Arapça Metin (Harekeli)
1336|9|101|وَمِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ ٱلْأَعْرَابِ مُنَٰفِقُونَ وَمِنْ أَهْلِ ٱلْمَدِينَةِ مَرَدُوا۟ عَلَى ٱلنِّفَاقِ لَا تَعْلَمُهُمْ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَىٰ عَذَابٍ عَظِيمٍ
Arapça Metin (Harekesiz)
1336|9|101|وممن حولكم من الاعراب منفقون ومن اهل المدينه مردوا علي النفاق لا تعلمهم نحن نعلمهم سنعذبهم مرتين ثم يردون الي عذاب عظيم
Latin Literal
101. Ve mimmen havlekum minel a’râbi munâfikûn(munâfikûne), ve min ehlil medîneti meredû alen nifâkı lâ ta’lemuhum, nahnu na’lemuhum, se nuazzibuhum merreteyni summe yureddûne ilâ azâbin azîm(azîmin).
Türkçe Çeviri
Ve kimsedendir* çevrenizdeki Araplardan772 münâfıklar26; ve şehir ehlinden568; dirençlidirler nifâk769 üzerine; bilmezsin/bilemezsin** onları; biz biliriz onları*; azap edeceğiz onlara* iki kez; sonra döndürülürler büyük bir azaba doğru.
Ahmed Samira Çevirisi
101 And from whom (is) around/surrounding you from the Arabs (are) hypocrites and from the city’s/town’s people they were accustomed to rebelling/mutiny on the hypocrisy, you do not know them, We know them, We will torture them twice, then they be returned to great torture.
Kelime Kelime Analiz Tablosu
| No |
Kelime |
Anlam |
Arapça |
Kök |
| 1 |
ve mimmen |
ve kimseden |
وَمِمَّنْ |
- |
| 2 |
havlekum |
çevrenizdeki |
حَوْلَكُمْ |
حول |
| 3 |
mine |
|
مِنَ |
- |
| 4 |
l-ea'rabi |
Araplardan |
الْأَعْرَابِ |
عرب |
| 5 |
munafikune |
münâfıklar |
مُنَافِقُونَ |
نفق |
| 6 |
ve min |
ve |
وَمِنْ |
- |
| 7 |
ehli |
ehlinden |
أَهْلِ |
اهل |
| 8 |
l-medineti |
şehir |
الْمَدِينَةِ |
مدن |
| 9 |
meradu |
dirençli |
مَرَدُوا |
مرد |
| 10 |
ala |
üzerine |
عَلَى |
- |
| 11 |
n-nifaki |
nifak |
النِّفَاقِ |
نفق |
| 12 |
la |
|
لَا |
- |
| 13 |
tea'lemuhum |
bilmezsin/bilemezsin onları |
تَعْلَمُهُمْ |
علم |
| 14 |
nehnu |
biz |
نَحْنُ |
- |
| 15 |
nea'lemuhum |
biliriz onları |
نَعْلَمُهُمْ |
علم |
| 16 |
senuazzibuhum |
azap edeceğiz onlara |
سَنُعَذِّبُهُمْ |
عذب |
| 17 |
merrateyni |
iki kez |
مَرَّتَيْنِ |
مرر |
| 18 |
summe |
sonra |
ثُمَّ |
- |
| 19 |
yuraddune |
döndürülürler |
يُرَدُّونَ |
ردد |
| 20 |
ila |
doğru |
إِلَىٰ |
- |
| 21 |
azabin |
bir azaba |
عَذَابٍ |
عذب |
| 22 |
azimin |
büyük |
عَظِيمٍ |
عظم |
Notlar
Not 1
*Münâfıklar her daim olacaktır. Kur'an öncesi vardılar. Kur'an inerken de vardılar. Kur'an sonrasında da bir anda bitmediler. Münâfıklar her zaman olmuştur; her zaman olacaktır. Gerçek müminler bu gerçeği her zaman kendilerine hatırlatmalıdırlar.**Açık ve net olarak görüldüğü üzere resûl Muhammed'e münâfıkları gaybtan bir bilgiyle bilme yetkisi verilmemiştir. Demek ki gaybı ancak Yüce Allah bilir. Dilediği kullarına vahy ederek bildirebilir.