Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 10: Zekât

Bu kavram 28 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

2. Bakara Suresi

Ayet 43

Arapça Metin (Harekeli)

50|2|43|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱرْكَعُوا۟ مَعَ ٱلرَّٰكِعِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

50|2|43|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واركعوا مع الركعين

Latin Literal

43. Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte verkeû mear râkiîn(râkiîne).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve rükû11 edin rükû11 edenlerle birlikte.

Ahmed Samira Çevirisi

43 And keep up/take care of the prayers and give/bring the charity/purification and bow with the bowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 verkeu ve rükû edin وَارْكَعُوا ركع
6 mea birlikte مَعَ -
7 r-rakiiyne rükû edenlerle الرَّاكِعِينَ ركع

Notlar

Not

‘rkeu’ kelimesi kökü (ركع) reverans/selam ya da teşekkür anlamına eğilme ya da diz kırma biçiminde yapılan hareket (bow), diz çökmek (kneel), teslim olmak/kabullenmek (submit), dize gelmek (surrender), olup namazda başı ve omurgayı eğmek (rüku etmek) (bow in pray), alçakgönüllülük ve kibirden yoksun olmayı belirtmek için başı eğmek (ibadette veya başka durumlarda) (to denote humility and self-abasement either in worship or in other cases.), yaşlanmaya bağlı başın eğilmesi (he lowered his head and he (an old man) bowed himself, or bent himself, or became bowed or bent, by reason of age), yorgun devenin başını eğmesi, hurma ağacının eğilmesi, zengin birisinin daha sonradan fakirleşmesi sonrası önceki yeterliliğini, durumunun azalması, alçalması) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1153 (of 3039)

2. Bakara Suresi

Ayet 83

Arapça Metin (Harekeli)

90|2|83|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَانًا وَذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَقُولُوا۟ لِلنَّاسِ حُسْنًا وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِّنكُمْ وَأَنتُم مُّعْرِضُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Latin Literal

83. Ve iz ehaznâ mîsâka benî isrâîle lâ ta’budûne illâllâhe ve bil vâlideyni ihsânen ve zil kurbâvel yetâmâ vel mesâkîni ve kûlû lin nâsi husnen ve ekîmûs salâte ve âtûz zekât(zekâte), summe tevelleytum illâ kalîlen minkum ve entum mu’ridûn(mu’ridûne).

Türkçe Çeviri

Ve aldığımız zaman bir mîsâk281 İsrailoğullarından; kulluk46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine130 (de); ve yetimlere131 (de); ve miskinlere113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Ahmed Samira Çevirisi

83 And when We took Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, "Do not worship except God, and with the parents a goodness and of the relations/near , and the orphans and the poorest of the poor/poor oppressed , and say to the people goodness, and keep up/take care of the prayers and give/bring the charity/purification." Then you turned away except (a) few from you and you are objecting/opposing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ
3 misaka bir sözleşme/misak مِيثَاقَ وثق
4 beni oğullarından بَنِي بني
5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
6 la لَا -
7 tea'budune kulluk etmeyesiniz تَعْبُدُونَ عبد
8 illa ancak إِلَّا -
9 llahe Allah'a اللَّهَ -
10 ve bil-valideyni ve ana babayla وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد
11 ihsanen bir güzellik إِحْسَانًا حسن
12 ve zi ve sahibine (de) وَذِي -
13 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب
14 velyetama ve yetimlere (de) وَالْيَتَامَىٰ يتم
15 velmesakini ve miskinlere/açlık sınırında yaşayanlara (da) وَالْمَسَاكِينِ سكن
16 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول
17 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس
18 husnen güzelliği حُسْنًا حسن
19 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
20 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
21 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
22 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
23 summe sonra ثُمَّ -
24 tevelleytum döndünüz تَوَلَّيْتُمْ ولي
25 illa dışında إِلَّا -
26 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
27 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
28 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ -
29 mua'ridune direnç gösterenlersiniz /karşı çıkanlarsınız مُعْرِضُونَ عرض

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

2. Bakara Suresi

Ayet 110

Arapça Metin (Harekeli)

117|2|110|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

117|2|110|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله ان الله بما تعملون بصير

Latin Literal

110. Ve ekîmus salâte ve âtûz zekât(zekâte), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâh(indallâhi) innallâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5 ve verin zekâtı10; ve nefisleriniz için hayırdan önceden gönderdiklerinizi; bulursunuz onu Allah'ın indinde/katında; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.

Ahmed Samira Çevirisi

110 And keep up the prayers and give the charity/purification and what you advance to yourselves from goodness, you find it at God, that God (is) with what you make/do seeing/understanding .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 ve ma ve وَمَا -
6 tukaddimu önceden gönderdiklerinizi تُقَدِّمُوا قدم
7 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس
8 min مِنْ -
9 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير
10 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد
11 inde indinde/katında عِنْدَ عند
12 llahi Allah'ın اللَّهِ -
13 inne doğrusu إِنَّ -
14 llahe Allah اللَّهَ -
15 bima بِمَا -
16 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل
17 besirun görendir بَصِيرٌ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 177

Arapça Metin (Harekeli)

184|2|177|لَّيْسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلْكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّۦنَ وَءَاتَى ٱلْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَٰهَدُوا۟ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِى ٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلْبَأْسِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Latin Literal

177. Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’s(be’si) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).

Türkçe Çeviri

Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba* ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.

Ahmed Samira Çevirisi

177 The righteousness/obedience is not that you turn your faces/fronts facing the sunrise/east, and the sunset/west, and but the righteousness/obedience (is) who believed with God, and the Day the Last/Resurrection Day, and the angels and The Book , and the prophets, and brought/gave the property/possession/wealth on his love/like (to it), (to) of the relations/near (ones), and the orphans, and the poorest of the poor/poor oppressed, and the traveler/stranded traveler , and the askers/beggars , and in the necks’/slaves’ (freeing) , and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , and the fulfilling with the promise/contract if they promised/made a contract, and the patient in the misery/hardship and the calamity/disastrous distress , and (during the) time of the war/hardship ,those are who were truthful, and those, those are the fearing and obeying (God).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 leyse değildir لَيْسَ ليس
2 l-birra erdem الْبِرَّ برر
3 en ki أَنْ -
4 tuvellu çevirirsiniz تُوَلُّوا ولي
5 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه
6 kibele kıbleye/yönüne قِبَلَ قبل
7 l-meşriki doğu الْمَشْرِقِ شرق
8 velmegribi ve batı وَالْمَغْرِبِ غرب
9 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ -
10 l-birra erdem الْبِرَّ برر
11 men kimsededir مَنْ -
12 amene iman etti امَنَ امن
13 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
14 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
15 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
16 velmelaiketi ve meleklere وَالْمَلَائِكَةِ ملك
17 velkitabi ve kitaba (Kur’an’a) وَالْكِتَابِ كتب
18 ve nnebiyyine ve nebilere/peygamberlere وَالنَّبِيِّينَ نبا
19 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
20 l-male malını الْمَالَ مول
21 ala üzerindedir عَلَىٰ -
22 hubbihi sevgisi حُبِّهِ حبب
23 zevi olanlara ذَوِي -
24 l-kurba yakında الْقُرْبَىٰ قرب
25 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم
26 velmesakine ve açlık sınırında yaşayanlara وَالْمَسَاكِينَ سكن
27 vebne ve oğluna وَابْنَ بني
28 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل
29 ve ssailine ve isteyenlere/talep edenlere وَالسَّائِلِينَ سال
30 ve fi ve وَفِي -
31 r-rikabi boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir) الرِّقَابِ رقب
32 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
33 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
34 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
35 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
36 velmufune ve yerine getirenler وَالْمُوفُونَ وفي
37 biahdihim antlaşmalarını بِعَهْدِهِمْ عهد
38 iza zaman إِذَا -
39 aahedu antlaştıkları عَاهَدُوا عهد
40 ve ssabirine ve sabrederler/metanetli direnirler وَالصَّابِرِينَ صبر
41 fi فِي -
42 l-be'sa'i sefalette/sıkıntıda الْبَأْسَاءِ باس
43 ve dderra'i ve başı darda/bunalımda وَالضَّرَّاءِ ضرر
44 ve hine ve zamanında وَحِينَ حين
45 l-be'si seferberlik الْبَأْسِ باس
46 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
47 ellezine kimseler الَّذِينَ -
48 sadeku doğrular صَدَقُوا صدق
49 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
50 humu onlardır هُمُ -
51 l-muttekune muttakiler الْمُتَّقُونَ وقي

Notlar

Not 1

*Kur'ân'a.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kıble Kavram 14

14 Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Sabır/sabr. Kavram 51

51 Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 277

Arapça Metin (Harekeli)

284|2|277|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

277. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve verdiler zekâtı10; onlaradır ecirleri820 Rablerinin4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Ahmed Samira Çevirisi

277 That those who believed and made/did the correct/righteous deeds, and kept up/performed the prayers, and gave/brought the charity/purification , for them at their Lord (is) their reward/wage , and no fear/fright on them and nor they be sad/grieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman ettiler امَنُوا امن
4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح
6 ve ekamu ve diktiler/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verdiler وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 lehum onlaradır لَهُمْ -
11 ecruhum ecirleri/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر
12 inde indindedir/katındadır عِنْدَ عند
13 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب
14 ve la ve yoktur وَلَا -
15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
17 ve la وَلَا -
18 hum ve onlar هُمْ -
19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

570|4|77|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوٓا۟ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ ٱلنَّاسَ كَخَشْيَةِ ٱللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُوا۟ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا ٱلْقِتَالَ لَوْلَآ أَخَّرْتَنَآ إِلَىٰٓ أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَٰعُ ٱلدُّنْيَا قَلِيلٌ وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ ٱتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Latin Literal

77. E lem tera ilâllezîne kîle lehum kuffû eydiyekum, ve ekîmus salâte ve âtûz zekât(zekâte), fe lemmâ kutibe aleyhimul kıtâlu izâ ferîkun minhum yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeh(haşyeten), ve kâlû rabbenâ lime ketebte aleynâl kıtâl(kıtâle), lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîb(karîbin). Kul metâud dunyâ kalîl(kalîlun), vel âhıratu hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10"; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet53 duyar insanlara; haşyet53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz4! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim137 (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

77 Did you not see to those who were said to them: "Prevent/stop your hands and keep up the prayers, and give the charity." So when the fighting/killing was written/decreed on them, then a group from them fear the people, as God’s fear, or stronger fear, and they said: "Our Lord, for what (did) You write/decree on us the fighting/killing, if only You delayed us to (a) near term/time." Say: "The present world’s enjoyment (is) little, and the end (other life) (is) best to who feared and obeyed, and you do (will) not be caused injustice to/oppressed (as little as) a cleft in a seed ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 kile denildi قِيلَ قول
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 kuffu çekin كُفُّوا كفف
8 eydiyekum ellerinizi أَيْدِيَكُمْ يدي
9 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
13 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
14 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
15 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
16 l-kitalu savaş الْقِتَالُ قتل
17 iza o zaman إِذَا -
18 ferikun bir fırka/bir grup فَرِيقٌ فرق
19 minhum onlardan مِنْهُمْ -
20 yehşevne haşyet duyar/derin saygı duyar يَخْشَوْنَ خشي
21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
22 kehaşyeti haşyet duyar/derin saygı duyar gibi كَخَشْيَةِ خشي
23 llahi Allah'a اللَّهِ -
24 ev ya da أَوْ -
25 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد
26 haşyeten bir haşyet duyma/derin saygı duyma خَشْيَةً خشي
27 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
28 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
29 lime niçin لِمَ -
30 ketebte yazdın كَتَبْتَ كتب
31 aleyna bize عَلَيْنَا -
32 l-kitale savaş الْقِتَالَ قتل
33 levla keşke لَوْلَا -
34 ehhartena tehir etseydin/erteleseydin bizi أَخَّرْتَنَا اخر
35 ila إِلَىٰ -
36 ecelin bir ecele/bir süreye أَجَلٍ اجل
37 karibin yakın قَرِيبٍ قرب
38 kul de ki قُلْ قول
39 metau metası/yararlanması مَتَاعُ متع
40 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
41 kalilun azdır قَلِيلٌ قلل
42 vel'ahiratu ve ahiret وَالْاخِرَةُ اخر
43 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
44 limeni kimse için لِمَنِ -
45 tteka takvalı oldu/sakındı اتَّقَىٰ وقي
46 ve la ve وَلَا -
47 tuzlemune zulmedilmez sizlere تُظْلَمُونَ ظلم
48 fetilen bir fitil/bir sicim (kadar) فَتِيلًا فتل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Bir fitil/bir sicim Kavram 137

137 Evrenimizin en küçük yapıtaşı 1.6x10 -35 metre uzunluğunda, ipliksi, fitil benzeri titreşen bir sicimdir. İpliksi, fitil benzeri yapılardır.Kur'an’da yüce Allah evrendeki en küçük yapının sicim (kıvrılmış-fitil, ‘string’) olduğunu işaret etmektedir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 162

Arapça Metin (Harekeli)

655|4|162|لَّٰكِنِ ٱلرَّٰسِخُونَ فِى ٱلْعِلْمِ مِنْهُمْ وَٱلْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَٱلْمُقِيمِينَ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱلْمُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أُو۟لَٰٓئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Latin Literal

162. Lâkinir râsihûne fîl ilmi minhum vel mu’minûne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike vel mukîmînes salâte vel mu’tûnez zekâte vel mu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Ulâike se nu’tîhim ecran azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Fakat onlardan* ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler27; iman47 ederler sana indirilmişe** ve senden önce indirilmişe***; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; ve iman47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir820.

Ahmed Samira Çevirisi

162 But the affirmed in the knowledge from them, and the believers, they believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and the keeping up (of) the prayers, and the giving the charity , and the believing with God, and the Day the Last/Resurrection Day, those, We will give/bring them a great reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 lakini fakat لَٰكِنِ -
2 r-rasihune kök salanlar الرَّاسِخُونَ رسخ
3 fi فِي -
4 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم
5 minhum onlardan مِنْهُمْ -
6 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
7 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن
8 bima بِمَا -
9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
10 ileyke sana إِلَيْكَ -
11 ve ma ve وَمَا -
12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل
13 min مِنْ -
14 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل
15 velmukimine ve dikenlerdir/ayağa kaldıranlardır وَالْمُقِيمِينَ قوم
16 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
17 velmu'tune ve verenlerdir وَالْمُؤْتُونَ اتي
18 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
19 velmu'minune ve iman edenlerdir وَالْمُؤْمِنُونَ امن
20 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
21 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
22 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
23 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
24 senu'tihim getireceğiz/vereceğiz onlara سَنُؤْتِيهِمْ اتي
25 ecran bir ecir/karşılık أَجْرًا اجر
26 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Kitap ehlinden.**Kur'an'a.***Tevrât ve İncîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

5. Mâide Suresi

Ayet 12

Arapça Metin (Harekeli)

681|5|12|وَلَقَدْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ ٱثْنَىْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ ٱللَّهُ إِنِّى مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَيْتُمُ ٱلزَّكَوٰةَ وَءَامَنتُم بِرُسُلِى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Arapça Metin (Harekesiz)

681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Latin Literal

12. Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Türkçe Çeviri

Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan553.

Ahmed Samira Çevirisi

12 And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise/covenant, and We sent from them twelve heads/chiefs/representatives, and God said: "I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity/purification, and you believed with My messengers and you supported/aided them, and you lent/advanced God a good loan/advance, I will substitute (E) from you your sins/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s/path’s straightness."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ -
2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 misaka bir misak/sözleşme مِيثَاقَ وثق
5 beni oğullarından بَنِي بني
6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -
7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث
8 minhumu onlardan مِنْهُمُ -
9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني
10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر
11 nekiben lider نَقِيبًا نقب
12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول
13 llahu Allah اللَّهُ -
14 inni doğrusu ben إِنِّي -
15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ -
16 lein eğer لَئِنْ -
17 ekamtumu diktiniz/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن
22 birusuli resullerime/elçilerime بِرُسُلِي رسل
23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر
24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض
25 llahe Allah'a اللَّهَ -
26 kardan bir borç قَرْضًا قرض
27 hasenen güzel حَسَنًا حسن
28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر
29 ankum sizlerden عَنْكُمْ -
30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا
31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل
32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن
33 tecri akar تَجْرِي جري
34 min مِنْ -
35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت
36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر
37 femen öyle ki kim فَمَنْ -
38 kefera kâfirlik etti/gerçeği örttü كَفَرَ كفر
39 bea'de sonra بَعْدَ بعد
40 zalike bundan ذَٰلِكَ -
41 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
43 delle dalalet içinde oldu/saptı ضَلَّ ضلل
44 seva'e düz سَوَاءَ سوي
45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Mîsâk Kavram 281

281 Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

Dümdüz yol. Kavram 553

553 Yüce Allah'ın biricik yolu. Tek tanrıcıların yolu. İslam yolu. Sadece Kur'an. Sadece kutsal kitaplar.

5. Mâide Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

724|5|55|إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُمْ رَٰكِعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

Latin Literal

55. İnnemâ veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîne âmenullezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum râkıûn(râkıûne).

Türkçe Çeviri

Veliniz28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür418 O'nun; ve iman47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar rükû11 edenlerdir.

Ahmed Samira Çevirisi

55 But your guardian/patron/ally (is) God, and His messenger; and those who believed they keep up the prayers, and they give the charity , and they are bowing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak إِنَّمَا -
2 veliyyukumu sizin veliniz وَلِيُّكُمُ ولي
3 llahu Allah'tır اللَّهُ -
4 ve rasuluhu ve resulüdür/elçisidir onun وَرَسُولُهُ رسل
5 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
6 amenu İman etmiş امَنُوا امن
7 ellezine kimseler الَّذِينَ -
8 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
9 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
10 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
11 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
12 ve hum ve onlar وَهُمْ -
13 rakiune rükû edenlerdir رَاكِعُونَ ركع

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

insanın rükûsu Kavram 11

11 Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

7. A'râf Suresi

Ayet 156

Arapça Metin (Harekeli)

1110|7|156|وَٱكْتُبْ لَنَا فِى هَٰذِهِ ٱلدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ إِنَّا هُدْنَآ إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِىٓ أُصِيبُ بِهِۦ مَنْ أَشَآءُ وَرَحْمَتِى وَسِعَتْ كُلَّ شَىْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلَّذِينَ هُم بِـَٔايَٰتِنَا يُؤْمِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1110|7|156|واكتب لنا في هذه الدنيا حسنه وفي الاخره انا هدنا اليك قال عذابي اصيب به من اشا ورحمتي وسعت كل شي فساكتبها للذين يتقون ويوتون الزكوه والذين هم بايتنا يومنون

Latin Literal

156. Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhıreti innâ hudnâ ileyk(ileyke), kâle azâbî usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’(şey’in), fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn(yu’minûne).

Türkçe Çeviri

Ve yaz bizlere bu dünyada bir iyilik/güzellik ve ahirette (de); doğrusu bizler kılavuzlandık sana; dedi (Allah) : "Azabım (ki) isabet ettiririm onu dilediğim kimseye; ve rahmetim271 (ki) kuşattı her bir şeyi; öyle ki yazarım onu kimselere (ki) takvalı21 olurlar; ve verirler zekâtı10; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimize iman47 ederler.

Ahmed Samira Çevirisi

156 And decree for us in this the present world goodness and in the end (other life), we have, we repented/guided to You. He said: "My torture, I strike/mark who I will/want with it, and My mercy extended/enriches every thing, so I will decree to those who fear and obey, and give/bring the charity/purification and those who, they are with Our verses/evidences believing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vektub ve yaz وَاكْتُبْ كتب
2 lena bizlere لَنَا -
3 fi فِي -
4 hazihi bu هَٰذِهِ -
5 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
6 haseneten bir iyilik/güzellik حَسَنَةً حسن
7 ve fi ve وَفِي -
8 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
9 inna doğrusu bizler إِنَّا -
10 hudna kılavuzlandık هُدْنَا هود
11 ileyke sana إِلَيْكَ -
12 kale dedi (Allah) قَالَ قول
13 azabi azabım عَذَابِي عذب
14 usibu isabet ettiririm أُصِيبُ صوب
15 bihi onu بِهِ -
16 men kimseye مَنْ -
17 eşa'u dilediğim أَشَاءُ شيا
18 verahmeti ve rahmetim وَرَحْمَتِي رحم
19 vesiat kuşatmıştır وَسِعَتْ وسع
20 kulle her كُلَّ كلل
21 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا
22 feseektubuha öyle ki yazarım onu فَسَأَكْتُبُهَا كتب
23 lillezine kimselere لِلَّذِينَ -
24 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي
25 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
26 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
27 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ -
28 hum onlar هُمْ -
29 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي
30 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

1240|9|5|فَإِذَا ٱنسَلَخَ ٱلْأَشْهُرُ ٱلْحُرُمُ فَٱقْتُلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَٱحْصُرُوهُمْ وَٱقْعُدُوا۟ لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَخَلُّوا۟ سَبِيلَهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Latin Literal

5. Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle marsad (marsadin), fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar34; öyleyse katledin35 müşrikleri36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı5; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

5 So if the months the forbidden/sacred ended/passed , so fight/kill the sharers/takers of partners (with God) where/when you found them, and take/punish them and restrict/confine them and remain/be concerned and prepared/beset for them (in) every lookout/observatory , so if they repented, and kept up the prayers and gave/brought the charity/ purification , so free their way/path , that God (is) forgiving, merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feiza öyle ki o zaman فَإِذَا -
2 nseleha sonlandığında انْسَلَخَ سلخ
3 l-eşhuru aylar الْأَشْهُرُ شهر
4 l-hurumu haram الْحُرُمُ حرم
5 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل
6 l-muşrikine müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك
7 haysu her nerede حَيْثُ حيث
8 vecedtumuhum buldunuz onları وَجَدْتُمُوهُمْ وجد
9 ve huzuhum ve tutun/alın وَخُذُوهُمْ اخذ
10 vehsuruhum ve kuşatın/sınırlayın onları وَاحْصُرُوهُمْ حصر
11 vek'udu ve oturup bekleyin وَاقْعُدُوا قعد
12 lehum onları لَهُمْ -
13 kulle her bir كُلَّ كلل
14 mersadin rasat yerinde/gözlem yerinde مَرْصَدٍ رصد
15 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
16 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب
17 ve ekamu ve diktilerse/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم
18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
19 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي
20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
21 fehallu öyle ki serbest bırakın فَخَلُّوا خلو
22 sebilehum yollarını onların سَبِيلَهُمْ سبل
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 llahe Allah اللَّهَ -
25 gafurun gafûrdur غَفُورٌ غفر
26 rahimun rahîmdir. رَحِيمٌ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

9. Tevbe Suresi

Ayet 11

Arapça Metin (Harekeli)

1246|9|11|فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَإِخْوَٰنُكُمْ فِى ٱلدِّينِ وَنُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1246|9|11|فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فاخونكم في الدين ونفصل الايت لقوم يعلمون

Latin Literal

11. Fe in tâbû ve ekâmus salâte ve âtuz zekâte fe ıhvânukum fîd dîn (dîni), ve nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı154; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki kardeşlerdir753 sizlere dinde*; ve detaylı açıklarız ayetleri454; bilir bir kavim/toplum için.

Ahmed Samira Çevirisi

11 So if they repented and kept up the prayers and gave/brought the charity/purification , so (they are) your brothers in the religion, and We detail/explain the verses/evidences to a nation knowing.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
2 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب
3 ve ekamu ve diktilerse/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم
4 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
5 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي
6 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
7 feihvanukum öyle ki kardeşlerdir sizlere فَإِخْوَانُكُمْ اخو
8 fi فِي -
9 d-dini dinde الدِّينِ دين
10 ve nufessilu ve detaylı açıklarız وَنُفَصِّلُ فصل
11 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي
12 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم
13 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*İslam'da. Sadece kutsal kitaplar, sadece Kur'an diyen dinde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Savaş esirlerinin salâtı Kavram 154

154 Toplumunu yöneldiği, takip ettiği amaç ve hedeflere salât etme. Salâtlarını bilmiş olan göçmen kuşlar gibi toplumla aynı istikamete doğru uçma.

Ayetler Kavram 454

454 Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Din kardeşliği. Kavram 753

753 Biyolojik kardeşlikten mutlak olarak farklı bir kavramdır. Yüce Allah aileye dahil edilen yetimleri kardeşler olarak nitelemekte ve bu kimselerle nikâhlanmayı yasaklamaktadır. Yetim aileye karışmışsa o yetim ailenin kardeşi olur. Ancak Yüce Allah bazı ayetlerde din kardeşliğine vurgu yapmaktadır. Bu da mutlak ki bizlerin ayetleri takip edebilmemiz için işaretlerdir. Din kardeşliği din konusunda kardeş olmak, aile olmaktır.

9. Tevbe Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

1253|9|18|إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا ٱللَّهَ فَعَسَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ أَن يَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Latin Literal

18. İnnemâ ya’muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedîn(muhtedîne).

Türkçe Çeviri

Ancak ki imar755 eder Allah'ın mescitlerini16 kimse (ki) iman47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve asla haşyet53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden176.

Ahmed Samira Çevirisi

18 But (those who) tend to/visit God’s mosques/places of worshipping God (are) who believed by God and the Day the Last/Resurrection Day, and kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and did not fear except God, so maybe/perhaps that those they be from the guided.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 innema ancak ki إِنَّمَا -
2 yea'muru imar eder يَعْمُرُ عمر
3 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد
4 llahi Allah'ın اللَّهِ -
5 men kimse (ki) مَنْ -
6 amene iman etti امَنَ امن
7 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
8 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
9 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
10 ve ekame ve dikti/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم
11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
12 ve ata ve verdi وَاتَى اتي
13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
14 velem ve asla وَلَمْ -
15 yehşe haşyet/çekince hissetmez يَخْشَ خشي
16 illa dışında إِلَّا -
17 llahe Allah'ın (birine) اللَّهَ -
18 feasa öyle ki belki فَعَسَىٰ عسي
19 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ -
20 en ki أَنْ -
21 yekunu olurlar يَكُونُوا كون
22 mine مِنَ -
23 l-muhtedine doğru yola kılavuzlananlardan الْمُهْتَدِينَ هدي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mescit Kavram 16

16 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Muhted Kavram 176

176 Doğru yola kılavuzlu, hidayetli, dosdoğru yol olan sıratel müstakim üzerinde olanlar. Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'a yani sadece Kur'an'a tabi olanlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar edebilir. Müşrikler ancak iblisin, şeytânların mescitlerini imar ederler. Kavram 755

755 Yüce Allah'ın gerçek mescitlerini ancak tek tanrıcılar imar ederler. Müşrikler de kendi uyduruk dinlerine göre mescitler imar ederler. Ancak imar ettikleri şeyler Allah'ın mescitleri asla değildir. İblisin, şeytanların mescitleridir. 9:17 ayetinde müşriklerin kendi nefislerindeki küfre/kâfirliğe göre mescitler imar ettikleri bildirilir. Müşriklerin mescitleri kâfirliklerini yansıtır. Mezheplere ait olan tüm mescitler şeytânların mescitleridir. Sadece Kur'an diyen kimseler online platformlarda ya da fiziksel olarak Allah'ın mescitlerini imar etmelidir. Sadece Kur'an diyen kimseler mezheplere ait olan camilere, mescitlere asla girmemelidir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

1306|9|71|وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Latin Literal

71. Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar*; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir37; bir Hakîmdir9.

Ahmed Samira Çevirisi

71 And the believers (M) and believers (F) some of them (are) guardians/allies (to) some, they order/command with the kindness/generosity , and they forbid/prevent from the defiance of God and His orders/obscenity ,and they keep up the prayers, and they give the charity/purification and they obey God and His messenger, those, God will have mercy upon them, that God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmu'minune ve mümin erkekler وَالْمُؤْمِنُونَ امن
2 velmu'minatu ve mümin kadınlar وَالْمُؤْمِنَاتُ امن
3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض
4 evliya'u velileridir أَوْلِيَاءُ ولي
5 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض
6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر
7 bil-mea'rufi evrensel kabulleri/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف
8 ve yenhevne ve engellerler وَيَنْهَوْنَ نهي
9 ani عَنِ -
10 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
11 ve yukimune ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم
12 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
13 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
14 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
15 ve yutiune ve itaat ederler وَيُطِيعُونَ طوع
16 llahe Allah'a اللَّهَ -
17 ve rasulehu ve O’nun resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
19 seyerhamuhumu rahmet edecektir onlara سَيَرْحَمُهُمُ رحم
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 inne doğrusu إِنَّ -
22 llahe Allah اللَّهَ -
23 azizun azîzdir عَزِيزٌ عزز
24 hakimun hakîmdir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*9:67 ayetinde münâfık erkekler ve münâfık kadınların özelliği bildirilmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

19. Meryem Suresi

Ayet 31

Arapça Metin (Harekeli)

2279|19|31|وَجَعَلَنِى مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَٰنِى بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمْتُ حَيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2279|19|31|وجعلني مباركا اين ما كنت واوصني بالصلوه والزكوه ما دمت حيا

Latin Literal

31. Ve cealenî mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen).

Türkçe Çeviri

Ve yaptı (Allah) beni (İsa) bir mübarek/bereketlendirilmiş, her nerede olduysam; ve vasiyet etti bana salâtı5 ve zekâtı10; daim olduğum (sürece) hayatta.

Ahmed Samira Çevirisi

31 And He made me blessed, wherever I was/am, and He directed/commanded me with the prayers and the charity/purification as long as I continued/lasted alive.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealeni ve yaptı (Allah) beni (İsa) وَجَعَلَنِي جعل
2 mubaraken bir bereketlendirilmiş مُبَارَكًا برك
3 eyne her nerede أَيْنَ -
4 ma مَا -
5 kuntu olduğum كُنْتُ كون
6 ve evsani ve vasiyet etti bana وَأَوْصَانِي وصي
7 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو
8 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو
9 ma مَا -
10 dumtu daim olduğum دُمْتُ دوم
11 hayyen hayatta حَيًّا حيي

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

19. Meryem Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

2303|19|55|وَكَانَ يَأْمُرُ أَهْلَهُۥ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِۦ مَرْضِيًّا

Arapça Metin (Harekesiz)

2303|19|55|وكان يامر اهله بالصلوه والزكوه وكان عند ربه مرضيا

Latin Literal

55. Ve kâne ye’muru ehlehu bis salâti vez zekâti ve kâne inde rabbihî mardıyyâ(mardıyyen).

Türkçe Çeviri

Ve oldu (İsmail); emreder ahalisine/halkına salâtı5 ve zekâtı10; ve oldu (İsmail) Rabbi4 indinde/katında razı olunan.

Ahmed Samira Çevirisi

55 And (he) was ordering/commanding his family/people with the prayers and the charity/purification, and (he) was at his Lord accepted/approved.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون
2 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر
3 ehlehu ahalisine/halkına أَهْلَهُ اهل
4 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو
5 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو
6 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون
7 inde indinde/katında عِنْدَ عند
8 rabbihi Rabbi رَبِّهِ ربب
9 merdiyyen razı olunan مَرْضِيًّا رضو

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

21. Enbiyâ Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

2554|21|73|وَجَعَلْنَٰهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِمْ فِعْلَ ٱلْخَيْرَٰتِ وَإِقَامَ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءَ ٱلزَّكَوٰةِ وَكَانُوا۟ لَنَا عَٰبِدِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Latin Literal

73. Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne).

Türkçe Çeviri

Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame572 edenler salâtı5; ve verenler zekâtı10; ve oldular bize kulluk46 edenler.

Ahmed Samira Çevirisi

73 And We made them leaders/examples guiding with Our order/command, and We inspired/transmitted to them making/doing the goodnesses , and keeping up the prayers, and giving/bringing the charity/purification , and they were to Us worshipping.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل
2 eimmeten emirler/liderler أَئِمَّةً امم
3 yehdune doğru yola kılavuzlarlar يَهْدُونَ هدي
4 biemrina emrimizle بِأَمْرِنَا امر
5 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي
6 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ -
7 fia'le faaliyet yapmayı فِعْلَ فعل
8 l-hayrati hayırlar/iyilikler الْخَيْرَاتِ خير
9 ve ikame ve ikame edenler/dikenler/ayağa kaldıranlar وَإِقَامَ قوم
10 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
11 ve ita'e ve verenler وَإِيتَاءَ اتي
12 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو
13 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون
14 lena bize لَنَا -
15 aabidine kulluk edenler عَابِدِينَ عبد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Vahiy, vahy etmek. Kavram 603

603 Yüce Allah'ın bir resûl/elçi göndererek ya da ilham ettirerek ya da bir perde arkasından kullarından dilediğine ilettiği her türlü mesajdır. Bu mesaj illa ki tüm insanları ilgilendiren ayetler olmaz. Örneğin resûl Musa'nın annesine Yüce Allah oğlunun durumu hakkında vahy etmiştir; mesaj iletmiştir. Kutsal kitapların ayetleri de aynı şekilde vahy edilir. Ancak bunlar Yüce Allah'ın tüm insanlara rahmetinden gönderdiği kurtuluş reçetesi olduğu için kitaplaşması sağlanmıştır. Bizleri ilgilendiren, ahiret evreninde sınava tabi tutulacağımız vahiy işte bu kutsal kitaplardır. Sadece kutsal kitaplar. Şu an elimizde şerefli Kur'an var. Bu şerefli Kur'an'a tabi olduğumuzda mutlak ki Yüce Allah'ın vahyine tabi olmuş oluruz.

22. Hac Suresi

Ayet 41

Arapça Metin (Harekeli)

2634|22|41|ٱلَّذِينَ إِن مَّكَّنَّٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ أَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَمَرُوا۟ بِٱلْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا۟ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَٰقِبَةُ ٱلْأُمُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Latin Literal

41. Ellezîne in mekkennâhum fîl ardı ekâmûs salâte ve âtevuz zekâte ve emerû bil ma’rûfi ve nehev anil munker(munkeri), ve lillâhi âkıbetul umûr(umûri).

Türkçe Çeviri

Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame572 ederlerdi salâtı5; ve verirlerdi zekâtı10; ve emrederlerdi marufla291; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri82; ve Allah'adır akıbeti892 emirlerin/işlerin.

Ahmed Samira Çevirisi

41 Those who if We highly positioned/strengthened them in the land/Earth , they stood/kept up the prayers, and gave/brought the charity/purification , and they ordered/commanded with the kindness/known , and they forbid/prevented from the defiance of God and His orders/obscenity , and to God (are) the matters’/affairs’ end/turn (result).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 in eğer إِنْ -
3 mekkennahum güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek onları مَكَّنَّاهُمْ مكن
4 fi فِي -
5 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
6 ekamu dikerlerdi/ayağa kaldırırlardı أَقَامُوا قوم
7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
8 ve atevu ve verirlerdi وَاتَوُا اتي
9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
10 ve emeru ve emrederlerdi وَأَمَرُوا امر
11 bil-mea'rufi evrensel kabullerle/normlarla بِالْمَعْرُوفِ عرف
12 ve nehev ve engellerlerdi /yasaklarlardı وَنَهَوْا نهي
13 ani عَنِ -
14 l-munkeri iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر
15 velillahi ve Allah'adır وَلِلَّهِ -
16 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب
17 l-umuri emirlerin/işlerin الْأُمُورِ امر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Münker Kavram 82

82 İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Akıbet, akıbet. Kavram 892

892 Bir iş veya durumun sonu veya sonucu; serencam.

22. Hac Suresi

Ayet 78

Arapça Metin (Harekeli)

2671|22|78|وَجَٰهِدُوا۟ فِى ٱللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِۦ هُوَ ٱجْتَبَىٰكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِى ٱلدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَٰهِيمَ هُوَ سَمَّىٰكُمُ ٱلْمُسْلِمِينَ مِن قَبْلُ وَفِى هَٰذَا لِيَكُونَ ٱلرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا۟ شُهَدَآءَ عَلَى ٱلنَّاسِ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱعْتَصِمُوا۟ بِٱللَّهِ هُوَ مَوْلَىٰكُمْ فَنِعْمَ ٱلْمَوْلَىٰ وَنِعْمَ ٱلنَّصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

2671|22|78|وجهدوا في الله حق جهاده هو اجتبيكم وما جعل عليكم في الدين من حرج مله ابيكم ابرهيم هو سميكم المسلمين من قبل وفي هذا ليكون الرسول شهيدا عليكم وتكونوا شهدا علي الناس فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واعتصموا بالله هو موليكم فنعم المولي ونعم النصير

Latin Literal

78. Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).

Türkçe Çeviri

Ve mücadele edin Allah uğrunda, gerçek/hak mücadelesi (-yle) O'nun*; O** (ki) seçti sizleri; ve yapmış değildir üzerinize dinde122 hiçbir güçlük/zorluk; babanız İbrâhîm'in inanç öğretisidir; O** (ki) önceden isimlendirdi sizleri müslim45 (olarak); ve bunda, olması içindir resûlün418 üzerinize bir tanık/bir şahit; ve olmanız içindir sizlerin tanıklar/şahitler insanlar üzerine; öyleyse ikame572 edin salâtı5 ve verin zekâtı10; ve sarılın Allah'a; O'dur*** mevlânız68; öyle ki bir muhteşem Mevlâ'dır68; ve bir muhteşem Nasîr'dir69.

Ahmed Samira Çevirisi

78 And struggle/do (your) utmost His deserved/true struggle , He chose/purified you, and He did not make/put on you in the religion from strain/hardship , your father Abraham’s religion/faith, He named/identified you the Moslems/submitters/surrenderers from before, and in this the Messenger to be a witness/present on you, and you be witnessing/testifying/witnesses/testifiers on the people, so stand/keep up the prayers, and give/bring the charity/ purification , and hold fast/take shelter with/by God, He is your master/ally , so blessed/praised (is) the master/ally , and blessed/praised (is) the victorior/savior . 236

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cahidu ve mücadele edin وَجَاهِدُوا جهد
2 fi uğrunda فِي -
3 llahi Allah اللَّهِ -
4 hakka gerçek/hak حَقَّ حقق
5 cihadihi mücadelesi (-yle) onun جِهَادِهِ جهد
6 huve O هُوَ -
7 ctebakum seçti sizi اجْتَبَاكُمْ جبي
8 ve ma ve değildir وَمَا -
9 ceale yapmış جَعَلَ جعل
10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
11 fi فِي -
12 d-dini dinde الدِّينِ دين
13 min hiç bir مِنْ -
14 haracin güçlük/zorluk حَرَجٍ حرج
15 millete inanç öğretisi مِلَّةَ ملل
16 ebikum babanız أَبِيكُمْ ابو
17 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
18 huve O هُوَ -
19 semmakumu isimlendirdi sizi سَمَّاكُمُ سمو
20 l-muslimine Müslümanlar الْمُسْلِمِينَ سلم
21 min مِنْ -
22 kablu önceden قَبْلُ قبل
23 ve fi ve وَفِي -
24 haza bunda هَٰذَا -
25 liyekune olması için لِيَكُونَ كون
26 r-rasulu resûlün/elçinin الرَّسُولُ رسل
27 şehiden şahid/tanık شَهِيدًا شهد
28 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
29 ve tekunu ve olmanız için sizin وَتَكُونُوا كون
30 şuheda'e şahitler/tanıklar شُهَدَاءَ شهد
31 ala üzerine عَلَى -
32 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس
33 feekimu öyle ki dikin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
34 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
35 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
36 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
37 vea'tesimu ve sarılın وَاعْتَصِمُوا عصم
38 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
39 huve O'dur هُوَ -
40 mevlakum mevlânız/sahibiniz مَوْلَاكُمْ ولي
41 fenia'me öyle ki bir muhteşem فَنِعْمَ نعم
42 l-mevla mevlâ/sahip الْمَوْلَىٰ ولي
43 ve nia'me ve bir muhteşem وَنِعْمَ نعم
44 n-nesiru yardımcı النَّصِيرُ نصر

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Allah.***Allah'tır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Müslim Kavram 45

45 Müslümanlar. Yüce Allah'ın gerçek dini olan biricik İslam dinine (sadece/saf Kur'an'a) teslim olmuş olanlar. İslam: İnsan bilincinin Yüce Allah'la arşta/hiperuzayda yapmış olduğu antlaşmaya/sözleşmeye/misaka/bağlaşmaya teslimiyeti/uyumu. Kur'an bu antlaşmayı insanlara hatırlatır. Kur'an alemler için bir zikirdir/hatırlatmadır. Sadece Kur'an gerçek İslam dinidir.

Mevlâ Kavram 68

68 Sahip

Nasîr Kavram 69

69 Yardımcı, destekçi, arka çıkan, imdada koşan.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

Resûl Kavram 418

418 Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

24. Nûr Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

2826|24|37|رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَٰرَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ ٱللَّهِ وَإِقَامِ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءِ ٱلزَّكَوٰةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ ٱلْقُلُوبُ وَٱلْأَبْصَٰرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

2826|24|37|رجال لا تلهيهم تجره ولا بيع عن ذكر الله واقام الصلوه وايتا الزكوه يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والابصر

Latin Literal

37. Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).

Türkçe Çeviri

Adamlar (ki); oyalamaz onları ticaret; ve de alışveriş; zikrinden Allah'ın; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; korkarlar bir günden; ters döner onda kalpler; ve gözler.

Ahmed Samira Çevirisi

37 Men commercial trade and nor selling/trading does not distract/divert them from247mentioning/remembering God, and keeping up the prayers and giving/bringing the charity/purification , they fear a day/time the hearts/minds and the eye sight/knowledge turns around in it.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ricalun adamlar (ki) رِجَالٌ رجل
2 la لَا -
3 tulhihim oyalamaz onları تُلْهِيهِمْ لهو
4 ticaratun ticaret تِجَارَةٌ تجر
5 ve la ve de وَلَا -
6 bey'un alışveriş بَيْعٌ بيع
7 an -den عَنْ -
8 zikri zikrinden ذِكْرِ ذكر
9 llahi Allah'ın اللَّهِ -
10 ve ikami ve ikame edenler/dikenler/ayağa kaldıranlar وَإِقَامِ قوم
11 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو
12 ve ita'i ve verenler وَإِيتَاءِ اتي
13 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو
14 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف
15 yevmen bir günden يَوْمًا يوم
16 tetekallebu ters döner تَتَقَلَّبُ قلب
17 fihi onda فِيهِ -
18 l-kulubu kalpler الْقُلُوبُ قلب
19 vel'ebsaru ve gözler وَالْأَبْصَارُ بصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

24. Nûr Suresi

Ayet 56

Arapça Metin (Harekeli)

2845|24|56|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2845|24|56|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الرسول لعلكم ترحمون

Latin Literal

56. Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve atîûr resûle leallekum turhamûn(turhamûne).

Türkçe Çeviri

Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin resûle76; belki sizler merhamet829 edilirsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

56 And keep up the prayers, and give/bring the charity/purification , and obey the messenger, maybe/perhaps you attain mercy.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
5 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
6 r-rasule resule/elçiye الرَّسُولَ رسل
7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ -
8 turhamune merhamet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

27. Neml Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

3160|27|3|ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3160|27|3|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Latin Literal

3. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkınûn(yûkınûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

3 Those who keep up the prayers and give/bring the charity/purification , and they are with the end (other life), they are sure/certain.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
6 ve hum ve onlar وَهُمْ -
7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
8 hum onlar هُمْ -
9 yukinune kesinleşirler/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

31. Lokman Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

3471|31|4|ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

3471|31|4|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Latin Literal

4. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkinûn(yûkinûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler; ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Ahmed Samira Çevirisi

4 Those who keep up/start the prayers and give/bring the charity/purification , and they are with the end (other life) they are sure/certain.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yukimune dikerler/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم
3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي
5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
6 ve hum ve onlar وَهُمْ -
7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر
8 hum onlar هُمْ -
9 yukinune kesinleşirler/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 33

Arapça Metin (Harekeli)

3564|33|33|وَقَرْنَ فِى بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ ٱلْجَٰهِلِيَّةِ ٱلْأُولَىٰ وَأَقِمْنَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتِينَ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِعْنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ ٱلرِّجْسَ أَهْلَ ٱلْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3564|33|33|وقرن في بيوتكن ولا تبرجن تبرج الجهليه الاولي واقمن الصلوه واتين الزكوه واطعن الله ورسوله انما يريد الله ليذهب عنكم الرجس اهل البيت ويطهركم تطهيرا

Latin Literal

33. Ve karne fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberrucel câhiliyyetil ûlâ ve ekımnes salâte ve âtînez zekâte ve atı’nallâhe ve resûleh(resûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirekum tathîrâ(tathîran).

Türkçe Çeviri

Ve vakarlı olun/oturaklı olun* evlerinizde; ve cazibe sergilemeyin* ilk cahiliye cazibe sergilemesi (gibi); ve ikame edin* salâtı5; ve verin* zekâtı10; ve itaat edin76* Allah'a ve resûlüne700; ancak arzu eder Allah gidermek sizlerden pisliği; beyt/ev32 ahalisi! Ve temizler sizleri bir temizlik (-le).

Ahmed Samira Çevirisi

33 And join/dwell/be respected in your houses/homes, and do not show your beauty/decoration, the first pre-Islamic paganism’s/ignorance’s showing off (of) beauty/decoration, and stand/keep up (F) the prayers, and give/bring the charity/purification, and obey God and His messenger, truly God wants to eliminate/wipe off from you the filth/torture, people (of) the House/Home, and He purifies you purification .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve karne ve vakarlı olun/oturaklı olun (Nebinin kadınları) وَقَرْنَ قرر
2 fi فِي -
3 buyutikunne evlerinizde بُيُوتِكُنَّ بيت
4 ve la ve وَلَا -
5 teberracne cazibe sergilemeyin (Nebinin kadınları) تَبَرَّجْنَ برج
6 teberruce cazibe sergilemesi تَبَرُّجَ برج
7 l-cahiliyyeti cahiliye الْجَاهِلِيَّةِ جهل
8 l-ula önceki الْأُولَىٰ اول
9 ve ekimne ve dikin/ayakta tutun (Nebinin kadınları) وَأَقِمْنَ قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 ve atine ve verin (Nebinin kadınları) وَاتِينَ اتي
12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
13 ve etia'ne ve itaat edin (Nebinin kadınları) وَأَطِعْنَ طوع
14 llahe Allah'a اللَّهَ -
15 ve rasulehu ve resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
16 innema ancak إِنَّمَا -
17 yuridu arzu eder يُرِيدُ رود
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 liyuzhibe gidermek için لِيُذْهِبَ ذهب
20 ankumu sizlerden عَنْكُمُ -
21 r-ricse pisliği الرِّجْسَ رجس
22 ehle ahalisi أَهْلَ اهل
23 l-beyti beyt/ev الْبَيْتِ بيت
24 ve yutahhirakum ve temizler sizleri وَيُطَهِّرَكُمْ طهر
25 tethiran bir temizlik (-le) تَطْهِيرًا طهر

Notlar

Not 1

*Nebinin kadınları.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Beyt/ev Kavram 32

32 Topluma ait olan, dini öğretilerin takip edildiği ev, mekân. Kur'an'ın okunup öğrenildiği topluma ait mekân.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

35. Fâtır Suresi

Ayet 18

Arapça Metin (Harekeli)

3676|35|18|وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ وَإِن تَدْعُ مُثْقَلَةٌ إِلَىٰ حِمْلِهَا لَا يُحْمَلْ مِنْهُ شَىْءٌ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰٓ إِنَّمَا تُنذِرُ ٱلَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِٱلْغَيْبِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَمَن تَزَكَّىٰ فَإِنَّمَا يَتَزَكَّىٰ لِنَفْسِهِۦ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

3676|35|18|ولا تزر وازره وزر اخري وان تدع مثقله الي حملها لا يحمل منه شي ولو كان ذا قربي انما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب واقاموا الصلوه ومن تزكي فانما يتزكي لنفسه والي الله المصير

Latin Literal

18. Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Ve üstlenmez/yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve eğer çağırsa bir ağır yük yüklenen, yüklenmeye onu (yükü); yüklenmez (çağrılan) ondan (yükten) bir şey; kaldı ki olsa (bile) yakınlık sahibi; ancak uyarırsın kimseleri; haşyet53 duyarlar Rablerinden4 gaybla62*; ve ikame572 ederler salâtı5; ve kim zekâtlanırsa10 (verirse zekâtı) ; öyle ki ancak zekâtlanmış10 olur (vermiş olur zekâtı) kendi nefsin için; ve Allah'a doğrudur dönüş yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

18 And no sinner/loader/burdener (F) (self) carries/bears/sins (F) another’s sin/load/burden , and if she/it calls (a) burdened/loaded (F) (self) to (remove) her/its weight/load , nothing from it (will) be carried/lifted a thing, and even if it was/is (to) of relations , truly/indeed you warn/give notice (to) those who fear their Lord with the unseen/hidden and they kept up the prayers, and who purifies , so but he purifies to/for him self, and to God (is) the end/destination.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 teziru üstlenmez/yüklenmez تَزِرُ وزر
3 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر
4 vizra yükünü وِزْرَ وزر
5 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر
6 ve in ve eğer وَإِنْ -
7 ted'u çağırsa تَدْعُ دعو
8 muskaletun bir ağır yük yüklenen مُثْقَلَةٌ ثقل
9 ila إِلَىٰ -
10 himliha yüklenmeye onu (yükü) حِمْلِهَا حمل
11 la لَا -
12 yuhmel yüklenmez يُحْمَلْ حمل
13 minhu ondan (yükten) مِنْهُ -
14 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا
15 velev kaldı ki (bile) وَلَوْ -
16 kane olsa كَانَ كون
17 za sahibi ذَا -
18 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب
19 innema ancak إِنَّمَا -
20 tunziru uyarırsın تُنْذِرُ نذر
21 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
22 yehşevne haşyet duyarlar/korkarlar يَخْشَوْنَ خشي
23 rabbehum Rablerinden رَبَّهُمْ ربب
24 bil-gaybi gaybla/görünmezle/bilinmezle (gözleriyle görmedikleri halde) بِالْغَيْبِ غيب
25 ve ekamu ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَأَقَامُوا قوم
26 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
27 ve men ve kim وَمَنْ -
28 tezekka zekâtlanırsa/arınırsa (verirse zekâtı) تَزَكَّىٰ زكو
29 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا -
30 yetezekka zekâtlanmış/arınmış olur (vermiş olur zekâtı) يَتَزَكَّىٰ زكو
31 linefsihi kendi nefsin için لِنَفْسِهِ نفس
32 ve ila ve وَإِلَى -
33 llahi Allah'a doğrudur اللَّهِ -
34 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير

Notlar

Not 1

*Gözleriyle görmedikleri halde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Gayb Kavram 62

62 Bilinmeyen, görünmeyen, gizli, saklı.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

58. Mücâdele Suresi

Ayet 13

Arapça Metin (Harekeli)

5115|58|13|ءَأَشْفَقْتُمْ أَن تُقَدِّمُوا۟ بَيْنَ يَدَىْ نَجْوَىٰكُمْ صَدَقَٰتٍ فَإِذْ لَمْ تَفْعَلُوا۟ وَتَابَ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱللَّهُ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Latin Literal

13. E eşfaktum en tukaddimû beyne yedey necvâkum sadekât(sadekâtin), fe iz lem tef’alû ve tâballâhu aleykum, fe ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve etîûllâhe ve resûleh(resûlehu), vallâhu habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar95; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne76; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Ahmed Samira Çevirisi

13 Have you (been) cautious/guarding against that (E) you advance/present between your confidential talk’s/secret conversation’s hand, charities, so if you do not make/do , and God forgave on you, so keep up the prayers, and give/bring the charity/ purification , and obey God and His messenger, and God (is) expert/experienced with what you make/do .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 eeşfektum tasalandınız mı أَأَشْفَقْتُمْ شفق
2 en ki أَنْ -
3 tukaddimu takdim edersiniz تُقَدِّمُوا قدم
4 beyne arasında بَيْنَ بين
5 yedey eliniz يَدَيْ يدي
6 necvakum gizli konuşmanızda نَجْوَاكُمْ نجو
7 sadekatin sadakalar/harçlar صَدَقَاتٍ صدق
8 feiz öyle ki o zaman فَإِذْ -
9 lem asla لَمْ -
10 tef'alu faaliyete geçemezsiniz تَفْعَلُوا فعل
11 ve tabe ve tevbe etti/döndü/bağışladı وَتَابَ توب
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
14 feekimu öyle ki dikin/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم
15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
16 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
17 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
18 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع
19 llahe Allah'a اللَّهَ -
20 ve rasulehu ve resulüne/elçisine وَرَسُولَهُ رسل
21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
22 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر
23 bima بِمَا -
24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Resule itaat Kavram 76

76 Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

73. Müzzemmil Suresi

Ayet 20

Arapça Metin (Harekeli)

5493|73|20|إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِن ثُلُثَىِ ٱلَّيْلِ وَنِصْفَهُۥ وَثُلُثَهُۥ وَطَآئِفَةٌ مِّنَ ٱلَّذِينَ مَعَكَ وَٱللَّهُ يُقَدِّرُ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنَ ٱلْقُرْءَانِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَىٰ وَءَاخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى ٱلْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ ٱللَّهِ وَءَاخَرُونَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَٱقْرَءُوا۟ مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَقْرِضُوا۟ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَٱسْتَغْفِرُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌۢ

Arapça Metin (Harekesiz)

5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Latin Literal

20. İnne rabbeke ya’lemu enneke tekûmu ednâ min suluseyil leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne meak(meake), vallâhu yukaddirul leyle ven nehâr(nehâre), alime en len tuhsûhu fe tâbe aleykum, fakreû mâ teyessere minel kur’ân(kur’ânî), alime en seyekûnu minkum merdâ ve âharûne yadribûne fîl’ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne yukâtilûne fî sebîlillâhi fakreû mâ teyessere minhu ve ekîmus salâte ve âtûz zekâte ve akridullâhe kardan hasenâ(hasenen), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhi huve hayren ve a’zame ecrâ(ecren), vestagfirûllâh(vestağfirûllâhe), innellâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Türkçe Çeviri

Doğrusu Rabbin4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi171 ve gündüzü170; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan*; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve borç verin123 Allah'a; güzel bir borç123; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir820; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

20 That truly your Lord knows that you, you stand/call (for) prayer nearer (than) from two-thirds (of) the night and its half/middle, and its third, and a group of people from those with you, and God predestines/evaluates the night and the daytime, He knew that you (will) not count/compute it so He forgave on you, so read what eased/became flexible (what you can) from the Koran, He knew that (E) sick/diseased will be from you, and others moving (traveling) in the land/Earth wishing/desiring from God’s grace/favour/blessing, and others fighting in God’s way/path , so read what eased/became flexible from it (what you can), and keep up the prayers, and give/bring the charity/purification, and lend/advance God a good/ beautifulloan/advance, and what you advance/produce for yourselves from goodness/ generosity you find it at God, it is better and greater (in) a reward , and ask God for forgiveness, that truly God (is) forgiving, merciful.443

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 inne doğrusu إِنَّ -
2 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب
3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم
4 enneke ki sen أَنَّكَ -
5 tekumu dikelirsin/ayağa kalkarsın تَقُومُ قوم
6 edna yakınına أَدْنَىٰ دنو
7 min مِنْ -
8 suluseyi 2/3’ünden ثُلُثَيِ ثلث
9 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل
10 ve nisfehu ve yarısında onun (gecenin) وَنِصْفَهُ نصف
11 ve sulusehu ve 1/3’ünde onun (gecenin) وَثُلُثَهُ ثلث
12 ve taifetun ve bir grup/tayfa وَطَائِفَةٌ طوف
13 mine مِنَ -
14 ellezine kimselerden الَّذِينَ -
15 meake seninle birlikte مَعَكَ -
16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
17 yukaddiru takdir eder/ölçeklendirir يُقَدِّرُ قدر
18 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل
19 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر
20 alime bildi عَلِمَ علم
21 en ki أَنْ -
22 len asla لَنْ -
23 tuhsuhu sayamazsınız/kapsayamazsınızonu تُحْصُوهُ حصي
24 fetabe öyle ki tevbe etti/döndü فَتَابَ توب
25 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
26 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
27 ma مَا -
28 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
29 mine -dan مِنَ -
30 l-kurani Kur'an- الْقُرْانِ قرا
31 alime bildi عَلِمَ علم
32 en ki أَنْ -
33 seyekunu olacak سَيَكُونُ كون
34 minkum içinizden مِنْكُمْ -
35 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض
36 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
37 yedribune darp ederler/vururlar (ayakları) يَضْرِبُونَ ضرب
38 fi فِي -
39 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
40 yebtegune aranırlar/bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي
41 min مِنْ -
42 fedli fazlından/lütfundan فَضْلِ فضل
43 llahi Allah'ın اللَّهِ -
44 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر
45 yukatilune katlederler/savaşırlar يُقَاتِلُونَ قتل
46 fi فِي -
47 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
48 llahi Allah اللَّهِ -
49 fekra'u öyle ki okuyun/çalışın فَاقْرَءُوا قرا
50 ma مَا -
51 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر
52 minhu ondan (Kur’an’dan) مِنْهُ -
53 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
54 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
55 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
56 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
57 ve ekridu ve borç verin وَأَقْرِضُوا قرض
58 llahe Allah'a اللَّهَ -
59 kardan bir borç قَرْضًا قرض
60 hasenen güzel حَسَنًا حسن
61 ve ma ve وَمَا -
62 tukaddimu taktim ettikleriniz/verdikleriniz تُقَدِّمُوا قدم
63 lienfusikum kendi nefsiniz içindir لِأَنْفُسِكُمْ نفس
64 min -dan مِنْ -
65 hayrin hayır- خَيْرٍ خير
66 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد
67 inde indinde/katında عِنْدَ عند
68 llahi Allah اللَّهِ -
69 huve o (borç) هُوَ -
70 hayran hayırlıdır خَيْرًا خير
71 ve ea'zeme ve en büyük وَأَعْظَمَ عظم
72 ecran bir ecirdir/karşılıktır أَجْرًا اجر
73 vestegfiru ve mağfiret/bağışlanma dileyin وَاسْتَغْفِرُوا غفر
74 llahe Allah'tan اللَّهَ -
75 inne doğrusu إِنَّ -
76 llahe Allah اللَّهَ -
77 gafurun gafûrdur/bağışlayandır غَفُورٌ غفر
78 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم

Notlar

Not 1

*Kur’ân’dan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Katletmek Kavram 35

35 Savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek. Katletmek öldürmek asla değildir. 33:16 ayetinde Yüce Allah bizlere işaretini vermiştir. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katillikten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katillik aynı şey asla değildir. Farklı kavramlar olduğunu Rabbimiz bu iki kelimeyi "ya da", "veya" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırarak göstermiştir. Her katletme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

Borç vermek (Yüce Allah'a) Kavram 123

123 Yüce Allah'ın kendisine yazmış olduğu şeyleri O'nun adına yapmak. Örnek; açlık çeken bir kimseyi Yüce Allah adına doyurmak.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

98. Beyyine Suresi

Ayet 5

Arapça Metin (Harekeli)

6133|98|5|وَمَآ أُمِرُوٓا۟ إِلَّا لِيَعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ حُنَفَآءَ وَيُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَذَٰلِكَ دِينُ ٱلْقَيِّمَةِ

Arapça Metin (Harekesiz)

6133|98|5|وما امروا الا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفا ويقيموا الصلوه ويوتوا الزكوه وذلك دين القيمه

Latin Literal

5. Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).

Türkçe Çeviri

Ve emredilmiş değillerdi dışında kulluk46 etmeleri Allah'a; has kılanlar (olarak) O’na (Allah’a) dini; hanîfler117 (olarak); ve ikame572 etmeleri salâtı5; ve vermeleri zekâtı10; ve işte budur kıyam143 din.

Ahmed Samira Çevirisi

5 And they were not ordered/commanded except to worship God faithful/loyal/devoted to Him (in) the religion (as) submitters/Unifiers of God , and they keep up the prayers, and they give/bring the charity/purification , and that (is) the straight/valuable religion.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve değildiler وَمَا -
2 umiru emredilmişler أُمِرُوا امر
3 illa dışında إِلَّا -
4 liyea'budu kulluk etmeleri için لِيَعْبُدُوا عبد
5 llahe Allah'a اللَّهَ -
6 muhlisine has kılanlar مُخْلِصِينَ خلص
7 lehu O’na لَهُ -
8 d-dine dini الدِّينَ دين
9 hunefa'e hanifler/tek tanrıcılar/monoteistler حُنَفَاءَ حنف
10 ve yukimu ve dikerler/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُوا قوم
11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
12 ve yu'tu ve verirler وَيُؤْتُوا اتي
13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
14 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ -
15 dinu din دِينُ دين
16 l-kayyimeti doğru/kıyam/dik الْقَيِّمَةِ قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

Hanîf Kavram 117

117 Dönen, eğilen. Hakka gerçeğe doğru dönen/eğilen. Çoğunluğun uymuş olduğu atalar dinini terk ederek tek tanrıcı, monoteist, Yüce Allah'a şirksiz iman eden olan.

Kıyam; genel tanım. Kavram 143

143 Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 10: Zekât

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Zekât

Kavram No: 10

Kısa Açıklama: 10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 28

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 43

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve rükû 11 edin rükû 11 edenlerle birlikte.

Arapça: 50|2|43|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واركعوا مع الركعين

Bakara Suresi - Ayet 83

Türkçe Meal: Ve aldığımız zaman bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; kulluk 46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine 130 (de); ve yetimlere 131 (de); ve miskinlere 113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

Arapça: 90|2|83|واذ اخذنا ميثق بني اسريل لا تعبدون الا الله وبالولدين احسانا وذي القربي واليتمي والمسكين وقولوا للناس حسنا واقيموا الصلوه واتوا الزكوه ثم توليتم الا قليلا منكم وانتم معرضون

Bakara Suresi - Ayet 110

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ve verin zekâtı 10 ; ve nefisleriniz için hayırdan önceden gönderdiklerinizi; bulursunuz onu Allah'ın indinde/katında; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.

Arapça: 117|2|110|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله ان الله بما تعملون بصير

Bakara Suresi - Ayet 177

Türkçe Meal: Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye 14 ; fakat erdem kimsededir (ki) iman 47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba * ve nebilere 132 ; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir 51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri 21 .

Arapça: 184|2|177|ليس البر ان تولوا وجوهكم قبل المشرق والمغرب ولكن البر من امن بالله واليوم الاخر والمليكه والكتب والنبين واتي المال علي حبه ذوي القربي واليتمي والمسكين وابن السبيل والسايلين وفي الرقاب واقام الصلوه واتي الزكوه والموفون بعهدهم اذا عهدوا والصبرين في الباسا والضرا وحين الباس اوليك الذين صدقوا واوليك هم المتقون

Bakara Suresi - Ayet 277

Türkçe Meal: Doğrusu kimseler (ki) iman 47 ettiler; ve yaptılar sâlihât 18 ; ve ikame 572 ettiler salâtı 5 ; ve verdiler zekâtı 10 ; onlaradır ecirleri 820 Rablerinin 4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

Arapça: 284|2|277|ان الذين امنوا وعملوا الصلحت واقاموا الصلوه واتوا الزكوه لهم اجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Nisâ Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 "; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet 53 duyar insanlara; haşyet 53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet 53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz 4 ! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası 54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı 21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim 137 (kadar).

Arapça: 570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Nisâ Suresi - Ayet 162

Türkçe Meal: Fakat onlardan * ilimde kök salanlar/ilimde derinleşenler; ve müminler 27 ; iman 47 ederler sana indirilmişe ** ve senden önce indirilmişe *** ; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; ve iman 47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz/vereceğiz onlara bir büyük ecir 820 .

Arapça: 655|4|162|لكن الرسخون في العلم منهم والمومنون يومنون بما انزل اليك وما انزل من قبلك والمقيمين الصلوه والموتون الزكوه والمومنون بالله واليوم الاخر اوليك سنوتيهم اجرا عظيما

Mâide Suresi - Ayet 12

Türkçe Meal: Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk 281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı 5 ; ve verdiniz zekâtı 10 ; ve iman 47 ettiniz resûllerime 418 ; ve desteklediniz onları; ve borç 123 verdiniz Allah'a güzel bir borç 123 ; mutlak kâfirlik 25 ederim * ; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik 25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet 128 içinde oldu/saptı dümdüz yoldan 553 .

Arapça: 681|5|12|ولقد اخذ الله ميثق بني اسريل وبعثنا منهم اثني عشر نقيبا وقال الله اني معكم لين اقمتم الصلوه واتيتم الزكوه وامنتم برسلي وعزرتموهم واقرضتم الله قرضا حسنا لاكفرن عنكم سياتكم ولادخلنكم جنت تجري من تحتها الانهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سوا السبيل

Mâide Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Veliniz 28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür 418 O'nun; ve iman 47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar rükû 11 edenlerdir.

Arapça: 724|5|55|انما وليكم الله ورسوله والذين امنوا الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم ركعون

A'râf Suresi - Ayet 156

Türkçe Meal: Ve yaz bizlere bu dünyada bir iyilik/güzellik ve ahirette (de); doğrusu bizler kılavuzlandık sana; dedi (Allah) : "Azabım (ki) isabet ettiririm onu dilediğim kimseye; ve rahmetim 271 (ki) kuşattı her bir şeyi; öyle ki yazarım onu kimselere (ki) takvalı 21 olurlar; ve verirler zekâtı 10 ; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimize iman 47 ederler.

Arapça: 1110|7|156|واكتب لنا في هذه الدنيا حسنه وفي الاخره انا هدنا اليك قال عذابي اصيب به من اشا ورحمتي وسعت كل شي فساكتبها للذين يتقون ويوتون الزكوه والذين هم بايتنا يومنون

Tevbe Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar 34 ; öyleyse katledin 35 müşrikleri 36 her nerede buldunuz onları; ve tutun/alın onları; ve kuşatın/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse; ve ikame 572 ettilerse salâtı 5 ; ve verdilerse zekâtı 10 ; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 1240|9|5|فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم وخذوهم واحصروهم واقعدوا لهم كل مرصد فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فخلوا سبيلهم ان الله غفور رحيم

Tevbe Suresi - Ayet 11

Türkçe Meal: Öyle ki eğer tevbe 33 ettilerse; ve ikame 572 ettilerse salâtı 154 ; ve verdilerse zekâtı 10 ; öyle ki kardeşlerdir 753 sizlere dinde * ; ve detaylı açıklarız ayetleri 454 ; bilir bir kavim/toplum için.

Arapça: 1246|9|11|فان تابوا واقاموا الصلوه واتوا الزكوه فاخونكم في الدين ونفصل الايت لقوم يعلمون

Tevbe Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ancak ki imar 755 eder Allah'ın mescitlerini 16 kimse (ki) iman 47 etti Allah'a; ve ahiret gününe; ve ikame 572 etti salâtı 5 ; ve verdi zekâtı 10 ; ve asla haşyet 53 duymaz Allah'ın dışında; öyle ki belki bunlar; ki olurlar muhtedlerden 176 .

Arapça: 1253|9|18|انما يعمر مسجد الله من امن بالله واليوم الاخر واقام الصلوه واتي الزكوه ولم يخش الا الله فعسي اوليك ان يكونوا من المهتدين

Tevbe Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve mümin 27 erkekler; ve mümin 27 kadınlar * ; onların bir kısmı velileridir 28 bir kısmın; emrederler marufla 291 ve engellerler münkeri 82 ; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne 418 ; işte bunlar, rahmet 271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah bir Azîzdir 37 ; bir Hakîmdir 9 .

Arapça: 1306|9|71|والمومنون والمومنت بعضهم اوليا بعض يامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويقيمون الصلوه ويوتون الزكوه ويطيعون الله ورسوله اوليك سيرحمهم الله ان الله عزيز حكيم

Meryem Suresi - Ayet 31

Türkçe Meal: Ve yaptı (Allah) beni (İsa) bir mübarek/bereketlendirilmiş, her nerede olduysam; ve vasiyet etti bana salâtı 5 ve zekâtı 10 ; daim olduğum (sürece) hayatta.

Arapça: 2279|19|31|وجعلني مباركا اين ما كنت واوصني بالصلوه والزكوه ما دمت حيا

Meryem Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Ve oldu (İsmail); emreder ahalisine/halkına salâtı 5 ve zekâtı 10 ; ve oldu (İsmail) Rabbi 4 indinde/katında razı olunan.

Arapça: 2303|19|55|وكان يامر اهله بالصلوه والزكوه وكان عند ربه مرضيا

Enbiyâ Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ve yaptık onları emirler/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik 603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar/iyilikler; ve ikame 572 edenler salâtı 5 ; ve verenler zekâtı 10 ; ve oldular bize kulluk 46 edenler.

Arapça: 2554|21|73|وجعلنهم ايمه يهدون بامرنا واوحينا اليهم فعل الخيرت واقام الصلوه وايتا الزكوه وكانوا لنا عبدين

Hac Suresi - Ayet 41

Türkçe Meal: Kimseler; eğer güçlendirsek/sağlam şekilde yerleştirsek yerde/yeryüzünde; ikame 572 ederlerdi salâtı 5 ; ve verirlerdi zekâtı 10 ; ve emrederlerdi marufla 291 ; ve engellerlerdi/yasaklarlardı münkeri 82 ; ve Allah'adır akıbeti 892 emirlerin/işlerin.

Arapça: 2634|22|41|الذين ان مكنهم في الارض اقاموا الصلوه واتوا الزكوه وامروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عقبه الامور

Hac Suresi - Ayet 78

Türkçe Meal: Ve mücadele edin Allah uğrunda, gerçek/hak mücadelesi (-yle) O'nun * ; O ** (ki) seçti sizleri; ve yapmış değildir üzerinize dinde 122 hiçbir güçlük/zorluk; babanız İbrâhîm'in inanç öğretisidir; O ** (ki) önceden isimlendirdi sizleri müslim 45 (olarak); ve bunda, olması içindir resûlün 418 üzerinize bir tanık/bir şahit; ve olmanız içindir sizlerin tanıklar/şahitler insanlar üzerine; öyleyse ikame 572 edin salâtı 5 ve verin zekâtı 10 ; ve sarılın Allah'a; O'dur *** mevlânız 68 ; öyle ki bir muhteşem Mevlâ'dır 68 ; ve bir muhteşem Nasîr'dir 69 .

Arapça: 2671|22|78|وجهدوا في الله حق جهاده هو اجتبيكم وما جعل عليكم في الدين من حرج مله ابيكم ابرهيم هو سميكم المسلمين من قبل وفي هذا ليكون الرسول شهيدا عليكم وتكونوا شهدا علي الناس فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واعتصموا بالله هو موليكم فنعم المولي ونعم النصير

Nûr Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Adamlar (ki); oyalamaz onları ticaret; ve de alışveriş; zikrinden Allah'ın; ve ikame 572 edenlerdir salâtı 5 ; ve verenlerdir zekâtı 10 ; korkarlar bir günden; ters döner onda kalpler; ve gözler.

Arapça: 2826|24|37|رجال لا تلهيهم تجره ولا بيع عن ذكر الله واقام الصلوه وايتا الزكوه يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والابصر

Nûr Suresi - Ayet 56

Türkçe Meal: Ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve itaat edin resûle 76 ; belki sizler merhamet 829 edilirsiniz.

Arapça: 2845|24|56|واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الرسول لعلكم ترحمون

Neml Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Kimseler (ki) ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Arapça: 3160|27|3|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Lokman Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Kimseler; ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve verirler zekâtı 10 ; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler/emin olurlar.

Arapça: 3471|31|4|الذين يقيمون الصلوه ويوتون الزكوه وهم بالاخره هم يوقنون

Ahzâb Suresi - Ayet 33

Türkçe Meal: Ve vakarlı olun/oturaklı olun * evlerinizde; ve cazibe sergilemeyin * ilk cahiliye cazibe sergilemesi (gibi); ve ikame edin * salâtı 5 ; ve verin * zekâtı 10 ; ve itaat edin 76 * Allah'a ve resûlüne 700 ; ancak arzu eder Allah gidermek sizlerden pisliği; beyt/ev 32 ahalisi! Ve temizler sizleri bir temizlik (-le).

Arapça: 3564|33|33|وقرن في بيوتكن ولا تبرجن تبرج الجهليه الاولي واقمن الصلوه واتين الزكوه واطعن الله ورسوله انما يريد الله ليذهب عنكم الرجس اهل البيت ويطهركم تطهيرا

Fâtır Suresi - Ayet 18

Türkçe Meal: Ve üstlenmez/yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve eğer çağırsa bir ağır yük yüklenen, yüklenmeye onu (yükü); yüklenmez (çağrılan) ondan (yükten) bir şey; kaldı ki olsa (bile) yakınlık sahibi; ancak uyarırsın kimseleri; haşyet 53 duyarlar Rablerinden 4 gaybla 62 *; ve ikame 572 ederler salâtı 5 ; ve kim zekâtlanırsa 10 (verirse zekâtı) ; öyle ki ancak zekâtlanmış 10 olur (vermiş olur zekâtı) kendi nefsin için; ve Allah'a doğrudur dönüş yeri.

Arapça: 3676|35|18|ولا تزر وازره وزر اخري وان تدع مثقله الي حملها لا يحمل منه شي ولو كان ذا قربي انما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب واقاموا الصلوه ومن تزكي فانما يتزكي لنفسه والي الله المصير

Mücâdele Suresi - Ayet 13

Türkçe Meal: Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar 95 ; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe 33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne 76 ; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.

Arapça: 5115|58|13|اشفقتم ان تقدموا بين يدي نجويكم صدقت فاذ لم تفعلوا وتاب الله عليكم فاقيموا الصلوه واتوا الزكوه واطيعوا الله ورسوله والله خبير بما تعملون

Müzzemmil Suresi - Ayet 20

Türkçe Meal: Doğrusu Rabbin 4 bilir ki sen dikelirsin/ayağa kalkarsın gecenin 171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder/ölçeklendirir geceyi 171 ve gündüzü 170 ; bildi ki asla sayamazsınız/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe 33 etti sizlere; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni Kur'ân’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darbederler/vururlar (ayakları) yerde/yeryüzünde; aranırlar/bakınırlar fazlından/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler 35 Allah yolunda; öyleyse okuyun/çalışın kolay geleni ondan * ; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 ; ve borç verin 123 Allah'a; güzel bir borç 123 ; ve taktim ettikleriniz/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir 820 ; ve mağfiret/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur 20 ; Rahîm'dir 2 .

Arapça: 5493|73|20|ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقروا ما تيسر من القران علم ان سيكون منكم مرضي واخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله واخرون يقتلون في سبيل الله فاقروا ما تيسر منه واقيموا الصلوه واتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم

Beyyine Suresi - Ayet 5

Türkçe Meal: Ve emredilmiş değillerdi dışında kulluk 46 etmeleri Allah'a; has kılanlar (olarak) O’na (Allah’a) dini; hanîfler 117 (olarak); ve ikame 572 etmeleri salâtı 5 ; ve vermeleri zekâtı 10 ; ve işte budur kıyam 143 din.

Arapça: 6133|98|5|وما امروا الا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفا ويقيموا الصلوه ويوتوا الزكوه وذلك دين القيمه