Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 442: Tûğyân, tâğût

Bu kavram 16 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

442Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

4. Nisâ Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

544|4|51|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ نَصِيبًا مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ يُؤْمِنُونَ بِٱلْجِبْتِ وَٱلطَّٰغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ هَٰٓؤُلَآءِ أَهْدَىٰ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

544|4|51|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يومنون بالجبت والطغوت ويقولون للذين كفروا هولا اهدي من الذين امنوا سبيلا

Latin Literal

51. E lem tera ilâllezîne ûtû nasîben minel kitâbi yu’minûne bil cibti vet tâgûti ve yekûlûne lillezîne keferû hâulâi ehdâ minellezîne âmenû sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kitaptan bir nasip verilmiş kimseleri135 (ki) iman47 ederler cibte507 ve tâğûta442; ve derler kâfirlik25 etmiş kimseler için: "Bunlar* iman47 etmiş kimselerden** daha doğru bir yola kılavuzludur."

Ahmed Samira Çevirisi

51 Did you not see to those who were given a share from The Book , they believe with the idol/sorcery/sorcerer and the anything worshipped other than God/the devil , and they say to those who disbelieved: "Those (are) more guided from those who believed (by) a way/path."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 utu verildiler أُوتُوا اتي
6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب
7 mine مِنَ -
8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
9 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
10 bil-cibti cibt'e بِالْجِبْتِ جبت
11 ve ttaguti ve tağut'a وَالطَّاغُوتِ طغي
12 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
13 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ -
14 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
15 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
16 ehda daha doğru kılavuzludur أَهْدَىٰ هدي
17 mine -den مِنَ -
18 ellezine kimseler- الَّذِينَ -
19 amenu iman etmiş امَنُوا امن
20 sebilen bir yola سَبِيلًا سبل

Notlar

Not 1

*Kâfirlik etmiş kimseler.**Kur'an'a tabi olmuş.

4. Nisâ Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

553|4|60|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ ءَامَنُوا۟ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوٓا۟ إِلَى ٱلطَّٰغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوٓا۟ أَن يَكْفُرُوا۟ بِهِۦ وَيُرِيدُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

553|4|60|الم تر الي الذين يزعمون انهم امنوا بما انزل اليك وما انزل من قبلك يريدون ان يتحاكموا الي الطغوت وقد امروا ان يكفروا به ويريد الشيطن ان يضلهم ضللا بعيدا

Latin Literal

60. E lem tera ilâllezîne yez’umûne ennehum âmenû bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike yurîdûne en yetehâkemû ilât tâgûti ve kad umirû en yekfurû bihî. Ve yurîduş şeytânu en yudıllehum dalâlen baîdâ(baîden).

Türkçe Çeviri

Görmez misin kimseleri (ki) iddia ederler ki onlar iman47 ettiler sana indirilene* ve senden önce indirilene (Tevrât'a ve İncîl'e); isterler ki hakem edinsinler tâğûtu442; ve (o tâğûtla) muhakkak emredildiler ki kâfirlik etsinler ona (Kur’an’a); ve ister şeytan ki saptırsın onları uzak bir sapkınlığa.

Ahmed Samira Çevirisi

60 Did you not see to those who claim that they believed with what was descended to you (S/M), and what was descended from before you, they want that to be judged to the anything worshipped other than God/the devil , and they were ordered/commanded that to disbelieve with it, and the devil wants that to misguide them, (a) far/distant misguidance.

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

4. Nisâ Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

569|4|76|ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱلطَّٰغُوتِ فَقَٰتِلُوٓا۟ أَوْلِيَآءَ ٱلشَّيْطَٰنِ إِنَّ كَيْدَ ٱلشَّيْطَٰنِ كَانَ ضَعِيفًا

Arapça Metin (Harekesiz)

569|4|76|الذين امنوا يقتلون في سبيل الله والذين كفروا يقتلون في سبيل الطغوت فقتلوا اوليا الشيطن ان كيد الشيطن كان ضعيفا

Latin Literal

76. Ellezîne âmenû yukâtilûne fî sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne keferû yukâtilûne fî sebîlit tâgûti fe kâtilû evliyâeş şeytân(şeytâni), inne keydeş şeytâni kâne daîfâ(daîfen).

Türkçe Çeviri

İman47 etmiş kimseler (ki) katlederler35 Allah yolunda331; ve kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) katlederler35 tâğût442 yolunda; öyle ki katledin35 şeytânın29 evliyasını212; doğrusu şeytânın29 hilesi/taktiği oldu bir zaaflı.

Ahmed Samira Çevirisi

76 Those who believed, fight/kill in God’s sake, and those who disbelieved fight/kill in the devil/idol’s sake, so fight/kill the devil’s supporters/allies/followers, that the devil’s conspiracy/deceit was weak.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 amenu iman etmiş امَنُوا امن
3 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
4 fi فِي -
5 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
6 llahi Allah اللَّهِ -
7 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
8 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
9 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 t-taguti tağut الطَّاغُوتِ طغي
13 fekatilu öyle ki katledin فَقَاتِلُوا قتل
14 evliya'e evliyasını أَوْلِيَاءَ ولي
15 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن
16 inne doğrusu إِنَّ -
17 keyde hilesi/taktiği كَيْدَ كيد
18 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن
19 kane oldu كَانَ كون
20 deiyfen zaaflı ضَعِيفًا ضعف

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

5. Mâide Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

729|5|60|قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِندَ ٱللَّهِ مَن لَّعَنَهُ ٱللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ ٱلْقِرَدَةَ وَٱلْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ ٱلطَّٰغُوتَ أُو۟لَٰٓئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

729|5|60|قل هل انبيكم بشر من ذلك مثوبه عند الله من لعنه الله وغضب عليه وجعل منهم القرده والخنازير وعبد الطغوت اوليك شر مكانا واضل عن سوا السبيل

Latin Literal

60. Kul hel unebbiukum bi şerrin min zâlike mesûbeten ındallâh(ındallâhi) men leanehullâhu ve gadıbe aleyhi ve ceale min humul kıredete vel hanâzîre ve abedet tâgût(tâgûte) ulâike şerrun mekânen ve edallu an sevâis sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

De ki: "Haber vereyim mi sizlere bundan şerrini/kötüsünü bir karşılık (olarak) Allah'ın indinde/katında; kime lanet280 etti Allah ve gazap127 etti onun üzerine; ve yaptı onlardan maymunlar273 ve domuzlar549; ve kul oldu (o kimse) tâğûta442; işte bunlar; bir şerdir/kötüdür bir mekan/yer (olarak) ve daha dalalettedir128 dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

60 Say: "Do I inform you with worse/more hateful than that? Replacement/compensation (from) at God, whom God cursed/humiliated , and He became angry/angered (at) on him, and He made/created from them the apes/monkeys and the pigs/swine , and the everything worshipped other than God’s/devil’s worshippers, those (are at) a worse place/position and more misguided, from the way’s/road’s middle/straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 hel هَلْ -
3 unebbiukum haber vereyim mi sizlere أُنَبِّئُكُمْ نبا
4 bişerrin şerrini/kötüsünü بِشَرٍّ شرر
5 min مِنْ -
6 zalike bundan ذَٰلِكَ -
7 mesubeten bir karşılık مَثُوبَةً ثوب
8 inde indinde/katında عِنْدَ عند
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 men kime مَنْ -
11 leanehu lanet etti لَعَنَهُ لعن
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 ve gadibe ve gazab etti وَغَضِبَ غضب
14 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
15 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
16 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
17 l-kiradete maymunlar الْقِرَدَةَ قرد
18 velhanazira ve domuzlar وَالْخَنَازِيرَ خنزر
19 ve abede ve kul oldu (o kimse) وَعَبَدَ عبد
20 t-tagute Tâğût'a الطَّاغُوتَ طغي
21 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
22 şerrun bir şerdir/kötüdür شَرٌّ شرر
23 mekanen bir mekan (olarak) مَكَانًا كون
24 ve edellu ve daha dalalettedir وَأَضَلُّ ضلل
25 an عَنْ -
26 seva'i düz سَوَاءِ سوي
27 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Üzerlerine gazap edilen kimseler Kavram 127

127 Yüce Allah'ın öfkesinin üzerlerine hak olduğu kimseler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Maymunlaşma Kavram 273

273 Maymunların karakterlerine benzeme. Bilgelikten yoksun davranmak. Akılsızca taklit etmek.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Domuzlaşma. Kavram 549

549 Savajizim ‘savaging’ (Barbarlık, Vahşilik) annenin yavrularına karşı sergilediği saldırgan davranışları ifade eden bir terimdir. Saldırgan davranışlar arasında kendi yavrusuna kaba davranma, yaralama, ısırma, saldırma, ezme ve öldürme (annenin bebek öldürmesi) yer alır. Savajizim birçok türde görülmekle birlikte, açık ara ağırlıklı olarak evcil domuzlarda (Sus scrofa domesticus) sergilenmektedir.Görüldüğü üzere Yüce Allah bir örnek veriyorsa akıl sahipleri olan bilim insanları bunu detaylı olarak incelemelidir. Domuz örnek verildiğine göre domuzu diğer hayvanlardan ayıran özel bir özelliğinin işaret edildiğini anlarız. Bu da mutlak ki evcil domuzlarda görülen savajizimdir. Müşrik insanların bir özeliği de domuzlaşmalarıdır. Yani domuzlardaki savajizim özelliğini göstermeleridir. Nerede bir savajizim varsa, barbarlık varsa, vahşilik varsa bilin ki orada müşrik bir din inancı hakimdir. Tek tanrıcılarda ise savajizim asla görülmez.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

733|5|64|وَقَالَتِ ٱلْيَهُودُ يَدُ ٱللَّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا۟ بِمَا قَالُوا۟ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيْفَ يَشَآءُ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّآ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَٰنًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ ٱلْعَدَٰوَةَ وَٱلْبَغْضَآءَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ كُلَّمَآ أَوْقَدُوا۟ نَارًا لِّلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا ٱللَّهُ وَيَسْعَوْنَ فِى ٱلْأَرْضِ فَسَادًا وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

733|5|64|وقالت اليهود يد الله مغلوله غلت ايديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشا وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا والقينا بينهم العدوه والبغضا الي يوم القيمه كلما اوقدوا نارا للحرب اطفاها الله ويسعون في الارض فسادا والله لا يحب المفسدين

Latin Literal

64. Ve kâletil yehûdu yedullâhi maglûleh(maglûletun) gullet eydîhim ve luınû bimâ kâlû bel yedâhu mebsûtatâni yunfıku keyfe yeşâ(yeşâû) ve leyezîdenne kesîran minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufrâ(kufren) ve elkaynâ beynehumul adâvete vel bagdâe ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti) kullemâ evkadû nâran lil harbi etfeehallâhu ve yes’avne fîl ardı fesâda(fesâden) vallâhu lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler Yahudiler295: "Allah'ın eli bağlanmıştır/zincirlenmiştir"; (oysa) bağlandı/zincirlendi kendi elleri ve lanetlendiler280 dedikleriyle; evet! İki eli O’nun (Allah'ın) genişlemiştir/yayılmıştır; infak* eder nasıl dilerse; ve Rabbinden4 sana indirilen** mutlak ziyade*** eder çoğuna onlardan bir tûğyânı442 ve bir küfrü422; ve attık aralarına taşkınlık ve nefret kıyamet gününe148 kadar; her ne zaman yaktılar bir ateş harp için; söndürdü onu Allah; ve koşarlar yeryüzünde fesada265; ve Allah sevmez fesatçıları265.

Ahmed Samira Çevirisi

64 And the Jews said: "God’s hand (is) chained or tied." (But) their hands (are) chained or tied, and they were cursed/humiliated because (of) what they said, but His two hands (are) outspread/outstretched , He spends how (as) He wills/wants; and what was descended to you from your Lord increases (E) many of them tyranny/arrogance and disbelief, and We threw between them the animosity and the intense hatred to the Resurrection Day, whenever they ignited a fire to the battle/war , God extinguished it , and they strive/hasten in the earth/Planet Earth (in) corruption , and God does not love/like the corrupting.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kaleti ve dediler وَقَالَتِ قول
2 l-yehudu yahudiler الْيَهُودُ -
3 yedu eli يَدُ يدي
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 megluletun bağlanmıştır مَغْلُولَةٌ غلل
6 gullet bağlandı غُلَّتْ غلل
7 eydihim kendi elleri أَيْدِيهِمْ يدي
8 veluinu ve lanetlendiler وَلُعِنُوا لعن
9 bima بِمَا -
10 kalu dedikleriyle قَالُوا قول
11 bel evet! بَلْ -
12 yedahu iki eli O’nun يَدَاهُ يدي
13 mebsutatani genişlemiştir/yayılmıştır مَبْسُوطَتَانِ بسط
14 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق
15 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
16 yeşa'u dilerse يَشَاءُ شيا
17 veleyezidenne ve mutlak ziyade der وَلَيَزِيدَنَّ زيد
18 kesiran çoğuna كَثِيرًا كثر
19 minhum onlardan مِنْهُمْ -
20 ma مَا -
21 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
22 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
23 min مِنْ -
24 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب
25 tugyanen bir tuğyanı طُغْيَانًا طغي
26 ve kufran ve bir küfrü وَكُفْرًا كفر
27 ve elkayna ve attık وَأَلْقَيْنَا لقي
28 beynehumu aralarına بَيْنَهُمُ بين
29 l-adavete taşkınlık الْعَدَاوَةَ عدو
30 velbegda'e ve nefret وَالْبَغْضَاءَ بغض
31 ila kadar إِلَىٰ -
32 yevmi gününe يَوْمِ يوم
33 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
34 kullema her ne zaman كُلَّمَا كلل
35 evkadu yaktılar أَوْقَدُوا وقد
36 naran bir ateş نَارًا نور
37 lilharbi harp için لِلْحَرْبِ حرب
38 etfeeha söndürdü onu أَطْفَأَهَا طفا
39 llahu Allah اللَّهُ -
40 ve yes'avne ve koşarlar وَيَسْعَوْنَ سعي
41 fi فِي -
42 l-erdi yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
43 fesaden fesada فَسَادًا فسد
44 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
45 la لَا -
46 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب
47 l-mufsidine fesatçıkları الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Harcar.**Kur'ân.***Artırır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Yahudi Kavram 295

295 Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

5. Mâide Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

737|5|68|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَسْتُمْ عَلَىٰ شَىْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا۟ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّآ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَٰنًا وَكُفْرًا فَلَا تَأْسَ عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

737|5|68|قل ياهل الكتب لستم علي شي حتي تقيموا التوريه والانجيل وما انزل اليكم من ربكم وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا فلا تاس علي القوم الكفرين

Latin Literal

68. Kul yâ ehlel kitâbi! lestum alâ şey’in hattâ tukîmût Tevrâte vel İncîle ve mâ unzile ileykum min rabbikum ve le yezîdenne kesîren minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufr(kufren), fe lâ te’se alâl kavmil kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kitap ehli!135 Olmadınız bir şey üzerinde; ta ki kıyam229 edersiniz/dikersiniz Tevrât'ı ve İncîl'i; ve* indirileni sizlere Rabbinizden4; ve Rabbinden4 sana indirilen** mutlak ziyade eder*** onlardan çoğuna tûğyânı442 ve küfrü422; öyle ki tasalanma kâfirler25 kavmine/toplumuna karşı.

Ahmed Samira Çevirisi

68 Say: "You The Book’s people, you are not on a thing, until you keep up the Torah/Old Testament and the Bible/New Testament , and what was descended to you from your (P) Lord." And what was descended to you (S/M) from your Lord increases (E) many of them tyranny/arrogance, and disbelief, so do not grieve/sadden on the nation, the disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل
3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
4 lestum olmadınız لَسْتُمْ ليس
5 ala üzerinde عَلَىٰ -
6 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
7 hatta ta ki حَتَّىٰ -
8 tukimu kıyam edersiniz تُقِيمُوا قوم
9 t-tevrate Tevrat'ı التَّوْرَاةَ -
10 vel'incile ve İncil'i وَالْإِنْجِيلَ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل
13 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
14 min مِنْ -
15 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
16 veleyezidenne ve mutlak ziyade eder وَلَيَزِيدَنَّ زيد
17 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر
18 minhum onlardan مِنْهُمْ -
19 ma مَا -
20 unzile indirilen أُنْزِلَ نزل
21 ileyke sana إِلَيْكَ -
22 min مِنْ -
23 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب
24 tugyanen tuğyanı طُغْيَانًا طغي
25 ve kufran ve küfrü وَكُفْرًا كفر
26 fela öyle ki فَلَا -
27 te'se tasalanma تَأْسَ اسو
28 ala karşı عَلَى -
29 l-kavmi kavmine/toplumuna الْقَوْمِ قوم
30 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Ve 'Vav' bağlacı vurgulama amaçlıdır.**Kur'ân.***Artırır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Ayağa kaldırın/dikin, ayağa kaldırmak, dikmek, kıyam etmek, ekîmu Kavram 229

229 İşaret ettiği şeyi ayağa kaldırmak, işler hale getirmek, aktifleştirmek, uyandırmak, canlandırmak, işlevsel hale getirmek, yürürlüğe sokmak, devam ettirmek, dikmek, dikili halde tutmak.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

6. En'âm Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

899|6|110|وَنُقَلِّبُ أَفْـِٔدَتَهُمْ وَأَبْصَٰرَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوا۟ بِهِۦٓ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَنَذَرُهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

899|6|110|ونقلب افدتهم وابصرهم كما لم يومنوا به اول مره ونذرهم في طغينهم يعمهون

Latin Literal

110. Ve nukallibu ef’idetehum ve ebsârehum kemâ lem yu’minû bihî evvele merretin ve nezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Türkçe Çeviri

Ve ters çeviririz gönüllerini* ve bakışlarını**; asla iman47 etmedikleri gibi ona*** evvel kez****; ve bırakırız onları tûğyânlarında442; şaşkına dönerler.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And We turn their hearts (minds) and their eye sights/understanding as they did not believe with it (the) first time , and We leave them in their tyranny/arrogance being confused/hesitant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve nukallibu ve ters çeviririz وَنُقَلِّبُ قلب
2 ef'idetehum gönüllerini أَفْئِدَتَهُمْ فاد
3 ve ebsarahum ve bakışlarını وَأَبْصَارَهُمْ بصر
4 kema gibi كَمَا -
5 lem asla لَمْ -
6 yu'minu iman etmedikleri يُؤْمِنُوا امن
7 bihi ona بِهِ -
8 evvele evvel أَوَّلَ اول
9 merratin kere مَرَّةٍ مرر
10 ve nezeruhum ve bırakırız onları وَنَذَرُهُمْ وذر
11 fi فِي -
12 tugyanihim tûğyânlarında طُغْيَانِهِمْ طغي
13 yea'mehune şaşkına dönerler يَعْمَهُونَ عمه

Notlar

Not 1

*Akıllarını, anlayışlarını.**Basiretlerini. Bakar kör olurlar. Baktıklarının iç yüzünü göremezler.***Kur'an'a.****Evvel kez geçişi ilk cennet evrenindeki durumumuzu işaret etmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

7. A'râf Suresi

Ayet 186

Arapça Metin (Harekeli)

1140|7|186|مَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَلَا هَادِىَ لَهُۥ وَيَذَرُهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1140|7|186|من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم في طغينهم يعمهون

Latin Literal

186. Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Türkçe Çeviri

Kimi dalalette128 bırakır Allah; öyle ki olmaz doğru yola kılavuzlayan ona*; ve bırakır onları** tûğyânları442 içinde (ki) bocalayıp dururlar.

Ahmed Samira Çevirisi

186 Who God misguides, so (there is) no guide to him, and He leaves them in their tyranny/arrogance being confused/puzzled .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kimi مَنْ -
2 yudlili dalalette bırakır يُضْلِلِ ضلل
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 fela öyle ki فَلَا -
5 hadiye olmaz doğru yola kılavuzlayan هَادِيَ هدي
6 lehu ona لَهُ -
7 ve yezeruhum ve bırakır onları وَيَذَرُهُمْ وذر
8 fi içinde فِي -
9 tugyanihim tuğyanları طُغْيَانِهِمْ طغي
10 yea'mehune bocalayıp dururlar يَعْمَهُونَ عمه

Notlar

Not 1

*O kimseyi.**O kimseleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

11. Hûd Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

1583|11|112|فَٱسْتَقِمْ كَمَآ أُمِرْتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْا۟ إِنَّهُۥ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1583|11|112|فاستقم كما امرت ومن تاب معك ولا تطغوا انه بما تعملون بصير

Latin Literal

112. Festekim kemâ umirte ve men tâbe meake ve lâ tatgav, innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kıyam et* emredildiğin gibi ve seninle birlikte tevbe etmiş kimse (de)**; ve tâğûtlaşmayın442; doğrusu O*** yaptıklarınıza bir Basîr’dir513.

Ahmed Samira Çevirisi

112 So be straight/direct as you were ordered/commanded, and who repented with you, and do not tyrannize/exceed the limit, that He (is) with what you make/do seeing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 festekim öyle ki kıyam et فَاسْتَقِمْ قوم
2 kema كَمَا -
3 umirte emredildiğin gibi أُمِرْتَ امر
4 ve men ve kimse (de) وَمَنْ -
5 tabe tevbe etti تَابَ توب
6 meake seninle birlikte مَعَكَ -
7 ve la ve وَلَا -
8 tetgav tağutlaşmayın تَطْغَوْا طغي
9 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
10 bima بِمَا -
11 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل
12 besirun bir Basîr’dir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Dik dur/omurgalı ol.**Onlar da dik dursunlar/omurgalı olsunlar.***Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

16. Nahl Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1935|16|36|وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِى كُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولًا أَنِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ وَٱجْتَنِبُوا۟ ٱلطَّٰغُوتَ فَمِنْهُم مَّنْ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنْهُم مَّنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ ٱلضَّلَٰلَةُ فَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

Latin Literal

36. Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun* gönderdik** her bir ümmete305 bir resûl418 ki kulluk46 edin Allah'a ve kaçının tâğût442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet128 hakikatlaştı***; öyle ki dolaşın**** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların196 akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And We had sent in every nation a messenger: "That worship God and avoid/distance (yourselves from) the every thing worshipped other than God/idols ." So from them who God guided, and from them who the misguidance became certain/deserved on him, so walk/move in the earth/Planet Earth, so see/wonder about how was the liars’/deniers’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 fi فِي -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 ummetin ümmete أُمَّةٍ امم
6 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
7 eni ki أَنِ -
8 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 vectenibu ve kaçının وَاجْتَنِبُوا جنب
11 t-tagute tâğût (-tan) الطَّاغُوتَ طغي
12 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
13 men kimini مَنْ -
14 heda doğru yola kılavuzladı هَدَى هدي
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
17 men kimine مَنْ -
18 hakkat hakikatleşti حَقَّتْ حقق
19 aleyhi üzerlerine عَلَيْهِ -
20 d-delaletu dalalet الضَّلَالَةُ ضلل
21 fesiru öyle ki dolaşın فَسِيرُوا سير
22 fi فِي -
23 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
24 fenzuru ve bakın فَانْظُرُوا نظر
25 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
26 kane olmuş كَانَ كون
27 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
28 l-mukezzibine yalanlayanların الْمُكَذِّبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Rabbimizin ekstradan vurgulaması asla ama asla aksinin olamayacağını bildirmek içindir. **Her bir ümmete kendi içlerinden, onların dilini konuşan resûller gönderilir. Nebi ve resûl kavramları doğru anlaşılmalıdır. Nebiler kutsal kitapları getirirler. Son nebi de Muhammed'tir. Ancak resûller gelmeye devam eder. Kıyamete kadar da gelecektir. Rabbimin insanları doğru yola kılavuzlamak istediğini ve bu nedenle resûlleri göndermeyi murad ettiğini anlarız. ***Hakikat/gerçek tecelli etti.****Arkeolojik kazılar yapın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 196

196 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

17. İsrâ Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

2087|17|60|وَإِذْ قُلْنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِٱلنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا ٱلرُّءْيَا ٱلَّتِىٓ أَرَيْنَٰكَ إِلَّا فِتْنَةً لِّلنَّاسِ وَٱلشَّجَرَةَ ٱلْمَلْعُونَةَ فِى ٱلْقُرْءَانِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا طُغْيَٰنًا كَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2087|17|60|واذ قلنا لك ان ربك احاط بالناس وما جعلنا الريا التي ارينك الا فتنه للناس والشجره الملعونه في القران ونخوفهم فما يزيدهم الا طغينا كبيرا

Latin Literal

60. Ve iz kulnâ leke inne rabbeke ehâta bin nâs(nâsi), ve mâ cealner ru’yâlletî ereynâke illâ fitneten lin nâsi veş şeceretel mel’ûnete fîl kur’ân(kur’âni), ve nuhavvifuhum fe mâ yezîduhum illâ tugyânen kebîrâ(kebîren).

Türkçe Çeviri

Ve dediğimiz zaman sana: "Doğrusu (senin) Rabbin4 gözetip kuşatır insanları; ve yapmış değiliz o* gösterdiğimiz rüyayı611 sana, ancak bir fitnedir610 insanlara; ve Kur'ân'daki melun/lanetlenmiş280 ağacını (da); ve korkuturuz onları** öyle ki ziyade eder değildir onlara büyük tûğyân442 dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

60 And when We said to you that your Lord took care of/was aware with the people, and We did not make the dream which We showed you except (as) a test to the people, and the tree the cursed in the Koran, and We194frighten them, so it does not increase them except great tyranny .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 kulna dediğimiz zaman قُلْنَا قول
3 leke sana لَكَ -
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
6 ehata gözeterek kuşatır أَحَاطَ حوط
7 bin-nasi insanları بِالنَّاسِ نوس
8 ve ma ve değiliz وَمَا -
9 cealna yapmış جَعَلْنَا جعل
10 r-ru'ya rüyayı الرُّؤْيَا راي
11 lleti o ki الَّتِي -
12 eraynake gösterdik sana أَرَيْنَاكَ راي
13 illa ancak إِلَّا -
14 fitneten bir fitnedir/testtir/denemedir فِتْنَةً فتن
15 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
16 ve şşecerate ve ağacı وَالشَّجَرَةَ شجر
17 l-mel'unete melun/lanetlenmiş الْمَلْعُونَةَ لعن
18 fi فِي -
19 l-kurani Kur'an'da الْقُرْانِ قرا
20 ve nuhavvifuhum ve korkuturuz onları وَنُخَوِّفُهُمْ خوف
21 fema öyle ki değildir فَمَا -
22 yeziduhum ziyade eder onlara يَزِيدُهُمْ زيد
23 illa ancak إِلَّا -
24 tugyanen tuğyanı طُغْيَانًا طغي
25 kebiran büyük كَبِيرًا كبر

Notlar

Not 1

*Rüyada senin gözlerinle gördüğün şeyler insanoğlunun test sürecidir. Nasıl ve neden fitnelendirildiklerini gördün.**İnsanları. Korkutarak geri durmalarını sağlamak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Fitne. Kavram 610

610 Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.

39. Zümer Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

4073|39|17|وَٱلَّذِينَ ٱجْتَنَبُوا۟ ٱلطَّٰغُوتَ أَن يَعْبُدُوهَا وَأَنَابُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ لَهُمُ ٱلْبُشْرَىٰ فَبَشِّرْ عِبَادِ

Arapça Metin (Harekesiz)

4073|39|17|والذين اجتنبوا الطغوت ان يعبدوها وانابوا الي الله لهم البشري فبشر عباد

Latin Literal

17. Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerdir (ki) kaçındılar tâğût442 (-tan) (ki) kulluk ederler ona*; ve yöneldiler/döndüler Allah'a karşı; onlaradır müjde; öyle ki müjdele kullarımı.

Ahmed Samira Çevirisi

17 And those who avoided/distanced the idols/every thing worshipped other than God that (E) they worship it, and they repented/obeyed to God, for them (is) the good news, so announce good news (to) My worshippers/slaves .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimselere ki وَالَّذِينَ -
2 ctenebu kaçındılar اجْتَنَبُوا جنب
3 t-tagute tağut (-tan) الطَّاغُوتَ طغي
4 en ki أَنْ -
5 yea'buduha kulluk ederler ona يَعْبُدُوهَا عبد
6 ve enabu ve yöneldiler/döndüler وَأَنَابُوا نوب
7 ila karşı إِلَى -
8 llahi Allah'a اللَّهِ -
9 lehumu onlaradır لَهُمُ -
10 l-buşra müjde الْبُشْرَىٰ بشر
11 febeşşir öyle ki müjdele فَبَشِّرْ بشر
12 ibadi kullarımı عِبَادِ عبد

Notlar

Not 1

*Tâğûda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

53. Necm Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

4834|53|52|وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4834|53|52|وقوم نوح من قبل انهم كانوا هم اظلم واطغي

Latin Literal

52. Ve kavme nûhın min kabl(kablu), innehum kânû hum azleme ve atgâ.

Türkçe Çeviri

Ve Nûh kavmini önceden*; doğrusu onlar** olmuşlardı; onlardılar daha zalim257 ve daha tâğût442.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And Noah’s nation from before, that they truly were, they (were) more unjust/oppressive, and more tyrant/arrogant .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kavme ve kavmini وَقَوْمَ قوم
2 nuhin Nûh نُوحٍ -
3 min مِنْ -
4 kablu önceden قَبْلُ قبل
5 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
6 kanu olmuşlardı كَانُوا كون
7 hum onlardılar هُمْ -
8 ezleme daha zalim أَظْلَمَ ظلم
9 ve etga ve daha tâğût وَأَطْغَىٰ طغي

Notlar

Not 1

*Helak etti.**Nûh kavmi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

89. Fecr Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

6002|89|11|ٱلَّذِينَ طَغَوْا۟ فِى ٱلْبِلَٰدِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6002|89|11|الذين طغوا في البلد

Latin Literal

11. Ellezîne tagav fîl bilâd(bilâdi).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) tâğûtlaştılar442 beldelerde832.

Ahmed Samira Çevirisi

11 Those who tyrannized/exceeded the limit in the countries/cities .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
2 tagav tâğûtlaştılar طَغَوْا طغي
3 fi فِي -
4 l-biladi beldelerde الْبِلَادِ بلد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Belde Kavram 832

832 Kasaba. Şehirden küçük yerleşim alanları.

91. Şems Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

6052|91|11|كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ

Arapça Metin (Harekesiz)

6052|91|11|كذبت ثمود بطغويها

Latin Literal

11. Kezzebet semûdu bi tagvâhâ.

Türkçe Çeviri

Yalanladı Semûd tûğyânıyla442 onun*.

Ahmed Samira Çevirisi

11 Thamud had lied/denied/falsified with its own tyranny/excess of the limit .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezzebet yalanladı كَذَّبَتْ كذب
2 semudu Semud ثَمُودُ -
3 bitagvaha tuğyanıyla onun بِطَغْوَاهَا طغي

Notlar

Not 1

*kendi. Semûd.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

96. Alak Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

6110|96|6|كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَيَطْغَىٰٓ

Arapça Metin (Harekesiz)

6110|96|6|كلا ان الانسن ليطغي

Latin Literal

6. Kellâ innel insâne le yatgâ.

Türkçe Çeviri

Hayır! Doğrusu insan mutlak tûğyân442 eder.

Ahmed Samira Çevirisi

6 No but that truly the human/mankind tyrannizes/exceeds the limit (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kella hayır كَلَّا -
2 inne doğrusu إِنَّ -
3 l-insane insan الْإِنْسَانَ انس
4 leyetga mutlak tûğyân eder لَيَطْغَىٰ طغي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 442: Tûğyân, tâğût

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Tûğyân, tâğût

Kavram No: 442

Kısa Açıklama: 442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 16

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Nisâ Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kitaptan bir nasip verilmiş kimseleri 135 (ki) iman 47 ederler cibte 507 ve tâğûta 442 ; ve derler kâfirlik 25 etmiş kimseler için: "Bunlar * iman 47 etmiş kimselerden ** daha doğru bir yola kılavuzludur."

Arapça: 544|4|51|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يومنون بالجبت والطغوت ويقولون للذين كفروا هولا اهدي من الذين امنوا سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Görmez misin kimseleri (ki) iddia ederler ki onlar iman 47 ettiler sana indirilene * ve senden önce indirilene (Tevrât'a ve İncîl'e); isterler ki hakem edinsinler tâğûtu 442 ; ve (o tâğûtla) muhakkak emredildiler ki kâfirlik etsinler ona (Kur’an’a); ve ister şeytan ki saptırsın onları uzak bir sapkınlığa.

Arapça: 553|4|60|الم تر الي الذين يزعمون انهم امنوا بما انزل اليك وما انزل من قبلك يريدون ان يتحاكموا الي الطغوت وقد امروا ان يكفروا به ويريد الشيطن ان يضلهم ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: İman 47 etmiş kimseler (ki) katlederler 35 Allah yolunda 331 ; ve kâfirlik 25 etmiş kimseler (ki) katlederler 35 tâğût 442 yolunda; öyle ki katledin 35 şeytânın 29 evliyasını 212 ; doğrusu şeytânın 29 hilesi/taktiği oldu bir zaaflı.

Arapça: 569|4|76|الذين امنوا يقتلون في سبيل الله والذين كفروا يقتلون في سبيل الطغوت فقتلوا اوليا الشيطن ان كيد الشيطن كان ضعيفا

Mâide Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: De ki: "Haber vereyim mi sizlere bundan şerrini/kötüsünü bir karşılık (olarak) Allah'ın indinde/katında; kime lanet 280 etti Allah ve gazap 127 etti onun üzerine; ve yaptı onlardan maymunlar 273 ve domuzlar 549 ; ve kul oldu (o kimse) tâğûta 442 ; işte bunlar; bir şerdir/kötüdür bir mekan/yer (olarak) ve daha dalalettedir 128 dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 729|5|60|قل هل انبيكم بشر من ذلك مثوبه عند الله من لعنه الله وغضب عليه وجعل منهم القرده والخنازير وعبد الطغوت اوليك شر مكانا واضل عن سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ve dediler Yahudiler 295 : "Allah'ın eli bağlanmıştır/zincirlenmiştir"; (oysa) bağlandı/zincirlendi kendi elleri ve lanetlendiler 280 dedikleriyle; evet! İki eli O’nun (Allah'ın) genişlemiştir/yayılmıştır; infak * eder nasıl dilerse; ve Rabbinden 4 sana indirilen ** mutlak ziyade *** eder çoğuna onlardan bir tûğyânı 442 ve bir küfrü 422 ; ve attık aralarına taşkınlık ve nefret kıyamet gününe 148 kadar; her ne zaman yaktılar bir ateş harp için; söndürdü onu Allah; ve koşarlar yeryüzünde fesada 265 ; ve Allah sevmez fesatçıları 265 .

Arapça: 733|5|64|وقالت اليهود يد الله مغلوله غلت ايديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشا وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا والقينا بينهم العدوه والبغضا الي يوم القيمه كلما اوقدوا نارا للحرب اطفاها الله ويسعون في الارض فسادا والله لا يحب المفسدين

Mâide Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: De ki: "Ey kitap ehli! 135 Olmadınız bir şey üzerinde; ta ki kıyam 229 edersiniz/dikersiniz Tevrât'ı ve İncîl'i; ve * indirileni sizlere Rabbinizden 4 ; ve Rabbinden 4 sana indirilen ** mutlak ziyade eder *** onlardan çoğuna tûğyânı 442 ve küfrü 422 ; öyle ki tasalanma kâfirler 25 kavmine/toplumuna karşı.

Arapça: 737|5|68|قل ياهل الكتب لستم علي شي حتي تقيموا التوريه والانجيل وما انزل اليكم من ربكم وليزيدن كثيرا منهم ما انزل اليك من ربك طغينا وكفرا فلا تاس علي القوم الكفرين

En'âm Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve ters çeviririz gönüllerini * ve bakışlarını ** ; asla iman 47 etmedikleri gibi ona *** evvel kez **** ; ve bırakırız onları tûğyânlarında 442 ; şaşkına dönerler.

Arapça: 899|6|110|ونقلب افدتهم وابصرهم كما لم يومنوا به اول مره ونذرهم في طغينهم يعمهون

A'râf Suresi - Ayet 186

Türkçe Meal: Kimi dalalette 128 bırakır Allah; öyle ki olmaz doğru yola kılavuzlayan ona * ; ve bırakır onları ** tûğyânları 442 içinde (ki) bocalayıp dururlar.

Arapça: 1140|7|186|من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم في طغينهم يعمهون

Hûd Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Öyle ki kıyam et * emredildiğin gibi ve seninle birlikte tevbe etmiş kimse (de) ** ; ve tâğûtlaşmayın 442 ; doğrusu O *** yaptıklarınıza bir Basîr’dir 513 .

Arapça: 1583|11|112|فاستقم كما امرت ومن تاب معك ولا تطغوا انه بما تعملون بصير

Nahl Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve ant olsun * gönderdik ** her bir ümmete 305 bir resûl 418 ki kulluk 46 edin Allah'a ve kaçının tâğût 442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet 128 hakikatlaştı *** ; öyle ki dolaşın **** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların 196 akıbeti 892 .

Arapça: 1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

İsrâ Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ve dediğimiz zaman sana: "Doğrusu (senin) Rabbin 4 gözetip kuşatır insanları; ve yapmış değiliz o * gösterdiğimiz rüyayı 611 sana, ancak bir fitnedir 610 insanlara; ve Kur'ân'daki melun/lanetlenmiş 280 ağacını (da); ve korkuturuz onları ** öyle ki ziyade eder değildir onlara büyük tûğyân 442 dışında."

Arapça: 2087|17|60|واذ قلنا لك ان ربك احاط بالناس وما جعلنا الريا التي ارينك الا فتنه للناس والشجره الملعونه في القران ونخوفهم فما يزيدهم الا طغينا كبيرا

Zümer Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Ve kimselerdir (ki) kaçındılar tâğût 442 (-tan) (ki) kulluk ederler ona * ; ve yöneldiler/döndüler Allah'a karşı; onlaradır müjde; öyle ki müjdele kullarımı.

Arapça: 4073|39|17|والذين اجتنبوا الطغوت ان يعبدوها وانابوا الي الله لهم البشري فبشر عباد

Necm Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ve Nûh kavmini önceden * ; doğrusu onlar ** olmuşlardı; onlardılar daha zalim 257 ve daha tâğût 442 .

Arapça: 4834|53|52|وقوم نوح من قبل انهم كانوا هم اظلم واطغي

Fecr Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) tâğûtlaştılar 442 beldelerde 832 .

Arapça: 6002|89|11|الذين طغوا في البلد

Şems Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Yalanladı Semûd tûğyânıyla 442 onun * .

Arapça: 6052|91|11|كذبت ثمود بطغويها

Alak Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Hayır! Doğrusu insan mutlak tûğyân 442 eder.

Arapça: 6110|96|6|كلا ان الانسن ليطغي