Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 27: Mümin

Bu kavram 111 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

2. Bakara Suresi

Ayet 8

Arapça Metin (Harekeli)

15|2|8|وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَبِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

15|2|8|ومن الناس من يقول امنا بالله وباليوم الاخر وما هم بمومنين

Latin Literal

8. Ve minen nâsi men yekûlu âmennâ billâhi ve bil yevmil âhıri ve mâ hum bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve insanlardan kimi* der: “İman47 ettik Allah'a ve âhiret774 gününe**”; ve (oysa) değildir*** onlar* müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

8 And from the people who say: "We believed by God and with the Day the Last/ Resurrection Day." And they are not with believing.

Notlar

Not 1

*Sahte müminler. "Allah'a ve âhiret gününe iman ederiz" deyip de Yüce Allah'a şirk koşarak iman eden sahte müminler.**Evre, dönem.***Yüce Allah'a ve âhirete gönülden iman ederler; bunu da deklere ederler ancak asla gerçek müminler değillerdir. Sahte müminlerdir. Çünkü Yüce Allah'a illa ki şirk koşarak iman ederler. Sadece kutsal kitaplardaki hükümleri dinde kaynak edinecekleri yere onların astından uyduruk söylentilere de tabi olurlar. Yahudilerin Talmud'a tabi olması, Hristiyanların Tarsuslu Pavlus'un uyduruk öğretilerine tabi olması, kendisini Müslüman sanan milyarlarca insanın da hadislere/mezheplere tabi olmaları bu ayette açıkça işaret edilmiştir.

2. Bakara Suresi

Ayet 91

Arapça Metin (Harekeli)

98|2|91|وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ نُؤْمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلْحَقُّ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَهُمْ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبْلُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Latin Literal

91. Ve izâ kîle lehum âminû bi mâ enzelallâhu kâlû nu’minu bi mâ unzile aleynâ ve yekfurûne bi mâ verâehu ve huvel hakku musaddikan limâ meahum kul fe lime taktulûne enbiyâallâhi min kablu in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve denildiği zaman onlara: “İman47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine*; ve o** haktır/gerçektir; bir musaddıktır140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz35 Allah'ın nebilerini132 daha önceden; eğer olduysanız müminler27?”

Ahmed Samira Çevirisi

91 And if it was/is said to them: "Believe with what God descended." They said: "We believe with what is descended on us and they disbelieve with what is behind/beyond it, and it is the truth confirming to what (is) with them." Say: "So why do you kill God’s prophets from before, if you were believing?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve o zaman وَإِذَا -
2 kile denildi قِيلَ قول
3 lehum onlara لَهُمْ -
4 aminu iman edin امِنُوا امن
5 bima بِمَا -
6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 kalu dediler قَالُوا قول
9 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن
10 bima بِمَا -
11 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
12 aleyna bizlere عَلَيْنَا -
13 ve yekfurune ve kâfirlik ederler وَيَكْفُرُونَ كفر
14 bima بِمَا -
15 vera'ehu onun (Tevrat’ın) ardındakine (Kur’an’a) وَرَاءَهُ وري
16 vehuve ve o (Kur’an) وَهُوَ -
17 l-hakku haktır/gerçektir الْحَقُّ حقق
18 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
19 lima لِمَا -
20 meahum onların yanlarındaki için (Tevrat) مَعَهُمْ -
21 kul de ki قُلْ قول
22 felime öyleyse neden فَلِمَ -
23 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل
24 enbiya'e nebilerini أَنْبِيَاءَ نبا
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 min مِنْ -
27 kablu daha öncesinde قَبْلُ قبل
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kur’ân'a.**Kur’ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

2. Bakara Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

104|2|97|قُلْ مَن كَانَ عَدُوًّا لِّجِبْرِيلَ فَإِنَّهُۥ نَزَّلَهُۥ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

104|2|97|قل من كان عدوا لجبريل فانه نزله علي قلبك باذن الله مصدقا لما بين يديه وهدي وبشري للمومنين

Latin Literal

97. Kul men kâne aduvven li cibrîle fe innehu nezzelehu alâ kalbike bi iznillâhi musaddikan limâ beyne yedeyhi ve huden ve buşrâ lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e282; öyle ki doğrusu o (Cibrîl) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır140 onun iki elinin arasındakine*; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

97 Say: "Who was an enemy to Gabriel , so that he descended it on your heart/mind with God’s permission, confirming to what (is) between his hands, and (a) guidance and a good news to the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 men kim مَنْ -
3 kane oldu كَانَ كون
4 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو
5 licibrile Cibril'e لِجِبْرِيلَ -
6 feinnehu öyle ki doğrusu o (Cibril) فَإِنَّهُ -
7 nezzelehu indirdi onu (Kur’an’ı) نَزَّلَهُ نزل
8 ala عَلَىٰ -
9 kalbike kalbine (senin) قَلْبِكَ قلب
10 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق
13 lima لِمَا -
14 beyne arasındaki için بَيْنَ بين
15 yedeyhi iki ellenin onun يَدَيْهِ يدي
16 ve huden ve bir doğru yol kılavuz وَهُدًى هدي
17 ve buşra ve bir müjde وَبُشْرَىٰ بشر
18 lilmu'minine müminler için لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Tevrat

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Cibrîl Kavram 282

282 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli bir varlık. Kendisine elçilik görevi verilmiştir. Evrenimizin bir üst boyutunda bulunan arşta bulunur. Kendi iradesi/aklı vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değildir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamaz. İradesiyle oluşturduğu her fikir mutlak ki takva içerir. Levh-i Mahfuz’a (Korunmuş Levha'ya) yani holografik evren prensibi kapsamınsa evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenin zaman dahil tüm kuantum bilgilerini muhafaza eden rakamlanmış/kodlanmış 2D zara/membrana erişim hakkı vardır. Bu nedenle evrenin her zamanında ve her yerinde aynı anda bulunabilir. Matrix filmindeki ajanlar gibidir. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi gereği evren içinde diledikleri şekle dönüşebilir. Evrenimizin en küçük yapı taşı 1.65x10-35 metre uzunluğundaki bir sicimdir/iptir. Her sicimin titreşimi bir müzik aletinin telinin titreşmesi sonucu özel bir ses çıkarması gibi kendine özel atom altı parçacıkları oluşturur. Sicimler titreşim bilgilerini ruh aracılığıyla Levh-i Mahfuz’dan alır. Levh-i Mahfuz rakamlanmış bilgiyi ruh aracılığıyla sicimlere aktarır. Işık hızında yazan bir 3D printer/yazıcı gibi evreni canlandırır. Cibrîl Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimlerin titreşimini değiştirir ve farklı atom altı parçacıkları oluşturarak farklı atomları oluşturur. Böylece elçiye bir insan şeklinde seslenebilir. Bir ağaç içinden seslenebilir. Bir ateş içinden seslenebilir. Şerefli elçi Cibrîl’in şerefli Kur’an’ı Muhammed peygamberin beyin ve kalpte bulunan sinir hücrelerine indirmesini yine Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimler üzerinden gerçekleştirdiğini anlarız. Böylece Muhammed peygamber ezberlemek zorunda kalmadan tüm Kur’an’ı bilmiş olmaktadır. Kur’an’dan Cibrîl benzeri farklı varlıkların da insanlarla temas kurduklarını anlıyoruz. Ashab-ı Kehf (Mağara yoldaşları) gençlerine zaman yolculuğu yaptıran Rakim/rakamlayıcı yoldaşları kendilerine Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi verilen şerefli varlıklardır. İbrahim peygambere, Lut peygambere ve Meryem’e gelen elçiler de Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 221

Arapça Metin (Harekeli)

228|2|221|وَلَا تَنكِحُوا۟ ٱلْمُشْرِكَٰتِ حَتَّىٰ يُؤْمِنَّ وَلَأَمَةٌ مُّؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِّن مُّشْرِكَةٍ وَلَوْ أَعْجَبَتْكُمْ وَلَا تُنكِحُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَتَّىٰ يُؤْمِنُوا۟ وَلَعَبْدٌ مُّؤْمِنٌ خَيْرٌ مِّن مُّشْرِكٍ وَلَوْ أَعْجَبَكُمْ أُو۟لَٰٓئِكَ يَدْعُونَ إِلَى ٱلنَّارِ وَٱللَّهُ يَدْعُوٓا۟ إِلَى ٱلْجَنَّةِ وَٱلْمَغْفِرَةِ بِإِذْنِهِۦ وَيُبَيِّنُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

228|2|221|ولا تنكحوا المشركت حتي يومن ولامه مومنه خير من مشركه ولو اعجبتكم ولا تنكحوا المشركين حتي يومنوا ولعبد مومن خير من مشرك ولو اعجبكم اوليك يدعون الي النار والله يدعوا الي الجنه والمغفره باذنه ويبين ايته للناس لعلهم يتذكرون

Latin Literal

221. Ve lâ tenkihûl muşrikâti hattâ yu’minn(yu’minne), ve le emetun mu’minetun hayrun min muşriketin ve lev a’cebetkum, ve lâ tunkihûl muşrikîne hattâ yu’minû ve le abdun mu’minun hayrun min muşrikin ve lev a’cebekum, ulâike yed’ûne ilen nâr(nâri), vallâhu yed’û ilel cenneti vel magfireti bi iznih(iznihi), ve yubeyyinu âyâtihî lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Türkçe Çeviri

Ve nikahlamayın744* müşrik36 kadınları ta ki iman47 ederler; ve hizmetçi mümin27 bir kadın hayırlıdır bir müşrik36 kadından; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o kadın) sizleri; ve nikahlamayın744** müşrik36 erkekleri ta ki iman47 ederler; ve mutlak ki köle mümin27 bir erkek hayırlıdır bir müşrik36 erkekten; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o erkek) sizleri; işte bunlar; çağırırlar ateşe doğru; ve Allah çağırır cennete doğru; ve mağfirete O’nun izniyle; ve beyan eder (Allah) ayetlerini insanlara; belki onlar zikrederler/hatırlarlar.

Ahmed Samira Çevirisi

221 And do not marry the takers of partners (with God) (F) until they believe, and an owned believing female slave (E) (is) better from (than) a taker of partners (with God) (F), and (even) if she pleased/marveled you. And do not marry the takers of partners (with God) (M) until they believe, and a believing slave (M/E) (is) better from a taker of partners (with God) (M), and (even) if he pleased/marveled you, those call to the fire, and God calls to the Paradise, and the forgiveness with His will, and He clarifies His signs/verses/evidences to the people, maybe they mention/remember .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tenkihu nikahlamayın تَنْكِحُوا نكح
3 l-muşrikati (kadın) müşrikleri الْمُشْرِكَاتِ شرك
4 hatta ta ki حَتَّىٰ -
5 yu'minne (o kadınlar) iman ederler يُؤْمِنَّ امن
6 veleemetun ve hizmetçi وَلَأَمَةٌ امو
7 mu'minetun (kadın) bir mümin مُؤْمِنَةٌ امن
8 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
9 min مِنْ -
10 muşriketin (kadın) bir müşrikten مُشْرِكَةٍ شرك
11 velev ve eğer وَلَوْ -
12 ea'cebetkum acayip etkilediyse (o kadın) sizleri أَعْجَبَتْكُمْ عجب
13 ve la ve وَلَا -
14 tunkihu nikahlamayın تُنْكِحُوا نكح
15 l-muşrikine (erkek) müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 yu'minu (o erkekler) iman ederler يُؤْمِنُوا امن
18 veleabdun ve mutlak ki bir köle وَلَعَبْدٌ عبد
19 mu'minun (erkek) bir mümin مُؤْمِنٌ امن
20 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
21 min -ten مِنْ -
22 muşrikin bir (erkek) müşrikten مُشْرِكٍ شرك
23 velev ve eğer وَلَوْ -
24 ea'cebekum acayip etkilediyse (o erkek) sizleri أَعْجَبَكُمْ عجب
25 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
26 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو
27 ila doğru إِلَى -
28 n-nari ateşe النَّارِ نور
29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
30 yed'u çağırır يَدْعُو دعو
31 ila doğru إِلَى -
32 l-cenneti cennete الْجَنَّةِ جنن
33 velmegfirati ve mağfirete وَالْمَغْفِرَةِ غفر
34 biiznihi izniyle O’nun بِإِذْنِهِ اذن
35 ve yubeyyinu ve beyan eder وَيُبَيِّنُ بين
36 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي
37 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
38 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
39 yetezekkerune zikrederler/hatırlarlar يَتَذَكَّرُونَ ذكر

Notlar

Not 1

*Eril çoğul olarak gelmiştir. Müşriklerle yapılan evliliklere toplum olarak engel olun buyurulmaktadır. Ayetin Arapça grameri bizlere toplumsal mesaj verildiğini apaçık gösterir. **Eril çoğul olarak gelmiştir. Erkekler erkekleri kendilerine nikahlayamayacağına göre demek ki 'nikahlamayın' uyarısı bireysel değil toplumsaldır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 248

Arapça Metin (Harekeli)

255|2|248|وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ ءَايَةَ مُلْكِهِۦٓ أَن يَأْتِيَكُمُ ٱلتَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَبَقِيَّةٌ مِّمَّا تَرَكَ ءَالُ مُوسَىٰ وَءَالُ هَٰرُونَ تَحْمِلُهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

248. Ve kâle lehum nebiyyuhum inne âyete mulkihî en ye’tiyekumut tâbûtu fîhi sekînetun min rabbikum ve bakiyyetun mimmâ terake âlu mûsâ ve âlu hârûne tahmiluhul melâikeh(melâiketu), inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi onlara nebileri132: "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden4; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler366; doğrusu bundadır mutlak bir ayet287 sizlere; eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

248 And their prophet said to them: "That his ownership’s/kingdom’s sign/evidence (is) the box/chest ,(it) comes to you, in it (is) a tranquillity/calm/satisfaction from your Lord, and a remainder from what Moses’ family , and Aaron’s family left. The angels carry it . That in that (is a) sign/evidence (E) to you if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 nebiyyuhum nebileri نَبِيُّهُمْ نبا
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 ayete ayeti ايَةَ ايي
6 mulkihi onun hükümdarlığının مُلْكِهِ ملك
7 en ki أَنْ -
8 ye'tiyekumu getirir sizlere يَأْتِيَكُمُ اتي
9 t-tabutu tabutu التَّابُوتُ -
10 fihi ondadır فِيهِ -
11 sekinetun bir sakinlik سَكِينَةٌ سكن
12 min مِنْ -
13 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
14 ve bekiyyetun ve bir bakiye/kalan وَبَقِيَّةٌ بقي
15 mimma -ndan مِمَّا -
16 terake geride bıraktığından تَرَكَ ترك
17 alu ailesinin الُ اول
18 musa Musa مُوسَىٰ -
19 ve alu ve ailesinin وَالُ اول
20 harune Harun هَارُونَ -
21 tehmiluhu yüklendi onu تَحْمِلُهُ حمل
22 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 fi فِي -
25 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
26 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
27 lekum sizlere لَكُمْ -
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Tabut yüklenen melekler. Kavram 366

366 Yetki/güç sahibi varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 285

Arapça Metin (Harekeli)

292|2|285|ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِۦ وَقَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

292|2|285|امن الرسول بما انزل اليه من ربه والمومنون كل امن بالله ومليكته وكتبه ورسله لا نفرق بين احد من رسله وقالوا سمعنا واطعنا غفرانك ربنا واليك المصير

Latin Literal

285. Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

İman47 etti resûl418 Rabbinden4 kendisine indirilmişe; ve müminler27; hepsi iman47 etti Allah'a; ve meleklerine; ve kitaplarına; ve resûllerine418; "ayırmayız resûllerinden418 birinin arasını"; ve dediler: "İşittik; ve itaat ettik; senin mağfiretin319. Rabbimiz4!; ve sanadır dönüş yeri."

Ahmed Samira Çevirisi

285 The messenger believed with what was descended to him from his Lord and the believers all/each believed with God and His angels, and His Books , and His messengers, we do not separate distinguish/differentiate between any one from His messengers, and they said: "We heard/listened, and we obeyed, your forgiveness, our Lord, and to you (is) the end/destination ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 amene iman etti امَنَ امن
2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل
3 bima بِمَا -
4 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
5 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
6 min مِنْ -
7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
8 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
9 kullun hepsi كُلٌّ كلل
10 amene iman etti امَنَ امن
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 ve melaiketihi ve meleklerine وَمَلَائِكَتِهِ ملك
13 ve kutubihi ve kitaplarına وَكُتُبِهِ كتب
14 ve rusulihi ve resullerine وَرُسُلِهِ رسل
15 la لَا -
16 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق
17 beyne arasını بَيْنَ بين
18 ehadin birinin أَحَدٍ احد
19 min مِنْ -
20 rusulihi resullerinden رُسُلِهِ رسل
21 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
22 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
23 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع
24 gufraneke mağfiretin senin غُفْرَانَكَ غفر
25 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
26 ve ileyke ve sanadır وَإِلَيْكَ -
27 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

321|3|28|لَّا يَتَّخِذِ ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلْكَٰفِرِينَ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ ٱللَّهِ فِى شَىْءٍ إِلَّآ أَن تَتَّقُوا۟ مِنْهُمْ تُقَىٰةً وَيُحَذِّرُكُمُ ٱللَّهُ نَفْسَهُۥ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

321|3|28|لا يتخذ المومنون الكفرين اوليا من دون المومنين ومن يفعل ذلك فليس من الله في شي الا ان تتقوا منهم تقيه ويحذركم الله نفسه والي الله المصير

Latin Literal

28. Lâ yettehizil mu’minûnel kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne), ve men yef’al zâlike fe leyse minallâhi fî şey’in illâ en tettekû minhum tukâta(tukâten), ve yuhazzirukumullâhu nefseh(nefsehu), ve ilallâhil masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Edinmez müminler27 kâfirleri25 müminlerin27 astından evliya212; ve kim yapar bunu; öyle ki olmaz (o kimse) Allah’tan bir şeyde*; dışındadır ki sakınırsınız onlardan bir sakınma (-yla); ve hazırlar/uyarır sizleri Allah kendi nefsine406; ve Allah'adır dönüş yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

28 The believers do not take the disbelievers (as) guardians/friends from other than the believers, and who does that, so he is not from God in a thing, except that you fear from them fear/fright , and God cautions/warns you (of) Himself, and to God (is) the end/destination .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yettehizi edinmez يَتَّخِذِ اخذ
3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
4 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر
5 evliya'e evliya/veliler أَوْلِيَاءَ ولي
6 min مِنْ -
7 duni astından دُونِ دون
8 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 yef'al yapar يَفْعَلْ فعل
11 zalike bu ذَٰلِكَ -
12 feleyse öyle ki olmaz (o) فَلَيْسَ ليس
13 mine مِنَ -
14 llahi Allah’tan اللَّهِ -
15 fi فِي -
16 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا
17 illa dışındadır إِلَّا -
18 en ki أَنْ -
19 tetteku sakınırsınız تَتَّقُوا وقي
20 minhum onlardan مِنْهُمْ -
21 tukaten bir sakınma (-yla) تُقَاةً وقي
22 ve yuhazzirukumu ve hazırlar/uyarır sizleri وَيُحَذِّرُكُمُ حذر
23 llahu Allah اللَّهُ -
24 nefsehu kendi nefsine (karşı) نَفْسَهُ نفس
25 ve ila وَإِلَى -
26 llahi ve Allah'adır اللَّهِ -
27 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Allah o kimsenin yanında olmaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Yüce Allah'ın nefsi. Kavram 406

406 Yüce Allah'ın bizzat kendisi, varlığı. Bir uyku veya uyuklama yaşamayan, yorulmayan, sonu ve başı olmayan, daima diri/canlı olan bilinç, varlık.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

342|3|49|وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنِّى قَدْ جِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ أَنِّىٓ أَخْلُقُ لَكُم مِّنَ ٱلطِّينِ كَهَيْـَٔةِ ٱلطَّيْرِ فَأَنفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًۢا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُبْرِئُ ٱلْأَكْمَهَ وَٱلْأَبْرَصَ وَأُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُنَبِّئُكُم بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِى بُيُوتِكُمْ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

49. Ve resûlen ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve bir resûldür418 İsrâîloğullarına197; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı419; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde419; doğrusu bundadır mutlak ayetler237 sizlere; eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

49 And a messenger to Israel’s sons and daughters (said): "That I had come to you (with) a sign/evidence from your Lord, that I create for you from the mud/clay as a shape/form (of) the birds, so I blow in it, so it will be flying/birds with God’s permission, and I cure and heal the blind/the born blind, and the leper and I revive/make alive the deads with God’s permission, and I inform you with what you eat and what you hoard/stock in your houses/homes. That in that (is) a sign/evidence (E) for you if you were believers/believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rasulen ve bir resuldür وَرَسُولًا رسل
2 ila إِلَىٰ -
3 beni oğullarına بَنِي بني
4 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
5 enni ki ben أَنِّي -
6 kad muhakkak قَدْ -
7 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا
8 biayetin ayetle بِايَةٍ ايي
9 min مِنْ -
10 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
11 enni ki ben أَنِّي -
12 ehluku yaratırım أَخْلُقُ خلق
13 lekum sizlere لَكُمْ -
14 mine مِنَ -
15 t-tini ıslak topraktan الطِّينِ طين
16 kehey'eti şekli gibi كَهَيْئَةِ هيا
17 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير
18 feenfuhu öyle ki üflerim فَأَنْفُخُ نفخ
19 fihi onun içine فِيهِ -
20 fe yekunu öyle ki olur o فَيَكُونُ كون
21 tayran bir kuş طَيْرًا طير
22 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ve ubriu ve iyileştiririm وَأُبْرِئُ برا
25 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه
26 vel'ebrasa ve cüzzamı/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص
27 ve uhyi ve diriltirim/canlandırırım وَأُحْيِي حيي
28 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت
29 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 ve unebbiukum ve haber veririm sizlere وَأُنَبِّئُكُمْ نبا
32 bima بِمَا -
33 te'kulune yediğinizi تَأْكُلُونَ اكل
34 ve ma ve وَمَا -
35 teddehirune depoladığınızı تَدَّخِرُونَ ذخر
36 fi فِي -
37 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت
38 inne doğrusu إِنَّ -
39 fi فِي -
40 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
41 layeten mutlak ayetler (vardır) لَايَةً ايي
42 lekum sizlere لَكُمْ -
43 in eğer إِنْ -
44 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
45 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Îsâ'nın mucizeleri. Kavram 419

419 Îsâ peygamberin göstermiş olduğu mucizeleri.Doğuştan körü ve cüzzamlıyı iyileştirmek. Bu iki hastalığın işaret edilmesi de anlamlıdır. Doğuştan körlüğün en sık nedeni Trahomdur. Doğum esnasında bebeğin gözüne annenin doğum kanalından bir bakteri ('Chlamydia trachomatis') bulaşırsa gözün korneası iltihaplanır ve ışığa geçirgenliğini kaybeder. Bebek doğuştan kör olmuş olur. Kendiliğinden iyileşmesi asla söz konusu olmaz. Cüzzam/lepra ise 'Mycobacterium leprae' isimli bir bakterinin neden olduğu, bulaşıcı ve kronik bir hastalıktır. Hastaların vücutlarında korkunç bezeler çıkar. Sinir sistemini etkiler. Sinir sistemi tutulumunda modern tedaviye rağmen bile iyileşme olmaz. Sayısız hastalık içinden kendiliğinden iyileşme ihtimali olmayan bu iki hastalığın işaret edilmesi bile Kur'an'ın bir mucizesidir. Islak topraktan kuşu canlı kuşa dönüştürmek ve ölüleri diriltmek.Evrenimiz holografik evren prensibi kapsamında bir üst boyutta bulunan 2D zardaki (Levh-i Mahfuz) bilginin evrenin içine yansımasından oluşur. Matrix filmi gibi düşünülebilir. Yüce Allah Levh-i Mahfuz'da kodlanmış olan kuş şeklindeki ıslak toprak atomlarının kuantum bilgilerini değiştirerek bu atomları canlı bir kuşu oluşturan atomlara dönüştürür. Ölmüş bir insanı tekrar canlandırmak da aynı şekildedir. Bu dönüşümleri ancak evreni yaratan ve evrene bir üst boyuttan müdahale etme yetkisi olan bir varlık yapabilir.Îsâ'ya verilen bu mucizeler mutlak ki Yüce Allah'ın izni ve yetkisiyle gerçekleşmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

361|3|68|إِنَّ أَوْلَى ٱلنَّاسِ بِإِبْرَٰهِيمَ لَلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ وَهَٰذَا ٱلنَّبِىُّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱللَّهُ وَلِىُّ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Latin Literal

68. İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve Allah velisidir28 müminlerin27.

Ahmed Samira Çevirisi

68 That the people most worthy with Abraham are those who followed him and this the prophet and those who believed, and God (is) the believer’s guardian/patron .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 evla daha yakını أَوْلَى ولي
3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
4 biibrahime İbrahim'e بِإِبْرَاهِيمَ -
5 lellezine mutlak kimselerdir (ki) لَلَّذِينَ -
6 ttebeuhu tabi oldular ona (İbrahim’e) اتَّبَعُوهُ تبع
7 ve haza ve bu وَهَٰذَا -
8 n-nebiyyu nebidir (Muhammed’tir) النَّبِيُّ نبا
9 vellezine ve kimselerdir (ki) وَالَّذِينَ -
10 amenu iman ettiler امَنُوا امن
11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
12 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي
13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 121

Arapça Metin (Harekeli)

414|3|121|وَإِذْ غَدَوْتَ مِنْ أَهْلِكَ تُبَوِّئُ ٱلْمُؤْمِنِينَ مَقَٰعِدَ لِلْقِتَالِ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

414|3|121|واذ غدوت من اهلك تبوي المومنين مقعد للقتال والله سميع عليم

Latin Literal

121. Ve iz gadavte min ehlike tubevviul mu’minîne makâide lil kıtâl(kıtâli), vallâhu semîun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ve sabah erkenden ayrıldığın zaman (sen) ahalinden/ailenden (ki) yerleştirirken müminleri27 mekanlara* katletme35 için**; ve Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

121 And when you went early from your family/people, you assign the believers sitting places (positions) to the fighting/killing, and God (is) hearing/listening, knowledgeable.41

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 gadevte sabah erkenden ayrıldın غَدَوْتَ غدو
3 min مِنْ -
4 ehlike ahalinden أَهْلِكَ اهل
5 tubevviu yerleştirirsin تُبَوِّئُ بوا
6 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
7 mekaide mekanlara مَقَاعِدَ قعد
8 lilkitali katletmeye لِلْقِتَالِ قتل
9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
10 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع
11 alimun Alîm’dir. عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Mevzilere.**Savaş başlatanlara karşı savaşmak için.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Semî Kavram 41

41 İşiten.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 122

Arapça Metin (Harekeli)

415|3|122|إِذْ هَمَّت طَّآئِفَتَانِ مِنكُمْ أَن تَفْشَلَا وَٱللَّهُ وَلِيُّهُمَا وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

415|3|122|اذ همت طايفتان منكم ان تفشلا والله وليهما وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

122. İz hemmet tâifetâni minkum en tefşelâ vallâhu veliyyuhumâ ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Sizlerden iki tayfanın* cesaretlerini kaybetmeye yüz tuttuğu zaman; ve Allah velisidir28 (velisiydi) ikisinin; Allah’a; öyle ki tevekkül79 etsin müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

122 When two groups from you started/began that they weaken and become cowardly (B) , and God (is) their (B)’s guardian and on God so should rely/depend the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz zaman إِذْ -
2 hemmet yüz tuttuğu هَمَّتْ همم
3 taifetani iki tayfa طَائِفَتَانِ طوف
4 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
5 en ki أَنْ -
6 tefşela cesaretlerini kaybederler ikisi تَفْشَلَا فشل
7 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
8 veliyyuhuma velisidir onların وَلِيُّهُمَا ولي
9 ve ala وَعَلَى -
10 llahi Allah’a اللَّهِ -
11 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
12 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Aynı işi yapmak için bir araya gelen insan topluluğu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 124

Arapça Metin (Harekeli)

417|3|124|إِذْ تَقُولُ لِلْمُؤْمِنِينَ أَلَن يَكْفِيَكُمْ أَن يُمِدَّكُمْ رَبُّكُم بِثَلَٰثَةِ ءَالَٰفٍ مِّنَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ مُنزَلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

417|3|124|اذ تقول للمومنين الن يكفيكم ان يمدكم ربكم بثلثه الف من المليكه منزلين

Latin Literal

124. İz tekûlu lil mu’minîne e len yekfiyekum en yumiddekum rabbukum bi selâseti âlâfin minel melâiketi munzelîn(munzelîne).

Türkçe Çeviri

Dediğin zaman müminlere27; "Asla kâfi gelmez mi sizlere Rabbinizin4 desteklemesi sizleri indirilmiş meleklerden458 üç binle."

Ahmed Samira Çevirisi

124 If/when you say to the believers: "Is it not enough/sufficient for you that your Lord extends (supplies) you with three thousand from the angels sent descending?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz zaman إِذْ -
2 tekulu dedin تَقُولُ قول
3 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن
4 elen asla أَلَنْ -
5 yekfiyekum kafi gelmez mi sizlere يَكْفِيَكُمْ كفي
6 en ki أَنْ -
7 yumiddekum destekler sizleri يُمِدَّكُمْ مدد
8 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب
9 biselaseti üç بِثَلَاثَةِ ثلث
10 alafin bin الَافٍ الف
11 mine مِنَ -
12 l-melaiketi meleklerden الْمَلَائِكَةِ ملك
13 munzeline indirilmiş مُنْزَلِينَ نزل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müminleri Bedir savaşında destekleyen melekler. Kavram 458

468 Bu meleklerin evrenimizin bir üst boyutu olan hiperuzayda bulunan şerefli varlıklar olmadıkları anlaşılır. İbrahim peygambere gelen 2 melek Lût kavmini toptan helak edecek felaketi getirmişti. Rakim ashabı/yoldaşları gibi şerefli melekler Levh-i Mahfuz'u kodlayarak mağara yoldaşlarına 3000 Güneş senesi (309 ay senesi) zaman yolculuğu yaptırabilmişti. Bu tarz meleklerin bir tanesi bile Bedir'de düşmanları yerle bir edebilecekken neden binlercesi gereksin? Oysa Bedir savaşında müminleri destekleyen meleklerin sayısını Rabbimiz binlerle ifade etmişti. Bu da bizlere bu meleklerin evrenimiz içindeki melekler olduğunu düşündürür. Evrenimiz içinde sicim 'string' meleklerinin oluşturduğu her şey melek olarak ifade edilebilir. Örneğin bir rüzgar melek olabilir. Bir hortum melek olabilir. Bir yağmur damlası melek olabilir. Bir virüs melek olabilir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 139

Arapça Metin (Harekeli)

432|3|139|وَلَا تَهِنُوا۟ وَلَا تَحْزَنُوا۟ وَأَنتُمُ ٱلْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

432|3|139|ولا تهنوا ولا تحزنوا وانتم الاعلون ان كنتم مومنين

Latin Literal

139. Ve lâ tehinû ve lâ tahzenû ve entumul a’levne in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve gevşemeyin; hüzünlenmeyin; ve sizlersiniz âlâlar/daha üstünler; eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

139 And do not weaken/enfeeble , and do not be saddened/grieved, and you are the overcoming and becoming dignified/defeating, if you were believing.42

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tehinu gevşemeyin تَهِنُوا وهن
3 ve la وَلَا -
4 tehzenu hüzünlenmeyin تَحْزَنُوا حزن
5 ve entumu ve sizlersiniz وَأَنْتُمُ -
6 l-ea'levne âlâlar/daha üstünler الْأَعْلَوْنَ علو
7 in eğer إِنْ -
8 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
9 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 152

Arapça Metin (Harekeli)

445|3|152|وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ ٱللَّهُ وَعْدَهُۥٓ إِذْ تَحُسُّونَهُم بِإِذْنِهِۦ حَتَّىٰٓ إِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَٰزَعْتُمْ فِى ٱلْأَمْرِ وَعَصَيْتُم مِّنۢ بَعْدِ مَآ أَرَىٰكُم مَّا تُحِبُّونَ مِنكُم مَّن يُرِيدُ ٱلدُّنْيَا وَمِنكُم مَّن يُرِيدُ ٱلْءَاخِرَةَ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْ وَلَقَدْ عَفَا عَنكُمْ وَٱللَّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

445|3|152|ولقد صدقكم الله وعده اذ تحسونهم باذنه حتي اذا فشلتم وتنزعتم في الامر وعصيتم من بعد ما اريكم ما تحبون منكم من يريد الدنيا ومنكم من يريد الاخره ثم صرفكم عنهم ليبتليكم ولقد عفا عنكم والله ذو فضل علي المومنين

Latin Literal

152. Ve lekad sadakakumullâhu va’dehû iz tehussûnehum bi iznih(iznihî), hattâ izâ feşiltum ve tenâza’tum fîl emri ve asaytum min ba’di mâ erâkum mâ tuhıbbûn(tuhıbbûne), minkum men yurîdud dunyâ ve minkum men yurîdul âhireh(âhirete), summe sarafekum anhum li yebteliyekum, ve lekad afâ ankum, vallâhu zû fadlin alel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ant olsun sadık kaldı sizlere Allah; ve vaadinde (de); süpürüp bozguna uğratıyorken onları O’nun izniyle; ta ki cesaretinizi kaybettiğiniz zamana kadar; ve çekiştiniz emirde; ve isyan ettiniz sizlere gösterdiği sonrasında (Allah'ın) sevdiğinizi; sizlerden kimi arzuluyordu dünyayı; ve sizlerden kimi arzuluyordu ahireti; sonra uzaklaştırdı/çevirdi sizleri onlardan; belalandırmak256 için sizleri; ant olsun affetti sizlerden; Allah Zû Fadli'dir465 müminlere27 karşı.

Ahmed Samira Çevirisi

152 And God had been (E) truthful to you (in) His promise to you when you killed/uprooted them with His permission, until you weakened and became cowardly/failed and you disputed in the matter/affair, and you disobeyed from after what He showed you what you love/like, from you who want the present world and from you who want the end (other life), then He diverted you from them, to test you and He had (E) forgiven on you, and God (is owner) of grace on the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ant olsun وَلَقَدْ -
2 sadekakumu sadık kaldı sizlere صَدَقَكُمُ صدق
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 vea'dehu ve vaadinde وَعْدَهُ وعد
5 iz zaman إِذْ -
6 tehussunehum süpürüp bozguna uğratıyorken onları تَحُسُّونَهُمْ حسس
7 biiznihi O’nun izniyle بِإِذْنِهِ اذن
8 hatta ta ki حَتَّىٰ -
9 iza zamana kadar إِذَا -
10 feşiltum cesaretinizi kaybettiniz فَشِلْتُمْ فشل
11 ve tenazea'tum ve çekiştiniz وَتَنَازَعْتُمْ نزع
12 fi فِي -
13 l-emri emirde الْأَمْرِ امر
14 ve asaytum ve isyan ettiniz وَعَصَيْتُمْ عصي
15 min مِنْ -
16 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
17 ma مَا -
18 erakum gösterdiği (Allah’ın) أَرَاكُمْ راي
19 ma مَا -
20 tuhibbune sevdiğinizi تُحِبُّونَ حبب
21 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
22 men kimi مَنْ -
23 yuridu arzular يُرِيدُ رود
24 d-dunya dünyayı الدُّنْيَا دنو
25 ve minkum ve sizlerden وَمِنْكُمْ -
26 men kimi مَنْ -
27 yuridu arzular يُرِيدُ رود
28 l-ahirate ahireti الْاخِرَةَ اخر
29 summe sonra ثُمَّ -
30 sarafekum uzaklaştırdı/çevirdi sizleri صَرَفَكُمْ صرف
31 anhum onlardan عَنْهُمْ -
32 liyebteliyekum belalandırmak için sizleri لِيَبْتَلِيَكُمْ بلو
33 velekad ant olsun وَلَقَدْ -
34 afa affetti عَفَا عفو
35 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
36 vallahu Allah وَاللَّهُ -
37 zu ذُو -
38 fedlin Fadli فَضْلٍ فضل
39 ala karşı عَلَى -
40 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Zû Fadli Kavram 465

465 Fazlalık, bolluk, çokluk sahibi.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 160

Arapça Metin (Harekeli)

453|3|160|إِن يَنصُرْكُمُ ٱللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا ٱلَّذِى يَنصُرُكُم مِّنۢ بَعْدِهِۦ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

453|3|160|ان ينصركم الله فلا غالب لكم وان يخذلكم فمن ذا الذي ينصركم من بعده وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

160. İn yansurkumullâhu fe lâ gâlibe lekum, ve in yahzulkum fe menzellezî yansurukum min ba’dih(ba’dihi), ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Eğer yardım ederse sizlere Allah; öyle ki olmaz galipler* sizlere; ve eğer terk ederse sizleri; öyle ki kimdir kimse ki yardım eder sizlere O’nun sonrasında; ve Allah'ın üzerine öyleyse tevekkül79 etsinler müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

160 If God gives you victory/aid, so (there is) no defeater for you, and if He abandons/deserts you, so who (is) of that to give you victory/aid from after Him? And on God so should rely/depend the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 yensurkumu yardım ederse sizlere يَنْصُرْكُمُ نصر
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 fela öyle ki olmaz فَلَا -
5 galibe galipler غَالِبَ غلب
6 lekum sizlere لَكُمْ -
7 ve in ve eğer وَإِنْ -
8 yehzulkum terk ederse sizleri يَخْذُلْكُمْ خذل
9 femen öyle ki kimdir فَمَنْ -
10 za ذَا -
11 llezi kimse ki الَّذِي -
12 yensurukum yardım eder sizlere يَنْصُرُكُمْ نصر
13 min مِنْ -
14 bea'dihi O’nun sonrasında بَعْدِهِ بعد
15 ve ala ve üzerine وَعَلَى -
16 llahi Allah اللَّهِ -
17 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
18 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Yenen, üstün gelen, başarı kazanan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 164

Arapça Metin (Harekeli)

457|3|164|لَقَدْ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ إِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولًا مِّنْ أَنفُسِهِمْ يَتْلُوا۟ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَإِن كَانُوا۟ مِن قَبْلُ لَفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Latin Literal

164. Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Türkçe Çeviri

Ant olsun minnet* etti Allah müminlere27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden201; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik471 yapar onlara kitabı** ve hikmeti303; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet128 içinde.

Ahmed Samira Çevirisi

164 God had blessed on the believers, when He sent in them a messenger from themselves, he reads/recites on them His verses/evidences and he purifies/corrects them, and he teaches/instructs them The Book ,and the wisdom , and if they were from before in (E) a clear/evident misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 menne minnet etti مَنَّ منن
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 ala karşı عَلَى -
5 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
6 iz zaman إِذْ -
7 bease gönderdiği بَعَثَ بعث
8 fihim içlerine فِيهِمْ -
9 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
10 min مِنْ -
11 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
12 yetlu okur يَتْلُو تلو
13 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
14 ayatihi ayetlerini O’nun ايَاتِهِ ايي
15 ve yuzekkihim ve arındırır/saflaştırır onları وَيُزَكِّيهِمْ زكو
16 ve yuallimuhumu ve bilindik yapar onlara وَيُعَلِّمُهُمُ علم
17 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
18 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
19 vein ve eğer وَإِنْ -
20 kanu olmuş olsalar (da) كَانُوا كون
21 min مِنْ -
22 kablu önceden قَبْلُ قبل
23 lefi mutlak içinde لَفِي -
24 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل
25 mubinin apaçık مُبِينٍ بين

Notlar

Not 1

*Yapılana karşı kendini borçlu sayma. Bu borca karşılık gereğini yapma. **Kutsal kitap.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûllerin kitabı okuması ve bilindik yapması. Kavram 471

471 Resûller kutsal kitapları bilir yapar; okuyup deklere ederek ayetleri bildirir, ortaya koyar. Bu geçişleri 'öğretir' olarak Türkçeye çevirmek yanlış anlaşılmaya neden olur. Sanki Kur'an ayetleri bilinemez, öğrenilemez, anlaşılamaz olup da ancak resûller onu açıklar gibi bir yanlış anlam ortaya çıkabilir. Bu nedenle kelimenin gerçek anlamı olan 'bilindik yapar' olarak çevrilmesi daha isabetlidir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 171

Arapça Metin (Harekeli)

464|3|171|يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

464|3|171|يستبشرون بنعمه من الله وفضل وان الله لا يضيع اجر المومنين

Latin Literal

171. Yestebşirûne bi ni’metin minallâhi ve fadlin, ve ennallâhe lâ yudîu ecrel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Müjdelerler473 Allah’tan bir nimeti ve fazlı202; ve ki Allah zayi* etmez müminlerin27 ecrini (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

171 They be announced good new to with a blessing/goodness from God, and grace/favour, and that God does not waste the believers’ reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yestebşirune müjdelerler يَسْتَبْشِرُونَ بشر
2 binia'metin bir nimeti بِنِعْمَةٍ نعم
3 mine مِنَ -
4 llahi Allah’tan اللَّهِ -
5 ve fedlin ve fazlı وَفَضْلٍ فضل
6 ve enne ve ki وَأَنَّ -
7 llahe Allah'ın اللَّهَ -
8 la لَا -
9 yudiu zayi etmez يُضِيعُ ضيع
10 ecra ecrini أَجْرَ اجر
11 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yitirmek, kaybetmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Allah yolunda katledilenlerin henüz vefat etmemiş olanları müjdelemesi. Kavram 473

473 Allah yolunda katledilen kimselerin Yüce Allah'ın indinde rızıklandırıldığını, diri olduğunu biliyoruz. Anlarız ki bu kimselere henüz kendilerine katılmamış kimseleri müjdeleme yetkisi verilmiştir. Müjdeleme yönteminin nasıl olduğunu ancak Yüce Rabbimiz bilir. Ancak tahmin edebiliriz. Yüce Allah bu kimselerin müjdeli sözlerini henüz vefat etmemiş kimselere bir şekilde bildirmektedir. Görüntü şeklinde, ses duyma şeklinde, hissetme şeklinde olabilir. Bu demek değildir ki bu kimselere Cibrîl gibi, Rakîm ashabı gibi Levh-i Mahfuz'u tekrar kodlama yetkisi verilmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 175

Arapça Metin (Harekeli)

468|3|175|إِنَّمَا ذَٰلِكُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَآءَهُۥ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

468|3|175|انما ذلكم الشيطن يخوف اولياه فلا تخافوهم وخافون ان كنتم مومنين

Latin Literal

175. İnnemâ zâlikumuş şeytânu yuhavvifu evliyâ’eh(evliyâ’ehu), fe lâ tehâfûhum ve hâfûni in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu işte bundadır (ki) şeytân29 korku/çekince verir475 kendi evliyasına212; öyle ki korku/çekince duymayın onlara; ve korku/çekince duyun474 bana eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

175 But that (is) the devil , he frightens his patrons/supporters , so do not fear them, and fear Me, if you were believers.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Şeytân Kavram 29

29 Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Allah'a karşı çekince duymak, Allah'tan korkmak. Kavram 474

474 Yüce Allah'ın öfkesine neden olacak işlerden/eylemlerden uzak durmak. Yüce Allah'ın gazabının hak edene karşı (kâfirlik etmiş ve müşrik olmuş kimselere) tecelli edebileceğini bilmek.

Şaytânın evliyasına korku/çekince vermesi Kavram 475

475 Kutsal kitapları terk ederek onun astından şeytân öğretileri olan Talmud'a, Pavlus'un el yazmalarına ve Kutubi Sitte benzeri hadis kitaplarına tabi olanlar Yüce Allah'tan değil o öğretilerden korkarlar. O öğretileri harfiyen yerine getirirler. En ufacık bir sapma yapmak istemezler. Aksi durumda derin bir korku ve endişe duyarlar. Oysa Yüce Allah'ın şerefli kutsal kitapları ne diyor diye anlayarak okumazlar bile.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 179

Arapça Metin (Harekeli)

472|3|179|مَّا كَانَ ٱللَّهُ لِيَذَرَ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَىٰ مَآ أَنتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىٰ يَمِيزَ ٱلْخَبِيثَ مِنَ ٱلطَّيِّبِ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُطْلِعَكُمْ عَلَى ٱلْغَيْبِ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَجْتَبِى مِن رُّسُلِهِۦ مَن يَشَآءُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَإِن تُؤْمِنُوا۟ وَتَتَّقُوا۟ فَلَكُمْ أَجْرٌ عَظِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

472|3|179|ما كان الله ليذر المومنين علي ما انتم عليه حتي يميز الخبيث من الطيب وما كان الله ليطلعكم علي الغيب ولكن الله يجتبي من رسله من يشا فامنوا بالله ورسله وان تومنوا وتتقوا فلكم اجر عظيم

Latin Literal

179. Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).”

Türkçe Çeviri

Olmuş değildir Allah bırakmak için müminleri27 sizlerin üzerinde (olduğunuza) karşı; ta ki ayırır kötüyü iyiden; ve olmuş değildir Allah (ki) görünür eder sizlere gaybı; velakin/fakat Allah seçer resûllerinden418 dilediği kimseyi; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O'nun; ve eğer iman47 ederseniz ve takvalı21 olursanız, öyle ki sizleredir büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

179 God was not to leave the believers on what you are on it until He distinguishes/separates the bad/malicious from the good , and God was not to show/inform you on the unseen , and but God chooses/purifies from His messengers, whom He wants/wills, so believe with God and His messengers, and if you believe and fear and obey, so for you (is) a great reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma değildir مَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 liyezera bırakmak için لِيَذَرَ وذر
5 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
6 ala karşı عَلَىٰ -
7 ma (olduğunuza) مَا -
8 entum sizlerin أَنْتُمْ -
9 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ -
10 hatta ta ki حَتَّىٰ -
11 yemize ayırır يَمِيزَ ميز
12 l-habise kötüyü الْخَبِيثَ خبث
13 mine مِنَ -
14 t-tayyibi iyiyiden الطَّيِّبِ طيب
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 kane olmuş كَانَ كون
17 llahu Allah اللَّهُ -
18 liyutliakum sizi görünür eder sizlere لِيُطْلِعَكُمْ طلع
19 ala üzerine عَلَى -
20 l-gaybi gayb الْغَيْبِ غيب
21 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 yectebi seçer يَجْتَبِي جبي
24 min مِنْ -
25 rusulihi resûllerinden رُسُلِهِ رسل
26 men kimseyi مَنْ -
27 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
28 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن
29 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
30 ve rusulihi ve resûllerine onun وَرُسُلِهِ رسل
31 ve in ve eğer وَإِنْ -
32 tu'minu inanırsanız تُؤْمِنُوا امن
33 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي
34 felekum öyle ki sizleredir فَلَكُمْ -
35 ecrun bir emir/karşılık أَجْرٌ اجر
36 azimun büyük عَظِيمٌ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

577|4|84|فَقَٰتِلْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ وَحَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَكُفَّ بَأْسَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَٱللَّهُ أَشَدُّ بَأْسًا وَأَشَدُّ تَنكِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

577|4|84|فقتل في سبيل الله لا تكلف الا نفسك وحرض المومنين عسي الله ان يكف باس الذين كفروا والله اشد باسا واشد تنكيلا

Latin Literal

84. Fe kâtil fî sebîlillâh(sebîlillâhi), lâ tukellefu illâ nefseke ve harrıdıl mu’minîn(mu’minîne), asallâhu en yekuffe be’sellezîne keferû. Vallâhu eşeddu be’sen ve eşeddu tenkîlâ(tenkîlen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki katlet35 Allah yolunda; mükellef edilmezsin kendi nefsin201 dışında; ve teşvik et müminleri27; belki Allah ki kısıtlar/sınırlar kâfirlik25 etmiş kimselerin gücünü/kuvvetini; ve Allah daha şiddetlidir güçte/kuvvette; ve daha şiddetlidir tenkîlde518.

Ahmed Samira Çevirisi

84 So fight/kill in God’s sake, you are not burdened/imposed upon except (with) your self, and instigate/urge/encourage the believers, maybe that God prevents/stops those who disbelieved’s might/power, and God (is) stronger power/might, and stronger severe exemplary punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekatil öyle ki katlet فَقَاتِلْ قتل
2 fi فِي -
3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
4 llahi Allah اللَّهِ -
5 la لَا -
6 tukellefu mükellef edilmezsin تُكَلَّفُ كلف
7 illa dışında إِلَّا -
8 nefseke kendi nefsin نَفْسَكَ نفس
9 ve harridi ve teşvik et وَحَرِّضِ حرض
10 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
11 asa belki عَسَى عسي
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 en ki أَنْ -
14 yekuffe kısıtlat/sınırlar يَكُفَّ كفف
15 be'se gücünü بَأْسَ باس
16 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
17 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
18 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ -
19 eşeddu daha şiddetlidir أَشَدُّ شدد
20 be'sen güçte بَأْسًا باس
21 ve eşeddu ve daha şiddetlidir وَأَشَدُّ شدد
22 tenkilen tenkilde تَنْكِيلًا نكل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Tenkîl Kavram 518

518 Herkese örnek olacak bir ceza verme. Uzağa gönderme, uzaklaştırma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

585|4|92|وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَن يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلَّا خَطَـًٔا وَمَن قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَـًٔا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦٓ إِلَّآ أَن يَصَّدَّقُوا۟ فَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ عَدُوٍّ لَّكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَإِن كَانَ مِن قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ فَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِّنَ ٱللَّهِ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

585|4|92|وما كان لمومن ان يقتل مومنا الا خطا ومن قتل مومنا خطا فتحرير رقبه مومنه وديه مسلمه الي اهله الا ان يصدقوا فان كان من قوم عدو لكم وهو مومن فتحرير رقبه مومنه وان كان من قوم بينكم وبينهم ميثق فديه مسلمه الي اهله وتحرير رقبه مومنه فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين توبه من الله وكان الله عليما حكيما

Latin Literal

92. Ve mâ kâne li mu’minin en yaktule mu’minen illâ hataâ(hataen), ve men katele mu’minen hataen fe tahrîru rakabetin mu’minetin ve diyetun musellemetun ilâ ehlihî illâ en yessaddakû. Fe in kâne min kavmin aduvvin lekum ve huve mu’minun fe tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin). Ve in kâne min kavmin beynekum ve beynehum mîsâkun fe diyetun musellemetun ilâ ehlihî ve tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin), fe men lem yecid fe sıyâmu şehreyni mutetâbiayni tevbeten minallâh(minallâhi). Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir mümin27 için ki katleder35 bir mümini27; dışındadır bir hata (-yla olması); ve kim katletti35 bir mümini27 bir hata (-yla); öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline*; dışındadır ki sadaka378 ederler (katledilenin ehli); öyle ki eğer olduysa sizlere bir düşman kavimden**; ve o (katledilen) bir müminse27; öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve eğer olduysa bir kavimden (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak/antlaşma***; öyle ki bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline; ve serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; öyle ki kim asla bulamaz; öyle ki siyamdır322 mütemadiyen**** iki ay; bir tevbedir33 Allah’tan; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

92 And (it) was/is not to a believer that he kills a believer except mistakenly, and who killed a believer mistakenly, so freeing/liberating a believing neck (slave), and compensation handed over/delivered to his (the victim’s) family, except that they give charity (forgive), so if he was from a nation, an enemy for you, and he (the victim was) a believer, so freeing/liberating a believing neck (slave), and if he was/is from a nation between you and between them (is) a covenant (treaty), so a compensation handed over/delivered to his (the victim’s) family and freeing/liberating a believing neck (slave), so who does not find, so fasting two months following each other (E), a repentance from at God, and God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 limu'minin bir mümin için لِمُؤْمِنٍ امن
4 en ki أَنْ -
5 yektule katleder يَقْتُلَ قتل
6 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 hataen bir hata خَطَأً خطا
9 ve men ve kim وَمَنْ -
10 katele katletti قَتَلَ قتل
11 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن
12 hataen bir hata (-yla) خَطَأً خطا
13 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر
14 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
15 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
16 ve diyetun ve bir diyet وَدِيَةٌ ودي
17 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم
18 ila إِلَىٰ -
19 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل
20 illa dışındadır إِلَّا -
21 en ki أَنْ -
22 yessaddeku sadaka ederler يَصَّدَّقُوا صدق
23 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
24 kane oldu كَانَ كون
25 min مِنْ -
26 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم
27 aduvvin düşman عَدُوٍّ عدو
28 lekum sizlere لَكُمْ -
29 ve huve ve o (katledilen) وَهُوَ -
30 mu'minun bir mümin مُؤْمِنٌ امن
31 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر
32 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
33 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
34 ve in ve eğer وَإِنْ -
35 kane oldu كَانَ كون
36 min مِنْ -
37 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم
38 beynekum arasında sizinle بَيْنَكُمْ بين
39 ve beynehum ve arasında onların وَبَيْنَهُمْ بين
40 misakun bir misak/anlaşma مِيثَاقٌ وثق
41 fediyetun öyle ki bir diyet فَدِيَةٌ ودي
42 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم
43 ila إِلَىٰ -
44 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل
45 ve tehriru ve serbestleştirmedir وَتَحْرِيرُ حرر
46 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب
47 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن
48 fe men öyle ki kim فَمَنْ -
49 lem asla لَمْ -
50 yecid bulamaz يَجِدْ وجد
51 fesiyamu öyle ki siyamdır فَصِيَامُ صوم
52 şehrayni iki ay شَهْرَيْنِ شهر
53 mutetabiayni mütemadiyen مُتَتَابِعَيْنِ تبع
54 tevbeten bir tevbe تَوْبَةً توب
55 mine مِنَ -
56 llahi Allah’tan اللَّهِ -
57 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
58 llahu Allah اللَّهُ -
59 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم
60 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*Ailesine.**Düşman bir kavimdense diyet verilmez.***Antlaşma olan bir kavimdense diyet verilir.****Ardışık. Aralıksız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

Sadaka-3 Kavram 378

378 Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Rakabe Kavram 520

520 Bağlı boyunlar. Boyunduruk altına girmiş kimseler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

586|4|93|وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآؤُهُۥ جَهَنَّمُ خَٰلِدًا فِيهَا وَغَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُۥ وَأَعَدَّ لَهُۥ عَذَابًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

586|4|93|ومن يقتل مومنا متعمدا فجزاوه جهنم خلدا فيها وغضب الله عليه ولعنه واعد له عذابا عظيما

Latin Literal

93. Ve men yaktul mu’minen muteammiden fe cezâuhu cehennemu hâliden fîhâ ve gadıballâhu aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azâben azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ve kim katleder35 bir mümini27 kasıtlı/amaçlı (olarak); öyle ki cezası/karşılığı onun cehennemdir; ölümsüzdür orada*; ve gazap etti Allah ona; ve lanetledi280 onu; ve hazırladı ona büyük bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

93 And who kills a believer intentionally/purposely, so his reward (repayment/retribution is) Hell immortally/eternally in it, and God became angry on him, and He cursed/humiliated him, and He prepared for him a great torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yektul katleder يَقْتُلْ قتل
3 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن
4 muteammiden kasden مُتَعَمِّدًا عمد
5 feceza'uhu öyle ki cezası onun فَجَزَاؤُهُ جزي
6 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ -
7 haliden ölümsüzdür خَالِدًا خلد
8 fiha orada فِيهَا -
9 ve gadibe ve gazap etti وَغَضِبَ غضب
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 aleyhi ona عَلَيْهِ -
12 veleanehu ve lanetledi onu وَلَعَنَهُ لعن
13 ve eadde ve hazırladı وَأَعَدَّ عدد
14 lehu ona لَهُ -
15 azaben bir azap عَذَابًا عذب
16 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Cehennemde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

4. Nisâ Suresi

Ayet 94

Arapça Metin (Harekeli)

587|4|94|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا ضَرَبْتُمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَتَبَيَّنُوا۟ وَلَا تَقُولُوا۟ لِمَنْ أَلْقَىٰٓ إِلَيْكُمُ ٱلسَّلَٰمَ لَسْتَ مُؤْمِنًا تَبْتَغُونَ عَرَضَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فَعِندَ ٱللَّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٌ كَذَٰلِكَ كُنتُم مِّن قَبْلُ فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَتَبَيَّنُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

587|4|94|يايها الذين امنوا اذا ضربتم في سبيل الله فتبينوا ولا تقولوا لمن القي اليكم السلم لست مومنا تبتغون عرض الحيوه الدنيا فعند الله مغانم كثيره كذلك كنتم من قبل فمن الله عليكم فتبينوا ان الله كان بما تعملون خبيرا

Latin Literal

94. Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ darabtum fî sebîlillâhi fe tebeyyenû ve lâ tekûlû li men elkâ ileykumus selâme leste mu’minâ(mu’minen), tebtegûne aradal hayâtid dunyâ, fe indallâhi megânimu kesîrah(kesîratun). Kezâlike kuntum min kablu fe mennallâhu aleykum fe tebeyyenû. İnnallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîran).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Darbettiğiniz/vurduğunuz* zaman (ayakları) Allah yolunda331; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; ve demeyin kimseye (ki) attı/fırlattı üzerinize selam/selamet; "Olmadın sen bir mümin27"; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.

Ahmed Samira Çevirisi

94 You, you those who believed, if you moved in God’s sake, so seek clarification/explanation , and do not say to who threw (offered) the peace/surrender/greeting , you are not a believer, you wish/desire the life the present’s/worldly life’s enjoyable accessories, so at God (are) many winnings/gains/spoils, like that you were from before, so God blessed on you, so seek clarification/explanation, that God was/is with what you make/do expert/experienced.

Notlar

Not 1

*Ayakları yere vurduğunuz zaman yani sefere çıktığınız zaman.**Her zaman apaçık deliller üzerinden ilerleyin. Zanla, şüpheyle hareket etmeyin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

588|4|95|لَّا يَسْتَوِى ٱلْقَٰعِدُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُو۟لِى ٱلضَّرَرِ وَٱلْمُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلًّا وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْحُسْنَىٰ وَفَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

588|4|95|لا يستوي القعدون من المومنين غير اولي الضرر والمجهدون في سبيل الله بامولهم وانفسهم فضل الله المجهدين بامولهم وانفسهم علي القعدين درجه وكلا وعد الله الحسني وفضل الله المجهدين علي القعدين اجرا عظيما

Latin Literal

95. Lâ yestevîl kâıdûne minel mu’minîne gayru ulîd darari vel mucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim. Faddalallâhul mucâhidîne bi emvâlihim ve enfusihim alâl kâidîne dereceh(dereceten). Ve kullen vaadallâhul husnâ. Ve faddalallâhul mucâhidîne alâl kâıdîne ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Aynı seviyede olmaz müminlerden27 oturanlar* -dışındadır hasar/zarar** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle201 (cihat eden) mücâhitler521; faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 mallarıyla ve nefisleriyle201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 oturanlara* (karşı) büyük bir ecir820 (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

95 From the believers the remaining (behind) not/other than those of the difficult circumstances and the struggling/defending for God’s sake with their properties and themselves do not become equal, God preferred the struggling/defending with their properties and themselves over the remaining in a stage/degree, and each/all God promised the goodness, and God preferred the struggling/defending above the remaining (by) a great reward.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la olmaz لَا -
2 yestevi aynı seviyede/farksız يَسْتَوِي سوي
3 l-kaidune oturanlar الْقَاعِدُونَ قعد
4 mine مِنَ -
5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
6 gayru olmaksızın غَيْرُ غير
7 uli sahipleri أُولِي اول
8 d-derari hasar/zarar الضَّرَرِ ضرر
9 velmucahidune ve mücahitler وَالْمُجَاهِدُونَ جهد
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah اللَّهِ -
13 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
14 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
15 feddele faziletli kıldı فَضَّلَ فضل
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 l-mucahidine mücahitleri الْمُجَاهِدِينَ جهد
18 biemvalihim mallarıyla onların بِأَمْوَالِهِمْ مول
19 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
20 ala üzerine عَلَى -
21 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد
22 deraceten bir derece دَرَجَةً درج
23 ve kullen ve hepsine وَكُلًّا كلل
24 veade vadetti وَعَدَ وعد
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 l-husna iyilik الْحُسْنَىٰ حسن
27 vefeddele ve faziletli kıldı وَفَضَّلَ فضل
28 llahu Allah اللَّهُ -
29 l-mucahidine mücahidleri الْمُجَاهِدِينَ جهد
30 ala عَلَى -
31 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد
32 ecran bir ecir أَجْرًا اجر
33 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Sefere çıkmayan, mücadele için sefere çıkmayan. Sefere katılmak yerine evinde oturan. **Sefere çıkamayacak kadar özürlü olan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mücâhit Kavram 521

521 Yüce Allah'ın yolunda cihat eden. Mücadele eden. Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcılık yolunda her türlü uğraşıyı gösteren.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

596|4|103|فَإِذَا قَضَيْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ قِيَٰمًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ فَإِذَا ٱطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ كَانَتْ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ كِتَٰبًا مَّوْقُوتًا

Arapça Metin (Harekesiz)

596|4|103|فاذا قضيتم الصلوه فاذكروا الله قيما وقعودا وعلي جنوبكم فاذا اطماننتم فاقيموا الصلوه ان الصلوه كانت علي المومنين كتبا موقوتا

Latin Literal

103. Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).

Türkçe Çeviri

Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı5; öyle ki zikredin/hatırlayın Allah'ı kıyam143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame572 edin salâtı5; doğrusu salât5 oldu müminler27 üzerine vakitli* bir kitap**.

Ahmed Samira Çevirisi

103 So if you (P) accomplished the prayers, so mention/remember God standing, and sitting, and on your sides, so if you became secured, so keep up the prayers, that the prayers was/is on the believers decreed (at) appointed times . (NOTE: THE SIGNIFICANCE OF PRAYERS, ITS TIMES, AND THE IMPORTANCE OF REPEATEDLY MENTIONING GOD THROUGHOUT THE DAY IN THE PRECEDING VERSE)

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
2 kadeytumu tamamladınız قَضَيْتُمُ قضي
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 fezkuru öyle ki zikredin/hatırlayın فَاذْكُرُوا ذكر
5 llahe Allah'ı اللَّهَ -
6 kiyamen kıyam halindeler/dikelmişler/doğrulmuşlar/ayaktalar (olarak) قِيَامًا قوم
7 ve kuuden ve oturan (olarak) وَقُعُودًا قعد
8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
9 cunubikum yanlarınız (yatar durumda) جُنُوبِكُمْ جنب
10 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
11 tme'nentum sakinleştiğiniz اطْمَأْنَنْتُمْ طمن
12 feekimu öyle ki doğrultun/dikleştirin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
13 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
14 inne doğrusu إِنَّ -
15 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو
16 kanet oldu كَانَتْ كون
17 ala üzerine عَلَى -
18 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
19 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب
20 mevkuten vakitli مَوْقُوتًا وقت

Notlar

Not 1

*Vakitli (sabah ve akşam) salat ve haftalık salat sadece müminlerin yapacağı bir iştir.**Yazgı, kitap, üzerinde bilgiler olan yazılı şey.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 115

Arapça Metin (Harekeli)

608|4|115|وَمَن يُشَاقِقِ ٱلرَّسُولَ مِنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ ٱلْهُدَىٰ وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ ٱلْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِۦ مَا تَوَلَّىٰ وَنُصْلِهِۦ جَهَنَّمَ وَسَآءَتْ مَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

608|4|115|ومن يشاقق الرسول من بعد ما تبين له الهدي ويتبع غير سبيل المومنين نوله ما تولي ونصله جهنم وسات مصيرا

Latin Literal

115. Ve men yuşâkıkır resûle min ba’di mâ tebeyyene lehul hudâ ve yettebi’ gayra sebîlil mu’minîne nuvellıhî mâ tevellâ ve nuslihî cehennem(cehenneme). Ve sâet masîrâ(masîran).

Türkçe Çeviri

Ve kim baskı yapar/ağırlaştırır resûle418 ona (kimseye) beyan olan doğru yola kılavuz sonrasında; ve tabi olur müminlerin27 yolu haricinde (başka bir yola); çeviririz yüzünü onun yüz çevirdiğine*; ve yanması için sunarız onu cehenneme; ve ne kötü bir varış yeridir.

Ahmed Samira Çevirisi

115 And who defies/makes animosity with the messenger from after the guidance was clarified to him and he follows other than the believers’ way/path, We enable him what he followed , and We roast/make him suffer Hell, and it was a bad end/destination.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 yuşakiki ağırlaştırır/baskı yapar يُشَاقِقِ شقق
3 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل
4 min مِنْ -
5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
6 ma مَا -
7 tebeyyene beyan olan تَبَيَّنَ بين
8 lehu ona لَهُ -
9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي
10 ve yettebia' ve tabi olur وَيَتَّبِعْ تبع
11 gayra haricinde غَيْرَ غير
12 sebili yolu سَبِيلِ سبل
13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن
14 nuvellihi çeviririz yüzünü نُوَلِّهِ ولي
15 ma مَا -
16 tevella yüz çevirdiğine تَوَلَّىٰ ولي
17 ve nuslihi ve yanması için sunarız onu وَنُصْلِهِ صلي
18 cehenneme cehenneme جَهَنَّمَ -
19 ve sa'et ve ne kötü وَسَاءَتْ سوا
20 mesiran bir varış yeridir مَصِيرًا صير

Notlar

Not 1

*Dilediği gibi sapmasına izin veririz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

4. Nisâ Suresi

Ayet 124

Arapça Metin (Harekeli)

617|4|124|وَمَن يَعْمَلْ مِنَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ مِن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُو۟لَٰٓئِكَ يَدْخُلُونَ ٱلْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ نَقِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

617|4|124|ومن يعمل من الصلحت من ذكر او انثي وهو مومن فاوليك يدخلون الجنه ولا يظلمون نقيرا

Latin Literal

124. Ve men ya’mel mines sâlihâti min zekerin ev unsâ ve huve mu’minun fe ulâike yedhulûnel cennete ve lâ yuzlemûne nakîrâ(nakîran).

Türkçe Çeviri

Ve kim yapar sâlihâttan18; erkekten veya kadından; ve O bir mümindir27; öyle ki işte bunlar; girerler cennete; zulmedilmezler bir nakîr508 (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

124 And who makes/does from the correct/righteous deeds from a male or a female, and he is believing, so those enter the Paradise, and they are not being caused injustice/oppression to (in the amount of) a peck in a seed/stone.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nakîr Kavram 508

508 Kelime anlamı olarak 'parmak şıklatma ile ortaya çıkan hafif ses’ ve ‘hurma çekirdeğinin üstündeki küçük kabartı’ demektir. Müteşabih anlam düşündüğünde nakîrin evrenin en küçük yapı taşı olan fitilin/fatilin/ipliksinin tek bir titreşimi olduğu görülür.

4. Nisâ Suresi

Ayet 139

Arapça Metin (Harekeli)

632|4|139|ٱلَّذِينَ يَتَّخِذُونَ ٱلْكَٰفِرِينَ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ ٱلْعِزَّةَ فَإِنَّ ٱلْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا

Arapça Metin (Harekesiz)

632|4|139|الذين يتخذون الكفرين اوليا من دون المومنين ايبتغون عندهم العزه فان العزه لله جميعا

Latin Literal

139. Ellezîne yettehızûnel kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne. E yebtegûne indehumul izzete fe innel izzete lillâhi cemîâ(cemîan).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) tutarlar/edinirler kâfirleri25 müminlerin27 astından evliya212; bakınırlar/ararlar onların yanında izzet614; öyle ki doğrusu izzet614 topluca Allah’adır.

Ahmed Samira Çevirisi

139 Those who take the disbelievers (as) allies from other than the believers, do they wish/desire at them the glory/dignity , so that the glory/dignity (is) all to God.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
2 yettehizune tutarlar/edinizrler يَتَّخِذُونَ اخذ
3 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر
4 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
5 min مِنْ -
6 duni astından دُونِ دون
7 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
8 eyebtegune bakınırlar/ararlar أَيَبْتَغُونَ بغي
9 indehumu onların yanında عِنْدَهُمُ عند
10 l-izzete izzet/şeref الْعِزَّةَ عزز
11 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
12 l-izzete izzet/şeref الْعِزَّةَ عزز
13 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
14 cemian topluca جَمِيعًا جمع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

İzzet, izzet. Kavram 614

614 Güç, yetki, kudret, asla üstesinden gelinemeyen, asla güç yetirilemeyen, her zaman güç yetiren.

4. Nisâ Suresi

Ayet 141

Arapça Metin (Harekeli)

634|4|141|ٱلَّذِينَ يَتَرَبَّصُونَ بِكُمْ فَإِن كَانَ لَكُمْ فَتْحٌ مِّنَ ٱللَّهِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ وَإِن كَانَ لِلْكَٰفِرِينَ نَصِيبٌ قَالُوٓا۟ أَلَمْ نَسْتَحْوِذْ عَلَيْكُمْ وَنَمْنَعْكُم مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ فَٱللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَلَن يَجْعَلَ ٱللَّهُ لِلْكَٰفِرِينَ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

634|4|141|الذين يتربصون بكم فان كان لكم فتح من الله قالوا الم نكن معكم وان كان للكفرين نصيب قالوا الم نستحوذ عليكم ونمنعكم من المومنين فالله يحكم بينكم يوم القيمه ولن يجعل الله للكفرين علي المومنين سبيلا

Latin Literal

141. Ellezîne yeterabbesûne bikum, fe in kâne lekum fethun minallâhi kâlû e lem nekun meakum, ve in kâne lil kâfirîne nasîbun, kâlû e lem nestahviz aleykum ve nemna’kum minel mu’minîn(mu’minîne. Fallâhu yahkumu beynekum yevmel kıyâmet(kıyâmeti). Ve len yec’alallâhu lil kâfirîne alâl mu’minîne sebîlâ(sebîlen).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) gözetleyip beklerler sizleri; öyle ki eğer olduysa sizlere bir fetih527 Allah'tan; dediler: "Olmuyor muyuz asla sizlerle birlikte?"; ve eğer olduysa kâfirlere25 bir nasip; dediler (kâfirlere): "Asla cesaret vermiyor muyuz üzerinize ve geri durdurmuyor muyuz sizleri müminlerden27?" öyle ki Allah hükmeder aranızda kıyamet148 günü; ve asla yapmaz Allah kâfirler25 için müminlere27 karşı bir yol*.

Ahmed Samira Çevirisi

141 Those who wait/remain with you, so if a victory/opening happened for you from God, they (the hypocrites) said: "Where we not with you?" And if to the disbelievers was a luck/fortune, they (the hypocrites) said: "Did we not dominate/drive fast/defeat on (with) you and protect you from the believers?" So God judges/rules between you (on) the Resurrection Day, and God will never/not make to the disbelievers on the believers a way/path.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
2 yeterabbesune gözetleyip beklerler يَتَرَبَّصُونَ ربص
3 bikum sizleri بِكُمْ -
4 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
5 kane olduysa كَانَ كون
6 lekum sizlere لَكُمْ -
7 fethun bir fetih فَتْحٌ فتح
8 mine مِنَ -
9 llahi Allah'tan اللَّهِ -
10 kalu dediler قَالُوا قول
11 elem asla أَلَمْ -
12 nekun olmaz mıyız نَكُنْ كون
13 meakum sizlerler birlikte مَعَكُمْ -
14 vein ve eğer وَإِنْ -
15 kane olduysa كَانَ كون
16 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر
17 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب
18 kalu dediler قَالُوا قول
19 elem asla أَلَمْ -
20 nestehviz cesaretlendirmez miyiz نَسْتَحْوِذْ حوذ
21 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
22 ve nemnea'kum ve geri durdurmaz mıyız sizleri وَنَمْنَعْكُمْ منع
23 mine مِنَ -
24 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
25 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ -
26 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
27 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
28 yevme günü يَوْمَ يوم
29 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
30 velen ve asla وَلَنْ -
31 yec'ale yapmaz يَجْعَلَ جعل
32 llahu Allah اللَّهُ -
33 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر
34 ala karşı عَلَى -
35 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
36 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل

Notlar

Not 1

*Kâfirler gerçek müminlere karşı asla zafer kazanamaz. Hiç bir yol/çıkış edinemezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Fetih/fethetmek. Kavram 527

527 Açmak, yol açmak, anahtarı açmak, başarı kazanmak, galebe çalmak, kazanmak, bir savaşı/mücadeleyi kazanmak. Bir kurtuluş savaşını kazanmak. Kelimenin geniş anlamı yerine haksız yere savaş çıkararak başka toprakları almak olarak anlamak asla doğru değildir. Türkçeye geçmesi daha çok yabancı toprakları ele geçirmek olarak olmuştur.

4. Nisâ Suresi

Ayet 144

Arapça Metin (Harekeli)

637|4|144|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ ٱلْكَٰفِرِينَ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُوا۟ لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

637|4|144|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الكفرين اوليا من دون المومنين اتريدون ان تجعلوا لله عليكم سلطنا مبينا

Latin Literal

144. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızûl kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne). E turîdûne en tec’alû lillâhi aleykum sultânen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Tutmayın/edinmeyin kâfirleri25 evliya212 müminlerin27 astından; ister misiniz ki yaparsınız Allah’a (karşı) aleyhinizde apaçık bir yetki/delil/güç.

Ahmed Samira Çevirisi

144 You, you those who believed, do not take the disbelievers (as) allies from other than the believers, do you want that you make for God on you an evident proof ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tettehizu tutmayın/edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ
6 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر
7 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي
8 min مِنْ -
9 duni astından دُونِ دون
10 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن
11 eturidune ister misiniz أَتُرِيدُونَ رود
12 en ki أَنْ -
13 tec'alu yaparsınız تَجْعَلُوا جعل
14 lillahi Allah’a (karşı) لِلَّهِ -
15 aleykum aleyhinizde عَلَيْكُمْ -
16 sultanen bir delil سُلْطَانًا سلط
17 mubinen apaçık مُبِينًا بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

4. Nisâ Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

639|4|146|إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُوا۟ وَأَصْلَحُوا۟ وَٱعْتَصَمُوا۟ بِٱللَّهِ وَأَخْلَصُوا۟ دِينَهُمْ لِلَّهِ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَعَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ ٱللَّهُ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

639|4|146|الا الذين تابوا واصلحوا واعتصموا بالله واخلصوا دينهم لله فاوليك مع المومنين وسوف يوت الله المومنين اجرا عظيما

Latin Literal

146. İllâllezîne tâbû ve aslehû va’tesamû billâhi ve ahlesû dînehum lillâhi fe ulâike meal mu’minîn(mu’minîne). Ve sevfe yu’tillâhul mu’minîne ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Dışındadır kimseler (ki) tevbe33 ettiler; ve ıslah316 oldular; ve yapıştılar Allah'a; ve has kıldılar528 dinlerini Allah'a; öyle ki işte bunlar; birliktedir müminlerle27; ve yakında verecek Allah müminlere27 büyük bir ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

146 Except those who repented, and corrected/repaired, and they held fast with God, and they became faithful (to) their religion to God, so those (are) with the believers, and God will give the believers a great reward .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Dini Yüce Allah'a has kılmak. Kavram 528

528 Tek tanrıcı/monoteist olmak. Sadece kutsal kitaplara tabi olmak. Kutsal kitaplar haricinde dinde hüküm koyucu kabul etmemek. Sadece Yüce Allah'ı çağırmak. O'nun astından hiçbir varlıktan şefaat aldatmacası gibi aracılık beklememek. Dini sadece Yüce Allah için yaşamak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

655|4|162|لَّٰكِنِ ٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ مِنْهُمْ وَٱلْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَٱلْمُقِيمِينَ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱلْمُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أُو۟لَٰٓئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Latin Literal

162. Lâkinir râsihûne fîl ilmi minhum vel mu’minûne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike vel mukîmînes salâte vel mu’tûnez zekâte vel mu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Ulâike se nu’tîhim ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Fakat onlardan* ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler27; iman47 ederler sana indirilmişe** ve senden önce indirilmişe***; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; ve iman47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

162 But the affirmed in the knowledge from them, and the believers, they believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and the keeping up (of) the prayers, and the giving the charity , and the believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, those, We will give/bring them a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasihune kök salanlar الرَّاسِخُونَ رسخ
3 fi فِي -
4 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
5 minhum onlardan مِنْهُمْ -
6 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
7 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
8 bima بِمَا -
9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
10 ileyke sana إِلَيْكَ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
13 min مِنْ -
14 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
15 velmukimine ve dikenlerdir/ayağa kaldıranlardır وَالْمُقِيمِينَ قوم
16 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
17 velmu'tune ve verenlerdir وَالْمُؤْتُونَ اتي
18 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
19 velmu'minune ve iman edenlerdir وَالْمُؤْمِنُونَ امن
20 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
21 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
22 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
23 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
24 senu'tihim getireceğiz/vereceğiz onlara سَنُؤْتِيهِمْ اتي
25 ecran bir ecir/karşılık أَجْرًا اجر
26 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden.**Kur'an'a.***Tevrât ve İncîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

5. Mâide Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

680|5|11|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ هَمَّ قَوْمٌ أَن يَبْسُطُوٓا۟ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ فَكَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

680|5|11|يايها الذين امنوا اذكروا نعمت الله عليكم اذ هم قوم ان يبسطوا اليكم ايديهم فكف ايديهم عنكم واتقوا الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

11. Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz hemme kavmun en yebsutû ileykum eydiyehum fe keffe eydiyehum ankum, vettekûllâh(vettekûllâhe) ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Anın/zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; yeltendiği zaman bir kavim/topluluk (ki) uzatmaya sizlere ellerini; öyle ki geri bıraktırdı (Allah) sizden ellerini onların ; ve takvalı21 olun Allah’a; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

11 You, you those who believed, remember/mention God’s blessing/goodness on you, when a nation started that they spread/extend their hands to you, so He prevented/stopped their hands from you, and fear and obey God, and on God so should the believers rely on/trust in.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 zkuru anın/zikredin اذْكُرُوا ذكر
5 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
8 iz zaman إِذْ -
9 hemme yeltenmişti هَمَّ همم
10 kavmun bir kavim/topluluk قَوْمٌ قوم
11 en أَنْ -
12 yebsutu uzatırlar يَبْسُطُوا بسط
13 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ -
14 eydiyehum ellerini أَيْدِيَهُمْ يدي
15 fekeffe öyle ki geri bıraktırdı (Allah) فَكَفَّ كفف
16 eydiyehum ellerini onların أَيْدِيَهُمْ يدي
17 ankum sizden عَنْكُمْ -
18 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
19 llahe Allah’a اللَّهَ -
20 ve ala ve karşı وَعَلَى -
21 llahi Allah'a اللَّهِ -
22 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
23 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

712|5|43|وَكَيْفَ يُحَكِّمُونَكَ وَعِندَهُمُ ٱلتَّوْرَىٰةُ فِيهَا حُكْمُ ٱللَّهِ ثُمَّ يَتَوَلَّوْنَ مِنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَمَآ أُو۟لَٰٓئِكَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

712|5|43|وكيف يحكمونك وعندهم التوريه فيها حكم الله ثم يتولون من بعد ذلك وما اوليك بالمومنين

Latin Literal

43. Ve keyfe yuhakkimûneke ve indehumut tevrâtu fîhâ hukmullâhi summe yetevellevne min ba’di zâlik(zâlike) ve mâ ulâike bil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve nasıl hakem ederler seni; ve (oysa) yanlarındandır onların Tevrât*; içindedir onun (Tevrât'ın) Allah'ın hükmü*; sonra yüz çevirirler sonrasında bunun; ve işte bunlar; değillerdir müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

43 And how (do) they ask you to judge/rule, and at them (is) the Torah/Old Testament, in it (is) God’s judgment/rule, then they turn away from after that, and those are not with the believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vekeyfe ve nasıl وَكَيْفَ كيف
2 yuhakkimuneke hakem ederler seni يُحَكِّمُونَكَ حكم
3 veindehumu ve yanlarından onların وَعِنْدَهُمُ عند
4 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ -
5 fiha içinde onun فِيهَا -
6 hukmu hükmü حُكْمُ حكم
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 summe sonra ثُمَّ -
9 yetevellevne yüz çevirirler يَتَوَلَّوْنَ ولي
10 min مِنْ -
11 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
12 zalike bunun ذَٰلِكَ -
13 ve ma ve değildir وَمَا -
14 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
15 bil-mu'minine müminler بِالْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Anlaşılır ki Kur'an'ın indiği dönemde Tevrât Yüce Allah'ın hükümlerini eksiksiz içermektedir. Ancak Kur'an'ın başına gelen Tevrât'ın da başına önceden gelmiştir. Talmud kitaplarıyla Tevrât'ın hükümleri yok hükmüne getirilmiştir. Günümüzde hadis/söylenti kitapları da Kur'an'ı hükümlerini yok hükmüne getirmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

723|5|54|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِۦ فَسَوْفَ يَأْتِى ٱللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُۥٓ أَذِلَّةٍ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ يُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَآئِمٍ ذَٰلِكَ فَضْلُ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

54. Yâ eyyuhellezîne âmenû men yertedde minkum an dînihî fe sevfe ye’tîllâhu bi kavmin yuhıbbuhum ve yuhıbbûnehû ezilletin alâl mu’minîne eizzetin alâl kâfirîn(kâfirîne), yucâhidûne fî sebîlillâhi ve lâ yehâfûne levmete lâim(lâimin) zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâ(yeşâu) vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden122; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere27 karşı; azametlidirler* kâfirlere25 karşı; cihat356 ederler Allah yolunda336; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

54 You, you those who believed, who returns from you from his religion, so God will come with a nation, He loves/likes them, and they love/like Him, on the believers humble , more glorious/mighty on the disbelievers, they struggle in God’s sake , and they do not fear a blamer’s/reprimanders’s blame/reprimand, that (is) God’s grace/favour, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) rich/abundant , knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 men kim مَنْ -
5 yertedde dönerse يَرْتَدَّ ردد
6 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
7 an عَنْ -
8 dinihi dininden دِينِهِ دين
9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
10 ye'ti getirecek يَأْتِي اتي
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 bikavmin bir kavmi/toplumu بِقَوْمٍ قوم
13 yuhibbuhum sever onları يُحِبُّهُمْ حبب
14 ve yuhibbunehu ve sever onlar O’nu وَيُحِبُّونَهُ حبب
15 ezilletin kibar/alçak gönüllüdürler أَذِلَّةٍ ذلل
16 ala karşı عَلَى -
17 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
18 eizzetin azametlidirler أَعِزَّةٍ عزز
19 ala karşı عَلَى -
20 l-kafirine kâfirlere الْكَافِرِينَ كفر
21 yucahidune cihad ederler يُجَاهِدُونَ جهد
22 fi فِي -
23 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
24 llahi Allah اللَّهِ -
25 ve la ve وَلَا -
26 yehafune korkmazlar يَخَافُونَ خوف
27 levmete ayıplamasa لَوْمَةَ لوم
28 laimin bir ayıplayanın لَائِمٍ لوم
29 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
30 fedlu bir fazlıdır فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 yu'tihi verir يُؤْتِيهِ اتي
33 men kimseye مَنْ -
34 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
35 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
36 vasiun Vasî’dir وَاسِعٌ وسع
37 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Kurumlu, görkemli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

5. Mâide Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

757|5|88|وَكُلُوا۟ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ حَلَٰلًا طَيِّبًا وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِىٓ أَنتُم بِهِۦ مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

757|5|88|وكلوا مما رزقكم الله حللا طيبا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Latin Literal

88. Ve kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben vettekûllâhellezî entum bihî mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve yiyin rızıklandırdığından Allah'ın bir helal* (olarak); bir iyi (olarak); ve takvalı21 olun Allah’a O ki sizler O’na müminlersiniz27.

Ahmed Samira Çevirisi

88 And eat from what God provided for you, permitted/allowed, good/enjoyable , and fear and obey God, whom you are with (in) him believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kulu ve yeyin وَكُلُوا اكل
2 mimma مِمَّا -
3 razekakumu rızıklandırdığından رَزَقَكُمُ رزق
4 llahu Allah'ın اللَّهُ -
5 halalen bir helal (olarak) حَلَالًا حلل
6 tayyiben bir iyi (olarak) طَيِّبًا طيب
7 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
8 llahe Allah’a اللَّهَ -
9 llezi o ki الَّذِي -
10 entum sizler أَنْتُمْ -
11 bihi O’na بِهِ -
12 mu'minune müminlersiniz مُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kur'an'da belirtilen haram yiyecekler dışında Yüce Allah'ın rızık olarak verdiği yiyeceklerden sizlere iyi geleni, sevdiğinizi rahatlıkla yiyin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

5. Mâide Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

781|5|112|إِذْ قَالَ ٱلْحَوَارِيُّونَ يَٰعِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَطِيعُ رَبُّكَ أَن يُنَزِّلَ عَلَيْنَا مَآئِدَةً مِّنَ ٱلسَّمَآءِ قَالَ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

781|5|112|اذ قال الحواريون يعيسي ابن مريم هل يستطيع ربك ان ينزل علينا مايده من السما قال اتقوا الله ان كنتم مومنين

Latin Literal

112. İz kâlel havâriyyûne yâ îsebne meryeme hel yestetîu rabbuke en yunezzile aleynâ mâideten mines semâ(semâi) kâlettekullâhe in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Dedikleri zaman havâriler565: "Ey Meryem oğlu Îsâ! Güç yetirir mi senin Rabbin4 ki indirir üzerimize bir sofra gökten?"; dedi (Îsâ): "Takvalı21 olun Allah’a eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

112 When the supporters and Deciples said: "You, Jesus Mary’s son, is your Lord able that He descends on us a table with food from the sky?" He said: "Fear and obey God if you were believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 iz zaman إِذْ -
2 kale dedikleri قَالَ قول
3 l-havariyyune havariler الْحَوَارِيُّونَ حور
4 ya iysa ey Îsâ يَا عِيسَى -
5 bne oğlu ابْنَ بني
6 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
7 hel -mi? هَلْ -
8 yestetiu gücü yeter- يَسْتَطِيعُ طوع
9 rabbuke Rabbin senin رَبُّكَ ربب
10 en ki أَنْ -
11 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل
12 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
13 maideten bir sofra مَائِدَةً ميد
14 mine مِنَ -
15 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
16 kale dedi قَالَ قول
17 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي
18 llahe Allah’a اللَّهَ -
19 in eğer إِنْ -
20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
21 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Havâri Kavram 565

565 Kelimenin kök (حور) anlamları ışığında; bir kimseyle birlikte olan, ona bağlı olan, o kimseyle yakından iletişim/diyalog halinde olan, o kimseye geri dönen, o kimsenin sürekli çevresinde olup onu saran kimseleri işaret eder.

6. En'âm Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

816|6|27|وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ وُقِفُوا۟ عَلَى ٱلنَّارِ فَقَالُوا۟ يَٰلَيْتَنَا نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

816|6|27|ولو تري اذ وقفوا علي النار فقالوا يليتنا نرد ولا نكذب بايت ربنا ونكون من المومنين

Latin Literal

27. Ve lev terâ iz vukıfû alen nâri fe kâlû yâ leytenâ nureddu ve lâ nukezzibe bi âyâti rabbinâ ve nekûne minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman onları ateşe834 karşı; öyle ki dediler: "Ey! Keşke bizler geri döndürülsek; ve yalanlamayız195 Rabbimizin4 ayetlerini; ve oluruz müminlerden27."

Ahmed Samira Çevirisi

27 And if you see/understand, if they were suspended/stood on the fire, so they said: "Oh, if only we be returned and we not lie/deny/falsify with our Lord’s verses/evidences, and we be from the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 tera görsen تَرَىٰ راي
3 iz zaman إِذْ -
4 vukifu getirilip durduruldukları onları وُقِفُوا وقف
5 ala karşı عَلَى -
6 n-nari ateşe النَّارِ نور
7 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
8 ya leytena ey! keşke bizler يَا لَيْتَنَا -
9 nuraddu geri döndürülsek نُرَدُّ ردد
10 ve la ve وَلَا -
11 nukezzibe yalanlamayız نُكَذِّبَ كذب
12 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
13 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
14 ve nekune ve oluruz وَنَكُونَ كون
15 mine مِنَ -
16 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

6. En'âm Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

907|6|118|فَكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ إِن كُنتُم بِـَٔايَٰتِهِۦ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

907|6|118|فكلوا مما ذكر اسم الله عليه ان كنتم بايته مومنين

Latin Literal

118. Fe kulû mimmâ zukiresmullâhi aleyhi in kuntum bi âyâtihî mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki yiyin üzerine Allah'ın ismi zikredilenden641; eğer olduysanız O’nun ayetlerine müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

118 So eat from what God’s name was mentioned on it, if you where with His verses/evidences believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekulu öyle ki yiyin فَكُلُوا اكل
2 mimma مِمَّا -
3 zukira zikredilenden ذُكِرَ ذكر
4 ismu ismi اسْمُ سمو
5 llahi Allah'ın اللَّهِ -
6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
7 in eğer إِنْ -
8 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
9 biayatihi ayetlerine O’nun بِايَاتِهِ ايي
10 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Allah'ın üzerine ismi zikredilenden Kavram 641

641 Yüce Allah'a yaklaşma amacı güdülerek (kurbanlık) ihtiyaç sahiplerinin faydalanması için kesilen her türlü hayvan (mutlak ki domuz dışında). Üzerine Yüce Allah'ın ismi anılarak dağıtılan her şey de bu tanıma girer. Not: Günlük yemek için marketlerde, kasaplarda satılan hayvanların üzerine Allah'ın isminin zikredilmiş olması aranmaz. 6:118 ayetinde işaret edilen hayvanlar kurbanlık hayvanlardır.

7. A'râf Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

956|7|2|كِتَٰبٌ أُنزِلَ إِلَيْكَ فَلَا يَكُن فِى صَدْرِكَ حَرَجٌ مِّنْهُ لِتُنذِرَ بِهِۦ وَذِكْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

956|7|2|كتب انزل اليك فلا يكن في صدرك حرج منه لتنذر به وذكري للمومنين

Latin Literal

2. Kitâbun unzile ileyke fe lâ yekun fî sadrike haracun minhu litunzire bihî ve zikrâ lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Bir kitaptır* (ki) indirildi (senin) üzerine; öyle ki olmaz** göğsünde bir darlık/sıkılık ondan*; uyarman içindir onunla*; ve bir zikirdir78 müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

2 A Book was descended to you so no tightness/strain be in your chest (innermost) from it, to warn/give notice with it and a remembrance/reminder to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب
2 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل
3 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
4 fela öyle ki فَلَا -
5 yekun olmaz يَكُنْ كون
6 fi فِي -
7 sadrike göğsünde صَدْرِكَ صدر
8 haracun bir darlık/sıkılık حَرَجٌ حرج
9 minhu ondan مِنْهُ -
10 litunzira uyarman için لِتُنْذِرَ نذر
11 bihi onunla بِهِ -
12 ve zikra ve bir zikirdir وَذِكْرَىٰ ذكر
13 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kur'an, Kur'an'dan, Kur'an'la.**Geniş zaman kipinde gelmiş bir fiildir. Kur'an göğüslerde asla sıkıntı/sıkılık ve darlığa neden olmaz.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

7. A'râf Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1026|7|72|فَأَنجَيْنَٰهُ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَمَا كَانُوا۟ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1026|7|72|فانجينه والذين معه برحمه منا وقطعنا دابر الذين كذبوا بايتنا وما كانوا مومنين

Latin Literal

72. Fe enceynâhu vellezîne meahu bi rahmetin minnâ ve kata’nâ dâbirellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve mâ kânû mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kurtardık onu* ve onunla beraber kimseleri bizden bir rahmetle271; ve kestik arkasını* kimselerin (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve olmuş değillerdi müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

72 So We saved/rescued him and those with him with a mercy from Us, and We cut off/severed (the) root/remainder (of) those who disbelieved with Our verses/evidences , and they were not believers/believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu (Hûd’u) فَأَنْجَيْنَاهُ نجو
2 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
3 meahu onunla beraber مَعَهُ -
4 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
5 minna bizden مِنَّا -
6 ve kataa'na ve kestik وَقَطَعْنَا قطع
7 dabira arkasını دَابِرَ دبر
8 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
10 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
11 ve ma ve değildi وَمَا -
12 kanu olmuşlar كَانُوا كون
13 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Hûd'u**Kökünü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1029|7|75|قَالَ ٱلْمَلَأُ ٱلَّذِينَ ٱسْتَكْبَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ لِلَّذِينَ ٱسْتُضْعِفُوا۟ لِمَنْ ءَامَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَٰلِحًا مُّرْسَلٌ مِّن رَّبِّهِۦ قَالُوٓا۟ إِنَّا بِمَآ أُرْسِلَ بِهِۦ مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1029|7|75|قال الملا الذين استكبروا من قومه للذين استضعفوا لمن امن منهم اتعلمون ان صلحا مرسل من ربه قالوا انا بما ارسل به مومنون

Latin Literal

75. Kâlel meleullezînestekberû min kavmihî lillezînestud’ıfû li men âmene minhum e ta’lemûne enne sâlihan murselun min rabbihi kâlû innâ bimâ ursile bihî mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler (olan) mele364; onun (Sâlih’in) kavminden/toplumundan zaaf içinde bırakılmış kimselere; onlardan iman47 etmiş kimseye: "Bilir misiniz sizler ki Sâlih gönderilendir Rabbinden4?"; dediler: "Doğrusu bizler onunla gönderilene müminleriz27.

Ahmed Samira Çevirisi

75 The nobles/assembly , those who became arrogant from his nation said to those who were weakened to who believed from them: "Do you know that Saleh is sent from his Lord?" They Said: "We are with what (he) is sent with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 stekberu büyüklendiler/kibirlendiler اسْتَكْبَرُوا كبر
5 min مِنْ -
6 kavmihi onun (Salih’in) kavminden/toplumundan قَوْمِهِ قوم
7 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ -
8 stud'ifu zaaf içinde bırakılmışlar اسْتُضْعِفُوا ضعف
9 limen kimseye (ki) لِمَنْ -
10 amene iman etmiş امَنَ امن
11 minhum onlardan مِنْهُمْ -
12 etea'lemune bilir misiniz sizler أَتَعْلَمُونَ علم
13 enne ki أَنَّ -
14 salihen Salih صَالِحًا صلح
15 murselun gönderilendir مُرْسَلٌ رسل
16 min مِنْ -
17 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
18 kalu dediler قَالُوا قول
19 inna doğrusu biz إِنَّا -
20 bima بِمَا -
21 ursile gönderilene أُرْسِلَ رسل
22 bihi onunla بِهِ -
23 mu'minune müminleriz مُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

7. A'râf Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

1039|7|85|وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَٰقَوْمِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُۥ قَدْ جَآءَتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا۟ ٱلنَّاسَ أَشْيَآءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَٰحِهَا ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1039|7|85|والي مدين اخاهم شعيبا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم فاوفوا الكيل والميزان ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها ذلكم خير لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

85. Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu kad câetkum beyyinetun min rabbikum fe evfûl keyle vel mîzâne ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslahıhâ zâlikum hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve Medyen'e kardeşleri Şuayb'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; öyle ki tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650; ve eksiltmeyin insanların eşyalarını; fesat265 çıkarmayın yerde onun ıslahı360 sonrasında; işte sizleredir; bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

85 And to Madya/an ancient city, that could have been by the Red Sea, (We sent) their brother Shu’aib, he said: "My nation, worship God, (there is) no God for you from other than Him, an evidence had come to you from your Lord, so fulfill/complete the measuring/weighing device, and the scale/measuring instrument , and do not reduce/cheat the people (from) their things, and do not corrupt/disorder in the earth/Planet Earth, (from) after its correction/repairment, that (is) better for you, if you were believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ila ve وَإِلَىٰ -
2 medyene Medyen'e مَدْيَنَ -
3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو
4 şuayben Şuayb'i شُعَيْبًا -
5 kale dedi قَالَ قول
6 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
8 llahe Allah'a اللَّهَ -
9 ma yoktur مَا -
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 min hiçbir مِنْ -
12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله
13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير
14 kad muhakkak قَدْ -
15 ca'etkum geldi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا
16 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين
17 min مِنْ -
18 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
19 feevfu öyle ki tamamlayın فَأَوْفُوا وفي
20 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل
21 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن
22 ve la ve وَلَا -
23 tebhasu eksiltmeyin تَبْخَسُوا بخس
24 n-nase insanların النَّاسَ نوس
25 eşya'ehum eşyalarını أَشْيَاءَهُمْ شيا
26 ve la وَلَا -
27 tufsidu fesat çıkarmayın تُفْسِدُوا فسد
28 fi فِي -
29 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
30 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
31 islahiha ıslahı onun إِصْلَاحِهَا صلح
32 zalikum işte sizlersiniz ذَٰلِكُمْ -
33 hayrun bir hayır خَيْرٌ خير
34 lekum sizlere لَكُمْ -
35 in eğer إِنْ -
36 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
37 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Ölçüyü ve mizanı eşitlikle yapmak. Kavram 650

650 Mizan tartı/terazi demektir. Sadece fiziksel tartıları değil beyinde gerçekleşen her türlü tartıyı da işaret eder. Beyinde kurulan tartıda/terazide her zaman eşitlik gözetilmelidir. Ölçü de eşitlikle yapılmalıdır. Yine beyinde yapılan her türlü ölçme, değerini belirleme işlemi eşitlikle yapılmalıdır.

7. A'râf Suresi

Ayet 143

Arapça Metin (Harekeli)

1097|7|143|وَلَمَّا جَآءَ مُوسَىٰ لِمِيقَٰتِنَا وَكَلَّمَهُۥ رَبُّهُۥ قَالَ رَبِّ أَرِنِىٓ أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَىٰنِى وَلَٰكِنِ ٱنظُرْ إِلَى ٱلْجَبَلِ فَإِنِ ٱسْتَقَرَّ مَكَانَهُۥ فَسَوْفَ تَرَىٰنِى فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُۥ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُۥ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا فَلَمَّآ أَفَاقَ قَالَ سُبْحَٰنَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1097|7|143|ولما جا موسي لميقتنا وكلمه ربه قال رب ارني انظر اليك قال لن تريني ولكن انظر الي الجبل فان استقر مكانه فسوف تريني فلما تجلي ربه للجبل جعله دكا وخر موسي صعقا فلما افاق قال سبحنك تبت اليك وانا اول المومنين

Latin Literal

143. Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî enzur ileyk(ileyke), kâle len terânî ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarre mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu dekkan ve harra mûsâ saıkan, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki geldi Mûsâ vaktimize; ve kelam369 etti ona Rabbi4: dedi (Mûsâ): "Rabbim4! Görün bana; bakarım sana"; dedi (Allah): "Asla göremezsin beni; velakin/fakat bak dağa doğru; öyle ki eğer kararlı kalırsa o makamında; öyle ki yakında göreceksin beni"; öyle ki ne zaman tecelli etti onun Rabbi4 dağa; yaptı (Allah) onu dümdüz; ve düştü Mûsâ bayılma (-yla); ne zaman ki ayıldı dedi (Mûsâ): "Subhânsın7 sen! Tevbe33 ettim sana; ve ben evveliyim/öncüsüyüm müminlerin27."

Ahmed Samira Çevirisi

143 And when Moses came to Our appointed time/appointed time or place, and his Lord conversed/spoke (to) him, he said: "My Lord show me/make me understand, I look/see to you." He said: "You will never/not see me, and but/however look to the mountain , so if it settled/established/affixed (in) its place/position, so you will/shall see me." So when his Lord uncovered/revealed/shined to the mountain, He made it crushed/destroyed/leveled/flattened, and Moses fell down fainting from thunderous noise/thunderstruck, so when he recovered/woke up, he said: "Your praise/glory, I repented to you, and I am first (of) the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman وَلَمَّا -
2 ca'e geldi جَاءَ جيا
3 musa Musa مُوسَىٰ -
4 limikatina vaktimize لِمِيقَاتِنَا وقت
5 ve kellemehu ve kelam etti ona وَكَلَّمَهُ كلم
6 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب
7 kale dedi قَالَ قول
8 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
9 erini görün bana أَرِنِي راي
10 enzur bakayım أَنْظُرْ نظر
11 ileyke sana إِلَيْكَ -
12 kale dedi ki قَالَ قول
13 len asla لَنْ -
14 terani göremezsin beni تَرَانِي راي
15 velakini velakin/fakat وَلَٰكِنِ -
16 unzur bak انْظُرْ نظر
17 ila doğru إِلَى -
18 l-cebeli dağa الْجَبَلِ جبل
19 feini öyle ki eğer فَإِنِ -
20 stekarra kararlı kalırsa اسْتَقَرَّ قرر
21 mekanehu makanında مَكَانَهُ كون
22 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
23 terani göreceksin beni تَرَانِي راي
24 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
25 tecella tecelli etti تَجَلَّىٰ جلو
26 rabbuhu onu Rabbi رَبُّهُ ربب
27 lilcebeli dağa لِلْجَبَلِ جبل
28 cealehu yaptı onu جَعَلَهُ جعل
29 dekken dümdüz دَكًّا دكك
30 ve harra ve düştü وَخَرَّ خرر
31 musa Mûsâ مُوسَىٰ -
32 saikan bayılma (-yla) صَعِقًا صعق
33 fe lemma ne zaman ki فَلَمَّا -
34 efaka ayıldı أَفَاقَ فوق
35 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول
36 subhaneke Subhansın sen سُبْحَانَكَ سبح
37 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب
38 ileyke sana إِلَيْكَ -
39 ve ena ve ben وَأَنَا -
40 evvelu evveliyim/öncüsüyüm أَوَّلُ اول
41 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Subhân Kavram 7

7 Tüm isimlerini/sıfatlarını tecelli ettiren.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Yüce Allah'ın bir beşere kelam etmesi. Kavram 369

369 42:51 ayetinde Yüce Allah bir beşere doğrudan kelam etmesinin asla olmayacağını bildirmiştir. Kelam 3 yöntemle olur. Kişiye doğrudan vahiyle; Mûsâ'nın annesine yapılan vahiy.Bir perde arkasından; ağaç yada ateş gibi ara bir madde/perde arkasından. Mûsâ'nın Tur dağında ateş üzerinden vahiy alması. Muhammed'in ise ağaç üzerinden vahiy alması. Şerefli bir elçi göndererek; evrenimizin bir üst boyutundan bulunan Cibrîl, Rakim yoldaşları gibi varlıklar Yüce Allah'ın vahyini beşere yine O'nun izniyle vahy ederler.

8. Enfâl Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

1161|8|1|يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْأَنفَالِ قُلِ ٱلْأَنفَالُ لِلَّهِ وَٱلرَّسُولِ فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَصْلِحُوا۟ ذَاتَ بَيْنِكُمْ وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1161|8|1|يسلونك عن الانفال قل الانفال لله والرسول فاتقوا الله واصلحوا ذات بينكم واطيعوا الله ورسوله ان كنتم مومنين

Latin Literal

1. Yes’elûneke anil enfâl(enfâli), kulil enfâlu lillâhi ver resûl(resûli), fettekullâhe ve aslihû zâte beynikum ve etîûllâhe ve resûlehû in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Sual ederler sana enfâlden696; de ki "Enfâl696 Allah’a ve resûlünedir700; öyle ki takvalı21 olun Allah’a; ve ıslah360 edin aranızdaki hali/olanı; ve itaat76 edin Allah'a ve resûlüne700 eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

1 They ask/question you about the spoils/gifts . Say: "The spoils/gifts (are) to God and the messenger, so fear and obey God and correct/repair that what is between you, and obey God and His messenger, if you were believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yeseluneke sual ederler sana يَسْأَلُونَكَ سال
2 ani عَنِ -
3 l-enfali enfalden الْأَنْفَالِ نفل
4 kuli de ki قُلِ قول
5 l-enfalu enfal الْأَنْفَالُ نفل
6 lillahi Allah’a لِلَّهِ -
7 ve rrasuli ve resûlünedir وَالرَّسُولِ رسل
8 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي
9 llahe Allah’a اللَّهَ -
10 ve eslihu ve ıslah edin وَأَصْلِحُوا صلح
11 zate hali/olanı ذَاتَ -
12 beynikum aranızdaki بَيْنِكُمْ بين
13 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
14 llahe Allah'a اللَّهَ -
15 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل
16 in eğer إِنْ -
17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
18 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Islah/ıslah Kavram 360

360 İyileştirme, düzeltme.

Enfâl Kavram 696

697 Ganimetler kelimesinden farklı bir anlamı vardır. Ganimetlerin dağıtımında öncelikli olma/kayrılma/imtiyaz sahibi olmak demektir. Elde edilen ganimetler öncelikli olarak Yüce Allah ve resûlüne yani Kur'an'a verilecektir. Kur'an enfâl için ne diyorsa o yapılacaktır. Bu oran 1/5 olarak Rabbimiz tarafından bildirilmiştir. Kalan ganimetler (4/5) hak edenler arasında paylaşılacaktır.Yüce Allah'ın işaret ettiği oran maddi kazancın zekâtı olan vergiye de yansıyabilir. Zekât kavramına lütfen bakınız.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

8. Enfâl Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

1162|8|2|إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتُهُۥ زَادَتْهُمْ إِيمَٰنًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1162|8|2|انما المومنون الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم واذا تليت عليهم ايته زادتهم ايمنا وعلي ربهم يتوكلون

Latin Literal

2. İnnemel mu’minûnellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

Türkçe Çeviri

Ancak müminler27; kimselerdir (ki) zikredildiği78 zaman Allah; korkuyla/ürpertiyle dolar kalpleri onların*; ve okunduğu zaman üzerlerine O’nun** ayetleri454; ziyade eder*** onlara**** bir imanı47; ve Rablerine4 karşı tevekkül79 ederler***** (onlar).

Ahmed Samira Çevirisi

2 But the believers (are) those who if God was mentioned/remembered/praised their hearts/minds become afraid/apprehensive, and if His verses/evidences were read/recited on them, it increased them faith/belief, and on their Lord they depend/trust in .

Notlar

Not 1

*Müminlerin.**Allah'ın.***Ayet.****Müminlere.*****Müminler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

8. Enfâl Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1164|8|4|أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُمْ دَرَجَٰتٌ عِندَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1164|8|4|اوليك هم المومنون حقا لهم درجت عند ربهم ومغفره ورزق كريم

Latin Literal

4. Ulâike humul mu’minûne hakkâ(hakkan), lehum derecâtun inde rabbihim ve magfiretun ve rızkun kerîm(kerîmun).

Türkçe Çeviri

İşte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler27; onlaradır dereceler Rablerinin4 indinde/katında; ve bir mağfiret319; ve cömert bir rızık.

Ahmed Samira Çevirisi

4 Those, those are the believers truthfully , for them stages/degrees at their Lord and forgiveness and generous provision .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
2 humu onlardır هُمُ -
3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
4 hakkan hak/gerçek حَقًّا حقق
5 lehum onlaradır لَهُمْ -
6 deracatun dereceler دَرَجَاتٌ درج
7 inde indinde/katında عِنْدَ عند
8 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب
9 ve megfiratun ve bir mağfiret وَمَغْفِرَةٌ غفر
10 ve rizkun ve bir rızık وَرِزْقٌ رزق
11 kerimun bir cömert كَرِيمٌ كرم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

8. Enfâl Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1165|8|5|كَمَآ أَخْرَجَكَ رَبُّكَ مِنۢ بَيْتِكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقًا مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ لَكَٰرِهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1165|8|5|كما اخرجك ربك من بيتك بالحق وان فريقا من المومنين لكرهون

Latin Literal

5. Kemâ ahreceke rabbuke min beytike bil hakkı ve inne ferîkan minel mu’minîne le kârihûn(kârihûne).

Türkçe Çeviri

Çıkardığı gibi (seni) Rabbin4 (senin) evinden hakla/gerçekle; ve doğrusu bir fırka* müminlerden27 mutlak kerhendiler697.

Ahmed Samira Çevirisi

5 As/like your Lord brought you out from your house/home with the right , and that a group/party from the believers (are) hating (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kema gibi كَمَا -
2 ehraceke çıkardığı seni أَخْرَجَكَ خرج
3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
4 min مِنْ -
5 beytike evinden بَيْتِكَ بيت
6 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
7 veinne ve doğrusu وَإِنَّ -
8 ferikan bir fırka فَرِيقًا فرق
9 mine -den مِنَ -
10 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
11 lekarihune mutlak kerhendiler لَكَارِهُونَ كره

Notlar

Not 1

*Grup.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kerhen. Kavram 697

697 İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak, tiksinerek, iğrenerek.

8. Enfâl Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1177|8|17|فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ رَمَىٰ وَلِيُبْلِىَ ٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلَآءً حَسَنًا إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1177|8|17|فلم تقتلوهم ولكن الله قتلهم وما رميت اذ رميت ولكن الله رمي وليبلي المومنين منه بلا حسنا ان الله سميع عليم

Latin Literal

17. Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ remeyte iz remeyte ve lâkinnallâhe remâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki asla* katletmediniz35 onları**; velakin/fakat Allah katletti35 onları**; ve atmış değildin* attığın zaman; velakin/fakat Allah attı; ve belalandırması256 içindir (Allah'ın) müminleri27 kendisinden güzel bir bela701 (-yla); doğrusu Allah bir Semî’dir; bir Alîm’dir.

Ahmed Samira Çevirisi

17 So you did not kill them, and but God killed them, and you did not throw when you threw, and but God threw, and (it is for) God to test the believers from Him a good test, that God (is) hearing/listening, knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fe lem öyle ki asla فَلَمْ -
2 tektuluhum katletmediniz onları تَقْتُلُوهُمْ قتل
3 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
4 llahe Allah اللَّهَ -
5 katelehum katletti onları قَتَلَهُمْ قتل
6 ve ma ve değildin وَمَا -
7 rameyte atmış رَمَيْتَ رمي
8 iz zaman إِذْ -
9 rameyte attığın رَمَيْتَ رمي
10 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
11 llahe Allah اللَّهَ -
12 rama attı رَمَىٰ رمي
13 veliyubliye ve belalandırmısı için (Allah'ın) وَلِيُبْلِيَ بلو
14 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
15 minhu O’ndan مِنْهُ -
16 bela'en bir bela (-yla) بَلَاءً بلو
17 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن
18 inne doğrusu إِنَّ -
19 llahe Allah اللَّهَ -
20 semiun bir Semî’dir سَمِيعٌ سمع
21 alimun bir Alım’dir. عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Her şey Yüce Allah'ın izni ve bilgisiyle gerçekleşir. Evrenin kumaşını oluşturan Planck uzunluğunda titreşen ipler/sicimler O'nun bilgisi ve izniyle O'nun dilediği gibi titreşir. Evren Levh-i Mahfûz'dan gelen bilgiyle O'nun dilediği gibi canlanır. **Kâfirleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

Güzel bir bela. Kavram 701

701 Bela kelimesi test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, zor bir durum demektir. Yüce Allah 8:17 ayetinde bela kelimesiyle güzel kelimesini bir arada kullanmıştır. Yüce Allah'ın bizzat kendisinden gelen güzel bir bela müminler için gerçekten güzel bir beladır. Bütün önlemler alınsa bile sıkıntılar, zorluklar, felaketler her daim insanların başına gelebilir. Bu belaların bir deneme/test amacıyla geldiğini bilen müminler kendilerini kaybetmeden, sabırla, çalışarak ve mücadele ederek bu belayı güzelliklere döndürürler.

8. Enfâl Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

1179|8|19|إِن تَسْتَفْتِحُوا۟ فَقَدْ جَآءَكُمُ ٱلْفَتْحُ وَإِن تَنتَهُوا۟ فَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَإِن تَعُودُوا۟ نَعُدْ وَلَن تُغْنِىَ عَنكُمْ فِئَتُكُمْ شَيْـًٔا وَلَوْ كَثُرَتْ وَأَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1179|8|19|ان تستفتحوا فقد جاكم الفتح وان تنتهوا فهو خير لكم وان تعودوا نعد ولن تغني عنكم فيتكم شيا ولو كثرت وان الله مع المومنين

Latin Literal

19. İn testeftihû fe kad câekumul feth(fethu), ve in tentehû fe huve hayrun lekum, ve in teûdû naud, ve len tugniye ankum fietukum şey’en ve lev kesuret ve ennallâhe meal mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Eğer fetih527 arıyorduysanız; öyle ki muhakkak geldi sizlere fetih527; ve eğer geri durursanız öyle ki o hayırdır sizlere; ve eğer geri dönerseniz geri döneriz (biz de); ve asla sağlayamaz size grubunuz bir şey; velev/şayet çok olmuş olsa da (o); ve ki Allah beraberdir müminlerle27.

Ahmed Samira Çevirisi

19 If you seek victory , so the opening/victory had come to you, and if you end/terminate/stop, so it is best for you, and if you return, We return, and your group will never enrich/satisfy at you a thing, and even if (it) became much/plenty , and that God (is) with the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 testeftihu fetih arıyorduysanız تَسْتَفْتِحُوا فتح
3 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
4 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا
5 l-fethu fetih الْفَتْحُ فتح
6 ve in ve eğer وَإِنْ -
7 tentehu geri durursanız تَنْتَهُوا نهي
8 fehuve öyle ki o فَهُوَ -
9 hayrun hayırdır خَيْرٌ خير
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 vein ve eğer وَإِنْ -
12 teudu geri dönerseniz تَعُودُوا عود
13 neud geri döneriz نَعُدْ عود
14 velen ve asla وَلَنْ -
15 tugniye sağlayamaz تُغْنِيَ غني
16 ankum size عَنْكُمْ -
17 fietukum grubunuz فِئَتُكُمْ فاي
18 şey'en bir şey شَيْئًا شيا
19 velev velev/şayet وَلَوْ -
20 kesurat çok olmuş olsa da كَثُرَتْ كثر
21 ve enne ve ki وَأَنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 mea beraberdir مَعَ -
24 l-mu'minine müminlerler الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Fetih/fethetmek. Kavram 527

527 Açmak, yol açmak, anahtarı açmak, başarı kazanmak, galebe çalmak, kazanmak, bir savaşı/mücadeleyi kazanmak. Bir kurtuluş savaşını kazanmak. Kelimenin geniş anlamı yerine haksız yere savaş çıkararak başka toprakları almak olarak anlamak asla doğru değildir. Türkçeye geçmesi daha çok yabancı toprakları ele geçirmek olarak olmuştur.

8. Enfâl Suresi

Ayet 62

Arapça Metin (Harekeli)

1222|8|62|وَإِن يُرِيدُوٓا۟ أَن يَخْدَعُوكَ فَإِنَّ حَسْبَكَ ٱللَّهُ هُوَ ٱلَّذِىٓ أَيَّدَكَ بِنَصْرِهِۦ وَبِٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1222|8|62|وان يريدوا ان يخدعوك فان حسبك الله هو الذي ايدك بنصره وبالمومنين

Latin Literal

62. Ve in yurîdû en yahdeûke feinne hasbekallâh(hasbekallâhu), huvellezî eyyedeke bi nasrihî ve bilmu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer isterlerse ki kandırırlar/aldatırlar seni; öyle ki doğrusu Allah hesaplayandır* sana/düşünendir seni; O** destekleyendir seni kendi yardımıyla ve müminlerle27.

Ahmed Samira Çevirisi

62 And if they want that they deceive you, so that God (is) enough for you, He is who supported you with His victory/aid and with the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vein ve eğer وَإِنْ -
2 yuridu isterlerse يُرِيدُوا رود
3 en ki أَنْ -
4 yehdeuke kandırırlar/aldatılar seni يَخْدَعُوكَ خدع
5 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
6 hasbeke hesaplayandır sana/düşünendir seni حَسْبَكَ حسب
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 huve O هُوَ -
9 llezi الَّذِي -
10 eyyedeke destekleyendir seni أَيَّدَكَ ايد
11 binesrihi kendi yardımıyla بِنَصْرِهِ نصر
12 ve bil-mu'minine ve müminlerle وَبِالْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kompüt eder, sayar, hesaplar. Evrenin tamamı Yüce Allah'ın emrinde olan kuantum bilgisayarıdır. **Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

8. Enfâl Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1224|8|64|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَسْبُكَ ٱللَّهُ وَمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1224|8|64|يايها النبي حسبك الله ومن اتبعك من المومنين

Latin Literal

64. Yâ eyyuhennebiyyu hasbukallâhu ve menittebeake minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Hesaplar sana/düşünür seni Allah; ve kimseleri (ki) tabi oldular sana müminlerden27.

Ahmed Samira Çevirisi

64 You, you the prophet, God is enough for you and who followed you from the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 hasbuke hesaplar sana/düşünür seni حَسْبُكَ حسب
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 ve meni ve kimselere وَمَنِ -
6 ttebeake tabi oldular sana اتَّبَعَكَ تبع
7 mine -den مِنَ -
8 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

1225|8|65|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَى ٱلْقِتَالِ إِن يَكُن مِّنكُمْ عِشْرُونَ صَٰبِرُونَ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفًا مِّنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1225|8|65|يايها النبي حرض المومنين علي القتال ان يكن منكم عشرون صبرون يغلبوا مايتين وان يكن منكم مايه يغلبوا الفا من الذين كفروا بانهم قوم لا يفقهون

Latin Literal

65. Yâ eyyuhen nebiyyu harridıl mu’minîne alel kıtâl(kıtâli), in yekun minkum işrûne sâbirûne yaglibû mieteyn(mieteyni), ve in yekûn minkum mietun yaglibû elfen minellezîne keferû bi ennehum kavmun lâ yefkahûn(yefkahûne).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Ateşle/tetikle müminleri27 katletmeye/katledilmeye720; eğer olursa sizlerden sabreden yirmi** (mümin) galip gelirler iki yüze** (kâfire); ve eğer olursa sizlerden bir yüz*** (sabreden mümin); galip gelir kâfirlik etmiş kimselerden bir bine*** (kâfire); onların fıkıh etmezler/anlamazlar**** bir kavim/topluluk (olmaları) nedeniyledir.

Ahmed Samira Çevirisi

65 You, you the prophet, instigate/urge/encourage the believers on (to) the fighting/killing. If (there) be twenty patient from you, they will defeat/conquer two hundred, and if (there) be one hundred from you, they defeat/conquer a thousand, from those who disbelieved, because they (E) (are) a nation (that) do not understand/know .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 harridi ateşle/tetikle حَرِّضِ حرض
4 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن
5 ala عَلَى -
6 l-kitali katletmeye/katledilmeye الْقِتَالِ قتل
7 in eğer إِنْ -
8 yekun olduysa يَكُنْ كون
9 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
10 işrune yirmi عِشْرُونَ عشر
11 sabirune sabreden صَابِرُونَ صبر
12 yeglibu galip gelirler يَغْلِبُوا غلب
13 miaeteyni iki yüze مِائَتَيْنِ ماي
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 yekun olursa يَكُنْ كون
16 minkum sizden مِنْكُمْ -
17 miaetun bir yüz مِائَةٌ ماي
18 yeglibu galip gelir يَغْلِبُوا غلب
19 elfen bir bine أَلْفًا الف
20 mine -den مِنَ -
21 ellezine kimseler- الَّذِينَ -
22 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
23 biennehum nedeniyledir onların بِأَنَّهُمْ -
24 kavmun bir kavim/topluluk قَوْمٌ قوم
25 la لَا -
26 yefkahune fıkıh etmezler/anlamazlar يَفْقَهُونَ فقه

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed.**20/200 yani 1/10 oranı (+). Sabreden ve %100 (zaafsız) mümin olan kimselerin kâfirlere karşı galip gelme oranı. ***100/1000 yani yine 1/10 oranı (+). Sabreden ve %100 (zaafsız) mümin olan kimselerin kâfirlere karşı galip gelme oranı.****Önemli olan sayı değil kalitedir. Sabreden %100 imanlı bir toplum sayıca kendisinden çok üstün olan (1/10) toplumlara karşı galip gelebilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

8. Enfâl Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1234|8|74|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1234|8|74|والذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك هم المومنون حقا لهم مغفره ورزق كريم

Latin Literal

74. Vellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike humul mu’minûne hakkâ(hakkân), lehum magfiretun ve rizkun kerîm(kerîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler Allah yolunda336; ve kimseler (ki) sığındırdılar*; ve yardım ettiler*; işte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler27; onlaradır bir mağfiret319 ve kerim/cömert bir rızık.

Ahmed Samira Çevirisi

74 And those who believed and emigrated and struggled/exerted in God’s sake/way , and those who sheltered/gave refuge and saved/gave victory/aided, those, they are the believers truly/certainly , for them (is) a forgiveness and a generous/gracious provision.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 amenu iman ettiler امَنُوا امن
3 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
4 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
5 fi فِي -
6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
7 llahi Allah اللَّهِ -
8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
9 avev sığındırdılar اوَوْا اوي
10 ve nesaru ve yardım ettiler وَنَصَرُوا نصر
11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
12 humu onlardır هُمُ -
13 l-mu'minune mü'minler الْمُؤْمِنُونَ امن
14 hakkan bir hak/gerçek حَقًّا حقق
15 lehum onlaradır لَهُمْ -
16 megfiratun bir mağfiret مَغْفِرَةٌ غفر
17 ve rizkun ve bir rızık وَرِزْقٌ رزق
18 kerimun bir kerim/cömert كَرِيمٌ كرم

Notlar

Not 1

*Hicret edenleri sığındırdılar ve yardım ettiler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

1245|9|10|لَا يَرْقُبُونَ فِى مُؤْمِنٍ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُعْتَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1245|9|10|لا يرقبون في مومن الا ولا ذمه واوليك هم المعتدون

Latin Literal

10. Lâ yerkubûne fî mu’minin illen ve lâ zimmeh(zimmeten), ve ulâike humul mu’tedûn(mu’tedûne).

Türkçe Çeviri

Gözetmezler müminlerdekine27 karşı bir illî*; ne de bir zimmet**; ve işte bunlar; onlardır azgınlar***.

Ahmed Samira Çevirisi

10 They do not observe/guard (respect) in a believer a relationship/contract and nor promise/contract/ guarantee, and those are the transgressors .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 yerkubune gözetmezler يَرْقُبُونَ رقب
3 fi karşı فِي -
4 mu'minin müminlerde مُؤْمِنٍ امن
5 illen bir illî إِلًّا الل
6 ve la ne de وَلَا -
7 zimmeten bir zimmet ذِمَّةً ذمم
8 ve ulaike ve bunlar وَأُولَٰئِكَ -
9 humu onlardır هُمُ -
10 l-mua'tedune azgınlar الْمُعْتَدُونَ عدو

Notlar

Not 1

*İllîyet, bağlantı, ilişki.**Garanti bir koruma, kollayama, güven verme. ***Evrensel kuralları çiğneyip aşanlar, taşanlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1248|9|13|أَلَا تُقَٰتِلُونَ قَوْمًا نَّكَثُوٓا۟ أَيْمَٰنَهُمْ وَهَمُّوا۟ بِإِخْرَاجِ ٱلرَّسُولِ وَهُم بَدَءُوكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ أَتَخْشَوْنَهُمْ فَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1248|9|13|الا تقتلون قوما نكثوا ايمنهم وهموا باخراج الرسول وهم بدوكم اول مره اتخشونهم فالله احق ان تخشوه ان كنتم مومنين

Latin Literal

13. E lâ tukâtilûne kavmen nekesû eymânehum ve hemmû bi ihrâcir resûli ve hum bedeûkum evvele merreh(merretin), e tahşevnehum, fallâhu ehakku en tahşevhu in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Katletmez720 misiniz bir kavmi/toplumu754 (ki) bozdular yeminlerini; ve yeltendiler ihraca/çıkarmaya resûlü418*; ve onlar başlattılar sizlere evvel kere**; haşyet53 mi duyarsınız onlara? Öyle ki Allah’a daha haktır ki haşyet53 duyarsınız O’na; eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

13 Do you not fight/kill a nation (that) broke/violated their oaths , and they got interested/began by forcing out the messenger, and they started/initiated (the) first time with you, do you fear them? So God (is) more worthy/deserving that you fear Him if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ela أَلَا -
2 tukatilune katletmez misiniz تُقَاتِلُونَ قتل
3 kavmen bir kavmi/toplumu (ki) قَوْمًا قوم
4 nekesu bozdular نَكَثُوا نكث
5 eymanehum yeminlerini أَيْمَانَهُمْ يمن
6 ve hemmu ve yeltendiler وَهَمُّوا همم
7 biihraci ihraca بِإِخْرَاجِ خرج
8 r-rasuli resûlü الرَّسُولِ رسل
9 ve hum ve onlar وَهُمْ -
10 bede'ukum başlattılar sizlere بَدَءُوكُمْ بدا
11 evvele evvel أَوَّلَ اول
12 merratin kere مَرَّةٍ مرر
13 etehşevnehum haşyet mi duyarsınız onlara أَتَخْشَوْنَهُمْ خشي
14 fallahu öyle ki Allah’a فَاللَّهُ -
15 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
16 en ki أَنْ -
17 tehşevhu haşyet duyarsınız O’na تَخْشَوْهُ خشي
18 in eğer إِنْ -
19 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
20 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Katletmeyi ilk kez onlar başlatmışken.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Kur'an durup dururken bir kavme/topluma karşı savaş emri asla vermez. Kavram 754

754 Kur'an'ı savaşa, katletmeye/katledilmeye yönlendiren olarak göstermeye çalışanların yatacak yeri yoktur. Şerefli Kur'an'ın tek bir kelimesinde bile savaş özendirilmez, iyi bir şeymiş gibi asla gösterilmez. Ancak şartlar oluştuğunda savaştan geri durulmaması da emredilir. 9:13 ayetinden anlarız ki yapılan antlaşmalara uymayan, antlaşmaları bozan, insanları yurtlarından çıkaran hatta savaşı ilk başlatmış olanlara karşı savaşmak da emredilmiştir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

1249|9|14|قَٰتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ ٱللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1249|9|14|قتلوهم يعذبهم الله بايديكم ويخزهم وينصركم عليهم ويشف صدور قوم مومنين

Latin Literal

14. Kâtilûhum yuazzibhumullâhu bi eydîkum ve yuhzihim ve yansurkum aleyhim ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Katledin35 onları; azap eder onlara Allah ellerinizle*; ve rezil eder onları; ve yardım edip zafere ulaştırır sizleri onların üzerine; ve şifa verir mümin27 bir kavmin/toplumun göğüslerine.

Ahmed Samira Çevirisi

14 Fight/kill them, God tortures them with your hands and He shames/disgraces them and He gives you victory/aid on (over) them, and He cures/heals (the) chests (innermosts of) a believing nation.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 katiluhum katledin onları قَاتِلُوهُمْ قتل
2 yuazzibhumu azap eder onlara يُعَذِّبْهُمُ عذب
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 bieydikum ellerinizle بِأَيْدِيكُمْ يدي
5 ve yuhzihim ve hezimete uğratır onları وَيُخْزِهِمْ خزي
6 ve yensurkum ve yardım edip zafere ulaştırır sizleri وَيَنْصُرْكُمْ نصر
7 aleyhim onların üzerine عَلَيْهِمْ -
8 ve yeşfi ve şifa verir وَيَشْفِ شفي
9 sudura göğüslerine صُدُورَ صدر
10 kavmin bir kavmin/toplumun قَوْمٍ قوم
11 mu'minine mümin مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Sizlerin elleriyle üzerlerine hak olan azabı indirir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

1261|9|26|ثُمَّ أَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَعَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ وَأَنزَلَ جُنُودًا لَّمْ تَرَوْهَا وَعَذَّبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَذَٰلِكَ جَزَآءُ ٱلْكَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1261|9|26|ثم انزل الله سكينته علي رسوله وعلي المومنين وانزل جنودا لم تروها وعذب الذين كفروا وذلك جزا الكفرين

Latin Literal

26. Summe enzelallâhu sekînetehu alâ resûli-hî ve alel mu’minîne ve enzele cunûden lem terev-hâ ve azzebellezîne keferû ve zâlike cezâul kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Sonra indirdi Allah sükunetini* resûlüne418** karşı ve müminlere27 karşı; ve indirdi ordular (ki) asla görmezsiniz onu; ve azap etti (Allah) kâfirlik25 etmiş kimselere; ve işte bu; cezasıdır kâfirlerin25.

Ahmed Samira Çevirisi

26 Then God descended His tranquillity/calm on His messenger and on the believers, and He descended soldiers/warriors you did not see it, and He tortured those who disbelieved, and that (is) the disbeliever’s reward/reimbursement .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 sekinetehu sukunetini سَكِينَتَهُ سكن
5 ala karşı عَلَىٰ -
6 rasulihi resûlüne رَسُولِهِ رسل
7 ve ala ve karşı وَعَلَى -
8 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
9 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
10 cunuden ordular جُنُودًا جند
11 lem asla لَمْ -
12 teravha görmezsiniz onu تَرَوْهَا راي
13 ve azzebe ve azab etti وَعَذَّبَ عذب
14 ellezine kimselere الَّذِينَ -
15 keferu kafirlik ettiler كَفَرُوا كفر
16 ve zalike ve işte bu وَذَٰلِكَ -
17 ceza'u cezasıdır جَزَاءُ جزي
18 l-kafirine kafirlerin الْكَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Sakinliğini, dinginliğini.**Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

1286|9|51|قُل لَّن يُصِيبَنَآ إِلَّا مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلَىٰنَا وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1286|9|51|قل لن يصيبنا الا ما كتب الله لنا هو مولينا وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

51. Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Asla isabet etmez bizlere Allah'ın bizlere yazdığı dışında; O'dur mevlâmız*"; ve Allah'a karşı; öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

51 Say: "(Nothing) will never/not strike/hit us except what God ordered/decreed for us, He is our owner/master/ally , and on God so should rely/depend the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 len asla لَنْ -
3 yusibena isabet etmez bizlere يُصِيبَنَا صوب
4 illa dışında إِلَّا -
5 ma مَا -
6 ketebe yazdığı كَتَبَ كتب
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 lena bizlere لَنَا -
9 huve O'dur هُوَ -
10 mevlana mevlamız مَوْلَانَا ولي
11 ve ala ve karşı وَعَلَى -
12 llahi Allah'a اللَّهِ -
13 felyetevekkeli öyle ki tevekkül ederler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
14 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Sahibimiz. Mevlâna kelimesi "sahibimiz" demektir. Bazı kimselerin bu şekilde çağrılması katıksız şirktir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 61

Arapça Metin (Harekeli)

1296|9|61|وَمِنْهُمُ ٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ ٱلنَّبِىَّ وَيَقُولُونَ هُوَ أُذُنٌ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنكُمْ وَٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Latin Literal

61. Ve minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yekûlûne huve uzun(uzunun), kul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye132*; ve derler "o bir kulaktır**"; de ki :"Bir hayır kulağıdır*** sizlere"; iman47 eder Allah'a; ve iman47 eder müminlere27; ve bir rahmettir**** sizlerden iman47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne418* eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

61 And from them those who harm mildly the prophet and say: "He is hearing." Say: "(He is a) good ear/hearing for you, he believes by God and he believes to the believers, and mercy to those who believed from you, and those who harm mildly God’s messenger, for them (is) a painful torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhumu onlardan وَمِنْهُمُ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
4 n-nebiyye nebiye النَّبِيَّ نبا
5 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
6 huve O هُوَ -
7 uzunun bir kulaktır أُذُنٌ اذن
8 kul de ki قُلْ قول
9 uzunu kulağıdır أُذُنُ اذن
10 hayrin bir hayır خَيْرٍ خير
11 lekum sizlere لَكُمْ -
12 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 ve yu'minu ve iman eder وَيُؤْمِنُ امن
15 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن
16 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
17 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
18 amenu iman ettiler امَنُوا امن
19 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
20 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
21 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
22 rasule resûlüne رَسُولَ رسل
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 lehum onlaradır لَهُمْ -
25 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
26 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'e.**Herkesi kabul edip, kulak verip dinler. ***Herkese kulak vererek dinlemesi ve çözüm üretmesi sizlere hayırlı olur.****Alemlere bir rahmet olan Kur'an'ı getirmesiyle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 62

Arapça Metin (Harekeli)

1297|9|62|يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ لَكُمْ لِيُرْضُوكُمْ وَٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَحَقُّ أَن يُرْضُوهُ إِن كَانُوا۟ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1297|9|62|يحلفون بالله لكم ليرضوكم والله ورسوله احق ان يرضوه ان كانوا مومنين

Latin Literal

62. Yahlifûne billâhi lekum li yurdûkum, vallâhu ve resûluhû ehakku en yurdûhu in kânû mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ant içerler Allah’la sizlere razı etmek için sizleri; ve (oysa) Allah'a ve resûlüne700 daha haktır/gerçektir ki razı ederler onu* ki oldularsa müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

62 They swear/take oath by God for you, to please/satisfy you, and God and His messenger (are) more worthy/deserving (that) they please/satisfy Him, if they were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yehlifune ant içerler يَحْلِفُونَ حلف
2 billahi Allah’la بِاللَّهِ -
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 liyurdukum razı etmek için sizleri لِيُرْضُوكُمْ رضو
5 vallahu ve Allah'ı وَاللَّهُ -
6 ve rasuluhu ve resulünü وَرَسُولُهُ رسل
7 ehakku daha daha haktır/gerçektir أَحَقُّ حقق
8 en ki أَنْ -
9 yurduhu razı ol يُرْضُوهُ رضو
10 in ki إِنْ -
11 kanu oldularsa كَانُوا كون
12 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yüce Allah ve resûlü birlikte geçtiğinde Kur'an'ın işaret edildiğini anlarız. Yüce Allah'ı ve resûlünü asla ayrılamaz şekilde bir araya getiren Kur'an'ın razı olması da sadece onun içindeki hükümlere teslim olmakla olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

9. Tevbe Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

1306|9|71|وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

71. Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar*; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir37; bir Hakîmdir9.

Ahmed Samira Çevirisi

71 And the believers (M) and believers (F) some of them (are) guardians/allies (to) some, they order/command with the kindness/generosity , and they forbid/prevent from the defiance of God and His orders/obscenity ,and they keep up the prayers, and they give the charity/purification and they obey God and His messenger, those, God will have mercy upon them, that God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmu'minune ve mümin erkekler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
2 velmu'minatu ve mümin kadınlar وَالْمُؤْمِنَاتُ امن
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 evliya'u velileridir أَوْلِيَاءُ ولي
5 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi evrensel kabulleri/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve yenhevne ve engellerler وَيَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
11 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
12 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
13 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
14 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
15 ve yutiune ve itaat ederler وَيُطِيعُونَ طوع
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 ve rasulehu ve O’nun resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 seyerhamuhumu rahmet edecektir onlara سَيَرْحَمُهُمُ رحم
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 inne doğrusu إِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 azizun azîzdir عَزِيزٌ عزز
24 hakimun hakîmdir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*9:67 ayetinde münâfık erkekler ve münâfık kadınların özelliği bildirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1307|9|72|وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةً فِى جَنَّٰتِ عَدْنٍ وَرِضْوَٰنٌ مِّنَ ٱللَّهِ أَكْبَرُ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1307|9|72|وعد الله المومنين والمومنت جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ومسكن طيبه في جنت عدن ورضون من الله اكبر ذلك هو الفوز العظيم

Latin Literal

72. Vaadallâhul mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn(adnin), ve rıdvânun minallâhi ekber(ekberu), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Vaat* etti Allah mümin27 erkeklere ve mümin27 kadınlara cennetleri; akar altından onun** nehirler; ölümsüzlerdir orada**; ve Adn cennetlerindeki iyi meskenleri; ve Allah’tan bir rızayı (ki) daha büyüktür; işte bu; o; azîm* bir fevzdir768.

Ahmed Samira Çevirisi

72 God promised the believers (M) and the believers (F) treed gardens/paradises the rivers flow from127below/beneath it immortally/eternally in it and beautiful residences in treed gardens/paradises (as) eternal residence, and acceptance/approval from God (is) greater that it is the winning/triumph , the great.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veade vaat etti وَعَدَ وعد
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 l-mu'minine mümin erkeklere الْمُؤْمِنِينَ امن
4 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
5 cennatin cennetler جَنَّاتٍ جنن
6 tecri akar تَجْرِي جري
7 min مِنْ -
8 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
9 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
10 halidine ölümsüzlerdir خَالِدِينَ خلد
11 fiha orada فِيهَا -
12 ve mesakine ve meskenler وَمَسَاكِنَ سكن
13 tayyibeten iyi طَيِّبَةً طيب
14 fi فِي -
15 cennati cennetlerde جَنَّاتِ جنن
16 adnin Adn عَدْنٍ -
17 veridvanun ve bir rıza وَرِضْوَانٌ رضو
18 mine مِنَ -
19 llahi Allah’tan اللَّهِ -
20 ekberu en büyüktür أَكْبَرُ كبر
21 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
22 huve o هُوَ -
23 l-fevzu fevzdir الْفَوْزُ فوز
24 l-azimu azim الْعَظِيمُ عظم

Notlar

Not 1

*Münâfık erkek ve münâfık kadınlara vaat edilen cehennem de 9:68 ayetinde bildirilmiştir. **Cennetin.***Büyük, azametli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Fevz Kavram 768

768 Başarı, zafer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 79

Arapça Metin (Harekeli)

1314|9|79|ٱلَّذِينَ يَلْمِزُونَ ٱلْمُطَّوِّعِينَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ فِى ٱلصَّدَقَٰتِ وَٱلَّذِينَ لَا يَجِدُونَ إِلَّا جُهْدَهُمْ فَيَسْخَرُونَ مِنْهُمْ سَخِرَ ٱللَّهُ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1314|9|79|الذين يلمزون المطوعين من المومنين في الصدقت والذين لا يجدون الا جهدهم فيسخرون منهم سخر الله منهم ولهم عذاب اليم

Latin Literal

79. Ellezîne yelmizûnel muttavviîne minel mu’minîne fîs sadakâti vellezîne lâ yecidûne illâ cuhdehum fe yesharûne minhum sehirallâhu minhum, ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) mırıldanırlar müminlerden27 itaatkarlar (olan kimseleri) sadakalarda342; ve kimseleri (ki) bulamazlar cihatları/mücadeleleri dışında; öyle ki alay ederler onlardan (olanla); (oysa) alay etti Allah onlardan (olanla); ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

79 Those who backbite/find fault in the volunteers from the believers in the charities, and those who do not find except their struggle/exertion so they humiliate/ridicule from them, God mocked/ridiculed from them, and for them (is) a painful torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yelmizune mırıldanırlar يَلْمِزُونَ لمز
3 l-muttavviiyne itaatkarlara الْمُطَّوِّعِينَ طوع
4 mine مِنَ -
5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
6 fi فِي -
7 s-sadekati sadakalarda الصَّدَقَاتِ صدق
8 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
9 la لَا -
10 yecidune bulamazlar يَجِدُونَ وجد
11 illa dışında إِلَّا -
12 cuhdehum cihatları/mücadeleleri جُهْدَهُمْ جهد
13 feyesharune öyle ki alay ederler فَيَسْخَرُونَ سخر
14 minhum onlardan مِنْهُمْ -
15 sehira alay etti سَخِرَ سخر
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 minhum onlardan مِنْهُمْ -
18 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
19 azabun bir azab عَذَابٌ عذب
20 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sadaka nedir? Kavram 342

342 Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60). 2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

9. Tevbe Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

1340|9|105|وَقُلِ ٱعْمَلُوا۟ فَسَيَرَى ٱللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُۥ وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَسَتُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1340|9|105|وقل اعملوا فسيري الله عملكم ورسوله والمومنون وستردون الي علم الغيب والشهده فينبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

105. Ve kuli’melû fe se yerallâhu amelekum ve resûluhu vel mu’minûn(mu’minûne), ve se tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdeti fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve de ki: "Yapın; öyle ki görecek Allah yaptıklarınızı; ve resûlü* (de); ve müminler27 (de); sonra döndürülürsünüz bilene** doğru gaybı62 ve tanıklığı/şahitliği; öyle ki haber verir*** sizlere yapar olduğunuzu."

Ahmed Samira Çevirisi

105 And say: "Make/work , so God and His messenger and the believers will see your deeds, and you will be returned to knower (of) the unseen/supernatural and the testimony/certification , so He informs you with what you were making/doing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول
2 a'melu yapın اعْمَلُوا عمل
3 feseyera öyle ki görecek فَسَيَرَى راي
4 llahu Allah اللَّهُ -
5 amelekum yaptıklarınızı عَمَلَكُمْ عمل
6 ve rasuluhu ve resûlü (de) وَرَسُولُهُ رسل
7 velmu'minune ve müminler (de) وَالْمُؤْمِنُونَ امن
8 ve seturaddune sonra döndürülürsünüz وَسَتُرَدُّونَ ردد
9 ila doğru إِلَىٰ -
10 aalimi bilene عَالِمِ علم
11 l-gaybi gaybı الْغَيْبِ غيب
12 ve şşehadeti ve tanıklığı/şahitliği وَالشَّهَادَةِ شهد
13 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا
14 bima بِمَا -
15 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
16 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed. **Yüce Allah'a.***Yüce Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

9. Tevbe Suresi

Ayet 107

Arapça Metin (Harekeli)

1342|9|107|وَٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًۢا بَيْنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِّمَنْ حَارَبَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ مِن قَبْلُ وَلَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنَآ إِلَّا ٱلْحُسْنَىٰ وَٱللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1342|9|107|والذين اتخذوا مسجدا ضرارا وكفرا وتفريقا بين المومنين وارصادا لمن حارب الله ورسوله من قبل وليحلفن ان اردنا الا الحسني والله يشهد انهم لكذبون

Latin Literal

107. Vellezînettehazû mesciden dırâren ve kufren ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâreballâhe ve resûlehu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in erednâ illelhusnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) edindiler bir mescit778; bir zarara ve bir küfre422 ve bir ayırmaya müminlerin27 arasını; ve bir gözetleme* Allah ve resûlüne önceden harp etmiş kimse** için; ve mutlak ant içerler ki: "Arzulamadık güzellik dışında"; ve Allah şahit/tanık olur ki onlar mutlak yalancılardır.

Ahmed Samira Çevirisi

107 And those who took a mosque (as a tool for) harming, and disbelief, and separation/distinction between the believers, and (as) a watch/observation/ambuscade (ambush place/shelter) to who battled/fought God and His messenger from before, and they swear/take oath (E): "That we wanted/intended except the best/goodness ." And God witnesses/testifies that they truly are lying/denying .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ
3 mesciden bir mescit مَسْجِدًا سجد
4 diraran bir zarara ضِرَارًا ضرر
5 ve kufran ve bir küfre وَكُفْرًا كفر
6 ve tefrikan ve bir ayırma وَتَفْرِيقًا فرق
7 beyne arasını بَيْنَ بين
8 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن
9 ve irsaden ve bir gözetleme وَإِرْصَادًا رصد
10 limen kimse için لِمَنْ -
11 harabe harb etmiş حَارَبَ حرب
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 ve rasulehu ve resûlünü وَرَسُولَهُ رسل
14 min مِنْ -
15 kablu önceden قَبْلُ قبل
16 veleyehlifunne ve mutlak ant içerler وَلَيَحْلِفُنَّ حلف
17 in ki إِنْ -
18 eradna arzulamadık أَرَدْنَا رود
19 illa dışında إِلَّا -
20 l-husna güzellik الْحُسْنَىٰ حسن
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 yeşhedu şahit/tanık olur يَشْهَدُ شهد
23 innehum ki onlar إِنَّهُمْ -
24 lekazibune mutlak yalancılardır لَكَاذِبُونَ كذب

Notlar

Not 1

*Casusluk benzeri gözetleme.**Yüce Allah'a ve resûlüne önceden harp etmiş kimsenin kullanması amacıyla.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Sahte mescit. Kavram 778

778 Yüce Allah'ın gerçek İslam dinine zarar veren, içinde Kur'an'ın hükümlerini örten/gizleyen şeylerin anıldığı, İslâm'ı parçalayan/bölen sahte mescitler. Bir mekanın adının mescit olması onun Yüce Allah'ın gerçek mescidi olduğunu asla göstermez. 9:107 ayetinde münâfıkların da bir mescit inşa ettikleri görülür. Günümüzde kiliselerin, sinagogların ve camilerin neredeyse tamamı sahte mescitlerdir. Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar yani sadece kutsal kitaplar diyenler inşa eder. Sadece Kur'an diyen; Kur'an bize yeter diyen kimselerin fiziksel ya da sanal inşa ettikleri mescitler gerçek mescitlerdir. Diğer tüm mescitler sahtedir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

1346|9|111|إِنَّ ٱللَّهَ ٱشْتَرَىٰ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَٰلَهُم بِأَنَّ لَهُمُ ٱلْجَنَّةَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِى ٱلتَّوْرَىٰةِ وَٱلْإِنجِيلِ وَٱلْقُرْءَانِ وَمَنْ أَوْفَىٰ بِعَهْدِهِۦ مِنَ ٱللَّهِ فَٱسْتَبْشِرُوا۟ بِبَيْعِكُمُ ٱلَّذِى بَايَعْتُم بِهِۦ وَذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1346|9|111|ان الله اشتري من المومنين انفسهم وامولهم بان لهم الجنه يقتلون في سبيل الله فيقتلون ويقتلون وعدا عليه حقا في التوريه والانجيل والقران ومن اوفي بعهده من الله فاستبشروا ببيعكم الذي بايعتم به وذلك هو الفوز العظيم

Latin Literal

111. İnnallâheşterâ minel mu’minîne enfusehum ve emvâlehum bi enne lehumul cenneh(cennete), yukâtilûne fî sebîlillâhi fe yaktulûne ve yuktelûne va’den aleyhi hakkan fît tevrâti vel incîli vel kur’ân(kur’âni), ve men evfâ bi ahdihî minallâhi, festebşirû bi bey’ıkumullezî bâya’tum bih (bihî), ve zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Allah satın aldı müminlerden27 nefislerini201 ve mallarını ki onlara (olan) cennetle; katledilip/katlederler720 Allah yolunda336; öyle ki katlederler35; ve katledilirler35; bir vaattir O’nun* üzerine; bir haktır/gerçektir Tevrât'ta ve İncîl'de ve Kur'ân'da; ve kimdir daha takvalı Allah'tan kendi ahdinde**; öyle ki müjdelenin satışınızla o ki sattınız onunla***; ve işte bu; o***; büyük fevzdir768.

Ahmed Samira Çevirisi

111 That God bought from the believers their selves and their properties/wealths , with that for them (is) the Paradise, they fight/kill in God’s sake , so they fight/kill and they be fought/killed, a promise truthfully in the Torah/Old Testament, and the Bible/New Testament , and the Koran , and who (is) more fulfilling/completing with his promise/pledge than God? So be announced good news with your sale/trade which you sold/traded with it, and that (is) the great, the triumph/salvation .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 llahe Allah اللَّهَ -
3 ştera satın aldı اشْتَرَىٰ شري
4 mine مِنَ -
5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
6 enfusehum nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس
7 ve emvalehum ve mallarını وَأَمْوَالَهُمْ مول
8 bienne ki بِأَنَّ -
9 lehumu onlara لَهُمُ -
10 l-cennete cennet الْجَنَّةَ جنن
11 yukatilune katledilip/katlederler يُقَاتِلُونَ قتل
12 fi فِي -
13 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
14 llahi Allah اللَّهِ -
15 feyektulune öyle ki katlederler فَيَقْتُلُونَ قتل
16 ve yuktelune ve katledilirler وَيُقْتَلُونَ قتل
17 vea'den bir vaattir وَعْدًا وعد
18 aleyhi O’nun üzerine عَلَيْهِ -
19 hakkan bir hak/gerçek حَقًّا حقق
20 fi فِي -
21 t-tevrati Tevrat'ta التَّوْرَاةِ -
22 vel'incili ve İncil'de وَالْإِنْجِيلِ -
23 velkurani ve Kur'an'da وَالْقُرْانِ قرا
24 ve men ve kimdir وَمَنْ -
25 evfa daha takvalı أَوْفَىٰ وفي
26 biahdihi kendi ahdiyle بِعَهْدِهِ عهد
27 mine مِنَ -
28 llahi Allah’tan اللَّهِ -
29 festebşiru öyle ki müjdelenin فَاسْتَبْشِرُوا بشر
30 bibey'ikumu satışınızla بِبَيْعِكُمُ بيع
31 llezi o ki الَّذِي -
32 bayea'tum sattınız بَايَعْتُمْ بيع
33 bihi onunla بِهِ -
34 ve zalike ve işte bu وَذَٰلِكَ -
35 huve o هُوَ -
36 l-fevzu fevzdir الْفَوْزُ فوز
37 l-azimu büyük الْعَظِيمُ عظم

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın.**Antlaşmak, anlaşma. ***Satış.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Fevz Kavram 768

768 Başarı, zafer.

9. Tevbe Suresi

Ayet 112

Arapça Metin (Harekeli)

1347|9|112|ٱلتَّٰٓئِبُونَ ٱلْعَٰبِدُونَ ٱلْحَٰمِدُونَ ٱلسَّٰٓئِحُونَ ٱلرَّٰكِعُونَ ٱلسَّٰجِدُونَ ٱلْءَامِرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱلنَّاهُونَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱلْحَٰفِظُونَ لِحُدُودِ ٱللَّهِ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Latin Literal

112. Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Tevbe33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd3 edenlerdir; seyahat edenlerdir*; rükû11 edenlerdir; secde12 edenlerdir; emredenlerdir marufla291; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri82; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

112 The repentant, the worshippers, the praising , the travelers/tourists for knowledge , the bowing , the prostrating, the ordering/commanding with the kindness/generosity, and the forbidding/preventing from the defiance of God and His orders/obscenity , and the protectors/observers to God’s limits/boundaries , and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 et-taibune tevbe edenler التَّائِبُونَ توب
2 l-aabidune kulluk edenler الْعَابِدُونَ عبد
3 l-hamidune hamd edenler الْحَامِدُونَ حمد
4 s-saihune seyahat edenler (Allah için) السَّائِحُونَ سيح
5 r-rakiune rükû edenler الرَّاكِعُونَ ركع
6 s-sacidune secde edenler السَّاجِدُونَ سجد
7 l-amirune emredenler الْامِرُونَ امر
8 bil-mea'rufi evrensel kabul edilmişle بِالْمَعْرُوفِ عرف
9 ve nnahune ve engelleyenler/yasaklayanlar وَالنَّاهُونَ نهي
10 ani عَنِ -
11 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
12 velhafizune ve koruyanlar وَالْحَافِظُونَ حفظ
13 lihududi hudutlarını لِحُدُودِ حدد
14 llahi Allah'ın اللَّهِ -
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın yolunda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hamd Kavram 3

3 En yüce övgü/methetme.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

9. Tevbe Suresi

Ayet 122

Arapça Metin (Harekeli)

1357|9|122|وَمَا كَانَ ٱلْمُؤْمِنُونَ لِيَنفِرُوا۟ كَآفَّةً فَلَوْلَا نَفَرَ مِن كُلِّ فِرْقَةٍ مِّنْهُمْ طَآئِفَةٌ لِّيَتَفَقَّهُوا۟ فِى ٱلدِّينِ وَلِيُنذِرُوا۟ قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوٓا۟ إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1357|9|122|وما كان المومنون لينفروا كافه فلولا نفر من كل فرقه منهم طايفه ليتفقهوا في الدين ولينذروا قومهم اذا رجعوا اليهم لعلهم يحذرون

Latin Literal

122. Ve mâ kânel mu’minûne li yenfirû kâffeh(kâffeten), fe lev lâ nefere min kulli firkatin minhum tâifetun li yetefekkahû fîd dîni ve li yunzirû kavmehum izâ receû ileyhim leallehum yahzerûn(yahzerûne).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir müminlere27 toplaşarak neferleşmeleri763; öyle ki eğer neferleşmezse763 her bir fırkadan* onlardan bir tayfa719; fıkıh770 etmeleri için dinde** ve uyarmaları*** için kendi kavimlerini geri döndükleri zaman üzerlerine; belki onlar hazırlanırlar.

Ahmed Samira Çevirisi

122 And the believers were not to rush/hasten all (to battle) , so if only (there were) a group from every group/party from them, a group of people to learn/comprehend/have knowledge in the religion, and to warn/give notice (to) their nation if they returned to them, maybe/perhaps they be warned/cautioned .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 l-mu'minune müminlere الْمُؤْمِنُونَ امن
4 liyenfiru neferleşmeleri لِيَنْفِرُوا نفر
5 kaffeten toptan bir araya gelerek كَافَّةً كفف
6 felevla öyle ki eğer فَلَوْلَا -
7 nefera neferleşmezse نَفَرَ نفر
8 min مِنْ -
9 kulli herbir كُلِّ كلل
10 firkatin fırkadan فِرْقَةٍ فرق
11 minhum onlardan مِنْهُمْ -
12 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
13 liyetefekkahu fıkıh etmeleri için لِيَتَفَقَّهُوا فقه
14 fi فِي -
15 d-dini dinde الدِّينِ دين
16 veliyunziru ve uyarmaları için وَلِيُنْذِرُوا نذر
17 kavmehum kavimlerini قَوْمَهُمْ قوم
18 iza إِذَا -
19 raceu geri döndükleri zaman رَجَعُوا رجع
20 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ -
21 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ -
22 yehzerune hazırlanırlar يَحْذَرُونَ حذر

Notlar

Not 1

*Gruptan.**Yüce Allah'ın gerçek dini olan İslâm'ı yani Kur'an'ı fıkıh ederek anlamaları, kavramaları.***Kavimlerini Kur'an ile uyarmaları.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tayfa Kavram 719

719 Belirli bir işi yapmak için bir araya gelmiş olan grup. Askeri birlik, bir işi yapan işçiler vb.

Neferleşmek Kavram 763

763 Yüce Allah yolunda askerler olmak, erler olmak, hareketlenmek, koşuşturmak, acele etmek.

Fıkıh Kavram 770

770 Anlamak, kavramak, iç yüzünü anlamak, anlayış, bilincine varmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

1419|10|57|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدْ جَآءَتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَآءٌ لِّمَا فِى ٱلصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1419|10|57|يايها الناس قد جاتكم موعظه من ربكم وشفا لما في الصدور وهدي ورحمه للمومنين

Latin Literal

57. Yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev’ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere bir vaaz653 Rabbinizden4; ve bir şifa gönüllerdekine*; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet271 müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

57 You, you the people, a sermon/advice/warning had come to you from your Lord, and a cure/recovery to what (is) in the chests (innermosts), and guidance, and mercy to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
3 kad muhakkak قَدْ -
4 ca'etkum geldi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا
5 mev'izetun bir vaaz مَوْعِظَةٌ وعظ
6 min مِنْ -
7 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
8 ve şifa'un ve bir şifa وَشِفَاءٌ شفي
9 lima لِمَا -
10 fi فِي -
11 s-suduri gönüllerdekine الصُّدُورِ صدر
12 ve huden ve doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي
13 ve rahmetun ve rahmet وَرَحْمَةٌ رحم
14 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Kalplere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

10. Yunus Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

1449|10|87|وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَن تَبَوَّءَا لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتًا وَٱجْعَلُوا۟ بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Latin Literal

87. Ve evhaynâ ilâ mûsâ ve ahîhi en tebevveâ li kavmikumâ bi mısra buyûten vec’alû buyûtekum kıbleten ve akîmus sâlah(sâlate), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettik603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble14; ve ikame edin salâtı5; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We inspired/transmitted to Moses and his brother that you (B) reside/establish houses/homes to your (B)’s nation by a city/border/region/Egypt, and make your houses/homes direction, and keep up the prayers, and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
2 ila إِلَىٰ -
3 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
4 ve ehihi ve kardeşine وَأَخِيهِ اخو
5 en ki أَنْ -
6 tebevva yerleşim yeri edinin ikiniz تَبَوَّا بوا
7 likavmikuma kavminiz için لِقَوْمِكُمَا قوم
8 bimisra şehirde بِمِصْرَ مصر
9 buyuten evler بُيُوتًا بيت
10 vec'alu ve yapın وَاجْعَلُوا جعل
11 buyutekum evlerinizi بُيُوتَكُمْ بيت
12 kibleten bir kıble قِبْلَةً قبل
13 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
14 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

10. Yunus Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

1461|10|99|وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ لَءَامَنَ مَن فِى ٱلْأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنتَ تُكْرِهُ ٱلنَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُوا۟ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1461|10|99|ولو شا ربك لامن من في الارض كلهم جميعا افانت تكره الناس حتي يكونوا مومنين

Latin Literal

99. Ve lev şâe rabbuke le âmene men fîl ardı kulluhum cemîâ(cemîân), e fe ente tukrihun nâse hattâ yekûnu mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Velev/şayet dileseydi (senin) Rabbin4; mutlak iman47 ederdi yerdeki kimseler; hepsi onların topluca; öyleyse sen mi zorlarsın* insanları ta ki olurlar müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

99 And if your Lord wanted/willed who is in the earth/Planet Earth all of them, all/all together would have believed (E), so do you compel/force the people until they be believers/believing?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/şayet وَلَوْ -
2 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
4 lamene mutlak iman ederdi لَامَنَ امن
5 men kimseler مَنْ -
6 fi فِي -
7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض
8 kulluhum hepsi onların كُلُّهُمْ كلل
9 cemian topluca جَمِيعًا جمع
10 efeente öyleyse sen mi أَفَأَنْتَ -
11 tukrihu zorlarsın تُكْرِهُ كره
12 n-nase insanları النَّاسَ نوس
13 hatta ta ki حَتَّىٰ -
14 yekunu olurlar يَكُونُوا كون
15 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Zorlayarak tiksindirmek. İstemedikleri halde insanları imana zorlamak.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

10. Yunus Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1465|10|103|ثُمَّ نُنَجِّى رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كَذَٰلِكَ حَقًّا عَلَيْنَا نُنجِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1465|10|103|ثم ننجي رسلنا والذين امنوا كذلك حقا علينا ننج المومنين

Latin Literal

103. Summe nuneccî rusulenâ vellezîne âmenû kezâlik(kezâlike), hakkan aleynâ nuncil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Sonra kurtarırız resûllerimizi418 ve iman47 etmiş kimseleri; işte böyledir; bir haktır/gerçektir üzerimize (ki) kurtarırız müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

103 Then We save/rescue Our messengers and those who believed, as/like that truthfully on Us We save/rescue the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 nunecci kurtarırız نُنَجِّي نجو
3 rusulena resullerimizi رُسُلَنَا رسل
4 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
5 amenu iman etmiş امَنُوا امن
6 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
7 hakkan bir haktır/gerçektir حَقًّا حقق
8 aleyna üzerimize (ki) عَلَيْنَا -
9 nunci kurtarırız نُنْجِ نجو
10 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

10. Yunus Suresi

Ayet 104

Arapça Metin (Harekeli)

1466|10|104|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِن كُنتُمْ فِى شَكٍّ مِّن دِينِى فَلَآ أَعْبُدُ ٱلَّذِينَ تَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِنْ أَعْبُدُ ٱللَّهَ ٱلَّذِى يَتَوَفَّىٰكُمْ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1466|10|104|قل يايها الناس ان كنتم في شك من ديني فلا اعبد الذين تعبدون من دون الله ولكن اعبد الله الذي يتوفيكم وامرت ان اكون من المومنين

Latin Literal

104. Kul yâ eyyuhen nâsu in kuntum fî şekkin min dînî,fe lâ a’budullezîne ta’budûne min dûnillâhi, ve lâkin a’budullâhellezî yeteveffâkum, ve umirtu en ekûne minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey insanlar! Eğer olduysanız bir kuşkuda dinimden437; öyle ki kulluk46 etmem kimselere (ki) kulluk46 edersiniz Allah’ın astından; velakin/fakat kulluk46 ederim Allah'a; vefat ettirene sizleri; ve emrolundum ki olurum müminlerden27."

Ahmed Samira Çevirisi

104 Say: "You, you the people, if you were in doubt/suspicion of/from my religion, so I do not worship those whom you worship from other than God, and but I worship God who makes you die, and I was ordered/commanded that I be from the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
4 in eğer إِنْ -
5 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
6 fi فِي -
7 şekkin bir kuşkuda شَكٍّ شكك
8 min مِنْ -
9 dini dinimden دِينِي دين
10 fela öyle ki فَلَا -
11 ea'budu kulluk etmem أَعْبُدُ عبد
12 ellezine kimselere (ki) الَّذِينَ -
13 tea'budune kulluk edersiniz تَعْبُدُونَ عبد
14 min مِنْ -
15 duni astından دُونِ دون
16 llahi Allah’ın اللَّهِ -
17 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
18 ea'budu kulluk ederim أَعْبُدُ عبد
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 llezi الَّذِي -
21 yeteveffakum vefat ettirene sizleri يَتَوَفَّاكُمْ وفي
22 ve umirtu ve emrolundum وَأُمِرْتُ امر
23 en ki أَنْ -
24 ekune olurum أَكُونَ كون
25 mine مِنَ -
26 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Allah'ın dini. Kavram 437

437 İslam. Sadece kutsal kitaplara teslim olma. Kutsal kitaplar haricinde dinde kaynak kabul etmemek. Kutsal kitaplarda ne varsa uymak. Kutsal kitapların astından hadis/söylenti kitapları edinmemek. Kur'an'ı terk edilmiş bırakmamak.

11. Hûd Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

1524|11|53|قَالُوا۟ يَٰهُودُ مَا جِئْتَنَا بِبَيِّنَةٍ وَمَا نَحْنُ بِتَارِكِىٓ ءَالِهَتِنَا عَن قَوْلِكَ وَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1524|11|53|قالوا يهود ما جيتنا ببينه وما نحن بتاركي الهتنا عن قولك وما نحن لك بمومنين

Latin Literal

53. Kâlû yâ hûdu mâ ci’tenâ bibeyyinetin ve mâ nahnu bi târikî âlihetinâ an kavlike ve mâ nahnu leke bi muminîn(muminîne).

Türkçe Çeviri

Dediler: "Ey Hûd! Gelmiş değilsin bizlere bir beyanatla620; ve bizler terk edenler değiliz ilâhlarımızı74 * senin sözünden (dolayı); ve bizler değiliz sana mümin27."

Ahmed Samira Çevirisi

53 They said: "You Hood, you did not come to us with an evidence, and we are not with leaving our Gods from/on your saying/opinion and belief and We are not to you with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 ya hudu ey Hûd يَا هُودُ هود
3 ma değilsiin مَا -
4 ci'tena gelmiş bizlere جِئْتَنَا جيا
5 bibeyyinetin bir beyanatla بِبَيِّنَةٍ بين
6 ve ma ve değiliz وَمَا -
7 nehnu bizler نَحْنُ -
8 bitariki terk eder بِتَارِكِي ترك
9 alihetina ilâhlarımızı الِهَتِنَا اله
10 an عَنْ -
11 kavlike senin sözünden (dolayı) قَوْلِكَ قول
12 ve ma ve değiliz وَمَا -
13 nehnu bizler نَحْنُ -
14 leke sana لَكَ -
15 bimu'minine mümin بِمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Sizde ilâhlar. Yüce Allah'ın astından O'nun ilâhlığına ortak edilen sözde ilâhlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

11. Hûd Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

1557|11|86|بَقِيَّتُ ٱللَّهِ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1557|11|86|بقيت الله خير لكم ان كنتم مومنين وما انا عليكم بحفيظ

Latin Literal

86. Bakıyyetullâhi hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne), ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).

Türkçe Çeviri

Bakiyesi* Allah'ın bir hayırdır sizlere eğer olduysanız müminler27; ve değilim ben üzerinize bir hafîz613.

Ahmed Samira Çevirisi

86 God’s remainder/remnant/rest (is) best for you if you were believing, and I am not with a protector/observer on you."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 bekiyyetu bakiyesi بَقِيَّتُ بقي
2 llahi Allah'ın اللَّهِ -
3 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
4 lekum sizlere لَكُمْ -
5 in eğer إِنْ -
6 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
7 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن
8 ve ma ve değilim وَمَا -
9 ena ben أَنَا -
10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
11 bihafizin bir hafîz بِحَفِيظٍ حفظ

Notlar

Not 1

*Geride bıraktığı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

11. Hûd Suresi

Ayet 120

Arapça Metin (Harekeli)

1591|11|120|وَكُلًّا نَّقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِۦ فُؤَادَكَ وَجَآءَكَ فِى هَٰذِهِ ٱلْحَقُّ وَمَوْعِظَةٌ وَذِكْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1591|11|120|وكلا نقص عليك من انبا الرسل ما نثبت به فوادك وجاك في هذه الحق وموعظه وذكري للمومنين

Latin Literal

120. Ve kullen nakussu aleyke min enbâir rusuli mâ nusebbitu bihî fuâdek(fuâdeke) ve câeke fî hâzihil hakku ve mev’ızatun ve zikrâ lil muminîn(muminîne).

Türkçe Çeviri

Ve her birini kıssalaştırırız430 sana haberlerinden resûllerin418; sabitleriz onunla* fuâdını915; ve geldi sana bunda** bir hak/gerçek; ve bir vaaz653; ve bir zikir78 müminler27 için.

Ahmed Samira Çevirisi

120 And all (every thing) We narrate/inform on (to) you from the messengers’ information/news, what We strengthen with it your heart , and in this came to you the truth and a sermon/advise/warning, and a153remembrance/reminder to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kullen ve her birini وَكُلًّا كلل
2 nekussu kıssalaştırırız نَقُصُّ قصص
3 aleyke sana عَلَيْكَ -
4 min مِنْ -
5 enba'i haberlerinden أَنْبَاءِ نبا
6 r-rusuli resullerin الرُّسُلِ رسل
7 ma olan مَا -
8 nusebbitu sabitleler نُثَبِّتُ ثبت
9 bihi onunla بِهِ -
10 fu'adeke fuâdını فُؤَادَكَ فاد
11 ve ca'eke ve geldi sana وَجَاءَكَ جيا
12 fi فِي -
13 hazihi bunda هَٰذِهِ -
14 l-hakku bir hak/gerçek الْحَقُّ حقق
15 ve mev'izetun ve bir vaaz وَمَوْعِظَةٌ وعظ
16 ve zikra ve bir zikir وَذِكْرَىٰ ذكر
17 lilmu'minine müminler için لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*O kıssa sana ayaklarının daha sabit basmasını sağlar. **Kur'an'da.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kıssa Kavram 430

430 Anlatı, öykü.

vaaz Kavram 653

653 Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.

12. Yusuf Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1697|12|103|وَمَآ أَكْثَرُ ٱلنَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1697|12|103|وما اكثر الناس ولو حرصت بمومنين

Latin Literal

103. Ve mâ ekserun nâsi ve lev haraste bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve değildir insanların ekserisi/çoğu -şayet arzuladıysan* (da)- müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

103 And most of the people are not with believing, and even if you held onto stingily and desired strongly (were careful).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 ekseru ekserisi/çoğu أَكْثَرُ كثر
3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
4 velev şayet وَلَوْ -
5 haraste arzuladıysan da حَرَصْتَ حرص
6 bimu'minine müminler بِمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Sen arzuladıysan da, istediysen de.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

14. İbrahim Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1759|14|11|قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَمُنُّ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ وَمَا كَانَ لَنَآ أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَٰنٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1759|14|11|قالت لهم رسلهم ان نحن الا بشر مثلكم ولكن الله يمن علي من يشا من عباده وما كان لنا ان ناتيكم بسلطن الا باذن الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Latin Literal

11. Kâlet lehum rusuluhum in nahnu illâ beşerun mislukum ve lâkinnallâhe yemunnu alâ men yeşâu min ibâdih(ibâdihî), ve mâ kâne lenâ en ne’tiyekum bi sultânin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).

Türkçe Çeviri

Dedi onlara resûlleri418: "Değiliz bizler bir beşer432 dışında sizin misaliniz870; velakin/fakat Allah minnet982 eder kullarından dilediği kimseye karşı; ve olmuş değildir bizlere983 ki geliriz sizlere bir sultânla660 (ki) Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

11 Their messengers said to them: "That we are except humans similar/equal to you, and but God blesses on whom He wills/wants from His worshippers/slaves, and (it) was not for us that we come to you with a proof/evidence , except with God’s permission , and on God so should the believers rely/depend ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalet dedi قَالَتْ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 rusuluhum resûlleri رُسُلُهُمْ رسل
4 in değiliz إِنْ -
5 nehnu bizler نَحْنُ -
6 illa dışında إِلَّا -
7 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر
8 mislukum sizin misliniz مِثْلُكُمْ مثل
9 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 yemunnu minnet eder يَمُنُّ منن
12 ala karşı عَلَىٰ -
13 men kimseye مَنْ -
14 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
15 min مِنْ -
16 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد
17 ve ma ve değildir وَمَا -
18 kane olmuş كَانَ كون
19 lena bizlere لَنَا -
20 en ki أَنْ -
21 ne'tiyekum geliriz sizlere نَأْتِيَكُمْ اتي
22 bisultanin bir sultânla بِسُلْطَانٍ سلط
23 illa dışında إِلَّا -
24 biizni izni بِإِذْنِ اذن
25 llahi Allah'ın اللَّهِ -
26 ve ala ve karşı وَعَلَى -
27 llahi Allah'a اللَّهِ -
28 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل
29 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Sultân, sultân. Kavram 660

660 Yetki, salahiyet, otorite.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

14. İbrahim Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

1789|14|41|رَبَّنَا ٱغْفِرْ لِى وَلِوَٰلِدَىَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ ٱلْحِسَابُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1789|14|41|ربنا اغفر لي ولولدي وللمومنين يوم يقوم الحساب

Latin Literal

41. Rabbenagfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb(hisâbu).

Türkçe Çeviri

"Rabbimiz4! Mağfiret319 et bana*; ve ana/babama; ve müminlere27; gün (ki) kıyam144 olur hesap."

Ahmed Samira Çevirisi

41 Our Lord forgive for me and to my parents and to the believers, (on) the Account Day/Resurrection Day starts .173

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
2 gfir mağfiret et اغْفِرْ غفر
3 li bana لِي -
4 velivalideyye ve ana-babama وَلِوَالِدَيَّ ولد
5 velilmu'minine ve müminlere وَلِلْمُؤْمِنِينَ امن
6 yevme gün يَوْمَ يوم
7 yekumu kıyam olur يَقُومُ قوم
8 l-hisabu hesab الْحِسَابُ حسب

Notlar

Not 1

*İbrahim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

15. Hicr Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1888|15|88|لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِۦٓ أَزْوَٰجًا مِّنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1888|15|88|لا تمدن عينيك الي ما متعنا به ازوجا منهم ولا تحزن عليهم واخفض جناحك للمومنين

Latin Literal

88. Lâ temuddenne ayneyke ilâ mâ metta’nâ bihî ezvâcen minhum ve lâ tahzen aleyhim vahfıd cenâhake lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Uzatma sakın iki gözünü metalandırdığımıza54 doğru kendisiyle (ki) zevcelerdir* onlardan; ve hüzünlenme** onlara; ve indir kanadını*** müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

88 Do not extend/spread your two eyes to what We made spouses/couples from them enjoy with it, and do not be sad/grievous on (for) them, and be lenient/comforting/lower your wing/side (kindness) to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 temuddenne uzatma تَمُدَّنَّ مدد
3 ayneyke iki gözünü عَيْنَيْكَ عين
4 ila doğru إِلَىٰ -
5 ma مَا -
6 mettea'na metalandırdığımıza مَتَّعْنَا متع
7 bihi onunla بِهِ -
8 ezvacen zevcelerdir أَزْوَاجًا زوج
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 ve la ve وَلَا -
11 tehzen hüzünlenme تَحْزَنْ حزن
12 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
13 vehfid ve indir وَاخْفِضْ خفض
14 cenahake kanadını جَنَاحَكَ جنح
15 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Eşlerdir. Çift çift. Katmerli.**Onlara verilen metalar seni hüzünlendirmesin.***Kol kanat ger.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

16. Nahl Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

1996|16|97|مَنْ عَمِلَ صَٰلِحًا مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُۥ حَيَوٰةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُم بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1996|16|97|من عمل صلحا من ذكر او انثي وهو مومن فلنحيينه حيوه طيبه ولنجزينهم اجرهم باحسن ما كانوا يعملون

Latin Literal

97. Men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve mu’minun fe le nuhyiyennehu hayâten tayyibeh(tayyibeten), ve le necziyennehum ecrehum bi ahseni mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Kim yaptı bir sâlihât18 erkekten veya kadından; ve o (ki) bir mümindir27; öyle ki mutlak hayat veririz ona* güzel bir hayat; ve mutlak cezalandırırız63 onları ecirleri (-yle)820; en güzeliyle; yaparlar olduklarına (karşı).

Ahmed Samira Çevirisi

97 Who made/did correct/righteous deeds from a male or a female, and he is believing, so We will make him live a good life , and We will reward them (E) , their reward/wage/fee with (the) best (of) what they making/doing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kim مَنْ -
2 amile yaptı عَمِلَ عمل
3 salihen bir sâlihât صَالِحًا صلح
4 min مِنْ -
5 zekerin erkekten ذَكَرٍ ذكر
6 ev veya أَوْ -
7 unsa kadından أُنْثَىٰ انث
8 vehuve ve o وَهُوَ -
9 mu'minun bir mümindir مُؤْمِنٌ امن
10 felenuhyiyennehu öyle ki mutlak hayat veririz ona فَلَنُحْيِيَنَّهُ حيي
11 hayaten bir hayat حَيَاةً حيي
12 tayyibeten bir güzel طَيِّبَةً طيب
13 velenecziyennehum ve mutlak cezalandırırız onları وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ جزي
14 ecrahum ecirlerini أَجْرَهُمْ اجر
15 biehseni en güzeliyle بِأَحْسَنِ حسن
16 ma مَا -
17 kanu olduklarına كَانُوا كون
18 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*O kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Ceza Kavram 63

63 Karşılık, hak edilen.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

18. Kehf Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

2140|18|2|قَيِّمًا لِّيُنذِرَ بَأْسًا شَدِيدًا مِّن لَّدُنْهُ وَيُبَشِّرَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٱلَّذِينَ يَعْمَلُونَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا حَسَنًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2140|18|2|قيما لينذر باسا شديدا من لدنه ويبشر المومنين الذين يعملون الصلحت ان لهم اجرا حسنا

Latin Literal

2. Kayyimen li yunzire be’sen şedîden min ledunhu ve yubeşşirel mu’minînellezîne ya’melûnes sâlihâti enne lehum ecren hasenâ(hasenen).

Türkçe Çeviri

Kıyamdadır143; uyarması içindir onun (Allah'ın) katından/indinden şiddetli bir perişanlığı/bir kaygıyı; ve müjdeler müminleri27; sâlihât18 yapan kimseleri; ki onlaradır güzel bir ecir.

Ahmed Samira Çevirisi

2 A straight/valuable (Book) to warn/give notice (of) a severe power/might from at Him, and (it) announces good news (to) the believers those who make/do the correct/righteous deeds , that (E) for them (is a) good/beautiful reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kayyimen dosdoğru ayakta قَيِّمًا قوم
2 liyunzira uyarması için لِيُنْذِرَ نذر
3 be'sen bir perişanlığı/bir üzüntüyü/bir kaygıyı بَأْسًا باس
4 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد
5 min مِنْ -
6 ledunhu katından/indinden لَدُنْهُ لدن
7 ve yubeşşira ve müjdeler وَيُبَشِّرَ بشر
8 l-mu'minine müminleri/itimat edenleri/emin olanları الْمُؤْمِنِينَ امن
9 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
10 yea'melune yapan يَعْمَلُونَ عمل
11 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح
12 enne ki أَنَّ -
13 lehum onlaradır لَهُمْ -
14 ecran bir ecir/bir karşılık. أَجْرًا اجر
15 hasenen güzel حَسَنًا حسن

Notlar

Not

Kur’an âlemler için bir zikir yani bir hatırlatmadır. Kur’an “kayyimen” olmuştur. Yani dimdik, dosdoğru ayaktadır. Kur’an insanları uyarmaktadır. Perişanlık, üzüntü ve kaygı verecek olan bir günün geleceği konusunda âlemleri uyarmaktadır. Evrenimiz yaratılmadan önce hiperuzay ('hyper-dimensional bulk') denilen bir yerde yüce Allah’ımızla bilinçlerimiz arasında bir antlaşma yapıldı. Hiperuzay Kur’an’da arş olarak geçer. Evreni de içine alan bir kavramdır. Antlaşmanın özü şuydu; şeytanın adımlarını takip etmemek, yüce Allah’ın ilahlığına teslim olmak, onun astından asla ilahlar edinmemek, erdemli olmak, güzel ve barışa yönelik faaliyetlerde bulunmak ve yargılama gününün geleceği konusunda bilgili olmak. İşte Kur’an bu antlaşmayı hatırlatır bizlere. Bu antlaşmayı bozanlara yüce Allah katında bir azap vardır. Antlaşmaya sadık kalanlarsa bu sınavda başarılı olurlar. Bu sınavda başarılı olan müminlere yani delillerle iman etmiş ve şirke girmemiş olan kimselere güzel bir karşılık verileceği müjde olarak bildirilmektedir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

24. Nûr Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

2819|24|30|قُل لِّلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا۟ مِنْ أَبْصَٰرِهِمْ وَيَحْفَظُوا۟ فُرُوجَهُمْ ذَٰلِكَ أَزْكَىٰ لَهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرٌۢ بِمَا يَصْنَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2819|24|30|قل للمومنين يغضوا من ابصرهم ويحفظوا فروجهم ذلك ازكي لهم ان الله خبير بما يصنعون

Latin Literal

30. Kul lil mu’minîne yaguddû min ebsârihim ve yahfezû furûcehum, zâlike ezkâ lehum, innellâhe habîrun bimâ yasneûn(yasneûne).

Türkçe Çeviri

Mümin27 erkeklere de ki "Alçaltsınlar* bakışlarından ve muhafaza** etsinler fürûclarını110"; işte bu; daha saftır onlara; doğrusu Allah bir Habîr’dir466 ürettiklerine.

Ahmed Samira Çevirisi

30 Say to the believers (to) lower/humble from their eye sights , and they protect/safe keep from their genital parts between their legs, that is more pure/correct for them, that God (is) expert/experienced with what they make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 lilmu'minine mümin erkeklere لِلْمُؤْمِنِينَ امن
3 yeguddu alçaltsınlar يَغُضُّوا غضض
4 min مِنْ -
5 ebsarihim bakışlarından أَبْصَارِهِمْ بصر
6 ve yehfezu ve muhafaza etsinler وَيَحْفَظُوا حفظ
7 furucehum fürûclarını فُرُوجَهُمْ فرج
8 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
9 ezka daha saftır أَزْكَىٰ زكو
10 lehum onlara لَهُمْ -
11 inne şüphesiz إِنَّ -
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 habirun bir Habîr’dir خَبِيرٌ خبر
14 bima şeyleri بِمَا -
15 yesneune ürettiklerine يَصْنَعُونَ صنع

Notlar

Not 1

*İndirmek, azaltmak, küçültmek. Şehvetle bakmamak.**Korusunlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

24. Nûr Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

2820|24|31|وَقُل لِّلْمُؤْمِنَٰتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَٰرِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ ءَابَآئِهِنَّ أَوْ ءَابَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَآئِهِنَّ أَوْ أَبْنَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ أَخَوَٰتِهِنَّ أَوْ نِسَآئِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُنَّ أَوِ ٱلتَّٰبِعِينَ غَيْرِ أُو۟لِى ٱلْإِرْبَةِ مِنَ ٱلرِّجَالِ أَوِ ٱلطِّفْلِ ٱلَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا۟ عَلَىٰ عَوْرَٰتِ ٱلنِّسَآءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِن زِينَتِهِنَّ وَتُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَ ٱلْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2820|24|31|وقل للمومنت يغضضن من ابصرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن الا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن علي جيوبهن ولا يبدين زينتهن الا لبعولتهن او ابايهن او ابا بعولتهن او ابنايهن او ابنا بعولتهن او اخونهن او بني اخونهن او بني اخوتهن او نسايهن او ما ملكت ايمنهن او التبعين غير اولي الاربه من الرجال او الطفل الذين لم يظهروا علي عورت النسا ولا يضربن بارجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا الي الله جميعا ايه المومنون لعلكم تفلحون

Latin Literal

31. Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 kadınlara de ki "Alçaltsınlar* bakışlarından; ve muhafaza etsinler fürûclarını110; ve sergilemesinler** kendilerinin ziynetini854; dışındadır göründüğü ondan***; ve vursunlar örtülerini koyunlarının855 üstüne; ve sergilemesinler** kendilerinin ziynetini854 (ki) dışındadır kocaları ya da babaları ya da kocalarının babaları ya da oğulları ya da kocalarının oğulları ya da erkek kardeşleri ya da erkek kardeşlerinin oğulları ya da kız kardeşlerinin oğulları ya da kendi kadınları ya da sağ ellerinin malik olduğu77 yahut tabiler**** (ki) olmaksızın sahipleri maharet/beceri erkeklerden yahut tıfıl***** kimseler (ki) asla algılamazlar kadınların avratlarına******* karşı; ve vurmasınlar******** ayaklarını bildirmek için hafiyelik****** ettiklerini kendilerinin ziynetinden854"; ve tevbe33 edin Allah'a karşı topluca ey müminler27! Belki sizler felaha326 ulaşırsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

31 And say to the believers they (F) lower/humble from their eye sights, and they (F) protect/safe keep from their genital parts between their legs, and they do not show their decoration/beauty except what appeared/is visible from it, and they hold in place/sew (E) with their head covers/covers on their collar opening in clothes/chests , and they do not show their decoration/beauty except to their husbands, or their fathers, or their husband’s fathers (fathers in-law), or their sons, or their husband’s sons (step- sons), or their brothers, or their brother’s sons (nephews), or their sisters’ sons (nephews), or their women, or what their right (hands) owned/possessed (i.e. care-giers under contract), or the followers/servants (those) not (owners) of need/desire/intelligence and resourcefulness (without a sexual drive) from the men or the child/children (the very old or very young), those who did not see and know of on the women’s shameful genital parts , and they (F) do not beat/strike with their (F) feet to be known what they (F) hide from their decoration/beauty , and repent to God all together , oh you the believers, maybe/perhaps you succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kul ve de ki وَقُلْ قول
2 lilmu'minati mümin kadınlara لِلْمُؤْمِنَاتِ امن
3 yegdudne alçaltsınlar يَغْضُضْنَ غضض
4 min مِنْ -
5 ebsarihinne bakışlarından أَبْصَارِهِنَّ بصر
6 ve yehfezne ve muhafaza etsinler وَيَحْفَظْنَ حفظ
7 furucehunne fürûclarını فُرُوجَهُنَّ فرج
8 ve la ve وَلَا -
9 yubdine sergilemesinler يُبْدِينَ بدو
10 zinetehunne kendilerinin ziynetini زِينَتَهُنَّ زين
11 illa dışındadır إِلَّا -
12 ma مَا -
13 zehera göründüğü ظَهَرَ ظهر
14 minha ondan مِنْهَا -
15 velyedribne ve vursunlar وَلْيَضْرِبْنَ ضرب
16 bihumurihinne örtülerini بِخُمُرِهِنَّ خمر
17 ala üstüne عَلَىٰ -
18 cuyubihinne koyunlarının جُيُوبِهِنَّ جيب
19 ve la ve وَلَا -
20 yubdine sergilemesinler يُبْدِينَ بدو
21 zinetehunne kendilerinin ziynetini زِينَتَهُنَّ زين
22 illa dışındadır إِلَّا -
23 libuuletihinne kocaları لِبُعُولَتِهِنَّ بعل
24 ev ya da أَوْ -
25 abaihinne babaları ابَائِهِنَّ ابو
26 ev ya da أَوْ -
27 aba'i babaları ابَاءِ ابو
28 buuletihinne kocalarının بُعُولَتِهِنَّ بعل
29 ev ya da أَوْ -
30 ebnaihinne oğulları أَبْنَائِهِنَّ بني
31 ev ya da أَوْ -
32 ebna'i oğulları أَبْنَاءِ بني
33 buuletihinne kocalarının بُعُولَتِهِنَّ بعل
34 ev ya da أَوْ -
35 ihvanihinne erkek kardeşleri إِخْوَانِهِنَّ اخو
36 ev ya da أَوْ -
37 beni oğulları بَنِي بني
38 ihvanihinne erkek kardeşlerinin إِخْوَانِهِنَّ اخو
39 ev ya da أَوْ -
40 beni oğulları بَنِي بني
41 ehavatihinne kızkardeşlerinin أَخَوَاتِهِنَّ اخو
42 ev ya da أَوْ -
43 nisaihinne kendi kadınları نِسَائِهِنَّ نسو
44 ev ya da أَوْ -
45 ma مَا -
46 meleket malik olduğu مَلَكَتْ ملك
47 eymanuhunne sağ ellerinin أَيْمَانُهُنَّ يمن
48 evi yahut أَوِ -
49 t-tabiiyne tabiler التَّابِعِينَ تبع
50 gayri olmaksızın غَيْرِ غير
51 uli sahipleri أُولِي اول
52 l-irbeti maharet/beceri الْإِرْبَةِ ارب
53 mine مِنَ -
54 r-ricali erkekleden الرِّجَالِ رجل
55 evi yahut أَوِ -
56 t-tifli tıfıl الطِّفْلِ طفل
57 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
58 lem asla لَمْ -
59 yezheru algılamazlar يَظْهَرُوا ظهر
60 ala karşı عَلَىٰ -
61 avrati avrat yerlerine عَوْرَاتِ عور
62 n-nisa'i kadınların النِّسَاءِ نسو
63 ve la ve وَلَا -
64 yedribne vurmasınlar يَضْرِبْنَ ضرب
65 bierculihinne ayaklarını بِأَرْجُلِهِنَّ رجل
66 liyua'leme bildirmek için لِيُعْلَمَ علم
67 ma مَا -
68 yuhfine hafiyelik ettiklerini يُخْفِينَ خفي
69 min مِنْ -
70 zinetihinne kendilerinin ziynetinden زِينَتِهِنَّ زين
71 ve tubu ve tevbe edin وَتُوبُوا توب
72 ila karşı إِلَى -
73 llahi Allah'a اللَّهِ -
74 cemian topluca جَمِيعًا جمع
75 eyyuhe ey أَيُّهَ -
76 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
77 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
78 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح

Notlar

Not 1

*İndirmek, azaltmak, küçültmek. Şehvetle bakmamak.**Göstermek, sergilemek, kanıtlamak, açığa vurmak, beyan etmek, açıkça ilan etmek.***Ziynetten.****Kadına tabi olanlar yani hizmetçi erkekler.*****Erkek çocuk.******Gizlediklerini.*******Cinsel organ organlar.********Anlarız ki ayakların yere vurulmasıyla ziynetten gizlenen bazı şeyler hareket etmelidir. Memenin sallanarak

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

26. Şuarâ Suresi

Ayet 114

Arapça Metin (Harekeli)

3044|26|114|وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3044|26|114|وما انا بطارد المومنين

Latin Literal

114. Ve mâ ene bi târidil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

"Ve ben müminleri27 kovan/uzaklaştıran değilim."

Ahmed Samira Çevirisi

114 And I am not with expelling/forcing out the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değilim وَمَا -
2 ena ben أَنَا -
3 bitaridi kovan/uzaklaştıran بِطَارِدِ طرد
4 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

26. Şuarâ Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

3048|26|118|فَٱفْتَحْ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3048|26|118|فافتح بيني وبينهم فتحا ونجني ومن معي من المومنين

Latin Literal

118. Feftah beynî ve beynehum fethan ve neccinî ve men maiye minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Aç/arala benim aramla ve onların arasını bir açış (-la)/bir aralama (-yla); ve kurtar beni ve benimle birlikte (olan) müminlerden27 kimseyi.

Ahmed Samira Çevirisi

118 So judge/open between me and between them (between me and them) an opening/victory, and save/rescue me and who (is) with me from the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fefteh aç/arala فَافْتَحْ فتح
2 beyni benim aramla بَيْنِي بين
3 ve beynehum ve onların arasını وَبَيْنَهُمْ بين
4 fethen bir açış (-la)/bir aralama (-yla) فَتْحًا فتح
5 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو
6 ve men ve kimseyi وَمَنْ -
7 meiye benimle birlikte مَعِيَ -
8 mine مِنَ -
9 l-mu'minine müminlereden الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 6

Arapça Metin (Harekeli)

3537|33|6|ٱلنَّبِىُّ أَوْلَىٰ بِٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمْ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفْعَلُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَٰلِكَ فِى ٱلْكِتَٰبِ مَسْطُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Latin Literal

6. En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).

Türkçe Çeviri

Nebi132* daha velidir28 müminlere27 kendi nefislerinden201; ve eşleri onun*anneleridir717 onların** ve rahimler715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden27 ve muhâcirlerden716; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize28 bir marufu291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Ahmed Samira Çevirisi

6 The prophet (is) more worthy/deserving with the believers than them selves, and His wives (are) their mothers, and (those) of the relations some of them (are) more worthy/deserving with some in God’s Book/judgment than the believers and the emigrants, except that (E) you make/do to your allies/friends kindness/goodness , that was in The Book written/inscribed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 en-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
2 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
3 bil-mu'minine müminlere بِالْمُؤْمِنِينَ امن
4 min مِنْ -
5 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس
6 ve ezvacuhu ve eşleri onun وَأَزْوَاجُهُ زوج
7 ummehatuhum anneleridir onların أُمَّهَاتُهُمْ امم
8 ve ulu ve sahipleri وَأُولُو اول
9 l-erhami rahimler الْأَرْحَامِ رحم
10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
11 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي
12 bibea'din bir kısma بِبَعْضٍ بعض
13 fi فِي -
14 kitabi kitabında كِتَابِ كتب
15 llahi Allah'ın اللَّهِ -
16 mine مِنَ -
17 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmuhacirine ve muhacirlerden وَالْمُهَاجِرِينَ هجر
19 illa dışındadır إِلَّا -
20 en ki أَنْ -
21 tef'alu faaliyete geçirirsiniz تَفْعَلُوا فعل
22 ila إِلَىٰ -
23 evliyaikum velilerinize أَوْلِيَائِكُمْ ولي
24 mea'rufen bir marufu مَعْرُوفًا عرف
25 kane oldu كَانَ كون
26 zalike bu ذَٰلِكَ -
27 fi فِي -
28 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب
29 mesturan satırlanmış مَسْطُورًا سطر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Müminlerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Rahimler sahipleri. Kavram 715

715 Ortak bir kadın rahmine bağlantılı olan kimseler. Bir kadının rahminden doğan erkek ve kadınlar sülaleyi oluşturur. Tüm akrabaları oluşturur. Bir kişi rahimler bağlantısıyla babasını doğuran rahme ve annesi üzerinden annesini doğuran rahme bağlantılıdır.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

3542|33|11|هُنَالِكَ ٱبْتُلِىَ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا۟ زِلْزَالًا شَدِيدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3542|33|11|هنالك ابتلي المومنون وزلزلوا زلزالا شديدا

Latin Literal

11. Hunâlikebtuliyel mu’minûne ve zulzilû zilzâlen şedîdâ(şedîden).

Türkçe Çeviri

İşte orada/o anda belalandırıldı256 müminler27; ve sarsıldılar şiddetli bir sarsıntı (-yla).

Ahmed Samira Çevirisi

11 At that place and time the believers were tested, and they were shaken/trembled a strong (severe) shake/tremble.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 hunalike işte orada/o anda هُنَالِكَ -
2 btuliye belalandırıldı ابْتُلِيَ بلو
3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
4 ve zulzilu ve sarsıldılar وَزُلْزِلُوا زلزل
5 zilzalen bir sarsıntı (-yla) زِلْزَالًا زلزل
6 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Bela Kavram 256

256 Test, deneme amaçlı Yüce Allah katından gelen sıkıntı, felaket, bela, zor bir durum.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 22

Arapça Metin (Harekeli)

3553|33|22|وَلَمَّا رَءَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلْأَحْزَابَ قَالُوا۟ هَٰذَا مَا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَصَدَقَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَمَا زَادَهُمْ إِلَّآ إِيمَٰنًا وَتَسْلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3553|33|22|ولما را المومنون الاحزاب قالوا هذا ما وعدنا الله ورسوله وصدق الله ورسوله وما زادهم الا ايمنا وتسليما

Latin Literal

22. Ve lemmâ real mu’minûnel ahzâbe kâlû hâzâ mâ vaadenallâhu ve resûluhu ve sadakallâhu ve resûluhu ve mâ zâdehum illâ îmânen ve teslîmâ(teslîmen).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki gördüler* müminler27 birlikleri**; dediler: "Bu vaat ettiğidir bizlere Allah'ın ve resûlünün700; ve doğru söylemiş Allah ve resûlü700"; ve ziyade etmiş değildi (bu) onlara bir iman47 ve bir teslimiyet dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

22 And when the believers saw/understood the groups/parties, they said: "That (is) what God promised us and His messenger, and God was/is truthful and His messenger." And (it) did not increase them except belief and submission/surrender.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 raa gördü رَأَى راي
3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن
4 l-ehzabe birlikleri الْأَحْزَابَ حزب
5 kalu dediler قَالُوا قول
6 haza bu هَٰذَا -
7 ma مَا -
8 veadena vaat ettiğidir bizlere وَعَدَنَا وعد
9 llahu Allah'ın اللَّهُ -
10 ve rasuluhu ve resulünün وَرَسُولُهُ رسل
11 ve sadeka ve doğru söyledi وَصَدَقَ صدق
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
14 ve ma ve değildi وَمَا -
15 zadehum ziyade etmiş onlara زَادَهُمْ زيد
16 illa dışında إِلَّا -
17 imanen bir imanı إِيمَانًا امن
18 ve teslimen ve bir teslimiyeti وَتَسْلِيمًا سلم

Notlar

Not 1

*Düşman birlikleri gidiyorlar, geri çekiliyorlar.**Düşman birlikleri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

3554|33|23|مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا۟ مَا عَٰهَدُوا۟ ٱللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَىٰ نَحْبَهُۥ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا۟ تَبْدِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3554|33|23|من المومنين رجال صدقوا ما عهدوا الله عليه فمنهم من قضي نحبه ومنهم من ينتظر وما بدلوا تبديلا

Latin Literal

23. Minel mu’minîne ricâlun sadakû mâ âhedûllahe aleyh(aleyhi), fe minhum men kadâ nahbehu ve minhum men yentezırû ve mâ beddelû tebdîlâ(tebdîlan).

Türkçe Çeviri

Müminlerdendir27 adamlar (ki) sâdık182 kaldılar ahit verdiklerine Allah'a onun* üzerine; öyle ki onlardan** kimi tamamladı adağını***; ve onlardan kimi gözetlerler/bakarlar****; ve değiştirmiş değildiler bir değişmeyi.

Ahmed Samira Çevirisi

23 From the believers (are) men, they were truthful (on) what they promised God on it, so from them who accomplished/carried out His vow or duty upon himself , and from them who awaits/watches , and they did not change exchange/change .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 mine مِنَ -
2 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
3 ricalun adamlar رِجَالٌ رجل
4 sadeku sadık oldular صَدَقُوا صدق
5 ma مَا -
6 aahedu ahit verdiklerine عَاهَدُوا عهد
7 llahe Allah اللَّهَ -
8 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ -
9 fe minhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ -
10 men kimi مَنْ -
11 kada tamamladı قَضَىٰ قضي
12 nehbehu adağını نَحْبَهُ نحب
13 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
14 men kimi مَنْ -
15 yenteziru bakarlar يَنْتَظِرُ نظر
16 ve ma ve değildi وَمَا -
17 beddelu değişmişler بَدَّلُوا بدل
18 tebdilen bir değişme تَبْدِيلًا بدل

Notlar

Not 1

*Allah yolunda katledilmeyi/katletmeyi.**Müminlerden.***Vaat ettiği Allah yolunda gerekirse katledilmeyi/katletmeyi.****Tamamlamaya bakarlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

3556|33|25|وَرَدَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا۟ خَيْرًا وَكَفَى ٱللَّهُ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٱلْقِتَالَ وَكَانَ ٱللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3556|33|25|ورد الله الذين كفروا بغيظهم لم ينالوا خيرا وكفي الله المومنين القتال وكان الله قويا عزيزا

Latin Literal

25. Ve reddallâhullezîne keferû bi gayzıhim lem yenâlû hayrâ(hayran), ve kefallâhul mu’minînel kıtâl, ve kânallâhu kaviyyen azîzâ(azîzen).

Türkçe Çeviri

Ve reddetti Allah kâfirlik25 etmiş kimseleri gazaplarıyla*; asla ulaşamazlar bir hayra; ve kâfi geldi/yetti Allah müminlere27 katletmede/katledilmede35; ve oldı Allah bir Kaviyy72; bir Azîz37.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And God returned those who disbelieved with their anger/rage, they did not obtain goodness , and God stopped/prevented the believers (from) the fighting/killing, and God was/is powerful/strong, glorious/mighty 300

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve radde ve reddetti وَرَدَّ ردد
2 llahu Allah اللَّهُ -
3 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
5 bigayzihim öfkeleriyle بِغَيْظِهِمْ غيظ
6 lem asla لَمْ -
7 yenalu ulaşamazlar يَنَالُوا نيل
8 hayran bir hayra خَيْرًا خير
9 ve kefa ve kâfî geldi/yetti وَكَفَى كفي
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
12 l-kitale katletmede/katledilmede الْقِتَالَ قتل
13 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 kaviyyen bir Kaviyy قَوِيًّا قوي
16 azizen bir Azîz عَزِيزًا عزز

Notlar

Not 1

*Öfkeleriyle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Kaviyy Kavram 72

72 Kuvvetli.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

3566|33|35|إِنَّ ٱلْمُسْلِمِينَ وَٱلْمُسْلِمَٰتِ وَٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَٱلْقَٰنِتِينَ وَٱلْقَٰنِتَٰتِ وَٱلصَّٰدِقِينَ وَٱلصَّٰدِقَٰتِ وَٱلصَّٰبِرِينَ وَٱلصَّٰبِرَٰتِ وَٱلْخَٰشِعِينَ وَٱلْخَٰشِعَٰتِ وَٱلْمُتَصَدِّقِينَ وَٱلْمُتَصَدِّقَٰتِ وَٱلصَّٰٓئِمِينَ وَٱلصَّٰٓئِمَٰتِ وَٱلْحَٰفِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَٱلْحَٰفِظَٰتِ وَٱلذَّٰكِرِينَ ٱللَّهَ كَثِيرًا وَٱلذَّٰكِرَٰتِ أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3566|33|35|ان المسلمين والمسلمت والمومنين والمومنت والقنتين والقنتت والصدقين والصدقت والصبرين والصبرت والخشعين والخشعت والمتصدقين والمتصدقت والصيمين والصيمت والحفظين فروجهم والحفظت والذكرين الله كثيرا والذكرت اعد الله لهم مغفره واجرا عظيما

Latin Literal

35. İnnel muslimîne vel muslimâti vel mu’minîne vel mu’minâti vel kânitîne vel kânitâti ves sâdikîne ves sâdikâti ves sâbirîne ves sâbirâti vel hâşiîne vel hâşiâti vel mutesaddikîne vel mutesaddikâti ves sâimîne ves sâimâti vel hâfızîne furûcehum vel hâfızâti vez zâkirînallâhe kesîren vez zâkirâti eaddallâhu lehum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Doğrusu müslim45 (erkekler) ve müslim45 (kadınlar); ve mümin27 (erkekler) ve mümin27 (kadınlar); ve kanaat eden (erkekler) ve kanaat eden (kadınlar); ve sâdık182 (erkekler) ve sâdık182 (kadınlar); ve sabreden51 (erkekler) ve sabreden51 (kadınlar); haşyet53 duyan (erkekler) ve haşyet53 duyan (kadınlar); sadaka342 veren (erkekler) ve sadaka342 veren (kadınlar); ve siyam322 eden (erkekler) ve siyam322 eden (kadınlar); ve koruyan (erkekler) fürûclarını110 ve koruyan (kadınlar); ve Allah'ı çokça zikreden78 (erkekler) ve zikreden78 (kadınlar); hazırlardı Allah onlara* bir mağfiret319 ve büyük bir ecir820 .

Ahmed Samira Çevirisi

35 That truly the Moslems/submitters (M) , and the Moslems/submitters (F), and the believers (M), and the believers (F), and the obeying humbly (M) , and the obeying humbly (F) , and the truthful (M), and the truthful (F), and the patient (M), and the patient (F), and the humble/submissive (M) , and the humble/submissive (F) , and the charity givers (M), and the charity givers (F), and the fasters (M) ,and the fasters (F) , and the protecting/observing (M) their genital parts between their (M) legs, and the protecting/observing (F) , and the mentioning/remembering God much, and the mentioning/remembering (F) , God prepared for them a forgiveness and a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 l-muslimine müslim (erkekler) الْمُسْلِمِينَ سلم
3 velmuslimati ve müslim (kadınlar) وَالْمُسْلِمَاتِ سلم
4 velmu'minine ve mümin (erkekler) وَالْمُؤْمِنِينَ امن
5 velmu'minati ve mümin (kadınlar) وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
6 velkanitine ve kanaat eden (erkekler) وَالْقَانِتِينَ قنت
7 velkanitati ve kanaat eden (kadınlar) وَالْقَانِتَاتِ قنت
8 ve ssadikine ve sadık (erkekler) وَالصَّادِقِينَ صدق
9 ve ssadikati ve sadık (kadınlar) وَالصَّادِقَاتِ صدق
10 ve ssabirine ve sabreden (erkekler) وَالصَّابِرِينَ صبر
11 ve ssabirati ve sabreden (kadınlar) وَالصَّابِرَاتِ صبر
12 velhaşiiyne haşyet duyan (erkekler) وَالْخَاشِعِينَ خشع
13 velhaşiaati ve haşyet duyan (kadınlar) وَالْخَاشِعَاتِ خشع
14 velmutesaddikine sadaka veren (erkekler) وَالْمُتَصَدِّقِينَ صدق
15 velmutesaddikati ve sadaka veren (kadınlar) وَالْمُتَصَدِّقَاتِ صدق
16 ve ssaimine ve siyam eden (erkekler) وَالصَّائِمِينَ صوم
17 ve ssaimati ve siyam eden (kadınlar) وَالصَّائِمَاتِ صوم
18 velhafizine ve koruyan (erkekler) وَالْحَافِظِينَ حفظ
19 furucehum fürûçlarını فُرُوجَهُمْ فرج
20 velhafizati ve koruyan (kadınlar) وَالْحَافِظَاتِ حفظ
21 vezzakirine ve zikreden (erkekler) وَالذَّاكِرِينَ ذكر
22 llahe Allah'ı اللَّهَ -
23 kesiran çokça كَثِيرًا كثر
24 vezzakirati ve zikreden (kadınlar) وَالذَّاكِرَاتِ ذكر
25 eadde hazırlardı أَعَدَّ عدد
26 llahu Allah اللَّهُ -
27 lehum onlara لَهُمْ -
28 megfiraten bir mağfiret مَغْفِرَةً غفر
29 ve ecran ve bir ecir/karşılık وَأَجْرًا اجر
30 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Eril çoğul gelen zamir. İşaret edilen erkek ve kadınların tümümü kapsar. Bu da bizlere Arapça gramer olarak eril çoğulla gelen zamirlerin sadece erkekleri değil hem erkekleri hem de kadınları işaret ettiğine güzel bir delil olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Siyam/oruç Kavram 322

322 İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.

Sadaka nedir? Kavram 342

342 Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60). 2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)Detaylı bilgi için;Sadaka nedir?

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

3567|33|36|وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ ٱلْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3567|33|36|وما كان لمومن ولا مومنه اذا قضي الله ورسوله امرا ان يكون لهم الخيره من امرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ضللا مبينا

Latin Literal

36. Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne lehumul hıyeretu min emrihim, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir mümin27 (erkeğe) ve bir mümin27 (kadına) tamamladığı zaman Allah ve resûlü700 bir emri ki olur onlara seçme/tercih emirlerinden; ve kim asilik eder Allah'a ve resûlüne700; öyle ki muhakkak dalalete128 düşmüştür apaçık bir dalalete128.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And (it) was not to a believer (M) and nor a believer (F), if God and His messenger ordered/passed judgment an order/command/matter/affair that to be for them the choice from their matter/affair, and who disobeys God and His messenger, so he had misguided a clear/evident misguidance.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 limu'minin bir mümin (erkeğe) لِمُؤْمِنٍ امن
4 ve la ve وَلَا -
5 mu'minetin bir mümin (kadına) مُؤْمِنَةٍ امن
6 iza zaman إِذَا -
7 kada tamamladığı zaman قَضَى قضي
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
10 emran bir emri أَمْرًا امر
11 en ki أَنْ -
12 yekune olur يَكُونَ كون
13 lehumu onlara لَهُمُ -
14 l-hiyeratu seçme الْخِيَرَةُ خير
15 min مِنْ -
16 emrihim emrilerinden أَمْرِهِمْ امر
17 ve men ve kim وَمَنْ -
18 yea'si asilik eder يَعْصِ عصي
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل
21 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
22 delle dalalete düşmüştür ضَلَّ ضلل
23 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل
24 mubinen apaçık مُبِينًا بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

3568|33|37|وَإِذْ تَقُولُ لِلَّذِىٓ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ وَأَنْعَمْتَ عَلَيْهِ أَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَٱتَّقِ ٱللَّهَ وَتُخْفِى فِى نَفْسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبْدِيهِ وَتَخْشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَىٰهُ فَلَمَّا قَضَىٰ زَيْدٌ مِّنْهَا وَطَرًا زَوَّجْنَٰكَهَا لِكَىْ لَا يَكُونَ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ حَرَجٌ فِىٓ أَزْوَٰجِ أَدْعِيَآئِهِمْ إِذَا قَضَوْا۟ مِنْهُنَّ وَطَرًا وَكَانَ أَمْرُ ٱللَّهِ مَفْعُولًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3568|33|37|واذ تقول للذي انعم الله عليه وانعمت عليه امسك عليك زوجك واتق الله وتخفي في نفسك ما الله مبديه وتخشي الناس والله احق ان تخشيه فلما قضي زيد منها وطرا زوجنكها لكي لا يكون علي المومنين حرج في ازوج ادعيايهم اذا قضوا منهن وطرا وكان امر الله مفعولا

Latin Literal

37. Ve iz tekûlu lillezî en’amallâhu aleyhi ve en’amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs(nâse), vallâhu ehakku en tahşâh(tahşâhu), fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel mu’minîne haracun fî ezvâci ed’ıyâihim izâ kadav min hunne vetarâ(vetaran), ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen).

Türkçe Çeviri

Ve o zaman diyordun kimseye* (ki) nimet vermişti Allah ona*; ve nimet vermiştin (sen) ona*: "Tut kendine eşini; ve takvalı21 ol Allah’a"; ve hafiyelik* ediyordun kendi nefsindekine201 (ki) neyse onu Allah açığa çıkarandır; ve haşyet53 duyuyordu*** (nefsin) insanlara; ve (oysa) Allah'a daha haktır ki haşyet53 duyarsın O’na (Allah'a); öyle ki ne zaman tamamladı zeyd725 ondan**** arzuyu/amacı*****; eş yaptık onu**** sana; olmaması içindir müminler27 üzerine bir yasak/engel****** eşlerde (ki) onların babalık714 ettikleri tamamladıkları zaman onlardan******* arzuyu/amacı*****; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçirilen.

Ahmed Samira Çevirisi

37 And when you say to who God blessed/comforted and eased on (to) him, and you blessed/comforted and eased on (to) him: "Hold/grasp on (to) you your wife, and fear and obey God." And you hide in your self what God (is) showing it (E), and you fear the people, and God (is) more worthy/deserving that (E)301you fear Him, so when Zeyd carried out/ended from her a need/desire (divorced) We made you marry her, so that (there) not be on the believers hardship/blame in wives/spouses (of their adopted) ones called after them, if they carried out/ended from them (F) a need/desire (divorced), and God’s order/command was/is made/done.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 tekulu diyordun تَقُولُ قول
3 lillezi kimseye (ki) لِلَّذِي -
4 en'ame nimet verdi أَنْعَمَ نعم
5 llahu Allah اللَّهُ -
6 aleyhi ona عَلَيْهِ -
7 ve en'amte ve nimet verdin (sen) وَأَنْعَمْتَ نعم
8 aleyhi ona عَلَيْهِ -
9 emsik tut أَمْسِكْ مسك
10 aleyke kendine عَلَيْكَ -
11 zevceke eşini زَوْجَكَ زوج
12 vetteki ve takvalı ol وَاتَّقِ وقي
13 llahe Allah’a اللَّهَ -
14 vetuhfi ve hafiyelik ediyordun وَتُخْفِي خفي
15 fi فِي -
16 nefsike kendi nefsindekine نَفْسِكَ نفس
17 ma neyse مَا -
18 llahu Allah'ın اللَّهُ -
19 mubdihi onu açığa çıkarıcıdır مُبْدِيهِ بدو
20 ve tehşa ve haşyet duyuyordu (nefsin) وَتَخْشَى خشي
21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
22 vallahu ve Allah'a وَاللَّهُ -
23 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق
24 en ki أَنْ -
25 tehşahu haşyet duyarsın O’na تَخْشَاهُ خشي
26 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
27 kada tamamladı قَضَىٰ قضي
28 zeydun Zeyd زَيْدٌ -
29 minha ondan مِنْهَا -
30 vetaran bir arzuyu/amacı وَطَرًا وطر
31 zevvecnakeha eş yaptık onu sana زَوَّجْنَاكَهَا زوج
32 likey için لِكَيْ -
33 la لَا -
34 yekune olmaması يَكُونَ كون
35 ala üzerine عَلَى -
36 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
37 haracun bir yasak/engel حَرَجٌ حرج
38 fi فِي -
39 ezvaci eşlerde (ki) أَزْوَاجِ زوج
40 ed'iyaihim onların babalık ettiklerinin أَدْعِيَائِهِمْ دعو
41 iza zaman إِذَا -
42 kadev tamamladılar قَضَوْا قضي
43 minhunne onlardan مِنْهُنَّ -
44 vetaran bir arzuyu/amacı وَطَرًا وطر
45 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
46 emru emri أَمْرُ امر
47 llahi Allah'ın اللَّهِ -
48 mef'ulen faaliyete geçirilendir مَفْعُولًا فعل

Notlar

Not 1

*Zeyd.***Gizlemek, görünmez etmek, saklamak. 3. tekil şahıs resûl Muhammed'i işaret eder. Anlarız ki resûl Muhammed kendi nefsindekini kendisine karşı gizlemeye çalışmaktadır.***Nefsin. Fiil dişil tekil olarak gelmiştir. Nefsi işaret eder. ****Kadından.*****Eş olma istediğinin/arzusunun bitmesi, sonra ermesi. ******Anlarız ki bu tarz evlilikler toplum tarafından yasaklanmış, engellenmiştir. İnsanlar toplumun tepkisinden korkmaktadırlar. Resûl Muhammed bile toplumun tepkisinden çekinmektedir. Yüce Allah bu tarz evliliklerin müminler üzerine haram olmadığını, helal olduğunu göstermek için toplumun tepkisine rağmen resûlü Muhammed'e bu görevi vermiştir. Resûl Muhammed dışında başka bir kimse bu tarz bir evliliği toplumun tepkisinden korktuğu için asla yapamayacaktı. Bu nedenle Resûl Muhammed'e bu görevin verildiği düşünülür. *******Kadınlardan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

3574|33|43|هُوَ ٱلَّذِى يُصَلِّى عَلَيْكُمْ وَمَلَٰٓئِكَتُهُۥ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِ وَكَانَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3574|33|43|هو الذي يصلي عليكم ومليكته ليخرجكم من الظلمت الي النور وكان بالمومنين رحيما

Latin Literal

43. Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

O (Allah) ki salât22 eder sizlere; ve melekleri150 (de) O'nun; çıkarmak için sizleri karanlıklardan aydınlığa/nura; ve oldu O (Allah) müminlere27 bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

43 He is who blesses and compliments on ( for) you and His angels to bring you out (E) from the darknesses to the light, and He was/is with the believing merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 huve O هُوَ -
2 llezi ki الَّذِي -
3 yusalli salla eder يُصَلِّي صلو
4 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
5 ve melaiketuhu ve melekleri onun وَمَلَائِكَتُهُ ملك
6 liyuhricekum çıkarmak için sizleri لِيُخْرِجَكُمْ خرج
7 mine -dan مِنَ -
8 z-zulumati karanlıklar- الظُّلُمَاتِ ظلم
9 ila إِلَى -
10 n-nuri aydınlığa/nura النُّورِ نور
11 ve kane ve oldu o (Allah) وَكَانَ كون
12 bil-mu'minine müminlere/itimat edenlere/emin olanlara بِالْمُؤْمِنِينَ امن
13 rahimen bir rahîm (rahman/merhamet sıfatının anne rahminde tecelli etmesi gibi) رَحِيمًا رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Yüce Allah'ın kuluna salâtı/salâtları. Kavram 22

22 Yüce Allah’ın kulunu gözünün önünden ayırmaması (52:48); hemen arkasından gözetlemesi/takip etmesi; koruması, kollaması, ilgisiz kalmaması. Yüce Allah’ın kuluna cevap vermesi, değer vermesi.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

3578|33|47|وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ بِأَنَّ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَضْلًا كَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3578|33|47|وبشر المومنين بان لهم من الله فضلا كبيرا

Latin Literal

47. Ve beşşiril mu’minîne bi enne lehum minallâhi fadlen kebîrâ(kebîren).

Türkçe Çeviri

Ve müjdele* müminleri27 ki onlaradır Allah’tan bir büyük bir fazl202.

Ahmed Samira Çevirisi

47 And announce good news (to) the believers with that for them from God (is) great grace/favour/blessing .

Notlar

Not 1

*Özne 2. tekil şahıs. Resûl Muhammed sen müjdele.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

3589|33|58|وَٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ بِغَيْرِ مَا ٱكْتَسَبُوا۟ فَقَدِ ٱحْتَمَلُوا۟ بُهْتَٰنًا وَإِثْمًا مُّبِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3589|33|58|والذين يوذون المومنين والمومنت بغير ما اكتسبوا فقد احتملوا بهتنا واثما مبينا

Latin Literal

58. Vellezîne yu’zûnel mu’minîne vel mu’minâti bi gayri mektesebû fe kadihtemelû buhtânen ve ismen mubînâ(mubînen).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerdir (ki) eziyet ederler müminlere27 ve müminâtlara493 olmaksızın (onların) kazandıklarıyla; öyle ki muhakkak yüklendiler bir yalan itham/suçlama/iddianame; ve apaçık bir günah.

Ahmed Samira Çevirisi

58 And those who harm mildly/harm the believers (M) and the believers (F) without what they earned/acquired (unjustly) , so they had endured/burdened falsehood/slander , and a clear/evident sin/crime.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 yu'zune eziyet ederler يُؤْذُونَ اذي
3 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
4 velmu'minati ve müminâtlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
5 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
6 ma مَا -
7 ktesebu kazandıklarıyla اكْتَسَبُوا كسب
8 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ -
9 htemelu yüklendiler احْتَمَلُوا حمل
10 buhtanen bir yalan itham/suçlama/iddianame بُهْتَانًا بهت
11 ve ismen ve bir günah وَإِثْمًا اثم
12 mubinen apaçık مُبِينًا بين

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Müminât Kavram 493

493 Mümin kadınlar. İman etmiş kadınlar.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

3604|33|73|لِّيُعَذِّبَ ٱللَّهُ ٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱلْمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلْمُشْرِكِينَ وَٱلْمُشْرِكَٰتِ وَيَتُوبَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

3604|33|73|ليعذب الله المنفقين والمنفقت والمشركين والمشركت ويتوب الله علي المومنين والمومنت وكان الله غفورا رحيما

Latin Literal

73. Li yuazziballâhul munâfikîne vel munâfikâti vel muşrikîne vel muşrikâti ve yetûballâhu alel mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Türkçe Çeviri

Azap426 etmesi içindir Allah’ın münâfık26 (erkeklere) ve münâfık26 (kadınlara); ve müşrik36 (erkeklere) ve müşrik36 (kadınlara); ve tevbe33 etmesi (içindir) Allah'ın mümin27 (erkeklere) ve mümin27 (kadınlara) karşı; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.

Ahmed Samira Çevirisi

73 (It is for) God to punish the hypocrites (M), and the hypocrites (F), and the sharers/takers of partners (with God) (M), and the sharers/takers of partners (with God) (F), and God forgives on the believers (M), and the believers (F), and God was/is forgiving, merciful.304

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Münâfık Kavram 26

26 İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Yüce Allah'ın azap etmesi. Kavram 426

426 Yüce Allah azabı hak etmiş nefsi azaptan kurtarmayarak azap eder. Nefis kendine zulmetmiş ve kendine azap etmiştir. Yüce Allah durup dururken bir nefse azap edici asla değildir.

37. Sâffât Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

3867|37|81|إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3867|37|81|انه من عبادنا المومنين

Latin Literal

81. İnnehu min ibâdinel mû’minîn(mû’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu o* mümin27 kullarımızdandı46.

Ahmed Samira Çevirisi

81 That he truly is from Our worshippers/slaves , the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
2 min مِنْ -
3 ibadina kullarımızdandı عِبَادِنَا عبد
4 l-mu'minine mümin الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Nûh.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

37. Sâffât Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

3897|37|111|إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3897|37|111|انه من عبادنا المومنين

Latin Literal

111. İnnehu min ibâdinel mû’minîn(mû’minîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu o* mümin27 kullarımızdandı46.

Ahmed Samira Çevirisi

111 That he truly is from Our worshippers/slaves the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innehu doğrusu o إِنَّهُ -
2 min مِنْ -
3 ibadina kullarımızdandı عِبَادِنَا عبد
4 l-mu'minine mü'min الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*İbrahim.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

44. Duhân Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

4424|44|12|رَّبَّنَا ٱكْشِفْ عَنَّا ٱلْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4424|44|12|ربنا اكشف عنا العذاب انا مومنون

Latin Literal

12. Rabbenekşif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne).

Türkçe Çeviri

Rabbimiz4! Keşfet* bizden azabı; doğrusu biz** müminleriz27.

Ahmed Samira Çevirisi

12 (They say): "Our Lord remove/uncover (relieve) from us the torture, that we are believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
2 kşif keşfet اكْشِفْ كشف
3 anna bizden عَنَّا -
4 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
5 inna doğrusu biz إِنَّا -
6 mu'minune müminleriz مُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kurtuluş yolu/yöntemi keşfet. **Tüm insanlar imanla Rablerine yalvarmaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

49. Hucurât Suresi

Ayet 9

Arapça Metin (Harekeli)

4619|49|9|وَإِن طَآئِفَتَانِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٱقْتَتَلُوا۟ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا فَإِنۢ بَغَتْ إِحْدَىٰهُمَا عَلَى ٱلْأُخْرَىٰ فَقَٰتِلُوا۟ ٱلَّتِى تَبْغِى حَتَّىٰ تَفِىٓءَ إِلَىٰٓ أَمْرِ ٱللَّهِ فَإِن فَآءَتْ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا بِٱلْعَدْلِ وَأَقْسِطُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُقْسِطِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4619|49|9|وان طايفتان من المومنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما علي الاخري فقتلوا التي تبغي حتي تفي الي امر الله فان فات فاصلحوا بينهما بالعدل واقسطوا ان الله يحب المقسطين

Latin Literal

9. Ve in tâifetâni minel mû’mînînektetelû fe aslihû beyne humâ, fe in begat ihdâhumâ alel uhrâ fe kâtilûlletî tebgî hattâ tefîe ilâ emrillâh(emrillâhi), fe in fâet fe aslihû beynehumâ bil adli ve aksitû, innallâhe yuhıbbul muksitîn(muksitîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer iki tayfa müminlerden27 katlettilerse35; öyle ki ıslah316 edin arasını ikisinin; öyle ki eğer aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya ikisinden birisi diğeri üzerine; öyle ki katledin35 arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya; ta ki döner Allah'ın emrine doğru; öyle ki eğer döndüyse; öyle ki ıslah316 edin arasını ikisinin adaletle680; ve eşit230 olun; doğrusu Allah sever eşit230 olanları.

Ahmed Samira Çevirisi

9 And if two groups from the believers fought each other , so correct/reconciliate between them (B), so if one of them (B) transgressed over the other, so fight which transgresses until it returns to God’s order/command, so if it returned so correct/reconciliate between them (B) with the justice/equality, and be just/equitable, that truly God loves/likes the just/equitable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 taifetani iki tayfa طَائِفَتَانِ طوف
3 mine مِنَ -
4 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن
5 ktetelu katlettilerse اقْتَتَلُوا قتل
6 feeslihu öyle ki ıslah edin فَأَصْلِحُوا صلح
7 beynehuma ikisini arasını بَيْنَهُمَا بين
8 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
9 begat aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya بَغَتْ بغي
10 ihdahuma ikisinden birisi إِحْدَاهُمَا احد
11 ala üzerine عَلَى -
12 l-uhra diğeri الْأُخْرَىٰ اخر
13 fekatilu öyle ki katledin فَقَاتِلُوا قتل
14 lleti الَّتِي -
15 tebgi arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya تَبْغِي بغي
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 tefi'e döner تَفِيءَ فيا
18 ila doğru إِلَىٰ -
19 emri emrine أَمْرِ امر
20 llahi Allah'ın اللَّهِ -
21 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
22 fe'et döndüyse فَاءَتْ فيا
23 feeslihu öyle ki islah edin فَأَصْلِحُوا صلح
24 beynehuma ikisinin arasını بَيْنَهُمَا بين
25 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل
26 ve eksitu ve eşit olun وَأَقْسِطُوا قسط
27 inne doğrusu إِنَّ -
28 llahe Allah اللَّهَ -
29 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب
30 l-muksitine eşit olanları الْمُقْسِطِينَ قسط

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Eşitlik, kıst Kavram 230

230 Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

Islah/ıslah olmak. Kavram 316

316 Düzelmek, iyileşmek.

Adalet Kavram 680

680 Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Hakların herkes tarafından eşit/tarafsız şekilde kullanılmasının sağlanması. Hakları eşit olarak dengelemek, eşit olarak balanslamak. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5158|60|10|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا جَآءَكُمُ ٱلْمُؤْمِنَٰتُ مُهَٰجِرَٰتٍ فَٱمْتَحِنُوهُنَّ ٱللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَٰنِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَٰتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى ٱلْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَءَاتُوهُم مَّآ أَنفَقُوا۟ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا۟ بِعِصَمِ ٱلْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا۟ مَآ أَنفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا۟ مَآ أَنفَقُوا۟ ذَٰلِكُمْ حُكْمُ ٱللَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5158|60|10|يايها الذين امنوا اذا جاكم المومنت مهجرت فامتحنوهن الله اعلم بايمنهن فان علمتموهن مومنت فلا ترجعوهن الي الكفار لا هن حل لهم ولا هم يحلون لهن واتوهم ما انفقوا ولا جناح عليكم ان تنكحوهن اذا اتيتموهن اجورهن ولا تمسكوا بعصم الكوافر وسلوا ما انفقتم وليسلوا ما انفقوا ذلكم حكم الله يحكم بينكم والله عليم حكيم

Latin Literal

10. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ câekumul mû’minâtu muhâcirâtin femtehınû hunn(hunne), allâhu a’lemu bi îmânihinn(îmânihinne), fe in alimtimû hunne mû’minâtin fe lâ terciû hunne ilel kuffâr(kuffâri), lâ hunne hıllun lehum ve lâ hum yehıllûne le hunn(hunne), ve âtûhum mâ enfekû, ve lâ cunâha aleykum en tenkıhû hunne izâ âteytumû hunne ucûrehunn(ucûrehunne), ve lâ tumsikû bi isamil kevâfiri ves’elû mâ enfaktum vel yes’elû mâ enfekû, zâlikum hukmullâh(hukmullâhi), yahkumu beynekum, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Geldiği zaman mümin27 kadınlar bir muhâcir716 kadın (olarak) öyle ki imtihan742 edin onları*; Allah daha iyi bilendir onların* imanını47; öyle ki eğer bildiyseniz onlar mümin27 kadınlardır; öyle ki geri göndermeyin onları* kâfirlere25 doğru; olmaz onlar* bir helal onlara**; ve olmaz onlar** helali yaparlar** onları*; ve verin onlara** infak743 ettiklerini**; ve olmaz bir günah üzerinize ki nikahlarsınız744 onları* verdiğiniz zaman onlara ecirlerini/mehirlerini; ve tutmayın ismetlerini741 kâfir25 kadınların; ve sual edin/sorun infak743 ettiğinizi; ve sual etsinler/sorsunlar** infak743 ettiklerini; işte bu; hükmüdür Allah'ın; hükmeder aranızda; ve Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

10 You, you those who believed, if the believing females came to you emigrating , so test/examine them (F) , God (is) more knowing with their faith/belief, so if you knew them (F) (to be) believers (F), so do not return them to the disbelievers, they (F) are not permitted/allowed for them, and nor they (the disbelievers) be permitted/allowed for them (F), and give them what they spent, and (there is) no offense/sin that (E) youmarry them (F) if you gave them (F) their rewards (dowries) , and do not hold fast/grasp/seize with the (insisting) disbelievers’ ties/bonds (discontinue marriage to disbelieving women), and ask (for) what you spent, and they should ask (for) what they spent, that (is) God’s judgment/rule, He judges/rules between you, and God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza إِذَا -
5 ca'ekumu geldiği zaman جَاءَكُمُ جيا
6 l-mu'minatu mümin kadınlar الْمُؤْمِنَاتُ امن
7 muhaciratin bir muhacir olarak مُهَاجِرَاتٍ هجر
8 femtehinuhunne öyle ki imtihan edin onları فَامْتَحِنُوهُنَّ محن
9 llahu Allah اللَّهُ -
10 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم
11 biimanihinne onların imanını بِإِيمَانِهِنَّ امن
12 fe in öyle ki eğer فَإِنْ -
13 alimtumuhunne bildiyseniz onlar عَلِمْتُمُوهُنَّ علم
14 mu'minatin mümin kadınlar مُؤْمِنَاتٍ امن
15 fela öyle ki فَلَا -
16 terciuhunne geri göndermeyin onları تَرْجِعُوهُنَّ رجع
17 ila doğru إِلَى -
18 l-kuffari kâfirlere الْكُفَّارِ كفر
19 la olmaz لَا -
20 hunne onlar هُنَّ -
21 hillun bir helal حِلٌّ حلل
22 lehum onlara لَهُمْ -
23 ve la ve olmaz وَلَا -
24 hum onlar هُمْ -
25 yehillune helal eder يَحِلُّونَ حلل
26 lehunne onlara لَهُنَّ -
27 ve atuhum ve verin onlara وَاتُوهُمْ اتي
28 ma مَا -
29 enfeku infak ettiklerini أَنْفَقُوا نفق
30 ve la ve olmaz وَلَا -
31 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
32 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
33 en ki أَنْ -
34 tenkihuhunne nikahlarsınız onları تَنْكِحُوهُنَّ نكح
35 iza zaman إِذَا -
36 ateytumuhunne verdiğiniz zaman onlara اتَيْتُمُوهُنَّ اتي
37 ucurahunne ecirlerini أُجُورَهُنَّ اجر
38 ve la ve وَلَا -
39 tumsiku tutmayın تُمْسِكُوا مسك
40 biisami ismetlerini بِعِصَمِ عصم
41 l-kevafiri kâfir kadınların الْكَوَافِرِ كفر
42 veselu ve sual edin/sorun وَاسْأَلُوا سال
43 ma مَا -
44 enfektum infak ettiğinizi أَنْفَقْتُمْ نفق
45 velyeselu ve sual etsinler/sorsunlar وَلْيَسْأَلُوا سال
46 ma مَا -
47 enfeku infak ettiklerini أَنْفَقُوا نفق
48 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ -
49 hukmu hükmüdür حُكْمُ حكم
50 llahi Allah'ın اللَّهِ -
51 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم
52 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
53 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
54 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
55 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Muhâcir kadınları, muhâcir kadınların.**Kâfir erkeklere, kâfir erkekler, kâfir erkeklerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Muhâcir. Kavram 716

716 Diyarlarından zorla çıkarılmış kimseler.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

5159|60|11|وَإِن فَاتَكُمْ شَىْءٌ مِّنْ أَزْوَٰجِكُمْ إِلَى ٱلْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَـَٔاتُوا۟ ٱلَّذِينَ ذَهَبَتْ أَزْوَٰجُهُم مِّثْلَ مَآ أَنفَقُوا۟ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِىٓ أَنتُم بِهِۦ مُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5159|60|11|وان فاتكم شي من ازوجكم الي الكفار فعاقبتم فاتوا الذين ذهبت ازوجهم مثل ما انفقوا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Latin Literal

11. Ve in fâtekum şey’un min ezvâcikum ilel kuffâri fe âkabtum fe âtûllezîne zehebet ezvâcuhum misle mâ enfekû, vettekûllâhellezî entum bihî mû’minûn(mû’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer geçip gittiyse bir şey eşlerinizden kâfir25 erkeklere doğru; öyle ki akabinde/ardında oldunuz (böyle bir durumun aynısına karşı); öyle ki verin mislini870 infak743 ettiklerinin kimselere* (ki) gitti/terk etti eşleri** onları*; ve takvalı21 olun Allah'a; ki sizler O’na*** müminlersiniz27.

Ahmed Samira Çevirisi

11 And if a thing passed you from your spouses to the disbelievers, (so if you lost some of your possessions to disbelieving wives that left you) so you punished , so bring those whom their spouses went/took away (reimburse spouses of disbelievers) similar/equal (to) what they spent, and fear and obey God, whom you are with (in) Him believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 fetekum geçip gittiyse فَاتَكُمْ فوت
3 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
4 min مِنْ -
5 ezvacikum eşlerinizden أَزْوَاجِكُمْ زوج
6 ila doğru إِلَى -
7 l-kuffari kafirlere الْكُفَّارِ كفر
8 feaakabtum öyle ki akabinde/ardında oldunuz فَعَاقَبْتُمْ عقب
9 fe atu öyle ki verin فَاتُوا اتي
10 ellezine kimselere الَّذِينَ -
11 zehebet gitti/terk etti ذَهَبَتْ ذهب
12 ezvacuhum eşleri onları أَزْوَاجُهُمْ زوج
13 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
14 ma مَا -
15 enfeku infak ettiklerinin أَنْفَقُوا نفق
16 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
17 llahe Allah'a اللَّهَ -
18 llezi ki الَّذِي -
19 entum sizler أَنْتُمْ -
20 bihi O’na بِهِ -
21 mu'minune müminlersiniz مُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Kâfir erkeklere, kâfir erkekleri.**Kadınlar.***Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

60. Mümtehine Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

5160|60|12|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ إِذَا جَآءَكَ ٱلْمُؤْمِنَٰتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَىٰٓ أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِٱللَّهِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَٰدَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَٰنٍ يَفْتَرِينَهُۥ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَٱسْتَغْفِرْ لَهُنَّ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

12. Yâ eyyuhen nebiyyu izâ câekel mu’minâtu yubâyi’neke alâ en lâ yuşrikne billâhi şey’en ve lâ yesrikne ve lâ yeznîne ve lâ yaktulne evlâdehunne ve lâ ye’tîne bi buhtânin yefterînehu beyne eydîhinne ve erculihinne ve lâ ya’sîneke fî ma’rûfin fe bâyı’hunne vestagfirlehunnallâh(vestagfirlehunnallâhe) innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132*! Geldiği zaman sana mümin27 kadınlar biat745 etsinler sana karşı ki şirk71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine291; öyle ki biat745 et onlara**; ve mağfiret319 sun onlar** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

12 You, you the prophet, if the believers (F) came to you, they (F) pledge/swear to you loyalty on that (E) they (F) not share/make partners with God a thing, and nor they (F) steal/rob, and nor they (F) commit adultery/fornication , and nor they (F) kill their (F) children, and nor they (F) do/commit with falsehood/slander (that) they (F) fabricate it between their (F) hands and their (F) feet, and nor they (F) disobey you in known/generosity , so pledge/swear to them (F) loyalty, and ask for forgiveness (P) for them (F) (from) God, that truly God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 iza zaman إِذَا -
4 ca'eke geldiği zaman sana جَاءَكَ جيا
5 l-mu'minatu mümin kadınlar الْمُؤْمِنَاتُ امن
6 yubayia'neke biat etsinler sana يُبَايِعْنَكَ بيع
7 ala karşı عَلَىٰ -
8 en ki أَنْ -
9 la لَا -
10 yuşrikne şirk koşmazlar يُشْرِكْنَ شرك
11 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
12 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا
13 ve la ve وَلَا -
14 yesrikne çalmazlar يَسْرِقْنَ سرق
15 ve la ve وَلَا -
16 yeznine zina etmezler يَزْنِينَ زني
17 ve la ve وَلَا -
18 yektulne katletmezler يَقْتُلْنَ قتل
19 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد
20 ve la ve وَلَا -
21 ye'tine gelmezler يَأْتِينَ اتي
22 bibuhtanin yalan suçlamayla بِبُهْتَانٍ بهت
23 yefterinehu iftira atarak يَفْتَرِينَهُ فري
24 beyne arasında بَيْنَ بين
25 eydihinne elleri أَيْدِيهِنَّ يدي
26 ve erculihinne ve bacakları arasında وَأَرْجُلِهِنَّ رجل
27 ve la ve وَلَا -
28 yea'sineke isyan etmezler يَعْصِينَكَ عصي
29 fi فِي -
30 mea'rufin bir maruftakine مَعْرُوفٍ عرف
31 febayia'hunne öyle ki biat et onlara فَبَايِعْهُنَّ بيع
32 vestegfir ve mağfiret dile وَاسْتَغْفِرْ غفر
33 lehunne onlara لَهُنَّ -
34 llahe Allah’a اللَّهَ -
35 inne şüphesiz إِنَّ -
36 llahe Allah اللَّهَ -
37 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر
38 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

**Nebi Muhammed.**Kadınlara. Sen de biat et onlara. Bu noktada biat kelimesinin karşılıklı olduğunu net bir şekilde anlarız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

iftira Kavram 883

883 Yalan uydurmak, düzmece bir şey üretmek, karalamak, çamur atmak. Din konusunda ise Yüce Allah indinden/katından olmadığı halde bir metne/kelama bu Yüce Allah katındandır demek.

66. Tahrim Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

5231|66|4|إِن تَتُوبَآ إِلَى ٱللَّهِ فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَا وَإِن تَظَٰهَرَا عَلَيْهِ فَإِنَّ ٱللَّهَ هُوَ مَوْلَىٰهُ وَجِبْرِيلُ وَصَٰلِحُ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَعْدَ ذَٰلِكَ ظَهِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5231|66|4|ان تتوبا الي الله فقد صغت قلوبكما وان تظهرا عليه فان الله هو موليه وجبريل وصلح المومنين والمليكه بعد ذلك ظهير

Latin Literal

4. İn tetûbâ ilâllâhi fe kad sagat kulûbukumâ, ve in tezâherâ aleyhi fe innallâhe huve mevlâhu ve cibrîlu ve sâlihul mû’minîn(mû’minîne), vel melâiketu ba’de zâlike zahîr(zahîrun).

Türkçe Çeviri

Eğer tevbe33 ederseniz ikiniz* Allah'a karşı; öyle ki muhakkak eğildi/büküldü ikinizin kalpleri; ve eğer destekleşirseniz ikiniz* ona** karşı; öyle ki doğrusu Allah; O; mevlâsıdır68 onun**; ve Cibrîl282; ve sâlihler217 müminler27; ve melekler48; bundan sonra bir destektir (ona).

Ahmed Samira Çevirisi

4 If you (B) repent to God, so your (B)’s hearts/minds had inclined/listened, and if they (B) cooperated/supported each other on (against) him, so then God, He is his guardian/ally , and Gabriel, and (the) correct/righteous (of) the believers, and the angels after that (are) a supporter/helper.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in eğer إِنْ -
2 tetuba tevbe ederseni ikiniz تَتُوبَا توب
3 ila karşı إِلَى -
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
6 sagat eğildi/büküldü صَغَتْ صغو
7 kulubukuma ikinizin kalpleri قُلُوبُكُمَا قلب
8 vein ve eğer وَإِنْ -
9 tezahera destekleşirseniz/yardımlaşırsanız ikiniz تَظَاهَرَا ظهر
10 aleyhi ona karşı عَلَيْهِ -
11 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
12 llahe Allah'tır اللَّهَ -
13 huve O هُوَ -
14 mevlahu mevlâsıdır onun مَوْلَاهُ ولي
15 ve cibrilu ve Cibril'dir وَجِبْرِيلُ -
16 ve salihu ve salihler وَصَالِحُ صلح
17 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن
18 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك
19 bea'de sonra بَعْدَ بعد
20 zalike bundan ذَٰلِكَ -
21 zehirun bir destektir/yardımcıdır ظَهِيرٌ ظهر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'in iki eşi.**Nebi Muhammed'e, Nebi Muhammed'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

Mevlâ Kavram 68

68 Sahip

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

Cibrîl Kavram 282

282 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli bir varlık. Kendisine elçilik görevi verilmiştir. Evrenimizin bir üst boyutunda bulunan arşta bulunur. Kendi iradesi/aklı vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değildir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamaz. İradesiyle oluşturduğu her fikir mutlak ki takva içerir. Levh-i Mahfuz’a (Korunmuş Levha'ya) yani holografik evren prensibi kapsamınsa evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenin zaman dahil tüm kuantum bilgilerini muhafaza eden rakamlanmış/kodlanmış 2D zara/membrana erişim hakkı vardır. Bu nedenle evrenin her zamanında ve her yerinde aynı anda bulunabilir. Matrix filmindeki ajanlar gibidir. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi gereği evren içinde diledikleri şekle dönüşebilir. Evrenimizin en küçük yapı taşı 1.65x10-35 metre uzunluğundaki bir sicimdir/iptir. Her sicimin titreşimi bir müzik aletinin telinin titreşmesi sonucu özel bir ses çıkarması gibi kendine özel atom altı parçacıkları oluşturur. Sicimler titreşim bilgilerini ruh aracılığıyla Levh-i Mahfuz’dan alır. Levh-i Mahfuz rakamlanmış bilgiyi ruh aracılığıyla sicimlere aktarır. Işık hızında yazan bir 3D printer/yazıcı gibi evreni canlandırır. Cibrîl Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimlerin titreşimini değiştirir ve farklı atom altı parçacıkları oluşturarak farklı atomları oluşturur. Böylece elçiye bir insan şeklinde seslenebilir. Bir ağaç içinden seslenebilir. Bir ateş içinden seslenebilir. Şerefli elçi Cibrîl’in şerefli Kur’an’ı Muhammed peygamberin beyin ve kalpte bulunan sinir hücrelerine indirmesini yine Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimler üzerinden gerçekleştirdiğini anlarız. Böylece Muhammed peygamber ezberlemek zorunda kalmadan tüm Kur’an’ı bilmiş olmaktadır. Kur’an’dan Cibrîl benzeri farklı varlıkların da insanlarla temas kurduklarını anlıyoruz. Ashab-ı Kehf (Mağara yoldaşları) gençlerine zaman yolculuğu yaptıran Rakim/rakamlayıcı yoldaşları kendilerine Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi verilen şerefli varlıklardır. İbrahim peygambere, Lut peygambere ve Meryem’e gelen elçiler de Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır.

66. Tahrim Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

5232|66|5|عَسَىٰ رَبُّهُۥٓ إِن طَلَّقَكُنَّ أَن يُبْدِلَهُۥٓ أَزْوَٰجًا خَيْرًا مِّنكُنَّ مُسْلِمَٰتٍ مُّؤْمِنَٰتٍ قَٰنِتَٰتٍ تَٰٓئِبَٰتٍ عَٰبِدَٰتٍ سَٰٓئِحَٰتٍ ثَيِّبَٰتٍ وَأَبْكَارًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5232|66|5|عسي ربه ان طلقكن ان يبدله ازوجا خيرا منكن مسلمت مومنت قنتت تيبت عبدت سيحت ثيبت وابكارا

Latin Literal

5. Asâ rabbuhû in tallakakunne en yubdilehû ezvâcen hayren min kunne muslimâtin mû’minâtin kânitâtin tâibâtin âbidâtin sâihâtin seyyibâtin ve ebkârâ(ebkâren).

Türkçe Çeviri

Belki de onun* Rabbi4 -eğer boşasaydı sizleri- ki değiştirir ona* sizlerden (daha) hayırlı müslüman431**; mümin27**, kanaat398 eden**; tevbe33 eden**; kulluk46 eden**; seyahat735 eden**; dul ve bakir eşler.

Ahmed Samira Çevirisi

5 Maybe/perhaps his Lord if he divorced you (F) that He exchanges/replaces for him wives better than you, Moslems/submitters , believers, worshipping humbly, , repentant, worshipping , fasting and secluded in mosques (devout) , divorced/widowed/non-virgin , and first borns/virgins .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 asa belki de عَسَىٰ عسي
2 rabbuhu Rabbin onun رَبُّهُ ربب
3 in eğer إِنْ -
4 tallekakunne boşasaydı sizleri طَلَّقَكُنَّ طلق
5 en ki أَنْ -
6 yubdilehu değiştirir (Rabbi) ona يُبْدِلَهُ بدل
7 ezvacen eşleri أَزْوَاجًا زوج
8 hayran hayırlı خَيْرًا خير
9 minkunne sizlerden مِنْكُنَّ -
10 muslimatin müslüman (kadınlar) مُسْلِمَاتٍ سلم
11 mu'minatin mümin (kadınlar) مُؤْمِنَاتٍ امن
12 kanitatin kanaat eden (kadınlar) قَانِتَاتٍ قنت
13 taibatin tevbe eden (kadınlar) تَائِبَاتٍ توب
14 aabidatin kulluk eden (kadınlar) عَابِدَاتٍ عبد
15 saihatin seyahat eden (kadınlar) سَائِحَاتٍ سيح
16 seyyibatin dul (kadınlar) ثَيِّبَاتٍ ثيب
17 ve ebkaran ve bakir (kadınlar) وَأَبْكَارًا بكر

Notlar

Not 1

*Nebi Muhammed'in, Nebi Muhammed'e.**Kadınlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Kanaat etmek. Kavram 398

398 Yetinmek. Yüce Allah'ın fazlından/lütfundan aranma/bakınma sonrası Yüce Allah'ın bahşettikleriyle yetinmek. Elindekinden hoşnut olma durumu, yeter bulmak.

Müslüman Kavram 431

431 Müslim (Müslümanlar) kelimesinin tekil hali. Yüce Allah'ın gerçek İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) tabi olmuş olan. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah ile arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

71. Nuh Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

5445|71|28|رَّبِّ ٱغْفِرْ لِى وَلِوَٰلِدَىَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِىَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا تَبَارًۢا

Arapça Metin (Harekesiz)

5445|71|28|رب اغفر لي ولولدي ولمن دخل بيتي مومنا وللمومنين والمومنت ولا تزد الظلمين الا تبارا

Latin Literal

28. Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti) ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ(tebâren).

Türkçe Çeviri

"Rabbim!4 Mağfiret319 et bana; ve ana babama; ve kimseye (ki) girdi evime bir mümin27 (olarak); ve mümin27 erkeklere; ve mümin27 kadınlara; ve artırma zalimlere257 bir yıkım dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

28 My Lord forgive for me and to my parents, and to who entered my house/home believing, and to the believers (M), and the believers (F), and do not increase the unjust/oppressive except destruction/ruin

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
2 gfir mağfiret et اغْفِرْ غفر
3 li bana لِي -
4 velivalideyye ve ana babama وَلِوَالِدَيَّ ولد
5 velimen ve kimseye وَلِمَنْ -
6 dehale girdi دَخَلَ دخل
7 beytiye evime بَيْتِيَ بيت
8 mu'minen bir mümin مُؤْمِنًا امن
9 velilmu'minine ve mümin erkeklere وَلِلْمُؤْمِنِينَ امن
10 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
11 ve la ve وَلَا -
12 tezidi artırma تَزِدِ زيد
13 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم
14 illa dışında إِلَّا -
15 tebaran bir yıkım تَبَارًا تبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

85. Bürûc Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

5914|85|7|وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

5914|85|7|وهم علي ما يفعلون بالمومنين شهود

Latin Literal

7. Ve hum alâ mâ yef’alûne bil mu’minîne şuhûd(şuhûdun).

Türkçe Çeviri

Ve onlar* müminlere27 yaptıklarına bir şahitti/tanıktı.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And they are on what they are making/doing with (to) the believers witnessing/testifying.

Notlar

Not 1

*Ateş yakan müşrikler ve kâfirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

85. Bürûc Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5917|85|10|إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُوا۟ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا۟ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ

Arapça Metin (Harekesiz)

5917|85|10|ان الذين فتنوا المومنين والمومنت ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق

Latin Literal

10. İnnellezîne fetenul mu’minîne vel mu’minâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) fitne* verdiler mümin27 erkeklere ve mümin27 kadınlara; sonra asla tevbe33 etmezler; öyle ki onlaradır cehennem azabı; ve onlaradır yangın azabı.

Ahmed Samira Çevirisi

10 That truly those who tortured/betrayed/allured the believers (M) and the believers (F), then they did not repent, so for them (is) Hell’s torture, and for them (is) the burning’s torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
3 fetenu fitne verdiler فَتَنُوا فتن
4 l-mu'minine mümin erkeklere الْمُؤْمِنِينَ امن
5 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن
6 summe sonra ثُمَّ -
7 lem asla لَمْ -
8 yetubu tevbe etmez يَتُوبُوا توب
9 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ -
10 azabu azabı عَذَابُ عذب
11 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ -
12 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
13 azabu azabı عَذَابُ عذب
14 l-hariki yangın الْحَرِيقِ حرق

Notlar

Not 1

*Sıkıntı, karışıklık, kargaşa vermek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 27: Mümin

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Mümin

Kavram No: 27

Kısa Açıklama: 27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 111

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 8

Türkçe Meal: Ve insanlardan kimi * der: “İman 47 ettik Allah'a ve âhiret 774 gününe ** ”; ve (oysa) değildir *** onlar * müminler 27 .

Arapça: 15|2|8|ومن الناس من يقول امنا بالله وباليوم الاخر وما هم بمومنين

Bakara Suresi - Ayet 91

Türkçe Meal: Ve denildiği zaman onlara: “İman 47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman 47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik 25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine * ; ve o ** haktır/gerçektir; bir musaddıktır 140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz 35 Allah'ın nebilerini 132 daha önceden; eğer olduysanız müminler 27 ?”

Arapça: 98|2|91|واذا قيل لهم امنوا بما انزل الله قالوا نومن بما انزل علينا ويكفرون بما وراه وهو الحق مصدقا لما معهم قل فلم تقتلون انبيا الله من قبل ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e 282 ; öyle ki doğrusu o (Cibrîl) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır 140 onun iki elinin arasındakine * ; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminlere 27 .

Arapça: 104|2|97|قل من كان عدوا لجبريل فانه نزله علي قلبك باذن الله مصدقا لما بين يديه وهدي وبشري للمومنين

Bakara Suresi - Ayet 221

Türkçe Meal: Ve nikahlamayın 744 * müşrik 36 kadınları ta ki iman 47 ederler; ve hizmetçi mümin 27 bir kadın hayırlıdır bir müşrik 36 kadından; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o kadın) sizleri; ve nikahlamayın 744 ** müşrik 36 erkekleri ta ki iman 47 ederler; ve mutlak ki köle mümin 27 bir erkek hayırlıdır bir müşrik 36 erkekten; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o erkek) sizleri; işte bunlar; çağırırlar ateşe doğru; ve Allah çağırır cennete doğru; ve mağfirete O’nun izniyle; ve beyan eder (Allah) ayetlerini insanlara; belki onlar zikrederler/hatırlarlar.

Arapça: 228|2|221|ولا تنكحوا المشركت حتي يومن ولامه مومنه خير من مشركه ولو اعجبتكم ولا تنكحوا المشركين حتي يومنوا ولعبد مومن خير من مشرك ولو اعجبكم اوليك يدعون الي النار والله يدعوا الي الجنه والمغفره باذنه ويبين ايته للناس لعلهم يتذكرون

Bakara Suresi - Ayet 248

Türkçe Meal: Ve dedi onlara nebileri 132 : "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti 287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden 4 ; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler 366 ; doğrusu bundadır mutlak bir ayet 287 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 285

Türkçe Meal: İman 47 etti resûl 418 Rabbinden 4 kendisine indirilmişe; ve müminler 27 ; hepsi iman 47 etti Allah'a; ve meleklerine; ve kitaplarına; ve resûllerine 418 ; "ayırmayız resûllerinden 418 birinin arasını"; ve dediler: "İşittik; ve itaat ettik; senin mağfiretin 319. Rabbimiz 4 !; ve sanadır dönüş yeri."

Arapça: 292|2|285|امن الرسول بما انزل اليه من ربه والمومنون كل امن بالله ومليكته وكتبه ورسله لا نفرق بين احد من رسله وقالوا سمعنا واطعنا غفرانك ربنا واليك المصير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Edinmez müminler 27 kâfirleri 25 müminlerin 27 astından evliya 212 ; ve kim yapar bunu; öyle ki olmaz (o kimse) Allah’tan bir şeyde * ; dışındadır ki sakınırsınız onlardan bir sakınma (-yla); ve hazırlar/uyarır sizleri Allah kendi nefsine 406 ; ve Allah'adır dönüş yeri.

Arapça: 321|3|28|لا يتخذ المومنون الكفرين اوليا من دون المومنين ومن يفعل ذلك فليس من الله في شي الا ان تتقوا منهم تقيه ويحذركم الله نفسه والي الله المصير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ve bir resûldür 418 İsrâîloğullarına 197 ; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden 4 bir ayetle 287 ; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş 419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı 419 ; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri 419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde 419 ; doğrusu bundadır mutlak ayetler 237 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir 132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman 47 ettiler; ve Allah velisidir 28 müminlerin 27 .

Arapça: 361|3|68|ان اولي الناس بابرهيم للذين اتبعوه وهذا النبي والذين امنوا والله ولي المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 121

Türkçe Meal: Ve sabah erkenden ayrıldığın zaman (sen) ahalinden/ailenden (ki) yerleştirirken müminleri 27 mekanlara * katletme 35 için **; ve Allah Semî’dir 41 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 414|3|121|واذ غدوت من اهلك تبوي المومنين مقعد للقتال والله سميع عليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 122

Türkçe Meal: Sizlerden iki tayfanın * cesaretlerini kaybetmeye yüz tuttuğu zaman; ve Allah velisidir 28 (velisiydi) ikisinin; Allah’a; öyle ki tevekkül 79 etsin müminler 27 .

Arapça: 415|3|122|اذ همت طايفتان منكم ان تفشلا والله وليهما وعلي الله فليتوكل المومنون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 124

Türkçe Meal: Dediğin zaman müminlere 27 ; "Asla kâfi gelmez mi sizlere Rabbinizin 4 desteklemesi sizleri indirilmiş meleklerden 458 üç binle."

Arapça: 417|3|124|اذ تقول للمومنين الن يكفيكم ان يمدكم ربكم بثلثه الف من المليكه منزلين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 139

Türkçe Meal: Ve gevşemeyin; hüzünlenmeyin; ve sizlersiniz âlâlar/daha üstünler; eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 432|3|139|ولا تهنوا ولا تحزنوا وانتم الاعلون ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 152

Türkçe Meal: Ant olsun sadık kaldı sizlere Allah; ve vaadinde (de); süpürüp bozguna uğratıyorken onları O’nun izniyle; ta ki cesaretinizi kaybettiğiniz zamana kadar; ve çekiştiniz emirde; ve isyan ettiniz sizlere gösterdiği sonrasında (Allah'ın) sevdiğinizi; sizlerden kimi arzuluyordu dünyayı; ve sizlerden kimi arzuluyordu ahireti; sonra uzaklaştırdı/çevirdi sizleri onlardan; belalandırmak 256 için sizleri; ant olsun affetti sizlerden; Allah Zû Fadli'dir 465 müminlere 27 karşı.

Arapça: 445|3|152|ولقد صدقكم الله وعده اذ تحسونهم باذنه حتي اذا فشلتم وتنزعتم في الامر وعصيتم من بعد ما اريكم ما تحبون منكم من يريد الدنيا ومنكم من يريد الاخره ثم صرفكم عنهم ليبتليكم ولقد عفا عنكم والله ذو فضل علي المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 160

Türkçe Meal: Eğer yardım ederse sizlere Allah; öyle ki olmaz galipler * sizlere; ve eğer terk ederse sizleri; öyle ki kimdir kimse ki yardım eder sizlere O’nun sonrasında; ve Allah'ın üzerine öyleyse tevekkül 79 etsinler müminler 27 .

Arapça: 453|3|160|ان ينصركم الله فلا غالب لكم وان يخذلكم فمن ذا الذي ينصركم من بعده وعلي الله فليتوكل المومنون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 164

Türkçe Meal: Ant olsun minnet * etti Allah müminlere 27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden 201 ; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır/saflaştırır onları; ve bilindik 471 yapar onlara kitabı ** ve hikmeti 303 ; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet 128 içinde.

Arapça: 457|3|164|لقد من الله علي المومنين اذ بعث فيهم رسولا من انفسهم يتلوا عليهم ايته ويزكيهم ويعلمهم الكتب والحكمه وان كانوا من قبل لفي ضلل مبين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 171

Türkçe Meal: Müjdelerler 473 Allah’tan bir nimeti ve fazlı 202 ; ve ki Allah zayi * etmez müminlerin 27 ecrini (diye).

Arapça: 464|3|171|يستبشرون بنعمه من الله وفضل وان الله لا يضيع اجر المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 175

Türkçe Meal: Doğrusu işte bundadır (ki) şeytân 29 korku/çekince verir 475 kendi evliyasına 212 ; öyle ki korku/çekince duymayın onlara; ve korku/çekince duyun 474 bana eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 468|3|175|انما ذلكم الشيطن يخوف اولياه فلا تخافوهم وخافون ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 179

Türkçe Meal: Olmuş değildir Allah bırakmak için müminleri 27 sizlerin üzerinde (olduğunuza) karşı; ta ki ayırır kötüyü iyiden; ve olmuş değildir Allah (ki) görünür eder sizlere gaybı; velakin/fakat Allah seçer resûllerinden 418 dilediği kimseyi; öyle ki iman 47 edin Allah'a ve resûllerine 418 O'nun; ve eğer iman 47 ederseniz ve takvalı 21 olursanız, öyle ki sizleredir büyük bir ecir 820 .

Arapça: 472|3|179|ما كان الله ليذر المومنين علي ما انتم عليه حتي يميز الخبيث من الطيب وما كان الله ليطلعكم علي الغيب ولكن الله يجتبي من رسله من يشا فامنوا بالله ورسله وان تومنوا وتتقوا فلكم اجر عظيم

Nisâ Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Öyle ki katlet 35 Allah yolunda; mükellef edilmezsin kendi nefsin 201 dışında; ve teşvik et müminleri 27 ; belki Allah ki kısıtlar/sınırlar kâfirlik 25 etmiş kimselerin gücünü/kuvvetini; ve Allah daha şiddetlidir güçte/kuvvette; ve daha şiddetlidir tenkîlde 518 .

Arapça: 577|4|84|فقتل في سبيل الله لا تكلف الا نفسك وحرض المومنين عسي الله ان يكف باس الذين كفروا والله اشد باسا واشد تنكيلا

Nisâ Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir mümin 27 için ki katleder 35 bir mümini 27 ; dışındadır bir hata (-yla olması); ve kim katletti 35 bir mümini 27 bir hata (-yla); öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; ve bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline * ; dışındadır ki sadaka 378 ederler (katledilenin ehli); öyle ki eğer olduysa sizlere bir düşman kavimden ** ; ve o (katledilen) bir müminse 27 ; öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; ve eğer olduysa bir kavimden (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak/antlaşma *** ; öyle ki bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline; ve serbestleştirmektir mümin bir rakabe 520 ; öyle ki kim asla bulamaz; öyle ki siyamdır 322 mütemadiyen **** iki ay; bir tevbedir 33 Allah’tan; ve oldu Allah bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 585|4|92|وما كان لمومن ان يقتل مومنا الا خطا ومن قتل مومنا خطا فتحرير رقبه مومنه وديه مسلمه الي اهله الا ان يصدقوا فان كان من قوم عدو لكم وهو مومن فتحرير رقبه مومنه وان كان من قوم بينكم وبينهم ميثق فديه مسلمه الي اهله وتحرير رقبه مومنه فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين توبه من الله وكان الله عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve kim katleder 35 bir mümini 27 kasıtlı/amaçlı (olarak); öyle ki cezası/karşılığı onun cehennemdir; ölümsüzdür orada * ; ve gazap etti Allah ona; ve lanetledi 280 onu; ve hazırladı ona büyük bir azap.

Arapça: 586|4|93|ومن يقتل مومنا متعمدا فجزاوه جهنم خلدا فيها وغضب الله عليه ولعنه واعد له عذابا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 94

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Darbettiğiniz/vurduğunuz * zaman (ayakları) Allah yolunda 331 ; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun ** ; ve demeyin kimseye (ki) attı/fırlattı üzerinize selam/selamet; "Olmadın sen bir mümin 27 "; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun ** ; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr 466 .

Arapça: 587|4|94|يايها الذين امنوا اذا ضربتم في سبيل الله فتبينوا ولا تقولوا لمن القي اليكم السلم لست مومنا تبتغون عرض الحيوه الدنيا فعند الله مغانم كثيره كذلك كنتم من قبل فمن الله عليكم فتبينوا ان الله كان بما تعملون خبيرا

Nisâ Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Aynı seviyede olmaz müminlerden 27 oturanlar * -dışındadır hasar/zarar ** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle 201 (cihat eden) mücâhitler 521 ; faziletli kıldı Allah mücâhitleri 521 mallarıyla ve nefisleriyle 201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri 521 oturanlara * (karşı) büyük bir ecir 820 (-le).

Arapça: 588|4|95|لا يستوي القعدون من المومنين غير اولي الضرر والمجهدون في سبيل الله بامولهم وانفسهم فضل الله المجهدين بامولهم وانفسهم علي القعدين درجه وكلا وعد الله الحسني وفضل الله المجهدين علي القعدين اجرا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı 5 ; öyle ki zikredin/hatırlayın Allah'ı kıyam 143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame 572 edin salâtı 5 ; doğrusu salât 5 oldu müminler 27 üzerine vakitli * bir kitap ** .

Arapça: 596|4|103|فاذا قضيتم الصلوه فاذكروا الله قيما وقعودا وعلي جنوبكم فاذا اطماننتم فاقيموا الصلوه ان الصلوه كانت علي المومنين كتبا موقوتا

Nisâ Suresi - Ayet 115

Türkçe Meal: Ve kim baskı yapar/ağırlaştırır resûle 418 ona (kimseye) beyan olan doğru yola kılavuz sonrasında; ve tabi olur müminlerin 27 yolu haricinde (başka bir yola); çeviririz yüzünü onun yüz çevirdiğine * ; ve yanması için sunarız onu cehenneme; ve ne kötü bir varış yeridir.

Arapça: 608|4|115|ومن يشاقق الرسول من بعد ما تبين له الهدي ويتبع غير سبيل المومنين نوله ما تولي ونصله جهنم وسات مصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 124

Türkçe Meal: Ve kim yapar sâlihâttan 18 ; erkekten veya kadından; ve O bir mümindir 27 ; öyle ki işte bunlar; girerler cennete; zulmedilmezler bir nakîr 508 (kadar).

Arapça: 617|4|124|ومن يعمل من الصلحت من ذكر او انثي وهو مومن فاوليك يدخلون الجنه ولا يظلمون نقيرا

Nisâ Suresi - Ayet 139

Türkçe Meal: Kimseler (ki) tutarlar/edinirler kâfirleri 25 müminlerin 27 astından evliya 212 ; bakınırlar/ararlar onların yanında izzet 614 ; öyle ki doğrusu izzet 614 topluca Allah’adır.

Arapça: 632|4|139|الذين يتخذون الكفرين اوليا من دون المومنين ايبتغون عندهم العزه فان العزه لله جميعا

Nisâ Suresi - Ayet 141

Türkçe Meal: Kimseler (ki) gözetleyip beklerler sizleri; öyle ki eğer olduysa sizlere bir fetih 527 Allah'tan; dediler: "Olmuyor muyuz asla sizlerle birlikte?"; ve eğer olduysa kâfirlere 25 bir nasip; dediler (kâfirlere): "Asla cesaret vermiyor muyuz üzerinize ve geri durdurmuyor muyuz sizleri müminlerden 27 ?" öyle ki Allah hükmeder aranızda kıyamet 148 günü; ve asla yapmaz Allah kâfirler 25 için müminlere 27 karşı bir yol * .

Arapça: 634|4|141|الذين يتربصون بكم فان كان لكم فتح من الله قالوا الم نكن معكم وان كان للكفرين نصيب قالوا الم نستحوذ عليكم ونمنعكم من المومنين فالله يحكم بينكم يوم القيمه ولن يجعل الله للكفرين علي المومنين سبيلا

Nisâ Suresi - Ayet 144

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Tutmayın/edinmeyin kâfirleri 25 evliya 212 müminlerin 27 astından; ister misiniz ki yaparsınız Allah’a (karşı) aleyhinizde apaçık bir yetki/delil/güç.

Arapça: 637|4|144|يايها الذين امنوا لا تتخذوا الكفرين اوليا من دون المومنين اتريدون ان تجعلوا لله عليكم سلطنا مبينا

Nisâ Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Dışındadır kimseler (ki) tevbe 33 ettiler; ve ıslah 316 oldular; ve yapıştılar Allah'a; ve has kıldılar 528 dinlerini Allah'a; öyle ki işte bunlar; birliktedir müminlerle 27 ; ve yakında verecek Allah müminlere 27 büyük bir ecir 820 .

Arapça: 639|4|146|الا الذين تابوا واصلحوا واعتصموا بالله واخلصوا دينهم لله فاوليك مع المومنين وسوف يوت الله المومنين اجرا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: Fakat onlardan * ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler 27 ; iman 47 ederler sana indirilmişe ** ve senden önce indirilmişe *** ; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; ve iman 47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir 820 .

Arapça: 655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Mâide Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Anın/zikredin 78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; yeltendiği zaman bir kavim/topluluk (ki) uzatmaya sizlere ellerini; öyle ki geri bıraktırdı (Allah) sizden ellerini onların ; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül 79 etsinler müminler 27 .

Arapça: 680|5|11|يايها الذين امنوا اذكروا نعمت الله عليكم اذ هم قوم ان يبسطوا اليكم ايديهم فكف ايديهم عنكم واتقوا الله وعلي الله فليتوكل المومنون

Mâide Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ve nasıl hakem ederler seni; ve (oysa) yanlarındandır onların Tevrât * ; içindedir onun (Tevrât'ın) Allah'ın hükmü * ; sonra yüz çevirirler sonrasında bunun; ve işte bunlar; değillerdir müminler 27 .

Arapça: 712|5|43|وكيف يحكمونك وعندهم التوريه فيها حكم الله ثم يتولون من بعد ذلك وما اوليك بالمومنين

Mâide Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden 122 ; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere 27 karşı; azametlidirler * kâfirlere 25 karşı; cihat 356 ederler Allah yolunda 336 ; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır 202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Mâide Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Ve yiyin rızıklandırdığından Allah'ın bir helal * (olarak); bir iyi (olarak); ve takvalı 21 olun Allah’a O ki sizler O’na müminlersiniz 27 .

Arapça: 757|5|88|وكلوا مما رزقكم الله حللا طيبا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Mâide Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Dedikleri zaman havâriler 565 : "Ey Meryem oğlu Îsâ! Güç yetirir mi senin Rabbin 4 ki indirir üzerimize bir sofra gökten?"; dedi (Îsâ): "Takvalı 21 olun Allah’a eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 781|5|112|اذ قال الحواريون يعيسي ابن مريم هل يستطيع ربك ان ينزل علينا مايده من السما قال اتقوا الله ان كنتم مومنين

En'âm Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman onları ateşe 834 karşı; öyle ki dediler: "Ey! Keşke bizler geri döndürülsek; ve yalanlamayız 195 Rabbimizin 4 ayetlerini; ve oluruz müminlerden 27 ."

Arapça: 816|6|27|ولو تري اذ وقفوا علي النار فقالوا يليتنا نرد ولا نكذب بايت ربنا ونكون من المومنين

En'âm Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Öyle ki yiyin üzerine Allah'ın ismi zikredilenden 641 ; eğer olduysanız O’nun ayetlerine müminler 27 .

Arapça: 907|6|118|فكلوا مما ذكر اسم الله عليه ان كنتم بايته مومنين

A'râf Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Bir kitaptır * (ki) indirildi (senin) üzerine; öyle ki olmaz ** göğsünde bir darlık/sıkılık ondan * ; uyarman içindir onunla * ; ve bir zikirdir 78 müminlere 27 .

Arapça: 956|7|2|كتب انزل اليك فلا يكن في صدرك حرج منه لتنذر به وذكري للمومنين

A'râf Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Öyle ki kurtardık onu * ve onunla beraber kimseleri bizden bir rahmetle 271 ; ve kestik arkasını * kimselerin (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; ve olmuş değillerdi müminler 27 .

Arapça: 1026|7|72|فانجينه والذين معه برحمه منا وقطعنا دابر الذين كذبوا بايتنا وما كانوا مومنين

A'râf Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Dedi büyüklenmiş/kibirlenmiş kimseler (olan) mele 364 ; onun (Sâlih’in) kavminden/toplumundan zaaf içinde bırakılmış kimselere; onlardan iman 47 etmiş kimseye: "Bilir misiniz sizler ki Sâlih gönderilendir Rabbinden 4 ?"; dediler: "Doğrusu bizler onunla gönderilene müminleriz 27 .

Arapça: 1029|7|75|قال الملا الذين استكبروا من قومه للذين استضعفوا لمن امن منهم اتعلمون ان صلحا مرسل من ربه قالوا انا بما ارسل به مومنون

A'râf Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Ve Medyen'e kardeşleri Şuayb'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk 46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh 74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat 620 Rabbinizden 4 ; öyle ki tamamlayın ölçüyü 650 ve mizanı 650 ; ve eksiltmeyin insanların eşyalarını; fesat 265 çıkarmayın yerde onun ıslahı 360 sonrasında; işte sizleredir; bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 1039|7|85|والي مدين اخاهم شعيبا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم فاوفوا الكيل والميزان ولا تبخسوا الناس اشياهم ولا تفسدوا في الارض بعد اصلحها ذلكم خير لكم ان كنتم مومنين

A'râf Suresi - Ayet 143

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki geldi Mûsâ vaktimize; ve kelam 369 etti ona Rabbi 4 : dedi (Mûsâ): "Rabbim 4 ! Görün bana; bakarım sana"; dedi (Allah): "Asla göremezsin beni; velakin/fakat bak dağa doğru; öyle ki eğer kararlı kalırsa o makamında; öyle ki yakında göreceksin beni"; öyle ki ne zaman tecelli etti onun Rabbi 4 dağa; yaptı (Allah) onu dümdüz; ve düştü Mûsâ bayılma (-yla); ne zaman ki ayıldı dedi (Mûsâ): "Subhânsın 7 sen! Tevbe 33 ettim sana; ve ben evveliyim/öncüsüyüm müminlerin 27 ."

Arapça: 1097|7|143|ولما جا موسي لميقتنا وكلمه ربه قال رب ارني انظر اليك قال لن تريني ولكن انظر الي الجبل فان استقر مكانه فسوف تريني فلما تجلي ربه للجبل جعله دكا وخر موسي صعقا فلما افاق قال سبحنك تبت اليك وانا اول المومنين

Enfâl Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: Sual ederler sana enfâlden 696 ; de ki "Enfâl 696 Allah’a ve resûlünedir 700 ; öyle ki takvalı 21 olun Allah’a; ve ıslah 360 edin aranızdaki hali/olanı; ve itaat 76 edin Allah'a ve resûlüne 700 eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 1161|8|1|يسلونك عن الانفال قل الانفال لله والرسول فاتقوا الله واصلحوا ذات بينكم واطيعوا الله ورسوله ان كنتم مومنين

Enfâl Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ancak müminler 27 ; kimselerdir (ki) zikredildiği 78 zaman Allah; korkuyla/ürpertiyle dolar kalpleri onların * ; ve okunduğu zaman üzerlerine O’nun ** ayetleri 454 ; ziyade eder *** onlara **** bir imanı 47 ; ve Rablerine 4 karşı tevekkül 79 ederler ***** (onlar).

Arapça: 1162|8|2|انما المومنون الذين اذا ذكر الله وجلت قلوبهم واذا تليت عليهم ايته زادتهم ايمنا وعلي ربهم يتوكلون

Enfâl Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: İşte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler 27 ; onlaradır dereceler Rablerinin 4 indinde/katında; ve bir mağfiret 319 ; ve cömert bir rızık.

Arapça: 1164|8|4|اوليك هم المومنون حقا لهم درجت عند ربهم ومغفره ورزق كريم

Enfâl Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Çıkardığı gibi (seni) Rabbin 4 (senin) evinden hakla/gerçekle; ve doğrusu bir fırka * müminlerden 27 mutlak kerhendiler 697 .

Arapça: 1165|8|5|كما اخرجك ربك من بيتك بالحق وان فريقا من المومنين لكرهون

Enfâl Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Öyle ki asla * katletmediniz 35 onları ** ; velakin/fakat Allah katletti 35 onları ** ; ve atmış değildin * attığın zaman; velakin/fakat Allah attı; ve belalandırması 256 içindir (Allah'ın) müminleri 27 kendisinden güzel bir bela 701 (-yla); doğrusu Allah bir Semî’dir; bir Alîm’dir.

Arapça: 1177|8|17|فلم تقتلوهم ولكن الله قتلهم وما رميت اذ رميت ولكن الله رمي وليبلي المومنين منه بلا حسنا ان الله سميع عليم

Enfâl Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: Eğer fetih 527 arıyorduysanız; öyle ki muhakkak geldi sizlere fetih 527 ; ve eğer geri durursanız öyle ki o hayırdır sizlere; ve eğer geri dönerseniz geri döneriz (biz de); ve asla sağlayamaz size grubunuz bir şey; velev/şayet çok olmuş olsa da (o); ve ki Allah beraberdir müminlerle 27 .

Arapça: 1179|8|19|ان تستفتحوا فقد جاكم الفتح وان تنتهوا فهو خير لكم وان تعودوا نعد ولن تغني عنكم فيتكم شيا ولو كثرت وان الله مع المومنين

Enfâl Suresi - Ayet 62

Türkçe Meal: Ve eğer isterlerse ki kandırırlar/aldatırlar seni; öyle ki doğrusu Allah hesaplayandır * sana/düşünendir seni; O ** destekleyendir seni kendi yardımıyla ve müminlerle 27 .

Arapça: 1222|8|62|وان يريدوا ان يخدعوك فان حسبك الله هو الذي ايدك بنصره وبالمومنين

Enfâl Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Hesaplar sana/düşünür seni Allah; ve kimseleri (ki) tabi oldular sana müminlerden 27 .

Arapça: 1224|8|64|يايها النبي حسبك الله ومن اتبعك من المومنين

Enfâl Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Ateşle/tetikle müminleri 27 katletmeye/katledilmeye 720 ; eğer olursa sizlerden sabreden yirmi ** (mümin) galip gelirler iki yüze ** (kâfire); ve eğer olursa sizlerden bir yüz *** (sabreden mümin); galip gelir kâfirlik etmiş kimselerden bir bine *** (kâfire); onların fıkıh etmezler/anlamazlar **** bir kavim/topluluk (olmaları) nedeniyledir.

Arapça: 1225|8|65|يايها النبي حرض المومنين علي القتال ان يكن منكم عشرون صبرون يغلبوا مايتين وان يكن منكم مايه يغلبوا الفا من الذين كفروا بانهم قوم لا يفقهون

Enfâl Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler Allah yolunda 336 ; ve kimseler (ki) sığındırdılar * ; ve yardım ettiler * ; işte bunlar; onlardır hak/gerçek müminler 27 ; onlaradır bir mağfiret 319 ve kerim/cömert bir rızık.

Arapça: 1234|8|74|والذين امنوا وهاجروا وجهدوا في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك هم المومنون حقا لهم مغفره ورزق كريم

Tevbe Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Gözetmezler müminlerdekine 27 karşı bir illî * ; ne de bir zimmet ** ; ve işte bunlar; onlardır azgınlar *** .

Arapça: 1245|9|10|لا يرقبون في مومن الا ولا ذمه واوليك هم المعتدون

Tevbe Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Katletmez 720 misiniz bir kavmi/toplumu 754 (ki) bozdular yeminlerini; ve yeltendiler ihraca/çıkarmaya resûlü 418 *; ve onlar başlattılar sizlere evvel kere ** ; haşyet 53 mi duyarsınız onlara? Öyle ki Allah’a daha haktır ki haşyet 53 duyarsınız O’na; eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 1248|9|13|الا تقتلون قوما نكثوا ايمنهم وهموا باخراج الرسول وهم بدوكم اول مره اتخشونهم فالله احق ان تخشوه ان كنتم مومنين

Tevbe Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Katledin 35 onları; azap eder onlara Allah ellerinizle * ; ve rezil eder onları; ve yardım edip zafere ulaştırır sizleri onların üzerine; ve şifa verir mümin 27 bir kavmin/toplumun göğüslerine.

Arapça: 1249|9|14|قتلوهم يعذبهم الله بايديكم ويخزهم وينصركم عليهم ويشف صدور قوم مومنين

Tevbe Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Sonra indirdi Allah sükunetini * resûlüne 418 ** karşı ve müminlere 27 karşı; ve indirdi ordular (ki) asla görmezsiniz onu; ve azap etti (Allah) kâfirlik 25 etmiş kimselere; ve işte bu; cezasıdır kâfirlerin 25 .

Arapça: 1261|9|26|ثم انزل الله سكينته علي رسوله وعلي المومنين وانزل جنودا لم تروها وعذب الذين كفروا وذلك جزا الكفرين

Tevbe Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: De ki: "Asla isabet etmez bizlere Allah'ın bizlere yazdığı dışında; O'dur mevlâmız*"; ve Allah'a karşı; öyle ki tevekkül 79 etsinler müminler 27 .

Arapça: 1286|9|51|قل لن يصيبنا الا ما كتب الله لنا هو مولينا وعلي الله فليتوكل المومنون

Tevbe Suresi - Ayet 61

Türkçe Meal: Onlardan kimseler (ki) eziyet ederler nebiye 132 *; ve derler "o bir kulaktır ** "; de ki :"Bir hayır kulağıdır *** sizlere"; iman 47 eder Allah'a; ve iman 47 eder müminlere 27 ; ve bir rahmettir **** sizlerden iman 47 etmiş kimselere; ve Allah'ın resûlüne 418 * eziyet etmiş kimselere (gelince); onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1296|9|61|ومنهم الذين يوذون النبي ويقولون هو اذن قل اذن خير لكم يومن بالله ويومن للمومنين ورحمه للذين امنوا منكم والذين يوذون رسول الله لهم عذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 62

Türkçe Meal: Ant içerler Allah’la sizlere razı etmek için sizleri; ve (oysa) Allah'a ve resûlüne 700 daha haktır/gerçektir ki razı ederler onu * ki oldularsa müminler 27 .

Arapça: 1297|9|62|يحلفون بالله لكم ليرضوكم والله ورسوله احق ان يرضوه ان كانوا مومنين

Tevbe Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve mümin 27 erkekler; ve mümin 27 kadınlar * ; onların bir kısmı velileridir 28 bir kısmın; emrederler marufla 291 ve engellerler münkeri 82 ; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne 418 ; işte bunlar, rahmet 271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir 37 ; bir Hakîmdir 9 .

Arapça: 1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Vaat * etti Allah mümin 27 erkeklere ve mümin 27 kadınlara cennetleri; akar altından onun ** nehirler; ölümsüzlerdir orada ** ; ve Adn cennetlerindeki iyi meskenleri; ve Allah’tan bir rızayı (ki) daha büyüktür; işte bu; o; azîm * bir fevzdir 768 .

Arapça: 1307|9|72|وعد الله المومنين والمومنت جنت تجري من تحتها الانهر خلدين فيها ومسكن طيبه في جنت عدن ورضون من الله اكبر ذلك هو الفوز العظيم

Tevbe Suresi - Ayet 79

Türkçe Meal: Kimseler (ki) mırıldanırlar müminlerden 27 itaatkarlar (olan kimseleri) sadakalarda 342 ; ve kimseleri (ki) bulamazlar cihatları/mücadeleleri dışında; öyle ki alay ederler onlardan (olanla); (oysa) alay etti Allah onlardan (olanla); ve onlaradır elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1314|9|79|الذين يلمزون المطوعين من المومنين في الصدقت والذين لا يجدون الا جهدهم فيسخرون منهم سخر الله منهم ولهم عذاب اليم

Tevbe Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ve de ki: "Yapın; öyle ki görecek Allah yaptıklarınızı; ve resûlü * (de); ve müminler 27 (de); sonra döndürülürsünüz bilene ** doğru gaybı 62 ve tanıklığı/şahitliği; öyle ki haber verir *** sizlere yapar olduğunuzu."

Arapça: 1340|9|105|وقل اعملوا فسيري الله عملكم ورسوله والمومنون وستردون الي علم الغيب والشهده فينبيكم بما كنتم تعملون

Tevbe Suresi - Ayet 107

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) edindiler bir mescit 778 ; bir zarara ve bir küfre 422 ve bir ayırmaya müminlerin 27 arasını; ve bir gözetleme * Allah ve resûlüne önceden harp etmiş kimse ** için; ve mutlak ant içerler ki: "Arzulamadık güzellik dışında"; ve Allah şahit/tanık olur ki onlar mutlak yalancılardır.

Arapça: 1342|9|107|والذين اتخذوا مسجدا ضرارا وكفرا وتفريقا بين المومنين وارصادا لمن حارب الله ورسوله من قبل وليحلفن ان اردنا الا الحسني والله يشهد انهم لكذبون

Tevbe Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Doğrusu Allah satın aldı müminlerden 27 nefislerini 201 ve mallarını ki onlara (olan) cennetle; katledilip/katlederler 720 Allah yolunda 336 ; öyle ki katlederler 35 ; ve katledilirler 35 ; bir vaattir O’nun * üzerine; bir haktır/gerçektir Tevrât'ta ve İncîl'de ve Kur'ân'da; ve kimdir daha takvalı Allah'tan kendi ahdinde ** ; öyle ki müjdelenin satışınızla o ki sattınız onunla *** ; ve işte bu; o *** ; büyük fevzdir 768 .

Arapça: 1346|9|111|ان الله اشتري من المومنين انفسهم وامولهم بان لهم الجنه يقتلون في سبيل الله فيقتلون ويقتلون وعدا عليه حقا في التوريه والانجيل والقران ومن اوفي بعهده من الله فاستبشروا ببيعكم الذي بايعتم به وذلك هو الفوز العظيم

Tevbe Suresi - Ayet 112

Türkçe Meal: Tevbe 33 edenlerdir; kulluk edenlerdir; hamd 3 edenlerdir; seyahat edenlerdir * ; rükû 11 edenlerdir; secde 12 edenlerdir; emredenlerdir marufla 291 ; ve engelleyenlerdir/yasaklayanlardır münkeri 82 ; ve koruyanlardır Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1347|9|112|التيبون العبدون الحمدون السيحون الركعون السجدون الامرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحفظون لحدود الله وبشر المومنين

Tevbe Suresi - Ayet 122

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir müminlere 27 toplaşarak neferleşmeleri 763 ; öyle ki eğer neferleşmezse 763 her bir fırkadan * onlardan bir tayfa 719 ; fıkıh 770 etmeleri için dinde ** ve uyarmaları *** için kendi kavimlerini geri döndükleri zaman üzerlerine; belki onlar hazırlanırlar.

Arapça: 1357|9|122|وما كان المومنون لينفروا كافه فلولا نفر من كل فرقه منهم طايفه ليتفقهوا في الدين ولينذروا قومهم اذا رجعوا اليهم لعلهم يحذرون

Yunus Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere bir vaaz 653 Rabbinizden 4 ; ve bir şifa gönüllerdekine * ; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet 271 müminlere 27 .

Arapça: 1419|10|57|يايها الناس قد جاتكم موعظه من ربكم وشفا لما في الصدور وهدي ورحمه للمومنين

Yunus Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve vahyettik 603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble 14 ; ve ikame edin salâtı 5 ; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Yunus Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: Velev/şayet dileseydi (senin) Rabbin 4 ; mutlak iman 47 ederdi yerdeki kimseler; hepsi onların topluca; öyleyse sen mi zorlarsın * insanları ta ki olurlar müminler 27 .

Arapça: 1461|10|99|ولو شا ربك لامن من في الارض كلهم جميعا افانت تكره الناس حتي يكونوا مومنين

Yunus Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Sonra kurtarırız resûllerimizi 418 ve iman 47 etmiş kimseleri; işte böyledir; bir haktır/gerçektir üzerimize (ki) kurtarırız müminleri 27 .

Arapça: 1465|10|103|ثم ننجي رسلنا والذين امنوا كذلك حقا علينا ننج المومنين

Yunus Suresi - Ayet 104

Türkçe Meal: De ki: "Ey insanlar! Eğer olduysanız bir kuşkuda dinimden 437 ; öyle ki kulluk 46 etmem kimselere (ki) kulluk 46 edersiniz Allah’ın astından; velakin/fakat kulluk 46 ederim Allah'a; vefat ettirene sizleri; ve emrolundum ki olurum müminlerden 27 ."

Arapça: 1466|10|104|قل يايها الناس ان كنتم في شك من ديني فلا اعبد الذين تعبدون من دون الله ولكن اعبد الله الذي يتوفيكم وامرت ان اكون من المومنين

Hûd Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Dediler: "Ey Hûd! Gelmiş değilsin bizlere bir beyanatla 620 ; ve bizler terk edenler değiliz ilâhlarımızı 74 * senin sözünden (dolayı); ve bizler değiliz sana mümin 27 ."

Arapça: 1524|11|53|قالوا يهود ما جيتنا ببينه وما نحن بتاركي الهتنا عن قولك وما نحن لك بمومنين

Hûd Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Bakiyesi * Allah'ın bir hayırdır sizlere eğer olduysanız müminler 27 ; ve değilim ben üzerinize bir hafîz 613 .

Arapça: 1557|11|86|بقيت الله خير لكم ان كنتم مومنين وما انا عليكم بحفيظ

Hûd Suresi - Ayet 120

Türkçe Meal: Ve her birini kıssalaştırırız 430 sana haberlerinden resûllerin 418 ; sabitleriz onunla * fuâdını 915 ; ve geldi sana bunda ** bir hak/gerçek; ve bir vaaz 653 ; ve bir zikir 78 müminler 27 için.

Arapça: 1591|11|120|وكلا نقص عليك من انبا الرسل ما نثبت به فوادك وجاك في هذه الحق وموعظه وذكري للمومنين

Yusuf Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Ve değildir insanların ekserisi/çoğu -şayet arzuladıysan * (da)- müminler 27 .

Arapça: 1697|12|103|وما اكثر الناس ولو حرصت بمومنين

İbrahim Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Dedi onlara resûlleri 418 : "Değiliz bizler bir beşer 432 dışında sizin misaliniz 870 ; velakin/fakat Allah minnet 982 eder kullarından dilediği kimseye karşı; ve olmuş değildir bizlere 983 ki geliriz sizlere bir sultânla 660 (ki) Allah'ın izniyle (olması) dışındadır; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül 79 etsinler müminler 27 ."

Arapça: 1759|14|11|قالت لهم رسلهم ان نحن الا بشر مثلكم ولكن الله يمن علي من يشا من عباده وما كان لنا ان ناتيكم بسلطن الا باذن الله وعلي الله فليتوكل المومنون

İbrahim Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: "Rabbimiz 4 ! Mağfiret 319 et bana * ; ve ana/babama; ve müminlere 27 ; gün (ki) kıyam 144 olur hesap."

Arapça: 1789|14|41|ربنا اغفر لي ولولدي وللمومنين يوم يقوم الحساب

Hicr Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Uzatma sakın iki gözünü metalandırdığımıza 54 doğru kendisiyle (ki) zevcelerdir * onlardan; ve hüzünlenme ** onlara; ve indir kanadını *** müminlere 27 .

Arapça: 1888|15|88|لا تمدن عينيك الي ما متعنا به ازوجا منهم ولا تحزن عليهم واخفض جناحك للمومنين

Nahl Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Kim yaptı bir sâlihât 18 erkekten veya kadından; ve o (ki) bir mümindir 27 ; öyle ki mutlak hayat veririz ona * güzel bir hayat; ve mutlak cezalandırırız 63 onları ecirleri (-yle) 820 ; en güzeliyle; yaparlar olduklarına (karşı).

Arapça: 1996|16|97|من عمل صلحا من ذكر او انثي وهو مومن فلنحيينه حيوه طيبه ولنجزينهم اجرهم باحسن ما كانوا يعملون

Kehf Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Kıyamdadır 143 ; uyarması içindir onun (Allah'ın) katından/indinden şiddetli bir perişanlığı/bir kaygıyı; ve müjdeler müminleri 27 ; sâlihât 18 yapan kimseleri; ki onlaradır güzel bir ecir.

Arapça: 2140|18|2|قيما لينذر باسا شديدا من لدنه ويبشر المومنين الذين يعملون الصلحت ان لهم اجرا حسنا

Nûr Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Mümin 27 erkeklere de ki "Alçaltsınlar * bakışlarından ve muhafaza ** etsinler fürûclarını 110 "; işte bu; daha saftır onlara; doğrusu Allah bir Habîr’dir 466 ürettiklerine.

Arapça: 2819|24|30|قل للمومنين يغضوا من ابصرهم ويحفظوا فروجهم ذلك ازكي لهم ان الله خبير بما يصنعون

Nûr Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve mümin 27 kadınlara de ki "Alçaltsınlar * bakışlarından; ve muhafaza etsinler fürûclarını 110 ; ve sergilemesinler ** kendilerinin ziynetini 854 ; dışındadır göründüğü ondan *** ; ve vursunlar örtülerini koyunlarının 855 üstüne; ve sergilemesinler ** kendilerinin ziynetini 854 (ki) dışındadır kocaları ya da babaları ya da kocalarının babaları ya da oğulları ya da kocalarının oğulları ya da erkek kardeşleri ya da erkek kardeşlerinin oğulları ya da kız kardeşlerinin oğulları ya da kendi kadınları ya da sağ ellerinin malik olduğu 77 yahut tabiler **** (ki) olmaksızın sahipleri maharet/beceri erkeklerden yahut tıfıl ***** kimseler (ki) asla algılamazlar kadınların avratlarına ******* karşı; ve vurmasınlar ******** ayaklarını bildirmek için hafiyelik ****** ettiklerini kendilerinin ziynetinden 854 "; ve tevbe 33 edin Allah'a karşı topluca ey müminler 27 ! Belki sizler felaha 326 ulaşırsınız.

Arapça: 2820|24|31|وقل للمومنت يغضضن من ابصرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن الا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن علي جيوبهن ولا يبدين زينتهن الا لبعولتهن او ابايهن او ابا بعولتهن او ابنايهن او ابنا بعولتهن او اخونهن او بني اخونهن او بني اخوتهن او نسايهن او ما ملكت ايمنهن او التبعين غير اولي الاربه من الرجال او الطفل الذين لم يظهروا علي عورت النسا ولا يضربن بارجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا الي الله جميعا ايه المومنون لعلكم تفلحون

Şuarâ Suresi - Ayet 114

Türkçe Meal: "Ve ben müminleri 27 kovan/uzaklaştıran değilim."

Arapça: 3044|26|114|وما انا بطارد المومنين

Şuarâ Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Aç/arala benim aramla ve onların arasını bir açış (-la)/bir aralama (-yla); ve kurtar beni ve benimle birlikte (olan) müminlerden 27 kimseyi.

Arapça: 3048|26|118|فافتح بيني وبينهم فتحا ونجني ومن معي من المومنين

Ahzâb Suresi - Ayet 6

Türkçe Meal: Nebi 132 * daha velidir 28 müminlere 27 kendi nefislerinden 201 ; ve eşleri onun * anneleridir 717 onların ** ve rahimler 715 sahiplerinin bir kısmı daha velidir 28 (diğer) bir kısma Allah'ın kitabında müminlerden 27 ve muhâcirlerden 716 ; dışındadır ki faaliyete geçirirsiniz velilerinize 28 bir marufu 291 (ki) oldu (o) bu satırlanmış kitapta.

Arapça: 3537|33|6|النبي اولي بالمومنين من انفسهم وازوجه امهتهم واولوا الارحام بعضهم اولي ببعض في كتب الله من المومنين والمهجرين الا ان تفعلوا الي اوليايكم معروفا كان ذلك في الكتب مسطورا

Ahzâb Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: İşte orada/o anda belalandırıldı 256 müminler 27 ; ve sarsıldılar şiddetli bir sarsıntı (-yla).

Arapça: 3542|33|11|هنالك ابتلي المومنون وزلزلوا زلزالا شديدا

Ahzâb Suresi - Ayet 22

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki gördüler * müminler 27 birlikleri ** ; dediler: "Bu vaat ettiğidir bizlere Allah'ın ve resûlünün 700 ; ve doğru söylemiş Allah ve resûlü 700 "; ve ziyade etmiş değildi (bu) onlara bir iman 47 ve bir teslimiyet dışında.

Arapça: 3553|33|22|ولما را المومنون الاحزاب قالوا هذا ما وعدنا الله ورسوله وصدق الله ورسوله وما زادهم الا ايمنا وتسليما

Ahzâb Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Müminlerdendir 27 adamlar (ki) sâdık 182 kaldılar ahit verdiklerine Allah'a onun * üzerine; öyle ki onlardan ** kimi tamamladı adağını *** ; ve onlardan kimi gözetlerler/bakarlar **** ; ve değiştirmiş değildiler bir değişmeyi.

Arapça: 3554|33|23|من المومنين رجال صدقوا ما عهدوا الله عليه فمنهم من قضي نحبه ومنهم من ينتظر وما بدلوا تبديلا

Ahzâb Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve reddetti Allah kâfirlik 25 etmiş kimseleri gazaplarıyla * ; asla ulaşamazlar bir hayra; ve kâfi geldi/yetti Allah müminlere 27 katletmede/katledilmede 35 ; ve oldı Allah bir Kaviyy 72 ; bir Azîz 37 .

Arapça: 3556|33|25|ورد الله الذين كفروا بغيظهم لم ينالوا خيرا وكفي الله المومنين القتال وكان الله قويا عزيزا

Ahzâb Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Doğrusu müslim 45 (erkekler) ve müslim 45 (kadınlar); ve mümin 27 (erkekler) ve mümin 27 (kadınlar); ve kanaat eden (erkekler) ve kanaat eden (kadınlar); ve sâdık 182 (erkekler) ve sâdık 182 (kadınlar); ve sabreden 51 (erkekler) ve sabreden 51 (kadınlar); haşyet 53 duyan (erkekler) ve haşyet 53 duyan (kadınlar); sadaka 342 veren (erkekler) ve sadaka 342 veren (kadınlar); ve siyam 322 eden (erkekler) ve siyam 322 eden (kadınlar); ve koruyan (erkekler) fürûclarını 110 ve koruyan (kadınlar); ve Allah'ı çokça zikreden 78 (erkekler) ve zikreden 78 (kadınlar); hazırlardı Allah onlara * bir mağfiret 319 ve büyük bir ecir 820 .

Arapça: 3566|33|35|ان المسلمين والمسلمت والمومنين والمومنت والقنتين والقنتت والصدقين والصدقت والصبرين والصبرت والخشعين والخشعت والمتصدقين والمتصدقت والصيمين والصيمت والحفظين فروجهم والحفظت والذكرين الله كثيرا والذكرت اعد الله لهم مغفره واجرا عظيما

Ahzâb Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir mümin 27 (erkeğe) ve bir mümin 27 (kadına) tamamladığı zaman Allah ve resûlü 700 bir emri ki olur onlara seçme/tercih emirlerinden; ve kim asilik eder Allah'a ve resûlüne 700 ; öyle ki muhakkak dalalete 128 düşmüştür apaçık bir dalalete 128 .

Arapça: 3567|33|36|وما كان لمومن ولا مومنه اذا قضي الله ورسوله امرا ان يكون لهم الخيره من امرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ضللا مبينا

Ahzâb Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ve o zaman diyordun kimseye * (ki) nimet vermişti Allah ona * ; ve nimet vermiştin (sen) ona * : "Tut kendine eşini; ve takvalı 21 ol Allah’a"; ve hafiyelik * ediyordun kendi nefsindekine 201 (ki) neyse onu Allah açığa çıkarandır; ve haşyet 53 duyuyordu *** (nefsin) insanlara; ve (oysa) Allah'a daha haktır ki haşyet 53 duyarsın O’na (Allah'a); öyle ki ne zaman tamamladı zeyd 725 ondan **** arzuyu/amacı ***** ; eş yaptık onu **** sana; olmaması içindir müminler 27 üzerine bir yasak/engel ****** eşlerde (ki) onların babalık 714 ettikleri tamamladıkları zaman onlardan ******* arzuyu/amacı ***** ; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçirilen.

Arapça: 3568|33|37|واذ تقول للذي انعم الله عليه وانعمت عليه امسك عليك زوجك واتق الله وتخفي في نفسك ما الله مبديه وتخشي الناس والله احق ان تخشيه فلما قضي زيد منها وطرا زوجنكها لكي لا يكون علي المومنين حرج في ازوج ادعيايهم اذا قضوا منهن وطرا وكان امر الله مفعولا

Ahzâb Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: O (Allah) ki salât 22 eder sizlere; ve melekleri 150 (de) O'nun; çıkarmak için sizleri karanlıklardan aydınlığa/nura; ve oldu O (Allah) müminlere 27 bir Rahîm 2 .

Arapça: 3574|33|43|هو الذي يصلي عليكم ومليكته ليخرجكم من الظلمت الي النور وكان بالمومنين رحيما

Ahzâb Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ve müjdele * müminleri 27 ki onlaradır Allah’tan bir büyük bir fazl 202 .

Arapça: 3578|33|47|وبشر المومنين بان لهم من الله فضلا كبيرا

Ahzâb Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ve kimselerdir (ki) eziyet ederler müminlere 27 ve müminâtlara 493 olmaksızın (onların) kazandıklarıyla; öyle ki muhakkak yüklendiler bir yalan itham/suçlama/iddianame; ve apaçık bir günah.

Arapça: 3589|33|58|والذين يوذون المومنين والمومنت بغير ما اكتسبوا فقد احتملوا بهتنا واثما مبينا

Ahzâb Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Azap 426 etmesi içindir Allah’ın münâfık 26 (erkeklere) ve münâfık 26 (kadınlara); ve müşrik 36 (erkeklere) ve müşrik 36 (kadınlara); ve tevbe 33 etmesi (içindir) Allah'ın mümin 27 (erkeklere) ve mümin 27 (kadınlara) karşı; ve oldu Allah bir Gafûr 20 ; bir Rahîm 2 .

Arapça: 3604|33|73|ليعذب الله المنفقين والمنفقت والمشركين والمشركت ويتوب الله علي المومنين والمومنت وكان الله غفورا رحيما

Sâffât Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Doğrusu o * mümin 27 kullarımızdandı 46 .

Arapça: 3867|37|81|انه من عبادنا المومنين

Sâffât Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Doğrusu o * mümin 27 kullarımızdandı 46 .

Arapça: 3897|37|111|انه من عبادنا المومنين

Duhân Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Rabbimiz 4 ! Keşfet * bizden azabı; doğrusu biz ** müminleriz 27 .

Arapça: 4424|44|12|ربنا اكشف عنا العذاب انا مومنون

Hucurât Suresi - Ayet 9

Türkçe Meal: Ve eğer iki tayfa müminlerden 27 katlettilerse 35 ; öyle ki ıslah 316 edin arasını ikisinin; öyle ki eğer aranırsa/bakırsa yanlışa/taşmaya ikisinden birisi diğeri üzerine; öyle ki katledin 35 arananı/bakınanı yanlışa/taşmaya; ta ki döner Allah'ın emrine doğru; öyle ki eğer döndüyse; öyle ki ıslah 316 edin arasını ikisinin adaletle 680 ; ve eşit 230 olun; doğrusu Allah sever eşit 230 olanları.

Arapça: 4619|49|9|وان طايفتان من المومنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما علي الاخري فقتلوا التي تبغي حتي تفي الي امر الله فان فات فاصلحوا بينهما بالعدل واقسطوا ان الله يحب المقسطين

Mümtehine Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Geldiği zaman mümin 27 kadınlar bir muhâcir 716 kadın (olarak) öyle ki imtihan 742 edin onları * ; Allah daha iyi bilendir onların * imanını 47 ; öyle ki eğer bildiyseniz onlar mümin 27 kadınlardır; öyle ki geri göndermeyin onları * kâfirlere 25 doğru; olmaz onlar * bir helal onlara ** ; ve olmaz onlar ** helali yaparlar ** onları * ; ve verin onlara ** infak 743 ettiklerini ** ; ve olmaz bir günah üzerinize ki nikahlarsınız 744 onları * verdiğiniz zaman onlara ecirlerini/mehirlerini; ve tutmayın ismetlerini 741 kâfir 25 kadınların; ve sual edin/sorun infak 743 ettiğinizi; ve sual etsinler/sorsunlar ** infak 743 ettiklerini; işte bu; hükmüdür Allah'ın; hükmeder aranızda; ve Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 5158|60|10|يايها الذين امنوا اذا جاكم المومنت مهجرت فامتحنوهن الله اعلم بايمنهن فان علمتموهن مومنت فلا ترجعوهن الي الكفار لا هن حل لهم ولا هم يحلون لهن واتوهم ما انفقوا ولا جناح عليكم ان تنكحوهن اذا اتيتموهن اجورهن ولا تمسكوا بعصم الكوافر وسلوا ما انفقتم وليسلوا ما انفقوا ذلكم حكم الله يحكم بينكم والله عليم حكيم

Mümtehine Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Ve eğer geçip gittiyse bir şey eşlerinizden kâfir 25 erkeklere doğru; öyle ki akabinde/ardında oldunuz (böyle bir durumun aynısına karşı); öyle ki verin mislini 870 infak 743 ettiklerinin kimselere * (ki) gitti/terk etti eşleri ** onları * ; ve takvalı 21 olun Allah'a; ki sizler O’na *** müminlersiniz 27 .

Arapça: 5159|60|11|وان فاتكم شي من ازوجكم الي الكفار فعاقبتم فاتوا الذين ذهبت ازوجهم مثل ما انفقوا واتقوا الله الذي انتم به مومنون

Mümtehine Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ey nebi 132 *! Geldiği zaman sana mümin 27 kadınlar biat 745 etsinler sana karşı ki şirk 71 koşmazlar Allah'a bir şeyi; ve çalmazlar; ve zina etmezler; ve katletmezler 35 evlatlarını; ve gelmezler yalan suçlamayla (ki) iftira 883 atarak elleri arasında ve bacakları arasında; ve isyan etmezler sana bir maruftakine 291 ; öyle ki biat 745 et onlara ** ; ve mağfiret 319 sun onlar ** için Allah’a; doğrusu Allah bir Gafûr’dur 20 ; bir Rahîm’dir 2 .

Arapça: 5160|60|12|يايها النبي اذا جاك المومنت يبايعنك علي ان لا يشركن بالله شيا ولا يسرقن ولا يزنين ولا يقتلن اولدهن ولا ياتين ببهتن يفترينه بين ايديهن وارجلهن ولا يعصينك في معروف فبايعهن واستغفر لهن الله ان الله غفور رحيم

Tahrim Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Eğer tevbe 33 ederseniz ikiniz * Allah'a karşı; öyle ki muhakkak eğildi/büküldü ikinizin kalpleri; ve eğer destekleşirseniz ikiniz * ona ** karşı; öyle ki doğrusu Allah; O; mevlâsıdır 68 onun ** ; ve Cibrîl 282 ; ve sâlihler 217 müminler 27 ; ve melekler 48 ; bundan sonra bir destektir (ona).

Arapça: 5231|66|4|ان تتوبا الي الله فقد صغت قلوبكما وان تظهرا عليه فان الله هو موليه وجبريل وصلح المومنين والمليكه بعد ذلك ظهير

Tahrim Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Belki de onun * Rabbi 4 -eğer boşasaydı sizleri- ki değiştirir ona * sizlerden (daha) hayırlı müslüman 431 **; mümin 27 **, kanaat 398 eden**; tevbe 33 eden**; kulluk 46 eden**; seyahat 735 eden**; dul ve bakir eşler.

Arapça: 5232|66|5|عسي ربه ان طلقكن ان يبدله ازوجا خيرا منكن مسلمت مومنت قنتت تيبت عبدت سيحت ثيبت وابكارا

Nuh Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: "Rabbim! 4 Mağfiret 319 et bana; ve ana babama; ve kimseye (ki) girdi evime bir mümin 27 (olarak); ve mümin 27 erkeklere; ve mümin 27 kadınlara; ve artırma zalimlere 257 bir yıkım dışında."

Arapça: 5445|71|28|رب اغفر لي ولولدي ولمن دخل بيتي مومنا وللمومنين والمومنت ولا تزد الظلمين الا تبارا

Bürûc Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve onlar * müminlere 27 yaptıklarına bir şahitti/tanıktı.

Arapça: 5914|85|7|وهم علي ما يفعلون بالمومنين شهود

Bürûc Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) fitne * verdiler mümin 27 erkeklere ve mümin 27 kadınlara; sonra asla tevbe 33 etmezler; öyle ki onlaradır cehennem azabı; ve onlaradır yangın azabı.

Arapça: 5917|85|10|ان الذين فتنوا المومنين والمومنت ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق