Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 226: Beyan

Bu kavram 42 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

226Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

75|2|68|قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِىَ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لَّا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌ عَوَانٌۢ بَيْنَ ذَٰلِكَ فَٱفْعَلُوا۟ مَا تُؤْمَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

75|2|68|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما هي قال انه يقول انها بقره لا فارض ولا بكر عوان بين ذلك فافعلوا ما تومرون

Latin Literal

68. Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiy(hiye), kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ fâridun ve lâ bikr(bikrun), avânun beyne zâlik(zalike) fef’alû mâ tu’merûn(tu’merune).

Türkçe Çeviri

Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir o”; dedi*: “Doğrusu O**der ki: “Doğrusu o*** bir sığırdır; değildir bir yaşlı; ve değildir bir körpe****; bir orta yaşlıdır bunun arasında; öyleyse yapın emredildiğinizi.”

Ahmed Samira Çevirisi

68 They said: "Call for us your Lord He clarifies for us what it is." He (Moses) said: "That He says that it is a cow not (an) old aged animal , and nor first born/virgin , middle aged between that, so make/do what you are ordered/commanded."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 d'u dua et ادْعُ دعو
3 lena bizlere لَنَا -
4 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب
5 yubeyyin beyan etsin يُبَيِّنْ بين
6 lena bizlere لَنَا -
7 ma nedir مَا -
8 hiye o هِيَ -
9 kale dedi (Musa) قَالَ قول
10 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ -
11 yekulu der ki يَقُولُ قول
12 inneha doğrusu o إِنَّهَا -
13 bekaratun bir sığırdır بَقَرَةٌ بقر
14 la değil لَا -
15 faridun bir yaşlı فَارِضٌ فرض
16 ve la ve değil وَلَا -
17 bikrun bir körpe بِكْرٌ بكر
18 avanun bir orta yaşlı عَوَانٌ عون
19 beyne arasında بَيْنَ بين
20 zalike bunun ذَٰلِكَ -
21 fef'alu öyleyse yapın فَافْعَلُوا فعل
22 ma مَا -
23 tu'merune emredildiğinizi تُؤْمَرُونَ امر

Notlar

Not 1

*Mûsâ.**Allah.***Dişi sığır.****Yavruluktan yeni çıkmış.

2. Bakara Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

76|2|69|قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوْنُهَا قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَآءُ فَاقِعٌ لَّوْنُهَا تَسُرُّ ٱلنَّٰظِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

76|2|69|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما لونها قال انه يقول انها بقره صفرا فاقع لونها تسر النظرين

Latin Literal

69. Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ levnuhâ, kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun safrâu, fâkiun levnuhâ tesurrun nâzırîn(nâzirîne).

Türkçe Çeviri

Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir rengi onun*”; dedi*: doğrusu O (Allah) der ki: “Doğrusu o** bir sığırdır; sarı; göz alıcı parlak; rengi onun*** mutluluk/haz verir bakanlara.

Ahmed Samira Çevirisi

69 They said: "Call for us your Lord, (to) clarify for us what its colour (is)." He said: "That He says, that it truly is a cow, yellowish , clear pure bright yellow its colour, it delights the lookers."

Notlar

Not 1

*Mûsâ.**Dişi sığır.***Dişi sığırın.

2. Bakara Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

77|2|70|قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِىَ إِنَّ ٱلْبَقَرَ تَشَٰبَهَ عَلَيْنَا وَإِنَّآ إِن شَآءَ ٱللَّهُ لَمُهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

77|2|70|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما هي ان البقر تشبه علينا وانا ان شا الله لمهتدون

Latin Literal

70. Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiye, innel bakara teşâbehe aleynâ, ve innâ in şâallâhu le muhtedûn(muhtedûne).

Türkçe Çeviri

Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir o*; doğrusu (o) sığır benzer geldi bizlere; ve doğrusu bizler (ki) eğer dilediyse** Allah; mutlak muhtedleriz.176

Ahmed Samira Çevirisi

70 They said: "Call for us your Lord He clarifies to us what it is, that the cows looked alike/resembled (each other) , on (to) us and that we are if God willed/wanted guided (E)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 d'u dua et ادْعُ دعو
3 lena bizlere لَنَا -
4 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب
5 yubeyyin beyan etsin يُبَيِّنْ بين
6 lena bizlere لَنَا -
7 ma nedir مَا -
8 hiye o هِيَ -
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 l-bekara sığır الْبَقَرَ بقر
11 teşabehe benzeşti تَشَابَهَ شبه
12 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
13 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا -
14 in eğer إِنْ -
15 şa'e dilerse شَاءَ شيا
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 lemuhtedune mutlak muhtedleriz لَمُهْتَدُونَ هدي

Notlar

Not 1

*Dişi sığır.**İnşAllâh.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Dua Kavram 80

80 Çağırma.

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

94|2|87|وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ بِٱلرُّسُلِ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًا تَقْتُلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Latin Literal

87. Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı*; ve gönderdik resûller418 kafiyeli/ahenkli (olarak)** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar226; ve destekledik onu kutsal ruhla279; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl418, nefislerinizin201 hevâsına278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız195; ve bir fırka/grup katledersiniz35.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We had given/brought Moses The Book and We sent from after him with the messengers, and Wegave/brought Jesus Mary’s son, the evidences and We supported him with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit , so if whenever a messenger came to you with what yourselves do not desire you become arrogant, so a group you denied and a group you kill .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
3 musa Musa'ya مُوسَى -
4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
5 ve kaffeyna ve gönderdik kafiyeli/ahenkli وَقَفَّيْنَا قفو
6 min مِنْ -
7 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد
8 bir-rusuli resuller بِالرُّسُلِ رسل
9 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
10 iysa Îsa'ya عِيسَى -
11 bne oğlu ابْنَ بني
12 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
13 l-beyyinati beyanlar/deklarasyonlar الْبَيِّنَاتِ بين
14 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد
15 biruhi ruhla بِرُوحِ روح
16 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
17 efekullema öyle mi? her ne zaman أَفَكُلَّمَا كلل
18 ca'ekum geldi/ulaştı sizlere جَاءَكُمْ جيا
19 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل
20 bima بِمَا -
21 la لَا -
22 tehva hevâsına uymayanla تَهْوَىٰ هوي
23 enfusukumu nefislerinizin أَنْفُسُكُمُ نفس
24 stekbertum büyüklendiniz/kibirlendiniz اسْتَكْبَرْتُمْ كبر
25 feferikan öyle ki bir fırka/grup فَفَرِيقًا فرق
26 kezzebtum yalanlarsınız كَذَّبْتُمْ كذب
27 ve ferikan ve bir fırka/grup وَفَرِيقًا فرق
28 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل

Notlar

Not 1

*Tevrat**Bir düzene bağlı şekilde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Hevâ Kavram 278

278 İstek, heves, meyil, sevme, düşme, ihtiras, rağbet.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

99|2|92|وَلَقَدْ جَآءَكُم مُّوسَىٰ بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ ٱتَّخَذْتُمُ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَنتُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

99|2|92|ولقد جاكم موسي بالبينت ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Latin Literal

92. Ve lekad câekum mûsâ bil beyyinâti summettehaztumul icle min ba’dihî ve entum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun geldi sizlere Musa beyanlarla226; sonra edindiniz buzağıyı onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz257.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And Moses had (E) come to you with the evidences, then you took/received the calf from after him, and you are unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
5 summe sonra ثُمَّ -
6 ttehaztumu edindiniz اتَّخَذْتُمُ اخذ
7 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
8 min مِنْ -
9 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد
10 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
11 zalimune zalimlersiniz. ظَالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

2. Bakara Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

116|2|109|وَدَّ كَثِيرٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعْدِ إِيمَٰنِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِّنْ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلْحَقُّ فَٱعْفُوا۟ وَٱصْفَحُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

109. Vedde kesîrun min ehlil kitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffârâ(kuffâran), haseden min indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hakk(hakku), fa’fû vasfehû hattâ ye’tiyallâhu bi emrih(emrihî), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

İster kitap ehlinden135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25; bir hasettir208 nefislerinin201 yanından; beyan/deklere226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

109 Many from The Book’s people wished/loved if they return you (back) from after your belief (to) disbelievers, envying/jealousy from at themselves from after what was clarified to them (from) the truth , so forgive/pardon and forgive/pardon until God comes with His order/command , that God (is) on every thing powerful/capable .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vedde ister وَدَّ ودد
2 kesirun bir çoğu كَثِيرٌ كثر
3 min مِنْ -
4 ehli ehli- أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
6 lev eğer ki لَوْ -
7 yeruddunekum geri döndürseler sizleri يَرُدُّونَكُمْ ردد
8 min مِنْ -
9 bea'di sonra بَعْدِ بعد
10 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن
11 kuffaran kâfirler كُفَّارًا كفر
12 haseden bir haset حَسَدًا حسد
13 min مِنْ -
14 indi yanından عِنْدِ عند
15 enfusihim kendi nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس
16 min مِنْ -
17 bea'di sonra بَعْدِ بعد
18 ma مَا -
19 tebeyyene beyan/deklere olandan تَبَيَّنَ بين
20 lehumu onlara لَهُمُ -
21 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
22 fea'fu öyleyse affedin فَاعْفُوا عفو
23 vesfehu el sıkışın/dokunun kibarca وَاصْفَحُوا صفح
24 hatta ta ki حَتَّىٰ -
25 ye'tiye getirir يَأْتِيَ اتي
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 biemrihi emrini بِأَمْرِهِ امر
28 inne doğrusu إِنَّ -
29 llahe Allah اللَّهَ -
30 ala üzerine عَلَىٰ -
31 kulli her bir كُلِّ كلل
32 şey'in şey شَيْءٍ شيا
33 kadirun Kadîr’dir. قَدِيرٌ قدر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Haset etmek, haset Kavram 208

208 Kıskanmak, çekememezlik, hınç, garez, kin, kıskanç,

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

125|2|118|وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ لَوْلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوْ تَأْتِينَآ ءَايَةٌ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ تَشَٰبَهَتْ قُلُوبُهُمْ قَدْ بَيَّنَّا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Latin Literal

118. Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet287”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan226 ettik ayetleri237 bir kavim için (ki) kesinleşirler299 onlar.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And those who do not know said: "If only God converses/speaks (to) us or a sign/verse/evidence comes to us." Like that those from before them said alike/similar/equal (to) their saying. Their hearts/minds resembled (each other), We had clarified/explained the signs/verses/evidences to a nation being sure/certain .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم
5 levla eğer لَوْلَا -
6 yukellimuna konuşmazsa bizlerle يُكَلِّمُنَا كلم
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 ev ya da أَوْ -
9 te'tina getirmezse bizlere تَأْتِينَا اتي
10 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 kale dedi قَالَ قول
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
17 kavlihim söylemlerini onların قَوْلِهِمْ قول
18 teşabehet benzeşti تَشَابَهَتْ شبه
19 kulubuhum Kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
20 kad Mutlak ki قَدْ -
21 beyyenna Beyan ettik/deklere ettik بَيَّنَّا بين
22 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
23 likavmin kavim için لِقَوْمٍ قوم
24 yukinune kesinleşirler يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kesin, kesinleşmek, yakın Kavram 299

299 Kesin tanık olmak, kesinleşmek, %100 emin olmak, şüphesiz.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

2. Bakara Suresi

Ayet 159

Arapça Metin (Harekeli)

166|2|159|إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَآ أَنزَلْنَا مِنَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَٱلْهُدَىٰ مِنۢ بَعْدِ مَا بَيَّنَّٰهُ لِلنَّاسِ فِى ٱلْكِتَٰبِ أُو۟لَٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ ٱللَّهُ وَيَلْعَنُهُمُ ٱللَّٰعِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

166|2|159|ان الذين يكتمون ما انزلنا من البينت والهدي من بعد ما بينه للناس في الكتب اوليك يلعنهم الله ويلعنهم اللعنون

Latin Literal

159. İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler; gizlerler indirdiğimizi beyanatlardan226 ve doğru yola kılavuzdan; beyan226 etmemizden sonra onu insanlara kitapta*; işte bunlardır, lanet280 eder onlara Allah; ve lanet280 eder onlara lanet280 edenler.

Ahmed Samira Çevirisi

159 That those who hide/conceal what God descended from the evidences and the guidance from after We clarified it to the people in The Book , those, God curses them them, and the cursors curse them .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yektumune gizlerler يَكْتُمُونَ كتم
4 ma مَا -
5 enzelna indirdiğimizi أَنْزَلْنَا نزل
6 mine مِنَ -
7 l-beyyinati beyenatlardan الْبَيِّنَاتِ بين
8 velhuda ve doğru yola kılavuzdan وَالْهُدَىٰ هدي
9 min مِنْ -
10 bea'di sonradan بَعْدِ بعد
11 ma مَا -
12 beyyennahu beyan ettik onu بَيَّنَّاهُ بين
13 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
14 fi فِي -
15 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
16 ulaike işte bunlardır أُولَٰئِكَ -
17 yel'anuhumu lanet eder onlara يَلْعَنُهُمُ لعن
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 ve yel'anuhumu ve lanet eder onlara وَيَلْعَنُهُمُ لعن
20 l-lainune lanet edenler اللَّاعِنُونَ لعن

Notlar

Not 1

*Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

2. Bakara Suresi

Ayet 185

Arapça Metin (Harekeli)

192|2|185|شَهْرُ رَمَضَانَ ٱلَّذِىٓ أُنزِلَ فِيهِ ٱلْقُرْءَانُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَٰتٍ مِّنَ ٱلْهُدَىٰ وَٱلْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ ٱلشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِكُمُ ٱلْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمُ ٱلْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا۟ ٱللَّهَ عَلَىٰ مَا هَدَىٰكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

192|2|185|شهر رمضان الذي انزل فيه القران هدي للناس وبينت من الهدي والفرقان فمن شهد منكم الشهر فليصمه ومن كان مريضا او علي سفر فعده من ايام اخر يريد الله بكم اليسر ولا يريد بكم العسر ولتكملوا العده ولتكبروا الله علي ما هديكم ولعلكم تشكرون

Latin Literal

185. Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ramazan946 ayı ki indirildi onda Kur'ân850; bir doğru yola kılavuz insanlara; ve bir beyanat226 doğru yola kılavuzdan; ve furkan259; öyle ki kim tanık/şahit oldu sizlerden o aya; öyle ki siyam/oruç322 tutsun onda; ve kim oldu bir hasta ya da bir sefer üzerinde; öyle ki adetincedir başka günlerden; ister/diler Allah sizlere kolaylık; ve istemez/dilemez sizlere güçlük/zorluk*; ve bütünlemeniz/tamamlamanız içindir adeti/sayıyı; ve yüceltmeniz içindir Allah'ı; sizleri doğru yola kılavuzlamasına karşı; ve belki sizler şükredersiniz43.

Ahmed Samira Çevirisi

185 (The) month (of) Ramadan , which the Koran was descended in it, (is) guidance to the people, and evidences from the guidance and the Separator of Right and Wrong/Koran , so who witnessed from you the month, so he should fast it (E) , and who was sick/diseased or on (a) journey/trip/voyage, so numbered/counted from other days. God wills/wants with you the ease/flexibility and does not want with you the difficulty/hardship , and to complete the term , and to greaten/magnify God on what He guided you, and maybe you thank/be grateful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 şehru ayı شَهْرُ شهر
2 ramedane ramazan رَمَضَانَ -
3 llezi ki الَّذِي -
4 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل
5 fihi onda فِيهِ -
6 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا
7 huden bir doğru yol kılavuz هُدًى هدي
8 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
9 ve beyyinatin ve bir beyanat وَبَيِّنَاتٍ بين
10 mine مِنَ -
11 l-huda doğru yola kılavuzdan الْهُدَىٰ هدي
12 velfurkani ve furkan وَالْفُرْقَانِ فرق
13 femen öyle ki kim فَمَنْ -
14 şehide tanık/şahit oldu شَهِدَ شهد
15 minkumu sizlerden مِنْكُمُ -
16 ş-şehra o aya الشَّهْرَ شهر
17 felyesumhu öyle ki savm/oruç tutsun onda فَلْيَصُمْهُ صوم
18 ve men ve kim وَمَنْ -
19 kane oldu كَانَ كون
20 meridan bir hasta مَرِيضًا مرض
21 ev ya da أَوْ -
22 ala üzerinde عَلَىٰ -
23 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر
24 feiddetun öyle ki adetincedir فَعِدَّةٌ عدد
25 min مِنْ -
26 eyyamin günlerden أَيَّامٍ يوم
27 uhara başka أُخَرَ اخر
28 yuridu ister/diler يُرِيدُ رود
29 llahu Allah اللَّهُ -
30 bikumu sizlere بِكُمُ -
31 l-yusra kolaylık الْيُسْرَ يسر
32 ve la ve وَلَا -
33 yuridu istemez/dilemez يُرِيدُ رود
34 bikumu sizlere بِكُمُ -
35 l-usra güçlük/zorluk الْعُسْرَ عسر
36 velitukmilu ve bütünlemeniz/tamamlamanız için وَلِتُكْمِلُوا كمل
37 l-iddete adeti/sayıyı الْعِدَّةَ عدد
38 velitukebbiru ve yüceltmeniz için وَلِتُكَبِّرُوا كبر
39 llahe Allah'ı اللَّهَ -
40 ala karşı عَلَىٰ -
41 ma مَا -
42 hedakum doğru yola kılavuzlamasına sizleri هَدَاكُمْ هدي
43 veleallekum ve belki sizler وَلَعَلَّكُمْ -
44 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر

Notlar

Not 1

*Yüce Allah insanlara nerede bir kolaylık sağlamışsa şeytan o şeyi zorlaştırmaya çalışmıştır. Savm/oruç da böyledir. İnsanlar Yüce Allah'ın kolay kıldığını sorularla, detaylarla zorlaştırmaktadır. Zorlaştırma şeytanın vesvesesidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Furkan Kavram 259

259 Ayıran, bölen, yaran. Doğruyu yanlıştan ışın kılıcı gibi ayıran. Kutsal kitapların her biri bir furkandır. Elbette şerefli Kur'an'ımızdır. Kur'an'ı anlayarak okuyanlar ellerine bu ışın kılıcını almış olur.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

Gerçek Ramazan ayı ne zamandı? Kavram 946

946 Rabbimiz 2:185 ayetinde şerefli Kur'an'ı Ramazan ayında indirdiğini bildirmiştir. Şerefli Kur'an'ın MS 610 yılında indirildiğini Rabbimiz bizlere matematiksel olarak bildirmiştir. Yine bilime ve şerefli Kur'an'ın nuruyla gördük ki 2:185 ayetindeki Ramazan ayı MS 610 yılının 2 Mart günü görülen ilk hilalle başlamıştır. Kadir gecesi ise Ramazan ayını 22. gecesi olan 23 Mart 610 yılıdır.Şu an milyarlarca insan yanlış ayda oruç tutmaktadır. Gerçek Ramazan ayı 2025 tarihiyle Rebîulâhir ayıdır. Sadece Kur'asn diyen müminler bu ayı gerçek Ramazan ayı olarak takip etmelidirler.Şerefli Kur’an’ın indiği Ramazan ayı Jülyus/Julian 2 Mart 610 günü Ay’ın ilk hilalinin görülmesiyle başladı. İşte deliller…En doğrusunu Rabbimiz bilir.

2. Bakara Suresi

Ayet 187

Arapça Metin (Harekeli)

194|2|187|أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ ٱلصِّيَامِ ٱلرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتَانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَٱلْـَٰٔنَ بَٰشِرُوهُنَّ وَٱبْتَغُوا۟ مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَكُمْ وَكُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ ٱلْخَيْطُ ٱلْأَبْيَضُ مِنَ ٱلْخَيْطِ ٱلْأَسْوَدِ مِنَ ٱلْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا۟ ٱلصِّيَامَ إِلَى ٱلَّيْلِ وَلَا تُبَٰشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَٰكِفُونَ فِى ٱلْمَسَٰجِدِ تِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَقْرَبُوهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Latin Literal

187. Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehun(lehunne) alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcid(mesâcidi), tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ kezâlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Helal kılındı sizlere siyam/oruç322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize201; öyle ki tevbe etti33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde*; sonra tamamlayın siyamı/orucu322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf325 içindeler (-ken) mescitlerde16* işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı21 olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

187 (It) became/is permitted/allowed to you (the) night of the fasting the obscenity/ indecency (intercourse), to your women (wives), they are (F) a cover/wives to you and you are a cover/husbands tothem (F), God knew that you were betraying/being unfaithful (to) yourselves, so He forgave on you, and He forgave/pardoned on you, so now touch their (F) outer skin , and desire (seek) what God has written/dictated for you, and eat and drink until the thread the white appears from the thread the black from the dawn , then complete the fasting to the night and do not touch their outer skin (while) you are devoting in the mosques/places of worshipping God. Those are God’s limits/orders , so do not approach/near it, like that God clarifies His verses/evidences to the people, maybe they fear and obey (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 leylete gecesi لَيْلَةَ ليل
4 s-siyami siyam/oruç الصِّيَامِ صوم
5 r-rafesu cinsellik içeren davranışlar الرَّفَثُ رفث
6 ila karşı إِلَىٰ -
7 nisaikum kadınlarınıza نِسَائِكُمْ نسو
8 hunne onlardır هُنَّ -
9 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 ve entum ve sizlersiniz وَأَنْتُمْ -
12 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
13 lehunne onlara لَهُنَّ -
14 alime bildi عَلِمَ علم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
17 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
18 tehtanune kandırır/aldatır/hainlik eder تَخْتَانُونَ خون
19 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
20 fetabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب
21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
22 ve afa ve affetti وَعَفَا عفو
23 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
24 felane öyle ki şimdi فَالْانَ -
25 başiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara بَاشِرُوهُنَّ بشر
26 vebtegu ve arayın/bakının وَابْتَغُوا بغي
27 ma مَا -
28 ketebe yazdığını كَتَبَ كتب
29 llahu Allah'ın اللَّهُ -
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل
32 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب
33 hatta ta ki حَتَّىٰ -
34 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
35 lekumu sizlere لَكُمُ -
36 l-haytu iplik الْخَيْطُ خيط
37 l-ebyedu beyaz الْأَبْيَضُ بيض
38 mine مِنَ -
39 l-hayti iplikten الْخَيْطِ خيط
40 l-esvedi siyah الْأَسْوَدِ سود
41 mine مِنَ -
42 l-fecri fecrin/şafağın الْفَجْرِ فجر
43 summe sonra ثُمَّ -
44 etimmu tamamlayın أَتِمُّوا تمم
45 s-siyame siyamı/orucu الصِّيَامَ صوم
46 ila doğru إِلَى -
47 l-leyli geceye اللَّيْلِ ليل
48 ve la وَلَا -
49 tubaşiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara تُبَاشِرُوهُنَّ بشر
50 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
51 aakifune itikâf içindeler عَاكِفُونَ عكف
52 fi فِي -
53 l-mesacidi mescitlerde الْمَسَاجِدِ سجد
54 tilke işte şu تِلْكَ -
55 hududu hudutlarıdır حُدُودُ حدد
56 llahi Allah'ın اللَّهِ -
57 fela öyle ki فَلَا -
58 tekrabuha yaklaşmayın ona تَقْرَبُوهَا قرب
59 kezalike işte budur كَذَٰلِكَ -
60 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
61 llahu Allah اللَّهُ -
62 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
63 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
64 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
65 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Tan yeri ağarmaya başladığında.**Evin bir bölümünde yoğunlaşmış şekilde Kur'an çalışmak, Kur'an öğrenmek, Yüce Allah'ı çağırmak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

itikâf Kavram 325

325 Odaklanmak ve yoğunlaşmak için bir kenara çekilme.

2. Bakara Suresi

Ayet 209

Arapça Metin (Harekeli)

216|2|209|فَإِن زَلَلْتُم مِّنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْكُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

216|2|209|فان زللتم من بعد ما جاتكم البينت فاعلموا ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

209. Fe in zeleltum min ba’di mâ câetkumul beyyinâtu fa’lemû ennallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer kaydıysanız* sizlere gelen beyanatlardan226** sonra; öyle ki bilin ki Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

209 So if you slipped/fell/sinned from after the evidences came to you, so know that God (is) glorious/mighty ,wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 zeleltum kaydıysanız زَلَلْتُمْ زلل
3 min مِنْ -
4 bea'di sonra بَعْدِ بعد
5 ma مَا -
6 ca'etkumu gelenden sizlere جَاءَتْكُمُ جيا
7 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
8 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم
9 enne ki أَنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
12 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Hataya düşmek.**Kutsal kitaplar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 219

Arapça Metin (Harekeli)

226|2|219|يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْخَمْرِ وَٱلْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَآ إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَٰفِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَآ أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا وَيَسْـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ ٱلْعَفْوَ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلْءَايَٰتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

226|2|219|يسلونك عن الخمر والميسر قل فيهما اثم كبير ومنفع للناس واثمهما اكبر من نفعهما ويسلونك ماذا ينفقون قل العفو كذلك يبين الله لكم الايت لعلكم تتفكرون

Latin Literal

219. Yes’elûneke anil hamri vel meysir(meysiri), kul fîhimâ ismun kebîrun ve menâfiu lin nâsi, ve ismuhumâ ekberu min nef’ihimâ ve yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne) kulil afve, kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne).

Türkçe Çeviri

Sual ederler/sorarlar sana hamr138 ve meysir359 hakkında; de ki: "İkisindedir büyük bir günah; ve menfaatler* insanlar için; ve günahı ikisinin daha büyüktür faydasından ikisinin”; ve sual ederler/sorarlar neyi infak6 ederler; de ki: "Af/bağış358”; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; belki sizler tefekkür357 edersiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

219 They ask/question you about the intoxicants/substances affecting the brain and the gambling , say: "In them (B) (is a) great sin/crime and benefits/uses to the people and their (B’s) sin/crime (is) bigger/greater from (than) their (B’s) benefit/use, and they ask/question you what they (should) spend, say: "The excess over expense/goodness ." Like that God clarifies for you the signs/verses/evidences, maybe you think.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yeseluneke sual ederler/sorarlar sana يَسْأَلُونَكَ سال
2 ani hakkında عَنِ -
3 l-hamri hamır الْخَمْرِ خمر
4 velmeysiri ve meysir وَالْمَيْسِرِ يسر
5 kul de ki قُلْ قول
6 fihima o ikisindedir فِيهِمَا -
7 ismun bir günah إِثْمٌ اثم
8 kebirun büyük كَبِيرٌ كبر
9 ve menafiu ve menfeat وَمَنَافِعُ نفع
10 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
11 veismuhuma ve günahı o ikisinin وَإِثْمُهُمَا اثم
12 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
13 min -ndan مِنْ -
14 nef'ihima faydasından o ikisinin نَفْعِهِمَا نفع
15 ve yeseluneke ve sual ederler/sorarlar وَيَسْأَلُونَكَ سال
16 maza neyi مَاذَا -
17 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق
18 kuli de ki قُلِ قول
19 l-afve affedilen الْعَفْوَ عفو
20 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
21 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
22 llahu Allah اللَّهُ -
23 lekumu sizlere لَكُمُ -
24 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
25 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
26 tetefekkerune fikir yürütürsünüz/tefekkür edersiniz تَتَفَكَّرُونَ فكر

Notlar

Not 1

*Faydalar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Hamr Kavram 138

138 Örten, gizleyen. Mayalı. Aklı devre dışı bırakan her şey. Sadece alkolle kısıtlı değildir.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Tefekkür Kavram 357

357 Aklı kullanarak derinlemesine fikir/akıl/mantık yürütmek.

Af Kavram 358

358 Affetmek, bağışlamak.

Meysir Kavram 359

359 Kumar, şans oyunları. Kelimenin anlamı 'kolay/zor olmayan' olduğu için daha geniş anlamda kolay/emeksiz kazanç getiren her şeyi kapsar.

2. Bakara Suresi

Ayet 242

Arapça Metin (Harekeli)

249|2|242|كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

249|2|242|كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تعقلون

Latin Literal

242. Kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini389; belki sizler akledersiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

242 Like that God clarifies to you His verses/evidences , maybe you reason/understand/ comprehend .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
2 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 lekum sizlere لَكُمْ -
5 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
6 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
7 tea'kilune akledersiniz تَعْقِلُونَ عقل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 256

Arapça Metin (Harekeli)

263|2|256|لَآ إِكْرَاهَ فِى ٱلدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ ٱلرُّشْدُ مِنَ ٱلْغَىِّ فَمَن يَكْفُرْ بِٱلطَّٰغُوتِ وَيُؤْمِنۢ بِٱللَّهِ فَقَدِ ٱسْتَمْسَكَ بِٱلْعُرْوَةِ ٱلْوُثْقَىٰ لَا ٱنفِصَامَ لَهَا وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

263|2|256|لا اكراه في الدين قد تبين الرشد من الغي فمن يكفر بالطغوت ويومن بالله فقد استمسك بالعروه الوثقي لا انفصام لها والله سميع عليم

Latin Literal

256. Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Yoktur ikrâh374 dinde122; muhakkak beyan226 oldu doğruluk sapkınlıktan; öyle ki kim kâfirlik25 eder tâgûta375; ve iman47 eder Allah'a; muhakkak ki kaptı sapasağlam bir kulp; yoktur çatlak ona; ve Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

256 No compulsion/force in the religion, the correct/right had been clarified , from the misguidance/failure , so who disbelieves with the devil/every thing worshipped other than God and believes with God, so he had held fast/clung to with the tie/handle , the tight/affirmed, no breaking/cutting to it, and God (is) hearing/listening, knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la yoktur لَا -
2 ikrahe ikrah إِكْرَاهَ كره
3 fi فِي -
4 d-dini dinde الدِّينِ دين
5 kad muhakkak قَدْ -
6 tebeyyene beyan oldu تَبَيَّنَ بين
7 r-ruşdu olgunluk/doğruluk الرُّشْدُ رشد
8 mine مِنَ -
9 l-gayyi sapkınlıktan الْغَيِّ غوي
10 femen öyle ki kim فَمَنْ -
11 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
12 bit-taguti tağuta بِالطَّاغُوتِ طغي
13 ve yu'min ve iman eder وَيُؤْمِنْ امن
14 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
15 fekadi muhakkak ki o فَقَدِ -
16 stemseke kaptı اسْتَمْسَكَ مسك
17 bil-urveti bir kulpa بِالْعُرْوَةِ عرو
18 l-vuska sapasağlam الْوُثْقَىٰ وثق
19 la olmaz لَا -
20 nfisame çatlak انْفِصَامَ فصم
21 leha ona لَهَا -
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع
24 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

İkrah, ikrah. Kavram 374

374 Zorlama, bir kişinin yapmak istemediği bir şeyi zorla yaptırma, baskı yaparak yaptırma, kerhen yapmaya neden olmak.

Tâgût Kavram 375

375 Taşkınlık, azgınlık, sınır aşmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 259

Arapça Metin (Harekeli)

266|2|259|أَوْ كَٱلَّذِى مَرَّ عَلَىٰ قَرْيَةٍ وَهِىَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّىٰ يُحْىِۦ هَٰذِهِ ٱللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ ٱللَّهُ مِا۟ئَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُۥ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَل لَّبِثْتَ مِا۟ئَةَ عَامٍ فَٱنظُرْ إِلَىٰ طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَٱنظُرْ إِلَىٰ حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ ءَايَةً لِّلنَّاسِ وَٱنظُرْ إِلَى ٱلْعِظَامِ كَيْفَ نُنشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۥ قَالَ أَعْلَمُ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

266|2|259|او كالذي مر علي قريه وهي خاويه علي عروشها قال اني يحي هذه الله بعد موتها فاماته الله مايه عام ثم بعثه قال كم لبثت قال لبثت يوما او بعض يوم قال بل لبثت مايه عام فانظر الي طعامك وشرابك لم يتسنه وانظر الي حمارك ولنجعلك ايه للناس وانظر الي العظام كيف ننشزها ثم نكسوها لحما فلما تبين له قال اعلم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

259. Ev kellezî merra alâ karyetin ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ, kâle ennâ yuhyî hâzihillâhu ba’de mevtihâ, fe emâtehullâhu miete âmin summe beaseh(beasehu), kâle kem lebist(lebiste), kâle lebistu yevme ev ba’da yevm(yevmin), kâle bel lebiste miete âmin fenzur ilâ taâmike ve şerâbike lem yetesenneh, venzur ilâ hımârike ve li nec’aleke âyeten lin nâsi venzur ilâl izâmi keyfe nunşizuhâ summe neksûhâ lahmâ(lahmen), fe lemmâ tebeyyene lehu, kâle a’lemu ennallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ya da bir kent üzerine uğramış kimse gibi; ve o (kent) harap/yıkıktır taşıyıcı yapıları üzerine; dedi (o kimse): “Nasıl canlandırır bunu Allah onun (kentin) ölümünden sonra?”; öyle ki öldürdü onu (o kimseyi) Allah bir yüz sene; sonra diriltti onu; dedi: “Ne kadar kaldın?”; dedi: “Kaldım bir gün ya da günün bir parçası; dedi (Allah): “Hayır! Kaldın bir yüz sene; öyle ki bak yiyeceğine ve içeceğine; alsa bozulmaz o; ve bak merkebine/eşeğine; ve yapmamız için seni bir ayet287 insanlar için; ve bak kemiklere nasıl kaldırırız onu; sonra giydiririz ona et”; öyle ki ne zaman beyan226 oldu ona (o kimseye); dedi (o kimse): “Bildim ki doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177.”

Ahmed Samira Çevirisi

259 Or like who passed on (by a) village/urban city and it is destroyed/empty on its ceilings/structures .He Said: "How God revives/makes alive this, after its death/ lifelessness?" So God made him die one hundred years, then He revived/resurrected him . He said: "How many/much did you stay/wait/remain?" He said: "I stayed/waited/remained a day or some/part (of) a day." He said: "Yes/but, you stayed/waited/remained one hundred years, so look to your food and your drink, (it) did not change/rot , and look to your donkey and to make/put/manipulate you (E) (as) a sign/evidence to the people, and look to the bones, how We raise and assemble it over each other then We dress/clothe (cover it with) flesh/meat." So when (it) was clarified/explained to him, he said: "I know that God (is) on every thing powerful/capable ."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

379|3|86|كَيْفَ يَهْدِى ٱللَّهُ قَوْمًا كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ وَشَهِدُوٓا۟ أَنَّ ٱلرَّسُولَ حَقٌّ وَجَآءَهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

86. Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar226; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

86 How God guides a nation (who) disbelieved after their belief, and they witnessed/testified that the messenger (is) correct/true/real/right and the evidences came to them? And God does not guide the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
6 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
7 imanihim imanları إِيمَانِهِمْ امن
8 ve şehidu ve şahit/tanık oldular وَشَهِدُوا شهد
9 enne ki أَنَّ -
10 r-rasule resûl الرَّسُولَ رسل
11 hakkun bir hak/gerçek حَقٌّ حقق
12 ve ca'ehumu ve geldi onlara وَجَاءَهُمُ جيا
13 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 la لَا -
16 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
17 l-kavme kavmi الْقَوْمَ قوم
18 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

396|3|103|وَٱعْتَصِمُوا۟ بِحَبْلِ ٱللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا۟ وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَآءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِۦٓ إِخْوَٰنًا وَكُنتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ ٱلنَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

396|3|103|واعتصموا بحبل الله جميعا ولا تفرقوا واذكروا نعمت الله عليكم اذ كنتم اعدا فالف بين قلوبكم فاصبحتم بنعمته اخونا وكنتم علي شفا حفره من النار فانقذكم منها كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تهتدون

Latin Literal

103. Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne).

Türkçe Çeviri

Ve tutunun Allah'ın ipine topluca; ve fırkalaşmayın/gruplaşmayın; ve hatırlayın Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; olduğunuz zaman düşmanlar/hasımlar; öyle ki birleştirdi (Allah) kalblerinizin arasını; öyle ki sabaha ulaştınız O’nun nimetiyle kardeşler (olarak); ve olmuştunuz ateşten bir hafriyatın/kazının kenarında; kurtardı sizleri (Allah) ondan; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini389; belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

103 And hold fast/take protection with God’s rope/covenant , all together, and do not separate, and mention/remember God’s blessing on you when you were enemies, so He united between your hearts , so you became with His blessings brothers, and you were on (the) edge/brink (of) a pit/hole from the fire, so He rescued/saved you from it, like that God clarifies for you His signs/verses/evidences, maybe/perhaps you be guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vea'tesimu ve tutunun وَاعْتَصِمُوا عصم
2 bihabli ipine بِحَبْلِ حبل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 cemian topluca جَمِيعًا جمع
5 ve la ve وَلَا -
6 teferraku fırkalaşmayın/gruplaşmayın تَفَرَّقُوا فرق
7 vezkuru ve hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر
8 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
9 llahi Allah'ın اللَّهِ -
10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
11 iz zaman إِذْ -
12 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
13 ea'da'en düşmanlar/hasımlar أَعْدَاءً عدو
14 feellefe öyle ki birleştirdi (Allah) فَأَلَّفَ الف
15 beyne arasını بَيْنَ بين
16 kulubikum kalblerinizin قُلُوبِكُمْ قلب
17 feesbehtum öyle ki sabaha ulaştınız فَأَصْبَحْتُمْ صبح
18 binia'metihi nimetiyle O’nun بِنِعْمَتِهِ نعم
19 ihvanen kardeşler (olarak) إِخْوَانًا اخو
20 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون
21 ala doğru عَلَىٰ -
22 şefa kenarına شَفَا شفو
23 hufratin bir hafriyatın/kazının حُفْرَةٍ حفر
24 mine مِنَ -
25 n-nari ateşten النَّارِ نور
26 feenkazekum kurtartıdı sizleri (Allah) فَأَنْقَذَكُمْ نقذ
27 minha ondan مِنْهَا -
28 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
29 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
30 llahu Allah اللَّهُ -
31 lekum sizlere لَكُمْ -
32 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
33 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
34 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 138

Arapça Metin (Harekeli)

431|3|138|هَٰذَا بَيَانٌ لِّلنَّاسِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

431|3|138|هذا بيان للناس وهدي وموعظه للمتقين

Latin Literal

138. Hâzâ beyânun lin nâsi ve huden ve mev’ızatun lil muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Bu* bir beyandır226** insanlara; ve doğru yola kılavuzdur***; ve vaazdır653**** muttakiler17 için.

Ahmed Samira Çevirisi

138 This (is) evidence/logic to the people and guidance, and a sermon/advice/warning to the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 haza bu هَٰذَا -
2 beyanun bir beyandır بَيَانٌ بين
3 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
4 ve huden ve doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
5 ve mev'izetun ve vaazdır/tavsiyedir وَمَوْعِظَةٌ وعظ
6 lilmuttekine muttakiler için لِلْمُتَّقِينَ وقي

Notlar

Not 1

*Arkeolojik çalışmalardan elde edilen bilgiler. **Delil.***Eski insanların kalıntılarını incelemek derinlemesine düşünen bir insan için doğru yola kılavuz olur.****Takva sahipleri için arkeolojik deliller/beyanlar bir derstir, tavsiyedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Muttaki Kavram 17

17 Takva sahipleri/Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı her şeyden sakınanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

519|4|26|يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ وَيَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

519|4|26|يريد الله ليبين لكم ويهديكم سنن الذين من قبلكم ويتوب عليكم والله عليم حكيم

Latin Literal

26. Yurîdullâhu li yubeyyine lekum ve yehdîyekum sunenellezîne min kablikum ve yetûbe aleykum. Vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

İster Allah beyan226 etmek sizlere; ve doğru yola kılavuzlamak sizleri sizden öncekilerden kimselerin yasalarına/yollarına*; ve tevbe33 etmek (ister) üzerinize; ve Allah Alîm’dir8; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

26 God wants to clarify/show/explain to you and (He) guides you (to) those who (were) before you’s laws/ways, and He forgives on you, and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yuridu ister يُرِيدُ رود
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 liyubeyyine beyan etmek لِيُبَيِّنَ بين
4 lekum sizlere لَكُمْ -
5 ve yehdiyekum ve doğru yola kılavuzlamak sizleri وَيَهْدِيَكُمْ هدي
6 sunene yasalarına/yollarına سُنَنَ سنن
7 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
8 min مِنْ -
9 kablikum sizden öncekilerden قَبْلِكُمْ قبل
10 ve yetube ve tevbe etmek (ister) وَيَتُوبَ توب
11 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم
14 hakimun Hakîm’dir. حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Sadece kutsal kitaplar demiş olan kimselerin yasalarına yani kutsal kitapların yasalarına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

646|4|153|يَسْـَٔلُكَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَٰبًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَقَدْ سَأَلُوا۟ مُوسَىٰٓ أَكْبَرَ مِن ذَٰلِكَ فَقَالُوٓا۟ أَرِنَا ٱللَّهَ جَهْرَةً فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ ثُمَّ ٱتَّخَذُوا۟ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ فَعَفَوْنَا عَن ذَٰلِكَ وَءَاتَيْنَا مُوسَىٰ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Latin Literal

153. Yes’eluke ehlul kitâbi en tunezzile aleyhim kitâben mines semâi fe kad seelû mûsâ ekbera min zâlike fe kâlû erinâllâhe cehraten fe ehazethumus sâikatu bi zulmihim, summettehazûl ıcle min ba’di mâ câethumul beyyinâtu fe afevnâ an zâlik(zâlike), ve âteynâ mûsâ sultânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Sual ederler* sana kitap ehli135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten180 (diye); öyle ki muhakkak sual* etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım260 zulümleriyle257; sonra tuttular/edindiler buzağıyı258 onlara gelen beyanlar226 sonrasında; öyle ki affettik bundan**; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Ahmed Samira Çevirisi

153 The Book’s people ask/question you, that to descend on them a book from the sky/space, so they had asked Moses greater than that, so they said: "Show us God publicly/openly." So the fire falling from the sky accompanied by thunderous noise punished/took them with their injustice/oppression, then they took the calf from after what came to them (from) the evidences, so We forgave/pardoned on that, and We gave Moses evident proof .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yeseluke sual ederler sana يَسْأَلُكَ سال
2 ehlu ehli أَهْلُ اهل
3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
4 en ki أَنْ -
5 tunezzile indirirsin تُنَزِّلَ نزل
6 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
7 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب
8 mine مِنَ -
9 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
11 seelu sual etmişlerdi سَأَلُوا سال
12 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
13 ekbera daha büyüğünü أَكْبَرَ كبر
14 min مِنْ -
15 zalike bundan ذَٰلِكَ -
16 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
17 erina göster bize أَرِنَا راي
18 llahe Allah'ı اللَّهَ -
19 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر
20 feehazethumu öyle ki yakaladı/tuttu onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ
21 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق
22 bizulmihim zulümleriyle بِظُلْمِهِمْ ظلم
23 summe sonra ثُمَّ -
24 ttehazu tuttular/edindiler اتَّخَذُوا اخذ
25 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu onlara gelen جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 feafevna öyle ki affettik فَعَفَوْنَا عفو
32 an عَنْ -
33 zalike bundan ذَٰلِكَ -
34 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
35 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
36 sultanen bir yetki/güç سُلْطَانًا سلط
37 mubinen apaçık مُبِينًا بين

Notlar

Not 1

*Sorarlar, isterler, talep ederler.**Anlaşılır ki müşrik hale gelen kimseler vefatlarından önce tevbe ederlerse ve ıslah olurlarsa Yüce Allah onları affedebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Buzağı. Kavram 258

258 Değerli metallerin karıştırılıp eritilerek yapıldığı buzağı şeklinde bir heykel.

Yıldırım. Kavram 260

260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

5. Mâide Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

684|5|15|يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ قَدْ جَآءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَثِيرًا مِّمَّا كُنتُمْ تُخْفُونَ مِنَ ٱلْكِتَٰبِ وَيَعْفُوا۟ عَن كَثِيرٍ قَدْ جَآءَكُم مِّنَ ٱللَّهِ نُورٌ وَكِتَٰبٌ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

684|5|15|ياهل الكتب قد جاكم رسولنا يبين لكم كثيرا مما كنتم تخفون من الكتب ويعفوا عن كثير قد جاكم من الله نور وكتب مبين

Latin Literal

15. Yâ ehlel kitâbi kad câekum resûlunâ yubeyyinu lekum kesîran mimmâ kuntum tuhfûne minel kitâbi ve ya’fû an kesîr(kesîrin) kad câekum minallâhi nûrun ve kitâbun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Ey kitap ehli135! Muhakkak geldi sizlere resûlümüz* (ki) beyan226 eder sizlere kitaptan** gizler olduğunuzdan çoğunu***; ve affeder çoğundan****; muhakkak geldi sizlere Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap*****.

Ahmed Samira Çevirisi

15 You The Book’s people, Our messenger had come to you, he clarifies/shows to you much from what you were hiding from The Book, and He forgives/pardons from much, a light and clear/evident Book had come to you69from God.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل
2 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
3 kad muhakkak قَدْ -
4 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
5 rasuluna resûlümüz رَسُولُنَا رسل
6 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
7 lekum sizlere لَكُمْ -
8 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر
9 mimma مِمَّا -
10 kuntum olduğunuzdan كُنْتُمْ كون
11 tuhfune gizlersiniz تُخْفُونَ خفي
12 mine مِنَ -
13 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
14 ve yea'fu ve affeder وَيَعْفُو عفو
15 an عَنْ -
16 kesirin çoğundan كَثِيرٍ كثر
17 kad muhakkak قَدْ -
18 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
19 mine مِنَ -
20 llahi Allah’tan اللَّهِ -
21 nurun bir nur نُورٌ نور
22 ve kitabun ve kitap وَكِتَابٌ كتب
23 mubinun apaçık bir مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*Muhammed peygamber.**Tevrât ve İncîl.***Kutsal kitapta yer almasına rağmen örterek unutturduğunuz, hükmünü uydurmalarla yok ettiğiniz hükümlerin çoğunu sizlere Kur'an ile tekrar deklere eder.****Kutsal kitapla sizlere indirilen dinden şeriat hükümlerinin çoğundan Yüce Allah vazgeçmiştir. Affetmiştir. Bunları da Kur'an'la deklere eder. *****Kur'an. Alemler için bir nurdur, aydınlıktır. Bir deniz fenerinin nur üstüne nur olan ışığı gibi, evrendeki Quasarlar gibi yol gösterir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

744|5|75|مَّا ٱلْمَسِيحُ ٱبْنُ مَرْيَمَ إِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِ ٱلرُّسُلُ وَأُمُّهُۥ صِدِّيقَةٌ كَانَا يَأْكُلَانِ ٱلطَّعَامَ ٱنظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ ٱلْءَايَٰتِ ثُمَّ ٱنظُرْ أَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

744|5|75|ما المسيح ابن مريم الا رسول قد خلت من قبله الرسل وامه صديقه كانا ياكلان الطعام انظر كيف نبين لهم الايت ثم انظر اني يوفكون

Latin Literal

75. Melmesîhubnu meryeme illâ resûl(resûlun), kad halet min kablihir rusul(rusulun) ve ummuhu sıddîkah(sıddîkatun) kânâ ye’kulânit taâm(taâmi) unzur keyfe nubeyyinu lehumul âyâti summenzur ennâ yu’fekûn(yu’fekûne).

Türkçe Çeviri

Meryem oğlu Mesih değildir bir resûl418 dışında; muhakkak gelip geçti onun öncesinden resûller418; ve annesi bir sıddıktır551; oldu ikisi yemek yer*; bak! nasıl beyan226 ederiz onlara ayetleri; sonra bak ki (nasıl) ters yüz edilirler.

Ahmed Samira Çevirisi

75 The Messiah Mary’s son is not except a messenger, the messengers had past/expired from before Him, and his mother (was) always very truthful, they were (B) eating the food; look/see how We clarify/explain to them the signs/evidences, then look/see where they be turned away .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ -
3 bnu oğlu ابْنُ بني
4 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
5 illa dışında إِلَّا -
6 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
7 kad muhakkak قَدْ -
8 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
9 min مِنْ -
10 kablihi onun öncesinde قَبْلِهِ قبل
11 r-rusulu resûller الرُّسُلُ رسل
12 ve ummuhu ve annesi وَأُمُّهُ امم
13 siddikatun bir sıddık صِدِّيقَةٌ صدق
14 kana oldu ikisi كَانَا كون
15 ye'kulani yer ikisi يَأْكُلَانِ اكل
16 t-taaame yemek الطَّعَامَ طعم
17 unzur bak انْظُرْ نظر
18 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
19 nubeyyinu beyan ederiz نُبَيِّنُ بين
20 lehumu onlara لَهُمُ -
21 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
22 summe sonra ثُمَّ -
23 unzur bak انْظُرْ نظر
24 enna ki أَنَّىٰ اني
25 yu'fekune ters yüz edilirler يُؤْفَكُونَ افك

Notlar

Not 1

*Yemek yemeğe ihtiyaç duyan bir varlık nasıl bir ilâh olur?

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Sıddık Kavram 551

551 Her zaman doğruyu onaylayan, söyleyen, yapan.

5. Mâide Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

758|5|89|لَا يُؤَاخِذُكُمُ ٱللَّهُ بِٱللَّغْوِ فِىٓ أَيْمَٰنِكُمْ وَلَٰكِن يُؤَاخِذُكُم بِمَا عَقَّدتُّمُ ٱلْأَيْمَٰنَ فَكَفَّٰرَتُهُۥٓ إِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَٰكِينَ مِنْ أَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ أَهْلِيكُمْ أَوْ كِسْوَتُهُمْ أَوْ تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَٰثَةِ أَيَّامٍ ذَٰلِكَ كَفَّٰرَةُ أَيْمَٰنِكُمْ إِذَا حَلَفْتُمْ وَٱحْفَظُوٓا۟ أَيْمَٰنَكُمْ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

758|5|89|لا يواخذكم الله باللغو في ايمنكم ولكن يواخذكم بما عقدتم الايمن فكفرته اطعام عشره مسكين من اوسط ما تطعمون اهليكم او كسوتهم او تحرير رقبه فمن لم يجد فصيام ثلثه ايام ذلك كفره ايمنكم اذا حلفتم واحفظوا ايمنكم كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تشكرون

Latin Literal

89. Lâ yuâhizukumullâhu bil lagvi fî eymânikum ve lâkin yuâhizukum bimâ akkadtumul eymân(eymâne), fe keffâretuhu it’âmu aşereti mesâkîne min evsatı mâ tut’ımûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabeh(rakabetin) fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâm(eyyâmin) zâlike keffâretu eymânikum izâ haleftum vahfezû eymânekum kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihi leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Türkçe Çeviri

Tutmaz (sorumlu) sizleri Allah yeminlerinizdeki diyalektle/jargonla/ağızla; velakin/fakat tutar (sorumlu) sizleri akitlediğiniz207 yeminler nedeniyle; öyle ki kefareti onun yedirmedir on miskinki113 vasattan/ortadan/en iyisinden (ki) yedirirsiniz ehlinize/ailenize ya da giydirmedir onları ya da hürriyetine kavuşturmadır rakabeyi520; öyle ki kim asla bulamaz öyle ki oruç tutar üç gün; işte budur; kefaretidir yeminlerinizin yemin ettiğiniz zaman; ve koruyun yeminlerinizi; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini454; belki sizler şükredersiniz43.

Ahmed Samira Çevirisi

89 God does not punish you with the nonsense/useless talk in your oaths, and but He punishes you with75what you intended (in) the oaths, so its cover/substitution (is) feeding ten poorest of poor/poor oppressed from middle (average of) what you feed your families , or their dressing/clothing, or feeding/liberating a neck/person/slave, so who does not find, so fasting three days, that (is) cover/substitution (for) your oaths, if you swore/took oath, and guard your oaths, like that God clarifies to you His verses/evidences, maybe you thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yu'ahizukumu tutmaz sizleri يُؤَاخِذُكُمُ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 bil-legvi diyalektle/jargonla/ağızla بِاللَّغْوِ لغو
5 fi فِي -
6 eymanikum yeminlerinizdeki أَيْمَانِكُمْ يمن
7 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
8 yu'ahizukum tutar sizleri يُؤَاخِذُكُمْ اخذ
9 bima nedeniyle بِمَا -
10 akkadtumu akitlediğiniz عَقَّدْتُمُ عقد
11 l-eymane yeminler الْأَيْمَانَ يمن
12 fekeffaratuhu öyle ki kefareti onun فَكَفَّارَتُهُ كفر
13 it'aamu yedirmektir إِطْعَامُ طعم
14 aşerati on عَشَرَةِ عشر
15 mesakine miskinki مَسَاكِينَ سكن
16 min مِنْ -
17 evseti vasattan/ortadan أَوْسَطِ وسط
18 ma مَا -
19 tut'imune yedirirsiniz تُطْعِمُونَ طعم
20 ehlikum ehlinize أَهْلِيكُمْ اهل
21 ev ya da أَوْ -
22 kisvetuhum giydirme onları كِسْوَتُهُمْ كسو
23 ev ya da أَوْ -
24 tehriru hürriyetine kavuşturma تَحْرِيرُ حرر
25 rakabetin rakibeyi رَقَبَةٍ رقب
26 femen öyle ki kim فَمَنْ -
27 lem asla لَمْ -
28 yecid bulamaz يَجِدْ وجد
29 fesiyamu öyle ki oruç tutar فَصِيَامُ صوم
30 selaseti üç ثَلَاثَةِ ثلث
31 eyyamin gün أَيَّامٍ يوم
32 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
33 keffaratu keffaretidir كَفَّارَةُ كفر
34 eymanikum yeminlerinizin أَيْمَانِكُمْ يمن
35 iza إِذَا -
36 haleftum yemin ettiğiniz zaman حَلَفْتُمْ حلف
37 vehfezu ve koruyun وَاحْفَظُوا حفظ
38 eymanekum yeminlerinizi أَيْمَانَكُمْ يمن
39 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
40 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
41 llahu Allah اللَّهُ -
42 lekum sizlere لَكُمْ -
43 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
44 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
45 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

akit, ukad Kavram 207

207 Bağıtlar, bağıtlaşmalar, bağlar, antlaşmalar, sözleşmeler, birliktelikler, söz vererek birleşmeler.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Rakabe Kavram 520

520 Bağlı boyunlar. Boyunduruk altına girmiş kimseler.

5. Mâide Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

779|5|110|إِذْ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱذْكُرْ نِعْمَتِى عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَٰلِدَتِكَ إِذْ أَيَّدتُّكَ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ تُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِى ٱلْمَهْدِ وَكَهْلًا وَإِذْ عَلَّمْتُكَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ ٱلطِّينِ كَهَيْـَٔةِ ٱلطَّيْرِ بِإِذْنِى فَتَنفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًۢا بِإِذْنِى وَتُبْرِئُ ٱلْأَكْمَهَ وَٱلْأَبْرَصَ بِإِذْنِى وَإِذْ تُخْرِجُ ٱلْمَوْتَىٰ بِإِذْنِى وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ عَنكَ إِذْ جِئْتَهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنْهُمْ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

779|5|110|اذ قال الله يعيسي ابن مريم اذكر نعمتي عليك وعلي ولدتك اذ ايدتك بروح القدس تكلم الناس في المهد وكهلا واذ علمتك الكتب والحكمه والتوريه والانجيل واذ تخلق من الطين كهيه الطير باذني فتنفخ فيها فتكون طيرا باذني وتبري الاكمه والابرص باذني واذ تخرج الموتي باذني واذ كففت بني اسريل عنك اذ جيتهم بالبينت فقال الذين كفروا منهم ان هذا الا سحر مبين

Latin Literal

110. İz kâlellâhu yâ îsebne meryemezkur ni’metî aleyke ve alâ vâlidetike iz eyyedtuke bi rûhil kudusi tukellimun nâse fîl mehdi ve kehl(kehlen), ve iz allemtukel kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle), ve iz tahluku minet tîni ke hey’etit tayri bi iznî fe tenfuhu fîhâ fe tekûnu tayran bi iznî ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi iznî, ve iz tuhricul mevtâ bi iznî, ve iz kefeftu benî isrâîle anke iz ci’tehum bil beyyinâti fe kâlellezîne keferû minhum in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Dediği zaman Allah: "Ey Meryem oğlu Îsâ! Zikret/an senin üzerine ve validene/annene karşı (olan) nimetimi desteklediğim zaman seni kutsal ruhla279; kelam ediyordun insanlara beşikte417 ve yetişkinlikte; ve bilir yaptığım zaman seni kitabı ve hikmeti564 ve Tevrât'ı ve İncîl'i; ve yaratıyordun419 ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey) iznimle419; öyle ki üflüyordun419 içine onun (kuş şekli gibi şeyin); öyle ki oluyordu bir kuş iznimle; ve iyileştiriyordun419 doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı iznimle; ve çıkarıyorken419 ölüleri iznimle; ve kısıtladığım/sınırladığım zaman İsrâîloğullarını197 senden"; geldiğin zaman onlara beyanlarla226; öyle ki dedi kâfirlik25 etmiş kimseler onlardan: "Değildir bu apaçık bir sihir dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

110 when God said: "You Jesus Mary’s son, remember My blessing on you and on your mother, when I supported you with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit, you speak/converse (to) the people in the crib/cradle and aged77approximately between thirty to fifty years , and when I taught/instructed/informed you The Book , and the wisdom , and the Torah/Old Testament, and the New Testament/Bible , and when you create as a shape/form (of) the bird/birds with My permission, so you blow in it, so it will be flying/birds, with My permission, and you cure and heal the blind/born blind, and the leper with My permission, and when you bring out the deads with My permission, and when I prevented/stopped Israel’s sons and daughters from you, when you came to them with the evidences, so those who disbelieved from them said: "That that (is) except clear/evident magic/sorcery."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz إِذْ -
2 kale dediği zaman قَالَ قول
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ya iysa ey Îsâ يَا عِيسَى -
5 bne oğlu ابْنَ بني
6 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
7 zkur zikret/an اذْكُرْ ذكر
8 nia'meti nimetimi نِعْمَتِي نعم
9 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
10 ve ala ve karşı وَعَلَىٰ -
11 velidetike validene/annene وَالِدَتِكَ ولد
12 iz zaman إِذْ -
13 eyyedtuke destekledim seni أَيَّدْتُكَ ايد
14 biruhi ruhla بِرُوحِ روح
15 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
16 tukellimu kelam ediyordun تُكَلِّمُ كلم
17 n-nase insanlarla النَّاسَ نوس
18 fi فِي -
19 l-mehdi beşikte الْمَهْدِ مهد
20 ve kehlen ve yetiştiklikte وَكَهْلًا كهل
21 ve iz ve وَإِذْ -
22 allemtuke bilir yaptığım zaman seni عَلَّمْتُكَ علم
23 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
24 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
25 ve ttevrate ve Tevrât'ı وَالتَّوْرَاةَ -
26 vel'incile ve İncil'i وَالْإِنْجِيلَ -
27 ve iz ve وَإِذْ -
28 tehluku yaratırken تَخْلُقُ خلق
29 mine مِنَ -
30 t-tini ıslak topraktan الطِّينِ طين
31 kehey'eti şekli gibi (bir şey) كَهَيْئَةِ هيا
32 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير
33 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن
34 fetenfuhu öyle ki üflüyordun فَتَنْفُخُ نفخ
35 fiha içine onun (kuşun) فِيهَا -
36 fe tekunu öyle ki oluyordu فَتَكُونُ كون
37 tayran bir kuş طَيْرًا طير
38 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن
39 ve tubriu ve iyileştiriyordun وَتُبْرِئُ برا
40 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه
41 vel'ebrasa ve cüzzamı/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص
42 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن
43 ve iz ve وَإِذْ -
44 tuhricu çıkarıyorken تُخْرِجُ خرج
45 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت
46 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن
47 ve iz ve zaman وَإِذْ -
48 kefeftu kısıtladım/sınırladım كَفَفْتُ كفف
49 beni oğullarını بَنِي بني
50 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
51 anke senden عَنْكَ -
52 iz zaman إِذْ -
53 ci'tehum geldiğin onlara جِئْتَهُمْ جيا
54 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
55 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول
56 ellezine kimseler الَّذِينَ -
57 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
58 minhum onlardan مِنْهُمْ -
59 in değildir إِنْ -
60 haza bu هَٰذَا -
61 illa dışında إِلَّا -
62 sihrun bir sihir سِحْرٌ سحر
63 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

Beşikte konuşan Îsâ. Kavram 417

417 Îsâ peygamberi doğuran Meryem onu yüklenerek/kucaklayarak toplumuna getirdi. Meryem'in toplumu önünde Îsâ'yı konuşmadan işaret etmesinden anlarız ki Meryem halen doğumda adamış olduğu konuşmama savmında/orucundadır. Bu da bizlere Îsâ peygamberin doğumunun üzerinden henüz sayılı günlerin geçtiğini gösterir. Anlarız ki Îsâ peygamber bir mucize olarak beşikte gerçek anlamda konuşmuştur.

Îsâ'nın mucizeleri. Kavram 419

419 Îsâ peygamberin göstermiş olduğu mucizeleri.Doğuştan körü ve cüzzamlıyı iyileştirmek. Bu iki hastalığın işaret edilmesi de anlamlıdır. Doğuştan körlüğün en sık nedeni Trahomdur. Doğum esnasında bebeğin gözüne annenin doğum kanalından bir bakteri ('Chlamydia trachomatis') bulaşırsa gözün korneası iltihaplanır ve ışığa geçirgenliğini kaybeder. Bebek doğuştan kör olmuş olur. Kendiliğinden iyileşmesi asla söz konusu olmaz. Cüzzam/lepra ise 'Mycobacterium leprae' isimli bir bakterinin neden olduğu, bulaşıcı ve kronik bir hastalıktır. Hastaların vücutlarında korkunç bezeler çıkar. Sinir sistemini etkiler. Sinir sistemi tutulumunda modern tedaviye rağmen bile iyileşme olmaz. Sayısız hastalık içinden kendiliğinden iyileşme ihtimali olmayan bu iki hastalığın işaret edilmesi bile Kur'an'ın bir mucizesidir. Islak topraktan kuşu canlı kuşa dönüştürmek ve ölüleri diriltmek.Evrenimiz holografik evren prensibi kapsamında bir üst boyutta bulunan 2D zardaki (Levh-i Mahfuz) bilginin evrenin içine yansımasından oluşur. Matrix filmi gibi düşünülebilir. Yüce Allah Levh-i Mahfuz'da kodlanmış olan kuş şeklindeki ıslak toprak atomlarının kuantum bilgilerini değiştirerek bu atomları canlı bir kuşu oluşturan atomlara dönüştürür. Ölmüş bir insanı tekrar canlandırmak da aynı şekildedir. Bu dönüşümleri ancak evreni yaratan ve evrene bir üst boyuttan müdahale etme yetkisi olan bir varlık yapabilir.Îsâ'ya verilen bu mucizeler mutlak ki Yüce Allah'ın izni ve yetkisiyle gerçekleşmiştir.

'Vav-ve' bağlacının vurgulama amaçlı Kur'an'da kullanılması. Kitap ve Hikmek Kavram 564

564 5:110 ayetinde '...bilir yaptık seni kitabı ve hikmeti ve Tevrât'ı ve İncîl'i.." buyrulmuştur. Açık ve nettir ki Îsâ peygambere sadece İncîl verilmiştir. Demek ki amaç hikmek içeren, hikmetli kitabı vurgulamaktır. Tevrât ve İncîl'in hikmet açısından aynı olduğunu, farklı olmadığını vurgulamak içindir. Her ikisinin hikmetli olduğunu vurgulamak içindir.

7. A'râf Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

1059|7|105|حَقِيقٌ عَلَىٰٓ أَن لَّآ أَقُولَ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلْحَقَّ قَدْ جِئْتُكُم بِبَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِىَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1059|7|105|حقيق علي ان لا اقول علي الله الا الحق قد جيتكم ببينه من ربكم فارسل معي بني اسريل

Latin Literal

105. Hakîkun alâ en lâ ekûle alallâhi illel hakk(hakka), kad ci’tukum bi beyyinetin min rabbikum fe ersil maiye benî isrâîl(isrâîle).

Türkçe Çeviri

Bir hak/gerçek üzerinedir ki demem Allah'a karşı hak/gerçek dışında; muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir beyanla226 ; öyle ki gönder İsrâîloğullarını197 benimle.

Ahmed Samira Çevirisi

105 Truthful (careful/faithful) on (that) I do not say on (about) God except the truth , I had come to you with an evidence from your Lord, so send with me Israel’s sons and daughters.103

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hakikun bir hak حَقِيقٌ حقق
2 ala üzerinedir عَلَىٰ -
3 en ki أَنْ -
4 la لَا -
5 ekule demem أَقُولَ قول
6 ala karşı عَلَى -
7 llahi Allah'a اللَّهِ -
8 illa dışında إِلَّا -
9 l-hakka hak/gerçek الْحَقَّ حقق
10 kad muhakkak قَدْ -
11 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا
12 bibeyyinetin beyanla بِبَيِّنَةٍ بين
13 min مِنْ -
14 rabbikum Rabbiniden رَبِّكُمْ ربب
15 feersil öyle ki gönder فَأَرْسِلْ رسل
16 meiye benimle مَعِيَ -
17 beni oğullarını بَنِي بني
18 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

1278|9|43|عَفَا ٱللَّهُ عَنكَ لِمَ أَذِنتَ لَهُمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَتَعْلَمَ ٱلْكَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1278|9|43|عفا الله عنك لم اذنت لهم حتي يتبين لك الذين صدقوا وتعلم الكذبين

Latin Literal

43. Afallâhu ank(anke), lime ezinte lehum hattâ yetebeyyene lekellezîne sadakû ve ta’lemel kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Affetti* Allah senden izin verdiğin için onlara; ta ki beyan226 olur sana sâdık182 olmuş kimseler ve bilirsin yalancıları.

Ahmed Samira Çevirisi

43 God forgave/pardoned from you/for what you permitted/allowed for them, until those who were truthful become clear/shown to you, and you know the liars/deniers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 afa affetti عَفَا عفو
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 anke senden عَنْكَ -
4 lime لِمَ -
5 ezinte izin verdiğine أَذِنْتَ اذن
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 hatta taki حَتَّىٰ -
8 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
9 leke sana لَكَ -
10 ellezine kimseler الَّذِينَ -
11 sadeku sadık olmuş صَدَقُوا صدق
12 ve tea'leme ve bilirsin وَتَعْلَمَ علم
13 l-kazibine yalancıları الْكَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Erken izin verdiğin için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

1348|9|113|مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَن يَسْتَغْفِرُوا۟ لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُوٓا۟ أُو۟لِى قُرْبَىٰ مِنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَٰبُ ٱلْجَحِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Latin Literal

113. Mâ kâne lin nebiyyi vellezîne âmenû en yestagfirû lil muşrikîne ve lev kânû ulî kurbâ min ba’di mâ tebeyyene lehum ennehum ashâbul cahîm(cahîmi).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir nebiye132 ve iman47 etmiş kimselere ki mağfiret319 dilerler müşriklere36; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm808 ashâbıdır194.

Ahmed Samira Çevirisi

113 (It) was not to the prophet and those who believed that they ask for forgiveness to the sharers/takers of partners (with God) , and even if they were of (the) relations/near from after what was clarified/explained to them, that they are the roaring fires’/Hell’s owners/friends .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linnebiyyi nebiye لِلنَّبِيِّ نبا
4 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
5 amenu iman ettiler امَنُوا امن
6 en ki أَنْ -
7 yestegfiru mağfiret dilemek يَسْتَغْفِرُوا غفر
8 lilmuşrikine müşriklere لِلْمُشْرِكِينَ شرك
9 velev şayet وَلَوْ -
10 kanu olduysalar كَانُوا كون
11 uli أُولِي اول
12 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 tebeyyene beyan olmuş olan تَبَيَّنَ بين
17 lehum onlara لَهُمْ -
18 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
19 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
20 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Cahîm Kavram 808

808 Yangın, yanan, cehennem yangını, cehenneme ait.

9. Tevbe Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

1349|9|114|وَمَا كَانَ ٱسْتِغْفَارُ إِبْرَٰهِيمَ لِأَبِيهِ إِلَّا عَن مَّوْعِدَةٍ وَعَدَهَآ إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۥٓ أَنَّهُۥ عَدُوٌّ لِّلَّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ إِنَّ إِبْرَٰهِيمَ لَأَوَّٰهٌ حَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1349|9|114|وما كان استغفار ابرهيم لابيه الا عن موعده وعدها اياه فلما تبين له انه عدو لله تبرا منه ان ابرهيم لاوه حليم

Latin Literal

114. Ve mâ kânestigfâru ibrâhîme li ebîhi illâ an mev’ıdetin vaadehâ iyyâh(iyyâhu), fe lemmâ tebeyyene lehû ennehuaduvvun lillâhi teberre’e minh(minhu), inne ibrâhîme le evvâhun halîm(halîmun).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildi istiğfar396 dilemesi İbrahim'in babası için vaat edilenden başka (ki) vaat etti***** onu* ona**; öyle ki ne zaman beyan226 oldu ona*** ki o**** bir düşmandır Allah'a; uzaklaştı***** ondan******; doğrusu İbrahim mutlak bir eyvah (-lıydı); bir halîmdi.

Ahmed Samira Çevirisi

114 Abraham’s asking for forgiveness for his father was not except on a promise he promised it (to only) him, so when (it) was clarified/explained to him, that he (his father is) an enemy to God, he declared innocence from him, that Abraham (is a) clement groaner/moaner (E) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildi وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 stigfaru istiğfar dilemesi اسْتِغْفَارُ غفر
4 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
5 liebihi babası için لِأَبِيهِ ابو
6 illa dışında إِلَّا -
7 an -den عَنْ -
8 mev'idetin vaad edilmiş مَوْعِدَةٍ وعد
9 veadeha vaat etti onu وَعَدَهَا وعد
10 iyyahu ona إِيَّاهُ -
11 felemma öyle ki ancak فَلَمَّا -
12 tebeyyene beyan oldu تَبَيَّنَ بين
13 lehu ona لَهُ -
14 ennehu ki o أَنَّهُ -
15 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو
16 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
17 teberrae uzaklaştı تَبَرَّأَ برا
18 minhu ondan مِنْهُ -
19 inne doğrusu إِنَّ -
20 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
21 leevvahun mutlak bir eyvahlı لَأَوَّاهٌ اوه
22 halimun bir halîm حَلِيمٌ حلم

Notlar

Not 1

*Vaadi.**Babasına.***İbrahim'e.****Babası.*****İbrahim.******Babasından.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

istiğfar Kavram 396

396 Mağfiret dilemek, suçlarının bağışlanmasını dilemek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 115

Arapça Metin (Harekeli)

1350|9|115|وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِلَّ قَوْمًۢا بَعْدَ إِذْ هَدَىٰهُمْ حَتَّىٰ يُبَيِّنَ لَهُم مَّا يَتَّقُونَ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1350|9|115|وما كان الله ليضل قوما بعد اذ هديهم حتي يبين لهم ما يتقون ان الله بكل شي عليم

Latin Literal

115. Ve mâ kânallâhu lî yudılle kavmen ba’de iz hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûn(yettekûne), innallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir Allah dalalette128 bırakır bir kavmi/toplumu doğru yola kılavuzladığı zaman sonrasında; ta ki beyan226 eder* onlara neye takvalı21 olurlar; doğrusu Allah her bir şeye bir Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

115 And God was not to misguide (a) nation after when He guided them, until He clarifies/explains to them what they fear and obey, that God was/is with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 liyudille dalalette bırakır لِيُضِلَّ ضلل
5 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
6 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
7 iz zaman إِذْ -
8 hedahum doğru yola kılavuzlaması هَدَاهُمْ هدي
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 yubeyyine beyan ederler يُبَيِّنَ بين
11 lehum onlara لَهُمْ -
12 ma neye مَا -
13 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
17 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
18 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

10. Yunus Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1375|10|13|وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا ٱلْقُرُونَ مِن قَبْلِكُمْ لَمَّا ظَلَمُوا۟ وَجَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْقَوْمَ ٱلْمُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

Latin Literal

13. Ve lekad ehleknel kurûne min kablikum lemmâ zalemû ve câethum rusuluhum bil beyyinâti ve mâ kânû li yu’minû, kezâlike neczil kavmel mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun helak ettik* kurûnları785 sizden önce; ne zaman zulmettiler257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla226 ve olmuş değillerdi iman47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız63 mücrim674 kavmi/toplumu.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And We had destroyed the generations/peoples of eras from before you, when they caused injustice/oppression, and their messengers came to them with the evidences, and they were not to believe, as/like that We reward/reimburse the nation the criminals/sinners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehlekna helak ettik أَهْلَكْنَا هلك
3 l-kurune kurûnları الْقُرُونَ قرن
4 min مِنْ -
5 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
6 lemma ne zaman لَمَّا -
7 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
8 ve dca'ethum ve geldi onlara وَجَاءَتْهُمْ جيا
9 rusuluhum resulleri رُسُلُهُمْ رسل
10 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
11 vema ve değillerdi وَمَا -
12 kanu olmuşlar كَانُوا كون
13 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن
14 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
15 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي
16 l-kavme kavmi/toplumunu الْقَوْمَ قوم
17 l-mucrimine mücrim الْمُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah resûller aracılığıyla biricik dini olan İslâm dinini beyan etmeden, tebliğ etmeden bir kavmi asla helak etmez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

Kurûn Kavram 785

785 Kartel, bağlı, birleşmiş, ilintili.

14. İbrahim Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1752|14|4|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِهِۦ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ فَيُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1752|14|4|وما ارسلنا من رسول الا بلسان قومه ليبين لهم فيضل الله من يشا ويهدي من يشا وهو العزيز الحكيم

Latin Literal

4. Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz hiçbir resûlü418 onun* kavminin/toplumunun lisanı/dili980 dışında; beyan226 etmesi içindir onlara**; öyle ki dalalette128 bırakır Allah dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve O*** Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

4 And We did not send from a messenger except with his nation’s tongue/language , to clarify/explain to them, so God misguides whom He wills/wants, and He guides whom He wills/wants, and He is the glorious/mighty , the wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min hiçbir مِنْ -
4 rasulin resûlü رَسُولٍ رسل
5 illa dışında إِلَّا -
6 bilisani lisanı/dili بِلِسَانِ لسن
7 kavmihi onun kavminin قَوْمِهِ قوم
8 liyubeyyine beyan etmesi için لِيُبَيِّنَ بين
9 lehum olara لَهُمْ -
10 feyudillu öyle ki dalalette bırakır فَيُضِلُّ ضلل
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 men kimseyi مَنْ -
13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
14 ve yehdi ve doğruya kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
15 men kimseyi مَنْ -
16 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 l-azizu Aziz’dir الْعَزِيزُ عزز
19 l-hakimu Hakîm’di الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Resûlün.**Kavme/topluma.***Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

14. İbrahim Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1793|14|45|وَسَكَنتُمْ فِى مَسَٰكِنِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Latin Literal

45. Ve sekentum fî mesâkinillezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihimve darabnâ lekumul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

Ve mesken edindiniz* kendi nefislerine201 zulmetmiş257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan226 oldu sizlere* (ki) nasıl faaliyet ettik onlara**; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere* misaller870.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And you resided in those who were unjust/oppressive (to) themselves’ residences, and how We made/did with them was clarified/shown for you, and We gave to you the examples/proverbs.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve sekentum ve mesken edindiniz وَسَكَنْتُمْ سكن
2 fi فِي -
3 mesakini meskenlerinde مَسَاكِنِ سكن
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve tebeyyene ve beyan oldu وَتَبَيَّنَ بين
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
10 fealna faaliyet ettik فَعَلْنَا فعل
11 bihim onlara بِهِمْ -
12 ve derabna ve darp ettik/ortaya koyduk وَضَرَبْنَا ضرب
13 lekumu sizlere لَكُمُ -
14 l-emsale emsal الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Resûller.**Kendi nefislerine zulmetmiş kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

1938|16|39|لِيُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِى يَخْتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعْلَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1938|16|39|ليبين لهم الذي يختلفون فيه وليعلم الذين كفروا انهم كانوا كذبين

Latin Literal

39. Li yubeyyine lehumullezî yahtelifûne fîhi ve li ya’lemellezîne keferû ennehum kânû kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Beyan226 etmesi* içindir** onlara ki kendisinde ihtilafa düşerler (olduklarını); ve bilmeleri içindir kimselerin (ki) kâfirlik25 ettiler ki onlar oldular yalancılar.

Ahmed Samira Çevirisi

39 To clarify/show/explain for them what they differ/disagree/dispute in it, and (for) those who disbelieved to know that they were lying/denying/falsifying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyubeyyine beyan etmesi içindir لِيُبَيِّنَ بين
2 lehumu onlara لَهُمُ -
3 llezi ki الَّذِي -
4 yehtelifune ihtilafa düşerler (olduklarını) يَخْتَلِفُونَ خلف
5 fihi onda/kendisinde فِيهِ -
6 veliyea'leme ve bilmeleri içindir وَلِيَعْلَمَ علم
7 ellezine kimselerin (ki) الَّذِينَ -
8 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
9 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
10 kanu oldular كَانُوا كون
11 kazibine yalancılar كَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Ölüleri diriltmesi bir amaç içindir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

16. Nahl Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1943|16|44|بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِ وَأَنزَلْنَآ إِلَيْكَ ٱلذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1943|16|44|بالبينت والزبر وانزلنا اليك الذكر لتبين للناس ما نزل اليهم ولعلهم يتفكرون

Latin Literal

44. Bil beyyinâti vez zubur(zuburi), ve enzelnâ ileykez zikre li tubeyyine lin nâsi mâ nuzzile ileyhim ve leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne).

Türkçe Çeviri

Beyanatlarla620; ve zeburlar477 (-la); ve indirdik sana zikri78; beyan226 etmen için insanlara indirileni* üzerlerine**; ve belki onlar fikrederler868.

Ahmed Samira Çevirisi

44 With the evidences and The Books, and We descended to you the reminder/remembrance to clarify/show/explain to the people what was descended to them, and maybe/perhaps they think.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
2 ve zzuburi ve zeburlar (-la) وَالزُّبُرِ زبر
3 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
4 ileyke sana إِلَيْكَ -
5 z-zikra zikri الذِّكْرَ ذكر
6 litubeyyine beyan etmen için لِتُبَيِّنَ بين
7 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
8 ma مَا -
9 nuzzile indirileni نُزِّلَ نزل
10 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ -
11 veleallehum ve belki onlar وَلَعَلَّهُمْ -
12 yetefekkerune fikrederler يَتَفَكَّرُونَ فكر

Notlar

Not 1

*Kur'ân'ı.**Şerefli Kur'ân insanlara indirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zebur Kavram 477

477 Taş/kil yazıt. Kil tabletler. Üzerine çivi yazısı yazılmış ve sonrası pişirilerek taş haline getirilmiş yazıtlar. Anlarız ki kutsal kitaplar öncesi Yüce Allah insanlara üzerinde çivi yazısı olan tabletler göndermiş. Resûller Yüce Allah'tan aldıkları vahyi taş tabletler üzerine yazmışlar. 3:184 ayetinde nurlu kitap öncesi zikredilmesi taş yazıtların parşömenlerden oluşan kitaplardan daha önce gönderildiğini düşündürür.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Fikretmek Kavram 868

868 Düşünmek, analitik düşünmek, derinlemesine düşünmek, zihninde tasarlamak, değerlendirmek.

16. Nahl Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1963|16|64|وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِى ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1963|16|64|وما انزلنا عليك الكتب الا لتبين لهم الذي اختلفوا فيه وهدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

64. Ve mâ enzelnâ aleykel kitâbe illâ li tubeyyine lehumullezîhtelefû fîhi ve huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve indirmiş değiliz sana* kitabı** onlara beyan226 etmen dışında; ki ihtilafa düştüklerini onda***; ve (oysa) bir doğru yola kılavuzdur ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And We did not descend on you The Book except to clarify/show/explain to them what they differed/disagreed/disputed in it, and guidance and mercy to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 enzelna indirmiş أَنْزَلْنَا نزل
3 aleyke sana عَلَيْكَ -
4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
5 illa dışında إِلَّا -
6 litubeyyine beyan etmen için لِتُبَيِّنَ بين
7 lehumu onlara لَهُمُ -
8 llezi ki الَّذِي -
9 htelefu ihtilafa düştüklerini اخْتَلَفُوا خلف
10 fihi onda فِيهِ -
11 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
12 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم
13 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
14 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Kur'ân'ı.***Kur'ân'da.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

1991|16|92|وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّتِى نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنۢ بَعْدِ قُوَّةٍ أَنكَٰثًا تَتَّخِذُونَ أَيْمَٰنَكُمْ دَخَلًۢا بَيْنَكُمْ أَن تَكُونَ أُمَّةٌ هِىَ أَرْبَىٰ مِنْ أُمَّةٍ إِنَّمَا يَبْلُوكُمُ ٱللَّهُ بِهِۦ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ مَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1991|16|92|ولا تكونوا كالتي نقضت غزلها من بعد قوه انكثا تتخذون ايمنكم دخلا بينكم ان تكون امه هي اربي من امه انما يبلوكم الله به وليبينن لكم يوم القيمه ما كنتم فيه تختلفون

Latin Literal

92. Ve lâ tekûnû kelletî nekadat gazlehâ min ba’di kuvvetin enkâsâ(enkâsen), tettehızûne eymânekum dehalen beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh(ummetin), innemâ yeblûkumullâhu bih(bihî), ve le yubeyyinenne lekum yevmel kıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmayın bozan* gibi eğirişmiş ipliği** sonrasında bir kuvvetli***; çözülmüşler**** (olarak); edinirsiniz yeminlerinizi aranızda bir dehale1024; ki olur bir ümmet305 o (ki) ribalandı383 bir ümmetten305; ancak belalandırır256 sizleri Allah onunla*****; ve mutlak beyan226 eder sizlere kıyamet günü148 olduğunuzu kendisinde (ki) ihtilafa düşersiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And do no be like who unbound/broke/destroyed her yarn/spun thread (into) unraveling/fraying/untwisted strands of yarn from after (its) strength , you take your rights/oaths (as) deceit/blemishes between you, that (E) a nation be more grown/increased than a nation, but/truly God tests you with it, and to clarify/show/explain for you (on) the Resurrection Day what you were in it differing/disagreeing/disputing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
3 kalleti gibi كَالَّتِي -
4 nekadet bozan نَقَضَتْ نقض
5 gazleha eğirişmiş ipliği غَزْلَهَا غزل
6 min مِنْ -
7 bea'di sonra بَعْدِ بعد
8 kuvvetin bir kuvvetli قُوَّةٍ قوي
9 enkasen çözülmüşler أَنْكَاثًا نكث
10 tettehizune edinirsiniz تَتَّخِذُونَ اخذ
11 eymanekum yeminlerinizi أَيْمَانَكُمْ يمن
12 dehalen bir dahile دَخَلًا دخل
13 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
14 en ki أَنْ -
15 tekune olur تَكُونَ كون
16 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
17 hiye o هِيَ -
18 erba katlandı أَرْبَىٰ ربو
19 min مِنْ -
20 ummetin bir ümmetten أُمَّةٍ امم
21 innema ancak إِنَّمَا -
22 yeblukumu belalandırır sizleri يَبْلُوكُمُ بلو
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 bihi onunla بِهِ -
25 veleyubeyyinenne ve mutlak beyan eder وَلَيُبَيِّنَنَّ بين
26 lekum sizlere لَكُمْ -
27 yevme günü يَوْمَ يوم
28 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
29 ma مَا -
30 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
31 fihi onda فِيهِ -
32 tehtelifune ihtilafa düşersiniz تَخْتَلِفُونَ خلف

Notlar

Not 1

*Kadın.**Kadın ince iplikleri eğirerek birbirine sarar ve çok kuvvetli tek bir ip elde eder.***Birbirine sarılmış küçük ipler çok sağlam/kuvvetli tek bir ip olur.****Sağlam/kuvvetli bir ipin liflerinin birbirinden ayrılmış, çözülmüş halleri.*****Verdiği katmerli üstünlükle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Riba Kavram 383

383 Değerde katlanma, katmerlenme, büyüme, çoğalma, ilave.Rabbimiz bu kelimeyi fiil olarak 16:92 ayetinde bir ümmetin başka bir ümmete göre daha katmerli örn: daha gelişmiş, daha kuvvetli, daha güçlü daha zengin; olduğunu işaret etmek için kullanmıştır. Katmerlenme sabit bir değer üzerinden olur. Sabit ve ölçeklenebilir bir değerin katmerlenmesidir. Örn: İki toplumun savaş uçak sayıları eşit olsa bile bir toplumun savaş uçakları diğer toplumun uçaklarından savaşma kapasitesi olarak iki kat daha gelişmişse gelişmiş toplum diğerine göre ribalı olur. Uçak sayısının önemi yoktur. Önemli olan uçağın savaşma kapasitesidir; gerçekten ürettiği değerdir. Para da aynı uçak gibidir. Satın alma kapasitesi değişkendir. 10 adet 100 dolar ile 10 adet 100 TL'nin satın alma güçleri farklıdır. Bu nedenle riba için bir şeyin gerçek değeri üzerinden artış var mı katlanma var mı diye bakılmalıdır.Başka güzel bir örnek daha verelim; on ekmek borç verildiyse ve süre sonunda geriye 11 ekmek alındıysa bu durumda artan, çoğalan, ilave olan o 1 ekmek riba olur. Dönen mal artmamalıdır. Günümüzde mal yerine çoğunlukla değeri değişken olan para kullanıldığı için kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Örnek; 10 ekmek değerinde olan para süre sonunda yine aynı para olarak geri alınırsa enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi sonucu borç veren geri aldığı parayla 10 ekmek alamayacaktır. Örneğin 9 ekmek alabilecektir. Borç verenin 1 ekmek hakkı yenmiş olacaktır. Merkez bankaları yıllık enflasyonun değerini belirler yani paranın değer kaybını belirlerler. O durumda borç para olarak verilecekse enflasyon değerinde paranın artarak geri alınması asla riba olmaz. Aslında malın artması değil korunması söz konusu olur. Ancak enflasyonun üstündeki her değer riba olacaktır. Enflasyon değerinde faiz kesinlikle riba değildir. Ancak faizin ribalaşma durumuna dikkat edilmelidir. Enflasyon üstünde gelir getiren faizlerin enflasyon üstü getirisi riba olmaktadır.

24. Nûr Suresi

Ayet 46

Arapça Metin (Harekeli)

2835|24|46|لَّقَدْ أَنزَلْنَآ ءَايَٰتٍ مُّبَيِّنَٰتٍ وَٱللَّهُ يَهْدِى مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

2835|24|46|لقد انزلنا ايت مبينت والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Latin Literal

46. Le kad enzelnâ âyâtin mubeyyinât(mubeyyinâtin), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

Ant olsun indirdik ayetler; apaçık beyanlılar226; ve Allah kılavuzlar dilediği kimseyi dosdoğru bir yola.

Ahmed Samira Çevirisi

46 We had descended verses/evidences evident, and God guides whom He wills/wants to a straight/direct road/way .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل
3 ayatin ayetler ايَاتٍ ايي
4 mubeyyinatin apaçık beyanlılar مُبَيِّنَاتٍ بين
5 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
6 yehdi kılavuzlar يَهْدِي هدي
7 men kimseyi مَنْ -
8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
9 ila إِلَىٰ -
10 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط
11 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

24. Nûr Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

2847|24|58|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِيَسْتَـْٔذِنكُمُ ٱلَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ وَٱلَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا۟ ٱلْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَٰثَ مَرَّٰتٍ مِّن قَبْلِ صَلَوٰةِ ٱلْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ ٱلظَّهِيرَةِ وَمِنۢ بَعْدِ صَلَوٰةِ ٱلْعِشَآءِ ثَلَٰثُ عَوْرَٰتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌۢ بَعْدَهُنَّ طَوَّٰفُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلْءَايَٰتِ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Latin Literal

58. Yâ eyyuhellezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz77; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir55 salâtı5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam56 salâtı5; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir8; Hakîm'dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

58 You, you those who believed, those who your rights (hands) owned/possessed (i.e. care-givers under contract), and those who did not reach the puberty/sexual maturity from you should ask for your permission three times, from before the dawn’s prayers, and when you put your clothes/garments (on) from the noon/midday, and from after the evening/first darkness prayers, three shameful genital parts (protective times are) for you, an offense/sin is not on you, and nor on them after them (the three times) circling/walking around on you, some of you to some, as/like that God clarifies/shows/explains for you the verses/evidences , and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 liyeste'zinkumu izin istesin sizlerden لِيَسْتَأْذِنْكُمُ اذن
5 ellezine kimseler الَّذِينَ -
6 meleket malik oldu مَلَكَتْ ملك
7 eymanukum sağ elleriniz أَيْمَانُكُمْ يمن
8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
9 lem asla لَمْ -
10 yeblugu ulaşmazlar يَبْلُغُوا بلغ
11 l-hulume erginliğe الْحُلُمَ حلم
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 selase üç ثَلَاثَ ثلث
14 merratin vakitlerde مَرَّاتٍ مرر
15 min مِنْ -
16 kabli öncesinde قَبْلِ قبل
17 salati salatı صَلَاةِ صلو
18 l-fecri fecir/şafak/tanyeri/seher الْفَجْرِ فجر
19 ve hine ve zaman وَحِينَ حين
20 tedeune bir kenara bıraktığınız تَضَعُونَ وضع
21 siyabekum siyâblarınızı ثِيَابَكُمْ ثوب
22 mine مِنَ -
23 z-zehirati öğlende الظَّهِيرَةِ ظهر
24 ve min ve وَمِنْ -
25 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
26 salati salatı صَلَاةِ صلو
27 l-işa'i akşam الْعِشَاءِ عشو
28 selasu üçtür ثَلَاثُ ثلث
29 avratin avret/edep (zamanı) عَوْرَاتٍ عور
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 leyse yoktur لَيْسَ ليس
32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
33 ve la ve yoktur وَلَا -
34 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
35 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
36 bea'dehunne onlardan sonra بَعْدَهُنَّ بعد
37 tavvafune dolaşmalar طَوَّافُونَ طوف
38 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
39 bea'dukum bir kısmınızın بَعْضُكُمْ بعض
40 ala عَلَىٰ -
41 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض
42 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
43 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
44 llahu Allah اللَّهُ -
45 lekumu sizlere لَكُمُ -
46 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 alimun alîmdir/bilendir عَلِيمٌ علم
49 hakimun hakîmdir/bilgedir. حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

34. Sebe' Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

3618|34|14|فَلَمَّا قَضَيْنَا عَلَيْهِ ٱلْمَوْتَ مَا دَلَّهُمْ عَلَىٰ مَوْتِهِۦٓ إِلَّا دَآبَّةُ ٱلْأَرْضِ تَأْكُلُ مِنسَأَتَهُۥ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ ٱلْجِنُّ أَن لَّوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ ٱلْغَيْبَ مَا لَبِثُوا۟ فِى ٱلْعَذَابِ ٱلْمُهِينِ

Arapça Metin (Harekesiz)

3618|34|14|فلما قضينا عليه الموت ما دلهم علي موته الا دابه الارض تاكل منساته فلما خر تبينت الجن ان لو كانوا يعلمون الغيب ما لبثوا في العذاب المهين

Latin Literal

14. Fe lemmâ kadaynâ aleyhil mevte mâ dellehum alâ mevtihî illâ dâbbetul ardı te’kulu minseeteh(minseetehu), fe lemmâ harre tebeyyenetil cinnu en lev kânû ya’lemûnel gaybe mâ lebisû fîl azâbil muhîn(muhîni).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman tamamladık ona (Süleyman’a) ölümü644*; göstermiş değildi onlara ölümünü* (Süleyman’ın); değneğini/bastonunu (Süleyman’ın) yiyen bir yer/yeryüzü canlısı dışında; öyle ki ne zaman yere kapandı (Süleyman); beyan oldu226 cinne91; ki eğer olsalardı bilirler bilinmeyeni/görünmeyeni/gaybı; kalır değillerdi alçaltıcı/yıkıcı azapta.

Ahmed Samira Çevirisi

14 So when We ordered/accomplished on him the death/lifelessness, nothing guided/lead them on (to) his death/lifelessness except the land’s/Earth’s walker/creeper/crawler , eating his shepherd’s staff/stick, so when he fell down the Jinns clarified/explained (to themselves) that (E) if they were knowing the absent/covered , they would not have stayed/remained/waited in the torture the disgracing/degrading.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 kadeyna karara bağladık قَضَيْنَا قضي
3 aleyhi ona (Süleyman’a) عَلَيْهِ -
4 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت
5 ma değildi مَا -
6 dellehum göstermiş onlara, دَلَّهُمْ دلل
7 ala عَلَىٰ -
8 mevtihi ölümünü (Süleyman’ın) مَوْتِهِ موت
9 illa dışında إِلَّا -
10 dabbetu bir yer canlısı دَابَّةُ دبب
11 l-erdi yer/yeryüzü الْأَرْضِ ارض
12 te'kulu yer تَأْكُلُ اكل
13 minseetehu değneğini/bastonunu onun مِنْسَأَتَهُ نسا
14 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
15 harra yere kapandı (Süleyman) خَرَّ خرر
16 tebeyyeneti beyan oldu/deklere oldu تَبَيَّنَتِ بين
17 l-cinnu cinne الْجِنُّ جنن
18 en ki أَنْ -
19 lev eğer لَوْ -
20 kanu olsalardı كَانُوا كون
21 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم
22 l-gaybe bilinmeyeni/görünmeyeni/gaybı الْغَيْبَ غيب
23 ma değil مَا -
24 lebisu kalırlar لَبِثُوا لبث
25 fi فِي -
26 l-azabi azapta الْعَذَابِ عذب
27 l-muhini alçaltıcı/yıkıcı الْمُهِينِ هون

Notlar

Not 1

*Sizin ölüm olarak tanımladığınız şeyi. Tüm resûller tıpkı resûl Îsâ gibi sadece vefat ettirilmiştir. İnsanların ölüm tanımı gibi bir olay gerçekleşse de gerçek anlamda ölmemişlerdir. Bilinçleri kaybolmadan Yüce Allah'ın indinde/katında bulunan selam diyarına/yurduna yerleştirilmişlerdir ve orada Rableri tarafından rızıklandırılmaktadırlar. Tıpkı Yüce Allah yolunda katledilen kimseler gibi. İnsanlar Yüce Allah yolunda katledilen kimseleri kendi tanımlarıyla ölü olarak görseler de aslında o kimseler gerçek anlamda ölmemektedirler. İnsanlar sadece bu durumun şuuruna varamamaktadırlar; anlayamamaktadırlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Cin, yabancı insanlar Kavram 91

91 Görünmeyen, gizli, örtülü. Anne rahminde yaratılan fetüs dışardan görülemediği için cenin olarak işaret edilir. Mecnun da aklı örtülmüş, gizlenmiş kimseler için kullanılır. Yeşilliklerle örtülü olması nedeniyle cennet kelimesi de aynı kökten türemiştir. Cin kelimesinin işaret ettiği şey/şeyler Rabbimizin ayette işaret ettiği şeye göre değişir. Bunlar;Bir yerleşim yerinde yaşayan insanların/halkın daha önce görmediği, o kimselere gizli kalmış, örtülü kalmış yabancı kimseler/insanlar için kullanılır. Kur'an dinlemek için Muhammed peygambere gelen yabancı insanlar ve Süleyman peygamberin ordusunda görev yapan yabancı insanlar. İblîs ve onun soyu olan varlıklar da cin olarak işaret edilir. Görünür, elle tutulur olan maddeden/atomlardan yaratılmadıkları için Rabbimiz onları da cin kelimesiyle işaret etmektedir.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

41. Fussilet Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

4269|41|53|سَنُرِيهِمْ ءَايَٰتِنَا فِى ٱلْءَافَاقِ وَفِىٓ أَنفُسِهِمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

4269|41|53|سنريهم ايتنا في الافاق وفي انفسهم حتي يتبين لهم انه الحق اولم يكف بربك انه علي كل شي شهيد

Latin Literal

53. Se nurîhim âyâtinâ fîl âfâkı ve fî enfusihim hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakk(hakku), e ve lem yekfi bi rabbike ennehu alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).

Türkçe Çeviri

Göstereceğiz onlara ayetlerimizi âfâkta/ufuklarda ve kendi nefislerinde201; ta ki beyan226 olur onlara ki o* haktır/gerçektir; ve kâfi gelmez mi asla senin Rabbin4 ki O her bir şey üzerine Şehîd’tir499.

Ahmed Samira Çevirisi

53 We will show them/make them understand Our verses/signs/evidences in the horizons/directions and in their selves, until (it) becomes clear/explained for them that it (is) the truth . Is (it) not enough/sufficient with your Lord, that He truly is on every thing witnessing/testifying?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 senurihim göstereceğiz onlara سَنُرِيهِمْ راي
2 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي
3 fi فِي -
4 l-afaki afakta الْافَاقِ افق
5 ve fi ve وَفِي -
6 enfusihim kendi nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 ennehu ki o (Kur’an) أَنَّهُ -
11 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
12 evelem ve asla أَوَلَمْ -
13 yekfi kafi gelmez mi يَكْفِ كفي
14 birabbike seni Rabbin بِرَبِّكَ ربب
15 ennehu ki O أَنَّهُ -
16 ala üzerine عَلَىٰ -
17 kulli her كُلِّ كلل
18 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
19 şehidun Şehîd’tir شَهِيدٌ شهد

Notlar

Not 1

*Kur'ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Şehîd Kavram 499

499 Tanık olan, şahit olan.

55. Rahmân Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

4903|55|4|عَلَّمَهُ ٱلْبَيَانَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4903|55|4|علمه البيان

Latin Literal

4. Allemehul beyân(beyâne).

Türkçe Çeviri

Öğretti ona* beyanı226**.

Ahmed Samira Çevirisi

4 He taught/instructed him the evidence/logic .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allemehu bildirdi/öğretti ona (insana) عَلَّمَهُ علم
2 l-beyane beyanı الْبَيَانَ بين

Notlar

Not 1

*İnsana.**İnsanı diğer türlerden ayrıcalıklı yapan şey yaratılış özelliği olan beynidir. Beyin de avatar bedenin evrimleşmesi sürecinde gelişti ve insan düşünebilen, akledebilen bir varlık oldu. Düşüncelerini ve fikirlerini diğer insanlara beyan ederek aktarabilir hale geldi. Bu aktarma sureci insanın edinmiş olduğu deneyimleri bir sonraki nesillere aktarabilme olanağı da sağladı. Bu da insanoğlunun gelişmiş bir varlık olmasını sağladı. Ayette insanın beyan etme yeteneğinin vurgulanması gerçekten büyük bir mucizedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

75. Kıyamet Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

5568|75|19|ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ

Arapça Metin (Harekesiz)

5568|75|19|ثم ان علينا بيانه

Latin Literal

19. Summe inne aleynâ beyânehu.

Türkçe Çeviri

Sonra doğrusu üzerimizedir beyanı226 onun*.

Ahmed Samira Çevirisi

19 Then that truly on Us (is) its clarification/explanation.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 inne doğrusu إِنَّ -
3 aleyna üzerimizedir عَلَيْنَا -
4 beyanehu beyanı onun بَيَانَهُ بين

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 226: Beyan

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Beyan

Kavram No: 226

Kısa Açıklama: 226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 42

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Dediler: “Dua 80 et bizlere; Rabbine 4 ; beyan 226 etsin bizlere nedir o”; dedi * : “Doğrusu O ** der ki: “Doğrusu o *** bir sığırdır; değildir bir yaşlı; ve değildir bir körpe **** ; bir orta yaşlıdır bunun arasında; öyleyse yapın emredildiğinizi.”

Arapça: 75|2|68|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما هي قال انه يقول انها بقره لا فارض ولا بكر عوان بين ذلك فافعلوا ما تومرون

Bakara Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Dediler: “Dua 80 et bizlere; Rabbine 4 ; beyan 226 etsin bizlere nedir rengi onun * ”; dedi * : doğrusu O (Allah) der ki: “Doğrusu o ** bir sığırdır; sarı; göz alıcı parlak; rengi onun *** mutluluk/haz verir bakanlara.

Arapça: 76|2|69|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما لونها قال انه يقول انها بقره صفرا فاقع لونها تسر النظرين

Bakara Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Dediler: “Dua 80 et bizlere; Rabbine 4 ; beyan 226 etsin bizlere nedir o * ; doğrusu (o) sığır benzer geldi bizlere; ve doğrusu bizler (ki) eğer dilediyse ** Allah; mutlak muhtedleriz. 176 ”

Arapça: 77|2|70|قالوا ادع لنا ربك يبين لنا ما هي ان البقر تشبه علينا وانا ان شا الله لمهتدون

Bakara Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı * ; ve gönderdik resûller 418 kafiyeli/ahenkli (olarak) ** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar 226 ; ve destekledik onu kutsal ruhla 279 ; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl 418 , nefislerinizin 201 hevâsına 278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız 195 ; ve bir fırka/grup katledersiniz 35 .

Arapça: 94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Bakara Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve ant olsun geldi sizlere Musa beyanlarla 226 ; sonra edindiniz buzağıyı onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz 257 .

Arapça: 99|2|92|ولقد جاكم موسي بالبينت ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Bakara Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: İster kitap ehlinden 135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan 47 sonra kâfirlere 25 ; bir hasettir 208 nefislerinin 201 yanından; beyan/deklere 226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 116|2|109|ود كثير من اهل الكتب لو يردونكم من بعد ايمنكم كفارا حسدا من عند انفسهم من بعد ما تبين لهم الحق فاعفوا واصفحوا حتي ياتي الله بامره ان الله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet 287 ”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini 870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan 226 ettik ayetleri 237 bir kavim için (ki) kesinleşirler 299 onlar.

Arapça: 125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Bakara Suresi - Ayet 159

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler; gizlerler indirdiğimizi beyanatlardan 226 ve doğru yola kılavuzdan; beyan 226 etmemizden sonra onu insanlara kitapta * ; işte bunlardır, lanet 280 eder onlara Allah; ve lanet 280 eder onlara lanet 280 edenler.

Arapça: 166|2|159|ان الذين يكتمون ما انزلنا من البينت والهدي من بعد ما بينه للناس في الكتب اوليك يلعنهم الله ويلعنهم اللعنون

Bakara Suresi - Ayet 185

Türkçe Meal: Ramazan 946 ayı ki indirildi onda Kur'ân 850 ; bir doğru yola kılavuz insanlara; ve bir beyanat 226 doğru yola kılavuzdan; ve furkan 259 ; öyle ki kim tanık/şahit oldu sizlerden o aya; öyle ki siyam/oruç 322 tutsun onda; ve kim oldu bir hasta ya da bir sefer üzerinde; öyle ki adetincedir başka günlerden; ister/diler Allah sizlere kolaylık; ve istemez/dilemez sizlere güçlük/zorluk * ; ve bütünlemeniz/tamamlamanız içindir adeti/sayıyı; ve yüceltmeniz içindir Allah'ı; sizleri doğru yola kılavuzlamasına karşı; ve belki sizler şükredersiniz 43 .

Arapça: 192|2|185|شهر رمضان الذي انزل فيه القران هدي للناس وبينت من الهدي والفرقان فمن شهد منكم الشهر فليصمه ومن كان مريضا او علي سفر فعده من ايام اخر يريد الله بكم اليسر ولا يريد بكم العسر ولتكملوا العده ولتكبروا الله علي ما هديكم ولعلكم تشكرون

Bakara Suresi - Ayet 187

Türkçe Meal: Helal kılındı sizlere siyam/oruç 322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize 201 ; öyle ki tevbe etti 33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde * ; sonra tamamlayın siyamı/orucu 322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf 325 içindeler (-ken) mescitlerde 16 * işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan 226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı 21 olurlar.

Arapça: 194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Bakara Suresi - Ayet 209

Türkçe Meal: Öyle ki eğer kaydıysanız * sizlere gelen beyanatlardan 226 ** sonra; öyle ki bilin ki Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 216|2|209|فان زللتم من بعد ما جاتكم البينت فاعلموا ان الله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 219

Türkçe Meal: Sual ederler/sorarlar sana hamr 138 ve meysir 359 hakkında; de ki: "İkisindedir büyük bir günah; ve menfaatler * insanlar için; ve günahı ikisinin daha büyüktür faydasından ikisinin”; ve sual ederler/sorarlar neyi infak 6 ederler; de ki: "Af/bağış 358 ”; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetleri; belki sizler tefekkür 357 edersiniz.

Arapça: 226|2|219|يسلونك عن الخمر والميسر قل فيهما اثم كبير ومنفع للناس واثمهما اكبر من نفعهما ويسلونك ماذا ينفقون قل العفو كذلك يبين الله لكم الايت لعلكم تتفكرون

Bakara Suresi - Ayet 242

Türkçe Meal: İşte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetlerini 389 ; belki sizler akledersiniz.

Arapça: 249|2|242|كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تعقلون

Bakara Suresi - Ayet 256

Türkçe Meal: Yoktur ikrâh 374 dinde 122 ; muhakkak beyan 226 oldu doğruluk sapkınlıktan; öyle ki kim kâfirlik 25 eder tâgûta 375 ; ve iman 47 eder Allah'a; muhakkak ki kaptı sapasağlam bir kulp; yoktur çatlak ona; ve Allah Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 263|2|256|لا اكراه في الدين قد تبين الرشد من الغي فمن يكفر بالطغوت ويومن بالله فقد استمسك بالعروه الوثقي لا انفصام لها والله سميع عليم

Bakara Suresi - Ayet 259

Türkçe Meal: Ya da bir kent üzerine uğramış kimse gibi; ve o (kent) harap/yıkıktır taşıyıcı yapıları üzerine; dedi (o kimse): “Nasıl canlandırır bunu Allah onun (kentin) ölümünden sonra?”; öyle ki öldürdü onu (o kimseyi) Allah bir yüz sene; sonra diriltti onu; dedi: “Ne kadar kaldın?”; dedi: “Kaldım bir gün ya da günün bir parçası; dedi (Allah): “Hayır! Kaldın bir yüz sene; öyle ki bak yiyeceğine ve içeceğine; alsa bozulmaz o; ve bak merkebine/eşeğine; ve yapmamız için seni bir ayet 287 insanlar için; ve bak kemiklere nasıl kaldırırız onu; sonra giydiririz ona et”; öyle ki ne zaman beyan 226 oldu ona (o kimseye); dedi (o kimse): “Bildim ki doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177 .”

Arapça: 266|2|259|او كالذي مر علي قريه وهي خاويه علي عروشها قال اني يحي هذه الله بعد موتها فاماته الله مايه عام ثم بعثه قال كم لبثت قال لبثت يوما او بعض يوم قال بل لبثت مايه عام فانظر الي طعامك وشرابك لم يتسنه وانظر الي حمارك ولنجعلك ايه للناس وانظر الي العظام كيف ننشزها ثم نكسوها لحما فلما تبين له قال اعلم ان الله علي كل شي قدير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl 418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar 226 ; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Ve tutunun Allah'ın ipine topluca; ve fırkalaşmayın/gruplaşmayın; ve hatırlayın Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; olduğunuz zaman düşmanlar/hasımlar; öyle ki birleştirdi (Allah) kalblerinizin arasını; öyle ki sabaha ulaştınız O’nun nimetiyle kardeşler (olarak); ve olmuştunuz ateşten bir hafriyatın/kazının kenarında; kurtardı sizleri (Allah) ondan; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetlerini 389 ; belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.

Arapça: 396|3|103|واعتصموا بحبل الله جميعا ولا تفرقوا واذكروا نعمت الله عليكم اذ كنتم اعدا فالف بين قلوبكم فاصبحتم بنعمته اخونا وكنتم علي شفا حفره من النار فانقذكم منها كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تهتدون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 138

Türkçe Meal: Bu * bir beyandır 226 ** insanlara; ve doğru yola kılavuzdur *** ; ve vaazdır 653 **** muttakiler 17 için.

Arapça: 431|3|138|هذا بيان للناس وهدي وموعظه للمتقين

Nisâ Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: İster Allah beyan 226 etmek sizlere; ve doğru yola kılavuzlamak sizleri sizden öncekilerden kimselerin yasalarına/yollarına * ; ve tevbe 33 etmek (ister) üzerinize; ve Allah Alîm’dir 8 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 519|4|26|يريد الله ليبين لكم ويهديكم سنن الذين من قبلكم ويتوب عليكم والله عليم حكيم

Nisâ Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Sual ederler * sana kitap ehli 135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten 180 (diye); öyle ki muhakkak sual * etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım 260 zulümleriyle 257 ; sonra tuttular/edindiler buzağıyı 258 onlara gelen beyanlar 226 sonrasında; öyle ki affettik bundan ** ; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Arapça: 646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Mâide Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ey kitap ehli 135 ! Muhakkak geldi sizlere resûlümüz * (ki) beyan 226 eder sizlere kitaptan ** gizler olduğunuzdan çoğunu *** ; ve affeder çoğundan **** ; muhakkak geldi sizlere Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap ***** .

Arapça: 684|5|15|ياهل الكتب قد جاكم رسولنا يبين لكم كثيرا مما كنتم تخفون من الكتب ويعفوا عن كثير قد جاكم من الله نور وكتب مبين

Mâide Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Meryem oğlu Mesih değildir bir resûl 418 dışında; muhakkak gelip geçti onun öncesinden resûller 418 ; ve annesi bir sıddıktır 551 ; oldu ikisi yemek yer*; bak! nasıl beyan 226 ederiz onlara ayetleri; sonra bak ki (nasıl) ters yüz edilirler.

Arapça: 744|5|75|ما المسيح ابن مريم الا رسول قد خلت من قبله الرسل وامه صديقه كانا ياكلان الطعام انظر كيف نبين لهم الايت ثم انظر اني يوفكون

Mâide Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Tutmaz (sorumlu) sizleri Allah yeminlerinizdeki diyalektle/jargonla/ağızla; velakin/fakat tutar (sorumlu) sizleri akitlediğiniz 207 yeminler nedeniyle; öyle ki kefareti onun yedirmedir on miskinki 113 vasattan/ortadan/en iyisinden (ki) yedirirsiniz ehlinize/ailenize ya da giydirmedir onları ya da hürriyetine kavuşturmadır rakabeyi 520 ; öyle ki kim asla bulamaz öyle ki oruç tutar üç gün; işte budur; kefaretidir yeminlerinizin yemin ettiğiniz zaman; ve koruyun yeminlerinizi; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetlerini 454 ; belki sizler şükredersiniz 43 .

Arapça: 758|5|89|لا يواخذكم الله باللغو في ايمنكم ولكن يواخذكم بما عقدتم الايمن فكفرته اطعام عشره مسكين من اوسط ما تطعمون اهليكم او كسوتهم او تحرير رقبه فمن لم يجد فصيام ثلثه ايام ذلك كفره ايمنكم اذا حلفتم واحفظوا ايمنكم كذلك يبين الله لكم ايته لعلكم تشكرون

Mâide Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Dediği zaman Allah: "Ey Meryem oğlu Îsâ! Zikret/an senin üzerine ve validene/annene karşı (olan) nimetimi desteklediğim zaman seni kutsal ruhla 279 ; kelam ediyordun insanlara beşikte 417 ve yetişkinlikte; ve bilir yaptığım zaman seni kitabı ve hikmeti 564 ve Tevrât'ı ve İncîl'i; ve yaratıyordun 419 ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey) iznimle 419 ; öyle ki üflüyordun 419 içine onun (kuş şekli gibi şeyin); öyle ki oluyordu bir kuş iznimle; ve iyileştiriyordun 419 doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı iznimle; ve çıkarıyorken 419 ölüleri iznimle; ve kısıtladığım/sınırladığım zaman İsrâîloğullarını 197 senden"; geldiğin zaman onlara beyanlarla 226 ; öyle ki dedi kâfirlik 25 etmiş kimseler onlardan: "Değildir bu apaçık bir sihir dışında."

Arapça: 779|5|110|اذ قال الله يعيسي ابن مريم اذكر نعمتي عليك وعلي ولدتك اذ ايدتك بروح القدس تكلم الناس في المهد وكهلا واذ علمتك الكتب والحكمه والتوريه والانجيل واذ تخلق من الطين كهيه الطير باذني فتنفخ فيها فتكون طيرا باذني وتبري الاكمه والابرص باذني واذ تخرج الموتي باذني واذ كففت بني اسريل عنك اذ جيتهم بالبينت فقال الذين كفروا منهم ان هذا الا سحر مبين

A'râf Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Bir hak/gerçek üzerinedir ki demem Allah'a karşı hak/gerçek dışında; muhakkak geldim sizlere Rabbinizden 4 bir beyanla 226 ; öyle ki gönder İsrâîloğullarını 197 benimle.

Arapça: 1059|7|105|حقيق علي ان لا اقول علي الله الا الحق قد جيتكم ببينه من ربكم فارسل معي بني اسريل

Tevbe Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Affetti * Allah senden izin verdiğin için onlara; ta ki beyan 226 olur sana sâdık 182 olmuş kimseler ve bilirsin yalancıları.

Arapça: 1278|9|43|عفا الله عنك لم اذنت لهم حتي يتبين لك الذين صدقوا وتعلم الكذبين

Tevbe Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Olmuş değildir nebiye 132 ve iman 47 etmiş kimselere ki mağfiret 319 dilerler müşriklere 36 ; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan 226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm 808 ashâbıdır 194 .

Arapça: 1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Tevbe Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: Ve olmuş değildi istiğfar 396 dilemesi İbrahim'in babası için vaat edilenden başka (ki) vaat etti ***** onu * ona ** ; öyle ki ne zaman beyan 226 oldu ona *** ki o **** bir düşmandır Allah'a; uzaklaştı ***** ondan ****** ; doğrusu İbrahim mutlak bir eyvah (-lıydı); bir halîmdi.

Arapça: 1349|9|114|وما كان استغفار ابرهيم لابيه الا عن موعده وعدها اياه فلما تبين له انه عدو لله تبرا منه ان ابرهيم لاوه حليم

Tevbe Suresi - Ayet 115

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir Allah dalalette 128 bırakır bir kavmi/toplumu doğru yola kılavuzladığı zaman sonrasında; ta ki beyan 226 eder * onlara neye takvalı 21 olurlar; doğrusu Allah her bir şeye bir Alîm’dir 8 .

Arapça: 1350|9|115|وما كان الله ليضل قوما بعد اذ هديهم حتي يبين لهم ما يتقون ان الله بكل شي عليم

Yunus Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve ant olsun helak ettik * kurûnları 785 sizden önce; ne zaman zulmettiler 257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla 226 ve olmuş değillerdi iman 47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız 63 mücrim 674 kavmi/toplumu.

Arapça: 1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

İbrahim Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz hiçbir resûlü 418 onun * kavminin/toplumunun lisanı/dili 980 dışında; beyan 226 etmesi içindir onlara ** ; öyle ki dalalette 128 bırakır Allah dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve O *** Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1752|14|4|وما ارسلنا من رسول الا بلسان قومه ليبين لهم فيضل الله من يشا ويهدي من يشا وهو العزيز الحكيم

İbrahim Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve mesken edindiniz * kendi nefislerine 201 zulmetmiş 257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan 226 oldu sizlere * (ki) nasıl faaliyet ettik onlara ** ; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere * misaller 870 .

Arapça: 1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Nahl Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Beyan 226 etmesi * içindir ** onlara ki kendisinde ihtilafa düşerler (olduklarını); ve bilmeleri içindir kimselerin (ki) kâfirlik 25 ettiler ki onlar oldular yalancılar.

Arapça: 1938|16|39|ليبين لهم الذي يختلفون فيه وليعلم الذين كفروا انهم كانوا كذبين

Nahl Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Beyanatlarla 620 ; ve zeburlar 477 (-la); ve indirdik sana zikri 78 ; beyan 226 etmen için insanlara indirileni * üzerlerine ** ; ve belki onlar fikrederler 868 .

Arapça: 1943|16|44|بالبينت والزبر وانزلنا اليك الذكر لتبين للناس ما نزل اليهم ولعلهم يتفكرون

Nahl Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve indirmiş değiliz sana * kitabı ** onlara beyan 226 etmen dışında; ki ihtilafa düştüklerini onda *** ; ve (oysa) bir doğru yola kılavuzdur ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavme/topluma.

Arapça: 1963|16|64|وما انزلنا عليك الكتب الا لتبين لهم الذي اختلفوا فيه وهدي ورحمه لقوم يومنون

Nahl Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve olmayın bozan * gibi eğirişmiş ipliği ** sonrasında bir kuvvetli *** ; çözülmüşler **** (olarak); edinirsiniz yeminlerinizi aranızda bir dehale 1024 ; ki olur bir ümmet 305 o (ki) ribalandı 383 bir ümmetten 305 ; ancak belalandırır 256 sizleri Allah onunla ***** ; ve mutlak beyan 226 eder sizlere kıyamet günü 148 olduğunuzu kendisinde (ki) ihtilafa düşersiniz.

Arapça: 1991|16|92|ولا تكونوا كالتي نقضت غزلها من بعد قوه انكثا تتخذون ايمنكم دخلا بينكم ان تكون امه هي اربي من امه انما يبلوكم الله به وليبينن لكم يوم القيمه ما كنتم فيه تختلفون

Nûr Suresi - Ayet 46

Türkçe Meal: Ant olsun indirdik ayetler; apaçık beyanlılar 226 ; ve Allah kılavuzlar dilediği kimseyi dosdoğru bir yola.

Arapça: 2835|24|46|لقد انزلنا ايت مبينت والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Nûr Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler (ki) malik oldu sağ elleriniz 77 ; ve kimseler (ki) asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir 55 salâtı 5 öncesinde; ve öğlende siyâblarınızı 853 bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam 56 salâtı 5 ; üçtür avret/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan 226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir 8 ; Hakîm'dir 9 .

Arapça: 2847|24|58|يايها الذين امنوا ليستذنكم الذين ملكت ايمنكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلث مرت من قبل صلوه الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيره ومن بعد صلوه العشا ثلث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم علي بعض كذلك يبين الله لكم الايت والله عليم حكيم

Sebe' Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman tamamladık ona (Süleyman’a) ölümü 644 *; göstermiş değildi onlara ölümünü * (Süleyman’ın); değneğini/bastonunu (Süleyman’ın) yiyen bir yer/yeryüzü canlısı dışında; öyle ki ne zaman yere kapandı (Süleyman); beyan oldu 226 cinne 91 ; ki eğer olsalardı bilirler bilinmeyeni/görünmeyeni/gaybı; kalır değillerdi alçaltıcı/yıkıcı azapta.

Arapça: 3618|34|14|فلما قضينا عليه الموت ما دلهم علي موته الا دابه الارض تاكل منساته فلما خر تبينت الجن ان لو كانوا يعلمون الغيب ما لبثوا في العذاب المهين

Fussilet Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Göstereceğiz onlara ayetlerimizi âfâkta/ufuklarda ve kendi nefislerinde 201 ; ta ki beyan 226 olur onlara ki o * haktır/gerçektir; ve kâfi gelmez mi asla senin Rabbin 4 ki O her bir şey üzerine Şehîd’tir 499 .

Arapça: 4269|41|53|سنريهم ايتنا في الافاق وفي انفسهم حتي يتبين لهم انه الحق اولم يكف بربك انه علي كل شي شهيد

Rahmân Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Öğretti ona * beyanı 226 **.

Arapça: 4903|55|4|علمه البيان

Kıyamet Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Sonra doğrusu üzerimizedir beyanı 226 onun * .

Arapça: 5568|75|19|ثم ان علينا بيانه