Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 680: Adalet

Bu kavram 15 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

680Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

2. Bakara Suresi

Ayet 282

Arapça Metin (Harekeli)

289|2|282|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا تَدَايَنتُم بِدَيْنٍ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى فَٱكْتُبُوهُ وَلْيَكْتُب بَّيْنَكُمْ كَاتِبٌۢ بِٱلْعَدْلِ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ أَن يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ ٱللَّهُ فَلْيَكْتُبْ وَلْيُمْلِلِ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ وَلْيَتَّقِ ٱللَّهَ رَبَّهُۥ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـًٔا فَإِن كَانَ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ سَفِيهًا أَوْ ضَعِيفًا أَوْ لَا يَسْتَطِيعُ أَن يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُۥ بِٱلْعَدْلِ وَٱسْتَشْهِدُوا۟ شَهِيدَيْنِ مِن رِّجَالِكُمْ فَإِن لَّمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَٱمْرَأَتَانِ مِمَّن تَرْضَوْنَ مِنَ ٱلشُّهَدَآءِ أَن تَضِلَّ إِحْدَىٰهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحْدَىٰهُمَا ٱلْأُخْرَىٰ وَلَا يَأْبَ ٱلشُّهَدَآءُ إِذَا مَا دُعُوا۟ وَلَا تَسْـَٔمُوٓا۟ أَن تَكْتُبُوهُ صَغِيرًا أَوْ كَبِيرًا إِلَىٰٓ أَجَلِهِۦ ذَٰلِكُمْ أَقْسَطُ عِندَ ٱللَّهِ وَأَقْوَمُ لِلشَّهَٰدَةِ وَأَدْنَىٰٓ أَلَّا تَرْتَابُوٓا۟ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً حَاضِرَةً تُدِيرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلَّا تَكْتُبُوهَا وَأَشْهِدُوٓا۟ إِذَا تَبَايَعْتُمْ وَلَا يُضَآرَّ كَاتِبٌ وَلَا شَهِيدٌ وَإِن تَفْعَلُوا۟ فَإِنَّهُۥ فُسُوقٌۢ بِكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ ٱللَّهُ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

289|2|282|يايها الذين امنوا اذا تداينتم بدين الي اجل مسمي فاكتبوه وليكتب بينكم كاتب بالعدل ولا ياب كاتب ان يكتب كما علمه الله فليكتب وليملل الذي عليه الحق وليتق الله ربه ولا يبخس منه شيا فان كان الذي عليه الحق سفيها او ضعيفا او لا يستطيع ان يمل هو فليملل وليه بالعدل واستشهدوا شهيدين من رجالكم فان لم يكونا رجلين فرجل وامراتان ممن ترضون من الشهدا ان تضل احديهما فتذكر احديهما الاخري ولا ياب الشهدا اذا ما دعوا ولا تسموا ان تكتبوه صغيرا او كبيرا الي اجله ذلكم اقسط عند الله واقوم للشهده وادني الا ترتابوا الا ان تكون تجره حاضره تديرونها بينكم فليس عليكم جناح الا تكتبوها واشهدوا اذا تبايعتم ولا يضار كاتب ولا شهيد وان تفعلوا فانه فسوق بكم واتقوا الله ويعلمكم الله والله بكل شي عليم

Latin Literal

282. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş şuhedâi en tedılle ıhdâhumâ fe tuzekkire ıhdâhumâl uhrâ ve lâ ye’beş şuhedâu izâ mâ duû, ve lâ tes’emû en tektubûhu sagîran ev kebîran ilâ ecelih(ecelihî), zâlikum aksatu indallâhi ve akvemu liş şehâdeti ve ednâ ellâ tertâbû illâ en tekûne ticâreten hâdıraten tudîrûnehâ beynekum fe leyse aleykum cunâhun ellâ tektubûhâ ve eşhidû izâ tebâya’tum, ve lâ yudârra kâtibun ve lâ şehîd(şehîdun), ve in tef’alû fe innehu fusûkun bikum, vettekûllâh(vettekûllâhe), ve yuallimukumullâh(yuallimukumullâhu), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip/yazıcı adaletle680; geri çevirmesin/reddetmesin kâtip/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi*; öyle ki yazsın ve dikte etsin** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa/acizse ya da o tabi olamazsa/güç yetiremezse dikte etmeye**; öyle ki dikte etsin** velisi onun adaletle680; ve şahit/tanık edin iki şahidi/tanığı adamlarınızdan/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam/erkek; öyle ki bir adam/erkek ve iki kadın384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine384; ve geri çevirmesin/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde/katında; ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır şahitliğe/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret***; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit/tanık tutun alışveriş ettiğiniz**** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip/yazan; ve de şahit/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır38 sizlere; ve takvalı21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.

Ahmed Samira Çevirisi

282 You, you those who believed, if you indebted (each other) with a debt to a named/identified (specified) term/time, so write it, and (a) writer/one able to write should write between you with justice/equality , and awriter/one able to write does (should) not refuse/hate that to write as God taught/instructed him , so he should write (E). And whom the duty is on him (the borrower), should dictate (E) , and should fear and obey (E) God his lord, and does (should) not reduce/cheat from it a thing, so if whom the duty is on him (the borrower), was ignorant/foolish or weak, or that he is not able that to dictate he, so his guardian should dictate (E) with justice/equality and call a witness, two witnesses/testifiers from your men, so if they (B) are not two men, so a man and two women, from what/whom you accept/approve from the witnesses/testifiers that (E) one of them (B) be misguided, so she reminds the other (F). And the witnesses (should) not refuse/hate if as long as they are called , and do not be bored/tired that to write/dictate it small/little or big/great , to its term/time, that (is) more just/equitable at God, and more just/direct to the testimony/witnessing and nearer that you not be doubtful/suspicious, except that (it) be present commercial buying and selling , you run/manage it between you, so an offense/guilt/sin is not on you that you do not write/dictate it, and call a witness if you sold/traded (to each other). And no writer/one able to write nor honest witness (is to) be harmed, and if you make/do (that), so it is debauchery by/from you , and fear and obey God, and God teaches/instructs you , and God (is) with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 tedayentum borçlandığınız تَدَايَنْتُمْ دين
6 bideynin borç بِدَيْنٍ دين
7 ila kadar إِلَىٰ -
8 ecelin ecele أَجَلٍ اجل
9 musemmen bir belirlenmiş مُسَمًّى سمو
10 fektubuhu öyle ki yazın onu فَاكْتُبُوهُ كتب
11 velyektub ve yazsın وَلْيَكْتُبْ كتب
12 beynekum aranızdan بَيْنَكُمْ بين
13 katibun bir kâtip/yazıcı كَاتِبٌ كتب
14 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
15 ve la وَلَا -
16 ye'be geri çevirmesin/reddetmesin يَأْبَ ابي
17 katibun kâtip/yazıcı كَاتِبٌ كتب
18 en ki أَنْ -
19 yektube yazsın يَكْتُبَ كتب
20 kema gibi كَمَا -
21 allemehu ona öğrettiği عَلَّمَهُ علم
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 felyektub öyle ki yazsın فَلْيَكْتُبْ كتب
24 velyumlili ve dikte etsin وَلْيُمْلِلِ ملل
25 llezi kimse الَّذِي -
26 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ -
27 l-hakku hak الْحَقُّ حقق
28 velyetteki ve takvalı olsun وَلْيَتَّقِ وقي
29 llahe Allah’a اللَّهَ -
30 rabbehu Rabbi’ne رَبَّهُ ربب
31 ve la ve وَلَا -
32 yebhas azaltmasın يَبْخَسْ بخس
33 minhu ondan مِنْهُ -
34 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
35 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
36 kane oldu كَانَ كون
37 llezi kimse الَّذِي -
38 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ -
39 l-hakku hak الْحَقُّ حقق
40 sefihen bir aklı ermez سَفِيهًا سفه
41 ev ya da أَوْ -
42 deiyfen bir zayıf/aciz ضَعِيفًا ضعف
43 ev ya da أَوْ -
44 la لَا -
45 yestetiu tabi olmaz يَسْتَطِيعُ طوع
46 en ki أَنْ -
47 yumille dikte eder يُمِلَّ ملل
48 huve o هُوَ -
49 felyumlil öyle ki dikte etsin فَلْيُمْلِلْ ملل
50 veliyyuhu velisi onun وَلِيُّهُ ولي
51 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
52 vesteşhidu ve şahit/tanık edin وَاسْتَشْهِدُوا شهد
53 şehideyni iki şahidi/tanığı شَهِيدَيْنِ شهد
54 min مِنْ -
55 ricalikum adamlarınızdan رِجَالِكُمْ رجل
56 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
57 lem asla لَمْ -
58 yekuna olmazsa يَكُونَا كون
59 raculeyni iki adam رَجُلَيْنِ رجل
60 feraculun öyle ki bir adam فَرَجُلٌ رجل
61 vemraetani ve iki kadın وَامْرَأَتَانِ مرا
62 mimmen kimseden مِمَّنْ -
63 terdevne razı olursunuz تَرْضَوْنَ رضو
64 mine مِنَ -
65 ş-şuheda'i şahidlerden الشُّهَدَاءِ شهد
66 en ki أَنْ -
67 tedille dalalate düşer (kadın) تَضِلَّ ضلل
68 ihdahuma biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد
69 fetuzekkira öyle ki hatırlatır فَتُذَكِّرَ ذكر
70 ihdahuma biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد
71 l-uhra diğerine الْأُخْرَىٰ اخر
72 ve la ve وَلَا -
73 ye'be geri çevirmesin/reddetmesin يَأْبَ ابي
74 ş-şuheda'u şahidler الشُّهَدَاءُ شهد
75 iza zaman إِذَا -
76 ma مَا -
77 duu davet edildikleri دُعُوا دعو
78 ve la وَلَا -
79 tesemu üşenmesinler تَسْأَمُوا سام
80 en ki أَنْ -
81 tektubuhu yazarsınız onu تَكْتُبُوهُ كتب
82 sagiran az صَغِيرًا صغر
83 ev ya da أَوْ -
84 kebiran çok كَبِيرًا كبر
85 ila kadar إِلَىٰ -
86 ecelihi eceline onun أَجَلِهِ اجل
87 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ -
88 eksetu daha eşittir أَقْسَطُ قسط
89 inde indinde/katında عِنْدَ عند
90 llahi Allah’ın اللَّهِ -
91 ve ekve mu ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır وَأَقْوَمُ قوم
92 lişşehadeti şahitliğe/tanıklığa لِلشَّهَادَةِ شهد
93 ve edna ve daha yakındır وَأَدْنَىٰ دنو
94 ella ki أَلَّا -
95 tertabu kuşkulanmazsınız تَرْتَابُوا ريب
96 illa dışında إِلَّا -
97 en ki أَنْ -
98 tekune olur تَكُونَ كون
99 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر
100 hadiraten hazır حَاضِرَةً حضر
101 tudiruneha değiş tokuş edersiniz onu تُدِيرُونَهَا دور
102 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
103 feleyse öyle ki yoktur فَلَيْسَ ليس
104 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
105 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
106 ella ki أَلَّا -
107 tektubuha yazmazsınız onu تَكْتُبُوهَا كتب
108 ve eşhidu ve şahid/tanık tutun وَأَشْهِدُوا شهد
109 iza zaman إِذَا -
110 tebayea'tum alışveriş edersiniz تَبَايَعْتُمْ بيع
111 ve la ve de وَلَا -
112 yudarra zarara uğratılmasın يُضَارَّ ضرر
113 katibun kâtip/yazan كَاتِبٌ كتب
114 ve la ve de وَلَا -
115 şehidun şahik/tanık شَهِيدٌ شهد
116 ve in ve eğer وَإِنْ -
117 tef'alu faaliyet içinde olursanız تَفْعَلُوا فعل
118 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ -
119 fusukun bir fasıktır فُسُوقٌ فسق
120 bikum sizlere بِكُمْ -
121 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
122 llahe Allah’a اللَّهَ -
123 ve yuallimukumu ve öğretir sizlere وَيُعَلِّمُكُمُ علم
124 llahu Allah اللَّهُ -
125 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
126 bikulli her bir بِكُلِّ كلل
127 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا
128 alimun bilendir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kendisine verdiği okuma yazma nimetini kullanarak ayette belirtildiği gibi yazsın.**Yazıyı takip etsin. Gerekirse sesli olarak okusun.***Borçlanmadan yapılan peşin alışveriş. ****Borçlanarak yapılan alışveriş.

4. Nisâ Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

496|4|3|وَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تُقْسِطُوا۟ فِى ٱلْيَتَٰمَىٰ فَٱنكِحُوا۟ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ ٱلنِّسَآءِ مَثْنَىٰ وَثُلَٰثَ وَرُبَٰعَ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تَعْدِلُوا۟ فَوَٰحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰٓ أَلَّا تَعُولُوا۟

Arapça Metin (Harekesiz)

496|4|3|وان خفتم الا تقسطوا في اليتمي فانكحوا ما طاب لكم من النسا مثني وثلث وربع فان خفتم الا تعدلوا فوحده او ما ملكت ايمنكم ذلك ادني الا تعولوا

Latin Literal

3. Ve in hıftum ellâ tuksitû fîl yetâmâ fenkihû mâ tâbe lekum minen nisâi mesnâ ve sulâse ve rubâa, fe in hıftum ellâ ta’dilû fe vâhideten ev mâ meleket eymânukum. Zâlike ednâ ellâ teûlû.

Türkçe Çeviri

Ve eğer korktunuzsa ki eşitliği sağlayamazsınız yetimlerde*; öyle ki nikâhlayın483 iyi olmuş olanı sizlere kadınlardan** ikişer ve üçer ve dörder***; öyle ki eğer korktunuzsa ki adaleti680 sağlayamazsınız öyle ki tektir483 ya da malik/sahip olduğudur sağ77 ellerinizin483; işte bu; daha yakındır ki doğru yoldan sapmazsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

3 And if you feared that you not be just/equitable in the orphans , so marry what (was) allowed/permitted for you from the women two twos/twos, and threes, and fours, so if you feared that you not be just/equitable, so (marry) one or what your rights owned/possessed, that (is) nearer that you not side away from justice .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف
3 ella ki أَلَّا -
4 tuksitu eşitliği sağlayamazsınız تُقْسِطُوا قسط
5 fi فِي -
6 l-yetama yetimlerde الْيَتَامَىٰ يتم
7 fenkihu öyle ki nikahlayın فَانْكِحُوا نكح
8 ma مَا -
9 tabe iyi olmuşu طَابَ طيب
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 mine مِنَ -
12 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو
13 mesna ikişer/ikili مَثْنَىٰ ثني
14 vesulase ve üçer/üçlü وَثُلَاثَ ثلث
15 verubaa ve dörder/dörtlü وَرُبَاعَ ربع
16 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
17 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف
18 ella ki أَلَّا -
19 tea'dilu adalet sağlayamazsınız تَعْدِلُوا عدل
20 fevahideten öyle ki tek (nikahlayın) فَوَاحِدَةً وحد
21 ev ya da أَوْ -
22 ma مَا -
23 meleket malik/sahip olduğu مَلَكَتْ ملك
24 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن
25 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
26 edna daha yakındır أَدْنَىٰ دنو
27 ella ki أَلَّا -
28 teulu doğru yoldan sapmazsınız تَعُولُوا عول

Notlar

Not 1

*Ayetin ana konusu yetimlerdir. Nikâh değildir. Yetimlerin hakları ve ayağa kaldırılmaları konusunda eşitlik esastır. **Yetimlerin anneleri olan dul kadınlar.***Üleştirme, gruplaştırma vezini (mesnâ ve sulâse ve rubâa).

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yetimlerin kadınları olan yetim annelerinin ikişer, üçer ve dörder nikâhlanması. Kavram 483

483 Konu 4:3 ayetinde karşımıza çıkar. Ayetin ana konusu nikâh değildir. Ana konu yetimler ve onların eşit bir şekilde ayağa kaldırılmasıdır. Bu konuya vurguyu 4:129 ayetinde de görürüz. Anlarız ki özel bir durum oluşmuştur. Toplumdaki yetim sayısı muhtemel ki bir savaş sonrası çok sayıda babanın ölmesi sonrası artmıştır. Yetimlerin kadınları olan anneler de geçimlerini sağlayamaz olmuşlardır. Topluma düşen görev bu yetimlerin eşit şekilde ayağa kaldırılmasıdır. Ancak yetimler konusunda eşitliği sağlayamama durumu varsa, bu nedenle bir korku oluşmuşsa şunlar yapılabilir. Dikkat: Şartların oluşması gereklidir.1. Yetimlerin anneleri olan kadınların ikişer, üçer ve dörder şeklinde nikâhlanması. Yüce Allah 4:129 ayetinde bir erkeğin kadınlar arasında adaleti asla gözetemeyeceğini açık ve net olarak bildirmiştir. Yüce Allah adil olmayacak, adaletsizliğe neden olacak bir şeyi asla emretmez. Çok kadınla evlenmek mutlak ki adaletsizliğe neden olacaktır. Anlarız ki çok özel bir durum söz konusudur. Eşlerini kaybeden, yetim çocuklarıyla ortada kalmış kadınların bir şekilde topluma sağlıkla tekrar kavuşturulması gereklidir. Şüphe yoktur ki en iyi yöntem kadınların kendi rızasıyla tekrar nikâhlanmalarıdır. Ancak ayetten anlarız ki yetimlerin annelerine yetecek sayıda nikâhlanmaya uygun erkek yoktur. Bu nedenle Yüce Allah'ın bu çok özel durumun çözümü için bir erkeğin iki, üç veya dört kadınla aynı anda nikâhlanabilmesine izin verdiği rahatlıkla görülür. Bu demek değildir ki Yüce Allah genel şartlarda çoklu evliliği emretmiştir. Asıl amaç evlenmek olmayıp yetimlere maddi ve manevi destek sağlayacak bir babaya kavuşmaktır. Mutlak ki bu nikâhlanmalar karşılıklı kabulle olmalıdır. Aksi düşünülemez. 2. Yetimlerin anneleri olan kadınların tek şekilde nikâhlanması. Özel şartlar altında da olsa çoklu evliliklerin kadınlar açısından adaletsizliğe yol açacağı ortadadır. Bazı erkekler bu adaletsizlik ortamına girmek istemeyebilir. Yüce Allah bu erkeklere sadece bir tek kadınla nikâhlanmalarını tavsiye etmektedir. 3. Yetimlerin anneleri olan kadınları bir antlaşmayla sağ elin malik olduğu kimseler yapmak.'Mâ meleket eymân' 'Sağ elin malik/sahip olduğu' geçişi asla cariye demek değildir. Seks kölesi anlamına gelen cariye kelimesi Kur'an'da geçmez. Sonradan uydurulmuş bir tanımdır. Bu vezin antlaşmayla/sözleşmeyle üzerinde hak sahibi olunan kimseleri kapsar. Erkek veya kadın olabilir. Örneğin; evsiz barksız kalan göçmen kadınlar ve erkeklerin bir aile yanına bir antlaşmayla/sözleşmeyle verilmesi durumunda o göçmen kimseler 'mâ meleket eymân' olur. Ya da bir antlaşma gereği evde çalıştırılan kadın ve erkekler 'mâ meleket eymân' olur. Özetle; karşılıklı bir antlaşmayla üzerinde hak sahibi olunan kimse demektir. Bu antlaşma bir nikâh/evlilik ahdi asla değildir. Ayetten anlaşılır ki çoklu veya tekli olarak yetimlerin annelerini nikâhlamak istemeyen erkeklere bir başka yol Rableri tarafından önerilmiştir. Bu da bu kadınları yetim evlatlarıyla birlikte bir sözleşmeyle/antlaşmayla evlerine almak ve onların geçimlerini sağlamaktır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

551|4|58|إِنَّ ٱللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤَدُّوا۟ ٱلْأَمَٰنَٰتِ إِلَىٰٓ أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ ٱلنَّاسِ أَن تَحْكُمُوا۟ بِٱلْعَدْلِ إِنَّ ٱللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ سَمِيعًۢا بَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

551|4|58|ان الله يامركم ان تودوا الامنت الي اهلها واذا حكمتم بين الناس ان تحكموا بالعدل ان الله نعما يعظكم به ان الله كان سميعا بصيرا

Latin Literal

58. İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli). İnnallâhe niımmâ yeızukum bihî. İnnallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah emreder200 sizlere ki eriştirin/aktarın emanetleri ehline onun511; ve hükmettiğiniz zaman insanlar arasında ki hükmedersiniz512 adaletle680 (diye); doğrusu Allah ne muhteşem vaaz653 eder sizlere onunla*; doğrusu Allah oldu bir Semî41; bir Basîr513.

Ahmed Samira Çevirisi

58 That God, orders/commands you that you discharge/fulfill the deposits/securities to its people (owners), and if you judged/ruled between the people, that you judge/rule with the justice/equality, that God (is) blessed/praised, He preaches/advises/warns you with (about) Him, that God was/is hearing/listening, seeing/knowing/understanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ye'murukum emreder sizlere يَأْمُرُكُمْ امر
4 en ki أَنْ -
5 tu'eddu eriştirin/aktarın تُؤَدُّوا ادي
6 l-emanati emanetleri الْأَمَانَاتِ امن
7 ila إِلَىٰ -
8 ehliha ehline onun أَهْلِهَا اهل
9 ve iza ve zaman وَإِذَا -
10 hakemtum hükmettiğiniz حَكَمْتُمْ حكم
11 beyne arasında بَيْنَ بين
12 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
13 en ki أَنْ -
14 tehkumu hükmetmenizi تَحْكُمُوا حكم
15 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
16 inne doğrusu إِنَّ -
17 llahe Allah اللَّهَ -
18 niimma ne muhteşem نِعِمَّا نعم
19 yeizukum vaaz eder sizlere يَعِظُكُمْ وعظ
20 bihi onunla بِهِ -
21 inne doğrusu إِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 kane oldu كَانَ كون
24 semian Semî سَمِيعًا سمع
25 besiran Basîr بَصِيرًا بصر

Notlar

Not 1

*Kur'an'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Semî Kavram 41

41 İşiten.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Emanetleri ehline aktarmak. Kavram 511

511 Ehil kelimesi uygun, kalifiye, kompetan, hakkını veren demektir. Emanet ise mükellefiyet, sorumluluk anlamındadır. Her iki kelime de Türkçeye geçmiş kelimelerdir. Yüce Allah 4:58 ayetinde emanetlerin onun ehli olan kimselere aktarılması gerektiğini bildirmiştir. İnsanlar arasında hükmederken de adaletle hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir. Kur'an'ın tek bir ayeti bile insanlığı içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarır.

İnsanlar arasında adaletle hükmetmek. Kavram 512

512 Hüküm sahibi olanlar insanlarla ilgili verdikleri hükümlerde adaleti gözetmelidir. Hüküm sahibi demek başka insanları bağlayan kararlar veren insanlar demektir. Örneğin bir başhekim hastanede hüküm verendir. Bir yönetici hüküm verendir. Elbette ki hakimler ve savcılar hüküm verenlerdir. Örnekler artırılabilir. İnsanlık Yüce Allah'ın 4:58 ayetindeki gibi bu emrine uysa mutlak ki dünyamız çok daha güzel bir yer olacaktır.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 129

Arapça Metin (Harekeli)

622|4|129|وَلَن تَسْتَطِيعُوٓا۟ أَن تَعْدِلُوا۟ بَيْنَ ٱلنِّسَآءِ وَلَوْ حَرَصْتُمْ فَلَا تَمِيلُوا۟ كُلَّ ٱلْمَيْلِ فَتَذَرُوهَا كَٱلْمُعَلَّقَةِ وَإِن تُصْلِحُوا۟ وَتَتَّقُوا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

622|4|129|ولن تستطيعوا ان تعدلوا بين النسا ولو حرصتم فلا تميلوا كل الميل فتذروها كالمعلقه وان تصلحوا وتتقوا فان الله كان غفورا رحيما

Latin Literal

129. Ve len testatîû en ta’dilû beynen nisâi ve lev harastum fe lâ temîlû kullel meyli fe tezerûhâ kel muallakah(muallakati). Ve in tuslihû ve tettekû fe innallâhe kâne gafûran rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Ve asla tabi olamazsınız ki adaleti680 sağlamaya kadınlar arasında; velev/fakat arzulasanız da (bir eşi) öyleyse meyletmeyin hepten (o eşe) meyil (-le); öyle ki bırakırsınız yalnız onu (diğer eşi) asılmış gibi; ve eğer düzeltirseniz ve takvalı21* olursanız öyle ki doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

129 And you will never be able that you be just/equitable between the women, and (even) if you held onto stingily and desired strongly (were very careful), so do not bend/sway all the bend/inclination, so you leave her as/like the suspended neither properly married nor divorced and free to remarry (abused, abandoned and neglected), and if you reconciliate, and you fear and obey (God), so then God was/is a forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velen ve asla وَلَنْ -
2 testetiu tabi olamazsınız/takip demezsiniz تَسْتَطِيعُوا طوع
3 en ki أَنْ -
4 tea'dilu adaletli sağlamaya تَعْدِلُوا عدل
5 beyne arasında بَيْنَ بين
6 n-nisa'i kadınlar النِّسَاءِ نسو
7 velev velev/fakat وَلَوْ -
8 harastum arzulasanız da حَرَصْتُمْ حرص
9 fela öyleyse فَلَا -
10 temilu meyletmeyin تَمِيلُوا ميل
11 kulle hepten كُلَّ كلل
12 l-meyli meyil (-le) الْمَيْلِ ميل
13 fe tezeruha öyle ki bırakırsınız yalnız onu فَتَذَرُوهَا وذر
14 kalmuallekati asılmış gibi كَالْمُعَلَّقَةِ علق
15 ve in ve eğer وَإِنْ -
16 tuslihu düzeltirseniz تُصْلِحُوا صلح
17 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي
18 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
19 llahe Allah اللَّهَ -
20 kane oldu كَانَ كون
21 gafuran Gafûr. غَفُورًا غفر
22 rahimen Rahîm. رَحِيمًا رحم

Notlar

Not 1

*4:1 ayetinde Yüce Allah toplumun kadınlara takvalı olması gerektiğini bildirmiştir. Kadınları incitmekten, zora sokmaktan sakınmak gereklidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

5. Mâide Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

677|5|8|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُونُوا۟ قَوَّٰمِينَ لِلَّهِ شُهَدَآءَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَـَٔانُ قَوْمٍ عَلَىٰٓ أَلَّا تَعْدِلُوا۟ ٱعْدِلُوا۟ هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَىٰ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

677|5|8|يايها الذين امنوا كونوا قومين لله شهدا بالقسط ولا يجرمنكم شنان قوم علي الا تعدلوا اعدلوا هو اقرب للتقوي واتقوا الله ان الله خبير بما تعملون

Latin Literal

8. Yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû kavvâmîne lillâhi şuhedâe bil kıstı ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin alâ ellâ ta’dilû. I’dilû, huve akrabu lit takva vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe habîrun bimâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Olun kavvamlar501 Allah için eşitliğe şahitler/tanıklar; ve cürüm* işletmesin sizlere nefret/kin bir kavme karşı ki (o durumda) adaleti gözetmez (olursunuz); adil680 olun; o daha yakındır takvaya21; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Habîr’dir466 yaptıklarınıza.

Ahmed Samira Çevirisi

8 You, you those who believed, be just/upright to God, witnessing/testifying with the just/equitable, and (let) not a nation’s hatred and animosity make you commit a crime/sin , on (because) that you not be just/equitable, be just/equitable it is nearer/closer to the fear and obedience (of God), and fear and obey God, that God is expert/experienced with what you make/do.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 kunu olun كُونُوا كون
5 kavvamine kavvamlar قَوَّامِينَ قوم
6 lillahi Allah için لِلَّهِ -
7 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
8 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط
9 ve la ve وَلَا -
10 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم
11 şenanu nefret/kin شَنَانُ شنا
12 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم
13 ala karşı عَلَىٰ -
14 ella ki أَلَّا -
15 tea'dilu adaleti gözetmezsiniz تَعْدِلُوا عدل
16 a'dilu adil olun اعْدِلُوا عدل
17 huve o هُوَ -
18 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب
19 littekva takvaya لِلتَّقْوَىٰ وقي
20 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
21 llahe Allah’a اللَّهَ -
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 llahe Allah اللَّهَ -
24 habirun bir Habir’dir خَبِيرٌ خبر
25 bima بِمَا -
26 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Suç.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

Kavvam Kavram 501

501 Ayakta duran, dikelip kol kanat geren, evin direği.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

5. Mâide Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

764|5|95|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْتُلُوا۟ ٱلصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُۥ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآءٌ مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ ٱلنَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِۦ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًۢا بَٰلِغَ ٱلْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّٰرَةٌ طَعَامُ مَسَٰكِينَ أَوْ عَدْلُ ذَٰلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِۦ عَفَا ٱللَّهُ عَمَّا سَلَفَ وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ ٱللَّهُ مِنْهُ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ ذُو ٱنتِقَامٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

Latin Literal

95. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hûrûm(hûrûmun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele min en neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrih(emrihî) afâllâhu amma selef(selefe) ve men âde fe yentakimullâhu minh(minhu) vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmeyin35 avı; ve sizler ihramlı534 (olarak); ve kim katletti35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli870 katlettiğinin35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet680 sahibi; Kabe'ye557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine113; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâmdır390.

Ahmed Samira Çevirisi

95 You, you those who believed, do not kill the hunt/trapping, and you are forbidden/respecting for pilgrimage, and who intentionally/purposely killed it from you, so a reimbursement equal/similar (to) what he killed from the properties/livestock (the animals/birds), (two) of (B) justice/equality from you judges/rules with it (as) an offering reaching/delivered (to) the Kaaba , or substitution (of) feeding (the) poorest of poor/poor oppressed (P), or redemption (of) that (is) fasting , to taste/experience his matter’s/affair’s severity/bad consequences/evil results, God forgave/pardoned on what preceded, and who returned (again), so God revenges from Him, and God (is) glorious/mighty , (owner) of revenge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل
6 s-sayde avı الصَّيْدَ صيد
7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
8 hurumun ihramlı حُرُمٌ حرم
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 katelehu ketletti onu (avı) قَتَلَهُ قتل
11 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
12 muteammiden kasıtlı/kasten مُتَعَمِّدًا عمد
13 feceza'un öyle ki bir cezadır فَجَزَاءٌ جزي
14 mislu misli/benzeri مِثْلُ مثل
15 ma مَا -
16 katele katlettiğinin قَتَلَ قتل
17 mine مِنَ -
18 n-neami enamdan/çiftlik hayvanlarından النَّعَمِ نعم
19 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
20 bihi ona بِهِ -
21 zeva iki sahibi ذَوَا -
22 adlin adalet عَدْلٍ عدل
23 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
24 hedyen bir hediye هَدْيًا هدي
25 baliga ulaşan بَالِغَ بلغ
26 l-kea'beti Kabe'ye الْكَعْبَةِ كعب
27 ev ya da أَوْ -
28 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر
29 taaamu yedirme طَعَامُ طعم
30 mesakine miskine مَسَاكِينَ سكن
31 ev ya da أَوْ -
32 adlu adil/eşit/denk عَدْلُ عدل
33 zalike buna ذَٰلِكَ -
34 siyamen bir oruçtur صِيَامًا صوم
35 liyezuka tatması için لِيَذُوقَ ذوق
36 vebale vebalini وَبَالَ وبل
37 emrihi emrini/işini أَمْرِهِ امر
38 afa affeti عَفَا عفو
39 llahu Allah اللَّهُ -
40 amma عَمَّا -
41 selefe geçeni سَلَفَ سلف
42 vemen ve kim وَمَنْ -
43 aade taştı/sınırı aştı عَادَ عود
44 feyentekimu intikam alır فَيَنْتَقِمُ نقم
45 llahu Allah اللَّهُ -
46 minhu ondan مِنْهُ -
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 azizun Aziz’dir عَزِيزٌ عزز
49 zu sahibidir ذُو -
50 ntikamin intikam انْتِقَامٍ نقم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Miskin Kavram 113

113 Açlık sınırında yaşayan. Açlıktan hareketleri kısıtlanmış.

Zuntikâm Kavram 390

390 İntikam sahibi, öç sahibi.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

Kabe Kavram 557

557 Küp şeklinde olan.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

6. En'âm Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

859|6|70|وَذَرِ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِۦٓ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌۢ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِىٌّ وَلَا شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَّا يُؤْخَذْ مِنْهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أُبْسِلُوا۟ بِمَا كَسَبُوا۟ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

Latin Literal

70. Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrethumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefî’(şefîun), ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali* ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla**; ki tutuklanır bir nefis201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli28; ve ne de bir şefâatçi114; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti680; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik25 ederler olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

70 And leave those who took their religion playing/amusement and a play thing/amusement, and the life the present/worldly life has deceived/tempted them, and remind them with it, that a self be exposed/made to surrender to destruction because (of) what it earned/acquired , (there) is not a guardian for it, and nor a mediator from other than God, and if it ransoms/redeems every ransom/redemption (it will) not be taken from it, those are those who were exposed/made to surrender to destruction because (of) what they earned/acquired , for them (is) a drink from hot water/sweat , and a painful torture because (or) what they were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve zeri ve bırak وَذَرِ وذر
2 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
3 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ
4 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين
5 leiben bir laubali لَعِبًا لعب
6 velehven ve bir eğlence/oyun وَلَهْوًا لهو
7 ve garrathumu ve aldatttı onları وَغَرَّتْهُمُ غرر
8 l-hayatu hayatının الْحَيَاةُ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 vezekkir ve zikret/hatırlat وَذَكِّرْ ذكر
11 bihi onunla (Kur’an’la) بِهِ -
12 en ki أَنْ -
13 tubsele tutuklanır تُبْسَلَ بسل
14 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس
15 bima dolayı بِمَا -
16 kesebet kazandığından كَسَبَتْ كسب
17 leyse olmaz لَيْسَ ليس
18 leha ona (nefse) لَهَا -
19 min مِنْ -
20 duni astından دُونِ دون
21 llahi Allah’ın اللَّهِ -
22 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي
23 ve la ve ne de وَلَا -
24 şefiun bir şefaatçi شَفِيعٌ شفع
25 ve in ve eğer وَإِنْ -
26 tea'dil adil olsa/eşitlese تَعْدِلْ عدل
27 kulle her bir كُلَّ كلل
28 adlin adaleti/eşitliği عَدْلٍ عدل
29 la لَا -
30 yu'haz alınmaz يُؤْخَذْ اخذ
31 minha ondan (nefisten) مِنْهَا -
32 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
33 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
34 ubsilu tutuklandılar أُبْسِلُوا بسل
35 bima dolayı بِمَا -
36 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب
37 lehum onlaradır لَهُمْ -
38 şerabun bir içki شَرَابٌ شرب
39 min مِنْ -
40 hamimin kaynardan حَمِيمٍ حمم
41 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب
42 elimun acıklı أَلِيمٌ الم
43 bima بِمَا -
44 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
45 yekfurune kâfirlik eder يَكْفُرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi. **Kur'ân'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şefâat Kavram 114

114 Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur. Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 115

Arapça Metin (Harekeli)

904|6|115|وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلًا لَّا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِهِۦ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

904|6|115|وتمت كلمت ربك صدقا وعدلا لا مبدل لكلمته وهو السميع العليم

Latin Literal

115. Ve temmet kelimetu rabbike sıdkan ve adla(adlen), lâ mubeddile li kelimâtih(kelimâtihî), ve huves semîul alîm(alîmu).

Türkçe Çeviri

Ve tamamladı kelamı/sözü640 (senin) Rabbin4 bir doğruluk (-la); ve bir adalet680 (-le); yoktur değiştiren O'nun kelimelerini; ve O Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

115 And your Lord’s word/expression (was/is) completed truthfully and justly/equitably, (there is) no exchanger/replacer to His words/expressions, and He is the hearing/listening, the knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve temmet ve tamamladı وَتَمَّتْ تمم
2 kelimetu kelamı/sözü كَلِمَتُ كلم
3 rabbike (senin) Rabbi رَبِّكَ ربب
4 sidkan bir doğruluk (-la) صِدْقًا صدق
5 ve adlen ve bir adelet (-le) وَعَدْلًا عدل
6 la yoktur لَا -
7 mubeddile değiştiren مُبَدِّلَ بدل
8 likelimatihi O'nun kelimelerini لِكَلِمَاتِهِ كلم
9 ve huve ve O وَهُوَ -
10 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع
11 l-alimu Alîm’dir الْعَلِيمُ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

Yüce Allah'ın kelamı/sözü tamamlaması. Kavram 640

640 Yüce Rabbimiz şerefli Kur'an'la kelamı/sözü hakla/gerçekle tamamladığını 6:115 ayetinde bildirmektedir. Ayrıca adalete de bir vurgu vardır. Kur'an alemlere bir rahmet ve doğru yola kılavuzdur. Mutlak ki adaleti ve gerçeği de içerir. Batıl ve zan asla içermez. Bize verilen mesaj açık ve nettir ki Kur'an Yüce Allah'ın tamamlanmış sözüdür. Bu nedenle Kur'an dışında dinde kılavuz asla aranmaz. Kur'an detaylıdır, apaçıktır; yeterlidir. İnsanlar Yüce Allah'ın bu tamamlanmış sözünü anladığı dilde okumalı ve anladığına uymalıdır. Şerefli Kur'an herkesin bilgi ve kapasitesine göre mesajı hakkıyla verecektir. Sadece Kur'an diyenlerin dinleri tastamam olur.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 152

Arapça Metin (Harekeli)

941|6|152|وَلَا تَقْرَبُوا۟ مَالَ ٱلْيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِى هِىَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُۥ وَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ بِٱلْقِسْطِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَٱعْدِلُوا۟ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَبِعَهْدِ ٱللَّهِ أَوْفُوا۟ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

941|6|152|ولا تقربوا مال اليتيم الا بالتي هي احسن حتي يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان بالقسط لا نكلف نفسا الا وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربي وبعهد الله اوفوا ذلكم وصيكم به لعلكم تذكرون

Latin Literal

152. Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve yaklaşmayın yetimin131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli* (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650 eşitlikle; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz78.

Ahmed Samira Çevirisi

152 And do not approach/near the orphan’s property/possession except with which it is best, until he reaches his maturity/strength, and fulfill/complete the measuring/weighing device, and the scale with the just/equitable, We do not burden a self except its endurance/capacity, and if you said (talked), so be just/equitable, and even if (it) was (against) of the relations/near, and with God’s promise/contract fulfill/complete; that He directed/commanded with it, maybe you mention/remember .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب
3 male malına مَالَ مول
4 l-yetimi yetimin الْيَتِيمِ يتم
5 illa dışında إِلَّا -
6 billeti ki بِالَّتِي -
7 hiye onun هِيَ -
8 ehsenu daha güzeliyle أَحْسَنُ حسن
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ
11 eşuddehu kendi şiddetli (zamanına) أَشُدَّهُ شدد
12 ve evfu ve tamamlayın وَأَوْفُوا وفي
13 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل
14 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن
15 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
16 la لَا -
17 nukellifu mükellef kılmayız نُكَلِّفُ كلف
18 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس
19 illa dışında إِلَّا -
20 vus'aha kuşattığının (nefsin) وُسْعَهَا وسع
21 ve iza ve zaman وَإِذَا -
22 kultum söylediğiniz قُلْتُمْ قول
23 fea'dilu öyle ki adaletli olun فَاعْدِلُوا عدل
24 velev şayet وَلَوْ -
25 kane olduysa (o) كَانَ كون
26 za sahibi ذَا -
27 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب
28 ve biahdi ve ahdinizi وَبِعَهْدِ عهد
29 llahi Allah'a اللَّهِ -
30 evfu tamamlayın أَوْفُوا وفي
31 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ -
32 vessakum vasiyet etti وَصَّاكُمْ وصي
33 bihi bunu بِهِ -
34 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
35 tezekkerune zikredersiniz تَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Akıl ve beden olarak güçlü evre.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ölçüyü ve mizanı eşitlikle yapmak. Kavram 650

650 Mizan tartı/terazi demektir. Sadece fiziksel tartıları değil beyinde gerçekleşen her türlü tartıyı da işaret eder. Beyinde kurulan tartıda/terazide her zaman eşitlik gözetilmelidir. Ölçü de eşitlikle yapılmalıdır. Yine beyinde yapılan her türlü ölçme, değerini belirleme işlemi eşitlikle yapılmalıdır.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

7. A'râf Suresi

Ayet 159

Arapça Metin (Harekeli)

1113|7|159|وَمِن قَوْمِ مُوسَىٰٓ أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِٱلْحَقِّ وَبِهِۦ يَعْدِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1113|7|159|ومن قوم موسي امه يهدون بالحق وبه يعدلون

Latin Literal

159. Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).

Türkçe Çeviri

Ve Mûsâ’nın kavmindendir/toplumundandır bir ümmet305 (ki) doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla* adaleti680 yerine getirirler.

Ahmed Samira Çevirisi

159 And from Moses’ nation, a nation/generation guiding with the truth , and with it they are being just/equitable .

Notlar

Not 1

*Hakla/gerçekle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

16. Nahl Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

1975|16|76|وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا رَّجُلَيْنِ أَحَدُهُمَآ أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَىْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَىٰهُ أَيْنَمَا يُوَجِّههُّ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ هَلْ يَسْتَوِى هُوَ وَمَن يَأْمُرُ بِٱلْعَدْلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1975|16|76|وضرب الله مثلا رجلين احدهما ابكم لا يقدر علي شي وهو كل علي موليه اينما يوجهه لا يات بخير هل يستوي هو ومن يامر بالعدل وهو علي صرط مستقيم

Latin Literal

76. Ve daraballâhu meselen raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru alâ şey’in ve huve kellun alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ ye’ti bi hayr(hayrin), hel yestevî huve ve men ye’muru bil adli ve huve alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

Ve darp etti* Allah bir misalini870 iki adamın; birisi ikisinden sessizdir*; muktedir olamaz bir şey üzerine; ve o bir yorgunluktur mevlâsının*** üzerine; nereye yönlendirse onu gelemez bir hayırla; aynı seviyede midir o ve kimse (ki) emreder adaleti680; ve o dosdoğru/dimdik bir yol üzerindedir?"

Ahmed Samira Çevirisi

76 And God gave an example (of) two men, one of them (B) is mute, he is not capable/able on (of) a thing, and he is tired/weak (tiresome/burdensome) on (to) his master/friend/owner wherever he aims/turns him, he does not come/bring with goodness , does he become equal/alike, he and who orders/commands with the justice/equality and he is on a straight/direct/balanced road/way?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve derabe ve darp etti/vurdu وَضَرَبَ ضرب
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 meselen bir misali مَثَلًا مثل
4 raculeyni iki adamın رَجُلَيْنِ رجل
5 ehaduhuma birisi ikisinden أَحَدُهُمَا احد
6 ebkemu sessizdir أَبْكَمُ بكم
7 la لَا -
8 yekdiru kadir olmaz يَقْدِرُ قدر
9 ala üzerine عَلَىٰ -
10 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
11 vehuve ve o وَهُوَ -
12 kellun bir yüktür كَلٌّ كلل
13 ala üzerine عَلَىٰ -
14 mevlahu yakın kotuyucusuna onun مَوْلَاهُ ولي
15 eynema her nereye أَيْنَمَا -
16 yuveccihhu yönlendirir/gönderir onu يُوَجِّهْهُ وجه
17 la لَا -
18 ye'ti gelmez يَأْتِ اتي
19 bihayrin bir hayırla بِخَيْرٍ خير
20 hel midir هَلْ -
21 yestevi aynı seviyede يَسْتَوِي سوي
22 huve o هُوَ -
23 ve men ve kim وَمَنْ -
24 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر
25 bil-adli adaleti بِالْعَدْلِ عدل
26 ve huve ve o وَهُوَ -
27 ala üzerinedir عَلَىٰ -
28 siratin bir yol صِرَاطٍ صرط
29 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Vurdu, ortaya koydu.**Dilsizdir.***Sahibine, sorumluluğunu üstlenen kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

16. Nahl Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

1989|16|90|إِنَّ ٱللَّهَ يَأْمُرُ بِٱلْعَدْلِ وَٱلْإِحْسَٰنِ وَإِيتَآئِ ذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَيَنْهَىٰ عَنِ ٱلْفَحْشَآءِ وَٱلْمُنكَرِ وَٱلْبَغْىِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1989|16|90|ان الله يامر بالعدل والاحسن وايتاي ذي القربي وينهي عن الفحشا والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون

Latin Literal

90. İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bagy(bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah emreder adaleti680 ve ihsânı250 ve vermeyi yakınlık130 sahiplerine; ve meneder fahşâdan81 ve münkerden82; ve aranmaktan/bakınmaktan yanlışa/taşmaya; vaaz653 verir* sizlere; belki sizler zikredersiniz78.

Ahmed Samira Çevirisi

90 That God orders/commands with the justice/equality and the goodness, and giving/bringing (to) of the relations/near, and (God) forbids/prevents from the enormous/atrocious deeds , and the defiance of God and His orders/obscenity , and the oppression/transgression , He preaches to/advises/warns you, maybe/perhaps you mention/remember .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر
4 bil-adli adaleti بِالْعَدْلِ عدل
5 vel'ihsani ve ihsanı وَالْإِحْسَانِ حسن
6 ve ita'i ve vermeyi وَإِيتَاءِ اتي
7 zi ذِي -
8 l-kurba yakınlık sahiplerine الْقُرْبَىٰ قرب
9 ve yenha ve meneder وَيَنْهَىٰ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-fehşa'i fahşadan الْفَحْشَاءِ فحش
12 velmunkeri ve münkerden وَالْمُنْكَرِ نكر
13 velbegyi ve aranmaktan/bakınmaktan yanlışa/taşmaya وَالْبَغْيِ بغي
14 yeizukum vaaz verir sizlere يَعِظُكُمْ وعظ
15 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
16 tezekkerune zikredersiniz تَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fahşâ Kavram 81

81 Vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Yakınlık sahibi Kavram 130

130 Her türlü yakınlık sahibi. Soy yakınlığı, mekan yakınlığı vb.

İhsân, ihsân Kavram 250

250 İyilik etme, iyi davranma, dürüstlük, doğruluk.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

4285|42|15|فَلِذَٰلِكَ فَٱدْعُ وَٱسْتَقِمْ كَمَآ أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ وَقُلْ ءَامَنتُ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِن كِتَٰبٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ ٱللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَآ أَعْمَٰلُنَا وَلَكُمْ أَعْمَٰلُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ ٱللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

4285|42|15|فلذلك فادع واستقم كما امرت ولا تتبع اهواهم وقل امنت بما انزل الله من كتب وامرت لاعدل بينكم الله ربنا وربكم لنا اعملنا ولكم اعملكم لا حجه بيننا وبينكم الله يجمع بيننا واليه المصير

Latin Literal

15. Fe li zâlike fed’u vestekım kemâ umirt(umirte), ve lâ tettebi’ ehvâehum, ve kul âmentu bi mâ enzelallâhu min kitâb(kitâbin), ve umirtu li a’dile beynekum, allâhu rabbunâ ve rabbukum, lenâ a’mâlunâ ve lekum a’mâlukum, lâ huccete beynenâ ve beynekum, allâhu yecmeubeynenâ, ve ileyhil masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Öyle ki işte bunun için; öyle ki çağır ve dik dur emrolunduğun gibi; ve tabi olma hevalarına onların; ve de ki: "İman47 ettim Allah'ın kitaptan* indirdiğine; ve emrolundum adaleti680 gözetmeye aranızda; Allah (ki) Rabbimiz4 ve Rabbinizdir4; bizedir yaptıklarımız ve sizleredir yaptıklarınız; olmaz bir hüccet625 aramız ve aranızda; Allah toplar/bir araya getirir aramızı; ve O’na** doğrudur dönüş yeri."

Ahmed Samira Çevirisi

15 So to/for that so call, and be straight/direct, as/like you were ordered/commanded, and do not follow their self attractions for desires , and say: "I believed with what God descended from a Book , and I was ordered/commanded to be just/equitable between you, God (is) our Lord and your Lord, for us (are) our deeds, and for you (are) your deeds, no argument between us and between you, God gathers/collects between us, and to Him (is) the end/destination."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felizalike öyle ki işte bunun için فَلِذَٰلِكَ -
2 fed'u öyle ki çağır فَادْعُ دعو
3 vestekim ve dik dur وَاسْتَقِمْ قوم
4 kema gibi كَمَا -
5 umirte emrolunduğun أُمِرْتَ امر
6 ve la ve وَلَا -
7 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع
8 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي
9 vekul ve de ki وَقُلْ قول
10 amentu iman ettim امَنْتُ امن
11 bima بِمَا -
12 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
13 llahu Allah'ın اللَّهُ -
14 min مِنْ -
15 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
16 ve umirtu ve emrolundum وَأُمِرْتُ امر
17 liea'dile adaletli gözetmeye لِأَعْدِلَ عدل
18 beynekumu aranızda sizlerin بَيْنَكُمُ بين
19 llahu Allah اللَّهُ -
20 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب
21 ve rabbukum ve Rabbiniz وَرَبُّكُمْ ربب
22 lena bizedir لَنَا -
23 ea'maluna yaptıklarımız أَعْمَالُنَا عمل
24 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
25 ea'malukum yaptıklarınız أَعْمَالُكُمْ عمل
26 la olmaz لَا -
27 huccete bir hüccet حُجَّةَ حجج
28 beynena aramız بَيْنَنَا بين
29 ve beynekumu ve aranızda وَبَيْنَكُمُ بين
30 llahu Allah اللَّهُ -
31 yecmeu toplar/bir araya getirir يَجْمَعُ جمع
32 beynena aramızı بَيْنَنَا بين
33 ve ileyhi ve O’na doğrudur وَإِلَيْهِ -
34 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Hüccet Kavram 625

625 Hacc kelimesinin isim hali. Doğru yönelişi kanıtlayan delil. Bir önermenin doğruluğunu ispat etmeye yarayan önerme, tanıt.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

49. Hucurât Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

4619|49|9|وَإِن طَآئِفَتَانِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٱقْتَتَلُوا۟ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا فَإِنۢ بَغَتْ إِحْدَىٰهُمَا عَلَى ٱلْأُخْرَىٰ فَقَٰتِلُوا۟ ٱلَّتِى تَبْغِى حَتَّىٰ تَفِىٓءَ إِلَىٰٓ أَمْرِ ٱللَّهِ فَإِن فَآءَتْ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا بِٱلْعَدْلِ وَأَقْسِطُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُقْسِطِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4619|49|9|وان طايفتان من المومنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما علي الاخري فقتلوا التي تبغي حتي تفي الي امر الله فان فات فاصلحوا بينهما بالعدل واقسطوا ان الله يحب المقسطين

Latin Literal

9. Ve in tâifetâni minel mû’mînînektetelû fe aslihû beyne humâ, fe in begat ihdâhumâ alel uhrâ fe kâtilûlletî tebgî hattâ tefîe ilâ emrillâh(emrillâhi), fe in fâet fe aslihû beynehumâ bil adli ve aksitû, innallâhe yuhıbbul muksitîn(muksitîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer iki tayfa müminlerden27 katlettilerse35; öyle ki ıslah316 edin arasını ikisinin; öyle ki eğer aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya ikisinden birisi diğeri üzerine; öyle ki katledin35 arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya; ta ki döner Allah'ın emrine doğru; öyle ki eğer döndüyse; öyle ki ıslah316 edin arasını ikisinin adaletle680; ve eşit230 olun; doğrusu Allah sever eşit230 olanları.

Ahmed Samira Çevirisi

9 And if two groups from the believers fought each other , so correct/reconciliate between them (B), so if one of them (B) transgressed over the other, so fight which transgresses until it returns to God’s order/command, so if it returned so correct/reconciliate between them (B) with the justice/equality, and be just/equitable, that truly God loves/likes the just/equitable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 taifetani iki tayfa طَائِفَتَانِ طوف
3 mine مِنَ -
4 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
5 ktetelu katlettilerse اقْتَتَلُوا قتل
6 feeslihu öyle ki ıslah edin فَأَصْلِحُوا صلح
7 beynehuma ikisini arasını بَيْنَهُمَا بين
8 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
9 begat aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya بَغَتْ بغي
10 ihdahuma ikisinden birisi إِحْدَاهُمَا احد
11 ala üzerine عَلَى -
12 l-uhra diğeri الْأُخْرَىٰ اخر
13 fekatilu öyle ki katledin فَقَاتِلُوا قتل
14 lleti الَّتِي -
15 tebgi arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya تَبْغِي بغي
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 tefi'e döner تَفِيءَ فيا
18 ila doğru إِلَىٰ -
19 emri emrine أَمْرِ امر
20 llahi Allah'ın اللَّهِ -
21 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
22 fe'et döndüyse فَاءَتْ فيا
23 feeslihu öyle ki islah edin فَأَصْلِحُوا صلح
24 beynehuma ikisinin arasını بَيْنَهُمَا بين
25 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
26 ve eksitu ve eşit olun وَأَقْسِطُوا قسط
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب
30 l-muksitine eşit olanları الْمُقْسِطِينَ قسط

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

65. Talâk Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

5217|65|2|فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا۟ ذَوَىْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِ ذَٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّهُۥ مَخْرَجًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا

Latin Literal

2. Fe izâ belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin evfârikûhunne bi ma’rûfin ve eşhidû zevey adlin minkum ve ekîmûş şehâdete lillâh(lillâhi), zâlikum yûazu bihî men kâne yû’minu billâhi vel yevmil âhir(âhiri), ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahrecâ(mahrecen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla291; ve şahid tutun adalet680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

2 So if they (F) reached (completed) their term/time, so hold/grasp them (F) with kindness/generosity or separate from them (F) with kindness/generosity , and call a witness (two owners) (B) of justice/equality from you, and keep up/take care of the testimony/certification to God, that is being preached/advised/warned with it who was believing with (in) God, and the Day the Last/Resurrection Day; and who fears and obeys God, He makes/puts for him a way out/exit.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
2 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ
3 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل
4 feemsikuhunne öyleki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك
5 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
6 ev ya da أَوْ -
7 ferikuhunne ayırın/bölün onları فَارِقُوهُنَّ فرق
8 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف
9 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوا شهد
10 zevey sahibi ikiyi (iki erkek) ذَوَيْ -
11 adlin adalet عَدْلٍ عدل
12 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
13 ve ekimu ve kıyamda tutun وَأَقِيمُوا قوم
14 ş-şehadete şahidliği الشَّهَادَةَ شهد
15 lillahi Allah için لِلَّهِ -
16 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ -
17 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ
18 bihi onunla بِهِ -
19 men kimseye (ki) مَنْ -
20 kane oldu كَانَ كون
21 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
22 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 ve men ve kim وَمَنْ -
26 yetteki takvalı olur يَتَّقِ وقي
27 llahe Allah’a اللَّهَ -
28 yec'al yapar (Allah) يَجْعَلْ جعل
29 lehu ona لَهُ -
30 mehracen bir çıkış yeri مَخْرَجًا خرج

Notlar

Not 1

*İddet sürelerine.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 680: Adalet

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Adalet

Kavram No: 680

Kısa Açıklama: 680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 15

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 282

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip/yazıcı adaletle 680 ; geri çevirmesin/reddetmesin kâtip/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi * ; öyle ki yazsın ve dikte etsin ** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı 21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa/acizse ya da o tabi olamazsa/güç yetiremezse dikte etmeye ** ; öyle ki dikte etsin ** velisi onun adaletle 680 ; ve şahit/tanık edin iki şahidi/tanığı adamlarınızdan/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam/erkek; öyle ki bir adam/erkek ve iki kadın 384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine 384 ; ve geri çevirmesin/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde/katında; ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır şahitliğe/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret *** ; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit/tanık tutun alışveriş ettiğiniz **** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip/yazan; ve de şahit/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır 38 sizlere; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.

Arapça: 289|2|282|يايها الذين امنوا اذا تداينتم بدين الي اجل مسمي فاكتبوه وليكتب بينكم كاتب بالعدل ولا ياب كاتب ان يكتب كما علمه الله فليكتب وليملل الذي عليه الحق وليتق الله ربه ولا يبخس منه شيا فان كان الذي عليه الحق سفيها او ضعيفا او لا يستطيع ان يمل هو فليملل وليه بالعدل واستشهدوا شهيدين من رجالكم فان لم يكونا رجلين فرجل وامراتان ممن ترضون من الشهدا ان تضل احديهما فتذكر احديهما الاخري ولا ياب الشهدا اذا ما دعوا ولا تسموا ان تكتبوه صغيرا او كبيرا الي اجله ذلكم اقسط عند الله واقوم للشهده وادني الا ترتابوا الا ان تكون تجره حاضره تديرونها بينكم فليس عليكم جناح الا تكتبوها واشهدوا اذا تبايعتم ولا يضار كاتب ولا شهيد وان تفعلوا فانه فسوق بكم واتقوا الله ويعلمكم الله والله بكل شي عليم

Nisâ Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Ve eğer korktunuzsa ki eşitliği sağlayamazsınız yetimlerde * ; öyle ki nikâhlayın 483 iyi olmuş olanı sizlere kadınlardan ** ikişer ve üçer ve dörder *** ; öyle ki eğer korktunuzsa ki adaleti 680 sağlayamazsınız öyle ki tektir 483 ya da malik/sahip olduğudur sağ 77 ellerinizin 483 ; işte bu; daha yakındır ki doğru yoldan sapmazsınız.

Arapça: 496|4|3|وان خفتم الا تقسطوا في اليتمي فانكحوا ما طاب لكم من النسا مثني وثلث وربع فان خفتم الا تعدلوا فوحده او ما ملكت ايمنكم ذلك ادني الا تعولوا

Nisâ Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Doğrusu Allah emreder 200 sizlere ki eriştirin/aktarın emanetleri ehline onun 511 ; ve hükmettiğiniz zaman insanlar arasında ki hükmedersiniz 512 adaletle 680 (diye); doğrusu Allah ne muhteşem vaaz 653 eder sizlere onunla * ; doğrusu Allah oldu bir Semî 41 ; bir Basîr 513 .

Arapça: 551|4|58|ان الله يامركم ان تودوا الامنت الي اهلها واذا حكمتم بين الناس ان تحكموا بالعدل ان الله نعما يعظكم به ان الله كان سميعا بصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 129

Türkçe Meal: Ve asla tabi olamazsınız ki adaleti 680 sağlamaya kadınlar arasında; velev/fakat arzulasanız da (bir eşi) öyleyse meyletmeyin hepten (o eşe) meyil (-le); öyle ki bırakırsınız yalnız onu (diğer eşi) asılmış gibi; ve eğer düzeltirseniz ve takvalı 21 * olursanız öyle ki doğrusu Allah oldu bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 622|4|129|ولن تستطيعوا ان تعدلوا بين النسا ولو حرصتم فلا تميلوا كل الميل فتذروها كالمعلقه وان تصلحوا وتتقوا فان الله كان غفورا رحيما

Mâide Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Olun kavvamlar 501 Allah için eşitliğe şahitler/tanıklar; ve cürüm * işletmesin sizlere nefret/kin bir kavme karşı ki (o durumda) adaleti gözetmez (olursunuz); adil 680 olun; o daha yakındır takvaya 21 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Habîr’dir 466 yaptıklarınıza.

Arapça: 677|5|8|يايها الذين امنوا كونوا قومين لله شهدا بالقسط ولا يجرمنكم شنان قوم علي الا تعدلوا اعدلوا هو اقرب للتقوي واتقوا الله ان الله خبير بما تعملون

Mâide Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Katletmeyin 35 avı; ve sizler ihramlı 534 (olarak); ve kim katletti 35 onu (avı) sizlerden kasıtlı/kasten; öyle ki bir cezadır misli 870 katlettiğinin 35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet 680 sahibi; Kabe'ye 557 ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine 113 ; ya da buna adil/eşit/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir 37 ; Zuntikâmdır 390 .

Arapça: 764|5|95|يايها الذين امنوا لا تقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله منكم متعمدا فجزا مثل ما قتل من النعم يحكم به ذوا عدل منكم هديا بلغ الكعبه او كفره طعام مسكين او عدل ذلك صياما ليذوق وبال امره عفا الله عما سلف ومن عاد فينتقم الله منه والله عزيز ذو انتقام

En'âm Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali * ve bir eğlence/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret/hatırlat onunla ** ; ki tutuklanır bir nefis 201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli 28 ; ve ne de bir şefâatçi 114 ; ve eğer adil olsa/eşitlese (o nefis) her bir adaleti 680 ; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik 25 ederler olduklarıyla.

Arapça: 859|6|70|وذر الذين اتخذوا دينهم لعبا ولهوا وغرتهم الحيوه الدنيا وذكر به ان تبسل نفس بما كسبت ليس لها من دون الله ولي ولا شفيع وان تعدل كل عدل لا يوخذ منها اوليك الذين ابسلوا بما كسبوا لهم شراب من حميم وعذاب اليم بما كانوا يكفرون

En'âm Suresi - Ayet 115

Türkçe Meal: Ve tamamladı kelamı/sözü 640 (senin) Rabbin 4 bir doğruluk (-la); ve bir adalet 680 (-le); yoktur değiştiren O'nun kelimelerini; ve O Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 904|6|115|وتمت كلمت ربك صدقا وعدلا لا مبدل لكلمته وهو السميع العليم

En'âm Suresi - Ayet 152

Türkçe Meal: Ve yaklaşmayın yetimin 131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli * (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü 650 ve mizanı 650 eşitlikle; mükellef kılmayız bir nefsi 201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli 680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz 78 .

Arapça: 941|6|152|ولا تقربوا مال اليتيم الا بالتي هي احسن حتي يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان بالقسط لا نكلف نفسا الا وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربي وبعهد الله اوفوا ذلكم وصيكم به لعلكم تذكرون

A'râf Suresi - Ayet 159

Türkçe Meal: Ve Mûsâ’nın kavmindendir/toplumundandır bir ümmet 305 (ki) doğru yola kılavuzlar hakla/gerçekle; ve onunla * adaleti 680 yerine getirirler.

Arapça: 1113|7|159|ومن قوم موسي امه يهدون بالحق وبه يعدلون

Nahl Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: Ve darp etti * Allah bir misalini 870 iki adamın; birisi ikisinden sessizdir * ; muktedir olamaz bir şey üzerine; ve o bir yorgunluktur mevlâsının *** üzerine; nereye yönlendirse onu gelemez bir hayırla; aynı seviyede midir o ve kimse (ki) emreder adaleti 680 ; ve o dosdoğru/dimdik bir yol üzerindedir?"

Arapça: 1975|16|76|وضرب الله مثلا رجلين احدهما ابكم لا يقدر علي شي وهو كل علي موليه اينما يوجهه لا يات بخير هل يستوي هو ومن يامر بالعدل وهو علي صرط مستقيم

Nahl Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Doğrusu Allah emreder adaleti 680 ve ihsânı 250 ve vermeyi yakınlık 130 sahiplerine; ve meneder fahşâdan 81 ve münkerden 82 ; ve aranmaktan/bakınmaktan yanlışa/taşmaya; vaaz 653 verir * sizlere; belki sizler zikredersiniz 78 .

Arapça: 1989|16|90|ان الله يامر بالعدل والاحسن وايتاي ذي القربي وينهي عن الفحشا والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون

Şûrâ Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Öyle ki işte bunun için; öyle ki çağır ve dik dur emrolunduğun gibi; ve tabi olma hevalarına onların; ve de ki: "İman 47 ettim Allah'ın kitaptan * indirdiğine; ve emrolundum adaleti 680 gözetmeye aranızda; Allah (ki) Rabbimiz 4 ve Rabbinizdir 4 ; bizedir yaptıklarımız ve sizleredir yaptıklarınız; olmaz bir hüccet 625 aramız ve aranızda; Allah toplar/bir araya getirir aramızı; ve O’na ** doğrudur dönüş yeri."

Arapça: 4285|42|15|فلذلك فادع واستقم كما امرت ولا تتبع اهواهم وقل امنت بما انزل الله من كتب وامرت لاعدل بينكم الله ربنا وربكم لنا اعملنا ولكم اعملكم لا حجه بيننا وبينكم الله يجمع بيننا واليه المصير

Hucurât Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ve eğer iki tayfa müminlerden 27 katlettilerse 35 ; öyle ki ıslah 316 edin arasını ikisinin; öyle ki eğer aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya ikisinden birisi diğeri üzerine; öyle ki katledin 35 arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya; ta ki döner Allah'ın emrine doğru; öyle ki eğer döndüyse; öyle ki ıslah 316 edin arasını ikisinin adaletle 680 ; ve eşit 230 olun; doğrusu Allah sever eşit 230 olanları.

Arapça: 4619|49|9|وان طايفتان من المومنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما علي الاخري فقتلوا التي تبغي حتي تفي الي امر الله فان فات فاصلحوا بينهما بالعدل واقسطوا ان الله يحب المقسطين

Talâk Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine * ; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla 291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla 291 ; ve şahid tutun adalet 680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz 653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman 47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı 21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.

Arapça: 5217|65|2|فاذا بلغن اجلهن فامسكوهن بمعروف او فارقوهن بمعروف واشهدوا ذوي عدل منكم واقيموا الشهده لله ذلكم يوعظ به من كان يومن بالله واليوم الاخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا