Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 287: Ayet

Bu kavram 35 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

287Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

2. Bakara Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

113|2|106|مَا نَنسَخْ مِنْ ءَايَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِّنْهَآ أَوْ مِثْلِهَآ أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

113|2|106|ما ننسخ من ايه او ننسها نات بخير منها او مثلها الم تعلم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

106. Mâ nensah min âyetin ev nunsihâ ne’ti bi hayrin minhâ ev mislihâ e lem ta’lem ennallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Nesh288 ettiğimizi/sildiğimizi bir ayetten287; ya da unuttururuz onu*; getiririz hayırlısını ondan** ya da mislini870 onun***; bilmez misin ki Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

Ahmed Samira Çevirisi

106 We do not erase/nullify/abolish from a sign/verse/evidence , or We make it forgotten, (except that) We come/bring with better than it, or similar/equal/alike to it. Do you not know that God (is) on every thing powerful/capable ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ma مَا -
2 nenseh sildiğimizi نَنْسَخْ نسخ
3 min مِنْ -
4 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي
5 ev ya da أَوْ -
6 nunsiha unuttururuz onu نُنْسِهَا نسي
7 ne'ti getiririz نَأْتِ اتي
8 bihayrin hayırlısını بِخَيْرٍ خير
9 minha ondan (ayetten) مِنْهَا -
10 ev ya da أَوْ -
11 misliha mislini/benzerini onun مِثْلِهَا مثل
12 elem أَلَمْ -
13 tea'lem bilmez misin? تَعْلَمْ علم
14 enne ki أَنَّ -
15 llahe Allah اللَّهَ -
16 ala üzerine عَلَىٰ -
17 kulli her bir كُلِّ كلل
18 şey'in şey شَيْءٍ شيا
19 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر

Notlar

Not 1

*Ayeti.**Ayetten.***Ayetin.

2. Bakara Suresi

Ayet 118

Arapça Metin (Harekeli)

125|2|118|وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ لَوْلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوْ تَأْتِينَآ ءَايَةٌ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ تَشَٰبَهَتْ قُلُوبُهُمْ قَدْ بَيَّنَّا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Latin Literal

118. Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet287”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan226 ettik ayetleri237 bir kavim için (ki) kesinleşirler299 onlar.

Ahmed Samira Çevirisi

118 And those who do not know said: "If only God converses/speaks (to) us or a sign/verse/evidence comes to us." Like that those from before them said alike/similar/equal (to) their saying. Their hearts/minds resembled (each other), We had clarified/explained the signs/verses/evidences to a nation being sure/certain .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم
5 levla eğer لَوْلَا -
6 yukellimuna konuşmazsa bizlerle يُكَلِّمُنَا كلم
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 ev ya da أَوْ -
9 te'tina getirmezse bizlere تَأْتِينَا اتي
10 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
12 kale dedi قَالَ قول
13 ellezine kimseler الَّذِينَ -
14 min مِنْ -
15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
16 misle mislini/benzerini مِثْلَ مثل
17 kavlihim söylemlerini onların قَوْلِهِمْ قول
18 teşabehet benzeşti تَشَابَهَتْ شبه
19 kulubuhum Kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب
20 kad Mutlak ki قَدْ -
21 beyyenna Beyan ettik/deklere ettik بَيَّنَّا بين
22 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
23 likavmin kavim için لِقَوْمٍ قوم
24 yukinune kesinleşirler يُوقِنُونَ يقن

2. Bakara Suresi

Ayet 248

Arapça Metin (Harekeli)

255|2|248|وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ ءَايَةَ مُلْكِهِۦٓ أَن يَأْتِيَكُمُ ٱلتَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَبَقِيَّةٌ مِّمَّا تَرَكَ ءَالُ مُوسَىٰ وَءَالُ هَٰرُونَ تَحْمِلُهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

248. Ve kâle lehum nebiyyuhum inne âyete mulkihî en ye’tiyekumut tâbûtu fîhi sekînetun min rabbikum ve bakiyyetun mimmâ terake âlu mûsâ ve âlu hârûne tahmiluhul melâikeh(melâiketu), inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi onlara nebileri132: "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden4; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler366; doğrusu bundadır mutlak bir ayet287 sizlere; eğer olduysanız müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

248 And their prophet said to them: "That his ownership’s/kingdom’s sign/evidence (is) the box/chest ,(it) comes to you, in it (is) a tranquillity/calm/satisfaction from your Lord, and a remainder from what Moses’ family , and Aaron’s family left. The angels carry it . That in that (is a) sign/evidence (E) to you if you were believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 lehum onlara لَهُمْ -
3 nebiyyuhum nebileri نَبِيُّهُمْ نبا
4 inne doğrusu إِنَّ -
5 ayete ayeti ايَةَ ايي
6 mulkihi onun hükümdarlığının مُلْكِهِ ملك
7 en ki أَنْ -
8 ye'tiyekumu getirir sizlere يَأْتِيَكُمُ اتي
9 t-tabutu tabutu التَّابُوتُ -
10 fihi ondadır فِيهِ -
11 sekinetun bir sakinlik سَكِينَةٌ سكن
12 min مِنْ -
13 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
14 ve bekiyyetun ve bir bakiye/kalan وَبَقِيَّةٌ بقي
15 mimma -ndan مِمَّا -
16 terake geride bıraktığından تَرَكَ ترك
17 alu ailesinin الُ اول
18 musa Musa مُوسَىٰ -
19 ve alu ve ailesinin وَالُ اول
20 harune Harun هَارُونَ -
21 tehmiluhu yüklendi onu تَحْمِلُهُ حمل
22 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 fi فِي -
25 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
26 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
27 lekum sizlere لَكُمْ -
28 in eğer إِنْ -
29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Tabut yüklenen melekler. Kavram 366

366 Yetki/güç sahibi varlık.

2. Bakara Suresi

Ayet 259

Arapça Metin (Harekeli)

266|2|259|أَوْ كَٱلَّذِى مَرَّ عَلَىٰ قَرْيَةٍ وَهِىَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّىٰ يُحْىِۦ هَٰذِهِ ٱللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ ٱللَّهُ مِا۟ئَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُۥ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَل لَّبِثْتَ مِا۟ئَةَ عَامٍ فَٱنظُرْ إِلَىٰ طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَٱنظُرْ إِلَىٰ حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ ءَايَةً لِّلنَّاسِ وَٱنظُرْ إِلَى ٱلْعِظَامِ كَيْفَ نُنشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۥ قَالَ أَعْلَمُ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

266|2|259|او كالذي مر علي قريه وهي خاويه علي عروشها قال اني يحي هذه الله بعد موتها فاماته الله مايه عام ثم بعثه قال كم لبثت قال لبثت يوما او بعض يوم قال بل لبثت مايه عام فانظر الي طعامك وشرابك لم يتسنه وانظر الي حمارك ولنجعلك ايه للناس وانظر الي العظام كيف ننشزها ثم نكسوها لحما فلما تبين له قال اعلم ان الله علي كل شي قدير

Latin Literal

259. Ev kellezî merra alâ karyetin ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ, kâle ennâ yuhyî hâzihillâhu ba’de mevtihâ, fe emâtehullâhu miete âmin summe beaseh(beasehu), kâle kem lebist(lebiste), kâle lebistu yevme ev ba’da yevm(yevmin), kâle bel lebiste miete âmin fenzur ilâ taâmike ve şerâbike lem yetesenneh, venzur ilâ hımârike ve li nec’aleke âyeten lin nâsi venzur ilâl izâmi keyfe nunşizuhâ summe neksûhâ lahmâ(lahmen), fe lemmâ tebeyyene lehu, kâle a’lemu ennallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Türkçe Çeviri

Ya da bir kent üzerine uğramış kimse gibi; ve o (kent) harap/yıkıktır taşıyıcı yapıları üzerine; dedi (o kimse): “Nasıl canlandırır bunu Allah onun (kentin) ölümünden sonra?”; öyle ki öldürdü onu (o kimseyi) Allah bir yüz sene; sonra diriltti onu; dedi: “Ne kadar kaldın?”; dedi: “Kaldım bir gün ya da günün bir parçası; dedi (Allah): “Hayır! Kaldın bir yüz sene; öyle ki bak yiyeceğine ve içeceğine; alsa bozulmaz o; ve bak merkebine/eşeğine; ve yapmamız için seni bir ayet287 insanlar için; ve bak kemiklere nasıl kaldırırız onu; sonra giydiririz ona et”; öyle ki ne zaman beyan226 oldu ona (o kimseye); dedi (o kimse): “Bildim ki doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177.”

Ahmed Samira Çevirisi

259 Or like who passed on (by a) village/urban city and it is destroyed/empty on its ceilings/structures .He Said: "How God revives/makes alive this, after its death/ lifelessness?" So God made him die one hundred years, then He revived/resurrected him . He said: "How many/much did you stay/wait/remain?" He said: "I stayed/waited/remained a day or some/part (of) a day." He said: "Yes/but, you stayed/waited/remained one hundred years, so look to your food and your drink, (it) did not change/rot , and look to your donkey and to make/put/manipulate you (E) (as) a sign/evidence to the people, and look to the bones, how We raise and assemble it over each other then We dress/clothe (cover it with) flesh/meat." So when (it) was clarified/explained to him, he said: "I know that God (is) on every thing powerful/capable ."

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kadîr Kavram 177

177 Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

Beyan Kavram 226

226 Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

306|3|13|قَدْ كَانَ لَكُمْ ءَايَةٌ فِى فِئَتَيْنِ ٱلْتَقَتَا فِئَةٌ تُقَٰتِلُ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَأُخْرَىٰ كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُم مِّثْلَيْهِمْ رَأْىَ ٱلْعَيْنِ وَٱللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِۦ مَن يَشَآءُ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِّأُو۟لِى ٱلْأَبْصَٰرِ

Arapça Metin (Harekesiz)

306|3|13|قد كان لكم ايه في فيتين التقتا فيه تقتل في سبيل الله واخري كافره يرونهم مثليهم راي العين والله يويد بنصره من يشا ان في ذلك لعبره لاولي الابصر

Latin Literal

13. Kad kâne lekum âyetun fî fieteynil tekatâ fietun tukâtilu fî sebîlillâhi ve uhrâ kâfiratun yeravnehum misleyhim ra’yel ayn(ayni), vallâhu yûeyyidu bi nasrihî men yeşâ’(yeşâu) inne fî zâlike le ibreten li ulîl ebsâr(ebsâri).

Türkçe Çeviri

Muhakkak ki oldu sizlere bir ayet287 karşılaşan iki grupta; bir grup katleder Allah yolunda331; ve diğer (grup) kâfirdir25; göz bakışı (-yla) görürler (kâfirler) onları (Allah yolunda olanları) kendilerinin iki misli870; ve Allah destekler/arka çıkar kendi yardımıyla dilediği kimseye; doğrusu bundadır mutlak bir ibret; görüş sahipleri için.

Ahmed Samira Çevirisi

13 (It) had been a sign/evidence for you in two groups (who) met , a group fights/kills in God’s way/sake , and another disbelieving, they see them (as) two equals to them (B) (twice as much as them) (by) the eye’s sight/vision, and God supports with His victory whom He wills/wants, that in that (is) an example/a warning (E) to (those) of the eye sights/ knowledge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 ayetun bir ayet/gösterge ايَةٌ ايي
5 fi فِي -
6 fieteyni iki grupta فِئَتَيْنِ فاي
7 t-tekata karşılaştı ikisi الْتَقَتَا لقي
8 fietun bir grup فِئَةٌ فاي
9 tukatilu katleder (o grup) تُقَاتِلُ قتل
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah اللَّهِ -
13 ve uhra ve diğer (grup) وَأُخْرَىٰ اخر
14 kafiratun kâfirdir كَافِرَةٌ كفر
15 yeravnehum görürler (kâfirler) onları يَرَوْنَهُمْ راي
16 misleyhim kendilerinin iki misli مِثْلَيْهِمْ مثل
17 ra'ye bakışı رَأْيَ راي
18 l-ayni göz الْعَيْنِ عين
19 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
20 yu'eyyidu destekler/arka çıkar يُؤَيِّدُ ايد
21 binesrihi yardımıyla O’nun بِنَصْرِهِ نصر
22 men kimseye مَنْ -
23 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 fi فِي -
26 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
27 leibraten mutlak bir ibret لَعِبْرَةً عبر
28 liuli sahipleri için لِأُولِي اول
29 l-ebsari görüşler الْأَبْصَارِ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Allah yolunda katletmek Kavram 331

331 Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

334|3|41|قَالَ رَبِّ ٱجْعَل لِّىٓ ءَايَةً قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًا وَٱذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِٱلْعَشِىِّ وَٱلْإِبْكَٰرِ

Arapça Metin (Harekesiz)

334|3|41|قال رب اجعل لي ايه قال ايتك الا تكلم الناس ثلثه ايام الا رمزا واذكر ربك كثيرا وسبح بالعشي والابكر

Latin Literal

41. Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâsete eyyâmin illâ remzâ(remzan), vezkur rabbeke kesîran ve sebbih bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Rabbim4! Yap bana bir ayet287"; dedi (Allah): "Senin ayetin287 konuşmamandır insanlara üç gün414; haricindedir bir işaret**"; ve zikret/an Rabbini4 çokça; ve tesbih57 et akşamla/aşiyyle ve sabahla/ilk aydınlanmayla/seherle/ibkârla413."

Ahmed Samira Çevirisi

41 He said: "My Lord, make for me a sign/evidence." He said: "Your sign/evidence (is) that you not converse/speak (to) the people (for) three days, except (by) signaling/pointing. And mention/remember your Lord much, and praise/glorify with the evening and the daybreaks/early mornings ."

Notlar

Not 1

*Zekeriyyâ**İşaret ederek, göstererek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tesbih Kavram 57

57 Yaratılış amacına uygun olarak bir rotada/yörüngede yüzüp ilerlemek.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

İnsan ne zaman tesbih eder? Kavram 413

413 Zamana bağlı insanın tesbihi aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Hemen görülür ki tablo insanın uykuda olmadığı her anı kapsar. Böylece anlarız ki Yüce Allah bizlere muhteşem bir şekilde tesbihin her an yapılması gerektiğini bildirmiştir. Evrendeki her şey yaratılış özelliğine göre kendi tesbihini nasıl ki her an yapıyorsa insan da kendi yaratılış özelliği olan beyni kullanarak kendi tesbihi olan Rabbini arayıp bulma eylemini her an yapmalıdır.AyetTesbih zamanı24:36Gün doğumu sonrasında ve gün batımı öncesinde.33:42Sabahla/ilk aydınlanmayla/seherle ve gün batımı öncesinde.19:11Sabahla/ilk aydınlanmayla/seherle ve akşamla/Güneş’in batmasıyla.40:55Sabahla/ilk aydınlanmayla/seherle ve akşamla/gün batımı sonrasında.20:130Güneş’in doğuşu öncesinde ve batışı öncesinde; 20:130Gece vakitlerinde20:130Gündüzün iki yanında50:39Güneş’in doğuşu öncesinde ve batışı öncesinde 24:36Gün doğumu sonrasında ve gün batımı öncesinde

Zekeriyyâ peygamberin 3 gün konuşamaması. Kavram 414

414 Yaşlı (3:40) olan Zekeriyyâ peygamberin geçici iskemik atak ‘transient ischaemic attack’ (TIA) olayına maruz kaldığını anlıyoruz. Boyundaki şah damarındaki bir pıhtının beyindeki bazı damarları geçici olarak tıkamasına bağlı geçici bir felç durumu gelişir. TIA geçiren bir kişide farklı belirtiler olur. Bunlardan bir tanesi de konuşmanın bozulması veya hiç konuşamamaktır. Ancak TIA geçiren kimselerin bilinci açık olur; el-kol hareketleri ile insanlarla anlaşabilirler. Belirli bir süre sonra damar açılır ve hasta normale döner. Zekeriyyâ peygamber 3 gün boyunca neden konuşamadı? TIA ‘geçici iskemik atak’ ‘Transient ischaemic attack’ ile verilen bir ders.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

342|3|49|وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنِّى قَدْ جِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ أَنِّىٓ أَخْلُقُ لَكُم مِّنَ ٱلطِّينِ كَهَيْـَٔةِ ٱلطَّيْرِ فَأَنفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًۢا بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُبْرِئُ ٱلْأَكْمَهَ وَٱلْأَبْرَصَ وَأُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَأُنَبِّئُكُم بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِى بُيُوتِكُمْ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Latin Literal

49. Ve resûlen ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve bir resûldür418 İsrâîloğullarına197; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı419; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde419; doğrusu bundadır mutlak ayetler237 sizlere; eğer olduysanız müminler27."

Ahmed Samira Çevirisi

49 And a messenger to Israel’s sons and daughters (said): "That I had come to you (with) a sign/evidence from your Lord, that I create for you from the mud/clay as a shape/form (of) the birds, so I blow in it, so it will be flying/birds with God’s permission, and I cure and heal the blind/the born blind, and the leper and I revive/make alive the deads with God’s permission, and I inform you with what you eat and what you hoard/stock in your houses/homes. That in that (is) a sign/evidence (E) for you if you were believers/believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve rasulen ve bir resuldür وَرَسُولًا رسل
2 ila إِلَىٰ -
3 beni oğullarına بَنِي بني
4 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
5 enni ki ben أَنِّي -
6 kad muhakkak قَدْ -
7 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا
8 biayetin ayetle بِايَةٍ ايي
9 min مِنْ -
10 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
11 enni ki ben أَنِّي -
12 ehluku yaratırım أَخْلُقُ خلق
13 lekum sizlere لَكُمْ -
14 mine مِنَ -
15 t-tini ıslak topraktan الطِّينِ طين
16 kehey'eti şekli gibi كَهَيْئَةِ هيا
17 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير
18 feenfuhu öyle ki üflerim فَأَنْفُخُ نفخ
19 fihi onun içine فِيهِ -
20 fe yekunu öyle ki olur o فَيَكُونُ كون
21 tayran bir kuş طَيْرًا طير
22 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 ve ubriu ve iyileştiririm وَأُبْرِئُ برا
25 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه
26 vel'ebrasa ve cüzzamı/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص
27 ve uhyi ve diriltirim/canlandırırım وَأُحْيِي حيي
28 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت
29 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
30 llahi Allah'ın اللَّهِ -
31 ve unebbiukum ve haber veririm sizlere وَأُنَبِّئُكُمْ نبا
32 bima بِمَا -
33 te'kulune yediğinizi تَأْكُلُونَ اكل
34 ve ma ve وَمَا -
35 teddehirune depoladığınızı تَدَّخِرُونَ ذخر
36 fi فِي -
37 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت
38 inne doğrusu إِنَّ -
39 fi فِي -
40 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
41 layeten mutlak ayetler (vardır) لَايَةً ايي
42 lekum sizlere لَكُمْ -
43 in eğer إِنْ -
44 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
45 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

İsrâîloğulları Kavram 197

197 İsrâîl Yakûb peygamberin diğer ismidir. İsrâîloğulları da Yakûb oğulları yani Yakûb soyundan gelenler demektir. Yûsuf peygamberin Mısır'da yetkin bir yönetici olmasıyla birlikte 11 kardeşi, babası Yakûb ve annesi Mısır'a girmiştir. Bu girişin Hiksosluların da Mısır'a giriş tarihleri olan MÖ 1900 yıllarında gerçekleşmiş olduğuna yönelik kanıtlar vardır. Yakûb'un soyu 300-400 yıl içinde katlanarak artmıştır. Mısır'da hür bir şekilde yaşayan Yakûb soyu firavunlar tarafından sonradan köleleştirilmiştir. Kendisi de Yakûb soyundan olan Musa peygamberin mücadelesi de aslında köleliğe bir baş kaldırma mücadelesidir (Mısır'dan çıkış: MÖ 1640 yılı).

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Îsâ'nın mucizeleri. Kavram 419

419 Îsâ peygamberin göstermiş olduğu mucizeleri.Doğuştan körü ve cüzzamlıyı iyileştirmek. Bu iki hastalığın işaret edilmesi de anlamlıdır. Doğuştan körlüğün en sık nedeni Trahomdur. Doğum esnasında bebeğin gözüne annenin doğum kanalından bir bakteri ('Chlamydia trachomatis') bulaşırsa gözün korneası iltihaplanır ve ışığa geçirgenliğini kaybeder. Bebek doğuştan kör olmuş olur. Kendiliğinden iyileşmesi asla söz konusu olmaz. Cüzzam/lepra ise 'Mycobacterium leprae' isimli bir bakterinin neden olduğu, bulaşıcı ve kronik bir hastalıktır. Hastaların vücutlarında korkunç bezeler çıkar. Sinir sistemini etkiler. Sinir sistemi tutulumunda modern tedaviye rağmen bile iyileşme olmaz. Sayısız hastalık içinden kendiliğinden iyileşme ihtimali olmayan bu iki hastalığın işaret edilmesi bile Kur'an'ın bir mucizesidir. Islak topraktan kuşu canlı kuşa dönüştürmek ve ölüleri diriltmek.Evrenimiz holografik evren prensibi kapsamında bir üst boyutta bulunan 2D zardaki (Levh-i Mahfuz) bilginin evrenin içine yansımasından oluşur. Matrix filmi gibi düşünülebilir. Yüce Allah Levh-i Mahfuz'da kodlanmış olan kuş şeklindeki ıslak toprak atomlarının kuantum bilgilerini değiştirerek bu atomları canlı bir kuşu oluşturan atomlara dönüştürür. Ölmüş bir insanı tekrar canlandırmak da aynı şekildedir. Bu dönüşümleri ancak evreni yaratan ve evrene bir üst boyuttan müdahale etme yetkisi olan bir varlık yapabilir.Îsâ'ya verilen bu mucizeler mutlak ki Yüce Allah'ın izni ve yetkisiyle gerçekleşmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 50

Arapça Metin (Harekeli)

343|3|50|وَمُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ وَلِأُحِلَّ لَكُم بَعْضَ ٱلَّذِى حُرِّمَ عَلَيْكُمْ وَجِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ

Arapça Metin (Harekesiz)

343|3|50|ومصدقا لما بين يدي من التوريه ولاحل لكم بعض الذي حرم عليكم وجيتكم بايه من ربكم فاتقوا الله واطيعون

Latin Literal

50. Ve musaddikan limâ beyne yedeyye minet tevrâti ve li uhılle lekum ba’dallezî hurrime aleykum ve ci’tukum bi âyetin min rabbikum fettekûllâhe ve etîûn(etîûni).

Türkçe Çeviri

"Ve bir musaddık140 (olarak) Tevrât’tan iki eliniz arasındakine; ve helal kılmak için sizlere bazısını ki haram kılındı üzerinize421; ve geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ve takvalı21 olun Allah’a; ve itaat edin bana420."

Ahmed Samira Çevirisi

50 And confirming to what (is) between my hands from the Torah and to permit/allow for you some (of) what was forbidden on you, and I came to you with a sign/evidence from your Lord, so fear and obey God and obey me.36

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve musaddikan ve bir musaddık وَمُصَدِّقًا صدق
2 lima لِمَا -
3 beyne arasındakine بَيْنَ بين
4 yedeyye iki eliniz يَدَيَّ يدي
5 mine مِنَ -
6 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ -
7 veliuhille ve helal kılmak için وَلِأُحِلَّ حلل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 bea'de bazısını بَعْضَ بعض
10 llezi ki الَّذِي -
11 hurrime haram kılındı حُرِّمَ حرم
12 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
13 ve ci'tukum ve geldim sizlere وَجِئْتُكُمْ جيا
14 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
15 min مِنْ -
16 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
17 fetteku ve takvalı olun فَاتَّقُوا وقي
18 llahe Allah’a اللَّهَ -
19 ve etiuni ve itaat edin bana وَأَطِيعُونِ طوع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Musaddık Kavram 140

140 Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici/doğrulayıcı değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu da tasdik edici.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Îsâ'ya itaat etmek. Kavram 420

420 Yüce Allah resûllerin getirdiğine yani kutsal kitaplara itaat etmemizi emretmiştir. Kendilerine değil. Îsâ'ya itaat etmemiz de emredilmiştir. Demek ki resûl Muhammed'e itaat etmek onun adına uydurulmuş, tamamı zan olan söylentilere/hadislere itaat etmek değildir. Ehli sünnete tabi olmuş kimseler şunu iyice düşünsün; resûle itaat etmeyi kutsal kitaplar haricinde söylentilere/hadislere itaat olarak algılıyorlarsa Îsâ'nın sünnetine de tabi olmaları gerektiğini bilsinler. Hristiyanlıkta Îsâ adına uydurulmuş birçok söylenti/hadis mevcuttur. Mûsâ adına uydurulmuş Talmud kitabına uymaları gerektiğini bilsinler.

Resûllerin haram helal kılma yetkisi var mı? Kavram 421

421 Resûllerin kendi dinleri olmaz. Kendi helalleri ve kendi haramları olamaz. Nasıl ki kendi mucizeleri olamayacağı gibi. Yüce Allah'ın İslam dini asla değişmez. Ancak dinden şeriat değişebilir. Yahudilere hayvanların iç yağı haram edilmişti. Kur'an bu haramı helal kıldı. Haram ve helal etme yetkisi sadece Yüce Allah'ın uhdesindedir. Sadece kutsal kitapların uhdesindedir. Yüce Allah tarafından tamamı zan olan hadislerin/söylentilere bir yetki verilmemiştir.

6. En'âm Suresi

Ayet 25

Arapça Metin (Harekeli)

814|6|25|وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِىٓ ءَاذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءُوكَ يُجَٰدِلُونَكَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

814|6|25|ومنهم من يستمع اليك وجعلنا علي قلوبهم اكنه ان يفقهوه وفي اذانهم وقرا وان يروا كل ايه لا يومنوا بها حتي اذا جاوك يجدلونك يقول الذين كفروا ان هذا الا اسطير الاولين

Latin Literal

25. Ve minhum men yestemiu ileyk(ileyke), ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

Ve onlardan kimse (ki) işitir seni; ve yaptık kalplerinin üzerine bir saklayan/gizleyen siper ki (farklı) fıkıh eder/anlar onu*; ve kulaklarına bir ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona; ta ki geldikleri zaman sana mücadeleye girişirler sana; kâfirlik25 etmiş kimseler dedi ki: "Bu ancak evvelkilerin** satırlarıdır/hikayeleridir."

Ahmed Samira Çevirisi

25 And from them who listens to you, and We put on their hearts/minds covers/protections, that they (not) understand/learn it, and in their ears deafness/heaviness, and if they see every evidence/sign/verse, they do not believe with it until when/if they came to you arguing/disputing with you, those who disbelieved, say: "That that (is) except the first’s/beginner’s myths ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
2 men kimse مَنْ -
3 yestemiu işitir يَسْتَمِعُ سمع
4 ileyke seni إِلَيْكَ -
5 vecealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل
6 ala üzerine عَلَىٰ -
7 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب
8 ekinneten bir saklayan/gizleyen siper أَكِنَّةً كنن
9 en ki أَنْ -
10 yefkahuhu (farklı) fıkıh eder onu يَفْقَهُوهُ فقه
11 ve fi ve وَفِي -
12 azanihim kulaklarına اذَانِهِمْ اذن
13 vekran bir ağırlık وَقْرًا وقر
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 yerav görseler يَرَوْا راي
16 kulle her كُلَّ كلل
17 ayetin bir ayeti ايَةٍ ايي
18 la لَا -
19 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
20 biha ona بِهَا -
21 hatta taki حَتَّىٰ -
22 iza zaman إِذَا -
23 ca'uke geldikler zaman sana جَاءُوكَ جيا
24 yucadiluneke mücadeleye girişirler sana يُجَادِلُونَكَ جدل
25 yekulu dedi يَقُولُ قول
26 ellezine kimseler الَّذِينَ -
27 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
28 in ki إِنْ -
29 haza bu هَٰذَا -
30 illa ancak إِلَّا -
31 esatiru satırlarıdır/hikayeleridir أَسَاطِيرُ سطر
32 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Risâleti. Yüce Allah'ın mesajını (Kur'an'ı) resûlün ağzından işitirler. Ancak kalplerindeki siper, hastalık, perde, paslanma nedeniyle Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını doğru anlayamazlar. Farklı anlarlar. Bozuk numaralı bir gözlük takmış bir insan gibi gerçeği göremezler. Kalplerindeki bu siper de doğru anlamayı imkansızlaştırır. Kulaklarındaki ağırlık, uyuşukluk da doğru anlamalarına engeldir. **İlklerin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

6. En'âm Suresi

Ayet 35

Arapça Metin (Harekeli)

824|6|35|وَإِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكَ إِعْرَاضُهُمْ فَإِنِ ٱسْتَطَعْتَ أَن تَبْتَغِىَ نَفَقًا فِى ٱلْأَرْضِ أَوْ سُلَّمًا فِى ٱلسَّمَآءِ فَتَأْتِيَهُم بِـَٔايَةٍ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَمَعَهُمْ عَلَى ٱلْهُدَىٰ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

824|6|35|وان كان كبر عليك اعراضهم فان استطعت ان تبتغي نفقا في الارض او سلما في السما فتاتيهم بايه ولو شا الله لجمعهم علي الهدي فلا تكونن من الجهلين

Latin Literal

35. Ve in kâne kebure aleyke i’râduhum fe inisteta’te en tebtegıye nefekan fîl ardı ev sullemen fîs semâi fe te’tiyehum bi âyeh(âyetin), ve lev şâallâhu le cemeahum alel hudâ fe lâ tekûnenne minel câhilîn(câhilîne).

Türkçe Çeviri

Ve eğer olduysa sana yüz çevirmeleri büyük (bir şey); öyle ki eğer tabi olabilirsen ki ara/bakın* bir delik yerde ya da bir merdiven gökte; öyle ki gelirsin onlara bir ayetle287; şayet dileseydi* Allah (ki) mutlak bir araya getirirdi onları hidayet üzerine; öyle ki sakın olma cahillerden*.

Ahmed Samira Çevirisi

35 And if their objection/opposition has become a burden on you, so if you were able, that (E) you desire/wish a tunnel in the earth/Planet Earth, or a ladder in the sky/space, so you come to them with a verse/evidence, and if God wanted/willed He would have gathered/collected them on the guidance, so do not be (E) from the ignorant/lowly (P).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 kane olduysa كَانَ كون
3 kebura büyük كَبُرَ كبر
4 aleyke sana عَلَيْكَ -
5 ia'raduhum yüz çevirmeleri إِعْرَاضُهُمْ عرض
6 feini öyle ki eğer فَإِنِ -
7 stetaa'te tabi olabilirsen اسْتَطَعْتَ طوع
8 en ki أَنْ -
9 tebtegiye ara/bakın تَبْتَغِيَ بغي
10 nefekan bir delik نَفَقًا نفق
11 fi فِي -
12 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
13 ev ya da أَوْ -
14 sullemen bir merdiven سُلَّمًا سلم
15 fi فِي -
16 s-semai gökte السَّمَاءِ سمو
17 fete'tiyehum öyle ki gelirsin onlara فَتَأْتِيَهُمْ اتي
18 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
19 velev şayet وَلَوْ -
20 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 lecemeahum mutlak bir araya getirirdi onları لَجَمَعَهُمْ جمع
23 ala üzerine عَلَى -
24 l-huda hidayet الْهُدَىٰ هدي
25 fela öyle ki فَلَا -
26 tekunenne sakın olma تَكُونَنَّ كون
27 mine مِنَ -
28 l-cahiline cahillerden الْجَاهِلِينَ جهل

Notlar

Not 1

*Anlaşılır ki resûl Muhammed yüz çeviren kimseleri ikna etmek için Yüce Allah'tan mucize istemiştir. Yüce Allah mucizelerin kendi indinden geldiğini, şayet dileseydi insanların tamamını iman eder olarak bir araya toplayabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bilmediğimiz konularda, bilmediğimiz şeylerde Yüce Allah'tan ısrarla bir şeyler dilemenin de cahillik olacağını Yüce Rabbimiz bizlere bildirmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

6. En'âm Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

826|6|37|وَقَالُوا۟ لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ قُلْ إِنَّ ٱللَّهَ قَادِرٌ عَلَىٰٓ أَن يُنَزِّلَ ءَايَةً وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

826|6|37|وقالوا لولا نزل عليه ايه من ربه قل ان الله قادر علي ان ينزل ايه ولكن اكثرهم لا يعلمون

Latin Literal

37. Ve kâlû lev lâ nuzzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihî), kul innallâhe kâdirun alâ en yunezzile âyeten ve lâkinne ekserehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: "Değil miydi indirilmeli ona bir ayet287 Rabbinden4!"; de ki: "Doğrusu Allah bir Kâdir’dir598 üzerine ki indirir bir ayet287; velakin/fakat çokları onların bilmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

37 And they said: "If only a sign/verse/evidence was descended on him from his Lord." Say: "That God (is) capable that on to descend a sign/verse/evidence." And but most of them do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 levla değil miydi? لَوْلَا -
3 nuzzile indirilmeli نُزِّلَ نزل
4 aleyhi ona عَلَيْهِ -
5 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
6 min مِنْ -
7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
8 kul de ki قُلْ قول
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 llahe Allah اللَّهَ -
11 kadirun bir Kâdir’dir قَادِرٌ قدر
12 ala üzerine عَلَىٰ -
13 en ki أَنْ -
14 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل
15 ayeten bir ayet ايَةً ايي
16 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
17 ekserahum çokları onların أَكْثَرَهُمْ كثر
18 la لَا -
19 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kâdir Kavram 598

598 Güç kudret üstünlük sahibi; başarmaya/yapmaya yetkin. Her şeyin üstesinden gelen.

6. En'âm Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

898|6|109|وَأَقْسَمُوا۟ بِٱللَّهِ جَهْدَ أَيْمَٰنِهِمْ لَئِن جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا قُلْ إِنَّمَا ٱلْءَايَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتْ لَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

Latin Literal

109. Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yu’minunne bih(bihâ), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuş’irukum ennehâ izâ câet lâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve kasem548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet287 mutlak iman47 ederler ona* (diye); de ki: "Doğrusu ayetler237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır** sizleri; ki o* geldiği zaman iman47 etmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

109 And they swore/made oath by God their oath’s utmost if (E) an evidence/verse came to them they will believe (E) with it, say: "But the verses/evidences (are) at God." And what makes you feel/know, that if it came, they do not believe?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eksemu ve kasem ettiler وَأَقْسَمُوا قسم
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 cehde en güçlü جَهْدَ جهد
4 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن
5 lein ki eğer لَئِنْ -
6 ca'ethum gelseydi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
8 leyu'minunne mutlak iman ederler لَيُؤْمِنُنَّ امن
9 biha ona بِهَا -
10 kul de ki قُلْ قول
11 innema doğrusu إِنَّمَا -
12 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي
13 inde indindedir عِنْدَ عند
14 llahi Allah’ın اللَّهِ -
15 ve ma ve وَمَا -
16 yuş'irukum şuurlandırandır sizlere يُشْعِرُكُمْ شعر
17 enneha ki o أَنَّهَا -
18 iza إِذَا -
19 ca'et geldiği zaman جَاءَتْ جيا
20 la لَا -
21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ayete, ayet.*Bilinçlendirir, farkındalık verir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Kasem Kavram 548

548 Ant içmek, yemin, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.

7. A'râf Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

1012|7|58|وَٱلْبَلَدُ ٱلطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُۥ بِإِذْنِ رَبِّهِۦ وَٱلَّذِى خَبُثَ لَا يَخْرُجُ إِلَّا نَكِدًا كَذَٰلِكَ نُصَرِّفُ ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1012|7|58|والبلد الطيب يخرج نباته باذن ربه والذي خبث لا يخرج الا نكدا كذلك نصرف الايت لقوم يشكرون

Latin Literal

58. Vel beledut tayyibu yahrucu nebâtuhu bi izni rabbih(rabbihi), vellezî habuse lâ yahrucu illâ nekidâ(nekiden), kezâlike nusarriful âyâti li kavmin yeşkurûn(yeşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ve iyi/hoş belde (ki) çıkar onun bitkisi onun (beldenin) Rabbinin4 izniyle; ve habisin/kötünün (ise) çıkmaz az veren/haşin (olan) dışında; işte böyledir; yönlendiririz ayetleri287 şükreder43 bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

58 And the good/pure country/land its plants appear/emerge with its Lord’s permission , and which became (was) bad/spoiled , does not appear/emerge except very little/useless/weak, as/like that We elaborate linguistically (explain in detail) the verses/evidences to a nation thinking/being grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velbeledu ve beldenin وَالْبَلَدُ بلد
2 t-tayyibu iyi/hoş الطَّيِّبُ طيب
3 yehrucu çıkar يَخْرُجُ خرج
4 nebatuhu bitkisi onun نَبَاتُهُ نبت
5 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
6 rabbihi onun (beldenin) Rabbinin رَبِّهِ ربب
7 vellezi ve وَالَّذِي -
8 habuse habisin/kötünün خَبُثَ خبث
9 la لَا -
10 yehrucu çıkmaz يَخْرُجُ خرج
11 illa dışında إِلَّا -
12 nekiden az veren/haşin نَكِدًا نكد
13 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
14 nusarrifu yönlendiririz نُصَرِّفُ صرف
15 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
16 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
17 yeşkurune şükrederler يَشْكُرُونَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

7. A'râf Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

1027|7|73|وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَٰلِحًا قَالَ يَٰقَوْمِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُۥ قَدْ جَآءَتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ هَٰذِهِۦ نَاقَةُ ٱللَّهِ لَكُمْ ءَايَةً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِىٓ أَرْضِ ٱللَّهِ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1027|7|73|والي ثمود اخاهم صلحا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم هذه ناقه الله لكم ايه فذروها تاكل في ارض الله ولا تمسوها بسو فياخذكم عذاب اليم

Latin Literal

73. Ve ilâ semûde ehâhum sâlihan kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu, kad câetkum beyyinetun min rabbikum hâzihî nâkatullâhi lekum âyeten fe zerûha te’kul fî ardıllâhi ve lâ temessûhâ bi sûin fe ye’huzekum azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Ve Semûd’a kardeşleri Sâlih'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; bu dişi devesi672 Allah'ın sizlere bir ayetidir287; öyle ki bırakın onu (dişi deveyi) yesin Allah'ın yerinde; ve temas etmeyin ona (dişi deveye) bir kötülükle; öyle ki yakalar sizleri elim bir azap."

Ahmed Samira Çevirisi

73 And to Thamud/a pre-Islamic Arab tribe that could have been in Hegaz, (We sent) their brother Saleh, he said: "My nation, worship God, (there) is no God for you from other than Him, an evidence had come to you from your Lord, this (is) God’s female camel for you (as) a sign/evidence , so leave it eat in God’s ground/earth/land, and do not touch it with evil/harm , so (then a) painful torture takes/punishes you."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ila ve وَإِلَىٰ -
2 semude Semud’a ثَمُودَ -
3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو
4 salihen Salih'i صَالِحًا صلح
5 kale dedi قَالَ قول
6 ya kavmi ey kavmim/toplumum يَا قَوْمِ قوم
7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد
8 llahe Allah'a اللَّهَ -
9 ma yoktur مَا -
10 lekum sizlere لَكُمْ -
11 min hiçbir مِنْ -
12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله
13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير
14 kad muhakkak قَدْ -
15 ca'etkum gelsi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا
16 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين
17 min مِنْ -
18 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
19 hazihi budur هَٰذِهِ -
20 nakatu dişi devesi نَاقَةُ نوق
21 llahi Allah'ın اللَّهِ -
22 lekum sizlere لَكُمْ -
23 ayeten bir ayet (olarak) ايَةً ايي
24 fezeruha öyle ki bırakın onu (dişi deveyi) فَذَرُوهَا وذر
25 te'kul yesin تَأْكُلْ اكل
26 fi فِي -
27 erdi yerde أَرْضِ ارض
28 llahi Allah'ın اللَّهِ -
29 ve la ve وَلَا -
30 temessuha temas etmeyin ona تَمَسُّوهَا مسس
31 bisu'in bir kötülükle بِسُوءٍ سوا
32 feye'huzekum öyle ki yakalar sizleri فَيَأْخُذَكُمْ اخذ
33 azabun bir azab عَذَابٌ عذب
34 elimun bir elim أَلِيمٌ الم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Allah'ın dişi devesi. Kavram 672

672 Semûd kavmine verilen bir ayettir; mucizedir. Allah'ın bir malı, bir evi, bir hayvanı asla olmaz. Evrenin her şeyi zaten O'nundur. Anlarız ki bir şeyin Yüce Allah'a ait olduğunun vurgulanması onun kamuya, topluma ait olmasındandır. Hiç kimseye, hiçbir şahsa ait olmayan şey demektir. Allah'ın evi, Allah'ın dişi devesi, Allah'a ait olan ganimetler bu şekilde okunmalıdır.Anlarız ki bu dişi deve bir mucizedir. Muhtemel ki kendi başına gezinen, Yüce Allah'ın yeri olan kamuya ait arazilerde beslenen bu dişi deve ihtiyaç sahipleri için bol miktarda süt vermektedir. 7:73 ayetinde deveye kötülükle temas edilmemesi vurgulanmıştır. Anlarız ki bu deveye iyilik amaçlı olarak temas edilmektedir. Belirli aralıklarla sütü alınıp dağıtılmaktadır.

7. A'râf Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1057|7|103|ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِم مُّوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَظَلَمُوا۟ بِهَا فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

Latin Literal

103. Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

Türkçe Çeviri

Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle287 firavuna ve onun* melesine364; öyle ki zulmettiler257 ona**; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti892 fesat265 çıkaranların.

Ahmed Samira Çevirisi

103 Then We sent from after them Moses with Our verses/evidences , to Pharaoh, and his nobles/assembly, so they caused injustice/oppression with it, so see/wonder about how was the corruptings’/disrepairings’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث
3 min مِنْ -
4 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد
5 musa Musa'yı مُوسَىٰ -
6 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي
7 ila إِلَىٰ -
8 fir'avne Fir'avn'a فِرْعَوْنَ -
9 ve meleihi ve melesine onun وَمَلَئِهِ ملا
10 fezelemu öyle ki zulmettiler فَظَلَمُوا ظلم
11 biha ona بِهَا -
12 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
13 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
14 kane oldu كَانَ كون
15 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
16 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد

Notlar

Not 1

*Firavunun.**Ayete.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Fesat çıkarmak Kavram 265

265 Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

7. A'râf Suresi

Ayet 106

Arapça Metin (Harekeli)

1060|7|106|قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِـَٔايَةٍ فَأْتِ بِهَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1060|7|106|قال ان كنت جيت بايه فات بها ان كنت من الصدقين

Latin Literal

106. Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dedi (firavun): "Eğer olduysan (ki) geldin bir ayetle287; getir onu*; eğer olduysan sâdıklardan182."

Ahmed Samira Çevirisi

106 He said: "If you were came (you had come) with an evidence/sign , so come with it, if you were from the truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (firavun) قَالَ قول
2 in eğer إِنْ -
3 kunte olduysan كُنْتَ كون
4 ci'te gelmiş جِئْتَ جيا
5 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
6 fe'ti getir فَأْتِ اتي
7 biha onu بِهَا -
8 in eğer إِنْ -
9 kunte olduysan كُنْتَ كون
10 mine مِنَ -
11 s-sadikine sadıklardan الصَّادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Ayeti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

7. A'râf Suresi

Ayet 132

Arapça Metin (Harekeli)

1086|7|132|وَقَالُوا۟ مَهْمَا تَأْتِنَا بِهِۦ مِنْ ءَايَةٍ لِّتَسْحَرَنَا بِهَا فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1086|7|132|وقالوا مهما تاتنا به من ايه لتسحرنا بها فما نحن لك بمومنين

Latin Literal

132. Ve kâlû mehmâ te’tinâ bihî min âyetin li tesharenâ bihâ fe mâ nahnu leke bi mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve dediler: "Ne kadar gelsen de bizlere kendisiyle bir ayetten287; sihirle büyülemek için bizleri onunla; öyle ki değiliz bizler sana iman47 edenler."

Ahmed Samira Çevirisi

132 And they said: "whatever you come/bring to us with it, from an evidence/sign/verse to bewitch/enchant us with it, so we are not to you with believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
2 mehma ne kadar مَهْمَا -
3 te'tina gelsen de bizlere تَأْتِنَا اتي
4 bihi onunla بِهِ -
5 min bir مِنْ -
6 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي
7 litesharana sihirle büyülemek için لِتَسْحَرَنَا سحر
8 biha kendisiyle بِهَا -
9 fema öyle ki değiliz فَمَا -
10 nehnu biz نَحْنُ -
11 leke sana لَكَ -
12 bimu'minine iman edenler بِمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

7. A'râf Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

1100|7|146|سَأَصْرِفُ عَنْ ءَايَٰتِىَ ٱلَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلْغَىِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

146. Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.

Ahmed Samira Çevirisi

146 I will send away/divert/misguide from My verses/evidences those who are being arrogant in the earth/Planet Earth, without the right , and if they see/understand every verse/evidence, they do not believe with it, and if they see/understand the correct/right guidance way/path , they do not take it (as) a way/path, and if they see/understand the misguidance’s/failure’s way/path they take/receive it (as) a way/path, that (is) because they (E), they lied/denied (rejected) with Our evidences/verses, and they were from it ignoring/neglecting/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 seesrifu uzak tutacağım سَأَصْرِفُ صرف
2 an عَنْ -
3 ayatiye ayetlerim ايَاتِيَ ايي
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 yetekebberune kibirlenirler/büyüklenirler يَتَكَبَّرُونَ كبر
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 yerav görseler يَرَوْا راي
12 kulle herbir كُلَّ كلل
13 ayetin ayeti ايَةٍ ايي
14 la لَا -
15 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
16 biha ona بِهَا -
17 ve in ve eğer وَإِنْ -
18 yerav görseler يَرَوْا راي
19 sebile yolu سَبِيلَ سبل
20 r-ruşdi reşid/doğru/olgun الرُّشْدِ رشد
21 la لَا -
22 yettehizuhu edinmezler/tutmazlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
23 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
24 vein ve eğer وَإِنْ -
25 yerav görseler يَرَوْا راي
26 sebile yolunu سَبِيلَ سبل
27 l-gayyi sapkınlık الْغَيِّ غوي
28 yettehizuhu edinirler/tutarlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
29 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
30 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
31 biennehum ki onların بِأَنَّهُمْ -
32 kezzebu yalanlamalarıyladır كَذَّبُوا كذب
33 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
34 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
35 anha ondan عَنْهَا -
36 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayete.**Yolu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

10. Yunus Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

1382|10|20|وَيَقُولُونَ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ فَقُلْ إِنَّمَا ٱلْغَيْبُ لِلَّهِ فَٱنتَظِرُوٓا۟ إِنِّى مَعَكُم مِّنَ ٱلْمُنتَظِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1382|10|20|ويقولون لولا انزل عليه ايه من ربه فقل انما الغيب لله فانتظروا اني معكم من المنتظرين

Latin Literal

20. Ve yekûlûne lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), fe kul innemel gaybu lillâhi fentezirû, innî meakum minel muntazirîn(muntazirîne).

Türkçe Çeviri

Ve derler: "Oysa indirilmedi ona* bir ayet287 Rabbinden4 onun*"; öyle ki de ki: "Gayb62 ancak Allah’adır; öyle ki gözetleyin; doğrusu ben (de) sizinle beraber gözetleyenlerdenim."

Ahmed Samira Çevirisi

20 And they say: "If only an evidence/sign was descended on him from his Lord." So say: "But the absent/supernatural (is) to God so wait , that I am with you from the waiting .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول
2 levla oysa لَوْلَا -
3 unzile indirilmedi أُنْزِلَ نزل
4 aleyhi ona عَلَيْهِ -
5 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
6 min مِنْ -
7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
8 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول
9 innema ancak إِنَّمَا -
10 l-gaybu gayb الْغَيْبُ غيب
11 lillahi Allah’adır لِلَّهِ -
12 fenteziru öyleyse gözetleyin فَانْتَظِرُوا نظر
13 inni doğrusu ben إِنِّي -
14 meakum sizinle beraber مَعَكُمْ -
15 mine مِنَ -
16 l-muntezirine gözetleyenlerdenim الْمُنْتَظِرِينَ نظر

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

10. Yunus Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

1454|10|92|فَٱلْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنْ خَلْفَكَ ءَايَةً وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلنَّاسِ عَنْ ءَايَٰتِنَا لَغَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Latin Literal

92. Fel yevme nuneccîke bi bedenike li tekûne limen halfeke âyeh(âyeten), ve inne kesîren minen nâsi an âyâtinâ le gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki o gün kurtarırız seni* bedeninle877 olman için sana halife65** (olan) kimseye bir ayet287; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden237 mutlak gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

92 So the day/today We save/rescue you with your body/top set (of) armor to be to who (is) behind you an evidence/sign , and that many from the people (are) from Our evidences/verses/signs ignoring/disregarding (E) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felyevme öyle ki o gün فَالْيَوْمَ يوم
2 nuneccike kurtarırız seni نُنَجِّيكَ نجو
3 bibedenike bedeninle senin بِبَدَنِكَ بدن
4 litekune olman için لِتَكُونَ كون
5 limen kimseye لِمَنْ -
6 halfeke halifedir sana خَلْفَكَ خلف
7 ayeten bir ayet ايَةً ايي
8 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
9 kesiran ekserisi كَثِيرًا كثر
10 mine مِنَ -
11 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
12 an عَنْ -
13 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
14 legafilune mutlak gafillerdir لَغَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Firavun.**Tüm insanlara değil! Firavun sonrası Mısır'a firavun olan yeni kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 97

Arapça Metin (Harekeli)

1459|10|97|وَلَوْ جَآءَتْهُمْ كُلُّ ءَايَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1459|10|97|ولو جاتهم كل ايه حتي يروا العذاب الاليم

Latin Literal

97. Ve lev câethum kullu âyetin hattâ yerevûl azâbel elîm(elîme).

Türkçe Çeviri

Velev/şayet gelse (de) onlara her bir ayet287; ta ki* görürler elim/acıklı azabı.

Ahmed Samira Çevirisi

97 And even if every/each verse/evidence/sign came to them, until they see/understand the torture the painful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/şayet وَلَوْ -
2 ca'ethum gelse جَاءَتْهُمْ جيا
3 kullu her bir كُلُّ كلل
4 ayetin bir ayet ايَةٍ ايي
5 hatta taki حَتَّىٰ -
6 yeravu görürler يَرَوُا راي
7 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
8 l-elime elim/acıklı الْأَلِيمَ الم

Notlar

Not 1

*Elim/acıklı azabı görünceye kadar iman etmezler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

11. Hûd Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1535|11|64|وَيَٰقَوْمِ هَٰذِهِۦ نَاقَةُ ٱللَّهِ لَكُمْ ءَايَةً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِىٓ أَرْضِ ٱللَّهِ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ قَرِيبٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1535|11|64|ويقوم هذه ناقه الله لكم ايه فذروها تاكل في ارض الله ولا تمسوها بسو فياخذكم عذاب قريب

Latin Literal

64. Ve yâ kavmi hâzihî nâkatullâhi lekum âyeten fe zerûhâ te’kul fî ardıllâhi ve lâ temessûhâ bi sûin fe ye’huzekum azâbun karîb(karîbun).

Türkçe Çeviri

"Ve ey kavmim/toplumum! İşte bu dişi devesidir672 Allah'ın; sizlere bir ayettir287; öyle ki bırakın onu* yesin yerde Allah'ın; temas etmeyin ona bir kötülükle; öyle ki tutar sizleri yakın bir azap."

Ahmed Samira Çevirisi

64 And you (my) nation this (is) God’s female camel for you (as) an evidence/sign . So leave it eat in God’s earth/ground/land and do not touch it with bad/evil/harm, so (then) near/close torture takes/punishes you.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ya kavmi ve ey kavmim/toplumum وَيَا قَوْمِ قوم
2 hazihi işte bu هَٰذِهِ -
3 nakatu dişi devesidir نَاقَةُ نوق
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 lekum sizlere لَكُمْ -
6 ayeten bir ayettir ايَةً ايي
7 fezeruha öyle ki bırakın onu فَذَرُوهَا وذر
8 te'kul yesin تَأْكُلْ اكل
9 fi فِي -
10 erdi yerde أَرْضِ ارض
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 ve la وَلَا -
13 temessuha temas etmeyin ona تَمَسُّوهَا مسس
14 bisu'in bir kötülükle بِسُوءٍ سوا
15 feye'huzekum öyle ki tutar sizleri فَيَأْخُذَكُمْ اخذ
16 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
17 karibun bir yakın قَرِيبٌ قرب

Notlar

Not 1

*Dişi deveyi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Allah'ın dişi devesi. Kavram 672

672 Semûd kavmine verilen bir ayettir; mucizedir. Allah'ın bir malı, bir evi, bir hayvanı asla olmaz. Evrenin her şeyi zaten O'nundur. Anlarız ki bir şeyin Yüce Allah'a ait olduğunun vurgulanması onun kamuya, topluma ait olmasındandır. Hiç kimseye, hiçbir şahsa ait olmayan şey demektir. Allah'ın evi, Allah'ın dişi devesi, Allah'a ait olan ganimetler bu şekilde okunmalıdır.Anlarız ki bu dişi deve bir mucizedir. Muhtemel ki kendi başına gezinen, Yüce Allah'ın yeri olan kamuya ait arazilerde beslenen bu dişi deve ihtiyaç sahipleri için bol miktarda süt vermektedir. 7:73 ayetinde deveye kötülükle temas edilmemesi vurgulanmıştır. Anlarız ki bu deveye iyilik amaçlı olarak temas edilmektedir. Belirli aralıklarla sütü alınıp dağıtılmaktadır.

11. Hûd Suresi

Ayet 103

Arapça Metin (Harekeli)

1574|11|103|إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّمَنْ خَافَ عَذَابَ ٱلْءَاخِرَةِ ذَٰلِكَ يَوْمٌ مَّجْمُوعٌ لَّهُ ٱلنَّاسُ وَذَٰلِكَ يَوْمٌ مَّشْهُودٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1574|11|103|ان في ذلك لايه لمن خاف عذاب الاخره ذلك يوم مجموع له الناس وذلك يوم مشهود

Latin Literal

103. İnne fî zâlike le âyeten li men hâfe azâbel âhıreh(âhıreti), zâlike yevmun mecmûun lehun nâsu ve zâlike yevmun meşhûd(meşhûdun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu bundadır mutlak bir ayet287 kimse için (ki) korktu ahiret azabına (karşı); işte bu; insanların ona* toplandığı bir gündür; ve işte bu; şahit/tanık olunan bir gündür.

Ahmed Samira Çevirisi

103 That in this (is) a sign/evidence (E) to who feared the end’s/other life’s torture, that (is) a day/time the people (are) being gathered/collected to Him/it, and that (is) a witnessed day .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 fi فِي -
3 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
4 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
5 limen kimse için (ki) لِمَنْ -
6 hafe korktu خَافَ خوف
7 azabe azabına (karşı) عَذَابَ عذب
8 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر
9 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
10 yevmun bir günüdür يَوْمٌ يوم
11 mecmuun bir toplanma مَجْمُوعٌ جمع
12 lehu ona (karşı) لَهُ -
13 n-nasu insanların النَّاسُ نوس
14 ve zalike ve işte bu وَذَٰلِكَ -
15 yevmun bir gündür يَوْمٌ يوم
16 meşhudun şahit olunan مَشْهُودٌ شهد

Notlar

Not 1

*O güne.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

12. Yusuf Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

1601|12|7|لَّقَدْ كَانَ فِى يُوسُفَ وَإِخْوَتِهِۦٓ ءَايَٰتٌ لِّلسَّآئِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1601|12|7|لقد كان في يوسف واخوته ايت للسايلين

Latin Literal

7. Le kad kâne fî yûsufe ve ihvetihî âyâtun lis sâilîn(sâilîne).

Türkçe Çeviri

Ant olsun oldu Yûsuf’ta ve kardeşlerinde onun* bir ayet287 sual edenlere**.

Ahmed Samira Çevirisi

7 In Joseph and his brothers (there) had been signs/evidences to the askers/questioners .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lekad ant olsun لَقَدْ -
2 kane oldu كَانَ كون
3 fi فِي -
4 yusufe Yusuf’ta يُوسُفَ -
5 ve ihve tihi ve kardeşlerinde onun وَإِخْوَتِهِ اخو
6 ayatun bir ayet ايَاتٌ ايي
7 lissailine sual edenlere لِلسَّائِلِينَ سال

Notlar

Not 1

*Yûsuf’un.**Soranlara. İsteyenlere.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

12. Yusuf Suresi

Ayet 105

Arapça Metin (Harekeli)

1699|12|105|وَكَأَيِّن مِّنْ ءَايَةٍ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1699|12|105|وكاين من ايه في السموت والارض يمرون عليها وهم عنها معرضون

Latin Literal

105. Ve keeyyin min âyetin fîs semâvâti vel ardı yemurrûne aleyhâ ve hum anhâ mu’ridûn(mu’ridûne).

Türkçe Çeviri

Ve nicedir bir ayetten287 göklerde162 ve yerde; geçerler onun* üzerine; ve onlar* ondan yüz çevirenlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

105 And how many from an evidence/sign/verse in the skies/space and the earth/Planet Earth, they pass on (to) it, and they are from it objecting/opposing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve keeyyin ve nicedir وَكَأَيِّنْ -
2 min مِنْ -
3 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي
4 fi فِي -
5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو
6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض
7 yemurrune geçerler يَمُرُّونَ مرر
8 aleyha üzerine onun عَلَيْهَا -
9 vehum ve onlar وَهُمْ -
10 anha ondan عَنْهَا -
11 mua'ridune yüz çevirenlerdir مُعْرِضُونَ عرض"

Notlar

Not 1

*Ayetin, ayetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

13. Ra'd Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

1712|13|7|وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌ مِّن رَّبِّهِۦٓ إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1712|13|7|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه انما انت منذر ولكل قوم هاد

Latin Literal

7. Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihî), innemâ ente munzirun ve li kulli kavmin hâd(hâdin).

Türkçe Çeviri

Ve diyorlar kâfirlik25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirmeli ona* Rabbinden4 bir ayet287; ancak ki sen* bir uyarıcısın; ve her bir kavmedir/toplumadır bir doğruya kılavuzlayan**."

Ahmed Samira Çevirisi

7 And those who disbelieved say: "If only a verse/evidence/sign were descended on him from his Lord." But you are (a) warner/giver of notice, and to each nation (is) a guide.

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Yüce Rabbimiz her bir kavme/topluma bir uyarıcı resûl gönderir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

13. Ra'd Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

1732|13|27|وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ قُلْ إِنَّ ٱللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِىٓ إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1732|13|27|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه قل ان الله يضل من يشا ويهدي اليه من اناب

Latin Literal

27. Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

Türkçe Çeviri

Ve diyor kâfirlik25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirilmeli onun* üzerine bir ayet287 Rabbinden4?"; de ki: "Doğrusu Allah dalalette128 bırakır dilediği kimseyi; ve kılavuzlar kendisine sıkça dönmüş** kimseyi."

Ahmed Samira Çevirisi

27 And those who disbelieved said: "If only a sign/evidence was descended on him from his Lord." Say: "That God misguides whom He wills/wants, and He guides to Him who repented ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve yekulu ve diyor وَيَقُولُ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 levla değil miydi? لَوْلَا -
5 unzile indirilmeli أُنْزِلَ نزل
6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ -
7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي
8 min مِنْ -
9 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب
10 kul de ki قُلْ قول
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 llahe Allah اللَّهَ -
13 yudillu dalalette bırakır يُضِلُّ ضلل
14 men kimseyi مَنْ -
15 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
16 ve yehdi ve kılavuzlar وَيَهْدِي هدي
17 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
18 men kimseyi مَنْ -
19 enabe sıkca döndü أَنَابَ نوب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Her anında Rabbini hatırlayan/zikreden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

13. Ra'd Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1743|13|38|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِّن قَبْلِكَ وَجَعَلْنَا لَهُمْ أَزْوَٰجًا وَذُرِّيَّةً وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأْتِىَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ لِكُلِّ أَجَلٍ كِتَابٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1743|13|38|ولقد ارسلنا رسلا من قبلك وجعلنا لهم ازوجا وذريه وما كان لرسول ان ياتي بايه الا باذن الله لكل اجل كتاب

Latin Literal

38. Ve lekad erselnâ rusulen min kablike ve cealnâ lehum ezvâcen ve zurriyyeh(zurriyyeten), ve mâ kâne li resûlin en ye’tiye bi âyetin illâ bi iznillâh(iznillâhi), li kulli ecelin kitâb(kitâbun).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun gönderdik resûller418 senden* önce; ve verdik onlara** zevceler*** ve bir zürriyet380; olmuş değildir bir resûle418 (ki) gelir bir ayetle287; Allah'ın izniyle (olması) dışında; her bir eceledir bir kitap****.

Ahmed Samira Çevirisi

38 And We had sent messengers from before you and We made for them spouses and descendants. And (it) was not to a messenger that he comes with a verse/evidence except with God’s permission, to every term/time (is) a judgment/fate .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
3 rusulen resûller رُسُلًا رسل
4 min مِنْ -
5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
6 ve cealna ve verdik وَجَعَلْنَا جعل
7 lehum onlara لَهُمْ -
8 ezvacen zevceler أَزْوَاجًا زوج
9 ve zurriyyeten ve bir zürriyet وَذُرِّيَّةً ذرر
10 ve ma değildir وَمَا -
11 kane olmuş كَانَ كون
12 lirasulin hiçbir elçinin لِرَسُولٍ رسل
13 en أَنْ -
14 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي
15 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
16 illa dışındadır إِلَّا -
17 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن
18 llahi Allah'ın اللَّهِ -
19 likulli her bir لِكُلِّ كلل
20 ecelin eceledir أَجَلٍ اجل
21 kitabun bir kitap كِتَابٌ كتب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Resûllere.***Eşler.****Yazıt, kayıt. Levh-i Mahfûz'da bulunan kuantum bilgileri.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

14. İbrahim Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1753|14|5|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ أَنْ أَخْرِجْ قَوْمَكَ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِ وَذَكِّرْهُم بِأَيَّىٰمِ ٱللَّهِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1753|14|5|ولقد ارسلنا موسي بايتنا ان اخرج قومك من الظلمت الي النور وذكرهم باييم الله ان في ذلك لايت لكل صبار شكور

Latin Literal

5. Ve le kad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ en ahric kavmeke minez zulumâti ilen nûri, ve zekkirhum bi eyyâmillâh(eyyâmillâhi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun gönderdik Mûsâ’yı ayetlerimizle* ki çıkarır kavmini/toplumunu karanlıklardan nura** doğru; ve zikreder78 onlara Allah'ın günlerini981; doğrusu bundadır mutlak ayetler287 her bir sabredene51; şükredene43.

Ahmed Samira Çevirisi

5 And We had sent Moses with Our signs/evidences/verses: "That bring out your nation from the darknesses to the light, and remind them with God’s days/times that in that (are) evidences/verses to every patient/endurer, thankful/grateful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
3 musa Mûsâ’yı مُوسَىٰ -
4 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي
5 en ki أَنْ -
6 ehric çıkarır أَخْرِجْ خرج
7 kavmeke kavmini قَوْمَكَ قوم
8 mine مِنَ -
9 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم
10 ila doğru إِلَى -
11 n-nuri nura النُّورِ نور
12 ve zekkirhum ve zikreder onlara وَذَكِّرْهُمْ ذكر
13 bieyyami günlerini بِأَيَّامِ يوم
14 llahi Allah'ın اللَّهِ -
15 inne doğrusu إِنَّ -
16 fi فِي -
17 zalike bundadır ذَٰلِكَ -
18 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
19 likulli her bir لِكُلِّ كلل
20 sabbarin sabredene صَبَّارٍ صبر
21 şekurin şükredene شَكُورٍ شكر

Notlar

Not 1

*Mûsâ'ya verilen 9 ayet ve Tevrât'ın ayetleri.**Aydınlığa.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

16. Nahl Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

1964|16|65|وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَآ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1964|16|65|والله انزل من السما ما فاحيا به الارض بعد موتها ان في ذلك لايه لقوم يسمعون

Latin Literal

65. Vallâhu enzele mines semâi mâen fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ, inne fî zâlike le âyeten li kavmin yesmeûn(yesmeûne).

Türkçe Çeviri

Ve Allah indirdi gökten180 bir su179; öyle ki hayat verdi onunla* yere sonrasında ölümü**; doğrusu işte bundadır mutlak bir ayet287 işitir bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

65 And God descended from the sky water, so He revived with it the land/Earth after its death/lifelessness, that in that (is) an evidence/sign (E) to a nation listening/hearing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
3 mine مِنَ -
4 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
5 maen bir su مَاءً موه
6 feehya öyle ki hayat verdi فَأَحْيَا حيي
7 bihi onunla بِهِ -
8 l-erde yere الْأَرْضَ ارض
9 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
10 mevtiha ölümü مَوْتِهَا موت
11 inne doğrusu إِنَّ -
12 fi فِي -
13 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
14 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
15 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
16 yesmeune işitirler يَسْمَعُونَ سمع

Notlar

Not 1

*Suyla.**Yerin ölümü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gökten inen su Kavram 179

179 Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.

gök; göğü Kavram 180

180 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

16. Nahl Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

1968|16|69|ثُمَّ كُلِى مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسْلُكِى سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًا يَخْرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٌ لِّلنَّاسِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1968|16|69|ثم كلي من كل الثمرت فاسلكي سبل ربك ذللا يخرج من بطونها شراب مختلف الونه فيه شفا للناس ان في ذلك لايه لقوم يتفكرون

Latin Literal

69. Summe kulî min kullis semerâti feslukî subule rabbiki zululâ(zululen), yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs(nâsi), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).

Türkçe Çeviri

Sonra ye her bir meyveden; ve koyul Rabbinin4 yollarına bir zelil* (olarak); çıkar batınlarından** onun*** bir içecek****; muhteliftir***** renkleri; ondadır****** bir şifa1020 insanlara; doğrusu işte bundadır mutlak bir ayet287 fikreder868 bir kavme/topluma.

Ahmed Samira Çevirisi

69 Then eat from all the fruits, so enter/pass your Lord’s roads/paths manipulated/dangled low, from its bellies/insides emerges/appears a drink its colours (are) different, in it (is) a cure/healing for the people;184that in that (is) an evidence/sign (E) to a nation thinking.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 summe sonra ثُمَّ -
2 kuli ye كُلِي اكل
3 min مِنْ -
4 kulli her bir كُلِّ كلل
5 s-semerati meyveden الثَّمَرَاتِ ثمر
6 fesluki ve koyul فَاسْلُكِي سلك
7 subule yollarına/pastikalarına سُبُلَ سبل
8 rabbiki Rabbinin رَبِّكِ ربب
9 zululen bir celil (olarak) ذُلُلًا ذلل
10 yehrucu çıkar يَخْرُجُ خرج
11 min مِنْ -
12 butuniha batınlarından onun بُطُونِهَا بطن
13 şerabun bir içecek شَرَابٌ شرب
14 muhtelifun muhtelif مُخْتَلِفٌ خلف
15 elvanuhu renkleri أَلْوَانُهُ لون
16 fihi ondadır فِيهِ -
17 şifa'un bir şifa شِفَاءٌ شفي
18 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
19 inne doğrusu إِنَّ -
20 fi فِي -
21 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
22 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي
23 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
24 yetefekkerune fikrederler يَتَفَكَّرُونَ فكر

Notlar

Not 1

*Alçalmış, boyun eğmiş.**Karınlarından.***Dişil zamir. Dişi bal arısının.****Bal.*****Çeşit çeşit.*****Balda.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Fikretmek Kavram 868

868 Düşünmek, analitik düşünmek, derinlemesine düşünmek, zihninde tasarlamak, değerlendirmek.

26. Şuarâ Suresi

Ayet 128

Arapça Metin (Harekeli)

3058|26|128|أَتَبْنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةً تَعْبَثُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3058|26|128|اتبنون بكل ريع ايه تعبثون

Latin Literal

128. E tebnûne bi kulli rîın âyeten ta’besûn(ta’besûne).

Türkçe Çeviri

Bina edersiniz her bir yükseltiye bir ayet287*; abes** işler yaparsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

128 Do you build/construct at every/each high hill an evidence , something useless in vanity ?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 etebnune bina edersiniz أَتَبْنُونَ بني
2 bikulli her بِكُلِّ كلل
3 riin bir yükseltiye رِيعٍ ريع
4 ayeten bir ayet ايَةً ايي
5 tea'besune abes işler yaparsınız تَعْبَثُونَ عبث

Notlar

Not 1

*Güçlerini yansıtan taş yazıtlar, anıtlar.**Gereksiz, yersiz, boş olan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

29. Ankebût Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

3353|29|15|فَأَنجَيْنَٰهُ وَأَصْحَٰبَ ٱلسَّفِينَةِ وَجَعَلْنَٰهَآ ءَايَةً لِّلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3353|29|15|فانجينه واصحب السفينه وجعلنها ايه للعلمين

Latin Literal

15. Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten lil âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kurtardık onu* ve gemi/tekne ashâbını194; ve yaptık onu** alemlere bir ayet287 .

Ahmed Samira Çevirisi

15 So We saved/rescued him and the ship’s/boat’s owners/company/friends, and We made it a sign/evidence to the creations all together/(universes).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو
2 ve eshabe ve ashabını وَأَصْحَابَ صحب
3 s-sefineti gemi/tekne السَّفِينَةِ سفن
4 ve cealnaha ve yaptık onu وَجَعَلْنَاهَا جعل
5 ayeten bir ayet ايَةً ايي
6 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم

Notlar

Not 1

*Nûh'u.**Dişil zamir gemiye/tekneye gider.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

40. Mü'min Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

4209|40|78|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِّن قَبْلِكَ مِنْهُم مَّن قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُم مَّن لَّمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأْتِىَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ فَإِذَا جَآءَ أَمْرُ ٱللَّهِ قُضِىَ بِٱلْحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلْمُبْطِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

4209|40|78|ولقد ارسلنا رسلا من قبلك منهم من قصصنا عليك ومنهم من لم نقصص عليك وما كان لرسول ان ياتي بايه الا باذن الله فاذا جا امر الله قضي بالحق وخسر هنالك المبطلون

Latin Literal

78. Ve lekad erselnâ rusulen min kablike minhum men kasasnâ aleyke ve minhum men lem naksus aleyk(aleyke), ve mâ kâne li resûlin en ye’tiye bi âyetin illâ bi iznillâh(iznillâhi), fe izâ câe emrullâhi kudıye bil hakkı ve hasire hunâlikel mubtılûn(mubtılûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun gönderdik resûller418 senden önce; onlardan kimini kıssalaştırdık430 sana; ve onlardan kimini asla kıssalaştırmadık430 sana; ve olmuş değildir bir resûle418 ki getirir bir ayet287 Allah'ın izni dışında; öyle ki geldiği zaman emri Allah'ın; tamamlandı hakla/gerçekle; ve hüsrana uğradı orada/zamanda batılla418 uğraşanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

78 And We had (E) sent messengers from before you, from them whom We relayed/informed on (to) you, and from them whom We did not relay/inform on (to) you; and (it) was not to a messenger that (E) He comes345with an evidence/verse/sign except with God’s permission , so if God’s order/command came, judgment was passed/ordered with the truth , and at that place and time the wasters/falsifiers lost .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل
3 rusulen resûller رُسُلًا رسل
4 min مِنْ -
5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
6 minhum onlardan مِنْهُمْ -
7 men kimini مَنْ -
8 kasasna kısaslaştırdık قَصَصْنَا قصص
9 aleyke sana عَلَيْكَ -
10 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
11 men kimini مَنْ -
12 lem asla لَمْ -
13 neksus kısaslaştırmadık نَقْصُصْ قصص
14 aleyke sana عَلَيْكَ -
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 kane olmuş كَانَ كون
17 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل
18 en ki أَنْ -
19 ye'tiye getirir يَأْتِيَ اتي
20 biayetin bir ayet بِايَةٍ ايي
21 illa dışında إِلَّا -
22 biizni izni بِإِذْنِ اذن
23 llahi Allah'ın اللَّهِ -
24 feiza öyle ki zaman فَإِذَا -
25 ca'e geldiği جَاءَ جيا
26 emru emri أَمْرُ امر
27 llahi Allah'ın اللَّهِ -
28 kudiye karara bağlandı قُضِيَ قضي
29 bil-hakki hakla/gerçekle بِالْحَقِّ حقق
30 ve hasira ve hüsrana uğradı وَخَسِرَ خسر
31 hunalike orada/zamanda هُنَالِكَ -
32 l-mubtilune batılla uğraşanlar الْمُبْطِلُونَ بطل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Kıssa Kavram 430

430 Anlatı, öykü.

54. Kamer Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

4846|54|2|وَإِن يَرَوْا۟ ءَايَةً يُعْرِضُوا۟ وَيَقُولُوا۟ سِحْرٌ مُّسْتَمِرٌّ

Arapça Metin (Harekesiz)

4846|54|2|وان يروا ايه يعرضوا ويقولوا سحر مستمر

Latin Literal

2. Ve in yerev âyeten yu’ridû ve yekûlû sihrun mustemirr(mustemirrun).

Türkçe Çeviri

Ve eğer görseler bir ayet287 kaçınırlar/direnirler; ve derler: "bir sihirdir süregelen (mustemirr)"

Ahmed Samira Çevirisi

2 And if they see an evidence/sign they oppose/turn away , and they say: "Continuous magic/sorcery."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 yerav görseler يَرَوْا راي
3 ayeten bir ayet ايَةً ايي
4 yua'ridu kaçınırlar/direnirler يُعْرِضُوا عرض
5 ve yekulu ve derler وَيَقُولُوا قول
6 sihrun bir sihirdir سِحْرٌ سحر
7 mustemirrun bir süregelen مُسْتَمِرٌّ مرر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 287: Ayet

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Ayet

Kavram No: 287

Kısa Açıklama: 287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 35

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Nesh 288 ettiğimizi/sildiğimizi bir ayetten 287 ; ya da unuttururuz onu * ; getiririz hayırlısını ondan ** ya da mislini 870 onun *** ; bilmez misin ki Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir 177 .

Arapça: 113|2|106|ما ننسخ من ايه او ننسها نات بخير منها او مثلها الم تعلم ان الله علي كل شي قدير

Bakara Suresi - Ayet 118

Türkçe Meal: Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet 287 ”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini 870 dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan 226 ettik ayetleri 237 bir kavim için (ki) kesinleşirler 299 onlar.

Arapça: 125|2|118|وقال الذين لا يعلمون لولا يكلمنا الله او تاتينا ايه كذلك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشبهت قلوبهم قد بينا الايت لقوم يوقنون

Bakara Suresi - Ayet 248

Türkçe Meal: Ve dedi onlara nebileri 132 : "Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti 287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik/dinginlik Rabbinizden 4 ; ve bir bakiye/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler 366 ; doğrusu bundadır mutlak bir ayet 287 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 .

Arapça: 255|2|248|وقال لهم نبيهم ان ايه ملكه ان ياتيكم التابوت فيه سكينه من ربكم وبقيه مما ترك ال موسي وال هرون تحمله المليكه ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Bakara Suresi - Ayet 259

Türkçe Meal: Ya da bir kent üzerine uğramış kimse gibi; ve o (kent) harap/yıkıktır taşıyıcı yapıları üzerine; dedi (o kimse): “Nasıl canlandırır bunu Allah onun (kentin) ölümünden sonra?”; öyle ki öldürdü onu (o kimseyi) Allah bir yüz sene; sonra diriltti onu; dedi: “Ne kadar kaldın?”; dedi: “Kaldım bir gün ya da günün bir parçası; dedi (Allah): “Hayır! Kaldın bir yüz sene; öyle ki bak yiyeceğine ve içeceğine; alsa bozulmaz o; ve bak merkebine/eşeğine; ve yapmamız için seni bir ayet 287 insanlar için; ve bak kemiklere nasıl kaldırırız onu; sonra giydiririz ona et”; öyle ki ne zaman beyan 226 oldu ona (o kimseye); dedi (o kimse): “Bildim ki doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177 .”

Arapça: 266|2|259|او كالذي مر علي قريه وهي خاويه علي عروشها قال اني يحي هذه الله بعد موتها فاماته الله مايه عام ثم بعثه قال كم لبثت قال لبثت يوما او بعض يوم قال بل لبثت مايه عام فانظر الي طعامك وشرابك لم يتسنه وانظر الي حمارك ولنجعلك ايه للناس وانظر الي العظام كيف ننشزها ثم نكسوها لحما فلما تبين له قال اعلم ان الله علي كل شي قدير

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Muhakkak ki oldu sizlere bir ayet 287 karşılaşan iki grupta; bir grup katleder Allah yolunda 331 ; ve diğer (grup) kâfirdir 25 ; göz bakışı (-yla) görürler (kâfirler) onları (Allah yolunda olanları) kendilerinin iki misli 870 ; ve Allah destekler/arka çıkar kendi yardımıyla dilediği kimseye; doğrusu bundadır mutlak bir ibret; görüş sahipleri için.

Arapça: 306|3|13|قد كان لكم ايه في فيتين التقتا فيه تقتل في سبيل الله واخري كافره يرونهم مثليهم راي العين والله يويد بنصره من يشا ان في ذلك لعبره لاولي الابصر

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Dedi * : "Rabbim 4 ! Yap bana bir ayet 287 "; dedi (Allah): "Senin ayetin 287 konuşmamandır insanlara üç gün 414 ; haricindedir bir işaret ** "; ve zikret/an Rabbini 4 çokça; ve tesbih 57 et akşamla/aşiyyle ve sabahla/ilk aydınlanmayla/seherle/ibkârla 413 ."

Arapça: 334|3|41|قال رب اجعل لي ايه قال ايتك الا تكلم الناس ثلثه ايام الا رمزا واذكر ربك كثيرا وسبح بالعشي والابكر

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ve bir resûldür 418 İsrâîloğullarına 197 ; (der) "ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden 4 bir ayetle 287 ; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş 419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı/leprayı 419 ; ve diriltirim/canlandırırım ölüleri 419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde 419 ; doğrusu bundadır mutlak ayetler 237 sizlere; eğer olduysanız müminler 27 ."

Arapça: 342|3|49|ورسولا الي بني اسريل اني قد جيتكم بايه من ربكم اني اخلق لكم من الطين كهيه الطير فانفخ فيه فيكون طيرا باذن الله وابري الاكمه والابرص واحي الموتي باذن الله وانبيكم بما تاكلون وما تدخرون في بيوتكم ان في ذلك لايه لكم ان كنتم مومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 50

Türkçe Meal: "Ve bir musaddık 140 (olarak) Tevrât’tan iki eliniz arasındakine; ve helal kılmak için sizlere bazısını ki haram kılındı üzerinize 421 ; ve geldim sizlere Rabbinizden 4 bir ayetle 287 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; ve itaat edin bana 420 ."

Arapça: 343|3|50|ومصدقا لما بين يدي من التوريه ولاحل لكم بعض الذي حرم عليكم وجيتكم بايه من ربكم فاتقوا الله واطيعون

En'âm Suresi - Ayet 25

Türkçe Meal: Ve onlardan kimse (ki) işitir seni; ve yaptık kalplerinin üzerine bir saklayan/gizleyen siper ki (farklı) fıkıh eder/anlar onu * ; ve kulaklarına bir ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona; ta ki geldikleri zaman sana mücadeleye girişirler sana; kâfirlik 25 etmiş kimseler dedi ki: "Bu ancak evvelkilerin ** satırlarıdır/hikayeleridir."

Arapça: 814|6|25|ومنهم من يستمع اليك وجعلنا علي قلوبهم اكنه ان يفقهوه وفي اذانهم وقرا وان يروا كل ايه لا يومنوا بها حتي اذا جاوك يجدلونك يقول الذين كفروا ان هذا الا اسطير الاولين

En'âm Suresi - Ayet 35

Türkçe Meal: Ve eğer olduysa sana yüz çevirmeleri büyük (bir şey); öyle ki eğer tabi olabilirsen ki ara/bakın * bir delik yerde ya da bir merdiven gökte; öyle ki gelirsin onlara bir ayetle 287 ; şayet dileseydi * Allah (ki) mutlak bir araya getirirdi onları hidayet üzerine; öyle ki sakın olma cahillerden * .

Arapça: 824|6|35|وان كان كبر عليك اعراضهم فان استطعت ان تبتغي نفقا في الارض او سلما في السما فتاتيهم بايه ولو شا الله لجمعهم علي الهدي فلا تكونن من الجهلين

En'âm Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ve dediler: "Değil miydi indirilmeli ona bir ayet 287 Rabbinden 4 !"; de ki: "Doğrusu Allah bir Kâdir’dir 598 üzerine ki indirir bir ayet 287 ; velakin/fakat çokları onların bilmezler.

Arapça: 826|6|37|وقالوا لولا نزل عليه ايه من ربه قل ان الله قادر علي ان ينزل ايه ولكن اكثرهم لا يعلمون

En'âm Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: Ve kasem 548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet 287 mutlak iman 47 ederler ona * (diye); de ki: "Doğrusu ayetler 237 Allah’ın indindedir/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır ** sizleri; ki o * geldiği zaman iman 47 etmezler.

Arapça: 898|6|109|واقسموا بالله جهد ايمنهم لين جاتهم ايه ليومنن بها قل انما الايت عند الله وما يشعركم انها اذا جات لا يومنون

A'râf Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: Ve iyi/hoş belde (ki) çıkar onun bitkisi onun (beldenin) Rabbinin 4 izniyle; ve habisin/kötünün (ise) çıkmaz az veren/haşin (olan) dışında; işte böyledir; yönlendiririz ayetleri 287 şükreder 43 bir kavme/topluma.

Arapça: 1012|7|58|والبلد الطيب يخرج نباته باذن ربه والذي خبث لا يخرج الا نكدا كذلك نصرف الايت لقوم يشكرون

A'râf Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ve Semûd’a kardeşleri Sâlih'i; dedi: "Ey kavmim/toplumum! Kulluk 46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh 74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat 620 Rabbinizden 4 ; bu dişi devesi 672 Allah'ın sizlere bir ayetidir 287 ; öyle ki bırakın onu (dişi deveyi) yesin Allah'ın yerinde; ve temas etmeyin ona (dişi deveye) bir kötülükle; öyle ki yakalar sizleri elim bir azap."

Arapça: 1027|7|73|والي ثمود اخاهم صلحا قال يقوم اعبدوا الله ما لكم من اله غيره قد جاتكم بينه من ربكم هذه ناقه الله لكم ايه فذروها تاكل في ارض الله ولا تمسوها بسو فياخذكم عذاب اليم

A'râf Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle 287 firavuna ve onun * melesine 364 ; öyle ki zulmettiler 257 ona ** ; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti 892 fesat 265 çıkaranların.

Arapça: 1057|7|103|ثم بعثنا من بعدهم موسي بايتنا الي فرعون وملايه فظلموا بها فانظر كيف كان عقبه المفسدين

A'râf Suresi - Ayet 106

Türkçe Meal: Dedi (firavun): "Eğer olduysan (ki) geldin bir ayetle 287 ; getir onu * ; eğer olduysan sâdıklardan 182 ."

Arapça: 1060|7|106|قال ان كنت جيت بايه فات بها ان كنت من الصدقين

A'râf Suresi - Ayet 132

Türkçe Meal: Ve dediler: "Ne kadar gelsen de bizlere kendisiyle bir ayetten 287 ; sihirle büyülemek için bizleri onunla; öyle ki değiliz bizler sana iman 47 edenler."

Arapça: 1086|7|132|وقالوا مهما تاتنا به من ايه لتسحرنا بها فما نحن لك بمومنين

A'râf Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Uzak tutacağım ayetlerimden 454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona * ; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu ** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu ** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır 195 ; ve ondan gâfil 310 olduklarındandır.

Arapça: 1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Yunus Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Ve derler: "Oysa indirilmedi ona * bir ayet 287 Rabbinden 4 onun * "; öyle ki de ki: "Gayb 62 ancak Allah’adır; öyle ki gözetleyin; doğrusu ben (de) sizinle beraber gözetleyenlerdenim."

Arapça: 1382|10|20|ويقولون لولا انزل عليه ايه من ربه فقل انما الغيب لله فانتظروا اني معكم من المنتظرين

Yunus Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Öyle ki o gün kurtarırız seni * bedeninle 877 olman için sana halife 65 ** (olan) kimseye bir ayet 287 ; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden 237 mutlak gâfillerdir 310 .

Arapça: 1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Yunus Suresi - Ayet 97

Türkçe Meal: Velev/şayet gelse (de) onlara her bir ayet 287 ; ta ki * görürler elim/acıklı azabı.

Arapça: 1459|10|97|ولو جاتهم كل ايه حتي يروا العذاب الاليم

Hûd Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: "Ve ey kavmim/toplumum! İşte bu dişi devesidir 672 Allah'ın; sizlere bir ayettir 287 ; öyle ki bırakın onu * yesin yerde Allah'ın; temas etmeyin ona bir kötülükle; öyle ki tutar sizleri yakın bir azap."

Arapça: 1535|11|64|ويقوم هذه ناقه الله لكم ايه فذروها تاكل في ارض الله ولا تمسوها بسو فياخذكم عذاب قريب

Hûd Suresi - Ayet 103

Türkçe Meal: Doğrusu bundadır mutlak bir ayet 287 kimse için (ki) korktu ahiret azabına (karşı); işte bu; insanların ona * toplandığı bir gündür; ve işte bu; şahit/tanık olunan bir gündür.

Arapça: 1574|11|103|ان في ذلك لايه لمن خاف عذاب الاخره ذلك يوم مجموع له الناس وذلك يوم مشهود

Yusuf Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ant olsun oldu Yûsuf’ta ve kardeşlerinde onun * bir ayet 287 sual edenlere ** .

Arapça: 1601|12|7|لقد كان في يوسف واخوته ايت للسايلين

Yusuf Suresi - Ayet 105

Türkçe Meal: Ve nicedir bir ayetten 287 göklerde 162 ve yerde; geçerler onun * üzerine; ve onlar * ondan yüz çevirenlerdir.

Arapça: 1699|12|105|وكاين من ايه في السموت والارض يمرون عليها وهم عنها معرضون

Ra'd Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Ve diyorlar kâfirlik 25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirmeli ona * Rabbinden 4 bir ayet 287 ; ancak ki sen * bir uyarıcısın; ve her bir kavmedir/toplumadır bir doğruya kılavuzlayan ** ."

Arapça: 1712|13|7|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه انما انت منذر ولكل قوم هاد

Ra'd Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ve diyor kâfirlik 25 etmiş kimseler: "Değil miydi indirilmeli onun * üzerine bir ayet 287 Rabbinden 4 ?"; de ki: "Doğrusu Allah dalalette 128 bırakır dilediği kimseyi; ve kılavuzlar kendisine sıkça dönmüş ** kimseyi."

Arapça: 1732|13|27|ويقول الذين كفروا لولا انزل عليه ايه من ربه قل ان الله يضل من يشا ويهدي اليه من اناب

Ra'd Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ve ant olsun gönderdik resûller 418 senden * önce; ve verdik onlara ** zevceler *** ve bir zürriyet 380 ; olmuş değildir bir resûle 418 (ki) gelir bir ayetle 287 ; Allah'ın izniyle (olması) dışında; her bir eceledir bir kitap **** .

Arapça: 1743|13|38|ولقد ارسلنا رسلا من قبلك وجعلنا لهم ازوجا وذريه وما كان لرسول ان ياتي بايه الا باذن الله لكل اجل كتاب

İbrahim Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Ve ant olsun gönderdik Mûsâ’yı ayetlerimizle * ki çıkarır kavmini/toplumunu karanlıklardan nura ** doğru; ve zikreder 78 onlara Allah'ın günlerini 981 ; doğrusu bundadır mutlak ayetler 287 her bir sabredene 51 ; şükredene 43 .

Arapça: 1753|14|5|ولقد ارسلنا موسي بايتنا ان اخرج قومك من الظلمت الي النور وذكرهم باييم الله ان في ذلك لايت لكل صبار شكور

Nahl Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Ve Allah indirdi gökten 180 bir su 179 ; öyle ki hayat verdi onunla * yere sonrasında ölümü ** ; doğrusu işte bundadır mutlak bir ayet 287 işitir bir kavme/topluma.

Arapça: 1964|16|65|والله انزل من السما ما فاحيا به الارض بعد موتها ان في ذلك لايه لقوم يسمعون

Nahl Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Sonra ye her bir meyveden; ve koyul Rabbinin 4 yollarına bir zelil * (olarak); çıkar batınlarından ** onun *** bir içecek **** ; muhteliftir ***** renkleri; ondadır ****** bir şifa 1020 insanlara; doğrusu işte bundadır mutlak bir ayet 287 fikreder 868 bir kavme/topluma.

Arapça: 1968|16|69|ثم كلي من كل الثمرت فاسلكي سبل ربك ذللا يخرج من بطونها شراب مختلف الونه فيه شفا للناس ان في ذلك لايه لقوم يتفكرون

Şuarâ Suresi - Ayet 128

Türkçe Meal: Bina edersiniz her bir yükseltiye bir ayet 287 *; abes ** işler yaparsınız.

Arapça: 3058|26|128|اتبنون بكل ريع ايه تعبثون

Ankebût Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Öyle ki kurtardık onu * ve gemi/tekne ashâbını 194 ; ve yaptık onu ** alemlere bir ayet 287 .

Arapça: 3353|29|15|فانجينه واصحب السفينه وجعلنها ايه للعلمين

Mü'min Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: Ve ant olsun gönderdik resûller 418 senden önce; onlardan kimini kıssalaştırdık 430 sana; ve onlardan kimini asla kıssalaştırmadık 430 sana; ve olmuş değildir bir resûle 418 ki getirir bir ayet 287 Allah'ın izni dışında; öyle ki geldiği zaman emri Allah'ın; tamamlandı hakla/gerçekle; ve hüsrana uğradı orada/zamanda batılla 418 uğraşanlar.

Arapça: 4209|40|78|ولقد ارسلنا رسلا من قبلك منهم من قصصنا عليك ومنهم من لم نقصص عليك وما كان لرسول ان ياتي بايه الا باذن الله فاذا جا امر الله قضي بالحق وخسر هنالك المبطلون

Kamer Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ve eğer görseler bir ayet 287 kaçınırlar/direnirler; ve derler: "bir sihirdir süregelen (mustemirr)"

Arapça: 4846|54|2|وان يروا ايه يعرضوا ويقولوا سحر مستمر