Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 662: Sâat

Bu kavram 5 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

662An, bir zaman periyodu.

7. A'râf Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

988|7|34|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

988|7|34|ولكل امه اجل فاذا جا اجلهم لا يستاخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

34. Ve li kulli ummetin ecel(ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

Ve her bir ümmet305 içindir bir ecel*; öyle ki geldiği zaman ecelleri* onların erteleyemezler bir sâat662; ve ne de kıdemlenemezler/kademe alamazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

34 And to every nation (is) a term/time, so if their term/time came, they do not delay/lag behind an hour, and they do not advance .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velikulli ve herbir وَلِكُلِّ كلل
2 ummetin ümmet içindir أُمَّةٍ امم
3 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل
4 feiza öyle ki فَإِذَا -
5 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
6 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل
7 la لَا -
8 yeste'hirune ertelemez (onlara) يَسْتَأْخِرُونَ اخر
9 saaten bir saat سَاعَةً سوع
10 ve la ve ne de وَلَا -
11 yestekdimune kıdemlenemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Süre, süreleri.

9. Tevbe Suresi

Ayet 117

Arapça Metin (Harekeli)

1352|9|117|لَّقَد تَّابَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلنَّبِىِّ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ وَٱلْأَنصَارِ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ فِى سَاعَةِ ٱلْعُسْرَةِ مِنۢ بَعْدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٍ مِّنْهُمْ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ إِنَّهُۥ بِهِمْ رَءُوفٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1352|9|117|لقد تاب الله علي النبي والمهجرين والانصار الذين اتبعوه في ساعه العسره من بعد ما كاد يزيغ قلوب فريق منهم ثم تاب عليهم انه بهم روف رحيم

Latin Literal

117. Lekad tâballâhu alen nebiyyi vel muhâcirîne vel ensârillezînet tebeûhu fî sâatil usreti min ba’di mâ kâde yezîgu kulûbu ferîkın minhum summe tâbe aleyhim, innehu bihim raûfun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ant olsun tevbe33 etti Allah nebiye780 karşı; ve muhâcirlere716; ve ensâra776; kimselere (ki) tabi oldular ona* zor/çetin sâatte662; neredeyse eğilmesi sonrasında onlardan bir fırkanın** kalplerin; sonra tevbe33 etti*** üzerlerine; doğrusu O*** onlara bir Raûf’tur15; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

117 God had forgiven on the prophet and the emigrants and the victoriors those who followed him in (the) hour (of) the difficulty/hardship from after what (the) hearts/minds (of) a group/party from them, was about to/almost deviate , then He forgave on them, that He truly is merciful/compassionate, merciful with them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 tabe tevbe etti تَابَ توب
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ala karşı عَلَى -
5 n-nebiyyi nebiye النَّبِيِّ نبا
6 velmuhacirine ve muhacirlere وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
7 vel'ensari ve ensara وَالْأَنْصَارِ نصر
8 ellezine kimselere الَّذِينَ -
9 ttebeuhu tabi oldular ona اتَّبَعُوهُ تبع
10 fi فِي -
11 saati saatinde سَاعَةِ سوع
12 l-usrati zor/çetin الْعُسْرَةِ عسر
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 kade neredeyse كَادَ كود
17 yezigu eğildi يَزِيغُ زيغ
18 kulubu kalpleri قُلُوبُ قلب
19 ferikin bir fırkanın فَرِيقٍ فرق
20 minhum onlardan مِنْهُمْ -
21 summe sonra ثُمَّ -
22 tabe tevbe etti تَابَ توب
23 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
24 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
25 bihim onlara بِهِمْ -
26 ra'ufun bir Rauf’tur رَءُوفٌ راف
27 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'e.**Grubun.***Allah.

10. Yunus Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1407|10|45|وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَن لَّمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا سَاعَةً مِّنَ ٱلنَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1407|10|45|ويوم يحشرهم كان لم يلبثوا الا ساعه من النهار يتعارفون بينهم قد خسر الذين كذبوا بلقا الله وما كانوا مهتدين

Latin Literal

45. Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Ve gündür (ki) haşrederiz556 onları; gibidir ki asla kalmamışlar gündüzden bir sâat662 dışında871; arif olurlar/tanırlar aralarında; muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) yalanladılar kavuşmayı Allah'a; ve olmuş değillerdi muhtedler176.

Ahmed Samira Çevirisi

45 And a day He gathers them as though they did not remain/wait except an hour from the daytime, getting to know each other, those who lied/denied with meeting God had lost, and they were not guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yevme ve gündür (ki) وَيَوْمَ يوم
2 yehşuruhum haşrederiz onları يَحْشُرُهُمْ حشر
3 keen gibidir ki كَأَنْ -
4 lem asla لَمْ -
5 yelbesu kalmamışlar يَلْبَثُوا لبث
6 illa dışında إِلَّا -
7 saaten bir saat سَاعَةً سوع
8 mine مِنَ -
9 n-nehari gündüzden النَّهَارِ نهر
10 yeteaarafune arif olurlar/tanırlar يَتَعَارَفُونَ عرف
11 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
12 kad muhakkak قَدْ -
13 hasira hüsrana uğradı خَسِرَ خسر
14 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
15 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
16 bilika'i kavuşmayı بِلِقَاءِ لقي
17 llahi Allah'a اللَّهِ -
18 ve ma ve değillerdi وَمَا -
19 kanu olmuş كَانُوا كون
20 muhtedine muhtedler مُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

Haşretmek Kavram 556

556 Toplamak, bir araya getirmek.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

Asla kalmamışlar gibidir gündüzden bir sâat dışında. Kavram 871

871 Yüce Allah katında 1 gün bizim şu an saydığımız 1000 yıla denktir. Kur'an'da gündüz kavramı Güneş'in kendini göstermesiyle başlar ve Güneş kayboluncaya kadar devem eder. Bu satırları yazdığım 12.8.2025 tarihinde Arabistan'da Güneş doğumu 05:58; gün batımı 18:53'dir. Tam olarak gündüz 13 saattir. 1000 yılı 13'e böldüğümüzde ortalama 76 yıla ulaşırız ki bu da bir insanın ömrüyle uyumludur. Bu da bizlere Kur'an'ın evrenlerin yaratıldığı yer olan yüce arşın sahibi olduğunu gösterir.

10. Yunus Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

1411|10|49|قُل لَّآ أَمْلِكُ لِنَفْسِى ضَرًّا وَلَا نَفْعًا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ إِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ فَلَا يَسْتَـْٔخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

49. Kul lâ emliku li nefsî darran ve lâ nef’an illâ mâ şâallâh(şâallâhu), li kulli ummetin ecel(ecelun), izâ câe eceluhum fe lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Malik* olamam kendi nefsime201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler** bir sâat662 ve ne de öncelerler**.

Ahmed Samira Çevirisi

49 Say: "I do not own/possess to myself harm and nor benefit/usefulness except, what God willed/wanted, to every/each nation/generation (is) a term/time, if their term/time came, so they do not delay/lag behind an hour, and nor advance/precede ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 la لَا -
3 emliku malik olamam أَمْلِكُ ملك
4 linefsi kendi nefsime لِنَفْسِي نفس
5 derran bir zarar ضَرًّا ضرر
6 ve la ve ne den وَلَا -
7 nef'an bir menfaat نَفْعًا نفع
8 illa dışında إِلَّا -
9 ma مَا -
10 şa'e dilediği شَاءَ شيا
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 likulli her bir لِكُلِّ كلل
13 ummetin ümmetedir أُمَّةٍ امم
14 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل
15 iza zaman إِذَا -
16 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
17 eceluhum ecelleri أَجَلُهُمْ اجل
18 fela öyle ki فَلَا -
19 yeste'hirune ötelemezler يَسْتَأْخِرُونَ اخر
20 saaten bir saat سَاعَةً سوع
21 ve la ve ne de وَلَا -
22 yestekdimune öncelemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Sahip.**Bir an bile ecellerini değiştiremezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

15. Hicr Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1885|15|85|وَمَا خَلَقْنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَءَاتِيَةٌ فَٱصْفَحِ ٱلصَّفْحَ ٱلْجَمِيلَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1885|15|85|وما خلقنا السموت والارض وما بينهما الا بالحق وان الساعه لاتيه فاصفح الصفح الجميل

Latin Literal

85. Ve mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakk(hakkı), ve innes sâate le âtiyetun fasfehıs safhal cemîl(cemîle).

Türkçe Çeviri

Ve yaratmış değiliz gökleri162 ve yeri; ve ne de ikisi arasındakini hakla/gerçekle (olması) dışında; ve doğrusu sâat662 mutlak gelicidir; öyle ki genişle* bir güzel genişlik* (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

85 And We did not create the skies/space and the earth/Planet Earth and what (is) between them (B) except with the truth , and that truly the Hour/Resurrection is coming (E) so forgive/pardon the forgiveness/pardon, the beautiful/graceful .

Notlar

Not 1

*Geniş gönüllü ol, kucaklayıcı ol, affedici ol.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 662: Sâat

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Sâat

Kavram No: 662

Kısa Açıklama: 662 An, bir zaman periyodu.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 5

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

A'râf Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Ve her bir ümmet 305 içindir bir ecel * ; öyle ki geldiği zaman ecelleri * onların erteleyemezler bir sâat 662 ; ve ne de kıdemlenemezler/kademe alamazlar.

Arapça: 988|7|34|ولكل امه اجل فاذا جا اجلهم لا يستاخرون ساعه ولا يستقدمون

Tevbe Suresi - Ayet 117

Türkçe Meal: Ant olsun tevbe 33 etti Allah nebiye 780 karşı; ve muhâcirlere 716 ; ve ensâra 776 ; kimselere (ki) tabi oldular ona * zor/çetin sâatte 662 ; neredeyse eğilmesi sonrasında onlardan bir fırkanın ** kalplerin; sonra tevbe 33 etti *** üzerlerine; doğrusu O *** onlara bir Raûf’tur 15 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1352|9|117|لقد تاب الله علي النبي والمهجرين والانصار الذين اتبعوه في ساعه العسره من بعد ما كاد يزيغ قلوب فريق منهم ثم تاب عليهم انه بهم روف رحيم

Yunus Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve gündür (ki) haşrederiz 556 onları; gibidir ki asla kalmamışlar gündüzden bir sâat 662 dışında 871 ; arif olurlar/tanırlar aralarında; muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) yalanladılar kavuşmayı Allah'a; ve olmuş değillerdi muhtedler 176 .

Arapça: 1407|10|45|ويوم يحشرهم كان لم يلبثوا الا ساعه من النهار يتعارفون بينهم قد خسر الذين كذبوا بلقا الله وما كانوا مهتدين

Yunus Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: De ki: "Malik * olamam kendi nefsime 201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir 305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler ** bir sâat 662 ve ne de öncelerler ** .

Arapça: 1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Hicr Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Ve yaratmış değiliz gökleri 162 ve yeri; ve ne de ikisi arasındakini hakla/gerçekle (olması) dışında; ve doğrusu sâat 662 mutlak gelicidir; öyle ki genişle * bir güzel genişlik * (-le).

Arapça: 1885|15|85|وما خلقنا السموت والارض وما بينهما الا بالحق وان الساعه لاتيه فاصفح الصفح الجميل