Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 401: Tevil

Bu kavram 11 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

401Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

300|3|7|هُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ مِنْهُ ءَايَٰتٌ مُّحْكَمَٰتٌ هُنَّ أُمُّ ٱلْكِتَٰبِ وَأُخَرُ مُتَشَٰبِهَٰتٌ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَٰبَهَ مِنْهُ ٱبْتِغَآءَ ٱلْفِتْنَةِ وَٱبْتِغَآءَ تَأْوِيلِهِۦ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُۥٓ إِلَّا ٱللَّهُ وَٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ يَقُولُونَ ءَامَنَّا بِهِۦ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّآ أُو۟لُوا۟ ٱلْأَلْبَٰبِ

Arapça Metin (Harekesiz)

300|3|7|هو الذي انزل عليك الكتب منه ايت محكمت هن ام الكتب واخر متشبهت فاما الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشبه منه ابتغا الفتنه وابتغا تاويله وما يعلم تاويله الا الله والرسخون في العلم يقولون امنا به كل من عند ربنا وما يذكر الا اولوا الالبب

Latin Literal

7. Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).

Türkçe Çeviri

O ki indirdi sana kitabı*; ondan (kitaptan) ayetler muhkemlenmiştir392; onlar (muhkemlenmiş ayetler) anasıdır** kitabın*; ve diğerleri (diğer ayetler) müteşabihlerdir90; öyle ki ancak kalplerinde bir eğrilik (olan) kimseler; öyle ki tabi olurlar ondan (kitaptan) müteşabihleşene90; aranandır (o kimse) fitne332; ve (fitneyi) aranandır (o kimse) onun (kitabın) tevilinde401; ve bilir değildir onun (kitabın) tevilini401 Allah ve ilimde derinleşenler/sağlam kök salanlar dışında; derler: "İman47 ettik ona* (kitaba); hepsi Rabbimiz4 katındandır/indindendir"; zikreder/hatırlar değildir mantık sahipleri haricinde.

Ahmed Samira Çevirisi

7 He is who descended on you The Book , from it (are) perfected/tightened verses, they are (F) The Book’s origin/mother , and others resembling/ambiguous/obscure , so but those who in their hearts/minds (is) deviation from truth , so they follow what resembled from it, asking/desiring the treason and asking/desiring its interpretation/explanation , and none knows its interpretation/explanation except God. And the affirmed in the knowledge , they say: "We believed with it, all/each (is) from at our Lord, and none remember/mention except (those) of the pure minds/intelligence ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 huve O هُوَ -
2 llezi ki الَّذِي -
3 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
4 aleyke sana عَلَيْكَ -
5 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
6 minhu ondan مِنْهُ -
7 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي
8 muhkematun muhkemleşmiştirler مُحْكَمَاتٌ حكم
9 hunne onlar هُنَّ -
10 ummu anasıdır أُمُّ امم
11 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
12 ve uharu ve diğerleri وَأُخَرُ اخر
13 muteşabihatun müteşabihtirler مُتَشَابِهَاتٌ شبه
14 feemma öyle ki ancak فَأَمَّا -
15 ellezine kimseler الَّذِينَ -
16 fi فِي -
17 kulubihim kalblerinde قُلُوبِهِمْ قلب
18 zeygun eğrilik زَيْغٌ زيغ
19 feyettebiune öyle ki tabi olurlar فَيَتَّبِعُونَ تبع
20 ma مَا -
21 teşabehe müteşabihleşmişe تَشَابَهَ شبه
22 minhu ondan (kitaptan) مِنْهُ -
23 btiga'e arananlardır ابْتِغَاءَ بغي
24 l-fitneti fitne الْفِتْنَةِ فتن
25 vebtiga'e ve arananlardır وَابْتِغَاءَ بغي
26 te'vilihi tevilinde onun (kitabın) تَأْوِيلِهِ اول
27 ve ma ve değildir وَمَا -
28 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
29 te'vilehu tevilini onun (kitabın) تَأْوِيلَهُ اول
30 illa ancak إِلَّا -
31 llahu Allah اللَّهُ -
32 ve rrasihune ve kök salanlar وَالرَّاسِخُونَ رسخ
33 fi فِي -
34 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
35 yekulune derler يَقُولُونَ قول
36 amenna iman ettik امَنَّا امن
37 bihi ona (kitaba) بِهِ -
38 kullun hepsi كُلٌّ كلل
39 min مِنْ -
40 indi indindendir/katındandır عِنْدِ عند
41 rabbina Rabbimiz رَبِّنَا ربب
42 ve ma ve değildir وَمَا -
43 yezzekkeru zikreder يَذَّكَّرُ ذكر
44 illa dışında إِلَّا -
45 ulu sahipleri أُولُو اول
46 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Ana yasasıdır. Omurgasıdır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

552|4|59|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَأُو۟لِى ٱلْأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَٰزَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

552|4|59|يايها الذين امنوا اطيعوا الله واطيعوا الرسول واولي الامر منكم فان تنزعتم في شي فردوه الي الله والرسول ان كنتم تومنون بالله واليوم الاخر ذلك خير واحسن تاويلا

Latin Literal

59. Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr resûle ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine514; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl700 üzerine*; eğer olduysanız iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir401.

Ahmed Samira Çevirisi

59 You, you those who believed, obey God and obey the messenger, and (those) of the order/command from you, so if you disputed in a thing, so return it to God and the messenger, if you were believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, that is better and (the) best interpretation/explanation .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع
5 llahe Allah'a اللَّهَ -
6 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
7 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل
8 ve uli ve sahibine وَأُولِي اول
9 l-emri emir الْأَمْرِ امر
10 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
11 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
12 tenazea'tum çekişirseniz تَنَازَعْتُمْ نزع
13 fi فِي -
14 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا
15 ferudduhu öyle ki döndürün onu فَرُدُّوهُ ردد
16 ila karşı إِلَى -
17 llahi Allah'a اللَّهِ -
18 ve rrasuli ve resûle وَالرَّسُولِ رسل
19 in eğer إِنْ -
20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
21 tu'minune iman eder تُؤْمِنُونَ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
26 hayrun bir hayrıdır خَيْرٌ خير
27 ve ehsenu ve daha güzel وَأَحْسَنُ حسن
28 te'vilen bir tevildir. تَأْوِيلًا اول

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.

7. A'râf Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1007|7|53|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا تَأْوِيلَهُۥ يَوْمَ يَأْتِى تَأْوِيلُهُۥ يَقُولُ ٱلَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبْلُ قَدْ جَآءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِٱلْحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَآءَ فَيَشْفَعُوا۟ لَنَآ أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ ٱلَّذِى كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

53. Hel yanzurûne illâ te’vîleh(te’vîlehu), yevme ye’tî te’vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na’mele gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), kad hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Onun* tevili401 dışındakine** mi bakarlar? Gün*** (ki) gelir onun tevili401; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş**** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin4 resûlleri418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler114? Öyle ki şefâat114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz*****; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201 ve saptı****** onlardan iftira883 atar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

53 Do they wait/watch except (for) its interpretation/explanation? (On) a day its interpretation/explanation comes, those who forgot it from before say: "Our Lord’s messengers had come with the truth . So are99(there) for us from mediators, so they mediate for us, or we be returned so we make/do other than what we were making/doing?" They had lost themselves, and what they were fabricating/cutting and splitting (was) misguided/wasted/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hel mı? هَلْ -
2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر
3 illa dışında إِلَّا -
4 te'vilehu tevili onun تَأْوِيلَهُ اول
5 yevme gündür يَوْمَ يوم
6 ye'ti gelir يَأْتِي اتي
7 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول
8 yekulu der يَقُولُ قول
9 ellezine kimseler الَّذِينَ -
10 nesuhu unuttu onu نَسُوهُ نسي
11 min مِنْ -
12 kablu önceden قَبْلُ قبل
13 kad muhakkak قَدْ -
14 ca'et gelmiş جَاءَتْ جيا
15 rusulu resûlleri رُسُلُ رسل
16 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
17 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
18 fehel öyle ki olur mu? فَهَلْ -
19 lena bizlere لَنَا -
20 min مِنْ -
21 şufeaa'e şefaatçiler شُفَعَاءَ شفع
22 feyeşfeu öyleki şefaat ederler فَيَشْفَعُوا شفع
23 lena bizlere لَنَا -
24 ev ya da أَوْ -
25 nuraddu geri döndürülürüz نُرَدُّ ردد
26 fenea'mele öyle ki yaparız فَنَعْمَلَ عمل
27 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
28 llezi o ki الَّذِي -
29 kunna olduk كُنَّا كون
30 nea'melu yaparız نَعْمَلُ عمل
31 kad muhakkak قَدْ -
32 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر
33 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
34 ve delle ve saptı وَضَلَّ ضلل
35 anhum onlardan عَنْهُمْ -
36 ma مَا -
37 kanu oldukları كَانُوا كون
38 yefterune iftira atarlar/uydururlar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.**Kur'an ayetleri ortadayken onun tevilini ilimle/bilimle yapacaklarına tamamı zan olan, uyduruk, şeytân öğretileri olan söylentilere/hadislerle bakınırlar.***Din günü Kur'an'ın gerçek tevili gelir ve hata yaptıklarını anlarlar.****Ayetleri söylentilerle/hadislerle nesh edenler/unutanlar.*****Dünya hayatına döndürülsek.******Yüce Allah'a ve resûllerine karşı uydurulan binlerce hadisin/söylentinin doğru olmadığı ortaya çıktı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

10. Yunus Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

1401|10|39|بَلْ كَذَّبُوا۟ بِمَا لَمْ يُحِيطُوا۟ بِعِلْمِهِۦ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُۥ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1401|10|39|بل كذبوا بما لم يحيطوا بعلمه ولما ياتهم تاويله كذلك كذب الذين من قبلهم فانظر كيف كان عقبه الظلمين

Latin Literal

39. Bel kezzebû bimâ lem yuhîtû bi ilmihî ve lemmâ ye’tihim te’vîluh(te’vîluhu), kezâlike kezzebellezîne min kablihim fanzur keyfe kâne âkibetuz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Evet! Yalanladılar ilmini* asla kuşatamadıklarını; ve ancak ki gelir onlara tevili401 onun**; işte böyledir; yalanladılar onlardan önceki kimseler; öyle ki bak; nasıl oldu zalimlerin257 akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

39 But they lied/denied/falsified with what they did not comprehend with its knowledge, and its interpretation/explanation did not come to them, as/like those from before them lied/denied/falsified, so look/see how the unjusts’/oppressives’ end/turn was.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 bel evet بَلْ -
2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
3 bima بِمَا -
4 lem asla لَمْ -
5 yuhitu kuşatamadıklarını يُحِيطُوا حوط
6 biilmihi ilmini onun بِعِلْمِهِ علم
7 velemma ve ancak ki وَلَمَّا -
8 ye'tihim gelir onlara يَأْتِهِمْ اتي
9 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول
10 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
11 kezzebe yalanladılar كَذَّبَ كذب
12 ellezine kimseler الَّذِينَ -
13 min مِنْ -
14 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
15 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
16 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
17 kane oldu كَانَ كون
18 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
19 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın ilmini, bilimsel mucizelerini. Kur'an'ın ilmini hiç kuşatamadan/kavrayamadan yalanladılar.**Kur'an'ın. Bir zaman gelir Kur'an'ın ilmini kuşatan ilim insanları ortaya çıkar ve onların kuşatamadığı ilmin/bilimsel mucizelerin tevilini yapar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

12. Yusuf Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

1600|12|6|وَكَذَٰلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأْوِيلِ ٱلْأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُۥ عَلَيْكَ وَعَلَىٰٓ ءَالِ يَعْقُوبَ كَمَآ أَتَمَّهَا عَلَىٰٓ أَبَوَيْكَ مِن قَبْلُ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْحَٰقَ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1600|12|6|وكذلك يجتبيك ربك ويعلمك من تاويل الاحاديث ويتم نعمته عليك وعلي ال يعقوب كما اتمها علي ابويك من قبل ابرهيم واسحق ان ربك عليم حكيم

Latin Literal

6. Ve kezâlike yectebîke rabbuke ve yu allimuke min te’vîlil ehâdîsi, ve yutimmu ni’metehu aleyke ve alâ âli ya’kûbe kemâ etemmehâ alâ ebeveyke min kablu ibrâhîme ve ishâk(ishâke), inne rabbeke alîmun hakîm(hakîmun).”

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; seçer* seni Rabbin4; ve öğretir sana tevilinden401 hadislerin**; ve tamamlar kendi nimetini senin üzerine; ve Yakûb'un ahalisine568 karşı (da); tamamladığı gibi onu*** öncesinde senin ataların İbrahim'e ve İshâk'a karşı; doğrusu (senin) Rabbin4 bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

6 And as/like that your Lord chooses/purifies you and teaches/informs you from the information’s/speech’s interpretation/explanation, and He completes His blessing on you, and on Jacob’s family, as/like He completed it on your fathers (forefathers) before, Abraham, and Isaac, that your Lord (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 yectebike seçer seni يَجْتَبِيكَ جبي
3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
4 ve yuallimuke ve öğretir sanan وَيُعَلِّمُكَ علم
5 min مِنْ -
6 te'vili tevilinden تَأْوِيلِ اول
7 l-ehadisi hadislerin الْأَحَادِيثِ حدث
8 ve yutimmu ve tamamlar وَيُتِمُّ تمم
9 nia'metehu kendi nimetini نِعْمَتَهُ نعم
10 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
11 ve ala ve karşı وَعَلَىٰ -
12 ali ahalisi الِ اول
13 yea'kube Yakûb يَعْقُوبَ -
14 kema gibi كَمَا -
15 etemmeha tamamladığı gibi onu أَتَمَّهَا تمم
16 ala karşı عَلَىٰ -
17 ebeveyke senin ataların أَبَوَيْكَ ابو
18 min مِنْ -
19 kablu öncesinde قَبْلُ قبل
20 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
21 ve ishaka ve İshak وَإِسْحَاقَ -
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
24 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
25 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Yükseltir. **Sözlerin.***Nimeti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

12. Yusuf Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

1615|12|21|وَقَالَ ٱلَّذِى ٱشْتَرَىٰهُ مِن مِّصْرَ لِٱمْرَأَتِهِۦٓ أَكْرِمِى مَثْوَىٰهُ عَسَىٰٓ أَن يَنفَعَنَآ أَوْ نَتَّخِذَهُۥ وَلَدًا وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِى ٱلْأَرْضِ وَلِنُعَلِّمَهُۥ مِن تَأْوِيلِ ٱلْأَحَادِيثِ وَٱللَّهُ غَالِبٌ عَلَىٰٓ أَمْرِهِۦ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1615|12|21|وقال الذي اشتريه من مصر لامراته اكرمي مثويه عسي ان ينفعنا او نتخذه ولدا وكذلك مكنا ليوسف في الارض ولنعلمه من تاويل الاحاديث والله غالب علي امره ولكن اكثر الناس لا يعلمون

Latin Literal

21. Ve kâlellezîşterâhu min mısra limre’etihî ekrimî mesvâhu asâ en yenfeanâ ev nettehizehu veledâ(veleden), ve kezâlike mekkennâ li yûsufe fîl ardı ve li nuallimehu min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemun(ya’lemune).

Türkçe Çeviri

Ve dedi kimse (ki) satın aldı onu* mısradan** kendi karısı için: "Kerimleştir*** onu*; yerleştir onu*; belki menfaat sağlar bizlere ya da ediniriz onu* bir veled****"; ve işte böyledir; imkan verdik Yûsuf'a yerde; ve öğrettik ona hadislerin***** tevilinden401; ve Allah bir Gâlib'tir933 kendi emrine200 karşı******; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu bilmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

21 And said who bought him from (the) city/border/region/Egypt to/for his woman (wife): "Be generous/kind (in) his home/residence , perhaps he benefits us, or we take him (as) a child (son)." And like that, We highly positioned/secured to Joseph in the earth/Planet Earth, and to teach/instruct him from interpreting/explaining the information/speeches , and God (is) defeater/conqueror on His order/command/matter/affair, and but most (of) the people do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 llezi kimse الَّذِي -
3 şterahu satın aldı onu اشْتَرَاهُ شري
4 min مِنْ -
5 misra mesireden مِصْرَ مصر
6 liamraetihi kendi karısı için لِامْرَأَتِهِ مرا
7 ekrimi kerimleştir onu أَكْرِمِي كرم
8 mesvahu yerleştir onu مَثْوَاهُ ثوي
9 asa belki عَسَىٰ عسي
10 en أَنْ -
11 yenfeana menfaat sağlar bizlere يَنْفَعَنَا نفع
12 ev ya da أَوْ -
13 nettehizehu ediniriz onu نَتَّخِذَهُ اخذ
14 veleden bir veled وَلَدًا ولد
15 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
16 mekkenna imkan verdik مَكَّنَّا مكن
17 liusufe Yûsuf'a لِيُوسُفَ -
18 fi فِي -
19 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
20 velinuallimehu ve öğrettik ona وَلِنُعَلِّمَهُ علم
21 min مِنْ -
22 te'vili tevilinden تَأْوِيلِ اول
23 l-ehadisi hadislerin الْأَحَادِيثِ حدث
24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
25 galibun bir Galiptir غَالِبٌ غلب
26 ala karşı عَلَىٰ -
27 emrihi kendi emrine karşı أَمْرِهِ امر
28 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
29 eksera ekserisi أَكْثَرَ كثر
30 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
31 la لَا -
32 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Yûsuf'u.**Büyük şehir, metropol.***Şerefli bir kimse olması için gerekenleri yap.****Evlat.*****Sözlerin.******Kendi emrini gerçekleştirmede.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1630|12|36|وَدَخَلَ مَعَهُ ٱلسِّجْنَ فَتَيَانِ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّىٓ أَرَىٰنِىٓ أَعْصِرُ خَمْرًا وَقَالَ ٱلْءَاخَرُ إِنِّىٓ أَرَىٰنِىٓ أَحْمِلُ فَوْقَ رَأْسِى خُبْزًا تَأْكُلُ ٱلطَّيْرُ مِنْهُ نَبِّئْنَا بِتَأْوِيلِهِۦٓ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1630|12|36|ودخل معه السجن فتيان قال احدهما اني اريني اعصر خمرا وقال الاخر اني اريني احمل فوق راسي خبزا تاكل الطير منه نبينا بتاويله انا نريك من المحسنين

Latin Literal

36. Ve dehale meahus sicne feteyân(feteyâni), kâle ehaduhumâ innî erânî a’sıru hamrâ(hamren), ve kâlel âharu innî erânî ahmilu fevka re’sî hubzen te’kulut tayru minh(minhu), nebbi’nâ bi te’vîlih(te’vîlihî), innâ nerâke minel muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Ve girdi* onunla** beraber zindana iki fetân936; dedi birisi ikisinden: “Doğrusu ben görürüm kendimi (ki) sıkarım hamr138 ”; ve dedi diğeri: “Doğrusu ben görürüm kendimi (ki) taşırım başımın üstünde bir ekmek; yer kuş ondan; haber ver bize tevilini401 onun; doğrusu biz görürüz seni muhsinlerden294.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And two youths/adolescents entered with him the prison/jail, one of them (B) said: "That I , I see myself, I press/squeeze an intoxicant ." And the other said: "That I, I see myself, I carry/bear over my head bread, the birds eat from it, inform us with its interpretation/explanation, that we see/understand you (are) from the good doers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve dehale ve girdi وَدَخَلَ دخل
2 meahu yanında onun (Yusuf’un) مَعَهُ -
3 s-sicne zindana السِّجْنَ سجن
4 feteyani iki genç فَتَيَانِ فتي
5 kale dedi قَالَ قول
6 ehaduhuma birisi o ikisinden أَحَدُهُمَا احد
7 inni doğrusu ben إِنِّي -
8 erani görürüm kendimi أَرَانِي راي
9 ea'siru sıkarım أَعْصِرُ عصر
10 hamran hamr خَمْرًا خمر
11 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
12 l-aharu diğeri الْاخَرُ اخر
13 inni doğrusu ben إِنِّي -
14 erani görürüm kendimi أَرَانِي راي
15 ehmilu taşırım أَحْمِلُ حمل
16 fevka üstünde فَوْقَ فوق
17 ra'si başımın رَأْسِي راس
18 hubzen bir ekmek خُبْزًا خبز
19 te'kulu yer تَأْكُلُ اكل
20 t-tayru kuş الطَّيْرُ طير
21 minhu ondan مِنْهُ -
22 nebbi'na haber ver bize نَبِّئْنَا نبا
23 bite'vilihi tevilini onun بِتَأْوِيلِهِ اول
24 inna doğrusu biz إِنَّا -
25 nerake görürüz seni نَرَاكَ راي
26 mine مِنَ -
27 l-muhsinine Muhsinlerden الْمُحْسِنِينَ حسن

Notlar

Not 1

*Mahkeme heyeti Yûsuf'la birlikte 2 fetânı da zindana gönderme kararı aldığı için. **Yûsuf'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamr Kavram 138

138 Örten, gizleyen. Mayalı. Aklı devre dışı bırakan her şey. Sadece alkolle kısıtlı değildir.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1631|12|37|قَالَ لَا يَأْتِيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهِۦٓ إِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوِيلِهِۦ قَبْلَ أَن يَأْتِيَكُمَا ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِى رَبِّىٓ إِنِّى تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ كَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1631|12|37|قال لا ياتيكما طعام ترزقانه الا نباتكما بتاويله قبل ان ياتيكما ذلكما مما علمني ربي اني تركت مله قوم لا يومنون بالله وهم بالاخره هم كفرون

Latin Literal

37. Kâle lâ ye’tikumâ taâmun turzekânihî illâ nebbe’tukumâ bi te’vîlihî kable en ye’tiyekumâ, zâlikumâ mimmâ allemenî rabbî, innî terektu millete kavmin lâ yu’minûne billâhi ve hum bil âhiretihum kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Gelmez ikinize bir yemek (ki) rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la); dışındadır (ki) haber verdim ikinize tevilini401 onun** önceden ki gelir (o***) ikinize; işte ikinizedir Rabbimin4 öğrettiğinden; doğrusu ben* terk ettim milletini301 bir kavmin/toplumun**** (ki) iman47 etmezler Allah'a ve onlar ahirete***** (ki) onlar kâfirliklerdir25."

Ahmed Samira Çevirisi

37 He said: "Feeding/food does not come to you (B) (which) you will be provided with it except I informed you with its interpretation/explanation, before (it) comes to you, that is what from what my Lord taught/instructed me , that I left a nation’s religion/faith (that) do not believe with/by God, and they are, with the end (other life), they are disbelieving."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 la لَا -
3 ye'tikuma gelmez ikinize يَأْتِيكُمَا اتي
4 taaamun bir yemek (ki) طَعَامٌ طعم
5 turzekanihi rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la) تُرْزَقَانِهِ رزق
6 illa dışındadır إِلَّا -
7 nebbe'tukuma haber verdim ikinize نَبَّأْتُكُمَا نبا
8 bite'vilihi tevilini onun بِتَأْوِيلِهِ اول
9 kable önceden قَبْلَ قبل
10 en ki أَنْ -
11 ye'tiyekuma gelir ikinize (o) يَأْتِيَكُمَا اتي
12 zalikuma işte ikinizedir ذَٰلِكُمَا -
13 mimma مِمَّا -
14 allemeni öğrettiğinden عَلَّمَنِي علم
15 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب
16 inni doğrusu ben إِنِّي -
17 teraktu terk ettim تَرَكْتُ ترك
18 millete milletini مِلَّةَ ملل
19 kavmin bir kavmin/toplumun قَوْمٍ قوم
20 la لَا -
21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 ve hum ve onlar وَهُمْ -
24 bil-ahirati ahireti بِالْاخِرَةِ اخر
25 hum onlar هُمْ -
26 kafirune kâfirliklerdir كَافِرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Yûsuf.**Gördüğünüzün.***Yemek.****Bu kavim antik Mısır'da yaşayan ve aslı astarı olmayan, tamamı zan olan çok tanrılı antik Mısır dinine tabi olan kimselerdir. Anlarız ki Yûsuf büyürken bu dini inanışa maruz kalmış ancak bu dinî öğretiyi terk etmiştir.*****Tek Allah'a iman etmedikleri gibi ahiret hayatının gerçeklerine de kâfirlik ederler. Antik Mısır dininde ahiretle ilgili çok sayıda uyduruk inanışlar vardı. Günümüzdeki müşriklerin ahiret inancı da benzerdir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

1639|12|45|وَقَالَ ٱلَّذِى نَجَا مِنْهُمَا وَٱدَّكَرَ بَعْدَ أُمَّةٍ أَنَا۠ أُنَبِّئُكُم بِتَأْوِيلِهِۦ فَأَرْسِلُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1639|12|45|وقال الذي نجا منهما وادكر بعد امه انا انبيكم بتاويله فارسلون

Latin Literal

45. Ve kâlellezî necâ minhumâ veddekere ba’de ummetin ene unebbiukum bi te’vîlihî fe ersilûn(ersilûni).

Türkçe Çeviri

Ve dedi kimse (ki) kurtulmuştu ikisinden*; ve zikretti78 bir müddet sonrasında: "Ben haber veririm tevilini401 onun**; öyle ki gönderin beni."

Ahmed Samira Çevirisi

45 And who was saved/rescued from them (B) and he remembered after a generation (and said): "I inform you with its interpretation/explanation, so send me."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vekale ve dedi وَقَالَ قول
2 llezi kimse (ki) الَّذِي -
3 neca kurtulmuştu نَجَا نجو
4 minhuma ikisinden مِنْهُمَا -
5 veddekera ve zikretti وَادَّكَرَ ذكر
6 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
7 ummetin bir müddet أُمَّةٍ امم
8 ena ben أَنَا -
9 unebbiukum haber veririm أُنَبِّئُكُمْ نبا
10 bite'vilihi tevilini onun بِتَأْوِيلِهِ اول
11 feersiluni öyle ki gönderin beni فَأَرْسِلُونِ رسل

Notlar

Not 1

*Zindandaki iki fetândan kurtulmuş olanı.**Rüyanın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 100

Arapça Metin (Harekeli)

1694|12|100|وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى ٱلْعَرْشِ وَخَرُّوا۟ لَهُۥ سُجَّدًا وَقَالَ يَٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُءْيَٰىَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّى حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بِىٓ إِذْ أَخْرَجَنِى مِنَ ٱلسِّجْنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلْبَدْوِ مِنۢ بَعْدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيْطَٰنُ بَيْنِى وَبَيْنَ إِخْوَتِىٓ إِنَّ رَبِّى لَطِيفٌ لِّمَا يَشَآءُ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْعَلِيمُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1694|12|100|ورفع ابويه علي العرش وخروا له سجدا وقال يابت هذا تاويل ريي من قبل قد جعلها ربي حقا وقد احسن بي اذ اخرجني من السجن وجا بكم من البدو من بعد ان نزغ الشيطن بيني وبين اخوتي ان ربي لطيف لما يشا انه هو العليم الحكيم

Latin Literal

100. Ve refea ebeveyhi alel arşı ve harrû lehu succedâ(succeden), ve kâle yâ ebeti hâzâ te’vîlu ru’yâye min kablu kad cealehâ rabbî hakkâ(hakkan), ve kad ahsene bî iz ahrecenî mines sicni ve câe bikum minel bedvi min ba’di en nezegaş şeytânu beynî ve beyne ıhvetî, inne rabbî latîfun limâ yeşâ’(yeşâu) innehu huvel alîmul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Ve yükseltti* ana-babasını arşa/tahta karşı; ve kapandılar** ona secdeler12 (-le)”; ve dedi*: “Ey babam***! İşte bu tevilidir401 önceki rüyamın938; muhakkak yaptı onu**** Rabbim4 bir hak/gerçek; ve muhakkak ihsânda250 bulundu bana çıkarırken beni zindandan; ve getirdi sizleri çölden; ki şeytânın29 benim aramla ve kardeşlerim arasını kışkırtması sonrasında; doğrusu Rabbim4 Latîf'tir40 dilediği için; doğrusu O*****; O’dur***** Alîm8; Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

100 And he rose his parents on the throne and they fell down to him prostrating, and he said: "You my father, that (is the) interpretation/explanation (of) my dream from before, my Lord had made it truthfully , and He had done good/bettered with me when He brought me out from the prison/jail, and He came with you from the desert from after that the devil spoiled between me and between my brothers, that my Lord (is) kind/soothing to what He wills/wants, that He is the knowledgeable, the wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rafea ve yükseltti وَرَفَعَ رفع
2 ebeveyhi ana-babasını أَبَوَيْهِ ابو
3 ala karşı عَلَى -
4 l-arşi arşa/tahta الْعَرْشِ عرش
5 ve harru ve kapandılar وَخَرُّوا خرر
6 lehu ona لَهُ -
7 succeden secdeler (-le) سُجَّدًا سجد
8 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
9 ya ebeti ey babam يَا أَبَتِ ابو
10 haza işte bu هَٰذَا -
11 te'vilu tevilidir تَأْوِيلُ اول
12 ru'yaye rüyamın رُؤْيَايَ راي
13 min مِنْ -
14 kablu önceden قَبْلُ قبل
15 kad muhakkak قَدْ -
16 cealeha yaptı onu جَعَلَهَا جعل
17 rabbi Rabbim رَبِّي ربب
18 hakkan bir hak/gerçek حَقًّا حقق
19 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
20 ehsene ihsanda bulundu أَحْسَنَ حسن
21 bi bana بِي -
22 iz إِذْ -
23 ehraceni çıkarırken beni أَخْرَجَنِي خرج
24 mine مِنَ -
25 s-sicni zindandan السِّجْنِ سجن
26 ve ca'e ve getirdi وَجَاءَ جيا
27 bikum sizleri بِكُمْ -
28 mine مِنَ -
29 l-bedvi çölden الْبَدْوِ بدو
30 min مِنْ -
31 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
32 en ki أَنْ -
33 nezega kışkırttı نَزَغَ نزغ
34 ş-şeytanu şeytân الشَّيْطَانُ شطن
35 beyni aramı بَيْنِي بين
36 ve beyne ve arasını وَبَيْنَ بين
37 ihveti kardeşlerim إِخْوَتِي اخو
38 inne doğrusu إِنَّ -
39 rabbi Rabbim رَبِّي ربب
40 letifun bir Latif’tir لَطِيفٌ لطف
41 lima لِمَا -
42 yeşa'u dilediği için يَشَاءُ شيا
43 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
44 huve O هُوَ -
45 l-alimu Alim الْعَلِيمُ علم
46 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Yûsuf.**Yakûp, Yûsuf'un anası ve kardeşleri.***Yakûb.****Rüyayı.*****Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Latîf Kavram 40

40 Kibar, ince, yumuşak.

İhsân, ihsân Kavram 250

250 İyilik etme, iyi davranma, dürüstlük, doğruluk.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1695|12|101|رَبِّ قَدْ ءَاتَيْتَنِى مِنَ ٱلْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِى مِن تَأْوِيلِ ٱلْأَحَادِيثِ فَاطِرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ أَنتَ وَلِىِّۦ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ تَوَفَّنِى مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِى بِٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1695|12|101|رب قد اتيتني من الملك وعلمتني من تاويل الاحاديث فاطر السموت والارض انت ولي في الدنيا والاخره توفني مسلما والحقني بالصلحين

Latin Literal

101. Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ Vel âhıreh(âhıreti), teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

"Rabbim4! Muhakkak verdin bana* mülkten; ve öğrettin bana tevilinden401 hadislerin**; yaransın*** gökleri162 ve yeri; sensin velim28 dünyada ve ahirette; ve vefat621 ettir beni bir müsliman944 (olarak); ve tutundur**** beni sâlihlere217."

Ahmed Samira Çevirisi

101 My Lord, you had given me from the possession and free will and you taught/instructed me from interpreting/explaining the information/speeches , creator/bringer to being (of) the skies/space and the earth/Planet Earth, you are my guardian in the present world and the end (other life), make me die a Moslem/submitter , and make me catch up/join me with the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
2 kad muhakkak قَدْ -
3 ateyteni verdin bana اتَيْتَنِي اتي
4 mine مِنَ -
5 l-mulki mülkten الْمُلْكِ ملك
6 ve allemteni ve öğrettin bana وَعَلَّمْتَنِي علم
7 min مِنْ -
8 te'vili tevilinden تَأْوِيلِ اول
9 l-ehadisi hadislerin الْأَحَادِيثِ حدث
10 fatira yaransın فَاطِرَ فطر
11 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو
12 vel'erdi ve yeri وَالْأَرْضِ ارض
13 ente sensin أَنْتَ -
14 veliyi velim وَلِيِّي ولي
15 fi فِي -
16 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
17 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر
18 teveffeni ve vefat ettir beni تَوَفَّنِي وفي
19 muslimen bir müsliman (olarak) مُسْلِمًا سلم
20 ve elhikni ve tutundur/bağla beni وَأَلْحِقْنِي لحق
21 bis-salihine salihlere بِالصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Yûsuf.**Sözlerin.***Tekillikten, tek enerjiden yararak, ayırarak evreni oluşturansın.****Bağla, birleştir, yapıştır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

Tevil Kavram 401

401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Vefat Kavram 621

621 Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar. 6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 401: Tevil

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Tevil

Kavram No: 401

Kısa Açıklama: 401 Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 11

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: O ki indirdi sana kitabı * ; ondan (kitaptan) ayetler muhkemlenmiştir 392 ; onlar (muhkemlenmiş ayetler) anasıdır ** kitabın * ; ve diğerleri (diğer ayetler) müteşabihlerdir 90 ; öyle ki ancak kalplerinde bir eğrilik (olan) kimseler; öyle ki tabi olurlar ondan (kitaptan) müteşabihleşene 90 ; aranandır (o kimse) fitne 332 ; ve (fitneyi) aranandır (o kimse) onun (kitabın) tevilinde 401 ; ve bilir değildir onun (kitabın) tevilini 401 Allah ve ilimde derinleşenler/sağlam kök salanlar dışında; derler: "İman 47 ettik ona * (kitaba); hepsi Rabbimiz 4 katındandır/indindendir"; zikreder/hatırlar değildir mantık sahipleri haricinde.

Arapça: 300|3|7|هو الذي انزل عليك الكتب منه ايت محكمت هن ام الكتب واخر متشبهت فاما الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشبه منه ابتغا الفتنه وابتغا تاويله وما يعلم تاويله الا الله والرسخون في العلم يقولون امنا به كل من عند ربنا وما يذكر الا اولوا الالبب

Nisâ Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin 76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine 514 ; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl 700 üzerine * ; eğer olduysanız iman 47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir 401 .

Arapça: 552|4|59|يايها الذين امنوا اطيعوا الله واطيعوا الرسول واولي الامر منكم فان تنزعتم في شي فردوه الي الله والرسول ان كنتم تومنون بالله واليوم الاخر ذلك خير واحسن تاويلا

A'râf Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Onun * tevili 401 dışındakine ** mi bakarlar? Gün *** (ki) gelir onun tevili 401 ; der onu önceden nesh etmiş/unutmuş **** kimseler: "Muhakkak gelmiş Rabbimizin 4 resûlleri 418 hakla/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler 114 ? Öyle ki şefâat 114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz ***** ; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini 201 ve saptı ****** onlardan iftira 883 atar oldukları.

Arapça: 1007|7|53|هل ينظرون الا تاويله يوم ياتي تاويله يقول الذين نسوه من قبل قد جات رسل ربنا بالحق فهل لنا من شفعا فيشفعوا لنا او نرد فنعمل غير الذي كنا نعمل قد خسروا انفسهم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Yunus Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Evet! Yalanladılar ilmini * asla kuşatamadıklarını; ve ancak ki gelir onlara tevili 401 onun ** ; işte böyledir; yalanladılar onlardan önceki kimseler; öyle ki bak; nasıl oldu zalimlerin 257 akıbeti 892 .

Arapça: 1401|10|39|بل كذبوا بما لم يحيطوا بعلمه ولما ياتهم تاويله كذلك كذب الذين من قبلهم فانظر كيف كان عقبه الظلمين

Yusuf Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; seçer * seni Rabbin 4 ; ve öğretir sana tevilinden 401 hadislerin ** ; ve tamamlar kendi nimetini senin üzerine; ve Yakûb'un ahalisine 568 karşı (da); tamamladığı gibi onu *** öncesinde senin ataların İbrahim'e ve İshâk'a karşı; doğrusu (senin) Rabbin 4 bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1600|12|6|وكذلك يجتبيك ربك ويعلمك من تاويل الاحاديث ويتم نعمته عليك وعلي ال يعقوب كما اتمها علي ابويك من قبل ابرهيم واسحق ان ربك عليم حكيم

Yusuf Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Ve dedi kimse (ki) satın aldı onu * mısradan ** kendi karısı için: "Kerimleştir *** onu * ; yerleştir onu * ; belki menfaat sağlar bizlere ya da ediniriz onu * bir veled **** "; ve işte böyledir; imkan verdik Yûsuf'a yerde; ve öğrettik ona hadislerin ***** tevilinden 401 ; ve Allah bir Gâlib'tir 933 kendi emrine 200 karşı ****** ; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu bilmezler.

Arapça: 1615|12|21|وقال الذي اشتريه من مصر لامراته اكرمي مثويه عسي ان ينفعنا او نتخذه ولدا وكذلك مكنا ليوسف في الارض ولنعلمه من تاويل الاحاديث والله غالب علي امره ولكن اكثر الناس لا يعلمون

Yusuf Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve girdi * onunla ** beraber zindana iki fetân 936 ; dedi birisi ikisinden: “Doğrusu ben görürüm kendimi (ki) sıkarım hamr 138 ”; ve dedi diğeri: “Doğrusu ben görürüm kendimi (ki) taşırım başımın üstünde bir ekmek; yer kuş ondan; haber ver bize tevilini 401 onun; doğrusu biz görürüz seni muhsinlerden 294 . ”

Arapça: 1630|12|36|ودخل معه السجن فتيان قال احدهما اني اريني اعصر خمرا وقال الاخر اني اريني احمل فوق راسي خبزا تاكل الطير منه نبينا بتاويله انا نريك من المحسنين

Yusuf Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Dedi * : "Gelmez ikinize bir yemek (ki) rızıklandırılırsınız ikiniz onun (-la); dışındadır (ki) haber verdim ikinize tevilini 401 onun ** önceden ki gelir (o *** ) ikinize; işte ikinizedir Rabbimin 4 öğrettiğinden; doğrusu ben * terk ettim milletini 301 bir kavmin/toplumun **** (ki) iman 47 etmezler Allah'a ve onlar ahirete ***** (ki) onlar kâfirliklerdir 25 ."

Arapça: 1631|12|37|قال لا ياتيكما طعام ترزقانه الا نباتكما بتاويله قبل ان ياتيكما ذلكما مما علمني ربي اني تركت مله قوم لا يومنون بالله وهم بالاخره هم كفرون

Yusuf Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Ve dedi kimse (ki) kurtulmuştu ikisinden * ; ve zikretti 78 bir müddet sonrasında: "Ben haber veririm tevilini 401 onun ** ; öyle ki gönderin beni."

Arapça: 1639|12|45|وقال الذي نجا منهما وادكر بعد امه انا انبيكم بتاويله فارسلون

Yusuf Suresi - Ayet 100

Türkçe Meal: Ve yükseltti * ana-babasını arşa/tahta karşı; ve kapandılar ** ona secdeler 12 (-le)”; ve dedi * : “Ey babam *** ! İşte bu tevilidir 401 önceki rüyamın 938 ; muhakkak yaptı onu **** Rabbim 4 bir hak/gerçek; ve muhakkak ihsânda 250 bulundu bana çıkarırken beni zindandan; ve getirdi sizleri çölden; ki şeytânın 29 benim aramla ve kardeşlerim arasını kışkırtması sonrasında; doğrusu Rabbim 4 Latîf'tir 40 dilediği için; doğrusu O ***** ; O’dur ***** Alîm 8 ; Hakîm 9 .

Arapça: 1694|12|100|ورفع ابويه علي العرش وخروا له سجدا وقال يابت هذا تاويل ريي من قبل قد جعلها ربي حقا وقد احسن بي اذ اخرجني من السجن وجا بكم من البدو من بعد ان نزغ الشيطن بيني وبين اخوتي ان ربي لطيف لما يشا انه هو العليم الحكيم

Yusuf Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: "Rabbim 4 ! Muhakkak verdin bana * mülkten; ve öğrettin bana tevilinden 401 hadislerin ** ; yaransın *** gökleri 162 ve yeri; sensin velim 28 dünyada ve ahirette; ve vefat 621 ettir beni bir müsliman 944 (olarak); ve tutundur **** beni sâlihlere 217 ."

Arapça: 1695|12|101|رب قد اتيتني من الملك وعلمتني من تاويل الاحاديث فاطر السموت والارض انت ولي في الدنيا والاخره توفني مسلما والحقني بالصلحين