Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 265: Fesat çıkarmak

Bu kavram 24 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

265Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

67|2|60|وَإِذِ ٱسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ فَقُلْنَا ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْحَجَرَ فَٱنفَجَرَتْ مِنْهُ ٱثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ مِن رِّزْقِ ٱللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

67|2|60|واذ استسقي موسي لقومه فقلنا اضرب بعصاك الحجر فانفجرت منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم كلوا واشربوا من رزق الله ولا تعثوا في الارض مفسدين

Latin Literal

60. Ve izisteskâ mûsâ li kavmihî fe kulnâdrib bi asâkel hacer(hacere) fenfeceret minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum kulû veşrebû min rızkıllâhi ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve su istediği zaman Musa kavmi için; öyle ki dedik: “Vur asanla taşa; öyle ki fışkırdı ondan (taştan) on iki göze/pınar; muhakkak ki bildi insanların hepsi kendi içme yerlerini; yiyin ve için Allah'ın rızkından; ve küstahlaşmayın* yerde/yeryüzünde fesatçılar265 (olarak).

Ahmed Samira Çevirisi

60 And when Moses asked for drink for his nation, so We said: "Hit/move/palpitate with your stick/cane the stone, so twelve water springs/wells burst/flowed from it, each people had known their drinking place. Eat and drink from God’s provision and do not corrupt in the Earth/land corrupting/disordering ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve izi ve o zaman وَإِذِ -
2 steska su istedi اسْتَسْقَىٰ سقي
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 likavmihi kavmi için لِقَوْمِهِ قوم
5 fekulna öyle ki dedik فَقُلْنَا قول
6 drib darp et اضْرِبْ ضرب
7 biasake asanla بِعَصَاكَ عصو
8 l-hacera taşa الْحَجَرَ حجر
9 fenfecerat öyle ki fışkırdı فَانْفَجَرَتْ فجر
10 minhu ondan (taştan) مِنْهُ -
11 sneta اثْنَتَا ثني
12 aşrate on iki عَشْرَةَ عشر
13 aynen göze/pınar عَيْنًا عين
14 kad muhakkak ki قَدْ -
15 alime bildi عَلِمَ علم
16 kullu hepsi كُلُّ كلل
17 unasin insanların أُنَاسٍ انس
18 meşrabehum kendi içme yerlerini مَشْرَبَهُمْ شرب
19 kulu yiyin كُلُوا اكل
20 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب
21 min مِنْ -
22 rizki rızkından رِزْقِ رزق
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ve la ve وَلَا -
25 tea'sev küstahlaşmayın تَعْثَوْا عثو
26 fi فِي -
27 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
28 mufsidine fesatçılar (olarak) مُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Saygısız, kaba, kural tanımaz, terbiyesiz.

2. Bakara Suresi

Ayet 205

Arapça Metin (Harekeli)

212|2|205|وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِى ٱلْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ ٱلْحَرْثَ وَٱلنَّسْلَ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلْفَسَادَ

Arapça Metin (Harekesiz)

212|2|205|واذا تولي سعي في الارض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل والله لا يحب الفساد

Latin Literal

205. Ve izâ tevellâ seâ fîl ardı li yufside fîhâ ve yuhlikel harse ven nesl(nesle), vallâhu lâ yuhıbbul fesâd(fesâda).

Türkçe Çeviri

Ve döndüğü zaman başı çeker/çabalar yerde/yeryüzünde; fesat çıkarmak265 için orada (yerde); ve helak348 eder ekini ve nesli349; ve Allah sevmez fesadı265.

Ahmed Samira Çevirisi

205 And if he turned away he strived/hastened in the earth/Planet Earth to corrupt/disorder in it, and destroys the agricultural land/plants and the off spring/descendants , and God does not love/like the corruption .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tevella döndüğü تَوَلَّىٰ ولي
3 seaa başı çeker/çabalar سَعَىٰ سعي
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
6 liyufside fesat çıkarmak için لِيُفْسِدَ فسد
7 fiha orada (yerde) فِيهَا -
8 ve yuhlike ve helak eder وَيُهْلِكَ هلك
9 l-harse ekini الْحَرْثَ حرث
10 ve nnesle ve nesli وَالنَّسْلَ نسل
11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
12 la لَا -
13 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
14 l-fesade fesadı الْفَسَادَ فسد

2. Bakara Suresi

Ayet 220

Arapça Metin (Harekeli)

227|2|220|فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْيَتَٰمَىٰ قُلْ إِصْلَاحٌ لَّهُمْ خَيْرٌ وَإِن تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَٰنُكُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ ٱلْمُفْسِدَ مِنَ ٱلْمُصْلِحِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

227|2|220|في الدنيا والاخره ويسلونك عن اليتمي قل اصلاح لهم خير وان تخالطوهم فاخونكم والله يعلم المفسد من المصلح ولو شا الله لاعنتكم ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

220. Fîd dunyâ vel âhirah(âhirati) ve yes’elûneke anil yetâmâ kul ıslâhun lehum hayr(hayrun) ve in tuhâlitûhum fe ıhvânukum vallâhu ya’lemul mufside minel muslih(muslihi) ve lev şâallâhu le a’netekum innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve sual ederler/sorarlar sana yetimler131 hakkında; de ki: "Islah360 onlara bir hayırdır; ve eğer karışırsanız* onlara; öyle ki kardeşlerinizdir386 sizlerin; ve Allah (ayırmayı) bilir fesat265 edeni ıslah360 edenden; ve eğer dileseydi Allah mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri dünyada ve ahirette**; doğrusu Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

220 In the present world and the end (other life), and they ask/question you about the orphans say: "Correction/repair (doing good) for them (is) best , and if you mix/mingle/associate with them, so (they are) your brothers, and God knows the corrupting from the correcting/repairing , and if God wanted/willed, He would have caused burden/hardship to you , that God (is) glorious/mighty ,wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fi فِي -
2 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
3 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر
4 veyeseluneke ve sual ederler/sorarlar sana وَيَسْأَلُونَكَ سال
5 ani hakkında عَنِ -
6 l-yetama yetimler الْيَتَامَىٰ يتم
7 kul de ki قُلْ قول
8 islahun ıslah إِصْلَاحٌ صلح
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
11 ve in ve eğer وَإِنْ -
12 tuhalituhum karışırsanız onlara تُخَالِطُوهُمْ خلط
13 feihvanukum öyle ki kardeşlerinizdir sizlerin فَإِخْوَانُكُمْ اخو
14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
15 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
16 l-mufside fesat edeni الْمُفْسِدَ فسد
17 mine -den مِنَ -
18 l-muslihi ıslah eden- الْمُصْلِحِ صلح
19 velev ve eğer وَلَوْ -
20 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 leea'netekum mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri لَأَعْنَتَكُمْ عنت
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 llahe Allah اللَّهَ -
25 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
26 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Ailenin bir üyesi yaparsanız, evlat edinirseniz.**'dünyada ve ahirette' geçişinin 'mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri ' sonrası olması gerekmektedir. Bu konuyla ilgili detaylı bilgi aşağıdaki makaleden okunabilir.Mushaftaki 2:220 ayeti ‘dünyada ve ahirette’ geçişi şeklinde mi başlamalı?

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Yetim Kavram 131

131 Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

Evlat edinilen yetimler ailenin bir kardeşi olur ve aile üyelerinin bu erkekler veya kızlarla evlenmesi haramdır. Kavram 386

386 Aileye evlat edinilerek karıştırılan erkekler ya da kızlar artık o ailenin kardeşidir. 4:23 ayetine göre nasıl ki kardeşlerle evlenmek yasaktır bu erkekler ve kadınlarla kardeş statüsünde olan aileden birisi evlenemez. Anne-baba, dede-büyükanne statüsündeki kimseler de evlenemez. Aynı aileye evlat edinilen erkekler ve kızlar birbirlerinin de kardeşi olmuş olacakları için kendi aralarında evlenemezler.

2. Bakara Suresi

Ayet 251

Arapça Metin (Harekeli)

258|2|251|فَهَزَمُوهُم بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَقَتَلَ دَاوُۥدُ جَالُوتَ وَءَاتَىٰهُ ٱللَّهُ ٱلْمُلْكَ وَٱلْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُۥ مِمَّا يَشَآءُ وَلَوْلَا دَفْعُ ٱللَّهِ ٱلنَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّفَسَدَتِ ٱلْأَرْضُ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

258|2|251|فهزموهم باذن الله وقتل داود جالوت واتيه الله الملك والحكمه وعلمه مما يشا ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لفسدت الارض ولكن الله ذو فضل علي العلمين

Latin Literal

251. Fe hezemûhum bi iznillâhi, ve katele dâvudu câlûte ve âtâhullâhul mulke vel hikmete ve allemehu mimmâ yeşâu, ve lev lâ def’ullâhin nâse, bâ’dahum bi ba’din le fesedetil ardu ve lâkinnallâhe zû fadlin alel âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki hezimete uğrattılar onları Allah'ın izniyle; ve katletti Dâvud Câlût'u; ve verdi ona (Dâvud'a) Allah mülk/hükümdarlık ve hikmet367; ve öğretti ona dilediğini; velev/eğer defetmeseydi Allah insanların bir kısmını onların bir kısmıyla; mutlak fesada265 uğrardı yer/yeryüzü; velakin/fakat Allah fazl/fazilet sahibidir alemlere karşı.

Ahmed Samira Çevirisi

251 So they defeated them with God’s will, and David killed Goliath , and God gave him the ownership/kingdom and the wisdom and He taught/instructed him from what He wills/wants, and (if it) was not for God’s pushing the people, some/part of them with some/part (with each other), the earth/Planet Earth would have been corrupted/disordered , and but God (is owner) of grace/favour/blessing over the creations altogether/(universes).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fehezemuhum öyle ki hezimete uğrattılar onları فَهَزَمُوهُمْ هزم
2 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 ve katele ve katletti وَقَتَلَ قتل
5 davudu Davud دَاوُودُ -
6 calute Calut'u جَالُوتَ -
7 ve atahu ve verdi ona (Davud'a) وَاتَاهُ اتي
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 l-mulke mülk/hükümdarlık الْمُلْكَ ملك
10 velhikmete ve hikmetli وَالْحِكْمَةَ حكم
11 ve allemehu ve öğretti ona وَعَلَّمَهُ علم
12 mimma مِمَّا -
13 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا
14 velevla velev/eğer وَلَوْلَا -
15 def'u defetmeseydi دَفْعُ دفع
16 llahi Allah اللَّهِ -
17 n-nase insanların النَّاسَ نوس
18 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض
19 bibea'din bir kısmıyla بِبَعْضٍ بعض
20 lefesedeti mutlak fesada uğrardı لَفَسَدَتِ فسد
21 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض
22 velakinne velakin/ancak وَلَٰكِنَّ -
23 llahe Allah اللَّهَ -
24 zu sahibidir ذُو -
25 fedlin fazl/fazilet فَضْلٍ فضل
26 ala karşı عَلَى -
27 l-aalemine alemlere الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Dâvud'a verilen mülk/hükümdarlık ve hikmet. Kavram 367

367 'Kitap ve hikmet' kavramındaki gibi 'mülk/hükümdarlık ve hikmet' kavramında da hikmet kavramı 've' 'vav' bağlacıyla vurgulama amaçlı kullanılmıştır. Hikmetli, hikmet içeren, hikmetle yönetilen mülk/hükümdarlık demektir. Kur'an'dan anlarız ki Dâvud ve Süleyman'ın hükümdarlığı bir diktatörlük değildi. Yazılı hükümler yani kanunlarla yönetiliyordu.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 63

Arapça Metin (Harekeli)

356|3|63|فَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

356|3|63|فان تولوا فان الله عليم بالمفسدين

Latin Literal

63. Fe in tevellev fe innallâhe alîmun bil mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer yüz çevirdilerse; öyle ki doğrusu Allah bilendir fesatçıları265.

Ahmed Samira Çevirisi

63 So if they turned away, so that God (is) knowledgeable with the corrupting .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe in ve eğer فَإِنْ -
2 tevellev yüz çevirirlerse تَوَلَّوْا ولي
3 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 alimun bilir عَلِيمٌ علم
6 bil-mufsidine fesatçıları بِالْمُفْسِدِينَ فسد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

5. Mâide Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

701|5|32|مِنْ أَجْلِ ذَٰلِكَ كَتَبْنَا عَلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنَّهُۥ مَن قَتَلَ نَفْسًۢا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِى ٱلْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَآ أَحْيَا ٱلنَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Latin Literal

32. Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn(musrifûne).

Türkçe Çeviri

İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları197 üzerine; ki o; kim katletti35 bir nefsi201 olmaksızın* bir nefse201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada265; öyle ki sanki katletmiş35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz418 beyanlarla352; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Ahmed Samira Çevirisi

32 Because of that, We wrote/decreed on Israel’s sons and daughters, that who killed a self without a self, or corruption in the earth/Planet Earth, so (it is) as if he killed the people all/all together , and who revived (saved) it, so as if he revived (saved) the people all/all together, and Our messengers had come to them with the evidences, then that many from them, after that (are) in the earth/Planet Earth spoilers/wasters (E) .

Notlar

Not 1

*Bir nefsi ölümden korumak için ancak başka bir nefis öldürülebilir. Yeryüzünde fesat çıkaran nefisler de öldürülebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Beyanlı Kavram 352

352 Apaçık deklere edilmiş, bildirilmiş, kanıtlı/delilli olarak ortaya çıkmış.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

5. Mâide Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

733|5|64|وَقَالَتِ ٱلْيَهُودُ يَدُ ٱللَّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا۟ بِمَا قَالُوا۟ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيْفَ يَشَآءُ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّآ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَٰنًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ ٱلْعَدَٰوَةَ وَٱلْبَغْضَآءَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ كُلَّمَآ أَوْقَدُوا۟ نَارًا لِّلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا ٱللَّهُ وَيَسْعَوْنَ فِى ٱلْأَرْضِ فَسَادًا وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

733|5|64|وقالت اليهود يد الله مغلوله غلت ايديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشا وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا والقينا بينهم العدوه والبغضا الي يوم القيمه كلما اوقدوا نارا للحرب اطفاها الله ويسعون في الارض فسادا والله لا يحب المفسدين

Latin Literal

64. Ve kâletil yehûdu yedullâhi maglûleh(maglûletun) gullet eydîhim ve luınû bimâ kâlû bel yedâhu mebsûtatâni yunfıku keyfe yeşâ(yeşâû) ve leyezîdenne kesîran minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufrâ(kufren) ve elkaynâ beynehumul adâvete vel bagdâe ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti) kullemâ evkadû nâran lil harbi etfeehallâhu ve yes’avne fîl ardı fesâda(fesâden) vallâhu lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler Yahudiler295: "Allah'ın eli bağlanmıştır/zincirlenmiştir"; (oysa) bağlandı/zincirlendi kendi elleri ve lanetlendiler280 dedikleriyle; evet! İki eli O’nun (Allah'ın) genişlemiştir/yayılmıştır; infak* eder nasıl dilerse; ve Rabbinden4 sana indirilen** mutlak ziyade*** eder çoğuna onlardan bir tûğyânı442 ve bir küfrü422; ve attık aralarına taşkınlık ve nefret kıyamet gününe148 kadar; her ne zaman yaktılar bir ateş harp için; söndürdü onu Allah; ve koşarlar yeryüzünde fesada265; ve Allah sevmez fesatçıları265.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And the Jews said: "God’s hand (is) chained or tied." (But) their hands (are) chained or tied, and they were cursed/humiliated because (of) what they said, but His two hands (are) outspread/outstretched , He spends how (as) He wills/wants; and what was descended to you from your Lord increases (E) many of them tyranny/arrogance and disbelief, and We threw between them the animosity and the intense hatred to the Resurrection Day, whenever they ignited a fire to the battle/war , God extinguished it , and they strive/hasten in the earth/Planet Earth (in) corruption , and God does not love/like the corrupting.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kaleti ve dediler وَقَالَتِ قول
2 l-yehudu yahudiler الْيَهُودُ -
3 yedu eli يَدُ يدي
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 megluletun bağlanmıştır مَغْلُولَةٌ غلل
6 gullet bağlandı غُلَّتْ غلل
7 eydihim kendi elleri أَيْدِيهِمْ يدي
8 veluinu ve lanetlendiler وَلُعِنُوا لعن
9 bima بِمَا -
10 kalu dedikleriyle قَالُوا قول
11 bel evet! بَلْ -
12 yedahu iki eli O’nun يَدَاهُ يدي
13 mebsutatani genişlemiştir/yayılmıştır مَبْسُوطَتَانِ بسط
14 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق
15 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
16 yeşa'u dilerse يَشَاءُ شيا
17 veleyezidenne ve mutlak ziyade der وَلَيَزِيدَنَّ زيد
18 kesiran çoğuna كَثِيرًا كثر
19 minhum onlardan مِنْهُمْ -
20 ma مَا -
21 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
22 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
23 min مِنْ -
24 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب
25 tugyanen bir tuğyanı طُغْيَانًا طغي
26 ve kufran ve bir küfrü وَكُفْرًا كفر
27 ve elkayna ve attık وَأَلْقَيْنَا لقي
28 beynehumu aralarına بَيْنَهُمُ بين
29 l-adavete taşkınlık الْعَدَاوَةَ عدو
30 velbegda'e ve nefret وَالْبَغْضَاءَ بغض
31 ila kadar إِلَىٰ -
32 yevmi gününe يَوْمِ يوم
33 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
34 kullema her ne zaman كُلَّمَا كلل
35 evkadu yaktılar أَوْقَدُوا وقد
36 naran bir ateş نَارًا نور
37 lilharbi harp için لِلْحَرْبِ حرب
38 etfeeha söndürdü onu أَطْفَأَهَا طفا
39 llahu Allah اللَّهُ -
40 ve yes'avne ve koşarlar وَيَسْعَوْنَ سعي
41 fi فِي -
42 l-erdi yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
43 fesaden fesada فَسَادًا فسد
44 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
45 la لَا -
46 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
47 l-mufsidine fesatçıkları الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Harcar.**Kur'ân.***Artırır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

7. A'râf Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

1010|7|56|وَلَا تُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَٰحِهَا وَٱدْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًا إِنَّ رَحْمَتَ ٱللَّهِ قَرِيبٌ مِّنَ ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1010|7|56|ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمعا ان رحمت الله قريب من المحسنين

Latin Literal

56. Ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslâhıhâ ved’ûhu havfen ve tamaâ(tamaân) inne rahmetallâhi karîbun minel muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Fesat265 çıkarmayın yerde onun (yerin) ıslahı316 sonrasında; ve çağırın O’nu (Allah’ı) bir korku (-yla) ve bir tamah* (-la); doğrusu Allah'ın rahmeti271 bir yakındır muhsinlere294.

Ahmed Samira Çevirisi

56 And do not corrupt/disorder in the earth/Planet Earth after its correction/repairment, and call Him fearfully/frightfully wishing/coveting , that God’s mercy (is) near/close from the good doers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tufsidu fesat çıkarmayın تُفْسِدُوا فسد
3 fi فِي -
4 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
5 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
6 islahiha onun ıslahı إِصْلَاحِهَا صلح
7 ved'uhu ve çağırın O’nu (Allah’ı) وَادْعُوهُ دعو
8 havfen bir korku (-yla) خَوْفًا خوف
9 ve tamean ve bir tamah (-la) وَطَمَعًا طمع
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 rahmete rahmeti رَحْمَتَ رحم
12 llahi Allah'ın اللَّهِ -
13 karibun bir yakındır قَرِيبٌ قرب
14 mine مِنَ -
15 l-muhsinine muhsinlerden الْمُحْسِنِينَ حسن

Notlar

Not 1

*Aşırı istek, arzu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

7. A'râf Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1028|7|74|وَٱذْكُرُوٓا۟ إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَآءَ مِنۢ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّأَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِن سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ ٱلْجِبَالَ بُيُوتًا فَٱذْكُرُوٓا۟ ءَالَآءَ ٱللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1028|7|74|واذكروا اذ جعلكم خلفا من بعد عاد وبواكم في الارض تتخذون من سهولها قصورا وتنحتون الجبال بيوتا فاذكروا الا الله ولا تعثوا في الارض مفسدين

Latin Literal

74. Vezkurû iz cealekum hulefâe min ba’di âdin ve bevveekum fîl ardı tettehızûne min suhûlihâ kusûren ve tenhitûnel cibâle buyûten fezkurû âlâallâhi ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

"Ve zikredin78 yaptığı zaman sizleri (Allah) Âd sonrasında halifeler65; ve yerleştirdi sizleri yerde; edinirsiniz yumuşak düzlüklerinden onun kasırlar*; ve yontarsınız694 dağları evler (olarak); öyle ki zikredin78 nimetlerini Allah'ın; ve asi gelmeyin yerde fesat265 çıkaranlar (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

74 And remember when He made/put you (as) successors and replacers/top leaders from after Aad/an ancient tribe that could have been in Hegaz, and He settled/established you in the earth/Planet Earth, you take from its plains/flat and level lands castles/palaces/mansions and you carve out/hew the mountains (into) houses/homes, so remember God’s blessings, and do not corrupt in the earth/Planet Earth corrupting/disordering .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر
2 iz zaman إِذْ -
3 cealekum yaptığı sizleri جَعَلَكُمْ جعل
4 hulefa'e halifeler خُلَفَاءَ خلف
5 min مِنْ -
6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
7 aadin Ad عَادٍ عود
8 ve bevve ekum ve yerleştirdi sizleri وَبَوَّأَكُمْ بوا
9 fi فِي -
10 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
11 tettehizune edinirsiniz تَتَّخِذُونَ اخذ
12 min مِنْ -
13 suhuliha yumuşak düzlüklerinden onun سُهُولِهَا سهل
14 kusuran kasırlar قُصُورًا قصر
15 ve tenhitune ve yontarsınız وَتَنْحِتُونَ نحت
16 l-cibale dağları الْجِبَالَ جبل
17 buyuten evler (olarak) بُيُوتًا بيت
18 fezkuru öyle ki zikredin فَاذْكُرُوا ذكر
19 ala'e nimetlerini الَاءَ الو
20 llahi Allah'ın اللَّهِ -
21 ve la ve وَلَا -
22 tea'sev asi gelmeyin تَعْثَوْا عثو
23 fi فِي -
24 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
25 mufsidine fesat çıkaranlar (olarak) مُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Köşkler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Dağları yontarak evler yapan kavim. Semûd. Kavram 694

694 Semûd kavminin dişi deve ile sınandığını şerefli Kur'an'ımız bizlere bildirmiştir. Bu kavmin tipik bir özelliği olarak dağlardaki kayaları yontarak evler yaptıkları da işaret edilmiştir.

7. A'râf Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1039|7|85|وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَٰقَوْمِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُۥ قَدْ جَآءَتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا۟ ٱلنَّاسَ أَشْيَآءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَٰحِهَا ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1039|7|85|والي مدين اخاهم شعيبا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم فاوفوا الكيل والميزان ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها ذلكم خير لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

85. Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu kad câetkum beyyinetun min rabbikum fe evfûl keyle vel mîzâne ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslahıhâ zâlikum hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve Medyen'e kardeşleri Şuayb'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; öyle ki tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650; ve eksiltmeyin insanların eşyalarını; fesat265 çıkarmayın yerde onun ıslahı360 sonrasında; işte sizleredir; bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

85 And to Madya/an ancient city, that could have been by the Red Sea, (We sent) their brother Shu’aib, he said: "My nation, worship God, (there is) no God for you from other than Him, an evidence had come to you from your Lord, so fulfill/complete the measuring/weighing device, and the scale/measuring instrument , and do not reduce/cheat the people (from) their things, and do not corrupt/disorder in the earth/Planet Earth, (from) after its correction/repairment, that (is) better for you, if you were believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ila ve وَإِلَىٰ -
2 medyene Medyen'e مَدْيَنَ -
3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو
4 şuayben Şuayb'i شُعَيْبًا -
5 kale dedi قَالَ قول
6 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
8 llahe Allah'a اللَّهَ -
9 ma yoktur مَا -
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 min hiçbir مِنْ -
12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله
13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير
14 kad muhakkak قَدْ -
15 ca'etkum geldi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا
16 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين
17 min مِنْ -
18 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
19 feevfu öyle ki tamamlayın فَأَوْفُوا وفي
20 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل
21 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن
22 ve la ve وَلَا -
23 tebhasu eksiltmeyin تَبْخَسُوا بخس
24 n-nase insanların النَّاسَ نوس
25 eşya'ehum eşyalarını أَشْيَاءَهُمْ شيا
26 ve la وَلَا -
27 tufsidu fesat çıkarmayın تُفْسِدُوا فسد
28 fi فِي -
29 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
30 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
31 islahiha ıslahı onun إِصْلَاحِهَا صلح
32 zalikum işte sizlersiniz ذَٰلِكُمْ -
33 hayrun bir hayır خَيْرٌ خير
34 lekum sizlere لَكُمْ -
35 in eğer إِنْ -
36 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
37 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Ölçüyü ve mizanı eşitlikle yapmak. Kavram 650

650 Mizan tartı/terazi demektir. Sadece fiziksel tartıları değil beyinde gerçekleşen her türlü tartıyı da işaret eder. Beyinde kurulan tartıda/terazide her zaman eşitlik gözetilmelidir. Ölçü de eşitlikle yapılmalıdır. Yine beyinde yapılan her türlü ölçme, değerini belirleme işlemi eşitlikle yapılmalıdır.

7. A'râf Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

1040|7|86|وَلَا تَقْعُدُوا۟ بِكُلِّ صِرَٰطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِهِۦ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا وَٱذْكُرُوٓا۟ إِذْ كُنتُمْ قَلِيلًا فَكَثَّرَكُمْ وَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1040|7|86|ولا تقعدوا بكل صرط توعدون وتصدون عن سبيل الله من امن به وتبغونها عوجا واذكروا اذ كنتم قليلا فكثركم وانظروا كيف كان عقبه المفسدين

Latin Literal

86. Ve lâ tak’udû bikulli sırâtın tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve oturmayın her bir yola (ki) vaat edersiniz ve engelleyip çevirirsiniz Allah'ın yolundan336 onunla iman47 etmiş kimseyi; ve aranırsınız/bakınırsınız ona* bir eğrilik; ve zikredin78 biraz/az olduğunuz zamanı; öyle ki çoğalttı sizleri; ve bakın nasıl oldu akıbetleri892 fesat265 çıkaranların.

Ahmed Samira Çevirisi

86 And do not sit/remain with every road/way, you promise and you object/prevent/obstruct who believed with it from God’s way/road and you wish/desire it (be) bent/crookedness/indirectness, and remember when/where you where little/few , so He increased you, and see/wonder about how was the corruptings’/disorderings’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tek'udu ve oturmayın تَقْعُدُوا قعد
3 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
4 siratin yola صِرَاطٍ صرط
5 tuidune vaat edersiniz تُوعِدُونَ وعد
6 ve tesuddune ve engelleyip çevirirsiniz وَتَصُدُّونَ صدد
7 an عَنْ -
8 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 men kimseyi مَنْ -
11 amene iman etmiş امَنَ امن
12 bihi onunla بِهِ -
13 ve tebguneha ve aranırsınız/bakınırsınız ona وَتَبْغُونَهَا بغي
14 ivecen bir eğrilik عِوَجًا عوج
15 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر
16 iz zaman إِذْ -
17 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
18 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
19 fe kesserakum öyle ki çoğalltı sizleri فَكَثَّرَكُمْ كثر
20 venzuru ve bakın وَانْظُرُوا نظر
21 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
22 kane oldu كَانَ كون
23 aakibetu akıbetleri عَاقِبَةُ عقب
24 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın ayetine. Kutsal kitaplarda bulunan ayetler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

7. A'râf Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1057|7|103|ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِم مُّوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَظَلَمُوا۟ بِهَا فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

Latin Literal

103. Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle287 firavuna ve onun* melesine364; öyle ki zulmettiler257 ona**; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti892 fesat265 çıkaranların.

Ahmed Samira Çevirisi

103 Then We sent from after them Moses with Our verses/evidences , to Pharaoh, and his nobles/assembly, so they caused injustice/oppression with it, so see/wonder about how was the corruptings’/disrepairings’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 min مِنْ -
4 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد
5 musa Musa'yı مُوسَىٰ -
6 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي
7 ila إِلَىٰ -
8 fir'avne Fir'avn'a فِرْعَوْنَ -
9 ve meleihi ve melesine onun وَمَلَئِهِ ملا
10 fezelemu öyle ki zulmettiler فَظَلَمُوا ظلم
11 biha ona بِهَا -
12 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
13 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
14 kane oldu كَانَ كون
15 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
16 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Firavunun.**Ayete.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

7. A'râf Suresi

Ayet 127

Arapça Metin (Harekeli)

1081|7|127|وَقَالَ ٱلْمَلَأُ مِن قَوْمِ فِرْعَوْنَ أَتَذَرُ مُوسَىٰ وَقَوْمَهُۥ لِيُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَءَالِهَتَكَ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَآءَهُمْ وَنَسْتَحْىِۦ نِسَآءَهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَٰهِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1081|7|127|وقال الملا من قوم فرعون اتذر موسي وقومه ليفسدوا في الارض ويذرك والهتك قال سنقتل ابناهم ونستحي نساهم وانا فوقهم قهرون

Latin Literal

127. Ve kâlel meleu min kavmi fir’avne e tezeru mûsâ ve kavmehu li yufsidû fìl ardı ve yezereke ve âliheteke, kâle senukattilu ebnâehum ve nestahyî nisâehum ve innâ fevkahum kâhirûn(kâhirûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi mele364 firavunun kavminden/toplumundan: "Bırakır mısın Mûsâ’yı ve onun kavmini/toplumunu fesat265 çıkarmaları için yerde?; ve bırakır (Mûsâ) seni ve senin ilâhlarını"; dedi (firavun): "Katledeceğiz onların oğullarını ve hayatta bırakacağız onların kadınlarını; ve doğrusu biz üstünüyüz onların kâhirler* (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

127 And the nobles/assembly from Pharaoh’s nation said: "Do you leave Moses and his nation to corrupt/disorder in the earth/Planet Earth, and he leaves you and your gods?" He said: "We will kill their sons and shame/keep alive their women, and we are above/over them defeating/conquering."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا
3 min مِنْ -
4 kavmi kavminden/toplumundan قَوْمِ قوم
5 fir'avne firavunun فِرْعَوْنَ -
6 etezeru bırakır mısın أَتَذَرُ وذر
7 musa Mûsâ’yı مُوسَىٰ -
8 ve kavmehu ve kavmini/toplumunu وَقَوْمَهُ قوم
9 liyufsidu fesat çıkarmaları için لِيُفْسِدُوا فسد
10 fi فِي -
11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
12 ve yezerake ve bırakır seni وَيَذَرَكَ وذر
13 ve aliheteke ve senin ilahlarını وَالِهَتَكَ اله
14 kale dedi قَالَ قول
15 senukattilu katledeceğiz سَنُقَتِّلُ قتل
16 ebna'ehum oğullarını onların أَبْنَاءَهُمْ بني
17 ve nestehyi ve hayatta bırakacağız وَنَسْتَحْيِي حيي
18 nisa'ehum kadınlarını onların نِسَاءَهُمْ نسو
19 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا -
20 fevkahum üstünüyüz onların فَوْقَهُمْ فوق
21 kahirune kahirler (olarak) قَاهِرُونَ قهر

Notlar

Not 1

*Dilediğini zorla yaptırma gücü olan, güç yetiren, zapt eden, zafer kazanan, kahreden, zorla hizaya getiren.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

7. A'râf Suresi

Ayet 142

Arapça Metin (Harekeli)

1096|7|142|وَوَٰعَدْنَا مُوسَىٰ ثَلَٰثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَٰهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ مِيقَٰتُ رَبِّهِۦٓ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً وَقَالَ مُوسَىٰ لِأَخِيهِ هَٰرُونَ ٱخْلُفْنِى فِى قَوْمِى وَأَصْلِحْ وَلَا تَتَّبِعْ سَبِيلَ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1096|7|142|ووعدنا موسي ثلثين ليله واتممنها بعشر فتم ميقت ربه اربعين ليله وقال موسي لاخيه هرون اخلفني في قومي واصلح ولا تتبع سبيل المفسدين

Latin Literal

142. Ve vâadnâ mûsâ selâsîne leyleten ve etmemnâhâ bi aşrin fe temme mîkâtu rabbihî erbaîne leyleh(leyleten), ve kâle mûsâ li ahîhi hârûnahlufnî fî kavmî ve aslıh ve lâ tettebi’ sebîlel mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve vaat ettik Mûsâ’ya otuz geceyi; ve tamamladık onu* onla (on geceyle); öyle ki tamamladı onun (Mûsâ'nın) Rabbi4 vakti kırk geceye; ve dedi Mûsâ kardeşi Hârûn'a: "Halife65** ol kavmin/toplumun içinde; ve ıslah360 et ve tabi olma fesat265 çıkaranların yoluna.

Ahmed Samira Çevirisi

142 And We promised Moses thirty nights, and We completed it with ten, so his Lord’s appointed time/appointed time or place completed forty nights, and Moses said to his brother Aaron, "Be my successor in my nation, and correct/repair/reconciliate and do not follow the corrupting’s way/path ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve vaadna ve vaat ettik وَوَاعَدْنَا وعد
2 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ -
3 selasine otuz ثَلَاثِينَ ثلث
4 leyleten geceyi لَيْلَةً ليل
5 ve etmemnaha ve tamamladık onu وَأَتْمَمْنَاهَا تمم
6 biaşrin onla بِعَشْرٍ عشر
7 fetemme öyle ki tamamladık فَتَمَّ تمم
8 mikatu vakit مِيقَاتُ وقت
9 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب
10 erbeiyne kırk أَرْبَعِينَ ربع
11 leyleten geceye لَيْلَةً ليل
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 musa Musa مُوسَىٰ -
14 liehihi kardeşi لِأَخِيهِ اخو
15 harune Harun'a هَارُونَ -
16 hlufni halife ol اخْلُفْنِي خلف
17 fi içinde فِي -
18 kavmi kavminde/toplumunda قَوْمِي قوم
19 ve eslih ve ıslah et وَأَصْلِحْ صلح
20 ve la ve وَلَا -
21 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع
22 sebile yoluna سَبِيلَ سبل
23 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*30 geceyi.**Benim ardımdan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

8. Enfâl Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

1233|8|73|وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِى ٱلْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1233|8|73|والذين كفروا بعضهم اوليا بعض الا تفعلوه تكن فتنه في الارض وفساد كبير

Latin Literal

73. Vellezîne keferû ba’duhum evliyâu ba’d(ba’dın), illâ tef’alûhu tekun fitnetun fîl ardı ve fesâdun kebîr(kebîrun).

Türkçe Çeviri

Kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; eğer faaliyete geçirmezseniz onu*; olur bir fitne332 yerde ve bir büyük fesat265.

Ahmed Samira Çevirisi

73 And those who disbelieved some of them (are) guardians/allies (of) some, if you not make/do it, it (will) be misguidance/betrayal in the earth/Planet Earth, and big/great corruption/disorder .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine kimseler وَالَّذِينَ -
2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
5 bea'din diğer kısmın بَعْضٍ بعض
6 illa eğer إِلَّا -
7 tef'aluhu faaliyete geçirmezseni onu تَفْعَلُوهُ فعل
8 tekun olur تَكُنْ كون
9 fitnetun bir fitne فِتْنَةٌ فتن
10 fi فِي -
11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
12 ve fesadun ve bir fesat وَفَسَادٌ فسد
13 kebirun bir büyük كَبِيرٌ كبر

Notlar

Not 1

*Birbirinizin velileri/evliyaları olmayı. Birbirinize yakın koruyucu olmayı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Fitne Kavram 332

332 Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

1402|10|40|وَمِنْهُم مَّن يُؤْمِنُ بِهِۦ وَمِنْهُم مَّن لَّا يُؤْمِنُ بِهِۦ وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1402|10|40|ومنهم من يومن به ومنهم من لا يومن به وربك اعلم بالمفسدين

Latin Literal

40. Ve minhum men yu’minu bihî ve minhum men lâ yu’minu bih(bihi), ve rabbuke a’lemu bil mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve onlardandır* kimse (ki) iman47 eder ona*; ve onlardandır kimse (ki) iman47 etmez ona*; ve (senin) Rabbin4 daha iyi bilir fesatçıları265.

Ahmed Samira Çevirisi

40 And from them who believed with it, and from them who does not believe with it, and your Lord (is) more knowledgeable with the corrupting .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ -
2 men kimse مَنْ -
3 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
4 bihi ona بِهِ -
5 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ -
6 men kimse مَنْ -
7 la لَا -
8 yu'minu iman etmez يُؤْمِنُ امن
9 bihi ona بِهِ -
10 ve rabbuke ve (senin) Rabbin وَرَبُّكَ ربب
11 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم
12 bil-mufsidine fesatçıları بِالْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Ehli kitaptan.**Kur'an'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

1443|10|81|فَلَمَّآ أَلْقَوْا۟ قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُم بِهِ ٱلسِّحْرُ إِنَّ ٱللَّهَ سَيُبْطِلُهُۥٓ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1443|10|81|فلما القوا قال موسي ما جيتم به السحر ان الله سيبطله ان الله لا يصلح عمل المفسدين

Latin Literal

81. Fe lemmâ elkav kâle mûsâ mâ ci’tum bihis sihr(sihru), innallâhe se yubtiluh(yubtiluhu), innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman attılar dedi Mûsâ: "Kendisiyle geldiğiniz sihirdir; doğrusu Allah batıllaştırır199 onu; doğrusu Allah ıslah316 etmez fesatçıların265 ameli/yaptığını.

Ahmed Samira Çevirisi

81 So when they threw/threw away Moses said: "What the magic/sorcery you came with it, that truly God will waste/annul/cancel it, that truly God does not correct/repair (the) deeds (of) the corrupting."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 elkav attılar أَلْقَوْا لقي
3 kale dedi ki قَالَ قول
4 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
5 ma مَا -
6 ci'tum geldiğiniz جِئْتُمْ جيا
7 bihi kendisiyle بِهِ -
8 s-sihru sihirdir السِّحْرُ سحر
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 seyubtiluhu batıllaştırır onu سَيُبْطِلُهُ بطل
12 inne doğrusu إِنَّ -
13 llahe Allah اللَّهَ -
14 la لَا -
15 yuslihu islah etmez يُصْلِحُ صلح
16 amele ameli/yaptıklarını عَمَلَ عمل
17 l-mufsidine fesatçıların الْمُفْسِدِينَ فسد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Batıl Kavram 199

199 Gerçek olmayan, geçersiz, temelsiz, asılsız.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

10. Yunus Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

1453|10|91|ءَآلْـَٰٔنَ وَقَدْ عَصَيْتَ قَبْلُ وَكُنتَ مِنَ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1453|10|91|الن وقد عصيت قبل وكنت من المفسدين

Latin Literal

91. Âl’âne ve kad asayte kablu ve kunte minel mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Şimdi mi? Ve muhakkak isyan ettin önceden; ve oldun fesatçılardan265.

Ahmed Samira Çevirisi

91 Now, and you had disobeyed before, and you were from the corrupting ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 al'ane şimdi mi? الْانَ -
2 ve kad ve muhakkak وَقَدْ -
3 asayte isyan ettin عَصَيْتَ عصي
4 kablu önceden قَبْلُ قبل
5 ve kunte ve oldun وَكُنْتَ كون
6 mine مِنَ -
7 l-mufsidine fesaçılardan الْمُفْسِدِينَ فسد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

11. Hûd Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1556|11|85|وَيَٰقَوْمِ أَوْفُوا۟ ٱلْمِكْيَالَ وَٱلْمِيزَانَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا تَبْخَسُوا۟ ٱلنَّاسَ أَشْيَآءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1556|11|85|ويقوم اوفوا المكيال والميزان بالقسط ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تعثوا في الارض مفسدين

Latin Literal

85. Ve yâ kavmi evfûl mikyâle vel mîzâne bil kıstı ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

"Ve ey kavmim/toplumum*! Takvalı21 olun ölçüye ve mizana650 eşitlikle; ve eksiltmeyin/azaltmayın insanların eşyalarını; ve küstahlaşmayın yerde fesatçılar265 (olarak)."

Ahmed Samira Çevirisi

85 And you (my) nation fulfill/complete the measuring/weighing device and the scale/weight with the just/equitable, and do not reduce/cheat the people (of) their things, and do not corrupt in the earth/Planet Earth disordering/corrupting .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya kavmi ve ey kavmim/toplumum وَيَا قَوْمِ قوم
2 evfu takvalı olun أَوْفُوا وفي
3 l-mikyale ölçüye الْمِكْيَالَ كيل
4 velmizane ve mizana وَالْمِيزَانَ وزن
5 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط
6 ve la ve وَلَا -
7 tebhasu eksiltmeyin/azaltmayın تَبْخَسُوا بخس
8 n-nase insanların النَّاسَ نوس
9 eşya'ehum eşyalarını أَشْيَاءَهُمْ شيا
10 ve la ve وَلَا -
11 tea'sev küstahlaşmayın تَعْثَوْا عثو
12 fi فِي -
13 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
14 mufsidine fesatçılar (olarak) مُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Resûl Şuayb kavmi Medyenlilere seslenmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Ölçüyü ve mizanı eşitlikle yapmak. Kavram 650

650 Mizan tartı/terazi demektir. Sadece fiziksel tartıları değil beyinde gerçekleşen her türlü tartıyı da işaret eder. Beyinde kurulan tartıda/terazide her zaman eşitlik gözetilmelidir. Ölçü de eşitlikle yapılmalıdır. Yine beyinde yapılan her türlü ölçme, değerini belirleme işlemi eşitlikle yapılmalıdır.

11. Hûd Suresi

Ayet 116

Arapça Metin (Harekeli)

1587|11|116|فَلَوْلَا كَانَ مِنَ ٱلْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُو۟لُوا۟ بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْفَسَادِ فِى ٱلْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ مَآ أُتْرِفُوا۟ فِيهِ وَكَانُوا۟ مُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1587|11|116|فلولا كان من القرون من قبلكم اولوا بقيه ينهون عن الفساد في الارض الا قليلا ممن انجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما اترفوا فيه وكانوا مجرمين

Latin Literal

116. Fe lev lâ kâne minel kurûni min kablikum ûlû bakıyyetin yenhevne anil fesâdi fil ardı illâ kalîlen mimmen enceynâ minhum, vettebeallezîne zalemû mâ utrifû fîhi ve kânû mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki keşke olsaydı sizlerden önceki kuşaklardan bir bakiye* sahipleri (ki) menederler fesattan265 yerde**; dışındadır az bir kimseden*** (ki) kurtardık onlardan; ve tabi oldu zulmetmiş257 kimseler içinde verildikleri lükse/bolluğa****; ve oldular mücrimler674.

Ahmed Samira Çevirisi

116 So where it not for (owners) of a remainder/remnant , from the generations/centuries from before you, (who were) forbidding/preventing from the corruption in the earth/Planet Earth, except a few from whom We saved/rescued from them; and those who caused injustice/oppression followed what they were luxuriated ungrateful and arrogant in it, and they were criminals/sinners .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felevla öyleki keşke فَلَوْلَا -
2 kane olmasaydı كَانَ كون
3 mine مِنَ -
4 l-kuruni kuşaklardan الْقُرُونِ قرن
5 min مِنْ -
6 kablikum sizlerden öncesinde قَبْلِكُمْ قبل
7 ulu sahipleri أُولُو اول
8 bekiyyetin bir bakiye بَقِيَّةٍ بقي
9 yenhevne menederler يَنْهَوْنَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-fesadi fesattan الْفَسَادِ فسد
12 fi فِي -
13 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
14 illa dışındadır إِلَّا -
15 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
16 mimmen kimseden مِمَّنْ -
17 enceyna kurtardık أَنْجَيْنَا نجو
18 minhum onlardan مِنْهُمْ -
19 vettebea ve tabi oldu وَاتَّبَعَ تبع
20 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
21 zelemu zulm ettiler ظَلَمُوا ظلم
22 ma مَا -
23 utrifu verildikleri lükse/bolluğa أُتْرِفُوا ترف
24 fihi kendisi içinde فِيهِ -
25 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
26 mucrimine mücrimler مُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Pisliklerden temizlendikten sonra bakiye/geride kalan saf, tertemiz halislik.**Yeryüzünde.***Bakiye sahibi az bir kimse vardır. ****Kendilerine verilen bolluğu şirk koşmada kullandılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

12. Yusuf Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

1667|12|73|قَالُوا۟ تَٱللَّهِ لَقَدْ عَلِمْتُم مَّا جِئْنَا لِنُفْسِدَ فِى ٱلْأَرْضِ وَمَا كُنَّا سَٰرِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1667|12|73|قالوا تالله لقد علمتم ما جينا لنفسد في الارض وما كنا سرقين

Latin Literal

73. Kâlû tallâhi lekad alimtum mâ ci’nâ li nufside fil ardı ve mâ kunnâ sârikîn(sârikîne).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Allah’a yemin olsun**! Muhakkak bildiniz ki gelmiş değiliz fesat265 çıkarmaya yerde; ve olmuş değiliz hırsızlar."

Ahmed Samira Çevirisi

73 They said: "By God, you had known we did not come to corrupt in the land/Earth and we were not stealing/robbing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 tallehi Allah’a yemin olsun ki تَاللَّهِ -
3 lekad muhakkak لَقَدْ -
4 alimtum bildiniz ki عَلِمْتُمْ علم
5 ma değiliz مَا -
6 ci'na gelmiş جِئْنَا جيا
7 linufside fesat çıkarmaya لِنُفْسِدَ فسد
8 fi فِي -
9 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
10 ve ma ve değiliz وَمَا -
11 kunna olmuş كُنَّا كون
12 sarikine hırsızlar سَارِقِينَ سرق

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un kardeşleri.**TAllahi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

13. Ra'd Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

1730|13|25|وَٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعْدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقْطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوٓءُ ٱلدَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1730|13|25|والذين ينقضون عهد الله من بعد ميثقه ويقطعون ما امر الله به ان يوصل ويفسدون في الارض اوليك لهم اللعنه ولهم سو الدار

Latin Literal

25. Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) bozarlar Allah'a (olan) ahdi969 sonrasında kendi mîsâkı281; ve keserler187 Allah'ın kendisiyle emrettiğini ki birleştirilir; ve fesat265 çıkarırlar yerde; işte bunlar; onlaradır lanet280; ve onlaradır bir kötü diyar*.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And those who break/unbind God’s promise/oath, from after its affirmation , and they cut/sever what God ordered with it that (it) be connected , and they corrupt in the earth/Planet Earth, those for them (is) the curse/torture, and for them the house’s/home’s evil .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 yenkudune bozarlar يَنْقُضُونَ نقض
3 ahde ahdi عَهْدَ عهد
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 min مِنْ -
6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
7 misakihi misakı مِيثَاقِهِ وثق
8 ve yektaune ve keserler وَيَقْطَعُونَ قطع
9 ma مَا -
10 emera emrettiğini أَمَرَ امر
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 bihi kendisiyle بِهِ -
13 en ki أَنْ -
14 yusale birleştirilir يُوصَلَ وصل
15 ve yufsidune ve fesat çıkarırlar وَيُفْسِدُونَ فسد
16 fi فِي -
17 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 lehumu onlaradır لَهُمُ -
20 l-lea'netu lanet اللَّعْنَةُ لعن
21 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
22 su'u bir kötü سُوءُ سوا
23 d-dari diyar الدَّارِ دور

Notlar

Not 1

*Yurt.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayırmama, birleştirme ahdi/antlaşması; insanların Yüce Allah'a verdiği ahit, antlaşma Kavram 187

187 Resullerle Yüce Allah’ın yani O’nun kutsal kitaplarının arasını ayırmama. Yüce Allah’ın tek dini olan İslam’ı parçalara bölmeme. Resulleri kutsal kitaplardan ayırmama. Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzu's Sâlihîn gibi insan söylentileriyle/hadislerle, zan içeren kitaplar aracılığıyla resulleri kutsal kitaplardan ayırmama. Resullerle Yüce Allah’ın arası ayrılmışsa bunu birleştirme. Sadece kutsal kitaplara dönme. Sadece Kur’an deme.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

16. Nahl Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1987|16|88|ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَصَدُّوا۟ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ زِدْنَٰهُمْ عَذَابًا فَوْقَ ٱلْعَذَابِ بِمَا كَانُوا۟ يُفْسِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1987|16|88|الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله زدنهم عذابا فوق العذاب بما كانوا يفسدون

Latin Literal

88. Ellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi zidnâhum azâben fevkal azâbi bimâ kânû yufsidûn(yufsidûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve set çektiler1023 Allah'ın yolundan336; ziyade ederiz* onlara bir azabı üstüne azabın**; fesat265 çıkarırlar olduklarından.

Ahmed Samira Çevirisi

88 Those who disbelieved and prevented/obstructed from Gods’ way/path , We increased them torture over/on the torture, because (of) what they were corrupting/disordering .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
3 ve saddu ve set çektiler وَصَدُّوا صدد
4 an عَنْ -
5 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 zidnahum ziyade ederiz onlara زِدْنَاهُمْ زيد
8 azaben azabı عَذَابًا عذب
9 fevka üstüne فَوْقَ فوق
10 l-azabi azap الْعَذَابِ عذب
11 bima بِمَا -
12 kanu olduklarından كَانُوا كون
13 yufsidune fesat çıkarırlar يُفْسِدُونَ فسد

Notlar

Not 1

*Artırırız.**Azap üstüne azap veririz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

89. Fecr Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

6003|89|12|فَأَكْثَرُوا۟ فِيهَا ٱلْفَسَادَ

Arapça Metin (Harekesiz)

6003|89|12|فاكثروا فيها الفساد

Latin Literal

12. Fe ekserû fîhel fesâd(fesâde).

Türkçe Çeviri

Öyle ki çoğalttılar orada* fesadı265.

Ahmed Samira Çevirisi

12 So they increased (made too much) in it the corruption .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe ekseru öyle ki çoğalttılar فَأَكْثَرُوا كثر
2 fiha orada فِيهَا -
3 l-fesade fesadı الْفَسَادَ فسد

Notlar

Not 1

*Beldede.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 265: Fesat çıkarmak

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Fesat çıkarmak

Kavram No: 265

Kısa Açıklama: 265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 24

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ve su istediği zaman Musa kavmi için; öyle ki dedik: “Vur asanla taşa; öyle ki fışkırdı ondan (taştan) on iki göze/pınar; muhakkak ki bildi insanların hepsi kendi içme yerlerini; yiyin ve için Allah'ın rızkından; ve küstahlaşmayın * yerde/yeryüzünde fesatçılar 265 (olarak).

Arapça: 67|2|60|واذ استسقي موسي لقومه فقلنا اضرب بعصاك الحجر فانفجرت منه اثنتا عشره عينا قد علم كل اناس مشربهم كلوا واشربوا من رزق الله ولا تعثوا في الارض مفسدين

Bakara Suresi - Ayet 205

Türkçe Meal: Ve döndüğü zaman başı çeker/çabalar yerde/yeryüzünde; fesat çıkarmak 265 için orada (yerde); ve helak 348 eder ekini ve nesli 349 ; ve Allah sevmez fesadı 265 .

Arapça: 212|2|205|واذا تولي سعي في الارض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل والله لا يحب الفساد

Bakara Suresi - Ayet 220

Türkçe Meal: Ve sual ederler/sorarlar sana yetimler 131 hakkında; de ki: "Islah 360 onlara bir hayırdır; ve eğer karışırsanız * onlara; öyle ki kardeşlerinizdir 386 sizlerin; ve Allah (ayırmayı) bilir fesat 265 edeni ıslah 360 edenden; ve eğer dileseydi Allah mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri dünyada ve ahirette ** ; doğrusu Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 227|2|220|في الدنيا والاخره ويسلونك عن اليتمي قل اصلاح لهم خير وان تخالطوهم فاخونكم والله يعلم المفسد من المصلح ولو شا الله لاعنتكم ان الله عزيز حكيم

Bakara Suresi - Ayet 251

Türkçe Meal: Öyle ki hezimete uğrattılar onları Allah'ın izniyle; ve katletti Dâvud Câlût'u; ve verdi ona (Dâvud'a) Allah mülk/hükümdarlık ve hikmet 367 ; ve öğretti ona dilediğini; velev/eğer defetmeseydi Allah insanların bir kısmını onların bir kısmıyla; mutlak fesada 265 uğrardı yer/yeryüzü; velakin/fakat Allah fazl/fazilet sahibidir alemlere karşı.

Arapça: 258|2|251|فهزموهم باذن الله وقتل داود جالوت واتيه الله الملك والحكمه وعلمه مما يشا ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لفسدت الارض ولكن الله ذو فضل علي العلمين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 63

Türkçe Meal: Ve eğer yüz çevirdilerse; öyle ki doğrusu Allah bilendir fesatçıları 265 .

Arapça: 356|3|63|فان تولوا فان الله عليم بالمفسدين

Mâide Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları 197 üzerine; ki o; kim katletti 35 bir nefsi 201 olmaksızın * bir nefse 201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada 265 ; öyle ki sanki katletmiş 35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz 418 beyanlarla 352 ; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.

Arapça: 701|5|32|من اجل ذلك كتبنا علي بني اسريل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد في الارض فكانما قتل الناس جميعا ومن احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاتهم رسلنا بالبينت ثم ان كثيرا منهم بعد ذلك في الارض لمسرفون

Mâide Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve dediler Yahudiler 295 : "Allah'ın eli bağlanmıştır/zincirlenmiştir"; (oysa) bağlandı/zincirlendi kendi elleri ve lanetlendiler 280 dedikleriyle; evet! İki eli O’nun (Allah'ın) genişlemiştir/yayılmıştır; infak * eder nasıl dilerse; ve Rabbinden 4 sana indirilen ** mutlak ziyade *** eder çoğuna onlardan bir tûğyânı 442 ve bir küfrü 422 ; ve attık aralarına taşkınlık ve nefret kıyamet gününe 148 kadar; her ne zaman yaktılar bir ateş harp için; söndürdü onu Allah; ve koşarlar yeryüzünde fesada 265 ; ve Allah sevmez fesatçıları 265 .

Arapça: 733|5|64|وقالت اليهود يد الله مغلوله غلت ايديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشا وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا والقينا بينهم العدوه والبغضا الي يوم القيمه كلما اوقدوا نارا للحرب اطفاها الله ويسعون في الارض فسادا والله لا يحب المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Fesat 265 çıkarmayın yerde onun (yerin) ıslahı 316 sonrasında; ve çağırın O’nu (Allah’ı) bir korku (-yla) ve bir tamah * (-la); doğrusu Allah'ın rahmeti 271 bir yakındır muhsinlere 294 .

Arapça: 1010|7|56|ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمعا ان رحمت الله قريب من المحسنين

A'râf Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: "Ve zikredin 78 yaptığı zaman sizleri (Allah) Âd sonrasında halifeler 65 ; ve yerleştirdi sizleri yerde; edinirsiniz yumuşak düzlüklerinden onun kasırlar * ; ve yontarsınız 694 dağları evler (olarak); öyle ki zikredin 78 nimetlerini Allah'ın; ve asi gelmeyin yerde fesat 265 çıkaranlar (olarak)."

Arapça: 1028|7|74|واذكروا اذ جعلكم خلفا من بعد عاد وبواكم في الارض تتخذون من سهولها قصورا وتنحتون الجبال بيوتا فاذكروا الا الله ولا تعثوا في الارض مفسدين

A'râf Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Ve Medyen'e kardeşleri Şuayb'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk 46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh 74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat 620 Rabbinizden 4 ; öyle ki tamamlayın ölçüyü 650 ve mizanı 650 ; ve eksiltmeyin insanların eşyalarını; fesat 265 çıkarmayın yerde onun ıslahı 360 sonrasında; işte sizleredir; bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 1039|7|85|والي مدين اخاهم شعيبا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم فاوفوا الكيل والميزان ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها ذلكم خير لكم ان كنتم مومنين

A'râf Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve oturmayın her bir yola (ki) vaat edersiniz ve engelleyip çevirirsiniz Allah'ın yolundan 336 onunla iman 47 etmiş kimseyi; ve aranırsınız/bakınırsınız ona * bir eğrilik; ve zikredin 78 biraz/az olduğunuz zamanı; öyle ki çoğalttı sizleri; ve bakın nasıl oldu akıbetleri 892 fesat 265 çıkaranların.

Arapça: 1040|7|86|ولا تقعدوا بكل صرط توعدون وتصدون عن سبيل الله من امن به وتبغونها عوجا واذكروا اذ كنتم قليلا فكثركم وانظروا كيف كان عقبه المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle 287 firavuna ve onun * melesine 364 ; öyle ki zulmettiler 257 ona ** ; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti 892 fesat 265 çıkaranların.

Arapça: 1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 127

Türkçe Meal: Ve dedi mele 364 firavunun kavminden/toplumundan: "Bırakır mısın Mûsâ’yı ve onun kavmini/toplumunu fesat 265 çıkarmaları için yerde?; ve bırakır (Mûsâ) seni ve senin ilâhlarını"; dedi (firavun): "Katledeceğiz onların oğullarını ve hayatta bırakacağız onların kadınlarını; ve doğrusu biz üstünüyüz onların kâhirler * (olarak)."

Arapça: 1081|7|127|وقال الملا من قوم فرعون اتذر موسي وقومه ليفسدوا في الارض ويذرك والهتك قال سنقتل ابناهم ونستحي نساهم وانا فوقهم قهرون

A'râf Suresi - Ayet 142

Türkçe Meal: Ve vaat ettik Mûsâ’ya otuz geceyi; ve tamamladık onu * onla (on geceyle); öyle ki tamamladı onun (Mûsâ'nın) Rabbi 4 vakti kırk geceye; ve dedi Mûsâ kardeşi Hârûn'a: "Halife 65 ** ol kavmin/toplumun içinde; ve ıslah 360 et ve tabi olma fesat 265 çıkaranların yoluna.

Arapça: 1096|7|142|ووعدنا موسي ثلثين ليله واتممنها بعشر فتم ميقت ربه اربعين ليله وقال موسي لاخيه هرون اخلفني في قومي واصلح ولا تتبع سبيل المفسدين

Enfâl Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Kâfirlik 25 etmiş kimseler (ki) bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; eğer faaliyete geçirmezseniz onu * ; olur bir fitne 332 yerde ve bir büyük fesat 265 .

Arapça: 1233|8|73|والذين كفروا بعضهم اوليا بعض الا تفعلوه تكن فتنه في الارض وفساد كبير

Yunus Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Ve onlardandır * kimse (ki) iman 47 eder ona * ; ve onlardandır kimse (ki) iman 47 etmez ona * ; ve (senin) Rabbin 4 daha iyi bilir fesatçıları 265 .

Arapça: 1402|10|40|ومنهم من يومن به ومنهم من لا يومن به وربك اعلم بالمفسدين

Yunus Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman attılar dedi Mûsâ: "Kendisiyle geldiğiniz sihirdir; doğrusu Allah batıllaştırır 199 onu; doğrusu Allah ıslah 316 etmez fesatçıların 265 ameli/yaptığını.

Arapça: 1443|10|81|فلما القوا قال موسي ما جيتم به السحر ان الله سيبطله ان الله لا يصلح عمل المفسدين

Yunus Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Şimdi mi? Ve muhakkak isyan ettin önceden; ve oldun fesatçılardan 265 .

Arapça: 1453|10|91|الن وقد عصيت قبل وكنت من المفسدين

Hûd Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: "Ve ey kavmim/toplumum * ! Takvalı 21 olun ölçüye ve mizana 650 eşitlikle; ve eksiltmeyin/azaltmayın insanların eşyalarını; ve küstahlaşmayın yerde fesatçılar 265 (olarak)."

Arapça: 1556|11|85|ويقوم اوفوا المكيال والميزان بالقسط ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تعثوا في الارض مفسدين

Hûd Suresi - Ayet 116

Türkçe Meal: Öyle ki keşke olsaydı sizlerden önceki kuşaklardan bir bakiye * sahipleri (ki) menederler fesattan 265 yerde ** ; dışındadır az bir kimseden *** (ki) kurtardık onlardan; ve tabi oldu zulmetmiş 257 kimseler içinde verildikleri lükse/bolluğa **** ; ve oldular mücrimler 674 .

Arapça: 1587|11|116|فلولا كان من القرون من قبلكم اولوا بقيه ينهون عن الفساد في الارض الا قليلا ممن انجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما اترفوا فيه وكانوا مجرمين

Yusuf Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Dediler * : "Allah’a yemin olsun ** ! Muhakkak bildiniz ki gelmiş değiliz fesat 265 çıkarmaya yerde; ve olmuş değiliz hırsızlar."

Arapça: 1667|12|73|قالوا تالله لقد علمتم ما جينا لنفسد في الارض وما كنا سرقين

Ra'd Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) bozarlar Allah'a (olan) ahdi 969 sonrasında kendi mîsâkı 281 ; ve keserler 187 Allah'ın kendisiyle emrettiğini ki birleştirilir; ve fesat 265 çıkarırlar yerde; işte bunlar; onlaradır lanet 280 ; ve onlaradır bir kötü diyar * .

Arapça: 1730|13|25|والذين ينقضون عهد الله من بعد ميثقه ويقطعون ما امر الله به ان يوصل ويفسدون في الارض اوليك لهم اللعنه ولهم سو الدار

Nahl Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler; ve set çektiler 1023 Allah'ın yolundan 336 ; ziyade ederiz * onlara bir azabı üstüne azabın ** ; fesat 265 çıkarırlar olduklarından.

Arapça: 1987|16|88|الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله زدنهم عذابا فوق العذاب بما كانوا يفسدون

Fecr Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Öyle ki çoğalttılar orada * fesadı 265 .

Arapça: 6003|89|12|فاكثروا فيها الفساد