Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 352: Beyanlı

Bu kavram 9 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

352Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

2. Bakara Suresi

Ayet 211

Arapça Metin (Harekeli)

218|2|211|سَلْ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ كَمْ ءَاتَيْنَٰهُم مِّنْ ءَايَةٍۭ بَيِّنَةٍ وَمَن يُبَدِّلْ نِعْمَةَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

218|2|211|سل بني اسريل كم اتينهم من ايه بينه ومن يبدل نعمه الله من بعد ما جاته فان الله شديد العقاب

Latin Literal

211. Sel benî isrâîle kem âteynâhum min âyetin beyyineh(beyyinetin), ve men yubeddil ni’metallâhi min ba’di mâ câethu fe innallâhe şedîdul ikâb(ikâbi).

Türkçe Çeviri

Sual et/sor İsrâîloğullarına197; nice verdik onlara beyanlı352 ayetten353; ve kimi (İsrâîloğullarından) değiştirdi* Allah'ın nimetini** ona gelenin sonrasında; öyle ki doğrusu Allah şiddetlidir akabinde***.

Ahmed Samira Çevirisi

211 Ask/question Israel’s sons and daughters, how much/many We gave them from an evident sign/verse/evidence, and who exchanged/replaced/substituted God’s blessing from after it came to him, so God (is) strong (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 sel sual et/sor سَلْ سال
2 beni oğullarına بَنِي بني
3 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
4 kem nice كَمْ -
5 ateynahum verdik onlara اتَيْنَاهُمْ اتي
6 min مِنْ -
7 ayetin ayetten ايَةٍ ايي
8 beyyinetin beyanlı بَيِّنَةٍ بين
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 yubeddil değiştirdi يُبَدِّلْ بدل
11 nia'mete nimetini نِعْمَةَ نعم
12 llahi Allah'ın اللَّهِ -
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 ca'ethu ona geldiğini جَاءَتْهُ جيا
17 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
18 llahe Allah اللَّهَ -
19 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
20 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Kutsal kitapların hükmünü resullere atılan yalan iftiralarla, tamamı zan olan söylentilerle değiştirdi. Tevrat'ın hükümlerini Talmud kitaplarıyla değiştirdi. Müslümanlar İsrâîloğullarının düştüğü hataya düşmemelidir. Kur'an'ın hükümlerini tamamı zan olan hadis kitaplarıyla değiştirmemelidir.**Kutsal kitabı. ***Sonrasında/ardında.

2. Bakara Suresi

Ayet 213

Arapça Metin (Harekeli)

220|2|213|كَانَ ٱلنَّاسُ أُمَّةً وَٰحِدَةً فَبَعَثَ ٱللَّهُ ٱلنَّبِيِّۦنَ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ وَأَنزَلَ مَعَهُمُ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ ٱلنَّاسِ فِيمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَمَا ٱخْتَلَفَ فِيهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ أُوتُوهُ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ بَغْيًۢا بَيْنَهُمْ فَهَدَى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ مِنَ ٱلْحَقِّ بِإِذْنِهِۦ وَٱللَّهُ يَهْدِى مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Latin Literal

213. Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

İnsanlar bir tek ümmet305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı* hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

213 The people were one nation , so God sent the prophets, announcing good news and warners/givers of notice , and He descended with them The Book , with the truth/correct to judge/rule between the people in what they differed/disputed in it, and no (one) differed/disputed in it except those who were given it from after what the evidences came to them, oppression/transgression/corruption between them, so God guided those who believed, for what they differed/disputed in it from the truth , with His permission , and God guides whom He wills/wants to a straight/direct road/way .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kane oldu كَانَ كون
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 ummeten ümmet أُمَّةً امم
4 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
5 febease öyle ki gönderdi/görevlendirdi فَبَعَثَ بعث
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 nebiyyîne nebileri النَّبِيِّينَ نبا
8 mubeşşirine müjdeleyiciler (olarak) مُبَشِّرِينَ بشر
9 ve munzirine ve uyarıcılar (olarak) وَمُنْذِرِينَ نذر
10 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
11 meahumu onlarla beraber مَعَهُمُ -
12 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
13 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
14 liyehkume hükmetmek için لِيَحْكُمَ حكم
15 beyne arasında بَيْنَ بين
16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
17 fima فِيمَا -
18 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
19 fihi kendisinde فِيهِ -
20 ve ma ve değildir وَمَا -
21 htelefe anlaşmazlığa düşmüş اخْتَلَفَ خلف
22 fihi onda فِيهِ -
23 illa dışında إِلَّا -
24 ellezine kimseler الَّذِينَ -
25 utuhu verildiler (kitap) أُوتُوهُ اتي
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrası بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu gelenden onlara جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 begyen baskı/ihlal/yolsuzluk بَغْيًا بغي
32 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
33 fe heda öyle ki doğru yola kılavuzladı فَهَدَى هدي
34 llahu Allah اللَّهُ -
35 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
36 amenu iman etmiş امَنُوا امن
37 lima لِمَا -
38 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
39 fihi kendisinde فِيهِ -
40 mine مِنَ -
41 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
42 biiznihi O’nu izniyle بِإِذْنِهِ اذن
43 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
44 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
45 men kimseyi مَنْ -
46 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
47 ila doğru إِلَىٰ -
48 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط
49 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

390|3|97|فِيهِ ءَايَٰتٌۢ بَيِّنَٰتٌ مَّقَامُ إِبْرَٰهِيمَ وَمَن دَخَلَهُۥ كَانَ ءَامِنًا وَلِلَّهِ عَلَى ٱلنَّاسِ حِجُّ ٱلْبَيْتِ مَنِ ٱسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِىٌّ عَنِ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

390|3|97|فيه ايت بينت مقام ابرهيم ومن دخله كان امنا ولله علي الناس حج البيت من استطاع اليه سبيلا ومن كفر فان الله غني عن العلمين

Latin Literal

97. Fîhi âyâtun beyyinâtun makâmu ibrâhîm(ibrâhîme), ve men dahalehu kâne âminâ(âminen), ve lillâhi alen nâsi hiccul beyti menistetâa ileyhi sebîlâ(sebîlen), ve men kefere fe innallâhe ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Ondadır beyanlı352 ayetler237; İbrahim'in makamı448 (-nda); ve kim girdi ona (makama), olmuştur o (kimse) emin447; ve Allah’adır (Allah içindir) insanlar üzerine beyt/ev446 haccı327* kimseye (ki) güç yetirebildi onun üzerine bir yol**; ve kim kâfirlik25 etti; öyle ki doğrusu Allah alemlerden Ganiyy’dir106.

Ahmed Samira Çevirisi

97 In it (are) signs/verses/evidences evidences (in) Abraham’s place/position , and who entered it, was/is/became safe/secure, and to God on the people performing pilgrimage (to) the House/Home who was/is able (to find) a way/method to it, and who disbelieved, so that God (is) rich from (not in need to) the creations altogether/(universes).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fihi ondadır فِيهِ -
2 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي
3 beyyinatun beyanatlı بَيِّنَاتٌ بين
4 mekamu makamın مَقَامُ قوم
5 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 dehalehu girdi ona دَخَلَهُ دخل
8 kane oldu كَانَ كون
9 aminen emin امِنًا امن
10 velillahi ve Allah’adır (içindir) وَلِلَّهِ -
11 ala üzerinde عَلَى -
12 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
13 hiccu hacc حِجُّ حجج
14 l-beyti beyte/eve الْبَيْتِ بيت
15 meni kim مَنِ -
16 stetaa güç yetirebildi اسْتَطَاعَ طوع
17 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ -
18 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل
19 ve men ve kim وَمَنْ -
20 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
21 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني
24 ani عَنِ -
25 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم

Notlar

Not 1

*İbrahim'e indirilen kutsal kitapla. Kur'an'ın özünü içeren.**Yöntem, ilerleyiş şekli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ganiyy Kavram 106

106 Zengin.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Hac Kavram 327

327 Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongre.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

İnsanları doğru yola kılavuzlayan, Bekke'deki mübarek ilk ev/beyt. Kavram 446

446 Kur'an'a göre kendisine kitap indirilen ilk nebi İbrahim'dir. İbrahim'e indirilen bu kutsal kitabın öğrenilmesi ve öğretilmesi için inşa edilen ilk ev. Bu evde insanlar salât ettiler. Vakitli bir şekilde (sabah-akşam) İbrahim'e indirilen kitabı çalıştılar. Ders yaptılar. Tek tanrıcı oldular.

İbrahim'in makamı bulunan evde/beytte emin olmak. Kavram 447

447 Emin kelimesi şüphenin ortadan kalktığı durumları işaret eder. Türkçede 'Bunun doğru olduğuna emin misin?' deriz. Sadece kutsal kitap öğretilerinin yapıldığı bu evde olanlar delillerle yapılan hac/tartışma sonrası ikna olarak tek tanrıcı olurlar. Yüce Allah'ın varlığı ve birliği konusunda emin olurlar. Şüpheleri kaybolur. Kutsal kitapların Yüce Allah katından geldiğine kesin emin olurlar.

İbrahim'in makamı. Kavram 448

448 İbrahim'in dini öğretisi olan tek tanrıcı din için yaratılış özelliği olan beynin ayağa kalkma/dikelme yeri. Bilincin ayağa kalktığı, dik durduğu yer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

398|3|105|وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ تَفَرَّقُوا۟ وَٱخْتَلَفُوا۟ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

398|3|105|ولا تكونوا كالذين تفرقوا واختلفوا من بعد ما جاهم البينت واوليك لهم عذاب عظيم

Latin Literal

105. Ve lâ tekûnû kellezîne teferrakû vahtelefû min ba’di mâ câehumul beyyinât(beyyinâtu), ve ulâike lehum azâbun azîm(azîmun).

Türkçe Çeviri

Ve olmayın kimseler* gibi (ki) fırkalara/gruplara bölündüler450; ve ihtilafa450 düştüler onlara gelen beyanatlar352 sonrasında; ve işte bunlar; mutlak onlaradır büyük bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

105 And do not be like those who separated and differed , from after what the evidences came to them, and those, for them (is a) great torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekunu olmayın تَكُونُوا كون
3 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ -
4 teferraku fırkalara/gruplara bölündüler تَفَرَّقُوا فرق
5 vehtelefu ve ihtilafa düştüler وَاخْتَلَفُوا خلف
6 min -dan مِنْ -
7 bea'di sonra بَعْدِ بعد
8 ma مَا -
9 ca'ehumu gelenden onlara جَاءَهُمُ جيا
10 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
11 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
12 lehum mutlak onlaradır لَهُمْ -
13 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
14 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden kimseler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Fırkalara bölünen, gruplaşan kimseler. İhtilafa düşen kimseler. Kavram 450

450 Kendilerine apaçık beyanlı kutsal kitaplar gelmiş olmasına rağmen onları bırakıp hadis/söylenti kitaplarına tabi olanlar. Yahudiler Tevrât yerine Talmud'a, Hristiyanlar İncîl yerine Pavlov'un eliyle yazdığı masallara, kendilerini müslüman sanan çok sayıda insan da şerefli Kur'an yerine hadis kitaplarına tabi olarak mezheplere bölündüler.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 183

Arapça Metin (Harekeli)

476|3|183|ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ عَهِدَ إِلَيْنَآ أَلَّا نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ ٱلنَّارُ قُلْ قَدْ جَآءَكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِى بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَبِٱلَّذِى قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Latin Literal

183. Ellezîne kâlû innallâhe ahide ileynâ ellâ nu’mine li resûlin hattâ ye’tiyenâ bi kurbânin te’kuluhun nâr(nâru), kul kad câekum rusulun min kablî bil beyyinâti ve billezî kultum fe lime kateltumûhum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti* bizlere ki iman47 etmeyiz bir resûle418; ta ki gelir bizlere bir kurbanla476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller418 benden önce; beyanatlarla352 ve dediğinizle**; öyleyse niçin katlettiniz35 onları eğer olduysanız sâdıklar182.'

Ahmed Samira Çevirisi

183 Those who said: "That God promised/recommended to us that We not believe to a messenger until he comes/brings to us with an approachment to God (offering that) the fire eats it." Say: "Messengers had come to you from before me with the evidences , and with what you said, so why (have) you killed them, if you were truthful?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 kalu dediler قَالُوا قول
3 inne doğrusu إِنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 ahide ahdetti عَهِدَ عهد
6 ileyna bizlere إِلَيْنَا -
7 ella ki أَلَّا -
8 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
9 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 ye'tiyena gelir bizlere يَأْتِيَنَا اتي
12 bikurbanin bir kurbanla بِقُرْبَانٍ قرب
13 te'kuluhu yer onu تَأْكُلُهُ اكل
14 n-naru ateş النَّارُ نور
15 kul de ki قُلْ قول
16 kad muhakkak قَدْ -
17 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
18 rusulun resûller رُسُلٌ رسل
19 min مِنْ -
20 kabli benden önce قَبْلِي قبل
21 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
22 ve bil-lezi ve وَبِالَّذِي -
23 kultum dediğinizle قُلْتُمْ قول
24 felime öyleyse niçin فَلِمَ -
25 kateltumuhum katlettiniz onları قَتَلْتُمُوهُمْ قتل
26 in eğer إِنْ -
27 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
28 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Söz vermek, antlaşma yapmak.**Sunulan kurbanın yağının yakılarak tüketildiği/yenildiği bir durumun daha önceden gerçekleşmiş olduğunu anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kurban Kavram 476

476 Yakınlaşma amaçlı sunu, feda edilen.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 184

Arapça Metin (Harekeli)

477|3|184|فَإِن كَذَّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَ رُسُلٌ مِّن قَبْلِكَ جَآءُو بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِ وَٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُنِيرِ

Arapça Metin (Harekesiz)

477|3|184|فان كذبوك فقد كذب رسل من قبلك جاو بالبينت والزبر والكتب المنير

Latin Literal

184. Fe in kezzebûke fe kad kuzzibe rusulun min kablike câu bil beyyinâti vez zuburi vel kitâbil munîr(munîri).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer yalanladılarsa seni; öyle ki muhakkak yalanlandı resûller418 senden önce (ki) geldiler beyanatlarla352; ve zeburla477; ve nurlu* kitapla**.

Ahmed Samira Çevirisi

184 So if they denied you , so messengers from before you had been denied (rejected), they came with the evidences, and The Books, and The Book , the luminous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 kezzebuke yalanladılarsa seni كَذَّبُوكَ كذب
3 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
4 kuzzibe yalanlandı كُذِّبَ كذب
5 rusulun resuller رُسُلٌ رسل
6 min مِنْ -
7 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
8 ca'u geldiler جَاءُوا جيا
9 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
10 ve zzuburi ve zeburla وَالزُّبُرِ زبر
11 velkitabi ve kitabı وَالْكِتَابِ كتب
12 l-muniri nurlu الْمُنِيرِ نور

Notlar

Not 1

*Aydınlık veren.**Kutsal kitaplar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Zebur Kavram 477

477 Taş/kil yazıt. Kil tabletler. Üzerine çivi yazısı yazılmış ve sonrası pişirilerek taş haline getirilmiş yazıtlar. Anlarız ki kutsal kitaplar öncesi Yüce Allah insanlara üzerinde çivi yazısı olan tabletler göndermiş. Resûller Yüce Allah'tan aldıkları vahyi taş tabletler üzerine yazmışlar. 3:184 ayetinde nurlu kitap öncesi zikredilmesi taş yazıtların parşömenlerden oluşan kitaplardan daha önce gönderildiğini düşündürür.

5. Mâide Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

701|5|32|مِنْ أَجْلِ ذَٰلِكَ كَتَبْنَا عَلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنَّهُۥ مَن قَتَلَ نَفْسًۢا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِى ٱلْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَآ أَحْيَا ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Latin Literal

32. Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn(musrifûne).

Türkçe Çeviri

İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları197 üzerine; ki o; kim katletti35 bir nefsi201 olmaksızın* bir nefse201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada265; öyle ki sanki katletmiş35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz418 beyanlarla352; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Ahmed Samira Çevirisi

32 Because of that, We wrote/decreed on Israel’s sons and daughters, that who killed a self without a self, or corruption in the earth/Planet Earth, so (it is) as if he killed the people all/all together , and who revived (saved) it, so as if he revived (saved) the people all/all together, and Our messengers had come to them with the evidences, then that many from them, after that (are) in the earth/Planet Earth spoilers/wasters (E) .

Notlar

Not 1

*Bir nefsi ölümden korumak için ancak başka bir nefis öldürülebilir. Yeryüzünde fesat çıkaran nefisler de öldürülebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1305|9|70|أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَٰهِيمَ وَأَصْحَٰبِ مَدْيَنَ وَٱلْمُؤْتَفِكَٰتِ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Latin Literal

70. E lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikât(mu’tefikâti), etethum rusuluhum bil beyyinat(beyyinati), fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

Türkçe Çeviri

Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla352; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine201 zulmederler257.

Ahmed Samira Çevirisi

70 Did not (the) information/news come to them (about) those from before them, Noah’s nation, and Aad , and Thamud and Abraham’s nation, and owners (of) Madya/Madyan, and the overturned cities ?Their messengers came to them with the evidences, so God was not to cause injustice to them/oppress them, and but they were themselves causing injustice/oppression.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem hiç أَلَمْ -
2 ye'tihim gelmez mi يَأْتِهِمْ اتي
3 nebeu haberi نَبَأُ نبا
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل
7 kavmi kavminin قَوْمِ قوم
8 nuhin Nûh نُوحٍ -
9 ve aadin ve Ad وَعَادٍ عود
10 ve semude ve Semud وَثَمُودَ -
11 ve kavmi ve kavminin وَقَوْمِ قوم
12 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
13 ve eshabi ve ashab-ı وَأَصْحَابِ صحب
14 medyene Medyen مَدْيَنَ -
15 velmu'tefikati ve ters yüz olan وَالْمُؤْتَفِكَاتِ افك
16 etethum geldiler onlara أَتَتْهُمْ اتي
17 rusuluhum resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
18 bil-beyyinati beynanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
19 fe ma öyle ki değildi فَمَا -
20 kane olmuş كَانَ كون
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 liyezlimehum zulmeder onlara لِيَظْلِمَهُمْ ظلم
23 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
24 kanu oldular كَانُوا كون
25 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس
26 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

10. Yunus Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1436|10|74|ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ رُسُلًا إِلَىٰ قَوْمِهِمْ فَجَآءُوهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوا۟ بِمَا كَذَّبُوا۟ بِهِۦ مِن قَبْلُ كَذَٰلِكَ نَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلْمُعْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1436|10|74|ثم بعثنا من بعده رسلا الي قومهم فجاوهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع علي قلوب المعتدين

Latin Literal

74. Summe beasnâ min ba’dihî rusulen ilâ kavmihim fe câûhum bil beyyinâti fe mâ kânû li yu’minû bimâ kezzebû bihî min kabl(kablu), kezâlike natbeu alâ kulûbil mugtedîn(mugtedîne).

Türkçe Çeviri

Sonra gönderdik resûlleri418 kavimlerine/toplumlarına sonrasında onun* ; öyle ki geldiler** beyanatlarla352; öyle ki olmuş değillerdii*** iman47 etmeye önceden kendisini yalanladıklarına; işte böyledir; mühürleriz175 sınırı aşanların kalplerinin üzerini.

Ahmed Samira Çevirisi

74 Then We sent from after him messengers to their nations, so they came to them with the evidences/verses , so they were not to believe with what they lied/denied/falsified with it from before, as/like that We stamp/cover/seal on the transgressors’/violators’/breakers’ hearts/minds .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 min مِنْ -
4 bea'dihi sonrasında onun (Nûh’un) بَعْدِهِ بعد
5 rusulen resulleri رُسُلًا رسل
6 ila إِلَىٰ -
7 kavmihim kavimlerine قَوْمِهِمْ قوم
8 fe ca'uhum öyle ki geldiler فَجَاءُوهُمْ جيا
9 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
10 fema öyle ki değillerdi فَمَا -
11 kanu olmuş كَانُوا كون
12 liyu'minu iman etmek için لِيُؤْمِنُوا امن
13 bima بِمَا -
14 kezzebu yalanladıklarına كَذَّبُوا كذب
15 bihi kendisini بِهِ -
16 min مِنْ -
17 kablu önceden قَبْلُ قبل
18 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
19 netbeu mühürleriz نَطْبَعُ طبع
20 ala üzerini عَلَىٰ -
21 kulubi kalplerinin قُلُوبِ قلب
22 l-mua'tedine sınırı aşanları الْمُعْتَدِينَ عدو

Notlar

Not 1

*Resûl Nûh’un.**Resûller.***Kavimler/toplumlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 352: Beyanlı

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Beyanlı

Kavram No: 352

Kısa Açıklama: 352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 9

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 211

Türkçe Meal: Sual et/sor İsrâîloğullarına 197 ; nice verdik onlara beyanlı 352 ayetten 353 ; ve kimi (İsrâîloğullarından) değiştirdi * Allah'ın nimetini ** ona gelenin sonrasında; öyle ki doğrusu Allah şiddetlidir akabinde *** .

Arapça: 218|2|211|سل بني اسريل كم اتينهم من ايه بينه ومن يبدل نعمه الله من بعد ما جاته فان الله شديد العقاب

Bakara Suresi - Ayet 213

Türkçe Meal: İnsanlar bir tek ümmet 305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri 132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı * hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan 352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman 47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Arapça: 220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Ondadır beyanlı 352 ayetler 237 ; İbrahim'in makamı 448 (-nda); ve kim girdi ona (makama), olmuştur o (kimse) emin 447 ; ve Allah’adır (Allah içindir) insanlar üzerine beyt/ev 446 haccı 327 * kimseye (ki) güç yetirebildi onun üzerine bir yol ** ; ve kim kâfirlik 25 etti; öyle ki doğrusu Allah alemlerden Ganiyy’dir 106 .

Arapça: 390|3|97|فيه ايت بينت مقام ابرهيم ومن دخله كان امنا ولله علي الناس حج البيت من استطاع اليه سبيلا ومن كفر فان الله غني عن العلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ve olmayın kimseler * gibi (ki) fırkalara/gruplara bölündüler 450 ; ve ihtilafa 450 düştüler onlara gelen beyanatlar 352 sonrasında; ve işte bunlar; mutlak onlaradır büyük bir azap.

Arapça: 398|3|105|ولا تكونوا كالذين تفرقوا واختلفوا من بعد ما جاهم البينت واوليك لهم عذاب عظيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 183

Türkçe Meal: Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti * bizlere ki iman 47 etmeyiz bir resûle 418 ; ta ki gelir bizlere bir kurbanla 476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller 418 benden önce; beyanatlarla 352 ve dediğinizle ** ; öyleyse niçin katlettiniz 35 onları eğer olduysanız sâdıklar 182 .'

Arapça: 476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 184

Türkçe Meal: Öyle ki eğer yalanladılarsa seni; öyle ki muhakkak yalanlandı resûller 418 senden önce (ki) geldiler beyanatlarla 352 ; ve zeburla 477 ; ve nurlu * kitapla**.

Arapça: 477|3|184|فان كذبوك فقد كذب رسل من قبلك جاو بالبينت والزبر والكتب المنير

Mâide Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları 197 üzerine; ki o; kim katletti 35 bir nefsi 201 olmaksızın * bir nefse 201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada 265 ; öyle ki sanki katletmiş 35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz 418 beyanlarla 352 ; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Arapça: 701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Tevbe Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Hiç gelmez mi onlardan önceki kimselerin haberi? Nûh kavminin; ve Ad; ve Semud; ve İbrahim kavminin; ve Medyen ashâbının; ve ters yüz olan yerlerin; geldiler onlara resûlleri beyanlarla 352 ; öyle ki olmuş değildi Allah zulmeder 257 onlara; velakin/fakat olmuşlardı kendi nefislerine 201 zulmederler 257 .

Arapça: 1305|9|70|الم ياتهم نبا الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم ابرهيم واصحب مدين والموتفكت اتتهم رسلهم بالبينت فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا انفسهم يظلمون

Yunus Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Sonra gönderdik resûlleri 418 kavimlerine/toplumlarına sonrasında onun * ; öyle ki geldiler ** beyanatlarla 352 ; öyle ki olmuş değillerdi i*** iman 47 etmeye önceden kendisini yalanladıklarına; işte böyledir; mühürleriz 175 sınırı aşanların kalplerinin üzerini.

Arapça: 1436|10|74|ثم بعثنا من بعده رسلا الي قومهم فجاوهم بالبينت فما كانوا ليومنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع علي قلوب المعتدين