Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 132: Nebi

Bu kavram 42 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

132Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

2. Bakara Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

68|2|61|وَإِذْ قُلْتُمْ يَٰمُوسَىٰ لَن نَّصْبِرَ عَلَىٰ طَعَامٍ وَٰحِدٍ فَٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلْأَرْضُ مِنۢ بَقْلِهَا وَقِثَّآئِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَا قَالَ أَتَسْتَبْدِلُونَ ٱلَّذِى هُوَ أَدْنَىٰ بِٱلَّذِى هُوَ خَيْرٌ ٱهْبِطُوا۟ مِصْرًا فَإِنَّ لَكُم مَّا سَأَلْتُمْ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ ٱلذِّلَّةُ وَٱلْمَسْكَنَةُ وَبَآءُو بِغَضَبٍ مِّنَ ٱللَّهِ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَيَقْتُلُونَ ٱلنَّبِيِّۦنَ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوا۟ وَّكَانُوا۟ يَعْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

68|2|61|واذ قلتم يموسي لن نصبر علي طعام وحد فادع لنا ربك يخرج لنا مما تنبت الارض من بقلها وقثايها وفومها وعدسها وبصلها قال اتستبدلون الذي هو ادني بالذي هو خير اهبطوا مصرا فان لكم ما سالتم وضربت عليهم الذله والمسكنه وباو بغضب من الله ذلك بانهم كانوا يكفرون بايت الله ويقتلون النبين بغير الحق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون

Latin Literal

61. Ve iz kultum yâ mûsâ len nasbira alâ taâmin vâhidin fed’u lenâ rabbeke yuhric lenâ mimmâ tunbitulardu min baklihâ ve kıssâiha ve fûmihâ ve adesihâ ve basalihâ, kâle e testebdilûnellezî huve ednâ billezî huve hayr(hayrun), ihbitû mısran fe inne lekum mâ seeltum ve duribet aleyhimuz zilletu vel meskenetu ve bâu bi gadabin minallâh(minallâhi), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnen nebiyyîne bi gayril hak(hakkı), zâlike bi mâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).

Türkçe Çeviri

Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla sabretmeyiz51 tek bir yemeğe; öyle ki dua80 et bizlere; Rabbine4; çıkarsın bizlere bitirdiğinden yerin baklagilinden; ve hıyarından/kabağından; ve sarımsağından; ve mercimeğinden; ve soğanından onun”; dedi (Musa): “Takas mı edersiniz o ast/aşağı olanı o hayır olanla? İnin bir şehre; öyle ki doğrusu sizleredir sual ettiğiniz/sorduğunuz”; ve vuruldu üzerlerine aşağılık/alçaklık ve miskinlik113; ve maruz kaldılar Allah’tan bir gazaba; işte bu; nedeniyledir ki kâfirlik25 eder oldular Allah'ın ayetlerine; ve katleder35 (oldular) nebileri132 hak değilken; işte bu; nedeniyledir (ki) isyan ettiler ve sınırı aşar oldular.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And when you said: "You Moses, (we) will never be patient on one food, so call for us your lord (to) bring out for us from what the Earth/land sprouts/grows from its vegetables , and its long cucumber , and its legumes , and its lentils and its onions ." He said: "Do you exchange/substitute what it isnearer/weaker/poorer with what it is good/best ? Descend/enter (to the) city/border/region/Egypt , so for you (there is) what you asked/demanded." And it is imposed/forced on them the humiliation/disgrace and the poverty/ oppression and they returned/resided with anger from God, (that is) because they were disbelieving with God’s signs/verses/evidences , and (they) kill the prophets without the right , that (is) because (of) what they disobeyed, and they were transgressing/violating .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
3 ya musa ey Musa يَا مُوسَىٰ -
4 len asla لَنْ -
5 nesbira sabretmeyiz نَصْبِرَ صبر
6 ala عَلَىٰ -
7 taaamin bir yemeğe طَعَامٍ طعم
8 vahidin tek وَاحِدٍ وحد
9 fed'u öyle ki dua et فَادْعُ دعو
10 lena bizlere لَنَا -
11 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب
12 yuhric çıkarsın يُخْرِجْ خرج
13 lena bizlere لَنَا -
14 mimma مِمَّا -
15 tunbitu bitirdiğinden تُنْبِتُ نبت
16 l-erdu yerin الْأَرْضُ ارض
17 min مِنْ -
18 bekliha baklagilinden بَقْلِهَا بقل
19 vekissaiha ve hıyarından/kabağından وَقِثَّائِهَا قثا
20 vefumiha ve sarımsağından وَفُومِهَا فوم
21 veadesiha ve mercimeğinden وَعَدَسِهَا عدس
22 ve besaliha ve soğanından onun وَبَصَلِهَا بصل
23 kale dedi (Musa) قَالَ قول
24 etestebdilune takas mı edersiniz أَتَسْتَبْدِلُونَ بدل
25 llezi olan الَّذِي -
26 huve o هُوَ -
27 edna ast/aşağı/ أَدْنَىٰ دنو
28 billezi' olanla بِالَّذِي -
29 huve o هُوَ -
30 hayrun hayır خَيْرٌ خير
31 hbitu inin اهْبِطُوا هبط
32 misran bir şehre مِصْرًا مصر
33 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
34 lekum sizleredir لَكُمْ -
35 ma مَا -
36 seeltum sual ettiğiniz/sorduğunuz سَأَلْتُمْ سال
37 ve duribet ve vuruldu وَضُرِبَتْ ضرب
38 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
39 z-zilletu aşağılık/alçaklık الذِّلَّةُ ذلل
40 velmeskenetu ve miskinlik وَالْمَسْكَنَةُ سكن
41 ve ba'u ve maruz kaldılar/ وَبَاءُوا بوا
42 bigadebin bir gazaba بِغَضَبٍ غضب
43 mine -tan مِنَ -
44 llahi Allah- اللَّهِ -
45 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
46 biennehum doğrusu onların nedeniyledir بِأَنَّهُمْ -
47 kanu oldular كَانُوا كون
48 yekfurune Kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر
49 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
50 llahi Allah'ın اللَّهِ -
51 ve yektulune ve katlederler وَيَقْتُلُونَ قتل
52 n-nebiyyine nebileri النَّبِيِّينَ نبا
53 bigayri başka بِغَيْرِ غير
54 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
55 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
56 bima nedeniyledir بِمَا -
57 asav isyan ettiler عَصَوْا عصي
58 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
59 yea'tedune sınırı aştılar يَعْتَدُونَ عدو

2. Bakara Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

98|2|91|وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ نُؤْمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلْحَقُّ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَهُمْ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبْلُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Latin Literal

91. Ve izâ kîle lehum âminû bi mâ enzelallâhu kâlû nu’minu bi mâ unzile aleynâ ve yekfurûne bi mâ verâehu ve huvel hakku musaddikan limâ meahum kul fe lime taktulûne enbiyâallâhi min kablu in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve denildiği zaman onlara: “İman47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine*; ve o** haktır/gerçektir; bir musaddıktır140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz35 Allah'ın nebilerini132 daha önceden; eğer olduysanız müminler27?”

Ahmed Samira Çevirisi

91 And if it was/is said to them: "Believe with what God descended." They said: "We believe with what is descended on us and they disbelieve with what is behind/beyond it, and it is the truth confirming to what (is) with them." Say: "So why do you kill God’s prophets from before, if you were believing?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve o zaman وَإِذَا -
2 kile denildi قِيلَ قول
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 bima بِمَا -
6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 kalu dediler قَالُوا قول
9 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن
10 bima بِمَا -
11 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
12 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
13 ve yekfurune ve kâfirlik ederler وَيَكْفُرُونَ كفر
14 bima بِمَا -
15 vera'ehu onun (Tevrat’ın) ardındakine (Kur’an’a) وَرَاءَهُ وري
16 vehuve ve o (Kur’an) وَهُوَ -
17 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
18 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
19 lima لِمَا -
20 meahum onların yanlarındaki için (Tevrat) مَعَهُمْ -
21 kul de ki قُلْ قول
22 felime öyleyse neden فَلِمَ -
23 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل
24 enbiya'e nebilerini أَنْبِيَاءَ نبا
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 min مِنْ -
27 kablu daha öncesinde قَبْلُ قبل
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kur’ân'a.**Kur’ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

2. Bakara Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

143|2|136|قُولُوٓا۟ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَآ أُنزِلَ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَمَآ أُوتِىَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَآ أُوتِىَ ٱلنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُۥ مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

143|2|136|قولوا امنا بالله وما انزل الينا وما انزل الي ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي وما اوتي النبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Latin Literal

136. Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Deyin ki: “İman47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe*; ve indirilmişe İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilene Mûsâ'ya; ve Îsâ'ya; ve verilene nebilere132 Rablerinden4; ayırmayız438 arasını onlardan** birinin308; ve bizler O'na*** müslimiz45.”

Ahmed Samira Çevirisi

136 Say: "We believed with God and what was descended to us and what was descended to Abraham, and Ishmael, and Issac, and Jacob, and the grandchildren/branches/Jewish tribes , and what was given to Moses, and Jesus , and what was given to the prophets from their Lord, we do not separate/distinguish between anyone from them, and we are to Him submitters/surrenderers/Moslems ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kulu deyin ki قُولُوا قول
2 amenna iman ettik امَنَّا امن
3 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
4 ve ma ve وَمَا -
5 unzile indirilene (Kur’an’a) أُنْزِلَ نزل
6 ileyna bize إِلَيْنَا -
7 ve ma ve وَمَا -
8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
9 ila إِلَىٰ -
10 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ -
11 ve ismaiyle ve İsmail'e وَإِسْمَاعِيلَ -
12 ve ishaka ve İshak'a وَإِسْحَاقَ -
13 ve yea'kube ve Yakub'a وَيَعْقُوبَ -
14 vel'esbati ve torunlara وَالْأَسْبَاطِ سبط
15 ve ma ve وَمَا -
16 utiye verilene أُوتِيَ اتي
17 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
18 ve iysa ve Îsa'ya وَعِيسَىٰ -
19 ve ma ve وَمَا -
20 utiye verilene أُوتِيَ اتي
21 n-nebiyyune nebilere النَّبِيُّونَ نبا
22 min مِنْ -
23 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
24 la لَا -
25 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق
26 beyne arasını بَيْنَ بين
27 ehadin birinin أَحَدٍ احد
28 minhum onlardan مِنْهُمْ -
29 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ -
30 lehu O'na لَهُ -
31 muslimune Müslimiz مُسْلِمُونَ سلم

Notlar

Not 1

*Kur’an’a.**Resûllerden.***Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Allah'ın boyası. Kavram 308

308 Yüce Allah'ın boyası olan Kur'an'ın ayetleri. Bu boyaya adi/sahte başka boyalar (söylentiler/hadisler) asla karıştırılmamalıdır. Her yerimize bu boyayı sürmemiz gereklidir. Kesintisiz olarak, son nefesimize kadar da sürmeye devam etmeliyiz. Tabiri caizse boyanın içine atlamamız gereklidir.

Nebilerin arasını ayırmama. Kavram 438

438 Müşrikliği en belirgin ayırıcı tanı testi müşriklerin nebilerden birisinin arasını diğerlerinden ayırmasıdır. Yüce Allah'ın apaçık emri varken bu kimseler nebileri yarıştırırlar. Hristiyanlar Îsâ peygamberi haşa Yüce Allah'ın oğlu hatta kendisi kabul ederler. Meryem'e tanrıyı doğuran unvanı vermeye kalkarlar. Kendilerini müslüman sanan ancak müşrik olan çoğunluksa Muhammed peygamberi haşa Yüce Allah'ın sevgilisi yaparlar. Kur'an'ı anlayarak okumamak ne büyük bir gaflettir.

2. Bakara Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

184|2|177|لَّيْسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلْكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّۦنَ وَءَاتَى ٱلْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَٰهَدُوا۟ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِى ٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلْبَأْسِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Latin Literal

177. Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’s(be’si) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).

Türkçe Çeviri

Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba* ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.

Ahmed Samira Çevirisi

177 The righteousness/obedience is not that you turn your faces/fronts facing the sunrise/east, and the sunset/west, and but the righteousness/obedience (is) who believed with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and the angels and The Book , and the prophets, and brought/gave the property/possession/wealth on his love/like (to it), (to) of the relations/near (ones), and the orphans, and the poorest of the poor/poor oppressed, and the traveler/stranded traveler , and the askers/beggars , and in the necks’/slaves’ (freeing) , and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , and the fulfilling with the promise/contract if they promised/made a contract, and the patient in the misery/hardship and the calamity/disastrous distress , and (during the) time of the war/hardship ,those are who were truthful, and those, those are the fearing and obeying (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse değildir لَيْسَ ليس
2 l-birra erdem الْبِرَّ برر
3 en ki أَنْ -
4 tuvellu çevirirsiniz تُوَلُّوا ولي
5 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
6 kibele kıbleye/yönüne قِبَلَ قبل
7 l-meşriki doğu الْمَشْرِقِ شرق
8 velmegribi ve batı وَالْمَغْرِبِ غرب
9 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ -
10 l-birra erdem الْبِرَّ برر
11 men kimsededir مَنْ -
12 amene iman etti امَنَ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
15 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
16 velmelaiketi ve meleklere وَالْمَلَائِكَةِ ملك
17 velkitabi ve kitaba (Kur’an’a) وَالْكِتَابِ كتب
18 ve nnebiyyine ve nebilere/peygamberlere وَالنَّبِيِّينَ نبا
19 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
20 l-male malını الْمَالَ مول
21 ala üzerindedir عَلَىٰ -
22 hubbihi sevgisi حُبِّهِ حبب
23 zevi olanlara ذَوِي -
24 l-kurba yakında الْقُرْبَىٰ قرب
25 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم
26 velmesakine ve açlık sınırında yaşayanlara وَالْمَسَاكِينَ سكن
27 vebne ve oğluna وَابْنَ بني
28 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل
29 ve ssailine ve isteyenlere/talep edenlere وَالسَّائِلِينَ سال
30 ve fi ve وَفِي -
31 r-rikabi boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir) الرِّقَابِ رقب
32 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
33 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
34 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
35 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
36 velmufune ve yerine getirenler وَالْمُوفُونَ وفي
37 biahdihim antlaşmalarını بِعَهْدِهِمْ عهد
38 iza zaman إِذَا -
39 aahedu antlaştıkları عَاهَدُوا عهد
40 ve ssabirine ve sabrederler/metanetli direnirler وَالصَّابِرِينَ صبر
41 fi فِي -
42 l-be'sa'i sefalette/sıkıntıda الْبَأْسَاءِ باس
43 ve dderra'i ve başı darda/bunalımda وَالضَّرَّاءِ ضرر
44 ve hine ve zamanında وَحِينَ حين
45 l-be'si seferberlik الْبَأْسِ باس
46 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
47 ellezine kimseler الَّذِينَ -
48 sadeku doğrular صَدَقُوا صدق
49 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
50 humu onlardır هُمُ -
51 l-muttekune muttakiler الْمُتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 213

Arapça Metin (Harekeli)

220|2|213|كَانَ ٱلنَّاسُ أُمَّةً وَٰحِدَةً فَبَعَثَ ٱللَّهُ ٱلنَّبِيِّۦنَ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ وَأَنزَلَ مَعَهُمُ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ ٱلنَّاسِ فِيمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ وَمَا ٱخْتَلَفَ فِيهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ أُوتُوهُ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ بَغْيًۢا بَيْنَهُمْ فَهَدَى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَا ٱخْتَلَفُوا۟ فِيهِ مِنَ ٱلْحَقِّ بِإِذْنِهِۦ وَٱللَّهُ يَهْدِى مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Latin Literal

213. Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

İnsanlar bir tek ümmet305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı* hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

213 The people were one nation , so God sent the prophets, announcing good news and warners/givers of notice , and He descended with them The Book , with the truth/correct to judge/rule between the people in what they differed/disputed in it, and no (one) differed/disputed in it except those who were given it from after what the evidences came to them, oppression/transgression/corruption between them, so God guided those who believed, for what they differed/disputed in it from the truth , with His permission , and God guides whom He wills/wants to a straight/direct road/way .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kane oldu كَانَ كون
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 ummeten ümmet أُمَّةً امم
4 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
5 febease öyle ki gönderdi/görevlendirdi فَبَعَثَ بعث
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 nebiyyîne nebileri النَّبِيِّينَ نبا
8 mubeşşirine müjdeleyiciler (olarak) مُبَشِّرِينَ بشر
9 ve munzirine ve uyarıcılar (olarak) وَمُنْذِرِينَ نذر
10 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
11 meahumu onlarla beraber مَعَهُمُ -
12 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
13 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
14 liyehkume hükmetmek için لِيَحْكُمَ حكم
15 beyne arasında بَيْنَ بين
16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
17 fima فِيمَا -
18 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
19 fihi kendisinde فِيهِ -
20 ve ma ve değildir وَمَا -
21 htelefe anlaşmazlığa düşmüş اخْتَلَفَ خلف
22 fihi onda فِيهِ -
23 illa dışında إِلَّا -
24 ellezine kimseler الَّذِينَ -
25 utuhu verildiler (kitap) أُوتُوهُ اتي
26 min مِنْ -
27 bea'di sonrası بَعْدِ بعد
28 ma مَا -
29 ca'ethumu gelenden onlara جَاءَتْهُمُ جيا
30 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين
31 begyen baskı/ihlal/yolsuzluk بَغْيًا بغي
32 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
33 fe heda öyle ki doğru yola kılavuzladı فَهَدَى هدي
34 llahu Allah اللَّهُ -
35 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
36 amenu iman etmiş امَنُوا امن
37 lima لِمَا -
38 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف
39 fihi kendisinde فِيهِ -
40 mine مِنَ -
41 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
42 biiznihi O’nu izniyle بِإِذْنِهِ اذن
43 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
44 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي
45 men kimseyi مَنْ -
46 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
47 ila doğru إِلَىٰ -
48 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط
49 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

2. Bakara Suresi

Ayet 246

Arapça Metin (Harekeli)

253|2|246|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلْمَلَإِ مِنۢ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ مِنۢ بَعْدِ مُوسَىٰٓ إِذْ قَالُوا۟ لِنَبِىٍّ لَّهُمُ ٱبْعَثْ لَنَا مَلِكًا نُّقَٰتِلْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ قَالَ هَلْ عَسَيْتُمْ إِن كُتِبَ عَلَيْكُمُ ٱلْقِتَالُ أَلَّا تُقَٰتِلُوا۟ قَالُوا۟ وَمَا لَنَآ أَلَّا نُقَٰتِلَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَقَدْ أُخْرِجْنَا مِن دِيَٰرِنَا وَأَبْنَآئِنَا فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقِتَالُ تَوَلَّوْا۟ إِلَّا قَلِيلًا مِّنْهُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

253|2|246|الم تر الي الملا من بني اسريل من بعد موسي اذ قالوا لنبي لهم ابعث لنا ملكا نقتل في سبيل الله قال هل عسيتم ان كتب عليكم القتال الا تقتلوا قالوا وما لنا الا نقتل في سبيل الله وقد اخرجنا من ديرنا وابناينا فلما كتب عليهم القتال تولوا الا قليلا منهم والله عليم بالظلمين

Latin Literal

246. E lem tera ilel melei min benî isrâîle min ba’di mûsâ, iz kâlû li nebiyyin lehumub’as lenâ meliken nukâtil fî sebîlillâh(sebîlillâhi), kâle hel aseytum in kutibe aleykumul kıtâlu ellâ tukâtil(tukâtilû), kâlû ve mâ lenâ ellâ nukâtile fî sebîlillâhi ve kad uhricnâ min diyârinâ ve ebnâinâ fe lemmâ kutibe aleyhimul kıtâlu tevellev illâ kalîlen minhum vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin meleyi364 Musa sonrasında îsrailoğullarından197?, dedikleri zaman kendilerinden bir nebiye132; "Görevlendir bizlere bir melik96; katledelim35 Allah yolunda331"; dedi (nebileri): "Olabilir misiniz ki eğer yazılırsa üzerinize katletme35 ki katletmezsiniz35?"; dediler: "ve ne (olmuş) bizlere ki katletmeyiz35 Allah yolunda331; muhakkak ki çıkarıldık365 diyarlarımızdan* ve oğullarımızdan"; öyle ki ne zaman yazıldı üzerlerine katletme35; yüz çevirdiler biraz dışında onlardan; ve Allah bilir zalimleri.

Ahmed Samira Çevirisi

246 Do you not see/understand to the nobles/assembly from Israel’s sons and daughters from after Moses, when they said to a prophet to them: "Send to us a king , we will fight/kill in God’s way/road/sake." He said: "Did you maybe hope if the fighting/killing (is) written/dictated/ordered on you, that you do not fight/kill?"They said: "And why not for us (that) we not fight/kill in God’s way/road/sake, and we had been brought out/forced from our homes/countries/tribes and our sons." So when the fighting/killing was written/dictated/ordered on them they turned away, except little/few from them, and God (is) knowledgeable with the unjust.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin? تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 l-melei meleye الْمَلَإِ ملا
5 min مِنْ -
6 beni oğullarından بَنِي بني
7 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
8 min مِنْ -
9 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
10 musa Musa مُوسَىٰ -
11 iz zaman إِذْ -
12 kalu dediler قَالُوا قول
13 linebiyyin bir nebilerine لِنَبِيٍّ نبا
14 lehumu kendi لَهُمُ -
15 b'as görevlendir ابْعَثْ بعث
16 lena bizlere لَنَا -
17 meliken bir melik مَلِكًا ملك
18 nukatil katledelim نُقَاتِلْ قتل
19 fi -nda فِي -
20 sebili yolu- سَبِيلِ سبل
21 llahi Allah اللَّهِ -
22 kale dedi (nebileri) قَالَ قول
23 hel هَلْ -
24 aseytum olası mı ki sizler? عَسَيْتُمْ عسي
25 in eğer إِنْ -
26 kutibe yazılırsa كُتِبَ كتب
27 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ -
28 l-kitalu katletme الْقِتَالُ قتل
29 ella ki أَلَّا -
30 tukatilu katletmezsiniz تُقَاتِلُوا قتل
31 kalu dediler قَالُوا قول
32 ve ma ve ne وَمَا -
33 lena bizlerlere لَنَا -
34 ella ki أَلَّا -
35 nukatile katletmeyiz نُقَاتِلَ قتل
36 fi فِي -
37 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
38 llahi Allah اللَّهِ -
39 vekad muhakkak ki وَقَدْ -
40 uhricna çıkarıldık أُخْرِجْنَا خرج
41 min مِنْ -
42 diyarina diyarlarımızdan دِيَارِنَا دور
43 ve ebnaina ve oğullarımızdan وَأَبْنَائِنَا بني
44 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
45 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
46 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
47 l-kitalu katletme الْقِتَالُ قتل
48 tevellev yüz çevirdiler تَوَلَّوْا ولي
49 illa dışında إِلَّا -
50 kalilen biraz قَلِيلًا قلل
51 minhum onlardan مِنْهُمْ -
52 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
53 alimun bilir عَلِيمٌ علم
54 biz-zalimine zalimleri بِالظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Yahudiye bölgesi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Melik Kavram 96

96 Hükümdar/hünkâr.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Yahudilerin diyarlarından ve oğullarından çıkarılması. Kavram 365

365 Yahudilerin diyarlarından ve oğullarından çıkarılmasının işaret edildiği 2:246 ayetindeki Yahudiler MS 1300 yıllarında yaşamış Yahudilerdir. Anlarız ki binlerce Yahudi yurtlarından Câlût tarafından çıkarılmıştır.

2. Bakara Suresi

Ayet 247

Arapça Metin (Harekeli)

254|2|247|وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ قَدْ بَعَثَ لَكُمْ طَالُوتَ مَلِكًا قَالُوٓا۟ أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ ٱلْمُلْكُ عَلَيْنَا وَنَحْنُ أَحَقُّ بِٱلْمُلْكِ مِنْهُ وَلَمْ يُؤْتَ سَعَةً مِّنَ ٱلْمَالِ قَالَ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصْطَفَىٰهُ عَلَيْكُمْ وَزَادَهُۥ بَسْطَةً فِى ٱلْعِلْمِ وَٱلْجِسْمِ وَٱللَّهُ يُؤْتِى مُلْكَهُۥ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

254|2|247|وقال لهم نبيهم ان الله قد بعث لكم طالوت ملكا قالوا اني يكون له الملك علينا ونحن احق بالملك منه ولم يوت سعه من المال قال ان الله اصطفيه عليكم وزاده بسطه في العلم والجسم والله يوتي ملكه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

247. Ve kâle lehum nebiyyuhum innallâhe kad bease lekum tâlûtemelikâ(meliken), kâlû ennâ yekûnu lehul mulku aleynâ ve nahnu ehakku bil mulki minhu ve lem yu’te seaten minel mâl(mâli), kâle innallâhestafâhu aleykum ve zâdehu bestaten fîl ilmi vel cism(cismi), vallâhu yu’tî mulkehu men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve dedi onlara kendi nebileri132; "Doğrusu Allah muhakkak görevlendirdi sizlere Tâlût'u; bir melik (olarak); dediler: "Nasıl olur ona (Tâlût'a) (bir) mülk/hükümdarlık üzerimize; ve bizlere daha haktır mülk/hükümdarlık ondan (Tâlût'tan); ve asla verilmedi (ona) maldan bir genişlik"; dedi (nebi): "Doğrusu Allah saflaştırıp seçti onu (Tâlût'u) üzerinize; ve artırdı ona (Tâlût'a) bolca, ilimde ve cisimde/vücutta; ve Allah verir kendi mülkünü dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

247 And their prophet said to them: "That God had sent for you Saul/Taloot (as a) king". They said: "How is the ownership/kingdom to him over us and we are more worthy/deserving with the ownership/kingdom than him, and he was not given wealth/abundance from the property/wealth ?" He said: "That God chose/purified him over you, and increased him (in) expansion/wealth in the knowledge, and the body, and God gives His ownership/possession , (to) whom He wills/wants, and God (is) rich/spread, knowledgeable."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi ki وَقَالَ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 nebiyyuhum kendi nebileri نَبِيُّهُمْ نبا
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 llahe Allah اللَّهَ -
6 kad muhakkak قَدْ -
7 bease görevlendirdi بَعَثَ بعث
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 talute Talut'u طَالُوتَ -
10 meliken bir melik مَلِكًا ملك
11 kalu dediler قَالُوا قول
12 enna nasıl أَنَّىٰ اني
13 yekunu olur يَكُونُ كون
14 lehu ona لَهُ -
15 l-mulku mülk الْمُلْكُ ملك
16 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
17 venehnu ve bizlere وَنَحْنُ -
18 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
19 bil-mulki mülkü بِالْمُلْكِ ملك
20 minhu ondan مِنْهُ -
21 velem ve asla وَلَمْ -
22 yu'te verilmedi يُؤْتَ اتي
23 seaten genişlik سَعَةً وسع
24 mine -dan مِنَ -
25 l-mali mal- الْمَالِ مول
26 kale dedi قَالَ قول
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 stafahu saflaştırıp seçti onu اصْطَفَاهُ صفو
30 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
31 ve zadehu ve artırdı ona وَزَادَهُ زيد
32 bestaten bolca بَسْطَةً بسط
33 fi فِي -
34 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
35 velcismi ve cisimde/vücutta وَالْجِسْمِ جسم
36 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
37 yu'ti verir يُؤْتِي اتي
38 mulkehu kendi mülkünü مُلْكَهُ ملك
39 men kimseye مَنْ -
40 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
41 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
42 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع
43 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

2. Bakara Suresi

Ayet 248

Arapça Metin (Harekeli)

255|2|248|وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ ءَايَةَ مُلْكِهِۦٓ أَن يَأْتِيَكُمُ ٱلتَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَبَقِيَّةٌ مِّمَّا تَرَكَ ءَالُ مُوسَىٰ وَءَالُ هَٰرُونَ تَحْمِلُهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

248. Ve kâle lehum nebiyyuhum inne âyete mulkihî en ye’tiyekumut tâbûtu fîhi sekînetun min rabbikum ve bakiyyetun mimmâ terake âlu mûsâ ve âlu hârûne tahmiluhul melâikeh(melâiketu), inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi onlara nebileri132: "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden4; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler366; doğrusu bundadır mutlak bir ayet287 sizlere; eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

248 And their prophet said to them: "That his ownership’s/kingdom’s sign/evidence (is) the box/chest ,(it) comes to you, in it (is) a tranquillity/calm/satisfaction from your Lord, and a remainder from what Moses’ family , and Aaron’s family left. The angels carry it . That in that (is a) sign/evidence (E) to you if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 nebiyyuhum nebileri نَبِيُّهُمْ نبا
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 ayete ayeti ايَةَ ايي
6 mulkihi onun hükümdarlığının مُلْكِهِ ملك
7 en ki أَنْ -
8 ye'tiyekumu getirir sizlere يَأْتِيَكُمُ اتي
9 t-tabutu tabutu التَّابُوتُ -
10 fihi ondadır فِيهِ -
11 sekinetun bir sakinlik سَكِينَةٌ سكن
12 min مِنْ -
13 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
14 ve bekiyyetun ve bir bakiye/kalan وَبَقِيَّةٌ بقي
15 mimma -ndan مِمَّا -
16 terake geride bıraktığından تَرَكَ ترك
17 alu ailesinin الُ اول
18 musa Musa مُوسَىٰ -
19 ve alu ve ailesinin وَالُ اول
20 harune Harun هَارُونَ -
21 tehmiluhu yüklendi onu تَحْمِلُهُ حمل
22 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 fi فِي -
25 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
26 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
27 lekum sizlere لَكُمْ -
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Tabut yüklenen melekler. Kavram 366

366 Yetki/güç sahibi varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

314|3|21|إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكْفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَيَقْتُلُونَ ٱلنَّبِيِّۦنَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَيَقْتُلُونَ ٱلَّذِينَ يَأْمُرُونَ بِٱلْقِسْطِ مِنَ ٱلنَّاسِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

314|3|21|ان الذين يكفرون بايت الله ويقتلون النبين بغير حق ويقتلون الذين يامرون بالقسط من الناس فبشرهم بعذاب اليم

Latin Literal

21. İnnellezîne yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnen nebiyyîne bi gayri hakkın ve yaktulûnellezîne ye’murûne bil kıstı minen nâsi, fe beşşirhum bi azâbin elîm(elîmin).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler Allah'ın ayetlerine400; ve katlettiler35 nebileri132 olmaksızın bir hak; ve katlederler35 kimseleri (ki) emrederler eşitliği insanlardan; öyle ki müjdele onlara elim/acıklı bir azabı.

Ahmed Samira Çevirisi

21 That those who disbelieve with God’s signs/verses , and kill the prophets, without right , and they kill those who order/command with the just/equitable from the people, so announce good news to them with a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yekfurune kâfirlik ettiler يَكْفُرُونَ كفر
4 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 ve yektulune ve katlettiler وَيَقْتُلُونَ قتل
7 n-nebiyyine nebileri النَّبِيِّينَ نبا
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 hakkin hak حَقٍّ حقق
10 ve yektulune ve katlederler وَيَقْتُلُونَ قتل
11 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
12 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
13 bil-kisti eşitliği بِالْقِسْطِ قسط
14 mine مِنَ -
15 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
16 febeşşirhum öyle ki müjdele onlara فَبَشِّرْهُمْ بشر
17 biazabin bir azabı بِعَذَابٍ عذب
18 elimin elim/acıklı أَلِيمٍ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Yüce Allah'ın ayetlerine kâfirlik etmek. Kavram 400

400 Yüce Allah'ın ayetlerini örtmek, gizlemek. Ayetleri kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek de kâfirlik etmektir. Kutsal kitapların hükümlerini örten hadis/söylenti kitaplarına tabi olanlar Yüce Allah'ın ayetlerine kâfirlik etmiş olur.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

332|3|39|فَنَادَتْهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَآئِمٌ يُصَلِّى فِى ٱلْمِحْرَابِ أَنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَىٰ مُصَدِّقًۢا بِكَلِمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Latin Literal

39. Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler133; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken143; salât5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır140 Allah’tan bir kelimeye416; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır*; ve bir nebidir132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Ahmed Samira Çevirisi

39 So the angels called him, and he is standing/keeping praying, in the prayer’s niche : "That God announces good new to you with John confirming with a word from God and a master and restricting himself (chaste) , and a prophet from the correct/righteous people."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fenadethu öyle ki nida etti/seslendi ona فَنَادَتْهُ ندو
2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
3 vehuve ve o (Zekeriyya) وَهُوَ -
4 kaimun bir dik/doğru/kıyam قَائِمٌ قوم
5 yusalli salat eder يُصَلِّي صلو
6 fi فِي -
7 l-mihrabi mihrapta/özel alanda الْمِحْرَابِ حرب
8 enne doğrusu أَنَّ -
9 llahe Allah اللَّهَ -
10 yubeşşiruke müjdeler sana يُبَشِّرُكَ بشر
11 biyehya Yahya'yı بِيَحْيَىٰ -
12 musaddikan doğrulayıp tasdikleyici مُصَدِّقًا صدق
13 bikelimetin bir kelimeyi بِكَلِمَةٍ كلم
14 mine -tan مِنَ -
15 llahi Allah- اللَّهِ -
16 ve seyyiden ve bir lider/önder وَسَيِّدًا سود
17 ve hasuran ve bir kısıtlayan/sınırlayan (nefsini) وَحَصُورًا حصر
18 ve nebiyyen ve bir nebi/peygamber وَنَبِيًّا نبا
19 mine مِنَ -
20 s-salihine iyilerden-salihlerden الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Nefsini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Melekler; İbrahim-Lut-Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçiler. Rakim yoldaşları. Kavram 133

133 Yüce Allah'ın indinde/katında olan; Levh-i Mahfuz'un tamamına erişim yetkisi olan Cibrîl benzeri şerefli varlıklar. Diledikleri şekle dönüşerek Yüce Allah'ın emrini yerine getirirler. Mağara yoldaşlarına zaman yolculuğu yaptıran Rakim yoldaşları; İbrahim, Lut, Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçilerdir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

361|3|68|إِنَّ أَوْلَى ٱلنَّاسِ بِإِبْرَٰهِيمَ لَلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ وَهَٰذَا ٱلنَّبِىُّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱللَّهُ وَلِىُّ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Latin Literal

68. İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve Allah velisidir28 müminlerin27.

Ahmed Samira Çevirisi

68 That the people most worthy with Abraham are those who followed him and this the prophet and those who believed, and God (is) the believer’s guardian/patron .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 evla daha yakını أَوْلَى ولي
3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
4 biibrahime İbrahim'e بِإِبْرَاهِيمَ -
5 lellezine mutlak kimselerdir (ki) لَلَّذِينَ -
6 ttebeuhu tabi oldular ona (İbrahim’e) اتَّبَعُوهُ تبع
7 ve haza ve bu وَهَٰذَا -
8 n-nebiyyu nebidir (Muhammed’tir) النَّبِيُّ نبا
9 vellezine ve kimselerdir (ki) وَالَّذِينَ -
10 amenu iman ettiler امَنُوا امن
11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
12 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي
13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 79

Arapça Metin (Harekeli)

372|3|79|مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُؤْتِيَهُ ٱللَّهُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحُكْمَ وَٱلنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُوا۟ عِبَادًا لِّى مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِن كُونُوا۟ رَبَّٰنِيِّۦنَ بِمَا كُنتُمْ تُعَلِّمُونَ ٱلْكِتَٰبَ وَبِمَا كُنتُمْ تَدْرُسُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

372|3|79|ما كان لبشر ان يوتيه الله الكتب والحكم والنبوه ثم يقول للناس كونوا عبادا لي من دون الله ولكن كونوا ربنين بما كنتم تعلمون الكتب وبما كنتم تدرسون

Latin Literal

79. Mâ kâne li beşerin en yu’tiyehullâhul kitâbe vel hukme ven nubuvvete summe yekûle lin nâsi kûnû ıbâden lî min dûnillâhi ve lâkin kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn(tedrusûne).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir bir beşer432 için ki verir ona Allah kitap ve hikmet303; ve nebilik132; sonra der (o beşer) insanlara: "Olun kullar46 bana Allah’ın astından"; velakin/ancak (der o beşer) "Olun Rabbe4 kullar; kitaba* talim433 eder/öğretim yapar olduğunuzla; ve ders434 yapar olduğunuzla"

Ahmed Samira Çevirisi

79 It was not to a human that God gives him The Book and the judgment/rule and the prophethood then he says to the people: "Be/become worshippers/slaves to me, from other than God". And but: "Be knowledgeable Lord worshippers with what you were teaching The Book and with what you were studying ".

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 libeşerin bir beşer için لِبَشَرٍ بشر
4 en ki أَنْ -
5 yu'tiyehu verir ona يُؤْتِيَهُ اتي
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
8 velhukme ve hikmet وَالْحُكْمَ حكم
9 ve nnubuvve te ve nebilik وَالنُّبُوَّةَ نبا
10 summe sonra ثُمَّ -
11 yekule der o يَقُولَ قول
12 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
13 kunu olun كُونُوا كون
14 ibaden kullar عِبَادًا عبد
15 li bana لِي -
16 min مِنْ -
17 duni astından دُونِ دون
18 llahi Allah’ın اللَّهِ -
19 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
20 kunu olun كُونُوا كون
21 rabbaniyyine Rabbe kullar رَبَّانِيِّينَ ربب
22 bima بِمَا -
23 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
24 tuallimune talim edersiniz/öğretim yaparsınız تُعَلِّمُونَ علم
25 l-kitabe kitaba الْكِتَابَ كتب
26 ve bima ve وَبِمَا -
27 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
28 tedrusune ders yaparsınız تَدْرُسُونَ درس

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Kur'an'a/kitaba talim etmek. Kavram 433

433 Kur'an öğretmek, Kur'an öğrenmek. Yüce Allah bizlere Kur'an'ı öğrenip öğretmemizi emretmiştir. Bak. 3:79. Kur'an'a talim etmek onun ayetlerini anlamakla olur. Arapçasını yüzünden anlamadan okumak ve sevap beklemek şeytanın büyük bir tuzağıdır. Kur'an'ı öğretip öğrenmek Yüce Allah'a nasıl kulluk edileceğini öğretir. Bak. 3:79

Kur'an'ı ders yaparak çalışmak. Kavram 434

434 Yüce Allah'ın bir emridir. Bak. 3:79. Kur'an ayetlerini analitik olarak incelemek. Ayetler üzerinde derinlemesine düşünmek. Kur'an'ı bir bütün olarak çalışmak. Bir okulda matematik dersi yapar gibi Kur'an dersleri yapmak. Bu derslerde Kur'an öğrenmek, öğretmek. Kur'an çalışmak ayetlerin anlamlarını idrak etmekle olur. Anlamadan Arapçasından yüzünden okumak şeytanın büyük bir tuzağıdır. Kur'an'ı ders olarak çalışmak Yüce Allah'a nasıl kulluk edileceğini öğretir. Bak. 3:796:105 ayetinde ayetler üzerinde ders çalışmamız gerektiği resûl Muhammed üzerinden işaretle verilmiştir. Resûl Muhammed'in kalp ve beyin sinir hücrelerine Kur'an indirildi. Bizler ise Kur'an'ı ders çalışarak kalbimize ve beynimize yazmalıyız.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 80

Arapça Metin (Harekeli)

373|3|80|وَلَا يَأْمُرَكُمْ أَن تَتَّخِذُوا۟ ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ وَٱلنَّبِيِّۦنَ أَرْبَابًا أَيَأْمُرُكُم بِٱلْكُفْرِ بَعْدَ إِذْ أَنتُم مُّسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

373|3|80|ولا يامركم ان تتخذوا المليكه والنبين اربابا ايامركم بالكفر بعد اذ انتم مسلمون

Latin Literal

80. Ve lâ ye’murekum en tettehizûl melâikete ven nebiyyîne erbâbâ(erbâben), e ye’murukum bil kufri ba’de iz entum muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Ve emretmez (o beşer) sizlere ki edinin melekleri133 ve nebileri132 rabler435; emreder mi size küfrü422 sizlerin müslim45 olmasından sonra?

Ahmed Samira Çevirisi

80 And (he) does not order you that to take the angels and the prophets (as) Lords (Gods). Does he order/command you with the disbelief, after when you are submitters/surrenderers/Moslems?38

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 ye'murakum ve emretmez sizlere يَأْمُرَكُمْ امر
3 en ki أَنْ -
4 tettehizu edinin تَتَّخِذُوا اخذ
5 l-melaikete melekleri الْمَلَائِكَةَ ملك
6 ve nnebiyyine ve nebileri وَالنَّبِيِّينَ نبا
7 erbaben rambler أَرْبَابًا ربب
8 eye'murukum emreder mi size أَيَأْمُرُكُمْ امر
9 bil-kufri küfrü بِالْكُفْرِ كفر
10 bea'de sonra بَعْدَ بعد
11 iz zaman إِذْ -
12 entum sizler أَنْتُمْ -
13 muslimune müslim مُسْلِمُونَ سلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Melekler; İbrahim-Lut-Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçiler. Rakim yoldaşları. Kavram 133

133 Yüce Allah'ın indinde/katında olan; Levh-i Mahfuz'un tamamına erişim yetkisi olan Cibrîl benzeri şerefli varlıklar. Diledikleri şekle dönüşerek Yüce Allah'ın emrini yerine getirirler. Mağara yoldaşlarına zaman yolculuğu yaptıran Rakim yoldaşları; İbrahim, Lut, Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçilerdir.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Nebileri Rabler edinmek. Kavram 435

435 Yüce Allah'ın uyarısı asla boşuna değildir. İnsanların nebileri bir zaman Rabler edineceğini bilen Rabbimiz bizleri uyarmaktadır. Îsâ'yı Rab edinen Hristiyanlar olacağını, Muhammedi Rab edinen kimseler olacağına Rabbimiz bilmiştir. Günümüzde sadece Kur'an demeyen, sadece Kur'an'a teslim olmayan ancak kendisine müslümanım diyen herkes müşriktir. Rab kelime anlamı olarak 'efendi' demektir. Peygamber efendimiz/rabbimiz buyurduk ki diye başlayan, tamamı zan olan söylentilere/hadislere tabi olanların tamamı kâfir olmuştur, küfretmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

374|3|81|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلنَّبِيِّۦنَ لَمَآ ءَاتَيْتُكُم مِّن كِتَٰبٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَآءَكُمْ رَسُولٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِهِۦ وَلَتَنصُرُنَّهُۥ قَالَ ءَأَقْرَرْتُمْ وَأَخَذْتُمْ عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ إِصْرِى قَالُوٓا۟ أَقْرَرْنَا قَالَ فَٱشْهَدُوا۟ وَأَنَا۠ مَعَكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Latin Literal

81. Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

81 And when/if God took the prophets’ promise/covenant what/that what (E) I gave/brought you from a Book and wisdom , then a messenger came to you confirming to/for what (is) with you, to believe with him/it (E) and you will give him/it victory/aid (E). He said: "Did you confess/acknowledge and you took/received on that My promise ?" They said: "We confessed/acknowledged ." He said: "So witness/testify and I am with you from the witnessing/testifying/present."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka mîsâkını/antlaşmasını مِيثَاقَ وثق
5 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا
6 lema mutlak لَمَا -
7 ateytukum verdiğime sizlere اتَيْتُكُمْ اتي
8 min مِنْ -
9 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
10 ve hikmetin ve hikmetten وَحِكْمَةٍ حكم
11 summe sonra ثُمَّ -
12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
13 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
14 musaddikun musaddık مُصَدِّقٌ صدق
15 lima لِمَا -
16 meakum yanınızdakine مَعَكُمْ -
17 letu'minunne mutlak iman edersiniz لَتُؤْمِنُنَّ امن
18 bihi ona (resûle) بِهِ -
19 veletensurunnehu ve mutlak yardım edersiniz ona وَلَتَنْصُرُنَّهُ نصر
20 kale dedi (Allah) قَالَ قول
21 eekrartum ikrar/kabul ettiniz mi? أَأَقْرَرْتُمْ قرر
22 ve ehaztum ve aldınız mı وَأَخَذْتُمْ اخذ
23 ala üzerinize عَلَىٰ -
24 zalikum bunu ذَٰلِكُمْ -
25 isri antlaşmamı إِصْرِي اصر
26 kalu dediler قَالُوا قول
27 ekrarna ikrar/kabul ettik أَقْرَرْنَا قرر
28 kale dedi قَالَ قول
29 feşhedu öyleyse tanık/şahit olun فَاشْهَدُوا شهد
30 ve ena ve ben (de) وَأَنَا -
31 meakum yanınızdayım مَعَكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 ş-şahidine tanık olanlardan الشَّاهِدِينَ شهد

Notlar

Not 1

*Verilen hikmetli kutsal kitaba.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

405|3|112|ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ ٱلذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُوٓا۟ إِلَّا بِحَبْلٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَحَبْلٍ مِّنَ ٱلنَّاسِ وَبَآءُو بِغَضَبٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ ٱلْمَسْكَنَةُ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَيَقْتُلُونَ ٱلْأَنۢبِيَآءَ بِغَيْرِ حَقٍّ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوا۟ وَّكَانُوا۟ يَعْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

405|3|112|ضربت عليهم الذله اين ما ثقفوا الا بحبل من الله وحبل من الناس وباو بغضب من الله وضربت عليهم المسكنه ذلك بانهم كانوا يكفرون بايت الله ويقتلون الانبيا بغير حق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون

Latin Literal

112. Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkın), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).

Türkçe Çeviri

Darbedildi/vuruldu üzerlerine zillet452 bulundukları her nereyse; dışındadır Allah’tan bir ipe453 (tutunmaları) ve insanlardan bir ipe453 (tutunmaları); ve uğradılar Allah’tan bir gazaba; ve darbedildi/vuruldu üzerlerine miskinlik*; işte böyledir**; onların kâfirlik25 eder olmuş olmalarındandır Allah'ın ayetlerine; ve katletmelerindendir35 nebileri132 olmaksızın bir hak; işte böyledir; isyan etmelerindendir; ve sınır aşar olmuş olmalarındandır.

Ahmed Samira Çevirisi

112 The humiliation/disgrace (is) forced on them, wherever they were defeated/overtaken , except with a covenant/agreement from God, and a covenant/agreement from the people, and they returned/resided with anger from God, and the poverty/oppression (was) forced on them, that (is) with what they were disbelieving with God’s signs/verses/evidences, and they kill the prophets without right, that (is) because (of) what they disobeyed, and they were transgressing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 duribet darb edildi/vuruldu ضُرِبَتْ ضرب
2 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
3 z-zilletu zillet الذِّلَّةُ ذلل
4 eyne her nereyse أَيْنَ -
5 ma مَا -
6 sukifu bulundukları ثُقِفُوا ثقف
7 illa dışında إِلَّا -
8 bihablin ipe بِحَبْلٍ حبل
9 mine مِنَ -
10 llahi Allah’tan اللَّهِ -
11 ve hablin ve bir ipe وَحَبْلٍ حبل
12 mine مِنَ -
13 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
14 ve ba'u ve uğradılar وَبَاءُوا بوا
15 bigadebin bir gazaba بِغَضَبٍ غضب
16 mine مِنَ -
17 llahi Allah’tan اللَّهِ -
18 ve duribet ve darp edildi/vuruldu وَضُرِبَتْ ضرب
19 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ -
20 l-meskenetu miskinlik (damgası) الْمَسْكَنَةُ سكن
21 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
22 biennehum onların بِأَنَّهُمْ -
23 kanu olmuş olmalarındandır كَانُوا كون
24 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر
25 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 ve yektulune ve katletmelerinden وَيَقْتُلُونَ قتل
28 l-enbiya'e nebileri الْأَنْبِيَاءَ نبا
29 bigayri gayri بِغَيْرِ غير
30 hakkin hak حَقٍّ حقق
31 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
32 bima بِمَا -
33 asav isyan etmelerindendir عَصَوْا عصي
34 ve kanu ve olmuş olmalaındandır وَكَانُوا كون
35 yea'tedune sınır aşarlar يَعْتَدُونَ عدو

Notlar

Not 1

*İmkansızlıktan hareketi kısıtlanmış. **Yüce Allah'ın kutsal kitaplarına (ayetlerine) kâfirlik etmek, nebileri öldürmek, haksız yere isyan etmek, sınırı aşmak mutlak ki zillet ve miskinlik getirir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Zillet Kavram 452

452 Alçaklık, aşağılık, hor görülmek.

Allah’tan bir ip ve insanlardan bir ip. Kavram 453

453 Yüce Allah'ın ipi onun biricik dini olan İslâm'dır. Sadece kutsal kitaplar demek. Sadece Kur'an demektir. Yüce Allah'ın ipine tutunmuş olan insanlara kulak vermek. Yüce Allah'ın ipine tutunmuş kişileri yönetici belirlemek. Onları hüküm sahibi etmek. Toplumu Yüce Allah'ın ipine tutunmuş kişilerin yönetmesini sağlamak.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 161

Arapça Metin (Harekeli)

454|3|161|وَمَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَغُلَّ وَمَن يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Latin Literal

161. Ve mâ kâne li nebiyyin en yagull(yagulle), ve men yaglul ye’ti bimâ galle yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), summe tuveffâ kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir nebiye132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü148; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlar zulme257 uğratılmazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

161 And (it) was not to a prophet to cheat/defraud , and who cheats/defrauds comes with what he cheated/defrauded (in) the Resurrection Day, then each self is fulfilled what it gathered/acquired ,and they are not being caused injustice to/oppressed.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linebiyyin bir nebiye لِنَبِيٍّ نبا
4 en ki أَنْ -
5 yegulle aldatır يَغُلَّ غلل
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 yeglul aldatırsa يَغْلُلْ غلل
8 ye'ti gelir يَأْتِ اتي
9 bima بِمَا -
10 galle aldattığıyla غَلَّ غلل
11 yevme günü يَوْمَ يوم
12 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
13 summe sonra ثُمَّ -
14 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي
15 kullu her كُلُّ كلل
16 nefsin nefse نَفْسٍ نفس
17 ma مَا -
18 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 la لَا -
21 yuzlemune zulme uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

562|4|69|وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَعَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّۦنَ وَٱلصِّدِّيقِينَ وَٱلشُّهَدَآءِ وَٱلصَّٰلِحِينَ وَحَسُنَ أُو۟لَٰٓئِكَ رَفِيقًا

Arapça Metin (Harekesiz)

562|4|69|ومن يطع الله والرسول فاوليك مع الذين انعم الله عليهم من النبين والصديقين والشهدا والصلحين وحسن اوليك رفيقا

Latin Literal

69. Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ(rafîkan).

Türkçe Çeviri

Ve kim itaat eder Allah'a ve resûle76; işte bunlar; yanındadır kimselerin (ki) nimetlendirdi Allah onları nebilerden132 ve sıddıklardan/doğrulardan ve şahitlerden* ve sâlihlerden217; ve bunlar ne iyileşmiş arkadaşlıktır.

Ahmed Samira Çevirisi

69 And who obeys God and the messenger, so these (are) with those who God blessed on them from the prophets and the always very truthful, and the witnessing/those killed in God’s sake , and the correct/righteous, and those are a good helper/supporter/companion/friend.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yutii itaat eder يُطِعِ طوع
3 llahe Allah'a اللَّهَ -
4 ve rrasule ve resûle وَالرَّسُولَ رسل
5 feulaike işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
6 mea beraberdir مَعَ -
7 ellezine kimselerle الَّذِينَ -
8 en'ame nimetlendirdi أَنْعَمَ نعم
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 aleyhim onları عَلَيْهِمْ -
11 mine مِنَ -
12 n-nebiyyine nebilerleden النَّبِيِّينَ نبا
13 ve ssiddikine ve sıddıklardan وَالصِّدِّيقِينَ صدق
14 ve şşuheda'i ve şahitlerden وَالشُّهَدَاءِ شهد
15 ve ssalihine ve salihlerden وَالصَّالِحِينَ صلح
16 ve hasune ve ne iyi oldu وَحَسُنَ حسن
17 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ -
18 rafikan arkadaşlıktır رَفِيقًا رفق

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kutsal kitaplarına tanık olmuş, şahit olmuşlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 163

Arapça Metin (Harekeli)

656|4|163|إِنَّآ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ كَمَآ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰ نُوحٍ وَٱلنَّبِيِّۦنَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَعِيسَىٰ وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَٰرُونَ وَسُلَيْمَٰنَ وَءَاتَيْنَا دَاوُۥدَ زَبُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

656|4|163|انا اوحينا اليك كما اوحينا الي نوح والنبين من بعده واوحينا الي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وعيسي وايوب ويونس وهرون وسليمن واتينا داود زبورا

Latin Literal

163. İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dihî, ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu biz vahyettik603 sana; vahyettiğimiz603 gibi Nûh'a; ve ondan (Nûh'tan) sonraki nebilere132; ve vahyettik603 İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve sıbtlara*; ve Îsâ’ya; ve Eyyûb'a; ve Yûnûs'a; ve Hârun'a; ve Süleymân'a; ve verdik Dâvûd'a zeburu477.

Ahmed Samira Çevirisi

163 That We inspired/transmitted to you, as We inspired/transmitted to Noah and the prophets from after him, and We inspired/transmitted to Abraham, and Ishmael, and Issac, and Jacob, and the grandchildren/Jewish tribes, and Jesus, and Job, and Jonah and Aaron, and Solomon, and We gave David a Book.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inna doğrusu biz إِنَّا -
2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي
3 ileyke sana إِلَيْكَ -
4 kema gibi كَمَا -
5 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي
6 ila إِلَىٰ -
7 nuhin Nuh'a نُوحٍ -
8 ve nnebiyyine ve nebilere وَالنَّبِيِّينَ نبا
9 min مِنْ -
10 bea'dihi ondan sonraki بَعْدِهِ بعد
11 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
12 ila إِلَىٰ -
13 ibrahime İbrâhîm'e إِبْرَاهِيمَ -
14 ve ismaiyle ve İsmâîl'e وَإِسْمَاعِيلَ -
15 ve ishaka ve İshâk'a وَإِسْحَاقَ -
16 ve yea'kube ve Yakûb'a وَيَعْقُوبَ -
17 vel'esbati ve sıbtlara وَالْأَسْبَاطِ سبط
18 ve iysa ve Îsâ’ya وَعِيسَىٰ -
19 ve eyyube ve Eyyûb'a وَأَيُّوبَ -
20 ve yunuse ve Yûnûs'a وَيُونُسَ -
21 ve harune ve Hârun'a وَهَارُونَ -
22 ve suleymane ve Süleymân'a وَسُلَيْمَانَ -
23 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
24 davude Dâvûd'a دَاوُودَ -
25 zeburan Zebur'u زَبُورًا زبر

Notlar

Not 1

*Yahudilerden bir grup/klan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Zebur Kavram 477

477 Taş/kil yazıt. Kil tabletler. Üzerine çivi yazısı yazılmış ve sonrası pişirilerek taş haline getirilmiş yazıtlar. Anlarız ki kutsal kitaplar öncesi Yüce Allah insanlara üzerinde çivi yazısı olan tabletler göndermiş. Resûller Yüce Allah'tan aldıkları vahyi taş tabletler üzerine yazmışlar. 3:184 ayetinde nurlu kitap öncesi zikredilmesi taş yazıtların parşömenlerden oluşan kitaplardan daha önce gönderildiğini düşündürür.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

5. Mâide Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

689|5|20|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَةَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَعَلَ فِيكُمْ أَنۢبِيَآءَ وَجَعَلَكُم مُّلُوكًا وَءَاتَىٰكُم مَّا لَمْ يُؤْتِ أَحَدًا مِّنَ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

689|5|20|واذ قال موسي لقومه يقوم اذكروا نعمه الله عليكم اذ جعل فيكم انبيا وجعلكم ملوكا واتيكم ما لم يوت احدا من العلمين

Latin Literal

20. Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmizkurû ni’metallâhi aleykum iz ceale fîkum enbiyâe ve cealekum mulûk(mulûken), ve âtâkum mâ lem yu’ti ehaden minel âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman Musa kavmine/toplumuna: "Ey kavmim/toplumum! Anın/zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; zira yaptı içinizde enbiya/nebiler132 ve yaptı sizlere bir mülk/hükümdarlık; ve verdi sizlere alemlerden203 birine asla vermediğini."

Ahmed Samira Çevirisi

20 And when Moses said to his nation: "You my nation mention/remember God’s blessing/goodness on you when He put/created between you prophets, and He made you kings, and he gave you what he did not give anyone from the creations altogether/(universes).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 likavmihi kavmine/toplumuna لِقَوْمِهِ قوم
5 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
6 zkuru anın/zikredin اذْكُرُوا ذكر
7 nia'mete nimetini نِعْمَةَ نعم
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
10 iz zaman إِذْ -
11 ceale yaptığı جَعَلَ جعل
12 fikum içinizde فِيكُمْ -
13 enbiya'e nebiler أَنْبِيَاءَ نبا
14 ve cealekum ve yaptı sizlere وَجَعَلَكُمْ جعل
15 muluken bir mülk/hükümdarlık مُلُوكًا ملك
16 ve atakum ve verdi sizlere وَاتَاكُمْ اتي
17 ma مَا -
18 lem asla لَمْ -
19 yu'ti vermediğini يُؤْتِ اتي
20 ehaden birine أَحَدًا احد
21 mine مِنَ -
22 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Âlem, âlem, alem. Kavram 203

203 Farklı zamanlar ve/veya mekanlarda yaşamlar, durum ve şartlar. Göklerdeki uzaylı yaşamlar. Dünya hayatının farklı zamanlarında gerçekleşen yaşamlar.

5. Mâide Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

713|5|44|إِنَّآ أَنزَلْنَا ٱلتَّوْرَىٰةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا ٱلنَّبِيُّونَ ٱلَّذِينَ أَسْلَمُوا۟ لِلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلرَّبَّٰنِيُّونَ وَٱلْأَحْبَارُ بِمَا ٱسْتُحْفِظُوا۟ مِن كِتَٰبِ ٱللَّهِ وَكَانُوا۟ عَلَيْهِ شُهَدَآءَ فَلَا تَخْشَوُا۟ ٱلنَّاسَ وَٱخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِى ثَمَنًا قَلِيلًا وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْكَٰفِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

713|5|44|انا انزلنا التوريه فيها هدي ونور يحكم بها النبيون الذين اسلموا للذين هادوا والربنيون والاحبار بما استحفظوا من كتب الله وكانوا عليه شهدا فلا تخشوا الناس واخشون ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الكفرون

Latin Literal

44. İnnâ enzelnet tevrâte fîhâ huden ve nûr(nûrun), yahkumu bihen nebiyyûnellezîne eslemû lillezîne hâdû ver rabbâniyyûne vel ahbâru bimestuhfizû min kitâbillâhi ve kânû aleyhi şuhedâe, fe lâ tahşevûn nâse vahşevni ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlâ(kalîlen) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul kâfirûn(kâfirûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu indirdik Tevrât'ı (ki) ondadır* bir doğru yola kılavuz ve bir nur; hükmeder onunla* nebiler132 -İslam218 olmuş kimseler-; yahudileşmiş267 kimselere ve Rabbânîlere462 ve bilginlere; hafızlık etmeleriyle/korumalarıyla** Allah'ın kitabından*; ve oldular onun* üzerine şahitler/tanıklar; öyle ki haşyet53 duymayın insanlara543; haşyet53 duyun bana543; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve kim asla hükmetmez indirdiğiyle Allah'ın544; öyle ki işte bunlar; onlardır kâfirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

44 That We descended the Torah/Old Testament, in it (is) guidance and light, the prophets those who submitted/surrendered , judge/rule with it, to those who guided/Jews , and the knowledgeable Lord worshippers , and the religious scholars with what they memorized/safe kept (learned) from God’s Book , and they were not on it witnessing/present ; so do not fear the people and fear Me, and do not buy/volunteer with My signs/verses a small price, and who does not judge/rule with what God descended, so those, they are the disbelievers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inna doğrusu إِنَّا -
2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل
3 t-tevrate Tevrat'ı التَّوْرَاةَ -
4 fiha ondadır فِيهَا -
5 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي
6 ve nurun ve bir nur وَنُورٌ نور
7 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
8 biha onunla بِهَا -
9 n-nebiyyune nebiler النَّبِيُّونَ نبا
10 ellezine kimseler الَّذِينَ -
11 eslemu İslam olmuşlar أَسْلَمُوا سلم
12 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
13 hadu yahudileştiler هَادُوا هود
14 ve rrabbaniyyune ve Rabbanilere وَالرَّبَّانِيُّونَ ربب
15 vel'ehbaru ve bilginlere وَالْأَحْبَارُ حبر
16 bima بِمَا -
17 stuhfizu hafızlık etmeleriyle/korumalarıyla اسْتُحْفِظُوا حفظ
18 min مِنْ -
19 kitabi kitaptan كِتَابِ كتب
20 llahi Allah'ın اللَّهِ -
21 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
22 aleyhi üzerine onun (Tevrat’ın) عَلَيْهِ -
23 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
24 fela öyle ki فَلَا -
25 tehşevu haşyet duymayın تَخْشَوُا خشي
26 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
27 vehşevni haşyet duyun bana وَاخْشَوْنِ خشي
28 ve la ve وَلَا -
29 teşteru satmayın تَشْتَرُوا شري
30 biayati ayetlerimi بِايَاتِي ايي
31 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
32 kalilen az bir قَلِيلًا قلل
33 ve men ve kim وَمَنْ -
34 lem asla لَمْ -
35 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم
36 bima ile بِمَا -
37 enzele indirdiği أَنْزَلَ نزل
38 llahu Allah'ın اللَّهُ -
39 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
40 humu onlar هُمُ -
41 l-kafirune kâfirlerdir الْكَافِرُونَ كفر

Notlar

Not 1

*Tevrât.**Ezberleyerek, yazarak, zikrederek Tevrât'ın ayetlerinin sözlerle/hadislerle kontamine olmasına engel olarak. Sadece Tevrât diyerek ayetlerin hükümlerini koruyarak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İslam, islam Kavram 218

218 Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir. Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.

Yahudileşmek Kavram 267

267 Sadece Tevrat'a tabi olmuş. Tek tanrıcı. Şirke girmemiş. Talmud kitaplarına uyarak sapmamış, müşrik olmamış. Günümüzdeki Yahudilerle uzaktan yakında ilgisi yoktur.

Rabbânî Kavram 462

462 Sadece Rabba kulluk/kölelik edenler.

Sadece Allah'a haşyet duyulur. İnsanlara haşyet duyulmaz. Kavram 543

543 Haşyet huşu, derin saygıdan yüreğin ürpermesi, bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma demektir. Yüce Allah insanlara haşyet duyulmaması gerektiğini bildirmiştir. Haşyet sadece Yüce Allah'a duyulur. Ancak günümüzde tarikat şeyhlerine, mezhep imamlarına, peygamberlere, sözde hadis/söylenti alimlerine Yüce Allah'a duyulan haşyetten daha fazla haşyet duyulmaktadır.

Yüce Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerdir. Kavram 544

544 Sadece kutsal kitaplar demeyip onun yanında tamamı zan olan hadis/söylenti/Talmud uydurmalarıyla hükmederek kitabın ayetlerine kâfirlik edenler.

5. Mâide Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

750|5|81|وَلَوْ كَانُوا۟ يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلنَّبِىِّ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مَا ٱتَّخَذُوهُمْ أَوْلِيَآءَ وَلَٰكِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُمْ فَٰسِقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

750|5|81|ولو كانوا يومنون بالله والنبي وما انزل اليه ما اتخذوهم اوليا ولكن كثيرا منهم فسقون

Latin Literal

81. Ve lev kânû yu’minûne billâhi ven nebiyyi ve mâ unzile ileyhi mettehazûhum evliyâe ve lâkinne kesîren minhum fâsikûn(fâsikûne).

Türkçe Çeviri

Şayet iman47 eder olsalardı Allah'a ve nebiye132 ve ona indirilene*; edinmiş olmazlardı onları evliya212; ve fakat çoğu onlardan fâsıklardır38.

Ahmed Samira Çevirisi

81 And if they were believing with God, and the prophet and what was descended to him, they would not (have) taken them (as) guardians/allies , and but many from them (are) debauchers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 kanu olsalardı كَانُوا كون
3 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
4 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
5 ve nnebiyyi ve nebiye وَالنَّبِيِّ نبا
6 ve ma ve وَمَا -
7 unzile indirilen أُنْزِلَ نزل
8 ileyhi ona إِلَيْهِ -
9 ma değildi مَا -
10 ttehazuhum edindiler onları اتَّخَذُوهُمْ اخذ
11 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
12 velakinne ve fakat وَلَٰكِنَّ -
13 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر
14 minhum onlardan مِنْهُمْ -
15 fasikune fasıklardır فَاسِقُونَ فسق

Notlar

Not 1

*Kutsal kitaplara gerçek anlamda iman edenler tek tanrıcı olurlar. Her zaman doğru yolda olurlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

6. En'âm Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

901|6|112|وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّا شَيَٰطِينَ ٱلْإِنسِ وَٱلْجِنِّ يُوحِى بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ ٱلْقَوْلِ غُرُورًا وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

901|6|112|وكذلك جعلنا لكل نبي عدوا شيطين الانس والجن يوحي بعضهم الي بعض زخرف القول غرورا ولو شا ربك ما فعلوه فذرهم وما يفترون

Latin Literal

112. Ve kezâlike cealnâ li kulli nebiyyin aduvven şeyâtînel insi vel cinni, yûhî ba’duhum ilâ ba’dın zuhrufel kavli gurûrâ(gurûran), ve lev şâe rabbuke mâ fealûhu fe zerhum ve mâ yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; yaptık her bir nebiye132 bir düşman; şeytânlar29, insan ve cin210 (-den); fısıldar bir kısmı onların bir kısım üzerine süslü sözler; bir aldatma/kandırmadır; ve eğer dileseydi Rabbin yapamazlardı onu; öyleyse bırak/terk et onları ve uydurdukları yalanları.

Ahmed Samira Çevirisi

112 And like that We made/put to each prophet an enemy (from) the human’s/mankind’s and the Jinn’s devils, some of them inspire/transmit to some the word’s/opinion and belief’s ornament/decoration (as) deceit/temptation, and if your Lord wanted/willed they would not have done it, so leave them and what they fabricate

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل
3 likulli her لِكُلِّ كلل
4 nebiyyin bir nebiye نَبِيٍّ نبا
5 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو
6 şeyatine şeytanlar شَيَاطِينَ شطن
7 l-insi insan الْإِنْسِ انس
8 velcinni ve cin وَالْجِنِّ جنن
9 yuhi fısıldar يُوحِي وحي
10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
11 ila إِلَىٰ -
12 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض
13 zuhrufe süslü زُخْرُفَ زخرف
14 l-kavli sözler الْقَوْلِ قول
15 gururan bir aldatma/kandırma غُرُورًا غرر
16 velev ve eğer وَلَوْ -
17 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
18 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
19 ma مَا -
20 fealuhu yapmazlardı onu فَعَلُوهُ فعل
21 fezerhum öyleyse bırak/terk et onları فَذَرْهُمْ وذر
22 ve ma ve وَمَا -
23 yefterune uydurdukları yalanları يَفْتَرُونَ فري

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

7. A'râf Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

1048|7|94|وَمَآ أَرْسَلْنَا فِى قَرْيَةٍ مِّن نَّبِىٍّ إِلَّآ أَخَذْنَآ أَهْلَهَا بِٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ لَعَلَّهُمْ يَضَّرَّعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1048|7|94|وما ارسلنا في قريه من نبي الا اخذنا اهلها بالباسا والضرا لعلهم يضرعون

Latin Literal

94. Ve mâ erselnâ fî karyetin min nebiyyin illâ ehaznâ ehlehâ bil be’sâi ved darrâi leallehum yaddarraûn(yaddarraûne).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz bir kente hiçbir nebi132 (ki) tuttuk ahalisini568 onun (kentin) ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü* olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

94 And We did not sent in a village/urban city from a prophet except We took its people with the misery/hardships , and the calamity/disastrous distress, maybe/perhaps they become humble and humiliate themselves .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 fi فِي -
4 karyetin bir kente قَرْيَةٍ قري
5 min hiçbir مِنْ -
6 nebiyyin nebi نَبِيٍّ نبا
7 illa إِلَّا -
8 ehazna tuttuk أَخَذْنَا اخذ
9 ehleha ahalisini onun (kentin) أَهْلَهَا اهل
10 bil-be'sa'i ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla بِالْبَأْسَاءِ باس
11 ve dderra'i ve darlıkla وَالضَّرَّاءِ ضرر
12 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
13 yedderraune alçak gönüllü olurlar يَضَّرَّعُونَ ضرع

Notlar

Not 1

*Kendilerine nebi gelmiş olan kentlere özel bir durum vardır. Rabbimiz nebiye itaat edilmesini istediği için o kentin ahalisini alçak gönüllü olmaya zorlamaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

7. A'râf Suresi

Ayet 158

Arapça Metin (Harekeli)

1112|7|158|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنِّى رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعًا ٱلَّذِى لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْىِۦ وَيُمِيتُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِ ٱلنَّبِىِّ ٱلْأُمِّىِّ ٱلَّذِى يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَكَلِمَٰتِهِۦ وَٱتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1112|7|158|قل يايها الناس اني رسول الله اليكم جميعا الذي له ملك السموت والارض لا اله الا هو يحي ويميت فامنوا بالله ورسوله النبي الامي الذي يومن بالله وكلمته واتبعوه لعلكم تهتدون

Latin Literal

158. Kul yâ eyyuhen nâsu innî resûlullâhi ileykum cemîanillezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumît(yumîtu), fe âminû billâhi ve resûlihin nebiyyil ummiyyillezî yu’minu billâhi ve kelimâtihî vettebiûhu leallekum tehtedûn(tehtedûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey insanlar! Doğrusu ben* resûlüyüm Allah'ın üzerinize topluca; ki O’nadır mülkü göklerin ve yerin; yoktur ilâh74 O’nun dışında; hayat verir ve öldürür"; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûlüne O’nun; ümmi277 nebiye132 ki iman47 eder* Allah'a; ve O'nun kelimelerine*; ve tabi408 olun ona* belki sizler; doğru yola kılavuzlanırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

158 Say: "You, you the people, I am God’s messenger to you all/all together, which for him (is) the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s ownership , no God except Him, He revives/makes alive , and He makes die, so believe by God, and His messenger the prophet the illiterate/belonging to a nation who believes by God, and His words/expressions, and follow him, maybe/perhaps you be guided."107

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 inni doğrusu ben إِنِّي -
5 rasulu resûlüyüm رَسُولُ رسل
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ -
8 cemian topluca جَمِيعًا جمع
9 llezi ki الَّذِي -
10 lehu O’nadır لَهُ -
11 mulku mülkü مُلْكُ ملك
12 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
13 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
14 la yoktur لَا -
15 ilahe ilâh إِلَٰهَ اله
16 illa başka إِلَّا -
17 huve O’ndan هُوَ -
18 yuhyi hayat verir يُحْيِي حيي
19 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت
20 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
21 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
22 ve rasulihi ve resûlüne O’nun وَرَسُولِهِ رسل
23 n-nebiyyi nebiye النَّبِيِّ نبا
24 l-ummiyyi ümmi الْأُمِّيِّ امم
25 llezi ki الَّذِي -
26 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
27 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
28 ve kelimatihi ve kelimelerine O'nun (Allah’ın) وَكَلِمَاتِهِ كلم
29 vettebiuhu ve tabi olun ona وَاتَّبِعُوهُ تبع
30 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
31 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي

Notlar

Not 1

*Resûl, ümmi nebi Muhammed.**Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ümmi, ümmi Kavram 277

277 Kutsal kitapları anlayarak okumayan ya da okuyamayan. Günümüzde kendilerini müslüman sanan milyarlarca insan kendi dillerinde okuma yazmaya sahip olsalar da Kur'an'a ümmidirler. Kur'an'ı anlamadan yüzünden okuyanların hepsi ümmidir. Kur'an'ın anladığı dilde tercümesini okuyanlar ümmi sınıfına girmezler.

Resûle tabi olmak. Kavram 408

408 Resûle itaat etmek kavramıyla aynı paralellikte bir kavramdır. Resûl=Kur'an'dır. Kur'an=Resûl'dür. Bu ikisinin arası asla ayrılamaz. Resûl sadece Kur'an'a tabi olmuştur. Bir Kur'an vardır bir de peygamberin sünneti vardır demek Yüce Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayırmaktır.

8. Enfâl Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1224|8|64|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَسْبُكَ ٱللَّهُ وَمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1224|8|64|يايها النبي حسبك الله ومن اتبعك من المومنين

Latin Literal

64. Yâ eyyuhennebiyyu hasbukallâhu ve menittebeake minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Hesaplar sana/düşünür seni Allah; ve kimseleri (ki) tabi oldular sana müminlerden27.

Ahmed Samira Çevirisi

64 You, you the prophet, God is enough for you and who followed you from the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 hasbuke hesaplar sana/düşünür seni حَسْبُكَ حسب
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 ve meni ve kimselere وَمَنِ -
6 ttebeake tabi oldular sana اتَّبَعَكَ تبع
7 mine -den مِنَ -
8 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

1225|8|65|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَى ٱلْقِتَالِ إِن يَكُن مِّنكُمْ عِشْرُونَ صَٰبِرُونَ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفًا مِّنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1225|8|65|يايها النبي حرض المومنين علي القتال ان يكن منكم عشرون صبرون يغلبوا مايتين وان يكن منكم مايه يغلبوا الفا من الذين كفروا بانهم قوم لا يفقهون

Latin Literal

65. Yâ eyyuhen nebiyyu harridıl mu’minîne alel kıtâl(kıtâli), in yekun minkum işrûne sâbirûne yaglibû mieteyn(mieteyni), ve in yekûn minkum mietun yaglibû elfen minellezîne keferû bi ennehum kavmun lâ yefkahûn(yefkahûne).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Ateşle/tetikle müminleri27 katletmeye/katledilmeye720; eğer olursa sizlerden sabreden yirmi** (mümin) galip gelirler iki yüze** (kâfire); ve eğer olursa sizlerden bir yüz*** (sabreden mümin); galip gelir kâfirlik etmiş kimselerden bir bine*** (kâfire); onların fıkıh etmezler/anlamazlar**** bir kavim/topluluk (olmaları) nedeniyledir.

Ahmed Samira Çevirisi

65 You, you the prophet, instigate/urge/encourage the believers on (to) the fighting/killing. If (there) be twenty patient from you, they will defeat/conquer two hundred, and if (there) be one hundred from you, they defeat/conquer a thousand, from those who disbelieved, because they (E) (are) a nation (that) do not understand/know .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 harridi ateşle/tetikle حَرِّضِ حرض
4 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
5 ala عَلَى -
6 l-kitali katletmeye/katledilmeye الْقِتَالِ قتل
7 in eğer إِنْ -
8 yekun olduysa يَكُنْ كون
9 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
10 işrune yirmi عِشْرُونَ عشر
11 sabirune sabreden صَابِرُونَ صبر
12 yeglibu galip gelirler يَغْلِبُوا غلب
13 miaeteyni iki yüze مِائَتَيْنِ ماي
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 yekun olursa يَكُنْ كون
16 minkum sizden مِنْكُمْ -
17 miaetun bir yüz مِائَةٌ ماي
18 yeglibu galip gelir يَغْلِبُوا غلب
19 elfen bir bine أَلْفًا الف
20 mine -den مِنَ -
21 ellezine kimseler- الَّذِينَ -
22 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
23 biennehum nedeniyledir onların بِأَنَّهُمْ -
24 kavmun bir kavim/topluluk قَوْمٌ قوم
25 la لَا -
26 yefkahune fıkıh etmezler/anlamazlar يَفْقَهُونَ فقه

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.**20/200 yani 1/10 oranı (+). Sabreden ve %100 (zaafsız) mümin olan kimselerin kâfirlere karşı galip gelme oranı. ***100/1000 yani yine 1/10 oranı (+). Sabreden ve %100 (zaafsız) mümin olan kimselerin kâfirlere karşı galip gelme oranı.****Önemli olan sayı değil kalitedir. Sabreden %100 imanlı bir toplum sayıca kendisinden çok üstün olan (1/10) toplumlara karşı galip gelebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 67

Arapça Metin (Harekeli)

1227|8|67|مَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَكُونَ لَهُۥٓ أَسْرَىٰ حَتَّىٰ يُثْخِنَ فِى ٱلْأَرْضِ تُرِيدُونَ عَرَضَ ٱلدُّنْيَا وَٱللَّهُ يُرِيدُ ٱلْءَاخِرَةَ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1227|8|67|ما كان لنبي ان يكون له اسري حتي يثخن في الارض تريدون عرض الدنيا والله يريد الاخره والله عزيز حكيم

Latin Literal

67. Mâ kâne li nebiyyin en yekûne lehû esrâ hattâ yushıne fîl ard(ardı), turîdûne aradad dunyâ, vallâhu yurîdul ahıreh(ahırete), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir bir nebiye132 ki olur ona* esirler749; ta ki kalınlaşır/sağlamlaşır** yerde; istersiniz dünyanın arzını***; ve Allah ister ahireti; ve Allah bir Azîz’dir37; bir Hakîm’dir37.

Ahmed Samira Çevirisi

67 (It) was not to a prophet that (there) be for him captives/prisoners so that he hardens/exceeds in killing (tyrannizes) in the earth/Planet Earth, you want the present world’s enjoyable accessories/vanities , and God wants the end (other life), and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linebiyyin nebiye لِنَبِيٍّ نبا
4 en ki أَنْ -
5 yekune olur يَكُونَ كون
6 lehu ona لَهُ -
7 esra esirler أَسْرَىٰ اسر
8 hatta taki حَتَّىٰ -
9 yushine kalınlaşır/sağlamlaşır يُثْخِنَ ثخن
10 fi فِي -
11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
12 turidune istersiniz تُرِيدُونَ رود
13 arade arzını عَرَضَ عرض
14 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
16 yuridu ister يُرِيدُ رود
17 l-ahirate ahireti الْاخِرَةَ اخر
18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
19 azizun bir Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
20 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Nebiye.**Savaşı kazandığı belli olur.***Sunduğunu. Kaçmalarına izin vermek yerine esir almak istersiniz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nebiler savaşlarda üstünlük sağladıktan sonra asla esir alamazlar. Kavram 749

749 Yüce Allah 8:67 ayetinde açık olarak bir nebinin savaşta esir alma peşinde koşmayacağını bildirmiştir. Esir alma ancak savaşta henüz sonucun belli olmadığı durumlarda yapılabilir. Savaş kazanıldığında nebinin esir alması mümkün değildir. Esir almak yerine 8:57 ayetinde emredildiği gibi kâfirlerin dağıtılarak kaçmalarına izin verilir. Savaşın durumu belli değilken alınan esirler de koşulsuz olarak serbest bırakılır. Yüce Allah'ın mesajını getiren bir kimsenin amacı bu mesajın insanlara duyurulmasıdır. Nebinin durup dururken esir alma gibi bir hedefi asla olamaz. Rabbimiz bunu işaret etmektedir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1230|8|70|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ قُل لِّمَن فِىٓ أَيْدِيكُم مِّنَ ٱلْأَسْرَىٰٓ إِن يَعْلَمِ ٱللَّهُ فِى قُلُوبِكُمْ خَيْرًا يُؤْتِكُمْ خَيْرًا مِّمَّآ أُخِذَ مِنكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1230|8|70|يايها النبي قل لمن في ايديكم من الاسري ان يعلم الله في قلوبكم خيرا يوتكم خيرا مما اخذ منكم ويغفر لكم والله غفور رحيم

Latin Literal

70. Yâ eyyuhen nebiyyu kul li men fî eydîkum minel esrâ in ya’lemillâhu fî kulûbikum hayren yu’tikum hayren mimmâ uhıze minkum ve yagfirlekum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Ellerinizdeki esirlerden kimseye de ki: "Eğer bilirse Allah kalbinizdeki bir hayırdır; verir (Allah) sizlere bir hayır sizlerden edinilenden**; ve mağfiret319 eder sizlere; ve Allah bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

70 You, you the Prophet, say to whom (is) in your hands from the captives/prisoners: "If God knows (there) is in your hearts/minds (from) goodness , He gives/brings to you better than what was taken from you, and He forgives for you, and God (is) forgiving, merciful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 kul de قُلْ قول
4 limen kimselere لِمَنْ -
5 fi فِي -
6 eydikum ellerinizdeki أَيْدِيكُمْ يدي
7 mine مِنَ -
8 l-esra esirlerden الْأَسْرَىٰ اسر
9 in eğer إِنْ -
10 yea'lemi bilirse يَعْلَمِ علم
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 fi فِي -
13 kulubikum kalbinizdekini قُلُوبِكُمْ قلب
14 hayran bir hayır خَيْرًا خير
15 yu'tikum verir sizlere يُؤْتِكُمْ اتي
16 hayran bir hayır خَيْرًا خير
17 mimma مِمَّا -
18 uhize edinilenden أُخِذَ اخذ
19 minkum sizden مِنْكُمْ -
20 ve yegfir ve mağfiret eder وَيَغْفِرْ غفر
21 lekum sizlere لَكُمْ -
22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
23 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
24 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.**Fiil pasif olarak gelmiştir. Sizlerden elde edilen ganimetlerden sizlere de bir pay verir. Yüce Allah ve resûlü olan Kur'an'ın hakkı olan 1/5'ten sizlere de Allah bir pay verebilir. Ancak bu kalplerinizde bulunan hayra bağlıdır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

9. Tevbe Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1296|9|61|وَمِنْهُمُ ٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ ٱلنَّبِىَّ وَيَقُولُونَ هُوَ أُذُنٌ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنكُمْ وَٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Latin Literal

61. Ve minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yekûlûne huve uzun(uzunun), kul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye132*; ve derler "o bir kulaktır**"; de ki :"Bir hayır kulağıdır*** sizlere"; iman47 eder Allah'a; ve iman47 eder müminlere27; ve bir rahmettir**** sizlerden iman47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne418* eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And from them those who harm mildly the prophet and say: "He is hearing." Say: "(He is a) good ear/hearing for you, he believes by God and he believes to the believers, and mercy to those who believed from you, and those who harm mildly God’s messenger, for them (is) a painful torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhumu onlardan وَمِنْهُمُ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
4 n-nebiyye nebiye النَّبِيَّ نبا
5 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
6 huve O هُوَ -
7 uzunun bir kulaktır أُذُنٌ اذن
8 kul de ki قُلْ قول
9 uzunu kulağıdır أُذُنُ اذن
10 hayrin bir hayır خَيْرٍ خير
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 ve yu'minu ve iman eder وَيُؤْمِنُ امن
15 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن
16 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
17 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
18 amenu iman ettiler امَنُوا امن
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
21 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
22 rasule resûlüne رَسُولَ رسل
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 lehum onlaradır لَهُمْ -
25 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
26 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'e.**Herkesi kabul edip, kulak verip dinler. ***Herkese kulak vererek dinlemesi ve çözüm üretmesi sizlere hayırlı olur.****Alemlere bir rahmet olan Kur'an'ı getirmesiyle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

1308|9|73|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ جَٰهِدِ ٱلْكُفَّارَ وَٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1308|9|73|يايها النبي جهد الكفار والمنفقين واغلظ عليهم وماويهم جهنم وبيس المصير

Latin Literal

73. Yâ eyyuhen nebiyyu câhidil kuffâre vel munâfikîne vagluz aleyhim, ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*!; Cihat356 et kâfirlere25 ve münâfıklara26 (karşı); ve kabalaş/sert davran onlara; ve sığınakları onların cehennemdir; ve ne kötü oldu varış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

73 You, you the prophet, struggle/do your utmost (against) the disbelievers and the hypocrites, and be hard/rough on them, and their shelter/refuge (is) Hell , and how bad (is) the end/destination?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 cahidi cihadet جَاهِدِ جهد
4 l-kuffara kafirlerle الْكُفَّارَ كفر
5 velmunafikine ve münafıklarla وَالْمُنَافِقِينَ نفق
6 vegluz ve kabalaş/sert davran وَاغْلُظْ غلظ
7 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
8 ve me'vahum ve sığınakları onların وَمَأْوَاهُمْ اوي
9 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ -
10 ve bi'se ve ne kötü oldu وَبِئْسَ باس
11 l-mesiru varış yeridir الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

1348|9|113|مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَن يَسْتَغْفِرُوا۟ لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُوٓا۟ أُو۟لِى قُرْبَىٰ مِنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَٰبُ ٱلْجَحِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Latin Literal

113. Mâ kâne lin nebiyyi vellezîne âmenû en yestagfirû lil muşrikîne ve lev kânû ulî kurbâ min ba’di mâ tebeyyene lehum ennehum ashâbul cahîm(cahîmi).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir nebiye132 ve iman47 etmiş kimselere ki mağfiret319 dilerler müşriklere36; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm808 ashâbıdır194.

Ahmed Samira Çevirisi

113 (It) was not to the prophet and those who believed that they ask for forgiveness to the sharers/takers of partners (with God) , and even if they were of (the) relations/near from after what was clarified/explained to them, that they are the roaring fires’/Hell’s owners/friends .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 linnebiyyi nebiye لِلنَّبِيِّ نبا
4 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
5 amenu iman ettiler امَنُوا امن
6 en ki أَنْ -
7 yestegfiru mağfiret dilemek يَسْتَغْفِرُوا غفر
8 lilmuşrikine müşriklere لِلْمُشْرِكِينَ شرك
9 velev şayet وَلَوْ -
10 kanu olduysalar كَانُوا كون
11 uli أُولِي اول
12 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب
13 min مِنْ -
14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
15 ma مَا -
16 tebeyyene beyan olmuş olan تَبَيَّنَ بين
17 lehum onlara لَهُمْ -
18 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
19 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
20 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Cahîm Kavram 808

808 Yangın, yanan, cehennem yangını, cehenneme ait.

19. Meryem Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

2306|19|58|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّۦنَ مِن ذُرِّيَّةِ ءَادَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْرَٰٓءِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَٱجْتَبَيْنَآ إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُ ٱلرَّحْمَٰنِ خَرُّوا۟ سُجَّدًا وَبُكِيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2306|19|58|اوليك الذين انعم الله عليهم من النبين من ذريه ادم وممن حملنا مع نوح ومن ذريه ابرهيم واسريل وممن هدينا واجتبينا اذا تتلي عليهم ايت الرحمن خروا سجدا وبكيا

Latin Literal

58. Ulâikellezîne en’amallâhu aleyhim minen nebiyyîne min zurriyyeti âdeme ve mimmen hamelnâ mea nûhin ve min zurriyyeti ibrâhîme ve isrâîle ve mimmen hedeynâ vectebeynâ, izâ tutlâ aleyhim âyâtur rahmâni harrû succeden ve bukiyyâ(bukiyyen). (SECDE ÂYETİ)

Türkçe Çeviri

İşte bunlar; kimselerdir (ki) nimet verdi Allah üzerlerine; nebilerden132; zürriyetinden Âdem’in50; ve Nûh’la birlikte taşıdığımız kimseden; ve zürriyetinden İbrahim’in ; ve İsrâîl’in (Yakûb'un); ve doğru yola kılavuzladığımız kimseden; ve seçtiğimiz (-den); okunduğu zaman onlara Rahmân'ın1 ayetleri; kapandılar secde12 edenler (olarak); ve ağlayanlar/göz yaşı dökenler (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

58 Those are those who God blessed/praised on them from the prophets from Adam’s descendants; and from who We carried with Noah, , and from Abraham’s and Ishmael’s descendants, and from who We guided and We chose/purified, if the merciful’s verses/evidences are read/recited on them they fell down prostrating and weeping .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
3 en'ame nimet verdi أَنْعَمَ نعم
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
6 mine مِنَ -
7 n-nebiyyine nebilerden النَّبِيِّينَ نبا
8 min مِنْ -
9 zurriyyeti zürriyetinden/neslinden ذُرِّيَّةِ ذرر
10 ademe Adem ادَمَ -
11 ve mimmen ve kimseden وَمِمَّنْ -
12 hamelna taşıdık حَمَلْنَا حمل
13 mea birlikte مَعَ -
14 nuhin Nuh نُوحٍ -
15 ve min ve وَمِنْ -
16 zurriyyeti zürriyetinden/neslinden ذُرِّيَّةِ ذرر
17 ibrahime İbrahim’in إِبْرَاهِيمَ -
18 ve israile ve İsrail’in (Yakub’un) وَإِسْرَائِيلَ -
19 ve mimmen ve kimseden وَمِمَّنْ -
20 hedeyna doğru yola kılavuzladık هَدَيْنَا هدي
21 vectebeyna ve seçtiğimiz (-den) وَاجْتَبَيْنَا جبي
22 iza zaman إِذَا -
23 tutla okunduğu تُتْلَىٰ تلو
24 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
25 ayatu ayetleri ايَاتُ ايي
26 r-rahmani Rahman'ın الرَّحْمَٰنِ رحم
27 harru kapandılar خَرُّوا خرر
28 succeden secde edenler/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد
29 ve bukiyyen ve ağlayanlar/göz yaşı dökenler (olarak) وَبُكِيًّا بكي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahmân Kavram 1

1 En yüce merhametli.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Âdem, Adem Kavram 50

50 Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

3532|33|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ ٱتَّقِ ٱللَّهَ وَلَا تُطِعِ ٱلْكَٰفِرِينَ وَٱلْمُنَٰفِقِينَ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3532|33|1|يايها النبي اتق الله ولا تطع الكفرين والمنفقين ان الله كان عليما حكيما

Latin Literal

1. Yâ eyyuhen nebiyyuttekillâhe ve lâ tutıil kâfirîne vel munâfikîn(munâfikîne), innallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Takvalı21 ol Allah’a; ve itaat etme kâfirlere25 ve münâfıklara26; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you the prophet, fear and obey God, and do not obey the disbelievers and the hypocrites, that truly God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 tteki takvalı ol اتَّقِ وقي
4 llahe Allah’a اللَّهَ -
5 ve la ve وَلَا -
6 tutii itaat etme تُطِعِ طوع
7 l-kafirine kâfirlere الْكَافِرِينَ كفر
8 velmunafikine ve münafıklara وَالْمُنَافِقِينَ نفق
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 kane oldu كَانَ كون
12 alimen bir Alım عَلِيمًا علم
13 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

3537|33|6|ٱلنَّبِىُّ أَوْلَىٰ بِٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمْ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفْعَلُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْكِتَٰبِ مَسْطُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Latin Literal

6. En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).

Türkçe Çeviri

Nebi132* daha velidir28 müminlere27 kendi nefislerinden201; ve eşleri onun*anneleridir717 onların** ve rahimler715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden27 ve muhâcirlerden716; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize28 bir marufu291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Ahmed Samira Çevirisi

6 The prophet (is) more worthy/deserving with the believers than them selves, and His wives (are) their mothers, and (those) of the relations some of them (are) more worthy/deserving with some in God’s Book/judgment than the believers and the emigrants, except that (E) you make/do to your allies/friends kindness/goodness , that was in The Book written/inscribed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 en-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
2 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
3 bil-mu'minine müminlere بِالْمُؤْمِنِينَ امن
4 min مِنْ -
5 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
6 ve ezvacuhu ve eşleri onun وَأَزْوَاجُهُ زوج
7 ummehatuhum anneleridir onların أُمَّهَاتُهُمْ امم
8 ve ulu ve sahipleri وَأُولُو اول
9 l-erhami rahimler الْأَرْحَامِ رحم
10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
11 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
12 bibea'din bir kısma بِبَعْضٍ بعض
13 fi فِي -
14 kitabi kitabında كِتَابِ كتب
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 mine مِنَ -
17 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmuhacirine ve muhacirlerden وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 tef'alu faaliyete geçirirsiniz تَفْعَلُوا فعل
22 ila إِلَىٰ -
23 evliyaikum velilerinize أَوْلِيَائِكُمْ ولي
24 mea'rufen bir marufu مَعْرُوفًا عرف
25 kane oldu كَانَ كون
26 zalike bu ذَٰلِكَ -
27 fi فِي -
28 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
29 mesturan satırlanmış مَسْطُورًا سطر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Müminlerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Rahimler sahipleri. Kavram 715

715 Ortak bir kadın rahmine bağlantılı olan kimseler. Bir kadının rahminden doğan erkek ve kadınlar sülaleyi oluşturur. Tüm akrabaları oluşturur. Bir kişi rahimler bağlantısıyla babasını doğuran rahme ve annesi üzerinden annesini doğuran rahme bağlantılıdır.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

3538|33|7|وَإِذْ أَخَذْنَا مِنَ ٱلنَّبِيِّۦنَ مِيثَٰقَهُمْ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٍ وَإِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَى ٱبْنِ مَرْيَمَ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3538|33|7|واذ اخذنا من النبين ميثقهم ومنك ومن نوح وابرهيم وموسي وعيسي ابن مريم واخذنا منهم ميثقا غليظا

Latin Literal

7. Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman nebilerden132 mîsâklarını281 onların; ve senden; ve Nûh'tan; ve İbrahim'den; ve Mûsâ’dan; ve Meryem oğlu Îsa'dan; ve aldık onlardan kapkalın* bir mîsâk281.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And when We took/received from the prophets their promise/covenant, and from you, and Noah, and from Abraham, and Moses, and Jesus Mary’s son, and We took/received from them a strong promise/covenant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 ehazna aldığımız zaman أَخَذْنَا اخذ
3 mine مِنَ -
4 n-nebiyyine nebilerden النَّبِيِّينَ نبا
5 misakahum mîsâklarını onların مِيثَاقَهُمْ وثق
6 ve minke ve senden وَمِنْكَ -
7 ve min ve وَمِنْ -
8 nuhin Nûh'tan نُوحٍ -
9 ve ibrahime ve İbrahim'den وَإِبْرَاهِيمَ -
10 ve musa ve Mûsâ’dan وَمُوسَىٰ -
11 ve iysa ve Îsa'dan وَعِيسَى -
12 bni oğlu ابْنِ بني
13 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
14 ve ehazna ve almıştık وَأَخَذْنَا اخذ
15 minhum onlardan مِنْهُمْ -
16 misakan bir mîsâk مِيثَاقًا وثق
17 galizen kapkalın غَلِيظًا غلظ

Notlar

Not 1

*Çok sağlam, güçlü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

3544|33|13|وَإِذْ قَالَت طَّآئِفَةٌ مِّنْهُمْ يَٰٓأَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَٱرْجِعُوا۟ وَيَسْتَـْٔذِنُ فَرِيقٌ مِّنْهُمُ ٱلنَّبِىَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِىَ بِعَوْرَةٍ إِن يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3544|33|13|واذ قالت طايفه منهم ياهل يثرب لا مقام لكم فارجعوا ويستذن فريق منهم النبي يقولون ان بيوتنا عوره وما هي بعوره ان يريدون الا فرارا

Latin Literal

13. Ve iz kâlet tâifetun minhum yâ ehle yesribe lâ mukâme lekum ferciû, ve yeste’zinu ferîkun minhumun nebiyye yekûlûne inne buyûtenâ avretun ve mâ hiye bi avreh(avretin), in yurîdûne illâ firârâ(firâran).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman bir tayfa719 onlardan: "Ey Yesrib* ehli568! Yoktur dikelinen/ayakta durulan yer sizlere**; öyle ki dönün***"; ve izin istiyordu nebiden132 onlardan bir fırka/grup; diyorlardı: "Doğrusu evlerimiz tek gözlüdür****; ve (oysa) değildi o tek gözlü****; arzulamıyorlardı bir firar/kaçma dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And when a group of people from them said: "You people (of) Yethrib , (there is) no position/status for you, so return." And a group/party from them ask the prophet for permission/pardon (E) they say: "That truly our houses/homes (are) weakly defended ." And it is not with weakly defended , that truly they want except escape .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 kalet dediği zaman قَالَتْ قول
3 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
4 minhum onlardan مِنْهُمْ -
5 ya ehle Ey ehli يَا أَهْلَ اهل
6 yesribe Yesrib يَثْرِبَ -
7 la yoktur لَا -
8 mukame dikelinen/ayakta durulan yer مُقَامَ قوم
9 lekum sizlere لَكُمْ -
10 ferciu öyle ki dönün فَارْجِعُوا رجع
11 ve yeste'zinu ve izin istiyordu وَيَسْتَأْذِنُ اذن
12 ferikun bir fırka فَرِيقٌ فرق
13 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
14 n-nebiyye nebiden النَّبِيَّ نبا
15 yekulune diyorlardı يَقُولُونَ قول
16 inne doğrusu إِنَّ -
17 buyutena evlerimiz بُيُوتَنَا بيت
18 avratun tek gözlüdür/savunmasızdır عَوْرَةٌ عور
19 ve ma ve değildi وَمَا -
20 hiye o هِيَ -
21 biavratin tek gözlüdür/savunmasızdır بِعَوْرَةٍ عور
22 in إِنْ -
23 yuridune arzulamıyorlardı يُرِيدُونَ رود
24 illa dışında إِلَّا -
25 firaran bir firar فِرَارًا فرر

Notlar

Not 1

*Medine.**Tutunacak durum yoktur sizlere. Başarıya ulaşmak mümkün değildir. ***Dönün Yesrib'e.****Tek gözlü kalmıştır, savunmasız kalmıştır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Tayfa Kavram 719

719 Belirli bir işi yapmak için bir araya gelmiş olan grup. Askeri birlik, bir işi yapan işçiler vb.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

3559|33|28|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ قُل لِّأَزْوَٰجِكَ إِن كُنتُنَّ تُرِدْنَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيْنَ أُمَتِّعْكُنَّ وَأُسَرِّحْكُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3559|33|28|يايها النبي قل لازوجك ان كنتن تردن الحيوه الدنيا وزينتها فتعالين امتعكن واسرحكن سراحا جميلا

Latin Literal

28. Yâ eyyuhen nebiyyu kul li ezvâcike in kuntunne turidnel hayâted dunyâ ve ziynetehâ fe teâleyne umetti’kunne ve userrihkunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132! Eşlerine de ki: "Eğer oldunuzsa arzulayanlar dünya hayatını; ve ziynetini/süsünü onun*; öyle ki yükselin**; metalandırayım54 sizleri; ve salayım/bırakayım sizleri uygun bir salışla/bırakışla."

Ahmed Samira Çevirisi

28 You, you the prophet, say to your wives: "If you were (F) wanting (F) the life the present/worldly life and its decoration/beauty , so come, I make you (F) enjoy, I divorce/free you (F), divorce/freeing gracefully (peaceful/quiet) ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 kul de ki قُلْ قول
4 liezvacike eşlerine لِأَزْوَاجِكَ زوج
5 in eğer إِنْ -
6 kuntunne oldunuzsa كُنْتُنَّ كون
7 turidne arzulayanlar تُرِدْنَ رود
8 l-hayate hayatını الْحَيَاةَ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve zineteha ve ziynetini onun وَزِينَتَهَا زين
11 feteaaleyne öyle ki yükselin فَتَعَالَيْنَ علو
12 umettia'kunne metalandırayım sizleri أُمَتِّعْكُنَّ متع
13 ve userrihkunne ve salayım sizleri وَأُسَرِّحْكُنَّ سرح
14 serahen bir salışla سَرَاحًا سرح
15 cemilen bir uygun جَمِيلًا جمل

Notlar

Not 1

*Dünyanın.**Kalkın yürüyün, aktifleşin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

3571|33|40|مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَآ أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَٰكِن رَّسُولَ ٱللَّهِ وَخَاتَمَ ٱلنَّبِيِّۦنَ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3571|33|40|ما كان محمد ابا احد من رجالكم ولكن رسول الله وخاتم النبين وكان الله بكل شي عليما

Latin Literal

40. Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir Muhammed erkeklerinizden birisinin babası*; velakin/fakat resûlüdür418 Allah'ın; ve mührüdür726 nebilerin132; ve oldu Allah her bir şeye bir Alîm8.

Ahmed Samira Çevirisi

40 Mohammad was not a father (to) anyone from your men, and but God’s messenger, and the prophets’ end/conclusion/final , and God was/is with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 muhammedun Muhammed مُحَمَّدٌ -
4 eba babası أَبَا ابو
5 ehadin birinin أَحَدٍ احد
6 min مِنْ -
7 ricalikum erkeklerinizden رِجَالِكُمْ رجل
8 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
9 rasule resûlüdür رَسُولَ رسل
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 ve hateme ve mührüdür وَخَاتَمَ ختم
12 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا
13 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 bikulli her بِكُلِّ كلل
16 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
17 alimen bir Alım عَلِيمًا علم

Notlar

Not 1

*Erkeklerinizden kimsenin biyolojik babası değildir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

3587|33|56|إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَٰٓئِكَتَهُۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِىِّ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ صَلُّوا۟ عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا۟ تَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3587|33|56|ان الله ومليكته يصلون علي النبي يايها الذين امنوا صلوا عليه وسلموا تسليما

Latin Literal

56. İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah ve melekleri48 salât22 ederler nebiye132; ey iman47 etmiş kimseler! Salât83 edin ona*; ve teslim olun bir teslim (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

56 That truly God and His angels bless and compliment on the prophet. You, you those who believed, pray and call for God’s blessing on him (the prophet) and great greetings.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ve melaiketehu ve melekleri onun وَمَلَائِكَتَهُ ملك
4 yusallune salla ederler يُصَلُّونَ صلو
5 ala عَلَى -
6 n-nebiyyi nebiye/peygambere النَّبِيِّ نبا
7 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 amenu iman etmiş امَنُوا امن
10 sallu salla edin صَلُّوا صلو
11 aleyhi ona عَلَيْهِ -
12 ve sellimu ve teslim olun وَسَلِّمُوا سلم
13 teslimen bir teslim (-le) تَسْلِيمًا سلم

Notlar

Not 1

*Nebiye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yüce Allah'ın kuluna salâtı/salâtları. Kavram 22

22 Yüce Allah’ın kulunu gözünün önünden ayırmaması (52:48); hemen arkasından gözetlemesi/takip etmesi; koruması, kollaması, ilgisiz kalmaması. Yüce Allah’ın kuluna cevap vermesi, değer vermesi.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

37. Sâffât Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

3898|37|112|وَبَشَّرْنَٰهُ بِإِسْحَٰقَ نَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3898|37|112|وبشرنه باسحق نبيا من الصلحين

Latin Literal

112. Ve beşşernâhu bi ishâka nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Ve müjdeledik* ona** İshâk'ı bir nebi132 (olarak) sâlihlerden217.

Ahmed Samira Çevirisi

112 And We announced good news to him (of) Isaac a prophet from the correct/righteous.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve beşşernahu ve müjdeledik onu وَبَشَّرْنَاهُ بشر
2 biishaka İshâk'ı بِإِسْحَاقَ -
3 nebiyyen bir nebi نَبِيًّا نبا
4 mine مِنَ -
5 s-salihine sâlihlerden الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Müjdelenen şey İshâk'ın büyüyünce bir nebi olacağıdır. **İbrahim'e.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

5160|60|12|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا جَآءَكَ ٱلْمُؤْمِنَٰتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَىٰٓ أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِٱللَّهِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَٰنٍ يَفْتَرِينَهُۥ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَٱسْتَغْفِرْ لَهُنَّ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

12. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ câekel mu’minâtu yubâyi’neke alâ en lâ yuşrikne billâhi şey’en ve lâ yesrikne ve lâ yeznîne ve lâ yaktulne evlâdehunne ve lâ ye’tîne bi buhtânin yefterînehu beyne eydîhinne ve erculihinne ve lâ ya’sîneke fî ma’rûfin fe bâyı’hunne vestagfirlehunnallâh(vestagfirlehunnallâhe) innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Geldiği zaman sana mümin27 kadınlar biat745 etsinler sana karşı ki şirk71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine291; öyle ki biat745 et onlara**; ve mağfiret319 sun onlar** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

12 You, you the prophet, if the believers (F) came to you, they (F) pledge/swear to you loyalty on that (E) they (F) not share/make partners with God a thing, and nor they (F) steal/rob, and nor they (F) commit adultery/fornication , and nor they (F) kill their (F) children, and nor they (F) do/commit with falsehood/slander (that) they (F) fabricate it between their (F) hands and their (F) feet, and nor they (F) disobey you in known/generosity , so pledge/swear to them (F) loyalty, and ask for forgiveness (P) for them (F) (from) God, that truly God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 ca'eke geldiği zaman sana جَاءَكَ جيا
5 l-mu'minatu mümin kadınlar الْمُؤْمِنَاتُ امن
6 yubayia'neke biat etsinler sana يُبَايِعْنَكَ بيع
7 ala karşı عَلَىٰ -
8 en ki أَنْ -
9 la لَا -
10 yuşrikne şirk koşmazlar يُشْرِكْنَ شرك
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا
13 ve la ve وَلَا -
14 yesrikne çalmazlar يَسْرِقْنَ سرق
15 ve la ve وَلَا -
16 yeznine zina etmezler يَزْنِينَ زني
17 ve la ve وَلَا -
18 yektulne katletmezler يَقْتُلْنَ قتل
19 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
20 ve la ve وَلَا -
21 ye'tine gelmezler يَأْتِينَ اتي
22 bibuhtanin yalan suçlamayla بِبُهْتَانٍ بهت
23 yefterinehu iftira atarak يَفْتَرِينَهُ فري
24 beyne arasında بَيْنَ بين
25 eydihinne elleri أَيْدِيهِنَّ يدي
26 ve erculihinne ve bacakları arasında وَأَرْجُلِهِنَّ رجل
27 ve la ve وَلَا -
28 yea'sineke isyan etmezler يَعْصِينَكَ عصي
29 fi فِي -
30 mea'rufin bir maruftakine مَعْرُوفٍ عرف
31 febayia'hunne öyle ki biat et onlara فَبَايِعْهُنَّ بيع
32 vestegfir ve mağfiret dile وَاسْتَغْفِرْ غفر
33 lehunne onlara لَهُنَّ -
34 llahe Allah’a اللَّهَ -
35 inne şüphesiz إِنَّ -
36 llahe Allah اللَّهَ -
37 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
38 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

**Nebi Muhammed.**Kadınlara. Sen de biat et onlara. Bu noktada biat kelimesinin karşılıklı olduğunu net bir şekilde anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

65. Talâk Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

5216|65|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ لَا تَدْرِى لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا

Latin Literal

1. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ tallaktumun nisâe fe tallikûhunne li iddetihinne ve ahsûl iddeh(iddete), vettekûllâhe rabbekum, lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhişetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve men yeteadde hudûdallâhi fe kad zaleme nefseh(nefsetu), lâ tedrî leallallâhe yuhdısu ba’de zâlike emrâ(emren).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri652 için*, ve hesaplayın iddeti652; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize4; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle490; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti257 kendi nefsine201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir**.

Ahmed Samira Çevirisi

1 You, you the prophet, if you divorced the women, so divorce them (F) to their term (F), and count/calculate the menstrual cycle/term and fear and obey God, your Lord, do not bring them out from their (F) houses/homes, and they (F) do not get out except that they do/commit with an evident enormous/atrocious deed , and those are God’s limits/boundaries/orders, and who transgresses/violates God’s limits/boundaries/orders, so he had caused injustice/oppression (to) his self, you do not know, maybe/perhaps God initiates/causes after that a matter/affair (event) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 tallektumu boşadığınız zaman طَلَّقْتُمُ طلق
5 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو
6 fetallikuhunne öyle ki boşayın onları فَطَلِّقُوهُنَّ طلق
7 liiddetihinne iddetlerinde لِعِدَّتِهِنَّ عدد
8 ve ehsu ve hesaplayın وَأَحْصُوا حصي
9 l-iddete iddeti الْعِدَّةَ عدد
10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
11 llahe Allah’a اللَّهَ -
12 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب
13 la لَا -
14 tuhricuhunne çıkarmayın onları تُخْرِجُوهُنَّ خرج
15 min مِنْ -
16 buyutihinne evlerinden بُيُوتِهِنَّ بيت
17 ve la ve وَلَا -
18 yehrucne çıkmasınlar يَخْرُجْنَ خرج
19 illa dışında إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 ye'tine gelirler يَأْتِينَ اتي
22 bifahişetin bir fahişelikle بِفَاحِشَةٍ فحش
23 mubeyyinetin apaçık (olmuş) مُبَيِّنَةٍ بين
24 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ -
25 hududu hududlarıdır حُدُودُ حدد
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 ve men ve kim وَمَنْ -
28 yeteadde taştı يَتَعَدَّ عدو
29 hudude hududtlarını حُدُودَ حدد
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 fekad öyleki muhakkak فَقَدْ -
32 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم
33 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس
34 la لَا -
35 tedri farkına varmaksınız تَدْرِي دري
36 lealle belki لَعَلَّ -
37 llahe Allah اللَّهَ -
38 yuhdisu söyler/ortaya çıkarır يُحْدِثُ حدث
39 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
40 zalike bunun ذَٰلِكَ -
41 emran bir emir أَمْرًا امر

Notlar

Not 1

*İddet sürelerini gözeterek/hesaplayarak boşayın.**Onların işleri artık Yüce Allah'adır. Dilediği gibi emreder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fahişelik. Kavram 490

490 Sınırı aşmak. Evrensel kabuller olan marufun dışına çıkmak.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 132: Nebi

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Nebi

Kavram No: 132

Kısa Açıklama: 132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 42

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla sabretmeyiz 51 tek bir yemeğe; öyle ki dua 80 et bizlere; Rabbine 4 ; çıkarsın bizlere bitirdiğinden yerin baklagilinden; ve hıyarından/kabağından; ve sarımsağından; ve mercimeğinden; ve soğanından onun”; dedi (Musa): “Takas mı edersiniz o ast/aşağı olanı o hayır olanla? İnin bir şehre; öyle ki doğrusu sizleredir sual ettiğiniz/sorduğunuz”; ve vuruldu üzerlerine aşağılık/alçaklık ve miskinlik 113 ; ve maruz kaldılar Allah’tan bir gazaba; işte bu; nedeniyledir ki kâfirlik 25 eder oldular Allah'ın ayetlerine; ve katleder 35 (oldular) nebileri 132 hak değilken; işte bu; nedeniyledir (ki) isyan ettiler ve sınırı aşar oldular.

Arapça: 68|2|61|واذ قلتم يموسي لن نصبر علي طعام وحد فادع لنا ربك يخرج لنا مما تنبت الارض من بقلها وقثايها وفومها وعدسها وبصلها قال اتستبدلون الذي هو ادني بالذي هو خير اهبطوا مصرا فان لكم ما سالتم وضربت عليهم الذله والمسكنه وباو بغضب من الله ذلك بانهم كانوا يكفرون بايت الله ويقتلون النبين بغير الحق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون

Bakara Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Ve denildiği zaman onlara: “İman 47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman 47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik 25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine * ; ve o ** haktır/gerçektir; bir musaddıktır 140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz 35 Allah'ın nebilerini 132 daha önceden; eğer olduysanız müminler 27 ?”

Arapça: 98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Deyin ki: “İman 47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe * ; ve indirilmişe İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilene Mûsâ'ya; ve Îsâ'ya; ve verilene nebilere 132 Rablerinden 4 ; ayırmayız 438 arasını onlardan ** birinin 308 ; ve bizler O'na *** müslimiz 45 .”

Arapça: 143|2|136|قولوا امنا بالله وما انزل الينا وما انزل الي ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وما اوتي موسي وعيسي وما اوتي النبيون من ربهم لا نفرق بين احد منهم ونحن له مسلمون

Bakara Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye 14 ; fakat erdem kimsededir (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba * ve nebilere 132 ; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir 51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri 21 .

Arapça: 184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Bakara Suresi - Ayet 213

Türkçe Meal: İnsanlar bir tek ümmet 305 oldu; öyle ki gönderdi/görevlendirdi nebileri 132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı * hakla/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan 352 sonra; aralarındadır onların baskı/ihlal/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman 47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır/gerçektendir; O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.

Arapça: 220|2|213|كان الناس امه وحده فبعث الله النبين مبشرين ومنذرين وانزل معهم الكتب بالحق ليحكم بين الناس فيما اختلفوا فيه وما اختلف فيه الا الذين اوتوه من بعد ما جاتهم البينت بغيا بينهم فهدي الله الذين امنوا لما اختلفوا فيه من الحق باذنه والله يهدي من يشا الي صرط مستقيم

Bakara Suresi - Ayet 246

Türkçe Meal: Hiç görmez misin meleyi 364 Musa sonrasında îsrailoğullarından 197 ?, dedikleri zaman kendilerinden bir nebiye 132 ; "Görevlendir bizlere bir melik 96 ; katledelim 35 Allah yolunda 331 "; dedi (nebileri): "Olabilir misiniz ki eğer yazılırsa üzerinize katletme 35 ki katletmezsiniz 35 ?"; dediler: "ve ne (olmuş) bizlere ki katletmeyiz 35 Allah yolunda 331 ; muhakkak ki çıkarıldık 365 diyarlarımızdan * ve oğullarımızdan"; öyle ki ne zaman yazıldı üzerlerine katletme 35 ; yüz çevirdiler biraz dışında onlardan; ve Allah bilir zalimleri.

Arapça: 253|2|246|الم تر الي الملا من بني اسريل من بعد موسي اذ قالوا لنبي لهم ابعث لنا ملكا نقتل في سبيل الله قال هل عسيتم ان كتب عليكم القتال الا تقتلوا قالوا وما لنا الا نقتل في سبيل الله وقد اخرجنا من ديرنا وابناينا فلما كتب عليهم القتال تولوا الا قليلا منهم والله عليم بالظلمين

Bakara Suresi - Ayet 247

Türkçe Meal: Ve dedi onlara kendi nebileri 132 ; "Doğrusu Allah muhakkak görevlendirdi sizlere Tâlût'u; bir melik (olarak); dediler: "Nasıl olur ona (Tâlût'a) (bir) mülk/hükümdarlık üzerimize; ve bizlere daha haktır mülk/hükümdarlık ondan (Tâlût'tan); ve asla verilmedi (ona) maldan bir genişlik"; dedi (nebi): "Doğrusu Allah saflaştırıp seçti onu (Tâlût'u) üzerinize; ve artırdı ona (Tâlût'a) bolca, ilimde ve cisimde/vücutta; ve Allah verir kendi mülkünü dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 254|2|247|وقال لهم نبيهم ان الله قد بعث لكم طالوت ملكا قالوا اني يكون له الملك علينا ونحن احق بالملك منه ولم يوت سعه من المال قال ان الله اصطفيه عليكم وزاده بسطه في العلم والجسم والله يوتي ملكه من يشا والله وسع عليم

Bakara Suresi - Ayet 248

Türkçe Meal: Ve dedi onlara nebileri 132 : "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti 287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden 4 ; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler 366 ; doğrusu bundadır mutlak bir ayet 287 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler Allah'ın ayetlerine 400 ; ve katlettiler 35 nebileri 132 olmaksızın bir hak; ve katlederler 35 kimseleri (ki) emrederler eşitliği insanlardan; öyle ki müjdele onlara elim/acıklı bir azabı.

Arapça: 314|3|21|ان الذين يكفرون بايت الله ويقتلون النبين بغير حق ويقتلون الذين يامرون بالقسط من الناس فبشرهم بعذاب اليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler 133 ; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken 143 ; salât 5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır 140 Allah’tan bir kelimeye 416 ; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır * ; ve bir nebidir 132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Arapça: 332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir 132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve Allah velisidir 28 müminlerin 27 .

Arapça: 361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 79

Türkçe Meal: Olmuş değildir bir beşer 432 için ki verir ona Allah kitap ve hikmet 303 ; ve nebilik 132 ; sonra der (o beşer) insanlara: "Olun kullar 46 bana Allah’ın astından"; velakin/ancak (der o beşer) "Olun Rabbe 4 kullar; kitaba * talim 433 eder/öğretim yapar olduğunuzla; ve ders 434 yapar olduğunuzla"

Arapça: 372|3|79|ما كان لبشر ان يوتيه الله الكتب والحكم والنبوه ثم يقول للناس كونوا عبادا لي من دون الله ولكن كونوا ربنين بما كنتم تعلمون الكتب وبما كنتم تدرسون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 80

Türkçe Meal: Ve emretmez (o beşer) sizlere ki edinin melekleri 133 ve nebileri 132 rabler 435 ; emreder mi size küfrü 422 sizlerin müslim 45 olmasından sonra?

Arapça: 373|3|80|ولا يامركم ان تتخذوا المليكه والنبين اربابا ايامركم بالكفر بعد اذ انتم مسلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman Allah nebilerin 132 mîsâkını 281 ; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten 303 ; sonra geldi sizlere musaddık 140 bir resûl 418 yanınızdakine * ; mutlak iman 47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Arapça: 374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Darbedildi/vuruldu üzerlerine zillet 452 bulundukları her nereyse; dışındadır Allah’tan bir ipe 453 (tutunmaları) ve insanlardan bir ipe 453 (tutunmaları); ve uğradılar Allah’tan bir gazaba; ve darbedildi/vuruldu üzerlerine miskinlik * ; işte böyledir ** ; onların kâfirlik 25 eder olmuş olmalarındandır Allah'ın ayetlerine; ve katletmelerindendir 35 nebileri 132 olmaksızın bir hak; işte böyledir; isyan etmelerindendir; ve sınır aşar olmuş olmalarındandır.

Arapça: 405|3|112|ضربت عليهم الذله اين ما ثقفوا الا بحبل من الله وحبل من الناس وباو بغضب من الله وضربت عليهم المسكنه ذلك بانهم كانوا يكفرون بايت الله ويقتلون الانبيا بغير حق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 161

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir nebiye 132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü 148 ; sonra tamamlanır her bir nefse 201 kazandığı; ve onlar zulme 257 uğratılmazlar.

Arapça: 454|3|161|وما كان لنبي ان يغل ومن يغلل يات بما غل يوم القيمه ثم توفي كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون

Nisâ Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Ve kim itaat eder Allah'a ve resûle 76 ; işte bunlar; yanındadır kimselerin (ki) nimetlendirdi Allah onları nebilerden 132 ve sıddıklardan/doğrulardan ve şahitlerden * ve sâlihlerden 217 ; ve bunlar ne iyileşmiş arkadaşlıktır.

Arapça: 562|4|69|ومن يطع الله والرسول فاوليك مع الذين انعم الله عليهم من النبين والصديقين والشهدا والصلحين وحسن اوليك رفيقا

Nisâ Suresi - Ayet 163

Türkçe Meal: Doğrusu biz vahyettik 603 sana; vahyettiğimiz 603 gibi Nûh'a; ve ondan (Nûh'tan) sonraki nebilere 132 ; ve vahyettik 603 İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve sıbtlara * ; ve Îsâ’ya; ve Eyyûb'a; ve Yûnûs'a; ve Hârun'a; ve Süleymân'a; ve verdik Dâvûd'a zeburu 477 .

Arapça: 656|4|163|انا اوحينا اليك كما اوحينا الي نوح والنبين من بعده واوحينا الي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وعيسي وايوب ويونس وهرون وسليمن واتينا داود زبورا

Mâide Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Ve dediği zaman Musa kavmine/toplumuna: "Ey kavmim/toplumum! Anın/zikredin 78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; zira yaptı içinizde enbiya/nebiler 132 ve yaptı sizlere bir mülk/hükümdarlık; ve verdi sizlere alemlerden 203 birine asla vermediğini."

Arapça: 689|5|20|واذ قال موسي لقومه يقوم اذكروا نعمه الله عليكم اذ جعل فيكم انبيا وجعلكم ملوكا واتيكم ما لم يوت احدا من العلمين

Mâide Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Doğrusu indirdik Tevrât'ı (ki) ondadır * bir doğru yola kılavuz ve bir nur; hükmeder onunla * nebiler 132 -İslam 218 olmuş kimseler-; yahudileşmiş 267 kimselere ve Rabbânîlere 462 ve bilginlere; hafızlık etmeleriyle/korumalarıyla ** Allah'ın kitabından * ; ve oldular onun * üzerine şahitler/tanıklar; öyle ki haşyet 53 duymayın insanlara 543 ; haşyet 53 duyun bana 543 ; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve kim asla hükmetmez indirdiğiyle Allah'ın 544 ; öyle ki işte bunlar; onlardır kâfirler 25 .

Arapça: 713|5|44|انا انزلنا التوريه فيها هدي ونور يحكم بها النبيون الذين اسلموا للذين هادوا والربنيون والاحبار بما استحفظوا من كتب الله وكانوا عليه شهدا فلا تخشوا الناس واخشون ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا ومن لم يحكم بما انزل الله فاوليك هم الكفرون

Mâide Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Şayet iman 47 eder olsalardı Allah'a ve nebiye 132 ve ona indirilene * ; edinmiş olmazlardı onları evliya 212 ; ve fakat çoğu onlardan fâsıklardır 38 .

Arapça: 750|5|81|ولو كانوا يومنون بالله والنبي وما انزل اليه ما اتخذوهم اوليا ولكن كثيرا منهم فسقون

En'âm Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; yaptık her bir nebiye 132 bir düşman; şeytânlar 29 , insan ve cin 210 (-den); fısıldar bir kısmı onların bir kısım üzerine süslü sözler; bir aldatma/kandırmadır; ve eğer dileseydi Rabbin yapamazlardı onu; öyleyse bırak/terk et onları ve uydurdukları yalanları.

Arapça: 901|6|112|وكذلك جعلنا لكل نبي عدوا شيطين الانس والجن يوحي بعضهم الي بعض زخرف القول غرورا ولو شا ربك ما فعلوه فذرهم وما يفترون

A'râf Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz bir kente hiçbir nebi 132 (ki) tuttuk ahalisini 568 onun (kentin) ızdırapla/sıkıntıyla/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü * olurlar.

Arapça: 1048|7|94|وما ارسلنا في قريه من نبي الا اخذنا اهلها بالباسا والضرا لعلهم يضرعون

A'râf Suresi - Ayet 158

Türkçe Meal: De ki: "Ey insanlar! Doğrusu ben * resûlüyüm Allah'ın üzerinize topluca; ki O’nadır mülkü göklerin ve yerin; yoktur ilâh 74 O’nun dışında; hayat verir ve öldürür"; öyle ki iman 47 edin Allah'a ve resûlüne O’nun; ümmi 277 nebiye 132 ki iman 47 eder * Allah'a; ve O'nun kelimelerine * ; ve tabi 408 olun ona * belki sizler; doğru yola kılavuzlanırsınız.

Arapça: 1112|7|158|قل يايها الناس اني رسول الله اليكم جميعا الذي له ملك السموت والارض لا اله الا هو يحي ويميت فامنوا بالله ورسوله النبي الامي الذي يومن بالله وكلمته واتبعوه لعلكم تهتدون

Enfâl Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Hesaplar sana/düşünür seni Allah; ve kimseleri (ki) tabi oldular sana müminlerden 27 .

Arapça: 1224|8|64|يايها النبي حسبك الله ومن اتبعك من المومنين

Enfâl Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Ateşle/tetikle müminleri 27 katletmeye/katledilmeye 720 ; eğer olursa sizlerden sabreden yirmi ** (mümin) galip gelirler iki yüze ** (kâfire); ve eğer olursa sizlerden bir yüz *** (sabreden mümin); galip gelir kâfirlik etmiş kimselerden bir bine *** (kâfire); onların fıkıh etmezler/anlamazlar **** bir kavim/topluluk (olmaları) nedeniyledir.

Arapça: 1225|8|65|يايها النبي حرض المومنين علي القتال ان يكن منكم عشرون صبرون يغلبوا مايتين وان يكن منكم مايه يغلبوا الفا من الذين كفروا بانهم قوم لا يفقهون

Enfâl Suresi - Ayet 67

Türkçe Meal: Olmuş değildir bir nebiye 132 ki olur ona * esirler 749 ; ta ki kalınlaşır/sağlamlaşır ** yerde; istersiniz dünyanın arzını *** ; ve Allah ister ahireti; ve Allah bir Azîz’dir 37 ; bir Hakîm’dir 37 .

Arapça: 1227|8|67|ما كان لنبي ان يكون له اسري حتي يثخن في الارض تريدون عرض الدنيا والله يريد الاخره والله عزيز حكيم

Enfâl Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Ellerinizdeki esirlerden kimseye de ki: "Eğer bilirse Allah kalbinizdeki bir hayırdır; verir (Allah) sizlere bir hayır sizlerden edinilenden ** ; ve mağfiret 319 eder sizlere; ve Allah bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1230|8|70|يايها النبي قل لمن في ايديكم من الاسري ان يعلم الله في قلوبكم خيرا يوتكم خيرا مما اخذ منكم ويغفر لكم والله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye 132 *; ve derler "o bir kulaktır ** "; de ki :"Bir hayır kulağıdır *** sizlere"; iman 47 eder Allah'a; ve iman 47 eder müminlere 27 ; ve bir rahmettir **** sizlerden iman 47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne 418 * eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *!; Cihat 356 et kâfirlere 25 ve münâfıklara 26 (karşı); ve kabalaş/sert davran onlara; ve sığınakları onların cehennemdir; ve ne kötü oldu varış yeri.

Arapça: 1308|9|73|يايها النبي جهد الكفار والمنفقين واغلظ عليهم وماويهم جهنم وبيس المصير

Tevbe Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Olmuş değildir nebiye 132 ve iman 47 etmiş kimselere ki mağfiret 319 dilerler müşriklere 36 ; şayet olduysalar (bile) yakınlık sahibi beyan 226 olmuş olan sonrasında onlara; ki onlar cahîm 808 ashâbıdır 194 .

Arapça: 1348|9|113|ما كان للنبي والذين امنوا ان يستغفروا للمشركين ولو كانوا اولي قربي من بعد ما تبين لهم انهم اصحب الجحيم

Meryem Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: İşte bunlar; kimselerdir (ki) nimet verdi Allah üzerlerine; nebilerden 132 ; zürriyetinden Âdem’in 50 ; ve Nûh’la birlikte taşıdığımız kimseden; ve zürriyetinden İbrahim’in ; ve İsrâîl’in (Yakûb'un); ve doğru yola kılavuzladığımız kimseden; ve seçtiğimiz (-den); okunduğu zaman onlara Rahmân'ın 1 ayetleri; kapandılar secde 12 edenler (olarak); ve ağlayanlar/göz yaşı dökenler (olarak).

Arapça: 2306|19|58|اوليك الذين انعم الله عليهم من النبين من ذريه ادم وممن حملنا مع نوح ومن ذريه ابرهيم واسريل وممن هدينا واجتبينا اذا تتلي عليهم ايت الرحمن خروا سجدا وبكيا

Ahzâb Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Takvalı 21 ol Allah’a; ve itaat etme kâfirlere 25 ve münâfıklara 26 ; doğrusu Allah oldu bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 3532|33|1|يايها النبي اتق الله ولا تطع الكفرين والمنفقين ان الله كان عليما حكيما

Ahzâb Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Nebi 132 * daha velidir 28 müminlere 27 kendi nefislerinden 201 ; ve eşleri onun * anneleridir 717 onların ** ve rahimler 715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir 28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden 27 ve muhâcirlerden 716 ; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize 28 bir marufu 291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Arapça: 3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Ahzâb Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman nebilerden 132 mîsâklarını 281 onların; ve senden; ve Nûh'tan; ve İbrahim'den; ve Mûsâ’dan; ve Meryem oğlu Îsa'dan; ve aldık onlardan kapkalın * bir mîsâk 281 .

Arapça: 3538|33|7|واذ اخذنا من النبين ميثقهم ومنك ومن نوح وابرهيم وموسي وعيسي ابن مريم واخذنا منهم ميثقا غليظا

Ahzâb Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve dediği zaman bir tayfa 719 onlardan: "Ey Yesrib * ehli 568 ! Yoktur dikelinen/ayakta durulan yer sizlere ** ; öyle ki dönün *** "; ve izin istiyordu nebiden 132 onlardan bir fırka/grup; diyorlardı: "Doğrusu evlerimiz tek gözlüdür **** ; ve (oysa) değildi o tek gözlü **** ; arzulamıyorlardı bir firar/kaçma dışında.

Arapça: 3544|33|13|واذ قالت طايفه منهم ياهل يثرب لا مقام لكم فارجعوا ويستذن فريق منهم النبي يقولون ان بيوتنا عوره وما هي بعوره ان يريدون الا فرارا

Ahzâb Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Ey nebi 132 ! Eşlerine de ki: "Eğer oldunuzsa arzulayanlar dünya hayatını; ve ziynetini/süsünü onun * ; öyle ki yükselin ** ; metalandırayım 54 sizleri; ve salayım/bırakayım sizleri uygun bir salışla/bırakışla."

Arapça: 3559|33|28|يايها النبي قل لازوجك ان كنتن تردن الحيوه الدنيا وزينتها فتعالين امتعكن واسرحكن سراحا جميلا

Ahzâb Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Olmuş değildir Muhammed erkeklerinizden birisinin babası * ; velakin/fakat resûlüdür 418 Allah'ın; ve mührüdür 726 nebilerin 132 ; ve oldu Allah her bir şeye bir Alîm 8 .

Arapça: 3571|33|40|ما كان محمد ابا احد من رجالكم ولكن رسول الله وخاتم النبين وكان الله بكل شي عليما

Ahzâb Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Doğrusu Allah ve melekleri 48 salât 22 ederler nebiye 132 ; ey iman 47 etmiş kimseler! Salât 83 edin ona * ; ve teslim olun bir teslim (-le).

Arapça: 3587|33|56|ان الله ومليكته يصلون علي النبي يايها الذين امنوا صلوا عليه وسلموا تسليما

Sâffât Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Ve müjdeledik * ona ** İshâk'ı bir nebi 132 (olarak) sâlihlerden 217 .

Arapça: 3898|37|112|وبشرنه باسحق نبيا من الصلحين

Mümtehine Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Geldiği zaman sana mümin 27 kadınlar biat 745 etsinler sana karşı ki şirk 71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler 35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira 883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine 291 ; öyle ki biat 745 et onlara ** ; ve mağfiret 319 sun onlar ** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Talâk Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Ey nebi 132 ! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri 652 için * , ve hesaplayın iddeti 652 ; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize 4 ; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle 490 ; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti 257 kendi nefsine 201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir ** .

Arapça: 5216|65|1|يايها النبي اذا طلقتم النسا فطلقوهن لعدتهن واحصوا العده واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن الا ان ياتين بفحشه مبينه وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك امرا