Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 305: Ümmet, ümmet

Bu kavram 34 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

305Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

2. Bakara Suresi

Ayet 128

Arapça Metin (Harekeli)

135|2|128|رَبَّنَا وَٱجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَآ أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَآ إِنَّكَ أَنتَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

135|2|128|ربنا واجعلنا مسلمين لك ومن ذريتنا امه مسلمه لك وارنا مناسكنا وتب علينا انك انت التواب الرحيم

Latin Literal

128. Rabbenâ vec’alnâ muslimeyni leke ve min zurriyyetinâ ummeten muslimeten leke ve erinâ menâsikenâ ve tub aleynâ, inneke entet tevvâbur rahîm(rahîmu).

Türkçe Çeviri

Rabbimiz4! Ve yap bizi iki teslim olan sana; ve zürriyetimizden bir ümmet305; teslim olan sana; ve göster bize nusuklarımızı169; ve tevbe33 et bizlere; doğrusu sen; sensin Tevvâb191; Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

128 Our Lord and make us two Moslems to you, and from our descendants, a nation submitting/surrendering/Moslems to you, and show us our rituals/methods of worship and forgive on us, that you are the forgiver, the most merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
2 vec'alna ve yap bizi وَاجْعَلْنَا جعل
3 muslimeyni iki teslim olan مُسْلِمَيْنِ سلم
4 leke sana لَكَ -
5 ve min ve وَمِنْ -
6 zurriyyetina zürriyetimizden ذُرِّيَّتِنَا ذرر
7 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
8 muslimeten teslim olan مُسْلِمَةً سلم
9 leke sana لَكَ -
10 ve erina ve göster bize وَأَرِنَا راي
11 menasikena nusuklarımızı مَنَاسِكَنَا نسك
12 ve tub ve tevbe et وَتُبْ توب
13 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
14 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
15 ente sensin أَنْتَ -
16 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب
17 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم

2. Bakara Suresi

Ayet 134

Arapça Metin (Harekeli)

141|2|134|تِلْكَ أُمَّةٌ قَدْ خَلَتْ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُم مَّا كَسَبْتُمْ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

141|2|134|تلك امه قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسلون عما كانوا يعملون

Latin Literal

134. Tilke ummetun kad halet, lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum, ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Şu; bir ümmettir305; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandığı; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz/sorulmazsınız yapar olduklarından.

Ahmed Samira Çevirisi

134 That is a nation had past for it what it earned/acquired and for you what you earned/acquired and you are not to (be) asked/questioned about what they were doing/making .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tilke şu; تِلْكَ -
2 ummetun bir ümmettir أُمَّةٌ امم
3 kad muhakkak قَدْ -
4 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
5 leha ona (ümmete) لَهَا -
6 ma مَا -
7 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
8 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
9 ma مَا -
10 kesebtum kazandığınız كَسَبْتُمْ كسب
11 ve la ve وَلَا -
12 tuselune sual edilmezsiniz تُسْأَلُونَ سال
13 amma عَمَّا -
14 kanu olduklarından كَانُوا كون
15 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل

2. Bakara Suresi

Ayet 141

Arapça Metin (Harekeli)

148|2|141|تِلْكَ أُمَّةٌ قَدْ خَلَتْ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُم مَّا كَسَبْتُمْ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

148|2|141|تلك امه قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسلون عما كانوا يعملون

Latin Literal

141. Tilke ummetun kad halet lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Şu; bir ümmet305; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandıkları; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz/sorulmazsınız yapar olduklarından.

Ahmed Samira Çevirisi

141 That (is) a nation had passed/expired for it what it earned/acquired , and for you what you earned/acquired , and you are not (to) be asked/questioned about what they were making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tilke şu تِلْكَ -
2 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
3 kad muhakkak ki قَدْ -
4 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
5 leha ona (ümmete) لَهَا -
6 ma مَا -
7 kesebet kazandıkları كَسَبَتْ كسب
8 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
9 ma مَا -
10 kesebtum kazandığınız كَسَبْتُمْ كسب
11 ve la ve وَلَا -
12 tuselune sual edilmezsiniz تُسْأَلُونَ سال
13 amma عَمَّا -
14 kanu olduklarından كَانُوا كون
15 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

2. Bakara Suresi

Ayet 143

Arapça Metin (Harekeli)

150|2|143|وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَٰكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِّتَكُونُوا۟ شُهَدَآءَ عَلَى ٱلنَّاسِ وَيَكُونَ ٱلرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا وَمَا جَعَلْنَا ٱلْقِبْلَةَ ٱلَّتِى كُنتَ عَلَيْهَآ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَن يَتَّبِعُ ٱلرَّسُولَ مِمَّن يَنقَلِبُ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ وَإِن كَانَتْ لَكَبِيرَةً إِلَّا عَلَى ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَٰنَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ بِٱلنَّاسِ لَرَءُوفٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

150|2|143|وكذلك جعلنكم امه وسطا لتكونوا شهدا علي الناس ويكون الرسول عليكم شهيدا وما جعلنا القبله التي كنت عليها الا لنعلم من يتبع الرسول ممن ينقلب علي عقبيه وان كانت لكبيره الا علي الذين هدي الله وما كان الله ليضيع ايمنكم ان الله بالناس لروف رحيم

Latin Literal

143. Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; yaptık sizleri bir ümmet305; vasat/orta/hayırlı; olmanız için şahitler/tanıklar insanlar üzerine; ve olması için resûlün418 sizlere bir şahit/tanık; ve yapmış değiliz bir kıble14 ki oldunuz üzerinde onun; ancak belli etmek/bilmek için resûle418 tabi olan kimseyi kimseden; döner üzerinde iki topuğu; ve doğrusu oldu o (kıble) mutlak bir büyük (yük); dışında kimseye (ki) kılavuzladı doğru yola Allah; ve olmuş değildir Allah giderir/boşa çıkarır imanınızı47 sizlerin; doğrusu Allah insanlara mutlak Raûf'tur15; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

143 And like that We made you a moderate/reasonable nation to be witnesses on the people, and the messenger be (a) witness on you, and We did not make the (prayer) direction that you were on it, except to know who follows the messenger from who returns on his two heels , and that truly (was) big/great (E) except on those who God guided, and God was not to waste your faith/belief, that God (is) with the people merciful/compassionate (E) , most merciful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 cealnakum yaptık sizleri جَعَلْنَاكُمْ جعل
3 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
4 veseten vasat/orta/hayırlı وَسَطًا وسط
5 litekunu olmanız için لِتَكُونُوا كون
6 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
7 ala üzerine عَلَى -
8 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
9 ve yekune ve olması için وَيَكُونَ كون
10 r-rasulu resulün/elçinin الرَّسُولُ رسل
11 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
12 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
13 ve ma ve değiliz وَمَا -
14 cealna yapmış جَعَلْنَا جعل
15 l-kiblete bir kıble الْقِبْلَةَ قبل
16 lleti ki الَّتِي -
17 kunte oldunuz كُنْتَ كون
18 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا -
19 illa ancak إِلَّا -
20 linea'leme belli etmek için لِنَعْلَمَ علم
21 men kimseyi مَنْ -
22 yettebiu tabi olur يَتَّبِعُ تبع
23 r-rasule resule/elçiye الرَّسُولَ رسل
24 mimmen kimseden مِمَّنْ -
25 yenkalibu döner يَنْقَلِبُ قلب
26 ala üzerinde عَلَىٰ -
27 akibeyhi iki topuğu عَقِبَيْهِ عقب
28 ve in ve doğrusu وَإِنْ -
29 kanet oldu o (kıble) كَانَتْ كون
30 lekebiraten mutlak bir büyük (yük) لَكَبِيرَةً كبر
31 illa dışında إِلَّا -
32 ala üzerine عَلَى -
33 ellezine kimse الَّذِينَ -
34 heda kılavuzladı doğru yola هَدَى هدي
35 llahu Allah اللَّهُ -
36 ve ma ve değildir وَمَا -
37 kane olmuş كَانَ كون
38 llahu Allah اللَّهُ -
39 liyudiya giderir/boşa çıkarır لِيُضِيعَ ضيع
40 imanekum imanınızı sizlerin إِيمَانَكُمْ امن
41 inne doğrusu إِنَّ -
42 llahe Allah اللَّهَ -
43 bin-nasi insanlara بِالنَّاسِ نوس
44 lera'ufun mutlak rauftur لَرَءُوفٌ راف
45 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Raûf Kavram 15

15 Şefkatli/kibar.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

2. Bakara Suresi

Ayet 213

Arapça Metin (Harekeli)

220|2|213|كَانَ ٱلنَّاسُ أُمَّةً وَٰحِدَةً فَبَعَثَ ٱللَّهُ ٱلنَّبِيِّۦنَ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ وَأَنزَلَ مَعَهُمُ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ ٱلنَّاسِ فِيمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَمَا ٱخْتَلَفَ فِيهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ أُوتُوهُ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ بَغْيًۢا بَيْنَهُمْ فَهَدَى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ مِنَ ٱلْحَقِّ بِإِذْنِهِۦ وَٱللَّهُ يَهْدِى مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Latin Literal

213. Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

İnsanlar bir tek ümmet305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı* hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

213 The people were one nation , so God sent the prophets, announcing good news and warners/givers of notice , and He descended with them The Book , with the truth/correct to judge/rule between the people in what they differed/disputed in it, and no (one) differed/disputed in it except those who were given it from after what the evidences came to them, oppression/transgression/corruption between them, so God guided those who believed, for what they differed/disputed in it from the truth , with His permission , and God guides whom He wills/wants to a straight/direct road/way .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kane oldu كَانَ كون
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 ummeten ümmet أُمَّةً امم
4 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
5 febease öyle ki gönderdi/görevlendirdi فَبَعَثَ بعث
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 nebiyyîne nebileri النَّبِيِّينَ نبا
8 mubeşşirine müjdeleyiciler (olarak) مُبَشِّرِينَ بشر
9 ve munzirine ve uyarıcılar (olarak) وَمُنْذِرِينَ نذر
10 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
11 meahumu onlarla beraber مَعَهُمُ -
12 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
13 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
14 liyehkume hükmetmek için لِيَحْكُمَ حكم
15 beyne arasında بَيْنَ بين
16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
17 fima فِيمَا -
18 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
19 fihi kendisinde فِيهِ -
20 ve ma ve değildir وَمَا -
21 htelefe anlaşmazlığa düşmüş اخْتَلَفَ خلف
22 fihi onda فِيهِ -
23 illa dışında إِلَّا -
24 ellezine kimseler الَّذِينَ -
25 utuhu verildiler (kitap) أُوتُوهُ اتي
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrası بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu gelenden onlara جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 begyen baskı/ihlal/yolsuzluk بَغْيًا بغي
32 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
33 fe heda öyle ki doğru yola kılavuzladı فَهَدَى هدي
34 llahu Allah اللَّهُ -
35 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
36 amenu iman etmiş امَنُوا امن
37 lima لِمَا -
38 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
39 fihi kendisinde فِيهِ -
40 mine مِنَ -
41 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
42 biiznihi O’nu izniyle بِإِذْنِهِ اذن
43 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
44 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
45 men kimseyi مَنْ -
46 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
47 ila doğru إِلَىٰ -
48 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط
49 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

403|3|110|كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَوْ ءَامَنَ أَهْلُ ٱلْكِتَٰبِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Latin Literal

110. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet305; emredersiniz200 marufla291; ve menedersiniz münkerden82; ve iman47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman47 etseydi kitap ehli135; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler451; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır38.

Ahmed Samira Çevirisi

110 You were (the) best nation , brought out to the people, you order/command with the kindness/known , and you forbid/prevent from the awfulness/obscenity , and you believe with God, and if The40Book’s people believed, (it) would have been/would be best for them, from them (are) the believing/believers, and most of them (are) the debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
2 hayra hayırlı خَيْرَ خير
3 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم
4 uhricet çıkarılmış أُخْرِجَتْ خرج
5 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
6 te'murune emredersiniz تَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve tenhevne ve men edersiniz وَتَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر
11 ve tu'minune ve iman edesiniz وَتُؤْمِنُونَ امن
12 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
13 velev ve eğer وَلَوْ -
14 amene iman etseydi امَنَ امن
15 ehlu ehli أَهْلُ اهل
16 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
17 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون
18 hayran bir hayır خَيْرًا خير
19 lehum onlara لَهُمْ -
20 minhumu onlardandır مِنْهُمُ -
21 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
22 veekseruhumu ve ekserisi onların وَأَكْثَرُهُمُ كثر
23 l-fasikune fasıklardır الْفَاسِقُونَ فسق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Ehli kitaptan mümin kimseler. Kavram 451

451 İman etmiş kimselere mümin denir. İman sahibi kimseler demektir. Anlarız ki bu kavram resûllere isnat edilemez. Kişilere isnat edilemez. Sadece kutsal kitaplara tabi olarak tek tanrıcı olmuş kimseler gerçek mümindir. Yüce Allah 3:110 ayetinde bunu işaretini vermiştir. Şerefli Kur'an'a göre kitap ehlinden (başta Yahudiler ve Hristiyanlar olmak üzere kendilerine Kur'an öncesi kitap verilenlerden) azınlık olan kimseler de mümindir. Mümin olmak bir nebiyi ya da resûlü takip etmek değildir. Sadece kutsal kitapları takip etmektir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

406|3|113|لَيْسُوا۟ سَوَآءً مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ أُمَّةٌ قَآئِمَةٌ يَتْلُونَ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ ءَانَآءَ ٱلَّيْلِ وَهُمْ يَسْجُدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

406|3|113|ليسوا سوا من اهل الكتب امه قايمه يتلون ايت الله انا اليل وهم يسجدون

Latin Literal

113. Leysû sevâ’(sevâen), min ehlil kitâbi ummetun kâimetun yetlûne âyâtillâhi ânâel leyli ve hum yescudûn(yescudûne).

Türkçe Çeviri

Kitap ehlinden135 kıyamda143 bir ümmet305 (ki) olmadılar aynı seviyede/farksız (kitap ehlinden diğerleriyle); okurlar (onlar) ayetlerini454 Allah'ın gece zamanları455; ve onlar secde12 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

113 They are not equal/alike , from The Book’s people, (are) a nation standing/keeping up , they read/recite God’s signs/verses/evidences (during) the night’s hours, and they prostrate.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leysu olmadılar لَيْسُوا ليس
2 seva'en aynı سَوَاءً سوي
3 min -nden مِنْ -
4 ehli ehli- أَهْلِ اهل
5 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
6 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
7 kaimetun kıyamdadır/ayaktadır/ قَائِمَةٌ قوم
8 yetlune okurlar يَتْلُونَ تلو
9 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 ana'e zamanları انَاءَ اني
12 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل
13 ve hum ve onlar وَهُمْ -
14 yescudune secde ederler يَسْجُدُونَ سجد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Kitap ehlinin gece zamanları Yüce Allah'ın ayetlerini okumaları. Kavram 455

455 Kur'an'a göre Güneş'in kendisinin ufukta kaybolmasıyla gündüz biter ve gece başlar. Kur'an'da gece kavramı akşamı da içeren bir kavramdır. Güneş'in batması sonrası henüz tam karanlığın çökmediği zaman dilimi akşam olarak işaret edilir. Tam karanlığın çökmesi ise 'gasıkıl leyl' olarak tanımlanır. Akşam salâtı Güneş'in ufuktan kaybolmasıyla başlar ve tam karanlık çökünce biter. Vakitlenmiş salât emrinin ehli kitap için de verildiğini anlamaktayız. Kitap ehlinden bazı müminler Güneş battıktan sonra tam karanlığa kadar (gecenin zamanları) Tevrât'ın ya da İncîl'in ayetlerini anlayarak okumuş, anlayarak çalışmıştır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

534|4|41|فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِن كُلِّ أُمَّةٍۭ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ شَهِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

534|4|41|فكيف اذا جينا من كل امه بشهيد وجينا بك علي هولا شهيدا

Latin Literal

41. Fe keyfe izâ ci’nâ min kulli ummetin bi şehîdin ve ci’nâ bike alâ hâulâi şehîdâ(şehîden).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nasıl (olur) getirdiğimiz zaman her bir ümmetten305 bir şahit/tanık; ve getirdiğimizde seni bunlar* üzerine bir şahit/tanık.

Ahmed Samira Çevirisi

41 So how if We came from every nation/generation with an honest witness and We came with you (S/M) on those a witness?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekeyfe öyle ki nasıldır فَكَيْفَ كيف
2 iza zaman إِذَا -
3 ci'na getirdiğimiz جِئْنَا جيا
4 min مِنْ -
5 kulli her كُلِّ كلل
6 ummetin ümmetten أُمَّةٍ امم
7 bişehidin bir şahit بِشَهِيدٍ شهد
8 ve ci'na ve getirdiğimizde وَجِئْنَا جيا
9 bike seni بِكَ -
10 ala üzerine عَلَىٰ -
11 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
12 şehiden bir şahit شَهِيدًا شهد

Notlar

Not 1

*Kendilerini Muhammed peygamberin ümmeti olarak kabul eden, dinlerini parça parça etmiş, mezheplere bölmüş olanlara karşı Muhammed peygamberin bir tanık/şahit olarak dinleneceği anlaşılmaktadır. 25:30 ayetinde Muhammed peygamberin nasıl bir tanıklık ettiği bildirilmiştir. Muhammed peygamber ümmetinin Kur'an'ı terk edilmiş bir şekilde tuttuklarını, Kur'an'a gerçek anlamda tabi olmadıklarını deklere etmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

5. Mâide Suresi

Ayet 66

Arapça Metin (Harekeli)

735|5|66|وَلَوْ أَنَّهُمْ أَقَامُوا۟ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِم مِّن رَّبِّهِمْ لَأَكَلُوا۟ مِن فَوْقِهِمْ وَمِن تَحْتِ أَرْجُلِهِم مِّنْهُمْ أُمَّةٌ مُّقْتَصِدَةٌ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ سَآءَ مَا يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

735|5|66|ولو انهم اقاموا التوريه والانجيل وما انزل اليهم من ربهم لاكلوا من فوقهم ومن تحت ارجلهم منهم امه مقتصده وكثير منهم سا ما يعملون

Latin Literal

66. Ve lev ennehum ekâmût tevrâte vel incîle ve mâ unzile ileyhim min rabbihim le ekelû min fevkıhim ve min tahti erculihim. Minhum ummetun muktesıdeh(muktesıdetun) ve kesîrun minhum sâe mâ ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Şayet ki onlar kıyam etselerdi/dikselerdi Tevrât'ı ve İncîl'i; ve* Rablerinden4 üzerlerine indirileni; mutlak yerlerdi üstlerinden ve ayaklarının altından**; onlardandır muktesit550 bir ümmet305; ve onlardan çoğunun yaptıkları ne kötüdür.

Ahmed Samira Çevirisi

66 And if that they took care of the Torah/Old Testament, and the Bible/New Testament and what was descended to them from their Lord, they would have eaten from above them and from below their feet; from them (is) a nation economizing/moderate , and many from them what they were making/doing became bad/evil/harmful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
3 ekamu kıyam etselerdi/dikselerdi أَقَامُوا قوم
4 t-tevrate Tevrât'ı التَّوْرَاةَ -
5 vel'incile ve İncîl'i وَالْإِنْجِيلَ -
6 ve ma ve وَمَا -
7 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل
8 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ -
9 min مِنْ -
10 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
11 leekelu mutlak yerlerdi لَأَكَلُوا اكل
12 min مِنْ -
13 fevkihim üstlerinden فَوْقِهِمْ فوق
14 ve min ve وَمِنْ -
15 tehti altından تَحْتِ تحت
16 erculihim ayaklarının أَرْجُلِهِمْ رجل
17 minhum onlardandır مِنْهُمْ -
18 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
19 muktesidetun muktesit مُقْتَصِدَةٌ قصد
20 vekesirun ve çoğunluğun وَكَثِيرٌ كثر
21 minhum onlardan مِنْهُمْ -
22 sa'e ne kötüdür سَاءَ سوا
23 ma مَا -
24 yea'melune yaptıkları يَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Ve ('Vav') bağlacı vurgulama amaçlıdır.**Rızıklanırlardı nimetlerden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Muktesit Kavram 550

550 İktisatlı olan, tutumlu, ekonomide orta yolda ilerleyen, azla da yetinebilen/geçinebilen.

6. En'âm Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

827|6|38|وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَا طَٰٓئِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلَّآ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم مَّا فَرَّطْنَا فِى ٱلْكِتَٰبِ مِن شَىْءٍ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

827|6|38|وما من دابه في الارض ولا طير يطير بجناحيه الا امم امثالكم ما فرطنا في الكتب من شي ثم الي ربهم يحشرون

Latin Literal

38. Ve mâ min dâbbetin fîl ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min şey’in summe ilâ rabbihim yuhşerûn(yuhşerûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmaz hiçbir dâbbeden599 yerde; ve hiçbir kuş (ki) uçar iki kanadıyla; ancak bir ümmettir305 sizlerin misalleri/örnekleri*; ihmal etmiş değiliz kitapta** hiçbir şeyi; sonra Rablerine4 karşı haşredilirler556***.

Ahmed Samira Çevirisi

38 And (there is) not from a walker/creeper/crawler (creature) in the earth/Planet Earth and nor (a) bird (that) flies with its two wings, except (they are) nations similar/equal to you, We did not neglect/waste in The Book from a thing, then to their Lord they be gathered.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve olmaz وَمَا -
2 min hiçbir مِنْ -
3 dabbetin bir dabbeden دَابَّةٍ دبب
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
6 ve la ve hiçbir وَلَا -
7 tairin kuş طَائِرٍ طير
8 yetiru uçar يَطِيرُ طير
9 bicenahayhi iki kanadıyla بِجَنَاحَيْهِ جنح
10 illa ancak إِلَّا -
11 umemun bir ümmettir أُمَمٌ امم
12 emsalukum sizin misalini أَمْثَالُكُمْ مثل
13 ma değildir مَا -
14 ferratna ihmal etmiş فَرَّطْنَا فرط
15 fi فِي -
16 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
17 min hiçbir مِنْ -
18 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
19 summe sonra ثُمَّ -
20 ila karşı إِلَىٰ -
21 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب
22 yuhşerune haşredilirler يُحْشَرُونَ حشر

Notlar

Not 1

*Çoğul gelmesi önemlidir. Anlarız ki insanların içinde de misaller/örnekler vardır. İnsanların farklı alt ümmetlere ayrılması gibi diğer canlılar da kendi içlerinde farklı ümmetlere/kategorilere ayrılır. Farklı tip maymunların olması gibi.**Evrenin geçmiş gelecek tüm kuantum bilgilerini içeren korunmuş, 2D (2 boyutlu) kitap/yazıt. Levh-i Mahfûz.***Onlar. Eril çoğul. Muhatap insanlar olduğu için insanların hasredilmesinin işaret edildiğini anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Haşretmek Kavram 556

556 Toplamak, bir araya getirmek.

Dâbbe Kavram 599

599 Hareket eden, debelenen, canlı her şey.

6. En'âm Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

831|6|42|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَخَذْنَٰهُم بِٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

831|6|42|ولقد ارسلنا الي امم من قبلك فاخذنهم بالباسا والضرا لعلهم يتضرعون

Latin Literal

42. Ve lekad erselnâ ilâ umemin min kablike fe ehaznâhum bil be’sâi ved darrâi leallehum yetedarraûn(yetedarraûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun gönderdik ümmetlere305 senden önce; öyle ki tuttuk onları ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And We had sent to nations from before you, so We took/punished them with the misery/hardship/fear and the calamity, maybe they become humble and humiliate themselves (to God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
3 ila إِلَىٰ -
4 umemin ümmetlere أُمَمٍ امم
5 min مِنْ -
6 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
7 feehaznahum öyle ki tuttuk onları فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ
8 bil-be'sa'i ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla بِالْبَأْسَاءِ باس
9 ve dderra'i ve darlıkla وَالضَّرَّاءِ ضرر
10 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
11 yetederraune alçak gönüllü olurlar يَتَضَرَّعُونَ ضرع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

6. En'âm Suresi

Ayet 108

Arapça Metin (Harekeli)

897|6|108|وَلَا تَسُبُّوا۟ ٱلَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَسُبُّوا۟ ٱللَّهَ عَدْوًۢا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِم مَّرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

897|6|108|ولا تسبوا الذين يدعون من دون الله فيسبوا الله عدوا بغير علم كذلك زينا لكل امه عملهم ثم الي ربهم مرجعهم فينبيهم بما كانوا يعملون

Latin Literal

108. Ve lâ tesubbûllezîne yed’ûne min dûnillâhi fe yesubbûllâhe adven bi gayri ilm(ilmin), kezâlike zeyyennâ li kulli ummetin amelehum summe ilâ rabbihim merciuhum fe yunebbiuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Hakaret etmeyin kimselere* (ki) çağırırlar Allah’ın astından; öyle ki hakaret ederler** Allah'a bir taşkınlık*** (-la) olmaksızın bir ilim/bilim; işte böyledir; süsledik her bir ümmet305 için amellerini/yaptıklarını; sonra Rablerine4 karşıdır dönüş yerleri; öyle ki haber verir (Allah) onlara yapar olduklarını.

Ahmed Samira Çevirisi

108 And do not insult/abuse/defame those who call from other than God, so they insult/abuse/defame God, transgression/violation without knowledge, like that We decorated/beautified to every nation/generation their work , then to their Lord (is) their return, so He informs them with what they were making/doing .

Notlar

Not 1

*Müşriklere. Yüce Allah'ın astından kimseleri ilâhi bir kazanç/fayda sağlamak için çağıranların tamamı müşriktir.**Yüce Allah'ın bizzat kendisine iftira olan, Yüce Allah'a hakaret içeren, tamamı zan olan, ilimden ve bilimden yoksun olan şeyleri söylerler, dile getirirler. ***Taşma. Taşkın. Selin taşması. Suyun taşması. Tâğyâna, tâğûta uyma.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

7. A'râf Suresi

Ayet 34

Arapça Metin (Harekeli)

988|7|34|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

988|7|34|ولكل امه اجل فاذا جا اجلهم لا يستاخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

34. Ve li kulli ummetin ecel(ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

Ve her bir ümmet305 içindir bir ecel*; öyle ki geldiği zaman ecelleri* onların erteleyemezler bir sâat662; ve ne de kıdemlenemezler/kademe alamazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

34 And to every nation (is) a term/time, so if their term/time came, they do not delay/lag behind an hour, and they do not advance .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velikulli ve herbir وَلِكُلِّ كلل
2 ummetin ümmet içindir أُمَّةٍ امم
3 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل
4 feiza öyle ki فَإِذَا -
5 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
6 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل
7 la لَا -
8 yeste'hirune ertelemez (onlara) يَسْتَأْخِرُونَ اخر
9 saaten bir saat سَاعَةً سوع
10 ve la ve ne de وَلَا -
11 yestekdimune kıdemlenemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Süre, süreleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

7. A'râf Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

992|7|38|قَالَ ٱدْخُلُوا۟ فِىٓ أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُم مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ فِى ٱلنَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّةٌ لَّعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّىٰٓ إِذَا ٱدَّارَكُوا۟ فِيهَا جَمِيعًا قَالَتْ أُخْرَىٰهُمْ لِأُولَىٰهُمْ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ أَضَلُّونَا فَـَٔاتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِّنَ ٱلنَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلَٰكِن لَّا تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

992|7|38|قال ادخلوا في امم قد خلت من قبلكم من الجن والانس في النار كلما دخلت امه لعنت اختها حتي اذا اداركوا فيها جميعا قالت اخريهم لاوليهم ربنا هولا اضلونا فاتهم عذابا ضعفا من النار قال لكل ضعف ولكن لا تعلمون

Latin Literal

38. Kâledhulû fî umemin kad halet min kablikum minel cinni vel insi fîn nâr(nâri), kullemâ dehalet ummetun leanet uhtehâ, hattâ izeddârekû fîhâ cemîân kâlet uhrâhum li ûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ fe âtihim azâben di’fen minen nâr(nâri) kâle li kullin di’fun ve lâkin lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Dedi (Allah): “Girin ümmetlere/topluluklara; muhakkak ki halife65 oldu sizlerden önce ateşe; cinden91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet305; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları/yetiştikleri* zaman orada** topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz4! Bunlar dalalete128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat (sizler) bilmezsiniz.”

Ahmed Samira Çevirisi

38 He said: "Enter in (with) nations (that) have past/expired from before you from the Jinns and the human/mankind in the fire, whenever a nation is entered, it cursed its sister until they caught up (to)/overtook/reached each other in it all together, their last said to their first : "Our Lord those (are who) misguided us, so give/bring them a double torture from the fire." He said: "For every/each/all (is) double, and but you do not know."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (Allah) قَالَ قول
2 dhulu girin ادْخُلُوا دخل
3 fi فِي -
4 umemin ümmetlere/topluluklara أُمَمٍ امم
5 kad muhakkak قَدْ -
6 halet halife oldu خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
9 mine مِنَ -
10 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن
11 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس
12 fi فِي -
13 n-nari ateşe النَّارِ نور
14 kullema ne zaman كُلَّمَا كلل
15 dehalet girdi دَخَلَتْ دخل
16 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
17 leanet lanet etti (ümmet) لَعَنَتْ لعن
18 uhteha kız kardeşine أُخْتَهَا اخو
19 hatta ta ki حَتَّىٰ -
20 iza zaman إِذَا -
21 ddaraku yakaladıkları/yetiştikleri ادَّارَكُوا درك
22 fiha orada (cehennemde) فِيهَا -
23 cemian topluca جَمِيعًا جمع
24 kalet dedi قَالَتْ قول
25 uhrahum sonraki (ümmet) onların أُخْرَاهُمْ اخر
26 liulahum onların önceki (ümmeti) için لِأُولَاهُمْ اول
27 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
28 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
29 edelluna dalalete sürüklediler bizleri أَضَلُّونَا ضلل
30 fe atihim öyle ki ver onlara فَاتِهِمْ اتي
31 azaben bir azap عَذَابًا عذب
32 dia'fen bir kat ضِعْفًا ضعف
33 mine مِنَ -
34 n-nari ateşten النَّارِ نور
35 kale dedi (Allah) قَالَ قول
36 likullin hepsi içindir لِكُلٍّ كلل
37 dia'fun bir kat ضِعْفٌ ضعف
38 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
39 la لَا -
40 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Birbirlerini, birbirlerine.**Cehennemde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Cin, yabancı insanlar Kavram 91

91 Görünmeyen, gizli, örtülü. Anne rahminde yaratılan fetüs dışardan görülemediği için cenin olarak işaret edilir. Mecnun da aklı örtülmüş, gizlenmiş kimseler için kullanılır. Yeşilliklerle örtülü olması nedeniyle cennet kelimesi de aynı kökten türemiştir. Cin kelimesinin işaret ettiği şey/şeyler Rabbimizin ayette işaret ettiği şeye göre değişir. Bunlar;Bir yerleşim yerinde yaşayan insanların/halkın daha önce görmediği, o kimselere gizli kalmış, örtülü kalmış yabancı kimseler/insanlar için kullanılır. Kur'an dinlemek için Muhammed peygambere gelen yabancı insanlar ve Süleyman peygamberin ordusunda görev yapan yabancı insanlar. İblîs ve onun soyu olan varlıklar da cin olarak işaret edilir. Görünür, elle tutulur olan maddeden/atomlardan yaratılmadıkları için Rabbimiz onları da cin kelimesiyle işaret etmektedir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

7. A'râf Suresi

Ayet 159

Arapça Metin (Harekeli)

1113|7|159|وَمِن قَوْمِ مُوسَىٰٓ أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِٱلْحَقِّ وَبِهِۦ يَعْدِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1113|7|159|ومن قوم موسي امه يهدون بالحق وبه يعدلون

Latin Literal

159. Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).

Türkçe Çeviri

Ve Mûsâ’nın kavmindendir/toplumundandır bir ümmet305 (ki) doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla* adaleti680 yerine getirirler.

Ahmed Samira Çevirisi

159 And from Moses’ nation, a nation/generation guiding with the truth , and with it they are being just/equitable .

Notlar

Not 1

*Hakla/gerçekle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

7. A'râf Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

1118|7|164|وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِّنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا ٱللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُوا۟ مَعْذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1118|7|164|واذ قالت امه منهم لم تعظون قوما الله مهلكهم او معذبهم عذابا شديدا قالوا معذره الي ربكم ولعلهم يتقون

Latin Literal

164. Ve iz kâlet ummetun minhum lime teizûne kavmenillâhu muhlikuhum ev muazzibuhum azâben şedîdâ(şedîden), kâlû ma’zireten ilâ rabbikum ve leallehum yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman bir ümmet305 onlardan*: "Niçin vaaz653 edersiniz** bir kavme/topluma (ki) Allah helak edicidir onları ya da azap edicidir onlara şiddetli bir azap (-la)?"; dediler**: "Bir mazerettir*** (sizin) Rabbinize4 karşı; ve belki onlar takvalı21 olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

164 And when a nation from them said: "Why/for what (do) you preach/advise/warn a nation God (is) making them die/destroying them or torturing them, a strong (severe) torture." They said: "An apology/excuse to your Lord and maybe/perhaps they fear and obey."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 kalet dedi قَالَتْ قول
3 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
4 minhum onlardan مِنْهُمْ -
5 lime niçin? لِمَ -
6 teizune vaaz edersiniz تَعِظُونَ وعظ
7 kavmen bir kavme/topluma قَوْمًا قوم
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 muhlikuhum helak edicidir onları مُهْلِكُهُمْ هلك
10 ev ya da أَوْ -
11 muazzibuhum azap edicidir onlara مُعَذِّبُهُمْ عذب
12 azaben bir azap (-la) عَذَابًا عذب
13 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد
14 kalu dediler قَالُوا قول
15 mea'ziraten bir mazerettir مَعْذِرَةً عذر
16 ila karşı إِلَىٰ -
17 rabbikum Rabbinize رَبِّكُمْ ربب
18 veleallehum ve belki onlar وَلَعَلَّهُمْ -
19 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Yahudilerden.**Müminler.***Muaf tutulmak için özür beyanıdır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

7. A'râf Suresi

Ayet 168

Arapça Metin (Harekeli)

1122|7|168|وَقَطَّعْنَٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ أُمَمًا مِّنْهُمُ ٱلصَّٰلِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَٰلِكَ وَبَلَوْنَٰهُم بِٱلْحَسَنَٰتِ وَٱلسَّيِّـَٔاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1122|7|168|وقطعنهم في الارض امما منهم الصلحون ومنهم دون ذلك وبلونهم بالحسنت والسيات لعلهم يرجعون

Latin Literal

168. Ve katta’nâhum fîl ardı umemâ(umemen), minhumus sâlihûne ve minhum dûne zâlike ve belevnâhum bil hasenâti ves seyyiâti leallehum yerciûn(yerciûne).

Türkçe Çeviri

Ve kestik onları681 yerde ümmetlere305; onlardandır** sâlihler217; ve onlardandır** bunun astından/aşağısından; ve belalandırdık256 onları güzelliklerle ve kötülüklerle; belki onlar dönerler.

Ahmed Samira Çevirisi

168 And We separated/divided them in the earth/Planet Earth (into) nations, from them the correct/righteous people, and from them other than that, and We tested them with the goodnesses and the sins/crimes, maybe/perhaps they return.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kattaa'nahum ve kestik oları وَقَطَّعْنَاهُمْ قطع
2 fi فِي -
3 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
4 umemen ümmetlere أُمَمًا امم
5 minhumu onlardandır مِنْهُمُ -
6 s-salihune salihlerdir الصَّالِحُونَ صلح
7 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ -
8 dune astından دُونَ دون
9 zalike bunun ذَٰلِكَ -
10 ve belevnahum ve belalandırdık onları وَبَلَوْنَاهُمْ بلو
11 bil-hasenati güzelliklerle بِالْحَسَنَاتِ حسن
12 ve sseyyiati ve kötülüklerle وَالسَّيِّئَاتِ سوا
13 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
14 yerciune dönerler يَرْجِعُونَ رجع

Notlar

Not 1

*Yahudiler kıyamet gününe kadar asla tek bir ümmet şeklinde bir araya gelemez. Dünya'nın dört bir yanına dağılmış ümmetler şeklinde dağılmışlardır.**Bir toplum/kavim için tamamen kötüdür ya da tamamen iyidir demek asla doğru değildir. Her toplumda olduğu gibi iyi ve kötü insanlar vardır. Bir toplumu/kavmi oluşturan insanlarda iyilerin sayısının artması kavmin/toplumun da aynı istikamette gitmesini sağlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Yahudilere azabın kötüsünü dayatan kimse; Adolf Hitler. Kavram 681

681 Yüce Allah 7:167 ayetinde açık ve net olarak Yahudileşen kimselere kötü bir azap dayatacak bir kimseyi göndereceğini bildirmiştir. Bir süre belirtilmese de bunun kıyamet öncesi mutlak gerçekleşmesi gerektiğini anlarız. Bu kimsenin Hitler olduğu ve kötü azabın da Holokost olduğunu görülmektedir. Alemlere rahmet olan Kuran’ın inişinin tamamlandığı 633 yılından tam 1295 ay yılı (1256 güneş yılı) sonra Hitler doğmuştur. 1889 yılında; bu bir tesadüf olabilir mi?Holokost

7. A'râf Suresi

Ayet 181

Arapça Metin (Harekeli)

1135|7|181|وَمِمَّنْ خَلَقْنَآ أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِٱلْحَقِّ وَبِهِۦ يَعْدِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1135|7|181|وممن خلقنا امه يهدون بالحق وبه يعدلون

Latin Literal

181. Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).

Türkçe Çeviri

Ve yarattığım kimselerdendir bir ümmet305; doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla* adaletli olurlar/sağlarlar.

Ahmed Samira Çevirisi

181 And from whom We created (is) a nation/generation guiding with the truth , and with it they (are) being just/equitable .109

Notlar

Not 1

*Hakla/gerçekle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

10. Yunus Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

1381|10|19|وَمَا كَانَ ٱلنَّاسُ إِلَّآ أُمَّةً وَٰحِدَةً فَٱخْتَلَفُوا۟ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِىَ بَيْنَهُمْ فِيمَا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1381|10|19|وما كان الناس الا امه وحده فاختلفوا ولولا كلمه سبقت من ربك لقضي بينهم فيما فيه يختلفون

Latin Literal

19. Ve mâ kânen nâsu illâ ummeten vâhideten fahtelefû, ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbike le kudiye beynehum fîmâ fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir insanlar bir tek ümmet305 dışında; öyle ki ihtilafa düştüler*; ve şayet olmasa öncelikli bir kelime (senin) Rabbinden4; mutlak tamamlanırdı aralarında kendisinde ihtilafa düştükleri.

Ahmed Samira Çevirisi

19 And the people were not except one nation , so they differed/disagreed/disputed, and where it not for a word preceded from your Lord, (it) would have executed/ended (E) between them, in what they are in it differing/disagreeing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 illa dışında إِلَّا -
5 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
6 vahideten tek وَاحِدَةً وحد
7 fehtelefu öyle ki ihtilafa düştüler فَاخْتَلَفُوا خلف
8 velevla ve şayet olmasa وَلَوْلَا -
9 kelimetun bir kelime كَلِمَةٌ كلم
10 sebekat öncelenmiş سَبَقَتْ سبق
11 min مِنْ -
12 rabbike (senin) Rabbinden رَبِّكَ ربب
13 lekudiye mutlak tamamlanırdı لَقُضِيَ قضي
14 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين
15 fima فِيمَا -
16 fihi ondakinde فِيهِ -
17 yehtelifune ihtilafa düşerler يَخْتَلِفُونَ خلف

Notlar

Not 1

*İnsanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

10. Yunus Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

1409|10|47|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولٌ فَإِذَا جَآءَ رَسُولُهُمْ قُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1409|10|47|ولكل امه رسول فاذا جا رسولهم قضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Latin Literal

47. Ve likulli ummetin resûl(resûlun), feizâ câe resûluhum kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlamûn(yuzlamûne).

Türkçe Çeviri

Ve her bir ümmet305 içindir bir resûl418; öyle ki geldiği zaman resûlleri4418 onların tamamlandı araları onların eşitlikle230 ve onlar zulmedilmezler257.

Ahmed Samira Çevirisi

47 And to each/every nation/generation (is) a messenger, so if their messenger came, judgment was passed between them with the just/equitable, and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velikulli ve her içindir وَلِكُلِّ كلل
2 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم
3 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
4 feiza öyle ki فَإِذَا -
5 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
6 rasuluhum resûlleri رَسُولُهُمْ رسل
7 kudiye tamamlandı قُضِيَ قضي
8 beynehum araları بَيْنَهُمْ بين
9 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
10 ve hum ve onlar وَهُمْ -
11 la لَا -
12 yuzlemune zulmedilmezler يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

10. Yunus Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

1411|10|49|قُل لَّآ أَمْلِكُ لِنَفْسِى ضَرًّا وَلَا نَفْعًا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ إِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ فَلَا يَسْتَـْٔخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Latin Literal

49. Kul lâ emliku li nefsî darran ve lâ nef’an illâ mâ şâallâh(şâallâhu), li kulli ummetin ecel(ecelun), izâ câe eceluhum fe lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Malik* olamam kendi nefsime201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler** bir sâat662 ve ne de öncelerler**.

Ahmed Samira Çevirisi

49 Say: "I do not own/possess to myself harm and nor benefit/usefulness except, what God willed/wanted, to every/each nation/generation (is) a term/time, if their term/time came, so they do not delay/lag behind an hour, and nor advance/precede ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 la لَا -
3 emliku malik olamam أَمْلِكُ ملك
4 linefsi kendi nefsime لِنَفْسِي نفس
5 derran bir zarar ضَرًّا ضرر
6 ve la ve ne den وَلَا -
7 nef'an bir menfaat نَفْعًا نفع
8 illa dışında إِلَّا -
9 ma مَا -
10 şa'e dilediği شَاءَ شيا
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 likulli her bir لِكُلِّ كلل
13 ummetin ümmetedir أُمَّةٍ امم
14 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل
15 iza zaman إِذَا -
16 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
17 eceluhum ecelleri أَجَلُهُمْ اجل
18 fela öyle ki فَلَا -
19 yeste'hirune ötelemezler يَسْتَأْخِرُونَ اخر
20 saaten bir saat سَاعَةً سوع
21 ve la ve ne de وَلَا -
22 yestekdimune öncelemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم

Notlar

Not 1

*Sahip.**Bir an bile ecellerini değiştiremezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Sâat Kavram 662

662 An, bir zaman periyodu.

11. Hûd Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

1479|11|8|وَلَئِنْ أَخَّرْنَا عَنْهُمُ ٱلْعَذَابَ إِلَىٰٓ أُمَّةٍ مَّعْدُودَةٍ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحْبِسُهُۥٓ أَلَا يَوْمَ يَأْتِيهِمْ لَيْسَ مَصْرُوفًا عَنْهُمْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1479|11|8|ولين اخرنا عنهم العذاب الي امه معدوده ليقولن ما يحبسه الا يوم ياتيهم ليس مصروفا عنهم وحاق بهم ما كانوا به يستهزون

Latin Literal

8. Ve le in ahharnâ anhumul azâbe ilâ ummetin ma’dûdetin le yekûlunne mâ yahbisuh(yahbisuhu), e lâ yevme ye’tîhim leyse masrûfen anhum ve hâka bi him mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

Türkçe Çeviri

Ve şayet ötelesek onlardan azabı adetli/sayılı bir ümmete305* kadar; mutlak derler: "Nedir alıkoyan/tutan onu**?"; değil mi (ki) gündür (ki) gelir onlara; olmaz bir uzaklaştırılan/döndürülen onlardan; ve sarar/nüfuz eder onları kendisiyle istihza361 eder oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

8 And if We delayed the punishment from them to a counted/numbered generation they will say (E) what prevents/withholds it ? Is it not (on that) day (when it) comes to them (it is) not diverted/sent away from them? And surrounded/encircled with them what they were with it mocking/making fun of.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velein ve şayet وَلَئِنْ -
2 ehharna ötelesek أَخَّرْنَا اخر
3 anhumu onlardan عَنْهُمُ -
4 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
5 ila kadar إِلَىٰ -
6 ummetin bir ümmete أُمَّةٍ امم
7 mea'dudetin adetli/sayılı مَعْدُودَةٍ عدد
8 leyekulunne mutlak derler لَيَقُولُنَّ قول
9 ma nedir? مَا -
10 yehbisuhu alıkoyan/tutan onu يَحْبِسُهُ حبس
11 ela değil mi (ki) أَلَا -
12 yevme gündür يَوْمَ يوم
13 ye'tihim gelir onlara يَأْتِيهِمْ اتي
14 leyse olmaz لَيْسَ ليس
15 mesrufen bir uzaklaştırılan/döndürülen مَصْرُوفًا صرف
16 anhum onlardan عَنْهُمْ -
17 ve haka ve sarar/nüfuz eder وَحَاقَ حيق
18 bihim onları بِهِمْ -
19 ma مَا -
20 kanu oldukları كَانُوا كون
21 bihi kendisiyle بِهِ -
22 yestehziune istihza ederler يَسْتَهْزِئُونَ هزا

Notlar

Not 1

*Her bir ümmetin bir eceli vardı. O ecele kadar.**Azabı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

İstihza/istihza Kavram 361

361 Tiye almak, alay etmek.

11. Hûd Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

1519|11|48|قِيلَ يَٰنُوحُ ٱهْبِطْ بِسَلَٰمٍ مِّنَّا وَبَرَكَٰتٍ عَلَيْكَ وَعَلَىٰٓ أُمَمٍ مِّمَّن مَّعَكَ وَأُمَمٌ سَنُمَتِّعُهُمْ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1519|11|48|قيل ينوح اهبط بسلم منا وبركت عليك وعلي امم ممن معك وامم سنمتعهم ثم يمسهم منا عذاب اليم

Latin Literal

48. Kîle yâ nûhuhbıt bi selâmin minnâ ve berekâtin aleyke ve alâ umemin mimmen meâk(meâke), ve umemun se numettiuhum summe yemessuhum minnâ azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Denildi: "Ey Nûh! İn/alçal bir selamla* bizden; ve bereketlerle252 senin üzerine ve ümmetler305 üzerine (ki) seninle birlikte (olan) kimsedendir; ve ümmetler305 (ki) metalandıracağız54 onları; sonra temas eder onlara bizden elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

48 (It) was said: "You Noah, descend/enter with safety/security/peace from Us and blessings on you, and on nations from what/who (are) with you, and nations We will give them long life/make them enjoy, then painful torture from Us touches them."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kile denildi قِيلَ قول
2 ya nuhu ey Nûh يَا نُوحُ -
3 hbit in/alçal اهْبِطْ هبط
4 biselamin bir selamla بِسَلَامٍ سلم
5 minna bizden مِنَّا -
6 ve berakatin ve bereketlerle وَبَرَكَاتٍ برك
7 aleyke üzerine عَلَيْكَ -
8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
9 umemin ümmetler أُمَمٍ امم
10 mimmen kimseden مِمَّنْ -
11 meake seninle birlikte مَعَكَ -
12 veumemun ve ümmetler (ki) وَأُمَمٌ امم
13 senumettiuhum metalandıracağız onları سَنُمَتِّعُهُمْ متع
14 summe sonra ثُمَّ -
15 yemessuhum temas eder onlara يَمَسُّهُمْ مسس
16 minna bizden مِنَّا -
17 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
18 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Esenlikle, güvenlikle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

11. Hûd Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

1589|11|118|وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ لَجَعَلَ ٱلنَّاسَ أُمَّةً وَٰحِدَةً وَلَا يَزَالُونَ مُخْتَلِفِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1589|11|118|ولو شا ربك لجعل الناس امه وحده ولا يزالون مختلفين

Latin Literal

118. Ve lev şâe rabbuke le cealen nâse ummeten vâhideten ve lâ yezâlûne muhtelifîn(muhtelifîne).

Türkçe Çeviri

Ve şayet dileseydi (senin) Rabbin4; mutlak yapardı insanları tek bir ümmet305; ve ayrışmazlardı muhtelifler* (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

118 And if your Lord willed/wanted He would have made the people one nation, and they still/continue differing/disagreeing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev ve şayet وَلَوْ -
2 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
4 leceale mutlak yapardı لَجَعَلَ جعل
5 n-nase insanları النَّاسَ نوس
6 ummeten ümmet أُمَّةً امم
7 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
8 vela ve وَلَا -
9 yezalune ayrışmazlardı يَزَالُونَ زيل
10 muhtelifine muhtelifler (olarak) مُخْتَلِفِينَ خلف

Notlar

Not 1

*Çeşit çeşit.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

13. Ra'd Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1735|13|30|كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَٰكَ فِىٓ أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَآ أُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِٱلرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّى لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

Latin Literal

30. Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; gönderdik seni* bir ümmete305; muhakkak gelip geçti ondan** önce ümmetler305; tilâvet874 etmen için onlara vahyettiğimizi603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik25 ederler Rahmân'a1; de ki: "O*** (ki) Rabbimdir4; yoktur ilâh74 O’nun**** dışında; O'na****** tevekkül79 ettim; ve O'nadır***** tevbem33."

Ahmed Samira Çevirisi

30 As/like that We sent you in (a) nation, nations had passed/expired in it, to read/recite on them what We inspired/transmitted to you, and they disbelieve with (in) the merciful, say: "He is my Lord, no God except He, on Him I relied/depended , and to Him (is) my repentance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
2 erselnake gönderdik seni أَرْسَلْنَاكَ رسل
3 fi فِي -
4 ummetin bir ümmete أُمَّةٍ امم
5 kad muhakkak قَدْ -
6 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kabliha ondan önce قَبْلِهَا قبل
9 umemun ümmetler أُمَمٌ امم
10 litetluve tilavet etmen için لِتَتْلُوَ تلو
11 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
12 llezi şeyleri الَّذِي -
13 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي
14 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر
17 bir-rahmani Rahmân'a بِالرَّحْمَٰنِ رحم
18 kul de ki قُلْ قول
19 huve O هُوَ -
20 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب
21 la yoktur لَا -
22 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
23 illa dışında إِلَّا -
24 huve O’nun هُوَ -
25 aleyhi O'na عَلَيْهِ -
26 tevekkeltu tevekkül ettim تَوَكَّلْتُ وكل
27 ve ileyhi ve O'nadır وَإِلَيْهِ -
28 metabi tevbem مَتَابِ توب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Ümmetten.***Allah.****Allah'ın.*****Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahmân Kavram 1

1 En yüce merhametli.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

15. Hicr Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1805|15|5|مَّا تَسْبِقُ مِنْ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسْتَـْٔخِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1805|15|5|ما تسبق من امه اجلها وما يستخرون

Latin Literal

5. Mâ tesbiku min ummetin ecelehâ ve mâ yeste’hırûn(yeste’hırune).

Türkçe Çeviri

Öne geçer değildir hiçbir ümmet305 kendi ecelinin; ve ötelenir* değillerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

5 None from a nation precedes its term/time, and they do not delay (it).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 tesbiku öne geçer تَسْبِقُ سبق
3 min hiçbir مِنْ -
4 ummetin ümmet أُمَّةٍ امم
5 eceleha kendi ecelini أَجَلَهَا اجل
6 ve ma ve değildir وَمَا -
7 yeste'hirune geri bırakırlar (onlar) يَسْتَأْخِرُونَ اخر

Notlar

Not 1

*Ecel geldiğinde bir Planck zamanı bile (5.391247 × 10-44) ötelenmezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

16. Nahl Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1935|16|36|وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِى كُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولًا أَنِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ وَٱجْتَنِبُوا۟ ٱلطَّٰغُوتَ فَمِنْهُم مَّنْ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنْهُم مَّنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ ٱلضَّلَٰلَةُ فَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

Latin Literal

36. Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun* gönderdik** her bir ümmete305 bir resûl418 ki kulluk46 edin Allah'a ve kaçının tâğût442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet128 hakikatlaştı***; öyle ki dolaşın**** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların196 akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And We had sent in every nation a messenger: "That worship God and avoid/distance (yourselves from) the every thing worshipped other than God/idols ." So from them who God guided, and from them who the misguidance became certain/deserved on him, so walk/move in the earth/Planet Earth, so see/wonder about how was the liars’/deniers’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 fi فِي -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 ummetin ümmete أُمَّةٍ امم
6 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
7 eni ki أَنِ -
8 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 vectenibu ve kaçının وَاجْتَنِبُوا جنب
11 t-tagute tâğût (-tan) الطَّاغُوتَ طغي
12 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
13 men kimini مَنْ -
14 heda doğru yola kılavuzladı هَدَى هدي
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
17 men kimine مَنْ -
18 hakkat hakikatleşti حَقَّتْ حقق
19 aleyhi üzerlerine عَلَيْهِ -
20 d-delaletu dalalet الضَّلَالَةُ ضلل
21 fesiru öyle ki dolaşın فَسِيرُوا سير
22 fi فِي -
23 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
24 fenzuru ve bakın فَانْظُرُوا نظر
25 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
26 kane olmuş كَانَ كون
27 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
28 l-mukezzibine yalanlayanların الْمُكَذِّبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Rabbimizin ekstradan vurgulaması asla ama asla aksinin olamayacağını bildirmek içindir. **Her bir ümmete kendi içlerinden, onların dilini konuşan resûller gönderilir. Nebi ve resûl kavramları doğru anlaşılmalıdır. Nebiler kutsal kitapları getirirler. Son nebi de Muhammed'tir. Ancak resûller gelmeye devam eder. Kıyamete kadar da gelecektir. Rabbimin insanları doğru yola kılavuzlamak istediğini ve bu nedenle resûlleri göndermeyi murad ettiğini anlarız. ***Hakikat/gerçek tecelli etti.****Arkeolojik kazılar yapın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 196

196 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

16. Nahl Suresi

Ayet 63

Arapça Metin (Harekeli)

1962|16|63|تَٱللَّهِ لَقَدْ أَرْسَلْنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَعْمَٰلَهُمْ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلْيَوْمَ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1962|16|63|تالله لقد ارسلنا الي امم من قبلك فزين لهم الشيطن اعملهم فهو وليهم اليوم ولهم عذاب اليم

Latin Literal

63. Tallâhi lekad erselnâ ilâ umemin min kablike fe zeyyene lehumuş şeytânu a’mâlehum fe huve veliyyuhumul yevme ve lehum âzâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

TAllahi1017; ant olsun gönderdik* ümmetlere305 senden önce (de); öyle ki ziynetledi856 onlara** şeytân29 yaptıklarını; öyle ki o*** velisidir212 onların**** o gün; ve onlaradır** elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

63 By God, We had sent to nations from before you, so the devil decorated/beautified for them their deeds, so he is their guardian/ally today, and for them (is) a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tallehi TAllahi تَاللَّهِ -
2 lekad ant olsun لَقَدْ -
3 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
4 ila إِلَىٰ -
5 umemin ümmetlere أُمَمٍ امم
6 min مِنْ -
7 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
8 fezeyyene öyle ki ziynetledi فَزَيَّنَ زين
9 lehumu onlara لَهُمُ -
10 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن
11 ea'malehum yaptıklarını أَعْمَالَهُمْ عمل
12 fehuve öyle ki O فَهُوَ -
13 veliyyuhumu velisidir onların وَلِيُّهُمُ ولي
14 l-yevme o gun الْيَوْمَ يوم
15 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
16 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
17 elimun elin/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Resûller.**Ümmetlere.***Şeytân.****Ümmetlerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Ziynet Kavram 856

856 Süs, dekorasyon, takı, bezek.

16. Nahl Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

1983|16|84|وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا ثُمَّ لَا يُؤْذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1983|16|84|ويوم نبعث من كل امه شهيدا ثم لا يوذن للذين كفروا ولا هم يستعتبون

Latin Literal

84. Ve yevme neb’asu min kulli ummetin şehîden summe lâ yu’zenu lillezînekeferû ve lâ hum yusta’tebûn(yusta’tebûne).

Türkçe Çeviri

Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmetten305 bir şahit/tanık*; sonra izin verilmez kâfirlik25 etmiş kimselere; ve onlar serzenişte/sitemde bulundurulmazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

84 And a day/time We send/resurrect/revive from every nation a witness/testifier, then (it will) not be allowed/permitted to those who disbelieved, and nor they be allowed to offer reconciliation/appeasement.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yevme ve gündür وَيَوْمَ يوم
2 neb'asu görevlendiririz نَبْعَثُ بعث
3 min مِنْ -
4 kulli her كُلِّ كلل
5 ummetin ümmetten أُمَّةٍ امم
6 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
7 summe sonra ثُمَّ -
8 la لَا -
9 yu'zenu izin verilmez يُؤْذَنُ اذن
10 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
11 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
12 ve la ve ne de وَلَا -
13 hum onları هُمْ -
14 yustea'tebune serzeniş/sitemde bulundurulmazlar يُسْتَعْتَبُونَ عتب

Notlar

Not 1

*O ümmete gönderilmiş olan resûller.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

16. Nahl Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

1988|16|89|وَيَوْمَ نَبْعَثُ فِى كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا عَلَيْهِم مِّنْ أَنفُسِهِمْ وَجِئْنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ تِبْيَٰنًا لِّكُلِّ شَىْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَىٰ لِلْمُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1988|16|89|ويوم نبعث في كل امه شهيدا عليهم من انفسهم وجينا بك شهيدا علي هولا ونزلنا عليك الكتب تبينا لكل شي وهدي ورحمه وبشري للمسلمين

Latin Literal

89. Ve yevme neb’asu fî kulli ummetin şehîden aleyhim min enfusihim ve ci’nâbike şehîden alâ hâulâ(hâulâi), ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânen likulli şey’in ve huden ve rahmeten ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmette305* üzerlerine bir şahit/tanık** kendi*** nefislerinden201; ve geldik seninle**** bir şahit/tanık (olarak) üzerine bunların; ve indirdik sana**** kitabı***** (ki) bir beyanattır620 her bir şeye; ve doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271; ve müjdededir müslimlere45.

Ahmed Samira Çevirisi

89 And a day/time, We send/resurrect/revive in every nation/generation a witness/testifier on them from themselves, and We came with you (as) a witness/testifier on those, and We descended on you The Book (a) clarification/explanation to every thing, and guidance, and mercy, and a good news to the Moslems/submitters/surrenderers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yevme ve gündür وَيَوْمَ يوم
2 neb'asu görevlendiriz نَبْعَثُ بعث
3 fi فِي -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 ummetin ümmette أُمَّةٍ امم
6 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
8 min مِنْ -
9 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
10 ve ci'na ve geldik وَجِئْنَا جيا
11 bike seninle بِكَ -
12 şehiden bir şahit/tanık (olarak) شَهِيدًا شهد
13 ala üzerine عَلَىٰ -
14 ha'ula'i bunların هَٰؤُلَاءِ -
15 ve nezzelna ve indirdik وَنَزَّلْنَا نزل
16 aleyke sana عَلَيْكَ -
17 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
18 tibyanen bir beyan تِبْيَانًا بين
19 likulli her bir لِكُلِّ كلل
20 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
21 ve huden ve doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
22 ve rahmeten ve bir rahmettir وَرَحْمَةً رحم
23 ve buşra ve müjdededir وَبُشْرَىٰ بشر
24 lilmuslimine müslimlere لِلْمُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Fi edatı "içinde" demektir. Görevlendirilen resûller mutlaka o ümmetin içinden olacaktır.**Ümmete gönderilmiş olan resûl veya resûller.***Ümmetin içinden çıkan ve onlarla aynı dili konuşan kendilerinden bir resûl. ****Nebi ve resûl Muhammed. Şerefli Kur'ân'ın kendisine indirilerek şereflendirildiği nebi Muhammed de tüm bunlara tanık olarak getirilecektir.*****Kur'ân'ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

16. Nahl Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

1991|16|92|وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّتِى نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنۢ بَعْدِ قُوَّةٍ أَنكَٰثًا تَتَّخِذُونَ أَيْمَٰنَكُمْ دَخَلًۢا بَيْنَكُمْ أَن تَكُونَ أُمَّةٌ هِىَ أَرْبَىٰ مِنْ أُمَّةٍ إِنَّمَا يَبْلُوكُمُ ٱللَّهُ بِهِۦ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ مَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1991|16|92|ولا تكونوا كالتي نقضت غزلها من بعد قوه انكثا تتخذون ايمنكم دخلا بينكم ان تكون امه هي اربي من امه انما يبلوكم الله به وليبينن لكم يوم القيمه ما كنتم فيه تختلفون

Latin Literal

92. Ve lâ tekûnû kelletî nekadat gazlehâ min ba’di kuvvetin enkâsâ(enkâsen), tettehızûne eymânekum dehalen beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh(ummetin), innemâ yeblûkumullâhu bih(bihî), ve le yubeyyinenne lekum yevmel kıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmayın bozan* gibi eğirişmiş ipliği** sonrasında bir kuvvetli***; çözülmüşler**** (olarak); edinirsiniz yeminlerinizi aranızda bir dehale1024; ki olur bir ümmet305 o (ki) ribalandı383 bir ümmetten305; ancak belalandırır256 sizleri Allah onunla*****; ve mutlak beyan226 eder sizlere kıyamet günü148 olduğunuzu kendisinde (ki) ihtilafa düşersiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And do no be like who unbound/broke/destroyed her yarn/spun thread (into) unraveling/fraying/untwisted strands of yarn from after (its) strength , you take your rights/oaths (as) deceit/blemishes between you, that (E) a nation be more grown/increased than a nation, but/truly God tests you with it, and to clarify/show/explain for you (on) the Resurrection Day what you were in it differing/disagreeing/disputing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
3 kalleti gibi كَالَّتِي -
4 nekadet bozan نَقَضَتْ نقض
5 gazleha eğirişmiş ipliği غَزْلَهَا غزل
6 min مِنْ -
7 bea'di sonra بَعْدِ بعد
8 kuvvetin bir kuvvetli قُوَّةٍ قوي
9 enkasen çözülmüşler أَنْكَاثًا نكث
10 tettehizune edinirsiniz تَتَّخِذُونَ اخذ
11 eymanekum yeminlerinizi أَيْمَانَكُمْ يمن
12 dehalen bir dahile دَخَلًا دخل
13 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
14 en ki أَنْ -
15 tekune olur تَكُونَ كون
16 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
17 hiye o هِيَ -
18 erba katlandı أَرْبَىٰ ربو
19 min مِنْ -
20 ummetin bir ümmetten أُمَّةٍ امم
21 innema ancak إِنَّمَا -
22 yeblukumu belalandırır sizleri يَبْلُوكُمُ بلو
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 bihi onunla بِهِ -
25 veleyubeyyinenne ve mutlak beyan eder وَلَيُبَيِّنَنَّ بين
26 lekum sizlere لَكُمْ -
27 yevme günü يَوْمَ يوم
28 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
29 ma مَا -
30 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
31 fihi onda فِيهِ -
32 tehtelifune ihtilafa düşersiniz تَخْتَلِفُونَ خلف

Notlar

Not 1

*Kadın.**Kadın ince iplikleri eğirerek birbirine sarar ve çok kuvvetli tek bir ip elde eder.***Birbirine sarılmış küçük ipler çok sağlam/kuvvetli tek bir ip olur.****Sağlam/kuvvetli bir ipin liflerinin birbirinden ayrılmış, çözülmüş halleri.*****Verdiği katmerli üstünlükle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Riba Kavram 383

383 Değerde katlanma, katmerlenme, büyüme, çoğalma, ilave.Rabbimiz bu kelimeyi fiil olarak 16:92 ayetinde bir ümmetin başka bir ümmete göre daha katmerli örn: daha gelişmiş, daha kuvvetli, daha güçlü daha zengin; olduğunu işaret etmek için kullanmıştır. Katmerlenme sabit bir değer üzerinden olur. Sabit ve ölçeklenebilir bir değerin katmerlenmesidir. Örn: İki toplumun savaş uçak sayıları eşit olsa bile bir toplumun savaş uçakları diğer toplumun uçaklarından savaşma kapasitesi olarak iki kat daha gelişmişse gelişmiş toplum diğerine göre ribalı olur. Uçak sayısının önemi yoktur. Önemli olan uçağın savaşma kapasitesidir; gerçekten ürettiği değerdir. Para da aynı uçak gibidir. Satın alma kapasitesi değişkendir. 10 adet 100 dolar ile 10 adet 100 TL'nin satın alma güçleri farklıdır. Bu nedenle riba için bir şeyin gerçek değeri üzerinden artış var mı katlanma var mı diye bakılmalıdır.Başka güzel bir örnek daha verelim; on ekmek borç verildiyse ve süre sonunda geriye 11 ekmek alındıysa bu durumda artan, çoğalan, ilave olan o 1 ekmek riba olur. Dönen mal artmamalıdır. Günümüzde mal yerine çoğunlukla değeri değişken olan para kullanıldığı için kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Örnek; 10 ekmek değerinde olan para süre sonunda yine aynı para olarak geri alınırsa enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi sonucu borç veren geri aldığı parayla 10 ekmek alamayacaktır. Örneğin 9 ekmek alabilecektir. Borç verenin 1 ekmek hakkı yenmiş olacaktır. Merkez bankaları yıllık enflasyonun değerini belirler yani paranın değer kaybını belirlerler. O durumda borç para olarak verilecekse enflasyon değerinde paranın artarak geri alınması asla riba olmaz. Aslında malın artması değil korunması söz konusu olur. Ancak enflasyonun üstündeki her değer riba olacaktır. Enflasyon değerinde faiz kesinlikle riba değildir. Ancak faizin ribalaşma durumuna dikkat edilmelidir. Enflasyon üstünde gelir getiren faizlerin enflasyon üstü getirisi riba olmaktadır.

16. Nahl Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

1992|16|93|وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَٰحِدَةً وَلَٰكِن يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ وَلَتُسْـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1992|16|93|ولو شا الله لجعلكم امه وحده ولكن يضل من يشا ويهدي من يشا ولتسلن عما كنتم تعملون

Latin Literal

93. Ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhideten ve lâkin yudıllu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve le tus’elunne ammâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Velev/şayet dileseydi Allah mutlak yapardı sizleri tek bir ümmet305; velakin/fakat dalalette bırakır dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve mutlaka sual edilirsiniz* yaparlar olduğunuzdan.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And if God wanted/willed He would have made/created you one nation/generation , and but God misguides whom He wills/wants, and He guides whom He wills/wants, and you will be asked/questioned (E) about what you were making/doing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/şayet وَلَوْ -
2 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 lecealekum mutlak yapardı sizleri لَجَعَلَكُمْ جعل
5 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم
6 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
7 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
8 yudillu dalalette bırakır يُضِلُّ ضلل
9 men kimseyi مَنْ -
10 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
11 ve yehdi ve doğruya kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
12 men kimseyi مَنْ -
13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
14 veletuselunne ve mutlaka sual edilirsiniz وَلَتُسْأَلُنَّ سال
15 amma عَمَّا -
16 kuntum olduğunuzdan كُنْتُمْ كون
17 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Sorulursunuz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

41. Fussilet Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

4241|41|25|وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَآءَ فَزَيَّنُوا۟ لَهُم مَّا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ ٱلْقَوْلُ فِىٓ أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِم مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ خَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4241|41|25|وقيضنا لهم قرنا فزينوا لهم ما بين ايديهم وما خلفهم وحق عليهم القول في امم قد خلت من قبلهم من الجن والانس انهم كانوا خسرين

Latin Literal

25. Ve kayyadnâ lehum kurenâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Ve hedefledik/tanımladık/atadık onlara kardeşler; öyle ki süslediler onlara iki ellerinin arasındakini ve arkalarındakini215; ve hak/gerçek oldu söz/kelam ümmetler305 üzerlerine; muhakkak ki halife65 oldu onlardan önce cinden210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And We predestined/assigned for them companions , so they decorated/beautified for them what (is) between their hands, and what (is) behind them, and the saying/words became true/truth on them in nations (that) had passed from before them from the Jinns, and the human/mankind, that they truly were losers .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

46. Ahkaf Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

4526|46|18|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ ٱلْقَوْلُ فِىٓ أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِم مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ خَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4526|46|18|اوليك الذين حق عليهم القول في امم قد خلت من قبلهم من الجن والانس انهم كانوا خسرين

Latin Literal

18. Ulâikellezîne hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar; kimselerdir; hak/gerçek oldu üzerlerine söz/kelam ümmetlerdeki305*; muhakkak ki halef oldu onlardan önce cinden210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

18 Those are those who the word/opinion and belief became correct/true in nations (that) had passed/expired from before them from the Jinns and the human/mankind, that they truly were losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
3 hakka hak/gerçek oldu حَقَّ حقق
4 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
5 l-kavlu söz/kelam الْقَوْلُ قول
6 fi فِي -
7 umemin ümmetlerdeki/topluluklardaki أُمَمٍ امم
8 kad muhakkak ki قَدْ -
9 halet halef oldu خَلَتْ خلو
10 min مِنْ -
11 kablihim önce onlardan قَبْلِهِمْ قبل
12 mine -den مِنَ -
13 l-cinni cin الْجِنِّ جنن
14 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس
15 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
16 kanu oldular كَانُوا كون
17 hasirine hüsrana uğrayanlar. خَاسِرِينَ خسر

Notlar

Not 1

*Ümmetlere verilen söz mutlak ki onlara da geldi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 305: Ümmet, ümmet

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Ümmet, ümmet

Kavram No: 305

Kısa Açıklama: 305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 34

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 128

Türkçe Meal: Rabbimiz 4 ! Ve yap bizi iki teslim olan sana; ve zürriyetimizden bir ümmet 305 ; teslim olan sana; ve göster bize nusuklarımızı 169 ; ve tevbe 33 et bizlere; doğrusu sen; sensin Tevvâb 191 ; Rahîm 2 .

Arapça: 135|2|128|ربنا واجعلنا مسلمين لك ومن ذريتنا امه مسلمه لك وارنا مناسكنا وتب علينا انك انت التواب الرحيم

Bakara Suresi - Ayet 134

Türkçe Meal: Şu; bir ümmettir 305 ; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandığı; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz/sorulmazsınız yapar olduklarından.

Arapça: 141|2|134|تلك امه قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسلون عما كانوا يعملون

Bakara Suresi - Ayet 141

Türkçe Meal: Şu; bir ümmet 305 ; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandıkları; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz/sorulmazsınız yapar olduklarından.

Arapça: 148|2|141|تلك امه قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسلون عما كانوا يعملون

Bakara Suresi - Ayet 143

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; yaptık sizleri bir ümmet 305 ; vasat/orta/hayırlı; olmanız için şahitler/tanıklar insanlar üzerine; ve olması için resûlün 418 sizlere bir şahit/tanık; ve yapmış değiliz bir kıble 14 ki oldunuz üzerinde onun; ancak belli etmek/bilmek için resûle 418 tabi olan kimseyi kimseden; döner üzerinde iki topuğu; ve doğrusu oldu o (kıble) mutlak bir büyük (yük); dışında kimseye (ki) kılavuzladı doğru yola Allah; ve olmuş değildir Allah giderir/boşa çıkarır imanınızı 47 sizlerin; doğrusu Allah insanlara mutlak Raûf'tur 15 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 150|2|143|وكذلك جعلنكم امه وسطا لتكونوا شهدا علي الناس ويكون الرسول عليكم شهيدا وما جعلنا القبله التي كنت عليها الا لنعلم من يتبع الرسول ممن ينقلب علي عقبيه وان كانت لكبيره الا علي الذين هدي الله وما كان الله ليضيع ايمنكم ان الله بالناس لروف رحيم

Bakara Suresi - Ayet 213

Türkçe Meal: İnsanlar bir tek ümmet 305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri 132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı * hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan 352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman 47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Arapça: 220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı/iyi bir ümmet 305 ; emredersiniz 200 marufla 291 ; ve menedersiniz münkerden 82 ; ve iman 47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman 47 etseydi kitap ehli 135 ; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler 451 ; ve ekserisi/çoğu onların fâsıklardır 38 .

Arapça: 403|3|110|كنتم خير امه اخرجت للناس تامرون بالمعروف وتنهون عن المنكر وتومنون بالله ولو امن اهل الكتب لكان خيرا لهم منهم المومنون واكثرهم الفسقون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Kitap ehlinden 135 kıyamda 143 bir ümmet 305 (ki) olmadılar aynı seviyede/farksız (kitap ehlinden diğerleriyle); okurlar (onlar) ayetlerini 454 Allah'ın gece zamanları 455 ; ve onlar secde 12 ederler.

Arapça: 406|3|113|ليسوا سوا من اهل الكتب امه قايمه يتلون ايت الله انا اليل وهم يسجدون

Nisâ Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Öyle ki nasıl (olur) getirdiğimiz zaman her bir ümmetten 305 bir şahit/tanık; ve getirdiğimizde seni bunlar * üzerine bir şahit/tanık.

Arapça: 534|4|41|فكيف اذا جينا من كل امه بشهيد وجينا بك علي هولا شهيدا

Mâide Suresi - Ayet 66

Türkçe Meal: Şayet ki onlar kıyam etselerdi/dikselerdi Tevrât'ı ve İncîl'i; ve * Rablerinden 4 üzerlerine indirileni; mutlak yerlerdi üstlerinden ve ayaklarının altından**; onlardandır muktesit 550 bir ümmet 305 ; ve onlardan çoğunun yaptıkları ne kötüdür.

Arapça: 735|5|66|ولو انهم اقاموا التوريه والانجيل وما انزل اليهم من ربهم لاكلوا من فوقهم ومن تحت ارجلهم منهم امه مقتصده وكثير منهم سا ما يعملون

En'âm Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ve olmaz hiçbir dâbbeden 599 yerde; ve hiçbir kuş (ki) uçar iki kanadıyla; ancak bir ümmettir 305 sizlerin misalleri/örnekleri * ; ihmal etmiş değiliz kitapta ** hiçbir şeyi; sonra Rablerine 4 karşı haşredilirler 556 ***.

Arapça: 827|6|38|وما من دابه في الارض ولا طير يطير بجناحيه الا امم امثالكم ما فرطنا في الكتب من شي ثم الي ربهم يحشرون

En'âm Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve ant olsun gönderdik ümmetlere 305 senden önce; öyle ki tuttuk onları ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü olurlar.

Arapça: 831|6|42|ولقد ارسلنا الي امم من قبلك فاخذنهم بالباسا والضرا لعلهم يتضرعون

En'âm Suresi - Ayet 108

Türkçe Meal: Hakaret etmeyin kimselere * (ki) çağırırlar Allah’ın astından; öyle ki hakaret ederler ** Allah'a bir taşkınlık *** (-la) olmaksızın bir ilim/bilim; işte böyledir; süsledik her bir ümmet 305 için amellerini/yaptıklarını; sonra Rablerine 4 karşıdır dönüş yerleri; öyle ki haber verir (Allah) onlara yapar olduklarını.

Arapça: 897|6|108|ولا تسبوا الذين يدعون من دون الله فيسبوا الله عدوا بغير علم كذلك زينا لكل امه عملهم ثم الي ربهم مرجعهم فينبيهم بما كانوا يعملون

A'râf Suresi - Ayet 34

Türkçe Meal: Ve her bir ümmet 305 içindir bir ecel * ; öyle ki geldiği zaman ecelleri * onların erteleyemezler bir sâat 662 ; ve ne de kıdemlenemezler/kademe alamazlar.

Arapça: 988|7|34|ولكل امه اجل فاذا جا اجلهم لا يستاخرون ساعه ولا يستقدمون

A'râf Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Dedi (Allah): “Girin ümmetlere/topluluklara; muhakkak ki halife 65 oldu sizlerden önce ateşe; cinden 91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet 305 ; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları/yetiştikleri * zaman orada ** topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz 4 ! Bunlar dalalete 128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat (sizler) bilmezsiniz.”

Arapça: 992|7|38|قال ادخلوا في امم قد خلت من قبلكم من الجن والانس في النار كلما دخلت امه لعنت اختها حتي اذا اداركوا فيها جميعا قالت اخريهم لاوليهم ربنا هولا اضلونا فاتهم عذابا ضعفا من النار قال لكل ضعف ولكن لا تعلمون

A'râf Suresi - Ayet 159

Türkçe Meal: Ve Mûsâ’nın kavmindendir/toplumundandır bir ümmet 305 (ki) doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla * adaleti 680 yerine getirirler.

Arapça: 1113|7|159|ومن قوم موسي امه يهدون بالحق وبه يعدلون

A'râf Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: Ve dediği zaman bir ümmet 305 onlardan * : "Niçin vaaz 653 edersiniz ** bir kavme/topluma (ki) Allah helak edicidir onları ya da azap edicidir onlara şiddetli bir azap (-la)?"; dediler ** : "Bir mazerettir *** (sizin) Rabbinize 4 karşı; ve belki onlar takvalı 21 olurlar.

Arapça: 1118|7|164|واذ قالت امه منهم لم تعظون قوما الله مهلكهم او معذبهم عذابا شديدا قالوا معذره الي ربكم ولعلهم يتقون

A'râf Suresi - Ayet 168

Türkçe Meal: Ve kestik onları 681 yerde ümmetlere 305 ; onlardandır ** sâlihler 217 ; ve onlardandır ** bunun astından/aşağısından; ve belalandırdık 256 onları güzelliklerle ve kötülüklerle; belki onlar dönerler.

Arapça: 1122|7|168|وقطعنهم في الارض امما منهم الصلحون ومنهم دون ذلك وبلونهم بالحسنت والسيات لعلهم يرجعون

A'râf Suresi - Ayet 181

Türkçe Meal: Ve yarattığım kimselerdendir bir ümmet 305 ; doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla * adaletli olurlar/sağlarlar.

Arapça: 1135|7|181|وممن خلقنا امه يهدون بالحق وبه يعدلون

Yunus Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir insanlar bir tek ümmet 305 dışında; öyle ki ihtilafa düştüler * ; ve şayet olmasa öncelikli bir kelime (senin) Rabbinden 4 ; mutlak tamamlanırdı aralarında kendisinde ihtilafa düştükleri.

Arapça: 1381|10|19|وما كان الناس الا امه وحده فاختلفوا ولولا كلمه سبقت من ربك لقضي بينهم فيما فيه يختلفون

Yunus Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ve her bir ümmet 305 içindir bir resûl 418 ; öyle ki geldiği zaman resûlleri 4418 onların tamamlandı araları onların eşitlikle 230 ve onlar zulmedilmezler 257 .

Arapça: 1409|10|47|ولكل امه رسول فاذا جا رسولهم قضي بينهم بالقسط وهم لا يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: De ki: "Malik * olamam kendi nefsime 201 bir zarara ve ne de bir menfaate; dışındadır Allah'ın dilediği; her bir ümmetedir 305 bir ecel; geldiği zaman ecelleri öyle ki ötelemezler ** bir sâat 662 ve ne de öncelerler ** .

Arapça: 1411|10|49|قل لا املك لنفسي ضرا ولا نفعا الا ما شا الله لكل امه اجل اذا جا اجلهم فلا يستخرون ساعه ولا يستقدمون

Hûd Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ve şayet ötelesek onlardan azabı adetli/sayılı bir ümmete 305 * kadar; mutlak derler: "Nedir alıkoyan/tutan onu ** ?"; değil mi (ki) gündür (ki) gelir onlara; olmaz bir uzaklaştırılan/döndürülen onlardan; ve sarar/nüfuz eder onları kendisiyle istihza 361 eder oldukları.

Arapça: 1479|11|8|ولين اخرنا عنهم العذاب الي امه معدوده ليقولن ما يحبسه الا يوم ياتيهم ليس مصروفا عنهم وحاق بهم ما كانوا به يستهزون

Hûd Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Denildi: "Ey Nûh! İn/alçal bir selamla * bizden; ve bereketlerle 252 senin üzerine ve ümmetler 305 üzerine (ki) seninle birlikte (olan) kimsedendir; ve ümmetler 305 (ki) metalandıracağız 54 onları; sonra temas eder onlara bizden elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1519|11|48|قيل ينوح اهبط بسلم منا وبركت عليك وعلي امم ممن معك وامم سنمتعهم ثم يمسهم منا عذاب اليم

Hûd Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve şayet dileseydi (senin) Rabbin 4 ; mutlak yapardı insanları tek bir ümmet 305 ; ve ayrışmazlardı muhtelifler * (olarak).

Arapça: 1589|11|118|ولو شا ربك لجعل الناس امه وحده ولا يزالون مختلفين

Ra'd Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: İşte böyledir; gönderdik seni * bir ümmete 305 ; muhakkak gelip geçti ondan ** önce ümmetler 305 ; tilâvet 874 etmen için onlara vahyettiğimizi 603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik 25 ederler Rahmân'a 1 ; de ki: "O *** (ki) Rabbimdir 4 ; yoktur ilâh 74 O’nun **** dışında; O'na ****** tevekkül 79 ettim; ve O'nadır ***** tevbem 33 ."

Arapça: 1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

Hicr Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Öne geçer değildir hiçbir ümmet 305 kendi ecelinin; ve ötelenir * değillerdir.

Arapça: 1805|15|5|ما تسبق من امه اجلها وما يستخرون

Nahl Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve ant olsun * gönderdik ** her bir ümmete 305 bir resûl 418 ki kulluk 46 edin Allah'a ve kaçının tâğût 442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet 128 hakikatlaştı *** ; öyle ki dolaşın **** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların 196 akıbeti 892 .

Arapça: 1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

Nahl Suresi - Ayet 63

Türkçe Meal: TAllahi 1017 ; ant olsun gönderdik * ümmetlere 305 senden önce (de); öyle ki ziynetledi 856 onlara ** şeytân 29 yaptıklarını; öyle ki o *** velisidir 212 onların **** o gün; ve onlaradır ** elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1962|16|63|تالله لقد ارسلنا الي امم من قبلك فزين لهم الشيطن اعملهم فهو وليهم اليوم ولهم عذاب اليم

Nahl Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmetten 305 bir şahit/tanık * ; sonra izin verilmez kâfirlik 25 etmiş kimselere; ve onlar serzenişte/sitemde bulundurulmazlar.

Arapça: 1983|16|84|ويوم نبعث من كل امه شهيدا ثم لا يوذن للذين كفروا ولا هم يستعتبون

Nahl Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Ve gündür (ki) görevlendiririz her bir ümmette 305 * üzerlerine bir şahit/tanık ** kendi *** nefislerinden 201 ; ve geldik seninle **** bir şahit/tanık (olarak) üzerine bunların; ve indirdik sana **** kitabı ***** (ki) bir beyanattır 620 her bir şeye; ve doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir 271 ; ve müjdededir müslimlere 45 .

Arapça: 1988|16|89|ويوم نبعث في كل امه شهيدا عليهم من انفسهم وجينا بك شهيدا علي هولا ونزلنا عليك الكتب تبينا لكل شي وهدي ورحمه وبشري للمسلمين

Nahl Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve olmayın bozan * gibi eğirişmiş ipliği ** sonrasında bir kuvvetli *** ; çözülmüşler **** (olarak); edinirsiniz yeminlerinizi aranızda bir dehale 1024 ; ki olur bir ümmet 305 o (ki) ribalandı 383 bir ümmetten 305 ; ancak belalandırır 256 sizleri Allah onunla ***** ; ve mutlak beyan 226 eder sizlere kıyamet günü 148 olduğunuzu kendisinde (ki) ihtilafa düşersiniz.

Arapça: 1991|16|92|ولا تكونوا كالتي نقضت غزلها من بعد قوه انكثا تتخذون ايمنكم دخلا بينكم ان تكون امه هي اربي من امه انما يبلوكم الله به وليبينن لكم يوم القيمه ما كنتم فيه تختلفون

Nahl Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Velev/şayet dileseydi Allah mutlak yapardı sizleri tek bir ümmet 305 ; velakin/fakat dalalette bırakır dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve mutlaka sual edilirsiniz * yaparlar olduğunuzdan.

Arapça: 1992|16|93|ولو شا الله لجعلكم امه وحده ولكن يضل من يشا ويهدي من يشا ولتسلن عما كنتم تعملون

Fussilet Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve hedefledik/tanımladık/atadık onlara kardeşler; öyle ki süslediler onlara iki ellerinin arasındakini ve arkalarındakini 215 ; ve hak/gerçek oldu söz/kelam ümmetler 305 üzerlerine; muhakkak ki halife 65 oldu onlardan önce cinden 210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.

Arapça: 4241|41|25|وقيضنا لهم قرنا فزينوا لهم ما بين ايديهم وما خلفهم وحق عليهم القول في امم قد خلت من قبلهم من الجن والانس انهم كانوا خسرين

Ahkaf Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: İşte bunlar; kimselerdir; hak/gerçek oldu üzerlerine söz/kelam ümmetlerdeki 305 *; muhakkak ki halef oldu onlardan önce cinden 210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.

Arapça: 4526|46|18|اوليك الذين حق عليهم القول في امم قد خلت من قبلهم من الجن والانس انهم كانوا خسرين