَبَّطُهُ خبط
11 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
12 mine مِنَ -
13 l-messi temasından الْمَسِّ مسس
14 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
15 biennehum onların ki بِأَنَّهُمْ -
16 kalu derler قَالُوا قول
17 innema doğrusu neyse إِنَّمَا -
18 l-bey'u satış الْبَيْعُ بيع
19 mislu mislidir/benzeridir مِثْلُ مثل
20 r-riba riba الرِّبَا ربو
21 veehalle ve helal kıldı وَأَحَلَّ حلل
22 llahu Allah اللَّهُ -
23 l-bey'a satışı الْبَيْعَ بيع
24 veharrame ve haram etti وَحَرَّمَ حرم
25 r-riba ribayı الرِّبَا ربو
26 femen öyle ki kim فَمَنْ -
27 ca'ehu getirdi kendine جَاءَهُ جيا
28 mev'izetun bir vaaz/tavsiye مَوْعِظَةٌ وعظ
29 min مِنْ -
30 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
31 fenteha öyle ki engelledi فَانْتَهَىٰ نهي
32 fe lehu öyle ki ona
33 ma مَا -
34 selefe önceden geçeni سَلَفَ سلف
35 ve emruhu ve emri/işi onun وَأَمْرُهُ امر
36 ila إِلَى -
37 llahi Allah'adır اللَّهِ -
38 ve men ve kim وَمَنْ -
39 aade geri döndü عَادَ عود
40 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
41 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
42 n-nari ateş النَّارِ نور
43 hum onlar هُمْ -
44 fiha orada (cehennemde) فِيهَا -
45 halidune ölümsüzler خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Cehennemde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Riba Kavram 383

383 Değerde katlanma, katmerlenme, büyüme, çoğalma, ilave.Rabbimiz bu kelimeyi fiil olarak 16:92 ayetinde bir ümmetin başka bir ümmete göre daha katmerli örn: daha gelişmiş, daha kuvvetli, daha güçlü daha zengin; olduğunu işaret etmek için kullanmıştır. Katmerlenme sabit bir değer üzerinden olur. Sabit ve ölçeklenebilir bir değerin katmerlenmesidir. Örn: İki toplumun savaş uçak sayıları eşit olsa bile bir toplumun savaş uçakları diğer toplumun uçaklarından savaşma kapasitesi olarak iki kat daha gelişmişse gelişmiş toplum diğerine göre ribalı olur. Uçak sayısının önemi yoktur. Önemli olan uçağın savaşma kapasitesidir; gerçekten ürettiği değerdir. Para da aynı uçak gibidir. Satın alma kapasitesi değişkendir. 10 adet 100 dolar ile 10 adet 100 TL'nin satın alma güçleri farklıdır. Bu nedenle riba için bir şeyin gerçek değeri üzerinden artış var mı katlanma var mı diye bakılmalıdır.Başka güzel bir örnek daha verelim; on ekmek borç verildiyse ve süre sonunda geriye 11 ekmek alındıysa bu durumda artan, çoğalan, ilave olan o 1 ekmek riba olur. Dönen mal artmamalıdır. Günümüzde mal yerine çoğunlukla değeri değişken olan para kullanıldığı için kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Örnek; 10 ekmek değerinde olan para süre sonunda yine aynı para olarak geri alınırsa enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi sonucu borç veren geri aldığı parayla 10 ekmek alamayacaktır. Örneğin 9 ekmek alabilecektir. Borç verenin 1 ekmek hakkı yenmiş olacaktır. Merkez bankaları yıllık enflasyonun değerini belirler yani paranın değer kaybını belirlerler. O durumda borç para olarak verilecekse enflasyon değerinde paranın artarak geri alınması asla riba olmaz. Aslında malın artması değil korunması söz konusu olur. Ancak enflasyonun üstündeki her değer riba olacaktır. Enflasyon değerinde faiz kesinlikle riba değildir. Ancak faizin ribalaşma durumuna dikkat edilmelidir. Enflasyon üstünde gelir getiren faizlerin enflasyon üstü getirisi riba olmaktadır.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

306|3|13|قَدْ كَانَ لَكُمْ ءَايَةٌ فِى فِئَتَيْنِ ٱلْتَقَتَا فِئَةٌ تُقَٰتِلُ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَأُخْرَىٰ كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُم مِّثْلَيْهِمْ رَأْىَ ٱلْعَيْنِ وَٱللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِۦ مَن يَشَآءُ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِّأُو۟لِى ٱلْأَبْصَٰرِ

Arapça Metin (Harekesiz)

306|3|13|قد كان لكم ايه في فيتين التقتا فيه تقتل في سبيل الله واخري كافره يرونهم مثليهم راي العين والله يويد بنصره من يشا ان في ذلك لعبره لاولي الابصر

Latin Literal

13. Kad kâne lekum âyetun fî fieteynil tekatâ fietun tukâtilu fî sebîlillâhi ve uhrâ kâfiratun yeravnehum misleyhim ra’yel ayn(ayni), vallâhu yûeyyidu bi nasrihî men yeşâ’(yeşâu) inne fî zâlike le ibreten li ulîl ebsâr(ebsâri).

Türkçe Çeviri

Muhakkak ki oldu sizlere bir ayet287 karşılaşan iki grupta; bir grup katleder Allah yolunda331; ve diğer (grup) kâfirdir25; göz bakışı (-yla) görürler (kâfirler) onları (Allah yolunda olanları) kendilerinin iki misli870; ve Allah destekler/arka çıkar kendi yardımıyla dilediği kimseye; doğrusu bundadır mutlak bir ibret; görüş sahipleri için.

Ahmed Samira Çevirisi

13 (It) had been a sign/evidence for you in two groups (who) met , a group fights/kills in God’s way/sake , and another disbelieving, they see them (as) two equals to them (B) (twice as much as them) (by) the eye’s sight/vision, and God supports with His victory whom He wills/wants, that in that (is) an example/a warning (E) to (those) of the eye sights/ knowledge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 ayetun bir ayet/gösterge ايَةٌ ايي
5 fi فِي -
6 fieteyni iki grupta فِئَتَيْنِ فاي
7 t-tekata karşılaştı ikisi الْتَقَتَا لقي
8 fietun bir grup فِئَةٌ فاي
9 tukatilu katleder (o grup) تُقَاتِلُ قتل
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah اللَّهِ -
13 ve uhra ve diğer (grup) وَأُخْرَىٰ اخر
14 kafiratun kâfirdir كَافِرَةٌ كفر
15 yeravnehum görürler (kâfirler) onları يَرَوْنَهُمْ راي
16 misleyhim kendilerinin iki misli مِثْلَيْهِمْ مثل
17 ra'ye bakışı رَأْيَ راي
18 l-ayni göz الْعَيْنِ عين
19 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
20 yu'eyyidu destekler/arka çıkar يُؤَيِّدُ ايد
21 binesrihi yardımıyla O’nun بِنَصْرِهِ نصر
22 men kimseye مَنْ -
23 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 fi فِي -
26 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
27 leibraten mutlak bir ibret لَعِبْرَةً عبر
28 liuli sahipleri için لِأُولِي اول
29 l-ebsari görüşler الْأَبْصَارِ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

366|3|73|وَلَا تُؤْمِنُوٓا۟ إِلَّا لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْهُدَىٰ هُدَى ٱللَّهِ أَن يُؤْتَىٰٓ أَحَدٌ مِّثْلَ مَآ أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْفَضْلَ بِيَدِ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

73. Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

"Ve iman47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize122"; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli870 sizlere verilenin* ya da hac376 ederler sizlere Rabbinizin4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8."

Ahmed Samira Çevirisi

73 And do not believe except to whom followed your religion, say: "That the guidance (is) God’s guidance." That one be given equal/alike (to) what you were given or they argue/quarrel with you at your Lord. Say: "That the grace/favour (is) with God’s hand, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) spacious ,knowledgeable."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tu'minu ve iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن
3 illa dışında إِلَّا -
4 limen kimse لِمَنْ -
5 tebia tabi oldu تَبِعَ تبع
6 dinekum sizin dininize دِينَكُمْ دين
7 kul de ki قُلْ قول
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي
10 huda doğru yol kılavuzlamasıdır هُدَى هدي
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 en ki أَنْ -
13 yu'ta verilir يُؤْتَىٰ اتي
14 ehadun birine أَحَدٌ احد
15 misle misli/benzeri مِثْلَ مثل
16 ma مَا -
17 utitum verilenin sizlere أُوتِيتُمْ اتي
18 ev ya da أَوْ -
19 yuhaccukum hac ederler sizlere يُحَاجُّوكُمْ حجج
20 inde indinde/katında عِنْدَ عند
21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب
22 kul de ki قُلْ قول
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 l-fedle fazl/lütuf الْفَضْلَ فضل
25 biyedi elindedir بِيَدِ يدي
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 yu'tihi verir onu يُؤْتِيهِ اتي
28 men kimseye مَنْ -
29 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
31 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع
32 alimun Alim’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Tevrat ve İncîl'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Hac Kavram 376

376 Delillerle tartışma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

433|3|140|إِن يَمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ ٱلْقَوْمَ قَرْحٌ مِّثْلُهُۥ وَتِلْكَ ٱلْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ ٱلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَآءَ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Latin Literal

140. İn yemseskum karhun fe kad messel kavme karhun misluh(misluhu), ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs(nâsi), ve li ya’lemallâhullezîne âmenû ve yettehize minkum şuhedâe vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz* onu** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar***; ve Allah sevmez zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

140 If a wound/ulcer (pain) touches you, so a wound/ulcer (pain) equal/alike to it had touched the nation, and those are the days/times, We rotate/alternate it between the people, and (for) God to know those who believed, and (to) take from you witnesses (martyrs), and God does not love/like the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 yemseskum dokunsa sizlere يَمْسَسْكُمْ مسس
3 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
5 messe dokundu مَسَّ مسس
6 l-kavme kavme/topluma الْقَوْمَ قوم
7 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
8 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
9 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
10 l-eyyamu günlerdir الْأَيَّامُ يوم
11 nudaviluha döndürürüz onu periyodik olarak نُدَاوِلُهَا دول
12 beyne arasında بَيْنَ بين
13 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
14 veliyea'leme ve bilindik kılması için وَلِيَعْلَمَ علم
15 llahu Allah'ın اللَّهُ -
16 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
17 amenu iman etmiş امَنُوا امن
18 ve yettehize ve edinmesi وَيَتَّخِذَ اخذ
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 la لَا -
23 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
24 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Sınav gereği toplumlar dalgalanma yaşar. Bazı günler sıkıntı çeker, bazı günler refah içinde olur. **Sıkıntılı günü.***Kendinizin tanık/şahit olması için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 165

Arapça Metin (Harekeli)

458|3|165|أَوَلَمَّآ أَصَٰبَتْكُم مُّصِيبَةٌ قَدْ أَصَبْتُم مِّثْلَيْهَا قُلْتُمْ أَنَّىٰ هَٰذَا قُلْ هُوَ مِنْ عِندِ أَنفُسِكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

165. E ve lemmâ asâbetkum musîbetun kad asabtum misleyhâ, kultum ennâ hâzâ, kul huve min indi enfusikum innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini870 onun*; dediniz: "Neredendir bu**?"; de ki o** nefisleriniz201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

165 Or when a disaster struck/hit you , you had struck/hit equal to it twice , you said: "From where (is) that (the disaster)?" Say: "It is from at yourselves, that God (is) on every thing capable/able ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evelemma ya da ne zaman أَوَلَمَّا -
2 esabetkum isabet etti sizlere أَصَابَتْكُمْ صوب
3 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب
4 kad muhakkak قَدْ -
5 esabtum isabet ettirdiniz onlara أَصَبْتُمْ صوب
6 misleyha iki mislini onun مِثْلَيْهَا مثل
7 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
8 enna neredendir أَنَّىٰ اني
9 haza bu هَٰذَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 huve o هُوَ -
12 min مِنْ -
13 indi indinden/yanındandır عِنْدِ عند
14 enfusikum nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 ala üzerine عَلَىٰ -
18 kulli her كُلِّ كلل
19 şey'in şey شَيْءٍ شيا
20 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Musibetin.**Musibet.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Musibet Kavram 311

311 Sıkıntı veren. Yüce Rabbimiz kullarına musibetler göndererek nasıl davranacaklarına bakar. Sabredenler, salâtı ikame edenler ve hakkı/gerçeği tavsiyeleşenler müşdelenir. Bak 2:155.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

504|4|11|يُوصِيكُمُ ٱللَّهُ فِىٓ أَوْلَٰدِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ ٱلْأُنثَيَيْنِ فَإِن كُنَّ نِسَآءً فَوْقَ ٱثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ وَإِن كَانَتْ وَٰحِدَةً فَلَهَا ٱلنِّصْفُ وَلِأَبَوَيْهِ لِكُلِّ وَٰحِدٍ مِّنْهُمَا ٱلسُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ إِن كَانَ لَهُۥ وَلَدٌ فَإِن لَّمْ يَكُن لَّهُۥ وَلَدٌ وَوَرِثَهُۥٓ أَبَوَاهُ فَلِأُمِّهِ ٱلثُّلُثُ فَإِن كَانَ لَهُۥٓ إِخْوَةٌ فَلِأُمِّهِ ٱلسُّدُسُ مِنۢ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِى بِهَآ أَوْ دَيْنٍ ءَابَآؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ لَا تَدْرُونَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعًا فَرِيضَةً مِّنَ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

504|4|11|يوصيكم الله في اولدكم للذكر مثل حظ الانثيين فان كن نسا فوق اثنتين فلهن ثلثا ما ترك وان كانت وحده فلها النصف ولابويه لكل وحد منهما السدس مما ترك ان كان له ولد فان لم يكن له ولد وورثه ابواه فلامه الثلث فان كان له اخوه فلامه السدس من بعد وصيه يوصي بها او دين اباوكم وابناوكم لا تدرون ايهم اقرب لكم نفعا فريضه من الله ان الله كان عليما حكيما

Latin Literal

11. Yûsîkumullâhu fî evlâdikum liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni), fe in kunne nisâen fevkasneteyni fe lehunne sulusâ mâ terak(terake), ve in kânet vâhideten fe lehân nısf(nısfu). Ve li ebeveyhi li kulli vâhidin min humâs sudusu mimmâ terake in kâne lehu veled(veledun), fe in lem yekun lehu veledun ve varisehû ebevâhu fe li ummihis sulus(sulusu), fe in kâne lehû ıhvetun fe li ummihis sudusu, min ba’di vasiyyetin yûsî bihâ ev deyn(deynin). Âbâukum ve ebnâukum, lâ tedrûne eyyuhum akrabu lekum nef’â(nef’en), farîdaten minallâh(minallâhi). İnnallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Vasiyet* eder481 Allah sizlere evlatlarınızda; erkeğedir misli870 iki kadın payı**; öyle ki eğer oldularsa kadınlar iki üzerinde öyle ki onlaradır (kadınlaradır) üçte ikisi (2/3) terk ettiğinin (ölenin); ve eğer olduysa (kadın) tek öyle ki onadır yarısı (1/2); ve ana babasınadır onun (ölenin) ikisinden (ana-baba) her bir tekine altıda biri (1/6) terk ettiğinden (ölenin) eğer olduysa ona (ölene) bir evlat***; öyle ki eğer asla olmazsa ona (ölene) bir evlat**** ve varis oldu ana babası onun (ölenin) öyle ki anasınadır (ölenin) üçte bir (1/3); öyle ki eğer olduysa ona kardeşler öyle ki anasınadır altıda bir (1/6); sonrasındadır bir vasiyetten***** (ki) vasiyet eder (kimse) onunla ya da (sonrasındadır) borç*****; babalarınızı ve oğullarınızı (ki) bilmezsiniz hangisi daha yakındır sizlere faydada/yararda; bir farzdır497 Allah’tan; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

11 God directs/commands/recommends you in your children, to the male equal (the) fortune (share of) the two females, so if they are/were women more/over two, so for them (F) two thirds (from) what he left, and if she was one, so for her the half and to his parents, to each one from them (B) the sixth from what he left,if for him was a child (son), so if (there) was not for him a child (son), and his parents inherited him, so to his mother the third, so if brothers were for him, so to his mother the sixth, from after a bequest/will he bequeaths with it or a debt; your (P) fathers and your (P) sons, you (P) do not know, which of them (is) closer to you (P) (in) benefit/usefulness, a religious duty/command from God, that God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yusikumu vasiyet eder sizlere يُوصِيكُمُ وصي
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 fi فِي -
4 evladikum evlatlarınızda أَوْلَادِكُمْ ولد
5 lizzekeri erkeğedir لِلذَّكَرِ ذكر
6 mislu misli مِثْلُ مثل
7 hazzi pay حَظِّ حظظ
8 l-unseyeyni iki kadın الْأُنْثَيَيْنِ انث
9 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
10 kunne oldularsa كُنَّ كون
11 nisa'en kadınlar نِسَاءً نسو
12 fevka üzerinde فَوْقَ فوق
13 sneteyni iki اثْنَتَيْنِ ثني
14 felehunne öyle ki onlaradır (kadınlaradır) فَلَهُنَّ -
15 sulusa üçte ikisi ثُلُثَا ثلث
16 ma مَا -
17 terake terk ettiğinin (ölenin) تَرَكَ ترك
18 ve in ve eğer وَإِنْ -
19 kanet olduysa (kadın) كَانَتْ كون
20 vahideten tek وَاحِدَةً وحد
21 feleha öyle ki onadır فَلَهَا -
22 n-nisfu yarısı النِّصْفُ نصف
23 veliebeveyhi ve ana babasınadır onu (ölenin) وَلِأَبَوَيْهِ ابو
24 likulli her bir لِكُلِّ كلل
25 vahidin tekine وَاحِدٍ وحد
26 minhuma ikisinden مِنْهُمَا -
27 s-sudusu altıda birinin السُّدُسُ سدس
28 mimma مِمَّا -
29 terake terk ettiğinden (ölenin) تَرَكَ ترك
30 in eğer إِنْ -
31 kane olduysa كَانَ كون
32 lehu ona (ölene) لَهُ -
33 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد
34 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
35 lem asla لَمْ -
36 yekun olmazsa يَكُنْ كون
37 lehu ona (ölene) لَهُ -
38 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد
39 ve verisehu ve varis oldu وَوَرِثَهُ ورث
40 ebevahu ana babası onun (ölenin) أَبَوَاهُ ابو
41 feliummihi öyle ki anasınadır (ölenin) فَلِأُمِّهِ امم
42 s-sulusu üçte bir الثُّلُثُ ثلث
43 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
44 kane olduysa كَانَ كون
45 lehu ona لَهُ -
46 ihvetun kardeşler إِخْوَةٌ اخو
47 feliummihi öyle ki anasınadır فَلِأُمِّهِ امم
48 s-sudusu altıda bir السُّدُسُ سدس
49 min مِنْ -
50 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
51 vesiyyetin bir vasiyyetten وَصِيَّةٍ وصي
52 yusi vasiyet eder يُوصِي وصي
53 biha onunla بِهَا -
54 ev ya da أَوْ -
55 deynin borçtan دَيْنٍ دين
56 aba'ukum babalarınız ابَاؤُكُمْ ابو
57 ve ebna'ukum ve oğullarınız وَأَبْنَاؤُكُمْ بني
58 la لَا -
59 tedrune bilmezsiniz تَدْرُونَ دري
60 eyyuhum hangisinin أَيُّهُمْ -
61 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب
62 lekum sizlere لَكُمْ -
63 nef'an faydada/yararda نَفْعًا نفع
64 ferideten bir farzdır فَرِيضَةً فرض
65 mine مِنَ -
66 llahi Allah’tan اللَّهِ -
67 inne doğrusu إِنَّ -
68 llahe Allah اللَّهَ -
69 kane oldu كَانَ كون
70 alimen Alim عَلِيمًا علم
71 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*Tavsiye eder; teklif eder, önerir.**Erkek kadının payının iki katı oranda pay alır.***Sadece tek evlat varlığında. Ateistlerin miras ayetlerinde çelişki var diye bilip bilmeden konuşmaları bu kelimeye yanlış anlam veren mealler yüzündendir. Tek evlat varlığında ölenin anne ve babasına 1/6 pay düşer. Evlat sayısı birden fazlaysa bu oran 1/6 olmaz. ****Hiç evladı olmamış. Çocuksuz.*****Öncelikle borç varsa ödenir. Bir vasiyet bırakılmışsa o da yerine getirilir. Bunlardan sonra kalan miras Yüce Allah'ın tavsiyesine uygun olarak taksim edilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Miras hukuku. Kavram 481

481 Kur'an'ın mucizelerindendir. Yüce Allah'ın 4:11, 4:12 ve 4:176 ayetlerinde verdiği veriler üzerinden mirasla ilgili tüm olasılıklar eksiksiz bir şekilde tespit edilir.Kur'an’da miras paylaşımıKur'an'a göre miras paylaşımı yapan yazılım için;Miras Hesapla

Farz kılmak/etmek. Kavram 497

497 Uygulamaya koymak, belirlemek, önceden fikslemek/sabitlemek, zorunlu olarak uygulamaya koymak.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

633|4|140|وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِى ٱلْكِتَٰبِ أَنْ إِذَا سَمِعْتُمْ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَأُ بِهَا فَلَا تَقْعُدُوا۟ مَعَهُمْ حَتَّىٰ يَخُوضُوا۟ فِى حَدِيثٍ غَيْرِهِۦٓ إِنَّكُمْ إِذًا مِّثْلُهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ جَامِعُ ٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱلْكَٰفِرِينَ فِى جَهَنَّمَ جَمِيعًا

Arapça Metin (Harekesiz)

633|4|140|وقد نزل عليكم في الكتب ان اذا سمعتم ايت الله يكفر بها ويستهزا بها فلا تقعدوا معهم حتي يخوضوا في حديث غيره انكم اذا مثلهم ان الله جامع المنفقين والكفرين في جهنم جميعا

Latin Literal

140. Ve kad nezzele aleykum fîl kitâbi en izâ semi’tum âyâtillâhi yukferu bihâ ve yustehzeu bihâ fe lâ tak’udû meahum hattâ yehûdû fî hadîsin gayrihî, innekum izen misluhum. İnnallâhe câmiul munâfikîne vel kâfirîne fî cehenneme cemîâ(cemîan).

Türkçe Çeviri

Ve muhakkak indirdi üzerinize kitapta* ki işittiğiniz zaman Allah'ın ayetlerini (ki) kâfirlik25 ederler ona (ayete) ve maskaralık** ederler ona (ayete); öyle ki kalmayın/oturmayın onlarla beraber ta ki dalarlar bir başka hadise/söze; doğrusu sizler (olursunuz) o zaman onların misli870; doğrusu Allah münâfıkları26 ve kâfirleri25 topluca cehennemde bir toplayandır/bir araya getirendir .

Ahmed Samira Çevirisi

140 And (He) had descended on you in The Book, that if you heard God’s verses/signs/evidences being disbelieved with it, and being mocked with it, so do not sit/remain with them until they plunge into in an information/speech other than it, that you are then similar/equal to them , that God (is) gathering/collecting the hypocrites and the disbelievers in Hell all together.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
2 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل
3 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
4 fi فِي -
5 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
6 en ki أَنْ -
7 iza zaman إِذَا -
8 semia'tum işittiğiniz سَمِعْتُمْ سمع
9 ayati ayetlerinin ايَاتِ ايي
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 yukferu kâfirlik ederler يُكْفَرُ كفر
12 biha ona بِهَا -
13 ve yustehzeu ve maskaralık ederler وَيُسْتَهْزَأُ هزا
14 biha ona بِهَا -
15 fela öyle ki فَلَا -
16 tek'udu kalmayın تَقْعُدُوا قعد
17 meahum onlarla beraber مَعَهُمْ -
18 hatta ta ki حَتَّىٰ -
19 yehudu dalarlar يَخُوضُوا خوض
20 fi فِي -
21 hadisin bir söze/hadise حَدِيثٍ حدث
22 gayrihi başka غَيْرِهِ غير
23 innekum doğrusu sizler (olursunuz) إِنَّكُمْ -
24 izen o zaman إِذًا -
25 misluhum misli onların مِثْلُهُمْ مثل
26 inne doğrusu إِنَّ -
27 llahe Allah اللَّهَ -
28 camiu topluca جَامِعُ جمع
29 l-munafikine münafıkları الْمُنَافِقِينَ نفق
30 velkafirine ve kafirleri وَالْكَافِرِينَ كفر
31 fi فِي -
32 cehenneme cehennemde جَهَنَّمَ -
33 cemian bir Cemî’dir جَمِيعًا جمع

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Kendileri maskaradır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 176

Arapça Metin (Harekeli)

669|4|176|يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ ٱللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِى ٱلْكَلَٰلَةِ إِنِ ٱمْرُؤٌا۟ هَلَكَ لَيْسَ لَهُۥ وَلَدٌ وَلَهُۥٓ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَآ إِن لَّمْ يَكُن لَّهَا وَلَدٌ فَإِن كَانَتَا ٱثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا ٱلثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَإِن كَانُوٓا۟ إِخْوَةً رِّجَالًا وَنِسَآءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ ٱلْأُنثَيَيْنِ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ أَن تَضِلُّوا۟ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

669|4|176|يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلله ان امروا هلك ليس له ولد وله اخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها ان لم يكن لها ولد فان كانتا اثنتين فلهما الثلثان مما ترك وان كانوا اخوه رجالا ونسا فللذكر مثل حظ الانثيين يبين الله لكم ان تضلوا والله بكل شي عليم

Latin Literal

176. Yesteftûneke. Kulillâhu yuftîkum fîl kelâleh(kelâleti). İnimruun heleke leyse lehû veled(veledun), ve lehû uhtun fe lehâ nısfu mâ terak(terake), ve huve yerisuhâ in lem yekun lehâ veled(veledun). Fe in kânetesneteyni fe lehumâs sulusâni mimmâ terak(terake). Ve in kânû ıhveten ricâlen ve nisâen fe liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni). Yubeyyinullâhu lekum en tadıllû vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Fetva isterler senden; de ki: "Allah fetva verir sizlere kelâle482 hakkında; eğer bir kişi helak* olduysa; yoksa ona bir evlat**; ve onaysa bir kız kardeş; öyle ki onadır (kız kardeşedir) yarısı (1/2) terk ettiğinin (ölen erkeğin); ve o (ölen erkek) miras bırakır ona (kız kardeşe) eğer asla olmazsa ona (kız kardeşe) bir evlat***; öyle ki eğer olduysa ikiler (kız kardeş) öyle ki o ikisinedir üçte ikisi (2/3) bıraktığından (ölen erkeğin); ve eğer oldularsa kardeşler; erkekler ve kadınlar; öyle ki erkeğin payı iki kadın**** mislidir870; beyan eder Allah sizlere dalalete128 düşersiniz diye; ve Allah her bir şeye bir Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

176 They ask your opinion/clarification , say: "God decrees/decides in the man or woman without a son/father , if (a) man/human died, not for him (without) a child, and for him (is) a sister, so for her half (of) what he left, and he inherits her if (there) was not for her a child, and if they (B) were two (F), so to them (B/F) the two thirds from what he left, and if they were brothers (siblings) men and women, so to the male equal/alike (the) share (of) the two females, God clarifies for you that (E) you (not) be misguided, and God is with every thing knowledgeable.65

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yesteftuneke fetva isterler senden يَسْتَفْتُونَكَ فتي
2 kuli de ki قُلِ قول
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 yuftikum fetva verir sizlere يُفْتِيكُمْ فتي
5 fi فِي -
6 l-kelaleti kelalede الْكَلَالَةِ كلل
7 ini eğer إِنِ -
8 mru'un bir kişi امْرُؤٌ مرا
9 heleke helak olduysa هَلَكَ هلك
10 leyse yoktur لَيْسَ ليس
11 lehu ona لَهُ -
12 veledun bir veled وَلَدٌ ولد
13 ve lehum ve onadır
14 uhtun bir kızkardeş أُخْتٌ اخو
15 feleha öyle ki onadır (kız kardeşe) فَلَهَا -
16 nisfu yarısı نِصْفُ نصف
17 ma مَا -
18 terake terk ettiğinin (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك
19 ve huve ve o وَهُوَ -
20 yerisuha miras bırakır ona (kız kardeşe) يَرِثُهَا ورث
21 in eğer إِنْ -
22 lem asla لَمْ -
23 yekun olmazsa يَكُنْ كون
24 leha ona (kız kardeşe) لَهَا -
25 veledun bir veled وَلَدٌ ولد
26 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
27 kaneta olduysa كَانَتَا كون
28 sneteyni iki (kız kardeş) اثْنَتَيْنِ ثني
29 felehuma öyle ki o ikisinedir فَلَهُمَا -
30 s-sulusani üçte ikisi الثُّلُثَانِ ثلث
31 mimma مِمَّا -
32 terake bıraktığından (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك
33 vein ve eğer وَإِنْ -
34 kanu oldularsa كَانُوا كون
35 ihveten kardeşler إِخْوَةً اخو
36 ricalen erkekler رِجَالًا رجل
37 ve nisa'en ve kadınlar وَنِسَاءً نسو
38 felizzekeri öyle ki erkek içindir فَلِلذَّكَرِ ذكر
39 mislu misli مِثْلُ مثل
40 hazzi payı حَظِّ حظظ
41 l-unseyeyni iki kadının الْأُنْثَيَيْنِ انث
42 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
43 llahu Allah اللَّهُ -
44 lekum sizlere لَكُمْ -
45 en diye أَنْ -
46 tedillu dalalete düşersiniz تَضِلُّوا ضلل
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
49 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
50 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Öldüyse.**Bir tek evlat. Kişi zaten kelale olduğu için birden fazla evladı da olamaz. Demek ki hiç evladı olmamış bir kimse tarif edilmektedir. ***Kız kardeşin hiç evladı olmamışsa.****Miras paylaşımlarında ölen kimse bir vasiyet bırakmamışsa erkeğin payı her zaman iki kadın mislidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kelâle Kavram 482

482 Hiç bir evladı olmamış, alt nesillerde mirasçısı olmayan aynı zamanda eşi, annesi veya babasının en az birisinin de olmaması durumu.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

5. Mâide Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

705|5|36|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُۥ مَعَهُۥ لِيَفْتَدُوا۟ بِهِۦ مِنْ عَذَابِ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ مَا تُقُبِّلَ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

705|5|36|ان الذين كفروا لو ان لهم ما في الارض جميعا ومثله معه ليفتدوا به من عذاب يوم القيمه ما تقبل منهم ولهم عذاب اليم

Latin Literal

36. İnnellezîne keferû lev enne lehum mâ fîl ardı cemîan ve mislehu meahu li yeftedû bihî min azâbi yevmil kıyâmeti mâ tukubbile minhum, ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; şayet ki onlara (olsa) yerdekini topluca ve misli870 onun* onunla** beraber; mutlak fidye verirler onu kıyamet günü148 azaptan (kurtulmaya); kabul edilmiş değildir onlardan; ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

36 That those who disbelieved, if that for them what (is) in the earth/Planet Earth all together, and similar/equal to it, with it to ransom/compensate with it from the Resurrection Day’s torture, (it) would not be accepted from them, and to them (is) a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 lev şayet لَوْ -
5 enne ki أَنَّ -
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 ma مَا -
8 fi فِي -
9 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
10 cemian topluca جَمِيعًا جمع
11 ve mislehu ve misli/benzeri onun وَمِثْلَهُ مثل
12 meahu onunla beraber مَعَهُ -
13 liyeftedu mutlak fidye verirler لِيَفْتَدُوا فدي
14 bihi onu بِهِ -
15 min مِنْ -
16 azabi azaptan (kurtulmaya) عَذَابِ عذب
17 yevmi gününün يَوْمِ يوم
18 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
19 ma değildir مَا -
20 tukubbile kabul edilmiş تُقُبِّلَ قبل
21 minhum onlardan مِنْهُمْ -
22 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
23 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
24 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Yerin.**Yerle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

5. Mâide Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

764|5|95|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْتُلُوا۟ ٱلصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُۥ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآءٌ مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ ٱلنَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِۦ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًۢا بَٰلِغَ ٱلْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّٰرَةٌ طَعَامُ مَسَٰكِينَ أَوْ عَدْلُ ذَٰلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِۦ عَفَا ٱللَّهُ عَمَّا سَلَفَ وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ ٱللَّهُ مِنْهُ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ ذُو ٱنتِقَامٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

Latin Literal

95. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hûrûm(hûrûmun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele min en neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrih(emrihî) afâllâhu amma selef(selefe) ve men âde fe yentakimullâhu minh(minhu) vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmeyin35 avı; ve sizler ihramlı534 (olarak); ve kim katletti35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli870 katlettiğinin35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet680 sahibi; Kabe'ye557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine113; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâmdır390.

Ahmed Samira Çevirisi

95 You, you those who believed, do not kill the hunt/trapping, and you are forbidden/respecting for pilgrimage, and who intentionally/purposely killed it from you, so a reimbursement equal/similar (to) what he killed from the properties/livestock (the animals/birds), (two) of (B) justice/equality from you judges/rules with it (as) an offering reaching/delivered (to) the Kaaba , or substitution (of) feeding (the) poorest of poor/poor oppressed (P), or redemption (of) that (is) fasting , to taste/experience his matter’s/affair’s severity/bad consequences/evil results, God forgave/pardoned on what preceded, and who returned (again), so God revenges from Him, and God (is) glorious/mighty , (owner) of revenge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
6 s-sayde avı الصَّيْدَ صيد
7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
8 hurumun ihramlı حُرُمٌ حرم
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 katelehu ketletti onu (avı) قَتَلَهُ قتل
11 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
12 muteammiden kasıtlı/kasten مُتَعَمِّدًا عمد
13 feceza'un öyle ki bir cezadır فَجَزَاءٌ جزي
14 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
15 ma مَا -
16 katele katlettiğinin قَتَلَ قتل
17 mine مِنَ -
18 n-neami enamdan/çiftlik hayvanlarından النَّعَمِ نعم
19 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
20 bihi ona بِهِ -
21 zeva iki sahibi ذَوَا -
22 adlin adalet عَدْلٍ عدل
23 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
24 hedyen bir hediye هَدْيًا هدي
25 baliga ulaşan بَالِغَ بلغ
26 l-kea'beti Kabe'ye الْكَعْبَةِ كعب
27 ev ya da أَوْ -
28 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر
29 taaamu yedirme طَعَامُ طعم
30 mesakine miskine مَسَاكِينَ سكن
31 ev ya da أَوْ -
32 adlu adil/eşit/denk عَدْلُ عدل
33 zalike buna ذَٰلِكَ -
34 siyamen bir oruçtur صِيَامًا صوم
35 liyezuka tatması için لِيَذُوقَ ذوق
36 vebale vebalini وَبَالَ وبل
37 emrihi emrini/işini أَمْرِهِ امر
38 afa affeti عَفَا عفو
39 llahu Allah اللَّهُ -
40 amma عَمَّا -
41 selefe geçeni سَلَفَ سلف
42 vemen ve kim وَمَنْ -
43 aade taştı/sınırı aştı عَادَ عود
44 feyentekimu intikam alır فَيَنْتَقِمُ نقم
45 llahu Allah اللَّهُ -
46 minhu ondan مِنْهُ -
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 azizun Aziz’dir عَزِيزٌ عزز
49 zu sahibidir ذُو -
50 ntikamin intikam انْتِقَامٍ نقم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Zuntikâm Kavram 390

390 İntikam sahibi, öç sahibi.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

Kabe Kavram 557

557 Küp şeklinde olan.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

882|6|93|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِىَ إِلَىَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَىْءٌ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثْلَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ فِى غَمَرَٰتِ ٱلْمَوْتِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓا۟ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوٓا۟ أَنفُسَكُمُ ٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ ءَايَٰتِهِۦ تَسْتَكْبِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

Latin Literal

93. Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli870"; velev/fakat görsen o zaman zalimleri257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi201; bugün cezalandırılırsınız63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine454 büyüklenirler663 olmanızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/falsifications, or he said: "Was inspired/transmitted to me." And was not inspired/transmitted to him a thing, and who said: "I will descend equal/alike (to) what God descended". And if you see/understand when the unjust/oppressors (are) in the death’s/lifelessness’ intensities/intoxications, and the angels (are) spreading/extending their hands: "Get your selves out, today you are being rewarded/reimbursed the humiliation’s/disgrace’s torture because (of) what you were saying on (about) God other than the truth , and you were from His verses/evidences/signs being arrogant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kimdir وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kale dedi قَالَ قول
10 uhiye vahyolundu أُوحِيَ وحي
11 ileyye üzerime إِلَيَّ -
12 velem ve asla وَلَمْ -
13 yuha vahyedilmez يُوحَ وحي
14 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ -
15 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
16 ve men ve kimse وَمَنْ -
17 kale dedi قَالَ قول
18 seunzilu indireceğim سَأُنْزِلُ نزل
19 misle misli مِثْلَ مثل
20 ma مَا -
21 enzele indirdiğinin أَنْزَلَ نزل
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 velev velev/fakat وَلَوْ -
24 tera görsen تَرَىٰ راي
25 izi zaman إِذِ -
26 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم
27 fi içinde فِي -
28 gamerati taşmaları/kabarmaları/baskını غَمَرَاتِ غمر
29 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
30 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك
31 basitu yayanlardır/genişletenlerdir بَاسِطُو بسط
32 eydihim ellerini أَيْدِيهِمْ يدي
33 ehricu çıkarın أَخْرِجُوا خرج
34 enfusekumu kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمُ نفس
35 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم
36 tuczevne cezalandırılırsınız تُجْزَوْنَ جزي
37 azabe azaba عَذَابَ عذب
38 l-huni alçaklık/aşağılık الْهُونِ هون
39 bima بِمَا -
40 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون
41 tekulune derler تَقُولُونَ قول
42 ala karşı عَلَى -
43 llahi Allah'a اللَّهِ -
44 gayra olmayanı غَيْرَ غير
45 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
46 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون
47 an ki عَنْ -
48 ayatihi ayetlerine O’nun ايَاتِهِ ايي
49 testekbirune büyüklenirsiniz تَسْتَكْبِرُونَ كبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmek. Kavram 663

663 Kutsal kitaplarda bulunan ayetlere karşı kibirli olmak, büyüklenmek. Ayetlerin hükümlerini bazı söylentilerle/hadislerle yok sayanlar da; yok hükmüne çıkaranlar da bu gruptadır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 124

Arapça Metin (Harekeli)

913|6|124|وَإِذَا جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌ قَالُوا۟ لَن نُّؤْمِنَ حَتَّىٰ نُؤْتَىٰ مِثْلَ مَآ أُوتِىَ رُسُلُ ٱللَّهِ ٱللَّهُ أَعْلَمُ حَيْثُ يَجْعَلُ رِسَالَتَهُۥ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ صَغَارٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَمْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

913|6|124|واذا جاتهم ايه قالوا لن نومن حتي نوتي مثل ما اوتي رسل الله الله اعلم حيث يجعل رسالته سيصيب الذين اجرموا صغار عند الله وعذاب شديد بما كانوا يمكرون

Latin Literal

124. Ve izâ câethum âyetun kâlû len nu’mine hattâ nu’tâ misle mâ ûtiye rusulullâh(rusulullâhi), allâhu a’lemu haysu yec’alu risâleteh(risâletehu), seyusîbullezîne ecremû sagârun indallâhi ve azâbun şedîdun bimâ kânû yemkurûn(yemkurûne).

Türkçe Çeviri

Ve geldiği zaman onlara bir ayet353 dediler: "Asla iman47 etmeyiz; ta ki veriliriz misli870 Allah'ın resûllerine418 verilenin"; Allah daha iyi bilendir nereye koyar kendi risâletini223; isabet edecektir suç işlemiş kimselere bir aşağılama/alçalma Allah’ın indinde/katında; ve şiddetli bir azap; ayartır* olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

124 And if an evidence/verse came to them, they said: "We will never/not believe until we be given/brought similar/equal/alike (to) what was given/brought (to) God’s messengers." God (is) more knowing where/when He makes/puts His message, those who committed a sin/crime will be struck/marked (with) humiliation/lowliness/subservience at God, and strong (severe) torture because (of) what they were cheating/deceiving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
3 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
4 kalu dediler قَالُوا قول
5 len asla لَنْ -
6 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 nu'ta verilir نُؤْتَىٰ اتي
9 misle misli مِثْلَ مثل
10 ma مَا -
11 utiye verilenin أُوتِيَ اتي
12 rusulu resûllere رُسُلُ رسل
13 llahi Allah'ın اللَّهِ -
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
16 haysu nereye حَيْثُ حيث
17 yec'alu koyar يَجْعَلُ جعل
18 risaletehu risaletini O’nun رِسَالَتَهُ رسل
19 seyusibu isabet edecektir سَيُصِيبُ صوب
20 ellezine kimselere الَّذِينَ -
21 ecramu suç işlediler أَجْرَمُوا جرم
22 sagarun bir aşağılık/alçaltıcı صَغَارٌ صغر
23 inde indinde/katında عِنْدَ عند
24 llahi Allah’ın اللَّهِ -
25 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
26 şedidun şiddetli شَدِيدٌ شدد
27 bima بِمَا -
28 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
29 yemkurune ayartırlar يَمْكُرُونَ مكر

Notlar

Not 1

*Haram yiyerek, haksızlık yaparak yükselirler ancak toplumu ayarttıkları/kandırdıkları/aldattıkları için toplum onların bu suçlarını göremez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Risâlet Kavram 223

223 Yüce Allah tarafından gönderilen mesaj, bilgi.

Ayet Kavram 353

353 Kutsal kitap.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

949|6|160|مَن جَآءَ بِٱلْحَسَنَةِ فَلَهُۥ عَشْرُ أَمْثَالِهَا وَمَن جَآءَ بِٱلسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزَىٰٓ إِلَّا مِثْلَهَا وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

949|6|160|من جا بالحسنه فله عشر امثالها ومن جا بالسييه فلا يجزي الا مثلها وهم لا يظلمون

Latin Literal

160. Men câe bil haseneti fe lehu aşru emsâlihâ, ve men câe bis seyyieti fe lâ yuczâ illâ mislehâ ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Kim geldi bir ihsanla/güzellikle; on* (kattır) misali870 onun; ve kim geldi bir kötülükle öyle ki cezalandırılmaz onun misli/benzeri dışında**; ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

160 Who came/did with the goodness, so to him ten similars/equals to it, and who came/did with the sin/crime, so he will not be rewarded/reimbursed except similar/equal to it, and they are not being caused injustice/oppression to.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kim مَنْ -
2 ca'e gelirse جَاءَ جيا
3 bil-haseneti bir iyilikle بِالْحَسَنَةِ حسن
4 ve lehu ve onadır
5 aşru on (katı) عَشْرُ عشر
6 emsaliha o(getirdiği)nin أَمْثَالِهَا مثل
7 ve men ve kim وَمَنْ -
8 ca'e gelirse جَاءَ جيا
9 bis-seyyieti bir kötülükle بِالسَّيِّئَةِ سوا
10 fela فَلَا -
11 yucza cezalandırılmaz يُجْزَىٰ جزي
12 illa dışında إِلَّا -
13 misleha onun dengi مِثْلَهَا مثل
14 ve hum ve onlar وَهُمْ -
15 la لَا -
16 yuzlemune haksızlığa uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Rabbimiz bir güzelliği/iyiliği 10 güzellik/iyilik yapacaktır. **Kötülüğe karşı bir artış veya azalış söz konusu değildir. Misli neyse odur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

7. A'râf Suresi

Ayet 169

Arapça Metin (Harekeli)

1123|7|169|فَخَلَفَ مِنۢ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ وَرِثُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ يَأْخُذُونَ عَرَضَ هَٰذَا ٱلْأَدْنَىٰ وَيَقُولُونَ سَيُغْفَرُ لَنَا وَإِن يَأْتِهِمْ عَرَضٌ مِّثْلُهُۥ يَأْخُذُوهُ أَلَمْ يُؤْخَذْ عَلَيْهِم مِّيثَٰقُ ٱلْكِتَٰبِ أَن لَّا يَقُولُوا۟ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلْحَقَّ وَدَرَسُوا۟ مَا فِيهِ وَٱلدَّارُ ٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1123|7|169|فخلف من بعدهم خلف ورثوا الكتب ياخذون عرض هذا الادني ويقولون سيغفر لنا وان ياتهم عرض مثله ياخذوه الم يوخذ عليهم ميثق الكتب ان لا يقولوا علي الله الا الحق ودرسوا ما فيه والدار الاخره خير للذين يتقون افلا تعقلون

Latin Literal

169. Fe halefe min ba’dihim halfun verisûl kitâbe ye’huzûne arada hâzel ednâ ve yekûlûne se yugferu lenâ ve in ye’tihim aradun misluhu ye’huzûh(ye’huzûhu), e lem yu’haz aleyhim mîsâkul kitâbi en lâ yekûlû alâllâhi illel hakka ve deresû mâ fîh(fîhî), ved dârul âhıretu hayrun lillezîne yettekûn(yettekûne), e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki halife65 oldu onların sonrasında bir halife65 (ki) varis oldular kitaba*; tutarlar/edinirler arzını/sunduğunu bu alçağın**; ve derler: "Mağfiret319 edilecek bizlere"; ve eğer gelse onlara arzın/sunulanın kendi (kadar) misli870; tutarlar/edinirler onu; asla tutmazlar/edinmezler üzerlerine kitabın* mîsâkını281 ki "demeyin Allah’a karşı hak/gerçek dışında" (dır); ve (oysa) ders çalıştılar (onlar) onun* içindekine; ve ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı21 olurlar; öyle ki akletmez misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

169 So from after them succeeded/followed successions, they inherited The Book , they take/receive that enjoyable accessories/non-essentials/vanities the nearer , and they say: "(It) will be forgiven for us."108And if enjoyable accessories/non-essentials/vanities similar/equal to it comes to them they take/receive it, was not The Book’s promise/covenant being taken on (from) them, that they not say on God except the truth ? And they studied/memorized what is in it, and the home/house (of) the end (other life is) better/best , to those who fear and obey, so do you not reason/understand ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fehalefe öyle ki halife oldu فَخَلَفَ خلف
2 min مِنْ -
3 bea'dihim onların sonrasında بَعْدِهِمْ بعد
4 halfun bir halife خَلْفٌ خلف
5 verisu varis oldular وَرِثُوا ورث
6 l-kitabe kitaba الْكِتَابَ كتب
7 ye'huzune edinirler يَأْخُذُونَ اخذ
8 arade arzını/sunduğunu عَرَضَ عرض
9 haza bu هَٰذَا -
10 l-edna alçağın الْأَدْنَىٰ دنو
11 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
12 seyugferu mağfiret edilecek سَيُغْفَرُ غفر
13 lena bizlere لَنَا -
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 ye'tihim gelse onlara يَأْتِهِمْ اتي
16 aradun arzı/sunulan عَرَضٌ عرض
17 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
18 ye'huzuhu tutarlar/edinirler onu يَأْخُذُوهُ اخذ
19 elem asla أَلَمْ -
20 yu'haz tutmazlar/edinmezler يُؤْخَذْ اخذ
21 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
22 misaku misakını مِيثَاقُ وثق
23 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
24 en ki أَنْ -
25 la لَا -
26 yekulu demeyin يَقُولُوا قول
27 ala karşı عَلَى -
28 llahi Allah’a اللَّهِ -
29 illa dışında إِلَّا -
30 l-hakka hak/gerçek الْحَقَّ حقق
31 vederasu ve ders çalıştılar وَدَرَسُوا درس
32 ma مَا -
33 fihi onun içindekine فِيهِ -
34 ve ddaru ve diyarı وَالدَّارُ دور
35 l-ahiratu Âhiret الْاخِرَةُ اخر
36 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
37 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ -
38 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
39 efela öyle ki أَفَلَا -
40 tea'kilune akletmezler misiniz? تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Tevrât'a.**Daha alçak/aşağı bir evrende olan Dünya gezegeninin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

8. Enfâl Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1191|8|31|وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُنَا قَالُوا۟ قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَآءُ لَقُلْنَا مِثْلَ هَٰذَآ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1191|8|31|واذا تتلي عليهم ايتنا قالوا قد سمعنا لو نشا لقلنا مثل هذا ان هذا الا اسطير الاولين

Latin Literal

31. Ve iza tutlâ aleyhim âyâtunâ kâlû kad semi’nâ lev neşâu le kulnâ misle hâzâ in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

Ve okunduğu zaman üzerlerine ayetlerimiz389 dediler: "Muhakkak işittik; şayet istersek mutlak derdik bunun* mislini870; ki bu* ancak evvelkilerin satırlarıdır."

Ahmed Samira Çevirisi

31 And when Our evidences/verses are read/recited on them, they said: "We had heard/listened, and if we116want/will we would have said similar/equal (to) that, that that (is) except the firsts’/beginners’ myths/baseless stories ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 tutla okunduğu zaman تُتْلَىٰ تلو
3 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
4 ayatuna ayetlerimiz ايَاتُنَا ايي
5 kalu dediler قَالُوا قول
6 kad muhakkak قَدْ -
7 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
8 lev şayet لَوْ -
9 neşa'u istersek نَشَاءُ شيا
10 lekulna mutlak derdik لَقُلْنَا قول
11 misle mislini مِثْلَ مثل
12 haza bunun هَٰذَا -
13 in değildir إِنْ -
14 haza bu هَٰذَا -
15 illa dışında إِلَّا -
16 esatiru satırlarıdır أَسَاطِيرُ سطر
17 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

10. Yunus Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1389|10|27|وَٱلَّذِينَ كَسَبُوا۟ ٱلسَّيِّـَٔاتِ جَزَآءُ سَيِّئَةٍۭ بِمِثْلِهَا وَتَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ مَّا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِنْ عَاصِمٍ كَأَنَّمَآ أُغْشِيَتْ وُجُوهُهُمْ قِطَعًا مِّنَ ٱلَّيْلِ مُظْلِمًا أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1389|10|27|والذين كسبوا السيات جزا سييه بمثلها وترهقهم ذله ما لهم من الله من عاصم كانما اغشيت وجوههم قطعا من اليل مظلما اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Latin Literal

27. Vellezîne kesebûs seyyiâti cezâu seyyietin bi mislihâ ve terhekuhum zilleh(zilletun), mâ lehum minallâhi min âsim(âsimin), ke ennemâ ugsîyet vucûhuhum kita’an minel leyli muzlimâ(muzlimen), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimselere (ki) kazandılar kötülükler; cezadır63 bir kötülüğe misliyle870 onun*; ve bürür onları bir zillet452; yoktur onlara Allah'tan hiçbir koruma; sanki kaplanmıştır yüzlerini geceden kararmış kıtalar** (-la); işte bunlar ateş834 ashâbıdır194; onlar orada ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

27 And (to) those who gathered/acquired the sins/crimes (a) reimbursement (of) a sin/crime with similar/equal to it and humiliation/disgrace burdens/depresses/oppresses them, none from (a) protector/shelterer (is) for them from (other than) God, as though their faces (are) covered/darkened (with) parts/portions (of) the darkened night. Those are the fire’s owners/company , they are in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 kesebu kazandılar كَسَبُوا كسب
3 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا
4 ceza'u cezadır جَزَاءُ جزي
5 seyyietin bir kötülüğe سَيِّئَةٍ سوا
6 bimisliha misliyle onun بِمِثْلِهَا مثل
7 ve terhekuhum ve bürür onları وَتَرْهَقُهُمْ رهق
8 zilletun bir zillet ذِلَّةٌ ذلل
9 ma yoktur مَا -
10 lehum onlara لَهُمْ -
11 mine -tan مِنَ -
12 llahi Allah- اللَّهِ -
13 min hiçbir مِنْ -
14 aasimin bir koruma عَاصِمٍ عصم
15 keennema sanki كَأَنَّمَا -
16 ugşiyet kaplandı أُغْشِيَتْ غشو
17 vucuhuhum yüzleri وُجُوهُهُمْ وجه
18 kitaan kıtalar (-la) قِطَعًا قطع
19 mine مِنَ -
20 l-leyli geceden اللَّيْلِ ليل
21 muzlimen kararmış مُظْلِمًا ظلم
22 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
23 eshabu ashabı أَصْحَابُ صحب
24 n-nari ateş النَّارِ نور
25 hum onlar هُمْ -
26 fiha orada فِيهَا -
27 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Kötülüğün.**Parçalar, kesik alanlar. Önceki ayette gecen katranla bürümenin mozaik yapıda olduğunu anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Zillet Kavram 452

452 Alçaklık, aşağılık, hor görülmek.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

10. Yunus Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1400|10|38|أَمْ يَقُولُونَ ٱفْتَرَىٰهُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍ مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ مَنِ ٱسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1400|10|38|ام يقولون افتريه قل فاتوا بسوره مثله وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Latin Literal

38. Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), kul fe’tû bi sûretin mislihî ved’û menisteta’tum min dûnillâhi in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ya da derler: "İftira attı* onu**"; de ki: "Gelin bir sureyle183 onun*** misli870; ve çağırın kimseyi (ki) itaat**** ettiniz Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

38 Or they say: "He fabricated it ." Say: "So come/bring with a chapter of the Koran similar/equal to it and call whom you were able from other than God, if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 yekulune derler يَقُولُونَ قول
3 fterahu iftira attı onu افْتَرَاهُ فري
4 kul de ki قُلْ قول
5 fe'tu gelin فَأْتُوا اتي
6 bisuratin bir sureyle بِسُورَةٍ سور
7 mislihi misli olun مِثْلِهِ مثل
8 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو
9 meni kimseyi مَنِ -
10 stetaa'tum itaat ettiniz اسْتَطَعْتُمْ طوع
11 min مِنْ -
12 duni astından دُونِ دون
13 llahi Allah’ın اللَّهِ -
14 in eğer إِنْ -
15 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
16 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yalan uydurdu, yalan üretti, fabrikasyon yaptı.**Kur'an'ı.***Kur'an'ın.****Kendisine tabi olduğunuzu da çağırın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

On sure getiremezler, bir sure getiremezler. Kavram 183

183 On sure getiremezler, bir sure getiremezler meydan okumaları asla boşuna değildir. Şerefli Kur’an 19 matematiksel mucizesiyle kodlanmıştır. Kur’an’ın bir beşer sözü olduğunu, eskilerin masalları olduğunu iddia eden kişiliğe karşı (74:10-25) Kur’an 19 sayısı temelli bir mucizeyi delil olarak sunmaktadır. Kur'an'ın her bir suresi birbiriyle ve Kur'an'ın bütünle 19 sistemiyle bağlantılıdır. Asla ayrılamaz. Aşağıdaki makalede bir örnek gösterilmiştir. 10 sure getiremezler; 1 sure getiremezler: Sure kelimesinin büyük mucizesi.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

10. Yunus Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

1464|10|102|فَهَلْ يَنتَظِرُونَ إِلَّا مِثْلَ أَيَّامِ ٱلَّذِينَ خَلَوْا۟ مِن قَبْلِهِمْ قُلْ فَٱنتَظِرُوٓا۟ إِنِّى مَعَكُم مِّنَ ٱلْمُنتَظِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1464|10|102|فهل ينتظرون الا مثل ايام الذين خلوا من قبلهم قل فانتظروا اني معكم من المنتظرين

Latin Literal

102. Fe hel yentezırûne illâ misle eyyâmillezîne halev min kablihim, kul fentezırû innî meakum minel muntezirîn(muntezirîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki bakarlar mı onlardan önce geçmiş kimselerin misli870 günleri dışında?"; de ki: "Öyle ki bakın; doğrusu ben (de) sizlerle beraber bakanlardanım."

Ahmed Samira Çevirisi

102 So do they wait/watch (for) except as/like days/times (of) those who past/expired from before them, Say: "So wait/watch , that I am with you from the waiting/watching ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fehel öyle ki فَهَلْ -
2 yentezirune bakarlar mı يَنْتَظِرُونَ نظر
3 illa dışında إِلَّا -
4 misle misli مِثْلَ مثل
5 eyyami günlere أَيَّامِ يوم
6 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
7 halev geçtiler خَلَوْا خلو
8 min مِنْ -
9 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
10 kul de ki قُلْ قول
11 fenteziru öyle ki bakın فَانْتَظِرُوا نظر
12 inni doğrusu ben (de) إِنِّي -
13 meakum sizlerle beraber مَعَكُمْ -
14 mine مِنَ -
15 l-muntezirine bakanlardanım الْمُنْتَظِرِينَ نظر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

11. Hûd Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

1495|11|24|مَثَلُ ٱلْفَرِيقَيْنِ كَٱلْأَعْمَىٰ وَٱلْأَصَمِّ وَٱلْبَصِيرِ وَٱلسَّمِيعِ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلًا أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1495|11|24|مثل الفريقين كالاعمي والاصم والبصير والسميع هل يستويان مثلا افلا تذكرون

Latin Literal

24. Meselul ferîkayni kel a’mâ vel esammi vel basîri ves semî’(semîı) hel yesteviyâni meselâ(meselen) e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Misali870 iki fırkanın* gibidir kör ve sağır; ve gören ve işiten; aynı seviyede mi ikisinin misali870? Öyle ki zikretmez78 misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

24 The two groups’/parti es’ example/proverb (is as) the blind, and the deaf, and the seeing , and the hearing , do they become (an) equal/alike example/proverb? So do you not mention/remember ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 meselu misali مَثَلُ مثل
2 l-ferikayni iki fırkanın الْفَرِيقَيْنِ فرق
3 kalea'ma gibidir kör كَالْأَعْمَىٰ عمي
4 vel'esammi ve sağır وَالْأَصَمِّ صمم
5 velbesiri ve gören وَالْبَصِيرِ بصر
6 ve ssemii ve işiten وَالسَّمِيعِ سمع
7 hel هَلْ -
8 yesteviyani aynı seviyede mi يَسْتَوِيَانِ سوي
9 meselen misalleri مَثَلًا مثل
10 efela öyle ki أَفَلَا -
11 tezekkerune zikretmez misiniz تَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Grubun. Yüce Allah'a iftira atmış müşriklerle Yüce Allah'a şirksiz iman etmiş mümin kimselerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

11. Hûd Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1498|11|27|فَقَالَ ٱلْمَلَأُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ مَا نَرَىٰكَ إِلَّا بَشَرًا مِّثْلَنَا وَمَا نَرَىٰكَ ٱتَّبَعَكَ إِلَّا ٱلَّذِينَ هُمْ أَرَاذِلُنَا بَادِىَ ٱلرَّأْىِ وَمَا نَرَىٰ لَكُمْ عَلَيْنَا مِن فَضْلٍۭ بَلْ نَظُنُّكُمْ كَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1498|11|27|فقال الملا الذين كفروا من قومه ما نريك الا بشرا مثلنا وما نريك اتبعك الا الذين هم اراذلنا بادي الراي وما نري لكم علينا من فضل بل نظنكم كذبين

Latin Literal

27. Fe kâlel meleullezîne keferû min kavmihî mâ nerâke illâ beşeren mislenâ ve mâ nerâkettebeake illellezîne hum erâzilunâ bâdiyer re’y(re’yi), ve mâ nerâ lekum aleynâ min fadlin bel nezunnukum kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki (Nûh’un) kavminden/toplumundan kâfirlik25 etmiş kimselerin melesi364 dedi: "Görür değiliz seni bir beşer* dışında; mislimiz870 bizim; ve görür değiliz seni tabi oldu sana ancak kimseler (ki) onlar rezillerimizdir; sığ görüşlüdür; ve görür değiliz sizleri bizlere karşı bir faziletli/fazlalıklı; evet! Zannediyoruz sizleri (ki) yalancılarsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

27 So the nobles/groups/assembly those who disbelieved from his nation said: "We do not see you except (as) a human similar/equal/alike to us, and we do not see you (that) followed you except those who are our lowest/most despised, the opinion/belief (is) apparent, and we do not see for you on us from grace/favour/blessing, but we suspect you (are) liars/deniers/falsifiers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول
2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
5 min مِنْ -
6 kavmihi kavminden onun (Nûh’un) قَوْمِهِ قوم
7 ma değiliz مَا -
8 nerake görür seni نَرَاكَ راي
9 illa dışında إِلَّا -
10 beşeran bir beşer بَشَرًا بشر
11 mislena mislimiz bizim مِثْلَنَا مثل
12 ve ma ve değiliz وَمَا -
13 nerake görür seni نَرَاكَ راي
14 ttebeake tabi oldu sana اتَّبَعَكَ تبع
15 illa dışında إِلَّا -
16 ellezine kimseler الَّذِينَ -
17 hum onlar هُمْ -
18 eraziluna rezillerimiz أَرَاذِلُنَا رذل
19 badiye sığ (görüşlü) بَادِيَ بدو
20 r-ra'yi (sığ) görüşlü الرَّأْيِ راي
21 ve ma ve değiliz وَمَا -
22 nera görür نَرَىٰ راي
23 lekum sizleri لَكُمْ -
24 aleyna bize karşı عَلَيْنَا -
25 min bir مِنْ -
26 fedlin faziletten فَضْلٍ فضل
27 bel evet بَلْ -
28 nezunnukum zannediyoruz sizleri نَظُنُّكُمْ ظنن
29 kazibine yalancılarsınız كَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*İnsan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

11. Hûd Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

1560|11|89|وَيَٰقَوْمِ لَا يَجْرِمَنَّكُمْ شِقَاقِىٓ أَن يُصِيبَكُم مِّثْلُ مَآ أَصَابَ قَوْمَ نُوحٍ أَوْ قَوْمَ هُودٍ أَوْ قَوْمَ صَٰلِحٍ وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِّنكُم بِبَعِيدٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1560|11|89|ويقوم لا يجرمنكم شقاقي ان يصيبكم مثل ما اصاب قوم نوح او قوم هود او قوم صلح وما قوم لوط منكم ببعيد

Latin Literal

89. Ve yâ kavmi lâ yecrimennekum şikâkî en yusîbekum mislu mâ esâbe kavme nûhin ev kavme hûdin ev kavme sâlih(sâlihın), ve mâ kavmu lûtin minkum bi baîd(baîdin).

Türkçe Çeviri

Ve ey kavmim/toplumum! Sakın cürüm işletmesin yarmam* ki isabet eder sizlere Nûh’un kavmine/toplumuna isabet edenin misli870; ya da Hûd’un kavmine/toplumuna ya da Sâlih’in kavmine/toplumuna; ve değildir Lût'un kavmi sizlere bir uzak.

Ahmed Samira Çevirisi

89 And you (my) nation (let) not my defiance/animosity (to you) make you commit a crime/sin that strikes you (with) similar (to) what stuck Noah’s nation, or Hood’s nation, or Saleh’s nation, and Lot’s nation is not with far/distant from you.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya kavmi ve ey kavmim/toplumum وَيَا قَوْمِ قوم
2 la لَا -
3 yecrimennekum sakın cürüm işletmesin يَجْرِمَنَّكُمْ جرم
4 şikaki yarmam شِقَاقِي شقق
5 en ki أَنْ -
6 yusibekum isabet eder sizlere يُصِيبَكُمْ صوب
7 mislu misli مِثْلُ مثل
8 ma مَا -
9 esabe isabet edenin أَصَابَ صوب
10 kavme kavmine قَوْمَ قوم
11 nuhin Nûh’un نُوحٍ -
12 ev ya da أَوْ -
13 kavme kavmine قَوْمَ قوم
14 hudin Hûd’un هُودٍ هود
15 ev ya da أَوْ -
16 kavme kavminin قَوْمَ قوم
17 salihin Sâlih’in صَالِحٍ صلح
18 ve ma ve değildir وَمَا -
19 kavmu kavmi قَوْمُ قوم
20 lutin Lût لُوطٍ -
21 minkum sizden مِنْكُمْ -
22 bibeiydin bir uzak بِبَعِيدٍ بعد

Notlar

Not 1

*Yarmam, bölmem, ayrılığa sebep olmam.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

13. Ra'd Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

1711|13|6|وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِٱلسَّيِّئَةِ قَبْلَ ٱلْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِمُ ٱلْمَثُلَٰتُ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِّلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلْمِهِمْ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1711|13|6|ويستعجلونك بالسييه قبل الحسنه وقد خلت من قبلهم المثلت وان ربك لذو مغفره للناس علي ظلمهم وان ربك لشديد العقاب

Latin Literal

6. Ve yesta’cilûneke bis seyyieti kablel haseneti ve kad halet min kablihimul mesulât(mesulâtu), ve inne rabbeke lezû magfiretin lin nâsi alâ zulmihim, ve inne rabbeke le şedîdul ıkâb(ıkâbi).

Türkçe Çeviri

Ve acele ettirirler sana kötülüğü iyilikten önce; ve muhakkak gelip geçti onlardan önce misallari870*; ve doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak sahibidir bir mağfiret319 insanlara; onların zulümlerine257 karşı; ve doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak şiddetlidir akıbetinde892.

Ahmed Samira Çevirisi

6 And they hurry/hasten you with the sin/crime (harm) before the good/goodness, and the punishments and tortures had passed from before them, and that your Lord (is owner) of mercy to the people, on (for) their injustice/oppression, and that your Lord (is) strong (E) (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yestea'ciluneke ve acele ettirirler sana وَيَسْتَعْجِلُونَكَ عجل
2 bis-seyyieti kötülüğü بِالسَّيِّئَةِ سوا
3 kable önce قَبْلَ قبل
4 l-haseneti iyilikten الْحَسَنَةِ حسن
5 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
6 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kablihimu onlardan önce قَبْلِهِمُ قبل
9 l-mesulatu misallari الْمَثُلَاتُ مثل
10 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
11 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
12 lezu mutlak sahibidir لَذُو -
13 megfiratin bir mağfiret مَغْفِرَةٍ غفر
14 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
15 ala karşı عَلَىٰ -
16 zulmihim zulümlerine onların ظُلْمِهِمْ ظلم
17 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
18 rabbeke (senin) Rabbinin رَبَّكَ ربب
19 leşedidu mutlak şiddetlidir لَشَدِيدُ شدد
20 l-ikabi akibeti الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Azabın, helakın; kötü olanın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

13. Ra'd Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1722|13|17|أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌۢ بِقَدَرِهَا فَٱحْتَمَلَ ٱلسَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِى ٱلنَّارِ ٱبْتِغَآءَ حِلْيَةٍ أَوْ مَتَٰعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُۥ كَذَٰلِكَ يَضْرِبُ ٱللَّهُ ٱلْحَقَّ وَٱلْبَٰطِلَ فَأَمَّا ٱلزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَآءً وَأَمَّا مَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ فَيَمْكُثُ فِى ٱلْأَرْضِ كَذَٰلِكَ يَضْرِبُ ٱللَّهُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1722|13|17|انزل من السما ما فسالت اوديه بقدرها فاحتمل السيل زبدا رابيا ومما يوقدون عليه في النار ابتغا حليه او متع زبد مثله كذلك يضرب الله الحق والبطل فاما الزبد فيذهب جفا واما ما ينفع الناس فيمكث في الارض كذلك يضرب الله الامثال

Latin Literal

17. Enzele mines semâi mâen fe sâlet evdiyetun bi kaderihâ fahtemeles seylu zebeden râbiyâ(râbiyen), ve mimmâ yûkıdûne aleyhi fîn nâribtigâe hılyetin ev metâın zebedun misluh(misluhu), kezâlike yadribullâhul hakka vel bâtıl(bâtıle), fe emmez zebedu fe yezhebu cufâ’(cufâen), ve emmâ mâ yenfaun nâse fe yemkusufîl ard(ardı), kezâlike yadrıbullâhul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

İndirdi* gökten179 bir su; öyle ki aktı dereler kendi ölçüsüyle; ve öyle ki taşıdı akıntı aşan/taşan bir köpük967; ve ateşte yaktıklarının/tutuşturduklarının üzerindedir** misali870 bir köpük967 (ki) aranırlar bakınırlar bir süse/donatıya ya da bir metaya54; işte böyledir; darbeder/vurur Allah hakkı/gerçeği ve batılı; öyle ki gelince köpüğe öylece gider/uzaklaşır bir cüruf (olarak) ve gelince menfaat sağlayana*** insanlara öyle ki kalır/durur yerde; işte böyle darbeder/vurur Allah emsali870****.

Ahmed Samira Çevirisi

17 He descended from the sky water, so it dissolved/flowed (in)valleys, with its capability/power ,so the flood/torrent carried/bore , increasing foam and from what they ignite/kindle on in the fire desiring ornament/decoration or enjoyment foam as/like it, as/like that God gives (examples of) the truth , and the falsehood, so but the foam so it goes useless/worthless, and but what benefits the people, so it remains in the earth/Planet Earth, as/like that God gives the examples .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
2 mine مِنَ -
3 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
4 maen bir su مَاءً موه
5 fe salet öyle ki aktı فَسَالَتْ سيل
6 evdiyetun dereler أَوْدِيَةٌ ودي
7 bikaderiha kendi ölçüsüyle بِقَدَرِهَا قدر
8 fehtemele ve öyle ki taşıdı فَاحْتَمَلَ حمل
9 s-seylu akıntı السَّيْلُ سيل
10 zebeden bir köpük زَبَدًا زبد
11 rabiyen bir aşan/taşan رَابِيًا ربو
12 ve mimma ve وَمِمَّا -
13 yukidune yaktıklarından/tutuşturduklarından يُوقِدُونَ وقد
14 aleyhi üzerinde onun عَلَيْهِ -
15 fi فِي -
16 n-nari ateşte النَّارِ نور
17 btiga'e aranma/bakınma ابْتِغَاءَ بغي
18 hilyetin bir süs/donatı حِلْيَةٍ حلي
19 ev ya da أَوْ -
20 metain bir meta مَتَاعٍ متع
21 zebedun bir köpük زَبَدٌ زبد
22 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
23 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
24 yedribu darb eder/vurur يَضْرِبُ ضرب
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 l-hakka hakkı/gerçeği الْحَقَّ حقق
27 velbatile ve batılı وَالْبَاطِلَ بطل
28 feemma öyle ki gelince فَأَمَّا -
29 z-zebedu köpüğe الزَّبَدُ زبد
30 feyezhebu öyle ki gider/uzaklaşır فَيَذْهَبُ ذهب
31 cufa'en bir cürüm (olarak) جُفَاءً جفا
32 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
33 ma مَا -
34 yenfeu menfaat sağlayana يَنْفَعُ نفع
35 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
36 feyemkusu öyle ki kalır/durur فَيَمْكُثُ مكث
37 fi فِي -
38 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
39 kezalike işte böyle كَذَٰلِكَ -
40 yedribu darb eder/vurur يَضْرِبُ ضرب
41 llahu Allah اللَّهُ -
42 l-emsale emsaller الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Allah.**Isınan metal cevherinin.***Saflaşmış metal.****Misaller, örnekler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Gökten inen su Kavram 179

179 Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

13. Ra'd Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1723|13|18|لِلَّذِينَ ٱسْتَجَابُوا۟ لِرَبِّهِمُ ٱلْحُسْنَىٰ وَٱلَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُوا۟ لَهُۥ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُۥ مَعَهُۥ لَٱفْتَدَوْا۟ بِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ سُوٓءُ ٱلْحِسَابِ وَمَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ ٱلْمِهَادُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1723|13|18|للذين استجابوا لربهم الحسني والذين لم يستجيبوا له لو ان لهم ما في الارض جميعا ومثله معه لافتدوا به اوليك لهم سو الحساب وماويهم جهنم وبيس المهاد

Latin Literal

18. Lillezînestecâbû li rabbihimul husnâ, vellezîne lem yestecibû lehu lev enne lehum mâ fîl ardı cemîan ve mislehu meahu leftedev bih(bihî), ulâike lehum sûul hısâbi ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel mihâd(mihâdu).

Türkçe Çeviri

Kimseleredir güzellik (ki) cevap verirler Rablerine4 ve kimseler (ki) asla cevap vermezler O’na*; şayet ki onlara (olsa) yerdeki topluca ve onun** misli870 yanında onun***; mutlak fidye verirdi onu****; işte bunlara; onlaradır bir kötü hesap; ve varış yerleri cehennemdir968; ve ne kötü yataktır.

Ahmed Samira Çevirisi

18 The best/goodness , (is) to those who answered/replied to their Lord, and those who did not answer/reply to Him, if that for them what (is) in the earth/Planet Earth all together , and like it, with it, they would have ransomed/compensated with it, those for them (is) the account’s/calculations’ bad/evil , and their shelter/refuge (is) Hell , and how bad (are) the beds ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lillezine kimseleredir (ki) لِلَّذِينَ -
2 stecabu cevap verirler اسْتَجَابُوا جوب
3 lirabbihimu Rablerine لِرَبِّهِمُ ربب
4 l-husna güzellik الْحُسْنَىٰ حسن
5 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
6 lem asla لَمْ -
7 yestecibu cevap vermezler يَسْتَجِيبُوا جوب
8 lehu O’na لَهُ -
9 lev şayet لَوْ -
10 enne ki أَنَّ -
11 lehum onlara (olsa) لَهُمْ -
12 ma مَا -
13 fi فِي -
14 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
15 cemian topluca جَمِيعًا جمع
16 ve mislehu ve misli onun وَمِثْلَهُ مثل
17 meahu onun yanında مَعَهُ -
18 laftedev mutlak fidye verirdi لَافْتَدَوْا فدي
19 bihi onu بِهِ -
20 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
21 lehum onlaradır لَهُمْ -
22 su'u kötü سُوءُ سوا
23 l-hisabi hesap الْحِسَابِ حسب
24 ve me'vahum ve varış yerleri وَمَأْوَاهُمْ اوي
25 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ -
26 ve bi'se ve ne kötü وَبِئْسَ باس
27 l-mihadu yataktır الْمِهَادُ مهد

Notlar

Not 1

*Allah'a.**Yerin.***O kimsenin.****Yeri ve onun gibi mislini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

13. Ra'd Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

1740|13|35|مَّثَلُ ٱلْجَنَّةِ ٱلَّتِى وُعِدَ ٱلْمُتَّقُونَ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ أُكُلُهَا دَآئِمٌ وَظِلُّهَا تِلْكَ عُقْبَى ٱلَّذِينَ ٱتَّقَوا۟ وَّعُقْبَى ٱلْكَٰفِرِينَ ٱلنَّارُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1740|13|35|مثل الجنه التي وعد المتقون تجري من تحتها الانهر اكلها دايم وظلها تلك عقبي الذين اتقوا وعقبي الكفرين النار

Latin Literal

35. Meselul cennetilletî vuidel muttekûn(muttekûne), tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), ukuluhâ dâimun ve zilluhâ, tilke ukbellezînettekav ve ukbel kâfirînen nâr(nâru).

Türkçe Çeviri

Misalidir870 cennetin970 ki vaat edilendir muttakilere17; akar altından onun* nehirler; meyvesi onun* bir daimdir**; ve onun* gölgesi (de); işte şu; akıbetidir892 kimselerin (ki) takvalı21 oldular; ve akıbeti892 kâfirlerin25 ateştir834.

Ahmed Samira Çevirisi

35 (The) example/proverb (of) a treed garden/paradise which the fearing and obeying were promised (it), (is) the rivers/waterways flows/passes from below/beneath it , its fruits (are) continuous/lasting, and its shade.168That (is) those who feared and obeyed’s end/turn (result); and the disbelievers end/turn (result) is the fire .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 meselu misalid,r مَثَلُ مثل
2 l-cenneti cennetin الْجَنَّةِ جنن
3 lleti ki الَّتِي -
4 vuide vaat edilendir وُعِدَ وعد
5 l-muttekune muttakilere الْمُتَّقُونَ وقي
6 tecri akar تَجْرِي جري
7 min مِنْ -
8 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
9 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
10 ukuluha meyvesi onun أُكُلُهَا اكل
11 daimun bir daimidir دَائِمٌ دوم
12 ve zilluha ve onun gölgesi (de) وَظِلُّهَا ظلل
13 tilke işte şu تِلْكَ -
14 ukba akıbeti عُقْبَى عقب
15 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
16 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي
17 ve ukba ve akıbeti وَعُقْبَى عقب
18 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر
19 n-naru ateştir النَّارُ نور

Notlar

Not 1

*Cennetin.**Kesintisiz, sürekli kalan, yıkılmayan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

14. İbrahim Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

1758|14|10|قَالَتْ رُسُلُهُمْ أَفِى ٱللَّهِ شَكٌّ فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ يَدْعُوكُمْ لِيَغْفِرَ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرَكُمْ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى قَالُوٓا۟ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا تُرِيدُونَ أَن تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ ءَابَآؤُنَا فَأْتُونَا بِسُلْطَٰنٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1758|14|10|قالت رسلهم افي الله شك فاطر السموت والارض يدعوكم ليغفر لكم من ذنوبكم ويوخركم الي اجل مسمي قالوا ان انتم الا بشر مثلنا تريدون ان تصدونا عما كان يعبد اباونا فاتونا بسلطن مبين

Latin Literal

10. Kâlet rusuluhum e fîllâhi şekkun fâtırıs semâvâti vel ard(ardı), yed’ûkum li yagfire lekum min zunûbikum ve yuahhırekum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), kâlû in entum illâ beşerun mislunâ, turîdûne en tesuddûnâ ammâ kâne ya’budu âbâunâ fe’tûnâ bi sultânin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Dedi resûlleri418 onların: "Allah hakkında mıdır (sizlere) bir kuşku (ki) yarandır* gökleri162 ve yeri; davet eder/çağırır sizleri mağfiret319 etmeye üzerinize günahlarınızdan; ve öteler sizleri belirlenmiş bir ecele doğru?"; dediler: "Sizler değilsiniz bizim mislimiz870 dışında bir beşer432 (ki) arzularsınız ki çevrilerim kulluk eder46 olduğumuzdan babalarımızın/atalarımızın; öyle ki gelin bize apaçık bir sultânla660."

Ahmed Samira Çevirisi

10 Their messenger said: "Is (there) doubt/suspicion in God, creator/bringer to being (of) the skies/space and the earth/Planet Earth, He calls you to forgive for you from your crimes, and He delays you to (a) named/identified term/time?" They said: "That you are except humans similar/equal to us, you want/intend that you prevent/obstruct us from what our fathers were worshipping, so come to us/bring to us with a clear/evident proof/evidence ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalet dedi قَالَتْ قول
2 rusuluhum resûlleri onların رُسُلُهُمْ رسل
3 efi hakkında (edilir) mi? أَفِي -
4 llahi Allah اللَّهِ -
5 şekkun bir kuşku شَكٌّ شكك
6 fatiri yaran فَاطِرِ فطر
7 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
8 vel'erdi ve yeri وَالْأَرْضِ ارض
9 yed'ukum davet eder sizleri يَدْعُوكُمْ دعو
10 liyegfira mağfiret etmeye لِيَغْفِرَ غفر
11 lekum üzerinize لَكُمْ -
12 min مِنْ -
13 zunubikum günahlarınızdan ذُنُوبِكُمْ ذنب
14 ve yu'ehhirakum ve öteler sizlere وَيُؤَخِّرَكُمْ اخر
15 ila doğru إِلَىٰ -
16 ecelin bir ecele أَجَلٍ اجل
17 musemmen bir belirlenmiş مُسَمًّى سمو
18 kalu dediler قَالُوا قول
19 in değilsiniz إِنْ -
20 entum sizler أَنْتُمْ -
21 illa dışında إِلَّا -
22 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر
23 misluna bizim mislimiz مِثْلُنَا مثل
24 turidune arzularsınız تُرِيدُونَ رود
25 en ki أَنْ -
26 tesudduna çevrilerim تَصُدُّونَا صدد
27 amma عَمَّا -
28 kane olduğumuzdan كَانَ كون
29 yea'budu kulluk eder يَعْبُدُ عبد
30 aba'una babalarımızın/atalarımızın ابَاؤُنَا ابو
31 fe'tuna öyle ki gelin bize فَأْتُونَا اتي
32 bisultanin bir sultanla بِسُلْطَانٍ سلط
33 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın yaratması yarma, bölme üzerine kuruludur. Tekillikteki enerji şerefli Mikâil meleği tarafından Rabbinin emriyle ve izniyle evrenleri oluşturacak şekilde yarılmıştır, bölünmüştür.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1759|14|11|قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَمُنُّ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ وَمَا كَانَ لَنَآ أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَٰنٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1759|14|11|قالت لهم رسلهم ان نحن الا بشر مثلكم ولكن الله يمن علي من يشا من عباده وما كان لنا ان ناتيكم بسلطن الا باذن الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

11. Kâlet lehum rusuluhum in nahnu illâ beşerun mislukum ve lâkinnallâhe yemunnu alâ men yeşâu min ibâdih(ibâdihî), ve mâ kâne lenâ en ne’tiyekum bi sultânin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Dedi onlara resûlleri418: "Değiliz bizler bir beşer432 dışında sizin misaliniz870; velakin/fakat Allah minnet982 eder kullarından dilediği kimseye karşı; ve olmuş değildir bizlere983 ki geliriz sizlere bir sultânla660 (ki) Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

11 Their messengers said to them: "That we are except humans similar/equal to you, and but God blesses on whom He wills/wants from His worshippers/slaves, and (it) was not for us that we come to you with a proof/evidence , except with God’s permission , and on God so should the believers rely/depend ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalet dedi قَالَتْ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 rusuluhum resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
4 in değiliz إِنْ -
5 nehnu bizler نَحْنُ -
6 illa dışında إِلَّا -
7 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر
8 mislukum sizin misliniz مِثْلُكُمْ مثل
9 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 yemunnu minnet eder يَمُنُّ منن
12 ala karşı عَلَىٰ -
13 men kimseye مَنْ -
14 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
15 min مِنْ -
16 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد
17 ve ma ve değildir وَمَا -
18 kane olmuş كَانَ كون
19 lena bizlere لَنَا -
20 en ki أَنْ -
21 ne'tiyekum geliriz sizlere نَأْتِيَكُمْ اتي
22 bisultanin bir sultânla بِسُلْطَانٍ سلط
23 illa dışında إِلَّا -
24 biizni izni بِإِذْنِ اذن
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 ve ala ve karşı وَعَلَى -
27 llahi Allah'a اللَّهِ -
28 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
29 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1766|14|18|مَّثَلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِرَبِّهِمْ أَعْمَٰلُهُمْ كَرَمَادٍ ٱشْتَدَّتْ بِهِ ٱلرِّيحُ فِى يَوْمٍ عَاصِفٍ لَّا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا۟ عَلَىٰ شَىْءٍ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلضَّلَٰلُ ٱلْبَعِيدُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1766|14|18|مثل الذين كفروا بربهم اعملهم كرماد اشتدت به الريح في يوم عاصف لا يقدرون مما كسبوا علي شي ذلك هو الضلل البعيد

Latin Literal

18. Meselullezîne keferû bi rabbihim a’mâluhum ke remâdinişteddet bihir rîhu fî yevmin âsıf(âsıfin), lâ yakdirûne mimmâ kesebû alâ şey’(şey’in), zâlike huved dalâlul baîd(baîdu).

Türkçe Çeviri

Misalidir870 kimselerin (ki) kâfirlik25 ettiler Rablerine4; yaptıkları onların* bir kül gibidir (ki) savurdu onu** rüzgar fırtınalı bir günde; muktedir964 olamazlar kazandıklarından*** bir şeye karşı; işte bu (ki) o uzak bir dalalettir128.

Ahmed Samira Çevirisi

18 (The) example/proverb (of) those who disbelieved with their Lord, their deeds (are) like ashes, the wind strengthened in a stormy/violent day, they do (can) not be capable/able on a thing from what they gained/acquired , that (is) the misguidance , the distant/far.

Notlar

Not 1

*Kâfirlerin.**Külü.***Kazandıkları sıfırla çarpılır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

1772|14|24|أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِى ٱلسَّمَآءِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1772|14|24|الم تر كيف ضرب الله مثلا كلمه طيبه كشجره طيبه اصلها ثابت وفرعها في السما

Latin Literal

24. E lem tere keyfe daraballâhu meselen kelimeten tayyibeten ke şeceretin tayyibetin asluhâ sâbitun ve fer’uhâ fis semâ(semâi).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin (ki) nasıl darp etti/ortaya koydu Allah bir misali870; güzel bir kelime* güzel bir ağaç986 gibidir; kökü onun** sabittir***; ve onun**** dalları göktedir180.

Ahmed Samira Çevirisi

24 Do you not see/understand how God gave an example/proverb, (of) a good/pure word/expression ,as a good/pure tree, its root (is) affirmed/established (fixed) and its branch/top (is) in the sky?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem hiç أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
4 derabe darp etti/ortaya koydu ضَرَبَ ضرب
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 meselen bir misali مَثَلًا مثل
7 kelimeten bir kelime كَلِمَةً كلم
8 tayyibeten bir güzel طَيِّبَةً طيب
9 keşeceratin bir ağaç gibidir كَشَجَرَةٍ شجر
10 tayyibetin güzel طَيِّبَةٍ طيب
11 esluha kökü onun أَصْلُهَا اصل
12 sabitun bir sabit ثَابِتٌ ثبت
13 ve fer'uha ve dalları onun وَفَرْعُهَا فرع
14 fi فِي -
15 s-semai göktedir السَّمَاءِ سمو

Notlar

Not 1

*Kelam, söz, söylem.**Ağacın.***Kimse oynatamaz.****Ağacın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

1774|14|26|وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ ٱجْتُثَّتْ مِن فَوْقِ ٱلْأَرْضِ مَا لَهَا مِن قَرَارٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1774|14|26|ومثل كلمه خبيثه كشجره خبيثه اجتثت من فوق الارض ما لها من قرار

Latin Literal

26. Ve meselu kelimetin habîsetin ke şeceretin habîsetinictusset min fevkıl ardı mâ lehâ min karâr(karârin).

Türkçe Çeviri

Ve misaldir870 (ki) kötü* bir kelime** kökü yerin üstünden sökülmüş*** bir ağaç gibidir; olmaz ona**** hiç bir karar*****.

Ahmed Samira Çevirisi

26 And (the) example/proverb (of) a bad/spoiled word/expression (is) as a bad/spoiled tree, (it) was uprooted/cut down from above the ground , no bottom (root is) for it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve meselu ve misaldir (ki) وَمَثَلُ مثل
2 kelimetin bir kelime كَلِمَةٍ كلم
3 habisetin bir kötü خَبِيثَةٍ خبث
4 keşeceratin bir ağaç gibidir كَشَجَرَةٍ شجر
5 habisetin kötü خَبِيثَةٍ خبث
6 ctusset kökten sökülmüş اجْتُثَّتْ جثث
7 min مِنْ -
8 fevki üstünden فَوْقِ فوق
9 l-erdi yerin الْأَرْضِ ارض
10 ma olmaz مَا -
11 leha ona لَهَا -
12 min hiç مِنْ -
13 kararin bir karar قَرَارٍ قرر

Notlar

Not 1

*Habis, kötülüğe neden olan.**Kelam, söz, söylem.***Kökü yerle bağlantısını kaybetmiş.****Ağaca.*****Kararlı bir yer, zaman. Ne olacağı belli olmaz. Bir sel alıp götürür, bir rüzgar fırlatır bir yerlere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1793|14|45|وَسَكَنتُمْ فِى مَسَٰكِنِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Latin Literal

45. Ve sekentum fî mesâkinillezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihimve darabnâ lekumul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

Ve mesken edindiniz* kendi nefislerine201 zulmetmiş257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan226 oldu sizlere* (ki) nasıl faaliyet ettik onlara**; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere* misaller870.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And you resided in those who were unjust/oppressive (to) themselves’ residences, and how We made/did with them was clarified/shown for you, and We gave to you the examples/proverbs.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve sekentum ve mesken edindiniz وَسَكَنْتُمْ سكن
2 fi فِي -
3 mesakini meskenlerinde مَسَاكِنِ سكن
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve tebeyyene ve beyan oldu وَتَبَيَّنَ بين
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
10 fealna faaliyet ettik فَعَلْنَا فعل
11 bihim onlara بِهِمْ -
12 ve derabna ve darp ettik/ortaya koyduk وَضَرَبْنَا ضرب
13 lekumu sizlere لَكُمُ -
14 l-emsale emsal الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Resûller.**Kendi nefislerine zulmetmiş kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

1959|16|60|لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوْءِ وَلِلَّهِ ٱلْمَثَلُ ٱلْأَعْلَىٰ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1959|16|60|للذين لا يومنون بالاخره مثل السو ولله المثل الاعلي وهو العزيز الحكيم

Latin Literal

60. Lillezîne lâ yu’minûne bil âhıreti meselus sev’(sev’i), ve lillâhil meselul â’lâ, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Ahirete iman47 etmeyen kimseleredir kötü misal870; ve Allah’adır yücelmiş misal870; ve O* Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

60 To those who do not believe with the end (other life) the bads’/evil’s example/proverb, and to God the example/proverb the highest/mightiest , and He is the glorious/mighty, the wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lillezine kimse içindir لِلَّذِينَ -
2 la لَا -
3 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
4 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
5 meselu misal مَثَلُ مثل
6 s-sev'i kötü السَّوْءِ سوا
7 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ -
8 l-meselu misal الْمَثَلُ مثل
9 l-ea'la yücelmiş الْأَعْلَىٰ علو
10 ve huve ve O وَهُوَ -
11 l-azizu Azîz’dir الْعَزِيزُ عزز
12 l-hakimu Hakîm’dir الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1974|16|75|ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا عَبْدًا مَّمْلُوكًا لَّا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَىْءٍ وَمَن رَّزَقْنَٰهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا هَلْ يَسْتَوُۥنَ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1974|16|75|ضرب الله مثلا عبدا مملوكا لا يقدر علي شي ومن رزقنه منا رزقا حسنا فهو ينفق منه سرا وجهرا هل يستون الحمد لله بل اكثرهم لا يعلمون

Latin Literal

75. Daraballâhu meselen abden memlûken lâ yakdiru alâ şey’in ve men razaknâhu minnâ rızkan hasenen fe huve yunfiku minhu sırren ve cehrâ(cehren), hel yestevûn(yestevûne), elhamdulillâh(elhamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Darp eder* Allah bir misali870; mülk edilmiş** bir kulu (ki) muktedir olamaz bir şeye karşı; ve kimseyi (ki) rızıklandırdık onu bizden güzel bir rızık (-la); öyle ki o*** infak6 eder ondan**** bir sırlı***** ve açıkça; aynı seviyede midirler? Hamd3 Allah'adır; evet! Ekserisi***** onların****** bilmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

75 God gave an example , an owned slave/human , he is not capable/able on (of) a thing, and whom what We provided for him from Us a good/beautiful provision , so he spends from it secretly and publicly , do they become equal/alike? The praise/gratitude (is) to God, but most of them do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 derabe darp eder ضَرَبَ ضرب
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 meselen bir misali مَثَلًا مثل
4 abden bir kulu عَبْدًا عبد
5 memluken bir mülk edilmiş مَمْلُوكًا ملك
6 la لَا -
7 yekdiru muktedir olamaz يَقْدِرُ قدر
8 ala karşı عَلَىٰ -
9 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا
10 ve men ve kimseyi (ki) وَمَنْ -
11 razeknahu rızıklandırdık onu رَزَقْنَاهُ رزق
12 minna bizden مِنَّا -
13 rizkan bir rızık (-la) رِزْقًا رزق
14 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن
15 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
16 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق
17 minhu ondan مِنْهُ -
18 sirran bir sır (-la) سِرًّا سرر
19 ve cehran ve açıkça وَجَهْرًا جهر
20 hel هَلْ -
21 yestevune aynı seviyedemidirler يَسْتَوُونَ سوي
22 l-hamdu Hamd الْحَمْدُ حمد
23 lillahi Allah'adır لِلَّهِ -
24 bel evet بَلْ -
25 ekseruhum ekserisi onların أَكْثَرُهُمْ كثر
26 la لَا -
27 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Vurur, ortaya koyar. **Başkasının mülkiyetine, kontrolüne girmiş.***Rabbimizin katından rızıklandırdığı kimse.****Rızıktan.****Gizli.*****Çoğunluğu.******İnsanların.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

1975|16|76|وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا رَّجُلَيْنِ أَحَدُهُمَآ أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَىْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَىٰهُ أَيْنَمَا يُوَجِّههُّ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ هَلْ يَسْتَوِى هُوَ وَمَن يَأْمُرُ بِٱلْعَدْلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1975|16|76|وضرب الله مثلا رجلين احدهما ابكم لا يقدر علي شي وهو كل علي موليه اينما يوجهه لا يات بخير هل يستوي هو ومن يامر بالعدل وهو علي صرط مستقيم

Latin Literal

76. Ve daraballâhu meselen raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru alâ şey’in ve huve kellun alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ ye’ti bi hayr(hayrin), hel yestevî huve ve men ye’muru bil adli ve huve alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

Ve darp etti* Allah bir misalini870 iki adamın; birisi ikisinden sessizdir*; muktedir olamaz bir şey üzerine; ve o bir yorgunluktur mevlâsının*** üzerine; nereye yönlendirse onu gelemez bir hayırla; aynı seviyede midir o ve kimse (ki) emreder adaleti680; ve o dosdoğru/dimdik bir yol üzerindedir?"

Ahmed Samira Çevirisi

76 And God gave an example (of) two men, one of them (B) is mute, he is not capable/able on (of) a thing, and he is tired/weak (tiresome/burdensome) on (to) his master/friend/owner wherever he aims/turns him, he does not come/bring with goodness , does he become equal/alike, he and who orders/commands with the justice/equality and he is on a straight/direct/balanced road/way?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve derabe ve darp etti/vurdu وَضَرَبَ ضرب
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 meselen bir misali مَثَلًا مثل
4 raculeyni iki adamın رَجُلَيْنِ رجل
5 ehaduhuma birisi ikisinden أَحَدُهُمَا احد
6 ebkemu sessizdir أَبْكَمُ بكم
7 la لَا -
8 yekdiru kadir olmaz يَقْدِرُ قدر
9 ala üzerine عَلَىٰ -
10 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
11 vehuve ve o وَهُوَ -
12 kellun bir yüktür كَلٌّ كلل
13 ala üzerine عَلَىٰ -
14 mevlahu yakın kotuyucusuna onun مَوْلَاهُ ولي
15 eynema her nereye أَيْنَمَا -
16 yuveccihhu yönlendirir/gönderir onu يُوَجِّهْهُ وجه
17 la لَا -
18 ye'ti gelmez يَأْتِ اتي
19 bihayrin bir hayırla بِخَيْرٍ خير
20 hel midir هَلْ -
21 yestevi aynı seviyede يَسْتَوِي سوي
22 huve o هُوَ -
23 ve men ve kim وَمَنْ -
24 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر
25 bil-adli adaleti بِالْعَدْلِ عدل
26 ve huve ve o وَهُوَ -
27 ala üzerinedir عَلَىٰ -
28 siratin bir yol صِرَاطٍ صرط
29 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Vurdu, ortaya koydu.**Dilsizdir.***Sahibine, sorumluluğunu üstlenen kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

17. İsrâ Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

2115|17|88|قُل لَّئِنِ ٱجْتَمَعَتِ ٱلْإِنسُ وَٱلْجِنُّ عَلَىٰٓ أَن يَأْتُوا۟ بِمِثْلِ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِهِۦ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2115|17|88|قل لين اجتمعت الانس والجن علي ان ياتوا بمثل هذا القران لا ياتون بمثله ولو كان بعضهم لبعض ظهيرا

Latin Literal

88. Kul leinictemeâtil insu vel cinnu alâ en ye’tû bi misli hâzel kur’âni lâ ye’tûne bi mislihî ve lev kâne ba’duhum li ba’dın zahîrâ(zahîran).

Türkçe Çeviri

De ki: “Mutlak ki, eğer toplansa/bir araya gelse insan ve cin210 üzere getirmeye mislini/benzerini bu Kur'ân'ın; getiremezler214 mislini870 onun*; ve eğer olsa da bir kısmı onların bir kısmı için bir yardımcı/arka çıkan/destekçi.”

Ahmed Samira Çevirisi

88 Say: "If (E) the human/mankind and the Jinns gathered/unified on that (E) they come with similar/equal/alike (to) this the Koran, they do not come with similar/equal/alike to it, and even if some of them were to some, (were to each other) supporting/helping."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 leini mutlak ki eğer لَئِنِ -
3 ctemeati toplansa/bir araya gelse اجْتَمَعَتِ جمع
4 l-insu insan الْإِنْسُ انس
5 velcinnu ve cin وَالْجِنُّ جنن
6 ala üzere عَلَىٰ -
7 en ki أَنْ -
8 ye'tu getirirler يَأْتُوا اتي
9 bimisli mislini/benzerini بِمِثْلِ مثل
10 haza bu هَٰذَا -
11 l-kurani Kur'an'ın الْقُرْانِ قرا
12 la لَا -
13 ye'tune getiremezler يَأْتُونَ اتي
14 bimislihi mislini/benzerini onun بِمِثْلِهِ مثل
15 velev ve eğer وَلَوْ -
16 kane olsa da كَانَ كون
17 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
18 libea'din bir kısmı için لِبَعْضٍ بعض
19 zehiran bir yardımcı/arka çıkan/destekçi ظَهِيرًا ظهر

Notlar

Not 1

*Kur’ân’ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

2695|23|24|فَقَالَ ٱلْمَلَؤُا۟ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيْكُمْ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَٰٓئِكَةً مَّا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِىٓ ءَابَآئِنَا ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2695|23|24|فقال الملوا الذين كفروا من قومه ما هذا الا بشر مثلكم يريد ان يتفضل عليكم ولو شا الله لانزل مليكه ما سمعنا بهذا في اباينا الاولين

Latin Literal

24. Fe kâlel meleullezîne keferû min kavmihî mâ hâzâ illâ beşerun mıslukum yurîdu en yetefaddale aleykum, ve lev şâallâhu le enzele melâikeh(melâiketen), mâ semi’nâ bi hâzâ fî âbâinel evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki dedi melesi364 -(ki) onun* kavminden/toplumundan kâfirlik25 etmiş kimselerdir-: "Değildir bu** sizlerin misali870 bir beşer432 dışında; arzular** ki faziletli202 olsun üzerinize; velev/şayet dileseydi Allah mutlak indirirdi melekleri48; işitmiş değiliz bunu*** evvelki babalarımızda/atalarımızda."

Ahmed Samira Çevirisi

24 So said the nobles/assembly from those who disbelieved from his nation: "That (is) not except a human similar to you he wants that (he) makes himself more preferred/favoured on (to) you, and if God willed/wanted , He would have descended angels, we did not hear with that in our fathers/forefathers, the first/beginners."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول
2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
5 min مِنْ -
6 kavmihi kavminden/toplumundan onun قَوْمِهِ قوم
7 ma değildir مَا -
8 haza bu هَٰذَا -
9 illa dışında إِلَّا -
10 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر
11 mislukum misli sizlerin مِثْلُكُمْ مثل
12 yuridu arzular يُرِيدُ رود
13 en ki أَنْ -
14 yetefeddele faziletli olsun يَتَفَضَّلَ فضل
15 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
16 velev velev/şayet وَلَوْ -
17 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 leenzele mutlak indirirdi لَأَنْزَلَ نزل
20 melaiketen melekleri مَلَائِكَةً ملك
21 ma değiliz مَا -
22 semia'na işitmiş سَمِعْنَا سمع
23 bihaza bunu بِهَٰذَا -
24 fi فِي -
25 abaina babalarımızda/atalarımızda ابَائِنَا ابو
26 l-evveline evvelki الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Nûh'un.**Nûh.***Anlaşılır ki Nûh'tan meleklerin görünmesi gibi mucizeler istemektedirler. Melekler inmeden, bir mucize göstermeden bir resûl olamazsın demektedirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

41. Fussilet Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

4229|41|13|فَإِنْ أَعْرَضُوا۟ فَقُلْ أَنذَرْتُكُمْ صَٰعِقَةً مِّثْلَ صَٰعِقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4229|41|13|فان اعرضوا فقل انذرتكم صعقه مثل صعقه عاد وثمود

Latin Literal

13. Fe in a’radû fe kul enzertukum sâıkaten misle sâıkati âdin ve semûd(semûde).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer yüz çevirirlerse; öyle ki de ki: "Uyardım sizleri bir yıldırıma260 (karşı) (ki) Âd ve Semûd'un misli870 yıldırımıdır260."

Ahmed Samira Çevirisi

13 So if they objected/opposed , so say: "I warned/gave you notice (of) a fire falling from the sky accompanied by thunderous noise/destructive torture equal/alike to Aad and Thamud’s fire falling from the sky accompanied by thunderous noise/destructive torture ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 ea'radu yüz çevirirlerse أَعْرَضُوا عرض
3 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول
4 enzertukum uyardım sizleri أَنْذَرْتُكُمْ نذر
5 saikaten bir yıldırıma (karşı) صَاعِقَةً صعق
6 misle misli مِثْلَ مثل
7 saikati yıldırımın صَاعِقَةِ صعق
8 aadin Âd عَادٍ عود
9 ve semude ve Semûd'un وَثَمُودَ -

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yıldırım. Kavram 260

260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

43. Zuhruf Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

4380|43|57|وَلَمَّا ضُرِبَ ٱبْنُ مَرْيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوْمُكَ مِنْهُ يَصِدُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4380|43|57|ولما ضرب ابن مريم مثلا اذا قومك منه يصدون

Latin Literal

57. Ve lemmâ duribebnu meryeme meselen izâ kavmuke minhu yasıddûn(yasıddûne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki darp edilir* Meryem oğlu bir misal870 (olarak); (o) zaman senin** kavmin/toplumun ondan*** yan dönerler/uzaklaşırlar.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And when Mary’s son was given (as) an example , then your nation from Him, they object/obstruct.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 duribe darp edilir ضُرِبَ ضرب
3 bnu oğlu ابْنُ بني
4 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
5 meselen bir misal (olarak) مَثَلًا مثل
6 iza zaman إِذَا -
7 kavmuke senin kavmin/toplumun قَوْمُكَ قوم
8 minhu ondan مِنْهُ -
9 yesiddune yan dönerler/uzaklaşırlar يَصِدُّونَ صدد

Notlar

Not 1

*Ortaya vurulur.**Resûl Muhammed.***Misalden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

43. Zuhruf Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

4382|43|59|إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَٰهُ مَثَلًا لِّبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4382|43|59|ان هو الا عبد انعمنا عليه وجعلنه مثلا لبني اسريل

Latin Literal

59. İn huve illâ abdun en’amnâ aleyhi ve cealnâhu meselen li benî isrâîl(isrâîle).

Türkçe Çeviri

Değildir o* bir kul907** dışında; nimet verdik üzerine onun***; ve yaptık onu**** bir misal870 İsrâîloğullarına197.

Ahmed Samira Çevirisi

59 That truly he (Jesus) is except a worshipper/slave We blessed on him and We made him an example to Israel’s sons and daughters.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in değildir إِنْ -
2 huve o هُوَ -
3 illa dışında إِلَّا -
4 abdun bir kul عَبْدٌ عبد
5 en'amna nimet verdik أَنْعَمْنَا نعم
6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
7 ve cealnahu ve yaptık onu وَجَعَلْنَاهُ جعل
8 meselen bir misal مَثَلًا مثل
9 libeni oğullarına لِبَنِي بني
10 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -

Notlar

Not 1

*Îsâ.**Sadece Yüce Allah'a kul.***Îsâ'nın.****Îsâ'yı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5159|60|11|وَإِن فَاتَكُمْ شَىْءٌ مِّنْ أَزْوَٰجِكُمْ إِلَى ٱلْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَـَٔاتُوا۟ ٱلَّذِينَ ذَهَبَتْ أَزْوَٰجُهُم مِّثْلَ مَآ أَنفَقُوا۟ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِىٓ أَنتُم بِهِۦ مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5159|60|11|وان فاتكم شي من ازوجكم الي الكفار فعاقبتم فاتوا الذين ذهبت ازوجهم مثل ما انفقوا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Latin Literal

11. Ve in fâtekum şey’un min ezvâcikum ilel kuffâri fe âkabtum fe âtûllezîne zehebet ezvâcuhum misle mâ enfekû, vettekûllâhellezî entum bihî mû’minûn(mû’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer geçip gittiyse bir şey eşlerinizden kâfir25 erkeklere doğru; öyle ki akabinde/ardında oldunuz (böyle bir durumun aynısına karşı); öyle ki verin mislini870 infak743 ettiklerinin kimselere* (ki) gitti/terk etti eşleri** onları*; ve takvalı21 olun Allah'a; ki sizler O’na*** müminlersiniz27.

Ahmed Samira Çevirisi

11 And if a thing passed you from your spouses to the disbelievers, (so if you lost some of your possessions to disbelieving wives that left you) so you punished , so bring those whom their spouses went/took away (reimburse spouses of disbelievers) similar/equal (to) what they spent, and fear and obey God, whom you are with (in) Him believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 fetekum geçip gittiyse فَاتَكُمْ فوت
3 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
4 min مِنْ -
5 ezvacikum eşlerinizden أَزْوَاجِكُمْ زوج
6 ila doğru إِلَى -
7 l-kuffari kafirlere الْكُفَّارِ كفر
8 feaakabtum öyle ki akabinde/ardında oldunuz فَعَاقَبْتُمْ عقب
9 fe atu öyle ki verin فَاتُوا اتي
10 ellezine kimselere الَّذِينَ -
11 zehebet gitti/terk etti ذَهَبَتْ ذهب
12 ezvacuhum eşleri onları أَزْوَاجُهُمْ زوج
13 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
14 ma مَا -
15 enfeku infak ettiklerinin أَنْفَقُوا نفق
16 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
17 llahe Allah'a اللَّهَ -
18 llezi ki الَّذِي -
19 entum sizler أَنْتُمْ -
20 bihi O’na بِهِ -
21 mu'minune müminlersiniz مُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kâfir erkeklere, kâfir erkekleri.**Kadınlar.***Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

65. Talâk Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

5227|65|12|ٱللَّهُ ٱلَّذِى خَلَقَ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ وَمِنَ ٱلْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ يَتَنَزَّلُ ٱلْأَمْرُ بَيْنَهُنَّ لِتَعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ وَأَنَّ ٱللَّهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَىْءٍ عِلْمًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

5227|65|12|الله الذي خلق سبع سموت ومن الارض مثلهن يتنزل الامر بينهن لتعلموا ان الله علي كل شي قدير وان الله قد احاط بكل شي علما

Latin Literal

12. Allâhullezî halaka seb’a semâvâtin ve minel ardı mislehunn(mislehunne), yetenezzelul emru beynehunne li ta’lemû ennallâhe alâ kulli şey’in kadîrun ve ennallâhe kad ehâta bi kulli şey’in ilmâ(ilmen).

Türkçe Çeviri

Allah (ki) yaratandır yedi gökleri161 ve yerden mislini870 onların*; iner emir** onların arasında; bilmeniz içindir*** ki Allah her bir şey üzerine bir Kadîr'dir177; ve ki Allah muhakkak sardı/kuşattı her bir şeyi bir ilim**** (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

12 God is who created seven skies/space(s), and from the earth/Planet Earth equal/similar to them (F), the command/matter descends between them, to know that (E) God (is) on every thing capable/able , and that (E) God had comprehended/enveloped with every thing knowledge.425

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah اللَّهُ -
2 llezi الَّذِي -
3 haleka yaratandır خَلَقَ خلق
4 seb'a yedi سَبْعَ سبع
5 semavatin gökleri سَمَاوَاتٍ سمو
6 ve mine وَمِنَ -
7 l-erdi ve yerden الْأَرْضِ ارض
8 mislehunne mislini onların مِثْلَهُنَّ مثل
9 yetenezzelu iner يَتَنَزَّلُ نزل
10 l-emru emri الْأَمْرُ امر
11 beynehunne onların arasında بَيْنَهُنَّ بين
12 litea'lemu bilmeniz için لِتَعْلَمُوا علم
13 enne ki أَنَّ -
14 llahe Allah اللَّهَ -
15 ala üzerine عَلَىٰ -
16 kulli her bir كُلِّ كلل
17 şey'in şey شَيْءٍ شيا
18 kadirun bir kadirdir قَدِيرٌ قدر
19 ve enne ve ki وَأَنَّ -
20 llahe Allah اللَّهَ -
21 kad muhakkak قَدْ -
22 ehata sardı/kuşattı (Allah) أَحَاطَ حوط
23 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
24 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
25 ilmen bir ilim (-le) عِلْمًا علم

Notlar

Not 1

*Çoğul dişil gelmiştir. Yedi göklerin çoğulu ve yerin çoğulu. Hem gökleri, hem yeri hem de her ikisini işaret edebilir. Anlarız ki çoklu gökler (atmosferlere sahip yerler/gezegenler) içeren başka Güneş sistemleri işaret edilmiştir. Galaksimizde 400 milyar yıldızın etrafında dönen çok sayıda yer/gezegen gökleriyle (atmosferleriyle) birlikte dönmektedir. **Bu gezegenlerin atmosferleri de aktiftir. Emir/işler Yüce Allah'ın dilediği şekilde ilerler. Tıpkı sizin Dünya gezegeninizdeki gibi. Atmosfer ve yer arasında emir/işler sürekli akar.***Eğer ki ilimle ve bilimle bunları görürseniz Yüce Allah'ın nasıl bir ölçü koyduğunu anlarsınız. ****Yüce Allah bizlere ilmi işaret etmektedir. Yüce Allah'ın kendisine ilmi artırdığı kimseler bu yedi gökler ve yerden benzerlerindeki ölçüye tanık olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yedi gökler Kavram 161

161 Çoklu gökler. Güneş sistemimiz ve onun benzerleri olan sistemler (çok sayıda gezegen atmosferi/gök içerdikleri için). Paralel evrenler (çok sayıda evren/gök içerdikleri için).

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

89. Fecr Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

5999|89|8|ٱلَّتِى لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِى ٱلْبِلَٰدِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5999|89|8|التي لم يخلق مثلها في البلد

Latin Literal

8. Elletî lem yuhlak misluhâ fîl bilâd(bilâdi).

Türkçe Çeviri

Asla yaratılmayandır onun* misli870 beldelerde832.

Ahmed Samira Çevirisi

8 Which was not created similar/equal to it in the countries/cities ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elleti ki الَّتِي -
2 lem asla لَمْ -
3 yuhlek yaratılmaz يُخْلَقْ خلق
4 misluha misli onun مِثْلُهَا مثل
5 fi فِي -
6 l-biladi beldelerde الْبِلَادِ بلد

Notlar

Not 1

*İrem'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Belde Kavram 832

832 Kasaba. Şehirden küçük yerleşim alanları.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 870: Misal, misil, çoğulu emsal.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Misal, misil, çoğulu emsal.

Kavram No: 870

Kısa Açıklama: 870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 49

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ve eğer olduysanız şüphe içinde kulumuz * üzerine indirdiğimizden 172 ; öyleyse gelin bir sureyle 183 mislinden 870 onun ** ; ve çağırın şahitlerinizi/tanıklarınızı Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar 182 .

Arapça: 30|2|23|وان كنتم في ريب مما نزلنا علي عبدنا فاتوا بسوره من مثله وادعوا شهداكم من دون الله ان كنتم صدقين

Bakara Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Nesh 288 ettiğimizi/sildiğimizi bir ayetten 287 ; ya da unuttururuz onu * ; getiririz hayırlısını ondan ** ya da mislini 870 onun *** ; bilmez misin ki Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 113|2|106|ما ننسخ من ايه او ننسها نات بخير منها او مثلها الم تعلم ان الله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Ve dedi Yahudiler 295 : “Nasârâlılar 296 bir şey üzerinde değildir”; ve dedi Nasârâlılar 296 : “Yahudiler 295 bir şey üzerinde değildir”; ve onlar okurlar (da) kitabı * ; işte böyledir; bilmeyen kimseler (de) onların söyleminin mislini 870 dedi; öyle ki Allah hükmeder aralarında kıyamet 148 günü 242 ; kendisinde ihtilafa ** düşerler olduklarında.

Arapça: 120|2|113|وقالت اليهود ليست النصري علي شي وقالت النصري ليست اليهود علي شي وهم يتلون الكتب كذلك قال الذين لا يعلمون مثل قولهم فالله يحكم بينهم يوم القيمه فيما كانوا فيه يختلفون

Bakara Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet 287 ”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini 870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan 226 ettik ayetleri 237 bir kavim için (ki) kesinleşirler 299 onlar.

Arapça: 125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Bakara Suresi - Ayet 137

Türkçe Meal: Öyle ki eğer iman 47 ettilerse iman 47 ettiğinizin misli 870 (gibi) ona * ; öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer sırt çevirdilerse; öyle ki doğrusu ancak onlar bölünme/parçalanma içindedir; öyle ki kâfi/yeterli gelecektir Allah sana onlara karşı; ve O (Allah) Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 144|2|137|فان امنوا بمثل ما امنتم به فقد اهتدوا وان تولوا فانما هم في شقاق فسيكفيكهم الله وهو السميع العليم

Bakara Suresi - Ayet 194

Türkçe Meal: Haram ay 34 haram ayladır 34 ; ve hürmetler kısaslıdır/karşılıklıdır 335 ; öyle ki, kim sınırı aştı sizlere; öyle ki sınırı aşın ona; sınırı aştığı misliyle 870 sizlere; ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah beraberdir takva 21 sahipleriyle.

Arapça: 201|2|194|الشهر الحرام بالشهر الحرام والحرمت قصاص فمن اعتدي عليكم فاعتدوا عليه بمثل ما اعتدي عليكم واتقوا الله واعلموا ان الله مع المتقين

Bakara Suresi - Ayet 233

Türkçe Meal: Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl * ; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla 291 ; külfete sokulmaz bir nefis 201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin/mirasçıların üzerinedir misli 870 bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla 291 ; ve takvalı 21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.

Arapça: 240|2|233|والولدت يرضعن اولدهن حولين كاملين لمن اراد ان يتم الرضاعه وعلي المولود له رزقهن وكسوتهن بالمعروف لا تكلف نفس الا وسعها لا تضار ولده بولدها ولا مولود له بولده وعلي الوارث مثل ذلك فان ارادا فصالا عن تراض منهما وتشاور فلا جناح عليهما وان اردتم ان تسترضعوا اولدكم فلا جناح عليكم اذا سلمتم ما اتيتم بالمعروف واتقوا الله واعلموا ان الله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 275

Türkçe Meal: Kimseler (ki) yerler riba 383 ; kalkmazlar (onlar) ancak kalkan kimse gibi; çarptı onu şeytan temasından; işte bu onların "Doğrusu (ki) satış neyse riba 383 (da) mislidir 870 " demelerindendir; ve helal kıldı Allah satışı; ve haram etti ribayı 383 ; öyle ki kim getirdi kendine bir vaaz 653 Rabbinden; öyle ki engelledi (o); öyle ki önceden geçeni ona; ve emri/işi onun Allah'adır; ve kim geri döndü; öyle ki işte bunlar ateş ashâbıdır 194 ; onlar orada * ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 282|2|275|الذين ياكلون الربوا لا يقومون الا كما يقوم الذي يتخبطه الشيطن من المس ذلك بانهم قالوا انما البيع مثل الربوا واحل الله البيع وحرم الربوا فمن جاه موعظه من ربه فانتهي فله ما سلف وامره الي الله ومن عاد فاوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Muhakkak ki oldu sizlere bir ayet 287 karşılaşan iki grupta; bir grup katleder Allah yolunda 331 ; ve diğer (grup) kâfirdir 25 ; göz bakışı (-yla) görürler (kâfirler) onları (Allah yolunda olanları) kendilerinin iki misli 870 ; ve Allah destekler/arka çıkar kendi yardımıyla dilediği kimseye; doğrusu bundadır mutlak bir ibret; görüş sahipleri için.

Arapça: 306|3|13|قد كان لكم ايه في فيتين التقتا فيه تقتل في سبيل الله واخري كافره يرونهم مثليهم راي العين والله يويد بنصره من يشا ان في ذلك لعبره لاولي الابصر

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: "Ve iman 47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize 122 "; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli 870 sizlere verilenin * ya da hac 376 ederler sizlere Rabbinizin 4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl 202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 ."

Arapça: 366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli 870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz * onu ** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman 47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar *** ; ve Allah sevmez zalimleri 257 .

Arapça: 433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 165

Türkçe Meal: Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet 311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini 870 onun * ; dediniz: "Neredendir bu ** ?"; de ki o ** nefisleriniz 201 indindendir/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 458|3|165|اولما اصبتكم مصيبه قد اصبتم مثليها قلتم اني هذا قل هو من عند انفسكم ان الله علي كل شي قدير

Nisâ Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Vasiyet * eder 481 Allah sizlere evlatlarınızda; erkeğedir misli 870 iki kadın payı ** ; öyle ki eğer oldularsa kadınlar iki üzerinde öyle ki onlaradır (kadınlaradır) üçte ikisi (2/3) terk ettiğinin (ölenin); ve eğer olduysa (kadın) tek öyle ki onadır yarısı (1/2); ve ana babasınadır onun (ölenin) ikisinden (ana-baba) her bir tekine altıda biri (1/6) terk ettiğinden (ölenin) eğer olduysa ona (ölene) bir evlat *** ; öyle ki eğer asla olmazsa ona (ölene) bir evlat **** ve varis oldu ana babası onun (ölenin) öyle ki anasınadır (ölenin) üçte bir (1/3); öyle ki eğer olduysa ona kardeşler öyle ki anasınadır altıda bir (1/6); sonrasındadır bir vasiyetten ***** (ki) vasiyet eder (kimse) onunla ya da (sonrasındadır) borç ***** ; babalarınızı ve oğullarınızı (ki) bilmezsiniz hangisi daha yakındır sizlere faydada/yararda; bir farzdır 497 Allah’tan; doğrusu Allah oldu bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 504|4|11|يوصيكم الله في اولدكم للذكر مثل حظ الانثيين فان كن نسا فوق اثنتين فلهن ثلثا ما ترك وان كانت وحده فلها النصف ولابويه لكل وحد منهما السدس مما ترك ان كان له ولد فان لم يكن له ولد وورثه ابواه فلامه الثلث فان كان له اخوه فلامه السدس من بعد وصيه يوصي بها او دين اباوكم وابناوكم لا تدرون ايهم اقرب لكم نفعا فريضه من الله ان الله كان عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Ve muhakkak indirdi üzerinize kitapta * ki işittiğiniz zaman Allah'ın ayetlerini (ki) kâfirlik 25 ederler ona (ayete) ve maskaralık ** ederler ona (ayete); öyle ki kalmayın/oturmayın onlarla beraber ta ki dalarlar bir başka hadise/söze; doğrusu sizler (olursunuz) o zaman onların misli 870 ; doğrusu Allah münâfıkları 26 ve kâfirleri 25 topluca cehennemde bir toplayandır/bir araya getirendir .

Arapça: 633|4|140|وقد نزل عليكم في الكتب ان اذا سمعتم ايت الله يكفر بها ويستهزا بها فلا تقعدوا معهم حتي يخوضوا في حديث غيره انكم اذا مثلهم ان الله جامع المنفقين والكفرين في جهنم جميعا

Nisâ Suresi - Ayet 176

Türkçe Meal: Fetva isterler senden; de ki: "Allah fetva verir sizlere kelâle 482 hakkında; eğer bir kişi helak * olduysa; yoksa ona bir evlat ** ; ve onaysa bir kız kardeş; öyle ki onadır (kız kardeşedir) yarısı (1/2) terk ettiğinin (ölen erkeğin); ve o (ölen erkek) miras bırakır ona (kız kardeşe) eğer asla olmazsa ona (kız kardeşe) bir evlat *** ; öyle ki eğer olduysa ikiler (kız kardeş) öyle ki o ikisinedir üçte ikisi (2/3) bıraktığından (ölen erkeğin); ve eğer oldularsa kardeşler; erkekler ve kadınlar; öyle ki erkeğin payı iki kadın **** mislidir 870 ; beyan eder Allah sizlere dalalete 128 düşersiniz diye; ve Allah her bir şeye bir Alîm’dir 8 .

Arapça: 669|4|176|يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلله ان امروا هلك ليس له ولد وله اخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها ان لم يكن لها ولد فان كانتا اثنتين فلهما الثلثان مما ترك وان كانوا اخوه رجالا ونسا فللذكر مثل حظ الانثيين يبين الله لكم ان تضلوا والله بكل شي عليم

Mâide Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler; şayet ki onlara (olsa) yerdekini topluca ve misli 870 onun * onunla ** beraber; mutlak fidye verirler onu kıyamet günü 148 azaptan (kurtulmaya); kabul edilmiş değildir onlardan; ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 705|5|36|ان الذين كفروا لو ان لهم ما في الارض جميعا ومثله معه ليفتدوا به من عذاب يوم القيمه ما تقبل منهم ولهم عذاب اليم

Mâide Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katletmeyin 35 avı; ve sizler ihramlı 534 (olarak); ve kim katletti 35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli 870 katlettiğinin 35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet 680 sahibi; Kabe'ye 557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine 113 ; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir 37 ; Zuntikâmdır 390 .

Arapça: 764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

En'âm Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan 402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli 870 "; velev/fakat görsen o zaman zalimleri 257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler 522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi 201 ; bugün cezalandırılırsınız 63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine 454 büyüklenirler 663 olmanızdan.

Arapça: 882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

En'âm Suresi - Ayet 124

Türkçe Meal: Ve geldiği zaman onlara bir ayet 353 dediler: "Asla iman 47 etmeyiz; ta ki veriliriz misli 870 Allah'ın resûllerine 418 verilenin"; Allah daha iyi bilendir nereye koyar kendi risâletini 223 ; isabet edecektir suç işlemiş kimselere bir aşağılama/alçalma Allah’ın indinde/katında; ve şiddetli bir azap; ayartır * olduklarıyla.

Arapça: 913|6|124|واذا جاتهم ايه قالوا لن نومن حتي نوتي مثل ما اوتي رسل الله الله اعلم حيث يجعل رسالته سيصيب الذين اجرموا صغار عند الله وعذاب شديد بما كانوا يمكرون

En'âm Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Kim geldi bir ihsanla/güzellikle; on * (kattır) misali 870 onun; ve kim geldi bir kötülükle öyle ki cezalandırılmaz onun misli/benzeri dışında ** ; ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 949|6|160|من جا بالحسنه فله عشر امثالها ومن جا بالسييه فلا يجزي الا مثلها وهم لا يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 169

Türkçe Meal: Öyle ki halife 65 oldu onların sonrasında bir halife 65 (ki) varis oldular kitaba * ; tutarlar/edinirler arzını/sunduğunu bu alçağın ** ; ve derler: "Mağfiret 319 edilecek bizlere"; ve eğer gelse onlara arzın/sunulanın kendi (kadar) misli 870 ; tutarlar/edinirler onu; asla tutmazlar/edinmezler üzerlerine kitabın * mîsâkını 281 ki "demeyin Allah’a karşı hak/gerçek dışında" (dır); ve (oysa) ders çalıştılar (onlar) onun * içindekine; ve ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı 21 olurlar; öyle ki akletmez misiniz?

Arapça: 1123|7|169|فخلف من بعدهم خلف ورثوا الكتب ياخذون عرض هذا الادني ويقولون سيغفر لنا وان ياتهم عرض مثله ياخذوه الم يوخذ عليهم ميثق الكتب ان لا يقولوا علي الله الا الحق ودرسوا ما فيه والدار الاخره خير للذين يتقون افلا تعقلون

Enfâl Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve okunduğu zaman üzerlerine ayetlerimiz 389 dediler: "Muhakkak işittik; şayet istersek mutlak derdik bunun * mislini 870 ; ki bu * ancak evvelkilerin satırlarıdır."

Arapça: 1191|8|31|واذا تتلي عليهم ايتنا قالوا قد سمعنا لو نشا لقلنا مثل هذا ان هذا الا اسطير الاولين

Yunus Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ve kimselere (ki) kazandılar kötülükler; cezadır 63 bir kötülüğe misliyle 870 onun * ; ve bürür onları bir zillet 452 ; yoktur onlara Allah'tan hiçbir koruma; sanki kaplanmıştır yüzlerini geceden kararmış kıtalar ** (-la); işte bunlar ateş 834 ashâbıdır 194 ; onlar orada ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 1389|10|27|والذين كسبوا السيات جزا سييه بمثلها وترهقهم ذله ما لهم من الله من عاصم كانما اغشيت وجوههم قطعا من اليل مظلما اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Yunus Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ya da derler: "İftira attı * onu ** "; de ki: "Gelin bir sureyle 183 onun *** misli 870 ; ve çağırın kimseyi (ki) itaat **** ettiniz Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 1400|10|38|ام يقولون افتريه قل فاتوا بسوره مثله وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Yunus Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: Öyle ki bakarlar mı onlardan önce geçmiş kimselerin misli 870 günleri dışında?"; de ki: "Öyle ki bakın; doğrusu ben (de) sizlerle beraber bakanlardanım."

Arapça: 1464|10|102|فهل ينتظرون الا مثل ايام الذين خلوا من قبلهم قل فانتظروا اني معكم من المنتظرين

Hûd Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Misali 870 iki fırkanın * gibidir kör ve sağır; ve gören ve işiten; aynı seviyede mi ikisinin misali 870 ? Öyle ki zikretmez 78 misiniz?

Arapça: 1495|11|24|مثل الفريقين كالاعمي والاصم والبصير والسميع هل يستويان مثلا افلا تذكرون

Hûd Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Öyle ki (Nûh’un) kavminden/toplumundan kâfirlik 25 etmiş kimselerin melesi 364 dedi: "Görür değiliz seni bir beşer * dışında; mislimiz 870 bizim; ve görür değiliz seni tabi oldu sana ancak kimseler (ki) onlar rezillerimizdir; sığ görüşlüdür; ve görür değiliz sizleri bizlere karşı bir faziletli/fazlalıklı; evet! Zannediyoruz sizleri (ki) yalancılarsınız.

Arapça: 1498|11|27|فقال الملا الذين كفروا من قومه ما نريك الا بشرا مثلنا وما نريك اتبعك الا الذين هم اراذلنا بادي الراي وما نري لكم علينا من فضل بل نظنكم كذبين

Hûd Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Ve ey kavmim/toplumum! Sakın cürüm işletmesin yarmam * ki isabet eder sizlere Nûh’un kavmine/toplumuna isabet edenin misli 870 ; ya da Hûd’un kavmine/toplumuna ya da Sâlih’in kavmine/toplumuna; ve değildir Lût'un kavmi sizlere bir uzak.

Arapça: 1560|11|89|ويقوم لا يجرمنكم شقاقي ان يصيبكم مثل ما اصاب قوم نوح او قوم هود او قوم صلح وما قوم لوط منكم ببعيد

Ra'd Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ve acele ettirirler sana kötülüğü iyilikten önce; ve muhakkak gelip geçti onlardan önce misallari 870 *; ve doğrusu (senin) Rabbin 4 mutlak sahibidir bir mağfiret 319 insanlara; onların zulümlerine 257 karşı; ve doğrusu (senin) Rabbin 4 mutlak şiddetlidir akıbetinde 892 .

Arapça: 1711|13|6|ويستعجلونك بالسييه قبل الحسنه وقد خلت من قبلهم المثلت وان ربك لذو مغفره للناس علي ظلمهم وان ربك لشديد العقاب

Ra'd Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: İndirdi * gökten 179 bir su; öyle ki aktı dereler kendi ölçüsüyle; ve öyle ki taşıdı akıntı aşan/taşan bir köpük 967 ; ve ateşte yaktıklarının/tutuşturduklarının üzerindedir ** misali 870 bir köpük 967 (ki) aranırlar bakınırlar bir süse/donatıya ya da bir metaya 54 ; işte böyledir; darbeder/vurur Allah hakkı/gerçeği ve batılı; öyle ki gelince köpüğe öylece gider/uzaklaşır bir cüruf (olarak) ve gelince menfaat sağlayana *** insanlara öyle ki kalır/durur yerde; işte böyle darbeder/vurur Allah emsali 870 ****.

Arapça: 1722|13|17|انزل من السما ما فسالت اوديه بقدرها فاحتمل السيل زبدا رابيا ومما يوقدون عليه في النار ابتغا حليه او متع زبد مثله كذلك يضرب الله الحق والبطل فاما الزبد فيذهب جفا واما ما ينفع الناس فيمكث في الارض كذلك يضرب الله الامثال

Ra'd Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Kimseleredir güzellik (ki) cevap verirler Rablerine 4 ve kimseler (ki) asla cevap vermezler O’na *; şayet ki onlara (olsa) yerdeki topluca ve onun ** misli 870 yanında onun *** ; mutlak fidye verirdi onu **** ; işte bunlara; onlaradır bir kötü hesap; ve varış yerleri cehennemdir 968 ; ve ne kötü yataktır.

Arapça: 1723|13|18|للذين استجابوا لربهم الحسني والذين لم يستجيبوا له لو ان لهم ما في الارض جميعا ومثله معه لافتدوا به اوليك لهم سو الحساب وماويهم جهنم وبيس المهاد

Ra'd Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Misalidir 870 cennetin 970 ki vaat edilendir muttakilere 17 ; akar altından onun * nehirler; meyvesi onun * bir daimdir ** ; ve onun * gölgesi (de); işte şu; akıbetidir 892 kimselerin (ki) takvalı 21 oldular; ve akıbeti 892 kâfirlerin 25 ateştir 834 .

Arapça: 1740|13|35|مثل الجنه التي وعد المتقون تجري من تحتها الانهر اكلها دايم وظلها تلك عقبي الذين اتقوا وعقبي الكفرين النار

İbrahim Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Dedi resûlleri 418 onların: "Allah hakkında mıdır (sizlere) bir kuşku (ki) yarandır * gökleri 162 ve yeri; davet eder/çağırır sizleri mağfiret 319 etmeye üzerinize günahlarınızdan; ve öteler sizleri belirlenmiş bir ecele doğru?"; dediler: "Sizler değilsiniz bizim mislimiz 870 dışında bir beşer 432 (ki) arzularsınız ki çevrilerim kulluk eder 46 olduğumuzdan babalarımızın/atalarımızın; öyle ki gelin bize apaçık bir sultânla 660 ."

Arapça: 1758|14|10|قالت رسلهم افي الله شك فاطر السموت والارض يدعوكم ليغفر لكم من ذنوبكم ويوخركم الي اجل مسمي قالوا ان انتم الا بشر مثلنا تريدون ان تصدونا عما كان يعبد اباونا فاتونا بسلطن مبين

İbrahim Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Dedi onlara resûlleri 418 : "Değiliz bizler bir beşer 432 dışında sizin misaliniz 870 ; velakin/fakat Allah minnet 982 eder kullarından dilediği kimseye karşı; ve olmuş değildir bizlere 983 ki geliriz sizlere bir sultânla 660 (ki) Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül 79 etsinler müminler 27 ."

Arapça: 1759|14|11|قالت لهم رسلهم ان نحن الا بشر مثلكم ولكن الله يمن علي من يشا من عباده وما كان لنا ان ناتيكم بسلطن الا باذن الله وعلي الله فليتوكل المومنون

İbrahim Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Misalidir 870 kimselerin (ki) kâfirlik 25 ettiler Rablerine 4 ; yaptıkları onların * bir kül gibidir (ki) savurdu onu ** rüzgar fırtınalı bir günde; muktedir 964 olamazlar kazandıklarından *** bir şeye karşı; işte bu (ki) o uzak bir dalalettir 128 .

Arapça: 1766|14|18|مثل الذين كفروا بربهم اعملهم كرماد اشتدت به الريح في يوم عاصف لا يقدرون مما كسبوا علي شي ذلك هو الضلل البعيد

İbrahim Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Hiç görmez misin (ki) nasıl darp etti/ortaya koydu Allah bir misali 870 ; güzel bir kelime * güzel bir ağaç 986 gibidir; kökü onun ** sabittir *** ; ve onun **** dalları göktedir 180 .

Arapça: 1772|14|24|الم تر كيف ضرب الله مثلا كلمه طيبه كشجره طيبه اصلها ثابت وفرعها في السما

İbrahim Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Ve misaldir 870 (ki) kötü * bir kelime ** kökü yerin üstünden sökülmüş *** bir ağaç gibidir; olmaz ona **** hiç bir karar ***** .

Arapça: 1774|14|26|ومثل كلمه خبيثه كشجره خبيثه اجتثت من فوق الارض ما لها من قرار

İbrahim Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve mesken edindiniz * kendi nefislerine 201 zulmetmiş 257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan 226 oldu sizlere * (ki) nasıl faaliyet ettik onlara ** ; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere * misaller 870 .

Arapça: 1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Nahl Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ahirete iman 47 etmeyen kimseleredir kötü misal 870 ; ve Allah’adır yücelmiş misal 870 ; ve O * Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1959|16|60|للذين لا يومنون بالاخره مثل السو ولله المثل الاعلي وهو العزيز الحكيم

Nahl Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Darp eder * Allah bir misali 870 ; mülk edilmiş ** bir kulu (ki) muktedir olamaz bir şeye karşı; ve kimseyi (ki) rızıklandırdık onu bizden güzel bir rızık (-la); öyle ki o *** infak 6 eder ondan **** bir sırlı ***** ve açıkça; aynı seviyede midirler? Hamd 3 Allah'adır; evet! Ekserisi ***** onların ****** bilmezler.

Arapça: 1974|16|75|ضرب الله مثلا عبدا مملوكا لا يقدر علي شي ومن رزقنه منا رزقا حسنا فهو ينفق منه سرا وجهرا هل يستون الحمد لله بل اكثرهم لا يعلمون

Nahl Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: Ve darp etti * Allah bir misalini 870 iki adamın; birisi ikisinden sessizdir * ; muktedir olamaz bir şey üzerine; ve o bir yorgunluktur mevlâsının *** üzerine; nereye yönlendirse onu gelemez bir hayırla; aynı seviyede midir o ve kimse (ki) emreder adaleti 680 ; ve o dosdoğru/dimdik bir yol üzerindedir?"

Arapça: 1975|16|76|وضرب الله مثلا رجلين احدهما ابكم لا يقدر علي شي وهو كل علي موليه اينما يوجهه لا يات بخير هل يستوي هو ومن يامر بالعدل وهو علي صرط مستقيم

İsrâ Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: De ki: “Mutlak ki, eğer toplansa/bir araya gelse insan ve cin 210 üzere getirmeye mislini/benzerini bu Kur'ân'ın; getiremezler 214 mislini 870 onun * ; ve eğer olsa da bir kısmı onların bir kısmı için bir yardımcı/arka çıkan/destekçi.”

Arapça: 2115|17|88|قل لين اجتمعت الانس والجن علي ان ياتوا بمثل هذا القران لا ياتون بمثله ولو كان بعضهم لبعض ظهيرا

Mü'minûn Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Öyle ki dedi melesi 364 -(ki) onun * kavminden/toplumundan kâfirlik 25 etmiş kimselerdir-: "Değildir bu ** sizlerin misali 870 bir beşer 432 dışında; arzular ** ki faziletli 202 olsun üzerinize; velev/şayet dileseydi Allah mutlak indirirdi melekleri 48 ; işitmiş değiliz bunu *** evvelki babalarımızda/atalarımızda."

Arapça: 2695|23|24|فقال الملوا الذين كفروا من قومه ما هذا الا بشر مثلكم يريد ان يتفضل عليكم ولو شا الله لانزل مليكه ما سمعنا بهذا في اباينا الاولين

Fussilet Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Öyle ki eğer yüz çevirirlerse; öyle ki de ki: "Uyardım sizleri bir yıldırıma 260 (karşı) (ki) Âd ve Semûd'un misli 870 yıldırımıdır 260 ."

Arapça: 4229|41|13|فان اعرضوا فقل انذرتكم صعقه مثل صعقه عاد وثمود

Zuhruf Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki darp edilir * Meryem oğlu bir misal 870 (olarak); (o) zaman senin ** kavmin/toplumun ondan *** yan dönerler/uzaklaşırlar.

Arapça: 4380|43|57|ولما ضرب ابن مريم مثلا اذا قومك منه يصدون

Zuhruf Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Değildir o * bir kul 907 ** dışında; nimet verdik üzerine onun *** ; ve yaptık onu **** bir misal 870 İsrâîloğullarına 197 .

Arapça: 4382|43|59|ان هو الا عبد انعمنا عليه وجعلنه مثلا لبني اسريل

Mümtehine Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ve eğer geçip gittiyse bir şey eşlerinizden kâfir 25 erkeklere doğru; öyle ki akabinde/ardında oldunuz (böyle bir durumun aynısına karşı); öyle ki verin mislini 870 infak 743 ettiklerinin kimselere * (ki) gitti/terk etti eşleri ** onları * ; ve takvalı 21 olun Allah'a; ki sizler O’na *** müminlersiniz 27 .

Arapça: 5159|60|11|وان فاتكم شي من ازوجكم الي الكفار فعاقبتم فاتوا الذين ذهبت ازوجهم مثل ما انفقوا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Talâk Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Allah (ki) yaratandır yedi gökleri 161 ve yerden mislini 870 onların * ; iner emir ** onların arasında; bilmeniz içindir *** ki Allah her bir şey üzerine bir Kadîr'dir 177 ; ve ki Allah muhakkak sardı/kuşattı her bir şeyi bir ilim **** (-le).

Arapça: 5227|65|12|الله الذي خلق سبع سموت ومن الارض مثلهن يتنزل الامر بينهن لتعلموا ان الله علي كل شي قدير وان الله قد احاط بكل شي علما

Fecr Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Asla yaratılmayandır onun * misli 870 beldelerde 832 .

Arapça: 5999|89|8|التي لم يخلق مثلها في البلد