Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 257: Zalim, zulmetmek.

Bu kavram 114 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

2. Bakara Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

42|2|35|وَقُلْنَا يَٰٓـَٔادَمُ ٱسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ ٱلْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ ٱلشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

42|2|35|وقلنا يادم اسكن انت وزوجك الجنه وكلا منها رغدا حيث شيتما ولا تقربا هذه الشجره فتكونا من الظلمين

Latin Literal

35. Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete ve kulâ minhâ ragaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedik: “Ey Âdem50! Mesken edin/otur sen ve eşin cennette*; ve yiyin ikiniz ondan (cennetten) kolaylıkla/rahatlıkla; her neredeyse dilediniz ikiniz; ve yaklaşmayın ikiniz bu ağaca**; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden257.”

Ahmed Samira Çevirisi

35 And We said: "You Adam, reside/inhabit you and your wife/spouse the Paradise/treed garden, and you (B) eat from it easily/comfortably where/when you (B) wanted, and do not approach/near (B) this the tree, so you (B) become from the unjust/oppressors."

Notlar

Not 1

*Âdem, eşi ve tüm insanlar olarak bizler yaşadığımız evrene gönderilmeden önce başka bir cennet evreninde yaşamaktaydık. Kolay ve rahat bir şekilde.**Tekil gelmiş bir kelimedir. Dallanmış budaklanmış, ağaç dalları gibi ağ oluşturan. Evrenimizin ağacı kozmik ağdır; maddedir. Ayetten anlarız ki Yüce Allah bizlere bu şeye yaklaşmayı yasaklamıştır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

2. Bakara Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

58|2|51|وَإِذْ وَٰعَدْنَا مُوسَىٰٓ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ ٱتَّخَذْتُمُ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَنتُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

58|2|51|واذ وعدنا موسي اربعين ليله ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Latin Literal

51. Ve iz vâadnâ mûsâ erbaîne leyleten summettehaztumul icle min ba’dihî ve entum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve vaat ettiğimiz* zaman Musa’ya kırk gece**; sonra tuttunuz/edindiniz buzağıyı258 onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz257.

Ahmed Samira Çevirisi

51 And when/where We promised Moses forty nights, then you took the calf from after him, and you are unjust/oppressive.

Notlar

Not 1

*Çoğul olarak gelmiştir. Anlarız ki Yüce Allah'ın vaadi Cibrîl benzeri şerefli elçiler tarafından yerine getirilmiştir. **Musa peygamber 40 gece boyunca yalnız kalmış ve kendisine indirilen vahye odaklanmıştır.

2. Bakara Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

61|2|54|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلْعِجْلَ فَتُوبُوٓا۟ إِلَىٰ بَارِئِكُمْ فَٱقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Latin Literal

54. Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi innekum zalemtum enfusekum bittihâzikumul icle fe tûbû ilâ bâriikum faktulû enfusekum zâlikum hayrun lekum inde bâriikum fe tâbe aleykum innehu huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz257 nefislerinize201; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı258; öyle ki tevbe33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin35 nefislerinizi201; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And when Moses said to his nation: "You my nation, that you caused injustice to yourselves, because (of) your taking the calf (to worship), so repent to your creator , so fight/kill yourselves, that is best for you at your creator ." So, He forgave on you, that He is the forgiver , the most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم
5 ya kavmi ey kavmim! يَا قَوْمِ قوم
6 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ -
7 zelemtum zulmettiniz ظَلَمْتُمْ ظلم
8 enfusekum nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
9 biattihazikumu tutmanızla/edinmenizle بِاتِّخَاذِكُمُ اخذ
10 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
11 fetubu öyle ki tevbe edin فَتُوبُوا توب
12 ila doğru إِلَىٰ -
13 bariikum yaratıcınıza بَارِئِكُمْ برا
14 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
15 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
16 zalikum bu ذَٰلِكُمْ -
17 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
18 lekum sizlere لَكُمْ -
19 inde indinde/katında عِنْدَ عند
20 bariikum yaratıcınız بَارِئِكُمْ برا
21 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü/vazgeçti فَتَابَ توب
22 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
23 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
24 huve O هُوَ -
25 t-tevvabu Tevvâb’tır التَّوَّابُ توب
26 r-rahimu Rahîm’dir. الرَّحِيمُ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Buzağı. Kavram 258

258 Değerli metallerin karıştırılıp eritilerek yapıldığı buzağı şeklinde bir heykel.

2. Bakara Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

64|2|57|وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْمَنَّ وَٱلسَّلْوَىٰ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

64|2|57|وظللنا عليكم الغمام وانزلنا عليكم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

57. Ve zallelnâ aleykumul gamâme ve enzelnâ aleykumul menne ves selvâ kulû min tayyibâti mâ razaknâkum ve mâ zalemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve gölgelendirdik üzerinize bulutu264; ve indirdik üzerinize menne262; ve bıldırcın263; yiyin rızıklandırdığımızın güzellerinden sizleri; ve zulmetmiş* değillerdi bize; fakat oldular nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And We overshadowed on you the clouds , and We descended on you the mana (sweet gluey substance) and the quails/amusement . Eat from (the) goodness (of) what We provided for you , and they did not cause injustice to Us, and but they were (to) themselves causing injustice.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل
2 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
3 l-gamame bulutu الْغَمَامَ غمم
4 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
6 l-menne menne الْمَنَّ منن
7 ve sselva ve bıldırcın وَالسَّلْوَىٰ سلو
8 kulu yiyin كُلُوا اكل
9 min مِنْ -
10 tayyibati güzellerden طَيِّبَاتِ طيب
11 ma مَا -
12 razeknakum rızıklandırdığımızın sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق
13 ve ma ve değildi وَمَا -
14 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم
15 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
16 kanu oldular كَانُوا كون
17 enfusehum nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
18 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*İnsan Yüce Allah'a ne zarar verebilir ne de fayda verebilir. Hiçbir etkide bulunamaz. İnsan ne yaparsa kendine yapar. Yüce Allah'a şirk koşarak, O'na ortak koşarak ancak kendine zulmeder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Menne Kavram 262

262 Çöl trüf mantarı (desert truffle’ ‘Terfeziaceae’ ). Kelime anlamı ikram, hediye, faydalı bir şeyin ikramıdır. Ülkemizde dolaman, ak doloman, keme olarak da bilinen mantar türü. İnanılmaz derecede besleyici ve birçok faydası olan bir besindir. %20-27 oranında proteinler, yağlar ve lifler içerir. 2017 yılında yapılan bir çalışmada (Libya) kırmızı-siyah renkli çöl trüfünde %16.3 protein, %6.2 yağ, %67.2 karbonhidrat tespit edilmiştir. Beyaz çöl trüfünde %18.5 protein, %5.9 yağ ve %65 karbonhidrat içeriği bulunmuştur. Muhteşem besleyici bir besindir. Aynı zamanda dengelidir. Trüfler ayrıca vücut için gerekli birçok metalleri (sodyum, potasyum, fosfor, demir, bakır, kalsiyum, kobalt, silikon, çinko, alüminyum ve manganez) içerir. Santaroni volkanik patlaması (MÖ 1640) tüm dünyayı etkilemiştir. Dünyanın iklimini değiştirmiştir. Kurak ve sıcak olan iklim Musa peygamber ve yanındakilerin bulunduğu bölgede serin ve yağmurlu bir iklim haline gelmiştir. Mineraller içeren bol yağmur çölde çok dengeli bir besin olan çöl trüfünün bolca oluşmasına neden olmuştu Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bıldırcın Kavram 263

263 Bıldırcın (Coturnix coturnix L.) tavuklar (Galliformes) takımının, tavuksular (Phasianidae) familyasının en küçük türüdür. Göçmen kuştur. Musa peygamber ve yanındakilerin göçmen kuşların göç yolları üzerinde olduğunu anlarız. Toplu göç zamanlarında meydana gelen ani iklim değişiklikleri, ters esen sert rüzgârlar, fırtınalar ve aşırı yağışlar sonucunda bıldırcınların yere düştükleri bilinmektedir. Santoroni patlaması sonucu gelişen ani iklim değişikliği bıldırcınları da etkilemiştir. Göç yollarında karşılaştıkları olumsuz hava koşulları yere düşmelerine ve kolayca yakalanmalarına neden olmuştur. Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bulut, Musa peygamberi ve İsrailoğullarını gölgelendiren, onlara menne ve bıldırcın indiren bulut. Kavram 264

264 Santorini volkanik patlaması (MÖ 1640) Dünya’nın yüksek atmosferine inanılmaz boyutta gaz-toz bulutu püskürtmüştür. Bu bulutlar çevreye yayılmış ve doğuya doğru yol almıştır. Yapılan analizlerde bu bulutlara bağlı güneş ışınlarının tam olarak yeryüzüne ulaşamaması nedeniyle küresel iklim değişikliklerinin olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Mısır, Orta Doğu, Arabistan gibi çok sıcak olan bölgeler gölgelenme nedeniyle bahar havasına kavuşmuş, ılık hale gelmiş ve bol yağmur alır olmuştur. Bu gölgelenmenin yıllarca sürdüğü bilinmektedir.

2. Bakara Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

66|2|59|فَبَدَّلَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ قَوْلًا غَيْرَ ٱلَّذِى قِيلَ لَهُمْ فَأَنزَلْنَا عَلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ رِجْزًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

66|2|59|فبدل الذين ظلموا قولا غير الذي قيل لهم فانزلنا علي الذين ظلموا رجزا من السما بما كانوا يفسقون

Latin Literal

59. Fe beddelellezîne zalemû kavlen gayrellezî kîle lehum fe enzelnâ alellezîne zalemû riczen mines semâi bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki takas etti zulmetmiş257 kimseler bir sözü/kelamı, onlara denilenden başkasıyla*; öyle ki indirdik zulmetmiş257 kimseler üzerine gökten bir pislik; fâsıklık38 ederler olmuş olmalarından.

Ahmed Samira Çevirisi

59 Those who caused injustice/oppression , so (they) exchanged/replaced a saying other than what was said to them, so We descended on those who caused injustice/oppression, filth/torture from the sky/space with what they were debauching .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 febeddele öyle ki takas etti فَبَدَّلَ بدل
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
4 kavlen bir söz/kelam قَوْلًا قول
5 gayra başka غَيْرَ غير
6 llezi ki الَّذِي -
7 kile denildi قِيلَ قول
8 lehum onlara لَهُمْ -
9 feenzelna Öyle ki indirdik فَأَنْزَلْنَا نزل
10 ala üzerine عَلَى -
11 ellezine kimseler الَّذِينَ -
12 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
13 riczen bir pislik رِجْزًا رجز
14 mine مِنَ -
15 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
16 bima nedeniyle بِمَا -
17 kanu oldukların كَانُوا كون
18 yefsukune fasıklık ederler يَفْسُقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın sözünü başka sözle takas ettiler. Yüce Allah'ın kutsal kitabı olan Tevrat'ı başka sözlere takas ettiler. Böylece saptılar, doğru yol olan Tevrat'tan uzaklaştılar. Bu nedenle üzerlerine gökten pislik yağdı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

2. Bakara Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

99|2|92|وَلَقَدْ جَآءَكُم مُّوسَىٰ بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ ٱتَّخَذْتُمُ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَنتُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

99|2|92|ولقد جاكم موسي بالبينت ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Latin Literal

92. Ve lekad câekum mûsâ bil beyyinâti summettehaztumul icle min ba’dihî ve entum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun geldi sizlere Musa beyanlarla226; sonra edindiniz buzağıyı onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz257.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And Moses had (E) come to you with the evidences, then you took/received the calf from after him, and you are unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
5 summe sonra ثُمَّ -
6 ttehaztumu edindiniz اتَّخَذْتُمُ اخذ
7 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
8 min مِنْ -
9 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد
10 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
11 zalimune zalimlersiniz. ظَالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

2. Bakara Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

102|2|95|وَلَن يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًۢا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

102|2|95|ولن يتمنوه ابدا بما قدمت ايديهم والله عليم بالظلمين

Latin Literal

95. Ve len yetemennevhu ebeden bimâ kaddemet eydîhim vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve asla temenni etmezler onu (ölümü) ebediyen; önceden gönderdiğinden/yolladığından dolayı ellerinin; ve Allah bilendir zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

95 And they will never/not wish/desire it, never, because (of) what their hands advanced , and God (is) knowledgeable with the unjust.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velen ve asla وَلَنْ -
2 yetemennevhu temenni etmezler onu يَتَمَنَّوْهُ مني
3 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد
4 bima dolayı بِمَا -
5 kaddemet önceden gönderdiğinden/yolladığından قَدَّمَتْ قدم
6 eydihim ellerinin أَيْدِيهِمْ يدي
7 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
8 alimun bilindir عَلِيمٌ علم
9 biz-zalimine zalimleri بِالظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

350|3|57|وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

350|3|57|واما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم والله لا يحب الظلمين

Latin Literal

57. Ve emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve iman47 etmiş; ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; tastamam verir (Allah) onlara ecirlerini820; ve Allah sevmez zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

57 And but those who believed and did the correct/righteous deeds, so He fulfills/completes (to) them their rewards , and God does not love/like the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihatı الصَّالِحَاتِ صلح
6 feyuveffihim tastamam verir (Allah) onlara فَيُوَفِّيهِمْ وفي
7 ucurahum ecirlerini/karşılıklarını أُجُورَهُمْ اجر
8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
9 la لَا -
10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
11 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

379|3|86|كَيْفَ يَهْدِى ٱللَّهُ قَوْمًا كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ وَشَهِدُوٓا۟ أَنَّ ٱلرَّسُولَ حَقٌّ وَجَآءَهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

86. Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar226; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

86 How God guides a nation (who) disbelieved after their belief, and they witnessed/testified that the messenger (is) correct/true/real/right and the evidences came to them? And God does not guide the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
6 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
7 imanihim imanları إِيمَانِهِمْ امن
8 ve şehidu ve şahit/tanık oldular وَشَهِدُوا شهد
9 enne ki أَنَّ -
10 r-rasule resûl الرَّسُولَ رسل
11 hakkun bir hak/gerçek حَقٌّ حقق
12 ve ca'ehumu ve geldi onlara وَجَاءَهُمُ جيا
13 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 la لَا -
16 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
17 l-kavme kavmi الْقَوْمَ قوم
18 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

387|3|94|فَمَنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلْكَذِبَ مِنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

387|3|94|فمن افتري علي الله الكذب من بعد ذلك فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

94. Fe menifterâ alâllâhil kezibe min ba’di zâlike fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim uydurdu/türetti402 Allah'a karşı yalan*; sonrasında bunun**; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

94 So who fabricated on God the lie/falsehood from after that, so those are the unjust.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
2 ftera uydurdu/türetti افْتَرَىٰ فري
3 ala karşı عَلَى -
4 llahi Allah اللَّهِ -
5 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب
6 min مِنْ -
7 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
8 zalike bunun ذَٰلِكَ -
9 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
10 humu onlardır هُمُ -
11 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Helal-haram konusunda kutsal kitaplarda olmayan hükümleri peygamberin sünneti adı altında Yüce Allah'ın emir ve yasaklarıymış gibi sunmak. **Kutsal kitapların inmesinden sonra.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 128

Arapça Metin (Harekeli)

421|3|128|لَيْسَ لَكَ مِنَ ٱلْأَمْرِ شَىْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذِّبَهُمْ فَإِنَّهُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

421|3|128|ليس لك من الامر شي او يتوب عليهم او يعذبهم فانهم ظلمون

Latin Literal

128. Leyse leke minel emri şey’un ev yetûbe aleyhim ev yuazzibehum fe innehum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Olmaz sana emirden bir şey459; ya tevbe33 eder (Allah) onlara ya da azap426 eder onlara; öyle ki doğrusu onlar zalimlerdir257.

Ahmed Samira Çevirisi

128 (It) is not to you from the matter/affair a thing, or He forgives on them or He tortures them, so then they are unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse olmaz لَيْسَ ليس
2 leke sana لَكَ -
3 mine مِنَ -
4 l-emri emirden الْأَمْرِ امر
5 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
6 ev ya أَوْ -
7 yetube tevbe eder (Allah) يَتُوبَ توب
8 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
9 ev ya da أَوْ -
10 yuazzibehum azap eder onlara يُعَذِّبَهُمْ عذب
11 feinnehum öyle ki doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ -
12 zalimune zalimlerdir ظَالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Yüce Allah'ın azap etmesi. Kavram 426

426 Yüce Allah azabı hak etmiş nefsi azaptan kurtarmayarak azap eder. Nefis kendine zulmetmiş ve kendine azap etmiştir. Yüce Allah durup dururken bir nefse azap edici asla değildir.

Resûllerin bağışlama veya azap etme emrine müdahale edememesi. Kavram 459

459 Resûllerin emre/işlere müdahale yetkisi asla yoktur. Şefaat yetkisi yoktur. Araya girerek bağışlatma veya affettirme gibi bir yetkileri asla olamaz. Azaptan kurtarma gibi bir yetkileri yada talepleri asla olamaz. 3:128 ayetinde Yüce Allah tevbe etmenin de azap etmeninde sadece kendi uhdesinde olduğunu açık ve net olarak bizlere bildirmektedir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 135

Arapça Metin (Harekeli)

428|3|135|وَٱلَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا۟ فَٰحِشَةً أَوْ ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ ذَكَرُوا۟ ٱللَّهَ فَٱسْتَغْفَرُوا۟ لِذُنُوبِهِمْ وَمَن يَغْفِرُ ٱلذُّنُوبَ إِلَّا ٱللَّهُ وَلَمْ يُصِرُّوا۟ عَلَىٰ مَا فَعَلُوا۟ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

428|3|135|والذين اذا فعلوا فحشه او ظلموا انفسهم ذكروا الله فاستغفروا لذنوبهم ومن يغفر الذنوب الا الله ولم يصروا علي ما فعلوا وهم يعلمون

Latin Literal

135. Vellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfusehum zekerûllâhe festagferû li zunûbihim, ve men yagfiruz zunûbe illâllâhu ve lem yusırrû alâ mâ fealû ve hum ya’lemûn (ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) faaliyet yaptıkları zaman bir fahşâ81 ya da zulmettiler257 kendi nefislerine; hatırladılar (onlar) Allah'ı; öyle ki mağfiret319 dilediler günahlarına; "Ve kimdir Allah’ın dışında (ki) mağfiret319 eder günahlara!"; ve asla ısrar etmezler (onlar) faaliyet yaptıkları üzerine; ve onlar bilirler*.

Ahmed Samira Çevirisi

135 And those who if they made/did an enormous/atrocious deed , they caused injustice (to) themselves, they mentioned/remembered God, so they asked for forgiveness for their crimes, and who forgives the crimes except God? And they did not insist/persist on what they made/did, and they know .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 iza zaman إِذَا -
3 fealu faaliyet yaptılar فَعَلُوا فعل
4 fahişeten bir fahşat فَاحِشَةً فحش
5 ev ya da أَوْ -
6 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
7 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
8 zekeru hatırladılar ذَكَرُوا ذكر
9 llahe Allah'ı اللَّهَ -
10 festegferu öyle ki mağfiret dilediler فَاسْتَغْفَرُوا غفر
11 lizunubihim günahlarına لِذُنُوبِهِمْ ذنب
12 ve men ve kim وَمَنْ -
13 yegfiru mağfiret eder يَغْفِرُ غفر
14 z-zunube günahlara الذُّنُوبَ ذنب
15 illa dışında إِلَّا -
16 llahu Allah’ın اللَّهُ -
17 velem ve asla وَلَمْ -
18 yusirru ve ısrar etmezler يُصِرُّوا صرر
19 ala üzerine عَلَىٰ -
20 ma مَا -
21 fealu faaliyet yaptıkları فَعَلُوا فعل
22 vehum ve onlar وَهُمْ -
23 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Bile bile fahşâ içinde olmazlar, bile bile kendilerine zulmetmezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fahşâ Kavram 81

81 Vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

433|3|140|إِن يَمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ ٱلْقَوْمَ قَرْحٌ مِّثْلُهُۥ وَتِلْكَ ٱلْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ ٱلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَآءَ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Latin Literal

140. İn yemseskum karhun fe kad messel kavme karhun misluh(misluhu), ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs(nâsi), ve li ya’lemallâhullezîne âmenû ve yettehize minkum şuhedâe vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz* onu** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar***; ve Allah sevmez zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

140 If a wound/ulcer (pain) touches you, so a wound/ulcer (pain) equal/alike to it had touched the nation, and those are the days/times, We rotate/alternate it between the people, and (for) God to know those who believed, and (to) take from you witnesses (martyrs), and God does not love/like the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 yemseskum dokunsa sizlere يَمْسَسْكُمْ مسس
3 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
5 messe dokundu مَسَّ مسس
6 l-kavme kavme/topluma الْقَوْمَ قوم
7 karhun bir yara قَرْحٌ قرح
8 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
9 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
10 l-eyyamu günlerdir الْأَيَّامُ يوم
11 nudaviluha döndürürüz onu periyodik olarak نُدَاوِلُهَا دول
12 beyne arasında بَيْنَ بين
13 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
14 veliyea'leme ve bilindik kılması için وَلِيَعْلَمَ علم
15 llahu Allah'ın اللَّهُ -
16 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
17 amenu iman etmiş امَنُوا امن
18 ve yettehize ve edinmesi وَيَتَّخِذَ اخذ
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 la لَا -
23 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
24 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Sınav gereği toplumlar dalgalanma yaşar. Bazı günler sıkıntı çeker, bazı günler refah içinde olur. **Sıkıntılı günü.***Kendinizin tanık/şahit olması için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 151

Arapça Metin (Harekeli)

444|3|151|سَنُلْقِى فِى قُلُوبِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلرُّعْبَ بِمَآ أَشْرَكُوا۟ بِٱللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِۦ سُلْطَٰنًا وَمَأْوَىٰهُمُ ٱلنَّارُ وَبِئْسَ مَثْوَى ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

444|3|151|سنلقي في قلوب الذين كفروا الرعب بما اشركوا بالله ما لم ينزل به سلطنا وماويهم النار وبيس مثوي الظلمين

Latin Literal

151. Se nulkî fî kulûbillezîne keferûr ru’be bimâ eşrakû billâhi mâ lem yunezzil bihî sultânâ(sultânen), ve me’vâhumun nâr(nâru), ve bi’se mesvez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Atacağız kalplerine kâfirlik25 etmiş kimselerin terör/korku/panik; şirk71 koştuklarından (dolayı) Allah'a; kendisine* bir sultân660 asla indirmediği (-yle); ve sığınakları onların ateştir; ve ne perişandır zalimlerin257 meskeni.

Ahmed Samira Çevirisi

151 We will throw in those who disbelieved’s hearts the terror because (of) what they shared with God what (He) did not descend with it a proof/evidence/authority, and their shelter/refuge (is) the fire , and how bad (is) the unjust’s home/residence/dwelling .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 senulki atacağız سَنُلْقِي لقي
2 fi -
3 kulubi kalblerine قُلُوبِ قلب
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
6 r-rua'be terör/korku/panik الرُّعْبَ رعب
7 bima بِمَا -
8 eşraku şirk koştuklarından أَشْرَكُوا شرك
9 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
10 ma مَا -
11 lem asla لَمْ -
12 yunezzil indirmediğine يُنَزِّلْ نزل
13 bihi ona بِهِ -
14 sultanen bir sultan/yetki سُلْطَانًا سلط
15 ve me'vahumu ve sığınakları onların وَمَأْوَاهُمُ اوي
16 n-naru ateştir النَّارُ نور
17 ve bi'se ve perişan وَبِئْسَ باس
18 mesva mesken مَثْوَى ثوي
19 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitaplar haricinde dinde hüküm koyucu her şey. Talmud, Pavlus'un yazıları, Kütüb-i Sitte, Riyâzu's Sâlihîn, Kütüb-i Erba’a vb. Yetki sadece Kur'an'dadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 161

Arapça Metin (Harekeli)

454|3|161|وَمَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَغُلَّ وَمَن يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Latin Literal

161. Ve mâ kâne li nebiyyin en yagull(yagulle), ve men yaglul ye’ti bimâ galle yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), summe tuveffâ kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nebiye132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü148; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlar zulme257 uğratılmazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

161 And (it) was not to a prophet to cheat/defraud , and who cheats/defrauds comes with what he cheated/defrauded (in) the Resurrection Day, then each self is fulfilled what it gathered/acquired ,and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linebiyyin bir nebiye لِنَبِيٍّ نبا
4 en ki أَنْ -
5 yegulle aldatır يَغُلَّ غلل
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 yeglul aldatırsa يَغْلُلْ غلل
8 ye'ti gelir يَأْتِ اتي
9 bima بِمَا -
10 galle aldattığıyla غَلَّ غلل
11 yevme günü يَوْمَ يوم
12 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
13 summe sonra ثُمَّ -
14 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي
15 kullu her كُلُّ كلل
16 nefsin nefse نَفْسٍ نفس
17 ma مَا -
18 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 la لَا -
21 yuzlemune zulme uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 182

Arapça Metin (Harekeli)

475|3|182|ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ

Arapça Metin (Harekesiz)

475|3|182|ذلك بما قدمت ايديكم وان الله ليس بظلام للعبيد

Latin Literal

182. Zâlike bimâ kaddemet eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi).

Türkçe Çeviri

İşte bu; kademe/kıdem kazandığıdır ellerinizin; ve ki Allah zalim257 olmaz kullarına46.

Ahmed Samira Çevirisi

182 That (is) because (of) what your hands advanced/presented and that God is not with an unjust/oppressor to the worshippers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
2 bima بِمَا -
3 kaddemet kademe/kıdem aldığınız/ قَدَّمَتْ قدم
4 eydikum ellerinizin أَيْدِيكُمْ يدي
5 ve enne ve ki وَأَنَّ -
6 llahe Allah اللَّهَ -
7 leyse olmaz لَيْسَ ليس
8 bizellamin zalim بِظَلَّامٍ ظلم
9 lil'abidi kullarına لِلْعَبِيدِ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 192

Arapça Metin (Harekeli)

485|3|192|رَبَّنَآ إِنَّكَ مَن تُدْخِلِ ٱلنَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُۥ وَمَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

485|3|192|ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما للظلمين من انصار

Latin Literal

192. Rabbenâ inneke men tudhılin nâre fe kad ahzeyteh(ahzeytehu), ve mâ liz zâlimîne min ensâr(ensârin).

Türkçe Çeviri

Rabbimiz!4 Doğrusu sen kimi girdirirsin ateşe; öyle ki muhakkak rezil ettin onu; ve yoktur zalimlere257 hiçbir yardımcı.

Ahmed Samira Çevirisi

192 Our Lord, that you whom you make to enter the fire, so you had shamed/scandalized/disgraced him, and (there are) none to the unjust/oppressors from victoriors/saviors/supporters.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
2 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
3 men kimi مَنْ -
4 tudhili girdirirsin تُدْخِلِ دخل
5 n-nara ateşe النَّارَ نور
6 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
7 ehzeytehu hazin/hüzün ettin (sonunu) onun أَخْزَيْتَهُ خزي
8 ve ma ve yoktur وَمَا -
9 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم
10 min hiçbir مِنْ -
11 ensarin yardımcı أَنْصَارٍ نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

503|4|10|إِنَّ ٱلَّذِينَ يَأْكُلُونَ أَمْوَٰلَ ٱلْيَتَٰمَىٰ ظُلْمًا إِنَّمَا يَأْكُلُونَ فِى بُطُونِهِمْ نَارًا وَسَيَصْلَوْنَ سَعِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

503|4|10|ان الذين ياكلون امول اليتمي ظلما انما ياكلون في بطونهم نارا وسيصلون سعيرا

Latin Literal

10. İnnellezîne ye’kulûne emvâlel yetâmâ zulmen innemâ ye’kulûne fî butûnihim nârâ(nâran). Ve se yaslevne seîrâ(seîran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) yediler mallarını yetimlerin131 bir zulüm (-le)257; doğrusu yedikleri karınlarında bir ateştir; ve yanacaklar (onlar) bir seîrde809.

Ahmed Samira Çevirisi

10 That those who eat the orphans’ properties/possessions unjustly/oppressively, but they eat in their bellies a fire, and they will roast/suffer/burn (from) blazing/inflaming (fire).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 ye'kulune yediler يَأْكُلُونَ اكل
4 emvale mallarını أَمْوَالَ مول
5 l-yetama yetimlerin الْيَتَامَىٰ يتم
6 zulmen bir zulümle ظُلْمًا ظلم
7 innema doğrusu إِنَّمَا -
8 ye'kulune yedikleri يَأْكُلُونَ اكل
9 fi فِي -
10 butunihim karınlarında بُطُونِهِمْ بطن
11 naran bir ateş نَارًا نور
12 ve seyeslevne ve yanacaklar وَسَيَصْلَوْنَ صلي
13 seiyran çılgın bir alevde سَعِيرًا سعر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Seîr Kavram 809

809 Çılgın ateş.

4. Nisâ Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

557|4|64|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا لِيُطَاعَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ جَآءُوكَ فَٱسْتَغْفَرُوا۟ ٱللَّهَ وَٱسْتَغْفَرَ لَهُمُ ٱلرَّسُولُ لَوَجَدُوا۟ ٱللَّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

557|4|64|وما ارسلنا من رسول الا ليطاع باذن الله ولو انهم اذ ظلموا انفسهم جاوك فاستغفروا الله واستغفر لهم الرسول لوجدوا الله توابا رحيما

Latin Literal

64. Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü418 itaat76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri257 zaman kendi nefislerine201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb191; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And We did not sent from a messenger except to be obeyed with God’s permission; and if that when they caused injustice/oppression to themselves, they came to you, so they asked for forgiveness (from) God, and the messenger asked for forgiveness for them, they would have found God forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min مِنْ -
4 rasulin hiç bir resûl رَسُولٍ رسل
5 illa dışında إِلَّا -
6 liyutaa itaat edilmesi için لِيُطَاعَ طوع
7 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 velev velev (fakat) وَلَوْ -
10 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
11 iz إِذْ -
12 zelemu zulmettikleri zaman ظَلَمُوا ظلم
13 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
14 ca'uke geldiler sana جَاءُوكَ جيا
15 festegferu öyle ki mağfiret istesinler فَاسْتَغْفَرُوا غفر
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 vestegfera ve mağfiret isteseydi وَاسْتَغْفَرَ غفر
18 lehumu onlara لَهُمُ -
19 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
20 levecedu mutlak bulurlardı لَوَجَدُوا وجد
21 llahe Allah'ı اللَّهَ -
22 tevvaben Tevvab تَوَّابًا توب
23 rahimen Rahim رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

568|4|75|وَمَا لَكُمْ لَا تُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ ٱلرِّجَالِ وَٱلنِّسَآءِ وَٱلْوِلْدَٰنِ ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَآ أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةِ ٱلظَّالِمِ أَهْلُهَا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

568|4|75|وما لكم لا تقتلون في سبيل الله والمستضعفين من الرجال والنسا والولدن الذين يقولون ربنا اخرجنا من هذه القريه الظالم اهلها واجعل لنا من لدنك وليا واجعل لنا من لدنك نصيرا

Latin Literal

75. Ve mâ lekum lâ tukâtilûne fî sebîlillâhi vel mustad’afîne miner ricâli ven nisâi vel vildânillezîne yekûlûne rabbenâ ahricnâ min hâzihil karyetiz zâlimi ehluhâ, vec’al lenâ min ledunke veliyyâ(veliyyen), vec’al lenâ min ledunke nasîrâ(nasîran).

Türkçe Çeviri

Ve nedir sizlere olan (ki) katletmezsiniz35 Allah yolunda331; ve zaaflılar (olan) erkeklerden ve kadınlardan ve çocuklardan kimseler derler (ki): "Rabbimiz! Çıkar bizi şu kentten; zalimdir257 ahalisi onun; ve yap bize yanından bir veli28; ve yap bize yanından bir nasîr69."

Ahmed Samira Çevirisi

75 And for what (why) do you not fight/kill in God’s sake? And the weakened from the men and the women, and the children/newborns, those who say: "Our Lord, bring us out from this the village/urban city, the unjust/oppressive (to) its people, and make for us from at You a guardian/victorior/ally , and make for us from at You a savior/supporter."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve ne وَمَا -
2 lekum sizlere olan لَكُمْ -
3 la لَا -
4 tukatilune katletmezsiniz تُقَاتِلُونَ قتل
5 fi فِي -
6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah اللَّهِ -
8 velmusted'afine ve zaaflılar (olan) وَالْمُسْتَضْعَفِينَ ضعف
9 mine مِنَ -
10 r-ricali erkeklerden الرِّجَالِ رجل
11 ve nnisa'i ve kadınlar وَالنِّسَاءِ نسو
12 velvildani ve çocuklardan وَالْوِلْدَانِ ولد
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 yekulune derler يَقُولُونَ قول
15 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
16 ehricna çıkar bizi أَخْرِجْنَا خرج
17 min مِنْ -
18 hazihi şu هَٰذِهِ -
19 l-karyeti kentten الْقَرْيَةِ قري
20 z-zalimi zalimdir الظَّالِمِ ظلم
21 ehluha ahalisi onun أَهْلُهَا اهل
22 vec'al ve yap وَاجْعَلْ جعل
23 lena bize لَنَا -
24 min مِنْ -
25 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن
26 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي
27 vec'al ve yap وَاجْعَلْ جعل
28 lena bize لَنَا -
29 min مِنْ -
30 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن
31 nesiran bir nasir نَصِيرًا نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nasîr Kavram 69

69 Yardımcı, destekçi, arka çıkan, imdada koşan.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

590|4|97|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ قَالُوا۟ فِيمَ كُنتُمْ قَالُوا۟ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةً فَتُهَاجِرُوا۟ فِيهَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَسَآءَتْ مَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

590|4|97|ان الذين توفيهم المليكه ظالمي انفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في الارض قالوا الم تكن ارض الله وسعه فتهاجروا فيها فاوليك ماويهم جهنم وسات مصيرا

Latin Literal

97. İnnellezîne teveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum. Kâlû kunnâ mustad’afîne fîl ard(ardı). Kâlû e lem tekun ardullâhi vâsiaten fe tuhâcirû fîhâ. Fe ulâike me’vâhum cehennem(cehennemu) ve sâet masîrâ(masîran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) vefat ettirdi onları melekler522; (ki o kimseler) zalimlerdir257 kendi nefislerine201; dediler (melekler): "İçinde olduğunuz nedir ki"; dediler (kimseler): "Olduk zaafa düşürülenler yeryüzünde"; dediler (melekler) : "Asla olamaz mıydı Allah'ın arzı/yeri bir genişlik (olarak); öyle ki hicret ederdiniz orada (yerde)"; öyle ki işte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve ne kötü varış yeridir.

Ahmed Samira Çevirisi

97 That those the angels make them die, unjust (to) themselves, they said: "In what you were/have been?" They said: "We were weakened in the Earth/land." They said: "Was not God’s Earth/land wide/spacious so you emigrate in it." So those, their shelter/refuge (is) Hell, and it was a bad/evil end/destination.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

603|4|110|وَمَن يَعْمَلْ سُوٓءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُۥ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ ٱللَّهَ يَجِدِ ٱللَّهَ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

603|4|110|ومن يعمل سوا او يظلم نفسه ثم يستغفر الله يجد الله غفورا رحيما

Latin Literal

110. Ve men ya’mel sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve kim yapar bir kötülük ya da zulmeder257 kendi nefsine201; sonra mağfiret319 sunar Allah’a; bulur (o) Allah'ı bir Gafûr20 ve bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And who does bad/evil/harm or causes injustice (to) himself then he asks for forgiveness (from) God, he finds God a forgiver, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yea'mel yapar يَعْمَلْ عمل
3 su'en bir kötülük سُوءًا سوا
4 ev ya da أَوْ -
5 yezlim zulmeder يَظْلِمْ ظلم
6 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
7 summe sonra ثُمَّ -
8 yestegfiri mağfiret sunar يَسْتَغْفِرِ غفر
9 llahe Allah’a اللَّهَ -
10 yecidi bulur يَجِدِ وجد
11 llahe Allah'ı اللَّهَ -
12 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر
13 rahimen ve bir Rahîm رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

646|4|153|يَسْـَٔلُكَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَٰبًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَقَدْ سَأَلُوا۟ مُوسَىٰٓ أَكْبَرَ مِن ذَٰلِكَ فَقَالُوٓا۟ أَرِنَا ٱللَّهَ جَهْرَةً فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ ثُمَّ ٱتَّخَذُوا۟ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ فَعَفَوْنَا عَن ذَٰلِكَ وَءَاتَيْنَا مُوسَىٰ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Latin Literal

153. Yes’eluke ehlul kitâbi en tunezzile aleyhim kitâben mines semâi fe kad seelû mûsâ ekbera min zâlike fe kâlû erinâllâhe cehraten fe ehazethumus sâikatu bi zulmihim, summettehazûl ıcle min ba’di mâ câethumul beyyinâtu fe afevnâ an zâlik(zâlike), ve âteynâ mûsâ sultânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Sual ederler* sana kitap ehli135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten180 (diye); öyle ki muhakkak sual* etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım260 zulümleriyle257; sonra tuttular/edindiler buzağıyı258 onlara gelen beyanlar226 sonrasında; öyle ki affettik bundan**; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Ahmed Samira Çevirisi

153 The Book’s people ask/question you, that to descend on them a book from the sky/space, so they had asked Moses greater than that, so they said: "Show us God publicly/openly." So the fire falling from the sky accompanied by thunderous noise punished/took them with their injustice/oppression, then they took the calf from after what came to them (from) the evidences, so We forgave/pardoned on that, and We gave Moses evident proof .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yeseluke sual ederler sana يَسْأَلُكَ سال
2 ehlu ehli أَهْلُ اهل
3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
4 en ki أَنْ -
5 tunezzile indirirsin تُنَزِّلَ نزل
6 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
7 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب
8 mine مِنَ -
9 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
11 seelu sual etmişlerdi سَأَلُوا سال
12 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
13 ekbera daha büyüğünü أَكْبَرَ كبر
14 min مِنْ -
15 zalike bundan ذَٰلِكَ -
16 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
17 erina göster bize أَرِنَا راي
18 llahe Allah'ı اللَّهَ -
19 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر
20 feehazethumu öyle ki yakaladı/tuttu onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ
21 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق
22 bizulmihim zulümleriyle بِظُلْمِهِمْ ظلم
23 summe sonra ثُمَّ -
24 ttehazu tuttular/edindiler اتَّخَذُوا اخذ
25 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu onlara gelen جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 feafevna öyle ki affettik فَعَفَوْنَا عفو
32 an عَنْ -
33 zalike bundan ذَٰلِكَ -
34 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
35 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
36 sultanen bir yetki/güç سُلْطَانًا سلط
37 mubinen apaçık مُبِينًا بين

Notlar

Not 1

*Sorarlar, isterler, talep ederler.**Anlaşılır ki müşrik hale gelen kimseler vefatlarından önce tevbe ederlerse ve ıslah olurlarsa Yüce Allah onları affedebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Buzağı. Kavram 258

258 Değerli metallerin karıştırılıp eritilerek yapıldığı buzağı şeklinde bir heykel.

Yıldırım. Kavram 260

260 Yerle bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Yere düşen/çarpan şimşek olup en tehlikeli şimşek türüdür. Yıldırımın dönüş darbesi yaklaşık 30.000 ampere ve sıcaklığı 30.000 °C'ye ulaşır. Öncül darbe buluttan yere yaklaşık 30 milisaniyede ulaşır ve yerden bulutun merkezine yaklaşık 100 milisaniyede döner.

4. Nisâ Suresi

Ayet 168

Arapça Metin (Harekeli)

661|4|168|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَظَلَمُوا۟ لَمْ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

661|4|168|ان الذين كفروا وظلموا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا

Latin Literal

168. İnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve zulmettiler257; asla olmaz Allah mağfiret319 etmeye onlara; ve bir doğru tarîkata532 kılavuzlamaya.

Ahmed Samira Çevirisi

168 That those who disbelieved and caused injustice/oppression, God was not to forgive for them, and nor to guide them a way/path .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
4 ve zelemu ve zulmettiler وَظَلَمُوا ظلم
5 lem asla لَمْ -
6 yekuni olmaz يَكُنِ كون
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 liyegfira mağfiret etmeye لِيَغْفِرَ غفر
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 ve la ve وَلَا -
11 liyehdiyehum doğru yola kılavuzlamaya لِيَهْدِيَهُمْ هدي
12 tarikan bir tarikata طَرِيقًا طرق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Tarîkat Kavram 532

532 Tarik, yol, patika, metot, rota.

5. Mâide Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

698|5|29|إِنِّىٓ أُرِيدُ أَن تَبُوٓأَ بِإِثْمِى وَإِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلنَّارِ وَذَٰلِكَ جَزَٰٓؤُا۟ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

698|5|29|اني اريد ان تبوا باثمي واثمك فتكون من اصحب النار وذلك جزوا الظلمين

Latin Literal

29. İnnî urîdu en tebûe bi ismî ve ismike fe tekûne min ashâbin nâr(nâri), ve zâlike cezâûz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu ben isterim ki dönersin benim günahımla ve kendi günahınla; öyle ki olursun ateş834 ashâbından194; ve işte budur cezası63 zalimlerin257.

Ahmed Samira Çevirisi

29 I want that you return with my sin/crime and your sin/crime, so you be from the fire’s company, and that (is) the unjust’s/oppressor’s reimbursement .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inni doğrusu ben إِنِّي -
2 uridu isterim أُرِيدُ رود
3 en ki أَنْ -
4 tebu'e dönersin تَبُوءَ بوا
5 biismi benim günahımla بِإِثْمِي اثم
6 ve ismike ve kendi günahınla وَإِثْمِكَ اثم
7 fetekune öyle ki olursun فَتَكُونَ كون
8 min مِنْ -
9 eshabi ashabından أَصْحَابِ صحب
10 n-nari ateş النَّارِ نور
11 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ -
12 ceza'u cezası جَزَاءُ جزي
13 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

5. Mâide Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

708|5|39|فَمَن تَابَ مِنۢ بَعْدِ ظُلْمِهِۦ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ ٱللَّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

708|5|39|فمن تاب من بعد ظلمه واصلح فان الله يتوب عليه ان الله غفور رحيم

Latin Literal

39. Fe men tâbe min ba’di zulmihî ve aslaha fe innallâhe yetûbu aleyh(aleyhi) innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim tevbe33 etti zulmü257* sonrasında; ve ıslah316 oldu; öyle ki doğrusu Allah tevbe33 eder onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

39 So who repented from after his injustice/oppression, and he corrected , so that God forgives on him, that God (is) a forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 tabe tevbe etti تَابَ توب
3 min مِنْ -
4 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
5 zulmihi zulmünden ظُلْمِهِ ظلم
6 ve esleha ve ıslah oldu وَأَصْلَحَ صلح
7 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب
10 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
14 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Hırsızlığın büyük günahlardan olduğunu anlarız. Şirk koşmak da bir zulümdür. Demek ki tevbe edilmez ve ıslah olunmazsa cehenneme götürme durumu olasılığı vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

714|5|45|وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَآ أَنَّ ٱلنَّفْسَ بِٱلنَّفْسِ وَٱلْعَيْنَ بِٱلْعَيْنِ وَٱلْأَنفَ بِٱلْأَنفِ وَٱلْأُذُنَ بِٱلْأُذُنِ وَٱلسِّنَّ بِٱلسِّنِّ وَٱلْجُرُوحَ قِصَاصٌ فَمَن تَصَدَّقَ بِهِۦ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَّهُۥ وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

714|5|45|وكتبنا عليهم فيها ان النفس بالنفس والعين بالعين والانف بالانف والاذن بالاذن والسن بالسن والجروح قصاص فمن تصدق به فهو كفاره له ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

45. Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve yazdık üzerlerine onda (Tevrât’ta) ki nefis201 nefsedir201; ve göz gözedir; ve burun burunadır; ve kulak kulağadır; ve diş dişedir; ve yaralara (da) bir kısas320; öyle ki kim sadaka378 etti bunu öyle ki o bir kefarettir* ona; ve kim asla hükmetmez Allah'ın indirdiğiyle544; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And We wrote/decreed on them in it, that the self (is) with the self, and the eye (is) with the eye, and the nose (is) with the nose, and the ear (is) with the ear, and the tooth (is) with the tooth, and the wounds/cuts (are) equal revenge/punishment equal to crime, so who gave charity (forgave) with it, so it is cover/substitution for him, and who does not judge/rule with what God descended, so those, those are the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ketebna ve yazdık وَكَتَبْنَا كتب
2 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
3 fiha onda (Tevrât’ta) فِيهَا -
4 enne ki أَنَّ -
5 n-nefse nefis النَّفْسَ نفس
6 bin-nefsi nefse بِالنَّفْسِ نفس
7 vel'ayne ve göz وَالْعَيْنَ عين
8 bil-ayni göze بِالْعَيْنِ عين
9 vel'enfe ve burun وَالْأَنْفَ انف
10 bil-enfi buruna بِالْأَنْفِ انف
11 vel'uzune ve kulak وَالْأُذُنَ اذن
12 bil-uzuni kulağa بِالْأُذُنِ اذن
13 ve ssinne ve diş وَالسِّنَّ سنن
14 bis-sinni dişe بِالسِّنِّ سنن
15 velcuruha ve yaralara (da) وَالْجُرُوحَ جرح
16 kisasun bir kısas قِصَاصٌ قصص
17 femen öyle ki kim فَمَنْ -
18 tesaddeka sadaka etti تَصَدَّقَ صدق
19 bihi bunu بِهِ -
20 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
21 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر
22 lehu ona لَهُ -
23 ve men ve kim وَمَنْ -
24 lem asla لَمْ -
25 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم
26 bima بِمَا -
27 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل
28 llahu Allah'ın اللَّهُ -
29 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
30 humu onlardır هُمُ -
31 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*İşlenmiş bir günah, suç veya kabahatin bağışlanması.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Kısas Kavram 320

320 Tam karşılık, misilleme, tam karşılıklı öç/intikam.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Yüce Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerdir. Kavram 544

544 Sadece kutsal kitaplar demeyip onun yanında tamamı zan olan hadis/söylenti/Talmud uydurmalarıyla hükmederek kitabın ayetlerine kâfirlik edenler.

5. Mâide Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

720|5|51|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ ٱلْيَهُودَ وَٱلنَّصَٰرَىٰٓ أَوْلِيَآءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُۥ مِنْهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

720|5|51|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اليهود والنصري اوليا بعضهم اوليا بعض ومن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

51. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızûl yehûde ven nasârâ evliyâe ba’duhum evliyâu ba’d(ba’din) ve men yetevellehum minkum fe innehu minhum innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın Yahudileri295 ve Nasârâlıları268 evliya212; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kim veli28 edinir onları sizlerden; öyle ki doğrusu o onlardandır; doğrusu Allah doğruya kılavuzlamaz zalim257 toplumu.

Ahmed Samira Çevirisi

51 You, you those who believed, do not take the Jews and the Christians (as) guardians/patrons , some of them (are) guardians/patrons (of) some, and who follows them from you, so that he truly is from them, that God does not guide the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ
6 l-yehude yahudileri الْيَهُودَ -
7 ve nnesara ve Nasaralıları وَالنَّصَارَىٰ نصر
8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
9 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
10 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
11 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
12 ve men ve kim وَمَنْ -
13 yetevellehum veli edinir onları يَتَوَلَّهُمْ ولي
14 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
15 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ -
16 minhum onlardandır مِنْهُمْ -
17 inne doğrusu إِنَّ -
18 llahe Allah اللَّهَ -
19 la لَا -
20 yehdi doğruya kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
21 l-kavme toplumu الْقَوْمَ قوم
22 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

5. Mâide Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

741|5|72|لَقَدْ كَفَرَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلْمَسِيحُ ٱبْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ ٱلْمَسِيحُ يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ رَبِّى وَرَبَّكُمْ إِنَّهُۥ مَن يُشْرِكْ بِٱللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ ٱلْجَنَّةَ وَمَأْوَىٰهُ ٱلنَّارُ وَمَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

741|5|72|لقد كفر الذين قالوا ان الله هو المسيح ابن مريم وقال المسيح يبني اسريل اعبدوا الله ربي وربكم انه من يشرك بالله فقد حرم الله عليه الجنه وماويه النار وما للظلمين من انصار

Latin Literal

72. Lekad keferallezîne kâlû innallâhe huvel mesîhubnu meryem(meryeme) ve kâlel mesîhu yâ benî isrâîla’budûllâhe rabbî ve rabbekum innehu men yuşrik billâhi fekad harremallâhu aleyhil cennete ve me’vâhun nâr(nâru) ve mâ liz zâlimîne min ensâr(ensârin).

Türkçe Çeviri

Ant olsun (ki) kâfirlik25 etmiş kimseler dediler: "Doğrusu Allah (ki) O Meryem oğlu Mesih'tir"; ve dedi Mesih: "Ey İsrâîloğulları!197 Kulluk edin Allah'a; Rabbime4 ve Rabbinize4"; doğrusu O’dur (ki) kim şirk koşar71 Allah'a; öyle ki muhakkak haram etti Allah ona cenneti; ve sığınağı onun ateştir834; ve yoktur zalimler257 için hiçbir yardımcı.

Ahmed Samira Çevirisi

72 Those who said: "That God, He is the Messiah Mary’s son," had disbelieved, and the Messiah, said: "You, Israel’s sons and daughters, worship God, my Lord and your Lord, that he who shares/makes partners with God, so He had forbidden on him the Paradise, and his shelter/refuge (is) the fire , and (there are) no victoriors/saviors to the unjust/oppressors."74

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 kalu dediler قَالُوا قول
5 inne doğrusu إِنَّ -
6 llahe Allah اللَّهَ -
7 huve o هُوَ -
8 l-mesihu Mesih'tir الْمَسِيحُ -
9 bnu oğlu ابْنُ بني
10 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
11 vekale ve dedi وَقَالَ قول
12 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ -
13 ya beni ey oğulları يَا بَنِي بني
14 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
15 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 rabbi Rabbime رَبِّي ربب
18 ve rabbekum ve Rabbinize وَرَبَّكُمْ ربب
19 innehu doğrusu O’dur (ki) إِنَّهُ -
20 men kim مَنْ -
21 yuşrik şirk koşar يُشْرِكْ شرك
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
24 harrame haram etti حَرَّمَ حرم
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 aleyhi ona عَلَيْهِ -
27 l-cennete cenneti الْجَنَّةَ جنن
28 ve me'vahu ve sığınağı onun وَمَأْوَاهُ اوي
29 n-naru ateştir النَّارُ نور
30 ve ma ve yoktur وَمَا -
31 lizzalimine zalimler için لِلظَّالِمِينَ ظلم
32 min hiç مِنْ -
33 ensarin bir yardımcı أَنْصَارٍ نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

5. Mâide Suresi

Ayet 107

Arapça Metin (Harekeli)

776|5|107|فَإِنْ عُثِرَ عَلَىٰٓ أَنَّهُمَا ٱسْتَحَقَّآ إِثْمًا فَـَٔاخَرَانِ يَقُومَانِ مَقَامَهُمَا مِنَ ٱلَّذِينَ ٱسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ ٱلْأَوْلَيَٰنِ فَيُقْسِمَانِ بِٱللَّهِ لَشَهَٰدَتُنَآ أَحَقُّ مِن شَهَٰدَتِهِمَا وَمَا ٱعْتَدَيْنَآ إِنَّآ إِذًا لَّمِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

776|5|107|فان عثر علي انهما استحقا اثما فاخران يقومان مقامهما من الذين استحق عليهم الاولين فيقسمان بالله لشهدتنا احق من شهدتهما وما اعتدينا انا اذا لمن الظلمين

Latin Literal

107. Fe in usire alâ ennehumâstehakkâ ismen fe âharâni yekûmâni makâmehumâ minellezînestehakka aleyhimul evleyâni fe yuksîmâni billâhi le şehâdetunâ ehakku min şehâdetihimâ ve ma’tedeynâ, innâ izen le minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer fark edilirse ki hak oldu ikisi üzerine bir günah; öyle ki başka ikisidir; kıyam eder/dikelir ikisi kendi kıyam/dikilme yerlerine; kimselerdendir (ki) hak oldu üzerlerine onların (tanıklık/şahitlik) daha layık; öyle ki kasem548 etsin ikisi Allah'a; "Mutlak ki bizim şahitliğimiz/tanıklığımız daha haktır/doğrudur (önceki) ikisinin şahitliğinden/tanıklığından; ve sınırı aşmış/taşmış değiliz; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimlerdeniz257." (diye)

Ahmed Samira Çevirisi

107 So if (it) was stumbled upon (found) on that they (B) deserved (B) (committed) a sin/crime, so two others they (B) stay in their (B)’s place/position from those who deserved on them the first two, so they (B) swear/make oath with God (that) "Our testimony/certification (is) more worthy/deserving from (than) their (B)’s testimony/certification, and we did not transgress/violate/break, (and if we did) that we (are) then from (E) the unjust/oppressors (P)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 usira fark edilirse عُثِرَ عثر
3 ala عَلَىٰ -
4 ennehuma ki ikisi üzerine أَنَّهُمَا -
5 stehakka hak etti ikisi اسْتَحَقَّا حقق
6 ismen bir günah إِثْمًا اثم
7 fe aharani öyle ki başka ikisi فَاخَرَانِ اخر
8 yekumani kıyam eder ikisi يَقُومَانِ قوم
9 mekamehuma kıyam yerlerine ikisi مَقَامَهُمَا قوم
10 mine مِنَ -
11 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
12 stehakka hak oldu اسْتَحَقَّ حقق
13 aleyhimu üzerlerine onların عَلَيْهِمُ -
14 l-evleyani daha layık الْأَوْلَيَانِ ولي
15 fe yuksimani öyle ki kasem etsin ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم
16 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
17 leşehadetuna mutlak şahitleriz/tanıklarız لَشَهَادَتُنَا شهد
18 ehakku daha haktır/doğrudur أَحَقُّ حقق
19 min مِنْ -
20 şehadetihima şahitliklerinden/tanıklıklarından ikisinin شَهَادَتِهِمَا شهد
21 ve ma ve değiliz وَمَا -
22 a'tedeyna sınırı aşmış/taşmış اعْتَدَيْنَا عدو
23 inna doğrusu bizler إِنَّا -
24 izen o zaman إِذًا -
25 lemine mutlak لَمِنَ -
26 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

6. En'âm Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

810|6|21|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

810|6|21|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح الظلمون

Latin Literal

21. Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyatihî), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı195 O'nun ayetlerini; doğrusu O (Allah) felaha326 ulaştırmaz zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

21 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/falsifications or denied/falsified with His verses/evidences, that He does not (allow) the unjust/oppressors (to) succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalanı كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
10 biayatihi O'nun ayetlerini بِايَاتِهِ ايي
11 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
12 la لَا -
13 yuflihu felaha ulaştırmaz يُفْلِحُ فلح
14 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

6. En'âm Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

822|6|33|قَدْ نَعْلَمُ إِنَّهُۥ لَيَحْزُنُكَ ٱلَّذِى يَقُولُونَ فَإِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلَٰكِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ يَجْحَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

822|6|33|قد نعلم انه ليحزنك الذي يقولون فانهم لا يكذبونك ولكن الظلمين بايت الله يجحدون

Latin Literal

33. Kad na’lemu, innehu le yahzunukellezî yekûlûne fe innehum lâ yukezzibûneke ve lâkinnez zâlimînebi âyâtillâhi yechadûn(yechadûne).

Türkçe Çeviri

Muhakkak biliriz ki o dedikleri mutlak hüzünlendirir seni; öyle ki doğrusu onlar yalanlamazlar seni; velakin/fakat zalimler257 Allah'ın ayetleriyle454 mücadele/cihat ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

33 We had known that it saddens you (E) what they say, so they truly do not deny you, and but the unjust/oppressors, (are) disbelieving and denying with God’s verses/evidences.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 nea'lemu biliriz نَعْلَمُ علم
3 innehu ki o إِنَّهُ -
4 leyehzunuke mutlak hüzünlendirir seni لَيَحْزُنُكَ حزن
5 llezi o ki الَّذِي -
6 yekulune derler يَقُولُونَ قول
7 fe innehum öyle ki doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ -
8 la لَا -
9 yukezzibuneke yalanlamazlar seni يُكَذِّبُونَكَ كذب
10 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
11 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم
12 biayati ayetleriyle بِايَاتِ ايي
13 llahi Allah'ın اللَّهِ -
14 yechadune mücadele ederler يَجْحَدُونَ جحد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

6. En'âm Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

834|6|45|فَقُطِعَ دَابِرُ ٱلْقَوْمِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ وَٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

834|6|45|فقطع دابر القوم الذين ظلموا والحمد لله رب العلمين

Latin Literal

45. Fe kutia dâbirul kavmillezîne zalemû, vel hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kesildi arkası kavmin/toplumun; zulmetmiş257 kimselerin; ve hamd3 Allah’adır; Rabbidir4 alemlerin.

Ahmed Samira Çevirisi

45 So (it was) cut off/separated (the) root/remainder (of) the nation those who caused injustice/oppression, and the praise/gratitude (is) to God the creations altogether’s/(universe’s) Lord.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekutia öyle ki kesildi فَقُطِعَ قطع
2 dabiru arkası دَابِرُ دبر
3 l-kavmi kavmi/toplumu الْقَوْمِ قوم
4 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
5 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
6 velhamdu ve hamd وَالْحَمْدُ حمد
7 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
8 rabbi Rabbi رَبِّ ربب
9 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

836|6|47|قُلْ أَرَءَيْتَكُمْ إِنْ أَتَىٰكُمْ عَذَابُ ٱللَّهِ بَغْتَةً أَوْ جَهْرَةً هَلْ يُهْلَكُ إِلَّا ٱلْقَوْمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

836|6|47|قل اريتكم ان اتيكم عذاب الله بغته او جهره هل يهلك الا القوم الظلمون

Latin Literal

47. Kul e reeytekum in etâkum azâbullâhi bagteten ev cehreten hel yuhleku illel kavmuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ansızın ya da açıkça; helak edilir mi zalimler257 kavmi/toplumu dışında?"

Ahmed Samira Çevirisi

47 Say: "Did I show you, if God’s torture came to you suddenly or publicly/loudly , does except the nation the unjust/oppressors be destroyed?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 eraeytekum gördünüz mü أَرَأَيْتَكُمْ راي
3 in eğer إِنْ -
4 etakum gelse sizlere أَتَاكُمْ اتي
5 azabu azabı عَذَابُ عذب
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 begteten ansızın بَغْتَةً بغت
8 ev ya da أَوْ -
9 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر
10 hel mi? هَلْ -
11 yuhleku helak edilir يُهْلَكُ هلك
12 illa dışında إِلَّا -
13 l-kavmu kavmi/toplumu الْقَوْمُ قوم
14 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

841|6|52|وَلَا تَطْرُدِ ٱلَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِٱلْغَدَوٰةِ وَٱلْعَشِىِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُۥ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَىْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَىْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

841|6|52|ولا تطرد الذين يدعون ربهم بالغدوه والعشي يريدون وجهه ما عليك من حسابهم من شي وما من حسابك عليهم من شي فتطردهم فتكون من الظلمين

Latin Literal

52. Ve lâ tatrudillezîne yed’ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vecheh(vechehu), mâ aleyke min hısâbihim min şey’in ve mâ min hısâbike aleyhim min şey’in fe tatrudehum fe tekûne minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Uzaklaştırma kimseleri (ki) çağırırlar Rablerini4 sabahla ve akşam (-la); isterler/arzularlar O'nun yüzünü; yoktur senin üzerine onların hesabından hiçbir şey; ve yoktur senin hesabından onlar üzerine hiçbir şey; öyle ki uzaklaştırdığında onları öyle ki olursun zalimlerden257.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And do not expel/drive away those who call their Lord with the early mornings and the evening ,they want His face/direction, their account is not on you from a thing, and your account is not on them from a thing, so you expel them/drive them away, so you be from the unjust/oppressive (P).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tetrudi uzaklaştırma تَطْرُدِ طرد
3 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
4 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو
5 rabbehum Rablerini رَبَّهُمْ ربب
6 bil-gadati sabah بِالْغَدَاةِ غدو
7 vel'aşiyyi ve akşam وَالْعَشِيِّ عشو
8 yuridune isterler يُرِيدُونَ رود
9 vechehu yüzünü onun وَجْهَهُ وجه
10 ma yoktur مَا -
11 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
12 min مِنْ -
13 hisabihim hesabından onların حِسَابِهِمْ حسب
14 min hiçbir مِنْ -
15 şey'in şey شَيْءٍ شيا
16 ve ma ve yoktur وَمَا -
17 min مِنْ -
18 hisabike hesabından senin حِسَابِكَ حسب
19 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ -
20 min hiçbir مِنْ -
21 şey'in şey شَيْءٍ شيا
22 fetetrudehum öyle ki uzaklaştırdığında onları فَتَطْرُدَهُمْ طرد
23 fetekune öyle ki olursun فَتَكُونَ كون
24 mine مِنَ -
25 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

847|6|58|قُل لَّوْ أَنَّ عِندِى مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِۦ لَقُضِىَ ٱلْأَمْرُ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

847|6|58|قل لو ان عندي ما تستعجلون به لقضي الامر بيني وبينكم والله اعلم بالظلمين

Latin Literal

58. Kul lev enne indî mâ testa’cilûne bihî le kudıyel emru beynî ve beynekum, vallâhu a’lemu biz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Şayet ki indimde/yanımda (olsaydı) kendisine acele ettiğiniz; mutlak kadere bağlanmıştı emir/iş benim aram ve sizlerin arasında; ve Allah daha iyi bilendir zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

58 Say: "If that at me (is) what you hurry/urge with it, the matter/affair would have been executed/carried out between me and between you, and God (is) more knowing with the unjust/oppressors."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

857|6|68|وَإِذَا رَأَيْتَ ٱلَّذِينَ يَخُوضُونَ فِىٓ ءَايَٰتِنَا فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتَّىٰ يَخُوضُوا۟ فِى حَدِيثٍ غَيْرِهِۦ وَإِمَّا يُنسِيَنَّكَ ٱلشَّيْطَٰنُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ ٱلذِّكْرَىٰ مَعَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

857|6|68|واذا رايت الذين يخوضون في ايتنا فاعرض عنهم حتي يخوضوا في حديث غيره واما ينسينك الشيطن فلا تقعد بعد الذكري مع القوم الظلمين

Latin Literal

68. Ve izâ reeytellezîne yahûdûne fî âyâtinâ fe a’rıd anhum hattâ yahûdû fî hadîsin gayrih(gayrihî), ve immâ yunsiyennekeş şeytânu fe lâ tak’ud ba’dez zikrâ meal kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve gördüğün zaman kimseleri (ki) dalarlar* ayetlerimize; yüz çevir onlardan**; ta ki dalarlar* onun başkası bir söze***; ve unutturursa**** sana şeytân29; öyle ki oturma zikir/hatırlama sonrası zalimler257 kavmiyle/topluluğuyla birlikte.

Ahmed Samira Çevirisi

68 And if you saw those who plunge into/engage in conversation (interpreting beyond the actual Koranic text) in Our verses/evidences, so turn away from them until they plunge into/engage in conversation in an information/speech other than it, and if the devil makes you forget, so do not sit/remain after the remembrance/reminder with the nation, the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 raeyte gördüğün رَأَيْتَ راي
3 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
4 yehudune (münasebetsizliğe) dalarlar يَخُوضُونَ خوض
5 fi فِي -
6 ayatina ayetlerimize ايَاتِنَا ايي
7 feea'rid yüz çevir فَأَعْرِضْ عرض
8 anhum onlardan عَنْهُمْ -
9 hatta taki حَتَّىٰ -
10 yehudu dalarlar يَخُوضُوا خوض
11 fi فِي -
12 hadisin bir söze حَدِيثٍ حدث
13 gayrihi onun başkasına غَيْرِهِ غير
14 ve imma ve وَإِمَّا -
15 yunsiyenneke unutturursa sana يُنْسِيَنَّكَ نسي
16 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
17 fela öyle ki فَلَا -
18 tek'ud oturma تَقْعُدْ قعد
19 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
20 z-zikra zikir/hatırlama الذِّكْرَىٰ ذكر
21 mea birlikte مَعَ -
22 l-kavmi kavmiyle/topluluğuyla الْقَوْمِ قوم
23 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kur'an ayetleri hakkında ileri-geri, laubali, ciddiyetsiz şekilde sokak ağzıyla konuşmak. **Görüldüğü üzere "Kur'an ayetlerine iman etmeyenleri öldürün, kesin, doğrayın, savaş açın onlara" gibi bir emir yoktur. Sadece yüz çevrilir. ***Kur'an ayetleri sıradan sözler değildir. Laubali şekilde dalınabilecek diğer sözler gibi değildir. ****Anlarız ki resûller de diğer insanlar gibi en büyük şeytân olan iblîs ve soyunun vesvesesinden/fısıldamasından münezzeh değildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 82

Arapça Metin (Harekeli)

871|6|82|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يَلْبِسُوٓا۟ إِيمَٰنَهُم بِظُلْمٍ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

871|6|82|الذين امنوا ولم يلبسوا ايمنهم بظلم اوليك لهم الامن وهم مهتدون

Latin Literal

82. Ellezîne âmenû ve lem yelbisû îmanehumbi zulmin ulâike lehumul emnu ve hum muhtedûn(muhtedûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) iman47 ettiler ve asla giymezler/örtmezler/karıştırmazlar (onlar) imanlarını47 zulümle257; işte bunlar; onlaradır eminlik/güvenlik; ve onlar doğru yola kılavuzlananlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

82 Those who believed and did not confuse/mix/cover their faith/belief with injustice/oppression, (so) those are for them the safety/security, and they are guided.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

882|6|93|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِىَ إِلَىَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَىْءٌ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثْلَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ فِى غَمَرَٰتِ ٱلْمَوْتِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓا۟ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوٓا۟ أَنفُسَكُمُ ٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ ءَايَٰتِهِۦ تَسْتَكْبِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

Latin Literal

93. Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli870"; velev/fakat görsen o zaman zalimleri257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi201; bugün cezalandırılırsınız63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine454 büyüklenirler663 olmanızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/falsifications, or he said: "Was inspired/transmitted to me." And was not inspired/transmitted to him a thing, and who said: "I will descend equal/alike (to) what God descended". And if you see/understand when the unjust/oppressors (are) in the death’s/lifelessness’ intensities/intoxications, and the angels (are) spreading/extending their hands: "Get your selves out, today you are being rewarded/reimbursed the humiliation’s/disgrace’s torture because (of) what you were saying on (about) God other than the truth , and you were from His verses/evidences/signs being arrogant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kimdir وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kale dedi قَالَ قول
10 uhiye vahyolundu أُوحِيَ وحي
11 ileyye üzerime إِلَيَّ -
12 velem ve asla وَلَمْ -
13 yuha vahyedilmez يُوحَ وحي
14 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ -
15 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
16 ve men ve kimse وَمَنْ -
17 kale dedi قَالَ قول
18 seunzilu indireceğim سَأُنْزِلُ نزل
19 misle misli مِثْلَ مثل
20 ma مَا -
21 enzele indirdiğinin أَنْزَلَ نزل
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 velev velev/fakat وَلَوْ -
24 tera görsen تَرَىٰ راي
25 izi zaman إِذِ -
26 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم
27 fi içinde فِي -
28 gamerati taşmaları/kabarmaları/baskını غَمَرَاتِ غمر
29 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت
30 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك
31 basitu yayanlardır/genişletenlerdir بَاسِطُو بسط
32 eydihim ellerini أَيْدِيهِمْ يدي
33 ehricu çıkarın أَخْرِجُوا خرج
34 enfusekumu kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمُ نفس
35 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم
36 tuczevne cezalandırılırsınız تُجْزَوْنَ جزي
37 azabe azaba عَذَابَ عذب
38 l-huni alçaklık/aşağılık الْهُونِ هون
39 bima بِمَا -
40 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون
41 tekulune derler تَقُولُونَ قول
42 ala karşı عَلَى -
43 llahi Allah'a اللَّهِ -
44 gayra olmayanı غَيْرَ غير
45 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
46 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون
47 an ki عَنْ -
48 ayatihi ayetlerine O’nun ايَاتِهِ ايي
49 testekbirune büyüklenirsiniz تَسْتَكْبِرُونَ كبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmek. Kavram 663

663 Kutsal kitaplarda bulunan ayetlere karşı kibirli olmak, büyüklenmek. Ayetlerin hükümlerini bazı söylentilerle/hadislerle yok sayanlar da; yok hükmüne çıkaranlar da bu gruptadır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 129

Arapça Metin (Harekeli)

918|6|129|وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّى بَعْضَ ٱلظَّٰلِمِينَ بَعْضًۢا بِمَا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

918|6|129|وكذلك نولي بعض الظلمين بعضا بما كانوا يكسبون

Latin Literal

129. Ve kezâlike nuvellî ba’daz zâlimîne ba’dan bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; bitiştiririz/yanaştırırız bir kısmını zalimlerin257 bir kısma kazanır olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

129 And like that We appoint/enable some (of) the unjust/oppressors (over) some, because (of) what they (were) earning/gathering .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 nuvelli bitiştiririz/yanaştırırız نُوَلِّي ولي
3 bea'de bir kısmını بَعْضَ بعض
4 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم
5 bea'dan bir kısma بَعْضًا بعض
6 bima بِمَا -
7 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
8 yeksibune kazanırlar يَكْسِبُونَ كسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 135

Arapça Metin (Harekeli)

924|6|135|قُلْ يَٰقَوْمِ ٱعْمَلُوا۟ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّى عَامِلٌ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ مَن تَكُونُ لَهُۥ عَٰقِبَةُ ٱلدَّارِ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

924|6|135|قل يقوم اعملوا علي مكانتكم اني عامل فسوف تعلمون من تكون له عقبه الدار انه لا يفلح الظلمون

Latin Literal

135. Kul yâ kavmi’melû alâ mâ kânetikum innî âmil(âmilun), fe sevfe ta’lemûne men tekûnu lehu âkıbetud dâr(dâri), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kavmim/toplumum! Yapın* imkanınıza göre; doğrusu ben bir yapıcıyım*; öyle ki yakında bileceksiniz kimseyi (ki) olur ona akıbeti892 diyarın/yurdun; doğrusu o (kimse) iflah** olmaz; zalimlerdir257."

Ahmed Samira Çevirisi

135 Say: "You (my) nation, do/work at your capacity that I am doing/working, so you will know who (is to) be for him the home’s end/turn (result), that He does not make the unjust/oppressors succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
3 a'melu yapın اعْمَلُوا عمل
4 ala karşı عَلَىٰ -
5 mekanetikum imkanınıza مَكَانَتِكُمْ كون
6 inni doğrusu ben إِنِّي -
7 aamilun bir yapıcıyım عَامِلٌ عمل
8 fe sevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
9 tea'lemune bileceksiniz تَعْلَمُونَ علم
10 men kimse مَنْ -
11 tekunu olur تَكُونُ كون
12 lehu ona لَهُ -
13 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
14 d-dari diyarın/yurdun الدَّارِ دور
15 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
16 la لَا -
17 yuflihu iflah olmaz يُفْلِحُ فلح
18 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Elden ne geliyorsa.**Feraha/başarıya ulaşamaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

6. En'âm Suresi

Ayet 144

Arapça Metin (Harekeli)

933|6|144|وَمِنَ ٱلْإِبِلِ ٱثْنَيْنِ وَمِنَ ٱلْبَقَرِ ٱثْنَيْنِ قُلْ ءَآلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمَّا ٱشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمْ كُنتُمْ شُهَدَآءَ إِذْ وَصَّىٰكُمُ ٱللَّهُ بِهَٰذَا فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا لِّيُضِلَّ ٱلنَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

933|6|144|ومن الابل اثنين ومن البقر اثنين قل الذكرين حرم ام الانثيين اما اشتملت عليه ارحام الانثيين ام كنتم شهدا اذ وصيكم الله بهذا فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا ليضل الناس بغير علم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

144. Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn(bakarisneyni), kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn(unseyeyni), em kuntum şuhedâe iz vassâkumullâhu bi hâzâ, fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben li yudillen nâse bi gayri ilm(ilmin), innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve deveden iki; ve sığırdan iki; de ki: "İki erkeği (erkek deveyi ve erkek sığırı) mi haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi deveyi ve dişi sığırı) mi? yoksa iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını* mı? Yoksa oldunuz (mu) sizler şahitler/tanıklar vasiyet ettiği zaman Allah'ın bunu**; öyle ki kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira attı402 Allah'a karşı bir yalan; dalalete128 düşürmek için insanları olmaksızın bir ilim***; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz**** zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

144 And from the camels two, and from the cows two, say: "Are the two males forbidden or the two females, but (or what) the two females’ wombs/uteruses contained/included on (in) it? Or where you witnesses/testifiers if God directed/commanded you with that? So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on (about) God lies/falsifications to misguide the people without knowledge?" That God does not guide the nation the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve mine ve وَمِنَ -
2 l-ibili deveden الْإِبِلِ ابل
3 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
4 ve mine ve وَمِنَ -
5 l-bekari sığırdan الْبَقَرِ بقر
6 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
7 kul de ki قُلْ قول
8 azzekerayni iki erkeği (erkek deve ve erkek sığır) الذَّكَرَيْنِ ذكر
9 harrame haram kıldı (Allah) حَرَّمَ حرم
10 emi yoksa أَمِ -
11 l-unseyeyni iki dişiyi mi (dişi deve ve dişi sığır) الْأُنْثَيَيْنِ انث
12 emma yoksa أَمَّا -
13 ştemelet sarıp kapsadığını اشْتَمَلَتْ شمل
14 aleyhi üzerini عَلَيْهِ -
15 erhamu rahimlerin أَرْحَامُ رحم
16 l-unseyeyni iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) الْأُنْثَيَيْنِ انث
17 em yoksa أَمْ -
18 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
19 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
20 iz إِذْ -
21 vessakumu vasiyet ettiği zaman وَصَّاكُمُ وصي
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 bihaza bununla بِهَٰذَا -
24 femen öyle ki kimdir فَمَنْ -
25 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
26 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
27 ftera iftira atan افْتَرَىٰ فري
28 ala karşı عَلَى -
29 llahi Allah'a اللَّهِ -
30 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
31 liyudille dalalete düşürmek için لِيُضِلَّ ضلل
32 n-nase insanları النَّاسَ نوس
33 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
34 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
35 inne doğrusu إِنَّ -
36 llahe Allah اللَّهَ -
37 la لَا -
38 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
39 l-kavme topluluğu الْقَوْمَ قوم
40 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Cenin.**Haram etmesine tanık mı oldunuz?***Uyduruk, tamamı zan olan hadislerle Yüce Allah'a iftira attılar. İnsanları saptırdılar. Müşriklerin yani şirk koşanların tamamı zalimdir. ****Müşriklerin hakim olduğu bir topluma asla doğru yola kılavuzlanmaz. Her daim sefillik içindelerdir. Refaha asla kavuşamazlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

6. En'âm Suresi

Ayet 157

Arapça Metin (Harekeli)

946|6|157|أَوْ تَقُولُوا۟ لَوْ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيْنَا ٱلْكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهْدَىٰ مِنْهُمْ فَقَدْ جَآءَكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنْهَا سَنَجْزِى ٱلَّذِينَ يَصْدِفُونَ عَنْ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلْعَذَابِ بِمَا كَانُوا۟ يَصْدِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

946|6|157|او تقولوا لو انا انزل علينا الكتب لكنا اهدي منهم فقد جاكم بينه من ربكم وهدي ورحمه فمن اظلم ممن كذب بايت الله وصدف عنها سنجزي الذين يصدفون عن ايتنا سو العذاب بما كانوا يصدفون

Latin Literal

157. Ev tekûlû lev ennâ unzile aleynel kitâbu le kunnâ ehdâ minhum, fe kad câekum beyyinetun min rabbikum ve huden ve rahmeh(rahmetun), fe men azlemu mimmen kezzebe bi âyâtillâhi ve sadefe anhâ, se neczîllezîne yasdifûne an âyâtinâ sûel azâbi bimâ kânû yasdifûn(yasdifûne).

Türkçe Çeviri

Ya da dersiniz: "Şayet ki bize; indirilseydi bize kitap*; mutlak olurduk onlardan daha doğru yola kılavuzlu; öyle ki muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuz ve bir rahmet271; öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) yalanladı Allah'ın ayetlerini454 ve yüz çevirdi/kaçındı ondan**; cezalandıracağız ayetlerimizden454 yüz çeviren/kaçınan kimseleri kötü bir azap (-la); yüz çevirir/kaçınır olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

157 Or you say: "If (only) that The Book was descended on us, we would have been more guided than them." So an evidence had come to you from your Lord, and guidance, and mercy, so who (is) more unjust/oppressive than who denied/falsified with God’s verses/evidences and discouraged/turned away from it? We will reward/reimburse those who discourage/turn away from Our verses/evidences the torture’s evil/harm ,because (of) what they were discouraging/turning away.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ev ya da أَوْ -
2 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول
3 lev şayet لَوْ -
4 enna ki biz أَنَّا -
5 unzile indirilseydi أُنْزِلَ نزل
6 aleyna bize عَلَيْنَا -
7 l-kitabu Kitap الْكِتَابُ كتب
8 lekunna mutlak olurduk لَكُنَّا كون
9 ehda daha doğru yola kılavuzlu أَهْدَىٰ هدي
10 minhum onlardan مِنْهُمْ -
11 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
13 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين
14 min مِنْ -
15 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
16 ve huden ve doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
17 ve rahmetun ve bir rahmet وَرَحْمَةٌ رحم
18 femen öyle ki kim فَمَنْ -
19 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
20 mimmen kimseden مِمَّنْ -
21 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
22 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ve sadefe ve yüz çevirdi/kaçındı وَصَدَفَ صدف
25 anha ondan عَنْهَا -
26 seneczi cezalandıracağız سَنَجْزِي جزي
27 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
28 yesdifune yüz çevirirler/kaçınırlar يَصْدِفُونَ صدف
29 an عَنْ -
30 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
31 su'e kötü سُوءَ سوا
32 l-azabi azabın الْعَذَابِ عذب
33 bima بِمَا -
34 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
35 yesdifune yüz çevirirler/kaçınırlar يَصْدِفُونَ صدف

Notlar

Not 1

*Kutsal kitap.**Ayetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

6. En'âm Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

949|6|160|مَن جَآءَ بِٱلْحَسَنَةِ فَلَهُۥ عَشْرُ أَمْثَالِهَا وَمَن جَآءَ بِٱلسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزَىٰٓ إِلَّا مِثْلَهَا وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

949|6|160|من جا بالحسنه فله عشر امثالها ومن جا بالسييه فلا يجزي الا مثلها وهم لا يظلمون

Latin Literal

160. Men câe bil haseneti fe lehu aşru emsâlihâ, ve men câe bis seyyieti fe lâ yuczâ illâ mislehâ ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Kim geldi bir ihsanla/güzellikle; on* (kattır) misali870 onun; ve kim geldi bir kötülükle öyle ki cezalandırılmaz onun misli/benzeri dışında**; ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

160 Who came/did with the goodness, so to him ten similars/equals to it, and who came/did with the sin/crime, so he will not be rewarded/reimbursed except similar/equal to it, and they are not being caused injustice/oppression to.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kim مَنْ -
2 ca'e gelirse جَاءَ جيا
3 bil-haseneti bir iyilikle بِالْحَسَنَةِ حسن
4 ve lehu ve onadır
5 aşru on (katı) عَشْرُ عشر
6 emsaliha o(getirdiği)nin أَمْثَالِهَا مثل
7 ve men ve kim وَمَنْ -
8 ca'e gelirse جَاءَ جيا
9 bis-seyyieti bir kötülükle بِالسَّيِّئَةِ سوا
10 fela فَلَا -
11 yucza cezalandırılmaz يُجْزَىٰ جزي
12 illa dışında إِلَّا -
13 misleha onun dengi مِثْلَهَا مثل
14 ve hum ve onlar وَهُمْ -
15 la لَا -
16 yuzlemune haksızlığa uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Rabbimiz bir güzelliği/iyiliği 10 güzellik/iyilik yapacaktır. **Kötülüğe karşı bir artış veya azalış söz konusu değildir. Misli neyse odur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

7. A'râf Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

959|7|5|فَمَا كَانَ دَعْوَىٰهُمْ إِذْ جَآءَهُم بَأْسُنَآ إِلَّآ أَن قَالُوٓا۟ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

959|7|5|فما كان دعويهم اذ جاهم باسنا الا ان قالوا انا كنا ظلمين

Latin Literal

5. Fe mâ kâne da’vâhum iz câehum be’sunâ illâ en kâlû innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki olmuş değildi çağrısı onların geldiği zaman ızdırabımız*; ancak ki dediler: "Doğrusu bizler olmuşuz zalimler257."

Ahmed Samira Çevirisi

5 So their call/prayer when/if Our might/power came to them was not except that they said: "We were unjust/oppressive ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fema öyle ki değildi فَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 dea'vahum çağıran onlar دَعْوَاهُمْ دعو
4 iz zaman إِذْ -
5 ca'ehum geldiği zaman جَاءَهُمْ جيا
6 be'suna ızdırabımız بَأْسُنَا باس
7 illa dışında إِلَّا -
8 en ki أَنْ -
9 kalu dediler قَالُوا قول
10 inna doğrusu bizler إِنَّا -
11 kunna olmuşuz كُنَّا كون
12 zalimine zalimler ظَالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Izdırap, perişanlık veren bir helakımız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

973|7|19|وَيَٰٓـَٔادَمُ ٱسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ ٱلْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ ٱلشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

973|7|19|ويادم اسكن انت وزوجك الجنه فكلا من حيث شيتما ولا تقربا هذه الشجره فتكونا من الظلمين

Latin Literal

19. Ve yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete fe kulâ min haysu şi’tumâ ve lâ takrebâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve ey Âdem50! Mesken edin sen ve eşin cennette*; öyle ki yiyin ikiniz dilediğiniz yerden; ve yaklaşmayın ikiniz şu ağaca691; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden257."

Ahmed Samira Çevirisi

19 And you Adam, reside/inhabit you and your wife/spouse the Paradise, so you (B) eat from (it) where/when you (B) willed/wanted, and do not approach/near this/that the tree, so you (B) become/will be from the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya ademu ve ey Âdem وَيَا ادَمُ -
2 skun mesken edin اسْكُنْ سكن
3 ente sen أَنْتَ -
4 ve zevcuke ve eşin وَزَوْجُكَ زوج
5 l-cennete cennette الْجَنَّةَ جنن
6 fe kula öyle ki yiyin ikiniz فَكُلَا اكل
7 min مِنْ -
8 haysu yerden حَيْثُ حيث
9 şi'tuma dilediniz ikiniz شِئْتُمَا شيا
10 vela ve وَلَا -
11 tekraba yaklaşmayın ikiniz تَقْرَبَا قرب
12 hazihi şu هَٰذِهِ -
13 ş-şecerate ağaca الشَّجَرَةَ شجر
14 fetekuna öyle ki olursunuz ikiniz فَتَكُونَا كون
15 mine مِنَ -
16 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*İblîs'e verilen izin sonrası Âdem ve eşinin bir cennet evrenine yerleştirilmesi. Erkek ve kadın tüm insanlar bir cennet evrenine yerleştirilmiştir. Şu an içinde yaşadığımız evren değildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

İlk cennet evreninde hepimizin tattığı ölümsüzlük ağacı. İlk cennette bulunan ağaç. Kavram 691

691 İlk cennet evrenimizde iblisin kandırmasıyla Yüce Allah'ın ilâhlık sıfatına ortak koştuğumuz ağaç. İblis bu ağaçtan tattığımızda ölümsüzler olacağımız yalanıyla hepimizi kandırdı ve ilk cennet evreninden çıkmamıza neden oldu. Bizler Yüce Allah'ı çağırmak yerine bir ağaca bel bağladık. Ağacın bizlere ilâhi yardım edeceğine inandık. Bu günahın bedelini ilk cennetten öldürülerek çıkarılmayla ödedik. Ancak Rabbimiz yine bizim tevbemizi kabul etti ve bizlere 2. bir şans verdi. Daha alçak olan bir evrene gönderildik. İblisle olan sınavın 2. periyodunu şu an yaşamaktayız.

7. A'râf Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

977|7|23|قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَآ أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

977|7|23|قالا ربنا ظلمنا انفسنا وان لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن من الخسرين

Latin Literal

23. Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Dedi ikisi*: "Rabbimiz4! Zulmettik257** kendi nefislerimize201**; ve eğer asla mağfiret319 etmezsen bizlere**; ve rahmet271 etmezsen bizlere**; mutlak oluruz** hüsrana uğrayanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

23 They (B) said: "Our Lord, We caused injustice/oppressed ourselves, and if You do not forgive for us, and You have mercy upon us, we will be/become from the losers ."

Notlar

Not 1

*Âdem ve eş. Erkek insan ve kadın insan.**Çoğul eril olarak gelmiştir. Başka insanları da kapsayan bir sesleniş söz konusudur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

7. A'râf Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

991|7|37|فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوٓا۟ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ قَالُوا۟ ضَلُّوا۟ عَنَّا وَشَهِدُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

Latin Literal

37. Fe men azlemu mimmenifterâ alallâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyâtihi) ulâike yenâluhum nasîbuhum minel kitâb(kitâbi), hattâ izâ câethum rusulunâ yeteveffevnehum kâlû eyne mâ kuntum ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi) kâlû dallû annâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan*; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz418; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine201 karşı ki onlar oldular kâfirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

37 So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on (about) God lies/denials/falsifications or lied/denied/falsified with His verses/evidences , those their share/fortune from The Book takes them until/if/when Our messengers came to them, they make them die, they said: "Where (is) what you were/are calling/wishing/desiring from other than God?" They said: "They were misguided from us, and they witnessed/testified on themselves that they truly, they were disbelieving/disbelievers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
10 biayatihi ayetlerini O’nun بِايَاتِهِ ايي
11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
12 yenaluhum kavuşur يَنَالُهُمْ نيل
13 nesibuhum nasipleri onların نَصِيبُهُمْ نصب
14 mine مِنَ -
15 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 iza zaman إِذَا -
18 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
19 rusuluna resûllerimiz رُسُلُنَا رسل
20 yeteveffevnehum vefat ettirirken onları يَتَوَفَّوْنَهُمْ وفي
21 kalu dediler (resûl melekler) قَالُوا قول
22 eyne hani nerede? أَيْنَ -
23 ma مَا -
24 kuntum olduklarınız كُنْتُمْ كون
25 ted'une çağırmış تَدْعُونَ دعو
26 min مِنْ -
27 duni astından دُونِ دون
28 llahi Allah’ın اللَّهِ -
29 kalu dediler قَالُوا قول
30 dellu saptılar ضَلُّوا ضلل
31 anna bizden عَنَّا -
32 ve şehidu ve şahidlik/tanıklık ettiler وَشَهِدُوا شهد
33 ala karşı عَلَىٰ -
34 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
35 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
36 kanu oldular كَانُوا كون
37 kafirine kâfirler كَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Yapıp ettikleri kitaptan/kayıttan gösterilir. Bu kayda bakan kimse kendi nefsine zulmettiğini, kâfirlerden olduğunu anlar; buna tanıklık/şahitlik eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

7. A'râf Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

998|7|44|وَنَادَىٰٓ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ أَصْحَٰبَ ٱلنَّارِ أَن قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدتُّم مَّا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا قَالُوا۟ نَعَمْ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌۢ بَيْنَهُمْ أَن لَّعْنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

998|7|44|ونادي اصحب الجنه اصحب النار ان قد وجدنا ما وعدنا ربنا حقا فهل وجدتم ما وعد ربكم حقا قالوا نعم فاذن موذن بينهم ان لعنه الله علي الظلمين

Latin Literal

44. Ve nâdâ ashâbul cenneti ashâben nâri en kad vecednâ mâ vâadenâ rabbunâ hakka(hakkan) fe hel vecedtum mâ vaade rabbukum hakka(hakkan) kâlû neam fe ezzene muezzinun beynehum en lâ’netullâhi alez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve nida* etti cennet** ashâbı194 ateş*** ashâbına194 ki "Muhakkak bulduk**** vaat ettiğini bizlere Rabbimizin4 bir hak/gerçek (olarak); öyle ki buldunuz***** mu vaat ettiğini Rabbinizin4 bir hak/gerçek (olarak)?"; dediler: "Evet"; öyle ki ünledi bir ünleyici666 aralarında ki "Allah'ın laneti280 zalimlerin257 üzerinedir."

Ahmed Samira Çevirisi

44 And the Paradises’ owners/company called/cried (to) the fire’s owners/company: "That we had found what our Lord promised us truthful/factually , so did you find what your Lord promised truthfully/factually ?" They said: "Yes." So an announcer/informer (from) between them announced/informed : "That God’s curse/torture (is) on the unjust/oppressors ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve nada ve nida etti وَنَادَىٰ ندو
2 eshabu ashabı أَصْحَابُ صحب
3 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن
4 eshabe ashabına أَصْحَابَ صحب
5 n-nari ateş النَّارِ نور
6 en ki أَنْ -
7 kad muhakkak قَدْ -
8 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد
9 ma مَا -
10 veadena vaat ettiğini bizlere وَعَدَنَا وعد
11 rabbuna Rabbimizin رَبُّنَا ربب
12 hakkan bir hak/gerçek (olarak) حَقًّا حقق
13 fehel öyle ki فَهَلْ -
14 vecedtum buldunuz mu وَجَدْتُمْ وجد
15 ma مَا -
16 veade vaat ettiğini وَعَدَ وعد
17 rabbukum Rabbinizin رَبُّكُمْ ربب
18 hakkan bir hak/gerçek (olarak) حَقًّا حقق
19 kalu dediler قَالُوا قول
20 neam evet نَعَمْ -
21 feezzene öyle ki ünledi فَأَذَّنَ اذن
22 mu'ezzinun bir ünleyici مُؤَذِّنٌ اذن
23 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
24 en ki أَنْ -
25 lea'netu laneti لَعْنَةُ لعن
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 ala üzerinedir عَلَى -
28 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Seslendi.**Cennetlere henüz girmemiş ancak girecek olan.***Cehenneme henüz girmemiş ancak girecek olan.****Gerçeği bulduk. Cennetlere gireceğimizi anladık.*****Gerçeği bulduk. Cehenneme gireceğimizi anladık.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Din gününde cennet ve cehennem ashâbları arasındaki ünleyici. Kavram 666

666 7:44 ayetinde Rabbimiz bizlere önemli bir işaret vermiştir. Din gününde cennet ashâbıyla cehennem ashâbı arasında bir seslenişli konuşma gerçekleşmektedir. Bu konuşma cennet ve cehennem evrenleri arasında değildir. Olay din gününde gerçekleşmektedir. Bu iki insan topluluğu arasında bir engel olduğunu net bir şekilde anlıyoruz. Bu engel bölgesinde bazı görevli varlıkların olduğunu da anlıyoruz. Bu varlıkların ünleyiciler/anons ediciler oldukları ortadadır.

7. A'râf Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

1001|7|47|وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَٰرُهُمْ تِلْقَآءَ أَصْحَٰبِ ٱلنَّارِ قَالُوا۟ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا مَعَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1001|7|47|واذا صرفت ابصرهم تلقا اصحب النار قالوا ربنا لا تجعلنا مع القوم الظلمين

Latin Literal

47. Ve izâ surifet ebsâruhum tilkâe ashâbin nâri kâlû rabbenâ lâ tec’alnâ mealkavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Çevirdikleri zaman bakışlarını* karşılaştırmaya ateş** ashâbına194 (doğru); dediler: "Rabbimiz4! Yapma*** bizleri zalim257 kavimle/toplulukla birlikte."

Ahmed Samira Çevirisi

47 And if their eye sights/understanding was diverted towards the fire’s company/friends , they said: "Our Lord do not make/put us with the nation the unjust/oppressive ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza zaman وَإِذَا -
2 surifet çevirdikleri صُرِفَتْ صرف
3 ebsaruhum bakışlarını أَبْصَارُهُمْ بصر
4 tilka'e karşılaşmaya تِلْقَاءَ لقي
5 eshabi ashâbına أَصْحَابِ صحب
6 n-nari ateş النَّارِ نور
7 kalu dediler قَالُوا قول
8 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
9 la لَا -
10 tec'alna yapma bizleri تَجْعَلْنَا جعل
11 mea birlikte مَعَ -
12 l-kavmi kavimle الْقَوْمِ قوم
13 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*A'râfı karşıdan gören, kendileri de oraya gidecek olan, arkalarında olan ancak henüz a'râfı görmeyen kimseleri gördükleriyle müjdeleyen kimseler.**Cehenneme girmek için bekleşen kimseleri.***Anlarız ki bu kimseler zaten cennete gideceklerdir. Ancak cehennem ashâbının durumunu görünce Rabblerine seslenmişlerdir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1057|7|103|ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِم مُّوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَظَلَمُوا۟ بِهَا فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

Latin Literal

103. Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle287 firavuna ve onun* melesine364; öyle ki zulmettiler257 ona**; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti892 fesat265 çıkaranların.

Ahmed Samira Çevirisi

103 Then We sent from after them Moses with Our verses/evidences , to Pharaoh, and his nobles/assembly, so they caused injustice/oppression with it, so see/wonder about how was the corruptings’/disrepairings’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 min مِنْ -
4 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد
5 musa Musa'yı مُوسَىٰ -
6 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي
7 ila إِلَىٰ -
8 fir'avne Fir'avn'a فِرْعَوْنَ -
9 ve meleihi ve melesine onun وَمَلَئِهِ ملا
10 fezelemu öyle ki zulmettiler فَظَلَمُوا ظلم
11 biha ona بِهَا -
12 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
13 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
14 kane oldu كَانَ كون
15 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
16 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Firavunun.**Ayete.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

7. A'râf Suresi

Ayet 148

Arapça Metin (Harekeli)

1102|7|148|وَٱتَّخَذَ قَوْمُ مُوسَىٰ مِنۢ بَعْدِهِۦ مِنْ حُلِيِّهِمْ عِجْلًا جَسَدًا لَّهُۥ خُوَارٌ أَلَمْ يَرَوْا۟ أَنَّهُۥ لَا يُكَلِّمُهُمْ وَلَا يَهْدِيهِمْ سَبِيلًا ٱتَّخَذُوهُ وَكَانُوا۟ ظَٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1102|7|148|واتخذ قوم موسي من بعده من حليهم عجلا جسدا له خوار الم يروا انه لا يكلمهم ولا يهديهم سبيلا اتخذوه وكانوا ظلمين

Latin Literal

148. Vettehaze kavmu mûsâ min ba’dihî min huliyyihim iclen ceseden lehu huvâr(huvârun), e lem yerev ennehu lâ yukellimuhum ve lâ yehdîhim sebîlen ittehazûhu ve kânû zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve edindi/tuttu Mûsâ'nın kavmi/toplumu onun* sonrasında süs donatılarından bir buzağı; bir ceset (olarak); onadır** böğürme; asla görmezler mi ki o** kelam etmez onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaz; edindiler/tuttular onu**; ve oldular zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

148 And Moses’ nation took/received from after him from their jewel/ornament/decoration a calf’s body, for him (a) moo/bellow; do they not see/understand that it does not converse/speak/talk (to) them, and nor guide them a way/road/path ? They took/received it, and they were unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vettehaze ve edindi/tuttu وَاتَّخَذَ اخذ
2 kavmu kavmi قَوْمُ قوم
3 musa Musa'nın مُوسَىٰ -
4 min مِنْ -
5 bea'dihi sonrasında onun بَعْدِهِ بعد
6 min مِنْ -
7 huliyyihim süs donatılarından حُلِيِّهِمْ حلي
8 iclen bir buzağı عِجْلًا عجل
9 ceseden bir cesedi (olarak) جَسَدًا جسد
10 lehu onadır لَهُ -
11 huvarun böğürmesi خُوَارٌ خور
12 elem asla أَلَمْ -
13 yerav görmezler mi يَرَوْا راي
14 ennehu ki o أَنَّهُ -
15 la لَا -
16 yukellimuhum kelam etmez onlara يُكَلِّمُهُمْ كلم
17 ve la ve وَلَا -
18 yehdihim doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِيهِمْ هدي
19 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل
20 ttehazuhu edindiler/tuttular onu اتَّخَذُوهُ اخذ
21 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
22 zalimine zalimler ظَالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Mûsâ'nın 30+10 gece gitmesi sonrasında.**Buzağıya.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

1114|7|160|وَقَطَّعْنَٰهُمُ ٱثْنَتَىْ عَشْرَةَ أَسْبَاطًا أُمَمًا وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ إِذِ ٱسْتَسْقَىٰهُ قَوْمُهُۥٓ أَنِ ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْحَجَرَ فَٱنۢبَجَسَتْ مِنْهُ ٱثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ ٱلْغَمَٰمَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْهِمُ ٱلْمَنَّ وَٱلسَّلْوَىٰ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1114|7|160|وقطعنهم اثنتي عشره اسباطا امما واوحينا الي موسي اذ استسقيه قومه ان اضرب بعصاك الحجر فانبجست منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم وظللنا عليهم الغمم وانزلنا عليهم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

160. Ve katta’nâhumusnetey aşrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enıdrıb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve kestik onları on iki kabileye/boya/oymağa ümmetler (olarak); ve vahyettik Mûsâ'ya su istediği zaman onun* kavmi/toplumu ki "Darbet/vur asanla taşa" (diye); ve fışkırdı ondan** on iki göze; muhakkak bildi her insan kendi içeceği yeri; ve gölgelendirdik üzerlerine bulutu264; ve indirdik üzerlerine menneyi262 ve bıldırcını263; "Yiyin sizleri rızıklandırdığımız iyilerden"; ve zulmetmiş257 değillerdi bize; velakin/fakat onlar kendi nefislerine201 zulmediyorlardı257.

Ahmed Samira Çevirisi

160 And We separated/divided them (into) twelve (F) branches/Jewish tribes nations, and We inspired/transmitted to Moses, when his nation asked him for drink, that strike/move the stone with your stick/cane, so twelve (F) water springs/water wells flowed/gushed/spouted from it, every/each people had known their drinking place, and We shadowed/overshadowed on them the clouds, and We descended on them the manna/sap , and the quail/amusement, eat from goodnesses what We provided for you, and they did not cause injustice to Us/oppress Us, and but they were causing injustice/oppression (to) themselves .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kattaa'nahumu ve kestik onları وَقَطَّعْنَاهُمُ قطع
2 snetey iki (oniki) اثْنَتَيْ ثني
3 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر
4 esbaten kabileye/boya/oymağa أَسْبَاطًا سبط
5 umemen ümmetler (olarak) أُمَمًا امم
6 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
7 ila إِلَىٰ -
8 musa Mûsâ'ya مُوسَىٰ -
9 izi zaman إِذِ -
10 steskahu su istediği اسْتَسْقَاهُ سقي
11 kavmuhu onun kavmi قَوْمُهُ قوم
12 eni ki أَنِ -
13 drib darp et اضْرِبْ ضرب
14 biasake asanla بِعَصَاكَ عصو
15 l-hacera taşa الْحَجَرَ حجر
16 fenbeceset ve fışkırdı فَانْبَجَسَتْ بجس
17 minhu ondan مِنْهُ -
18 sneta iki (oniki) اثْنَتَا ثني
19 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر
20 aynen göze عَيْنًا عين
21 kad muhakkak قَدْ -
22 alime bildi عَلِمَ علم
23 kullu her كُلُّ كلل
24 unasin insan أُنَاسٍ انس
25 meşrabehum içeceği yeri onların مَشْرَبَهُمْ شرب
26 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل
27 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
28 l-gamame bulutla الْغَمَامَ غمم
29 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
30 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
31 l-menne menne الْمَنَّ منن
32 ve sselva ve bıldırcın eti وَالسَّلْوَىٰ سلو
33 kulu yeyin كُلُوا اكل
34 min -dan مِنْ -
35 tayyibati iyilerden طَيِّبَاتِ طيب
36 ma مَا -
37 razeknakum rızıklandırdığımızdan szileri رَزَقْنَاكُمْ رزق
38 ve ma ve değildiler وَمَا -
39 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم
40 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
41 kanu onlar كَانُوا كون
42 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
43 yezlimune zulmediyorlardı يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Mûsâ'nın.**Taştan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Menne Kavram 262

262 Çöl trüf mantarı (desert truffle’ ‘Terfeziaceae’ ). Kelime anlamı ikram, hediye, faydalı bir şeyin ikramıdır. Ülkemizde dolaman, ak doloman, keme olarak da bilinen mantar türü. İnanılmaz derecede besleyici ve birçok faydası olan bir besindir. %20-27 oranında proteinler, yağlar ve lifler içerir. 2017 yılında yapılan bir çalışmada (Libya) kırmızı-siyah renkli çöl trüfünde %16.3 protein, %6.2 yağ, %67.2 karbonhidrat tespit edilmiştir. Beyaz çöl trüfünde %18.5 protein, %5.9 yağ ve %65 karbonhidrat içeriği bulunmuştur. Muhteşem besleyici bir besindir. Aynı zamanda dengelidir. Trüfler ayrıca vücut için gerekli birçok metalleri (sodyum, potasyum, fosfor, demir, bakır, kalsiyum, kobalt, silikon, çinko, alüminyum ve manganez) içerir. Santaroni volkanik patlaması (MÖ 1640) tüm dünyayı etkilemiştir. Dünyanın iklimini değiştirmiştir. Kurak ve sıcak olan iklim Musa peygamber ve yanındakilerin bulunduğu bölgede serin ve yağmurlu bir iklim haline gelmiştir. Mineraller içeren bol yağmur çölde çok dengeli bir besin olan çöl trüfünün bolca oluşmasına neden olmuştu Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bıldırcın Kavram 263

263 Bıldırcın (Coturnix coturnix L.) tavuklar (Galliformes) takımının, tavuksular (Phasianidae) familyasının en küçük türüdür. Göçmen kuştur. Musa peygamber ve yanındakilerin göçmen kuşların göç yolları üzerinde olduğunu anlarız. Toplu göç zamanlarında meydana gelen ani iklim değişiklikleri, ters esen sert rüzgârlar, fırtınalar ve aşırı yağışlar sonucunda bıldırcınların yere düştükleri bilinmektedir. Santoroni patlaması sonucu gelişen ani iklim değişikliği bıldırcınları da etkilemiştir. Göç yollarında karşılaştıkları olumsuz hava koşulları yere düşmelerine ve kolayca yakalanmalarına neden olmuştur. Musa peygamber ve İsrailoğullarına verilen nimetler: Gölgelenme, çöl trüfü ve bıldırcın

Bulut, Musa peygamberi ve İsrailoğullarını gölgelendiren, onlara menne ve bıldırcın indiren bulut. Kavram 264

264 Santorini volkanik patlaması (MÖ 1640) Dünya’nın yüksek atmosferine inanılmaz boyutta gaz-toz bulutu püskürtmüştür. Bu bulutlar çevreye yayılmış ve doğuya doğru yol almıştır. Yapılan analizlerde bu bulutlara bağlı güneş ışınlarının tam olarak yeryüzüne ulaşamaması nedeniyle küresel iklim değişikliklerinin olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Mısır, Orta Doğu, Arabistan gibi çok sıcak olan bölgeler gölgelenme nedeniyle bahar havasına kavuşmuş, ılık hale gelmiş ve bol yağmur alır olmuştur. Bu gölgelenmenin yıllarca sürdüğü bilinmektedir.

7. A'râf Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

1116|7|162|فَبَدَّلَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ مِنْهُمْ قَوْلًا غَيْرَ ٱلَّذِى قِيلَ لَهُمْ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِجْزًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُوا۟ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1116|7|162|فبدل الذين ظلموا منهم قولا غير الذي قيل لهم فارسلنا عليهم رجزا من السما بما كانوا يظلمون

Latin Literal

162. Fe beddelellezîne zalemû minhum kavlen gayrellezî kîle lehum fe erselnâ aleyhim riczen mines semâi bi mâ kânû yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki değiştirdiler onlardan zulmetmiş257 kimseler kavli/sözü* onlara denilenden başkasına; öyle ki gönderdik üzerlerine gökten bir cazalandırma; zulmeder257 olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

162 So those who were unjust/oppressive exchanged/replaced/substituted a saying/opinion and belief other than which was said to them, so We sent on them filth/torture from the sky/space because (of) what they were causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 febeddele öyle ki değiştiler فَبَدَّلَ بدل
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
4 minhum onlardan مِنْهُمْ -
5 kavlen kavli/sözü قَوْلًا قول
6 gayra başkasına غَيْرَ غير
7 llezi ki الَّذِي -
8 kile denildi قِيلَ قول
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 feerselna öyle ki gönderdik فَأَرْسَلْنَا رسل
11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
12 riczen bir cazalandırma رِجْزًا رجز
13 mine مِنَ -
14 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
15 bima بِمَا -
16 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
17 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kutsal mesajını.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 165

Arapça Metin (Harekeli)

1119|7|165|فَلَمَّا نَسُوا۟ مَا ذُكِّرُوا۟ بِهِۦٓ أَنجَيْنَا ٱلَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ ٱلسُّوٓءِ وَأَخَذْنَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ بِعَذَابٍۭ بَـِٔيسٍۭ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1119|7|165|فلما نسوا ما ذكروا به انجينا الذين ينهون عن السو واخذنا الذين ظلموا بعذاب بيس بما كانوا يفسقون

Latin Literal

165. Fe lemmâ nesû mâ zukkirû bihî enceynellezîne yenhevne anis sûi ve ahaznellezîne zalemû bi azâbin beîsin bi mâ kânû yefsukûn(yefsukûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman unuttular kendisiyle* zikredileni78; kurtardık kötülükten meneden kimseleri; ve tuttuk zulmetmiş257 kimseleri çetin/güçlü bir azapla; fâsıklık38 eder olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

165 So when they forgot what they were reminded with it, We saved/rescued those who forbid/prevent from the bad/evil/harm, and We took those who were unjust/oppressive with strong/severe torture because (of) what they were debauching .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 nesu unuttular نَسُوا نسي
3 ma مَا -
4 zukkiru zikredileni ذُكِّرُوا ذكر
5 bihi kendisiyle بِهِ -
6 enceyna kurtardık أَنْجَيْنَا نجو
7 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
8 yenhevne men ediyorlardı يَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 s-su'i kötülükten السُّوءِ سوا
11 ve ehazna ve tuttuk وَأَخَذْنَا اخذ
12 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
13 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
14 biazabin bir azapla بِعَذَابٍ عذب
15 beisin çetin بَئِيسٍ باس
16 bima بِمَا -
17 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
18 yefsukune fasıklık ederler يَفْسُقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kutsal mesajı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

1131|7|177|سَآءَ مَثَلًا ٱلْقَوْمُ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُوا۟ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1131|7|177|سا مثلا القوم الذين كذبوا بايتنا وانفسهم كانوا يظلمون

Latin Literal

177. Sâe meselennil kavmullezîne kezzebû bi âyatinâ ve enfusehum kânû yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Ne kötüdür misali/benzeri kavmin/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; ve kendi nefislerine201 oldular zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

177 It became bad/evil an example/proverb (of) the nation those who lied/denied/falsified with Our verses/evidences, and were causing injustice/oppression (to) themselves.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

8. Enfâl Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

1185|8|25|وَٱتَّقُوا۟ فِتْنَةً لَّا تُصِيبَنَّ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ مِنكُمْ خَآصَّةً وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1185|8|25|واتقوا فتنه لا تصيبن الذين ظلموا منكم خاصه واعلموا ان الله شديد العقاب

Latin Literal

25. Vettekû fitneten lâ tusîbennellezîne zalemû minkum hâssah(hâssaten), va’lemû ennallâhe şedîdul ikâb(ikâbi).

Türkçe Çeviri

Ve takvalı21 olun bir fitneye610 (ki) isabet etmez sizlerden zulmetmiş257 kimselere bir has* (olarak); ve bilin ki Allah Şedîd'tir536 akabinde.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And fear (and avoid a) test/torture (that) strikes/hits (E) especially/specifically those who caused injustice/oppression from you, and know that God (is) strong (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
2 fitneten bir fitneye فِتْنَةً فتن
3 la لَا -
4 tusibenne isabet etmez تُصِيبَنَّ صوب
5 ellezine kimselere الَّذِينَ -
6 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
7 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
8 hassaten bir has (olarak) خَاصَّةً خصص
9 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم
10 enne ki أَنَّ -
11 llahe Allah'ın اللَّهَ -
12 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
13 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Sadece onlara has değil sizlere de isabet eder. Anlarız ki zulmetmiş kimselere isabet ettirilen fitne müminleri de etkileyebilir. Müminler bu konuda takvalı olmalıdır. Sadece Kur'an'ın mesajına tabi olarak fitneyi güzel bir belaya çevirmeli ve kendisi için hayra dönüştürmelidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Şedîd Kavram 536

536 Şiddetli.

Fitne. Kavram 610

610 Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.

8. Enfâl Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1211|8|51|ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّٰمٍ لِّلْعَبِيدِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1211|8|51|ذلك بما قدمت ايديكم وان الله ليس بظلم للعبيد

Latin Literal

51. Zâlike bimâ kaddemet eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; kademe/kıdem* aldığı nedeniyledir ellerinizin**; ve ki Allah olmaz kullar için bir zalimlikle257 (birlikte).

Ahmed Samira Çevirisi

51 That (is) with what your hands advanced/undertook , and that God (is) not with an unjust/oppressor to the worshippers/slaves.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
2 bima بِمَا -
3 kaddemet kademe/kıdem aldığıyladır قَدَّمَتْ قدم
4 eydikum ellerinizin أَيْدِيكُمْ يدي
5 ve enne ve ki وَأَنَّ -
6 llahe Allah اللَّهَ -
7 leyse olmaz لَيْسَ ليس
8 bizellamin bir zalimlikle بِظَلَّامٍ ظلم
9 lil'abidi kullar için لِلْعَبِيدِ عبد

Notlar

Not 1

*Kazandığı.**İnsan ne ederse kendi eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

8. Enfâl Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

1214|8|54|كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَآ ءَالَ فِرْعَوْنَ وَكُلٌّ كَانُوا۟ ظَٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1214|8|54|كداب ال فرعون والذين من قبلهم كذبوا بايت ربهم فاهلكنهم بذنوبهم واغرقنا ال فرعون وكل كانوا ظلمين

Latin Literal

54. Ke de’bi âli fir’avne vellezîne min kablihim, kezzebû biâyâti rabbihim, fe ehleknâhum bi zunûbihim ve agraknâ âle fîr’avn(fîr’avne), ve kullun kânû zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Gidişatı gibidir firavun711 ailesinin ve onlardan önceki kimselerin (ki) yalanladılar Rablerinin4 ayetlerini; öyle ki helak ettik onları günahlarıyla; ve boğduk firavun711 ailesini; ve hepsi olmuştu zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

54 As Pharaoh’s family’s affairs/habits and those from before them, they denied/falsified with God’s verses/evidences , so We made them die/destroyed them because of their crimes, and We drowned/sunk Pharaoh’s family, and all/each were unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kede'bi gidişatı gibidir كَدَأْبِ داب
2 ali ailesi الِ اول
3 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ -
4 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ -
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
7 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
8 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
9 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب
10 feehleknahum öyle ki helak ettik onları فَأَهْلَكْنَاهُمْ هلك
11 bizunubihim günahlarıyla بِذُنُوبِهِمْ ذنب
12 ve egrakna ve boğduk وَأَغْرَقْنَا غرق
13 ale ailesini الَ اول
14 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ -
15 ve kullun ve hepsi وَكُلٌّ كلل
16 kanu olmuştu كَانُوا كون
17 zalimine zalimler ظَالِمِينَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavunu. Kavram 711

711 Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavununun MÖ 1645–1629 yılları arasında yukarı Mısır'da (Teb bölgesi, Luksor) hüküm süren Sobekhotep VIII (Sekhemre Seusertawy Sobekhotep VIII) olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

8. Enfâl Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

1220|8|60|وَأَعِدُّوا۟ لَهُم مَّا ٱسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ ٱلْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِۦ عَدُوَّ ٱللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَءَاخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ ٱللَّهُ يَعْلَمُهُمْ وَمَا تُنفِقُوا۟ مِن شَىْءٍ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1220|8|60|واعدوا لهم ما استطعتم من قوه ومن رباط الخيل ترهبون به عدو الله وعدوكم واخرين من دونهم لا تعلمونهم الله يعلمهم وما تنفقوا من شي في سبيل الله يوف اليكم وانتم لا تظلمون

Latin Literal

60. Ve eıddû lehum mesteta’tum min kuvvetin ve min rıbâtil hayli turhibûne bihî aduvvallâhi ve aduvvekum ve âharîne min dûnihim, lâ ta’lemûnehum, allâhu ya’lemuhum, ve mâ tunfikû min şey’in fî sebîlillâhi yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Ve hazırlayın onlara itaat ettirdiğiniz bir kuvvetten*; ve bir bağlanandan/birleşenden**; hayli (-ler)***; korkutursunuz onunla Allah'ın düşmanını ve düşmanlarınızı ve onların astından diğerlerini; bilmezsiniz (sizler) onları; (oysa) Allah bilir onları; ve ne infak6 edersiniz bir şeyden Allah yolunda336 tamamlanır**** sizlere; ve sizler zulmedilmezsiniz257.

Ahmed Samira Çevirisi

60 And prepare for them what you were able from strength/power and from the horses’/horsemens’ ties/strings/strength , you terrorize/terrify with it God’s enemy, and your enemy, and others from other than them, you do not know them, God knows them, and what you spend from a thing in God’s sake/way is fulfilled/completed to you, and you are not being caused injustice to/oppressed.

Notlar

Not 1

*Güç kuvvet üreten şeyi kendi itaatiniz altına alırsınız.**Bitişen, birleşen, bağlanan, fikse olan her şey bu tanıma girer. Hedefine angaje olan, kitlenen her şey bu tanıma girer.***"hayli" kelimesi at anlamında olmakla birlikte kelimenin kökü "hayal", "hayalet" anlamları da taşır. Anlarız ki bu ayet müteşabihtir. Yüce Allah hayalet gibi görünmez olan ve hedefine bağlanan kuvvetler yapmamızı emretmektedir. Bu tanıma belki de en iyi uyan silahlar radarlara yakalanmayan hayalet uçak ve hayalet füzelerdir. ****Tastamam geri ödenir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

9. Tevbe Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

1254|9|19|أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ ٱلْحَآجِّ وَعِمَارَةَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ كَمَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَجَٰهَدَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا يَسْتَوُۥنَ عِندَ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1254|9|19|اجعلتم سقايه الحاج وعماره المسجد الحرام كمن امن بالله واليوم الاخر وجهد في سبيل الله لا يستون عند الله والله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

19. E cealtum sikâyetel hâcci ve ımâretel mescidil harâmi ke men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve câhede fî sebilillâh(sebilillâhi), lâ yestevûne ındallâh(ındallâhi), vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Yaptınız* mı su vermeyi hacılara756 ve imar etmeyi haram mescidi158 kimse gibi (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve cihat356 etti Allah yolunda336; olmaz aynı seviyede Allah'ın indinde/katında; ve Allah doğruya kılavuzlamaz** zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

19 Did you make the pilgrimage’s drinking place/cup (water carrying) and tending to/visiting the Mosque the Forbidden/Sacred as who believed with God and the Day the Last/Resurrection Day, and struggled/exerted in God’s way/sake ? They do not become equal/alike at God, and God does not guide the nation the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ecealtum yaptınız mı أَجَعَلْتُمْ جعل
2 sikayete su vermeyi سِقَايَةَ سقي
3 l-hacci hacılara الْحَاجِّ حجج
4 ve imarate ve imarını وَعِمَارَةَ عمر
5 l-mescidi mescidi الْمَسْجِدِ سجد
6 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
7 kemen kimse gibi كَمَنْ -
8 amene iman etti امَنَ امن
9 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
10 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
11 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
12 ve cahede ve cihat etti وَجَاهَدَ جهد
13 fi فِي -
14 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
15 llahi Allah اللَّهِ -
16 la olmaz لَا -
17 yestevune aynı seviyede يَسْتَوُونَ سوي
18 inde indinde/katında عِنْدَ عند
19 llahi Allah اللَّهِ -
20 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
21 la لَا -
22 yehdi doğruya kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
23 l-kavme kavmini/toplumunu الْقَوْمَ قوم
24 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yaptınız mı aynı seviyede? **En büyük zalimliği yapan müşrikler ve kâfirler asla doğru yolu bulamaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Hacı Kavram 756

756 Hacca katılan kimseler. Hac Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongredir. Buraya katılan kimselere de hacı denir. Günümüzde kendilerini hacı sanan kimseler ancak iblise ve şeytânlara hac etmektedir. Kur'an'ın gerçek hacıları sadece Kur'an deyip Kur'an ayetlerini delillerle tartışmak için bir araya gelen kimselerdir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1258|9|23|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَابَآءَكُمْ وَإِخْوَٰنَكُمْ أَوْلِيَآءَ إِنِ ٱسْتَحَبُّوا۟ ٱلْكُفْرَ عَلَى ٱلْإِيمَٰنِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1258|9|23|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اباكم واخونكم اوليا ان استحبوا الكفر علي الايمن ومن يتولهم منكم فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

23. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû âbâekum ve ihvânekum evliyâe inistehabbûl kufre alel îmâni, ve men yetevellehum minkum fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin babalarını/atalarınızı ve kardeşlerinizi evliya212; eğer sevdilerse küfrü422 imana47 karşı; ve kim veli28 edindi onları sizlerden; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

23 You, you those who believed, do not take your fathers and your brothers (as) guardians/allies if they loved/liked the disbelief more (preferred) over the belief, and who follows them from you, so those, those are the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 aba'ekum babalarını/atalarınızı ابَاءَكُمْ ابو
7 ve ihvanekum ve kardeşlerinizi وَإِخْوَانَكُمْ اخو
8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
9 ini eğer إِنِ -
10 stehabbu sevdilerse اسْتَحَبُّوا حبب
11 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر
12 ala karşı عَلَى -
13 l-imani imana الْإِيمَانِ امن
14 ve men ve kim وَمَنْ -
15 yetevellehum veli edindi onları يَتَوَلَّهُمْ ولي
16 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
17 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
18 humu onlardır هُمُ -
19 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

1282|9|47|لَوْ خَرَجُوا۟ فِيكُم مَّا زَادُوكُمْ إِلَّا خَبَالًا وَلَأَوْضَعُوا۟ خِلَٰلَكُمْ يَبْغُونَكُمُ ٱلْفِتْنَةَ وَفِيكُمْ سَمَّٰعُونَ لَهُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1282|9|47|لو خرجوا فيكم ما زادوكم الا خبالا ولاوضعوا خللكم يبغونكم الفتنه وفيكم سمعون لهم والله عليم بالظلمين

Latin Literal

47. Lev harecû fîkum mâ zâdûkum illâ habâlen ve lâ evdaû hılâlekum yebgûnekumul fitneh(fitnete), ve fîkum semmâûne lehum, vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Şayet çıksalardı içinizde; ziyade eder değillerdi sizlere dışında bir kafa karışıklığı/şaşırtma; ve mutlak koyarlar* aranıza; bakınırlar sizlere fitneye332; ve içinizdedir kulak verenler onlara; ve Allah bir Alîm’dir8 zalimlere257.

Ahmed Samira Çevirisi

47 If they got out/emerged in between you, they did not increase you except degeneration/corruption and they would have put in between and around you, (and) they desired (for) you the treason/misguidance , and in you (there are those) hearing/listening to them, and God (is) knowledgeable with (of) the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lev şayet لَوْ -
2 haracu çıksalardı خَرَجُوا خرج
3 fikum içinizde فِيكُمْ -
4 ma değilsi مَا -
5 zadukum ziyade ederler sizlere زَادُوكُمْ زيد
6 illa dışında إِلَّا -
7 habalen bir kafa karışıklığı/şaşırtma خَبَالًا خبل
8 veleevdeu ve mutlak koyarlardı وَلَأَوْضَعُوا وضع
9 hilalekum aranıza خِلَالَكُمْ خلل
10 yebgunekumu bakınırlar sizlere يَبْغُونَكُمُ بغي
11 l-fitnete fitneye الْفِتْنَةَ فتن
12 ve fikum ve içinizdedir وَفِيكُمْ -
13 semmaune kulak verenler سَمَّاعُونَ سمع
14 lehum onlara لَهُمْ -
15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
16 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
17 biz-zalimine zalimlere بِالظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Bakındıkları fitneyi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1305|9|70|أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَٰهِيمَ وَأَصْحَٰبِ مَدْيَنَ وَٱلْمُؤْتَفِكَٰتِ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

70. E lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikât(mu’tefikâti), etethum rusuluhum bil beyyinat(beyyinati), fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla352; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

70 Did not (the) information/news come to them (about) those from before them, Noah’s nation, and Aad , and Thamud and Abraham’s nation, and owners (of) Madya/Madyan, and the overturned cities ?Their messengers came to them with the evidences, so God was not to cause injustice to them/oppress them, and but they were themselves causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem hiç أَلَمْ -
2 ye'tihim gelmez mi يَأْتِهِمْ اتي
3 nebeu haberi نَبَأُ نبا
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
7 kavmi kavminin قَوْمِ قوم
8 nuhin Nûh نُوحٍ -
9 ve aadin ve Ad وَعَادٍ عود
10 ve semude ve Semud وَثَمُودَ -
11 ve kavmi ve kavminin وَقَوْمِ قوم
12 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
13 ve eshabi ve ashab-ı وَأَصْحَابِ صحب
14 medyene Medyen مَدْيَنَ -
15 velmu'tefikati ve ters yüz olan وَالْمُؤْتَفِكَاتِ افك
16 etethum geldiler onlara أَتَتْهُمْ اتي
17 rusuluhum resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
18 bil-beyyinati beynanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
19 fe ma öyle ki değildi فَمَا -
20 kane olmuş كَانَ كون
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 liyezlimehum zulmeder onlara لِيَظْلِمَهُمْ ظلم
23 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
24 kanu oldular كَانُوا كون
25 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
26 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

10. Yunus Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1375|10|13|وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا ٱلْقُرُونَ مِن قَبْلِكُمْ لَمَّا ظَلَمُوا۟ وَجَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْقَوْمَ ٱلْمُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

Latin Literal

13. Ve lekad ehleknel kurûne min kablikum lemmâ zalemû ve câethum rusuluhum bil beyyinâti ve mâ kânû li yu’minû, kezâlike neczil kavmel mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun helak ettik* kurûnları785 sizden önce; ne zaman zulmettiler257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla226 ve olmuş değillerdi iman47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız63 mücrim674 kavmi/toplumu.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And We had destroyed the generations/peoples of eras from before you, when they caused injustice/oppression, and their messengers came to them with the evidences, and they were not to believe, as/like that We reward/reimburse the nation the criminals/sinners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehlekna helak ettik أَهْلَكْنَا هلك
3 l-kurune kurûnları الْقُرُونَ قرن
4 min مِنْ -
5 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
6 lemma ne zaman لَمَّا -
7 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
8 ve dca'ethum ve geldi onlara وَجَاءَتْهُمْ جيا
9 rusuluhum resulleri رُسُلُهُمْ رسل
10 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
11 vema ve değillerdi وَمَا -
12 kanu olmuşlar كَانُوا كون
13 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن
14 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
15 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي
16 l-kavme kavmi/toplumunu الْقَوْمَ قوم
17 l-mucrimine mücrim الْمُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah resûller aracılığıyla biricik dini olan İslâm dinini beyan etmeden, tebliğ etmeden bir kavmi asla helak etmez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

Kurûn Kavram 785

785 Kartel, bağlı, birleşmiş, ilintili.

10. Yunus Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1379|10|17|فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلْمُجْرِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1379|10|17|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح المجرمون

Latin Literal

17. Fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyâtihî), innehû lâ yuflihul mucrimûn(mucrimûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira attı402 Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun*; doğrusu O**; felaha326 kavuşturmaz mücrimleri674.

Ahmed Samira Çevirisi

17 So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/denials/falsifications or lied/falsified with His verses/evidences ? That He does not make the criminals/sinners succeed/win

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

10. Yunus Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

1401|10|39|بَلْ كَذَّبُوا۟ بِمَا لَمْ يُحِيطُوا۟ بِعِلْمِهِۦ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُۥ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1401|10|39|بل كذبوا بما لم يحيطوا بعلمه ولما ياتهم تاويله كذلك كذب الذين من قبلهم فانظر كيف كان عقبه الظلمين

Latin Literal

39. Bel kezzebû bimâ lem yuhîtû bi ilmihî ve lemmâ ye’tihim te’vîluh(te’vîluhu), kezâlike kezzebellezîne min kablihim fanzur keyfe kâne âkibetuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Evet! Yalanladılar ilmini* asla kuşatamadıklarını; ve ancak ki gelir onlara tevili401 onun**; işte böyledir; yalanladılar onlardan önceki kimseler; öyle ki bak; nasıl oldu zalimlerin257 akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

39 But they lied/denied/falsified with what they did not comprehend with its knowledge, and its interpretation/explanation did not come to them, as/like those from before them lied/denied/falsified, so look/see how the unjusts’/oppressives’ end/turn was.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 bel evet بَلْ -
2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
3 bima بِمَا -
4 lem asla لَمْ -
5 yuhitu kuşatamadıklarını يُحِيطُوا حوط
6 biilmihi ilmini onun بِعِلْمِهِ علم
7 velemma ve ancak ki وَلَمَّا -
8 ye'tihim gelir onlara يَأْتِهِمْ اتي
9 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول
10 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
11 kezzebe yalanladılar كَذَّبَ كذب
12 ellezine kimseler الَّذِينَ -
13 min مِنْ -
14 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
15 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
16 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
17 kane oldu كَانَ كون
18 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
19 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın ilmini, bilimsel mucizelerini. Kur'an'ın ilmini hiç kuşatamadan/kavrayamadan yalanladılar.**Kur'an'ın. Bir zaman gelir Kur'an'ın ilmini kuşatan ilim insanları ortaya çıkar ve onların kuşatamadığı ilmin/bilimsel mucizelerin tevilini yapar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

10. Yunus Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1406|10|44|إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظْلِمُ ٱلنَّاسَ شَيْـًٔا وَلَٰكِنَّ ٱلنَّاسَ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1406|10|44|ان الله لا يظلم الناس شيا ولكن الناس انفسهم يظلمون

Latin Literal

44. İnnallâhe lâ yazlimun nâse şey’en ve lâkinnen nâse enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah zulmetmez257 insanlara bir şey; velakin/fakat insanlar kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

44 That God, does not cause injustice/oppression (to) the people a thing and but the people themselves cause injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 la لَا -
4 yezlimu zulmetmez يَظْلِمُ ظلم
5 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
6 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
7 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
8 n-nase insanlar النَّاسَ نوس
9 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
10 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

1409|10|47|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولٌ فَإِذَا جَآءَ رَسُولُهُمْ قُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1409|10|47|ولكل امه رسول فاذا جا رسولهم قضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Latin Literal

47. Ve likulli ummetin resûl(resûlun), feizâ câe resûluhum kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlamûn(yuzlamûne).

Türkçe Çeviri

Ve her bir ümmet305 içindir bir resûl418; öyle ki geldiği zaman resûlleri4418 onların tamamlandı araları onların eşitlikle230 ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

47 And to each/every nation/generation (is) a messenger, so if their messenger came, judgment was passed between them with the just/equitable, and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velikulli ve her içindir وَلِكُلِّ كلل
2 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم
3 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
4 feiza öyle ki فَإِذَا -
5 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
6 rasuluhum resûlleri رَسُولُهُمْ رسل
7 kudiye tamamlandı قُضِيَ قضي
8 beynehum araları بَيْنَهُمْ بين
9 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
10 ve hum ve onlar وَهُمْ -
11 la لَا -
12 yuzlemune zulmedilmezler يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

10. Yunus Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

1414|10|52|ثُمَّ قِيلَ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلْخُلْدِ هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1414|10|52|ثم قيل للذين ظلموا ذوقوا عذاب الخلد هل تجزون الا بما كنتم تكسبون

Latin Literal

52. Summe kîle lillezîne zalemû zûkû azâbel huld(huldi), hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(teksibûne).

Türkçe Çeviri

Sonra denildi zulmetmiş257 kimselere: "Tadın azabı ölümsüz185 (olarak); cezalanır mısınız kazanır olduğunuz dışında?"

Ahmed Samira Çevirisi

52 Then (it) was said to those who caused injustice/oppression: "Taste/experience the immortality’s/eternity’s torture,139are you being reimbursed except because (of) what you were gathering/acquiring ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 kile denildi قِيلَ قول
3 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
4 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
5 zuku tadın ذُوقُوا ذوق
6 azabe azabı عَذَابَ عذب
7 l-huldi ölümsüz (olarak) الْخُلْدِ خلد
8 hel هَلْ -
9 tuczevne cezalanır mısınız تُجْزَوْنَ جزي
10 illa dışında إِلَّا -
11 bima بِمَا -
12 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
13 teksibune kazanırlar تَكْسِبُونَ كسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

1416|10|54|وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِى ٱلْأَرْضِ لَٱفْتَدَتْ بِهِۦ وَأَسَرُّوا۟ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا۟ ٱلْعَذَابَ وَقُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1416|10|54|ولو ان لكل نفس ظلمت ما في الارض لافتدت به واسروا الندامه لما راوا العذاب وقضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Latin Literal

54. Ve lev enne li kulli nefsin zalemet mâ fîl ardı leftedet bih(bihi), ve eserrun nedâmete lemmâ reevul azâb(azâbe), ve kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Velev/oysa ki zulmetmiş257 her bir nefis201 (ki) yerdekini* mutlak ki onu*** fidyeleştirirdi789**; ve sırlaştırırlardı nedametlerini/pişmanlıklarını ne zaman ki gördüler azabı; ve tamamlandı araları eşitlikle230 ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And if to every self (that) caused injustice/oppression what is in the earth/Planet Earth, it would have ransomed/compensated with it, and they kept the regret/sorrow/remorse secret when they saw/understood the torture, and was passed judgment/ordered between them with the just/equitable, and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/oysa وَلَوْ -
2 enne ki أَنَّ -
3 likulli her لِكُلِّ كلل
4 nefsin bir nefis için نَفْسٍ نفس
5 zelemet zulmetti ظَلَمَتْ ظلم
6 ma مَا -
7 fi فِي -
8 l-erdi yerdekini الْأَرْضِ ارض
9 laftedet mutlak fidye verirdi لَافْتَدَتْ فدي
10 bihi ona بِهِ -
11 ve eserru ve sırlaştırırlardı وَأَسَرُّوا سرر
12 n-nedamete nedametlerini/pişmanlıklarını النَّدَامَةَ ندم
13 lemma ne zaman ki لَمَّا -
14 raevu gördüler رَأَوُا راي
15 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
16 vekudiye ve tamamladı وَقُضِيَ قضي
17 beynehum araları بَيْنَهُمْ بين
18 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 la لَا -
21 yuzlemune zulmedilmezler يُظْلَمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yeryüzündeki her şeyi.**Nefis yeryüzündeki şeyi fidye olarak verirdi.***Yerdekini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1447|10|85|فَقَالُوا۟ عَلَى ٱللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِّلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1447|10|85|فقالوا علي الله توكلنا ربنا لا تجعلنا فتنه للقوم الظلمين

Latin Literal

85. Fe kâlû alallâhi tevekkelnâ, rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lil kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki dediler*: "Allah'a karşı tevekkül79 ettik; Rabbimiz4! Yapma bizleri bir fitne332** zalimler257 kavmine/toplumuna.

Ahmed Samira Çevirisi

85 So they said: "On God we relied/depended . Our Lord do not make/put us (as a) test to the nation the unjust/oppressors."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
2 ala karşı عَلَى -
3 llahi Allah'a اللَّهِ -
4 tevekkelna tevekkül ettik تَوَكَّلْنَا وكل
5 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
6 la لَا -
7 tec'alna yapma bizleri تَجْعَلْنَا جعل
8 fitneten bir fitne فِتْنَةً فتن
9 lilkavmi kavmine/toplumuna لِلْقَوْمِ قوم
10 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Bir zürriyet, gençler. **İşkenceye uğrama.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

11. Hûd Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1489|11|18|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أُو۟لَٰٓئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ وَيَقُولُ ٱلْأَشْهَٰدُ هَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ كَذَبُوا۟ عَلَىٰ رَبِّهِمْ أَلَا لَعْنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1489|11|18|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا اوليك يعرضون علي ربهم ويقول الاشهد هولا الذين كذبوا علي ربهم الا لعنه الله علي الظلمين

Latin Literal

18. Ve men ezlemu mimmenifterâ alâllâhi kezibâ(keziben), ulâike yu’radûne alâ rabbihim ve yekûlul eşhâdu hâulâillezîne kezebû alâ rabbihim, e lâ lâ’netullâhi alâz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalanı244; işte bunlar; arz ederler* Rabblerine4 karşı; ve der şahitler/tanıklar885: "İşte bunlar kimselerdir (ki) yalan söylediler Rabblerine4 karşı"; değil mi (ki) Allah'ın laneti280 zalimlere257 karşıdır.

Ahmed Samira Çevirisi

18 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated/cut and split on God lies/denials/falsifications? Those, they are being displayed/exhibited/shown on (to) their Lord, and the witnesses/testifiers (the angels) say: "Those (are) those who lied/denied/falsified on their Lord." Is not God’s curse/torture on the unjust/oppressors?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kimdir وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden (ki) مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalanı كَذِبًا كذب
8 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
9 yua'radune arz ederler يُعْرَضُونَ عرض
10 ala karşı عَلَىٰ -
11 rabbihim Rabblerine رَبِّهِمْ ربب
12 ve yekulu ve der وَيَقُولُ قول
13 l-eşhadu şahitler/tanıklar الْأَشْهَادُ شهد
14 ha'ula'i işte bunlardır هَٰؤُلَاءِ -
15 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
16 kezebu yalan söylediler كَذَبُوا كذب
17 ala karşı عَلَىٰ -
18 rabbihim Rabblerine رَبِّهِمْ ربب
19 ela değil mi (ki) أَلَا -
20 lea'netu laneti لَعْنَةُ لعن
21 llahi Allah'ın اللَّهِ -
22 ala karşıdır عَلَى -
23 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Fiil aktif çoğul 3. şahıs eril gelmiştir. Arzı bu kimseler yapmaktadır. Savunmalarını arz etmektedirler; sunmaktadırlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Yalanlama Kavram 244

244 Yanıltmak, aldatmak, kandırmak, hakkında yalan söylemek, yanlış yönlendirmek, onaylamamak, inkâr etmek. İşaret edilen şeyi inkâr etmemekle birlikte onun hakkında yanıltıcı, gerçek dışı uyduruk şeylere tabi olmak da tam olarak aynı kelimeyle işaret edilir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

11. Hûd Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

1502|11|31|وَلَآ أَقُولُ لَكُمْ عِندِى خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعْلَمُ ٱلْغَيْبَ وَلَآ أَقُولُ إِنِّى مَلَكٌ وَلَآ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِىٓ أَعْيُنُكُمْ لَن يُؤْتِيَهُمُ ٱللَّهُ خَيْرًا ٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِىٓ أَنفُسِهِمْ إِنِّىٓ إِذًا لَّمِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1502|11|31|ولا اقول لكم عندي خزاين الله ولا اعلم الغيب ولا اقول اني ملك ولا اقول للذين تزدري اعينكم لن يوتيهم الله خيرا الله اعلم بما في انفسهم اني اذا لمن الظلمين

Latin Literal

31. Ve lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu innî melekun ve lâ ekûlu lillezîne tezderî a’yunukum len yu’tiyehumullâhu hayrâ(hayren), allâhu a’lemu bimâ fî enfusihim, innî izen le minez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve demiyorum sizlere indimdedir/katımdadır Allah'ın hazineleri; ve bilmiyorum gaybı62; ve demiyorum 'doğrusu ben bir meleğim'; ve demiyorum kimseler* için (ki) azarlar/hor görür gözleriniz 'asla vermez onlara Allah bir hayır'; Allah daha iyi bilir nefislerindekini201 onların; doğrusu ben o zaman mutlak zalimlerdenim257."

Ahmed Samira Çevirisi

31 And I do not say to you: ’At me (are) God’s safes/storages (treasures), and I do not know the unseen/absent .’And I do not say: ’That I am (an) angel .’ And I do not say to those who your eyes/sights despise/belittle : ’God will never/not give/bring them goodness .’ God (is) more knowledgeable with what (is) in their selves, that I am then from (E) the unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 indi indimdedir/katımdadır عِنْدِي عند
5 hazainu hazineleri خَزَائِنُ خزن
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ve la ve وَلَا -
8 ea'lemu bilmiyorum أَعْلَمُ علم
9 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب
10 ve la ve وَلَا -
11 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
12 inni doğrusu ben إِنِّي -
13 melekun bir meleğim مَلَكٌ ملك
14 ve la ve وَلَا -
15 ekulu demiyorum أَقُولُ قول
16 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
17 tezderi azarladığı/hor gördüğü تَزْدَرِي زري
18 ea'yunukum gözlerinizin أَعْيُنُكُمْ عين
19 len asla لَنْ -
20 yu'tiyehumu vermez onlara يُؤْتِيَهُمُ اتي
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 hayran bir hayır خَيْرًا خير
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم
25 bima olanı بِمَا -
26 fi فِي -
27 enfusihim onların nefislerindekini أَنْفُسِهِمْ نفس
28 inni doğrusu ben إِنِّي -
29 izen o zaman إِذًا -
30 lemine mutlak لَمِنَ -
31 z-zalimine zalimlerdenim الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Müminler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1508|11|37|وَٱصْنَعِ ٱلْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا وَلَا تُخَٰطِبْنِى فِى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1508|11|37|واصنع الفلك باعيننا ووحينا ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Latin Literal

37. Vasnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrekûn(mugrekûne).

Türkçe Çeviri

Ve sanayi olarak üret gemiyi gözlerimizin önünde ve vahyimiz603 (-le); ve hitap etme bana kimseler hakkında (ki) zulmettiler257; doğrusu onlar boğulanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

37 And make/produce the ship/ships with Our eyes/sights, and Our inspiration/transmission , and do not address/converse with Me in those who caused injustice/oppression, that they are being drowned/sunken.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vesnei ve sanayi olarak üret وَاصْنَعِ صنع
2 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك
3 biea'yunina gözlerimizin önünde بِأَعْيُنِنَا عين
4 ve vehyina ve vahyimizle وَوَحْيِنَا وحي
5 ve la ve وَلَا -
6 tuhatibni hitap etme bana تُخَاطِبْنِي خطب
7 fi hakkında فِي -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
10 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
11 mugrakune boğulanlardır مُغْرَقُونَ غرق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

1515|11|44|وَقِيلَ يَٰٓأَرْضُ ٱبْلَعِى مَآءَكِ وَيَٰسَمَآءُ أَقْلِعِى وَغِيضَ ٱلْمَآءُ وَقُضِىَ ٱلْأَمْرُ وَٱسْتَوَتْ عَلَى ٱلْجُودِىِّ وَقِيلَ بُعْدًا لِّلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1515|11|44|وقيل يارض ابلعي ماك ويسما اقلعي وغيض الما وقضي الامر واستوت علي الجودي وقيل بعدا للقوم الظلمين

Latin Literal

44. Ve kîle yâ ardubleî mâeki ve yâ semâu akliî ve gîdal mâu ve kudıyel emru vestevet alal cûdiyyi ve kîle bu’den lil kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve denildi: "Ey yer! Yut suyunu; ve ey gök! Söküp uzaklaştır*"; ve azaldı/çekildi su; ve tamamlandı emir; ve seviyelendi** üzerine cûdi918 ; ve denildi: "Uzaklık/kaybolma/yok olma zalimler257 kavminedir/toplumunadır."

Ahmed Samira Çevirisi

44 And (it) was said: "You earth/Planet Earth/land swallow your water, and you sky/space cease/stop/clear up ."And the water reduced/receded , and the matter/affair/order/command was accomplished/carried out, and it straightened/leveled on the Joody , and was said: "Curse to the nation the unjust/oppressive."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول
2 ya erdu ey yer يَا أَرْضُ ارض
3 bleiy yut ابْلَعِي بلع
4 maeki suyunu مَاءَكِ موه
5 ve ya semau ve ey gök وَيَا سَمَاءُ سمو
6 ekliiy söküp uzaklaştır أَقْلِعِي قلع
7 ve gide ve azaldı/çekildi وَغِيضَ غيض
8 l-mau su الْمَاءُ موه
9 ve kudiye ve tamamlandı وَقُضِيَ قضي
10 l-emru emir الْأَمْرُ امر
11 vestevet ve seviyelendi وَاسْتَوَتْ سوي
12 ala üzerine عَلَى -
13 l-cudiyyi cudi الْجُودِيِّ -
14 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول
15 bua'den uzaklık/kaybolma/yok olma بُعْدًا بعد
16 lilkavmi kavmine/toplumuna لِلْقَوْمِ قوم
17 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Bulutların çekilmesi.**Gemi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 67

Arapça Metin (Harekeli)

1538|11|67|وَأَخَذَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ٱلصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا۟ فِى دِيَٰرِهِمْ جَٰثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1538|11|67|واخذ الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Latin Literal

67. Ve ehazellezîne zalemûs sayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne).

Türkçe Çeviri

Ve tuttu zulmetmiş257 kimseleri sayha839; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim899 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

67 And the loud strong cry/torture/raid took/punished those who caused injustice/oppression, so they became/became in the morning in their homes/countries stuck to the ground (dead).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ehaze ve tuttu وَأَخَذَ اخذ
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
4 s-sayhatu sayha الصَّيْحَةُ صيح
5 feesbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح
6 fi فِي -
7 diyarihim diyarlarında دِيَارِهِمْ دور
8 casimine câsim (olarak) جَاثِمِينَ جثم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

1565|11|94|وَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَأَخَذَتِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ٱلصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا۟ فِى دِيَٰرِهِمْ جَٰثِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1565|11|94|ولما جا امرنا نجينا شعيبا والذين امنوا معه برحمه منا واخذت الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Latin Literal

94. Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ ?uayben vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ ve ehazetillezîne zalemûssayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi emrimiz200 kurtardık Şuayb'ı ve onunla* birlikte iman47 etmiş kimseleri bir rahmetle271 bizden; ve tuttu zulmetmiş257 kimseleri sayha839; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim899 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

94 And when Our order/command came, We saved/rescued Shu’aib and those who believed with him with mercy from Us, and the loud strong cry/torture raid took/punished those who caused injustice/oppression, so they became/became in the morning in their homes/countries struck to the ground (dead).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
4 necceyna kurtardık نَجَّيْنَا نجو
5 şuayben Şuayb'ı شُعَيْبًا -
6 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
7 amenu iman ettiler امَنُوا امن
8 meahu onunla birlikte مَعَهُ -
9 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
10 minna bizden مِنَّا -
11 ve ehazeti ve tuttu وَأَخَذَتِ اخذ
12 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
13 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
14 s-sayhatu sayha الصَّيْحَةُ صيح
15 feesbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح
16 fi فِي -
17 diyarihim diyarlarında دِيَارِهِمْ دور
18 casimine câsim جَاثِمِينَ جثم

Notlar

Not 1

*Şuayb'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1572|11|101|وَمَا ظَلَمْنَٰهُمْ وَلَٰكِن ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَمَآ أَغْنَتْ عَنْهُمْ ءَالِهَتُهُمُ ٱلَّتِى يَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ لَّمَّا جَآءَ أَمْرُ رَبِّكَ وَمَا زَادُوهُمْ غَيْرَ تَتْبِيبٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1572|11|101|وما ظلمنهم ولكن ظلموا انفسهم فما اغنت عنهم الهتهم التي يدعون من دون الله من شي لما جا امر ربك وما زادوهم غير تتبيب

Latin Literal

101. Ve mâ zalemnâhum ve lâkin zalemû enfusehum fe mâ agnet anhum âlihetuhumulletî yed’ûne min dûnillâhi min şey’in lemmâ câe emru rabbik(rabbike), ve mâ zâdûhum gayre tetbîb(tetbîbin).

Türkçe Çeviri

Ve zulmetmiş257 değiliz onlara; velakin/fakat zulmettiler257 nefislerine201; öyle ki ganiyleştirir* değildi onları Allah’ın astından kulluk46 ettikleri ilâhları74 hiç bir şey; ne zaman ki geldi (senin) Rabbinin4 emri200; ve ziyade etmiş değillerdi** onlara*** bir yıkım dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

101 And We did not cause injustice/oppression to them, and but they caused injustice/oppression (to) themselves, so their gods which they call from other than God did not enrich/satisfy from a thing from them (their gods did not help them in any way or thing), when your Lord’s order/command came, and they did not increase them other than destruction/loss.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 zelemnahum zulmetmiş onlara ظَلَمْنَاهُمْ ظلم
3 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
4 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
5 enfusehum nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
6 fema öyle ki değildi فَمَا -
7 egnet ganiyleştir أَغْنَتْ غني
8 anhum onlardan عَنْهُمْ -
9 alihetuhumu ilahları الِهَتُهُمُ اله
10 lleti الَّتِي -
11 yed'une kulluk ettikleri يَدْعُونَ دعو
12 min مِنْ -
13 duni astından دُونِ دون
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 min hiç bir مِنْ -
16 şey'in şey شَيْءٍ شيا
17 lemma ne zaman ki لَمَّا -
18 ca'e geldi جَاءَ جيا
19 emru emri أَمْرُ امر
20 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب
21 ve ma ve değildi وَمَا -
22 zaduhum ziyade eder onlara زَادُوهُمْ زيد
23 gayra dışında غَيْرَ غير
24 tetbibin bir yıkım تَتْبِيبٍ تبب

Notlar

Not 1

*Zenginleştirir.**Sözde ilâhları.***Kendi nefislerine zulmetmiş; şirk koşmuş müşriklere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

1573|11|102|وَكَذَٰلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَآ أَخَذَ ٱلْقُرَىٰ وَهِىَ ظَٰلِمَةٌ إِنَّ أَخْذَهُۥٓ أَلِيمٌ شَدِيدٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1573|11|102|وكذلك اخذ ربك اذا اخذ القري وهي ظلمه ان اخذه اليم شديد

Latin Literal

102. Ve kezâlike ahzu rabbike izâ ehazel kurâ ve hiye zâlimeh(zâlimetun), inne ahzehû elîmun şedîd(şedîdun).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; tutuşudur (senin) Rabbinin4 tuttuğu zaman kentleri; (ki) ve o* bir zalimdir257; doğrusu O’nun** tutuşu şiddetli bir elimdir/acıklıdır.

Ahmed Samira Çevirisi

102 And as/like that (is) your Lord’s punishing , if/when He took/punished the villages/urban cities, and (while) it is unjust/oppressive , that His punishing (is) strong (severe).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 ehzu tutuşudur أَخْذُ اخذ
3 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب
4 iza zaman إِذَا -
5 ehaze tuttuğu zaman أَخَذَ اخذ
6 l-kura kentleri الْقُرَىٰ قري
7 vehiye ve o* (kent) وَهِيَ -
8 zalimetun bir zalimdir ظَالِمَةٌ ظلم
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 ehzehu tutması O’nun أَخْذَهُ اخذ
11 elimun bir elim/acıklı أَلِيمٌ الم
12 şedidun bir şiddetli شَدِيدٌ شدد

Notlar

Not 1

*Kent.**Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

11. Hûd Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

1584|11|113|وَلَا تَرْكَنُوٓا۟ إِلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ فَتَمَسَّكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنْ أَوْلِيَآءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1584|11|113|ولا تركنوا الي الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله من اوليا ثم لا تنصرون

Latin Literal

113. Ve lâ terkenû ilellezîne zalemû fe temessekumun nâru ve mâ lekum min dûnillâhi min evliyâe summe lâ tunsarûn(tunsarûne).

Türkçe Çeviri

Ve dayanmayın* zulmetmiş257 kimselere doğru; öyle ki temas ettirirsin** kendinize ateşi834; ve yoktur sizlere Allah’ın astından hiçbir evliya212; sonra yardım edilmezsiniz***.

Ahmed Samira Çevirisi

113 And do not lean towards to those who caused injustice/oppression, so the fire touches you, and (there are) no guardians/allies for you from other than God, then you (will) not be given victory/aid.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 terkenu dayanmayın تَرْكَنُوا ركن
3 ila doğru إِلَى -
4 ellezine kimselere الَّذِينَ -
5 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
6 fetemessekumu öyle ki temas ettirirsin kendinize فَتَمَسَّكُمُ مسس
7 n-naru ateşi النَّارُ نور
8 ve ma ve yoktur وَمَا -
9 lekum sizlere لَكُمْ -
10 min مِنْ -
11 duni astından دُونِ دون
12 llahi Allah’ın اللَّهِ -
13 min hiçbir مِنْ -
14 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
15 summe sonra ثُمَّ -
16 la لَا -
17 tunsarune yardım edilmezsiniz تُنْصَرُونَ نصر

Notlar

Not 1

*Sırtınızı dayamayın.**Kendi kendinizi ateşe atarsınız.***Yüce Allah'ın astında destek olsun diye veliler edinmeye çalışanlara Rabbimiz yardım etmez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

11. Hûd Suresi

Ayet 116

Arapça Metin (Harekeli)

1587|11|116|فَلَوْلَا كَانَ مِنَ ٱلْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُو۟لُوا۟ بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْفَسَادِ فِى ٱلْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ مَآ أُتْرِفُوا۟ فِيهِ وَكَانُوا۟ مُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1587|11|116|فلولا كان من القرون من قبلكم اولوا بقيه ينهون عن الفساد في الارض الا قليلا ممن انجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما اترفوا فيه وكانوا مجرمين

Latin Literal

116. Fe lev lâ kâne minel kurûni min kablikum ûlû bakıyyetin yenhevne anil fesâdi fil ardı illâ kalîlen mimmen enceynâ minhum, vettebeallezîne zalemû mâ utrifû fîhi ve kânû mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki keşke olsaydı sizlerden önceki kuşaklardan bir bakiye* sahipleri (ki) menederler fesattan265 yerde**; dışındadır az bir kimseden*** (ki) kurtardık onlardan; ve tabi oldu zulmetmiş257 kimseler içinde verildikleri lükse/bolluğa****; ve oldular mücrimler674.

Ahmed Samira Çevirisi

116 So where it not for (owners) of a remainder/remnant , from the generations/centuries from before you, (who were) forbidding/preventing from the corruption in the earth/Planet Earth, except a few from whom We saved/rescued from them; and those who caused injustice/oppression followed what they were luxuriated ungrateful and arrogant in it, and they were criminals/sinners .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felevla öyleki keşke فَلَوْلَا -
2 kane olmasaydı كَانَ كون
3 mine مِنَ -
4 l-kuruni kuşaklardan الْقُرُونِ قرن
5 min مِنْ -
6 kablikum sizlerden öncesinde قَبْلِكُمْ قبل
7 ulu sahipleri أُولُو اول
8 bekiyyetin bir bakiye بَقِيَّةٍ بقي
9 yenhevne menederler يَنْهَوْنَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-fesadi fesattan الْفَسَادِ فسد
12 fi فِي -
13 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
14 illa dışındadır إِلَّا -
15 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
16 mimmen kimseden مِمَّنْ -
17 enceyna kurtardık أَنْجَيْنَا نجو
18 minhum onlardan مِنْهُمْ -
19 vettebea ve tabi oldu وَاتَّبَعَ تبع
20 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
21 zelemu zulm ettiler ظَلَمُوا ظلم
22 ma مَا -
23 utrifu verildikleri lükse/bolluğa أُتْرِفُوا ترف
24 fihi kendisi içinde فِيهِ -
25 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
26 mucrimine mücrimler مُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Pisliklerden temizlendikten sonra bakiye/geride kalan saf, tertemiz halislik.**Yeryüzünde.***Bakiye sahibi az bir kimse vardır. ****Kendilerine verilen bolluğu şirk koşmada kullandılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

12. Yusuf Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1617|12|23|وَرَٰوَدَتْهُ ٱلَّتِى هُوَ فِى بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِۦ وَغَلَّقَتِ ٱلْأَبْوَٰبَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ إِنَّهُۥ رَبِّىٓ أَحْسَنَ مَثْوَاىَ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1617|12|23|ورودته التي هو في بيتها عن نفسه وغلقت الابوب وقالت هيت لك قال معاذ الله انه ربي احسن مثواي انه لا يفلح الظلمون

Latin Literal

23. Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve murad talep edendi* ona** nefsinden201 onun*** (ki) o**** evindeydi onun***** ; ve kilitledi* kapıları; ve dedi*: "Haydi gelsene sen"; dedi****: "Sığınanım Allah'a; doğrusu O****** Rabbimdir4; güzelleştirdi yerleşimimi; doğrusu O’dur*******; (ki) iflah olmaz zalimler257."

Ahmed Samira Çevirisi

23 And who (F) he is in her house/home seduced/enticed him from himself, and she closed/shut the doors/entrances, and said: "Come/come here ." He said: "I seek protection (of) God, that He is my Lord, He did good/beautified my residence/home , that He does not make the unjust/oppressive succeed/win."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rave dethu ve murad talep edendi ona وَرَاوَدَتْهُ رود
2 lleti الَّتِي -
3 huve o هُوَ -
4 fi فِي -
5 beytiha beytinde onun بَيْتِهَا بيت
6 an عَنْ -
7 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
8 ve gallekati ve kilitledi وَغَلَّقَتِ غلق
9 l-ebvabe kapıları الْأَبْوَابَ بوب
10 ve kalet ve dedi وَقَالَتْ قول
11 heyte haydi gelsene هَيْتَ هيت
12 leke sen لَكَ -
13 kale dedi قَالَ قول
14 meaaze sığınanım مَعَاذَ عوذ
15 llahi Allah'a اللَّهِ -
16 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
17 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب
18 ehsene güzelleştirdi أَحْسَنَ حسن
19 mesvaye yerleşimimi مَثْوَايَ ثوي
20 innehu doğrusu O’dur إِنَّهُ -
21 la لَا -
22 yuflihu iflah olmaz يُفْلِحُ فلح
23 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kadın.**Yusuf'a.***Yûsuf'un.****Yûsuf.*****Kadının.******Allah.*******Allah'tır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1669|12|75|قَالُوا۟ جَزَٰٓؤُهُۥ مَن وُجِدَ فِى رَحْلِهِۦ فَهُوَ جَزَٰٓؤُهُۥ كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1669|12|75|قالوا جزوه من وجد في رحله فهو جزوه كذلك نجزي الظلمين

Latin Literal

75. Kâlû cezâuhu men vucide fî rahlihî fe huve cezâuh(cezâuhu), kezâlike neczîz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Cezası63 onun** kimseyedir (ki) bulundu (o***) onun**** eyer heybesinde; öyle ki onadır***** cezası63 onun**; işte böyledir; cezalandırırız63 zalimleri257******."

Ahmed Samira Çevirisi

75 They said: "His reward whom (it) is found in his packsaddle, so it is his reward ." As/like that We reimburse the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 ceza'uhu cezası onun جَزَاؤُهُ جزي
3 men kimsedir (ki) مَنْ -
4 vucide bulundu وُجِدَ وجد
5 fi فِي -
6 rahlihi eyer heybesinde onun رَحْلِهِ رحل
7 fehuve öyle ki onadır فَهُوَ -
8 ceza'uhu cezası onun جَزَاؤُهُ جزي
9 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
10 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي
11 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Müezzinler/duyurucular.**Hırsızlığın.***Çalınan.****Kimsenin.*****Kimseyedir.******Hırsızlığın zalimlik olduğu bildirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 79

Arapça Metin (Harekeli)

1673|12|79|قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ أَن نَّأْخُذَ إِلَّا مَن وَجَدْنَا مَتَٰعَنَا عِندَهُۥٓ إِنَّآ إِذًا لَّظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1673|12|79|قال معاذ الله ان ناخذ الا من وجدنا متعنا عنده انا اذا لظلمون

Latin Literal

79. Kâle maâzâllâhi en ne’huze illâ men vecednâ metâanâ indehû innâ izen le zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Sığınmadır Allah'a** (ki) tutarız dışında kimseyi (ki) bulduk metamızı54 onun*** indinde/yanında; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimleriz257."

Ahmed Samira Çevirisi

79 He said: "I seek protection (of) God, that we take except whom we found our belongings/effects/goods at him then we are unjust/oppressive (E) ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 meaaze sığınmadır مَعَاذَ عوذ
3 llahi Allah'a اللَّهِ -
4 en أَنْ -
5 ne'huze tutarız نَأْخُذَ اخذ
6 illa dışında إِلَّا -
7 men kimseyi مَنْ -
8 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد
9 metaana metamızı مَتَاعَنَا متع
10 indehu onun indinde/yanında عِنْدَهُ عند
11 inna doğrusu bizler إِنَّا -
12 izen o zaman إِذًا -
13 lezalimune mutlak zalimleriz لَظَالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Azîz. Güç yetiren mahkeme yargıcı.**MaâzAllâh.***Kimsenin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

13. Ra'd Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

1711|13|6|وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِٱلسَّيِّئَةِ قَبْلَ ٱلْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِمُ ٱلْمَثُلَٰتُ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِّلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلْمِهِمْ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1711|13|6|ويستعجلونك بالسييه قبل الحسنه وقد خلت من قبلهم المثلت وان ربك لذو مغفره للناس علي ظلمهم وان ربك لشديد العقاب

Latin Literal

6. Ve yesta’cilûneke bis seyyieti kablel haseneti ve kad halet min kablihimul mesulât(mesulâtu), ve inne rabbeke lezû magfiretin lin nâsi alâ zulmihim, ve inne rabbeke le şedîdul ıkâb(ıkâbi).

Türkçe Çeviri

Ve acele ettirirler sana kötülüğü iyilikten önce; ve muhakkak gelip geçti onlardan önce misallari870*; ve doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak sahibidir bir mağfiret319 insanlara; onların zulümlerine257 karşı; ve doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak şiddetlidir akıbetinde892.

Ahmed Samira Çevirisi

6 And they hurry/hasten you with the sin/crime (harm) before the good/goodness, and the punishments and tortures had passed from before them, and that your Lord (is owner) of mercy to the people, on (for) their injustice/oppression, and that your Lord (is) strong (E) (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yestea'ciluneke ve acele ettirirler sana وَيَسْتَعْجِلُونَكَ عجل
2 bis-seyyieti kötülüğü بِالسَّيِّئَةِ سوا
3 kable önce قَبْلَ قبل
4 l-haseneti iyilikten الْحَسَنَةِ حسن
5 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
6 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kablihimu onlardan önce قَبْلِهِمُ قبل
9 l-mesulatu misallari الْمَثُلَاتُ مثل
10 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
11 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
12 lezu mutlak sahibidir لَذُو -
13 megfiratin bir mağfiret مَغْفِرَةٍ غفر
14 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
15 ala karşı عَلَىٰ -
16 zulmihim zulümlerine onların ظُلْمِهِمْ ظلم
17 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
18 rabbeke (senin) Rabbinin رَبَّكَ ربب
19 leşedidu mutlak şiddetlidir لَشَدِيدُ شدد
20 l-ikabi akibeti الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Azabın, helakın; kötü olanın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

14. İbrahim Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1761|14|13|وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِرُسُلِهِمْ لَنُخْرِجَنَّكُم مِّنْ أَرْضِنَآ أَوْ لَتَعُودُنَّ فِى مِلَّتِنَا فَأَوْحَىٰٓ إِلَيْهِمْ رَبُّهُمْ لَنُهْلِكَنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1761|14|13|وقال الذين كفروا لرسلهم لنخرجنكم من ارضنا او لتعودن في ملتنا فاوحي اليهم ربهم لنهلكن الظلمين

Latin Literal

13. Ve kâlellezîne keferû li rusulihim le nuhricennekum min ardınâ ev le teûdunne fî milletinâ, fe evhâ ileyhim rabbuhum le nuhlikennez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi kâfirlik25 etmiş kimseler resûllerine418: "Mutlak çıkarırız675 sizleri yerimizden* ya da mutlak dönersiniz milletimize301"; öyle ki vahyetti603 onlara* Rableri4; "Mutlak helak ederiz zalimleri257.".

Ahmed Samira Çevirisi

13 And those who disbelieved said to their messengers: "We will bring/drive you (E) out from our land/Earth, or you return (E) in (to) our religion/faith." So their Lord inspired/transmitted to them: "We will make die/destroy (E) the unjust/oppressors."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 lirusulihim resûllerine لِرُسُلِهِمْ رسل
5 lenuhricennekum mutlak çıkarırız sizleri لَنُخْرِجَنَّكُمْ خرج
6 min مِنْ -
7 erdina yerinizden أَرْضِنَا ارض
8 ev ya da أَوْ -
9 leteudunne mutlak dönersiniz لَتَعُودُنَّ عود
10 fi فِي -
11 milletina milletimize مِلَّتِنَا ملل
12 feevha öyle ki vahyetti فَأَوْحَىٰ وحي
13 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
14 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب
15 lenuhlikenne mutlak helak ederiz لَنُهْلِكَنَّ هلك
16 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Resûllere.**Zalimlerin bulunduğu yer, topraklar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Müşriklerin ortak noktası. Kendi uyduruk milletlerine yani dini öğretilerine uymayanlara zulmederek yurtlarından çıkarmak. Tehdit etmek. Cebirle/tehditle kendi uyduruk dinlerine girmeye zorlamak. Kavram 675

675 Kur'an'ın bütününe baktığımızda açık ve net olarak görürüz ki müşrikler kendilerine zulmettikleri gibi kendi milletlerinden yani dinî öğretilerine tabi olmayan kimselere de zulmederler. Tehditle kendi öğretilerine girmeye zorlarlar. Kabul etmeyenleri yurtlarından çıkarırlar. Sadece Kur'an demeyen ve kendini Muhammedî sanarak mezheplere tabi olan herkes müşriktir. Bu müşriklerin milleti de yani dinî öğretileri de aynıdır. Kendisine tabi olmayanları dövmek, hapsetmek. Namaz kılmayanı dövmek ve hapsetmek. Namaz kılıncaya kadar hapiste tutmak. Sözde dinlerinden çıkanları mürted ilan edip öldürmek.

14. İbrahim Suresi

Ayet 22

Arapça Metin (Harekeli)

1770|14|22|وَقَالَ ٱلشَّيْطَٰنُ لَمَّا قُضِىَ ٱلْأَمْرُ إِنَّ ٱللَّهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ ٱلْحَقِّ وَوَعَدتُّكُمْ فَأَخْلَفْتُكُمْ وَمَا كَانَ لِىَ عَلَيْكُم مِّن سُلْطَٰنٍ إِلَّآ أَن دَعَوْتُكُمْ فَٱسْتَجَبْتُمْ لِى فَلَا تَلُومُونِى وَلُومُوٓا۟ أَنفُسَكُم مَّآ أَنَا۠ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَآ أَنتُم بِمُصْرِخِىَّ إِنِّى كَفَرْتُ بِمَآ أَشْرَكْتُمُونِ مِن قَبْلُ إِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1770|14|22|وقال الشيطن لما قضي الامر ان الله وعدكم وعد الحق ووعدتكم فاخلفتكم وما كان لي عليكم من سلطن الا ان دعوتكم فاستجبتم لي فلا تلوموني ولوموا انفسكم ما انا بمصرخكم وما انتم بمصرخي اني كفرت بما اشركتمون من قبل ان الظلمين لهم عذاب اليم

Latin Literal

22. Ve kâleş şeytânu lemmâ kudıyel emru innallâhe veadekum va’del hakkı ve veadtukum fe ahleftukum, ve mâ kâne liye aleykum min sultânin illâ en deavtukum festecebtum lî, fe lâ telûmûnî ve lûmû enfusekum, mâ ene bi musrihikum ve mâ entum bi musrıhıyy(musrıhıyye), innî kefertu bi mâ eşrektumûni min kabl(kablu), innaz zâlimîne lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ve dedi şeytân29 ne zaman ki bitirildi/tamamlandı emir: "Doğrusu Allah vaat etti sizlere hak/gerçek vaadi; ve (ben de) vaat ettim sizlere; öyle ki ihtilafa düştüm* sizlere; ve olmuş değildir bana üzerinize hiç bir sultân660; dışındadır ki davet ederim sizleri; öyle ki cevap verirsiniz bana; öyle ki beni kınamayın/paylamayın; ve kınayın/paylayın kendi nefislerinizi201; değilim ben yardım çağıran sizlere; ve değilsiniz sizler yardım çağıranlar bana; doğrusu ben kâfirlik25 etmiştim şirk71 koşmanıza beni** önceden; doğrusu zalimler257 (ki) onlaradır bir elim*** azap.

Ahmed Samira Çevirisi

22 And the devil said when the matter/affair/order/command was passed/judged : "That God promised you, the truth’s promise, and I promised you, so I broke the promise to you, and (there) was not from a power/control to me on you except that I called you, so you answered/replied to me, so do not blame/reprimand me and blame/reprimand yourselves, I am not with aiding you (a savior), and you are not with aiding me, that I disbelieved with what you made me a partner (with God) from before. That the unjust/oppressive, for them (is) a painful torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ş-şeytanu şeytân الشَّيْطَانُ شطن
3 lemma ne zaman ki لَمَّا -
4 kudiye bitirildi/tamamlandı قُضِيَ قضي
5 l-emru emir الْأَمْرُ امر
6 inne doğrusu إِنَّ -
7 llahe Allah اللَّهَ -
8 veadekum vaat etti sizlere وَعَدَكُمْ وعد
9 vea'de vaadi وَعْدَ وعد
10 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
11 ve veadtukum ve vaat ettim sizlere وَوَعَدْتُكُمْ وعد
12 feehleftukum öyle ki ihtilafa düştüm sizlere فَأَخْلَفْتُكُمْ خلف
13 vema ve değildir وَمَا -
14 kane olmuş كَانَ كون
15 liye bana لِيَ -
16 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
17 min hiç مِنْ -
18 sultanin bir sultan سُلْطَانٍ سلط
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 deavtukum davet ederim sizleri دَعَوْتُكُمْ دعو
22 festecebtum öyle ki cevap verirsiniz فَاسْتَجَبْتُمْ جوب
23 li bana لِي -
24 fela öyle ki فَلَا -
25 telumuni beni kınamayın/paylamayın تَلُومُونِي لوم
26 velumu ve kınayın/paylatın وَلُومُوا لوم
27 enfusekum kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
28 ma değilim مَا -
29 ena ben أَنَا -
30 bimusrihikum yardım çağıran sizlere بِمُصْرِخِكُمْ صرخ
31 ve ma ve değilsiniz وَمَا -
32 entum sizler أَنْتُمْ -
33 bimusrihiyye yardım çağıranlar bana بِمُصْرِخِيَّ صرخ
34 inni doğrusu ben إِنِّي -
35 kefertu kâfirlik etmiştim كَفَرْتُ كفر
36 bima بِمَا -
37 eşraktumuni şirk koşmanıza beni أَشْرَكْتُمُونِ شرك
38 min مِنْ -
39 kablu önceden قَبْلُ قبل
40 inne doğrusu إِنَّ -
41 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم
42 lehum onlaradır لَهُمْ -
43 azabun bir azab عَذَابٌ عذب
44 elimun elim أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Vaadi değiştirmek, bozmak, caymak.**Şeytân bile Yüce Allah'a kendisinin ortak koşulmasına karşı çıkmış zamanında. ***Acıklı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

14. İbrahim Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1775|14|27|يُثَبِّتُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱلْقَوْلِ ٱلثَّابِتِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ وَيُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلظَّٰلِمِينَ وَيَفْعَلُ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

Latin Literal

27. Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ’(yeşâu).

Türkçe Çeviri

Sabitler* Allah iman47 etmiş kimseleri sabit** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette128 bırakır Allah zalimleri257; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Ahmed Samira Çevirisi

27 God affirms/strengthens those who believed with the word/opinion and belief the affirmed/strengthened in the life the present/worldly life and the end (other life), and God misguides the unjust/oppressive, and God makes/does what He wills/wants.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yusebbitu sabitler يُثَبِّتُ ثبت
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 bil-kavli söz ile بِالْقَوْلِ قول
6 s-sabiti sabit الثَّابِتِ ثبت
7 fi فِي -
8 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve fi ve وَفِي -
11 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
12 ve yudillu ve dalalette bırakır وَيُضِلُّ ضلل
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم
15 ve yef'alu ve faaliyete geçirir وَيَفْعَلُ فعل
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 ma مَا -
18 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا

Notlar

Not 1

*Güzel bir ağaç gibi yapar. Kararlı, kökleri sabit, göğe uzanan meyve veren dallarıyla. **Güzel bir ağaca benzeyen sözle, kelimeyle. Asla değişmeyen, kararlı bir sözle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

14. İbrahim Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

1782|14|34|وَءَاتَىٰكُم مِّن كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِن تَعُدُّوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ لَا تُحْصُوهَآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1782|14|34|واتيكم من كل ما سالتموه وان تعدوا نعمت الله لا تحصوها ان الانسن لظلوم كفار

Latin Literal

34. Ve âtâkum min kulli mâ se’eltumûh(se’eltumûhu), ve in teuddû ni’metallâhi lâ tuhsûhâ,innel insâne le zalûmûn keffâr(keffârun).

Türkçe Çeviri

Ve verdi* sizlere sual** ettiğinizin her birinden; ve eğer adetleseniz*** Allah'ın nimetini757 sayamazsınız onu****; doğrusu insan mutlak zalimdir257; bir küfredendir422.

Ahmed Samira Çevirisi

34 And He gave you from every (thing) what you asked/begged Him (for it), and if you count God’s blessing/goodness , you do not count/compute it , that the human/mankind (is an) unjust/oppressive (E), (insistent) disbeliever.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve atakum ve verdi sizlere وَاتَاكُمْ اتي
2 min مِنْ -
3 kulli her birinden كُلِّ كلل
4 ma مَا -
5 seeltumuhu sual ettiğinizden سَأَلْتُمُوهُ سال
6 ve in ve eğer وَإِنْ -
7 teuddu adetleseni/saysanız تَعُدُّوا عدد
8 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
9 llahi Allah'ın اللَّهِ -
10 la لَا -
11 tuhsuha sayamazsınız onu تُحْصُوهَا حصي
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 l-insane insan الْإِنْسَانَ انس
14 lezelumun mutlak zalimdir لَظَلُومٌ ظلم
15 keffarun bir küfredendir كَفَّارٌ كفر

Notlar

Not 1

*Allah.**Sorup istediğiniz.***Adet adet belirleseniz.****Nimetleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Nimetler Kavram 757

757 Yüce Allah Rahmân suresinde nimetlere bir işaret buyurmuştur. 31 temel parçacığın oluşturduğu tüm evren Yüce Allah'ın bir nimetidir. Cennetlerde de Yüce Allah hak eden kullarına ayakta/dikelmiş/kıyamda nimetler vereceğini bildirmektedir (Örn: 9:21). Anlarız ki cennetler gerçek anlamda yaratılan evrenler olacaktır. Muhtemel ki farklı atomlar muhteşem şeyle oluşturacak ve Rabbimiz bizlere inşAllah bu nimetlerinden tattıracaktır.

14. İbrahim Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

1790|14|42|وَلَا تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ غَٰفِلًا عَمَّا يَعْمَلُ ٱلظَّٰلِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ ٱلْأَبْصَٰرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1790|14|42|ولا تحسبن الله غفلا عما يعمل الظلمون انما يوخرهم ليوم تشخص فيه الابصر

Latin Literal

42. Ve lâ tahsebennallâhe gâfilen ammâ ya’meluz zâlimûn(zâlimûne), innemâ yuahhıruhum li yevmin teşhasu fîhil ebsâr(ebsâru).

Türkçe Çeviri

Ve sakın düşünme (ki) Allah bir gâfildir310 yaptıklarından zalimlerin257; ancak ki öteler onları* bir güne (ki) donup kalır onda** bakışlar.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And do not think/suppose that God (is) ignoring/neglecting from what the unjust/oppressive make/do , but God delays them to a day the eye sights/knowledge stare/gaze in it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tehsebenne sakın düşünme (ki) تَحْسَبَنَّ حسب
3 llahe Allah'ı اللَّهَ -
4 gafilen bir gafil غَافِلًا غفل
5 amma عَمَّا -
6 yea'melu yaptıklarından يَعْمَلُ عمل
7 z-zalimune zalimlerin الظَّالِمُونَ ظلم
8 innema ancak ki إِنَّمَا -
9 yu'ehhiruhum öteler onları يُؤَخِّرُهُمْ اخر
10 liyevmin bir güne لِيَوْمٍ يوم
11 teşhasu donup kalar تَشْخَصُ شخص
12 fihi onda فِيهِ -
13 l-ebsaru bakışlar الْأَبْصَارُ بصر

Notlar

Not 1

*Zalimleri.**Günde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

14. İbrahim Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1793|14|45|وَسَكَنتُمْ فِى مَسَٰكِنِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Latin Literal

45. Ve sekentum fî mesâkinillezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihimve darabnâ lekumul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

Ve mesken edindiniz* kendi nefislerine201 zulmetmiş257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan226 oldu sizlere* (ki) nasıl faaliyet ettik onlara**; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere* misaller870.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And you resided in those who were unjust/oppressive (to) themselves’ residences, and how We made/did with them was clarified/shown for you, and We gave to you the examples/proverbs.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve sekentum ve mesken edindiniz وَسَكَنْتُمْ سكن
2 fi فِي -
3 mesakini meskenlerinde مَسَاكِنِ سكن
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم
6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve tebeyyene ve beyan oldu وَتَبَيَّنَ بين
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
10 fealna faaliyet ettik فَعَلْنَا فعل
11 bihim onlara بِهِمْ -
12 ve derabna ve darp ettik/ortaya koyduk وَضَرَبْنَا ضرب
13 lekumu sizlere لَكُمُ -
14 l-emsale emsal الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Resûller.**Kendi nefislerine zulmetmiş kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

15. Hicr Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

1878|15|78|وَإِن كَانَ أَصْحَٰبُ ٱلْأَيْكَةِ لَظَٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1878|15|78|وان كان اصحب الايكه لظلمين

Latin Literal

78. Ve in kâne ashâbul eyketi le zâlimîn (zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer* (ki) olduysa eyke1008 ashâbı mutlak zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

78 And if owners/company (of) the thicket/dense tangled trees were unjust/oppressive (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vein ve eğer وَإِنْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 eshabu ashâbı أَصْحَابُ صحب
4 l-eyketi eyke الْأَيْكَةِ -
5 lezalimine mutlak zalimler لَظَالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Madem ki.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

1927|16|28|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ فَأَلْقَوُا۟ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِن سُوٓءٍۭ بَلَىٰٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1927|16|28|الذين تتوفيهم المليكه ظالمي انفسهم فالقوا السلم ما كنا نعمل من سو بلي ان الله عليم بما كنتم تعملون

Latin Literal

28. Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim fe elkavus seleme mâ kunnâ na’melu min sû’(sûin), belâ innallâhe alîmun bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Kimseleri (ki) vefat621 ettirir onları melekler522; zalimlerdir257 (o kimseler) kendi nefislerine201; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam* (-da); (derler) "Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük**"; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar*** olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

28 Those who the angels make them die, (while) unjust/oppressive (to) themselves, so they threw the submission/surrender (and said): "We were not making/doing/working from the bad/evil/harm/corruption." Yes/certainly that God (is) knowledgeable with what you were making/doing/working.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 teteveffahumu vefat ettirir onları تَتَوَفَّاهُمُ وفي
3 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
4 zalimi zalimlerdir ظَالِمِي ظلم
5 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
6 feelkavu öyle ki karşılaştılar فَأَلْقَوُا لقي
7 s-seleme selam (-da) السَّلَمَ سلم
8 ma değiliz مَا -
9 kunna olmuş كُنَّا كون
10 nea'melu yapar نَعْمَلُ عمل
11 min hiçbir مِنْ -
12 su'in kötülük سُوءٍ سوا
13 bela evet بَلَىٰ -
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 alimun bir bilendir عَلِيمٌ علم
17 bima بِمَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Tam ve mutlak bir teslimiyette.**Tam teslimiyet halinde doğruyu söylemektedirler. Anlarız ki zalimler yaptıkları zalimliğin farkında değillerdir. En büyük zulüm olan şirk günahını işleyen ve müşrik olan bu kimseler aldanmıştır. Aldatılmıştır. ***Yüce Allah açık ve net olarak farkında olmamanın yapılan kötülüklerin bahanesi olamayacağını bildirmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vefat melekleri. Kavram 522

522 Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.

Vefat Kavram 621

621 Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar. 6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.

16. Nahl Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

1932|16|33|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ أَمْرُ رَبِّكَ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَمَا ظَلَمَهُمُ ٱللَّهُ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1932|16|33|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي امر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

33. Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye emru rabbik(rabbike), kezâlike fe alellezîne min kablihim, ve mâ zalemehumullâhu ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Bakarlar* mı dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir emri** (senin) Rabbinin4?; işte böyledir; faaliyet etti*** onlardan önceki kimseler (de); ve zulmetmiş257 değildi onlara Allah; velakin/fakat oldular kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

33 Do they wait/watch except that the angels or your Lord’s order/command comes ? As/like that those from before them made/did, and God did not cause injustice/oppression to them, and but they were themselves causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hel mi? هَلْ -
2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
3 illa dışına إِلَّا -
4 en ki أَنْ -
5 te'tiyehumu gelir onlara تَأْتِيَهُمُ اتي
6 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
7 ev ya da أَوْ -
8 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
9 emru emri أَمْرُ امر
10 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 feale faaliyete geçer فَعَلَ فعل
13 ellezine kimseler (de) الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 ve ma ve değildi وَمَا -
17 zelemehumu zulmetmiş onlara ظَلَمَهُمُ ظلم
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
20 kanu oldular كَانُوا كون
21 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
22 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Beklerler mi?**Azap. ***Aynı şekilde davrandılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

1940|16|41|وَٱلَّذِينَ هَاجَرُوا۟ فِى ٱللَّهِ مِنۢ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا۟ لَنُبَوِّئَنَّهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا حَسَنَةً وَلَأَجْرُ ٱلْءَاخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1940|16|41|والذين هاجروا في الله من بعد ما ظلموا لنبوينهم في الدنيا حسنه ولاجر الاخره اكبر لو كانوا يعلمون

Latin Literal

41. Vellezîne hâcerû fillâhi min ba’di mâ zulimû li nubevvi ennehum fîd dunyâ haseneh(haseneten), ve le ecrul âhıreti ekber(ekberu), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) hicret355 ettiler Allah’ta* zulmedildikleri257 sonrasında; mutlak yerleştiririz onları dünyada bir güzellik (-le); ve mutlak ki ecri820 ahiretin daha büyüktür; şayet onlar bilselerdi.

Ahmed Samira Çevirisi

41 And those who emigrated in (to) God from after what they were caused injustice to/oppressed, We return/reestablish them (E) in the present world a goodness, and the end’s (other life’s) reward/wage (E) (is) greater/bigger , if they were knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 haceru hicret ettiler هَاجَرُوا هجر
3 fi فِي -
4 llahi Allah’ta اللَّهِ -
5 min مِنْ -
6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
7 ma مَا -
8 zulimu zulmedildikleri ظُلِمُوا ظلم
9 lenubevviennehum mutlak yerleştiririz onları لَنُبَوِّئَنَّهُمْ بوا
10 fi فِي -
11 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
12 haseneten bir güzel (-le) حَسَنَةً حسن
13 veleecru ve mutlak ki ecri وَلَأَجْرُ اجر
14 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر
15 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
16 lev şayet لَوْ -
17 kanu onlar كَانُوا كون
18 yea'lemune bilselerdi يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Fi edatı "içinde" demektir. "Allah'ta" demek Allah'ın yolunun içinde, Allah'ın yolunun üzerinde demektir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

16. Nahl Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1960|16|61|وَلَوْ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلْمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيْهَا مِن دَآبَّةٍ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمْ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَـْٔخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1960|16|61|ولو يواخذ الله الناس بظلمهم ما ترك عليها من دابه ولكن يوخرهم الي اجل مسمي فاذا جا اجلهم لا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

61. Ve lev yuâhızullâhun nâse bi zulmihim mâ tereke aleyhâ min dâbbetin ve lâkin yuahhıruhum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

Ve şayet tutsaydı Allah insanları zulümleriyle257; terk eder* değildi üzerinde onun** hiçbir dâbbe599; velakin/fakat öteler*** onları belirlenmiş bir ecele kadar; öyle ki geldiği zaman ecelleri onların ötelenmezler bir saat****; ve kademe***** alamazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And if God punishes the people because of their injustice/oppression, He would not (have) left on it from a walker/creeper/crawler , and but He delays them to a named/identified term/time, so if their term/time came, they do not delay/lag behind an hour, and they do not advance/precede (an hour).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev ve şayet وَلَوْ -
2 yu'ahizu tutsaydı يُؤَاخِذُ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 n-nase insanları النَّاسَ نوس
5 bizulmihim zulümleriyle بِظُلْمِهِمْ ظلم
6 ma değildi مَا -
7 terake terk eder تَرَكَ ترك
8 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا -
9 min hiçbir مِنْ -
10 dabbetin dâbbe دَابَّةٍ دبب
11 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
12 yu'ehhiruhum öteler onları يُؤَخِّرُهُمْ اخر
13 ila kadar إِلَىٰ -
14 ecelin bir ecele أَجَلٍ اجل
15 musemmen belirlenmiş مُسَمًّى سمو
16 feiza öyle ki فَإِذَا -
17 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
18 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل
19 la لَا -
20 yeste'hirune ötelenmezler يَسْتَأْخِرُونَ اخر
21 saaten bir saat سَاعَةً سوع
22 ve la ve وَلَا -
23 yestekdimune kademe alamazlar يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Geride bırakır.**Yerin/yeryüzünün.***Allah.****An, zaman.****Kıdemlenemezler, gelişemezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Dâbbe Kavram 599

599 Hareket eden, debelenen, canlı her şey.

16. Nahl Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1984|16|85|وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ٱلْعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمْ وَلَا هُمْ يُنظَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1984|16|85|واذا را الذين ظلموا العذاب فلا يخفف عنهم ولا هم ينظرون

Latin Literal

85. Ve izâ raellezîne zalemûl azâbe fe lâ yuhaffefuanhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).

Türkçe Çeviri

Ve gördüğü zaman zulmetmiş257 kimseler azabı; öyle ki hafifletilmez* onlardan; ve onlar göz açtırılmazlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

85 And if those who caused injustice/oppression saw/understood the torture, so (it) does not be reduced/lightened from them, and nor they be given time/looked at .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 raa gördüğü رَأَى راي
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
5 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
6 fela öyle ki فَلَا -
7 yuhaffefu hafifletilmez يُخَفَّفُ خفف
8 anhum onlardan عَنْهُمْ -
9 ve la ve وَلَا -
10 hum onlar هُمْ -
11 yunzerune göz açtırılmazlar يُنْظَرُونَ نظر

Notlar

Not 1

*Azap.**Derhal azaba sunulurlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

18. Kehf Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

2153|18|15|هَٰٓؤُلَآءِ قَوْمُنَا ٱتَّخَذُوا۟ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً لَّوْلَا يَأْتُونَ عَلَيْهِم بِسُلْطَٰنٍۭ بَيِّنٍ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2153|18|15|هولا قومنا اتخذوا من دونه الهه لولا ياتون عليهم بسلطن بين فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا

Latin Literal

15. Hâulâi kavmunettehazû min dûnihî âliheh(âliheten), lev lâ ye’tûne aleyhim bi sultânin beyyin(beyyinin), fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi kezibâ(keziben).

Türkçe Çeviri

Şunlar kavmimizdir/toplumumuzdur; edindiler O'nun (Allah'ın) astında ilâhlar74; apaçık bir delille/yetkiyle onlara gelmeleri gerekmez mi? Öyle ki kim daha zalimdir257 Allah'a karşı bir yalan iftira402 atan kimseden.

Ahmed Samira Çevirisi

15 Those (are) Our nation they took from other than Him gods, if only they come on them with a proof/authority , clear/shown/explained, so who (is) more unjust/oppressive than who fabricated/cut and split on (about) God lies/denials/falsifications?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ha'ula'i şunlar هَٰؤُلَاءِ -
2 kavmuna kavmimiz قَوْمُنَا قوم
3 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ
4 min مِنْ -
5 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون
6 aliheten ilahlar الِهَةً اله
7 levla gerekmez mi? لَوْلَا -
8 ye'tune gelmeleri يَأْتُونَ اتي
9 aleyhim onların عَلَيْهِمْ -
10 bisultanin bir delille/yetkiyle بِسُلْطَانٍ سلط
11 beyyinin apaçık بَيِّنٍ بين
12 fe men öyle ki, kim فَمَنْ -
13 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
14 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
15 ftera iftira atan افْتَرَىٰ فري
16 ala karşı عَلَى -
17 llahi Allah'a اللَّهِ -
18 keziben bir yalan كَذِبًا كذب

Notlar

Not

Bu ayette gençler kendi kavimleri haricinde başka bir gruba kavimlerinin durumunu anlatmaktadırlar. Kavimlerini şikâyet etmektedirler. Apaçık bir delil (yetki) olmadan Allah’a karşı bir yalan iftira eden kimsenin zalim bir kimse olduğunu bildirmektedirler. Gençler şeytanın aldatması hakkında bizleri bilgilendirmektedir. Şirk konusu çok ama çok önemlidir. Yüce Allah'ın affetmem dediği bu günahın ne olduğunu iyi anlamak gereklidir.Bak; https://kuranmucizeler.com/sirk-nedir

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

18. Kehf Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

2167|18|29|وَقُلِ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَن شَآءَ فَلْيُؤْمِن وَمَن شَآءَ فَلْيَكْفُرْ إِنَّآ أَعْتَدْنَا لِلظَّٰلِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا وَإِن يَسْتَغِيثُوا۟ يُغَاثُوا۟ بِمَآءٍ كَٱلْمُهْلِ يَشْوِى ٱلْوُجُوهَ بِئْسَ ٱلشَّرَابُ وَسَآءَتْ مُرْتَفَقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2167|18|29|وقل الحق من ربكم فمن شا فليومن ومن شا فليكفر انا اعتدنا للظلمين نارا احاط بهم سرادقها وان يستغيثوا يغاثوا بما كالمهل يشوي الوجوه بيس الشراب وسات مرتفقا

Latin Literal

29. Ve kulil hakku min rabbikum fe men şâe fel yu’min ve men şâe fel yekfur innâ a’tednâ liz zâlimîne nâren ehâta bihim surâdikuhâ, ve in yestegîsû yugâsû bi mâin kel muhli yeşvîl vucûh(vucûhe), bi’seş şerab(şerabu) ve sâet murtefekâ(murtefekan).

Türkçe Çeviri

Ve de ki: "Hak/gerçek Rabbinizdendir4; öyle ki kim diledi; öyle ki iman47 etsin; ve kim diledi; öyle ki kâfirlik25 etsin; doğrusu biz hazırladık zalimlere257 bir ateş834; sarmıştır onları onun* duman katmanı** ; ve eğer yardım isterlerse yardım edilirler ağır metal akışkanı*** gibi bir suyla (ki) kavurur/kızartır yüzleri; ne sefil bir içecek oldu; ve ne kötü bir refakat/dayanma/dinlenme yeri oldu.

Ahmed Samira Çevirisi

29 And say: "The truth (is) from your Lord, so who willed/wanted, so he should believe, and who willed/wanted, so he should disbelieve, that We have prepared/made ready to the unjust/oppressive a fire, its elevated surrounding ash/smoke encircled/enveloped with them, and if they seek/ask for help (rain) they be helped/aided/rained upon with water as the dead’s pus/refined oil , (it) roasts/grills the faces/fronts, how bad (is) the drink? And it was a bad/evil/harmful convenience/benefit ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول
2 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
3 min مِنْ -
4 rabbikum Rabbinizdendir رَبِّكُمْ ربب
5 femen öyle ki kim فَمَنْ -
6 şa'e diledi شَاءَ شيا
7 felyu'min öyle ki iman etsin فَلْيُؤْمِنْ امن
8 ve men ve kim وَمَنْ -
9 şa'e diledi شَاءَ شيا
10 felyekfur öyle ki kâfirlik etsin فَلْيَكْفُرْ كفر
11 inna doğrusu biz إِنَّا -
12 ea'tedna hazırladık أَعْتَدْنَا عتد
13 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم
14 naran bir ateş نَارًا نور
15 ehata sarmıştır أَحَاطَ حوط
16 bihim onları بِهِمْ -
17 suradikuha duman katmanı onun سُرَادِقُهَا سردق
18 ve in ve eğer وَإِنْ -
19 yestegisu yardım isteseler يَسْتَغِيثُوا غوث
20 yugasu yardım edilirler يُغَاثُوا غوث
21 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه
22 kalmuhli ağır akışkan gibi كَالْمُهْلِ مهل
23 yeşvi kavurur/kızartır يَشْوِي شوي
24 l-vucuhe yüzleri الْوُجُوهَ وجه
25 bi'se ne sefil oldu بِئْسَ باس
26 ş-şerabu bir içecek الشَّرَابُ شرب
27 ve sa'et ve ne kötü/yıkım وَسَاءَتْ سوا
28 murtefekan refakat/dayanma/dinlenme yeri مُرْتَفَقًا رفق

Notlar

Not 1

*Ateşin.**Hâviyenin (karadeliğin) akresyon diski olan hutameden fırlayan gaz/toz ejaktaları.***Demir veya bakır gibi ağır metallerin ağır şekilde akan sıvı hallerine benzer. Bu ejaktalar sekarın atmosferine girdiklerinde ısınırlar ve ağır metaller erir. Yağmur yağar ancak bu yağmur erimiş ağır metal yağmurları şeklinde olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

18. Kehf Suresi

Ayet 50

Arapça Metin (Harekeli)

2188|18|50|وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَٰٓئِكَةِ ٱسْجُدُوا۟ لِءَادَمَ فَسَجَدُوٓا۟ إِلَّآ إِبْلِيسَ كَانَ مِنَ ٱلْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِۦٓ أَفَتَتَّخِذُونَهُۥ وَذُرِّيَّتَهُۥٓ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِى وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّۢ بِئْسَ لِلظَّٰلِمِينَ بَدَلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2188|18|50|واذ قلنا للمليكه اسجدوا لادم فسجدوا الا ابليس كان من الجن ففسق عن امر ربه افتتخذونه وذريته اوليا من دوني وهم لكم عدو بيس للظلمين بدلا

Latin Literal

50. Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), kâne minel cinni fe feseka an emri rabbih(rabbihî), e fe tettehızûnehu ve zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv(aduvvun), bi’se liz zâlimîne bedelâ(bedelen).

Türkçe Çeviri

Ve dediğimiz zaman meleklere48; secde70 edin Âdem'e50; öyle ki secde70 ettiler iblîs190 dışında; oldu (iblîs) cinden210; öyle ki fâsık oldu/saptı Rabbinin4 emrinden; öyle ki onu (iblisi) ve onun (iblisin) zürriyetini380 evliya212 mı edinirsiniz astımdan?; ve onlar sizlere düşmandır; ne perişan/sefil bir bedel/karşılık oldu zalimlere257.

Ahmed Samira Çevirisi

50 And when We said to the angels: "Prostrate to Adam, so they prostrated except Satan/Iblis (he) was from the Jinns/an intelligent free willing creature created before man , so he debauched from his Lord’s order/command , do you take him and his descendants (as) guardians/allies from other than Me? And they are for you an enemy, and how bad to the unjust/oppressive an exchange/replacement/substitution?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 kulna dediğimiz قُلْنَا قول
3 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك
4 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد
5 liademe Adem'e لِادَمَ -
6 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد
7 illa dışında إِلَّا -
8 iblise iblis إِبْلِيسَ -
9 kane oldu كَانَ كون
10 mine مِنَ -
11 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن
12 fe fe seka öyle ki fasık oldu/saptı فَفَسَقَ فسق
13 an عَنْ -
14 emri emrinden أَمْرِ امر
15 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب
16 efetettehizunehu öyle ki edinir misiniz onu أَفَتَتَّخِذُونَهُ اخذ
17 ve zurriyyetehu ve onun zürriyetini/neslini/soyunu وَذُرِّيَّتَهُ ذرر
18 evliya'e evliya/veliler أَوْلِيَاءَ ولي
19 min مِنْ -
20 duni astımdan دُونِي دون
21 vehum ve onlar وَهُمْ -
22 lekum sizlere لَكُمْ -
23 aduvvun düşmanlık etti عَدُوٌّ عدو
24 bi'se perişan/sefil oldu بِئْسَ باس
25 lizzalimine zalimler için لِلظَّالِمِينَ ظلم
26 bedelen bir bedel/karşılık بَدَلًا بدل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

Secde; genel tanım. Kavram 70

70 Yaratılış özelliğiyle diz çöküp boyun eğmek.

iblîs Kavram 190

190 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan bir varlık. Kendisini daha üstün görerek Yüce Allah’ın Âdem’e yani insanoğluna secde emrine uymamıştır. Bu nedenle kâfir olmuş bir varlıktır. Âdem’e yani insanlığa karşı meydan okuması Yüce Allah tarafından kabul edilmiştir. Bu nedenle Âdemoğlu olarak yani bilge insanlar olarak bir sınavın içindeyiz. Bu sınavın ana konusu insanoğlu olarak Yüce Allah’a, O’nun arşında verdiğimiz mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye uymaktır. İblîs Âdemoğlunun çoğunun bu antlaşmayı bozarak sınavı kaybedeceği varsayımını yapmıştır. Yüce Allah iblîsin zannında doğru çıktığını bildirmektedir. Çoğu insan antlaşmayı bozmuş ve müşrik olmuştur. İnsanların çoğu da bu nedenle cehennemdedir.

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

2528|21|47|وَنَضَعُ ٱلْمَوَٰزِينَ ٱلْقِسْطَ لِيَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْـًٔا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَىٰ بِنَا حَٰسِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2528|21|47|ونضع الموزين القسط ليوم القيمه فلا تظلم نفس شيا وان كان مثقال حبه من خردل اتينا بها وكفي بنا حسبين

Latin Literal

47. Ve nedaul mevâzînel kısta li yevmil kıyâmeti fe lâ tuzlemu nefsun şey’â(şey’en) ve in kâne miskâle habbetin min hardelin eteynâ bihâ, ve kefâ binâ hâsibîn(hâsibîne).

Türkçe Çeviri

Ve koyarız mizanları658 eşitlikle230 kıyamet günü148 için; öyle ki zulmedilmez257 bir nefse bir şey; ve eğer olduysa ağırlığınca bir hardaldan bir tane geliriz onunla; ve kafi geldi bize hesaplayanlar (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

47 And We put the scales/measures the just/equitable to the Resurrection Day, so a self does not be caused injustice to/oppressed a thing, and (even) if (it) was a seed’s/grain’s weight of mustard/an herb, We brought it and enough/sufficient with Us counting/calculating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve nedeu ve koyarız وَنَضَعُ وضع
2 l-mevazine mizanları الْمَوَازِينَ وزن
3 l-kista eşitlikle الْقِسْطَ قسط
4 liyevmi günü için لِيَوْمِ يوم
5 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
6 fela öyle ki فَلَا -
7 tuzlemu zulmedilmez تُظْلَمُ ظلم
8 nefsun bir nefse نَفْسٌ نفس
9 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 kane olduysa كَانَ كون
12 miskale ağırlığınca مِثْقَالَ ثقل
13 habbetin bir tane حَبَّةٍ حبب
14 min مِنْ -
15 hardelin bir hardaldan خَرْدَلٍ خردل
16 eteyna geliriz أَتَيْنَا اتي
17 biha onunla بِهَا -
18 ve kefa ve kafi geldi وَكَفَىٰ كفي
19 bina bize بِنَا -
20 hasibine hesaplayanlar (olarak) حَاسِبِينَ حسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mizan Kavram 658

658 Tartı/terazi/ölçen mekanizma.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

2698|23|27|فَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ أَنِ ٱصْنَعِ ٱلْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَآءَ أَمْرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ فَٱسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ ٱثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ ٱلْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَٰطِبْنِى فِى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2698|23|27|فاوحينا اليه ان اصنع الفلك باعيننا ووحينا فاذا جا امرنا وفار التنور فاسلك فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول منهم ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Latin Literal

27. Fe evhaynâ ileyhi enısnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ fe izâ câe emrunâ ve fâret tennûru fesluk fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu minhum, ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrakûn(mugrakûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki vahy603 ettik ona* ki sanayi olarak yap gemiyi gözlerimizle** ve vahyimizle; öyle ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran etti tandır570; öyle ki sok ona her bir çiftten iki; ve ahalini568; dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun söz onlardan; ve hitap etme bana kimselerde (ki) zulmettiler257; doğrusu onlar boğulanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

27 So We inspired/transmitted to him: "That produce/manufacture the ship/ships with Our eyes/sights, and Our inspiration/revelation , so if Our order/command came, and the furnace/kiln/elten’noor boiled over/gushed, so enter/pass in it from every/each pair/couple two, and your family/people , except whom the words preceded on him from them, and do not address/converse with Me in (about) those who were unjust/oppressive, that they are being drowned/sunken."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feevhayna öyle ki vahy ettik فَأَوْحَيْنَا وحي
2 ileyhi ona إِلَيْهِ -
3 eni ki أَنِ -
4 snei sanayi olarak yap اصْنَعِ صنع
5 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك
6 biea'yunina gözlerimizle بِأَعْيُنِنَا عين
7 ve vehyina ve vahyimizle وَوَحْيِنَا وحي
8 feiza öyle ki فَإِذَا -
9 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
10 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
11 ve fara ve feveran etti وَفَارَ فور
12 t-tennuru tandır التَّنُّورُ -
13 fesluk öyle ki sok فَاسْلُكْ سلك
14 fiha ona فِيهَا -
15 min مِنْ -
16 kullin her bir كُلٍّ كلل
17 zevceyni çiftten زَوْجَيْنِ زوج
18 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
19 ve ehleke ve ahalini وَأَهْلَكَ اهل
20 illa dışındadır إِلَّا -
21 men kimse مَنْ -
22 sebeka öncelendi سَبَقَ سبق
23 aleyhi aleyhine onun عَلَيْهِ -
24 l-kavlu söz الْقَوْلُ قول
25 minhum onlardan مِنْهُمْ -
26 ve la ve وَلَا -
27 tuhatibni hitap etme bana تُخَاطِبْنِي خطب
28 fi فِي -
29 ellezine kimselerde الَّذِينَ -
30 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
31 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
32 mugrakune boğulanlardır مُغْرَقُونَ غرق

Notlar

Not 1

*Nûh'a.**Gözetimimizle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

2712|23|41|فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ بِٱلْحَقِّ فَجَعَلْنَٰهُمْ غُثَآءً فَبُعْدًا لِّلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2712|23|41|فاخذتهم الصيحه بالحق فجعلنهم غثا فبعدا للقوم الظلمين

Latin Literal

41. Fe ehazethumus sayhatu bil hakkı fe cealnâhum gusâen, fe bu’den lil kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki tuttu onları sayha839 hakla/gerçekle; öyle ki yaptık onları bir gusâ840; öyle ki bir uzaklıktır* zalimler257 kavmine/toplumuna.

Ahmed Samira Çevirisi

41 So the loud strong cry/torture raid punished/took them with the truth , so We made them rotten/useless , so a destruction/curse to the nation the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feehazethumu öyle ki tuttu onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ
2 s-sayhatu sayha الصَّيْحَةُ صيح
3 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
4 fe cealnahum öyle ki yaptık onları فَجَعَلْنَاهُمْ جعل
5 gusa'en bir gusâ غُثَاءً غثو
6 febua'den öyle ki uzaklık فَبُعْدًا بعد
7 lilkavmi kavimle لِلْقَوْمِ قوم
8 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Zalimler kavmi Allah'ın rahmetinden uzak tutuldu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

29. Ankebût Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

3352|29|14|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِۦ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلَّا خَمْسِينَ عَامًا فَأَخَذَهُمُ ٱلطُّوفَانُ وَهُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3352|29|14|ولقد ارسلنا نوحا الي قومه فلبث فيهم الف سنه الا خمسين عاما فاخذهم الطوفان وهم ظلمون

Latin Literal

14. Ve lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî, fe lebise fîhim elfe senetin illâ hamsîne âmâ(âmen), fe ehazehumut tûfânu ve hum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun gönderdik Nûh'u kavmine; öyle ki kaldı onların içinde bir bin sene; dışındadır bir elli yıl; öyle ki tuttu onları tufan; ve onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

14 And We had sent Noah to his nation, so he stayed/waited/remained in (between) them one thousand year(s) except fifty year(s), so the deadly/great flood punished them , and (while) they are unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
3 nuhen Nuh'u نُوحًا -
4 ila إِلَىٰ -
5 kavmihi kavmine قَوْمِهِ قوم
6 fe lebise öyle ki kaldı فَلَبِثَ لبث
7 fihim onların içinde فِيهِمْ -
8 elfe bir bin أَلْفَ الف
9 senetin sene سَنَةٍ سنو
10 illa dışındadır إِلَّا -
11 hamsine bir elli خَمْسِينَ خمس
12 aamen yıl عَامًا عوم
13 feehazehumu öyle ki tuttu onları فَأَخَذَهُمُ اخذ
14 t-tufanu Tufan الطُّوفَانُ طوف
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 zalimune zalimler ظَالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

31. Lokman Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

3480|31|13|وَإِذْ قَالَ لُقْمَٰنُ لِٱبْنِهِۦ وَهُوَ يَعِظُهُۥ يَٰبُنَىَّ لَا تُشْرِكْ بِٱللَّهِ إِنَّ ٱلشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3480|31|13|واذ قال لقمن لابنه وهو يعظه يبني لا تشرك بالله ان الشرك لظلم عظيم

Latin Literal

13. Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâh(billâhi), inneş şirke le zulmun azîm(azîmun).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman Lokmân oğluna; ve o vaaz653 ediyordu ona; "Ey oğlum! Asla şirk71 koşma Allah'a; doğrusu şirk71 mutlak büyük bir zulümdür257.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And when Lukman said to his son, and (while) he preaches/advises him: "You my son do not share/make partners with God, that truly the sharing/partnership (with God is) great injustice/oppression (E)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 kale dediği zaman قَالَ قول
3 lukmanu Lokman لُقْمَانُ -
4 liabnihi oğluna لِابْنِهِ بني
5 vehuve ve o وَهُوَ -
6 yeizuhu vaaz ediyordu ona يَعِظُهُ وعظ
7 ya buneyye ey oğlum يَا بُنَيَّ بني
8 la asla لَا -
9 tuşrik şirk koşma تُشْرِكْ شرك
10 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 ş-şirke şirk الشِّرْكَ شرك
13 lezulmun mutlak büyük bir zulümdür لَظُلْمٌ ظلم
14 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

3603|33|72|إِنَّا عَرَضْنَا ٱلْأَمَانَةَ عَلَى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱلْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا ٱلْإِنسَٰنُ إِنَّهُۥ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3603|33|72|انا عرضنا الامانه علي السموت والارض والجبال فابين ان يحملنها واشفقن منها وحملها الانسن انه كان ظلوما جهولا

Latin Literal

72. İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu biz arz ettik* emaneti617 göklere162 ve yere ve dağlara; öyle ki reddettiler ki yüklenirler onu**; ve endişelendiler/korktular ondan**; ve yüklendi onu** insan; doğrusu o oldu bir zalim257; bir cahil489.

Ahmed Samira Çevirisi

72 We displayed/presented the trust (choice between good and evil) on the skies/space and the earth/Planet Earth, and the mountains , so they refused/hated that (E) they bear/endure it , and they were cautious/afraid from it, and the human/mankind bore/endured it , that he truly was/is often unjust and oppressive, lowly/ignorant .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inna doğrusu biz إِنَّا -
2 aradna arz ettik عَرَضْنَا عرض
3 l-emanete emaneti الْأَمَانَةَ امن
4 ala عَلَى -
5 s-semavati göklere السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yere وَالْأَرْضِ ارض
7 velcibali ve dağlara وَالْجِبَالِ جبل
8 feebeyne öyle ki reddettiler فَأَبَيْنَ ابي
9 en ki أَنْ -
10 yehmilneha yüklenirler onu يَحْمِلْنَهَا حمل
11 ve eşfekne ve endişelendiler/korktular وَأَشْفَقْنَ شفق
12 minha ondan مِنْهَا -
13 vehameleha ve yüklendi onu وَحَمَلَهَا حمل
14 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس
15 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
16 kane oldu كَانَ كون
17 zelumen bir zalim ظَلُومًا ظلم
18 cehulen bir cahil جَهُولًا جهل

Notlar

Not 1

*Sunduk.**Emaneti, emanetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

İnsana verilen emanet. Kavram 617

617 Yüce Allah ile yapılan misakın/antlaşmanın kurallarına uyma sorumluluğu. Sadece Yüce Allah'ı Rab edinmek. İblîs'e tabi olmamak. Zor bir sınava girip sınavın şartlarına uyacağının garantisini vermek.

37. Sâffât Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

3899|37|113|وَبَٰرَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰٓ إِسْحَٰقَ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِۦ مُبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3899|37|113|وبركنا عليه وعلي اسحق ومن ذريتهما محسن وظالم لنفسه مبين

Latin Literal

113. Ve bâreknâ aleyhi ve alâ ishâk(ishâka), ve min zurriyyetihimâ muhsinun ve zâlimun li nefsihi mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Ve bereket verdik üzerine onun* ve üzerine İshâk'ın; ve ikisinin zürriyetindendir bir muhsin294 ve kendi nefislerine201 apaçık bir zalim257.

Ahmed Samira Çevirisi

113 And We blessed on him and on Isaac, and from their (B)’s descendants, (are) good doers, and (a) clear/evident unjust/oppressive to himself.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve barakna ve bereket verdik وَبَارَكْنَا برك
2 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
3 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
4 ishaka İshâk'ın إِسْحَاقَ -
5 ve min ve وَمِنْ -
6 zurriyyetihima ikisinin zürriyetindendir ذُرِّيَّتِهِمَا ذرر
7 muhsinun bir muhsin مُحْسِنٌ حسن
8 ve zalimun ve bir zalimler وَظَالِمٌ ظلم
9 linefsihi kendi nefislerine لِنَفْسِهِ نفس
10 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*İbrahim'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

53. Necm Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

4834|53|52|وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4834|53|52|وقوم نوح من قبل انهم كانوا هم اظلم واطغي

Latin Literal

52. Ve kavme nûhın min kabl(kablu), innehum kânû hum azleme ve atgâ.

Türkçe Çeviri

Ve Nûh kavmini önceden*; doğrusu onlar** olmuşlardı; onlardılar daha zalim257 ve daha tâğût442.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And Noah’s nation from before, that they truly were, they (were) more unjust/oppressive, and more tyrant/arrogant .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kavme ve kavmini وَقَوْمَ قوم
2 nuhin Nûh نُوحٍ -
3 min مِنْ -
4 kablu önceden قَبْلُ قبل
5 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
6 kanu olmuşlardı كَانُوا كون
7 hum onlardılar هُمْ -
8 ezleme daha zalim أَظْلَمَ ظلم
9 ve etga ve daha tâğût وَأَطْغَىٰ طغي

Notlar

Not 1

*Helak etti.**Nûh kavmi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

5157|60|9|إِنَّمَا يَنْهَىٰكُمُ ٱللَّهُ عَنِ ٱلَّذِينَ قَٰتَلُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ وَأَخْرَجُوكُم مِّن دِيَٰرِكُمْ وَظَٰهَرُوا۟ عَلَىٰٓ إِخْرَاجِكُمْ أَن تَوَلَّوْهُمْ وَمَن يَتَوَلَّهُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5157|60|9|انما ينهيكم الله عن الذين قتلوكم في الدين واخرجوكم من ديركم وظهروا علي اخراجكم ان تولوهم ومن يتولهم فاوليك هم الظلمون

Latin Literal

9. İnnemâ yenhâkumullâhu anillezîne kâtelûkum fîd dîni ve ahrecûkum min diyârikum ve zâherû alâ ıhrâcikum en tevellevhum, ve men yetevellehum fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ancak (ki) meneder sizleri Allah kimselerden (ki) katlettiler35 sizleri dinde122; çıkardılar sizleri diyarlarınızdan; ve arka çıktılar/destek oldular ihracınıza/çıkarılmanıza karşı; ki veli28 edinirsiniz onları ve kim veli28 edinir onları öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.

Ahmed Samira Çevirisi

9 But God forbids/prevents you from those who fought/killed you in the religion, and they brought/drove you out from your houses/countries , and they cooperated/supported on forcing/driving you out , that (E) you follow them, and who follows them, so those, they are the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 yenhakumu meneder sizleri يَنْهَاكُمُ نهي
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ani عَنِ -
5 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
6 katelukum katlettiler sizleri قَاتَلُوكُمْ قتل
7 fi فِي -
8 d-dini dinde الدِّينِ دين
9 ve ehracukum çıkardılar sizleri وَأَخْرَجُوكُمْ خرج
10 min مِنْ -
11 diyarikum diyarlarınızdan دِيَارِكُمْ دور
12 ve zaheru ve arka çıktılar/destek oldular وَظَاهَرُوا ظهر
13 ala karşı عَلَىٰ -
14 ihracikum ihracınıza إِخْرَاجِكُمْ خرج
15 en ki أَنْ -
16 tevellevhum veli edinmenizi onları تَوَلَّوْهُمْ ولي
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yetevellehum veli ediniz onları يَتَوَلَّهُمْ ولي
19 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
20 humu onlardır هُمُ -
21 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

65. Talâk Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

5216|65|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ لَا تَدْرِى لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا

Latin Literal

1. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ tallaktumun nisâe fe tallikûhunne li iddetihinne ve ahsûl iddeh(iddete), vettekûllâhe rabbekum, lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhişetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve men yeteadde hudûdallâhi fe kad zaleme nefseh(nefsetu), lâ tedrî leallallâhe yuhdısu ba’de zâlike emrâ(emren).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri652 için*, ve hesaplayın iddeti652; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize4; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle490; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti257 kendi nefsine201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir**.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you the prophet, if you divorced the women, so divorce them (F) to their term (F), and count/calculate the menstrual cycle/term and fear and obey God, your Lord, do not bring them out from their (F) houses/homes, and they (F) do not get out except that they do/commit with an evident enormous/atrocious deed , and those are God’s limits/boundaries/orders, and who transgresses/violates God’s limits/boundaries/orders, so he had caused injustice/oppression (to) his self, you do not know, maybe/perhaps God initiates/causes after that a matter/affair (event) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 tallektumu boşadığınız zaman طَلَّقْتُمُ طلق
5 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
6 fetallikuhunne öyle ki boşayın onları فَطَلِّقُوهُنَّ طلق
7 liiddetihinne iddetlerinde لِعِدَّتِهِنَّ عدد
8 ve ehsu ve hesaplayın وَأَحْصُوا حصي
9 l-iddete iddeti الْعِدَّةَ عدد
10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
11 llahe Allah’a اللَّهَ -
12 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب
13 la لَا -
14 tuhricuhunne çıkarmayın onları تُخْرِجُوهُنَّ خرج
15 min مِنْ -
16 buyutihinne evlerinden بُيُوتِهِنَّ بيت
17 ve la ve وَلَا -
18 yehrucne çıkmasınlar يَخْرُجْنَ خرج
19 illa dışında إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 ye'tine gelirler يَأْتِينَ اتي
22 bifahişetin bir fahişelikle بِفَاحِشَةٍ فحش
23 mubeyyinetin apaçık (olmuş) مُبَيِّنَةٍ بين
24 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
25 hududu hududlarıdır حُدُودُ حدد
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 ve men ve kim وَمَنْ -
28 yeteadde taştı يَتَعَدَّ عدو
29 hudude hududtlarını حُدُودَ حدد
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 fekad öyleki muhakkak فَقَدْ -
32 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم
33 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
34 la لَا -
35 tedri farkına varmaksınız تَدْرِي دري
36 lealle belki لَعَلَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 yuhdisu söyler/ortaya çıkarır يُحْدِثُ حدث
39 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
40 zalike bunun ذَٰلِكَ -
41 emran bir emir أَمْرًا امر

Notlar

Not 1

*İddet sürelerini gözeterek/hesaplayarak boşayın.**Onların işleri artık Yüce Allah'adır. Dilediği gibi emreder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

66. Tahrim Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5238|66|11|وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱمْرَأَتَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ٱبْنِ لِى عِندَكَ بَيْتًا فِى ٱلْجَنَّةِ وَنَجِّنِى مِن فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِۦ وَنَجِّنِى مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5238|66|11|وضرب الله مثلا للذين امنوا امرات فرعون اذ قالت رب ابن لي عندك بيتا في الجنه ونجني من فرعون وعمله ونجني من القوم الظلمين

Latin Literal

11. Ve dareballâhu meselen lillezîne âmenûmreete fir’avn(fir’avne), iz kâlet rabbibni lî indeke beyten fîl cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve darp* etti Allah bir misali/benzeri iman47 etmiş kimselere; firavunun711 karısını (ki) dediği** zaman: "Rabbim4! Bina et bana indinde/katında, bir ev cennette; ve kurtar beni firavundan711; ve yaptığından onun; ve kurtar beni zalimler257 kavminden/toplumundan."

Ahmed Samira Çevirisi

11 And God gave an example/proverb to those who believed, Pharaoh’s woman (wife) when she said: "My Lord build/construct for me at You a house/home in the Paradise and save/rescue me from Pharaoh and his deed, and save/rescue me from the nation the unjust/oppressive ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve derabe ve darp etti وَضَرَبَ ضرب
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 meselen bir misali مَثَلًا مثل
4 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
5 amenu iman etmiş امَنُوا امن
6 mraete karısını امْرَأَتَ مرا
7 fir'avne firavunun فِرْعَوْنَ -
8 iz إِذْ -
9 kalet dediği zaman قَالَتْ قول
10 rabbi Rabbim! رَبِّ ربب
11 bni bina et ابْنِ بني
12 li bana لِي -
13 indeke indinde/katında عِنْدَكَ عند
14 beyten bir ev بَيْتًا بيت
15 fi فِي -
16 l-cenneti cennette الْجَنَّةِ جنن
17 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو
18 min مِنْ -
19 fir'avne firavundan فِرْعَوْنَ -
20 ve amelihi ve yaptığından onun وَعَمَلِهِ عمل
21 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو
22 mine مِنَ -
23 l-kavmi kavminden الْقَوْمِ قوم
24 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Ortaya koydu, vurdu. Bu ortaya koyma surenin başında işaret edilen nebi Muhammed'in eşlerine de bir derstir, örnektir. Cehenneme gideceği kesin olan firavunun karısının mümin bir kadın olduğunu, Yüce Allah'a teslim olduğunu ve zulme karşı mücadele ettiğini anlarız.**Firavunun karısı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavunu. Kavram 711

711 Mûsâ'nın Mısır'dan çıkış firavununun MÖ 1645–1629 yılları arasında yukarı Mısır'da (Teb bölgesi, Luksor) hüküm süren Sobekhotep VIII (Sekhemre Seusertawy Sobekhotep VIII) olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

71. Nuh Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

5441|71|24|وَقَدْ أَضَلُّوا۟ كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا ضَلَٰلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5441|71|24|وقد اضلوا كثيرا ولا تزد الظلمين الا ضللا

Latin Literal

24. Ve kad edallû kesîrâ(kesîren), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ(dalâlen).

Türkçe Çeviri

"Ve muhakkak ki dalalete128 düşürdüler çoğunu; ve artırmazsın sen* zalimlere257 dalalet128 dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

24 And they had misguided many, and (my Lord), do not increase the unjust/oppressive except misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kad ve muhakkak ki وَقَدْ -
2 edellu dalalete düşürdüler أَضَلُّوا ضلل
3 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر
4 ve la ve وَلَا -
5 tezidi artırmaz تَزِدِ زيد
6 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم
7 illa dışında إِلَّا -
8 delalen dalalet ضَلَالًا ضلل

Notlar

Not 1

*Rabbim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

71. Nuh Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

5445|71|28|رَّبِّ ٱغْفِرْ لِى وَلِوَٰلِدَىَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِىَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا تَبَارًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

5445|71|28|رب اغفر لي ولولدي ولمن دخل بيتي مومنا وللمومنين والمومنت ولا تزد الظلمين الا تبارا

Latin Literal

28. Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti) ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ(tebâren).

Türkçe Çeviri

"Rabbim!4 Mağfiret319 et bana; ve ana babama; ve kimseye (ki) girdi evime bir mümin27 (olarak); ve mümin27 erkeklere; ve mümin27 kadınlara; ve artırma zalimlere257 bir yıkım dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

28 My Lord forgive for me and to my parents, and to who entered my house/home believing, and to the believers (M), and the believers (F), and do not increase the unjust/oppressive except destruction/ruin

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
2 gfir mağfiret et اغْفِرْ غفر
3 li bana لِي -
4 velivalideyye ve ana babama وَلِوَالِدَيَّ ولد
5 velimen ve kimseye وَلِمَنْ -
6 dehale girdi دَخَلَ دخل
7 beytiye evime بَيْتِيَ بيت
8 mu'minen bir mümin مُؤْمِنًا امن
9 velilmu'minine ve mümin erkeklere وَلِلْمُؤْمِنِينَ امن
10 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
11 ve la ve وَلَا -
12 tezidi artırma تَزِدِ زيد
13 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم
14 illa dışında إِلَّا -
15 tebaran bir yıkım تَبَارًا تبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 257: Zalim, zulmetmek.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Zalim, zulmetmek.

Kavram No: 257

Kısa Açıklama: 257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 114

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Ve dedik: “Ey Âdem 50 ! Mesken edin/otur sen ve eşin cennette * ; ve yiyin ikiniz ondan (cennetten) kolaylıkla/rahatlıkla; her neredeyse dilediniz ikiniz; ve yaklaşmayın ikiniz bu ağaca ** ; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden 257 .”

Arapça: 42|2|35|وقلنا يادم اسكن انت وزوجك الجنه وكلا منها رغدا حيث شيتما ولا تقربا هذه الشجره فتكونا من الظلمين

Bakara Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ve vaat ettiğimiz * zaman Musa’ya kırk gece ** ; sonra tuttunuz/edindiniz buzağıyı 258 onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz 257 .

Arapça: 58|2|51|واذ وعدنا موسي اربعين ليله ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Bakara Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz 257 nefislerinize 201 ; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı 258 ; öyle ki tevbe 33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin 35 nefislerinizi 201 ; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe 33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve gölgelendirdik üzerinize bulutu 264 ; ve indirdik üzerinize menne 262 ; ve bıldırcın 263 ; yiyin rızıklandırdığımızın güzellerinden sizleri; ve zulmetmiş* değillerdi bize; fakat oldular nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 64|2|57|وظللنا عليكم الغمام وانزلنا عليكم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Bakara Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Öyle ki takas etti zulmetmiş 257 kimseler bir sözü/kelamı, onlara denilenden başkasıyla * ; öyle ki indirdik zulmetmiş 257 kimseler üzerine gökten bir pislik; fâsıklık 38 ederler olmuş olmalarından.

Arapça: 66|2|59|فبدل الذين ظلموا قولا غير الذي قيل لهم فانزلنا علي الذين ظلموا رجزا من السما بما كانوا يفسقون

Bakara Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve ant olsun geldi sizlere Musa beyanlarla 226 ; sonra edindiniz buzağıyı onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz 257 .

Arapça: 99|2|92|ولقد جاكم موسي بالبينت ثم اتخذتم العجل من بعده وانتم ظلمون

Bakara Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Ve asla temenni etmezler onu (ölümü) ebediyen; önceden gönderdiğinden/yolladığından dolayı ellerinin; ve Allah bilendir zalimleri 257 .

Arapça: 102|2|95|ولن يتمنوه ابدا بما قدمت ايديهم والله عليم بالظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ve iman 47 etmiş; ve sâlihâtı 18 yapmış kimselere gelince; tastamam verir (Allah) onlara ecirlerini 820 ; ve Allah sevmez zalimleri 257 .

Arapça: 350|3|57|واما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم والله لا يحب الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi/toplumu? (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; ve şahit/tanık oldular ki resûl 418 bir haktır/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar 226 ; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 379|3|86|كيف يهدي الله قوما كفروا بعد ايمنهم وشهدوا ان الرسول حق وجاهم البينت والله لا يهدي القوم الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Öyle ki kim uydurdu/türetti 402 Allah'a karşı yalan * ; sonrasında bunun ** ; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 387|3|94|فمن افتري علي الله الكذب من بعد ذلك فاوليك هم الظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 128

Türkçe Meal: Olmaz sana emirden bir şey 459 ; ya tevbe 33 eder (Allah) onlara ya da azap 426 eder onlara; öyle ki doğrusu onlar zalimlerdir 257 .

Arapça: 421|3|128|ليس لك من الامر شي او يتوب عليهم او يعذبهم فانهم ظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 135

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) faaliyet yaptıkları zaman bir fahşâ 81 ya da zulmettiler 257 kendi nefislerine; hatırladılar (onlar) Allah'ı; öyle ki mağfiret 319 dilediler günahlarına; "Ve kimdir Allah’ın dışında (ki) mağfiret 319 eder günahlara!"; ve asla ısrar etmezler (onlar) faaliyet yaptıkları üzerine; ve onlar bilirler * .

Arapça: 428|3|135|والذين اذا فعلوا فحشه او ظلموا انفسهم ذكروا الله فاستغفروا لذنوبهم ومن يغفر الذنوب الا الله ولم يصروا علي ما فعلوا وهم يعلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme/topluma (da) onun misli 870 bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz * onu ** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman 47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler/tanıklar *** ; ve Allah sevmez zalimleri 257 .

Arapça: 433|3|140|ان يمسسكم قرح فقد مس القوم قرح مثله وتلك الايام نداولها بين الناس وليعلم الله الذين امنوا ويتخذ منكم شهدا والله لا يحب الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 151

Türkçe Meal: Atacağız kalplerine kâfirlik 25 etmiş kimselerin terör/korku/panik; şirk 71 koştuklarından (dolayı) Allah'a; kendisine * bir sultân 660 asla indirmediği (-yle); ve sığınakları onların ateştir; ve ne perişandır zalimlerin 257 meskeni.

Arapça: 444|3|151|سنلقي في قلوب الذين كفروا الرعب بما اشركوا بالله ما لم ينزل به سلطنا وماويهم النار وبيس مثوي الظلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 161

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nebiye 132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü 148 ; sonra tamamlanır her bir nefse 201 kazandığı; ve onlar zulme 257 uğratılmazlar.

Arapça: 454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 182

Türkçe Meal: İşte bu; kademe/kıdem kazandığıdır ellerinizin; ve ki Allah zalim 257 olmaz kullarına 46 .

Arapça: 475|3|182|ذلك بما قدمت ايديكم وان الله ليس بظلام للعبيد

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 192

Türkçe Meal: Rabbimiz! 4 Doğrusu sen kimi girdirirsin ateşe; öyle ki muhakkak rezil ettin onu; ve yoktur zalimlere 257 hiçbir yardımcı.

Arapça: 485|3|192|ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما للظلمين من انصار

Nisâ Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) yediler mallarını yetimlerin 131 bir zulüm (-le) 257 ; doğrusu yedikleri karınlarında bir ateştir; ve yanacaklar (onlar) bir seîrde 809 .

Arapça: 503|4|10|ان الذين ياكلون امول اليتمي ظلما انما ياكلون في بطونهم نارا وسيصلون سعيرا

Nisâ Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü 418 itaat 76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri 257 zaman kendi nefislerine 201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret 319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret 319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb 191 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 557|4|64|وما ارسلنا من رسول الا ليطاع باذن الله ولو انهم اذ ظلموا انفسهم جاوك فاستغفروا الله واستغفر لهم الرسول لوجدوا الله توابا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Ve nedir sizlere olan (ki) katletmezsiniz 35 Allah yolunda 331 ; ve zaaflılar (olan) erkeklerden ve kadınlardan ve çocuklardan kimseler derler (ki): "Rabbimiz! Çıkar bizi şu kentten; zalimdir 257 ahalisi onun; ve yap bize yanından bir veli 28 ; ve yap bize yanından bir nasîr 69 ."

Arapça: 568|4|75|وما لكم لا تقتلون في سبيل الله والمستضعفين من الرجال والنسا والولدن الذين يقولون ربنا اخرجنا من هذه القريه الظالم اهلها واجعل لنا من لدنك وليا واجعل لنا من لدنك نصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) vefat ettirdi onları melekler 522 ; (ki o kimseler) zalimlerdir 257 kendi nefislerine 201 ; dediler (melekler): "İçinde olduğunuz nedir ki"; dediler (kimseler): "Olduk zaafa düşürülenler yeryüzünde"; dediler (melekler) : "Asla olamaz mıydı Allah'ın arzı/yeri bir genişlik (olarak); öyle ki hicret ederdiniz orada (yerde)"; öyle ki işte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve ne kötü varış yeridir.

Arapça: 590|4|97|ان الذين توفيهم المليكه ظالمي انفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في الارض قالوا الم تكن ارض الله وسعه فتهاجروا فيها فاوليك ماويهم جهنم وسات مصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve kim yapar bir kötülük ya da zulmeder 257 kendi nefsine 201 ; sonra mağfiret 319 sunar Allah’a; bulur (o) Allah'ı bir Gafûr 20 ve bir Rahîm 2 .

Arapça: 603|4|110|ومن يعمل سوا او يظلم نفسه ثم يستغفر الله يجد الله غفورا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Sual ederler * sana kitap ehli 135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten 180 (diye); öyle ki muhakkak sual * etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: "Göster bize Allah'ı açıkça"; öyle ki yakaladı/tuttu onları yıldırım 260 zulümleriyle 257 ; sonra tuttular/edindiler buzağıyı 258 onlara gelen beyanlar 226 sonrasında; öyle ki affettik bundan ** ; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki/güç.

Arapça: 646|4|153|يسلك اهل الكتب ان تنزل عليهم كتبا من السما فقد سالوا موسي اكبر من ذلك فقالوا ارنا الله جهره فاخذتهم الصعقه بظلمهم ثم اتخذوا العجل من بعد ما جاتهم البينت فعفونا عن ذلك واتينا موسي سلطنا مبينا

Nisâ Suresi - Ayet 168

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler; ve zulmettiler 257 ; asla olmaz Allah mağfiret 319 etmeye onlara; ve bir doğru tarîkata 532 kılavuzlamaya.

Arapça: 661|4|168|ان الذين كفروا وظلموا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا

Mâide Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Doğrusu ben isterim ki dönersin benim günahımla ve kendi günahınla; öyle ki olursun ateş 834 ashâbından 194 ; ve işte budur cezası 63 zalimlerin 257 .

Arapça: 698|5|29|اني اريد ان تبوا باثمي واثمك فتكون من اصحب النار وذلك جزوا الظلمين

Mâide Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Öyle ki kim tevbe 33 etti zulmü 257 * sonrasında; ve ıslah 316 oldu; öyle ki doğrusu Allah tevbe 33 eder onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 708|5|39|فمن تاب من بعد ظلمه واصلح فان الله يتوب عليه ان الله غفور رحيم

Mâide Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve yazdık üzerlerine onda (Tevrât’ta) ki nefis 201 nefsedir 201 ; ve göz gözedir; ve burun burunadır; ve kulak kulağadır; ve diş dişedir; ve yaralara (da) bir kısas 320 ; öyle ki kim sadaka 378 etti bunu öyle ki o bir kefarettir * ona; ve kim asla hükmetmez Allah'ın indirdiğiyle 544 ; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 714|5|45|وكتبنا عليهم فيها ان النفس بالنفس والعين بالعين والانف بالانف والاذن بالاذن والسن بالسن والجروح قصاص فمن تصدق به فهو كفاره له ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الظلمون

Mâide Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin/tutmayın Yahudileri 295 ve Nasârâlıları 268 evliya 212 ; bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; ve kim veli 28 edinir onları sizlerden; öyle ki doğrusu o onlardandır; doğrusu Allah doğruya kılavuzlamaz zalim 257 toplumu.

Arapça: 720|5|51|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اليهود والنصري اوليا بعضهم اوليا بعض ومن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Mâide Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Ant olsun (ki) kâfirlik 25 etmiş kimseler dediler: "Doğrusu Allah (ki) O Meryem oğlu Mesih'tir"; ve dedi Mesih: "Ey İsrâîloğulları! 197 Kulluk edin Allah'a; Rabbime 4 ve Rabbinize 4 "; doğrusu O’dur (ki) kim şirk koşar 71 Allah'a; öyle ki muhakkak haram etti Allah ona cenneti; ve sığınağı onun ateştir 834 ; ve yoktur zalimler 257 için hiçbir yardımcı.

Arapça: 741|5|72|لقد كفر الذين قالوا ان الله هو المسيح ابن مريم وقال المسيح يبني اسريل اعبدوا الله ربي وربكم انه من يشرك بالله فقد حرم الله عليه الجنه وماويه النار وما للظلمين من انصار

Mâide Suresi - Ayet 107

Türkçe Meal: Öyle ki eğer fark edilirse ki hak oldu ikisi üzerine bir günah; öyle ki başka ikisidir; kıyam eder/dikelir ikisi kendi kıyam/dikilme yerlerine; kimselerdendir (ki) hak oldu üzerlerine onların (tanıklık/şahitlik) daha layık; öyle ki kasem 548 etsin ikisi Allah'a; "Mutlak ki bizim şahitliğimiz/tanıklığımız daha haktır/doğrudur (önceki) ikisinin şahitliğinden/tanıklığından; ve sınırı aşmış/taşmış değiliz; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimlerdeniz 257 ." (diye)

Arapça: 776|5|107|فان عثر علي انهما استحقا اثما فاخران يقومان مقامهما من الذين استحق عليهم الاولين فيقسمان بالله لشهدتنا احق من شهدتهما وما اعتدينا انا اذا لمن الظلمين

En'âm Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Ve kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı 195 O'nun ayetlerini; doğrusu O (Allah) felaha 326 ulaştırmaz zalimleri 257 .

Arapça: 810|6|21|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح الظلمون

En'âm Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Muhakkak biliriz ki o dedikleri mutlak hüzünlendirir seni; öyle ki doğrusu onlar yalanlamazlar seni; velakin/fakat zalimler 257 Allah'ın ayetleriyle 454 mücadele/cihat ederler.

Arapça: 822|6|33|قد نعلم انه ليحزنك الذي يقولون فانهم لا يكذبونك ولكن الظلمين بايت الله يجحدون

En'âm Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Öyle ki kesildi arkası kavmin/toplumun; zulmetmiş 257 kimselerin; ve hamd 3 Allah’adır; Rabbidir 4 alemlerin.

Arapça: 834|6|45|فقطع دابر القوم الذين ظلموا والحمد لله رب العلمين

En'âm Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: De ki: "Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ansızın ya da açıkça; helak edilir mi zalimler 257 kavmi/toplumu dışında?"

Arapça: 836|6|47|قل اريتكم ان اتيكم عذاب الله بغته او جهره هل يهلك الا القوم الظلمون

En'âm Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Uzaklaştırma kimseleri (ki) çağırırlar Rablerini 4 sabahla ve akşam (-la); isterler/arzularlar O'nun yüzünü; yoktur senin üzerine onların hesabından hiçbir şey; ve yoktur senin hesabından onlar üzerine hiçbir şey; öyle ki uzaklaştırdığında onları öyle ki olursun zalimlerden 257 .

Arapça: 841|6|52|ولا تطرد الذين يدعون ربهم بالغدوه والعشي يريدون وجهه ما عليك من حسابهم من شي وما من حسابك عليهم من شي فتطردهم فتكون من الظلمين

En'âm Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: De ki: "Şayet ki indimde/yanımda (olsaydı) kendisine acele ettiğiniz; mutlak kadere bağlanmıştı emir/iş benim aram ve sizlerin arasında; ve Allah daha iyi bilendir zalimleri 257 .

Arapça: 847|6|58|قل لو ان عندي ما تستعجلون به لقضي الامر بيني وبينكم والله اعلم بالظلمين

En'âm Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Ve gördüğün zaman kimseleri (ki) dalarlar * ayetlerimize; yüz çevir onlardan ** ; ta ki dalarlar * onun başkası bir söze *** ; ve unutturursa **** sana şeytân 29 ; öyle ki oturma zikir/hatırlama sonrası zalimler 257 kavmiyle/topluluğuyla birlikte.

Arapça: 857|6|68|واذا رايت الذين يخوضون في ايتنا فاعرض عنهم حتي يخوضوا في حديث غيره واما ينسينك الشيطن فلا تقعد بعد الذكري مع القوم الظلمين

En'âm Suresi - Ayet 82

Türkçe Meal: Kimseler (ki) iman 47 ettiler ve asla giymezler/örtmezler/karıştırmazlar (onlar) imanlarını 47 zulümle 257 ; işte bunlar; onlaradır eminlik/güvenlik; ve onlar doğru yola kılavuzlananlardır.

Arapça: 871|6|82|الذين امنوا ولم يلبسوا ايمنهم بظلم اوليك لهم الامن وهم مهتدون

En'âm Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan 402 ya da dedi: "Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey" ve kimse (ki) dedi: "İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli 870 "; velev/fakat görsen o zaman zalimleri 257 ölümün taşmaları/kabarmaları/baskınları içinde; ve melekler 522 (ki) yayanlardır/genişletenlerdir ellerini; (derler) "Çıkarın kendi nefislerinizi 201 ; bugün cezalandırılırsınız 63 alçaltan/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine 454 büyüklenirler 663 olmanızdan.

Arapça: 882|6|93|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او قال اوحي الي ولم يوح اليه شي ومن قال سانزل مثل ما انزل الله ولو تري اذ الظلمون في غمرت الموت والمليكه باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون علي الله غير الحق وكنتم عن ايته تستكبرون

En'âm Suresi - Ayet 129

Türkçe Meal: İşte böyledir; bitiştiririz/yanaştırırız bir kısmını zalimlerin 257 bir kısma kazanır olduklarıyla.

Arapça: 918|6|129|وكذلك نولي بعض الظلمين بعضا بما كانوا يكسبون

En'âm Suresi - Ayet 135

Türkçe Meal: De ki: "Ey kavmim/toplumum! Yapın * imkanınıza göre; doğrusu ben bir yapıcıyım * ; öyle ki yakında bileceksiniz kimseyi (ki) olur ona akıbeti 892 diyarın/yurdun; doğrusu o (kimse) iflah ** olmaz; zalimlerdir 257 ."

Arapça: 924|6|135|قل يقوم اعملوا علي مكانتكم اني عامل فسوف تعلمون من تكون له عقبه الدار انه لا يفلح الظلمون

En'âm Suresi - Ayet 144

Türkçe Meal: Ve deveden iki; ve sığırdan iki; de ki: "İki erkeği (erkek deveyi ve erkek sığırı) mi haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi deveyi ve dişi sığırı) mi? yoksa iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını * mı? Yoksa oldunuz (mu) sizler şahitler/tanıklar vasiyet ettiği zaman Allah'ın bunu ** ; öyle ki kimdir daha zalim 257 kimseden (ki) iftira attı 402 Allah'a karşı bir yalan; dalalete 128 düşürmek için insanları olmaksızın bir ilim *** ; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz **** zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 933|6|144|ومن الابل اثنين ومن البقر اثنين قل الذكرين حرم ام الانثيين اما اشتملت عليه ارحام الانثيين ام كنتم شهدا اذ وصيكم الله بهذا فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا ليضل الناس بغير علم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

En'âm Suresi - Ayet 157

Türkçe Meal: Ya da dersiniz: "Şayet ki bize; indirilseydi bize kitap * ; mutlak olurduk onlardan daha doğru yola kılavuzlu; öyle ki muhakkak geldi sizlere bir beyanat 620 Rabbinizden 4 ; ve bir doğru yola kılavuz ve bir rahmet 271 ; öyle ki kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) yalanladı Allah'ın ayetlerini 454 ve yüz çevirdi/kaçındı ondan ** ; cezalandıracağız ayetlerimizden 454 yüz çeviren/kaçınan kimseleri kötü bir azap (-la); yüz çevirir/kaçınır olduklarıyla.

Arapça: 946|6|157|او تقولوا لو انا انزل علينا الكتب لكنا اهدي منهم فقد جاكم بينه من ربكم وهدي ورحمه فمن اظلم ممن كذب بايت الله وصدف عنها سنجزي الذين يصدفون عن ايتنا سو العذاب بما كانوا يصدفون

En'âm Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Kim geldi bir ihsanla/güzellikle; on * (kattır) misali 870 onun; ve kim geldi bir kötülükle öyle ki cezalandırılmaz onun misli/benzeri dışında ** ; ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 949|6|160|من جا بالحسنه فله عشر امثالها ومن جا بالسييه فلا يجزي الا مثلها وهم لا يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Öyle ki olmuş değildi çağrısı onların geldiği zaman ızdırabımız * ; ancak ki dediler: "Doğrusu bizler olmuşuz zalimler 257 ."

Arapça: 959|7|5|فما كان دعويهم اذ جاهم باسنا الا ان قالوا انا كنا ظلمين

A'râf Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: "Ve ey Âdem 50 ! Mesken edin sen ve eşin cennette *; öyle ki yiyin ikiniz dilediğiniz yerden; ve yaklaşmayın ikiniz şu ağaca 691 ; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden 257 ."

Arapça: 973|7|19|ويادم اسكن انت وزوجك الجنه فكلا من حيث شيتما ولا تقربا هذه الشجره فتكونا من الظلمين

A'râf Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Dedi ikisi * : "Rabbimiz 4 ! Zulmettik 257 ** kendi nefislerimize 201 **; ve eğer asla mağfiret 319 etmezsen bizlere ** ; ve rahmet 271 etmezsen bizlere ** ; mutlak oluruz ** hüsrana uğrayanlardan."

Arapça: 977|7|23|قالا ربنا ظلمنا انفسنا وان لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن من الخسرين

A'râf Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Öyle ki kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı 195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan * ; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz 418 ; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine 201 karşı ki onlar oldular kâfirler 25 .

Arapça: 991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

A'râf Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Ve nida * etti cennet ** ashâbı 194 ateş *** ashâbına 194 ki "Muhakkak bulduk **** vaat ettiğini bizlere Rabbimizin 4 bir hak/gerçek (olarak); öyle ki buldunuz ***** mu vaat ettiğini Rabbinizin 4 bir hak/gerçek (olarak)?"; dediler: "Evet"; öyle ki ünledi bir ünleyici 666 aralarında ki "Allah'ın laneti 280 zalimlerin 257 üzerinedir."

Arapça: 998|7|44|ونادي اصحب الجنه اصحب النار ان قد وجدنا ما وعدنا ربنا حقا فهل وجدتم ما وعد ربكم حقا قالوا نعم فاذن موذن بينهم ان لعنه الله علي الظلمين

A'râf Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Çevirdikleri zaman bakışlarını * karşılaştırmaya ateş ** ashâbına 194 (doğru); dediler: "Rabbimiz 4 ! Yapma *** bizleri zalim 257 kavimle/toplulukla birlikte."

Arapça: 1001|7|47|واذا صرفت ابصرهم تلقا اصحب النار قالوا ربنا لا تجعلنا مع القوم الظلمين

A'râf Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle 287 firavuna ve onun * melesine 364 ; öyle ki zulmettiler 257 ona ** ; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti 892 fesat 265 çıkaranların.

Arapça: 1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 148

Türkçe Meal: Ve edindi/tuttu Mûsâ'nın kavmi/toplumu onun * sonrasında süs donatılarından bir buzağı; bir ceset (olarak); onadır ** böğürme; asla görmezler mi ki o ** kelam etmez onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaz; edindiler/tuttular onu ** ; ve oldular zalimler 257 .

Arapça: 1102|7|148|واتخذ قوم موسي من بعده من حليهم عجلا جسدا له خوار الم يروا انه لا يكلمهم ولا يهديهم سبيلا اتخذوه وكانوا ظلمين

A'râf Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Ve kestik onları on iki kabileye/boya/oymağa ümmetler (olarak); ve vahyettik Mûsâ'ya su istediği zaman onun * kavmi/toplumu ki "Darbet/vur asanla taşa" (diye); ve fışkırdı ondan ** on iki göze; muhakkak bildi her insan kendi içeceği yeri; ve gölgelendirdik üzerlerine bulutu 264 ; ve indirdik üzerlerine menneyi 262 ve bıldırcını 263 ; "Yiyin sizleri rızıklandırdığımız iyilerden"; ve zulmetmiş 257 değillerdi bize; velakin/fakat onlar kendi nefislerine 201 zulmediyorlardı 257 .

Arapça: 1114|7|160|وقطعنهم اثنتي عشره اسباطا امما واوحينا الي موسي اذ استسقيه قومه ان اضرب بعصاك الحجر فانبجست منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم وظللنا عليهم الغمم وانزلنا عليهم المن والسلوي كلوا من طيبت ما رزقنكم وما ظلمونا ولكن كانوا انفسهم يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: Öyle ki değiştirdiler onlardan zulmetmiş 257 kimseler kavli/sözü * onlara denilenden başkasına; öyle ki gönderdik üzerlerine gökten bir cazalandırma; zulmeder 257 olduklarıyla.

Arapça: 1116|7|162|فبدل الذين ظلموا منهم قولا غير الذي قيل لهم فارسلنا عليهم رجزا من السما بما كانوا يظلمون

A'râf Suresi - Ayet 165

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman unuttular kendisiyle * zikredileni 78 ; kurtardık kötülükten meneden kimseleri; ve tuttuk zulmetmiş 257 kimseleri çetin/güçlü bir azapla; fâsıklık 38 eder olduklarıyla.

Arapça: 1119|7|165|فلما نسوا ما ذكروا به انجينا الذين ينهون عن السو واخذنا الذين ظلموا بعذاب بيس بما كانوا يفسقون

A'râf Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Ne kötüdür misali/benzeri kavmin/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; ve kendi nefislerine 201 oldular zulmederler 257 .

Arapça: 1131|7|177|سا مثلا القوم الذين كذبوا بايتنا وانفسهم كانوا يظلمون

Enfâl Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve takvalı 21 olun bir fitneye 610 (ki) isabet etmez sizlerden zulmetmiş 257 kimselere bir has * (olarak); ve bilin ki Allah Şedîd'tir 536 akabinde.

Arapça: 1185|8|25|واتقوا فتنه لا تصيبن الذين ظلموا منكم خاصه واعلموا ان الله شديد العقاب

Enfâl Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: İşte böyledir; kademe/kıdem * aldığı nedeniyledir ellerinizin ** ; ve ki Allah olmaz kullar için bir zalimlikle 257 (birlikte).

Arapça: 1211|8|51|ذلك بما قدمت ايديكم وان الله ليس بظلم للعبيد

Enfâl Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Gidişatı gibidir firavun 711 ailesinin ve onlardan önceki kimselerin (ki) yalanladılar Rablerinin 4 ayetlerini; öyle ki helak ettik onları günahlarıyla; ve boğduk firavun 711 ailesini; ve hepsi olmuştu zalimler 257 .

Arapça: 1214|8|54|كداب ال فرعون والذين من قبلهم كذبوا بايت ربهم فاهلكنهم بذنوبهم واغرقنا ال فرعون وكل كانوا ظلمين

Enfâl Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ve hazırlayın onlara itaat ettirdiğiniz bir kuvvetten * ; ve bir bağlanandan/birleşenden ** ; hayli (-ler) *** ; korkutursunuz onunla Allah'ın düşmanını ve düşmanlarınızı ve onların astından diğerlerini; bilmezsiniz (sizler) onları; (oysa) Allah bilir onları; ve ne infak 6 edersiniz bir şeyden Allah yolunda 336 tamamlanır **** sizlere; ve sizler zulmedilmezsiniz 257 .

Arapça: 1220|8|60|واعدوا لهم ما استطعتم من قوه ومن رباط الخيل ترهبون به عدو الله وعدوكم واخرين من دونهم لا تعلمونهم الله يعلمهم وما تنفقوا من شي في سبيل الله يوف اليكم وانتم لا تظلمون

Tevbe Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Yaptınız * mı su vermeyi hacılara 756 ve imar etmeyi haram mescidi 158 kimse gibi (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve cihat 356 etti Allah yolunda 336 ; olmaz aynı seviyede Allah'ın indinde/katında; ve Allah doğruya kılavuzlamaz ** zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 1254|9|19|اجعلتم سقايه الحاج وعماره المسجد الحرام كمن امن بالله واليوم الاخر وجهد في سبيل الله لا يستون عند الله والله لا يهدي القوم الظلمين

Tevbe Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Edinmeyin babalarını/atalarınızı ve kardeşlerinizi evliya 212 ; eğer sevdilerse küfrü 422 imana 47 karşı; ve kim veli 28 edindi onları sizlerden; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 1258|9|23|يايها الذين امنوا لا تتخذوا اباكم واخونكم اوليا ان استحبوا الكفر علي الايمن ومن يتولهم منكم فاوليك هم الظلمون

Tevbe Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Şayet çıksalardı içinizde; ziyade eder değillerdi sizlere dışında bir kafa karışıklığı/şaşırtma; ve mutlak koyarlar * aranıza; bakınırlar sizlere fitneye 332 ; ve içinizdedir kulak verenler onlara; ve Allah bir Alîm’dir 8 zalimlere 257 .

Arapça: 1282|9|47|لو خرجوا فيكم ما زادوكم الا خبالا ولاوضعوا خللكم يبغونكم الفتنه وفيكم سمعون لهم والله عليم بالظلمين

Tevbe Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla 352 ; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder 257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve ant olsun helak ettik * kurûnları 785 sizden önce; ne zaman zulmettiler 257 ve geldi onlara resûlleri beyanlarla 226 ve olmuş değillerdi iman 47 etmeye; işte böyledir; cezalandırırız 63 mücrim 674 kavmi/toplumu.

Arapça: 1375|10|13|ولقد اهلكنا القرون من قبلكم لما ظلموا وجاتهم رسلهم بالبينت وما كانوا ليومنوا كذلك نجزي القوم المجرمين

Yunus Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Öyle ki kimdir daha zalim 257 kimseden (ki) iftira attı 402 Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı 195 ayetlerini O’nun * ; doğrusu O ** ; felaha 326 kavuşturmaz mücrimleri 674 .

Arapça: 1379|10|17|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح المجرمون

Yunus Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Evet! Yalanladılar ilmini * asla kuşatamadıklarını; ve ancak ki gelir onlara tevili 401 onun ** ; işte böyledir; yalanladılar onlardan önceki kimseler; öyle ki bak; nasıl oldu zalimlerin 257 akıbeti 892 .

Arapça: 1401|10|39|بل كذبوا بما لم يحيطوا بعلمه ولما ياتهم تاويله كذلك كذب الذين من قبلهم فانظر كيف كان عقبه الظلمين

Yunus Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Doğrusu Allah zulmetmez 257 insanlara bir şey; velakin/fakat insanlar kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1406|10|44|ان الله لا يظلم الناس شيا ولكن الناس انفسهم يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ve her bir ümmet 305 içindir bir resûl 418 ; öyle ki geldiği zaman resûlleri 4418 onların tamamlandı araları onların eşitlikle 230 ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 1409|10|47|ولكل امه رسول فاذا جا رسولهم قضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Sonra denildi zulmetmiş 257 kimselere: "Tadın azabı ölümsüz 185 (olarak); cezalanır mısınız kazanır olduğunuz dışında?"

Arapça: 1414|10|52|ثم قيل للذين ظلموا ذوقوا عذاب الخلد هل تجزون الا بما كنتم تكسبون

Yunus Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Velev/oysa ki zulmetmiş 257 her bir nefis 201 (ki) yerdekini * mutlak ki onu *** fidyeleştirirdi 789 **; ve sırlaştırırlardı nedametlerini/pişmanlıklarını ne zaman ki gördüler azabı; ve tamamlandı araları eşitlikle 230 ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 1416|10|54|ولو ان لكل نفس ظلمت ما في الارض لافتدت به واسروا الندامه لما راوا العذاب وقضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Öyle ki dediler * : "Allah'a karşı tevekkül 79 ettik; Rabbimiz 4 ! Yapma bizleri bir fitne 332 ** zalimler 257 kavmine/toplumuna.

Arapça: 1447|10|85|فقالوا علي الله توكلنا ربنا لا تجعلنا فتنه للقوم الظلمين

Hûd Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve kimdir daha zalim 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalanı 244 ; işte bunlar; arz ederler * Rabblerine 4 karşı; ve der şahitler/tanıklar 885 : "İşte bunlar kimselerdir (ki) yalan söylediler Rabblerine 4 karşı"; değil mi (ki) Allah'ın laneti 280 zalimlere 257 karşıdır.

Arapça: 1489|11|18|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا اوليك يعرضون علي ربهم ويقول الاشهد هولا الذين كذبوا علي ربهم الا لعنه الله علي الظلمين

Hûd Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: "Ve demiyorum sizlere indimdedir/katımdadır Allah'ın hazineleri; ve bilmiyorum gaybı 62 ; ve demiyorum 'doğrusu ben bir meleğim'; ve demiyorum kimseler * için (ki) azarlar/hor görür gözleriniz 'asla vermez onlara Allah bir hayır'; Allah daha iyi bilir nefislerindekini 201 onların; doğrusu ben o zaman mutlak zalimlerdenim 257 ."

Arapça: 1502|11|31|ولا اقول لكم عندي خزاين الله ولا اعلم الغيب ولا اقول اني ملك ولا اقول للذين تزدري اعينكم لن يوتيهم الله خيرا الله اعلم بما في انفسهم اني اذا لمن الظلمين

Hûd Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ve sanayi olarak üret gemiyi gözlerimizin önünde ve vahyimiz 603 (-le); ve hitap etme bana kimseler hakkında (ki) zulmettiler 257 ; doğrusu onlar boğulanlardır.

Arapça: 1508|11|37|واصنع الفلك باعيننا ووحينا ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Hûd Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Ve denildi: "Ey yer! Yut suyunu; ve ey gök! Söküp uzaklaştır * "; ve azaldı/çekildi su; ve tamamlandı emir; ve seviyelendi ** üzerine cûdi 918 ; ve denildi: "Uzaklık/kaybolma/yok olma zalimler 257 kavminedir/toplumunadır."

Arapça: 1515|11|44|وقيل يارض ابلعي ماك ويسما اقلعي وغيض الما وقضي الامر واستوت علي الجودي وقيل بعدا للقوم الظلمين

Hûd Suresi - Ayet 67

Türkçe Meal: Ve tuttu zulmetmiş 257 kimseleri sayha 839 ; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim 899 (olarak).

Arapça: 1538|11|67|واخذ الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Hûd Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi emrimiz 200 kurtardık Şuayb'ı ve onunla * birlikte iman 47 etmiş kimseleri bir rahmetle 271 bizden; ve tuttu zulmetmiş 257 kimseleri sayha 839 ; öyle ki sabahladılar diyarlarında câsim 899 (olarak).

Arapça: 1565|11|94|ولما جا امرنا نجينا شعيبا والذين امنوا معه برحمه منا واخذت الذين ظلموا الصيحه فاصبحوا في ديرهم جثمين

Hûd Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: Ve zulmetmiş 257 değiliz onlara; velakin/fakat zulmettiler 257 nefislerine 201 ; öyle ki ganiyleştirir * değildi onları Allah’ın astından kulluk 46 ettikleri ilâhları 74 hiç bir şey; ne zaman ki geldi (senin) Rabbinin 4 emri 200 ; ve ziyade etmiş değillerdi ** onlara *** bir yıkım dışında.

Arapça: 1572|11|101|وما ظلمنهم ولكن ظلموا انفسهم فما اغنت عنهم الهتهم التي يدعون من دون الله من شي لما جا امر ربك وما زادوهم غير تتبيب

Hûd Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; tutuşudur (senin) Rabbinin 4 tuttuğu zaman kentleri; (ki) ve o * bir zalimdir 257 ; doğrusu O’nun ** tutuşu şiddetli bir elimdir/acıklıdır.

Arapça: 1573|11|102|وكذلك اخذ ربك اذا اخذ القري وهي ظلمه ان اخذه اليم شديد

Hûd Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Ve dayanmayın * zulmetmiş 257 kimselere doğru; öyle ki temas ettirirsin ** kendinize ateşi 834 ; ve yoktur sizlere Allah’ın astından hiçbir evliya 212 ; sonra yardım edilmezsiniz *** .

Arapça: 1584|11|113|ولا تركنوا الي الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله من اوليا ثم لا تنصرون

Hûd Suresi - Ayet 116

Türkçe Meal: Öyle ki keşke olsaydı sizlerden önceki kuşaklardan bir bakiye * sahipleri (ki) menederler fesattan 265 yerde ** ; dışındadır az bir kimseden *** (ki) kurtardık onlardan; ve tabi oldu zulmetmiş 257 kimseler içinde verildikleri lükse/bolluğa **** ; ve oldular mücrimler 674 .

Arapça: 1587|11|116|فلولا كان من القرون من قبلكم اولوا بقيه ينهون عن الفساد في الارض الا قليلا ممن انجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما اترفوا فيه وكانوا مجرمين

Yusuf Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ve murad talep edendi * ona ** nefsinden 201 onun *** (ki) o **** evindeydi onun ***** ; ve kilitledi * kapıları; ve dedi * : "Haydi gelsene sen"; dedi **** : "Sığınanım Allah'a; doğrusu O ****** Rabbimdir 4 ; güzelleştirdi yerleşimimi; doğrusu O’dur ******* ; (ki) iflah olmaz zalimler 257 ."

Arapça: 1617|12|23|ورودته التي هو في بيتها عن نفسه وغلقت الابوب وقالت هيت لك قال معاذ الله انه ربي احسن مثواي انه لا يفلح الظلمون

Yusuf Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Dediler * : "Cezası 63 onun ** kimseyedir (ki) bulundu (o *** ) onun **** eyer heybesinde; öyle ki onadır ***** cezası 63 onun ** ; işte böyledir; cezalandırırız 63 zalimleri 257 ******."

Arapça: 1669|12|75|قالوا جزوه من وجد في رحله فهو جزوه كذلك نجزي الظلمين

Yusuf Suresi - Ayet 79

Türkçe Meal: Dedi * : "Sığınmadır Allah'a ** (ki) tutarız dışında kimseyi (ki) bulduk metamızı 54 onun *** indinde/yanında; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimleriz 257 ."

Arapça: 1673|12|79|قال معاذ الله ان ناخذ الا من وجدنا متعنا عنده انا اذا لظلمون

Ra'd Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ve acele ettirirler sana kötülüğü iyilikten önce; ve muhakkak gelip geçti onlardan önce misallari 870 *; ve doğrusu (senin) Rabbin 4 mutlak sahibidir bir mağfiret 319 insanlara; onların zulümlerine 257 karşı; ve doğrusu (senin) Rabbin 4 mutlak şiddetlidir akıbetinde 892 .

Arapça: 1711|13|6|ويستعجلونك بالسييه قبل الحسنه وقد خلت من قبلهم المثلت وان ربك لذو مغفره للناس علي ظلمهم وان ربك لشديد العقاب

İbrahim Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve dedi kâfirlik 25 etmiş kimseler resûllerine 418 : "Mutlak çıkarırız 675 sizleri yerimizden * ya da mutlak dönersiniz milletimize 301 "; öyle ki vahyetti 603 onlara * Rableri 4 ; "Mutlak helak ederiz zalimleri 257 .".

Arapça: 1761|14|13|وقال الذين كفروا لرسلهم لنخرجنكم من ارضنا او لتعودن في ملتنا فاوحي اليهم ربهم لنهلكن الظلمين

İbrahim Suresi - Ayet 22

Türkçe Meal: Ve dedi şeytân 29 ne zaman ki bitirildi/tamamlandı emir: "Doğrusu Allah vaat etti sizlere hak/gerçek vaadi; ve (ben de) vaat ettim sizlere; öyle ki ihtilafa düştüm * sizlere; ve olmuş değildir bana üzerinize hiç bir sultân 660 ; dışındadır ki davet ederim sizleri; öyle ki cevap verirsiniz bana; öyle ki beni kınamayın/paylamayın; ve kınayın/paylayın kendi nefislerinizi 201 ; değilim ben yardım çağıran sizlere; ve değilsiniz sizler yardım çağıranlar bana; doğrusu ben kâfirlik 25 etmiştim şirk 71 koşmanıza beni ** önceden; doğrusu zalimler 257 (ki) onlaradır bir elim *** azap.

Arapça: 1770|14|22|وقال الشيطن لما قضي الامر ان الله وعدكم وعد الحق ووعدتكم فاخلفتكم وما كان لي عليكم من سلطن الا ان دعوتكم فاستجبتم لي فلا تلوموني ولوموا انفسكم ما انا بمصرخكم وما انتم بمصرخي اني كفرت بما اشركتمون من قبل ان الظلمين لهم عذاب اليم

İbrahim Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Sabitler * Allah iman 47 etmiş kimseleri sabit ** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette 128 bırakır Allah zalimleri 257 ; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Arapça: 1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

İbrahim Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Ve verdi * sizlere sual ** ettiğinizin her birinden; ve eğer adetleseniz *** Allah'ın nimetini 757 sayamazsınız onu **** ; doğrusu insan mutlak zalimdir 257 ; bir küfredendir 422 .

Arapça: 1782|14|34|واتيكم من كل ما سالتموه وان تعدوا نعمت الله لا تحصوها ان الانسن لظلوم كفار

İbrahim Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve sakın düşünme (ki) Allah bir gâfildir 310 yaptıklarından zalimlerin 257 ; ancak ki öteler onları * bir güne (ki) donup kalır onda ** bakışlar.

Arapça: 1790|14|42|ولا تحسبن الله غفلا عما يعمل الظلمون انما يوخرهم ليوم تشخص فيه الابصر

İbrahim Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve mesken edindiniz * kendi nefislerine 201 zulmetmiş 257 kimselerin meskenlerinde; ve beyan 226 oldu sizlere * (ki) nasıl faaliyet ettik onlara ** ; ve darp ettik/ortaya koyduk sizlere * misaller 870 .

Arapça: 1793|14|45|وسكنتم في مسكن الذين ظلموا انفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الامثال

Hicr Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: Ve eğer * (ki) olduysa eyke 1008 ashâbı mutlak zalimler 257 .

Arapça: 1878|15|78|وان كان اصحب الايكه لظلمين

Nahl Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Kimseleri (ki) vefat 621 ettirir onları melekler 522 ; zalimlerdir 257 (o kimseler) kendi nefislerine 201 ; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam * (-da); (derler) "Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük ** "; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar *** olduğunuzu.

Arapça: 1927|16|28|الذين تتوفيهم المليكه ظالمي انفسهم فالقوا السلم ما كنا نعمل من سو بلي ان الله عليم بما كنتم تعملون

Nahl Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Bakarlar * mı dışında ki gelir onlara melekler 48 ya da gelir emri ** (senin) Rabbinin 4 ?; işte böyledir; faaliyet etti *** onlardan önceki kimseler (de); ve zulmetmiş 257 değildi onlara Allah; velakin/fakat oldular kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1932|16|33|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي امر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Nahl Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) hicret 355 ettiler Allah’ta * zulmedildikleri 257 sonrasında; mutlak yerleştiririz onları dünyada bir güzellik (-le); ve mutlak ki ecri 820 ahiretin daha büyüktür; şayet onlar bilselerdi.

Arapça: 1940|16|41|والذين هاجروا في الله من بعد ما ظلموا لنبوينهم في الدنيا حسنه ولاجر الاخره اكبر لو كانوا يعلمون

Nahl Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Ve şayet tutsaydı Allah insanları zulümleriyle 257 ; terk eder * değildi üzerinde onun ** hiçbir dâbbe 599 ; velakin/fakat öteler *** onları belirlenmiş bir ecele kadar; öyle ki geldiği zaman ecelleri onların ötelenmezler bir saat **** ; ve kademe ***** alamazlar.

Arapça: 1960|16|61|ولو يواخذ الله الناس بظلمهم ما ترك عليها من دابه ولكن يوخرهم الي اجل مسمي فاذا جا اجلهم لا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Nahl Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Ve gördüğü zaman zulmetmiş 257 kimseler azabı; öyle ki hafifletilmez * onlardan; ve onlar göz açtırılmazlar ** .

Arapça: 1984|16|85|واذا را الذين ظلموا العذاب فلا يخفف عنهم ولا هم ينظرون

Kehf Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Şunlar kavmimizdir/toplumumuzdur; edindiler O'nun (Allah'ın) astında ilâhlar 74 ; apaçık bir delille/yetkiyle onlara gelmeleri gerekmez mi? Öyle ki kim daha zalimdir 257 Allah'a karşı bir yalan iftira 402 atan kimseden.

Arapça: 2153|18|15|هولا قومنا اتخذوا من دونه الهه لولا ياتون عليهم بسلطن بين فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا

Kehf Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ve de ki: "Hak/gerçek Rabbinizdendir 4 ; öyle ki kim diledi; öyle ki iman 47 etsin; ve kim diledi; öyle ki kâfirlik 25 etsin; doğrusu biz hazırladık zalimlere 257 bir ateş 834 ; sarmıştır onları onun * duman katmanı ** ; ve eğer yardım isterlerse yardım edilirler ağır metal akışkanı *** gibi bir suyla (ki) kavurur/kızartır yüzleri; ne sefil bir içecek oldu; ve ne kötü bir refakat/dayanma/dinlenme yeri oldu.

Arapça: 2167|18|29|وقل الحق من ربكم فمن شا فليومن ومن شا فليكفر انا اعتدنا للظلمين نارا احاط بهم سرادقها وان يستغيثوا يغاثوا بما كالمهل يشوي الوجوه بيس الشراب وسات مرتفقا

Kehf Suresi - Ayet 50

Türkçe Meal: Ve dediğimiz zaman meleklere 48 ; secde 70 edin Âdem'e 50 ; öyle ki secde 70 ettiler iblîs 190 dışında; oldu (iblîs) cinden 210 ; öyle ki fâsık oldu/saptı Rabbinin 4 emrinden; öyle ki onu (iblisi) ve onun (iblisin) zürriyetini 380 evliya 212 mı edinirsiniz astımdan?; ve onlar sizlere düşmandır; ne perişan/sefil bir bedel/karşılık oldu zalimlere 257 .

Arapça: 2188|18|50|واذ قلنا للمليكه اسجدوا لادم فسجدوا الا ابليس كان من الجن ففسق عن امر ربه افتتخذونه وذريته اوليا من دوني وهم لكم عدو بيس للظلمين بدلا

Enbiyâ Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ve koyarız mizanları 658 eşitlikle 230 kıyamet günü 148 için; öyle ki zulmedilmez 257 bir nefse bir şey; ve eğer olduysa ağırlığınca bir hardaldan bir tane geliriz onunla; ve kafi geldi bize hesaplayanlar (olarak).

Arapça: 2528|21|47|ونضع الموزين القسط ليوم القيمه فلا تظلم نفس شيا وان كان مثقال حبه من خردل اتينا بها وكفي بنا حسبين

Mü'minûn Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Öyle ki vahy 603 ettik ona * ki sanayi olarak yap gemiyi gözlerimizle ** ve vahyimizle; öyle ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran etti tandır 570 ; öyle ki sok ona her bir çiftten iki; ve ahalini 568 ; dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun söz onlardan; ve hitap etme bana kimselerde (ki) zulmettiler 257 ; doğrusu onlar boğulanlardır.

Arapça: 2698|23|27|فاوحينا اليه ان اصنع الفلك باعيننا ووحينا فاذا جا امرنا وفار التنور فاسلك فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول منهم ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Mü'minûn Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Öyle ki tuttu onları sayha 839 hakla/gerçekle; öyle ki yaptık onları bir gusâ 840 ; öyle ki bir uzaklıktır * zalimler 257 kavmine/toplumuna.

Arapça: 2712|23|41|فاخذتهم الصيحه بالحق فجعلنهم غثا فبعدا للقوم الظلمين

Ankebût Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Ve ant olsun gönderdik Nûh'u kavmine; öyle ki kaldı onların içinde bir bin sene; dışındadır bir elli yıl; öyle ki tuttu onları tufan; ve onlardır zalimler 257 .

Arapça: 3352|29|14|ولقد ارسلنا نوحا الي قومه فلبث فيهم الف سنه الا خمسين عاما فاخذهم الطوفان وهم ظلمون

Lokman Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve dediği zaman Lokmân oğluna; ve o vaaz 653 ediyordu ona; "Ey oğlum! Asla şirk 71 koşma Allah'a; doğrusu şirk 71 mutlak büyük bir zulümdür 257 .

Arapça: 3480|31|13|واذ قال لقمن لابنه وهو يعظه يبني لا تشرك بالله ان الشرك لظلم عظيم

Ahzâb Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Doğrusu biz arz ettik * emaneti 617 göklere 162 ve yere ve dağlara; öyle ki reddettiler ki yüklenirler onu ** ; ve endişelendiler/korktular ondan ** ; ve yüklendi onu ** insan; doğrusu o oldu bir zalim 257 ; bir cahil 489 .

Arapça: 3603|33|72|انا عرضنا الامانه علي السموت والارض والجبال فابين ان يحملنها واشفقن منها وحملها الانسن انه كان ظلوما جهولا

Sâffât Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Ve bereket verdik üzerine onun * ve üzerine İshâk'ın; ve ikisinin zürriyetindendir bir muhsin 294 ve kendi nefislerine 201 apaçık bir zalim 257 .

Arapça: 3899|37|113|وبركنا عليه وعلي اسحق ومن ذريتهما محسن وظالم لنفسه مبين

Necm Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ve Nûh kavmini önceden * ; doğrusu onlar ** olmuşlardı; onlardılar daha zalim 257 ve daha tâğût 442 .

Arapça: 4834|53|52|وقوم نوح من قبل انهم كانوا هم اظلم واطغي

Mümtehine Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ancak (ki) meneder sizleri Allah kimselerden (ki) katlettiler 35 sizleri dinde 122 ; çıkardılar sizleri diyarlarınızdan; ve arka çıktılar/destek oldular ihracınıza/çıkarılmanıza karşı; ki veli 28 edinirsiniz onları ve kim veli 28 edinir onları öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler 257 .

Arapça: 5157|60|9|انما ينهيكم الله عن الذين قتلوكم في الدين واخرجوكم من ديركم وظهروا علي اخراجكم ان تولوهم ومن يتولهم فاوليك هم الظلمون

Talâk Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey nebi 132 ! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri 652 için * , ve hesaplayın iddeti 652 ; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize 4 ; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle 490 ; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti 257 kendi nefsine 201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir ** .

Arapça: 5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا

Tahrim Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ve darp * etti Allah bir misali/benzeri iman 47 etmiş kimselere; firavunun 711 karısını (ki) dediği ** zaman: "Rabbim 4 ! Bina et bana indinde/katında, bir ev cennette; ve kurtar beni firavundan 711 ; ve yaptığından onun; ve kurtar beni zalimler 257 kavminden/toplumundan."

Arapça: 5238|66|11|وضرب الله مثلا للذين امنوا امرات فرعون اذ قالت رب ابن لي عندك بيتا في الجنه ونجني من فرعون وعمله ونجني من القوم الظلمين

Nuh Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: "Ve muhakkak ki dalalete 128 düşürdüler çoğunu; ve artırmazsın sen * zalimlere 257 dalalet 128 dışında."

Arapça: 5441|71|24|وقد اضلوا كثيرا ولا تزد الظلمين الا ضللا

Nuh Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: "Rabbim! 4 Mağfiret 319 et bana; ve ana babama; ve kimseye (ki) girdi evime bir mümin 27 (olarak); ve mümin 27 erkeklere; ve mümin 27 kadınlara; ve artırma zalimlere 257 bir yıkım dışında."

Arapça: 5445|71|28|رب اغفر لي ولولدي ولمن دخل بيتي مومنا وللمومنين والمومنت ولا تزد الظلمين الا تبارا