Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 260: Yıldırım.

Bu kavram 4 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

260Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

📋 Detaylı Açıklama

Sâikat

2. Bakara Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

62|2|55|وَإِذْ قُلْتُمْ يَٰمُوسَىٰ لَن نُّؤْمِنَ لَكَ حَتَّىٰ نَرَى ٱللَّهَ جَهْرَةً فَأَخَذَتْكُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ وَأَنتُمْ تَنظُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

62|2|55|واذ قلتم يموسي لن نومن لك حتي نري الله جهره فاخذتكم الصعقه وانتم تنظرون

Latin Literal

55. Ve iz kultum yâ mûsâ len nu’mine leke hattâ nerallâhe cehreten fe ehazetkumus sâikatu ve entum tenzurûn(tenzurûne).

Türkçe Çeviri

Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla iman etmeyiz sana; ta ki görürüz Allah'ı perdesiz/açıkça; öyle ki yakaladı sizleri yıldırım260; ve sizler bakarken*.

Ahmed Samira Çevirisi

55 And when you said: "You, Moses, we will never believe to you until we see God openly , so the death/cry of torture took/punished you, and you are looking/watching .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
3 ya musa ey Musa! يَا مُوسَىٰ -
4 len asla لَنْ -
5 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
6 leke sana لَكَ -
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 nera görürüz نَرَى راي
9 llahe Allah'ı اللَّهَ -
10 cehraten perdesiz/açıkça جَهْرَةً جهر
11 Feehazetkumu öyle ki yakaladı sizleri فَأَخَذَتْكُمُ اخذ
12 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق
13 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
14 tenzurune bakarsınız تَنْظُرُونَ نظر

Notlar

Not 1

*Gözlerinizle bakıyordunuz, görüyordunuz, tanık oluyordunuz.

4. Nisâ Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

646|4|153|يَسْـَٔلُكَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَٰبًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَقَدْ سَأَلُوا۟ مُوسَىٰٓ أَكْبَرَ مِن ذَٰلِكَ فَقَالُوٓا۟ أَرِنَا ٱللَّهَ جَهْرَةً فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ ثُمَّ ٱتَّخَذُوا۟ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ فَعَفَوْنَا عَن ذَٰلِكَ وَءَاتَيْنَا مُوسَىٰ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Latin Literal

153. Yes’eluke ehlul kitâbi en tunezzile aleyhim kitâben mines semâi fe kad seelû mûsâ ekbera min zâlike fe kâlû erinâllâhe cehraten fe ehazethumus sâikatu bi zulmihim, summettehazûl ıcle min ba’di mâ câethumul beyyinâtu fe afevnâ an zâlik(zâlike), ve âteynâ mûsâ sultânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Sual ederler* sana kitap ehli135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten180 (diye); öyle ki muhakkak sual* etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım260 zulümleriyle257; sonra tuttular/edindiler buzağıyı258 onlara gelen beyanlar226 sonrasında; öyle ki affettik bundan**; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Ahmed Samira Çevirisi

153 The Book’s people ask/question you, that to descend on them a book from the sky/space, so they had asked Moses greater than that, so they said: "Show us God publicly/openly." So the fire falling from the sky accompanied by thunderous noise punished/took them with their injustice/oppression, then they took the calf from after what came to them (from) the evidences, so We forgave/pardoned on that, and We gave Moses evident proof .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yeseluke sual ederler sana يَسْأَلُكَ سال
2 ehlu ehli أَهْلُ اهل
3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
4 en ki أَنْ -
5 tunezzile indirirsin تُنَزِّلَ نزل
6 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
7 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب
8 mine مِنَ -
9 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
11 seelu sual etmişlerdi سَأَلُوا سال
12 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
13 ekbera daha büyüğünü أَكْبَرَ كبر
14 min مِنْ -
15 zalike bundan ذَٰلِكَ -
16 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
17 erina göster bize أَرِنَا راي
18 llahe Allah'ı اللَّهَ -
19 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر
20 feehazethumu öyle ki yakaladı/tuttu onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ
21 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق
22 bizulmihim zulümleriyle بِظُلْمِهِمْ ظلم
23 summe sonra ثُمَّ -
24 ttehazu tuttular/edindiler اتَّخَذُوا اخذ
25 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu onlara gelen جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 feafevna öyle ki affettik فَعَفَوْنَا عفو
32 an عَنْ -
33 zalike bundan ذَٰلِكَ -
34 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
35 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
36 sultanen bir yetki/güç سُلْطَانًا سلط
37 mubinen apaçık مُبِينًا بين

Notlar

Not 1

*Sorarlar, isterler, talep ederler.**Anlaşılır ki müşrik hale gelen kimseler vefatlarından önce tevbe ederlerse ve ıslah olurlarsa Yüce Allah onları affedebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

13. Ra'd Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1718|13|13|وَيُسَبِّحُ ٱلرَّعْدُ بِحَمْدِهِۦ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ مِنْ خِيفَتِهِۦ وَيُرْسِلُ ٱلصَّوَٰعِقَ فَيُصِيبُ بِهَا مَن يَشَآءُ وَهُمْ يُجَٰدِلُونَ فِى ٱللَّهِ وَهُوَ شَدِيدُ ٱلْمِحَالِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1718|13|13|ويسبح الرعد بحمده والمليكه من خيفته ويرسل الصوعق فيصيب بها من يشا وهم يجدلون في الله وهو شديد المحال

Latin Literal

13. Ve yusebbihur ra’du bi hamdihî vel melâiketu min hîfetih(hîfetihî), ve yursilus savâıka fe yusîbu bihâ men ye?âu ve hum yucâdilûne fillâh(fillâhi), ve huve ?edîdul mihâl(mihâli).

Türkçe Çeviri

Ve tesbih57 eder gök gürültüsü* O’nun** hamdıyla3; ve melekler*** (de) O’nun** korkusundan; ve gönderir yıldırımlar260; öyle ki isabet ettir onunla**** dilediği kimseyi; ve onlar mücadele ederler Allah hakkında; ve O***** şiddetlidir mihâl966 (-de).

Ahmed Samira Çevirisi

13 And the thunder praises/glorifies with His gratitude/thanks , and the angels from fearing Him, and He sends the fires falling from the sky accompanied by thunderous noise/death , so He strikes/hits with it whom He wills/wants, and (while) they argue/dispute in God, and He is strong (severe), the impenetrable/powerful, and mighty .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yusebbihu ve tesbih eder وَيُسَبِّحُ سبح
2 r-raa'du gök gürültüsü الرَّعْدُ رعد
3 bihamdihi O’nun hamdıyla بِحَمْدِهِ حمد
4 velmelaiketu ve melekler (de) وَالْمَلَائِكَةُ ملك
5 min مِنْ -
6 hifetihi O’nun korkusundan خِيفَتِهِ خوف
7 ve yursilu ve gönderir وَيُرْسِلُ رسل
8 s-savaika yıldırımlar الصَّوَاعِقَ صعق
9 fe yusibu öyle ki isabet ettir فَيُصِيبُ صوب
10 biha onunla بِهَا -
11 men kimseyi مَنْ -
12 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
13 vehum ve onlar وَهُمْ -
14 yucadilune mücadele ederler يُجَادِلُونَ جدل
15 fi hakkında فِي -
16 llahi Allah اللَّهِ -
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
19 l-mihali düzeni/planı/mihâl الْمِحَالِ محل

Notlar

Not 1

*Ra’d. Sureye adını veren kelime.**Allah'ın.***Evrenin içindeki sicimler ve evrenin dışındaki şerefli bilinçli varlıklar.****Yıldırımla.*****Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

Tesbih Kavram 57

57 Yaratılış amacına uygun olarak bir rotada/yörüngede yüzüp ilerlemek.

Yıldırım. Kavram 260

260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

41. Fussilet Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

4229|41|13|فَإِنْ أَعْرَضُوا۟ فَقُلْ أَنذَرْتُكُمْ صَٰعِقَةً مِّثْلَ صَٰعِقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4229|41|13|فان اعرضوا فقل انذرتكم صعقه مثل صعقه عاد وثمود

Latin Literal

13. Fe in a’radû fe kul enzertukum sâıkaten misle sâıkati âdin ve semûd(semûde).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer yüz çevirirlerse; öyle ki de ki: "Uyardım sizleri bir yıldırıma260 (karşı) (ki) Âd ve Semûd'un misli870 yıldırımıdır260."

Ahmed Samira Çevirisi

13 So if they objected/opposed , so say: "I warned/gave you notice (of) a fire falling from the sky accompanied by thunderous noise/destructive torture equal/alike to Aad and Thamud’s fire falling from the sky accompanied by thunderous noise/destructive torture ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 ea'radu yüz çevirirlerse أَعْرَضُوا عرض
3 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول
4 enzertukum uyardım sizleri أَنْذَرْتُكُمْ نذر
5 saikaten bir yıldırıma (karşı) صَاعِقَةً صعق
6 misle misli مِثْلَ مثل
7 saikati yıldırımın صَاعِقَةِ صعق
8 aadin Âd عَادٍ عود
9 ve semude ve Semûd'un وَثَمُودَ -

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yıldırım. Kavram 260

260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 260: Yıldırım.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Yıldırım.

Kavram No: 260

Kısa Açıklama: 260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

Detaylı Açıklama: Sâikat

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 4

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla iman etmeyiz sana; ta ki görürüz Allah'ı perdesiz/açıkça; öyle ki yakaladı sizleri yıldırım 260 ; ve sizler bakarken * .

Arapça: 62|2|55|واذ قلتم يموسي لن نومن لك حتي نري الله جهره فاخذتكم الصعقه وانتم تنظرون

Nisâ Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Sual ederler * sana kitap ehli 135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten 180 (diye); öyle ki muhakkak sual * etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım 260 zulümleriyle 257 ; sonra tuttular/edindiler buzağıyı 258 onlara gelen beyanlar 226 sonrasında; öyle ki affettik bundan ** ; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Arapça: 646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Ra'd Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve tesbih 57 eder gök gürültüsü * O’nun ** hamdıyla 3 ; ve melekler *** (de) O’nun ** korkusundan; ve gönderir yıldırımlar 260 ; öyle ki isabet ettir onunla **** dilediği kimseyi; ve onlar mücadele ederler Allah hakkında; ve O ***** şiddetlidir mihâl 966 (-de).

Arapça: 1718|13|13|ويسبح الرعد بحمده والمليكه من خيفته ويرسل الصوعق فيصيب بها من يشا وهم يجدلون في الله وهو شديد المحال

Fussilet Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Öyle ki eğer yüz çevirirlerse; öyle ki de ki: "Uyardım sizleri bir yıldırıma 260 (karşı) (ki) Âd ve Semûd'un misli 870 yıldırımıdır 260 ."

Arapça: 4229|41|13|فان اعرضوا فقل انذرتكم صعقه مثل صعقه عاد وثمود