Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 603: Vahiy, vahy etmek.

Bu kavram 31 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

603Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 44

Arapça Metin (Harekeli)

337|3|44|ذَٰلِكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلَٰمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

337|3|44|ذلك من انبا الغيب نوحيه اليك وما كنت لديهم اذ يلقون اقلمهم ايهم يكفل مريم وما كنت لديهم اذ يختصمون

Latin Literal

44. Zâlike min enbâil gaybi nûhîhi ileyk(ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz yulkûne eklâmehum eyyuhum yekfulu meryeme, ve mâ kunte ledeyhim iz yahtesımûn(yahtesımûne).

Türkçe Çeviri

İşte bu; haberlerindendir gaybın/bilinmeyenin; vahyettik603 onu sana; ve olmuş değildin onların yanında attıkları zaman kalemlerini* hangisi onların kefil olur (diye) Meryem'e; ve olmuş değildin onların yanında hasımlaştıkları/tartıştıkları zaman.

Ahmed Samira Çevirisi

44 That (is) from the unseen’s/absent’s information/news, We inspired/transmitted it to you, and you were not at/by them when they throw their pens/small arrows used for gambling draws, (to see) which of them sponsors/supports Mary, and you were not at/by them when they argue/controvert (amongst themselves).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
2 min مِنْ -
3 enba'i haberlerindendir أَنْبَاءِ نبا
4 l-gaybi gaybın/bilinmeyenin الْغَيْبِ غيب
5 nuhihi vahyettik onu نُوحِيهِ وحي
6 ileyke sana إِلَيْكَ -
7 ve ma ve değildin وَمَا -
8 kunte olmuş كُنْتَ كون
9 ledeyhim yanlarında onların لَدَيْهِمْ -
10 iz zaman إِذْ -
11 yulkune attıkları يُلْقُونَ لقي
12 eklamehum kalemlerini أَقْلَامَهُمْ قلم
13 eyyuhum onların hangisi أَيُّهُمْ -
14 yekfulu kefil olur يَكْفُلُ كفل
15 meryeme Meryem'e مَرْيَمَ -
16 ve ma ve değildin وَمَا -
17 kunte olmuş كُنْتَ كون
18 ledeyhim onların yanında لَدَيْهِمْ -
19 iz zaman إِذْ -
20 yehtesimune hasımlaştıkları/tartıştıkları يَخْتَصِمُونَ خصم

Notlar

Not 1

*Kura çekmek.

4. Nisâ Suresi

Ayet 163

Arapça Metin (Harekeli)

656|4|163|إِنَّآ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ كَمَآ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰ نُوحٍ وَٱلنَّبِيِّۦنَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَعِيسَىٰ وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَٰرُونَ وَسُلَيْمَٰنَ وَءَاتَيْنَا دَاوُۥدَ زَبُورًا

Arapça Metin (Harekesiz)

656|4|163|انا اوحينا اليك كما اوحينا الي نوح والنبين من بعده واوحينا الي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وعيسي وايوب ويونس وهرون وسليمن واتينا داود زبورا

Latin Literal

163. İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dihî, ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran).

Türkçe Çeviri

Doğrusu biz vahyettik603 sana; vahyettiğimiz603 gibi Nûh'a; ve ondan (Nûh'tan) sonraki nebilere132; ve vahyettik603 İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve sıbtlara*; ve Îsâ’ya; ve Eyyûb'a; ve Yûnûs'a; ve Hârun'a; ve Süleymân'a; ve verdik Dâvûd'a zeburu477.

Ahmed Samira Çevirisi

163 That We inspired/transmitted to you, as We inspired/transmitted to Noah and the prophets from after him, and We inspired/transmitted to Abraham, and Ishmael, and Issac, and Jacob, and the grandchildren/Jewish tribes, and Jesus, and Job, and Jonah and Aaron, and Solomon, and We gave David a Book.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inna doğrusu biz إِنَّا -
2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي
3 ileyke sana إِلَيْكَ -
4 kema gibi كَمَا -
5 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي
6 ila إِلَىٰ -
7 nuhin Nuh'a نُوحٍ -
8 ve nnebiyyine ve nebilere وَالنَّبِيِّينَ نبا
9 min مِنْ -
10 bea'dihi ondan sonraki بَعْدِهِ بعد
11 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
12 ila إِلَىٰ -
13 ibrahime İbrâhîm'e إِبْرَاهِيمَ -
14 ve ismaiyle ve İsmâîl'e وَإِسْمَاعِيلَ -
15 ve ishaka ve İshâk'a وَإِسْحَاقَ -
16 ve yea'kube ve Yakûb'a وَيَعْقُوبَ -
17 vel'esbati ve sıbtlara وَالْأَسْبَاطِ سبط
18 ve iysa ve Îsâ’ya وَعِيسَىٰ -
19 ve eyyube ve Eyyûb'a وَأَيُّوبَ -
20 ve yunuse ve Yûnûs'a وَيُونُسَ -
21 ve harune ve Hârun'a وَهَارُونَ -
22 ve suleymane ve Süleymân'a وَسُلَيْمَانَ -
23 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي
24 davude Dâvûd'a دَاوُودَ -
25 zeburan Zebur'u زَبُورًا زبر

Notlar

Not 1

*Yahudilerden bir grup/klan.

5. Mâide Suresi

Ayet 111

Arapça Metin (Harekeli)

780|5|111|وَإِذْ أَوْحَيْتُ إِلَى ٱلْحَوَارِيِّۦنَ أَنْ ءَامِنُوا۟ بِى وَبِرَسُولِى قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَٱشْهَدْ بِأَنَّنَا مُسْلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

780|5|111|واذ اوحيت الي الحوارين ان امنوا بي وبرسولي قالوا امنا واشهد باننا مسلمون

Latin Literal

111. Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettiğim603 zaman havârilere565 ki iman47 edin bana ve resûlüme418*; dediler: "İman47 ettik; ve şahit ol bizlere ki (bizler) müslimiz45.

Ahmed Samira Çevirisi

111 And when I inspired to the supporters and deciples that believe in Me and My messenger, they said: "We believed and witness with that we truly (are) submitters/surrenderers ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve zaman وَإِذْ -
2 evhaytu vahy ettim أَوْحَيْتُ وحي
3 ila إِلَى -
4 l-havariyyine havarilere الْحَوَارِيِّينَ حور
5 en ki أَنْ -
6 aminu iman edin امِنُوا امن
7 bi bana بِي -
8 ve birasuli ve resûlüme وَبِرَسُولِي رسل
9 kalu dediler قَالُوا قول
10 amenna iman ettik امَنَّا امن
11 veşhed ve şahit ol وَاشْهَدْ شهد
12 biennena ki bizlere بِأَنَّنَا -
13 muslimune müslimleriz مُسْلِمُونَ سلم

Notlar

Not 1

*Îsâ peygamber.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Havâri Kavram 565

565 Kelimenin kök (حور) anlamları ışığında; bir kimseyle birlikte olan, ona bağlı olan, o kimseyle yakından iletişim/diyalog halinde olan, o kimseye geri dönen, o kimsenin sürekli çevresinde olup onu saran kimseleri işaret eder.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

6. En'âm Suresi

Ayet 19

Arapça Metin (Harekeli)

808|6|19|قُلْ أَىُّ شَىْءٍ أَكْبَرُ شَهَٰدَةً قُلِ ٱللَّهُ شَهِيدٌۢ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ وَأُوحِىَ إِلَىَّ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانُ لِأُنذِرَكُم بِهِۦ وَمَنۢ بَلَغَ أَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ أَنَّ مَعَ ٱللَّهِ ءَالِهَةً أُخْرَىٰ قُل لَّآ أَشْهَدُ قُلْ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌ وَإِنَّنِى بَرِىٓءٌ مِّمَّا تُشْرِكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

808|6|19|قل اي شي اكبر شهده قل الله شهيد بيني وبينكم واوحي الي هذا القران لانذركم به ومن بلغ اينكم لتشهدون ان مع الله الهه اخري قل لا اشهد قل انما هو اله وحد وانني بري مما تشركون

Latin Literal

19. Kul eyyu şey’in ekberu şehâdeh(şehâdeten), kulillâhu şehîdun, beynî ve beynekum ve ûhiye ileyye hâzâl kur’ânu li unzirekum bihî ve men belag(belaga), e innekum le teşhedûne enne meallâhi âliheten uhrâ, kul lâ eşhed(eşhedu), kul innemâ huve ilâhun vâhidun ve innenî berîun mimmâ tuşrikûn(tuşrikûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Hangi şey daha büyüktür bir tanıklık/şahitlik (olarak)?"; de ki: "Allah bir Şehîd’tir499 benim aramla ve sizlerin arasında; ve vahyolundu603 bana bu Kur'ân; uyarmam için sizleri onunla* ve kimseyi (ki) ulaştı/vardı594 o**; doğrusu sizler mi mutlak şahitlik/tanıklık edersiniz ki Allah’la birlikte başka ilâhlara74?"; de ki: "Şahitlik etmem/tanıklık etmem"; de ki: "Doğrusu O (Allah) tek bir ilâhtır74; ve doğrusu ben bir beriyim/serbestim/temizim şirk71 koştuklarınızdan."

Ahmed Samira Çevirisi

19 Say: "Which thing (is) greater (in) testimony/certification ?" Say: "God (is an) honest witness between me and between you (P), and (it is) transmitted/revealed to me this the Koran, to warn you with it and who (was) reached (informed); that you are witnessing/testifying (E), that with God, (are) other Gods." Say: "I do not witness/testify." Say: "But He is one God, and that I am innocent from what you share (with God)."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 eyyu hangi أَيُّ -
3 şey'in şey شَيْءٍ شيا
4 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر
5 şehadeten bir tanıklık/şahitlik (olarak) شَهَادَةً شهد
6 kuli de ki قُلِ قول
7 llahu Allah اللَّهُ -
8 şehidun bir Şehîd’idr شَهِيدٌ شهد
9 beyni aramla بَيْنِي بين
10 ve beynekum ve sizlerin arasında وَبَيْنَكُمْ بين
11 ve uhiye ve vahyolundu وَأُوحِيَ وحي
12 ileyye bana إِلَيَّ -
13 haza bu هَٰذَا -
14 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا
15 liunzirakum uyarmam için sizleri لِأُنْذِرَكُمْ نذر
16 bihi kendisiyle بِهِ -
17 ve men ve kimseye وَمَنْ -
18 belega ulaştı o (Kur'an) بَلَغَ بلغ
19 einnekum doğrusu sizler mi أَئِنَّكُمْ -
20 leteşhedune mutlak şahitlik/tanıklık edersiniz لَتَشْهَدُونَ شهد
21 enne ki أَنَّ -
22 mea birlikte مَعَ -
23 llahi Allah’la اللَّهِ -
24 aliheten ilahlar الِهَةً اله
25 uhra başka أُخْرَىٰ اخر
26 kul de ki قُلْ قول
27 la لَا -
28 eşhedu şahitlik etmem/tanıklık etmem أَشْهَدُ شهد
29 kul de ki قُلْ قول
30 innema doğrusu إِنَّمَا -
31 huve O هُوَ -
32 ilahun bir ilahtır إِلَٰهٌ اله
33 vahidun tek bir وَاحِدٌ وحد
34 ve inneni ve doğrusu ben وَإِنَّنِي -
35 beri'un beriyim/uzağım بَرِيءٌ برا
36 mimma şeylerden مِمَّا -
37 tuşrikune şirk koştuklarınızdan تُشْرِكُونَ شرك

Notlar

Not 1

*Kur'an'la.**Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Şehîd Kavram 499

499 Tanık olan, şahit olan.

Kur'an ulaştığı kimselere bir uyarıcıdır. Kavram 594

594 6:19 ayetinde Yüce Allah Kur'an'ın ulaştığı kimselere bir uyarıcı olduğunu bildirmiştir. Mutlak ki bu durum diğer kutsal kitaplar için de geçerlidir. Elçilerin ya da kutsal kitapların ulaşmadığı kimselerin ahirette sorumlu tutulmayacağını Kur'an'ın bütününden anlayabiliriz.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

7. A'râf Suresi

Ayet 117

Arapça Metin (Harekeli)

1071|7|117|وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ فَإِذَا هِىَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1071|7|117|واوحينا الي موسي ان الق عصاك فاذا هي تلقف ما يافكون

Latin Literal

117. Ve evhaynâ ilâ mûsâ en elkı asâke, fe izâ hiye telkafu mâ ye’fikûn(ye’fikûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettik603 Mûsâ’ya ki "At asanı" (diye); öyle ki o zaman o* yakalayıp kapıyordu sahte** uydurduklarını.

Ahmed Samira Çevirisi

117 And We inspired/transmitted/signaled to Moses, that throw/throw away your stick/cane, so then it snatches/swallows quickly what they lie/falsify.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
2 ila إِلَىٰ -
3 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ -
4 en ki أَنْ -
5 elki at أَلْقِ لقي
6 asake asanı عَصَاكَ عصو
7 fe iza öyleki o zaman فَإِذَا -
8 hiye o هِيَ -
9 telkafu yakalayıp kapıyordu تَلْقَفُ لقف
10 ma مَا -
11 ye'fikune sahte uydurduklarını يَأْفِكُونَ افك

Notlar

Not 1

*Yılana dönüşen asa. **Anlarız ki sihirbazların gösterdikleri sadece etkileyici bir gösteriden ibarettir. Gerçekle yakından uzaktan ilgisi yoktur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

7. A'râf Suresi

Ayet 203

Arapça Metin (Harekeli)

1157|7|203|وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِم بِـَٔايَةٍ قَالُوا۟ لَوْلَا ٱجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَآ أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ مِن رَّبِّى هَٰذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1157|7|203|واذا لم تاتهم بايه قالوا لولا اجتبيتها قل انما اتبع ما يوحي الي من ربي هذا بصاير من ربكم وهدي ورحمه لقوم يومنون

Latin Literal

203. Ve izâ lem te’tihim biâyetin kâlû lev lectebeytehâ, kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbikum ve huden ve rahmetun li kavmin yu’minûn (yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve asla gelmediğin zaman onlara bir ayetle454 derler: "Keşke derleseydin/toplasaydın onu*; de ki ancak tabi olurum Rabbimden4 üzerime vahy603 edilene; bu**; basiretlerdir690 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

203 And if you did not bring them with a verse/evidence , they said: "If only you chose/purified it." Say: "But I follow what (is) inspired/transmitted to me from my Lord, those (are) visions/evidences from your Lord, and guidance, and mercy to a nation believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 lem asla لَمْ -
3 te'tihim gelmediğin onlara تَأْتِهِمْ اتي
4 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي
5 kalu derler قَالُوا قول
6 levla keşke لَوْلَا -
7 ctebeyteha derleseydin/toplasaydın onu اجْتَبَيْتَهَا جبي
8 kul de ki قُلْ قول
9 innema ancak إِنَّمَا -
10 ettebiu tabi olurum أَتَّبِعُ تبع
11 ma مَا -
12 yuha vahy edilene يُوحَىٰ وحي
13 ileyye üzerime إِلَيَّ -
14 min مِنْ -
15 rabbi Rabbimden رَبِّي ربب
16 haza bu هَٰذَا -
17 besairu basiretlerdir بَصَائِرُ بصر
18 min مِنْ -
19 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب
20 ve huden ve bir doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي
21 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم
22 likavmin bir kavim/toplum için لِقَوْمٍ قوم
23 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

Notlar

Not 1

*Ayeti.**Ayetler, Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Basiretler. Kavram 690

690 Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş; sağgörü, vizyon:

10. Yunus Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

1364|10|2|أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰ رَجُلٍ مِّنْهُمْ أَنْ أَنذِرِ ٱلنَّاسَ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِندَ رَبِّهِمْ قَالَ ٱلْكَٰفِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ مُّبِينٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1364|10|2|اكان للناس عجبا ان اوحينا الي رجل منهم ان انذر الناس وبشر الذين امنوا ان لهم قدم صدق عند ربهم قال الكفرون ان هذا لسحر مبين

Latin Literal

2. E kâne linnâsi aceben en evhaynâ ilâ reculin minhum en enzirin nâse ve beşşirillezîne âmenû enne lehum kademe sıdkın inde rabbihim, kâlel kâfirûne inne hâzâ le sâhırun mubîn(mubînun).

Türkçe Çeviri

İnsanlara bir şaşılan mı oldu ki vahy603 ettik bir adam üzerine onlardan? Ki "Uyar insanları; ve müjdele iman47 etmiş kimseleri ki onlaradır gerçek/doğru bir kademe/kıdem Rableri4 indinde/katında"; dedi kâfirler25: "Doğrusu bu* mutlak apaçık bir sihirdir."

Ahmed Samira Çevirisi

2 Was it to the people astonishment/surprise that We inspired/transmitted to a man from them: "That warn/give notice (to) the people and announce good news (to) those who believed that for them (is) a foot (hold) (of) truth at their Lord." The disbelievers said: "That, that (is) an evident magician/sorcerer."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ekane olur mu أَكَانَ كون
2 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
3 aceben bir acayip/şaşılan عَجَبًا عجب
4 en ki أَنْ -
5 evhayna vahy ettik أَوْحَيْنَا وحي
6 ila doğru إِلَىٰ -
7 raculin bir adama رَجُلٍ رجل
8 minhum onlardan مِنْهُمْ -
9 en ki أَنْ -
10 enziri Uyar أَنْذِرِ نذر
11 n-nase insanları النَّاسَ نوس
12 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
13 ellezine kimselere الَّذِينَ -
14 amenu iman etmiş امَنُوا امن
15 enne ki أَنَّ -
16 lehum onlaradır لَهُمْ -
17 kademe kademe قَدَمَ قدم
18 sidkin bir gerçek doğruluk صِدْقٍ صدق
19 inde indinde/katında عِنْدَ عند
20 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
21 kale dedi قَالَ قول
22 l-kafirune kâfirler الْكَافِرُونَ كفر
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 haza bu هَٰذَا -
25 lesahirun mutlak bir sihirdir لَسَاحِرٌ سحر
26 mubinun apaçık مُبِينٌ بين

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

10. Yunus Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

1377|10|15|وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ءَايَاتُنَا بَيِّنَٰتٍ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَآءَنَا ٱئْتِ بِقُرْءَانٍ غَيْرِ هَٰذَآ أَوْ بَدِّلْهُ قُلْ مَا يَكُونُ لِىٓ أَنْ أُبَدِّلَهُۥ مِن تِلْقَآئِ نَفْسِىٓ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِنِّىٓ أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّى عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1377|10|15|واذا تتلي عليهم اياتنا بينت قال الذين لا يرجون لقانا ايت بقران غير هذا او بدله قل ما يكون لي ان ابدله من تلقاي نفسي ان اتبع الا ما يوحي الي اني اخاف ان عصيت ربي عذاب يوم عظيم

Latin Literal

15. Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne lâ yercûne likâena’ti bi kur’ânin gayri hâzâ ev beddilh(beddilhu), kul mâ yekûnu lî en ubeddilehû min tilkâi nefsî, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), innî ehâfu in asaytu rabbî azâbe yevmin azîm(azîmin).

Türkçe Çeviri

Ve tilâvet874 edildiği zaman üzerlerine ayetlerimiz389 beyanatlar620 (-la); dediler kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere: "Gel bunun başkası bir Kur’ân’la850 ya da değiştir onu*"; de ki: "Olur değildir bana ki değiştiririm onu* nefsim201 tarafından**; tabi olmam*** üzerime vahyedilen603 dışında; doğrusu ben korkarım eğer asilik ettiysem Rabbime4; (korku duyarım) büyük bir günün azabına.

Ahmed Samira Çevirisi

15 And if Our signs/verses evidences are read/recited on them, those who do not hope/expect meeting Us said: "Come/bring with a Koran other than that or exchange/replace it ." Say: "(It) is not to me that I exchange/replace it from my self/spontaneously/willingly that I follow except what is inspired/revealed to me, that I fear if I disobeyed my Lord (from) a great day’s torture."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iza ve zaman وَإِذَا -
2 tutla tilâvet edilir تُتْلَىٰ تلو
3 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ -
4 ayatuna ayetlerimiz ايَاتُنَا ايي
5 beyyinatin beyanatlar (-la) بَيِّنَاتٍ بين
6 kale dediler قَالَ قول
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 la لَا -
9 yercune ummazlar يَرْجُونَ رجو
10 lika'ena kavuşmayı bizlere لِقَاءَنَا لقي
11 ti gel ائْتِ اتي
12 bikur'anin bir Kur’an’la بِقُرْانٍ قرا
13 gayri başkası غَيْرِ غير
14 haza bunun هَٰذَا -
15 ev ya da أَوْ -
16 beddilhu değiştir onu بَدِّلْهُ بدل
17 kul de ki قُلْ قول
18 ma değildir مَا -
19 yekunu olur يَكُونُ كون
20 li bana لِي -
21 en ki أَنْ -
22 ubeddilehu değiştiririm onu أُبَدِّلَهُ بدل
23 min مِنْ -
24 tilka'i tarafından تِلْقَاءِ لقي
25 nefsi nefsim نَفْسِي نفس
26 in إِنْ -
27 ettebiu tabi olmam أَتَّبِعُ تبع
28 illa dışında إِلَّا -
29 ma مَا -
30 yuha vahyedilene يُوحَىٰ وحي
31 ileyye bana إِلَيَّ -
32 inni doğrusu ben إِنِّي -
33 ehafu korkarım أَخَافُ خوف
34 in eğer إِنْ -
35 asaytu asilik ettiysem عَصَيْتُ عصي
36 rabbi Rabbime رَبِّي ربب
37 azabe azabına عَذَابَ عذب
38 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم
39 azimin büyük عَظِيمٍ عظم

Notlar

Not 1

*Kur'an'ı. Kur'an'ın ayetlerini kabul edip uygulamak yerine işlerine gelen hükümlerin Kur'an'ın yerine geçmesini isteyen kimseler resûlden Kur'an'ı değiştirmesini istemektedir.**Kendi isteğimle, dileğimle, rızamla.***Mutlak ki resûl sadece Kur'an der. Kur'an bize yeter der. Aksi düşünülemez. Mutlak ki sadece Kur'an'a tabi olur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Kur'an ayetleri. Kavram 389

389 Şerefli Kur'an'da 112 numarasız besmele (0. ayet olarak) ve 6234 numaralı ayet olarak toplam 6346 ayet vardır.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Beyanat Kavram 620

620 Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

10. Yunus Suresi

Ayet 87

Arapça Metin (Harekeli)

1449|10|87|وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَن تَبَوَّءَا لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتًا وَٱجْعَلُوا۟ بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Latin Literal

87. Ve evhaynâ ilâ mûsâ ve ahîhi en tebevveâ li kavmikumâ bi mısra buyûten vec’alû buyûtekum kıbleten ve akîmus sâlah(sâlate), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyettik603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble14; ve ikame edin salâtı5; ve müjdele müminleri27.

Ahmed Samira Çevirisi

87 And We inspired/transmitted to Moses and his brother that you (B) reside/establish houses/homes to your (B)’s nation by a city/border/region/Egypt, and make your houses/homes direction, and keep up the prayers, and announce good news (to) the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
2 ila إِلَىٰ -
3 musa Musa'ya مُوسَىٰ -
4 ve ehihi ve kardeşine وَأَخِيهِ اخو
5 en ki أَنْ -
6 tebevva yerleşim yeri edinin ikiniz تَبَوَّا بوا
7 likavmikuma kavminiz için لِقَوْمِكُمَا قوم
8 bimisra şehirde بِمِصْرَ مصر
9 buyuten evler بُيُوتًا بيت
10 vec'alu ve yapın وَاجْعَلُوا جعل
11 buyutekum evlerinizi بُيُوتَكُمْ بيت
12 kibleten bir kıble قِبْلَةً قبل
13 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
14 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر
16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

10. Yunus Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

1471|10|109|وَٱتَّبِعْ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيْكَ وَٱصْبِرْ حَتَّىٰ يَحْكُمَ ٱللَّهُ وَهُوَ خَيْرُ ٱلْحَٰكِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1471|10|109|واتبع ما يوحي اليك واصبر حتي يحكم الله وهو خير الحكمين

Latin Literal

109. Vettebi’ mâ yûhâ ileyke vasbir hattâ yahkumallâh(yahkumallâhu), ve huve hayrul hâkimîn(hâkimîne).

Türkçe Çeviri

Ve tabi ol vahyedilene603 üzerine; ve sabret51; ta ki hükmeder Allah; ve O hayırlısıdır hâkimlerin821.

Ahmed Samira Çevirisi

109 And follow what is inspired/transmitted to you, and be patient until God judges/rules , and He is best (of) the judges/rulers. 143

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vettebia' ve tabi ol وَاتَّبِعْ تبع
2 ma مَا -
3 yuha vahyedilen يُوحَىٰ وحي
4 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
5 vesbir ve sabret وَاصْبِرْ صبر
6 hatta ta ki حَتَّىٰ -
7 yehkume hükmeder يَحْكُمَ حكم
8 llahu Allah اللَّهُ -
9 ve huve ve O وَهُوَ -
10 hayru hayırlısıdır خَيْرُ خير
11 l-hakimine hâkimlerin الْحَاكِمِينَ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

1507|11|36|وَأُوحِىَ إِلَىٰ نُوحٍ أَنَّهُۥ لَن يُؤْمِنَ مِن قَوْمِكَ إِلَّا مَن قَدْ ءَامَنَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1507|11|36|واوحي الي نوح انه لن يومن من قومك الا من قد امن فلا تبتيس بما كانوا يفعلون

Latin Literal

36. Ve ûhiye ilâ nûhın ennehu len yu’mine min kavmike illâ men kad âmene fe lâ tebteis bi mâ kânû yef’alûn(yef’alûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahyedildi603 Nûh'a ki ona asla iman47 etmez senin kavminden/toplumundan dışındadır kimse (ki) zaten iman47 etti (diye); öyle ki tasalanma/üzülme faaliyet içinde olduklarına onların (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

36 And (it) was inspired/transmitted to Noah, that (none) will never/not believe from your nation except who had believed, so do not be miserable/fallen in hardship because (of) what they were making/doing .

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

1508|11|37|وَٱصْنَعِ ٱلْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا وَلَا تُخَٰطِبْنِى فِى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1508|11|37|واصنع الفلك باعيننا ووحينا ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Latin Literal

37. Vasnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrekûn(mugrekûne).

Türkçe Çeviri

Ve sanayi olarak üret gemiyi gözlerimizin önünde ve vahyimiz603 (-le); ve hitap etme bana kimseler hakkında (ki) zulmettiler257; doğrusu onlar boğulanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

37 And make/produce the ship/ships with Our eyes/sights, and Our inspiration/transmission , and do not address/converse with Me in those who caused injustice/oppression, that they are being drowned/sunken.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vesnei ve sanayi olarak üret وَاصْنَعِ صنع
2 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك
3 biea'yunina gözlerimizin önünde بِأَعْيُنِنَا عين
4 ve vehyina ve vahyimizle وَوَحْيِنَا وحي
5 ve la ve وَلَا -
6 tuhatibni hitap etme bana تُخَاطِبْنِي خطب
7 fi hakkında فِي -
8 ellezine kimseler الَّذِينَ -
9 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
10 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
11 mugrakune boğulanlardır مُغْرَقُونَ غرق

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

11. Hûd Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

1520|11|49|تِلْكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلْغَيْبِ نُوحِيهَآ إِلَيْكَ مَا كُنتَ تَعْلَمُهَآ أَنتَ وَلَا قَوْمُكَ مِن قَبْلِ هَٰذَا فَٱصْبِرْ إِنَّ ٱلْعَٰقِبَةَ لِلْمُتَّقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1520|11|49|تلك من انبا الغيب نوحيها اليك ما كنت تعلمها انت ولا قومك من قبل هذا فاصبر ان العقبه للمتقين

Latin Literal

49. Tilke min enbâil gaybi nûhîhâ ileyk(ileyke), mâ kunte ta’lemuhâ ente ve lâ kavmuke min kabli hâzâ, fasbır, innel âkıbete lil muttekîn(muttekîne).

Türkçe Çeviri

İşte şu (ki) gayb62 haberlerindendir; vahy603 ederiz onu* üzerine; olmuş değildin bilir onu* sen** ve ne de senin kavmin/toplumun öncesinde bunun; öyle ki sabret51; doğrusu akıbet892 takva21 sahiplerinedir.

Ahmed Samira Çevirisi

49 Those are from the unseen information/news, We inspire/transmit it to you, you were not knowing it, you, and nor your nation from before, that, so be patient that the end (result is) to the fearing and obeying.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 tilke işte şu تِلْكَ -
2 min مِنْ -
3 enba'i haberlerindendir أَنْبَاءِ نبا
4 l-gaybi gayb الْغَيْبِ غيب
5 nuhiha vahy ederiz onu نُوحِيهَا وحي
6 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
7 ma değildin مَا -
8 kunte olmuş كُنْتَ كون
9 tea'lemuha bilir onu تَعْلَمُهَا علم
10 ente sen أَنْتَ -
11 ve la ve ne de وَلَا -
12 kavmuke senin kavmin قَوْمُكَ قوم
13 min مِنْ -
14 kabli öncesinde قَبْلِ قبل
15 haza bunun هَٰذَا -
16 fesbir öyle ki sabret فَاصْبِرْ صبر
17 inne doğrusu إِنَّ -
18 l-aakibete akibet الْعَاقِبَةَ عقب
19 lilmuttekine takva sahiplerinedir لِلْمُتَّقِينَ وقي

Notlar

Not 1

*Gaybı.**Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

12. Yusuf Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1597|12|3|نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ ٱلْقَصَصِ بِمَآ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبْلِهِۦ لَمِنَ ٱلْغَٰفِلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1597|12|3|نحن نقص عليك احسن القصص بما اوحينا اليك هذا القران وان كنت من قبله لمن الغفلين

Latin Literal

3. Nahnu nakussu aleyke ahsenel kasası bimâ evhaynâ ileyke hâzel kur’âne ve in kunte min kablihî le minel gâfilîn(gâfilîne).

Türkçe Çeviri

Biz kıssalaştırırız430daha güzel kıssayı430 (senin) üzerine; vahy ettiğimizle603 sana bu Kur'ân'ı850; ve eğer olduysan (bile) öncesinde onun* mutlak kimselerden ki gâfillerdir310.

Ahmed Samira Çevirisi

3 We narrate/inform on (to) you the narration’s/information’s (true stories’) best, with what We inspired/transmitted to you, this the Koran , and if you were from before it from (E) the ignoring/neglecting

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nehnu biz نَحْنُ -
2 nekussu kıssalaştırırız نَقُصُّ قصص
3 aleyke üzerine عَلَيْكَ -
4 ehsene daha güzelini أَحْسَنَ حسن
5 l-kasasi kıssaların الْقَصَصِ قصص
6 bima بِمَا -
7 evhayna vahyedettiğimizle أَوْحَيْنَا وحي
8 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
9 haza bu هَٰذَا -
10 l-kurane Kur'an'ı الْقُرْانَ قرا
11 vein ve eğer وَإِنْ -
12 kunte olduysan كُنْتَ كون
13 min مِنْ -
14 kablihi öncesinde onun قَبْلِهِ قبل
15 lemine mutlak kimselerden لَمِنَ -
16 l-gafiline gafil الْغَافِلِينَ غفل

Notlar

Not 1

*Kur'an'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gâfil, gâfil. Kavram 310

310 Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

Kıssa Kavram 430

430 Anlatı, öykü.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Kur'an, kuran. Kavram 850

850 İkra kelimesiyle aynı kökten gelir. İkra oku, okumayı başkaları duyacak şekilde oku, okuyarak ilet, okuduğunu naklet, okuduğunu çalış, okuduğunu incele, okuduğunu araştır, okuduğunu öğret anlamındadır. Kur'an da ikra edilen şeydir. Şerefli Kur'an'da 6234 tane numaralı ayet ve 112 numarasız besmele vardır. İki kapak arasına alınmasıyla kitap haline getirilmiştir. Şerefli Kur'an'ın ikra edilmesi MS 610 yılında başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Ayetleri nebi ve resûl Muhammed tilavet etmiş, ikra etmiştir. İnen ayetler parşömenlere satır satır yazılmış ve rulo haline getirilerek bir odada saklanmıştır. Elbette insanlar ezberlemiştir de. Nebi vefat etmeden önce şerefli elçi Cibrîl'in eşliğinde rulo olan parşömenler açılmış/yayılmış ve Cibrîl'in talimatıyla iki kapak arasına alınmıştır. Şerefli Kur'an'ın her bir ayeti ikra edilen bir Kur'an'dır.

12. Yusuf Suresi

Ayet 15

Arapça Metin (Harekeli)

1609|12|15|فَلَمَّا ذَهَبُوا۟ بِهِۦ وَأَجْمَعُوٓا۟ أَن يَجْعَلُوهُ فِى غَيَٰبَتِ ٱلْجُبِّ وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمْرِهِمْ هَٰذَا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1609|12|15|فلما ذهبوا به واجمعوا ان يجعلوه في غيبت الجب واوحينا اليه لتنبينهم بامرهم هذا وهم لا يشعرون

Latin Literal

15. Fe lemmâ zehebû bihî ve ecmeû en yec’alûhu fî gayâbetil cubb(cubbi), ve evhaynâ ileyhi le tunebbiennehum bi emrihim hâzâ ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman götürdüler onu*; ve toplaştılar ki koymaya onu* kuyu** oyuğuna/çukuruna; ve vahy603 ettik ona***; mutlak haber verirsin bu emrini/işlerini onların; ve onlar şuurlanmazlar.

Ahmed Samira Çevirisi

15 So when they went/went away with him, and they all unanimously agreed that they put him in the well’s/deep well’s low hidden area/grave, and We inspired/transmitted to him: "You will inform them (E) with their matter/affair, this, and (while) they are not feeling/knowing/sensing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 zehebu götürdüler ذَهَبُوا ذهب
3 bihi onu بِهِ -
4 ve ecmeu ve toplaştılar وَأَجْمَعُوا جمع
5 en ki أَنْ -
6 yec'aluhu koyarlar onu يَجْعَلُوهُ جعل
7 fi فِي -
8 gayabeti çukuruna غَيَابَتِ غيب
9 l-cubbi kuyunun الْجُبِّ جبب
10 veevhayna ve vahy ettik وَأَوْحَيْنَا وحي
11 ileyhi ona إِلَيْهِ -
12 letunebbiennehum mutlak haber verirsin لَتُنَبِّئَنَّهُمْ نبا
13 biemrihim emrini/işlerini onların بِأَمْرِهِمْ امر
14 haza bu هَٰذَا -
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 la لَا -
17 yeş'urune şuurlanmazlar يَشْعُرُونَ شعر

Notlar

Not 1

*Yûsuf'u.**Geniş ağızlı kuyu. ***Yûsuf'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

12. Yusuf Suresi

Ayet 102

Arapça Metin (Harekeli)

1696|12|102|ذَٰلِكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ أَجْمَعُوٓا۟ أَمْرَهُمْ وَهُمْ يَمْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1696|12|102|ذلك من انبا الغيب نوحيه اليك وما كنت لديهم اذ اجمعوا امرهم وهم يمكرون

Latin Literal

102. Zâlike min enbâil gaybi nûhîhi ileyk(ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz ecmaû emrehum ve hum yemkurûn(yemkurûne).

Türkçe Çeviri

İşte bu haberlerindendir gaybın62 (ki) vahy603 ederiz sana*; ve olmuş değildin onların** yanında toplandıkları zaman emirlerine200 ve onlar plan yapıyorlarken.

Ahmed Samira Çevirisi

102 That (is) from the unseen’s/hidden’s information/news, We inspire/transmit it to you, and you were not162by/near them when they all unanimously agreed their matter/affair, and (while) they are cheating/deceiving/scheming.

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Yûsuf'un kardeşlerinin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

emir, emretmek Kavram 200

200 Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

12. Yusuf Suresi

Ayet 109

Arapça Metin (Harekeli)

1703|12|109|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ إِلَّا رِجَالًا نُّوحِىٓ إِلَيْهِم مِّنْ أَهْلِ ٱلْقُرَىٰٓ أَفَلَمْ يَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَيَنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَدَارُ ٱلْءَاخِرَةِ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ ٱتَّقَوْا۟ أَفَلَا تَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1703|12|109|وما ارسلنا من قبلك الا رجالا نوحي اليهم من اهل القري افلم يسيروا في الارض فينظروا كيف كان عقبه الذين من قبلهم ولدار الاخره خير للذين اتقوا افلا تعقلون

Latin Literal

109. Ve mâ erselnâ min kablike illâ ricâlen nûhî ileyhim min ehlil kurâ, e fe lem yesîrû fîl ardı fe yanzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, ve le dârul âhıreti hayrun lillezînettekav, e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz senden önce erkekler dışında (ki) vahy603 ettik onlara kentlerin ehlinden568*; öyle ki hiç seyahat etmezler mi yerde**; öyle ki bakmazlar mı nasıl oldu akıbeti892 onlardan önceki kimselerin; ve ahiret diyarı*** hayırlıdır**** kimselere (ki) takvalı21 oldular; öyle ki akletmez562 misiniz?

Ahmed Samira Çevirisi

109 And We did not send from before you except men We inspire/transmit to them from (about) the villages’/urban cities’ people/relation , did they not walk/move/ride in the earth/Planet Earth, so they see/wonder about how was (the) end/turn (result of) those who (were) from before them, and the end’s (other life’s) home/house (E) (is) best to those who feared and obeyed, so do you not reason/understand/comprehend?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min مِنْ -
4 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
5 illa dışında إِلَّا -
6 ricalen bir erkekler رِجَالًا رجل
7 nuhi vahy ettik نُوحِي وحي
8 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
9 min مِنْ -
10 ehli ehlinden أَهْلِ اهل
11 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري
12 efelem öyle ki hiç أَفَلَمْ -
13 yesiru seyahat etmezler mi يَسِيرُوا سير
14 fi فِي -
15 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
16 fe yenzuru öyle ki bakmazlar mı فَيَنْظُرُوا نظر
17 keyfe nasıl كَيْفَ كيف
18 kane oldu كَانَ كون
19 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب
20 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
21 min مِنْ -
22 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل
23 veledaru ve diyarı وَلَدَارُ دور
24 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر
25 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
26 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
27 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي
28 efela öyle ki أَفَلَا -
29 tea'kilune ekletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Kentlerin ahalisinin başına gelenler hakkında onlara da vahy ettik.**Yeryüzünde antik kentleri gezin.***Yurdu.****Ahiret diyarı/yurdu sadece takvalılara hayırlıdır. Başkalarına değil.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

13. Ra'd Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1735|13|30|كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَٰكَ فِىٓ أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَآ أُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِٱلرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّى لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

Latin Literal

30. Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi).

Türkçe Çeviri

İşte böyledir; gönderdik seni* bir ümmete305; muhakkak gelip geçti ondan** önce ümmetler305; tilâvet874 etmen için onlara vahyettiğimizi603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik25 ederler Rahmân'a1; de ki: "O*** (ki) Rabbimdir4; yoktur ilâh74 O’nun**** dışında; O'na****** tevekkül79 ettim; ve O'nadır***** tevbem33."

Ahmed Samira Çevirisi

30 As/like that We sent you in (a) nation, nations had passed/expired in it, to read/recite on them what We inspired/transmitted to you, and they disbelieve with (in) the merciful, say: "He is my Lord, no God except He, on Him I relied/depended , and to Him (is) my repentance."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
2 erselnake gönderdik seni أَرْسَلْنَاكَ رسل
3 fi فِي -
4 ummetin bir ümmete أُمَّةٍ امم
5 kad muhakkak قَدْ -
6 halet gelip geçti خَلَتْ خلو
7 min مِنْ -
8 kabliha ondan önce قَبْلِهَا قبل
9 umemun ümmetler أُمَمٌ امم
10 litetluve tilavet etmen için لِتَتْلُوَ تلو
11 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
12 llezi şeyleri الَّذِي -
13 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي
14 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
15 vehum ve onlar وَهُمْ -
16 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر
17 bir-rahmani Rahmân'a بِالرَّحْمَٰنِ رحم
18 kul de ki قُلْ قول
19 huve O هُوَ -
20 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب
21 la yoktur لَا -
22 ilahe ilah إِلَٰهَ اله
23 illa dışında إِلَّا -
24 huve O’nun هُوَ -
25 aleyhi O'na عَلَيْهِ -
26 tevekkeltu tevekkül ettim تَوَكَّلْتُ وكل
27 ve ileyhi ve O'nadır وَإِلَيْهِ -
28 metabi tevbem مَتَابِ توب

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Ümmetten.***Allah.****Allah'ın.*****Allah'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahmân Kavram 1

1 En yüce merhametli.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

ilâh Kavram 74

74 Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

Tevekkül Kavram 79

79 Vekil olarak yetkilendirmek, atamak, vazifelendirmek.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Tilâvet Kavram 874

874 Takip edip okumak, ardından gelmek, sesli okumak, bir metni takip ederek okumak, ardışık gelen/mütevali kelimeleri/harfleri okumak.

14. İbrahim Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

1761|14|13|وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِرُسُلِهِمْ لَنُخْرِجَنَّكُم مِّنْ أَرْضِنَآ أَوْ لَتَعُودُنَّ فِى مِلَّتِنَا فَأَوْحَىٰٓ إِلَيْهِمْ رَبُّهُمْ لَنُهْلِكَنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1761|14|13|وقال الذين كفروا لرسلهم لنخرجنكم من ارضنا او لتعودن في ملتنا فاوحي اليهم ربهم لنهلكن الظلمين

Latin Literal

13. Ve kâlellezîne keferû li rusulihim le nuhricennekum min ardınâ ev le teûdunne fî milletinâ, fe evhâ ileyhim rabbuhum le nuhlikennez zâlimîn(zâlimîne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi kâfirlik25 etmiş kimseler resûllerine418: "Mutlak çıkarırız675 sizleri yerimizden* ya da mutlak dönersiniz milletimize301"; öyle ki vahyetti603 onlara* Rableri4; "Mutlak helak ederiz zalimleri257.".

Ahmed Samira Çevirisi

13 And those who disbelieved said to their messengers: "We will bring/drive you (E) out from our land/Earth, or you return (E) in (to) our religion/faith." So their Lord inspired/transmitted to them: "We will make die/destroy (E) the unjust/oppressors."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر
4 lirusulihim resûllerine لِرُسُلِهِمْ رسل
5 lenuhricennekum mutlak çıkarırız sizleri لَنُخْرِجَنَّكُمْ خرج
6 min مِنْ -
7 erdina yerinizden أَرْضِنَا ارض
8 ev ya da أَوْ -
9 leteudunne mutlak dönersiniz لَتَعُودُنَّ عود
10 fi فِي -
11 milletina milletimize مِلَّتِنَا ملل
12 feevha öyle ki vahyetti فَأَوْحَىٰ وحي
13 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
14 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب
15 lenuhlikenne mutlak helak ederiz لَنُهْلِكَنَّ هلك
16 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم

Notlar

Not 1

*Resûllere.**Zalimlerin bulunduğu yer, topraklar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Müşriklerin ortak noktası. Kendi uyduruk milletlerine yani dini öğretilerine uymayanlara zulmederek yurtlarından çıkarmak. Tehdit etmek. Cebirle/tehditle kendi uyduruk dinlerine girmeye zorlamak. Kavram 675

675 Kur'an'ın bütününe baktığımızda açık ve net olarak görürüz ki müşrikler kendilerine zulmettikleri gibi kendi milletlerinden yani dinî öğretilerine tabi olmayan kimselere de zulmederler. Tehditle kendi öğretilerine girmeye zorlarlar. Kabul etmeyenleri yurtlarından çıkarırlar. Sadece Kur'an demeyen ve kendini Muhammedî sanarak mezheplere tabi olan herkes müşriktir. Bu müşriklerin milleti de yani dinî öğretileri de aynıdır. Kendisine tabi olmayanları dövmek, hapsetmek. Namaz kılmayanı dövmek ve hapsetmek. Namaz kılıncaya kadar hapiste tutmak. Sözde dinlerinden çıkanları mürted ilan edip öldürmek.

16. Nahl Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

1942|16|43|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ إِلَّا رِجَالًا نُّوحِىٓ إِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُوٓا۟ أَهْلَ ٱلذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1942|16|43|وما ارسلنا من قبلك الا رجالا نوحي اليهم فسلوا اهل الذكر ان كنتم لا تعلمون

Latin Literal

43. Ve mâ erselnâ min kablike illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Ve göndermiş değiliz senden* önce erkekler dışında (ki) vahy603 ederiz üzerlerine; öyle ki sual edin** zikir* ehline135 eğer olduysanız bilmezler****.

Ahmed Samira Çevirisi

43 And We did not send from before you except men , We inspire/transmit to them, so ask/question the reminder’s/remembrance’s people , if you were not knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değiliz وَمَا -
2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل
3 min مِنْ -
4 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
5 illa dışında إِلَّا -
6 ricalen erkekler رِجَالًا رجل
7 nuhi vahyederiz نُوحِي وحي
8 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ -
9 feselu öyle ki sual edin/sorun فَاسْأَلُوا سال
10 ehle ehline أَهْلَ اهل
11 z-zikri zikir الذِّكْرِ ذكر
12 in eğer إِنْ -
13 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون
14 la لَا -
15 tea'lemune bilmezler تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Nebi ve resûl Muhammed.**Sorun.***Hatırlatma, öğüt. Kutsal kitaplar zikirdir. Daha önce gönderilenler Tevrât ve İncîl'de vardır. O kitapları okuyanlara sorun. ****Bilmediğimiz konularda bilenlere sormak, sözü dinleyip en güzeline uymak emirdir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kitap ehli Kavram 135

135 Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

16. Nahl Suresi

Ayet 68

Arapça Metin (Harekeli)

1967|16|68|وَأَوْحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحْلِ أَنِ ٱتَّخِذِى مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1967|16|68|واوحي ربك الي النحل ان اتخذي من الجبال بيوتا ومن الشجر ومما يعرشون

Latin Literal

68. Ve evhâ rabbuke ilen nahli enittehızî minel cibâli buyûten ve mineş şeceri ve mimmâ ya’rişûn(ya’rişûne).

Türkçe Çeviri

Ve vahy603 etti (senin) Rabbin4 bal arısına ki tut* dağlardan evler; ve ağaçtan; ve kurdukları arşlardan**.

Ahmed Samira Çevirisi

68 And your Lord inspired/signaled to the bees, that take from the mountains homes , and from the trees, and from what they raise and support/hold onto .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve evha ve vahy etti وَأَوْحَىٰ وحي
2 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب
3 ila إِلَى -
4 n-nehli bal arısına النَّحْلِ نحل
5 eni ki أَنِ -
6 ttehizi tut اتَّخِذِي اخذ
7 mine مِنَ -
8 l-cibali dağlardan الْجِبَالِ جبل
9 buyuten evler بُيُوتًا بيت
10 ve mine ve وَمِنَ -
11 ş-şeceri ağaçtan الشَّجَرِ شجر
12 ve mimma ve وَمِمَّا -
13 yea'rişune kurdukları arşlarda يَعْرِشُونَ عرش

Notlar

Not 1

*Edin dişi bal arısı.**İnsanların yaptıkları tahtlardan, köşklerden.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

18. Kehf Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

2165|18|27|وَٱتْلُ مَآ أُوحِىَ إِلَيْكَ مِن كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِهِۦ وَلَن تَجِدَ مِن دُونِهِۦ مُلْتَحَدًا

Arapça Metin (Harekesiz)

2165|18|27|واتل ما اوحي اليك من كتاب ربك لا مبدل لكلمته ولن تجد من دونه ملتحدا

Latin Literal

27. Vetlu mâ ûhıye ileyke min kitâbi rabbik(rabbike), lâ mubeddile li kelimâtihî ve len tecide min dûnihî multehadâ(multehaden).

Türkçe Çeviri

Ve oku vahyolunanı603 sana; Rabb’inin4 kitabından; yoktur değiştirici O’nun kelimelerini416; ve asla bulamazsın O'nun astından bir sığınak.

Ahmed Samira Çevirisi

27 And read/recite what was inspired/transmitted to you from your Lord’s Book , (there is) no exchanger/replacer/substitutor to His words/expressions, and you will never/not find from other than Him a shelter/refuge.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vetlu ve oku وَاتْلُ تلو
2 ma مَا -
3 uhiye vahyolunanı أُوحِيَ وحي
4 ileyke sana إِلَيْكَ -
5 min مِنْ -
6 kitabi kitabından كِتَابِ كتب
7 rabbike Rabb’inin رَبِّكَ ربب
8 la yoktur لَا -
9 mubeddile değiştirici مُبَدِّلَ بدل
10 likelimatihi O’nun kelimelerini لِكَلِمَاتِهِ كلم
11 velen ve asla وَلَنْ -
12 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد
13 min مِنْ -
14 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون
15 multehaden bir sığınak مُلْتَحَدًا لحد

Notlar

Not

Ne muhteşem bir ayet. Yukarıda özetledik. Muhammed peygamber sadece Kur’an diyen bir resuldü. Aksi zaten düşünülemez. Kur’an’ın indiği dönemde kendisinden önce gelen İbrahim peygamberin, Musa peygamberin ve İsa peygamberin sünnetine yani hadislerine tabi olmuş değildi. Sadece Kur’an’a teslim olmuştu. 13:30 İşte böyledir; gönderdik seni bir ümmete; mutlak ki geçti onlardan önce milletler; okuman için onlara vahyettiğimizi sana; ve onlar kâfirlik ederler Rahman'a; de ki: “O Rabb’imdir; yoktur ilah O'nun dışında; O'na tevekkül ettim; ve O'nadır dönüş yerim. Rabb’imin sözünden daha doğru hangi söz olabilir? 4:87 Allah; yoktur ilah O'nun dışında; mutlak bir araya toplar sizi kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; ve bir sözde/bir hadiste Allah’tan daha doğru kim?Yüce Allah’ın tek bir hadisi/sözü vardır. O da Kur’an’dır. Kur’an haricinde yüce Allah’ın bir sözü/hadisi yoktur.Yüce Allah’ın ayetlerini yani Kur’an’ı etkisiz hale getirmeye çalışanlar her daim olacaktır. 28:87 Ve engellemesinler seni Allah'ın ayetlerinden; sana indirildikten sonra; ve davet et Rabb’ine; ve olma müşriklerden.Maalesef günümüzde yeryüzünde yaşayan insanların çoğunluğu yüce Allah’ın ayetlerinden engellenmiştir. Yahudiler içinden çıkılmaz bir bataklık olan Talmud kitaplarıyla; Hristiyanlar hikâyelerle, Müslümanlar da tamamı zan ve varsayım olan hadis kitaplarıyla yüce Allah’ın ayetlerinden koparılmıştır.Yüce Allah’ın kelimeleri olan Kur’an asla değiştirilemez. Kur’an kâğıt ve mürekkepten oluşan mushaf demek değildir. Levh-i Mahfuz’da matematiksel olarak kodlanmış, rakamlanmış bir kitaptır. Her bir harfi dizilişine kadar 19 matematiksel sistemiyle korunmaktadır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Yüce Allah'ın kelimesi/sözü. Kavram 416

416 Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

2554|21|73|وَجَعَلْنَٰهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِمْ فِعْلَ ٱلْخَيْرَٰتِ وَإِقَامَ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءَ ٱلزَّكَوٰةِ وَكَانُوا۟ لَنَا عَٰبِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Latin Literal

73. Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne).

Türkçe Çeviri

Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame572 edenler salâtı5; ve verenler zekâtı10; ve oldular bize kulluk46 edenler.

Ahmed Samira Çevirisi

73 And We made them leaders/examples guiding with Our order/command, and We inspired/transmitted to them making/doing the goodnesses , and keeping up the prayers, and giving/bringing the charity/purification , and they were to Us worshipping.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل
2 eimmeten emirler/liderler أَئِمَّةً امم
3 yehdune doğru yola kılavuzlarlar يَهْدُونَ هدي
4 biemrina emrimizle بِأَمْرِنَا امر
5 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
6 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
7 fia'le faaliyet yapmayı فِعْلَ فعل
8 l-hayrati hayırlar/iyilikler الْخَيْرَاتِ خير
9 ve ikame ve ikame edenler/dikenler/ayağa kaldıranlar وَإِقَامَ قوم
10 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
11 ve ita'e ve verenler وَإِيتَاءَ اتي
12 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو
13 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
14 lena bize لَنَا -
15 aabidine kulluk edenler عَابِدِينَ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 27

Arapça Metin (Harekeli)

2698|23|27|فَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ أَنِ ٱصْنَعِ ٱلْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَآءَ أَمْرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ فَٱسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ ٱثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ ٱلْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَٰطِبْنِى فِى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2698|23|27|فاوحينا اليه ان اصنع الفلك باعيننا ووحينا فاذا جا امرنا وفار التنور فاسلك فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول منهم ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Latin Literal

27. Fe evhaynâ ileyhi enısnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ fe izâ câe emrunâ ve fâret tennûru fesluk fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu minhum, ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrakûn(mugrakûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki vahy603 ettik ona* ki sanayi olarak yap gemiyi gözlerimizle** ve vahyimizle; öyle ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran etti tandır570; öyle ki sok ona her bir çiftten iki; ve ahalini568; dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun söz onlardan; ve hitap etme bana kimselerde (ki) zulmettiler257; doğrusu onlar boğulanlardır.

Ahmed Samira Çevirisi

27 So We inspired/transmitted to him: "That produce/manufacture the ship/ships with Our eyes/sights, and Our inspiration/revelation , so if Our order/command came, and the furnace/kiln/elten’noor boiled over/gushed, so enter/pass in it from every/each pair/couple two, and your family/people , except whom the words preceded on him from them, and do not address/converse with Me in (about) those who were unjust/oppressive, that they are being drowned/sunken."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feevhayna öyle ki vahy ettik فَأَوْحَيْنَا وحي
2 ileyhi ona إِلَيْهِ -
3 eni ki أَنِ -
4 snei sanayi olarak yap اصْنَعِ صنع
5 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك
6 biea'yunina gözlerimizle بِأَعْيُنِنَا عين
7 ve vehyina ve vahyimizle وَوَحْيِنَا وحي
8 feiza öyle ki فَإِذَا -
9 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا
10 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر
11 ve fara ve feveran etti وَفَارَ فور
12 t-tennuru tandır التَّنُّورُ -
13 fesluk öyle ki sok فَاسْلُكْ سلك
14 fiha ona فِيهَا -
15 min مِنْ -
16 kullin her bir كُلٍّ كلل
17 zevceyni çiftten زَوْجَيْنِ زوج
18 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني
19 ve ehleke ve ahalini وَأَهْلَكَ اهل
20 illa dışındadır إِلَّا -
21 men kimse مَنْ -
22 sebeka öncelendi سَبَقَ سبق
23 aleyhi aleyhine onun عَلَيْهِ -
24 l-kavlu söz الْقَوْلُ قول
25 minhum onlardan مِنْهُمْ -
26 ve la ve وَلَا -
27 tuhatibni hitap etme bana تُخَاطِبْنِي خطب
28 fi فِي -
29 ellezine kimselerde الَّذِينَ -
30 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم
31 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ -
32 mugrakune boğulanlardır مُغْرَقُونَ غرق

Notlar

Not 1

*Nûh'a.**Gözetimimizle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

29. Ankebût Suresi

Ayet 45

Arapça Metin (Harekeli)

3383|29|45|ٱتْلُ مَآ أُوحِىَ إِلَيْكَ مِنَ ٱلْكِتَٰبِ وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ تَنْهَىٰ عَنِ ٱلْفَحْشَآءِ وَٱلْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ ٱللَّهِ أَكْبَرُ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3383|29|45|اتل ما اوحي اليك من الكتب واقم الصلوه ان الصلوه تنهي عن الفحشا والمنكر ولذكر الله اكبر والله يعلم ما تصنعون

Latin Literal

45. Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).

Türkçe Çeviri

Oku vahyedileni603 sana kitaptan; ve ikame572 et salâtı5; doğrusu salât5 engeller/meneder fahşâttan81; ve münkerden82; ve mutlak ki zikri78 Allah'ı en büyüktür; ve Allah bilir ürettiklerinizi.

Ahmed Samira Çevirisi

45 Read/recite/follow what was inspired/transmitted to you from The Book , and start/keep up the prayers, that (E) the prayers forbid/prevent from the enormous/atrocious deeds and the defiance of God and His orders/obscenity , and God’s remembrance/reminder (E) (is) greater , and God knows what you perform/produce .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 atlu oku اتْلُ تلو
2 ma مَا -
3 uhiye vahyedileni أُوحِيَ وحي
4 ileyke sana إِلَيْكَ -
5 mine -tan مِنَ -
6 l-kitabi kitap- الْكِتَابِ كتب
7 ve ekimi ve dik/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم
8 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
9 inne doğrusu إِنَّ -
10 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو
11 tenha engeller/men eder تَنْهَىٰ نهي
12 ani عَنِ -
13 l-fehşa'i vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan الْفَحْشَاءِ فحش
14 velmunkeri ve iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten وَالْمُنْكَرِ نكر
15 velezikru ve mutlak ki zikri وَلَذِكْرُ ذكر
16 llahi Allah'ı اللَّهِ -
17 ekberu en büyüktür أَكْبَرُ كبر
18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
19 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
20 ma مَا -
21 tesneune ürettiklerinizi تَصْنَعُونَ صنع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zikir/zikr Kavram 78

78 Hatırlatma, öğüt. Kur'an bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

Fahşâ Kavram 81

81 Vahşetten/fuhuştan/ahlaksızlıktan.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

3533|33|2|وَٱتَّبِعْ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3533|33|2|واتبع ما يوحي اليك من ربك ان الله كان بما تعملون خبيرا

Latin Literal

2. Vettebi’ mâ yûhâ ileyke min rabbik(rabbike), innallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîren).

Türkçe Çeviri

Ve tabi ol Rabbinden4 vahyedilene603* sana**; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.

Ahmed Samira Çevirisi

2 And follow what is inspired/transmitted to you from your Lord, that truly God was/is with what you make/do an expert/experienced.

Notlar

Not 1

*Kur'an'a.**Resûl Muhammed.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Habîr. Kavram 466

466 Haberdar.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 51

Arapça Metin (Harekeli)

4321|42|51|وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ ٱللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَآئِ حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِىَ بِإِذْنِهِۦ مَا يَشَآءُ إِنَّهُۥ عَلِىٌّ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

4321|42|51|وما كان لبشر ان يكلمه الله الا وحيا او من وراي حجاب او يرسل رسولا فيوحي باذنه ما يشا انه علي حكيم

Latin Literal

51. Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve olmuş değildir bir beşere ki kelam531 eder ona Allah; dışındadır bir vahiy603 ya da bir perde arkasından ya da gönderir (Allah) bir resûl*; öyle ki vahy eder (resûl) O’nun (Allah’ın) izniyle dilediğini ( Allah’ın); doğrusu O (Allah) Aliyy’dir373; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

51 And (it) was not to a human that (E) God converses/speaks to him , except (by) inspiration/transmission or from behind (a) divider/partition , or He sends a messenger so he (the messenger) inspires/transmits what He wills/wants with His permission , that He truly is high/elevated, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildir وَمَا -
2 kane olmuş كَانَ كون
3 libeşerin bir beşere لِبَشَرٍ بشر
4 en ki أَنْ -
5 yukellimehu kelam eder ona يُكَلِّمَهُ كلم
6 llahu Allah اللَّهُ -
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 vehyen bir vahiy وَحْيًا وحي
9 ev ya da أَوْ -
10 min مِنْ -
11 vera'i arkasından وَرَاءِ وري
12 hicabin bir perde حِجَابٍ حجب
13 ev ya da أَوْ -
14 yursile gönderir يُرْسِلَ رسل
15 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل
16 feyuhiye öyle ki vahyeder (elçi) فَيُوحِيَ وحي
17 biiznihi izniyle O’nun بِإِذْنِهِ اذن
18 ma مَا -
19 yeşa'u dilediğini (Allah’ın) يَشَاءُ شيا
20 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ -
21 aliyyun Aliyy’dir عَلِيٌّ علو
22 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

Cibrîl benzeri şerefli resûller/elçiler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Aliyy Kavram 373

373 Her şeyden daha üstün, daha yüksek, aşkın.

Yüce Allah'ın bir beşere kelam etmesi nasıl olur? Kavram 531

531 42:51 ayetinde Yüce Allah bir beşere doğrudan kelam etmesinin asla olmayacağını bildirmiştir. Kelam 3 yöntemle olur. Kişiye doğrudan vahiyle; Mûsâ'nın annesine yapılan vahiy.Bir perde arkasından; ağaç yada ateş gibi ara bir madde/perde arkasından. Mûsâ'nın Tur dağında ateş üzerinden vahiy alması. Muhammed'in ise ağaç üzerinden vahiy alması. Şerefli bir elçi göndererek; evrenimizin bir üst boyutundan bulunan Cibrîl, Rakim yoldaşları gibi varlıklar Yüce Allah'ın vahyini beşere yine O'nun izniyle vahy ederler.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

42. Şûrâ Suresi

Ayet 52

Arapça Metin (Harekeli)

4322|42|52|وَكَذَٰلِكَ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ رُوحًا مِّنْ أَمْرِنَا مَا كُنتَ تَدْرِى مَا ٱلْكِتَٰبُ وَلَا ٱلْإِيمَٰنُ وَلَٰكِن جَعَلْنَٰهُ نُورًا نَّهْدِى بِهِۦ مَن نَّشَآءُ مِنْ عِبَادِنَا وَإِنَّكَ لَتَهْدِىٓ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

4322|42|52|وكذلك اوحينا اليك روحا من امرنا ما كنت تدري ما الكتب ولا الايمن ولكن جعلنه نورا نهدي به من نشا من عبادنا وانك لتهدي الي صرط مستقيم

Latin Literal

52. Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neşâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Türkçe Çeviri

Ve işte böyledir; vahyettik603 (senin) üzerine bir ruh279 emrimizden; idrak657 eder olmuş değildin kitabı* ve ne de imanı47**; velakin/fakat yaptık onu*** bir nur; doğru yola kılavuzlarız onunla*** dilediğimiz kimseyi kullarımızdan; ve doğrusu sen mutlak doğru yola kılavuzlarsın****; dosdoğru bir yol doğru124.

Ahmed Samira Çevirisi

52 And like that We inspired/transmitted to you, a Soul/Spirit , from Our order/command/matter/affair, you were not knowing what (is) The Book , and nor the faith/belief, and but We made it a light, We guide with it whom We will/want from Our worshippers/slaves , and that you guide (E) to a straight/direct road/way.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ -
2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي
3 ileyke üzerine إِلَيْكَ -
4 ruhen bir ruh رُوحًا روح
5 min مِنْ -
6 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر
7 ma değildir مَا -
8 kunte olmuş كُنْتَ كون
9 tedri idrak eder تَدْرِي دري
10 ma nedir مَا -
11 l-kitabu kitabı الْكِتَابُ كتب
12 ve la ve ne de وَلَا -
13 l-imanu iman الْإِيمَانُ امن
14 velakin velakin/fakat وَلَٰكِنْ -
15 cealnahu yaptık onu جَعَلْنَاهُ جعل
16 nuran bir nur نُورًا نور
17 nehdi doğru yola kılavuzlarız نَهْدِي هدي
18 bihi onunla بِهِ -
19 men kimseyi مَنْ -
20 neşa'u dilediğimiz نَشَاءُ شيا
21 min مِنْ -
22 ibadina kullarımızdan عِبَادِنَا عبد
23 ve inneke ve doğrusu sen وَإِنَّكَ -
24 letehdi mutlak doğru yola kılavuzlarsın لَتَهْدِي هدي
25 ila doğru إِلَىٰ -
26 siratin yola صِرَاطٍ صرط
27 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitabı. **Kesin delillere dayanan bir iman/inanç idrakın/algılaman yoktu.***Kur'an'ı. Kur'an'la.****Sen de Kur'an ile doğru yola kılavuzlarsın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Dosdoğru yol Kavram 124

124 Sırâtel mustakîm. Tek ve dosdoğru yol; sadece Kur'an.

Kutsal ruh Kavram 279

279 Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

53. Necm Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

4786|53|4|إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْىٌ يُوحَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4786|53|4|ان هو الا وحي يوحي

Latin Literal

4. İn huve illâ vahyun yûhâ.

Türkçe Çeviri

Ki o* ancak bir vahiydir603 vahyedilen603.

Ahmed Samira Çevirisi

4 That truly it is except inspiration/revelation (that) is being inspired/revealed .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 in ki إِنْ -
2 huve o هُوَ -
3 illa ancak إِلَّا -
4 vehyun bir vahiydir وَحْيٌ وحي
5 yuha vahyedilen يُوحَىٰ وحي

Notlar

Not 1

*Kur'an.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

53. Necm Suresi

Ayet 10

Arapça Metin (Harekeli)

4792|53|10|فَأَوْحَىٰٓ إِلَىٰ عَبْدِهِۦ مَآ أَوْحَىٰ

Arapça Metin (Harekesiz)

4792|53|10|فاوحي الي عبده ما اوحي

Latin Literal

10. Fe evhâ ilâ abdihî mâ evhâ.

Türkçe Çeviri

Öyle ki vahyetti603* kuluna** doğru vahyettiğini603.

Ahmed Samira Çevirisi

10 So he/He inspired/revealed to His worshipper/slave/servant what He inspired/revealed.

Notlar

Not 1

*Allah. Yüce Allah vahyi Cibrîl aracılığıyla kulu nebi ve resûl Muhammed'e vahyetti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

72. Cin Suresi

Ayet 1

Arapça Metin (Harekeli)

5446|72|1|قُلْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنَّهُ ٱسْتَمَعَ نَفَرٌ مِّنَ ٱلْجِنِّ فَقَالُوٓا۟ إِنَّا سَمِعْنَا قُرْءَانًا عَجَبًا

Arapça Metin (Harekesiz)

5446|72|1|قل اوحي الي انه استمع نفر من الجن فقالوا انا سمعنا قرانا عجبا

Latin Literal

1. Kul ûhıye ileyye ennehustemea neferun minel cinni fe kâlû innâ semi’nâ kur’ânen acebâ(aceben).

Türkçe Çeviri

De ki: “Vahyedildi603 bana; ki onu* dinledi cinden bir takım/grup; öyle ki dediler: “Doğrusu biz dinledik bir Kur'ân; acayip/şaşılan.”

Ahmed Samira Çevirisi

1 Say: (It) was inspired/transmitted to me that it is a group (3 - 10) from the Jinn heard/ listened, so they said: ’We (E) heard/listened (to) an astonishing/amazing/marvelous Koran .’"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 uhiye vahy edildi أُوحِيَ وحي
3 ileyye bana إِلَيَّ -
4 ennehu ki onu (Kur’an’ı) أَنَّهُ -
5 stemea dinledi اسْتَمَعَ سمع
6 neferun bir takım نَفَرٌ نفر
7 mine مِنَ -
8 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن
9 fe kalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول
10 inna doğrusu biz إِنَّا -
11 semia'na dinledik سَمِعْنَا سمع
12 kur'anen bir Kur'an قُرْانًا قرا
13 aceben acayip/şaşılan عَجَبًا عجب

Notlar

Not 1

*Kur’ân’ı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 603: Vahiy, vahy etmek.

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Vahiy, vahy etmek.

Kavram No: 603

Kısa Açıklama: 603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 31

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 44

Türkçe Meal: İşte bu; haberlerindendir gaybın/bilinmeyenin; vahyettik 603 onu sana; ve olmuş değildin onların yanında attıkları zaman kalemlerini * hangisi onların kefil olur (diye) Meryem'e; ve olmuş değildin onların yanında hasımlaştıkları/tartıştıkları zaman.

Arapça: 337|3|44|ذلك من انبا الغيب نوحيه اليك وما كنت لديهم اذ يلقون اقلمهم ايهم يكفل مريم وما كنت لديهم اذ يختصمون

Nisâ Suresi - Ayet 163

Türkçe Meal: Doğrusu biz vahyettik 603 sana; vahyettiğimiz 603 gibi Nûh'a; ve ondan (Nûh'tan) sonraki nebilere 132 ; ve vahyettik 603 İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve sıbtlara * ; ve Îsâ’ya; ve Eyyûb'a; ve Yûnûs'a; ve Hârun'a; ve Süleymân'a; ve verdik Dâvûd'a zeburu 477 .

Arapça: 656|4|163|انا اوحينا اليك كما اوحينا الي نوح والنبين من بعده واوحينا الي ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والاسباط وعيسي وايوب ويونس وهرون وسليمن واتينا داود زبورا

Mâide Suresi - Ayet 111

Türkçe Meal: Ve vahyettiğim 603 zaman havârilere 565 ki iman 47 edin bana ve resûlüme 418 *; dediler: "İman 47 ettik; ve şahit ol bizlere ki (bizler) müslimiz 45 .

Arapça: 780|5|111|واذ اوحيت الي الحوارين ان امنوا بي وبرسولي قالوا امنا واشهد باننا مسلمون

En'âm Suresi - Ayet 19

Türkçe Meal: De ki: "Hangi şey daha büyüktür bir tanıklık/şahitlik (olarak)?"; de ki: "Allah bir Şehîd’tir 499 benim aramla ve sizlerin arasında; ve vahyolundu 603 bana bu Kur'ân; uyarmam için sizleri onunla * ve kimseyi (ki) ulaştı/vardı 594 o ** ; doğrusu sizler mi mutlak şahitlik/tanıklık edersiniz ki Allah’la birlikte başka ilâhlara 74 ?"; de ki: "Şahitlik etmem/tanıklık etmem"; de ki: "Doğrusu O (Allah) tek bir ilâhtır 74 ; ve doğrusu ben bir beriyim/serbestim/temizim şirk 71 koştuklarınızdan."

Arapça: 808|6|19|قل اي شي اكبر شهده قل الله شهيد بيني وبينكم واوحي الي هذا القران لانذركم به ومن بلغ اينكم لتشهدون ان مع الله الهه اخري قل لا اشهد قل انما هو اله وحد وانني بري مما تشركون

A'râf Suresi - Ayet 117

Türkçe Meal: Ve vahyettik 603 Mûsâ’ya ki "At asanı" (diye); öyle ki o zaman o * yakalayıp kapıyordu sahte ** uydurduklarını.

Arapça: 1071|7|117|واوحينا الي موسي ان الق عصاك فاذا هي تلقف ما يافكون

A'râf Suresi - Ayet 203

Türkçe Meal: Ve asla gelmediğin zaman onlara bir ayetle 454 derler: "Keşke derleseydin/toplasaydın onu * ; de ki ancak tabi olurum Rabbimden 4 üzerime vahy 603 edilene; bu ** ; basiretlerdir 690 Rabbinizden 4 ; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir 271 iman 47 eder bir kavim/toplum için.

Arapça: 1157|7|203|واذا لم تاتهم بايه قالوا لولا اجتبيتها قل انما اتبع ما يوحي الي من ربي هذا بصاير من ربكم وهدي ورحمه لقوم يومنون

Yunus Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: İnsanlara bir şaşılan mı oldu ki vahy 603 ettik bir adam üzerine onlardan? Ki "Uyar insanları; ve müjdele iman 47 etmiş kimseleri ki onlaradır gerçek/doğru bir kademe/kıdem Rableri 4 indinde/katında"; dedi kâfirler 25 : "Doğrusu bu * mutlak apaçık bir sihirdir."

Arapça: 1364|10|2|اكان للناس عجبا ان اوحينا الي رجل منهم ان انذر الناس وبشر الذين امنوا ان لهم قدم صدق عند ربهم قال الكفرون ان هذا لسحر مبين

Yunus Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Ve tilâvet 874 edildiği zaman üzerlerine ayetlerimiz 389 beyanatlar 620 (-la); dediler kimseler (ki) ummazlar kavuşmayı bizlere: "Gel bunun başkası bir Kur’ân’la 850 ya da değiştir onu * "; de ki: "Olur değildir bana ki değiştiririm onu * nefsim 201 tarafından ** ; tabi olmam *** üzerime vahyedilen 603 dışında; doğrusu ben korkarım eğer asilik ettiysem Rabbime 4 ; (korku duyarım) büyük bir günün azabına.

Arapça: 1377|10|15|واذا تتلي عليهم اياتنا بينت قال الذين لا يرجون لقانا ايت بقران غير هذا او بدله قل ما يكون لي ان ابدله من تلقاي نفسي ان اتبع الا ما يوحي الي اني اخاف ان عصيت ربي عذاب يوم عظيم

Yunus Suresi - Ayet 87

Türkçe Meal: Ve vahyettik 603 Mûsâ'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminize/toplumunuza şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble 14 ; ve ikame edin salâtı 5 ; ve müjdele müminleri 27 .

Arapça: 1449|10|87|واوحينا الي موسي واخيه ان تبوا لقومكما بمصر بيوتا واجعلوا بيوتكم قبله واقيموا الصلوه وبشر المومنين

Yunus Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: Ve tabi ol vahyedilene 603 üzerine; ve sabret 51 ; ta ki hükmeder Allah; ve O hayırlısıdır hâkimlerin 821 .

Arapça: 1471|10|109|واتبع ما يوحي اليك واصبر حتي يحكم الله وهو خير الحكمين

Hûd Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Ve vahyedildi 603 Nûh'a ki ona asla iman 47 etmez senin kavminden/toplumundan dışındadır kimse (ki) zaten iman 47 etti (diye); öyle ki tasalanma/üzülme faaliyet içinde olduklarına onların (diye).

Arapça: 1507|11|36|واوحي الي نوح انه لن يومن من قومك الا من قد امن فلا تبتيس بما كانوا يفعلون

Hûd Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Ve sanayi olarak üret gemiyi gözlerimizin önünde ve vahyimiz 603 (-le); ve hitap etme bana kimseler hakkında (ki) zulmettiler 257 ; doğrusu onlar boğulanlardır.

Arapça: 1508|11|37|واصنع الفلك باعيننا ووحينا ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Hûd Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: İşte şu (ki) gayb 62 haberlerindendir; vahy 603 ederiz onu * üzerine; olmuş değildin bilir onu * sen ** ve ne de senin kavmin/toplumun öncesinde bunun; öyle ki sabret 51 ; doğrusu akıbet 892 takva 21 sahiplerinedir.

Arapça: 1520|11|49|تلك من انبا الغيب نوحيها اليك ما كنت تعلمها انت ولا قومك من قبل هذا فاصبر ان العقبه للمتقين

Yusuf Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Biz kıssalaştırırız 430 daha güzel kıssayı 430 (senin) üzerine; vahy ettiğimizle 603 sana bu Kur'ân'ı 850 ; ve eğer olduysan (bile) öncesinde onun * mutlak kimselerden ki gâfillerdir 310 .

Arapça: 1597|12|3|نحن نقص عليك احسن القصص بما اوحينا اليك هذا القران وان كنت من قبله لمن الغفلين

Yusuf Suresi - Ayet 15

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman götürdüler onu * ; ve toplaştılar ki koymaya onu * kuyu ** oyuğuna/çukuruna; ve vahy 603 ettik ona *** ; mutlak haber verirsin bu emrini/işlerini onların; ve onlar şuurlanmazlar.

Arapça: 1609|12|15|فلما ذهبوا به واجمعوا ان يجعلوه في غيبت الجب واوحينا اليه لتنبينهم بامرهم هذا وهم لا يشعرون

Yusuf Suresi - Ayet 102

Türkçe Meal: İşte bu haberlerindendir gaybın 62 (ki) vahy 603 ederiz sana * ; ve olmuş değildin onların ** yanında toplandıkları zaman emirlerine 200 ve onlar plan yapıyorlarken.

Arapça: 1696|12|102|ذلك من انبا الغيب نوحيه اليك وما كنت لديهم اذ اجمعوا امرهم وهم يمكرون

Yusuf Suresi - Ayet 109

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz senden önce erkekler dışında (ki) vahy 603 ettik onlara kentlerin ehlinden 568 *; öyle ki hiç seyahat etmezler mi yerde ** ; öyle ki bakmazlar mı nasıl oldu akıbeti 892 onlardan önceki kimselerin; ve ahiret diyarı *** hayırlıdır **** kimselere (ki) takvalı 21 oldular; öyle ki akletmez 562 misiniz?

Arapça: 1703|12|109|وما ارسلنا من قبلك الا رجالا نوحي اليهم من اهل القري افلم يسيروا في الارض فينظروا كيف كان عقبه الذين من قبلهم ولدار الاخره خير للذين اتقوا افلا تعقلون

Ra'd Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: İşte böyledir; gönderdik seni * bir ümmete 305 ; muhakkak gelip geçti ondan ** önce ümmetler 305 ; tilâvet 874 etmen için onlara vahyettiğimizi 603 (senin) üzerine; ve onlar kâfirlik 25 ederler Rahmân'a 1 ; de ki: "O *** (ki) Rabbimdir 4 ; yoktur ilâh 74 O’nun **** dışında; O'na ****** tevekkül 79 ettim; ve O'nadır ***** tevbem 33 ."

Arapça: 1735|13|30|كذلك ارسلنك في امه قد خلت من قبلها امم لتتلوا عليهم الذي اوحينا اليك وهم يكفرون بالرحمن قل هو ربي لا اله الا هو عليه توكلت واليه متاب

İbrahim Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Ve dedi kâfirlik 25 etmiş kimseler resûllerine 418 : "Mutlak çıkarırız 675 sizleri yerimizden * ya da mutlak dönersiniz milletimize 301 "; öyle ki vahyetti 603 onlara * Rableri 4 ; "Mutlak helak ederiz zalimleri 257 .".

Arapça: 1761|14|13|وقال الذين كفروا لرسلهم لنخرجنكم من ارضنا او لتعودن في ملتنا فاوحي اليهم ربهم لنهلكن الظلمين

Nahl Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ve göndermiş değiliz senden * önce erkekler dışında (ki) vahy 603 ederiz üzerlerine; öyle ki sual edin ** zikir * ehline 135 eğer olduysanız bilmezler **** .

Arapça: 1942|16|43|وما ارسلنا من قبلك الا رجالا نوحي اليهم فسلوا اهل الذكر ان كنتم لا تعلمون

Nahl Suresi - Ayet 68

Türkçe Meal: Ve vahy 603 etti (senin) Rabbin 4 bal arısına ki tut * dağlardan evler; ve ağaçtan; ve kurdukları arşlardan ** .

Arapça: 1967|16|68|واوحي ربك الي النحل ان اتخذي من الجبال بيوتا ومن الشجر ومما يعرشون

Kehf Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Ve oku vahyolunanı 603 sana; Rabb’inin 4 kitabından; yoktur değiştirici O’nun kelimelerini 416 ; ve asla bulamazsın O'nun astından bir sığınak.

Arapça: 2165|18|27|واتل ما اوحي اليك من كتاب ربك لا مبدل لكلمته ولن تجد من دونه ملتحدا

Enbiyâ Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik 603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame 572 edenler salâtı 5 ; ve verenler zekâtı 10 ; ve oldular bize kulluk 46 edenler.

Arapça: 2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Mü'minûn Suresi - Ayet 27

Türkçe Meal: Öyle ki vahy 603 ettik ona * ki sanayi olarak yap gemiyi gözlerimizle ** ve vahyimizle; öyle ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran etti tandır 570 ; öyle ki sok ona her bir çiftten iki; ve ahalini 568 ; dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun söz onlardan; ve hitap etme bana kimselerde (ki) zulmettiler 257 ; doğrusu onlar boğulanlardır.

Arapça: 2698|23|27|فاوحينا اليه ان اصنع الفلك باعيننا ووحينا فاذا جا امرنا وفار التنور فاسلك فيها من كل زوجين اثنين واهلك الا من سبق عليه القول منهم ولا تخطبني في الذين ظلموا انهم مغرقون

Ankebût Suresi - Ayet 45

Türkçe Meal: Oku vahyedileni 603 sana kitaptan; ve ikame 572 et salâtı 5 ; doğrusu salât 5 engeller/meneder fahşâttan 81 ; ve münkerden 82 ; ve mutlak ki zikri 78 Allah'ı en büyüktür; ve Allah bilir ürettiklerinizi.

Arapça: 3383|29|45|اتل ما اوحي اليك من الكتب واقم الصلوه ان الصلوه تنهي عن الفحشا والمنكر ولذكر الله اكبر والله يعلم ما تصنعون

Ahzâb Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ve tabi ol Rabbinden 4 vahyedilene 603 * sana ** ; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr 466 .

Arapça: 3533|33|2|واتبع ما يوحي اليك من ربك ان الله كان بما تعملون خبيرا

Şûrâ Suresi - Ayet 51

Türkçe Meal: Ve olmuş değildir bir beşere ki kelam 531 eder ona Allah; dışındadır bir vahiy 603 ya da bir perde arkasından ya da gönderir (Allah) bir resûl *; öyle ki vahy eder (resûl) O’nun (Allah’ın) izniyle dilediğini ( Allah’ın); doğrusu O (Allah) Aliyy’dir 373 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 4321|42|51|وما كان لبشر ان يكلمه الله الا وحيا او من وراي حجاب او يرسل رسولا فيوحي باذنه ما يشا انه علي حكيم

Şûrâ Suresi - Ayet 52

Türkçe Meal: Ve işte böyledir; vahyettik 603 (senin) üzerine bir ruh 279 emrimizden; idrak 657 eder olmuş değildin kitabı * ve ne de imanı 47 **; velakin/fakat yaptık onu *** bir nur; doğru yola kılavuzlarız onunla *** dilediğimiz kimseyi kullarımızdan; ve doğrusu sen mutlak doğru yola kılavuzlarsın **** ; dosdoğru bir yol doğru 124 .

Arapça: 4322|42|52|وكذلك اوحينا اليك روحا من امرنا ما كنت تدري ما الكتب ولا الايمن ولكن جعلنه نورا نهدي به من نشا من عبادنا وانك لتهدي الي صرط مستقيم

Necm Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ki o * ancak bir vahiydir 603 vahyedilen 603 .

Arapça: 4786|53|4|ان هو الا وحي يوحي

Necm Suresi - Ayet 10

Türkçe Meal: Öyle ki vahyetti 603 * kuluna ** doğru vahyettiğini 603 .

Arapça: 4792|53|10|فاوحي الي عبده ما اوحي

Cin Suresi - Ayet 1

Türkçe Meal: De ki: “Vahyedildi 603 bana; ki onu * dinledi cinden bir takım/grup; öyle ki dediler: “Doğrusu biz dinledik bir Kur'ân; acayip/şaşılan.”

Arapça: 5446|72|1|قل اوحي الي انه استمع نفر من الجن فقالوا انا سمعنا قرانا عجبا