Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 114: Şefâat

Bu kavram 10 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

114Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

2. Bakara Suresi

Ayet 254

Arapça Metin (Harekeli)

261|2|254|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنفِقُوا۟ مِمَّا رَزَقْنَٰكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِىَ يَوْمٌ لَّا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَٰعَةٌ وَٱلْكَٰفِرُونَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

261|2|254|يايها الذين امنوا انفقوا مما رزقنكم من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خله ولا شفعه والكفرون هم الظلمون

Latin Literal

254. Yâ eyyûhellezîne âmenû enfikû mimmâ razaknâkum min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hulletun ve lâ şefâah(şefâatun), vel kâfirûne humuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İnfak6 edin rızıklandırdığımızdan sizleri; önceden ki gelir bir gün; olmaz bir alışveriş onda; ve (de) bir dostluk; ve (de) bir şefaat114; ve kâfirleredir25; (ki) onlar zalimlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

254 You, you those who believed, spend from what We provided for you from before that a day comes, (there is) no selling/trading in it and nor faithful/close friendship , and nor mediation, and the disbelievers, they are the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 enfiku infak edin أَنْفِقُوا نفق
5 mimma مِمَّا -
6 razeknakum rızıklandırdığımızdan sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق
7 min مِنْ -
8 kabli önceden قَبْلِ قبل
9 en ki أَنْ -
10 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
11 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم
12 la olmaz لَا -
13 bey'un bir alış veriş بَيْعٌ بيع
14 fihi içinde onun فِيهِ -
15 ve la ve (de) وَلَا -
16 hulletun bir dostluk خُلَّةٌ خلل
17 ve la ve (de) وَلَا -
18 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع
19 velkafirune ve kafirleredir وَالْكَافِرُونَ كفر
20 humu onlar هُمُ -
21 z-zalimune zalimlerdir الظَّالِمُونَ ظلم

2. Bakara Suresi

Ayet 255

Arapça Metin (Harekeli)

262|2|255|ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلْحَىُّ ٱلْقَيُّومُ لَا تَأْخُذُهُۥ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ لَّهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ مَن ذَا ٱلَّذِى يَشْفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذْنِهِۦ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَىْءٍ مِّنْ عِلْمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَلَا يَـُٔودُهُۥ حِفْظُهُمَا وَهُوَ ٱلْعَلِىُّ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

262|2|255|الله لا اله الا هو الحي القيوم لا تاخذه سنه ولا نوم له ما في السموت وما في الارض من ذا الذي يشفع عنده الا باذنه يعلم ما بين ايديهم وما خلفهم ولا يحيطون بشي من علمه الا بما شا وسع كرسيه السموت والارض ولا يوده حفظهما وهو العلي العظيم

Latin Literal

255. Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard(ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Allah (ki) yoktur ilâh74 O'nun dışında; Hayy’dır371; Kayyûm’dur372; tutmaz O’nu bir uyuklama ve de bir uyku; O'nadır göklerdeki ve yerdeki; kimdir ki şefâat114 eder indinde/katında O’nun; izni dışında O'nun; bilir ellerinin arasındakini ve arkalarındakini; ve kuşatmazlar bir şey ilminden O’nun dilediği dışında; kaplar kürsüsü370 O’nun gökleri ve yeri; ağır gelmez O’na koruyup gözetmek ikisini; ve O’dur Aliyy373; Azîm94.

Ahmed Samira Çevirisi

255 God, no God except He, the live/alive, the of no beginning and self sufficient , no drowsiness/slumber ,and nor sleep takes Him, for Him what (is) in the skies/space and what (is) in the earth/Planet Earth. Who (is) that who mediates at Him, except with His permission ? He knows what (is) between their hands and what (is) behind them, and they do not comprehend/envelope with a thing from His knowledge, except with what He wills/wants. His throne/knowledge extended/contained/enriched the skies/space and the earth/Planet Earth, and (it) does not tire/burden Him their (B)’s protection/observation , and He (is) the high/dignified , the great .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah (ki) اللَّهُ -
2 la yoktur لَا -
3 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
4 illa dışında إِلَّا -
5 huve O'nun هُوَ -
6 l-hayyu Hayy’dır الْحَيُّ حيي
7 l-kayyumu Kayyûm’dur الْقَيُّومُ قوم
8 la لَا -
9 te'huzuhu tutmaz O’nu تَأْخُذُهُ اخذ
10 sinetun bir uyuklama سِنَةٌ وسن
11 vela ve de وَلَا -
12 nevmun bir uyku نَوْمٌ نوم
13 lehu O'nadır لَهُ -
14 ma مَا -
15 fi فِي -
16 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو
17 ve ma ve وَمَا -
18 fi فِي -
19 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
20 men kimdir مَنْ -
21 za ذَا -
22 llezi ki الَّذِي -
23 yeşfeu şefaat eder يَشْفَعُ شفع
24 indehu indinde O’nun عِنْدَهُ عند
25 illa dışında إِلَّا -
26 biiznihi O’nun izni بِإِذْنِهِ اذن
27 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
28 ma مَا -
29 beyne arasında بَيْنَ بين
30 eydihim ellerinin arasındakisini أَيْدِيهِمْ يدي
31 ve ma ve وَمَا -
32 halfehum arkalarındakini خَلْفَهُمْ خلف
33 ve la ve وَلَا -
34 yuhitune kuşatmazlar يُحِيطُونَ حوط
35 bişey'in bir şey بِشَيْءٍ شيا
36 min مِنْ -
37 ilmihi ilminden O’nun عِلْمِهِ علم
38 illa dışında إِلَّا -
39 bima بِمَا -
40 şa'e dilediği شَاءَ شيا
41 vesia kaplar وَسِعَ وسع
42 kursiyyuhu kürsüsü O’nun كُرْسِيُّهُ كرس
43 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
44 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض
45 ve la وَلَا -
46 yeuduhu ağır gelmez O’na يَئُودُهُ اود
47 hifzuhuma koruyup gözetmek ikisini حِفْظُهُمَا حفظ
48 ve huve ve O’dur وَهُوَ -
49 l-aliyyu Aliyy الْعَلِيُّ علو
50 l-azimu Azîm الْعَظِيمُ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

6. En'âm Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

840|6|51|وَأَنذِرْ بِهِ ٱلَّذِينَ يَخَافُونَ أَن يُحْشَرُوٓا۟ إِلَىٰ رَبِّهِمْ لَيْسَ لَهُم مِّن دُونِهِۦ وَلِىٌّ وَلَا شَفِيعٌ لَّعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

840|6|51|وانذر به الذين يخافون ان يحشروا الي ربهم ليس لهم من دونه ولي ولا شفيع لعلهم يتقون

Latin Literal

51. Ve enzir bihillezîne yehâfûne en yuhşerû ilâ rabbihimleyse lehum min dûnihî veliyyun ve lâ şefîun leallehum yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Ve uyar onunla* kimseleri (ki) korkarlar ki haşredilirler556 Rablerine4 karşı; olmaz onlara O’nun astından bir veli28 ne de bir şefâat114; belki onlar takvalı21 olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

51 And warn with it those who fear that they be gathered to their Lord, (there) is not for them a guardian , and nor a mediator other than Him, maybe they fear and obey.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve enzir ve uyar وَأَنْذِرْ نذر
2 bihi onunla بِهِ -
3 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
4 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف
5 en ki أَنْ -
6 yuhşeru haşredilirler يُحْشَرُوا حشر
7 ila karşı إِلَىٰ -
8 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب
9 leyse yoktur لَيْسَ ليس
10 lehum onlara لَهُمْ -
11 min مِنْ -
12 dunihi O’nun astından دُونِهِ دون
13 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي
14 ve la ne de وَلَا -
15 şefiun şefaat شَفِيعٌ شفع
16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
17 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'an'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Haşretmek Kavram 556

556 Toplamak, bir araya getirmek.

6. En'âm Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

859|6|70|وَذَرِ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِۦٓ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌۢ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِىٌّ وَلَا شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَّا يُؤْخَذْ مِنْهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أُبْسِلُوا۟ بِمَا كَسَبُوا۟ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

Latin Literal

70. Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrethumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefî’(şefîun), ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali* ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla**; ki tutuklanır bir nefis201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli28; ve ne de bir şefâatçi114; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti680; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik25 ederler olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

70 And leave those who took their religion playing/amusement and a play thing/amusement, and the life the present/worldly life has deceived/tempted them, and remind them with it, that a self be exposed/made to surrender to destruction because (of) what it earned/acquired , (there) is not a guardian for it, and nor a mediator from other than God, and if it ransoms/redeems every ransom/redemption (it will) not be taken from it, those are those who were exposed/made to surrender to destruction because (of) what they earned/acquired , for them (is) a drink from hot water/sweat , and a painful torture because (or) what they were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve zeri ve bırak وَذَرِ وذر
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ
4 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين
5 leiben bir laubali لَعِبًا لعب
6 velehven ve bir eğlence/oyun وَلَهْوًا لهو
7 ve garrathumu ve aldatttı onları وَغَرَّتْهُمُ غرر
8 l-hayatu hayatının الْحَيَاةُ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 vezekkir ve zikret/hatırlat وَذَكِّرْ ذكر
11 bihi onunla (Kur’an’la) بِهِ -
12 en ki أَنْ -
13 tubsele tutuklanır تُبْسَلَ بسل
14 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
15 bima dolayı بِمَا -
16 kesebet kazandığından كَسَبَتْ كسب
17 leyse olmaz لَيْسَ ليس
18 leha ona (nefse) لَهَا -
19 min مِنْ -
20 duni astından دُونِ دون
21 llahi Allah’ın اللَّهِ -
22 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي
23 ve la ve ne de وَلَا -
24 şefiun bir şefaatçi شَفِيعٌ شفع
25 ve in ve eğer وَإِنْ -
26 tea'dil adil olsa/eşitlese تَعْدِلْ عدل
27 kulle her bir كُلَّ كلل
28 adlin adaleti/eşitliği عَدْلٍ عدل
29 la لَا -
30 yu'haz alınmaz يُؤْخَذْ اخذ
31 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
32 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
33 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
34 ubsilu tutuklandılar أُبْسِلُوا بسل
35 bima dolayı بِمَا -
36 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب
37 lehum onlaradır لَهُمْ -
38 şerabun bir içki شَرَابٌ شرب
39 min مِنْ -
40 hamimin kaynardan حَمِيمٍ حمم
41 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
42 elimun acıklı أَلِيمٌ الم
43 bima بِمَا -
44 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
45 yekfurune kâfirlik eder يَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi. **Kur'ân'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

883|6|94|وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَٰدَىٰ كَمَا خَلَقْنَٰكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَتَرَكْتُم مَّا خَوَّلْنَٰكُمْ وَرَآءَ ظُهُورِكُمْ وَمَا نَرَىٰ مَعَكُمْ شُفَعَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ زَعَمْتُمْ أَنَّهُمْ فِيكُمْ شُرَكَٰٓؤُا۟ لَقَد تَّقَطَّعَ بَيْنَكُمْ وَضَلَّ عَنكُم مَّا كُنتُمْ تَزْعُمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

883|6|94|ولقد جيتمونا فردي كما خلقنكم اول مره وتركتم ما خولنكم ورا ظهوركم وما نري معكم شفعاكم الذين زعمتم انهم فيكم شركوا لقد تقطع بينكم وضل عنكم ما كنتم تزعمون

Latin Literal

94. Ve lekad ci’timûnâ furâdâ kemâ halaknâkum evvele merretin ve terektum mâ havvelnâkum verâe zuhûrikum, ve mâ nerâ meakum şufeâekumullezîne zeamtum ennehum fîkum şurekâ’(şurekâû), lekad tekattaa beynekum ve dalle ankum mâ kuntum tez’umûn(tez’umûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun geldiniz bize yalnız* (olarak); evvelki** kez yarattığımız627 gibi sizleri; ve terk ettiniz sizlere bağışladıklarımızı sırtlarınız arkasında; ve görür değiliz sizinle birlikte şefâatçilerinizi114; kimseleri (ki) iddia ettiniz ki onlar içinizden ortaklarınızdır; ant olsun kesti (Allah) sizlerin arasını; ve saptırdı (Allah) sizlerden iddia eder olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

94 And you had come to Us singularly as We created you (the) first time , and you left what We gave you generously behind your backs, and We do not see with you your mediators, those who you claimed that they (are) in you partners (it) had been (E) separated between you, and (it was) wasted from you what you were claiming .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ci'tumuna geldiniz bize جِئْتُمُونَا جيا
3 furada yalnız فُرَادَىٰ فرد
4 kema gibi كَمَا -
5 haleknakum yarattığımız sizleri خَلَقْنَاكُمْ خلق
6 evvele evvelki أَوَّلَ اول
7 merratin kez مَرَّةٍ مرر
8 ve teraktum ve terk ettiniz وَتَرَكْتُمْ ترك
9 ma مَا -
10 havvelnakum bağışladıklarımızı sizlere خَوَّلْنَاكُمْ خول
11 vera'e arkasında وَرَاءَ وري
12 zuhurikum sırtlarınız ظُهُورِكُمْ ظهر
13 ve ma ve değiliz وَمَا -
14 nera görür نَرَىٰ راي
15 meakum sizinle birlikte مَعَكُمْ -
16 şufeaa'ekumu şefaatçilerinizi شُفَعَاءَكُمُ شفع
17 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ -
18 zeamtum iddia ettiniz زَعَمْتُمْ زعم
19 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
20 fikum içinizden فِيكُمْ -
21 şuraka'u ortaklarınız شُرَكَاءُ شرك
22 lekad ant olsun لَقَدْ -
23 tekattaa kesti (Allah) تَقَطَّعَ قطع
24 beynekum arasını sizlerin بَيْنَكُمْ بين
25 ve delle ve saptırdı (Allah) وَضَلَّ ضلل
26 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
27 ma مَا -
28 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
29 tez'umune iddia edersiniz تَزْعُمُونَ زعم

Notlar

Not 1

*İnsan Rabbinin huzurunda bedeniyle birlikte yalnız olarak duracaktır. Rabbinin huzuruna yalnız olarak gelecektir.**Anlarız ki bu evrene/dünyaya gelmeden önce evvelki/ilk yaratılmış olan bir bedenle Rabbimizin huzurunda durmuşuz. Rabbimizin huzuruna gelmişiz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

İnsan bedeninin evvelki kez yaratılmış olması. Kavram 627

627 Şerefli Kur'an bütün olarak okunduğunda (6:94 ve 18:48) anlaşılır ki; bu evrene gelmeden önce Rabbimizin huzurunda yine bedenlerimizle yalnız olarak durmuşuz. Dikelmişiz. O'nun huzuruna gelmişiz. 17:51 ayetinde buna ek bir işaret vardır. 17:51 ayetinde dünya hayatında henüz ölmemiş insanlar konuşmaktadır. Resûl Muhammed de onlara cevap vermektedir. Bu ayette geçen 'evvelki kez' yaratılış mutlak ki bu evrene gelmeden önce bedenlerimizle var olduğumuza kesin kanıt oluşturur.

7. A'râf Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1007|7|53|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا تَأْوِيلَهُۥ يَوْمَ يَأْتِى تَأْوِيلُهُۥ يَقُولُ ٱلَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبْلُ قَدْ جَآءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِٱلْحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَآءَ فَيَشْفَعُوا۟ لَنَآ أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ ٱلَّذِى كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

53. Hel yanzurûne illâ te’vîleh(te’vîlehu), yevme ye’tî te’vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na’mele gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), kad hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Onun* tevili401 dışındakine** mi bakarlar? Gün*** (ki) gelir onun tevili401; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş**** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin4 resûlleri418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler114? Öyle ki şefâat114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz*****; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201 ve saptı****** onlardan iftira883 atar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

53 Do they wait/watch except (for) its interpretation/explanation? (On) a day its interpretation/explanation comes, those who forgot it from before say: "Our Lord’s messengers had come with the truth . So are99(there) for us from mediators, so they mediate for us, or we be returned so we make/do other than what we were making/doing?" They had lost themselves, and what they were fabricating/cutting and splitting (was) misguided/wasted/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hel mı? هَلْ -
2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
3 illa dışında إِلَّا -
4 te'vilehu tevili onun تَأْوِيلَهُ اول
5 yevme gündür يَوْمَ يوم
6 ye'ti gelir يَأْتِي اتي
7 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول
8 yekulu der يَقُولُ قول
9 ellezine kimseler الَّذِينَ -
10 nesuhu unuttu onu نَسُوهُ نسي
11 min مِنْ -
12 kablu önceden قَبْلُ قبل
13 kad muhakkak قَدْ -
14 ca'et gelmiş جَاءَتْ جيا
15 rusulu resûlleri رُسُلُ رسل
16 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
17 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
18 fehel öyle ki olur mu? فَهَلْ -
19 lena bizlere لَنَا -
20 min مِنْ -
21 şufeaa'e şefaatçiler شُفَعَاءَ شفع
22 feyeşfeu öyleki şefaat ederler فَيَشْفَعُوا شفع
23 lena bizlere لَنَا -
24 ev ya da أَوْ -
25 nuraddu geri döndürülürüz نُرَدُّ ردد
26 fenea'mele öyle ki yaparız فَنَعْمَلَ عمل
27 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
28 llezi o ki الَّذِي -
29 kunna olduk كُنَّا كون
30 nea'melu yaparız نَعْمَلُ عمل
31 kad muhakkak قَدْ -
32 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر
33 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
34 ve delle ve saptı وَضَلَّ ضلل
35 anhum onlardan عَنْهُمْ -
36 ma مَا -
37 kanu oldukları كَانُوا كون
38 yefterune iftira atarlar/uydururlar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.**Kur'an ayetleri ortadayken onun tevilini ilimle/bilimle yapacaklarına tamamı zan olan, uyduruk, şeytân öğretileri olan söylentilere/hadislerle bakınırlar.***Din günü Kur'an'ın gerçek tevili gelir ve hata yaptıklarını anlarlar.****Ayetleri söylentilerle/hadislerle nesh edenler/unutanlar.*****Dünya hayatına döndürülsek.******Yüce Allah'a ve resûllerine karşı uydurulan binlerce hadisin/söylentinin doğru olmadığı ortaya çıktı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

10. Yunus Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1380|10|18|وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَٰٓؤُلَآءِ شُفَعَٰٓؤُنَا عِندَ ٱللَّهِ قُلْ أَتُنَبِّـُٔونَ ٱللَّهَ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِى ٱلْأَرْضِ سُبْحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1380|10|18|ويعبدون من دون الله ما لا يضرهم ولا ينفعهم ويقولون هولا شفعونا عند الله قل اتنبون الله بما لا يعلم في السموت ولا في الارض سبحنه وتعلي عما يشركون

Latin Literal

18. Ve ya’budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh(indallâhi), kul e tunebbiûnâllâhe bimâ lâ ya’lemu fîs semâvâti ve lâ fîl ard(ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).

Türkçe Çeviri

Ve kulluk46 ederler Allah'ı astından zarar veremeyene onlara ve de menfaat sağlayamayana onlara; ve derler: "Bunlar şefâatçilerimizdir114 Allah'ın indinde/katında"; de ki: "Haber mi verirsiniz Allah'a bilmediğini göklerde162 ve ne de yerde? Subhân’dır7 O; ve yücelmiştir şirk71 koştuklarından."

Ahmed Samira Çevirisi

18 And they worship from other than God what does not harm them and nor benefit them, and they say: "Those (are) our mediators at God." Say: "Do you inform God with what He does not know in the skies/space and nor in the earth/Planet Earth?" His praise/glory and high, mighty, exalted and dignified from what they share/make partners (with God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yea'budune ve kulluk ederler وَيَعْبُدُونَ عبد
2 min مِنْ -
3 duni astından دُونِ دون
4 llahi Allah'ı اللَّهِ -
5 ma مَا -
6 la لَا -
7 yedurruhum zarar veremeyene onlara يَضُرُّهُمْ ضرر
8 ve la ve وَلَا -
9 yenfeuhum menfaat sağlayamana onlara يَنْفَعُهُمْ نفع
10 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
11 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
12 şufeaa'una şefaatçilerimizdir شُفَعَاؤُنَا شفع
13 inde indinde/katında عِنْدَ عند
14 llahi Allah اللَّهِ -
15 kul de ki قُلْ قول
16 etunebbiune haber mi verir siniz أَتُنَبِّئُونَ نبا
17 llahe Allah'a اللَّهَ -
18 bima بِمَا -
19 la لَا -
20 yea'lemu bilmediğini يَعْلَمُ علم
21 fi فِي -
22 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
23 ve la ve ne de وَلَا -
24 fi فِي -
25 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
26 subhanehu Sunhân’dır O سُبْحَانَهُ سبح
27 ve teaala ve yüceldi وَتَعَالَىٰ علو
28 amma عَمَّا -
29 yuşrikune şirk koştuklarına يُشْرِكُونَ شرك

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Subhân Kavram 7

7 Tüm isimlerini/sıfatlarını tecelli ettiren.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

32. Secde Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

3505|32|4|ٱللَّهُ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَلِىٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3505|32|4|الله الذي خلق السموت والارض وما بينهما في سته ايام ثم استوي علي العرش ما لكم من دونه من ولي ولا شفيع افلا تتذكرون

Latin Literal

4. Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Allah ki yaratandır gökleri162 ve yeri; ve ikisi arasındakini altı günde781; sonra istiva188 etti Arş’a66 karşı; yoktur sizlere O'nun* astından hiçbir veli28; ve ne de bir şefâatçi114; öyle ki zikretmez78 misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

4 God is who created the skies/space and the earth/Planet Earth, and what (is) between them (B) in six days/times, then He aimed to/sat on on the throne , none from a mediator and nor guardian/ally (is) for you from other than Him, so do you not mention/remember ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah اللَّهُ -
2 llezi ki الَّذِي -
3 haleka yaratandır خَلَقَ خلق
4 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
5 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض
6 ve ma ve وَمَا -
7 beynehuma ikisi arasındakini بَيْنَهُمَا بين
8 fi فِي -
9 sitteti altı سِتَّةِ ستت
10 eyyamin günde أَيَّامٍ يوم
11 summe sonra ثُمَّ -
12 steva istiva etti اسْتَوَىٰ سوي
13 ala karşı عَلَى -
14 l-arşi Arş’a الْعَرْشِ عرش
15 ma yoktur مَا -
16 lekum sizlere لَكُمْ -
17 min مِنْ -
18 dunihi O'ndan astından دُونِهِ دون
19 min hiçbir مِنْ -
20 veliyyin veli وَلِيٍّ ولي
21 ve la ve ne de وَلَا -
22 şefiin bir şefaatçi شَفِيعٍ شفع
23 efela öyle ki أَفَلَا -
24 tetezekkerune zikretmez misiniz? تَتَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Arş Kavram 66

66 Taht/kürsü. Yüce Allah'ın belirli sıfatlarının tecelli etmesiyle oluşmuş olan, çoklu boyutlara sahip bir kürsü, bir platform. Bu kürsü içinde evrenler yaratılmaktadır. Şu an içinde bulunduğumuz evrenimiz de bu kürsünün içindedir. Yargılamanın yapılacağı ahiret evreni, cennet evrenleri ve cehennem evreni yine bu kürsü içinde yaratılacaktır.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

istiva Kavram 188

188 Düzenlemek, dengelemek, seviyelemek, her şeyi uygun olarak, tam yerinde olarak düzenlemek. Her şeyi gerekli olan seviyesinde, dengeli olarak inşa etmek.

Göklerin ve yerin 6 günde yaratılması. Kavram 781

781 Gün kelimesi evre/dönem demektir. Kur'an'da yerin yani Dünya gezegeninin 2 günde yaratıldığı bildirilmiştir. Dünya gezegeninin yaşının 4.6 milyar yıl olduğu bilimsel verilerle bilinmektedir. Evrenimizin yaşının 13.8 milyar yıl olduğu da kesin olarak tespit edilmiştir. Oranlama (4.6/13.8) yaptığımızda ilginç şekilde 1/3 oranı yani 2/6 oranı elde edilmektedir. Böylece anlarız ki 6 gün ile işaret edilen evrenin kendisidir. Bilimsel verilerin Kur'an'ın verileriyle örtüşmesi bu şerefli kitabın Yüce Allah'ın katından olduğuna kesin kanıt oluşturur.

53. Necm Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

4808|53|26|وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغْنِى شَفَٰعَتُهُمْ شَيْـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعْدِ أَن يَأْذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرْضَىٰٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

4808|53|26|وكم من ملك في السموت لا تغني شفعتهم شيا الا من بعد ان ياذن الله لمن يشا ويرضي

Latin Literal

26. Ve kem min melekin fîs semâvâti lâ tugnî şefâatuhum şey’en illâ min ba’di en ye’zenallâhu limen yeşâu ve yerdâ.

Türkçe Çeviri

Ve nicedir meleklerden48 göklerde*; zenginleştirmez şefâatleri114 onların bir şey; dışındadır sonrasında ki izin verir Allah; dilediği ve razı olduğu kimse için.

Ahmed Samira Çevirisi

26 And how many from (an) angel (is) in the skies/space, their mediation does not enrich/suffice a thing except from after that God permits/allows to whom He wills/wants/intends, and He accepts/approves.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kem ve nicedir وَكَمْ -
2 min مِنْ -
3 melekin meleklerden مَلَكٍ ملك
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
6 la لَا -
7 tugni zenginleştirmez تُغْنِي غني
8 şefaatuhum şefaatleri onların شَفَاعَتُهُمْ شفع
9 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
10 illa dışındadır إِلَّا -
11 min مِنْ -
12 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
13 en ki أَنْ -
14 ye'zene izin verir يَأْذَنَ اذن
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 limen kimse için لِمَنْ -
17 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
18 ve yerda ve razı olduğu وَيَرْضَىٰ رضو

Notlar

Not 1

*Hiperuzayda, Rabbimizin arşında, üst boyutlarda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

74. Müddessir Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

5541|74|48|فَمَا تَنفَعُهُمْ شَفَٰعَةُ ٱلشَّٰفِعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5541|74|48|فما تنفعهم شفعه الشفعين

Latin Literal

48. Fe mâ tenfeuhum şefâatuş şâfiîn(şâfiîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki, fayda verir değildir onlara şefâati114; şefâatçilerin114.

Ahmed Samira Çevirisi

48 So the mediators’ mediation does not benefit them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fema öyle ki değildir فَمَا -
2 tenfeuhum fayda verir onlara تَنْفَعُهُمْ نفع
3 şefaatu şefaati شَفَاعَةُ شفع
4 ş-şafiiyne şefaatçilerin الشَّافِعِينَ شفع

Notlar

Not

Şefaat kavramı Kur’an’ın bütününden saptırılmıştır. Şeytan hadislerle/söylentilerle insanları şefaat ile kandırmıştır. Şefaat etme hakkı tümüyle/bütünüyle Yüce Allah’a aittir. Yargılamaya sadece Yüce Allah müdahale etme hakkına sahiptir. Hiçbir beşerin, hiçbir nebinin/peygamberin, hiçbir resulün/elçinin, hiçbir kimsenin şefaat etme yetkisi yoktur.Şefaat kavramı için bak; https://kuranmucizeler.com/seytanin-en-buyuk-tuzagi-sefaat-aldatmacasi-sefaatin-ne-oldugunu-kutsal-kitabimiz-kuran-imizdan-öğreniyoruz

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 114: Şefâat

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Şefâat

Kavram No: 114

Kısa Açıklama: 114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 10

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 254

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İnfak 6 edin rızıklandırdığımızdan sizleri; önceden ki gelir bir gün; olmaz bir alışveriş onda; ve (de) bir dostluk; ve (de) bir şefaat 114 ; ve kâfirleredir 25 ; (ki) onlar zalimlerdir.

Arapça: 261|2|254|يايها الذين امنوا انفقوا مما رزقنكم من قبل ان ياتي يوم لا بيع فيه ولا خله ولا شفعه والكفرون هم الظلمون

Bakara Suresi - Ayet 255

Türkçe Meal: Allah (ki) yoktur ilâh 74 O'nun dışında; Hayy’dır 371 ; Kayyûm’dur 372 ; tutmaz O’nu bir uyuklama ve de bir uyku; O'nadır göklerdeki ve yerdeki; kimdir ki şefâat 114 eder indinde/katında O’nun; izni dışında O'nun; bilir ellerinin arasındakini ve arkalarındakini; ve kuşatmazlar bir şey ilminden O’nun dilediği dışında; kaplar kürsüsü 370 O’nun gökleri ve yeri; ağır gelmez O’na koruyup gözetmek ikisini; ve O’dur Aliyy 373 ; Azîm 94 .

Arapça: 262|2|255|الله لا اله الا هو الحي القيوم لا تاخذه سنه ولا نوم له ما في السموت وما في الارض من ذا الذي يشفع عنده الا باذنه يعلم ما بين ايديهم وما خلفهم ولا يحيطون بشي من علمه الا بما شا وسع كرسيه السموت والارض ولا يوده حفظهما وهو العلي العظيم

En'âm Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ve uyar onunla * kimseleri (ki) korkarlar ki haşredilirler 556 Rablerine 4 karşı; olmaz onlara O’nun astından bir veli 28 ne de bir şefâat 114 ; belki onlar takvalı 21 olurlar.

Arapça: 840|6|51|وانذر به الذين يخافون ان يحشروا الي ربهم ليس لهم من دونه ولي ولا شفيع لعلهم يتقون

En'âm Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali * ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla ** ; ki tutuklanır bir nefis 201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli 28 ; ve ne de bir şefâatçi 114 ; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti 680 ; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik 25 ederler olduklarıyla.

Arapça: 859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

En'âm Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ve ant olsun geldiniz bize yalnız * (olarak); evvelki ** kez yarattığımız 627 gibi sizleri; ve terk ettiniz sizlere bağışladıklarımızı sırtlarınız arkasında; ve görür değiliz sizinle birlikte şefâatçilerinizi 114 ; kimseleri (ki) iddia ettiniz ki onlar içinizden ortaklarınızdır; ant olsun kesti (Allah) sizlerin arasını; ve saptırdı (Allah) sizlerden iddia eder olduğunuzu.

Arapça: 883|6|94|ولقد جيتمونا فردي كما خلقنكم اول مره وتركتم ما خولنكم ورا ظهوركم وما نري معكم شفعاكم الذين زعمتم انهم فيكم شركوا لقد تقطع بينكم وضل عنكم ما كنتم تزعمون

A'râf Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Onun * tevili 401 dışındakine ** mi bakarlar? Gün *** (ki) gelir onun tevili 401 ; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş **** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin 4 resûlleri 418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler 114 ? Öyle ki şefâat 114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz ***** ; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ve saptı ****** onlardan iftira 883 atar oldukları.

Arapça: 1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Yunus Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve kulluk 46 ederler Allah'ı astından zarar veremeyene onlara ve de menfaat sağlayamayana onlara; ve derler: "Bunlar şefâatçilerimizdir 114 Allah'ın indinde/katında"; de ki: "Haber mi verirsiniz Allah'a bilmediğini göklerde 162 ve ne de yerde? Subhân’dır 7 O; ve yücelmiştir şirk 71 koştuklarından."

Arapça: 1380|10|18|ويعبدون من دون الله ما لا يضرهم ولا ينفعهم ويقولون هولا شفعونا عند الله قل اتنبون الله بما لا يعلم في السموت ولا في الارض سبحنه وتعلي عما يشركون

Secde Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Allah ki yaratandır gökleri 162 ve yeri; ve ikisi arasındakini altı günde 781 ; sonra istiva 188 etti Arş’a 66 karşı; yoktur sizlere O'nun * astından hiçbir veli 28 ; ve ne de bir şefâatçi 114 ; öyle ki zikretmez 78 misiniz?

Arapça: 3505|32|4|الله الذي خلق السموت والارض وما بينهما في سته ايام ثم استوي علي العرش ما لكم من دونه من ولي ولا شفيع افلا تتذكرون

Necm Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Ve nicedir meleklerden 48 göklerde * ; zenginleştirmez şefâatleri 114 onların bir şey; dışındadır sonrasında ki izin verir Allah; dilediği ve razı olduğu kimse için.

Arapça: 4808|53|26|وكم من ملك في السموت لا تغني شفعتهم شيا الا من بعد ان ياذن الله لمن يشا ويرضي

Müddessir Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Öyle ki, fayda verir değildir onlara şefâati 114 ; şefâatçilerin 114 .

Arapça: 5541|74|48|فما تنفعهم شفعه الشفعين