Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 237: Ayetler

Bu kavram 32 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

237Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

2. Bakara Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

125|2|118|وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ لَوْلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوْ تَأْتِينَآ ءَايَةٌ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ تَشَٰبَهَتْ قُلُوبُهُمْ قَدْ بَيَّنَّا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Latin Literal

118. Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet287”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan226 ettik ayetleri237 bir kavim için (ki) kesinleşirler299 onlar.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And those who do not know said: "If only God converses/speaks (to) us or a sign/verse/evidence comes to us." Like that those from before them said alike/similar/equal (to) their saying. Their hearts/minds resembled (each other), We had clarified/explained the signs/verses/evidences to a nation being sure/certain .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم
5 levla eğer لَوْلَا -
6 yukellimuna konuşmazsa bizlerle يُكَلِّمُنَا كلم
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 ev ya da أَوْ -
9 te'tina getirmezse bizlere تَأْتِينَا اتي
10 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 kale dedi قَالَ قول
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
17 kavlihim söylemlerini onların قَوْلِهِمْ قول
18 teşabehet benzeşti تَشَابَهَتْ شبه
19 kulubuhum Kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
20 kad Mutlak ki قَدْ -
21 beyyenna Beyan ettik/deklere ettik بَيَّنَّا بين
22 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
23 likavmin kavim için لِقَوْمٍ قوم
24 yukinune kesinleşirler يُوقِنُونَ يقن

2. Bakara Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

171|2|164|إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

171|2|164|ان في خلق السموت والارض واختلف اليل والنهار والفلك التي تجري في البحر بما ينفع الناس وما انزل الله من السما من ما فاحيا به الارض بعد موتها وبث فيها من كل دابه وتصريف الريح والسحاب المسخر بين السما والارض لايت لقوم يعقلون

Latin Literal

164. İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri vel fulkilletî tecrî fîl bahri bimâ yenfeun nâse ve mâ enzelallâhu mines semâi min mâin fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve besse fîhâ min kulli dâbbe(dâbbetin), ve tasrîfir riyâhı ves sehâbil musahhari beynes semâi vel ardı le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu yaratılışında göklerin ve yerin; ve halifeliğinde* gece ve gündüzün; ve gemilerde -ki akar bol suda236; faydalı olmasıyla insanlara-; indirdiğinde Allah'ın gökten; bir sudan -öyle ki diriltti onunla (suyla) yeri; ölümü sonrası onun (yerin); ve yaydı orada (yerde) her bir debelenenden-; ve evirip çevirmesinde gök180 ve yer arasındaki emre hazırlanmış rüzgarları ve bulutları; mutlak (vardır) ayetler237 akleden bir kavim için.

Ahmed Samira Çevirisi

164 That in the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s creation, and the night’s and the daytime’s difference, and the ships which run/pass in the large body of water (sea) with what benefits the people, and what God descended from the sky from water, so He revived with it the earth after its death/lifelessness and He scattered/distributed , in it from every walker/creeper/crawler and sending away/diverting the winds/breezes and the clouds, the manipulated/subjugated between the sky and the earth, (are)signs/evidences (E) for a nation, reasoning/understanding .

Notlar

Not 1

*Yerine geçmesi.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

342|3|49|وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنِّى قَدْ جِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ أَنِّىٓ أَخْلُقُ لَكُم مِّنَ ٱلطِّينِ كَهَيْـَٔةِ ٱلطَّيْرِ فَأَنفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًۢا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُبْرِئُ ٱلْأَكْمَهَ وَٱلْأَبْرَصَ وَأُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُنَبِّئُكُم بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِى بُيُوتِكُمْ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

49. Ve resûlen ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve bir resûldür418 İsrâîloğullarına197; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı419; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde419; doğrusu bundadır mutlak ayetler237 sizlere; eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

49 And a messenger to Israel’s sons and daughters (said): "That I had come to you (with) a sign/evidence from your Lord, that I create for you from the mud/clay as a shape/form (of) the birds, so I blow in it, so it will be flying/birds with God’s permission, and I cure and heal the blind/the born blind, and the leper and I revive/make alive the deads with God’s permission, and I inform you with what you eat and what you hoard/stock in your houses/homes. That in that (is) a sign/evidence (E) for you if you were believers/believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rasulen ve bir resuldür وَرَسُولًا رسل
2 ila إِلَىٰ -
3 beni oğullarına بَنِي بني
4 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
5 enni ki ben أَنِّي -
6 kad muhakkak قَدْ -
7 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا
8 biayetin ayetle بِايَةٍ ايي
9 min مِنْ -
10 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
11 enni ki ben أَنِّي -
12 ehluku yaratırım أَخْلُقُ خلق
13 lekum sizlere لَكُمْ -
14 mine مِنَ -
15 t-tini ıslak topraktan الطِّينِ طين
16 kehey'eti şekli gibi كَهَيْئَةِ هيا
17 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير
18 feenfuhu öyle ki üflerim فَأَنْفُخُ نفخ
19 fihi onun içine فِيهِ -
20 fe yekunu öyle ki olur o فَيَكُونُ كون
21 tayran bir kuş طَيْرًا طير
22 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ve ubriu ve iyileştiririm وَأُبْرِئُ برا
25 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه
26 vel'ebrasa ve cüzzamı/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص
27 ve uhyi ve diriltirim/canlandırırım وَأُحْيِي حيي
28 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت
29 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 ve unebbiukum ve haber veririm sizlere وَأُنَبِّئُكُمْ نبا
32 bima بِمَا -
33 te'kulune yediğinizi تَأْكُلُونَ اكل
34 ve ma ve وَمَا -
35 teddehirune depoladığınızı تَدَّخِرُونَ ذخر
36 fi فِي -
37 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت
38 inne doğrusu إِنَّ -
39 fi فِي -
40 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
41 layeten mutlak ayetler (vardır) لَايَةً ايي
42 lekum sizlere لَكُمْ -
43 in eğer إِنْ -
44 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
45 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Îsâ'nın mucizeleri. Kavram 419

419 Îsâ peygamberin göstermiş olduğu mucizeleri.Doğuştan körü ve cüzzamlıyı iyileştirmek. Bu iki hastalığın işaret edilmesi de anlamlıdır. Doğuştan körlüğün en sık nedeni Trahomdur. Doğum esnasında bebeğin gözüne annenin doğum kanalından bir bakteri ('Chlamydia trachomatis') bulaşırsa gözün korneası iltihaplanır ve ışığa geçirgenliğini kaybeder. Bebek doğuştan kör olmuş olur. Kendiliğinden iyileşmesi asla söz konusu olmaz. Cüzzam/lepra ise 'Mycobacterium leprae' isimli bir bakterinin neden olduğu, bulaşıcı ve kronik bir hastalıktır. Hastaların vücutlarında korkunç bezeler çıkar. Sinir sistemini etkiler. Sinir sistemi tutulumunda modern tedaviye rağmen bile iyileşme olmaz. Sayısız hastalık içinden kendiliğinden iyileşme ihtimali olmayan bu iki hastalığın işaret edilmesi bile Kur'an'ın bir mucizesidir. Islak topraktan kuşu canlı kuşa dönüştürmek ve ölüleri diriltmek.Evrenimiz holografik evren prensibi kapsamında bir üst boyutta bulunan 2D zardaki (Levh-i Mahfuz) bilginin evrenin içine yansımasından oluşur. Matrix filmi gibi düşünülebilir. Yüce Allah Levh-i Mahfuz'da kodlanmış olan kuş şeklindeki ıslak toprak atomlarının kuantum bilgilerini değiştirerek bu atomları canlı bir kuşu oluşturan atomlara dönüştürür. Ölmüş bir insanı tekrar canlandırmak da aynı şekildedir. Bu dönüşümleri ancak evreni yaratan ve evrene bir üst boyuttan müdahale etme yetkisi olan bir varlık yapabilir.Îsâ'ya verilen bu mucizeler mutlak ki Yüce Allah'ın izni ve yetkisiyle gerçekleşmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

390|3|97|فِيهِ ءَايَٰتٌۢ بَيِّنَٰتٌ مَّقَامُ إِبْرَٰهِيمَ وَمَن دَخَلَهُۥ كَانَ ءَامِنًا وَلِلَّهِ عَلَى ٱلنَّاسِ حِجُّ ٱلْبَيْتِ مَنِ ٱسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِىٌّ عَنِ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

390|3|97|فيه ايت بينت مقام ابرهيم ومن دخله كان امنا ولله علي الناس حج البيت من استطاع اليه سبيلا ومن كفر فان الله غني عن العلمين

Latin Literal

97. Fîhi âyâtun beyyinâtun makâmu ibrâhîm(ibrâhîme), ve men dahalehu kâne âminâ(âminen), ve lillâhi alen nâsi hiccul beyti menistetâa ileyhi sebîlâ(sebîlen), ve men kefere fe innallâhe ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Ondadır beyanlı352 ayetler237; İbrahim'in makamı448 (-nda); ve kim girdi ona (makama), olmuştur o (kimse) emin447; ve Allah’adır (Allah içindir) insanlar üzerine beyt/ev446 haccı327* kimseye (ki) güç yetirebildi onun üzerine bir yol**; ve kim kâfirlik25 etti; öyle ki doğrusu Allah alemlerden Ganiyy’dir106.

Ahmed Samira Çevirisi

97 In it (are) signs/verses/evidences evidences (in) Abraham’s place/position , and who entered it, was/is/became safe/secure, and to God on the people performing pilgrimage (to) the House/Home who was/is able (to find) a way/method to it, and who disbelieved, so that God (is) rich from (not in need to) the creations altogether/(universes).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fihi ondadır فِيهِ -
2 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي
3 beyyinatun beyanatlı بَيِّنَاتٌ بين
4 mekamu makamın مَقَامُ قوم
5 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 dehalehu girdi ona دَخَلَهُ دخل
8 kane oldu كَانَ كون
9 aminen emin امِنًا امن
10 velillahi ve Allah’adır (içindir) وَلِلَّهِ -
11 ala üzerinde عَلَى -
12 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
13 hiccu hacc حِجُّ حجج
14 l-beyti beyte/eve الْبَيْتِ بيت
15 meni kim مَنِ -
16 stetaa güç yetirebildi اسْتَطَاعَ طوع
17 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ -
18 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل
19 ve men ve kim وَمَنْ -
20 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
21 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني
24 ani عَنِ -
25 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم

Notlar

Not 1

*İbrahim'e indirilen kutsal kitapla. Kur'an'ın özünü içeren.**Yöntem, ilerleyiş şekli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ganiyy Kavram 106

106 Zengin.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Hac Kavram 327

327 Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongre.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

İnsanları doğru yola kılavuzlayan, Bekke'deki mübarek ilk ev/beyt. Kavram 446

446 Kur'an'a göre kendisine kitap indirilen ilk nebi İbrahim'dir. İbrahim'e indirilen bu kutsal kitabın öğrenilmesi ve öğretilmesi için inşa edilen ilk ev. Bu evde insanlar salât ettiler. Vakitli bir şekilde (sabah-akşam) İbrahim'e indirilen kitabı çalıştılar. Ders yaptılar. Tek tanrıcı oldular.

İbrahim'in makamı bulunan evde/beytte emin olmak. Kavram 447

447 Emin kelimesi şüphenin ortadan kalktığı durumları işaret eder. Türkçede 'Bunun doğru olduğuna emin misin?' deriz. Sadece kutsal kitap öğretilerinin yapıldığı bu evde olanlar delillerle yapılan hac/tartışma sonrası ikna olarak tek tanrıcı olurlar. Yüce Allah'ın varlığı ve birliği konusunda emin olurlar. Şüpheleri kaybolur. Kutsal kitapların Yüce Allah katından geldiğine kesin emin olurlar.

İbrahim'in makamı. Kavram 448

448 İbrahim'in dini öğretisi olan tek tanrıcı din için yaratılış özelliği olan beynin ayağa kalkma/dikelme yeri. Bilincin ayağa kalktığı, dik durduğu yer.

6. En'âm Suresi

Ayet 46

Arapça Metin (Harekeli)

835|6|46|قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَخَذَ ٱللَّهُ سَمْعَكُمْ وَأَبْصَٰرَكُمْ وَخَتَمَ عَلَىٰ قُلُوبِكُم مَّنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ ٱللَّهِ يَأْتِيكُم بِهِ ٱنظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ ٱلْءَايَٰتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

835|6|46|قل اريتم ان اخذ الله سمعكم وابصركم وختم علي قلوبكم من اله غير الله ياتيكم به انظر كيف نصرف الايت ثم هم يصدفون

Latin Literal

46. Kul e reeytum in ehazallâhu sem’akum ve ebsârekum ve hateme alâ kulûbikum men ilâhun gayrullâhi ye’tîkum bih(bihî), unzur keyfe nusarriful âyâti summe hum yasdifûn (yasdifûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Gördünüz mü? Eğer tutsa/alsa Allah işitmenizi ve bakışınızı; ve mühürlese175 kalbinizin üzerini; kimdir bir ilâh74 Allah’ın dışında (ki) gelir sizlere onunla"; bak! Nasıl dikkat çekeriz ayetlere237; sonra onlar yüz çevirirler.

Ahmed Samira Çevirisi

46 Say: "Did you see/understand, if God took your sense of hearing and your eye sights/understanding, and sealed/stamped on your hearts/minds , which god other than God comes to you with it?" See how We83elaborate linguistically the signs/verses/evidences, then they turn away/avoid.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 eraeytum gördünüz mü أَرَأَيْتُمْ راي
3 in eğer إِنْ -
4 ehaze tutsa/alsa أَخَذَ اخذ
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 sem'akum işitmenizi سَمْعَكُمْ سمع
7 ve ebsarakum ve görüşlerinizi وَأَبْصَارَكُمْ بصر
8 ve hateme ve mühürlese وَخَتَمَ ختم
9 ala üzerini عَلَىٰ -
10 kulubikum kalblerinizin قُلُوبِكُمْ قلب
11 men kimdir? مَنْ -
12 ilahun bir ilah إِلَٰهٌ اله
13 gayru dışında غَيْرُ غير
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 ye'tikum gelir sizlere يَأْتِيكُمْ اتي
16 bihi onunla بِهِ -
17 unzur bak انْظُرْ نظر
18 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
19 nusarrifu dikkat çekeriz نُصَرِّفُ صرف
20 l-ayati ayetlere الْايَاتِ ايي
21 summe sonra ثُمَّ -
22 hum onlar هُمْ -
23 yesdifune yüz çeviriyorlar يَصْدِفُونَ صدف

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

6. En'âm Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

888|6|99|وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ نَبَاتَ كُلِّ شَىْءٍ فَأَخْرَجْنَا مِنْهُ خَضِرًا نُّخْرِجُ مِنْهُ حَبًّا مُّتَرَاكِبًا وَمِنَ ٱلنَّخْلِ مِن طَلْعِهَا قِنْوَانٌ دَانِيَةٌ وَجَنَّٰتٍ مِّنْ أَعْنَابٍ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُشْتَبِهًا وَغَيْرَ مُتَشَٰبِهٍ ٱنظُرُوٓا۟ إِلَىٰ ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثْمَرَ وَيَنْعِهِۦٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكُمْ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

888|6|99|وهو الذي انزل من السما ما فاخرجنا به نبات كل شي فاخرجنا منه خضرا نخرج منه حبا متراكبا ومن النخل من طلعها قنوان دانيه وجنت من اعناب والزيتون والرمان مشتبها وغير متشبه انظروا الي ثمره اذا اثمر وينعه ان في ذلكم لايت لقوم يومنون

Latin Literal

99. Ve huvellezî enzele mines semâi mâ’(mâen), fe ahrecnâ bihî nebate kulli şey’in fe ahrecnâ minhu hadıran nuhricu minhu habben muterâkibâ(muterâkiben), ve minen nahli min tal’ıhâ kınvânun dâniyetun ve cennâtin min a’nâbin vez zeytûne ver rummâne muştebihen ve gayre muteşâbih(muteşâbihin), unzurû ilâ semerihî izâ esmere ve yen’ıh(yen’ıhî), inne fî zâlikum le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve O'dur indiren gökten bir su179; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler237 iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

99 And He is who descended from the sky water, so We brought out/made emerge with it every thing’s plant, so We brought out/made emerge from it green, We bring out/make emerge from it seeds/grains overlapping ,and from the palm trees from its first fruit of the season/cover enveloping the fertilizing seed, near branches with87bunches of dates , and treed gardens from grapes, and the olives, and the pomegranate, similar/resembling and not similar/resembling , look/consider to its fruit if/where/when it bears/yields fruit , and its ripeness/darkness, that in that (are) evidences/verses (E) to a nation believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve huve ve O'dur وَهُوَ -
2 llezi الَّذِي -
3 enzele indiren أَنْزَلَ نزل
4 mine مِنَ -
5 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
6 maen bir su مَاءً موه
7 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج
8 bihi onunla (suyla) بِهِ -
9 nebate bitkiyi نَبَاتَ نبت
10 kulli her bir كُلِّ كلل
11 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
12 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج
13 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ -
14 hadiran yeşili خَضِرًا خضر
15 nuhricu çıkarırız نُخْرِجُ خرج
16 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ -
17 habben taneyi حَبًّا حبب
18 muterakiben binmiş (birbiri üzerine) مُتَرَاكِبًا ركب
19 ve mine وَمِنَ -
20 n-nehli hurmadan النَّخْلِ نخل
21 min -ndan مِنْ -
22 tal'iha öncüsünden (tomurcuğundan) onun (bitkinin) طَلْعِهَا طلع
23 kinvanun salkımlar قِنْوَانٌ قنو
24 daniyetun sarkık دَانِيَةٌ دنو
25 ve cennatin ve cennetler وَجَنَّاتٍ جنن
26 min مِنْ -
27 ea'nabin üzümlerden أَعْنَابٍ عنب
28 ve zzeytune ve zeytin (-den) وَالزَّيْتُونَ زيت
29 ve rrummane ve nar (-dan) وَالرُّمَّانَ رمن
30 muştebihen benzeşen مُشْتَبِهًا شبه
31 ve gayra ve olmaksızın وَغَيْرَ غير
32 muteşabihin benzeşen مُتَشَابِهٍ شبه
33 nzuru bakın انْظُرُوا نظر
34 ila إِلَىٰ -
35 semerihi meyvesine onun (şeyin) ثَمَرِهِ ثمر
36 iza إِذَا -
37 esmera meyve verdiği zaman أَثْمَرَ ثمر
38 ve yen'ihi ve olgunlaştığı وَيَنْعِهِ ينع
39 inne doğrusu إِنَّ -
40 fi فِي -
41 zalikum bundadır ذَٰلِكُمْ -
42 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
43 likavmin kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
44 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökten inen su Kavram 179

179 Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

6. En'âm Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

898|6|109|وَأَقْسَمُوا۟ بِٱللَّهِ جَهْدَ أَيْمَٰنِهِمْ لَئِن جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا قُلْ إِنَّمَا ٱلْءَايَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

Latin Literal

109. Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yu’minunne bih(bihâ), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuş’irukum ennehâ izâ câet lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve kasem548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet287 mutlak iman47 ederler ona* (diye); de ki: "Doğrusu ayetler237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır** sizleri; ki o* geldiği zaman iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

109 And they swore/made oath by God their oath’s utmost if (E) an evidence/verse came to them they will believe (E) with it, say: "But the verses/evidences (are) at God." And what makes you feel/know, that if it came, they do not believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eksemu ve kasem ettiler وَأَقْسَمُوا قسم
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 cehde en güçlü جَهْدَ جهد
4 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن
5 lein ki eğer لَئِنْ -
6 ca'ethum gelseydi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
8 leyu'minunne mutlak iman ederler لَيُؤْمِنُنَّ امن
9 biha ona بِهَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 innema doğrusu إِنَّمَا -
12 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
13 inde indindedir عِنْدَ عند
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 ve ma ve وَمَا -
16 yuş'irukum şuurlandırandır sizlere يُشْعِرُكُمْ شعر
17 enneha ki o أَنَّهَا -
18 iza إِذَا -
19 ca'et geldiği zaman جَاءَتْ جيا
20 la لَا -
21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ayete, ayet.*Bilinçlendirir, farkındalık verir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

6. En'âm Suresi

Ayet 158

Arapça Metin (Harekeli)

947|6|158|هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِىَ بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِى بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَٰنُهَا لَمْ تَكُنْ ءَامَنَتْ مِن قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِىٓ إِيمَٰنِهَا خَيْرًا قُلِ ٱنتَظِرُوٓا۟ إِنَّا مُنتَظِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

Latin Literal

158. Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu nefsen îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(hayran), kul intezırû innâ muntezırûn(muntezırûne).

Türkçe Çeviri

Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir (senin) Rabbin4 ya da gelir (senin) Rabbinin4 bazıları ayetleri237?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse201 iman47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Ahmed Samira Çevirisi

158 Do they wait except that the angels come to them , or your Lord comes, or some (of) your Lord’s verses/evidences come? (On) a day/time some (of) your Lord’s verses/evidences come, a self’s belief does not benefit (it) if it was (had) not believed from before, or gained goodness in its belief, say: "Wait/watch , We are waiting/watching."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

7. A'râf Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

980|7|26|يَٰبَنِىٓ ءَادَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَٰرِى سَوْءَٰتِكُمْ وَرِيشًا وَلِبَاسُ ٱلتَّقْوَىٰ ذَٰلِكَ خَيْرٌ ذَٰلِكَ مِنْ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

980|7|26|يبني ادم قد انزلنا عليكم لباسا يوري سوتكم وريشا ولباس التقوي ذلك خير ذلك من ايت الله لعلهم يذكرون

Latin Literal

26. Yâ benî âdeme kad enzelnâ aleykum libâsen yuvârî sev’âtikum ve rîşâ(rîşâen) ve libâsut takvâ zâlike hayr(hayrun), zâlike min âyâtillâhi leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ey âdemoğulları692! Muhakkak indirdik sizlere bir elbise; örter ayıp olan cinsel organ bölgelerinizi; ve bir rîşâ*; ve takva21 elbisesi; işte bu**; hayırlıdır; işte bu; ayetlerindendir237 Allah'ın; belki onlar zikrederler78.

Ahmed Samira Çevirisi

26 You Adam’s sons and daughters, We had descended on you a cover/dress (that) hides/conceals your shameful genital private parts, and feathers/riches/possessions, and the fear and obedience (of God’s) cover/dress, that (is) better , and that (is) from God’s signs/verses/evidences, maybe/perhaps they remember/glorify .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya beni ey oğulları يَابَنِي بني
2 ademe âdem ادَمَ -
3 kad muhakkak قَدْ -
4 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل
5 aleykum size عَلَيْكُمْ -
6 libasen bir elbise لِبَاسًا لبس
7 yuvari örter يُوَارِي -
8 sev'atikum ayıp olan cinsel organ bölgelerinizi سَوْاتِكُمْ سوا
9 ve rişen ve bir rîşâ وَرِيشًا ريش
10 velibasu ve elbisesi وَلِبَاسُ لبس
11 t-tekva takva التَّقْوَىٰ وقي
12 zalike İşte bu ذَٰلِكَ -
13 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
14 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
15 min مِنْ -
16 ayati ayetlerindendir ايَاتِ ايي
17 llahi Allah'ın اللَّهِ -
18 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
19 yezzekkerune düşünüp öğüt alırlar. يَذَّكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not

Takva kelimesi sakınmak demektir. Yüce Allah’ın razı olmayacağı eylemlerden sakınmaktır. Yüce Allah’ın emirlerine uymak demektir.Soru şudur; bu takva elbisesi nerededir ve nasıl giyilir?Yüce Allah bu takva elbisesini indirdiğini bildirmiştir. Bu da bize açıkça gösterir ki bu takva elbisesi Kur’an’ın ta kendisidir. Kur’an’ın emir ve yasaklarına uyan bir kimse takva elbisesini giymiş olur.Kur’an üzerinde düşünen kimselerin öğüt alma şansının olduğu ayette bildirilmiştir. Bir kitaptan öğüt alabilmek için onu anlamak için okumak gerektiği evrensel bir gerçektir. Demek ki Kur’an’ı anlayarak okuyacağız ve üzerinde düşüneceğiz. Bu düşünme bize bir öğüt, bir hatırlatma olacaktır. Takva elbisesini giymemize neden olacaktır.Takva elbisesi her şeyden daha hayırlıdır. Daha faydalıdır. Çünkü Yüce Allah’ın rızasını almaktan daha büyük ve daha değerli hiçbir şey olamaz.

Not 1

*Süslü, gösterişli elbiseler, süslü donatılar. Ziynet kelimesinden farklıdır. **Takva elbisesi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Âdemoğulları. Kavram 692

692 Homo Sapiens türünün bilgelik kazandırılmış insan çocukları. Erkek insanlar, kadın insanlar.

7. A'râf Suresi

Ayet 126

Arapça Metin (Harekeli)

1080|7|126|وَمَا تَنقِمُ مِنَّآ إِلَّآ أَنْ ءَامَنَّا بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا لَمَّا جَآءَتْنَا رَبَّنَآ أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1080|7|126|وما تنقم منا الا ان امنا بايت ربنا لما جاتنا ربنا افرغ علينا صبرا وتوفنا مسلمين

Latin Literal

126. Ve mâ tenkımu minnâ illâ en âmennâ bi âyâti rabbinâ lemmâ câetnâ, rabbenâ efrıg aleynâ sabren ve teveffenâ muslimîn(muslimîne).

Türkçe Çeviri

"Ve intikam alır değilsin bizden dışında ki iman47 ettik Rabbimizin4 ayetlerine237 geldiğinde o* bizlere; Rabbimiz4! Boşalt üzerimize bir sabır51; ve vefat621 ettir bizleri müslim45 (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

126 And you do not revenge/hate/criticize from us except that we believed with our Lord’s evidences/verses/signs, when (it) came to us, our Lord pour on us patience, and make us die (as) Moslems/submitters/surrenderers.104

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değilsin وَمَا -
2 tenkimu intikam alır تَنْقِمُ نقم
3 minna bizden مِنَّا -
4 illa dışında إِلَّا -
5 en kli أَنْ -
6 amenna iman ettik امَنَّا امن
7 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
8 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
9 lemma لَمَّا -
10 ca'etna geldiğinde bizlere جَاءَتْنَا جيا
11 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
12 efrig boşalt أَفْرِغْ فرغ
13 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
14 sabran bir sabır صَبْرًا صبر
15 ve teve ffena ve vefat ettir bizleri وَتَوَفَّنَا وفي
16 muslimine müslim (olarak) مُسْلِمِينَ سلم

Notlar

Not 1

*Ayet.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Vefat Kavram 621

621 Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar. 6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.

7. A'râf Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

1090|7|136|فَٱنتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَٰهُمْ فِى ٱلْيَمِّ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1090|7|136|فانتقمنا منهم فاغرقنهم في اليم بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

136. Fentekamnâ minhum fe agraknâhum fîl yemmi biennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki intikam aldık onlardan; öyle ki boğduk onları bol suda; nedeniyle ki onlar yalanladılar ayetlerimizi237; ve oldular ondan* gâfiller310.

Ahmed Samira Çevirisi

136 So We revenged/punished from them, so We drowned/sunk them in the body of water (river/sea/lake) because they denied/falsified with Our verses/evidences , and they were from it ignoring/disregarding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fentekamna öyle ki intikam aldık فَانْتَقَمْنَا نقم
2 minhum onlardan مِنْهُمْ -
3 fe egraknahum öyle ki boğduk onları فَأَغْرَقْنَاهُمْ غرق
4 fi فِي -
5 l-yemmi bol suda الْيَمِّ يمم
6 biennehum nedeniyle ki onlar بِأَنَّهُمْ -
7 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
8 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
9 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
10 anha ondan عَنْهَا -
11 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

1368|10|6|إِنَّ فِى ٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1368|10|6|ان في اختلف اليل والنهار وما خلق الله في السموت والارض لايت لقوم يتقون

Latin Literal

6. İnne fîhtilâfil leyli ven nehâri ve mâ halakallâhu fîs semâvâti vel ardı le âyâtin li kavmin yettekûn(yettekûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu halifeliği* gece ve gündüzün; ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattığı; mutlak ayetlerdir237 takvalı olur bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

6 That in difference (of) the night and the daytime and what God created in the skies/space and the earth/Planet Earth (are) signs/evidences (E) to a nation fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 fi فِي -
3 htilafi halifeliği/yerine geçmesi اخْتِلَافِ خلف
4 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل
5 ve nnehari ve gündüzün وَالنَّهَارِ نهر
6 ve ma ve وَمَا -
7 haleka yarattığı خَلَقَ خلق
8 llahu Allah'ın اللَّهُ -
9 fi فِي -
10 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
11 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض
12 layatin mutlak ayetlerdir لَايَاتٍ ايي
13 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
14 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Ardışık gelişi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

10. Yunus Suresi

Ayet 67

Arapça Metin (Harekeli)

1429|10|67|هُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيْلَ لِتَسْكُنُوا۟ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبْصِرًا إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1429|10|67|هو الذي جعل لكم اليل لتسكنوا فيه والنهار مبصرا ان في ذلك لايت لقوم يسمعون

Latin Literal

67. Huvellezî ceale lekumul leyle li teskunû fîhi ven nehâre mubsırâ(mubsıren), inne fî zâlike leâyâtin li kavmin yesmeûn(yesmeûne).

Türkçe Çeviri

O'dur* yapan sizlere geceyi171 sükûnet bulmanız için kendisinde; ve bir gördüren gündüzü170; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 işitir bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

67 He is who made/created for you the night to be tranquil/quiet in it, and the daytime to see , that in that (are) evidences/signs (E) to a nation hearing/listening.140

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 huve O'dur هُوَ -
2 llezi الَّذِي -
3 ceale yapan جَعَلَ جعل
4 lekumu sizlere لَكُمُ -
5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
6 liteskunu sükûnet bulmanız için لِتَسْكُنُوا سكن
7 fihi onda (gecede) فِيهِ -
8 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
9 mubsiran bir gördüren مُبْصِرًا بصر
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 fi فِي -
12 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
13 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
14 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
15 yesmeune işitirler يَسْمَعُونَ سمع

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

10. Yunus Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

1454|10|92|فَٱلْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنْ خَلْفَكَ ءَايَةً وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلنَّاسِ عَنْ ءَايَٰتِنَا لَغَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Latin Literal

92. Fel yevme nuneccîke bi bedenike li tekûne limen halfeke âyeh(âyeten), ve inne kesîren minen nâsi an âyâtinâ le gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki o gün kurtarırız seni* bedeninle877 olman için sana halife65** (olan) kimseye bir ayet287; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden237 mutlak gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

92 So the day/today We save/rescue you with your body/top set (of) armor to be to who (is) behind you an evidence/sign , and that many from the people (are) from Our evidences/verses/signs ignoring/disregarding (E) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felyevme öyle ki o gün فَالْيَوْمَ يوم
2 nuneccike kurtarırız seni نُنَجِّيكَ نجو
3 bibedenike bedeninle senin بِبَدَنِكَ بدن
4 litekune olman için لِتَكُونَ كون
5 limen kimseye لِمَنْ -
6 halfeke halifedir sana خَلْفَكَ خلف
7 ayeten bir ayet ايَةً ايي
8 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
9 kesiran ekserisi كَثِيرًا كثر
10 mine مِنَ -
11 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
12 an عَنْ -
13 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
14 legafilune mutlak gafillerdir لَغَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Firavun.**Tüm insanlara değil! Firavun sonrası Mısır'a firavun olan yeni kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

1463|10|101|قُلِ ٱنظُرُوا۟ مَاذَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا تُغْنِى ٱلْءَايَٰتُ وَٱلنُّذُرُ عَن قَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1463|10|101|قل انظروا ماذا في السموت والارض وما تغني الايت والنذر عن قوم لا يومنون

Latin Literal

101. Kulinzurû mâzâ fîs semâvâti vel ard(ardı), ve mâ tugnîl âyâtu ven nuzuru an kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Bakın* ne var göklerde162 ve yerde"; ve ganileştirir** değildir ayetler237 ve uyarılar iman47 etmez bir kavme/topluluğa.

Ahmed Samira Çevirisi

101 Say: "Look/see , what is in the skies/space and the earth/Planet Earth, and the evidences/verses , and the warning/notices do not satisfy/suffice from a nation (that) do not believe."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kuli de ki قُلِ قول
2 nzuru bakın انْظُرُوا نظر
3 maza ne var مَاذَا -
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض
7 vema ve değildir وَمَا -
8 tugni ganileştirir تُغْنِي غني
9 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
10 ve nnuzuru ve uyarılar وَالنُّذُرُ نذر
11 an عَنْ -
12 kavmin bir kavme/topluluğa قَوْمٍ قوم
13 la لَا -
14 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*İnceleyin, araştırın.**Yeterli gelir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

1595|12|1|الٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1595|12|1|الر تلك ايت الكتب المبين

Latin Literal

1. Elif lâm râ tilke âyâtul kitâbil mubîn(mubîni).

Türkçe Çeviri

ALR44*; işte şu (ki) ayetleridir237 apaçık kitabın**.

Ahmed Samira Çevirisi

1 A L R those (are) verses/evidences (of) The Book , the clear/evident .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elif, Lam, Ra Elif Lâm Râ الر -
2 tilke işte şu (ki) تِلْكَ -
3 ayatu ayetleridir ايَاتُ ايي
4 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
5 l-mubini apaçık الْمُبِينِ بين

Notlar

Not 1

*Elif Lâm Râ.**Kur'an'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Anahtar harfler. Hurûf-u mukatta. Kavram 44

44 Kesik harfler olarak tanımlanır. On dört (14) harfin tekli, ikili, üçlü, dörtlü ve beşli kombinasyonlarından oluşurlar. Yirmi dokuz (29) surenin başında yer alarak surenin açılışını yaparlar. Yedi (7) grup oluştururlar. İlgili gruplarda ve alt gruplarda anahtar harflerin geçiş sayısı on dokuzun (19) tam katıdır. On dokuz (19) mucizesinin tecelli edişinin çok güzel örneklerini sunarlar. Kur'an'ın bir beşer sözü olamayacağına en büyük delillerdendirler. Hurûf-u Mukataa (Anahtar Harfler) Mucizesi.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

1629|12|35|ثُمَّ بَدَا لَهُم مِّنۢ بَعْدِ مَا رَأَوُا۟ ٱلْءَايَٰتِ لَيَسْجُنُنَّهُۥ حَتَّىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1629|12|35|ثم بدا لهم من بعد ما راوا الايت ليسجننه حتي حين

Latin Literal

35. Summe bedâlehum min ba’di mâ raevul âyâti le yescununnehu hattâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Sonra belirdi onlara* gördükleri ayetler237 sonrasında (ki) mutlak zindana atarlar onu** bir süreye kadar.

Ahmed Samira Çevirisi

35 Then it appeared to them from after what they saw/understood the evidences/signs they imprison him (E) until a time .

Notlar

Not 1

*Eril çoğul 3. şahıs. Artık olaya erkeklerin de katıldığını anlarız. Eski Mısır'da da bir hukuk sistemi vardı. Bir mahkeme heyetinin (3 veya daha fazla erkek) delilleri incelemiş olduğunu ve Yûsuf'un suçsuz olduğunu gösteren apaçık ayetleri/göstergeleri gördükleri halde Yûsuf'u zindana tıkmayı tercih ettiklerini anlarız. Mutlak ki güçlünün lehine karar vermeyi tercih etmişlerdir. Ahirette bunun hesabını elbette zerresine kadar vereceklerdir. Yûsuf gibi suçsuz insanların zindana girmesine zerre katkı sunanların ahiretteki hesapları acıklı bir hesap olacaktır.**Yûsuf'u.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

13. Ra'd Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1709|13|4|وَفِى ٱلْأَرْضِ قِطَعٌ مُّتَجَٰوِرَٰتٌ وَجَنَّٰتٌ مِّنْ أَعْنَٰبٍ وَزَرْعٌ وَنَخِيلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقَىٰ بِمَآءٍ وَٰحِدٍ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلَىٰ بَعْضٍ فِى ٱلْأُكُلِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1709|13|4|وفي الارض قطع متجورت وجنت من اعنب وزرع ونخيل صنوان وغير صنوان يسقي بما وحد ونفضل بعضها علي بعض في الاكل ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Latin Literal

4. Ve fîl ardı kıtaun mutecâvirâtun ve cennâtun min a’nâbin ve zer’un ve nahîlun sınvânun ve gayru sınvânin yuskâ bi mâin vâhid(vâhidin), ve nufaddılu ba’dehâ alâ ba’dın fîl ukul(ukuli), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve yerdedir* komşu kıtalar**; ve cennetler*** üzümlerden; ve ekin; ve hurmalar; budaklılar**** ve olmaksızın***** budaklılar; sulanır tek bir suyla950; ve faziletlendiririz202 bir kısmını onun yemede****** bir kısım üzerine; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 bir kavme/topluma (ki) aklederler562.

Ahmed Samira Çevirisi

4 And in the earth/Planet Earth (are) parts/portions (sections) neighboring each other, and treed gardens/paradises from grapes and plants/crops and palm trees’ off shoots from a single root and without off shoots from a single root being given drink/irrigated with one water, and We prefer/favour some/part of it over some/part, in the food/fruits, that in that (are) evidences/signs (E) to a nation reasoning/comprehending .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve fi ve وَفِي -
2 l-erdi yerdedir الْأَرْضِ ارض
3 kitaun kıtalar قِطَعٌ قطع
4 mutecaviratun komşu مُتَجَاوِرَاتٌ جور
5 ve cennatun ve cennetler وَجَنَّاتٌ جنن
6 min مِنْ -
7 ea'nabin üzümlerden أَعْنَابٍ عنب
8 ve zer'un ve ekin وَزَرْعٌ زرع
9 ve nehilun ve hurmalar وَنَخِيلٌ نخل
10 sinvanun budaklılar صِنْوَانٌ صنو
11 ve gayru ve olmaksızın وَغَيْرُ غير
12 sinvanin budaklılar صِنْوَانٍ صنو
13 yuska sulanır يُسْقَىٰ سقي
14 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه
15 vahidin tek وَاحِدٍ وحد
16 venufeddilu ve faziletlendiririz وَنُفَضِّلُ فضل
17 bea'deha bir kısmını onun بَعْضَهَا بعض
18 ala üzerine عَلَىٰ -
19 bea'din bir kısım بَعْضٍ بعض
20 fi فِي -
21 l-ukuli yemede الْأُكُلِ اكل
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 fi فِي -
24 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
25 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
26 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
27 yea'kilune aklederler يَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Yeryüzündedir.**Arada okyanuslar olsa da kıtalar derinlerde birbirine komşudur. ***Bahçeler.****Budaklı, dallı ve çatallı gövdeli. Örnek elma ağacı vb. *****Budaklı, dallı ve çatallı gövdeli olmayan. Tek gövdeli. Örneğin buğday, arpa vb. ******Yeme lezzeti, faydaları.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

15. Hicr Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1875|15|75|إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1875|15|75|ان في ذلك لايت للمتوسمين

Latin Literal

75. İnne fî zâlike le âyâtin lil mutevessimîn (mutevessimîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 simaları/izleri inceleyenlere*.

Ahmed Samira Çevirisi

75 That in that (are) evidences/signs (E) , to the observing/scrutinizing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 fi فِي -
3 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
4 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
5 lilmutevessimine simaları kavranlara لِلْمُتَوَسِّمِينَ وسم

Notlar

Not 1

*Dikkatle bakıp bir iz/sembol görmek. Lût kavmini yok eden airburst patlamasının izleri mutlak ki bilim insanları tarafından bulunacaktır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

15. Hicr Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

1877|15|77|إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1877|15|77|ان في ذلك لايه للمومنين

Latin Literal

77. İnne fî zâlike le âyeten lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 müminlere451.

Ahmed Samira Çevirisi

77 That in that (is) a sign/evidence (E) to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 fi فِي -
3 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
4 layeten mutlak ayetler لَايَةً ايي
5 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ehli kitaptan mümin kimseler. Kavram 451

451 İman etmiş kimselere mümin denir. İman sahibi kimseler demektir. Anlarız ki bu kavram resûllere isnat edilemez. Kişilere isnat edilemez. Sadece kutsal kitaplara tabi olarak tek tanrıcı olmuş kimseler gerçek mümindir. Yüce Allah 3:110 ayetinde bunu işaretini vermiştir. Şerefli Kur'an'a göre kitap ehlinden (başta Yahudiler ve Hristiyanlar olmak üzere kendilerine Kur'an öncesi kitap verilenlerden) azınlık olan kimseler de mümindir. Mümin olmak bir nebiyi ya da resûlü takip etmek değildir. Sadece kutsal kitapları takip etmektir.

15. Hicr Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

1881|15|81|وَءَاتَيْنَٰهُمْ ءَايَٰتِنَا فَكَانُوا۟ عَنْهَا مُعْرِضِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1881|15|81|واتينهم ايتنا فكانوا عنها معرضين

Latin Literal

81. Ve âteynâhum âyâtinâ fe kânû anhâ mu’rıdîn(mu’rıdîne).

Türkçe Çeviri

Ve verdik onlara* ayetlerimizi237; öyle ki oldular ondan** yüz çevirenler.

Ahmed Samira Çevirisi

81 And We gave/brought them Our verses/evidences , so they were objecting/opposing/turning away from it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ateynahum ve verdik onlara وَاتَيْنَاهُمْ اتي
2 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي
3 fekanu öyle ki oldular فَكَانُوا كون
4 anha ondan عَنْهَا -
5 mua'ridine yüz çevirenler, ilgisiz kalanlar, sırt dönenler مُعْرِضِينَ عرض

Notlar

Not 1

*Hicr ashâbına.**Ayetten.***İlgisiz kalanlar, sırt dönenler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

16. Nahl Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1910|16|11|يُنۢبِتُ لَكُم بِهِ ٱلزَّرْعَ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلنَّخِيلَ وَٱلْأَعْنَٰبَ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1910|16|11|ينبت لكم به الزرع والزيتون والنخيل والاعنب ومن كل الثمرت ان في ذلك لايه لقوم يتفكرون

Latin Literal

11. Yunbitu lekum bihiz zer’a vez zeytûne ven nahîle vel a’nâbe ve min kullis semerât(semereti), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).

Türkçe Çeviri

Bitiririz* sizlere onunla** ekinler*** ve zeytin; ve hurmalar; ve üzümler ve her bir meyveden; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237**** fıkıh770 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

11 He sprouts/grows for you with it the plants/crops and the olives and the palm trees and the grapes, and from all the fruits, that in that (is) a sign/evidence (E) to a nation thinking.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yunbitu bitiririz يُنْبِتُ نبت
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 bihi onunla بِهِ -
4 z-zer'a ekinler الزَّرْعَ زرع
5 ve zzeytune ve zeytin وَالزَّيْتُونَ زيت
6 ve nnehile ve hurmalar وَالنَّخِيلَ نخل
7 vel'ea'nabe ve üzümler وَالْأَعْنَابَ عنب
8 ve min ve وَمِنْ -
9 kulli her bir كُلِّ كلل
10 s-semerati meyveden الثَّمَرَاتِ ثمر
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 fi فِي -
13 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
14 layeten mutlak ayetler لَايَةً ايي
15 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
16 yetefekkerune fıkıh ederler يَتَفَكَّرُونَ فكر

Notlar

Not 1

*Yerden bitki bitirme, yetiştirme.**Suyla.***Ziraî ürünler.****İlimde derinleşen toplumlar Rablerinin bu lütfunu görür ve şükredici olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Fıkıh Kavram 770

770 Anlamak, kavramak, iç yüzünü anlamak, anlayış, bilincine varmak.

16. Nahl Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

1911|16|12|وَسَخَّرَ لَكُمُ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمْسَ وَٱلْقَمَرَ وَٱلنُّجُومُ مُسَخَّرَٰتٌۢ بِأَمْرِهِۦٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1911|16|12|وسخر لكم اليل والنهار والشمس والقمر والنجوم مسخرت بامره ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Latin Literal

12. Ve sehhara lekumul leyle ven nehâre veş şemse vel kamer(kamere), ven nucûmu musahharâtun bi emrih(emrihî), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve boyun eğdirdi sizlere geceyi* ve gündüzü*; ve Güneş’i; ve Ay'ı; ve yıldızları (ki) boyun eğdirilenlerdir O'nun** emriyle; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 akleder*** bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And He manipulated/subjugated for you, the night , and the daytime and the sun , and the moon , and the stars/planets (are) manipulated/subjugated with His order/command, that in that (are) signs/evidences (E) , to a nation reasoning/understanding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve sehhara ve boyun eğdirdi وَسَخَّرَ سخر
2 lekumu sizlere لَكُمُ -
3 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
4 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
5 ve şşemse ve Güneş’i وَالشَّمْسَ شمس
6 velkamera ve Ay'ı وَالْقَمَرَ قمر
7 ve nnucumu ve yıldızları (da) وَالنُّجُومُ نجم
8 musehharatun boyun eğdirilendir مُسَخَّرَاتٌ سخر
9 biemrihi O'nun emriyle بِأَمْرِهِ امر
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 fi فِي -
12 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
13 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
14 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
15 yea'kilune aklederler يَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Gece gündüz tanımı Dünya gezegenini ve onun dönüşünü işaret eder.**Allah'ın.***İlimde derinleşen toplumlar Rablerinin göklerdekileri nasıl boyun eğdirmiş olduğunu görür. O'nun kudretini az da olsa idrak edebilirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

16. Nahl Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1912|16|13|وَمَا ذَرَأَ لَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مُخْتَلِفًا أَلْوَٰنُهُۥٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1912|16|13|وما ذرا لكم في الارض مختلفا الونه ان في ذلك لايه لقوم يذكرون

Latin Literal

13. Ve mâ zerae lekum fîl ardı muhtelifen elvânuh(elvânuhu), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve ektiği* sizlere yerde (ki) muhteliftir** renkleri onun***; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 zikreder78**** bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

13 And what He created/seeded for you in the earth its colours (are) different, that in that (is) an evidence/sign (E) to a nation mentioning/remembering .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve وَمَا -
2 zerae eker/tohumlar ذَرَأَ ذرا
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
6 muhtelifen muhtelif مُخْتَلِفًا خلف
7 elvanuhu renkleri onun أَلْوَانُهُ لون
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 fi işte فِي -
10 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
11 layeten mutlak ayetler لَايَةً ايي
12 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
13 yezzekkerune zikrederler يَذَّكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Allah'ın saçtığı, tohumladığı.**Çeşit çeşit.***Ekilen tohumun.****İlimde derinleşen toplumlar Rablerinin ekilen renkli renkli tohumlardan nasıl cömertçe yeni tohumlar verdiğini görür. Aynı su ile sulanan ve aynı toprakta yetişen iki tohum farklı renklerde tohum verir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

18. Kehf Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

2147|18|9|أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَٰبَ ٱلْكَهْفِ وَٱلرَّقِيمِ كَانُوا۟ مِنْ ءَايَٰتِنَا عَجَبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2147|18|9|ام حسبت ان اصحب الكهف والرقيم كانوا من ايتنا عجبا

Latin Literal

9. Em hasibte enne ashâbel kehfi ver rakîmi kânû min âyâtinâ acabâ(acaben).

Türkçe Çeviri

Yoksa (sen) ki kehf468 (mağara) ve rakîm469 (yazıt/rakam) yoldaşlarının ayetlerimizden237 bir acayip/şaşılan olduğunu mu sandın?

Ahmed Samira Çevirisi

9 Or (have) you thought/supposed that (E) the cave’s and The Book’s/inscription’s owners/company , were (in) astonishment/amazement from Our verses/signs/evidences? (Did you think that the cave’s and The Book’s people were strange or amazing?)

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em yoksa أَمْ -
2 hasibte sandın (sen) حَسِبْتَ حسب
3 enne ki أَنَّ -
4 eshabe yoldaşları أَصْحَابَ صحب
5 l-kehfi kehf (mağara) الْكَهْفِ كهف
6 ve rrakimi ve rakim (yazıt/rakamlayıcı) وَالرَّقِيمِ رقم
7 kanu oldular كَانُوا كون
8 min مِنْ -
9 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
10 aceben bir acayip/bir şaşılan! عَجَبًا عجب

Notlar

Not

Ayette geçen “ashab” ‘أَصْحَٰ’ kelimesinin anlamını en iyi veren kelime yoldaştır. Belirli bir amaç için birlikte hareket eden, bir zaman ve mekânda birlikte bulunan arkadaş topluluğu anlamındadır. Ayette 2 farklı yoldaş grubu işaret ediliyor.(ٱلْكَهْفِ) ‘l-kehf’ kelimesi kökü (كهف) olup mağara (cave), büyük mağara (cavern), çökkünlük (depression), oyuk (hollow), boşluk (cavity) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 989 (of 1303) (ٱلرَّقِيمِ) ‘r-rakim’ kelimesi kökü (رقم) olup yazmak (write), işaretlemek (mark), numaralandırmak-rakamlamak (number), damgalamak (örneğin bir atı) (brand), baskı yapmak (imprint) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 411 (of 1303)Anlaşılır ki ayette işaret edilen 2 yoldaş grubunun bir tanesi mağara yoldaşları, diğeriyse yazıcı (rakamlayıcı) yoldaşlarıdır. Bu iki grubunun başından geçen olayların şaşkınlık veren acayip bir durum olduğunu yüce Allah bizlere bildiriyor. Bu iki grup çok sıra dışı, mucizevi bir olay yaşamış olmalılardır. Bu çok ilginç, şaşılacak mucizevi olayı birlikte yaşamış olmaları gereklidir.Kehf suresi 9-26. ayetlerinde yüce Allah 7 gencin başından geçen mucizevi bir zaman yolculuk olayını bizlere bildirmektedir. Bu zaman yolculuğunu gençlere yaptıranlarsa rakim/yazıt yoldaşları olup hiperuzayda bulunan Cibril benzeri şerefli varlıklardır. Bu şerefli varlıklar yüce Allah'ın izniyle Levh-i Mahfuz'u kodlama yetkisi olan varlıklardır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

18. Kehf Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

2155|18|17|وَتَرَى ٱلشَّمْسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَٰوَرُ عَن كَهْفِهِمْ ذَاتَ ٱلْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقْرِضُهُمْ ذَاتَ ٱلشِّمَالِ وَهُمْ فِى فَجْوَةٍ مِّنْهُ ذَٰلِكَ مِنْ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ مَن يَهْدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلْمُهْتَدِ وَمَن يُضْلِلْ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ وَلِيًّا مُّرْشِدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2155|18|17|وتري الشمس اذا طلعت تزور عن كهفهم ذات اليمين واذا غربت تقرضهم ذات الشمال وهم في فجوه منه ذلك من ايت الله من يهد الله فهو المهتد ومن يضلل فلن تجد له وليا مرشدا

Latin Literal

17. Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).

Türkçe Çeviri

Ve görürsün Güneş’i; doğduğu/yükseldiği zaman eğilir mağaralarından* sağa doğru; ve battığı** zaman makaslar/çaprazlar onları*** sola doğru; ve onlar**** içindedirler bir gedik/bir oyuk onun*****; işte bu; ayetlerindendir237 Allah'ın; kimi kılavuzlar doğru yola Allah, öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi saptırır, öyle ki asla bulamazsın ona bir mürşid60 veli28.

Ahmed Samira Çevirisi

17 And you see the sun when it rose/ascended/appeared, it bends and curves/visits on their cave that of the right, and when it departed/declined/set, it parallels/crosses/passes them that of the left, and they are in an opening from it; that (is) from God’s verses/signs/evidences; whom God guides so he is the guided, and whom He misguides/who misguides (others) so you will never/not find for him a guardian/ally a correct/right guide.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve tera ve görürsün وَتَرَى راي
2 ş-şemse Güneş’i الشَّمْسَ شمس
3 iza zaman إِذَا -
4 taleat doğduğu/yükseldiği طَلَعَتْ طلع
5 tezaveru eğilir تَزَاوَرُ زور
6 an عَنْ -
7 kehfihim mağaralarından كَهْفِهِمْ كهف
8 zate doğru ذَاتَ -
9 l-yemini sağa الْيَمِينِ يمن
10 ve iza ve zaman وَإِذَا -
11 garabet battığı (Güneş) غَرَبَتْ غرب
12 tekriduhum makaslar/çaprazlar onları تَقْرِضُهُمْ قرض
13 zate doğru ذَاتَ -
14 ş-şimali sola الشِّمَالِ شمل
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 fi içindedirler فِي -
17 fecvetin bir gedik/bir oyuk فَجْوَةٍ فجو
18 minhu onun (mağaranın) مِنْهُ -
19 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
20 min مِنْ -
21 ayati ayetlerindendir ايَاتِ ايي
22 llahi Allah'ın اللَّهِ -
23 men kimi مَنْ -
24 yehdi kılavuzlar doğru yola يَهْدِ هدي
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 fe huve öyle ki o فَهُوَ -
27 l-muhtedi doğru yolu bulandır الْمُهْتَدِ هدي
28 ve men ve kimi وَمَنْ -
29 yudlil saptırır يُضْلِلْ ضلل
30 felen öyle ki asla فَلَنْ -
31 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد
32 lehu ona لَهُ -
33 veliyyen bir veli (yakın koruyucu) وَلِيًّا ولي
34 murşiden bir doğru yol/bir olgunluk. مُرْشِدًا رشد

Notlar

Not

Yüce Allah bu ayette mağaranın pozisyonuyla ilgili muhteşem güzellikte bilgiler veriyor. Tek yapmamız gereken ayetleri doğru çevirip olduğu gibi yüce Allah’ın işaretlerini izlemektir. Bu ayette doğu ve batı yönleriyle birlikte sağ ve sol yönleri de işaret ediliyor. Doğu ve batı yönlerinde zaten bir sorun yok. Güneş’in doğduğu yer doğu, battığı yer batı olur. Ancak sağ ve sol yönleri için durum daha karmaşıktır. Bu nedenle ayette Rabb’imiz sağ ve sol yön işaretiyle hangi yönleri işaret etmiş öncelikle bunu bulmamız gereklidir.'Ve görürsün Güneş’i” işareti önemlidir. Arapça gramer olarak ‘تَرَىٱلشَّمْسَ’, “tere ş-şemse” geçişindeki ‘تَرَى’ “tere” fiili ikinci şahıs tekil olarak gelmiştir. Sesleniş direkt olarak Muhammed peygamberedir. Muhammed peygambere olan seslenişi biz kendi üzerimize de alabiliriz. Bu nedenle ayetleri mağara ve rakim yoldaşları dışında bir kimsenin gözünden okumak durumdayız. Analiz mağara içindeki gençlerin gözünden yapılmamalıdır. Bu nokta çok önemlidir. Bu nedenle mağara içinde değil, mağarayı dışardan gören bir kimse olarak analiz yapmak durumundayız. Güneş’in doğuşunu izleyen ve Güneş’i sağına doğru eğildiğini gören bir kimse mutlak ki kuzey yarım kürededir. Sağ taraf da her zaman güney olur. Sol tarafsa her zaman kuzey olur. demek ki ayette geçen sağ güneyi, sol da kuzeyi işaret eder.Ayetin devamında “ve battığı (Güneş) vakit makaslar/çaprazlar onları, sola doğru” buyrulmuştur. “Makaslar (çaprazlar) onları”, ‘تَّقْرِضُهُمْ’, ‘takrıduhum’ fiilindeki “onları” zamiri mağara içindeki gençleri işaret eder. Güneş’in batışı esnasında farklı bir durum oluştuğunu yüce Rabb’imiz bizlere bildiriyor. Güneş batarken Güneş ışınları mağara girişini içerideki gençlere göre çaprazlayacak şekilde aydınlatmaktadır. Bu makaslama sola doğru olmaktadır yani kuzeye doğru. Anlarız ki Güneş ışığı Güneş batarken mağara girişinin kuzey duvarının içine düşmektedir. Makaslama (çaprazlama) kelimesinden anlarız ki Güneş batımından bir süre önce mağara girişinin kuzey iç duvarı yönüne Güneş ışığı düşmeye başlamaktadır. Güneş’in batmak için eğilmesiyle birlikte bu aydınlanma mağara girişinin kuzey iç duvarında mağara içine doğru ve daha yükseğe doğru hareket etmektedir. Bu ışık hareketi mağara içindeki gençleri kuzey-sol duvardan çaprazlamaktadır. Açık olarak anlarız ki mağara içinde, mağaranın daha derinlerinde bir yarık, bir boşluk, bir gedik vardır. Gençler mağaraya sadece girmekle kalmamış onun en gizli, en derin, en görünmez yerine saklanmışlardır. Gençleri makaslayan/çaprazlayan akşam güneşi onları soldan yani kuzeyden çaprazladığına göre mutlak ki bu gençler mağaranın güney yönüne doğru yerleşim gösteren bir oyuğa, bir gediğe, bir boşluğa, bir aralığa saklanmış olmalılardır. Bu şartlara uygun bir mağaranın girişi mutlak ki kuzey-batıya bakmalıdır.Yüce Allah’ın izniyle Kur’an’ın çok büyük bir mucizesine tanık olacaksınız. Gerçek Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası nerede? Yüce Allah'ın gerçek Ashab-ı Kehf mağarasının GPS koordinatlarını 17. ayette vermesi 2023 yılı itibariyle tecelli etmiştir. Ayet 34 kelimeden oluşur. İşaret ettiği konuya göre 3 parçadan oluşur. 1. parça; 9 kelime ve 36 harften oluşur. Mağaranın dünya üzerindeki konumunu işaret eder. Mağara kuzey yarımkürededir. 2. parça; 10 kelime ve 38 harften oluşur. Gençlerin mağara içindeki konumunu işaret eder. Gençler mağaranın güneyindedir.3. parça; 15 kelime ve 51 harften oluşur. Doğru yola kılavuzlu olanların gerçek mağarayı bulacağını işaret eder.Aşağıdaki resimde 1. kısmın 36. derece doğu boylamını işaret etmesi görülmektedir. Aşağıdaki resimde 2. kısmın 38 derece kuzey enlemini işaret etmesi gösterilmiştir. Aşağıdaki resimde 3. kısmın doğru mağaraya kılavuzlaması gösterilmiştir.Aşağıdaki resimde 17. ayetin işaretiyle ortaya çıkan Google Earth görüntüsü vardır. Afşin bölgesinin bu alanda kaldığı görülür.Mağaranın metresine kadar GPS değerini verecek olan şeyse ayetin künyesi olan 17. sayısıdır. 17 sayısı da gerçek ashab-ı kehf mağarasını metresine kadar gösterir.Mağara neden 17 metre daha batıda?Bunun nedeni Anadolu plakasının depremlerle batıya doğru kaymasındandır. Doğu Anadolu fay hattı boyunca Anadolu levhasının batıya doğru kayması yılda yaklaşık 18 mm’dir. Yani her yıl Anadolu levhası batıya doğru 1,8 cm kaymaktadır. Basit bir hesapla anlarız ki 34,6 metrelik batıya bir kayma yaklaşık olarak 1922 yılda gerçekleşebilir. Bu da Rabb’imizin bir işareti olarak karşımıza çıkar. Google Earth resmi 2022 yılında alındığına göre 2022 yılından 1922 yıl geriye gittiğimizde MS 100 yılını elde ederiz. Demek ki MS 100-150 yıllarında gençler mağaraya girmiş olmalıdır.2023 yılı itibariyle büyük bir Kur'an mucizesi ortaya çıkmıştır. Elbette bu büyük mucize Yüce Allah'ın izniyle meydana gelmiştir. Ne mutlu Kur’an’a tanık olanlara! Ne mutlu mağara yoldaşları gibi tek tanrıcı olanlara! Hanif olanlara!Ne mutlu atalar dinini terk edenlere!Ne mutlu sadece Kur’an diyenlere!

Not 1

*Gençlerin.**Güneş.***Gençleri.****Gençler.*****Mağaranın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

2701|23|30|إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ وَإِن كُنَّا لَمُبْتَلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2701|23|30|ان في ذلك لايت وان كنا لمبتلين

Latin Literal

30. İnne fî zâlike le âyâtin ve in kunnâ le mubtelîn(mubtelîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu bundadır* mutlak bir ayetler237 ve eğer ki olduysak mutlak belalandıranlar256.

Ahmed Samira Çevirisi

30 That in that (are) evidences/signs (E), and if We were testing (E).

Notlar

Not 1

*Nûh'un gemisinin bereketli topraklar olan Cudi'ye (52o 26' 44'' Doğu boylamı; 24o Kuzey enlemi) oturtulacak olması; onun oturduğu yerin GPS koordinatlarının 2025 yılında Allah'ın izniyle tecelli edeceği ve geminin kalıntılarının yine Allah'ın izniyle bulunacağı bir ayet olacaktır insanlara.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

27. Neml Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

3250|27|93|وَقُلِ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ ءَايَٰتِهِۦ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3250|27|93|وقل الحمد لله سيريكم ايته فتعرفونها وما ربك بغفل عما تعملون

Latin Literal

93. Ve kulil hamdu lillâhi seyurîkum âyâtihî fe ta’rifûnehâ, ve mâ rabbuke bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve de ki: "Hamd3 Allah’adır; gösterecek sizlere ayetlerini237 öyle ki tanırsınız/bilirsiniz onu (ayeti); ve senin Rabbin4 gafil* değildir yaptıklarınıza.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And say: "The praise/gratitude/thanks (is) to God, He will show you/make you understand His verses/evidences , so you know it, and your Lord is not with ignoring/neglecting about/from what you make/do 272

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول
2 l-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد
3 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
4 seyurikum gösterecek sizlere سَيُرِيكُمْ راي
5 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
6 fe tea'rifuneha öyle ki tanırsınız/bilirsiniz onu فَتَعْرِفُونَهَا عرف
7 ve ma ve değildir وَمَا -
8 rabbuke Rabbin senin رَبُّكَ ربب
9 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل
10 amma عَمَّا -
11 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Aymaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

29. Ankebût Suresi

Ayet 50

Arapça Metin (Harekeli)

3388|29|50|وَقَالُوا۟ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ ءَايَٰتٌ مِّن رَّبِّهِۦ قُلْ إِنَّمَا ٱلْءَايَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٌ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

3388|29|50|وقالوا لولا انزل عليه ايت من ربه قل انما الايت عند الله وانما انا نذير مبين

Latin Literal

50. Ve kâlû lev lâ unzile aleyhi âyâtun min rabbih(rabbihî), kul innemel âyâtu indallâh(indallâhi), ve innemâ ene nezîrun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: "İndirilmeli değil miydi ona ayetler237 Rabbinden"; de ki: "Ayetler237 ancak Allah'ın indindendir/katındandır; ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

Ahmed Samira Çevirisi

50 And they said: "If only verses/evidences/signs were descended on (to) him from his Lord." Say: "But/truly the verses/evidence/signs (are) at God, and but/truly I am a clear/evident warner/giver of notice ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 levla değil miydi لَوْلَا -
3 unzile indirilmeli أُنْزِلَ نزل
4 aleyhi ona عَلَيْهِ -
5 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي
6 min مِنْ -
7 rabbihi Rabbinden onun رَبِّهِ ربب
8 kul de ki قُلْ قول
9 innema ancak إِنَّمَا -
10 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
11 inde indindedir/katındadır عِنْدَ عند
12 llahi Allah'ın اللَّهِ -
13 ve innema ve ancak وَإِنَّمَا -
14 ena ben أَنَا -
15 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر
16 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

4302|42|32|وَمِنْ ءَايَٰتِهِ ٱلْجَوَارِ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَٰمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

4302|42|32|ومن ايته الجوار في البحر كالاعلم

Latin Literal

32. Ve min âyâtihil cevâri fîl bahri kel a’lâm(a’lâmi).

Türkçe Çeviri

Ve ayetlerindendir237 O’nun (Allah'ın); akanlar238 bol suda236; dağlar gibi.

Ahmed Samira Çevirisi

32 And from His signs/evidences (are) the ships in the sea/ocean like the signs/banners .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Bol su, bahr, bihâr. Kavram 236

236 Tatlı veya tuzlu fark etmeksizin bol su. Denizler, okyanuslar, yüksek debili nehirler (Nil), göller.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

53. Necm Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

4800|53|18|لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلْكُبْرَىٰٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

4800|53|18|لقد راي من ايت ربه الكبري

Latin Literal

18. Lekad reâ min âyâti rabbihil kubrâ.

Türkçe Çeviri

Ant olsun gördü* Rabbinin4 büyük** ayetlerinden237.

Ahmed Samira Çevirisi

18 He had (E) seen/understood from his Lord’s greatest/magnified evidences/signs .

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Yüce Allah Cibrîl aracılığıyla, tabiri caizse sidre/hünnap ağacını ışık hızında yazan bir 3D yazıcı haline sokmuştur. Resûl Muhammed'e burada ne gösterildi bizlere bildirilmemiş. Benim görüşüme göre evrenin yaratılışı gösterilmiş olabilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

54. Kamer Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

4886|54|42|كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَٰهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُّقْتَدِرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4886|54|42|كذبوا بايتنا كلها فاخذنهم اخذ عزيز مقتدر

Latin Literal

42. Kezzebû bi âyâtinâ kullihâ fe ehaznâhum ahze azîzin muktedir(muktedirin).

Türkçe Çeviri

Yalanladılar ayetlerimizi237*; hepsini onun**; öyle ki tuttuk onları bir tutuş (-la); bir azîz*** ve muktedir**** (muktedir).

Ahmed Samira Çevirisi

42 They lied/denied with Our evidences/signs all of it, so We punished/took them (the) punishing/taking (of) a glorious/mighty , capable/powerful .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
2 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
3 kulliha hepsini onun كُلِّهَا كلل
4 feehaznahum öyle ki tuttuk فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ
5 ehze tutuş (-la) أَخْذَ اخذ
6 azizin bir azîz عَزِيزٍ عزز
7 muktedirin ve bir muktedir مُقْتَدِرٍ قدر

Notlar

Not 1

*Firavuna gönderilen 9 ayeti/mucizeyi.**Ayetin.***Güç yetiren.****Kudretli, başarıya ulaşmaması mümkün olmayan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 237: Ayetler

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Ayetler

Kavram No: 237

Kısa Açıklama: 237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 32

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet 287 ”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini 870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan 226 ettik ayetleri 237 bir kavim için (ki) kesinleşirler 299 onlar.

Arapça: 125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Bakara Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: Doğrusu yaratılışında göklerin ve yerin; ve halifeliğinde * gece ve gündüzün; ve gemilerde -ki akar bol suda 236 ; faydalı olmasıyla insanlara-; indirdiğinde Allah'ın gökten; bir sudan -öyle ki diriltti onunla (suyla) yeri; ölümü sonrası onun (yerin); ve yaydı orada (yerde) her bir debelenenden-; ve evirip çevirmesinde gök 180 ve yer arasındaki emre hazırlanmış rüzgarları ve bulutları; mutlak (vardır) ayetler 237 akleden bir kavim için.

Arapça: 171|2|164|ان في خلق السموت والارض واختلف اليل والنهار والفلك التي تجري في البحر بما ينفع الناس وما انزل الله من السما من ما فاحيا به الارض بعد موتها وبث فيها من كل دابه وتصريف الريح والسحاب المسخر بين السما والارض لايت لقوم يعقلون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ve bir resûldür 418 İsrâîloğullarına 197 ; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden 4 bir ayetle 287 ; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş 419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı 419 ; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri 419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde 419 ; doğrusu bundadır mutlak ayetler 237 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Ondadır beyanlı 352 ayetler 237 ; İbrahim'in makamı 448 (-nda); ve kim girdi ona (makama), olmuştur o (kimse) emin 447 ; ve Allah’adır (Allah içindir) insanlar üzerine beyt/ev 446 haccı 327 * kimseye (ki) güç yetirebildi onun üzerine bir yol ** ; ve kim kâfirlik 25 etti; öyle ki doğrusu Allah alemlerden Ganiyy’dir 106 .

Arapça: 390|3|97|فيه ايت بينت مقام ابرهيم ومن دخله كان امنا ولله علي الناس حج البيت من استطاع اليه سبيلا ومن كفر فان الله غني عن العلمين

En'âm Suresi - Ayet 46

Türkçe Meal: De ki: "Gördünüz mü? Eğer tutsa/alsa Allah işitmenizi ve bakışınızı; ve mühürlese 175 kalbinizin üzerini; kimdir bir ilâh 74 Allah’ın dışında (ki) gelir sizlere onunla"; bak! Nasıl dikkat çekeriz ayetlere 237 ; sonra onlar yüz çevirirler.

Arapça: 835|6|46|قل اريتم ان اخذ الله سمعكم وابصركم وختم علي قلوبكم من اله غير الله ياتيكم به انظر كيف نصرف الايت ثم هم يصدفون

En'âm Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Ve O'dur indiren gökten bir su 179 ; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler 237 iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 888|6|99|وهو الذي انزل من السما ما فاخرجنا به نبات كل شي فاخرجنا منه خضرا نخرج منه حبا متراكبا ومن النخل من طلعها قنوان دانيه وجنت من اعناب والزيتون والرمان مشتبها وغير متشبه انظروا الي ثمره اذا اثمر وينعه ان في ذلكم لايت لقوم يومنون

En'âm Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: Ve kasem 548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet 287 mutlak iman 47 ederler ona * (diye); de ki: "Doğrusu ayetler 237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır ** sizleri; ki o * geldiği zaman iman 47 etmezler.

Arapça: 898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 158

Türkçe Meal: Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler 48 ya da gelir (senin) Rabbin 4 ya da gelir (senin) Rabbinin 4 bazıları ayetleri 237 ?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri 237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse 201 iman 47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman 47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında 47 bir hayır; de ki: "Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.

Arapça: 947|6|158|هل ينظرون الا ان تاتيهم المليكه او ياتي ربك او ياتي بعض ايت ربك يوم ياتي بعض ايت ربك لا ينفع نفسا ايمنها لم تكن امنت من قبل او كسبت في ايمنها خيرا قل انتظروا انا منتظرون

A'râf Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Ey âdemoğulları 692 ! Muhakkak indirdik sizlere bir elbise; örter ayıp olan cinsel organ bölgelerinizi; ve bir rîşâ * ; ve takva 21 elbisesi; işte bu ** ; hayırlıdır; işte bu; ayetlerindendir 237 Allah'ın; belki onlar zikrederler 78 .

Arapça: 980|7|26|يبني ادم قد انزلنا عليكم لباسا يوري سوتكم وريشا ولباس التقوي ذلك خير ذلك من ايت الله لعلهم يذكرون

A'râf Suresi - Ayet 126

Türkçe Meal: "Ve intikam alır değilsin bizden dışında ki iman 47 ettik Rabbimizin 4 ayetlerine 237 geldiğinde o* bizlere; Rabbimiz 4 ! Boşalt üzerimize bir sabır 51 ; ve vefat 621 ettir bizleri müslim 45 (olarak)."

Arapça: 1080|7|126|وما تنقم منا الا ان امنا بايت ربنا لما جاتنا ربنا افرغ علينا صبرا وتوفنا مسلمين

A'râf Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Öyle ki intikam aldık onlardan; öyle ki boğduk onları bol suda; nedeniyle ki onlar yalanladılar ayetlerimizi 237 ; ve oldular ondan * gâfiller 310 .

Arapça: 1090|7|136|فانتقمنا منهم فاغرقنهم في اليم بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Yunus Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Doğrusu halifeliği * gece ve gündüzün; ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattığı; mutlak ayetlerdir 237 takvalı olur bir kavim/toplum için.

Arapça: 1368|10|6|ان في اختلف اليل والنهار وما خلق الله في السموت والارض لايت لقوم يتقون

Yunus Suresi - Ayet 67

Türkçe Meal: O'dur * yapan sizlere geceyi 171 sükûnet bulmanız için kendisinde; ve bir gördüren gündüzü 170 ; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 işitir bir kavim/toplum için.

Arapça: 1429|10|67|هو الذي جعل لكم اليل لتسكنوا فيه والنهار مبصرا ان في ذلك لايت لقوم يسمعون

Yunus Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Öyle ki o gün kurtarırız seni * bedeninle 877 olman için sana halife 65 ** (olan) kimseye bir ayet 287 ; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden 237 mutlak gâfillerdir 310 .

Arapça: 1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Yunus Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: De ki: "Bakın * ne var göklerde 162 ve yerde"; ve ganileştirir ** değildir ayetler 237 ve uyarılar iman 47 etmez bir kavme/topluluğa.

Arapça: 1463|10|101|قل انظروا ماذا في السموت والارض وما تغني الايت والنذر عن قوم لا يومنون

Yusuf Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: ALR 44 *; işte şu (ki) ayetleridir 237 apaçık kitabın ** .

Arapça: 1595|12|1|الر تلك ايت الكتب المبين

Yusuf Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Sonra belirdi onlara * gördükleri ayetler 237 sonrasında (ki) mutlak zindana atarlar onu ** bir süreye kadar.

Arapça: 1629|12|35|ثم بدا لهم من بعد ما راوا الايت ليسجننه حتي حين

Ra'd Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve yerdedir * komşu kıtalar ** ; ve cennetler *** üzümlerden; ve ekin; ve hurmalar; budaklılar **** ve olmaksızın ***** budaklılar; sulanır tek bir suyla 950 ; ve faziletlendiririz 202 bir kısmını onun yemede ****** bir kısım üzerine; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 bir kavme/topluma (ki) aklederler 562 .

Arapça: 1709|13|4|وفي الارض قطع متجورت وجنت من اعنب وزرع ونخيل صنوان وغير صنوان يسقي بما وحد ونفضل بعضها علي بعض في الاكل ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Hicr Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 simaları/izleri inceleyenlere * .

Arapça: 1875|15|75|ان في ذلك لايت للمتوسمين

Hicr Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 müminlere 451 .

Arapça: 1877|15|77|ان في ذلك لايه للمومنين

Hicr Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ve verdik onlara * ayetlerimizi 237 ; öyle ki oldular ondan ** yüz çevirenler.

Arapça: 1881|15|81|واتينهم ايتنا فكانوا عنها معرضين

Nahl Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Bitiririz * sizlere onunla ** ekinler *** ve zeytin; ve hurmalar; ve üzümler ve her bir meyveden; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 **** fıkıh 770 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1910|16|11|ينبت لكم به الزرع والزيتون والنخيل والاعنب ومن كل الثمرت ان في ذلك لايه لقوم يتفكرون

Nahl Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve boyun eğdirdi sizlere geceyi * ve gündüzü * ; ve Güneş’i; ve Ay'ı; ve yıldızları (ki) boyun eğdirilenlerdir O'nun ** emriyle; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 akleder *** bir kavim/toplum için.

Arapça: 1911|16|12|وسخر لكم اليل والنهار والشمس والقمر والنجوم مسخرت بامره ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Nahl Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve ektiği * sizlere yerde (ki) muhteliftir ** renkleri onun *** ; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 zikreder 78 **** bir kavim/toplum için.

Arapça: 1912|16|13|وما ذرا لكم في الارض مختلفا الونه ان في ذلك لايه لقوم يذكرون

Kehf Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Yoksa (sen) ki kehf 468 (mağara) ve rakîm 469 (yazıt/rakam) yoldaşlarının ayetlerimizden 237 bir acayip/şaşılan olduğunu mu sandın?

Arapça: 2147|18|9|ام حسبت ان اصحب الكهف والرقيم كانوا من ايتنا عجبا

Kehf Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Ve görürsün Güneş’i; doğduğu/yükseldiği zaman eğilir mağaralarından * sağa doğru; ve battığı ** zaman makaslar/çaprazlar onları *** sola doğru; ve onlar **** içindedirler bir gedik/bir oyuk onun ***** ; işte bu; ayetlerindendir 237 Allah'ın; kimi kılavuzlar doğru yola Allah, öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi saptırır, öyle ki asla bulamazsın ona bir mürşid 60 veli 28 .

Arapça: 2155|18|17|وتري الشمس اذا طلعت تزور عن كهفهم ذات اليمين واذا غربت تقرضهم ذات الشمال وهم في فجوه منه ذلك من ايت الله من يهد الله فهو المهتد ومن يضلل فلن تجد له وليا مرشدا

Mü'minûn Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Doğrusu bundadır * mutlak bir ayetler 237 ve eğer ki olduysak mutlak belalandıranlar 256 .

Arapça: 2701|23|30|ان في ذلك لايت وان كنا لمبتلين

Neml Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve de ki: "Hamd 3 Allah’adır; gösterecek sizlere ayetlerini 237 öyle ki tanırsınız/bilirsiniz onu (ayeti); ve senin Rabbin 4 gafil * değildir yaptıklarınıza.

Arapça: 3250|27|93|وقل الحمد لله سيريكم ايته فتعرفونها وما ربك بغفل عما تعملون

Ankebût Suresi - Ayet 50

Türkçe Meal: Ve dediler: "İndirilmeli değil miydi ona ayetler 237 Rabbinden"; de ki: "Ayetler 237 ancak Allah'ın indindendir/katındandır; ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

Arapça: 3388|29|50|وقالوا لولا انزل عليه ايت من ربه قل انما الايت عند الله وانما انا نذير مبين

Şûrâ Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Ve ayetlerindendir 237 O’nun (Allah'ın); akanlar 238 bol suda 236 ; dağlar gibi.

Arapça: 4302|42|32|ومن ايته الجوار في البحر كالاعلم

Necm Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ant olsun gördü * Rabbinin 4 büyük ** ayetlerinden 237 .

Arapça: 4800|53|18|لقد راي من ايت ربه الكبري

Kamer Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Yalanladılar ayetlerimizi 237 *; hepsini onun ** ; öyle ki tuttuk onları bir tutuş (-la); bir azîz *** ve muktedir **** (muktedir).

Arapça: 4886|54|42|كذبوا بايتنا كلها فاخذنهم اخذ عزيز مقتدر