Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 310: Gâfil, gâfil.

Bu kavram 19 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

310Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

2. Bakara Suresi

Ayet 85

Arapça Metin (Harekeli)

92|2|85|ثُمَّ أَنتُمْ هَٰٓؤُلَآءِ تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمْ تَظَٰهَرُونَ عَلَيْهِم بِٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَإِن يَأْتُوكُمْ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ ٱلْكِتَٰبِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمْ إِلَّا خِزْىٌ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلْعَذَابِ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

85. Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi201; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman47 edersiniz bir kısmına kitabın* ve kâfirlik25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil310 yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

85 Then you are those who you kill yourselves and you force out a group/part from you, from their homes/countries, you cooperate/support on (against) them with the sin/crime and the transgression/injustice/aggression and if they come to you captives/prisoners you ransom them , and it is forbidden on you bringing/forcing them out. Do you believe with some/part (of) The Book and you disbelieve with some/part? So but (what is the) reward/reimbursement (of) who does that from you, except shame/scandal/disgrace in the life the present/worldly life (on) and the Resurrection Day they be returned to the torture’s strongest (severest), and God (is) not with ignoring/disregarding on what you make/do.

Notlar

Not 1

*Kutsal kitap.

2. Bakara Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

147|2|140|أَمْ تَقُولُونَ إِنَّ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطَ كَانُوا۟ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ قُلْ ءَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ ٱللَّهُ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَٰدَةً عِندَهُۥ مِنَ ٱللَّهِ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

147|2|140|ام تقولون ان ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط كانوا هودا او نصري قل انتم اعلم ام الله ومن اظلم ممن كتم شهده عنده من الله وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

140. Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ kul e entum a’lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu mimmen keteme şehâdeten indehu minallâh(minallâhi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ya da söylersiniz ki İbrahim; ve İsmâîl; ve İshâk; ve Yakûb; ve torunlar oldular Yahudi306 ya da Nasârâlılar307; de ki: “Sizler misiniz en iyi bilen yoksa Allah mı?”; ve kim en zalimdir kimseden (ki) gizledi O’nun indinde/katında (olan) bir şahitliği/tanıklığı Allah’tan; ve Allah değildir gâfil310 yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

140 Or (do) you say that Abraham, and Ishmael, and Issac, and Jacob, and the grandchildren/branches/Jewish tribes were Jews or Christians? Say: "Are you more knowing or God? And who (is) more unjust/oppressive than who hid/concealed a testimony at (with) him (self) from God, and God is not ignoring about what you make/do ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 tekulune söylersiniz تَقُولُونَ قول
3 inne ki إِنَّ -
4 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
5 ve ismaiyle ve İsmail وَإِسْمَاعِيلَ -
6 ve ishaka ve İshak وَإِسْحَاقَ -
7 ve yea'kube ve Yakub وَيَعْقُوبَ -
8 vel'esbata ve torunlar وَالْأَسْبَاطَ سبط
9 kanu oldular كَانُوا كون
10 huden Yahudi هُودًا هود
11 ev ya da أَوْ -
12 nesara Nasârâlılar نَصَارَىٰ نصر
13 kul de ki قُلْ قول
14 eentum sizler misiniz أَأَنْتُمْ -
15 ea'lemu en iyi bilen أَعْلَمُ علم
16 emi yoksa أَمِ -
17 llahu Allah mı اللَّهُ -
18 ve men ve kim وَمَنْ -
19 ezlemu en zalimdir أَظْلَمُ ظلم
20 mimmen kimseden مِمَّنْ -
21 keteme gizledi كَتَمَ كتم
22 şehadeten bir şahitliği/tanıklığı شَهَادَةً شهد
23 indehu indinde/katında O’nun (Allah’ın) عِنْدَهُ عند
24 mine مِنَ -
25 llahi Allah’tan اللَّهِ -
26 ve ma ve değildir وَمَا -
27 llahu Allah اللَّهُ -
28 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل
29 amma عَمَّا -
30 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

2. Bakara Suresi

Ayet 144

Arapça Metin (Harekeli)

151|2|144|قَدْ نَرَىٰ تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِى ٱلسَّمَآءِ فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضَىٰهَا فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ وَحَيْثُ مَا كُنتُمْ فَوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُۥ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّهِمْ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

151|2|144|قد نري تقلب وجهك في السما فلنولينك قبله ترضيها فول وجهك شطر المسجد الحرام وحيث ما كنتم فولوا وجوهكم شطره وان الذين اوتوا الكتب ليعلمون انه الحق من ربهم وما الله بغفل عما يعملون

Latin Literal

144. Kad nerâ tekallube vechike fîs semâi, fe le nuvelliyenneke kıbleten terdâhâ, fe velli vecheke şatral mescidil harâm(harâmi), ve haysu mâ kuntum fe vellû vucûhekum şatrah(şatrahu), ve innellezîne ûtûl kitâbe le ya’lemûne ennehul hakku min rabbihim ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Muhakkak görürüz yüz çevirmeni göğe; öyle ki döndürürüz seni bir kıbleye14; razı olursun ona; öyleyse döndür yüzünü haram mescit158 tarafına doğru; ve olduğunuz her yerde öyle ki döndürün yüzlerinizi o tarafa doğru; ve doğrusu kimseler; verildiler kitap; mutlak bilirler ki o (kitap) bir hak/gerçek Rablerinden4; ve değildir Allah gâfil310 ne yaparlar onlar.

Ahmed Samira Çevirisi

144 We have seen/understood your face turning around in the sky, so We will turn/enable/appoint you a (prayer) direction you accept/approve it, so turn your face towards the Mosque the Forbidden/Respected/Sacred and wherever you were so turn your faces towards it, and that those who were given The Book they know (E) that it is the truth from their Lord, and that God is not with neglecting/disregarding about what they make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kad muhakkak قَدْ -
2 nera görürüz نَرَىٰ راي
3 tekallube çevirmeni تَقَلُّبَ قلب
4 vechike yüzünü وَجْهِكَ وجه
5 fi فِي -
6 s-semai göğe السَّمَاءِ سمو
7 felenuvelliyenneke öyle ki döndürürüz seni فَلَنُوَلِّيَنَّكَ ولي
8 kibleten bir kıbleye قِبْلَةً قبل
9 terdaha razı olursun ona تَرْضَاهَا رضو
10 fevelli öyleyse döndür فَوَلِّ ولي
11 vecheke yüzünü وَجْهَكَ وجه
12 şetra tarafına doğru شَطْرَ شطر
13 l-mescidi mescit/secde edilen yer الْمَسْجِدِ سجد
14 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
15 ve haysu ve her yerde وَحَيْثُ حيث
16 ma مَا -
17 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون
18 fevellu öyle ki döndürün فَوَلُّوا ولي
19 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
20 şetrahu o tarafına doğru شَطْرَهُ شطر
21 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
22 ellezine kimseler الَّذِينَ -
23 utu verildiler أُوتُوا اتي
24 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
25 leyea'lemune mutlak bilirler لَيَعْلَمُونَ علم
26 ennehu ki o (kitap) أَنَّهُ -
27 l-hakku bir hak/gerçek الْحَقُّ حقق
28 min مِنْ -
29 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب
30 ve ma ve değildir وَمَا -
31 llahu Allah اللَّهُ -
32 bigafilin gafil/habersiz/aymaz بِغَافِلٍ غفل
33 amma ne عَمَّا -
34 yea'melune yaparlar onlar يَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

2. Bakara Suresi

Ayet 149

Arapça Metin (Harekeli)

156|2|149|وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ وَإِنَّهُۥ لَلْحَقُّ مِن رَّبِّكَ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

156|2|149|ومن حيث خرجت فول وجهك شطر المسجد الحرام وانه للحق من ربك وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

149. Ve min haysu harecte fe velli vecheke şatral mescidil harâm(harâmi), ve innehu lel hakku min rabbik(rabbike), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve her nereden çıktın; öyle ki çevir yüzünü haram mescide158 doğru; ve doğrusu o* mutlak haktır/gerçektir Rabbinden4; ve Allah gâfil310 değildir yapar olduğunuzdan.

Ahmed Samira Çevirisi

149 And from where you got out so turn your face towards the Mosque the Forbidden/Sacred , and that it is the truth (E) from your Lord, and that God (is) not with ignoring/disregarding about what you are making/doing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve min ve وَمِنْ -
2 haysu her nereden حَيْثُ حيث
3 haracte çıktın خَرَجْتَ خرج
4 fevelli öyle ki çevir فَوَلِّ ولي
5 vecheke yüzünü وَجْهَكَ وجه
6 şetra doğru شَطْرَ شطر
7 l-mescidi mescit الْمَسْجِدِ سجد
8 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
9 ve innehu ve doğrusu o (Kur’an) وَإِنَّهُ -
10 lelhakku mutlak haktır/gerçektir لَلْحَقُّ حقق
11 min -den مِنْ -
12 rabbike Rabbin- رَبِّكَ ربب
13 ve ma ve değildir وَمَا -
14 llahu Allah اللَّهُ -
15 bigafilin gafil/habersiz/aymaz بِغَافِلٍ غفل
16 amma عَمَّا -
17 tea'melune yapar olduğunuzdan تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Kur’ân.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 99

Arapça Metin (Harekeli)

392|3|99|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لِمَ تَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ تَبْغُونَهَا عِوَجًا وَأَنتُمْ شُهَدَآءُ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

392|3|99|قل ياهل الكتب لم تصدون عن سبيل الله من امن تبغونها عوجا وانتم شهدا وما الله بغفل عما تعملون

Latin Literal

99. Kul yâ ehlel kitâbi lime tesuddûne an sebîlillâhi men âmene tebgûnehâ ivecen ve entum şuhedâu ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Ey kitap ehli135! Niçin engellersiniz Allah’ın yolundan336 iman47 etmiş kimseyi? Aranırsınız/bakınırsınız bir eğriliğe; ve sizler şahitlersiniz tanıklarsınız (da); ve Allah gâfil310 değildir yaptıklarınızdan."

Ahmed Samira Çevirisi

99 Say: "You The Book’s people , why do you prevent/obstruct from God’s way/path who believed, you desire it (be) bent/crookedness, and you are witnessing/testifying, and God is not with ignoring/neglecting what you are making/doing/working."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 ya ehle ehli يَا أَهْلَ اهل
3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب
4 lime niçin لِمَ -
5 tesuddune engellersiniz تَصُدُّونَ صدد
6 an عَنْ -
7 sebili yolundan سَبِيلِ سبل
8 llahi Allah’ın اللَّهِ -
9 men kimseyi مَنْ -
10 amene iman etmiş امَنَ امن
11 tebguneha aranırsınız/bakınırsınız تَبْغُونَهَا بغي
12 ivecen bir eğriliğe عِوَجًا عوج
13 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
14 şuheda'u şahitlersiniz/tanıklarsınız شُهَدَاءُ شهد
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 llahu Allah اللَّهُ -
17 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل
18 amma عَمَّا -
19 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

6. En'âm Suresi

Ayet 131

Arapça Metin (Harekeli)

920|6|131|ذَٰلِكَ أَن لَّمْ يَكُن رَّبُّكَ مُهْلِكَ ٱلْقُرَىٰ بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا غَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

920|6|131|ذلك ان لم يكن ربك مهلك القري بظلم واهلها غفلون

Latin Literal

131. Zâlike en lem yekun rabbuke muhlikel kurâ bi zulmin ve ehluhâ gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Böyledir; ki asla olmaz (senin) Rabbin4 helak edici kentleri zulümle*; ve ahalisi onun gâfiller310 (-ken).

Ahmed Samira Çevirisi

131 That (is) that your Lord was not destroying the villages/urban cities with injustice, and its people (are) ignoring/disregarding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike böyledir ذَٰلِكَ -
2 en ki أَنْ -
3 lem asla لَمْ -
4 yekun olmaz يَكُنْ كون
5 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
6 muhlike helak edici مُهْلِكَ هلك
7 l-kura kentleri الْقُرَىٰ قري
8 bizulmin zulüm ile بِظُلْمٍ ظلم
9 veehluha ve ahalisi onun وَأَهْلُهَا اهل
10 gafilune gafiller (-ken) غَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Bu şekilde yaparsa bir zulüm olur. Ancak Allah asla zulmetmez.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

6. En'âm Suresi

Ayet 132

Arapça Metin (Harekeli)

921|6|132|وَلِكُلٍّ دَرَجَٰتٌ مِّمَّا عَمِلُوا۟ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

921|6|132|ولكل درجت مما عملوا وما ربك بغفل عما يعملون

Latin Literal

132. Ve li kullin derecâtun mimmâ amilû, ve mâ rabbukebi gâfilin ammâ ya’melûn(ya’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve hepsi içindir dereceler* yaptıklarından; ve değildir (senin) Rabbin4 gâfil310 yaptıkları hakkında.

Ahmed Samira Çevirisi

132 And for each steps/stages/degrees from what they made/did, and your Lord is not with ignoring/neglecting about what they make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velikullin ve hepsi içindir وَلِكُلٍّ كلل
2 deracatun dereceler دَرَجَاتٌ درج
3 mimma مِمَّا -
4 amilu yaptıklarından عَمِلُوا عمل
5 ve ma ve değildir وَمَا -
6 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
7 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل
8 amma عَمَّا -
9 yea'melune yaptıkların hakkında يَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Herkesin ayrı ayrı, farklı dereceleri vardır. 'Hepsi için' geçişi derecelerin asla aynı olamayacağını gösterir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

6. En'âm Suresi

Ayet 156

Arapça Metin (Harekeli)

945|6|156|أَن تَقُولُوٓا۟ إِنَّمَآ أُنزِلَ ٱلْكِتَٰبُ عَلَىٰ طَآئِفَتَيْنِ مِن قَبْلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمْ لَغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

945|6|156|ان تقولوا انما انزل الكتب علي طايفتين من قبلنا وان كنا عن دراستهم لغفلين

Latin Literal

156. En tekûlû innemâ unzilel kitâbu alâ tâifeteyni min kablinâ ve in kunnâ an dirâsetihim le gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Ki dersiniz*: "Ancak; indirildi kitap** bizden önceki iki tayfa/grup*** üzerine; ve ki (bizler) olduk onların dersi**** hakkında mutlak gâfiller310."

Ahmed Samira Çevirisi

156 That you say: "But The Book was descended on two groups from before us, and that we were about their studies/readings ignoring/disregarding (E) ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 en ki أَنْ -
2 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول
3 innema ancak إِنَّمَا -
4 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل
5 l-kitabu kitap الْكِتَابُ كتب
6 ala üzerine عَلَىٰ -
7 taifeteyni iki tayfa/grup طَائِفَتَيْنِ طوف
8 min مِنْ -
9 kablina bizden önceki قَبْلِنَا قبل
10 ve in ve ki وَإِنْ -
11 kunna olduk كُنَّا كون
12 an hakkında عَنْ -
13 dirasetihim onların dersi دِرَاسَتِهِمْ درس
14 legafiline mutlak gafiller لَغَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

***Diyecek olanlar Kur'an'ın inişine tanık olan kimselerdir. O kimselerin bulunduğu bölgede daha önceden kendilerine kutsal kitap indirilmiş iki grup vardı. **Kutsal kitap.***Yahudiler ve Hristiyanlar.****Çalışma, öğrenme.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

7. A'râf Suresi

Ayet 136

Arapça Metin (Harekeli)

1090|7|136|فَٱنتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَٰهُمْ فِى ٱلْيَمِّ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1090|7|136|فانتقمنا منهم فاغرقنهم في اليم بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

136. Fentekamnâ minhum fe agraknâhum fîl yemmi biennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki intikam aldık onlardan; öyle ki boğduk onları bol suda; nedeniyle ki onlar yalanladılar ayetlerimizi237; ve oldular ondan* gâfiller310.

Ahmed Samira Çevirisi

136 So We revenged/punished from them, so We drowned/sunk them in the body of water (river/sea/lake) because they denied/falsified with Our verses/evidences , and they were from it ignoring/disregarding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fentekamna öyle ki intikam aldık فَانْتَقَمْنَا نقم
2 minhum onlardan مِنْهُمْ -
3 fe egraknahum öyle ki boğduk onları فَأَغْرَقْنَاهُمْ غرق
4 fi فِي -
5 l-yemmi bol suda الْيَمِّ يمم
6 biennehum nedeniyle ki onlar بِأَنَّهُمْ -
7 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
8 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
9 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
10 anha ondan عَنْهَا -
11 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

7. A'râf Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

1100|7|146|سَأَصْرِفُ عَنْ ءَايَٰتِىَ ٱلَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلْغَىِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

146. Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.

Ahmed Samira Çevirisi

146 I will send away/divert/misguide from My verses/evidences those who are being arrogant in the earth/Planet Earth, without the right , and if they see/understand every verse/evidence, they do not believe with it, and if they see/understand the correct/right guidance way/path , they do not take it (as) a way/path, and if they see/understand the misguidance’s/failure’s way/path they take/receive it (as) a way/path, that (is) because they (E), they lied/denied (rejected) with Our evidences/verses, and they were from it ignoring/neglecting/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 seesrifu uzak tutacağım سَأَصْرِفُ صرف
2 an عَنْ -
3 ayatiye ayetlerim ايَاتِيَ ايي
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 yetekebberune kibirlenirler/büyüklenirler يَتَكَبَّرُونَ كبر
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 yerav görseler يَرَوْا راي
12 kulle herbir كُلَّ كلل
13 ayetin ayeti ايَةٍ ايي
14 la لَا -
15 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
16 biha ona بِهَا -
17 ve in ve eğer وَإِنْ -
18 yerav görseler يَرَوْا راي
19 sebile yolu سَبِيلَ سبل
20 r-ruşdi reşid/doğru/olgun الرُّشْدِ رشد
21 la لَا -
22 yettehizuhu edinmezler/tutmazlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
23 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
24 vein ve eğer وَإِنْ -
25 yerav görseler يَرَوْا راي
26 sebile yolunu سَبِيلَ سبل
27 l-gayyi sapkınlık الْغَيِّ غوي
28 yettehizuhu edinirler/tutarlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
29 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
30 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
31 biennehum ki onların بِأَنَّهُمْ -
32 kezzebu yalanlamalarıyladır كَذَّبُوا كذب
33 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
34 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
35 anha ondan عَنْهَا -
36 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayete.**Yolu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

7. A'râf Suresi

Ayet 172

Arapça Metin (Harekeli)

1126|7|172|وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنۢ بَنِىٓ ءَادَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا۟ بَلَىٰ شَهِدْنَآ أَن تَقُولُوا۟ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَٰذَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1126|7|172|واذ اخذ ربك من بني ادم من ظهورهم ذريتهم واشهدهم علي انفسهم الست بربكم قالوا بلي شهدنا ان تقولوا يوم القيمه انا كنا عن هذا غفلين

Latin Literal

172. Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığı zaman (senin) Rabbin4 Âdemoğullarından; sırtlarından onların zürriyetlerini380; ve tanık/şahit yaptı onları kendi nefisleri201 üzerine: “Değil miyim Rabbiniz4!”; dediler: “Evet! Tanık/şahit olduk”; ki dersiniz kıyamet günü148: “Doğrusu biz olmuştuk bundan gâfil310.” (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

172 And when/if your Lord took/received from Adam’s sons and daughters from their backs their descendants, and He made them witness/testify on themselves. "Am I not your Lord (E)?" They said: "Yes/certainly, We witnessed/testified." That You say (on) the Resurrection Day: "That We were about this ignoring/disregarding ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
4 min مِنْ -
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 ademe Adem ادَمَ -
7 min مِنْ -
8 zuhurihim sırtlarından onların ظُهُورِهِمْ ظهر
9 zurriyyetehum zürriyetlerini/nesillerini ذُرِّيَّتَهُمْ ذرر
10 ve eşhedehum ve tanık yaptı onları وَأَشْهَدَهُمْ شهد
11 ala üzerine عَلَىٰ -
12 enfusihim nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس
13 elestu değil miyim أَلَسْتُ ليس
14 birabbikum Rabbiniz بِرَبِّكُمْ ربب
15 kalu dediler قَالُوا قول
16 bela evet بَلَىٰ -
17 şehidna tanık/şahit olduk شَهِدْنَا شهد
18 en ki أَنْ -
19 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول
20 yevme günü يَوْمَ يوم
21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
22 inna doğrusu biz إِنَّا -
23 kunna olduk كُنَّا كون
24 an عَنْ -
25 haza bundan هَٰذَا -
26 gafiline gâfil /aymaz غَافِلِينَ غفل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Zürriyet Kavram 380

380 Alt nesil, soy. Çoluk çocuk, evlatlar, torunlar vb.

7. A'râf Suresi

Ayet 205

Arapça Metin (Harekeli)

1159|7|205|وَٱذْكُر رَّبَّكَ فِى نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ ٱلْجَهْرِ مِنَ ٱلْقَوْلِ بِٱلْغُدُوِّ وَٱلْءَاصَالِ وَلَا تَكُن مِّنَ ٱلْغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1159|7|205|واذكر ربك في نفسك تضرعا وخيفه ودون الجهر من القول بالغدو والاصال ولا تكن من الغفلين

Latin Literal

205. Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Ve zikret78 Rabbini4 kendi nefsinde201 bir alçak gönüllülük (-le); ve bir korku (-yla); ve aleni (duyulacak kadar) yüksek bir söylemin* altında/astında**; sabah ve akşam***; ve olma gâfillerden310.

Ahmed Samira Çevirisi

205 And remember/mention your Lord in your self humbly and humiliated, and hiddenly/secretly and other than the publicized/declared from the saying/opinion and belief at the early morning , and the evenings to sunsets , and do not be from the ignoring/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vezkur ve zikret وَاذْكُرْ ذكر
2 rabbeke Rabbini رَبَّكَ ربب
3 fi فِي -
4 nefsike kendi nefsinde نَفْسِكَ نفس
5 tederruan bir alçak gönüllülük (-le) تَضَرُّعًا ضرع
6 ve hifeten ve bir korku (-yla) وَخِيفَةً خوف
7 ve dune ve altında/astında وَدُونَ دون
8 l-cehri aleni yükse الْجَهْرِ جهر
9 mine مِنَ -
10 l-kavli bir söylemden الْقَوْلِ قول
11 bil-guduvvi sabah بِالْغُدُوِّ غدو
12 vel'asali ve akşam وَالْاصَالِ اصل
13 ve la ve وَلَا -
14 tekun olma تَكُنْ كون
15 mine مِنَ -
16 l-gafiline gafillerden الْغَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*O'nun yüce sıfatlarını yani evrene tecelli etmiş olan güzel sıfatlarını öğrenmek/hatırlamak ve bunları sözlere dökmek demektir. Gökyüzündeki bulutlara bakıp da "Ey Rabbim! Ne güzel bir hayat verensin; ilmin, bilmin sınırsızdır. Her atomun nerede olacağını bildin, hesapladın. Senin rüzgarların onları dilediğin yere sürükler; dilediğin yere yağmurları bıraktırırsın. Sensin en yüce yaratıcı. Bizden rahmetini esirgeme!" gibi sözleri kendi nefsimizde sesli olarak söylemek, kendi nefsimizde hissetmek tam olarak 7:205 ayetinde istenilendir. **Herkesi duyabileceği bir sesle olmadan yapılan söylem/kelam.***Her zaman.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 7

Arapça Metin (Harekeli)

1369|10|7|إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَآءَنَا وَرَضُوا۟ بِٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَٱطْمَأَنُّوا۟ بِهَا وَٱلَّذِينَ هُمْ عَنْ ءَايَٰتِنَا غَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1369|10|7|ان الذين لا يرجون لقانا ورضوا بالحيوه الدنيا واطمانوا بها والذين هم عن ايتنا غفلون

Latin Literal

7. İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere; ve razı oldular dünya hayatıyla; ve tamah ettiler ona*; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimizden gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

7 That those who do not hope/expect meeting Us, and they accepted/approved with the life the present/the worldly life, and they became assured/secured with it, and those who they are from Our verses/evidences ignoring/disregarding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 la لَا -
4 yercune ummazlar يَرْجُونَ رجو
5 lika'ena kavuşmayı bizlere لِقَاءَنَا لقي
6 ve radu ve razı oldular وَرَضُوا رضو
7 bil-hayati hayatıyla بِالْحَيَاةِ حيي
8 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
9 vetmeennu ve tamah ettiler وَاطْمَأَنُّوا طمن
10 biha ona بِهَا -
11 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
12 hum onlar هُمْ -
13 an عَنْ -
14 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
15 gafilune gafillerdir غَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Dünya hayatına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 29

Arapça Metin (Harekeli)

1391|10|29|فَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدًۢا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ إِن كُنَّا عَنْ عِبَادَتِكُمْ لَغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1391|10|29|فكفي بالله شهيدا بيننا وبينكم ان كنا عن عبادتكم لغفلين

Latin Literal

29. Fe kefâ billâhi şehîden beynenâ ve beynekum in kunnâ an ibâdetikum le gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

"Öyle ki kâfi geldi/yetti Allah bir şahit/tanık (olarak) aramızda ve aranızda ki olduk kulluğunuzdan46 mutlak gâfiller310."

Ahmed Samira Çevirisi

29 So enough/sufficient with God (as) a witness/testifier between us and between you, if we were about your worshipping ignoring/neglecting (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekefa öyle ki kafi geldi/yetti فَكَفَىٰ كفي
2 billahi Allah بِاللَّهِ -
3 şehiden bir şahit/tanık شَهِيدًا شهد
4 beynena aramızda بَيْنَنَا بين
5 ve beynekum ve aranızda وَبَيْنَكُمْ بين
6 in ki إِنْ -
7 kunna olduk كُنَّا كون
8 an عَنْ -
9 ibadetikum kulluğunuzdan عِبَادَتِكُمْ عبد
10 legafiline mutlak gafiller لَغَافِلِينَ غفل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

10. Yunus Suresi

Ayet 92

Arapça Metin (Harekeli)

1454|10|92|فَٱلْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنْ خَلْفَكَ ءَايَةً وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلنَّاسِ عَنْ ءَايَٰتِنَا لَغَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Latin Literal

92. Fel yevme nuneccîke bi bedenike li tekûne limen halfeke âyeh(âyeten), ve inne kesîren minen nâsi an âyâtinâ le gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki o gün kurtarırız seni* bedeninle877 olman için sana halife65** (olan) kimseye bir ayet287; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden237 mutlak gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

92 So the day/today We save/rescue you with your body/top set (of) armor to be to who (is) behind you an evidence/sign , and that many from the people (are) from Our evidences/verses/signs ignoring/disregarding (E) .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felyevme öyle ki o gün فَالْيَوْمَ يوم
2 nuneccike kurtarırız seni نُنَجِّيكَ نجو
3 bibedenike bedeninle senin بِبَدَنِكَ بدن
4 litekune olman için لِتَكُونَ كون
5 limen kimseye لِمَنْ -
6 halfeke halifedir sana خَلْفَكَ خلف
7 ayeten bir ayet ايَةً ايي
8 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ -
9 kesiran ekserisi كَثِيرًا كثر
10 mine مِنَ -
11 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس
12 an عَنْ -
13 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي
14 legafilune mutlak gafillerdir لَغَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Firavun.**Tüm insanlara değil! Firavun sonrası Mısır'a firavun olan yeni kimseye.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

11. Hûd Suresi

Ayet 123

Arapça Metin (Harekeli)

1594|11|123|وَلِلَّهِ غَيْبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَإِلَيْهِ يُرْجَعُ ٱلْأَمْرُ كُلُّهُۥ فَٱعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1594|11|123|ولله غيب السموت والارض واليه يرجع الامر كله فاعبده وتوكل عليه وما ربك بغفل عما تعملون

Latin Literal

123. Ve lillâhi gaybus semâvâti vel ardı ve ileyhi yurceul emru kulluhu fa’budhu ve tevekkel aleyh(aleyhi), ve mâ rabbuke bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Ve Allah’adır gaybı62 göklerin162 ve yerin; ve O'na* döndürülür emir351; her biri onun**; öyle ki kulluk46 et O’na*; ve tevekkül79 et O’na* karşı; ve değildir (senin) Rabbin4 yaptıklarınıza bir gâfil310.

Ahmed Samira Çevirisi

123 And to God (is) the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s unseen/surpernatural , and to Him the matter/affair all of it is returned, so worship Him, and rely/depend on Him, and your Lord is not with ignoring/neglecting/disregarding from what you make/do

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ -
2 gaybu gaybı غَيْبُ غيب
3 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
4 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
5 ve ileyhi ve O'na وَإِلَيْهِ -
6 yurceu döndürülür يُرْجَعُ رجع
7 l-emru emir الْأَمْرُ امر
8 kulluhu her biri onun كُلُّهُ كلل
9 fea'budhu öyle ki kulluk et O’na فَاعْبُدْهُ عبد
10 ve teve kkel ve tevekkül et وَتَوَكَّلْ وكل
11 aleyhi O’na karşı عَلَيْهِ -
12 ve ma ve değildir وَمَا -
13 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب
14 bigafilin bir gafil بِغَافِلٍ غفل
15 amma عَمَّا -
16 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Allah'a.**Emrin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Emir Kavram 351

351 İş ve oluş. Levh-i Mahfuzdaki (Holografik evren prensibi kapsamında evrenimizi bir üst boyuttan saran 2D zar) rakamlanmış bilginin sicimlere (bak. sicim teorisi) ruh aracılığıyla iletilmesi. Sicimle aldıkları bilgilerle titreşirler ve atom altı parçacıklar oluşur. Evrenimiz ışık hızında çalışan bir 3D yazıcı gibi bilgiden yaratılır, canlanır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1597|12|3|نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ ٱلْقَصَصِ بِمَآ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبْلِهِۦ لَمِنَ ٱلْغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1597|12|3|نحن نقص عليك احسن القصص بما اوحينا اليك هذا القران وان كنت من قبله لمن الغفلين

Latin Literal

3. Nahnu nakussu aleyke ahsenel kasası bimâ evhaynâ ileyke hâzel kur’âne ve in kunte min kablihî le minel gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Biz kıssalaştırırız430daha güzel kıssayı430 (senin) üzerine; vahy ettiğimizle603 sana bu Kur'ân'ı850; ve eğer olduysan (bile) öncesinde onun* mutlak kimselerden ki gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

3 We narrate/inform on (to) you the narration’s/information’s (true stories’) best, with what We inspired/transmitted to you, this the Koran , and if you were from before it from (E) the ignoring/neglecting

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nehnu biz نَحْنُ -
2 nekussu kıssalaştırırız نَقُصُّ قصص
3 aleyke üzerine عَلَيْكَ -
4 ehsene daha güzelini أَحْسَنَ حسن
5 l-kasasi kıssaların الْقَصَصِ قصص
6 bima بِمَا -
7 evhayna vahyedettiğimizle أَوْحَيْنَا وحي
8 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
9 haza bu هَٰذَا -
10 l-kurane Kur'an'ı الْقُرْانَ قرا
11 vein ve eğer وَإِنْ -
12 kunte olduysan كُنْتَ كون
13 min مِنْ -
14 kablihi öncesinde onun قَبْلِهِ قبل
15 lemine mutlak kimselerden لَمِنَ -
16 l-gafiline gafil الْغَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Kıssa Kavram 430

430 Anlatı, öykü.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1607|12|13|قَالَ إِنِّى لَيَحْزُنُنِىٓ أَن تَذْهَبُوا۟ بِهِۦ وَأَخَافُ أَن يَأْكُلَهُ ٱلذِّئْبُ وَأَنتُمْ عَنْهُ غَٰفِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1607|12|13|قال اني ليحزنني ان تذهبوا به واخاف ان ياكله الذيب وانتم عنه غفلون

Latin Literal

13. Kâle innî le yahzununî en tezhebû bihî ve ehâfu en ye’kulehuz zi’bu ve entum anhu gâfilûn(gâfilûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Doğrusu ben mutlak hüzünlenirim ki giderirsiniz** onu***; ve korkarım ki yer onu*** bir kurt/çakal; ve sizler ondan gâfiller310 (-ken)."

Ahmed Samira Çevirisi

13 He said: "That I (it) saddens me (E) that you go away with him, and I fear that the wolf eats him, and (while) you are from him ignoring/neglecting/disregarding."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 inni doğrusu ben إِنِّي -
3 leyehzununi mutlak hüzünlenirim لَيَحْزُنُنِي حزن
4 en ki أَنْ -
5 tezhebu giderirsiniz تَذْهَبُوا ذهب
6 bihi onu بِهِ -
7 ve ehafu ve korkarım وَأَخَافُ خوف
8 en ki أَنْ -
9 ye'kulehu yer onu يَأْكُلَهُ اكل
10 z-zi'bu bir kurt/çakal الذِّئْبُ ذاب
11 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ -
12 anhu ondan عَنْهُ -
13 gafilune gafillersiniz غَافِلُونَ غفل

Notlar

Not 1

*Yakûb.**Kaybedersiniz.***Yûsuf'u.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

14. İbrahim Suresi

Ayet 42

Arapça Metin (Harekeli)

1790|14|42|وَلَا تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ غَٰفِلًا عَمَّا يَعْمَلُ ٱلظَّٰلِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ ٱلْأَبْصَٰرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1790|14|42|ولا تحسبن الله غفلا عما يعمل الظلمون انما يوخرهم ليوم تشخص فيه الابصر

Latin Literal

42. Ve lâ tahsebennallâhe gâfilen ammâ ya’meluz zâlimûn(zâlimûne), innemâ yuahhıruhum li yevmin teşhasu fîhil ebsâr(ebsâru).

Türkçe Çeviri

Ve sakın düşünme (ki) Allah bir gâfildir310 yaptıklarından zalimlerin257; ancak ki öteler onları* bir güne (ki) donup kalır onda** bakışlar.

Ahmed Samira Çevirisi

42 And do not think/suppose that God (is) ignoring/neglecting from what the unjust/oppressive make/do , but God delays them to a day the eye sights/knowledge stare/gaze in it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tehsebenne sakın düşünme (ki) تَحْسَبَنَّ حسب
3 llahe Allah'ı اللَّهَ -
4 gafilen bir gafil غَافِلًا غفل
5 amma عَمَّا -
6 yea'melu yaptıklarından يَعْمَلُ عمل
7 z-zalimune zalimlerin الظَّالِمُونَ ظلم
8 innema ancak ki إِنَّمَا -
9 yu'ehhiruhum öteler onları يُؤَخِّرُهُمْ اخر
10 liyevmin bir güne لِيَوْمٍ يوم
11 teşhasu donup kalar تَشْخَصُ شخص
12 fihi onda فِيهِ -
13 l-ebsaru bakışlar الْأَبْصَارُ بصر

Notlar

Not 1

*Zalimleri.**Günde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 310: Gâfil, gâfil.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Gâfil, gâfil.

Kavram No: 310

Kısa Açıklama: 310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 19

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 85

Türkçe Meal: Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi 201 ; ve çıkarırsınız diyarlarından/yurtlarından bir grubu/bir fırkayı sizlerden; dayanışma/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle/sınırı aşmayla/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram/yasak edilendir sizlere; ihracı/çıkarılması (da) onların; iman 47 edersiniz bir kısmına kitabın * ve kâfirlik 25 edersiniz bir kısmına; öyle mi? Öyle ki, nedir cezası/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil 310 yaptıklarınızdan.

Arapça: 92|2|85|ثم انتم هولا تقتلون انفسكم وتخرجون فريقا منكم من ديرهم تظهرون عليهم بالاثم والعدون وان ياتوكم اسري تفدوهم وهو محرم عليكم اخراجهم افتومنون ببعض الكتب وتكفرون ببعض فما جزا من يفعل ذلك منكم الا خزي في الحيوه الدنيا ويوم القيمه يردون الي اشد العذاب وما الله بغفل عما تعملون

Bakara Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Ya da söylersiniz ki İbrahim; ve İsmâîl; ve İshâk; ve Yakûb; ve torunlar oldular Yahudi 306 ya da Nasârâlılar 307 ; de ki: “Sizler misiniz en iyi bilen yoksa Allah mı?”; ve kim en zalimdir kimseden (ki) gizledi O’nun indinde/katında (olan) bir şahitliği/tanıklığı Allah’tan; ve Allah değildir gâfil 310 yaptıklarınızdan.

Arapça: 147|2|140|ام تقولون ان ابرهم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط كانوا هودا او نصري قل انتم اعلم ام الله ومن اظلم ممن كتم شهده عنده من الله وما الله بغفل عما تعملون

Bakara Suresi - Ayet 144

Türkçe Meal: Muhakkak görürüz yüz çevirmeni göğe; öyle ki döndürürüz seni bir kıbleye 14 ; razı olursun ona; öyleyse döndür yüzünü haram mescit 158 tarafına doğru; ve olduğunuz her yerde öyle ki döndürün yüzlerinizi o tarafa doğru; ve doğrusu kimseler; verildiler kitap; mutlak bilirler ki o (kitap) bir hak/gerçek Rablerinden 4 ; ve değildir Allah gâfil 310 ne yaparlar onlar.

Arapça: 151|2|144|قد نري تقلب وجهك في السما فلنولينك قبله ترضيها فول وجهك شطر المسجد الحرام وحيث ما كنتم فولوا وجوهكم شطره وان الذين اوتوا الكتب ليعلمون انه الحق من ربهم وما الله بغفل عما يعملون

Bakara Suresi - Ayet 149

Türkçe Meal: Ve her nereden çıktın; öyle ki çevir yüzünü haram mescide 158 doğru; ve doğrusu o * mutlak haktır/gerçektir Rabbinden 4 ; ve Allah gâfil 310 değildir yapar olduğunuzdan.

Arapça: 156|2|149|ومن حيث خرجت فول وجهك شطر المسجد الحرام وانه للحق من ربك وما الله بغفل عما تعملون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 99

Türkçe Meal: De ki: "Ey kitap ehli 135 ! Niçin engellersiniz Allah’ın yolundan 336 iman 47 etmiş kimseyi? Aranırsınız/bakınırsınız bir eğriliğe; ve sizler şahitlersiniz tanıklarsınız (da); ve Allah gâfil 310 değildir yaptıklarınızdan."

Arapça: 392|3|99|قل ياهل الكتب لم تصدون عن سبيل الله من امن تبغونها عوجا وانتم شهدا وما الله بغفل عما تعملون

En'âm Suresi - Ayet 131

Türkçe Meal: Böyledir; ki asla olmaz (senin) Rabbin 4 helak edici kentleri zulümle * ; ve ahalisi onun gâfiller 310 (-ken).

Arapça: 920|6|131|ذلك ان لم يكن ربك مهلك القري بظلم واهلها غفلون

En'âm Suresi - Ayet 132

Türkçe Meal: Ve hepsi içindir dereceler * yaptıklarından; ve değildir (senin) Rabbin 4 gâfil 310 yaptıkları hakkında.

Arapça: 921|6|132|ولكل درجت مما عملوا وما ربك بغفل عما يعملون

En'âm Suresi - Ayet 156

Türkçe Meal: Ki dersiniz * : "Ancak; indirildi kitap ** bizden önceki iki tayfa/grup *** üzerine; ve ki (bizler) olduk onların dersi **** hakkında mutlak gâfiller 310 ."

Arapça: 945|6|156|ان تقولوا انما انزل الكتب علي طايفتين من قبلنا وان كنا عن دراستهم لغفلين

A'râf Suresi - Ayet 136

Türkçe Meal: Öyle ki intikam aldık onlardan; öyle ki boğduk onları bol suda; nedeniyle ki onlar yalanladılar ayetlerimizi 237 ; ve oldular ondan * gâfiller 310 .

Arapça: 1090|7|136|فانتقمنا منهم فاغرقنهم في اليم بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

A'râf Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Uzak tutacağım ayetlerimden 454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona * ; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu ** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu ** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır 195 ; ve ondan gâfil 310 olduklarındandır.

Arapça: 1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

A'râf Suresi - Ayet 172

Türkçe Meal: Ve aldığı zaman (senin) Rabbin 4 Âdemoğullarından; sırtlarından onların zürriyetlerini 380 ; ve tanık/şahit yaptı onları kendi nefisleri 201 üzerine: “Değil miyim Rabbiniz 4 !”; dediler: “Evet! Tanık/şahit olduk”; ki dersiniz kıyamet günü 148 : “Doğrusu biz olmuştuk bundan gâfil 310 .” (diye).

Arapça: 1126|7|172|واذ اخذ ربك من بني ادم من ظهورهم ذريتهم واشهدهم علي انفسهم الست بربكم قالوا بلي شهدنا ان تقولوا يوم القيمه انا كنا عن هذا غفلين

A'râf Suresi - Ayet 205

Türkçe Meal: Ve zikret 78 Rabbini 4 kendi nefsinde 201 bir alçak gönüllülük (-le); ve bir korku (-yla); ve aleni (duyulacak kadar) yüksek bir söylemin * altında/astında ** ; sabah ve akşam *** ; ve olma gâfillerden 310 .

Arapça: 1159|7|205|واذكر ربك في نفسك تضرعا وخيفه ودون الجهر من القول بالغدو والاصال ولا تكن من الغفلين

Yunus Suresi - Ayet 7

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere; ve razı oldular dünya hayatıyla; ve tamah ettiler ona * ; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimizden gâfillerdir 310 .

Arapça: 1369|10|7|ان الذين لا يرجون لقانا ورضوا بالحيوه الدنيا واطمانوا بها والذين هم عن ايتنا غفلون

Yunus Suresi - Ayet 29

Türkçe Meal: "Öyle ki kâfi geldi/yetti Allah bir şahit/tanık (olarak) aramızda ve aranızda ki olduk kulluğunuzdan 46 mutlak gâfiller 310 ."

Arapça: 1391|10|29|فكفي بالله شهيدا بيننا وبينكم ان كنا عن عبادتكم لغفلين

Yunus Suresi - Ayet 92

Türkçe Meal: Öyle ki o gün kurtarırız seni * bedeninle 877 olman için sana halife 65 ** (olan) kimseye bir ayet 287 ; ve doğrusu insanlardan ekserisi ayetlerimizden 237 mutlak gâfillerdir 310 .

Arapça: 1454|10|92|فاليوم ننجيك ببدنك لتكون لمن خلفك ايه وان كثيرا من الناس عن ايتنا لغفلون

Hûd Suresi - Ayet 123

Türkçe Meal: Ve Allah’adır gaybı 62 göklerin 162 ve yerin; ve O'na * döndürülür emir 351 ; her biri onun ** ; öyle ki kulluk 46 et O’na * ; ve tevekkül 79 et O’na * karşı; ve değildir (senin) Rabbin 4 yaptıklarınıza bir gâfil 310 .

Arapça: 1594|11|123|ولله غيب السموت والارض واليه يرجع الامر كله فاعبده وتوكل عليه وما ربك بغفل عما تعملون

Yusuf Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Biz kıssalaştırırız 430 daha güzel kıssayı 430 (senin) üzerine; vahy ettiğimizle 603 sana bu Kur'ân'ı 850 ; ve eğer olduysan (bile) öncesinde onun * mutlak kimselerden ki gâfillerdir 310 .

Arapça: 1597|12|3|نحن نقص عليك احسن القصص بما اوحينا اليك هذا القران وان كنت من قبله لمن الغفلين

Yusuf Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Dedi * : "Doğrusu ben mutlak hüzünlenirim ki giderirsiniz ** onu *** ; ve korkarım ki yer onu *** bir kurt/çakal; ve sizler ondan gâfiller 310 (-ken)."

Arapça: 1607|12|13|قال اني ليحزنني ان تذهبوا به واخاف ان ياكله الذيب وانتم عنه غفلون

İbrahim Suresi - Ayet 42

Türkçe Meal: Ve sakın düşünme (ki) Allah bir gâfildir 310 yaptıklarından zalimlerin 257 ; ancak ki öteler onları * bir güne (ki) donup kalır onda ** bakışlar.

Arapça: 1790|14|42|ولا تحسبن الله غفلا عما يعمل الظلمون انما يوخرهم ليوم تشخص فيه الابصر