Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 182: sâdık

Bu kavram 31 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

182Doğrular, dürüstler.

2. Bakara Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

30|2|23|وَإِن كُنتُمْ فِى رَيْبٍ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍ مِّن مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ شُهَدَآءَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

30|2|23|وان كنتم في ريب مما نزلنا علي عبدنا فاتوا بسوره من مثله وادعوا شهداكم من دون الله ان كنتم صدقين

Latin Literal

23. Ve in kuntum fî reybin mimmâ nezzelnâ alâ abdinâ fe’tû bi sûretin min mislihî, ved’û şuhedâekum min dûnillâhi in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer olduysanız şüphe içinde kulumuz* üzerine indirdiğimizden172; öyleyse gelin bir sureyle183 mislinden870 onun**; ve çağırın şahitlerinizi/tanıklarınızı Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar182.

Ahmed Samira Çevirisi

23 And if you were in doubt/suspicion from what We descended on Our worshipper/slave , so come/bring with a chapter from its similar/equal/alike to it, and call your witnesses/testifiers from other than God, if you were truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
3 fi içinde فِي -
4 raybin şüphe رَيْبٍ ريب
5 mimma مِمَّا -
6 nezzelna indirdiğimizden نَزَّلْنَا نزل
7 ala üzerine عَلَىٰ -
8 abdina kulumuz عَبْدِنَا عبد
9 fe'tu öyleyse gelin فَأْتُوا اتي
10 bisuratin bir sureyle بِسُورَةٍ سور
11 min مِنْ -
12 mislihi mislinden/örneğinden مِثْلِهِ مثل
13 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو
14 şuheda'ekum şahitlerinizi/tanıklarınızı شُهَدَاءَكُمْ شهد
15 min مِنْ -
16 duni astından دُونِ دون
17 llahi Allah’ın اللَّهِ -
18 in eğer إِنْ -
19 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
20 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Kur'an'ın.

2. Bakara Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

38|2|31|وَعَلَّمَ ءَادَمَ ٱلْأَسْمَآءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ فَقَالَ أَنۢبِـُٔونِى بِأَسْمَآءِ هَٰٓؤُلَآءِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

38|2|31|وعلم ادم الاسما كلها ثم عرضهم علي المليكه فقال انبوني باسما هولا ان كنتم صدقين

Latin Literal

31. Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn(sadikîne).

Türkçe Çeviri

Ve öğretti* Âdem'e50 isimleri49; tamamını onun; sonra sundu onları (isimleri) melekler48 üzerine; ve dedi: “Haber verin bana bunların isimlerini49; eğer olduysanız sâdıklar182.”

Ahmed Samira Çevirisi

31 And He taught Adam the names, all of them, then He displayed/exhibited/showed them on (to) the angels, so He said: "Inform Me with (the) names (of) those, if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve alleme ve öğretti وَعَلَّمَ علم
2 ademe Adem'e ادَمَ -
3 l-esma'e isimleri الْأَسْمَاءَ سمو
4 kulleha tamamını onun كُلَّهَا كلل
5 summe sonra ثُمَّ -
6 aradehum sundu onları (isimleri) عَرَضَهُمْ عرض
7 ala üzerine عَلَى -
8 l-melaiketi melekler- الْمَلَائِكَةِ ملك
9 fekale ve dedi فَقَالَ قول
10 enbiuni haber verin bana أَنْبِئُونِي نبا
11 biesma'i isimlerini بِأَسْمَاءِ سمو
12 ha'ula'i bunların هَٰؤُلَاءِ -
13 in eğer إِنْ -
14 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
15 sadikine doğrular صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın sıfatları ve nasıl tecelli ettikleri öğretildi. Bu öğretme süreci evrenimiz yaratılmadan önce Yüce Allah'ın arşında bir yerde gerçekleşti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

2. Bakara Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

101|2|94|قُلْ إِن كَانَتْ لَكُمُ ٱلدَّارُ ٱلْءَاخِرَةُ عِندَ ٱللَّهِ خَالِصَةً مِّن دُونِ ٱلنَّاسِ فَتَمَنَّوُا۟ ٱلْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

101|2|94|قل ان كانت لكم الدار الاخره عند الله خالصه من دون الناس فتمنوا الموت ان كنتم صدقين

Latin Literal

94. Kul in kânet lekumud dârul âhiretu indallâhi hâlisaten min dûnin nâsi fe temennevûl mevte in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

De ki: “Eğer olduysa sizlere ahiret diyarı/yurdu Allah'ın indinde/katında bir halis* (olarak) insanların dışında**; öyleyse temenni edin ölümü eğer olduysanız sâdıklar182.”

Ahmed Samira Çevirisi

94 Say: "If the home (of) the last (other life) was for you, at God clearly/purely (exclusively) from other than the people, so wish/desire the death/lifelessness if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 in eğer إِنْ -
3 kanet olduysa كَانَتْ كون
4 lekumu sizlere لَكُمُ -
5 d-daru diyarı/yurdu الدَّارُ دور
6 l-ahiratu ahiret الْاخِرَةُ اخر
7 inde indinde/katında عِنْدَ عند
8 llahi Allah اللَّهِ -
9 halisaten halis/saf/has خَالِصَةً خلص
10 min مِنْ -
11 duni dışında دُونِ دون
12 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
13 fetemennevu öyleyse temenni edin فَتَمَنَّوُا مني
14 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت
15 in eğer إِنْ -
16 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
17 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Saf, has, katıksız, karışıksız.**Diğer insanların haricinde, sadece sizlere özel, halis.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

2. Bakara Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

118|2|111|وَقَالُوا۟ لَن يَدْخُلَ ٱلْجَنَّةَ إِلَّا مَن كَانَ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ قُلْ هَاتُوا۟ بُرْهَٰنَكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

118|2|111|وقالوا لن يدخل الجنه الا من كان هودا او نصري تلك امانيهم قل هاتوا برهنكم ان كنتم صدقين

Latin Literal

111. Ve kâlû len yedhulel cennete illâ men kâne hûden ev nasâr(nasârâ), tilke emâniyyuhum kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: “Asla girmez cennete dışında kimse (ki) oldu (o) bir Yahudi295 ya da Nasârâlı296”; şu (ki); temennileridir onların; de ki: “Verin/getirin burhânınızı293; eğer olduysanız sâdıklar182.

Ahmed Samira Çevirisi

111 And they said: "Will never enter the Paradise except who was Jewish or Christian ." Those are their wishes/desires. Say: "Give me your proof/evidence if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 len asla لَنْ -
3 yedhule girmez يَدْخُلَ دخل
4 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن
5 illa dışında إِلَّا -
6 men kimse مَنْ -
7 kane oldu كَانَ كون
8 huden bir Yahudi هُودًا هود
9 ev ya da أَوْ -
10 nesara Nasârâlı نَصَارَىٰ نصر
11 tilke şu (ki) تِلْكَ -
12 emaniyyuhum temennileridir onların أَمَانِيُّهُمْ مني
13 kul de ki قُلْ قول
14 hatu verin/getirin هَاتُوا هات
15 burhanekum burhânınızı بُرْهَانَكُمْ برهن
16 in eğer إِنْ -
17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
18 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Burhân Kavram 293

293 Delil, kanıt, ispat, gösterim.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Nasârâlı, Hristiyan. Kavram 296

296 Sadece İncil'e tabi olan kimselerle birlikte sonrasında İncil'i bırakıp da masal/hikaye kitaplarına tabi olmuş tüm Hristiyanlar. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Hristiyanlar.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

310|3|17|ٱلصَّٰبِرِينَ وَٱلصَّٰدِقِينَ وَٱلْقَٰنِتِينَ وَٱلْمُنفِقِينَ وَٱلْمُسْتَغْفِرِينَ بِٱلْأَسْحَارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

310|3|17|الصبرين والصدقين والقنتين والمنفقين والمستغفرين بالاسحار

Latin Literal

17. Es sâbirîne ves sâdıkîne vel kânitîne vel munfikîne vel mustagfirîne bil eshâr(eshâri).

Türkçe Çeviri

Sabredenlerdir51; ve sâdıklardır182; ve kanaat398 edenlerdir; ve infak6 edenlerdir; ve istiğfar396 edenlerdir seherlerde397.

Ahmed Samira Çevirisi

17 The patient and the truthful, and the obeying humbly , and the spending , and the ones asking for forgiveness, at the times at end of night, before dawn .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 es-sabirine sabredenlerdir الصَّابِرِينَ صبر
2 ve ssadikine ve sadıklardır وَالصَّادِقِينَ صدق
3 velkanitine ve kanaat edenlerdir وَالْقَانِتِينَ قنت
4 velmunfikine ve infak edenlerdir وَالْمُنْفِقِينَ نفق
5 velmustegfirine ve istiğfar edenlerdir وَالْمُسْتَغْفِرِينَ غفر
6 bil-eshari seherlerde بِالْأَسْحَارِ سحر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

infak Kavram 6

6 Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

istiğfar Kavram 396

396 Mağfiret dilemek, suçlarının bağışlanmasını dilemek.

seher Kavram 397

397 Fecr, tan yeri, şafak, tam karanlığın Güneş'in ilk ışıklarıyla aydınlanmaya başlamasından Güneş'in kendisinin doğması öncesine kadar geçen zaman. Seher vakti sabah salatı vaktidir. Salatın içinde beyin her secde ettiğinde Yüce Allah'tan bağışlanma dilemek gerekir.

Kanaat etmek. Kavram 398

398 Yetinmek. Yüce Allah'ın fazlından/lütfundan aranma/bakınma sonrası Yüce Allah'ın bahşettikleriyle yetinmek. Elindekinden hoşnut olma durumu, yeter bulmak.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

386|3|93|كُلُّ ٱلطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِّبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسْرَٰٓءِيلُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ مِن قَبْلِ أَن تُنَزَّلَ ٱلتَّوْرَىٰةُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِٱلتَّوْرَىٰةِ فَٱتْلُوهَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

386|3|93|كل الطعام كان حلا لبني اسريل الا ما حرم اسريل علي نفسه من قبل ان تنزل التوريه قل فاتوا بالتوريه فاتلوها ان كنتم صدقين

Latin Literal

93. Kullut taâmi kâne hillen li benî isrâile illâ mâ harrame isrâîlu alâ nefsihî min kabli en tunezzelet tevrât(tevrâtu), kul fe’tû bit tevrâti fetlûhâ in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Yiyeceklerin hepsi helal olmuştu İsrâîloğullarına197 -dışındadır haram kılmış olduğu İsrâîl'in445 kendi nefsine201- önceden ki indirildi Tevrât*; de ki: "Öyle ki gelin Tevrât’la; öyle ki okuyun onu**; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

93 All the food was/is/became permitted/allowed to Israel’s sons and daughters, except what Israel forbade on himself from before that the Torah (was) made to descend. Say: "So come/bring with the Torah, so read/recite it if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kullu hepsi كُلُّ كلل
2 t-taaami yiyeceklerinn الطَّعَامِ طعم
3 kane oldu كَانَ كون
4 hillen helal حِلًّا حلل
5 libeni oğullarına لِبَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 illa dışında إِلَّا -
8 ma مَا -
9 harrame haram kıldığı حَرَّمَ حرم
10 israilu İsrail'in إِسْرَائِيلُ -
11 ala عَلَىٰ -
12 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس
13 min مِنْ -
14 kabli önceden قَبْلِ قبل
15 en ki أَنْ -
16 tunezzele indirildi تُنَزَّلَ نزل
17 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ -
18 kul de ki قُلْ قول
19 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي
20 bit-tevrati Tevrât’la بِالتَّوْرَاةِ -
21 fetluha öyle ki okuyun onu فَاتْلُوهَا تلو
22 in eğer إِنْ -
23 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
24 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Tevrât yiyeceklerin tümünün helal olması hükmünü değiştirmiştir. Tevrât'la birlikte yiyeceklerde Yüce Allah tarafından haram kılınanlar olmuştur. Hayvanların iç yağlarının haram edilmesi gibi. Haram-helal kılma yetkisi sadece kutsal kitaplardadır. **Tevrât'ta İsrâîloğullarına önceden tüm yiyeceklerin helal kılınmış olduğu yazmaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tevrât öncesi İsrâîloğullarına tüm yiyeceklerin helal olması. İsrâîl'in sadece kendi nefsine bir yiyeceği haram kılması. Kavram 445

445 Resûl de olsa bir kimsenin Yüce Allah adına haram ve/veya helal koyma yetkisi asla yoktur. 3:93 ayeti bir delildir. Yüce Allah'ın Tevrât öncesi İsrâîloğullarına tüm yiyecekleri helal kıldığını anlıyoruz. İsrâîl'in (Yakûb'un) kendi nefsi (sadece kendisi) adına bir şeyi yemediğini, bir şeyi haram kıldığını anlıyoruz. İsrâîl'in (Yakûb'un) kendisine neyi haram ettiğini ve neden haram ettiğini bilmemiz tam olarak mümkün değildir. Ancak bilmemiz gereken şey vahye muhatap olan insanların İsrâîl'in (Yakûb'un) uygulamasına tabi olmak zorunda olmamalarıdır. İnsanlar sadece vahye muhataptır. Vahy ne emrettiyse ona uyarlar. Tevrât öncesi İsrâîloğulları tüm yiyecekleri helal olarak yemiştir. İsrâîl'in (Yakûb'un) yaşlı ve hastalıklı olduğunu Kur'an'dan anlıyoruz. Belki de sağlığına kötü geldiği düşündüğü bir şeyi kendisine haram kılmıştır. Bizi ilgilendiren bir şey değildir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 168

Arapça Metin (Harekeli)

461|3|168|ٱلَّذِينَ قَالُوا۟ لِإِخْوَٰنِهِمْ وَقَعَدُوا۟ لَوْ أَطَاعُونَا مَا قُتِلُوا۟ قُلْ فَٱدْرَءُوا۟ عَنْ أَنفُسِكُمُ ٱلْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

461|3|168|الذين قالوا لاخونهم وقعدوا لو اطاعونا ما قتلوا قل فادروا عن انفسكم الموت ان كنتم صدقين

Latin Literal

168. Ellezîne kâlû li ihvânihim ve kaadû lev atâûnâ mâ kutil(kutilû), kul fedreû an enfusikumul mevte in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) dediler kardeşleri için ve oturmuşlar (-ken) onlar: "Eğer itaat etselerdi bizlere katledilmiş35 olmazlardı"; de ki: "Öyleyse defedin/savın kendi nefsinizden201 ölümü; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

168 Those who said to their brothers and they sat/remained behind : "If they obeyed us, they would not (have) been killed." Say: "So push/drive away (prevent) from yourselves the death if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 kalu dediler قَالُوا قول
3 liihvanihim kardeşleri için لِإِخْوَانِهِمْ اخو
4 vekaadu ve oturdular وَقَعَدُوا قعد
5 lev eğer لَوْ -
6 etauna itaat etselerdi bizlere أَطَاعُونَا طوع
7 ma değillerdi مَا -
8 kutilu katledildiler قُتِلُوا قتل
9 kul de ki قُلْ قول
10 fedra'u öyleyse defedin/savın فَادْرَءُوا درا
11 an عَنْ -
12 enfusikumu kendi nefsinizden أَنْفُسِكُمُ نفس
13 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت
14 in eğer إِنْ -
15 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
16 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 183

Arapça Metin (Harekeli)

476|3|183|ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ عَهِدَ إِلَيْنَآ أَلَّا نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ ٱلنَّارُ قُلْ قَدْ جَآءَكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِى بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَبِٱلَّذِى قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Latin Literal

183. Ellezîne kâlû innallâhe ahide ileynâ ellâ nu’mine li resûlin hattâ ye’tiyenâ bi kurbânin te’kuluhun nâr(nâru), kul kad câekum rusulun min kablî bil beyyinâti ve billezî kultum fe lime kateltumûhum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti* bizlere ki iman47 etmeyiz bir resûle418; ta ki gelir bizlere bir kurbanla476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller418 benden önce; beyanatlarla352 ve dediğinizle**; öyleyse niçin katlettiniz35 onları eğer olduysanız sâdıklar182.'

Ahmed Samira Çevirisi

183 Those who said: "That God promised/recommended to us that We not believe to a messenger until he comes/brings to us with an approachment to God (offering that) the fire eats it." Say: "Messengers had come to you from before me with the evidences , and with what you said, so why (have) you killed them, if you were truthful?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 kalu dediler قَالُوا قول
3 inne doğrusu إِنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 ahide ahdetti عَهِدَ عهد
6 ileyna bizlere إِلَيْنَا -
7 ella ki أَلَّا -
8 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن
9 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 ye'tiyena gelir bizlere يَأْتِيَنَا اتي
12 bikurbanin bir kurbanla بِقُرْبَانٍ قرب
13 te'kuluhu yer onu تَأْكُلُهُ اكل
14 n-naru ateş النَّارُ نور
15 kul de ki قُلْ قول
16 kad muhakkak قَدْ -
17 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
18 rusulun resûller رُسُلٌ رسل
19 min مِنْ -
20 kabli benden önce قَبْلِي قبل
21 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين
22 ve bil-lezi ve وَبِالَّذِي -
23 kultum dediğinizle قُلْتُمْ قول
24 felime öyleyse niçin فَلِمَ -
25 kateltumuhum katlettiniz onları قَتَلْتُمُوهُمْ قتل
26 in eğer إِنْ -
27 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
28 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Söz vermek, antlaşma yapmak.**Sunulan kurbanın yağının yakılarak tüketildiği/yenildiği bir durumun daha önceden gerçekleşmiş olduğunu anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kurban Kavram 476

476 Yakınlaşma amaçlı sunu, feda edilen.

4. Nisâ Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

580|4|87|ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ ٱللَّهِ حَدِيثًا

Arapça Metin (Harekesiz)

580|4|87|الله لا اله الا هو ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه ومن اصدق من الله حديثا

Latin Literal

87. Allâhu lâ ilâhe illâ huve. Le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ raybe fîhi. Ve men asdeku minallâhi hadîsâ(hadîsen).

Türkçe Çeviri

Allah'tır; yoktur ilâh74 O’nun dışında; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde148 (ki) olmaz bir şüphe onda; ve kimdir daha sâdık182 Allah’tan; bir hadiste/bir sözde*.

Ahmed Samira Çevirisi

87 God, no God except He/Him, He will gather/collect you (E) to the Resurrection Day, no doubt/suspicion in it; and who (is) more truthful from (than) God (in) an information/speech?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah (ki) اللَّهُ -
2 la yoktur لَا -
3 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
4 illa dışında إِلَّا -
5 huve O’nun هُوَ -
6 leyecmeannekum mutlak bir araya getiri sizleri لَيَجْمَعَنَّكُمْ جمع
7 ila إِلَىٰ -
8 yevmi gününde يَوْمِ يوم
9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
10 la olmaz لَا -
11 raybe bir şüphe رَيْبَ ريب
12 fihi onda فِيهِ -
13 ve men ve kimdir وَمَنْ -
14 esdeku daha sadık أَصْدَقُ صدق
15 mine -tan مِنَ -
16 llahi Allah’tan اللَّهِ -
17 hadisen bir hadis/bir söz حَدِيثًا حدث

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın sözü/hadisi olan Kur'an'dan başka sözleri/hadisleri dinde değişmez doğrular kabul etmek şirktir. Sadece Kur'an demeyen, Kur'an harici dinde hüküm koyan şeylere de Kur'an'ın astından iman edenlerin tamamı müşrik olmuştur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 122

Arapça Metin (Harekeli)

615|4|122|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا وَعْدَ ٱللَّهِ حَقًّا وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ ٱللَّهِ قِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

615|4|122|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا وعد الله حقا ومن اصدق من الله قيلا

Latin Literal

122. Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhiluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Va’dallâhi hakkâ(hakkan). Ve men asdaku minallâhi kîlâ(kîlen).

Türkçe Çeviri

Ve kimseleri (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir185 orada ebediyen; hak/gerçek vaadidir Allah'ın; ve kim daha sâdıktır182 Allah’tan bir söz/kelam (bakımından).

Ahmed Samira Çevirisi

122 And those who believed and did the correct/righteous deeds, We will enter them treed gardens, the rivers flow from beneath it, immortally/eternally in it forever, God’s promise truthfully , and who (is) more truthful from (than) God (in) a saying?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح
5 senudhiluhum sokacağız onları سَنُدْخِلُهُمْ دخل
6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
7 tecri akar تَجْرِي جري
8 min مِنْ -
9 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد
12 fiha orada فِيهَا -
13 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد
14 vea'de vaadidir وَعْدَ وعد
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 hakkan hak/gerçek حَقًّا حقق
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 esdeku daha sadıktır أَصْدَقُ صدق
19 mine مِنَ -
20 llahi Allah’tan اللَّهِ -
21 kilen sözlü قِيلًا قول

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

5. Mâide Suresi

Ayet 119

Arapça Metin (Harekeli)

788|5|119|قَالَ ٱللَّهُ هَٰذَا يَوْمُ يَنفَعُ ٱلصَّٰدِقِينَ صِدْقُهُمْ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا رَّضِىَ ٱللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا۟ عَنْهُ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

788|5|119|قال الله هذا يوم ينفع الصدقين صدقهم لهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا رضي الله عنهم ورضوا عنه ذلك الفوز العظيم

Latin Literal

119. Kâlellâhu hâzâ yevmu yenfeus sâdikîne sıdkuhum, lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden) radiyallâhu anhum ve radû anh(anhu) zâlikel fevzul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Dedi Allah: "Bu gündür (ki) fayda sağlar sâdıklara182 sâdıklıkları182 onların; onlaradır cennetler; akar altından nehirler; ölümsüzler185 orada ebediyen"; razı oldu Allah onlardan; ve razı oldular onlar O'ndan; işte budur büyük fazilet/fazlalık.

Ahmed Samira Çevirisi

119 God said: "That (is a) day, the truthful their truthfulness benefits (them), for them (are) treed gardens, the rivers flow from beneath it, (they are) immortally/eternally in it, forever, God approved on them, and they approved on Him, that (is) the great winning/salvation ."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

6. En'âm Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

829|6|40|قُلْ أَرَءَيْتَكُمْ إِنْ أَتَىٰكُمْ عَذَابُ ٱللَّهِ أَوْ أَتَتْكُمُ ٱلسَّاعَةُ أَغَيْرَ ٱللَّهِ تَدْعُونَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

829|6|40|قل اريتكم ان اتيكم عذاب الله او اتتكم الساعه اغير الله تدعون ان كنتم صدقين

Latin Literal

40. Kul e reeytekum in etâkum azâbullâhi ev etetkumus sâatu e gayrallâhi ted’ûn(ted’ûne), in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ya da gelse sizlere o sâat470; Allah’tan başkasını mı çağırırsınız?"; eğer olduysanız* sâdıklar182.

Ahmed Samira Çevirisi

40 Say: "Did I show you/make you understand, if God’s torture came to you, or the Hour/Resurrection came to you, is (it) other than God you call, if you are/were truthful?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 eraeytekum gördünüz mü أَرَأَيْتَكُمْ راي
3 in eğer إِنْ -
4 etakum gelse sizlere أَتَاكُمْ اتي
5 azabu azabı عَذَابُ عذب
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ev ya da أَوْ -
8 etetkumu gelse sizlere أَتَتْكُمُ اتي
9 s-saatu o saat السَّاعَةُ سوع
10 egayra dışında mı أَغَيْرَ غير
11 llahi Allah’ın اللَّهِ -
12 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو
13 in eğer إِنْ -
14 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
15 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Sâdıklar olmuş olsaydınız görürdünüz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Sâat Kavram 470

470 Kıyamet. Evrenin uzay zaman kumaşının karanlık enerjinin aşırı üflemesi sonucu yırtılması ve evrenin hızla şişirilen (Sur'a üfleme) bir balonun patlaması gibi parçalanması. Yırtıklar ışık hızında tüm evrene yayılacaktır. Parçalanan evren yerçekimi kuvvetiyle tekrar tekillik haline dönecektir.

7. A'râf Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1024|7|70|قَالُوٓا۟ أَجِئْتَنَا لِنَعْبُدَ ٱللَّهَ وَحْدَهُۥ وَنَذَرَ مَا كَانَ يَعْبُدُ ءَابَآؤُنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1024|7|70|قالوا اجيتنا لنعبد الله وحده ونذر ما كان يعبد اباونا فاتنا بما تعدنا ان كنت من الصدقين

Latin Literal

70. Kâlû e ci’tenâ li na’budallâhe vahdehu ve nezere mâ kâne ya’budu âbâunâ, fe’tinâ bi mâ teidunâ in kunte mines sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Dediler: "Geldin mi (sen) bizlere (ki) kulluk46 etmemiz için Allah'a ve tek O’na*; ve bırakalım atalarımızın/babalarımızın kulluk46 eder olduğunu?; öyle ki ver vaat ettiğini eğer olduysan sâdıklardan182."

Ahmed Samira Çevirisi

70 They said: Did you come to us to worship God alone, and we leave (discard) what our fathers were worship(ping), so come/bring to us with what you promise us, if you were from the truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 eci'tena geldin mi bizlere أَجِئْتَنَا جيا
3 linea'bude kulluk etmemiz için لِنَعْبُدَ عبد
4 llahe Allah'a اللَّهَ -
5 vehdehu ve tek O’na وَحْدَهُ وحد
6 ve nezera ve bırakalım وَنَذَرَ وذر
7 ma مَا -
8 kane olduğunu كَانَ كون
9 yea'budu kulluk eder يَعْبُدُ عبد
10 aba'una atalarımızın ابَاؤُنَا ابو
11 fe'tina öyle ki ver فَأْتِنَا اتي
12 bima بِمَا -
13 teiduna vaateddiğini تَعِدُنَا وعد
14 in eğer إِنْ -
15 kunte olduysan كُنْتَ كون
16 mine -dan مِنَ -
17 s-sadikine sadıklarıdan الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Tek Allah'a kulluk etmeye bir itirazın olduğuna lütfen dikkat edin. Tek bir ilâh asla kabul etmiyorlar. Allah'la birlikte mutlaka birçok sözde ilâha da kulluk etmek istiyorlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

7. A'râf Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

1060|7|106|قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِـَٔايَةٍ فَأْتِ بِهَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1060|7|106|قال ان كنت جيت بايه فات بها ان كنت من الصدقين

Latin Literal

106. Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dedi (firavun): "Eğer olduysan (ki) geldin bir ayetle287; getir onu*; eğer olduysan sâdıklardan182."

Ahmed Samira Çevirisi

106 He said: "If you were came (you had come) with an evidence/sign , so come with it, if you were from the truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (firavun) قَالَ قول
2 in eğer إِنْ -
3 kunte olduysan كُنْتَ كون
4 ci'te gelmiş جِئْتَ جيا
5 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
6 fe'ti getir فَأْتِ اتي
7 biha onu بِهَا -
8 in eğer إِنْ -
9 kunte olduysan كُنْتَ كون
10 mine مِنَ -
11 s-sadikine sadıklardan الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Ayeti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

7. A'râf Suresi

Ayet 194

Arapça Metin (Harekeli)

1148|7|194|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ عِبَادٌ أَمْثَالُكُمْ فَٱدْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجِيبُوا۟ لَكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1148|7|194|ان الذين تدعون من دون الله عباد امثالكم فادعوهم فليستجيبوا لكم ان كنتم صدقين

Latin Literal

194. İnnellezîne ted’ûne min dûnillâhi ıbâdun emsâlukum fed’ûhum felyestecibû lekum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler* (ki) çağırırsınız Allah’ın astından; kullardır* sizlerin misalleri/benzerleri; öyle ki çağırın onları; öyle ki cevap versinler sizlere eğer olduysanız sâdıklar182.

Ahmed Samira Çevirisi

194 That those who you call from other than God (are) worshippers/God’s slaves similar/equal to you ,so call them so they should answer/reply to you, if you were truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو
4 min مِنْ -
5 duni astından دُونِ دون
6 llahi Allah’ın اللَّهِ -
7 ibadun kullardır عِبَادٌ عبد
8 emsalukum sizlerin misalleri/benzerleri أَمْثَالُكُمْ مثل
9 fed'uhum öyle ki çağırın onları فَادْعُوهُمْ دعو
10 fe lyestecibu öyle ki cevap versinler فَلْيَسْتَجِيبُوا جوب
11 lekum size لَكُمْ -
12 in eğer إِنْ -
13 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
14 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Şirk koşulan şeylerin kimseler olarak işaret edildiğini görmekteyiz. Bu da bizlere Yüce Allah'ın kulları olan, diğer insanlardan farkı olmayan kimselerin ilâhlaştırıldığını gösterir. Günümüzde resûl Îsâ'ya ve Muhammed'e Yüce Allah'ın isimleri/sıfatları atfedilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

9. Tevbe Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

1278|9|43|عَفَا ٱللَّهُ عَنكَ لِمَ أَذِنتَ لَهُمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَتَعْلَمَ ٱلْكَٰذِبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1278|9|43|عفا الله عنك لم اذنت لهم حتي يتبين لك الذين صدقوا وتعلم الكذبين

Latin Literal

43. Afallâhu ank(anke), lime ezinte lehum hattâ yetebeyyene lekellezîne sadakû ve ta’lemel kâzibîn(kâzibîne).

Türkçe Çeviri

Affetti* Allah senden izin verdiğin için onlara; ta ki beyan226 olur sana sâdık182 olmuş kimseler ve bilirsin yalancıları.

Ahmed Samira Çevirisi

43 God forgave/pardoned from you/for what you permitted/allowed for them, until those who were truthful become clear/shown to you, and you know the liars/deniers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 afa affetti عَفَا عفو
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 anke senden عَنْكَ -
4 lime لِمَ -
5 ezinte izin verdiğine أَذِنْتَ اذن
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 hatta taki حَتَّىٰ -
8 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين
9 leke sana لَكَ -
10 ellezine kimseler الَّذِينَ -
11 sadeku sadık olmuş صَدَقُوا صدق
12 ve tea'leme ve bilirsin وَتَعْلَمَ علم
13 l-kazibine yalancıları الْكَاذِبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Erken izin verdiğin için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 119

Arapça Metin (Harekeli)

1354|9|119|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَكُونُوا۟ مَعَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1354|9|119|يايها الذين امنوا اتقوا الله وكونوا مع الصدقين

Latin Literal

119. Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn (sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve olun sâdıklarla182 beraber.

Ahmed Samira Çevirisi

119 You, you those who believed, fear and obey God and be with the truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
5 llahe Allah’a اللَّهَ -
6 ve kunu ve olun وَكُونُوا كون
7 mea beraber مَعَ -
8 s-sadikine sadıklarla الصَّادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

10. Yunus Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1400|10|38|أَمْ يَقُولُونَ ٱفْتَرَىٰهُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍ مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ مَنِ ٱسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1400|10|38|ام يقولون افتريه قل فاتوا بسوره مثله وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Latin Literal

38. Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), kul fe’tû bi sûretin mislihî ved’û menisteta’tum min dûnillâhi in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ya da derler: "İftira attı* onu**"; de ki: "Gelin bir sureyle183 onun*** misli870; ve çağırın kimseyi (ki) itaat**** ettiniz Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

38 Or they say: "He fabricated it ." Say: "So come/bring with a chapter of the Koran similar/equal to it and call whom you were able from other than God, if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 yekulune derler يَقُولُونَ قول
3 fterahu iftira attı onu افْتَرَاهُ فري
4 kul de ki قُلْ قول
5 fe'tu gelin فَأْتُوا اتي
6 bisuratin bir sureyle بِسُورَةٍ سور
7 mislihi misli olun مِثْلِهِ مثل
8 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو
9 meni kimseyi مَنِ -
10 stetaa'tum itaat ettiniz اسْتَطَعْتُمْ طوع
11 min مِنْ -
12 duni astından دُونِ دون
13 llahi Allah’ın اللَّهِ -
14 in eğer إِنْ -
15 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
16 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yalan uydurdu, yalan üretti, fabrikasyon yaptı.**Kur'an'ı.***Kur'an'ın.****Kendisine tabi olduğunuzu da çağırın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

On sure getiremezler, bir sure getiremezler. Kavram 183

183 On sure getiremezler, bir sure getiremezler meydan okumaları asla boşuna değildir. Şerefli Kur’an 19 matematiksel mucizesiyle kodlanmıştır. Kur’an’ın bir beşer sözü olduğunu, eskilerin masalları olduğunu iddia eden kişiliğe karşı (74:10-25) Kur’an 19 sayısı temelli bir mucizeyi delil olarak sunmaktadır. Kur'an'ın her bir suresi birbiriyle ve Kur'an'ın bütünle 19 sistemiyle bağlantılıdır. Asla ayrılamaz. Aşağıdaki makalede bir örnek gösterilmiştir. 10 sure getiremezler; 1 sure getiremezler: Sure kelimesinin büyük mucizesi.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

10. Yunus Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

1410|10|48|وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1410|10|48|ويقولون متي هذا الوعد ان كنتم صدقين

Latin Literal

48. Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sadıkîn(sadıkîne).

Türkçe Çeviri

Ve derler: "Ne zamandır bu vaat edilen; eğer olduysanız sâdıklar182?"

Ahmed Samira Çevirisi

48 And they say: "When/at what time (is) that the promise if you were truthful?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
2 meta ne zamandır? مَتَىٰ -
3 haza bu هَٰذَا -
4 l-vea'du vaad edilen الْوَعْدُ وعد
5 in eğer إِنْ -
6 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
7 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

11. Hûd Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1484|11|13|أَمْ يَقُولُونَ ٱفْتَرَىٰهُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِعَشْرِ سُوَرٍ مِّثْلِهِۦ مُفْتَرَيَٰتٍ وَٱدْعُوا۟ مَنِ ٱسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1484|11|13|ام يقولون افتريه قل فاتوا بعشر سور مثله مفتريت وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Latin Literal

13. Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), kul fe’tû bi aşri suverin mislihî muftereyâtin ved’û menisteta’tum min dûnillâhi in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Ya da derler: "İftira883 attı onu*"; de ki: "Gelin on sureyle183 onun** iftira883 atılmış misli (-yle); ve çağırın itaat*** ettiğiniz kimseyi Allah’ın astından eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

13 Or they say: "He fabricated/cut and split it." Say: "So come or bring with ten chapters of the Koran similar/equal/alike to it fabricated , and call whom you were able from other than God if you were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 yekulune derler يَقُولُونَ قول
3 fterahu iftira attı onu افْتَرَاهُ فري
4 kul de ki قُلْ قول
5 fe'tu gelin فَأْتُوا اتي
6 biaşri onla بِعَشْرِ عشر
7 suverin bir sure سُوَرٍ سور
8 mislihi misli onun مِثْلِهِ مثل
9 mufterayatin iftira atılmış مُفْتَرَيَاتٍ فري
10 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو
11 meni kimseyi مَنِ -
12 stetaa'tum itaat ettiğiniz اسْتَطَعْتُمْ طوع
13 min مِنْ -
14 duni astından دُونِ دون
15 llahi Allah’ın اللَّهِ -
16 in eğer إِنْ -
17 kuntum oldduysanız كُنْتُمْ كون
18 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Kur'an'ı.**Kur'an'ın.***Tabi olduğunuz, takip ettiğiniz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

On sure getiremezler, bir sure getiremezler. Kavram 183

183 On sure getiremezler, bir sure getiremezler meydan okumaları asla boşuna değildir. Şerefli Kur’an 19 matematiksel mucizesiyle kodlanmıştır. Kur’an’ın bir beşer sözü olduğunu, eskilerin masalları olduğunu iddia eden kişiliğe karşı (74:10-25) Kur’an 19 sayısı temelli bir mucizeyi delil olarak sunmaktadır. Kur'an'ın her bir suresi birbiriyle ve Kur'an'ın bütünle 19 sistemiyle bağlantılıdır. Asla ayrılamaz. Aşağıdaki makalede bir örnek gösterilmiştir. 10 sure getiremezler; 1 sure getiremezler: Sure kelimesinin büyük mucizesi.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

11. Hûd Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

1503|11|32|قَالُوا۟ يَٰنُوحُ قَدْ جَٰدَلْتَنَا فَأَكْثَرْتَ جِدَٰلَنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1503|11|32|قالوا ينوح قد جدلتنا فاكثرت جدلنا فاتنا بما تعدنا ان كنت من الصدقين

Latin Literal

32. Kâlû yâ nûhu kad câdeltenâ fe ekserte cidâlenâ fe’tinâ bi mâ teidunâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dediler: "Ey Nûh! Muhakkak mücadele ettin bizlere; öyle ki çok oldun* mücadelemizde; öyle ki getir bizlere; vaat ettiğini bizlere eğer olduysan sâdıklardan182."

Ahmed Samira Çevirisi

32 They said: "You Noah, you had argued/disputed with us, so you increased arguing/disputing with us, so bring to us with what you promise us, if you were from the truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 ya nuhu ey Nuh يَا نُوحُ -
3 kad muhakkak قَدْ -
4 cadeltena mücadele ettin bizlere جَادَلْتَنَا جدل
5 fe ekserte öyle ki çok oldun فَأَكْثَرْتَ كثر
6 cidalena mücadelemizde جِدَالَنَا جدل
7 fe'tina öyle ki getir bizlere فَأْتِنَا اتي
8 bima بِمَا -
9 teiduna vaadettiğini bizlere تَعِدُنَا وعد
10 in eğer إِنْ -
11 kunte olduysan كُنْتَ كون
12 mine مِنَ -
13 s-sadikine sâdıklardan الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Çoğaldın, arttın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1611|12|17|قَالُوا۟ يَٰٓأَبَانَآ إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَٰعِنَا فَأَكَلَهُ ٱلذِّئْبُ وَمَآ أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لَّنَا وَلَوْ كُنَّا صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1611|12|17|قالوا يابانا انا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متعنا فاكله الذيب وما انت بمومن لنا ولو كنا صدقين

Latin Literal

17. Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde metâınâ fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Ey babamız**! Doğrusu biz gitmiştik müsabaka*** yapmaya; ve terk etmiştik Yûsuf'u metalarımızın54 yanında; öyle ki yemiş onu**** kurt/çakal; ve değilsin sen bir mümin***** bizlere velev/şayet olduysak (da) sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

17 They said: "You our father, that we went/went away racing and we left Joseph at ourbelongings/effects/goods, so the wolf ate him, and you are not with believing to us, and even if we were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 ya ebana ey babamız يَا أَبَانَا ابو
3 inna doğrusu biz إِنَّا -
4 zehebna gitmiştik ذَهَبْنَا ذهب
5 nestebiku müsabaka yapmaya نَسْتَبِقُ سبق
6 ve terakna ve terk etmiştik وَتَرَكْنَا ترك
7 yusufe Yûsuf'u يُوسُفَ -
8 inde yanında عِنْدَ عند
9 metaina metalarımızın مَتَاعِنَا متع
10 fe ekelehu öyle ki yemiş onu فَأَكَلَهُ اكل
11 z-zi'bu kurt/çakal الذِّئْبُ ذاب
12 vema ve değilsin وَمَا -
13 ente sen أَنْتَ -
14 bimu'minin bir mümin بِمُؤْمِنٍ امن
15 lena bizlere لَنَا -
16 velev velev/şayet وَلَوْ -
17 kunna olduysak كُنَّا كون
18 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un kardeşleri.**Yakûb.***Yarış.****Yûsuf'u.*****Kanıtlarla iman eden. Kesinleşen.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1621|12|27|وَإِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1621|12|27|وان كان قميصه قد من دبر فكذبت وهو من الصدقين

Latin Literal

27. Ve in kâne kamîsuhu kudde min duburin fe kezebet ve huve mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

"Ve eğer olduysa gömleği onun* yırtılmış arkadan; öyle ki yalan söylemiştir** (o); ve o*** sâdıklardandır182." (diye)

Ahmed Samira Çevirisi

27 And if his shirt/dress was ripped/cut from (the) back/end, so she lied/falsified and he is from the truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vein ve eğer وَإِنْ -
2 kane olduysa كَانَ كون
3 kamisuhu gömleği onun قَمِيصُهُ قمص
4 kudde yırtılmış قُدَّ قدد
5 min مِنْ -
6 duburin arkadan دُبُرٍ دبر
7 fekezebet öyleki yalan söyledi (o) فَكَذَبَتْ كذب
8 ve huve ve o وَهُوَ -
9 mine مِنَ -
10 s-sadikine sadıklardandır الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un.**Kadın.***Yûsuf.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1645|12|51|قَالَ مَا خَطْبُكُنَّ إِذْ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفْسِهِۦ قُلْنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمْنَا عَلَيْهِ مِن سُوٓءٍ قَالَتِ ٱمْرَأَتُ ٱلْعَزِيزِ ٱلْـَٰٔنَ حَصْحَصَ ٱلْحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفْسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1645|12|51|قال ما خطبكن اذ رودتن يوسف عن نفسه قلن حش لله ما علمنا عليه من سو قالت امرات العزيز الن حصحص الحق انا رودته عن نفسه وانه لمن الصدقين

Latin Literal

51. Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul azîzil âne hashasal hakku ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Neydi meseleniz murad talep ettiğiniz zaman Yûsuf'a; nefsinden201 onun**?"; dediler***: "Hâşa941 Allah'adır (ki) bilmiş değiliz onun** üzerine hiçbir kötülük"; dedi azizin karısı: "İşte şimdi ortaya çıktı hak/gerçek; ben murad talep ettim nefsinden201 onun**; ve doğrusu o**** mutlak sâdıklardandır182."

Ahmed Samira Çevirisi

51 He said: "What (is) your matter/affair/concern when you (P/F) seduced/enticed Joseph from himself." They said: "Remoteness to God , we did not know from (of) bad/evil/harm on him." Elaziz’s/the Egyptian ruler’s woman (wife) said: "Now the truth appeared , I seduced/enticed him from himself, and that he is from (E) the truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 ma neydi? مَا -
3 hatbukunne meseleniz خَطْبُكُنَّ خطب
4 iz zaman إِذْ -
5 ravedtunne murad talep ettiniz رَاوَدْتُنَّ رود
6 yusufe Yûsuf'a يُوسُفَ -
7 an عَنْ -
8 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
9 kulne dediler ki قُلْنَ قول
10 haşe hâşa حَاشَ حوش
11 lillahi Allah'adır لِلَّهِ -
12 ma değiliz مَا -
13 alimna bilmiş عَلِمْنَا علم
14 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ -
15 min hiçbir مِنْ -
16 su'in kötülük سُوءٍ سوا
17 kaleti dedi قَالَتِ قول
18 mraetu karısı امْرَأَتُ مرا
19 l-azizi Aziz'in الْعَزِيزِ عزز
20 l-ane işte şimdi الْانَ -
21 hashasa ortaya çıktı حَصْحَصَ حصحص
22 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
23 ena ben أَنَا -
24 ravedtuhu murad talep ettim رَاوَدْتُهُ رود
25 an عَنْ -
26 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
27 ve innehu ve doğrusu o وَإِنَّهُ -
28 lemine mutlak لَمِنَ -
29 s-sadikine sadıklardandır الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Melik.**Yûsuf'un.***Kadınlar.****Yûsuf.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 82

Arapça Metin (Harekeli)

1676|12|82|وَسْـَٔلِ ٱلْقَرْيَةَ ٱلَّتِى كُنَّا فِيهَا وَٱلْعِيرَ ٱلَّتِىٓ أَقْبَلْنَا فِيهَا وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1676|12|82|وسل القريه التي كنا فيها والعير التي اقبلنا فيها وانا لصدقون

Latin Literal

82. Ves’elil karyetelletî kunnâ fîhâ vel îrelletî akbelnâ fîhâ, ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).

Türkçe Çeviri

"Ve sual edin/sorun kente ki olduk içinde onun*; ve kervana ki geldik içinde onun**; ve doğrusu bizler mutlak sâdıklarız182."

Ahmed Samira Çevirisi

82 ’And ask/question the village/urban city which we were in it, and the caravan which we came in it, and we are, truthful (E).’

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veseli ve sual edin/sorun وَاسْأَلِ سال
2 l-karyete kente الْقَرْيَةَ قري
3 lleti ki الَّتِي -
4 kunna olduk كُنَّا كون
5 fiha onun içinde فِيهَا -
6 vel'iyra ve kervana وَالْعِيرَ عير
7 lleti ki الَّتِي -
8 ekbelna geldik أَقْبَلْنَا قبل
9 fiha onun içinde فِيهَا -
10 ve inna ve doğrusu bizler وَإِنَّا -
11 lesadikune mutlak sâdıklarız لَصَادِقُونَ صدق

Notlar

Not 1

*Kentin.**Kervanın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

15. Hicr Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1864|15|64|وَأَتَيْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1864|15|64|واتينك بالحق وانا لصدقون

Latin Literal

64. Ve eteynâke bil hakkı ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).

Türkçe Çeviri

"Ve geldik* hakla/gerçekle; ve doğrusu bizler mutlak sâdıklarız182."

Ahmed Samira Çevirisi

64 And we came/brought (to) you with the truth , and that we are truthful (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eteynake ve geldik وَأَتَيْنَاكَ اتي
2 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
3 ve inna ve doğrusu bizleri وَإِنَّا -
4 lesadikune mutlak sadıklarız لَصَادِقُونَ صدق

Notlar

Not 1

*Melekler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

3539|33|8|لِّيَسْـَٔلَ ٱلصَّٰدِقِينَ عَن صِدْقِهِمْ وَأَعَدَّ لِلْكَٰفِرِينَ عَذَابًا أَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3539|33|8|ليسل الصدقين عن صدقهم واعد للكفرين عذابا اليما

Latin Literal

8. Li yes’eles sâdikîne an sıdkıhim, ve eadde lil kâfirîne azâben elîmâ(elîmen).

Türkçe Çeviri

Sual etmesi/sorması içindir (Allah’ın) sâdıklığı182 onların sıddıklığından551; ve hazırladı (Allah) kâfirlere25 elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

8 (It is for God) to ask/question the truthful about their truthfulness, and He prepared to the disbelievers a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyesele sual etmesi/sorması için (Allah’ın) لِيَسْأَلَ سال
2 s-sadikine sadıklığı الصَّادِقِينَ صدق
3 an عَنْ -
4 sidkihim onların sıddıklığından صِدْقِهِمْ صدق
5 ve eadde ve hazırladı (Allah) وَأَعَدَّ عدد
6 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر
7 azaben bir azap عَذَابًا عذب
8 elimen elim/acıklı أَلِيمًا الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Sıddık Kavram 551

551 Her zaman doğruyu onaylayan, söyleyen, yapan.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

3554|33|23|مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا۟ مَا عَٰهَدُوا۟ ٱللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَىٰ نَحْبَهُۥ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا۟ تَبْدِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3554|33|23|من المومنين رجال صدقوا ما عهدوا الله عليه فمنهم من قضي نحبه ومنهم من ينتظر وما بدلوا تبديلا

Latin Literal

23. Minel mu’minîne ricâlun sadakû mâ âhedûllahe aleyh(aleyhi), fe minhum men kadâ nahbehu ve minhum men yentezırû ve mâ beddelû tebdîlâ(tebdîlan).

Türkçe Çeviri

Müminlerdendir27 adamlar (ki) sâdık182 kaldılar ahit verdiklerine Allah'a onun* üzerine; öyle ki onlardan** kimi tamamladı adağını***; ve onlardan kimi gözetlerler/bakarlar****; ve değiştirmiş değildiler bir değişmeyi.

Ahmed Samira Çevirisi

23 From the believers (are) men, they were truthful (on) what they promised God on it, so from them who accomplished/carried out His vow or duty upon himself , and from them who awaits/watches , and they did not change exchange/change .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 mine مِنَ -
2 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
3 ricalun adamlar رِجَالٌ رجل
4 sadeku sadık oldular صَدَقُوا صدق
5 ma مَا -
6 aahedu ahit verdiklerine عَاهَدُوا عهد
7 llahe Allah اللَّهَ -
8 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ -
9 fe minhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
10 men kimi مَنْ -
11 kada tamamladı قَضَىٰ قضي
12 nehbehu adağını نَحْبَهُ نحب
13 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
14 men kimi مَنْ -
15 yenteziru bakarlar يَنْتَظِرُ نظر
16 ve ma ve değildi وَمَا -
17 beddelu değişmişler بَدَّلُوا بدل
18 tebdilen bir değişme تَبْدِيلًا بدل

Notlar

Not 1

*Allah yolunda katledilmeyi/katletmeyi.**Müminlerden.***Vaat ettiği Allah yolunda gerekirse katledilmeyi/katletmeyi.****Tamamlamaya bakarlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

3555|33|24|لِّيَجْزِىَ ٱللَّهُ ٱلصَّٰدِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ ٱلْمُنَٰفِقِينَ إِن شَآءَ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3555|33|24|ليجزي الله الصدقين بصدقهم ويعذب المنفقين ان شا او يتوب عليهم ان الله كان غفورا رحيما

Latin Literal

24. Li yecziyallâhus sâdıkîne bi sıdkıhım ve yuazzibel munâfıkîne in şâe ev yetûbe aleyhim, innallâhe kâne gafûren rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Cezalandırması* içindir Allah’ın sâdıkları182 sıddıklıklarıyla551; ve azap etmesi içindir münâfıklara26 eğer dilerse (Allah) ya da tevbe33 etmesi içindir (Allah'ın) onlar üzerine**; doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

24 (It is to) God to reward/reimburse the truthful with their truthfulness, and He tortures the hypocrites, if He wants or He forgives on them, that truly God was/is a forgiver, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyecziye cezalandırması/karşılığını vermesi için لِيَجْزِيَ جزي
2 llahu Allah’ın اللَّهُ -
3 s-sadikine sadıkları الصَّادِقِينَ صدق
4 bisidkihim sıddıklıklarıyla بِصِدْقِهِمْ صدق
5 ve yuazzibe ve azap etmesi için وَيُعَذِّبَ عذب
6 l-munafikine münafıkları الْمُنَافِقِينَ نفق
7 in eğer إِنْ -
8 şa'e dilerse شَاءَ شيا
9 ev ya da أَوْ -
10 yetube tevbe etmesi için يَتُوبَ توب
11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 kane oldu كَانَ كون
15 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر
16 rahimen bir Rahîm رَحِيمًا رحم

Notlar

Not 1

*Karşılığını vermesi, mükafatlandırması.**Bağışlamak istediği kimselere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Sıddık Kavram 551

551 Her zaman doğruyu onaylayan, söyleyen, yapan.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

3566|33|35|إِنَّ ٱلْمُسْلِمِينَ وَٱلْمُسْلِمَٰتِ وَٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَٱلْقَٰنِتِينَ وَٱلْقَٰنِتَٰتِ وَٱلصَّٰدِقِينَ وَٱلصَّٰدِقَٰتِ وَٱلصَّٰبِرِينَ وَٱلصَّٰبِرَٰتِ وَٱلْخَٰشِعِينَ وَٱلْخَٰشِعَٰتِ وَٱلْمُتَصَدِّقِينَ وَٱلْمُتَصَدِّقَٰتِ وَٱلصَّٰٓئِمِينَ وَٱلصَّٰٓئِمَٰتِ وَٱلْحَٰفِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَٱلْحَٰفِظَٰتِ وَٱلذَّٰكِرِينَ ٱللَّهَ كَثِيرًا وَٱلذَّٰكِرَٰتِ أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3566|33|35|ان المسلمين والمسلمت والمومنين والمومنت والقنتين والقنتت والصدقين والصدقت والصبرين والصبرت والخشعين والخشعت والمتصدقين والمتصدقت والصيمين والصيمت والحفظين فروجهم والحفظت والذكرين الله كثيرا والذكرت اعد الله لهم مغفره واجرا عظيما

Latin Literal

35. İnnel muslimîne vel muslimâti vel mu’minîne vel mu’minâti vel kânitîne vel kânitâti ves sâdikîne ves sâdikâti ves sâbirîne ves sâbirâti vel hâşiîne vel hâşiâti vel mutesaddikîne vel mutesaddikâti ves sâimîne ves sâimâti vel hâfızîne furûcehum vel hâfızâti vez zâkirînallâhe kesîren vez zâkirâti eaddallâhu lehum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu müslim45 (erkekler) ve müslim45 (kadınlar); ve mümin27 (erkekler) ve mümin27 (kadınlar); ve kanaat eden (erkekler) ve kanaat eden (kadınlar); ve sâdık182 (erkekler) ve sâdık182 (kadınlar); ve sabreden51 (erkekler) ve sabreden51 (kadınlar); haşyet53 duyan (erkekler) ve haşyet53 duyan (kadınlar); sadaka342 veren (erkekler) ve sadaka342 veren (kadınlar); ve siyam322 eden (erkekler) ve siyam322 eden (kadınlar); ve koruyan (erkekler) fürûclarını110 ve koruyan (kadınlar); ve Allah'ı çokça zikreden78 (erkekler) ve zikreden78 (kadınlar); hazırlardı Allah onlara* bir mağfiret319 ve büyük bir ecir820 .

Ahmed Samira Çevirisi

35 That truly the Moslems/submitters (M) , and the Moslems/submitters (F), and the believers (M), and the believers (F), and the obeying humbly (M) , and the obeying humbly (F) , and the truthful (M), and the truthful (F), and the patient (M), and the patient (F), and the humble/submissive (M) , and the humble/submissive (F) , and the charity givers (M), and the charity givers (F), and the fasters (M) ,and the fasters (F) , and the protecting/observing (M) their genital parts between their (M) legs, and the protecting/observing (F) , and the mentioning/remembering God much, and the mentioning/remembering (F) , God prepared for them a forgiveness and a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 l-muslimine müslim (erkekler) الْمُسْلِمِينَ سلم
3 velmuslimati ve müslim (kadınlar) وَالْمُسْلِمَاتِ سلم
4 velmu'minine ve mümin (erkekler) وَالْمُؤْمِنِينَ امن
5 velmu'minati ve mümin (kadınlar) وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
6 velkanitine ve kanaat eden (erkekler) وَالْقَانِتِينَ قنت
7 velkanitati ve kanaat eden (kadınlar) وَالْقَانِتَاتِ قنت
8 ve ssadikine ve sadık (erkekler) وَالصَّادِقِينَ صدق
9 ve ssadikati ve sadık (kadınlar) وَالصَّادِقَاتِ صدق
10 ve ssabirine ve sabreden (erkekler) وَالصَّابِرِينَ صبر
11 ve ssabirati ve sabreden (kadınlar) وَالصَّابِرَاتِ صبر
12 velhaşiiyne haşyet duyan (erkekler) وَالْخَاشِعِينَ خشع
13 velhaşiaati ve haşyet duyan (kadınlar) وَالْخَاشِعَاتِ خشع
14 velmutesaddikine sadaka veren (erkekler) وَالْمُتَصَدِّقِينَ صدق
15 velmutesaddikati ve sadaka veren (kadınlar) وَالْمُتَصَدِّقَاتِ صدق
16 ve ssaimine ve siyam eden (erkekler) وَالصَّائِمِينَ صوم
17 ve ssaimati ve siyam eden (kadınlar) وَالصَّائِمَاتِ صوم
18 velhafizine ve koruyan (erkekler) وَالْحَافِظِينَ حفظ
19 furucehum fürûçlarını فُرُوجَهُمْ فرج
20 velhafizati ve koruyan (kadınlar) وَالْحَافِظَاتِ حفظ
21 vezzakirine ve zikreden (erkekler) وَالذَّاكِرِينَ ذكر
22 llahe Allah'ı اللَّهَ -
23 kesiran çokça كَثِيرًا كثر
24 vezzakirati ve zikreden (kadınlar) وَالذَّاكِرَاتِ ذكر
25 eadde hazırlardı أَعَدَّ عدد
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 lehum onlara لَهُمْ -
28 megfiraten bir mağfiret مَغْفِرَةً غفر
29 ve ecran ve bir ecir/karşılık وَأَجْرًا اجر
30 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Eril çoğul gelen zamir. İşaret edilen erkek ve kadınların tümümü kapsar. Bu da bizlere Arapça gramer olarak eril çoğulla gelen zamirlerin sadece erkekleri değil hem erkekleri hem de kadınları işaret ettiğine güzel bir delil olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

Sadaka nedir? Kavram 342

342 Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60). 2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

44. Duhân Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

4448|44|36|فَأْتُوا۟ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4448|44|36|فاتوا باباينا ان كنتم صدقين

Latin Literal

36. Fe’tû bi âbâinâ in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

"Öyle ki gelin* babalarımızla/atalarımızla eğer olduysanız sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

36 So come with our fathers/forefathers if you were truthful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي
2 biabaina babalarımızla/atalarımızla بِابَائِنَا ابو
3 in eğer إِنْ -
4 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
5 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Ölmedilerse getirin onları da görelim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 182: sâdık

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: sâdık

Kavram No: 182

Kısa Açıklama: 182 Doğrular, dürüstler.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 31

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Ve eğer olduysanız şüphe içinde kulumuz * üzerine indirdiğimizden 172 ; öyleyse gelin bir sureyle 183 mislinden 870 onun ** ; ve çağırın şahitlerinizi/tanıklarınızı Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar 182 .

Arapça: 30|2|23|وان كنتم في ريب مما نزلنا علي عبدنا فاتوا بسوره من مثله وادعوا شهداكم من دون الله ان كنتم صدقين

Bakara Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve öğretti * Âdem'e 50 isimleri 49 ; tamamını onun; sonra sundu onları (isimleri) melekler 48 üzerine; ve dedi: “Haber verin bana bunların isimlerini 49 ; eğer olduysanız sâdıklar 182 .”

Arapça: 38|2|31|وعلم ادم الاسما كلها ثم عرضهم علي المليكه فقال انبوني باسما هولا ان كنتم صدقين

Bakara Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: De ki: “Eğer olduysa sizlere ahiret diyarı/yurdu Allah'ın indinde/katında bir halis * (olarak) insanların dışında ** ; öyleyse temenni edin ölümü eğer olduysanız sâdıklar 182 .”

Arapça: 101|2|94|قل ان كانت لكم الدار الاخره عند الله خالصه من دون الناس فتمنوا الموت ان كنتم صدقين

Bakara Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Ve dediler: “Asla girmez cennete dışında kimse (ki) oldu (o) bir Yahudi 295 ya da Nasârâlı 296 ”; şu (ki); temennileridir onların; de ki: “Verin/getirin burhânınızı 293 ; eğer olduysanız sâdıklar 182 .

Arapça: 118|2|111|وقالوا لن يدخل الجنه الا من كان هودا او نصري تلك امانيهم قل هاتوا برهنكم ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Sabredenlerdir 51 ; ve sâdıklardır 182 ; ve kanaat 398 edenlerdir; ve infak 6 edenlerdir; ve istiğfar 396 edenlerdir seherlerde 397 .

Arapça: 310|3|17|الصبرين والصدقين والقنتين والمنفقين والمستغفرين بالاسحار

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Yiyeceklerin hepsi helal olmuştu İsrâîloğullarına 197 -dışındadır haram kılmış olduğu İsrâîl'in 445 kendi nefsine 201 - önceden ki indirildi Tevrât * ; de ki: "Öyle ki gelin Tevrât’la; öyle ki okuyun onu ** ; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 386|3|93|كل الطعام كان حلا لبني اسريل الا ما حرم اسريل علي نفسه من قبل ان تنزل التوريه قل فاتوا بالتوريه فاتلوها ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 168

Türkçe Meal: Kimseler (ki) dediler kardeşleri için ve oturmuşlar (-ken) onlar: "Eğer itaat etselerdi bizlere katledilmiş 35 olmazlardı"; de ki: "Öyleyse defedin/savın kendi nefsinizden 201 ölümü; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 461|3|168|الذين قالوا لاخونهم وقعدوا لو اطاعونا ما قتلوا قل فادروا عن انفسكم الموت ان كنتم صدقين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 183

Türkçe Meal: Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti * bizlere ki iman 47 etmeyiz bir resûle 418 ; ta ki gelir bizlere bir kurbanla 476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller 418 benden önce; beyanatlarla 352 ve dediğinizle ** ; öyleyse niçin katlettiniz 35 onları eğer olduysanız sâdıklar 182 .'

Arapça: 476|3|183|الذين قالوا ان الله عهد الينا الا نومن لرسول حتي ياتينا بقربان تاكله النار قل قد جاكم رسل من قبلي بالبينت وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صدقين

Nisâ Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Allah'tır; yoktur ilâh 74 O’nun dışında; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde 148 (ki) olmaz bir şüphe onda; ve kimdir daha sâdık 182 Allah’tan; bir hadiste/bir sözde * .

Arapça: 580|4|87|الله لا اله الا هو ليجمعنكم الي يوم القيمه لا ريب فيه ومن اصدق من الله حديثا

Nisâ Suresi - Ayet 122

Türkçe Meal: Ve kimseleri (ki) iman 47 ettiler ve yaptılar sâlihât 18 ; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir 185 orada ebediyen; hak/gerçek vaadidir Allah'ın; ve kim daha sâdıktır 182 Allah’tan bir söz/kelam (bakımından).

Arapça: 615|4|122|والذين امنوا وعملوا الصلحت سندخلهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا وعد الله حقا ومن اصدق من الله قيلا

Mâide Suresi - Ayet 119

Türkçe Meal: Dedi Allah: "Bu gündür (ki) fayda sağlar sâdıklara 182 sâdıklıkları 182 onların; onlaradır cennetler; akar altından nehirler; ölümsüzler 185 orada ebediyen"; razı oldu Allah onlardan; ve razı oldular onlar O'ndan; işte budur büyük fazilet/fazlalık.

Arapça: 788|5|119|قال الله هذا يوم ينفع الصدقين صدقهم لهم جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ابدا رضي الله عنهم ورضوا عنه ذلك الفوز العظيم

En'âm Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: De ki: "Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ya da gelse sizlere o sâat 470 ; Allah’tan başkasını mı çağırırsınız?"; eğer olduysanız * sâdıklar 182 .

Arapça: 829|6|40|قل اريتكم ان اتيكم عذاب الله او اتتكم الساعه اغير الله تدعون ان كنتم صدقين

A'râf Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Dediler: "Geldin mi (sen) bizlere (ki) kulluk 46 etmemiz için Allah'a ve tek O’na * ; ve bırakalım atalarımızın/babalarımızın kulluk 46 eder olduğunu?; öyle ki ver vaat ettiğini eğer olduysan sâdıklardan 182 ."

Arapça: 1024|7|70|قالوا اجيتنا لنعبد الله وحده ونذر ما كان يعبد اباونا فاتنا بما تعدنا ان كنت من الصدقين

A'râf Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Dedi (firavun): "Eğer olduysan (ki) geldin bir ayetle 287 ; getir onu * ; eğer olduysan sâdıklardan 182 ."

Arapça: 1060|7|106|قال ان كنت جيت بايه فات بها ان كنت من الصدقين

A'râf Suresi - Ayet 194

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler * (ki) çağırırsınız Allah’ın astından; kullardır * sizlerin misalleri/benzerleri; öyle ki çağırın onları; öyle ki cevap versinler sizlere eğer olduysanız sâdıklar 182 .

Arapça: 1148|7|194|ان الذين تدعون من دون الله عباد امثالكم فادعوهم فليستجيبوا لكم ان كنتم صدقين

Tevbe Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Affetti * Allah senden izin verdiğin için onlara; ta ki beyan 226 olur sana sâdık 182 olmuş kimseler ve bilirsin yalancıları.

Arapça: 1278|9|43|عفا الله عنك لم اذنت لهم حتي يتبين لك الذين صدقوا وتعلم الكذبين

Tevbe Suresi - Ayet 119

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Takvalı 21 olun Allah’a; ve olun sâdıklarla 182 beraber.

Arapça: 1354|9|119|يايها الذين امنوا اتقوا الله وكونوا مع الصدقين

Yunus Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ya da derler: "İftira attı * onu ** "; de ki: "Gelin bir sureyle 183 onun *** misli 870 ; ve çağırın kimseyi (ki) itaat **** ettiniz Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 1400|10|38|ام يقولون افتريه قل فاتوا بسوره مثله وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Yunus Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Ve derler: "Ne zamandır bu vaat edilen; eğer olduysanız sâdıklar 182 ?"

Arapça: 1410|10|48|ويقولون متي هذا الوعد ان كنتم صدقين

Hûd Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ya da derler: "İftira 883 attı onu * "; de ki: "Gelin on sureyle 183 onun ** iftira 883 atılmış misli (-yle); ve çağırın itaat *** ettiğiniz kimseyi Allah’ın astından eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 1484|11|13|ام يقولون افتريه قل فاتوا بعشر سور مثله مفتريت وادعوا من استطعتم من دون الله ان كنتم صدقين

Hûd Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Dediler: "Ey Nûh! Muhakkak mücadele ettin bizlere; öyle ki çok oldun * mücadelemizde; öyle ki getir bizlere; vaat ettiğini bizlere eğer olduysan sâdıklardan 182 ."

Arapça: 1503|11|32|قالوا ينوح قد جدلتنا فاكثرت جدلنا فاتنا بما تعدنا ان كنت من الصدقين

Yusuf Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Dediler * : "Ey babamız ** ! Doğrusu biz gitmiştik müsabaka *** yapmaya; ve terk etmiştik Yûsuf'u metalarımızın 54 yanında; öyle ki yemiş onu **** kurt/çakal; ve değilsin sen bir mümin ***** bizlere velev/şayet olduysak (da) sâdıklar 182 ."

Arapça: 1611|12|17|قالوا يابانا انا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متعنا فاكله الذيب وما انت بمومن لنا ولو كنا صدقين

Yusuf Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: "Ve eğer olduysa gömleği onun * yırtılmış arkadan; öyle ki yalan söylemiştir ** (o); ve o *** sâdıklardandır 182 ." (diye)

Arapça: 1621|12|27|وان كان قميصه قد من دبر فكذبت وهو من الصدقين

Yusuf Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Dedi * : "Neydi meseleniz murad talep ettiğiniz zaman Yûsuf'a; nefsinden 201 onun ** ?"; dediler *** : "Hâşa 941 Allah'adır (ki) bilmiş değiliz onun ** üzerine hiçbir kötülük"; dedi azizin karısı: "İşte şimdi ortaya çıktı hak/gerçek; ben murad talep ettim nefsinden 201 onun ** ; ve doğrusu o **** mutlak sâdıklardandır 182 ."

Arapça: 1645|12|51|قال ما خطبكن اذ رودتن يوسف عن نفسه قلن حش لله ما علمنا عليه من سو قالت امرات العزيز الن حصحص الحق انا رودته عن نفسه وانه لمن الصدقين

Yusuf Suresi - Ayet 82

Türkçe Meal: "Ve sual edin/sorun kente ki olduk içinde onun * ; ve kervana ki geldik içinde onun ** ; ve doğrusu bizler mutlak sâdıklarız 182 ."

Arapça: 1676|12|82|وسل القريه التي كنا فيها والعير التي اقبلنا فيها وانا لصدقون

Hicr Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: "Ve geldik * hakla/gerçekle; ve doğrusu bizler mutlak sâdıklarız 182 ."

Arapça: 1864|15|64|واتينك بالحق وانا لصدقون

Ahzâb Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Sual etmesi/sorması içindir (Allah’ın) sâdıklığı 182 onların sıddıklığından 551 ; ve hazırladı (Allah) kâfirlere 25 elim/acıklı bir azap.

Arapça: 3539|33|8|ليسل الصدقين عن صدقهم واعد للكفرين عذابا اليما

Ahzâb Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Müminlerdendir 27 adamlar (ki) sâdık 182 kaldılar ahit verdiklerine Allah'a onun * üzerine; öyle ki onlardan ** kimi tamamladı adağını *** ; ve onlardan kimi gözetlerler/bakarlar **** ; ve değiştirmiş değildiler bir değişmeyi.

Arapça: 3554|33|23|من المومنين رجال صدقوا ما عهدوا الله عليه فمنهم من قضي نحبه ومنهم من ينتظر وما بدلوا تبديلا

Ahzâb Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Cezalandırması * içindir Allah’ın sâdıkları 182 sıddıklıklarıyla 551 ; ve azap etmesi içindir münâfıklara 26 eğer dilerse (Allah) ya da tevbe 33 etmesi içindir (Allah'ın) onlar üzerine ** ; doğrusu Allah oldu bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 3555|33|24|ليجزي الله الصدقين بصدقهم ويعذب المنفقين ان شا او يتوب عليهم ان الله كان غفورا رحيما

Ahzâb Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Doğrusu müslim 45 (erkekler) ve müslim 45 (kadınlar); ve mümin 27 (erkekler) ve mümin 27 (kadınlar); ve kanaat eden (erkekler) ve kanaat eden (kadınlar); ve sâdık 182 (erkekler) ve sâdık 182 (kadınlar); ve sabreden 51 (erkekler) ve sabreden 51 (kadınlar); haşyet 53 duyan (erkekler) ve haşyet 53 duyan (kadınlar); sadaka 342 veren (erkekler) ve sadaka 342 veren (kadınlar); ve siyam 322 eden (erkekler) ve siyam 322 eden (kadınlar); ve koruyan (erkekler) fürûclarını 110 ve koruyan (kadınlar); ve Allah'ı çokça zikreden 78 (erkekler) ve zikreden 78 (kadınlar); hazırlardı Allah onlara * bir mağfiret 319 ve büyük bir ecir 820 .

Arapça: 3566|33|35|ان المسلمين والمسلمت والمومنين والمومنت والقنتين والقنتت والصدقين والصدقت والصبرين والصبرت والخشعين والخشعت والمتصدقين والمتصدقت والصيمين والصيمت والحفظين فروجهم والحفظت والذكرين الله كثيرا والذكرت اعد الله لهم مغفره واجرا عظيما

Duhân Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: "Öyle ki gelin * babalarımızla/atalarımızla eğer olduysanız sâdıklar 182 ."

Arapça: 4448|44|36|فاتوا باباينا ان كنتم صدقين