Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 140: Musaddık

Bu kavram 13 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

140Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

2. Bakara Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

48|2|41|وَءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلْتُ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُمْ وَلَا تَكُونُوٓا۟ أَوَّلَ كَافِرٍۭ بِهِۦ وَلَا تَشْتَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِى ثَمَنًا قَلِيلًا وَإِيَّٰىَ فَٱتَّقُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

48|2|41|وامنوا بما انزلت مصدقا لما معكم ولا تكونوا اول كافر به ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا وايي فاتقون

Latin Literal

41. Ve âminû bi mâ enzeltu musaddikan li mâ meakum ve lâ tekûnû evvele kâfirin bih(bîhî), ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlen ve iyyâye fettekûni.

Türkçe Çeviri

Ve iman47 edin indirdiğime (Kur'ân'a); bir musaddıktır140 sizlerin yanındakine (Tevrât’a); ve olmayın ilk kâfir25 ona*; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve sadece bana; öyle ki takvalı21 olun (sadece) bana.

Ahmed Samira Çevirisi

41 And believe with what I descended, confirming to what (is) with you, and do not be (the) first disbeliever with it, and do not buy/volunteer with My verses/evidences a small/little price, and (only) Me, so fear and obey Me.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve aminu ve iman edin وَامِنُوا امن
2 bima بِمَا -
3 enzeltu indirdiğime أَنْزَلْتُ نزل
4 musaddikan bir musaddik مُصَدِّقًا صدق
5 lima لِمَا -
6 meakum sizlerin yanındakine (Tevrat’a) مَعَكُمْ -
7 ve la وَلَا -
8 tekunu ve olmayın تَكُونُوا كون
9 evvele ilk أَوَّلَ اول
10 kafirin kâfir كَافِرٍ كفر
11 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ -
12 ve la وَلَا -
13 teşteru ve satmayın تَشْتَرُوا شري
14 biayati ayetlerimi بِايَاتِي ايي
15 semenen bir fiyata ثَمَنًا ثمن
16 kalilen az قَلِيلًا قلل
17 ve iyyaye ve sadece bana وَإِيَّايَ -
18 fettekuni öyle ki takvalı onu bana فَاتَّقُونِ وقي

Notlar

Not 1

*Kur’ân’a.

2. Bakara Suresi

Ayet 89

Arapça Metin (Harekeli)

96|2|89|وَلَمَّا جَآءَهُمْ كِتَٰبٌ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٌ لِّمَا مَعَهُمْ وَكَانُوا۟ مِن قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَلَمَّا جَآءَهُم مَّا عَرَفُوا۟ كَفَرُوا۟ بِهِۦ فَلَعْنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

96|2|89|ولما جاهم كتب من عند الله مصدق لما معهم وكانوا من قبل يستفتحون علي الذين كفروا فلما جاهم ما عرفوا كفروا به فلعنه الله علي الكفرين

Latin Literal

89. Ve lemmâ câehum kitâbun min indillâhi musaddikun limâ meahum, ve kânû min kablu yesteftihûne alellezîne keferû, fe lemmâ câehum mâ arafû keferû bihî, fe la’netullâhi alel kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi onlara bir kitap* Allah’ın indinden/katından; bir musaddıktır140 yanlarındakine** onların; -ve daha önceden kâfirlik25 etmiş kimselere karşı yardım ister olmuşlardı*** -; öyle ki ne zaman geldi onlara bildikleri/arif oldukları*; kâfirlik25 ettiler ona*; öyleyse laneti280 Allah'ın üzerinedir kâfirlerin25.

Ahmed Samira Çevirisi

89 And when a Book came to them from at God, confirming to what (is) with them and they were from before judging/asking on those who disbelieved, so when what they knew came to them, they disbelieved with it, so God’s curse/torture (is) on the disbelievers.

Notlar

Not 1

*Kur'an.**Tevrat.***Kur'an inmeden önce kâfirlere karşı Allah'tan yardım aranırlardı; Yüce Allah'a yardım için çağrıda bulunurlardı.

2. Bakara Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

98|2|91|وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ نُؤْمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلْحَقُّ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَهُمْ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبْلُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Latin Literal

91. Ve izâ kîle lehum âminû bi mâ enzelallâhu kâlû nu’minu bi mâ unzile aleynâ ve yekfurûne bi mâ verâehu ve huvel hakku musaddikan limâ meahum kul fe lime taktulûne enbiyâallâhi min kablu in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve denildiği zaman onlara: “İman47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine*; ve o** haktır/gerçektir; bir musaddıktır140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz35 Allah'ın nebilerini132 daha önceden; eğer olduysanız müminler27?”

Ahmed Samira Çevirisi

91 And if it was/is said to them: "Believe with what God descended." They said: "We believe with what is descended on us and they disbelieve with what is behind/beyond it, and it is the truth confirming to what (is) with them." Say: "So why do you kill God’s prophets from before, if you were believing?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve o zaman وَإِذَا -
2 kile denildi قِيلَ قول
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 bima بِمَا -
6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 kalu dediler قَالُوا قول
9 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن
10 bima بِمَا -
11 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
12 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
13 ve yekfurune ve kâfirlik ederler وَيَكْفُرُونَ كفر
14 bima بِمَا -
15 vera'ehu onun (Tevrat’ın) ardındakine (Kur’an’a) وَرَاءَهُ وري
16 vehuve ve o (Kur’an) وَهُوَ -
17 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
18 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
19 lima لِمَا -
20 meahum onların yanlarındaki için (Tevrat) مَعَهُمْ -
21 kul de ki قُلْ قول
22 felime öyleyse neden فَلِمَ -
23 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل
24 enbiya'e nebilerini أَنْبِيَاءَ نبا
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 min مِنْ -
27 kablu daha öncesinde قَبْلُ قبل
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kur’ân'a.**Kur’ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

2. Bakara Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

104|2|97|قُلْ مَن كَانَ عَدُوًّا لِّجِبْرِيلَ فَإِنَّهُۥ نَزَّلَهُۥ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

104|2|97|قل من كان عدوا لجبريل فانه نزله علي قلبك باذن الله مصدقا لما بين يديه وهدي وبشري للمومنين

Latin Literal

97. Kul men kâne aduvven li cibrîle fe innehu nezzelehu alâ kalbike bi iznillâhi musaddikan limâ beyne yedeyhi ve huden ve buşrâ lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e282; öyle ki doğrusu o (Cibrîl) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır140 onun iki elinin arasındakine*; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

97 Say: "Who was an enemy to Gabriel , so that he descended it on your heart/mind with God’s permission, confirming to what (is) between his hands, and (a) guidance and a good news to the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 men kim مَنْ -
3 kane oldu كَانَ كون
4 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو
5 licibrile Cibril'e لِجِبْرِيلَ -
6 feinnehu öyle ki doğrusu o (Cibril) فَإِنَّهُ -
7 nezzelehu indirdi onu (Kur’an’ı) نَزَّلَهُ نزل
8 ala عَلَىٰ -
9 kalbike kalbine (senin) قَلْبِكَ قلب
10 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
13 lima لِمَا -
14 beyne arasındaki için بَيْنَ بين
15 yedeyhi iki ellenin onun يَدَيْهِ يدي
16 ve huden ve bir doğru yol kılavuz وَهُدًى هدي
17 ve buşra ve bir müjde وَبُشْرَىٰ بشر
18 lilmu'minine müminler için لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Tevrat

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Cibrîl Kavram 282

282 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli bir varlık. Kendisine elçilik görevi verilmiştir. Evrenimizin bir üst boyutunda bulunan arşta bulunur. Kendi iradesi/aklı vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değildir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamaz. İradesiyle oluşturduğu her fikir mutlak ki takva içerir. Levh-i Mahfuz’a (Korunmuş Levha'ya) yani holografik evren prensibi kapsamınsa evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenin zaman dahil tüm kuantum bilgilerini muhafaza eden rakamlanmış/kodlanmış 2D zara/membrana erişim hakkı vardır. Bu nedenle evrenin her zamanında ve her yerinde aynı anda bulunabilir. Matrix filmindeki ajanlar gibidir. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi gereği evren içinde diledikleri şekle dönüşebilir. Evrenimizin en küçük yapı taşı 1.65x10-35 metre uzunluğundaki bir sicimdir/iptir. Her sicimin titreşimi bir müzik aletinin telinin titreşmesi sonucu özel bir ses çıkarması gibi kendine özel atom altı parçacıkları oluşturur. Sicimler titreşim bilgilerini ruh aracılığıyla Levh-i Mahfuz’dan alır. Levh-i Mahfuz rakamlanmış bilgiyi ruh aracılığıyla sicimlere aktarır. Işık hızında yazan bir 3D printer/yazıcı gibi evreni canlandırır. Cibrîl Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimlerin titreşimini değiştirir ve farklı atom altı parçacıkları oluşturarak farklı atomları oluşturur. Böylece elçiye bir insan şeklinde seslenebilir. Bir ağaç içinden seslenebilir. Bir ateş içinden seslenebilir. Şerefli elçi Cibrîl’in şerefli Kur’an’ı Muhammed peygamberin beyin ve kalpte bulunan sinir hücrelerine indirmesini yine Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimler üzerinden gerçekleştirdiğini anlarız. Böylece Muhammed peygamber ezberlemek zorunda kalmadan tüm Kur’an’ı bilmiş olmaktadır. Kur’an’dan Cibrîl benzeri farklı varlıkların da insanlarla temas kurduklarını anlıyoruz. Ashab-ı Kehf (Mağara yoldaşları) gençlerine zaman yolculuğu yaptıran Rakim/rakamlayıcı yoldaşları kendilerine Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi verilen şerefli varlıklardır. İbrahim peygambere, Lut peygambere ve Meryem’e gelen elçiler de Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 101

Arapça Metin (Harekeli)

108|2|101|وَلَمَّا جَآءَهُمْ رَسُولٌ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٌ لِّمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَرِيقٌ مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ كِتَٰبَ ٱللَّهِ وَرَآءَ ظُهُورِهِمْ كَأَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

108|2|101|ولما جاهم رسول من عند الله مصدق لما معهم نبذ فريق من الذين اوتوا الكتب كتب الله ورا ظهورهم كانهم لا يعلمون

Latin Literal

101. Ve lemmâ câehum resûlun min indillâhi musaddikun limâ meahum nebeze ferîkun minellezîne ûtûl kitâb(kitâbe), kitâballâhi verâe zuhûrihim ke ennehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ne zaman ki geldi onlara bir resûl418 Allah'ın indinden/katından; bir musaddıktır140 onların yanındaki* için; savurup fırlattı bir fırka/grup sırtlarının arkasına; kitap* verilmiş kimselerden; Allah'ın kitabını**; sanki onlar bilmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

101 And when a messenger came to them from at God confirming to what (is) with them, a group from those who were given The Book , discarded/rejected God’s Book behind their backs, as if they do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ne zaman ki وَلَمَّا -
2 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا
3 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل
4 min مِنْ -
5 indi indinden/katından عِنْدِ عند
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 musaddikun bir musaddık مُصَدِّقٌ صدق
8 lima için لِمَا -
9 meahum yanındaki onların مَعَهُمْ -
10 nebeze savurup fırlattı نَبَذَ نبذ
11 ferikun bir fırka/grup فَرِيقٌ فرق
12 mine مِنَ -
13 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
14 utu verildiler أُوتُوا اتي
15 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
16 kitabe kitabı كِتَابَ كتب
17 llahi Allah'ın اللَّهِ -
18 vera'e arkasına وَرَاءَ وري
19 zuhurihim sırtlarının ظُهُورِهِمْ ظهر
20 keennehum sanki onlar كَأَنَّهُمْ -
21 la لَا -
22 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Tevrat.**Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

296|3|3|نَزَّلَ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَأَنزَلَ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ

Arapça Metin (Harekesiz)

296|3|3|نزل عليك الكتب بالحق مصدقا لما بين يديه وانزل التوريه والانجيل

Latin Literal

3. Nezzele aleykel kitâbe bil hakkı musaddikan limâ beyne yedeyhi ve enzelet tevrâte vel incîl(incîle).

Türkçe Çeviri

İndirdi sana kitabı* hakla/gerçekle; bir musaddıktır140 iki ellerinin arasındakine; ve indirdi Tevrât’ı; ve İncîl’i.

Ahmed Samira Çevirisi

3 He descended on you The Book with the truth , confirming to what (is) between His hands, and He descended the Torah and the New Testament/Bible .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل
2 aleyke sana عَلَيْكَ -
3 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب
4 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
5 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق
6 lima لِمَا -
7 beyne arasındakini بَيْنَ بين
8 yedeyhi iki ellerinin يَدَيْهِ يدي
9 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
10 t-tevrate Tevrat’ı التَّوْرَاةَ -
11 vel'incile ve İncil’i وَالْإِنْجِيلَ -

Notlar

Not 1

*Kur'an'ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

332|3|39|فَنَادَتْهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَآئِمٌ يُصَلِّى فِى ٱلْمِحْرَابِ أَنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَىٰ مُصَدِّقًۢا بِكَلِمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Latin Literal

39. Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler133; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken143; salât5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır140 Allah’tan bir kelimeye416; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır*; ve bir nebidir132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Ahmed Samira Çevirisi

39 So the angels called him, and he is standing/keeping praying, in the prayer’s niche : "That God announces good new to you with John confirming with a word from God and a master and restricting himself (chaste) , and a prophet from the correct/righteous people."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fenadethu öyle ki nida etti/seslendi ona فَنَادَتْهُ ندو
2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
3 vehuve ve o (Zekeriyya) وَهُوَ -
4 kaimun bir dik/doğru/kıyam قَائِمٌ قوم
5 yusalli salat eder يُصَلِّي صلو
6 fi فِي -
7 l-mihrabi mihrapta/özel alanda الْمِحْرَابِ حرب
8 enne doğrusu أَنَّ -
9 llahe Allah اللَّهَ -
10 yubeşşiruke müjdeler sana يُبَشِّرُكَ بشر
11 biyehya Yahya'yı بِيَحْيَىٰ -
12 musaddikan doğrulayıp tasdikleyici مُصَدِّقًا صدق
13 bikelimetin bir kelimeyi بِكَلِمَةٍ كلم
14 mine -tan مِنَ -
15 llahi Allah- اللَّهِ -
16 ve seyyiden ve bir lider/önder وَسَيِّدًا سود
17 ve hasuran ve bir kısıtlayan/sınırlayan (nefsini) وَحَصُورًا حصر
18 ve nebiyyen ve bir nebi/peygamber وَنَبِيًّا نبا
19 mine مِنَ -
20 s-salihine iyilerden-salihlerden الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Nefsini.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Melekler; İbrahim-Lut-Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçiler. Rakim yoldaşları. Kavram 133

133 Yüce Allah'ın indinde/katında olan; Levh-i Mahfuz'un tamamına erişim yetkisi olan Cibrîl benzeri şerefli varlıklar. Diledikleri şekle dönüşerek Yüce Allah'ın emrini yerine getirirler. Mağara yoldaşlarına zaman yolculuğu yaptıran Rakim yoldaşları; İbrahim, Lut, Zekeriyyâ peygambere ve Meryem'e gelen elçilerdir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 50

Arapça Metin (Harekeli)

343|3|50|وَمُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ وَلِأُحِلَّ لَكُم بَعْضَ ٱلَّذِى حُرِّمَ عَلَيْكُمْ وَجِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

343|3|50|ومصدقا لما بين يدي من التوريه ولاحل لكم بعض الذي حرم عليكم وجيتكم بايه من ربكم فاتقوا الله واطيعون

Latin Literal

50. Ve musaddikan limâ beyne yedeyye minet tevrâti ve li uhılle lekum ba’dallezî hurrime aleykum ve ci’tukum bi âyetin min rabbikum fettekûllâhe ve etîûn(etîûni).

Türkçe Çeviri

"Ve bir musaddık140 (olarak) Tevrât’tan iki eliniz arasındakine; ve helal kılmak için sizlere bazısını ki haram kılındı üzerinize421; ve geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ve takvalı21 olun Allah’a; ve itaat edin bana420."

Ahmed Samira Çevirisi

50 And confirming to what (is) between my hands from the Torah and to permit/allow for you some (of) what was forbidden on you, and I came to you with a sign/evidence from your Lord, so fear and obey God and obey me.36

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve musaddikan ve bir musaddık وَمُصَدِّقًا صدق
2 lima لِمَا -
3 beyne arasındakine بَيْنَ بين
4 yedeyye iki eliniz يَدَيَّ يدي
5 mine مِنَ -
6 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ -
7 veliuhille ve helal kılmak için وَلِأُحِلَّ حلل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 bea'de bazısını بَعْضَ بعض
10 llezi ki الَّذِي -
11 hurrime haram kılındı حُرِّمَ حرم
12 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
13 ve ci'tukum ve geldim sizlere وَجِئْتُكُمْ جيا
14 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
15 min مِنْ -
16 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
17 fetteku ve takvalı olun فَاتَّقُوا وقي
18 llahe Allah’a اللَّهَ -
19 ve etiuni ve itaat edin bana وَأَطِيعُونِ طوع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Îsâ'ya itaat etmek. Kavram 420

420 Yüce Allah resûllerin getirdiğine yani kutsal kitaplara itaat etmemizi emretmiştir. Kendilerine değil. Îsâ'ya itaat etmemiz de emredilmiştir. Demek ki resûl Muhammed'e itaat etmek onun adına uydurulmuş, tamamı zan olan söylentilere/hadislere itaat etmek değildir. Ehli sünnete tabi olmuş kimseler şunu iyice düşünsün; resûle itaat etmeyi kutsal kitaplar haricinde söylentilere/hadislere itaat olarak algılıyorlarsa Îsâ'nın sünnetine de tabi olmaları gerektiğini bilsinler. Hristiyanlıkta Îsâ adına uydurulmuş birçok söylenti/hadis mevcuttur. Mûsâ adına uydurulmuş Talmud kitabına uymaları gerektiğini bilsinler.

Resûllerin haram helal kılma yetkisi var mı? Kavram 421

421 Resûllerin kendi dinleri olmaz. Kendi helalleri ve kendi haramları olamaz. Nasıl ki kendi mucizeleri olamayacağı gibi. Yüce Allah'ın İslam dini asla değişmez. Ancak dinden şeriat değişebilir. Yahudilere hayvanların iç yağı haram edilmişti. Kur'an bu haramı helal kıldı. Haram ve helal etme yetkisi sadece Yüce Allah'ın uhdesindedir. Sadece kutsal kitapların uhdesindedir. Yüce Allah tarafından tamamı zan olan hadislerin/söylentilere bir yetki verilmemiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

374|3|81|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلنَّبِيِّۦنَ لَمَآ ءَاتَيْتُكُم مِّن كِتَٰبٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَآءَكُمْ رَسُولٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِهِۦ وَلَتَنصُرُنَّهُۥ قَالَ ءَأَقْرَرْتُمْ وَأَخَذْتُمْ عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ إِصْرِى قَالُوٓا۟ أَقْرَرْنَا قَالَ فَٱشْهَدُوا۟ وَأَنَا۠ مَعَكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Latin Literal

81. Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

81 And when/if God took the prophets’ promise/covenant what/that what (E) I gave/brought you from a Book and wisdom , then a messenger came to you confirming to/for what (is) with you, to believe with him/it (E) and you will give him/it victory/aid (E). He said: "Did you confess/acknowledge and you took/received on that My promise ?" They said: "We confessed/acknowledged ." He said: "So witness/testify and I am with you from the witnessing/testifying/present."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka mîsâkını/antlaşmasını مِيثَاقَ وثق
5 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا
6 lema mutlak لَمَا -
7 ateytukum verdiğime sizlere اتَيْتُكُمْ اتي
8 min مِنْ -
9 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
10 ve hikmetin ve hikmetten وَحِكْمَةٍ حكم
11 summe sonra ثُمَّ -
12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
13 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
14 musaddikun musaddık مُصَدِّقٌ صدق
15 lima لِمَا -
16 meakum yanınızdakine مَعَكُمْ -
17 letu'minunne mutlak iman edersiniz لَتُؤْمِنُنَّ امن
18 bihi ona (resûle) بِهِ -
19 veletensurunnehu ve mutlak yardım edersiniz ona وَلَتَنْصُرُنَّهُ نصر
20 kale dedi (Allah) قَالَ قول
21 eekrartum ikrar/kabul ettiniz mi? أَأَقْرَرْتُمْ قرر
22 ve ehaztum ve aldınız mı وَأَخَذْتُمْ اخذ
23 ala üzerinize عَلَىٰ -
24 zalikum bunu ذَٰلِكُمْ -
25 isri antlaşmamı إِصْرِي اصر
26 kalu dediler قَالُوا قول
27 ekrarna ikrar/kabul ettik أَقْرَرْنَا قرر
28 kale dedi قَالَ قول
29 feşhedu öyleyse tanık/şahit olun فَاشْهَدُوا شهد
30 ve ena ve ben (de) وَأَنَا -
31 meakum yanınızdayım مَعَكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 ş-şahidine tanık olanlardan الشَّاهِدِينَ شهد

Notlar

Not 1

*Verilen hikmetli kutsal kitaba.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

540|4|47|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ ءَامِنُوا۟ بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُم مِّن قَبْلِ أَن نَّطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَىٰٓ أَدْبَارِهَآ أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّآ أَصْحَٰبَ ٱلسَّبْتِ وَكَانَ أَمْرُ ٱللَّهِ مَفْعُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

540|4|47|يايها الذين اوتوا الكتب امنوا بما نزلنا مصدقا لما معكم من قبل ان نطمس وجوها فنردها علي ادبارها او نلعنهم كما لعنا اصحب السبت وكان امر الله مفعولا

Latin Literal

47. Yâ eyyuhâllezîne ûtûl kitâbe âminû bi mâ nezzelnâ musaddikan li mâ meakum min kabli en natmise vucûhen fe neruddehâ alâ edbârihâ ev nel’anehum kemâ leannâ ashâbes sebt(sebti). Ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen).

Türkçe Çeviri

Ey kitap verilmiş kimseler135! İman47 edin indirdiğimize*; bir musaddıktır140 yanınızdakine; önceden ki sileriz yüzleri öyle ki döndürürüz onu arkası üzerine506; ya da lanetleriz280 onları lanetlediğimiz273** gibi sebt/şabat272 yoldaşlarını; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçen.

Ahmed Samira Çevirisi

47 You, you those who were given The Book , believe with what We descended, confirming to what (is) with you (P) from before that We efface/wipe out faces, so We return it on its backs or We curse/humiliate them as We cursed/humiliated the owners of the Saturday/Sabbath, and God’s order/command is/was done.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 utu verildiler أُوتُوا اتي
4 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
5 aminu iman edin امِنُوا امن
6 bima بِمَا -
7 nezzelna indirdiğimize (Kur’an’a) نَزَّلْنَا نزل
8 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق
9 lima لِمَا -
10 meakum yanınızdakine sizlerin مَعَكُمْ -
11 min مِنْ -
12 kabli önceden قَبْلِ قبل
13 en ki أَنْ -
14 netmise sileriz نَطْمِسَ طمس
15 vucuhen yüzleri وُجُوهًا وجه
16 fe neruddeha öyle ki döndürürüz onu فَنَرُدَّهَا ردد
17 ala üzerine عَلَىٰ -
18 edbariha arkası أَدْبَارِهَا دبر
19 ev ya da أَوْ -
20 nel'anehum lanetleriz onları نَلْعَنَهُمْ لعن
21 kema gibi كَمَا -
22 leanna lanetlediğimiz لَعَنَّا لعن
23 eshabe yoldaşları أَصْحَابَ صحب
24 s-sebti sebt/şabat السَّبْتِ سبت
25 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
26 emru emri أَمْرُ امر
27 llahi Allah'ın اللَّهِ -
28 mef'ulen faaliyete geçen مَفْعُولًا فعل

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.**Maymunlaşma.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Sebt Kavram 272

272 Sebt/Şabat/Şabbat; Yahudilere dinden bir şeriat olan, onlara özel emredilen bir uygulama. Haftanın bir gününde iş bırakılacak ve o gün Tevrat dersleri yapılacaktır. Günümüz Yahudileri bu günü Cumartesi olarak uygulamaktadırlar. Yüce Allah'ın sebt emri yine şirke kurban gitmiş ve Yahudiler sınırı aşmıştır. Günümüzde Cumartesi günleri elektrik düğmesine bile basmadan tüm günü hiç bir iş yapmadan geçirmektedirler.

Maymunlaşma Kavram 273

273 Maymunların karakterlerine benzeme. Bilgelikten yoksun davranmak. Akılsızca taklit etmek.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Yüzlerin silinip arkası üzerine döndürülmesi. Kavram 506

506 Ahiret evreninde ya da cehennemde olan kimselerin yaratılış özelliği olarak yüzlerinin arkalarında olduğunu anlarız. Normal bir insan olarak yaratılmayacaklardır.

5. Mâide Suresi

Ayet 46

Arapça Metin (Harekeli)

715|5|46|وَقَفَّيْنَا عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِم بِعِيسَى ٱبْنِ مَرْيَمَ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ وَءَاتَيْنَٰهُ ٱلْإِنجِيلَ فِيهِ هُدًى وَنُورٌ وَمُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةً لِّلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

715|5|46|وقفينا علي اثرهم بعيسي ابن مريم مصدقا لما بين يديه من التوريه واتينه الانجيل فيه هدي ونور ومصدقا لما بين يديه من التوريه وهدي وموعظه للمتقين

Latin Literal

46. Ve kaffeynâ alâ âsârihim bi îsebni meryeme musaddıkan limâ beyne yedeyhi minet tevrâti ve âteynâhul incîle fîhi huden ve nûrun ve musaddıkan limâ beyne yedeyhi minet tevrâti ve huden ve mev’ızeten muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

Ve ardından gönderdik izleri üzerine onların Meryem oğlu Îsâ'yı (ki) bir musaddıktır140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve verdik ona İncîl'i; içindedir bir doğru yol kılavuz ve bir nur (ki) bir musaddıktır140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir vaaz653 muttakiler için.

Ahmed Samira Çevirisi

46 And We sent after (following) on their tracks with Jesus, Mary’s son confirming for what (is) between his hands from the Torah/Old Testament, and We gave him the New Testament/Bible in it (is) guidance and light, and confirming to what (is) between his hands from the Torah/Old Testament, and guidance and a sermon/advice/warning to the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kaffeyna ve ardından gönderdik وَقَفَّيْنَا قفو
2 ala üzerine عَلَىٰ -
3 asarihim onların izleri اثَارِهِمْ اثر
4 biiysa Îsa'yı بِعِيسَى -
5 bni oğlu ابْنِ بني
6 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
7 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
8 lima لِمَا -
9 beyne arasındakine بَيْنَ بين
10 yedeyhi iki eli يَدَيْهِ يدي
11 mine مِنَ -
12 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ -
13 ve ateynahu ve verdik ona وَاتَيْنَاهُ اتي
14 l-incile İncîl'i الْإِنْجِيلَ -
15 fihi içindedir فِيهِ -
16 huden bir doğru yol kılavuz هُدًى هدي
17 ve nurun ve bir nur وَنُورٌ نور
18 ve musaddikan bir musaddık وَمُصَدِّقًا صدق
19 lima لِمَا -
20 beyne arasındakine بَيْنَ بين
21 yedeyhi iki eli يَدَيْهِ يدي
22 mine مِنَ -
23 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ -
24 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
25 ve mev'izeten ve bir vaaz وَمَوْعِظَةً وعظ
26 lilmuttekine muttakilere لِلْمُتَّقِينَ وقي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

5. Mâide Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

717|5|48|وَأَنزَلْنَآ إِلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ ٱلْكِتَٰبِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَٱحْكُم بَيْنَهُم بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ عَمَّا جَآءَكَ مِنَ ٱلْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَٰحِدَةً وَلَٰكِن لِّيَبْلُوَكُمْ فِى مَآ ءَاتَىٰكُمْ فَٱسْتَبِقُوا۟ ٱلْخَيْرَٰتِ إِلَى ٱللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

717|5|48|وانزلنا اليك الكتب بالحق مصدقا لما بين يديه من الكتب ومهيمنا عليه فاحكم بينهم بما انزل الله ولا تتبع اهواهم عما جاك من الحق لكل جعلنا منكم شرعه ومنهاجا ولو شا الله لجعلكم امه وحده ولكن ليبلوكم في ما اتيكم فاستبقوا الخيرت الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم فيه تختلفون

Latin Literal

48. Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakkı) li kullin cealnâ minkum şir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhıdeten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).

Türkçe Çeviri

Ve indirdik sana kitabı* hakla/gerçekle (ki) bir musaddıktır140 (onun) iki elinin arasındakine kitaptan (Tevrât'tan); ve bir tanık/şahit olup hamilik** edendir*** onun (Tevrât'ın) üzerine; öyle ki hükmet aralarında onların Allah'ın indirdiğiyle***; ve tabi olma hevalarına sana gelen hakkında haktan/gerçekten; her birinize yaptık kendinizden bir şeriat546 ve bir metot/yöntem; şayet dileseydi Allah mutlak yapardı sizleri tek bir ümmet; fakat belalandırmak256 içindir sizleri sizlere verdiğinde; öyleyse koşun hayırlara; Allah'a karşıdır dönüş yeri topluca; öyle ki haber verir sizlere (Allah) kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

48 And We descended to you The Book with the truth , confirming to what (is) between his hands from The Book , and guarding/protecting on it, so judge/rule between them with what God descended and do not follow their self attractions for desires about what came to you from the truth, to each from you We made/put God’s decreed way of life/method/law and order , and a clear/easy/plain way , and if God wanted/willed, He would have made you one nation/generation, and but to test you in what He gave you, so race/surpass (to) the goodnesses/generosity (good deeds), to God (is) your return altogether, so He informs you with what you were in it differing/disagreeing (P).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل
2 ileyke sana إِلَيْكَ -
3 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب
4 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
5 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق
6 lima لِمَا -
7 beyne arasındakine بَيْنَ بين
8 yedeyhi iki elinin onun يَدَيْهِ يدي
9 mine مِنَ -
10 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
11 ve muheyminen ve bir gözetleyip/tanık olup hamilik eden وَمُهَيْمِنًا همن
12 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ -
13 fehkum öyle ki hükmet فَاحْكُمْ حكم
14 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين
15 bima بِمَا -
16 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل
17 llahu Allah'ın اللَّهُ -
18 ve la ve وَلَا -
19 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع
20 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي
21 amma hakkında عَمَّا -
22 ca'eke sana gelen جَاءَكَ جيا
23 mine مِنَ -
24 l-hakki haktan/gerçekten الْحَقِّ حقق
25 likullin her biriniz için لِكُلٍّ كلل
26 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل
27 minkum kendinizden مِنْكُمْ -
28 şir'aten bir şeriat شِرْعَةً شرع
29 ve minhacen ve bir metod/yöntem وَمِنْهَاجًا نهج
30 velev şayet وَلَوْ -
31 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
32 llahu Allah اللَّهُ -
33 lecealekum mutlak yapardı sizleri لَجَعَلَكُمْ جعل
34 ummeten ümmet أُمَّةً امم
35 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد
36 velakin fakat وَلَٰكِنْ -
37 liyebluvekum belalandırmak için sizleri لِيَبْلُوَكُمْ بلو
38 fi فِي -
39 ma مَا -
40 atakum verdiğinde sizlere اتَاكُمْ اتي
41 festebiku öyleyse koşun فَاسْتَبِقُوا سبق
42 l-hayrati hayırlara الْخَيْرَاتِ خير
43 ila karşıdır إِلَى -
44 llahi Allah'a اللَّهِ -
45 merciukum dönüş yeri مَرْجِعُكُمْ رجع
46 cemian topluca جَمِيعًا جمع
47 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
48 bima بِمَا -
49 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
50 fihi kendisinde فِيهِ -
51 tehtelifune ihtilaf içinde تَخْتَلِفُونَ خلف

Notlar

Not 1

*Kur'ân'ı.**Koruyan, gözeten.***Kur'ân.****Kur'ân'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Şeriat Kavram 546

546 Yasa, kanun. Yüce Allah her bir ümmete farklı bir şeriat koyduğunu bildirmiştir. Yüce Allah'ın dini tektir; o da İslam'dır. Tüm nebiler ancak İslâm'ı getirir. Dinin özü asla değişmez. Ancak dinden şeriat farklı olabilir. Örneğin; Tevrât'ta hayvanların iç yağları haram edilmişken Kur'an bunu kaldırmıştır. 5:48 ayetinde Yüce Allah dileseydi insanlığı tek bir ümmet yapacağını bildirmiştir. Oysa böyle yapmadı. Şeriatın farklı olması sınama amaçlıdır. Tarafın belli edilmesi amaçlıdır.

6. En'âm Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

881|6|92|وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلْنَٰهُ مُبَارَكٌ مُّصَدِّقُ ٱلَّذِى بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنذِرَ أُمَّ ٱلْقُرَىٰ وَمَنْ حَوْلَهَا وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ وَهُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

881|6|92|وهذا كتب انزلنه مبارك مصدق الذي بين يديه ولتنذر ام القري ومن حولها والذين يومنون بالاخره يومنون به وهم علي صلاتهم يحافظون

Latin Literal

92. Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun musaddıkullezî beyne yedeyhi ve li tunzire ummel kurâ ve men havlehâ, vellezîne yu’minûne bil âhireti yu’minûne bihî ve hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne).

Türkçe Çeviri

Ve bu; bir kitaptır*; indirdik onu*; bir mübarektir139; bir musaddıktır140 iki elleri arasında olana; ve uyarman içindir kentlerin anasını; ve kimseyi (ki) çevresindedir onun; ve kimseleri (ki) iman47 ederler ahirete; iman47 ederler buna (kitaba); ve onlar salâtlarını23 korurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And that (is) a Book , We descended it blessed, confirming (with) what (is) between his hands, and to warn/give notice (E) (to the) mother/origin of villages (Bekka) and who (is) around/surrounding it, and those who believe with the end (other life), they believe with it, and they are on their prayers observing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve haza ve bu وَهَٰذَا -
2 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب
3 enzelnahu indirdik onu أَنْزَلْنَاهُ نزل
4 mubarakun mübarektir مُبَارَكٌ برك
5 musaddiku doğrulayıp tasdik edicidir مُصَدِّقُ صدق
6 llezi olanı الَّذِي -
7 beyne arasında بَيْنَ بين
8 yedeyhi iki elleri يَدَيْهِ يدي
9 velitunzira ve uyarman içindir وَلِتُنْذِرَ نذر
10 umme anası أُمَّ امم
11 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري
12 ve men ve kimseyi وَمَنْ -
13 havleha çevresinde onun حَوْلَهَا حول
14 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
15 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
16 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
18 bihi buna (kitaba) بِهِ -
19 ve hum ve onlar وَهُمْ -
20 ala عَلَىٰ -
21 salatihim salatlarını صَلَاتِهِمْ صلو
22 yuhafizune korurlar يُحَافِظُونَ حفظ

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanların salâtları (çoğul) Kavram 23

23 Müminlerin her gün belirli vakitlerde (sabah ve akşam) yaptığı iki salât ve her hafta toplantı gününde yaptıkları salât. Salâtlar olarak çoğul.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mübarek Kavram 139

139 Bereketli, uğurlu.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 140: Musaddık

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Musaddık

Kavram No: 140

Kısa Açıklama: 140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 13

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Ve iman 47 edin indirdiğime (Kur'ân'a); bir musaddıktır 140 sizlerin yanındakine (Tevrât’a); ve olmayın ilk kâfir 25 ona * ; ve satmayın ayetlerimi az bir fiyata; ve sadece bana; öyle ki takvalı 21 olun (sadece) bana.

Arapça: 48|2|41|وامنوا بما انزلت مصدقا لما معكم ولا تكونوا اول كافر به ولا تشتروا بايتي ثمنا قليلا وايي فاتقون

Bakara Suresi - Ayet 89

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi onlara bir kitap * Allah’ın indinden/katından; bir musaddıktır 140 yanlarındakine ** onların; -ve daha önceden kâfirlik 25 etmiş kimselere karşı yardım ister olmuşlardı *** -; öyle ki ne zaman geldi onlara bildikleri/arif oldukları * ; kâfirlik 25 ettiler ona * ; öyleyse laneti 280 Allah'ın üzerinedir kâfirlerin 25 .

Arapça: 96|2|89|ولما جاهم كتب من عند الله مصدق لما معهم وكانوا من قبل يستفتحون علي الذين كفروا فلما جاهم ما عرفوا كفروا به فلعنه الله علي الكفرين

Bakara Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Ve denildiği zaman onlara: “İman 47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman 47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik 25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine * ; ve o ** haktır/gerçektir; bir musaddıktır 140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz 35 Allah'ın nebilerini 132 daha önceden; eğer olduysanız müminler 27 ?”

Arapça: 98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e 282 ; öyle ki doğrusu o (Cibrîl) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır 140 onun iki elinin arasındakine * ; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminlere 27 .

Arapça: 104|2|97|قل من كان عدوا لجبريل فانه نزله علي قلبك باذن الله مصدقا لما بين يديه وهدي وبشري للمومنين

Bakara Suresi - Ayet 101

Türkçe Meal: Ne zaman ki geldi onlara bir resûl 418 Allah'ın indinden/katından; bir musaddıktır 140 onların yanındaki * için; savurup fırlattı bir fırka/grup sırtlarının arkasına; kitap * verilmiş kimselerden; Allah'ın kitabını ** ; sanki onlar bilmezler.

Arapça: 108|2|101|ولما جاهم رسول من عند الله مصدق لما معهم نبذ فريق من الذين اوتوا الكتب كتب الله ورا ظهورهم كانهم لا يعلمون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: İndirdi sana kitabı * hakla/gerçekle; bir musaddıktır 140 iki ellerinin arasındakine; ve indirdi Tevrât’ı; ve İncîl’i.

Arapça: 296|3|3|نزل عليك الكتب بالحق مصدقا لما بين يديه وانزل التوريه والانجيل

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Öyle ki nida etti/seslendi ona melekler 133 ; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken 143 ; salât 5 ederken mihrapta/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır 140 Allah’tan bir kelimeye 416 ; ve bir liderdir/önderdir; ve bir kısıtlayandır/sınırlayandır * ; ve bir nebidir 132 ; iyilerdendir/salihlerdendir.”

Arapça: 332|3|39|فنادته المليكه وهو قايم يصلي في المحراب ان الله يبشرك بيحيي مصدقا بكلمه من الله وسيدا وحصورا ونبيا من الصلحين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 50

Türkçe Meal: "Ve bir musaddık 140 (olarak) Tevrât’tan iki eliniz arasındakine; ve helal kılmak için sizlere bazısını ki haram kılındı üzerinize 421 ; ve geldim sizlere Rabbinizden 4 bir ayetle 287 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve itaat edin bana 420 ."

Arapça: 343|3|50|ومصدقا لما بين يدي من التوريه ولاحل لكم بعض الذي حرم عليكم وجيتكم بايه من ربكم فاتقوا الله واطيعون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman Allah nebilerin 132 mîsâkını 281 ; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten 303 ; sonra geldi sizlere musaddık 140 bir resûl 418 yanınızdakine * ; mutlak iman 47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Arapça: 374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Nisâ Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ey kitap verilmiş kimseler 135 ! İman 47 edin indirdiğimize * ; bir musaddıktır 140 yanınızdakine; önceden ki sileriz yüzleri öyle ki döndürürüz onu arkası üzerine 506 ; ya da lanetleriz 280 onları lanetlediğimiz 273 ** gibi sebt/şabat 272 yoldaşlarını; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçen.

Arapça: 540|4|47|يايها الذين اوتوا الكتب امنوا بما نزلنا مصدقا لما معكم من قبل ان نطمس وجوها فنردها علي ادبارها او نلعنهم كما لعنا اصحب السبت وكان امر الله مفعولا

Mâide Suresi - Ayet 46

Türkçe Meal: Ve ardından gönderdik izleri üzerine onların Meryem oğlu Îsâ'yı (ki) bir musaddıktır 140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve verdik ona İncîl'i; içindedir bir doğru yol kılavuz ve bir nur (ki) bir musaddıktır 140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir vaaz 653 muttakiler için.

Arapça: 715|5|46|وقفينا علي اثرهم بعيسي ابن مريم مصدقا لما بين يديه من التوريه واتينه الانجيل فيه هدي ونور ومصدقا لما بين يديه من التوريه وهدي وموعظه للمتقين

Mâide Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Ve indirdik sana kitabı * hakla/gerçekle (ki) bir musaddıktır 140 (onun) iki elinin arasındakine kitaptan (Tevrât'tan); ve bir tanık/şahit olup hamilik ** edendir *** onun (Tevrât'ın) üzerine; öyle ki hükmet aralarında onların Allah'ın indirdiğiyle *** ; ve tabi olma hevalarına sana gelen hakkında haktan/gerçekten; her birinize yaptık kendinizden bir şeriat 546 ve bir metot/yöntem; şayet dileseydi Allah mutlak yapardı sizleri tek bir ümmet; fakat belalandırmak 256 içindir sizleri sizlere verdiğinde; öyleyse koşun hayırlara; Allah'a karşıdır dönüş yeri topluca; öyle ki haber verir sizlere (Allah) kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzu.

Arapça: 717|5|48|وانزلنا اليك الكتب بالحق مصدقا لما بين يديه من الكتب ومهيمنا عليه فاحكم بينهم بما انزل الله ولا تتبع اهواهم عما جاك من الحق لكل جعلنا منكم شرعه ومنهاجا ولو شا الله لجعلكم امه وحده ولكن ليبلوكم في ما اتيكم فاستبقوا الخيرت الي الله مرجعكم جميعا فينبيكم بما كنتم فيه تختلفون

En'âm Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve bu; bir kitaptır * ; indirdik onu * ; bir mübarektir 139 ; bir musaddıktır 140 iki elleri arasında olana; ve uyarman içindir kentlerin anasını; ve kimseyi (ki) çevresindedir onun; ve kimseleri (ki) iman 47 ederler ahirete; iman 47 ederler buna (kitaba); ve onlar salâtlarını 23 korurlar.

Arapça: 881|6|92|وهذا كتب انزلنه مبارك مصدق الذي بين يديه ولتنذر ام القري ومن حولها والذين يومنون بالاخره يومنون به وهم علي صلاتهم يحافظون