Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 195: Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak.

Bu kavram 24 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

195Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

2. Bakara Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

46|2|39|وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

46|2|39|والذين كفروا وكذبوا بايتنا اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Latin Literal

39. Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâr(nârı), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve yalanladılar195 ayetlerimizi; işte bunlar; ateş ashâbıdır194; onlar orada* ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

39 And those who disbelieved and denied with Our verses/evidences , those are the fire’s owners/company, they (are) in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
3 ve kezzebu ve yalanladılar وَكَذَّبُوا كذب
4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
6 eshabu ashâbıdır أَصْحَابُ صحب
7 n-nari ateş النَّارِ نور
8 hum onlar هُمْ -
9 fiha orada (cehennemde) فِيهَا -
10 halidune ölümsüzlerdir. خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Cehennemde.

2. Bakara Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

94|2|87|وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ بِٱلرُّسُلِ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًا تَقْتُلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Latin Literal

87. Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı*; ve gönderdik resûller418 kafiyeli/ahenkli (olarak)** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar226; ve destekledik onu kutsal ruhla279; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl418, nefislerinizin201 hevâsına278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız195; ve bir fırka/grup katledersiniz35.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We had given/brought Moses The Book and We sent from after him with the messengers, and Wegave/brought Jesus Mary’s son, the evidences and We supported him with the Holy/Sanctimonious Soul/Spirit , so if whenever a messenger came to you with what yourselves do not desire you become arrogant, so a group you denied and a group you kill .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
3 musa Musa'ya مُوسَى -
4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
5 ve kaffeyna ve gönderdik kafiyeli/ahenkli وَقَفَّيْنَا قفو
6 min مِنْ -
7 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد
8 bir-rusuli resuller بِالرُّسُلِ رسل
9 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
10 iysa Îsa'ya عِيسَى -
11 bne oğlu ابْنَ بني
12 meryeme Meryem مَرْيَمَ -
13 l-beyyinati beyanlar/deklarasyonlar الْبَيِّنَاتِ بين
14 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد
15 biruhi ruhla بِرُوحِ روح
16 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس
17 efekullema öyle mi? her ne zaman أَفَكُلَّمَا كلل
18 ca'ekum geldi/ulaştı sizlere جَاءَكُمْ جيا
19 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل
20 bima بِمَا -
21 la لَا -
22 tehva hevâsına uymayanla تَهْوَىٰ هوي
23 enfusukumu nefislerinizin أَنْفُسُكُمُ نفس
24 stekbertum büyüklendiniz/kibirlendiniz اسْتَكْبَرْتُمْ كبر
25 feferikan öyle ki bir fırka/grup فَفَرِيقًا فرق
26 kezzebtum yalanlarsınız كَذَّبْتُمْ كذب
27 ve ferikan ve bir fırka/grup وَفَرِيقًا فرق
28 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل

Notlar

Not 1

*Tevrat**Bir düzene bağlı şekilde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

304|3|11|كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمْ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

304|3|11|كداب ال فرعون والذين من قبلهم كذبوا بايتنا فاخذهم الله بذنوبهم والله شديد العقاب

Latin Literal

11. Ke de’bi âli fir’avne, vellezîne min kablihim kezzebû bi âyâtinâ, fe ehazehumullâhu bi zunûbihim vallâhu şedîdul ıkâb(ıkâbi).

Türkçe Çeviri

Huyu/alışkanlığı gibidir firavun ailesinin/taraftarlarının ; ve onlardan önceki kimselerin (de); yalanladılar onlar ayetlerimizi195; öyle ki tuttu/yakaladı onları Allah günahlarıyla; ve Allah şiddetlidir akabinde*.

Ahmed Samira Çevirisi

11 As Pharaoh’s family and those from before them’s affairs/habits, they lied/denied with Our signs/verses/evidences, so God took/punished them because of their crimes. And God (is) strong (severe in) the torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kede'bi huyu gibidir كَدَأْبِ داب
2 ali ailesi/taraftarları الِ اول
3 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ -
4 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ -
5 min مِنْ -
6 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
7 kezzebu yalanladılar onlar كَذَّبُوا كذب
8 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
9 feehazehumu öyle ki tuttu/yakaladı فَأَخَذَهُمُ اخذ
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 bizunubihim günahlarıyla بِذُنُوبِهِمْ ذنب
12 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ -
13 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
14 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Arkasında, ardında.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

5. Mâide Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

755|5|86|وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَحِيمِ

Arapça Metin (Harekesiz)

755|5|86|والذين كفروا وكذبوا بايتنا اوليك اصحب الجحيم

Latin Literal

86. Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler ve yalanladılar195 ayetlerimizi; işte bunlar; cahîm808 ashâbıdır194.

Ahmed Samira Çevirisi

86 And those who disbelieved and they denied with Our verses/signs/evidences, those are the Hell’s people

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
3 ve kezzebu ve yalanladılar وَكَذَّبُوا كذب
4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
6 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
7 l-cehimi cahîm الْجَحِيمِ جحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Cahîm Kavram 808

808 Yangın, yanan, cehennem yangını, cehenneme ait.

6. En'âm Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

800|6|11|قُلْ سِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ ثُمَّ ٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

800|6|11|قل سيروا في الارض ثم انظروا كيف كان عقبه المكذبين

Latin Literal

11. Kul sîrû fîl ardı summenzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Dolaşın yerde; sonra bakın nasıl oldu yalanlayanların195 akıbeti892."

Ahmed Samira Çevirisi

11 Say: "Walk/move in the Earth/land, then look/wonder about how was the liars’/falsifiers’ end/turn (result)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 siru dolaşın سِيرُوا سير
3 fi فِي -
4 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
5 summe sonra ثُمَّ -
6 nzuru bakın انْظُرُوا نظر
7 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
8 kane oldu كَانَ كون
9 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
10 l-mukezzibine yalanlayanların الْمُكَذِّبِينَ كذب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

6. En'âm Suresi

Ayet 21

Arapça Metin (Harekeli)

810|6|21|وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

810|6|21|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح الظلمون

Latin Literal

21. Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyatihî), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı195 O'nun ayetlerini; doğrusu O (Allah) felaha326 ulaştırmaz zalimleri257.

Ahmed Samira Çevirisi

21 And who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/falsifications or denied/falsified with His verses/evidences, that He does not (allow) the unjust/oppressors (to) succeed/win.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve men ve kim وَمَنْ -
2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalanı كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
10 biayatihi O'nun ayetlerini بِايَاتِهِ ايي
11 innehu doğrusu O إِنَّهُ -
12 la لَا -
13 yuflihu felaha ulaştırmaz يُفْلِحُ فلح
14 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

6. En'âm Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

816|6|27|وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ وُقِفُوا۟ عَلَى ٱلنَّارِ فَقَالُوا۟ يَٰلَيْتَنَا نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

816|6|27|ولو تري اذ وقفوا علي النار فقالوا يليتنا نرد ولا نكذب بايت ربنا ونكون من المومنين

Latin Literal

27. Ve lev terâ iz vukıfû alen nâri fe kâlû yâ leytenâ nureddu ve lâ nukezzibe bi âyâti rabbinâ ve nekûne minel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman onları ateşe834 karşı; öyle ki dediler: "Ey! Keşke bizler geri döndürülsek; ve yalanlamayız195 Rabbimizin4 ayetlerini; ve oluruz müminlerden27."

Ahmed Samira Çevirisi

27 And if you see/understand, if they were suspended/stood on the fire, so they said: "Oh, if only we be returned and we not lie/deny/falsify with our Lord’s verses/evidences, and we be from the believers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev şayet وَلَوْ -
2 tera görsen تَرَىٰ راي
3 iz zaman إِذْ -
4 vukifu getirilip durduruldukları onları وُقِفُوا وقف
5 ala karşı عَلَى -
6 n-nari ateşe النَّارِ نور
7 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
8 ya leytena ey! keşke bizler يَا لَيْتَنَا -
9 nuraddu geri döndürülsek نُرَدُّ ردد
10 ve la ve وَلَا -
11 nukezzibe yalanlamayız نُكَذِّبَ كذب
12 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
13 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب
14 ve nekune ve oluruz وَنَكُونَ كون
15 mine مِنَ -
16 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

6. En'âm Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

828|6|39|وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِى ٱلظُّلُمَٰتِ مَن يَشَإِ ٱللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَن يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

828|6|39|والذين كذبوا بايتنا صم وبكم في الظلمت من يشا الله يضلله ومن يشا يجعله علي صرط مستقيم

Latin Literal

39. Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; sağırlardır ve dilsizlerdir karanlıklarda; kimi diler Allah dalalette128 bırakır onu; ve kimi diler yapar onu dosdoğru bir yol üzerine124.

Ahmed Samira Çevirisi

39 And those who lied/denied with Our verses/signs/evidences (they are) deaf and mute in the darknesses; whom God wants/wills He misguides him, and whom He wants/wills, He puts him on a straight/direct road/way

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
4 summun sağırlardır صُمٌّ صمم
5 ve bukmun ve dilsizlerdir وَبُكْمٌ بكم
6 fi فِي -
7 z-zulumati karanlıklada الظُّلُمَاتِ ظلم
8 men kimi مَنْ -
9 yeşei diler يَشَإِ شيا
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 yudlilhu dalalete bırakır onu يُضْلِلْهُ ضلل
12 ve men ve kim وَمَنْ -
13 yeşe' diler يَشَأْ شيا
14 yec'alhu yapar onu يَجْعَلْهُ جعل
15 ala üzerine عَلَىٰ -
16 siratin bir yol صِرَاطٍ صرط
17 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Dosdoğru yol Kavram 124

124 Sırâtel mustakîm. Tek ve dosdoğru yol; sadece Kur'an.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

6. En'âm Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

838|6|49|وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا يَمَسُّهُمُ ٱلْعَذَابُ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

838|6|49|والذين كذبوا بايتنا يمسهم العذاب بما كانوا يفسقون

Latin Literal

49. Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ yemessuhumul azâbu bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; temas eder onlara azap; fâsıklık38 ederler olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

49 And those who denied/falsified with Our verses/evidences, the torture touches them because of what they were debauching .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Fâsık Kavram 38

38 Sapkın, doğru yoldan çıkan.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

6. En'âm Suresi

Ayet 150

Arapça Metin (Harekeli)

939|6|150|قُلْ هَلُمَّ شُهَدَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا فَإِن شَهِدُوا۟ فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

939|6|150|قل هلم شهداكم الذين يشهدون ان الله حرم هذا فان شهدوا فلا تشهد معهم ولا تتبع اهوا الذين كذبوا بايتنا والذين لا يومنون بالاخره وهم بربهم يعدلون

Latin Literal

150. Kul helumme şuhedâekumullezîne yeşhedûne ennallâhe harreme hâzâ, fe in şehidû fe lâ teşhed meahum, ve lâ tettebi’ ehvâellezîne kezzebû bi âyâtinâ vellezîne lâ yu’minûne bil âhireti ve hum bi rabbihim ya’dilûn(ya’dilûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Haydi bir araya getirin şahitlerinizi/tanıklarınızı ki onlar şahitlik/tanıklık ederler ki 'Allah haram kıldı bunu' (diye); öyle ki eğer şahitlik/tanıklık ettilerse; öyle ki şahitlik/tanıklık etme onlarla birlikte; ve tabi olma hevalarına kimselerin (ki) yalanladırlar195 ayetlerimizi; ve kimselerin (ki) iman etmezler ahirete648"; ve onlar Rablerine4 denk* tutarlar.

Ahmed Samira Çevirisi

150 Say: "Come/bring your witnesses/testifiers, those who witness/testify that God forbade this." So if they witnessed/testified, so do not witness/testify with them and do not follow (the) self attractions for desires (of) those who denied/falsified with Our verses/evidences , and those who do not believe with the end (other life), and they are with their Lord are making equals."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 helumme haydi bir araya getirin هَلُمَّ لمم
3 şuheda'ekumu şahitlerinizi/tanıklarızını شُهَدَاءَكُمُ شهد
4 ellezine ki onlar الَّذِينَ -
5 yeşhedune şahitlik/tanıklık ederler يَشْهَدُونَ شهد
6 enne ki أَنَّ -
7 llahe Allah'ın اللَّهَ -
8 harrame haram kıldı حَرَّمَ حرم
9 haza bunu هَٰذَا -
10 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
11 şehidu şahitlik/tanıklık ettilerse شَهِدُوا شهد
12 fela öyle ki فَلَا -
13 teşhed şahitlik/tanıklık etme تَشْهَدْ شهد
14 meahum onlarla birlikte مَعَهُمْ -
15 ve la ve وَلَا -
16 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع
17 ehva'e hevalarına أَهْوَاءَ هوي
18 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
19 kezzebu yalanladırlar كَذَّبُوا كذب
20 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
21 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ -
22 la لَا -
23 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن
24 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
25 vehum ve onlar وَهُمْ -
26 birabbihim Rablerine بِرَبِّهِمْ ربب
27 yea'dilune denk tutarlar يَعْدِلُونَ عدل

Notlar

Not 1

*Uyduruk, tamamı zan olan hadisleri (Yahudiler için Talmud) Yüce Allah'ın Kur'an'ı ile denk tutarlar. Yüce Allah'ın haram kılmadığı şeyleri haram ederler. Midyenin haram edilmesi en güzel örnektir. Midyeyi haram diye yemeyenler (sevmediği için yemiyorsa sorun yoktur) bu ayetin tam olarak muhatabıdır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ahirete iman etmeyen, ahireti yalanlayan müşrikler. Kavram 648

648 Kur'an'ın tanımlamış olduğu ahirete iman etmeyen kimselerdir. Din gününü yalanlayan kimselerdir. "Sadece bu evren vardır. Sonrası yoktur." diyen herkes bu tanıma girer. Ancak kafasına göre Kur'an'a aykırı olarak ahiret inancı geliştirenler de aslında Kur'an'ın ahiretine iman etmemiş olurlar. "Ahiret evreni/evrenleri vardır. Orada yargılanacağız. Cennetler ve cehenneme vardır" derken aynı zamanda ahiret evrenini Kur'an'da belirtilen kurallarını kabul etmeyip yalan yanlış hadislere iman edenler de aslında ahirete iman etmemiş olur. Ahireti yalanlamış olurlar.

7. A'râf Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

990|7|36|وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱسْتَكْبَرُوا۟ عَنْهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

990|7|36|والذين كذبوا بايتنا واستكبروا عنها اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Latin Literal

36. Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ ulâike ashabun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler663 ona*; işte bunlar; ashâbıdır194 ateş834; onlar orada ölümsüzlerdir185.

Ahmed Samira Çevirisi

36 And those who lied/denied/falsified, with Our verses/evidences and they became arrogant from it, those are the fire’s owners/company/friends, they are in it immortally/eternally .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
4 vestekberu ve büyüklendiler وَاسْتَكْبَرُوا كبر
5 anha ona عَنْهَا -
6 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
7 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب
8 n-nari ateş النَّارِ نور
9 hum onlar هُمْ -
10 fiha orada فِيهَا -
11 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد

Notlar

Not 1

*Ayete.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Ölümsüzler Kavram 185

185 Hâlidûn, ölümsüz, ölmeyen. Cennet evrenleri var olduğu sürece ölmeyen. Cehennem evreni var olduğu sürece ölmeyen.

Ashâb Kavram 194

194 Yoldaş; aynı yolda/amaçta yol alanlar, aynı mekanda ve zamanda kaderleri ortak olanlar.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmek. Kavram 663

663 Kutsal kitaplarda bulunan ayetlere karşı kibirli olmak, büyüklenmek. Ayetlerin hükümlerini bazı söylentilerle/hadislerle yok sayanlar da; yok hükmüne çıkaranlar da bu gruptadır.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

7. A'râf Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

991|7|37|فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوٓا۟ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ قَالُوا۟ ضَلُّوا۟ عَنَّا وَشَهِدُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰفِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

Latin Literal

37. Fe men azlemu mimmenifterâ alallâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyâtihi) ulâike yenâluhum nasîbuhum minel kitâb(kitâbi), hattâ izâ câethum rusulunâ yeteveffevnehum kâlû eyne mâ kuntum ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi) kâlû dallû annâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan*; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz418; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine201 karşı ki onlar oldular kâfirler25.

Ahmed Samira Çevirisi

37 So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on (about) God lies/denials/falsifications or lied/denied/falsified with His verses/evidences , those their share/fortune from The Book takes them until/if/when Our messengers came to them, they make them die, they said: "Where (is) what you were/are calling/wishing/desiring from other than God?" They said: "They were misguided from us, and they witnessed/testified on themselves that they truly, they were disbelieving/disbelievers."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 femen öyle ki kim فَمَنْ -
2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم
3 mimmeni kimseden مِمَّنِ -
4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب
8 ev ya da أَوْ -
9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب
10 biayatihi ayetlerini O’nun بِايَاتِهِ ايي
11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
12 yenaluhum kavuşur يَنَالُهُمْ نيل
13 nesibuhum nasipleri onların نَصِيبُهُمْ نصب
14 mine مِنَ -
15 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب
16 hatta ta ki حَتَّىٰ -
17 iza zaman إِذَا -
18 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا
19 rusuluna resûllerimiz رُسُلُنَا رسل
20 yeteveffevnehum vefat ettirirken onları يَتَوَفَّوْنَهُمْ وفي
21 kalu dediler (resûl melekler) قَالُوا قول
22 eyne hani nerede? أَيْنَ -
23 ma مَا -
24 kuntum olduklarınız كُنْتُمْ كون
25 ted'une çağırmış تَدْعُونَ دعو
26 min مِنْ -
27 duni astından دُونِ دون
28 llahi Allah’ın اللَّهِ -
29 kalu dediler قَالُوا قول
30 dellu saptılar ضَلُّوا ضلل
31 anna bizden عَنَّا -
32 ve şehidu ve şahidlik/tanıklık ettiler وَشَهِدُوا شهد
33 ala karşı عَلَىٰ -
34 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس
35 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ -
36 kanu oldular كَانُوا كون
37 kafirine kâfirler كَافِرِينَ كفر

Notlar

Not 1

*Yapıp ettikleri kitaptan/kayıttan gösterilir. Bu kayda bakan kimse kendi nefsine zulmettiğini, kâfirlerden olduğunu anlar; buna tanıklık/şahitlik eder.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

7. A'râf Suresi

Ayet 40

Arapça Metin (Harekeli)

994|7|40|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱسْتَكْبَرُوا۟ عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَٰبُ ٱلسَّمَآءِ وَلَا يَدْخُلُونَ ٱلْجَنَّةَ حَتَّىٰ يَلِجَ ٱلْجَمَلُ فِى سَمِّ ٱلْخِيَاطِ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُجْرِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

994|7|40|ان الذين كذبوا بايتنا واستكبروا عنها لا تفتح لهم ابوب السما ولا يدخلون الجنه حتي يلج الجمل في سم الخياط وكذلك نجزي المجرمين

Latin Literal

40. İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler663 ondan*; açılmaz onlara gök kapıları664 ve giremezler cennete ta ki geçer halat/deve665 boşluğundan sicimin/iğnenin665; ve işte böyledir; cezalandırırız mücrimleri674.

Ahmed Samira Çevirisi

40 That those who lied/denied/falsified with Our verses/evidences and became arrogant from/about it, the sky’s/space’s doors/entrances do not be (get) opened for them, and nor they enter the Paradise, until the camel enters/penetrates in the needle’s/sewing needle’s eye/threading hole, and as/like that We reward/reimburse the criminals/sinners.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
5 vestekberu ve büyüklendiler وَاسْتَكْبَرُوا كبر
6 anha ondan عَنْهَا -
7 la لَا -
8 tufettehu açılmaz تُفَتَّحُ فتح
9 lehum onlara لَهُمْ -
10 ebvabu kapıları أَبْوَابُ بوب
11 s-semai gök السَّمَاءِ سمو
12 ve la ve وَلَا -
13 yedhulune giremezler يَدْخُلُونَ دخل
14 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن
15 hatta taki حَتَّىٰ -
16 yelice geçer يَلِجَ ولج
17 l-cemelu deve الْجَمَلُ جمل
18 fi içinden فِي -
19 semmi deliğinden سَمِّ سمم
20 l-hiyati iğne الْخِيَاطِ خيط
21 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
22 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي
23 l-mucrimine cürüm işleyenleri الْمُجْرِمِينَ جرم

Notlar

Not 1

*Ayetten.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmek. Kavram 663

663 Kutsal kitaplarda bulunan ayetlere karşı kibirli olmak, büyüklenmek. Ayetlerin hükümlerini bazı söylentilerle/hadislerle yok sayanlar da; yok hükmüne çıkaranlar da bu gruptadır.

Gök kapıları. Kavram 664

664 Paralel evrenler arasındaki portaller. Anlarız ki cennetler ve cehennem evrenleri birbirine paralel evrenlerdir. Cehennem evreninde olan kimselerin cennet evrenlerine geçişi engellenmiştir.

Devenin iğne deliğinden geçmesi. Kavram 665

665 Yüce Allah cehennem evreninde olan kimselerin cennet evrenlerine girmesini engelleyen bir mekanizma olduğunu bizlere 7:40 ayetinde bildirmiştir. 7:40 ayetinde geçen işaretin müteşabih bir ayet olduğu ortadadır. Bir devenin ya da bir halatın bir iğne deliğinden geçmesi işaret edilmiş olabilir. Ancak ayetin başka bir bilimsel yansıması daha vardır. Kelime anlamları incelendiğinde aşağıdaki anlam çıkar; "...ta ki geçer halat/deve boşluğundan/deliğinden/açıklığından ipliğin/sicimin/iğnenin...". Anlarız ki bu cehennem evreni cennet evrenlerine paraleldir. Sicim teorisine göre paralel evrenler arasındaki mesafe 1.65x10 -35 metredir. Yani bir sicim/iplik uzunluğundadır. Ancak bu sicimler farklı boşluklarda, deliklerde titreştikleri için paralel evrenler bu kadar yakın mesafede olmasına rağmen birbirleriyle etkileşemezler. Ayette halat işaret edildiğinde göre anlarız ki cehennem evrenini oluşturan sicimler cennet evrenlerini oluşturan sicimlere göre daha kalındır.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

7. A'râf Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

1018|7|64|فَكَذَّبُوهُ فَأَنجَيْنَٰهُ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ وَأَغْرَقْنَا ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَآ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ قَوْمًا عَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1018|7|64|فكذبوه فانجينه والذين معه في الفلك واغرقنا الذين كذبوا بايتنا انهم كانوا قوما عمين

Latin Literal

64. Fe kezzebûhu fe enceynâhu vellezîne meahu fil fulki ve agraknellezîne kezzebû bi âyâtinâ, innehum kânû kavmen amîn(amîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki yalanladılar onu*; öyle ki kurtardık onu* ve gemide onunla** birlikte (olan) kimseleri; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; doğrusu onlar oldular âmâ/kör bir kavim/toplum.

Ahmed Samira Çevirisi

64 So they denied Him , so We saved/rescued him and those with him in the ship , and We drowned/sunk those who denied with Our verses/evidences , that they truly were a blind/confused/misguided nation.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekezzebuhu öyle ki yalanladılar onu فَكَذَّبُوهُ كذب
2 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو
3 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
4 meahu onunda birlikte مَعَهُ -
5 fi فِي -
6 l-fulki gemide الْفُلْكِ فلك
7 ve egrakna ve boğduk وَأَغْرَقْنَا غرق
8 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
10 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
11 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
12 kanu oldular كَانُوا كون
13 kavmen bir kavim قَوْمًا قوم
14 amine âmâ/kör عَمِينَ عمي

Notlar

Not 1

*Nûh'u.**Nûh'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

7. A'râf Suresi

Ayet 72

Arapça Metin (Harekeli)

1026|7|72|فَأَنجَيْنَٰهُ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَمَا كَانُوا۟ مُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1026|7|72|فانجينه والذين معه برحمه منا وقطعنا دابر الذين كذبوا بايتنا وما كانوا مومنين

Latin Literal

72. Fe enceynâhu vellezîne meahu bi rahmetin minnâ ve kata’nâ dâbirellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve mâ kânû mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kurtardık onu* ve onunla beraber kimseleri bizden bir rahmetle271; ve kestik arkasını* kimselerin (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve olmuş değillerdi müminler27.

Ahmed Samira Çevirisi

72 So We saved/rescued him and those with him with a mercy from Us, and We cut off/severed (the) root/remainder (of) those who disbelieved with Our verses/evidences , and they were not believers/believing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu (Hûd’u) فَأَنْجَيْنَاهُ نجو
2 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
3 meahu onunla beraber مَعَهُ -
4 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم
5 minna bizden مِنَّا -
6 ve kataa'na ve kestik وَقَطَعْنَا قطع
7 dabira arkasını دَابِرَ دبر
8 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
10 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
11 ve ma ve değildi وَمَا -
12 kanu olmuşlar كَانُوا كون
13 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Hûd'u**Kökünü.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

7. A'râf Suresi

Ayet 146

Arapça Metin (Harekeli)

1100|7|146|سَأَصْرِفُ عَنْ ءَايَٰتِىَ ٱلَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلْغَىِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

Latin Literal

146. Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.

Ahmed Samira Çevirisi

146 I will send away/divert/misguide from My verses/evidences those who are being arrogant in the earth/Planet Earth, without the right , and if they see/understand every verse/evidence, they do not believe with it, and if they see/understand the correct/right guidance way/path , they do not take it (as) a way/path, and if they see/understand the misguidance’s/failure’s way/path they take/receive it (as) a way/path, that (is) because they (E), they lied/denied (rejected) with Our evidences/verses, and they were from it ignoring/neglecting/disregarding.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 seesrifu uzak tutacağım سَأَصْرِفُ صرف
2 an عَنْ -
3 ayatiye ayetlerim ايَاتِيَ ايي
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 yetekebberune kibirlenirler/büyüklenirler يَتَكَبَّرُونَ كبر
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 yerav görseler يَرَوْا راي
12 kulle herbir كُلَّ كلل
13 ayetin ayeti ايَةٍ ايي
14 la لَا -
15 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن
16 biha ona بِهَا -
17 ve in ve eğer وَإِنْ -
18 yerav görseler يَرَوْا راي
19 sebile yolu سَبِيلَ سبل
20 r-ruşdi reşid/doğru/olgun الرُّشْدِ رشد
21 la لَا -
22 yettehizuhu edinmezler/tutmazlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
23 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
24 vein ve eğer وَإِنْ -
25 yerav görseler يَرَوْا راي
26 sebile yolunu سَبِيلَ سبل
27 l-gayyi sapkınlık الْغَيِّ غوي
28 yettehizuhu edinirler/tutarlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ
29 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل
30 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ -
31 biennehum ki onların بِأَنَّهُمْ -
32 kezzebu yalanlamalarıyladır كَذَّبُوا كذب
33 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
34 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
35 anha ondan عَنْهَا -
36 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Ayete.**Yolu.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Ayet Kavram 287

287 Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

7. A'râf Suresi

Ayet 182

Arapça Metin (Harekeli)

1136|7|182|وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا سَنَسْتَدْرِجُهُم مِّنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1136|7|182|والذين كذبوا بايتنا سنستدرجهم من حيث لا يعلمون

Latin Literal

182. Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ se nestedricuhum min haysu lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve ayetlerimizi yalanlamış195 kimseleri; adım adım ilerleteceğiz onları yerden (ki) bilmezler (onlar).

Ahmed Samira Çevirisi

182 And those who denied/falsified with Our evidences/verses , We will lead them gradually from where/when they do not know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ -
2 kezzebu yalanlandılar كَذَّبُوا كذب
3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
4 senestedricuhum adım adım ilerleteceğiz onları سَنَسْتَدْرِجُهُمْ درج
5 min مِنْ -
6 haysu yerden (ki) حَيْثُ حيث
7 la لَا -
8 yea'lemune bilmezler (onlar) يَعْلَمُونَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

10. Yunus Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1379|10|17|فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلْمُجْرِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1379|10|17|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح المجرمون

Latin Literal

17. Fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kezzebe bi âyâtih(âyâtihî), innehû lâ yuflihul mucrimûn(mucrimûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira attı402 Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun*; doğrusu O**; felaha326 kavuşturmaz mücrimleri674.

Ahmed Samira Çevirisi

17 So who (is) more unjust/oppressive than who fabricated on God lies/denials/falsifications or lied/falsified with His verses/evidences ? That He does not make the criminals/sinners succeed/win

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

Mücrim Kavram 674

674 Cürüm işleyenler, suçlular.

10. Yunus Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

1431|10|69|قُلْ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1431|10|69|قل ان الذين يفترون علي الله الكذب لا يفلحون

Latin Literal

69. Kul innellezîne yefterûne alâllâhil kezibe lâ yuflihûn(yuflihûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Doğrusu kimseler (ki) iftira atarlar402 Allah karşı yalanı195; felaha326 kavuşamazlar."

Ahmed Samira Çevirisi

69 Say: "That those who fabricate/cut and split on God the lies/falsehood do not succeed/win."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 inne doğrusu إِنَّ -
3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
4 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah اللَّهِ -
7 l-kezibe yalanı الْكَذِبَ كذب
8 la لَا -
9 yuflihune felaha kavuşamazlar يُفْلِحُونَ فلح

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Felah Kavram 326

326 Kurtuluş, başarı.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

10. Yunus Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

1435|10|73|فَكَذَّبُوهُ فَنَجَّيْنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ وَجَعَلْنَٰهُمْ خَلَٰٓئِفَ وَأَغْرَقْنَا ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُنذَرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1435|10|73|فكذبوه فنجينه ومن معه في الفلك وجعلنهم خليف واغرقنا الذين كذبوا بايتنا فانظر كيف كان عقبه المنذرين

Latin Literal

73. Fe kezzebûhu fe necceynâhu ve men meahu fîl fulki ve cealnâhum halâife ve agraknellezîne kezzebû bi âyâtinâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul munzerîn(munzerîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki yalanladılar onu*; öyle ki kurtardık onu* ve gemide onunla** birlikte (olan) kimseyi; ve yaptık onları halifeler65; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; öyle ki bak! Nasıl oldu uyarılanların akıbeti892.

Ahmed Samira Çevirisi

73 So they denied him , so We saved/rescued him and who (was) with him in the ship , and We made/put them (as) caliphs/successors and replacers/leaders, and We drowned/sunk those who lied/denied/falsified with Our evidences/verses , so look/see how was the end/turn (result of) the warned/given notice.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekezzebuhu öyle ki yalanladılar onu فَكَذَّبُوهُ كذب
2 fenecceynahu öyle ki kurtardık onu فَنَجَّيْنَاهُ نجو
3 ve men ve kimseyi وَمَنْ -
4 meahu onunla birlikte مَعَهُ -
5 fi فِي -
6 l-fulki gemide الْفُلْكِ فلك
7 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل
8 halaife halifeler خَلَائِفَ خلف
9 ve egrakna ve boğduk وَأَغْرَقْنَا غرق
10 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
11 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
12 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
13 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر
14 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
15 kane oldu كَانَ كون
16 aakibetu akibetleri عَاقِبَةُ عقب
17 l-munzerine uyarılanların الْمُنْذَرِينَ نذر

Notlar

Not 1

*Resûl Nûh'u.**Resûl Nûh'la.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Halife Kavram 65

65 Sonrası gelen, halef.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

10. Yunus Suresi

Ayet 95

Arapça Metin (Harekeli)

1457|10|95|وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَتَكُونَ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1457|10|95|ولا تكونن من الذين كذبوا بايت الله فتكون من الخسرين

Latin Literal

95. Ve lâ tekûnenne minellezîne kezzebû bi âyâtillâhi fe tekûne minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Ve sakın olma kimselerden (ki) yalanladılar195 ayetlerini Allah'ın; öyle ki olursun hüsrana uğrayanlardan.

Ahmed Samira Çevirisi

95 And do not be from those who lied/denied/falsified with God’s verses/evidences/signs, so you be from the losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tekunenne sakın olma تَكُونَنَّ كون
3 mine مِنَ -
4 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
5 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
6 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 fetekune öyle ki olursun فَتَكُونَ كون
9 mine مِنَ -
10 l-hasirine hüsrana uğrayanlardan الْخَاسِرِينَ خسر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

16. Nahl Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

1985|16|86|وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ شُرَكَآءَهُمْ قَالُوا۟ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ شُرَكَآؤُنَا ٱلَّذِينَ كُنَّا نَدْعُوا۟ مِن دُونِكَ فَأَلْقَوْا۟ إِلَيْهِمُ ٱلْقَوْلَ إِنَّكُمْ لَكَٰذِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1985|16|86|واذا را الذين اشركوا شركاهم قالوا ربنا هولا شركاونا الذين كنا ندعوا من دونك فالقوا اليهم القول انكم لكذبون

Latin Literal

86. Ve izâ raellezîne eşrekû şurekâehum kâlû rabbenâ hâulâi şurekâunellezîne kunnâ ned’û min dûnik(dûnike), fe elkav ileyhimul kavle innekum le kâzibûn(kâzibûne).

Türkçe Çeviri

Ve gördükleri zaman şirk koşmuş71 kimseler şirk koştuklarını71 dediler: "Rabbimiz! İşte bunlar şirk koştuklarımızdır; kimselerdir (ki) olduk çağırırlar senin astından"; öyle ki attılar* onlara** kavil/söz; "doğrusu sizler mutlak yalancılarsınız195***."

Ahmed Samira Çevirisi

86 And if those who shared/made partners (with God) saw their partners (with God), they said: "Our Lord, those (are) our partners (with You), those whom we were calling from other than You." So they threw the saying/word/opinion and belief that you (are) lying/denying/falsifying (E).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 raa gördükleri رَأَى راي
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 eşraku şirk koştular أَشْرَكُوا شرك
5 şuraka'ehum şirk koştuklarını شُرَكَاءَهُمْ شرك
6 kalu dediler قَالُوا قول
7 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
8 ha'ula'i işte bunlar هَٰؤُلَاءِ -
9 şuraka'una şirk koştuklarımız شُرَكَاؤُنَا شرك
10 ellezine kimsler الَّذِينَ -
11 kunna olduk كُنَّا كون
12 ned'u çağırırlar نَدْعُو دعو
13 min مِنْ -
14 dunike astından senin دُونِكَ دون
15 feelkav öyle ki attılar فَأَلْقَوْا لقي
16 ileyhimu onlara إِلَيْهِمُ -
17 l-kavle kavil/söz الْقَوْلَ قول
18 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ -
19 lekazibune mutlak yalancılarsınız لَكَاذِبُونَ كذب

Notlar

Not 1

*Şirk koşulanlar.**Şirk koşanlara.***Ayetleri yalanlayanlarsınız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

2558|21|77|وَنَصَرْنَٰهُ مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَآ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَٰهُمْ أَجْمَعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2558|21|77|ونصرنه من القوم الذين كذبوا بايتنا انهم كانوا قوم سو فاغرقنهم اجمعين

Latin Literal

77. Ve nasarnâhu minel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, innehum kânû kavme sev’in fe agraknâhum ecmaîn(ecmaîne).

Türkçe Çeviri

Ve yardım ettik ona* kavmine/toplumuna karşı; kimselerdir (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; doğrusu onlar olmuşlardı kötü bir kavim/toplum; öyle ki boğduk onları topluca.

Ahmed Samira Çevirisi

77 And We saved/aided him from the nation, those who lied/denied/falsified with Our verses/evidences , that they truly were a bad/evil nation, so We drowned/sunk them, all/altogether.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve nesarnahu ve yardım ettik ona وَنَصَرْنَاهُ نصر
2 mine مِنَ -
3 l-kavmi kavminden (karşı) الْقَوْمِ قوم
4 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ -
5 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب
6 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي
7 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
8 kanu oldular كَانُوا كون
9 kavme bir kavim قَوْمَ قوم
10 sev'in kötü سَوْءٍ سوا
11 feegraknahum öyle ki boğduk onları فَأَغْرَقْنَاهُمْ غرق
12 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع

Notlar

Not 1

*Nûh'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

83. Mutaffifin Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

5856|83|10|وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5856|83|10|ويل يوميذ للمكذبين

Latin Literal

10. Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).

Türkçe Çeviri

Vay haline o gün yalanlayanların195.

Ahmed Samira Çevirisi

10 Calamity/scandal (on) that day to the liars/deniers/falsifiers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 veylun vay haline وَيْلٌ -
2 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ -
3 lilmukezzibine yalanlayanların لِلْمُكَذِّبِينَ كذب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak. Kavram 195

195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 195: Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Yalanlamak, Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamak.

Kavram No: 195

Kısa Açıklama: 195 Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 24

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler; ve yalanladılar 195 ayetlerimizi; işte bunlar; ateş ashâbıdır 194 ; onlar orada * ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 46|2|39|والذين كفروا وكذبوا بايتنا اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

Bakara Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı * ; ve gönderdik resûller 418 kafiyeli/ahenkli (olarak) ** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar 226 ; ve destekledik onu kutsal ruhla 279 ; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl 418 , nefislerinizin 201 hevâsına 278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız 195 ; ve bir fırka/grup katledersiniz 35 .

Arapça: 94|2|87|ولقد اتينا موسي الكتب وقفينا من بعده بالرسل واتينا عيسي ابن مريم البينت وايدنه بروح القدس افكلما جاكم رسول بما لا تهوي انفسكم استكبرتم ففريقا كذبتم وفريقا تقتلون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Huyu/alışkanlığı gibidir firavun ailesinin/taraftarlarının ; ve onlardan önceki kimselerin (de); yalanladılar onlar ayetlerimizi 195 ; öyle ki tuttu/yakaladı onları Allah günahlarıyla; ve Allah şiddetlidir akabinde * .

Arapça: 304|3|11|كداب ال فرعون والذين من قبلهم كذبوا بايتنا فاخذهم الله بذنوبهم والله شديد العقاب

Mâide Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) kâfirlik 25 ettiler ve yalanladılar 195 ayetlerimizi; işte bunlar; cahîm 808 ashâbıdır 194 .

Arapça: 755|5|86|والذين كفروا وكذبوا بايتنا اوليك اصحب الجحيم

En'âm Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: De ki: "Dolaşın yerde; sonra bakın nasıl oldu yalanlayanların 195 akıbeti 892 ."

Arapça: 800|6|11|قل سيروا في الارض ثم انظروا كيف كان عقبه المكذبين

En'âm Suresi - Ayet 21

Türkçe Meal: Ve kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı 195 O'nun ayetlerini; doğrusu O (Allah) felaha 326 ulaştırmaz zalimleri 257 .

Arapça: 810|6|21|ومن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح الظلمون

En'âm Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman onları ateşe 834 karşı; öyle ki dediler: "Ey! Keşke bizler geri döndürülsek; ve yalanlamayız 195 Rabbimizin 4 ayetlerini; ve oluruz müminlerden 27 ."

Arapça: 816|6|27|ولو تري اذ وقفوا علي النار فقالوا يليتنا نرد ولا نكذب بايت ربنا ونكون من المومنين

En'âm Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; sağırlardır ve dilsizlerdir karanlıklarda; kimi diler Allah dalalette 128 bırakır onu; ve kimi diler yapar onu dosdoğru bir yol üzerine 124 .

Arapça: 828|6|39|والذين كذبوا بايتنا صم وبكم في الظلمت من يشا الله يضلله ومن يشا يجعله علي صرط مستقيم

En'âm Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; temas eder onlara azap; fâsıklık 38 ederler olduklarıyla.

Arapça: 838|6|49|والذين كذبوا بايتنا يمسهم العذاب بما كانوا يفسقون

En'âm Suresi - Ayet 150

Türkçe Meal: De ki: "Haydi bir araya getirin şahitlerinizi/tanıklarınızı ki onlar şahitlik/tanıklık ederler ki 'Allah haram kıldı bunu' (diye); öyle ki eğer şahitlik/tanıklık ettilerse; öyle ki şahitlik/tanıklık etme onlarla birlikte; ve tabi olma hevalarına kimselerin (ki) yalanladırlar 195 ayetlerimizi; ve kimselerin (ki) iman etmezler ahirete 648 "; ve onlar Rablerine 4 denk * tutarlar.

Arapça: 939|6|150|قل هلم شهداكم الذين يشهدون ان الله حرم هذا فان شهدوا فلا تشهد معهم ولا تتبع اهوا الذين كذبوا بايتنا والذين لا يومنون بالاخره وهم بربهم يعدلون

A'râf Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve kimseler (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler 663 ona * ; işte bunlar; ashâbıdır 194 ateş 834 ; onlar orada ölümsüzlerdir 185 .

Arapça: 990|7|36|والذين كذبوا بايتنا واستكبروا عنها اوليك اصحب النار هم فيها خلدون

A'râf Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Öyle ki kim daha zalimdir 257 kimseden (ki) iftira 402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı 195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan * ; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz 418 ; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): "Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?"; dediler (vefat eden kimseler): "Saptılar bizden"; ve şahidlik/tanıklık ettiler kendi nefislerine 201 karşı ki onlar oldular kâfirler 25 .

Arapça: 991|7|37|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته اوليك ينالهم نصيبهم من الكتب حتي اذا جاتهم رسلنا يتوفونهم قالوا اين ما كنتم تدعون من دون الله قالوا ضلوا عنا وشهدوا علي انفسهم انهم كانوا كفرين

A'râf Suresi - Ayet 40

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler 663 ondan * ; açılmaz onlara gök kapıları 664 ve giremezler cennete ta ki geçer halat/deve 665 boşluğundan sicimin/iğnenin 665 ; ve işte böyledir; cezalandırırız mücrimleri 674 .

Arapça: 994|7|40|ان الذين كذبوا بايتنا واستكبروا عنها لا تفتح لهم ابوب السما ولا يدخلون الجنه حتي يلج الجمل في سم الخياط وكذلك نجزي المجرمين

A'râf Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Öyle ki yalanladılar onu * ; öyle ki kurtardık onu * ve gemide onunla ** birlikte (olan) kimseleri; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; doğrusu onlar oldular âmâ/kör bir kavim/toplum.

Arapça: 1018|7|64|فكذبوه فانجينه والذين معه في الفلك واغرقنا الذين كذبوا بايتنا انهم كانوا قوما عمين

A'râf Suresi - Ayet 72

Türkçe Meal: Öyle ki kurtardık onu * ve onunla beraber kimseleri bizden bir rahmetle 271 ; ve kestik arkasını * kimselerin (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; ve olmuş değillerdi müminler 27 .

Arapça: 1026|7|72|فانجينه والذين معه برحمه منا وقطعنا دابر الذين كذبوا بايتنا وما كانوا مومنين

A'râf Suresi - Ayet 146

Türkçe Meal: Uzak tutacağım ayetlerimden 454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti 287 iman 47 etmezler ona * ; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu ** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu ** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır 195 ; ve ondan gâfil 310 olduklarındandır.

Arapça: 1100|7|146|ساصرف عن ايتي الذين يتكبرون في الارض بغير الحق وان يروا كل ايه لا يومنوا بها وان يروا سبيل الرشد لا يتخذوه سبيلا وان يروا سبيل الغي يتخذوه سبيلا ذلك بانهم كذبوا بايتنا وكانوا عنها غفلين

A'râf Suresi - Ayet 182

Türkçe Meal: Ve ayetlerimizi yalanlamış 195 kimseleri; adım adım ilerleteceğiz onları yerden (ki) bilmezler (onlar).

Arapça: 1136|7|182|والذين كذبوا بايتنا سنستدرجهم من حيث لا يعلمون

Yunus Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Öyle ki kimdir daha zalim 257 kimseden (ki) iftira attı 402 Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı 195 ayetlerini O’nun * ; doğrusu O ** ; felaha 326 kavuşturmaz mücrimleri 674 .

Arapça: 1379|10|17|فمن اظلم ممن افتري علي الله كذبا او كذب بايته انه لا يفلح المجرمون

Yunus Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: De ki: "Doğrusu kimseler (ki) iftira atarlar 402 Allah karşı yalanı 195 ; felaha 326 kavuşamazlar."

Arapça: 1431|10|69|قل ان الذين يفترون علي الله الكذب لا يفلحون

Yunus Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Öyle ki yalanladılar onu * ; öyle ki kurtardık onu * ve gemide onunla ** birlikte (olan) kimseyi; ve yaptık onları halifeler 65 ; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; öyle ki bak! Nasıl oldu uyarılanların akıbeti 892 .

Arapça: 1435|10|73|فكذبوه فنجينه ومن معه في الفلك وجعلنهم خليف واغرقنا الذين كذبوا بايتنا فانظر كيف كان عقبه المنذرين

Yunus Suresi - Ayet 95

Türkçe Meal: Ve sakın olma kimselerden (ki) yalanladılar 195 ayetlerini Allah'ın; öyle ki olursun hüsrana uğrayanlardan.

Arapça: 1457|10|95|ولا تكونن من الذين كذبوا بايت الله فتكون من الخسرين

Nahl Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve gördükleri zaman şirk koşmuş 71 kimseler şirk koştuklarını 71 dediler: "Rabbimiz! İşte bunlar şirk koştuklarımızdır; kimselerdir (ki) olduk çağırırlar senin astından"; öyle ki attılar * onlara ** kavil/söz; "doğrusu sizler mutlak yalancılarsınız 195 ***."

Arapça: 1985|16|86|واذا را الذين اشركوا شركاهم قالوا ربنا هولا شركاونا الذين كنا ندعوا من دونك فالقوا اليهم القول انكم لكذبون

Enbiyâ Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Ve yardım ettik ona * kavmine/toplumuna karşı; kimselerdir (ki) yalanladılar 195 ayetlerimizi; doğrusu onlar olmuşlardı kötü bir kavim/toplum; öyle ki boğduk onları topluca.

Arapça: 2558|21|77|ونصرنه من القوم الذين كذبوا بايتنا انهم كانوا قوم سو فاغرقنهم اجمعين

Mutaffifin Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Vay haline o gün yalanlayanların 195 .

Arapça: 5856|83|10|ويل يوميذ للمكذبين