Şerefli Kur’ân Meali
Arapça · Latin · Meal · Kavramlarla
Henüz sûre seçilmedi.
📝 Metin Ayarları
🔧 Araçlar
📑 Kişisel
📄 PDF
💾 Veri Yönetimi
Ayet alanları:
Kapsam:
Eşleştirme:
📖 Arama Operatörleri

Arama Operatörleri:

  • VE / AND: Her iki terim de bulunmalı
    Örnek: rahman VE rahim
  • VEYA / OR: Terimlerden biri yeterli
    Örnek: cehennem VEYA nar
  • DEĞİL / NOT: Terimi çıkar
    Örnek: kitap DEĞİL ehli
  • " ": Tam ifade (tırnak içinde)
    Örnek: "la ilahe illallah"
  • ( ): Grup/öncelik belirleme
    Örnek: (cennet VEYA firdevs) VE mümin
📚

Kavram 54: Meta

Bu kavram 32 ayette geçmektedir

📖 Kısa Açıklama

54Sermaye. Yararlanma.

2. Bakara Suresi

Ayet 36

Arapça Metin (Harekeli)

43|2|36|فَأَزَلَّهُمَا ٱلشَّيْطَٰنُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ وَقُلْنَا ٱهْبِطُوا۟ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَٰعٌ إِلَىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

43|2|36|فازلهما الشيطن عنها فاخرجهما مما كانا فيه وقلنا اهبطوا بعضكم لبعض عدو ولكم في الارض مستقر ومتع الي حين

Latin Literal

36. Fe ezellehumâş şeytânu anhâ fe ahrecehumâ mimmâ kânâ fîh(fîhi), ve kulnâhbitû ba’dukum li ba’din aduvv(aduvvun), ve lekum fîl ardı mustekarrun ve metâun ilâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki kaydırdı ikisini şeytân29* ondan (cennetten)**; öyle ki çıkardı ikisini içinde olduklarından; ve dedik: “Alçalın193 (insanlar); sizlerin bir kısmı bir kısma bir düşman (olarak); ve sizleredir yerde/yeryüzünde bir kararlı yerleşim; ve bir meta54; bir süreye (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

36 So the devil made them (B) slip/fall/sin from it, so he brought them (B) out from what they were (B) in it, and We said: "Descend/decline some of you to some (are) an enemy and for you in the earth/Planet Earth (is) settlement and long life/enjoyment to a time ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feezellehuma öyle ki kaydırdı ikisini فَأَزَلَّهُمَا زلل
2 ş-şeytanu şeytân الشَّيْطَانُ شطن
3 anha ondan (cennetten) عَنْهَا -
4 fe ehracehuma öyle ki çıkardı ikisini فَأَخْرَجَهُمَا خرج
5 mimma مِمَّا -
6 kana olduklarından كَانَا كون
7 fihi içinde فِيهِ -
8 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول
9 hbitu alçalın (insanlar) اهْبِطُوا هبط
10 bea'dukum sizlerin bir kısmı بَعْضُكُمْ بعض
11 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض
12 aduvvun bir düşman عَدُوٌّ عدو
13 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
14 fi - فِي -
15 l-erdi yerde/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض
16 mustekarrun bir kararlı yerleşim مُسْتَقَرٌّ قرر
17 ve metaun ve bir meta وَمَتَاعٌ متع
18 ila إِلَىٰ -
19 hinin bir süreye حِينٍ حين

Notlar

Not 1

*İblîs**İblîs cennette bulunan Âdem ve eşine bulunduğu paralel evrenden fısıldayarak onları kandırmış ve cennetten çıkmalarına neden olmuştur.

2. Bakara Suresi

Ayet 126

Arapça Metin (Harekeli)

133|2|126|وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِۦمُ رَبِّ ٱجْعَلْ هَٰذَا بَلَدًا ءَامِنًا وَٱرْزُقْ أَهْلَهُۥ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ مَنْ ءَامَنَ مِنْهُم بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُۥ قَلِيلًا ثُمَّ أَضْطَرُّهُۥٓ إِلَىٰ عَذَابِ ٱلنَّارِ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ

Arapça Metin (Harekesiz)

133|2|126|واذ قال ابرهم رب اجعل هذا بلدا امنا وارزق اهله من الثمرت من امن منهم بالله واليوم الاخر قال ومن كفر فامتعه قليلا ثم اضطره الي عذاب النار وبيس المصير

Latin Literal

126. Ve iz kâle ibrâhîmu rabbic’al hâzâ beleden âminen verzuk ehlehu mines semerâti men âmene minhum billâhi vel yevmil âhir(âhiri), kâle ve men kefere fe umettiuhu kalîlen summe adtarruhu ilâ azâbin nâr(nâri), ve bi’sel masîr(masîru).

Türkçe Çeviri

Ve dediği zaman İbrahim: “Rabbim!4 Yap bunu (bu beldeyi) güvenli bir belde832; ve rızıklandır ahalisini onun; meyvelerden; onlardan Allah'a ve ahiret gününe iman47 etmiş kimseye”; dedi (Allah) “ve kim kâfirlik25 etti öyle ki metalandırırım54 onu biraz; sonra zorlarım onu ateş azabına doğru; ve yıkım (yeri) oldu (o) varış yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

126 And when Abraham said: "My Lord , make this a safe/secure country/place , and provide for its people from the fruits, who believed from them, by God and the Day the Last/Resurrection Day." He said: "And who disbelieved, so I give him long life/make him enjoy a little , then I force him to the fire’s torture, and how bad (is) the end/destination ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve iz ve o zaman وَإِذْ -
2 kale dedi قَالَ قول
3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ -
4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب
5 c'al yap اجْعَلْ جعل
6 haza bunu هَٰذَا -
7 beleden bir belde بَلَدًا بلد
8 aminen güvenli امِنًا امن
9 verzuk ve rızıklandır وَارْزُقْ رزق
10 ehlehu ahalisini onun أَهْلَهُ اهل
11 mine مِنَ -
12 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر
13 men kim مَنْ -
14 amene iman etti امَنَ امن
15 minhum onlardan مِنْهُمْ -
16 billahi Allah'a بِاللَّهِ -
17 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم
18 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر
19 kale dedi (Allah) قَالَ قول
20 ve men ve kim وَمَنْ -
21 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر
22 feumettiuhu öyle ki metalandırırm onu فَأُمَتِّعُهُ متع
23 kalilen bir az قَلِيلًا قلل
24 summe sonra ثُمَّ -
25 edtarruhu zorlarım onu أَضْطَرُّهُ ضرر
26 ila doğru إِلَىٰ -
27 azabi azabına عَذَابِ عذب
28 n-nari ateş النَّارِ نور
29 ve bi'se ve yıkım/zarar/hasar oldu وَبِئْسَ باس
30 l-mesiru varış yeri الْمَصِيرُ صير

2. Bakara Suresi

Ayet 240

Arapça Metin (Harekeli)

247|2|240|وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَٰجًا وَصِيَّةً لِّأَزْوَٰجِهِم مَّتَٰعًا إِلَى ٱلْحَوْلِ غَيْرَ إِخْرَاجٍ فَإِنْ خَرَجْنَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِى مَا فَعَلْنَ فِىٓ أَنفُسِهِنَّ مِن مَّعْرُوفٍ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Latin Literal

240. Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcâ(ezvâcen), vasıyyeten li ezvâcihim metâan ilel havli gayre ıhrâc(ıhrâcın), fe in harecne fe lâ cunâha aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne min ma’rûf(ma’rûfin), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun).

Türkçe Çeviri

Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta54; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki201 bir maruftan291; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.

Ahmed Samira Çevirisi

240 And those who are made to die from you, and they leave spouses/wives , a bequest to their spouses/wives, alimony/enjoyment to the year without/not bringing out/forcing out, so if they (F) got out , so no offense/guilt/sin on you, in what they made/did in themselves (F) from kindness/known/goodness, and God (is) glorious/mighty , wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ -
2 yuteveffevne vefat ettirilirler يُتَوَفَّوْنَ وفي
3 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
4 ve yezerune ve bırakırlar geride وَيَذَرُونَ وذر
5 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج
6 vesiyyeten bir vasiyettir وَصِيَّةً وصي
7 liezvacihim eşleri için لِأَزْوَاجِهِمْ زوج
8 metaan bir meta مَتَاعًا متع
9 ila kadar إِلَى -
10 l-havli bir yıla الْحَوْلِ حول
11 gayra yoktur غَيْرَ غير
12 ihracin ihraç/çıkarma إِخْرَاجٍ خرج
13 fein öyle ki eğer فَإِنْ -
14 haracne çıktılar (kadınlar) خَرَجْنَ خرج
15 fela öyle ki yoktur فَلَا -
16 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ -
18 fi فِي -
19 ma مَا -
20 fealne faal olduklarında فَعَلْنَ فعل
21 fi فِي -
22 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس
23 min مِنْ -
24 mea'rufin bir maruftan مَعْرُوفٍ عرف
25 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
26 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز
27 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Azîz Kavram 37

37 Güç yetiren.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

maruf Kavram 291

291 Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 14

Arapça Metin (Harekeli)

307|3|14|زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ ٱلشَّهَوَٰتِ مِنَ ٱلنِّسَآءِ وَٱلْبَنِينَ وَٱلْقَنَٰطِيرِ ٱلْمُقَنطَرَةِ مِنَ ٱلذَّهَبِ وَٱلْفِضَّةِ وَٱلْخَيْلِ ٱلْمُسَوَّمَةِ وَٱلْأَنْعَٰمِ وَٱلْحَرْثِ ذَٰلِكَ مَتَٰعُ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَٱللَّهُ عِندَهُۥ حُسْنُ ٱلْمَـَٔابِ

Arapça Metin (Harekesiz)

307|3|14|زين للناس حب الشهوت من النسا والبنين والقنطير المقنطره من الذهب والفضه والخيل المسومه والانعم والحرث ذلك متع الحيوه الدنيا والله عنده حسن الماب

Latin Literal

14. Zuyyine lin nâsi hubbuş şehevâti minen nisâi vel benîne vel kanâtîril mukantarati minez zehebi vel fıddati vel haylil musevvemeti vel en’âmi vel hars(harsi), zâlike metâul hayâtid dunyâ, vallâhu indehu HUSNUL MEÂB(meâbi).

Türkçe Çeviri

Süslendi insanlara şehvetlerin/aşırı arzulamaların sevgisi; kadınlardan ve oğullardan; ve kantarlardan/yığınlardan kantarlı/yığınlı altından ve gümüşten; ve cins atlardan; ve en'âmdan645; ve ekinlerden; işte bunlar; metasıdır54 dünya hayatının; ve Allah'ın indindedir/katındadır güzel geri dönüş yeri.

Ahmed Samira Çevirisi

14 (It) was decorated/beautified to the people the lusts’/desires’/cravings’ love/like from the women, and the sons and daughters , and the vaulted tons from the gold and the silver, and the identified/distinguished (from) the horses , and the camels/livestock , and the agricultural land/plants that (is) the present life’s/worldly life’s enjoyment and God, at Him good/beautiful (is) the return.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 zuyyine süslendi زُيِّنَ زين
2 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس
3 hubbu sevgisi حُبُّ حبب
4 ş-şehevati şehvetlerin/arzulamaların الشَّهَوَاتِ شهو
5 mine مِنَ -
6 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو
7 velbenine ve oğullardan وَالْبَنِينَ بني
8 velkanatiri ve kantarlar/yığınlar وَالْقَنَاطِيرِ قنطر
9 l-mukantarati kantarlı/yığınla الْمُقَنْطَرَةِ قنطر
10 mine مِنَ -
11 z-zehebi altından الذَّهَبِ ذهب
12 velfiddeti ve gümüşten وَالْفِضَّةِ فضض
13 velhayli ve atlardan وَالْخَيْلِ خيل
14 l-musevvemeti cins الْمُسَوَّمَةِ سوم
15 vel'en'aami ve çiftlik hayvanları وَالْأَنْعَامِ نعم
16 velharsi ve ekinlerden (gelen) وَالْحَرْثِ حرث
17 zalike işte bunlar ذَٰلِكَ -
18 metau metasıdır مَتَاعُ متع
19 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي
20 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
21 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ -
22 indehu indindedir/katındadır عِنْدَهُ عند
23 husnu güzel حُسْنُ حسن
24 l-mabi geri dönüle الْمَابِ اوب

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

En’âm, enâm; koyun, keçi, deve ve sığır türleri. Kavram 645

645 Koyun, keçi, deve ve sığır türleri. Eşli olarak sekiz çiftlerdir. Bak. 6:143-144.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 185

Arapça Metin (Harekeli)

478|3|185|كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ ٱلْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فَمَن زُحْزِحَ عَنِ ٱلنَّارِ وَأُدْخِلَ ٱلْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَآ إِلَّا مَتَٰعُ ٱلْغُرُورِ

Arapça Metin (Harekesiz)

478|3|185|كل نفس ذايقه الموت وانما توفون اجوركم يوم القيمه فمن زحزح عن النار وادخل الجنه فقد فاز وما الحيوه الدنيا الا متع الغرور

Latin Literal

185. Kullu nefsin zâikatul mevt(mevti), ve innemâ tuveffevne ucûrekum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), fe men zuhziha anin nâri ve udhılel cennete fe kad fâz(fâze), ve mâl hâyâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri).

Türkçe Çeviri

Her bir nefis201 tadıcıdır ölümü; ve ancak ki tamamlanır ecirleriniz820 kıyamet günü148; öyle ki kim itilip uzaklaştırıldı ateşten; ve sokuldu cennete; öyle ki muhakkak başardı (o); ve değildir dünya hayatı aldatan/illüzyon* (bir) meta54 dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

185 Every self (is) tasting/experiencing the death, and but you are being fulfilled/completed your rewards (on) the Resurrection Day, so who was removed from the fire, and made to enter the Paradise, so he had won/succeeded/triumphed, and the present world/worldly life is not except the deceit’s/temptation’s enjoyment.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kullu her كُلُّ كلل
2 nefsin bir nefis نَفْسٍ نفس
3 zaikatu tadıcıdır ذَائِقَةُ ذوق
4 l-mevti ölümü الْمَوْتِ موت
5 ve innema ve ancak وَإِنَّمَا -
6 tuveffevne tamamlanır تُوَفَّوْنَ وفي
7 ucurakum ecirleriniz أُجُورَكُمْ اجر
8 yevme günü يَوْمَ يوم
9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم
10 femen öyle ki kim فَمَنْ -
11 zuhziha itilip uzaklaştırıldı زُحْزِحَ زحزح
12 ani عَنِ -
13 n-nari ateşten النَّارِ نور
14 ve udhile ve sokuldu وَأُدْخِلَ دخل
15 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن
16 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ -
17 faze başardı فَازَ فوز
18 ve ma ve değildir وَمَا -
19 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي
20 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
21 illa dışında إِلَّا -
22 metau meta مَتَاعُ متع
23 l-gururi aldatan/ilüzyon الْغُرُورِ غرر

Notlar

Not 1

*Holografik evren prensibi kapsamında evrenimiz Levh-i Mahfuz'dan yani evrenimizi bir üst boyuttan saran 2D zardan/membrandan gelen bilginin ışık hızında çalışan bir 3D yazıcı gibi canlanmasıyla gerçek hale gelir. Anlarız ki dünya hayatı, içinde yaşadığımız evren bir illüzyondur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Kıyamet günü Kavram 148

148 Kıyam günü/dönemi/evresi. Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; insanın yaratılış özelliği olan beynin (bedenle veya bedensiz) dikilmesi/ayağa kalkması. Ahiret evreninde bilincin avatar bedene yüklenmesiyle aktive olduğu, dirildiği gün/dönem/evre.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

Ecir Kavram 820

820 Ödül, mükafat.

3. Âl-i İmrân Suresi

Ayet 197

Arapça Metin (Harekeli)

490|3|197|مَتَٰعٌ قَلِيلٌ ثُمَّ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ ٱلْمِهَادُ

Arapça Metin (Harekesiz)

490|3|197|متع قليل ثم ماويهم جهنم وبيس المهاد

Latin Literal

197. Metâun kalîlun summe me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel mihâd(mihâdu).

Türkçe Çeviri

Az bir metadır54; sonra sığınağı onların cehennemdir; ve ne perişan yataktır/dinlenme yeridir.

Ahmed Samira Çevirisi

197 (A) little enjoyment, then their shelter/refuge (is) Hell , and how bad (are) the beds ?

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 metaun bir metadır مَتَاعٌ متع
2 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل
3 summe sonra ثُمَّ -
4 me'vahum sığınağı onların مَأْوَاهُمْ اوي
5 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ -
6 vebi'se ve ne perişan وَبِئْسَ باس
7 l-mihadu yataktır/dinlenme yeridir الْمِهَادُ مهد

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

4. Nisâ Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

517|4|24|وَٱلْمُحْصَنَٰتُ مِنَ ٱلنِّسَآءِ إِلَّا مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُكُمْ كِتَٰبَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَأُحِلَّ لَكُم مَّا وَرَآءَ ذَٰلِكُمْ أَن تَبْتَغُوا۟ بِأَمْوَٰلِكُم مُّحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَٰفِحِينَ فَمَا ٱسْتَمْتَعْتُم بِهِۦ مِنْهُنَّ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ فَرِيضَةً وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا تَرَٰضَيْتُم بِهِۦ مِنۢ بَعْدِ ٱلْفَرِيضَةِ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

517|4|24|والمحصنت من النسا الا ما ملكت ايمنكم كتب الله عليكم واحل لكم ما ورا ذلكم ان تبتغوا بامولكم محصنين غير مسفحين فما استمتعتم به منهن فاتوهن اجورهن فريضه ولا جناح عليكم فيما ترضيتم به من بعد الفريضه ان الله كان عليما حكيما

Latin Literal

24. Vel muhsanâtu minen nisâi illâ mâ meleket eymânukum, kitâballâhi aleykum, ve uhille lekum mâ varâe zâlikum en tebtegû bi emvâlikum muhsinîne gayra musâfihîn(musâfihîne). Fe mâstemta’tum bihî minhunne fe âtûhunne ucûrehunne farîdah(farîdaten). Ve lâ cunâha aleykum fîmâ terâdaytum bihî min ba’dil farîdah(farîdati). İnnallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).

Türkçe Çeviri

Ve muhsanât492 kadınlardan (nikâh) (ki) -dışındadır* sağ ellerinizin malik/sahip77 olduğu- Allah'ın kitabıdır/yazgısıdır üzerine*; ve helal kılındı sizlere bunların ötesi/arkası (da) ki bakınırsınız mallarınızla** muhsinîn496 (olmaya), olmaksızın musâfihin494; öyle ki metalanmanızdır54*** onunla (nikâhla) onlardan (sağ ellerinizin malik/sahip olduklarından); öyle ki verin ecirlerini**** bir farz497 (olarak); ve farz497 (olan) sonrasında olmaz bir günah üzerinize onunla (nikâhla) razı olduğunuzdakinde*****; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Hakîm9.

Ahmed Samira Çevirisi

24 And the married from the women except what your rights owned/possessed (from spoils of war) God’s decree/judgment on you, and became/is permitted/allowed for you, what (is) behind that, that you ask/desire with your (P) wealths , marrying not fornicating/adulterating, so what you enjoyed with it, from them (F), so give them (F) their (F) rewards/fees (dowries) a religious duty/command/stipulation ,and no offense/guilt on you in what you (P) mutually agreed with it, from after the religious duty/command/stipulation , that God was/is knowledgeable, wise/judicious.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velmuhsanatu ve muhsenât وَالْمُحْصَنَاتُ حصن
2 mine مِنَ -
3 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو
4 illa dışındadır إِلَّا -
5 ma مَا -
6 meleket malik/sahip olduğu مَلَكَتْ ملك
7 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن
8 kitabe kitabıdır/yazmasıdır كِتَابَ كتب
9 llahi Allah'ın اللَّهِ -
10 aleykum üzerine عَلَيْكُمْ -
11 ve uhille ve helal kılındı وَأُحِلَّ حلل
12 lekum sizlere لَكُمْ -
13 ma مَا -
14 vera'e ötesi/arkası وَرَاءَ وري
15 zalikum bunların ذَٰلِكُمْ -
16 en ki أَنْ -
17 tebtegu bakınırsınız تَبْتَغُوا بغي
18 biemvalikum mallarınızla بِأَمْوَالِكُمْ مول
19 muhsinine muhsine (olmaya) مُحْصِنِينَ حصن
20 gayra olmaksızın غَيْرَ غير
21 musafihine musâfihin مُسَافِحِينَ سفح
22 fema öyle ki فَمَا -
23 stemtea'tum metalandığınızdır اسْتَمْتَعْتُمْ متع
24 bihi onunla (nikahla)) بِهِ -
25 minhunne onlardan (kadınlardan) مِنْهُنَّ -
26 fe atuhunne öyle ki verin فَاتُوهُنَّ اتي
27 ucurahunne ecirlerini/karşılıklarını أُجُورَهُنَّ اجر
28 ferideten bir farz (olarak) فَرِيضَةً فرض
29 ve la ve olmaz وَلَا -
30 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح
31 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
32 fima فِيمَا -
33 teradeytum razı olduğunuzdakinde تَرَاضَيْتُمْ رضو
34 bihi onunla (nikahla) بِهِ -
35 min مِنْ -
36 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد
37 l-ferideti farz (olan) الْفَرِيضَةِ فرض
38 inne doğrusu إِنَّ -
39 llahe Allah اللَّهَ -
40 kane oldu كَانَ كون
41 alimen Alîm عَلِيمًا علم
42 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم

Notlar

Not 1

*Müslüman erkeklere muhsanât kadınlarla nikâh yazılmıştır. Müminlerin ilk hedefi öncelikle müminât muhsanât kadınlarla nikâhlanmak olmalıdır. Müminât muhsanât kadınlarla nikâhlanma çabalamasına rağmen asla güç yetiremeyenler varsa sağ ellerin malik/sahip olduğu kadınlardan birisiyle nikâhlanabilir. Elbette karşılıklı rızayla. 4:25 ayetinde sağ ellerin malik/sahip olduğu genç kadınlardan müminât (iman etmiş) olanların tercih edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sağ ellerin malik/sahip olduğu kadınlarla yapılan bu nikâh da çiftleri birbirine bağlayan bir nikâhtır (4:21). Geçici bir nikâh asla değildir. Çünkü bu nikâhtan çocuklar doğabilir. Çiftler nikâhın tüm sorumluluklarını ve şartlarını kabul etmiş sayılır. Boşanma şartları da mutlak ki Kur'an'da bildirilen kurallara tabidir. **Nikâhlanarak bir ev geçindirme gücünüz, kuvvetiniz ve malınız varsa. ***Bir kadınla evlilik hayatı paylaşarak geçimlik sağlama.****Muhsanât kadınlarla evlenmek için sadaka/mehir verilir. Sağ ellerin malik/sahip olduğu kadınlar için de nikâha bir karşılık/ecir bir farz/zorunluluk olarak verilmelidir.*****Farz olan ecir/karşılık tamamlanırsa nikâh şekli çiftlerin dilediği gibi yapılabilir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Alîm Kavram 8

8 Bilen.

Hakîm Kavram 9

9 Bilge/bilgelikle hükmeden.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Sağ elin sahip olduğu Kavram 77

77 Sözle/antlaşmayla bir başkasının kısmî kontrolüne giren kadın ve erkek. Örnek; bir savaş nedeniyle mülteci konumuna düşmüş evsiz kadın ve erkeklerin bir kamu yönetimi aracılığıyla belirli kişilerin kısmî kontrolüne bir sözleşmeyle/antlaşmayla verilmesi. Örnek; evde ya da iş yerinde çalışmak için iş ahdi yapmış olan çalışanlar.

Muhsanât Kavram 492

492 İffeti sağlam, güçlendirilmiş kadınlar. İffetini korumuş, korunmuş kadınlar. Sağlam ve güçlü iffeti nedeniyle ulaşılmaz/erişilmez olmuş kadınlar.

Musâfihât Kavram 494

494 Nikâh olmadan bekâr erkeklerle cinsel ilişkiye giren bekâr kadınlar.

Muhsinîn Kavram 496

496 İffeti sağlam, güçlendirilmiş erkekler. İffetini korumuş, korunmuş erkekler. Sağlam ve güçlü iffeti nedeniyle ulaşılmaz/erişilmez olmuş erkekler.

Farz kılmak/etmek. Kavram 497

497 Uygulamaya koymak, belirlemek, önceden fikslemek/sabitlemek, zorunlu olarak uygulamaya koymak.

4. Nisâ Suresi

Ayet 77

Arapça Metin (Harekeli)

570|4|77|أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوٓا۟ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ ٱلنَّاسَ كَخَشْيَةِ ٱللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُوا۟ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا ٱلْقِتَالَ لَوْلَآ أَخَّرْتَنَآ إِلَىٰٓ أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَٰعُ ٱلدُّنْيَا قَلِيلٌ وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ ٱتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Latin Literal

77. E lem tera ilâllezîne kîle lehum kuffû eydiyekum, ve ekîmus salâte ve âtûz zekât(zekâte), fe lemmâ kutibe aleyhimul kıtâlu izâ ferîkun minhum yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeh(haşyeten), ve kâlû rabbenâ lime ketebte aleynâl kıtâl(kıtâle), lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîb(karîbin). Kul metâud dunyâ kalîl(kalîlun), vel âhıratu hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

Türkçe Çeviri

Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10"; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet53 duyar insanlara; haşyet53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz4! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim137 (kadar).

Ahmed Samira Çevirisi

77 Did you not see to those who were said to them: "Prevent/stop your hands and keep up the prayers, and give the charity." So when the fighting/killing was written/decreed on them, then a group from them fear the people, as God’s fear, or stronger fear, and they said: "Our Lord, for what (did) You write/decree on us the fighting/killing, if only You delayed us to (a) near term/time." Say: "The present world’s enjoyment (is) little, and the end (other life) (is) best to who feared and obeyed, and you do (will) not be caused injustice to/oppressed (as little as) a cleft in a seed ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 elem أَلَمْ -
2 tera görmez misin تَرَ راي
3 ila إِلَى -
4 ellezine kimseleri الَّذِينَ -
5 kile denildi قِيلَ قول
6 lehum onlara لَهُمْ -
7 kuffu çekin كُفُّوا كفف
8 eydiyekum ellerinizi أَيْدِيَكُمْ يدي
9 ve ekimu ve dikin/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم
10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو
11 ve atu ve verin وَاتُوا اتي
12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو
13 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا -
14 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب
15 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ -
16 l-kitalu savaş الْقِتَالُ قتل
17 iza o zaman إِذَا -
18 ferikun bir fırka/bir grup فَرِيقٌ فرق
19 minhum onlardan مِنْهُمْ -
20 yehşevne haşyet duyar/derin saygı duyar يَخْشَوْنَ خشي
21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
22 kehaşyeti haşyet duyar/derin saygı duyar gibi كَخَشْيَةِ خشي
23 llahi Allah'a اللَّهِ -
24 ev ya da أَوْ -
25 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد
26 haşyeten bir haşyet duyma/derin saygı duyma خَشْيَةً خشي
27 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول
28 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب
29 lime niçin لِمَ -
30 ketebte yazdın كَتَبْتَ كتب
31 aleyna bize عَلَيْنَا -
32 l-kitale savaş الْقِتَالَ قتل
33 levla keşke لَوْلَا -
34 ehhartena tehir etseydin/erteleseydin bizi أَخَّرْتَنَا اخر
35 ila إِلَىٰ -
36 ecelin bir ecele/bir süreye أَجَلٍ اجل
37 karibin yakın قَرِيبٍ قرب
38 kul de ki قُلْ قول
39 metau metası/yararlanması مَتَاعُ متع
40 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
41 kalilun azdır قَلِيلٌ قلل
42 vel'ahiratu ve ahiret وَالْاخِرَةُ اخر
43 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير
44 limeni kimse için لِمَنِ -
45 tteka takvalı oldu/sakındı اتَّقَىٰ وقي
46 ve la ve وَلَا -
47 tuzlemune zulmedilmez sizlere تُظْلَمُونَ ظلم
48 fetilen bir fitil/bir sicim (kadar) فَتِيلًا فتل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Müminlerin günlük vakitli salâtı. Kavram 5

5 Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

Zekât Kavram 10

10 Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür.

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Haşyet/huşu Kavram 53

53 Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Bir fitil/bir sicim Kavram 137

137 Evrenimizin en küçük yapıtaşı 1.6x10 -35 metre uzunluğunda, ipliksi, fitil benzeri titreşen bir sicimdir. İpliksi, fitil benzeri yapılardır.Kur'an’da yüce Allah evrendeki en küçük yapının sicim (kıvrılmış-fitil, ‘string’) olduğunu işaret etmektedir.

İkame etmek. Kavram 572

572 Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak.

5. Mâide Suresi

Ayet 96

Arapça Metin (Harekeli)

765|5|96|أُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ ٱلْبَحْرِ وَطَعَامُهُۥ مَتَٰعًا لَّكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ ٱلْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِىٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

765|5|96|احل لكم صيد البحر وطعامه متعا لكم وللسياره وحرم عليكم صيد البر ما دمتم حرما واتقوا الله الذي اليه تحشرون

Latin Literal

96. Uhille lekum saydul bahri ve taâmuhu metâan lekum ve lis seyyârah(seyyârati), ve hurrime aleykum saydul berri mâ dumtum hurumâ(hurumen) vettekullâhellezî ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).

Türkçe Çeviri

Helal kılındı sizlere bol su236 avı ve yiyeceği onun; bir metadır54 sizlere ve seyir halinde olanlara; ve haram edildi üzerinize kara avı daim olduğunuzda ihrama534; ve takvalı21 olun Allah’a; O ki O’na doğru haşredilirsiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

96 Permitted/allowed for you is the sea’s hunting/fishing, and its food, enjoyment to you and to the caravan/people often moving , and forbidden on you (is) the shore’s/land’s hunting/trapping as long as you continued in compliance with pilgrimage prohibitions , and fear and obey God, who to Him you are being gathered.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل
2 lekum sizlere لَكُمْ -
3 saydu avı صَيْدُ صيد
4 l-behri bol su الْبَحْرِ بحر
5 ve taaamuhu ve yiyeceği onun وَطَعَامُهُ طعم
6 metaan bir meta مَتَاعًا متع
7 lekum sizlere لَكُمْ -
8 velisseyyarati ve seyir halinde olanlara وَلِلسَّيَّارَةِ سير
9 ve hurrime ve haram edildi وَحُرِّمَ حرم
10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
11 saydu avı صَيْدُ صيد
12 l-berri kara الْبَرِّ برر
13 ma مَا -
14 dumtum daim olduğunuzda دُمْتُمْ دوم
15 hurumen ihrama حُرُمًا حرم
16 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي
17 llahe Allah’a اللَّهَ -
18 llezi O ki الَّذِي -
19 ileyhi O’na doğru إِلَيْهِ -
20 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Takva Kavram 21

21 Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Bol su, bahr, bihâr. Kavram 236

236 Tatlı veya tuzlu fark etmeksizin bol su. Denizler, okyanuslar, yüksek debili nehirler (Nil), göller.

Hurum, ihram Kavram 534

534 Hac döneminde yapılması haram edilen şeyleri yapmamak. Haram emrine uymak.

7. A'râf Suresi

Ayet 24

Arapça Metin (Harekeli)

978|7|24|قَالَ ٱهْبِطُوا۟ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَٰعٌ إِلَىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

978|7|24|قال اهبطوا بعضكم لبعض عدو ولكم في الارض مستقر ومتع الي حين

Latin Literal

24. Kâlehbitû ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun), ve lekum fîl’ardı mustekarrun ve metâun ilâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Dedi (Allah): "İnin/alçalın* bir kısmınız** bir kısma** bir düşman (olarak); ve sizleredir* yerde*** bir kalma/yerleşme yeri; ve bir meta54 bir süreye kadar."

Ahmed Samira Çevirisi

24 He said: "Drop/descend/reduce some of you to some (are) an enemy, and for you in the earth/Planet Earth (is) settlement/establishment and long life/enjoyment to a time ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi (Allah) قَالَ قول
2 hbitu inin/alçalın اهْبِطُوا هبط
3 bea'dukum bır kısmınız sizlerin بَعْضُكُمْ بعض
4 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض
5 aduvvun bir düşman (olarak) عَدُوٌّ عدو
6 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ -
7 fi فِي -
8 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
9 mustekarrun bir kalma/yerleşme yeri مُسْتَقَرٌّ قرر
10 ve metaun ve bir meta وَمَتَاعٌ متع
11 ila kadar إِلَىٰ -
12 hinin bir süreye حِينٍ حين

Notlar

Not 1

*Çoğul eril gelmiştir. Hitap insanlaradır.**Mutlak ki çoğul grupları işaret etmektedir.**Dünya gezegeni. Cennetten çıkarılan insan daha alçak bir evrene gönderilecektir.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

9. Tevbe Suresi

Ayet 38

Arapça Metin (Harekeli)

1273|9|38|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ ٱنفِرُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ٱثَّاقَلْتُمْ إِلَى ٱلْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا مِنَ ٱلْءَاخِرَةِ فَمَا مَتَٰعُ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فِى ٱلْءَاخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1273|9|38|يايها الذين امنوا ما لكم اذا قيل لكم انفروا في سبيل الله اثاقلتم الي الارض ارضيتم بالحيوه الدنيا من الاخره فما متع الحيوه الدنيا في الاخره الا قليل

Latin Literal

38. Yâ eyyuhellezîne âmenû mâ lekum izâ kîle lekumunfirû fî sebîlillâhissâkaltum ilel ard(ardi), e radîtum bil hayâtid dunyâ minel âhireh(âhireti), fe mâ metâul hayâtid dunyâ fîl âhireti illâ kalîl(kalîlun).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Nedir sizlere (olan) (ki) denildiği zaman sizlere "Neferleşin763 Allah’ın yolunda" çakılıp kaldınız yere doğru; razı mı oldunuz ahiretten (vazgeçip) dünya hayatıyla; öyle ki dünya hayatının metası54 ahirettekine (göre) ancak bir azdır.

Ahmed Samira Çevirisi

38 You, you those who believed, why (is it) to you, if (it) is said to you: "Rush/hasten in God’s sake ," you become heavy/burdened in the earth/Planet Earth? Did you accept/become content with the life the present/worldly life, (other) than the end (other life)? So the present world’s/worldly life’s long life/enjoyment is not except little/small in the end (other life).

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 ma nedir مَا -
5 lekum sizlere (olan) لَكُمْ -
6 iza إِذَا -
7 kile denildiği zaman قِيلَ قول
8 lekumu sizlere لَكُمُ -
9 nfiru neferleşin انْفِرُوا نفر
10 fi فِي -
11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل
12 llahi Allah’ın اللَّهِ -
13 ssakaltum çakılıp kaldınız اثَّاقَلْتُمْ ثقل
14 ila doğru إِلَى -
15 l-erdi yere الْأَرْضِ ارض
16 eraditum razımısını أَرَضِيتُمْ رضو
17 bil-hayati hayatıyla بِالْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 mine مِنَ -
20 l-ahirati ahiretten الْاخِرَةِ اخر
21 fema öyle ki فَمَا -
22 metau metasıdır مَتَاعُ متع
23 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي
24 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
25 fi فِي -
26 l-ahirati ahirettekine الْاخِرَةِ اخر
27 illa ancak إِلَّا -
28 kalilun bir azdır قَلِيلٌ قلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Neferleşmek Kavram 763

763 Yüce Allah yolunda askerler olmak, erler olmak, hareketlenmek, koşuşturmak, acele etmek.

9. Tevbe Suresi

Ayet 69

Arapça Metin (Harekeli)

1304|9|69|كَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ كَانُوٓا۟ أَشَدَّ مِنكُمْ قُوَّةً وَأَكْثَرَ أَمْوَٰلًا وَأَوْلَٰدًا فَٱسْتَمْتَعُوا۟ بِخَلَٰقِهِمْ فَٱسْتَمْتَعْتُم بِخَلَٰقِكُمْ كَمَا ٱسْتَمْتَعَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُم بِخَلَٰقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَٱلَّذِى خَاضُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1304|9|69|كالذين من قبلكم كانوا اشد منكم قوه واكثر امولا واولدا فاستمتعوا بخلقهم فاستمتعتم بخلقكم كما استمتع الذين من قبلكم بخلقهم وخضتم كالذي خاضوا اوليك حبطت اعملهم في الدنيا والاخره واوليك هم الخسرون

Latin Literal

69. Kellezîne min kablikum kânû eşedde minkum kuvveten ve eksere emvâlen ve evlâdâ(evlâden), festemteû bi halâkihim, festemta’tum bi halâkikum kemastemteallezîne min kablikum bi halâkihim ve hudtum kellezî hâdû, ulâike habitat a’mâluhum fid dunyâ vel âhıreh(âhıreti), ve ulâike humul hâsirûn (hâsirûne).

Türkçe Çeviri

Kimseler gibi sizlerden önce (ki) olmuşlardı daha şiddetli sizlerden bir kuvvet (olarak); ve daha çok mallar ve evlatlar (olarak); öyle ki metalandılar54 paylarıyla; öyle ki metalandınız54 paylarınızla sizlerden önceki kimselerin paylarıyla metalandığı54 gibi; ve daldınız* dalanlar* gibi; işte bunlar; boşa çıktı yaptıkları onların dünyada ve ahirette; ve işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar.

Ahmed Samira Çevirisi

69 As/like those from before them they were stronger than you, (in) strength/power and (with) more properties/possessions , and children, so they lived long/enjoyed with their good luck/fortune, so you lived long/enjoyed with your good luck/fortune, as those from before you lived long/enjoyed with their good luck/fortune, and you plunged into/engaged in conversation as/like who plunged into/engaged in conversation , those their deeds (are) wasted in the present world, and the end (other life), and those, they are the losers .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ -
2 min مِنْ -
3 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل
4 kanu oldular كَانُوا كون
5 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد
6 minkum sizlerden مِنْكُمْ -
7 kuvveten bir kuvvet (olarak) قُوَّةً قوي
8 ve eksera ve daha çok وَأَكْثَرَ كثر
9 emvalen mallar (olarak) أَمْوَالًا مول
10 ve evladen ve evlatlar (olarak) وَأَوْلَادًا ولد
11 festemteu öyle ki metalandılar فَاسْتَمْتَعُوا متع
12 bihalakihim paylarıyla بِخَلَاقِهِمْ خلق
13 festemtea'tum öyle ki metalandınız فَاسْتَمْتَعْتُمْ متع
14 bihalakikum paylarınızla بِخَلَاقِكُمْ خلق
15 kema gibi كَمَا -
16 stemtea metalandığı اسْتَمْتَعَ متع
17 ellezine kimselerin الَّذِينَ -
18 min مِنْ -
19 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل
20 bihalakihim paylarıyla بِخَلَاقِهِمْ خلق
21 ve hudtum ve daldınız وَخُضْتُمْ خوض
22 kallezi gibi كَالَّذِي -
23 hadu dalanlar خَاضُوا خوض
24 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ -
25 habitat boşa gitti حَبِطَتْ حبط
26 ea'maluhum yaptıkları أَعْمَالُهُمْ عمل
27 fi فِي -
28 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو
29 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر
30 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ -
31 humu onlardır هُمُ -
32 l-hasirune hüsrana uğrayanlar الْخَاسِرُونَ خسر

Notlar

Not 1

*Dünya hayatının metasına daldınız.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

10. Yunus Suresi

Ayet 23

Arapça Metin (Harekeli)

1385|10|23|فَلَمَّآ أَنجَىٰهُمْ إِذَا هُمْ يَبْغُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّمَا بَغْيُكُمْ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُم مَّتَٰعَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُكُمْ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1385|10|23|فلما انجيهم اذا هم يبغون في الارض بغير الحق يايها الناس انما بغيكم علي انفسكم متع الحيوه الدنيا ثم الينا مرجعكم فننبيكم بما كنتم تعملون

Latin Literal

23. Fe lemmâ encâhum izâ hum yebgûne fîl ardı bi gayril hakk(hakkı), yâ eyyuhen nâsu innemâ bagyukum alâ enfusikum metâal hayâtid dunyâ summe ileynâ merciukum fe nunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Türkçe Çeviri

Öyle ki gelince kurtardığı* zamana onları; onlar taşarlar/sınır aşarlar yerde** olmaksızın hak/gerçek; ey insanlar! Ancak ki taşkınlığınız kendi nefislerinize201 karşıdır; metadır54 dünya hayatı; sonra bizedir dönüş yeriniz; öyle ki haber veririz sizlere yaparlar olduğunuzu.

Ahmed Samira Çevirisi

23 So when He saved/rescued them, then they oppress/transgress/corrupt in the earth/Planet Earth without the right , you, you the people but your oppression/transgression (is) on yourselves the life the present’s/worldly life’s long life/enjoyment, then to Us (is) your return, so We inform you with what you were making/doing .137

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felemma öyle ki gelince فَلَمَّا -
2 encahum kurtardığı onları أَنْجَاهُمْ نجو
3 iza zamana إِذَا -
4 hum onlar هُمْ -
5 yebgune taşarlar/sınır aşarlar يَبْغُونَ بغي
6 fi فِي -
7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير
9 l-hakki hak/gerçek الْحَقِّ حقق
10 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
11 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس
12 innema ancak ki إِنَّمَا -
13 begyukum taşkınlığınız بَغْيُكُمْ بغي
14 ala karşıdır عَلَىٰ -
15 enfusikum kendi nefislerinize أَنْفُسِكُمْ نفس
16 metaa metadır مَتَاعَ متع
17 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 summe sonra ثُمَّ -
20 ileyna bizedir إِلَيْنَا -
21 merciukum dönüş yeriniz مَرْجِعُكُمْ رجع
22 fe nunebbiukum öyle ki haber veririz sizlere فَنُنَبِّئُكُمْ نبا
23 bima بِمَا -
24 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون
25 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل

Notlar

Not 1

*Allah'ın.**Yeryüzünde.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nefis Kavram 201

201 Benlik, kişilik, öz varlık.

10. Yunus Suresi

Ayet 70

Arapça Metin (Harekeli)

1432|10|70|مَتَٰعٌ فِى ٱلدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ ٱلْعَذَابَ ٱلشَّدِيدَ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1432|10|70|متع في الدنيا ثم الينا مرجعهم ثم نذيقهم العذاب الشديد بما كانوا يكفرون

Latin Literal

70. Metâun fîd dunyâ summe ileynâ merciuhum summe nuzîkuhumul azâbeş şedîde bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Türkçe Çeviri

Bir metadır54 dünyadaki; sonra bize doğrudur dönüş yeri onların; sonra tattırırız onlara şiddetli azabı kâfirlik25 ederler olduklarıyla.

Ahmed Samira Çevirisi

70 Long life/enjoyment in the present world then to Us (is) their return, then We make them taste/experience the torture the strong (severe) because (of) what they were disbelieving.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 metaun bir metadır مَتَاعٌ متع
2 fi فِي -
3 d-dunya dünyadaki الدُّنْيَا دنو
4 summe sonra ثُمَّ -
5 ileyna bize doğrudur إِلَيْنَا -
6 merciuhum dönüş yerleri onların مَرْجِعُهُمْ رجع
7 summe sonra ثُمَّ -
8 nuzikuhumu tattırırız onlara نُذِيقُهُمُ ذوق
9 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب
10 ş-şedide şiddetli الشَّدِيدَ شدد
11 bima بِمَا -
12 kanu olduklarıyla كَانُوا كون
13 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

10. Yunus Suresi

Ayet 98

Arapça Metin (Harekeli)

1460|10|98|فَلَوْلَا كَانَتْ قَرْيَةٌ ءَامَنَتْ فَنَفَعَهَآ إِيمَٰنُهَآ إِلَّا قَوْمَ يُونُسَ لَمَّآ ءَامَنُوا۟ كَشَفْنَا عَنْهُمْ عَذَابَ ٱلْخِزْىِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1460|10|98|فلولا كانت قريه امنت فنفعها ايمنها الا قوم يونس لما امنوا كشفنا عنهم عذاب الخزي في الحيوه الدنيا ومتعنهم الي حين

Latin Literal

98. Fe lev lâ kânet karyetun âmenet fe nefeahâ îmânuhâ, illâ kavme yûnus(yûnuse), lemmâ âmenû keşefnâ anhum azâbel hızyi fîl hayâtid dunyâ ve metta’nâhum ilâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki keşke olsaydı iman878 etmiş bir kente (ki) öyle ki menfaat sağlasaydı ona* imanı878; dışındadır** Yûnus’un kavmi/toplumu; ne zaman ki iman47 ettiler; keşfettik*** onlardan bir rezillik azabını dünya hayatında; ve metalandırdık54 onları bir süreye doğru.

Ahmed Samira Çevirisi

98 So where it not for a village/urban city (that) believed, so its faith/belief benefited it, except Jonah’s/Yonis’ nation, when they believed We removed/uncovered (relieved) from them the shameful/scandalous/disgraceful torture in the present world/worldly life, and We gave them long life/made they enjoy to a time .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 felevla öyle ki keşke فَلَوْلَا -
2 kanet olsaydı كَانَتْ كون
3 karyetun bir kent (ki) قَرْيَةٌ قري
4 amenet iman etti امَنَتْ امن
5 fe nefe aha öyle ki menfaat sağlasaydı ona فَنَفَعَهَا نفع
6 imanuha imanı onun إِيمَانُهَا امن
7 illa dışındadır إِلَّا -
8 kavme kavmi/toplumu قَوْمَ قوم
9 yunuse Yûnus’un يُونُسَ -
10 lemma ne zaman ki لَمَّا -
11 amenu iman ettiler امَنُوا امن
12 keşefna keşfettik كَشَفْنَا كشف
13 anhum onlardan عَنْهُمْ -
14 azabe azabını عَذَابَ عذب
15 l-hizyi bir rezillik الْخِزْيِ خزي
16 fi فِي -
17 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي
18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
19 ve mettea'nahum ve metalandırdık onları وَمَتَّعْنَاهُمْ متع
20 ila doğru إِلَىٰ -
21 hinin bir süre حِينٍ حين

Notlar

Not 1

*Kente.**Yûnus'un kavminin/toplumunun imanı gerçek bir imandı.***Azaptan kurtaracak yollar açtık, keşfetmelerini sağladık.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

11. Hûd Suresi

Ayet 3

Arapça Metin (Harekeli)

1474|11|3|وَأَنِ ٱسْتَغْفِرُوا۟ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَٰعًا حَسَنًا إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِى فَضْلٍ فَضْلَهُۥ وَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنِّىٓ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Latin Literal

3. Ve enistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yumetti’kum metâan hasenen ilâ ecelin musemmen ve yu’ti kulle zî fadlin fadleh(fadlehu), ve in tevellev fe innî ehâfu aleykum azâbe yevmin kebîr(kebîrin).

Türkçe Çeviri

Ve ki istiğfar396 dileyin Rabbinizden4; sonra tevbe33 edin O'na; metalandırır54 sizleri güzel bir meta54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl202 sahibine fazlını202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben* korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Ahmed Samira Çevirisi

3 And that ask for forgiveness (from) your Lord then repent to Him, He gives you long life/makes you enjoy good/beautiful long life/enjoyment to a named/identified (specified) term/time, and He gives/brings each (owner) of grace/favour/blessing His grace/favour/blessing, and if they turned away, so that I, I fear on you a big/great day’s torture.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve eni ve ki وَأَنِ -
2 stegfiru istiğfar isteyin اسْتَغْفِرُوا غفر
3 rabbekum Rabbinizden رَبَّكُمْ ربب
4 summe sonra ثُمَّ -
5 tubu tevbe edin تُوبُوا توب
6 ileyhi O'na إِلَيْهِ -
7 yumettia'kum metalandırır sizleri يُمَتِّعْكُمْ متع
8 metaan bir meta (-yla) مَتَاعًا متع
9 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن
10 ila kadar إِلَىٰ -
11 ecelin bir ecel أَجَلٍ اجل
12 musemmen bir belirli مُسَمًّى سمو
13 ve yu'ti ve verir وَيُؤْتِ اتي
14 kulle her bir كُلَّ كلل
15 zi sahibine ذِي -
16 fedlin fazl فَضْلٍ فضل
17 fedlehu fazlını onun فَضْلَهُ فضل
18 vein ve eğer وَإِنْ -
19 tevellev yüz çevirirseniz تَوَلَّوْا ولي
20 feinni öyle ki ben فَإِنِّي -
21 ehafu korkarım أَخَافُ خوف
22 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ -
23 azabe azabına (karşı) عَذَابَ عذب
24 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم
25 kebirin büyük كَبِيرٍ كبر

Notlar

Not 1

*Cibrîl.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Rab Kavram 4

4 Efendi, komuta eden.

Tevbe Kavram 33

33 Dönmek, vazgeçmek.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

faziletli kılmak, fazilet, fazl, Kavram 202

202 İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.

istiğfar Kavram 396

396 Mağfiret dilemek, suçlarının bağışlanmasını dilemek.

11. Hûd Suresi

Ayet 48

Arapça Metin (Harekeli)

1519|11|48|قِيلَ يَٰنُوحُ ٱهْبِطْ بِسَلَٰمٍ مِّنَّا وَبَرَكَٰتٍ عَلَيْكَ وَعَلَىٰٓ أُمَمٍ مِّمَّن مَّعَكَ وَأُمَمٌ سَنُمَتِّعُهُمْ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1519|11|48|قيل ينوح اهبط بسلم منا وبركت عليك وعلي امم ممن معك وامم سنمتعهم ثم يمسهم منا عذاب اليم

Latin Literal

48. Kîle yâ nûhuhbıt bi selâmin minnâ ve berekâtin aleyke ve alâ umemin mimmen meâk(meâke), ve umemun se numettiuhum summe yemessuhum minnâ azâbun elîm(elîmun).

Türkçe Çeviri

Denildi: "Ey Nûh! İn/alçal bir selamla* bizden; ve bereketlerle252 senin üzerine ve ümmetler305 üzerine (ki) seninle birlikte (olan) kimsedendir; ve ümmetler305 (ki) metalandıracağız54 onları; sonra temas eder onlara bizden elim/acıklı bir azap.

Ahmed Samira Çevirisi

48 (It) was said: "You Noah, descend/enter with safety/security/peace from Us and blessings on you, and on nations from what/who (are) with you, and nations We will give them long life/make them enjoy, then painful torture from Us touches them."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kile denildi قِيلَ قول
2 ya nuhu ey Nûh يَا نُوحُ -
3 hbit in/alçal اهْبِطْ هبط
4 biselamin bir selamla بِسَلَامٍ سلم
5 minna bizden مِنَّا -
6 ve berakatin ve bereketlerle وَبَرَكَاتٍ برك
7 aleyke üzerine عَلَيْكَ -
8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ -
9 umemin ümmetler أُمَمٍ امم
10 mimmen kimseden مِمَّنْ -
11 meake seninle birlikte مَعَكَ -
12 veumemun ve ümmetler (ki) وَأُمَمٌ امم
13 senumettiuhum metalandıracağız onları سَنُمَتِّعُهُمْ متع
14 summe sonra ثُمَّ -
15 yemessuhum temas eder onlara يَمَسُّهُمْ مسس
16 minna bizden مِنَّا -
17 azabun bir azap عَذَابٌ عذب
18 elimun elim/acıklı أَلِيمٌ الم

Notlar

Not 1

*Esenlikle, güvenlikle.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Ümmet, ümmet Kavram 305

305 Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

11. Hûd Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

1536|11|65|فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُوا۟ فِى دَارِكُمْ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٍ ذَٰلِكَ وَعْدٌ غَيْرُ مَكْذُوبٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1536|11|65|فعقروها فقال تمتعوا في داركم ثلثه ايام ذلك وعد غير مكذوب

Latin Literal

65. Fe akarûhâ fe kâle temetteû fî dârikum selâsete eyyâm(eyyâmin), zâlike va’dun gayru mekzûb(mekzûbin).

Türkçe Çeviri

Öyle ki yaraladılar/kısırlaştırdılar onu*; öyle ki dedi**: "Metalanın54 diyarınızda üç gün; işte budur bir vaat (ki) bir yalanlanır olmaksızındır."

Ahmed Samira Çevirisi

65 So they wounded it/slaughtered it/cut it/made it infertile, so he said: "Enjoy three days in your home/country , that (is) a promise not denied/falsified."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 feakaruha öyle ki yaraladılar/kısırlaştırdılar onu فَعَقَرُوهَا عقر
2 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول
3 temetteu metalanın تَمَتَّعُوا متع
4 fi فِي -
5 darikum diyarınızda دَارِكُمْ دور
6 selasete üç ثَلَاثَةَ ثلث
7 eyyamin gün أَيَّامٍ يوم
8 zalike işte budur ذَٰلِكَ -
9 vea'dun bir vaat وَعْدٌ وعد
10 gayru olmaksızın غَيْرُ غير
11 mekzubin bir yalanlanır مَكْذُوبٍ كذب

Notlar

Not 1

*Dişi deveyi.**Sâlih.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

12. Yusuf Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1611|12|17|قَالُوا۟ يَٰٓأَبَانَآ إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَٰعِنَا فَأَكَلَهُ ٱلذِّئْبُ وَمَآ أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لَّنَا وَلَوْ كُنَّا صَٰدِقِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1611|12|17|قالوا يابانا انا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متعنا فاكله الذيب وما انت بمومن لنا ولو كنا صدقين

Latin Literal

17. Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde metâınâ fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne).

Türkçe Çeviri

Dediler*: "Ey babamız**! Doğrusu biz gitmiştik müsabaka*** yapmaya; ve terk etmiştik Yûsuf'u metalarımızın54 yanında; öyle ki yemiş onu**** kurt/çakal; ve değilsin sen bir mümin***** bizlere velev/şayet olduysak (da) sâdıklar182."

Ahmed Samira Çevirisi

17 They said: "You our father, that we went/went away racing and we left Joseph at ourbelongings/effects/goods, so the wolf ate him, and you are not with believing to us, and even if we were truthful."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kalu dediler قَالُوا قول
2 ya ebana ey babamız يَا أَبَانَا ابو
3 inna doğrusu biz إِنَّا -
4 zehebna gitmiştik ذَهَبْنَا ذهب
5 nestebiku müsabaka yapmaya نَسْتَبِقُ سبق
6 ve terakna ve terk etmiştik وَتَرَكْنَا ترك
7 yusufe Yûsuf'u يُوسُفَ -
8 inde yanında عِنْدَ عند
9 metaina metalarımızın مَتَاعِنَا متع
10 fe ekelehu öyle ki yemiş onu فَأَكَلَهُ اكل
11 z-zi'bu kurt/çakal الذِّئْبُ ذاب
12 vema ve değilsin وَمَا -
13 ente sen أَنْتَ -
14 bimu'minin bir mümin بِمُؤْمِنٍ امن
15 lena bizlere لَنَا -
16 velev velev/şayet وَلَوْ -
17 kunna olduysak كُنَّا كون
18 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق

Notlar

Not 1

*Yûsuf'un kardeşleri.**Yakûb.***Yarış.****Yûsuf'u.*****Kanıtlarla iman eden. Kesinleşen.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

sâdık Kavram 182

182 Doğrular, dürüstler.

12. Yusuf Suresi

Ayet 65

Arapça Metin (Harekeli)

1659|12|65|وَلَمَّا فَتَحُوا۟ مَتَٰعَهُمْ وَجَدُوا۟ بِضَٰعَتَهُمْ رُدَّتْ إِلَيْهِمْ قَالُوا۟ يَٰٓأَبَانَا مَا نَبْغِى هَٰذِهِۦ بِضَٰعَتُنَا رُدَّتْ إِلَيْنَا وَنَمِيرُ أَهْلَنَا وَنَحْفَظُ أَخَانَا وَنَزْدَادُ كَيْلَ بَعِيرٍ ذَٰلِكَ كَيْلٌ يَسِيرٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1659|12|65|ولما فتحوا متعهم وجدوا بضعتهم ردت اليهم قالوا يابانا ما نبغي هذه بضعتنا ردت الينا ونمير اهلنا ونحفظ اخانا ونزداد كيل بعير ذلك كيل يسير

Latin Literal

65. Ve lemmâ fetehû metâahum vecedû bidâatehum ruddet ileyhim, kâlû yâ ebânâ mâ nebgî, hâzihî bidâatunâ ruddet ileynâ, ve nemîru ehlenâ ve nahfazu ehânâ ve nezdâdu keyle beîr (beîrin), zâlike keylun yesîr(yesîrun).

Türkçe Çeviri

Ve ne zaman ki açtılar metalarını54; buldular emtialarını* (ki) geri verilmiş kendilerine; dediler: "Ey babamız**! Neye bakınırız; işte bu emtiamızdır*** (ki) geri verilmiş bizlere; ve stoklarız ehlimize568; ve koruruz kardeşimizi; ve artırırız ölçüyü bir deve****; işte bu kolay***** bir ölçüdür."

Ahmed Samira Çevirisi

65 And when they opened their belongings/goods they found their goods/merchandise returned to them, they said: "You our father, we do not ask/desire , this (is) our goods/merchandise returned to us, and we bring food and supplies (to) our family/people , and we protect our brother, and we be increased a (transport) camel’s weight , that (is) easy weight ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا -
2 fetehu açtılar فَتَحُوا فتح
3 metaahum metalarını مَتَاعَهُمْ متع
4 vecedu buldular وَجَدُوا وجد
5 bidaatehum emtialarını بِضَاعَتَهُمْ بضع
6 ruddet geri verilmiş رُدَّتْ ردد
7 ileyhim kendilerine إِلَيْهِمْ -
8 kalu dediler قَالُوا قول
9 ya ebana ey babamız يَا أَبَانَا ابو
10 ma neye مَا -
11 nebgi bakınırız نَبْغِي بغي
12 hazihi işte bu هَٰذِهِ -
13 bidaatuna emtiamız بِضَاعَتُنَا بضع
14 ruddet geri verilmiş رُدَّتْ ردد
15 ileyna bizlere إِلَيْنَا -
16 ve nemiru ve stoklarız وَنَمِيرُ مير
17 ehlena ehlimize أَهْلَنَا اهل
18 ve nehfezu ve koruruz وَنَحْفَظُ حفظ
19 ehana kardeşimizi أَخَانَا اخو
20 ve nezdadu ve artırırız وَنَزْدَادُ زيد
21 keyle ölçüyü كَيْلَ كيل
22 beiyrin bir deve بَعِيرٍ بعر
23 zalike işte bu ذَٰلِكَ -
24 keylun bir ölçüdür كَيْلٌ كيل
25 yesirun kolay يَسِيرٌ يسر

Notlar

Not 1

*Ticari mallarını.**Yakûp.***Ticari mallarımız.****Bir deve yüklü; veya bir eşek yükü.*****Zorlanmadan elde ettiğimiz bir ölçüdür.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Ahali, ehli. Kavram 568

568 Bir şeye üye olan, bir kümeye dahil olan insanlar grubu. Üye olunan şeye göre anlam genişler. Bir satranç kulübünün üyeleri satranç kulübünün ahalisi olur. Aile üyeleri, taraftar olan üyeler, bir siyasi partiye dahil olmuş olan insanlar o partinin ahalisi olur.

12. Yusuf Suresi

Ayet 79

Arapça Metin (Harekeli)

1673|12|79|قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ أَن نَّأْخُذَ إِلَّا مَن وَجَدْنَا مَتَٰعَنَا عِندَهُۥٓ إِنَّآ إِذًا لَّظَٰلِمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1673|12|79|قال معاذ الله ان ناخذ الا من وجدنا متعنا عنده انا اذا لظلمون

Latin Literal

79. Kâle maâzâllâhi en ne’huze illâ men vecednâ metâanâ indehû innâ izen le zâlimûn(zâlimûne).

Türkçe Çeviri

Dedi*: "Sığınmadır Allah'a** (ki) tutarız dışında kimseyi (ki) bulduk metamızı54 onun*** indinde/yanında; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimleriz257."

Ahmed Samira Çevirisi

79 He said: "I seek protection (of) God, that we take except whom we found our belongings/effects/goods at him then we are unjust/oppressive (E) ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kale dedi قَالَ قول
2 meaaze sığınmadır مَعَاذَ عوذ
3 llahi Allah'a اللَّهِ -
4 en أَنْ -
5 ne'huze tutarız نَأْخُذَ اخذ
6 illa dışında إِلَّا -
7 men kimseyi مَنْ -
8 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد
9 metaana metamızı مَتَاعَنَا متع
10 indehu onun indinde/yanında عِنْدَهُ عند
11 inna doğrusu bizler إِنَّا -
12 izen o zaman إِذًا -
13 lezalimune mutlak zalimleriz لَظَالِمُونَ ظلم

Notlar

Not 1

*Azîz. Güç yetiren mahkeme yargıcı.**MaâzAllâh.***Kimsenin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Zalim, zulmetmek. Kavram 257

257 Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır.

13. Ra'd Suresi

Ayet 17

Arapça Metin (Harekeli)

1722|13|17|أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌۢ بِقَدَرِهَا فَٱحْتَمَلَ ٱلسَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِى ٱلنَّارِ ٱبْتِغَآءَ حِلْيَةٍ أَوْ مَتَٰعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُۥ كَذَٰلِكَ يَضْرِبُ ٱللَّهُ ٱلْحَقَّ وَٱلْبَٰطِلَ فَأَمَّا ٱلزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَآءً وَأَمَّا مَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ فَيَمْكُثُ فِى ٱلْأَرْضِ كَذَٰلِكَ يَضْرِبُ ٱللَّهُ ٱلْأَمْثَالَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1722|13|17|انزل من السما ما فسالت اوديه بقدرها فاحتمل السيل زبدا رابيا ومما يوقدون عليه في النار ابتغا حليه او متع زبد مثله كذلك يضرب الله الحق والبطل فاما الزبد فيذهب جفا واما ما ينفع الناس فيمكث في الارض كذلك يضرب الله الامثال

Latin Literal

17. Enzele mines semâi mâen fe sâlet evdiyetun bi kaderihâ fahtemeles seylu zebeden râbiyâ(râbiyen), ve mimmâ yûkıdûne aleyhi fîn nâribtigâe hılyetin ev metâın zebedun misluh(misluhu), kezâlike yadribullâhul hakka vel bâtıl(bâtıle), fe emmez zebedu fe yezhebu cufâ’(cufâen), ve emmâ mâ yenfaun nâse fe yemkusufîl ard(ardı), kezâlike yadrıbullâhul emsâl(emsâle).

Türkçe Çeviri

İndirdi* gökten179 bir su; öyle ki aktı dereler kendi ölçüsüyle; ve öyle ki taşıdı akıntı aşan/taşan bir köpük967; ve ateşte yaktıklarının/tutuşturduklarının üzerindedir** misali870 bir köpük967 (ki) aranırlar bakınırlar bir süse/donatıya ya da bir metaya54; işte böyledir; darbeder/vurur Allah hakkı/gerçeği ve batılı; öyle ki gelince köpüğe öylece gider/uzaklaşır bir cüruf (olarak) ve gelince menfaat sağlayana*** insanlara öyle ki kalır/durur yerde; işte böyle darbeder/vurur Allah emsali870****.

Ahmed Samira Çevirisi

17 He descended from the sky water, so it dissolved/flowed (in)valleys, with its capability/power ,so the flood/torrent carried/bore , increasing foam and from what they ignite/kindle on in the fire desiring ornament/decoration or enjoyment foam as/like it, as/like that God gives (examples of) the truth , and the falsehood, so but the foam so it goes useless/worthless, and but what benefits the people, so it remains in the earth/Planet Earth, as/like that God gives the examples .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل
2 mine مِنَ -
3 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو
4 maen bir su مَاءً موه
5 fe salet öyle ki aktı فَسَالَتْ سيل
6 evdiyetun dereler أَوْدِيَةٌ ودي
7 bikaderiha kendi ölçüsüyle بِقَدَرِهَا قدر
8 fehtemele ve öyle ki taşıdı فَاحْتَمَلَ حمل
9 s-seylu akıntı السَّيْلُ سيل
10 zebeden bir köpük زَبَدًا زبد
11 rabiyen bir aşan/taşan رَابِيًا ربو
12 ve mimma ve وَمِمَّا -
13 yukidune yaktıklarından/tutuşturduklarından يُوقِدُونَ وقد
14 aleyhi üzerinde onun عَلَيْهِ -
15 fi فِي -
16 n-nari ateşte النَّارِ نور
17 btiga'e aranma/bakınma ابْتِغَاءَ بغي
18 hilyetin bir süs/donatı حِلْيَةٍ حلي
19 ev ya da أَوْ -
20 metain bir meta مَتَاعٍ متع
21 zebedun bir köpük زَبَدٌ زبد
22 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل
23 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ -
24 yedribu darb eder/vurur يَضْرِبُ ضرب
25 llahu Allah اللَّهُ -
26 l-hakka hakkı/gerçeği الْحَقَّ حقق
27 velbatile ve batılı وَالْبَاطِلَ بطل
28 feemma öyle ki gelince فَأَمَّا -
29 z-zebedu köpüğe الزَّبَدُ زبد
30 feyezhebu öyle ki gider/uzaklaşır فَيَذْهَبُ ذهب
31 cufa'en bir cürüm (olarak) جُفَاءً جفا
32 ve emma ve gelince وَأَمَّا -
33 ma مَا -
34 yenfeu menfaat sağlayana يَنْفَعُ نفع
35 n-nase insanlara النَّاسَ نوس
36 feyemkusu öyle ki kalır/durur فَيَمْكُثُ مكث
37 fi فِي -
38 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض
39 kezalike işte böyle كَذَٰلِكَ -
40 yedribu darb eder/vurur يَضْرِبُ ضرب
41 llahu Allah اللَّهُ -
42 l-emsale emsaller الْأَمْثَالَ مثل

Notlar

Not 1

*Allah.**Isınan metal cevherinin.***Saflaşmış metal.****Misaller, örnekler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Gökten inen su Kavram 179

179 Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.

Misal, misil, çoğulu emsal. Kavram 870

870 Benzer, aynı, kopya, eşdeğer, denk, emsâlin tekili, misilleme.

13. Ra'd Suresi

Ayet 26

Arapça Metin (Harekeli)

1731|13|26|ٱللَّهُ يَبْسُطُ ٱلرِّزْقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقْدِرُ وَفَرِحُوا۟ بِٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَمَا ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا فِى ٱلْءَاخِرَةِ إِلَّا مَتَٰعٌ

Arapça Metin (Harekesiz)

1731|13|26|الله يبسط الرزق لمن يشا ويقدر وفرحوا بالحيوه الدنيا وما الحيوه الدنيا في الاخره الا متع

Latin Literal

26. Allâhu yebsutur rızka li men yeşâu ve yakdir(yakdiru), ve ferihû bil hayâtid dunyâ, ve mal hayâtud dunyâ fîl âhıreti illâ metâ’u(metâun).

Türkçe Çeviri

Allah yayar/genişletir rızkı dilediği kimseye; ve ölçeklendirir*; ve ferahladılar** dünya hayatıyla; ve dünya hayatı değildir ahirette*** bir meta54 dışında.

Ahmed Samira Çevirisi

26 God spreads/extends the provision to whom He wills/wants and He is capable , and they became happy with the life the present/worldly life, and the life the present/worldly life is not in the end (other life) except enjoyment .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 allahu Allah اللَّهُ -
2 yebsutu yayar/genişletir يَبْسُطُ بسط
3 r-rizka rızkı الرِّزْقَ رزق
4 limen kimseye لِمَنْ -
5 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا
6 ve yekdiru ve ölçeklendirir وَيَقْدِرُ قدر
7 ve ferihu ve ferahladılar وَفَرِحُوا فرح
8 bil-hayati hayatıyla بِالْحَيَاةِ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve ma ve değildir وَمَا -
11 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي
12 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
13 fi فِي -
14 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر
15 illa dışında إِلَّا -
16 metaun bir meta مَتَاعٌ متع

Notlar

Not 1

*Yayılan her rızık evrenin kendisi gibi ölçeklidir, miktarlıdır, ayarlıdır. **Mîsâkı bozan insanlar.***Ahirette diriliş gününde bu tam olarak anlaşılır.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

14. İbrahim Suresi

Ayet 30

Arapça Metin (Harekeli)

1778|14|30|وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ أَندَادًا لِّيُضِلُّوا۟ عَن سَبِيلِهِۦ قُلْ تَمَتَّعُوا۟ فَإِنَّ مَصِيرَكُمْ إِلَى ٱلنَّارِ

Arapça Metin (Harekesiz)

1778|14|30|وجعلوا لله اندادا ليضلوا عن سبيله قل تمتعوا فان مصيركم الي النار

Latin Literal

30. Ve cealû lillâhi endâden li yudıllû an sebîlih(sebîlihî), kul temetteû fe inne masîrekum ilen nâr(nâri).

Türkçe Çeviri

Ve yaptılar Allah'a eşler/denkler*; dalalete128 sürüklemek için O'nun** yolundan336; de ki: "Metalanın54; öyle ki doğrusu varış yeriniz ateşe834 doğrudur."

Ahmed Samira Çevirisi

30 And they made/put to God equals (idols) to misguide from His way/path , say: "Live long/enjoy so that your end/destination (is) to the fire ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ve cealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل
2 lillahi Allah'a لِلَّهِ -
3 endaden eşler أَنْدَادًا ندد
4 liyudillu dalalete sürüklemek için لِيُضِلُّوا ضلل
5 an عَنْ -
6 sebilihi O'nun yolundan سَبِيلِهِ سبل
7 kul de ki قُلْ قول
8 temetteu metalanın تَمَتَّعُوا متع
9 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ -
10 mesirakum varış yeriniz مَصِيرَكُمْ صير
11 ila إِلَى -
12 n-nari ateşe doğrudur النَّارِ نور

Notlar

Not 1

*Yüce Allah'ın Kur'an'ında olan hükümlerine haşa eşit/denk sayılan, hatta ayetlerden haşa daha üstün olabilen sözde imamların uyduruk sözlerini din kabul ettiler. **Allah'ın.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Sapkınlar/dalalet içinde olanlar Kavram 128

128 Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

Allah'ın yolu. Kavram 336

336 Tek tanrıcı, monoteist inanç öğretisi yolu. Kutsal kitapların öğretilerinin yolu. Sadece Kur'an öğretileri.

Ateş, nar Kavram 834

834 Cehennem evreninde bulunan cahîmlerin (yakanların) yani karadelik sistemlerinin yaydığı radyasyon. Hâviye=Karadeliğin kendisi; Hawking radyasyonu yayar.Hutame=Karadeliğin akresyon diski; çok şiddetli radyasyon yayar.Lezâ=Ateşin bir özelliği; dokunmasa bile uzaktan yakar.Hâmiye=Çılgın ateş.

15. Hicr Suresi

Ayet 88

Arapça Metin (Harekeli)

1888|15|88|لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِۦٓ أَزْوَٰجًا مِّنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1888|15|88|لا تمدن عينيك الي ما متعنا به ازوجا منهم ولا تحزن عليهم واخفض جناحك للمومنين

Latin Literal

88. Lâ temuddenne ayneyke ilâ mâ metta’nâ bihî ezvâcen minhum ve lâ tahzen aleyhim vahfıd cenâhake lil mu’minîn(mu’minîne).

Türkçe Çeviri

Uzatma sakın iki gözünü metalandırdığımıza54 doğru kendisiyle (ki) zevcelerdir* onlardan; ve hüzünlenme** onlara; ve indir kanadını*** müminlere27.

Ahmed Samira Çevirisi

88 Do not extend/spread your two eyes to what We made spouses/couples from them enjoy with it, and do not be sad/grievous on (for) them, and be lenient/comforting/lower your wing/side (kindness) to the believers.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 la لَا -
2 temuddenne uzatma تَمُدَّنَّ مدد
3 ayneyke iki gözünü عَيْنَيْكَ عين
4 ila doğru إِلَىٰ -
5 ma مَا -
6 mettea'na metalandırdığımıza مَتَّعْنَا متع
7 bihi onunla بِهِ -
8 ezvacen zevcelerdir أَزْوَاجًا زوج
9 minhum onlardan مِنْهُمْ -
10 ve la ve وَلَا -
11 tehzen hüzünlenme تَحْزَنْ حزن
12 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ -
13 vehfid ve indir وَاخْفِضْ خفض
14 cenahake kanadını جَنَاحَكَ جنح
15 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن

Notlar

Not 1

*Eşlerdir. Çift çift. Katmerli.**Onlara verilen metalar seni hüzünlendirmesin.***Kol kanat ger.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Mümin Kavram 27

27 İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

16. Nahl Suresi

Ayet 55

Arapça Metin (Harekeli)

1954|16|55|لِيَكْفُرُوا۟ بِمَآ ءَاتَيْنَٰهُمْ فَتَمَتَّعُوا۟ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ

Arapça Metin (Harekesiz)

1954|16|55|ليكفروا بما اتينهم فتمتعوا فسوف تعلمون

Latin Literal

55. Li yekfurû bimâ âteynâhum, fe temetteû, fesevfe ta’lemûn(ta’lemûne).

Türkçe Çeviri

Kâfirlik25 ederler (oldukları) için verdiğimize onlara*; öyle ki metalanın54; öyle ki yakında bileceksiniz.

Ahmed Samira Çevirisi

55 To disbelieve with what We gave/brought them, so live long/enjoy, so you will/shall know.

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 liyekfuru kâfirlik ederler (oldukları) için لِيَكْفُرُوا كفر
2 bima بِمَا -
3 ateynahum verdiğimize onlara اتَيْنَاهُمْ اتي
4 fetemetteu öyle ki metalanın فَتَمَتَّعُوا متع
5 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ -
6 tea'lemune bileceksiniz تَعْلَمُونَ علم

Notlar

Not 1

*Kutsal kitaplar.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Kâfir Kavram 25

25 Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

16. Nahl Suresi

Ayet 80

Arapça Metin (Harekeli)

1979|16|80|وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۢ بُيُوتِكُمْ سَكَنًا وَجَعَلَ لَكُم مِّن جُلُودِ ٱلْأَنْعَٰمِ بُيُوتًا تَسْتَخِفُّونَهَا يَوْمَ ظَعْنِكُمْ وَيَوْمَ إِقَامَتِكُمْ وَمِنْ أَصْوَافِهَا وَأَوْبَارِهَا وَأَشْعَارِهَآ أَثَٰثًا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٍ

Arapça Metin (Harekesiz)

1979|16|80|والله جعل لكم من بيوتكم سكنا وجعل لكم من جلود الانعم بيوتا تستخفونها يوم ظعنكم ويوم اقامتكم ومن اصوافها واوبارها واشعارها اثثا ومتعا الي حين

Latin Literal

80. Vallâhu ceale lekum min buyûtikum sekenen ve ceale lekum min culûdil en’âmi buyûten testehıffûnehâ yevme za’nikum ve yevme ikâmetikum ve min asvâfihâ ve evbârihâ ve eş’ârihâ esâsen ve metâan ilâ hîn(hînin).

Türkçe Çeviri

Ve Allah yaptı sizlere evlerinizden bir sakinlik*; ve yaptı sizlere en’âmın645 ciltlerinden/derilerinden evler**; hafifleştirirsiniz*** onu göçünüz günü ve ikametiniz günü; ve tüylerinden ve yapaklarından**** ve kıllarındandır bir döşeme; ve bir metadır54 bir süreye kadar.

Ahmed Samira Çevirisi

80 And God made/created/put for you from your houses/homes tranquillity/security/residence, and He made/created/put for you from the camels’/livestock’s skins houses/homes you find it light (during the) day/time (of) your moving/departure/travel , and (the) day/time (of) your residency, and from its wool/animal hair , and its hair/wool (fur/down) , and its hair/fur home effects/woven wool and enjoyment/effects/goods to a time .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ -
2 ceale yaptı جَعَلَ جعل
3 lekum sizlere لَكُمْ -
4 min مِنْ -
5 buyutikum evlerinizden بُيُوتِكُمْ بيت
6 sekenen bir sakinlik سَكَنًا سكن
7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل
8 lekum sizlere لَكُمْ -
9 min مِنْ -
10 culudi ciltlerinden/derilerinden جُلُودِ جلد
11 l-en'aami en’âmdan الْأَنْعَامِ نعم
12 buyuten evler بُيُوتًا بيت
13 testehiffuneha hafifleştirirsiniz onu تَسْتَخِفُّونَهَا خفف
14 yevme gününde يَوْمَ يوم
15 zea'nikum göçünüz ظَعْنِكُمْ ظعن
16 ve yevme ve günün وَيَوْمَ يوم
17 ikametikum ikametiniz إِقَامَتِكُمْ قوم
18 ve min ve وَمِنْ -
19 esvafiha yünlerinden أَصْوَافِهَا صوف
20 ve evbariha ve yapaklarından وَأَوْبَارِهَا وبر
21 ve eş'aariha ve kıllarından وَأَشْعَارِهَا شعر
22 esasen bir döşeme أَثَاثًا اثث
23 ve metaan ve bir meta وَمَتَاعًا متع
24 ila kadar إِلَىٰ -
25 hinin bir süreye حِينٍ حين

Notlar

Not 1

*Evler sakinleşme, dinlenme, mesken edinme yerleridir.**Hayvan derilerinin ev/çadır yapımında kullanıldığını anlarız. ***Taşınması kolaydır.****Daha yumuşak olan yün benzeri tüyler.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

En’âm, enâm; koyun, keçi, deve ve sığır türleri. Kavram 645

645 Koyun, keçi, deve ve sığır türleri. Eşli olarak sekiz çiftlerdir. Bak. 6:143-144.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 16

Arapça Metin (Harekeli)

3547|33|16|قُل لَّن يَنفَعَكُمُ ٱلْفِرَارُ إِن فَرَرْتُم مِّنَ ٱلْمَوْتِ أَوِ ٱلْقَتْلِ وَإِذًا لَّا تُمَتَّعُونَ إِلَّا قَلِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3547|33|16|قل لن ينفعكم الفرار ان فررتم من الموت او القتل واذا لا تمتعون الا قليلا

Latin Literal

16. Kul len yenfeakumul firâru in ferertum minel mevti evil katli ve izen lâ tumetteûne illâ kalîlâ(kalîlen).

Türkçe Çeviri

De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden643 ya da katledilmekten/katletmekten720; ve o zaman metalandırılmazsınız54 biraz dışında."

Ahmed Samira Çevirisi

16 Say: "The escape/flight will never/not benefit you if you escaped/fled from the death/lifelessness or the killing/fighting , and then you do not be living long/enjoying except a little."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 kul de ki قُلْ قول
2 len asla لَنْ -
3 yenfeakumu menfaat sağlamaz يَنْفَعَكُمُ نفع
4 l-firaru firar الْفِرَارُ فرر
5 in eğer إِنْ -
6 ferartum firar etseydiniz فَرَرْتُمْ فرر
7 mine مِنَ -
8 l-mevti ölümden الْمَوْتِ موت
9 evi ya da أَوِ -
10 l-katli katillikten الْقَتْلِ قتل
11 ve izen ve o zaman وَإِذًا -
12 la لَا -
13 tumetteune metalandırılmazsınız تُمَتَّعُونَ متع
14 illa dışında إِلَّا -
15 kalilen biraz قَلِيلًا قلل

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Ölüm Kavram 643

643 Ölüm genel anlamda bilincin, nefsin, varlığın/bedenin farkındalığın tamamen ortadan kalkmasıdır. Vefatla aynı değildir. Vefat bilincin bedenden çekilme sürecidir. Yüce Allah dilerse vefatı ölümle sonuçlandırmayabilir. Resûl Îsâ'nın durumu gibi. Vefat gerçekleşir. Ancak ölüm gerçekleşmez. Bilinç asla kaybolmaz. Vefat melekleri bu kimseyi Yüce Allah'ın indine/katında bulunan selam diyarına/yurduna davet ederler. Ahiret yurduna/diyarına kadar bu kimse selam diyarında/yurdunda Rabbi tarafından rızıklandırılır. Tam bilinç kaybını yani ölümü tatmamış olur. 2:259 ayetinde 100 sene öldürülüp tekrar diriltilen kişi. Bu kimse mutlak ki ayrıcalıklı bir kimsedir. 2. ölümü tadıp tekrar hayat verilen bir kimsedir. Bu nedenle tek olarak analiz edilmelidir. Yıldırım düşmesi sonrası bilinçlerini kaybeden kimseler için kullanılması.6:162 ayetinde geçen resûl Muhammed'in ölmesinin işaret edilmesi illaki resûl Muhammed'in mutlaka öleceği ya da öldürüleceği anlamına gelmez. 'Öleceksem de, ölürsem de' anlamı vardır. Çünkü cennete girenler bu dünyada ölüm tatmazlar. Mutlak ki resûl Îsâ gibi, tüm resûller gibi resûl Muhammed de ölmemiştir. Sadece vefat ettirilmiştir. Selam yurdunda/diyarında rızıklandırılmaktadırlar. Her nefis ölümü tadıcıdır. Her nefis 1. ölümü yani ilk cennetten çıkış anındaki ölümü zaten tatmıştır. Resûller de dahil.

Katletmek/katledilmek öldürmekten/ölmekten farklı bir kavramdır. Kavram 720

720 Yüce Allah Kur'an'da her kelimeyi ve kavramı doğru yerde geçirerek biz kullarına takip edebilmemiz için işaretler koyar. 33:16 ayetinde de tam olarak böyle bir işaret var. 33:16 ayetinde "De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden ya da katledilmekten/katletmekten; ve o zaman metalandırılmazsınız biraz dışında."" buyrulmuştur. Bu ayetten net olarak anlarız ki ölüm ile katledilmek/katledilmek aynı şey asla değildir. İki kelimeyi "veya", "ya da" anlamında olan "evi" ayracıyla ayırmıştır. 9:5 ayetinde de katletmenin/katledilmenin direkt olarak öldürmek/ölmek olmadığını anlarız. Katledilen müşrikler daha sonra tutsak edilecektir. Bu da bize ayrıca bir işarettir. Her katletme/katledilme illa ki ölümle sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak ölümle de sonuçlanabilir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 28

Arapça Metin (Harekeli)

3559|33|28|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ قُل لِّأَزْوَٰجِكَ إِن كُنتُنَّ تُرِدْنَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيْنَ أُمَتِّعْكُنَّ وَأُسَرِّحْكُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3559|33|28|يايها النبي قل لازوجك ان كنتن تردن الحيوه الدنيا وزينتها فتعالين امتعكن واسرحكن سراحا جميلا

Latin Literal

28. Yâ eyyuhen nebiyyu kul li ezvâcike in kuntunne turidnel hayâted dunyâ ve ziynetehâ fe teâleyne umetti’kunne ve userrihkunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Türkçe Çeviri

Ey nebi132! Eşlerine de ki: "Eğer oldunuzsa arzulayanlar dünya hayatını; ve ziynetini/süsünü onun*; öyle ki yükselin**; metalandırayım54 sizleri; ve salayım/bırakayım sizleri uygun bir salışla/bırakışla."

Ahmed Samira Çevirisi

28 You, you the prophet, say to your wives: "If you were (F) wanting (F) the life the present/worldly life and its decoration/beauty , so come, I make you (F) enjoy, I divorce/free you (F), divorce/freeing gracefully (peaceful/quiet) ."

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا
3 kul de ki قُلْ قول
4 liezvacike eşlerine لِأَزْوَاجِكَ زوج
5 in eğer إِنْ -
6 kuntunne oldunuzsa كُنْتُنَّ كون
7 turidne arzulayanlar تُرِدْنَ رود
8 l-hayate hayatını الْحَيَاةَ حيي
9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو
10 ve zineteha ve ziynetini onun وَزِينَتَهَا زين
11 feteaaleyne öyle ki yükselin فَتَعَالَيْنَ علو
12 umettia'kunne metalandırayım sizleri أُمَتِّعْكُنَّ متع
13 ve userrihkunne ve salayım sizleri وَأُسَرِّحْكُنَّ سرح
14 serahen bir salışla سَرَاحًا سرح
15 cemilen bir uygun جَمِيلًا جمل

Notlar

Not 1

*Dünyanın.**Kalkın yürüyün, aktifleşin.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nebi Kavram 132

132 Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 49

Arapça Metin (Harekeli)

3580|33|49|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا نَكَحْتُمُ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِنَّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدُّونَهَا فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3580|33|49|يايها الذين امنوا اذا نكحتم المومنت ثم طلقتموهن من قبل ان تمسوهن فما لكم عليهن من عده تعتدونها فمتعوهن وسرحوهن سراحا جميلا

Latin Literal

49. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ nekahtumul mu’minâti summe tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne fe mâ lekum aleyhinne min iddetin ta’teddûnehâ, fe mettiûhunne ve serrihûhunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Nikahladığınız744 zaman müminâtları493; sonra boşadınız onları önceden ki temas edersiniz* onlara; öyle ki olmaz** sizlere onların*** üzerlerine bir iddetten652 (ki) iddetlendirirsiniz652 ona****; öyle ki metalandırın54 onları; ve salın onları uygun bir salış (-la).

Ahmed Samira Çevirisi

49 You, you those who believed, if you married the believers (F) then you divorced/freed them (F) from before that you touch them (F), so (there is) no term/counting (no waiting period) you count it, so give them alimony, and divorce/release them (F) beautifully divorce/release .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا -
2 ellezine kimseler الَّذِينَ -
3 amenu iman etmiş امَنُوا امن
4 iza zaman إِذَا -
5 nekehtumu nikahladığınız نَكَحْتُمُ نكح
6 l-mu'minati müminâtları الْمُؤْمِنَاتِ امن
7 summe sonra ثُمَّ -
8 tallektumuhunne boşadınız onları طَلَّقْتُمُوهُنَّ طلق
9 min مِنْ -
10 kabli önceden قَبْلِ قبل
11 en ki أَنْ -
12 temessuhunne temas edersiniz onlara تَمَسُّوهُنَّ مسس
13 fema öyle ki olmaz فَمَا -
14 lekum sizlere لَكُمْ -
15 aleyhinne üzerlerine onların عَلَيْهِنَّ -
16 min مِنْ -
17 iddetin bir iddetten عِدَّةٍ عدد
18 tea'tedduneha iddetlendirirsiniz ona تَعْتَدُّونَهَا عدد
19 femettiuhunne öyle ki metalandırın onları فَمَتِّعُوهُنَّ متع
20 ve serrihuhunne ve salın onları وَسَرِّحُوهُنَّ سرح
21 serahen bir salış (-la) سَرَاحًا سرح
22 cemilen bir uygun جَمِيلًا جمل

Notlar

Not 1

*Nikahlanmaya rağmen temas olmamışsa. **Cinsel bir temas olmamışsa kadınlara iddet süresi beklemesini zorlayamazsınız. İddet beklemeden başka birisiyle evlenebilirler.***Kadınların.****Kadına.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Müminât Kavram 493

493 Mümin kadınlar. İman etmiş kadınlar.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

33. Ahzâb Suresi

Ayet 53

Arapça Metin (Harekeli)

3584|33|53|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَدْخُلُوا۟ بُيُوتَ ٱلنَّبِىِّ إِلَّآ أَن يُؤْذَنَ لَكُمْ إِلَىٰ طَعَامٍ غَيْرَ نَٰظِرِينَ إِنَىٰهُ وَلَٰكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَٱدْخُلُوا۟ فَإِذَا طَعِمْتُمْ فَٱنتَشِرُوا۟ وَلَا مُسْتَـْٔنِسِينَ لِحَدِيثٍ إِنَّ ذَٰلِكُمْ كَانَ يُؤْذِى ٱلنَّبِىَّ فَيَسْتَحْىِۦ مِنكُمْ وَٱللَّهُ لَا يَسْتَحْىِۦ مِنَ ٱلْحَقِّ وَإِذَا سَأَلْتُمُوهُنَّ مَتَٰعًا فَسْـَٔلُوهُنَّ مِن وَرَآءِ حِجَابٍ ذَٰلِكُمْ أَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ وَمَا كَانَ لَكُمْ أَن تُؤْذُوا۟ رَسُولَ ٱللَّهِ وَلَآ أَن تَنكِحُوٓا۟ أَزْوَٰجَهُۥ مِنۢ بَعْدِهِۦٓ أَبَدًا إِنَّ ذَٰلِكُمْ كَانَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمًا

Arapça Metin (Harekesiz)

3584|33|53|يايها الذين امنوا لا تدخلوا بيوت النبي الا ان يوذن لكم الي طعام غير نظرين انيه ولكن اذا دعيتم فادخلوا فاذا طعمتم فانتشروا ولا مستنسين لحديث ان ذلكم كان يوذي النبي فيستحي منكم والله لا يستحي من الحق واذا سالتموهن متعا فسلوهن من ورا حجاب ذلكم اطهر لقلوبكم وقلوبهن وما كان لكم ان توذوا رسول الله ولا ان تنكحوا ازوجه من بعده ابدا ان ذلكم كان عند الله عظيما

Latin Literal

53. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tedhulû buyûten nebiyyi illâ en yu’zene lekum ilâ taâmin gayre nâzırîne inâhu ve lâkin izâ duîtum fedhulû fe izâ taimtum fenteşirû ve lâ muste’nisîne li hadîs(hadîsin), inne zâlikum kâne yu’zîn nebiyye fe yestahyî minkum vallâhu lâ yestahyî minel hakk(hakkı), ve izâ seeltumûhunne metâan fes’elûhunne min verâi hıcâb(hıcâbin), zâlikum atharu li kulûbikum ve kulûbihinn(kulûbihinne), ve mâ kâne lekum en tu’zû resûlallâhi ve lâ en tenkihû ezvâcehu min ba’dihî ebedâ(ebeden), inne zâlikum kâne indallâhi azîmâ(azîmen).

Türkçe Çeviri

Ey iman47 etmiş kimseler! Girmeyin728 nebinin* evlerine dışında ki izin verilir sizlere bir yemeğe doğru; olmaksızın bakanlar/gözetleyenler vaktini onun**; velakin/fakat davet edildiğiniz zaman öyle ki girin; öyle ki yediğiniz zaman öyle ki dağılın; ve aranmayın/bakınmayın hadise/söze; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu ki) eziyet eder nebiye; öyle ki hayâ hisseder sizlerden; ve (oysa) Allah hayâ hissetmez haktan/gerçekten; ve sual ettiğiniz/sorduğunuz zaman bir meta54; öyle ki sual edin/sorun onlara*** bir engel/yasak arkasından; işte sizlersiniz; daha temizdir kalpleriniz için ve onların kalplerine; ve olmuş değildir sizlere ki eziyet edersiniz Allah'ın resûlüne; ve olmaz ki nikahlarsınız744 eşlerini onun kendisinden sonra ebediyen; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu) Allah indinde/katında bir büyük.

Ahmed Samira Çevirisi

53 You, you those who believed, do not enter the prophet’s houses/homes except that (it) be permitted/allowed to you, not waiting to (for) feeding/food at it, and but if you were called/invited so enter, so if you ate so spread out (disperse), and not perceiving/seeing (expecting) to an information/speech (conversation), that, that was harming mildly the prophet, so he feels ashamed/shy from you, and God does not shame from the truth , and if you asked them (F) (for) belongings/effects/goods, so ask them (F) from behind/beyond a divider/partition , that is purer to your hearts/minds and their (F) hearts/minds , and (it) was not for you that you harm mildly God’s messenger, and nor that you marry his wives from after him ever (E), that truly that was at God great .

Notlar

Not 1

*Resûl Muhammed.**Yemeğin.***Nebinin eşlerine.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

iman Kavram 47

47 Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Nikah Kavram 744

744 Yetişkin bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen evlilik/izdivaç bağı/sözleşmesi/misâkıdır. Cinselliği de içeren bu bağa, bu bağdan doğacak olan çocukların sorumluluğunu almaya söz vermekdir. Karşılıklı yapılan bu sözleşmeye aykırı olarak başka kimselerle zina etmemektir. Bu sözleşmeden doğacak olan çocukların babasının kesin olarak kadınla nikahlanmış olan erkeğin olacağını insanlara duyurmaktır, deklere etmektir. Kur'an'da nikahlanmak bir ritüele bağlanmamıştır. Nikahlanmak kolaylaştırılmıştır. Bir yere kadar (2 kez) boşanma da kolaylaştırılmıştır. Biricik dinimiz İslam yani sadece Kur'an insanlara asla eziyet etmez. Nikahlanmak isteyenler karşılıklı olarak bu taleplerini birbirlerine iletirler ve aralarında bir bağ/akit yapmaya kadar verirler. Yaptıkları bu bağı/akti topluma duyururlar ki kadının ve erkeğin nikahlı olduğu bilinsin. İmam nikahı diye bir şey Kur'an'da yoktur. İki kişi arasında gerçekleşen bu bağın topluma duyurulması zorunluluğu vardır. Amaç toplumun bu nikahtan haberdar olmasıdır. Boşanma durumunda da topluma bu durumun bildirilme zorunluluğu vardır.

56. Vâkıa Suresi

Ayet 73

Arapça Metin (Harekeli)

5050|56|73|نَحْنُ جَعَلْنَٰهَا تَذْكِرَةً وَمَتَٰعًا لِّلْمُقْوِينَ

Arapça Metin (Harekesiz)

5050|56|73|نحن جعلنها تذكره ومتعا للمقوين

Latin Literal

73. Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn(mukvîne).

Türkçe Çeviri

Biz; yaptık onu bir hatırlatma/öğüt; ve meta54; güç/takviye sahibi olanlar için.

Ahmed Samira Çevirisi

73 We made it a reminder and a long life/enjoyment to the hungry/starving .

Kelime Kelime Analiz Tablosu

No Kelime Anlam Arapça Kök
1 nehnu biz نَحْنُ -
2 cealnaha yaptık onu جَعَلْنَاهَا جعل
3 tezkiraten bir hatırlatma/öğüt تَذْكِرَةً ذكر
4 ve metaan ve meta/faydalanma وَمَتَاعًا متع
5 lilmukvine güç/takviye sahibi olanlar için لِلْمُقْوِينَ قوي

Notlar

Not

Ayette geçen ‘lilmukvine’ kelimesinin kökü (قوي) olup güçlenmek demektir. Türkçeye de takviye etmek olarak geçmiştir. Ayette Yüce Allah’ın ateşi insanlar için bir güç vesilesi yaptığı da ortadadır. Ateşin insanlığı sağladığı faydalar saymakla bitmez. Ateşte pişirilen etin çiğ ete göre çok daha fazla enerji verdiği de yakın zamanda bilim insanları tarafından ortaya çıkarılmıştır. Yüce Allah’ın ayetleri her daim doğrudur.

📚 Bu Ayette Geçen Kavramlar:

Meta Kavram 54

54 Sermaye. Yararlanma.

Bu sûredeki kavramlar

📄 PDF Hazırlanıyor

Ayetler hazırlanıyor...

Kur'an-ı Kerim - Kavram 54: Meta

Kavram Bilgisi

Kavram Adı: Meta

Kavram No: 54

Kısa Açıklama: 54 Sermaye. Yararlanma.

Bu Kavramın Geçtiği Ayet Sayısı: 32

Bu Kavramın Geçtiği Ayetler

Bakara Suresi - Ayet 36

Türkçe Meal: Öyle ki kaydırdı ikisini şeytân 29 * ondan (cennetten) ** ; öyle ki çıkardı ikisini içinde olduklarından; ve dedik: “Alçalın 193 (insanlar); sizlerin bir kısmı bir kısma bir düşman (olarak); ve sizleredir yerde/yeryüzünde bir kararlı yerleşim; ve bir meta 54 ; bir süreye (kadar).

Arapça: 43|2|36|فازلهما الشيطن عنها فاخرجهما مما كانا فيه وقلنا اهبطوا بعضكم لبعض عدو ولكم في الارض مستقر ومتع الي حين

Bakara Suresi - Ayet 126

Türkçe Meal: Ve dediği zaman İbrahim: “Rabbim! 4 Yap bunu (bu beldeyi) güvenli bir belde 832 ; ve rızıklandır ahalisini onun; meyvelerden; onlardan Allah'a ve ahiret gününe iman 47 etmiş kimseye”; dedi (Allah) “ve kim kâfirlik 25 etti öyle ki metalandırırım 54 onu biraz; sonra zorlarım onu ateş azabına doğru; ve yıkım (yeri) oldu (o) varış yeri.

Arapça: 133|2|126|واذ قال ابرهم رب اجعل هذا بلدا امنا وارزق اهله من الثمرت من امن منهم بالله واليوم الاخر قال ومن كفر فامتعه قليلا ثم اضطره الي عذاب النار وبيس المصير

Bakara Suresi - Ayet 240

Türkçe Meal: Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta 54 ; yoktur ihraç/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki 201 bir maruftan 291 ; ve Allah Azîz’dir 37 ; Hakîm’dir 9 .

Arapça: 247|2|240|والذين يتوفون منكم ويذرون ازوجا وصيه لازوجهم متعا الي الحول غير اخراج فان خرجن فلا جناح عليكم في ما فعلن في انفسهن من معروف والله عزيز حكيم

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 14

Türkçe Meal: Süslendi insanlara şehvetlerin/aşırı arzulamaların sevgisi; kadınlardan ve oğullardan; ve kantarlardan/yığınlardan kantarlı/yığınlı altından ve gümüşten; ve cins atlardan; ve en'âmdan 645 ; ve ekinlerden; işte bunlar; metasıdır 54 dünya hayatının; ve Allah'ın indindedir/katındadır güzel geri dönüş yeri.

Arapça: 307|3|14|زين للناس حب الشهوت من النسا والبنين والقنطير المقنطره من الذهب والفضه والخيل المسومه والانعم والحرث ذلك متع الحيوه الدنيا والله عنده حسن الماب

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 185

Türkçe Meal: Her bir nefis 201 tadıcıdır ölümü; ve ancak ki tamamlanır ecirleriniz 820 kıyamet günü 148 ; öyle ki kim itilip uzaklaştırıldı ateşten; ve sokuldu cennete; öyle ki muhakkak başardı (o); ve değildir dünya hayatı aldatan/illüzyon * (bir) meta 54 dışında.

Arapça: 478|3|185|كل نفس ذايقه الموت وانما توفون اجوركم يوم القيمه فمن زحزح عن النار وادخل الجنه فقد فاز وما الحيوه الدنيا الا متع الغرور

Âl-i İmrân Suresi - Ayet 197

Türkçe Meal: Az bir metadır 54 ; sonra sığınağı onların cehennemdir; ve ne perişan yataktır/dinlenme yeridir.

Arapça: 490|3|197|متع قليل ثم ماويهم جهنم وبيس المهاد

Nisâ Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Ve muhsanât 492 kadınlardan (nikâh) (ki) -dışındadır * sağ ellerinizin malik/sahip 77 olduğu- Allah'ın kitabıdır/yazgısıdır üzerine * ; ve helal kılındı sizlere bunların ötesi/arkası (da) ki bakınırsınız mallarınızla ** muhsinîn 496 (olmaya), olmaksızın musâfihin 494 ; öyle ki metalanmanızdır 54 *** onunla (nikâhla) onlardan (sağ ellerinizin malik/sahip olduklarından); öyle ki verin ecirlerini **** bir farz 497 (olarak); ve farz 497 (olan) sonrasında olmaz bir günah üzerinize onunla (nikâhla) razı olduğunuzdakinde ***** ; doğrusu Allah oldu bir Alîm 8 ; bir Hakîm 9 .

Arapça: 517|4|24|والمحصنت من النسا الا ما ملكت ايمنكم كتب الله عليكم واحل لكم ما ورا ذلكم ان تبتغوا بامولكم محصنين غير مسفحين فما استمتعتم به منهن فاتوهن اجورهن فريضه ولا جناح عليكم فيما ترضيتم به من بعد الفريضه ان الله كان عليما حكيما

Nisâ Suresi - Ayet 77

Türkçe Meal: Hiç görmez misin kimseleri (ki) denildi onlara: "Çekin ellerinizi; ve ikame 572 edin salâtı 5 ; ve verin zekâtı 10 "; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka/bir bölük onlardan haşyet 53 duyar insanlara; haşyet 53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet 53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz 4 ! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin/erteleseydin bizi yakın bir ecele/bir süreye”; de ki: “Dünya metası 54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı 21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil/bir sicim 137 (kadar).

Arapça: 570|4|77|الم تر الي الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الصلوه واتوا الزكوه فلما كتب عليهم القتال اذا فريق منهم يخشون الناس كخشيه الله او اشد خشيه وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لولا اخرتنا الي اجل قريب قل متع الدنيا قليل والاخره خير لمن اتقي ولا تظلمون فتيلا

Mâide Suresi - Ayet 96

Türkçe Meal: Helal kılındı sizlere bol su 236 avı ve yiyeceği onun; bir metadır 54 sizlere ve seyir halinde olanlara; ve haram edildi üzerinize kara avı daim olduğunuzda ihrama 534 ; ve takvalı 21 olun Allah’a; O ki O’na doğru haşredilirsiniz.

Arapça: 765|5|96|احل لكم صيد البحر وطعامه متعا لكم وللسياره وحرم عليكم صيد البر ما دمتم حرما واتقوا الله الذي اليه تحشرون

A'râf Suresi - Ayet 24

Türkçe Meal: Dedi (Allah): "İnin/alçalın * bir kısmınız ** bir kısma ** bir düşman (olarak); ve sizleredir * yerde *** bir kalma/yerleşme yeri; ve bir meta 54 bir süreye kadar."

Arapça: 978|7|24|قال اهبطوا بعضكم لبعض عدو ولكم في الارض مستقر ومتع الي حين

Tevbe Suresi - Ayet 38

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Nedir sizlere (olan) (ki) denildiği zaman sizlere "Neferleşin 763 Allah’ın yolunda" çakılıp kaldınız yere doğru; razı mı oldunuz ahiretten (vazgeçip) dünya hayatıyla; öyle ki dünya hayatının metası 54 ahirettekine (göre) ancak bir azdır.

Arapça: 1273|9|38|يايها الذين امنوا ما لكم اذا قيل لكم انفروا في سبيل الله اثاقلتم الي الارض ارضيتم بالحيوه الدنيا من الاخره فما متع الحيوه الدنيا في الاخره الا قليل

Tevbe Suresi - Ayet 69

Türkçe Meal: Kimseler gibi sizlerden önce (ki) olmuşlardı daha şiddetli sizlerden bir kuvvet (olarak); ve daha çok mallar ve evlatlar (olarak); öyle ki metalandılar 54 paylarıyla; öyle ki metalandınız 54 paylarınızla sizlerden önceki kimselerin paylarıyla metalandığı 54 gibi; ve daldınız * dalanlar * gibi; işte bunlar; boşa çıktı yaptıkları onların dünyada ve ahirette; ve işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar.

Arapça: 1304|9|69|كالذين من قبلكم كانوا اشد منكم قوه واكثر امولا واولدا فاستمتعوا بخلقهم فاستمتعتم بخلقكم كما استمتع الذين من قبلكم بخلقهم وخضتم كالذي خاضوا اوليك حبطت اعملهم في الدنيا والاخره واوليك هم الخسرون

Yunus Suresi - Ayet 23

Türkçe Meal: Öyle ki gelince kurtardığı * zamana onları; onlar taşarlar/sınır aşarlar yerde ** olmaksızın hak/gerçek; ey insanlar! Ancak ki taşkınlığınız kendi nefislerinize 201 karşıdır; metadır 54 dünya hayatı; sonra bizedir dönüş yeriniz; öyle ki haber veririz sizlere yaparlar olduğunuzu.

Arapça: 1385|10|23|فلما انجيهم اذا هم يبغون في الارض بغير الحق يايها الناس انما بغيكم علي انفسكم متع الحيوه الدنيا ثم الينا مرجعكم فننبيكم بما كنتم تعملون

Yunus Suresi - Ayet 70

Türkçe Meal: Bir metadır 54 dünyadaki; sonra bize doğrudur dönüş yeri onların; sonra tattırırız onlara şiddetli azabı kâfirlik 25 ederler olduklarıyla.

Arapça: 1432|10|70|متع في الدنيا ثم الينا مرجعهم ثم نذيقهم العذاب الشديد بما كانوا يكفرون

Yunus Suresi - Ayet 98

Türkçe Meal: Öyle ki keşke olsaydı iman 878 etmiş bir kente (ki) öyle ki menfaat sağlasaydı ona * imanı 878 ; dışındadır ** Yûnus’un kavmi/toplumu; ne zaman ki iman 47 ettiler; keşfettik *** onlardan bir rezillik azabını dünya hayatında; ve metalandırdık 54 onları bir süreye doğru.

Arapça: 1460|10|98|فلولا كانت قريه امنت فنفعها ايمنها الا قوم يونس لما امنوا كشفنا عنهم عذاب الخزي في الحيوه الدنيا ومتعنهم الي حين

Hûd Suresi - Ayet 3

Türkçe Meal: Ve ki istiğfar 396 dileyin Rabbinizden 4 ; sonra tevbe 33 edin O'na; metalandırır 54 sizleri güzel bir meta 54 (-yla) belirli bir ecele kadar; ve verir her bir fazl 202 sahibine fazlını 202 onun; ve eğer yüz çevirirseniz; öyle ki ben * korkarım üzerinize (olan) büyük bir günün azabına (karşı).

Arapça: 1474|11|3|وان استغفروا ربكم ثم توبوا اليه يمتعكم متعا حسنا الي اجل مسمي ويوت كل ذي فضل فضله وان تولوا فاني اخاف عليكم عذاب يوم كبير

Hûd Suresi - Ayet 48

Türkçe Meal: Denildi: "Ey Nûh! İn/alçal bir selamla * bizden; ve bereketlerle 252 senin üzerine ve ümmetler 305 üzerine (ki) seninle birlikte (olan) kimsedendir; ve ümmetler 305 (ki) metalandıracağız 54 onları; sonra temas eder onlara bizden elim/acıklı bir azap.

Arapça: 1519|11|48|قيل ينوح اهبط بسلم منا وبركت عليك وعلي امم ممن معك وامم سنمتعهم ثم يمسهم منا عذاب اليم

Hûd Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Öyle ki yaraladılar/kısırlaştırdılar onu * ; öyle ki dedi ** : "Metalanın 54 diyarınızda üç gün; işte budur bir vaat (ki) bir yalanlanır olmaksızındır."

Arapça: 1536|11|65|فعقروها فقال تمتعوا في داركم ثلثه ايام ذلك وعد غير مكذوب

Yusuf Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: Dediler * : "Ey babamız ** ! Doğrusu biz gitmiştik müsabaka *** yapmaya; ve terk etmiştik Yûsuf'u metalarımızın 54 yanında; öyle ki yemiş onu **** kurt/çakal; ve değilsin sen bir mümin ***** bizlere velev/şayet olduysak (da) sâdıklar 182 ."

Arapça: 1611|12|17|قالوا يابانا انا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متعنا فاكله الذيب وما انت بمومن لنا ولو كنا صدقين

Yusuf Suresi - Ayet 65

Türkçe Meal: Ve ne zaman ki açtılar metalarını 54 ; buldular emtialarını * (ki) geri verilmiş kendilerine; dediler: "Ey babamız ** ! Neye bakınırız; işte bu emtiamızdır *** (ki) geri verilmiş bizlere; ve stoklarız ehlimize 568 ; ve koruruz kardeşimizi; ve artırırız ölçüyü bir deve **** ; işte bu kolay ***** bir ölçüdür."

Arapça: 1659|12|65|ولما فتحوا متعهم وجدوا بضعتهم ردت اليهم قالوا يابانا ما نبغي هذه بضعتنا ردت الينا ونمير اهلنا ونحفظ اخانا ونزداد كيل بعير ذلك كيل يسير

Yusuf Suresi - Ayet 79

Türkçe Meal: Dedi * : "Sığınmadır Allah'a ** (ki) tutarız dışında kimseyi (ki) bulduk metamızı 54 onun *** indinde/yanında; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimleriz 257 ."

Arapça: 1673|12|79|قال معاذ الله ان ناخذ الا من وجدنا متعنا عنده انا اذا لظلمون

Ra'd Suresi - Ayet 17

Türkçe Meal: İndirdi * gökten 179 bir su; öyle ki aktı dereler kendi ölçüsüyle; ve öyle ki taşıdı akıntı aşan/taşan bir köpük 967 ; ve ateşte yaktıklarının/tutuşturduklarının üzerindedir ** misali 870 bir köpük 967 (ki) aranırlar bakınırlar bir süse/donatıya ya da bir metaya 54 ; işte böyledir; darbeder/vurur Allah hakkı/gerçeği ve batılı; öyle ki gelince köpüğe öylece gider/uzaklaşır bir cüruf (olarak) ve gelince menfaat sağlayana *** insanlara öyle ki kalır/durur yerde; işte böyle darbeder/vurur Allah emsali 870 ****.

Arapça: 1722|13|17|انزل من السما ما فسالت اوديه بقدرها فاحتمل السيل زبدا رابيا ومما يوقدون عليه في النار ابتغا حليه او متع زبد مثله كذلك يضرب الله الحق والبطل فاما الزبد فيذهب جفا واما ما ينفع الناس فيمكث في الارض كذلك يضرب الله الامثال

Ra'd Suresi - Ayet 26

Türkçe Meal: Allah yayar/genişletir rızkı dilediği kimseye; ve ölçeklendirir * ; ve ferahladılar ** dünya hayatıyla; ve dünya hayatı değildir ahirette *** bir meta 54 dışında.

Arapça: 1731|13|26|الله يبسط الرزق لمن يشا ويقدر وفرحوا بالحيوه الدنيا وما الحيوه الدنيا في الاخره الا متع

İbrahim Suresi - Ayet 30

Türkçe Meal: Ve yaptılar Allah'a eşler/denkler * ; dalalete 128 sürüklemek için O'nun ** yolundan 336 ; de ki: "Metalanın 54 ; öyle ki doğrusu varış yeriniz ateşe 834 doğrudur."

Arapça: 1778|14|30|وجعلوا لله اندادا ليضلوا عن سبيله قل تمتعوا فان مصيركم الي النار

Hicr Suresi - Ayet 88

Türkçe Meal: Uzatma sakın iki gözünü metalandırdığımıza 54 doğru kendisiyle (ki) zevcelerdir * onlardan; ve hüzünlenme ** onlara; ve indir kanadını *** müminlere 27 .

Arapça: 1888|15|88|لا تمدن عينيك الي ما متعنا به ازوجا منهم ولا تحزن عليهم واخفض جناحك للمومنين

Nahl Suresi - Ayet 55

Türkçe Meal: Kâfirlik 25 ederler (oldukları) için verdiğimize onlara * ; öyle ki metalanın 54 ; öyle ki yakında bileceksiniz.

Arapça: 1954|16|55|ليكفروا بما اتينهم فتمتعوا فسوف تعلمون

Nahl Suresi - Ayet 80

Türkçe Meal: Ve Allah yaptı sizlere evlerinizden bir sakinlik * ; ve yaptı sizlere en’âmın 645 ciltlerinden/derilerinden evler ** ; hafifleştirirsiniz *** onu göçünüz günü ve ikametiniz günü; ve tüylerinden ve yapaklarından **** ve kıllarındandır bir döşeme; ve bir metadır 54 bir süreye kadar.

Arapça: 1979|16|80|والله جعل لكم من بيوتكم سكنا وجعل لكم من جلود الانعم بيوتا تستخفونها يوم ظعنكم ويوم اقامتكم ومن اصوافها واوبارها واشعارها اثثا ومتعا الي حين

Ahzâb Suresi - Ayet 16

Türkçe Meal: De ki: "Asla menfaat sağlamaz sizlere firar eğer firar etseydiniz ölümden 643 ya da katledilmekten/katletmekten 720 ; ve o zaman metalandırılmazsınız 54 biraz dışında."

Arapça: 3547|33|16|قل لن ينفعكم الفرار ان فررتم من الموت او القتل واذا لا تمتعون الا قليلا

Ahzâb Suresi - Ayet 28

Türkçe Meal: Ey nebi 132 ! Eşlerine de ki: "Eğer oldunuzsa arzulayanlar dünya hayatını; ve ziynetini/süsünü onun * ; öyle ki yükselin ** ; metalandırayım 54 sizleri; ve salayım/bırakayım sizleri uygun bir salışla/bırakışla."

Arapça: 3559|33|28|يايها النبي قل لازوجك ان كنتن تردن الحيوه الدنيا وزينتها فتعالين امتعكن واسرحكن سراحا جميلا

Ahzâb Suresi - Ayet 49

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Nikahladığınız 744 zaman müminâtları 493 ; sonra boşadınız onları önceden ki temas edersiniz * onlara; öyle ki olmaz ** sizlere onların *** üzerlerine bir iddetten 652 (ki) iddetlendirirsiniz 652 ona **** ; öyle ki metalandırın 54 onları; ve salın onları uygun bir salış (-la).

Arapça: 3580|33|49|يايها الذين امنوا اذا نكحتم المومنت ثم طلقتموهن من قبل ان تمسوهن فما لكم عليهن من عده تعتدونها فمتعوهن وسرحوهن سراحا جميلا

Ahzâb Suresi - Ayet 53

Türkçe Meal: Ey iman 47 etmiş kimseler! Girmeyin 728 nebinin * evlerine dışında ki izin verilir sizlere bir yemeğe doğru; olmaksızın bakanlar/gözetleyenler vaktini onun ** ; velakin/fakat davet edildiğiniz zaman öyle ki girin; öyle ki yediğiniz zaman öyle ki dağılın; ve aranmayın/bakınmayın hadise/söze; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu ki) eziyet eder nebiye; öyle ki hayâ hisseder sizlerden; ve (oysa) Allah hayâ hissetmez haktan/gerçekten; ve sual ettiğiniz/sorduğunuz zaman bir meta 54 ; öyle ki sual edin/sorun onlara *** bir engel/yasak arkasından; işte sizlersiniz; daha temizdir kalpleriniz için ve onların kalplerine; ve olmuş değildir sizlere ki eziyet edersiniz Allah'ın resûlüne; ve olmaz ki nikahlarsınız 744 eşlerini onun kendisinden sonra ebediyen; doğrusu işte sizlersiniz; oldu (bu) Allah indinde/katında bir büyük.

Arapça: 3584|33|53|يايها الذين امنوا لا تدخلوا بيوت النبي الا ان يوذن لكم الي طعام غير نظرين انيه ولكن اذا دعيتم فادخلوا فاذا طعمتم فانتشروا ولا مستنسين لحديث ان ذلكم كان يوذي النبي فيستحي منكم والله لا يستحي من الحق واذا سالتموهن متعا فسلوهن من ورا حجاب ذلكم اطهر لقلوبكم وقلوبهن وما كان لكم ان توذوا رسول الله ولا ان تنكحوا ازوجه من بعده ابدا ان ذلكم كان عند الله عظيما

Vâkıa Suresi - Ayet 73

Türkçe Meal: Biz; yaptık onu bir hatırlatma/öğüt; ve meta 54 ; güç/takviye sahibi olanlar için.

Arapça: 5050|56|73|نحن جعلنها تذكره ومتعا للمقوين