Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 202: faziletli kılmak, fazilet, fazl,

Bu kavram 37 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

202İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

2. Bakara Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

54|2|47|يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتِىَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَنِّى فَضَّلْتُكُمْ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

54|2|47|يبني اسريل اذكروا نعمتي التي انعمت عليكم واني فضلتكم علي العلمين

Latin Literal

47. Yâ benî isrâîlezkurû ni’metiyelletî en’amtu aleykum ve ennî faddaltukum alel âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Ey İsrâîloğulları197! Hatırlayın nimetimi ki nimet verdim üzerinize; ve doğrusu ben faziletli202 kıldım sizleri âlemler203* üzerine.

Ahmed Samira Çevirisi

47 You Israel’s sons and daughters, mention/remember My blessing that I blessed on you, and that I preferred/favoured you on the creations altogether/(universes) .

Notlar

Not 1

*Bu ayette dünya hayatının farklı çağları/zamanları işaret edilmiştir. Yoksa İsrâîloğulları evrenin her yerindeki yaşamlara fazlalıklı kılınmıştır demek değildir.

2. Bakara Suresi

Ayet 64

Arapça Metin (Harekeli)

71|2|64|ثُمَّ تَوَلَّيْتُم مِّنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُۥ لَكُنتُم مِّنَ ٱلْخَٰسِرِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

71|2|64|ثم توليتم من بعد ذلك فلولا فضل الله عليكم ورحمته لكنتم من الخسرين

Latin Literal

64. Summe tevelleytum min ba’di zâlik(zâlike), fe lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu le kuntum minel hâsirîn(hâsirîne).

Türkçe Çeviri

Sonra sırt çevirdiniz* bunun ardından; öyle ki eğer olmasaydı fazlı202 Allah'ın sizlere; ve rahmeti271 O’nun; mutlak olurdunuz hüsrana uğrayanlardan.

Ahmed Samira Çevirisi

64 Then you turned away from after that, so where it not for God’s grace/favour on you, and His mercy , you would have been from the losers

Notlar

Not 1

*Mîsâka uymadınız.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

366|3|73|وَلَا تُؤْمِنُوٓا۟ إِلَّا لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْهُدَىٰ هُدَى ٱللَّهِ أَن يُؤْتَىٰٓ أَحَدٌ مِّثْلَ مَآ أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ ٱلْفَضْلَ بِيَدِ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

73. Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

"Ve iman47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize122"; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli870 sizlere verilenin* ya da hac376 ederler sizlere Rabbinizin4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8."

Ahmed Samira Çevirisi

73 And do not believe except to whom followed your religion, say: "That the guidance (is) God’s guidance." That one be given equal/alike (to) what you were given or they argue/quarrel with you at your Lord. Say: "That the grace/favour (is) with God’s hand, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) spacious ,knowledgeable."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la وَلَا -
2 tu'minu ve iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن
3 illa dışında إِلَّا -
4 limen kimse لِمَنْ -
5 tebia tabi oldu تَبِعَ تبع
6 dinekum sizin dininize دِينَكُمْ دين
7 kul de ki قُلْ قول
8 inne doğrusu إِنَّ -
9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي
10 huda doğru yol kılavuzlamasıdır هُدَى هدي
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 en ki أَنْ -
13 yu'ta verilir يُؤْتَىٰ اتي
14 ehadun birine أَحَدٌ احد
15 misle misli/benzeri مِثْلَ مثل
16 ma مَا -
17 utitum verilenin sizlere أُوتِيتُمْ اتي
18 ev ya da أَوْ -
19 yuhaccukum hac ederler sizlere يُحَاجُّوكُمْ حجج
20 inde indinde/katında عِنْدَ عند
21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب
22 kul de ki قُلْ قول
23 inne doğrusu إِنَّ -
24 l-fedle fazl/lütuf الْفَضْلَ فضل
25 biyedi elindedir بِيَدِ يدي
26 llahi Allah'ın اللَّهِ -
27 yu'tihi verir onu يُؤْتِيهِ اتي
28 men kimseye مَنْ -
29 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
31 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع
32 alimun Alim’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Tevrat ve İncîl'in.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Hac Kavram 376

376 Delillerle tartışma.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 170

Arapça Metin (Harekeli)

463|3|170|فَرِحِينَ بِمَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِٱلَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا۟ بِهِم مِّنْ خَلْفِهِمْ أَلَّا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

463|3|170|فرحين بما اتيهم الله من فضله ويستبشرون بالذين لم يلحقوا بهم من خلفهم الا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Latin Literal

170. Ferihîne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî, ve yestebşirûne billezîne lem yelhakû bihim min halfihim, ellâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Türkçe Çeviri

Ferahlayanlardır Allah'ın onlara fazlından202 verdiğine; ve müjdelerler473 kendilerine asla ulaşmamış arkalarından kimseleri ki yoktur bir korku onlara (diye); ve onlar hüzünlenmezler (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

170 And happy/rejoiced with what God gave them from His grace/favour , and they (will) be announced good news to/be cheerful with those who did not catch-up/join/reach with them from behind them, is (it) not (that) fear on them (no fear for them), and nor they be sad/grieving?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ferihine ferahlamışlar فَرِحِينَ فرح
2 bima بِمَا -
3 atahumu verdiğine onlara اتَاهُمُ اتي
4 llahu Allah'ın اللَّهُ -
5 min مِنْ -
6 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
7 ve yestebşirune ve müjdelerler وَيَسْتَبْشِرُونَ بشر
8 biellezine kimselere بِالَّذِينَ -
9 lem asla لَمْ -
10 yelhaku ulaşmamış يَلْحَقُوا لحق
11 bihim kendilerine بِهِمْ -
12 min مِنْ -
13 halfihim arkalarından خَلْفِهِمْ خلف
14 ella ki yoktur أَلَّا -
15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف
16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
17 ve la ve وَلَا -
18 hum onlar هُمْ -
19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Allah yolunda katledilenlerin henüz vefat etmemiş olanları müjdelemesi. Kavram 473

473 Allah yolunda katledilen kimselerin Yüce Allah'ın indinde rızıklandırıldığını, diri olduğunu biliyoruz. Anlarız ki bu kimselere henüz kendilerine katılmamış kimseleri müjdeleme yetkisi verilmiştir. Müjdeleme yönteminin nasıl olduğunu ancak Yüce Rabbimiz bilir. Ancak tahmin edebiliriz. Yüce Allah bu kimselerin müjdeli sözlerini henüz vefat etmemiş kimselere bir şekilde bildirmektedir. Görüntü şeklinde, ses duyma şeklinde, hissetme şeklinde olabilir. Bu demek değildir ki bu kimselere Cibrîl gibi, Rakîm ashabı gibi Levh-i Mahfuz'u tekrar kodlama yetkisi verilmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 171

Arapça Metin (Harekeli)

464|3|171|يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

464|3|171|يستبشرون بنعمه من الله وفضل وان الله لا يضيع اجر المومنين

Latin Literal

171. Yestebşirûne bi ni’metin minallâhi ve fadlin, ve ennallâhe lâ yudîu ecrel mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Müjdelerler473 Allah’tan bir nimeti ve fazlı202; ve ki Allah zayi* etmez müminlerin27 ecrini (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

171 They be announced good new to with a blessing/goodness from God, and grace/favour, and that God does not waste the believers’ reward .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yestebşirune müjdelerler يَسْتَبْشِرُونَ بشر
2 binia'metin bir nimeti بِنِعْمَةٍ نعم
3 mine مِنَ -
4 llahi Allah’tan اللَّهِ -
5 ve fedlin ve fazlı وَفَضْلٍ فضل
6 ve enne ve ki وَأَنَّ -
7 llahe Allah'ın اللَّهَ -
8 la لَا -
9 yudiu zayi etmez يُضِيعُ ضيع
10 ecra ecrini أَجْرَ اجر
11 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Yitirmek, kaybetmek.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Allah yolunda katledilenlerin henüz vefat etmemiş olanları müjdelemesi. Kavram 473

473 Allah yolunda katledilen kimselerin Yüce Allah'ın indinde rızıklandırıldığını, diri olduğunu biliyoruz. Anlarız ki bu kimselere henüz kendilerine katılmamış kimseleri müjdeleme yetkisi verilmiştir. Müjdeleme yönteminin nasıl olduğunu ancak Yüce Rabbimiz bilir. Ancak tahmin edebiliriz. Yüce Allah bu kimselerin müjdeli sözlerini henüz vefat etmemiş kimselere bir şekilde bildirmektedir. Görüntü şeklinde, ses duyma şeklinde, hissetme şeklinde olabilir. Bu demek değildir ki bu kimselere Cibrîl gibi, Rakîm ashabı gibi Levh-i Mahfuz'u tekrar kodlama yetkisi verilmiştir.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 174

Arapça Metin (Harekeli)

467|3|174|فَٱنقَلَبُوا۟ بِنِعْمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَضْلٍ لَّمْ يَمْسَسْهُمْ سُوٓءٌ وَٱتَّبَعُوا۟ رِضْوَٰنَ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

467|3|174|فانقلبوا بنعمه من الله وفضل لم يمسسهم سو واتبعوا رضون الله والله ذو فضل عظيم

Latin Literal

174. Fenkalebû bi ni’metin minallâhi ve fadlin lem yemseshum sûun, vettebeû rıdvânallâh(rıdvânallâhi), vallâhu zû fadlin azîm(azîmin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki geri döndüler bir nimetle Allah’tan ve bir fazl202 ile; asla temas etmiyordu onlara bir kötülük; ve tabi oldular Allah'ın rızasına; ve Allah Zûl Fadlîl Azîm'dir286.

Ahmed Samira Çevirisi

174 So they turned/returned with a blessing/goodness from God and a grace/favour, (and) bad/evil did not touch them, and they followed God’s acceptance/approval , and God (is owner) of great grace/favour.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fenkalebu öyle ki geri döndüler فَانْقَلَبُوا قلب
2 binia'metin bir nimetle بِنِعْمَةٍ نعم
3 mine مِنَ -
4 llahi Allah’tan اللَّهِ -
5 ve fedlin ve fazl ile وَفَضْلٍ فضل
6 lem asla لَمْ -
7 yemseshum temas etmez onlara يَمْسَسْهُمْ مسس
8 su'un bir kötülük سُوءٌ سوا
9 vettebeu ve tabi oldular وَاتَّبَعُوا تبع
10 ridvane rızasına رِضْوَانَ رضو
11 llahi Allah'ın اللَّهِ -
12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
13 zu zu ذُو -
14 fedlin Fadlil فَضْلٍ فضل
15 azimin Azim عَظِيمٍ عظم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Zûl Fadlil Azîm Kavram 286

286 Çok azametli/büyük fazlalık, bolluk, çokluk sahibi.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 180

Arapça Metin (Harekeli)

473|3|180|وَلَا يَحْسَبَنَّ ٱلَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ هُوَ خَيْرًا لَّهُم بَلْ هُوَ شَرٌّ لَّهُمْ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا۟ بِهِۦ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَلِلَّهِ مِيرَٰثُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

473|3|180|ولا يحسبن الذين يبخلون بما اتيهم الله من فضله هو خيرا لهم بل هو شر لهم سيطوقون ما بخلوا به يوم القيمه ولله ميرث السموت والارض والله بما تعملون خبير

Latin Literal

180. Ve lâ yahsebennellezîne yebhalûne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî huve hayran lehum, bel huve şerrun lehum se yutavvekûne mâ bahilû bihî yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).

Türkçe Çeviri

Ve sanmasın kimseler (ki) cimrilik ederler Allah’ın onlara verdiğine kendi fazlından202 (ki) o hayırdır onlara; evet! o (cimrilik ettikleri) şerdir onlara; kıyamet günü148 takılacak boyunlarına onların kendisiyle cimrilik ettikleri; ve Allah’adır göklerin162 ve yerin mirası; ve Allah yaptıklarınıza haberdardır.

Ahmed Samira Çevirisi

180 And let not those who are stingy/miserly with what God gave them from His grace/blessing think/suppose it is good/better for them, but it is bad/evil for them, they will be encircled/surrounded (with) what they were stingy/miser with it (on) the Resurrection Day, and to God (are) the skies’/space’s and the earth’s/Planet Earth’s inheritance , and God (is) with what you make/do, expert/experienced.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 yehsebenne sanmasın يَحْسَبَنَّ حسب
3 ellezine kimseler الَّذِينَ -
4 yebhalune cimrilik ederler يَبْخَلُونَ بخل
5 bima بِمَا -
6 atahumu verdiğine onlara اتَاهُمُ اتي
7 llahu Allah’ın اللَّهُ -
8 min مِنْ -
9 fedlihi kendi fazlından فَضْلِهِ فضل
10 huve o هُوَ -
11 hayran hayırdır خَيْرًا خير
12 lehum onlara لَهُمْ -
13 bel Evet! بَلْ -
14 huve o هُوَ -
15 şerrun şerdir شَرٌّ شرر
16 lehum onlara لَهُمْ -
17 seyutavvekune takılacak boyunlarına onların سَيُطَوَّقُونَ طوق
18 ma مَا -
19 behilu cimrilik ettikleri بَخِلُوا بخل
20 bihi onunla بِهِ -
21 yevme günü يَوْمَ يوم
22 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
23 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ -
24 mirasu mirası مِيرَاثُ ورث
25 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو
26 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض
27 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
28 bima بِمَا -
29 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل
30 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Gökler Kavram 162

162 Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Güneş sistemimiz gezegenlerin göklerini içerdiği için göklerdir. Galaksimiz çok sayıda yıldız sistemleri (gökler) içerdiği için göklerdir. Evrenin kendisi çok sayıda galaksiler içerdiği için göklerdir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 32

Arapça Metin (Harekeli)

525|4|32|وَلَا تَتَمَنَّوْا۟ مَا فَضَّلَ ٱللَّهُ بِهِۦ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ لِّلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِّمَّا ٱكْتَسَبُوا۟ وَلِلنِّسَآءِ نَصِيبٌ مِّمَّا ٱكْتَسَبْنَ وَسْـَٔلُوا۟ ٱللَّهَ مِن فَضْلِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

525|4|32|ولا تتمنوا ما فضل الله به بعضكم علي بعض للرجال نصيب مما اكتسبوا وللنسا نصيب مما اكتسبن وسلوا الله من فضله ان الله كان بكل شي عليما

Latin Literal

32. Ve lâ tetemennev mâ faddalallâhû bihî ba’dakum alâ ba’d(ba’dın). Lir ricâli nasîbun mimmâktesebû ve lin nisâi nasîbun mimmâktesebn(mimmektesebne. Ves’elûllâhe min fadlihî. İnnallâhe kâne bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).

Türkçe Çeviri

Ve temenni* etmeyin fazlalıklı kıldığına Allah'ın kendisiyle bir kısmınızı bir kısma karşı; erkekleredir bir nasip kazandıklarından; ve kadınlaradır bir nasip kazandıklarından; ve sorun/sual edin Allah’a fazlından/lütfundan202 O’nun; doğrusu Allah oldu her bir şeye bir Alîm8.

Ahmed Samira Çevirisi

32 And do not wish/desire what God favoured with it, some of you on (over) some, to the men a share from what they earned , and to the women a share from what they (F) earned , and ask/beg God from His grace , that God was/is with every thing knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve la ve وَلَا -
2 tetemennev temenni etmeyin تَتَمَنَّوْا مني
3 ma مَا -
4 feddele fazlalıklı kıldığına فَضَّلَ فضل
5 llahu Allah'ın اللَّهُ -
6 bihi onunla بِهِ -
7 bea'dekum bir kısmınızı بَعْضَكُمْ بعض
8 ala karşı عَلَىٰ -
9 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض
10 lirricali erkeklerdir لِلرِّجَالِ رجل
11 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب
12 mimma مِمَّا -
13 ktesebu kazandıklarından اكْتَسَبُوا كسب
14 velinnisa'i ve kadınlaradır وَلِلنِّسَاءِ نسو
15 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب
16 mimma مِمَّا -
17 ktesebne kazandıklarından اكْتَسَبْنَ كسب
18 veselu ve sorun/sual edin وَاسْأَلُوا سال
19 llahe Allah’a اللَّهَ -
20 min مِنْ -
21 fedlihi fazlından/lütfundan O’Nun فَضْلِهِ فضل
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 llahe Allah اللَّهَ -
24 kane oldu كَانَ كون
25 bikulli her بِكُلِّ كلل
26 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا
27 alimen Alim عَلِيمًا علم

Notlar

Not 1

*Arzulama, isteme.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 37

Arapça Metin (Harekeli)

530|4|37|ٱلَّذِينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلْبُخْلِ وَيَكْتُمُونَ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَٰفِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًا

Arapça Metin (Harekesiz)

530|4|37|الذين يبخلون ويامرون الناس بالبخل ويكتمون ما اتيهم الله من فضله واعتدنا للكفرين عذابا مهينا

Latin Literal

37. Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli ve yektumûne mâ âtâhumullâhu min fadlıhî. Ve a’tednâ lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen).

Türkçe Çeviri

Kimseler (ki) cimrilik/pintilik ederler; ve emrederler insanlara cimriliği/pintiliği; ve gizlerler verdiğini onlara Allah'ın kendi fazlından202; ve hazırladık kâfirler25 için yıpratan/çöktüren bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

37 Those who are being stingy/miser, and order/command the people with the stinginess/miserliness and they hide/conceal what God gave them from His grace/favour/blessing, and We prepared to the disbelievers a despised torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ellezine kimseler الَّذِينَ -
2 yebhalune cimrilik/pintilik ederler يَبْخَلُونَ بخل
3 ve ye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر
4 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
5 bil-buhli cimriliği/pintiliği بِالْبُخْلِ بخل
6 ve yektumune ve gizlerler وَيَكْتُمُونَ كتم
7 ma مَا -
8 atahumu verdiğini onlara اتَاهُمُ اتي
9 llahu Allah'ın اللَّهُ -
10 min مِنْ -
11 fedlihi fazlından O’nun فَضْلِهِ فضل
12 ve ea'tedna ve hazırladık وَأَعْتَدْنَا عتد
13 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر
14 azaben bir azap عَذَابًا عذب
15 muhinen yıpratan/çöktüren مُهِينًا هون

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

547|4|54|أَمْ يَحْسُدُونَ ٱلنَّاسَ عَلَىٰ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ فَقَدْ ءَاتَيْنَآ ءَالَ إِبْرَٰهِيمَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَءَاتَيْنَٰهُم مُّلْكًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

547|4|54|ام يحسدون الناس علي ما اتيهم الله من فضله فقد اتينا ال ابرهيم الكتب والحكمه واتينهم ملكا عظيما

Latin Literal

54. Em yahsudûnen nâse alâ mâ âtâhumullâhu min fadlıhî, fe kad âteynâ âle ibrâhîmel kitâbe vel hikmete ve âteynâhum mulken azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ya da haset mi ederler insanlara, Allah'ın onlara verdiğine karşı kendi fazlından202; öyle ki muhakkak verdik İbrahim ailesine/taraftarlarına kitap ve hikmet303* ; ve verdik onlara büyük bir mülk**.

Ahmed Samira Çevirisi

54 Or do they envy the people with jealousy on what God gave them, from His grace/favour/blessing, so We had given Abraham’s family The Book , and the wisdom, and We gave them a great ownership/kingdom.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 em ya da أَمْ -
2 yehsudune hased mi ederler يَحْسُدُونَ حسد
3 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
4 ala karşı عَلَىٰ -
5 ma مَا -
6 atahumu verdiğini onlara اتَاهُمُ اتي
7 llahu Allah'ın اللَّهُ -
8 min مِنْ -
9 fedlihi kendi fazlından فَضْلِهِ فضل
10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
11 ateyna verdik اتَيْنَا اتي
12 ale ailesine/taraftarlarına الَ اول
13 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ -
14 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب
15 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
16 ve ateynahum ve verdik وَاتَيْنَاهُمْ اتي
17 mulken bir mülk مُلْكًا ملك
18 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*İbrahim peygambere ve ailesine hikmet/hüküm içeren kitabın verildi açıktır.**İbrahim peygambere ve/veya ailesine hükümdarlık verildiği açıktır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

4. Nisâ Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

563|4|70|ذَٰلِكَ ٱلْفَضْلُ مِنَ ٱللَّهِ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ عَلِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

563|4|70|ذلك الفضل من الله وكفي بالله عليما

Latin Literal

70. Zâlikel fadlu minallâh(minallâhi). Ve kefâ billâhi alîmâ(alîmen).

Türkçe Çeviri

İşte bu; fazldır202 Allah’tan; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Alîm (olarak)8.

Ahmed Samira Çevirisi

70 That (is) the grace/blessing from God, and enough/sufficient with God knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
2 l-fedlu fazldır/lütuftur الْفَضْلُ فضل
3 mine مِنَ -
4 llahi Allah’tan اللَّهِ -
5 ve kefa ve kâfi geldi/yetti وَكَفَىٰ كفي
6 billahi Allah بِاللَّهِ -
7 alimen bir Alîm (olarak) عَلِيمًا علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

566|4|73|وَلَئِنْ أَصَٰبَكُمْ فَضْلٌ مِّنَ ٱللَّهِ لَيَقُولَنَّ كَأَن لَّمْ تَكُنۢ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُۥ مَوَدَّةٌ يَٰلَيْتَنِى كُنتُ مَعَهُمْ فَأَفُوزَ فَوْزًا عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

566|4|73|ولين اصبكم فضل من الله ليقولن كان لم تكن بينكم وبينه موده يليتني كنت معهم فافوز فوزا عظيما

Latin Literal

73. Ve le in esâbekum fadlun minallâhi le yekûlenne ke en lem tekun beynekum ve beynehu meveddetun yâ leytenî kuntu meahum fe efûze fevzen azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ve mutlak ki eğer isabet etse sizlere bir fazl202 Allah’tan; muhakkak der (o kimse) -sanki asla olmaz* sizin aranızda ve onun arasında bir sevgi/dostluk-: "Ah! Keşke ben olsaydım onlarla beraber; öyle ki başarsaydım büyük bir başarı."

Ahmed Samira Çevirisi

73 And if (E) grace/blessing from God struck you, he will say (E) as if love/affection/friendship was not between you (P), and between him: "Oh, if only I were with them, so I succeed/win a great success/winning/triumph."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velein ve mutlak ki eğer وَلَئِنْ -
2 esabekum isabet etse sizlere أَصَابَكُمْ صوب
3 fedlun bir fazl فَضْلٌ فضل
4 mine مِنَ -
5 llahi Allah’tan اللَّهِ -
6 leyekulenne muhakkak der (o) لَيَقُولَنَّ قول
7 keen gibi ki كَأَنْ -
8 lem asla لَمْ -
9 tekun olmaz تَكُنْ كون
10 beynekum aranızla بَيْنَكُمْ بين
11 ve beynehu ve onun arasında وَبَيْنَهُ بين
12 meveddetun bir sevgi/dostluk مَوَدَّةٌ ودد
13 ya leyteni Ah keşke ben يَا لَيْتَنِي -
14 kuntu olsaydım كُنْتُ كون
15 meahum onlarla beraber مَعَهُمْ -
16 feefuze öyle ki başarsaydım فَأَفُوزَ فوز
17 fevzen bir başarı فَوْزًا فوز
18 azimen büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Daha önce asla olmamış gibi, daha sonra da asla olmayacak gibi.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 113

Arapça Metin (Harekeli)

606|4|113|وَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُۥ لَهَمَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَىْءٍ وَأَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُن تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Latin Literal

113. Ve lev lâ fadlullâhi aleyke ve rahmetuhu le hemmet tâifetun minhum en yudıllûke. Ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yadurrûneke min şey’(şey’in). Ve enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve allemeke mâ lem tekun ta’lem(ta’lemu). Ve kâne fadlullâhi aleyke azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Şayet olmasa (-ydı) fazlı202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti271; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete128 düşürürler seni; ve dalalete128 düşürür değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı* ve hikmeti303; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı202 Allah'ın senin üzerine bir büyük** (şey).

Ahmed Samira Çevirisi

113 And where it not for God’s grace/favour/blessing on you and His mercy, a group from them resolved/started (E) that (to) misguide you, and they do not misguide except themselves, and they do not harm you from a thing, and God descended on you The Book and the wisdom, and He taught you, what you did (and) were not to know, and God’s grace/favour on you was/is great.60

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velevla şayet olmasa وَلَوْلَا -
2 fedlu fazlı/lütfu فَضْلُ فضل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ -
5 ve rahmetuhu ve rahmeti وَرَحْمَتُهُ رحم
6 lehemmet mutlak niyetlendi لَهَمَّتْ همم
7 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف
8 minhum onlardan مِنْهُمْ -
9 en ki أَنْ -
10 yudilluke dalalete düşürürler seni يُضِلُّوكَ ضلل
11 vema ve değildir وَمَا -
12 yudillune dalalete düşürürler يُضِلُّونَ ضلل
13 illa dışında إِلَّا -
14 enfusehum kendi nefisleri أَنْفُسَهُمْ نفس
15 ve ma ve değildir وَمَا -
16 yedurruneke zarar verirler sana يَضُرُّونَكَ ضرر
17 min hiçbir مِنْ -
18 şey'in şey شَيْءٍ شيا
19 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل
20 llahu Allah اللَّهُ -
21 aleyke sana عَلَيْكَ -
22 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب
23 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم
24 ve allemeke ve öğretti sana وَعَلَّمَكَ علم
25 ma مَا -
26 lem asla لَمْ -
27 tekun olamazsın تَكُنْ كون
28 tea'lemu bilir تَعْلَمُ علم
29 ve kane ve oldu وَكَانَ كون
30 fedlu fazlı/lutfu فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 aleyke üzerine senin عَلَيْكَ -
33 azimen bir büyük عَظِيمًا عظم

Notlar

Not 1

*Hüküm içeren kitabı indirerek sana öğretti ki asla dalalete düşmezsin. **Kur'an'ın hükümlerine tabi olabilmek bir insan için Yüce Allah'ın büyük bir faziletidir. Her şeyin üzerinde büyük bir fazilettir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

Kitap ve hikmet. Kavram 303

303 Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

4. Nisâ Suresi

Ayet 173

Arapça Metin (Harekeli)

666|4|173|فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضْلِهِۦ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسْتَنكَفُوا۟ وَٱسْتَكْبَرُوا۟ فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

666|4|173|فاما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم ويزيدهم من فضله واما الذين استنكفوا واستكبروا فيعذبهم عذابا اليما ولا يجدون لهم من دون الله وليا ولا نصيرا

Latin Literal

173. Fe emmâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrahum ve yezîduhum min fadlihî, ve emmâllezînestenkefû vestekberû fe yuazzibuhum azâben elîmen, ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîran).

Türkçe Çeviri

Öyle ki iman47 etmiş ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; öyle ki tamamlanır ecirleri820; ve ziyade eder/artırır (Allah) fazlından202; ve geri durmuş ve büyüklenmiş kimselere gelince; öyle ki azap eder (Allah) onlara bir elim/acıklı (azapla); ve bulamazlar kendilerine Allah'ın astından bir veli28; ve ne de bir yardımcı.

Ahmed Samira Çevirisi

173 So but those who believed and made/did the correct/righteous deeds, so He fulfills/completes (to) them their rewards , and He increases them from His grace/favour, and but those who refused/rejected and were arrogant, so He tortures them a painful torture, and they do not find for them from other than God, a guardian/ally , and nor a victorior/savior .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feemma öyle ki فَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş gelince امَنُوا امن
4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل
5 s-salihati salihayı الصَّالِحَاتِ صلح
6 feyuveffihim öyle ki tamamlanır فَيُوَفِّيهِمْ وفي
7 ucurahum ecirleri/karşılıkları أُجُورَهُمْ اجر
8 ve yeziduhum ve ziyade eder/artırır وَيَزِيدُهُمْ زيد
9 min مِنْ -
10 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
11 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
12 ellezine kimselere الَّذِينَ -
13 stenkefu geri durdu اسْتَنْكَفُوا نكف
14 vestekberu ve büyükledi وَاسْتَكْبَرُوا كبر
15 feyuazzibuhum öyle ki azap eder onlara فَيُعَذِّبُهُمْ عذب
16 azaben bir عَذَابًا عذب
17 elimen elim/acıklı أَلِيمًا الم
18 ve la ve وَلَا -
19 yecidune ve bulamazlar يَجِدُونَ وجد
20 lehum kendilerine لَهُمْ -
21 min مِنْ -
22 duni astından دُونِ دون
23 llahi Allah’ın اللَّهِ -
24 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي
25 ve la ve ne de وَلَا -
26 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sâlihât Kavram 18

18 Düzeltici, iyileştirici, barışa/huzura yönelik işler; bu yolla ilgili her şey.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

4. Nisâ Suresi

Ayet 175

Arapça Metin (Harekeli)

668|4|175|فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱللَّهِ وَٱعْتَصَمُوا۟ بِهِۦ فَسَيُدْخِلُهُمْ فِى رَحْمَةٍ مِّنْهُ وَفَضْلٍ وَيَهْدِيهِمْ إِلَيْهِ صِرَٰطًا مُّسْتَقِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

668|4|175|فاما الذين امنوا بالله واعتصموا به فسيدخلهم في رحمه منه وفضل ويهديهم اليه صرطا مستقيما

Latin Literal

175. Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve faldın, ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).

Türkçe Çeviri

Öyle ki Allah’a iman47 etmiş ve O'na yapışmış kimselere gelince; öyle ki sokacak (Allah) onları kendinden bir rahmete271 ve bir fazilete202; ve kılavuzlar onları kendisine; dosdoğru bir yola.

Ahmed Samira Çevirisi

175 So but those who believed with God, and they held fast with Him, so He will enter them in a mercy from Him, and grace/favour, and guide them a straight/direct road/way to Him.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feemma öyle ki فَأَمَّا -
2 ellezine kimselere الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 billahi Allah’a بِاللَّهِ -
5 vea'tesamu ve yapışmış وَاعْتَصَمُوا عصم
6 bihi O'na بِهِ -
7 feseyudhiluhum öyle ki sokacak onları فَسَيُدْخِلُهُمْ دخل
8 fi فِي -
9 rahmetin bir rahmete رَحْمَةٍ رحم
10 minhu kendinden مِنْهُ -
11 ve fedlin ve bir fazla وَفَضْلٍ فضل
12 ve yehdihim ve kılavuzlar onları وَيَهْدِيهِمْ هدي
13 ileyhi kendisine إِلَيْهِ -
14 siraten bir yola صِرَاطًا صرط
15 mustekimen dosdoğru مُسْتَقِيمًا قوم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

5. Mâide Suresi

Ayet 2

Arapça Metin (Harekeli)

671|5|2|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُحِلُّوا۟ شَعَٰٓئِرَ ٱللَّهِ وَلَا ٱلشَّهْرَ ٱلْحَرَامَ وَلَا ٱلْهَدْىَ وَلَا ٱلْقَلَٰٓئِدَ وَلَآ ءَآمِّينَ ٱلْبَيْتَ ٱلْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَٰنًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَٱصْطَادُوا۟ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَـَٔانُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ أَن تَعْتَدُوا۟ وَتَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْبِرِّ وَٱلتَّقْوَىٰ وَلَا تَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

671|5|2|يايها الذين امنوا لا تحلوا شعير الله ولا الشهر الحرام ولا الهدي ولا القليد ولا امين البيت الحرام يبتغون فضلا من ربهم ورضونا واذا حللتم فاصطادوا ولا يجرمنكم شنان قوم ان صدوكم عن المسجد الحرام ان تعتدوا وتعاونوا علي البر والتقوي ولا تعاونوا علي الاثم والعدون واتقوا الله ان الله شديد العقاب

Latin Literal

2. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tuhıllû şe’âirallâhi veleş şehral harâme ve lâl hedye ve lâl kalâide ve lâ ammînel beytel harâme yebtegûne fadlan min rabbihim ve rıdvânâ(rıdvânen) ve izâ haleltum fastâdû ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum anil mescidil harâmi en ta’tedû, ve teâvenû alel birri vet takva ve lâ teâvenû alel ismi vel udvâni vettekullâh(vettekullâhe) innallâhe şedîdul ıkâb(ıkâbi).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Halel getirmeyin* Allah'ın şiarlarına312; ve ne de haram aya34; ve ne de hediyeye338; ve ne de gerdanlara**; ve ne de haram eve535 gelenlere (ki) bakınırlar bir fazilete202 Rablerinden4 ve bir rızaya; ve sonlandırdığınız zaman ihramı534 öyle ki avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme (olan) nefret/kin ki engellediler sizleri haram mescitten158 ki (o durumda) sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın erdem ve takva21 üzerine; ve yardımlaşmayın günah üzerine; ve sınırı aşmayın; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah Şedîd'tir536 akabinde***.

Ahmed Samira Çevirisi

2 You, you those who believed, do not permit/allow God’s methods of worship and nor the month the forbidden/sacred, and nor the offering, and nor the sacrificial animals/necklaces , and nor heading to the Forbidden/Sacred House/Home, they ask/desire grace/favour from their Lord, and acceptance/satisfaction, and if you finished pilgrimage so hunt/fish, and (let) not a nation’s hatred and animosity make you commit a crime/sin that (because) they prevented you from the Mosque the Forbidden/Sacred, that you transgress, and help each other, on the righteousness , and fear and obedience (of God), and do not help each other on the sin/crime and the transgression/aggression , and fear and obey God, that God (is) strong (severe in) the punishment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 la لَا -
5 tuhillu halel getirmeyin تُحِلُّوا حلل
6 şeaaira işaretlerine شَعَائِرَ شعر
7 llahi Allah'ın اللَّهِ -
8 ve la ve ne de وَلَا -
9 ş-şehra aya الشَّهْرَ شهر
10 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
11 ve la ve ne de وَلَا -
12 l-hedye hediyeye الْهَدْيَ هدي
13 ve la ve ne de وَلَا -
14 l-kalaide gerdanlara الْقَلَائِدَ قلد
15 ve la ve ne de وَلَا -
16 ammine gelenlere امِّينَ امم
17 l-beyte eve الْبَيْتَ بيت
18 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
19 yebtegune bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي
20 fedlen bir fazilete فَضْلًا فضل
21 min مِنْ -
22 rabbihim Rableriden رَبِّهِمْ ربب
23 ve ridvanen ve bir rızaya وَرِضْوَانًا رضو
24 ve iza ve zaman وَإِذَا -
25 haleltum sonlandırdınız ihramı حَلَلْتُمْ حلل
26 festadu öyle ki avlanın فَاصْطَادُوا صيد
27 ve la وَلَا -
28 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم
29 şenanu nefret/kin شَنَانُ شنا
30 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم
31 en ki أَنْ -
32 saddukum engellediler sizleri صَدُّوكُمْ صدد
33 ani عَنِ -
34 l-mescidi mescitten الْمَسْجِدِ سجد
35 l-harami haram الْحَرَامِ حرم
36 en ki أَنْ -
37 tea'tedu sınırı aşarsınız تَعْتَدُوا عدو
38 ve teaave nu ve yardımlaşın وَتَعَاوَنُوا عون
39 ala üzerine عَلَى -
40 l-birri erdem الْبِرِّ برر
41 ve ttekva ve takva وَالتَّقْوَىٰ وقي
42 vela ve وَلَا -
43 teaavenu yardımlaşmayın تَعَاوَنُوا عون
44 ala üzerine عَلَى -
45 l-ismi günah الْإِثْمِ اثم
46 vel'udvani ve sınırı aşma وَالْعُدْوَانِ عدو
47 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
48 llahe Allah’a اللَّهَ -
49 inne doğrusu إِنَّ -
50 llahe Allah اللَّهَ -
51 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد
52 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب

Notlar

Not 1

*Bozmak.**Hediye olarak gönderilmiş hayvanlara işaretleme amacıyla takılan gerdanlıklar. ***Ardında.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haram aylar Kavram 34

34 Kur'an'ın indiği dönemde o bölgede yaşayan insanların belirlemiş olduğu bir kural/antlaşma. Savaşmanın haram olduğu 4 ay.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Şiar Kavram 312

312 Sembol, slogan, amblem, nişan, işaret, soyut bir kavramın somutlaşarak sembol/belirteç haline gelmesi.

Hediye Kavram 338

338 Hac veya umre için haram mescide gelen kimselerin kendileri ve başkaları için yanlarında getirdikleri ihtiyaç giderici şeyler. Canlı hayvan mantıken en iyi hediyedir. İyi bir besin kaynağı olan et çölde çok hızlı bozulacağı için et verecek olan hayvanın canlı olarak haram mescide getirilmesi en güzelidir. Bu hayvanlar oraya gelen insanların doyurulması içindir. İhtiyaç oluştukça Yüce Allah adına kesilirler.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

Haram ev, haram beyt. Kavram 535

535 Bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan ev.

Şedîd Kavram 536

536 Şiddetli.

5. Mâide Suresi

Ayet 54

Arapça Metin (Harekeli)

723|5|54|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِۦ فَسَوْفَ يَأْتِى ٱللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُۥٓ أَذِلَّةٍ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ يُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَآئِمٍ ذَٰلِكَ فَضْلُ ٱللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Latin Literal

54. Yâ eyyuhellezîne âmenû men yertedde minkum an dînihî fe sevfe ye’tîllâhu bi kavmin yuhıbbuhum ve yuhıbbûnehû ezilletin alâl mu’minîne eizzetin alâl kâfirîn(kâfirîne), yucâhidûne fî sebîlillâhi ve lâ yehâfûne levmete lâim(lâimin) zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâ(yeşâu) vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden122; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere27 karşı; azametlidirler* kâfirlere25 karşı; cihat356 ederler Allah yolunda336; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.

Ahmed Samira Çevirisi

54 You, you those who believed, who returns from you from his religion, so God will come with a nation, He loves/likes them, and they love/like Him, on the believers humble , more glorious/mighty on the disbelievers, they struggle in God’s sake , and they do not fear a blamer’s/reprimanders’s blame/reprimand, that (is) God’s grace/favour, He gives it (to) whom He wills/wants, and God (is) rich/abundant , knowledgeable.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 men kim مَنْ -
5 yertedde dönerse يَرْتَدَّ ردد
6 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
7 an عَنْ -
8 dinihi dininden دِينِهِ دين
9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
10 ye'ti getirecek يَأْتِي اتي
11 llahu Allah اللَّهُ -
12 bikavmin bir kavmi/toplumu بِقَوْمٍ قوم
13 yuhibbuhum sever onları يُحِبُّهُمْ حبب
14 ve yuhibbunehu ve sever onlar O’nu وَيُحِبُّونَهُ حبب
15 ezilletin kibar/alçak gönüllüdürler أَذِلَّةٍ ذلل
16 ala karşı عَلَى -
17 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن
18 eizzetin azametlidirler أَعِزَّةٍ عزز
19 ala karşı عَلَى -
20 l-kafirine kâfirlere الْكَافِرِينَ كفر
21 yucahidune cihad ederler يُجَاهِدُونَ جهد
22 fi فِي -
23 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
24 llahi Allah اللَّهِ -
25 ve la ve وَلَا -
26 yehafune korkmazlar يَخَافُونَ خوف
27 levmete ayıplamasa لَوْمَةَ لوم
28 laimin bir ayıplayanın لَائِمٍ لوم
29 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
30 fedlu bir fazlıdır فَضْلُ فضل
31 llahi Allah'ın اللَّهِ -
32 yu'tihi verir يُؤْتِيهِ اتي
33 men kimseye مَنْ -
34 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
35 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
36 vasiun Vasî’dir وَاسِعٌ وسع
37 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم

Notlar

Not 1

*Kurumlu, görkemli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Din Kavram 122

122 Bir grup insanın bir ilâhtan veya ilâhlardan (doğa üstü güç veya güçler) gelmiş olduğuna inandığı emir ve yasakların bütünü. Dine tabi olan insanlar inandıkları dinin kuralları ile yaşarlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Vâsi Kavram 297

297 Genişleten, enginleştiren, hacim kazandırarak büyüten.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Cihat etmek Kavram 356

356 Mücadele etmek. Kur’an’da savaş/öldürmek katletmek olarak işaret edilir. Cihat etmek Kur’an’la yapılan mücadeledir. 25:52 ayetinde kâfirlerle karşı en büyük cihadın Kur’an’la yapılması gerektiğini Yüce Rabbimiz apaçık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Kur’an’la cihat eden kimselere de mücahit denir.

6. En'âm Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

805|6|16|مَّن يُصْرَفْ عَنْهُ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمَهُۥ وَذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْمُبِينُ

Arapça Metin (Harekesiz)

805|6|16|من يصرف عنه يوميذ فقد رحمه وذلك الفوز المبين

Latin Literal

16. Men yusraf anhu yevme izin fe kad rahımeh(rahımehu), ve zâlikel fevzul mubîn(mubînu).

Türkçe Çeviri

Kim çevrilip savılır ondan* o gün; öyle ki muhakkak rahmet271 etti (Allah) ona; ve işte budur apaçık fazl202.

Ahmed Samira Çevirisi

16 Who is diverted from it (on) that day, so He had mercy upon him, and that (is) the clear/evident success/triumph.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 men kim مَنْ -
2 yusraf çevrilip savılır يُصْرَفْ صرف
3 anhu ondan (azaptan) عَنْهُ -
4 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ -
5 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
6 rahimehu rahmet etti (Allah) ona رَحِمَهُ رحم
7 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ -
8 l-fevzu fazl الْفَوْزُ فوز
9 l-mubinu apaçık الْمُبِينُ بين

Notlar

Not 1

*Azaptan.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

6. En'âm Suresi

Ayet 86

Arapça Metin (Harekeli)

875|6|86|وَإِسْمَٰعِيلَ وَٱلْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًا وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

875|6|86|واسمعيل واليسع ويونس ولوطا وكلا فضلنا علي العلمين

Latin Literal

86. Ve ismâîle velyesea ve yûnuse ve lûtâ(lûtan), ve kullen faddalnâ alel âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Ve İsmâîl’i; ve Elyesâ’ı; ve Yûnus’u; ve Lût’u; ve hepsini faziletli202 kıldık alemler203 üzerine.

Ahmed Samira Çevirisi

86 And Ishmael, and Elija, and Jonah, and Lot, and each/all We preferred/favoured on the creations altogether/(universes).

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Âlem, âlem, alem. Kavram 203

203 Farklı zamanlar ve/veya mekanlarda yaşamlar, durum ve şartlar. Göklerdeki uzaylı yaşamlar. Dünya hayatının farklı zamanlarında gerçekleşen yaşamlar.

7. A'râf Suresi

Ayet 39

Arapça Metin (Harekeli)

993|7|39|وَقَالَتْ أُولَىٰهُمْ لِأُخْرَىٰهُمْ فَمَا كَانَ لَكُمْ عَلَيْنَا مِن فَضْلٍ فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

993|7|39|وقالت اوليهم لاخريهم فما كان لكم علينا من فضل فذوقوا العذاب بما كنتم تكسبون

Latin Literal

39. Ve kâlet ûlâhum li uhrâhum fe mâ kâne lekum aleynâ min fadlin fe zûkûl azâbe bimâ kuntum teksibûn(teksibûne).

Türkçe Çeviri

Ve dedi onların ilkleri onların sonrakilerine: "Öyle ki olmuş değildir üzerimize sizlerin hiçbir fazlı202; öyle ki tadın azabı kazanır olduğunuzla."

Ahmed Samira Çevirisi

39 And their first said to their last: "So (there) was/is not was for you on us from grace/favour/blessing, so taste/experience the torture because (of) what you were gaining/acquiring ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve kalet ve dedi وَقَالَتْ قول
2 ulahum ilkleri onların أُولَاهُمْ اول
3 liuhrahum sonrakilere onların لِأُخْرَاهُمْ اخر
4 fema öyle ki değildir فَمَا -
5 kane olmuş كَانَ كون
6 lekum sizlerin لَكُمْ -
7 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
8 min hiçbir مِنْ -
9 fedlin fazl فَضْلٍ فضل
10 fezuku öyle ki tadın فَذُوقُوا ذوق
11 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
12 bima بِمَا -
13 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون
14 teksibune kazanırlar تَكْسِبُونَ كسب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

7. A'râf Suresi

Ayet 140

Arapça Metin (Harekeli)

1094|7|140|قَالَ أَغَيْرَ ٱللَّهِ أَبْغِيكُمْ إِلَٰهًا وَهُوَ فَضَّلَكُمْ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1094|7|140|قال اغير الله ابغيكم الها وهو فضلكم علي العلمين

Latin Literal

140. Kâle e gayrallâhi ebgîkum ilâhen ve huve faddalekum alel âlemîn(âlemîne).

Türkçe Çeviri

Dedi (Mûsâ): "Allah'tan başkasını mı ararım sizlere bir ilâh (olarak); ve O (Allah) faziletlendirdi202 sizleri alemlere203 karşı?"

Ahmed Samira Çevirisi

140 He said: "Is other than God a god I wish/desire (for) you, and He preferred/favoured you over the creations all together/(universes)?"

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 egayra başkasını أَغَيْرَ غير
3 llahi Allah'tan اللَّهِ -
4 ebgikum bakınırım/ararım sizlere أَبْغِيكُمْ بغي
5 ilahen bir ilâh إِلَٰهًا اله
6 vehuve ve O وَهُوَ -
7 feddelekum faziletlendirdi sizleri فَضَّلَكُمْ فضل
8 ala karşı عَلَى -
9 l-aalemine alemlere الْعَالَمِينَ علم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Âlem, âlem, alem. Kavram 203

203 Farklı zamanlar ve/veya mekanlarda yaşamlar, durum ve şartlar. Göklerdeki uzaylı yaşamlar. Dünya hayatının farklı zamanlarında gerçekleşen yaşamlar.

9. Tevbe Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

1263|9|28|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلَا يَقْرَبُوا۟ ٱلْمَسْجِدَ ٱلْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَٰذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦٓ إِن شَآءَ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1263|9|28|يايها الذين امنوا انما المشركون نجس فلا يقربوا المسجد الحرام بعد عامهم هذا وان خفتم عيله فسوف يغنيكم الله من فضله ان شا ان الله عليم حكيم

Latin Literal

28. Yâ eyyuhellezîne âmenû innemâl muşrikûne necesun fe lâ yakrebul mescidel harâme ba’de âmihim hâzâ ve in hıftum ayleten fe sevfe yugnîkumullâhu min fadlihî in şâe, innallâhe alîmun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Ancak ki müşrikler36 bir necestir760; öyle ki yaklaşamazlar haram mescite158 sonrasında bu yılları*; ve eğer korktunuzsa bir yoksulluk (olmasından); öyle ki yakında zengin edecek sizleri Allah kendi fazlından202 eğer dilerse; doğrusu Allah bir Alîm’dir8; bir Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

28 You, you those who believed but/truly the sharers/takers of partners (with God are) impurity/contamination , so they do not approach/near the Mosque the Forbidden/Sacred after this their year, and if you feared need/necessity/poverty, so God will/shall enrich/suffice you from His grace/favour , if He willed/wanted, that God (is) knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 innema ancak ki إِنَّمَا -
5 l-muşrikune müşrikler الْمُشْرِكُونَ شرك
6 necesun bir necestir نَجَسٌ نجس
7 fela öyle ki فَلَا -
8 yekrabu yaklaşmazlar يَقْرَبُوا قرب
9 l-mescide mescidi الْمَسْجِدَ سجد
10 l-harame haram الْحَرَامَ حرم
11 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
12 aamihim yılları عَامِهِمْ عوم
13 haza bu هَٰذَا -
14 ve in ve eğer وَإِنْ -
15 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف
16 ayleten bir yoksulluk (olmasından) عَيْلَةً عيل
17 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
18 yugnikumu zengin edecek sizleri يُغْنِيكُمُ غني
19 llahu Allah اللَّهُ -
20 min مِنْ -
21 fedlihi kendi fazlından فَضْلِهِ فضل
22 in eğer إِنْ -
23 şa'e dilerse شَاءَ شيا
24 inne doğrusu إِنَّ -
25 llahe Allah اللَّهَ -
26 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم
27 hakimun bir Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

Notlar

Not 1

*Bu yılları son yıllarıdır. Bundan sonra haram mescite yaklaşamazlar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Müşrik Kavram 36

36 Şirk koşan. Şirk; ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Haram mescit Kavram 158

158 Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğdiği her yer mescittir. Haram mescitse bulunduğu yerde günah işlemenin, kötülük yapmanın, canlılara zarar vermenin haram edildiği/yasaklandığı topluma ait olan mescittir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Neces Kavram 760

760 Pis, kirli, kontamine olmuş, temiz olmayan, saf olmayan. Müşrikler yani Yüce Allah'a şirk/ortak koşarak iman edenler ilâhi kitapların yanında dinde hüküm koyan şeyleri de kutsal kitaplara eş tuttukları için saf/temiz/halis değillerdir.

9. Tevbe Suresi

Ayet 59

Arapça Metin (Harekeli)

1294|9|59|وَلَوْ أَنَّهُمْ رَضُوا۟ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَقَالُوا۟ حَسْبُنَا ٱللَّهُ سَيُؤْتِينَا ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ وَرَسُولُهُۥٓ إِنَّآ إِلَى ٱللَّهِ رَٰغِبُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1294|9|59|ولو انهم رضوا ما اتيهم الله ورسوله وقالوا حسبنا الله سيوتينا الله من فضله ورسوله انا الي الله رغبون

Latin Literal

59. Ve lev ennehum radû mâ âtâhumullâhu ve resûluhu ve kâlû hasbunâllâhu se yu’tinâllâhu min fadlihî ve resûluhû innâ ilâllâhi râgıbûn(râgıbûne).

Türkçe Çeviri

Velev/şayet ki razı olsaydılar verdiğine onlara Allah'ın ve resûlünün700; ve deselerdi: "Hesaplayandır/düşünendir bizleri Allah; verecek bizlere Allah fazlından202; ve resûlü (de); doğrusu bizler Allah'a karşı rağbet767 edenleriz."

Ahmed Samira Çevirisi

59 And if that they accepted/approved what God and His messenger gave/brought them and they said: "Enough for us God, God will give/bring us from His grace/favour and His messenger, we are to God desiring/wishing."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velev velev/şayet وَلَوْ -
2 ennehum ki أَنَّهُمْ -
3 radu razı olsaydılar رَضُوا رضو
4 ma مَا -
5 atahumu verdiğine onlara اتَاهُمُ اتي
6 llahu Allah'ın اللَّهُ -
7 ve rasuluhu ve resûlünün وَرَسُولُهُ رسل
8 ve kalu ve deselerdi وَقَالُوا قول
9 hasbuna hesaplayandır/düşünendir bizleri حَسْبُنَا حسب
10 llahu Allah اللَّهُ -
11 seyu'tina verecek سَيُؤْتِينَا اتي
12 llahu Allah اللَّهُ -
13 min مِنْ -
14 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
15 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
16 inna doğrusu bizler إِنَّا -
17 ila karşı إِلَى -
18 llahi Allah'a اللَّهِ -
19 ragibune rağbet edenleriz رَاغِبُونَ رغب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

Rağbet Kavram 767

767 İstemek, arzulamak, tercih etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 74

Arapça Metin (Harekeli)

1309|9|74|يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ مَا قَالُوا۟ وَلَقَدْ قَالُوا۟ كَلِمَةَ ٱلْكُفْرِ وَكَفَرُوا۟ بَعْدَ إِسْلَٰمِهِمْ وَهَمُّوا۟ بِمَا لَمْ يَنَالُوا۟ وَمَا نَقَمُوٓا۟ إِلَّآ أَنْ أَغْنَىٰهُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ مِن فَضْلِهِۦ فَإِن يَتُوبُوا۟ يَكُ خَيْرًا لَّهُمْ وَإِن يَتَوَلَّوْا۟ يُعَذِّبْهُمُ ٱللَّهُ عَذَابًا أَلِيمًا فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَمَا لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مِن وَلِىٍّ وَلَا نَصِيرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1309|9|74|يحلفون بالله ما قالوا ولقد قالوا كلمه الكفر وكفروا بعد اسلمهم وهموا بما لم ينالوا وما نقموا الا ان اغنيهم الله ورسوله من فضله فان يتوبوا يك خيرا لهم وان يتولوا يعذبهم الله عذابا اليما في الدنيا والاخره وما لهم في الارض من ولي ولا نصير

Latin Literal

74. Yahlifûne billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en egnâhumullâhu ve resûluhu min fadlih(fadlihi), fe in yetûbû yeku hayren lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fid dunyâ vel âhıreh(âhıreti), ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

Türkçe Çeviri

Ant içerler Allah'a, demiş değillerdir (diye); ve muhakkak dediler küfür422 kelimesini/söylemini; ve kâfirlik25 ettiler İslam’ları218 sonrasında; ve yeltendiler asla nail* olamaz olduklarına; değillerdi öç alırlar dışında ki ganileştirir** onları Allah ve resûlü700 fazlından202; öyle ki eğer tevbe33 ederlerse olur onlara hayır; ve eğer dönerlerse azap eder onlara Allah elim/acıklı bir azapla dünyada ve ahirette; ve olmaz onlara yerde hiçbir bir veli28 ve ne de bir yardım eden.

Ahmed Samira Çevirisi

74 They swear/take oath by God, (that) they did not say, and (but) they had said the disbelief’s word/expression ,and they disbelieved after their Islam/submission/surrender, and they got interested/resolved with what they did not take/receive/obtain, and they did not revenge/criticize except that God and His messenger enriched them from His grace , so if they repent (it will) be best for them, and if they turn away, God tortures them a painful torture in the present world and the end (other life), and in the earth/Planet Earth no guardian/ally and nor victorior/savior (be) for them .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 yehlifune ant içerler يَحْلِفُونَ حلف
2 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
3 ma değildir مَا -
4 kalu dediler قَالُوا قول
5 velekad ve muhakkak وَلَقَدْ -
6 kalu dediler قَالُوا قول
7 kelimete kelime/söylem كَلِمَةَ كلم
8 l-kufri küfür الْكُفْرِ كفر
9 ve keferu ve kâfirlik ettiler وَكَفَرُوا كفر
10 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد
11 islamihim İslam’ları إِسْلَامِهِمْ سلم
12 ve hemmu ve yeltendiler وَهَمُّوا همم
13 bima بِمَا -
14 lem asla لَمْ -
15 yenalu nail olamaz olduklarına يَنَالُوا نيل
16 ve ma değillerdi وَمَا -
17 nekamu öç almış نَقَمُوا نقم
18 illa dışında إِلَّا -
19 en ki أَنْ -
20 egnahumu ganileştirir onları أَغْنَاهُمُ غني
21 llahu Allah اللَّهُ -
22 ve rasuluhu ve resûlü وَرَسُولُهُ رسل
23 min مِنْ -
24 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
25 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
26 yetubu tevbe ederlerse يَتُوبُوا توب
27 yeku olur يَكُ كون
28 hayran hayır خَيْرًا خير
29 lehum onlara لَهُمْ -
30 ve in ve eğer وَإِنْ -
31 yetevellev dönerlerse يَتَوَلَّوْا ولي
32 yuazzibhumu azap eder onlara يُعَذِّبْهُمُ عذب
33 llahu Allah اللَّهُ -
34 azaben bir azapla عَذَابًا عذب
35 elimen elim/acıklı أَلِيمًا الم
36 fi فِي -
37 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
38 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر
39 ve ma ve olmaz وَمَا -
40 lehum onlara لَهُمْ -
41 fi فِي -
42 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
43 min hiçbir مِنْ -
44 veliyyin bir veli وَلِيٍّ ولي
45 ve la ve ne de وَلَا -
46 nesirin bir yardım eden نَصِيرٍ نصر

Notlar

Not 1

*Ulaşır, elde eder.**Zenginleştirir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Veli Kavram 28

28 Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

İslam, islam Kavram 218

218 Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir. Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.

Küfür Kavram 422

422 Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.

Allah ve resûlü=Kur'an. Kavram 700

700 Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

9. Tevbe Suresi

Ayet 75

Arapça Metin (Harekeli)

1310|9|75|وَمِنْهُم مَّنْ عَٰهَدَ ٱللَّهَ لَئِنْ ءَاتَىٰنَا مِن فَضْلِهِۦ لَنَصَّدَّقَنَّ وَلَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1310|9|75|ومنهم من عهد الله لين اتينا من فضله لنصدقن ولنكونن من الصلحين

Latin Literal

75. Ve minhum men âhedallâhe le in âtânâ min fadlihî Le nessaddekanne ve le nekûnenne mines sâlihîn(sâlihîne).

Türkçe Çeviri

Ve onlardan kimi ahit* verdi Allah'a; muhakkak ki eğer verirse** bizlere fazlından202 mutlak sadaka39 veririz; ve mutlak oluruz sâlihlerden217 (diye).

Ahmed Samira Çevirisi

75 And from them who promised God: "If (E) He gave us from His grace/favour we will give charity (E) and we will be/become from the correct/righteous."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ -
2 men kimileri مَنْ -
3 aahede ahit verdi عَاهَدَ عهد
4 llahe Allah'a اللَّهَ -
5 lein muhakkak ki eğer لَئِنْ -
6 atana verirse bizlere اتَانَا اتي
7 min مِنْ -
8 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
9 lenessaddekanne mutlak sadaka veririz لَنَصَّدَّقَنَّ صدق
10 velenekunenne ve mutlak oluruz وَلَنَكُونَنَّ كون
11 mine مِنَ -
12 s-salihine salihlerden الصَّالِحِينَ صلح

Notlar

Not 1

*Antlaşma, anlaşma.**Allah.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sadaka-1; kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü. Kavram 39

39 Sadaka-1; kamu otoritesinin belirlediği bir oranda alınan özel bir vergi türü. Zekâttan ayrı olarak bu toplanan sadaka vergisi sadece 9:60 ayetinde işaret edilenler için harcanır.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Sâlihler Kavram 217

217 Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler yapanlar.

9. Tevbe Suresi

Ayet 76

Arapça Metin (Harekeli)

1311|9|76|فَلَمَّآ ءَاتَىٰهُم مِّن فَضْلِهِۦ بَخِلُوا۟ بِهِۦ وَتَوَلَّوا۟ وَّهُم مُّعْرِضُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1311|9|76|فلما اتيهم من فضله بخلوا به وتولوا وهم معرضون

Latin Literal

76. Fe lemmâ âtâhum min fadlihî bahılû bihî ve tevellev ve hum mu’ridûn(mu’ridûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki ne zaman verdi* onlara fazlından202 pintilik/cimrilik ettiler onunla**; ve döndüler; ve onlar dirençlidirler/aykırıdırlar.

Ahmed Samira Çevirisi

76 So when He gave them from His grace/favour they were stingy/miser with it, and they turned away and (while) they are objecting/opposing .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
2 atahum verdi onlara اتَاهُمْ اتي
3 min مِنْ -
4 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل
5 behilu pintilik/cimrilik ettiler بَخِلُوا بخل
6 bihi onunla بِهِ -
7 ve tevellev ve döndüler وَتَوَلَّوْا ولي
8 vehum ve onlar وَهُمْ -
9 mua'ridune dirençlidirler/aykırıdırlar مُعْرِضُونَ عرض

Notlar

Not 1

*Allah.**Verdiğiyle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

10. Yunus Suresi

Ayet 58

Arapça Metin (Harekeli)

1420|10|58|قُلْ بِفَضْلِ ٱللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِۦ فَبِذَٰلِكَ فَلْيَفْرَحُوا۟ هُوَ خَيْرٌ مِّمَّا يَجْمَعُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1420|10|58|قل بفضل الله وبرحمته فبذلك فليفرحوا هو خير مما يجمعون

Latin Literal

58. Kul bi fadlillâhi ve bi rahmetihî fe bi zâlike felyefrehû, hûve hayrun mimmâ yecmeûn(yecmeûne).

Türkçe Çeviri

De ki: "Allah'ın fazlıyla202 ve rahmetiyledir271"; öyle ki işte bununla*; öyle ki ferahlasınlar; o** bir hayırdır topladıklarından.

Ahmed Samira Çevirisi

58 Say: "With God’s grace/favour and His mercy, so with that so they should be happy/rejoiced , He/it is better from what they gather/collect ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 bifedli fazlıyla بِفَضْلِ فضل
3 llahi Allah'ın اللَّهِ -
4 ve birahmetihi ve rahmetiyle وَبِرَحْمَتِهِ رحم
5 febizalike öyle ki işte bununla فَبِذَٰلِكَ -
6 felyefrahu öyle ki ferahlasınlar فَلْيَفْرَحُوا فرح
7 huve o هُوَ -
8 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير
9 mimma مِمَّا -
10 yecmeune topladıklarından يَجْمَعُونَ جمع

Notlar

Not 1

*Allah'ın fazlı ve rahmetiyle.**Allah'ın fazlı ve rahmeti.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Rahmet Kavram 271

271 Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.

10. Yunus Suresi

Ayet 60

Arapça Metin (Harekeli)

1422|10|60|وَمَا ظَنُّ ٱلَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلْكَذِبَ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1422|10|60|وما ظن الذين يفترون علي الله الكذب يوم القيمه ان الله لذو فضل علي الناس ولكن اكثرهم لا يشكرون

Latin Literal

60. Ve mâ zannullezîne yefterûne alâllahil kezibe yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innallâhe le zû fadlın alen nâsi ve lâkinne ekserehum lâ yeşkurûn(yeşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ve nedir zanları314 kimselerin (ki) iftira402 atarlar Allah'a karşı kıyamet günü yalanını873?; doğrusu Allah mutlak sahibidir bir fazl202 insanlara karşı; velakin/fakat çoğu onların şükretmezler43.

Ahmed Samira Çevirisi

60 And what (is in the) thought/assumption (on) the Resurrection Day (of) those who fabricate on God the lie/falsehood ? That God (is owner) of (E) grace/favour/blessing on the people, and but most of them do not thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve ma ve nedir? وَمَا -
2 zennu zanları ظَنُّ ظنن
3 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
4 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري
5 ala karşı عَلَى -
6 llahi Allah'a اللَّهِ -
7 l-kezibe yalanı الْكَذِبَ كذب
8 yevme günü يَوْمَ يوم
9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
10 inne doğrusu إِنَّ -
11 llahe Allah اللَّهَ -
12 lezu mutlak sahibidir لَذُو -
13 fedlin bir fazl فَضْلٍ فضل
14 ala karşı عَلَى -
15 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس
16 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
17 ekserahum çoğu onların أَكْثَرَهُمْ كثر
18 la لَا -
19 yeşkurune şükretmezler يَشْكُرُونَ شكر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Zan Kavram 314

314 Varsayım, sanı, töhmet, elde somut veriler olmamasına karşın, birisi ya da bir olay hakkında hükme varmak ya da sonuca ulaşmak.

Din konusunda Allah'a iftira atmak, yalan uydurmak. Kavram 402

402 Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.

10. Yunus Suresi

Ayet 107

Arapça Metin (Harekeli)

1469|10|107|وَإِن يَمْسَسْكَ ٱللَّهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَ وَإِن يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَآدَّ لِفَضْلِهِۦ يُصِيبُ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

1469|10|107|وان يمسسك الله بضر فلا كاشف له الا هو وان يردك بخير فلا راد لفضله يصيب به من يشا من عباده وهو الغفور الرحيم

Latin Literal

107. Ve in yemseskallâhu bidurrin fe lâ kâşife lehu illâ hû(hûve), ve in yuridke bi hayrin fe lâ râdde li fadlih(fadlihi), yusîbu bihî men yeşâu min ibâdih(ibâdihi), ve huvel gafûrur râhîm(râhîmu).

Türkçe Çeviri

Ve eğer temas ettirse sana Allah bir zararı; öyle ki olmaz kâşif* ona** O’nun*** dışında; ve eğer dilerse**** sana bir hayrı; öyle ki olmaz reddeden***** fazlını202 O’nun***; isabet ettirir**** onu****** kullarından46 dilediği kimseye; ve O**** Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.

Ahmed Samira Çevirisi

107 And if God touches you with harm, so (there is) no remover/uncoverer (reliever) to it except Him, and if He wants/wills/intends you with goodness/generosity , so (there is) no returner for His grace/favour/blessing, He strikes/hits with it whom He wills/wants from His worshippers/slaves, and He is the forgiving, the merciful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve in ve eğer وَإِنْ -
2 yemseske temas ettirse sana يَمْسَسْكَ مسس
3 llahu Allah اللَّهُ -
4 bidurrin bir zararı بِضُرٍّ ضرر
5 fela öyle ki olmaz فَلَا -
6 kaşife kaşif كَاشِفَ كشف
7 lehu ona لَهُ -
8 illa dışında إِلَّا -
9 huve O’nun هُوَ -
10 ve in ve eğer وَإِنْ -
11 yuridke dilerse sana يُرِدْكَ رود
12 bihayrin bir hayrı بِخَيْرٍ خير
13 fela öyle ki olmaz فَلَا -
14 radde reddeden رَادَّ ردد
15 lifedlihi fazlını O’nun لِفَضْلِهِ فضل
16 yusibu isabet ettirir يُصِيبُ صوب
17 bihi onu بِهِ -
18 men kimseye مَنْ -
19 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
20 min مِنْ -
21 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد
22 ve huve ve O وَهُوَ -
23 l-gafuru Gafûr’dur الْغَفُورُ غفر
24 r-rahimu Rahîm’dir الرَّحِيمُ رحم

Notlar

Not 1

*Kurtulmanın yollarını keşfeden.**Zarara.***Allah'ın.****Allah.*****Geri döndüren.******Fazlı.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rahîm Kavram 2

2 Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

Gafûr Kavram 20

20 Bağışlayan.

Kulluk etmek Kavram 46

46 Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

11. Hûd Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1474|11|3|وَأَنِ ٱسْتَغْفِرُوا۟ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَٰعًا حَسَنًا إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِى فَضْلٍ فَضْلَهُۥ وَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنِّىٓ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Latin Literal

3. Ve enistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yumetti’kum metâan hasenen ilâ ecelin musemmen ve yu’ti kulle zî fadlin fadleh(fadlehu), ve in tevellev fe innî ehâfu aleykum azâbe yevmin kebîr(kebîrin).

Türkçe Çeviri

Ve ki istiğfar396 dileyin Rabbinizden4; sonra tevbe33 edin O'na; metalandırır54 sizleri güzel bir meta54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl202 sahibine fazlını202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben* korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Ahmed Samira Çevirisi

3 And that ask for forgiveness (from) your Lord then repent to Him, He gives you long life/makes you enjoy good/beautiful long life/enjoyment to a named/identified (specified) term/time, and He gives/brings each (owner) of grace/favour/blessing His grace/favour/blessing, and if they turned away, so that I, I fear on you a big/great day’s torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eni ve ki وَأَنِ -
2 stegfiru istiğfar isteyin اسْتَغْفِرُوا غفر
3 rabbekum Rabbinizden رَبَّكُمْ ربب
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
6 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
7 yumettia'kum metalandırır sizleri يُمَتِّعْكُمْ متع
8 metaan bir meta (-yla) مَتَاعًا متع
9 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن
10 ila kadar إِلَىٰ -
11 ecelin bir ecel أَجَلٍ اجل
12 musemmen bir belirli مُسَمًّى سمو
13 ve yu'ti ve verir وَيُؤْتِ اتي
14 kulle her bir كُلَّ كلل
15 zi sahibine ذِي -
16 fedlin fazl فَضْلٍ فضل
17 fedlehu fazlını onun فَضْلَهُ فضل
18 vein ve eğer وَإِنْ -
19 tevellev yüz çevirirseniz تَوَلَّوْا ولي
20 feinni öyle ki ben فَإِنِّي -
21 ehafu korkarım أَخَافُ خوف
22 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
23 azabe azabına (karşı) عَذَابَ عذب
24 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم
25 kebirin büyük كَبِيرٍ كبر

Notlar

Not 1

*Cibrîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

istiğfar Kavram 396

396 Mağfiret dilemek, suçlarının bağışlanmasını dilemek.

12. Yusuf Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1632|12|38|وَٱتَّبَعْتُ مِلَّةَ ءَابَآءِىٓ إِبْرَٰهِيمَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ مَا كَانَ لَنَآ أَن نُّشْرِكَ بِٱللَّهِ مِن شَىْءٍ ذَٰلِكَ مِن فَضْلِ ٱللَّهِ عَلَيْنَا وَعَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1632|12|38|واتبعت مله اباي ابرهيم واسحق ويعقوب ما كان لنا ان نشرك بالله من شي ذلك من فضل الله علينا وعلي الناس ولكن اكثر الناس لا يشكرون

Latin Literal

38. Vetteba’tu millete âbâî ibrâhîme ve ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), mâ kâne lenâ en nuşrike billâhi min şey(şey’in), zâlike min fadlillâhi aleynâ ve alen nâsi ve lâkinne ekseren nâsi lâ yeşkurûn(yeşkurûne).

Türkçe Çeviri

"Ve tabi oldum* babalarım/atalarım** İbrahim'in ve İshâk'ın ve Yakûb'un milletine301; olmuş değildir bizlere ki şirk71 koşarız Allah'a hiçbir şeyi; işte bu; bir fazlındandır202 Allah'ın üzerimize ve insanların üzerine; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu şükretmezler43."

Ahmed Samira Çevirisi

38 And I followed my father’s/forefather’s, Abraham’s and Isaac’s and Jacob’s faith/religion, (it) was not for us that we share/make partners with God from a thing, that is from God’s grace on us, and on the people, and but most of the people do not thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vettebea'tu ve tabi oldum وَاتَّبَعْتُ تبع
2 millete milletine مِلَّةَ ملل
3 abai babalarım/atalarım ابَائِي ابو
4 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ -
5 ve ishaka ve İshâk'ın وَإِسْحَاقَ -
6 ve yea'kube ve Yakûb'un وَيَعْقُوبَ -
7 ma değildir مَا -
8 kane olur كَانَ كون
9 lena bizlere لَنَا -
10 en ki أَنْ -
11 nuşrike şirk koşarız نُشْرِكَ شرك
12 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
13 min مِنْ -
14 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا
15 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
16 min مِنْ -
17 fedli bir fazlındandır فَضْلِ فضل
18 llahi Allah'ın اللَّهِ -
19 aleyna üzerimize عَلَيْنَا -
20 ve ala ve üzerine وَعَلَى -
21 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
22 velakinne velakin/fakat وَلَٰكِنَّ -
23 eksera ekseri/çoğu أَكْثَرَ كثر
24 n-nasi insanların النَّاسِ نوس
25 la لَا -
26 yeşkurune şükretmezler يَشْكُرُونَ شكر

Notlar

Not 1

*Yûsuf. Yûsuf uyduruk antik Mısır dinini terk edip tek tanrıcı dine tabi olmuştur. **Anlarız ki Yûsuf zindana düştüğünde babası Yakûb'tan haberdardı. Rabbimiz belki de vahiy yoluyla bildirmiştir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

Şirk koşmak/ortak koşmak Kavram 71

71 Ortaklaştırmak, ortak etmek. Yüce Allah hükmü (Kur'an) ile birlikte O'nun astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kutsal kitapların astından dinde hüküm koyucular edinmek. Kur'an'ın dışında dinde kitaplar edinmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Millet Kavram 301

301 Dinî öğreti, dinî inanç, dinî camia, dinî cemiyet, dinî topluluk, dinî cemaat.

13. Ra'd Suresi

Ayet 4

Arapça Metin (Harekeli)

1709|13|4|وَفِى ٱلْأَرْضِ قِطَعٌ مُّتَجَٰوِرَٰتٌ وَجَنَّٰتٌ مِّنْ أَعْنَٰبٍ وَزَرْعٌ وَنَخِيلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقَىٰ بِمَآءٍ وَٰحِدٍ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلَىٰ بَعْضٍ فِى ٱلْأُكُلِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1709|13|4|وفي الارض قطع متجورت وجنت من اعنب وزرع ونخيل صنوان وغير صنوان يسقي بما وحد ونفضل بعضها علي بعض في الاكل ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Latin Literal

4. Ve fîl ardı kıtaun mutecâvirâtun ve cennâtun min a’nâbin ve zer’un ve nahîlun sınvânun ve gayru sınvânin yuskâ bi mâin vâhid(vâhidin), ve nufaddılu ba’dehâ alâ ba’dın fîl ukul(ukuli), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Türkçe Çeviri

Ve yerdedir* komşu kıtalar**; ve cennetler*** üzümlerden; ve ekin; ve hurmalar; budaklılar**** ve olmaksızın***** budaklılar; sulanır tek bir suyla950; ve faziletlendiririz202 bir kısmını onun yemede****** bir kısım üzerine; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler237 bir kavme/topluma (ki) aklederler562.

Ahmed Samira Çevirisi

4 And in the earth/Planet Earth (are) parts/portions (sections) neighboring each other, and treed gardens/paradises from grapes and plants/crops and palm trees’ off shoots from a single root and without off shoots from a single root being given drink/irrigated with one water, and We prefer/favour some/part of it over some/part, in the food/fruits, that in that (are) evidences/signs (E) to a nation reasoning/comprehending .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve fi ve وَفِي -
2 l-erdi yerdedir الْأَرْضِ ارض
3 kitaun kıtalar قِطَعٌ قطع
4 mutecaviratun komşu مُتَجَاوِرَاتٌ جور
5 ve cennatun ve cennetler وَجَنَّاتٌ جنن
6 min مِنْ -
7 ea'nabin üzümlerden أَعْنَابٍ عنب
8 ve zer'un ve ekin وَزَرْعٌ زرع
9 ve nehilun ve hurmalar وَنَخِيلٌ نخل
10 sinvanun budaklılar صِنْوَانٌ صنو
11 ve gayru ve olmaksızın وَغَيْرُ غير
12 sinvanin budaklılar صِنْوَانٍ صنو
13 yuska sulanır يُسْقَىٰ سقي
14 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه
15 vahidin tek وَاحِدٍ وحد
16 venufeddilu ve faziletlendiririz وَنُفَضِّلُ فضل
17 bea'deha bir kısmını onun بَعْضَهَا بعض
18 ala üzerine عَلَىٰ -
19 bea'din bir kısım بَعْضٍ بعض
20 fi فِي -
21 l-ukuli yemede الْأُكُلِ اكل
22 inne doğrusu إِنَّ -
23 fi فِي -
24 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ -
25 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي
26 likavmin bir kavme/topluma لِقَوْمٍ قوم
27 yea'kilune aklederler يَعْقِلُونَ عقل

Notlar

Not 1

*Yeryüzündedir.**Arada okyanuslar olsa da kıtalar derinlerde birbirine komşudur. ***Bahçeler.****Budaklı, dallı ve çatallı gövdeli. Örnek elma ağacı vb. *****Budaklı, dallı ve çatallı gövdeli olmayan. Tek gövdeli. Örneğin buğday, arpa vb. ******Yeme lezzeti, faydaları.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Ayetler Kavram 237

237 Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.

Akletmek. Kavram 562

562 İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.

16. Nahl Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

1913|16|14|وَهُوَ ٱلَّذِى سَخَّرَ ٱلْبَحْرَ لِتَأْكُلُوا۟ مِنْهُ لَحْمًا طَرِيًّا وَتَسْتَخْرِجُوا۟ مِنْهُ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى ٱلْفُلْكَ مَوَاخِرَ فِيهِ وَلِتَبْتَغُوا۟ مِن فَضْلِهِۦ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1913|16|14|وهو الذي سخر البحر لتاكلوا منه لحما طريا وتستخرجوا منه حليه تلبسونها وتري الفلك مواخر فيه ولتبتغوا من فضله ولعلكم تشكرون

Latin Literal

14. Ve huvellezî sehharel bahre li te’kulû minhu lahmen tariyyen ve testahricû minhu hilyeten telbesûnehâ, ve terel fulke mevâhira fîhi ve li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Türkçe Çeviri

Ve O’dur* ki boyun eğdirendir bahrı236; yemeniz için ondan** taze bir et; ve çıkarmanız için ondan** bir takı (ki) kuşanırsınız/giyersiniz onu; ve görürsün gemiyi (ki) yarıp ilerleyenlerdir onda***; aramanız için O'nun**** fazlından202; ve belki sizler şükredersiniz43.

Ahmed Samira Çevirisi

14 And He is who manipulated/subjugated the sea/ocean to eat from it soft/tender meat , and you bring out from it a jewel/ornament you wear/dress it, and you see the ships audibly cutting/shearing in it, and to wish/desire from His grace/favour, and maybe/perhaps you thank/be grateful.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve huve ve O’dur وَهُوَ -
2 llezi ki الَّذِي -
3 sehhara boyun eğdirendir سَخَّرَ سخر
4 l-behra bahrı الْبَحْرَ بحر
5 lite'kulu yemeniz için لِتَأْكُلُوا اكل
6 minhu ondan مِنْهُ -
7 lehmen bir et لَحْمًا لحم
8 tariyyen taze طَرِيًّا طرو
9 ve testehricu ve çıkarmanız için وَتَسْتَخْرِجُوا خرج
10 minhu ondan مِنْهُ -
11 hilyeten bir takı حِلْيَةً حلي
12 telbesuneha kuşanırsınız/giyersiniz onu تَلْبَسُونَهَا لبس
13 ve tera ve görürsün وَتَرَى راي
14 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك
15 mevahira yarıp ileleyenlerdir مَوَاخِرَ مخر
16 fihi onda فِيهِ -
17 velitebtegu aramanız için وَلِتَبْتَغُوا بغي
18 min مِنْ -
19 fedlihi O'nun fazlından فَضْلِهِ فضل
20 veleallekum ve belki sizler وَلَعَلَّكُمْ -
21 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر

Notlar

Not 1

*Allah.**Bahırdan.***Bahırda.****Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

şükür/şükr Kavram 43

43 Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Bol su, bahr, bihâr. Kavram 236

236 Tatlı veya tuzlu fark etmeksizin bol su. Denizler, okyanuslar, yüksek debili nehirler (Nil), göller.

16. Nahl Suresi

Ayet 71

Arapça Metin (Harekeli)

1970|16|71|وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ فِى ٱلرِّزْقِ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُوا۟ بِرَآدِّى رِزْقِهِمْ عَلَىٰ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُمْ فَهُمْ فِيهِ سَوَآءٌ أَفَبِنِعْمَةِ ٱللَّهِ يَجْحَدُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1970|16|71|والله فضل بعضكم علي بعض في الرزق فما الذين فضلوا برادي رزقهم علي ما ملكت ايمنهم فهم فيه سوا افبنعمه الله يجحدون

Latin Literal

71. Vallâhu faddale ba’dakum alâ ba’dın fîr rızk(rızkı), femellezîne fuddılû bi râddî rızkıhim alâ mâ meleket eymânehum fe hum fîhi sevâ’(sevâun), e fe bi ni’metillâhi yechadûn(yechadûne).

Türkçe Çeviri

Ve Allah faziletli202 kıldı bir kısmınızı bir kısma karşı rızıkta; öyle ki kimseler* (ki) faziletli202 kılındılar değillerdir geri döndürmeyle rızıklarını sağ ellerinin malik olduklarına77 karşı; öyle ki onlar onda** aynı seviyede (olsun); öyle ki Allah'ın nimetine757 mi nankörlük* ederler?

Ahmed Samira Çevirisi

71 And God preferred/favoured some of you over some in the provision , so those who were preferred/favoured are not with returning their provision on (to) what their rights/oaths owned/possessed, so they are in it equal/alike . So are they with Gods’ blessing/goodness disbelieving and denying ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 feddele faziletlendir فَضَّلَ فضل
3 bea'dekum bir kısmınızı بَعْضَكُمْ بعض
4 ala karşı عَلَىٰ -
5 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض
6 fi فِي -
7 r-rizki rızıkta الرِّزْقِ رزق
8 fema öyle ki değildir فَمَا -
9 ellezine kimseler الَّذِينَ -
10 fuddilu faziletlendirilmiş فُضِّلُوا فضل
11 biraddi geri döndürücü بِرَادِّي ردد
12 rizkihim rızıklarını رِزْقِهِمْ رزق
13 ala عَلَىٰ -
14 ma مَا -
15 meleket malik oldukları مَلَكَتْ ملك
16 eymanuhum ellerinin أَيْمَانُهُمْ يمن
17 fehum öyle ki onlar فَهُمْ -
18 fihi onda فِيهِ -
19 seva'un aynı seviyede سَوَاءٌ سوي
20 efebinia'meti öyleyse nimetini mi أَفَبِنِعْمَةِ نعم
21 llahi Allah'ın اللَّهِ -
22 yechadune nankörlük ederler يَجْحَدُونَ جحد

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın kendilerine verdiği nimetlere nankörlük eden kimseler kendilerine verilen rızık nimetini başkalarıyla eşit oluncaya kadar paylaşmazlar. O durumda nimetin üzerine titrerler. Rızıklar kıymetlenir. Ancak Yüce Allah'ın kendilerine verdiği bu kıymetli nimetleri kendilerine karşılıksız olarak bağışladığının farkında olmazlar; teşekkür etmezler.**Rızıkta.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Nimetler Kavram 757

757 Yüce Allah Rahmân suresinde nimetlere bir işaret buyurmuştur. 31 temel parçacığın oluşturduğu tüm evren Yüce Allah'ın bir nimetidir. Cennetlerde de Yüce Allah hak eden kullarına ayakta/dikelmiş/kıyamda nimetler vereceğini bildirmektedir (Örn: 9:21). Anlarız ki cennetler gerçek anlamda yaratılan evrenler olacaktır. Muhtemel ki farklı atomlar muhteşem şeyle oluşturacak ve Rabbimiz bizlere inşAllah bu nimetlerinden tattıracaktır.

23. Mü'minûn Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

2695|23|24|فَقَالَ ٱلْمَلَؤُا۟ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِن قَوْمِهِۦ مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيْكُمْ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَٰٓئِكَةً مَّا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِىٓ ءَابَآئِنَا ٱلْأَوَّلِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

2695|23|24|فقال الملوا الذين كفروا من قومه ما هذا الا بشر مثلكم يريد ان يتفضل عليكم ولو شا الله لانزل مليكه ما سمعنا بهذا في اباينا الاولين

Latin Literal

24. Fe kâlel meleullezîne keferû min kavmihî mâ hâzâ illâ beşerun mıslukum yurîdu en yetefaddale aleykum, ve lev şâallâhu le enzele melâikeh(melâiketen), mâ semi’nâ bi hâzâ fî âbâinel evvelîn(evvelîne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki dedi melesi364 -(ki) onun* kavminden/toplumundan kâfirlik25 etmiş kimselerdir-: "Değildir bu** sizlerin misali870 bir beşer432 dışında; arzular** ki faziletli202 olsun üzerinize; velev/şayet dileseydi Allah mutlak indirirdi melekleri48; işitmiş değiliz bunu*** evvelki babalarımızda/atalarımızda."

Ahmed Samira Çevirisi

24 So said the nobles/assembly from those who disbelieved from his nation: "That (is) not except a human similar to you he wants that (he) makes himself more preferred/favoured on (to) you, and if God willed/wanted , He would have descended angels, we did not hear with that in our fathers/forefathers, the first/beginners."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول
2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا
3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ -
4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر
5 min مِنْ -
6 kavmihi kavminden/toplumundan onun قَوْمِهِ قوم
7 ma değildir مَا -
8 haza bu هَٰذَا -
9 illa dışında إِلَّا -
10 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر
11 mislukum misli sizlerin مِثْلُكُمْ مثل
12 yuridu arzular يُرِيدُ رود
13 en ki أَنْ -
14 yetefeddele faziletli olsun يَتَفَضَّلَ فضل
15 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
16 velev velev/şayet وَلَوْ -
17 şa'e dileseydi شَاءَ شيا
18 llahu Allah اللَّهُ -
19 leenzele mutlak indirirdi لَأَنْزَلَ نزل
20 melaiketen melekleri مَلَائِكَةً ملك
21 ma değiliz مَا -
22 semia'na işitmiş سَمِعْنَا سمع
23 bihaza bunu بِهَٰذَا -
24 fi فِي -
25 abaina babalarımızda/atalarımızda ابَائِنَا ابو
26 l-evveline evvelki الْأَوَّلِينَ اول

Notlar

Not 1

*Nûh'un.**Nûh.***Anlaşılır ki Nûh'tan meleklerin görünmesi gibi mucizeler istemektedirler. Melekler inmeden, bir mucize göstermeden bir resûl olamazsın demektedirler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Melek-1 (Cibrîl benzeri şerefli elçi) Kavram 48

48 Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli elçi Cibril benzeri varlıklar. Kendi iradeleri/akılları vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değillerdir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamazlar. İradeleriyle oluşturdukları her fikir mutlak ki takva içerir.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Mele Kavram 364

364 Toplumun önde gelenleri, yetkinleri.

Beşer Kavram 432

432 İnsanoğlu.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 47

Arapça Metin (Harekeli)

3578|33|47|وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ بِأَنَّ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَضْلًا كَبِيرًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3578|33|47|وبشر المومنين بان لهم من الله فضلا كبيرا

Latin Literal

47. Ve beşşiril mu’minîne bi enne lehum minallâhi fadlen kebîrâ(kebîren).

Türkçe Çeviri

Ve müjdele* müminleri27 ki onlaradır Allah’tan bir büyük bir fazl202.

Ahmed Samira Çevirisi

47 And announce good news (to) the believers with that for them from God (is) great grace/favour/blessing .

Notlar

Not 1

*Özne 2. tekil şahıs. Resûl Muhammed sen müjdele.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

44. Duhân Suresi

Ayet 57

Arapça Metin (Harekeli)

4469|44|57|فَضْلًا مِّن رَّبِّكَ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ

Arapça Metin (Harekesiz)

4469|44|57|فضلا من ربك ذلك هو الفوز العظيم

Latin Literal

57. Fadlen min rabbik(rabbike), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Türkçe Çeviri

Bir fazıldır202 (senin) Rabbinden4; işte bu; o (ki) aziz* fevzdir768.

Ahmed Samira Çevirisi

57 Grace/favour from you Lord, that (is) the success/triumph , the great.364

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 fedlen bir fazıldır فَضْلًا فضل
2 min مِنْ -
3 rabbike (senin) Rabbinden رَبِّكَ ربب
4 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
5 huve o (ki) هُوَ -
6 l-fevzu fevzdir الْفَوْزُ فوز
7 l-azimu azametli الْعَظِيمُ عظم

Notlar

Not 1

*Azametli, büyük, çok görkemli.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Fevz Kavram 768

768 Başarı, zafer.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 202: faziletli kılmak, fazilet, fazl,

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: faziletli kılmak, fazilet, fazl,

Kavram No: 202

Kısa Açıklama: 202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 37

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ey İsrâîloğulları 197 ! Hatırlayın nimetimi ki nimet verdim üzerinize; ve doğrusu ben faziletli 202 kıldım sizleri âlemler 203 * üzerine.

Arapça: 54|2|47|يبني اسريل اذكروا نعمتي التي انعمت عليكم واني فضلتكم علي العلمين

Bakara Suresi - Ayet 64

Türkçe Meal: Sonra sırt çevirdiniz * bunun ardından; öyle ki eğer olmasaydı fazlı 202 Allah'ın sizlere; ve rahmeti 271 O’nun; mutlak olurdunuz hüsrana uğrayanlardan.

Arapça: 71|2|64|ثم توليتم من بعد ذلك فلولا فضل الله عليكم ورحمته لكنتم من الخسرين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: "Ve iman 47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize 122 "; de ki: "Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır"; ki verilir birine misli 870 sizlere verilenin * ya da hac 376 ederler sizlere Rabbinizin 4 indinde/katında; de ki: "Doğrusu fazl 202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 ."

Arapça: 366|3|73|ولا تومنوا الا لمن تبع دينكم قل ان الهدي هدي الله ان يوتي احد مثل ما اوتيتم او يحاجوكم عند ربكم قل ان الفضل بيد الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 170

Türkçe Meal: Ferahlayanlardır Allah'ın onlara fazlından 202 verdiğine; ve müjdelerler 473 kendilerine asla ulaşmamış arkalarından kimseleri ki yoktur bir korku onlara (diye); ve onlar hüzünlenmezler (diye).

Arapça: 463|3|170|فرحين بما اتيهم الله من فضله ويستبشرون بالذين لم يلحقوا بهم من خلفهم الا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 171

Türkçe Meal: Müjdelerler 473 Allah’tan bir nimeti ve fazlı 202 ; ve ki Allah zayi * etmez müminlerin 27 ecrini (diye).

Arapça: 464|3|171|يستبشرون بنعمه من الله وفضل وان الله لا يضيع اجر المومنين

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 174

Türkçe Meal: Öyle ki geri döndüler bir nimetle Allah’tan ve bir fazl 202 ile; asla temas etmiyordu onlara bir kötülük; ve tabi oldular Allah'ın rızasına; ve Allah Zûl Fadlîl Azîm'dir 286 .

Arapça: 467|3|174|فانقلبوا بنعمه من الله وفضل لم يمسسهم سو واتبعوا رضون الله والله ذو فضل عظيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 180

Türkçe Meal: Ve sanmasın kimseler (ki) cimrilik ederler Allah’ın onlara verdiğine kendi fazlından 202 (ki) o hayırdır onlara; evet! o (cimrilik ettikleri) şerdir onlara; kıyamet günü 148 takılacak boyunlarına onların kendisiyle cimrilik ettikleri; ve Allah’adır göklerin 162 ve yerin mirası; ve Allah yaptıklarınıza haberdardır.

Arapça: 473|3|180|ولا يحسبن الذين يبخلون بما اتيهم الله من فضله هو خيرا لهم بل هو شر لهم سيطوقون ما بخلوا به يوم القيمه ولله ميرث السموت والارض والله بما تعملون خبير

Nisâ Suresi - Ayet 32

Türkçe Meal: Ve temenni * etmeyin fazlalıklı kıldığına Allah'ın kendisiyle bir kısmınızı bir kısma karşı; erkekleredir bir nasip kazandıklarından; ve kadınlaradır bir nasip kazandıklarından; ve sorun/sual edin Allah’a fazlından/lütfundan 202 O’nun; doğrusu Allah oldu her bir şeye bir Alîm 8 .

Arapça: 525|4|32|ولا تتمنوا ما فضل الله به بعضكم علي بعض للرجال نصيب مما اكتسبوا وللنسا نصيب مما اكتسبن وسلوا الله من فضله ان الله كان بكل شي عليما

Nisâ Suresi - Ayet 37

Türkçe Meal: Kimseler (ki) cimrilik/pintilik ederler; ve emrederler insanlara cimriliği/pintiliği; ve gizlerler verdiğini onlara Allah'ın kendi fazlından 202 ; ve hazırladık kâfirler 25 için yıpratan/çöktüren bir azap.

Arapça: 530|4|37|الذين يبخلون ويامرون الناس بالبخل ويكتمون ما اتيهم الله من فضله واعتدنا للكفرين عذابا مهينا

Nisâ Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ya da haset mi ederler insanlara, Allah'ın onlara verdiğine karşı kendi fazlından 202 ; öyle ki muhakkak verdik İbrahim ailesine/taraftarlarına kitap ve hikmet 303 * ; ve verdik onlara büyük bir mülk ** .

Arapça: 547|4|54|ام يحسدون الناس علي ما اتيهم الله من فضله فقد اتينا ال ابرهيم الكتب والحكمه واتينهم ملكا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: İşte bu; fazldır 202 Allah’tan; ve kâfi geldi/yetti Allah bir Alîm (olarak) 8 .

Arapça: 563|4|70|ذلك الفضل من الله وكفي بالله عليما

Nisâ Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Ve mutlak ki eğer isabet etse sizlere bir fazl 202 Allah’tan; muhakkak der (o kimse) -sanki asla olmaz * sizin aranızda ve onun arasında bir sevgi/dostluk-: "Ah! Keşke ben olsaydım onlarla beraber; öyle ki başarsaydım büyük bir başarı."

Arapça: 566|4|73|ولين اصبكم فضل من الله ليقولن كان لم تكن بينكم وبينه موده يليتني كنت معهم فافوز فوزا عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 113

Türkçe Meal: Şayet olmasa (-ydı) fazlı 202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti 271 ; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete 128 düşürürler seni; ve dalalete 128 düşürür değillerdir kendi nefisleri 201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı * ve hikmeti 303 ; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı 202 Allah'ın senin üzerine bir büyük ** (şey).

Arapça: 606|4|113|ولولا فضل الله عليك ورحمته لهمت طايفه منهم ان يضلوك وما يضلون الا انفسهم وما يضرونك من شي وانزل الله عليك الكتب والحكمه وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل الله عليك عظيما

Nisâ Suresi - Ayet 173

Türkçe Meal: Öyle ki iman 47 etmiş ve sâlihâtı 18 yapmış kimselere gelince; öyle ki tamamlanır ecirleri 820 ; ve ziyade eder/artırır (Allah) fazlından 202 ; ve geri durmuş ve büyüklenmiş kimselere gelince; öyle ki azap eder (Allah) onlara bir elim/acıklı (azapla); ve bulamazlar kendilerine Allah'ın astından bir veli 28 ; ve ne de bir yardımcı.

Arapça: 666|4|173|فاما الذين امنوا وعملوا الصلحت فيوفيهم اجورهم ويزيدهم من فضله واما الذين استنكفوا واستكبروا فيعذبهم عذابا اليما ولا يجدون لهم من دون الله وليا ولا نصيرا

Nisâ Suresi - Ayet 175

Türkçe Meal: Öyle ki Allah’a iman 47 etmiş ve O'na yapışmış kimselere gelince; öyle ki sokacak (Allah) onları kendinden bir rahmete 271 ve bir fazilete 202 ; ve kılavuzlar onları kendisine; dosdoğru bir yola.

Arapça: 668|4|175|فاما الذين امنوا بالله واعتصموا به فسيدخلهم في رحمه منه وفضل ويهديهم اليه صرطا مستقيما

Mâide Suresi - Ayet 2

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Halel getirmeyin * Allah'ın şiarlarına 312 ; ve ne de haram aya 34 ; ve ne de hediyeye 338 ; ve ne de gerdanlara ** ; ve ne de haram eve 535 gelenlere (ki) bakınırlar bir fazilete 202 Rablerinden 4 ve bir rızaya; ve sonlandırdığınız zaman ihramı 534 öyle ki avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme (olan) nefret/kin ki engellediler sizleri haram mescitten 158 ki (o durumda) sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın erdem ve takva 21 üzerine; ve yardımlaşmayın günah üzerine; ve sınırı aşmayın; ve takvalı 21 olun Allah’a; doğrusu Allah Şedîd'tir 536 akabinde *** .

Arapça: 671|5|2|يايها الذين امنوا لا تحلوا شعير الله ولا الشهر الحرام ولا الهدي ولا القليد ولا امين البيت الحرام يبتغون فضلا من ربهم ورضونا واذا حللتم فاصطادوا ولا يجرمنكم شنان قوم ان صدوكم عن المسجد الحرام ان تعتدوا وتعاونوا علي البر والتقوي ولا تعاونوا علي الاثم والعدون واتقوا الله ان الله شديد العقاب

Mâide Suresi - Ayet 54

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden 122 ; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar/alçak gönüllüdürler müminlere 27 karşı; azametlidirler * kâfirlere 25 karşı; cihat 356 ederler Allah yolunda 336 ; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır 202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir 297 ; Alîm’dir 8 .

Arapça: 723|5|54|يايها الذين امنوا من يرتد منكم عن دينه فسوف ياتي الله بقوم يحبهم ويحبونه اذله علي المومنين اعزه علي الكفرين يجهدون في سبيل الله ولا يخافون لومه لايم ذلك فضل الله يوتيه من يشا والله وسع عليم

En'âm Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: Kim çevrilip savılır ondan * o gün; öyle ki muhakkak rahmet 271 etti (Allah) ona; ve işte budur apaçık fazl 202 .

Arapça: 805|6|16|من يصرف عنه يوميذ فقد رحمه وذلك الفوز المبين

En'âm Suresi - Ayet 86

Türkçe Meal: Ve İsmâîl’i; ve Elyesâ’ı; ve Yûnus’u; ve Lût’u; ve hepsini faziletli 202 kıldık alemler 203 üzerine.

Arapça: 875|6|86|واسمعيل واليسع ويونس ولوطا وكلا فضلنا علي العلمين

A'râf Suresi - Ayet 39

Türkçe Meal: Ve dedi onların ilkleri onların sonrakilerine: "Öyle ki olmuş değildir üzerimize sizlerin hiçbir fazlı 202 ; öyle ki tadın azabı kazanır olduğunuzla."

Arapça: 993|7|39|وقالت اوليهم لاخريهم فما كان لكم علينا من فضل فذوقوا العذاب بما كنتم تكسبون

A'râf Suresi - Ayet 140

Türkçe Meal: Dedi (Mûsâ): "Allah'tan başkasını mı ararım sizlere bir ilâh (olarak); ve O (Allah) faziletlendirdi 202 sizleri alemlere 203 karşı?"

Arapça: 1094|7|140|قال اغير الله ابغيكم الها وهو فضلكم علي العلمين

Tevbe Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Ancak ki müşrikler 36 bir necestir 760 ; öyle ki yaklaşamazlar haram mescite 158 sonrasında bu yılları * ; ve eğer korktunuzsa bir yoksulluk (olmasından); öyle ki yakında zengin edecek sizleri Allah kendi fazlından 202 eğer dilerse; doğrusu Allah bir Alîm’dir 8 ; bir Hakîm’dir 9 .

Arapça: 1263|9|28|يايها الذين امنوا انما المشركون نجس فلا يقربوا المسجد الحرام بعد عامهم هذا وان خفتم عيله فسوف يغنيكم الله من فضله ان شا ان الله عليم حكيم

Tevbe Suresi - Ayet 59

Türkçe Meal: Velev/şayet ki razı olsaydılar verdiğine onlara Allah'ın ve resûlünün 700 ; ve deselerdi: "Hesaplayandır/düşünendir bizleri Allah; verecek bizlere Allah fazlından 202 ; ve resûlü (de); doğrusu bizler Allah'a karşı rağbet 767 edenleriz."

Arapça: 1294|9|59|ولو انهم رضوا ما اتيهم الله ورسوله وقالوا حسبنا الله سيوتينا الله من فضله ورسوله انا الي الله رغبون

Tevbe Suresi - Ayet 74

Türkçe Meal: Ant içerler Allah'a, demiş değillerdir (diye); ve muhakkak dediler küfür 422 kelimesini/söylemini; ve kâfirlik 25 ettiler İslam’ları 218 sonrasında; ve yeltendiler asla nail * olamaz olduklarına; değillerdi öç alırlar dışında ki ganileştirir ** onları Allah ve resûlü 700 fazlından 202 ; öyle ki eğer tevbe 33 ederlerse olur onlara hayır; ve eğer dönerlerse azap eder onlara Allah elim/acıklı bir azapla dünyada ve ahirette; ve olmaz onlara yerde hiçbir bir veli 28 ve ne de bir yardım eden.

Arapça: 1309|9|74|يحلفون بالله ما قالوا ولقد قالوا كلمه الكفر وكفروا بعد اسلمهم وهموا بما لم ينالوا وما نقموا الا ان اغنيهم الله ورسوله من فضله فان يتوبوا يك خيرا لهم وان يتولوا يعذبهم الله عذابا اليما في الدنيا والاخره وما لهم في الارض من ولي ولا نصير

Tevbe Suresi - Ayet 75

Türkçe Meal: Ve onlardan kimi ahit * verdi Allah'a; muhakkak ki eğer verirse ** bizlere fazlından 202 mutlak sadaka 39 veririz; ve mutlak oluruz sâlihlerden 217 (diye).

Arapça: 1310|9|75|ومنهم من عهد الله لين اتينا من فضله لنصدقن ولنكونن من الصلحين

Tevbe Suresi - Ayet 76

Türkçe Meal: Öyle ki ne zaman verdi * onlara fazlından 202 pintilik/cimrilik ettiler onunla ** ; ve döndüler; ve onlar dirençlidirler/aykırıdırlar.

Arapça: 1311|9|76|فلما اتيهم من فضله بخلوا به وتولوا وهم معرضون

Yunus Suresi - Ayet 58

Türkçe Meal: De ki: "Allah'ın fazlıyla 202 ve rahmetiyledir 271 "; öyle ki işte bununla * ; öyle ki ferahlasınlar; o ** bir hayırdır topladıklarından.

Arapça: 1420|10|58|قل بفضل الله وبرحمته فبذلك فليفرحوا هو خير مما يجمعون

Yunus Suresi - Ayet 60

Türkçe Meal: Ve nedir zanları 314 kimselerin (ki) iftira 402 atarlar Allah'a karşı kıyamet günü yalanını 873 ?; doğrusu Allah mutlak sahibidir bir fazl 202 insanlara karşı; velakin/fakat çoğu onların şükretmezler 43 .

Arapça: 1422|10|60|وما ظن الذين يفترون علي الله الكذب يوم القيمه ان الله لذو فضل علي الناس ولكن اكثرهم لا يشكرون

Yunus Suresi - Ayet 107

Türkçe Meal: Ve eğer temas ettirse sana Allah bir zararı; öyle ki olmaz kâşif * ona ** O’nun *** dışında; ve eğer dilerse **** sana bir hayrı; öyle ki olmaz reddeden ***** fazlını 202 O’nun *** ; isabet ettirir **** onu ****** kullarından 46 dilediği kimseye; ve O **** Gafûr’dur 20 ; Rahîm’dir 2 .

Arapça: 1469|10|107|وان يمسسك الله بضر فلا كاشف له الا هو وان يردك بخير فلا راد لفضله يصيب به من يشا من عباده وهو الغفور الرحيم

Hûd Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Ve ki istiğfar 396 dileyin Rabbinizden 4 ; sonra tevbe 33 edin O'na; metalandırır 54 sizleri güzel bir meta 54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl 202 sahibine fazlını 202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben * korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Arapça: 1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Yusuf Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: "Ve tabi oldum * babalarım/atalarım ** İbrahim'in ve İshâk'ın ve Yakûb'un milletine 301 ; olmuş değildir bizlere ki şirk 71 koşarız Allah'a hiçbir şeyi; işte bu; bir fazlındandır 202 Allah'ın üzerimize ve insanların üzerine; velakin/fakat insanların ekserisi/çoğu şükretmezler 43 ."

Arapça: 1632|12|38|واتبعت مله اباي ابرهيم واسحق ويعقوب ما كان لنا ان نشرك بالله من شي ذلك من فضل الله علينا وعلي الناس ولكن اكثر الناس لا يشكرون

Ra'd Suresi - Ayet 4

Türkçe Meal: Ve yerdedir * komşu kıtalar ** ; ve cennetler *** üzümlerden; ve ekin; ve hurmalar; budaklılar **** ve olmaksızın ***** budaklılar; sulanır tek bir suyla 950 ; ve faziletlendiririz 202 bir kısmını onun yemede ****** bir kısım üzerine; doğrusu işte bundadır mutlak ayetler 237 bir kavme/topluma (ki) aklederler 562 .

Arapça: 1709|13|4|وفي الارض قطع متجورت وجنت من اعنب وزرع ونخيل صنوان وغير صنوان يسقي بما وحد ونفضل بعضها علي بعض في الاكل ان في ذلك لايت لقوم يعقلون

Nahl Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Ve O’dur * ki boyun eğdirendir bahrı 236 ; yemeniz için ondan ** taze bir et; ve çıkarmanız için ondan ** bir takı (ki) kuşanırsınız/giyersiniz onu; ve görürsün gemiyi (ki) yarıp ilerleyenlerdir onda *** ; aramanız için O'nun **** fazlından 202 ; ve belki sizler şükredersiniz 43 .

Arapça: 1913|16|14|وهو الذي سخر البحر لتاكلوا منه لحما طريا وتستخرجوا منه حليه تلبسونها وتري الفلك مواخر فيه ولتبتغوا من فضله ولعلكم تشكرون

Nahl Suresi - Ayet 71

Türkçe Meal: Ve Allah faziletli 202 kıldı bir kısmınızı bir kısma karşı rızıkta; öyle ki kimseler * (ki) faziletli 202 kılındılar değillerdir geri döndürmeyle rızıklarını sağ ellerinin malik olduklarına 77 karşı; öyle ki onlar onda ** aynı seviyede (olsun); öyle ki Allah'ın nimetine 757 mi nankörlük * ederler?

Arapça: 1970|16|71|والله فضل بعضكم علي بعض في الرزق فما الذين فضلوا برادي رزقهم علي ما ملكت ايمنهم فهم فيه سوا افبنعمه الله يجحدون

Mü'minûn Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Öyle ki dedi melesi 364 -(ki) onun * kavminden/toplumundan kâfirlik 25 etmiş kimselerdir-: "Değildir bu ** sizlerin misali 870 bir beşer 432 dışında; arzular ** ki faziletli 202 olsun üzerinize; velev/şayet dileseydi Allah mutlak indirirdi melekleri 48 ; işitmiş değiliz bunu *** evvelki babalarımızda/atalarımızda."

Arapça: 2695|23|24|فقال الملوا الذين كفروا من قومه ما هذا الا بشر مثلكم يريد ان يتفضل عليكم ولو شا الله لانزل مليكه ما سمعنا بهذا في اباينا الاولين

Ahzâb Suresi - Ayet 47

Türkçe Meal: Ve müjdele * müminleri 27 ki onlaradır Allah’tan bir büyük bir fazl 202 .

Arapça: 3578|33|47|وبشر المومنين بان لهم من الله فضلا كبيرا

Duhân Suresi - Ayet 57

Türkçe Meal: Bir fazıldır 202 (senin) Rabbinden 4 ; işte bu; o (ki) aziz * fevzdir 768 .

Arapça: 4469|44|57|فضلا من ربك ذلك هو الفوز العظيم