Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 128: Sapkınlar/dalalet içinde olanlar

Bu kavram 70 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

128Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

1. Fâtiha Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

7|1|7|صِرَٰطَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ ٱلْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

7|1|7|صرط الذين انعمت عليهم غير المغضوب عليهم ولا الضالين

Latin Literal

7. Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).

Türkçe Çeviri

Kimselerin yoluna125 (ki) nimet verdin üzerlerine126; olmayan gazap edilen127 üzerlerine; ve dalalet128 içindekilerin değil.

Ahmed Samira Çevirisi

7 (The) way/road (of) those You blessed on them, not (those) the angered on them, and nor the misguided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 sirata yoluna صِرَاطَ صرط
2 ellezine kimselerin (ki) الَّذِينَ -
3 en'amte nimet verdin أَنْعَمْتَ نعم
4 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
5 gayri olmayanın غَيْرِ غير
6 l-megdubi gazap edilen الْمَغْضُوبِ غضب
7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
8 ve la ve ne de وَلَا -
9 d-dalline sapkınların/dalalet içinde olanların الضَّالِّينَ ضلل

Notlar

Not

Üzerine nimet verilen kimselerin yolu nedir?Yüce Rabbimiz dosdoğru yol olan Kur’an’a tabi olmamız gerektiğini bazı kimseleri işaret ederek bildirmektedir. Bu kimseler doğru yola kılavuzlanmış kimselerdir. Yüce Allah onları nimetlendirmiş; lütfundan, fazlından hidayet bağışlamıştır. Bu kimseler sadece Kur’an diyen ve kendisine değil de sadece Kur’an’a çağıran, sadece Kur’an yoluna davet eden kimselerdir. Kur’an’la cihat eden ve asla bir ücret/bir ecir istemeyen kimselerdir. Ecirlerini sadece Yüce Allah katında bulma ümidinde olan kimselerdir. Şirke asla bulaşmayan, tek tanrıcı kimselerdir. Üzerine gazap edilen, sapkınların yoluna değil!‘d-dâllîn’ kelimesinin kökü (ضلل) olup fiil olarak yolunu kaybetmek (lose one’s way), yanlış yola kılavuzlamak (misguide), yoldan çıkmak/sapmak (go astray) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 635 (of 1303). Ayette aktif isim kelimesi ve çoğul olarak gelmiş olup ‘sapkınlar’, ‘yoldan çıkanlar’, ‘yolunu kaybedenler’, 'dalalet içinde olanlar' anlamındadır. Sadece Kur’an yerine onun astından dinde hüküm koyucu kitaplar (söylenti/hadis kitapları), şeyhler, mezhep imamları, tarikat liderleri, imamlar edinenlerin tamamı sapkınlardır. Ayette geçen ‘d-dâllîn’ kelimesine muhataptırlar. Sapmış kimseler üzerine Yüce Allah gazap eder;‘l-magdûbi kelimesinin kökü (غضب) olup gazap/öfke (wrath), kızgın (angry, exasperated) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 791 (of 1303). Ayette pasif isim, tekil kelime olarak gelmiş olup ‘gazap edilen’, ‘öfkelenilen’ anlamındadır. Anlaşılır ki Yüce Allah’ın ‘s-sırât l-mustakîm’ yolu olan sadece Kur’an’dan sapanlara Yüce Allah öfkelenir, gazap eder. Yüce Allah bu kimselere gazap eder. Üzerlerine pislik ve gazap yağdırır (7:71).Kur’an’ın açılış suresi olan kısacık bir sureyi bile anlamını bilerek okuduğumuzda bizi cehennemden uzak tutacak bilgiler içerdiğini rahatlıkla görebiliriz. Bir sureyi anlamını bilmeden binlerce kez okumak keramet değildir. Keramet anlamını bilerek okumak ve anladığımızı hayata geçirmektir.

2. Bakara Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

23|2|16|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشْتَرَوُا۟ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلْهُدَىٰ فَمَا رَبِحَت تِّجَٰرَتُهُمْ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

23|2|16|اوليك الذين اشتروا الضلله بالهدي فما ربحت تجرتهم وما كانوا مهتدين

Latin Literal

16. Ulâikellezîneşterevûd dalâlete bil hudâ, fe mâ rabihat ticâretuhum ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar*, kimselerdir* (ki) satın alıp takas ettiler** dalaleti128 doğru yola kılavuzla***; öyle ki kazanmış değildi ticaretleri; ve olmuş değillerdi muhtedler176.

Ahmed Samira Çevirisi

16 Those are those who bought/volunteered the misguidance with the guidance, so their commercial trade/buying and selling did not profit/gain, and they were not guided.

Notlar

Not 1

*2:8 ayetinde işaret edilen sahte müminler.**Kur'an yerine abuk sabuk taşkınlıklara/sapkınlıklara tabi oldular.***Kur'an'la.

2. Bakara Suresi

Ayet 175

Arapça Metin (Harekeli)

182|2|175|أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشْتَرَوُا۟ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلْهُدَىٰ وَٱلْعَذَابَ بِٱلْمَغْفِرَةِ فَمَآ أَصْبَرَهُمْ عَلَى ٱلنَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

182|2|175|اوليك الذين اشتروا الضلله بالهدي والعذاب بالمغفره فما اصبرهم علي النار

Latin Literal

175. Ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel azâbe bil magfireh(magfireti), fe mâ asberehum alen nâr(nâri).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar; kimselerdir (ki) satın aldılar dalaleti128 doğru yola kılavuzla*; ve azabı** (da) mağfiretle319; öyle ki onları ateşe karşı sabrettiren nedir!

Ahmed Samira Çevirisi

175 Those are those who bought/volunteered the misguidance with the guidance, and the torture with the forgiveness, so what made them be patient on the fire?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ -
3 şteravu satın aldılar اشْتَرَوُا شري
4 d-delalete dalaleti الضَّلَالَةَ ضلل
5 bil-huda doğru yola kılavuzla بِالْهُدَىٰ هدي
6 vel'azabe ve azapla وَالْعَذَابَ عذب
7 bil-megfirati mağfiretle بِالْمَغْفِرَةِ غفر
8 fema öyle ki فَمَا -
9 esberahum sabrettirendir onları أَصْبَرَهُمْ صبر
10 ala karşı عَلَى -
11 n-nari ateşe النَّارِ نور

Notlar

Not 1

*Doğru yolu verip sapkın yol olan dalaleti satın aldılar.**Mağfireti verip azabı satın aldılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

2. Bakara Suresi

Ayet 198

Arapça Metin (Harekeli)

205|2|198|لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَبْتَغُوا۟ فَضْلًا مِّن رَّبِّكُمْ فَإِذَآ أَفَضْتُم مِّنْ عَرَفَٰتٍ فَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ عِندَ ٱلْمَشْعَرِ ٱلْحَرَامِ وَٱذْكُرُوهُ كَمَا هَدَىٰكُمْ وَإِن كُنتُم مِّن قَبْلِهِۦ لَمِنَ ٱلضَّآلِّينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

205|2|198|ليس عليكم جناح ان تبتغوا فضلا من ربكم فاذا افضتم من عرفت فاذكروا الله عند المشعر الحرام واذكروه كما هديكم وان كنتم من قبله لمن الضالين

Latin Literal

198. Leyse aleykum cunâhun en tebtegû fadlan min rabbikum fe izâ efadtum min arafâtin fezkurûllâhe indel meş’aril harâm(harâmi), vezkurûhu kemâ hedâkum, ve in kuntum min kablihî le mined dâllîn(dâllîne).

Türkçe Çeviri

Yoktur üzerinize bir günah ki aranırsınız/bakınırsınız bir fazilet/üstünlük Rabbinizden4; öyle ki taşıp aktığınız* zaman arafattan345; öyle ki zikredin Allah'ı haram meş'ar344 yanında; ve zikredin O’nu (Allah'ı) doğru yola kılavuzladığı gibi sizleri; ve eğer olmuşsanız öncesinde onun mutlak dalalet128 içinde olanlardan.

Ahmed Samira Çevirisi

198 No offense/guilt/sin (is) on you that you desire grace/favour from your Lord, so if you flowed/spread from Arafat (a mountain), so mention/remember God at the Forbidden/Sacred Place of Worship , and mention/remember Him as He guided you, and that truly you were from before Him from (E) the misguided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse yoktur لَيْسَ ليس
2 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
3 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح
4 en ki أَنْ -
5 tebtegu ararsınız/bakınırsınız تَبْتَغُوا بغي
6 fedlen bir fazl/üstünlük فَضْلًا فضل
7 min مِنْ -
8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
9 fe iza öyle ki zaman فَإِذَا -
10 efedtum taşıp aktığınız أَفَضْتُمْ فيض
11 min مِنْ -
12 arafatin arafattan عَرَفَاتٍ -
13 fezkuru öyle ki zikredin فَاذْكُرُوا ذكر
14 llahe Allah'ı اللَّهَ -
15 inde yanında عِنْدَ عند
16 l-meş'ari Meş'ar-i الْمَشْعَرِ شعر
17 l-harami Haram الْحَرَامِ حرم
18 vezkuruhu ve zikredin O’nu وَاذْكُرُوهُ ذكر
19 kema gibi كَمَا -
20 hedakum doğru yola kılavuzladığı gibi sizleri هَدَاكُمْ هدي
21 vein ve eğer وَإِنْ -
22 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
23 min مِنْ -
24 kablihi öncesinde onun قَبْلِهِ قبل
25 lemine mutlak لَمِنَ -
26 d-dalline dalalet içinde olanlardan الضَّالِّينَ ضلل

Notlar

Not 1

*Çok sayıda insanın bir yerden bir yere doğru birlikte akın ettiğini anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Haram meş'ar Kavram 344

344 Meş'ar şuur kazanma, şuurlanma, bilinç kazanma, anlama, öğrenme yeri demektir. Haram meş'ar ise bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan şuur kazanma, şuurlanma, anlama, öğrenme yeridir. Arafattan çıkan insanları ilk uğradığı yerdir. Arafat ile haram mescit arasında bir yer olduğu anlaşılır. Hac için gelen kimselerin bu yerde belirli bir süre konakladıkları ortadadır. Artık Kur'an'la tanışma, Kur'an'ın şuuru ile şuurlanma, Kur'an öğrenme süreci başlamıştır. Haram meş'arda Yüce Allah bol bol anılacaktır. Tesbih edilecektir. Salâtlar yapılacaktır. Kur'an öğrenilecektir.

Arafat Kavram 345

345 Arafat kelimesi ARF kökünden türemiş bir isim kelimesidir. Bilmek, bilmek için gelmek, deneyimlemek, anons/duyuru yaparak bildirmek, buluşmak-tanışmak, tanımlamak, belirlemek anlamındadır. Hac için dört bir yerden gelen kimselerin haram mescide girmeden önce toplandığı bir yerdir. Bu yer mutlak ki haram mescit dışında bir yerdedir. Burada toplanan kimseler kayıt altına alınır, birbirleriyle tanışırlar, yetkili kimseler bu kimselerin bilgilerini alır. Hasta olup olmadıkları incelenir. Başları tıraş edilenlerin başlarında bir deri hastalığı olup olmadığı öğrenilir. Hac için bir sorun yoksa başları tıraş edilir. Bu kimseler bilgilendirilir. Ne yapacakları anlatılır. Daha sonra haram meş'ara doğru yönlendirilirler.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

362|3|69|وَدَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يُضِلُّونَكُمْ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

362|3|69|ودت طايفه من اهل الكتب لو يضلونكم وما يضلون الا انفسهم وما يشعرون

Latin Literal

69. Veddet tâifetun min ehlil kitâbi lev yudillûnekum ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

İstedi kitap ehlinden135 bir tayfa; keşke dalalete128 sürüklesinler* sizleri; ve dalalete128 sürükler değillerdir kendi nefisleri201** dışında; ve değillerdir farkına varırlar/anlarlar**.

Ahmed Samira Çevirisi

69 A group from The Book’s people, wished/loved if they misguide you, and they do not misguide except themselves and they do not feel/know/sense.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veddet istedi وَدَّتْ ودد
2 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
3 min مِنْ -
4 ehli ehli أَهْلِ اهل
5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
6 lev eğer/keşke لَوْ -
7 yudillunekum dalalete sürüklesinler sizleri يُضِلُّونَكُمْ ضلل
8 ve ma ve değildir وَمَا -
9 yudillune dalalete sürüklerler يُضِلُّونَ ضلل
10 illa ancak إِلَّا -
11 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
12 ve ma ve değildir وَمَا -
13 yeş'urune farkına varırlar/anlarlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*Sadece Kur'an demekten uzaklaştırıp kendi Talmud benzeri kitaplara tabi etmek. Kendi sapkın yolları olan müşrikliğe sürüklemek. **Kendi nefislerini saptırırlar. Bu sapkınlıklarının da farkında değillerdir. Talmud kitaplarına gönülden iman ederler. Sapkınlıklarında samimidirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 90

Arapça Metin (Harekeli)

383|3|90|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ ثُمَّ ٱزْدَادُوا۟ كُفْرًا لَّن تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلضَّآلُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Latin Literal

90. İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü422; asla kabul edilmez tevbeleri33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet128 içinde olanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

90 That those who disbelieved after their faith/belief, then they increased disbelief, their repentance will never/not (be) accepted, and those are the misguided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
4 bea'de sonrası بَعْدَ بعد
5 imanihim imanların إِيمَانِهِمْ امن
6 summe sonra ثُمَّ -
7 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد
8 kufran küfrü كُفْرًا كفر
9 len asla لَنْ -
10 tukbele kabul edilmez تُقْبَلَ قبل
11 tevbetuhum tevbeleri onların تَوْبَتُهُمْ توب
12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
13 humu onlar هُمُ -
14 d-dallune dalalet içinde olanlardır الضَّالُّونَ ضلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

457|3|164|لَقَدْ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ إِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولًا مِّنْ أَنفُسِهِمْ يَتْلُوا۟ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَإِن كَانُوا۟ مِن قَبْلُ لَفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Latin Literal

164. Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ant olsun minnet* etti Allah müminlere27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden201; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik471 yapar onlara kitabı** ve hikmeti303; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet128 içinde.

Ahmed Samira Çevirisi

164 God had blessed on the believers, when He sent in them a messenger from themselves, he reads/recites on them His verses/evidences and he purifies/corrects them, and he teaches/instructs them The Book ,and the wisdom , and if they were from before in (E) a clear/evident misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 menne minnet etti مَنَّ منن
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ala karşı عَلَى -
5 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
6 iz zaman إِذْ -
7 bease gönderdiği بَعَثَ بعث
8 fihim içlerine فِيهِمْ -
9 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
10 min مِنْ -
11 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
12 yetlu okur يَتْلُو تلو
13 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
14 ayatihi ayetlerini O’nun ايَاتِهِ ايي
15 ve yuzekkihim ve arındırır/saflaştırır onları وَيُزَكِّيهِمْ زكو
16 ve yuallimuhumu ve bilindik yapar onlara وَيُعَلِّمُهُمُ علم
17 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
18 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
19 vein ve eğer وَإِنْ -
20 kanu olmuş olsalar (da) كَانُوا كون
21 min مِنْ -
22 kablu önceden قَبْلُ قبل
23 lefi mutlak içinde لَفِي -
24 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل
25 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Yapılana karşı kendini borçlu sayma. Bu borca karşılık gereğini yapma. **Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûllerin kitabı okuması ve bilindik yapması. Kavram 471

471 Resûller kutsal kitapları bilir yapar; okuyup deklere ederek ayetleri bildirir, ortaya koyar. Bu geçişleri 'öğretir' olarak Türkçeye çevirmek yanlış anlaşılmaya neden olur. Sanki Kur'an ayetleri bilinemez, öğrenilemez, anlaşılamaz olup da ancak resûller onu açıklar gibi bir yanlış anlam ortaya çıkabilir. Bu nedenle kelimenin gerçek anlamı olan 'bilindik yapar' olarak çevrilmesi daha isabetlidir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

537|4|44|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ نَصِيبًا مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ يَشْتَرُونَ ٱلضَّلَٰلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّوا۟ ٱلسَّبِيلَ

Arapça Metin (Harekesiz)

537|4|44|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يشترون الضلله ويريدون ان تضلوا السبيل

Latin Literal

44. E lem tera ilâllezîne ûtû nasîben minel kitâbi yeşterûned dalâlete ve yurîdûne en tedıllus sebîl(sebîle).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kimseleri (ki) verildiler bir nasip kitaptan*; satın alırlar (onlar) dalaleti128 ve isterler ki dalalete128 düşün yolda.

Ahmed Samira Çevirisi

44 Did you not see to those who were given a share from The Book , they buy/volunteer the misguidance and they want that you (also) be misguided (from) the way?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
5 utu verildiler أُوتُوا اتي
6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب
7 mine مِنَ -
8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
9 yeşterune satın alırlar يَشْتَرُونَ شري
10 d-delalete delaleti الضَّلَالَةَ ضلل
11 ve yuridune ve isterler وَيُرِيدُونَ رود
12 en ki أَنْ -
13 tedillu delalete düşün تَضِلُّوا ضلل
14 s-sebile yolda السَّبِيلَ سبل

Notlar

Not 1

*Kitap ehli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

4. Nisâ Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

581|4|88|فَمَا لَكُمْ فِى ٱلْمُنَٰفِقِينَ فِئَتَيْنِ وَٱللَّهُ أَرْكَسَهُم بِمَا كَسَبُوٓا۟ أَتُرِيدُونَ أَن تَهْدُوا۟ مَنْ أَضَلَّ ٱللَّهُ وَمَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

581|4|88|فما لكم في المنفقين فيتين والله اركسهم بما كسبوا اتريدون ان تهدوا من اضل الله ومن يضلل الله فلن تجد له سبيلا

Latin Literal

88. Fe mâ lekum fil munâfikîne fieteyni vallâhu erkesehum bi mâ kesebû. E turîdûne en tehdû men edallallâh(edallallâhu). Ve men yudlilillâhu fe len tecide lehu sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nedir (olan) sizlere; münâfıklar26 hakkında iki grup (oldunuz); ve Allah geri bıraktı/indirdi onları kazandıklarıyla; ister misiniz ki doğru yola iletirsiniz kimseyi (ki) dalalette128 bıraktı Allah? Ve kimi dalalete128 bırakırsa Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol.

Ahmed Samira Çevirisi

88 So what for you (so why are you being divided) two groups in (regarding) the hypocrites? And God set them back because (of) what they gathered, do you want that to guide who God misguided? And who God misguides, so you will not find for him a path/means.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fema öyle ki nedir فَمَا -
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 fi فِي -
4 l-munafikine münafıklarda الْمُنَافِقِينَ نفق
5 fieteyni iki grup فِئَتَيْنِ فاي
6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
7 erkesehum geri bıraktı/geri attı/çöktürdü أَرْكَسَهُمْ ركس
8 bima بِمَا -
9 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب
10 eturidune ister misiniz أَتُرِيدُونَ رود
11 en ki أَنْ -
12 tehdu doğru yola iletmek تَهْدُوا هدي
13 men kimseyi مَنْ -
14 edelle dalalete bıraktığı أَضَلَّ ضلل
15 llahu Allah'ın اللَّهُ -
16 ve men ve kim وَمَنْ -
17 yudlili dalalete bırakırsa يُضْلِلِ ضلل
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 felen öyle ki asla فَلَنْ -
20 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد
21 lehu ona لَهُ -
22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

4. Nisâ Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

606|4|113|وَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُۥ لَهَمَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَىْءٍ وَأَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُن تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Latin Literal

113. Ve lev lâ fadlullâhi aleyke ve rahmetuhu le hemmet tâifetun minhum en yudıllûke. Ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yadurrûneke min şey’(şey’in). Ve enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve allemeke mâ lem tekun ta’lem(ta’lemu). Ve kâne fadlullâhi aleyke azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Şayet olmasa (-ydı) fazlı202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti271; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete128 düşürürler seni; ve dalalete128 düşürür değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı* ve hikmeti303; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı202 Allah'ın senin üzerine bir büyük** (şey).

Ahmed Samira Çevirisi

113 And where it not for God’s grace/favour/blessing on you and His mercy, a group from them resolved/started (E) that (to) misguide you, and they do not misguide except themselves, and they do not harm you from a thing, and God descended on you The Book and the wisdom, and He taught you, what you did (and) were not to know, and God’s grace/favour on you was/is great.60

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velevla şayet olmasa وَلَوْلَا -
2 fedlu fazlı/lütfu فَضْلُ فضل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
5 ve rahmetuhu ve rahmeti وَرَحْمَتُهُ رحم
6 lehemmet mutlak niyetlendi لَهَمَّتْ همم
7 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
8 minhum onlardan مِنْهُمْ -
9 en ki أَنْ -
10 yudilluke dalalete düşürürler seni يُضِلُّوكَ ضلل
11 vema ve değildir وَمَا -
12 yudillune dalalete düşürürler يُضِلُّونَ ضلل
13 illa dışında إِلَّا -
14 enfusehum kendi nefisleri أَنْفُسَهُمْ نفس
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 yedurruneke zarar verirler sana يَضُرُّونَكَ ضرر
17 min hiçbir مِنْ -
18 şey'in şey شَيْءٍ شيا
19 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 aleyke sana عَلَيْكَ -
22 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
23 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
24 ve allemeke ve öğretti sana وَعَلَّمَكَ علم
25 ma مَا -
26 lem asla لَمْ -
27 tekun olamazsın تَكُنْ كون
28 tea'lemu bilir تَعْلَمُ علم
29 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
30 fedlu fazlı/lutfu فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 aleyke üzerine senin عَلَيْكَ -
33 azimen bir büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Hüküm içeren kitabı indirerek sana öğretti ki asla dalalete düşmezsin. **Kur'an'ın hükümlerine tabi olabilmek bir insan için Yüce Allah'ın büyük bir faziletidir. Her şeyin üzerinde büyük bir fazilettir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

4. Nisâ Suresi

Ayet 116

Arapça Metin (Harekeli)

609|4|116|إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِۦ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَن يَشَآءُ وَمَن يُشْرِكْ بِٱللَّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

609|4|116|ان الله لا يغفر ان يشرك به ويغفر ما دون ذلك لمن يشا ومن يشرك بالله فقد ضل ضللا بعيدا

Latin Literal

116. İnnallâhe lâ yagfiru en yuşrake bihî ve yagfiru mâ dûne zâlike li men yeşâu. Ve men yuşrik billâhi fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîdan).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah mağfiret319 etmez ki şirk71 koşulur O’na; ve mağfiret319 eder bundan astındakine dilediği kimse için; ve kim şirk71 koşar Allah'a; öyle ki muhakkak dalalette128 düştü (o); uzak bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

116 That God does not forgive that He be made a partner with Him, and He forgives what (is) other than that to whom He wants/wills, and who shares/makes partners with God, so he had misguided a distant misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 la لَا -
4 yegfiru mağfiret etmez يَغْفِرُ غفر
5 en ki أَنْ -
6 yuşrake şirk koşulur يُشْرَكَ شرك
7 bihi O’na بِهِ -
8 veyegfiru ve mağfiret eder وَيَغْفِرُ غفر
9 ma مَا -
10 dune astındakini دُونَ دون
11 zalike bundan ذَٰلِكَ -
12 limen kimseye لِمَنْ -
13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
14 ve men ve kim وَمَنْ -
15 yuşrik şirk koşarsa يُشْرِكْ شرك
16 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
17 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
18 delle dalalette düştü ضَلَّ ضلل
19 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل
20 beiyden bir uzak بَعِيدًا بعد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

4. Nisâ Suresi

Ayet 119

Arapça Metin (Harekeli)

612|4|119|وَلَأُضِلَّنَّهُمْ وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَءَامُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ ءَاذَانَ ٱلْأَنْعَٰمِ وَلَءَامُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ ٱللَّهِ وَمَن يَتَّخِذِ ٱلشَّيْطَٰنَ وَلِيًّا مِّن دُونِ ٱللَّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

612|4|119|ولاضلنهم ولامنينهم ولامرنهم فليبتكن اذان الانعم ولامرنهم فليغيرن خلق الله ومن يتخذ الشيطن وليا من دون الله فقد خسر خسرانا مبينا

Latin Literal

119. Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurannehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurannehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi. Ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasira husrânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

"Ve mutlak dalalete128 düşürürüm onları; ve mutlak temenniye* sokarım onları; ve mutlak emrederim200 onlara öyle ki mutlak keserler kulaklarını çiftlik hayvanlarının; ve mutlak emrederim200 öyle ki mutlak değiştirirler Allah'ın yaratışını"; ve kim tutar/edinir şeytânı29 bir veli28 astından Allah'ın; öyle ki muhakkak hüsrana uğrar; apaçık bir hüsrana.

Ahmed Samira Çevirisi

119 And I will misguide them (E), and I will make them desire (E), and I will order/command them (E), so they will cut (E) the animals’/livestock’s ears, and I will order/command them (E), so they will change (E) God’s creation. And who takes the devil (as) a guardian/ally from other than God, so he had lost an evident loss.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veleudillennehum ve mutlak dalalete düşürürüm onları وَلَأُضِلَّنَّهُمْ ضلل
2 veleumenniyennehum ve mutlak temenni ettiririm onları وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ مني
3 velamurannehum ve mutlak emrederim onlara وَلَامُرَنَّهُمْ امر
4 feleyubettikunne öyle ki mutlak keserler فَلَيُبَتِّكُنَّ بتك
5 azane kulaklarını اذَانَ اذن
6 l-en'aami enamın الْأَنْعَامِ نعم
7 velamurannehum ve mutlak emrederim وَلَامُرَنَّهُمْ امر
8 feleyugayyirunne öyle ki mutlak değiştirirler فَلَيُغَيِّرُنَّ غير
9 halka yaratışını خَلْقَ خلق
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 ve men ve kim وَمَنْ -
12 yettehizi tutar/edinir يَتَّخِذِ اخذ
13 ş-şeytane şeytanı الشَّيْطَانَ شطن
14 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي
15 min مِنْ -
16 duni astından دُونِ دون
17 llahi Allah'ın اللَّهِ -
18 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
19 hasira hüsrana uğrar خَسِرَ خسر
20 husranen bir hüsran خُسْرَانًا خسر
21 mubinen bir apacık مُبِينًا بين

Notlar

Not 1

*Bitmez tükenmez beklentiler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

4. Nisâ Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

629|4|136|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ ءَامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَٰبِ ٱلَّذِى نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَٰبِ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

629|4|136|يايها الذين امنوا امنوا بالله ورسوله والكتب الذي نزل علي رسوله والكتب الذي انزل من قبل ومن يكفر بالله ومليكته وكتبه ورسله واليوم الاخر فقد ضل ضللا بعيدا

Latin Literal

136. Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîden).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! İman47 edin Allah'a ve resûlüne418*; ve kitabı** indirendir resûlüne*; ve kitabı** indirendir daha önceden; ve kim kâfirlik25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına***; ve resûllerine****; ve ahiret gününü muhakkak dalalete128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

136 You, you those who believed, believe with God and His messenger, and The Book that He descended on His messenger and The Book that He descended from before, and who disbelieves with God, and His angels, and His Books and His messengers and the Day the Last/Resurrection Day, so (he) had misguided a distant/far misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
6 ve rasulihi ve resûlüne وَرَسُولِهِ رسل
7 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب
8 llezi o ki الَّذِي -
9 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل
10 ala عَلَىٰ -
11 rasulihi resulüne رَسُولِهِ رسل
12 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب
13 llezi o ki الَّذِي -
14 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
15 min مِنْ -
16 kablu daha önceden قَبْلُ قبل
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر
19 billahi Allah’a بِاللَّهِ -
20 ve melaiketihi ve meleklerine O’nun وَمَلَائِكَتِهِ ملك
21 ve kutubihi ve kitaplarına O’nun وَكُتُبِهِ كتب
22 ve rusulihi ve resûllerine O’nun وَرُسُلِهِ رسل
23 velyevmi ve gününü وَالْيَوْمِ يوم
24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
25 fekad muhakkak فَقَدْ -
26 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
27 delalen bir dalalet ضَلَالًا ضلل
28 beiyden uzak bir بَعِيدًا بعد

Notlar

Not 1

*Muhammed peygamber.**Kur'an'a.**Tevrat ve İncil'e.***Tüm kutsal kitaplara.****Tüm resûllere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 143

Arapça Metin (Harekeli)

636|4|143|مُّذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَٰلِكَ لَآ إِلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ وَلَآ إِلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ وَمَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

636|4|143|مذبذبين بين ذلك لا الي هولا ولا الي هولا ومن يضلل الله فلن تجد له سبيلا

Latin Literal

143. Muzebzebîne beyne zâlike, lâ ilâ hâulâi ve lâ ilâ hâulâi. Ve men yudlilillâhu fe len tecide lehu sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Yalpalayanlardır* bunun arasında; ne bunlara karşı** ve ne de bunlara karşı***; ve kimi dalalette128 bıraktı Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol****.

Ahmed Samira Çevirisi

143 Hesitating/wavering between that, not to those and not to these, and whom God misguides, so you will not find for him a way/path.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 muzebzebine yalpalayanlardır مُذَبْذَبِينَ ذبذب
2 beyne arasında بَيْنَ بين
3 zalike bunun ذَٰلِكَ -
4 la ne لَا -
5 ila karşı إِلَىٰ -
6 ha'ula'i bunlara هَٰؤُلَاءِ -
7 ve la ve ne de وَلَا -
8 ila karşı إِلَىٰ -
9 ha'ula'i bunlara هَٰؤُلَاءِ -
10 ve men ve kimi وَمَنْ -
11 yudlili dalalette bıraktı يُضْلِلِ ضلل
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 felen öyle ki asla فَلَنْ -
14 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد
15 lehu ona لَهُ -
16 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل

Notlar

Not 1

*Bir oraya bir buraya doğru yalpalarlar ancak doğru yolu asla bulamazlar. **Müminlere.***Kâfirlere.****Bir çıkış, bir doğru yola kılavuz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

4. Nisâ Suresi

Ayet 167

Arapça Metin (Harekeli)

660|4|167|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَصَدُّوا۟ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ قَدْ ضَلُّوا۟ ضَلَٰلًۢا بَعِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

660|4|167|ان الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله قد ضلوا ضللا بعيدا

Latin Literal

167. İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ederler ve yüz çevirirler/engellerler Allah’ın yolundan336; muhakkak dalalete128 düştüler; uzak bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

167 That those who disbelieved and prevented/obstructed from God’s way/path, they had misguided a distant/far misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik ederler كَفَرُوا كفر
4 ve saddu ve yüz çevirirler/engellerler وَصَدُّوا صدد
5 an - عَنْ -
6 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah’ın اللَّهِ -
8 kad muhakkak قَدْ -
9 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل
10 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل
11 beiyden uzak بَعِيدًا بعد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

4. Nisâ Suresi

Ayet 176

Arapça Metin (Harekeli)

669|4|176|يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ ٱللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِى ٱلْكَلَٰلَةِ إِنِ ٱمْرُؤٌا۟ هَلَكَ لَيْسَ لَهُۥ وَلَدٌ وَلَهُۥٓ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَآ إِن لَّمْ يَكُن لَّهَا وَلَدٌ فَإِن كَانَتَا ٱثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا ٱلثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَإِن كَانُوٓا۟ إِخْوَةً رِّجَالًا وَنِسَآءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ ٱلْأُنثَيَيْنِ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ أَن تَضِلُّوا۟ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

669|4|176|يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلله ان امروا هلك ليس له ولد وله اخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها ان لم يكن لها ولد فان كانتا اثنتين فلهما الثلثان مما ترك وان كانوا اخوه رجالا ونسا فللذكر مثل حظ الانثيين يبين الله لكم ان تضلوا والله بكل شي عليم

Latin Literal

176. Yesteftûneke. Kulillâhu yuftîkum fîl kelâleh(kelâleti). İnimruun heleke leyse lehû veled(veledun), ve lehû uhtun fe lehâ nısfu mâ terak(terake), ve huve yerisuhâ in lem yekun lehâ veled(veledun). Fe in kânetesneteyni fe lehumâs sulusâni mimmâ terak(terake). Ve in kânû ıhveten ricâlen ve nisâen fe liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni). Yubeyyinullâhu lekum en tadıllû vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Fetva isterler senden; de ki: "Allah fetva verir sizlere kelâle482 hakkında; eğer bir kişi helak* olduysa; yoksa ona bir evlat**; ve onaysa bir kız kardeş; öyle ki onadır (kız kardeşedir) yarısı (1/2) terk ettiğinin (ölen erkeğin); ve o (ölen erkek) miras bırakır ona (kız kardeşe) eğer asla olmazsa ona (kız kardeşe) bir evlat***; öyle ki eğer olduysa ikiler (kız kardeş) öyle ki o ikisinedir üçte ikisi (2/3) bıraktığından (ölen erkeğin); ve eğer oldularsa kardeşler; erkekler ve kadınlar; öyle ki erkeğin payı iki kadın**** mislidir870; beyan eder Allah sizlere dalalete128 düşersiniz diye; ve Allah her bir şeye bir Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

176 They ask your opinion/clarification , say: "God decrees/decides in the man or woman without a son/father , if (a) man/human died, not for him (without) a child, and for him (is) a sister, so for her half (of) what he left, and he inherits her if (there) was not for her a child, and if they (B) were two (F), so to them (B/F) the two thirds from what he left, and if they were brothers (siblings) men and women, so to the male equal/alike (the) share (of) the two females, God clarifies for you that (E) you (not) be misguided, and God is with every thing knowledgeable.65

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yesteftuneke fetva isterler senden يَسْتَفْتُونَكَ فتي
2 kuli de ki قُلِ قول
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 yuftikum fetva verir sizlere يُفْتِيكُمْ فتي
5 fi فِي -
6 l-kelaleti kelalede الْكَلَالَةِ كلل
7 ini eğer إِنِ -
8 mru'un bir kişi امْرُؤٌ مرا
9 heleke helak olduysa هَلَكَ هلك
10 leyse yoktur لَيْسَ ليس
11 lehu ona لَهُ -
12 veledun bir veled وَلَدٌ ولد
13 ve lehum ve onadır
14 uhtun bir kızkardeş أُخْتٌ اخو
15 feleha öyle ki onadır (kız kardeşe) فَلَهَا -
16 nisfu yarısı نِصْفُ نصف
17 ma مَا -
18 terake terk ettiğinin (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك
19 ve huve ve o وَهُوَ -
20 yerisuha miras bırakır ona (kız kardeşe) يَرِثُهَا ورث
21 in eğer إِنْ -
22 lem asla لَمْ -
23 yekun olmazsa يَكُنْ كون
24 leha ona (kız kardeşe) لَهَا -
25 veledun bir veled وَلَدٌ ولد
26 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
27 kaneta olduysa كَانَتَا كون
28 sneteyni iki (kız kardeş) اثْنَتَيْنِ ثني
29 felehuma öyle ki o ikisinedir فَلَهُمَا -
30 s-sulusani üçte ikisi الثُّلُثَانِ ثلث
31 mimma مِمَّا -
32 terake bıraktığından (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك
33 vein ve eğer وَإِنْ -
34 kanu oldularsa كَانُوا كون
35 ihveten kardeşler إِخْوَةً اخو
36 ricalen erkekler رِجَالًا رجل
37 ve nisa'en ve kadınlar وَنِسَاءً نسو
38 felizzekeri öyle ki erkek içindir فَلِلذَّكَرِ ذكر
39 mislu misli مِثْلُ مثل
40 hazzi payı حَظِّ حظظ
41 l-unseyeyni iki kadının الْأُنْثَيَيْنِ انث
42 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين
43 llahu Allah اللَّهُ -
44 lekum sizlere لَكُمْ -
45 en diye أَنْ -
46 tedillu dalalete düşersiniz تَضِلُّوا ضلل
47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
48 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
49 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
50 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Öldüyse.**Bir tek evlat. Kişi zaten kelale olduğu için birden fazla evladı da olamaz. Demek ki hiç evladı olmamış bir kimse tarif edilmektedir. ***Kız kardeşin hiç evladı olmamışsa.****Miras paylaşımlarında ölen kimse bir vasiyet bırakmamışsa erkeğin payı her zaman iki kadın mislidir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kelâle Kavram 482

482 Hiç bir evladı olmamış, alt nesillerde mirasçısı olmayan aynı zamanda eşi, annesi veya babasının en az birisinin de olmaması durumu.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

5. Mâide Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

681|5|12|وَلَقَدْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ ٱثْنَىْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ ٱللَّهُ إِنِّى مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَيْتُمُ ٱلزَّكَوٰةَ وَءَامَنتُم بِرُسُلِى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

12. Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent from them twelve heads/chiefs/representatives, and God said: "I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity/purification, and you believed with My messengers and you supported/aided them, and you lent/advanced God a good loan/advance, I will substitute (E) from you your sins/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s/path’s straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka bir misak/sözleşme مِيثَاقَ وثق
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث
8 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني
10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر
11 nekiben lider نَقِيبًا نقب
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 inni doğrusu ben إِنِّي -
15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ -
16 lein eğer لَئِنْ -
17 ekamtumu diktiniz/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن
22 birusuli resullerime/elçilerime بِرُسُلِي رسل
23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر
24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض
25 llahe Allah'a اللَّهَ -
26 kardan bir borç قَرْضًا قرض
27 hasenen güzel حَسَنًا حسن
28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر
29 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا
31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل
32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
33 tecri akar تَجْرِي جري
34 min مِنْ -
35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
37 femen öyle ki kim فَمَنْ -
38 kefera kâfirlik etti/gerçeği örttü كَفَرَ كفر
39 bea'de sonra بَعْدَ بعد
40 zalike bundan ذَٰلِكَ -
41 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
43 delle dalalet içinde oldu/saptı ضَلَّ ضلل
44 seva'e düz سَوَاءَ سوي
45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

729|5|60|قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِندَ ٱللَّهِ مَن لَّعَنَهُ ٱللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ ٱلْقِرَدَةَ وَٱلْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ ٱلطَّٰغُوتَ أُو۟لَٰٓئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

729|5|60|قل هل انبيكم بشر من ذلك مثوبه عند الله من لعنه الله وغضب عليه وجعل منهم القرده والخنازير وعبد الطغوت اوليك شر مكانا واضل عن سوا السبيل

Latin Literal

60. Kul hel unebbiukum bi şerrin min zâlike mesûbeten ındallâh(ındallâhi) men leanehullâhu ve gadıbe aleyhi ve ceale min humul kıredete vel hanâzîre ve abedet tâgût(tâgûte) ulâike şerrun mekânen ve edallu an sevâis sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

De ki: "Haber vereyim mi sizlere bundan şerrini/kötüsünü bir karşılık (olarak) Allah'ın indinde/katında; kime lanet280 etti Allah ve gazap127 etti onun üzerine; ve yaptı onlardan maymunlar273 ve domuzlar549; ve kul oldu (o kimse) tâğûta442; işte bunlar; bir şerdir/kötüdür bir mekan/yer (olarak) ve daha dalalettedir128 dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

60 Say: "Do I inform you with worse/more hateful than that? Replacement/compensation (from) at God, whom God cursed/humiliated , and He became angry/angered (at) on him, and He made/created from them the apes/monkeys and the pigs/swine , and the everything worshipped other than God’s/devil’s worshippers, those (are at) a worse place/position and more misguided, from the way’s/road’s middle/straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 hel هَلْ -
3 unebbiukum haber vereyim mi sizlere أُنَبِّئُكُمْ نبا
4 bişerrin şerrini/kötüsünü بِشَرٍّ شرر
5 min مِنْ -
6 zalike bundan ذَٰلِكَ -
7 mesubeten bir karşılık مَثُوبَةً ثوب
8 inde indinde/katında عِنْدَ عند
9 llahi Allah اللَّهِ -
10 men kime مَنْ -
11 leanehu lanet etti لَعَنَهُ لعن
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 ve gadibe ve gazab etti وَغَضِبَ غضب
14 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
15 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
16 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
17 l-kiradete maymunlar الْقِرَدَةَ قرد
18 velhanazira ve domuzlar وَالْخَنَازِيرَ خنزر
19 ve abede ve kul oldu (o kimse) وَعَبَدَ عبد
20 t-tagute Tâğût'a الطَّاغُوتَ طغي
21 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
22 şerrun bir şerdir/kötüdür شَرٌّ شرر
23 mekanen bir mekan (olarak) مَكَانًا كون
24 ve edellu ve daha dalalettedir وَأَضَلُّ ضلل
25 an عَنْ -
26 seva'i düz سَوَاءِ سوي
27 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Üzerlerine gazap edilen kimseler Kavram 127

127 Yüce Allah'ın öfkesinin üzerlerine hak olduğu kimseler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Maymunlaşma Kavram 273

273 Maymunların karakterlerine benzeme. Bilgelikten yoksun davranmak. Akılsızca taklit etmek.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Domuzlaşma. Kavram 549

549 Savajizim ‘savaging’ (Barbarlık, Vahşilik) annenin yavrularına karşı sergilediği saldırgan davranışları ifade eden bir terimdir. Saldırgan davranışlar arasında kendi yavrusuna kaba davranma, yaralama, ısırma, saldırma, ezme ve öldürme (annenin bebek öldürmesi) yer alır. Savajizim birçok türde görülmekle birlikte, açık ara ağırlıklı olarak evcil domuzlarda (Sus scrofa domesticus) sergilenmektedir.Görüldüğü üzere Yüce Allah bir örnek veriyorsa akıl sahipleri olan bilim insanları bunu detaylı olarak incelemelidir. Domuz örnek verildiğine göre domuzu diğer hayvanlardan ayıran özel bir özelliğinin işaret edildiğini anlarız. Bu da mutlak ki evcil domuzlarda görülen savajizimdir. Müşrik insanların bir özeliği de domuzlaşmalarıdır. Yani domuzlardaki savajizim özelliğini göstermeleridir. Nerede bir savajizim varsa, barbarlık varsa, vahşilik varsa bilin ki orada müşrik bir din inancı hakimdir. Tek tanrıcılarda ise savajizim asla görülmez.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

746|5|77|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَا تَغْلُوا۟ فِى دِينِكُمْ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعُوٓا۟ أَهْوَآءَ قَوْمٍ قَدْ ضَلُّوا۟ مِن قَبْلُ وَأَضَلُّوا۟ كَثِيرًا وَضَلُّوا۟ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

746|5|77|قل ياهل الكتب لا تغلوا في دينكم غير الحق ولا تتبعوا اهوا قوم قد ضلوا من قبل واضلوا كثيرا وضلوا عن سوا السبيل

Latin Literal

77. Kul yâ ehlel kitâbi, lâ taglû fî dînikum gayral hakkı ve lâ tettebi’û ehvâe kavmin kad dallû min kablu ve edallû kesîran ve dallû an sevâis sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kitap ehli!135 Aşmayın/taşmayın552 siz ikiniz* dininizde; olmaksızın hak/gerçek"; ve tabi olmayın hevâlarına278 bir kavmin/toplumun (ki) muhakkak dalalete128 düştüler önceden; ve dalalete128 düştüler bir çoğu; ve dalalete128 düştüler dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

77 Say: "You The Book’s people, do not exaggerate/exceed the limit in your religion, other than the truth , and do not follow a nation’s self attractions for desires , they had misguided from before and they misguided many, and they misguided from the way’s/path’s middle/straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل
3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب
4 la لَا -
5 teglu aşmayın/taşmayın ikiniz تَغْلُوا غلو
6 fi فِي -
7 dinikum dininizde دِينِكُمْ دين
8 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ve la وَلَا -
11 tettebiu ve tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع
12 ehva'e hevalarına أَهْوَاءَ هوي
13 kavmin bir kavmin قَوْمٍ قوم
14 kad muhakkak قَدْ -
15 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل
16 min مِنْ -
17 kablu önceden قَبْلُ قبل
18 ve edellu ve dalalete düştüler وَأَضَلُّوا ضلل
19 kesiran bir çoğu كَثِيرًا كثر
20 ve dellu ve dalalete düştüler وَضَلُّوا ضلل
21 an -ndan عَنْ -
22 seva'i düz سَوَاءِ سوي
23 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Fiilin 2. şahıs tesniye ile gelmesi iki grubu işaret eder. Yahudiler ve Hristiyanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Hevâ Kavram 278

278 İstek, heves, meyil, sevme, düşme, ihtiras, rağbet.

Din konusunda sınırı aşmak, taşmak. Kavram 552

552 Hakka yani gerçeğe dayanmadan dinde yapılan tüm eylemler sınırı aşmadır, taşmadır. Kendilerine yetki verilmiş kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan kitaplara tabi olmak kesinlikle haktan bir şey getirmez. Resûl buyurdu ki şeklinde başlayan şeytan öğretilerinin tamamı zandır. Din konusunda sınırı aşmamak sadece kutsal kitaplar demekle olur. Sadece Kur'an demekle olur.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

774|5|105|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا ٱهْتَدَيْتُمْ إِلَى ٱللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

105. Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

105 You, you those who believed, on you (are) yourselves, who misguided does not harm you if you were guided, to God (is) your return all together, so He informs you with what you were making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 aleykum üzerinizedir عَلَيْكُمْ -
5 enfusekum kendi nefisleriniz أَنْفُسَكُمْ نفس
6 la لَا -
7 yedurrukum zarar veremez sizlere يَضُرُّكُمْ ضرر
8 men kim (ki) مَنْ -
9 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
10 iza zaman إِذَا -
11 htedeytum doğruya kılavuzlandınız اهْتَدَيْتُمْ هدي
12 ila doğru إِلَى -
13 llahi Allah'a اللَّهِ -
14 merciukum dönüş yeriniz sizlerin مَرْجِعُكُمْ رجع
15 cemian topluca جَمِيعًا جمع
16 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
17 bima بِمَا -
18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
19 tea'melune yapmakta تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

6. En'âm Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

828|6|39|وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِى ٱلظُّلُمَٰتِ مَن يَشَإِ ٱللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَن يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

828|6|39|والذين كذبوا بايتنا صم وبكم في الظلمت من يشا الله يضلله ومن يشا يجعله علي صرط مستقيم

Latin Literal

39. Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; sağırlardır ve dilsizlerdir karanlıklarda; kimi diler Allah dalalette128 bırakır onu; ve kimi diler yapar onu dosdoğru bir yol üzerine124.

Ahmed Samira Çevirisi

39 And those who lied/denied with Our verses/signs/evidences (they are) deaf and mute in the darknesses; whom God wants/wills He misguides him, and whom He wants/wills, He puts him on a straight/direct road/way

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
4 summun sağırlardır صُمٌّ صمم
5 ve bukmun ve dilsizlerdir وَبُكْمٌ بكم
6 fi فِي -
7 z-zulumati karanlıklada الظُّلُمَاتِ ظلم
8 men kimi مَنْ -
9 yeşei diler يَشَإِ شيا
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 yudlilhu dalalete bırakır onu يُضْلِلْهُ ضلل
12 ve men ve kim وَمَنْ -
13 yeşe' diler يَشَأْ شيا
14 yec'alhu yapar onu يَجْعَلْهُ جعل
15 ala üzerine عَلَىٰ -
16 siratin bir yol صِرَاطٍ صرط
17 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Dosdoğru yol Kavram 124

124 Sırâtel mustakîm. Tek ve dosdoğru yol; sadece Kur'an.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

6. En'âm Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

845|6|56|قُلْ إِنِّى نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ ٱلَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ قُل لَّآ أَتَّبِعُ أَهْوَآءَكُمْ قَدْ ضَلَلْتُ إِذًا وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

845|6|56|قل اني نهيت ان اعبد الذين تدعون من دون الله قل لا اتبع اهواكم قد ضللت اذا وما انا من المهتدين

Latin Literal

56. Kul innî nuhîtu en a’budellezîne ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi), kul lâ ettebiu ehvâekum kad dalaltu izen ve mâ ene minel muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Doğrusu ben yasaklandım kulluk46 etmekten kimselere (ki) çağırırsınız Allah’ın astından"; de ki: "Tabi olmam heveslerinize; muhakkak dalalete128 düşmüş (olurum) o zaman; ve ben doğru yola kılavuzlulardan olmamış (olurum)."

Ahmed Samira Çevirisi

56 Say: "That I, I was forbidden/prevented that I worship those who you call from other than God." Say: "I do not follow your self attractions for desires I had then become misguided, and I am not from the guided."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 inni doğrusu ben إِنِّي -
3 nuhitu yasaklandım نُهِيتُ نهي
4 en ki أَنْ -
5 ea'bude kullur ederim أَعْبُدَ عبد
6 ellezine kimselere الَّذِينَ -
7 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو
8 min مِنْ -
9 duni astından دُونِ دون
10 llahi Allah’ın اللَّهِ -
11 kul de ki قُلْ قول
12 la لَا -
13 ettebiu tab olmam أَتَّبِعُ تبع
14 ehva'ekum heveslerinize أَهْوَاءَكُمْ هوي
15 kad muhakkak قَدْ -
16 deleltu dalalete düşmüş (olurum) ضَلَلْتُ ضلل
17 izen o zaman إِذًا -
18 ve ma ve وَمَا -
19 ena ben أَنَا -
20 mine مِنَ -
21 l-muhtedine doğru yola kılavuzlulardan olmamış (olurum) الْمُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

6. En'âm Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

863|6|74|وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِيمُ لِأَبِيهِ ءَازَرَ أَتَتَّخِذُ أَصْنَامًا ءَالِهَةً إِنِّىٓ أَرَىٰكَ وَقَوْمَكَ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

863|6|74|واذ قال ابرهيم لابيه ازر اتتخذ اصناما الهه اني اريك وقومك في ضلل مبين

Latin Literal

74. Ve iz kâle ibrâhîmu li ebîhi âzere, e tettehizu esnâmen âliheh(âliheten), innî erâke ve kavmeke fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman İbrahim babasına; Azer'e: "Edinir misin idolleri624 ilâhlar74?"; Doğrusu ben görürüm seni ve (senin) kavmini/toplumunu apaçık bir dalalet128 içinde."

Ahmed Samira Çevirisi

74 And when Abraham said to his father, Azar: "Do you take idols (as) gods? That I see you, and your nation in evident misguidance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 kale dediği zaman قَالَ قول
3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ -
4 liebihi babasına لِأَبِيهِ ابو
5 azera Azer'e ازَرَ -
6 etettehizu edinir misin أَتَتَّخِذُ اخذ
7 esnamen idoller أَصْنَامًا صنم
8 aliheten ilahlar الِهَةً اله
9 inni doğrusu ben إِنِّي -
10 erake görürüm seni أَرَاكَ راي
11 ve kavmeke ve (senin) kavmini وَقَوْمَكَ قوم
12 fi içinde فِي -
13 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل
14 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

İdol, idol. Kavram 624

624 İlâhlık payesi verilecek kadar değer verilen obje. Canlı cansız her şey idol olabilir. Güneş, Ay, Sirius yıldızı, timsah, insanların kendi elleriyle yonttukları objeler, şeyhler, tarikat liderleri, mezhep imamları, hadis/söylenti alimleri, resûllerin bizzat kendileri Yüce Allah'ın astından ilâhlar edinilmiş idollerdir.

6. En'âm Suresi

Ayet 116

Arapça Metin (Harekeli)

905|6|116|وَإِن تُطِعْ أَكْثَرَ مَن فِى ٱلْأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

905|6|116|وان تطع اكثر من في الارض يضلوك عن سبيل الله ان يتبعون الا الظن وان هم الا يخرصون

Latin Literal

116. Ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâh(sebîlillâhi), in yettebiûne illez zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer itaat etsen yerdeki kimselerin çoğuna*; dalalete128 düşürür seni Allah'ın yolundan ki tabi olurlar ancak zanna ve ki onlar ancak tahmin ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

116 And if you obey (follow) most of who (is) in the earth, they misguide you from God’s way/path , that they follow except the assumption/suspicion , and that they (are) except lying/speculating.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 tutia' itaat etsen تُطِعْ طوع
3 eksera çoğuna أَكْثَرَ كثر
4 men kimselerin مَنْ -
5 fi فِي -
6 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
7 yudilluke dalalete düşürür seni يُضِلُّوكَ ضلل
8 an عَنْ -
9 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 in ki إِنْ -
12 yettebiune tabi olurlar يَتَّبِعُونَ تبع
13 illa ancak إِلَّا -
14 z-zenne zanna الظَّنَّ ظنن
15 ve in ve ki وَإِنْ -
16 hum onlar هُمْ -
17 illa ancak إِلَّا -
18 yehrusune tahmin ederler يَخْرُصُونَ خرص

Notlar

Not 1

*Çoğunluk sapkınlık içindedir. Çoğunluğa değil hakka/gerçeğe itaat etmek/tabi olmak gerekir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

6. En'âm Suresi

Ayet 117

Arapça Metin (Harekeli)

906|6|117|إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ مَن يَضِلُّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

906|6|117|ان ربك هو اعلم من يضل عن سبيله وهو اعلم بالمهتدين

Latin Literal

117. İnne rabbeke huve a’lemu men yadıllu an sebîlih(sebîlihi), ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu (senin) Rabbin4 (ki) O en iyi bilendir kimseleri (ki) dalalete128 saparlar O’nun yolundan; ve O en iyi bilendir doğru yola kılavuzlananları.

Ahmed Samira Çevirisi

117 That your Lord, He is more knowing (about) who misguides from His way/path , and He is more knowing with the guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
3 huve O هُوَ -
4 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم
5 men kimseyi مَنْ -
6 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل
7 an عَنْ -
8 sebilihi yolundan O’nun سَبِيلِهِ سبل
9 ve huve ve O وَهُوَ -
10 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم
11 bil-muhtedine doğru yola kılavuzlananları بِالْمُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

6. En'âm Suresi

Ayet 119

Arapça Metin (Harekeli)

908|6|119|وَمَا لَكُمْ أَلَّا تَأْكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ إِلَّا مَا ٱضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ وَإِنَّ كَثِيرًا لَّيُضِلُّونَ بِأَهْوَآئِهِم بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُعْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

908|6|119|وما لكم الا تاكلوا مما ذكر اسم الله عليه وقد فصل لكم ما حرم عليكم الا ما اضطررتم اليه وان كثيرا ليضلون باهوايهم بغير علم ان ربك هو اعلم بالمعتدين

Latin Literal

119. Ve mâ lekum ellâ te’kulû mimmâ zukiresmullâhi aleyhi ve kad fassale lekum mâ harreme aleykum illâ madturirtum ileyh(ileyhi), ve inne kesîren le yudıllûne bi ehvâihim bi gayri ilm(ilmin), inne rabbeke huve a’lemu bil mu’tedîn(mu’tedîne).

Türkçe Çeviri

Ve nedir sizlere (olan) ki yemezsiniz* kendisi üzerine Allah'ın isminin zikredilmişinden; ve muhakkak detaylandırdı/ayırdı** (Allah) sizlere haram kıldığını** (Allah'ın) üzerinize; dışındadır kendisine zaruri*** kaldığınız; ve doğrusu bir çoğu**** mutlak dalalete128 düşer hevalarıyla olmaksızın bir ilim; doğrusu (senin) Rabbin4 (ki) O en iyi bilendir taşkınlık edenleri.

Ahmed Samira Çevirisi

119 And how (why) for you that you not eat from what God’s name was mentioned on it, and He had detailed/explained for you what He forbade on you, except what you were forced to it, and that many misguide (E) with their self attractions for desires without knowledge, that your Lord, He is more knowing with (about) the transgressors .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve nedir وَمَا -
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 ella ki أَلَّا -
4 te'kulu yemezsiniz تَأْكُلُوا اكل
5 mimma مِمَّا -
6 zukira zikredilmişten ذُكِرَ ذكر
7 ismu isminin اسْمُ سمو
8 llahi Allah'ın اللَّهِ -
9 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
10 vekad ve muhakkak وَقَدْ -
11 fessale detaylandırdı/ayırdı فَصَّلَ فصل
12 lekum sizlere لَكُمْ -
13 ma مَا -
14 harrame haram kıldığını حَرَّمَ حرم
15 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
16 illa dışında إِلَّا -
17 ma مَا -
18 dturirtum zaruri kaldığınızı اضْطُرِرْتُمْ ضرر
19 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
20 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
21 kesiran bir çoğu كَثِيرًا كثر
22 leyudillune mutlak dalalete düşer لَيُضِلُّونَ ضلل
23 biehvaihim hevalarıyla بِأَهْوَائِهِمْ هوي
24 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
25 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
26 inne doğrusu إِنَّ -
27 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
28 huve O هُوَ -
29 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم
30 bil-mua'tedine taşkınlık edenleri بِالْمُعْتَدِينَ عدو

Notlar

Not 1

*Hurafelere, söylentilere uyarak Yüce Allah adına kurban edilen hayvanların etlerini kendilerine haram eden müşrik kimseler.**Yüce Allah'ın haram kıldıkları apaçık bildirilmişken.***Zorunlu, gerekli.****Yeryüzündeki insanların çoğu müşriktir. Hevalarına uyarak, bir ilime dayanmadan (Kur'an'a) kendilerine Yüce Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram ederler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

6. En'âm Suresi

Ayet 125

Arapça Metin (Harekeli)

914|6|125|فَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يَهْدِيَهُۥ يَشْرَحْ صَدْرَهُۥ لِلْإِسْلَٰمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُۥ يَجْعَلْ صَدْرَهُۥ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِى ٱلسَّمَآءِ كَذَٰلِكَ يَجْعَلُ ٱللَّهُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

914|6|125|فمن يرد الله ان يهديه يشرح صدره للاسلم ومن يرد ان يضله يجعل صدره ضيقا حرجا كانما يصعد في السما كذلك يجعل الله الرجس علي الذين لا يومنون

Latin Literal

125. Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimi dilerse Allah ki doğru yola kılavuzlar; açar* onun göğsünü İslam'a218; ve kimi dilerse ki dalalette128 bırakır; yapar onun göğsünü sıkı/sınırlı/kısıtlı; dar; gibi sanki (o) yükselir gökte**; işte böyledir; yapar/koyar Allah ricsi*** kimselerin üstün (ki) iman etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

125 So who God wants/wills that He guides him, He expands his chest to the Islam/submission (to God), and who He wants/wills that He misguides him, He makes his chest narrow/tight , a tightness/strain/sin , as if (he) ascends in the sky/space, like that God makes/puts the obscenity/punishment and torture on those who do not believe.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kimi فَمَنْ -
2 yuridi dilerse يُرِدِ رود
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 en ki أَنْ -
5 yehdiyehu doğru yola kılavuzlar يَهْدِيَهُ هدي
6 yeşrah açar يَشْرَحْ شرح
7 sadrahu göğsünü onun صَدْرَهُ صدر
8 lilislami İslam'a لِلْإِسْلَامِ سلم
9 ve men ve kimi وَمَنْ -
10 yurid dilerse يُرِدْ رود
11 en ki أَنْ -
12 yudillehu dalalete bırakır يُضِلَّهُ ضلل
13 yec'al yapar يَجْعَلْ جعل
14 sadrahu göğsünü onun صَدْرَهُ صدر
15 deyyikan sıkı-sınırlı-kısıtlı-yetersiz ضَيِّقًا ضيق
16 haracen dar حَرَجًا حرج
17 keennema gibi ki كَأَنَّمَا -
18 yessaaadu yükselir o يَصَّعَّدُ صعد
19 fi فِي -
20 s-semai gökte السَّمَاءِ سمو
21 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
22 yec'alu yapar/koyar يَجْعَلُ جعل
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 r-ricse ricsi الرِّجْسَ رجس
25 ala üstüne عَلَى -
26 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
27 la لَا -
28 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Göğsün fiziksel olarak bir açılması söz konusu değildir. Göğsü koruyan iskelet sistemi nasıl ki ameliyatlarda açılıyor, İslam ile şereflenecek olan göğsü koruyan manevi korumalar da Yüce Allah'ın izniyle açılır.**Büyük bir Kur'an mucizesidir. Gökte yükselen insanların göğüslerinde gerçekleşen daralma, sertleşme, kısıtlanma ayette işaret edilmiştir.Onun göğsünü sıkı, daraltılmış yapar. Sanki yükselir o gökte. ***Pisliği.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

İslam, islam Kavram 218

218 Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir. Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

929|6|140|قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ قَتَلُوٓا۟ أَوْلَٰدَهُمْ سَفَهًۢا بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُوا۟ مَا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُ ٱفْتِرَآءً عَلَى ٱللَّهِ قَدْ ضَلُّوا۟ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

929|6|140|قد خسر الذين قتلوا اولدهم سفها بغير علم وحرموا ما رزقهم الله افترا علي الله قد ضلوا وما كانوا مهتدين

Latin Literal

140. Kad hasirellezîne katelû evlâdehum sefehan bi gayri ilmin ve harremû mâ rezekahumullâhuftirâen alâllâh(alâllâhi), kad dallû ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) katlettiler35 kendi evlatlarını ahmakça; olmaksızın bir ilim; ve haramlaştırdılar Allah'ın kendilerini rızıklandırdığını iftira402 atarak Allah'a karşı; muhakkak dalalete128 düştüler; ve olmuş değillerdi muhted176.

Ahmed Samira Çevirisi

140 Those who killed their children ignorantly/foolishly without knowledge, had lost/misguided and perished, and they forbade/prohibited what God provided for them, fabrication on God, they had misguided, and they were not guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 hasira hüsrana uğradı خَسِرَ خسر
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 katelu katlettirler قَتَلُوا قتل
5 evladehum evlatlarını أَوْلَادَهُمْ ولد
6 sefehen ahmakça سَفَهًا سفه
7 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
8 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
9 ve harramu ve haramlaştırdılar وَحَرَّمُوا حرم
10 ma مَا -
11 razekahumu kendileri rızıklandırdığını رَزَقَهُمُ رزق
12 llahu Allah'ın اللَّهُ -
13 ftira'en iftira ederek افْتِرَاءً فري
14 ala karşı عَلَى -
15 llahi Allah'a اللَّهِ -
16 kad muhakkak قَدْ -
17 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل
18 ve ma ve değillerdir وَمَا -
19 kanu oldular كَانُوا كون
20 muhtedine muhted مُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

6. En'âm Suresi

Ayet 144

Arapça Metin (Harekeli)

933|6|144|وَمِنَ ٱلْإِبِلِ ٱثْنَيْنِ وَمِنَ ٱلْبَقَرِ ٱثْنَيْنِ قُلْ ءَآلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمَّا ٱشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمْ كُنتُمْ شُهَدَآءَ إِذْ وَصَّىٰكُمُ ٱللَّهُ بِهَٰذَا فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا لِّيُضِلَّ ٱلنَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

933|6|144|ومن الابل اثنين ومن البقر اثنين قل الذكرين حرم ام الانثيين اما اشتملت عليه ارحام الانثيين ام كنتم شهدا اذ وصيكم الله بهذا فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا ليضل الناس بغير علم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

Latin Literal

144. Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn(bakarisneyni), kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn(unseyeyni), em kuntum şuhedâe iz vassâkumullâhu bi hâzâ, fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben li yudillen nâse bi gayri ilm(ilmin), innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve deveden iki; ve sığırdan iki; de ki: "İki erkeği (erkek deveyi ve erkek sığırı) mi haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi deveyi ve dişi sığırı) mi? yoksa iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını* mı? Yoksa oldunuz (mu) sizler şahitler/tanıklar vasiyet ettiği zaman Allah'ın bunu**; öyle ki kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira attı402 Allah'a karşı bir yalan; dalalete128 düşürmek için insanları olmaksızın bir ilim***; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz**** zalimler257 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

144 And from the camels two, and from the cows two, say: "Are the two males forbidden or the two females, but (or what) the two females’ wombs/uteruses contained/included on (in) it? Or where you witnesses/testifiers if God directed/commanded you with that? So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on (about) God lies/falsifications to misguide the people without knowledge?" That God does not guide the nation the unjust/oppressive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve mine ve وَمِنَ -
2 l-ibili deveden الْإِبِلِ ابل
3 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
4 ve mine ve وَمِنَ -
5 l-bekari sığırdan الْبَقَرِ بقر
6 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
7 kul de ki قُلْ قول
8 azzekerayni iki erkeği (erkek deve ve erkek sığır) الذَّكَرَيْنِ ذكر
9 harrame haram kıldı (Allah) حَرَّمَ حرم
10 emi yoksa أَمِ -
11 l-unseyeyni iki dişiyi mi (dişi deve ve dişi sığır) الْأُنْثَيَيْنِ انث
12 emma yoksa أَمَّا -
13 ştemelet sarıp kapsadığını اشْتَمَلَتْ شمل
14 aleyhi üzerini عَلَيْهِ -
15 erhamu rahimlerin أَرْحَامُ رحم
16 l-unseyeyni iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) الْأُنْثَيَيْنِ انث
17 em yoksa أَمْ -
18 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون
19 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
20 iz إِذْ -
21 vessakumu vasiyet ettiği zaman وَصَّاكُمُ وصي
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 bihaza bununla بِهَٰذَا -
24 femen öyle ki kimdir فَمَنْ -
25 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم
26 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
27 ftera iftira atan افْتَرَىٰ فري
28 ala karşı عَلَى -
29 llahi Allah'a اللَّهِ -
30 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
31 liyudille dalalete düşürmek için لِيُضِلَّ ضلل
32 n-nase insanları النَّاسَ نوس
33 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
34 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
35 inne doğrusu إِنَّ -
36 llahe Allah اللَّهَ -
37 la لَا -
38 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
39 l-kavme topluluğu الْقَوْمَ قوم
40 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Cenin.**Haram etmesine tanık mı oldunuz?***Uyduruk, tamamı zan olan hadislerle Yüce Allah'a iftira attılar. İnsanları saptırdılar. Müşriklerin yani şirk koşanların tamamı zalimdir. ****Müşriklerin hakim olduğu bir topluma asla doğru yola kılavuzlanmaz. Her daim sefillik içindelerdir. Refaha asla kavuşamazlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

7. A'râf Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

992|7|38|قَالَ ٱدْخُلُوا۟ فِىٓ أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُم مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ فِى ٱلنَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّةٌ لَّعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّىٰٓ إِذَا ٱدَّارَكُوا۟ فِيهَا جَمِيعًا قَالَتْ أُخْرَىٰهُمْ لِأُولَىٰهُمْ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ أَضَلُّونَا فَـَٔاتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِّنَ ٱلنَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلَٰكِن لَّا تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

992|7|38|قال ادخلوا في امم قد خلت من قبلكم من الجن والانس في النار كلما دخلت امه لعنت اختها حتي اذا اداركوا فيها جميعا قالت اخريهم لاوليهم ربنا هولا اضلونا فاتهم عذابا ضعفا من النار قال لكل ضعف ولكن لا تعلمون

Latin Literal

38. Kâledhulû fî umemin kad halet min kablikum minel cinni vel insi fîn nâr(nâri), kullemâ dehalet ummetun leanet uhtehâ, hattâ izeddârekû fîhâ cemîân kâlet uhrâhum li ûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ fe âtihim azâben di’fen minen nâr(nâri) kâle li kullin di’fun ve lâkin lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Dedi (Allah): “Girin ümmetlere/topluluklara; muhakkak ki halife65 oldu sizlerden önce ateşe; cinden91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet305; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları/yetiştikleri* zaman orada** topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz4! Bunlar dalalete128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat (sizler) bilmezsiniz.”

Ahmed Samira Çevirisi

38 He said: "Enter in (with) nations (that) have past/expired from before you from the Jinns and the human/mankind in the fire, whenever a nation is entered, it cursed its sister until they caught up (to)/overtook/reached each other in it all together, their last said to their first : "Our Lord those (are who) misguided us, so give/bring them a double torture from the fire." He said: "For every/each/all (is) double, and but you do not know."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (Allah) قَالَ قول
2 dhulu girin ادْخُلُوا دخل
3 fi فِي -
4 umemin ümmetlere/topluluklara أُمَمٍ امم
5 kad muhakkak قَدْ -
6 halet halife oldu خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل
9 mine مِنَ -
10 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن
11 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس
12 fi فِي -
13 n-nari ateşe النَّارِ نور
14 kullema ne zaman كُلَّمَا كلل
15 dehalet girdi دَخَلَتْ دخل
16 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم
17 leanet lanet etti (ümmet) لَعَنَتْ لعن
18 uhteha kız kardeşine أُخْتَهَا اخو
19 hatta ta ki حَتَّىٰ -
20 iza zaman إِذَا -
21 ddaraku yakaladıkları/yetiştikleri ادَّارَكُوا درك
22 fiha orada (cehennemde) فِيهَا -
23 cemian topluca جَمِيعًا جمع
24 kalet dedi قَالَتْ قول
25 uhrahum sonraki (ümmet) onların أُخْرَاهُمْ اخر
26 liulahum onların önceki (ümmeti) için لِأُولَاهُمْ اول
27 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
28 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ -
29 edelluna dalalete sürüklediler bizleri أَضَلُّونَا ضلل
30 fe atihim öyle ki ver onlara فَاتِهِمْ اتي
31 azaben bir azap عَذَابًا عذب
32 dia'fen bir kat ضِعْفًا ضعف
33 mine مِنَ -
34 n-nari ateşten النَّارِ نور
35 kale dedi (Allah) قَالَ قول
36 likullin hepsi içindir لِكُلٍّ كلل
37 dia'fun bir kat ضِعْفٌ ضعف
38 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
39 la لَا -
40 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Birbirlerini, birbirlerine.**Cehennemde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Cin, yabancı insanlar Kavram 91

91 Görünmeyen, gizli, örtülü. Anne rahminde yaratılan fetüs dışardan görülemediği için cenin olarak işaret edilir. Mecnun da aklı örtülmüş, gizlenmiş kimseler için kullanılır. Yeşilliklerle örtülü olması nedeniyle cennet kelimesi de aynı kökten türemiştir. Cin kelimesinin işaret ettiği şey/şeyler Rabbimizin ayette işaret ettiği şeye göre değişir. Bunlar;Bir yerleşim yerinde yaşayan insanların/halkın daha önce görmediği, o kimselere gizli kalmış, örtülü kalmış yabancı kimseler/insanlar için kullanılır. Kur'an dinlemek için Muhammed peygambere gelen yabancı insanlar ve Süleyman peygamberin ordusunda görev yapan yabancı insanlar. İblîs ve onun soyu olan varlıklar da cin olarak işaret edilir. Görünür, elle tutulur olan maddeden/atomlardan yaratılmadıkları için Rabbimiz onları da cin kelimesiyle işaret etmektedir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

7. A'râf Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

1014|7|60|قَالَ ٱلْمَلَأُ مِن قَوْمِهِۦٓ إِنَّا لَنَرَىٰكَ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1014|7|60|قال الملا من قومه انا لنريك في ضلل مبين

Latin Literal

60. Kâlel meleu min kavmihî innâ le nerâke fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Dedi kavminden/toplumundan (Nûh'un) melesi364: "Doğrusu bizler mutlak görürüz seni apaçık bir dalalette128."

Ahmed Samira Çevirisi

60 The nobles/assembly from his nation said: "We , we are seeing you (E) in evident misguidance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا
3 min مِنْ -
4 kavmihi kavminden/toplumundan قَوْمِهِ قوم
5 inna doğrusu bizler إِنَّا -
6 lenerake mutlak görürüz seni لَنَرَاكَ راي
7 fi فِي -
8 delalin bir dalalette ضَلَالٍ ضلل
9 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

7. A'râf Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1015|7|61|قَالَ يَٰقَوْمِ لَيْسَ بِى ضَلَٰلَةٌ وَلَٰكِنِّى رَسُولٌ مِّن رَّبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1015|7|61|قال يقوم ليس بي ضلله ولكني رسول من رب العلمين

Latin Literal

61. Kâle yâ kavmi leyse bî dalâletun ve lâkinnî resûlun min rabbil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Dedi (Nûh): "Ey kavmim/toplumum! Olmadı bende bir dalalet128; velakin/fakat bir resûlüm418 alemlerin203 Rabbinden4."

Ahmed Samira Çevirisi

61 He said: "My nation, (there) is not misguidance with me, and but I am a messenger from the creations all together’s/(universes’) Lord."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (Nuh) قَالَ قول
2 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم
3 leyse yoktur لَيْسَ ليس
4 bi bende بِي -
5 delaletun bir dalalet ضَلَالَةٌ ضلل
6 velakinni velakin/fakat وَلَٰكِنِّي -
7 rasulun bir resûlüm رَسُولٌ رسل
8 min مِنْ -
9 rabbi Rabbinden رَبِّ ربب
10 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Âlem, âlem, alem. Kavram 203

203 Farklı zamanlar ve/veya mekanlarda yaşamlar, durum ve şartlar. Göklerdeki uzaylı yaşamlar. Dünya hayatının farklı zamanlarında gerçekleşen yaşamlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

7. A'râf Suresi

Ayet 149

Arapça Metin (Harekeli)

1103|7|149|وَلَمَّا سُقِطَ فِىٓ أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْا۟ أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّوا۟ قَالُوا۟ لَئِن لَّمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1103|7|149|ولما سقط في ايديهم وراوا انهم قد ضلوا قالوا لين لم يرحمنا ربنا ويغفر لنا لنكونن من الخسرين

Latin Literal

149. Ve lemmâ sukıta fî eydîhim ve reev ennehum kad dallû kâlû le in lem yerhamnâ rabbunâ ve yağfir lenâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Ne zaman ki düşürüldü* ellerine onların (başları); ve gördüler ki onlar muhakkak dalalete128 düşmüşler; dediler: "Eğer asla rahmet271 etmezse bizlere Rabbimiz4; ve mağfiret319 etmezse bizlere; mutlak oluruz hüsrana uğrayanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

149 And when it was wronged/confused/regretted in their hands, and they saw/understood that they had been misguided, they said: "If (E) our Lord does not have mercy upon us, and forgive for us we will be/become (E) from the losers ."106

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ne zaman ki وَلَمَّا -
2 sukita düşürüldü سُقِطَ سقط
3 fi فِي -
4 eydihim ellerine onların أَيْدِيهِمْ يدي
5 ve raev ve gördüler وَرَأَوْا راي
6 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
7 kad muhakkak قَدْ -
8 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل
9 kalu dediler قَالُوا قول
10 lein eğer لَئِنْ -
11 lem asla لَمْ -
12 yerhamna rahmet etmezse bizlere يَرْحَمْنَا رحم
13 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب
14 ve yegfir ve mağfiret emezse وَيَغْفِرْ غفر
15 lena bizlere لَنَا -
16 lenekunenne mutlak oluruz لَنَكُونَنَّ كون
17 mine مِنَ -
18 l-hasirine hüsrana uğrayanlardan الْخَاسِرِينَ خسر

Notlar

Not 1

*Baş. Başlarını elleri arasında almak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

7. A'râf Suresi

Ayet 155

Arapça Metin (Harekeli)

1109|7|155|وَٱخْتَارَ مُوسَىٰ قَوْمَهُۥ سَبْعِينَ رَجُلًا لِّمِيقَٰتِنَا فَلَمَّآ أَخَذَتْهُمُ ٱلرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُم مِّن قَبْلُ وَإِيَّٰىَ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ ٱلسُّفَهَآءُ مِنَّآ إِنْ هِىَ إِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَن تَشَآءُ وَتَهْدِى مَن تَشَآءُ أَنتَ وَلِيُّنَا فَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ ٱلْغَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1109|7|155|واختار موسي قومه سبعين رجلا لميقتنا فلما اخذتهم الرجفه قال رب لو شيت اهلكتهم من قبل وايي اتهلكنا بما فعل السفها منا ان هي الا فتنتك تضل بها من تشا وتهدي من تشا انت ولينا فاغفر لنا وارحمنا وانت خير الغفرين

Latin Literal

155. Vahtâra mûsâ kavmehu seb’îne raculen li mîkâtinâ, fe lemmâ ehazet humur recfetu kâle rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuk(fitnetuke), tudıllu bihâ men teşâu ve tehdî men teşâu ente veliyyunâ fâgfirlenâ verhamnâ ve ente hayrûl gâfirîn(gâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ve seçti Mûsâ vaktimiz için kendi kavmine/toplumuna yetmiş adam; öyle ki ne zaman tuttu onları sarsıntı* dedi (Mûsâ): "Rabbim4! Şayet dileseydin helak ederdin onları öncesinde; ve beni (de); helak mı edersin bizleri faaliyet içinde olduğuyla bizden ahmakların; değildir o (senin) fitnen610 dışında; dalalette128 bırakırsın onunla** dilediğin kimseyi; ve doğru yola kılavuzlarsın dilediğin kimseyi; sen velimizsin28; öyle ki mağfiret319 et bizlere; ve rahmet271 et bizlere; ve sen hayırlısısın mağfiret319 edenlerin."

Ahmed Samira Çevirisi

155 And Moses chose (from) his nation seventy men, to Our appointed time/appointed time or place, so when the tremble and shake/quake/agitation took/punished them, he said: "My Lord, if you willed/wanted you made them die/destroyed them from before and (as well as) me, do you make us die/destroy us because (of) what the ignorant/foolish from us make/did? That it is except Your test , You misguide with it whom You will/want, and You guide whom You will/want, You are our guardian/patron , so forgive for us, and have mercy upon us, and You are best (of) the forgiving."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vehtara ve seçti وَاخْتَارَ خير
2 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
3 kavmehu kendi kavmine قَوْمَهُ قوم
4 seb'iyne yetmiş سَبْعِينَ سبع
5 raculen adam رَجُلًا رجل
6 limikatina vaktimize لِمِيقَاتِنَا وقت
7 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
8 ehazethumu tuttu onları أَخَذَتْهُمُ اخذ
9 r-racfetu sarsıntı الرَّجْفَةُ رجف
10 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول
11 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
12 lev şayet لَوْ -
13 şi'te dileseydin شِئْتَ شيا
14 ehlektehum helak ederdin onları أَهْلَكْتَهُمْ هلك
15 min مِنْ -
16 kablu öncesinde قَبْلُ قبل
17 ve iyyaye ve beni de وَإِيَّايَ -
18 etuhlikuna helak mi edersin bizleri أَتُهْلِكُنَا هلك
19 bima بِمَا -
20 feale faaliyet içinde olduğuyla فَعَلَ فعل
21 s-sufeha'u ahmakların السُّفَهَاءُ سفه
22 minna bizden مِنَّا -
23 in değildir إِنْ -
24 hiye o هِيَ -
25 illa dışında إِلَّا -
26 fitnetuke fitnelendirmen فِتْنَتُكَ فتن
27 tudillu dalalette bırakırsın تُضِلُّ ضلل
28 biha onunla بِهَا -
29 men kimseyi مَنْ -
30 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا
31 ve tehdi ve doğru yola kılavuzlarsın وَتَهْدِي هدي
32 men kimseyi مَنْ -
33 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا
34 ente sen أَنْتَ -
35 veliyyuna velimizsin وَلِيُّنَا ولي
36 fegfir öyle ki mağfiret et فَاغْفِرْ غفر
37 lena bizlere لَنَا -
38 verhamna ve rahmet et bizlere وَارْحَمْنَا رحم
39 ve ente ve sen وَأَنْتَ -
40 hayru hayırlısı خَيْرُ خير
41 l-gafirine mağfiret edenlerin الْغَافِرِينَ غفر

Notlar

Not 1

*Deprem.**Fitnenle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Fitne. Kavram 610

610 Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.

7. A'râf Suresi

Ayet 178

Arapça Metin (Harekeli)

1132|7|178|مَن يَهْدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلْمُهْتَدِى وَمَن يُضْلِلْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1132|7|178|من يهد الله فهو المهتدي ومن يضلل فاوليك هم الخسرون

Latin Literal

178. Men yehdillâhu fehuvel muhtedî ve men yudlil fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).

Türkçe Çeviri

Kimi doğru yola kılavuzlar Allah öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi dalalette128 bırakır; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

178 Who God guides, so he is the guided, and who He misguides, so those (are) the losing/misguiding and perishing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kimi مَنْ -
2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِ هدي
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
5 l-muhtedi doğru yolu bulandır الْمُهْتَدِي هدي
6 vemen ve kimi وَمَنْ -
7 yudlil dalalette bırakır يُضْلِلْ ضلل
8 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ -
9 humu onlardır هُمُ -
10 l-hasirune hüsrana uğrayanlardır الْخَاسِرُونَ خسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

7. A'râf Suresi

Ayet 186

Arapça Metin (Harekeli)

1140|7|186|مَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَلَا هَادِىَ لَهُۥ وَيَذَرُهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1140|7|186|من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم في طغينهم يعمهون

Latin Literal

186. Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Türkçe Çeviri

Kimi dalalette128 bırakır Allah; öyle ki olmaz doğru yola kılavuzlayan ona*; ve bırakır onları** tûğyânları442 içinde (ki) bocalayıp dururlar.

Ahmed Samira Çevirisi

186 Who God misguides, so (there is) no guide to him, and He leaves them in their tyranny/arrogance being confused/puzzled .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kimi مَنْ -
2 yudlili dalalette bırakır يُضْلِلِ ضلل
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 fela öyle ki فَلَا -
5 hadiye olmaz doğru yola kılavuzlayan هَادِيَ هدي
6 lehu ona لَهُ -
7 ve yezeruhum ve bırakır onları وَيَذَرُهُمْ وذر
8 fi içinde فِي -
9 tugyanihim tuğyanları طُغْيَانِهِمْ طغي
10 yea'mehune bocalayıp dururlar يَعْمَهُونَ عمه

Notlar

Not 1

*O kimseyi.**O kimseleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1272|9|37|إِنَّمَا ٱلنَّسِىٓءُ زِيَادَةٌ فِى ٱلْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُحِلُّونَهُۥ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُۥ عَامًا لِّيُوَاطِـُٔوا۟ عِدَّةَ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ فَيُحِلُّوا۟ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ زُيِّنَ لَهُمْ سُوٓءُ أَعْمَٰلِهِمْ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1272|9|37|انما النسي زياده في الكفر يضل به الذين كفروا يحلونه عاما ويحرمونه عاما ليواطوا عده ما حرم الله فيحلوا ما حرم الله زين لهم سو اعملهم والله لا يهدي القوم الكفرين

Latin Literal

37. İnnemen nesîu ziyâdetun fîl kufri yudallu bihillezîne keferû yuhillûnehu âmen ve yuharrimûnehu âmen li yuvâtiû iddete mâ harremallâhu fe yuhillû mâ harremallâh(harremallâhu), zuyyine lehum sûu a’mâlihim, vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ancak ki ertelemek* bir ziyadedir** küfürde422; dalalette128 bırakılır onunla kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) helal kılarlar onu*** bir yıl**** ve haram kılarlar onu*** bir yıl****; denk gelmesi için Allah'ın haram kıldığının adetini/sayısını; öyle ki helal kılarlar**** haram kıldığını Allah'ın; süslü gösterildi onlara yaptıkları kötülük; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler25 kavmini/toplumunu.

Ahmed Samira Çevirisi

37 But the delayment/postponement (is) an increase in the disbelief, those who disbelieved become misguided with it, they permit/allow it (for) a year and they forbid/prohibit it (for) a year, to agree to (the) term (that) God forbid/prohibited, so they permit/allow what God forbade/prohibited, and (the) bad/evil (of) their deeds was decorated/beautified for them, and God does not guide the nation the disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak ki إِنَّمَا -
2 n-nesi'u ertelemek النَّسِيءُ نسا
3 ziyadetun bir ziyadedir زِيَادَةٌ زيد
4 fi فِي -
5 l-kufri küfürde الْكُفْرِ كفر
6 yudellu dalalette bırakılır يُضَلُّ ضلل
7 bihi onunla بِهِ -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
10 yuhillunehu helal kılarlar onu يُحِلُّونَهُ حلل
11 aamen bir yıl عَامًا عوم
12 ve yuharrimunehu ve haram kılarlar onu وَيُحَرِّمُونَهُ حرم
13 aamen bir yıl عَامًا عوم
14 liyuvatiu denk gelmesi için لِيُوَاطِئُوا وطا
15 iddete adeti/sayısı عِدَّةَ عدد
16 ma مَا -
17 harrame haram kıldığının حَرَّمَ حرم
18 llahu Allah'ın اللَّهُ -
19 fe yuhillu öyle ki helal kılarlar فَيُحِلُّوا حلل
20 ma مَا -
21 harrame haram kıldığını حَرَّمَ حرم
22 llahu Allah'ın اللَّهُ -
23 zuyyine süslü gösterildi زُيِّنَ زين
24 lehum onlara لَهُمْ -
25 su'u kötülüğü سُوءُ سوا
26 ea'malihim yaptıklarını أَعْمَالِهِمْ عمل
27 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
28 la لَا -
29 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي
30 l-kavme toplumunu الْقَوْمَ قوم
31 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Haram ayları kafadan ertelemek. **Artıştır.***Sabit haram ayları.****Yıl geçişlerinde kaydırma yaparlar. Sabit aylar olarak almazlar. Yılda 4 ay haram ay kabul ederek Yüce Allah'ın haram aylar sayısını denk getirirler. Ancak sabit olarak haram olması gereken aylar bazen haram ay olur, bazen helal ay olur. ****Sabit olması gereken haram aylar geldiğinde erteleme yaparak Yüce Allah'ın haram kıldığı savaşmama yasağını delerler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 115

Arapça Metin (Harekeli)

1350|9|115|وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِلَّ قَوْمًۢا بَعْدَ إِذْ هَدَىٰهُمْ حَتَّىٰ يُبَيِّنَ لَهُم مَّا يَتَّقُونَ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1350|9|115|وما كان الله ليضل قوما بعد اذ هديهم حتي يبين لهم ما يتقون ان الله بكل شي عليم

Latin Literal

115. Ve mâ kânallâhu lî yudılle kavmen ba’de iz hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûn(yettekûne), innallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir Allah dalalette128 bırakır bir kavmi/toplumu doğru yola kılavuzladığı zaman sonrasında; ta ki beyan226 eder* onlara neye takvalı21 olurlar; doğrusu Allah her bir şeye bir Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

115 And God was not to misguide (a) nation after when He guided them, until He clarifies/explains to them what they fear and obey, that God was/is with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 liyudille dalalette bırakır لِيُضِلَّ ضلل
5 kavmen bir kavmi/toplumu قَوْمًا قوم
6 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
7 iz zaman إِذْ -
8 hedahum doğru yola kılavuzlaması هَدَاهُمْ هدي
9 hatta ta ki حَتَّىٰ -
10 yubeyyine beyan ederler يُبَيِّنَ بين
11 lehum onlara لَهُمْ -
12 ma neye مَا -
13 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 bikulli herbir بِكُلِّ كلل
17 şey'in şeye شَيْءٍ شيا
18 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

10. Yunus Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

1394|10|32|فَذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمُ ٱلْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ ٱلْحَقِّ إِلَّا ٱلضَّلَٰلُ فَأَنَّىٰ تُصْرَفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1394|10|32|فذلكم الله ربكم الحق فماذا بعد الحق الا الضلل فاني تصرفون

Latin Literal

32. Fe zâlikumullâhu rabbukumul hakk(hakku), fe mâzâ ba’del hakkı illed dalâl(dalâlu), fe ennâ tusrafûn(tusrafûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki işte sizleredir Allah19; hak/gerçek Rabbiniz4; öyle ki nedir hak/gerçek dışında sonrasında dalalet128*; öyle ki nasıl döndürülürsünüz?

Ahmed Samira Çevirisi

32 So that one (is) God, your Lord the truth , so what after the truth (is there) except the misguidance, so how/where (do) you be sent away/diverted?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fezalikumu öyle ki işte sizleredir فَذَٰلِكُمُ -
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 rabbukumu Rabbiniz رَبُّكُمُ ربب
4 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
5 femaza öyle ki nedir فَمَاذَا -
6 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
7 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
8 illa dışında إِلَّا -
9 d-delalu delalet الضَّلَالُ ضلل
10 feenna öyle ki nasıl فَأَنَّىٰ اني
11 tusrafune döndürülürsünüz تُصْرَفُونَ صرف

Notlar

Not 1

*Size ne oluyor da hak/gerçek sonrasında dalalete düşüyorsunuz?

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Allah Kavram 19

19 Allah kelimesi Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'da ilâh'ın/tanrı'nın özel adıdır. "Allah" kelimesi Arapça'da "al-" (belirli çekim eki) ve "ilâh" (tanrı) kelimelerinin birleşmesinden ("al-" + "ilâh" (tanrı) → "al-ilâh" → "Allah" türemiştir. Allah kelimesi Türkçede "O ilâh/tanrı", "İlâh denilince bilinen, akla gelen ilâh olarak anlaşılabilir. İslam'ın Allah'ı gerçek ilâhtır. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

10. Yunus Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1450|10|88|وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَآ إِنَّكَ ءَاتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُۥ زِينَةً وَأَمْوَٰلًا فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا۟ عَن سَبِيلِكَ رَبَّنَا ٱطْمِسْ عَلَىٰٓ أَمْوَٰلِهِمْ وَٱشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا۟ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1450|10|88|وقال موسي ربنا انك اتيت فرعون وملاه زينه وامولا في الحيوه الدنيا ربنا ليضلوا عن سبيلك ربنا اطمس علي امولهم واشدد علي قلوبهم فلا يومنوا حتي يروا العذاب الاليم

Latin Literal

88. Ve kâle mûsâ rabbenâ inneke âteyte fir’avne ve melâhu zîneten ve emvâlen fîl hayâtid dunyâ rabbenâ li yudıllû an sebîlik(sebîlike), rabbenatmis alâ emvâlihim veşdud alâ kulûbihim fe lâ yu’minû hattâ yerevul azâbel elîm(elîme).

Türkçe Çeviri

Ve dedi Mûsâ: "Rabbimiz4! Doğrusu sen; verdin firavuna ve melesine364 onun* bir ziynet856 ve mallar dünya hayatında; Rabbimiz4! Dalalete128 düşürmeleri için senin yolundan336; Rabbimiz4! Sil mallarının üzerini ve sertleştir/katılaştır kalplerinin175 üzerini; öyle ki iman47 etmezler ta ki görürler elim/acıklı azabı."

Ahmed Samira Çevirisi

88 And Moses said: "Our Lord, that You, You gave/brought Pharaoh and his nobles/assembly decoration/beauty/ornament and properties/possessions/wealth in the present world/worldly life, our Lord, to misguide (E) from Your way/path , our Lord wipe out/destroy on their properties/possessions/wealths and stamp/hit on their hearts/minds so they do not believe until they see the torture the painful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
3 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
4 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
5 ateyte verdin اتَيْتَ اتي
6 fir'avne firavuna فِرْعَوْنَ -
7 ve meleehu ve melesine onun وَمَلَأَهُ ملا
8 zineten bir ziynet زِينَةً زين
9 ve emvalen ve mallar وَأَمْوَالًا مول
10 fi فِي -
11 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
12 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
14 liyudillu dalalete sürüklemeleri için لِيُضِلُّوا ضلل
15 an عَنْ -
16 sebilike senin yolundan سَبِيلِكَ سبل
17 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
18 tmis sil اطْمِسْ طمس
19 ala üzerini عَلَىٰ -
20 emvalihim mallarının أَمْوَالِهِمْ مول
21 veşdud ve sertleştir/katılaştır وَاشْدُدْ شدد
22 ala üzerini عَلَىٰ -
23 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب
24 fela öyle ki فَلَا -
25 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
26 hatta ta ki حَتَّىٰ -
27 yeravu görürler يَرَوُا راي
28 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
29 l-elime elim/acıklı الْأَلِيمَ الم

Notlar

Not 1

*Firavunun.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Ziynet Kavram 856

856 Süs, dekorasyon, takı, bezek.

10. Yunus Suresi

Ayet 108

Arapça Metin (Harekeli)

1470|10|108|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدْ جَآءَكُمُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنِ ٱهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِى لِنَفْسِهِۦ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَآ أَنَا۠ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1470|10|108|قل يايها الناس قد جاكم الحق من ربكم فمن اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها وما انا عليكم بوكيل

Latin Literal

108. Kul yâ eyyuhen nâsu kad câekumul hakku min rabbikum, fe men ihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihi), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi vekîl(vekîlin).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere hak/gerçek* Rabbinizden4; öyle ki kim doğru yola kılavuzladı**; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlar kendi nefsini201; ve kim dalalete128 düştü; öyle ki ancak dalalete128 düşer kendi aleyhine; değilim ben üzerinize bir vekîl517."

Ahmed Samira Çevirisi

108 Say: "You, you the people, the truth had come to you from your Lord, so who was guided, so but he guides for his self, and who misguided , so but he misguides on it, and I am not on you with a guardian/protector."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 kad muhakkak قَدْ -
5 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا
6 l-hakku hak/gerçek الْحَقُّ حقق
7 min مِنْ -
8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
9 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
10 hteda doğru yola kılavuzladı اهْتَدَىٰ هدي
11 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
12 yehtedi doğru yola kılavuzlar يَهْتَدِي هدي
13 linefsihi kendi nefsini لِنَفْسِهِ نفس
14 ve men ve kim وَمَنْ -
15 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
16 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
17 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل
18 aleyha kendi aleyhine عَلَيْهَا -
19 ve ma değilim وَمَا -
20 ena ben أَنَا -
21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
22 bivekilin bir vekil بِوَكِيلٍ وكل

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Nefsini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Vekîl Kavram 517

517 Vekalet verilen, birinin işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği.

12. Yusuf Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

1602|12|8|إِذْ قَالُوا۟ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَىٰٓ أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1602|12|8|اذ قالوا ليوسف واخوه احب الي ابينا منا ونحن عصبه ان ابانا لفي ضلل مبين

Latin Literal

8. İz kâlû le yûsufu ve ehûhu ehabbu ilâ ebînâ minnâ ve nahnu usbeh(usbehtun), inne ebânâ le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Dedikleri zaman: "Mutlak ki Yûsuf ve onun* kardeşi bizden daha sevgilidir babamıza**; ve bizler bir birliğiz/bağlıyız; doğrusu babamız*** mutlak apaçık bir dalalettedir128."

Ahmed Samira Çevirisi

8 When they said: "Joseph (E), and his brother, (are) more lovable/likable to our father than us, and we (are) a group/band/company, that truly our father (is) in (E) clear/evident misguidance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz zaman إِذْ -
2 kalu dedikleri قَالُوا قول
3 leyusufu mutlak ki Yûsuf لَيُوسُفُ -
4 ve ehuhu ve kardeşi onun وَأَخُوهُ اخو
5 ehabbu daha sevgilidir أَحَبُّ حبب
6 ila doğru إِلَىٰ -
7 ebina babamıza أَبِينَا ابو
8 minna bizden مِنَّا -
9 venehnu ve bizler وَنَحْنُ -
10 usbetun bir birliğiz/bağlıyız عُصْبَةٌ عصب
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 ebana babamız أَبَانَا ابو
13 lefi mutlak لَفِي -
14 delalin bir dalalettedir ضَلَالٍ ضلل
15 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un.**Yakûb'a.***Yakûb.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

12. Yusuf Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1624|12|30|وَقَالَ نِسْوَةٌ فِى ٱلْمَدِينَةِ ٱمْرَأَتُ ٱلْعَزِيزِ تُرَٰوِدُ فَتَىٰهَا عَن نَّفْسِهِۦ قَدْ شَغَفَهَا حُبًّا إِنَّا لَنَرَىٰهَا فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1624|12|30|وقال نسوه في المدينه امرات العزيز ترود فتيها عن نفسه قد شغفها حبا انا لنريها في ضلل مبين

Latin Literal

30. Ve kâle nisvetun fîl medînetimre’etul azîzi turâvidu fetâhâ an nefsih(nefsihî), kad şegafehâ hubbâ(hubben), innâ le nerâhâ fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ve dediler kadınlar şehirde: "Azîzin karısı murad talep etmiş fetânına936; nefsinden201 onun*; muhakkak tutkun etmiş onu** bir aşk/sevda; doğrusu biz mutlak görürüz onu** apaçık bir dalalette128."

Ahmed Samira Çevirisi

30 And women in the city/town said: "Elaziz/the Egyptian ruler’s woman (wife) seduces/entices her youth/slave/servant from himself, he had affected her deeply/deeply impassioned her lovingly , that157we see/understand her (E) in evident misguidance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dediler وَقَالَ قول
2 nisvetun kadınlar نِسْوَةٌ نسو
3 fi فِي -
4 l-medineti şehirde الْمَدِينَةِ مدن
5 mraetu karısı امْرَأَتُ مرا
6 l-azizi azîzin الْعَزِيزِ عزز
7 turavidu murad talep etmiş تُرَاوِدُ رود
8 fetaha fetânına فَتَاهَا فتي
9 an عَنْ -
10 nefsihi nefsinden onun نَفْسِهِ نفس
11 kad muhakkak قَدْ -
12 şegafeha tutkun etmiş onu شَغَفَهَا شغف
13 hubben bir aşk/sevda حُبًّا حبب
14 inna doğrusu biz إِنَّا -
15 leneraha mutlak görürüz onu لَنَرَاهَا راي
16 fi فِي -
17 delalin bir dalalette ضَلَالٍ ضلل
18 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Fetânının (Yûsuf'un).**Kadını.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

12. Yusuf Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

1689|12|95|قَالُوا۟ تَٱللَّهِ إِنَّكَ لَفِى ضَلَٰلِكَ ٱلْقَدِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1689|12|95|قالوا تالله انك لفي ضللك القديم

Latin Literal

95. Kâlû tallâhi inneke le fî dalâlikel kadîm(kadîmi).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Allah’a yemin olsun ki doğrusu sen** mutlak içindesin eski bir dalalet128."

Ahmed Samira Çevirisi

95 They said: "By God, that you are in your misguidance the old/old time."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 tallehi Allah’a yemin olsun ki تَاللَّهِ -
3 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
4 lefi mutlak içindesin لَفِي -
5 delalike bir dalalet ضَلَالِكَ ضلل
6 l-kadimi eski/önceki الْقَدِيمِ قدم

Notlar

Not 1

*Yakûb'un yanında kalmış olan oğulları.**Yakûb.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

13. Ra'd Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

1719|13|14|لَهُۥ دَعْوَةُ ٱلْحَقِّ وَٱلَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَىْءٍ إِلَّا كَبَٰسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى ٱلْمَآءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَٰلِغِهِۦ وَمَا دُعَآءُ ٱلْكَٰفِرِينَ إِلَّا فِى ضَلَٰلٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1719|13|14|له دعوه الحق والذين يدعون من دونه لا يستجيبون لهم بشي الا كبسط كفيه الي الما ليبلغ فاه وما هو ببلغه وما دعا الكفرين الا في ضلل

Latin Literal

14. Lehu da’vetul hakk(hakkı), vellezîne yed’ûne min dûnihî lâ yestecîbûne lehum bi şey’in illâ kebâsitı keffeyhi ilel mâi li yebluga fâhu ve mâ huve bi bâligıh(bâligıhî), ve mâ duâul kâfirîne illâ fî dalâl(dalâlin).

Türkçe Çeviri

O'nadır* hak/gerçek çağrı/davet; ve kimseler (ki) çağırırlar/davet ederler O’nun** astından (ki) cevap veremezler onlara bir şeyle; dışındadır uzatan iki avcunu*** suya; ulaşması için ağzına; ve o*** ulaşır değildir ona; ve değildir çağrısı/daveti kâfirlerin25 dalaletteki128 dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

14 For Him (is) the truth’s call/request/prayer, and those who call from (to) other than Him, they do not answer/reply to them from a thing, except as (who) spreads/extends his two palms to the water to reach his mouth, and he is not with reaching it, and the disbeliever’s call/prayer is not except in misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lehu O'nadır لَهُ -
2 dea'vetu çağrı/davet دَعْوَةُ دعو
3 l-hakki hak gerçek الْحَقِّ حقق
4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
5 yed'une çağırırlar/davet ederler يَدْعُونَ دعو
6 min مِنْ -
7 dunihi astından O’nun دُونِهِ دون
8 la لَا -
9 yestecibune cevap veremezler يَسْتَجِيبُونَ جوب
10 lehum onlara لَهُمْ -
11 bişey'in bir şeyle بِشَيْءٍ شيا
12 illa dışındadır إِلَّا -
13 kebasiti uzatan كَبَاسِطِ بسط
14 keffeyhi iki avucunu كَفَّيْهِ كفف
15 ila إِلَى -
16 l-mai suya الْمَاءِ موه
17 liyebluga ulaşması için لِيَبْلُغَ بلغ
18 fahu ağzına onun فَاهُ فوه
19 vema ve değildir وَمَا -
20 huve o هُوَ -
21 bibaligihi ulaşır ona بِبَالِغِهِ بلغ
22 ve ma ve değildir وَمَا -
23 duaa'u çağrısı/daveti دُعَاءُ دعو
24 l-kafirine kafirlerin الْكَافِرِينَ كفر
25 illa dışında إِلَّا -
26 fi فِي -
27 delalin dalaletteki ضَلَالٍ ضلل

Notlar

Not 1

*Allah'adır.**Allah'ın.***Yüce Allah'ın iki avucu ve onların uzatılmasını olumsuz olarak işaret etmesi de büyük bir işarettir. Günümüzde Allah'a dua ediyoruz diye avuç açan ancak mezheplere/tarikatlara/hadislere tabi olmuş kimselerin çağrıları/duaları gerçek çağrı/dua değildir. Rabbimiz şirkle yapılan dualara asla cevap vermez. Vermediğini de zaten kendilerini müslüman sanan toplumun halinden görmekteyiz ki üzerlerine rics/pislik yağmaktadır.***Su.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

13. Ra'd Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1732|13|27|وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ قُلْ إِنَّ ٱللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِىٓ إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1732|13|27|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه قل ان الله يضل من يشا ويهدي اليه من اناب

Latin Literal

27. Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

Türkçe Çeviri

Ve diyor kâfirlik25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirilmeli onun* üzerine bir ayet287 Rabbinden4?"; de ki: "Doğrusu Allah dalalette128 bırakır dilediği kimseyi; ve kılavuzlar kendisine sıkça dönmüş** kimseyi."

Ahmed Samira Çevirisi

27 And those who disbelieved said: "If only a sign/evidence was descended on him from his Lord." Say: "That God misguides whom He wills/wants, and He guides to Him who repented ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yekulu ve diyor وَيَقُولُ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 levla değil miydi? لَوْلَا -
5 unzile indirilmeli أُنْزِلَ نزل
6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
8 min مِنْ -
9 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
10 kul de ki قُلْ قول
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 yudillu dalalette bırakır يُضِلُّ ضلل
14 men kimseyi مَنْ -
15 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
16 ve yehdi ve kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
17 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
18 men kimseyi مَنْ -
19 enabe sıkca döndü أَنَابَ نوب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Her anında Rabbini hatırlayan/zikreden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

13. Ra'd Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

1738|13|33|أَفَمَنْ هُوَ قَآئِمٌ عَلَىٰ كُلِّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ شُرَكَآءَ قُلْ سَمُّوهُمْ أَمْ تُنَبِّـُٔونَهُۥ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِى ٱلْأَرْضِ أَم بِظَٰهِرٍ مِّنَ ٱلْقَوْلِ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مَكْرُهُمْ وَصُدُّوا۟ عَنِ ٱلسَّبِيلِ وَمَن يُضْلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنْ هَادٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1738|13|33|افمن هو قايم علي كل نفس بما كسبت وجعلوا لله شركا قل سموهم ام تنبونه بما لا يعلم في الارض ام بظهر من القول بل زين للذين كفروا مكرهم وصدوا عن السبيل ومن يضلل الله فما له من هاد

Latin Literal

33. E fe men huve kâimun alâ kulli nefsin bi mâ kesebet, ve cealû lillâhi şurekâ’(şurekâe), kul semmûhum, em tunebbiûnehu bi mâ lâ ya’lemu fîl ardı em bi zâhirin minel kavl(kavli), bel zuyyine lillezîne keferû mekruhum ve suddû anis sebîl(sebîli), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimse midir o* (ki) bir kıyamdadır143** her bir nefis201 üzerine kazandığıyla? Ve yaptılar Allah'a ortaklar71; de ki: "İsimlendirin*** onları****; ya da haber (mi) verirsiniz O'na***** bilmediğini yerde; ya da söylemden ortaya çıkanladır******; evet! Ziynetlendirildi856 kâfirlik25 etmiş kimselere tuzakları; ve sapıp uzaklaştırıldılar yoldan*******; ve kimi dalalette128 bırakır Allah; öyle ki yoktur ona hiç bir doğru yola kılavuz.

Ahmed Samira Çevirisi

33 Is whom, He is taking care of on every self with what it earned/gained , and they made/created to God partners, say: "Name/identify them, or you inform Him with what He does not know in the earth/Planet Earth, or with apparent/visible from the saying/opinion and belief . Rather their cheatery/deceit was decorated/beautified to those who disbelieved, and they prevented/obstructed from the way/path , and whom God misguides so (there is) none from (a) guide (is) for him.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 efemen öyle ki kimse mi أَفَمَنْ -
2 huve o (ki) هُوَ -
3 kaimun bir kıyamdadır قَائِمٌ قوم
4 ala üzerinde عَلَىٰ -
5 kulli her كُلِّ كلل
6 nefsin nefsin نَفْسٍ نفس
7 bima بِمَا -
8 kesebet kazandığıyla كَسَبَتْ كسب
9 vecealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل
10 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
11 şuraka'e ortaklar شُرَكَاءَ شرك
12 kul de ki قُلْ قول
13 semmuhum isimlendirin onları سَمُّوهُمْ سمو
14 em ya da أَمْ -
15 tunebbiunehu haber verirsiniz ona تُنَبِّئُونَهُ نبا
16 bima بِمَا -
17 la لَا -
18 yea'lemu bilmediğini يَعْلَمُ علم
19 fi فِي -
20 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
21 em ya da أَمْ -
22 bizahirin ortaya çıkanla بِظَاهِرٍ ظهر
23 mine مِنَ -
24 l-kavli söylemden الْقَوْلِ قول
25 bel evet بَلْ -
26 zuyyine ziynetlendirildi زُيِّنَ زين
27 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
28 keferu kafirlik etmiş كَفَرُوا كفر
29 mekruhum tuzakları مَكْرُهُمْ مكر
30 ve suddu ve sapıp uzaklaştırıldılar وَصُدُّوا صدد
31 ani عَنِ -
32 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل
33 ve men ve kimi وَمَنْ -
34 yudlili dalalette bırakır يُضْلِلِ ضلل
35 llahu Allah اللَّهُ -
36 fema öyle ki yoktur فَمَا -
37 lehu ona لَهُ -
38 min hiç bir مِنْ -
39 hadin bir doğru yola kılavuzdan هَادٍ هدي

Notlar

Not 1

*Kâfirlik etmiş kimse ve/veya Yüce Allah'a ortak edilen kimse. **Her zaman uyanıktır, dikelmiştir, aktiftir. Kendisi yaratılmış olan bir kimse asla Yüce Allah'a ortak koşulamaz.***Ne isim verirseniz verin bir ilâh olma özellikleri asla yoktur.****Ortak koşulan kimseler. *****Allah'a. ******Boş sözle, boş lafla. Kuru laf kalabalığıyla.*******Kur'an'dan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ziynet Kavram 856

856 Süs, dekorasyon, takı, bezek.

14. İbrahim Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1751|14|3|ٱلَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا عَلَى ٱلْءَاخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا أُو۟لَٰٓئِكَ فِى ضَلَٰلٍۭ بَعِيدٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1751|14|3|الذين يستحبون الحيوه الدنيا علي الاخره ويصدون عن سبيل الله ويبغونها عوجا اوليك في ضلل بعيد

Latin Literal

3. Ellezîne yestehıbbûnel hayâted dunyâ alel âhıreti ve yasuddûne an sebîlillâhi ve yebgûnehâ ivecâ(ivecen), ulâike fî dalâlin baîd(baîdin).

Türkçe Çeviri

Kimselerdir (ki) severler dünya hayatını ahirete karşı; ve çevirirler Allah'ın yolundan336; ve bakınırlar ona* bir eğriliğe**; işte bunlar uzak bir dalalettedir128.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who love/like (prefer) the life the present/worldly life over the end (other life), and they obstruct/prevent from God’s way/path and they desire it (be) bent/crookedness , those are in distant/far misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
2 yestehibbune severler يَسْتَحِبُّونَ حبب
3 l-hayate hayatını الْحَيَاةَ حيي
4 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
5 ala karşı عَلَى -
6 l-ahirati ahirete الْاخِرَةِ اخر
7 ve yesuddune ve çevirirler وَيَصُدُّونَ صدد
8 an عَنْ -
9 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah'ın اللَّهِ -
11 ve yebguneha ve bakınırlar ona وَيَبْغُونَهَا بغي
12 ivecen bir eğriliğe عِوَجًا عوج
13 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
14 fi فِي -
15 delalin bir dalalettedir ضَلَالٍ ضلل
16 beiydin uzak بَعِيدٍ بعد

Notlar

Not 1

*Dünya hayatına ve/veya ahirete.**Çarpıklığa.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

14. İbrahim Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1752|14|4|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِهِۦ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ فَيُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1752|14|4|وما ارسلنا من رسول الا بلسان قومه ليبين لهم فيضل الله من يشا ويهدي من يشا وهو العزيز الحكيم

Latin Literal

4. Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz hiçbir resûlü418 onun* kavminin/toplumunun lisanı/dili980 dışında; beyan226 etmesi içindir onlara**; öyle ki dalalette128 bırakır Allah dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve O*** Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

4 And We did not send from a messenger except with his nation’s tongue/language , to clarify/explain to them, so God misguides whom He wills/wants, and He guides whom He wills/wants, and He is the glorious/mighty , the wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min hiçbir مِنْ -
4 rasulin resûlü رَسُولٍ رسل
5 illa dışında إِلَّا -
6 bilisani lisanı/dili بِلِسَانِ لسن
7 kavmihi onun kavminin قَوْمِهِ قوم
8 liyubeyyine beyan etmesi için لِيُبَيِّنَ بين
9 lehum olara لَهُمْ -
10 feyudillu öyle ki dalalette bırakır فَيُضِلُّ ضلل
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 men kimseyi مَنْ -
13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
14 ve yehdi ve doğruya kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
15 men kimseyi مَنْ -
16 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
17 ve huve ve O وَهُوَ -
18 l-azizu Aziz’dir الْعَزِيزُ عزز
19 l-hakimu Hakîm’di الْحَكِيمُ حكم

Notlar

Not 1

*Resûlün.**Kavme/topluma.***Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

14. İbrahim Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1766|14|18|مَّثَلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِرَبِّهِمْ أَعْمَٰلُهُمْ كَرَمَادٍ ٱشْتَدَّتْ بِهِ ٱلرِّيحُ فِى يَوْمٍ عَاصِفٍ لَّا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا۟ عَلَىٰ شَىْءٍ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلضَّلَٰلُ ٱلْبَعِيدُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1766|14|18|مثل الذين كفروا بربهم اعملهم كرماد اشتدت به الريح في يوم عاصف لا يقدرون مما كسبوا علي شي ذلك هو الضلل البعيد

Latin Literal

18. Meselullezîne keferû bi rabbihim a’mâluhum ke remâdinişteddet bihir rîhu fî yevmin âsıf(âsıfin), lâ yakdirûne mimmâ kesebû alâ şey’(şey’in), zâlike huved dalâlul baîd(baîdu).

Türkçe Çeviri

Misalidir870 kimselerin (ki) kâfirlik25 ettiler Rablerine4; yaptıkları onların* bir kül gibidir (ki) savurdu onu** rüzgar fırtınalı bir günde; muktedir964 olamazlar kazandıklarından*** bir şeye karşı; işte bu (ki) o uzak bir dalalettir128.

Ahmed Samira Çevirisi

18 (The) example/proverb (of) those who disbelieved with their Lord, their deeds (are) like ashes, the wind strengthened in a stormy/violent day, they do (can) not be capable/able on a thing from what they gained/acquired , that (is) the misguidance , the distant/far.

Notlar

Not 1

*Kâfirlerin.**Külü.***Kazandıkları sıfırla çarpılır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1775|14|27|يُثَبِّتُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱلْقَوْلِ ٱلثَّابِتِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ وَيُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلظَّٰلِمِينَ وَيَفْعَلُ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

Latin Literal

27. Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ’(yeşâu).

Türkçe Çeviri

Sabitler* Allah iman47 etmiş kimseleri sabit** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette128 bırakır Allah zalimleri257; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Ahmed Samira Çevirisi

27 God affirms/strengthens those who believed with the word/opinion and belief the affirmed/strengthened in the life the present/worldly life and the end (other life), and God misguides the unjust/oppressive, and God makes/does what He wills/wants.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yusebbitu sabitler يُثَبِّتُ ثبت
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ -
4 amenu iman ettiler امَنُوا امن
5 bil-kavli söz ile بِالْقَوْلِ قول
6 s-sabiti sabit الثَّابِتِ ثبت
7 fi فِي -
8 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve fi ve وَفِي -
11 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
12 ve yudillu ve dalalette bırakır وَيُضِلُّ ضلل
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم
15 ve yef'alu ve faaliyete geçirir وَيَفْعَلُ فعل
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 ma مَا -
18 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا

Notlar

Not 1

*Güzel bir ağaç gibi yapar. Kararlı, kökleri sabit, göğe uzanan meyve veren dallarıyla. **Güzel bir ağaca benzeyen sözle, kelimeyle. Asla değişmeyen, kararlı bir sözle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

14. İbrahim Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1778|14|30|وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ أَندَادًا لِّيُضِلُّوا۟ عَن سَبِيلِهِۦ قُلْ تَمَتَّعُوا۟ فَإِنَّ مَصِيرَكُمْ إِلَى ٱلنَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1778|14|30|وجعلوا لله اندادا ليضلوا عن سبيله قل تمتعوا فان مصيركم الي النار

Latin Literal

30. Ve cealû lillâhi endâden li yudıllû an sebîlih(sebîlihî), kul temetteû fe inne masîrekum ilen nâr(nâri).

Türkçe Çeviri

Ve yaptılar Allah'a eşler/denkler*; dalalete128 sürüklemek için O'nun** yolundan336; de ki: "Metalanın54; öyle ki doğrusu varış yeriniz ateşe834 doğrudur."

Ahmed Samira Çevirisi

30 And they made/put to God equals (idols) to misguide from His way/path , say: "Live long/enjoy so that your end/destination (is) to the fire ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل
2 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
3 endaden eşler أَنْدَادًا ندد
4 liyudillu dalalete sürüklemek için لِيُضِلُّوا ضلل
5 an عَنْ -
6 sebilihi O'nun yolundan سَبِيلِهِ سبل
7 kul de ki قُلْ قول
8 temetteu metalanın تَمَتَّعُوا متع
9 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
10 mesirakum varış yeriniz مَصِيرَكُمْ صير
11 ila إِلَى -
12 n-nari ateşe doğrudur النَّارِ نور

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın Kur'an'ında olan hükümlerine haşa eşit/denk sayılan, hatta ayetlerden haşa daha üstün olabilen sözde imamların uyduruk sözlerini din kabul ettiler. **Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

15. Hicr Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

1856|15|56|قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1856|15|56|قال ومن يقنط من رحمه ربه الا الضالون

Latin Literal

56. Kâle ve men yaknetu min rahmeti rabbihî illad dâllûn(dâllûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Ve kim umut keser** Rabbinin4 rahmetinden271 dalalettekiler128 dışında?"

Ahmed Samira Çevirisi

56 He said: "And who despairs from his Lord’s mercy, except the misguided?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 ve men ve kim وَمَنْ -
3 yeknetu umut keser يَقْنَطُ قنط
4 min -nden مِنْ -
5 rahmeti rahmetinden رَحْمَةِ رحم
6 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب
7 illa dışında إِلَّا -
8 d-dallune dalalettekiler الضَّالُّونَ ضلل

Notlar

Not 1

*Melekler.**Ümitsiz olur, yeise düşer.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

16. Nahl Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

1924|16|25|لِيَحْمِلُوٓا۟ أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَمِنْ أَوْزَارِ ٱلَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1924|16|25|ليحملوا اوزارهم كامله يوم القيمه ومن اوزار الذين يضلونهم بغير علم الا سا ما يزرون

Latin Literal

25. Liyahmilû evzârehum kâmileten yevmel kıyâmeti ve min evzârillezîne yudıllûnehum bi gayri ilm(ilmin), e lâ sâe mâ yezirûn(yezirûne).

Türkçe Çeviri

Taşımaları içindir kendi yüklerini kıyamet günü148 bir kâmil* (olarak) ; ve yüklerinden** kimselerin (ki) dalalete128 sürüklediler onları olmaksızın bir ilim; öyle ki değil mi (ki) ne kötüdür yüklendikleri?

Ahmed Samira Çevirisi

25 To carry/burden their sins/burdens complete (on) the Resurrection Day, and from the sins/burdens (of) those who they misguide them without knowledge. Is it not bad/evil/harmful what they sin/carry/bear ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyehmilu taşımaları içindir لِيَحْمِلُوا حمل
2 evzarahum kendi yüklerini أَوْزَارَهُمْ وزر
3 kamileten bir kâmil (olarak) كَامِلَةً كمل
4 yevme günü يَوْمَ يوم
5 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
6 ve min ve وَمِنْ -
7 evzari yüklerinden أَوْزَارِ وزر
8 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
9 yudillunehum dalalete sürüklediler onları يُضِلُّونَهُمْ ضلل
10 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
11 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم
12 ela öyle ki değil mi أَلَا -
13 sa'e ne kötü سَاءَ سوا
14 ma ne مَا -
15 yezirune yüklenlendikleri يَزِرُونَ وزر

Notlar

Not 1

*Tam, eksiksiz, mükemmel.**Bir ilme dayanmadan şerefli Kur'an'dan saptıran herkes saptırdığı kimselerin yüklerinden de yüklenir. Zerre ağırlığınca bir iyiliğe aracılık eden görür onu; zerre ağırlığınca bir kötülüğe aracılık eden de görür onu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

16. Nahl Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1935|16|36|وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِى كُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولًا أَنِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ وَٱجْتَنِبُوا۟ ٱلطَّٰغُوتَ فَمِنْهُم مَّنْ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنْهُم مَّنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ ٱلضَّلَٰلَةُ فَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

Latin Literal

36. Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun* gönderdik** her bir ümmete305 bir resûl418 ki kulluk46 edin Allah'a ve kaçının tâğût442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet128 hakikatlaştı***; öyle ki dolaşın**** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların196 akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And We had sent in every nation a messenger: "That worship God and avoid/distance (yourselves from) the every thing worshipped other than God/idols ." So from them who God guided, and from them who the misguidance became certain/deserved on him, so walk/move in the earth/Planet Earth, so see/wonder about how was the liars’/deniers’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 fi فِي -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 ummetin ümmete أُمَّةٍ امم
6 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
7 eni ki أَنِ -
8 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 vectenibu ve kaçının وَاجْتَنِبُوا جنب
11 t-tagute tâğût (-tan) الطَّاغُوتَ طغي
12 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
13 men kimini مَنْ -
14 heda doğru yola kılavuzladı هَدَى هدي
15 llahu Allah اللَّهُ -
16 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
17 men kimine مَنْ -
18 hakkat hakikatleşti حَقَّتْ حقق
19 aleyhi üzerlerine عَلَيْهِ -
20 d-delaletu dalalet الضَّلَالَةُ ضلل
21 fesiru öyle ki dolaşın فَسِيرُوا سير
22 fi فِي -
23 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
24 fenzuru ve bakın فَانْظُرُوا نظر
25 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
26 kane olmuş كَانَ كون
27 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
28 l-mukezzibine yalanlayanların الْمُكَذِّبِينَ كذب

Notlar

Not 1

*Rabbimizin ekstradan vurgulaması asla ama asla aksinin olamayacağını bildirmek içindir. **Her bir ümmete kendi içlerinden, onların dilini konuşan resûller gönderilir. Nebi ve resûl kavramları doğru anlaşılmalıdır. Nebiler kutsal kitapları getirirler. Son nebi de Muhammed'tir. Ancak resûller gelmeye devam eder. Kıyamete kadar da gelecektir. Rabbimin insanları doğru yola kılavuzlamak istediğini ve bu nedenle resûlleri göndermeyi murad ettiğini anlarız. ***Hakikat/gerçek tecelli etti.****Arkeolojik kazılar yapın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 196

196 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Tûğyân, tâğût Kavram 442

442 Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

16. Nahl Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

1986|16|87|وَأَلْقَوْا۟ إِلَى ٱللَّهِ يَوْمَئِذٍ ٱلسَّلَمَ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1986|16|87|والقوا الي الله يوميذ السلم وضل عنهم ما كانوا يفترون

Latin Literal

87. Ve elkav ilallâhi yevme izinis seleme ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Türkçe Çeviri

Ve karşılaştılar Allah'a o gün selam* (-da); ve dalalete128 düştü onlardan iftira402 atar oldukları.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And they threw to God (on) that day/time the submission/surrender , and what they were fabricating/cutting and splitting (was) wasted/nullified/lost from them.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve elkav ve karşılaştılar وَأَلْقَوْا لقي
2 ila إِلَى -
3 llahi Allah'a اللَّهِ -
4 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ -
5 s-seleme selâm (-da) السَّلَمَ سلم
6 ve delle ve dalalete düştü وَضَلَّ ضلل
7 anhum onlardan عَنْهُمْ -
8 ma مَا -
9 kanu olduklarından كَانُوا كون
10 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري

Notlar

Not 1

*Mutlak teslim olmuş durumda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

17. İsrâ Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

2042|17|15|مَّنِ ٱهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِى لِنَفْسِهِۦ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبْعَثَ رَسُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2042|17|15|من اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها ولا تزر وازره وزر اخري وما كنا معذبين حتي نبعث رسولا

Latin Literal

15. Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).

Türkçe Çeviri

Kim doğru yola kılavuzlandı; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlanır kendi nefsi201 için; ve kim dalalete128 düştü öyle ki ancak dalalete128 düşer aleyhine onun (nefsin); ve yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve olmuş değiliz azap edenler ta ki göndeririz bir resûl418.

Ahmed Samira Çevirisi

15 Who was guided, so but he guides for himself, and who misguided, so but he misguides on it (himself) and no sinner/loader/burdener carries/loads/bears another’s sins/load/burden , and We were not torturing until We send a messenger.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 meni kim مَنِ -
2 hteda doğru yola kılavuzlandı اهْتَدَىٰ هدي
3 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
4 yehtedi doğru yola kılavuzlanır يَهْتَدِي هدي
5 linefsihi kendi nefsi için لِنَفْسِهِ نفس
6 ve men ve kim وَمَنْ -
7 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
8 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
9 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل
10 aleyha aleyhine onun (nefsin) عَلَيْهَا -
11 ve la ve وَلَا -
12 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر
13 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر
14 vizra yükünü وِزْرَ وزر
15 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر
16 ve ma ve değiliz وَمَا -
17 kunna olduk كُنَّا كون
18 muazzibine azap edenler مُعَذِّبِينَ عذب
19 hatta ta ki حَتَّىٰ -
20 neb'ase göndeririz نَبْعَثَ بعث
21 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

18. Kehf Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

2189|18|51|مَّآ أَشْهَدتُّهُمْ خَلْقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَلَا خَلْقَ أَنفُسِهِمْ وَمَا كُنتُ مُتَّخِذَ ٱلْمُضِلِّينَ عَضُدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2189|18|51|ما اشهدتهم خلق السموت والارض ولا خلق انفسهم وما كنت متخذ المضلين عضدا

Latin Literal

51. Mâ eşhedtuhum halkas semâvâti vel ardı ve lâ halka enfusihim ve mâ kuntu muttehızel mudıllîne adudâ(aduden).

Türkçe Çeviri

Değilim şahit tutmuş/tanık etmiş onları yaratılışına* göklerin ve yerin; ve ne de yaratılışına* kendi nefislerinin201; ve olmuş değilim edinen dalalete128 düşenleri bir yardımcı**.

Ahmed Samira Çevirisi

51 I did not make them witness/testify the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s creation, and nor creation (of) themselves, and I was not taking the misguiders (as) support/help/assistance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değilim مَا -
2 eşhedtuhum şahit tutan/tanık eden أَشْهَدْتُهُمْ شهد
3 halka yaratılışına خَلْقَ خلق
4 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
5 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
6 ve la ve ne de وَلَا -
7 halka yaratılışına خَلْقَ خلق
8 enfusihim nefislerinin أَنْفُسِهِمْ نفس
9 ve ma ve değilim وَمَا -
10 kuntu olmuş كُنْتُ كون
11 muttehize edinmiş مُتَّخِذَ اخذ
12 l-mudilline dalalete düşenleri الْمُضِلِّينَ ضلل
13 aduden bir yardımcı عَضُدًا عضد

Notlar

Not 1

*Yaratılışın hiçbir noktasında rol almadılar. Tanık bile olmadılar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

20. Tâ-Hâ Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

2469|20|123|قَالَ ٱهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًۢا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّى هُدًى فَمَنِ ٱتَّبَعَ هُدَاىَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

2469|20|123|قال اهبطا منها جميعا بعضكم لبعض عدو فاما ياتينكم مني هدي فمن اتبع هداي فلا يضل ولا يشقي

Latin Literal

123. Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ.

Türkçe Çeviri

Dedi (Allah): "İnin ikiniz aşağıya oradan topluca*; bir kısmınız* bir kısma* bir düşman (olarak); öyle ki ne zaman geldi sizlere* benden bir doğru yola kılavuz**; öyle ki kim tabi oldu doğru yola kılavuzuma**; öyle ki dalalete128 düşmez; ve perişan/mutsuz olmaz."

Ahmed Samira Çevirisi

123 He said: "You (B) descend/drop from it all together , some of you to some (you are to each other) an enemy, so when guidance from Me comes to you, so who followed My guidance, so he does not become misguided and nor become miserable/unhappy.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (Allah) قَالَ قول
2 hbita inin ikiniz aşağıya اهْبِطَا هبط
3 minha oradan مِنْهَا -
4 cemian topluca جَمِيعًا جمع
5 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض
6 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض
7 aduvvun bir düşman (olarak) عَدُوٌّ عدو
8 feimma öyle ki ne zaman فَإِمَّا -
9 ye'tiyennekum geldi sizlere يَأْتِيَنَّكُمْ اتي
10 minni benden مِنِّي -
11 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي
12 femeni öyle ki kim فَمَنِ -
13 ttebea tabi oldu اتَّبَعَ تبع
14 hudaye doğru yola kılavuzuma هُدَايَ هدي
15 fela öyle ki فَلَا -
16 yedillu dalalete düşmez يَضِلُّ ضلل
17 ve la ve وَلَا -
18 yeşka perişan/mutsuz olmaz يَشْقَىٰ شقو

Notlar

Not 1

*Muhatap tüm insanlar olmuştur. **Kutsal kitaplar. Sadece kutsal kitaplar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

3567|33|36|وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ ٱلْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3567|33|36|وما كان لمومن ولا مومنه اذا قضي الله ورسوله امرا ان يكون لهم الخيره من امرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ضللا مبينا

Latin Literal

36. Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne lehumul hıyeretu min emrihim, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir mümin27 (erkeğe) ve bir mümin27 (kadına) tamamladığı zaman Allah ve resûlü700 bir emri ki olur onlara seçme/tercih emirlerinden; ve kim asilik eder Allah'a ve resûlüne700; öyle ki muhakkak dalalete128 düşmüştür apaçık bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And (it) was not to a believer (M) and nor a believer (F), if God and His messenger ordered/passed judgment an order/command/matter/affair that to be for them the choice from their matter/affair, and who disobeys God and His messenger, so he had misguided a clear/evident misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 limu'minin bir mümin (erkeğe) لِمُؤْمِنٍ امن
4 ve la ve وَلَا -
5 mu'minetin bir mümin (kadına) مُؤْمِنَةٍ امن
6 iza zaman إِذَا -
7 kada tamamladığı zaman قَضَى قضي
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
10 emran bir emri أَمْرًا امر
11 en ki أَنْ -
12 yekune olur يَكُونَ كون
13 lehumu onlara لَهُمُ -
14 l-hiyeratu seçme الْخِيَرَةُ خير
15 min مِنْ -
16 emrihim emrilerinden أَمْرِهِمْ امر
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yea'si asilik eder يَعْصِ عصي
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل
21 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
22 delle dalalete düşmüştür ضَلَّ ضلل
23 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل
24 mubinen apaçık مُبِينًا بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

41. Fussilet Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

4245|41|29|وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ رَبَّنَآ أَرِنَا ٱلَّذَيْنِ أَضَلَّانَا مِنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ ٱلْأَسْفَلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4245|41|29|وقال الذين كفروا ربنا ارنا الذين اضلانا من الجن والانس نجعلهما تحت اقدامنا ليكونا من الاسفلين

Latin Literal

29. Ve kâlellezîne keferû rabbenâ erinellezeyni edallânâ minel cinni vel insi nec’al humâ tahte akdâminâ li yekûnâ minel esfelîn(esfelîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi kâfirlik25 etmiş kimseler: “Rabbimiz4! Göster bize ikisini; dalalete128 sürükledi ikisi bizleri; cinden210 ve insandan; koyalım/yapalım ikisini ayaklarımızın altına; olmaları için sefillerden.”

Ahmed Samira Çevirisi

29 And those who disbelieved said: "Our Lord, show us those (B) who misguided us from the Jinns and the human/mankind, we make/put them (B) below/under our feet, to be (B) from the lowest/meanest."349

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب
5 erina göster bize أَرِنَا راي
6 l-lezeyni ikisini اللَّذَيْنِ -
7 edellana dalalete sürükledi ikisi bizleri أَضَلَّانَا ضلل
8 mine مِنَ -
9 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن
10 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس
11 nec'alhuma yapalım ikisini نَجْعَلْهُمَا جعل
12 tehte altına تَحْتَ تحت
13 ekdamina ayaklarımızın أَقْدَامِنَا قدم
14 liyekuna olmaları için لِيَكُونَا كون
15 mine مِنَ -
16 l-esfeline sefillerden الْأَسْفَلِينَ سفل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Cin Kavram 210

210 İblis ve onun soyundan olan varlıklar. İblis Âdem'e secde etmedi. Yüce Allah'ın emrine karşı geldi ve fâsıklardan/sapanlardan oldu. Bir cennet evrenine yerleştirilen Âdem ve eşini ayartarak Yüce Allah'ın yasağını çiğnetti. Yüce Allah Âdem ve eşiyle birlikte yasağı çiğneyen tüm insanları cennetten indirdi. Âdem derhal tevbe etti. Yüce Allah onun tevbesini kabul etti. İblis Âdem'e meydan okudu. Yüce Allah bu meydan okumaya izin verdi. Âdem soyu olan insanlarla iblis soyu olan cinler arasında 2. tur bir savaş başladı. 2. savaş cennet evreninden daha alçak yerleşimli olan günümüz evreninde şu an devam etmektedir. İnsanoğlu 1. savaşı kaybetti. 2. savaşın içindeyiz. 2. şansımızı kullanıyoruz. Savaş kuralları gereği her doğan insana bir cin yoldaşlık eder. İnsan bu cinle mücadele eder. Cin kendisine verilen izni kullanır. Yani insanın kalbine fısıldar. Kalbine vesvese verir. Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan kutsal kitaplardan uzaklaştırmak ister. İnsanı Yüce Allah'ın emrinden saptırmak ister. Maalesef insanların pek azı haricinde çoğu 2. savaşı da kaybetti. Yüce Allah'ın cehennemi cinden ve insanlardan doldururum sözü hak oldu.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

4288|42|18|يَسْتَعْجِلُ بِهَا ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا ٱلْحَقُّ أَلَآ إِنَّ ٱلَّذِينَ يُمَارُونَ فِى ٱلسَّاعَةِ لَفِى ضَلَٰلٍۭ بَعِيدٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4288|42|18|يستعجل بها الذين لا يومنون بها والذين امنوا مشفقون منها ويعلمون انها الحق الا ان الذين يمارون في الساعه لفي ضلل بعيد

Latin Literal

18. Yesta’cilu bihellezîne lâ yû’minûne bihâ, vellezîne âmenû muşfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehel hakk(hakku), e lâ innellezîne yumârûne fîs sâati le fî dalâlin baîd(baîdin).

Türkçe Çeviri

Acele ederler ona* kimseler (ki) iman47 etmezler ona*; ve (oysa) iman47 etmiş kimseler endişelenenlerdir** ondan***; ve bilirler ki o**** haktır/gerçektir; değil mi (ki) doğrusu sâatte470 karşı çıkan kimseler***** mutlak bir dalalettedir128.

Ahmed Samira Çevirisi

18 Those who do not believe with (in) it hasten/urge with it, and those who believed (are) afraid/cautious from it, and they know that it (E) (is) the truth , is (it) not that truly those who argue/discuss in the Hour/Resurrection (are) in (E) far/distant misguidance?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yestea'cilu acele ederler يَسْتَعْجِلُ عجل
2 biha ona بِهَا -
3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
4 la لَا -
5 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
6 biha ona بِهَا -
7 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
8 amenu iman etmiş امَنُوا امن
9 muşfikune endişelenlerdir مُشْفِقُونَ شفق
10 minha ondan مِنْهَا -
11 ve yea'lemune ve bilirler وَيَعْلَمُونَ علم
12 enneha ki o أَنَّهَا -
13 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
14 ela değil mi (ki) أَلَا -
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 ellezine kimseler الَّذِينَ -
17 yumarune karşı çıkarlar يُمَارُونَ مري
18 fi فِي -
19 s-saati saatte السَّاعَةِ سوع
20 lefi mutlak لَفِي -
21 delalin bir dalalettedir ضَلَالٍ ضلل
22 beiydin uzak بَعِيدٍ بعد

Notlar

Not 1

*Saate.**Kaygı duyanlardır.***Saatten.****Saat.*****Saatin geleceğine karşı çıkanlar, saatin varlığına itiraz edenler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Sâat Kavram 470

470 Kıyamet. Evrenin uzay zaman kumaşının karanlık enerjinin aşırı üflemesi sonucu yırtılması ve evrenin hızla şişirilen (Sur'a üfleme) bir balonun patlaması gibi parçalanması. Yırtıklar ışık hızında tüm evrene yayılacaktır. Parçalanan evren yerçekimi kuvvetiyle tekrar tekillik haline dönecektir.

53. Necm Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

4784|53|2|مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4784|53|2|ما ضل صاحبكم وما غوي

Latin Literal

2. Mâ dalle sâhıbukum ve mâ gavâ.

Türkçe Çeviri

Dalalete128 düşmüş değildir arkadaşınız*; ve doğru yoldan sapmış değildir.

Ahmed Samira Çevirisi

2 Your companion/friend did not become misguided/lost , and did not become misguided/failed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 delle dalalete düşmüş ضَلَّ ضلل
3 sahibukum arkadaşınız صَاحِبُكُمْ صحب
4 ve ma ve değildir وَمَا -
5 gava doğru yoldan sapmış غَوَىٰ غوي

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

53. Necm Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

4812|53|30|ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ ٱلْعِلْمِ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ٱهْتَدَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4812|53|30|ذلك مبلغهم من العلم ان ربك هو اعلم بمن ضل عن سبيله وهو اعلم بمن اهتدي

Latin Literal

30. Zâlike mebleguhum minel ilm(ilmi), inne rabbeke huve a’lemu bi men dalle an sebîlihî ve huve a’lemu bi menihtedâ.

Türkçe Çeviri

İşte budur ulaşması onların ilimden*; doğrusu (senin) Rabbin4 (ki) O** daha iyi bilendir kendi*** yolundan**** dalalete128 düşmüş kimseyi; ve O** daha iyi bilendir doğru yola kılavuzlanmış kimseyi.

Ahmed Samira Çevirisi

30 That (is) their capacity/limit from the knowledge, that truly your Lord, He is more knowledgeable with who was misguided from His way/path , and He is more knowledgeable with who was guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
2 mebleguhum ulaştıkları onların مَبْلَغُهُمْ بلغ
3 mine مِنَ -
4 l-ilmi ilimden الْعِلْمِ علم
5 inne doğrusu إِنَّ -
6 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب
7 huve O هُوَ -
8 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
9 bimen kimseyi بِمَنْ -
10 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل
11 an عَنْ -
12 sebilihi yolundan سَبِيلِهِ سبل
13 ve huve ve O وَهُوَ -
14 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
15 bimeni kimseyi بِمَنِ -
16 hteda doğru yola kılavuzlandı اهْتَدَىٰ هدي

Notlar

Not 1

*Ulaşabildikleri ilim pek azdır.**Allah.***Allah'ın.****ek tanrıcı olan İslam.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

54. Kamer Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

4868|54|24|فَقَالُوٓا۟ أَبَشَرًا مِّنَّا وَٰحِدًا نَّتَّبِعُهُۥٓ إِنَّآ إِذًا لَّفِى ضَلَٰلٍ وَسُعُرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4868|54|24|فقالوا ابشرا منا وحدا نتبعه انا اذا لفي ضلل وسعر

Latin Literal

24. Fe kâlû ebeşeren minnâ vâhiden nettebiuhû innâ izen lefî dalâlin ve suur(suurin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki dediler: "Tek bir beşere432 mi bizlerden (ki) tabi oluruz ona*? Doğrusu bizler o zaman mutlak bir dalalette128 ve bir çılgınlıktayız (suur)."

Ahmed Samira Çevirisi

24 So they said: "Is a human from (among) us, one, we follow him? We are then in misguidance and madness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe kalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
2 ebeşeran bir beşere mi أَبَشَرًا بشر
3 minna bizlerden مِنَّا -
4 vahiden tek وَاحِدًا وحد
5 nettebiuhu tabi oluruz ona نَتَّبِعُهُ تبع
6 inna doğrusu bizler إِنَّا -
7 izen o zaman إِذًا -
8 lefi mutlak لَفِي -
9 delalin bir dalalette ضَلَالٍ ضلل
10 ve suurin ve bir çılgınlıktayız وَسُعُرٍ سعر

Notlar

Not 1

*Sâlih'e.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

54. Kamer Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

4891|54|47|إِنَّ ٱلْمُجْرِمِينَ فِى ضَلَٰلٍ وَسُعُرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4891|54|47|ان المجرمين في ضلل وسعر

Latin Literal

47. İnnel mucrimîne fî dalâlin ve suur(suurin).

Türkçe Çeviri

Doğrusu mücrimler674 bir dalalettedir128; ve çılgınlıktadır (suur).

Ahmed Samira Çevirisi

47 That truly the criminals/sinners (are) in misguidance and madness/inferno/frenzy.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 l-mucrimine mücrimler الْمُجْرِمِينَ جرم
3 fi فِي -
4 delalin bir dalalettedir ضَلَالٍ ضلل
5 ve suurin ve çılgınlıktadır وَسُعُرٍ سعر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

71. Nuh Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

5441|71|24|وَقَدْ أَضَلُّوا۟ كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا ضَلَٰلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5441|71|24|وقد اضلوا كثيرا ولا تزد الظلمين الا ضللا

Latin Literal

24. Ve kad edallû kesîrâ(kesîren), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ(dalâlen).

Türkçe Çeviri

"Ve muhakkak ki dalalete128 düşürdüler çoğunu; ve artırmazsın sen* zalimlere257 dalalet128 dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

24 And they had misguided many, and (my Lord), do not increase the unjust/oppressive except misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kad ve muhakkak ki وَقَدْ -
2 edellu dalalete düşürdüler أَضَلُّوا ضلل
3 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر
4 ve la ve وَلَا -
5 tezidi artırmaz تَزِدِ زيد
6 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم
7 illa dışında إِلَّا -
8 delalen dalalet ضَلَالًا ضلل

Notlar

Not 1

*Rabbim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

71. Nuh Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

5444|71|27|إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا۟ عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوٓا۟ إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5444|71|27|انك ان تذرهم يضلوا عبادك ولا يلدوا الا فاجرا كفارا

Latin Literal

27. İnneke in tezerhum yudıllû ıbâdeke ve lâ yelidû illâ fâciren keffârâ(keffâre).

Türkçe Çeviri

"Doğrusu sen eğer bırakırsan onları; dalalete128 düşürürler kullarını46 senin; ve doğurmazlar* dışında bir fücur440; bir kâfir25."

Ahmed Samira Çevirisi

27 That You, if You leave them, they misguide Your worshippers/servants , and they do not give birth except (to a) debaucher/corrupter, disbeliever.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inneke doğrusu sen إِنَّكَ -
2 in eğer إِنْ -
3 tezerhum bırakırsan onları تَذَرْهُمْ وذر
4 yudillu dalalete düşürürler يُضِلُّوا ضلل
5 ibadeke kullarını senin عِبَادَكَ عبد
6 ve la ve وَلَا -
7 yelidu doğurmazlar يَلِدُوا ولد
8 illa dışında إِلَّا -
9 faciran bir fucur/ahlaksız فَاجِرًا فجر
10 keffaran bir kâfir كَفَّارًا كفر

Notlar

Not 1

*Fiziksel bir doğum değildir. Fiilin öznesi kadın değildir. Özne eril ve çoğuldur. Çoğaltma, çoğalma, bir şeyden türemeyi işaret eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

83. Mutaffifin Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

5878|83|32|وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوٓا۟ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5878|83|32|واذا راوهم قالوا ان هولا لضالون

Latin Literal

32. Ve izâ reevhum kâlû inne hâulâi ledâllûn(ledâllûne).

Türkçe Çeviri

Ve gördükleri zaman onları* dediler: "Doğrusu şunlar (ki) mutlak dalalettedirler128."

Ahmed Samira Çevirisi

32 And when/if they saw them they said: "That truly, those are misguided (E)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve وَإِذَا -
2 raevhum gördükleri zaman رَأَوْهُمْ راي
3 kalu dediler قَالُوا قول
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 ha'ula'i şunlar هَٰؤُلَاءِ -
6 ledallune mutlak dalalettedirler لَضَالُّونَ ضلل

Notlar

Not 1

*Müminleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

93. Duhâ Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

6084|93|7|وَوَجَدَكَ ضَآلًّا فَهَدَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

6084|93|7|ووجدك ضالا فهدي

Latin Literal

7. Ve vecedeke dâllen fe hedâ.

Türkçe Çeviri

Ve buldu seni bir dalalet128* (-le); öyle ki doğru yola kılavuzladı.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And He found you misguided so He guided (you)?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve vecedeke ve buldu seni وَوَجَدَكَ وجد
2 dallen bir dalalet (-le) ضَالًّا ضلل
3 feheda öyle ki doğru yola kılavuzadı فَهَدَىٰ هدي

Notlar

Not 1

*İsim kelimesi olarak gelmiştir. Fiil değildir. Dalalet içindeki bir toplumda olarak anlamak daha

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 128: Sapkınlar/dalalet içinde olanlar

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Sapkınlar/dalalet içinde olanlar

Kavram No: 128

Kısa Açıklama: 128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 70

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Fâtiha Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Kimselerin yoluna 125 (ki) nimet verdin üzerlerine 126 ; olmayan gazap edilen 127 üzerlerine; ve dalalet 128 içindekilerin değil.

Arapça: 7|1|7|صرط الذين انعمت عليهم غير المغضوب عليهم ولا الضالين

Bakara Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: İşte bunlar * , kimselerdir * (ki) satın alıp takas ettiler ** dalaleti 128 doğru yola kılavuzla *** ; öyle ki kazanmış değildi ticaretleri; ve olmuş değillerdi muhtedler 176 .

Arapça: 23|2|16|اوليك الذين اشتروا الضلله بالهدي فما ربحت تجرتهم وما كانوا مهتدين

Bakara Suresi - Ayet 175

Türkçe Meal: İşte bunlar; kimselerdir (ki) satın aldılar dalaleti 128 doğru yola kılavuzla * ; ve azabı ** (da) mağfiretle 319 ; öyle ki onları ateşe karşı sabrettiren nedir!

Arapça: 182|2|175|اوليك الذين اشتروا الضلله بالهدي والعذاب بالمغفره فما اصبرهم علي النار

Bakara Suresi - Ayet 198

Türkçe Meal: Yoktur üzerinize bir günah ki aranırsınız/bakınırsınız bir fazilet/üstünlük Rabbinizden 4 ; öyle ki taşıp aktığınız * zaman arafattan 345 ; öyle ki zikredin Allah'ı haram meş'ar 344 yanında; ve zikredin O’nu (Allah'ı) doğru yola kılavuzladığı gibi sizleri; ve eğer olmuşsanız öncesinde onun mutlak dalalet 128 içinde olanlardan.

Arapça: 205|2|198|ليس عليكم جناح ان تبتغوا فضلا من ربكم فاذا افضتم من عرفت فاذكروا الله عند المشعر الحرام واذكروه كما هديكم وان كنتم من قبله لمن الضالين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: İstedi kitap ehlinden 135 bir tayfa; keşke dalalete 128 sürüklesinler * sizleri; ve dalalete 128 sürükler değillerdir kendi nefisleri 201 ** dışında; ve değillerdir farkına varırlar/anlarlar ** .

Arapça: 362|3|69|ودت طايفه من اهل الكتب لو يضلونكم وما يضلون الا انفسهم وما يشعرون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 90

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler imanları 47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü 422 ; asla kabul edilmez tevbeleri 33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet 128 içinde olanlar.

Arapça: 383|3|90|ان الذين كفروا بعد ايمنهم ثم ازدادوا كفرا لن تقبل توبتهم واوليك هم الضالون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: Ant olsun minnet * etti Allah müminlere 27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden 201 ; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik 471 yapar onlara kitabı ** ve hikmeti 303 ; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet 128 içinde.

Arapça: 457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Nisâ Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kimseleri (ki) verildiler bir nasip kitaptan * ; satın alırlar (onlar) dalaleti 128 ve isterler ki dalalete 128 düşün yolda.

Arapça: 537|4|44|الم تر الي الذين اوتوا نصيبا من الكتب يشترون الضلله ويريدون ان تضلوا السبيل

Nisâ Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Öyle ki nedir (olan) sizlere; münâfıklar 26 hakkında iki grup (oldunuz); ve Allah geri bıraktı/indirdi onları kazandıklarıyla; ister misiniz ki doğru yola iletirsiniz kimseyi (ki) dalalette 128 bıraktı Allah? Ve kimi dalalete 128 bırakırsa Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol.

Arapça: 581|4|88|فما لكم في المنفقين فيتين والله اركسهم بما كسبوا اتريدون ان تهدوا من اضل الله ومن يضلل الله فلن تجد له سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Şayet olmasa (-ydı) fazlı 202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti 271 ; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete 128 düşürürler seni; ve dalalete 128 düşürür değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı * ve hikmeti 303 ; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı 202 Allah'ın senin üzerine bir büyük ** (şey).

Arapça: 606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 116

Türkçe Meal: Doğrusu Allah mağfiret 319 etmez ki şirk 71 koşulur O’na; ve mağfiret 319 eder bundan astındakine dilediği kimse için; ve kim şirk 71 koşar Allah'a; öyle ki muhakkak dalalette 128 düştü (o); uzak bir dalalete 128 .

Arapça: 609|4|116|ان الله لا يغفر ان يشرك به ويغفر ما دون ذلك لمن يشا ومن يشرك بالله فقد ضل ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 119

Türkçe Meal: "Ve mutlak dalalete 128 düşürürüm onları; ve mutlak temenniye * sokarım onları; ve mutlak emrederim 200 onlara öyle ki mutlak keserler kulaklarını çiftlik hayvanlarının; ve mutlak emrederim 200 öyle ki mutlak değiştirirler Allah'ın yaratışını"; ve kim tutar/edinir şeytânı 29 bir veli 28 astından Allah'ın; öyle ki muhakkak hüsrana uğrar; apaçık bir hüsrana.

Arapça: 612|4|119|ولاضلنهم ولامنينهم ولامرنهم فليبتكن اذان الانعم ولامرنهم فليغيرن خلق الله ومن يتخذ الشيطن وليا من دون الله فقد خسر خسرانا مبينا

Nisâ Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! İman 47 edin Allah'a ve resûlüne 418 *; ve kitabı ** indirendir resûlüne * ; ve kitabı ** indirendir daha önceden; ve kim kâfirlik 25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına *** ; ve resûllerine **** ; ve ahiret gününü muhakkak dalalete 128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete 128 .

Arapça: 629|4|136|يايها الذين امنوا امنوا بالله ورسوله والكتب الذي نزل علي رسوله والكتب الذي انزل من قبل ومن يكفر بالله ومليكته وكتبه ورسله واليوم الاخر فقد ضل ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 143

Türkçe Meal: Yalpalayanlardır * bunun arasında; ne bunlara karşı ** ve ne de bunlara karşı *** ; ve kimi dalalette 128 bıraktı Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol **** .

Arapça: 636|4|143|مذبذبين بين ذلك لا الي هولا ولا الي هولا ومن يضلل الله فلن تجد له سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 167

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik 25 ederler ve yüz çevirirler/engellerler Allah’ın yolundan 336 ; muhakkak dalalete 128 düştüler; uzak bir dalalete 128 .

Arapça: 660|4|167|ان الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله قد ضلوا ضللا بعيدا

Nisâ Suresi - Ayet 176

Türkçe Meal: Fetva isterler senden; de ki: "Allah fetva verir sizlere kelâle 482 hakkında; eğer bir kişi helak * olduysa; yoksa ona bir evlat ** ; ve onaysa bir kız kardeş; öyle ki onadır (kız kardeşedir) yarısı (1/2) terk ettiğinin (ölen erkeğin); ve o (ölen erkek) miras bırakır ona (kız kardeşe) eğer asla olmazsa ona (kız kardeşe) bir evlat *** ; öyle ki eğer olduysa ikiler (kız kardeş) öyle ki o ikisinedir üçte ikisi (2/3) bıraktığından (ölen erkeğin); ve eğer oldularsa kardeşler; erkekler ve kadınlar; öyle ki erkeğin payı iki kadın **** mislidir 870 ; beyan eder Allah sizlere dalalete 128 düşersiniz diye; ve Allah her bir şeye bir Alîm’dir 8 .

Arapça: 669|4|176|يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلله ان امروا هلك ليس له ولد وله اخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها ان لم يكن لها ولد فان كانتا اثنتين فلهما الثلثان مما ترك وان كانوا اخوه رجالا ونسا فللذكر مثل حظ الانثيين يبين الله لكم ان تضلوا والله بكل شي عليم

Mâide Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı 5 ; ve verdiniz zekâtı 10 ; ve iman 47 ettiniz resûllerime 418 ; ve desteklediniz onları; ve borç 123 verdiniz Allah'a güzel bir borç 123 ; mutlak kâfirlik 25 ederim * ; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik 25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet 128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: De ki: "Haber vereyim mi sizlere bundan şerrini/kötüsünü bir karşılık (olarak) Allah'ın indinde/katında; kime lanet 280 etti Allah ve gazap 127 etti onun üzerine; ve yaptı onlardan maymunlar 273 ve domuzlar 549 ; ve kul oldu (o kimse) tâğûta 442 ; işte bunlar; bir şerdir/kötüdür bir mekan/yer (olarak) ve daha dalalettedir 128 dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 729|5|60|قل هل انبيكم بشر من ذلك مثوبه عند الله من لعنه الله وغضب عليه وجعل منهم القرده والخنازير وعبد الطغوت اوليك شر مكانا واضل عن سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: De ki: "Ey kitap ehli! 135 Aşmayın/taşmayın 552 siz ikiniz * dininizde; olmaksızın hak/gerçek"; ve tabi olmayın hevâlarına 278 bir kavmin/toplumun (ki) muhakkak dalalete 128 düştüler önceden; ve dalalete 128 düştüler bir çoğu; ve dalalete 128 düştüler dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 746|5|77|قل ياهل الكتب لا تغلوا في دينكم غير الحق ولا تتبعوا اهوا قوم قد ضلوا من قبل واضلوا كثيرا وضلوا عن سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz 201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete 128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.

Arapça: 774|5|105|يايها الذين امنوا عليكم انفسكم لا يضركم من ضل اذا اهتديتم الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم تعملون

En'âm Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; sağırlardır ve dilsizlerdir karanlıklarda; kimi diler Allah dalalette 128 bırakır onu; ve kimi diler yapar onu dosdoğru bir yol üzerine 124 .

Arapça: 828|6|39|والذين كذبوا بايتنا صم وبكم في الظلمت من يشا الله يضلله ومن يشا يجعله علي صرط مستقيم

En'âm Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: De ki: "Doğrusu ben yasaklandım kulluk 46 etmekten kimselere (ki) çağırırsınız Allah’ın astından"; de ki: "Tabi olmam heveslerinize; muhakkak dalalete 128 düşmüş (olurum) o zaman; ve ben doğru yola kılavuzlulardan olmamış (olurum)."

Arapça: 845|6|56|قل اني نهيت ان اعبد الذين تدعون من دون الله قل لا اتبع اهواكم قد ضللت اذا وما انا من المهتدين

En'âm Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Ve dediği zaman İbrahim babasına; Azer'e: "Edinir misin idolleri 624 ilâhlar 74 ?"; Doğrusu ben görürüm seni ve (senin) kavmini/toplumunu apaçık bir dalalet 128 içinde."

Arapça: 863|6|74|واذ قال ابرهيم لابيه ازر اتتخذ اصناما الهه اني اريك وقومك في ضلل مبين

En'âm Suresi - Ayet 116

Türkçe Meal: Ve eğer itaat etsen yerdeki kimselerin çoğuna * ; dalalete 128 düşürür seni Allah'ın yolundan ki tabi olurlar ancak zanna ve ki onlar ancak tahmin ederler.

Arapça: 905|6|116|وان تطع اكثر من في الارض يضلوك عن سبيل الله ان يتبعون الا الظن وان هم الا يخرصون

En'âm Suresi - Ayet 117

Türkçe Meal: Doğrusu (senin) Rabbin 4 (ki) O en iyi bilendir kimseleri (ki) dalalete 128 saparlar O’nun yolundan; ve O en iyi bilendir doğru yola kılavuzlananları.

Arapça: 906|6|117|ان ربك هو اعلم من يضل عن سبيله وهو اعلم بالمهتدين

En'âm Suresi - Ayet 119

Türkçe Meal: Ve nedir sizlere (olan) ki yemezsiniz * kendisi üzerine Allah'ın isminin zikredilmişinden; ve muhakkak detaylandırdı/ayırdı ** (Allah) sizlere haram kıldığını ** (Allah'ın) üzerinize; dışındadır kendisine zaruri *** kaldığınız; ve doğrusu bir çoğu **** mutlak dalalete 128 düşer hevalarıyla olmaksızın bir ilim; doğrusu (senin) Rabbin 4 (ki) O en iyi bilendir taşkınlık edenleri.

Arapça: 908|6|119|وما لكم الا تاكلوا مما ذكر اسم الله عليه وقد فصل لكم ما حرم عليكم الا ما اضطررتم اليه وان كثيرا ليضلون باهوايهم بغير علم ان ربك هو اعلم بالمعتدين

En'âm Suresi - Ayet 125

Türkçe Meal: Öyle ki kimi dilerse Allah ki doğru yola kılavuzlar; açar * onun göğsünü İslam'a 218 ; ve kimi dilerse ki dalalette 128 bırakır; yapar onun göğsünü sıkı/sınırlı/kısıtlı; dar; gibi sanki (o) yükselir gökte ** ; işte böyledir; yapar/koyar Allah ricsi *** kimselerin üstün (ki) iman etmezler.

Arapça: 914|6|125|فمن يرد الله ان يهديه يشرح صدره للاسلم ومن يرد ان يضله يجعل صدره ضيقا حرجا كانما يصعد في السما كذلك يجعل الله الرجس علي الذين لا يومنون

En'âm Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) katlettiler 35 kendi evlatlarını ahmakça; olmaksızın bir ilim; ve haramlaştırdılar Allah'ın kendilerini rızıklandırdığını iftira 402 atarak Allah'a karşı; muhakkak dalalete 128 düştüler; ve olmuş değillerdi muhted 176 .

Arapça: 929|6|140|قد خسر الذين قتلوا اولدهم سفها بغير علم وحرموا ما رزقهم الله افترا علي الله قد ضلوا وما كانوا مهتدين

En'âm Suresi - Ayet 144

Türkçe Meal: Ve deveden iki; ve sığırdan iki; de ki: "İki erkeği (erkek deveyi ve erkek sığırı) mi haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi deveyi ve dişi sığırı) mi? yoksa iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını * mı? Yoksa oldunuz (mu) sizler şahitler/tanıklar vasiyet ettiği zaman Allah'ın bunu ** ; öyle ki kimdir daha zalim 257 kimseden (ki) iftira attı 402 Allah'a karşı bir yalan; dalalete 128 düşürmek için insanları olmaksızın bir ilim *** ; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz **** zalimler 257 kavmini/toplumunu.

Arapça: 933|6|144|ومن الابل اثنين ومن البقر اثنين قل الذكرين حرم ام الانثيين اما اشتملت عليه ارحام الانثيين ام كنتم شهدا اذ وصيكم الله بهذا فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا ليضل الناس بغير علم ان الله لا يهدي القوم الظلمين

A'râf Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Dedi (Allah): “Girin ümmetlere/topluluklara; muhakkak ki halife 65 oldu sizlerden önce ateşe; cinden 91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet 305 ; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları/yetiştikleri * zaman orada ** topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz 4 ! Bunlar dalalete 128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat (sizler) bilmezsiniz.”

Arapça: 992|7|38|قال ادخلوا في امم قد خلت من قبلكم من الجن والانس في النار كلما دخلت امه لعنت اختها حتي اذا اداركوا فيها جميعا قالت اخريهم لاوليهم ربنا هولا اضلونا فاتهم عذابا ضعفا من النار قال لكل ضعف ولكن لا تعلمون

A'râf Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Dedi kavminden/toplumundan (Nûh'un) melesi 364 : "Doğrusu bizler mutlak görürüz seni apaçık bir dalalette 128 ."

Arapça: 1014|7|60|قال الملا من قومه انا لنريك في ضلل مبين

A'râf Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Dedi (Nûh): "Ey kavmim/toplumum! Olmadı bende bir dalalet 128 ; velakin/fakat bir resûlüm 418 alemlerin 203 Rabbinden 4 ."

Arapça: 1015|7|61|قال يقوم ليس بي ضلله ولكني رسول من رب العلمين

A'râf Suresi - Ayet 149

Türkçe Meal: Ne zaman ki düşürüldü * ellerine onların (başları); ve gördüler ki onlar muhakkak dalalete 128 düşmüşler; dediler: "Eğer asla rahmet 271 etmezse bizlere Rabbimiz 4 ; ve mağfiret 319 etmezse bizlere; mutlak oluruz hüsrana uğrayanlardan."

Arapça: 1103|7|149|ولما سقط في ايديهم وراوا انهم قد ضلوا قالوا لين لم يرحمنا ربنا ويغفر لنا لنكونن من الخسرين

A'râf Suresi - Ayet 155

Türkçe Meal: Ve seçti Mûsâ vaktimiz için kendi kavmine/toplumuna yetmiş adam; öyle ki ne zaman tuttu onları sarsıntı * dedi (Mûsâ): "Rabbim 4 ! Şayet dileseydin helak ederdin onları öncesinde; ve beni (de); helak mı edersin bizleri faaliyet içinde olduğuyla bizden ahmakların; değildir o (senin) fitnen 610 dışında; dalalette 128 bırakırsın onunla ** dilediğin kimseyi; ve doğru yola kılavuzlarsın dilediğin kimseyi; sen velimizsin 28 ; öyle ki mağfiret 319 et bizlere; ve rahmet 271 et bizlere; ve sen hayırlısısın mağfiret 319 edenlerin."

Arapça: 1109|7|155|واختار موسي قومه سبعين رجلا لميقتنا فلما اخذتهم الرجفه قال رب لو شيت اهلكتهم من قبل وايي اتهلكنا بما فعل السفها منا ان هي الا فتنتك تضل بها من تشا وتهدي من تشا انت ولينا فاغفر لنا وارحمنا وانت خير الغفرين

A'râf Suresi - Ayet 178

Türkçe Meal: Kimi doğru yola kılavuzlar Allah öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi dalalette 128 bırakır; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlardır.

Arapça: 1132|7|178|من يهد الله فهو المهتدي ومن يضلل فاوليك هم الخسرون

A'râf Suresi - Ayet 186

Türkçe Meal: Kimi dalalette 128 bırakır Allah; öyle ki olmaz doğru yola kılavuzlayan ona * ; ve bırakır onları ** tûğyânları 442 içinde (ki) bocalayıp dururlar.

Arapça: 1140|7|186|من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم في طغينهم يعمهون

Tevbe Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ancak ki ertelemek * bir ziyadedir ** küfürde 422 ; dalalette 128 bırakılır onunla kâfirlik 25 etmiş kimseler (ki) helal kılarlar onu *** bir yıl **** ve haram kılarlar onu *** bir yıl **** ; denk gelmesi için Allah'ın haram kıldığının adetini/sayısını; öyle ki helal kılarlar **** haram kıldığını Allah'ın; süslü gösterildi onlara yaptıkları kötülük; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler 25 kavmini/toplumunu.

Arapça: 1272|9|37|انما النسي زياده في الكفر يضل به الذين كفروا يحلونه عاما ويحرمونه عاما ليواطوا عده ما حرم الله فيحلوا ما حرم الله زين لهم سو اعملهم والله لا يهدي القوم الكفرين

Tevbe Suresi - Ayet 115

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir Allah dalalette 128 bırakır bir kavmi/toplumu doğru yola kılavuzladığı zaman sonrasında; ta ki beyan 226 eder * onlara neye takvalı 21 olurlar; doğrusu Allah her bir şeye bir Alîm’dir 8 .

Arapça: 1350|9|115|وما كان الله ليضل قوما بعد اذ هديهم حتي يبين لهم ما يتقون ان الله بكل شي عليم

Yunus Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Öyle ki işte sizleredir Allah 19 ; hak/gerçek Rabbiniz 4 ; öyle ki nedir hak/gerçek dışında sonrasında dalalet 128 *; öyle ki nasıl döndürülürsünüz?

Arapça: 1394|10|32|فذلكم الله ربكم الحق فماذا بعد الحق الا الضلل فاني تصرفون

Yunus Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Ve dedi Mûsâ: "Rabbimiz 4 ! Doğrusu sen; verdin firavuna ve melesine 364 onun * bir ziynet 856 ve mallar dünya hayatında; Rabbimiz 4 ! Dalalete 128 düşürmeleri için senin yolundan 336 ; Rabbimiz 4 ! Sil mallarının üzerini ve sertleştir/katılaştır kalplerinin 175 üzerini; öyle ki iman 47 etmezler ta ki görürler elim/acıklı azabı."

Arapça: 1450|10|88|وقال موسي ربنا انك اتيت فرعون وملاه زينه وامولا في الحيوه الدنيا ربنا ليضلوا عن سبيلك ربنا اطمس علي امولهم واشدد علي قلوبهم فلا يومنوا حتي يروا العذاب الاليم

Yunus Suresi - Ayet 108

Türkçe Meal: De ki: "Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere hak/gerçek * Rabbinizden 4 ; öyle ki kim doğru yola kılavuzladı ** ; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlar kendi nefsini 201 ; ve kim dalalete 128 düştü; öyle ki ancak dalalete 128 düşer kendi aleyhine; değilim ben üzerinize bir vekîl 517 ."

Arapça: 1470|10|108|قل يايها الناس قد جاكم الحق من ربكم فمن اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها وما انا عليكم بوكيل

Yusuf Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Dedikleri zaman: "Mutlak ki Yûsuf ve onun * kardeşi bizden daha sevgilidir babamıza ** ; ve bizler bir birliğiz/bağlıyız; doğrusu babamız *** mutlak apaçık bir dalalettedir 128 ."

Arapça: 1602|12|8|اذ قالوا ليوسف واخوه احب الي ابينا منا ونحن عصبه ان ابانا لفي ضلل مبين

Yusuf Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Ve dediler kadınlar şehirde: "Azîzin karısı murad talep etmiş fetânına 936 ; nefsinden 201 onun * ; muhakkak tutkun etmiş onu ** bir aşk/sevda; doğrusu biz mutlak görürüz onu ** apaçık bir dalalette 128 ."

Arapça: 1624|12|30|وقال نسوه في المدينه امرات العزيز ترود فتيها عن نفسه قد شغفها حبا انا لنريها في ضلل مبين

Yusuf Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Dediler * : "Allah’a yemin olsun ki doğrusu sen ** mutlak içindesin eski bir dalalet 128 ."

Arapça: 1689|12|95|قالوا تالله انك لفي ضللك القديم

Ra'd Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: O'nadır * hak/gerçek çağrı/davet; ve kimseler (ki) çağırırlar/davet ederler O’nun ** astından (ki) cevap veremezler onlara bir şeyle; dışındadır uzatan iki avcunu *** suya; ulaşması için ağzına; ve o *** ulaşır değildir ona; ve değildir çağrısı/daveti kâfirlerin 25 dalaletteki 128 dışında.

Arapça: 1719|13|14|له دعوه الحق والذين يدعون من دونه لا يستجيبون لهم بشي الا كبسط كفيه الي الما ليبلغ فاه وما هو ببلغه وما دعا الكفرين الا في ضلل

Ra'd Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ve diyor kâfirlik 25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirilmeli onun * üzerine bir ayet 287 Rabbinden 4 ?"; de ki: "Doğrusu Allah dalalette 128 bırakır dilediği kimseyi; ve kılavuzlar kendisine sıkça dönmüş ** kimseyi."

Arapça: 1732|13|27|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه قل ان الله يضل من يشا ويهدي اليه من اناب

Ra'd Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Öyle ki kimse midir o * (ki) bir kıyamdadır 143 ** her bir nefis 201 üzerine kazandığıyla? Ve yaptılar Allah'a ortaklar 71 ; de ki: "İsimlendirin *** onları **** ; ya da haber (mi) verirsiniz O'na ***** bilmediğini yerde; ya da söylemden ortaya çıkanladır ****** ; evet! Ziynetlendirildi 856 kâfirlik 25 etmiş kimselere tuzakları; ve sapıp uzaklaştırıldılar yoldan ******* ; ve kimi dalalette 128 bırakır Allah; öyle ki yoktur ona hiç bir doğru yola kılavuz.

Arapça: 1738|13|33|افمن هو قايم علي كل نفس بما كسبت وجعلوا لله شركا قل سموهم ام تنبونه بما لا يعلم في الارض ام بظهر من القول بل زين للذين كفروا مكرهم وصدوا عن السبيل ومن يضلل الله فما له من هاد

İbrahim Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimselerdir (ki) severler dünya hayatını ahirete karşı; ve çevirirler Allah'ın yolundan 336 ; ve bakınırlar ona * bir eğriliğe ** ; işte bunlar uzak bir dalalettedir 128 .

Arapça: 1751|14|3|الذين يستحبون الحيوه الدنيا علي الاخره ويصدون عن سبيل الله ويبغونها عوجا اوليك في ضلل بعيد

İbrahim Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz hiçbir resûlü 418 onun * kavminin/toplumunun lisanı/dili 980 dışında; beyan 226 etmesi içindir onlara ** ; öyle ki dalalette 128 bırakır Allah dilediği kimseyi; ve doğruya kılavuzlar dilediği kimseyi; ve O *** Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1752|14|4|وما ارسلنا من رسول الا بلسان قومه ليبين لهم فيضل الله من يشا ويهدي من يشا وهو العزيز الحكيم

İbrahim Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Misalidir 870 kimselerin (ki) kâfirlik 25 ettiler Rablerine 4 ; yaptıkları onların * bir kül gibidir (ki) savurdu onu ** rüzgar fırtınalı bir günde; muktedir 964 olamazlar kazandıklarından *** bir şeye karşı; işte bu (ki) o uzak bir dalalettir 128 .

Arapça: 1766|14|18|مثل الذين كفروا بربهم اعملهم كرماد اشتدت به الريح في يوم عاصف لا يقدرون مما كسبوا علي شي ذلك هو الضلل البعيد

İbrahim Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Sabitler * Allah iman 47 etmiş kimseleri sabit ** sözle dünya hayatında ve ahirette; ve dalalette 128 bırakır Allah zalimleri 257 ; ve faaliyete geçirir Allah dilediğini.

Arapça: 1775|14|27|يثبت الله الذين امنوا بالقول الثابت في الحيوه الدنيا وفي الاخره ويضل الله الظلمين ويفعل الله ما يشا

İbrahim Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Ve yaptılar Allah'a eşler/denkler * ; dalalete 128 sürüklemek için O'nun ** yolundan 336 ; de ki: "Metalanın 54 ; öyle ki doğrusu varış yeriniz ateşe 834 doğrudur."

Arapça: 1778|14|30|وجعلوا لله اندادا ليضلوا عن سبيله قل تمتعوا فان مصيركم الي النار

Hicr Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Dedi * : "Ve kim umut keser ** Rabbinin 4 rahmetinden 271 dalalettekiler 128 dışında?"

Arapça: 1856|15|56|قال ومن يقنط من رحمه ربه الا الضالون

Nahl Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Taşımaları içindir kendi yüklerini kıyamet günü 148 bir kâmil * (olarak) ; ve yüklerinden ** kimselerin (ki) dalalete 128 sürüklediler onları olmaksızın bir ilim; öyle ki değil mi (ki) ne kötüdür yüklendikleri?

Arapça: 1924|16|25|ليحملوا اوزارهم كامله يوم القيمه ومن اوزار الذين يضلونهم بغير علم الا سا ما يزرون

Nahl Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve ant olsun * gönderdik ** her bir ümmete 305 bir resûl 418 ki kulluk 46 edin Allah'a ve kaçının tâğût 442 (-tan) ; öyle ki onlardan kimini doğru yola kılavuzladı Allah; ve onlardan kiminin üzerlerine dalalet 128 hakikatlaştı *** ; öyle ki dolaşın **** yerde; ve bakın nasıl oldu yalanlayanların 196 akıbeti 892 .

Arapça: 1935|16|36|ولقد بعثنا في كل امه رسولا ان اعبدوا الله واجتنبوا الطغوت فمنهم من هدي الله ومنهم من حقت عليه الضلله فسيروا في الارض فانظروا كيف كان عقبه المكذبين

Nahl Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve karşılaştılar Allah'a o gün selam * (-da); ve dalalete 128 düştü onlardan iftira 402 atar oldukları.

Arapça: 1986|16|87|والقوا الي الله يوميذ السلم وضل عنهم ما كانوا يفترون

İsrâ Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Kim doğru yola kılavuzlandı; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlanır kendi nefsi 201 için; ve kim dalalete 128 düştü öyle ki ancak dalalete 128 düşer aleyhine onun (nefsin); ve yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve olmuş değiliz azap edenler ta ki göndeririz bir resûl 418 .

Arapça: 2042|17|15|من اهتدي فانما يهتدي لنفسه ومن ضل فانما يضل عليها ولا تزر وازره وزر اخري وما كنا معذبين حتي نبعث رسولا

Kehf Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Değilim şahit tutmuş/tanık etmiş onları yaratılışına * göklerin ve yerin; ve ne de yaratılışına * kendi nefislerinin 201 ; ve olmuş değilim edinen dalalete 128 düşenleri bir yardımcı ** .

Arapça: 2189|18|51|ما اشهدتهم خلق السموت والارض ولا خلق انفسهم وما كنت متخذ المضلين عضدا

Tâ-Hâ Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Dedi (Allah): "İnin ikiniz aşağıya oradan topluca * ; bir kısmınız * bir kısma * bir düşman (olarak); öyle ki ne zaman geldi sizlere * benden bir doğru yola kılavuz ** ; öyle ki kim tabi oldu doğru yola kılavuzuma ** ; öyle ki dalalete 128 düşmez; ve perişan/mutsuz olmaz."

Arapça: 2469|20|123|قال اهبطا منها جميعا بعضكم لبعض عدو فاما ياتينكم مني هدي فمن اتبع هداي فلا يضل ولا يشقي

Ahzâb Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir mümin 27 (erkeğe) ve bir mümin 27 (kadına) tamamladığı zaman Allah ve resûlü 700 bir emri ki olur onlara seçme/tercih emirlerinden; ve kim asilik eder Allah'a ve resûlüne 700 ; öyle ki muhakkak dalalete 128 düşmüştür apaçık bir dalalete 128 .

Arapça: 3567|33|36|وما كان لمومن ولا مومنه اذا قضي الله ورسوله امرا ان يكون لهم الخيره من امرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ضللا مبينا

Fussilet Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: Ve dedi kâfirlik 25 etmiş kimseler: “Rabbimiz 4 ! Göster bize ikisini; dalalete 128 sürükledi ikisi bizleri; cinden 210 ve insandan; koyalım/yapalım ikisini ayaklarımızın altına; olmaları için sefillerden.”

Arapça: 4245|41|29|وقال الذين كفروا ربنا ارنا الذين اضلانا من الجن والانس نجعلهما تحت اقدامنا ليكونا من الاسفلين

Şûrâ Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Acele ederler ona * kimseler (ki) iman 47 etmezler ona * ; ve (oysa) iman 47 etmiş kimseler endişelenenlerdir ** ondan *** ; ve bilirler ki o **** haktır/gerçektir; değil mi (ki) doğrusu sâatte 470 karşı çıkan kimseler ***** mutlak bir dalalettedir 128 .

Arapça: 4288|42|18|يستعجل بها الذين لا يومنون بها والذين امنوا مشفقون منها ويعلمون انها الحق الا ان الذين يمارون في الساعه لفي ضلل بعيد

Necm Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Dalalete 128 düşmüş değildir arkadaşınız * ; ve doğru yoldan sapmış değildir.

Arapça: 4784|53|2|ما ضل صاحبكم وما غوي

Necm Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: İşte budur ulaşması onların ilimden * ; doğrusu (senin) Rabbin 4 (ki) O ** daha iyi bilendir kendi *** yolundan **** dalalete 128 düşmüş kimseyi; ve O ** daha iyi bilendir doğru yola kılavuzlanmış kimseyi.

Arapça: 4812|53|30|ذلك مبلغهم من العلم ان ربك هو اعلم بمن ضل عن سبيله وهو اعلم بمن اهتدي

Kamer Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Öyle ki dediler: "Tek bir beşere 432 mi bizlerden (ki) tabi oluruz ona * ? Doğrusu bizler o zaman mutlak bir dalalette 128 ve bir çılgınlıktayız (suur)."

Arapça: 4868|54|24|فقالوا ابشرا منا وحدا نتبعه انا اذا لفي ضلل وسعر

Kamer Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Doğrusu mücrimler 674 bir dalalettedir 128 ; ve çılgınlıktadır (suur).

Arapça: 4891|54|47|ان المجرمين في ضلل وسعر

Nuh Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: "Ve muhakkak ki dalalete 128 düşürdüler çoğunu; ve artırmazsın sen * zalimlere 257 dalalet 128 dışında."

Arapça: 5441|71|24|وقد اضلوا كثيرا ولا تزد الظلمين الا ضللا

Nuh Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: "Doğrusu sen eğer bırakırsan onları; dalalete 128 düşürürler kullarını 46 senin; ve doğurmazlar * dışında bir fücur 440 ; bir kâfir 25 ."

Arapça: 5444|71|27|انك ان تذرهم يضلوا عبادك ولا يلدوا الا فاجرا كفارا

Mutaffifin Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Ve gördükleri zaman onları * dediler: "Doğrusu şunlar (ki) mutlak dalalettedirler 128 ."

Arapça: 5878|83|32|واذا راوهم قالوا ان هولا لضالون

Duhâ Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve buldu seni bir dalalet 128 * (-le); öyle ki doğru yola kılavuzladı.

Arapça: 6084|93|7|ووجدك ضالا فهدي