Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 33: Tevbe

Bu kavram 53 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

33Dönmek, vazgeçmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

44|2|37|فَتَلَقَّىٰٓ ءَادَمُ مِن رَّبِّهِۦ كَلِمَٰتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

44|2|37|فتلقي ادم من ربه كلمت فتاب عليه انه هو التواب الرحيم

Latin Literal

37. Fe telekkâ âdemu min rabbihî kelimâtin fe tâbe aleyh(aleyhi), innehu huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kavuştu/karşılaştı Âdem50 Rabbinden4 kelimelere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) ona (Âdem’e); doğrusu O (Allah); O’dur Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

37 So Adam received from his Lord words/expressions, so (He) forgave on him, that He is, He is the forgiver , the most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fetelekka öyle ki kavuştu/karşılaştı فَتَلَقَّىٰ لقي
2 ademu Âdem ادَمُ -
3 min مِنْ -
4 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
5 kelimatin kelimelere كَلِمَاتٍ كلم
6 fetabe öyle ki tevbe etti (Allah) فَتَابَ توب
7 aleyhi ona عَلَيْهِ -
8 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
9 huve O’dur هُوَ -
10 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب
11 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

2. Bakara Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

61|2|54|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلْعِجْلَ فَتُوبُوٓا۟ إِلَىٰ بَارِئِكُمْ فَٱقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Latin Literal

54. Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi innekum zalemtum enfusekum bittihâzikumul icle fe tûbû ilâ bâriikum faktulû enfusekum zâlikum hayrun lekum inde bâriikum fe tâbe aleykum innehu huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz257 nefislerinize201; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı258; öyle ki tevbe33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin35 nefislerinizi201; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And when Moses said to his nation: "You my nation, that you caused injustice to yourselves, because (of) your taking the calf (to worship), so repent to your creator , so fight/kill yourselves, that is best for you at your creator ." So, He forgave on you, that He is the forgiver , the most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم
5 ya kavmi ey kavmim! يَا قَوْمِ قوم
6 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ -
7 zelemtum zulmettiniz ظَلَمْتُمْ ظلم
8 enfusekum nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
9 biattihazikumu tutmanızla/edinmenizle بِاتِّخَاذِكُمُ اخذ
10 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل
11 fetubu öyle ki tevbe edin فَتُوبُوا توب
12 ila doğru إِلَىٰ -
13 bariikum yaratıcınıza بَارِئِكُمْ برا
14 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
15 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
16 zalikum bu ذَٰلِكُمْ -
17 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
18 lekum sizlere لَكُمْ -
19 inde indinde/katında عِنْدَ عند
20 bariikum yaratıcınız بَارِئِكُمْ برا
21 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü/vazgeçti فَتَابَ توب
22 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
23 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
24 huve O هُوَ -
25 t-tevvabu Tevvâb’tır التَّوَّابُ توب
26 r-rahimu Rahîm’dir. الرَّحِيمُ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

2. Bakara Suresi

Ayet 128

Arapça Metin (Harekeli)

135|2|128|رَبَّنَا وَٱجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَآ أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَآ إِنَّكَ أَنتَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

135|2|128|ربنا واجعلنا مسلمين لك ومن ذريتنا امه مسلمه لك وارنا مناسكنا وتب علينا انك انت التواب الرحيم

Latin Literal

128. Rabbenâ vec’alnâ muslimeyni leke ve min zurriyyetinâ ummeten muslimeten leke ve erinâ menâsikenâ ve tub aleynâ, inneke entet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Rabbimiz4! Ve yap bizi iki teslim olan sana; ve zürriyetimizden bir ümmet305; teslim olan sana; ve göster bize nusuklarımızı169; ve tevbe33 et bizlere; doğrusu sen; sensin Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

128 Our Lord and make us two Moslems to you, and from our descendants, a nation submitting/surrendering/Moslems to you, and show us our rituals/methods of worship and forgive on us, that you are the forgiver, the most merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
2 vec'alna ve yap bizi وَاجْعَلْنَا جعل
3 muslimeyni iki teslim olan مُسْلِمَيْنِ سلم
4 leke sana لَكَ -
5 ve min ve وَمِنْ -
6 zurriyyetina zürriyetimizden ذُرِّيَّتِنَا ذرر
7 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
8 muslimeten teslim olan مُسْلِمَةً سلم
9 leke sana لَكَ -
10 ve erina ve göster bize وَأَرِنَا راي
11 menasikena nusuklarımızı مَنَاسِكَنَا نسك
12 ve tub ve tevbe et وَتُبْ توب
13 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
14 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
15 ente sensin أَنْتَ -
16 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب
17 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Nusuk Kavram 169

169 Dine, İslam'a, sadece Kur'an'a adanmış hayat tarzı. Sadece Kur'an'ın emir ve yasaklarına dayanarak yapılan tüm eylemler.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

2. Bakara Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

167|2|160|إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُوا۟ وَأَصْلَحُوا۟ وَبَيَّنُوا۟ فَأُو۟لَٰٓئِكَ أَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَأَنَا ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

167|2|160|الا الذين تابوا واصلحوا وبينوا فاوليك اتوب عليهم وانا التواب الرحيم

Latin Literal

160. İllellezîne tâbû ve aslahû ve beyyenû fe ulâike etûbu aleyhim, ve enet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler; tevbe33 ettiler; ve ıslah316 oldular; ve beyan/deklere ettiler*; öyle ki işte bunlardır; tevbe33 ederim onların üzerine; ve benim Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

160 Except those who repented and corrected/repaired and clarified/explained , so those I forgive on them, and I am the forgiver, the most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışındadır إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب
4 ve eslehu ve ıslah olduler وَأَصْلَحُوا صلح
5 ve beyyenu ve beyan/deklere ettiler وَبَيَّنُوا بين
6 feulaike öyle ki işte bunlardır فَأُولَٰئِكَ -
7 etubu tevbe ederim أَتُوبُ توب
8 aleyhim onların üzerine عَلَيْهِمْ -
9 ve ena ve benim وَأَنَا -
10 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب
11 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم

Notlar

Not 1

*2:159 ayetinde işaret edilen, Yüce Allah'ın indirdiği beyanatları yani kutsal kitapları (Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'ı) katıksız, halis şekilde deklere ettiler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 187

Arapça Metin (Harekeli)

194|2|187|أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ ٱلصِّيَامِ ٱلرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتَانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَٱلْـَٰٔنَ بَٰشِرُوهُنَّ وَٱبْتَغُوا۟ مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَكُمْ وَكُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ ٱلْخَيْطُ ٱلْأَبْيَضُ مِنَ ٱلْخَيْطِ ٱلْأَسْوَدِ مِنَ ٱلْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا۟ ٱلصِّيَامَ إِلَى ٱلَّيْلِ وَلَا تُبَٰشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَٰكِفُونَ فِى ٱلْمَسَٰجِدِ تِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَقْرَبُوهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Latin Literal

187. Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehun(lehunne) alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcid(mesâcidi), tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ kezâlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Helal kılındı sizlere siyam/oruç322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize201; öyle ki tevbe etti33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde*; sonra tamamlayın siyamı/orucu322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf325 içindeler (-ken) mescitlerde16* işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı21 olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

187 (It) became/is permitted/allowed to you (the) night of the fasting the obscenity/ indecency (intercourse), to your women (wives), they are (F) a cover/wives to you and you are a cover/husbands tothem (F), God knew that you were betraying/being unfaithful (to) yourselves, so He forgave on you, and He forgave/pardoned on you, so now touch their (F) outer skin , and desire (seek) what God has written/dictated for you, and eat and drink until the thread the white appears from the thread the black from the dawn , then complete the fasting to the night and do not touch their outer skin (while) you are devoting in the mosques/places of worshipping God. Those are God’s limits/orders , so do not approach/near it, like that God clarifies His verses/evidences to the people, maybe they fear and obey (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 leylete gecesi لَيْلَةَ ليل
4 s-siyami siyam/oruç الصِّيَامِ صوم
5 r-rafesu cinsellik içeren davranışlar الرَّفَثُ رفث
6 ila karşı إِلَىٰ -
7 nisaikum kadınlarınıza نِسَائِكُمْ نسو
8 hunne onlardır هُنَّ -
9 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 ve entum ve sizlersiniz وَأَنْتُمْ -
12 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس
13 lehunne onlara لَهُنَّ -
14 alime bildi عَلِمَ علم
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
17 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
18 tehtanune kandırır/aldatır/hainlik eder تَخْتَانُونَ خون
19 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس
20 fetabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب
21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
22 ve afa ve affetti وَعَفَا عفو
23 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
24 felane öyle ki şimdi فَالْانَ -
25 başiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara بَاشِرُوهُنَّ بشر
26 vebtegu ve arayın/bakının وَابْتَغُوا بغي
27 ma مَا -
28 ketebe yazdığını كَتَبَ كتب
29 llahu Allah'ın اللَّهُ -
30 lekum sizlere لَكُمْ -
31 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل
32 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب
33 hatta ta ki حَتَّىٰ -
34 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
35 lekumu sizlere لَكُمُ -
36 l-haytu iplik الْخَيْطُ خيط
37 l-ebyedu beyaz الْأَبْيَضُ بيض
38 mine مِنَ -
39 l-hayti iplikten الْخَيْطِ خيط
40 l-esvedi siyah الْأَسْوَدِ سود
41 mine مِنَ -
42 l-fecri fecrin/şafağın الْفَجْرِ فجر
43 summe sonra ثُمَّ -
44 etimmu tamamlayın أَتِمُّوا تمم
45 s-siyame siyamı/orucu الصِّيَامَ صوم
46 ila doğru إِلَى -
47 l-leyli geceye اللَّيْلِ ليل
48 ve la وَلَا -
49 tubaşiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara تُبَاشِرُوهُنَّ بشر
50 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
51 aakifune itikâf içindeler عَاكِفُونَ عكف
52 fi فِي -
53 l-mesacidi mescitlerde الْمَسَاجِدِ سجد
54 tilke işte şu تِلْكَ -
55 hududu hudutlarıdır حُدُودُ حدد
56 llahi Allah'ın اللَّهِ -
57 fela öyle ki فَلَا -
58 tekrabuha yaklaşmayın ona تَقْرَبُوهَا قرب
59 kezalike işte budur كَذَٰلِكَ -
60 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
61 llahu Allah اللَّهُ -
62 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
63 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
64 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
65 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Tan yeri ağarmaya başladığında.**Evin bir bölümünde yoğunlaşmış şekilde Kur'an çalışmak, Kur'an öğrenmek, Yüce Allah'ı çağırmak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

itikâf Kavram 325

325 Odaklanmak ve yoğunlaşmak için bir kenara çekilme.

2. Bakara Suresi

Ayet 222

Arapça Metin (Harekeli)

229|2|222|وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْمَحِيضِ قُلْ هُوَ أَذًى فَٱعْتَزِلُوا۟ ٱلنِّسَآءَ فِى ٱلْمَحِيضِ وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّىٰ يَطْهُرْنَ فَإِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ أَمَرَكُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلتَّوَّٰبِينَ وَيُحِبُّ ٱلْمُتَطَهِّرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

229|2|222|ويسلونك عن المحيض قل هو اذي فاعتزلوا النسا في المحيض ولا تقربوهن حتي يطهرن فاذا تطهرن فاتوهن من حيث امركم الله ان الله يحب التوبين ويحب المتطهرين

Latin Literal

222. Ve yes’elûneke anil mahîd(mahîdi), kul huve ezen, fa’tezilûn nisâe fîl mahîdi, ve lâ takrabûhunne hattâ yathurn(yathurne) fe izâ tetahherne fe’tûhunne min haysu emerekumullâh(emerekumullâhu) innallâhe yuhıbbut tevvâbîne ve yuhibbul mutetahhirîn(mutetahhirîne).

Türkçe Çeviri

Ve sual ederler/sorarlar sana menstrüasyon/âdet* hakkında; de ki: “O bir eziyettir**; öyle ki azledin/uzaklaştırın kadınları*** menstrüasyonda/âdette*; yaklaşmayın onlara*** ta ki temizlenirler****; öyle ki temizlendikleri zaman, öyle ki gelin onlara Allah'ın size emrettiği yerden*****”; doğrusu Allah sever tevbe33 edenleri ve sever temizlenenleri.

Ahmed Samira Çevirisi

222 And they ask/question you about the menstruation , say: "It is mild harm, so separate/withdraw the women in the menstruation , and do not approach them (F) until they be cleaned/purified , so if they became cleaned/purified , so come to them (F), from where/when God ordered you , that God loves/likes the repentant, and He loves/likes the pure/clean .

Notlar

Not 1

*Kadınların ortalama 28 günde bir periyodik olarak yaşadığı, 2-7 gün süren, miktarı 30-80 ml olan vajinal kanaması. **Adet dönemi kadınlar oldukça fazla kasık ağrısı yaşarlar. Ağrılara ek olarak bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi-sersemlik, uyum bozukluğu, fenalaşma ve yorgunluk görülebilir. Tam da Yüce Allah’ın ayette bildirdiği gibi; âdet dönemi kadınlar için bir eziyet, bir sıkıntıdır.***Âdet döneminde cinsel ilişki kadında 'endometriosiz' olarak bilinen bir hastalığın oluşma riskini artırır. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından da riski artırır. Bilimsel veriler âdet döneminde cinsel ilişkiyi asla önermez. ****Âdet döneminin bitmesi. *****Yüce Allah'ın emrettiği cinsel ilişki yeri kadın vajinasıdır. Kadınlar için bir eziyet olan adet döneminde cinsel ilişki neden yasaklandı? Endometriosiz, cinsel yolla geçen hastalıklar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 279

Arapça Metin (Harekeli)

286|2|279|فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا۟ فَأْذَنُوا۟ بِحَرْبٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَإِن تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَٰلِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

286|2|279|فان لم تفعلوا فاذنوا بحرب من الله ورسوله وان تبتم فلكم روس امولكم لا تظلمون ولا تظلمون

Latin Literal

279. Fe in lem tef’alû fe’zenû bi harbin minallâhi ve resûlih(resûlihî), ve in tubtum fe lekum ruûsu emvâlikum, lâ tazlimûne ve lâ tuzlemûn(tuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer asla faaliyete geçmezseniz; öyle ki farkına varın bir harbin Allah’tan ve resûlünden418*; ve eğer tevbe33 ederseniz; öyle ki sizleredir malınızın başlangıcı; haksızlık etmezsiniz; haksızlık edilmezsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

279 So if you do not make/do, so be announced to/informed with (of) a battle/war from God and His messenger, and if you repented , so for you (are) your properties/wealths/beginnings/(capital) (keep only your capital), you do not cause injustice/oppression (to others) and nor be caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
2 lem asla لَمْ -
3 tef'alu faaliyete geçmezseniz تَفْعَلُوا فعل
4 fe'zenu öyle ki farkına varın فَأْذَنُوا اذن
5 biharbin bir harbin بِحَرْبٍ حرب
6 mine مِنَ -
7 llahi Allah’tan اللَّهِ -
8 ve rasulihi ve resulünden وَرَسُولِهِ رسل
9 ve in ve eğer وَإِنْ -
10 tubtum tevbe ederseniz تُبْتُمْ توب
11 felekum öyle ki sizleredir فَلَكُمْ -
12 ru'usu başlangıç رُءُوسُ راس
13 emvalikum malınız أَمْوَالِكُمْ مول
14 la لَا -
15 tezlimune haksızlık etmezsiniz تَظْلِمُونَ ظلم
16 ve la وَلَا -
17 tuzlemune haksızlık edilmezsiniz تُظْلَمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kamu gücü ribaya savaş açar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

382|3|89|إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُوا۟ مِنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

382|3|89|الا الذين تابوا من بعد ذلك واصلحوا فان الله غفور رحيم

Latin Literal

89. İllellezîne tâbû min ba’di zâlike ve aslehû fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) tevbe33 ettiler bunun sonrasında; ve ıslah316 oldular; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

89 Except those who repented, from after that, and corrected/repaired , so then God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışında إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب
4 min مِنْ -
5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
6 zalike bunun ذَٰلِكَ -
7 ve eslehu ve ıslah oldular وَأَصْلَحُوا صلح
8 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
9 llahe Allah اللَّهَ -
10 gafurun Gâfur’dur غَفُورٌ غفر
11 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

383|3|90|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ ثُمَّ ٱزْدَادُوا۟ كُفْرًا لَّن تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلضَّآلُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Latin Literal

90. İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü422; asla kabul edilmez tevbeleri33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet128 içinde olanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

90 That those who disbelieved after their faith/belief, then they increased disbelief, their repentance will never/not (be) accepted, and those are the misguided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
4 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
5 imanihim imanların إِيمَانِهِمْ امن
6 summe sonra ثُمَّ -
7 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد
8 kufran küfrü كُفْرًا كفر
9 len asla لَنْ -
10 tukbele kabul edilmez تُقْبَلَ قبل
11 tevbetuhum tevbeleri onların تَوْبَتُهُمْ توب
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlar هُمُ -
14 d-dallune dalalet içinde olanlardır الضَّالُّونَ ضلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 128

Arapça Metin (Harekeli)

421|3|128|لَيْسَ لَكَ مِنَ ٱلْأَمْرِ شَىْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذِّبَهُمْ فَإِنَّهُمْ ظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

421|3|128|ليس لك من الامر شي او يتوب عليهم او يعذبهم فانهم ظلمون

Latin Literal

128. Leyse leke minel emri şey’un ev yetûbe aleyhim ev yuazzibehum fe innehum zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Olmaz sana emirden bir şey459; ya tevbe33 eder (Allah) onlara ya da azap426 eder onlara; öyle ki doğrusu onlar zalimlerdir257.

Ahmed Samira Çevirisi

128 (It) is not to you from the matter/affair a thing, or He forgives on them or He tortures them, so then they are unjust/oppressors.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse olmaz لَيْسَ ليس
2 leke sana لَكَ -
3 mine مِنَ -
4 l-emri emirden الْأَمْرِ امر
5 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
6 ev ya أَوْ -
7 yetube tevbe eder (Allah) يَتُوبَ توب
8 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
9 ev ya da أَوْ -
10 yuazzibehum azap eder onlara يُعَذِّبَهُمْ عذب
11 feinnehum öyle ki doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ -
12 zalimune zalimlerdir ظَالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Yüce Allah'ın azap etmesi. Kavram 426

426 Yüce Allah azabı hak etmiş nefsi azaptan kurtarmayarak azap eder. Nefis kendine zulmetmiş ve kendine azap etmiştir. Yüce Allah durup dururken bir nefse azap edici asla değildir.

Resûllerin bağışlama veya azap etme emrine müdahale edememesi. Kavram 459

459 Resûllerin emre/işlere müdahale yetkisi asla yoktur. Şefaat yetkisi yoktur. Araya girerek bağışlatma veya affettirme gibi bir yetkileri asla olamaz. Azaptan kurtarma gibi bir yetkileri yada talepleri asla olamaz. 3:128 ayetinde Yüce Allah tevbe etmenin de azap etmeninde sadece kendi uhdesinde olduğunu açık ve net olarak bizlere bildirmektedir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

509|4|16|وَٱلَّذَانِ يَأْتِيَٰنِهَا مِنكُمْ فَـَٔاذُوهُمَا فَإِن تَابَا وَأَصْلَحَا فَأَعْرِضُوا۟ عَنْهُمَآ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ تَوَّابًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

509|4|16|والذان ياتينها منكم فاذوهما فان تابا واصلحا فاعرضوا عنهما ان الله كان توابا رحيما

Latin Literal

16. Vellezâni ye’tiyânihâ minkum fe âzûhumâ, fe in tâbâ ve aslehâ fe a’rıdû anhumâ. İnnallâhe kâne tevvâben rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve iki erkek kimse (ki) işledi ikisi onu (eş cinsel fahişeliğini) sizlerden; öyleyse eziyet edin* ikisine488; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse ikisi; ve düzelttilerse** ikisi; öyle ki dönün ikisinden; doğrusu Allah oldu bir Tevvâb191; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

16 And those who (B/M), they both come/do/commit it from you, so harm them (B), so if they (B) repented, and they (B) corrected, so turn away from them, that God was/is forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezani ve iki erkek kimse وَاللَّذَانِ -
2 ye'tiyaniha işledi ikisi onu (eş cinsel fahişeliği) يَأْتِيَانِهَا اتي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 fe azuhuma öyleyse eziyet edin ikisine فَاذُوهُمَا اذي
5 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
6 taba tevbe ettilerse ikisi تَابَا توب
7 ve esleha ve düzelttilerse ikisi وَأَصْلَحَا صلح
8 feea'ridu öyle ki dönün فَأَعْرِضُوا عرض
9 anhuma ikisinden عَنْهُمَا -
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 llahe Allah اللَّهَ -
12 kane oldu كَانَ كون
13 tevvaben Tevvab تَوَّابًا توب
14 rahimen Rahim رَحِيمًا رحم

Notlar

Not 1

*Hayatlarını zorlaştıracak, sıkıntıya sokacak önlemler alın. **Psikoloji ve tıbbi tedaviyle düzelme.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Eş cinsel fahişeliğini işleyen kadınlar ve erkekler. Kavram 488

488 Kadınlar için; Ev hapsi. Psikolojik ve tıbbi tedaviyi (Yüce Allah'ın yolu) kabul etmezlerse ölünceye kadar ev hapsi devam eder.Yüce Allah'ın yolu olan bilimsel tedaviyi kabul ederlerse ev hapsi sonlanır.Erkekler için;Hayatlarını zorlaştırıcı eziyet faaliyetleriyle bilimsel tedaviye zorlamak. Tedaviyi kabul ederlerse faaliyetlere son vermek.Kadın ve erkeklerin eş cinsel fahişeliklerine karşı verilen önlemler neden farklı?Eş cinsellik erkeklerde kadınlarda olduğundan çok daha sıktır. Bunun nedeni anne karnında bulunan erkek bebeğin annenin hormonlarından daha fazla oranda olumsuz etkilenmesindendir. Kız bebeklerde bu durum bir soruna neden olmaz. Kadınların eş cinsel fahişeliği erkeklerin eş cinsel faaliyetlerine göre daha fazla sınırı aşmadır. Çünkü organik ve hormonsal olarak eş cinsel olmalarını gerektirecek hiç bir hormonsal neden yoktur. Tamamen psikolojik bir hastalıktır. Oysa eş cinsel erkeklerde durum daha farklıdır. Hormonsal etkilerin de rolü vardır. Psikolojik etki daha azdır. Bu nedenle eş cinsel erkeklere sadece 'eziyet uygulaması' verilirken eş cinsel kadınlara daha büyük bir ceza olan ölünceye kadar ev hapsi verilmiştir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

510|4|17|إِنَّمَا ٱلتَّوْبَةُ عَلَى ٱللَّهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ ٱلسُّوٓءَ بِجَهَٰلَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِن قَرِيبٍ فَأُو۟لَٰٓئِكَ يَتُوبُ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

510|4|17|انما التوبه علي الله للذين يعملون السو بجهله ثم يتوبون من قريب فاوليك يتوب الله عليهم وكان الله عليما حكيما

Latin Literal

17. İnnemât tevbetu alâllâhi lillezîne ya’melûnes sûe bi cehâletin summe yetûbûne min karîbin fe ulâike yetûbullâhu aleyhim. Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ancak Allah'ın üzerine (olan) tevbe33 kimseler içindir (ki) yaparlar kötülük cahillikle489; sonra tevbe33 ederler yakından*; öyle ki işte bunlar; tevbe33 eder Allah onların üzerine; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

17 But the repentance (is) at God to those (who) make/do the bad/evil with ignorance/foolishness, then they repent from near/close, so those God forgives on them, and God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 t-tevbetu tevbe etmesi التَّوْبَةُ توب
3 ala üzerine عَلَى -
4 llahi Allah اللَّهِ -
5 lillezine kimseler içindir لِلَّذِينَ -
6 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل
7 s-su'e bir kötülük السُّوءَ سوا
8 bicehaletin cahillikle بِجَهَالَةٍ جهل
9 summe sonra ثُمَّ -
10 yetubune tevbe ederler يَتُوبُونَ توب
11 min مِنْ -
12 karibin yakından قَرِيبٍ قرب
13 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
14 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 aleyhim üzerilerine onların عَلَيْهِمْ -
17 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 alimen Alim عَلِيمًا علم
20 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*İçtenlikle, yakın bir zamanda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

4. Nisâ Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

511|4|18|وَلَيْسَتِ ٱلتَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِ حَتَّىٰٓ إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ ٱلْمَوْتُ قَالَ إِنِّى تُبْتُ ٱلْـَٰٔنَ وَلَا ٱلَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُو۟لَٰٓئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

511|4|18|وليست التوبه للذين يعملون السيات حتي اذا حضر احدهم الموت قال اني تبت الن ولا الذين يموتون وهم كفار اوليك اعتدنا لهم عذابا اليما

Latin Literal

18. Ve leysetit tevbetu lillezîne ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), hattâ izâ hadara ehadehumul mevtu kâle innî tubtul’âne ve lâllezîne yemûtûne ve hum kuffâr(kuffârun). Ulâike a’tednâ lehum azâben elîmâ(elîmen).

Türkçe Çeviri

Ve olmadı kimseler için tevbe33 (ki) yaparlar kötülükler; ta ki hazır olduğu zaman birine onlardan ölüm; dedi: "Doğrusu ben tevbe33 ettim şu anda"; ve olmaz (bir tevbe) kimselere (ki) ölürler ve onlar kâfirlerdir25; işte bunlar; hazırladık onlara elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

18 And the forgiveness is not to those who make/do/commit the sins/crimes until if the death attended one of them, he said: "I repented now." And nor those who die and they are disbelievers, those We prepared for them a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veleyseti ve olmadı وَلَيْسَتِ ليس
2 t-tevbetu tevbe التَّوْبَةُ توب
3 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ -
4 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل
5 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا
6 hatta ta ki حَتَّىٰ -
7 iza zaman إِذَا -
8 hadera hazır oldu حَضَرَ حضر
9 ehadehumu birine onlardan أَحَدَهُمُ احد
10 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت
11 kale dedi قَالَ قول
12 inni doğrusu ben إِنِّي -
13 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب
14 l-ane şu anda الْانَ -
15 ve la ve olmaz وَلَا -
16 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
17 yemutune ölürler يَمُوتُونَ موت
18 vehum ve onlar وَهُمْ -
19 kuffarun kâfirler كُفَّارٌ كفر
20 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
21 ea'tedna hazırladık أَعْتَدْنَا عتد
22 lehum onlara لَهُمْ -
23 azaben bir azap عَذَابًا عذب
24 elimen elim أَلِيمًا الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

519|4|26|يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ وَيَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

519|4|26|يريد الله ليبين لكم ويهديكم سنن الذين من قبلكم ويتوب عليكم والله عليم حكيم

Latin Literal

26. Yurîdullâhu li yubeyyine lekum ve yehdîyekum sunenellezîne min kablikum ve yetûbe aleykum. Vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

İster Allah beyan226 etmek sizlere; ve doğru yola kılavuzlamak sizleri sizden öncekilerden kimselerin yasalarına/yollarına*; ve tevbe33 etmek (ister) üzerinize; ve Allah Alîm’dir8; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

26 God wants to clarify/show/explain to you and (He) guides you (to) those who (were) before you’s laws/ways, and He forgives on you, and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yuridu ister يُرِيدُ رود
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 liyubeyyine beyan etmek لِيُبَيِّنَ بين
4 lekum sizlere لَكُمْ -
5 ve yehdiyekum ve doğru yola kılavuzlamak sizleri وَيَهْدِيَكُمْ هدي
6 sunene yasalarına/yollarına سُنَنَ سنن
7 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
8 min مِنْ -
9 kablikum sizden öncekilerden قَبْلِكُمْ قبل
10 ve yetube ve tevbe etmek (ister) وَيَتُوبَ توب
11 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم
14 hakimun Hakîm’dir. حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Sadece kutsal kitaplar demiş olan kimselerin yasalarına yani kutsal kitapların yasalarına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

520|4|27|وَٱللَّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ ٱلَّذِينَ يَتَّبِعُونَ ٱلشَّهَوَٰتِ أَن تَمِيلُوا۟ مَيْلًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

520|4|27|والله يريد ان يتوب عليكم ويريد الذين يتبعون الشهوت ان تميلوا ميلا عظيما

Latin Literal

27. Vallâhu yurîdu en yetûbe aleykum ve yurîdullezîne yettebiûneş şehevâti en temîlû meylen azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ve Allah ister ki tevbe33 etsin sizlere; ve (oysa) şehvetlere tabi olan kimseler ister ki meyledersiniz (yanlışa) büyük bir meyil (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

27 And God wants that He forgives on you, and those who follow the lusts/desires want that you bend/sway (a) great bending/swaying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 yuridu ister يُرِيدُ رود
3 en ki أَنْ -
4 yetube tevbe etsin يَتُوبَ توب
5 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
6 veyuridu ve ister وَيُرِيدُ رود
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 yettebiune tabi olurlar يَتَّبِعُونَ تبع
9 ş-şehevati şehvetlere الشَّهَوَاتِ شهو
10 en ki أَنْ -
11 temilu meyledersiniz (yanlışa) تَمِيلُوا ميل
12 meylen bir meyil (-le) مَيْلًا ميل
13 azimen büyük عَظِيمًا عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

585|4|92|وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَن يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلَّا خَطَـًٔا وَمَن قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَـًٔا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦٓ إِلَّآ أَن يَصَّدَّقُوا۟ فَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ عَدُوٍّ لَّكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَإِن كَانَ مِن قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ فَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِّنَ ٱللَّهِ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

585|4|92|وما كان لمومن ان يقتل مومنا الا خطا ومن قتل مومنا خطا فتحرير رقبه مومنه وديه مسلمه الي اهله الا ان يصدقوا فان كان من قوم عدو لكم وهو مومن فتحرير رقبه مومنه وان كان من قوم بينكم وبينهم ميثق فديه مسلمه الي اهله وتحرير رقبه مومنه فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين توبه من الله وكان الله عليما حكيما

Latin Literal

92. Ve mâ kâne li mu’minin en yaktule mu’minen illâ hataâ(hataen), ve men katele mu’minen hataen fe tahrîru rakabetin mu’minetin ve diyetun musellemetun ilâ ehlihî illâ en yessaddakû. Fe in kâne min kavmin aduvvin lekum ve huve mu’minun fe tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin). Ve in kâne min kavmin beynekum ve beynehum mîsâkun fe diyetun musellemetun ilâ ehlihî ve tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin), fe men lem yecid fe sıyâmu şehreyni mutetâbiayni tevbeten minallâh(minallâhi). Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir mümin27 için ki katleder35 bir mümini27; dışındadır bir hata (-yla olması); ve kim katletti35 bir mümini27 bir hata (-yla); öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline*; dışındadır ki sadaka378 ederler (katledilenin ehli); öyle ki eğer olduysa sizlere bir düşman kavimden**; ve o (katledilen) bir müminse27; öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve eğer olduysa bir kavimden (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak/antlaşma***; öyle ki bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline; ve serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; öyle ki kim asla bulamaz; öyle ki siyamdır322 mütemadiyen**** iki ay; bir tevbedir33 Allah’tan; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And (it) was/is not to a believer that he kills a believer except mistakenly, and who killed a believer mistakenly, so freeing/liberating a believing neck (slave), and compensation handed over/delivered to his (the victim’s) family, except that they give charity (forgive), so if he was from a nation, an enemy for you, and he (the victim was) a believer, so freeing/liberating a believing neck (slave), and if he was/is from a nation between you and between them (is) a covenant (treaty), so a compensation handed over/delivered to his (the victim’s) family and freeing/liberating a believing neck (slave), so who does not find, so fasting two months following each other (E), a repentance from at God, and God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 limu'minin bir mümin için لِمُؤْمِنٍ امن
4 en ki أَنْ -
5 yektule katleder يَقْتُلَ قتل
6 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 hataen bir hata خَطَأً خطا
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 katele katletti قَتَلَ قتل
11 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن
12 hataen bir hata (-yla) خَطَأً خطا
13 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر
14 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
15 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
16 ve diyetun ve bir diyet وَدِيَةٌ ودي
17 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم
18 ila إِلَىٰ -
19 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل
20 illa dışındadır إِلَّا -
21 en ki أَنْ -
22 yessaddeku sadaka ederler يَصَّدَّقُوا صدق
23 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
24 kane oldu كَانَ كون
25 min مِنْ -
26 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم
27 aduvvin düşman عَدُوٍّ عدو
28 lekum sizlere لَكُمْ -
29 ve huve ve o (katledilen) وَهُوَ -
30 mu'minun bir mümin مُؤْمِنٌ امن
31 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر
32 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
33 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
34 ve in ve eğer وَإِنْ -
35 kane oldu كَانَ كون
36 min مِنْ -
37 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم
38 beynekum arasında sizinle بَيْنَكُمْ بين
39 ve beynehum ve arasında onların وَبَيْنَهُمْ بين
40 misakun bir misak/anlaşma مِيثَاقٌ وثق
41 fediyetun öyle ki bir diyet فَدِيَةٌ ودي
42 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم
43 ila إِلَىٰ -
44 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل
45 ve tehriru ve serbestleştirmedir وَتَحْرِيرُ حرر
46 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
47 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
48 fe men öyle ki kim فَمَنْ -
49 lem asla لَمْ -
50 yecid bulamaz يَجِدْ وجد
51 fesiyamu öyle ki siyamdır فَصِيَامُ صوم
52 şehrayni iki ay شَهْرَيْنِ شهر
53 mutetabiayni mütemadiyen مُتَتَابِعَيْنِ تبع
54 tevbeten bir tevbe تَوْبَةً توب
55 mine مِنَ -
56 llahi Allah’tan اللَّهِ -
57 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
58 llahu Allah اللَّهُ -
59 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم
60 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*Ailesine.**Düşman bir kavimdense diyet verilmez.***Antlaşma olan bir kavimdense diyet verilir.****Ardışık. Aralıksız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Rakabe Kavram 520

520 Bağlı boyunlar. Boyunduruk altına girmiş kimseler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

639|4|146|إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُوا۟ وَأَصْلَحُوا۟ وَٱعْتَصَمُوا۟ بِٱللَّهِ وَأَخْلَصُوا۟ دِينَهُمْ لِلَّهِ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَعَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ ٱللَّهُ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

639|4|146|الا الذين تابوا واصلحوا واعتصموا بالله واخلصوا دينهم لله فاوليك مع المومنين وسوف يوت الله المومنين اجرا عظيما

Latin Literal

146. İllâllezîne tâbû ve aslehû va’tesamû billâhi ve ahlesû dînehum lillâhi fe ulâike meal mu’minîn(mu’minîne). Ve sevfe yu’tillâhul mu’minîne ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) tevbe33 ettiler; ve ıslah316 oldular; ve yapıştılar Allah'a; ve has kıldılar528 dinlerini Allah'a; öyle ki işte bunlar; birliktedir müminlerle27; ve yakında verecek Allah müminlere27 büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

146 Except those who repented, and corrected/repaired, and they held fast with God, and they became faithful (to) their religion to God, so those (are) with the believers, and God will give the believers a great reward .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Dini Yüce Allah'a has kılmak. Kavram 528

528 Tek tanrıcı/monoteist olmak. Sadece kutsal kitaplara tabi olmak. Kutsal kitaplar haricinde dinde hüküm koyucu kabul etmemek. Sadece Yüce Allah'ı çağırmak. O'nun astından hiçbir varlıktan şefaat aldatmacası gibi aracılık beklememek. Dini sadece Yüce Allah için yaşamak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

5. Mâide Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

703|5|34|إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُوا۟ مِن قَبْلِ أَن تَقْدِرُوا۟ عَلَيْهِمْ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

703|5|34|الا الذين تابوا من قبل ان تقدروا عليهم فاعلموا ان الله غفور رحيم

Latin Literal

34. İllellezîne tâbû min kabli en takdirû aleyhim, fa’lemû ennallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Dışındadır* kimseler (ki) tevbe33 ettiler önceden ki güç yetirirsiniz üzerlerine; öyle ki bilin ki Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

34 Except those who repented from before that you become overpowering on them, so know that God (is) a forgiver, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 illa dışındadır إِلَّا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب
4 min مِنْ -
5 kabli önceden قَبْلِ قبل
6 en ki أَنْ -
7 tekdiru güç yetirirsiniz تَقْدِرُوا قدر
8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
9 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم
10 enne ki أَنَّ -
11 llahe Allah اللَّهَ -
12 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
13 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*İsrâîloğullarından 5:33 ayetinin işaret ettiği firavun döneminde uygulanan cezaya müstahak olmayan kimseler de vardır. Bu kimseler tevbe etmiş kimselerdir. Kendiliğinden tevbe eden kimseler firavun döneminde yaşamış olsalardı uygulanan bu cezaya o dönemde muhatap olmazlardı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

708|5|39|فَمَن تَابَ مِنۢ بَعْدِ ظُلْمِهِۦ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ ٱللَّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

708|5|39|فمن تاب من بعد ظلمه واصلح فان الله يتوب عليه ان الله غفور رحيم

Latin Literal

39. Fe men tâbe min ba’di zulmihî ve aslaha fe innallâhe yetûbu aleyh(aleyhi) innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim tevbe33 etti zulmü257* sonrasında; ve ıslah316 oldu; öyle ki doğrusu Allah tevbe33 eder onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

39 So who repented from after his injustice/oppression, and he corrected , so that God forgives on him, that God (is) a forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 tabe tevbe etti تَابَ توب
3 min مِنْ -
4 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
5 zulmihi zulmünden ظُلْمِهِ ظلم
6 ve esleha ve ıslah oldu وَأَصْلَحَ صلح
7 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
8 llahe Allah اللَّهَ -
9 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب
10 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
14 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Hırsızlığın büyük günahlardan olduğunu anlarız. Şirk koşmak da bir zulümdür. Demek ki tevbe edilmez ve ıslah olunmazsa cehenneme götürme durumu olasılığı vardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

740|5|71|وَحَسِبُوٓا۟ أَلَّا تَكُونَ فِتْنَةٌ فَعَمُوا۟ وَصَمُّوا۟ ثُمَّ تَابَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ ثُمَّ عَمُوا۟ وَصَمُّوا۟ كَثِيرٌ مِّنْهُمْ وَٱللَّهُ بَصِيرٌۢ بِمَا يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

740|5|71|وحسبوا الا تكون فتنه فعموا وصموا ثم تاب الله عليهم ثم عموا وصموا كثير منهم والله بصير بما يعملون

Latin Literal

71. Ve hasibû ellâ tekûne fitnetun fe amû ve sammû summe tâballâhu aleyhim summe amû ve sammû kesîrun minhum vallâhu basîrun bimâ ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve sandılar ki olmaz bir fitne332; öyle ki âmâ/kör oldular ve sağır kesildiler; sonra tevbe33 etti Allah üzerlerine; sonra âmâ/kör oldular (tekrar) ve sağır kesildiler çoğu onlardan; ve Allah Basîr’dir513 yaptıklarına.

Ahmed Samira Çevirisi

71 And they thought, that test/torture (is) not (to) be, so they became blinded/confused , and they became deaf, then God forgave on them, then they blinded/confused and they deafened many (of) them, and God (is) seeing/knowing/understanding with what they make/do/work.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve hasibu ve sandılar وَحَسِبُوا حسب
2 ella ki أَلَّا -
3 tekune olmaz تَكُونَ كون
4 fitnetun bir fitne فِتْنَةٌ فتن
5 feamu öyle ki ama/kör oldular فَعَمُوا عمي
6 ve sammu ve sağır kesildiler وَصَمُّوا صمم
7 summe sonra ثُمَّ -
8 tabe tövbe etti تَابَ توب
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
11 summe sonra ثُمَّ -
12 amu ama/kör oldular عَمُوا عمي
13 ve sammu ve sağır kesildiler وَصَمُّوا صمم
14 kesirun çoğu كَثِيرٌ كثر
15 minhum onlardan مِنْهُمْ -
16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
17 besirun Bâsir’dir بَصِيرٌ بصر
18 bima ne ki بِمَا -
19 yea'melune yaptıkları يَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

5. Mâide Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

743|5|74|أَفَلَا يَتُوبُونَ إِلَى ٱللَّهِ وَيَسْتَغْفِرُونَهُۥ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

743|5|74|افلا يتوبون الي الله ويستغفرونه والله غفور رحيم

Latin Literal

74. E fe lâ yetûbûne ilâllâhi ve yestagfirûneh(yestagfirûnehu) vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki tevbe33 etmezler mi Allah'a karşı ve mağfiret319 dilemezler mi O’na?; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

74 So do they not repent to God, and they ask Him for forgiveness, and God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 efela öyle ki أَفَلَا -
2 yetubune tevbe etmezler mi يَتُوبُونَ توب
3 ila karşı إِلَى -
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 ve yestegfirunehu ve mağfiret dilemezler mi O’na وَيَسْتَغْفِرُونَهُ غفر
6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
7 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
8 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

6. En'âm Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

843|6|54|وَإِذَا جَآءَكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِـَٔايَٰتِنَا فَقُلْ سَلَٰمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ أَنَّهُۥ مَنْ عَمِلَ مِنكُمْ سُوٓءًۢا بِجَهَٰلَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُۥ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

843|6|54|واذا جاك الذين يومنون بايتنا فقل سلم عليكم كتب ربكم علي نفسه الرحمه انه من عمل منكم سوا بجهله ثم تاب من بعده واصلح فانه غفور رحيم

Latin Literal

54. Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve geldikleri zaman sana ayetlerimize454 iman47 etmiş kimseler; öyle ki de ki: "Bir selâm98 sizlere; yazdı Rabbiniz4 kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; o kimse ki yaptı sizden bir kötülük cahillikle489; sonra tevbe33 etti sonrasında onun*; ve ıslah316 etti; öyle ki doğrusu O (Allah) bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

54 And if those who believe came to you with Our verses/evidences, so say: "A greeting/peace on you, your Lord decreed on Himself the mercy, that who from you made/did bad/evil/harm with ignorance/foolishness, then he repented from after it, and corrected/repaired, so that He truly is a forgiver, merciful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 ca'eke geldikleri zaman sana جَاءَكَ جيا
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 yu'minune iman etmiş يُؤْمِنُونَ امن
5 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
6 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول
7 selamun bir selam سَلَامٌ سلم
8 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب
10 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب
11 ala üzerine عَلَىٰ -
12 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس
13 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم
14 ennehu ki o أَنَّهُ -
15 men kim مَنْ -
16 amile yaptı عَمِلَ عمل
17 minkum sizden مِنْكُمْ -
18 su'en bir kötülük سُوءًا سوا
19 bicehaletin cahillikle بِجَهَالَةٍ جهل
20 summe sonra ثُمَّ -
21 tabe tevbe etti تَابَ توب
22 min مِنْ -
23 bea'dihi sonrasında onun بَعْدِهِ بعد
24 ve esleha ve ıslah etti وَأَصْلَحَ صلح
25 feennehu öyle ki doğrusu O فَأَنَّهُ -
26 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
27 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kötülüğün.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Selâm Kavram 98

98 Esenlik-güven bahşeden.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Cahil Kavram 489

489 Bilgisiz, bihaber, bilinçsizlik, farkındalığı olmayan.

7. A'râf Suresi

Ayet 143

Arapça Metin (Harekeli)

1097|7|143|وَلَمَّا جَآءَ مُوسَىٰ لِمِيقَٰتِنَا وَكَلَّمَهُۥ رَبُّهُۥ قَالَ رَبِّ أَرِنِىٓ أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَىٰنِى وَلَٰكِنِ ٱنظُرْ إِلَى ٱلْجَبَلِ فَإِنِ ٱسْتَقَرَّ مَكَانَهُۥ فَسَوْفَ تَرَىٰنِى فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُۥ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُۥ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا فَلَمَّآ أَفَاقَ قَالَ سُبْحَٰنَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1097|7|143|ولما جا موسي لميقتنا وكلمه ربه قال رب ارني انظر اليك قال لن تريني ولكن انظر الي الجبل فان استقر مكانه فسوف تريني فلما تجلي ربه للجبل جعله دكا وخر موسي صعقا فلما افاق قال سبحنك تبت اليك وانا اول المومنين

Latin Literal

143. Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî enzur ileyk(ileyke), kâle len terânî ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarre mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu dekkan ve harra mûsâ saıkan, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi Mûsâ vaktimize; ve kelam369 etti ona Rabbi4: dedi (Mûsâ): "Rabbim4! Görün bana; bakarım sana"; dedi (Allah): "Asla göremezsin beni; velakin/fakat bak dağa doğru; öyle ki eğer kararlı kalırsa o makamında; öyle ki yakında göreceksin beni"; öyle ki ne zaman tecelli etti onun Rabbi4 dağa; yaptı (Allah) onu dümdüz; ve düştü Mûsâ bayılma (-yla); ne zaman ki ayıldı dedi (Mûsâ): "Subhânsın7 sen! Tevbe33 ettim sana; ve ben evveliyim/öncüsüyüm müminlerin27."

Ahmed Samira Çevirisi

143 And when Moses came to Our appointed time/appointed time or place, and his Lord conversed/spoke (to) him, he said: "My Lord show me/make me understand, I look/see to you." He said: "You will never/not see me, and but/however look to the mountain , so if it settled/established/affixed (in) its place/position, so you will/shall see me." So when his Lord uncovered/revealed/shined to the mountain, He made it crushed/destroyed/leveled/flattened, and Moses fell down fainting from thunderous noise/thunderstruck, so when he recovered/woke up, he said: "Your praise/glory, I repented to you, and I am first (of) the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman وَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 limikatina vaktimize لِمِيقَاتِنَا وقت
5 ve kellemehu ve kelam etti ona وَكَلَّمَهُ كلم
6 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب
7 kale dedi قَالَ قول
8 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
9 erini görün bana أَرِنِي راي
10 enzur bakayım أَنْظُرْ نظر
11 ileyke sana إِلَيْكَ -
12 kale dedi ki قَالَ قول
13 len asla لَنْ -
14 terani göremezsin beni تَرَانِي راي
15 velakini velakin/fakat وَلَٰكِنِ -
16 unzur bak انْظُرْ نظر
17 ila doğru إِلَى -
18 l-cebeli dağa الْجَبَلِ جبل
19 feini öyle ki eğer فَإِنِ -
20 stekarra kararlı kalırsa اسْتَقَرَّ قرر
21 mekanehu makanında مَكَانَهُ كون
22 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
23 terani göreceksin beni تَرَانِي راي
24 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
25 tecella tecelli etti تَجَلَّىٰ جلو
26 rabbuhu onu Rabbi رَبُّهُ ربب
27 lilcebeli dağa لِلْجَبَلِ جبل
28 cealehu yaptı onu جَعَلَهُ جعل
29 dekken dümdüz دَكًّا دكك
30 ve harra ve düştü وَخَرَّ خرر
31 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
32 saikan bayılma (-yla) صَعِقًا صعق
33 fe lemma ne zaman ki فَلَمَّا -
34 efaka ayıldı أَفَاقَ فوق
35 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول
36 subhaneke Subhansın sen سُبْحَانَكَ سبح
37 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب
38 ileyke sana إِلَيْكَ -
39 ve ena ve ben وَأَنَا -
40 evvelu evveliyim/öncüsüyüm أَوَّلُ اول
41 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Subhân Kavram 7

7 Tüm isimlerini/sıfatlarını tecelli ettiren.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Yüce Allah'ın bir beşere kelam etmesi. Kavram 369

369 42:51 ayetinde Yüce Allah bir beşere doğrudan kelam etmesinin asla olmayacağını bildirmiştir. Kelam 3 yöntemle olur. Kişiye doğrudan vahiyle; Mûsâ'nın annesine yapılan vahiy.Bir perde arkasından; ağaç yada ateş gibi ara bir madde/perde arkasından. Mûsâ'nın Tur dağında ateş üzerinden vahiy alması. Muhammed'in ise ağaç üzerinden vahiy alması. Şerefli bir elçi göndererek; evrenimizin bir üst boyutundan bulunan Cibrîl, Rakim yoldaşları gibi varlıklar Yüce Allah'ın vahyini beşere yine O'nun izniyle vahy ederler.

7. A'râf Suresi

Ayet 153

Arapça Metin (Harekeli)

1107|7|153|وَٱلَّذِينَ عَمِلُوا۟ ٱلسَّيِّـَٔاتِ ثُمَّ تَابُوا۟ مِنۢ بَعْدِهَا وَءَامَنُوٓا۟ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1107|7|153|والذين عملوا السيات ثم تابوا من بعدها وامنوا ان ربك من بعدها لغفور رحيم

Latin Literal

153. Vellezîne amilûs seyyiâti summe tâbû min ba’dihâ ve âmenû inne rabbeke min ba’dihâ le gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yaptılar kötülükler; sonra tevbe33 ettiler onun* ardından; ve iman47 ettiler; doğrusu (senin) Rabbin4 onun** ardından mutlak Gafûr20’dur; Rahîm2’dir.

Ahmed Samira Çevirisi

153 And those who made/did the sins/crimes, then they repented from after it, and they believed, that your Lord (is) from after it forgiving (E), merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amilu yaptılar عَمِلُوا عمل
3 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب
6 min مِنْ -
7 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد
8 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
11 min مِنْ -
12 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد
13 legafurun mutlak Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر
14 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kötülüğün.**Tevbenin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

9. Tevbe Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1238|9|3|وَأَذَٰنٌ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦٓ إِلَى ٱلنَّاسِ يَوْمَ ٱلْحَجِّ ٱلْأَكْبَرِ أَنَّ ٱللَّهَ بَرِىٓءٌ مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ وَرَسُولُهُۥ فَإِن تُبْتُمْ فَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِى ٱللَّهِ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1238|9|3|واذن من الله ورسوله الي الناس يوم الحج الاكبر ان الله بري من المشركين ورسوله فان تبتم فهو خير لكم وان توليتم فاعلموا انكم غير معجزي الله وبشر الذين كفروا بعذاب اليم

Latin Literal

3. Ve ezanun minallâhi ve resûlihî ilen nâsi yevmel haccıl ekberi ennallâhe berîun minel muşrikîne ve resûluh (resûluhu), fe in tubtum fe huve hayrun lekum, ve in tevelleytum fa’lemû ennekum gayru mu’cizîllâh (mu’cizîllâhi), ve beşşirillezîne keferû bi azâbin elîm(elîmin).

Türkçe Çeviri

Ve bir ezandır752 Allah’tan ve resûlünden700 insanlara en büyük hac327 günü ki Allah uzaktır müşriklerden36; ve resûlü (de); öyle ki eğer tevbe33 ettinizse; öyle ki o hayırlıdır sizlere; ve eğer döndünüzse öyle ki bilin ki sizler olamazsınız aciz bırakanlar Allah'ı; ve müjdele kâfirlik25 etmiş kimseleri elim/acıklı bir azapla.

Ahmed Samira Çevirisi

3 And announcement/information from God and His messenger to the people, (on) day (of) the pilgrimage the greatest/biggest , that God (is) innocent/renouncing , from the sharers/takers of partners (with Him) , and His messenger, so if you repented, so it is best for you, and if you turned away, so know that you are not disabling/frustrating God, and announce good news (to) those who disbelieved with a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ezanun ve ezandır وَأَذَانٌ اذن
2 mine مِنَ -
3 llahi Allah’tan اللَّهِ -
4 ve rasulihi ve resûlünden وَرَسُولِهِ رسل
5 ila إِلَى -
6 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس
7 yevme günü يَوْمَ يوم
8 l-hacci hac الْحَجِّ حجج
9 l-ekberi en büyük الْأَكْبَرِ كبر
10 enne ki أَنَّ -
11 llahe Allah اللَّهَ -
12 beri'un uzaktır بَرِيءٌ برا
13 mine مِنَ -
14 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك
15 ve rasuluhu ve resûlü O’nun وَرَسُولُهُ رسل
16 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
17 tubtum tevbe ettinizse تُبْتُمْ توب
18 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
19 hayrun daha hayırlıdır خَيْرٌ خير
20 lekum sizlere لَكُمْ -
21 vein ve eğer وَإِنْ -
22 tevelleytum döndünüzse تَوَلَّيْتُمْ ولي
23 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم
24 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ -
25 gayru olmazsınız غَيْرُ غير
26 mua'cizi aciz bırakanlar مُعْجِزِي عجز
27 llahi Allah'ı اللَّهِ -
28 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
29 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
30 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
31 biazabin bir azapla بِعَذَابٍ عذب
32 elimin elim/acıklı أَلِيمٍ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Hac Kavram 327

327 Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongre.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

Ezan Kavram 752

752 Anons, duyuru.

9. Tevbe Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1240|9|5|فَإِذَا ٱنسَلَخَ ٱلْأَشْهُرُ ٱلْحُرُمُ فَٱقْتُلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَٱحْصُرُوهُمْ وَٱقْعُدُوا۟ لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَخَلُّوا۟ سَبِيلَهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Latin Literal

5. Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle marsad (marsadin), fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar34; öyleyse katledin35 müşrikleri36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı5; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

5 So if the months the forbidden/sacred ended/passed , so fight/kill the sharers/takers of partners (with God) where/when you found them, and take/punish them and restrict/confine them and remain/be concerned and prepared/beset for them (in) every lookout/observatory , so if they repented, and kept up the prayers and gave/brought the charity/ purification , so free their way/path , that God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki o zaman فَإِذَا -
2 nseleha sonlandığında انْسَلَخَ سلخ
3 l-eşhuru aylar الْأَشْهُرُ شهر
4 l-hurumu haram الْحُرُمُ حرم
5 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
6 l-muşrikine müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
7 haysu her nerede حَيْثُ حيث
8 vecedtumuhum buldunuz onları وَجَدْتُمُوهُمْ وجد
9 ve huzuhum ve tutun/alın وَخُذُوهُمْ اخذ
10 vehsuruhum ve kuşatın/sınırlayın onları وَاحْصُرُوهُمْ حصر
11 vek'udu ve oturup bekleyin وَاقْعُدُوا قعد
12 lehum onları لَهُمْ -
13 kulle her bir كُلَّ كلل
14 mersadin rasat yerinde/gözlem yerinde مَرْصَدٍ رصد
15 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
16 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب
17 ve ekamu ve diktilerse/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 fehallu öyle ki serbest bırakın فَخَلُّوا خلو
22 sebilehum yollarını onların سَبِيلَهُمْ سبل
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 llahe Allah اللَّهَ -
25 gafurun gafûrdur غَفُورٌ غفر
26 rahimun rahîmdir. رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1246|9|11|فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَإِخْوَٰنُكُمْ فِى ٱلدِّينِ وَنُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1246|9|11|فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فاخونكم في الدين ونفصل الايت لقوم يعلمون

Latin Literal

11. Fe in tâbû ve ekâmus salâte ve âtuz zekâte fe ıhvânukum fîd dîn (dîni), ve nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı154; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki kardeşlerdir753 sizlere dinde*; ve detaylı açıklarız ayetleri454; bilir bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

11 So if they repented and kept up the prayers and gave/brought the charity/purification , so (they are) your brothers in the religion, and We detail/explain the verses/evidences to a nation knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب
3 ve ekamu ve diktilerse/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم
4 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
5 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي
6 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
7 feihvanukum öyle ki kardeşlerdir sizlere فَإِخْوَانُكُمْ اخو
8 fi فِي -
9 d-dini dinde الدِّينِ دين
10 ve nufessilu ve detaylı açıklarız وَنُفَصِّلُ فصل
11 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
12 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم
13 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*İslam'da. Sadece kutsal kitaplar, sadece Kur'an diyen dinde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Savaş esirlerinin salâtı Kavram 154

154 Toplumunu yöneldiği, takip ettiği amaç ve hedeflere salât etme. Salâtlarını bilmiş olan göçmen kuşlar gibi toplumla aynı istikamete doğru uçma.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Din kardeşliği. Kavram 753

753 Biyolojik kardeşlikten mutlak olarak farklı bir kavramdır. Yüce Allah aileye dahil edilen yetimleri kardeşler olarak nitelemekte ve bu kimselerle nikâhlanmayı yasaklamaktadır. Yetim aileye karışmışsa o yetim ailenin kardeşi olur. Ancak Yüce Allah bazı ayetlerde din kardeşliğine vurgu yapmaktadır. Bu da mutlak ki bizlerin ayetleri takip edebilmemiz için işaretlerdir. Din kardeşliği din konusunda kardeş olmak, aile olmaktır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

1250|9|15|وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ ٱللَّهُ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1250|9|15|ويذهب غيظ قلوبهم ويتوب الله علي من يشا والله عليم حكيم

Latin Literal

15. Ve yuzhib gayza kulûbihim, ve yetûbullâhu alâ men yeşâ’u, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve giderir onların* kalplerinin kızgınlığını; ve tevbe33 eder Allah dilediği kişiye karşı; ve Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

15 And He takes away/eliminates their heart’s/mind’s anger/rage, and God forgives on whom He wills/wants, and God (is) knowledgeable, wise/judicious

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yuzhib ve giderir وَيُذْهِبْ ذهب
2 gayze kızgınlığını غَيْظَ غيظ
3 kulubihim kalplerinin onların قُلُوبِهِمْ قلب
4 ve yetubu ve tevbe eder وَيَتُوبُ توب
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 ala karşı عَلَىٰ -
7 men kişiye مَنْ -
8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
10 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
11 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Yeminlerini bozan, resûlü diyarından çıkarmak için ilk savaşı başlatan müşriklerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1262|9|27|ثُمَّ يَتُوبُ ٱللَّهُ مِنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1262|9|27|ثم يتوب الله من بعد ذلك علي من يشا والله غفور رحيم

Latin Literal

27. Summe yetûbullâhu min ba’di zâlike alâ men yeşâ’u, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Sonra tevbe33 eder Allah sonrasında bunun dilediği kimseye karşı; ve Allah bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

27 Then God forgives from after that on whom He wills/wants, and God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 min مِنْ -
5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
6 zalike bunun ذَٰلِكَ -
7 ala karşı عَلَىٰ -
8 men kimseye مَنْ -
9 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
10 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
11 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
12 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1309|9|74|يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ مَا قَالُوا۟ وَلَقَدْ قَالُوا۟ كَلِمَةَ ٱلْكُفْرِ وَكَفَرُوا۟ بَعْدَ إِسْلَٰمِهِمْ وَهَمُّوا۟ بِمَا لَمْ يَنَالُوا۟ وَمَا نَقَمُوٓا۟ إِلَّآ أَنْ أَغْنَىٰهُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ مِن فَضْلِهِۦ فَإِن يَتُوبُوا۟ يَكُ خَيْرًا لَّهُمْ وَإِن يَتَوَلَّوْا۟ يُعَذِّبْهُمُ ٱللَّهُ عَذَابًا أَلِيمًا فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَمَا لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مِن وَلِىٍّ وَلَا نَصِيرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1309|9|74|يحلفون بالله ما قالوا ولقد قالوا كلمه الكفر وكفروا بعد اسلمهم وهموا بما لم ينالوا وما نقموا الا ان اغنيهم الله ورسوله من فضله فان يتوبوا يك خيرا لهم وان يتولوا يعذبهم الله عذابا اليما في الدنيا والاخره وما لهم في الارض من ولي ولا نصير

Latin Literal

74. Yahlifûne billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en egnâhumullâhu ve resûluhu min fadlih(fadlihi), fe in yetûbû yeku hayren lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fid dunyâ vel âhıreh(âhıreti), ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

Türkçe Çeviri

Ant içerler Allah'a, demiş değillerdir (diye); ve muhakkak dediler küfür422 kelimesini/söylemini; ve kâfirlik25 ettiler İslam’ları218 sonrasında; ve yeltendiler asla nail* olamaz olduklarına; değillerdi öç alırlar dışında ki ganileştirir** onları Allah ve resûlü700 fazlından202; öyle ki eğer tevbe33 ederlerse olur onlara hayır; ve eğer dönerlerse azap eder onlara Allah elim/acıklı bir azapla dünyada ve ahirette; ve olmaz onlara yerde hiçbir bir veli28 ve ne de bir yardım eden.

Ahmed Samira Çevirisi

74 They swear/take oath by God, (that) they did not say, and (but) they had said the disbelief’s word/expression ,and they disbelieved after their Islam/submission/surrender, and they got interested/resolved with what they did not take/receive/obtain, and they did not revenge/criticize except that God and His messenger enriched them from His grace , so if they repent (it will) be best for them, and if they turn away, God tortures them a painful torture in the present world and the end (other life), and in the earth/Planet Earth no guardian/ally and nor victorior/savior (be) for them .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yehlifune ant içerler يَحْلِفُونَ حلف
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 ma değildir مَا -
4 kalu dediler قَالُوا قول
5 velekad ve muhakkak وَلَقَدْ -
6 kalu dediler قَالُوا قول
7 kelimete kelime/söylem كَلِمَةَ كلم
8 l-kufri küfür الْكُفْرِ كفر
9 ve keferu ve kâfirlik ettiler وَكَفَرُوا كفر
10 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
11 islamihim İslam’ları إِسْلَامِهِمْ سلم
12 ve hemmu ve yeltendiler وَهَمُّوا همم
13 bima بِمَا -
14 lem asla لَمْ -
15 yenalu nail olamaz olduklarına يَنَالُوا نيل
16 ve ma değillerdi وَمَا -
17 nekamu öç almış نَقَمُوا نقم
18 illa dışında إِلَّا -
19 en ki أَنْ -
20 egnahumu ganileştirir onları أَغْنَاهُمُ غني
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
23 min مِنْ -
24 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
25 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
26 yetubu tevbe ederlerse يَتُوبُوا توب
27 yeku olur يَكُ كون
28 hayran hayır خَيْرًا خير
29 lehum onlara لَهُمْ -
30 ve in ve eğer وَإِنْ -
31 yetevellev dönerlerse يَتَوَلَّوْا ولي
32 yuazzibhumu azap eder onlara يُعَذِّبْهُمُ عذب
33 llahu Allah اللَّهُ -
34 azaben bir azapla عَذَابًا عذب
35 elimen elim/acıklı أَلِيمًا الم
36 fi فِي -
37 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
38 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر
39 ve ma ve olmaz وَمَا -
40 lehum onlara لَهُمْ -
41 fi فِي -
42 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
43 min hiçbir مِنْ -
44 veliyyin bir veli وَلِيٍّ ولي
45 ve la ve ne de وَلَا -
46 nesirin bir yardım eden نَصِيرٍ نصر

Notlar

Not 1

*Ulaşır, elde eder.**Zenginleştirir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

İslam, islam Kavram 218

218 Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir. Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

9. Tevbe Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

1339|9|104|أَلَمْ يَعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ هُوَ يَقْبَلُ ٱلتَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِۦ وَيَأْخُذُ ٱلصَّدَقَٰتِ وَأَنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1339|9|104|الم يعلموا ان الله هو يقبل التوبه عن عباده وياخذ الصدقت وان الله هو التواب الرحيم

Latin Literal

104. E lem ya’lemû ennallâhe huve yakbelut tevbete an ibâdihî ve ye’huzus sadakâti ve ennallâhe huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Hiç bilmezler mi ki Allah; O; kabul eder tevbeyi33 kullarından; ve edinir/tutar* sadakaları342; ve ki Allah; O; Tevvâb’tır191; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

104 Did they not know that God, He accepts/receives the repentance/forgiveness from His worshippers/slaves, and He takes/receives the charities, and that God, He is the forgiver, the merciful?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem hiç أَلَمْ -
2 yea'lemu bilmezler mi يَعْلَمُوا علم
3 enne ki أَنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 huve O هُوَ -
6 yekbelu kabul eder يَقْبَلُ قبل
7 t-tevbete tevbeyi التَّوْبَةَ توب
8 an عَنْ -
9 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد
10 ve ye'huzu ve edinir/tutar وَيَأْخُذُ اخذ
11 s-sadekati sadakaları الصَّدَقَاتِ صدق
12 ve enne ve ki وَأَنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 huve O هُوَ -
15 t-tevvabu Tevvâb’tır التَّوَّابُ توب
16 r-rahimu Rahîm’dir الرَّحِيمُ رحم

Notlar

Not 1

*Sadakalar Yüce Allah'ın rızası için verilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Sadaka nedir? Kavram 342

342 Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60). 2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

9. Tevbe Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

1341|9|106|وَءَاخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِأَمْرِ ٱللَّهِ إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1341|9|106|واخرون مرجون لامر الله اما يعذبهم واما يتوب عليهم والله عليم حكيم

Latin Literal

106. Ve âharûne murcevne li emrillâhi immâ yuazzibuhum ve immâ yetûbu aleyhim, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve diğerleri bekletilenlerdir* Allah'ın emrine; ya azap eder** onlara; ve ya da tevbe33 eder üzerlerine; ve Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

106 And others (are) delayed/postponed to God’s order/command, either He torturers them and either He forgives on them, and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve aharune ve diğerleri وَاخَرُونَ اخر
2 murcevne bekletilenlerdir مُرْجَوْنَ رجو
3 liemri emrine لِأَمْرِ امر
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 imma ya إِمَّا -
6 yuazzibuhum azap eder onlara يُعَذِّبُهُمْ عذب
7 veimma ve ya da وَإِمَّا -
8 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب
9 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
10 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
11 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
12 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Umutla, beklentiyle.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

1347|9|112|ٱلتَّٰٓئِبُونَ ٱلْعَٰبِدُونَ ٱلْحَٰمِدُونَ ٱلسَّٰٓئِحُونَ ٱلرَّٰكِعُونَ ٱلسَّٰجِدُونَ ٱلْءَامِرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱلنَّاهُونَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱلْحَٰفِظُونَ لِحُدُودِ ٱللَّهِ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Latin Literal

112. Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Tevbe33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd3 edenlerdir; seyahat edenlerdir*; rükû11 edenlerdir; secde12 edenlerdir; emredenlerdir marufla291; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri82; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

112 The repentant, the worshippers, the praising , the travelers/tourists for knowledge , the bowing , the prostrating, the ordering/commanding with the kindness/generosity, and the forbidding/preventing from the defiance of God and His orders/obscenity , and the protectors/observers to God’s limits/boundaries , and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 et-taibune tevbe edenler التَّائِبُونَ توب
2 l-aabidune kulluk edenler الْعَابِدُونَ عبد
3 l-hamidune hamd edenler الْحَامِدُونَ حمد
4 s-saihune seyahat edenler (Allah için) السَّائِحُونَ سيح
5 r-rakiune rükû edenler الرَّاكِعُونَ ركع
6 s-sacidune secde edenler السَّاجِدُونَ سجد
7 l-amirune emredenler الْامِرُونَ امر
8 bil-mea'rufi evrensel kabul edilmişle بِالْمَعْرُوفِ عرف
9 ve nnahune ve engelleyenler/yasaklayanlar وَالنَّاهُونَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
12 velhafizune ve koruyanlar وَالْحَافِظُونَ حفظ
13 lihududi hudutlarını لِحُدُودِ حدد
14 llahi Allah'ın اللَّهِ -
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın yolunda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

9. Tevbe Suresi

Ayet 117

Arapça Metin (Harekeli)

1352|9|117|لَّقَد تَّابَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلنَّبِىِّ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ وَٱلْأَنصَارِ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ فِى سَاعَةِ ٱلْعُسْرَةِ مِنۢ بَعْدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٍ مِّنْهُمْ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ إِنَّهُۥ بِهِمْ رَءُوفٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1352|9|117|لقد تاب الله علي النبي والمهجرين والانصار الذين اتبعوه في ساعه العسره من بعد ما كاد يزيغ قلوب فريق منهم ثم تاب عليهم انه بهم روف رحيم

Latin Literal

117. Lekad tâballâhu alen nebiyyi vel muhâcirîne vel ensârillezînet tebeûhu fî sâatil usreti min ba’di mâ kâde yezîgu kulûbu ferîkın minhum summe tâbe aleyhim, innehu bihim raûfun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ant olsun tevbe33 etti Allah nebiye780 karşı; ve muhâcirlere716; ve ensâra776; kimselere (ki) tabi oldular ona* zor/çetin sâatte662; neredeyse eğilmesi sonrasında onlardan bir fırkanın** kalplerin; sonra tevbe33 etti*** üzerlerine; doğrusu O*** onlara bir Raûf’tur15; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

117 God had forgiven on the prophet and the emigrants and the victoriors those who followed him in (the) hour (of) the difficulty/hardship from after what (the) hearts/minds (of) a group/party from them, was about to/almost deviate , then He forgave on them, that He truly is merciful/compassionate, merciful with them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 tabe tevbe etti تَابَ توب
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ala karşı عَلَى -
5 n-nebiyyi nebiye النَّبِيِّ نبا
6 velmuhacirine ve muhacirlere وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
7 vel'ensari ve ensara وَالْأَنْصَارِ نصر
8 ellezine kimselere الَّذِينَ -
9 ttebeuhu tabi oldular ona اتَّبَعُوهُ تبع
10 fi فِي -
11 saati saatinde سَاعَةِ سوع
12 l-usrati zor/çetin الْعُسْرَةِ عسر
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 kade neredeyse كَادَ كود
17 yezigu eğildi يَزِيغُ زيغ
18 kulubu kalpleri قُلُوبُ قلب
19 ferikin bir fırkanın فَرِيقٍ فرق
20 minhum onlardan مِنْهُمْ -
21 summe sonra ثُمَّ -
22 tabe tevbe etti تَابَ توب
23 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
24 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
25 bihim onlara بِهِمْ -
26 ra'ufun bir Rauf’tur رَءُوفٌ راف
27 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'e.**Grubun.***Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

Ensâr Kavram 776

776 Yapışan, sponsor olan arkadaş. Bir şeye taraftar gibi bağlanan.

Yüce Allah'ın nebi Muhammed'e tevbe etmesi. Kavram 780

780 Tevbe kelimesi vazgeçmek, dönmek demektir. 9:117 ayetinde Yüce Allah açık ve net olarak nebi Muhammed'e karşı tevbe ettiğini bildirmiştir. Yüce Allah nebiye tevbe ettiğine göre mutlak ki nebi tevbe gerektirecek bir durum içinde olmalıdır. Anlarız ki nebi de bir beşerdir ve günah işlemekten münezzeh değildir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

1353|9|118|وَعَلَى ٱلثَّلَٰثَةِ ٱلَّذِينَ خُلِّفُوا۟ حَتَّىٰٓ إِذَا ضَاقَتْ عَلَيْهِمُ ٱلْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ وَضَاقَتْ عَلَيْهِمْ أَنفُسُهُمْ وَظَنُّوٓا۟ أَن لَّا مَلْجَأَ مِنَ ٱللَّهِ إِلَّآ إِلَيْهِ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1353|9|118|وعلي الثلثه الذين خلفوا حتي اذا ضاقت عليهم الارض بما رحبت وضاقت عليهم انفسهم وظنوا ان لا ملجا من الله الا اليه ثم تاب عليهم ليتوبوا ان الله هو التواب الرحيم

Latin Literal

118. Ve ales selâsetillezîne hullifû, hattâ izâ dâkat aleyhimul ardu bimâ rehubet ve dâkat aleyhim enfusuhum ve zannû en lâ melcee minallâhi illâ ileyh(ileyhi), summe tâbe aleyhim li yetûbû, innallâhe huvet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Ve geri bırakılmış üç kimseye karşı (da); ta ki dar geldiği zaman üzerlerine yer (tüm) genişlemişliğiyle*; ve dar geldi üzerlerine kendi nefisleri201; ve zannettiler** ki olmaz bir iltica*** Allah’tan**** ancak O’nadır*****; sonra tevbe33 etti****** üzerlerine tevbe33 etmeleri için; doğrusu Allah; O Tevvâb’dır191; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And on the three, those who remained until when the Earth/land narrowed/tightened on them with what (it) widened/broadened and their selves narrowed/tightened on them, and they thought/assumed that (there is) no refuge/shelter from God except to Him, then He forgave on them, (it is for them) to repent, that God, (He is) the forgiving, the merciful/most merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ala ve karşı وَعَلَى -
2 s-selaseti üç الثَّلَاثَةِ ثلث
3 ellezine kimse الَّذِينَ -
4 hullifu geri bırakılmış خُلِّفُوا خلف
5 hatta ta ki حَتَّىٰ -
6 iza إِذَا -
7 dakat dar geldiği zaman ضَاقَتْ ضيق
8 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
9 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض
10 bima بِمَا -
11 rahubet (tüm) genişlemişliğiyle رَحُبَتْ رحب
12 ve dakat ve dar geldi وَضَاقَتْ ضيق
13 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
14 enfusuhum kendi nefisleri أَنْفُسُهُمْ نفس
15 ve zennu ve zannettiler وَظَنُّوا ظنن
16 en ki أَنْ -
17 la olmaz لَا -
18 melcee bir iltica مَلْجَأَ لجا
19 mine مِنَ -
20 llahi Allah’tan اللَّهِ -
21 illa dışında إِلَّا -
22 ileyhi O’na إِلَيْهِ -
23 summe sonra ثُمَّ -
24 tabe tevbe etti تَابَ توب
25 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
26 liyetubu tevbe etmeleri için لِيَتُوبُوا توب
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 huve O هُوَ -
30 t-tevvabu Tevvâb’dır التَّوَّابُ توب
31 r-rahimu Rahîm’dir الرَّحِيمُ رحم

Notlar

Not 1

*Yer.**Varsayım yaptılar. ***Sığınak.****Allah'tan gelen.*****Allah sadece kendisine iltica ettirir; sığındırır. Sığınma ancak Allah'adır.*****Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Tevvâb Kavram 191

191 Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

9. Tevbe Suresi

Ayet 126

Arapça Metin (Harekeli)

1361|9|126|أَوَلَا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِى كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1361|9|126|اولا يرون انهم يفتنون في كل عام مره او مرتين ثم لا يتوبون ولا هم يذكرون

Latin Literal

126. E ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merreten ev merreteyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûn(yezzekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve görmezler mi ki onlar fitnelendirilir610 her bir yılda bir kere ya da iki kere; sonra tevbe33 etmezler; ve ne de onlar zikrederler78.

Ahmed Samira Çevirisi

126 Do they not see/understand that they are being tested in every year once or twice , then they do not repent, and they do not mention/remember ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 evela ve أَوَلَا -
2 yeravne görmezler mi يَرَوْنَ راي
3 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
4 yuftenune fitnelendirilir يُفْتَنُونَ فتن
5 fi فِي -
6 kulli her كُلِّ كلل
7 aamin bir yılda عَامٍ عوم
8 merraten bir kez مَرَّةً مرر
9 ev ya da أَوْ -
10 merrateyni iki kez مَرَّتَيْنِ مرر
11 summe sonra ثُمَّ -
12 la لَا -
13 yetubune tevbe etmezler يَتُوبُونَ توب
14 ve la ve ne de وَلَا -
15 hum onlar هُمْ -
16 yezzekkerune zikrederler يَذَّكَّرُونَ ذكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fitne. Kavram 610

610 Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.

11. Hûd Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1474|11|3|وَأَنِ ٱسْتَغْفِرُوا۟ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَٰعًا حَسَنًا إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِى فَضْلٍ فَضْلَهُۥ وَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنِّىٓ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Latin Literal

3. Ve enistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yumetti’kum metâan hasenen ilâ ecelin musemmen ve yu’ti kulle zî fadlin fadleh(fadlehu), ve in tevellev fe innî ehâfu aleykum azâbe yevmin kebîr(kebîrin).

Türkçe Çeviri

Ve ki istiğfar396 dileyin Rabbinizden4; sonra tevbe33 edin O'na; metalandırır54 sizleri güzel bir meta54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl202 sahibine fazlını202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben* korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Ahmed Samira Çevirisi

3 And that ask for forgiveness (from) your Lord then repent to Him, He gives you long life/makes you enjoy good/beautiful long life/enjoyment to a named/identified (specified) term/time, and He gives/brings each (owner) of grace/favour/blessing His grace/favour/blessing, and if they turned away, so that I, I fear on you a big/great day’s torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eni ve ki وَأَنِ -
2 stegfiru istiğfar isteyin اسْتَغْفِرُوا غفر
3 rabbekum Rabbinizden رَبَّكُمْ ربب
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
6 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
7 yumettia'kum metalandırır sizleri يُمَتِّعْكُمْ متع
8 metaan bir meta (-yla) مَتَاعًا متع
9 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن
10 ila kadar إِلَىٰ -
11 ecelin bir ecel أَجَلٍ اجل
12 musemmen bir belirli مُسَمًّى سمو
13 ve yu'ti ve verir وَيُؤْتِ اتي
14 kulle her bir كُلَّ كلل
15 zi sahibine ذِي -
16 fedlin fazl فَضْلٍ فضل
17 fedlehu fazlını onun فَضْلَهُ فضل
18 vein ve eğer وَإِنْ -
19 tevellev yüz çevirirseniz تَوَلَّوْا ولي
20 feinni öyle ki ben فَإِنِّي -
21 ehafu korkarım أَخَافُ خوف
22 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
23 azabe azabına (karşı) عَذَابَ عذب
24 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم
25 kebirin büyük كَبِيرٍ كبر

Notlar

Not 1

*Cibrîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

istiğfar Kavram 396

396 Mağfiret dilemek, suçlarının bağışlanmasını dilemek.

11. Hûd Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

1523|11|52|وَيَٰقَوْمِ ٱسْتَغْفِرُوا۟ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ يُرْسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيْكُم مِّدْرَارًا وَيَزِدْكُمْ قُوَّةً إِلَىٰ قُوَّتِكُمْ وَلَا تَتَوَلَّوْا۟ مُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1523|11|52|ويقوم استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يرسل السما عليكم مدرارا ويزدكم قوه الي قوتكم ولا تتولوا مجرمين

Latin Literal

52. Ve yâ kavmistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yursilis semâe aleykum midrâran ve yezidkum kuvveten ilâ kuvvetikum ve lâ tetevellev mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Ve ey kavmim/toplumum! Mağfiret319 dileyin Rabbinize4; sonra tevbe33 edin O'na doğru; göndersin gökten180 üzerinize bolca yağmur*; ve ziyade etsin sizlere bir kuvveti kuvvetinize doğru; yüz çevirmeyin mücrim674 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

52 And you (my) nation, ask for forgiveness (from) your Lord then repent to Him, He sends the skies/space on you flowing/pouring abundantly, and He increases you strength/power to your strength/power , and do not turn away (as) criminals/sinners .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya kavmi ve ey kavmim/toplumum وَيَا قَوْمِ قوم
2 stegfiru mağfiret dileyin اسْتَغْفِرُوا غفر
3 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
6 ileyhi O'na doğru إِلَيْهِ -
7 yursili göndersin يُرْسِلِ رسل
8 s-semae gökten السَّمَاءَ سمو
9 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
10 midraran bolca yağmur مِدْرَارًا درر
11 ve yezidkum ve ziyade etsin sizlere وَيَزِدْكُمْ زيد
12 kuvveten bir kuvveti قُوَّةً قوي
13 ila doğru إِلَىٰ -
14 kuvvetikum kuvvetinize قُوَّتِكُمْ قوي
15 ve la وَلَا -
16 tetevellev yüz çevirmeyin تَتَوَلَّوْا ولي
17 mucrimine mücrimin مُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Bol akan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

11. Hûd Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1532|11|61|وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَٰلِحًا قَالَ يَٰقَوْمِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُۥ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ وَٱسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَٱسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّى قَرِيبٌ مُّجِيبٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1532|11|61|والي ثمود اخاهم صلحا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره هو انشاكم من الارض واستعمركم فيها فاستغفروه ثم توبوا اليه ان ربي قريب مجيب

Latin Literal

61. Ve ilâ semûde ehâhum sâlihâ(sâlihan), kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruh(gayruhu), huve enşeekum minel ardı vesta’merekum fîhâ festâgfirûhu summe tûbû ileyh(ileyhi), inne rabbî karîbun mucîb(mucîbun).

Türkçe Çeviri

Ve Semûd'adır kardeşleri Sâlih; dedi*: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; O (ki) inşa etti sizleri yerden**; ve yaşam oluşturdu orada***; öyle ki mağfiret319 dileyin; sonra tevbe33 edin O'na; doğrusu Rabbim4 bir yakındır cevaplayana****.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And to Thamud their brother Saleh, He said: "You (my) nation worship God, (there is) not for you from a God other than Him, He created you in the Earth , and He made you inhabit/populate in it, so ask Him for forgiveness, then repent to Him, that my Lord (is) near/close answering/replying."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ila ve وَإِلَىٰ -
2 semude Semûd’adır ثَمُودَ -
3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو
4 salihen Sâlih صَالِحًا صلح
5 kale dedi قَالَ قول
6 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
8 llahe Allah'a اللَّهَ -
9 ma yoktur مَا -
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 min hiçbir مِنْ -
12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله
13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير
14 huve O (ki) هُوَ -
15 enşeekum inşa etti sizleri أَنْشَأَكُمْ نشا
16 mine مِنَ -
17 l-erdi yerden الْأَرْضِ ارض
18 vestea'merakum ve yaşam oluşturdu sizlere وَاسْتَعْمَرَكُمْ عمر
19 fiha orada فِيهَا -
20 festegfiruhu öyle ki mağfiret dileyin O’na فَاسْتَغْفِرُوهُ غفر
21 summe sonra ثُمَّ -
22 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
23 ileyhi O’na إِلَيْهِ -
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 rabbi Rabbim رَبِّي ربب
26 karibun bir yakındır قَرِيبٌ قرب
27 mucibun cevaplayana مُجِيبٌ جوب

Notlar

Not 1

*Sâlih.**Yeryüzünden.***Yerde.****Rablerinin çağrısına cevap verene yakındır. Tek tanrıcılara yakındır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

11. Hûd Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

1561|11|90|وَٱسْتَغْفِرُوا۟ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّى رَحِيمٌ وَدُودٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1561|11|90|واستغفروا ربكم ثم توبوا اليه ان ربي رحيم ودود

Latin Literal

90. Vestagfirû rabbekum summe tûbû ileyh(ileyhi), inne rabbî rahîmun vedûd(vedûdun).

Türkçe Çeviri

Ve mağfiret319 dileyin Rabbinizden4; sonra tevbe33 edin O'na ki benim Rabbim4 bir Rahîm’dir2; bir Vedûd’tur848.

Ahmed Samira Çevirisi

90 And ask for forgiveness from your Lord, then repent to Him, that my Lord (is) merciful, loving/affectionate.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

13. Ra'd Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1735|13|30|كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَٰكَ فِىٓ أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَآ أُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِٱلرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّى لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

Latin Literal

30. Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; gönderdik seni* bir ümmete305; muhakkak gelip geçti ondan** önce ümmetler305; tilâvet874 etmen için onlara vahyettiğimizi603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik25 ederler Rahmân'a1; de ki: "O*** (ki) Rabbimdir4; yoktur ilâh74 O’nun**** dışında; O'na****** tevekkül79 ettim; ve O'nadır***** tevbem33."

Ahmed Samira Çevirisi

30 As/like that We sent you in (a) nation, nations had passed/expired in it, to read/recite on them what We inspired/transmitted to you, and they disbelieve with (in) the merciful, say: "He is my Lord, no God except He, on Him I relied/depended , and to Him (is) my repentance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
2 erselnake gönderdik seni أَرْسَلْنَاكَ رسل
3 fi فِي -
4 ummetin bir ümmete أُمَّةٍ امم
5 kad muhakkak قَدْ -
6 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kabliha ondan önce قَبْلِهَا قبل
9 umemun ümmetler أُمَمٌ امم
10 litetluve tilavet etmen için لِتَتْلُوَ تلو
11 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
12 llezi şeyleri الَّذِي -
13 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي
14 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر
17 bir-rahmani Rahmân'a بِالرَّحْمَٰنِ رحم
18 kul de ki قُلْ قول
19 huve O هُوَ -
20 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب
21 la yoktur لَا -
22 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
23 illa dışında إِلَّا -
24 huve O’nun هُوَ -
25 aleyhi O'na عَلَيْهِ -
26 tevekkeltu tevekkül ettim تَوَكَّلْتُ وكل
27 ve ileyhi ve O'nadır وَإِلَيْهِ -
28 metabi tevbem مَتَابِ توب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Ümmetten.***Allah.****Allah'ın.*****Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahmân Kavram 1

1 En yüce merhametli.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 122

Arapça Metin (Harekeli)

2468|20|122|ثُمَّ ٱجْتَبَٰهُ رَبُّهُۥ فَتَابَ عَلَيْهِ وَهَدَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

2468|20|122|ثم اجتبه ربه فتاب عليه وهدي

Latin Literal

122. Summectebâhu rabbuhu fe tâbe aleyhi ve hedâ.

Türkçe Çeviri

Sonra seçti* onu** Rabbi4; öyle ki tevbe33 etti üzerine (Âdem’in); ve doğru yola kılavuzladı.

Ahmed Samira Çevirisi

122 Then His Lord chose/purified him, so He forgave on him, and guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 ctebahu seçti onu اجْتَبَاهُ جبي
3 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب
4 fe tabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب
5 aleyhi üzerine (Âdem’in) عَلَيْهِ -
6 ve heda ve doğru yola kılavuzladı وَهَدَىٰ هدي

Notlar

Not 1

*Bir resûl olarak. **Âdem'i.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

24. Nûr Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

2820|24|31|وَقُل لِّلْمُؤْمِنَٰتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَٰرِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ ءَابَآئِهِنَّ أَوْ ءَابَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَآئِهِنَّ أَوْ أَبْنَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ أَخَوَٰتِهِنَّ أَوْ نِسَآئِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُنَّ أَوِ ٱلتَّٰبِعِينَ غَيْرِ أُو۟لِى ٱلْإِرْبَةِ مِنَ ٱلرِّجَالِ أَوِ ٱلطِّفْلِ ٱلَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا۟ عَلَىٰ عَوْرَٰتِ ٱلنِّسَآءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِن زِينَتِهِنَّ وَتُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَ ٱلْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2820|24|31|وقل للمومنت يغضضن من ابصرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن الا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن علي جيوبهن ولا يبدين زينتهن الا لبعولتهن او ابايهن او ابا بعولتهن او ابنايهن او ابنا بعولتهن او اخونهن او بني اخونهن او بني اخوتهن او نسايهن او ما ملكت ايمنهن او التبعين غير اولي الاربه من الرجال او الطفل الذين لم يظهروا علي عورت النسا ولا يضربن بارجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا الي الله جميعا ايه المومنون لعلكم تفلحون

Latin Literal

31. Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 kadınlara de ki "Alçaltsınlar* bakışlarından; ve muhafaza etsinler fürûclarını110; ve sergilemesinler** kendilerinin ziynetini854; dışındadır göründüğü ondan***; ve vursunlar örtülerini koyunlarının855 üstüne; ve sergilemesinler** kendilerinin ziynetini854 (ki) dışındadır kocaları ya da babaları ya da kocalarının babaları ya da oğulları ya da kocalarının oğulları ya da erkek kardeşleri ya da erkek kardeşlerinin oğulları ya da kız kardeşlerinin oğulları ya da kendi kadınları ya da sağ ellerinin malik olduğu77 yahut tabiler**** (ki) olmaksızın sahipleri maharet/beceri erkeklerden yahut tıfıl***** kimseler (ki) asla algılamazlar kadınların avratlarına******* karşı; ve vurmasınlar******** ayaklarını bildirmek için hafiyelik****** ettiklerini kendilerinin ziynetinden854"; ve tevbe33 edin Allah'a karşı topluca ey müminler27! Belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

31 And say to the believers they (F) lower/humble from their eye sights, and they (F) protect/safe keep from their genital parts between their legs, and they do not show their decoration/beauty except what appeared/is visible from it, and they hold in place/sew (E) with their head covers/covers on their collar opening in clothes/chests , and they do not show their decoration/beauty except to their husbands, or their fathers, or their husband’s fathers (fathers in-law), or their sons, or their husband’s sons (step- sons), or their brothers, or their brother’s sons (nephews), or their sisters’ sons (nephews), or their women, or what their right (hands) owned/possessed (i.e. care-giers under contract), or the followers/servants (those) not (owners) of need/desire/intelligence and resourcefulness (without a sexual drive) from the men or the child/children (the very old or very young), those who did not see and know of on the women’s shameful genital parts , and they (F) do not beat/strike with their (F) feet to be known what they (F) hide from their decoration/beauty , and repent to God all together , oh you the believers, maybe/perhaps you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kul ve de ki وَقُلْ قول
2 lilmu'minati mümin kadınlara لِلْمُؤْمِنَاتِ امن
3 yegdudne alçaltsınlar يَغْضُضْنَ غضض
4 min مِنْ -
5 ebsarihinne bakışlarından أَبْصَارِهِنَّ بصر
6 ve yehfezne ve muhafaza etsinler وَيَحْفَظْنَ حفظ
7 furucehunne fürûclarını فُرُوجَهُنَّ فرج
8 ve la ve وَلَا -
9 yubdine sergilemesinler يُبْدِينَ بدو
10 zinetehunne kendilerinin ziynetini زِينَتَهُنَّ زين
11 illa dışındadır إِلَّا -
12 ma مَا -
13 zehera göründüğü ظَهَرَ ظهر
14 minha ondan مِنْهَا -
15 velyedribne ve vursunlar وَلْيَضْرِبْنَ ضرب
16 bihumurihinne örtülerini بِخُمُرِهِنَّ خمر
17 ala üstüne عَلَىٰ -
18 cuyubihinne koyunlarının جُيُوبِهِنَّ جيب
19 ve la ve وَلَا -
20 yubdine sergilemesinler يُبْدِينَ بدو
21 zinetehunne kendilerinin ziynetini زِينَتَهُنَّ زين
22 illa dışındadır إِلَّا -
23 libuuletihinne kocaları لِبُعُولَتِهِنَّ بعل
24 ev ya da أَوْ -
25 abaihinne babaları ابَائِهِنَّ ابو
26 ev ya da أَوْ -
27 aba'i babaları ابَاءِ ابو
28 buuletihinne kocalarının بُعُولَتِهِنَّ بعل
29 ev ya da أَوْ -
30 ebnaihinne oğulları أَبْنَائِهِنَّ بني
31 ev ya da أَوْ -
32 ebna'i oğulları أَبْنَاءِ بني
33 buuletihinne kocalarının بُعُولَتِهِنَّ بعل
34 ev ya da أَوْ -
35 ihvanihinne erkek kardeşleri إِخْوَانِهِنَّ اخو
36 ev ya da أَوْ -
37 beni oğulları بَنِي بني
38 ihvanihinne erkek kardeşlerinin إِخْوَانِهِنَّ اخو
39 ev ya da أَوْ -
40 beni oğulları بَنِي بني
41 ehavatihinne kızkardeşlerinin أَخَوَاتِهِنَّ اخو
42 ev ya da أَوْ -
43 nisaihinne kendi kadınları نِسَائِهِنَّ نسو
44 ev ya da أَوْ -
45 ma مَا -
46 meleket malik olduğu مَلَكَتْ ملك
47 eymanuhunne sağ ellerinin أَيْمَانُهُنَّ يمن
48 evi yahut أَوِ -
49 t-tabiiyne tabiler التَّابِعِينَ تبع
50 gayri olmaksızın غَيْرِ غير
51 uli sahipleri أُولِي اول
52 l-irbeti maharet/beceri الْإِرْبَةِ ارب
53 mine مِنَ -
54 r-ricali erkekleden الرِّجَالِ رجل
55 evi yahut أَوِ -
56 t-tifli tıfıl الطِّفْلِ طفل
57 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
58 lem asla لَمْ -
59 yezheru algılamazlar يَظْهَرُوا ظهر
60 ala karşı عَلَىٰ -
61 avrati avrat yerlerine عَوْرَاتِ عور
62 n-nisa'i kadınların النِّسَاءِ نسو
63 ve la ve وَلَا -
64 yedribne vurmasınlar يَضْرِبْنَ ضرب
65 bierculihinne ayaklarını بِأَرْجُلِهِنَّ رجل
66 liyua'leme bildirmek için لِيُعْلَمَ علم
67 ma مَا -
68 yuhfine hafiyelik ettiklerini يُخْفِينَ خفي
69 min مِنْ -
70 zinetihinne kendilerinin ziynetinden زِينَتِهِنَّ زين
71 ve tubu ve tevbe edin وَتُوبُوا توب
72 ila karşı إِلَى -
73 llahi Allah'a اللَّهِ -
74 cemian topluca جَمِيعًا جمع
75 eyyuhe ey أَيُّهَ -
76 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
77 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
78 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*İndirmek, azaltmak, küçültmek. Şehvetle bakmamak.**Göstermek, sergilemek, kanıtlamak, açığa vurmak, beyan etmek, açıkça ilan etmek.***Ziynetten.****Kadına tabi olanlar yani hizmetçi erkekler.*****Erkek çocuk.******Gizlediklerini.*******Cinsel organ organlar.********Anlarız ki ayakların yere vurulmasıyla ziynetten gizlenen bazı şeyler hareket etmelidir. Memenin sallanarak

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

3555|33|24|لِّيَجْزِىَ ٱللَّهُ ٱلصَّٰدِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ ٱلْمُنَٰفِقِينَ إِن شَآءَ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3555|33|24|ليجزي الله الصدقين بصدقهم ويعذب المنفقين ان شا او يتوب عليهم ان الله كان غفورا رحيما

Latin Literal

24. Li yecziyallâhus sâdıkîne bi sıdkıhım ve yuazzibel munâfıkîne in şâe ev yetûbe aleyhim, innallâhe kâne gafûren rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Cezalandırması* içindir Allah’ın sâdıkları182 sıddıklıklarıyla551; ve azap etmesi içindir münâfıklara26 eğer dilerse (Allah) ya da tevbe33 etmesi içindir (Allah'ın) onlar üzerine**; doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

24 (It is to) God to reward/reimburse the truthful with their truthfulness, and He tortures the hypocrites, if He wants or He forgives on them, that truly God was/is a forgiver, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyecziye cezalandırması/karşılığını vermesi için لِيَجْزِيَ جزي
2 llahu Allah’ın اللَّهُ -
3 s-sadikine sadıkları الصَّادِقِينَ صدق
4 bisidkihim sıddıklıklarıyla بِصِدْقِهِمْ صدق
5 ve yuazzibe ve azap etmesi için وَيُعَذِّبَ عذب
6 l-munafikine münafıkları الْمُنَافِقِينَ نفق
7 in eğer إِنْ -
8 şa'e dilerse شَاءَ شيا
9 ev ya da أَوْ -
10 yetube tevbe etmesi için يَتُوبَ توب
11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 kane oldu كَانَ كون
15 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر
16 rahimen bir Rahîm رَحِيمًا رحم

Notlar

Not 1

*Karşılığını vermesi, mükafatlandırması.**Bağışlamak istediği kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Sıddık Kavram 551

551 Her zaman doğruyu onaylayan, söyleyen, yapan.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

3604|33|73|لِّيُعَذِّبَ ٱللَّهُ ٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱلْمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلْمُشْرِكِينَ وَٱلْمُشْرِكَٰتِ وَيَتُوبَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

3604|33|73|ليعذب الله المنفقين والمنفقت والمشركين والمشركت ويتوب الله علي المومنين والمومنت وكان الله غفورا رحيما

Latin Literal

73. Li yuazziballâhul munâfikîne vel munâfikâti vel muşrikîne vel muşrikâti ve yetûballâhu alel mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Azap426 etmesi içindir Allah’ın münâfık26 (erkeklere) ve münâfık26 (kadınlara); ve müşrik36 (erkeklere) ve müşrik36 (kadınlara); ve tevbe33 etmesi (içindir) Allah'ın mümin27 (erkeklere) ve mümin27 (kadınlara) karşı; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

73 (It is for) God to punish the hypocrites (M), and the hypocrites (F), and the sharers/takers of partners (with God) (M), and the sharers/takers of partners (with God) (F), and God forgives on the believers (M), and the believers (F), and God was/is forgiving, merciful.304

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Yüce Allah'ın azap etmesi. Kavram 426

426 Yüce Allah azabı hak etmiş nefsi azaptan kurtarmayarak azap eder. Nefis kendine zulmetmiş ve kendine azap etmiştir. Yüce Allah durup dururken bir nefse azap edici asla değildir.

38. Sâd Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

3992|38|24|قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلْخُلَطَآءِ لَيَبْغِى بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّٰهُ فَٱسْتَغْفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3992|38|24|قال لقد ظلمك بسوال نعجتك الي نعاجه وان كثيرا من الخلطا ليبغي بعضهم علي بعض الا الذين امنوا وعملوا الصلحت وقليل ما هم وظن داود انما فتنه فاستغفر ربه وخر راكعا واناب

Latin Literal

24. Kâle lekad zalemeke bi suâli na’cetike ilâ niâcih(niâcihî), ve inne kesîren minel huletâi le yebgî ba’duhum alâ ba’dın illellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve kalîlun mâ hum, ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festagfere rabbehu ve harre râkian ve enâb(enâbe). (SECDE ÂYETİ)

Türkçe Çeviri

Dedi (Davut): “Ant olsun, zulmetti sana sormakla/istemekle dişi koyununu senin kendi koyunlarına; ve doğrusu, çoğu karışanlardan/ortaklardan mutlak güçlü gelir bir kısmı onların diğer bir kısmı üzerine; kimseler dışında; inandılar ve yaptılar sâlihât18; ve ne azdır onlar; ve zannetti Davut o durumda denediğimizi onu; öyle ki mağfiret diledi/bağışlanma diledi Rabbinden; ve kapandı yere rükû11 ederek; ve tevbe33 etti.

Ahmed Samira Çevirisi

24 He (David) said: "He had (E) caused injustice to you/oppressed you with requesting your ewe/female sheep to his ewes/female sheep, and that many from the associates/company some of them oppress/transgress (E) on some (each other) except those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and little/few what they are." And David doubted/suspected that We tested him so he asked for forgiveness (from) his Lord, and he fell down bowing, and He repented/obeyed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale Dedi (Davut) قَالَ قول
2 lekad ant olsun لَقَدْ -
3 zelemeke zulmetti sana ظَلَمَكَ ظلم
4 bisu'ali sormakla/istemekle بِسُؤَالِ سال
5 nea'cetike dişi koyununu senin نَعْجَتِكَ نعج
6 ila إِلَىٰ -
7 niaacihi kendi koyunlarına نِعَاجِهِ نعج
8 ve inne ve doğrusu, وَإِنَّ -
9 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر
10 mine مِنَ -
11 l-huleta'i karışanlardan/ortaklardan الْخُلَطَاءِ خلط
12 leyebgi mutlak güçlü gelir لَيَبْغِي بغي
13 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
14 ala üzerine عَلَىٰ -
15 bea'din diğer bir kısmı بَعْضٍ بعض
16 illa dışında إِلَّا -
17 ellezine kimseler الَّذِينَ -
18 amenu inandılar امَنُوا امن
19 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
20 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح
21 ve kalilun ve ne azdır وَقَلِيلٌ قلل
22 ma مَا -
23 hum onlar هُمْ -
24 ve zenne ve zannetti وَظَنَّ ظنن
25 davudu Davut دَاوُودُ -
26 ennema أَنَّمَا -
27 fetennahu o durumda denediğimizi onu فَتَنَّاهُ فتن
28 festegfera öyle ki mağfiret diledi/bağışlanma diledi فَاسْتَغْفَرَ غفر
29 rabbehu Rabbinden رَبَّهُ ربب
30 ve harra ve kapandı yere وَخَرَّ خرر
31 rakian rükû ederek/eğilerek/dize gelerek/baş eğerek رَاكِعًا ركع
32 ve enabe ve döndü/tevbe etti. وَأَنَابَ نوب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

46. Ahkaf Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

4523|46|15|وَوَصَّيْنَا ٱلْإِنسَٰنَ بِوَٰلِدَيْهِ إِحْسَٰنًا حَمَلَتْهُ أُمُّهُۥ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُۥ وَفِصَٰلُهُۥ ثَلَٰثُونَ شَهْرًا حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُۥ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِىٓ أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتَ عَلَىَّ وَعَلَىٰ وَٰلِدَىَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَٰلِحًا تَرْضَىٰهُ وَأَصْلِحْ لِى فِى ذُرِّيَّتِىٓ إِنِّى تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّى مِنَ ٱلْمُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4523|46|15|ووصينا الانسن بولديه احسنا حملته امه كرها ووضعته كرها وحمله وفصله ثلثون شهرا حتي اذا بلغ اشده وبلغ اربعين سنه قال رب اوزعني ان اشكر نعمتك التي انعمت علي وعلي ولدي وان اعمل صلحا ترضيه واصلح لي في ذريتي اني تبت اليك واني من المسلمين

Latin Literal

15. Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi ihsânâ(ihsânen), hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhâ(kurhan), ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne şehrâ(şehren), hattâ izâ belega eşuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

Ve vasiyet973 ettik insana ana babasına (karşı) bir ihsân250; taşıdı onu* anası bir zahmetle; ve doğurdu onu* bir zahmetle; ve taşınması onun** ve ayrılması onun** otuz aydır974; ta ki ulaştığı zaman şiddetlisine ve ulaştığında kırk seneye***; dedi: "Rabbim! Sevk eyle/dizginle beni ki şükrederim (senin) nimetine ki nimetlendirdin üzerime ve anama babama karşı; ve ki yaparım bir sâlihât18 (ki) razı olursun ona***; ve ıslah316 et bana zürriyetimde380; doğrusu ben tevbe33 ettim sana ve doğrusu ben müslimdenim45."

Ahmed Samira Çevirisi

15 And We directed/commanded the human (with) a goodness (in treatment) with (to) his parents, his mother bore/became pregnant with him compellingly/forcefully/involuntarily and she gave birth to him compellingly/forcefully/involuntarily, and his weight/pregnancy with him , and his wearing/separation thirty months, until when he reached his maturity/strength, and he reached forty years, he said: "My Lord inspire/influence me that (E) I thank/be grateful (for) your blessing which you blessed on me and on my parents, and that (E) I make/do correct/righteous deeds you accept/approve it, and correct/repair for me in my descendants, that I repented to you, and that I am from the Moslems/submitters/surrenderers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve vessayna ve vasiyet ettik وَوَصَّيْنَا وصي
2 l-insane insana الْإِنْسَانَ انس
3 bivalideyhi ana babasına (karşı) بِوَالِدَيْهِ ولد
4 ihsanen bir ihsan إِحْسَانًا حسن
5 hamelethu taşıdı onu حَمَلَتْهُ حمل
6 ummuhu anası أُمُّهُ امم
7 kurhen bir zahmetle كُرْهًا كره
8 ve vedeathu ve doğurdu onu وَوَضَعَتْهُ وضع
9 kurhen bir zahmetle كُرْهًا كره
10 ve hamluhu ve taşınması onun وَحَمْلُهُ حمل
11 ve fisaluhu ve ayrılması onun وَفِصَالُهُ فصل
12 selasune otuz ثَلَاثُونَ ثلث
13 şehran aydır شَهْرًا شهر
14 hatta ta ki حَتَّىٰ -
15 iza zaman إِذَا -
16 belega ulaştığı بَلَغَ بلغ
17 eşuddehu şiddetlisine أَشُدَّهُ شدد
18 ve belega ve ulaştı وَبَلَغَ بلغ
19 erbeiyne kırk أَرْبَعِينَ ربع
20 seneten seneye سَنَةً سنو
21 kale dedi قَالَ قول
22 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
23 evzia'ni sevk eyle/dizginle beni أَوْزِعْنِي وزع
24 en ki أَنْ -
25 eşkura şükrederim أَشْكُرَ شكر
26 nia'meteke (senin) nimetine نِعْمَتَكَ نعم
27 lleti ki الَّتِي -
28 en'amte nimetlendirdin أَنْعَمْتَ نعم
29 aleyye üzerime عَلَيَّ -
30 ve ala ve karşı وَعَلَىٰ -
31 velideyye anama babama وَالِدَيَّ ولد
32 ve en ve ki وَأَنْ -
33 ea'mele yaparım أَعْمَلَ عمل
34 salihen bir salihat صَالِحًا صلح
35 terdahu razı olursun ona تَرْضَاهُ رضو
36 ve eslih ve islah et وَأَصْلِحْ صلح
37 li bana لِي -
38 fi فِي -
39 zurriyeti zürriyetimde ذُرِّيَّتِي ذرر
40 inni doğrusu ben إِنِّي -
41 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب
42 ileyke sana إِلَيْكَ -
43 ve inni ve doğrusu ben وَإِنِّي -
44 mine مِنَ -
45 l-muslimine müslimdenim الْمُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*İnsanı.**İnsanın.***Sâlihâta

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

İhsân, ihsân Kavram 250

250 İyilik etme, iyi davranma, dürüstlük, doğruluk.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

58. Mücâdele Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

5115|58|13|ءَأَشْفَقْتُمْ أَن تُقَدِّمُوا۟ بَيْنَ يَدَىْ نَجْوَىٰكُمْ صَدَقَٰتٍ فَإِذْ لَمْ تَفْعَلُوا۟ وَتَابَ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱللَّهُ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Latin Literal

13. E eşfaktum en tukaddimû beyne yedey necvâkum sadekât(sadekâtin), fe iz lem tef’alû ve tâballâhu aleykum, fe ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve etîûllâhe ve resûleh(resûlehu), vallâhu habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar95; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne76; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

13 Have you (been) cautious/guarding against that (E) you advance/present between your confidential talk’s/secret conversation’s hand, charities, so if you do not make/do , and God forgave on you, so keep up the prayers, and give/bring the charity/ purification , and obey God and His messenger, and God (is) expert/experienced with what you make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eeşfektum tasalandınız mı أَأَشْفَقْتُمْ شفق
2 en ki أَنْ -
3 tukaddimu takdim edersiniz تُقَدِّمُوا قدم
4 beyne arasında بَيْنَ بين
5 yedey eliniz يَدَيْ يدي
6 necvakum gizli konuşmanızda نَجْوَاكُمْ نجو
7 sadekatin sadakalar/harçlar صَدَقَاتٍ صدق
8 feiz öyle ki o zaman فَإِذْ -
9 lem asla لَمْ -
10 tef'alu faaliyete geçemezsiniz تَفْعَلُوا فعل
11 ve tabe ve tevbe etti/döndü/bağışladı وَتَابَ توب
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
14 feekimu öyle ki dikin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
16 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
17 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
18 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 ve rasulehu ve resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر
23 bima بِمَا -
24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

66. Tahrim Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

5231|66|4|إِن تَتُوبَآ إِلَى ٱللَّهِ فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَا وَإِن تَظَٰهَرَا عَلَيْهِ فَإِنَّ ٱللَّهَ هُوَ مَوْلَىٰهُ وَجِبْرِيلُ وَصَٰلِحُ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَعْدَ ذَٰلِكَ ظَهِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5231|66|4|ان تتوبا الي الله فقد صغت قلوبكما وان تظهرا عليه فان الله هو موليه وجبريل وصلح المومنين والمليكه بعد ذلك ظهير

Latin Literal

4. İn tetûbâ ilâllâhi fe kad sagat kulûbukumâ, ve in tezâherâ aleyhi fe innallâhe huve mevlâhu ve cibrîlu ve sâlihul mû’minîn(mû’minîne), vel melâiketu ba’de zâlike zahîr(zahîrun).

Türkçe Çeviri

Eğer tevbe33 ederseniz ikiniz* Allah'a karşı; öyle ki muhakkak eğildi/büküldü ikinizin kalpleri; ve eğer destekleşirseniz ikiniz* ona** karşı; öyle ki doğrusu Allah; O; mevlâsıdır68 onun**; ve Cibrîl282; ve sâlihler217 müminler27; ve melekler48; bundan sonra bir destektir (ona).

Ahmed Samira Çevirisi

4 If you (B) repent to God, so your (B)’s hearts/minds had inclined/listened, and if they (B) cooperated/supported each other on (against) him, so then God, He is his guardian/ally , and Gabriel, and (the) correct/righteous (of) the believers, and the angels after that (are) a supporter/helper.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 tetuba tevbe ederseni ikiniz تَتُوبَا توب
3 ila karşı إِلَى -
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
6 sagat eğildi/büküldü صَغَتْ صغو
7 kulubukuma ikinizin kalpleri قُلُوبُكُمَا قلب
8 vein ve eğer وَإِنْ -
9 tezahera destekleşirseniz/yardımlaşırsanız ikiniz تَظَاهَرَا ظهر
10 aleyhi ona karşı عَلَيْهِ -
11 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
12 llahe Allah'tır اللَّهَ -
13 huve O هُوَ -
14 mevlahu mevlâsıdır onun مَوْلَاهُ ولي
15 ve cibrilu ve Cibril'dir وَجِبْرِيلُ -
16 ve salihu ve salihler وَصَالِحُ صلح
17 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك
19 bea'de sonra بَعْدَ بعد
20 zalike bundan ذَٰلِكَ -
21 zehirun bir destektir/yardımcıdır ظَهِيرٌ ظهر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'in iki eşi.**Nebi Muhammed'e, Nebi Muhammed'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Mevlâ Kavram 68

68 Sahip

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

Cibrîl Kavram 282

282 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli bir varlık. Kendisine elçilik görevi verilmiştir. Evrenimizin bir üst boyutunda bulunan arşta bulunur. Kendi iradesi/aklı vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değildir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamaz. İradesiyle oluşturduğu her fikir mutlak ki takva içerir. Levh-i Mahfuz’a (Korunmuş Levha'ya) yani holografik evren prensibi kapsamınsa evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenin zaman dahil tüm kuantum bilgilerini muhafaza eden rakamlanmış/kodlanmış 2D zara/membrana erişim hakkı vardır. Bu nedenle evrenin her zamanında ve her yerinde aynı anda bulunabilir. Matrix filmindeki ajanlar gibidir. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi gereği evren içinde diledikleri şekle dönüşebilir. Evrenimizin en küçük yapı taşı 1.65x10-35 metre uzunluğundaki bir sicimdir/iptir. Her sicimin titreşimi bir müzik aletinin telinin titreşmesi sonucu özel bir ses çıkarması gibi kendine özel atom altı parçacıkları oluşturur. Sicimler titreşim bilgilerini ruh aracılığıyla Levh-i Mahfuz’dan alır. Levh-i Mahfuz rakamlanmış bilgiyi ruh aracılığıyla sicimlere aktarır. Işık hızında yazan bir 3D printer/yazıcı gibi evreni canlandırır. Cibrîl Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimlerin titreşimini değiştirir ve farklı atom altı parçacıkları oluşturarak farklı atomları oluşturur. Böylece elçiye bir insan şeklinde seslenebilir. Bir ağaç içinden seslenebilir. Bir ateş içinden seslenebilir. Şerefli elçi Cibrîl’in şerefli Kur’an’ı Muhammed peygamberin beyin ve kalpte bulunan sinir hücrelerine indirmesini yine Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimler üzerinden gerçekleştirdiğini anlarız. Böylece Muhammed peygamber ezberlemek zorunda kalmadan tüm Kur’an’ı bilmiş olmaktadır. Kur’an’dan Cibrîl benzeri farklı varlıkların da insanlarla temas kurduklarını anlıyoruz. Ashab-ı Kehf (Mağara yoldaşları) gençlerine zaman yolculuğu yaptıran Rakim/rakamlayıcı yoldaşları kendilerine Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi verilen şerefli varlıklardır. İbrahim peygambere, Lut peygambere ve Meryem’e gelen elçiler de Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır.

66. Tahrim Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

5232|66|5|عَسَىٰ رَبُّهُۥٓ إِن طَلَّقَكُنَّ أَن يُبْدِلَهُۥٓ أَزْوَٰجًا خَيْرًا مِّنكُنَّ مُسْلِمَٰتٍ مُّؤْمِنَٰتٍ قَٰنِتَٰتٍ تَٰٓئِبَٰتٍ عَٰبِدَٰتٍ سَٰٓئِحَٰتٍ ثَيِّبَٰتٍ وَأَبْكَارًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5232|66|5|عسي ربه ان طلقكن ان يبدله ازوجا خيرا منكن مسلمت مومنت قنتت تيبت عبدت سيحت ثيبت وابكارا

Latin Literal

5. Asâ rabbuhû in tallakakunne en yubdilehû ezvâcen hayren min kunne muslimâtin mû’minâtin kânitâtin tâibâtin âbidâtin sâihâtin seyyibâtin ve ebkârâ(ebkâren).

Türkçe Çeviri

Belki de onun* Rabbi4 -eğer boşasaydı sizleri- ki değiştirir ona* sizlerden (daha) hayırlı müslüman431**; mümin27**, kanaat398 eden**; tevbe33 eden**; kulluk46 eden**; seyahat735 eden**; dul ve bakir eşler.

Ahmed Samira Çevirisi

5 Maybe/perhaps his Lord if he divorced you (F) that He exchanges/replaces for him wives better than you, Moslems/submitters , believers, worshipping humbly, , repentant, worshipping , fasting and secluded in mosques (devout) , divorced/widowed/non-virgin , and first borns/virgins .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 asa belki de عَسَىٰ عسي
2 rabbuhu Rabbin onun رَبُّهُ ربب
3 in eğer إِنْ -
4 tallekakunne boşasaydı sizleri طَلَّقَكُنَّ طلق
5 en ki أَنْ -
6 yubdilehu değiştirir (Rabbi) ona يُبْدِلَهُ بدل
7 ezvacen eşleri أَزْوَاجًا زوج
8 hayran hayırlı خَيْرًا خير
9 minkunne sizlerden مِنْكُنَّ -
10 muslimatin müslüman (kadınlar) مُسْلِمَاتٍ سلم
11 mu'minatin mümin (kadınlar) مُؤْمِنَاتٍ امن
12 kanitatin kanaat eden (kadınlar) قَانِتَاتٍ قنت
13 taibatin tevbe eden (kadınlar) تَائِبَاتٍ توب
14 aabidatin kulluk eden (kadınlar) عَابِدَاتٍ عبد
15 saihatin seyahat eden (kadınlar) سَائِحَاتٍ سيح
16 seyyibatin dul (kadınlar) ثَيِّبَاتٍ ثيب
17 ve ebkaran ve bakir (kadınlar) وَأَبْكَارًا بكر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'in, Nebi Muhammed'e.**Kadınlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Kanaat etmek. Kavram 398

398 Yetinmek. Yüce Allah'ın fazlından/lütfundan aranma/bakınma sonrası Yüce Allah'ın bahşettikleriyle yetinmek. Elindekinden hoşnut olma durumu, yeter bulmak.

Müslüman Kavram 431

431 Müslim (Müslümanlar) kelimesinin tekil hali. Yüce Allah'ın gerçek İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) tabi olmuş olan. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah ile arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

66. Tahrim Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

5235|66|8|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ تُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ يَوْمَ لَا يُخْزِى ٱللَّهُ ٱلنَّبِىَّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَٰنِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَآ أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَٱغْفِرْ لَنَآ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5235|66|8|يايها الذين امنوا توبوا الي الله توبه نصوحا عسي ربكم ان يكفر عنكم سياتكم ويدخلكم جنت تجري من تحتها الانهر يوم لا يخزي الله النبي والذين امنوا معه نورهم يسعي بين ايديهم وبايمنهم يقولون ربنا اتمم لنا نورنا واغفر لنا انك علي كل شي قدير

Latin Literal

8. Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes’â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Tevbe33 edin Allah'a karşı içten/samimi bir tevbe (-yle); belki de Rabbiniz4 ki kâfirlik25 eder sizden kötülüklerinizi ve sokar sizleri cennetlere (ki) akar altlarından onun** nehirler; gündür (ki) rezil etmez Allah nebiyi* ve onunla beraber iman47 etmiş kimseleri; nurları*** onların yürür/ilerler elleri arasında ve sağlarında; derler: "Rabbimiz4! Tamamla bizlere nurumuzu***; ve mağfiret319 et bizlere; doğrusu sensin her bir şey üzerine bir Kadîr177."

Ahmed Samira Çevirisi

8 You, you those who believed, repent to God, a sincere/honest (E) repentance, maybe/perhaps your Lord that He covers/substitutes from you your sins/crimes, and He makes you enter treed gardens/paradises, the rivers/waterways flow from beneath it, a day/time God does not shame/scandalize (disappoint) the prophet and those who believed with Him, their light strives/moves quickly between their hands, and at their rights , they say: "Our Lord complete for us our light, and forgive for us, that You are on every thing capable/able ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
5 ila karşı إِلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 tevbeten bir tevbe (-ile) تَوْبَةً توب
8 nesuhen bir içten/samimi نَصُوحًا نصح
9 asa belki de عَسَىٰ عسي
10 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب
11 en ki أَنْ -
12 yukeffira kâfirlik eder يُكَفِّرَ كفر
13 ankum sizden عَنْكُمْ -
14 seyyiatikum kötülüklerinizi سَيِّئَاتِكُمْ سوا
15 ve yudhilekum ve sokar sizleri وَيُدْخِلَكُمْ دخل
16 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
17 tecri akar تَجْرِي جري
18 min مِنْ -
19 tehtiha altlarından onun تَحْتِهَا تحت
20 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
21 yevme gündür (ki) يَوْمَ يوم
22 la لَا -
23 yuhzi hüzünlendirmez يُخْزِي خزي
24 llahu Allah اللَّهُ -
25 n-nebiyye nebiyi النَّبِيَّ نبا
26 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
27 amenu iman etmiş امَنُوا امن
28 meahu onunla beraber مَعَهُ -
29 nuruhum nurları/aydınlıkları نُورُهُمْ نور
30 yes'aa yürür/ilerler يَسْعَىٰ سعي
31 beyne arasında بَيْنَ بين
32 eydihim elleri أَيْدِيهِمْ يدي
33 ve bieymanihim ve sağlarında وَبِأَيْمَانِهِمْ يمن
34 yekulune derler يَقُولُونَ قول
35 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
36 etmim tamamla أَتْمِمْ تمم
37 lena bizlere لَنَا -
38 nurana nurumuzu نُورَنَا نور
39 vegfir ve mağfiret et وَاغْفِرْ غفر
40 lena bizlere لَنَا -
41 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
42 ala üzerine عَلَىٰ -
43 kulli her كُلِّ كلل
44 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
45 kadirun bir Kadîr’sin قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.**Cennetin.***Aydınlıkları, aydınlığımızı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

73. Müzzemmil Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

5493|73|20|إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِن ثُلُثَىِ ٱلَّيْلِ وَنِصْفَهُۥ وَثُلُثَهُۥ وَطَآئِفَةٌ مِّنَ ٱلَّذِينَ مَعَكَ وَٱللَّهُ يُقَدِّرُ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنَ ٱلْقُرْءَانِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَىٰ وَءَاخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى ٱلْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ ٱللَّهِ وَءَاخَرُونَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَقْرِضُوا۟ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَٱسْتَغْفِرُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

20. İnne rabbeke ya’lemu enneke tekûmu ednâ min suluseyil leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne meak(meake), vallâhu yukaddirul leyle ven nehâr(nehâre), alime en len tuhsûhu fe tâbe aleykum, fakreû mâ teyessere minel kur’ân(kur’ânî), alime en seyekûnu minkum merdâ ve âharûne yadribûne fîl’ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne yukâtilûne fî sebîlillâhi fakreû mâ teyessere minhu ve ekîmus salâte ve âtûz zekâte ve akridullâhe kardan hasenâ(hasenen), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhi huve hayren ve a’zame ecrâ(ecren), vestagfirûllâh(vestağfirûllâhe), innellâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Rabbin4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi171 ve gündüzü170; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan*; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve borç verin123 Allah'a; güzel bir borç123; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir820; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

20 That truly your Lord knows that you, you stand/call (for) prayer nearer (than) from two-thirds (of) the night and its half/middle, and its third, and a group of people from those with you, and God predestines/evaluates the night and the daytime, He knew that you (will) not count/compute it so He forgave on you, so read what eased/became flexible (what you can) from the Koran, He knew that (E) sick/diseased will be from you, and others moving (traveling) in the land/Earth wishing/desiring from God’s grace/favour/blessing, and others fighting in God’s way/path , so read what eased/became flexible from it (what you can), and keep up the prayers, and give/bring the charity/purification, and lend/advance God a good/ beautifulloan/advance, and what you advance/produce for yourselves from goodness/ generosity you find it at God, it is better and greater (in) a reward , and ask God for forgiveness, that truly God (is) forgiving, merciful.443

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب
3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
4 enneke ki sen أَنَّكَ -
5 tekumu dikelirsin/ayağa kalkarsın تَقُومُ قوم
6 edna yakınına أَدْنَىٰ دنو
7 min مِنْ -
8 suluseyi 2/3’ünden ثُلُثَيِ ثلث
9 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل
10 ve nisfehu ve yarısında onun (gecenin) وَنِصْفَهُ نصف
11 ve sulusehu ve 1/3’ünde onun (gecenin) وَثُلُثَهُ ثلث
12 ve taifetun ve bir grup/tayfa وَطَائِفَةٌ طوف
13 mine مِنَ -
14 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
15 meake seninle birlikte مَعَكَ -
16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
17 yukaddiru takdir eder/ölçeklendirir يُقَدِّرُ قدر
18 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
19 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
20 alime bildi عَلِمَ علم
21 en ki أَنْ -
22 len asla لَنْ -
23 tuhsuhu sayamazsınız/kapsayamazsınızonu تُحْصُوهُ حصي
24 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü فَتَابَ توب
25 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
26 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
27 ma مَا -
28 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
29 mine -dan مِنَ -
30 l-kurani Kur'an- الْقُرْانِ قرا
31 alime bildi عَلِمَ علم
32 en ki أَنْ -
33 seyekunu olacak سَيَكُونُ كون
34 minkum içinizden مِنْكُمْ -
35 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
36 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
37 yedribune darp ederler/vururlar (ayakları) يَضْرِبُونَ ضرب
38 fi فِي -
39 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
40 yebtegune aranırlar/bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي
41 min مِنْ -
42 fedli fazlından/lütfundan فَضْلِ فضل
43 llahi Allah'ın اللَّهِ -
44 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
45 yukatilune katlederler/savaşırlar يُقَاتِلُونَ قتل
46 fi فِي -
47 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
48 llahi Allah اللَّهِ -
49 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
50 ma مَا -
51 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
52 minhu ondan (Kur’an’dan) مِنْهُ -
53 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
54 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
55 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
56 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
57 ve ekridu ve borç verin وَأَقْرِضُوا قرض
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 kardan bir borç قَرْضًا قرض
60 hasenen güzel حَسَنًا حسن
61 ve ma ve وَمَا -
62 tukaddimu taktim ettikleriniz/verdikleriniz تُقَدِّمُوا قدم
63 lienfusikum kendi nefsiniz içindir لِأَنْفُسِكُمْ نفس
64 min -dan مِنْ -
65 hayrin hayır- خَيْرٍ خير
66 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد
67 inde indinde/katında عِنْدَ عند
68 llahi Allah اللَّهِ -
69 huve o (borç) هُوَ -
70 hayran hayırlıdır خَيْرًا خير
71 ve ea'zeme ve en büyük وَأَعْظَمَ عظم
72 ecran bir ecirdir/karşılıktır أَجْرًا اجر
73 vestegfiru ve mağfiret/bağışlanma dileyin وَاسْتَغْفِرُوا غفر
74 llahe Allah'tan اللَّهَ -
75 inne doğrusu إِنَّ -
76 llahe Allah اللَّهَ -
77 gafurun gafûrdur/bağışlayandır غَفُورٌ غفر
78 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kur’ân’dan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

85. Bürûc Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5917|85|10|إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُوا۟ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا۟ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5917|85|10|ان الذين فتنوا المومنين والمومنت ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق

Latin Literal

10. İnnellezîne fetenul mu’minîne vel mu’minâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) fitne* verdiler mümin27 erkeklere ve mümin27 kadınlara; sonra asla tevbe33 etmezler; öyle ki onlaradır cehennem azabı; ve onlaradır yangın azabı.

Ahmed Samira Çevirisi

10 That truly those who tortured/betrayed/allured the believers (M) and the believers (F), then they did not repent, so for them (is) Hell’s torture, and for them (is) the burning’s torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
3 fetenu fitne verdiler فَتَنُوا فتن
4 l-mu'minine mümin erkeklere الْمُؤْمِنِينَ امن
5 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
6 summe sonra ثُمَّ -
7 lem asla لَمْ -
8 yetubu tevbe etmez يَتُوبُوا توب
9 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ -
10 azabu azabı عَذَابُ عذب
11 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ -
12 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
13 azabu azabı عَذَابُ عذب
14 l-hariki yangın الْحَرِيقِ حرق

Notlar

Not 1

*Sıkıntı, karışıklık, kargaşa vermek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 33: Tevbe

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Tevbe

Kavram No: 33

Kısa Açıklama: 33 Dönmek, vazgeçmek.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 53

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Öyle ki kavuştu/karşılaştı Âdem 50 Rabbinden 4 kelimelere; öyle ki tevbe 33 etti (Allah) ona (Âdem’e); doğrusu O (Allah); O’dur Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 44|2|37|فتلقي ادم من ربه كلمت فتاب عليه انه هو التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz 257 nefislerinize 201 ; tutmanızla/edinmenizle buzağıyı 258 ; öyle ki tevbe 33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin 35 nefislerinizi 201 ; işte bu; yaratıcınız indinde/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe 33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 61|2|54|واذ قال موسي لقومه يقوم انكم ظلمتم انفسكم باتخاذكم العجل فتوبوا الي باريكم فاقتلوا انفسكم ذلكم خير لكم عند باريكم فتاب عليكم انه هو التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 128

Türkçe Meal: Rabbimiz 4 ! Ve yap bizi iki teslim olan sana; ve zürriyetimizden bir ümmet 305 ; teslim olan sana; ve göster bize nusuklarımızı 169 ; ve tevbe 33 et bizlere; doğrusu sen; sensin Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 135|2|128|ربنا واجعلنا مسلمين لك ومن ذريتنا امه مسلمه لك وارنا مناسكنا وتب علينا انك انت التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler; tevbe 33 ettiler; ve ıslah 316 oldular; ve beyan/deklere ettiler * ; öyle ki işte bunlardır; tevbe 33 ederim onların üzerine; ve benim Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 167|2|160|الا الذين تابوا واصلحوا وبينوا فاوليك اتوب عليهم وانا التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 187

Türkçe Meal: Helal kılındı sizlere siyam/oruç 322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır/aldatır/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize 201 ; öyle ki tevbe etti 33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde * ; sonra tamamlayın siyamı/orucu 322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf 325 içindeler (-ken) mescitlerde 16 * işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan 226 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı 21 olurlar.

Arapça: 194|2|187|احل لكم ليله الصيام الرفث الي نسايكم هن لباس لكم وانتم لباس لهن علم الله انكم كنتم تختانون انفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالن بشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر ثم اتموا الصيام الي اليل ولا تبشروهن وانتم عكفون في المسجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله ايته للناس لعلهم يتقون

Bakara Suresi - Ayet 222

Türkçe Meal: Ve sual ederler/sorarlar sana menstrüasyon/âdet * hakkında; de ki: “O bir eziyettir ** ; öyle ki azledin/uzaklaştırın kadınları *** menstrüasyonda/âdette * ; yaklaşmayın onlara *** ta ki temizlenirler **** ; öyle ki temizlendikleri zaman, öyle ki gelin onlara Allah'ın size emrettiği yerden ***** ”; doğrusu Allah sever tevbe 33 edenleri ve sever temizlenenleri.

Arapça: 229|2|222|ويسلونك عن المحيض قل هو اذي فاعتزلوا النسا في المحيض ولا تقربوهن حتي يطهرن فاذا تطهرن فاتوهن من حيث امركم الله ان الله يحب التوبين ويحب المتطهرين

Bakara Suresi - Ayet 279

Türkçe Meal: Öyle ki eğer asla faaliyete geçmezseniz; öyle ki farkına varın bir harbin Allah’tan ve resûlünden 418 *; ve eğer tevbe 33 ederseniz; öyle ki sizleredir malınızın başlangıcı; haksızlık etmezsiniz; haksızlık edilmezsiniz.

Arapça: 286|2|279|فان لم تفعلوا فاذنوا بحرب من الله ورسوله وان تبتم فلكم روس امولكم لا تظلمون ولا تظلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) tevbe 33 ettiler bunun sonrasında; ve ıslah 316 oldular; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 382|3|89|الا الذين تابوا من بعد ذلك واصلحوا فان الله غفور رحيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü 422 ; asla kabul edilmez tevbeleri 33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet 128 içinde olanlar.

Arapça: 383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 128

Türkçe Meal: Olmaz sana emirden bir şey 459 ; ya tevbe 33 eder (Allah) onlara ya da azap 426 eder onlara; öyle ki doğrusu onlar zalimlerdir 257 .

Arapça: 421|3|128|ليس لك من الامر شي او يتوب عليهم او يعذبهم فانهم ظلمون

Nisâ Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: Ve iki erkek kimse (ki) işledi ikisi onu (eş cinsel fahişeliğini) sizlerden; öyleyse eziyet edin * ikisine 488 ; öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse ikisi; ve düzelttilerse ** ikisi; öyle ki dönün ikisinden; doğrusu Allah oldu bir Tevvâb 191 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 509|4|16|والذان ياتينها منكم فاذوهما فان تابا واصلحا فاعرضوا عنهما ان الله كان توابا رحيما

Nisâ Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Ancak Allah'ın üzerine (olan) tevbe 33 kimseler içindir (ki) yaparlar kötülük cahillikle 489 ; sonra tevbe 33 ederler yakından * ; öyle ki işte bunlar; tevbe 33 eder Allah onların üzerine; ve oldu Allah bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 510|4|17|انما التوبه علي الله للذين يعملون السو بجهله ثم يتوبون من قريب فاوليك يتوب الله عليهم وكان الله عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve olmadı kimseler için tevbe 33 (ki) yaparlar kötülükler; ta ki hazır olduğu zaman birine onlardan ölüm; dedi: "Doğrusu ben tevbe 33 ettim şu anda"; ve olmaz (bir tevbe) kimselere (ki) ölürler ve onlar kâfirlerdir 25 ; işte bunlar; hazırladık onlara elim/acıklı bir azap.

Arapça: 511|4|18|وليست التوبه للذين يعملون السيات حتي اذا حضر احدهم الموت قال اني تبت الن ولا الذين يموتون وهم كفار اوليك اعتدنا لهم عذابا اليما

Nisâ Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: İster Allah beyan 226 etmek sizlere; ve doğru yola kılavuzlamak sizleri sizden öncekilerden kimselerin yasalarına/yollarına * ; ve tevbe 33 etmek (ister) üzerinize; ve Allah Alîm’dir 8 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 519|4|26|يريد الله ليبين لكم ويهديكم سنن الذين من قبلكم ويتوب عليكم والله عليم حكيم

Nisâ Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ve Allah ister ki tevbe 33 etsin sizlere; ve (oysa) şehvetlere tabi olan kimseler ister ki meyledersiniz (yanlışa) büyük bir meyil (-le).

Arapça: 520|4|27|والله يريد ان يتوب عليكم ويريد الذين يتبعون الشهوت ان تميلوا ميلا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir mümin 27 için ki katleder 35 bir mümini 27 ; dışındadır bir hata (-yla olması); ve kim katletti 35 bir mümini 27 bir hata (-yla); öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; ve bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline * ; dışındadır ki sadaka 378 ederler (katledilenin ehli); öyle ki eğer olduysa sizlere bir düşman kavimden ** ; ve o (katledilen) bir müminse 27 ; öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; ve eğer olduysa bir kavimden (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak/antlaşma *** ; öyle ki bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline; ve serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; öyle ki kim asla bulamaz; öyle ki siyamdır 322 mütemadiyen **** iki ay; bir tevbedir 33 Allah’tan; ve oldu Allah bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 585|4|92|وما كان لمومن ان يقتل مومنا الا خطا ومن قتل مومنا خطا فتحرير رقبه مومنه وديه مسلمه الي اهله الا ان يصدقوا فان كان من قوم عدو لكم وهو مومن فتحرير رقبه مومنه وان كان من قوم بينكم وبينهم ميثق فديه مسلمه الي اهله وتحرير رقبه مومنه فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين توبه من الله وكان الله عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) tevbe 33 ettiler; ve ıslah 316 oldular; ve yapıştılar Allah'a; ve has kıldılar 528 dinlerini Allah'a; öyle ki işte bunlar; birliktedir müminlerle 27 ; ve yakında verecek Allah müminlere 27 büyük bir ecir 820 .

Arapça: 639|4|146|الا الذين تابوا واصلحوا واعتصموا بالله واخلصوا دينهم لله فاوليك مع المومنين وسوف يوت الله المومنين اجرا عظيما

Mâide Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Dışındadır * kimseler (ki) tevbe 33 ettiler önceden ki güç yetirirsiniz üzerlerine; öyle ki bilin ki Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 703|5|34|الا الذين تابوا من قبل ان تقدروا عليهم فاعلموا ان الله غفور رحيم

Mâide Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Öyle ki kim tevbe 33 etti zulmü 257 * sonrasında; ve ıslah 316 oldu; öyle ki doğrusu Allah tevbe 33 eder onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 708|5|39|فمن تاب من بعد ظلمه واصلح فان الله يتوب عليه ان الله غفور رحيم

Mâide Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve sandılar ki olmaz bir fitne 332 ; öyle ki âmâ/kör oldular ve sağır kesildiler; sonra tevbe 33 etti Allah üzerlerine; sonra âmâ/kör oldular (tekrar) ve sağır kesildiler çoğu onlardan; ve Allah Basîr’dir 513 yaptıklarına.

Arapça: 740|5|71|وحسبوا الا تكون فتنه فعموا وصموا ثم تاب الله عليهم ثم عموا وصموا كثير منهم والله بصير بما يعملون

Mâide Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Öyle ki tevbe 33 etmezler mi Allah'a karşı ve mağfiret 319 dilemezler mi O’na?; ve Allah Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 743|5|74|افلا يتوبون الي الله ويستغفرونه والله غفور رحيم

En'âm Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ve geldikleri zaman sana ayetlerimize 454 iman 47 etmiş kimseler; öyle ki de ki: "Bir selâm 98 sizlere; yazdı Rabbiniz 4 kendi nefsi 406 üzerine rahmeti 271 ; o kimse ki yaptı sizden bir kötülük cahillikle 489 ; sonra tevbe 33 etti sonrasında onun * ; ve ıslah 316 etti; öyle ki doğrusu O (Allah) bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 843|6|54|واذا جاك الذين يومنون بايتنا فقل سلم عليكم كتب ربكم علي نفسه الرحمه انه من عمل منكم سوا بجهله ثم تاب من بعده واصلح فانه غفور رحيم

A'râf Suresi - Ayet 143

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi Mûsâ vaktimize; ve kelam 369 etti ona Rabbi 4 : dedi (Mûsâ): "Rabbim 4 ! Görün bana; bakarım sana"; dedi (Allah): "Asla göremezsin beni; velakin/fakat bak dağa doğru; öyle ki eğer kararlı kalırsa o makamında; öyle ki yakında göreceksin beni"; öyle ki ne zaman tecelli etti onun Rabbi 4 dağa; yaptı (Allah) onu dümdüz; ve düştü Mûsâ bayılma (-yla); ne zaman ki ayıldı dedi (Mûsâ): "Subhânsın 7 sen! Tevbe 33 ettim sana; ve ben evveliyim/öncüsüyüm müminlerin 27 ."

Arapça: 1097|7|143|ولما جا موسي لميقتنا وكلمه ربه قال رب ارني انظر اليك قال لن تريني ولكن انظر الي الجبل فان استقر مكانه فسوف تريني فلما تجلي ربه للجبل جعله دكا وخر موسي صعقا فلما افاق قال سبحنك تبت اليك وانا اول المومنين

A'râf Suresi - Ayet 153

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yaptılar kötülükler; sonra tevbe 33 ettiler onun * ardından; ve iman 47 ettiler; doğrusu (senin) Rabbin 4 onun ** ardından mutlak Gafûr 20 ’dur; Rahîm 2 ’dir.

Arapça: 1107|7|153|والذين عملوا السيات ثم تابوا من بعدها وامنوا ان ربك من بعدها لغفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Ve bir ezandır 752 Allah’tan ve resûlünden 700 insanlara en büyük hac 327 günü ki Allah uzaktır müşriklerden 36 ; ve resûlü (de); öyle ki eğer tevbe 33 ettinizse; öyle ki o hayırlıdır sizlere; ve eğer döndünüzse öyle ki bilin ki sizler olamazsınız aciz bırakanlar Allah'ı; ve müjdele kâfirlik 25 etmiş kimseleri elim/acıklı bir azapla.

Arapça: 1238|9|3|واذن من الله ورسوله الي الناس يوم الحج الاكبر ان الله بري من المشركين ورسوله فان تبتم فهو خير لكم وان توليتم فاعلموا انكم غير معجزي الله وبشر الذين كفروا بعذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar 34 ; öyleyse katledin 35 müşrikleri 36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse; ve ikame 572 ettilerse salâtı 5 ; ve verdilerse zekâtı 10 ; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse; ve ikame 572 ettilerse salâtı 154 ; ve verdilerse zekâtı 10 ; öyle ki kardeşlerdir 753 sizlere dinde * ; ve detaylı açıklarız ayetleri 454 ; bilir bir kavim/toplum için.

Arapça: 1246|9|11|فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فاخونكم في الدين ونفصل الايت لقوم يعلمون

Tevbe Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ve giderir onların * kalplerinin kızgınlığını; ve tevbe 33 eder Allah dilediği kişiye karşı; ve Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1250|9|15|ويذهب غيظ قلوبهم ويتوب الله علي من يشا والله عليم حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Sonra tevbe 33 eder Allah sonrasında bunun dilediği kimseye karşı; ve Allah bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1262|9|27|ثم يتوب الله من بعد ذلك علي من يشا والله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Ant içerler Allah'a, demiş değillerdir (diye); ve muhakkak dediler küfür 422 kelimesini/söylemini; ve kâfirlik 25 ettiler İslam’ları 218 sonrasında; ve yeltendiler asla nail * olamaz olduklarına; değillerdi öç alırlar dışında ki ganileştirir ** onları Allah ve resûlü 700 fazlından 202 ; öyle ki eğer tevbe 33 ederlerse olur onlara hayır; ve eğer dönerlerse azap eder onlara Allah elim/acıklı bir azapla dünyada ve ahirette; ve olmaz onlara yerde hiçbir bir veli 28 ve ne de bir yardım eden.

Arapça: 1309|9|74|يحلفون بالله ما قالوا ولقد قالوا كلمه الكفر وكفروا بعد اسلمهم وهموا بما لم ينالوا وما نقموا الا ان اغنيهم الله ورسوله من فضله فان يتوبوا يك خيرا لهم وان يتولوا يعذبهم الله عذابا اليما في الدنيا والاخره وما لهم في الارض من ولي ولا نصير

Tevbe Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: Hiç bilmezler mi ki Allah; O; kabul eder tevbeyi 33 kullarından; ve edinir/tutar * sadakaları 342 ; ve ki Allah; O; Tevvâb’tır 191 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1339|9|104|الم يعلموا ان الله هو يقبل التوبه عن عباده وياخذ الصدقت وان الله هو التواب الرحيم

Tevbe Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Ve diğerleri bekletilenlerdir * Allah'ın emrine; ya azap eder ** onlara; ve ya da tevbe 33 eder üzerlerine; ve Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1341|9|106|واخرون مرجون لامر الله اما يعذبهم واما يتوب عليهم والله عليم حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Tevbe 33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd 3 edenlerdir; seyahat edenlerdir * ; rükû 11 edenlerdir; secde 12 edenlerdir; emredenlerdir marufla 291 ; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri 82 ; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Tevbe Suresi - Ayet 117

Türkçe Meal: Ant olsun tevbe 33 etti Allah nebiye 780 karşı; ve muhâcirlere 716 ; ve ensâra 776 ; kimselere (ki) tabi oldular ona * zor/çetin sâatte 662 ; neredeyse eğilmesi sonrasında onlardan bir fırkanın ** kalplerin; sonra tevbe 33 etti *** üzerlerine; doğrusu O *** onlara bir Raûf’tur 15 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1352|9|117|لقد تاب الله علي النبي والمهجرين والانصار الذين اتبعوه في ساعه العسره من بعد ما كاد يزيغ قلوب فريق منهم ثم تاب عليهم انه بهم روف رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve geri bırakılmış üç kimseye karşı (da); ta ki dar geldiği zaman üzerlerine yer (tüm) genişlemişliğiyle * ; ve dar geldi üzerlerine kendi nefisleri 201 ; ve zannettiler ** ki olmaz bir iltica *** Allah’tan **** ancak O’nadır ***** ; sonra tevbe 33 etti ****** üzerlerine tevbe 33 etmeleri için; doğrusu Allah; O Tevvâb’dır 191 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1353|9|118|وعلي الثلثه الذين خلفوا حتي اذا ضاقت عليهم الارض بما رحبت وضاقت عليهم انفسهم وظنوا ان لا ملجا من الله الا اليه ثم تاب عليهم ليتوبوا ان الله هو التواب الرحيم

Tevbe Suresi - Ayet 126

Türkçe Meal: Ve görmezler mi ki onlar fitnelendirilir 610 her bir yılda bir kere ya da iki kere; sonra tevbe 33 etmezler; ve ne de onlar zikrederler 78 .

Arapça: 1361|9|126|اولا يرون انهم يفتنون في كل عام مره او مرتين ثم لا يتوبون ولا هم يذكرون

Hûd Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Ve ki istiğfar 396 dileyin Rabbinizden 4 ; sonra tevbe 33 edin O'na; metalandırır 54 sizleri güzel bir meta 54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl 202 sahibine fazlını 202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben * korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Arapça: 1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Hûd Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ve ey kavmim/toplumum! Mağfiret 319 dileyin Rabbinize 4 ; sonra tevbe 33 edin O'na doğru; göndersin gökten 180 üzerinize bolca yağmur * ; ve ziyade etsin sizlere bir kuvveti kuvvetinize doğru; yüz çevirmeyin mücrim 674 (olarak).

Arapça: 1523|11|52|ويقوم استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يرسل السما عليكم مدرارا ويزدكم قوه الي قوتكم ولا تتولوا مجرمين

Hûd Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Ve Semûd'adır kardeşleri Sâlih; dedi * : "Ey kavmim/toplumum! Kulluk 46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh 74 O'ndan başka; O (ki) inşa etti sizleri yerden ** ; ve yaşam oluşturdu orada *** ; öyle ki mağfiret 319 dileyin; sonra tevbe 33 edin O'na; doğrusu Rabbim 4 bir yakındır cevaplayana **** .

Arapça: 1532|11|61|والي ثمود اخاهم صلحا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره هو انشاكم من الارض واستعمركم فيها فاستغفروه ثم توبوا اليه ان ربي قريب مجيب

Hûd Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Ve mağfiret 319 dileyin Rabbinizden 4 ; sonra tevbe 33 edin O'na ki benim Rabbim 4 bir Rahîm’dir 2 ; bir Vedûd’tur 848 .

Arapça: 1561|11|90|واستغفروا ربكم ثم توبوا اليه ان ربي رحيم ودود

Ra'd Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: İşte böyledir; gönderdik seni * bir ümmete 305 ; muhakkak gelip geçti ondan ** önce ümmetler 305 ; tilâvet 874 etmen için onlara vahyettiğimizi 603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik 25 ederler Rahmân'a 1 ; de ki: "O *** (ki) Rabbimdir 4 ; yoktur ilâh 74 O’nun **** dışında; O'na ****** tevekkül 79 ettim; ve O'nadır ***** tevbem 33 ."

Arapça: 1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 122

Türkçe Meal: Sonra seçti * onu ** Rabbi 4 ; öyle ki tevbe 33 etti üzerine (Âdem’in); ve doğru yola kılavuzladı.

Arapça: 2468|20|122|ثم اجتبه ربه فتاب عليه وهدي

Nûr Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve mümin 27 kadınlara de ki "Alçaltsınlar * bakışlarından; ve muhafaza etsinler fürûclarını 110 ; ve sergilemesinler ** kendilerinin ziynetini 854 ; dışındadır göründüğü ondan *** ; ve vursunlar örtülerini koyunlarının 855 üstüne; ve sergilemesinler ** kendilerinin ziynetini 854 (ki) dışındadır kocaları ya da babaları ya da kocalarının babaları ya da oğulları ya da kocalarının oğulları ya da erkek kardeşleri ya da erkek kardeşlerinin oğulları ya da kız kardeşlerinin oğulları ya da kendi kadınları ya da sağ ellerinin malik olduğu 77 yahut tabiler **** (ki) olmaksızın sahipleri maharet/beceri erkeklerden yahut tıfıl ***** kimseler (ki) asla algılamazlar kadınların avratlarına ******* karşı; ve vurmasınlar ******** ayaklarını bildirmek için hafiyelik ****** ettiklerini kendilerinin ziynetinden 854 "; ve tevbe 33 edin Allah'a karşı topluca ey müminler 27 ! Belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 2820|24|31|وقل للمومنت يغضضن من ابصرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن الا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن علي جيوبهن ولا يبدين زينتهن الا لبعولتهن او ابايهن او ابا بعولتهن او ابنايهن او ابنا بعولتهن او اخونهن او بني اخونهن او بني اخوتهن او نسايهن او ما ملكت ايمنهن او التبعين غير اولي الاربه من الرجال او الطفل الذين لم يظهروا علي عورت النسا ولا يضربن بارجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا الي الله جميعا ايه المومنون لعلكم تفلحون

Ahzâb Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Cezalandırması * içindir Allah’ın sâdıkları 182 sıddıklıklarıyla 551 ; ve azap etmesi içindir münâfıklara 26 eğer dilerse (Allah) ya da tevbe 33 etmesi içindir (Allah'ın) onlar üzerine ** ; doğrusu Allah oldu bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 3555|33|24|ليجزي الله الصدقين بصدقهم ويعذب المنفقين ان شا او يتوب عليهم ان الله كان غفورا رحيما

Ahzâb Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Azap 426 etmesi içindir Allah’ın münâfık 26 (erkeklere) ve münâfık 26 (kadınlara); ve müşrik 36 (erkeklere) ve müşrik 36 (kadınlara); ve tevbe 33 etmesi (içindir) Allah'ın mümin 27 (erkeklere) ve mümin 27 (kadınlara) karşı; ve oldu Allah bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 3604|33|73|ليعذب الله المنفقين والمنفقت والمشركين والمشركت ويتوب الله علي المومنين والمومنت وكان الله غفورا رحيما

Sâd Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Dedi (Davut): “Ant olsun, zulmetti sana sormakla/istemekle dişi koyununu senin kendi koyunlarına; ve doğrusu, çoğu karışanlardan/ortaklardan mutlak güçlü gelir bir kısmı onların diğer bir kısmı üzerine; kimseler dışında; inandılar ve yaptılar sâlihât 18 ; ve ne azdır onlar; ve zannetti Davut o durumda denediğimizi onu; öyle ki mağfiret diledi/bağışlanma diledi Rabbinden; ve kapandı yere rükû 11 ederek; ve tevbe 33 etti.

Arapça: 3992|38|24|قال لقد ظلمك بسوال نعجتك الي نعاجه وان كثيرا من الخلطا ليبغي بعضهم علي بعض الا الذين امنوا وعملوا الصلحت وقليل ما هم وظن داود انما فتنه فاستغفر ربه وخر راكعا واناب

Ahkaf Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ve vasiyet 973 ettik insana ana babasına (karşı) bir ihsân 250 ; taşıdı onu * anası bir zahmetle; ve doğurdu onu * bir zahmetle; ve taşınması onun ** ve ayrılması onun ** otuz aydır 974 ; ta ki ulaştığı zaman şiddetlisine ve ulaştığında kırk seneye *** ; dedi: "Rabbim! Sevk eyle/dizginle beni ki şükrederim (senin) nimetine ki nimetlendirdin üzerime ve anama babama karşı; ve ki yaparım bir sâlihât 18 (ki) razı olursun ona *** ; ve ıslah 316 et bana zürriyetimde 380 ; doğrusu ben tevbe 33 ettim sana ve doğrusu ben müslimdenim 45 ."

Arapça: 4523|46|15|ووصينا الانسن بولديه احسنا حملته امه كرها ووضعته كرها وحمله وفصله ثلثون شهرا حتي اذا بلغ اشده وبلغ اربعين سنه قال رب اوزعني ان اشكر نعمتك التي انعمت علي وعلي ولدي وان اعمل صلحا ترضيه واصلح لي في ذريتي اني تبت اليك واني من المسلمين

Mücâdele Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar 95 ; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe 33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne 76 ; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Arapça: 5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Tahrim Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Eğer tevbe 33 ederseniz ikiniz * Allah'a karşı; öyle ki muhakkak eğildi/büküldü ikinizin kalpleri; ve eğer destekleşirseniz ikiniz * ona ** karşı; öyle ki doğrusu Allah; O; mevlâsıdır 68 onun ** ; ve Cibrîl 282 ; ve sâlihler 217 müminler 27 ; ve melekler 48 ; bundan sonra bir destektir (ona).

Arapça: 5231|66|4|ان تتوبا الي الله فقد صغت قلوبكما وان تظهرا عليه فان الله هو موليه وجبريل وصلح المومنين والمليكه بعد ذلك ظهير

Tahrim Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Belki de onun * Rabbi 4 -eğer boşasaydı sizleri- ki değiştirir ona * sizlerden (daha) hayırlı müslüman 431 **; mümin 27 **, kanaat 398 eden**; tevbe 33 eden**; kulluk 46 eden**; seyahat 735 eden**; dul ve bakir eşler.

Arapça: 5232|66|5|عسي ربه ان طلقكن ان يبدله ازوجا خيرا منكن مسلمت مومنت قنتت تيبت عبدت سيحت ثيبت وابكارا

Tahrim Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Tevbe 33 edin Allah'a karşı içten/samimi bir tevbe (-yle); belki de Rabbiniz 4 ki kâfirlik 25 eder sizden kötülüklerinizi ve sokar sizleri cennetlere (ki) akar altlarından onun ** nehirler; gündür (ki) rezil etmez Allah nebiyi * ve onunla beraber iman 47 etmiş kimseleri; nurları *** onların yürür/ilerler elleri arasında ve sağlarında; derler: "Rabbimiz 4 ! Tamamla bizlere nurumuzu *** ; ve mağfiret 319 et bizlere; doğrusu sensin her bir şey üzerine bir Kadîr 177 ."

Arapça: 5235|66|8|يايها الذين امنوا توبوا الي الله توبه نصوحا عسي ربكم ان يكفر عنكم سياتكم ويدخلكم جنت تجري من تحتها الانهر يوم لا يخزي الله النبي والذين امنوا معه نورهم يسعي بين ايديهم وبايمنهم يقولون ربنا اتمم لنا نورنا واغفر لنا انك علي كل شي قدير

Müzzemmil Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Doğrusu Rabbin 4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin 171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi 171 ve gündüzü 170 ; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe 33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler 35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan * ; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve borç verin 123 Allah'a; güzel bir borç 123 ; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir 820 ; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Bürûc Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) fitne * verdiler mümin 27 erkeklere ve mümin 27 kadınlara; sonra asla tevbe 33 etmezler; öyle ki onlaradır cehennem azabı; ve onlaradır yangın azabı.

Arapça: 5917|85|10|ان الذين فتنوا المومنين والمومنت ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق