Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 281: Mîsâk

Bu kavram 18 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

281Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

2. Bakara Suresi

Ayet 63

Arapça Metin (Harekeli)

70|2|63|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍ وَٱذْكُرُوا۟ مَا فِيهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

70|2|63|واذ اخذنا ميثقكم ورفعنا فوقكم الطور خذوا ما اتينكم بقوه واذكروا ما فيه لعلكم تتقون

Latin Literal

63. Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûr(tûra) huzû mâ ateynâkum bi kuvvetin vezkurû mâ fîhi leallekum tettekûn(tettekûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman mîsâkınızı281; ve yükselttik üstünüze turu/dağı; alın verdiğimizi sizlere kuvvetle/güçle; ve hatırlayın ondakini (mîsâkın içindekini); belki sizler takvalı21 olursunuz.

Ahmed Samira Çevirisi

63 And when We took your promise/covenant , and We raised above you the mountain , take/receive what We gave you with strength/power , and mention/remember what (is) in it, maybe you fear and obey (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misakakum mîsâkınızı مِيثَاقَكُمْ وثق
4 ve rafea'na ve yükselttik وَرَفَعْنَا رفع
5 fevkakumu üstünüze فَوْقَكُمُ فوق
6 t-tura turu/dağı الطُّورَ طور
7 huzu alın خُذُوا اخذ
8 ma مَا -
9 ateynakum verdiğimizi sizlere اتَيْنَاكُمْ اتي
10 bikuvvetin kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي
11 vezkuru ve hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر
12 ma مَا -
13 fihi ondakini (mîsâkın içindekini ) فِيهِ -
14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
15 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي

2. Bakara Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

90|2|83|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَانًا وَذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَقُولُوا۟ لِلنَّاسِ حُسْنًا وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِّنكُمْ وَأَنتُم مُّعْرِضُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Latin Literal

83. Ve iz ehaznâ mîsâka benî isrâîle lâ ta’budûne illâllâhe ve bil vâlideyni ihsânen ve zil kurbâvel yetâmâ vel mesâkîni ve kûlû lin nâsi husnen ve ekîmûs salâte ve âtûz zekât(zekâte), summe tevelleytum illâ kalîlen minkum ve entum mu’ridûn(mu’ridûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman bir mîsâk281 İsrailoğullarından; kulluk46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine130 (de); ve yetimlere131 (de); ve miskinlere113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

83 And when We took Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, "Do not worship except God, and with the parents a goodness and of the relations/near , and the orphans and the poorest of the poor/poor oppressed , and say to the people goodness, and keep up/take care of the prayers and give/bring the charity/purification." Then you turned away except (a) few from you and you are objecting/opposing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misaka bir sözleşme/misak مِيثَاقَ وثق
4 beni oğullarından بَنِي بني
5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
6 la لَا -
7 tea'budune kulluk etmeyesiniz تَعْبُدُونَ عبد
8 illa ancak إِلَّا -
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 ve bil-valideyni ve ana babayla وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد
11 ihsanen bir güzellik إِحْسَانًا حسن
12 ve zi ve sahibine (de) وَذِي -
13 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب
14 velyetama ve yetimlere (de) وَالْيَتَامَىٰ يتم
15 velmesakini ve miskinlere/açlık sınırında yaşayanlara (da) وَالْمَسَاكِينِ سكن
16 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول
17 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
18 husnen güzelliği حُسْنًا حسن
19 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
20 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
21 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
22 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
23 summe sonra ثُمَّ -
24 tevelleytum döndünüz تَوَلَّيْتُمْ ولي
25 illa dışında إِلَّا -
26 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
27 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
28 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
29 mua'ridune direnç gösterenlersiniz /karşı çıkanlarsınız مُعْرِضُونَ عرض

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

2. Bakara Suresi

Ayet 84

Arapça Metin (Harekeli)

91|2|84|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ لَا تَسْفِكُونَ دِمَآءَكُمْ وَلَا تُخْرِجُونَ أَنفُسَكُم مِّن دِيَٰرِكُمْ ثُمَّ أَقْرَرْتُمْ وَأَنتُمْ تَشْهَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

91|2|84|واذ اخذنا ميثقكم لا تسفكون دماكم ولا تخرجون انفسكم من ديركم ثم اقررتم وانتم تشهدون

Latin Literal

84. Ve iz ehaznâ mîsâkakum lâ tesfikûne dimâekum ve lâ tuhricûne enfusekum min diyârikum summe ekrartum ve entum teşhedûn(teşhedûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman mîsâkınızı281; dökmeyesiniz kanlarınızı; ve çıkarmayasınız nefislerinizi201 diyarlarınızdan/yurtlarınızdan; sonra karara bağladınız; ve sizler şahit/tanık olursunuz.

Ahmed Samira Çevirisi

84 And when We took your promise/covenant. "Do not shed your blood and do not bring yourselves out from your homes/countries , then you acknowledged/accepted and you (are) witnessing/testifying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misakakum mîsâkınızı مِيثَاقَكُمْ وثق
4 la لَا -
5 tesfikune dökmeyesini تَسْفِكُونَ سفك
6 dima'ekum kanlarınızı دِمَاءَكُمْ دمو
7 ve la ve وَلَا -
8 tuhricune çıkarmayasınız تُخْرِجُونَ خرج
9 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس
10 min مِنْ -
11 diyarikum diyarlarınızdan/yurtlarınızdan دِيَارِكُمْ دور
12 summe sonra ثُمَّ -
13 ekrartum karara bağladınız أَقْرَرْتُمْ قرر
14 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
15 teşhedune şahitler olursunuz/tanık olursunuz تَشْهَدُونَ شهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

2. Bakara Suresi

Ayet 93

Arapça Metin (Harekeli)

100|2|93|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍ وَٱسْمَعُوا۟ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا۟ فِى قُلُوبِهِمُ ٱلْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

100|2|93|واذ اخذنا ميثقكم ورفعنا فوقكم الطور خذوا ما اتينكم بقوه واسمعوا قالوا سمعنا وعصينا واشربوا في قلوبهم العجل بكفرهم قل بيسما يامركم به ايمنكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

93. Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûr(tûra), huzû mâ âteynâkum bi kuvvetin vesmeû kâlû semi’nâ ve aseynâ ve uşribû fî kulûbihimul icle bi kufrihim kul bi’se mâ ye’murukum bihî îmânukum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman mîsâklarını281; ve yükselttik üstlerine onların turu/dağı; “Tutun/edinin verdiğimizi sizlere bir kuvvetle; ve işitin”; dediler: “İşittik ve isyan ettik”; ve içirildi/emdirildi kalplerine buzağı kâfirlikleriyle25; de ki: “Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır; emretti sizlere onu imanınız; eğer olduysanız müminler*.”

Ahmed Samira Çevirisi

93 And when We took your promise/covenant and We raised the mountain above/over you. Take/receive what We brought (to) you with a strength/power and hear/listen. They said: "We heard and we disobeyed." And they were made to drink/mix/saturate in their hearts/minds the calf with their disbelief. Say: "How bad (is what) your faith/belief orders/commands you with it, if you were believing?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misakakum mîsâklarını مِيثَاقَكُمْ وثق
4 ve rafea'na ve yükselttik وَرَفَعْنَا رفع
5 fevkakumu üstlerine onların فَوْقَكُمُ فوق
6 t-tura turu/dağı الطُّورَ طور
7 huzu tutun/edinin خُذُوا اخذ
8 ma مَا -
9 ateynakum verdiğimizi sizlere اتَيْنَاكُمْ اتي
10 bikuvvetin bir kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي
11 vesmeu ve işitin وَاسْمَعُوا سمع
12 kalu dediler قَالُوا قول
13 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
14 ve asayna ve isyan ettik وَعَصَيْنَا عصي
15 ve uşribu ve içirildi/emdirildi وَأُشْرِبُوا شرب
16 fi فِي -
17 kulubihimu kalplerine قُلُوبِهِمُ قلب
18 l-icle buzağı الْعِجْلَ عجل
19 bikufrihim kâfirlikleriyle بِكُفْرِهِمْ كفر
20 kul de ki قُلْ قول
21 bi'sema Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır بِئْسَمَا باس
22 ye'murukum emretti sizlere يَأْمُرُكُمْ امر
23 bihi onu بِهِ -
24 imanukum imanınızın إِيمَانُكُمْ امن
25 in eğer إِنْ -
26 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
27 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Gerçekten bu şekilde iman etmişseniz, kalpten iman etmişseniz durumunuz vahim demektir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 81

Arapça Metin (Harekeli)

374|3|81|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلنَّبِيِّۦنَ لَمَآ ءَاتَيْتُكُم مِّن كِتَٰبٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَآءَكُمْ رَسُولٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِهِۦ وَلَتَنصُرُنَّهُۥ قَالَ ءَأَقْرَرْتُمْ وَأَخَذْتُمْ عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ إِصْرِى قَالُوٓا۟ أَقْرَرْنَا قَالَ فَٱشْهَدُوا۟ وَأَنَا۠ مَعَكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Latin Literal

81. Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Ahmed Samira Çevirisi

81 And when/if God took the prophets’ promise/covenant what/that what (E) I gave/brought you from a Book and wisdom , then a messenger came to you confirming to/for what (is) with you, to believe with him/it (E) and you will give him/it victory/aid (E). He said: "Did you confess/acknowledge and you took/received on that My promise ?" They said: "We confessed/acknowledged ." He said: "So witness/testify and I am with you from the witnessing/testifying/present."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka mîsâkını/antlaşmasını مِيثَاقَ وثق
5 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا
6 lema mutlak لَمَا -
7 ateytukum verdiğime sizlere اتَيْتُكُمْ اتي
8 min مِنْ -
9 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب
10 ve hikmetin ve hikmetten وَحِكْمَةٍ حكم
11 summe sonra ثُمَّ -
12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا
13 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
14 musaddikun musaddık مُصَدِّقٌ صدق
15 lima لِمَا -
16 meakum yanınızdakine مَعَكُمْ -
17 letu'minunne mutlak iman edersiniz لَتُؤْمِنُنَّ امن
18 bihi ona (resûle) بِهِ -
19 veletensurunnehu ve mutlak yardım edersiniz ona وَلَتَنْصُرُنَّهُ نصر
20 kale dedi (Allah) قَالَ قول
21 eekrartum ikrar/kabul ettiniz mi? أَأَقْرَرْتُمْ قرر
22 ve ehaztum ve aldınız mı وَأَخَذْتُمْ اخذ
23 ala üzerinize عَلَىٰ -
24 zalikum bunu ذَٰلِكُمْ -
25 isri antlaşmamı إِصْرِي اصر
26 kalu dediler قَالُوا قول
27 ekrarna ikrar/kabul ettik أَقْرَرْنَا قرر
28 kale dedi قَالَ قول
29 feşhedu öyleyse tanık/şahit olun فَاشْهَدُوا شهد
30 ve ena ve ben (de) وَأَنَا -
31 meakum yanınızdayım مَعَكُمْ -
32 mine مِنَ -
33 ş-şahidine tanık olanlardan الشَّاهِدِينَ شهد

Notlar

Not 1

*Verilen hikmetli kutsal kitaba.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 187

Arapça Metin (Harekeli)

480|3|187|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ لَتُبَيِّنُنَّهُۥ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُۥ فَنَبَذُوهُ وَرَآءَ ظُهُورِهِمْ وَٱشْتَرَوْا۟ بِهِۦ ثَمَنًا قَلِيلًا فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

480|3|187|واذ اخذ الله ميثق الذين اوتوا الكتب لتبيننه للناس ولا تكتمونه فنبذوه ورا ظهورهم واشتروا به ثمنا قليلا فبيس ما يشترون

Latin Literal

187. Ve iz ehazallâhu mîsâkallezîne ûtûl kitâbe le tubeyyinunnehu lin nâsi ve lâ tektumûneh(tektumûnehu), fe nebezûhu verâe zuhûrihim veşterav bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe bi’se mâ yeşterûn(yeşterûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman Allah kitap verilmiş kimselerin mîsâkını281; "mutlak beyan edersiniz onu insanlara ve gizlemezsiniz onu" (diye) öyle ki attılar onu sırtlarının ardına; ve sattılar onu az bir fiyata; öyle ki ne perişandır satın aldıkları.

Ahmed Samira Çevirisi

187 And when God took/received those who were given The Book’s promise/covenant, to clarify/show/explain it (E) to the people, and do not hide/conceal it, so they discarded/rejected it behind/beyond their backs and bought/volunteered with it a small price, so how bad (is) what they buy/volunteer?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka misakını مِيثَاقَ وثق
5 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
6 utu verildiler أُوتُوا اتي
7 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
8 letubeyyinunnehu mutlak beyan edersiniz onu لَتُبَيِّنُنَّهُ بين
9 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
10 ve la ve وَلَا -
11 tektumunehu gizlemezsiniz onu تَكْتُمُونَهُ كتم
12 fenebezuhu öyle ki attılar onu فَنَبَذُوهُ نبذ
13 vera'e ardına وَرَاءَ وري
14 zuhurihim sırtlarının ظُهُورِهِمْ ظهر
15 veşterav ve sattılar وَاشْتَرَوْا شري
16 bihi onu بِهِ -
17 semenen bir bedele ثَمَنًا ثمن
18 kalilen az bir قَلِيلًا قلل
19 fe bi'se öyleki ne perişandır فَبِئْسَ باس
20 ma مَا -
21 yeşterune satın aldıkları يَشْتَرُونَ شري

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

4. Nisâ Suresi

Ayet 154

Arapça Metin (Harekeli)

647|4|154|وَرَفَعْنَا فَوْقَهُمُ ٱلطُّورَ بِمِيثَٰقِهِمْ وَقُلْنَا لَهُمُ ٱدْخُلُوا۟ ٱلْبَابَ سُجَّدًا وَقُلْنَا لَهُمْ لَا تَعْدُوا۟ فِى ٱلسَّبْتِ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظًا

Arapça Metin (Harekesiz)

647|4|154|ورفعنا فوقهم الطور بميثقهم وقلنا لهم ادخلوا الباب سجدا وقلنا لهم لا تعدوا في السبت واخذنا منهم ميثقا غليظا

Latin Literal

154. Ve rafa’nâ fevkahumut tûra bi mîsâkıhim ve kulnâ lehumudhulûl bâbe succeden ve kulnâ lehum lâ ta’dû fîs sebti ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

Türkçe Çeviri

Ve kaldırdık/yükselttik üzerlerine onların turu/dağı; mîsâkları281 (gereği) onların; ve dedik onlara: “Girin kapıdan secde12 edenler (olarak)”; ve dedik onlara: “Sınırı aşmayın şabatta/dinlenme döneminde”; ve aldık onlardan sağlam bir mîsâk281.

Ahmed Samira Çevirisi

154 And We raised above them the Mountain with their promise/covenant, and We said to them: "Enter the door/entrance prostrating". And We said to them: "Do not transgress/violate in the Saturday/Sabbath". And We took from them a strong promise/covenant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rafea'na ve kaldırdık/yükselttik وَرَفَعْنَا رفع
2 fevkahumu üzerlerine onların فَوْقَهُمُ فوق
3 t-tura turu/dağı الطُّورَ طور
4 bimisakihim misakları/antlaşmaları (gereği) onların بِمِيثَاقِهِمْ وثق
5 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول
6 lehumu onlara لَهُمُ -
7 dhulu girin ادْخُلُوا دخل
8 l-babe kapıdan الْبَابَ بوب
9 succeden secde edenler (olarak) سُجَّدًا سجد
10 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول
11 lehum onlara لَهُمْ -
12 la لَا -
13 tea'du sınırı aşmayın تَعْدُوا عدو
14 fi فِي -
15 s-sebti şabatta/dinlenme döneminde السَّبْتِ سبت
16 ve ehazna ve aldık وَأَخَذْنَا اخذ
17 minhum onlardan مِنْهُمْ -
18 misakan bir antlaşma/misak مِيثَاقًا وثق
19 galizen sağlam غَلِيظًا غلظ

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

insanın secdesi Kavram 12

12 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

4. Nisâ Suresi

Ayet 155

Arapça Metin (Harekeli)

648|4|155|فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَٰقَهُمْ وَكُفْرِهِم بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَقَتْلِهِمُ ٱلْأَنۢبِيَآءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌۢ بَلْ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ إِلَّا قَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

648|4|155|فبما نقضهم ميثقهم وكفرهم بايت الله وقتلهم الانبيا بغير حق وقولهم قلوبنا غلف بل طبع الله عليها بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Latin Literal

155. Fe bimâ nakdıhim mîsâkahum ve kufrihim bi âyâtillâhi ve katlihimul enbiyâe bi gayrı hakkın ve kavlihim kulûbunâ gulf(gulfun). Bel tabaallâhu aleyhâ bi kufrihim fe lâ yu’minûne illâ kalîlâ(kalîlen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki mîsâklarını281 bozmaları; ve Allah'ın ayetlerine kâfirlik25 etmeleri; ve enbiyayı* bir hak olmaksızın katletmeleri35 ; ve "kalplerimiz kılıflıdır" söylemleri nedeniyledir; evet! mühürledi175 Allah üzerini onun (kalbin) küfürleriyle**; öyle ki iman47 etmezler (onlar) biraz dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

155 So with what their breaking/breaching (of) their promise/covenant, and their disbelief with God’s signs/verses/evidences, and their killing (of) the prophets, without right , and their saying: "Our hearts/minds (are) covered/uncomprehending." But God stamped/covered/closed/sealed on it, with their disbelief, so they do not believe except a few.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 febima öyle ki nedeniyledir فَبِمَا -
2 nekdihim bozmaları نَقْضِهِمْ نقض
3 misakahum misaklarını/antlaşmalarını مِيثَاقَهُمْ وثق
4 ve kufrihim ve kâfirlik etmeleri وَكُفْرِهِمْ كفر
5 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي
6 llahi Allah'ın اللَّهِ -
7 ve katlihimu ve katlettikleri وَقَتْلِهِمُ قتل
8 l-enbiya'e enbiyayı الْأَنْبِيَاءَ نبا
9 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
10 hakkin bir hak حَقٍّ حقق
11 ve kavlihim ve sözlemleri وَقَوْلِهِمْ قول
12 kulubuna kalplerimiz قُلُوبُنَا قلب
13 gulfun kılıflıdır غُلْفٌ غلف
14 bel evet بَلْ -
15 tabea mühürledi طَبَعَ طبع
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 aleyha üzerini onun (kalbin) عَلَيْهَا -
18 bikufrihim küfürleriyle onların بِكُفْرِهِمْ كفر
19 fela öyle ki فَلَا -
20 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
21 illa dışında إِلَّا -
22 kalilen biraz قَلِيلًا قلل

Notlar

Not 1

*Nebileri.**Kendi yaptıkları nedeniyle kalp mühürlenir. Yüce Allah sürece sadece izin verir. İnsanın kazandığı kendi yaptıkları nedeniyledir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

5. Mâide Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

676|5|7|وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَةَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَٰقَهُ ٱلَّذِى وَاثَقَكُم بِهِۦٓ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

676|5|7|واذكروا نعمه الله عليكم وميثقه الذي واثقكم به اذ قلتم سمعنا واطعنا واتقوا الله ان الله عليم بذات الصدور

Latin Literal

7. Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).

Türkçe Çeviri

Ve anın/zikredin78 nimetini Allah'ın sizlere; ve mîsâkını281 (da); O (Allah) ki ve mîsâkladı281 sizleri onunla dediğiniz zaman "İşittik ve itaat ettik"; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Alîm’dir8 göğüslerin zatîne/özüne.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And remember/mention God’s blessing/goodness on you, and His entrustment that He entrusted you with it, when you said: "We heard/listened and we obeyed." And fear and obey God, that God (is) knowledgeable within the innermosts (chests).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vezkuru ve anın/zikredin وَاذْكُرُوا ذكر
2 nia'mete ni'metini نِعْمَةَ نعم
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
5 ve misakahu ve misakını onun وَمِيثَاقَهُ وثق
6 llezi O ki الَّذِي -
7 vesekakum ve misakladı sizleri وَاثَقَكُمْ وثق
8 bihi onunla بِهِ -
9 iz zaman إِذْ -
10 kultum dediniz قُلْتُمْ قول
11 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع
12 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع
13 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
14 llahe Allah’a اللَّهَ -
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 llahe Allah اللَّهَ -
17 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
18 bizati zatîne/özüne بِذَاتِ -
19 s-suduri göğüslerin الصُّدُورِ صدر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

5. Mâide Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

681|5|12|وَلَقَدْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ ٱثْنَىْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ ٱللَّهُ إِنِّى مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَيْتُمُ ٱلزَّكَوٰةَ وَءَامَنتُم بِرُسُلِى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

12. Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent from them twelve heads/chiefs/representatives, and God said: "I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity/purification, and you believed with My messengers and you supported/aided them, and you lent/advanced God a good loan/advance, I will substitute (E) from you your sins/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s/path’s straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka bir misak/sözleşme مِيثَاقَ وثق
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث
8 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني
10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر
11 nekiben lider نَقِيبًا نقب
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 inni doğrusu ben إِنِّي -
15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ -
16 lein eğer لَئِنْ -
17 ekamtumu diktiniz/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن
22 birusuli resullerime/elçilerime بِرُسُلِي رسل
23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر
24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض
25 llahe Allah'a اللَّهَ -
26 kardan bir borç قَرْضًا قرض
27 hasenen güzel حَسَنًا حسن
28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر
29 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا
31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل
32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
33 tecri akar تَجْرِي جري
34 min مِنْ -
35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
37 femen öyle ki kim فَمَنْ -
38 kefera kâfirlik etti/gerçeği örttü كَفَرَ كفر
39 bea'de sonra بَعْدَ بعد
40 zalike bundan ذَٰلِكَ -
41 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
43 delle dalalet içinde oldu/saptı ضَلَّ ضلل
44 seva'e düz سَوَاءَ سوي
45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

682|5|13|فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَٰقَهُمْ لَعَنَّٰهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَٰسِيَةً يُحَرِّفُونَ ٱلْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِۦ وَنَسُوا۟ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُوا۟ بِهِۦ وَلَا تَزَالُ تَطَّلِعُ عَلَىٰ خَآئِنَةٍ مِّنْهُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِّنْهُمْ فَٱعْفُ عَنْهُمْ وَٱصْفَحْ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

682|5|13|فبما نقضهم ميثقهم لعنهم وجعلنا قلوبهم قسيه يحرفون الكلم عن مواضعه ونسوا حظا مما ذكروا به ولا تزال تطلع علي خاينه منهم الا قليلا منهم فاعف عنهم واصفح ان الله يحب المحسنين

Latin Literal

13. Fe bimâ nakdihim mîsâkahum leannâhum ve cealnâ kulûbehum kâsiyet(kâsiyeten), yuharrifûnel kelime an mevâdııhî ve nesû hazzan mimmâ zukkirû bih(bihî), ve lâ tezâlu tettaliu alâ hâınetin minhum illâ kalîlen minhum fa’fu anhum vasfah innallâhe yuhıbbul muhsinîn(muhsinîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki mîsâklarını281 bozmaları nedeniyledir; mutlak lanetledik280 onları ve yaptık kalplerini kaskatı175; tahrif ederler kelimeleri yerlerinden; ve unuttular bir payı zikredildiklerinden kendisiyle* (Tevrât'la); ve daima karşılaşırsın onlardan bir hainlik üzerine; dışındadır onlardan bir azı ; öyle ki affet onlardan; ve el sıkış/dokun kibarca; doğrusu Allah sever muhsinleri294.

Ahmed Samira Çevirisi

13 So because (of) what their breaking/breaching their promise/covenant, We cursed them and We made their hearts cruel/merciless, they alter/distort the words/expressions from its places, and they forgot (a) fortune (share) from what they were reminded with it, and do you not still/continue to know/see on a betrayal/unfaithfulness from them, except (a) few from them, so forg ive/pardon on them and forgive/pardon, that God loves/likes the good doers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 febima öyle ki nedeniyledir فَبِمَا -
2 nekdihim bozmaları onların نَقْضِهِمْ نقض
3 misakahum misaklarını مِيثَاقَهُمْ وثق
4 leannahum mutlak lanetledik onları لَعَنَّاهُمْ لعن
5 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل
6 kulubehum kalplerini قُلُوبَهُمْ قلب
7 kasiyeten bir kaskatı قَاسِيَةً قسو
8 yuharrifune tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف
9 l-kelime kelimeleri الْكَلِمَ كلم
10 an عَنْ -
11 mevadiihi yerlerinden مَوَاضِعِهِ وضع
12 ve nesu ve unuttular وَنَسُوا نسي
13 hazzen bir payı حَظًّا حظظ
14 mimma مِمَّا -
15 zukkiru zikredildiklerinden ذُكِّرُوا ذكر
16 bihi kendisiyle (kitap) بِهِ -
17 ve la ve وَلَا -
18 tezalu daima تَزَالُ زيل
19 tettaliu karşılaşırsın تَطَّلِعُ طلع
20 ala üzerine عَلَىٰ -
21 hainetin bir hainlik خَائِنَةٍ خون
22 minhum onlardan مِنْهُمْ -
23 illa dışındadır إِلَّا -
24 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
25 minhum onlardan مِنْهُمْ -
26 fea'fu öyle ki affet فَاعْفُ عفو
27 anhum onlardan عَنْهُمْ -
28 vesfeh ve el sıkış/dokun kibarca وَاصْفَحْ صفح
29 inne doğrusu إِنَّ -
30 llahe Allah اللَّهَ -
31 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب
32 l-muhsinine muhsinleri الْمُحْسِنِينَ حسن

Notlar

Not 1

*Kendilerine verilen Tevrât'tan bir pay alamadılar. Onun yerine kendi elleriyle yazdıkları uyduruk anlatılar olan Talmud'a tabi oldular.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kalpler; mühür, maraz/hastalık/kilitler/perde/paslanma. Kavram 175

175 Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir. Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.Kalplerin paslanması.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Muhsin Kavram 294

294 Güzel işler yapan, güzelleştiren.

5. Mâide Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

683|5|14|وَمِنَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ إِنَّا نَصَٰرَىٰٓ أَخَذْنَا مِيثَٰقَهُمْ فَنَسُوا۟ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُوا۟ بِهِۦ فَأَغْرَيْنَا بَيْنَهُمُ ٱلْعَدَاوَةَ وَٱلْبَغْضَآءَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ وَسَوْفَ يُنَبِّئُهُمُ ٱللَّهُ بِمَا كَانُوا۟ يَصْنَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

683|5|14|ومن الذين قالوا انا نصري اخذنا ميثقهم فنسوا حظا مما ذكروا به فاغرينا بينهم العداوه والبغضا الي يوم القيمه وسوف ينبيهم الله بما كانوا يصنعون

Latin Literal

14. Ve minellezîne kâlû innâ nasârâ ehaznâ mîsâkahum fe nesû hazzan mimmâ zukkirû bihî fe agraynâ beynehumul adâvete vel bagdâe ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti) ve sevfe yunebbiuhumullâhu bimâ kânû yasnaûn(yasnaûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimselerden (ki) dediler: "Doğrusu bizler Nasârâlıyız268"; aldık mîsâklarını281 onların ; öyle ki unuttular kendisiyle (İncîl'le) zikredildiklerinden bir payı*; öyle ki yapıştırdık aralarına onların düşmanlık ve nefret/kin kıyamet gününe kadar; ve yakında haber verecek onlara Allah üretirler olduklarını.

Ahmed Samira Çevirisi

14 And from those who said: "We are Christians." We took their promise/covenant, so they forgot a luck (share) from what they were reminded with it, so We urged/excited to stir up between them the animosity and the intense hatred to the Resurrection Day, and God will inform them with what they were performing/producing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve mine ve وَمِنَ -
2 ellezine kimselerden (ki) الَّذِينَ -
3 kalu dediler قَالُوا قول
4 inna doğrusu bizler إِنَّا -
5 nesara Nasaralıyız نَصَارَىٰ نصر
6 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
7 misakahum misaklarını onların مِيثَاقَهُمْ وثق
8 fenesu öyle ki unuttular فَنَسُوا نسي
9 hazzen bir payı حَظًّا حظظ
10 mimma مِمَّا -
11 zukkiru zikredildiklerinden ذُكِّرُوا ذكر
12 bihi kendisiyle (kitap) بِهِ -
13 feegrayna öyle ki yapıştırdık فَأَغْرَيْنَا غرو
14 beynehumu aralarına onların بَيْنَهُمُ بين
15 l-adavete düşmanlık الْعَدَاوَةَ عدو
16 velbegda'e ve nefret/kin وَالْبَغْضَاءَ بغض
17 ila kadar إِلَىٰ -
18 yevmi gününe يَوْمِ يوم
19 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
20 ve sevfe ve yakında وَسَوْفَ -
21 yunebbiuhumu haber verecek onlara يُنَبِّئُهُمُ نبا
22 llahu Allah اللَّهُ -
23 bima بِمَا -
24 kanu olduklarını كَانُوا كون
25 yesneune üretirler يَصْنَعُونَ صنع

Notlar

Not 1

*Kendilerine verilen İncîl'den bir pay alamadılar. Onun yerine kendi elleriyle yazdıkları uyduruk anlatılara tabi oldular.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nasârâlılar Kavram 268

268 Sadece İncil'e tabi olmuş Hristiyanlar. Nasârâ'da doğmuş bir elçinin getirdiği kitaba tabi olmuş. İncil sonrası insanların elleriyle yazdıkları masal kitaplarına uyarak sapmamış. Günümüzdeki Hristiyanlarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

5. Mâide Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

739|5|70|لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَأَرْسَلْنَآ إِلَيْهِمْ رُسُلًا كُلَّمَا جَآءَهُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُوا۟ وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

739|5|70|لقد اخذنا ميثق بني اسريل وارسلنا اليهم رسلا كلما جاهم رسول بما لا تهوي انفسهم فريقا كذبوا وفريقا يقتلون

Latin Literal

70. Lekad ehaznâ mîsâka benî isrâîle ve erselnâ ileyhim rusulâ(rusulen) kullemâ câehum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusuhum ferîkan kezzebû ve ferîkan yaktulûn(yaktulûne).

Türkçe Çeviri

Ant olsun aldık bir mîsâk281 İsrâîloğullarından197; ve gönderdik onlara resûller418; her ne zaman geldi onlara bir resûl418 bir şey (-le) (ki) nefislerinin hevasına uymayan; bir fırka/grup (ki) yalanladılar; ve bir fırka/grup (ki) katlettiler35.

Ahmed Samira Çevirisi

70 We had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent to them messengers, whenever a messenger came to them with what their selves do not desire, a group (some) they denied, and a group (some) they kill.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misaka bir misak مِيثَاقَ وثق
4 beni oğullarından بَنِي بني
5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
6 ve erselna ve gönderdik وَأَرْسَلْنَا رسل
7 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
8 rusulen resûller رُسُلًا رسل
9 kullema her ne zaman كُلَّمَا كلل
10 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا
11 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل
12 bima bir şey بِمَا -
13 la لَا -
14 tehva hevasına uymayan تَهْوَىٰ هوي
15 enfusuhum nefislerinin أَنْفُسُهُمْ نفس
16 ferikan bir fırka فَرِيقًا فرق
17 kezzebu yalanladı onlar كَذَّبُوا كذب
18 ve ferikan ve fırka وَفَرِيقًا فرق
19 yektulune katletti onlar يَقْتُلُونَ قتل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

7. A'râf Suresi

Ayet 169

Arapça Metin (Harekeli)

1123|7|169|فَخَلَفَ مِنۢ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ وَرِثُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ يَأْخُذُونَ عَرَضَ هَٰذَا ٱلْأَدْنَىٰ وَيَقُولُونَ سَيُغْفَرُ لَنَا وَإِن يَأْتِهِمْ عَرَضٌ مِّثْلُهُۥ يَأْخُذُوهُ أَلَمْ يُؤْخَذْ عَلَيْهِم مِّيثَٰقُ ٱلْكِتَٰبِ أَن لَّا يَقُولُوا۟ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلْحَقَّ وَدَرَسُوا۟ مَا فِيهِ وَٱلدَّارُ ٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1123|7|169|فخلف من بعدهم خلف ورثوا الكتب ياخذون عرض هذا الادني ويقولون سيغفر لنا وان ياتهم عرض مثله ياخذوه الم يوخذ عليهم ميثق الكتب ان لا يقولوا علي الله الا الحق ودرسوا ما فيه والدار الاخره خير للذين يتقون افلا تعقلون

Latin Literal

169. Fe halefe min ba’dihim halfun verisûl kitâbe ye’huzûne arada hâzel ednâ ve yekûlûne se yugferu lenâ ve in ye’tihim aradun misluhu ye’huzûh(ye’huzûhu), e lem yu’haz aleyhim mîsâkul kitâbi en lâ yekûlû alâllâhi illel hakka ve deresû mâ fîh(fîhî), ved dârul âhıretu hayrun lillezîne yettekûn(yettekûne), e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki halife65 oldu onların sonrasında bir halife65 (ki) varis oldular kitaba*; tutarlar/edinirler arzını/sunduğunu bu alçağın**; ve derler: "Mağfiret319 edilecek bizlere"; ve eğer gelse onlara arzın/sunulanın kendi (kadar) misli870; tutarlar/edinirler onu; asla tutmazlar/edinmezler üzerlerine kitabın* mîsâkını281 ki "demeyin Allah’a karşı hak/gerçek dışında" (dır); ve (oysa) ders çalıştılar (onlar) onun* içindekine; ve ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı21 olurlar; öyle ki akletmez misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

169 So from after them succeeded/followed successions, they inherited The Book , they take/receive that enjoyable accessories/non-essentials/vanities the nearer , and they say: "(It) will be forgiven for us."108And if enjoyable accessories/non-essentials/vanities similar/equal to it comes to them they take/receive it, was not The Book’s promise/covenant being taken on (from) them, that they not say on God except the truth ? And they studied/memorized what is in it, and the home/house (of) the end (other life is) better/best , to those who fear and obey, so do you not reason/understand ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fehalefe öyle ki halife oldu فَخَلَفَ خلف
2 min مِنْ -
3 bea'dihim onların sonrasında بَعْدِهِمْ بعد
4 halfun bir halife خَلْفٌ خلف
5 verisu varis oldular وَرِثُوا ورث
6 l-kitabe kitaba الْكِتَابَ كتب
7 ye'huzune edinirler يَأْخُذُونَ اخذ
8 arade arzını/sunduğunu عَرَضَ عرض
9 haza bu هَٰذَا -
10 l-edna alçağın الْأَدْنَىٰ دنو
11 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
12 seyugferu mağfiret edilecek سَيُغْفَرُ غفر
13 lena bizlere لَنَا -
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 ye'tihim gelse onlara يَأْتِهِمْ اتي
16 aradun arzı/sunulan عَرَضٌ عرض
17 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
18 ye'huzuhu tutarlar/edinirler onu يَأْخُذُوهُ اخذ
19 elem asla أَلَمْ -
20 yu'haz tutmazlar/edinmezler يُؤْخَذْ اخذ
21 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
22 misaku misakını مِيثَاقُ وثق
23 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب
24 en ki أَنْ -
25 la لَا -
26 yekulu demeyin يَقُولُوا قول
27 ala karşı عَلَى -
28 llahi Allah’a اللَّهِ -
29 illa dışında إِلَّا -
30 l-hakka hak/gerçek الْحَقَّ حقق
31 vederasu ve ders çalıştılar وَدَرَسُوا درس
32 ma مَا -
33 fihi onun içindekine فِيهِ -
34 ve ddaru ve diyarı وَالدَّارُ دور
35 l-ahiratu Âhiret الْاخِرَةُ اخر
36 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
37 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ -
38 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
39 efela öyle ki أَفَلَا -
40 tea'kilune akletmezler misiniz? تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Tevrât'a.**Daha alçak/aşağı bir evrende olan Dünya gezegeninin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Mağfiret Kavram 319

319 Bağışlama, affetme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

8. Enfâl Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1232|8|72|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يُهَاجِرُوا۟ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَىْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا۟ وَإِنِ ٱسْتَنصَرُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ فَعَلَيْكُمُ ٱلنَّصْرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Latin Literal

72. İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba’duhum evliyâu ba’d(ba’dın), vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim min şey’in hattâ yuhâcirû, ve inistensarûkum fîd dîni fe aleykumun nasru illâ alâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâk(mîsâkun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve hicret355 ettiler; ve cihat356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle201 Allah yolunda336; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve hiç hicret355 etmiyorlar yoktur* sizlere velayetlerinden* hiç bir şey ta ki hicret355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse** dinde437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır*** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir513.

Ahmed Samira Çevirisi

72 That those who believed and emigrated and struggled/exerted , with their properties/possessions and119themselves in God’s sake/way , and those who sheltered/gave refuge and saved/gave victory/aided, those, some of them (are) guardians/patrons/allies (to) some, and those who believed and did not emigrate, their guardianship/patronage is not for (on) you from a thing (your responsibility) until they emigrate, and if they asked you to save/aid them in the religion, so the victory/aid is on you (your duty) except on a nation between you and between them (is) a promise/covenant, and God (is) with what you made/do seeing/knowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve haceru ve hicret ettiler وَهَاجَرُوا هجر
5 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد
6 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول
7 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس
8 fi فِي -
9 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
10 llahi Allah اللَّهِ -
11 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
12 avev sığındırdılar اوَوْا اوي
13 ve nesaru ve yardım ettiler وَنَصَرُوا نصر
14 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
15 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
16 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي
17 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
18 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
19 amenu iman ettiler امَنُوا امن
20 velem ve hiç وَلَمْ -
21 yuhaciru hicret etmiyorlar يُهَاجِرُوا هجر
22 ma yoktur مَا -
23 lekum sizlere لَكُمْ -
24 min مِنْ -
25 velayetihim velayetlerinden وَلَايَتِهِمْ ولي
26 min hiç مِنْ -
27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا
28 hatta ta ki حَتَّىٰ -
29 yuhaciru hicret ederler يُهَاجِرُوا هجر
30 ve ini ve eğer وَإِنِ -
31 stensarukum yardım talep ederlerse اسْتَنْصَرُوكُمْ نصر
32 fi فِي -
33 d-dini dinde الدِّينِ دين
34 fealeykumu öyle ki üzerinizedir فَعَلَيْكُمُ -
35 n-nesru yardım النَّصْرُ نصر
36 illa dışında إِلَّا -
37 ala karşı عَلَىٰ -
38 kavmin bir kavme/topluma قَوْمٍ قوم
39 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين
40 ve beynehum ve aralarında وَبَيْنَهُمْ بين
41 misakun bir misak مِيثَاقٌ وثق
42 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
43 bima بِمَا -
44 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
45 besirun bir Basîr’dir بَصِيرٌ بصر

Notlar

Not 1

*Hicret etmemiş olan iman etmiş kimselere karşı hicret etmiş imanlı kimseler üzerine bir koruma/velayet sorumluluğu yoktur.**Din konusunda bir yardım talep ederlerse yardım etme zorunluluğu vardır.***Ancak içinde bulundukları kavimle/toplumla bir antlaşma yapılmışsa bu kurallara uyarak ilerleme sağlanır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Evliya, veli Kavram 212

212 Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Hicret etmek. Kavram 355

355 Göç etmek, bırakıp terk etmek, göçmen olmak.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

Allah'ın dini. Kavram 437

437 İslam. Sadece kutsal kitaplara teslim olma. Kutsal kitaplar haricinde dinde kaynak kabul etmemek. Kutsal kitaplarda ne varsa uymak. Kutsal kitapların astından hadis/söylenti kitapları edinmemek. Kur'an'ı terk edilmiş bırakmamak.

Basîr Kavram 513

513 Gören.

13. Ra'd Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

1725|13|20|ٱلَّذِينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ ٱللَّهِ وَلَا يَنقُضُونَ ٱلْمِيثَٰقَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1725|13|20|الذين يوفون بعهد الله ولا ينقضون الميثق

Latin Literal

20. Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) tamamlarlar ahdi969 Allah'a; ve bozmazlar mîsâkı281.

Ahmed Samira Çevirisi

20 Those who fulfill/complete with God’s promise/oath , and do not break/undo the promise/covenant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
2 yufune tamamlarlar يُوفُونَ وفي
3 biahdi ahdi بِعَهْدِ عهد
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 ve la ve وَلَا -
6 yenkudune bozmazlar يَنْقُضُونَ نقض
7 l-misaka mîsâkı الْمِيثَاقَ وثق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

13. Ra'd Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

1730|13|25|وَٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعْدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقْطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوٓءُ ٱلدَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1730|13|25|والذين ينقضون عهد الله من بعد ميثقه ويقطعون ما امر الله به ان يوصل ويفسدون في الارض اوليك لهم اللعنه ولهم سو الدار

Latin Literal

25. Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) bozarlar Allah'a (olan) ahdi969 sonrasında kendi mîsâkı281; ve keserler187 Allah'ın kendisiyle emrettiğini ki birleştirilir; ve fesat265 çıkarırlar yerde; işte bunlar; onlaradır lanet280; ve onlaradır bir kötü diyar*.

Ahmed Samira Çevirisi

25 And those who break/unbind God’s promise/oath, from after its affirmation , and they cut/sever what God ordered with it that (it) be connected , and they corrupt in the earth/Planet Earth, those for them (is) the curse/torture, and for them the house’s/home’s evil .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ -
2 yenkudune bozarlar يَنْقُضُونَ نقض
3 ahde ahdi عَهْدَ عهد
4 llahi Allah'a اللَّهِ -
5 min مِنْ -
6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
7 misakihi misakı مِيثَاقِهِ وثق
8 ve yektaune ve keserler وَيَقْطَعُونَ قطع
9 ma مَا -
10 emera emrettiğini أَمَرَ امر
11 llahu Allah'ın اللَّهُ -
12 bihi kendisiyle بِهِ -
13 en ki أَنْ -
14 yusale birleştirilir يُوصَلَ وصل
15 ve yufsidune ve fesat çıkarırlar وَيُفْسِدُونَ فسد
16 fi فِي -
17 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 lehumu onlaradır لَهُمُ -
20 l-lea'netu lanet اللَّعْنَةُ لعن
21 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ -
22 su'u bir kötü سُوءُ سوا
23 d-dari diyar الدَّارِ دور

Notlar

Not 1

*Yurt.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayırmama, birleştirme ahdi/antlaşması; insanların Yüce Allah'a verdiği ahit, antlaşma Kavram 187

187 Resullerle Yüce Allah’ın yani O’nun kutsal kitaplarının arasını ayırmama. Yüce Allah’ın tek dini olan İslam’ı parçalara bölmeme. Resulleri kutsal kitaplardan ayırmama. Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzu's Sâlihîn gibi insan söylentileriyle/hadislerle, zan içeren kitaplar aracılığıyla resulleri kutsal kitaplardan ayırmama. Resullerle Yüce Allah’ın arası ayrılmışsa bunu birleştirme. Sadece kutsal kitaplara dönme. Sadece Kur’an deme.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Lanet etmek. Kavram 280

280 Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

3538|33|7|وَإِذْ أَخَذْنَا مِنَ ٱلنَّبِيِّۦنَ مِيثَٰقَهُمْ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٍ وَإِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَى ٱبْنِ مَرْيَمَ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3538|33|7|واذ اخذنا من النبين ميثقهم ومنك ومن نوح وابرهيم وموسي وعيسي ابن مريم واخذنا منهم ميثقا غليظا

Latin Literal

7. Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman nebilerden132 mîsâklarını281 onların; ve senden; ve Nûh'tan; ve İbrahim'den; ve Mûsâ’dan; ve Meryem oğlu Îsa'dan; ve aldık onlardan kapkalın* bir mîsâk281.

Ahmed Samira Çevirisi

7 And when We took/received from the prophets their promise/covenant, and from you, and Noah, and from Abraham, and Moses, and Jesus Mary’s son, and We took/received from them a strong promise/covenant.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve وَإِذْ -
2 ehazna aldığımız zaman أَخَذْنَا اخذ
3 mine مِنَ -
4 n-nebiyyine nebilerden النَّبِيِّينَ نبا
5 misakahum mîsâklarını onların مِيثَاقَهُمْ وثق
6 ve minke ve senden وَمِنْكَ -
7 ve min ve وَمِنْ -
8 nuhin Nûh'tan نُوحٍ -
9 ve ibrahime ve İbrahim'den وَإِبْرَاهِيمَ -
10 ve musa ve Mûsâ’dan وَمُوسَىٰ -
11 ve iysa ve Îsa'dan وَعِيسَى -
12 bni oğlu ابْنِ بني
13 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
14 ve ehazna ve almıştık وَأَخَذْنَا اخذ
15 minhum onlardan مِنْهُمْ -
16 misakan bir mîsâk مِيثَاقًا وثق
17 galizen kapkalın غَلِيظًا غلظ

Notlar

Not 1

*Çok sağlam, güçlü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 281: Mîsâk

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Mîsâk

Kavram No: 281

Kısa Açıklama: 281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 18

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 63

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman mîsâkınızı 281 ; ve yükselttik üstünüze turu/dağı; alın verdiğimizi sizlere kuvvetle/güçle; ve hatırlayın ondakini (mîsâkın içindekini); belki sizler takvalı 21 olursunuz.

Arapça: 70|2|63|واذ اخذنا ميثقكم ورفعنا فوقكم الطور خذوا ما اتينكم بقوه واذكروا ما فيه لعلكم تتقون

Bakara Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; kulluk 46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine 130 (de); ve yetimlere 131 (de); ve miskinlere 113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Arapça: 90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Bakara Suresi - Ayet 84

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman mîsâkınızı 281 ; dökmeyesiniz kanlarınızı; ve çıkarmayasınız nefislerinizi 201 diyarlarınızdan/yurtlarınızdan; sonra karara bağladınız; ve sizler şahit/tanık olursunuz.

Arapça: 91|2|84|واذ اخذنا ميثقكم لا تسفكون دماكم ولا تخرجون انفسكم من ديركم ثم اقررتم وانتم تشهدون

Bakara Suresi - Ayet 93

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman mîsâklarını 281 ; ve yükselttik üstlerine onların turu/dağı; “Tutun/edinin verdiğimizi sizlere bir kuvvetle; ve işitin”; dediler: “İşittik ve isyan ettik”; ve içirildi/emdirildi kalplerine buzağı kâfirlikleriyle 25 ; de ki: “Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır; emretti sizlere onu imanınız; eğer olduysanız müminler * .”

Arapça: 100|2|93|واذ اخذنا ميثقكم ورفعنا فوقكم الطور خذوا ما اتينكم بقوه واسمعوا قالوا سمعنا وعصينا واشربوا في قلوبهم العجل بكفرهم قل بيسما يامركم به ايمنكم ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 81

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman Allah nebilerin 132 mîsâkını 281 ; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten 303 ; sonra geldi sizlere musaddık 140 bir resûl 418 yanınızdakine * ; mutlak iman 47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."

Arapça: 374|3|81|واذ اخذ الله ميثق النبين لما اتيتكم من كتب وحكمه ثم جاكم رسول مصدق لما معكم لتومنن به ولتنصرنه قال اقررتم واخذتم علي ذلكم اصري قالوا اقررنا قال فاشهدوا وانا معكم من الشهدين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 187

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman Allah kitap verilmiş kimselerin mîsâkını 281 ; "mutlak beyan edersiniz onu insanlara ve gizlemezsiniz onu" (diye) öyle ki attılar onu sırtlarının ardına; ve sattılar onu az bir fiyata; öyle ki ne perişandır satın aldıkları.

Arapça: 480|3|187|واذ اخذ الله ميثق الذين اوتوا الكتب لتبيننه للناس ولا تكتمونه فنبذوه ورا ظهورهم واشتروا به ثمنا قليلا فبيس ما يشترون

Nisâ Suresi - Ayet 154

Türkçe Meal: Ve kaldırdık/yükselttik üzerlerine onların turu/dağı; mîsâkları 281 (gereği) onların; ve dedik onlara: “Girin kapıdan secde 12 edenler (olarak)”; ve dedik onlara: “Sınırı aşmayın şabatta/dinlenme döneminde”; ve aldık onlardan sağlam bir mîsâk 281 .

Arapça: 647|4|154|ورفعنا فوقهم الطور بميثقهم وقلنا لهم ادخلوا الباب سجدا وقلنا لهم لا تعدوا في السبت واخذنا منهم ميثقا غليظا

Nisâ Suresi - Ayet 155

Türkçe Meal: Öyle ki mîsâklarını 281 bozmaları; ve Allah'ın ayetlerine kâfirlik 25 etmeleri; ve enbiyayı * bir hak olmaksızın katletmeleri 35 ; ve "kalplerimiz kılıflıdır" söylemleri nedeniyledir; evet! mühürledi 175 Allah üzerini onun (kalbin) küfürleriyle**; öyle ki iman 47 etmezler (onlar) biraz dışında.

Arapça: 648|4|155|فبما نقضهم ميثقهم وكفرهم بايت الله وقتلهم الانبيا بغير حق وقولهم قلوبنا غلف بل طبع الله عليها بكفرهم فلا يومنون الا قليلا

Mâide Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve anın/zikredin 78 nimetini Allah'ın sizlere; ve mîsâkını 281 (da); O (Allah) ki ve mîsâkladı 281 sizleri onunla dediğiniz zaman "İşittik ve itaat ettik"; ve takvalı 21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Alîm’dir 8 göğüslerin zatîne/özüne.

Arapça: 676|5|7|واذكروا نعمه الله عليكم وميثقه الذي واثقكم به اذ قلتم سمعنا واطعنا واتقوا الله ان الله عليم بذات الصدور

Mâide Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı 5 ; ve verdiniz zekâtı 10 ; ve iman 47 ettiniz resûllerime 418 ; ve desteklediniz onları; ve borç 123 verdiniz Allah'a güzel bir borç 123 ; mutlak kâfirlik 25 ederim * ; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik 25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet 128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Öyle ki mîsâklarını 281 bozmaları nedeniyledir; mutlak lanetledik 280 onları ve yaptık kalplerini kaskatı 175 ; tahrif ederler kelimeleri yerlerinden; ve unuttular bir payı zikredildiklerinden kendisiyle * (Tevrât'la); ve daima karşılaşırsın onlardan bir hainlik üzerine; dışındadır onlardan bir azı ; öyle ki affet onlardan; ve el sıkış/dokun kibarca; doğrusu Allah sever muhsinleri 294 .

Arapça: 682|5|13|فبما نقضهم ميثقهم لعنهم وجعلنا قلوبهم قسيه يحرفون الكلم عن مواضعه ونسوا حظا مما ذكروا به ولا تزال تطلع علي خاينه منهم الا قليلا منهم فاعف عنهم واصفح ان الله يحب المحسنين

Mâide Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Ve kimselerden (ki) dediler: "Doğrusu bizler Nasârâlıyız 268 "; aldık mîsâklarını 281 onların ; öyle ki unuttular kendisiyle (İncîl'le) zikredildiklerinden bir payı * ; öyle ki yapıştırdık aralarına onların düşmanlık ve nefret/kin kıyamet gününe kadar; ve yakında haber verecek onlara Allah üretirler olduklarını.

Arapça: 683|5|14|ومن الذين قالوا انا نصري اخذنا ميثقهم فنسوا حظا مما ذكروا به فاغرينا بينهم العداوه والبغضا الي يوم القيمه وسوف ينبيهم الله بما كانوا يصنعون

Mâide Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Ant olsun aldık bir mîsâk 281 İsrâîloğullarından 197 ; ve gönderdik onlara resûller 418 ; her ne zaman geldi onlara bir resûl 418 bir şey (-le) (ki) nefislerinin hevasına uymayan; bir fırka/grup (ki) yalanladılar; ve bir fırka/grup (ki) katlettiler 35 .

Arapça: 739|5|70|لقد اخذنا ميثق بني اسريل وارسلنا اليهم رسلا كلما جاهم رسول بما لا تهوي انفسهم فريقا كذبوا وفريقا يقتلون

A'râf Suresi - Ayet 169

Türkçe Meal: Öyle ki halife 65 oldu onların sonrasında bir halife 65 (ki) varis oldular kitaba * ; tutarlar/edinirler arzını/sunduğunu bu alçağın ** ; ve derler: "Mağfiret 319 edilecek bizlere"; ve eğer gelse onlara arzın/sunulanın kendi (kadar) misli 870 ; tutarlar/edinirler onu; asla tutmazlar/edinmezler üzerlerine kitabın * mîsâkını 281 ki "demeyin Allah’a karşı hak/gerçek dışında" (dır); ve (oysa) ders çalıştılar (onlar) onun * içindekine; ve ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı 21 olurlar; öyle ki akletmez misiniz?

Arapça: 1123|7|169|فخلف من بعدهم خلف ورثوا الكتب ياخذون عرض هذا الادني ويقولون سيغفر لنا وان ياتهم عرض مثله ياخذوه الم يوخذ عليهم ميثق الكتب ان لا يقولوا علي الله الا الحق ودرسوا ما فيه والدار الاخره خير للذين يتقون افلا تعقلون

Enfâl Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve hicret 355 ettiler; ve cihat 356 ettiler mallarıyla ve nefisleriyle 201 Allah yolunda 336 ; ve kimseler (ki) sığındırdılar ve yardım ettiler; işte bunlar; bir kısmı onların evliyasıdır 212 bir kısmın; ve kimseler (ki) iman 47 ettiler ve hiç hicret 355 etmiyorlar yoktur * sizlere velayetlerinden * hiç bir şey ta ki hicret 355 ederler; ve eğer yardım talep ederlerse ** dinde 437 öyle ki üzerinizedir yardım; dışındadır *** sizin aranız ve onlar arasında bir mîsâk 281 (olan) bir kavme/topluma karşı; ve Allah yaptıklarınıza bir Basîr’dir 513 .

Arapça: 1232|8|72|ان الذين امنوا وهاجروا وجهدوا بامولهم وانفسهم في سبيل الله والذين اووا ونصروا اوليك بعضهم اوليا بعض والذين امنوا ولم يهاجروا ما لكم من وليتهم من شي حتي يهاجروا وان استنصروكم في الدين فعليكم النصر الا علي قوم بينكم وبينهم ميثق والله بما تعملون بصير

Ra'd Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Kimseler (ki) tamamlarlar ahdi 969 Allah'a; ve bozmazlar mîsâkı 281 .

Arapça: 1725|13|20|الذين يوفون بعهد الله ولا ينقضون الميثق

Ra'd Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) bozarlar Allah'a (olan) ahdi 969 sonrasında kendi mîsâkı 281 ; ve keserler 187 Allah'ın kendisiyle emrettiğini ki birleştirilir; ve fesat 265 çıkarırlar yerde; işte bunlar; onlaradır lanet 280 ; ve onlaradır bir kötü diyar * .

Arapça: 1730|13|25|والذين ينقضون عهد الله من بعد ميثقه ويقطعون ما امر الله به ان يوصل ويفسدون في الارض اوليك لهم اللعنه ولهم سو الدار

Ahzâb Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman nebilerden 132 mîsâklarını 281 onların; ve senden; ve Nûh'tan; ve İbrahim'den; ve Mûsâ’dan; ve Meryem oğlu Îsa'dan; ve aldık onlardan kapkalın * bir mîsâk 281 .

Arapça: 3538|33|7|واذ اخذنا من النبين ميثقهم ومنك ومن نوح وابرهيم وموسي وعيسي ابن مريم واخذنا منهم ميثقا غليظا